OGYIK38

Page 1

ÖZGÜR GELECEK YOLUNDA

www.iscikoylu.org

Say›: 2006-01

38

*Y›l:2 *30 Aral›k 2005-12 Ocak 2006 *Fiyat›: 75 YKr ISSN:1303-9350

2005 y›l›nda sert rüzgarlar esti,

F›rt›nalara haz›r olal›m! Geride b›rakt›¤›m›z y›l dünya ezilenlerinin, emperyalizm ve yerli uflaklar›n›n bir dizi sald›r›lar›na maruz kald›¤› bir y›l oldu. Ancak 2005 y›l› sadece bu sald›r›lara tan›kl›k etmedi. Dünya halklar›n›n onurlu ve meflru direnifllerinin de yafland›¤› bir y›l oldu ayn› zamanda. Gerek dünya da; gerekse de ülkemizde ezilenler tarih sayfalar›na önemli direnifllerin yaz›lmas›na neden oldular. Bu direnifller halklar›n direnifl iradesini ve teslim olmama gücünü temsil etmesi anlam›nda önemli ve belirleyicidir. Yenilmez denilen gücün “bir avuç” taraf›ndan nas›l dize getirildi¤ine tan›kl›k etmekle kalmad›k, bu iradeyi ülkemiz topraklar›nda da umut olmas›n›n mücadelesini yürüttük. Önemli kazan›mlar›n yan›nda önemli kay›plar yaflad›k. Ancak tüm bunlar›n s›n›f mücadelesinin, ülkemizde ise Halk Savafl›’n›n kaç›n›lmaz bir sonucu oldu¤unu bilerek yolumuza devam ettik. Kazan›m ve kay›plarla önemli f›rt›nalar›n içinde yer ald›, kopacak f›rt›nalara haz›r olmak için.

Unutmad›k!

Çin’in girifl kap›s› Hong Kong’da yüzbinler hayk›rd›:

28 devrimcinin kimyasal silahlar, demir coplar ve kurflunlarla katledildi¤i 19 Aral›k katliam›, çeflitli illerde yap›lan eylemlerle lanetlendi. Öncesinde yine devrimcilerin bir araya gelerek yapt›klar› ça¤r› eylemlerinin ard›ndan 25 Aral›k Pazar günü Kad›köy’de bir araya gelen yaklafl›k 1500 kifli “19 Aral›k katliam›n› unutmad›k, unutturmayaca¤›z” slogan›n› hayk›rd›. ‹stanbul’un yan›s›ra Mersin, Erzincan, Ankara gibi illerde de çeflitli protesto gösterileri yap›ld›. Sayfa 10

DTÖ’YÜ ÇÖPE AT! 10-18 Aral›k tarihler aras›nda Hong Kong Wan Chien’de Dünya Ticaret Örgütü’nün (DTÖ) 6. Zirvesi gerçeklefltirildi. Emperyalizmin sald›rganl›¤›na karfl› dünyan›n çeflitli yerlerinden gelerek Hong Kong’da toplanan halklar›n öfkesi de zirve boyunca dinmedi. Yüz binlerce kifli “KONG YEE SAI MAU” (DTÖ’yü Çöpe At) slogan›yla Zirve’yi lanetledi. Uzun süredir haz›rlanan bir çal›flman›n ürünü olan Zirve boyunca at›lan sloganlar emperyalizme olan öfkeyi yans›t›yordu. 13 Aral›k’ta sabah›n erken saatlerinde kentin merkezinde Causeway’de bulunan Victoria Park›’nda biraraya gelindi. Endonezya, Nepal, Hindistan, Japonya, Güney Kore, Avustralya, ABD, Burma, Kamboçya, Bangladefl, Malezya, Sri Lanka, Filipinler ve birçok Asya Pasifik ülkesinden gelenler burada bulufltu. Buradaki tüm etkinliklerde ILPS önemli ve aktif bir bileflendi. Sayfa 16-17



3

38

30 Aralık 2005-12 Ocak 2006

Emekçiye giydirilmeye çal›fl›lan ateflten gömlek Meclis’te karara ba¤lanan 2006 bütçesi, bir dizi söz düellosunun yafland›¤› bir süreçte ülke kamuoyuna oturdu. Aral›k ay› sonuna b›rak›lan bütçe tart›flmalar› s›ras›nda yap›lan “alt kimlik, üst kimlik” tart›flmalar› gündemin ana konusu oldu. Baflbakan R. Tayyip Erdo¤an ile CHP Baflkan› Deniz Baykal aras›nda yaflanan “tart›flma” ilginç görüntülerin kamuoyuna da yans›mas›na neden oldu. “Türk üst kimli¤i Türkiye’nin k›rm›z› çizgisidir” aç›klamalar›n› yapan Baykal’a baflbakanl›¤› döneminde haz›rlad›¤› “Demokratikleflme ve ‹nsan Haklar› ile Do¤u ve Güneydo¤u Raporlar›”n›n hiçbir yerinde “Türk milleti” ifadesinin yer almad›¤›n› söyleyen Erdo¤an, “Onun için tereciye tere satmay›n. Biz bu iflleri iyi biliriz. Türkiye, demokratik, laik, hukuk devletidir, sosyal cumhuriyettir. Bunu böyle biliniz” diyerek, “gerekli hat›rlatma ve ikaz›” yapm›fl oldu. Bu vurgular›n ard›ndan tekrar bütçe görüflmelerine dönersek; 17 Aral›k’ta iflçi, emekçi, köylü ve ö¤rencilerin yan›s›ra genifl kesimleri Ankara’ya toplayan mitingden baz› verileri yans›tmak 2006 bütçesinin içeri¤ini anlamak aç›s›ndan yerinde olacakt›r. Zira, Asgari Ücret Tespit Komisyonu, 1 Ocak’tan itibaren geçerli olacak asgari ücreti 16 yafl›ndan büyükler için net 380 YTL 46 YKr, 16 yafl›ndan küçükler için ise 322.43 YTL olarak belirledi. Çal›flma Bakan› Murat Baflesgio¤lu bu ücretlerin “piyasa dengelerinin gözetilerek” belirlendi¤ini iddia ederken, bu dengelerin nereye a¤›r bast›¤›n› tahmin etmek zor de¤il.

Kamu harcamalar› azal›yor!

2005 y›l›n› özellefltirme y›l› olarak ilan eden AKP hükümeti, haz›rlad›¤› yeni bütçe ile 2006 y›l›nda da özellefltirme sald›r›s›n›n devam edece¤ini ilan etmektedir. Haberleflme, e¤itim, sa¤l›k ve altyap› giderlerine ayr›lan pay giderek azalmaktad›r. Kamunun 2005 y›l›nda Gayri Safi Milli Has›la (GSMH) içindeki pay› yüzde 32 iken 2006’da bu oran yüzde 29.1’e düflmektedir. E¤itim ve sa¤l›¤a ayr›lan pay da azalmaktad›r. Hükümet “Özel Ö¤renim Kurumlar›” yasa tasar›s›n› Bakanlar Kurulu’nda görüflürken özel okullar› vergiden muaf tutmay› düflünmektedir. AKP 2006 bütçesinde e¤itime yüzde 9.5’lik bir pay ay›r›rken çocu¤unu özel okullara gönderen ailelere ucuz kredi sa¤lamay›, özel okullar›n, elektrik, su, do¤algaz giderlerini devlet okullar›nda oldu¤u gibi fiyatland›rmay› hedeflemektedir. K›sacas› AKP e¤itime ay›rd›¤› bütçeyi özel okullara harcayacakt›r. SSK hastanelerinin Sa¤l›k Bakanl›¤›’na devredilmesi ile yaflananlar AKP’nin sa¤l›k politikas›n› da yans›tmaktad›r. Türkiye’de kifli bafl›na sa¤l›k harcamas› 446 dolar iken, Fransa ve Almanya’da bu oran bizdekinin 6 kat›, Yunanistan’da 4 kat› olmaktad›r. Ülkemizde her 10 bin kifliye yaln›zca 14 doktor ve 17 hemflire düflmektedir. Bu durum hasta kuyruklar›n›n artaca¤›n›n, paras› olmayan›n sa¤l›k hakk›ndan yararlanamayaca¤›n›n ve emekçi halk›m›z›n hastane kap›lar›nda bekletilece¤inin bir iflaretidir.

Askeri harcamalara tam gaz devam…

Sa¤l›k ve e¤itim alan›nda cimri davranan hükümet, söz konusu askeri harcamalar olunca oldukça cömert davranmaktad›r. Bütçeden

Sa¤l›k Bakanl›¤›’na ayr›lan oran % 13, e¤itime ayr›lan pay % 8 iken askeri harcamalara ayr›lan ise % 50’yi aflmaktad›r. Jandarma, Emniyet, Sahil Güvenlik ve Milli Savunma Bakanl›¤› için yap›lan harcamalar kamuoyu taraf›ndan denetlenememektedir. Milli Piyango biletleri, at yar›fl› kuponlar› TSK’y› güçlendirme fonu, özel ödenek de dikkate al›nd›¤›nda ortaya ç›kan görüntü korkunç olmaktad›r. Türkiye, NATO ülkeleri aras›nda askeri harcamalara en fazla bütçe ay›ran ülke konumundad›r. 602 bin kiflilik ordusu ile Irak’›, Afganistan’› iflgal eden, dünyan›n dört bir yan›na üs infla eden, halklar›n düflman› ABD’den sonra ikinci büyük orduya sahiptir. Emekçilerin bo¤az›ndan kesilen her kurufl emperyalistlerin ç›karlar› için kurflun olmakta ve yine emekçileri vurmaktad›r. Fabrikalardaki grevlere sald›ran, Bolu köylülerini döverek gözalt›na alan, 12 yafl›ndaki U¤ur Kaymaz’› öldüren de ordudur, devlettir. Ancak Maliye Bakan› tüm bu gerçekleri bir kenara iterek aymazca espriler yapmaya çal›flt›¤› toplant›da kamu harcamalar›n›n azald›¤›n› belirtenlere yan›t olarak “bütçeyi deldirirsek, ülke delinir, hepiniz delinirsiniz” diyebilmektedir.

Emekçiler yine kemer s›kacak! Asgari ücreti belirlemek için komisyonun topland›¤› s›rada Türk-‹fl bir aç›klama yaparak belirlenen 2006 bütçesinin sonuçlar›n›n ne anlama geldi¤ini belirtti. Buna göre asgari ücret emekçi halk›m›z›n yeni mucizeler yaratmas›na gebe. Sonuçlara göre belirlenen ücretle ancak 6.5 gün yaflanabilir! Asgari ücret böylelikle açl›k s›n›r›n›n alt›nda tespit ediliyor. Ölmeyecek ama süründürecek kadar bir ücret. Böylelikle daha kolay yönetilebilecek bir toplum. Rüyalar›nda ba¤›ms›zl›k, halk demokrasisi, sosyalizm yerine bir parça ekmek görsün diye. 2006 bütçesiyle beraber patron-a¤alar›n talebi do¤rultusunda % 30 olan kurumlar vergisi yüzde 20’ye çekilmektedir. Böylece vergi yükü çal›flanlar›n üzerine daha fazla binecektir. Hortumcular daha rahat bir nefes alacak, palazlanacakt›r. 17 Aral›k günü yüz binin üzerinde bir kat›l›mla ve geçti¤imiz y›l›n en kitlesel mitingi olarak de¤erlendirilebilecek olan miting, devletin son dönem artan sald›r›lar› ile birleflmifl ve en genifl kesimlerin taleplerini ifade ettikleri bir mitinge dönüflmüfltür. Sald›r›lar›n yo¤unlu¤una paralel artan tepkilerin eylem alan›ndaki ifadesi ise aç›lan pankartlardan, at›-

lan sloganlara yans›m›flt›r. E¤itim-Sen’li emekçilerin kat›l›m›ndaki gözle görülür art›fl 27 Kas›m’›n rövanfl› anlam›nda ve özellikle Türkiye Kürdistan›’ndan kat›l›m›n yo¤unlu¤u ve fiemdinli geliflmelerinin gündeme getirilifli anlaml›d›r. ‹nay köylüleri siyanürlü alt›n aramas›na karfl› tepkilerini ifade ederken “siyanür ve bütçe ikisi de ayn› kap›ya ç›k›yor” aç›klamalar›, yaflananlar›n temelinin ifade edilmesi aç›s›ndan oldukça çarp›c›d›r. D‹SK’in kat›l›m›n›n azl›¤› ise son dönem daha da netleflen çizgisinin bir yans›mas› oldu¤unu görmek ve sürecin D‹SK taraf›ndan bu tarzda iflletilece¤inin anlafl›lmas› aç›s›ndan önemlidir. Ezilenlerin biriken tepki ve öfkesinin bir nevi boflalt›lmas› olarak konfederasyonlar ve meslek örgütleri taraf›ndan düzenlenen bu tarz eylem ve etkinliklerin devam›n›n getirilmesi, ancak alanlarda kendisini gösteren y›¤›nlar›n örgütlenmesi ve örgütlü bir güç haline dönüfltürülmesi ile ba¤lant›l›d›r. Bu anlamda sürecin görevleri her gün biraz daha artarken, bu görevlere karfl› gösterece¤imiz duyars›zl›k ve darlaflan “sorunlar›m›zla” u¤raflmak s›n›f mücadelesinin gerisinde kalman›n ötesinde bir fayda sa¤lamayacakt›r.

Emperyalist haydutlar ziyaretlerine devam ediyor... ABD savafl kurmaylar›n›n Avrupa ve Türkiye turlar› devam ediyor. Yo¤unlaflan ziyaret trafi¤inde havaliman›na inen katiller sürüsü ile gidenlerin listesinin kabar›kl›¤›n›n nedeni önümüzdeki günlerde daha da netleflecektir. Ancak bu ziyaretlerin önemine dair bugünden bir fleyler söylemek mümkün. “A盤a ç›kan” iflkence merkezlerinin ard›ndan ABD D›fliflleri Bakan› Condoleezza Rice’›n Avrupa turunun ard›ndan son durak olarak Türkiye’ye u¤rayacak olmas›, geçti¤imiz hafta FBI ve CIA baflkanlar›n›n ziyareti, önümüzdeki y›l›n emperyalistler aç›s›ndan hiç de huzurlu bir y›l olmayaca¤›n› göstermektedir. Özellikle de bu durumun ABD aç›s›ndan daha da yak›c› biçimde hissedildi¤i ve duruma engel olmas› anlam›nda belli önlem ve tedbirlerin al›nmas› karar›, telafl›n göstergeleri olarak alg›lanmak ve de¤erlendirilmek durumundad›r. Ülkemizi son olarak ziyaret eden flahsiyet ise NATO Genel Sekreteri Jaap de Hoop Scheffer’dir. ABD Baflkan› Bush’un son dönem gelifltirdi¤i yeni taktik manevralar›n bir ifadesi olan aç›klamalar›, Irak baflta olmak üzere dünyada gücünü kaybeden ve can çekiflen canavar›n görüntülerini and›rmaktad›r. “Büyük taktik de¤iflim” olarak verilen aç›klamalar›n anlam›n› Irak’ta “bir avuç” direniflçinin iradesi karfl›s›ndaki teslimiyeti gösteren bu itiraflar›n, seçimin hemen ertesinde yap›lm›fl olmas› da beklenen sonucun al›namamas› anlam›nda önemlidir. Zira seçimler ne istikrar getirdi ne de ABD’nin baflar›s›n› kan›tlad›. Meflhur Oval Ofisi’nden halk›na seslenen Bush: “Baz› kararlar›m›n korkunç kay›plara yol açt›¤›n› biliyorum. Bu kararlar›n hiçbiri kolay al›nmad›. Bu savafl›n tart›flmal› oldu¤unu da biliyorum. Ancak sizin baflkan›n›z olmak, do¤ru oldu¤una inand›¤›m›

yapmay› ve sonuçlar›n› kabul etmeyi gerektiriyor” aç›klamas›nda bulundu. Kamuoyu araflt›rmalar›nda halk deste¤i dibe vuran Bush’un, bu “samimi” aç›klamalarla yeniden güven tazelemeye çal›flt›¤› çok aç›k. ABD’N‹N ORTADO⁄U PLANLARI TUTMADI! ABD’nin Ortado¤u’ya yönelik saptad›¤› politikalar önemli oranda yaflam bulamad›. Klasik bir tan›mlama ile evdeki hesaplar›n hiçbiri Ortado¤u’ya uymad›. Irak yenilgisi daha planlar yap›lma aflamas›nda iken çuvallamaya bafllad›. ‹ran ve Suriye tam da bu t›kan›kl›¤›n bir sonucu olarak gündeme getirildi. Bu t›kan›kl›k ABD aç›s›ndan yeni hamlelerin yap›lmas›n› beraberinde getirirken, “müttefiklerinin” de daha çok “atefle at›lmas›” zorunlulu¤unu do¤urmaktad›r. Türkiye, ABD aç›s›ndan önümüzdeki dönem at›lacak ad›m ve müdahalelerde önemli bir güç. Ardarda yap›lan ziyaretlerin nedenini tam da burada aramak gerekir. Suriye ve ‹ran planlar›n›n Türkiye ziyaretlerinde paylafl›lmas›, tart›fl›lmas› bu saptamalar›n somutlanmas› anlam›nda önemlidir. “Teröre destek” gibi gelenekselleflen gerekçeler, Suriye’nin Lübnan’›n iç ifllerine kar›flt›¤›na dair “somut” belgelerin Türkiye’ye sunulmas› ve ziyaretler s›ras›nda Abdullah Gül’ün “‹ran, Amerika ile iliflkilerimizi bozmaya de¤er bir ülke de¤ildir” aç›klamas› verilen dersin kavrand›¤›n›n mesaj›n› içermektedir. NATO Genel Sekreteri ile yap›lan görüflmelerin bas›na kapal› bölümünde nelerin görüflüldü¤ünü yine bu çerçevede düflünmek gerekir. Sözü geçen “pazarl›klar” Türk ordusunun önemli stratejik noktalara yerlefltirilmesi üzerine. Bunlara henüz cevap verilmedi¤i türünden yap›lan aç›klamalar›n gerçe¤i ifa-

de etmedi¤ini çok iyi biliyoruz. EGEMENLER HATALARINI G‹DER‹YOR! Bu ziyaretler trafi¤inde yaflanan di¤er bir önemli geliflme ise, ‹skenderun Liman› üzerinden yak›t ve patlay›c› madde stokunu devam ettiren ABD’nin “Suriye’yi daha yak›ndan gözlemleme” gerekçesi ile Antakya’ya radar kurma çal›flmalar›n› sürdürmesidir. Radar sistemi, resmi olarak NATO ad›na kuruluyor. Türkiye ile Suriye’yi ay›ran Amanos da¤›nda genifl bir arazi üzerinde yap›lan çal›flmalar›n yak›n zamanda bitirilmesi planlan›yor. ‹ncirlik Üssü’nde kullan›lan baz› haberleflme, gözetleme ve izleme sistemlerinin Antakya’daki yeni üsse getirildi¤i ise yine bas›na yans›yan haberler aras›nda. Önümüzdeki dönem Türkiye’nin rolünün anlafl›lmas› aç›s›ndan bu geliflmelerin dikkatle incelenmesi önemlidir. Irak’ta yap›lan seçimlere Sunnilerin kat›l›m›n› “büyük bir baflar›” olarak aç›klayan hükümet, Ortado¤u’da ABD’nin gelifltirdi¤i/gelifltirece¤i sald›rganl›k politikalar›na araç olma noktas›nda oldukça hevesli görünmektedir. Yap›lan ziyaretlerin ard›ndan ABD taraf›ndan sat›n al›nan kalemflorlar›n yazd›klar› yaz›lar ve yapt›klar› de¤erlendirmelerde “Türkiye geçmifl dönemde yapt›¤› hatalar› giderecektir” aç›klamalar›nda bulunarak, verilecek görevlerin yerine getirilece¤inin teminat› verilmifltir. Dünyan›n aç ve yoksul milyonlar› ise bu sald›r›n›n tek ma¤duru durumundad›r. Ancak onlar ac›nmay› de¤il, kadere boyun e¤meyi de¤il, “emperyalist iflgalci ve iflbirlikçilere nas›l diz çöktürülür”ün dersini veriyorlar ve tarihini yaz›yorlar. Gerçek olan budur ve bizim de anlamam›z ve üzerinde durmam›z gereken zemin, bu gerçe¤in kendisinden baflka bir fley de¤ildir.


4

30 Aralık 2005-12 Ocak 2006

S›n›fsal Bak›fl EMPERYAL‹STLER, ZORLU GEÇEN 2005’‹, 2006’DA ÇOK ARAYACAKLAR! Irak’taki iflgal kuvvetlerinin üst düzey komutanlar›ndan, ABD donanmas› korgenerali James Mattis, San Diego’da 1 fiubat 2005 tarihinde yapt›¤› konuflmada, insan öldürmenin “e¤lenceli bir ifl” oldu¤unu söylemiflti. “E¤lenceli ifller” yapmak üzere yetifltirilenlere hitaben, Annapolis Deniz Kuvvetleri Akademisi’nde 30 Kas›m 2005’de konuflan Bush ise flu sözleri sarf ediyordu:“Bat› ülkelerindeki kentlerin sokaklar›ndan Afganistan da¤lar›na, Güneydo¤u Asya adalar›ndan Afrika’ya bu savafl›n pek çok dönüm noktas› olacak. Düflman her savafl alan›nda ma¤lup edilmeli.” Bush’un bunu söyledi¤i tarihlerde, Irak iflgalinin 1000 günlük bilançosu ç›kar›lm›fl (18.12.05/The Independent); verilen kayba (2.339 ölü, 15.955 yaral›), yap›lan harcama (204.4 milyar dolar), giderek art›r›lan askeri güce (183 bin) karfl›n, 2003 Haziran’›ndan bu yana günlük sald›r› say›s›n›n 8’den 90’a ç›kmas›ndan da görülece¤i gibi direnifl k›r›lamam›flt›r. Anayasa, seçimler, bir tak›m idari düzenlemelerin (devlet baflkanl›¤›, hükümet) makyaj› alt›nda halka ve özellikle iflgale karfl› direnenlere yönelik vahfli bir zulüm ve katliam uygulanmas›na ra¤men gerçek manada bir otorite tesis edilememifltir. ABD’nin iflgalin ard›ndan göreve getirdi¤i ilk kukla baflbakan olan ‹yad Allavi, ‹ngiliz The Observer gazetesine verdi¤i 25.11.05 tarihli demeçte, iflgalden bu yana Irak’taki durumun insan haklar› ihlalleri bak›m›ndan Saddam Hüseyin döneminden çok daha kötü oldu¤unu söylemektedir. Bush, yukar›da and›¤›m›z konuflmas›nda Irak’›n hesaplaflmada merkezi konumda bulundu¤una dikkat çekmifl ve orada muzaffer olmaya mahkûm olduklar›n› söylemiflti. Daha önceki sözlerinin bir tekrar› olarak D›fliflleri Bakan› C. Rice ise Irak’›n ilk basamak oldu¤unu yak›n tarihte vurgulam›flt›. Bununla beraber bölgede baflta Suriye ve ‹ran olmak üzere bütün ülkeler ile yak›ndan ilgilenmekte olufllar› bir çeliflki oluflturmamaktad›r. Hatta, ‹ran ve Suriye öncelikli kabul edilmek kayd›yla, sald›r›ya varacak boyutta hesaplar içinde olduklar›n› söylemek de yanl›fl de¤ildir. Irak’ta baflar›l› olamad›¤› koflullarda, gerçekçi de¤il gibi görünen böylesi bir plan›n, zaten ç›kmaza gömülmüfl, kay›p içindeki ABD emperyalizmi aç›s›ndan “büyük bir ç›lg›nl›k” olup olmad›¤› tart›flmal›d›r. “Tart›flmal›d›r” sözünü açt›¤›m›zda, karfl›m›za 2005’i devirip 2006’ya girerken dünya çap›ndaki s›n›f mücadelesinin yak›c› gerçeklikleri ç›kmaktad›r. Bu gerçeklikler emperyalist sistemin önderli¤i kadar hamili¤ine de soyunan ABD’yi tam da bu nedenle dünyada en çok rahats›z eden, endiflelendiren güçle-

rin bafl›na oturtmaktad›r. Son bir y›ll›k zaman diliminde yaflananlar, bir önceki y›lla k›yasland›¤›nda ne demek istedi¤imiz daha iyi anlafl›lacakt›r. Bir baflka önemli parametre, 2005’in 2006’ya devrettikleri ile ilgilidir. Devrolunanlar dünyan›n dört bir yöresindeki mücadele bayraklar›d›r. Bu bayraklarda önümüzdeki seneye iliflkin savafl planlar›, mücadele programlar› yazmaktad›r. Dünya halklar›n›n belirledikleri gündemleri bu y›l›n önemli dersleri ve tecrübeleri ile yüklü olman›n avantaj›n› tafl›yacakt›r. Ancak cepheleflmenin keskin bir hal ald›¤› unutulmamal›d›r. Emperyalistler aç›s›ndan as›l tehdidin ezilen halklar›n ve uluslar›n kurtulufl mücadelesi oldu¤u kesindir. Bir baflka kesin olan husus ise bu mücadelelere s›n›f bilinçli proletaryan›n önderlik edip etmemesinin emperyalistler nezdinde tafl›d›¤› önemdir. Komünistlerin, bir baflka ifadeyle Marksist-Leninist-Maoistlerin varl›¤› en yak›c› tehdidi oluflturmaktad›r. Derece derece tafl›nan bu önem çerçevesinde emperyalistler, faflistler ve her türden gericilerin “terörizme karfl› mücadele” ad› alt›nda bafllatt›klar› savafl dünya çap›nda giderek ivme kazanmaktad›r. El-Kaide vb. ‹slami tandansl› ve fakat bir k›sm› menflei flaibeli örgütün gelifltirdi¤i tipik “terör” eylemlerinin çokça bahane olarak kullan›ld›¤› bir zeminde, hedef, komünistlerden reformistlere kadar genifl bir yelpazede, emperyalistkapitalist sisteme muhalif herkestir. Gelinen noktada, “önleyici” kavram› adeta bir anahtar ifllevi kazanm›fl ve her türlü icraat buna yaslanarak gerçeklefltirilir olmufltur. Afganistan ve Irak iflgallerinde “önleyici müdahale” deyimi kullan›lm›fl, bunun yeni bir konsept oldu¤una vurgu yap›lm›flt›. Art›k, önleyici kelimesi, “tutuklama” ve “gözalt›” için de kullan›lmaktad›r. ‹mha ve iflkence de, aç›kça olmasa da bu kapsamda savunulabilmektedir. ‹ngilizleri, Norveç’in izlemesinin ard›ndan en son anti-terör yasa projesi 22.12.05’te Frans›z Parlamentosu’nda kabul edildi. Cezalar›n art›r›lmas›, gözalt›n›n 4 günden 6 güne ç›kar›lmas›ndan baflka, ülkenin dört bir yan›n› kameralarla donatma ve cep telefonlar› ile internet kay›tlar›n› en az bir y›l depolama gibi düzenlemelerin aralar›nda bulundu¤u bir dizi yenilikler ile Fransa’da rejim daha da “demokratiklefltirilmifl” oldu. Zaten geçti¤imiz aylarda yap›lan AB-Akdeniz ülkeleri zirvesinin ana gündeminin de “terörizm tan›m›” oldu¤u söyleniyordu (El Pais‹spanya). Dünyan›n birçok ülkesinde bizdeki F tiplerinin benzerlerinin inflas›na h›z verilirken, di¤er yandan a¤›rl›kl› olarak ABD taraf›ndan kullan›lmakla beraber bir dizi ülkede özel hapishaneler ve iflkence merkezlerinin kurulu oldu¤u deflifre edildi. Bunun ötesinde

38 CIA iflkence uçaklar›n›n kamuoyuna yans›t›lmas›ndan öte bu faaliyette Avrupal› emperyalistlerin ABD ile bafl›ndan itibaren birlikte hareket etmifl olmalar›, C. Rice’›n “ayn› gemideyiz” sözüyle yerli yerine oturuyordu. Bunun Atina’da 22.01.2003 tarihinde ABD ile AB ‹çiflleri ve Adalet Bakanlar› aras›ndaki toplant›da al›nan karar gere¤i, ABD’ye verilen “suçlu ve zanl›lar›n topraklar›ndan tafl›nabilmesi” iznine dayand›¤› a盤a ç›kt›¤› halde, inkâra devam ediliyordu. Konuyla ilgili tart›flmalara son noktay›, 18.12.05 tarihinde ‹ngiltere’yi ziyareti esnas›nda yapt›¤› aç›klama ile Colin Powell koydu: “ABD’nin yurtd›fl›ndaki gizli iflkence üsleri ve seferleri konusu ne yeni ne de Avrupa ülkeleri aç›s›ndan bir sürpriz. ABD, bu uygulamay› uzun süredir devam ettiriyor. Bu durumu Avrupa hükümetleri de biliyordu. Bu yüzden Avrupal› dostlar›m›z›n flafl›rmamas› gerekir.” H. Kissinger’›n da aralar›nda bulundu¤u ak›l hocalar› ve emperyalist stratejistlerin “öngörüleri”ni dikkate alarak 1996 y›l›ndaki NATO toplant›s›nda, “21. yüzy›l ayaklanmalar yüzy›l› olacak” diye “malumu ilan” eden emperyalistler, yüzy›la bismillah diyemeden korktuklar› ile yüzleflmeye bafllad›lar. Her ne kadar bugün için saltanatlar›n› kritik boyutta sarsan bir nitelik tafl›m›yorsa da, hemen her ülkede büyük kitlelerin hareket halinde olmas›, MLM hareketlerin ise az say›da ama iktidara alternatif konuma gelen kimi örneklerle birlikte yol almas›, durumun son derece ciddi oldu¤unu göstermektedir. Latin Amerika’da Chavez’den Evo Morales’e kadar “sosyalist” etiketli bir tak›m kiflilerin devlet baflkanl›¤›na seçilmesi anlaml› ve önemlidir. Konunun anlam ve önemi, halk›n büyük bir bölümünün bu kiflilere/partilerine “sosyalist”, “anti-emperyalist” s›fatlar›ndan ötürü oy vermifl olmalar›d›r. Bu kiflilerin sosyalist olmad›¤› ve iktidarlar›n›n de¤il kapitalizmi, feodalizmi dahi tasfiye etmekte aciz kalaca¤› aç›kt›r. S›ra emperyalizme ve onun ülkedeki uzant›s› durumundaki sisteme bütünlüklü bir tav›r tak›nmaya geldi¤inde nefessiz kalacaklar› görülecektir. Sorun, kitlelerin bu kiflilere hangi nedenlerle oy verdi¤idir. Amerika k›tas› genelinde, kitlelerde önemli bir potansiyel birikmifltir. Askeri faflist diktatörlüklerin a¤›r bilânçolar›n›n devam›nda IMF ve DB eliyle dayat›lan y›k›m ve talan politikalar› halk› ikinci bir zulüm cenderesinin içerisine sokmufltur. Bu birikimi kendi potas›nda eritenlerin sosyalizmin prestijinden de yararlanarak seçimlerle iktidara tafl›nmas›, son y›llarda kolay bir yol haline gelmifltir. Ancak ilk örnek olan Lula’n›n maskesinin düflmesi ile birlikte bu sürecin eski h›z›n› yitirece¤i de bir di¤er gerçektir. Özellikle ABD emperyalizmine karfl› kitlelerdeki öfkenin dinmek bilmeyen bir kabar›fl içinde oldu¤u, Bush’un son gezisinde, baflta Arjantin olmak üzere yap›lan eylemliliklerde kendini göstermifltir. Bu durum, Uzakdo¤u Asya ülkeleri aç›s›ndan da geçerlidir. Ancak, Asya’da emperyalistler aç›s›ndan durum daha da kritiktir. Irak ve Afganistan d›fl›nda ABD emperyalizminin bizzat

ordusunu devreye soktu¤u Asya’da; Filipinler’de iktidara alternatif bir mevzi kurmay› baflaran ve savafl› 1996 y›l›ndan beri bu cephe üzerinden yönlendiren Marksist-Leninist-Maoistler’in (FKP-YHO-UDC), ikinci önemli mevziyi kurduklar› Nepal’deki tahkimatlar› emin ad›mlarla infla edilmektedir (NKP-M). Bu zincire eklenmek üzere, dünyan›n ikinci en kalabal›k ülkesi Hindistan’da son bir y›l içerisinde, halk savafl›na h›z vererek büyük ad›mlar atan Maoistler, ABD ile Hint Ordusuna ortak tatbikat ve operasyon yapt›racak (Ekim ’05) boyutta tehdit oluflturan bir konum elde etmifllerdir (HKP-M). Di¤er yandan emperyalist metropollerdeki durum da pek “parlak” de¤ildir. ‹talya, Fransa, Belçika, Hollanda ve Yunanistan’da genel grevler ve güçlü iflçi direniflleri Avrupa ülkelerini sarmalam›fl, AB-Avrupa Anayasas›’n›n Fransa ve Hollanda halk› taraf›ndan reddedilmesinin yaratt›¤› moral, k›ta genelinde kitleleri etkilemifltir. Ve nihayet Fransa’da patlayan göçmen gençlerin isyan› Paris’e ait bütün an›lar› burjuvazinin haf›zas›nda kâbus gibi canland›rm›flt›r. Kendi vatandafl› statüsündeki kuzey Afrikal› göçmen nüfusa Paris’in banliyölerinde “haflere” muamelesi yapan Frans›z devleti, kendisine yakt›klar› arabalarla mesaj gönderen isyanc› gençlerin öfkesine karfl› çareyi OHAL yasalar›na sar›lmakta bulmufltur. Emperyalist-kapitalist sistemin dikiflleri en güçlü oldu¤u san›lan yerlerde atmaktad›r. ABD’nin çap› Katrina kas›rgas› esnas›nda kendi halk›na karfl› sürek av› bafllatmas›yla bir kez daha a盤a ç›km›flt›r. Siyahlar› ölüme terk etti¤i yetmiyormufl gibi sa¤ kalanlar›n› da ya¤mac› ilan edip ölüm mangalar›n›n hedef tahtas›na dikmifltir. Askeri harcamas›n› 2003’den 2004’e 414.4 milyar dolardan 455.3 milyar dolara ç›karan ABD, 1 trilyon 35 milyar dolarl›k toplam harcaman›n yüzde 47’sini elinde bulundurmaktad›r. Ancak Amerikan bas›n›, ülkede son befl y›l içinde yüzde 43 art›fl göstererek 37 milyona ç›kan açl›k s›n›r› alt›ndaki nüfusun, son süreçte en çok ra¤bet etti¤i g›da maddesinin, ucuzlu¤undan kaynakl›, “hayvan besinleri” oldu¤unu yazmaktad›r. Dünya egemenli¤ine soyunan, bu u¤urda yeryüzünde kan›na girmedi¤i ya da zarar› dokunmad›¤› halk bulunmayan ABD emperyalizminin kendi halk›na reva gördü¤ü yaflam standartlar› budur. Kendi uflaklar› için kurdurdu¤u düzmece mahkemelerde (Milofleviç, Saddam) bile yarg›layan de¤il yarg›lanan konumuna düflmekten kurtulamayacak denli acz içerisindedir. CIA uçaklar› gerçe¤i, ayn› zamanda ABD’nin korsan iflkenceci durumuna düflmekle bir baflka aczini daha ortaya koymaktad›r. T›pk› Irak ve Afganistan iflgallerinde ve Guantanamo uygulamalar›nda oldu¤u gibi kendi yasalar›n›n d›fl›na ç›k›lmas› hali, meflru olmama durumunun tescilidir. 2005, emperyalistler aç›s›ndan neredeyse bütün cephelerde ve alanlarda zorlu geçmifltir. Ancak geliflmelerin yönü 2006 y›l›nda 2005’i de arayacaklar›n› göstermektedir.


