TİMFED Dergisi 06.Sayı

Page 1




İçindekiler Dergi Adı: Tesisat İnşaat Malzemecileri Federasyonu Dergisi Sayı 06 - 2010 / 2

“Ya yapmayacak ya da en iyisini yapacaksınız. Aksi takdirde ayakta kalabilme şansınız yoktur.”

İmtiyaz Sahibi ve Adresi: Serdar Dönmez (serdardonmez@timfed.com) İncirli Cad. No:28 Bakırköy - İSTANBUL

Sayı 06 - 2010 / 2

Sorumlu Yazı İşleri Müdürü ve Adresi: Mehmet Arslan (mehmet.arslan@tepeinsmalz.com.tr) Kayışdağı Mah. Bostancı Dudullu Yolu No: 40 Kadıköy - İSTANBUL Genel Yayın Yönetmeni: Prof. Dr. T. Hikmet Karakoç (hkarakoc@anadolu.edu.tr) Yurtbay Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Yurtbay Söyleşi: Yurtbay Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Yurtbay

Akademik Objektif: Yıldız Teknik Üniversitesi Metalürji ve Malzeme Müh. Bölüm Bşk. Prof. Dr. Ahmet Ekerim

Hukuken: Av. Murat Çelikten: Çek Nedeniyle Bankaların Sorumluluğu

Makale: Prof. Dr. Burak Arzova: 2011 Yılından Ekonomik Beklentiler

Makale: Pelin Karakoç: İtibar Yönetimi ve Yeni Bir Çağ: Marka Yönetimi

Makale: Doç. Dr. R. Umut Tuzkaya: Rekabet Gücünün Arttırılmasında Lojistik Süreçler ve Dış Kaynak Kullanımı

Yapım & Görsel Tasarım Yönetmeni: Güray Ergün (guray@timfed.com) Yapım & Görsel Tasarım Yardımcı Yönetmeni: Orhan Hopa (orhan@timfed.com)

Dinlenmek üzere yürümeye karar verenler asla ve asla yorulmazlar.

Türk gençliği gayeye, bizim yüksek idealimize durmadan, yorulmadan yürüyecektir. “Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri” Cilt:2 Sahife:280 Sütun 23-26

TİMFED Yönetim Kurulu : Serdar Dönmez (TİMDER), Emin Ayar (TİMKODER), Ali Yalçın Tung (TİMDER), Kemal Yıldırım (TİMDER), Aydın Eşer (TİMDER), Yunus Altun (TİMKODER), Mustafa Üstem (ANTİMDER), Murat Duman (BURTİMDER), Abdullah Şahin (SİMSAD), Mesut Aygören (DİMSİAD), Durmuş Arıcan (FİMSİAD). Yayın Yürütme Kurulu : Prof. Dr. T. Hikmet Karakoç, Mehmet Arslan, Serdar Dönmez, Emin Ayar, Aydın Eşer, Nurhan Tanyeli, Güray Ergün, Orhan Hopa, Arzu Akıncı. Yönetim Yeri Adresi: Ortaklar Cad. No:14 K: 3 D: 5 Mecidiyeköy - İSTANBUL Basım Yeri Adresi Telefonu: Ömür Matbaacılık A.Ş. Haramidere Beysan San. Sit. Birlik Cd. No:20 Büyükçekmece - İSTANBUL 0212 422 76 00 Basım Tarihi : Şubat 2011

Yayın Türü : Yaygın Süreli

İletişim Bilgileri : Adres : Ortaklar Caddesi No: 14 K: 3 D: 5 Mecidiyeköy - İSTANBUL Telefon : 0 212 274 28 42 / 0 212 274 28 43 e-posta : info@timfed.com Web Sitesi : www.timfed.com 2 Temmuz - Aralık 2010 / Sayı 06

İlan İndeksi :

Ön Kapak İçi: Arka Kapak: Arka Kapak İçi:

UNICERA Hitit Seramik GPD

1 7 19 21 26-27 31 33 43 47 51 53 55 57 61

Elmor Ege Seramik Akgün Seramik Ekpaş Hakan Plastik Petek Banyo PIPEXPO Zimmer Kütahya Seramik Esen Plastik Eczacıbaşı Creavit Yurtbay Seramik Panelduş

Ticari reklamlar fi rmaların sorumluluğundadır.


İçindekiler

Söyleşi Yurtbay Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Yurtbay

TİMFED’den TİMFED Yönetim Kurulu Toplantısı Yapıldı

TİMDER’den TİMDER Akademi 2010-2011 Eğitimleri

34

8 10

16

TİMKODER İletişim ve Satış Okulu Eğitimleri

ANTİMDER’den ANTİMDER Ekim Ayı Olağan Toplantısı

Şehrin Nabzı - Ankara

38

44

GESA Yapı İnş. San. Tic. A.Ş. Genel Müdürü Emin Ayar Trabzon Yapı Merkezi San. Tic. Ltd. Şti. Bölge Müdürü Burak Şahin

Kibaroğlu İnş. Taah. Tic. ve San. A.Ş. Genel Müdürü İsmail Kulak

TİMDER Yapı Malzemesi Üreticileri Ziyaretleri

TİMKODER - VELİ AKGÜN Futbol Turnuvası

Yıldız Teknik Üniversitesi Metalürji ve Malzeme Mühendisliği Böl. Bşk. Prof. Dr. Ahmet Ekerim

Onur Yapı Ltd. Şti. Şirket Müdürü Yusuf Yıldırım

TİMDER - TANER OĞUZ Futbol Turnuvası

TİMKODER’den

Akademik - Seramik

22

ANTİMDER Baucon Yapex Fuarına Katıldı

ARMA Seramik Yapı San. Tic. ve Nak. Ltd. Şti. Şirket Müdürü Raşit Genç Öztürk İnş. Yapı Malz. San. ve Tic. Şirket Müdürü Birol Öztürk

Şehrin Nabzı - Antalya Bimsaş Birleşik İnş. Malz. Ltd. Şti. Yönetim Kurulu Başkanı Gökhan Işıldar

58

Gökraş İnş. Tic. Tur. San. Ltd. Şti. Genel Müdürü Hüseyin Barut

ANTİMDER Kasım Ayı Olağan Toplantısı ANTİMDER Ocak Ayı Olağan Toplantısı

Hukuken DİMSİAD’tan DİMSİAD Üye Bilgilendirme Toplantısı

28

DİMSİAD Ticaret Odası Ziyareti

Makale

DİMSİAD Kaynaşma Yemeği

BURTİMDER’den BURTİMDER Faaliyetlerine Hız Verdi

SİMSAD’tan SİMSAD Yeni Yönetimini Belirledi

Çek Nedeniyle Bankaların Sorumluluğu Av. Murat Çelikten

2011 Yılından Ekonomik Beklentiler Prof. Dr. S. Burak Arzova

30 32

60

62

Rekabet Gücünün Arttırılmasında Lojistik Süreçler ve Dış Kaynak Kullanımı Doç. Dr. Umut R. Tuzkaya İtibat Yönetimi ve Yeni Bir Çağ: Marka Gerçeği Pelin Karakoç 3 Temmuz - Aralık 2010 / Sayı 06






TİMFED’ten

TİMFED Yönetim Kurulu Toplantısı Antalya’da Gerçekleşti TİMFED yönetim kurulu toplantısı 15 Aralık 2010 tarihinde ANTİMDER organizasyonunda Antalya Ramada Plaza Otel’de gerçekleşti. TİMFED Yönetim Kurulu Üyelerinin yanı sıra TİMFED Üyesi derneklerin Yönetim Kurulu Üyeleri’nin katıldığı genişletilmiş toplantı, TİMFED Yönetim Kurulu Başkanı Serdar Dönmez’in dernek başkanlarına 2010 yılı faaliyetleri ve 2011 çalışmaları hakkında söz vermesi ile başladı. Derneklerin faaliyet ve hedeflerinin açıklanmasının ardından sektörün genel ve bölgesel sorunları paylaşılarak çözüm önerileri paylaşıldı ve izlenecek yol haritası belirlendi.

8 Temmuz - Aralık 2010 / Sayı 06


TİMFED’ten

Toplantı sonucunda belirlenen görüş ve kararlardan bazıları şu şekilde ifade edildi; Güçlü federasyonun güçlü dernekler ile olabilir. Gücümüzü daha da arttırmak için derneklerin bulundukları iller ve çevre illerde üye genişletme faaliyetlerine hız kesmeden devam etmesi, dernek oluşumu için uygun olan bölgelerde dernekler kurulması amacıyla genişleme haritasını oluşturan Yönetim Kurulu Üyesi Kemal Yıldırım koordinasyonunda çalışmalara hız verilmelidir. Derneklerin faaliyetlerinin sponsorluk çalışmalarıyla birlikte genişletilmesi, bu sayede derneklerin üyelerine sağladıkaları faydaların ve dernek gelirlerinin yükseltilmelidir. TOBB bünyesinde İnşaat Malzemesi Satıcıları Meclisi kurulması ile ilgili çalışmaların TİMKODER Yönetimi tarafından yakından takip edilerek sonuca ulaştırılmalıdır. Haziran ayında TOBB ve ATO’nun destekleriyle TİMKODER koordinasyonunda gerçekleştirilen İnşaat Malzemesi Satıcıları Zirvesi’nin yakın bir tarih içinde ikincisinin düzenlenmelidir. Sadece inşaat malzemesi satıcılarının katılımıyla gerçekleşen İnşaat Malzemesi Satıcıları Zirvesi’nin yanı sıra üreticilerin de katılımıyla ayrıca İnşaat Malzemeleri Kurultayı düzenlenmelidir. Ülke yönetimi ve bölgesel yönetimlerin sektör sıkıntılarının çözümü için atılabilecek adımların tekrar rapor haline getirilerek yetkili mercilere ulaştırılmalı ve takip edilmelidir.

9 Temmuz - Aralık 2010 / Sayı 06


TİMDER’den

TİMDER Akademi Eğitim Seminerleri Sektöre Değer Katmaya Devam Ediyor

TİMDER’in sektörün gelişimine katkıda bulunmak, üstlenmiş olduğu eğitim misyonunu yerine getirmek amacıyla 2005 yılından itibaren gerçekleştirmiş olduğu TİMDER Akademi eğitim seminerleri 2010 – 2011 eğitim dönemi 14 Eylül 2010 tarihinde İstanbul Gayrettepe Dedeman Otel’de başladı. Devam etmekte olan eğitim seminerleri dizisinin ilki TİMDER Akademinin gelişimine önemli katkılar sağlayan ve Temmuz 2009 tarihinden itibaren İETT Genel Müdürü görevine atanan Dr. Hayri Baraçlı’nın keyifli sunumuyla gerçekleşti. Bir İşletme Nasıl Kurumsallaşır? Başlıklı, 79 kişinin katıldığı eğitimde Baraçlı; işletmelerin başlıca paydaşları, yönetimin 5 temel fonksiyonu, kurumsallaşma, kurumsallaşma için değişim stratejileri, kurumsal yönetim, aile şirketlerinde kurumsal yönetim, kurumsal yönetim ilkeleri, etkin ve kurumsal yönetimin sonuçları konularında katılımcılara bilgi verdi. Finansal krizin nedenleri, uluslararası gelişmelerin Türkiye ekonomisine yansımaları, TCMB faiz politikası, 2009 IMF – Dünya Bankası toplantısı sonrası rekabet gibi katılımcıların yoğun ilgisini çeken konulara değinilen Küresel Kriz Sonrası Yeni Finansal Mimari

konulu ikinci eğitim ise 21 Eylül ‘de, 60 kişinin katılımı Prof. Dr. S. Burak Arzova’nın sunumuyla gerçekleşti. TİMDER Akademi’nin Zor İnsanlarla İletişimÇatışma Yönetimi konulu üçüncü eğitim semineri Öğr. Gör. Almila Dalkılıç’ın eğitici olduğu kadar eğlenceli sunumuyla gerçekleşti. İlginin yoğun olduğu eğitime 149 kişi katıldı. Dalkılıç; çatışmayı önceden hissetmek, pozitif ve negatif çatışma, çatışmayı yönetmek ve avantaja dönüştürmek, iyi iletişim kurmanın 11 yolu, telefonda öfkeli kişiker için püf noktalara değindiği eğitimde katılımcılara da uygulama yaptırarak konuların daha iyi anlaşılmasını sağladı. Yeni Nesil Pazarlama Trendleri ve Pazarlamada İnovasyon konulu dördüncü eğitim semineri ise 62 kişinin katılımı ve Prof. Dr. Ercan Gegez’in sunumuyla 5 Ekim’de gerçekleşti. Gegez sunumunda pazar bölümünün yapısal çekiciliğini belirleyen beş güç, geneleneksel organizasyon ve müşteriye yönelik organizasyon şeması, müşteri geliştirme, müşteri tipleri ve tatmini, müşteriyi elde tutma, müşteri ilişkileri yönetimi, pazarlama düşünce ve uygulamalarında yeni trendler konularında bilgilerini paylaştı. Performans Yönetimi ve Motivasyon konulu beşinci eğitim semineri ise Yrd. Doç Dr. Ahmet Beşkese’nin eğitmenliğinde, 75 kişinin katılımıyla gerçekleşti. Beşkese sunumunda değişen çalışma alışkanlıkları, insan kaynaklarının vizyona katkısı, performansı etkileyen faktörler, performans değerlendirme, performans yönetimi, performans yönetimin kuruma faydaları, performans değerlendirme sistemi hazırlığı, performans değerlendirme yanlışları ve motivasyon konularına dikkat çekti. Bayi ve müşteri düzeyinde ilişki başlıklı eğitim semineri Hakan Ömer Gider eğitmenliğinde, 89 kişinin katılımıyla, 26 Ekim’de gerçekleşti. Seminerde katılımcılara ilişki yönetimi durumsal lider danışçısının özellikleri, müşteri beklentileri, ilişki yönetiminde bilinmesi gerekenler gibi birçok konuda bilgi aktarıldı. Dönemin ilk vaka çalışması Hakan Ömer Gider’in yönetiminde 2 Kasım’da gerçekleşti. Satış ve paz-

10 Temmuz - Aralık 2010 / Sayı 06


TİMDER’den

arlama süreçleri hakkında beyin fırtınasına dayalı eğitimde verilen konu üzerine gruplar yarışarak aldıkları eğitimleri pekiştirdiler. İşletmelerde biz bilinci konulu, 9 Kasım’da gerçekleşen eğitimde biz bilinci için gerekli yöneticilik ve liderlik kavramları, takım çalışması, liderlik tipleri, kontrol süreci ve kontrolün nitelikleri, performans yönetimi, sağlıklı iletişim için gerekler gibi katılımcıların yoğun ilgisini çeken konularda Yrd. Doç. Dr. Ahmet Beşkese katılımcılara bilgi aktardı. Öğr. Gör. Almila Dalkılıç’ın eğitici olduğu kadar eğlenceli sunumuyla 30 Kasım’da gerçekleşen etkili iletişim teknikleri, beden dili, dogru ve etkili konuşma başlıklı seminerde iletişim süreç modeli, konuşma sanatı, incelikleri ve ses koruma geliştirme, konuşma esnasında etkileyici olmak, spontan olabilme, empati, kontrol, ikna edici konuşma teknikleri, etkin vücut kullanımı, güçlü sözcükler, zayıf sözcükler, hazır cevaplılık alıştırmaları, toplantı esnasında etkili beden dili kullanımı, stillerine göre insanlara davranış çeşitleri konularında katılımcılara bilgi aktarıldı. A’dan Z’ye protokol ve görgü kuralları eğitimi 14 Aralık Kasım tarihinde Öğr. Gör. Almila Dalkılıç’ın eğitmenliğinde gerçekleşti. Adab-ı muaşeret kuralları, ast-üst İlişkileri, hitap biçimleri, protokol türleri ve kuralları, yemeklerde görgü ve nezaket kuralları gibi birçok konuda katılımcılar bilgilendirildi.

et düşürme çalışmaları hakkında bilgi verildi. Müzakere nedir? Satışçılar için müzakere ve önemi, müzakerede süreç ve yönetimi, müzakerede kişiler ve davranışları, müzakere teknikleri ve taktikleri müşteri tiplerimiz ve davranışlarımız konularını kapsayan Satışçılar için davranış ve müzakere teknikleri eğitimi ise 11 Ocak’ta Hakan Ömer Gider’in sunumu, 47 kişinin katılımıyla gerçekleşti. Almia Dalkılıç’ın eğitmenliğinde 18 Ocak’ta gerçekleşen ideal yönetici oluşturma ve etkileyici sunum seminerinde katılımcılara; diğer yöneticilere fark atan farklı bir yönetici olmanın ipuçları, lider ve yönetici arasındaki farklılıklar, ilk 30 saniyede etkili izlenim, güç, etki ve otoriteyi anlamak, stil çeşitlerine göre yönetim biçimleri, beden dilini doğru gözlemlemek, toplulukları ikna edici konuşma yöntemi ile etkilemek, kişisel imaj ve mesleki imajın iş hayatına etkisi, tarzlarına göre insanları yönetme sanatı, doğru ekip oluşturmak ve yönetmek, ikna ve dikkat çekme yöntemleri konularında konularında bilgi aktarıldı. TİMDER Akademi Eğitim Seminerleri 2010-2011 dönemi 8 Şubat 2011 tarihinde yapılacak olan vaka çalışması ve sınav ile sona erecek. TİMDER, Akademi eğitimlerine katkılarını esirgemeyen sponsorları; Türkiye Seramik Federasyonu, Teka, Kale Grubu, Kalekim, Franke, Duravit, Elmor, Ekpaş ve Adell’e teşekkürlerini sunar.

Prof. Dr. Burak Arzova’nın sunumu ve 46 kişinin katılımıyla, 21 Aralık’ta gerçekleşen finansçı olmayanlar için finansal yönetim eğitiminde; finans kavramı, sermaye bütçelemesi, ekonomisektör-şirket analizi, muhasebenin temel kavramları, mali tabloları nasıl okumalıyız, maliyet-harcama-gider kavramları, hesaplama yöntemleri-hacim-kar analizleri, maliy11 Temmuz - Aralık 2010 / Sayı 06


TİMDER’den

TANER OĞUZ – TİMDER Geleneksel Futbol Turnuvası 2010 Şampiyonu; PİMAŞ TİMDER’in büyük çekişmelere sahne olan ve her yıl katılımcıları tarafından sabırsızlıkla beklenen TANER OĞUZ – TİMDER Geleneksel Futbol Turnuvası 26 Eylül - 7 Kasım 2010 tarihleri arasında Pazar günü Kadıköy Kalamış Gençlik Merkezi’nde gerçekleşti. Her yıl olduğu gibi merhum Taner Oğuz’un eşi Emel Oğuz’un başlama vuruşuyla başlayan açılış maçında TİMDER Yönetim Kurulu Üyeleri ve sektör temsilcilerinin karma olarak oluşturduğu mavi ve beyaz takımlar arasında gerçekleşti. İzlemeye değer mücadelenin berabere sonuçlanmasının ardından şampiyonluk mücadelesi başladı.

Analiz Boru, Dönmez Yapı, Fırat, Franke, Göksu Yapı, Güneyliler, Kabiller, Kalekim, Kaleseramik, Pimaş, Teka ve Tepe İnş.’ın katılımıyla gerçekleşen turnuvada 5 hafta süren grup maçlarının tamamlanmasıyla yarı finale çıkan takımlar Kabiller, Kaleseramik, Pimaş ve Tepe İnş. Malz. oldu. Yarı final mücadelelerinde; Tepe İnş. Malz. Kaleseramik’i 10’a 4, Pimaş Kabilleri 9’a 8 yenerek finale ismini yazdıran takımlar oldu. Üçüncülük mücadelesi Kabiller’in Kaleseramik’i 7 – 2 mağlup etmesi ile sonuçlanırken şampiyonluk parolasıyla sahaya çıkan Pimaş ve Tepe İnş. Malz.’nin final müsabakası hayli çekişmeli geçti. Takımların hırslı mücadelesi ile taraftarların büyük heyecan yaşadığı mücadelenin 4 – 4 berabere sonuçlanmasıyla penaltılara geçildi. Karşılıklı atılan penaltılar sonucunda 9 – 7’lik skor ile Pimaş Şampiyonluğunu ilan etti. 12 Temmuz - Aralık 2010 / Sayı 06


TİMDER’den

Pimaş futbolcularının şampiyonluk sevincini kutlamalarının ardından kupa törenine geçildi. Pimaş’a Şampiyonluk kupasını TİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Serdar Dönmez takdim ederken Tepe İnş. Malz. İkincilik kupasını TİMDER Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ali Yalçın Tung tarafından verildi. Kabiller’in Üçüncülük kupasını ise TANER OĞUZ – TİMDER Geleneksel Furtbol Turnuvası Organizasyon Komitesi Başkanı A. Yıldıray Yılmaz verdi. Kalekim’in En Centilmen Takım kupasını Merhum Taner Oğuz’un eşi Emel Oğuz takdim ederken Gol Kralı kupasını almaya hak kazanan Tepe İnş. Malz. Takımından Levent Erdoğan’a ödülü TANER OĞUZ – TİMDER Geleneksel Furtbol Turnuvası Organizasyon Komitesi Üyesi Turgay Kılıç’ın elinden aldı. Turnuvamıza sponsorluk desteği veren Kale Grubu, Kalekim, Pimaş ve Teka’ya teşekkür ederiz. Turnuva Hakkında TİMDER’in en çekişmeli sosyal faaliyeti olan TİMDER – TANER OĞUZ Futbol turnuvası, ciddiyetle takip edilen bir spor müsabakası olma özelliğinin yanında inşaat malzemeleri sektörünün tüm paydaşlarının bir arada olduğu, yeni dostlukların kurulduğu, aile tanışmalarına sahne olan bir sosyal platform olma özelliğini taşıyor. Mücadelelerin profesyonel şekilde yönetilmesi için hakemler Türkiye Futbol Federasyonundan getiriliyor, kurallar titizlikle uygulanıyor. Turnuva süresince bir ambulans acil durumlar için hazırda bekletiliyor. TİMDER’in ciddiyetle organize ettiği turnuvaya katılımcılarda aynı ciddiyetle yaklaşıyorlar. TİMDER ve katılımcıların böylesine özenli yaklaşımları sonucunda da turnuvanın heyecanı Süper Lig tadında yaşanıyor. 13 Temmuz - Aralık 2010 / Sayı 06


TİMDER’den

TİMDER, Yapı Malzemesi Üreticilerini Ziyarete Devam Ediyor TİMDER, yapı malzemeleri satıcılarının sorunlarını dile getirmek, üreticilerin sorunlarını dinlemek ve beyin fırtınasında bulunmak amacıyla başlattığı yapı malzemesi üreticileri ziyaretlerine devam ediyor. Bu bağlamda ilk ziyaret 15 Eylül 2010 tarihinde Pakpen Plastik Boru ve Yapı Elemanları San. Tic. A.Ş.'ye yapıldı. Şirketin üretim tesislerinin bulunduğu Konya'da gerçekleşen ziyarette TİMDER Yönetim Kurulu'nu Pakpen Satış Müdürü Raif Ağanoğlu karşıladı. TİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Serdar Dönmez'in TİMDER faaliyetleri hakkında verdiği bilgilerin ardından Pakpen Yöneticileri ile sektör üzerine sohbet edildi, 1.PIPEXPO Boru Endüstrisi Fuarını değerlendirildi. Görüşmeler sonrasında Pakpen üretim tesisleri ve Konya'nın tarihi yerleri gezildi. Gezi sonrasında gerçekleşen yemek sohbetine Pakpen Yöneticileri'nin yanı sıra Paksun Yönetim Kurulu Üyeleri Sertaç Tuza ve Seda Tuza da katıldı. Üyelerinin dernek faaliyetleri hakkında bilgi vermesinin ardından Yurtbay Seramik Yöneticileri de yatırım ve ürün politikaları hakkında bilgi verdi. Karşılıklı bilgilendirme sonrasında gerçekleşen sohbette UNICERA fuarından yapı malzemesi üretici ve satıcılarının sıkıntılarına kadar birçok konuda görüş paylaşıldı.

