Voir Magazin Mart 2014 sayımız

Page 1

Sina Montür

Lansman Fuarda

Profil

Taş’ların Yolu Fazıl ÖZEN

“ Fuarın Ana Sponsoru ”

TEB

İhracattaki Yıldızlar

Ödülüne Kavuştu

A b Almeda Sınır z Tanımayan i Yetenek






VOIR

MART - 2014 SAYI: 16 KAPAK: SİNA MONTÜR İmtiyaz Sahibi VOIR Magazin Adına Nurseli GÖKÇÜL nurseligokcul@voirmagazin.com Yazı İşleri Müdürü (Sorumlu) Gonca ÇİPE Genel Yayın Koordinatörü A.Faruk GÖKÇÜL / faruk@voirmagazin.com

Nurseli’den

Editör / Gonca ÇİPE / gonca@voirmagazin.com Kreatif Direktör / Bora DEMİROĞLU bora@voirmagazin.com Görsel Yönetmen / Günseli Top ÖZ gunseli@voirmagazin.com Kurumsal İletişim Müdürü / Özden BÖLÜKBAŞI ozdenbolukbasi@voirmagazin.com Sanat Danışmanı / Faruk ÖZ Reklam Koordinatörü / Burak GÖKÇÜL burak@voirmagazin.com Reklam Satış Müdürü Gözde Burcu TOP / gozde@voirmagazin.com Sosyal Medya İletişim Ebru Akçer / ebru@voirmagazin.com Yayın Danışmanları / Av. Hamdi ÇİYİLTEPE Yrd. Doç. Dr. Nuri SEZER Karadeniz Temsilcisi / Mustafa İSLAMOĞLU Ege Bölge Temsilcisi / Günseli Top ÖZ Marmaris Filarmoni Derneği Renk Ayrımı & Baskı Teknik Basım Tanıtım Matbaacılık San. Tic. A.Ş. Keyap Ticaret Merkezi Bostancıyolu Cad. F1 Blok No: 93 Y. Dudullu Ümraniye / İstanbul T. 0216 508 20 20 • F. 0216 508 20 45 www.teknikbasim.com Sertifika No: 24871

Dağıtım / Aras Kurye Yayın Türü / Aylık Süreli Yayın Yönetim Yeri ve İletişim Alemdar Mah. Nuruosmaniye Cad. No: 21 D:105 Eser Han Fatih - İstanbul / Türkiye Tel: +90 212 522 15 51 www.voirmagazin.com info@voirmagazin.com

VOIR Magazin’in Tüm Hakları Saklıdır. Yerel Süreli Yayındır. VOIR Magazin’de yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri, yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Bu dergide yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu uyarı VOIR Dergisi’nin birinci sayfasından son sayfasına kadar, içinde yer alan tüm haber, yorum, analiz ve öneriler için geçerlidir. İlan ve reklamların sorumluluğu sahiplerine aittir. Dergide yayımlanan yazı, fotoğraf ve konuların her hakkı saklıdır. İzinsiz, kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz.

6

Değerli sektör mensupları,

F

arklı konularla ve dolu bir içerikle, fuar sayımızla karşınızdayız. Sektörün büyük umutlar beslediği bu fuar, dilerim ki herkesin beklediği ve umduğu gibi geçer.

Bizim için oldukça değerli olan bu sayımızda kapak sponsorumuz Sina Montür oldu. Keyifli bir çalışma gerçekleştirdiğimiz Sina Montür'e ve firma sahibi Barış Lek'e teşekkürü borç bilirim. Maalesef sektörün çetin ve zorlu bir sınavdan geçtiği bir dönemdeyiz. Bu zorlukların arasına bir de kredi kartı taksitlendirme olayı girdi. Nabzını tutmaya çalıştığımız sektör, bu konuda farklı düşünceler ve fikirlere sahip. Taksitlendirmenin kaldırılmasının; bir kısım bunu kötüye kullananların artmasının sektöre daha fazla zarar verdiğini, bir kısım satışların düşmesine sebep olacağından tekrar izin verilmesini, az olan bir kısımsa sektörün bankalara bağımlı bir şekilde kazanıyor olmasının zaten zararlı bir olay olduğunu savunuyor. Bu olayla ilgili İstanbul Kuyumcular Odası başta olmak üzere, diğer dernek ve odalar da tepkilerini dile getirerek bir basın açıklaması yaptı. Üst düzey yetkililerle bağlantıya geçen ve sektörel sıkıntıları aktaran sektör yetkilileri, bu konuya oldukça dikkat çekti. Ulusal basında da geniş yer bulan kredi kartı meselesi dilerim ki, sektörümüze en hayırlı biçimde çözülür. Tüm yıl neredeyse sektör, fuarlar vs. için çalışıp duruyor. Yepyeni koleksiyonlar, ürünler hazırlayan ve bütün enerjisiyle hazırlıklarını tamamlayan sektör, Türkiye'nin en önemli fuarına da hazır. Ülkede yaşanan talihsiz ve tatsız olaylar maalesef birçok etkinliğe de yansıdı. İnşallah yakın zamanda barış ve huzur ortamına, kardeşlik çerçevesinde kavuşuruz. Zira, en ufak ülkesel olayda zarar gören borsa ve dolayısıyla kuyumculuk sektörü, çok daha büyük zorluklara gebe kalacak gibi. Tek temennim; tüm bu olaylar, bizim için değerli olan fuarı da etkilemez ve biraz olsun sektör nefes alır...

Nurseli GÖKÇÜL


10

TAKI HABER Dünya Devleri İstanbul'a Geliyor !

80 82

Cemiyet Hayatının Akmerkez Buluşması Zen Pırlanta

86

Yeni Marka İçin Show Zamanı Ufuk ALyans

88

Strateji Revize Edildi İsgold

90

Kozadan Çıktı Softnorm Kuyumcu Mağaza Yönetim Sistemi

92 94

Çağa Ayak Uydurmak Gerek Ayyıldız Kuyumculuk

3 Ay Ödemesiz "Cem Turgut Gelgör"

Alyans ve Bileziğe Takım Şıklığı Ahlatçı Kuyumculuk

14 19

86 Yıllık Sorumluluk Cemil Elmas

30

Tasarım Olmadan Ürün Pazarlamak Artık Yürümüyor "Aytaç Kamar"

32

Yeni Koleksiyon Hazır "Murat Kodaz"

40

Limitler Zorlanacak "Rıfkı Bedir"

42

60. Yılında 60 Yeni Mağaza Altınbaş

46

Lansman Fuarda "Barış Lek"

98

48 50

Sistemi İyi Kurarsanız İyi Çalışabilirsiniz "Eyüp Altınok"

100 Çok Şık Bİr Takım Kiğılı

İJS Mart 2014 Fuarının Ana Sponsoru TEB Oldu "Selami Erten"

VOIR POPÜLER 101 Sınır Tanımayan Yetenek "Almeda Abazi"

VOIR PROFİL Taş'ların Yolu "Fazıl Özen"

52 Fuar İçinde Fuar Ekol Kuyumculuk 56 Sektörden Tepki 58 Özel Takılar Fuarda Besay Kuyumculuk

118 122

ALB Menkul Değerler "Metin Aytekin"

Sudan Gelen Güzellik Sadeiş Kuyumculuk Fuardan Beklenti Yüksek CSF Group

62

İhracatın Artması Şart Ser Diamond

64

Biliyorum ki Dik Duvar Yıkılmaz Esgold

66

Yeni Koleksiyon Hafifledi Karataş Kuyumculuk

70

Yenilik Fuarada Yansıyor Özcan Gümüş

73

Ev Tekstilinde Yeni Soluk Arın's

74

İhracattaki Yıldızlar Ödülüne Kavuştu

144 İşine Kalıbını Basan Firma "Yusuf İzzet Çelik"

76

Alyans Kuyum Sektöründe Önemli Bir Lokomotiftir Ersoy Alyans

148 13 Ülkeden Alım Heyeti Start Fuarcılık

78

Sektöre Yeni Oyuncu Tria Diamond

134 Türk Altın ve Mücevher Sektörü Doğru Yolda İlerliyor "Selami Tütüncüoğlu" 136 Sanat Bakırköy'de "Ö. Faruk Öz - Saim Kaya" 138 Açılışa Özel Sergi "Günseli Top - Burcu Top" 142 Konforu Rahat Yaşayın "Murat Köni"

7


VOIR EDİTÖRDEN

Merhaba !

M

art ayı geldiğinde tüm sektörü tatlı bir telaş sarıyor. Fuar dönemlerinde sıklıkla karşılaştığımız bu hareketlilik kuşkusuz ki, dergi olarak bize de yansıyor. Aynı hızlı tempoya bizler de dahil olup, sektöre ayak uyduruyoruz. Dolayısıyla en az bir sadekâr kadar ince işçilik, bir cilacı kadar da titiz hale geliyoruz.

Bu ay; popüler konuğumuz Almeda Abazi idi. Güzellik kraliçesi olduktan sonra oyunculukla kariyerini sürdüren Abazi ile samimi bir röportaj gerçekleştirildi. Profilimize, dört kuşaktır kuyumculukla uğraşan ve devraldığı mesleği farklı bir kulvara taşıyan Fazıl Özen'i konuk ettik. İhracat ödüllerinin dağıtıldığı gecede sektörün yanında yer alıp, dergimize taşıdık. Sektörün köklü ve yeni firmalarıyla gerçekleştirdiğimiz röportajlarla onlara aracı olduk. Farklı etkinlikler ve yeniliklerini duyurmak isteyenleri habere taşıdık. Güncel sayfalarımızla trendleri aktardık. Köşe yazarlarımızla, ekonomiden sanata kadar bilgilere erişebileceğiniz makalelere yer verdik. Kısacası görsellikle beslediğimiz dergimizde; gündem konuları, bilgiler, sanat olayları, kültür ve keyifle okuyacağınız sohbetlerimize tanık olacaksınız. Yoğun çalışmaların yanı sıra; enerjilerin yer değiştirmeye başladığına, eski ile yeninin yer değişimine tanık oluyoruz hayatlarımızda... Değişime ayak uydurmak, en az diğer sektörlerde olduğu kadar kuyumculukta da şart; diye düşünüyorum. Farklı bakış açısına, vizyona ve yenilenmeye açık olan tüm kurumların kazanacağı kanaatindeyim. Çünkü, artık Dünya yeni bir çağa adım attı. Bu çağa uyumlanabilenlerin zamanı geldi. Tüm olumsuz giden şeylerin arkasından güzelliklerin geleceğine inanıyorum; her ne kadar zaman zaman sancılı da olsa... Dünya bu yönde dönüş gerçekleştiriyor ve belirttiğim gibi bu durumu kanıksayanların kazanacağı bir dönem... Bu değişimi gerek özel yaşantısına gerek işine yansıtabilecek insanların enerjisi ile ayakta, sağlam durabileceğiz. Bunun için; önce kişisel gelişimimizi tamamlamalı, kabullenmeli ve özümsemeliyiz. Unutmamamız gereken tek şey; bireyler bütünü oluşturur... Sevgilerimle,

8


Gerçek değer ne anlama gelir, her kuyumcu bilir. Mercedes-Benz de... Şimdi tüm kuyumcuları, Mercedes-Benz Türk bayilerinde özel indirimler ve avantajlar bekliyor. 31 Aralık 2014‘e kadar bir Mercedes-Benz otomobil satın alın, hayatınızın her anına değer katın.

www.mercedes-benz.com.tr www.facebook.com/mercedesbenztr


VOIR GÜNCEL ROBERTO BRAVO

NINA RICCI

CONVERSE

PIXY

DESERT

TO TOMMY

10



VOIR HABER

Dünya Devleri İstanbul’a Geliyor! Dünya mücevher sektörünün önde gelen temsilcileri 38. kez İstanbul’da bir araya geliyor. Mücevher İhracatçıları Birliği’nin desteği ile 20-23 Mart’ta düzenlenen “İstanbul Jewelry Show” Mart Fuarı, dünyanın dört bir yanından gelen mücevhercilere ev sahipliği yapacak. Böylece dünyanın en kalabalık alım heyeti de İstanbul’da ağırlanmış olacak.

Mücevher İhracatçıları Birliği’nin desteği ile yılda iki kez düzenlenen ve sektörün en önemli fuarlarından biri olan “İstanbul Jewelry Show” 20-23 Mart 2014 tarihleri arasında CNR Expo’da. Doğu Avrupa’dan Yakın Asya’ya, Rusya’dan Ortadoğu’ya, Kuzey

Afrika’dan Türki Cumhuriyetlere kadar toplam 25 ülkeden yerli ve yabancı 1200 katılımcı fuar süresince İstanbul’da bir araya gelecek. Sektör temsilcilerine özel olarak düzenlenen “İstanbul Jewelry Show” Mart Fuarı, Türkiye’nin kuyum ve değerli taş ürünlerinin yabancı firmalara tanıtılmasında önemli bir rol oynuyor. Geçtiğimiz yılı 2 milyar 253 milyon dolar ihracat ile kapatan Türk mücevher sektörü, Türkiye ihracatına katkısını her geçen yıl giderek artırıyor. Bu doğrultuda en önemli katkılardan birini sağlayan fuarda, altından gümüşe, pırlantadan inciye, makine ve ekipmanlarından saate kadar birçok ürünün temsilcileri yeni iş bağlantıları kurma fırsatı da yaratılacak. “İstanbul Jewelry Show” ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Mücevher İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Güner; “Her yıl iki kez ülkemizde düzenlediğimiz ‘İstanbul Jewelry Show’un bu yıl ilkini hayata geçiriyoruz. İstanbul Jewelry Show’un Türk mücevher sektörü açısından önemi oldukça fazla. Fuarlar katılımcıların sektörle ilgili tüm gelişmeleri yakından görmesine, yeni pazarlar ve yeni ticari işbirlikleri için zemin oluşturuyor. Aynı paralelde ülke ekonomisine sağladığımız katkıyı da artırmak için çalışıyoruz. Son zamanlarda üst üste gelen olumsuz gelişmeler kuyum ve mücevher sektörünü oldukça zorluyor. Bu zorlukları biraz olsun hafifletmek için bu fuara yatırım yaptık. Aslında sektör olarak dünyanın en kalabalık ve en önemli alım heyetini ağırlayacağız diyebilirim. Böylece bürokratik düzenlemelerle verdiğimiz açığı kapatacağımıza inanıyoruz.” dedi.

12



VOIR GÜNCEL SEZGİN JEWELS

US POLO

ERSA

BURBERY

DKNY

MAYBELLINE

14



86 Y S ıllık

k u l u l m oru

6 8 86 TYSD (Türkiye Yardım Sevenler Derneği), kuruluşunun 86'ıncı yıl dönümünü Potaxe'da kutladı. Emeği geçenlere plaket verilen gecede, sektörümüzden Cemil Elmas da ödül aldı.

86 yıldır hizmet veren ve bugün 145 şubeye ulaşan Türkiye Yardım Sevenler Derneği, bugüne kadar yürüttüğü sosyal sorumluluk projeleriyle ülkemize hizmet eden bir kuruluş. Kuruluşun 86'ıncı yıldönümü kutlaması Sarıyer Portaxe'de, 19 Şubat'ta gerçekleştirdi. Seçkin davetlilerin konuk olduğu gecede Saadet Suyolcuoğlu, katkılarından dolayı Demet Sabancı Çetindoğan, Ebru Sanver, Cemil Elmas ve Yakup Özenses’e plaket verildi. Kuyumculuk sektöründe hikâyesi olan ürünler tasarlayan Cemil Elmas, katıldığı TYSD gecesinde plaketini almanın haklı gururunu yaşadı.

Yardımseverlerin biraraya geldiği gecenin biletleri arasında yapılan çekilişte, Cemil Elmas'ın bu geceye bağışladığı, elmas taşlarla süslenmiş "Daye Hatun" yüzüğü, bir kişiye verildi. Ayrıca Cemil Elmas, bu özel gece için özel hazırlanmış 500 adet hediye ile gelen konuklara bir jest yaptı. Çiğdem Tunç sunuculuğunda gerçekleşen ödül töreninde, Şehnaz Sam ve Gökhan Sezen de sahne alarak geceye renk kattılar.

16





ADVERTORIAL SAYFA 20


VOIR PROFİL

"Taş" ların olu Y

Dede, oğul, torun, torunun oğlu... Dört kuşağı saran bir meslek ve bu mesleğin ortasında bir çocuk; Fazıl Özen... Fazıl Özen'in 1860'lı yıllara, dedesinin babasına uzanan bir kuyumculuk geçmişi var. Dedesi'nin babası olan Abdurrahman Bey, bugünkü Kafkas bölgesi içinde kalan Kazan şehrinde kuyumculuk imalatı üzerine çalışıyordu. O dönemin varlıklı aileleri arasında yer alan Abdurrahman Bey, Bolşevik İhtilali üzerine ülkeyi terketmek zorunda kalmış ve Türkiye'ye göç etmişlerdir. 1902 yılında dede Mustafa Naci Bey Türkiye'de, kuyumculuk mesleğinin içine doğmuştur. Kuleli'de okuyan dede, asteğmen olarak vatani görevini yaparak, kuyumculuk mesleğine dönüş yapar. Çok güzel resim yapan Mustafa Naci Bey bunu mesleğine de yansıtan eserler çıkartır; hem Osmanlıca hat becerisine hem de çok usta bir kalemkâr olması sebebiyle altın ve gümüş üzerine dua ile hat çalışmaları yaparak, kuyumculuğun ince işçiliğini gözler önüne serer. Bu mesleği birlikte yürüten aileye baba Faruk Özen katılır. Aileden gelen mesleğe vakıf bir şekilde doğar ve yetişir. O da kendini ve aileden devraldığı mesleğini geliştirip, yorumlar. Hatta dönemin kuyumculuğu için faydalı olacak, burma bilezikler konusunda özel bir teknik bile keşfeder... 21


VOIR PROFİL Ve nihayet Fazıl Özen, ailenin son kuşak kuyumcusu olarak doğar. Fazıl Özen'in, doğal olarak kuyumculuk serüvenine başlaması 7-8 yaşlarına denk gelmektedir. Dördüncü kuşak olarak üstüne düşen görevi hak ettiği şekilde ve elinden geldiğince yapmaya, geliştirmeye çalışır Fazıl Bey... Kuyumculuk mesleğinin tüm ince ayrıntısına kadar öğrenen; yeri geldiğinde tezgâha oturup, el marifetlerini geliştiren, yeri geldiğinde satışa bakan... Eskişehir'de; Özen Kuyumculuk adıyla imalat, toptan ve perakende mağazası olarak üç kuşak tek bir çatı altında toplanarak, her bir kuşağın oluşturduğu kendi müşteri portföyüne hizmet verilir. Uzun yıllar üç kuşak birlikte işletirler firmayı... Ancak 1985 TÜRK BAYRAĞIMIZ ÇİN'DE DALGALANIYOR yılında dede Mustafa Naci vefat eder ve baba-oğul kalır Özen'ler... Tam da bu dönemler Fazıl Özen'in merakı onu ülke dışına taşır. Zaten o son kuşak olmanın verdiği heyecan ve genç düşünceleriyle, her zaman yurt dışını takip etmektedir. Seyahatleri esnasında taşlara ilgi duymaya, araştırmaya başlar. Fazıl Özen, artık bambaşka bir dünyaya; o rengârenk, ışıl ışıl parlayan dünyaya aittir. Zaten özgür yetişmiş bir gençtir ve babasının desteği de her zaman onunladır. Fazıl Bey, taşlarla ilgili tüm detayları; nereden çıktığından fiyatına kadar, derinlemesine öğrenmek ister. Bunun üzerine harekete geçer. Bu konuda daha o günlerden itibaren profesyonel ve bilerek çalışmak için Amerika'da, Tayland'da ve Hindistan’da Dünyanın önde gelen enstitülerinden pırlanta ve mücevher taşları eğitimleri alır. Dolayısıyla hem teorikte hem de pratikte güçlü bir şekilde bu olaya giriş yapar. Bundan yirmi yıl önce gerçekleşen olaylar ve o dönemlerin Türkiye’si Fazıl Beyi daha da bir gayrete getirir. Çünkü, o günlerde Türkiye’de bilinen mücevher taşlarının sayısı neredeyse iki elin parmak sayısını geçmemektedir. Bununla birlikte gemoloji adı verilen mücevher taşları bilimi ise hemen hiç bilinmemektedir.

ULUSLARARASI MUCEVHER TASLARI DERNEGININ YILLIK BASKANLAR TOPLANTISI

Eğitimlerini tamamlayan Fazıl Özen, Dünyadaki renkli mücevher taşlarının en önemli merkezlerinden belki de birincisi olan Almanya’nın Idar Oberstein şehrinde ofis açarak, yaklaşık iki yıl taş ticaretine devam eder. O günlerde Avrupa'da İngiltere, Almanya, Fransa, Portekiz, Yunanistan başta olmak üzere; Orta Doğu, Uzak Doğu, Kuzey ve Güney Amerika’nın da içinde bulunduğu, 60'tan fazla ülkeye bizzat giderek taş alım ve satımını yapar. Bu arada yine o yıllarda Fazıl Özen, ilk defa bir Türk olarak Bangkok’da bir taş ofisi açarak hem Türkiye’ye hem de tüm Dünya ile rekabet edebilir fiyatlarda taş sunmaya başlar. Ardından Yunanistan’da da ofis açarlar. Fazıl Bey Yunanistan’da açtıkları ofis nedeniyle, orası adeta ikinci memleketi olur. Bu dönemde Yunanca da öğrenen Özen, pek çok Yunanlı meslektaşı ile ilk kez bir Türk olarak ticaret yapmayı ve güzel dostluklar edinmeyi başarır. O günlerde baba Faruk Özen de Türkiye’de taş işine başlar. Yıllar içinde ise güvenirliliği ve sıcaklığıyla, İstanbul başta olmak üzere tüm Ege ve Akdeniz’de adı "Taşçı amca" ya çıkar. İstanbul'a gelindiğinde firmalarına Özen Kuyumculuk yerine, “Harmony” adı verilir. 22


Harmony Akademi başlar. Taş konusunda araştırma ve eğitimlerine sürekli yenilerini ekleyen Fazıl Özen, artık Türkiye'de tanınmaya başlar. Gelen gidenlerin taş konusunda yardım aldığı biri haline gelir. Herkes ondan bir şeyler öğrenmek ister. Bunun üzerine Fazıl Bey “Harmony Akademi” nin temellerini atmış olur. Bu konuyla ilgili Fazıl Özen şöyle diyor: “Türkiye'de hem pırlanta hem de renkli taşlar konusunda eğitimimizi hazırladık. Yaklaşık 70’ten fazla şehir ve bölgede (Türkiye ve dışında) Kuyumcular Oda ve Dernekleri, Ticaret Odaları ve farklı Sivil Toplum Kuruluşları ile ortaklaşa eğitimler verdik. 3000'i aşkın kişiye pırlanta ve renkli mücevher taşlarını öğrettik. Türkiye'de gemolojinin ne olduğunu ve ne anlama geldiğini Edirne'den Van'a kadar anlattık ve öğrettik. Eğitimi oradaki insanların, kuyumcuların ayağına kadar götürmüş olduk.” Fazıl Özen taş sektöründe gerek yaptığı atılımlar, gerek bilgi bakımından “İlk” ler arasında... Öyle ki, bazı taşları satmadığını da vurguluyor Fazıl Özen ve ekliyor: “Çok özel gördüğüm taşları satmıyorum. Özel bir koleksiyonum var. Geçtiğimiz ay Amerika'da görüştüğüm Smithsonian Mineral ve Mücevher Taşı Müzesi’ne bağışlayacağım. Normalde hemen her zaman altıgen çıkan dışı yeşil, içi pembe olan karpuz Turmalinim, doğal yolla tam bir kalp şeklinde. Bu da onu Dünyadaki en nadir mücevher taşlarından birisi yapmakta. Önümüzdeki aylardan itibaren Fazıl Özen adı bu tanınmış müzede, taşı ile birlikte yer almaya başlayacak.” Fazıl Özen bu konuyla ilgili yurt dışına o kadar gidip gelir ki, neredeyse artık oralı olur. Hatta bazı Hintliler Fazıl Bey'e White Indian (Beyaz Hint'li) lakabını takarlar. Kimi zaman o zorlu yolculuklarında ölümle burun buruna gelen Özen, iki kere de vasiyet hazırlamış. Sıtmaya bile tutulur oralarda. Bu arada Fazıl Özen ile ilgili bir de şehir efsanesi var: “Fazıl Bey, eline bile almadan taşı bir kaç metreden tanır.” Kendisi bu konuda her taş için değil, fakat bazı taşlar için gerçekten olabileceğini ve vermiş oldukları eğitimlerde de bu bilgiyi öğrettiklerini belirtti. Her zaman taş konusunda ileriye gitmek için çabalayan ve hem Türkiye'de, hem de yurt dışında birçok ülkede "Türk Bayrağı" nı dalgalandırma şerefine de nail olmayı başaran biri Fazıl Özen... Kâh etkinliklerde, kâh dünyaca önemli toplantılarda, kâh bir müzenin sergisinde bulunan... Dernek ve kuruluşlarla ortak çalışmalar yapan; kendisinin de "Taş" konusunda dernekleşmeye gidilmesinin ilk temellerini atanların arasında yerini alan... Fazıl Özen mesleğini icra ederken, hiçbir zaman yaşadığı zorluklara teslim olmayıp hakkını vermiş. Ve bu konuda tek arzusu var: Geride bu konuda anılan bir isim olabilmek...

23


VOIR GÜNCEL BARBOUR

CACHAREL

FERRARI MATRAŞ

MIU MIU OPTİK

SPERRY TOP DERMOKİL

24









Tasarım Olmadan Ürün Pazarlamak Artık Yürümüyor!

Agresif çalışmaları ve çıkışlarıyla dikkatleri çeken marka Roberto Bravo, yeniliklerini dergimiz aracılığıyla iletti. Yönetim Kurulu Başkanı Aytaç Kamar, sektörel değerlendirmenin yanı sıra eğitime ve tasarıma verdikleri önemin de altını çizdi.

Aytaç Bey, sektörün vizyonel bakışına sahip nadir firmalarından biri olarak, sektörümüzün gidişatını değerlendirir misiniz?