5

38

30 Aralık 2005-12 Ocak 2006

Tuzla havzas› ›s›n›yor! Cevahir Deri iflçisi Deri-‹fl Sendikas› Tuzla fiubesi’ne üye olduklar› gerekçesi ile 24 Kas›m Cuma günü iflten at›lm›fllard›. ‹flten at›lan ve havzadaki di¤er iflçilerden oluflan yaklafl›k 800 kifli, 20 Aral›k Sal› günü sendika öncülü¤ünde biraraya gelerek bas›n aç›klamas› yapmak üzere sabah saat 07:30’da Organize Deri Sanayi Bölgesi fiifa Kap›s› giriflinde topland›. Aç›klaman›n yap›laca¤› alana gelen jandarma aç›klamaya engel olmaya çal›flt›. Ancak sendikan›n ve iflçilerin taviz vermez kararl› tutumu karfl›s›nda jandarma çaresiz kald›. Deri-ifl Tuzla fiubesi Baflkan› Hasan Sonkaya “Bizim haks›z, korsan eylem yapt›¤›m›z› söyleyenler, görmüyorlar m› insan-

28

lar ak›n ak›n kendili¤inden geliyorlar” dedi. Takviye ekip getirten jandarman›n keyfi bir flekilde, Deri-‹fl Genel Merkez Yönetim kurulu üyesi Zeynel Erdo¤an ve Cevahir Deri’den at›lan direniflçilerden Haydar Bar›fl›k’› gözalt›na almas› s›ras›nda buna izin vermek istemeyen iflçilerle jandarma aras›nda arbede yafland›. Bu defa da Deri-‹fl Tuzla fiubesi Sekreteri Mustafa Yi¤it gözalt›na al›nmak istendi. ‹flçilerin kararl› sahipleniflleri sonucu jandarma geri ad›m atmak zorunda kald›.

‹flçiler üretimi durdurdu

Sald›r› s›ras›nda iflçilere küfür eden askerler, bununla yetinmeyerek, silah çekti. Bunun üzerine “Sermayenin itleri y›ld›ramaz

bizleri”, “Birlik mücadele zafer”, “Direne direne kazanaca¤›z” sloganlar› atan iflçiler karfl›s›nda askerler geri ad›m atmak zorunda kald›. Ard›ndan sloganlarla Organize Sanayii sitesini adeta inleten iflçiler karfl›s›nda jandarma geri ad›m att›. Daha sonra Deri-‹fl Tuzla fiubesi Baflkan› Hasan Sonkaya sözlü olarak bir bas›n aç›klamas› yapt›. Sonkaya, “Cevahir deri iflçisini yaln›z b›rakmayan ve deri iflçilerine yarafl›r bir flekilde hareket eden sizleri kutluyorum. Çünkü siz biliyorsunuz ki bu sald›r› yaln›z Cevahir deri iflçilerine de¤il y›llard›r hepimize yönelik bir sald›r›d›r” dedi. Bas›n aç›klamas›n›n ard›ndan da¤›lan iflçiler 2 saat üretimi durdurdular.

Direnen iflçiler dayan›flmay› büyütüyor! Deri-‹fl Sendikas›’na üye olduklar› gerekçesiyle iflten at›lan ‹leri Deri iflçileri 17 fiubat’tan bu yana, Birsinler Deri iflçileri de Temmuz 2005’ten bu yana direnifllerini ilk günkü kararl›l›kla sürdürüyorlar. Birsinler ve ‹leri Deri iflçileri de direnifle bafllad›klar› günden bu güne kadar birçok defa sermaye ve bekçileri taraf›ndan sald›r›ya maruz kald›lar. Patronlar Deri-‹fl Sendikas›’n›n görüflme ça¤r›lar›na da yan›t vermezlerken ‹leri Deri yönetimi aylar sonra görüflmeye evet demiflti. 15 Aral›k’ta sendika ile ‹leri deri yönetimi bir araya gelirken burada da yönetimin tavr› görüflmeyi t›kamak oldu. Sendikan›n tüm giriflimlerine karfl› patronlar kendi yasalar›n› bile tan›mayarak hukuk d›fl›l›klar›na devam ediyorlar. ‹leri ve Birsinler deri iflçileri ya¤an ya¤mura, so¤u¤a ra¤men direnifllerine devam ederlerken Çal›flma Bakanl›¤›’ndan gelecek yetki tespiti bekleniyor. Sendika ve iflçiler buradan gelecek cevaba göre hareket edecekler. Gönen’de de yaklafl›k 40 fabrikada iflten at›lan 260 iflçinin direniflleri tüm sald›r›lara karfl› devam ediyor. (Kartal)

Direnen iflçiler dayan›flmay› büyütüyor! Cevahir Deri patronu Seyit Ahmet Cevahiro¤lu tuttu¤u eski köy korucular›, halk düflman› çetelerle iflçileri y›ld›rmak için elinden gelen tüm alçakl›¤› yap›yor. Bunun son örne¤i 22 Aral›k Perflembe günü saat 08.00’da yafland›. Patronun 15 tane silahl› adam›, fabrika önünde direnen iflçilerin üzerine kurflun s›k›p, demir sopalarla iflçilere sald›rd›. 6 direniflçi iflçi ve Deri-‹fl Tuzla fiubesi Baflkan› Hasan Sonkaya gözalt›na al›nd›. Gözalt›na al›nanlar akflama kadar karakolda keyfi olarak bekletilmenin ard›ndan savc›l›kta ifadeleri al›nd›ktan sonra serbest b›rak›ld›lar. Tafleron Fuat Özalp’›n 9 adam› da gözalt›na al›n›rken, as›l atefl eden adamlar ise silahlarla birlikte beyaz Brodway marka taksiyle olay yerinden kaçt›. Direniflçileri toplu olarak y›ld›ramayaca¤›n› anlayan tafleron, iflçileri tek tek s›k›flt›r›p

dövüyor. Son olarak yolda yürürken önünü kestikleri bir direniflçiyi dövmeleri üzerine, Adli T›p raporu ile birlikte Cumhuriyet Savc›l›¤›’na flikayet dilekçesi verildi.

Cevahir direnifline grevci deste¤i Sendikaya üye olduklar› gerekçesiyle iflten at›lan Serna-Seral iflçileri, Deri-‹fl Sendikas› Tuzla fiubesi’ne üye olduklar› için iflten at›lan Cevahir Deri iflçilerini 14 Aral›k Çarflamba günü ziyaret ederek iflçilere kararl›l›k ça¤r›s› yapt›lar. Ziyaret s›ras›nda patronun flikâyeti üzerine iflçilere müdahale etmeye çal›flan jandarmaya iflçiler “Jandarma k›fllaya” slogan›yla yan›t verdiler. Burada bir iflçi gözalt›na al›n›rken yine ayn› günün sabah› direniflteki 28 iflçi de ifadesi al›nmak üzere gözalt›na al›nd›. Gözalt›na al›nanlar ifadeleri al›n-

Emekçinin Gündemi ÖRGÜTLENMEY‹ DAYANIfiMAYLA GÜÇLEND‹REL‹M! Egemenlerin gerçeklefltirdi¤i sendikas›zlaflt›rma, örgütsüzlefltirme sald›r›lar› sürerken emek örgütleri de örgütlenme çabas›n› sürdürüyor. Sigorta, 8 saatlik ifl günü, sendikalaflma mücadelesi, iflçi sa¤l›¤›, ifl güvenli¤i talepleriyle iflçi s›n›f› istenilen düzeyde olmasa da, belli bir toparlanma sürecine girmifl bulunuyor. Ancak belli k›p›rdanma, toparlanmaya hizmet edecek bu çabalar›n baflta devrimci, demokrat, sosyalist, komünist, yurtsever güçler olmak üzere emekten yana tüm güçlerce maddi manevi desteklenmesi, sahiplenilmesi, baflar› için olmazsa olmazd›r. Bir y›l› bulan Çorlu ‹leri Deri iflçilerinin, Birsinler Deri, yine Gönen’de nak›fl nak›fl ifllenen deri iflçilerinin direnifli Bostanc›’da Serna-Seral tekstil iflçilerinin,

Tuzla Deri’de yeni örgütlenen Cevahir Deri iflçilerinin direniflleri böyle sürüyor. Mücadelenin, direnifllerin baflar›ya ulaflmas› k›sa, orta zaman diliminde baflar› sa¤lamas› bu dayan›flman›n planl›, disiplinli büyütülerek sürdürülmesine ba¤l›d›r. Özellikle dayan›flma, paylafl›m, direnifl ziyaretleri konusunda muhattaplarda belli bir yabanc›laflma, bofl vermifllik, bananecilik, vurdum duymazl›k gözlenmektedir. Bu konuda baflta DDSB’liler olmak üzere devrimci demokrat dostlar›m›z bu direnifli esas alan mücadele alanlar› ile temas sa¤lamal›d›r. Bu sürdürülen mücadeleyi zafere tafl›mada önemli destek sa¤layaca¤› gibi daralan s›n›f, kitle temas›n›n güçlendirilmesine önemli katk› sa¤layacakt›r. ‹htiyac›m›z olan y›¤›nla laf kalabal›¤›,

d›ktan sonra serbest b›rak›ld›lar. Ziyaret s›ras›nda bir konuflma yapan Deri-‹fl Sendikas› Tuzla fiube Baflkan› Hasan Sonkaya “Direnifli k›rmaya yönelik sald›r›lar› örgütlü gücümüzle püskürtece¤iz” dedi. TEKS‹F Bak›rköy fiube Yöneticisi Erkan Çark› da yapt›¤› konuflmada “Patronlar›n bu tutumuna karfl› iflçilerin birlikte mücadele etmesi gerekiyor” dedi.

Partizan okurlar› Cevahir iflçilerinin yan›nda

zenledi. Sloganlarla Cevahir Deri fabrikas› önüne gelen Partizan okurlar›, direniflçi iflçilerle selamlaflman›n ard›ndan bir konuflma yapt›lar. ‹flçiler de ziyaretçi kitleye, direniflleri hakk›nda genel bilgiler vererek patronun ne gibi oyunlar oynad›¤›n› anlatarak, “Biz biliyoruz ki hiçbir direnifl kolay kazan›lmam›flt›r. Ve yine biliyoruz ki direndi¤imiz oranda kazan›r›z” dediler.

Kad›n erkek omuz omuza direnifle devam

24 Kas›m’dan itibaren direniflte olan Cevahir Deri iflçilerine destek ziyaretleri sürüyor. 17 Aral›k Cumartesi günü saat 14.00’de bir grup Partizan okuru direniflteki Cevahir Deri iflçilerinin direnifllerini sahiplenmek amac›yla bir ziyaret dü-

23 Aral›k Cuma günü saat 12.00’de Cevahir Deri iflçilerine kad›nlar da destek ziyareti gerçeklefltirdiler. Direniflçi iflçilerin eflleri, çal›flan sendikal› kad›n iflçiler ve mahalle halk›ndan kad›nlar Cevahir Deri önünde direnen iflçileri ziyaret ettiler. (Kartal)

“abart›l› k›z›l naralar”, gerçekli¤imizi yans›tmayan derin subjektif yarg›lar de¤il, Marksizmin abc’si olan somut koflullar›n somut tahlilinden hareketle gerçekli¤imize denk düflen prati¤e girmek. Bu basit gibi görülen ancak lay›k›yla yap›lmayan direnifl ziyaretleriyle olabilir. Ev ziyaretleriyle, kahve toplant›lar›yla, iliflkimizin olmad›¤› fabrikalarda sa¤lanacak iliflki temas›yla, iliflkimiz olan yerlerde bu iliflkinin ileri tafl›nmas› perspektifiyle olur. Sermaye her koldan sald›r›yor. Askeri, polisi, mahkemesi, Jitemi, korucusu, çeteleri ve sivil faflistleri... Buna ra¤men kaybedecek zincirinden baflka fleyi olmayanlar “ölene kadar direniriz, kaybedecek bir fleyimiz yok, insan gibi yaflamak istiyoruz” talepleriyle kararl›ca direniyor. Gece gündüz, ya¤mur çamur, kar so¤uk demeden direniyor. Bizlere düflen görev bu direnifllerin destekçisi de¤il ayr›lmaz bir parças› olmakt›r. Yoksa çokça yap›ld›¤› gibi “Yaflas›n iflçi barikat›” “Direnifl, iflgal, savafl” gibi radikal naralar atanlar s›n›f› e¤itmifl olma-

d›klar› gibi bu yaklafl›m›n kendilerine de bir fley kazand›rmad›¤› aç›k. O halde büyük laflar yerine mütevazi ad›mlar atmak, amaca uygun araçlarla hedefe yürümek olmas› gerekendir. En kötüsü de söylem ile eylemin, teoriyle prati¤in diyalekti¤e meydan okunurcas›na çarp›kl›¤›d›r. Att›¤›m›z, ataca¤›m›z sloganlar›n alt›n› pratikle doldurmal›y›z, doldurmad›¤›m›zda (o sloganlar ki direnifl ve mücadele alanlar›nda yarat›ld›) sadece kula¤a hofl gelen, anl›k heyecan yaratan etkide kal›r. “Yaflas›n s›n›f dayan›flmas›”, “Birlik mücadele zafer”, “Gelecek ellerimizdedir” sloganlar› ayn› zamanda iflçi s›n›f›n›n ekonomik, demokratik, politik hedeflerini yans›t›r. Bu mesajlar›n alt›n› pratik olarak doldurmak ve iddialar›m›z› s›n›f içinde örgütlenerek ete kemi¤e büründürmek, yürüdükçe hedefini büyüten bir faaliyetin yükünü omuzlamak baflta DDSB’ liler olmak üzere eme¤in kurtuluflu iddias› olan tüm dostlar›m›z›n omuzlar›ndad›r. Direnifllerle dayan›flmay› yükseltmek için görev bafl›na!


6

30 Aralık 2005-12 Ocak 2006

38

Üretici köylüler; Çözüm örgütlenmekten geçiyor!

Devletin tar›m› tasfiye sald›r›lar›na marul gibi yafl sebze ürünleri de eklendi. K›fl›n yoksul emekçi halk›n paras›zl›ktan kaynakl› zaten mutfa¤›na az giren marul, k›v›rc›k, so¤an, maydanoz, p›rasa gibi yafl sebze ürünleri devletin sald›r›lar›yla üreticinin elinde kal›yor. Yafl sebze üreticileri, devletin Do¤rudan Gelir Deste¤i’ni (DGD) s›n›rl› vermesi, mazot, gübre gibi girdilerin fiyatlar›n›n son derece yüksek olmas› ve üreticileri tatmin edecek taban fiyatlar›n›n belirlenmemesi, dolay›s›yla tüccarlara meydan›n bofl b›rak›lmas› sonucu oldukça zor durumda kal›yor. Çukurova’da bugün yafl sebze üreticileri de, bu sald›r›lardan pay›na düfleni fazlas›yla almaktad›r. Yani üretemez hale gelmifl bulunmaktad›rlar. Tarsus’un Atalar Köyü üreticileri de bugün ya çok ucuz fiyatlara ürününü sat›yor ya da satamad›¤› için çürümeye terk ediyor. Yine az›msanmayacak say›daki üretici ise, devletin tasfiye sald›r›lar›ndan kaynakl› hiç ekim yapm›yor. Bu konularla ilgili marul üreticisi fienol Dikiflci’yle, yapt›¤›m›z söylefliyi yay›nl›yoruz. - Kendinizi tan›t›r m›s›n›z? fienol Dikiflci: Ben Atalar Köyü’nde yafl›yorum. Y›llard›r tar›mla u¤rafl›yorum, ayn› zamanda e¤itimime de devam ediyorum. - Köyünüzde ne tür ürünler yetifltiriyorsunuz? - Biz genellikle yafl sebze ve sera ürünleri üretiyoruz. K›fl mevsiminde k›fll›k sebzelere, marul, p›rasa, ›spanak vb. ürünlere a¤›rl›k veriyoruz. - Siz bu sene marul ektiniz mi? - Hay›r ekmedik. Çünkü geçen sene ürünü satamad›k, elimizde kald›. Bu nedenle bu sene ayn› riski göze al›p ekemedik. - Ekti¤iniz ürün neden elinizde kald›? - Bildi¤iniz gibi bu tür sebzeler uzun bir yetiflme dönemi geçirmesine ra¤men hasat dönemi çok k›sa sürmekte. Mesela yetiflmifl bir marul bitkisinin en geç bir hafta içinde kesip hale götürmeniz gerekiyor. Aksi takdirde marulun flekli bozulur ve pazar de¤erini kaybeder. Burada bir pazarlama a¤› olmad›¤› için biz ürü-

nümüzü toplayam›yoruz. Biz marulu ektikten sonra büyük kamyonlar› olan tüccarlara satmak zorunda kal›yoruz. Ama köyümüze gelen tüccarlar kendi aralar›nda bir fiyat belirleyip (bu sene dönüme 250 YTL düfltü) bütün marullar› tarlada ucuz bir fiyata al›yorlar. Daha sonra kendi genifl imkânlar›n› kullan›p bu mal› ‹stanbul vb. di¤er flehirlere gönderiyorlar. - Siz ürünlerinizi ‹stanbul vb. illere kendiniz neden göndermiyorsunuz? - Bizim bu mal› ‹stanbul gibi illere gönderebilecek büyük araçlar›m›z yok, ayr›ca oralarda bu ürünü pazarlayaca¤›m›z tan›d›klar›m›z da yok. Hem bunu yapmak istesek bile, yollarda yap›lan maliye kontrolleri nedeniyle bir üreticinin üretti¤i ürünü hale getirmeden flehir d›fl›na göndermesi yasak. Bu ürünü gönderebilmen için Ticaret Odas›’na kay›t, vergi levhas› gibi birçok formalite gerekiyor. Biz küçük üreticilerin de böyle bir yükün alt›ndan kalkabilmesi imkâns›z gibi bir fley. - Fiyat› neden tüccarlar belirliyor. Sizin belirleme flans›n›z yok mu? - Biz köylüler olarak ürünün elimizde kalmas›ndan çok korkuyoruz. Çünkü biz bütün sene boyunca çal›fl›p bir sürü masraf yap›yoruz. Ve e¤er ürünü satamazsak o sene büyük bir zarara u¤rar›z. Ve biz de böyle bir riski almak yerine ucuz bir fiyata tüccara veriyoruz. Bunun as›l nedeni ise bizim birlik olmamam›zd›r. Biz e¤er köylüler olarak bir araya gelip ortak bir fiyat belirleyip, daha sonra da bu fiyata uyarsak bu sorunu ortadan kald›rm›fl oluruz. - Devletin belirledi¤i bir taban fiyat› yok mu? - Hay›r. Taban fiyatlar› bugüne kadar sadece hububat, m›s›r, pancar, pamuk, kay›s› gibi saklanabilir ürünler için belirleniyordu. Zaten hiçbir zaman marul vb. yafl sebze ürünlerine taban fiyat› diye bir fley belirlenmiyordu, ama geçen seneden bafllayarak devlet art›k m›s›r, pamuk vb. ürünlerde de taban fiyat› belirlemeyece¤ini aç›kl›yor. Yani art›k marul vb. ürünlerde yaflad›¤›m›z sorunlar› bu¤day, pamuk, m›s›r gibi ürünlerde de daha yak›c› flekilde yaflayaca¤›z.

“Art›k tarlaya gidecek mazot bulam›yoruz!” - Peki üretimde ne tür sorunlarla karfl›lafl›yorsunuz? - Üretimde karfl›laflt›¤›m›z sorunlar, en temel sorunlar›m›zdan birisidir. Bunlar hemen hemen her tar›m üreticisinin karfl›laflt›¤› sorunlard›r. Mazot fiyatlar›n›n pahal› olmas› önemli bir sorun. Gün geçmiyor ki, mazota zam yap›lmas›n. Bu da bizim üretimimizi direkt olarak etkiliyor. Mesela art›k tarlaya gidecek mazotu bile bulam›yoruz. Ayr›ca bitki yetifltiricili¤inde çok önemli olan bir girdi ise gübre fiyatlar›d›r. Gübre flu an oldukça pahal›. Eskiden devlet gübre fiyatlar›n› da üreticiler için de¤iflik oranlarda sübvan-

siyonel yap›yordu ama, birkaç senedir bu sübvansiyonel (indirim) kald›r›ld›. Biz de elimizden geldi¤i kadar az gübre kullanmaya çal›fl›yoruz. Gerçi bu ürün veriminde bir verim düflüklü¤üne neden oluyor ama biz de flimdilik sorunlar› böyle çözüyoruz. - Sübvansiyon kald›r›ld› ancak devlet yerine DGD veriyor de¤il mi? - Evet veriyor. Ama bu bizim maliyetlerimizin yan›nda oldukça gülünç kal›yor. Bu sene her dekar bafl›na 16 YTL verdi. Bu para tarlay› sürmeye bile yetmez. De¤il ki üretimde kullanal›m. Bu verdikleri paray› da y›lda iki ye bölüp veriyorlar. Biz ve bizim gibi küçük üreticilerin az tarlas› oldu¤u için verilen destek de az oluyor. Zaten bu deste¤i almak için yapt›¤›m›z bürokratik ifllemler bizden al›nan harçlar bu paran›n yar›s›n› götürüyor. DGD, ancak büyük tarlalar› olan zengin köylülere yar›yor. Zaten as›l amaç da zengin köylülere destek verip küçük köylüleri tasfiye etmek de¤il mi? - AB’nin Türkiye’de tar›m› tasfiye etme politikas› baflar›l› m› oldu sizce? - Türkiye bir tar›m ülkesidir. Nüfusunun yar›s›na yak›n› köylü ya da köyle bir ba¤lant›s› vard›r. Türkiye’de büyük oranda genifl-verimli tar›m arazisi var. Bu araziler uygun flekilde ifllenirse Türkiye tar›m›, de¤il kendi ihtiyac›n› tüm Avrupa’n›n bile ihtiyac›n› karfl›layabilecek seviyededir. Emperyalistler, bizim tar›m›m›z› bitirip, kendi ürettikleri ürünü bize satmaya çal›fl›yorlar. Ve hatta bunu büyük oranda yapt›lar bile. Mesela her m›s›r hasad› döneminde m›s›r deposu olan Akdeniz’e, Mersin Liman›’na büyük gemilerle m›s›r getiriyorlar. Ve bu bask› ile üretici ürününü ucuza satmak zorunda kal›yor. Her geçen sene üretimini azaltmak zorunda kal›yor. Avrupa ülkeleri tar›mda ileri teknoloji kullan›yorlar. Ayr›ca tohum ›slah› ve GDO ürünleri ile üretim olanaklar› çok fazla ve daha yüksek bir verim sa¤l›yorlar. Bu verim art›fl› sayesinde onlar ürünlerini daha ucuza satabiliyorlar. Dolay›s›yla bu bizde de ürünlerin fiyatlar›n›n düflmesine neden oluyor. Ayr›ca AB, IMF gibi kurumlar, Türkiye’nin tar›ma verdikleri desteklerin kald›r›lmas›n› istiyor. Ama kendileri kendi çiftçisine her türlü deste¤i vermekte bir sorun görmüyorlar. Ve bunu bizden gizliyorlar. Zaten bugün AB içinde yaflanan tart›flmalara bakt›¤›m›zda en büyük tart›flman›n Fransa’ya uygulanan tar›m sübvansiyonlar›ndan kaynakland›¤›n› görüyoruz. Bu nedenle ortaya ç›kmakta ki teknoloji, sanayi ne kadar geliflirse geliflsin bir ülkenin vazgeçemeyece¤i en önemli sektörü direkt insanla ba¤lant›l› olan tar›md›r. - Peki yaflad›¤›n›z bu sorunlar›n çözümünü nas›l bulaca¤›n›z› söyleyebilir misiniz? Buna iliflkin düflünceleriniz nedir? - Bence sorunlar›n çözümünde en temel nokta bir araya gelip örgütlenmek-

ten geçiyor. Çözümün örgütlenmeden geçti¤ini söylemek kolay ama bunun araçlar›n› yaratabilmek, bu araçlar› kullanarak örgütlenmek neden bu kadar zor oluyor? Çünkü biz y›llard›r örgütlenmekten bahsediyoruz. Ama nedense buralarda böyle bir örgütlenme yarat›lamam›fl. Bunun nedenlerini sorgulad›¤›m›zda köylülerin e¤itimsizli¤inin yan› s›ra, devletin örgütlenmenin önüne ç›kard›¤› sorunlar› da görüyoruz. Köylülerin kooperatifler konusunda e¤itilmesi, onlar›n üretim ve pazarlama faaliyetlerini sürdürecek, onlar› örgütleyip bir güç haline getirecek kooperatiflerde örgütlenmesi sa¤lanmal›, onlara bu konuda yol gösterilmelidir. Ya da en az›ndan flimdilik köylülerin kurdu¤u sendikalarda örgütlenmesi sa¤lanmal›d›r. Unutulmamal›d›r ki bugüne kadar hiç kimseye haklar kendili¤inden verilmemifltir. ‹nsanlar›m›z›n kendi haklar›n› kendi elleriyle alacaklar›n›n bilincine varmas› sa¤lanmal›d›r. (Mersin)

Domates üreticisi eyleme haz›rlan›yor!

Domatesin fiyat›n›n 20 Ykr’ye düflmesi ve al›c› bulamamas› üreticiyi zor duruma soktu. Üretici bu fiyatla bankadan çekti¤i kredi ve yapt›¤› masraf› dahi karfl›layam›yor. Satt›¤› maldan iflçi paras›n› dahi zorla ç›karan üretici eylem yapmaya haz›rlan›yor. Mersin’in Erdemli ilçesindeki üreticiler, havalar›n ›s›nmas› ve dünyadaki domates çoklu¤unun mallar›n fiyat›n› düflürürken al›m› da azaltt›¤›n› belirtiyor. Erdemli Ziraat Odas› Baflkan› Himmet Ali Önder yapt›¤› aç›klamada, üreticilerin durumunun her geçen gün kötüye gitti¤ini söyledi. Dönemin turfanda domates yetifltirme dönemi oldu¤unu belirten Önder, “Üretici ailesini geçindirmek için 1 dönümlük araziye kredi çekerek yaklafl›k 6-7 bin YTL harcama yap›yor. Sezonun ortas›na gelinmesine ra¤men üretici daha bin YTL’lik domates satamad›. Yapt›¤› masraf› karfl›layamama endiflesine düfltü. Buna bir çare bulunmal›. Aksi halde bayram öncesinde sosyal patlamalar›n yaflanmas›ndan korkuluyor” diye konufltu. (Mersin)


7

38

30 Aralık 2005-12 Ocak 2006

Fasulye üreticileri üretim yapamaz hale getirildi diyorum. ‹K: Teflekkür ediyoruz. Üretici: Sizler bizleri dinlediniz. Sorunlar›m›z› dinlediniz. As›l ben teflekkür ederim.

Birlik olmak flart

Geçmiflte “beyaz alt›n” denilen fasulye, de¤erini yitirmekte, ekim alan› daralmaktad›r. Erzincan Ovas›’nda pancardan sonra geliri en yüksek olan bir baflka ürün de fasulyedir. Ovan›n önemli bir bölümünde ekimi yap›lan bu ürün, yüzlerce ailenin en önemli geçim kayna¤› durumunda. Bölge halk› aras›nda “beyaz alt›n” olarak adland›r›lan fasulye birçok nedenden kaynakl› olarak de¤erini yitirmekte, ekim alan› daralmaktad›r. Erzincan’daki birkaç üreticimizle bu konuda bir söylefli yapt›k ve sorunlar›n› dile getirmelerini istedik. ‹K: Bize fasulye üretiminde yaflad›¤›n›z sorunlardan bahseder misiniz? Üretici: Fasulye bir dönem pancardan daha iyi yüksek getirisi olan bir üründü. Erzincan fasulyesi önemli bir marka idi ve çok tutuluyordu piyasada. Ancak flimdi öyle de¤il, ekemez hale geldik. Ekimden önce tohumluk, ekimden sonra gübre, ilaç, su, mazot vb ile ilgili sorunlar yafl›yoruz. Sulamada desteklemeler var ama elimize ulaflm›yor. ‹carla ekti¤imiz için bunlardan yararlanam›yoruz. Yararlanabilenler de bir faydas›n› göremiyor. Parça parça veriliyor çünkü. Girdiler çok yüksek fiyatlarla bizlere verilirken, vade sürekli artarken ürünümüzün de¤eri artm›yor. De¤iflen iklim flartlar› da bizleri olumsuz etkiliyor ve topraklar da eskisi gibi verimli de¤il. Yine sular›n vaktinde verilmemesi, istenilen ölçüde ba¤lanmamas›, verilen suyun paral› olmas› (flu an 22 YTL) ve bir ay içinde peflin ödeme koflulu ve daha sonras›nda verilmemesi durumunda yüksek faiz iflletilmesi bizleri zor durumda b›rak›yor. ‹K: Ürünün pazarlanmas›nda sorunlarla karfl›lafl›yor musunuz?

