s19

Page 11

KADIN

Mart 2012

11

Bir Kadýn Emekçiyle Röportaj

"Ýtiraz edersek, birlik olursak, kazanacaðýmýza inanýyorum" Barikat: 8 Mart Dünya Emekçi Kadýnlar Günü hakkýndaki düþüncelerinizi öðrenebilir miyiz? Örneðin 8 Mart denince aklýnýza ne geliyor? Aslýnda kadýnlar geliyor. Erkekler de çalýþýyor, onlar da emekçi ama ilk baþta kadýnlar geliyor. Barikat: Çalýþma yaþamýnýzdaki sorunlarýnýzdan söz eder misiniz ? Gerek çalýþanlarla, gerek insanlarla olan iliþkilerinizde ve yöneticilerle ne gibi sorunlar yaþýyorsunuz? Sadece iþ sektöründeki sorunlarýnýza odaklanmanýz þart deðil, genel sorunlarýnýz üzerine de odaklanabilirsiniz. 18 yaþýnda çalýþmaya baþladým. 1984 yýlýnda köylere gittim. Hatta Saðlýk Evi gibi küçük bir yerde baþladým. Köyde þartlar oldukça zordu. Ýçme suyu yoktu, elektrik yoktu. Meslek hayatýma bu þartlarda baþladým. Uzun yýllar devlet sektöründe çalýþtým. Sonra emekli oldum. Þimdi Kýbrýs'ta özel bir hastanede çalýþmaktayým. Barikat: Saðlýk alanýnda çalýþýyorsunuz, daha önceki çalýþma alanýnýzla, buradaki çalýþma alanýnda saðlýk çalýþanlarýnýn sorunlarý ayný mý? Ne gibi farklýlýklar veya benzerlikler var? Çok farklýlýklar var. Özel sektörde çalýþtýðým için iþten atýlma kaygýsý var. Uymak zorunda olduðunuz belli kurallar var. Ýþe zamanýnda gitmek zorundayýz. Kýsýtlamalar da var. Günde 8 saat çalýþacaðýz ama bazen 8 saat yerine 12 saat çalýþabiliyoruz. Çalýþma saatlerinin düzenlenmesi kiþinin isteðine baðlý deðil. Öðlen arasýnda kýsa bir yemek molasý var. Dinlenme molamýz yok. Barikat: Sendikanýz var mý? Sendikamýz yok. Barikat: Sendikanýz olmadýðý için bu sorunlarý yaþýyorsunuz? Sizce sendikanýz olsaydý ne olurdu? Ýþten atarlar mýydý diye düþünüyorum. Kýbrýs'ta sendikal mücadeleye nasýl baktýklarýný bilmiyorum. Açýkçasý bu konuda bilgim yok. Çevremde de sendikalý çalýþan yok. Daha önceki çalýþma yaþamýmda sendikalýydým. Onlarla çok karýþmadým. Toplantýlarýna çok sýk gitmedim ama bu toplu yürümeye benzer. Çalýþanlarýn sesini duyurur. Bazý haklar elde edilebilir. Þu anda sendikasýz olduðumuz için haklarýmýz verilmez. Karþý koyamayacaðýz. Çünkü 1 kiþiden çýkan sesle hiçbir zaman sorun çözülmez. Barikat: Daha önce çalýþtýðýnýz yerde sendikalaþmaya çalýþan veya sendikalaþmayý teþvik edenler oldu mu? Olduysa nelerle karþýlaþtý? Çevremde olan çoðu insan sendikalýydý. A sendikasý, B sendikasý fark etmiyordu. Ama bir eylem yapýlacaðýnda insanlar korktuklarý için, o eyleme katýlmýyorlardý. Saðlýk emekçileri öðretmenler kadar güçlü deðildi. Saðlýk emekçileri de korkuyordu. Ben saðlýk ocaðýnda çalýþtým. Saðlýk Ocaðý küçük bir yer. Orada az kiþi çalýþýyor. Saðlýk Ocaðý çalýþanlarý sindirilmiþ olduðu için devlet hastanesi çalýþanlarý gibi rahat eylem yapamazlardý. Sendikalý olmama raðmen kendimi öne atýp bir eyleme gidemezdim. Ýþ býrakma eylemine bile katýlmazdým. Barikat: Kýbrýs'ta özel sektörde örgütlü sendika yok denecek kadar az. Bunu neye baðlýyorsunuz? Sorunuza cevap vermeden önce, Türkiye'deki mücadele tarihinden kýsa bir örnek vermek istiyorum. Türkiye'de saðlýk alanýndaki özel sektör çalýþanlarý, yani memura denk gelen anlamýnda emekçiler örgütlü deðildir. Kamu sektöründeki saðlýk emekçileri örgütlüdür. Bunlarýn en mücadeleci örgütü SES yani "Saðlýk