Üreticiler açısından sektör oldukça kan kaybetti. İş yapma şekilleri değişti; ama günlük çalışma sistemi hala değişmedi. Günü kurtarmaktan başka yapılan bir şey yok! İran, Irak, Dubai’ye 3-5 dolara mal yapmak çok büyük iş gibi gösteriliyor. Sabah akşam atölyeler çalışıyor. Ama yarınlara bir faydası yok! Topla, çıkar elde bir model makinası alacak birikim yok. Çünkü siz de biliyorsunuz ki, markalaşma sürecindeki o bakış ve vizyon yok! Gündemde olan bir konuyu, kredi kartlarını sormak istiyorum. Sizce ne olacak, öngörünüz nedir?

5 – 6 yıl önce de kredi kartı yoktu. Suni teneffüs ile bir yere kadar gidersiniz sonrası yok. Kuyumcu diye açılmış ama başka iş yapanlar kapanacak. Gerçekten kuyumculuk yapanlar ve yapmak isteyenler kalacak ve daha iyi olacak.Hep birlikte göreceğiz? Bakmayın siz kuyumculuk öldü bitti diyenlere... Bir dönem oldukça yoğun sürdürdüğünüz taklitçilikle ilgili konu ne durumda? Nasıl gidiyor çalışmalar?

Bu konuda hala bizden başka uğraşan yok! Mahkemelerde bizi taklit etmeyi adet haline getirmiş kendini bilmezlerle uğraşıyoruz. Bildiğiniz gibi bir dönem bu konuda yoğun olarak uğraştık, ilanlar verdik, baskınlar yaptırdık; ama hukukun içine girdik, çıkamıyoruz. Mahkemeye verdiğimiz adı esnaf olarak geçenlerin hiçbiri biz sizi taklit etmedik; bunlar bizim tasarımımız demedi, diyemedi! Google'da benzer mal bulup kanunların açıklarından yararlanıp, bunlar zaten anonim mallar herkes yapıyor demekten başka şey yapmadılar. Verdiğimiz ilanlardan alınmışlar. Yarası olan gocunur. Kendi tasarımını yapmaktan 32


Murat TIRPAN

Murat Gold Yönetim Kurulu Başkanı

Mart Ayı Altında Neler Oldu, Olacak? %3.0 ile %2.5 arasında uzunca bir süredir dalgalanma faiz oranlarının son hareketlerine baktığımızda satıcılı biçimde aşağı seviyelere yaklaştığını görmekteyiz. %2.70 seviyelerinde dengelenmiş durumda yatay hareketlerine devam etmektedir. 10 yıllık ABD tahvil faiz oranındaki yükselişler altının ons fiyatında negatif etkiler yaratırken, tam tersi düşüşlerde ise etki pozitif olarak karşımıza çıkıyor. 1360 seviyeleri altın için kuvvetli direnç olarak görünüyor. Bu seviyelerin üstünde kapanışlar görmediğimiz sürece 1330 destek seviyesi ve sonrasında 1305 destek seviyesi kısa vadeli hedefler haline gelmektedir. aciz olanlar bu işi meslek haline getirdiler. Sonuna kadar uğraşmaya devam edeceğiz. Yeni oda yönetiminden tek istediğim bu konuda çalışmalar yapmaları. Sektörü kurtaracak tek şey katma değerli mal üretmek. Çin de bizi solladı gidiyor! Yarınlarda kimse ağlamasın... Al-satçılar kalır, geriye de üretim vs. bir şey kalmaz! Tüm sektör büyük bir beklenti ile Mart'ta gerçekleşecek fuara kitlenmiş vaziyette. Son dönemlerde Dünyada gerçekleşen olayları da düşünürsek, fuar nasıl geçecek sizce?

Biz koleksiyonlarımızda yaptığımız yeniliklerle fuara hazırız. Çok iyi bir fuar olacak.

Bu arada geçtiğimiz aylarda Miranda Kerr ile basını adeta sarstınız. Bu konudan biraz bahseder misiniz?

Antalya'da bir grupla beraber bu organizasyonun içinde yer alıyoruz. Çok başarılı bir organizasyon, müşterilerimiz memnun... Miranda’nın takısı bir adet yapılmıştı; ama sürekli ürün soruluyor. Bir adet replikası şu an Rusya’daki mağazalarda sergileniyor ve çok ilgi çekiyor. Haziran ayında yeni bir celebrity ile yine büyük sürprizlerimiz var. Söylemek istediğiniz başka bir şey var mı?

Özel Tasarımlar ve pazarlama araçları, pr çalışmaları artık çok ön planda. Sadece çok iyi tasarım yapmak yetmiyor, tasarım olmadan ürün pazarlamak artık yürümüyor. Genç tasarımcılara gerçekten inanmak ve onlarla çalışmak gerekiyor. 100 tane laf olsun diye yapılan tasarım değil 10 adet gerçekten üstünde düşünülmüş satacak tasarım yapmak gerekiyor. Biz firma olarak bu yılı eğitim yılı ilan ettik. Gerek Türkiye'deki çalışanlar gerek yurt dışından satış noktalarımızdan gelen satış elemanları eğitimlerden geçiyorlar. Firma sahiplerinin eğitim konusunda daha bilinçli hareket etmelerini diliyorum. Fuarda sektöre başarılar...

Rusya'nın Kırım'daki askeri tatbikatı ile altının onsu mevcut seviyeden 30 Usd yükselişle mart ayı başında dirençlerine yaklaşmış, fakat daha sonra gelen geri çekilme açıklamaları ile güvenli liman altından çıkan yatırımcılar borsalara ilgi göstermiş ve altın 30 Usd'lik kazanımını geri vermiştir. Ukrayna konusunda ateşin şimdilik düşmesi altının ons fiyatını 1330-1350 bandında sabitlemiş görünüyor. Avrupa Merkez Bankası toplantısı ve ABD'den gelecek olan istihdam verileri ile yeniden ekonomik gerekçelerle fiyatlanan bir ons fiyatı göreceğiz. Dolar endeksi ve EUR/USD paritesinin altına olan etkileri de yakından takip edilmelidir. Tüm gözler A.B.D.'den gelecek olan tarım dışı istihdam verilerinde olduğundan, bu konudan bahseden FED başkanının sözlerine de itibar etmek gerekiyor. Son ekonomil verilerin ağır kış şartlarının yaşandığı ortamda ortaya çıkabilecek verilerle tutarlı olduklarını ve ekonomi için temel görüşlerle aynı olduğu başkan tarafından vurgulanmaktadır. O yüzden ileriye dönük söylemlerde işşizlik oranına çok fazla odaklanmanın kargaşaya neden oloabileceği de başkan tarafından dile getirilmiştir. ABD'de ISM imalat endeksi %2 oranında yükseliş kaydetmiş, üretim verisi PMI ise geçtiğimiz aya göre %0.50 artış göstererek 2010 yılından bu yana en yüksek düzeylerde seyretmeye başlamıştır. Fakat bu verilerin mağaza satışları, michigan ve chicago endeksleri ile desteklenmesinin tarım dışı istihdam verisi için öncü gösterge olmayacağını düşünüyorum. Zira kış aylarında verilerdeki çelişkiler artmakta ve yatırımcılara yanıltıcı işlemler yaptırmaktadır. Dikkatleri kısa vadede yükselen kanal içinde bulunan altında tutuluyor. Düşüşleri fırsat olarak algılamakta fayda var. Alım için önerilen seviyeler sırasıyla 1325-1312-1298 olarak karşımıza çıkıyor. 33


Yeni Koleksiyon Hazır

Klasik ve moderni sentezleyerek üretim yapan Nil Bilezik; sektörü ve yaptıkları yeniliklerini, Yönetim Kurulu Başkanı Murat KODAZ değerlendirdi. Bilezik her zaman bir yatırım aracı olmuştur. Bu bağlamda tüketici davranışlarında değişiklik söz konusu mu?

Sizin de belirttiğiniz gibi bilezik her dönemde halk için önemli bir yatırım aracıdır. Alışık olduğumuz bu davranış son yıllarda altın fiyatlarının artmasıyla daha önceden bu yatırımını gerçekleştirmiş olan tüketiciyi memnun etti; ama bunun yanı sıra geliri çok yüksek olmayan kesimi farklı yatırım ürünlerine yöneltti. Örnek olarak çeyrek ya da gram altın almaktadırlar. Fakat fiyatlar bu kadar yükselmeden önce halk geliri ne olursa olsun bilezik alırken daha rahat hareket ediyordu. Fiyatların yükselmesiyle günümüzde bu durum değişti. TSE belgeli ürünleriniz var. Bu belgelerin kuyumculuk sektöründe ne gibi bir artısı var? Nihai tüketiciyi ilgilendiriyor mu?

Sadece kendimiz için değil sektördeki tüm üreticiler için TSE çok önemlidir. Çünkü bu aslında kalitenin özetidir. Eğer bu damga yaptığınız üründe bulunuyorsa hem üreticinin hem de tüketicinin garantisidir. O yüzden de doğrudan hem üreticiyi hem de tüketiciyi ilgilendirmektedir. Tasarımda özgün olabilmek adına ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz?

Bu konuda açıkçası

34

çok efor sarfediyoruz. Öncelikle doğrudan tüketici ile bağlantıya geçip neleri daha çok sevdiklerinin ve ilgilerini daha çok ne tarz ürünlerin çektiklerin araştırmasını yapıyoruz ve bunun için hem kendi mağazalarımızda hem de perakende müşterilerimizle sürekli olarak bağlantıdayız. Onlardan aldığımız bilgileri zaten aralıksız olarak fikir geliştiren Ar-Ge ekibimizle paylaşıp Allah’ın izniyle çok daha güzel işler çıkartma yolundayız. Yeni girişimleriniz, koleksiyonlarınız var mı nelerdir?

Biz firma olarak fuarlara katılmıyoruz. Fakat mart fuarı için hazırladığımız bir koleksiyonumuz var. Bu konuda kardeş gibi olduğum ortağım Orçun Özişçi’nin özel çalışmaları var. İnşallah fuar döneminde biz de onları görücüye çıkartacağız. Türk Kuyumculuğunun artık dünyada bilinirliği artmaya başladı. Sektöre hizmet edenler olarak, teknoloji ve kültürel anlamda nasıl bir gelişim içerisinde olmalıyız?

Gerçekten de Türk kuyumculuk sektörü son yıllarda üretim konusunda çok başarılı işlere imza attı. Umarım bu çizgisini çok daha uzun yıllar boyunca korur. Tabi bu durumu devam ettirebilmek için bütün yeniliklere açık olmak lazım. Teknolojinin en iyisini kullanmalıyız. Tasarımda çok daha fazla hayal gücüne sahip olmalıyız. Hizmetde hiç bir şeyden tüketiciyi esirgememeliyiz. Eğer bu vasıflarımızı bünyemizde tutarsak sektör daha uzun yıllar Avrupa’da ve dünyada bir numara olma bayrağını taşır. Ama tabi bu özellikleri bizlerden sonra gelecek nesillere deruhte etmeliyiz ki, bu başarı çok daha uzun vadeli olabilsin. Ayrıca sizin gibi sektöre hizmet eden basın yayın kollarına da teşekkürü borç bilirim.









İhsan SAYAN

Sadeiş Mounting Jewellery Yurt İçi Satış ve Pazarlama Müdürü

Kalite Herşeydir… Hızla büyüyen ve sürekli yeni tasarımlar yaratarak gelişmekte olan kuyumculuk sektöründe kaliteli iş yapmak bir ayrıcalık haline gelmiştir. Dünden bugüne her koşulda rağbet gören takılar, mücevherler aynı fiyat aralıklarında farklı kalitelerde satışa sunulmaktadır. Özellikle bayanların yoğunlukta olduğu nihai alıcının %40’ı aldığı ürünün kalitesine dikkat etmektedir. Genelde deneyerek ve dokunarak seçilen mücevherat, günümüz teknolojisiyle internet üzerinden de nihai alıcıya ulaşabilmektedir. Bu da kalite kontrolü geri plana atmakta ve kalitesiz ürünlerin satışını ve piyasada yaygınlaşmasını kolaylaştırmaktadır. Sektördeki genel sorun fiskeli ürünlerdir. Fiskeleri önlemek, hem kaliteli hem de pürüzsüz ürünler üretebilmek için 24 ayar has altın kullanılması piyasada ortak görüştür. Son zamanlarda ise artan altın fiyatlarından dolayı hafif montürler tercih edilmektedir. Kuyumculuk özel bir iştir. El emeği göz nuru bu ürünler usta ellerde gereken hassasiyeti görmektedir. Bu işi severek, özenerek ve gereken titizliği göstererek yaparsanız, emeklerinizin karşılığını mutlulukla izleyebilirsiniz. Sanat ve ticaretin iç içe geçtiği bu sektörde sizi farklı kılan özgünlüğünüz, isteğiniz ve en önemlisi sevginizdir. Unutulmamalıdır ki, eski ustaların ellerinden çıkan özel ve güzel ürünler eşsizdir, talep görmelidir. Bulunduğumuz şartlar ve koşullar bu ellerden çıkan tasarımların unutulmasına neden olabilmektedir. Kaliteyi arayanlar güvendiği bir ustayı veya güvendiği bir markayı tercih etmektedir. Şunu da önemle eklemek isterim; marka ürünler, mağazalarından veya yetkili bayilerinden temin edilmelidir. Emek ve memnuniyet bizler için önemlidir. 42

Limitler Zorlanacak Osmanlı takı sanatını günümüze uyarlamak amacıyla yola çıkan ve kısa sürede Dünya çapında hızla tanınmaya başlanan mücevher markası Zergeran Kuyumculuk; kendi evi İstanbul’da düzenlenecek olan fuarda zanaatkarlığının tüm limitlerini ortaya dökecek. Bu yıl üçüncü kez İstanbul Jewellery Show’a katılacak olan genç mücevher markası Zergeran Kuyumculuk; Dubai ve Hongkong fuarlarının ardından İstanbul’a en özel modelleriyle katılım gösterecek. Zergeran Kuyumculuk Yönetim Kurulu Başkanı Rıfkı Bedir; İstanbul’da düzenlenen takı fuarının kendileri için ayrı bir öneme sahip olduğunu, bu fuarda evsahibi olmanın getirmiş olduğu sorumlulukla yılın en özel ürünlerinin ilk lansmanını bu organizasyona sakladıklarını söyledi. Bu yıl birbirinden güzel pırlanta ve elmas otantik takılarının yanına 18 ayar pırlantalı mücevher setler eklediklerini ve bu setlerin diğer takılardan farklı olarak seri üretiminin yapılacağını belirten Rıfkı Bedir; “Tamamen butik üretim yaptığımız mücevherlerimizin yanısıra müşterilerimizin yoğun talepleri neticesinde, seri üretimini yapacağımız 18 ayar pırlanta setleri de üretim bandımıza taşıdık” dedi. Fuarda hem modern hem de klasik tarzda yeni tasarımlarına vitrinlerinde yer vereceklerini kaydeden Bedir; “Fuara katılan firmaların üretim sponsorluğunda gerçekleşen takı tasarım yarışmasına bu yıl ilk kez katılacağız. Değerli bir tasarımcımızın çizimini, el işçiliğimizin tüm tecrübesini kullanarak titizlikle hayata geçireceğiz. Bu yarışmada dereceye girsek de girmesek de bu kategori de yer alan firmalarla beraber olmaktan mutluluk duyuyoruz” diye konuştu. 2014 yılında renkli değerli doğal taşlara ilginin arttığını gözlemlediklerini de sözlerine ekleyen Bedir; Dubai ofislerinin ardından Amerika’da açtıkları ofisleriyle bir Dünya markası olma hayallerinde önemli adımlar attıklarını dile getirdi. Yurt içinde kuyum satışında kredi kartı ile taksitli alışverişin yasaklanması kararını da eleştiren Bedir; şunları söyledi: “Keşke bu uygulamada mücevher alımı ayrı değerlendirilseydi. Mücevher alan kişiler, adeta ürüne aşık olup o anda hemen sahip olmak istiyorlar. Kredi kartı kişilerin hayallerini ertelemesini ortadan kaldırıyor. Tabi ki sektörümüzün içinde kredi kartını tefecilik boyutunda kullananlar var. Ben bu kişilerin yaptıkları illegal faaliyetlerin önlenmesini ama bütün sektörü sıkıntıya sokan bir yasaklama anlayışıyla konuya yaklaşılmasının doğru olmadığını düşünüyorum. Anneler gününe kadar bu konuyla ilgili yetkililerin gerekli adımları atacağına inanıyorum.”



VOIR HABER

60'ıncı Yılında 60 Yeni Mağaza !

Bu sene 60. yılını kutlayan Altınbaş, 2013 yılını 698 milyon dolar ciro ve 120 mağaza ile kapattı. Dünya markası olmak üzere emin adımlar atan Türkiye’nin en büyük Altın ve Mücevher markalarından Altınbaş, yurt dışında mağazalaşma hedefini yükseltti. Altınbaş’ın 2013 yılı performansı, 2014 yılı hedeflerinin paylaşıldığı basın toplantısı, Yönetim Kurulu Başkanı İmam Altınbaş ve CEO Ali Bulut’un katılımıyla 11 Şubat Salı günü, Çırağan Sarayı’nda yapıldı. 2013 yılının sektör ve Altınbaş açısından oldukça olumlu geçtiğini belirten Altınbaş Yönetim Kurulu Başkanı İmam Altınbaş, "2013 bizim için çok olumlu geçti. Altınbaş, perakendecilikte hızla ilerliyor. Dünyada ve Türkiye’de 120 Mağazada yaklaşık 1000 noktadayız, 85 ülkeye ihracat yapıyoruz. Geçtiğimiz sene ihracatta birinciydik. Altınbaş olarak ihracata çok

önem veriyoruz. 2013’ü ihracatta yüzde 20 büyüyerek, bu yıl da birinciliği elden bırakmadık. Altınbaş mücevherat grubu olarak 2013 yılını 698 milyon dolar ciro ile bir önceki yıla oranla yüzde 20 artışla noktaladık. Tüm bunlar gösteriyor ki Altınbaş olarak biz 2013 yılında hız kesmeden çalışmalarımızı sürdürdük. Önümüzdeki dönemde de sürdüreceğiz." dedi. Altınbaş 2014 Yılında 180 Mağazaya Ulaşma Hedefi İle Liderliğini Korumaya Devam Edecek Altınbaş’ın, Dünya Pırlanta Konseyi’nin ve Dünya Mücevher Konfederasyonu’nun Türkiye’deki tek üyesi olduğunu belirten İmam Altınbaş, "2014 yılında pırlantalı mücevherde de sektör liderliğimizi koruyacağız. Son olarak 2013 yılı içerisinde Sayın Başbakanımız tarafından her sektörde birinci olan markalara verilen “İhracat Yıldızları Ödülünü” alarak bu hedeflerimizde ne kadar istekli ve gayretli olduğumuzu bir kez daha gösterdik. Coğrafi genişleme ve büyüme politikamızı sürdürürken, Çin, Hindistan ve Afrika ülkeleri ihracat yapmayı planladığımız yeni pazarlar arasında geliyor. Turquality, dünya markası olma yolunda Altınbaş’ı desteklemeye devam ediyor. Tüm sektörü destekleyen, Türk markalarının dünyada mağazalaşmasını ve markalaşmasını sağlayan bu sistem hem Altınbaş hem de sektörümüz için önemli bir değer." dedi. Mağazalaşma Hedeflerimiz Yurt İçinde ve Yurt Dışında Hız Kesmeden Devam Ediyor

44


Mehmet Akyürek

Orobella Alyans CEO Orobella & Altın Fabrikası

Elişi Alyans Sanatımızı Kaybediyoruz.! İmam Altınbaş; "Mağazalaşmaya 2014 yılında devam edeceğiz. Yıl sonuna kadar ciromuzda yüzde 20 büyüme oranı ve 180 mağazaya ulaşma hedefimiz var. Altınbaş olarak özellikle 23 yıldır Almanya’daki merkezimiz ile bütün Avrupa’ya özenle hizmet veriyoruz. İhracatta önemli başarılar kazandığımız Avrupa pazarı; mücevher perakendeciliği sektöründe markalaşma için en önemli pazarımız. Geçtiğimiz haftalarda Almanya Essen’de bir Altınbaş mağazası daha açtık. Bununla birlikte Avusturalya’dan, Katar’a kadar çok sayıda ülkede Altınbaş mağazaları bulunmakta. Bizim ürünlerimizle ve tasarım kültürümüzle benzer paralelde olan ülkelere ağırlık veriyoruz. Dünya trendlerini izleyen bir marka olarak, genç, modayı takip eden hedef kitlemizin olduğu tüm pazarlarda olmayı amaçlıyoruz. Bundan sonraki hedeflerimiz arasında Ortadoğu, Körfez Ülkeleri ve Amerika Birleşik Devletleri önceliğimiz olacak." dedi ve ekledi: "Yastık altı yatırımdan, kullanım için mücevher satın alımına dönüyoruz. Altınbaş olarak 2013 yılında tasarım mücevher satışlarında geçtiğimiz yıla göre yüzde 30 artış yaşadık.’’ “Profesyonel Perakende Mücevher Mağazacılığı Anlayışının Mimarı Olacağız” Altınbaş’ın 60 yıl önce kurulduğu günden bugüne kadar başarıyla yürüyen bir marka olduğunun altını çizen Altınbaş CEO’su Ali Bulut, "Bundan sonra atacağımız adımlarda profesyonel yeni nesil mücevher mağazacılığı anlayışını temel alacağız. Quantum Perakendecilik Stratejisi temelinde yapılandırdığımız yeni organizasyon yapımız ile uluslararası standartlarda profesyonel perakende mücevher mağazacılığı anlayışının mimarı olacağız. Mağazalarımız bize deneyimsel pazarlama anlamında eşsiz olanaklar sunuyor. Perakende mühendisliği esasları çerçevesinde geliştirdiğimiz bilgi sistemi ile perakendeciliği bir bilim dalı olarak ele alan, yeni nesil perakendeciliği kurum kültürünün önemli bir unsuru haline getiren bir yapı olacağız’’ diye konuştu. Özel Günlerde Mücevher Satışları Artıyor Yılbaşı, Sevgililer Günü ve Anneler Günü’nde mücevher satışlarında ciddi bir artış yaşandığını belirten Bulut, geçtiğimiz yıl Altınbaş Mücevher’in toplam satışının yüzde 40’ının bu günlerde gerçekleştirdiğini söyledi. Bulut, satışların en üst noktaya çıktığı bu dönemlerde kampanyalar düzenlemeye özen gösterdiklerini dile getirdi.

Gün geçmiyor ki geleneksel sanatlarımızdan veya mesleklerimizden birinin yok olduğunu duymayalım. Bakırcılık, kilimcilik gibi birçok meslek veya sanat dalı tarihe karışma tehlikesi ile yüzyüze. Şimdilerde ise üzülerek söylüyorum ki ELİŞİ alyans sanatımız da bunlara eklenmek üzere… Son birkaç yıldır modern 3 boyutlu yazıcılar, elektronik birçok yeni ekipman geleneksel kuyumculuk sanatımızı tehdit etmeye başladı. Özellikle büyük üreticiler mali yükleri azaltmak için yetenekli elişi ustalarını çalıştırmak yerine, atölyelerini pahalı elektronik cihazlarla donatıp birbirinin aynı, hiçbir el izi taşımayan fakat ucuz maliyetli - pahalı görünümlü ürünlere yöneldiler. Ancak eleştirmek istediğim bu değil zira kendi atölyemin içinde de bu tip cihazları kullanıyorum. Bunlar çağımızın bir gereği ancak benim karşı çıktığım şey, bu ekipmanlarla üretilmiş karmaşık görünümlü ama son derece ucuz maliyetli DÖKÜM ürünlerin kuyumcu esnafına ELİŞİ olarak tanıtılması ve elişi değerleri ile satılması. Her gün artan sayıda vitrinde eski güzelim elişi alyanslar yerine 3 boyutlu yazıcılar marifeti ile oluşturulmuş, her bir üretimin diğerinin aynısı olan DÖKÜM ürünleri görmeye başladım. Elişi ustasının pahalı emeğinin maliyetini istemeyen üreticiler, döküm ürünleri elişinin yerine ikame etmek için acımasızca bu sanatı katletmeyi göze aldılar. Elişi alyans bazı Avrupa ülkeleri ve ülkemiz için son derece önemli bir değerdi. Ancak artık bunu Türkiyemizde kaybediyoruz. Soğuk yüzlü döküm ürünleri elişi diye pazarlayan üretici de, bunları elişi diye alan esnaf da bu sürece katkıda bulunmuş oluyor. Ancak kuyumcu esnafının bu konuda asla üretici kadar sorumluluğu yok zira onlar bu ürünler elişiymiş gibi önlerine konduğundan, eğer üretim bilgileri de zayıfsa bunları elişi zannediyorlar. Şahsen bu durumu durdurmak ve tersine çevirmek adına tüm maliyetine rağmen önümüzdeki fuarda kendi vitrinimde gerçek elişi modellere yer vereceğim gibi, modern ürünleri de aynı vitrine koyup insanların elişinin sıcaklığı ve her biri ustanın el izlerini taşıyan numuneler ile dökümün soğuk yüzünü kıyaslamalarına, bu sanata çok geç olmadan sahip çıkmaları için hafıza tazelemelerine imkan sağlayacağım. Döküm istediği kadar elişini zorlasın bu konuya sahip çıkacak meslektaşlarımızın olduğunu da çok iyi biliyorum. Elişi, testeredir, elişi eğedir, elişi çekiçtir, örstür. Gerçek elişi bir alyansın bir eşi daha dünyada başka birisinde olmaz. Ancak önünüze konulan kataloglardan seçtiğiniz ve elişi sandığınız o döküm ürünlerin her birinden binlercesi üretiliyor. Onlara asla el değmiyor. Maliyetleri satın aldığınız değerin 4 te birinden az elektronik beyin ürünleri. Elbette bu dökümler de bir tasarımcının imzasını taşıyor ama o imzayı bildiğiniz seri elişi ürünler de taşıyor. Fakat bunlar bir ustanın tasarım gücünün, tecrübesinin, o anki hislerinin bileğine ve parmaklarına yansıyarak şekil bulması ile oluşan gerçek bir elişi alyansın yanından bile geçemez. Fuarda alyans vitrinlerine bakarken, gerçek elişi ile soğuk yüzlü dökümü aynı kefeye koymayın, her yerde aynısından binlerce bulunan soğuk yüzlü bu dökümlere gereksiz yere elişi işçilikleri ödemeyin. İstediğinizde seve seve danışmanınız olurum. 45




Lansman Fuarda Yaklaşan İstanbul Jewelry Show için firmaların hazırlıkları tüm hızıyla devam ediyor. Sektörümüzün deneyimli mücevher ve montür markalarından biri olan Sina Montür; fuara büyük bir aşk ile hazırlanıyor. “Yılın 365 günü sevgililer günüdür” sloganı ile yola çıkan Sina Montür; bu fuarda özellikle özgün ve çarpıcı tektaş yüzük tasarımlarıyla adından söz ettirecek.

