299 Ahmet Ugurlu dedeye soruyoruz: "Göreviniz nedir? Cema atte ne tür bir işlevi yürütüyorsunuz?" Ugurlu'nun yaklaşımı şöyle: "Cemaatte dini veeibeleri yürütürüm, cenaze işleriyle ug raşınm. Aynca, düşkün kaldırma ocagı dedesi olarak da bizzat düşkünlügü kaldırma gibi hayati görevlere sahibim". Alevi kültüründe talip ve mürit gibi rehber durumunda olanların dışında, Kız alıp- verme olagan bir iştir, ancak talip ve müritle bu ilişkiler yürütülemez. Ahmet Ugurlu dede bir noktaya önemle parmak basıyor: "Sünnilere kız veremeyiz. Çünkü onlar kızlarımızı cami etrafında dolaştırmakta ve bun dan da bir çeşit zevk almaktadırlar" diyor, serıenişte bulunu yordu. Bununla beraber, son yıllarda az da olsa Sünnilerle kız alıp verme işlemleri başlamış bulunmaktadır. Bilindigi üzere, Alevi kültüründe bir kız, bir Sünni ile evlendiginde veya ona kaçtıgında düşkün oluyordu. Aynı gelenek Hıdırabdallar'da da devam etmektedir. Ahmet Ugurlu, bir noktaya daha açıklık getiriyordu: "Biz, Türk Alevileri olarak, Zaza-Kırmanç ne olursa olsun, bütün Ale vi olanlara kız verir kız alırız. Yeter ki Sünni olmasınlar. Ayrıca, biz Şafiiere "Kürt" diyoruz. Mesela Kamuran ! nan Şafi Kürttür. Ancak, bir Alevi-Zaza,Türkçe veya Zazaca da konuşsa biz on lara asla "Kürt" demeyiz. Erzincan ilimizde, Sünniler de Alevi lere " Kürt" demektedirler. Böylece, sülaleden kaynaklanan bu isimlendirmeler gelenegimizae köklü bir biçimde yer etmiştir." Hıdırabdallar Cemaatine, "Şia'ya kız verir misiniz?" sorusu nu yönetiyoruz. Öteki Alevi ocaklan gibi onlar da görüşlerini şöyle sıralıyorlardı:" a) Şia ile Sünniler arasında hiçbir fark yoktur. b) Ibadet aynlıgımız var. Bu da uyumsuzluk yaratmaktadır. c) Şiilerde musahiplik, Cem ve ikrar gibi köklü gelenekleri mizde rastlanmaz.