Akgün Seramik San. ve Tic. A.Ş. ziyareti 21 Eylül 2010 tarihinde Akgün Seramik Genel Müdürlüğü'nde gerçekleşti. Akgün Seramik Genel Müdürü Edip Kefli, Yönetim Kurulu Üyeleri Zeynep Akgün ve Hasan Akgün'ün bulunduğu ziyarette TİMDER Yönetim Kurulu Üyelerinin derneğin faaliyetleri hakkında bilgi vermesinin ardından sektör üzerine görüşmeler yapıldı. TİMDER Yönetim Kurulu'nun Yurtbay Seramik ziyareti 21 Eylül 2010 tarihinde Yurbay Seramik İstanbul Bölge Müdürlüğünde gerçekleşti. Yurtbay Seramik Pazarlama A.Ş. Yurtiçi Satış Koordinatörü Serkan Peker ve Satış Müdürü Kemal Saygı tarafından karşılanan TİMDER Yönetim Kurulu 14 Temmuz - Aralık 2010 / Sayı 06


TİMDER’den Petek Banyo Sistemleri ziyareti 18 Ocak 2011 tarihinde gerçekleşti. Petek Banyo Genel Müdürü Ercan Bunyak ile fuar, yurtiçi ve yurdışı pazarların gelişimi hakkında başlayan sohbet kahvaltı masasında da ekonomik konjönktürün sektöre etkisi, üretim ve markaya yatırım yapmak üzerine devam etti. Sohbetlerin ardından Petek Banyo'nun üretim tesisleri gezilerek üretim ve büyüme stratejileri hakkında Petek Banyo yetkililerinden bilgi alındı.

Söğütsen Seramik ziyareti Söğütsen Genel Müdürlüğü'nde, 21 Eylül 2010 tarihinde gerçekleşti. TİMDER Yönetim Kurulu Üyelerinin dernek faaliyetleri, Söğütsen Genel Müdürü Yavuz Eğitimci'nin yapılan yeni yatırımlar hakkında bilgi vermesinin ardından başlayan sohbette sektörde yaşanan sıkıntılar, sektör fuarları gibi birçok konuda bilgi ve görüş alışverişinde bulunuldu.

TİMDER Yönetim Kurulu'nun Sanica ziyareti ise 18 Ocak 2011 tarihinde gerçekleşti. Ziyaretçilerini karşılayan Ali Fatinoğlu ve Nesimi Fatinoğlu'nun son dönem yatırımları hakkında bilgi vermesinin ardından pazarda yaşanan gelişmeler ve fuarlar üzerine gerçekleşen sohbet edildi. Ziyaret Sanica'nın boru, rezervuar, kabin ve küvet üretim tesisleri gezilerek üretim şartları hakkında bilgi alınmasıyla sona erdi.

Seranit Granit Seramik ziyareti 7 Ekim 2010 tarihinde gerçekleşti. Ziyarette Seranit Genel Müdürü Hamdi Altunalan ile TİMDER Yönetim Kurulu Üyeleri UNICERA, yapı malzemesi üretici ve satıcılarının sıkıntıları, sektörün geleceği hakkında görüş ve önerilerini paylaştı. Seranit'in yenilikleri hakkında bilgi alındı. 15 Temmuz - Aralık 2010 / Sayı 06


TİMKODER’den

TİMKODER - Veli Akgün Futbol Turnuvası Gerçekleşti

Turnuva’nın Şampiyonu Eskihisar Takımı

TİMKODER’in ikincisini düzenlediği Veli Akgün Futbol Turnuvası 4 Ekim - 30 Ekim tarihleri arasında Keçiören Bağlum Spor Tesisleri’nde gerçekleşti.

Atalay Güneş, Raşit Genç, İskender Bozyiğit, Süleyman Akgün, Ümit Görgü, Edip Kefli, Hasan Akgün

Akgün Seramik’in sponsorluğunda düzenlenen turnuva, TİMKODER dernek merkezinde 16 takımın yetkililerinin katıldığı kura çekimi ile başladı.

Kura çekiminde bir konuşma yapan TİMKODER Başkanı Emin Ayar, turnuvanın amacının; üyeler arasındaki dostluk ve kardeşlik duygularını pekiştirmek olduğunu vurguladı. Bunun en belirgin örneği olarakta birinci olan takıma sadece kupa verilirken en centilmen takımın tüm sporcularına küçükte olsa ayrı ayrı hediyeler verilmesi olduğunu belirti. Bundan dolayı da takımların dostane bir şekilde mücadele etmelerini önemle rica etti. Bu turnuvayı tüm katılımcılarla birlikte bize yaraşır bir biçimde yapıp sonlandırmanın en büyük dilekleri olduğunu ifade eden başkan turnuva ile ilgili de bilgiler verdi. Turnuvanın Türkiye Futbol Federasyonu kontrolünde olduğunu ve maçları feredasyona bağlı hakemlerin yöneteceğini belirtti. Ayrıca turnuva kurallarının tüm takımlara iletildiğini ve çok açık olduğunu belirten başkan, kurallara uyulmasını katılımcılardan bilhassa rica etti ve kura çekimne geçildi. Tüm katılımcıların hazır bulunduğu kura çekimi sonucu 4’er takımlık A, B, C, D grupları belirlendi. 16 Temmuz - Aralık 2010 / Sayı 06

TİMKODER Yön. Kur. Bşk. Emin Ayar ve Raşit Genç


TİMKODER’den A GRUBU 1. ESER 2. ATO 3. TEMPO-ADELL 4. TİMKODER

B GRUBU 1. ARMA 2. BETA 3. TERMOSAN 4. TİMKO

C GRUBU 1. ONUR YAPI 2. RÜZGARLI 3. ESKİHİSAR 4. NUH

D GRUBU 1. AZEM 2. HM ÇALIŞKAN 3. BAKIR 4. MEVLANA

Tekin Yetiş, Sinan Aygün, Ercan Yılmaz

Gruplar belirlendikten sonra turnuva 4 Ekim Pazartesi günü saat:18:00’de ATO Başkanı Sinan Aygün’ün başlama vuruşunu yaptığı ATO-TİMKODER maçıyla başladı. Final günü üyelere pide ayran ikramı yapıldı. Ayrıca yapılan gösteri maçında TİMKODER AKGÜN SERAMİK takımını 6–3 mağlup etti. Turnuvada dereceye giren takımlara, en centilmen futbolcuya ve gol kralına kupa ve hediyeleri takdim edildi. TİMKODER, final günü turnuvaya teşrif eden sponsor Akgün Seramik’in Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Süleyman Akgün’e, Yönetim Kurulu Üyesi Hasan Akgün ve Genel Müdürü Edip Kefli’ye teşekkür eder.

Maçlar ilk olarak gruplarda puan usulü ile oynandı. Grup maçlarının tamalanmasıyla ESER, TEMPO, ARMA, BETA, ESKİHİSAR, RÜZGARLI, AZEM ve HM ÇALIŞKAN çeyrek finalde yükseldiler. Çeyrek final mücadelerin ardından da ESER, ESKİHİSAR, ARMA, BETA yarı finalde mücedele etmeye hak kazandı. Yarı final müsabakaları sonucunda ARMA’yı 4–2 yenen ESER ile BETA’u penaltılarla 7–5 yenen ESKİHİSAR şampiyonluk maçı için mücadele etmeye hak kazandı. Üçüncülük mücadelesinde ARMA, BETA’yı 3-0 yenerek üçüncülük kupasını kaldıran taraf oldu. Final maçında hayli çekişmeli geçen müsabaka sonucunda ESKİHİSAR, ESER SPOR’u penaltılarla 7–6 yenerek turnuvanın şampiyonu oldu. Turnuvada NUH en centilmen takım olurken en centilmen futbolcu da ARMA SERAMİK‘ten Tufan Öztürk seçildi. BETA’dan Hasan Aksu da attığı 13 gol ile Gol Krallığına adını yazdıran futbolcu oldu.

Bu turnuvanın düzenlenmesindeki önemli katkılarından dolayı başta sponsor Akgün Seramik’in Yönetim Kurulu Başkanı Erhan Akgün ve ATO Başkanı Sinan Akgün olmak üzere tüm emeği geçenlere ve katılımcılara ayrı ayrı teşekkür eder, “3. Veli Akgün Futbol Furnuvası”’nda buluşmayı dileriz.

Yusuf Yıldırım, Tekin Yetiş, Birol Öztürk, Burak Şahin

17 Temmuz - Aralık 2010 / Sayı 06


TİMKODER’den

Turnuva 1.si Eskihisar’a ödülü Akgün Seramik Yönetim Kurulu Üyesi Hasan Akgün tarafından verildi

Turnuva 2.si Eser’e ödülü Akgün Seramik Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Süleyman Akgün tarafından verildi

Turnuva 3.sü Arma’ya ödülü Akgün Seramik Genel Müdürü Edip Kefli tarafından verildi

Turnuva 4.sü Beta’ya ödülü sponsor Akgün Seramik’in Ankara Bayisi Raşit Genç tarafından verildi

Gol Kralı olan Beta’dan Hasan Aksu’ya ödülü TİMKODER Yönetim Kurulu Muhasip Üyesi Tekin Yetiş tarafından verildi

En centilmen futbolcu seçilen Arma’dan Tufan Öztürk’e ödülü TİMKODER Yön. Kur. Bşk. Yrd. Ercan Yılmaz tarafından verildi

Turnuvanın en centilmen takımı seçilen Nuh’a ödülü TİMKODER Yönetim Kurulu Üyesi Burak Şahin tarafından verildi

18 Temmuz - Aralık 2010 / Sayı 06



TİMKODER’den

TİMKODER İletişim ve Satış Okulu Eğitim Programı 2010-2011 Dönemi Başladı

TİMKODER’in geçen yıl başlatmış olduğu, yoğun ilgi ve katılım sonrasında artan talepler ile devam etmesi karar alınan eğitim programı, 2010-2011 dönemi seminerleri 15 Aralık 2010 tarihinde, geçen yıl olduğu gibi ATO meclis salonunda başladı. TİMKODER Eğitim Komitesi ve İTEC Genel Müdürü Akın Yılmaz’ın titz çalışmaları sonucunda oluşturulan İletişim ve Satış Okulu eğitim seminerleri her hafta Salı günü saat 18:00-21:00 arasında ATO meclis salonunda gerçekleşecek olup, geçen yıl olduğu gibi dereceye giren katılımcılara ödül verilecek. Katılımcıların eğitim sonunda yapılacak olan sınava katılmaları için en az 8 seminere katılması gerekiyor. Katılımcıların dereceye girme değerlendirmesindeki puan sistemine göre başarı orttalamasının %52’si sınav sonucu, %48’i ise derslere katılımlarından belirlenecek. Başarı değerlendirmesinin ardından Mayıs ayında yapılacak ödül töreninde birinciye laptop, ikinciye iPhone, üçüncüye dijital fotoğraf makinesi hediye edilecek ve en az 8 eğitim seminerine katılan katılımcılara sertifikaları verilecek. TİMKODER, eğitim salonu ve organizasyonuna değerli desteklerinden dolayı ATO Başkanı Sinan Aygün ve Yönetim Kuruluna, sponsorluk desteği veren Türkiye Seramik Federasyonu, Çanakkale Seremik & Kalebodur, Akgün Seramik, Duravit, E.C.A - Serel, Creavit, Ekpaş, Teka ve SER-KAP ve her konuda olduğu gibi desteklerini esirgemeyen TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu’na teşekkürlerini sunar. 20 Temmuz - Aralık 2010 / Sayı 06



ANTİMDER’den

ANTİMDER Ekim Ayı Olağan Toplantısı Gerçekleşti ANTİMDER Ekim ayı olağan toplantısı 8 Ekim 2010 tarihinde, Berico Yapı Kimyasalları sponsorluğunda Antalya Dedeman Otel’de, 63 kişinin katılımıyla gerçekleşti. Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Üstem’in açılış konuşmasıyla başladı. Antalya, Burdur, Isparta ili ve ilçelerinde sektörde hizmet veren bütün meslektaşların toplantıya davet edildiğinin altını çizen Üstem, sözlerine şu şekilde devam etti; "Ülkemizde birçok siyasi ve ekonomik açıdan değişiklikler, hareketli günler yaşanıyor. Biz İnşaat sektörünün temsilcileri olarak yaşanan her hareketlilikten etkileniyoruz. Sektörümüz, içerisinde yeni yatırım sahaları barındıran, çeşitli atılım ve çalışma alanlarının var olduğu çok geniş bir sektördür. Ancak buna rağmen inşaat sektörü yatırımcıları, istenen talep olmadığı halde geleceğe hazırlık amaçlı yatırıma devam ederken, tüketicilerin ‘’bekle gör’’ stratejisine devam etmesi durumunda sektör sıkıntıya düşmektedir. Tabi ki ülkemizde yeni gerçekleşmiş olduğumuz referandum ve etkilerini de unutmamak gerekir. Son açıklanan TÜİK verilerinde konut satışlarında bir önceki yılın aynı dönemine göre hızlı bir düşüş yaşanmıştır. Özellikle 2009´un ikinci çeyreğinde kriz sonrasında alınan önlemlerle patlayan konut satışlarının yarattığı baz etkisine de bağlı olarak konut satışları bu yılın 2. çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre %53,65´lik gerileme kaydetmiştir. Yani 2009 yılının 2. çeyreğinde 194.743 düzeyinde gerçekleşen konut satışları yarı yarıya düşüş göstererek 90.270 düzeyine gerilemiştir. Bu durumun referandumdan kaynaklandığı belirtilmiştir. TÜİK’den bahsetmişken 2010 yılının ilk 6 aylık dilimi ile ilgili bazı oranları sizlerle paylaşmak isterim. 2010 yılının ilk altı ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre belediyeler tarafından Yapı Ruhsatı verilen yapıların yüzölçümünde %23,6 bina sayısında %8,4 oranında artış kaydedildi. Geçen yılın ilk yarısında yapı ruhsatına göre konut bina sayısı 40.610 iken, 2010 yılının aynı döneminde %9,8 artarak 44.572 olmuştur. Konut yüzölçümleri de söz konusu dönemde %26,1 oranında artarak, 47.467 bin metrekareye çıkmıştır. 2010 yılının ilk yarısında geçen yılın aynı dönemine göre belediyeler tarafından yapı kullanma izin belgesi verilen yapıların yüzölçümünde %31,6, bina sayısında %38,3, daire sayısında %32,2 oranında düşüş olmuştur. Geçen yılın Ocak - Haziran döneminde yapı kullanma izin belgesine göre 39.167 olan konut bina sayısı da, 2010 yılının ilk 6 ayında % 39,1 düşerek 23.855, konut yüzölçümleri ise % 31,7 düşerek 22.683.044 metrekare olarak gerçekleşmiştir."

22

Başkanın açılış konuşmasından sonra toplantı Berico Yapı Kimyasalları Kimya Mühendisi Onur Özel’in konuşma ve sunumu ile devam etti. Temmuz - Aralık 2010 / Sayı 06

Özel’in ardından toplantının sponsoru Berico Yapı Kimyasalları ortaklarından Hüseyin Karaağaç kısa bir açılış konuşması gerçekleştirdi. Toplantı, Akdeniz Üniversitesi İktisat Fakültesi öğretim görevlilerinden Prof. Dr. Orhan Kuruüzüm’ün “Referandum Sonrası İnşaat Sektörünün Durumu ve Geleceği” konulu sunumu ile devam etti. Kuruüzüm, katılımcılarla kurmuş olduğu sıcak diyalog salonda sağlamış olduğu hâkimiyet ve samimiyet ile büyük beğeni topladı. Soru cevap şeklinde ilerleyen olağan toplantı sektörel sohbet ortamı havasında devam etti. ANTİMDER Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Süleyman Acar, Prof. Dr. Orhan Kuruüzüm’e değerli bilgi paylaşımından dolayı teşekkürlerini sunarak günün

anısına ANTİMDER Onur plaketi takdim etti. ANTİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Üstem de toplantıya vermiş oldukları sponsorluk desteği için Hüseyin Karaağaç’a günün anısına Antalya’nın güzelliklerini içerisinde barındıran plaket takdim etti. Olağan toplantılarda bir ANTİMDER geleneği haline gelen mutlu günlerin kutlanması ve pasta kesimi toplantı sona erdi.


ANTİMDER’den

ANTİMDER, Baucon Yapex Fuarına Katıldı Antalya Valisi Ahmet Altıparmak, Antalya Milletvekili Sadık Badak ve yerel yöneticilerin katılımıyla açılışı yapılan, 28-30 Ekim 2010 tarihi aralığında Antalya Expo Center’da gerçekleşen Yapex fuarına ANTİMDER de Akdeniz Tanıtım’ın katkılarıyla katıldı. Mimarlar Odası, İnşaat Mühendisleri Odası, Elektrik Mühendisleri Odası, Makine Mühendisleri Odası, İç Mimarlar Odasının düzenlemiş oldukları etkinlikler ile birçok konudaki yenilikler ve gelişmeler paylaşıldığı, 27.000’den fazla ziyaretçinin katıldığı fuarda ANTİMDER standı fuarın ilk günlerinden itibaren dernek üyelerin ziyaretine ev sahipliği yaptı. Fuar süresince sektör temsilcilerine ANTİMDER bülteninin ilk sayısı dağıtılarak ANTİMDER ve faaliyetleri hakkında bilgi verildi. Bültenin orta sayfalarında da üyeler logoları ile lanse edildi. Fuara ANTİMDER’in yanı sıra dernek üyelerinden de Delta Küvet ve Promix de katılarak yeniliklerini ve ürünlerini tanıttılar.