Yaklaşık 8 yıldır İstanbul Jewelry Show’a düzenli bir katılım gösteren, geçtiğimiz yıl bitmiş ürün grubunda da önemli bir atılım yaparak hizmet ağını genişleten Sina Montür, birçok yeni ürününün ilk lansmanını fuar bünyesinde yapmaya hazırlanıyor. Çıplak taştan montüre, bitmiş üründen yarı mamüle kadar çok farklı dallarda müşterilerinin taleplerine karşılık veren Sina Montür, ikinci kez bitmiş ürünlerini fuarda sergileyecek. Bu yıl özellikle aşkın tercümanı olarak kabul edilen tektaş yüzüklerde önemli tasarım değişikliklerine giden Sina Montür, bu ürün grubundaki tecrübesini ve kaslarını cömertçe sergileyecek. “Aşkın günü yoktur her gün aşkla başlar” düşüncesiyle hareket eden Sina Montür, hem yurt dışından hem de yurt içinden gelecek müşterilerine yeni ürünlerini sunma heyecanında. Sina Montür firma sahibi Barış Lek; “365 gün 24 saat Aşk” isimli yeni tektaş koleksiyonlarının bu fuarda ilk kez görücüye çıkacağını, farklı açılardan bakıldığında kalbin üstüne oturtulan pırlantanın öne çıktığı bu koleksiyonun yoğun ilgi görmesini beklediklerini söyledi. Mart fuarının sektör açısından bir sezon açılışı, gala gecesi anlamları taşıdığını kaydeden Barış Lek; “Son dönemde iç piyasada yaşanan durgunluğun ve istikrarsız48

lığın bu önemli fuar ile durmasını ümit ediyoruz. Özellikle mücevher satışlarını derinden etkilemesini beklediğimiz kredi kartı ile taksitli satışın yasaklanmasının tekrar acilen gözden geçirilmesine dikkat çekmek isteriz” dedi. Bugün itibariyle yükselen altın fiyatlarının mücevherin kasasının pahalı hale gelmesine, yükselen dolar fiyatının da mücevherin üzerindeki taşın ve işçiliğinin ani yükselmesine yol açtığına vurgu yapan Lek, şunları söyledi: “Tüm bu olumsuzlukların üzerine, kredi kartı ile satış yasağının gelmesi tam bir tuz biber ekti. Biz kredi kartı ile alışveriş taksit sayısının kademeli bir şekilde düşürülmesinden yanayız. Bir anda sıfırlamak direkt perakendecinin işine yansıyacaktır. Mücevher, aşkla bir anda tutularak ruhunuzun ve kalbinizin sizi almaya götürdüğü bir üründür. Kredi kartı; hayallerin ertelenmesini engelliyordu ve ürünün bütçesini bölerek daha kolay ulaşılmasını sağlanıyordu.” Sina Montür, atılımlarını ve yeniliklerini yaptığı reklam çalışmalarıyla da destekliyor. Markalaşma sürecini yavaş fakat temkinli adımlar atarak sürdüren Sina, sektörün en önemli ayı sayılan ve en büyük fuarında yayımlanacak olan, Voir Magazin Mart Sayısının kapak sponsoru oldu.



Sistemi iyi kurarsanız, iyi çalışabilirsiniz. 1991 yılında kuruldu ve o zamandan beri üretime devam ediyor Altınok Alyans.Firma ortaklarından Eyüp Altınok, firmaları hakkında bilgi verdi ve gündemi değerlendirdi. Firmanızın son durumunu sektöre göre değerlendirir misiniz?

Sadece alyans üstünde yoğunlaştık ve geliştirdik. Makina parkuruna önem veren bir firmayız; dolu dökümü getiren ilk beş firma içinde yer alıyoruz. Alyansta klasik üretimin yanında, son üç yıldır da bizim geliştirdiğimiz bir model olan içi boş, kaynaksız alyans yapmaktayız. Hem ağız kaynağı, hem de kenar kaynağı yoktur. Siz bu ürüne aynı zamanda "Faydalı model belgesi" de aldınız. Bunun hikâyesini dinleyebilir miyiz sizden?

Biz sektöre daha evvelden çok alyanslar yaptık. Bu yaptığımız alyansları çoğu alyans firması halen yapıyor; herkes bundan ekmek yiyor. Daha önce de bahsettiğim gibi kaynaksız bir model geliştirdik ve faydalı model belgesi aldık. Yapım aşaması her modeli bizde. Özel makinalarda üretim yapıyoruz. Yani, diğer firmaların yaptığı gibi ürün tescili değil bu. Bu ürünü geliştirmemizin tek amacı vardı; Altınok ile anılması... Yapma demeyiz; kim yapabiliyorsa yapsın, sıkıntı yok. Bu belge sayesinde ne gibi bir fayda sağladınız?

Altın birara 105 TL'lere kadar çıktı. Güzel gösterişli, taşlı bir alyans, 7-15 grama kadar çıkıyor. Ortalaması 10 gram... Böyle bir alyansın perakende size maliyeti 1000-1500 TL arasında değişiyor. Bizim ürettiğimiz bu alyans ile yüzde 40 oranında, gramajını ve dolayısıyla maaliyetini düşürdük; üstelik sağlamlığından ödün vermeden. Bütün alyanslarımızın içi bombedir. Bombe olması da çok rahattır, kullanış açısından. 8-15 gramlık bir alyansı parmağın taşıma kuvveti vardır; taşıyamazsınız. Parmağınız ağrır ve devamlı çıkartmanız gerekir. Hatta çıkartıp bir yerde unuttuğunuz da olur. Biz altının pahalılaşmasından yola çıktık. Hem mukavemetli olsun dedik, hem kullanışlı olsun, hem maliyeti düşük olsun. Bunu da başardık. Üstelik tırnaklı, taşlı ürünler... Tüm gün parmağınızdan çıkartmadan, her türlü ev işi yaparken bile kullanabileceğiniz cinsten. Desenize Eyüp Bey; hem tüketicinin hem de toptancının yüzünü güldürmüş oluyorsunuz. Bu arada e-ticaret konusuna gelmek istiyorum. Bu konuda ne düşünüyorsunuz ve bildiğimiz kadarıyla 2000'lerde kurduğunuz e-ticaret sitesi ile ilkler arasında yer almışsınız. Ne oldu da vazgeçtiniz?

E-ticareti biz 2002-2003 arasında yaptık ve çok güzel satış yapma50

ya başladık. Bir bankayla mail order sistemiyle çalışıyorduk. Kredi kartlarının azizliği ve bankanın iş bilmezliği yüzünden bize 300.000 dolar gibi bir iade çıkardılar. Ters ibraz (chargeback) denilen işleme maruz kaldık. Satışlarımız geri döndü ve 300.000 doları bizden tahsil ettiler. Halbuki tüm satışlarımızın hepsi de ihracat faturalı, birebir belgeli. Bankayla mahkemelik falan olduk. Ama kaybettik. Bunu da şimdi açıklıyoruz. 2003 – 2004’te e-ticareti kapattık. Bir daha da yapmadık. Anlayacağınız sütten ağzımız yandı. Bu çarşıda birkaç firmanın daha başına geldi bu olay. Sizin daha çok yurt dışına ağırlıklı olarak çalıştığınız ülkeler hangileri?

Doğu bloğu ülkeler, Avrupa, Almanya var çalıştığımız. Buralara ürün veriyoruz şu anda. İyi müşteriler, iyi toptancılar var. Sistemi iyi kurarsanız, iyi çalışabilirsiniz.

Kredi kartı konusunda ne düşünüyorsunuz, yani bundan geri adım atılır mı sizce peki ?

Ben geri adım atılacak diye bekliyorum. Yanlış bir uygulama; düşünülmeden karar verilmiş bir uygulama. Ama cep teleonuna yapılan ekstra çözümler gibi, kuyumcular da mecburen çözümler bulacak. Belki de eskiye dönülüp, senet olayları tekrar başlayacak. Tabi düzeltilmezse bu durum… Peki ileri yönelik ne gibi bir planlarınız var mı Altınok olarak ?

Alyansta son noktada olduğumuzu düşünüyorum. Yani şu anda makine parkurları olarak en üst düzeydeyiz. Teknolojik olarak da öndeyiz. Sektörde hizmet verdiğimiz sürece birçok kalem ürün yaptık. Ama Alyans çeşidinde karar kıldık ve en iyisine taşıyabildiğimiz kadar taşıyacağız. Özellikle büyük ilçeler başta olmak üzere toptan ağımızı kurmaya çalışıyoruz. Şu anda mevcut toptancılarımız var. Ama biz ileride toptanı da kendi bünyemizde açmak istiyoruz.



VOIR HABER İstanbul Jewelry Show Mart 2014 Fuarı’nın Ana Sponsoru TEB Oldu

Bu yıl 38.’si düzenlenecek olan İstanbul Jewelry Show Mart 2014 Fuarı’na bir kez daha ana sponsor olan Türk Ekonomi Bankası (TEB), yatırımcılara ve kuyumculara özel yeni projeleriyle fuarda yerini alacak. Fuara Doğu Avrupa’dan Yakın Asya’ya, Rusya’dan Ortadoğu’ya, Kuzey Afrika’dan Türki Cumhuriyetler’e kadar dünyanın ve Türkiye’nin her köşesinden, 1200’ün üzerinde katılımcının ve 26 binin üzerinde ziyaretçinin katılması bekleniyor.

TEB Altın Bankacılığı Satış Direktörü Selami Erten,Türk kuyumculuk sektörünü dünya kuyumculuk sektörüyle buluşturan bu seçkin organizasyonda ana sponsor olarak müşterileriyle buluşmayı, sektörün gelişimine katkıda bulunmayı ve sektörün yeni pazarlara ulaşmasında rol almayı amaçladıklarını belirtti. Sektörün en büyük ve en köklü uluslararası fuarına katkıda bulunmaktan dolayı büyük mutluluk duyduklarını ifade eden Erten, “TEB’in ana sponsorluğunda düzenlenen 38. İstanbul Uluslararası Mücevherat, Saat ve Malzeme Fuarı’nda TEB Altın Bankacılığı olarak, kuyum sektöründe uzman personelimizin yer alacağı standımızda, ziyaretçilere Altın Kredisi, Taksitli Altın Kredisi, Altın Tahsilat Sistemi, Pırlanta Tahsilat Sistemi, Kuyumcu Paket Sigortası gibi ürünlerimizi sunarken, bu yıla özel yeni ürünlerimizin tanıtımını yapacağız. Türkiye’nin dört bir yanından gelen müşterilerimiz ve fuar ziyaretçilerimizle standımızda buluşarak altın piyasalarındaki son gelişmeleri değerlendirme imkanı bulacağız” dedi. Erten, “Fuar ziyaretçilerinin, hem sektöre yönelik mevcut ürünlerimiz hem de yeni ürünlerimiz hakkında uzman personelimizden detaylı bilgi almak için mutlaka standımızı ziyaret etmelerini öneriyoruz. Geçtiğimiz yıl önemli bir düşüş gösteren altın fiyatları nedeniyle, 2013 yılını sektör açısından son 5 yılın en çok iş yapılan yılı olarak değerlendirmek mümkün. 2014 yılında da fiyatların bu seviyelerde seyretmesi ile birlikte sektörde yenilikçi, tasarıma önem veren firmaların yeni iş bağlantıları ve yeni siparişleri ile öne çıkacağı bu fuarın kuyumculuk sektörüne ve ülkemize katkı sağlayacağına inanıyoruz” diye konuştu. TEB yeni altın çağı ile herkes kazanıyor TEB’in altın bankacılığı yaklaşımı ve bu alandaki çalışmaları hakkında bilgi veren Erten şöyle konuştu: “TEB Altın 52

Bankacılığı olarak her geçen gün altın kredilerinde pazar payımızı artırarak ilerliyoruz. 2013 yılını %39 pazar payı ile geride bıraktık. Bu yıl da altın yatırımcısı müşterilerimiz için TEB Yeni Altın Çağı, Altın&Gümüş Depo Hesabı ve Damla Altın Hesabı ile hizmet vermeye devam edeceğiz. Kuyumcularımızla işbirliği içinde, yastık altındaki altınları ekonomiye kazandırmak adına uygulamaya koyduğumuz Yeni Altın Çağı projemiz de devam ediyor. TEB Yeni Altın Çağı ile altın tasarruflarını yastık altında veya kiralık kasada tutan tasarruf sahipleri, çalınma, kaybolma riski olmadan, hesap işletim ücreti ödemeden fiziki altınlarını bankada açtıracakları altın hesabına anlaşmalı kuyumcular aracılığıyla aktararak güvenle yatırımlarını değerlendirebiliyor. Bunun yanı sıra, yatırımcılarımız istedikleri taktirde,bu tutar üzerinden faiz getirisi de elde edebiliyor. Birikimlerini internet, telefon bankacılığımız ve ATM’lerimiz üzerinden istedikleri zaman TL ve dolara çevirme imkanına da sahipler. TEB Yeni Altın Çağı sayesinde ülke ekonomisi ve kuyumcular kazanırken, bireysel müşteriler de kolay ve güvenli bir şekilde birikim yapabiliyor”. TEB’e ödül yağmuru Bu yıl 8’incisi düzenlenen Stevie Awards’ta Türk Ekonomi Bankası (TEB), biri altın olmak üzere 10 ödül aldı. TEB, en çok ödül alan şirketler arasına girerek Türkiye’den Grand Stevie Award’a layık görülen tek kuruluş oldu. Satış ve müşteri hizmetleri alanında en yenilikçi ve iyi uygulamaların değerlendirildiği Stevie Awards for Sales&Customer Service’ta, TEB Yeni Altın Çağı projesi Müşteri Hizmetleri’nde Inovasyon, finansal hizmetler kategorisinde Bronz Stevie; Altın ve Pırlanta Tahsilat Sistemi projesi Müşteri Hizmetleri’nde Teknolojinin En İyi Kullanımı kategorisinde Bronz Stevie ödülüne layık görüldü.



Fuar İçinde Fuar Fuarlarda birbirinden farklı ayarlarda, farklı ürün gruplarını yakından incelemek istersiniz. Hem pırlantalı ürünlere hem 14 ve 22 ayar ürün gruplarındaki yeniliklere göz atmak istersiniz. Birbirinden farklı bu ürün gruplarını ve çeşit çeşit tasarımları tek bir stant içinde bulmak için Ekol Kuyumculuk standı size yeterli olacaktır. Ülkemizin köklü kuyum markalarından Ekol Kuyumculuk; yepyeni ürünleriyle bir İstanbul Jewellery Show’a daha hazırlanıyor. Kendi bünyesinde yer alan Ekol Pırlanta, Ekol 22 Ayar ve Ekol 14 Ayar markalarıyla kuyumcuların birçok farklı ürün grupları talebine tek elden cevap veren Ekol Kuyumculuk; yenilenen modelleriyle müşterilerine, fuar içinde fuar yaşatacak. Ekol Kuyumculuk 22 Ayar Bölüm Müdürü Ercan Zeren; 3 yıllık aranın ardından, İstanbul Jewellery Show ile birlikte yeni 22 ayar ürün kataloğu müşterilerine sunma heyecanı yaşadıklarını ve yüzün üzerinde yepyeni model ile 1000’e yakın ürünü kataloğa sığdırdıklarını söyledi. “Yeni katalogda yer alan birçok ürünün tescilli ürünler olduğuna dikkat çeken Ercan Zeren; “Kopya ile mücadele konusunda daha etkin hareket etmek ve harcadığımız yoğun emeği korumak için tescilli çalışmayı son dönemde arttırdık” dedi. Fuar öncesi ve fuar sonrası yepyeni tasarımlara sahip 22 ayar ürünleri vitrinlerine taşıyacaklarını belirten Zeren; “Birkaç yeni modelimiz çıkar çıkmaz büyük ilgi topladı. Fuar dönemine kadar yeni modellerimizi çıkartmaya devam edeceğiz. Ayrıca ilk kez fuarda lansmanını yapacağımız çok özel ürünlerimiz de olacak” diye konuştu. Ekol 14 Ayar Bölüm Müdürü Zeki Çakır’da yaptığı açıklamada; İstanbul Mart fuarının kuyum camiası için adeta bir sezon açılışı anlamı taşıdığını, özellikle bazı çarpıcı modellerin tanıtımını

bu fuarda gerçekleştirmeyi tercih ettiklerini ifade etti. Çakır, yükselen altın fiyatlarına karşı ürünleri olabildiğince en hafif şekliyle ürettiklerini ve şu anda bu açıdan sınırda olduklarını kaydederek; “Birçok ürünümüzde gramaj kaygısını taşıyoruz. Fakat bazı ürünlerimizde de tasarımı çok daha ön plana çıkartarak, gramajını ikinci plana atarak mesleki gücümüzü de ortaya koymaktan geri kalmıyoruz. Tasarımı çok çarpıcı olan bir model, eğer bir beğeniyi yakalarsa fiyatı ikinci plana atılarak, satın alınma durumu oluyor. Özellikle kelepçe ve set ürünlerindeki yeniliklerimiz yine markamızın zengin gücünü ortaya koyacaktır” diye konuştu. Ekol Kuyumculuğun bir başka iddialı olduğu ürün grubu da “Mücevher”... Ekol Pırlanta Bölüm Müdürü Kadircan Kameroğlu, kur artışının özellikle pırlantalı ürün grubunu olumsuz yönde etkilediğini, bu bağlamda daha hafif daha küçük taşlı ama ihtişamlı ürünler yapabilmek için tüm ustalıklarını sergilemek zorunda oldukları bir döneme adım attıklarını dile getirdi. Kameroğlu, yüzün üzerinde farklı yeni mücevherleri ilk kez Mart fuarında sergileyeceklerini ve tektaş, sıralı taş gibi klasik olarak kabul edilen ürünlerde de iddialı çalışmaları vitrinlerine taşıyacaklarını sözlerine ekledi.

54



VOIR GÜNCEL

PRADA DESA

KHALEESI

LOREAL

DİLEK HANİF

NACAR

KLİKSA

56



VOIR HABER

n e d r ö t k e S ki! Tep Altın fiyatları, döviz kuru derken en büyük darbeyi 1 Şubat'ta yürürlüğe giren BDDK'nın kredi kartı mevzuatı, sonunda kuyumcuları sokağa döktü. 5 bin yıllık bir geçmişe dayanan ve dünyada liderliğe doğru ilerleyen Türkiye Kuyumculuk Sektörü, BDDK’nın 1 Şubat 2014 tarihinden itibaren yürürlüğe giren yeni kredi kartı mevzuatıyla büyük yara aldı. Türkiye’nin dünya arenasında liderliğe oynayan tek sektörü olan kuyumculuk sektörü, BDDK’nın kredi kartıyla kuyumculardan taksitli alışveriş yapılmasını yasaklamasına bir basın açıklaması ile tepki gösterdi. Türkiye’nin çeşitli bölgelerinden kuyumcular odası başkanlarının katıldığı ve desteklediği basın açıklamasında İstanbul Kuyumcular Odası Başkanı Norayr İşler önemli konulara dikkat çekerek, kuyumculuk sektörünün sıkıntılarını dile getirdi. Yıllık 2.5 milyar dolarlık doğrudan ihracatı, 30 bini aşan firma sayısı ve yurt içinde dolaylı olarak 1.5 milyon kişiye ekmek kapısı olan kuyumculuk sektörü, BDDK’nın kuyumcularda kredi kartıyla taksitli alışverişi yasaklamasının ardından ciddi sıkıntılar yaşıyor. Dünyanın hiçbir ülkesinde olmayan ÖTV yükünün kaldırılması için yıllarca mücadele eden sektör oyuncuları, BDDK’nın yeni kararlarıyla ciddi bir sarsıntıya uğradı. Yıllık 12 milyar Türk Lirası hacmi olan kredi kartıyla altın satış-

larının yüzde 23.5’i taksitli olarak gerçekleşiyordu. Bu bağlamda sektör ciddi bir satış kaybı yaşarken, vatandaş altın alabilmek için alternatif yöntemlere başvurmaya başladı. Konuyla ilgili olarak Cağaloğlu Nuruosmaniye Caddesi’nde açıklamalarda bulunan İstanbul Kuyumcular Odası Başkanı Norayr İşler; “BDDK yetkilileri, taksit miktarını cari açığı önlemek amacıyla yasakladıklarını ifade ediyor. Üreten, istihdam sağlayan ve ihracatla ekonomiye katkı sağlayan kuyumcuların cari açıkla hiçbir ilgisi olamaz. Cari açığı düşürmek için ekonomimizi büyüten alışverişi kesintiye uğratacak yasaklamalar yerine, bitmiş mücevher ithalatını azaltacak vergi düzenlemelerine gidilmesi, daha doğru olur. BDDK’nın kredi kartıyla taksiti yasaklamasıyla kuyumculuk sektöründe tüketicilere yapılan satışların yaklaşık yüzde 30 oranında azaldığının altını çizmek istiyoruz.” şeklinde tepkisini dile getirdi. İstanbul Kuyumcular Odası, Mücevher İhracatçıları Birliği, İTO Kuyumculuk Komitesi, Kapalıçarşı Esnaflar Derneği ve Türkiye’nin çeşitli bölgelerindeki kuyumcu odaları ortak hareket ederek BDDK’ya uzlaşma mesajı verdi. Mevcut sorunun diyalog yoluyla çözülmesini arzu ettiklerini ifade eden kuyumculuk sektörü önderleri, yetkililerin konuya duyarsız kalması durumunda hukuksal yöntemlere başvuracaklarını aktardı.

58



Özel Takılar Fuarda!

Yaklaşık 4 aydır İstanbul Jewellery Show’a hazırlanan Besay Kuyumculuk; doğal taşlarla oluşturacağı ve yepyeni bir konsept olarak büyük yankı uyandırması beklenen koleksiyonuyla ilgili detayları kamuoyuyla paylaşmıyor. Büyük bir gizlilik içinde hazırlanan özel takılar, ilk kez Jewellery Show’da sahne alacak. İstanbul takı fuarlarının köklü katılımcısı Besay Kuyumculuk; yeni ve daha geniş standında yepyeni tasarımlarını sergilemek için gün sayıyor. Uzun yıllardır birarada çalışan kemikleşmiş kadrosuyla özgün tasarımlara imza atan Besay, fuarda renkli doğal taşlarla her yaştan bayanın büyük ilgisini toplayacak. Benzeri daha önce yapılmamış takıları vitrinlerine taşıyacak. İstanbul Jewellery Show’un kuyumculuk sektörünün çok özel bir buluşma platformu olduğunu kaydeden Besay Kuyumculuk firma sahibi Ömer Kaya; “Birçok firma gibi bizde aylardır bu özel organizasyona en yeni tasarımlarımızı ve konseptlerimizi hazırladık. Titizlikle yaptığımız, büyük emek harcadığımız yeni takılarımızın büyük ilgi toplamasını bekliyoruz” dedi. Geçtiğimiz 2013 İstanbul Jewellery Show Mart fuarının son derece hareketli geçtiğini belirten Ömer Kaya, “Her ne kadar piyasamızda sisli bir hava olsa dahi, bu yıl da fuardan beklentimiz olumlu yönde. Sektörümüzün bahara merhaba dediği bu fuar ile belli bir süredir alımlarını azaltmış olan yurtiçi esnafımızın da yeni ürünlere kapılarını açacakları ve onlarında sezona renkli vitrinlerle giriş yapmak istediklerini ön görüyorum” diye konuştu. “Kredi kartı yasağı geliyorsa her sektöre aynı olmalı” Son günlerde sektörümüzü derinden etkileyen, ‘Kredi Kartı ile

taksitli kuyum alışverişinin yasaklanması’ konusuna da değinen Ömer Kaya; kredi kartı kullanımı konusunda vatandaşlarımızın gerekli bilince sahip olmamaları, kontrolsüz alışveriş yapmaları ve borçlarını sürekli ertelemelerinin sosyal bir problem olduğuna inandığını söyledi. Devletin tasarruf amacıyla kredi kartı ile satışları kontrol altına almak istemesini olağan karşıladığını da ifade eden Kaya; buna karşın, uygulamanın tüm sektörleri kapsamamasının adil olmadığını, en büyük etkiyi de kuyum sektörünün görecek olması nedeniyle tekrar konunun gözden geçirilmesi gerektiğini vurguladı. 2000’li yılların başında belli başlı üreticilerin kuyumculara yüklü miktarda, talep fazlası ürünü vadeli verdiklerini de hatırlatan Kaya şunları söyledi: “Bugün yaşanan ve bakiye sorunu olarak gündemimizde olan konunun ne yazık ki, temelleri zamanında çeşitli firmaların vadeli satışlar yapmasıyla başladı. Şimdi o firmalar bankalar ile çalışıyor, franchise sistemleriyle bakiyelerini peşin almayı başarıyorlar. Ama sektöre enjekte ettikleri vadeli ödeme sistemi birçok firmayı zor durumda bırakıyor. Zaten üreticiye perakendeciden sıkıntılı gelen ödemeler, bir de kredi kartı yasağı ile birleşirse bu sorun daha da büyüyecektir. Kredi kartı ile tefeciliğe varan çeşitli illegal işlemlerin sektör içindeki çeşitli sanal kuyumcular tarafından yapıldığı da ayrı bir gerçek. Fakat kökten yasaklamak ve tüm piyasayı etkilemektense önleyici tedbirlerin alınması daha

doğru olacaktır.”

