24
7-20 Eylül 2007
Devrimci kad›nlar›n en büyük engeli;
ED‹LGENL‹K... Erkek egemen anlay›fl toplumun tüm gözeneklerine ifllemifltir. Bizimki gibi ülkelerde feodal üretim iliflkileri ve feodal kültürün yayg›n etkisi nedeniyle, erkek egemen düflünüfl çok daha yo¤un olarak varl›¤›n› sürdürdü¤ü için, kad›nlar›n bunlardan kopmas›, görece de olsa özgürleflmeleri oldukça zordur. Devrimci mücadeleye kat›lm›fl olan kad›nlar, erkek egemenli¤inin hukuki, dini, toplumsal ve ailevi vs. birçok engelini aflarak saflara kat›lm›flt›r. Bu engeller nedeniyle, kad›nlar›n örgütlü mücadeleye kat›lmalar› erkeklere oranla daha zordur ve daha çok bedel ve kararl›l›k ister. Bundand›r ki mücadeleye kat›lan her kad›n›n bu karar ve pratikleri büyük bir baflar›, takdir edilecek bir özelliktir. Kad›nlar aç›s›ndan, devrimci saflara kat›lmak, ataerkil düflünüflü k›rma noktas›nda büyük bir ad›m anlam›na gelir. Ama elbette tek bafl›na bu ad›m, sorunun çözüldü¤ü veya afl›ld›¤› fleklinde yorumlanmamal›d›r. Bin y›llar›n toplumsal ilifliklerinin, de¤er yarg›lar›n›n, kültürünün günümüzde de devam ediyor olmas› ve bizim de bu toplum içinde yafl›yor olmam›z, objektif olarak toplumun izlerini üzerimizde tafl›mam›za neden olur. Yaflam koflullar›, kültür, de¤er yarg›lar›, düflünüfl biçimi vs. üzerinde kesin olarak etkilidir ve bu anlafl›labilir bir durumdur. Fakat bu etkilerin, üzerimizde varl›¤›n› sürdürmesi, korunmas› hofl görülebilecek, normal kabul edilebilir bir durum de¤ildir. Eski, çürümüfl dünyay› tüm kal›nt›lar›yla birlikte y›kmaya giriflen devrimciler, ayn› zamanda yeni dünyan›n bugünden yarat›c›s› olmal›d›rlar.
Geliflimin önünde engel Ev hapsinden, dinin ve toplumsal de¤er yarg›lar›n›n kölelik zincirlerinden önemli oranda kurtulmufl olan devrimci kad›n›n, kad›n sorununu tam olarak çözmüfl oldu¤unu söyleyemeyiz. Bu sorun toplumda yaflanan biçimi ve boyutuyla olmasa da devam eder. Bunlardan en s›k görülen ise, devrimci kad›nlar›n ilerlemesi önünde önemli engellerden biri olan edilgenliktir. Edilgenlik ataerkil düflünüflün kad›nlara yükledi¤i en olumsuz özelliklerden biridir. Edilgenlik, toplumdaki kad›n›n devrimci mücadeleye
kat›lmas› önünde büyük bir engel teflkil ederken, devrimci saflara kat›lan kad›nlar›n da mücadele içinde daha aktif olmas› özellikle de sorumluluk almas›, siyaset üretmesi gibi konularda daha geri noktalarda bulunmalar›na neden olur. Devrimci kad›nlar, mücadele içinde birçok zorluklara gö¤üs germe, mücadelede ›srar ve kararl›l›k, mücadeleye ba¤l›l›k gibi konularda oldukça fazla olumluluk tafl›rlar. Ülkemizdeki ve dünyadaki devrimci ve komünist hareketin gerilla, flehir, zindan gibi birçok mücadele alan›nda bunun say›s›z örne¤ini biliyoruz. Buna ra¤men, kad›nlar›n di¤er noktalarda geri kalmalar› dikkat çekicidir.