Üretici: Evet bir baflka sorun da o. Toprak Mahsülleri Ofisi ürünümüzü almad›¤› için birkaç tefeci-arac›-tüccara gitmek zorunda kal›yoruz. Fiyatlar da çeflitli bahanelerle k›r›l›yor. Hasat bittikten sonra iflçi paras›yd›, borçlard› derken zor durumda oldu¤umuz bilindi¤inden, yani paraya ihtiyac›m›z oldu¤u bilindi¤inden tüccarlar fiyat› afla¤›ya çekiyorlar. Bizler de gidece¤imiz baflka bir yer olmad›¤›ndan mecburen bu fiyatlar› kabul ediyoruz. Fiyatlar› afla¤› çekmeleri yetmiyormufl gibi bir de 45 günden 6 aya kadar vadelerle param›z› veriyorlar. Girdiler fazla, mazot, gübre, iflçilik olsun, özellikle de iflçilik. Ama ürünümüz geçen senenin fiyat›yla al›n›yor. Bu durum devam ederse buradaki birkaç arkadafl gibi ben de ekmeyece¤im art›k. Devlet de bunu istiyor zaten. Baksan›za tar›m› öldürdüler ülkemizde. ‹K: Sorunlar›n›z›n çözümü sizce nas›l sa¤lan›r? Üretici: Bence öncelikle devletin Tar›m ‹l Müdürlükleri, TMO gibi kurumlar›n› etkili k›larak çiftçinin sorunlar›n› sahiplenmesi gerekiyor. Fasulye taban fiyatlar›n›n en az›ndan bu kurumlarca desteklenerek, tüccar›n insaf›na b›rak›lmamal›.Varolan kooperatifler flimdi kår amaçl› çal›fl›yorlar. Çeflitli bahanelerle bizlere pahal› tar›m gereçleri ve ihtiyaçlar›n› veriyorlar. Bunlardan vazgeçerek bizler için çal›flmal› diyorum. Bir de son olarak tüm üreticilerin birlik olmalar› gerekir

‹K: Bir fasulye üreticisi olarak bize yaflad›¤›n›z sorunlar› anlat›r m›s›n›z? 2. Üretici: Fasulyeye bizler bir zamanlar beyaz alt›n derdik. Ekim alan› geniflti ve ürünümüz para ediyordu. Önceden köylü, ürünün fiyat›n›n belirlenmesinde de etkili idi. Tüccarlar tek tek köy köy gezer, fasulyeyi onlara vermemiz için yalvar›rlard›. Ama flimdi ithal fasulye al›n›yor yurtd›fl›ndan (‹ran, Azerbaycan, Çin gibi san›r›m) getiriliyor, buradaki üretici ma¤dur oluyor. Fasulyenin maliyeti ortalama 1,2 YTL-1,5 YTL iken, bu fiyatlardan dahi al›c› bulam›yoruz. Bu sefer de biz yalvar›yoruz ki ürünümüzü als›nlar. Al›m ifli de esasta 4-5 tüccar›n elinde, fiyatlar› bunlar belirliyor, farkl› fiyat verseler de esasta anlafl›yorlar. Yeri geldi¤inde, tohumluk de¤ifltirmek gerekiyor, tohumlu¤u ald›¤›m›z fiyattan satam›yoruz. Yine su paralar›

yüksek, Sulama Birli¤inin özellefltirilmesiyle birlikte saat uygulamas› getirildi. Fiyat 22 YTL. Önceden 50 YTL’ydi ama dönüm bafl› al›n›yordu ve y›lda bir kez veriyorduk. fiimdiki hesapla zarar›m›z 200-300 YTL fark ediyor. Daha da var ne anlatay›m, hep sorun.. ‹K: Bunca olumsuzlu¤a karfl› ne yap›lmas› gerekti¤ini düflünüyorsunuz? Örne¤in Üretim Kooperatifi kurma, gibi düflünceniz yok mu? 2. Üretici: Devletin Tar›m ‹l Müdürlükleri var. Sözde bizlerin sorunlar› için u¤rafl›yorlar. Ama onlar›n hiçbir fley umurlar›nda de¤il. Su, gübre pahal› imifl, ürün para etmiyormufl, tarlada hastal›k ç›km›fl hiç mi hiç yard›mc› olmuyorlar. Bunlar›n düzeltilmesi gerekiyor. Ve bu kurumlar›n da müdahale etmesi gerekiyor fiyatlara. Kooperatif dediniz, biz beldemizde bir iki y›l önce bu tür bir kooperatif kurmak istedik. Epey u¤raflt›k. Ama halk “elini tafl›n alt›na koymad›.” Birileri yaps›n, halletsin sonra önüne sunsun istiyor. Bir de insanlar›m›z birbirine güvenmiyor ki. Bunlardan kaynakl› birlikte olunmuyor ve varolan kooperatifler de bir iki çakal›n eline geçmifl, bir de onlar çiftçiyi soyuyor. ‹K: Sorunlar›n›z› ve çözüm yöntemlerini bizlere aktard›¤›n›z için teflekkür ediyoruz. 2. Üretici: Ben teflekkür ederim. (Erzincan)

Rize Çayeli köylüleri eylem yapt›! Çayeli ve Madenli Belediyesi çöplerinin Rize’nin Çayeli ‹lçesi ‹nces›rt Köyü yak›n›na dökülmesi üzerine köylüler daha önce bu uygulamaya son verilmezse eylem yapacaklar›n› belirtmifllerdi. ‹nces›rt Köyü Muhtar› Ziya Aslan daha önce Çayeli Kaymakaml›¤›’na baflvurarak belediyenin çöp dökmesini engellemesini istedi. Muhtar Aslan “Bahse konu yerde çöp dökülmesine devam edilmesi durumunda buradan s›zan ya¤mur sular› köyümüzün içme suyuna kar›flacakt›r. Çevre alabildi¤ine tahrip edilecek. Kaymakaml›k flikâyetimiz sonras› bize yazd›¤› yaz›da çöp dökülmemesi için gerekli tedbirleri ald›¤›n› bildiriyor ancak AKP’li Belediye Baflkan› R›za Çak›r siyasal gücünü kullanarak buraya çöp dökmeye devam ediyor. Bunun tek nedeni var o da fludur: Bu köyden AKP’ye yeterince oy ç›kmamas›d›r” diye konufltu. 17 Aral›k günü çöp alan›nda topla-

nan köylüler 2 gün önce bast›rd›klar› el ilanlar›yla Çayeli ve ‹nces›rt köylülerini çöplük aç›l›fl›na davet ettiler. Ard›ndan eyleme geçtiler. Köylüler yapt›klar› çal›flma sonras› kad›n çocuk yaklafl›k 200 kiflilik bir kitle halinde ilk önce köy meydan›na, daha sonrada çöplerin döküldü¤ü alana yürüdüler. Çöp dökülen alana gelen köylüler “Buraya çöp dökülmesi durumunda köyde yaflayan insanlar›m›z›n sa¤l›¤› bozulacak. Akan su s›z›nt›lar› köyümüzün suyuna kar›fl›yor. Bu durumu kaymakam da belediye baflkan› da fark›nda ama yasalar› hiçe sayarak çöp dökmeye devam ediyorlar. Aç›kça suç iflliyorlar bu nas›l bir anlay›fl. ‹nsanlar›m›z›n sa¤l›¤› ile kimsenin oynamaya hakk› yok” dediler. Köylüler çöp dökülen alanda 2 saat boyunca bekleyerek belediyeye ait çöp arabalar›n› çöp alan›na sokmad›lar. Köylüler Trabzon Bölge ‹dare Mahkemesi’ne baflvuracaklar›n› da kaydettiler. (H. Merkezi)


30 Aralık 2005-12 Ocak 2006

8

38

Toplumun “hassasiyeti” linçler, yeni sald›r› dalgas›n›n habercisidir! Egemenler, özellikle de yönetememe bu histerinin kendine dönmesi karfl›s›nda hiçbir zaman onlar› hapislerde çürütmenin, krizinin artt›¤› süreçlerde, böl-parçala-yö- yaflad›¤› ilk flaflk›nl›¤›n ard›ndan, sistemin sürgün etmenin ve hatta yakman›n ötesine net politikas›na daha da s›k› sar›lm›fllard›r. borazanl›¤›n› sürdürmektedir. geçmemifltir. Kald› ki, burada söz konusu Tarih boyunca dünyan›n dört bir yan›nda Bu linç histerisinin ne boyutlara vard›- olan Orhan Pamuk’un, sistem aç›s›ndan hayata geçirilen bu politikan›n çok dinli ve ¤›n›n veya varabilece¤inin en somut gös- “tehlike” oluflturacak düflünceler do¤rultuçok uluslu bir yap›ya sahip olan ülkemizde tergesi ise, yazar Orhan Pamuk’un, “Türk- sunda bir durufla sahip oldu¤u da söylenede, öteden beri hayata geçirildi¤i hepimiz- lü¤e hakaretten” yarg›land›¤› davan›n du- mez. ce malumdur. Gerek, bir tabuya doAyn› politika bugün yenikunarak yapt›¤› “TürkiBizler bu sald›r›lar›n, özellikle de iflkence uçaklar›n›n ye’de 1 milyon Ermeni, den, ›rkç›-floven bir dalga eflli¤inde ve bu defa toplumda bir gündemde oldu¤u bir dönemde CIA’n›n, ülkeye yapt›¤› 30 bin de Kürt öldürüllinç histerisine dönüflmüfl biçim- “ziyaretin” ard›ndan, daha büyük sald›r›lara zemin ha- dü” aç›klamalar›n›n arde karfl›m›za ç›kmaktad›r. d›ndan ald›¤› tepki sonraz›rlamak için gerçekleflti¤inin de bilincindeyiz. Toplumun birbirine karfl›, s› yapt›¤› “yanl›fl anlafl›lbugün oldu¤u gibi, linç etmeye ma” aç›klamalar›, gerekvaracak boyutta k›flk›rt›lmas›n›n se olayl› mahkeme sonra“önkoflulu” önce bir “düflman” s›, ne kadar bat›l› bir külyarat›lmas›d›r. Bu “düflman” türle yetifltirildi¤ini ›srarla genelde “iç düflman” olarak ve defalarca vurgulad›¤› karfl›m›za ç›kar›l›r. Ezeli “iç ve de bat› hayranl›¤› kodüflmanlar›m›z” ise malum olkan aç›klamalar›, onun du¤u üzere, ilk etapta Ermeniler sistemin bütünüyle bir soikinci s›rada ise Kürtler olagelrunu olmad›¤›n›n, AB mifltir. Bunlar her daim ülkeyi yanl›s› bir tutum içinde “bölme”, “parçalama” amac› oldu¤unun bir göstergesigüttüklerinden, “gerekti¤inde” dir. Bunun içindir ki, 19 -ki hep “gerekmifltir”- katledilAral›k Katliam› baflta olmeleri vaciptir! ruflmas›nda yaflananlar olmufltur. mak üzere, iflçi emekçi y›¤›nlar›n hak araAylar önce, hapishanelerle ilgili bildiri “Sabr› zorlanan vatandafl” iflbafl›nda ma mücadelelerine dönük birçok sald›r›da da¤›tmak isteyen TAYAD’l›lara dönük birDevlete dönük aç›lan katliam davala- sessizli¤ini “koruyan”, baflta AB emperyakaç gün arayla gerçekleflen linç giriflimleri- r›nda müdahil yak›n› olarak davay› izlemek listleri olmak üzere, tüm bat›l› emperyalist nin, devlet yetkililerinin ilk a¤›zdan yapt›k- isteyenler, neredeyse mahkemenin kap›s›na güçler, Orhan Pamuk’a yap›lan bu sald›r› lar› “toplumun hassasiyetinin s›n›rlar›n›n bile yaklaflt›r›lmazlarken, ço¤unlu¤u sivil karfl›s›nda harekete geçmifllerdir. zorlanmas›” aç›klamalar›yla, bununla s›n›r- faflistlerden, bir k›sm› ise, TC’nin Bedri Bu sald›r›y› bizler de tabii ki tasvip etl› kalmayaca¤›n›n sinyallerini verilmiflti. Baykam gibi “y›lmaz” savunucular›ndan miyoruz ve edemeyiz de. Çünkü devletin Nitekim bu “hassasiyet” son dönemlerde oluflan “linç ekibi”, mahkeme salonundaki bir yandan milliyetçi-muhafazakar taban›mütemadiyen örgütlenerek, Bozüyük’te yerlerini san›ktan önce alm›fllard› bile. An- na flirin görünmek, bir yandan ise sözde AB DEHAP’l›lara, 12 yafl›nda 13 kurflunla kat- cak bu defa hedef sadece Orhan Pamuk de- ile pazarl›¤› k›z›flt›rmak, özde ise yeni emledilen U¤ur Kaymaz’la ilgili aç›lan dava- ¤ildi! Bu “ekibi”, sadece orada bulunma- peryalist politikalar› daha rahat hayata gen›n duruflmas›na kat›lmak isteyenlere dö- s›yla bile “tahrik” eden bir kifli daha vard› çirmek ad›na gerçeklefltirdi¤i bu sald›r›, nük Eskiflehir’de ve daha birçok yerde kar- ki, o da geçti¤imiz aylarda yine “Türklü¤e toplumun tüm kesimlerine dönük giderek fl›m›za ç›kar olmufltur. Bu linç giriflimleri- hakaretten” yarg›lanan H›rant Dink’ti. artan sald›r›lar›n bir parças› olarak gerçeknin en ilginci ise, fianl›ufa’da ailevi sorunDaha mahkeme giriflinde bafllayan linç leflmifltir. lardan kaynakl› ikinci kez intihar giriflimin- giriflimi her zaman oldu¤u gibi “sabr› zorBizler bu sald›r›lar›n, özellikle de iflde bulunan kifliye dönük “büyüklerinin” lanm›fl vatandafllara” müdahale etmeyi kence uçaklar›n›n gündemde oldu¤u bir telkinleri ile linci meflru gören bir k›s›m “uygun bulmayan” güvenlik güçlerinin dönemde CIA’n›n, ülkeye yapt›¤› “ziyaremahalle sakini taraf›ndan gerçeklefltirilen- gözleri önünde gerçeklefliyor ve a¤z›ndan tin” ard›ndan, daha büyük sald›r›lara zemin dir. salyalar akan güruh, sald›r›lar›n› bu defa ül- haz›rlamak için gerçekleflti¤inin de bilinTamam›na yak›n› sivil-resmi faflist gü- kenin “yüzü bat›ya dönük” bir burjuva cindeyiz. Sadece eyleme de¤il, düflünceye ruhlar taraf›ndan hayata geçirilen bu linç ayd›n› özgülünde gerçeklefltiriyordu. dönük tahammülsüzlü¤ün, fliddetin ve de giriflimlerini “huzuru kaç›ran” vatandafllara Tüm faflist iktidarlarca yönetilen ülke- bask›n›n t›rmand›r›lma çabas›d›r bu. dönük, meflru bir eylemmifl gibi veren bur- lerde oldu¤u gibi, bu ülkede de iktidarlar Bugün daha çok sivil faflistlere verilmifl juva medya ise, habere giden TRT çal›flan›- düflünenleri hiç “sevmemifllerdir”. Ülke- olan bu “görev”, yeni “anti-terör” yasas› n›n linç edilerek öldürülmesi ve böylelikle miz egemenlerinin ayd›nlarla iliflki boyutu ile birlikte resmiyete büründürülecektir. Bu da yeni yarg›s›z infazlar›n, iflçi-emekçilerin her türden demokratik hak ve özgürlük mücadelelerine sald›r›lar›n, devrimci ve sosFaflizmin Dersim’de gerillay› imhaya yönelik bafllatt›¤› genifl çapl› askeri opeyalist bas›n üzerindeki bask›lar›n, kapatmarasyonlar devam ediyor. Yerel kaynaklardan edindi¤imiz bilgilere göre 2 tabur aslar›n, düflüncenin önündeki engellerin, k›keri gücüyle Dersim Merkeze ba¤l› Güleç, Geyiksuyu, Hozat ilçesine ba¤l› Çisacas› her türden sald›r›lar›n daha da artaçekli, Demirkap›, Ox, Ak›nyüzük köyleri ile Ovac›k k›rsal›nda askeri operasyonca¤› anlam› tafl›maktad›r. Devrimci kültür lar havadan ve karadan yürütülüyor. Yine edindi¤imiz bilgilere göre Dersim Meremekçisi Sevda Ayd›n’a yönelik gerçeklekez ile Ovac›k aras›nda kalan Halveri köyleri operasyon nedeniyle boflalt›lm›fl duflen alçakça sald›r› da yine bu durumun harumda. Köylüler üzerinde bask› uygulayarak bilgi edinmeyi sa¤layan TSK’n›n kibercisidir. Yeni ve hem de resmi “linçleri” mi bölgelerde korucular› da kulland›¤› söylenenler aras›nda. (Malatya) bofla ç›karmaya haz›rl›kl› olal›m!

Dersim’de 4 Bin Kiflilik Askeri Operasyon

✔ Di(ü)zmece Savc›l›¤›n

Listeleri, Dersim’de Gözalt›lar Sürüyor Dersim’de muhalif kimlikleriyle faaliyet yürüten demokratik kurumlar ve halk üzerindeki bask› her geçen gün pervas›zlafl›yor. Geçti¤imiz aylarda bas›n aç›klamas›na kat›ld›klar› gerekçesiyle keyfi bir flekilde tutuklanan ESP, HÖC, DTP temsilcilerinin tutuklulu¤u devam ederken, Tunceli Cumhuriyet Savc›s›n›n keyfi uygulamalar› dikkat çekiyor. Dersim’de son bir hafta içerisinde aralar›nda Avukat Hüseyin Aygün’ün de bulundu¤u yaklafl›k 40 kifli hakk›nda soruflturma bafllat›ld›. 2005 y›l›n›n Ekim ay›nda Pertek’in Gülbahçe Köyünde flehit düflen HPG gerillalar› ve Ovac›k Gözeler köyünde flehit düflen MKP gerillalar›n›n üzerlerinde isimleri ç›kt›¤› gerekçe gösterilerek insanlar keyfi bir flekilde gözalt›na al›nd›lar. Gözalt›na al›nanlar›n bir ço¤u bir gece emniyette tutuldu. Yine ald›¤›m›z bilgilere göre sorgulara Bozo isimli itirafç› kat›lmaktad›r. Gözalt›na al›nanlar›n bahsi geçen kifliler ve olaylarla ba¤lant›s› kurulamazken, savc›l›¤›n düzmece listesindeki isimler as›l niyeti ortaya koyuyor. “Ya benimlesin yada düflman›ms›n” mant›¤› güden faflizm içine düfltü¤ü batakta debelenmektedir. Bunun bir örne¤i de fiemdinli’de yaflanm›flt›r. Kazd›¤› çukura düflen faflizmin emekçi halk›m›z› teslim alamayaca¤›n› fiemdinli halk› bir kez daha dosta düflmana göstermifltir. (Malatya)

✔ Gündem Gazetesi’ne bask›n

14 Aral›k Çarflamba günü sabah saatlerinde Ülkede Özgür Gündem Gazetesi’nin merkez bürosu, gazetenin bas›ld›¤› Gün Matbaa ve Etkin Ajans efl zamanl› olarak TMfi (Terörle Mücadele fiubesi) polisleri taraf›ndan bas›ld›. Ülkede Özgür Gündem Gazetesi Merkez Bürosu’na yap›lan polis bask›n›nda, TMfi ekipleri, gazeteye ait bir adet bilgisayar kasas›, foto¤raf makinesi ve çok say›da belgeye el koydu. Gündem Gazetesi Reklam ‹lan Sorumlusu Salih Sezgin, arama s›ras›nda büronun da¤›t›ld›¤›n› belirterek, “Arama gerekçelerini söylemedikleri için avukat ça¤›rmadan onlar› içeri almak istemedim ama onlar ›srarla kendilerini dayatt›lar. Dolaplar›, bilgisayarlar› ve di¤er arflivleri da¤›tt›lar. Çok say›da belgeye ise el koydular” dedi. Gündem gazetesi avukatlar›ndan Özcan K›l›ç ise, Van A¤›r Ceza Mahkemesi’nin 12 Aral›k 2005 tarihli karar› ile gazete hakk›nda bir soruflturma bafllat›ld›¤›n› söyledi. Soruflturma kapsam›nda Gün Matbaa’n›n da bulundu¤unu ancak arama karar›n›n gizli tutuldu¤unu belirten Av. K›l›ç, “Yap›lan ve yap›lacak olan operasyonlar kapsam›nda yeni bir konsept mi gelifltiriliyor? Bask›n bu nedenle mi yap›ld› bilemiyoruz” dedi. (H. Merkezi)


9

38

30 Aralık 2005-12 Ocak

TKP/ML T‹KKO’dan Vali’ye karfl›lama! TC’nin katliamlar› özellikle Kürt ulusuna yönelik durmayacakt›r. Çünkü egemenliklerini devam ettirebilmelerinin tek yolu bask›-zor ve katliamlard›r. Bunun karfl›s›nda tek kurtulufl silahlara sar›lmak, her alanda zora zorla karfl› durmakt›r.

Tokat’taki son bombalama eylemi ile ilgili posta kanal› ile elimize ulaflan TKP/ML T‹KKO Karadeniz Bölge Komitesi imzal›, “Kürt ulusuna özgürlük Halk Savafl› ile gelecek” bafll›kl› bildiride; “Türkiye Kürdistan›’nda faflist TC’nin katliamlar›n›n sorumlular›ndan birisi olan vali Erdo¤an Gürbüz, son olarak fiemdinli’de yap›lan bombalama sonras› pervas›zl›¤›n› devam ettirerek, TC’nin Kürt ulusuna yönelik bak›fl aç›s›n› ortaya koymufltur. Hakkâri ve fiemdinli halk›n›n tepkileri karfl›s›nda valisine sa-

hip ç›kan TC, valiyi al›p yeni katliamlar yapmas› için Tokat’a atam›flt›r. Yine Tokat’ta yap›lan katliam ve provokasyonlar›n birinci dereceden sorumlusu Nasuhbeyo¤lu yeni katliamlar için Hakkâri’ye atanm›flt›r. Tokat’taki faaliyetlerini köylerde çeteler oluflturmak ve ‘halk› kazanmak’ eksenine oturtan Nasulbeyo¤lu bu konuda yo¤un çabalar harcam›flt›r. Fakat bölgede yeteri derecede baflar›l› olamam›fl ve gerçek yüzü deflifre olmufltur. Bu kapsamda bölgede deflifre olan vali Türkiye Kürdistan›’nda deflifre olan Hakkâri valisi ile yer de¤ifltirmifltir. Yeni Vali, bölgede yapacaklar›n›n anlafl›lmas› aç›s›ndan, ilk olarak çöpçülere bomba e¤itimi verdirerek ifle bafllam›flt›r. Bütün bu geliflmeleri de¤erlendiren Bölge Komitemiz valiye bir ‘karfl›lama’ haz›rlam›flt›r. Türkiye Kürdistan›’nda yapt›¤› katliamlar›n hesab›n› sorma amaçl› Tokat Valili¤i’ne ve Turhal Kaymakaml›¤›’na bomba yerlefltirilmifltir.

Turhal Kaymakaml›¤›’na yerlefltirilen bomba zaman›ndan önce fark edilmesi ile etkisizlefltirilirken Tokat Valili¤i’ne yerlefltirilen bomba, Vali’nin gelifl saati olan 08.25’de patlam›flt›r. Tokat Valili¤i’ne yerlefltirilen bomban›n yang›n bombas› olmas›ndan kaynakl› valilikte yang›n ç›karm›fl ve ç›kan yang›n itfaiye ekiplerince söndürülmüfltür. Burjuva bas›n›n olay› çarp›tmas› eylemin etkisini k›rmak amaçl›d›r. TC’nin katliamlar› özellikle Kürt ulusuna yönelik durmayacakt›r. Çünkü egemenliklerini devam ettirebilmelerinin tek yolu bask›-zor ve katliamlard›r. Bunun karfl›s›nda tek kurtulufl silahlara sar›lmak, her alanda zora zorla karfl› durmakt›r. Zora zorla karfl› duruflun ülkemiz özgülündeki biçimi uzun süreli Halk Savafl›d›r. Türk Kürt ve çeflitli milliyetlerden emekçi halk›m›z›n kurtuluflu halk savafl› ile ge-

lecektir. Halk›m›z TKP/ML saflar›nda örgütlenerek bu baflar›lacakt›r” denildi. Bildiri “Hesap sorma bilinci ile TKP/ML saflar›nda örgütlen, halk ordusu T‹KKO’ya kat›l”, “Kürt ulusuna özgürlük Halk Savafl› ile gelecek”, “Hiçbir halk düflman› cezas›z kalmad› kalmayacak”, “Zor zorla sökülecek” gibi sloganlarla son buldu.

fiemdinli’yi unutmayaca¤›z, faillerini de... * 17 Aral›k’ta ayn› yerde meflalaler yakan kalabal›k kitle “MGK, Kontrgerilla, J‹TEM da¤›t›ls›n-fiemdinli’nin sorumlular› aç›klans›n” pankart› açarak s›k s›k, “fiemdinli halk› yaln›z de¤ildir”, “Kahrolsun MGK M‹T CIA Kontrgeril-

Her hafta Cumartesi günü Taksim Tramvay Dura¤›’nda toplanan çeflitli demokratik kitle örgütleri fiemdinli’de meydana gelen bombal› sald›r› ve sonras›nda geliflen olaylardan sorumlu olanlar›n a盤a ç›kar›lmas›n› istedi. * 24 Aral›k’ta Taksim Tramvay Dura¤›’nda bir araya gelen kitle "Biji bratiya gelan" slogan›n› att›. Burada kitle ad›na aç›klama yapan Yasemin Karada¤, "fiemdinli’de gerçek yüzü a盤a ç›kan devlet, bu yüzünü gizleme gere¤i duymadan iflbirlikçili¤ine devam ediyor" diye konufltu. NATO Genel Sekreteri Sekreteri Jaap de Hoop Scheffer’in Türkiye’ye gelifline iflaret eden Karada¤, "FBI’dan, CIA’dan sonra NATO da emperyalistlerin bölgedeki ç›karlar› do¤rultusunda talimatlar›n› iletmek için Türkiye’ye geldi. Baflta AKP hükümeti olmak üzere, Genelkurmay ve di¤er iflbirlikçiler bu talimatlar›n ne oldu¤unu Türkiye halk›na aç›klamal›d›r" dedi.

la”, “Biji bretiya gelan”, “Gün gelecek devran dönecek katiller halka hesap verecek”fleklinde slogan att›. Kitle ad›na aç›klama yapan Yasemin Karada¤, 9 Kas›m’da kontrgerillan›n fiemdinli halk› taraf›ndan suçüstü yakalanmas›n›n üzerinden 1.5 ay›n geçti¤ini kaydederek “Bir buçuk ayd›r fiemdinli halk›yla birlikte hayk›r›yoruz: Suçlular cezaland›r›ls›n, kontrgerilla da¤›t›ls›n. Bu ülkede, hakk›n› arayan herkes, devletin sopas›n› karfl›s›nda görmektedir” dedi. Son dönemde yaflanan bask›lar›n en somut örne¤inin Ülkede Özgür Gündem gazetesine yap›lan polis bask›n› ol-

du¤una dikkat çeken Karada¤, sözlerine flöyle devam etti: “Van A¤›r Ceza Mahkemesi’nin ‘suç ve suç unsurlar›na el konulmas›’ karar› ile Gündem Gazetesi bas›lm›fl, bilgisayarlar›na el konulmufltur.” (‹stanbul)

“Murat Demir ölümsüzdür!”

Mersin Demirtafl Mahallesi eski otobüs dura¤›nda 13 Aral›k tarihinde saat 18:00’de biraraya gelen Partizan, Temel Haklar Federasyonu, ESP ve TÖP bir bas›n aç›klamas› ve oturma eylemi yapt›. Aç›klamay› kat›l›mc› kurumlar ad›na Mersin Temel Haklar Derne¤i’nden Cihan Güler yapt›. Eylem s›ras›nda kitle s›k s›k “Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i”, “Katiller halka hesap verecek”, “Murat Demir ölümsüzdür” “fiehit na m›r›n” vb. sloganlar› att›. Eylem öncesinde mahalle TMfi ve Güvenlik fiube polisleri taraf›ndan abluka alt›na al›nd›. Yine ayn› konu ile ilgili 21 Aral›k 2005 tarihinde Temel Haklar Federasyonu, Partizan, ESP, TÖP ve BDSP Mersin’in Demirtafl Mahallesi’nde saat 18.00’de bir araya gelerek Pazar Soka¤› kavfla¤›nda meflaleli bir bas›n aç›klamas› yapt›. Aç›klamay› kurumlar ad›na Partizan Temsilcisi Erdinç Özbay yapt›. MDP (Mersin Demokrasi Platformu), 10 Aral›k 2005 tarihinde ‹nsan Haklar› Günü nedeniyle ülkenin çeflitli illerinden fiemdinli’ye yap›lan “Kardefllik Yürüyüflü” ile ilgili bir bas›n aç›klamas› yapt›. (Mersin)

“fiemdinli halk› yaln›z de¤ildir!”

fiemdinli olay› ile ilgili bir aç›klama yapan Partizan, Al›nteri, DHP, BDSP,

ESP, HÖC, Kald›raç ve Tüm ‹GD 21 Aral›k günü saat 18:00’de Sakarya Caddesi’nde bir araya gelerek “19 Aral›k’tan fiemdinli’ye katil devlet hesap verecek” pankart›n› açt›. Yüksel Caddesi’nde toplanarak meflalelerle yürüyüfle geçen kitle “Katil Devlet hesap verecek”, “fiemdinli halk› yaln›z de¤ildir” vb. sloganlar att›. (Ankara)


30 Aralık 2005-12 Ocak 2006

10

38

19 Aral›k katliam› çeflitli etkinliklerle protesto edildi 28 devrimcinin kimyasal silahlar, demir coplar ve kurflunlarla katledildi¤i 19 Aral›k katliam›, çeflitli illerde yap›lan eylemlerle lanetlendi. ‹STANBUL * 19 Aral›k akflam› saat 19:00’da Taksim Mis Sokak’ta toplanan TUYAB’l›lar, katliam› k›nad›. Sokak girifline yo¤un y›¤›nak yapan polis, buradan Galatasaray Postanesi önüne yap›lacak yürüyüfle izin vermeyece¤ini belirtti ve aileleri tehdit etti. Yap›lan tart›flmalar›n ard›ndan kitle bas›n aç›klamas›n› sokak giriflinde yapmaya karar verdi. Kitle burada “Devrimci irade teslim al›namaz”, “Devrimci tutsaklar yaln›z de¤ildir”, “Yaflas›n 19 Aral›k direniflimiz” sloganlar›n› att›. Kitle ad›na bas›n metnini Meltem Kuruhan okudu. F tipi hapishanelerin hayata geçiflinde önemli bir role sahip olan Ecevit’in o dönemki yalanlar›n› teflhir eden Kuruhan, baflta AB ve ABD emperyalistlerinin talebi olan F tipi hapishanelerin ölüm kamplar›na çevrildi¤ini söyledi. Ceza ‹nfaz Kanunu’nun yasallaflmas›yla hapishanelerin tam bir iflkence oda¤› haline getirildi¤ini ekleyen Kuruhan, bugün “yüksek güvenlikli” denilen hapishanelerde CIA’in bile sorgulamalar yapt›¤›n› hat›rlatt›. Aç›klama at›lan sloganlar›n ard›ndan sona erdi. * 18 Aral›k Pazar günü saat 13:00’de Galatasaray Postanesi önünde toplanan Demokratik Halklar Platformu (DHP) “19 Aral›k katliam›n› unutmad›k, unut-

turmayaca¤›z” yaz›l› dövizler açarak katliam› protesto etti. * Katliama iliflkin bir aç›klama da ‹dil Kültür Merkezi, Grup Yorum, FOSEM ve Tav›r dergisi taraf›ndan yap›ld›. 17 Aral›k Cumartesi günü ‹dil Kültür Merkezi’nde yap›lan aç›klamada bas›n metnini okuyan Ali Arac›’n›n ard›ndan katliam tan›¤› Veysel fiahin de yaflad›klar›n› özetledi. ÇUKUROVA * 18 Aral›k 2005 tarihinde Adana Büyükflehir Belediyesi Tiyatro Salonu önünde bir araya gelen Partizan, ESP, DHP, ‹HD, Al›nteri, Barikat, SDP, BDSP, TÖP ve TUHAYD-DER pankartlar›n› açarak kortejlerini oluflturdular. Partizan kitlesi mitinge “Yaflas›n 19 Aral›k direniflimiz” pankart›yla kat›ld›. Yürüyüfl U¤ur Mumcu Meydan›’nda sona ererken, öncelikle tüm devrim ve komünizm flehitleri an›s›na bir da-

kikal›k sayg› duruflu yap›ld›. Yap›lan ortak aç›klamayla katliam lanetlenirken, 19 Aral›k’›n unutulmayaca¤› vurguland›. Burada eski tutsak ve Adana ‹nce Memed Kitapevi çal›flan› Çi¤dem Diren K›rkoç, Hüseyin Tiryaki ve TUHAYD-DER’den bir kat›l›mc› birer konuflma yapt›lar. Miting sa¤anak ya¤an ya¤mur nedeniyle erken bitirildi. * 19 Aral›k 2005 tarihinde Mersin’de bir araya gelen ve içinde Partizan’›n da bulundu¤u Mersin Demokrasi Platformu katliam› ‹HD Mersin fiubesi önünde yapt›¤› bas›n aç›klamas›yla protesto etti. Bas›n metnini ESP Temsilcisi U¤rafl Güzel okudu. Eylem alk›fllarla bitirildi. * 19 Aral›k 2005 tarihinde Adana Çukurova Üniversitesi’nde (ÇÜ) 19 Aral›k katliam›n› protesto eden etkinlikler düzenlendi. Üniversitede biraraya gelen YDG, SGD, DGH, DGD, ÖEP, Emek Gençli¤i ve Ekim Gençli¤i R1 Kantini önünde bir bas›n aç›klamas› yapt›. “Devrimci Demokrat Ö¤renciler” pankart› açan ö¤rencilerin eyleminde ortak aç›klama da okunurken, eylem Tohum Kültür Merkezi’nin haz›rlad›¤› “Su Damlas›na S›¤d›r›lan Yaflam” adl› belgeselden bir bölümün gösterilmesiyle sona erdi. * Yine Çukurova Üniversitesi’nde yap›lan “19 Aral›k ve Tecrit” konulu panelde hapishaneden yeni ç›kan Ali Kemal Seleno¤lu ve Hüseyin Tiryaki birer

konuflma yapt›. Saat 12:30’da sayg› durufluyla bafllayan panel yaklafl›k bir saat sürdü. ERZ‹NCAN 20 Aral›k Sal› günü ESP, DHP, YÖGEH ve Partizan’›n da aralar›nda bulundu¤u demokratik kitle örgütleri 19 Aral›k katliam›na iliflkin bir bas›n aç›klamas› yapt›. Saat 12:30’da “Tecrit kald›r›ls›n, hücreler kapat›ls›n” pankart› aç›larak bafllayan bas›n aç›klamas›nda katliam bir kez daha lanetlendi. Eylemde s›k s›k “Devrimci tutsaklar onurumuzdur”, “19 Aral›k katliam›n› unutmad›k, unutturmayaca¤›z” sloganlar› at›ld›. Bas›n aç›klamas›na Erzincan Gençlik Derne¤i ve Tuncelililer Derne¤i de destek verdi. ANKARA 19 Aral›k Pazartesi günü saat 15:00’te Sakarya Caddesi’nde toplanan Partizan, DHP, BDSP, ESP, HÖC, Kald›raç, Al›nteri ve Tüm ‹GD buradan meflalelerle Abdi ‹pekçi Park›’na yürüyerek 19 Aral›k katliam›n› lanetledi. “19 Aral›k katliam›n›n hesab›n› soraca¤›z!” yaz›l› pankart›n arkas›nda yürüyen kitle s›k s›k “Katil devlet hesap verecek”, “Yaflas›n 19 Aral›k direniflimiz” vb. sloganlar att›. Kat›l›m›n so¤uk havaya ra¤men oldukça iyi oldu¤u yürüyüfl coflkulu geçti. Abdi ‹pekçi Park›’nda direniflte bulunan TAYAD’l› ailelerin k›sa konuflmas›n›n ard›ndan bas›n metni okundu. Bas›n aç›klamas›nda 19 Aral›k sald›r›s›n›n kitlelere yönelik bir sald›r› oldu¤unun alt› çizilerek hep birlikte marfllar okundu.