23 Temmuz - Aralık 2010 / Sayı 06


ANTİMDER’den

ANTİMDER Kasım Ayı Olağan Toplantısı Gerçekleşti

ANTİMDER’in Kasım ayı olağan toplantısı 9 Kasım 2010 tarihinde Ramada Plaza Antalya’da 55 kişilik bir katılımla gerçekleşti. Toplantı ANTİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Üstem’in açılış konuşmasıyla başladı. Üstem konuşmasında 28–31 Ekim 2010 tarihleri arasında gerçekleştirilen Baucon Yapex Fuarında dernek olarak katıldıklarını hatırlatarak sektörümüzün fuarında derneğimizi anlatmanın en iyi yolu olarak ANTİMDER Bülten’in birinci sayısının çıkartıldığını belirtti. Bültenin Fuar alanında ziyaretçilere dağıtılmasının akabinde ise odalara, resmi kurumlara gönderileceğinin de altını çizdi. Üstem, bültenin derneğe ciddi bir gelir kaynağı sağlayacağını düşünmekte olup, hedeflerimize ulaştığımız takdirde önümüzdeki senelerde dernek üyelerimizden simgesel olarak bir aidat talep etmeyi planlamaktayız dedi. Üstem konuşmasına şu şekilde devam etti. Dernek çatısı altında organize etmiş olduğumuz toplantılarımızda çoğu zaman sektörümüzü ilgilendiren konular tercih etmemize rağmen bazı toplantılarımızda da sosyal içerikli konularla üyelerimizi ve değerli misafirlerimizi bilgilendirmek istiyoruz. Bugünkü konumuz da “Sağlıklı Yaşam” olacak. Çağımızın gelişimi ile birlikte yaşam tarzımız, tercihlerimiz ve bunlara bağlı olarak en önemlisi beslenme şekillerimizde değişim yaşanmaktadır. Bu değişim teknoloji v.b. yenilikleri de yanında getirmekle birlikte sağlığımızda aynı olumlu sonuçlara yol açmamaktadır. Dengesiz beslenme, fast food tüketiminin artması gibi sonuçlar neticesinde çeşitli sağlık sorunları ortaya çıkmaya başlamıştır. Bunlardan en önemlisi belki de obezitedir. Dünya’da ve Ülkemizde gün geçtikçe artan obez hasta popülâsyonu, tedavisindeki ciddi maliyetle de ülke ekonomilerine zarar vermektedir. Türkiye Obezite Araştırma Derneğinden alınan verilere göre Türkiye’de obez hasta sayısı 20 milyona ulaşmıştır. Toplam tedavi masrafı ise 5 milyar dolara yaklaşmıştır. Obezite görülme oranı bayanlarda %31 iken erkeklerde %24 olarak belirlenmiştir. Ama Türkiye nüfusunun %66’sı da obezite tehdidi altındadır. 24 Temmuz - Aralık 2010 / Sayı 06

Tükettiğimiz besinlere dikkat ederek, hayatımıza az da olsa sporu katarak bu tehditten kurtulabiliriz. Bu konu ile ilgili Değerli uzmanımızdan Detoks ve Sağlıklı beslenme ile ilgili bilgiler alacağız. Katılımlarınız için tekrardan teşekkürlerimi sunuyorum. Toplantıya misafir olarak katılan Antalya Emniyet Müdür Yardımcısı Lütfullah Uğur Pekcan, Kepez İlçe Emniyet Müdürü Süleyman Papak ve Kepez İlçe Emniyet Müdür Yardımcısı İlker Eşki de Antalya Emniyet Müdürlüğü ve çalışmaları hakkında bilgiler verdi. Ayrıca Kepez İlçe Emniyet Müdürü Süleyman Papak yeni kurulan Kepez İlçe Emniyet Müdürlüğü ve çalışmaları hakkında bilgi aktardı. Konuşmacı olarak ANTİMDER‘in davetlisi olan Porlife Spor Merkezi Sağlıklı Beslenme ve Detoks Uzmanı Uğur Uğural uzmanlık konusu ile ilgili bir sunum gerçekleştirdi. Kilo problemi olan, sağlık sorunları yaşayan ve ya dinç kalmak isteyen bir çok bireye şimdiye kadar yardımcı olduklarını hatta kilo sorunları yüzünden artık insan içine çıkamayacak duruma gelen hastaları hayatla barıştırdıklarından bahsetti. Salonda bulunan herkese bugüne kadar evinizde katı meyve sıkacağı yok ise hemen alın ve en azından meyve karışımlarının suyun için diyerek çağrıda bulunan Uğural, sağlıklı yaşamın aslında her bireyin kendi elinde olduğunu hayatına biraz spor ve dikkatle bunun mümkün olabileceğinin altını çizdi. Soru cevap şeklinde ilerleyen olağan toplantı sonrasında ANTİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Üstem, toplantıda üyelerin sağlıklı yaşam konusunda bilgi veren Prolife Spor Merkezi Sağlıklı Beslenme ve Detoks Uzmanı Uğur Uğural’a ANTİMDER Onur Belgesi takdim etti. Konuşmaların tamamlanmasının ardından Üstem, sektörün sonları ve çözüm önerileri hakkında katılımcılara söz verdi. Bilgi ve görüşlerin toplanmasının ardından katılımcılara teşekkürlerini sunan Üstem, toplantının kapanışını gerçekleştirmiştir.


ANTİMDER’den

ANTİMDER Ocak Ayı Olağan Toplantısı Gerçekleşti

ANTİMDER’in Ocak ayı olağan toplantısı Ramada Plaza Antalya’da, 4 Ocak 2011 tarihinde 61 üyenin katılımıyla gerçekleşti. Toplantı, ANTİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Üstem’in açılış konuşmasıyla başladı. Üstem, 2011 yılının ilk toplantısında bir arada olmaktan duyduğu mutluluğu dile getirerek, yeni yılın tüm ANTİMDER Ailesine hayırlı olmasını diledi. ANTİMDER’in 2010 faaliyetlerine değinen Üstem, Şubat 2010’da sizlerin seçimi ile görevi devir aldık. Göreve geldiğimiz günden itibaren toplamda 20 Yönetim Kurulu Toplantısı ve 7 olağan toplantı organize ettik. Olağan toplantılarımızı sponsorluklarla gerçekleştirerek hem sektörümüzdeki yenilikleri takip ettik hem de derneğimizin bütçesine katkıda bulunmuş olduk. Olağan toplantılarımıza Burdur, Isparta ve Antalya merkez ve ilçelerinden üye olmayan meslektaşlarımızı da davet ederek derneğimizi ve faaliyetlerimizi anlatmaya çalıştık. Bu çalışmalarımız sonucunda da Şubat ayında 53 üye ile devir almış olduğumuz derneğimizi yaklaşık 70 üyeye taşıdık. PO ile anlaşma yaparak akaryakıt alımlarımızı dernek çatısı altında toplayarak üyelerimiz ve derneğimize katkı sağladık. Baucon Yapex fuarına katıldık. Sektörümüzün fuarında bulunduk. Başlangıç olarak bu fuarda dağıtılmak üzere ANTİMDER Bülten’i çıkarttık. Derneğimizi tanınabilinmesi için yazılı basınla çevre illerimiz dâhil meslektaşlarımıza ve tüm resmi kurumlara ulaşmasını sağladık. ANTİMDER Bülten ile ilgili beklentilerimizi büyük, 2011 yılı içerisinde derneğimize ciddi bir gelir kaynağı olacağını düşünmekteyiz. dedi. Mustafa Üstem’in ardından söz alan toplantının sponsorluğunu üstlenen Başar Boru’nun ortaklarından Rıza Kale katılımcılara teşekkürlerini sundu ve firması adına ANTİMDER ile birlikteliğinden duyduğu mutluluğu

dile getirdi. İnşaat sektörünün son yıllarda yaşanan krizlerde büyük yaralar aldığını ancak son 2 yıl içerisinde ciddi bir şekilde toparlanmaya başladığını ifade eden Rıza Kale 2010 yılında açılanan büyüme rakamları içerisinde inşaat sektöründe %24’lük büyüme sağladığının da altını çizdi. Sektörün gelecekte de aynı önemini arttırarak sürdüreceğini ve büyümenin kesintisiz olacağını ifade eden Kale, firması hakkında da genel bilgilendirme yaptı. Başar Boru’nun kuruluşundan itibaren ANTİMDER Üyesi olduklarının da altını çizen Rıza Kale, dernek çatısı altında her zaman üzerine düşeni yapmaya hazır bir firma olduklarını da ifade etti. Başar Boru temsilcisi ve Ar-Ge Mühendisi Nazlı Didem Altınsoy da firması ve ürünleri hakkında sinevizyon gösterisi ile birlikte bilgilendirme gerçekleştirdi. Başar Borunun kuruluşundan bu güne kadarki sürecinden bahseden Nazlı Altınsoy, birlikte çalışmış oldukları Esen Plastik, Hakan Plastik ve Akpalst firmalarının ürünleri hakkında bilgiler verdi. Başar Borunun bölgedeki dağıtım ve organizasyonuna da değinen Nazlı Hanım, sunumunda firmasının hedeflerinden de bahsetti. Başar Boru’nun sorununun tamamlanmasından sonra katılımcılara söz vererek sektörün sorunlarını ve çözüm yolları ile ilgili fikirleri alındı. Toplantı ANTİMDER Yönetim Kurulu Başkanımız Mustafa Üstem’in Başar Boru adına Rıza Kale’ye Antalya kabartmalı plaket 25 Temmuz - Aralık 2010 / Sayı 06




DİMSİAD’tan

DİMSİAD, Üye Bilgilendirme Toplantılarına Devam Ediyor

çıkacak olan Yapılandırma çalışmaları konusunda ve Teşvik gören yatırımlar açısından nasıl bir yol çizecekleri konusunda bilgilendirmek için Yeminli Mali Müşavir İzzet Özer’i konuk ettiklerini belirtti. İzzet Özer ve toplantıya katılan üyelerine teşekkür eden Çetinkaya, her ay başka bir konuk davet ederek bilgilendirme toplantılarının devam edeceğini açıkladı.

DİMSİAD(Denizli İnşaat Malzemeleri Satıcıları İş Adamları Derneği)’ın her ay Anemon otel’de geleneksel hale getirdiği bilgilendirme toplantılarının Aralık ayı konuğu Yeminli Mali Müşavir İzzet Özer oldu. Çok sayıda DİMSİAD üyelerinin katıldığı bilgilendirme toplantısında konuşan Mali Müşavir İzzet Özer, iş adamlarını yılsonu hesaplarında nelere dikkat etmeleri gerektiğini, Yeni düzenleme ile getirilmesi düşünülen Yeniden yapılandırma konuları ile Denizli’de teşvik gören yatırımlar hakkında bilgilendirdi. Toplantıda söz alan DİMSİAD Başkanı Hüseyin Çetinkaya, amaçlarının üyelerinin her konuda bilinçlenmelerini sağlamak olduğunu belirterek bu ay DİMSİAD üyelerinin yılsonu hesapların da nelere dikkat etmeleri gerektiği, bankalara ve çalıştıkları firmalara verdikleri bilânçoların önemi, yeni 28 Temmuz - Aralık 2010 / Sayı 06


DİMSİAD’tan

DİMSİAD, Denizli Ticaret Odası’nı Ziyaret Etti DİMSİAD, Denizli Ticaret Odası Başkanı Necdet Özer’e nezaket ziyaretinde bulundu. DİMSİAD Başkanı Hüseyin Çetinkaya, Başkan Yardımcısı Ali Alaybeyoğlu ile Yönetim Kurulu Üyeleri Sedat Doğaç, İsmail Demiröz, Süleyman Çeliker, Raşit Özdemir, Vedat Namlı, Ahmet Kurt, Mehmet Yıldız’ın katıldığı ziyarette Ticaret Odası Başkanı makamında ziyaret ederek dernek faaliyetleri hakkında görüş alışverişinde bulunuldu. Ziyaret de Ticaret Odası Başkanı Necdet Özer oda olarak tüm derneklerin yanında olduklarını ve mümkün olduğu kadar destek olmaya çalıştıklarını ifade ederek derneklerin önemine değindi. DİMSİAD Başkanı Hüseyin Çetinkaya ise Dernek olarak aktif bir çalışma içersinde olduklarını kaydederek Ticaret Odası ile dayanışma içersinde daha büyük hizmetler vermeye çalışacaklarını söyledi. Ziyaret DİMSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Çetinkaya’nın Denizli Ticaret Odası Başkanı Necdet Özer’e TİMFED Yönetim Kurulu adına plaket takdim etmesiyle sona erdi.

DİMSİAD Üyeleri Kaynaşma Yemeğinde Buluştu DİMSİAD üyeleri kaynaşma yemeğinde buluştu. Değirmen’de Alabalık tesislerinde düzenlenen yemeğe TİMFED Yönetim Kurulu Başkan yardımcısı ve TİMKODER Başkanı Emin Ayar, TİMFED Yönetim Kurulu Üyesi ve TİMKODER Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Yunus Altun, TİMKODER Yönetim Kurulu Üyesi Yusuf Yıldırım, DİMSİAD Başkanı Hüseyin Çetinkaya ve çok sayıda üye eşleri ile katıldı. Gecede konuşan DİMSİAD Başkanı Hüseyin Çetinkaya sosyal etkinlikler kapsamında düzenledikleri yemeğe katılan üyelere teşekkür etti ve iş adamları eşlerinin de bayanlar komisyonu oluşturarak çeşitli etkinlikler düzenlemeleri çağrısında bulundu. Canlı müzik eşliğinde üyeler hem yemeklerini yiyip birbirleri ile sohbet ederken hem de müzik eşliğinde dans ederek unutamayacakları bir gece geçirdiler. 29 Temmuz - Aralık 2010 / Sayı 06


BURTİMDER’den

BURTİMDER Faaliyetlerine Hız Verdi Bursa Yapı Yaşam Fuarı Bir yılı aşkın görüşmeler sonucu; TÜYAP Genel Müdürü İlhan Ersözlü ve Gnel Müdür Yardımcısı Murat Özkaya’nın katkılarıyla TÜYAP & BURTİMDER Bursa Yapı Yaşam fuar organizasyonu sözleşmesini imzaladık. Her yıl artarak sürecek katılımcı ve üyelerimizin desteği ile derneğimize sürekli ve kalıcı mali kaynak sağlanacaktır.

BURTİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Murat Duman

BURTİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Murat Duman son dönem faaliyetleri ve gelecek hakkında yaptığı açıklamada şunları kaydetti. Piyasa daralır ve işler kötüye giderse “insanın eli işe varmaz” derler. Böyle dönemlerde sosyal faaliyetlerde bulunmak daha da zorlaşır. Gerçekte tam da böylesi dönemlerde sosyal faaliyetlere zaman ayırma ve dayanışma göstermenin krizin yönetilmesi ve aşılmasında çok faydalı etkileri olur. Dünyanın ve ülkemizin son yıllarda yaşamakta olduğu altüst oluş, başkalaşma, kutuplaşma ve ayrışma toplumsal-bireysel travmalar yaratmış ve yaratmaktadır. Bu durum iyimser bir yaklaşımla taşların yerli yerine oturması için bir fırsat olabilir. Bireyler ve toplumlar bu süreci yeniden yapılanma, yeni bir duruş, bir kimlik oluşturma sürecine dönüştürebilir. Bir başka ifade ile geleceğini yeniden kurabilir. Dikkat edilmesi gereken bu süreçte kullandığımız dil, davranışlar ve yöntemlerimizin ne kadar insani, ne kadar demokrat, ne kadar hakkaniyetli olduğudur. Bunlara bağlı olarak geleceğimiz de o kadar adil, özgür ve insana yakışır olur. Yakın zaman içinde 3. olağan genel kurulumuzu yapacağız. 2009’daki genel kurulda yönetim kuruluna aday bulmakta zorlanıyorduk. Bu seçim öncesi birçok adayın olması memnuniyet vericidir. İnanıyorum ki; bir sonraki genel kurul daha da çok kişinin aday olacağı bir seçim olacaktır.

Dernek Lokal ve Sekreteryası Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey ile yaptığımız görüşmeler sonucu; Nilüfer belediyesinin tahsis edeceği bir alana, dernek lokali, cafe, idari birimlerden oluşan sosyal tesis yapımı, Geçici dernek lokali için tarafımızdan kiralanacak ofise belediye nezdinde idari destek, Ortak belirlenecek bir alana,meslektaşlarımıza yönelik ticaret merkezi oluşturulması konularında mutabakat sağlanmış, görüşmeler sürdürülmektedir. Usta Eğitimleri Hürriyet Endüstri Meslek Lisesi ve Demirtaş Endüstri Meslek Liseleri ile yapılan çalışmalar sonucu Avrupa’da geçerli diplomaların verileceği meslek eğitim kursları için start verme aşamasındayız. Futbol Turnuvası Genel kurulumuzu yapacağımız Osmangazi Belediyesi tesislerinde 2011 için futbol turnuvası organizasyonu görüşmeleri yaptık. Takım oluşturan üye ve meslektaşlarımızın başvurularını bekliyoruz. Yeni oluşturulacak yönetim ile TİMFED yönetiminin tanışması amaçlı bir topantının yapılmasını da yeni yönetime bırakıyoruz. Yapacağımız Genel Kurul ile iki yıl süren BURTİMDER Yönetim Kurulu Başkanlığı ve TİMFED Yönetim Kurulu Üyeliğini yeni arkadaşlarımıza devredecek ve desteklerimi esirgemeyeceğim. Görev sürem boyunca bana destek olan dostlarım, arkadaşlarım; TİMFED yönetici ve çalışanlarına, kardeş dernek yöneticilerine, BURTİMDER üyelerine ve katkısı olan her kişi ve kuruma şahsım ve yönetim kurulum adına şükranlarımı sunarım.

Bu dönemde istifa eden üyelerimiz vardı. Hiç bir istifayı kabul etmedik,”az olsun bizim olsun” demedik, “kaybetmek değil kazanmak önemlidir” dedik. Yeni üye başvuruları oldu, daha da artacak. Ekonomik sıkıntılar çektik, değişik konularda çeşitli tepkiler aldık, küsmedik, kızmadık ve BURTİMDER’in kurum olarak güçlü, bağımsız, işlevsel ve kalıcı olmasına yönelik bir dizi organizasyon gerçekleştirdik. 30 Temmuz - Aralık 2010 / Sayı 06

BURTİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Murat Duman Yönetim Kurulu Üyeleri Metin Aydoğdu ve Erkan Yıldırım Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’i ziyaretlerinde



SİMSAD’tan

SİMSAD Yeni Yönetimini Belirledi

SİMSAD Yönetim Kurulu Üyeleri: Yılmaz Tüfek, Ali Kemal Şahin, Lütfü Alkan, Murat Alanyurt ve Recep Yılmaz

SİMSAD (Samsun İnşaat Malzemeleri Satıcıları Derneği), 4 Aralık 2010 tarihinde yaptığı genel kurul ile yeni yönetim kurulunu şeçti. Sektörü kucaklayan, genç, dinamik bir yapıda oluşturulmasına dikkat edilen yönetim kurulu ilk toplantısında görev dağılımını belirledi. Başkan: Lütfü Alkan (Alpkan Yapı Malz. İnş. Taah.San. Tic. Ltd. Şti.) Başkan Yardımcısı: Murat Alanyurt (Teknik Hırdavat İnş. Gıda San. Tic. Ltd. Şti.) Genel Sekreter: Yılmaz Tüfek (Tüfekçioğlu İnş. Ltd. Şti.) Muhasip Üye: Serkan Baş (İmar Yapı San. Tic. Ltd. Şti.) Yönetim Kurulu Üyeleri: Nüzhet Altuniç (Altuniç Yapı Malz. Ltd. Şti.) Ali Kemal Şahin (Yapıtaş Sıhhı Tes. ve Yapı Malz. İnş. Tic. Ltd. Şti.) Recep Yılmaz (Doğan Mak. San. ve Tic. A.Ş.) Yönetim Kurulu Başkanı Lütfü Alkan yaptığı açıklamada; "Hedefimiz, derneğimizin sürekliliğini sağlayacak şekilde organize olmak, dernek üyelerimizin personeline eğitim ve ticari faaliyetlerine yardımcı olabilmektir. Onların eleman ihtiyacı noktasındaki eksikliklerini giderebilmek ana misyonumuzdur Bunun yanında üyelerimizin; ticari faaliyetlerini daha kolay yapabileceği, ulaşım sorunu olmayan bir alanda, merkez diye niteleyebileceğimiz mağazalar, depolama alanı, malzeme sevkiyat alanı gibi ihtiyaçlarını kolaylıkla karşılayabilme gibi kısaca ticaretini daha kolay yapabileceği yer için, çözüm üretebilme aşamasında önderlik yaratabilecek fikirleri tartışmaya açmak ve oluşumlara katkıda bulunmak gayreti içerisinde olacağız. Bir yandan dernek faaliyetlerini hızlandırarak ivme kazandıracak projeleri hayata geçirecek öte yandan üye sayımızı bize yakışacak şekilde arttırma gayreti içerisinde olacağız. Dernek için çalışacak, 32 Temmuz - Aralık 2010 / Sayı 06

derneğin misyonunu geleceğe taşıyabilecek aday üyelerimizi derneğimize bekliyoruz. Öncelikli hedef il merkezi sonra ilçeler ve diğer iller ile ilçeleri olmak üzere yapılanma politikamızı hayata geçireceğiz. Tüm bu faaliyetleri yapar iken federasyonumuz olan TİMFED’e karşı sorumluluklarımızı da yerine getirmeye çalışacağız. Gerek dernek işleyişinde gerek diğer faaliyetlerde TİMFED’le karşılıklı fikir alışverişi içerisinde görüşlerimizi ortaya koyacağız. Burada TİMFED’den beklentimiz eğitim faaliyetlerinde SİMSAD’a katkı vermesi ve üyelerimize ticari faaliyetlerinde ekonomiyi iyi okuyabilmelerine önderlik etmesidir." "SİMSAD Yönetim Kurulu, ilk iş olarak dernek ofisimizin tadilatına hızlı bir şekilde başlamış, zemin kaplamaları, duvar boyaları, ıslak hacim kaplama ve vitrifiye malzeme montajları ile tavan kaplaması ivedilikle yapılarak bitirilmiştir. Bundan sonra dernek işleyişi için gerekli olan donanımları devreye alarak dernek ofisimizi adımıza yakışacak bir şekilde işleteceğiz. Ofisimiz daha aktif bir hale gelecek üyelerimizle kaynaşacağız. Üye sorunlarına aktif bir şekilde eğilip çözüm aşamasında yanlarında olacağız. Malzeme sektörüyle ilgili olan bilgi alışverişini canlı tutacağız." "SİMSAD üyesi arkadaşlarımıza da derneğimizin kapılarının her zaman açık olduğunu belirterek katkıda bulunmaları, her konuda fikirlerini paylaşmalarını ve bu paylaşımları ile ortaya çıkacak beyin fırtınasından hep birlikte yararlanma çağırısı yapıyoruz. Hep birlikte tartışalım birbirimize karşı açık olalım. Derneğimizin yaşaması için elimizi taşın altına koyalım yükümlülüklerimizi yerine getirelim. Unutmamalıyız ki Sivil Toplum Örgütleri bir toplumun can damarlarıdır. Damarlar olmazsa işleyiş bozulur. Üyelerimiz olmazsa SİMSAD olmaz. SİMSAD’lar olmazsa federasyonlar olmaz. Üye sayımızı arttırmak için çalışalım. Çevre il ve ilçelerde var olalım. Orada kollarımız olsun. Hareketlenelim. Yayılalım, büyüyelim. Bize de bu yakışır." dedi



Söyleşi

Yurtbay Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Yurtbay "Sanayicilik hayatım 1950 yılında tuğla harmancılığı ile başladı." Zonguldak İli’nin şirin, yeşillikler içindeki Çaycuma ilçesi’nde 1938 yılında doğdum. Küçük yaşlarda rahmetli babam Şevki Yurtbay’ ait manifatura dükkanında onunla çalışmaya başlayarak iş hayatına ilk adımlarımı attım.

atlar 4km mesafede olan tuğla harmanımıza gider. Akşam 7’de çalışanlarımız ile birlikte paydos ederdim.O sene tanesi 4 kuruş olan tuğladan 438.000 adet üreterek o zamanın parası ile 8.000 lira kar elde ettik. Bu ilk kazanç bugüne kadar kazanılan en güzel para olarak hafızalarımızda kaldı.Ve bu işi yapma isteğimiz daha da arttı.

