Necdet Sevinç - Acının Tadı

Page 86

!emiyordu eve. Şimdi bayram günü, elinde bir koç bu­ tuyla eve gitse, toplasa çoluk çocuğunu başına, bir ka­ vurma yapsa, alsalar kaşıkları ellerine, iki çimdik tuz atsalar içine, bir de yağlı yoğurttan buzlu ayran özese­ ler, iki bayramı bir arada etmezler miydi? Allah bilir ya derisi, bağırsağı boynuzu, belki kellesi de kendi pa­ yına düşerdi koçun. Tesbih tanelerini avuçlayıp Babo'ya uzattı. - Biliyorsun gözlerim bozuk, dedi. Bunları sapla, bir de güzel imame yap. Kastamonuspor olsun. Kalktı ayağa. - Nereye? - Savcı Bey'e! Durumu anlatıp izin almam lazım. Siz hayvanı hazırlayın, bir saata kalmam, dönerim. Celal cezaevine döndüğünde hava kararmak üzereydi. Buruk bir ses tonuyla "Sayııım." diye bağırdı. Mahkumlar tek sıra halinde dizildiler. Babo sordu: - N'oldu ahi? - Sayın savcı bey, sayın vali beyin bayramını kutlamak için Kastamonu'ya gitmiş. Bekledim gelmedi . Kurbanı yarın keseriz. Siz yemini suyunu eksik etme­ yin hayvanın. Mahkumlar, meyveden , sebzeden ne buldularsa koçun önüne koyup, sessiz sedasız koğuşlanna çekildi­ ler. Bayramın ikinci günü Celal sayımı yapıp çıktı . Çe­ virdi yüzünü savcının evine, açtı ayaklarını. Çevreden ızgara, pirzola, kebap, kavurma kokuları yükseliyordu, bazı bahçelerde akşamdan terbiyeye ya86


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.