19 Aral›k’a ça¤r› * TUYAB, BDSP, Bilinç ve Eylem, ÇHD, DDSB, Devrim Dergisi, Devrimci Hareket, D‹SK/Limter-‹fl, EKB, HKM, ‹flçi Mücadelesi, Kad›köy Tuncelililer Derne¤i, Kad›köy PSAKD, Kald›raç, ODAK, ÖMP, Partizan, PDD, SGD, SDP, SODAP, Tekstil-Sen, TUAD ve destekleyen kurum E¤itim-Sen 8’Nolu fiube 22 Aral›k Perflembe günü Kad›köy ‹skele Meydan›’nda 19 aral›k Mitingi’ne ça¤r› yapt›. Kitle ad›na bas›n aç›klamas›n› Çetin Poyraz okudu. Poyraz, 19 Aral›k katliam›n›n nas›l gerçekleflti¤ine k›saca de¤inerek, katliamla birlikte hedeflenenin tüm halk üzerinde sindirme politikas› uygulamak için yap›ld›¤›n› belirtti. * 23 Aral›k Cuma günü de Gülsuyu’nda saat 19:30’da As K›raathanesi önünde biraraya gelen BDSP, DHP, HKM, PDD ve Partizan 19 Aral›k katliam› ile ilgili meflaleli yürüyüfl yapt›. “Yaflas›n 19 Aral›k direniflimiz” yaz›l› pankart açan kitle, meflalelerle ve kendi flamalar›yla yürüyüfle geçti. Yürüyüfl boyunca çeflitli sloganlar at›l›rken halk›n balkonlara ç›karak eylemi izledi¤i görüldü. Gülsuyu Heykel’de bekleyen kitle tekrar sloganlarla Gülsuyu Mustafa Bakkal Dura¤›’na geldi. Burada 19 Aral›k katliam›nda flehit düflenler an›s›na bir dakikal›k sayg› duruflu yap›ld›.

Devrimci irade teslim al›namaz! 25 Aral›k Pazar günü saat 11:00’de Haydarpafla Numune Hastanesi Önünde toplanan yaklafl›k 1500 kifli “Hayata Dönüfl” operasyonunu protesto etti. TUYAB, BDSP, Bilinç ve Eylem, ÇHD, DDSB, Devrim Dergisi, Devrimci Hareket, D‹SK/Limter-‹fl, EKB, DHP, ESP, HKM, ‹flçi Mücadelesi, Kad›köy Tuncelililer Derne¤i, Kad›köy PSAKD, Kald›raç, ODAK, ÖMP, Partizan, PDD, PSA, SGD, SDP, SODAP, Tekstil-Sen, TUAD ve E¤itim-Sen 8 No’lu fiubenin de destekledi¤i Miting Kad›köy ‹skele

Meydan›’na yap›lan yürüyüflün ard›ndan tüm devrim flehitleri an›s›na yap›lan bir dakikal›k sayg› duruflu ile bafllad›. Partizan kitlesi “19 Aral›k katliam›n› unutmad›k, unutmayaca¤›z” yaz›l› bir pankartla mitinge kat›ld›. Sayg› duruflunun ard›ndan yap›lan aç›l›fl konuflmas›n› tertip komitesi ad›na Çetin Poyraz yapt›. Ard›dan söz alan Güzel fiahin de devrimci iradenin yenilmezli¤ine vurgu yapt›. Ard›ndan TUAD Genel sekreteri Ali Erdemir bir konuflma yapt›. Erdemir, Kürt halk›n›n yaflad›¤› bask›lara ve sorunla-

ra de¤indi. Daha sonra Grup fiiar’›n sahne almas›yla çekilen halaylar ve söylenen türküler eflli¤inde coflkulu anlar yafland›. Mitingde ÇHD Baflkan› Fatmagül Yolcu da bir konuflma yapt›. 19 Aral›k katliam› gazilerinden Tekin Y›ld›z ve Eyüphan Baflar da yaflanan katliam› ve direnifli anlatt›. TMY Karfl›t› Birlik ad›na Ali Tok bir konuflma yapt›. Son olarak Grup Vardiya’n›n sahne ald›¤› miting söylenen marfllar ve çekilen halaylar eflli¤inde bitti. (Kartal)


11

38

Üniversitelerde faflist sald›r›lar devam ediyor!

Mu¤la’da 14 Kas›m’da faflistler kampüste sat›r, b›çak, k›l›ç, tafl ve sopalarla devrimci demokrat yurtsever ö¤rencilere sald›rm›fl, 4’ü a¤›r 15 kifliyi yaralam›fl, bunu protesto etmek için yaklafl›k 250-300 kifli S›n›rs›zl›k Meydan›’nda eylem yapm›flt›. Bu eyleme polisin müdahalesi sonucu 8 kifli daha gözalt›na al›nm›flt›. Ellerinde b›çak ve sat›rlarla sald›ran faflistler yerine sald›r›ya u¤rayan devrimci-demokrat ö¤rencilere rektörlük taraf›ndan soruflturma aç›lm›flt›r. Aç›lan 46 soruflturman›n 39’u aralar›nda YDG’lilerin de bulundu¤u devrimci ve demokrat ö¤-

rencilere yöneliktir. Yine üniversite rektörlü¤ü savc›l›¤a devrimci ö¤renciler hakk›nda suç duyurusunda bulunmufltur. Suç duyurusunda “kamu mal›na zarar, e¤itim-ö¤retimi engelleme vb.” gibi gerçekle alakas› olmayan a¤›r suçlamalar vard›r. Bir süre sonra devrimci-demokrat ö¤rencilerin genelde bulundu¤u ‹HD’nin de oldu¤u ifl han›na ülkücü reis ve adamlar› gelmifl ve insanlar› taciz etmifltir. Bunun üzerine faflistler orada bulunan devrimcilerce cezaland›r›lm›flt›r. Olaylardan sonra gece sokaklarda faflistler taraf›ndan kimlik kontrolleri yap›lm›fl, insanlar tehdit edil-

‹zmir’de hapishaneler raporu aç›kland› 2003 y›l›nda kurulan “‹zmir Ceza ve Tutukevleri Ba¤›ms›z ‹zleme Grubu” Kas›m 2004-Ekim 2005 tarihleri aras›nda hapishanelerde yaflanan hak ihlalleriyle ilgili raporu aç›klad›. Grup, 16 Aral›k günü ‹zmir Tabip Odas›’nda saat 11:30’da bir bas›n aç›klamas› yapt›. Aç›klamada konuflan ‹zmir Tabip Odas› Baflkan› Zeki Gül, hapishanelerdeki genel sürece

de¤inerek, bu süre içerisinde kendilerine 41 baflvuru yap›ld›¤›n› belirtti. Aç›klanan raporun sonuç bölümünde ise flunlara yer verildi. *Grubumuzun bir y›ll›k çal›flmalar› sonucunun bir önceki y›ldan çok farkl› olmad›¤›, cezaevlerinden gelen yak›nmalarda artma oldu¤u anlafl›lmaktad›r. Yeni ‹nfaz Kanunu’nun yürürlü¤ünün ise yak›nma say›s›nda ve konular›nda artmaya neden oldu¤u

saptamalar›m›z aras›ndad›r... *Tüm bunlardan ç›kar›lmas› gereken sonuç; cezaevlerinde yarg›sal denetim ve gerçek anlamda sivil ve ba¤›ms›z denetleme ihtiyac›n›n yak›c› oldu¤udur.‹zmir Ceza ve Tutukevleri Ba¤›ms›z ‹zleme Grubu: TMMOB ‹zmir ‹l Koordinasyonu, T‹HV ‹zmir Temsilcili¤i, ‹zmir Tabip Odas›, ÇHD ‹zmir fiubesi, ‹HD ‹zmir fiubesi (‹zmir)

mifltir. Bir gün sonra da, 4 devrimci faflistler taraf›ndan s›k›flt›r›lm›flt›r. Bunun üzerine arkadafllar›n› almaya giden ö¤rencilere faflistler sald›rm›fl, ç›kan kavgada polis de faflistlerle birlikte hareket etmifl 13 devrimci ö¤renciyi döverek gözalt›na alm›flt›r. Bu olaylardan sonra devrimci ö¤renciler olaylar›n planland›¤›, yönlendirildi¤i Ülkü Oca¤›’n› basma karar› ald›. 11 Aral›k günü gece saat 22:00’da 150-200 kiflilik bir grupla oca¤a do¤ru yürüyüfle geçildi. Oca¤›n önünde k›sa bir çat›flmadan sonra polis aralar›nda Emniyet Müdürü de olmak üzere devrimcilerle konuflmaya geldi. Gözalt›ndakilerin b›rak›laca¤› ve ülkü oca¤›n› basarak sorumlular› gözalt›na alaca¤› sözünü vermesi üzerine sloganlarla S›n›rs›zl›k Meydan›’na gidilerek gözalt›ndakilerin b›rak›lmas› beklendi. O gece gözalt›ndakiler b›rak›ld›. Bir gün sonra da yap›lan sald›r›lar› protesto etmek için ilk sald›r›n›n oldu¤u yerde toplan›larak Mu¤la merkezde sessiz bir yürüyüfl düzenlendi. Polisin gerginlik yaratmaya çal›flmas›na ra¤men yürüyüflü tamamland›. (Mu¤la) * Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi’nde de Uflak Fen Edebiyat Fakültesi’nde ülkücü bir grup ö¤rencinin Kürtçe müzik dinleyen ö¤rencilere sald›rmas› 24 Aral›k’ta devrimci demokrat ö¤renciler taraf›ndan protesto edildi. Tirito¤lu Park›’nda bir araya gelen ö¤renciler, burada çeflitli sloganlar att›. Burada kitle ad›na aç›klama yapan Tamer Nebio¤lu, Rize, Trabzon ve fiemdinli’de yaflananlar›n bugün ‹stanbul, Mu¤la, Sivas, Tokat, Elaz›¤, Ankara ve Uflak’ta yafland›¤›n› hat›rlatarak, paras›z, demokratik ve anadilde e¤itim haklar›n› savunan demokrat ö¤rencilere karfl› yap›lan sald›r›lar›n bunun devam› oldu¤una dikkat çekti. Nebio¤lu, 20 Aral›k günü fakülte kantininde ö¤rencilerin müzik kutusunda yer alan Kürtçe bir flark›y› dinledikleri için ülkücü grubun sald›r›s›yla karfl›laflt›¤›n› belirti.

Özlem Eker Sar›gazi’de topra¤a verildi Temmuz 2005 tarihinde Dersim Çiçekli Nahiyesi k›rsal›nda faflist TC güçleriyle ç›kan çat›flmada flehit düflen MKP/HKO gerillas› Özlem Eker’in cenazesi bir hata sonucu farkl› bir kimlikle baflka bir yere defnedilmiflti. Yanl›fll›¤›n ortaya ç›kmas›n›n ard›ndan Eker’in cenazesi ailesinin yaflad›¤› ‹stanbul’a getirilecekti. 23 Aral›k sabah› Özlem Eker’in cenazesi Sar›gazi Cemevi’ne getirilirken saat 12.00’ye do¤ru yoldafllar› ve dostlar› Cemevi önünde toplanmaya bafllad›lar. Saat 12:00’de Cemevi

6

önünde toplanan yaklafl›k 250 kifli “Halk savaflç›lar› ölümsüzdür” pankart› açarak, Özlem Eker’in foto¤raflar›n› tafl›d›. “Halk savaflç›lar› ölümsüzdür”, “Gerillalar ölmez yaflas›n halk savafl›”, “Faflizme karfl› halk savafl›”, “Özlem yoldafl ölümsüzdür” vb. sloganlar›yla Sar›gazi Mezarl›¤›’na do¤ru yürüyüfle geçen kitle, mezarl›¤a 200 metre kala cenazeyi arabadan indirerek omuzlara al›rken, burada da sloganlara devam edildi. Mezarl›kta defin iflleminin ard›ndan Özlem Eker flahs›nda devrim ve komünizm flehitleri için 1 dakika-

l›k sayg› duruflu yap›ld›. At›lan sloganlar ve yap›lan konuflmada Mercan flehitleri de unutulmazken, yap›lan aç›klamada “Özlem bize onuru, özgürlü¤ü, gelece¤i anlat›yordu giderken. Gün bilincimizi bileme, halk›m›z›n yi¤it evlatlar›na, onlar›n an›s›na lay›k olma, kavgas›na sahip ç›kma günüdür. Gün kardeflli¤i büyütme, Özlem’in vasiyetini gerçek k›lmak için elleri birlefltirme günüdür” denildi. Bu arada jandarman›n yürüyüflü, eylemi uzaktan takip etti¤i, kitleye yaklaflmad›¤› görüldü. (Kartal)

30 Aralık 2005-12 Ocak 2006 Polisin ajanlaflt›rma politikas› sürüyor! ‹HD Ankara fiubesi’nde Sinan fianl› taraf›ndan düzenlenen bas›n aç›klamas› polisin ajanlaflt›rma politikas›ndan vazgeçmedi¤ini ve tüm geliflmifl teknolojik imkanlar›na ra¤men polisin devrimcilerin aras›na s›zmaya çal›flt›¤›n› bir kez daha gösterdi. 17 Aral›k Cumartesi günü ‹HD Ankara fiubesi’nde yap›lan bas›n aç›klamas›nda fianl› yaflad›klar›n› anlatt› ve piflman oldu¤unun alt›n› çizdi. 11 Kas›m 2005 tarihinde memuriyeti ile ilgili sorunlar›n› iletmek amac›yla ‹l Sa¤l›k Müdürlü¤ü’ne gitmek üzere iken üç kiflinin evine geldi¤ini belirten fianl›, bu kiflilerin Emniyet’ten olmad›klar›n›, farkl› bir kurumdan geldiklerini ve çocuklar›yla ilgili sorunlar›n› çözebileceklerini söylediklerini aktard›. O¤lunun ameliyat› için 500 milyon lira para verdiklerini ve ESP aktivistleri ile ilgili bilgi istediklerini ifade eden fianl›, “Montun çok dikkat çekiyor” gerekçesiyle kendisine siyah bir mont verdiklerini ve bu montun içine yerlefltirilmifl elektronik bir kay›t cihaz› bulundu¤unu söyledi. fianl› kurdu¤u bu iliflkiden vicdan azab› duydu¤unu, bu yüzden bas›n aç›klamas› yapt›¤›n› belirtti. ESP Ankara temsilcisi Deniz Bak›r’›n da kat›ld›¤› bas›n aç›klamas›nda, polisin y›llard›r bu tür karanl›k, kirli iliflkiler kurdu¤u ve muhalif örgütlenmelere karfl› bu yöntemin sürekli kullan›ld›¤› ifade edildi. (Ankara)

Serkan Ero¤lu unutulmad› 1997 y›l›nda Ege Üniversitesi ‹ktisat Fakültesi tuvaletinde as›l› olarak bulundu¤u iddia edilen Ali Serkan Ero¤lu’nun polis taraf›ndan katlediliflinin 8. y›l›nda 21 Aral›k günü ö¤rencisi oldu¤u Ege Üniversitesi’nde devrimci-demokrat ö¤renciler taraf›ndan bir yürüyüfl düzenlendi. “Ali Serkan Ero¤lu ölümsüzdür, Marafl’tan-Sivas’a katliamlar›n hesab›n› soral›m-Devrimci-demokrat ö¤renciler” imzal› pankart›n aç›ld›¤› eylemde s›k s›k “Katil polis üniversiteden defol”, “A. Serkan Ero¤lu ölümsüzdür” vb. sloganlarla saat 12:00’de Edebiyat Fakültesi önünde toplan›larak yürüyüfle baflland›. Aralar›nda YDG’lilerin de bulundu¤u grup kampüs içindeki birçok fakülteyi gezerek kantinlerde ajitasyon konuflmalar› yapt›. Eylem daha sonra bafllad›¤› yere geri dönülerek sona erdirildi. (‹zmir)

Erdal Eren an›ld› 1980 Askeri Faflist Cuntas›’ndan hemen sonra yafl› büyütülerek idam edilen Erdal Eren, dostlar› taraf›ndan an›ld›. 14 Aral›k Çarflamba günü saat 15:00’te Yüksel Caddesi’nde bir araya gelen sendika ve demokratik kitle örgütü temsilcileri çeflitli sloganlar atarak Eren’i and›. KESK, TÜMT‹S, Jeoloji Mühendisleri Odas›, ‹HD Ankara fiubesi, Halkevleri temsilcilerinin kat›ld›¤› anmada “Yaflas›n devrim ve sosyalizm” sloganlar› s›kça at›ld›. 78’liler Derne¤i Baflkan› Ruflen Sümbülo¤lu’nun bir aç›klama yapt›¤› anma sloganlarla son erdi. (Ankara)


12

30 Aralık 2005-12 Ocak 2006

38

DDSB’den “‹flçi S›n›f›yla Dayan›flma Gecesi” Özellefltirmelerin, tafleronlaflt›rman›n ve hak gasplar›n›n yo¤un bir flekilde yafland›¤› günümüzde DDSB’nin düzenledi¤i geceye kat›lan direniflteki Tuzla ve Gönen’deki deri iflçileri direnifllerinin sahiplenilmesi ça¤r›s› yapt›lar. Devrimci Demokratik Sendikal Birlik 17 Aral›k Cumartesi günü saat 19.00’da Kad›köy Evlendirme Dairesi’nde “‹flçi s›n›f›yla dayan›flma gecesi” düzenledi. Tüm devrim ve komünizm flehitleri an›s›na 1 dakikal›k sayg› durufluyla bafllayan gecede ilk olarak, dünyan›n çeflitli yerlerinden ezilen halklar›n ve sendikal haklar›n› arayan iflçilerin eylemleri, mücadeleleri ve konuflmalar›n› içeren bir sinevizyon gösterimi yap›ld›. Sinevizyonun ard›ndan DDSB ad›na konuflma yapan Hasan Gülüm, emperyalizmin yaflad›¤› sü-

rekli krize de¤indi ve yap›lan özellefltirme sald›r›lar› sonucu gün geçtikçe artmakta olan iflsizli¤e dikkat çekti. Emperyalist sald›rganl›k sonucu ortaya ç›kan iflgal ve soyk›r›m vahfletinden, halk›n öncüleri olan komünist ve devrimcilere yap›lan katliam ve sald›r›lardan bahseden Gülüm, “19 Aral›k 2000 günü yap›lan operasyonla iyiden, do¤rudan, güzelden yana olan 28 devrimci katledilmifltir. TMY tasar›s› bu sald›rganl›¤›n ola¤an ve sürekli hale getirilmesini amaçl›yor” dedi. Gülüm konuflmas›n› “Birlik mücadele zafer”, “Ge-

lecek ellerimizdedir” sloganlar›yla bitirdi. Ard›ndan sahne alan Grup fiiar, söyledi¤i türkülerle büyük be¤eni toplad›. Gecede konuflma yapan Deri-‹fl Tuzla fiubesi Baflkan› Hasan Sonkaya, grevler ve direniflleri desteklemenin önemine de¤indi. Ayr›ca gecede direniflte olan Cevahir Deri temsilcisi Necati Çatkaya ve Deri-‹fl Sendikas› Gönen temsilcisi Eyüp Kantar direniflleri hakk›nda bilgilendirme yaparak direnifllerine destek ça¤r›s› yapt›lar. Daha sonra sahne alan Nurettin Güleç de ezgileri ile be¤eni toplad›. Güleç, Zaza-

Emperyalist iflgal; seçimle de¤il, direniflle bitecek! Irak’›n emperyalistlerce iflgali ile bafllayan ve bugün CIA uçaklar›nda ve gizli hapishanelerde yap›lan iflkencelerle, iflkenceleri ve iflgali gizlemek için haz›rlad›klar› düzmece seçimlerle manfletlere düflen emperyalist sald›rganl›k; halk saflar›nda tepkiyle karfl›lan›rken bu tepkiyi soka¤a tafl›yan devrimciler ve demokratlar da süreci eylemlerle karfl›lad›. 14 Aral›k Çarflamba günü saat 12:00’de Taksim Gezi Park’ta biraraya gelen Irak’ta ‹flgale Hay›r Koordinasyonu bileflenleri dünyan›n dört bir yan›na da¤›lan iflkencelere karfl› tepkilerini dillendirdi. “Irak Halk› Seçimle De¤il, Direniflle Kazanacak” yaz›l› pankart

açan koordinasyon bileflenleri, “CIA ülkemizden defol” sloganlar›yla aç›klamalar›na bafllad›. Kitle ad›na bas›n metnini okuyan Çetin Poyraz; Irak’ta emperyalistlerin tüm azg›nca sald›r›lar›na karfl›n Irak halk›n›n direniflinin halen emperyalistlerin en büyük korkulu rüyas› oldu¤unu; bölgedeki emperyalistlerin varl›klar›n› sürdürmek için kontr-gerilla faaliyetine a¤›rl›k verdi¤ini söyledi. Poyraz; El Cezire televizyonuna, Suriye ve ‹ran’a dair emperyalistlerin planlar›n›n a盤a ç›kmas›yla gerçekte emperyalistlerin Ortado¤u’da nas›l yay›lmak istediklerinin de gözüktü¤ünü belirterek, AB’nin de ülkedeki iflgale ka-

t›l›p CIA’in iflkence uçaklar›na göz yumarak nas›l bir rol üstlendi¤inin anlafl›ld›¤›n› söyledi ve Avrupa Konseyi Raportörü Dick Marty’nin Avrupa’dan da CIA’in insan kaç›rd›¤›n› ve di¤er ülkelere sevk etti¤ini aç›klad›¤›n› ekledi. Türkiye’de de ‹ncirlik ve Sabiha Gökçen havaalanlar›n›n ABD’nin kullan›m›na aç›lmak istendi¤ini hat›rlatan Poyraz, zaten bu havaalanlar›n›n da bu amaçla kullan›ld›¤›n›n ortada oldu¤unu söyledi. Poyraz, Erdo¤an’›n ve Kara Kuvvetleri Komutan› Yaflar Büyükan›t’›n ABD’ye ça¤r›lmas›na at›f yaparak, bölgede nas›l emperyalist ç›karlar›n uyguland›¤›n›n gözler önüne serildi¤ini ekledi. Bu koflullarda yaflayan ve halen iflgal alt›nda olan Irak’›n yar›n seçimlere girece¤ini hat›rlatan Poyraz, bu seçimlerin ise iflgalcilerin ve iflbirlikçilerin politikalar›na k›l›f uydurmas›ndan baflka bir fley olmad›¤›n›n alt›n› çizerek Irak’ta ‹flgale Hay›r Koordinasyonu olarak yaflanan bu geliflmelere sessiz kalmayacaklar›n› ve iflgalcilere ve iflbirlikçilere karfl› mücadeleyi kesintisiz olarak sürdüreceklerini aç›klad›. Kitlenin s›k s›k “CIA ülkemizden defol”, “Kahrolsun M‹T, CIA, Kontrgerilla” ve “Irak’ta seçim aldatmacas›na hay›r” sloganlar›n› att›¤› eylem Poyraz’›n aç›klamas›n›n ard›ndan kitlenin sloganlar›yla son buldu. (‹stanbul)

ca türküler de söylerken, kitle halaylarla, alk›fllarla ve DDSB flamalar› eflli¤inde türkülere efllik etti. Geceye, Partizan, ‹flçi-Köylü, YDG, ILPS, TKM, Gülensu Gülsuyu Kültür ve Güzellefltirme Derne¤i, Kad›köy Tuncelililer Yard›mlaflma Derne¤i, Sar›gazi ‹flçi-Köylü okurlar›, Devrimci Demokrasi Gazetesi gibi kurumlar dostluk ve dayan›flma mesajlar› gönderdiler. Son olarak Hasan Sa¤lam’›n sahne almas›yla birlikte, coflkulu halaylar çekildi. Gece saat 23:00’de sona erdi. (Kartal)

Dersim’de mitinge yasak! Tunceli Emek ve Demokrasi Platformu, “Sürgünlere Son Verilsin, Susurluk’tan fiemdinli’ye Karanl›klar Ayd›nlans›n” mitinginin Valilik taraf›ndan yasaklanmas›n› protesto etti. 24 Aral›k tarihinde Sanat Soka¤›’nda bir araya gelen demokratik kitle örgütleri çeflitli sloganlarla eylemin yasaklanmas›n› protesto etti. KESK üyeleri ise E¤itim-Sen önünden Sanat Soka¤›’na yürüyüfl düzenledi. “Sürgünlere bask›lara hay›r” pankart›n› tafl›yan kitle “Sürgünler bask›lar bizi y›ld›ramaz”, “fiemdinli halk› yaln›z de¤ildir”, “Vali istifa” sloganlar› att›. Tunceli Emek ve Demokrasi Platformu ad›na bas›n aç›klamas› yapan Demokratik Toplum Partisi (DTP) Temsilcisi Nuri K›l›ç, mitingin yasaklanmas›na tepki gösterdi. fiemdinli, Marafl, 1977 1 May›s olaylar›n› hat›rlatan K›l›ç, “Bütün bu yaflananlar›n üzerindeki karanl›k perdenin kald›r›lmas›n› istemek neden suç oluyor” dedi. K›l›ç ayr›ca kamu emekçilerine yönelik sürgünleri de k›nad›. KESK MYK Üyesi Feyfi Ayber de yapt›¤› aç›klamada Tunceli Valisi’nin tutumunu elefltirerek, “Valilili¤in bu tutumunu fliddetle k›n›yor ve protesto ediyoruz. Tunceli Valisi suç ifllemifltir” dedi. Bas›n aç›klamas›na kat›lmak için bölge illerinden gelen kamu emekçileri Pertek ‹lçesi’nde jandarma taraf›ndan engellendi. Bu durumu protesto eden kamu emekçileri, tepkilerini ›sl›klarla gösterdi. (Malatya)


13

38

30 Aralık 2005-12 Ocak 2006

5. y›ldönümünde 19 Aral›k anmalar› yiz. Zaman›nda ve yerine göre elefltirilerle birbirimizi gelifltirebiliriz” dedi. Etkinlikten sonra kat›l›mc›lar ve izleyenlerle, tan›flma ve sohbet ortam› yarat›ld›. (Linz ‹K okurlar›)

19 Aral›k katliam› Türkiye’de oldu¤u gibi Avrupa’da da devrimcilerin ortak örgütledi¤i eylemlerde at›lan “Katil devlet hesap verecek” slogan› ile k›nand›. HOLLANDA 19 Aral›k 2000 tarihinde 20 hapishanede birden yap›lan ve befl y›ldan bu yana devrim mücadelesinde önemli bir gündem oluflturan katliam, Hollanda’n›n Rotterdam flehrinde lanetlendi. Eylem ayn› zamanda 26 Ekim’de Schiphol Hapishanesi’nde diri diri yak›lan 11 göçmenin an›s›n› da yaflatmay› içeriyordu. At›l›m, Devrimci Hareket, Devrimci Demokrasi ve Partizan okurlar›ndan oluflan 80 kiflilik grup, meflaleler eflli¤inde yürüyüfle geçti. Yürüyüfl boyunca Hollandaca ve Türkçe sloganlar at›ld›. Yaklafl›k yar›m saatlik bir yü-

rüyüflten sonra miting alan›na gelinerek katliama iliflkin ortak metin okundu. Ard›ndan flehitler için bir dakikal›k sayg› duruflu yap›ld› ve sloganlar atarak eylem sona erdirildi. AVUSTURYA 18 Aral›k Pazar günü Linz Mezopotamya Kültür Merkezi ve AT‹GF Umut Kültür Merkezi ald›klar› karara uygun olarak 19 Aral›k Hapishane Katliam› ve Marafl olaylar›n› bir panelle lanetlediler. Etkinlik her iki olayda yaflam›n› yitirenler ve tüm devrim flehitleri için yap›lan sayg› duruflu ile bafllad›. MKM

ad›na etkinli¤e kat›lan konuflmac› Marafl olaylar› ile ilgili bilgilendirme yapt›ktan sonra AT‹GF ad›na bir arkadafl hapishane katliamlar› ile ilgili konuflma yapt›. Daha sonra söz, katliam›n canl› tan›klar›ndan bir kifliye verildi. Tan›k anlat›m› s›ras›nda salonda son derece duygusal anlar yafland›. Konuflmalar›n ard›ndan soru, cevap ve aç›klamalar seklinde geliflen etkinlikte AT‹GF ad›na konuflan kifli, toplant›da, ortak etkinlikle ilgili flunlar› söyledi: “Asl›nda uzun bir zamandir, Linz’de bir bileflen oluflturma çal›flmalar› var. Ortak müfltereklerimizde birleflmeli ve etkinlikler gerceklefltirmeli-

BELÇ‹KA Belçika’n›n baflkenti Brüksel’de, 17 Aral›k Cumartesi günü saat 14:00’de aç›lan stant ve yap›lan bas›n aç›klamas› ile 19 Aral›k flehitleri an›ld›. Havan›n ya¤murlu oluflu, nedeniyle önceden planlanan yerde de¤il istasyonun içinde yap›lan etkinlik, tüm bu eksikliklere ra¤men oldukça verimli geçti. Stant için haz›rlanan Frans›zca ve Türkçe yaz›l› dövizler ve pankartlar ‹stasyon içerisinde aç›lm›fl, bildiriler kitlelere da¤›t›lm›flt›r. Toplanan kitle ile 19 Aral›k’ta katledilen devrim flehitlerinin flahs›nda 1 dakikal›k sayg› durusu ile etkinli¤i bafllatm›fl ve at›lan sloganlarla o katliamda yitirilen devrim flehitleri an›lm›fl ve selamlanm›flt›r. fiehitlerin hayat› anlat›ld›ktan sonra at›lan Frans›zca sloganlar›n ard›ndan eylem sonra sona erdi. (Belçika Partizan okurlar›)

19 Aral›k 2000 hapishaneler katliam› Cenevre’de 150 kiflinin kat›l›m›yla yap›lan bir anma ile lanetlendi... Bilindi¤i gibi 19 Aral›k 2000 tarihinde Türkiye hapishanelerinde ayn› anda 20 hapishaneye yönelik yap›lan operasyonda onlarca devrimci yak›larak, kurflunlanarak katledilmifl, yüzlercesi de iflkenceden geçirilerek, a¤›r yaral› halde F Tipi tabutluklara zorla konulmufltu. Bu kanl› katliam dünya konjonktörün de benzeri görülmemifl bir katliam sald›r›s› olmakla birlikte, yine benzeri görülmemifl mevsimleri kapsayan bir direniflle devrimci ve komünist tutsaklar taraf›ndan cevaplanm›flt› Yaflanan bu katliam›n üstünden tam 5 y›l geçti, ancak bu katliam›n izleri, bizden ald›¤› bedeller, feda edilen 120 can ve kendisini farkl› araçlarla sürdüren sald›r›lar hala sürmekte ve güncelli¤ini de korumaktad›r. Aradan geçen 5 y›ll›k süreç içinde faflist Türk devleti devrimci ve komünist tutsaklara karfl› farkl› uygulamalarla sald›r›lar›n› sürdürmekte ve yapt›¤› katliam› da unutturmaya çal›flmaktad›r. F Tiplerinde devrimci tutsaklara karfl› yap›lan uygulamalar, izolasyon, tecrit, iflkence vb. gibi uygulamalar uzun sürede kiflilerde pisikolojik, fiziksel ve kiflilik de y›pranmaya neden olmaktad›r. Uzun süreli yaflam› tek bafl›na sürdürmesi için kör kuytulara kilitlenen tutsaklar, benlik yitiminden duyguya, alg›lamas›ndan ifa-

desine, düflüncesinden beyin hücrelerine kadar bir yitim yaflamakta ve insani olan bu en temel özelliklerini yitirmektedir. Dolay›s›yla, tüm bunlar›n yitimi, kifli ve kiflilerde ki insan olman›n, insanca yaflayabilmenin verilerini de ortadan kald›rmakta ve insanlar› hiçlefltirerek de bir katliam uygulanmaktad›r. Bu katliam; beyne, düflünceye, ideallere, u¤runda yaflan›las› k›l›nan de¤erleri yok ederek yap›lan bir katliamd›r. Yani beyinleri kuflatmaya ve beyinlerimizi teslim al›p boflaltmaya çal›flmaktad›rlar. Fiziksel olarak katledilen her devrimcinin bir, üç, befl, on ard›s› ç›kagelmifltir. Düflman, böyle yapt›¤› katliamlardan ciddi bir sonuç elde edememifltir. O yüzden beyinlere sald›r›p kuflatmak, beyinleri ve düflünceleri, idealleri teslim almak ve yok etmek istemektedir. Bilir ki, bizlerin en güçlü oldu¤u yerler, en güçlü sahip oldu¤umuz silahlar beyinlerimizdir… Düflman›n; bizlerin kazanma umudunu, baflar› umudunu, gelecek umudunu k›rmaya çal›flmas› söz konusudur. Çünkü, umudumuzu k›r›p umutsuzlaflt›rd›¤› oranda baflar›l› olabilecektir… Özünde devrimci tutsaklara yönelik yap›lan F Tipi zindan sald›r›s›, genelde ise çeflitli milliyetlerden Türkiye halklar›na yap›lan, yaflam› F tipilefltirme sald›r›s›d›r. Do¤al olarak da topluma uygula-

mak istedi¤i her türlü insani normlardan çok uzak olan uygulamalar önünde duran, toplumsal muhalefeti gelifltirip karfl› koyan toplumun dinamik gücü devrimcileri ezmeli yok etmelidir ki topluma istedi¤i yapt›r›m› uygulayabilsin. Özelde devrimci tutsaklara yönelik yap›lan bu sald›r› aradan geçen ve de geçecek olan y›llara karfl›n unutulmayacak ve unutturulmayacakt›r. 17 Aral›k’ta Zürich de merkezi olarak yap›lan yürüyüfle yüzler kat›larak, 18 Aral›k’ta ‹T‹F ( ‹sviçre Türkiyeli ‹flçiler Federasyonu), B‹R-KAR (‹flçilerin Birli¤i Halklar›n Kardeflli¤i Platformu), ADHK (Avrupa Demokratik Halklar Konfederasyonu), ‹G‹F (‹sviçre Göçmen ‹flçiler Federasyonu) ve Cenevre Halkevi olarak örgütlenen ve Cenevre YDG (Yeni Demokratik Gençlik) temsilcili¤inin de sundu¤u desteklerle örgütlenen anmaya kat›lan

150 civar›ndaki insan›n benliklerinde ve bilinçlerindedir yap›lan bu katliam. 17 Aral›k’ta yürüyüflle, 18 Aral›k’ta anma ile protesto edilen bu katliam, faflist Türk devleti ve onun efendileri taraf›ndan bilinsin ki tarihin ibresi her katliamlar tarihini gösterdi¤inde ya sokaklarda tafllar›m›zla, barikatlar›m›zla o katliamlar›n› beyinlerinde patlatacak, ya yüzleri kucaklayan protestolarla yüzlerin, binlerin hayk›r›fl›yla bu vb katliamlar›na sessiz kalmayaca¤›z. Yaflas›n devrimci dayan›flma! Yaflas›n zulme karfl› bafl e¤meyen devrimci irade! 19 Aral›k katliam›n› unutmad›k, unutturmayaca¤›z! Birlik-Mücadele-Zafer! Yaflas›n AT‹K-‹T‹F-YDG Cenevre ‹T‹F Komitesi

Belçika’da ‹nsan Haklar› Paneli Belçika Verviyer’de 11 Aral›k Pazar saat 15:00’te ‹nsan Haklar› konulu bir panel düzenlendi. Panel devrim ve komünizm mücadalesinde flehit düflenler flahs›nda 1 dakikal›k sayg› duruflunun ard›ndan bafllad›. Panele kat›l›mc› olarak Belçika Komünist Partisi, Serxaben, At›l›m, Devrimci Demokrasi, ‹flçi köylü okurlar› kat›ld›. Panel yaklafl›k olarak iki saat sürdü. (Belçika ‹K okurlar›)


30 Aralık 2005-12 Ocak 2006

14

38

Önemli olan, rüzgar›n ne yandan esti¤i de¤il, yelkenin hangi yöne verildi¤idir! Almanya Marksist-Leninist Partisi-MLPD’nin kitle yay›n organ› “Rote Fahne”nin (K›z›l Bayrak), 1.12.2005 tarihinde MLPD Baflkan› Stephan Engel ile yapt›¤› röportaj› k›saltarak yay›nl›yoruz.