Sanayi dünyası ile tanışmam ise 1950 yılında babamla kurduğumuz tuğla harmancılığı işi ile başlamıştır. İlk kez denediğimiz bu işte bir yılın sonunda zarar eden babam bir daha bu işi yapmak istemedi. Fakat benim bu işi yapma ısrarım galip gelerek 1951 yılında tuğla harmancılığı işimizin yönetimini babam bana devretti.

O dönemin en iyi harman tuğlası ustaları Bartın’ da bulunuyorlardı. Bende bu işi daha iyi yapabilmek adına, çocuk yaşta motosikletime atlar onların Bartın’da toplanıp dibek kahvesi içtikleri kahvehaneye gider, Sanayicileri ve ustaları gözlemler sohbetlerine ortak olurdum. Diğer yandan da Bartın’daki diğer fabrikaları da gezip bilgi alırdım.

2000 li yıllara geldiğimizde Bir Dünya Markası olan Yurtbay Seramik Fabrikamızın Mihenk Taşlarını 1951 yılında devraldığım Tuğla harmancılığı ile döşemeye başladığımı bilmiyordum.

"Talihsizlikler peşimizi bırakmadı." Sanayiciliğe başladığım ilk senelerimde sürekli gidip geldiğim Bartın’da gördüğüm tuğla fabrikaları gibi fabrika kurma isteğim. Babam ile yaptığım bir sohbet sonunda filizlendi ve tuğla harmancılığını fabrikaya dönüştürerek, 1955 yılında Tuğla Fabrikasını kurduk. Üretimin başladığı ilk dönemlerdi. Fab-

Henüz çok genç hatta çocuk denebilecek bir yaştaydım. Sabah saat 5’te kalkar, bisikletime 34 Temmuz - Aralık 2010 / Sayı 06


Söyleşi bitirmesi için anlaştığımız Rıza Ustaya 10.000lira prim vereceğimi söyleyerek bir an önce inşaatı bitirmesini istedim. Bana “ Bu fabrika 1yıldan önce bitmez” dedi. Tabi tüm bu gelişmelerden tatil için Çınarcık’ ta bulunan babamın henüz haberi yok idi. Ama bana çok güvenirdi. Atladım arabaya ve babamı almaya gittim. Arabada yol boyunca Bursa’da gördüğüm tesislerden bahsettim ve bizde böyle bir tesis mi kursak? Dedim. Babam “ Niyetin varsa hiç durma “ dedi. Çaycuma’ ya geldiğimizde makinelerin siparişini verdiğimi söyledim. rika binamızın ahşaptan olması ve payandaların konulmamış olmasından dolayı ne yazık ki 1955 yılında çıkan bir fırtına ile fabrikamız çöktü. Koca fabrika bir anda yerle bir olmuştu. Hemen Bartın’ a gidip ustaları buldum ve fabrikayı tekrar kurmak için kolları sıvadık. Hiç Unutmam! O güne kadar çivi aldığım bize veresiye 500 kasa çivi verebilecek nalbur komşumuza gittim. İki kasa çiviye ihtiyacım olduğunu ve parasını Cuma günü verebileceğimi söylediğimde, aldığım cevap beni şoke etti. O zaman çiviyi de Cuma günü alırsın dedi. “ Düşenin Dostu Olmaz. “ misali, O anda dükkanın başıma yıkıldığını hissettim. Ve kendime söz verdim. “ Bu tip insanların altında kalmamak için ne gerekiyorsa yapacağım.” dedim. Sonuçta fabrikamızı tekrar kurduk. Yine güzel sonuçlar alarak çalışmalarımıza devam etmeye başladık. 1960 yılına geldiğimizde piyasanın aranan firmalarından biri haline geldik. Kat ettiğimiz bu yol çekemeyenleri rahatsız etmiş ki fabrikamızı yaktılar. Yılmadık ve fabrikamızı yine kurduk. Biz nasıl pes etmiyorsak onlarda pes etmiyorlardı. Aradan 9 yıl geçtikten sonra 1969 yılında fabrikamız tekrar yakıldı. Bu ikinci yangın sırasında karşımızda bulunan Seka Kağıt Fabrikasının genel müdürüde yangın yerine gelmişti. Benim ricamla ve bir hasar oluşursa karşılamak sözü ile Seka’ dan iş makinası getirtip fabrikayı ortadan böldürme kararı verdik.Yangın diğer tarafta kalarak kısmen de olsa Fabrikayı bu sefer kurtarmıştık. Bu olaydan sonra aynı dönemde Zonguldak’ ta bayiliğini yaptığımız 5-6 markadan oluşan Otomotiv Sektöründeki firmaları ziyaret etmek ve moralimizi düzeltmek amacıyla Bursa seyahatine çıktık. Bu seyahat sırasında yol üzerindeki 2 Tuğla fabrikası dikkatimi çekti. Fabrikaları ziyaret ettim. Fabrikanın sahibi ile yapmış olduğum sohbet neticesinde kullandıkları tesislerin aynısını kurmamızı tavsiye etti. Bizde bu Alman Teknolojisine gücümüzün yetmeyeceğini söyledik. “ Gözünüzde büyüttüğünüz kadar büyük bir fark yok, yapabilirsiniz. “ dedi. Bizde kendisinin onayını alarak bu makinelerin üretilmesini talep ederek 50.000 liralık çek karşılığında makinelerin siparişini verdik. Diğer yandan da fabrika inşaatının yapımını

Fabrikamızda o zamanlar çok değerli Bartın’ lı bir Hasan Ustamız vardı. Onunla birlikte günde 16 saat çalışarak Rıza Ustamızdan istediğimiz gibi Nisan ayında Fabrikamızı açtık. Bir gün dahi geçirmeden 14 kamarada, günde 60.000 adet 13,5 tuğla üretimine başladık. "Ekibimizin de başarılarıyla birlikte diğer tuğlacılardan daha iyi bir noktaya geldik." 1980 li yıllarında Düzce’de Delta Toprak İş Sanayine %20 hisse ile ortak olduk.Şirket iflasın eşiğindeymiş bize bir şey söylememiş olmaları bir yana bizde hiçbir araştırma yapmamıştık.İşin içine girip hisse aldığımızda durumun farkına vardık.Buda bizim için önemli bir tecrübe olarak hafızalarımıza kazındı. Sonrasında diğer ortaklarımız %51 hisseyi alın ve bu şirket ayakta dursun dediler bizde kabul ettik. Bu değişimin ardından Delta Tuğla Kurumlar vergisinde birinci olarak başarılı bir şirket olma profili çizmeye başladı.1985 yılında %98.5 hisse oranı tamamlanarak İstanbul’ da güzel bir satış ekibi kurduk. Ekibimiz mimar,mühendis,ekonomist gibi eğitimli kişilerden oluşuyordu.Herkes arabasına atlar inşaatları gezer bilgi ve sipariş toplardı.Bu ekibimizin özverili çalışmalarıyla birlikte diğer tuğlacılardan da ayrı bir noktaya geldik. Zaman içinde başarılarımız ile birlikte bizde Çaycuma’daki üretim tesisimizi daha iyi koşullara taşımak için yatırımlar yaptık. 1991 yılında Türkiye’de ancak 3-4 fabrikada bulunan Alman Keller Sistemi dediğimiz bir fırını devreye soktuk. 1993 yılında yine Çaycuma ‘da bulunan Yem Fabrikasını özelleştirme kapsamında satın aldık. Yatırımlarımıza ilerleyen süreçtede devam etme arzumuz 1994 krizi sırasında iplik fabrikası satın alma düşüncesindeydi. Bir tekstilci dostumuzun uyarıları neticesinde yatırımdan vazgeçtik. Ve yine 1994 yılında eski Belediye Başkanımız rahmetli Metin Yurtbay ile Sinemada gittiğimiz bir koferans da yatırım düşüncelerimi onunla paylaşıp bana sinema salonunda yerde döşeli karoları göstererek“ neden karo üretmiyorsun. “ dedi. Yaptığımız araştırmalar neticesinde toprakla uğraşan bir firma olarak bu yatırım cazip geldi ve Seramik Fabrikası kurmaya karar verdik. Hammadde ve nakliye araştırmalarımız Eskişehir’de 1995 yılında 700.000m2 35 Temmuz - Aralık 2010 / Sayı 06


Söyleşi bir arazi üzerine 3.5milyon m2 kapasiteli Seramik Fabrikasının temellerini atmaya yönlendirdi.1996 yılında ilk tecrübe çalışmalarımız ile seramik üretimine başladık. Bu uzun süreçte Sosyal çalışmalara da el atarak 1992 yılında Çaycuma’da 24 derslikli Oktay-Olcay Yurtbay Anadolu Lisesi, 1993 yılında Bartın’ da Sağlık Ocağı ve 1997 Düzce’ de Delta Toprak Sanayi ve Ticaret Şirketimizin yaptırdığı İlköğretim okulunu yaptırarak hizmete açtık. Tüm bu yatırım ve hizmetlerimiz neticesinde Devletimiz tarafından, Cumhurbaşkanlığı Üstün Hizmet Ödülü ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Üstün Hizmet Ödülüne layık görüldük. "Kriz ve sıkıntı ile anılan yıllar ve 2009 yılı bizim için son 10 senenin en güzel yılı oldu." 1997 yılında Seramik satışımızın başlamasıyla birlikte %100 büyüme kararı aldık. 1998 senesinde 7.500.000m2 kapasiteye ulaşılmıştı. Ardından 2001 krizinde yine büyüme kararı alarak; Seramik Fabrikalarımızın ve diğer grup fabrikalarımızın enerji ihtiyacını karşılayacak olan doğalgaz ile çalışan 2 adet 8 Megawat gücünde Elektrik

36 Temmuz - Aralık 2010 / Sayı 06

Santralinin(Kojenerasyon Ünitesi) kurulmasına karar verilerek Yurtbay Elektrik Üretim A.Ş. firmamızı kurduk. İlk etapta 2002 yılında Eskişehir’ de Seramik Fabrikalarımızın kompleksinde devreye alarak daha sonra diğer fabrikalarımızın da elektrik ihtiyacını buradan karşılamak için anlaşmalar yapılmıştır. Büyüme sürecine devam ederek yatırımlarımızı 2008 yılına geldiğimizde çeşitlendirmeye karar vererek granit yatırımına


Söyleşi

karar verdik. 2009 Şubat'ına geldiğimizde kriz döneminin en dar boğaz zamanları baş göstermeye başlamıştı. Bununla birlikte 30-40 kadar bayimizin ciddi sıkıntılar yaşadığını görerek onları da sıkmamak için verdiğimiz destek ile bu süreci atlatmayı başardık. Zaten bize göre de kriz uzun sürmedi. Bu dönem içinde fırın kapatan ve üretimini asgariye indiren firmalar ile pazara arz oldukça arttı. Bu da bu kriz döneminde üretim yapan firmalara olumlu bir şekilde yansıyarak ibrenin bize yönelmesini sağladı. Öyle ki kriz ve sıkıntı ile anılan bir yıl olan 2009 yılı bizim için son 10 senenin en güzel yılı oldu. Biz sadece Zonguldak İlinde Kurumlar Vergisinde ilk sırada yer alacağımızı düşünürken, Türkiye genelinde İSO’ nun açıkladığı ilk 500 sanayi kuruluşu arasında da yerimizi almıştık. "Yatırımlarımızın karşılığı olarak bu yıl içinde %40 büyüme gerçekleştireceğimizi öngörüyoruz." Dünya metal fiyatlarında ve döviz kurlarında düşüş ile birlikte yeni yatırımlar için makine alımı amacıyla 2009 sonunda İtalya’ ya gittik.Düşüncemizde fiyat indirimi sağlayarak bu işi bağlamaktı.Ve indirim sağlanarak Ekim 2010 yılında Prekat ve Dijital Seramik Üretim Makinelerimizin geldi ve Dünyada yeni tanınmakta olan türkiyede ise 3-4 firmanın üretimini yaptığı dijital seramik üretimimiz devreye girdi.Aynı zamanda bayilerimizden gelen yoğun istek ve ihtiyaçlar doğrultusunda full otomatik sistemli Yapı Kimyasalları üretimini de devreye aldık. Son dönemde yaptığımız bu yatırımların karşılığını 2011 yılında almaya başlayacağız. Bu yatırımlarımızın karşılığı olarak bu yıl içinde %40 büyüme gerçekleştireceğimizi öngörüyoruz. "Tuğla Fabrikamız İlk göz ağrımız ve bizi için ayrı bir manevi değere sahiptir. Lakin seramik sektörü de bizim Amiral gemimizdir." Kaplama malzemeleri konusunda yaptığımız yatırımlardan aldığımız sonuçlar bizi önemli bir noktaya taşıdı. Pazarın yapısına baktığımızda kapasite konusunda daha fazla yatırım yapmayı düşünmüyoruz. Zaten şu an kurulu kapasitenin an-

cak %50 sinin kullanıldığı bir sektörde faaliyet gösteriyoruz. Buna istinaden yapı malzemeleri sektöründe yapı kimyasalları ile başladığımız ürün gamımızı vitrifiye ve banyo mobilyası olarak çeşitlendirerek devam etmeyi düşünüyoruz. Seramik Sektöründe ArGe Ür-Ge yatırımları ile yolumuza devam ederken tek genişleme yatırımı olarak İtalya’da orta ölçekli bir fabrika satın alma düşüncemiz var.Bunu eleman yetiştirmek ve imajımızı güçlendirmek bakımından faydalı görüyoruz.İlk göz ağrımız Tuğla Fabrikamıza attığımız temel ile bugün meşakkatli ve uzun bir yolculuktan sonra bu noktaya ulaşarak Seramik Sektörü de Amiral Gemimiz durumuna gelmiştir. "Ya yapmayacak yada en iyisini yapmaya çalışacaksınız. Ayakta kalabilme şansınız budur." Rekabette ancak kaliteli ürünler üreten ve güven uyandıran bir kuruluş olmakla bir adım önde olabileceğimizi biliyoruz.Bu nedenle hangi konuda faaliyet gösterirsek yaptığımız işin en iyisini yapmaya çalışırız. Ya yapmayacak yada en iyisini yapmaya çalışacaksınız. Ayakta kalabilme şansınız budur. Bugün 40.milyon dolar olan ihracat payımızı 50milyon dolara taşımak istiyoruz. Bu hedefimize 2011 yılında ulaşmak içinde önümüzde bir engel olmadığını görüyoruz. Dünya pazarında gittikçe önemi artan Afrika,Orta Doğu pazarları bizim içinde ayrı bir önemi olan pazarlardır. Geçmiş yıllarda 5.000m2 talep aldığımız Kuzey Irak pazarımıza bu dönemde 40-50.000m2 mal göndermeye başladık. Bu pazardaki yaşanan gelişmeleri Röportajımızı gerçekleştirdiğimiz dikkate aldığımızda çok yakın Yurtbay Seramik bir zaman içinde bu talebin Pazarlama A.Ş. yeni 100.000m2 olacağını öngörüy- merkezinin showroom'u oruz. 37 Temmuz - Aralık 2010 / Sayı 06


Akademik Objektif

Yıldız Teknik Üniversitesi Metalürji ve Malzeme Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Ekerim “Üniversitemiz, dolayısıyla da mezunlarımız dünya çapında bir saygınlığa erişmiştir.” Yıldız Teknik Üniversitesi, teknik üniversite bağlamında Türkiye’de ikinci kurulan üniversite olmakla birlikte ülkemiz için de önemli bir değere sahiptir. Bugüne kadar mezun ettiği öğrencileri ile gerek endüstri gerekse bürokrasi alanında ülkemize önemli hizmetler vermiştir. Biz bölümümüzde mühendislik kültürünü zenginleştirmeye ve yaymaya çalışmaktayız. Bu çalışmalarımızda üniversitemiz gibi uluslararası ilişkilerimiz de etkin rol oynamaktadır. Geçmişte mezunlarımızdan bir tanesi yüksek lisans için Almanya’ya gitmiş. Önce acaba başarabilecek mi? Sorusuyla kendisine bir dönem soğuk bir tutum sergilemişler. Çalışmalarını gördükten sonra ise Yıldız Teknik Üniversitesi’nden kim gelirse her zaman için kapılarının açık olduğunu belirtmişler. Bu anekdotta bahsetmiş olduğumuz mezunumuz ülkemizin değerli üniversitelerinden birinde görev yapmasının ardından emekliye ayrılmış ve halen yaşamaktadır. Bahsi geçen üniversite ile de halen ilişkilerimiz devam etmektedir. Bu gibi örnekler ile geçen süreç içinde üniversitemiz, dolayısıyla da mezunlarımız dünya çapında bir saygınlığa erişmiştir. Bizler böyle bir değere sahip olan bu kurumda yetiştik. Gerek üniversitemizden edinmiş olduğumuz bilgiyi, gerekse çalışmalarımız sonuçlarından edinmeye devam ettiğimiz bilgileri gelecek neslimiz olan öğrencilerimiz ve ülkemize katkı sağlayan sanayi kuruluşlarımızda paylaşıyor, bundan büyük bir haz duyuyoruz. 38 Temmuz - Aralık 2010 / Sayı 06

Metalürji ve malzeme mühendisliği bölümümüz öncelikle makine mühendisliği bölümü içinde 1974 yılında kurulan malzeme mühendisliği kürsüsü ile dal eğitimine başlamış, günümüzde olduğu gibi malzeme mühendisliğinin değerinin artmasıyla da üniversitemizin 1982 yapılanmasında metalürji bölümü kurulmuştur. Metalürji mühendisliği bölümümüz halen ikinci eğitimi de bünyesine alarak 1996 yılından sonra metalürji ve malzeme mühendisliği bölümü adıyla faaliyetlerini sürdürmektedir. Cevher ve Hammadde Hazırlama , Temel İşlemler ve Termodinamik, Kimyasal Metalürji, Geri Dönüşüm, Proses Tasarım ve Modellenme , Demir Çelik Metalürjisi , Demir Dışı Metaller Metalürjisi, Metal Dışı Malzemeler, Yeni Nesil Malzeme Üretimi , Manyetik Malzeme Üretimi , Nadir ve Kıy.metli Metaller Metalürjisi, Seramik Teknolojisi , Üretim ve Kalite Yönetimi , Malzeme Bilimi ve Malzeme Mühendisliği, Fiziksel Metalürji, Mekanik Metalürji, Korozyon ve Korozyondan Korunma , Yüzey Bilimi ve Teknolojisi, Döküm Metalürjisi, Kaynak Metalürjisi, Ekonomik Metalürji, Polimer Malzemeler ve Şekillendirilmesi, Biyomedikal Malzemeler,Toz Metalürjisi , Nanoteknoloji, Kompozit Malzemeler, Seramik Malzemeler, Malzeme Tasarımı ve Modelleme bilim alanlarında eğitim, öğretim, araştırma ve endüstriyel hizmetler ile faaliyetlerimize devam etmekteyiz.


Akademik Objektif “Bir ürünün değişen ihtiyaçlar doğrultusunda geliştirilmesinin temel taşı malzemenin gelişmesidir.” Metalürji ve malzeme mühendisliği geniş bir yelpazede çalışma imkânı sunması ve bilgi çağının getirisiyle en önemli konuların malzemede saklı olduğunun görülmesiyle günümüzün en popüler meslekleri arasında yerini aldı. Diğer tüm mühendislik dallarının malzeme ihtiyacını karşılayan metalürji ve malzeme mühendisliği mezunlarının bu nedenle endüstrinin olduğu her alanda iş bulma imkânı vardır. Ülkemizde bu bilim dalı henüz 40 yıllık bir meslek olduğu için yeterince iyi tanınmıyor. Günümüzde en az malzemeyi kaynağından alabilmek kadar bu malzemeyi geliştirerek yeni malzemeler üretmekte değerlidir. Bu ihtiyaçları karşılayabilmek için metalürji mühendisliği tek başına yeterli gelmediği için bu bilim dalları birlikte oluşturdukları sinerji ile ihtiyaçlarımıza cevap vermektedir. Tüm sektörlerin metalürji ve malzeme mühendisliğine ihyacı vardır. Bugün aranan yenilik arayışı ancak malzemenin gelişmesi yani bölümümüz mezunlarının çalışmalarıyla mümkün olabilmektedir. Bu nedenle sanayici ve öğrenim görmek isteyen yeni nesillerimizin bu bölüme gösterdikleri ilginin, talebin sürekli olarak artması gerekmektedir. Aksi takdirde yenilik yaratan değil, yenilikleri kopyalayan bir toplumdan öteye gidemeyiz. Alüminyum 200 yıllık bir malzemedir, bu malzemenin daha önce neden kullanılmadığına elektriğin gelişmemiş olması sebep gösterilir. Bundan 200 yıl önce elektriğin gelişmemesine ise alüminyumun keşfedilmemiş olması sebep gösterilir. Yani bir şeyin gelişmesi için öncelikle malzemesinin bulunması veya geliştirilmesi gerekmektedir. Bu sağlanamadığı sürece ortaya bir yenilik koymak mümkün değildir.