Sen düflün, ben yapar›m Genellikle eksikliklerinin veya edilgenli¤inin fark›na varan devrimci kad›nlar prati¤e yönelirler. Fiziksel kuvvet, dayan›kl›l›k, bedensel yo¤un emek gerektiren birçok ifle canla-baflla giriflirler. Kad›nlar›n bu çal›flkanl›k ve fedakarl›klar› en güzel özelliklerden biridir. Fakat genelde bu prati¤e yönelme çabas›, politika ve düflünce üretme vb. noktalar›ndaki zihinsel edilgenli¤inin kamufle edilmesi, bu konulardaki a盤›n›n pratikle kapat›lmas› çabas› olarak ortaya ç›kar. Kad›nlar›n devrimci mücadele içinde de erkeklerin gölgesinde kald›¤› görülür. Dünya ve Türkiye devrimci hareketi içinde önder, kadro niteli¤indeki kad›nlar›n say›s›n›n azl›¤› da bunu ispatl›yor. Toplumda kad›nlardan, erkekler veya büyükleri taraf›ndan al›nan kararlara uymas› beklenir. Kendisinin karar vermesi, kendisini ifade etmesi engellenir, ay›plan›r. Bu durum zamanla zihinsel çabay› köreltir. Devrimci kad›nAyfer lar da bunun yans›malar›Celep
n› tafl›rlar. Düflünmek, fikir üretmek, fikirleri çat›flt›rmak, plan ve projeler üretmek gibi düflünsel faaliyetler birçok bedensel faaliyetten daha zor gelir. Kad›nlar bu zorlu¤u aflmak yerine tabi olma e¤ilimini daha fazla tafl›rlar. Bu genelde daha yetkin “daha güçlü” olana (ki bu ço¤unlukla erkektir) endeksli olma, onun yönlendiricili¤i alt›nda bulunma iste¤ini do¤urur, kad›nlar yönetici, belirleyici, yönlendirici olmak yerine yönetilen, belirlenen, yönlendirilen olmay› tercih ederler. Dolay›s›yla kendi geliflimi ile birlikte öncüsü oldu¤u milyonlarca emekçi, ezilen kad›n›n geliflimini de geciktirmifl olurlar. Hata yapma, elefltiri alma kayg›s› da kad›nlar› edilgenli¤e iten etkenlerden biridir. Kendine özgüveni daha azd›r kad›nlar›n. (Ve yaz›k ki di¤er kad›nlar ve erkekler de ço¤unlukla kad›nlara güvenmez.) Alacaklar› yeni görevlerde yapacaklar› hatan›n alt›nda kalmaktan korkar, bu baflar›s›zl›¤› kald›ramayacaklar› kayg›s›na kap›l›rlar. Bunun için hata yapmamak ad›na ya zihinsel ve fiili eylemden uzak durmay›, sorumluluk almamay› tercih ederler. Ya da prati¤e girdi¤inde bu yo¤un bask›y› her an üzerinde hissederek psikolojik olarak y›pran›r, yaralan›rlar.
Ben bilmem, beyim bilir mi? Aflk ve evlilik iliflkileri de edilgenli¤i aflmak yerine gölgelemenin bir paravan› flekline büründürülür. Mücadele içindeki kad›nlar›n genelde kendilerinden daha yetkin, yönetici pozisyondaki erkek yoldafllar›n› tercih etmeleri bu aç›dan dikkat çekicidir. Kendi eksiklerini gidermek yerine bu eksiklikleri olmayan biriyle beraberlik, ondaki olumluluklar›n da kendisine geçti¤i, kendisinin de art›k daha olumlu, oldu¤u hissi yarat›r. Böylece edilgenlik k›r›lmaz aksine yetinmecilik, sanal bir mutluluk, halinden hoflnutluk oluflur kad›nda. Oysa zaman ilerledikçe durumun böyle olmad›¤›n› kendisi de gören kad›n, daha fazla y›k›nt›ya u¤rar, sars›l›r. Kad›nlar›n karfl› cinsle iliflkilerinde erke¤i, toplumdakine benzer bir flekilde, s›¤›n›lacak bir liman, kanatlar› alt›nda güvencede oldu¤u bir korunak olarak bakmalar› ve buna ba¤l› olarak da beraberliklerinde güçlü, yetkin erkek yoldafllar›n› seçmeleri s›k yaflanan bir durumdur. Asl›nda burada korunan, erkek egemen düflünüfl ve iliflkileridir. Korunan kad›nlar›n en büyük prangalar›ndan biri olan edilgenliktir. Oysa kad›nlar›n s›¤›n›lacak limanlara ihtiyac› yoktur. Devrimci kad›nlar›n s›¤›nacaklar› tek fley kendi gücü ve özgüvenileridir. Örgütlü kad›nlar›n daha aktif olabilmesi, daha fazla yönetici, yönlendirici mekanizmalarda yer alabilmesi için edilgenlik, özellikle de düflünsel edilgenlik k›r›lmal›d›r. Bunun için önce kad›n sorunu ayr›nt›l› olarak incelenmelidir. Kad›n sorununun kökeni, erkek egemenli¤inin toplumdaki kad›nda, devrimci kad›nda ve kendinde ne tür fiili, düflünsel, duygusal, psikolojik, kültürel
82 vb. etkiler yaratt›¤›n› araflt›rmal›d›r. Ve kad›n cinsindeki (toplumdaki, saflarda ve kendindeki) edilgenli¤i ve bunun yans›malar›n› tan›mlamal›, somutlamal›d›r. Bir meseleyi çözmek için onu tan›mlayabilmek yani kavramak ilk ve en önemli ad›md›r. Yan›s›ra kendinde, kad›n ve erkek yoldafllar›nda gördü¤ü ataerkil yaklafl›mlara karfl› elefltirel olmal›, düflünsel ve pratik mücadele vermelidir.