R. F: Merkel’in seçilmesi ile birlikte, tekellerin ifllerini yürütmek için 22 Kas›m’da büyük koalisyon iflbafl›na geldi. Durum böylelikle istikrara kavufltu mu? S. E: 22 May›s’tan itibaren hakim olan aç›k politik krizin, Angelika Merkel’in yeni baflbakan olarak yemin etmesinin ard›ndan, flimdilik ortadan kalkt›¤›n› düflünüyorum. Aç›k politik kriz her fleyden önce yönetememeyi kaps›yordu. Bu durum en az›ndan flimdilik had safhada de¤il. Kitle yay›n organlar› ›srarla, yeni hükümete, onu yine elefltirmeye bafllamadan önce, bir flans verilmesi gerekti¤ini vurguluyorlar. ‹flveren birlikleri ve sendika merkezleri bu parolaya uyacaklar›n›n sinyallerini verdiler bile. fiu anki kamuoyu yoklamalar›nda, koalisyonun bafl›ndaki politikac›lar olan Merkel ve Müntefering’e dönük sempatinin artt›¤› iddia ediliyor. Tüm bunlar tabii ki hükümetin istikrarl› oldu¤u yönünde bir tablo yaratmaya dönük- bu da kitleler üzerinde bir süreli¤ine geçici bir etki yaratabilir. Ancak sürekli bir istikrardan söz edilemez. CDU/CSU ve SPD s›ralar›ndaki önde gelen politikac›lar, büyük koalisyon hükümetinin, beklenmedik sonuçlar› da beraberinde getirebilecek bir bozulma tehlikesi oldu¤unu inkar etmiyorlar. Örne¤in yeni ‹çiflleri Bakan› Schauble daha flimdiden, böyle bir durumun “tüm toplum aç›s›ndan büyük dalgalanmalar” anlam›na gelece¤ini söylüyor. Büyük koalisyonun ortaya ç›k›fl›n›n, genifl kitlelerin yollar›n› burjuva parlamenterizminden, burjuva partilerinden ve onlar›n kurumlar›ndan ay›rma sürecinde bir zirve oldu¤unu unutmamam›z gerekir. Eylül 2005’te yap›lan parlamento seçimleri ile birlikte bu sürecin, tekellerin diktatörlü¤ünün ve onlar› temsil eden partilerin kitle taban›nda oldukça büyük bir erozyona dönüfltü¤ü iyice a盤a ç›kt›. Bu da, iki büyük burjuva parti olan SPD ve CDU/CSU taraf›ndan karfl›l›kl› olarak

üstlenilen, hükümet ve muhalefet oyununun art›k ifllevini yitirdi¤ini göstermektedir. Tabii ki bu, tekellerin diktatörlü¤ünün günümüzdeki hakimiyet kurma yöntemi olarak parlamenter kand›rmacada ciddi bir zay›flama anlam›na gelmektedir. Tüm propagandaya ve hükümet, sendikalar ve iflveren birlikleri aras›ndaki s›n›f iflbirli¤i politikas›na ra¤men, yeni koalisyon halk düflman› karakterini uzun müddet gizlemeyi baflaramayacaklar. R. F: Büyük koalisyondan programatik olarak beklenebilecek ne olabilir? S. E: Yeni koalisyon programatik olarak Schröder/Fischer hükümetinin sald›r›lar›n›, halk›n daha genifl kesimlerine yayd›. Tüm halk tabakalar›ndan “eflit” kesinti demagojisini yap›yor. Ancak; Merkel’in ve küçük bir memurun y›lbafl› paras› “eflit” bir flekilde azalt›ld›¤›nda, Merkel’in eline 5.400 Euro, memurun ise 600 Euro geçiyor. Bu eflitlik, Anatol France’in yazd›¤› flu eflitliktir: “Yasalar herkesi epeyce eflit hale getiriyor: tüm insanlara köprü altlar›nda yaflamay›, sokakta dilenmeyi veya ekmek çalmay› yasakl›yorhem yoksullara hem de zenginlere.” (“K›z›l Lilie”, 1894). Yeni hükümet gelir da¤›l›m› program›n›n gerçekte tekellerin lehine ve genifl kitlelerin ise aleyhine olmas› yönünde zorluyor. Hükümet, program›n› sahtekarca “tasarruf program›” olarak aç›kl›yor. Ancak bu tasarruf palavras› art›k o kadar tüketildi ki, genifl halk kitleleri aras›nda pek kabul görmüyor. Bu program kitleler aç›s›ndan, daha çok vergi, s›f›r da¤›l›m ve geç emeklilik, iflsizler, özellikle de ‹flsizlik Paras› II alan gençler aç›s›ndan daha fazla kötüleflmeler, ifl güvencesinin daha da gevfletilmesi, sa¤l›k hizmetlerinde, k›sa mesafe yol hizmetlerinde, e¤itimde, daha çok kesinti anlam›na gelmekte. Hükümet kamu hizmetlerindeki özellefltirmeyi de hissedilir biçimde h›zland›rmak istiyor. R. F: Merkel/Müntefering hükü-

Yeni koalisyon programatik olarak Schröder/Fischer hükümetinin sald›r›lar›n›, halk›n daha genifl kesimlerine yayd›. Tüm halk tabakalar›ndan “eflit” kesinti demagojisini yap›yor. Ancak; Merkel’in ve küçük bir memurun y›lbafl› paras› “eflit” bir flekilde azalt›ld›¤›nda, Merkel’in eline 5.400 Euro, memurun ise 600 Euro geçiyor. metinin yöntemi ile, Schröder/Fischer hükümetinin yöntemi aras›ndaki fark nedir? S. E: Baflbakan Merkel’in hükümet aç›klamalar›nda dikkat çeken fley, genifl y›¤›nlar›n yaflam koflullar›na dönük yo¤un sald›r›lara hemen hemen hiç de¤inmemesi. Ayr›ca kitlesel iflsizli¤e karfl› etkili bir mücadele yürütmek istedi¤ine dair tek söz söylemiyor. Merkel seçim mücadelesi s›ras›nda iflin öncelikli olmas› gerekti¤ini vurguluyordu. Ancak flimdi bu konuda susuyor. Bunun bir tek aç›klamas› olabilir: Hükümetin kitlesel iflsizli¤i etkili bir biçimde düflürmek gibi bir niyeti yoktur. Hükümetin, ülkede gerekli olan politik istikrar› tekrar sa¤lamak amac›yla dikkatli davrand›¤› çok aç›k. Merkel bunu hükümet aç›klamas›nda “politik küçük ad›m” olarak ifade ediyor. Tabii ki o da genifl kitlelerin kazan›mlar›na ve sosyal haklar›na dönük sald›r›lar›n› “Eme¤in ittifak›” ve “Sosyal devletin kurtar›lmas› için önlemler” olarak getirmeye çal›fl›rken, t›pk› Schröder/Fischer hükümeti gibi, bildik göz boyay›c› söylemlerden yararlan›yor. Bu s›n›f iflbirli¤i politikas›, özellikle de ifl yerlerinde a¤›r bir yenilgi ald› ve Hartz IV karfl›t› hareketler gibi büyük hareketler arac›l›¤›yla, ya-

Baflbakan Merkel’in hükümet aç›klamalar›nda dikkat çeken fley, genifl y›¤›nlar›n yaflam koflullar›na dönük yo¤un sald›r›lara hemen hemen hiç de¤inmemesi. Ayr›ca kitlesel iflsizli¤e karfl› etkili bir mücadele yürütmek istedi¤ine dair tek söz söylemiyor. Merkel seçim mücadelesi s›ras›nda iflin öncelikli olmas› gerekti¤ini vurguluyordu. Ancak flimdi bu konuda susuyor. lan oldu¤u giderek daha fazla a盤a ç›kt›. Merkel hükümetinin temel yöntemi belli ki, tüm halk›n da, t›pk› CDU/SPD büyük koalisyonu gibi, ulusal sorunlar› “hep birlikte” çözmek için birbirine kenetlenmesi üzerine kurulu. Ancak beraberli¤e dönük bu hayal, Federal Almanya’n›n devlet tekelci kapitalizminin s›n›f gerçekli¤ine çarparak da¤›lacakt›r. Uluslararas› tekeller birbirlerine karfl›, iflyerlerindeki sömürüyü daha da a¤›rlaflt›rmak suretiyle faturas›n› genifl halk y›¤›nlar›na yükledikleri, ciddi bir imha savafl› içindeler. Bu imha savafl› içinde, ileride milyonlarca iflyerinde kitlesel iflten ç›karmalar olacak, geleneksel sosyal sistem fliddetli bir biçimde parçalanacak ve herfley uluslararas› tekellerin maksimum kâr›na ve dünyaya hakim olma pozisyonuna göre ayarlanacak. Hükümet bu yalanlar›n›, politikas› kitlelerin yaflam› üzerinde somut olarak, do¤rudan etkili olmad›¤› sürece engelsiz sürdürebilir. Bunlar›n sabun köpü¤ü gibi söndü¤ünü ve halk›n daha genifl kesimlerinin, tekellerin direktifleri do¤rultusundaki hükümet politikas›na karfl› aktif direnifle kat›laca¤›n› görece¤iz.


38 Büyük koalisyonun ve hükümetin, sa¤c› sendikal önderlikler ve iflveren birlikleri ile yapt›¤› ittifak›n varl›¤›, kitleler, yaflam ve çal›flma koflullar›na dönük nas›l bir sald›r›ya giriflildi¤ini fark etti¤inde, tart›fl›l›r hale gelecek. Bunun için, kilisedeki amin gibi, tekellerin yönelimini savunan tüm toplumsal güçlerin büyük ittifak›n›n politikas› da, bofla ç›kmaya mahkumdur. R. F: Bu hükümet oluflumundan hangi önemli politik sonuçlar› ç›karmak gerekiyor? S. E: Tekelci partilerin ve toplumun en önemli gerici kesimlerinin kriz yönetimi için birbirine kenetlenmesinin ard›ndan, bunlar›n karfl›s›na daha üstün bir güçle ç›kmak gerekmektedir. MLPD’nin, bu üstünlü¤ü mücadele içinde sa¤lamak amac›yla, mücadeleci muhalefeti yeni hükümete karfl› tutarl› hale getirmek, yeni taleplerin niteli¤ini art›rmak ve geniflletmek için, her fleyi yapmas› gerekmektedir. Bu da bizim aç›m›zdan, çok sab›r ve ikna gücü gerektirmektedir. K›sacas›: Önemli olan, rüzgar›n ne yandan esti¤i de¤il, yelkenin hangi yöne verildi¤idir! Bunun yan› s›ra, iflyerlerindeki iflçi mücadelelerinin genifllemesi ve yükselmesi merkezde bulunmaktad›r. Hükümete karfl› mücadelede nihai olarak belirleyici olan, iflçi mücadelesine geçiflin devaml›l›¤›d›r. Bu genifl cephedeki iflçi mücadelesine geçifli seçimle engellemek de mümkün olmad›. Birçok sanayi kuruluflundaki mücadeleler, ülke s›n›rlar›n› aflan grevler ve eylemler giderek, proleter s›n›f bilincindeki önemli geliflmenin d›fla vurumu olan, uluslararas› yürütülen s›n›f mücadelesinin gelece¤ini iflaret eden, normal olaylar olmaktad›r. Genifl bir parlamento d›fl› muhalefetin oluflmas›na dönük potansiyel oldukça büyük. Hükümet, tüm kesimlere dönük gerçeklefltirdi¤i sald›r›larla, genifl ve birbirine giderek daha da kenetlenen bir halk hareketinin maddi koflullar›n› yarat›yor. Kitleler içindeki mevcut sol trend, flu iki yönelim aras›nda, toplumsal bir görüfl ayr›l›¤› da yaflamaktad›r: Rotay› tüm güçle gerçek sosyalizme çevirmek mi gerekiyor, yoksa kapitalizmin reforme edilebilece¤ine iliflkin hayaller yeniden mi canlan›yor? Bunun somut ve ikna edici bir tarzda konulmas› gerekmektedir ve bu bir ittifak politikas›n›n temelini oluflturmaktad›r. Sorular›n giderek genifllemesi ve sürekli yeni güçlerin dahil edilmesi gerekmektedir. R. F: Genifl mücadeleci bir muhalefet ittifak›ndan anlafl›lmas› gereken nedir ve bu nas›l baflar›lacakt›r? S. E: Çeflitli hareketlerin ve mücadelelerin, hükümete karfl›, ortak, mücadeleci, parlamento d›fl› bir muhalefet için biraraya gelmesi zorunludur.

15 Bu mücadeleci muhalefet ne do¤rudan ne de dolayl› olarak hükümet partilerinden birinin kuyru¤unda ve güdümünde olmamal› ve sonuç olarak tüm Merkel/Müntefering Hükümetine karfl› ç›kmal›. Bunun için de tabii ki bu hareketlerdeki, de¤iflik güçlerle ittifak e¤ilimin güçlendirmek gerekiyor. Pazartesi eylemleri, Hartz IV’e karfl› mücadelenin yan›s›ra, giderek daha fazla say›da sosyal sorunun ele al›nmas› gerekti¤ini göstermifltir. Bu talep son aylarda daha da belirginleflti. Emeklilerin mücadelesi, kitlesel iflsizli¤e ve sa¤l›k reformlar›na karfl› mücadelelerle birlefltirilmeli. ‹flçilerin iflyerlerinde verdikleri mücadeleler, sosyal kazan›mlar›n gasp›, sosyal sigorta sisteminin yok edilmesi ve demokratik hak ve özgürlüklerin k›s›tlanmas› gibi sosyal sorunlar› da içermeli. Tüm bunlar, tek bir merkezden yönetilemeyen, bilakis afla¤›dan yukar›ya do¤ru geliflmesi gereken ve günün birinde ortak mücadele yöntemlerine, biçimlerine ve hareket tarzlar›na dönüflecek olan organik bir süreçtir. Ancak bu süreç daha önce de söylendi¤i gibi, iknan›n, güven oluflumunun, yeni hükümetle bir deneyim yaflaman›n süreci olman›n yan› s›ra, hükümeti, halk düflman› politikalar›n› hayata geçirmekten sadece tek bir gücün al›koyabilece¤ini gösteren, mücadele deneyimi sürecidir. R. F: Latin Amerika gezisinden yeni geldin. Yolculuk nereyeydi?

30 Aralık 2005-12 Ocak 2006 mücadeleye çekmek mümkün olmad›. fiu s›ralar -PCR içindeki ayr›flman›n sonucu olmayan- kendili¤inden, iflsizler hareketince desteklenen ve s›n›f mücadelesi ruhunu tekrar dirilten, k›smen sendikal grevlerden oluflan bir dalga var. Bu grevler çok baflar›l› ve hemen hemen % 100’lük bir baflar› flans› var. Bunlar genelde kendili¤inden geliflmekte ve sendikalar buna göz yummakta. Burada söz konusu olan ilk etapta ücretlerin 1800 Peso’ya çekilmesi, bu da ayda 500 Euro yap›yor. Bunun yan›s›ra, kitlesel iflsizli¤e karfl› mücadelenin temel yöntemi olarak 6 saatlik ifl gününün hayat geçirilmesi. Buenos Aires’in demiryolu iflçilerinin verdikleri mücadeleyle 6 saatlik ifl gününü ilk kabul ettirenler olmas› hayli dikkat çekici. Ayr›ca bugün iflçiler taraf›ndan patron olmadan, ba¤›ms›z iflletilen iflgal edilmifl 250 iflyerinden 2’sini de ziyaret ettik. Bu durum, flu an ekonomik iliflkilerin kapitalizmin s›n›rlar› içinde olmas›ndan kaynakl› köklü bir çözüm olmasa da, iflçiler üretimin kapitalist olmadan da yürüdü¤üne (hem de daha iyi) iliflkin deneyim kazan›yorlar.

rilla var, di¤er yandan 30 bin paramiliter ülkeyi terörize ediyor. Bunlar solu, sendikal hareketi, kad›n hareketini terörize eden ve hiçbir katliamdan kaç›nmayan suçlulardan, faflizan, silahl› insanlardan olufluyor. Bu kifliler, kokain mafyas›n›n ve ABD’li emperyalistlerle yak›n iliflkiler içinde ülkeyi denetleyen büyük toprak sahiplerinin talimatlar›yla çal›fl›yorlar. Bu paramiliterler sadece 2000 y›l›ndan itibaren 250 katliam gerçeklefltirdiler. Ancak tüm bunlara ra¤men ekim ay›nda, hükümetin Kolombiya’y› ABD’nin serbest bölgesi yapma e¤ilimine karfl› bir genel grev gerçeklefltirildi. ABD emperyalizminin, Güney Amerika’da bir serbest bölge oluflturarak, yay›lmac› politikalar›n› Latin Amerika’da hayata geçirebilmesi günümüzde çok zor. Bush’un Güney Amerika’da bir serbest bölge oluflturma amac›, hiçbir hükümetin bu amac›n pefline gitmemesi nedeniyle flimdilik bofla ç›kt›. Ülke s›n›rlar›n› aflan bu devrimci dönüflüm göz ard› edilemez ve bu du-

Bolivya’da, buradaki büyük mücadelelerle ilgili bilgi ald›k. Örne¤in 2000 y›l›nda Cochamba’da su için veya La Paz’da gaz için verilen mücadelelerle ilgili. Bolivya’daki istikrars›z duruma iliflkin çok belirgin bir izlenim edindik. Bolivya, son baflka-

Uluslararas› tekeller birbirlerine karfl›, iflyerlerindeki sömürüyü daha da a¤›rlaflt›rmak suretiyle faturas›n› genifl halk y›¤›nlar›na yükledikleri, ciddi bir imha savafl› içindeler. Bu imha savafl› içinde, ileride milyonlarca iflyerinde kitlesel iflten ç›karmalar olacak, geleneksel sosyal sistem fliddetli bir biçimde parçalanacak ve herfley uluslararas› tekellerin maksimum kâr›na ve dünyaya hakim olma pozisyonuna göre ayarlanacak. S. E: Yolculuk Arjantin, Bolivya, Peru ve Kolombiya’y› kaps›yordu. Bu ülkelerde, incelememiz gereken önemli s›n›f mücadeleleri deneyimleri var. Ayr›ca bu ülkelerde, ML olman›n yan› s›ra, bizim gibi Marksizm-Leninizm ve Mao Zedung Düflüncesi temelinde faaliyet yürüten ve M-L partilerin konferanslar›nda ve örgütlenmelerinde bizimle yak›n iliflki içinde olan örgütlenmeler var. Pratik ve teorik deneyim al›flverifli, ülke s›n›rlar›n› aflan s›n›f dayan›flmas›n› gelifltirmek ve emperyalizme karfl›, sosyalizm için birlikte mücadele etmek aç›s›ndan önemli bir yöntemdir. R. F: Seyahatinden hangi önemli bilgilerle döndün? S. E: Arjantin’de, PCR, 2001’deki Argantinazo üzerine elefltirel-özelefltirel bir de¤erlendirme yapt›. Hükümete karfl› gerçekleflen halk ayaklanmas› birçok halk düflman› hükümeti k›sa sürede geri çekilmeye zorlayabilirdi, ancak o dönem, örgütlü iflçi hareketini, kapsaml› ve yol gösterici biçimde bu

n›n yaz›n gerçekleflen kitle mücadelelerinin sonucu olarak çekilmek zorunda kalmas›n›n ard›ndan, yeni baflkanl›k seçimlerinin arifesinde. Burada y›llardan beri hiçbir hükümet bir y›ldan fazla bir süre dayanam›yor, ekonomik ve politik kitle mücadelelerinin bask›s›yla geri çekilmek zorunda kal›yor. Egemenler di¤er Latin Amerika ülkelerinde oldu¤u gibi, burada da devrimci dönüflümün yelkenindeki rüzgar› etkisizlefltirmeye çal›fl›yorlar. Bolivya’daki kitleler ulusal de¤erlerin yabanc› tekellere sat›lmas›na iliflkin epeyce net bir görüfle sahipler, ama ayn› zamanda halk›n ç›karlar›na hizmet eden bir hükümete iliflkin de. Burada eksik olan fley, bu mücadeleleri birlefltirecek ve devrimci bir toplumsal dönüflüme kanalize edecek net bir önderlik. Çünkü Latin Amerika’n›n eskiden en güçlü partisi olan parti, revizyonistleflmifltir ve bugün burjuva-gerici bir parti durumundad›r. Kolombiya’daki durum ise oldukça karmafl›k. Bir yandan güçlü bir ge-

rum, Latin Amerika’n›n emperyalizme karfl›, sosyalizm için verilen mücadelede, yeniden dünyan›n merkezi oldu¤unu da göstermekte. Sonuç olarak: Kapitalizmin giderek artan yo¤un krizinin sonucu olan toplumsal bir süreçten geçmekteyiz. Küçük burjuva düflünüfl tarz› bu durum karfl›s›nda ürküp çekilirken, gelecekten korkarak, “zincirlerinden kopmufl kapitalizmi” “dizginleme”nin olanaklar›n› ararken veya kitlelere güvenini yitirip, depresyona girerken, devrimci cevap mevcut durumun içinde, kapitalist sistemden kurtuluflun ve sosyalizmi infla etmenin olgunlaflan koflullar›n› görmekte. Ancak küçük burjuva-reformist ve küçük burjuva parlamenterist düflünüfl tarz› etkisini gözle görülür biçimde yitirdi. Tüm bunlar› özetledi¤imizde, proleter s›n›f bilincinin geliflmesinin, iflçi mücadelesinin yükselmesinin ve parti inflas›n›n h›zlanmas›n›n koflullar›n›n olufltu¤unu söyleyebiliriz.


16

30 Aralık 2005-12 Ocak 2006

38

Çin’in girifl kap›s› Hong Kong’da binlerce insan hayk›rd›:

“KONG YEE SAI MAU-DTÖ’YÜ ÇÖPE AT!” 10-18 Aral›k tarihler aras›nda Hong Kong Wan Chien’de Dünya Ticaret Örgütü’nün (DTÖ) 6. Zirvesi gerçeklefltirildi. Emperyalizmin sald›rganl›¤›na karfl› dünyan›n çeflitli yerlerinden gelerek Hong Kong’da toplanan halklar›n öfkesi de zirve boyunca dinmedi.

Yüzlerce Koreli Hong Kong’a geldi ve tüm hafta boyunca çeflitli etkinliklerde kendi yak›c› gündemlerini dile getirdiler. Köylülerin büyük ço¤unlu¤u yafll›yd› ama yüzlerindeki coflku ve yüreklerindeki heyecan› sokakta görülüyordu.

Genel mitingin ard›ndan çat›flmalar bafllad›. Protestocular›n baz›lar›n› ablukay› zorlad›lar ve akflam saatlerinde ablukay› aflt›lar. Onlar›n kulland›¤› güç getirdikleri öfkeydi. Ard›ndan geç saatlerde polis onlar›n barikat›n› kuflatt› ve 900 kifli gözalt›na ald›.

10-18 Aral›k tarihler aras›nda Hong Kong Wan Chien’de Dünya Ticaret Örgütü’nün (DTÖ) 6. Zirvesi gerçeklefltirildi. Emperyalizmin sald›rganl›¤›na karfl› dünyan›n çeflitli yerlerinden gelerek Hong Kong’da toplanan halklar›n öfkesi de zirve boyunca dinmedi. Yüz binlerce kifli “KONG YEE SAI MAU” (DTÖ’yü Çöpe At) slogan›yla Zirve’yi lanetledi. Uzun süredir haz›rlanan bir çal›flman›n ürünü olan Zirve boyunca at›lan sloganlar emperyalizme olan öfkeyi yans›t›yordu.

mun kat›l›mc›lar› Türkiye’den araflt›rmac› ve yazar Haluk Gerger, Filipinler’den Antonio Tujuan, Asya Pasifik Araflt›rma A¤›’ndan Jane Keysley, Yeni Zelanda’dan sendikac› Apo Leung ve Hong Kong Halk›n Birli¤i’nden bir temsilci oldu. Bu oturumda genel olarak DTÖ’nün mant›¤› ve anlay›fl› tart›fl›ld›. Panelin sunuculu¤unu Resist’ten Teddy Casino yapt›. Panelin ikinci oturumunda baz› ülkelerin raporlar› aktar›ld›. Brezilya’dan Guzman Berron ve Sison’un sesli sunuflu dinletildi. BAYAN Baflkan› Dr. Carol Araullo ve Filipin Ulusal Demokratik Cephe ad›na Luis Jaladoni konufltu. Ard›ndan ülke raporu sunuldu. Endonezya, Japonya, Hindistan ve Türkiye de bu bölümde konufltu.

Hong Kong’un nüfusu yaklafl›k 7 milyon. ‹lk kez 1900’lü y›llarda ‹ngiltere bu kenti iflgal ederek sömürge haline getirmifltir. ‹flgal edilen yerlerin bafl›nda Kowloo bölgesi gelmektedir. Çünkü o dönemde Kowloo, bir liman flehridir ve Çin ve Japonya sömürge olmadan önce oradan ticaret yapmaktad›r. 1997 y›l›nda Hong Kong resmi olarak Çin’e geri verildi. Fakat resmi hükümet 6 y›l sonra 1 Temmuz 2003 tarihinde kuruldu. Bu nedenle 1 Temmuz Hong Kong’un resmi mili bayram›d›r. Emperyalistlerin zirve için bu flehri seçmifl olmas› da tesadüf de¤ildir. ABD-AB emperyalistleri ve özellikle Çin emperyalizmi ve Japon emperyalizminin bu toplant›da Asya-Pasifik bölgesi üzerine kararlar alaca¤› aç›kt›r. Emperyalistler bu bölgede hem askeri aç›dan hem de ekonomik aç›dan kendileri için üsler açmay› planl›yorlar ve bunun için Asya Bölgesi’ne özel önem veriyorlar. Bu ilgi sonras› bölgedeki halk hareketlerine yönelik sald›r›lar›n artt›¤› tespitini yapmak da yanl›fl olmaz. Cancun (Meksika) 2003 Zirvesi ile bu sald›r›lar bir hayli keskinleflerek devam etmifltir. Ve Hong Kong’daki zirve... Havaliman›’ndaki karfl›laman›n ard›ndan Norman Bethune Kad›n Göçmen ve Mülteci Evi ad›n› verdikleri ASA (Asya Ö¤renci Birli¤i) bü-

rosuna gidildi. Akflam yemek s›ras›nda gelenlerle sohbetler edildi. Ard›ndan Hong Kong Üniversitesi’ne geçildi. Bu üniversite, kentin bat› taraf›ndan bulunuyor ve 1920 y›l›nda kurulmufl. Hemen giriflte Ö¤renci Konseyi’nin bürosu var. Üniversitede Ö¤renci Konseyi ayn› zamanda Hong Kong Ö¤renci Federasyonu’nun üyesi durumunda. 13 Aral›k’ta sabah›n erken saatlerinde kentin merkezinde Causeway’de bulunan Victoria Park›’nda biraraya gelindi. Endonezya, Nepal, Hindistan, Japonya, Güney Kore, Avustralya, ABD, Burma, Kamboçya, Bangladefl, Malezya, Sri Lanka, Filipinler ve birçok Asya Pasifik ülkesinden gelenler burada bulufltu. Buradaki tüm etkinliklerde ILPS önemli ve aktif bir bileflendi. Aç›l›fl ilk günkü yürüyüfl ile baflla-

d›. Aç›l›fl› yapan Filipinler’den bir temsilcisi oldu ve temsilci “dünyan›n birçok yerinden DTÖ’yü protesto eden insanlar olarak burada kendi sesimizi duyuraca¤›z” dedi. Buradan zirvenin oldu¤u yere kadar yüründü. Zirvenin oldu¤u yere gelindi¤inde 60 Koreli kendilerini suya att›lar ve ard›ndan 2003 y›l›nda Cancun Meksika’da kendini yakan Koreli sendikac› ve yurtsever Lee Kyeang-Hae için haz›rlanan çiçeklerle süslenmifl tabutu yakarken polis kitleye müdahale etti. Sald›r› s›ras›nda yo¤un olarak biber gaz› kulland›. Yürüyüfl boyunca “DTÖ’yü Çöpe at!”, “1 Numaral› Terörist- ABD emperyalizmi”, “Yaflas›n enternasyonal dayan›flma” gibi sloganlar at›ld›. Akflam da çeflitli dillerde türküler söylendi ve ayn› zamanda “Junk Junk Junk WTO” slogan› birçok dilde at›ld›. Ayn› saatlerde zirvenin oldu¤u yerde binan›n içinde Filipinler’den gelen Bayan Muna Partisi temsilcileri ve onlar›n partilist temsilcisi ve Genel Baflkan› Satur C. Ocampo çeflitli dövizler açt›. Yaklafl›k 15 dakika sonra polis onlar› “kibarca” d›flar›ya yönlendirdi. Mitingden sonra parka geri gidildi ve birinci gün alk›fl ve sloganlarla bitirildi. ‹kinci gün ayn› parkta yap›lan “Savafl ve Ticaret” adl› forum, ILPS taraf›ndan organize edildi. ‹lk oturu-

Panel sloganlarla ve onunla beraber günün etkinlikleri de bitirildi. 15 Aral›k 2005Hong Kong Üniversitesi Hong Kong Üniversitesi’nde “Enternasyonal Ö¤renciler ve Gençler Dünya Ticaret Örgütü’ne Karfl›” fliar› alt›nda enternasyonal gençlik emperyalist politikalar›n e¤itime, ifle ve kültüre yönelik sald›r›lar›n› tart›flt›. Dünyan›n de¤iflik ülkelerinden gelen gençler DTÖ ve onlar›n emperyalist y›k›m politikalar›na karfl› güçlerini birlefltirerek karfl› koydu. Bunun en iyi örne¤i üç gün süren Gençlik Konferans›’yd›. Konferans›n ilk günü kat›l›mc› ve örgütleyicilerin eylemleri selamlamalar›yla bafllad›. ‹lk konuflmac›ya söz hakk› verilmeden, kat›l›mc› gençlik birliklerine söz hakk› verildi. S›rayla ILPS-Gençlik (International League of People s StruggleYouth), Asya Ö¤renciler Birli¤i (Asian Student Association), Asya Pasifik’ten -Dünya H›ristiyan Ö¤renciler Federasyonu (World Student Christian Federation-AP), Asya Pasifik’ten-Enternasyonal Katolik Ö¤renciler Hareketi (International Movement of Catholic Students-AP) konferans› selamlad›lar. Avustralya sendikal alandan gelen Tedd Murphy ilk konuflmac› oldu. ‹kinci konuflmac› olan Filipinler’den Bir May›s Sendikas›’ndan Lyoto Fedriquyela kat›-


