s182

Page 6

NAKLEN YAYIN DEVRÝM Devrimler Çağı

D

ünya tarihinin ilk naklencanlý yayýnlanan devrimine tanýklýk ettik. Bir polis arabasýný devirirken zorbalýðýn karþýsýnda ayaða kalkan insan onurunu yüreðimiz aðzýmýzda izledik. Mýsýrlý devrimcilerin panzer altýnda eziliþlerinin acýsýný paylaþtýk. Ayaðý kayýp düþen isyancýya ekran baþýndaki milyonlarca el ayný anda uzandý adeta. Ve 10 Þubat gecesi, devrimin zaferinin ilk taksitini kopartýp Mübarek ve ekibini kokuþmuþ çukuruna gönderdikleri o saatlerde, onlarca yýllýk korkunç sefaletinden, sonu gelmez görünen baskýlardan, tüm korkularýndan arýnýp yepyeni bir insan olmuþ o pýrýl pýrýl kalabalýklarýn coþkusuyla deliye döndük. Yalnýz, ukalaca bilgelikleri ve ihtiyarlara özgü ödlek ruhlarýyla bu yüzyýlýn ilk muazzam halk devrimine burun kývýranlar, yalnýzca onlar, bu inanýlmaz güzellikteki duygularý paylaþmaktan aciz kaldýlar. “Umut ve korku arasýnda gidip gelen içi boþ kuru baðýrsaklar” diyordu Lenin, bu küçük burjuvalar için. Umut kalmayýnca, korku daha çok büyüyor. Onlarý bu muazzam coþkuya ortak olmaktan, devrim karþýsýnda duyduklarý korku uzak tutuyor. Her devrim, gerçek olanla sahtesini, gelip geçici olanla kalýcý olaný ayýrýr. Henüz devrim yokken ortada, yaka-baðýr yýrtmak kolaydýr. Ama yaný baþýnda belirdi mi devrim, taþkýn inanç ilanlarýnýn yerini, bilgiççe vaazlar alýr, kül yutmaz kibirlilik alýr.

GERÇEKLÝÐÝN GERÝ DÖNÜÞÜ Ýletiþim teknolojilerinin geliþiminin devrimlere sunduðu olanaklarý, daha önce pek çok kez iþledik. Bu konuda þu temel iliþkiyi her zaman akýlda tutmakta yarar var. Bilim ve teknik, üretici güçlere dâhildir. Sermayenin bilimi ve tekniði kendine mal etmesi, onun geliþimini tümüyle kontrol altýna alabileceði anlamýna gelmez. Nasýl ki, üretici güçler, sermaye biçimi ve kimliði içerisinde geliþerek, bir noktadan sonra bu biçimin içine sýðamaz