60





VOIR HABER

İhracatın Artması Şart

Büyük bir heyecanla İstanbul Jewelry Show Mart Fuarı’na hazırlanan Ser Diamond yeni tasarımları, özgün çalışmaları ve görkemli görüntüsüne karşılık kolay ulaşılabilir mücevherleriyle fuarı, görsel bir şölene dönüştürmeyi planlıyor. Elmas ve pırlantalı özgün tasarıma sahip mücevherleriyle geçtiğimiz yıl adından sıkça söz ettiren Ser Diamond, İstanbul Jewelry Show’a büyük bir heyecan içinde hazırlanıyor. 2013 yılında ihracat alanında önemli altyapı çalışmaları yapan ve geçtiğimiz günlerde ihracat departmanını genişleten Ser Diamond, Jewelry Show kapsamında hem yerli hem de yabancı yeni müşteriler portföyüne katmayı hedefliyor. 17 Aralık operasyonun ardından sektörün ciddi bir daralma içinde girdiğini ifade eden Ser Diamond Yönetim Kurulu Başkanı Yakup Alpdoğan; “Yılbaşı ve sevgililer günü sektörümüze hiç heyecan vermedi. Bu iki önemli günü pas geçen sektörümüzün, mart fuarında yüzünün gülmesi tek temennimdir” dedi. Her fuar dönemine yeni ürünlerle yeni bir heyecan ile hazırlık yaptıklarını belirten Yakup Alpdoğan, İstanbul Jewelry Show’da, herkesin rahatlıkla ulaşabileceği bütçelere

64

mücevheri getirmek için çok ciddi bir AR-GE çalışması ortaya koyduklarını, az ve küçük ebatlı ürünleri olabildiğince ihtişamlı gösterme konusunda tüm tecrübelerini masaya yatırdıklarını söyledi. Bugün itibariyle özellikle daralan iç piyasayı rahatlatmak ve kuyumcularda bir sirkülasyon elde etmek için, yeni ürün gruplarını daha “Light” tarzda ürettiklerini kaydeden Alpdoğan şunları söyledi: “Geçtiğimiz ekim fuarında yepyeni modern yüzümüzle müşterilerimizin karşısına çıktık ve otantik çizgimizi bir tarafa bırakarak yeni tarzımıza hızlı bir geçiş yaptık. Müşterilerimizden olumlu tepkiler aldık. Şimdi işçiliği daha zor, bütçesi daha uygun ve gösterişli ürünler ortaya koymak için kendimizi çok zorluyoruz. Açıkçası yıllar içinde elde ettiğimiz tüm tecrübemizi sergileme zamanı geldi diye düşünüyoruz. Tasarım departmanımız ve ihracat departmanımız hızla büyümeye devam ediyor. Her basın açıklamamda olduğu gibi yine ihracat çalışmalarının önemini vurgulamak istiyorum. İç piyasamız kırılgan bir yapıya sahip, en ufak bir olayda ekonomik veriler ciddi değişikliğe gidiyor. Bu bağlamda, artık sadece iç piyasaya bağlı üretim yapmak çok ciddi riskleri üzerinize almak anlamına geliyor. Ekonomi Bakanlığımızın da önemli destekleriyle ihracat alanındaki çalışmalarımızı arttırdık. Bu yıl uluslararası fuarların bazılarında katılımcı olarak yer alacağız. Doların bir parça yükseldiği bu dönemde ihracat çalışmalarında etkin sonuçlar almak yüz güldürecektir.”



Biliyorum ki; dik duvar yıkılmaz!

!zamlıkıy ravud kid ;ik muroyiliB

Üç farklı merkezde hizmet veren ve özellikle Ar-Ge konusundaki hassas yaklaşımlarıyla sektöre hizmet eden Esgold, fuara da aynı heyecan ve titizlikle hazırlandı. Firma ortağı Cankoray Erhan, gelişmelerini ve hazırlık süreçlerini aktardı.

Türk Kuyumculuk sektörü için en önemli yerli fuarların başında gelen, Istanbul Jewelry Show'a nasıl hazırlandınız? Yeni neler bulabilecek ziyaretinize gelenler?

Kuyumculuk ve mücevher fuarı sektörümüz için en önemli fuar organizasyonlarından birisidir ve gereken özenin gerek üreticiler, gerek toptancılar, gerek perakendeciler tarafından gösterilmesi, sektörün geleceği ve gelişimi için bizce önemlidir... Esgold olarak biz de her sezon fuar için çoğu firmanın yapmadığı bir organizasyonla bütün bayiliklerimizi, müşterilerimizi yani tüm sektördeki iş yaptığımız arkadaşlarımızı böyle bir etkinliğin içinde olması ve bu atmosferi yaşaması için davet edip misafir etmekteyiz. Böyle bir organizasyon içinde olmamızın asıl önemli olan kısmı ticaretten önce algıda ve seçicilikte ufuklarını açmaktır. Fuara çok özel çalışmalarla tüm birikim ve donanımımızla hazır bulunmaktayız. Genel özelliğimiz olan çok çeşitli ürün yelpazesinde sadece fuara özel onlarca yeni modellerle birbirinden değerli perakende esnafımıza ve ihracat müşterilerimize hizmet vermek için hazırız. Kapalıçarşı, Kuyumcukent ve en son olarak da Merzifon'da da hizmet veriyorsunuz. Anlatır mısınız?

Esgold yönetimi olarak bizler; yani çok sevgili ve kıymetli ağabeyim Aykut Erhan ve ben, Kapalıçarşı kültürü ve adabıyla yetişmiş insanlarız. Bu mesleği layığı ve hakkınca yapmak için idealist insanlarız. Bu yüzden yaptığımız işi en güzel haliyle yapmaya çalışırız. Söylemek istediğim asıl şey şudur ki, her nerede şubemiz veya ticaretimiz var ise; orada kapalıçarşı adabı, samimiyeti, güveniyle iş yapar, hizmetimizi veririz. Mesleğin adı altında mesleğin ruhaniyetine aykırı hiç bir ticari yöntem kullanmayız. Gündemde kredi kartları sorunu var ve biliyorsunuz ki, Oda ve Derneklerimiz de bu konuda tepkilerini dile getirdi. Ne düşünüyorsunuz?

İşte bu konu bence piyasaların genel durumunun en trajik, hatta bazen traji komik hikâyesidir… Sektörel anlamda bankalar; borsalar haricinde işlenmiş mamül yapan ve satanlar için gerçekten olmaması gereken bir konu başlığıdır. Nasıl olur diyenler olabilir hatta komik bile diyenler ola66

bilir. Suistimale çok açık bir konu olduğundan ve kurulan bankacılık sisteminin mesleğimiz açısından bunu sağlıklı kontrol etmesi çok güç bir konudur. Türkiye’deki bankalar ve bankacılık kanunlarının tüm memleket insanlarına ve sıcak paraya verdiği tıkanmayı da göz önüne alıp, aklı selim bir kez daha düşünmek gerektiğine inanmaktayım. "Ben sadece para kazanıp kazanmadığıma bakarım" tarzı bir düşünceyi reddediyorum. Herkes için anlamlı ve faydalı ticaret yapmak istiyorum. Biliyorum ki; dik duvar yıkılmaz... Çok değerli ustalarımız, sanatkârlarımız var ve Türk Takı İşlemeciliği müthiş... Peki sizce sektörümüzde ne gibi eksiklikler var ki, Dünya genelinde istediğimiz yerde olamıyoruz?

Ne kadar güzel bir soru sordunuz... “Ustalarımız”, “Üstadlarımız”, “Sanatkârlarımız” “Sadekârlarımız” her biri birbirinden istisna ve müstesna... Bu sektörün en yapı taşları ağabeylerimiz, arkadaşlarımız... Artık el sanatlarıyla üretim yapan ne yazık ki çok azaldı. Böyle bir üretimin sabrını ve kıymetini gösterecek nesil de yetişmiyor maalesef. Keşke artabilse... Ancak dünyada tüm sektörlerde de olduğu gibi daha hızlı üretim, daha hızlı iletişim ve hizmet beklendiğinden; teknoloji ön plana çıkmaktadır. Dediğiniz gibi yerli üretimin dünyada hakettiği yeri bulamamasının yegâne sebebi teknolojiyi kendisi üretememesidir. Tüm dünya ülkelerin ticaretinin gelişimi için ağır sanayisi ve makina sanayisinin kendi üretiminde olması şarttır. Örnek olarak malumunuz İtalya gibi. Bundan sebeptir ki; Dünya kuyumculuk sektöründe önlerde koşmaktadır. Ama bizler vizyon sahibi, gelecek vaadeden bir sektörüz. Mutlaka daha iyi olacağız. “Made in Turkey” değil, “Made in Türkiye” yazısını dünyaya yazabilecek geçmişe, mesleki kültüre ve birikime sahibiz...



Yeni Koleksiyon Hafifledi...

Karataş Kuyumculuğun modern çizgisini yansıttığı Goldium markası, fuar hazırlıklarını tamamladı. Hafif, kaliteli ve geniş ürün yelpazesiyle, tüketicinin alım gücünü yükseltmeyi hedefliyor. 20 Mart'ta gerçekleşecek fuara, tüm sektör büyük bir azim ve çalışma ile hazırlanıyor. Fuar hazırlıklarını tamamlayan Goldium Kuyumculuk da, yeni ve hafif koleksiyonunu tüketiciye sunmanın heyecanı içerisinde. Birçok ürün çeşidini koleksiyon şeklinde üreten Goldium Kuyumculuk, modern çizgisi ile dikkat çekiyor. Konu ile alâkalı firma ortaklarından Ümit Karataş şöyle dedi: "Herkeste olduğu gibi bizim için de mart fuarı oldukça önem arz ediyor. Ürün gamımızın tüketicinin alım gücünü artıracağı kanaatindeyiz. Hafif bir koleksiyon olmasına özen gösterdik. Sizin de bildiğiniz gibi ekonomik zorluk içindeyiz ve bu sektörümüze ciddi manâda yansıdı. Açıkcası biz bu fuardan umutluyuz. İyi geçeceğini düşünüyoruz. Zaten yeni koleksiyonumuzu da bunu düşünerek planladık ve ürettik. Bunun, pazarlamamızı da iyi yönde etkileyeceğini düşünüyorum. Ayrıca henüz biz yurt dışı fuarlarına katılmıyoruz. Bunun için de ayrı bir öneme sahip bu fuar. Yurt dışı fuar çalışmalarımızı başlattık. Yakında Dünyada önemli fuarlarda Goldium olarak yer alacağız." Tüm ürün gruplarından, her ayarda üretim yapan Goldium Kuyumculuğun yeni koleksiyonlarını, standını ziyaret ederek görebilirsiniz. 68





VOIR HABER

Yenilik, Fuara da Yansıyor...

Geçtiğimiz yıl başlattığı yenilenme çalışmalarını 2014 yılında da arttırarak devam ettirmeyi planlayan Özcan Gümüş; İstanbul Jewellery Show’da hem yeni ürünlerini hem de yeni oluşturduğu markaları fuar ziyaretçilerine sunacak.

Başarılı ihracat çalışmaları ile dikkat çeken, Dünya genelinde onlarca ülkeye Türk gümüş takılarını sunan Özcan Gümüş, İstanbul Jewellery Show için tüm hazırlıklarını tamamladı. Birbirinden iddialı yeni ürünlerini, Chiara ve Moschetto isimli iki özel markasını ilk kez fuarda ziyaretçilere sunacak olan Özcan Gümüş; “Gümüş takıda bu yıl trendler ne? Ne gibi yenilikler var? “ sorularının cevaplarını standından sunacak. Özcan Gümüş Genel Müdürü Sinan Araç; aylardır büyük bir özenle hazırlandıkları İstanbul fuarında yepyeni ürünler ve yenilenen marka yüzleriyle müşterilerinin karşısına çıkacak olmanın heyecanını yaşadıklarını belirterek; “Adeta şov içinde şov hazırladık. Fuarda, hem ülkemizin gümüş takı işçiliğinde gelmiş olduğu üst noktayı göstereceğiz hem de Özcan Gümüş’ün özgün tasarımlarının gümüşe nasıl yansıtıldığını ifade edeceğiz” dedi. Geçtiğimiz günlerde showroomlarını baştan sona yenilediklerini kaydeden Araç, mağaza konseptini yeni standlarına yansıtacaklarını ve estetik ile zarafeti birarada müşterilerine sunacaklarını söyledi. Piyasalarda değerli maden fiyatlarının ani hareketlerinin olumlu yansımalar yapmadığını da sözlerine ekleyen Araç, ülke çapında istikrarlı fiyatların ortaya çıkmasının hem iç piyasadaki hem de ihracat alanındaki satış ve pazarlama faaliyetlerini olumlu yönde etkileyeceğini dile getirdi. 72



74


e d n i l i t ks e T Ev Soluk... Yeni

Volkan Kuğucuk

ALB Menkul Değerler Kapalı Çarşı Şb.

Altın Yorum 2014 yılının ilk çeyrek ayı içindeyiz. 2014 yılının başlarında başlayan yükseliş hareketinin altın fiyatlarını 1.355 seviyesine kadar taşıdı.

Hızlı bir çıkış yakalayan Arın'S Home; 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'ne yönelik İkinci Bahar Restaurant'ta hazırladığı etkinlikte, yeni ürünlerinin tanıtımını gerçekleştridi. Ev tekstiline yeni bir marka daha katıldı; Arın'S Home... 2013 Ocak ayında ilk olarak havlu ve bornoz tasarımlarıyla çıkış yapan Arın'S Home neşeli, zarif ve romantik dokunuşlarıyla ev tekstiline yeni bir soluk getirdi. Arın'S Home, Dünya Kadınlar Günü'ne yönelik gerçekleştirdiği etkinlikte, birçok ünlü ismi de ağırladı. Yoğun ilgi gören bu etkinlikte misafirlerini keyifle ağırlayan markanın mimarları Sinem Ceceli ve Elif Epiri... Etkinlik kapsamında koleksiyonlarına kattıkları yepyeni ürünlerinin tanıtımını yapan evsahibeleri, özel ketenlerden ve kumaşlardan hazırlattıkları masa grubu ürünlerini ve nevresimlerini davetlilerin beğenisine sundu. Arın’S Home her bütçeye uygun ürünlerle, günlük ve çok özel davetlerinizde keyifle kullanabileceğiniz ürün yelpazesiyle dikkatleri kısa zamanda üzerinde toplamayı başardı. Arın'S Home ürünlerine ulaşmak ve marka deneyimi yaşamak isteyenlerin, www.arinshome.com'u ziyaret etmeleri yeterli.

Tabi ki fiyatların bu denli yükselmesini sağlanan faktörlerin başında Çin fiziki talebi gelmekteydi. Ardından gelişmekte olan ülkelerdeki sıkıntı ve kaygıların altının bir miktar daha güvenli liman efektinin öne çıkmasına neden oldu. Diğer taraftan ABD ekonomisinde beklentilerin altında gelen ekonomik verilerde altın cephesini destekledi. Şu anki görüntüde mevsimsel (yoğun kış şartları) ve geçici olarak nitelendirilse de mevsimsel koşulların iyileşmeye başlaması ile birlikte görüntü daha berrak bir durum alabilir. Bir diğer unsur ise son zamanlarda uluslararası piyasalarda kontrat anlamında artışlarında var olduğunu görmekteyiz. Bu durumda altın tarafındaki yükselişi desteklemektedir. Yükseliş devam eder mi ? Neredeyse 2 aylık yükseliş trendi içinde olan altında 1.355 – 1.360 direnci önemini korumaya devam ediyor. Gelişmeler açısından ele alacak olursak son zamanlardaki dolar endeksindeki ve ABD 10 yıllık tahvil faizlerindeki sakin görüntü altını destekledi. Geldiğimiz nokta kritik... Altında 1.355 – 1.360 üzerinde hareket etmemiz durumunda yükselen fiyatların 1.380 – 1.420 seviyelerine kadar gitmesi mümkün. Bu durum genel görüntü itibariyle 1.310 – 1.290 bandı aşağı yönlü geçilmediği sürece masada kalmaya devam edebilir. Ne zaman 1.310 – 1.290 destek bandı aşağı yönlü geçilirse artık altında yükseliş trendinin geride kaldığını söyleyebiliriz. Tekrar görüşmek ümidiyle, bol kazançlı günler dilerim.

volkan.kugucuk@albmenkul.com.tr twitter.com/vkugucuk 75


VOIR HABER

İHRACATTAKI YILDIZLAR ÖDÜLÜNE KAVUŞTU İstanbul Maden ve Metaller İhracatçı Birlikleri’nin (İMMİB), geleneksel hale getirdiği ve bu yıl yedincisi düzenlenen ödül gecesinde; Türkiye’nin 2013 yılında gerçekleştirdiği ihracatta en çok paya sahip şirketlere toplam 168 ödül verildi. 169. ödül ise “En ihracatçı, siyasetçi bakan ödülü” olarak T.C. Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci’ye takdim edildi. İMMİB “2013 İhracatın Yıldızları” Ödül Töreni 19 Şubat 2014 Çarşamba akşamı İstanbul Swissôtel’de düzenlendi. İMMİB Koordinatör Başkanı Tahsin Öztiryaki’nin açılış konuşmasıyla başlayan törende, TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi ve T.C. Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci de birer konuşma yaptı.

TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi ise konuşmasında Türkiye’nin 2014 yılındaki iç büyümesinin sınırlı kalacağını ifade ederek, 2014 ve önümüzdeki süreçte ihracat odaklı büyümenin gerekliliğini vurguladı. Büyükekşi son olarak rekabetçi ve öngörülebilir kura ihtiyaç olduğunu, kurlardaki dalgalanmanın ise durulmaya başladığını belirtti.

Türkiye çapında Genel Sekreterlikler bazında 40 milyar doları aşkın ihracatı ile en yüksek ihracatı gerçekleştiren İMMİB, 2013 yılının ihracat yıldızlarını 56 kategoride 168 ödül ile onurlandırdı. “İhracatın Yıldızları” ödüllerinin önemli bir misyonu ise ihracatlarını artırmaları için firmaları teşvik etmesi.

T.C. Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci büyümenin üretim, istihdam, tüketimdeki artışla doğru orantılı olduğunu vurgulayarak başladığı konuşmasında, “Serbest Ticaret Anlaşmaları ülkemiz ekonomisi ve ihracatı açısından büyük önem taşıyor. Avrupa Birliği ile Japonya arasında STA görüşmeleri devam ederken, Türkiye olarak Japonya ile AB’den önce STA imzalama kararı aldık. Görüşme turlarına 1 Haziran’da başlamaya karar verdik. İkinci olarak Malezya ile 15-17 Nisan’da STA imzalayacağız” diye konuştu.

İstanbul Maden ve Metaller İhracatçı Birlikleri “İMMİB” çatısı altında; Elektrik Elektronik ve Hizmet İhracatçıları Birliği, Çelik İhracatçıları Birliği, İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği, İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği, İstanbul Maden İhracatçıları Birliği ve Mücevher İhracatçıları Birliği yer alıyor. Bu altı birliğin alt sektörlerinde faaliyet gösteren ve en yüksek ihracatı yapan ilk üç şirket ise ihracatın yıldızı olarak ödül almaya hak kazandı. İMMİB Koordinatör Başkanı Tahsin Öztiryaki yaptığı açılış konuşmasında, “İMMİB olarak 22 bin üyemiz var. Türkiye ihracatında en çok ihraç gerçekleştiren bin şirketin 456’sı İMMİB üyesi. Daha da önemlisi ülkemizin en büyük 10 ihracatçısının 8’i üyelerimiz arasında yer alıyor.” dedi. 76

AB’nin üçüncü ülkelerle yaptığı STA’ların Türkiye aleyhine sonuçlar doğurduğuna da dikkat çeken Nihat Zeybekci, “AB’ye Gümrük Birliği anlaşmasından rahatsızlığımızı bildirdik. Kayıtlara da bu şekilde geçti. Türkiye ile AB arasındaki Gümrük Birliği anlaşması ‘upgrade’ edilmelidir. Güncelleme değil ‘upgrade’” diyerek sözlerine son verdi. İMMİB 2013 ihracatı yıldızları ödülleri Nihat Zeybekci, Mehmet Büyükekşi ve ilgili Birlik Başkanları tarafından dağıtılarak sahiplerini buldu. Mücevher İhracatçıları Birliği çatısı altında alınan ödüller şöyle:


Kazım ŞAHİN

FD Group Yönetim Kurulu Başkanı

İşler Nasıl Gidiyor? Yılsonu, Yılbaşı, Sevgililer Günü derken 2013 bitti 2014 başladı ve onun da ilk çeyreği bitiyor. Kuyumcu sektöründeki meslektaşlarımızın söylediklerine bakılırsa işler çok da keyifli görünmüyor. Herkes bir şekilde siparişlerin, üretimlerin ve satışların devam ettiğini ancak tatmin edici olmadığını söylüyor. Sektörde neler oluyor peki? Aralık ayında ülkemizde meydana gelen olaylar tüketicinin Yılbaşı heyecanını olumsuz etkiledi. Ardından gelen Sevgililer Günü sektörümüz için hareketli günlerin geçeceği bir sonraki dönemdi. Ancak 1 Şubat’ta yürürlüğe giren kanunla Kuyumcularda Kredi Kartı ile yapılan alışverişlerde taksit dönemi sona erdi. Taksit şansı kalmayan tüketici, nispeten bütçelerini zorlayabilecek kuyumcu ürünleri yerine daha az bütçeli ürünlere yöneldi.Doğal olarak Sevgililer Gününde beklenen yoğunluk pek oluşmadı, normalin biraz üzerinde bir hareket vardı.

Altından Mamul Mücevherci ve Kuyumcu Eşyası 1. 2. 3.

Altınbaş Kuyumculuk İth. İhr. Sanayi ve Tic. A.Ş. Arpaş İhracat İthalat ve Pazarlama A.Ş. Onsa Mücevherat İmalatı ve Dış Tic. A.Ş.

Gümüşten Mamul Mücevherci ve Kuyumcu Eşyası 1. 2. 3.

Talay Deri Kuyum. San Ve Tic. Ltd. Şti. CSF Grup Mücevherat San. Ve Tic. Ltd. Şti. Akgün Kuyumculuk Sanayi Ve Ticaret Ltd. Şti.

Bijuteri 1. 2. 3.

Demir Bijuteri San. Ve Dış. Tic. Ltd. Şti. Osmanlı Takı Kuy. Tur. İnş. Teks. Bijuteri Hed. Eş. İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti. By Celali Takı Ve Tasarım Dış Tic. Ltd. Şti.

Pırlantalı Mücevherat 1. 2. 3.

Med-Art Sağlık Hizmetleri ve Kuyumculuk San. ve Tic. Ltd. Şti. On Mücevherat San. ve Dış Tic. Ltd. Şti. Montür İş Hed. Eşya San. Ve Tic. Ltd. Şti.

Uygulamaya giren yeni kanun çıkarılırken kuyumcuların arasına sızmış art niyetli işletmelerin engellenmesi, Kredi Kartı limitlerinin taksitli olarak nakit paraya çevrilmesinin önüne geçilmesiydi. Tamam çok güzel. Hatta bu yanlış uygulamaları yapan firmalardan bizim gibi birçok kuyumcu meslektaşımız da rahatsızdı. Sektörün adını ve itibarını zedeliyor, toplumun gözünde meslektaşlarımız hakkındaki düşünceler iyi olmayan yönlere kayıyordu fark edilmeden. Devlet bu probleme el atarak çok gizli fakat büyük bir sorunamüdahale etmiş oldu. Ancak kötü niyetliler engellensin diye uğraşılırken, sektörün günahsız işletmelerine ve tüketiciye oldu olan. Bu uygulama değişikliğine hazırlıksız yakalandı sektör. Hatta sadece kuyumcu sektörü değil, bankacılık sektörü de hazırlıksız yakalandı. Kurunun yanında yaş da yanar misali bir durum çıktı ortaya. Bu problem başka türlü aşılabilirdi. Kanuna muhalefet eden Kredi Kartı kullanımlarını tespit etmek maliye yetkilileri için çok kolay aslında.Ancak bizim bilemediğimiz, onların bildiği bir şeyler var ki, böyle bir kanun çıkardılar. Bankalar müşterilerimize ve biz kuyumculara bazı uygulamalar geliştirmeye çalışıyorlar ancak tabii ki Kredi Kartı ile taksitli satış kadar etkin olmuyor maalesef. Müşterilerimiz de, biz kuyumcular da bu duruma alışmaya çalışıyoruz. Bir yanda bunlar olurken, bir yandan da iyisiyle kötüsüyle kış aylarını bitirdik. Şimdi önümüzde Mücevher ve Kuyumculuk sektörü için yılın en önemli olaylarından bir tanesi olan İstanbul Mücevher Fuarı var. Burada yine yapacağımız işbirlikleri ve ticari bağlantılarla tüm gücümüzü ve enerjimizi toplayarak bahar aylarının güzel havasına merhaba diyeceğiz. Fuarın kapılarını kapatırken,iyi geçmesini beklediğimiz bir ilkbahar – yaz sezonunun kapılarını açacağız. 77


"Alyans, kuyum sektöründe önemli bir lokomotiftir" Ersoy Alyans'tan Adem Aydın ile alyans sektöründeki değişim ve markalaşma süreçlerini konuştuk. Aydın; müşteri odaklı hareket etmenin markalaşmada baş unsurlar arasında yer aldığını vurguladı.

Firmanızın belirgin özelliklerini ve alyans sektöründeki farklılıklarınızı anlatır mısınız?

Gün geçtikçe zorlanan ve iş hacmi daralan alyans sektöründe, kendi pazarlama ağı ve öz sermayesiyle hareket eden bir firma niteliği taşımaktayız. Bize göre bir firma olabilmenin en temel niteliklerinin başında alt yapı hususu gelir. Ardından sırayı, yıldan yıla gelişen teknolojiyle bütünleşmek ve kendi kulvarında öncü olabilmek alır. Tüm bunların bilincine vâkıf bir firma olarak da çalışmalarımızı yürütüyoruz. Nihai tüketicinin alışkanlıkları değişkenlik gösterdi mi? Trendlerden bahseder misiniz?

Gelişen Türk ekonomisi demografik yapıyı, aynı zamanda insan alışkanlıklarını da değiştirmektedir. Altının yatırım aracı olarak kullanılan kısmını bir tarafa koyarsak; takı olarak vazgeçilmez, evliliğin başlangıcı ve temel sembol yapı taşı olan alyans sektörü, zaman zaman daralsa da devamlılığı açısından kuyum sektörünün önemli bir lokomotifidir. Tüketici kendi ekonomik koşullarına göre tercihlerini; nitelikli, kullanıma uygun ürünler seçerek belirlemektedir. Zaman zaman her sektörde moda olmuş bazı ürünler ön plana çıksa da, ekonomik faktörler insanların alım gücünü belirleyicisi konumundadır. Son dönemlerde 78

taşlı ürün grupları, kalıplı ürünler tercih edilmektedir. Ancak sektör; içi boş alyansın çizgisini, tam olarak dolduramamaktadır. Şirket politikanız ve hedefleriniz nelerdir?