Emekçileri Sendikasý" dýr. Bunun dýþýnda saðlýk sektöründe birçok sendika var. Fakat oradaki özel sektör de sendikal anlamda örgütsüzdür. Örgütsüzlüðün sebeplerinden biri de 12 Eylül darbesinin günümüzde devam eden etkisidir. 12 Eylül Anayasasý olarak bilinen anayasayla sendikalar, dernekler kapatýlmýþtýr. 1989 bahar eylemlerinden sonra, iþçi sýnýfýndan cesaret alan memurlar harekete geçtiler. Kamu çalýþanlarý bu alanda örgütlendiler. EÐÝTÝMSEN bu örgütlenmenin baþýný çekse de, en önemli, mücadeleci sendika SES'dir. Ama onlarýn mücadelesi, kamuyla sýnýrlý kaldý. Özel sektörde örgütlenmediler. Kýbrýs'la bir benzerlik kuracaksak, saðlýk emekçileri kamuda örgütlü, özel sektörde örgütlü deðil. Burada çalýþtýðý iþ yerinde, sendikalý emekçi yok, böyle bir çalýþmayla da yüz yüze gelmiþ deðil. Türkiye'de saðlýk emekçileri sendikasý sadece ekonomik talepler üzerine mücadele etmediler. Örneðin saðlýðýn paralý hale getirilmesinin en büyük mücadelesini SES verdi. Bunu yaparken Türk Tabipler Birliði gibi örgütlerle ortak hareket ettiler. Türkiye'de hayata geçirilen þeyler Kýbrýs'ta da hayata geçiriliyor. Saðlýk paralý hale getiriliyor. Türkiye'de artýk kanýksanmýþtýr. Genel anlamda halkýn alýþtýrýldýðý, katký payýna itiraz etse de rahatça ödediði bir konuma getirildi. Ayný þeyin bir benzeri burada da uygulanýyor. Bildiðimiz kadarý ile katký payý henüz zorunlu deðil. Baðýþ adý altýnda para toplansa da, bu parayý ödemeyen saðlýk hakkýndan yararlanamýyor. Paran kadar saðlýk uygulamasý hayata geçiriliyor. Türkiye de SES saðlýðýn paralý hale getirilmesine karþý verdiði mücadelede hastayý, hasta yakýnlarýna yanlarýna almayý baþardýlar. O zaman birçok yerde, büyük illerde, þehirlerde yapýlan eylemlere sadece saðlýk emekçileri katýlmadý. Çoðu zaman hastalarý ve hasta yakýnlarýný yanlarýna çektiler. Ancak buna raðmen geniþ bir tepki oluþmadý. Ýtiraz edilse de sessizce hayata geçirildi. Örneðin birinci kademeyle hastanelerde belli bir ücret, özel hastanelerde farklý bir ücret, üniversite hastanelerinde daha yüksek bir ücret alýnarak katký payý hayata geçirilmiþ durumda. Kýbrýs'ta da buna sadece saðlýk emekçileri deðil, halk tepki göstermezse paralý saðlýk hizmeti hayata geçirilecek. Onun ötesinde Kýbrýs'ta çalýþan iþçilerin emekçilerin çoðu, çalýþma izniyle çalýþýyor ve böyle olunca iþten atýlma kaygýsý ön planda, ayný iþi yapan hemþirenin, saðlýk personelinin farklý ücretler aldýðýný biliyoruz. Bunun birleþtirilmesi, "eþit iþe, eþit ücret" in alýnmasý konusunda da toplu bir çaba yok. Herkes iþinden olurum kaygýsýyla hareket ediyor. Birçok çalýþan maaþýný arkadaþýyla paylaþmýyor. Ne kadar maaþ aldýðýný söylemiyor. Söyleyenlerin tepkisi bireysel kalýyor. Örgütlü bir hale dönüþmemesinin sebebi de sendikanýn, örgütlenmenin

