resi), ş i l a n ve meclis,, (yani halka açık toy, yeme içme ile mi safir yemeği), padişahlara mahsus idi (73 ) . Görülüyor ki ş i l a n dışarıda halka ait yeme içme; m e c l i s ise, saraydaki sofra idi. Ancak daha geç bir eser olan Ebülgazi Bahadır Han'ın Türk lerin Şeceresinde, padişahlık şilan · hanesinden söz açılıyordu. (74) . Radlof'a göre bu, devletin halka açık toy ve törenlerinin yapıldığı b ir salon, idi. Böyle büyük bir salon olmadığına göre bu, bir saray avlusu da olabilirdi (75 ) . Doğu Türkistan'da ise .5 i I d n, asker için pişirilen yemek; Ş i l ii n ç ı (şolenci) ise, askerlere azığı bölüştüren kimse, demektir (76) . Bu da, bir açık hava ve topluluk yemeğidir. Fakat resmidir.
TOY VE KURULTAYLARIN YARARLARI 1. BÜYÜK HALK TOYLARI /LE KURULTAYLARININ, ASKER! VE EKONOMiK YARARLAR! : Yukarıda da belirtti·
ğimiz gibi Türk tarihinde kurultaylar, din ve devlet törenleri şeklinde başlamıştı. Aslında Anadolu S e 1 ç u k 1 u devletindeki havass adı verilen, halka açık cuma günü ziyafetleri de, İsla miyetle benzeşmiş; ancak mana ve topluluğun eğitimi ile ge lişmesi bakımından biraz daha gerilemiş, Türk gelenekleridir. Çünkü eski Türk toylarında topluluk, han çevresinde birleşirdi. Ayrıca at, ok yarışları bu birleşmeği güçlendirirlerdi. Bu ba kımdan Türk edebiyatının kökleri, yarışma, teşvik, seçkinlen· me ve ödüllendirilme, hep bu toplantılarda yapılırdı. Devletin en iyi atışçıları, binicileri, atları ve damızlık hayvanları da, bu devlet-halk toylarında görülürdü. Şimdi bu konular ile ilgili bir kaç vesika sunalım : a) O k a t ı ş ı ve y a r ı ;; m a l a r : Birçok yerde söyledi ğimiz gibi, Oğuz Han'ın toyunda, iki direk üzerine iki tavuk veya kuş konmuş ve Oğuzların, Üç Ok ile Boz Ok kesimleri, bu kuşlara ok atmışlardı. lslamiyette ok atma eğitimi, mukad des bir vazife gibi kabul edilmişti. Bundan dolayı, kavfa-name adlı pek çok kitap yazılmıştı. Türklerde de bu gelenek, başlan-
99