17

l›mc›lar› selamlayarak konuflmas›na bafllad›. Sonraki konuflmac› Filipin Endifleli Sanatç›lar Birli¤i’nden Joel Garduce oldu. Ö¤leden sonra k›tasal gruplara ayr›larak ulusal raporlar üzerinde tart›flmalar yürütüldü. Daha sonra tart›flmalar›n sonuçlar› bir bütün anlat›larak sorular al›narak tart›fl›ld›. fiu ülkeler hakk›nda bilgiler sunuldu: Nepal, Filipin, Burma, Kamboçya, Tayvan, Japonya, Sri Lanka, Hindistan, Endonezya, Malezya, Hong Kong, Kanada. 16 Aral›k konferans›n ikinci günüydü. Enternasyonal perspektiflerle Afrika, Ortado¤u, Avrupa ve ABD’den ülke raporlar› sunuldu. ABD’den konuflmac› Jessica Rutter ABD’de çok iyi bilinen ve emperyalist tekeller taraf›ndan yürütülen “Sweatshop”lar ile ilgili konufltu ve oradaki durumu aktard›. AT‹KYDG’den bir arkadafl Avrupa’daki durumu anlatarak buna karfl› yap›lanlar› dile getirdi. Bu konuda özellikle okullardaki özellefltirmeleri anlatt›. Daha sonra Slovakya ve Hollanda delegasyonlar› da ülkelerindeki geliflmeleri aktard›lar. ILPS–Türkiye Seksiyonundan bir arkadafl Türkiye’deki gençlik, insan haklar›, özellefltirme, Türkiye ABD ve AB iliflkileri hakk›nda sunum yapt›. Toparlamay› yapan Hindistanl› arkadafl özellikle Türkiye’deki gençlik hareketinden ö¤renilecek çok fley oldu¤unu vurgulad›. Misafir delegasyon olarak kat›l›n Kenyal› arkadafl emperyalizmi, DTÖ ve tek tek hükümetlerin görevlerini anlatt›. ABD H›ristiyan Ö¤renci Gençlik’ten konuflan delegasyon; ö¤rencilerin durumunu anlatt›. Kanada ILPS-Gençlikten gelen delegasyon ise DTÖ’nün ülkedeki fonksiyonuna de¤indi. Daha sonra serbest kürsü bölü-

müne geçildi. Konuflmac›lara sorular sorularak program devam etti. Bu bölüm de son olarak toplu resim çekilerek sonuçland›. Ve direnifl… Ö¤le saatlerinden sonra çeflitli konularda çal›flma gruplar› düzenlendi. ‹lk olarak GATS’›n ne anlama geldi¤i üzerine tart›fl›ld› ve sunum yap›ld›. Sonra bütün gruplar biraraya gelerek çal›flmalar› ve sonuçlar›n› rapor flekilde sundular. Orada da uluslararas› bir a¤ kurulmas› üzerine tart›fl›ld›. 17 Aral›k günü de birçok etkinlik gerçekleflti. Mesela ILPS Gençlik Komisyonu ve ASA taraf›ndan bir gençlik yürüyüflü gerçeklefltirildi. Bu mitingin konusu gençlik ve onun mücadeledeki rolü idi. Yürüyüflün ard›ndan genel miting bafllad›. Bunun d›fl›nda MIGRANTE INTERNATIONAL taraf›ndan göçmenler ile ilgili bir panel yap›ld› ve göçmenlik konusunda çeflitli bilgiler aktar›ld›. Bu panelde AT‹K taraf›ndan DTÖ ve GATS ve göçmenler üzerindeki etkileri hakk›nda haz›rlanan dosya sunuldu. Mitinglerde tüm gruplarda büyük bir heyecan ve coflku vard›. Beraber sloganlar atan ve türküler söyleyen, haz›rl›k yapanlar vard›. Bu konuda özellikle Güney Kore’den gelen köylülerden bahsetmek gerekiyor. Yüzlerce Koreli Hong Kong’a geldi ve tüm hafta boyunca çeflitli etkinliklerde kendi yak›c› gündemlerini dile getirdiler. Köylülerin büyük ço¤unlu¤u yafll›yd› ama yüzlerindeki coflku ve yüreklerindeki heyecan› sokakta görülüyordu. Kararl›yd›lar, çünkü “DTÖ köylüleri öldürüyor” diye hayk›rmak istiyorlard›. Sonunda yürüyüfl bafllad›. Genel

30 Aralık 2005-12 Ocak 2006 mitingin ard›ndan çat›flmalar bafllad›. Protestocular›n baz›lar› ablukay› zorlad›lar ve akflam saatlerinde ablukay› aflt›lar. Onlar›n kulland›¤› güç, biriktirdikleri ve getirdikleri öfkeydi. Ard›ndan geç saatlerde polis onlar›n barikat›n› kuflatt› ve 900 kifli gözalt›na ald›. Fakat çat›flmalar sabah saatlerine kadar sürdü. Bir gün sonra 18 Aral›k’ta birçok grup ve hareket Victoria Park›’nda biraraya geldi ve önce bir etkinlik yapt›. Hong Kong Emekçi Partisi temsilcisi gibi birkaç konuflmac›n›n ard›ndan da ILPS ad›na bir konuflmac› ABD bayra¤›n› yakarak gözalt›lar› k›nad›. Sonra yürüyüfl bafllad›. Yürüyüfle yaklafl›k 35 bin kifli kat›ld›. S›k s›k “Kahrolsun emperyalizm”, “Örgütlü halk asla yenilmez”, “DTÖ’yü çöpe at”, “Number 1 Terrorist-US Imperialist”, “Yaflas›n enternasyonal dayan›flma”, “Tutuklananlara özgürlük” sloganlar› at›ld›. Miting büyük bir coflkuyla ve sloganlarla sona erdi. 19 Aral›k’ta gözalt›na al›nanlardan baz›lar› serbest b›rak›ld›. Fakat foto¤raflarda tespit edilenler b›rak›lmad›. Onlardan birçok kifli Güney Kore’de tutuklanacak. Sonuç olarak; bir kez daha emperyalist bir kurum olan DTÖ, dünyada nerede olursa olsun rahat edemeyece¤ini ve nerede toplant› yap›yorsa dünya ezilen halklar›n›n orada olaca¤›n› gördü. fiunu da belirtmek gerekiyor ki, tüm etkinliklere baz› eksikliklerle beraber gençli¤in yo¤un olarak kat›lmas› önemli ve olumlu bir ad›md›r. Ayn› zamanda genel anlamda aktivistlerin ço¤unun kad›nlardan oluflmas› da birçok kesim taraf›ndan görüldü.

rotestocular›n baz›lar› ablukay› zorlad›lar ve akflam saatlerinde ablukay› aflt›lar. Onlar›n kulland›¤› güç, biriktirdikleri ve getirdikleri öfkeydi. Ard›ndan geç saatlerde polis onlar›n barikat›n› kuflatt› ve 900 kifli gözalt›na ald›.

P

görüfller...görüfller...görüfller...görüfller...görüfller...görüfller...görüfller...görüfller...görüfller...

38

Rez Asis (ASA Sekretaryas›); Biz bütün gruplarla bir araya geldik ve DTÖ’ye karfl› neler yapabilece¤imizi tart›flt›k. Baz›lar›yla beraber hareket edebildik, ama baz›lar› ayr› hareket ettiler. Ben bafl›ndan itibaren bu haz›rl›klarda yer ald›m ve baflar›l› geçti¤ine inan›yorum. Kitlesel bir hafta oldu. Biz flu anda ASA’n›n 16. Genel Konferans›’n› bu vesileyle yap›yoruz. Ayn› zamanda bu etkinlik bizim aç›m›zdan bir deneyim oldu ve bunu ileriye tafl›mak gerekiyor. Ben bu f›rsatla Türkiye’deki halk› ve hareketi selamlamak istiyorum. Burada biz Türkiye hakk›nda çok fleyler ö¤rendik. Madav (ASA Sekreteryas›); Benim ad›m Madav ve Nepalliyim. Biz bu haz›rl›klar› 1 buçuk y›ldan beri yap›yoruz. Baflar›l› geçti¤ine ben de inan›yorum. Bu kadar yo¤un bir çal›flman›n ard›ndan geriye bak›p her fleyi de¤erlendirmek istiyorsun. Mitinglerde yaflananlar çok önemliydi, dayan›flmam›z› gelifltirdik. Mona (Tüm Hindistan Ö¤renci Birli¤i); Oldukça olumlu ve güzel geçti. Özellikle gençlik ve kad›nlar›n çok olmas› beni motive etti. Bunun d›fl›nda mitingler olumluydu ve Güney Korelilerle dayan›flma içinde olmak güzel bir örnek. Son olarak Türkiye’ye selamlar›m› göndermek istiyorum ve mücadele tarihinize çok sayg› duyuyoruz. Baflar›lar diliyorum.


18

30 Aralık 2005-12 Ocak 2006

38

fiemdinli halk›n›n yakalad›¤›

DEVLET‹N KEND‹S‹D‹R! Ölüm listesinde ismi yer alan ve “hesab› görülecek” olan Emin Sar›’n›n a¤abeyi Yüksekova Esnaf ve Sanatkarlar Odas› Baflkan› ‹rfan Sar›, so¤ukkanl›l›kla hareket ederek olay›n a盤a ç›kar›lmas›nda önemli bir rolü olan Umut Kitapevinin sahibi Seferi Y›lmaz ve fiemdinli Belediye Baflkan› Hurflit Tekin ile görüflerek yaflananlar› anlatmalar›n› istedik.

fiemdinli halk› kendi aç›s›ndan görev ve sorumlulu¤unu yerine getirmifltir. Önemli olan devrimci mücadelenin içerisinde yer alan kesimlerin, örgütlerin görevidir.

Kitabevi bombalanan Seferi Y›lmaz 9 Kas›m’da Hakkâri’nin fiemdinli ilçesinde Umut Kitapevi’nin bombalanmas›n›n ard›ndan bombalamay› gerçeklefltiren J‹TEM elemanlar›n›n arabalar›ndan ve çantalar›ndan ç›kanlar veya bizzat olay›n kendisi, y›llard›r ço¤u kimsenin kabul etmedi¤i baz› gerçekleri ortaya serdi.Varl›¤›n› kabul etmedi¤i J‹TEM’in devletin gayri resmi bir örgütlenmesi olarak resmi belgelerle a盤a ç›kmas› ve yine araçta yer alan belgelerde, krokilerde ve ölüm listelerinde yer alan adreslerin, isimlerin üzerinin karalanarak “hesab› görüldü” notlar›n›n düflülmesi, uzun zamand›r Türkiye Kürdistan›’nda yaflanan patlamalar›n ve bombal› sald›r›lar›n failinin devlet oldu¤unu gösterdi. Olay›n akabinde yaflad›¤› flokun etkisi ve bölgede sabr› tükenen halk›n tepkisinin büyümesiyle ordu, devreye katliam timlerini sokarak fiemdinli, Yüksekova ve Mersin’de 6 kifliyi katletti. Ölüm listesinde ismi yer alan ve hesab› görülecek olan Emin Sar›’n›n a¤abeyi Yüksekova Esnaf ve Sanatkarlar Odas› Baflkan› ‹rfan Sar›, so¤ukkanl›l›kla hareket ederek olay›n a盤a ç›kar›lmas›nda önemli bir rolü olan Umut Kitapevi’nin sahibi Seferi Y›lmaz ve fiemdinli Belediye Baflkan› Hurflit Tekin ile görüflerek yaflananlar› anlatmalar›n› istedik. - Olaylar›n geliflim sürecini anlat›r m›s›n›z? 9 Kas›m olaylar› Türkiye’nin ne ilk ne de son yaflad›¤› bir olayd›r. Bu tür olaylar›, bu tür örgütlenmeleri de¤il Cumhuriyet’in kurulufluyla birlikte Teflkilat-› Mah-

susa’ya kadar götürmek mümkündür. Geçmifl süreçlerde de çok daha de¤iflik katliamlar yafland›. Devrimciler hapishanelerde diri diri yak›ld›. Ölüm Oruçlar›nda katledildi, farkl› iflkencelerde maruz kald›. Yine gerillaya karfl› korkunç kimyasal silahlarla birlikte, operasyonlar yap›ld›. Dersim’de görüldü¤ü gibi 17 devrimcinin katledilmesi gibi geliflmeler yafland›. Son 4 ayl›k süreçte özellikle fiemdinli’de çok kapsaml› patlamalar, bombalamalar yafland›. Bunun sonucunda halkla karfl› karfl›ya gelme gibi bir gerilim yafland›. En son 5 A¤ustos’ta 5 uzman çavuflun ölümüyle sonuçlanan bir bombalama yafland›. ‹lçe Jandarma Komutanl›¤›’n›n önüne bomba konulmufl. Ve bomba kurcalan›rken bu insanlar yaflam›n› yitirdi. Bunun ard›ndan 1 Eylül gecesi fiemdinli’de da¤›t›lan bildiriler var. Sivil halk›n aç›k hedef al›nd›¤› bildiriler bunlar. 1 Eylül Dünya Bar›fl Günü’nde kurdu¤umuz bar›fl çad›r›n›n yan›nda çok güçlü bir bomba patlat›ld›. Bunun sonucunda 15 insan›m›z yaraland›. Ve tabi yine bir yakalanan olmad›. Daha sonra 9 Kas›m’da kitapevimin bombalanmas› gerçekleflti. Bu sadece flahs›m› hedef alma durumu de¤il. Çok planlanm›fl bir sald›r›. Yoksa beni her an, her yerde yakalay›p infaz edebilirlerdi. Ama yapmad›lar. Olas›l›k da olsa kurtulma flans›m› hiç hesaba katmam›fllar. “Nas›lsa biz iki bomba ataca¤›z, tam yemek saati, bunlar›n zaten kurtulmas› mümkün de¤il. Geriye kalan ise senaryo” diye düflündüler. - Neden fiemdinli seçildi? Bölge jeo-politik anlamda çok stratejik bir yer. Irak, ‹ran, Türkiye üçgeni ve devrimci mücadelenin sürekli yükseldi¤i bir alan. Sistemden kopuflun yafland›¤› bir yer. Bundan dolay› bir taflla bir çok kuflu vurma giriflimi var. Normal bir bas›n aç›klamas›nda meflru savunma ad› alt›nda ateflle karfl›l›k verme gibi imha amaçl› sald›r›lar düzenleniyor. Hakkari-Yüksekovafiemdinli’de yine gerilla cenazelerine karfl› yüksek bir duyarl›l›k var. 50-60 hatta yüz binlere varan bir kitle kendi renkleri, sloganlar›yla kendi de¤erlerine sahip ç›k›yor.

- Sald›r›lar sonras›nda yap›lan resmi ziyaretler sonucu ne oldu, buradaki tav›rlar› nas›ld›, olaylar› nas›l de¤erlendirdiler? ‹lk etapta hükümet çevrelerinden olumlu bir aç›klama yap›ld›. “Ucu nereye dayan›rsa dayans›n sonuna kadar gidece¤iz” dediler. Baflbakan›n kendisi dile getirdi bunu. Olay›n hemen akabinde Yaflar Büyükan›t’›n “Ben Ali Kaya’y› tan›r›m, iyi çocuktur. Biz Kuzey Irak’ta birlikte çal›flt›k. ‹yi Kürtçe biliyor” fleklinde bir aç›klamas› oldu. Zaten bu aç›klama bir mesajd›r. Yani bir genelkurmaydaki bir generalin s›radan bir baflçavuflla iliflkilenmesi zaten kabul edilmesi mümkün de¤il. Kendinden bir düflük rütbeliyle mutahap olacak insanlard›r çünkü. Büyükan›t bu aç›klamay› yap›nca hükümet cephesinde de Baflbakan ve ‹çiflleri Bakan›’yla yapt›¤›m›z görüflmelerde olay›n aç›k oldu¤unu belirtmemize ra¤men bizi “gereken yap›lacakt›r, yarg›n›n sonucunu beklemek laz›m” diyerek geçifltirildi. Zaten insanlar sloganlar›n› pankartlarda “fiemdinli’de do¤ru söyler, Ankara’da flaflar” diye yazm›fllard›. Baflbakan buradayd› ve demokratik bir tepkiye bile tahammül edemedi¤i görüldü. Kendi korumalar› bile halka sald›rd›. Halk da bunun üzerine baflbakana yuh çeki. Apar topar çarfl› ziyaretini tamamlad› zaten. Burada alt kimlik üst kimlik sorununu dile getirdi. Türkiye’de hükümetin Genelkurmay’a ne kadar ba¤l› oldu¤unu biliyoruz. Geçmifl süreçte Diyarbak›r’daki yaklafl›mlar›n› ya da farkl› yerlerdeki konuflmalar›n› iyi biliyoruz. Daha da geçmiflte Demirel’in fi›rnak’ta “Kürt halk›n› tan›yoruz” dedikten sonra Lice’de nas›l bir katliam gerçeklefltirdi¤ini de iyi biliyoruz. Yani bu anlamda çok umutlu de¤iliz, hiçbir zaman da umutlu olmad›k. Bunlar›n oldu¤u her yerde de demokratik tepkilerimizi, istemlerinizi her flart alt›nda dile getirmiflimdir. Kimilerini protesto edip gitmemiflizdir yan›na, Baykal gibi mesela. Bu aç›dan böyle bir beklenti yok. Beklenti halk›n inisiyatifinden, devrimcilerden yanad›r. Halk kendi aç›s›ndan görev ve sorumlulu¤unu yerine getirmifltir. Önemli olan devrimci mücadelenin içerisinde yer

alan kesimlerin, örgütlerin görevidir. - Ölüm listesindeki insanlar›n ak›beti ne olur bundan sonra? Tabi ki her sistem kendine karfl› muhalif olan güçlere karfl› çok ac›mas›zd›r. Bu anlamda demokratik bir yaklafl›m göstermesini düflünmüyoruz ama her fley meflru savunma içerisindedir. Savaflsa savafl›n kurallar› içerisinde mücadele etmesi gerekiyor. 12 Eylül’den daha önceki süreçlerde de devrimciler katledildiler. Hiçbir zaman sistemden hiçbir beklentimiz olmad›. Ben bir olaydan dolay› 15 y›l yatt›m, ç›kt›m, bitti diye bir fley yok. Çünkü biliyoruz sistem kendisine karfl› ifllenmifl en ufak “suç”u kabul etmez hiçbir flekilde. En yak›n f›rsatta “ceza”s›n› verir. Bugün a盤a ç›kt› ölüm listeleri, bana ait iflyerlerinin ve evimin detayl› krokisi ve üzerine k›rm›z› çizgi çekilmifl. Tabi bunun ifli bitti diye olayla ilgili tutanak bile tutulmufl. Bu belgeler içerisinde Yüksekova ve fiemdinli’de yaflayan insanlar köy köy fifllenmifl. Bu 12 Eylül’de de vard›. Evler k›rm›z› boyalarla iflaretleniyordu “katilleri” bulabilmesi için. Marafl olaylar›nda görüldü bu. Tabii ki isimleri ç›kan insanlar deflifre oldu. Belki 4 ay belki 4 y›l bir fley olmaz fakat devletin bu insanlar› bu flekilde b›rakmayaca¤› çok kesin. Ama önemli olan mesela halk›n buna tepkili olmas›. Halk›n buradan ç›kard›¤› bir sonuç var. Kendini gelifltiren örgütlenmeler yarat›labilir, bunu gördü. - Her fley bu kadar aç›k ve net iken neden derin devlet olarak adland›r›l›yor? Bir resmi düflünce bir de resmi olmayan düflünce vard›r. Hukuksal boyutun d›fl›nda devletin, sistemin ta kendisidir. Devlet bunu yap›yor. Biz kalk›p da “devlet içerisindeki bir örgütlenmedir” diyemeyiz. Denilemez asl›nda çünkü biliyoruz ki, devletin kendisidir. ‹stemlerimiz de genel anlam›yla belli. Türkiye proletaryas›n›n, devrimci örgütlerinin farkl› ideolojik yaklafl›mlar›, farkl› anlay›fllar› olabilir ama bu olaya evrensel bakmalar› gerekiyor. Genel mücadele içinde bu olay bir halkad›r ve devletin k›sk›vrak yakaland›¤› bir olayd›r. Bunu her alanda çok iyi kullanmak ve örgütlemek kendi aç›s›ndan da tetikleyici bir roldür.


19

38

30 Aralık 2005-12 Ocak 2006

Bu ülkede yönetimler sadece Kürt halk›na haks›zl›k yapmad›. Tüm halklar› iteledi. Bu ülke resmen yar› aç›k hapishane gibi.

Yüksekova Esnaf ve Sanatkarlar Odas› Baflkan› ‹rfan Sar› - Sald›r›lar bugün daha aç›ktan gerçeklefltiriliyor ve art›fl gösteriyor. Ateflkes sürecinde artmas›n›n ne gibi bir anlam› var? Özellikle ateflkes sürecinde bölgede ciddi anlamda bir rahatlama var. Bu havadan da ciddi anlamda rahats›z olan insanlar var. Bundan kim rahats›z olacak? Devlet orada bu rahats›zl›¤›n› dile getirdi. Belki bu kadar aç›k verme anlam›nda rahats›zl›¤›n› dile getirmekteki fley fluydu: ülke elden gidiyor, Kürdistan kuruluyor. Tam da AB sürecinin bafllad›¤› bir süreç. ‹nsanlar Avrupa’ya kilitlenmifl, dünyaya aç›l›yor. ‹nsanlar televizyonlarda konuflabiliyor. Bas›n onlara aç›lm›fl, bu anlamda ben bunlar› susturmasam ülkem elden gider kayg›s› vard›. Bunlar›n vatanperverlik duygular›n›n ülkeyi korumak ad›na oldu¤unu düflünmüyorum. Sürekli kendilerini korumaya, kendi rantlar›n› korumaya yönelik bir düflüncede olduklar›n› düflünüyorum. Bunlar J‹TEM gibi kendi kurumlar›na bile sahip ç›kmad›lar. Ç›kt›lar asl›nda iyi çocuktur dediler ama ç›k›p diyebilirlerdi “evet arkadafllar bu insanlar› biz gönderdik ama bu kadar acemice yapmalar›n› da istemiyorduk.” ‹yi çocuktur demek örtülü de olsa kabullenmektir asl›nda.

- Ordu ve hükümet taraf›ndan yap›lan aç›klamalar nas›l karfl›land› Hakkari’de? Y›llard›r bir hükümet vard› bir de asker. Onlar aralar›nda anlafl›rd› ya da anlaflmazd›, bize yans›mas› sürekli bomba halinde olurdu. Sürekli yeflil elbiseli adamlar, sürekli beyaz flapkal› olan trafik polisleri ya da daha koyu yeflil renkli elbise giyen polisler. Baflka flekilde yans›mazd›. Bugün de yans›mad›. Sürekli bizi d›fllayan bir görünümde oldu. Bundan hiç çekinmediler. Ve halk da zaten bunu bu anlamda görüyor. Halk da ç›k›p hakk›n› arayacak, soruflturacak. Zaten geleneksel bir yap› vard›. Haklar verilmez al›n›r. Hak almas›n› ö¤rendi bu halk, sesini de duyurdu. Asl›nda bu halk dün de vard› bugün de var. Baflbakan›n da ne dedi¤ini çok iyi kavrayabilen, ama sözlerini önemsemeyen bir halk gerçe¤i var karfl›m›zda. Baflbakan›n söyledikleri art›k önemsemiyor, çünkü biliyor ne söyleyece¤ini. Onlar›n aras›ndaki o çat›flk› asl›nda d›fla böyle bir renk veriyor. Tu¤general Erdal Akp›nar ça¤›rd› bizi “bir toplant› yapaca¤›z” diye. Meslek odalar› ve sivil toplum örgütleriyle. 4 tane meslek odas›, siyasi parti, 2 özel sürücü kursu ve belediye baflkanlar›ndan ibaret bir heyeti ça¤›rd›lar. Toplant›ya geçerken Akp›nar asker edas›yla geldi. Bu olay›n asl›nda ülkenin demokrasisini zedeler nitelikte oldu¤unu söyleyerek söze bafllad›. Ancak “bak›yorum sizin de baya¤› diliniz uzam›fl. Siz devlete art›k elinizi, dilinizi uzat›yorsunuz. 3 kifli ölmüfl, 103 kifli de ölebilirdi, hatta Yüksekova ve fiemdinli’nin yar›s› yok olabilirdi. Bizim çocuklar›m›z çal›fl›yor, bunlar istihbaratç›. Bunlar fiemdinli’de o binan›n önünde duruyor. Zaten içerideki ad› geçen terörist yakalanm›fl, 15 y›l cezaevinde kalm›fl bir teröristtir. Arkadafl›n› vurdu, bombay› patlatt› d›flar› ç›kt›. Ve arkadafllar›m›z› göstererek dedi ki: bunlar bu olay› yapanlar, bizim çocuklar zaten istihbarat yap›yor. Arabadan ç›kan si-

lahlar kendilerini savunmak için yanlar›nda olan silahlar. Ve istihbarat belgeleri her istihbaratç›n›n yapt›¤› fleydir, kendi bilgileridir. Hatta bunlar›n ifli bu” dedi. Bunun alt›nda ciddi anlamda tehditler savuruyor. “Siz burada bir daha kepenk kapat›rsan›z flunu yapar›z bunu yapar›z” diye sürekli konufltular. - Cenazeleri al›rken yaflanan olaylardan da bahseder misiniz? Biz cenazelerimizi götürece¤iz. Akflam vali bizi ça¤›r›yor yine ayn› kurumlarla. “Cenazelerinizi götürdü¤ünüz zaman kendi kolluklar›n› tak›n, halk› sa¤duyulu halde götürün ve o flekilde cenazelerinizi defin edin. Gelin evlerinize da¤›l›n, biz de k›flladan ç›kmayaca¤›z, kendimizi muhafaza edece¤iz” dedi. Biz de orada pazarl›k yapt›k. Diyoruz ki “hiçbir tane polisi özellikle askeri görmek istemiyoruz. Siz bize bu sözü verirseniz biz de size sözü verece¤iz.” Aç›k söylemek gerekirse ben o kadar insan›n toplanaca¤›na kanaat getirmiyordum. Yani art›k saflar belirlenmifl, teröristler belli. Terörist bir örgüt var deniliyor. Devletin kendisidir bunu yapan. Ad›n› koyars›n›z. J‹TEM, kontrgerilla diye ama devletin kendisi var zaten onun biçimlerini isimlendirmenin bir mant›¤› yok ki. Soka¤›n ortas›na ç›k›yorsun panzerle, tankla, topla vuruyorsun. Ancak bu halk onlar› oraya nas›l getirdiyse indirmesini de bilecektir. Mesela benim kardeflim kendi ismini listede görmüfl. Hepimizin ismi listede olacak. Burada ülkeyi sevmenin suç bunu anlad›m. fiunu da belirtmek isterim. Bu ülke-

de yönetimler sadece Kürt halk›na haks›zl›k yapmad›. Tüm halklar› iteledi. Bu ülke resmen yar› aç›k hapishane gibi. Herkesin üzerinde tahribat yaratm›flt›r. Hükümetin, mevcut iktidarlar›n, egemenlerin daha do¤rusu kendi halk›n›n üzerinde de terörizm estirdi¤i aç›k ve nettir. Zonguldak’taki iflçi her gün göçük alt›nda kalabiliyor. Burada halk kendisinin can›n› yakanlar› yakalad› ve devlete teslim etti. Yüksekova’da bir tane uzman çavufl yakalan›yor ve olaylar yine 盤r›ndan ç›km›fl, her tarafa kurflunlar s›k›l›yor, insanlar ölmüfl, yaral› say›lar› artm›fl ve 5-6 ölü deniliyor. Bu hengamede, duygular›n en yo¤un oldu¤u anda bile tutup o adama k›fllana geri dön diyebiliyorlar. Bundan baflka bir neden aramamak laz›m.

Terörist bir örgüt var deniliyor. Devletin kendisidir bunu yapan. Ad›n› koyars›n›z. J‹TEM, kontrgerilla diye ama devletin kendisi var zaten onun biçimlerini isimlendirmenin bir mant›¤› yok ki. Soka¤›n ortas›na ç›k›yorsun panzerle, tankla, topla vuruyorsun. Ancak bu halk onlar› oraya nas›l getirdiyse indirmesini de bilecektir.

Bizim fiemdinli halk› bu olay›n peflini b›rakmaz zaten. En baflta onlar takip edecekler.

fiemdinli Belediye Baflkan› Hurflit Tekin

- Bölgeye yap›lan ziyaretlerin halk üzerinde nas›l bir etkisi oldu, neler yap›ld›? Devlet yetkililerinin buraya gelmesinden daha önce 5-6 ayd›r burada arka arkaya zaten bombalar patlad›. Say›n Baflbakan di¤er siyasi partiler ve kurumlar, barolar, ayd›nlar, insan haklar› temsilcileri herkes geldi buraya. Kim geldiyse söz verdi, “olay›n arkas›nda sonuna kadar duraca¤›z, olay›n takipçisi olaca¤›z” diye. Baz›lar›na güvenimiz var. Tabi bu olay yarg›ya yans›d›. E¤er yarg› da bunun üstünde durur takipçisi olursa, bu olay nereden kaynakland›, kimler yapt› bunlar› meydana ç›kar›rsa halk›m›z daha rahat nefes alacak. ‹nsanlar bu

bombalar niye patl›yor diye soruyor. ‹çlerinde bir korku var. Say›n Baflbakan geldi burada çok güzel konufltu. “Ben bu olay›n takipçisi olaca¤›m, arkas›nda duraca¤›m sonuna kadar” dedi. Sonra “fiemdinli halk›n›n tan›kl›k etmesini kabul etmiyoruz” dedi. Bu konuflma buradaki halk›n tepkisini büyüttü. E¤er fiemdinli halk› tan›k olmazsa kim gelir bize tan›kl›k eder? ‹stanbul’dan, Ankara’dan gelip de kim tan›kl›k edecek. fiemdinli halk› zaten bu olay› yaflam›fl, gözüyle görmüfl, e¤er fiemdinli halk› olmazsa kim tan›kl›k edecek diye tepki gösterdi halk. Bir de Deniz Baykal geldi pek bir aç›klamas› olmad›. Sadece “birlik, beraberlik, kar-

defllik” dediler. “Bundan sonra böyle olaylar yaflamayaca¤›z” gibi laflar konufltular. Ama tabi ayd›nlar bu olay›n üstünde durdular. Olay yerinde incelemeler yapt›lar. ‹nsanlarla halk toplant›s› yapt›lar. Muhtarlarla, sivil toplum örgütleriyle, esnafla. ‹nsanlar da bizim gözümüz beklentimiz sizde dedi. - Yerelde bu sald›r›lar›n tam anlam›yla a盤a ç›kartmak için oluflturulan bir heyet var m›? Tabiiki Van’dan, Diyarbak›r’dan, fiemdinli’den avukatlar›m›z var. Bunlar kurumlarla birlikte çal›fl›yorlar, bunlar takipçisi olacaklar. Bizim fiemdinli halk› bu olay›n peflini b›rakmaz zaten. En baflta onlar takip edecekler.