Firmamızın genel karakteristik özelliği sağlam adımla ilerlemektir. Çünkü, kuruluş prensiplerimiz, gelecek kuşaklara aktarma üzerine inşa edilmiştir. Bu sebeple; her türlü zorluklara dayanabilen, yaşanacak olumsuz durumlarda yapısını bozmayacak, iş hacmi ve satış gücümüzü etkilemeyecek alt yapıda bir firma inşa ettiğimize inanıyoruz. Gelişen rekabet koşulları her ne kadar piyasada kârlılık oranını aşağı çekse de; yine kazanan, hizmeti en uyguna pazarlayan firmalar olacaktır. İnsanlara sattığımız mamulün; geri dönüşlerde, sıkıntılı durumlarda ne kadar yardımcı olabildiğimiz, bizleri belirleyici firma niteliğine dönüştürmektedir. Günümüzde artık sadece ürünü satmak yetmemekte; satış sonrası hizmet, Crm, müşteri memnuniyeti ve sadakatı gibi unsurlar önem kazanmaktadır. Bu öncelikleri gösteren firmalar da uzun vadede kazanmaktadır. Biz Ersoy Alyans olarak; markalaşma sürecimizi hassas olduğumuz bu unsurları gerçekleştirerek devam ettiriyoruz. Müşteri odaklılığımızı ilk sırada tuttuğumuz sürece de marka bilinirliliğimizin artacağına inanıyoruz.



VOIR HABER

Sektöre Yeni Oyuncu... Geçtiğimiz ay sektöre yeni bir firma daha katıldı; Tria Diamond... Değerli taştan, bitmiş ürüne hizmet veren çiçeği burnunda marka Tria; firma olarak yeni olmasına karşın, deneyim açısından oldukça eski...

C

M

Y

CM

MY

CY

Uzun zamandır devam eden sektörel deneyimlerini kendi firmalarında devam ettirme kararı alan üç ortak Kemal Sel, Tuncay Göydaş ve Burak Erkam, kendileri gibi üçüncü, üçleme anlamına gelen "Tria" ismiyle çıkış yaptılar. İddialı Firma Üç ortağın birlikteliğinden doğan Tria Diamond, açılalı henüz bir ay olamasına rağmen kolları sıvayarak ilk fuarına, Istanbul Jewelry Show'a da katılacak. Pırlanta ve elmas taşın yanı sıra, bitmiş ürünler de yapan Tria, kaliteyi uygun fiyata verme konusunda da oldukça iddialı. Türkiye geneline taş ve ürün konusunda hizmet veren Tria, isteyen müşterilerine üründen, kutusuna kadar "Tam hizmet" de sunuyor. Henüz yurt dışı satışına başlamadıklarını belirten ortaklar, ileriki hedeflerinde hem Türkiye hem de Dünyada bilinir bir marka olmak için çalıştıklarını vurguluyor. İlk üçe girmek en büyük arzuları... Sektörel deneyimlerini kendi firmalarına aktarabildiklerini ve iyi bir tedarik zincirine sahip olduklarının da altını çizen firma yetkilileri, bunun avantajlarının müşteriye mutlak yansıyacağını da belirtti. Üstelik yıllanmış bu deneyimleri, sektörel avantajları bulmalarını da sağlamış durumda. Üç ortağın sinerjisinden doğan Tria Diamond'a sektörde başarılar dileriz.

80

CMY

K



VOIR HABER

Cemiyet Hayatının Akmerkez Buluşması Zen Pırlanta Yönetim Kurulu Üyesi Şükran Güzeliş, Sevgililer Günü öncesi verdiği davette dostlarını ağırladı. Zen Pırlanta Akmerkez mağazasındaki davete cemiyet hayatının sevilen isimleri katıldı.

Davette, mücevher danışmanı Şebnem Balkan’ın sunumuyla Sevgililer Günü’nün anlamını vurgulamak üzere “Aşk ve Pırlantanın 700 Yılık Öyküsü” anlatıldı. Davetliler, Avusturya Arşidükü Maximillian’ın nişanlısı Burgonya düşesi Mary’e aşkının ve bağlılığının simgesi olarak elmas bir yüzük hediye etmesiyle başlayan ve bugüne dek başka pek çok çarpıcı hikâyeyle devam eden öyküleri keyifle dinledi. Davette ayrıca moda konusunda sosyal medyanın popüler ismi, dergi ve gazete yazarı Pelin Kaya’nın Zen Pırlanta koleksiyonlarından seçtiği yeni tasarımlar ve Sevgililer Günü için hazırlanan modellerin sergilendiği bölüm beğeniyle incelendi. Davetliler “Pelin Kaya’nın Seçtikleri” bölümünde sergilenen siyah ve beyaz pırlantanın pembe altınla buluştuğu tasarımlara, kalp, yıldız, sonsuzluk gibi figürlerden oluşan kolye ve bilekliklere dek geniş seçenek arasından kendilerine ve sevdiklerine Sevgililer Günü hediyesi seçtiler.

82


Bizim amacımız, mutlaka en büyük, en zengin, en ünlü olmak değil.

Sektörün efendisi olma peşinde de değiliz.

Biz, müşterilerimiz, çözüm ortaklarımız ve çalışanlarımıza karşı her zaman “efendi”liğimizi koruma amacındayız.

İSTANBUL JEWELLERY SHOW 2014 CNR EXPO HALL 2 STAND NO:2A21-23

Mercan Tığcılar Sok. No:37 Kapalı Çarşı İstanbul Tel: 0 212 514 16 34 Fax:0 212 512 33 23 www.ufukalyans.com

GHOSTCREATIVE

Ticarette, esnaflıkta ve insan ilişkilerindeki “efendi” duruşumuzu sonsuza kadar sergilemek için çalışıyoruz. Hepsi bu...


Alyans ve Bileziğe Takım Şıklığı Sürekli kendini yenileyen, farklı ürün segmentiyle ve gelişimiyle sektörde yer edinen Ahlatçı Kuyumculuk, yaptığı Ar-Ge çalışmasıyla bir ilke daha imza attı. 2014 Yılında yeniliklerine birini daha ekleyen Ahlatçı Kuyumculuk, şıklığı ve uyumu sevenlere alyansları ile birlikte kullanabilecekleri takı setleri üretti. Evliliğe adım atmak isteyenlerin vazgeçilmezi olan alyans grubuna kombinlenebilecek ve takım olarak kullanılabilecek çeşitler üreten Ahlatçı, bu yenilikle tercih edilenler arasında yerini aldı. Bu uygulamanın aynısını bilezik grubu için de gerçekleştirdi. Tüketici beğendiği alyans ya da bileziğin takımını ürettirip, satın alabilecek. Ayrıca arzu edildiği takdirde tüketici, kolye ucu boyutlarını ve küpedeki kilit tarzını bile kendi istekleri doğrultusunda şekillendirebilecek. Tüm bu uygulamalar sayesinde Ahlatçı Kuyumculuk, müşteri memnuniyetini zirveye taşıyarak, rakiplerini geride bırakmayı hedefliyor. Ahlatçı; 2014 yılında faaliyete geçecek olan 194.000 m2 alan üzerine kurulu fabrikasında müşterilerine imkansızı sunmayı hedefliyor.

84



VOIR GÜNCEL

NINE WEST

ADAMO

LEVIS ÜMİT AYBEK

FABRİKA

BROOKS BROTHERS MAYBE LINE 86



Macide DEMİRLİ

Mücevher Tasarımcısı / Stil Danışmanı

Çocuksu ve Hayalsi Renk; Pembe Pembe; kırmızının gücü ve tutkusu, beyazın saflığı ile aşk rengidir oysa... Saflığın umudun ve aşkın masum hallerini yansıtan pembe; mücevherin en pembe ve masal halini Lydia Courteille, taşların ışıltısına bırakmış. Saflığın umudun ve aşkın masum hallerini yansıtan pembenin çocuksuluğu da ayrı… Yakut taşının gücü ve zarafeti, pembe safirlerle bezenmiş olması da ayrıcalık katar. Pırlanta ışıltısı ile renkli dünyanın mücevherlere imzası minede de takının zarafetini ortaya çıkartıyor. Victoire de Castellane, rengârenk mücevher tasarımlarıyla kendini farklı kılıyor. 88

Pembenin moda dünyasında olanlar için bu sene de duğunu görüyoruz. şünce anlayışınlerin gücünü de mücevheri renkli lıktan uzak bir cesaret ister. Cesakendini yaptıklarıyla

ve farklı tasarım anlayışında kabul gören bir renk olOysa ki, klasik düdan uzak, renkyanına katarak, taşlarla sıradanhale getirebilmek retin öncüleri zaten anlatandır.

Günlük hayatımızda çalışan kadınlar olarak gardıroplarımızda en çok sade ve çabuk kombin yapabileceğimiz kıyafetleri seçeriz. Burada akılcı bir yaklaşımla takı ve mücevherlerimizde renklere yer verirsek, bu bizi daha çekici ve sıra dışı kılar diye düşünüyorum...

88

Ürünler : Lydia-Courteille / Victoire De Castellane

n i ç i a k r a m i ı n yen a m a z w o h s Aylardır büyük bir titizlikle hazırlıkları sürdürülen; özgün tasarımı ve çarpıcı görünümüyle birçok kişinin beğenisini kazanmayı hedefleyen Ufuk Alyans’ın ihracat alanındaki çalışmalarında başrolü oynayacağı “Ever After” markası hayata merhaba diyor. Bu yıl 4’üncü kez İstanbul Jewellery Show Mart fuarına katılacak olan Ufuk Alyans; sonsuz aşk anlamını ifade eden yeni markası “Ever After” ve birçok ilk çalışmalarıyla fuarda ses getirmeyi planlıyor. Yaklaşık 1 yıl önce temelleri atılan, 6 ay boyunca tasarımları için emek harcanan ve son dönemde üretim bandından geçmesi için defalarca üzerinde durulan “Ever After” 10 farklı modeliyle ilk kez gözler önünde oluyor. Ufuk Alyans firma sahibi Ufuk Güneş; “Ever After”ın benzersiz alyans modellerinin kişiler üzerinde çarpıcı etki bırakmasının haricinde, firmalarının da üretimde limitlerini ne kadar zorlayabileceklerini göstermesi açısından önem teşkil ettiğini dile getirdi. Üretim öncesi defalarca kontrollerden geçirilen, tekrar tekrar kusursuz olması için üretilen “Ever After” koleksiyonunun markalarının ihracat çalışmalarında amiral gemisi olmasını hedeflediklerini belirten Ufuk Güneş; “Ever After’ın içinde fantastik alyans modelleri de klasiğe yakın daha sade modeller de ve ikisini ortası olan alyanslar da yer aldı. Biz “Ever After” markamızı yurtdışı ihracat çalışmalarımız için özellikle ortaya koymuştuk. Buna karşın yurtiçinde de bu markamızın ürünlerine ilginin yoğun olacağını tahmin ediyoruz” diye konuştu. Ufuk Alyansın fuarda ilk kez pırlantalı alyans montürleri satışa sunacağını kaydeden Güneş; klasik tarza yakın pırlanta yuvaları hazır alyans montürlerinin de ilgi görmesini beklediklerini, bir de şu anda açıklamak istemediği çok özel bir ürünün ilk kez sunumunun fuarda yapılacağını, bu sürpriz ve daha önce benzeri yapılmamış özel takıyı yakından görmeleri için ziyaretçileri yenilenen, genişleyen stantlarına davet ettiklerini sözlerine ekledi.



S trateji R evize E dildi Son aylarda piyasalarda yaşanan ani dalgalanmalar, altın fiyatlarının tahminlerin üstünde seyir etmesi, kuyumcuların kredi kartıyla taksitli satışlarının yasaklanması; İSGOLD firmasının piyasaya yeni sürdüğü “Şans Altın” markasıyla ve diğer ticari faaliyetleriyle ilgili revizyona gitmesine sebep oldu.

Geçtiğimiz yılbaşı öncesi ilk kez Outlet fuarında lansmanı yapılan İsgold Rafineri firmasının “Şans Altın” isimli özel yatırım altın ürünü yeni bir stratejiyle son tüketiciye ulaşacak. Daha önce çeşitli etkinlikler ve yarışmalar eşliğinde tüketiciyle buluşmayı planlayan “Şans Altın”, artık zincir kuyum mağazası ve döviz bürosu firmalarıyla satışa sunulacak. İsgold Yönetim Kurulu Başkanı Erdoğan Aşık, özellikle altın fiyatlarının yükselmesi ve kredi kartı ile taksitli kuyum satışının yasaklanmasının stratejilerinde değişikliğe yol açtığını, kısa sürede tüketicinin yoğun ilgi gösterdiği ürünleri zincir mağazalar, büyük markalar ve her ilin önde gelen birkaç kuyumcusu ile birlikte Türkiye geneline yayacaklarını ifade etti. Ülkemizin önde gelen büyük zincir markalarıyla görüşmelerinin devam ettiğini belirten Erdoğan Aşık, bu markaların hem döviz hem de kuyum mağazaları zincirine sahip olduklarını, aynı anda Almanya’da da piyasaya sürülen şans altınının ise AVM’lerde açılacak altın ve döviz bürolarıyla tüketiciyle buluşmaya devam edeceğini dile getirdi. Ülkemizin hem iç hem de dış siyasi ve ekonomik olaylardan hızla etkilendiğini bu bağlamda böylesi piyasa koşullarında ihracat çalışmalarının öneminin daha da gün yüzüne çıktığını kaydeden Aşık; “Markamızın yurt dışında yurt içine göre daha köklü bir temeli ve ticari hayatı bulunuyor. Özellikle Avrupa’da yatırım altını alanında önemli bir müşteri portföyüne sahibiz. 'Şans Altını' şansını ülkemizde olduğu gibi Almanya’da da deneyecek” dedi.

İsgold Yatırım Altını Ertelendi

İsgold’un “Şans Altını” isimli yatırım altını haricinde piyasaya sunmayı planladığı çeşitli gramajlarda İsgold kaşeli yatırım altınını piyasadaki dalgalanmanın durmasına kadar ertelediklerini sözlerine ekleyen Aşık; “Özellikle bir an önce kredi kartı yasağının sektörümüzün üzerinden kaldırılması gerektiğine inanıyorum. Bu yasak, sektörümüzü kayıt dışı ekonomiye itecektir. Vatandaşımız kısıtlı bütçesiyle taksitle zaten zor aldığı kuyum alışverişini şimdi taksitsiz yapması neredeyse imkansız” diye konuştu. 90



Kozadan Çıktı

Sekiz yılı aşan bir süredir kuyumcu sektörüne hizmet veren ve her geçen gün gerek kuyumcu sektöründeki değişimlere, gerekse bilişim teknolojilerindeki gelişimlere ayak uydurarak sürekli gelişen “Softnorm Kuyumcu Mağaza Yönetim Sistemi” bugün çok farklı bir noktaya erişti. Softnorm, bir yanda yazılım ve donanım alt yapılarını güncellerken, diğer yanda mağaza yönetimindeki uygulamaları geliştirerek sektöre katkı sağlamaya devam ediyor. Gerek “Softnorm” yazılımı, gerekse “Altın akıl” danışmanlık hizmetleri ile sektörde sadece perakende satış konusunda uzmanlaşan ve bu konuda alternatifsiz olan firma; “İşimiz, İşiniz” ilkesi ile hareket ediyor. Firma sahibi Erhan Erkeç; “En iyi bildiğimiz konu üzerinde çalışmak ve sadece perakende sektörüne hizmet etmek hem bizim, hem de müşterilerimizin başarısı için en güçlü yanımızdır” dedi. Başta perakende sektörünün parmak ile gösterilen ve örnek alınan nadir firmalarından biri olan Bursa Nur Kuyumculuk bünyesinde bilgi işlem birimi olarak yola çıkan ve tezgâh tozu yutmuş olmanın verdiği bilgi ve tecrübe ile büyüyen Softnorm; bugün artık bağımsız bir bilişim firması olarak Türkiye ve Dünya genelindeki kuyumcu sektörüne hizmet etme devamı kararı aldı. Gücünü bilgi birikimi, teknolojik gelişmelerin takibi, yeni dünya düzenindeki ticari yöntemlerin Türk Kuyumcu Sektörüne uyarlaması ve en önemlisi de başarılı hizmetler verdiği müşterilerinin gülen yüzlerinden alan Softnorm; tıpkı kozasından çıkan ipek böceği gibi özgürce çalışmaya ve gelişmeye devam ediyor. Erhan Erkeç, tüm bu gelişmeleri aktarırken son söz olarak şunu söyledi: "Bizim ile büyüyen tüm müşterilerimize teşekkür ederiz." 92



Ç

ağa Ayak Uydurmak Gerek

Sektörün eski duayenlerinden olan Mehmet Ayyıldız, firması Ayyıldız Kuyumculuk'u ve değişen yüzünü dergimize anlattı.

Sektörde köklü bir yapıya sahipsiniz. Firmanızdan ve pazarlama ağınızdan bahseder misiniz?

Firmamız Ayyıldız Kuyumculuk olarak 1982 yılında faaliyete geçmiştir. Küçük çapta imalat sonrasında Anadolu'ya pazarlama ile yurt dışına satışlar yapıldı. O zaman şartlarında kendimize göre belirli bir yol aldıktan sonra, ithalat- ihracat ve fuarlar derken, bugünkü son halimize ulaştık. Sektörün üç yıldır kötüye gitmesinden dolayı bazı bölgeleri kapatıp, kimseye mahçup olmamak ve çağa ayak uydurmak adına yerimizi, şubelerimizi yeniledik. Ne yazık ki, arkamızdan gelip devam edecek kimselerin olmayışı, bu sektörde daha nereye kadar gidebileceğimizi belirsizleştiriyor. Lâkin Ayyıldız Kuyumculuk olarak öncesi ve sonrasında inşallah örnek bir firma olmuşuzdur. Bu yıl yenilenme çalışmaları yaptınız. Anlatır mısınız?

Kurumsal olmak adına merkez ve şubelerimizi konsept olarak yeniledik. Bu doğrultuda daha iyisini yapmak adına ürünlerimizi, standımızı ve dükkânlarımızı yeni tarzımızla hizmet ettirmeye devam edeceğiz. Gündemdeki kredi kartı olayını ve sektörün son durumunu değerlendirir misiniz?

Kuyumcular olarak bazı kötü niyetli esnafların altın ve mamül satışının dışında yaptıkları işlemlerden dolayı bu durum esnafların başına gelmiştir. Yani yapan ve yapmayan esnaf arkadaşlarımız da maalesef beraber anılmıştır. Tabi ki para piyasasının kartlardan geçmesi durumunda bunların altından kalkmak çok zor. Kredi kartlarının tek çekim olması demek, işlerimizin yüzde 50 düşmesi anlamına geldi. İnşallah yetkili bireylerin kulağına giden bir çağrı olmuştur.

94


İş dünyasının eliti açıldı. 2000 kişilik 11 ayrı toplantı salonu, 181 oda, İtalyan mutfağından orijinal lezzetler sunan L’oliva Restaurant, Coffee Company, günü keyifli şekilde sonlandıracağınız One Bar, 5 yıldızlı konfor... Elite World Business Hotel, havaalanına dakikalar içinde ulaşabileceğiniz mesafede, en ince ayrıntısına kadar seçkin bir hizmet anlayışıyla hazırlandı.

E-5 karayolu üzeri, Florya Kavşağı - İstanbul +90 212 411 4646 infobusiness@eliteworldhotels.com.tr eliteworldhotels.com.tr


“Türkiye’de forex piyasası bu yıl 5 trilyon TL seviyelerinde olacak” ALB Menkul Değerler Genel Müdürü Metin Aytekin, Türkiye’de forex piyasasının 2014’te 5 trilyon TL seviyelerinde olacağını söyledi.

ALB Menkul Değerler Genel Müdürü Metin Aytekin, Türkiye’de forex piyasasının gün geçtikçe büyüdüğünü söyledi. Forex’in dünya üzerindeki kabul alanının genişlediğine dikkat çeken Aytekin şunları söyledi: “Forex piyasası ülkemizde birkaç yıldır tanınmasına rağmen, popülerliği hızla artmış ve kısa zamanda geniş bir yatırımcı kitlesine ulaştı. Bilindiği üzere ülkemizde forex piyasası 31.08.2011 tarihinden itibaren SPK tarafından kontrol altına alındı. Şu anda SPK aracı kurum lisansına sahip 31 şirket bulunuyor. Parasının Takasbank güvencesinde olduğunu bilen yatırımcıların sayısı her geçen gün artıyor. Forex piyasasında işlem yapan aktif yatırımcı sayısının 60-70 bin olduğu tahmin ediliyor. Forex piyasasının dünya üzerindeki kabul alanı da gün geçtikçe genişlemeye devam ediyor. Özellikle İngiltere merkezli olmak üzere, Amerika ve Japonya’da forex piyasası hızlı bir ivme yakaladı. Günlük ortalama işlem hacmi 6 trilyon dolar seviyesine kadar yükseldi. Forex piyasasının her geçen gün gelişme kat etmesi ve gün geçtikçe daha çok yatırımcının bu piyasa dahil olması sebebiyle, 2014 yılında piyasanın Türkiye ayağında işlem hacminin yıllık 5 Trilyon TL seviyelerinde olacağı tahmin ediliyor. Bu arada, kurumlar arasındaki rekabet de gün geçtikçe arttı. Bu açıdan rekabetin sektör açısından son derece olumlu olduğunu düşünüyorum. Sektördeki firmaların çoğalması, mevcut firmaları hep daha iyisini yapmaya zorlayacak.” Kuruluşunun İlk Yılında 5 Ödül Birden ALB Menkul Değerler Genel Müdürü, “Bu rekabetçi ortam içerisinde, ALB Menkul Değerler olarak, kuruluşumuzun ilk yılı içinde, işlem hacmi olarak ikinci sıraya yükseldik. Ayrıca “En iyi Müşteri Hizmetleri Forex Aracı Kurumu” ödülü de dahil olmak üzere toplam beş ödüle layık görüldük. Bu başarılar bizim için gurur ve mutluluk kaynağı olmuştur. Ayrıca, müşterilerimizin memnuniyeti için olan motivasyonumuzu da kat ve kat artırdı” dedi. “Kuyum Sektörü Zarar Etmemeli” Metin Aytekin, riskten korunmanın yatırımcı için çok önemli olduğuna değinerek, Forex piyasaları dünyada en önemli piyasalardan biri. Bizim Türkiye’de isteğimiz ise, riskten korunma olarak bu piyasanın kullanılması. Altın yukarı yada aşağı düştüğünde kuyum sektöründe iş yapanların zarar etmemesi çok önemli. Burada hedge, yani riskten korunma mantığının oluşması önemli. Kuyum sektöründe en çok yapılan hata ise spekülatif iş yapılmasıdır. Altın alımı yapıldığında korunmak için aynı meblağda forex piyasalarında satış yapılmalıdır. Yani forex emniyet kemeri olarak düşünülmelidir. Fakat bu kemer yanlış kullanılırsa da, var olan riskleri daha da artırmış olursunuz” şeklinde konuştu. ALB Menkul Değerler ’in, 38. Uluslararası Mücevherat Fuarında ulaşım sponsoru olduğunu hatırlayan Metin Aytekin, “Biz bu sponsorluktan son derece mutluyuz. Mücevherat sektöründeki iş ortaklarımızı, ani fiyat hareketlerinde zarar etmemeleri konusunda bilinçlendirmek için bunun çok iyi bir fırsat olduğunu düşünüyoruz. Geçtiğimiz yıl kuyumcular fiyat hareketleri nedeniyle ciddi zarar ettiler, aynı durumun yaşanmaması için ALB Menkul Değerler olarak elimizden geleni yapmaya hazırız. Çünkü çok iyi biliyoruz ki, bu sektörün kaybı Türkiye’nin kaybıdır” dedi.

96


tolgatumer.com

Kuyumcukent AVM Ladin Sokak No: 128 - Telefon : 0 212 603 1824




3

Üç Ay Ödemesiz

DenizBank Altın Bankacılığı Grup Müdürü Cem Turgut Gelgör'ün Mart ayına ve yeni ürünlerine yönelik yaptığı açıklamalar... KOBİ’lerin gerek iç gerek dış faaliyetlerinde bankalardan kullandıkları altın kredileri kilit rol oynuyor. Kuyumculuk ve mücevher sektörünün dinamiklerine uygun inovatif ürünler sunmak ilk günden itibaren DenizBank Altın Bankacılığı öncelikli hedeflerinden olmuştur. DenizBank Altın Bankacılığı imalatçıdan toptancıya, küçük üreticiden perakendeciye kadar altın ticareti ile uğraşan tüm sektör müşterilerine hizmet vermektedir. DenizBank olarak, sektörümüzü altın bankacılığı konusunda ilklerle tanıştırmaya, mücevher ve kuyumculuk sektörüne en yeni ve kaliteli ürünleri sunmaya 2014 yılında da aynı şekilde devam edeceğiz. Mücevher ve kuyumculuk sektöründe alınan siparişlerin hazırlanması ve vadeli satış bedellerinin tahsilatı sektör firmalarına yüksek tutarlarda işletme sermayesi ihtiyacı doğurmaktadır. Firmalar ürünün tasarlanmasından sipariş zamanına, sipariş zamanından tahsilat zamanına kadar işletme sermayesine ihtiyaç duydukları bir süreç geçirmektedirler. Özellikle fuar dönemlerinde ortaya çıkan bu finansman ihtiyacının en önemli girdisi has altın olup firmaların bu anlamda taleplerini karşılayacak spesifik bir kredi ürünü bulunmamaktadır. DenizBank Altın Bankacılığı olarak sektördeki bu açığı İmalatçılara Altın Destek Kredisi ile dolduruyor ve yine bir ilki daha müşterilerimizin hizmetine sunuyoruz. İmalatçılara Altın Destek Kredisi ile mücevher ve kuyumculuk sektöründe alınan siparişlerin hazırlanması ile vadeli satış bedellerinin tahsilatı arasında geçen süreçte duyulan işletme sermayesi ihtiyacını 3 aya varan ödemesiz dönem ve 15 aya varan vadeler ile karşılama imkanını değerli müşterilerimize sunuyoruz. 100

İmalatçılara Altın Destek Kredisi İmalatçılara Altın Destek Kredisi, taksitli altın kredisi olup üreticiye hammadde sağlayan bir üründür. Sektöre daha önce yine bir ilk olarak sunduğumuz Eşit Taksitli Altın kredisinde de olduğu gibi kredi kg. olarak kullanılmakta ve gram olarak geri ödenmektedir. Faizin sabit olduğu ve dalgalanmalardan etkilenmediği , müşterinin ne ödeyeceğini bildiği, risk azaldıkça kredi limit boşluğu yarattığı için kredi imalatçı müşterilerin finansman ihtiyaçlarını karşılamalarına destek olmaktadır. Aynı zamanda firmanın satış bedellerini tahsil edeceği süre boyunca geri ödemenin ötelenmesi ürünün en büyük avantajlarındandır. Ürün özelliği, 3 ay ödemesiz dönemlidir İmalatçı firmaların aldıkları siparişleri hazırlaması, teslimi ile satış bedellerinin tahsilatı arasındaki süreçte ihtiyaç duydukları has altın ihtiyacını karşılamak ve sektör firmalarının bu süreçteki nakit akışına uygun bir ürün olması amacıyla kredi 3 aya varan ödemesiz dönem seçeneği ile sunulmuştur. Bu şekilde imalatçı müşterilerimizin sipariş ve vadeli satış bedellerinin finansmanı firma koşullarına çok daha uygun bir şekilde sağlanmış olmaktadır.