“Malzeme mühendisliği geliştikçe yaşam standartlarımız da yükseliyor.” Bir ürünün değişen ihtiyaçlar doğrultusunda geliştirilmesinin temel taşı malzemenin gelişmesidir. Bizde burada yaptığımız çalışmalar ve eğitimlerimiz ile bunu sağlamaktayız. Bunu çok basit bir örnekler ile pekiştirebiliriz. Ben çocukken su boruların ahşabın içinin oyularak yapıldığını gördüm. İlerleyen süreçte de döküm ve plastik borular devreye girdi. Bugün ise polimer borular bu malzemelerin hepsinin önüne geçti. Amaç aynı ancak malzeme biliminin gelişmesiyle birlikte kullanılan enstrümanlar da değişiyor. Bir zamanlar şehir şebekelerinde su kurşunlu borular ile ulaştırılırdı. Bu borulardan geçen kurşunlu suları bir dönem hepimiz içtik. Bugün ise kombilerde kullanılan pirinç malzemelerin içinde insan sağlığını tehdit etmesi nedeniyle %1 dahi kurşun bulunmasına izin verilmiyor. Yani malzeme mühendisliği geliştikçe yaşam standartlarımız da yükseliyor. Malzeme biliminin göstermiş olduğu gelişmeler ve gelecekte göstereceği gelişmeleri tahmin ettiğimde ilerleyen dönemlerde bölümümüzün malzeme dallarına göre ihtisaslaşarak kendi içinde bölümler yaratacağını düşünüyorum. “Projelerimizden aldığımız bilgileri de öğrencilerimiz ile paylaşarak geleceğin mühendisleri aracılığıyla yaygınlaştırıyoruz.” Bütün mühendislik dalları gibi metalürji ve malzeme mühendisliği de uygulamalı bir bilimdir, dolayısıyla uygulamalar ile gelişmeler sağlandıkça problemler de birlikteliğinde ortaya çıkıyor. Bu prob39 Temmuz - Aralık 2010 / Sayı 06


Akademik Objektif

lemlerin çözümünde de biz kilit rol oynuyoruz. Bir üründe sorun çıktığında kimse yapım hatası veya ihtiyaç duyulan malzeme – kullanılan malzeme değerlendirmesi yapmaz. Suç direkt olarak malzemeye ihale edilir. Örneğin; öğrencilerimizden birinin babasının yapmış olduğu bir inşaatta tesisat boruları henüz kullanıma girmeden kontrol sırasında su kaçırmış. İki taraf birbirine düşmüş. Biri; “Ben 40 yıllık ustayım, bu işi hep böyle yaparım. Sen bana kötü malzeme vermişsin.” diyor. Diğeri ise; “Bu işi senin kadar bende biliyorum. Neden dışına süryen sürmedin.” diyor. Karşılığında aldığı cevap; “Biz galvanizli boruyu hep böyle döşeriz. Üzerinde süryen sürmesi gerektiği yazmıyor.” Tartışmaya baktığınızda her iki tarafta haklı görünüyor. Ancak zaman geçmiş, çevre kirlenmiş, sulara klor karışmış. Bu nedenle de inşaatta klorlu kum kullanılmış. Bu klor da galvanizli boruyu korozyona uğratmıştır. Dolayısıyla yapılan işlem eskiye göre doğru, günümüz şartlarına göre yanlış. Bu tip problemler çıktığında biz hakemlik görevi görüyoruz. Önemli kamu projelerinde oluşabilecek problemler hakkında geniş bir yelpazede hizmet veriyoruz. Eğer problem büyükse bunun için de TEYDEP, TTGV, TÜBİTAK 1001, 1007 projeleri gibi projeler ile destek veriyoruz. Bu projelerimizden kazandığımız bilgi ve deneyimleri de öğrencilerimiz ile paylaşarak geleceğin mühendislerini bilinçlendiriyoruz.

“Üniversitemizin ve bölümümüzün ismini söylemem ile istediğim sürede koşulsuz şartsız kabul edildiğimi görmekten büyük bir haz duydum.” Yıldız Teknik Üniversitesi’nin vizyon ve misyonu gereğince biz artık dünyada bilinen, tanınan bir konuma sahip olma çabasındayız. Bunu yaptığımız projeler ve yayınlar ile ispatlamaya çalışıyoruz. Bununla birlikte ikili ilişkilerimizi de geliştirerek bu amacımız doğrultusunda mesafe kat etmeye devam ediyoruz. Şuan bölümümüzde görev yapan öğretim üyelerinin ortalama %50’sinden fazlası yurtdışında araştırmacı olarak bulunmuş veya bir görev gereği üniversitemizi temsil etmiştir. Konu hakkında tecrübe edinen Yıldız Teknik Üniversitesi Araştırma Görevlisi Nilüfer Duygulu’dan da görüşlerini rica ettik. “Ben Yıldız Teknik Üniversitesi aracılığıyla Erasmus öğrenci değişim programı kapsamında 1 yıl Almanya’da bulundum. Orada yüksek lisans test çalışmalarımı gerçekleştirdim. Herhangi bir bilgi eksikliğinin bulunmadığı, güzel bir ortam vardı. Farklı bir laboratuar ve disiplin görmek açısından önemli bir deneyim kazandım. Bunun haricinde bu sene bir süreliğine yurtdışına gittim. Üniversitemizin ve bölümümüzün ismini söylemem ile istediğim sürede koşulsuz şartsız kabul edildiğimi görmekten büyük bir haz duydum. Bu gerek üniversitemiz, gerekse bölümümüz açısından çok büyük bir artı demektir. Bu tarz ilişkilerimizden çok memnunum, şu andan itibaren aklımızda kalan tek soru işareti ise orada neler yapabileceğimiz ve burada neler yapabileceğimizdir.” “Bizim başvurduğumuz dönemde başvurular çok daha az yapılıyordu. Bugün itibariyle baktığımda başvuruların ve katılımların 5 kat arttığını görüyoruz. Bununla birlikte bütçeler de önemli ölçüde artmıştır. Bir dönem her öğrencinin bu tecrübeyi yaşaması için bir kişinin 1 yıllığına gitmesi yerine iki kişinin 6’şar aylık süreyle gitmesi sistemi de uygulandı. Şimdi bütçelerimizin daha da artmasıyla bu tecrübeyi bir senelik süreçlerde yapmalarına imkân sağlayacağız. Birde bizim en büyük avantajlarımızdan biri bu konuyla ilgilenen yetkililerimiz ivedi ile yazılarını hazırlayıp gönderiyor ve cevabı da kısa süre içinde geliyor. Anlaşmaların süresinin de bu şekilde uzamaması ayrı-

40 Temmuz - Aralık 2010 / Sayı 06


Akademik Objektif ca bir yarar sağlıyor.” Arş. Gör. Nilüfer Duyguludan aldığımız bu görüş ve tecrübe paylaşımının ardından da söyleşimize Prof. Dr. Ahmet Ekerim ile devam ediyoruz. “Günümüzün mühendislik anlamında en önemli konusu olan şey bilgi sahibi olmak değil, bilgiyi kullanarak bunu ürüne, hizmete dönüştürmektir.” Şuan Türkiye’deki üniversite, mühendislik bölümlerinin az olması gibi ülkesel eksikliklerimiz nedeniyle bizlere birçok ülkedekinden daha ağır bir görev düşmesini de beraberinde getiriyor. Geçmişten gelen açığımızı kapatmak için bizlere görev düşüyor. Bizim yurtdışına giden bir mühendisimizin burada görev yaptığı dönem ile karşılaştırıldığında bir performans farklılığı olmamakla beraber onların altyapı gelişmeleri sayesinde orada daha fazla faydalılığı sağlıyor. Bir araştırmacı burada 3 birim zaman harcadığı problemi orada 1 birim zamanda çözebiliyor. Yalnız şunu da ifade etmek gerekir ki; ülkemizde mühendislik çalışmaları batı standartları ile eşdeğer durumdadır. Günümüzün mühendislik anlamında en önemli konusu olan şey bilgi sahibi olmak değil, bilgiyi kullanarak bunu ürüne, hizmete dönüştürmektir. Bizim mühendislerimizde bilgilerini çok kolaylıkla ürün ve hizmete dönüştürebilecek bir eğitim altyapısı ile yetişiyorlar. “Rakibinizi geçmek için öncelikle yakalamak zorundasınız. Biz bu tip yenilikler ile dünya pazarındaki rekabet ettiğimiz ülkeleri yakalamış durumdayız.” Yıldız Teknik Üniversitesi’nin teknokent’i ve projeleri içinde geliştirilen birçok ürün yeniliği oldu. Bu ürünlerden de örnek vermek gerekirse; yüksek gerilim hatlarındaki izolatörler genellikle cam veya seramikten yapılmıştır. Oysa öğrencilerimizden birinin yapmış olduğu çalışma sonucunda ağırlığı diğerlerine göre oldukça hafif, enerji kaybı oldukça düşük, geliştirilen malzemeler ile bu inovasyon ürününün üretimi başladı. Bu noktada bizim vermiş olduğumuz eğitimler ile birlikte öğrencimiz ailesinin enerji mühendisliğinden gelen kültürünü de yansıtarak

bu yeniliğe imza attı. Bugün TEDAŞ’ın şartnameleri de bu ürüne göre değişiyor. Bir koşuda rakibinizi geçmek için öncelikle yakalamak zorundasınız. Biz bu tip yenilikler ile dünya pazarındaki rekabet ettiğimiz ülkeleri yakalamış durumdayız. Böylelikle geleceğe çok daha güven ile bakıyoruz. “Araştırma, geliştirme çalışmalarımız sonucunda da önümüzdeki on yıl içinde ülkemizde büyük bir değişim olacağını öngörüyoruz.” İnsanlığın ihtiyaçları, beklentileri sınırsızdır. Bu ihtiyaç ve beklentileri iş gücüne çevirebilecek kurumlar başında ise üniversiteler yer alıyor. Üniversitelerin de bu cevap oluşturma kavramı temel bir yapı taşı denilebilir. Bu nedenle kurumlarımıza sanayi kuruluşlarından pek çok konuda talep geliyor bizde bu yönde onlara bilgi ve çalışmalarımızla cevap üretiyoruz. Örneğin benim şuan yapmış olduğum en önemli çalışmalarımdan birini ülkemizin değerli bir enerji kurumu için yürütüyorum. Amacımız; yer altından petrol çıkarmadan ülkemizin enerji ihtiyacını çevreye saygılı, zarar vermeyen koşullar içerisinde karşılamaktır. Bu araştırma, geliştirme çalışmalarımız sonucunda da önümüzdeki on yıl içinde ülkemizde büyük bir değişim olacağını öngörüyoruz. “Yenilik ve çözüm için bilime, bilimin ise zamana ihtiyacı vardır.” Ülkemiz büyük bir değişim, gelişim sürecinde olduğu açıkça gözlemleniyor. Bu süreç içinde sadece mevcutları geliştirmek yeterli değil, mutlaka yeni alternatifler üretmek gerekiyor. Bunun sağlanması için de sanayi kuruluşlarımızın üniversitelerin araştırma geliştirme bölümlerine daha fazla başvurmalarını önemle öneririm. Çünkü üniversiteler tek bir amaç doğrultusunda faaliyet yürütmüyor. Eğitim, araştırma, hizmet konularında elimizde büyük bir potansiyel var. Bu potansiyelimizi tetiklemeleri ve bundan yararlanmaları sanayi kuruluşlarımız, üniversitelerimiz ve dolayısıyla da ülkemize büyük faydalar sağlayacaktır. 41 Temmuz - Aralık 2010 / Sayı 06


Akademik Objektif

Sanayicilerimizin üniversitelerden yarar sağlama konusunda en büyük yanlışları zaman konusunda sabırsız olmalarıdır. Tabi ki en kısa sürede bizden cevap alma istekleri doğrudur, bunu bizde istiyoruz. Ancak bilim’de doğru sonuçlar elde edebilmek için zamana ihtiyaç vardır. Bu nedenle sanayicilerimizin bir problemin çıkacağı hissedildiği anda üniversitelerimize başvurması çözüm için zamanının kısaltılmasını sağlayacaktır. Ben 40 yıllık mühendisim, kullandığımız ürünlerde bir sorun gördüğümüzde bunun için sanayiciye gider, şu sorununuza çare üretelim derdim. Sonuç; kim söyledi? Bizim böyle bir sorunumuz yok cevabını alır ve ilgilenmediklerini görürdük. En azından artık rekabetin getirmiş olduğu yarışta rakiplerinin göstermiş olduğu gelişmelerden dolayı bizlere başvuruyorlar. Geçmişte kapımızı çalmayan hatta biz sorunlarını dile getirdiğimizde kabul etmeyen bir yapı vardı. Bugün ise sanayicilerimiz yenilik ve geliştirme çalışmalarının en önemli bilgi ve tecrübe merkezinin üniversitelerimiz olduğunu anladı. Bu nedenle küreselleşmenin getirmiş olduğu rekabet koşullarına ayak uydurabilmek için kapımızı çok daha fazla çalmaya başladı. Sanayicilerimizin beklentileri ile bizim aramızdaki temrin süresi sıkıntısının da kısa zaman içinde yenilik ve çözüm için bilime, bilimin ise zamana ihtiyacı vardır felsefesi ile çözüleceğine inanıyorum. Bu sadece onların sabırsızlık süresinin armasıyla değil, bize başvurmalarıyla konular hakkında çalışan sayısının da art42 Temmuz - Aralık 2010 / Sayı 06

masıyla sağlanacaktır. Biz sadece bir eğitimci, mühendis değiliz. Aynı zamanda buradan sağlanan gelişmelerin de birer kullanıcısıyız. Bu nedenle eğer sanayi yoksa üniversitenin, teknik eğitimin bir anlamı yoktur. Dolayısıyla Yıldız Teknik Üniversitesi’nin Metalürji ve Malzeme Mühendisliği bölümü diğer tüm bölümlerimiz gibi dış paydaşımız olarak gördüğümüz sanayicilerin hizmetine her zaman açıktır. Metalürji ve Malzeme Mühendisliği Bölümü eğitim akreditasyonu (MÜDEK), ISO 17025 Deney ve Kalibrasyon akreditasyonları ile ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemi sertifikalarına sahiptir. Kadrosundaki 10 profesör, 7 doçent, 6 yardımcı doçent, 3 doktoralı araştırma görevlisi ve 14 araştırma görevlisi ile çalışmalarını sürdürmektedir.



Şehrin Nabzı

Ankara

GESA

Yapı İnş. San. Tic. A.Ş.

Genel Müdürü

Emin Ayar “Benim için sivil toplum bilinci çok önemlidir. Bu nedenle TOBB, ATO, TİMFED ve TİMKODER’de görev almaktan büyük keyif duyuyorum.” Trabzon’da 1956 yılında doğdum. Liseye kadar öğrenimime memleketimde devam ettim. Ardından 1976 yılında İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde üniversite eğitimime başladım. O dönemin karmaşası ve ailevi nedenlerden dolayı 1979 yılında memleketime dönerek Trabzon’da Karadeniz Teknik Üniversitesi iktisat fakültesinde eğitimime devam ettim. 1984’te öğrenimimi tamamlamamın ardından vatani görevimi Denizli’de Piyade Asteğmen olarak yaptım. Askerliğimi bitirdikten sonra Ankara’da bir fabrikanın muhasebe bölümünde çalışmaya başladım. Kısa süren bu tecrübemin ardından o dönem inşaat malzemeleri sektörünün gözde firmalarından Koçtaş’ın Ankara Bölge Müdürlüğü’nde işe başladım ve 11 yıl görev yaptım. Koçtaş’ta bulunduğum yıllar, ticaretin en karlı, en parlak dönemiydi. Bu hareketli yıllarda profesyonel olarak çalışmam sektörde tanınmam ve tecrübe edinmem açısından benim için çok yararlı oldu. Bu görevim sonrasında yine sektörümüzde bir firmada 4 yıl çalışmamın ardından M. Rifat Hisarcıklıoğlu ve esnaf arkadaşlarımız ile birlikte Rüzgârlı iş merkezini inşa ettik. İş merkezimizden küçük bir dükkanda kendi adıma ticaret yapmak için de 1999 yılında GESA Yapı İnş. San. Tic. A.Ş.’yi kurdum. Bizim sektörümüzde genel itibarla babadan oğula geçen bir yapı vardır. Benim oğlumun mesleğimizi tercih etmemesi, doktor olması nedeniyle bende fazla riske girmedim ve iş yapımı biraz daha küçülttüm. Şuanda çok fazla risk almadan, sağlam bir yapı ile ticaret hayatıma devam ediyorum. Her ortamda da meslektaşlarıma artık büyük risklere girmemelerini tavsiye ediyorum. Çünkü fabrikalara teminat vererek mal alıyoruz ama mal satarken hiçbir teminatımız olmuyor. Bu da özellikle büyük bağlantılarda çok büyük sıkıntılar doğurabiliyor. Yaşamış olduğumuz son kriz dönemi büyük sıkıntılar yaratmasıyla birlikte bazı yanlışları düzeltme açısından fırsata da dönüştü. Geçmişte bir adam 44 Temmuz - Aralık 2010 / Sayı 06

gelir kimin imzaladığı belli olmayan, sadece fiyat, tarih ve firmanın adının yazılmadığı bir çeki getirirdi. Bizden malzeme ister, çekin üstüne fiyatı, tarihi, firma ismini yazar verirdi. Geçmişte hiç şüphe etmeden de mallar bu kişiye teslim edilirdi. Şimdi ise çek inceleniyor, güvenli görüldüğü takdirde mal veriliyor. Kimse senet alarak iş yapmıyor, nakit veya kredi kartı ile ödeme istiyor. Dağıtıcı bayiler de tali bayi ağını gözden geçirerek sayılarını asgariye indirdi. Çünkü bir dönem bir masa bir kasa ile herkes bu işe girdi. Niyetlerinin kötü olması nedeniyle de büyük sorunlar yarattılar. 10 liraya aldığı malı müşteriye 9 liraya verdiler ve bak bu adam seni demek ki yıllardır kandırıyormuş dediler. Artık bu niyeti bozuk kişilerden Rüzgarlı arındı. Bu arınma ile artık Rüzgarlı’nın ismini bir dönem kirletmeye çalışanlar yok oldu gitti. Şuanda en büyük sorunumuz Türkiye genelinde olduğu gibi rekabetten dolayı kar marjlarının minimuma inmesidir. Hatta öyle bir seviye’ye geldi ki %2 ile mal satıldığını biliyoruz. Her işletmenin sonuçta birçok kalemde masrafı var ortalama %7 masrafınız olduğunu düşündüğünüz bir sektörde %2 ile mal satmak demek, kendi ipinizi çekmeniz demektir. Bu nedenle tüm meslektaşlarımızın gelir ve giderlerini dikkatle inceleyerek ticaret hayatına devam etmesi gerekiyor. Geçmişte enflasyonist ortam ve rekabetin bu kadar sert olmaması nedeniyle herkes kar ediyordu ama şimdi böyle değil. Geçmişte üretici firma bize bir liste gönderirdi tam seyahat öncesinde bir göz atardık, seyahatten döndüğümüzde ise yeni listedeki fiyat artışına bakardık. Malı rafa dizerken para kazanırdık ama bugünün koşulları çok farklı, bu nedenle herkesin attığı adıma dikkat etmesi gerekiyor. Sektörümüzde önemli sıkıntılar yaratan TOKİ, aslında eski bir kuruluştur. 2003 yılında bir kanun ile yeniden yapılandırılan TOKİ, sektöre zarar vermeye başladı. Sektöre zararları bu kanundan dolayı değil, TOKİ’nin bu kanun ile ilişkisiz işler yapmasından kaynaklanıyor. Kanunun içeriği; dar


Ankara gelirli vatandaşı ev sahibi yapmak için ekonomik konutlar üretmek ve bu konutları vatandaşa uygun koşullarda satmak. Afet olayları sonrasında ihtiyaç duyulabilecek konutlar inşa etmek. Kentsel dönüşüm projeleri yapmaktır. Ekonomik konutlarla dar gelirli vatandaşı ev sahibi yapma görevi ile yola çıkan TOKİ baktık ki konut yerine konak üretmeye başladı. Arsayı bedelsiz alan, birçok harç ödeme yükümlülüğü olmayan bu kurum lüks konut üretimine de el atınca müteahhitlik işlerini tekeli altına almaya başladı. Onların 100 bin lira masraf yaptığı bir inşaatı müteahhit 140 bin liraya yapıyor. Bu koşullar altında da müteahhitlerin yapmış olduğu konutları fiyat farkı nedeniyle kimse almıyor. Dolayısıyla müteahhitleri bitirdiler. Müteahhitler yaptıkları inşaatları satamayınca bizlere borcunu ödeyemez duruma geldi ve birçoğu inşaat yapmamaya başladı. Borcunu ödeyemeyen müteahhitler dolayısıyla da sıkıntılar bize yansıdı. Bu yara bir yana bir de TOKİ’nin taşeronları dolayısıyla büyük sıkıntılar ortaya çıktı. Taşeron TOKİ’ye mal alıyorum dedi. Yapı malzemecileri de güvenerek malı verdi. İnşaat bittiğinde taşeron ortadan kayboldu. Duvarda seramiğini görüyoruz ama karşımızda muhatap bulamıyoruz. Bu nedenle de birçok arkadaşımız battı. Maalesef TOKİ’nin bu sorunlarına henüz bir çare üretilemedi. Benim için sivil toplum bilinci çok önemlidir. Bu nedenle TOBB İnşaat Yapımcıları Meclis Üyesi, ATO 26. Komite Meclis Üyesi, TİMFED Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı ve TİMKODER Yönetim Kurulu Başkanı olarak görev almaktan büyük keyif duyuyorum. TİMKODER 1995 yılında kuruldu. Bunun öncesinde de Ankara’da TİMDER’in şubesi olarak bir birliğimiz bulunuyordu. Bu birliğimizin genişlemesi ve bölgemizin sesini daha gür bir şekilde duyurabilmek için de TİMKODER’i kurduk. Bizden sonra gelecek arkadaşlarımıza da örnek olmaya çalışıyor, birliktelikten güç doğar felsefesini her ortamda dile getirerek sivil toplum kuruluşlarımızın daha da güçlenmesini istiyoruz. Derneklerimizin güçlenmesi demek sektöre yeni faydalar sağlamak, sıkıntılarımızı yetkili kurumlara daha gür sesle duyurabilmemiz demektir.