Çözüm devrimde bekleyelim mi? Genel olarak kad›n sorunu, özelde ise bunun bir parças› olan edilgenlik, esasta s›n›fs›z toplumda ortadan kalkacakt›r. Fakat bu gerçeklik, sorunu ertelemek gerekti¤i anlam›na gelmez. Devrimciler en baflta da devrimci kad›nlar meseleye ciddi ve acil olarak e¤ilmelidir. Ön ad›mlar olarak, kad›nlar›n özgünlükleri göz önünde bulundurulmal›, buna ba¤l› olarak teflvik etmek, yard›mc› olmak, önünü açmak gibi düzenlemeler yap›lmal›d›r. Sorunu kavramak, incelemek ilk ve en önemli ad›mken, bunun prati¤e ve örgütlenmelere yans›mas› da en az o kadar önemli ve hayatidir. Pratikte yans›mayan hiçbir çözümleme ve teorik çal›flman›n bir de¤eri ve faydas› olmaz/olamaz. Bazen kad›nlar kendilerini aflmaya çal›fl›rken erkekleri hedef almak gibi yanl›fl yönlere saparlar. fiu unutulmamal›d›r ki kad›n sorununun kayna¤› erkekler de¤ildir. Dolay›s›yla sorun onlar› hedef alarak, onlarla mücadele/rekabet ederek çözülemez. Bu bizi tersten bir cins ayr›mc›l›¤›na ve feminizme götürür. Sorunun esas kayna¤› sistemdir. Ve erkek yoldafllar›m›z da ayn› sisteme karfl› savaflt›¤›m›z yoldafllar›m›zd›r. Tüm ezilenlerin ve ezilenlerin saflar›nda yer alan kad›nlar›n ve erkeklerin ortak düflman› sistemdir. Ve okun sivri ucu erkeklere de¤il sisteme yöneltilmelidir. Devrimci kad›nlar, devrim saflar›na aktif olarak kat›lmakla kendi içlerinde bir devrim yapm›fl, ataerkil düflünüflün prangalar›ndan kurtularak özgürleflme aç›s›ndan büyük bir mesafe kat etmifllerdir. Fakat henüz kat edilmesi gereken daha da çok mesafenin oldu¤u da unutulmamal›d›r. Bu sadece bireysel özgürlü¤ümüz için de¤il –ki bireysel özgürlük diye bir fley esasta mümkün de¤ildir- milyonlarca emekçi kad›n›n kurtuluflu ve devrim idealimizin gerçekleflmesi için gereklidir. Edilgenli¤imizi k›rmak noktas›nda ataca¤›m›z ad›mlar devrimci bir zorunluluk ve sorumluluk, toplumsal bir görevdir. Ezilen milyonlarca kad›n›n umudu oldu¤umuzu unutmamal›y›z. Bugün ucuz iflgücü olan, hiçbir sosyal güvencesi olmayan, sa¤l›k-beslenme-bar›nma-e¤itim gibi temel haklardan yoksun, dilikültürü yasaklanan, tacize-tecavüze u¤rayan, töre cinayetlerine kurban edilen, bedenini satmak zorunda kalan, ev kölesi olan, insan yerine konulmayan milyonlarca emekçi kad›n›n kurtuluflu öncü kad›nlar›n nitelik ve niceli¤inin artmas›yla do¤rudan ba¤lant›l›d›r. Devrimin gerçekleflmesi için gö¤ün yar›s› olan kad›nlar› örgütlemek, bunun için de devrimci kad›nlar›n edilgenliklerinden kurtularak daha fazla sorumluluk almalar›, daha fazla önderlik konumlar›nda yer almalar› hedefimiz olmal›d›r. Milyonlarca kad›n›n umudunun gerçekleflmesi için geri yanlar›m›za, edilgenli¤imize karfl› daha ›srarla ve cüretle savafl açal›m. Sincan Kad›n Hapishanesi’nden Tutsak Partizan