TURKUAZ

Ku y u m c u k e nt AV M L a d i n S o k a k N o : 1 6 7 - Te l e fo n : 0 2 1 2 6 0 3 1 8 2 4

tolgatumer.com

TURKUAZ


Fazıl ÖZEN

I.C.A. International Colored Gemstone Association Uluslararası Gemoloji Derneği Türkiye Başkanı

Mart Ayı Şans Taşı; AKUVAMARİN Mart ayı şans taşı olarak kabul edilen Akuvamarin, beril ailesinden gelmektedir ve rengi çok açık maviden laciverte kadar uzanır. Sertliği Moh’s a göre 7.5 ile 8 arasındadır. Bu sertlik onu sağlam ve büyük oranda çizilmelere karşı dayanıklı yapar. Büyük boylarda da temiz ve şeffaf bulmak mümkündür. Akuvamarin, mücevher taşları arasında tüm dünyada en iyi bilinen ve en popüler taşlardandır. Açık mavi rengiyle dostluk, uyum, güven sembolüdür. Adı latincedeki “Aqua (su)” ve “Mare (deniz)” kelimelerinden gelir. En değerli olan derin mavi renkteki akuvamarinler Brezilya’daki Santa Maria Itabira madeninden gelir ve “Santa Maria” adını alır. Aynı zamanda, 1910’ da bulunan Marambaia/ Minasgerais’ teki 100.5 kg’ lık kristal gibi, yada 1992’ de mücevher taşı tasarımcısı “Bernd Munsteiner” tarafından kesilen 26 kg’lık “Dompedro” gibi, heyecan verici Akuvamarin’ler Brezilya’da yeryüzüne çıkmıştır. Ancak Akuvamarin Nijerya, Zambiya, Madagaskar, Mozambik, Afganistan ve Pakistan gibi başka ülkelerde de vardır. Akuvamarin kadar, mücevher tasarımında çok çeşitli şekilde kullanılan başka yarı değerli taş bulmak zordur. Satın almada en çok dikkat edilmesi gereken nokta Mavi Topaz’la Akuvamarin’i karıştırmamaktır. Mavi Topaz da Akuvamarin kadar güzel bir taş olmasına rağmen istenilen rengi alması 102

için işlem görmüştür ve çok çok daha uygun fiyatlı bir taştır. Bunun dışında ülkemizde de maalesef bilgisizlik, yanlış inanışlar veya istismarlarla açık mavi renkteki sentetik ve taklit olan pek çok taş Akuvamarin olduğuna inanılarak alınıp satılmaktadır. Bunların fiyatı ise gerçek akuvamarinle kıyasladığınızda bire elli, bire yüz kadar farklı olabilmektedir. Piyasalarda Akuvamarin rengi taş kullanılan mücevherlerdeki gerçek Akuvamarin oranı ile Sentetik Akuvamarin ve Mavi Topaz kullanım ortalamasındaki fark inanılmaz büyüktür. Ülkemizdeki doğal Akuvamarin kullanımı yaklaşık olarak ancak %’de 1 diyebiliriz. Orta renklerde ve boylarda, içi saydam ve iyi kesimli bir Akuvamarin‘in ortalama fiyatı 1 ile 5 karat arasında 20 – 40 $/ct , 5 ile 10 karat arasındakiler ise 30 – 80 $/ ct ’dır. Bununla birlikte hemen her taş için geçerli olan, rengi açık, içinde oluşumlar olan, kesimi bozuklar için fiyat yoktur. Bunları değerlendirmemize almıyoruz. Türkiye’nin en geniş Akuvamarin çeşidi koleksiyonu Harmony’de en makul fiyatlarda kullanıcılara sunulmaktadır. Bu özel taşta iyi ve en güzel kalitelerde fiyatlar 200 – 300 $/ ct ´a kadar çıkabilir. Akuvamarin takarken, çok fazla bir dikkat gerektirmez. Çoğu mücevher taşı gibi, yumuşak bir fırça ve sabunla temizlemek yeterlidir. Ultrasonik banyo yapılmaması tavsiye edilir. Akuvamarin ısıya çok dayanıklı değildir.

Çok Şık Bir Takım Kiğılı, Türkiye’nin önemli spor kulüpleri arasında yer alan Fenerbahçe Spor Kulübü’nün resmi giyim sponsoru olmaya 2014-2015 futbol sezonunda da devam ediyor. Fenerbahçeli oyuncuların eğlenceli katalog çekimi, geçtiğimiz günlerde Can Bartu Tesislerinde tamamlandı.

Fenerbahçe Spor Kulübü’nün şıklığı bu yıl da Kiğılı’ya emanet. Her yıl düzenli olarak Fenerbahçe Spor Kulübünün resmi giyim sponsoru olan Kiğılı, bu yıl da "Sarı Lacivertlileri" en şık şekilde giydirmeye devam ediyor. 26 Ocak Pazar günü Can Bartu Tesislerinde gerçekleştirilen katalog çekiminde Fenerbahçeli futbolcular, kendilerine özel olarak tasarlanmış Kiğılı kıyafetleriyle objektif karşısına geçti. Fenerbahçeli oyuncular, 2014-2015 sezonunda gerçekleşecek özel davetler ve toplantılarda, Sarı Lacivertli ekibin beden ölçülerine göre özel tasarlanan Kiğılı takım elbiselerini giyecek.


” r ı ın

S

Tanımayan Yetenek

Gencecik yaşında büyük başarılar elde etmiş tescilli güzel Almeda Abazi, Arnavutluk’tan çıkıp dünyaya adını duyurmayı başarmış biri. Sadece güzellikle de kalmayıp oyunculuk da sergileyebilen, bulunduğu her projeyi layığıyla gerçekleştirebilen yeteneklerden. Röportaj ; Özden BÖLÜKBAŞI

103


Hoş geldin Almeda. Seni görmüyoruz bu aralar; nerelerdesin, neler yapıyorsun?

Birkaç tane projeden sonra dinlenmeye karar verdim ve bir yıl boyunca hiç iş yapmadım. Teklifler geldi tabi; ama çok beğenmediğim ya da çok içime sinmeyen projelerdi. Proje tam içime sinecek ki, öyle gireyim. En son Muhteşem Yüzyıl'da rol aldım. Zaten o gibi büyük projelerde yer almak istemiştim. Teklif gelince hemen kabul ettim. Yok Böyle Dans, Survivor ve ardından Muhteşem Yüzyıl... Benim için bu üçü de büyük projeler. O yüzden bundan sonra her gelen teklife "Evet" demek istemiyorum. Bugüne kadar hep böyle yaptım. Tabi önce bir değerlendiriyorum; bakıyorum en iyisi ne olabilir diye. Şu an da bir proje var aslında. Detay vermek istemiyorum. Gizli bir proje. O yüzden sürpriz olsun istiyorum. Bize tüyo veremez misin?

Dizi, yarışma ya da film değil; bu kadar bilgi vereyim. 2008'de Miss World Kainat Güzeli yarışmasını kazandın. Bundan biraz bahsedelim mi?

Ben 14 yaşındayken Miss Tiran seçilmiştim. Tiran, Arnavutluk'un başkenti oluyor. Ardından Miss Arnavutluk güzeli ve sonrasında da Miss World International seçildim. Bu yarışmanın ardından 2009'da, 16 yaşında Türkiye'ye geldim. Beş sene önce babamı da kaybedince, Arnavutluk'ta kalmak istemedim. Annem zaten bir Türk ile evliydi. Türkiye'yi de bu yüzden seçtim. Buraya gelişimi bir şekilde medya haber aldı ve sağolsunlar çok ilgi gösterdiler. O dönem "Konak" adlı bir sinema filminde oynadım. Show Business'da ve ondan sonra birkaç bölümlük bir dizide oynadım. Programlara çıkmaya ve iyice tanınmaya başladım. Sonra birgün televizyonda "Yok Böyle Dans" yarışma programını gördüm. O an, "Ben burada olmalıyım" dedim. Zaten Acun'un yarışmalarını hep çok beğeniyordum ve onunla tanışmayı kafama koydum. Bunun üzerine Acun'la bir şekilde tanışıp, resmen yalvardım. Yoksa Arnavutluk'a döneceğimi söyledim. Dansı çok severim. Zaten dans eğitimim olmamasına rağmen dans edebiliyorum. Böylece yarışmaya girdim. Orada 3'üncü oldum. Türkiye'de böyle bir başarı benim için oldukça önemliydi, gurur vericiydi. Biz zaten ailece

104


yarışmayı seviyoruz. Babamın Arnavutluk'ta yüksek atlama dalında şampiyonluğu vardı. Annem atletizmle uğraşıyordu. Hatta bu sayede tanışmışlar. Bir sporculuk vardı içimizde. Survivor'u da çok istiyordum. Bu sefer Acun beni istedi ve teklif etti. Ben de gözüm kapalı "Evet" dedim. Çok istiyordum. Ama tabi oraya gittiğim zaman o kadar kolay olmadığını gördüm. Özellikle sağlığımla ilgili çok zor günler yaşadım. Güzel bir program; ama bir o kadar da zor. Buradan katılmak isteyenlere söylüyorum. Televizyonda gördüğünüz şeyler değil. Çünkü siz sadece 1-1.5 saatini görüyorsunuz; biz orada 24 saatini yaşıyoruz. Birde oyunculuk eğitimi aldın değil mi?

Önceden almıştım oyunculuk dersi. Sonrasında Muhteşem Yüzyıl'da da tekrar almaya başladım. Hatta son sahnede dublör de kullanmadın. Bu serüveni başlangıçtan bitimine değerlendirebilir misin benim için?

Muhteşem Yüzyıl'da oynamayı çok istiyordum. Etrafımda herkes oynarsın diyordu. Ama yapımcısı olan Tims'den böyle bir teklif gelmiyordu. Fakat beni aradıklarında ilginç bir şey dediler: "Almeda sana 1.5 senedir ulaşmaya çalışıyoruz". Tabi severek kabul ettim ve 13 bölüm oynadım. Senaryo haftalık yazıldığı için, nasıl bir rol olacağını bilmiyordum. O yüzden benim rolüm nasıl, nereye gidecek hiçbir fikrim yoktu. Köle rolüyle başladım. Hatta bir ara öleceğim haberleri geldi. Fakat sonra Hürrem beni Süleyman'a gönderdi. Hamile kaldım ve çocuğum oldu. Birden önemli bir karaktere kadar gitti rolüm. Sonra öleceğim sahne vardı. Dublör getirmişler benim yerime üç metreden atlasın diye. Ama bende de öyle bir hırs var ki... Nereden atlanıyor peki?

Balkondan...Önce iki metreden atlayarak başladım; ardından kademe kademe artırdım. Sabahtan akşama kadar düşüp durdum ve başım çok ağrımaya başladı. Ama kendim yapmak istiyordum. Sonunda atlamayı başardım. Nasıl hissettin kendini?

Kendimi iyi hissetmedim. Zordu... Çünkü atlamıyorsun, düşüyorsun. Atladığın zaman o kadar zorlamaz; ama düştüğünde sarsılıyorsun. O yüzden çok kötü. Yine de istediğim olduğu için mutluyum. Ondan sonra yeni projeler gelmeye başladı. Yeni yapacağım projeye kadar istediğim çıkmamıştı. Şu anda içinde olduğun proje mi ?

Evet şu anki proje; ama sürpriz olsun.

Gelecekte kendini nerede görüyorsun?

Benim hayalim Hollywood.. Çok büyük bir hayal aslında... Türkiye'de bu kadar zorsa, Amerika'da düşünemiyorum. Bir de çok zor olduğunu duyuyorum. Şimdilik Türkiye'de çok mutluyum. Benim dediğim ileriki bir hedef... Mesela böyle seyahatlara gittiğim zaman, "Evime gitmek istiyorum" diyorum; yani Türkiye benim için öyle... Aşk hayatın nasıl aşk var mı?

Röportajlarda hep soruyorlar var mı diye? Ben de hep yok dedim. Çünkü, hiçbir zaman yoktu. sadece Arnavutluk'ta uzun bir ilişkim vardı. Ama ben Türkiye'de, O orada... Uzun mesafeli ilişkiler iyi olmuyor; o yüzden çok fazla yürümedi. Gazetecilere göre ben kimlerle çıktım, kimlerle gezdim, kimlerle beraber oldum... Ama hiçbiri doğru değil ve bu beni üzüyor. Bu konu yüzünden kendime şart koydum. Mesela akşam çıkacaksam dikkatli olmam lazım, bir yere çıkacaksam yanımda biri olmayacak, normal arkadaşım bile olsa başka bir kız da yanımda olacak gibi... Gerçekten hayatımda biri olursa ne diye saklıyayım, söylerim. Hoşlandığın biri var mı?

Yok; o da yok. Çünkü, hedefim var. İşimi yapayım, kariyerimi ve hayatımı düzene sokayım, kendi paramı kazanayım... Allah göstermesin; ben hiçbir zaman erkek arkadaşımın kartını kullanmayı sevmemişimdir. Bunu hiç yapmadım, yapmam da... Anladım kendi gücünü kullanmayı seviyorsun.

105


Evet, kendi gücümü kullanmak istiyorum. Hiçbir zaman onun parasıyla ilerlemek istemediğim için, önce iş geliyor. Zaten daha zaman var. Sporla aran nasıl spor yapıyor musun? hangi sporlarla uğraşıyorsun ?

Dediğim gibi biz ailece bir sporculuk var. Küçüklüğümden beri babam koşmaya çıktığında ben de babamla beraber çıkıyordum. Biz çok önem veririz spora. Sadece zaman bulamadığımdan yapamıyorum, olmuyor. Özellikle pilates, yoga nedir tercihin ?

Ben önceden ağırlık fitness çalışmayı çok seviyordum ve böyle erkek gibi olmaya bayılıyordum. Body building yapan kadınlarınki gibi ağırlık çalışıyordum. Ama çok yanlış bir şey benim için. Televizyonda iş yapan biri için bunu hiç tavsiye etmiyorum. Başıma geldiği için iyi biliyorum. Hemen o ağırlıkla çalışmayı bıraktım. Pilatese başladım. Yoga yaptın mı hiç ?

Yapabiliyorum. Aslında çok esneğim; ama çok fazla sürmedi o da... Başka da bir projeye başlamadım. Şimdi ise evdeki spor odamda her şeyi kendim yapıyorum. Takı takmayı sever misin? Hangi takıları tercih edersin? Sana uğur getirdiğine inandığın takıların var mı?

Hiç öyle şeylere inanmam. Bu bana uğurlu geliyor, bunu takayım falan; hiç inanmam. Küpeleri seviyorum ve kullanıyorum. Kullanışlı oluyor saçımı topladığımda. Ufak bilezik de olabilir. Öyle çok göze çarpan takılardan ziyade sade şeyleri seviyorum. Türkiyede beğendiğin erkek ve kadın oyuncular hangileri ?

Çok var aslında, saysam bitmez. Muhteşem Yüzyıl'da oynadığım için; Halit Ergenç, Mehmet Günsur diyebilirim. Ama özellikle Mehmet Günsur çok güzel rolünü oynuyor, ayrıca kendisi o kadar iyi ki... Samimi ve çok sıcak bir enerji veriyor insana. Karşılıklı oyunculuk sergilerken rahat hissettiriyor. Bir de Kıvanç Tatlıtuğ ve Kenan İmirzalıoğlu... Bir tane dedin; ama çok oldu. Kadın oyunculardan ise Beren Saati beğeniyorum. Açıkcası son dönemlerde dizileri çok fazla takip edemiyorum. Teşekkür ederim. Çok yakın zamanda gerçekleşecek süprizlerinle seni görmeyi bekliyoruz...

Giyim by Midnightexpress Saç & Makyaj by Kemal Baykar Mekan Backyard İstanbul Fotoğraf Bora Demiroğlu

106



VOIR GÜNCEL FREYWILLE

KAREN MILLEN

KENZO KISMET

GARNIER

ZENITH HARVEY NICHOLS

108



VOIR GÜNCEL BYKUK

Trabzon Hasırı Osmanlı Zerafetiyle Birleşiyor Son yıllarda İstanbul Jewellery Show’a son derece iddialı hazırlanan ve yeni tasarımları, özgün teknikleriyle renk katan Trabzon Hasırının önde gelen markası Bykuk; bu fuarda yepyeni fantezi modellerinde Osmanlı tarzı ve otantik desenlere yer verecek.

HAREM ALTIN

İlk İstanbul Fuarı Heyecanı Sektörümüzde 30 yılı geçkin bir süredir, kıymetli madenler alım satımıyla ilgili hizmet sunan Harem Altın & Döviz; ilk kez İstanbul Jewelry Show’a katılım gösteriyor. Son dönemde müşterileri ile mesafeleri ortadan kaldırmak amacıyla, elektronik iletişim araçlarını da etkin kullanan Harem Altın; birçok müşterisiyle fuar ortamında buluşmanın heyecanında.

MAMUŞ GOLD

Mart Fuarındaki En Büyük Silahı “Tasarım Gücü” Kurulduğu günden bu yana 36 yıldır sadece bilezik ve kelepçe ürün grubunda uzmanlaşan Mamuş Gold, İstanbul Jewelry Show’da çarpıcı modelleri, hafif ürün grupları ile büyük ilgi toplayacak.

110

MERAL SAATÇİ

National Museum'da Türk Sanatçısı Meral Saatçi, hazırlamış olduğu tasarımları ile Türkiye'yi onurlandırıyor. Sanatçı, Washington DC National Museum'da tasarımları sergilenen ilk "Türk Takı Sanatçısı" olma özelliğini taşıyor. Başarılı çalışmalarıyla yurt dışında da tanınan bir sanatçı olan Meral Saatçi, farklı çizgisiyle de dikkatleri çekiyor.





www.goldium.com.tr 114







Özden Bölükbaşı

AĞAÇ POZU

VRS KA SA NA

S

udan Gelen Güzellik

Vrskasana – Ağaç Pozu (Ayakta Denge Pozu) Vrskasana; Sanskrit dilinde ‘vriksa’ağaç, ‘asana’ ise postür anlamlarını taşımaktadır. Eski zamanlarda, Hinti Yogi’ler Ganges nehrinin kıyısında, günlerce ağaç pozunda (Vrskasana) kalarak meditasyon yapar ve ilahiler söylerlerdi. Yogi’ler der ki; ağaç pozunda (Vrkasana) rahat bir biçimde kolayca kalabiliyorsanız, bu sizin mental ve duygusal durumunuzu yansıtır. Vrkasana pozuna Tadasana yani Dağ pozu (ayakta temel duruş) ile başlayın. Omuzlar geride, omurga dik ve karın hafif içeride. Bakışınızı tek bir yere odaklayın, bu dengenizi sağlamak için çok önemli bir faktör. Odaklanın ve sakince nefes alıp verin. Yavaşca vücut ağırlığınızı sol bacağınıza doğru verin, bu esnada sağ bacağınızı yerden kaldırarak ayağınızın tabanını sol baldırınızın iç tarafına yerleştirin. En rahat ettiğniz noktada durun, bu sol bacağınızın iç tarafında herhangi bir yer (ayak bilegi, baldır veya üst baldır) olabilir. Önemli olan dengeyi bulmak ve bunun üzerinde yoğunlaşmaktır. Zamanla bu pozda deneyiminiz arttıkça ayağınızın duruş noktası değişecektir. El yardımıyla ayağınızı en rahat edeceğiniz yere yerleştirdikten sonra aynı ayağın tabanını iyice bastırın. Dengeyi sağlamınızda yardımcı olur aynı zamanda da ayağın olduğu yerden kaymasını engeller. Ellerinizi göğüs kafesinin tam ortasına duacı pozuna getirin (namaste; ellerin avuç içleri birbirine değecek şekilde), sakince nefes alıp vermeye devam edin.

Yenilikten vazgeçmeyen ve sektörün öncüleri arasında yer alan Sade İş yepyeni koleksiyonunu görücüye çıkardı.

« Namaste: Sanskrit dilinde ‘namah’ baş eğerek selamlama, saygıyla eğilme, tapınma; ‘te’ ise sana/size anlamlarını taşımaktadır. Kısaca ‘namaste’ seni/sizi selamlıyorum demektir. Dengeyi bulduysanız elleri başın üzerinden gökyüzüne dogru uzatabilir, elleri açarakta iyice omurgayı yukarıya dogru uzatarak pozda kalabilirsiniz. Başlangıçta 20-30 saniye ile başlayın zamanla süreyi arttırın. Pozdan çıkmak için yavaşça sağ bacağınızı yere yerleştirin ve sonra sol bacakla hareketi tekrarlayın. Pozdayken veya poza girerken dengenizi kaybedip düşerseniz üzülmeyin. Tek bacak üstünde durmak kolay değildir! Gülümseyin ve tekrar deneyin. :) Vrskasana Pozunun Yararları; •Denge, dikkat ve konsantrasyonu geliştirir •Ayak ve ayak bileğini güçlendirir •Kalça esnekliğini arttırır •Siyatik ve düz tabana iyi gelir Önlemler •Yüksek tansiyonunuz varsa ellerinizi başın üzerinden yukarıya doğra uzatmayın. Duacı pozunda (namaste) kalın.. Yoga’yla kalın... 120

ozdenbolukbasi@voirmagazin.com

Duruluğun simgesi olan sudan esinlenilerek tasarlanan Dalgalı Damla modeller, Sade İş Mounting Jewellery’nin 2014 yılı için titizlikle ürettiği yeni modeller arasında yerini alıyor. Hem klasik hem modern çizgilere sahip bu modeller bayanların vazgeçilmezleri arasında olmayı sürdüreceğe benziyor…





VOIR HABER

Fuardan Beklenti Yüksek Bu yıl 38.’sı düzenlenen İstanbul Jewelry Show, sektörün önemli isimlerini bir araya getiriyor. Hem gümüş takı, hem de saat markaları ile fuarda yer alacak olan CSF Group, sektörü hareketlendiren fuardan oldukça umutlu. CSF Group yepyeni ürün koleksiyonlarını, İstanbul Jewelry Show’da saat ve takı tutkunları ile buluşturacak.

Bu yıl 20-23 Mart 2014 tarihleri arasında 38. kez düzenlenecek İstanbul Jewelry Show, saat ve mücevher sektörünün en önemli isimlerini bir araya getiriyor. Fuar tüm markalara, Doğu Avrupa’dan Yakın Asya’ya, Rusya’dan Ortadoğu’ya, Kuzey Afrika’dan Türki Cumhuriyetler’e kadar dünya çapındaki en önemli alıcılarla tanışma ve işbirliği yapma imkanı sağlıyor. CSF Group fuara hem saat hem de gümüş takı markalarıyla katılıyor. CSF Group Genel Müdürü Mustafa Özübek fuarı, yoğun yaşanan rekabet ortamında, ürünlerini müşterilerine bir arada sunabilme ve müşterilerle birebir iletişim halinde olabilmek için iyi bir fırsat olarak görüyor. Özübek; "CSF Group, 40 yılı aşkın tecrübesiyle iç ve dış piyasa toptan gümüş, takı ve saat sektöründe hizmet veriyor. Tüketiciye kaliteli, modern ürünler sunma misyonumuzla, bu yıl 38.’si düzenlenen İstanbul Jewelry Show‘a katılıyoruz. Fuar bize hedef kitlemizle doğrudan iletişim kurma imkanı sağlıyor. Diğer fuarlarda olduğu gibi bu fuarda da amacımız, son model ürünlerimizi tüketici ile buluşturmak" şeklinde konuştu. İstanbul Jewelry Show’a, bünyesindeki saat markaları Jack Pierre, Balezza MRS, CSF Time ile katılan CSF Group, fuardan oldukça umutlu. Özellikle de Jack Pierre saat markasının yurt dışındaki talebinden memnun olduğunu dile getiren CSF Group Genel Müdürü Mustafa Özübek; "Fuarda saat markamız Jack Pierre ile mevcut marka konumlandırmasını güçlendirmek ve pazardaki hareketliliğini sağlamayı amaçlıyoruz" dedi.

124



VOIR GÜNCEL

FAVORİ

Denizin Derinlerinden Gelen Işıltıyı Üzerinize Taşıyın Her zevke uygun özgün ve farklı tasarımlarıyla dikkat çeken Favori, denizlerin derinliklerinde yaşayan denizyıldızı, istiridye gibi tasarımları ile dikkatleri üzerine çekiyor.

OLCAYY MÜCEVHER

Kadınların Şiddet Görmediği Bir Yaşamı Hatırlatan Mücevher Koleksiyonu… Mücevher sektöründe tasarımlarıyla dikkat çeken Olcayy Mücevher, sevdiklerine Dünya Kadınlar Günü’nde mücevherleriyle mesaj vermek isteyenler için çok özel bir koleksiyon hazırladı. Bu farklı tasarımların her bir parçası kadınların şiddet görmediği bir yaşamı hatırlatıyor.

SEZGİN

Farkli Olmayi Seven Kadinlarin Tercihi Farklı olmayı seven kadınların tercihi eklem yüzükleri Sezgin Jewels ile daha farklı… Eklem yüzükleri; biraz sert, biraz narin, fakat kesinlikle sıradan olmayı istemeyen kadınların tercihinde ilk sıralarda yerini aldı.