30 Aralık 2005-12 Ocak 2006

20

38

Devrimci pratik için teorik çal›flmada yo¤unlaflal›m! Yay›nlar›m›zda s›kça ideolojik kavray›flta ve teorik alanda yetkinleflme sorunlar›na vurgu yapmam›za ra¤men, bu konularda hala istenilen düzeyde bir geliflme sa¤lad›¤›m›z söylenemez. Ama s›n›f mücadelesi içinde gerilikleri aflmak, eksiklikleri giderip yetkinleflmek pekâlâ mümkündür. Bunun için öncelikli olarak yap›lmas› gereken, devrimci teori ile devrimci hareketin diyalektik ba¤›n› do¤ru tarzda kurmakt›r. Çünkü Lenin yoldafl›n da dedi¤i gibi; “Devrimci teori olmadan devrimci hareket olamaz.” Demek ki, devrimci hareketin yolu, sorunlar› çözme ve ayd›nlatma gücüne sahip yol gösterici bir teorinin güzergâh›ndan geçer. Dolay›s›yla bu ›fl›¤›n gereklili¤ini yeteri kadar bilince ç›karmamak ya da küçümsemek, kendimizi s›n›f mücadelesinin sorunlar›n› çözmede en büyük ayd›nlatma gücüne sahip olan fenerden yoksun b›rakmakla efl anlaml›d›r. S›n›f mücadelesi için teorinin önemi ve yine bu önemli ve temel sorunda var olan yanl›fl kavray›fl ve anlay›fllara yeniden dikkat çekmek için bu yaz›m›zda esas olarak bu sorun üzerinde durmaya çal›flaca¤›z. Teori, s›n›f mücadelesinin genel deneyimidir. Teori, bilgidir. Ve yine en do¤ru, gerçek bilginin de üretim faaliyeti içinde elde edildi¤i bilimsel verilerle, tarihi tecrübelerle kan›tlanm›flt›r. ‹nsan ile do¤a aras›ndaki iliflkiler, insanlar›n kendi aralar›ndaki iliflkiler, birbirini anlama, tan›ma vb. tüm süreçler üretim faaliyeti içinde olmufltur. Ve bu üretim faaliyeti içinde insan bilgisi ad›m ad›m geliflmifltir. Üretim faaliyeti içinde elde edilen bilgi, gelifltikçe ve toplumsal bir varl›k olan insan›n, yaflam›n her alan›na müdahalesi artt›kça, kendisini ve do¤a olaylar›n› keflfetme bilgisi de artmaya bafllam›fl, yani toplumsal geliflmenin motoru olan s›n›f mücadelesi ve bilimsel deneylerle devrimci teoriye ulafl›lm›flt›r. Teorik kargaflan›n oldu¤u ve teorinin öneminin küçümsendi¤i böylesi bir süreçte, ilkeli bir tutum sergilemek, teorik sorunlardan ödün vermemek için Marksist kuramc›lar›n teorik alanda yürüttükleri mücadele deneyimlerinden ö¤renmek bir zorunluluktur. Bu bak›fl aç›s›na uygun olarak; ‹lk olarak Lenin yoldaflla bafllamak istiyoruz: “Devrimci teori olmadan, devrimci hareket olmaz. Moda halinde oportünizm övgüsünün, pratik eylemin en dar biçimlerine delicesine bir kap›lmayla el ele gitti¤i bir zamanda, bu düflünce üzerinde pek güçlü olarak direnilemez. Ancak Rus Sosyal Demokratlar› için teorinin önemi, ço¤u kez unutulan flu üç durumdan ötürü önem kazanmaktad›r; birincisi, partimizin sadece oluflum sürecinde olmas›, özelliklerinin daha yeni belirlenmeye bafllamas› ve hareketi do¤ru yolundan sapt›rma tehdidinde

bulunan devrimci düflüncenin öteki e¤ilimleriyle henüz hesaplaflmadan uzak olufluyla. Tersine tam da flu yak›n geçmifl, (Akselrod’un uzun zaman önce ekonomistleri uyard›¤› bir durum olan) sosyaldemokrat olmayan devrimci e¤ilimlerin yeniden canlan›fl› ile damgalanm›flt›r. Bu koflullar alt›nda, ilk bak›flta “önemsiz” gibi görünen bir yan›lg› en kötü sonuçlara yol açabilir ve ancak burnunun ötesini gö-

nin k›lavuzluk etti¤i bir parti ile yerine getirilebilece¤ini belirtmek istiyoruz.” (Lenin, Ne Yapmal›) “Hareketi do¤ru çizgiden sapt›rmak”, iflte bugün farkl› düzeylerde de olsa benzeri fleyler yaflan›yor. Yani, Marksist-Leninist-Maoist teoriye karfl› pervas›zca bir sald›r› var. Dün oldu¤u gibi bugün de bu sald›r›n›n merkezinde “sol” ve “sosyalist” maskeli tüm çizgi d›fl› ak›mlar vard›r. Tüm

“Devrimci teori olmadan devrimci hareket olamaz”

remeyenler, hizip tart›flmalar›n› ve görüfl ayr›l›klar› aras›ndaki en keskin farkl›l›klar› zamans›z ya da gereksiz sayabilir. Rus sosyal-demokrasisinin yazg›s› gelecek birçok y›llar boyunca flu ya da bu “ayr›l›¤›n” güçlenmesine ba¤l›d›r. ‹kincisi, sosyal-demokrat hareket, özünde, uluslararas› bir harekettir. Bu sadece ulusal flovenizmle savaflmak zorunda oldu¤umuz demek de¤il, genç bir ülkede yeni bir hareketin ancak öteki ülkelerin deneyimlerinden yararlanacak olursa baflar›l› olabilece¤i demektir de. Bu deneyimlerden yararlanmak için bunlar› salt tan›mak ya da yaln›zca en son kararlar›n› kopya etmek yetmez. Gerekli olan, bu deneyimleri elefltirici bir tutumla ele almak ve bunlar› ba¤›ms›z olarak s›namadan geçirmektir. Modern iflçi s›n›f› hareketinin ne büyük ölçüde geliflti¤ini ve dalland›¤›n› kavrayan bir kimse, bu görevi yerine getirmek için nas›l bir teorik kuvvetler yede¤ine ve siyasal (ayn› zamanda da devrimci) deneyime gerek oldu¤unu anlayacakt›r. Üçüncüsü,…… flu noktada, yaln›zca, öncü savaflç› rolünün ancak en ileri teori-

Moda halinde oportünizm övgüsünün, pratik eylemin en dar biçimlerine delicesine bir kap›lmayla el ele gitti¤i bir zamanda, bu düflünce üzerinde pek güçlü olarak direnilemez. bu ak›mlar, burjuvazinin devrimci ve komünist saflardaki ideolojik uzant›lar›d›r. D›fl düflmanlara ve onlar›n ideolojik uzant›lar›na karfl› ideolojik ve teorik cephede do¤ru ve güçlü bir teorik donan›m olmazsa olmazd›r. Bu hesaplaflma yaflanmadan ne netleflme sa¤lan›r, ne de do¤ru ile yanl›fl aras›ndaki fark belirginleflir. Ve yine Marksist-Leninist-Maoist çizgiyi genifl y›¤›nlar aras›nda benimseyen tek alternatif bir çizgi haline getirmek için de karfl› çizginin mahkum edilip teflhir edilmesi gerekir. ‹flçi s›n›f›n›n uluslararas› mücadele deneyimlerini kavramada yetersiz, bilgi birikimi zay›f olan kadro ve militanlar›n ideolojik-teorik cephede yürütülen sald›r›lar› gö¤üslemesi zorlafl›r. Demek ki, tüm bu sald›r›lara karfl› inceleme-araflt›rmada yo¤unlaflmak, Marksist-Leninist-Maoist teoriyi kavramada derinleflmek bir zorunluluktur. Bu sa¤lanmadan uluslararas› devrimci

deneylerden do¤ru tarzda yararlan›lamaz. Yani, deneyimlerden yarat›c› bir tarzda yararlanma yerine dogmatik bir tarzda yararlanma yolu tercih edilir. Somut koflullar göz ard› edilerek flabloncu bir pratik hatta düflülür. Çünkü, yarat›c›l›k bir bilgi birikimini ve bu bilgi birikimi ›fl›¤›nda sorunlara hakim olmay› gerektirir. Bu birikimden yoksun olanlar, somut sorunlar› yeteri kadar anlama, onlar› do¤ru yöntemlerle çözme gücüne sahip olamazlar. Tam da Lenin yoldafl›n ifade etti¤i gibi, tecrübelerden yararlanmay› baflar› için bir zorunluluk haline getirmek nas›l bir gereklilikse, onlar› oldu¤u gibi “kopya” etmekten uzak durmak da o kadar zorunluluktur. Kopyac›l›k sorgulamay›, yarat›c›l›¤› öldürür. Teorik gerilik kopyac›l›¤› kaç›n›lmaz hale getirir. Kopyac›l›¤a, dogmatizme karfl›, teorik donan›m ve bu donan›m›n ›fl›¤›nda yarat›c› devrimci bir pratik s›n›f savafl›m›n›n zaferi için izlenmesi gereken tek yoldur. Karanl›klara ›fl›k tafl›mak, en karmafl›k sorunlar› çözülür hale getirmek için bu yolda yürümek zorunludur. E¤er bugün birçok alanda en basit sorunlar› çözmede s›k›nt›lar yaflan›yorsa, zorluklar karfl›s›nda umutsuzluk ve karamsarl›k bafl gösteriyorsa bunun esas nedenini ideolojik ve teorik yetmezliklerimizde aramal›y›z. Do¤ru ve bilimsel olan yaklafl›m da budur. Çünkü; politik bilinç düzeyi, Marksizm-Leninizm-Maoizm’i kavramadaki geliflim düzeyi ne kadar yüksek olursa, çal›flmalar›n daha verimli olmas›, ortaya ç›kan sorunlar›n daha do¤ru yöntemlerle çözülmesi o kadar kolaylafl›r. Tam tersi durumda ise her fley daha da zorlafl›r ve çözümsüzlük beraberinde umutsuzlu¤u ve karamsarl›¤› getirir. Oysa s›n›f mücadelesinde koflullar ne kadar kötü olursa olsun, ideolojik netlik ve teorik yetkinlik, umutsuzlu¤un de¤il, umudun en büyük silah olarak var olurvarl›¤›n› korur. Bu gerçek, tarihi tecrübelerle ispatlanm›flt›r. Bilimsel sosyalizmin kuramc›lar›n›n teoriye iliflkin de¤erlendirmelerini aktarmaya devam edelim: “Teori; bütün ülkelerin iflçi hareketinin genel biçimi ile ele al›nm›fl deneyimidir. Elbetteki teori, devrimci pratikle birlefltirilmedikçe anlams›z olur; t›pk› devrimci teori ile yolu ayd›nlat›lmad›kça, prati¤in karanl›kta el yordam›yla yürümesi gibi. Ama teori, devrimci pratikle kopmaz bir ba¤la birleflti¤inde, iflçi hareketinin muazzam bir gücü haline gelebilir; çünkü, harekete güveni, yönünü tayin etme yetene¤ini ve çevresinde olup biten olaylar›n iç ba¤lant›s›n› anlamay› teori ve yaln›zca teori verebilir; çünkü prati¤e, yaln›zca s›n›flar›n bugün nas›l ve hangi yönde hareket edeceklerini de anlamas›nda teori ve yaln›zca teori yard›m edebilir.” (Leninizmin Sorunlar›)


21

38 Evet, devrimci teori, pratikle birlefltirilmedikçe hiçbir anlam ifade etmez. Devrimci teori ancak devrimci bir pratikle anlam kazan›r. Teoriye derinlik kazand›racak olan da bu prati¤in kendisidir. Ve bütünsellikli bir devrimci teorinin de pratikle, hayatla ba¤› olmak zorundad›r. Pratikte, hayattan kopuk bir teori, geliflmeye de¤il, çürümeye, yarat›c›l›¤a de¤il, dogmatizme yol açar. Yine kitlelerin devrimci mücadelesinde, canl› prati¤inde s›nanmam›fl bir teorinin do¤rulu¤u ve yanl›fll›¤›, sorunlar› çözme gücü her zaman tart›flmaya muhtaçt›r. Daha da somutlarsak; kitap okumayan, yani araflt›rma ve incelemeye s›rt›n› dönen, dolay›s›yla teorik birikimi zay›f olan bir militan›n sorular› çözme gücü de zay›f olur. Pratik çabalar› ona belli bir tecrübe kazand›rsa da, onun bu çabalar›na ›fl›k tutacak, yol gösterip derinlik kazand›racak olan teorinin yetersizli¤i kaç›n›lmaz olarak onu baflar›s›zl›¤a-çözümsüzlü¤e götürür. Tersi durum

da, yani pratikle, hayatla ba¤› olmayan ya da zay›f olan bir incelemenin-araflt›rman›n sonuçlar› da s›n›f savafl›m›na gereken katk›y› sunmaz. Çünkü, inceleme ve araflt›rma, sahip olunan bilgi birikimi, prati¤in sorunlar›n› çözmeye, ona ›fl›k tutmaya hizmet etmiyor. Dogmatizm de tam da burada bafllar. Dogmatikler pratikten ö¤renmeyi, pratikte karfl›laflt›klar› sorunlar› bilimsel bir yöntemle çözmek için araflt›rma ve incelemeyi reddederler. Teoriyle prati¤in diyalektik iliflkisine dair Dimitrov yoldafl›n de¤erlendirmeleriyle tarihi tecrübeleri aktarmaya, onlardan ö¤renmeye devam edelim: “Yoldafllar! Biz komünistler eylem adam›y›z. Bizim görevimiz, sermayenin sald›r›s›na, faflizme ve emperyalist savafl tehlikesine karfl› pratik mücadele, kapitalizmin y›k›lmas› için mücadele görevidir. ‹flte bu, mücadelenin pratik görevi, komünist kadrolar›n mutlaka devrimci teoriyle silahlanmalar›n› gerektirir. Çünkü devrimci eylemin büyük ustas› Stalin’in bize ö¤-

PUSULA DÜfiÜNCEDE DE⁄‹fi‹ME AÇIK, UYGULAMADA YARATICI OLMALIYIZ Soruna Marks ve Engels’ten devrald›¤› zengin tarihi tecrübelerle materyalist diyalektik felsefesinin büyük ö¤retmenlerinden Lenin yoldaflla bafllamak istiyoruz; “Biz Marks’›n teorisini bitirilmifl ve dokunulmaz bir fley olarak asla görmüyoruz; Tersine bizim inanc›m›za göre bu teori yaln›zca, sosyalistlerin yaflam›n gerisinde kalmak istemiyorlarsa, her yönde daha da gelifltirmek zorunda olduklar› bilimin temelini atm›flt›r. Bizim kan›m›zca Marks’›n teorisini ba¤›ms›z olarak daha çok gelifltirmek, özellikle Rus sosyalistleri için zorunludur. Çünkü bu teori yaln›z ayr› ayr› ‹ngiltere’de, Fransa’da oldu¤undan baflka türlü Almanya’da, Rusya’da oldu¤undan baflka türlü uygulanan genel ilkeleri vard›r.” (‹flçi S›n›f› Partisi Üzerine, M.E.L ) Lenin yoldafl›n da ifade etti¤i gibi Marksist teori her yönüyle gelifltirilip sonuçland›r›lmam›flt›r. Bu bilimsel olarak mümkün de¤ildir. Ve Marksizm’in yaflayan canl› ruhuna da ayk›r›d›r. Süren s›n›f savafl›m›yla birlikte bu teorinin gelifltirilmesi de kaç›n›lmazd›r. Rus sosyalistleri için bu teoriyi gelifltirmek, somuta uygulamak ne kadar zorunluysa, di¤er ülkeler de benzeri zorunluluklar tafl›maktad›r. Söz konusu tarihi kesitte Lenin yoldafl›n dikkat çekti¤i ülkelerin ekonomik, siyasal olarak içinde bulunduklar› somut durum, somut çözümlemeleri dayat›yordu. ‹flte Lenin yoldafl›n iflaret etti¤i de gücünü nesnel olgulardan alan bu somut durumdur. Bu yeni durum kaç›n›lmaz olarak beraberinde yeni sorunlar› da gündeme getirmiflti. Yeni sorunlar, yeni sorular yeni çözüm yöntemleri ve yeni yan›tlar demektir. Elbette ki, yeni çözümler ve yeni yan›tlar bilimsel sosyalizmin temel il-

kelerine dayanacaklar ve dayanmak zorundad›rlar. K›z›l Bayrak Yaz› Kurulu bu konuya dair flu gerçeklerin alt›n› çiziyordu; “Hepimiz biliyoruz ki, Lenin’in yaflad›¤› dönem Marks ve Engels’in yaflad›klar› dönemden çok farkl›yd›. Lenin, Marksizm’i genifl ölçüde gelifltirerek onu yeni bir aflamaya Leninizm aflamas›na ulaflt›rd›. Lenin yeni flartlar ve zaman›n yeni özelliklerine uygun olarak, Marksist teori hazinemize ve proletarya ihtilalinin stratejik ve taktikleri üzerindeki görüfllerimizi büyük ölçüde zenginlefltiren birçok ola¤anüstü eser yazd› ve uluslararas› iflçi s›n›f› hareketi için yeni bir politika ve yeni görevler gelifltirdi.” (Leninizm ve Modern Revizyonizm) Leninizm Emperyalizm ve Proleter Devrimler Ça¤›n›n Marksizm’idir. Ve Leninizm’in bu tarihi süreçte Marksizm hazinesine yapt›¤› katk›lar yani proletarya diktatörlü¤ünün somut bir olgu haline gelmesi, kapitalizmin serbest rekabetçi sürecinin tekelcili¤e yani emperyalizm sürecine evrilmesiyle birlikte karfl› devrim cephesinde yaflanan de¤iflimler ve bu de¤iflimlerin s›n›f mücadelesi için sundu¤u olanaklar vb. tüm bu konularda Lenin yoldafl›n somut durumu çözümleme ve buna uygun olarak devrimi kumanda etme ve proletarya diktatörlü¤ü alt›nda içte ve d›flta s›n›f düflmanlar›na karfl› mücadele yürütme prati¤ini görüyoruz. Baflkan Mao, baflta proletarya diktatörlü¤ü alt›nda s›n›f savafl›m›n›n sürdürülmesi konusu olmak üzere bir dizi konuda Marksizm’i gelifltirdi. Çin devriminin zaferini “somut flartlar›n somut tahlili” bilimsel bak›fl aç›s›yla sa¤lad›. Geneli somuta uygulama, her türlü basmaka-

30 Aralık 2005-12 Ocak 2006 retti¤i gibi teori, pratik çal›flma içerisinde alanlara yön verme kabiliyeti, görüfl aç›kl›¤›, çal›flmada güven, davam›z›n zaferine inanç kazand›r›r. Fakat gerçek devrimci teori, bütün içi bofl teorilefltirmelerin, bütün verimsiz soyut tan›mlama oyunlar›n›n uzlaflmaz düflman›d›r. Lenin tekrar tekrar ‘Bizim teorimiz dogma de¤il, eylem k›lavuzudur’ demiflti. Bizim kadrolar›m›z›n da iflte böyle bir teoriye günlük ekmek kadar, hava kadar, su kadar ihtiyaçlar› vard›r.” (Faflizme Karfl› Birleflik Cephe) Hiçbir yoruma meydan b›rakmayacak kadar her fley aç›k ve berrak bir flekilde ortaya konulmufltur. Özellikle pratik çal›flmalara yön vermek için, teorik donan›m kilit bir sorundur. Bu görüfl aç›kl›¤›na, plan ve projeye sahip olmayan bir militan›n çal›flmalar›nda verimli olmas›, kendisini sürekli motive eden bir moral ve coflkuyu yakalamas› zordur. Elbetteki prati¤in, alt›n› çizdi¤imiz noktalar üzerindeki etkisi küçümsenemez. Di¤er bir an-

l›pç› ve dogmatik bak›fl aç›s›n› yads›ma Mao yoldafl›n en temel karakteristik özelli¤idir. Do¤ru olan ve olmas› gereken de budur. “Marksizm-Leninizm’in evrensel gerçe¤i devrimin somut prati¤iyle birlefltirilir birlefltirilmez, Çin Devrimi’nin yüzünü büsbütün yeniledi”, “Marksist-Leninist teorinin Çin devriminin prati¤iyle s›ms›k› birlefltirilmesi partimizin her zaman için izledi¤i ideolojik ilkedir.” (Mao) Bu demektir ki, bir Proletarya Partisi Marksizm-Leninizm-Maoizm’in temel ilkelerine dayanmal› ve Marksist-Leninist-Maoist tutum, görüfller ve metotlardan yaralanmal›d›r. Ve bu bak›fl aç›s›na uygun olarak toplumdaki s›n›flar aras› iliflkiler üzerinde derin araflt›rmalar yaparak kendi ülkesinin flimdiki durumunu ve tarihini, ayr›ca kendi ülkesinin devriminin özelliklerini mutlaka tahlil etmeli ve kendi ülkesinin devriminin teorik ve pratik meselelerini kendi bafl›na çözmelidir. Bir proletarya partisi uluslararas› deneylerden ö¤renmeli, yararlanmal› ama bunlar› kendi prati¤ine mekanik bir tarzda uygulamamal›, taklitçilik yapmamal›d›r. Tam aksine kendi ülkesinin tarihi deneylerinden kendi halk gerçekli¤inden ve prati¤inden ö¤renmelidir. Kendi gerçekli¤inden ö¤renme, kendi gerçekli¤ini çözümlemede derinleflen bir parti s›n›f savafl›m› içinde s›çramalar yaratabilir. ‹deolojik-politik anlamda derinleflip örgütsel ve yönetsel anlamda yetkinleflebilir. Bugün Nepal’de, Filipinler’de, Hindistan’da ve di¤er baflka ülkelerde s›çrama yaratan Maoist hareketlerin hepsi s›n›f savafl›m›n›n bu nesnel ve yönetsel yasalar› üzerinde yükselerek bu sonucu elde etmifllerdir. Ve bundan sonraki baflar› ve baflar›s›zl›klar›n da bu ideolojik ilke ve bu ilkenin yön verdi¤i do¤ru çizgide ›srar edip etmemelerine ba¤l› oldu¤u aç›kt›r. Marksizm-Leninizm’in geliflerek Maoizm evresine ulaflmas›, onun bilimsel ve canl› ruhuna uygun bir geliflmedir. Bu ge-

lat›mla “ö¤renmek ve mücadele etmek, mücadele etmek ve ö¤renmek” s›n›f mücadelesinde temel felsefemiz olmal›d›r. Yine soyut, akademik tart›flmalardan uzak durmal›y›z, çünkü bu yönlü tart›flmalar s›n›f mücadelesinin ilerletilmesine hizmet etmez. Teorik e¤itim, teorik çal›flma kitle mücadelesi ve devrimci çal›flmalarda karfl›lafl›lan sorunlar› çözme perspektifi ile ele al›nd›¤›nda olmas› gereken de¤eri hak eder. Yaz›m›z› baflkan Mao ile noktalayal›m: “Marksizm’in evrensel gerçe¤ini Çin Devrimi’nin somut prati¤i ile birlefltirmeliyiz, yoksa oldu¤umuz yerde sayar›z. Di¤er bir deyiflle teori ile pratik birlefltirilmelidir. Teori ile prati¤in birlefltirilmesi Marksizm’in temel ilkelerinden birisidir. Diyalektik Materyalizme göre, düflünce gerçe¤i yans›tmal›d›r. Ve ancak nesnel pratik taraf›ndan s›nan›p do¤ruland›ktan sonra gerçek olarak kabul edilmelidir; yoksa gerçek olarak kabul edilemez.” (Seçme Eserler V) liflmeyi yads›mak, Marksizm-LeninizmMaoizm’i dogmatik bir tarzda ele al›p kavramakt›r. De¤iflimi ve geliflimi yads›mak herfleyi kal›plar veya akademik bir tarzda ele alarak somut durumu göz ard› etmek; mücadelenin, geliflimin ve s›çraman›n önünü t›kamakt›r. Oysa Marksizm-Leninizm-Maoizm de¤ifltiren ve dönüfltüren bir role sahiptir. S›n›f savafl›m›n›n zaferi için, elimizde bulunan bu tarihsel iflleve sahip silah›, mücadelenin her cephesinde do¤ru bir tarzda kullanmak zorunday›z. Bu zorunluluk bize her türlü ezberci ve basmakal›pç› bak›fl aç›s›n› yads›may› ve her olaya analizci bir bak›fl aç›s›yla yaklaflmay› emrediyor. ‹nceleme ve araflt›rmaya s›rt›n› dönen, karfl›laflt›¤› her sorunda çözüm için soru sorma yetene¤ine sahip olmayan hiçbir birey sistemli, do¤ru çözüm yöntemleri gelifltiremez. Bu da s›n›f savafl›m›n›n karmafl›k olan sorunlar›na hizmet etmez. Çözümsüzlük ve pratik baflar›s›zl›k; heyecan ve coflkuyu hisseden ve yaflayan militan durufllar› zaafa u¤rat›r. Oysa somut sorunlar üzerinde at›lan nesnel gerçekli¤e dayanan her pratik ad›m ya hemen karfl›l›¤›n› görür ya da geliflimin zeminini yarat›r. E¤er tüm iradi çabalar ve ›srar ortaya somut bir kazan›m ç›karm›yorsa bunun neden ve niçinlerini sorgulay›p, hemen gereken tedbirleri almak olmazsa olmazd›r. Devrimci mücadelede statükoculukta-dura¤anl›kta ›srar çözümsüzlü¤e davetiye ç›kar›r, yarat›c›l›¤› öldürür ve sonuçta dura¤anl›¤›n ve statükoculu¤un yarat›c›lar›n› da yok eder. Çünkü geliflmelere ayak uydurmayan, gereken öngörüyü ortaya koyarak mücadelede taktik hamleler gelifltirmeyen, ideolojik siyasal anlamda derinlik sa¤layamayan bir hareket öncülük rolünü oynayamaz. Bunun böyle oldu¤u tarihi tecrübelerle ispatl›d›r. Tarihten, tarihimizden ö¤renmeliyiz. ‹nceleme-araflt›rmay›, devrimci yarat›c›l›¤› ve at›lganl›¤› öldüren her türlü pratik tutumdan uzak durmal›y›z. S›n›f bilinçli proletaryan›n üreten, yaratan, de¤ifltiren militanlar› olmal›y›z.


22

30 Aralık 2005-12 Ocak 2006

38

Yoldafl Sunil ölümsüzlü¤e u¤urland›! Barikat kuran ö¤rencilerle polis aras›nda yaflanan çat›flmada birçok kifli yaraland›. Nepal Komünist Partisi (Maoist)’in üç ay önce ilan etti¤i ve ard›ndan bir ay daha uzatt›¤› tek tarafl› ateflkes sürerken 30 Kas›m günü, Nepal Kraliyet Ordusu, Rolpa bölgesinde helikopterlerle bir sald›r› düzenledi. Bu sald›r›da NKP (Maoist) Merkez Komite üyesi Kim Bahadur Thapa (Sunil Yoldafl) ve Halk Kurtulufl Ordusu Bölge Tabur Komutan› Nirman Yoldafl yaflamlar›n› yitirdiler. Sald›r›n›n 30 Kas›m günü Rolpa bölgesindeki Zinwang kasabas›nda, yap›lmakta olan politik bir e¤itim toplant›s› s›ras›nda havadan bombalanarak gerçeklefltirildi¤i ö¤renildi. NKP (Maoist) Baflkan› Prachanda Yoldafl, 1 Aral›k tarihinde yapt›¤› aç›klamada Thapa ve Nirman Yoldafllar›n, Nepal halk›n›n bar›fl, refah ve demokrasi istemlerini yerine getirmek için yaflamlar›n› feda eden büyük flehitler olduklar›n› ifade etti. ‹ki yoldafl›n katledilmesi baflta bat› bölgesi olmak üzere tüm ülkeyi derinden etkiledi. Prachanda Yoldafl, Janadesh taraf›ndan yap›lan röportaj›nda “Nepal Halk

Savafl› politik ve askeri müdahale aras›ndaki temel dengeyi koruma yoluyla bafllat›ld›, sürdürüldü ve gelifltirildi. Eski feodal iktidar ve ordusu her zaman askeri sald›r›larla partinin politik sald›r›s›n› etkisiz hale getirmeye çal›flmaktad›r. Fakat geçmifl olaylar›n tüm deneyimleri bu tür askeri sald›r›lar›n, nihai olarak feodal iktidar›n kendisi için karfl› tesir yaratt›¤›n› kan›tlam›flt›r... Buradan aç›kça anlafl›lan fludur ki, parti politikas›n›n do¤rulu¤u, otokratik feodal unsurlar›n kendi komplolar›n› yerine getirmesine izin vermeyip aksine kitlelerin isteklerini kazanmas›na izin vermesinde gizlidir. Düflman bizi ateflkesi yak›nda bozmaya zorlayarak askeri diktatörlü¤ünü hakl› ç›karmak için komplo kurmaktad›r. Fakat düflman›n tasar› ve plan›na karfl› parti, ateflkesi bir ay daha uzatarak, genifl kitleleri politik olarak e¤itme yoluyla kendi plan›yla mücadeleyi ileri tafl›ma politikas›n› sürdürmektedir. Bizler tüm kadrolar›m›z›n ve kitlelerin bu flekilde politikam›z›n do¤rulu¤unu anlayacaklar›na inan›yoruz” dedi.

Prachanda ayr›ca “ateflkesin bu bir aydan sonra bir daha uzat›l›p uzat›lmayaca¤›na” iliflkin bir soruya da flu flekilde yan›t veriyor: “Parti aç›klamam›zda, e¤er feodal unsur askeri terörünü sürdürürse ateflkese devam etmemizin mümkün olmad›¤›n› aç›kl›¤a kavuflturmaktad›r… Genifl bir ulusal politik anlaflma, geçici hükümet ve kurucu meclis seçimi araçlar›yla demokratik cumhuriyet için ilerleyecek bir yol açarak egemenlik haklar›n› kitlelere verecek bir ortam infla edilirse ateflkes sonsuza kadar sürebilir.”

11 köylü katledildi 14 Aral›k günü Hindu Bayram›n› kutlayan kalabal›¤›n üzerine Katmandu yak›nlar›nda turistik Nagarkot’ta atefl açan bir asker 11 kifliyi katlettikten sonra intihar etti. Bu olay›n ard›ndan 15 Aral›k günü 2 bin kiflinin kat›l›m›yla protesto gösterisi düzenlendi. Olayda yak›nlar›n› yitiren 2 bin kadar protestocunun sokaklar› doldurarak araç lastiklerini yakt›klar› bildirildi. 16 Aral›k günü ise siyasi partilerin ça¤r›s›yla genel greve gidildi. Katmandu’da dükkanlar, okullar ve toplu tafl›ma araçlar› hizmet vermeyi durdurdu. Greve s›ras›nda ö¤rencilerle polis aras›nda çat›flma ç›kt›. Greve kat›lan ö¤rencilerin yollar› barikat kurarak kapatt›klar› ve polise tafl att›klar›, buna karfl›l›k polisin de göz yaflart›c› bombayla karfl›l›k verdi¤i ö¤renildi. Bu sald›r›da onlarca grevci yaralan›rken, Katmandu’nun çeflitli yerlerinde 10’dan fazla aktivist tutukland›.

Kim Bahadur Thapa (Sunil yoldafl) Sunil yoldafl, enternasyonal proletaryan›n adanm›fl bir profesyonel Maoist devrimciydi ve ayn› zamanda usta bir savaflç›yd›. Marksizm-Leninizm-Maoizm’i savunan ve yaflama uygulayan MLM’nin seçkin bir ö¤renci ve ö¤retmeniydi. 1961’de 7 kardeflin en küçü¤ü olarak Gajul kasabas›nda dünyaya geldi. Pokharo’da Prithvinarayan Kampüsünde ö¤renim görürken komünist ideolojiden etkilendi. Mao Zedung’un yaz›lar› üzerine çal›flt› ve tart›flmalar örgütledi. 1980-1983 y›llar› aras›nda yerel okullarda ö¤retmenlik yaparken devrimci ö¤renci örgütünün oluflturulmas›nda önemli bir rol oynad›. Bugün, onun yüzlerce eski ö¤rencisi Maoist hareket içinde aktif durumda mücadele yürütmektedir. Resmi olarak partiye 1990’da kat›ld› ve m›nt›ka komitesi üyesi olarak çal›flt›. 1992’de Partinin M›nt›ka Komitesi Sekreteri, 1995’te Parti Bölge Komitesi üyesi ve 1998’de Bölge Komitesi Sekreteri oldu. Sunil yoldafl 2002’de Parti Merkez Komite üyeli¤ine getirildi. Rolpa Eyalet Halk Hükümetinin ilk baflkan yard›mc›s›yd›. Parti içinde at›lgan, azimli ve cesur kiflisel özellikleriyle tan›n›yordu. Sunil yoldafl›n 5 çocu¤undan ikincisi Bigyan yoldafl Dang eyaletinden düflmanla girdi¤i bir çat›flmada katledilmiflti.

Yunanistan’da grev haftas›

‹ntifada Raporu Filistin Ulusal Haber Merkezi’nin raporuna göre ‹srail ordusu ‹ntifada’n›n bafllad›¤› 29 Eylül 2000’den bu yana 4032 insan› öldürdü, 44.666 kifliyi yaralad›, buna ek olarak 8435 kifli sa¤l›k ekipleri taraf›ndan tedavi gördü. ‹ntifada döneminde öldürülen çocuk say›s› 750, ayr›ca ‹srail ordusunun Filistinlilerin evlerine atefl açmas› sonucu 732 erkek, 262 kad›n Filistinli yaflam›n› yitirdi.

Yunanistan’da Avrupa Birli¤i’nin de bask›s›yla hayata geçirilmeye çal›fl›lan yeni ekonomi politikalar› halk›n ciddi tepkisiyle karfl›laflt›. Çünkü bu politakal›r›n ard›ndan yaflanan krizin faturas› her zaman oldu¤u gibi yine emekçilere ç›kar›lmaya çal›fl›l›yor. Bu çerçevede hükümet bir dizi yasay› meclisten geçirerek sald›r›lar›n› yo¤unlaflt›rmaktad›r. Bütün bu sald›r›lar›n hedefinde toplu sözleflme hakk›n›n iptali, sosyal güvenlik alan›nda çal›flanlar aleyhinde yap›lacak de¤ifliklikler, çal›flma saatlerinin patronlar›n iste¤i do¤rultusunda art›r›lmas› ve esnek çal›flman›n getirilmesi yer al›yor. Özellikle son olarak meclise getirilen ve kamu kurulufllar›nda çal›flanlar›n toplu sözleflme haklar›n› hedef alan yasa tasar›s›, emekçilerin ana gündemini oluflturmakta. Bu çerçevede iflçi konfederasyonu GSEE ve kamu çal›flanlar› konfederasyonu ADEDI ortak hareket ederek 14 Aral›k günü tüm ülkede genel grev karar› ald›lar. Genel greve; posta, elektrik kuru-

mu, su ve kanalizasyon idaresi, telefon idaresi, demiryolu iflletmeleri, olimpik havayollar›, deniz tafl›mac›l›k idaresi, flehir içi ulafl›m çal›flanlar›, belediye çal›flanlar›, hastane ve acil yard›m çal›flanlar› ve özel sektör çal›flanlar› % 99 gibi yüksek bir oranda kat›l›m sa¤lad›. Grev günü sadece metro, yap›lacak gösteri ve mitinge kat›l›m› kolaylaflt›mak için 11:0018:00 saatleri aras›nda seferler gerçeklefltirdi. Kitle ö¤len saat 12:00’den itibaren mitingin yap›laca¤› Ped›o Areos Meydan›’nda toplanmaya bafllad›. Mitingde GSEE ve ADEDI konfederasyonlar› baflkanlar› ve iktidar partisi Yeni Demokrasi Partisi’ne yak›nl›¤›yla bilinen DAKE Sendikalar Birli¤i Baflkan› birer konuflma yapt›. Konuflmalarda hükümetin emekçi kesime yönelik sald›r›lar› vurguland›. Ayr›ca dünyan›n pekçok ülkesinden ve Türkiye’den gönderilen destek mesajlar› okundu. Konuflmalar s›ras›nda bir grup anarflist miting alan›na yak›n bir yerde

bulunan bir polis arac›n› atefle verdi. Buna karfl›l›k polis gençlere gaz bombalar›yla sald›rd›. Havan›n ya¤›fll› olmas›na ra¤men, son y›llarda gerçeklefltirilen en kalabal›k kat›l›ml› mitingde kitle, konuflmalardan sonra Meclis’e do¤ru yürüyüfle geçti. Hükümet politikalar›n›n protesto edildi¤i yürüyüfl meclise ulafl›lmas›yla son buldu. Miting ve yürüyüfle baflta kardefl partinin sendikalar birli¤i “TAKS‹K‹ POR‹ASINIF HAREKET‹” olmak üzere birçok demokratik parti ve kurulufl kat›ld›. Atina’da di¤er bir miting de Yunanistan Komünist Partisi Sendikalar Birli¤i PAME taraf›ndan Kotç›a Meydan›’nda gerçeklefltirildi. 14’ündeki genel grev d›fl›nda kitle ulafl›m araçlar› çal›flanlar›, havayolu çal›flanlar› ve kamu iktisadi teflebbüsleri 15’inde de ülke genelinde greve gittiler. Yap›lan grevler sonucunda Yunanistan’da yaflam durma noktas›na geldi. (Yunanistan’dan bir ‹K okuru)


23

38

Meksika’da bir köylü katledildi Paramiliter güçlerin katliam ve kaybetme sald›r›lar›n›n yo¤unlukla yafland›¤› Meksika’da ‹flkenceye Karfl› Kolektif, 49 yafl›ndaki inflaat iflçisi ve köylü Diego Bahena Armmenta’n›n 8 Kas›m’dan bu yana kay›p oldu¤unu aç›klayarak yaflam›n› korumak için acil müdahale istedi. Armmenta, Petatlon Da¤lar›ndan Çevreci Örgütün de üyesidir. Diego’nun efli Rosalina Zuniga Nava, eflinin yüzü maskeli ve silahl› 8 kifli taraf›ndan kaç›r›ld›¤›nda bir yol temizli¤i çal›flmas› yapt›¤›n›, kendisini kaç›ranlar›n yeflil bir Nissan kamyonet kulland›¤›n›, ayr›ca arac›n siyah camlar› bulunurken, plakas›n›n da olmad›¤›n› ifade etti. Diego ile birlikte çal›flan ye¤eni de ayn› silahl› kiflilerce gözleri ba¤land›ktan sonra da¤lara do¤ru sü-

rüklendi¤ini, amcas› Diego’nun ise ayn› flekilde gözleri ba¤lanarak kamyonetin arkas›na at›ld›¤›n› söyledi. Olay›n hemen ard›ndan karakola yap›lan baflvuru ise sonuçsuz kald›. Diego 5 Eylül günü 9 kifliyle birlikte tutuklanm›fl, 13 Eylül’de ise serbest b›rak›lm›flt›. Beraber tutukland›¤› kiflilerden baz›lar› iflkence gördüklerini aç›klarken, baz›lar› da hapishanede kendilerini insan haklar› savunucular› olarak tan›tan askerlerin ziyaret etti¤ini ancak bu kiflilerin silahl› hareketlerle sözde iliflkileri hakk›nda soru sorduklar›n› ifade ettiler. 14 fiubat 2005 tarihinde de yine çevreci köylü hareketi üyesi Orlando Tellez de kaç›r›lm›flt›. Tellez’den hala haber al›namamakta.

