Onsoz_11

Page 8

Saatler ilerliyordu… Artýk Tersane iþçileriyle buluþma zamaný!.. Kortejler oluþturulup yürüyüþ kolu harekete geçiyor. Tuzla sokaklarý kendini sloganlara býrakmýþ. Kortejler atölyelerin bulunduðu sokaða girdiðinde saðda solda bizi izleyen iþçi gözleriyle karþýlaþýyoruz. Bu anlarý görüntülemek için makineme sarýldým. Merakla bizi izleyen bu gözleri belgelemek önemliydi. Bir yandan çekiyor bir yandan da düþünüyorum; neden bu iþçiler yalnýzca geçen kortejleri izliyor, donuk bakýþlarla geçiþini seyrediyor... Oysa okuduðum romanlarda hiçte böyle olmuyordu. Kortej bir iþçi mahallesine ya da iþçi havzasýna girdiðinde, saðdan soldan katýlanlarla büyüyor, büyüyor ve devasa bir güç olarak çýkýyordu o sokaklardan. Ýþçilerin gözlerinden kafamda geçen bu sorulara cevap bulmaya çalýþtým, ama hiçbir karþýlýk bulamadým. Anladým ki, örgütlü olmayan, örgüt bilinci oluþmamýþ iþçinin katar katar çoðalmasý mümkün deðil. Bu insanlara ulaþmadýðýmýz, onlarýn dünyasýný, bilincini deðiþtirmediðimiz sürece de bu deðiþmeyecek. Ýnsan insan, hücre hücre, atölye atölye, fabrika fabrika verilecek emek zorunlu. Ýþte ancak o zaman bir yerde baþlayan küçük bir hareket, kitlesel büyük bir güce dönüþebilir. Beni bu düþüncelerden uzaklaþtýran, omzuma dokunan bir yoldaþ eli oldu. “Ne bu dalgýnlýk, nerelere daldýn böyle” Bu uyarý ile kendime geldiðimde kortejler atölyelerin sokaðýndan geniþ bir alana çýkýyordu. Bir duygudan baþka bir duyguya doðru yöneldim; birazdan kucaklaþacaðýmýz tersane iþçilerinin heyecaný sardý tüm ruhumu… Tersanelerin önüne geldiðimizde, sendika baþkanlarý, çeþitli kurum temsilcileri birer birer söz alarak toplanan kitleyi selamladý. Bunlarýn kimisi alkýþlandý, kimisi samimi bulunmadýðý için yuhalandý. Ne de olsa onlar alýþkýndý meydanlardan destek mesajlarý vermeye, iþçilerde onlarý iyi tanýyordu; biliyorlardý ki, bu adamlar arkalarýný dönüp gittikten sonra bir daha hatýrlamayacaklardý verdikleri sözleri. Ýlk sözü grevi örgütleyen Limter-Ýþ’ten bir iþçi aldý. “Patronlar bize diyorlar ki yasadýþýsýnýz. Hangi tersanede iþverenler yasalarý uyguluyorlar. Biz sesimizi çýkardýðýmýz, kölece çalýþmaya karþý çýktýðýmýz için sendika baþkanlarýmýz gözaltýna alýndý. Niye? Direniþ baþarýlý olmasýn diye. Tersanelerde insanca çalýþma koþullarý için biz burada grevdeyiz. Bize cahil diyen patronlar korkacaklar bizden. Onlara lüks gemiler yapýyoruz, artýk yapmayacaðýz. O kanlý yatlara binenlere çaðrýmýzdýr; ya cinayetlere son verirsiniz ya da hesap vereceksiniz.” Bir eþin sesi yükseldi kalabalýðýn arasýndan. Kendisini göremiyordum ama sesi her yaný kaplamýþtý. Acý yoktu sesinde, yalnýzca yaþamýn öðrettiði bir acý gerçeði dile getiriyordu. Kendi acýsýný unutmuþ, baþka insanlarýn ayný acýyý yaþamamasý için haykýrýyordu. “Eþimin kanýný satmak zorunda kaldým. Kendisinin uyarýldýðýný ama eþimin çalýþtýðýný, kolundan çektiklerini ama onun inat ettiðini, o nedenle de eþimin intihar ettiðini iddia ettiler. Hiçbir hakkýmý kullanamadým.” Bir yandan konuþulanlarý not etmeye çalýþýyor, diðer yandan da grevi destekleyen, iþe gitmeyen iþçilerle konuþmaya çalýþýyorum. Onlarca ölüme raðmen görmezden gelinen, kendilerini Ýstanbul’un bir ucunda terkedilmiþ hisseden iþçiler birikmiþ sorunlarýný anlatmak, bir nevi dertleþmek, seslerini duyurmak için nerede bir fotoðraf makinesi, kamera görseler baþlýyorlar anlatmaya… Espiri yapmaktan da uzak durmuyorlar. “Arkadaþlar sendikalý mýsýnýz” diye sorduðumuzda; “yok Urfalýyýz” diyorlar, Kibar Feyzo filmine gönderme yaparak. Ve birinin býraktýðý yerden bir diðeri baþlýyor: “11 saat çalýþýyoruz… Ýþ güven-

6

Bahar / Yaz ‘08


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.