olmayýþýdýr. Yabancýlar için böyle iken, Kýbrýslý emekçilerde örgütlenme kaygýsý içinde deðiller. Dýþarýdan da böyle bir örgütlenme çalýþmasý baþlatýldýðýný duymadým. Duysaydýk, biz de bu çalýþmanýn içerisinde olurduk. Oysa sendikalaþma anayasal bir haktýr. Böyle bir çalýþma olmadýðý için iþ kaygýsý, iþ güvencesi nedeniyle uzak durduk. Barikat: Kadýna þiddet hakkýnda ne düþünüyorsunuz? Dünyanýn birçok yerinde, kadýn haklarý kýsýtlandýðý için, kadýna þiddet uygulanýyor. Birkaç gün önce Türkiye Pendik'te iþten atýlan bir iþçi eve geldiðinde, eþini sosyal medyada sayfa açtýðý için öldürüyor. Emekçiler hýrsýný nereden alacaðýný bilmiyor. Burjuvalar açýsýndan, emekçiler kadar þiddetle karþýlaþmayýz. Kadýnýn ekonomik özgürlüðünün olmayýþý þiddet gerekçesinin sebeplerinden biridir. Ekonomik özgürlüðü olmayýnca, kocaya, eve baðýmlý hale geliyor. Okur yazar, üniversite mezunu kadýnlar da þiddete maruz kalýyor. Toplumda, fabrikada, atölyede, iþ yerinde, amiriyle, müdürüyle, patronundan azar iþiten, onun baskýsý altýnda kalan bir emekçi eve geldiði zaman, gördüðü baskýnýn etkisi altýnda kalarak eþine karþý þiddet uyguluyor. Kadýna uygulanan þiddet belki de bin yýllýk bir geçmiþi vardýr. Kadýn her zaman ikinci sýnýf insan muamelesi görmüþ, dini otoritenin aðýr baskýsý altýnda kalmýþ, sosyal yaþamdan tecrit edilmiþtir. Kadýnýn özgürleþmesi son yüzyýlýn sorunudur. Kadýnýn ekonomik özgürlüðüne kavuþmasý, kadýnýn önünü açacaktýr. "Kadýn dayak yer", "Kocasý sever de döver de" mantýðý var. "Kýzýný dövmeyen dizini döver", "Dayak cennetten çýkmadýr"