Şehrin Nabzı gelerek, trafik ve park sorunundan uzak alışveriş yapabileceği bir ticaret merkezine çevireceğiz. Üyelerimiz ile iletişimimizi güçlendirmek, TİMKODER faaliyetleri hakkında yurt çapında sektörümüzü bilgilendirmek ve güncel sektörel haberleri paylaşmak adına da Ocak 2008’de TİMKODER Dergimizi çıkarmaya başladık. Önümüzdeki ay da 13. sayısını çıkartacağız. Sektörümüzün en büyük ihtiyaçlarından biri olan eğitim konusunda da 2009 yılı Aralık ayından itibaren bir çalışma başlattık. Bu seminerlere başladığımızda en büyük korkumuz insanımızın eğitime ilgisiz oluşundan kaynaklı olarak katılımın düşük olmasıydı ama yoğun ilgi gören seminerlerimiz ortalama 140150 kişinin katılımıyla gerçekleşti. Bu sene de eğitim faaliyetimize devam ediyoruz. Geçen senenin bize kattığı tecrübe ile organizasyonumuzu daha da iyi bir noktaya taşıdık. Bana göre yapmış olduğumuz en güzel etkinlik olan eğitim organizasyonumuzun oluşumunda tecrübe ve görüşleriyle bize katkı sağlayan TİMDER’e, desteklerini bizden esirgemeyen TOBB Başkanımız M. Rifat Hisarcıklıoğlu ve ATO Başkanımız Sinan Aygün’e teşekkür ederiz. Bununla birlikte eğitimlerimize sponsorluk desteği veren kuruluşlara da ayrıca teşekkür ederiz. Sosyal etkinliklerimiz de bulunuyor. Örneğin; iki yıldır Veli Akgün Futbol Turnuvası düzenliyoruz. Burada hem bir spor aktivitesi düzenlerken diğer yandan da üyelerimizin birbiriyle olan iletişimini güçlendiriyoruz. Bu organizasyonumuza da değerli desteklerinden dolayı Akgün Seramik Yönetim Kurulu Başkanı Erhan Akgün’e teşekkür ederiz. Bunun dışında fuar ve fabrika gezilerimiz oluyor. Her hafta bir üyemizin mağazasında buluşuyor, sohbet ediyor, sıkıntı, görüş ve fikirlerini aldıktan sonra da ziyaret ettiğimiz üyemiz ile birlikte diğer üyelerimizi geziyoruz.

Derneğimizin Yönetim Kurulu Başkanlığına geldiğim 2007 yılı Haziran ayında en büyük sorunumuz Rüzgarlı Sokak’ta yaşanan keşmekeşti, buna istinaden öncelikle bir komisyon kurduk. Bir profesyonel firmaya Rüzgarlı’nın analizini yaptırdık ve çalışmalarımıza başladık. Bu çalışmalarımız halen devam ediyor. Takdir edersiniz ki ülkemizde bürokrasiyi aşmak oldukça zor. Buna rağmen Rüzgarlı’yı insanların aileleriyle birlikte 45 Temmuz - Aralık 2010 / Sayı 06


Şehrin Nabzı

Ankara

Ben derneklerimizin gençleşmesinden yanayım, gençlerimizin çok daha sorumluluk sahibi olduklarını ve el attıkları işleri en iyi şekilde yerine getirdiklerini görüyorum. Derneğimizin faaliyetlerinin tümünde çoğunluğu gençlerden oluşan Yönetim Kurulu Üyelerimizin çok büyük emekleri vardır. Bu genç kadro TİMKODER’in forvet adamları olarak görev yapıyor ve derneğimize önemli katkılar sağlıyor. Bunu gördükçe de gençleşmenin faydalarını daha iyi anlıyor ve destekliyorum. Uzun süredir çalışmaları devam eden bir de TİMKO kooperatif yapılanmamız var. 288 üyemizin paydaş olduğu bu proje de her üyenin 125m2 üzerine 4 katlı toplam 500 m2 bir iş yerine sahip olmasını amaçlıyoruz. Bu sene içinde dükkanların dağıtılmasını öngördüğümüz bu projenin hayata geçmesi ile Rüzgarlı’nın yükü de biraz olsun hafifleyecektir. Bunun haricinde kooperatifimizin Etimesgut’ta 850 dönüm bir arazisi var. Şehrin merkezinde bulunan bu alanda da kooperatifimizin üyeleri yararına bir yapılanma için çalışmalar devam etmektedir. Açıkçası başkanlığım döneminde TİMKODER olarak yapmayı arzulayıp yapamadığımız tek şey fuar organizasyonu olmuştur. Zaman içinde bunun çalışmalarını yaptık ama karşılaştığımız bazı sorunlar nedeniyle hayata geçiremedik. Benden sonra gelecek arkadaşlarımıza da en önemli tavsiyem şartlar oluştuğunda bir fuar organizasyonu düzenlemeleridir. Birlikteliğimizin çok büyük yararlarını gördük. TİMFED yapılanmamız ile de bu yararları en üst noktaya taşımaya çalışmaktayız. Yurt çapında genişleme kararı alınan federasyonumuzun bu genişleme yapısı ile daha da güçleneceği ve sektörümüzün

sesini daha gür bir sesle duyuracağı konusunda hiç şüphem yok. Bunu sağlamak için hedefimiz ülkemizin tüm şehirlerinde federasyonumuza bağlı dernek veya temsilcilerinin bulunmasıdır. Biz bir yandan çalışma yürütürken diğer yandan da bu konuda elini taşını altına koymak isteyen arkadaşlarımızın federasyon merkezimize başvurmasını temenni ediyorum. Sonuçta aynı geminin yolcularıyız. Ya hep birlikte bu deryada yüzeceğiz, ya da hep birlikte batacağız. Batmadan birlikte yolumuza sağ salim devam edebilmek için sektörde daha da kenetlenip güçlenmeliyiz. 2011 yılının tüm TİMFED üyelerine ve meslektaşlarımıza sağlık mutluluk başarı ve bol kazançlar getirmesini diliyor. Saygılar sunuyorum.

Bölge ziyaret ve röportajlarımızda bizden yardımlarını esirgemeyen TİMKODER Yönetim Kurulu Üyelerine teşekkür ederiz

46 Temmuz - Aralık 2010 / Sayı 06



Şehrin Nabzı

Ankara

Trabzon Yapı Merkezi San. Tic. Ltd. Şti.

Bölge Müdürü

Burak Şahin “Bizim pazardaki en büyük avantajımız müşteri memnuniyetini ilke edinmiş ve sağlamış olmamızdır.” Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Çevre Mühendisliği bölümünden mezun oldum. Eğitim ve askerliğimi tamamlamamın ardından Samsun’da akrilik küvet ve duş teknesi imalatı ile ilgilenen babamın da teşvikleri ile Samsun ve Trabzon’da birer mağazası bulunan Trabzon Yapı Malzemeleri’nin Ankara şubesini 2000 yılında açtık. Şirketimizin kurucusu eniştemdir, zaten Trabzon ismi de onun Akçabatlı olmasından kaynaklanıyor. Burada akrilik ve duş teknesinin yanında ihtiyaç duyulan banyo mobilyası, banyo mutfak aksesuarları, vitrifiye, armatür gibi neredeyse tüm malzemelerin ticareti ile faaliyetlerimizi yürütmekteyiz. Armoni Akrilik markası ile Samsun’da üretimi yapılan ve bizim ticaretimizin de ana kalemlerini oluşturan akrilik duş teknesi, küvet, lavabo, jakuzi, hidromasajlı sistemler piyasada gördüğümüz birçok markadan kalitesiyle öne çıkmaktadır. Piyasada sıkça gördüğümüz Çin malları ile mukayese bile edilmez. Kalite standartlarımız nedeniyle bazen ürünlerimizin pahalı olduğu yönünde eleştiri alıyoruz ama bu ürünlerimizin kalitelisi ile karşılaştırıldığında gayet doğal olduğu görülüyor. Birkaç sene piyasada yeralıp unutulmaktansa, kaliteli ürünler ile adından söz ettiren, kalıcı bir firma olma amacıyla yola çıktık. Markalaşma çalışmalarımıza henüz yeni başladık. Bu çalışmalarımızın meyvesi ve kalitemizin getirisi ile önümüzdeki senelerde çok daha öne çıkan bir marka olacağımızı düşünüyoruz. Özellikle Ankara piyasasında artık kendimizi ispatladığımız için burada markamızın tanınırlığı ve güveni konusunda bir problem ile karşılaşmıyoruz ama gelişen pazarlar çerçevesinde bir gereklilik olarak markalaşma çalışmalarımızı yürütüyoruz. Pazar yapımız şuan itibariyle İç Anadolu ve Karadeniz bölgesinden oluşuyor. Bunu biraz daha geliştirmeyi hedefliyoruz. İstanbul bu konuda çok fazla üreticinin bulunduğu bir merkez olduğu için şuan için düşünmüyoruz. Güney’de de en büyük pazarı oteller oluşturuyor. Beş yıldızlı otellerin de 2 yılda bir ürün değiştirme zorunluluğu olması nedeni48 Temmuz - Aralık 2010 / Sayı 06

yle bizim ürünlerimiz gibi kaliteli ürünlerdense 2 – 3 yıllık ömrü olan ürünleri tercih ettiğini görüyoruz. Bunları da dikkate alarak Türkiye çapında doğru noktalar ile genişleme çalışmaları yürütmeyi hedefliyoruz. Bizim pazardaki en büyük avantajımız müşteri memnuniyetini ilke edinmiş ve sağlamış olmamızdır. Müşterilerimize doğru ürüne yönlendirerek karşılıklı memnuniyet sağlamamız sayesinde potansiyel müşterilerin çevresinden referans almış olduğu görüşler bizi tercih etmelerini sağlıyor. Emin Başkanımızın bir sözü var; “Türkiye’nin ortası Ankara, Ankara’nın ortası Ulus, Ulus’un ortası Rüzgarlıdır.” Bizde ticaretin tam ortasındayız. Rüzgarlı’nın biteceği hakkında hep bir söylenti dolaşır ama bitmez. Ne yazık ki Rüzgarlı’yı şuan ki duruma getirenler yine bizim esnaflarımızdır. Geçmişte yaşanan sıkıntıları unutturacak hizmet kalitesi ve güven ortamını sağlamak durumundayız. Biz elimizden geleni en iyi şekilde yerine getirmeye çalışıyoruz. Şuan zaten ticaret geçmişe oranla oldukça zorlaştı. Büyüklerimizin anlattığı gibi malı


Ankara

aldım rafa dizerken zam geldi dönemi yok, hatta stok maliyetleri, hizmet kalitesinin yükseltilmesinin getirdiği maliyetler var. Böyle bir ortamda, kar majlarımız da bu seviyelerdeyken birde müşteri kaybetmek göze alınamaz. Geçmişte müşteri portföyümüzün %80’ini müteahhitler oluştururdu. TOKİ yapılanması ile müteahhitler bina yapıp satamaz hale gelince artık böyle bir pazar kalmadı. Biz müteahhitler ile yaptığımız satışlarda da yüksek kar elde etmezdik ama devamlılığı önemli bir sirkülasyon sağlardı. Artık bizim de pazar koşullarını ve müşteri beklentilerini dikkate alarak küçük olsun benim olsun mantığından sıyrılarak ortaklık kültürü ile büyük işletmeler halinde faaliyet göstermemiz gerekiyor. Bizde birkaç arkadaşımız ile böyle bir yapıyı oluşturmak üzere görüşmeler yapıyoruz. Yine kendi yerlerimiz faaliyete devam edecek ama böyle bir yapı ile herkes kendi uzmanlığındaki konuyla bu çatı altında ortak olacak. Böylelikle finansman birlikteliği ile daha güçlü bir yapı oluşturmakla birlikte müşteri beklentilerini de daha rahat karşılamış olacağız. Bizim insanımız katalogdan ürün seçmeyi sevmiyor. Anlamasa bile ürünü teşhirinizde görmek, ona dokunmak istiyor. Ortaklık kültürü ile oluşturulacak market tarzında bir yapıda da bu ihtiyaca en iyi şekilde cevap verebileceğiz. Bu oluşumumuzu da umarım önümüzdeki sene hayata geçireceğiz.

Şehrin Nabzı Yaklaşık 3 yıldır TİMKODER Yönetim Kurulunda yer alıyor, aynı zamanda da Sosyal İşler Komite Başkanlığı görevini üstleniyorum. Birçok faaliyetimiz var. Bence bunlardan en önemlisi eğitim çalışmamızdır. katılım ortalamamız 150 kişi civarında devam ediyor. Bu seminerlerimizde hem konusunda uzman kişilerden bilgi alıyor hem de bir sosyal ortam yaratılmasına imkan sağlıyoruz. Baktığımızda 12 senedir Rüzgarlı’dayım ama halen tanımadığım insanlar olduğunu gördüm ve bu faaliyetimiz sırasında tanışarak yeni arkadaşlıklar edindik. Diğer yandan futbol turnuvası düzenliyoruz. Burada da bir taraftan sosyal bir ortam oluşturuyor ve üyelerimizin arasındaki ilişkileri güçlendiriyoruz diğer taraftan da sahada rekabet ediyoruz. Başkanımız yıllardır Rüzgarlı değişim projesi için çalışıyor. Bizde onun neferleri olarak her çalışmada elimizden ne geliyorsa derneğimiz, sektörümüz adına yapıyoruz. Bununla birlikte her Salı Yönetim Kurulumuz toplanıyor ve bir üyemizi ziyaret ediyor. Birbirimizi daha yakından tanıyor, sorunlarımızı, fikirlerimizi paylaşıyoruz. Daha birçok faaliyetimizi sayabiliriz tabi ki ama kısaca bahsetmiş olduğum bu faaliyetlerimiz TİMKODER ne yapıyor? Sorusuna bir cevap oluyor. Bizler sektörümüzde faaliyet gösteren tüm meslektaşlarımızı derneğe üye olmaya çağırıyoruz. Böylelikle hem faaliyetlerimizden yararlanır hem de bize yani sektörü temsil eden sivil toplum kuruluşlarına verdikleri destek ile geleceğimiz için daha iyi çalışmalar yürütmeye, sesimizi daha güçlü bir şekilde duyurmamıza imkan sağlanacaktır. Biz Yönetim Kurulu üyeleri olarak derneğimize, sektörümüze bir şeyler katmak için çaba sarf ediyoruz. Bizim buradan tek yararımız ise sektörümüzün tüm paydaşlarına etki eden yararlardır.

49 Temmuz - Aralık 2010 / Sayı 06


Şehrin Nabzı

Ankara

Onur Yapı Ltd. Şti.

Şirket Müdürü

Yusuf Yıldırım “Artık insanların bireysel çığlıkları bir anlam ifade etmemekte. Bu nedenle derneklerimize üye olunmalı, hep birlikte omuz omuza vererek yönetimleri yaptıkları ve yapmadıkları ile sorgulamalıyız.” Aslen Erzincan Tercanlıyım, 8 Nisan 1960 tarihinde Ankara’da doğdum. Sektöre 1977 yılında, hem okuyup hemde futbol oynadığım zamanda ekonomik sebepler ile girdim. Asıl isteğim iyi bir futbolcu olmaktı ancak sakatlanınca futbolu bırakmak zorunda kaldım. Sektöre adımımı Metiş Grubu’nda attım. Askerliğe kadar orada çalışmamın ardından askerlik dönüşünde Mesa Grub’un Ankara ve İstanbul şantiye ve mağazalarında yönetici olarak çalıştım. Edindiğimiz tecrübeler ile 1990 yılında Onur Yapı Ltd. Şti.’ni kurarak kendi adımıza ticaret yapmaya başladık. Ticari yapımız 1999 yılına kadar Dasa ve İntema bayiliği ile decam etti. Sonrasında İntema’da tanıştığımız Özgen Bey’in de tavsiyeleri ile ankastre mutfak ürünleri satmaya başladık. Ticari yapımızda yaşanan gelişmeler ile 2007 yılında mutfak, banyo ve raydolap işine adapte olduk. Şuan Nahar markamız ile Sitelerde dolap üretimi yapmakta, Siteler ve ANSE MDM’deki mağazalarımızda ticaretimize devam etmekteyiz. Toplam 800m2 üretim tesisimiz, 660m2 satış mağazalarımız ile 16 kişiye istihdam sağlıyoruz. Mutfak dolabı, banyo dolabı, raylıdolap, gitinme odası üretmekte ve bu işin terziliğini yapmaktayız. Bunun yanında ürünlerimiz ile birlikte talep edilen ürün gamında da ankastre ürünler, küvet ve duş tekneleri, duş kabinleri, akrilik ve doğaltaş tezgahlar, armatür, banyo - mutfak aksesuarları, iç mekan kapısı ticareti yapmaktayız. Türkiye’de genel bir ticasi dönüşüm söz konusu, enflasyon yok, satış alanları değiştip çeşitlendi, şartlar ve ülkenin gelişimi küçük dükkanlardan devasa showroomlara dönüşü zorunlu kıldı. Dolayısıyla üreticilerin imkanlarını kullanıp enflasyon ortamında çok küçük maliyetler ile iyi karlar yapılan zamanlardan çok ve nitelikli personelin çalıştığı, masrafların ağır olduğu dönüş, üretici ve satıcının çoğalması, yabancı ürünlerin de serbestçe alınıp satılmasıyla rekabet olabildiğince yoğunlaştı. Hem üretici hemde satıcılar az kar marjları, büyük masraflarla çalışmaya başladık. Aslına bakarsanız pasta daha büyük ama paydaşlarımız pastadan 50 Temmuz - Aralık 2010 / Sayı 06

daha fazla büyüdü. Ben 2-3 yıl içinde yenileme pazarının tam anlamı ile devreye gireceğini ve perakende yapılanması güçlü olanların kazanarak yollarına devam edeceğini öngörüyorum. Bu nedenle hepimizin yapısını gözden geçirmesi gerekiyor. Ya çok güçlü olup bayilik sisteminizi yapılandıracaksınız ama sisteminizin bayinizden çok size kazandıracak. Ya da kendi üretiminizi mağazalarınız yoluyla satacaksınız. İlerleyen dönemlerde bu sistemlerin dışında kalmak demek sürekliliğinizi riske atmanız demektir. TİMKODER’de şuan TOBB Başkanımız olan M. Rifat Hisarcıklıoğlu’nun yönetiminde çalıştıktan sonra ikinci ikinci başkanı oldum ve 3 yıl başkanlık yaptım. Meslektaşlarımızın sorunlarının çözümü mesleğimizin daha bilgili ve yetişmiş insanlar tarafından aşılabilecektir. Bu nedenle eğitim faaliyetlerine ağırlık verilmesi, yurt çapında bir çatı altında toplanılmalı, lobi faaliyetleri ile yöneticiler ve üreticilere karşı güçlü bir ses ile sorunlarımızı dile getirmeliyiz. Çünkü sivil toplum kuruluşlarımızın önemi gittikçe artmakta ve bu rekabet koşullarında ağlamayana meme verilmeyeceği açıkça gözlenmektedir. Artık insanların bireysel çığlıkları bir anlam ifade etmemekte. Bu nedenle derneklerimize üye olunmalı, hep birlikte omuz omuza vererek yönetimleri yaptıkları ve yapmadıkları ile sorgulamalıyız. Aksi halde herkes oturup kendi derdine yanacak ama bu bir fayda sağlamayacaktır.



Şehrin Nabzı

Ankara

Kibaroğlu İnş. Taah. Tic. ve San. A.Ş.

Genel Müdürü

İsmail Kulak “Büyüklerimizin döneminde koşullar çok daha iyiydi, insanlar deftere yazılı borcunu ödemek için kendisi gelirdi.” 1959 yılında Trabzon Of’ta doğdum, 3 yaşında Ankara’ya geldim. Eğitim hayatımı tamamladıktan sonra ticaretin üniversitesi olan Rüzgarlı’da mesleği öğrendim. VitrA’nın münhasır bayisi olarak Rüzgarlı ve Çetin Emeç’deki mağazalarımız ile ticaret hayatımıza devam etmekteyiz. 26 kişiye istihdam sağlamaktayız. Röportajımızı gerçekleştirdiğimiz Çetin Emeç mağazamızda 750m2 showroom, 400m2 depo, 150m2 de ofisimiz bulunuyor. Buradaki mağazamızda daha ağırlıklı olarak perakende müşterisine yönelik, Rüzgarlı’daki mağazamız da ise ağırlıklı olarak toplu işler müşterilerine yönelik hizmet veriyor. Ne yazık ki; ticarette artık dürüstlük diye bir şey kalmamış. Büyüklerimizin döneminde koşullar çok daha iyiydi, insanlar deftere yazılı borcunu ödemek için kendisi gelirdi. Bugün ise artık çek almaya bile güvenemiyoruz. Diğer yandan TOKİ müteahhitlerimizin sayısını tamamen azalttı. Çevremin çoğunluğu müteahhittir, bende inşaat yapıyordum ama TOKİ yapılanması ile inşaat yapıp satmak artık çok zorlaştı. Onların birçok masraftan muafiyetleri var, bizim ise her konuda masrafımız çok yüklü. Bu koşullar altında da bizim onlarla rekabet edebilme şansımız kalmıyor. Asıl amacı ekonomik ko-

52 Temmuz - Aralık 2010 / Sayı 06

nut üretmek ama bunun yanında lüks konutta üretiyorlar. Yapım maliyetleri nedeniyle bizlerde yıldık ve müteahhitler TOKİ ile baş edemez oldu. Ticaret artık öyle bir noktaya geldi ki; para kazanmayı bir kenara bırakıp varlığımızı sürdürmeye çalışıyoruz. Hayırlısı olsun… TİMKODER’in Kurucu Üyeleri arasında yer alıyorum. Yönetim Kurulunda da birçok kez görev almam dolayısıyla derneğin gelişim sürecine de yakından şahit oldum. Bugün itibariyle derneğimizin geldiği nokta takdire değerdir. Umarım bundan sonra gelecek arkadaşlarımız da derneğimize sahip çıkarak daha da yücelteceklerdir. Dernekler bir şeyler almak değil bir şeyler vermenin yeridir. İnsanlar işlerine, ailelerine ayıracakları vakitlerden fedakarlık ederek temsil ettiği kitle için bir şeyler yapmaya çalışır. Bu konuda özellikle de Emin AYAR başkanımıza verdiği emeklerden dolayı hepimizin teşekkür borcu vardır. TİMKODER için bugün bir şey gerektiğinde gerekirse dükkanını kapatır ve o iş için ne gerekiyorsa onu yapar. Son dönem faaliyetlerine baktığımızda birçok yenilik oldu. Rüzgarlı’nın çehresinin değişmesi konusunda birçok çalışma yapıldı ve yapılmaya devam ediyor.