126



VOIR GÜNCEL

OLEG CASSINI

KİĞILI

AKAY GELİNLİK

MOVADO CONCERTO

HARVEY NICHOLS

LOREAL

YENİ İNCİ

128



VOIR GÜNCEL TEKİN SEYREKOĞLU

ON MÜCEVHERAT

Elmas ve Yakutun Göz Alıcı Güzelliği Tekin Seyrekoğlu, seçkin zevklere hitap eden tasarımlarına bir yenisini daha ekledi. Kendine has tarzını tasarımlarına yansıtan Tekin Seyrekoğlu, klasik mücevher sevenlerin vazgeçilmezi elmas, pırlanta ve yakutu bir arada kullanarak muhteşem bir birliktelik yaratıyor.

Her Aşk Farklı Yaşanır: Her Aşkın Bir Rengi Vardır Aşk; İnsanı baştan çıkartan, ayaklarını yerden kesen duygu; her şeyi güzelleştiren Aşk, bazen bir bakışla başlar, bazen bir sesle ya da küçük bir tebessümle adım atılır bu büyülü zamanlara… Her aşk kendi renginde yaşanır. Kimi aşk alev gibidir. Kırmızının rengi gibi coşkuyla yaşanır. Her şeyi yapabilirmiş gibi gelir insana. Kimisi mavinin derinliklerinde yaşar aşkını. Yeşil huzurdur. İnsan kendini güvende hisseder sevdiğinin yanında. Her aşkın bir rengi vardır sonuçta... İşte bu duygularla yola çıkan ON Mücevherat aşkı mücevherlerine sığdırmıştır. Her ürün farklı bir rengi Aşkı temsil ediyor. Aşkın Rengi adı verilen yeni koleksiyon İstanbul Jewellery Show'da sergilenmeye başlanacak. Renklerin büyüsünü yakalamak için İstanbul Jewellery Show Salon:6 Stand:6-O 11 -21'deki yerimize bekleriz.

rı uz ? Bunlaormuydun a ta, elm Biliy Pırlan r. i d n r. de

a di ir hali aynı m , bu lanta l kesilmiş b sertliktedir m r ı p e v e k z s e ö m a c e li ek ü ir çiz •Elm -58 faset le çizm ab ralleri sın 57 ütün mine a bir maden ancak başk b e k v s ş a a k b a c •Elm le elması ası an neden ildir. Bir elm z. n i ğ e n mas’ta kün d çizebilirsi ) oluşur. a Ada z ve c n C la a ( s n n a a elm bonda n kökeni Yu len, yıkılm dia e as kar •Elm sözcüğünü anlamına g e zamanla m z as •Elm ethedileme yan bu keli e zerind gelir. F lanı tanımla müştür. çlar ü elma a n o y ö a d k lü e ç gü enç uğu esin En e en g kelim ulund mant n yapışık b ri sayesind biliyoruz. u ı le t s n s a u e ğ t . r lm u on ld adı •E ında o n karb aşınd yapıla milyon yaş rlarca yıl y a 0 sın 90 as ise mily lm yaşlı e

130

ROBERTO BRAVO Arıların Dansı Arılar sağırdır. İnanılmaz yöntemlerle iletişim kurarlar. Dans ederek birbirleri ile anlaşırlar. Dairesel ve sallanma dansı… Dans edelim... İşin ilginç tarafı karanlık kovanın içinde yaptıkları danslarla bile anlaşabilecek kadar algıları gelişmiştir. Matematik ve yön duyguları inanılmazdır. Bal yapan arılar 4 - 5 hafta kadar yaşarlar. Kraliçe arılar iklimin durumuna göre 4-5 sene yaşarlar.



Selçuk ÖZKAN

VOIR GÜNCEL CAFE NERO

Satış ve Müşteri Gelişen teknolojilerle üretim kabiliyetleri artmakta, tüketiciler sürekli yeni marka ve ürünlerle karşılaşmakta ve her alanda değişik kalite, fiyat ve çeşit alternatifi yakalayabilmektedirler. Ayrıca her geçen gün farklılaşan ve çeşitlenen medya karşısında tek bir kanaldan geniş kitlelere ulaşmak düşünüldüğü kadar kolay olmamaktadır. Tüm bu şartlarda hemen hemen her sektör için geçerli olan yoğun rekabet altında şirketlerin başarılı olması ve ayakta kalabilmesi üretime değil; müşteri kazanabilmeye ve müşteriyi sadık bir kitle haline getirebilmeye; diğer bir ifade ile müşteri odaklı çalışmaya dayanmaktadır. Ancak sürekli ürün ve marka bombardımanındaki müşterileri kazanmak ya da mevcut müşterilerle ilişkileri koruyabilmek kolay bir iş değildir. Günümüzün bilinçli tüketicisi, bir ürün ya da hizmet tercihinde sadece ihtiyacını gidermeyi değil; o ürünün diğerlerinden ne farkı olduğunu, artı ne değer vereceğini bilmek istemektedir. Bu nedenle bugün pazarlama, tüketici gözünde “Değer” olarak adlandırılan özelliği bulmayı, bu değeri ürüne katmayı ve en iyi şekilde tüketiciye duyurmayı hedeflemektedir. Bir ürünün değerini aslında müşterilerin ihtiyaç ve beklentileri belirlemektedir. Değer; müşterinin satın aldığı üründen elde ettiği "Fayda" olarak adlandırılabilir. Herhangi bir kategoride aynı ihtiyaca hitap eden birden fazla marka olduğu düşünüldüğünde markalar arasında yapılacak tercihi, üründen elde edilecek fayda belirlemektedir. Müşteri satın alma eylemine beklentilerle girmekte ve satın alma ya da kullanma sonucunda algıladığı ürün performansı ile satın alma öncesindeki beklediği ürün performansını kıyaslamaktadır. Aldığı ürünün performansı kötü ise tatminsizlik ortaya çıkmaktadır. Bu durum müşteri memnuniyetini olumsuz yönde etkileyeceği için işletmeler açısından son derece önemlidir. Müşteri memnuniyeti sağlanmadan bir işletmenin varlığını sürdürebilmesi mümkün değildir. Müşteri memnuniyeti fark yaratmak, rakiplerin önünde yer almak, büyümek ve kâr etmek için şarttır. Genellikle müşteri kavramı biraz farklı anlamlarda kullanılmaktadır. Müşteri, belirli bir mağaza ya da kuruluştan düzenli alışveriş yapan kişi ya da kuruluşlar olarak tanımlanmaktadır. Öte yandan ticari amaçla ürün ve hizmet satın alanlara ise ticari müşteri denilmektedir. Bu açıdan bakıldığında müşteri ilişkileri, kuruluş ile müşteri arasında kurulan satış öncesi ve satış sonrası tüm eylemleri de kapsayan, karşılıklı yarar ve ihtiyaç tatminini içeren bir süreçtir. Dikkat edilecek olursa süreç üç önemli aşamayı kapsamaktadır. Müşteri ilişkilerini sadece satış eyleminin gerçekleştiği durumu kapsar şeklinde düşünmek hatalıdır. Kuruluş ile müşteri arasındaki ilişki çok ender olarak satışın gerçekleşmesiyle sona ermektedir. Satış olayı bir flörtün sonu ve uzun sürecek bir beraberliğin, evliliğin başlangıcı gibidir. İş hayatının gelecekte belirsizlik içersinde olması ve risk taşıması özelliğinden dolayı, müşterilerle sağlam ve gelişmiş iyi ilişkilerin oluşturulması zorunlu olarak görülmelidir. Bu ilişkiler ancak müşteri memnuniyeti ve kaliteli hizmetin verilmesi ile gerçekleştirilebilir. 132

GO MANGO

TEPANYAKİ



VOIR GÜNCEL ASGOLD

ZEYNEP EROL

TAG HEUER

BELLAMOLA

ELIA

GIVENCHY

134



Selami Tütüncüoğlu

Kuyumcukent İşletme Genel Müdürü

Türk Altın ve Mücevherat Sektörü Doğru Yolda İlerliyor Bugünkü rakamlara göre, Dünya mücevher sektörü 130 Milyar USD büyüklüğüne ulaşmıştır. Ancak Türkiye’nin bu pastadan çok fazla pay aldığı söylenemez. Bu konuda çeşitli kişi ve kurumlardan değişik söylemler olmakla birlikte, bu rakamın 1-10 milyar USD olduğu değerlendirilmektedir. Esasen sektörümüz 2002 yılından beri sürekli büyümektedir. Ancak son yıllarda biraz daralmadan da bahsedebiliriz. Dünya işletme rezervinin 42 bin Ton olduğu, Türkiye’nin kişi başı altın kullanımında 2. sırada olduğu göz önüne alındığında, ülkemizin bu rezervin % 5’ne ve Pazar’ın da % 2 sine sahip olduğu kıymetlendirilmektedir. Yıllık tüketimi 4 bin Ton civarında olan Dünya’da, sektörel bazda en büyük Pazarlar sırasıyla; Hindistan, Çin (Fiziksel talep çok yüksektir), ABD, Rusya Federasyonu ve daha sonra da 75 Ton ile Türkiye gelmektedir.

Türkiye Yakın ve Uzakdoğu ile Asya ülkeleri öncelikli olmak üzere 200 civarında ülke’ye ihracat yapmaktadır. Geçen yılki rakamlara göre bu rakamın % 25’i Birleşik Arap Emirlikleri (Dubai)’ne, bunu sırayla Irak, Rusya Federasyonu, ABD ve Kazakistan rakamları takip etmektedir. Altın ihracatında ise ülkemiz Dünya’da 11. sıradadır ve ihracatımızın en fazla yapıldığı ülkeler sırayla; İsviçre, İngiltere ve Hindistan’dır. Türkiye’de işlenebilir altın madeni 700 ton, yer altı rezervi 6,500 Ton, yastık altında ise tahmini 5.000 Ton, toplam 400 Milyar USD’lik bir kapasiteye sahip olduğu değerlendirilmektedir.

Dünyada mücevherat üretiminde en büyük ülkeler; sırasıyla Hindistan, İtalya ve 3. sırada Türkiye gelmektedir. Türkiye’nin üretim kapasitesi; altın’da 400 Ton (Dünya; 2,500 Ton), gümüşte 200 Tondur. Bu kapasitenin hali hazırda 250 – 300 tonu kullanılmaktadır.

Ülkemizde ilk altın madeni 2002 yılında çıkarılmıştır. Bilinen madenler; İzmir/Bergama/Ovacık, Balıkesir /Havran, Gümüşhane/ Mastro, Manisa/ Salihli/Sart, Uşak/Eşme/Kışladağ, Erzincan/ İliç’dir.

Ülkemiz 5.000 yıllık ciddi bir tecrübe ile kuyumculuk yapmaktadır ve sektörümüz emek yoğun bir sektördür. Türkiye’deki imalat sektörünün en eski ve büyüklerinden biri olan kuyumculuk sektöründe, 250 bin insan istihdam edilmektedir. Ülkemizde 47 bin civarındaki kuyumculuk işletmesinin; 35 bini perakende satış mağazası (bunun 15 bini sahil şeridinde turizm sektörü içindedir), 5 bini üreticidir. İstanbul’da 2.500 üretici, 4.000 satış mağazası vardır ve bunların içinde ancak 100-150 büyük ölçekli firma mevcuttur.

Ülkemizde değerli maden aramak için 2,5 milyar USD’ye, ilaveten yıllık 15 milyon USD işletmek için kaynak ayırmaya ihtiyaç vardır. Bu konuda ülkemiz sermayedarlarının çekinik davranması ve bir Devlet Politikasının olmaması yeraltındaki 6,500 ton altının çıkarılmasına engel teşkil etmektedir. 2013 yılında madenlerden 27 ton altın üretilmiş ve ülke ekonomisine katkı sağlanmıştır.

Türkiye’de sektörün ana pazarını; % 30-40 ile İhracat, Turistik Satışlar, Bavul Ticareti ve İç Pazar oluşturmaktadır. Üretim; en fazla İstanbul’da (İhracatın % 93’ü), daha sonra da İzmir, K.Maraş, Trabzon, Mersin, Adana, Eskişehir, Antalya, Kastamonu ve Ankara vd. gibi Anadolu kentlerinde yapılmaktadır. Dünyada en fazla altın madeni; 355 Ton ile Çin, G.Afrika, ABD, Avustralya, Rusya Federasyonu ve Kanada’da bulunmaktadır. Ülkelerin Merkez Bankalarında bulundurduğu altın rezervi, gelişmişlik seviyesini göstermektedir. 8 bin Ton ile ABD en büyük rezervi bulunduran ülkedir. Bunu 3.500 tonla Almanya ve 3,200 tonla IMF takip etmektedir, ülkemizin rezervi ise ancak 500 ton civarındadır. Ülkemizde altın ve mücevher ihracatı 1983 yılında başlamıştır. 1993 yılında 32 No.lu Karar’ın değiştirilmesi ile 30 yıldır ciddi bir kapasite artışı olmuştur. 2013 yılında ihracat külçe altın hariç % 8,4 artarak, 2 milyar USD (2012 yılında rekor seviyede idi)’ye yükselmiştir. Ancak bu hesaplama altınla birlikte değerlendirildiğinde 2012 yılına göre % 74’lük bir azalma söz konusudur. 136

Ülkemizde 3,3 milyar USD üretimin % 30-40’ı (yıllık 4 bin ton) ihraç edilmektedir.

Ülkemizde ithalat 1985 yılında başlamıştır. 1993’te 32 No.lu Karar’ın tadil edilmesi ile birlikte yıllara sarih ortalama 200 ton altın ithalatı yapılmaktadır. 2012’de 120 ton olan altın ithalatı, 2013’de 301 tona (12 milyar USD) yükselerek bir patlama yaşanmıştır. İthalat artışının ana nedeni, İran’dan alınan doğalgaz bedelinin altın ile ödenmesi için ülkeye altın girişinin artması olduğu kıymetlendirilmektedir. Ülkemiz Dünya altın ithalatında 2. sırada (1. İtalya) bulunmaktadır. Esasen altın ithalatı cari açık yaratmaz, ülke için bir yatırımdır ve bu rakamlardan korkmamak gerekir. Kuyumculuk’ta üÜretim 2013’te tüm zamanların rekorunu kırmıştır. Ağustos ve Eylül ayında Darphane grevine rağmen 100 ton altın üretimi gerçekleşmiş, sektör % 23 büyüme göstermiştir. Bu rakamlara bakarak doğru yolda yürüdüğüne kanaat getirdiğimiz sektörümüzün, odağında bulunan Kuyumcukent; Ortadoğu’nun En Büyük Altın, Gümüş ve Mücevher Üretim ve Ticaret Merkezidir ve bu başarıda en büyük payı olan bir yerdir. Her geçen gün alt ve üst yapı tesislerini Çevreye uyumlu, iş güvenliği ve işçi sağlığı konularında ortaya konan standartlara ulaşmak için büyük bir çaba sarf etmekte, uluslar arası bir Ticaret Merkezi olma yolunda ilerlemektedir.


Wedding World AVM şimdi daha canlı, daha ışıltılı! Evlilik ve altın alışverişinin vazgeçilmez adresi Wedding World AVM, şimdi değişen yüzü ile herkese rengarenk bir alışveriş dünyası vadediyor. Gelin ve damat adaylarına oldukça geniş bir ürün yelpazesi sunan Wedding World AVM, avantajlı fiyatları ve sürpriz kampanyaları ile Türkiye’nin ilk ve tek evlilik alışverişi merkezi olmaya devam ediyor. Şimdi siz de Wedding World AVM’ye gelin; evlilik alışverişinizi en avantajlı fırsatlar ile tamamlayın!

EVLİLİK VE ALTIN ALIŞVERİŞ MERKEZİ


VOIR SANAT

Sanat e d ’ y ö k r ı Bak Ressam Ö. Faruk ÖZ

Saim KAYA

Sanat danışmanlığı, Sanatçı menajerliği ve koleksiyon yönetimini birlikte yürüten Saim Kaya tarafından, sanatçılarla sanatseverleri buluşturmak ve sanatın daha geniş kitlelere ulaşmasına katkıda bulunmak amacıyla, Bakırköy’ de ‘’Sanat Yorum’’ adıyla açılan galeri, ‘’Ustalardan seçkiler’’ isimli sergi ile Bakırköy lü ve İstanbullu sanatseverlere merhaba dedi. 25 Ocak – 15 Şubat 2014 Tarihleri arasında düzenlenen sergide, Ali Demir, Ali Kartal, Asuman Savuk, Ayfer Yıldız, Faruk Öz, Mine Arasan, Osman Akça ve Özcan Allahverdi’ nin 53 eseri sanatseverler tarafından büyük bir ilgi ve beğeni ile izlendi. Ayrıca Sanat Yorum, 2. Sergisini, 8 Mart Dünya Kadınlar günü sebebiyle, ilk kadın ressamımız, Mihri Müşfik Hanım’ a ithafen, kadın sanatçılardan oluşan karma sergi ile gerçekleştiriyor. Mine Arasan, Ayfer Baş, Funda Nermin Demir, Emine Doğru, Şefkat İşlegen, Işık Öz, Gülnaz Penzer, Müge Yeşilaltay ve Ayfer Yıldız’ ın eserlerinden oluşan sergi, 1-22 Mart 2014 Tarihlerinde sanatseverlerle buluşuyor. Kadının kadın gözüyle yorumlandığı ve genellikle figüratif eserlerden oluşan sergi, 8 Mart Dünya Kadınlar gününde düzenlenmesi sebebiyle daha da bir anlam kazanıyor. Sanat galerilerinin genellikle Beyoğlu, Taksim, Nişantaşı ve Teşvikiye gibi semtlerde konuşlanmış olmaları, İstanbul gibi bir metropolde trafik, otopark sorunu ve zaman darlığı gibi olumsuz şehir koşullarının getirdiği zorluklar sebebiyle, Bakırköy ve komşu semtlerde yaşayanlar sanat faaliyetlerine yeteri kadar zaman ayıramamak ve sergileri gezememekten yana oldukça şikayetçi iken, Sanat Yorum’ un bu girişimi ile özlemlerine kavuşuyorlar. Bakırköy’ün tek özel sanat galerisi olma özelliğini de taşıyan Sanat Yorum’un başlıca hedefi, her ay düzenlenecek olan karma ve kişisel sergiler ile sanatçı ve sanatseverleri bir araya getirip, buluşturmak, sanatçının eseri hangi duygu ve düşüncede ürettiğini sanatseverlerle paylaşmak, sanat sohbetleri ve söyleşiler ile sanata katkı sağlamaktır. Sanat Yorum hedefleri doğrultusunda ilerlerken, sanatçı ve sanatseverler tarafından görmüş olduğu ilginin haklı gurur ve sevincini şimdiden yaşamaktadır. 138


/CJR Ayşe Örnek, Temsilcisi tış Sa r he ev Müc

HRD ANTWERP TEMEL MÜCEVHER SATIŞ EĞİTİMİ İLE MÜŞTERİLERİNİZİN KARAR VERME SÜRESİNİ KISALTIN! HRD Antwerp Temel Mücevher Satış Eğitimi, perakende satış temsilcileri ve bu alanda kariyer hedefleyen profesyonellere yöneliktir. HRD Antwerp tarafından özel olarak geliştirilen HRD Antwerp Satış Modeli ile katılımcılar, satış sürecine hakimiyet kazanır ve otokontrol edinirler. Teknik pırlanta bilgisini ve bu bilgiyi satışta müşteri odaklı olarak satış faydasına çevirmeyi öğrenen katılımcılar müşterinin karar verme süresini kısaltacak bilgi ve beceri düzeyine ulaşırlar ve satış başarısı arttırılır.

Çünkü satın alma kararı müşteriye bırakılmayacak kadar değerlidir.

Eğitim Süreci Nasıl İşler? Eğitim öncesinde teorik ve pratik test uygulanır. Yapılan bu testlerin sonucunda kişiye özel rehberlik hizmeti verilir. Eğitim süresince katılımcılar gerçek bir perakende mücevher mağazası olarak döşenmiş HRD Antwerp Satış Labortuarı'nda rol çalışmaları gerçekleştirerek sıcak satışı HRD Antwerp Satış modeli'ne göre deneyimlerler. Gerçek deneyimlerden beslenerek hazırlanmış videolarla hayal kurma zorunluluğundan kurtularak, profesyonel bir eğitmen eşliğinde teorik bilgiyi özümserler. Bu sayede satış aşamalarına müşteri odaklı bir bakış açısıyla hakimiyet kazanılır. Eğitim sonunda yapılan pratik ve teorik test ile ilerleme kayıt altına alınır ve nihai başarı sonucu ortaya konur. Eğitimi başarı ile tamamlayan katılımcılar, uluslar arası geçerli HRD Antwerp Mücevher Satış Eğitimi Sertifikası almaya hak kazanırlar. • Eğitimi başarı ile tamamlayan katılımcılar, %50'ye varan KOSGEB desteklerinden faydalanabilirler. • Eğitim ücreti 500 EUR+KDV'dir. • Katılımcılara talep üzerine 3 ay sonra gizli müşteri hizmeti de verilmektedir. egitim@hrdantwerp.com.tr / 0 505 473 473 1


VOIR SANAT

Açılışa Özel Sergi

Açılışı 3 şubat 2014 günü, Muğla Valisi Hakan Güvençer, Tursab Başkanı Başaran Ulusoy, Armutalan Belediye başkanı Muhammet Ünlü ve Marmaris Belediye başkanı Ali Acar ile kalabalık bir halk topluluğu ile olan Marmaris'in ilk Kültür Merkezi Marmaris Armutalan Kültür Merkezi, ilk kültür sanat faaliyetini Günseli Top - Burcu Top resim sergisi ile yaptı. Marmaris'in ilk kültür merkezi olma özelliğine sahip Armutalan Kültür ve Kongre Merkezi'nde, TÜRSAB Marmaris Bölgesel Yürütme Kurulu da hizmet verecek. En üst katında modern bir kütüphane yer alan merkezde çok sayıda konferans salonu bulunuyor. 1544 metrekare genişliğindeki alanda inşa edilen merkez, 19 yıl sonra belediyeye devredilecek. Tursab tarafından yaptırılan ve Armutalan Belediyesi desteği ile açılan Marmaris'in ilk kültür merkezinin açılışı renkli görüntülere sahne oldu. Marmaris Filarmoni Derneği (MFD) Görsel Sanat Bölüm Başkanı da olan ressam Günseli Top 30 yıllık sanat hayatı ve 15 yıllık MFD içinde eğitim çalışmaları ile adından söz ettiren bir sanatçı. Marmaris Filarmoni Derneği bünyesinde resim dersleri, ebru çalışması ve ipek boyama üzerine kurslar veren Günseli Top, Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Tekstil Ana Bilim Dalı mezunu. Burcu Top ise 9 Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Bölümü Resim Ana Bilim Dalı öğrencisi . Anne-Kız Aynı Sergide Buluştu Günseli Top yaptığı açıklamada, "30 yıllık meslek hayatımda bir çok karma ve kişisel sergilerim oldu. Bir çok öğrenci yetiştirdim. Şu anda çok iyi yerlerde olan birçok öğrencim var; gurur verici... Dernek bünyemizde resim, ebru, ipek boyama dersleri de veri-

yorum. Şu anda beni daha mutlu eden olay Marmaris'in ilk kültür merkezinin açılışında sergimin de yer alması. Sayın Valimiz Hakan Güvençer ve Sayın Başaran Ulusoy sergimizi gezip resimler hakkında bilgi aldılar. Değerli büyüklerimizden takdir almak çok hoş. Diğer bir güzel yanı ise bu serginin kızım ile birlikte ilk ortak sergimiz olması" dedi. Başaran Ulusoy Sergi Davetinde Bulundu Başaran Ulusoy sergi sırasında genç ressam Burcu Top ile sohbet edip kartvizit vererek, "İstanbul'da da bir sergi açalım, bu konuda her türlü desteği vermeye hazırız" dedi. Burcu Top aldığı bu davet karşısında çok sevindiğini belirtti. Burcu Top, "Bu, örnek aldığım annemle ilk sergim... İki kişisel, bir çok karma sergim oldu. Eğer İstanbul'da da Tursab desteği ile bir sergi açabilirsem gelecek planlarım ve kariyerim için çok faydalı olacaktır" dedi. Günseli Top resimlerinde mitolojiyi, Burcu Top ise müzik konularını işlerken, genel olarak serginin teması "Renkler Orkestrası" olarak adlandırıldı. 3 Şubat'ta açılan sergi, 10 Şubat'a kadar Armutalan Kültür Merkezi'nde sanat severlerle buluşmaya devam edecek.

140


141


İSTANBUL'DA KALİTENİN KEYFİN LEZZETİN ADRESİ...

Lezzet Durağınız


Ocakbaşı Keyfi

Panaromik Manzara

ALi Ocakbaşı Nişantaşı Nişantaşı Mah. Teşvikiye Cad. City's Nişantaşı AVM Mahalle Katı No:162 Şişli / İstanbul Tel: 0 212 373 26 15 ALi Ocakbaşı Karaköy Arap Camii Mah. Tersane Cad. Kardeşim Sok. Grifin Han No:45 Kat:4 Karaköy / İstanbul Tel: 0 212 293 10 11


Konforu, Rahat Yaşayın! Otellerine yeni bir zincir daha ekleyen Elite World Business Hotel, mimarisinden sunduğu hizmetlere kadar konuklarını rahat ettirmeye kararlı. Tesisisin Genel Müdürlüğü görevini yürüten Murat Köni, tüm detaylarıyla Elite World Business'ı anlattı.

Elite World Business Hotel nasıl bir tesis oldu? Tesisin oda, yatak kapasitesi ve diğer özellikleri nelerdir? Öne çıkaracağınız birimleriniz olacak mı?

