Soylamak : Sorup soruşturmak, aslını araştırmak. Sorutmak : Surat asmak. Söbü : Beyzi, kavun biçimli. Sucak : Su çıkan yer. Suluk : Lavoba. Sôrn.suk : Boks, yumruk. Sürek : Çocuk bisikleti. Sürsalmak : Hücum etmek. Sürütme : Serseri. Süsken : Süskün, toslayıcı, süsücü. Selek ; Cömert. Sızak : Sızıntılı. Şadı : Afacan, küçük bela. Şağıltı : Şamata, tantana. Şaşalamak : Şaşkınlık içine düşmek. Şattak : Şen, şatır, güleç yüzlü ve konuşkan. Şavullamak : Çevreyi kollayıp gözetlcmek, tarassut e t ıııc>k Şellek : Baldın çıplak. Şembel : Kömik. Şembellik : Komiklik. Şergil : Musallat, bela getirici , bela arayıcı. Şıpçık : Afacan. Şifirti : Siclik şırıltısı. Şirnik : Şımank, haylaz. Şirnimek : Şımarmak, haylazlık ve afacanlık yapmak. Şivşit : Verev, çapraz. Taklavaş : Gereç, malzeme. Taktalaş : Kırık - dökük eşya. Tapıl : Arpa unundan yapılmış kalın yufka. Tapsımak : (Yiyeceklerde) Bozulmak. Tartar : Ötürek, ishal, diyare. Taltamız : Biçimsiz, amorf, kaba. Tartala : Rüküş. Tan : Doğuş, tanyeri, şafak. Taşırgamak : Ayağını taşlar yaralamak. Taşın : Fazla. Tatarcık : Adi sivrisinek, kuleks. Tenger (Tengerlek) : Daire. Terek : Raf. 1 24