6

hale gelir ve üretim iliþkilerine baþkaldýrýrsa, bilim ve teknik de üretici güçlerin öðeleri olarak ayný kaderi izler. “Devrim televizyondan naklen yayýnlanmayacak” demiþti Venezuellalý devrimci, bu söz bir filmin-belgeselin adý olmuþtu. Dünyayý ordularýyla, polis gücüyle; yetmedi akademileri ve üniversiteleriyle; yetmedi basýný ve yayýnýyla katmer katmer kuþatan sermaye, bu güne dek her devrimci geliþmeyi kalýn perdeler ardýnda gizlemeye çalýþtý. Ama ezilen halklar, özgürlük yolunu arayan emekçiler, eline geçen her nesneyi, her teknik geliþimi bu amaç uðruna kullanmasýný öðrendiler. Ta ki, gerçekliði vurulduðu zincirlerden kurtarana dek. 1991 yýlýnda ilk körfez savaþý sýrasýnda, dünya ilk kez naklen yayýn savaþ izlemiþti. Uydular aracýlýðýyla televizyon kanallarý Baðdat’ýn yerle bir edilmesini aný anýna tüm dünyaya izlettiler. Kameralarda görünen sadece emperyalist þiddetti, kurtuluþ umuduna yer býrakmayan bir güç gösterisiydi. Bu sayede tekelci sermaye basýný, emekçileri açýkça tehdit etmekle kalmýyor, ayný zamanda onlarýn bilincini etkileyecek muazzam bir aygýtý da yeniden inþa ediyordu. Olaný biteni ekranlardan izleyen bizler için, gözümüz beynimizin yerine geçmiþti. Bilince giden süzgeçler ortadan kaldýrýlmýþ, geriye yalnýzca ham bir algýlayýþ, manipülasyona ve kurguya açýk bir algýlama düzeyi kalmýþtý. Tekelci basýn gerçekliði kendi kurgusundan geçirip ekranlara ulaþtýrma gücünü elinde bulundurduðu sürece, dünya halklarýna istediði yalaný yutturabileceði sanrýsýna sapýldý. Nitekim 11 Eylül 2001’de, bu kez canlý yayýn bir provakasyonla, üçüncü dünya savaþýný baþlatan þok etkisini yaratacak, elinde tuttuðu manüpilasyon ve kurgu gücünü çok önemli bir testten geçirdi. 91 yýlýndan 2001’e, on yýlýn içinde sürekli, tekrarlanan yalanlarýn, sonunda gerçek gibi algýlanacaðýný söyleyen Nazi partisi propaganda bakaný Goebbels’i kanýtlar gibiydi. 182. Sayý / 23 Şubat - 9 Mart 2011

Yeni Evrede

Mücadele Birliði

Sözkonusu on yýlda muazzam teknik ilerlemeler kaydeden iletiþim, tek kaynaktan beslenen tek taraflý bir akýma sahipti. Bir yanda, kurgulanmýþ gerçekliðin kaynaðý olarak sermaye duruyordu, öbür yanda manüpile edilmiþ bilgiyi alan kitleler. Ýletiþim teknolojileri bu tek yönlü karakterini koruduðu sürece, sermayenin eline hiç olmadýðý kadar güçlü bir propaganda, kurgu, manüpilasyon ve yalan gücü veriyordu. Sonuçta halklar, yazýlý metinlerden çok daha fazla bizzat gözleriyle gördüðüne inanma eðilimi taþýyordu. Fakat iletiþim teknolojisi bu kabuðu çabucak parçaladý. Geliþim yine sermaye kimliði altýnda gerçekleþti, ancak denetlenemez noktaya ulaþtý. Ýletiþim tek yönlü niteliðini, karþýlýklý etkileþime dayanan aðlar sayesinde kaybetti. Bundan böyle bilgi akýþý yalnýzca sermaye kaynaklý deðil, ama bizzat devrimci arayýþ içindeki kitlelerin de denetimine açýk hale geldi. Nerede bir toplumsal eylem olsa, tekelci sermaye basýnýnýn süzgeçlerine takýlmadan dünya halklarýna ulaþýyordu. Görüntülü iletiþim, dil engelini de ortadan kaldýrdý, görüntü her þeyi anlatmaya yetiyordu. Kameralar yalnýzca tekelci basýnýn elinde deðil, herkesin elinde ve çekilen görüntüler anýnda tüm dünyaya servis edilebiliyor. Teknoloji sayesinde görüntülü iletiþim ucuzladý, basitleþti, altý yaþýnda bir çocuðun bile üstesinden gelebileceði hale büründü. Elbette, devrimci arayýþ içine giren kitlelerin, bu alabildiðine ucuz, basit, hýzlý ve doðrudan iletiþim aygýtýný kullanmasýnýn önüne hiçbir engel konamazdý. Gerçeklik zincirlerinden böyle kurtuldu ve ne mutlu ki, sinyorita, artýk devrim naklen yayýnlanabiliyor. SEZGÝDEN BÝLÝNCE, ÖZLEMDEN ÝRADEYE…. Mýsýr’da bu iletiþim aygýtýnýn kullanýmýný önlemek için dünya egemenleri hemen harekete geçti. Ancak yapabile-


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.