Dün sabah uyandığımız zaman bütüp-tabiatı, sal-dide saçlar gibi ağarmış bulduk. Dest-i şitâ yerlere kâliçe-i beyazını sermiş, kadid eşcâra nâm ütenâhî kollu gümüş şamdanlar manzarası verm işti... Kan sever m isiniz?.,. G enç iseniz evet, değilseniz hayır, de ğil mi? Kann letafetinden bahseden, avuç avuç semadan dökül müş papatyalara; zanbaklara, beyaz tüylere benzeten erbâb-ı hayal şüphesiz kalbindeki hararet-i hayatı ile şedâid-i bürudete mukavemet edebileceğini hissey leyenlerdir. Kar topu oynamaktan zevk alacak bir yaşta bulunanlar elbette fasl-ı şitânın karlı günlerini beklerler.. On iki sene evvel bendeniz bile; Eşini gaib eyleyen kuşlar gibi kar Geçen eyyâm-ı nevbahan arar demiştim; ruhum menâzır-ı berf içinde bir şiiriyet hissetmişti. Bu gün galiba sukut-ı evrakın fecaat-ı müslimesine rağmen, sonba harı tercih edeceğim! Kar mektep bahçelerinde seviliyor; senenin nümayiş-pîrânesi çocuklann hoşuna gidiyor. Dün sabah çantaları omuzlarında m ektebe koşan yavrulan temaşa ettim : Karlarda ateşîn ruhlannı yuvarlamak için ne ka dar istical ediyorlardı! Ara sıra göğüslerinin buhar-ı hâriyla ısıt mak için parmak uçlarını topluyor, sonra birer kiraz gibi kızaran kulak memelerini sıcak parmaklanyla okşayarak ısıtıyorlardı. Kö şe başlarında birbirine haykıran rüzgârlar dört yol ağızlarında kü çük kasırgalar yapıyor, mini mini mekteplileri tokatladıkça sanki şetaretlerini kamçılamış oluyordu. Poyrazın bir yaprak gibi çe virdiği, sarstığı çocuk bu darbe-i seyyaleye gürültülü bir hande ile cevap veriyor. Bu yaşta bütün havadis-i cihana karşı insanın yalnız bir cevabı vardır: Kahkaha!
79