Şehrin Nabzı

Ankara

ARMA Seramik

Yapı San. Tic. ve Nak. Ltd. Şti.

Şirket Müdürü

Raşit Genç “Yaşanan bu hırçın, zarar veren, agresif ve sadece fiyata yönelik rekabet, sektörün ve kaliteli üretimin önündeki en büyük problemdir.” 1961 yılında Ankara’da doğdum. Gazi Üniversitesi İşletme Fakültesinde öğrenim hayatımı tamamlamamın ardından 1980 yılında Toprak Seramik İnş. Malz. A.Ş. Ankara Bölge Müdürlüğünde satış temsilcisi olarak çalışmaya başladım. Daha sonra bu görevimden ayrılarak Kütahya Seramik Ankara, Karadeniz, Adana, Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde satış müdürlüğü yaptım. Kütahya Seramik’te büyük bir zevk ile çalışıyordum. Bununla birlikte önemli bir tecrübe edinmeme de büyük katkı sağladı ve müteşebbis ruhumu canlandırdı. Edindiğim tecrübeler ile kendi işimi yapmaya karar vererek 2003 yılında İsmet Kılıç, Murat Küçükistanbul, ve Okan Genç ile birlikte Arma Seramik Yapı San. Tic. ve Nak. Ltd. Şti.’mizi kurduk. Kütayha Seramik’in de desteği ile Rüzgarlı’da ilk mağazamızı açtık. Geçen süreç ve gelişim süreciyle birlikte 2007 yılında da Çankaya’da ikinci mağazamızı açtık. Şuan Ulus’ta 600m2, Çankaya’da da 300m2’lik mağazamızda, Gölbaşı ve şehir merkezinde bulunan iki depomuz ile 1.500m2 kapalı, 7.500m2 açık alanda 32 kişiyle hizmet vermekteyiz. Mağazalarımızda ağırlıklı olarak Kütahya Seramik, Brezza, KYK, Akgün Granit Seramik, Hitit Granit Seramik, Penta, Newarc, Artemis, Kabinet, E.C.A - Serel, Japar, Creavit, DuraBagno, Kare Banyo, Petek Banyo ve Orka Banyo markalı ürünler ile ticari faaliyetlerimizi sürdürmekteyiz. Satışlarımız %80 civarında seramik ve granit seramik kaplama ürünleri ile gerçekleşiyor. Müşteri portföyümüzü ise %40 perakende, %60 toptan ve toplu işlerden oluşmaktadır. İnşaat ve yapı sektörü son yıllarda büyük daralma ve acımasız bir rekabet süreci yaşıyor. Geleneksel olarak üretici firmalar arasında yaşanan rekabet ve satıcıların agresif tutumlarına bir de çok uluslu yapı marketlerin yarattığı, sadece ucuz fiyata yönelik sarsıcı ve yanıltıcı rekabet de eklendi. Ankara da bu süreçten en çok etkilenen iller arasında başı çekmektedir. Yaşanan bu hırçın, zarar veren, agresif ve sadece fiyata yönelik rekabet, sektörün ve kaliteli üretimin önündeki en büyük problemdir. Bu problemin, takip eden yıllarda çok daha fazla artacağını, çok uluslu yapı marketlerin ucuz ve fiya54 Temmuz - Aralık 2010 / Sayı 06

ta yönelik ürün satışlarına ağırlık vereceğini ve bir müddet sonra da bu tip ürün gruplarının tamamına yakın bir kısmının yapı marketlerde satılacağını düşünmekteyiz. Burada bizi yapı marketlerden ayıran ve bu rekabetin dışına itecek olan yöntem; katma değeri daha yüksek, ürün yelpazesi zengin, müşterilerin beğeni ve ihtiyaçlarına göre oluşmuş, hizmete dayalı, özellikle perakende müşterisine satış yapan, konusunda uzmanlaşmış mağazalara yatırım yapmaktır. Mağazalarımızda her gelir grubundan müşterilerimizin, rahatça alışveriş yapabilecekleri, fiyat performans oranı yüksek ürünleri ve sektörün aranılan markalarını ziyaretçilerimizin hizmetine sunmak firmamızı bu rekabetin dışında tutacaktır. Derneğimiz özellikle de son yıllarda gerçekten çok önemli projelere imza atıyor. İki yıldır düzenlenen ATO, TİMFED ve üretici firmaların büyük katkıları ile gerçekleştirilen eğitim programları çok olumlu neticeler vermektedir. Yine artık geleneksel hale getirilen Veli Akgün Ftbol Turnuvası firmalar ve dernek üyeleri arasında önemli dostluklar ve arkadaşlıklar ile sıkı bağlar sağlamaktadır. Hem TİMKODER hem de TİMFED’in düzenli olarak çıkardığı dergiler masa üstüne konan dergi vasfından çıkıp gerçekten okunan, takip edilen, sektörün görsel olarak çok zengin ve içeriği kuvvetli yayınları haline gelmiştir. Bu neden ve vesile ile TİMKODER ve TİMFED yöneticilerine ayrıca bu yayınlarda emeği geçen herkese tebrik ve teşekkürlerimi sunarım. 2011 yılının hepimiz için sağlıklı, mutlu, hayırlı ve bol kazançlı geçmesini dilerim.



Şehrin Nabzı

Ankara

Öztürk

İnş. Yapı Malz. San. ve Tic.

Şirket Müdürü

Birol Öztürk “Unutmamak gerekir ki ; birlikte olmak başlamaktır, biraradalığı sürdürmek gelişimdir, birlikte çalışmak başarıdır.” Ticari yaşantıma 1984 yılında küçük bir mağazada tezgahtar olarak başladım. İnşaat malzemeleri konusunda bu işin akademisi konumunda olan Rüzgarlı sokakta kendimi geliştirerek Satış Temsilciliği ve akabinde köklü bir mağazada yöneticilik yapmak ile edindiğim tecrübe sonrasında 1997 yılında kendi adıma ticaret yapmaya karar vererek Öztürk İnşaat Yapı Malzemeleri şirketini kurdum. Sektörümüzün önde gelen isimlerinden TOBB Başkanımız M. Rifat Hisarcıklıoğlu ve ATO Başkanımız Sinan Aydın Aygün’ün üzerimize yüklemiş olduğu misyon gereği sürekli değişim ve teknolojik alt yapıyı sağlamlaştırarak hedefimiz olan Türkiye’nin Ortadoğu ve tüm dünya ülkeleri ile mevcut olan iyi ticari birlikteliğinin maximum düzeyde korunması ve geliştirilmesi görev bilinci ile çalışmalarımıza devam etmekteyiz. Firmamız İnşaat malzemeleri konusunda sektörün önde gelen tedarikçileri ile kurmuş olduğu bayilikler ile kısa sürede ticari olarak büyük projelerin altına imza atarak gelişim sürecini hızlandırmıştır. Sektörümüzün güncel sorunu olan pazarlama modellerinin değişmesi ile önceki yıllarda makul seviyelerde olan kar marjlarımız hergeçen gün azalarak mali sıkıntıları beraberinde getirmektedir. Örneğin; önceki yıllarda, malzeme depoda yüksek enflasyon dan dolayı beklerken para kazanırdı ancak bugün genel olarak alışamadığımız düşük enflasyon sistemi ile stok maliyeti diye bir kavram ile tanıştık. Bir diğer açıdan yapı marketler ile özellikle çalışma saatleri açısından haksız bir rekabete uğruyoruz. Saat 22:00’ye kadar ve Pazar günleri dahil olmak üzere mesailerine devam eden yapı marketler perakende satış alanında köklü sistem değişikliğinide beraberlerinde getirmişlerdir. Bizim ise çalışma saatlerimiz kısıtlı, Pazar günleri de mağazalarımızı açamıyoruz. Bu nedenle de özellikle perakende müşterileri marketlere yöneliyor. Bu da Rüzgarlı ve inşaat malzemesi satıcıları esnafının günden güne ekonomik olarak güç kaybetmesine neden oluyor. Bununla birlikte özellikle Rüzgarlı sokak ta trafik akışı ve park sorunu 56 Temmuz - Aralık 2010 / Sayı 06

nedeniyle sıkıntılar yaşanmaktadır. Müşterilerimiz 10 dakika için aracını park ediyor, döndüğünde aracı çekilmiş oluyor. Bu mağduriyetle karşılaşan müşteriler de bir daha buraya gelmek istemiyor. Tüm olumsuzluklar karşısında inşaat malzemesi satıcıları olarak ve özellikle Rüzgarlı sokak esnafı birbirimize sahip çıkmamız, sektör önderlerimiz liderliğinde güç birliği ile azami müşteri memnuniyeti sağlanabilmesi için çalışmalarımızı bağlı bulunduğumuz ve Yönetim Kurulu Üyesi olduğum TİMKODER aracılığıyla sürdürmemiz gerekiyor. Derneğimiz çatısı altında Rüzgarlı sokak esnafı ve inşaat malzemesi satıcılarının sorunlarını sürekli tartışıyor, çözüm arıyoruz. Umarım önümüzdeki dönemlerde Ankara Valimiz Alaaddin Yüksel ile sektör öncülerimiz olan M. Rifat Hisarcıklıoglu ve Sinan Aydın Aygün’ün de katkıları ile sıkıntılarımızı en azından asgari seviyeye indireceğiz. Unutmamak gerekir ki ; birlikte olmak başlamaktır, biraradalığı sürdürmek gelişimdir, birlikte çalışmak başarıdır. Ankara’da yapı malzemesi denildiğinde ilk akla gelen nokta Rüzgarlı sokak olmasına karşın buradaki showroomların küçük olması nedeniyle müşterilerimizin beklentisi olan teşhir salonu ihtiyacını karşılamakta sıkıntı çekiyoruz. Bu nedenle artık daha geniş mağazalarda hizmet üretmemiz gerekiyor ama Türkiye’nin ve sektör pazarlama konusunda bir nevi akademi olan Rüzgarlı sokaktan da kopamıyoruz. Bu konuda çalışmalarımız devam ediyor. Daha iyi koşullarda müşterilerimize hizmet sunacağımız bir mağaza yapısı ile rekabette avantajlı olacağımıza inanıyorum. Sektörümüzde yaşanan Pazar daralması nedeniyle ilerleyen dönemlerde yine ticarete dayalı farklı konularda da hizmet verebiliriz. Rüzgarlı sokak ve inşaat malzemesi satıcılarının tüm sorunlarını, çözüme ulaştırmak adına sosyal faaliyetler organize ederek başarıya odaklanmamıza sağladığı katkılarından dolayı TİMKODER Yönetim Kurulu Başkanı Emin Ayar ve tüm Yönetim Kurulu Üyesi arkadaşlarımıza bu vesileyle teşekkür ederim.



Şehrin Nabzı

Antalya

Bimsaş

Birleşik İnş. Malz. Ltd. Şti.

Yönetim Kurulu Başkanı

Gökhan Işıldar

“Günümüzde konut kredileri %1’in de altına inmiş olmasına rağmen beklenen patlama gerçekleşmedi.” Sohbet havasında geçen arkadaş toplantısında ortaya atılan bir fikir neticesinde 2002 yılı sonlarında 10 arkadaş Bimsaş A.Ş’yi kurmaya karar verdik ve fikrimizi hayata geçirdik. O dönemde Pilsa da bir bölge toptancısı arıyordu. Karşılıklı görüşmelerin ardından fikrimizi paylaştık. Pilsa tarafından çok olumlu karşılananan bu görüşmelerimiz sonucunda Pilsa’nın bölge dağıtıcısı olduk. Bimsaş, kurulduğu günden bugüne halen aynı ortakları ile ticaret hayatına devam etmektedir. Üç kişiden oluşan Yönetim Kurulumuz almış oldukları kararları önce kurucu ortaklarıyla akabinde de müşterileriyle paylaşıyorlar. Yönetim Kurulu Başkanlığımızı da kurulduğumuz günden bugüne ben sürdürmekteyim.

gerekir. Tarım, otomotiv v.b. diğer tüm sektörlerde çalışan insanların gelir düzeyleri yükselirse işte o zaman inşaat sektörü hareketlenir. Hepsi birbiri ile bağlıdır. Mortgage yasası çıktı. 1–2 sene önce herkes konut kredilerinin %1’in altına düşerse ev sahibi olabileceğini savunmuştu. Günümüzde konut kredileri %1’in de altına inmiş olmasına rağmen beklenen patlama gerçekleşmedi. Son yıllarda ithalatın önünü açtılar. Ancak bu yerli üreticiyi sıkıntıya soktu. Önemli bir sorunumuz daha var inşaat sektöründe müteahhitlik başta olmak üzere işin ehli olmayan birçok kişi iş yapıyor. Her önüne gelen istediği işi yapmamalı. Bu ileriki zamanlarda ekonomimizi dar bir çıkmaza sokacak diye düşünüyorum.

Gümüşhane’nin Kelkit ilçesinde 1964 yılında doğdum. İlk, Orta, Lise öğrenimimi Kelkit’te tamamladım. Askerlik görevimi tamamlamamın ardından Antalya’ya gerçekleştirmiş olduğum bir seyahat neticesinde Antalya’nın demir, çelik ticareti için uygun bir yer olduğuna karar vererek 1990 yılında Antalya’ya yerleştim. O tarihten bu yana Antalya’da kardeşlerim Özkan Işıldar ve Erkan Işıldar ile çelik boru ve porofil ticaretine devam etmekteyiz.

Antalya inşaat sektöründe 20 yıldır Türkiye’nin gözbebeği olarak nitelendiriliyordu. Ancak turizm yatırımlarına olan doyumluluk, şantiyelerin azalması ve ekonomik sebeplerden dolayı tadilat ve ek binalardaki ertelemeden dolayı inşaat sektörü aynı seviyede devam edecektir. Ancak Bimsaş olarak 2009 yılı itibari ile Pilsa’nın el değiştirerek Wavin grubunun satın almasıyla daha profosyonel bir üreticinin birlikte eline geçmesiyle birlikte satışları artarak devam etti. 2011 de de bu durumumuzu korumak en büyük hedefimizdir.

Merkezimizde 1.000 m2 alanda üst yapı grubu ürünleri stoklu bir şekilde bulunurken çevreyolu deposunda ise 1.000 m2 de alt yapı grubu ürünlerini stoklamaktayız. En büyük hedefimiz arasında tüm depolarımızı tek bir yerde bulundurabileceğimiz bir merkez inşa etmekdir. Sorunsuz, sürekli, kendini yenileyen bir firma olarak yolumuza devam ediyoruz. Asıl amacımız Antalya ve çevresinde bulunan tüm müşterilerimize aynı kalitede hizmeti taşıyabilmek. Acele etmeden emin adımlarla daha iyi işlere adımızı yazdırmak Bimsaş olarak güvene dayalı kurduğumuz şirketimizi aynı birlik be beraberlik içerisinde ileriye taşımak en büyük hedefimizdir. İnşaat sektörünün bir yerlere gelebilmesi için tüm sektörlerin gelişimlerinin aynı oranda olması 58 Temmuz - Aralık 2010 / Sayı 06


Antalya

Şehrin Nabzı

Gökraş

İnş. Tic. Tur. San. Ltd. Şti.

Genel Müdürü

Hüseyin Barut “Öyle bir noktaya gelindi ki nitelikli elemanları dağıtmamak için para kazanmadan iş yapmanın yolları aranmaya başlandı. .” Antalya Güzeloba’da, 1965 yılında doğdum. İlk, Orta, Lise öğrenimimi Korkuteli’nde yaptıktan sonra Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi’nde eğitimimi tamamladım. Öğrenim sonrasında vatani görevimi de yapmamın ardından 1985 yılında inşaat sektöründe çalışmaya başladım. Sevkiyat sorumlusu, satış ve pazarlama temsilcisi derken sektörünün hemen hemen her biriminde görev aldım. Bu tecrübelerimin ardından da 1992 yılında Gökraş’a ortak oldum. İlerleyen süreçte de 2007 yılında ortaklarımdan ayrılarak firmamızın tamamını satın aldım. Ticaret hayatımızı seramik, boru ve ek parçaları ile sürdürürken diğer yandan da uygulama hizmeti vermekteyiz. Boru uygulamalarında içme suyu, kanalizasyon ve deniz deşarj sistemleri konusunda hizmet vermekteyiz. Özellikle de P100 boru ve ek parçalarının satış ve uygulaması işimizde önemli bir yere sahiptir. Çap aralığı 40mm’den – 1600mm‘ye kadar olan kaynak işi ve fizyon kaynak işçiliğinde Antalya ve çevresinde malzeme tedariki ile birlikte hizmet veren tek firmayız. Biri plastik diğeri seramik ürün gamımızı sergileriğimiz satış ve pazarlama faaliyetlerimizi yürüttüğümüz yanyana 250’şer m2’lik iki showroomumuz bulunuyor. Ürünlerimizin depolaması için de 4.000m2 kapalı 500m2’si açık olmak üzere ürünlerimizi 4500m2’lik stok alanımız bulunuyor ve 15 kişiye istihdam sağlıyoruz. Sağlıklı bir büyüme ile istihdam rakamımızı 50’ye çıkartmayı hedefliyoruz.

Mağzalarımızda başlıca Kütahya Seramik, Adell, Pilsa, Pakplast, Kütahya Yapı Kimyasalları, Kütahya Vitrifiye, Visam, Tema, Çayırova Boru, Ümran Çelik Boru, Borfit Ekleme Parçaları, Epaş Döküm ve Vana, Paf Vana ve Ek Parçaları, Trakya Döküm’ün ürünlerinin satışı ve pazarlaması yapılmaktadır. Yoğunluklar resmi kurumlar ile çalışmaktayız. Antalya’da geçmiş yıllara göre kamu ihalelerinde artış olmasına rağmen, yerel yönetimde beklenen artışı gösterememiştir. 2008 yılında başlamış olan ekonomik dengesizlik ve ihale yönetmeliklerindeki bazı hatalardan dolayı karlılık oranlarını düştü. Öyle bir noktaya gelindi ki nitelikli elemanları dağıtmamak için para kazanmadan iş yapmanın yolları aranmaya başlandı. Örneğin; Bizim 1 yıl önceye oranla ciromuz %60 artış göstermesine rağmen karlılık oranımız bir önceki yılla aynı seviyede kaldı. Ülkemizde de yıllardır yatırım yapılmayan kanalizasyon, içme suyu, asfalt, uygulamaları en üst seviyeye çıkmıştır. Bu da ülkemizde ciddi bir istihdam sağlamaktadır. Firmalar açısından bakacak olursak rekabet çok üst düzeye çıkmakla birlike ünlerdeki kalite oranı da artmıştır. Bu da işimiz ve uygulamalarımızda kolaylık sağlamıştır.

