YÜZB iNL E R iN S Ü R G Ü N Ü KlRlM 'DA T U R K S O YKI RIMI
görüş alışverişinde bulunmak, dayanışma ruhunun ve Türklük bilincinin hayata geçirilmesine imkan sağlamak üzere Türk azın lığın temayüz etmiş isimlerini biraraya getirmeyi düşünmüştü. Ancak, yürürlükteki mevzuat ve uygulamalar uyarınca, değil bir kongrenin, en masum amaçlı bir "genel" toplantının yapılması bi le sözkonusu değildi. Gaspıralı lsmail Bey, bu engeli aşabilmek için hiç kimsenin aklına bile gelmeyen bir yola başvurmuştu: "Tercü man"ın 10. Yıl Jübilesini yapmak! ... Gaspıralı'nın planı son derece pratikti: Bu masum kutlamaya gazetenin okuyuculan davet edilecekti. Ancak, önceden belirlen miş isimlere davetiyeler gönderilecekti. Evli olanlar, eşleri ile birlik te davetliydi. Zira, çarşaf ve ferace altına, sımsıkı perdeli evlerin içi ne hapsedilmiş Türk kadınını uyandırmak, onları eğiterek toplum sal, kültürel ve de politik hayata çekebitmek için öncü kadınlara ih tiyaç vardı. Bu öncü kadınların, yerel liderlerin eşleri arasından çıkma olasılığı şüphesiz yüksekti. Jübileye, Bahçesaray'daki yüksek dereceli Rus görevlileri (emniyet müdürü ve polis memurları, ha kim ve savcı, jarıdarma kumandanı v.s) de çağrılıydı. Böylece, Rus gizli servisi "Ohranka"nın şüphelenmesi sözkonusu olmayacaktı. Misafirler iki grup hatinde ağırlanacaktı: Rus davetliler ve isteyen mirzalar masalı sandalyeli alafrarıga bölüme, isteyenlerse rninder Ii-sedirli alaturka bölüme. Kırım'ın en ünlü müzisyenlerinin de sa natlarını icra ettiği bu yemekli şölende, tüm davetlllerin birbirle riyle tanışıp kaynaşmaları amaçlanmıştı. Nitekim de öyle olmuştu. Davetlllerin eşleri ise, ayn bir bölümde, Gaspıralı !smail Bey'irı eşi Zühre Hanım tarafından aynı ölçüde ağırlanıyordu. Esas jübile, şö lenin bitiminden sonra başlıyordu. Gee yarısı tüm davetliler evleri ne çekildikten sonra, Gaspıralı !smail Bey ve eşi Zühre Hanım, Kı mn dışından gelen davetliler için önceden tahsis olunmuş mekan larda, yüzyüze görüşme yöntemiyle -ta ki Kırım'dan ayrılacaklan saate kadar- gerekli mesajlan veriyorlardı. Aynı senaryo, "Tercüman"ın 20. yılında da uygulanmıştı. Ancak, Zühre Hanım'ın hastalığı ve vefatı nedeniyle, jübile 4 Mayıs tarihine (1903) ertelenmişti. Bu defa, Kırım dışından yüzlerce davetlinin
208