Mahmut Atilla Aykut - Büyük Türk Romanı - Silah Arkadaşları

Page 130

SiLAH ARKADAŞLARI

128

Bir atbaşı geriden gelen sıhhiye çavuşu : - Kolunuzdan çok kan alayor, bey ! Diyordu. İki dağ aştıktan sonra yeşil bir vadide çadırlı seyyar hastaneyi gördük. Sıhhiye çavuşu at sürdü. Benden evvel ilk nöbetçi çadın­ na daldı. Yaklaştığım zaman beni birkaç sıhhiye neferi karşıladılar. At­ tan inmeme yardım ettiler. Burası pansu�n yeri imiş. Sıhhlye çavuşu vazifesini bitirip tekrar karargaha hareket e­ derken pansıman yapan askerler çıkaramadıkları ceketimin kolu­ nu sökm,üşler, yaranu �kayorlardı. Kemikte larılnuş yer yoktu. Belki de çatlak vardı. Fakat bu­ nu sıhhiye neferleri anlıyamazlardı. Onbaşı kendinden umulmı­ yan nazik hareketlerle yarayı temizlerken anlatıyordu : - Yaralılarıl"Qlz var. Doktorlar, hastabalacılar onların yanın ­ da. Şim,di muayene zamanı, biraz dinlenin. Hemşireler, doktorlar gelecekler. Ayakta duracak halim yok. Açılır, kapanır bezli bir sandalyeye oturdum. Ceketimin sağ kolu boşlukta sallanıyor. Etrafımdaki sıhhiye çavuşları �harebeden taze havadis so­ ruyorlar. Hepsi memnun, düşmanı lardık şükür.. Başkumandanın ·emri yerine geldi. Ordu İzmire gidiyor, biz de her dakika yeni e­ ·rnir bekliyoruz. Bir asker haber verdi : - Hemşire hanımlardan biri geliyor. Çadırın arkasında bir konuşll\a başladı. Benden bahsediyorlar: - Kolundan yaralı bir zabit var hemşire hanım. - Ağır nu? Şaşırdım ve yerimden fırladım.

Bu ses Ferihanın sesiydi. Çadırın kapısına doğru la

karşı karşıya geldim.

yü.rün:\iye henüz baılan:ıı§tıın

onun­


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.