59 Temmuz - Aralık 2010 / Sayı 06


Hukuken

ÇEK NEDENİYLE BANKALARIN SORUMLULUĞU Av. S. Murat Çelikten TİMDER Hukuk Danışmanı murat@murathukuk.com 5941 sayılı Çek Kanunu’nun getirdiği yeni hükümler ile başta bankalar olmak üzere çek keşide edenlere ve hamillere önemli hak ve yükümlülükler getirmiş olduğu konusunda daha önce detaylı bir makaleyi siz okuyucularımızın beğenisine sunmuştuk, Bu yazımızın devamı niteliğinde olmak üzere Çek Kanunu çerçevesinde 2011 yılı başında yeni bir Tebliğ ile düzenlenen gelişmeleri tekrar dikkatinize sunmak istedik. Bildiğiniz üzere Çek Kanunu çerçevesinde Bankalarca, “tacir olan” ve “tacir olmayan” kişilere verilecek çekler ile “hamiline düzenlenecek çeklerin”, açıkça ayırt edilebilecek biçimde bastırılma zorunluluğu getirilmiş ve bu yeni düzenleme uygulamaya girmiş bulunmaktadır. Çek yaprakları bakımından bastırılma ve kullanım bakımından var olan bu ayrım ve içerik farklılığına bakılmaksızın, karşılıksız çek durumunda Bankaların kısmi sorumluluğu ise aynen devam etmektedir. Bu anlamda Bankaların karşılıksız çek yaprağı bakımından ödemekle sorumlu olduğu miktar her yıl olduğu gibi 25.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren yeni TEBLİĞ çerçevesinde 655 TL. olarak düzenlenmiştir. Karşılıksız çekler bakımından öngörülen bu yeni sorumluluk miktarları 28.01.2011 tarihinden itibaren geçerli olacaktır. Belirtilen ödeme yükümlülüğünün her bir çek yaprağı bakımından öngörüldüğü ve çekin ibraz tarihi dikkate alınarak Bankaların bu miktarı ödemekle sorumlu tutulabileceğinin unutulmaması gerekmektedir. Bankanın, Kısmen veya tamamen karşılığı bulunmayan çekle ilgili olarak, talebe rağmen, “karşılıksızdır” işlemi yapmayan banka görevlisi hakkında çeki elinde bulunduran şahsın şikayeti üzerine bir yıla kadar hapis cezası verilmesi imkanı getirilerek banka şubeleri arasında gidip gelmekten yorulan hamilin durumu biraz olsun hukuki güvence altına alınmış olduğunu da tekrar hatırlatmadan geçemeyeceğiz. Karşılığı tahsil edilmek üzere bankaya ibraz edilen çekin, karşılığının hesapta mevcut olmasına rağ60 Temmuz - Aralık 2010 / Sayı 06

men, hamile ödemede bulunmayan ya da bankanın kanunen ödemekle yükümlü olduğu miktarı hamile ödemeyen, yani hamile “yalan beyanda” bulunan veya “işlemi zorlaştıran” banka görevlisinin ise şikâyet üzerine bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılabilmesi mümkündür. Hatırlanacağı üzere Yeni Çek Kanunu çerçevesinde çekin bankalara üzerinde yazılı olan keşide tarihi(uygulamada ne yazık ki yanlış bir şekilde hala “vade tarihi” olarak algılanmaktadır) bakımından 2010 ve 2011 yıllarına mahsus olmak üzere geçici bir düzenleme getirilmişti. Süreyle sınırlandırılmış bir hüküm olarak 31/12/2011 tarihine kadar üzerinde yazılı düzenleme tarihinden önce çekin ödenmek için muhatap bankaya ibrazı BU YIL SONUNA KADAR HALEN geçersiz sayılmaktadır. Dolayısıyla elinize herhangi bir şekilde geçen ileri tarihli çekler 31/12/2011 tarihine kadar sadece üzerinde yazılı tarih ve kanuni ibraz süreleri içerisinde bankaya ibraz edilebilecektir. Bu nedenle bankanın bu tarihe kadar karşılıksız çek işlemi yapmamasının HUKUKİ BİR DAYANAĞI olduğundan, okuyucularımızın çeklerini üzerinde yazılı keşide tarihinde ibraz ederek -karşılıksız çek- işlemi yaptırılabileceğini önemle belirtiriz. Belirtilen 1/01/2012 tarihinden sonra ise çek ibraz edilmesi bakımından Çek Kanunu’nun öngördüğü geçici hükümler yürürlükten kalkmış olacağından, çekler üzerinde yazılı keşide tarihi ne olursa olsun eskiden olduğu gibi bankaya herhangi bir tarihte(2012 tarihi taşıması ve 2012 yılından itibaren) ibraz edilebilecek ve banka tarafından çekin karşılığının bulunmaması durumunda -karşılıksız çek işlemi yapılacağından- derhal icra takibi yapılabilmesi mümkün olacaktır. Çok yakın bir tarihte yürürlüğe girecek olan Yeni Borçlar Kanunu çerçevesindeki düzenlemelere ilişkin TİMDER çatısı altında kapsamlı bir seminer çalışması hazırlığı içerisinde bulunduğumuzu belirterek, bu toplantımızda buluşma ümidiyle, ticaret hayatınızda başarılar diliyoruz.



Makale

2011 YILINDAN EKONOMİK BEKLENTİLER

Prof.Dr. S. Burak Arzova Marmara Üniversitesi İİBF İşletme Bölümü arzova@gmail.com Türkiye 2010 yılı içerisinde tüm dünya ülkeleri arasında ekonomik verileri en iyi sonuçları veren birkaç ülkeden biri oldu. 2010 yılında dünya gıda fiyatlarında ortaya çıkan artış, emtia fiyatlarının yavaş yavaş kriz öncesi dönemlere dönmeye başlaması sırasıyla hem enflasyon üzerinde (artan gıda fiyatları nedeniyle) hem de ithalat ve dolayısıyla cari açık üzerinde (artan emtia fiyatları nedeniyle) büyüme ve yukarı yönlü baskı yarattı. Türkiye’nin 2010 yılı boyunca komşularıyla sıfır sorun politikası, özellikle sınır komşularımızla artan ticaret hacmini getirdi ve karşılıklı kazan kazan yaklaşımının her 2 taraf açısından da olabileceğini gösterdi. Şimdi önümüzde henüz ilk ayını yaşadığımız ve beklentilerimizin üst düzeyde olduğu yepyeni bir yıl var. 2011 yılında artan iç talebin düşmemesi ve özellikle ihracatçılar açısından dış pazarda ortaya çıkabilecek olan artışlar, 2010 yılında ortaya çıkan büyüme rakamlarının sürdürülebilir olması için en önemli şartların başında gelmekte. İhracatta yıllardır kur artışından medet umma dönemi artık kapanmaya başlasa da hala kur artışı istemenin ekonomik anlamda ülkenin genel çıkarlarına bir faydası yok. Çünkü ihracatta marka olamadığınız, başka ülkelerin fasoncusu olarak çalıştığınız zaman ortaya çıkan katma değer markanın asıl sahibine gider. Fasoncu çalıştığınızda, asıl işveren tarafından kolayca terk edilebilirsiniz. Türkiye’nin bu yeni dönemde özellikle markalaşma ve katma değer yatan yeni alanlara ihracatı yaymak temel hedefi olmalıdır. İhracat rakamlarımıza baktığımızda kümelenmenin hep 4-5 sanayi dalında olduğunuz, bunların yanına yenilerini ekleyemediğimizi görüyoruz. Oysa yeni alanlar yaratmaksızın yurt dışı piyasalarda kalıcı olmak mümkün değil. 2023 yılı için kendisine 500 milyar USD ihracat hedefi koyan bir 62 Temmuz - Aralık 2010 / Sayı 06

ülkenin tüm ihracatı 4-5 sanayi kolunda kümelenemez, kümelenmemeli. Bunun için alınması gereken pek çok önlem var. Ancak ilk akla gelen ihracatı geliştirmek amaçlı serbest bölgelerin fonksiyonel özelliklerini artık yitirmesi nedeniyle serbest alanların ve bu serbest alanlar kapsamının çok geniş tutulmasıdır. Örneğin bölgesel yaklaşımla tüm güneydoğu Anadolu bölgesi serbest alan olarak kabul edilebilir. Bu illerde, il ilçe köy, mezra ayrımı yapılmaksızın tüm her yer serbest alan olarak kabul edildiğinde hem bölgeye bir canlanma getirecek hem de bölgede yaşanan sorunların en başında yer alan ekonomik sorunlar için kalıcı bir çözüm olacaktır. Öte yandan gümrüklerde peşi sıra yaşanan ve aslında buzdağının görünen kısmını oluşturan menfaat yapılanmaları ülke dış ticaretinin gelişmesindeki en önemli engellerden birisidir. Bu nedenle limanların özelleştirildiği ve son derece işlevsel çalıştığı ülkemiz için önerimiz tüm gümrük işlemlerinin de özelleştirilmesi yönündedir. Bunun nasıl yapılacağı hususunda en ufak bir tereddütümüz bile yoktur. Çünkü yıllardır dış ticaretin pek önemli aşamasında, liman işletmeciliği, lojistik, kara, deniz, hava ve demir yolu, laboratuarlar vbg aşamasında özel işletmeler dış ticaretin önemli bir alanını yüklenmektedirler. Bu nedenle düşüncemiz mevzuat ve zihin değişikliği dışında bu yönde bir engel olmadığı yönündedir. Öte yandan Türkiye’de 2011 yılının 6. Ayına kadar radikal değişikler yapılmasının pek bir manası da esasen yoktur. Çünkü bilindiği gibi Haziran 2011’de ülkemiz genel seçime gidecektir. Yaklaşık 3 ay evvelinden genel seçim havasının kapıyı, bacayı, kısacası her yani kapsayacağını varsayarsak, 2011 i bir yanı boş bir yanı dolu bardak gibi görebiliriz. 2011’in 2. Yarısından sonra kurulacak yeni yapı içindeki hükümetin boşa geçen ilk 6 aylık süreci telafi etmek için çok hızlı çalışacağını düşünebiliriz. İşte bu düşünce ekonomik canlanma ve sürdürülebilir büyüme açısından bize umut vermektedir. Meclisimiz Borçlar Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu’nun yenilenmesinde gösterdiği özverili uzlaşma ile isterse neler başarabileceğini hepimize göstermişken, 2011 yılı içinde ekonomik hayatın beklediği pek çok ileri atımın da atılabileceği umudunu taşımaktayız. 2011 yılı için en önemli 2 husustan birincisi artık kronik hale gelen ve özellikle genç nüfus üzerinde etkisi hissedilen işsizlik olurken, diğeri de ekonomik büyümeyi sürdürülebilir kılmaktır. Bunun için cari açık çok önemli bir rol üstlenmektedir. Türkiye cari açık sorununu artan ihracat ve ithalden yerli üretime geçişle çözemezse, büyümesi ciddi hasara uğrar. 2011 yılında Türkiye’nin kredi derecelendirme kuruluşları tarafından yatırım yapılabilir seviyeye çekilmesi de cari açığın kapanması yönünde olumlu bir adım olarak görülebilir. Tüm bu sayılan nedenlerle umudumuz 2011 yılının en az 2010 gibi geçmesi yönündedir.


Makale

REKABET GÜCÜNÜN ARTIRILMASINDA LOJİSTİK SÜREÇLER VE DIŞ KAYNAK KULLANIMI

Doç. Dr. Umut R. Tuzkaya Yıldız Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü tuzkaya@yildiz.edu.tr Rekabet üstünlüğü sağlamak için kaliteli ve ucuz üretimin yanı sıra nakliye, depolama, gümrükleme, dağıtım, sipariş yönetimi, elleçleme, talep tahmini, iade mal yönetimi, paketleme, atık yönetimi gibi lojistik faaliyetlerde fark yaratabilme ön plana çıkmaktadır. Müşterilerin istedikleri mal ve hizmeti istedikleri zamanda ve kabul ettikleri şartlarla alabilme rahatlığına ulaştıkları günümüzde lojistik süreçler hayati önem taşımaktadır. Hızlı, kaliteli veya uygun fiyatlı ürün üretimi, firmaların rekabet koşullarını sağladığı anlamına gelmemektedir. Müşteri her zaman daha fazlasını istemektedir. Yönetim gurusu Peter Drucker’ın 1962 yılında söylediği “lojistik ekonominin karanlık anakarasıdır” sözünün önemi ülkemizde yeni yeni anlaşılmaktadır. Rekabet üstünlüğü sağlamak için kaliteli ve ucuz üretimin yanı sıra nakliye, depolama, gümrükleme, dağıtım, sipariş yönetimi, elleçleme, talep tahmini, iade mal yönetimi, paketleme, atık yönetimi gibi lojistik faaliyetlerde fark yaratabilme ön plana çıkmaktadır. Hatta bu da yetersiz kalmaktadır ve tüm bu faaliyetleri “Tedarik Zinciri Yönetimi” kapsamında ele almak gereklidir. Her hangi bir sektöre bakıldığında görülen şudur: Üretim için gerekli hammadde, yarı mamul, ve sarf malzemesi farklı ülkelerden temin edilebilmektedir. Buna “tedarik lojistiği” adı verilmektedir. Üretim ise iş gücü maliyetleri ve hammaddeye yakınlık kriterlerine göre yine farklı ülkelerde gerçekleştirilebilmektedir. Üretimin ardından “dağıtım lojistiği” süreçlerinin yönetimi başlamaktadır. Merkezi ya da merkezi olmayan sistemlerden biri seçilerek belirli noktalarda dağıtım merkezleri, distribütörler, ana bayiler, bölge bayileri ve bayilerden oluşan zincirler kurulmaktadır. Buna ürün çeşitliliği, müşteri beklentileri ve satış sonrası hizmetler eklendiğinde yönetimi oldukça zor ve uzmanlık isteyen küresel boyutlu bir ağ ortaya çıkmaktadır. Bu noktada küçük bir örnek vermek gerekirse: Uluslararası Kara Taşımacılığı Birliği’nin (International Road Transportation Union – URI) yakın geçmişte yayınladığı “Kara nakliyesiz bir hafta” adlı çalışmanın sonucu olarak yapılan tespitler çarpıcıdır. İsveç’in bir bölümünü kapsayan bu

çalışmada kara nakliyesi olmazsa ilk gün raflarda ekmek ve süt ürünlerinin tükeneceği, sokaklarda çöplerin birikeceği, ikinci gün eczanelerin kapanma noktasına geleceği, benzin istasyonlarında yakıtların tükenmeye başlayacağı belirtilmektedir. Üçüncü gün toplu taşımada ciddi sorunların çıkacağı, otellerde temiz çarşaf kalmayacağı, dördüncü gün bölgede gıda sıkıntısının başlayacağı, gazete basımının duracağı ve beşinci gün içme suyunun tükeneceği ve endüstriyel üretimin duracağı vurgulanmaktadır. Karayolu taşımalarının, denizyolu, havayolu, demiryolu ve boru hattı taşıma modlarından sadece biri olduğu unutulmamalıdır. Yukarıdaki örnekten yola çıkıldığında lojistik operasyonlarının ve bu operasyonlarda yapılacak verim artışının firmalara sağlayacağı faydaların önemi görülmektedir. Bu noktada sorulacak haklı soru; tedarik, üretim ve dağıtım lojistiğinden oluşan bu karmaşık sürecin bir üretici firma tarafından ne kadar etkin yönetilebileceğidir. Türkiye’de lojistik süreçlerde dış kaynak kullanımına (outsourcing) hala tereddüt ile bakılmaktadır. Sektörel yayınlar takip edildiğinde ve mevcut uygulamalara bakıldığında Türkiye’deki lojistik potansiyelinin yarısının dahi kullanılmadığı görülmektedir. Lojistik hizmet sağlayıcılarından (üçüncü parti lojistik – 3PL) faydalanılsa bile 3PL firmalar sadece depo, araç ve insan kaynağı sağlayıcıları olarak görülmektedir. Dünya örneklerine bakıldığında hammadde ve malzemelerin yönetimi 3PL firmalara bırakılmaktadır. 3PL firmaların kurdukları konsolidasyon merkezlerinde farklı üreticilerden gelen ürünlerin küçük montaj işlemleri gerçekleştirilmekte, üretim hatlarına tam zamanında (Just In Time - JIT) teslimatlar yapılmakta, çapraz sevkiyat (crossdocking) ve çekme esaslı tekrarlı dağıtım sistemleri (milk-run) ile hız, fiyat ve kalite avantajları sunulmaktadır. 3PL firmalarla yapılacak kontratlar ile yatırım tasarrufu sağlanacak ve bazı sabit maliyetler değişken maliyetlere dönüştürülecektir. Bu firmaların uzmanlıklarından ve ölçek ekonomisinden faydalanarak üreticiler kendi asıl (core) işlerine odaklanabilecek, riski paylaşacak ve esneklik kazanacaklardır. Bazı işletmelerin 3PL kullanmanın büyük bir rekabet avantajı sağlayacağı konusunda şüpheleri olsa da lojistikte dış kaynak kullanımı ve elde edilen faydalar giderek artmaktadır. Burada dikkat edilmesi gereken hususların başında hizmet alan ve veren taraflar arasında güven ilişkisinin oluşturulması gelmektedir. Lojistikte dış kaynak kullanımı kararları sadece lojistik departmanı yetkililerine bırakılmamalı, ilgili tüm departmanlar ve üst yönetiminin ortaklaşa aldığı ve arkasında durduğu kararlar olmalıdır. Bu ortaklıktan elde edilecek fayda ile ilgili hedefler ve beklentiler net bir şekilde ortaya konmalıdır. Beklentiler, karşılıklı sorumluluklar ve taahhütler yazılı kontratlarda belirtilmeli ve gerekli tüm özel maddeler detaylı şekilde yazılmalıdır. Alınan hizmetle ilgili performans ölçütleri ortaya konulmalı ve periyodik olarak ölçülmelidir. Bunları etkin ve istikrarlı şekilde gerçekleştirebilmek için gerekli bilgi sistemlerinin kurulması ve etkin bir şekilde kullanılması da anahtar bir faktörüdür. 63 Temmuz - Aralık 2010 / Sayı 06


Makale

İTİBAR YÖNETİMİ VE YENİ BİR ÇAĞ: MARKA GERÇEĞİ Mutfak Marka Strateji ve Tasarım Danışmanlık Ekipler Genel Koordinatörü pelin.karakoc@markamutfakta.com Bugün itibar dendiğinde algılanan, buz kütlesinin suyun üzerindeki parçasına benzer. İtibar, marka ve can bulduğu tüm mecralarla birlikte kurum içi yönetimin de dâhil olduğu bir sistem olarak ele alınmalıdır. Şaffaflık ise tüm süreçlerde, artık kaçınılmaz bir kural koyucu olmalıdır. Yeni iletişim dinamikleri ile kurulan yeni dünya düzeninde, artık en yüksek kârları, yalnızca üretimi değil, markaları doğru yöneterek yakalayabiliriz. Bugün marka olarak algıladığımız manüplasyon değerleri, görsel olarak logo, kurumsal materyaller ve ambalaj gibi uygulamalarla vücut bulur. Markanın kişilik değerleri ise kurum kimliğinde ortaya çıkar. Kurum kimliği, sekreterin telefonda kullandığı ses tonundan, gönderiyi taşıyan kuryeye, satış elemanından, çayı getiren Musa Amca’nın çayı servis şekline kadar tüm kurum mensuplarının içeride ve dışarıdaki davranışlarıyla bir bütündür. Özellikle eklemek gereken ve genelde atladığımız bir nokta var ki o da dağıtım kanalları ve bu kanalların sistemdeki önemi. Dağıtım kanalları ve satış noktalarının organizasyonu, her ne kadar arka planda görünse de, sistemde hayati önem taşır. Zira malı tüketiciye getiren bu ara süreçlerde oluşan en ufak sorun tüketiciye yansır. Ürün zamanında rafa çıkamaz, ambalajın köşesi yamulmuştur, stok kontrol dışına çıkmıştır vs. Tüm bunlarla ele alındığında itibar yönetimi aslında kurum kimliği ve marka kimliğinin, dağıtım kanalları da göz önünde bulundurularak eş zamanlı ve planlı yönetimidir. İtibar, yalnızca markayla değil, kurumsal davranışla da mutlaka desteklenmelidir. Diğer tüm uygulamalar kurum şahsiyeti kolonlarının üzerinden yükselir. Kurum şahsiyeti doğru planlandığında, sistemde temel taşlar yerine oturacaktır. Kurum şahsiyeti, şirket kendini nasıl tanımlar sorusunun cevabıdır. Prof. Dr Ayla Okay, “Kurum Kimliği” kitabında, kurum şahsiyetinden bahseder. Buna göre; kurumsal davranış, kurumsal tasarım ve kurumsal iletişim olarak üç başlıkta incelenir. Burada kurumsal tasarım bizim, marka yönetiminde bildiğimiz görsel unsurlar ve bunların tutarlı kullanımıdır. Kurumsal davranış kurumun üçüncü şahıslara karşı tutumudur. Kurumsal iletişim ise kurumun kendi çalışanları ile olan iletişimi ve buradaki tarzıdır. 64 Temmuz - Aralık 2010 / Sayı 06

Basitçe örnekleyelim: Apple mağazasına gittiniz. Karşınızda görsel olarak size saldıran tüm unsurlar kurumsal tasarım ya da marka görsel unsurlarıdır. Gördüğünüz logo, her yeri sarıp sarmalayan metalik gri renk ve elit alüminyum dokusu, beyaz standlar, çalışanların üniformaları. Bir satış elemanına sorunuz var, işte konuşma başladığı anda karşınızda kurumsal davranış! Çalışanın ses tonu, size yaklaşımı, problemin çözümlenmesi için geçen süre tüm bunlar kurumsal davranışın vücut bulduğu durumlardır. Akşam oldu, mağaza kapandı. Müdür tüm elemanları topladı ve bir konuşma yapacak. Merhaba kurumsal iletişim! Burada ekip liderinin ekip üyeleri ile diyaloğu, ekiptekilerin kendi aralarındaki iletişimi, iç yazışma dili, kriz yöntemindeki tutumları vs tüm bunlar da kurum iletişimini oluşturur. O sırada hemen arkadan depoya yeni taptaze apple’lar gelmektedir. Tam zamanında! Bu sayede yarın için müşteriye ürün teslimi yapabileceğiz, söz verdiğimiz gibi. Markamız sözünün eridir! İşte size dağıtım kanallarının gücü ve markanızın itibarı! Tasarım çağında olgunluk dönemine girildi. Şimdi yeni bir çağ kapımızda: Marka gerçeği. Artık ürünler, markaların gücüyle desteklenmezse, ne kadar başarılı bir tasarımı olursa olsun, pazarlanamıyor ya da yeterince kâr getirmiyor. Vizyoner yöneticiler bugün bu gerçeği çoktan kabul edip yol almaya başladı bile. Adecco Group, Türkiye, Macaristan ve Sırbistan Bölge Yöneticisi, Tibet Eğrioğlu’nun 2011 yılına dair beklentisi bakın ne yönde: “İtibar yönetimi özünde marka algısının doğru yönetimidir. Ve gelecek yılda tüm eğilimler değer ve marka yönetimi üzerine olacaktır. Öyle ki 2011 marka satın alımlarını artacağı bir yıl olarak bekleniyor.” Görüyorsunuz ya, artık metaların değil markaların satın almalarını konuşuyoruz. Pasta lezzetli, iştah kabartıyor. Pay isteyen çok, markasına ve itibarına yatırım yapan akıllı yönetici orta vadede ciddi geri dönüşler yakalıyor. İtibarınızı düşünün ve markanızı önem sırasının en üstüne yerleştirin. Zira, artık metaların değil markaları krallığında yaşıyoruz.




Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.