gibi sözlerle kadýna uygulanan þiddet meþrulaþtýrýlýyor. Geliþmiþ kapitalist ülkelerde bile eðitim görmüþ, okumuþ kadýnlarýn erkekler tarafýndan dayak yediði bilinen bir gerçek. Kadýna uygulanan þiddet biyolojik nedenlerle açýklanamaz. Elbette bunun da bir nedeni vardýr. Kadýnlar hak aradýkça, hak aldýkça daha ileri gidecektir. Ancak kadýnýn yeni haklar elde etmesi onun özgürleþtiði anlamýna gelmez. Kadýn örgütlerinde, sendikalarda, derneklerde mutlaka örgütlenmek gerekiyor. Bu örgütlenme kadýnýn özgürleþmesinin önünü açacaktýr. Kadýn ile erkek emekçilerin birlikte mücadelesi hem kadýný özgürleþtirecek, hem de toplum özgürleþtirecektir. Yaþadýðýmýz sistemde kadýnýn özgürleþmesinden söz edemeyiz. Kýbrýs özgülünde konuþacak olursak belki diðer ülkelerdeki gibi, kadýna þiddet uygulanmýyor, ama bu kadýna þiddet uygulanmadýðý anlamýna gelmez.Kadýn iþ hayatýnda daha yoðun, daha aktif. Ekonomik özgürlüðe sahip. Ama zaman zaman bazý þiddet olaylarýna tanýk oluyoruz. Örneðin geçtiðimiz günlerde hamile bir kadýnýn eþi tarafýndan dövüldüðüne tanýk oldum. Yine Türkiye'den örnek verecek olursam, AKP iktidarý eðitim sisteminde deðiþiklik yapýyor.8 yýllýk zorunlu eðitimi 4 yýla indiriyor. Bu sistem 4+4+4=4 þeklinde formüle ediliyor. Bu sistem hayata geçerse, kýz çocuklarý 4. Sýnýfý bitirdikten sonra okulla iliþkisi kesilecek. Erkek çocuklarý 4 yýldan sonra atölyede çýrak olarak çalýþmaya baþlayacak. Yani 11 yaþýnda sömürü sisteminin bir parçasý olacak. Bakýþ açýsýna göre hedef "Dindar bir gençlik yetiþtirmektir." Yani kýz çocuklarýnýn baþýnýn örtülmesi, okuldan uzak tutulmasý gibi uygulamalarý içeriyor. Dediðim gibi kadýn özgürlüðünü kazanmak için hayatýn her alanýnda örgütlenmeli, mücadele etmelidir. Dernekler, sendikalar, sivil toplum örgütleri, komiteler, birlik vs tüm örgütlenmelerde yer almalý, ayrýmcýlýða, sömürüye, baskýya, þiddete karþý mücadele etmelidir. Kadýnýn özgürleþmesi, toplumu da özgürleþtirecektir. Barikat:Kadýn olmaktan dolayý, iþyerinizde ayný iþi yapanlarla yaþadýðýnýz bir sýkýntý var mý? Örneðin çalýþtýðým iþ yerinde bir doktor gelip, çay var mý, kahve var mý? Diye soruyor. Onlara çay, kahve servisi yapmak benim görevim deðil. Ben hemþireyim. Çalýþma alanlarýmýz farklý. Üst katta hemþireler, kahve, çay servisi yapýyorlar. Bu iþi onlara genellikle bazý erkek doktorlar yaptýrýyor. Onlara "Niye yapýyorsunuz? Bu sizin göreviniz mi? Dediðimde yapmak zorunda olduklarýný söylüyorlar. Üstelik doktorlar itiraz eden hemþireleri iþten atmakla tehdit ediyor, korkutuyor. Yemek yerken bile yanýnýza gelip sizi kontrol ediyor. Üç beþ tane hemþireye yemek bile vermiyorlar. Diðer temizlikçi personel, "kahve saatim geldi" deyip, aþaðý inebiliyor. Yemek saati de gidiyor. Benim ne kahve, ne de çay, ne de yemek saatim var. Bana yemek vermiyor. Ýster aç kal, nasýl kalýrsan kal, yeter ki çalýþ diyorlar. En azýndan Türkiye'de çalýþtýðým yerlerde 1 saat ara vardý. Barikat:Son olarak gazetemiz üzerinden emekçilere, özellikle kadýn emekçilere nasýl bir mesaj vermek istersiniz? Ýtiraz etmeyi, hayýr demeyi bilmek gerekiyor. Bir de birlik olmayý bilmek gerekiyor. Ýtiraz edersek, birlik olursak, kazanacaðýmýza inanýyorum. Teþekkür ederim. Barikat: Biz teþekkür ederiz. Saðolun.


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.