Kültür, Gökalp'm indinde anahtar terimdir. Onca kültür, «yalnız bir milletin, dinî, ahlâkî, hukukî, spekü latif, estetik, lisanî, İktisadî ve teknik hayatlarının ahenk li bir toplamıdır»; yani kısacası, «yalnız bir ümmete mahsus bulunan müesseselerin toplamına da din adı ve rildiği gibi», Gökalp’a göre, «Bir cemiyetin bütün fert lerini birbirine bağlayan, yani aralarında dayanışma hu sule getiren müesseseler, kültür müesseseleridir. Bu mü esseselerin toplamı, o cemiyetin kültürünü teşkil eder». Halbuki Gökalp’m nazarında, «Bir medeniyet, çeşitli milletlerin müşterek malıdır. Çünkü her medeniyeti, sa hipleri olan çeşitli milletler, müşterek bir hayat yaşaya rak, vücuda getirmişlerdir. Bu sebeple, her medeniyet, mutlaka milletlerarasıdır. Fakat bir medeniyetin, her mil lette aldığı hususî şekilleri vardır ki, bunlara kültür adı verilir». Gökalp'm kültür ve medeniyet ayrımı, Durkıheim’de yoktur. Durkheim ve hattâ Gustave Le Bon her iki kav ramı tek bir ad altında medeniyet olarak vasıflandırır lar. Halbuki Ziya Gökalp, bu konuda Fransız sosyolo gundan ve hattâ her iki kavramı tek bir ad altında me deniyet olarak vasıflandıran Gustaıve Le Bon’dan açıkça •ayrılır. Durkheim'de medeniyet kültürü de ihtiva ederek, ' «Bir araya gelmiş insanların ve birbirini takip eden ne sillerin işbirliğine bağlıdır... Medeniyet en büyük mükâ fatına eriştiğimiz bütün her şeyin toplamıdır, en yüksek beşerî değerlerin toplamıdır. Çünkü toplum, aynı zaman da, medeniyetin kaynağı ve koruyucusudur» veya «adına medeniyet denilen şey, fikirlerin, duyguların, inançların ve kaidelerin toplamı»dır.
11