Toplantı odaları ve faaliyet alanı açısından iş ve turizm amaçlı konaklama ve toplantılara kaliteli ve benzersiz hizmet anlayışıyla farklı bir alternatif sunacak olan Elite World Business, zincirin dördüncü yatırımı olarak 1 kral dairesi ve 4 suit olmak üzere toplam 181 odası ile hizmet verecek. Elite World Business Hotel, en modern teknik ekipman ve teknoloji ile donatılmış toplam 2000 kişi kapasiteli, 9 toplantı salonu ve 650 m2 ve 725 m2 büyüklüğünde 2 balo salonu ile global iş dünyası içinde Florya’nın bir iş merkezi olarak konumlanmasını sağlıyor. Havaalanına, fuar merkezlerine ve iş dünyasına yakınlığı sebebiyle ağırlıklı olarak kongre turizmine destek vereceğiz bu tesisle. Elite World Business kongre, seminer, bayi toplantıları, ürün lansmanı ve diğer sosyal etkinliklerde de teknoloji ve konforu bir arada sunmayı hedefliyor. 650 ve 725 m2’lik iki ayrı Balo Salonu ihtişamlı dekorasyonuyla düğün, davet, kongre gibi geniş katılımlı organizasyonlar

144

için ideal bir seçim olacak. Balo salonlarımız ve diğer toplantı salonlarımızın tavan yüksekliği ve salonun iç alanı oldukça geniş ve verimli toplantı, organizasyonlarına ev sahipliği yapabilecek durumdadır. Elite World Business Hotel’in en önemli özelliklerinden biri de, balo salonlarımıza araç girebiliyor olması. Türk hamamı, havuz, sauna keyfi, şok duş ve buhar banyosu olanaklarının sunulduğu Fit Life SPA & Health Center’da, günümüzün yeni SPA trendi “konsantre” masajlar, tedavi ve rahatlama odaklı terapi olarak sunuluyor. Şehir-iş oteli konseptiyle hizmet verecek olan Elite World Business Hotel’in SPA uzmanları tarafından uygulanan, SPA trendleri iş dünyasının yoğun ve koşturmalı hayatında vücutlarında oluşan, özellikle kas-eklem ağrıları ve baş ağrılarına yönelik. Omuz-boyun ve yüz bölgesine özel Hint Baş Masajı, sırt-omuz ve boyun bölgesine yoğunlaşılan, sırt bölgesindeki gerginlik ve fibrozitlere iyi gelen Konsantre Sırt Masajı, uzman eller eşliğinde sizlere sunuluyor. İçeriğinde İsveç, Tayland ve Şiatsu teknikleri uygulanarak yapılan kombine bir masaj türü olan Oryantal Masaj ise, bu üç tekniğin en iyi hare-


Yrd.Doç.Dr Nuri Sezer Grafik Sanatçısı

ketleri uygulanarak vücudunuzu hafifletmeyi amaçlıyor. Bunların yanı sıra, Asya’nın usta şifalı elleri Bali’li masözlerinden Ayak Masajı, Thai Masajı, Aromaterapi Masajı, İsveç Masajı gibi masaj çeşitleri ile kendinizi şımartabilirsiniz. Elite World Business Hotel’in içinde yer alan L’oliva İtalian Cuisine, şık ve sıcak ambiyansı ile seçkin İtalyan lezzetleri sunuyor. Mönüsüyle konseptinin hakkını veren restoranın mutfağı, executive chef Arif Özcan’a emanet. İtalya’nın geleneksel lezzetlerini orijinal klasik formülleriyle sunan L’oliva, zeytinyağının yoğun olarak kullanıldığı Akdeniz Mutfağı’na yön veren İtalyan ruhunu birebir yansıtıyor. İtalya’nın geleneksel lezzetleri pizza ve pastanın en muhteşem sunumlarını bulacağınız L’oliva’da, hindistan cevizli çubuk ve ahududu sosu eşliğinde sunulan Limone Passion, taze reyhan ve parmesan çubukları eşliğinde sunulan dağ mantarlı Linguine, Linguine Ai Funghi lezzetleri mutlaka önerilen tadlardan bir kaçı. Chefin özel formülüyle hazırlanan menünün yanı sıra mekânın özel tadlarından el yapımı Toskono Ekmeği de eşsiz İtalyan lezzetlerinden biri olarak sunuluyor. Adını da İtalya’nın vazgeçilmez lezzeti “Zeytin”den alan L’oliva Restoran’ın dekorasyonu da, İtalyan mimarisinin nüanslarını taşıyor. Ahşap ve mermerin bütünleştiği dekorasyonuyla sade ama şıklıktan taviz vermeyen mekan, dekorasyonuyla da dikkat çekiyor. Şehir merkezine, havaalanına, fuar merkezlerine yakınlığıyla iş çıkışı buluşmaların favori adreslerinden olmaya aday L’oliva Restoran, DJ performansıyla İtalyan müziklerinin yanı sıra, özel günlerde müzik gruplarının performanslarına da ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. Size göre otelin gerek dekorasyonunda gerek birimlerinde dikkat çeken yanlar nelerdir?

Elite World Business Hotel’e girdiğinizde tavandaki avizeden, koltuklara kadar Elite World Hotels zincirindeki neo klasik mimarinin saray mimarisi ile ahenkle buluştuğu ambiyansı fark edeceksiniz. Bunlarla birlikte aynı zamanda otelimizde, Asya’nın usta şifalı elleri Bali’li masözleri, macera duşları, Türk hamamı, havuz, sauna keyfi, kapalı yüzme havuzu ve buhar banyosu olanaklarının sunulduğu Fit Life SPA & Health Center’da misafirlerine şehir içinde stres atmanın ve rahatlamanın alternatiflerini de sunacak. Bizim lokasyonumuz, geniş bir yerleşim alanında olduğu için, bölge insanına ciddi bir hizmet sunarak, buradaki çizgimiz ile butik bir yaşam alanı oluşturduk. Bölgeyi cazibe merkezi haline getireceğiz.

Yaşamı ilgilendirdiği gibi sanatı da içine alan bilim dalları, sanata yön verir. Çünkü, her insan yaradılışında, kendi toplumunun yönünde hareket kazanır. Bu da ona yüklenen yaşam biçimi, çevre,din,dil, ırk unsurlarını, kısacası kültürü oluşturan yaşam biçiminde şekillenmesini sağlayacaktır. Bunlara örnek olarak sayacak olursak. İşitsel sanatlar (fonetik) - Örnek; halk türküleri, vs. Görsel ;sanatlar (plastik) - Örnek; mimaride anıtkabir, resimde kaplumbağa terbiyecisi (Şeker Ahmet ve Heykel’de düşünen adam(Rodin) Hat sanatında Kalirgrafik güzel yazı çalışmaları, Minyatür, Tezhip sanatı gibi... Dramatik (ritmik) sanatlar - Örnek; tiyatroda, dansta, sinemada, balede, operada... Antropoloji: ToplumBilimidir,Toplumu oluşturan, insanın fiziki yapısını inceleyen ve insan ırklarını sınıflandırarak inceleyen bilim dalıdır. Tarih: İnsan toplumlarında ve toplumlar arasında meydana gelen olay ve gelişmeleri belirli yer ve zamanlarda oluşan olayların, sebep ve sonuç ilişkilerini araştırlarak, inceleyen bilim dalıdır Felsefe: Felsefe sözcüğünün Yunanca aslı “philosophia”dır ve iki ayrı sözcüktür. “Philio” sevgi anlamına gelir, “sophia” ise “bilgelik” ya da genel olarak “bilgi” demektir. “Philosophia‘da, bilgi ve bilgelik sevgisi, anlamına gelir. Türkçe'de Filozof olarak kullanılan “Philosophos" da “bilgeliği seven”, “bilgiyi arayan ve ona ermek isteyendir. ” “Filozof ” adını ilk defa Pisagor (MÖ.570-495) kullanmıştır. Kendine “bilge” yerine bilgelik sevdalısı demiştir. Diğer insanlarca verilen bilge gibi, üstat gibi ünvanlardansa ancak bilgelik sevdalısı olabileceğini söylemiştir. Bunların hepsi, sanatın tüm dallarına yansımış ve toplumlara aidiyet kazandırarak, sanatın kültürel farklılıklarıyla farklılıklar yaratarak, toplumların sese, renge, görselliklere karşı duyarlılıklarına göre de şekillenmiştir. Yaşamda bile tüm canlılar, yaşadıkları yer, çevre şartlarına göre görsellik kazanmışlardır. Örneğin; sıcak ülkelerde yaşayan (ekvator gibi) insanlarda koyu renkli deriler oluşmuş, soğuk ülkelerde yaşayan (Kutuplar gibi) insanlarda tam tersine beyaz ırk oluşmuştur. Hayvanlarda da genellikle gorillerin koyu renkli, kutuplarda yaşayanlar ise açık renkli beyaz görünümde olduğu gözlemlenmiş, buradan da anlaşılacağı gibi tabiat bile kendi sanatını oluşturmuştur. Bence oluşturan tabiat, sonrasında yaşam koşulları ve ona göre kültürler, buna bağlı olarak da o toplumun sanatı diye sıralamak doğru olacaktır. 145


İşine Kalıbını İşine Kalıbını Basan Firma Firma Basan Yaklaşık 6 yıl önce faaliyetlerine başlayan, teknik ve teknolojik konularda dışa bağımlılığı ortadan kaldırmayı hedefleyen Steel Kalıp Makina; kısa süre içinde başta kuyumculuk sektörü olmak üzere birçok farklı iş kolunda başarılı çalışmalara imza attı. Tamamen “MadeInTurkey” damgasıyla çeşitli kalıp makinaları, kuyum üretim teknik ekipmanları ve özel kalıplar üreten Steel; ilk kez katıldığı Hongkong fuarının ardından en son yeniliklerini İstanbul Jewellery Show’da sergilemeye hazırlanıyor.

Yıllarca kuyumculuk ve kalıp iş alanında çalışan, adeta Kapalıçarşı mezunu olan, sektörün deneyimli ismi Yusuf İzzet Çelik tarafından 2008 yılında kurulan “Steel Kalıp Makina”, binlerce farklı kalıp üretiminin yanısıra, sektör mensuplarının teknik ve teknolojik ihtiyaçlarını da gideriyor. Yaklaşık 450 m2’lik modern üretim merkezinde 35 personeliyle ve işinin uzmanı Makine Mühendisleriyle tüm satışa sunduğu cihazları kendi üreten Steel; sadece ülkemizde değil, Dünyanın çok farklı coğrafyalarında bulunan üreticilerin de çözüm ortağı oluyor. Teknik ve teknolojik altyapı yetersizliğinden kaynaklanan, üretim makinalarında dışa bağımlı olma durumuna son vermek ve zamanında piyasanın kalıp ihtiyacına karşılık sunmak için markalarını kurduklarını vurgulayan Steel Kalıp Makina firma sahibi Yusuf İzzet Çelik; “Bugün geldiğimiz nokta itibariyle, press üretimde en yüksek kaliteli, farklı güçlere sahip baskı makinalarını üretiyoruz. Dışa bağımlılığı ortadan kaldırdığımız gibi, yurtdışına ihracat gerçekleştirecek ve bu alanda en önde gelen ülkelere satış yapacak pozisyona ulaştık” diye konuştu. Firmaların üretim aşamasında ortaya çıkan teknik ve teknolojik ihtiyaçlarını tamamen kendi bünyelerinde çözdüklerini, firmalara özel kalıp çalışmaları da yaptıklarını belirten Çelik; başarılı geçen Hongkong Uluslararası Takı Fuarının ardından İstanbul Jewellery Show’dan daha büyük beklenti içine girdiklerini dile getirdi. Kalıp ve makine üretiminde üretimlerinin; %25’ini tekstile %50’sini kuyumculuk sektörüne %25’ini de farklı çalışma kollarına sunduklarını kaydeden Çelik; “Branşımızla ilgili birçok önemli yeniliğimizi ilk kez İstanbul Jewellery Show’da sergileyeceğiz. Hem yerli hem de yabancı birçok yeni alıcıyla buluşacağımıza inanıyoruz. İçi boş (hollowchain) şarnel ve stampato, press üretim tekniği uygulayan firmaları en son yenilikleri yakından incelemek için standımıza davet ediyoruz” dedi. İki yıl garanti eşliğinde satışa sunulan ve sürekli teknik hizmet ekibi bulunan Steel Kalıp Makina, CE kalite standartlarında üretim gerçekleştiriyor. Dünyada 40 farklı ülkedeki üreticilerin tercihi olan Steel; tüm çalışmalarında “MadeInTurkey” kaşesini gururla kullanıyor. 146



148



13 Ülkeden Alım Heyeti Gaziantep Kuyumcular Odası Başkanı Sedat Özdinç ve Start Fuarcılık Yönetim Kurulu Başkanı Musa Öztürk, bu yıl 10. yılını kutlayacak olan Ortadoğu Altın &Mücevher Fuarında 13 Ülke’den Gelecek Alım Heyetlerini Gaziantep’te ağırlayacak.

Start Fuarcılık yaptığı açıklamada; fuara katılan firmaların yurt dışından getirecekleri müşterilerinin ulaşım ve konaklama giderlerinin Ekonomi Bakanlığından alınan desteklerden karşılanacağını bildirdi. Alım Heyeti Getirilecek Ülkeler; Azerbaycan, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn, Cezayir, Fas, Irak, İran, Katar, Kuveyt, Libya, Lübnan, Tunus, Ürdün Katılımcı firmaların yukarıda belirtilen ülkelerden, fuara getireceği müşterilerinin bilgilerini 4 Nisan 2014 tarihine kadar Start Fuarcılığa bildirmeleri, bağlı bulundukları ülke Konsolosluklarının içerisinde yer alan Ticaret Müşavirliklerine müracaat etmeleri gerektiğini belirttiler. Ticaret müşavirliklerin iletişim bilgilerine www.ortadogualtinfuari.com adresinden ulaşabilirsiniz.

150



Byglossarist Müge Bilgin Akdaş

Kadın Eserleri Kütüphanesi ve Bilgi Merkezi Vakfı 48 Saniye “Daha esenlikle, daha dürüst olarak yürüteceğimiz yol vardır. Bu yol,Türk kadınını çalışmamıza ortak yapmak, ilmî, ahlâkî, sosyal, ekonomik yaşamda erkeğin ortağı, arkadaşı, yardımcısı ve destekleyicisi yapmak yoludur.” M. Kemal ATATÜRK Kadının toplum içerisindeki yeri ve öneminin ne denli büyük olduğu tartışılmaz bir gerçek. Kaldı ki; toplumları, nesilleri meydana getiren, onları doğuran ve büyüten, topluma kazandıran da kadındır. Ki kadın; annelik ve ev işlerinin yanı sıra üretim hayatına da katkıda bulunmaktadır. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü' de bu gerçeği birkez daha hatırlatmak adına kutladığımız günlerden biri. Maalesef ülkemizde hakettiği saygı ve değeri yeterince göremeyen kadınlarımızın bir kez daha Dünya Kadınlar Günü' nü kutlar, daha medeni ve yüksek standartlarda bir yaşam sürebileceğimiz umudu taşıdığımı da eklemek isterim. Tüm bu olumsuzluklara rağmen, geçmişte ve günümüzde yaptıklarıyla bizleri umutlandıran, gurur duymamıza ve harekete geçmemize neden olan öncü kadınlarımız hep oldu. İşte bu öncü, bazı kadınlarımızın hayata geçirmiş oldukları çok özel bir vakıfı tanıtmak isterim. "Kadın Eserleri Kütüphanesi ve Bilgi Merkezi Vakfı (KEKBMV)", 1990 yılında, Türkiye'nin ilk ve tek sivil kadın kütüphanesi olarak İstanbul Fener semtinde açıldı. Kütüphane'nin amacı Vakıf senedinde söyle belirtilmiştir: "Kadınların geçmişini iyi tanımak, bu bilgileri bugünün araştırmacılarına derli toplu bir şekilde sunmak ve bugünün yazılı belgelerini de gelecek nesiller için saklamaktır." Bu amaca bağlı olarak da sadece 100 kitapla açılan kütüphane, 24 yılda arşiv ve koleksiyonlarını genişleterek; sadece kadını konu alan 11.00 kitap, osmanlıca kadın dergileri, 400’ e yakın süreli yayın, 500’ ü aşkın tez, 3000’ i aşkın makale, binlerce kupür, Türkiye’deki kadın örgütlerine ilişkin yüzlerce belge, özel arşiv, sözlü tarih arşivi, kadın yazarlar koleksiyonu, görsel koleksiyon, CD ve ses bantları, efemera, kadın sanatçılar koleksiyonlarında binlerce belge bulundurmaktadır. Tüm çalışmaların gönüllülük ilkesine dayanmakta olan bu tarihi kütüphanenin muhteşem havasını solumak ve Kadınları ilgilendiren hemen her konuda bilgi edinmek isterseniz hafta içi her gün ziyaret edebilirsiniz. Kaynakça: http://www.kadineserleri.org/default.asp

byglossarist.wordpress.com glossarist@windowslive.com 152

Yazar: Şahika Türü: Kişisel Gelişim

Sayfa Sayısı: 208 Sayfa Yayın Evi: Destek Yayınları

"Sanki gemisini başıboş bırakmış bir kaptan gibiydim. Öylesine sürükleniyor, kontrolü elimde tutmak bir yana hep durumu kurtarmaya çalışıyordum. Ve hayat bir dümenin başında, gemiyi kullanmayı öğrenemeden geçip gidiyordu. Ama bir gün bildiğim her şeyin başkalarının doğrusu olduğunu ve çektiğim her acının bildiklerimle ilişkisini anladım. O an, beni memnun etmeyen hallerden yavaş yavaş sıyrılmaya başladım. Ve fark ettikçe değiştirdim: Hayır dersem insanlar beni sevmez zannederdim, değiştirdim. Sınırlar koymadan yaşardım, değiştirdim. Temel önceliğim karşımdakinin memnuniyetiydi, değiştirdim. Kendimi tanımaz, kendimle zaman geçiremezdim, değiştirdim. Alışkanlıklarım bağımlılığa dönüşürdü, değiştirdim. Kafamın içinde sürekli konuşan başka bir ben vardı, değiştirdim. Anda olmanın keyfini her zaman çıkaramazdım, değiştirdim. Eski eşyaları, anılarıyla saklardım, değiştirdim... Bir de baktım ki artık kaptan benim! Siz de bu kitaptaki alti mesaji takip ederek, kendinizle yüzleşerek, problemlerinizi çözmeyi deneyebilir ve böylece 48 saniyenin sırrına erişebilirsiniz. Deneyin, seveceksiniz...

KAPUTT Yazar: Curzio Malaparte Çeviri: Neyyire Gül Işık Türü: Roman

Sayfa Sayısı: 594 Sayfa Yayın Evi: Can Yayınları

Malaparte, yazıldığı günden bu güne kadar çok konuşulan başyapıtını, 1941 yazında, Almanların Rusya’ya açtıkları savaşın başında, Ukrayna’da bir köylünün evinde yazmaya başlamış. Yalnızca cephelerdeki değil, cephe gerisindeki vahşeti de cümleleriyle okurun beynine kazıyan Malaparte, sayfalar boyunca bombardımanların altında, karla kaplı ormanların derinliklerinde, Nazi liderleriyle yapılan yemekli partilerde dolaşıyor. Avrupa uluslarının yazgılarının en zalim haliyle nasıl çizildiğini okura keskin bir dille anlatıyor.



Birbakış Burak KAPLAN

Okan Üniversitesi GSF Araştırma Görevlisi burak.kaplan@okan.edu.tr

"Hakiki Dedektiflik" Dizisi Gizemli cinayet teması, polisiye hikayelerin sıkça kullandığı bir şablondur. True Detective de bu şablon hikaye ile açıyor perdesini. Bir cinayet davasını incelemek için olay yerine gelen ‘kahraman’ polislerimizle tanışıyoruz hiç vakit kaybetmeden. Rust Cohle ve Martin Hart ortaklıkları yeni onaylanmış birbirlerine taban tabana zıt dedektifler. Rust, kasabanın yeni çocuğu. Titiz çalıştığı, az konuştuğu ve kara kaplı koca bir defteri olduğu için isim takmışlar ona, ‘vergi memuru’ diyorlar. Martin ise eski toprak. Düz, kaba saba ama konuşmayı iyi beceriyor, herkesin sevgilisi. Tüm bu hikaye bizim için oldukça tanıdık aslında. Daha önce pek çok kez dinlediğimiz bir hikaye anlatıyor bize True Detective. Sıradışı olan şey ise; bu bildik hikayeyi bize bizzat kahramanlarımızın anlatıyor oluşu. Evet, Martin de Rust da sorguya çekiliyorlar. Sorgulamaları da birer dijital kameraya kayıt ediliyor. Bahsedilen seri katil vakasından 17 yıl sonra yapılan bir sorgulama bu. Sorgulamanın nedenini, kameranın arkasındaki polislerin niye 1995 yılında işlenen bir cinayeti yeniden masaya yatırdıklarını bilmiyoruz. Hikayenin bir kısmını Rust, bir kısmını da Martin anlatıyor bizlere. Anlattıkları kısımları da geri dönüşlerle izliyoruz böylelikle. True Detective’in bu sıçramalı kurgu tercihi ilk bakışta sadece hikayeyi zenginleştirmek adına yapılmış bir hamle olarak görülebilir. Fakat, derinlemesine incelediğimizde bunun o kadar da basit olmayabileceği gerçeği hemen gün yüzüne çıkıyor. Dizinin böyle bir yapıyı kullanmasındaki temel mesele; polisiye türünün televizyondaki değişimi ile doğrudan ilgili. True Detective, özellikle 90’ların sinema polisiyelerinin kesin çizgileri ile tanımladığı seri katil hikayelerini, o günlerin kahramanlarını sorgu odasına çektirerek ve o kahramanları bize/seyirciye sorgulatarak eski bir defteri yeniden açıyor. Adeta ‘bu hikayeyi iyi bildiğinizi biliyoruz, o halde son bir sınava var mısınız?’ diyor izleyicisine. Hemen burada, henüz ilk bölümün son sahnesini hatırladığımızda bu tavrın ne denli bilinçli bir şekilde uygulandığını anlayabileceğimiz önemli tercihlere rastlıyoruz. Rust’ın, katilin aslında kahramanın kendisi olabileceği gibi türün sık kullanılan bir klişesini kendi cümleleri ile çürütmesi ve doğrudan sorgulayanlara/izleyicilere yönelip ‘doğru soruları sormaya başlasanız iyi olur’ diye çıkışması dizinin farkındalığının en açık göstergesi. Bu kendi kendinin farkında olma durumu da dizinin, izleyecisine daha talepkar davranması sonucunu beraberinde getiriyor tabi. True Detective, CSI’larla büyümüş bir tv nesline, bu yeni düzende hazıra konmalarının ya da çabucak sonuca varmalarının artık mümkün olmadığını söylüyor adeta. Onlardan sabırlı olmalarını, ayrıntıları atlamamalarını ve vakayı dikkatle izlemelerini istiyor. İzleyicisini vakaya dahil ederek, olayı çözmek istiyorlarsa ‘hakiki birer dedektif’ olmaları gerektiğini ileri sürüyor. İşte tam da bu noktada, Martin ve Rust’ın sorgu sahnelerini, hikayenin başlarında sorguya çekilirken kaydedildikleri kameranın objektifinden görüyor olmamız fakat sonrasında hikayeye dair ayrıntılar ortaya çıkmaya başladıkça önce o objektifden dışarı çıkmamız, ilerledikçe de sorguyu daha geniş kamera açılarıyla görüyor olmamız seyircinin vakaya dahil edilişinin görsel bir karşılığı oluveriyor. Seyirci sabrettikçe ve olayı çözmeye çalıştıkça dizinin de alanı genişliyor bu sayede. Tüm bu özellikleriyle True Detective, gerek zamanda sıçramaları, gerek anlatıcısının değişmesi, gerekse izleyiciden dikkat talep etmesi ile bir dedektiflik öyküsü yapbozu olmayı başarıyor. 154

VİZYON SEÇKİLERİ Büyük Usta

Yönetmen: Wong Kar-Wai Oyuncular:Tony Leung, Zhang Ziyi, Chang Chen Gösterim Tarihi: 14 Mart 2014

Wong Kar-Wai’nin neredeyse 10 yıllık bir hazırlık sürecine dayanan büyük projesi nihayet bu yıl sinemalara konuk oluyor. Büyük Usta, ünlü oyuncu Bruce Lee’nin de hocası olarak anılan Ip Man lakaplı dövüş ustasının gerçek yaşam öyküsüne odaklanıyor. Yönetmen Wong Kar-Wai’nin mükemmelliyetçiliği projenin yapım sürecini o kadar uzattı ki aynı konuyu işleyen iki film; Ip Man 2008’de, devam filmi Ip Man 2’de 2010’da vizyona girdi. Her ne kadar hikaye orijinalliğini yitirmiş gibi dursa da Wong Kar-Wai elinden çıkmış bir film izleyecek olmanın keyfi başka tabi!

Hazine Avcıları Yönetmen: George Clooney Oyuncular: George Clooney, Matt Damon, John Goodman Gösterim Tarihi: 21 Mart 2014 George Clooney, yönetmenlikteki yeteneklerini sergilemeye devam ediyor. Clooney’nin bu beşinci uzun metrajı, 2. Dünya Savaşı’nda geçiyor ve tarihteki en büyük sanat hırsızlığı olayını anlattığı iddiasıyla karşımıza çıkıyor. Açıkçası, geçtiğimiz yıl Argo ne yaptıysa Hazine Avcıları onu tekrar edecek gibi dursa da yine de Clooney’e güvenmekte fayda var. Ne de olsa o artık ne yaptığını iyi bilen bir yazar-yönetmen.

Non-Stop Yönetmen: Jaume Collet-Serra Oyuncular: Liam Neeson, Julianne Moore, Scoot McNairy Gösterim Tarihi: 21 Mart 2014 Liam Neeson, ilerlemiş yaşına rağmen kariyerinin son yıllarında bir aksiyon yıldızı haline gelmeyi başardı. Yönetmen, Jaume Collet-Serra ile daha önce Unknown isimli projede beraber çalışan Neeson, bu kez bir uçağın içindeki terörist yakalamaya çalışan bir ajanı canlandırıyor. Filmin yurtdışındaki gösterimleri sonrasında, Non-Stop’ın seyretmesi oldukça heyecan verici bir iş olduğu dedikoduları da duyduklarımız arasında. Aksiyon severlere bizden söylemesi.

HABERLER c86.Oscar Ödüllleri 2 Mart 2014 Pazar gecesi yapılan bir törenle sahiplerini buldu. Gecede En İyi Film ödülünü 12 Yıllık Esaret filmi alırken, En İyi Yönetmen ödülünün sahibi ise Yerçekimi filmi ile Alfonso Cuaron oldu. c2015’in merakla beklenen projesi Batman vs. Superman’in kötü adamı Lex Luthor’ı canlandıracak oyuncu nihayet belli oldu. Karakteri, özellikle son dönemdeki işi The Double ile büyük beğeni toplayan Jesse Eisenberg canlandıracak.



C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K






Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.