Evrensel Bak›fl SOSYAL‹ZME DO⁄RU DE⁄‹LSE, NEREYE? “Birkaç y›lda bir, egemen s›n›f›n hangi temsilcisinin halk› parlamentoda temsil edece¤ine ve ezece¤ine karar vermek –sadece parlamenter monarflilerde de¤il, aksine en demokratik cumhuriyetlerde de burjuva parlamentarizminin gerçek özü budur.” (Devlet ve Devrim –Lenin) Halk›n aya¤a kalk›fl›yla 7 Haziran 2005 tarihinde devlet baflkan› Carlos Mesa’n›n istifa ederek ABD’ye s›¤›nd›¤› sürecin ard›ndan Bolivya’da 6 ay sonra “egemen s›n›f›n hangi temsilcisinin halk› parlamentoda temsil edece¤ine” karar verildi. Yani seçimler gerçeklefltirildi. Seçim sonuçlar›na göre ad›ndan baflka özellikle son dönemlerde hiçbir yerde sosyalizmin geçmedi¤i MAS (Sosyalizme Do¤ru Hareketi) Baflkent La Paz Hükümetinin bafl›na geçti. MAS’›n lideri Eva Morales tüm oylar›n % 50’sini alarak baflbakan seçilmifl oldu. Mesa’n›n hükümetten istifas› sonraki Anayasal Hakimler Kurulu 22 Eylül’de ald›¤› kararla Meclisin seçim yasas›n› her bölgeye düflen sandalye say›s›n›n 2001 nüfus say›m›na göre yeniden da¤›t›lmas›na olanak sa¤layacak biçimde de¤ifltirmesine karar vermiflti. Bu kararla MAS’›n da ifli zorlaflm›flt›. Ancak yine de ABD’nin müdahalesiyle yap›lan de¤iflikli¤e ra¤men Morales baflbakan olmay› baflard›. Morales’in baflbakanl›¤› ülkesinde de, d›flar›daki özellikle reformist veya bilinçleri buland›r›lm›fl kesimler üzerin-

de de bayram havas› yaratt›. Özellikle son y›llarda Latin Amerika’n›n yeniden devrimci f›rt›na merkezleri olarak öne ç›kmas› karfl›s›nda, halklar›n sosyalizme olan inanc›n› ve Kuzey Amerikan emperyalizmine olan nefretlerini kullanan “sol”, “sosyalist” maskeli liderler seçim aldatmacalar›yla hükümetlere tafl›nmakta. Uruguay’da Tabare Vazquez, Ekvador’da Lucio Gutierrez, Arjantin’de Nestor Kishner, Brezilya’da Lula ve son olarak bu kervana kat›lan Bolivya’da Eva Morales bu zincirin halkalar› olarak Latin Amerika halklar›n›n boyunlar›na geçirildi. Bolivya’n›n ilk indian baflkan› olurken, 180 y›ll›k ba¤›ms›zl›k dönemi boyunca 195 kez hükümet darbesinin yafland›¤› ülkenin gelece¤ine ve Morales’e dair birçok yorum yap›lmakta. Bolivya’n›n Chavez’i yak›flt›rmalar›, bu yorumlar›n en gözdesi olurken en çarp›c› olan› ise belki de baz› kapitalist elitlerin seçim öncesi yapt›¤›, Morales’in zaferinin ülkedeki kronik politik istikrars›zl›¤› sona erdirece¤i ve 1980 y›l›nda yüksek enflasyon krizinde oldu¤u gibi Morales Hükümetinin ekonomi politikas›n›n halk›n deste¤ini kaybedece¤ini, bu flekilde neo-liberal serbest Pazar gündeminin, iflçi köylü ayaklanmalar› olmad›n geri gelece¤i yorumu oldu. Bu kesimlerin Morales’in ülkeye sosyalizmi getirece¤i korkusu bulunmuyor. Zaten seçim öncesi yapt›klar› mitinde her ne kadar seçimlerin hemen ertesinde tüm ulusal kaynaklar›n kamulaflt›r›laca¤› ifade edilse

30 Aralık 2005-12 Ocak 2006

Hint Okyanusu’nda 1,5 milyon kifli evsiz Merkezi ‹ngiltere’de bulunan uluslararas› yard›m örgütü Oxfam yay›nlad›¤› raporda, Hint Okyanusu’nda 216 bin kiflinin ölümüne neden olan deprem ve tsunami felaketinin üzerinden bir y›l geçmesine ra¤men, yaklafl›k 1,5 milyon kiflinin hala geçici bar›naklarda yaflad›¤›n› belirtti. 26 Aral›k 2004’te meydana gelen deprem ve ard›ndan k›y›lar› vuran dev dalgalar›n evsiz b›rakt›¤› 1,8 milyon kiflinin sadece yüzde 20’sine daimi konut sa¤lanabildi¤i, di¤er felaketzedelerin yaflamlar›n› çad›r, baraka ve di¤er geçici s›¤›naklarda sürdürdü¤ü kaydedildi. Felaketin açt›¤› yaralar›n, insanlar› geçici s›¤›naklardan ç›karma çabalar›n› engelledi¤i ifade edilen raporda,

Açe’de 120 bin kiflinin yaflad›¤› yerleflim bölgesinin sular alt›nda kald›¤› hat›rlat›ld›. Oxfam, ülke yetkililerinden ald›¤› bilgiler do¤rultusunda, Endonezya’da asgari 80 bin daimi s›¤›naktan 18 bin 149’unun tamamland›¤›n›, Sri Lanka’da ihtiyaç duyulan 78 bin evden 5 bininin infla edildi¤ini ve Hindistan’da planlanan 130 bin konuttan sadece bininin yap›ld›¤›n› belirtti. Dev dalgalar›n en büyük zarar› verdi¤i Endonezya, Sri Lanka ve Hindistan’da felaketzedelere daimi ev tahsis edilmesinde önde gelen engelleyici faktörler, yap› malzemesinin yetersizli¤i, hükümetlerin karars›zl›¤›, toprak üzerindeki hak tart›flmalar› ve ulafl›mda zorluklar olarak gösterildi.

de, bu mitingden k›sa bir süre önce MAS Baflkan Yard›mc›s› sosyalizmin inflas› hedefinin gerçekçi olmayan bir yaklafl›m oldu¤u, Bolivya’n›n daha uzun bir süre boyunca kapitalist bir ülke olarak kalaca¤›n› ifade etmesi de böylesi bir korkunun yersizli¤ini gösteriyor. Bunun yan›nda Mesa’n›n ülkeden kovuldu¤u süreçte MAS, iflçi-köylü hareketinin daha fazla “ileri” gitmesinin önünde dalgak›ran olmufl, seçimlerde iktidara gelene de¤in ülkedeki “istikrar› korumaya” odaklanm›flt›. Morales 27 Ekim 2005’te verdi¤i bir röportajda da, sosyalizm vurgusundan özellikle kaç›narak “natural bir Bolivya infla etmek” fleklinde ne oldu¤u belirsiz (ama sosyalizm olmad›¤› kesin) bir ifade kullanmaktayd›. Do¤al kaynaklar›n, ekonomisinin vb. ulusallaflt›r›lmas› yada kamulaflt›r›lmas› söylemlerinden itinayla kaç›narak kulland›¤› bu “naturalizasyon” terimi, ülkedeki yabanc› flirketlerden daha fazla pay almak anlam›n› tafl›yor olsa gerek. Morales’in daha da bariz bir aç›klamas› da belki de devrimden bahsederken kimin için devrim sorusuna verdi¤i yan›ttaki “sadece yoksullar için de¤il, marjinaller için de¤il, herkes için olacak… Bunun anlam› da biz naturalizasyonu sadece kardefllerimiz için de¤il bütün herkesin iyili¤i için savunuyoruz” söylemleri de Morales’in renginin belirsiz oldu¤unu (ama kesinlikle k›rm›z› de¤il) gösteriyor. Herkes için demokrasi, herkes için eflitli vb. söylemler revizyonizm ve reformizmin en çok kulland›¤› argümanlard›r. Zira ezenle ezilenin ç›karlar›n› bir ve ayn› yerde konumland›rmaya çal›flan ama mümkün olmayan bir çaba içindedir bu düflünce sahipleri. Latin Amerika’da Chavez rüzgarlar› eserken, hatta halklar›n kurtulufl umudu olarak Chavez ve onun yolu gösterilirken Morales’in görüldü¤ü gibi Cha-

vez bile olamayaca¤› aç›kt›r. Konumuz Chavez olmad›¤› için üzerinde burada durmayaca¤›z, ancak Chavez’in de antiemperyalist yada sosyalist yak›flt›rmalar› kesinlikle hak etmedi¤ini belirtelim. Anti-emperyalistli¤i hak etmiyor, zira bir yandan ABD’ye kafa tutarken, en sol söylemlerle anti-ABD’ci yönünü ortaya koyarken, di¤er yandan AB emperyalistleri ile olan iliflkileriyle emperyalizme karfl› bir duruflu olmad›¤›n› göstermektedir. Sosyalistlikten hiç bahsedilemez, zira ülke içinde sosyal adaletsizli¤in derinleflmesi söz konusudur. Ancak yine de Morales, Chavez’in özellikle ABD karfl›s›ndaki duruflunu dahi taklit edemeyecek kadar güçsüz ve uzakt›r. Latin Amerika’daki bu sözde solsosyalist rüzgârla, sadece Latin Amerika halk›n›n de¤il, dünya halklar›n›n bilinçleri buland›r›lmaya, devrimci sosyalist alternatiften uzaklaflt›r›lmaya çal›fl›l›yor. Bu nedenle Chavez türkü söylese, bas›na haber oluyor; ancak örne¤in dünyan›n çat›s›n› k›z›la boyayan, Nepal’de Maoist Halk Savafl› b›rakal›m burjuva medyay› kendine sol yada sosyalist yak›flt›rmas› yapan kesimlerde bile Chavez kadar yer etmiyor. Oysa seçimlerle ülkesine sosyalizmi getirece¤i beklentisiyle halk kitlelerini uyutan ve bugün Latin Amerika’y› etkisi alt›na alan rüzgara karfl›l›k, do¤ru hedefe ulaflmak için halk› bilinçlendirerek devrime katan s›n›f mücadelesi gerçeklere iflaret ediyor. Sonuç olarak; söze bafllarken al›nt› yapt›¤›m›z Lenin’in eserinin A¤ustos 1917 tarihli ilk bask›ya önsözünden yapaca¤›m›z al›nt›yla bitirelim: “Emekçi kitleleri, genelde burjuvazinin, özelde emperyalist burjuvazinin etkisinden kurtarma mücadelesi, ‘devlet’ ile ilgili önyarg›lara karfl› mücadele olmadan olanaks›zd›r.”


30 Aralık 2005-12 Ocak 2006

24

38

“Korku yaratmak istiyorlar, ama baflaramazlar” Devrimci kad›nlara yönelik yap›lan tecavüz iflkencesi Türkiye’de sistematik bir flekilde y›llard›r yap›l›yor. Geçmiflte Gülbahar Gündüz, fieyda Girgin, Asiye Güzel Zeybek gibi pek çok devrimci kad›n›n maruz kald›¤› bu sald›r› bedenden kiflili¤e do¤rultulan bir silah olarak korku ve y›lg›nl›k yaymay› amaçl›yor. Bu sald›r›ya en son maruz kalan ‹kitelli Ekin Sanat Merkezi emekçisi Sevda Ayd›n ile görüfltük.

‹kitelli Ekin Sanat Merkezi çal›flan› iken, sivil polisler taraf›ndan kaç›r›l›p tecavüz iflkencesine maruz kalan isimdi O. Öncesi olmayan bir durum de¤ildi kuflkusuz, sonras›nda ayn›s›n›n tekrarlanabilece¤ini bildi¤imiz gibi… Faflizmin hüküm sürdü¤ü bir co¤rafyada sadece yaflamak bile, karfl›n›za böyle bir durumun ç›kmas› için yeterliyken, muhalif kurumlarda örgütlenmek, sanat›yla, kalemiyle herhangi bir flekilde sisteme karfl› bir cephede bulunmak, devletin gazab›na her an maruz kalabilmek demekti. Mücadele içerisine giren devrimci kad›nlara karfl› taciz ve tecavüz, sistem taraf›ndan y›llardan beri uygulanan bir y›ld›rma, korkutma ve bask› arac› olarak kullan›lmaktad›r. Bu sadece ülkemize özgü bir durum de¤ildir, bilakis bugün ulusal ve sosyal kurtulufl mücadelelerinin verildi¤i pekçok yerde kad›n bedeni savafl›n içinde sald›r›n›n odakland›¤› yerlerden biridir. Kad›n›n bedenine yap›lan sald›r› hem onun kiflili¤ini parçalaman›n, hem de çevresindekilerde “afla¤›lanm›fl” duygusu yaratman›n bir arac›d›r. Dolay›s›yla kad›n “namus”dur, kad›n bedenine yap›lan sald›r› da bu “namusun” ayaklar alt›na al›nmas›d›r. Kad›n bedenine yönelik bu sald›r› sadece sisteme muhalif olan kad›nlara karfl› de¤il, dünyan›n pekçok yerinde pekçok kad›na karfl› uygulanmaktad›r. Sevda Ayd›n’la görüflmemizde ona ilk olarak “devrimci mücadele ile nas›l tan›flt›¤›n›” soruyoruz. Yan›t› “okul dönemlerime dayan›yor diyebilirim asl›nda. Mahalledeki arkadafllar›m›n dinledi¤i Grup Yorum müziklerinden, çeflitli devrimci müzik gruplar›ndan etkilenerek bafllad›m. Daha sonra aile bask›s› nedeniyle evlendim. Nisan’da befl yafl›na girecek bir k›z›m var benim. Alibeyköy’de oturdu¤um dönemde ölüm oruçlar› ve 19 Aral›k patlak vermiflti. Evimizin yak›nlar›ndaki komflumuz Ölüm Orucu savaflç›s›yd›; Kemal Sar›gül. Onlarla ve arkadafllar›yla sohbet ederek tan›flt›m diyebilirim” oldu. Ve anlatmaya devam etti; “19 Aral›k süreci sonras› evden ayr›ld›m, evlili¤imi bitirdim ve bireysel bir yaflant› kurdum kendime. 1 May›slarda, anmalarda Tohum Kültür Merkezi’ne ve Yüz Çiçek Açs›n Kültür Merkezi’ne gidip gelmeye bafllad›m. Okudu¤um kitaplarla daha da bilinçlenmeye bafllad›m. Daha sonra yaflam koflullar›m beni Halkal›’da oturmaya itti. Gazi Mahallesi’nde oturan kardefllerim Gazi Ay›fl›¤› Kültür Merkezi ile tan›flm›fllard›, beni de oraya götürdüler. Bana daha yak›n oldu¤u için ‹kitelli Ay›fl›¤›’na gidip gelmeye

bafllad›m. Dört y›ll›k bir iliflkiden sonra ‹kitelli Ay›fl›¤›’nda çal›flmaya bafllad›m.” Dersimli ‘38 sürgünü olan Kürt bir aileden geliyor Sevda.. Ailenin kaderi Dersim, Sivas Y›ld›zeli, oradan ‹zmir’e sürüklenirken O, evlili¤iyle birlikte ‹stanbul’da bulmufl kendini. Aile bask›s›yla yapt›¤› evlili¤e dönüyoruz tekrar… “1998 y›l›nda evlendirildim. Ailemin feodal bak›fl aç›s›yd› egemen olan. Yabanc› geliyordu evlilik, o sorumlulu¤u kald›r›p kald›ramayaca¤›m› bilmiyordum bile. Anlaflamad›m eflimle. Eflimin ailesinin bask›s› vard› üstümde. Merdivenlerden yuvarland›¤›m› biliyorum, eflimin annesinin att›¤› tekme nedeniyle” diyor. Anlatt›klar› ülkemizdeki pekçok kad›n›n yaflad›¤› yazg›y› ortaya koyuyor asl›nda. Kifliler de¤iflse de ac›n›n rengi ayn› oluyor. Devrimci olmamas› için aileden, sosyal çevresinden herhangi bir bask› görüp görmedi¤ini soruyoruz, bu ülkede kad›nlar›n devrimci olmas› erkeklerden daha zor ne de olsa, çünkü üstlerinde çok yönlü bir bask› var. “Bir k›s›tlama görmedim çünkü ben evliyken evden ayr›ld›¤›m için ailem beni zaten d›fllam›flt›. Eflimden ayr›ld›¤›m, ‘dul bir kad›n’ olarak bir hayat kurdu¤um için ailem bana karfl› cephe alm›flt› zaten. Daha sonras›nda devrimci de¤erleri benimsedi¤im için pek bir bask›s› olamad› ailemin benim üstümde.” “‹lk duvarlar› evlili¤imde y›kt›m, sonra bireysel yaflamda” “‹lk duvarlar› evlili¤imde y›kt›m” diyor, daha sonra ise bireysel yaflam›n duvarlar›n› y›karak kolektife dahil olmufl. Peki ya sonras›nda? Devrimci kurumlarda örgütlenmenin, hangi kurum olursa olsun belli bir bedel gerektirdi¤ini biliyor. Kültür sanat cephesinde örgütlenen devrimci bir kad›n olarak böyle bir bedeli göze alm›fl m›yd›? Neye ba¤l›yordu böyle bir sald›r›y›? “Ben flunu yapt›m da ondan kaynakl› diyemem. Böyle bir sald›r› beklemiyordum aç›kcas›. Yani bas›n aç›klamas›ndan al›n›rken tekme-tokat dövülüyorsun, ama böyle bir sald›r›y› çok düflünmemifltim bana yönelik. Bunu fluna ba¤l›yorum; sistemin y›llardan beri yapt›¤› sald›r›lar ve iflkenceler özellikle yeni insanlara yönelerek y›lg›nl›k ve korku yaratmay› amaçl›yor. Yeni insanlara yönelmelerinin sebebi onlar› çabucak y›ld›racaklar›n›, mücadelenin d›fl›nda b›rakacaklar›n› düflünmeleri” diyor. Pekçok devrimci kad›n için fiziksel iflkenceden daha ürkütücü bir yön içeriyor tecavüz iflkencesi. Kendisi bu sald›r›ya maruz kalm›fl bir devrimci kad›n olarak “Ben kafama silah dayanmas›ndan, copla dövülmekten ya da baflka bir fiziksel iflkenceden farkl› görmüyorum bu durumu. Yani iflkence nas›l yap›l›rsa yap›ls›n iflkencedir. Tecavüzü kullanmalar›n›n nedeni devrimci kad›nlarda daha çabuk tahribat yarataca¤›n› düflünmüfl olmalar›. Yani ben tecavüze u¤rad›ktan önce ya da sonra baflka bir tür iflkence yapmad›lar üzerimde. Çünkü ‘yapaca¤›m›z› yapt›k’ diye düflünüyorlard›. Hedeflenen benim devrim-

ci kiflili¤imdi, devrimci de¤erlerimdi. Ayr›ca ‹kitelli bölgesinde son dönemde olan bir hareketlenme vard›, bu hareketlenmeyi bast›rmak ve korku yaymak istediler diye düflünüyorum” diyor. “‹flkenceciler sonuna kadar teflhir edilmeli” Ülkemizde pekçok kad›n sevgililerinin, kocalar›n›n, akrabalar›n›n, kolluk güçlerinin tecavüz sald›r›s›na u¤rayabiliyor ve uzun y›llar belki de ömür boyu bunu aç›klamaktan utan›yor. Alt›nda ise toplumdan tepki görme, d›fllanma korkusu yat›yor. Kendisi böyle bir kayg› yaflam›fl m›yd›, “nas›l tepki görece¤ini bilememe kayg›s› yaflad›n m›” sorumuza yan›t› “yoldafllar›m›n beni sonuna kadar sahiplenece¤ini biliyordum. Ancak faaliyet yürüttü¤üm bölgede feodal de¤er yarg›lar› oldukça güçlü. Bu beni ‘ne düflünürler’ sorusunu sormaya yöneltti ilk baflta. Ancak sonra bunun do¤ru bir düflünce olmad›¤›n› gördüm. Bunu yapanlar›n sonuna kadar teflhir edilmesi gerekiyor çünkü. Ben biliyorum ki, toplumda evlilik içi tecavüz olsun, akrabalar›n›n ya da güvenlik güçlerinin sald›r›s›na u¤ram›fl kad›nlar var. Bence ortaya ç›ks›nlar ve bunu yapanlar› teflhir etsinler. Utanmas› gerekenler bunu yapanlard›r, bu sald›r›ya maruz kalanlar de¤il.” “Bu ülkede iflkenceciler ne zaman ceza ald›?” Bundan sonras› için neler yap›lmas› düflünülüyor? “Adli T›p’tan rapor al›p, suç duyurusunda bulunduk. Biz de pek bir sonuç ç›kaca¤›n› sanm›yoruz aç›kças›. Sald›rganlar› teflhis için gitti¤imizde bize adli suçlular gösterildi. Oysa biz Terörle Mücadele fiube polislerinin resimlerine bakmak istiyoruz. Buna izin verirler mi bilmiyorum. Ancak bu sald›r›da bulunanlar›n yüzünü net bir flekilde hat›rl›yorum. Teflhis yap›lsa bile devlet cezaland›racak m› ki? fiemdinli’de olay› yapanlar› yüzlerce kifli gördü, hatta suçüstü yapt›. Ne yapt› onlara devlet? ‘‹yi çocuklard›r’ diyerek sahiplendi. Ancak yine de olay›n üstüne gidece¤iz ve peflini b›rakmayarak teflhir edece¤iz sonuna kadar” diyor. Sald›r›n›n ard›ndan pekçok kurum ve kifli gelerek Ayd›n’a destekte bulunmufl. Peki devrimci kamuoyunun konuyu yeterince sahiplendi¤ini düflünüyor mu? “Evet, hemen herkes destek için geldi. Ancak böylesi bir sald›r›da ortak bir tepki örgütlemek önemli, san›r›m biz bunu çok yapam›yoruz” diyor, bundan sonra ortaklafla hareket etmenin koflullar›n› zorlayacaklar›n› belirterek… “Mücadeleye daha s›k› sar›laca¤›m” diyor Ayd›n, yüzlerini ortaya ç›karmaya korkan karanl›k yüzlere karfl›. Güpegündüz bir saatte, kalabal›k bir duraktan kaç›r›lmas›n› “istedi¤imiz yerde size istedi¤imizi yapar›z” mesaj›n›n verilmek istenmesine ba¤l›yor ve ekliyor “istediklerini yaps›nlar, hiçbiri karfl›l›ks›z kalmayacak ve hiçbir bask› arac›n›n gücü devrimcileri y›ld›rmaya yetmeyecek!” (‹stanbul)

Sevda Ayd›n yaln›z de¤ildir! ‹kitelli Ekin Sanat Merkezi’nde çal›flan Sevda Ayd›n’›n, Yusufpafla otobüs dura¤›ndan kaç›r›larak tecavüz iflkencesine maruz kalmas› 14 Aral›k günü ‹HD’de yap›lan aç›klama ile protesto edildi. Aç›klamada Sevda Ayd›n’›n konuflacak durumda olmamas› üzerine, arkadafllar› olay› anlatt›lar. Olay›n 12 Aral›k Pazartesi günü saat 16:00 s›ralar›nda gerçekleflti¤i belirtilerek, kendisine arkadan birisinin seslendi¤ini ve sonra biri taraf›ndan alelacele bir arabaya bindirildi¤ini, arabada kafas›na çuval geçirildi¤ini ve daha sonra bay›lt›ld›¤›n› söyledi. Arkadafl›, Ayd›n’›n Çobançeflme Dura¤›’n›n arkalar›nda bir yere b›rak›ld›¤›n› anlatarak bas›n›n sorular›na geçti. Sorular›n ard›ndan ‹HD’deki aç›klama bitirilirken Sevda Ayd›n’a deste¤e gelenler ‹stiklal Caddesi’nde yap›lacak aç›klama için d›flar› ç›karak devleti teflhir eden sesli ajitasyona bafllad›. Aç›klamay› hazmedemeyen polis, 15 dakika sonra ‹stiklal Caddesi’ne aç›lan sokaklar› tutarak kitleye gözyaflart›c› gaz ve biber gazlar›yla sald›rd›. Sald›r› s›ras›nda 8 kifli gözalt›na a›nd›.Bu s›rada 10 kiflilik bir grubun da Beyo¤lu Karakolu’na tafllarla sald›rd›¤› ö¤renildi. 15 Aral›k’ta Sevda Ayd›n’›n kaç›r›ld›¤› Aksaray Yusufpafla dura¤›nda bir araya gelen çeflitli kad›n örgütleri yap›lan sald›r›y› k›nayarak, Ayd›n’›n yaln›z olmad›¤›n› belirttiler. 17 Aral›k Cuma günü saat 12:00’de yine ‹HD’de aç›klama yapan Ekin ve Ay›fl›¤› Sanat Merkezi çal›flanlar› 14 Aral›k’ta yap›lan sald›r›da baz› arkadafllar›n›n polis taraf›ndan ölümle tehdit edildi¤ini ve birçok arkadafllar›n›n da darp edildi¤ini belirttiler. *** Emekçi Kad›nlar Birli¤i Üyeleride Ankara ve ‹zmirde yapt›klar› eylemlerle Sevda Ayd›na yönelik sald›r›y› protesto ettiler. *** ‹zmir’de ise Sevda Ayd›n’a yönelik sald›r›y› protesto etmek için 14 Aral›k günü saat 12:00’de Ay›fl›¤› Sanat Merkezi taraf›ndan Kemeralt› giriflinde örgütlenen eyleme aralar›nda Partizan’›n da bulundu¤u birçok devrimci demokrat kurum destek verirken polis provokasyon ortam› yaratmaya çal›flt›.


25

38

30 Aralık 2005-12 Ocak 2006

Grup fiiar, ezgileri ile “Y›lmad›k” diyenlerin sesi oldu Yaflam›n tüm alanlar›nda oldu¤u gibi, burjuvazinin yozlaflt›rma çabalar›na karfl›, kültürel cephede de yo¤un, inatç› bir kavgaya tutuflmak gerekir. Faflizme karfl›, onun yaratt›¤› yoz yaflama, yoz kültüre ve yoz insan tipine karfl› mücadele etmekte yakalan›r yaflam›n güzellikleri... Bu mücadelede de devrimci sanat›n çok önemli bir yeri vard›r. Toplumsal gerçeklikte ifadesini bulan devrimci sanat, insanla-gerçek nesnellik aras›ndaki iliflki olarak eylemleriyle devindirici, kendine özgü tarzlar› içinde dünyan›n de¤iflebilece¤ini gösteren ve de¤iflmesine etki sa¤layan bir unsurdur. Bu anlam›yla devrimci sanatç›; sanat› güzelli¤in kavgas›nda, güzelden yana olanlar›n elinde güçlü bir silah haline getirmeyi ve bu sanatsal hazz›, halka tatt›rmay› baflarmak zorundad›r. Burjuva yaflam›n yaratmaya çal›flt›¤› yoz kültürle yo¤rulmufl, yoz insan tipine karfl› halk›n kendi öz kültürünü yaratma ve bu kültürle flekillenen özgür insan› yaratma mücadelesinde bir soluk olan Grup fiiar’›n Aral›k ay› sonunda albümü ç›kacak. Uzun süredir merakla beklenen albüm, bu merak›n be¤eniye dönüflmesi amac›yla yo¤un bir emekle haz›rlanm›fl. Grup fiiar’›n “Y›lmad›k” adl› ilk albümü üzerine grup elemanlar›yla ve albümün stüdyo aflamas›nda emek veren Ömer Avc› ve Atilla Meriç ile bir söylefli yapt›k. - Müzik çal›flmalar›n›za ne zaman bafllad›n›z? Özer (Grup eleman›): 1997 y›l›ndan beri çal›flmalar›m›z› aral›ks›z olarak sürdürüyoruz. ‹lk olarak Avrupa’da her y›l düzenlenen Yeni Demokratik Gençlik Kültür Sanat Festivali’nde sahneye ç›kt›k. Burada birincilik ödülü ald›k. Bu olumluluk kendisini hem müzi¤imizde hem de di¤er çal›flmalar›m›zda gösterdi. Bunun en somut örne¤i de “Y›lmad›k” adl› ilk albümümüzdür. - Grup fiiar’›n müzik anlay›fl›n› biraz açar m›s›n›z? - Kültür sanat anlay›fl›m›z çerçevesinde yürüttü¤ümüz çal›flmalar emperyalizmin var olan sald›r›lar›na karfl› bu cepheden bir durufltur. Esas amac›m›z da devrimci sanat› yaymak ve yayg›nlaflt›rmakt›r. Çünkü devrimci sanat ve kültür yenilikçidir. Grup fiiar, ileriden ve do¤rudan yana olan bir bak›fl aç›s›na sahiptir. Dolay›s›yla bunu kendi sanat ve kültürümüze yans›tmaya çal›fl›yoruz. Yetifl (Grup eleman›): Emperyalizm genel anlamda tüm dünyada ezilen halklara sald›rmaktad›r. Dolay›s›yla bahsedilen kültürel yozlaflma egemen olan kültürün nüveleridir. Amac›m›z, yozlaflt›r›lmaya çal›fl›lan kültüre alternatif olarak halk›n kültürü içerisinde en ileri nüveleri al›p bunu devrimci kültür ve yaflam tarz›yla harmanlay›p Yeni

Demokrasi Kültürü’nü gelifltirip güçlendirmektir. Grubumuzun Yeni Demokrasi Kültürü’nü daha üst boyutta gelifltirip güçlendirme anlam›nda ciddi bir misyonu vard›r. - Albümle ilgili bizi biraz bilgilendirebilir misiniz? Özlem (Grup eleman›): Albüm sürecimiz, Demo ve di¤er çal›flmalarla birlikte ele ald›¤›m›zda uzun vadeli bir çal›flma. Albü-

sald›r›lar birbirinden ba¤›ms›z de¤il. Yaflam›n her karesinde egemenlerin saltanat›n› korumak ve gelifltirmek için dünya halklar›na uygulad›¤› zulmün günden güne artt›¤› ve bu zulme karfl› direncin destans› örneklerinin yafland›¤› günümüzde, kasetimizin ad›n›n “Y›lmad›k” olmas›n›n anlaml› olaca¤›n› düflündük. - Daha önce Türkiye’de konser verdiniz mi?

Sanatç›lar Birli¤i, AT‹K’e ba¤l› tüm federasyonlar. Türkiye’den Tohum Kültür Merkezi, Devrimci Demokratik Sendikal Birlik, Umut Yay›mc›l›k da çal›flmalar›m›zda yine bizlere gereken deste¤i sundular. Kendilerine bir kez de sizlerin arac›l›¤›yla teflekkür etmek istiyoruz. Bu röportaj› yapt›¤›n›z ve sesimizi sizin arac›l›¤›n›zla kitlelere duyurma olana¤› verdi¤iniz için sizlere de teflekkür ederiz.

“Yakalamak istedi¤imiz çizgiyi yakalad›k...” - Sizler de albümün stüdyo aflamas›nda yer ald›n›z. Çal›flmalar›n›zla ilgili ve ortaya ç›kan albümle ilgili neler söyleyeceksiniz? Atilla Meriç: Albümün bafl›ndan beri fazla bir sorun yaflamad›k. Güzel bir çal›flma oldu. Yakalamak istedi¤imiz çizgiyi yakalad›¤›m›z› düflünüyorum. Keman hariç hemen hemen bütün enstürmanlar› gruptaki arkadafllar çal›yor. Fakat bunu profesyonel anlamda ilerletmek için iyi bir bafllang›ç oldu bu albüm. Bu fiiar’›n ilk Grubumuzun Yeni Demokrasi Kültürü’nü albümü. Biz bu albüm de oldu¤u gibi bundan sonraki daha üst boyutta gelifltirip güçlendirme çal›flmalar›nda da arkadaflanlam›nda ciddi bir misyonu vard›r. lara gereken deste¤i sunaca¤›z. Albümde genelde müzik camias›nda birinci s›n›f olarak deÖzlem: Biz grup olarak ilk defa 2004 y›mümüzde dokuz eser ¤erlendirebilece¤imiz müzisyenler çald›. kolektif çal›flmalar›n l›nda Türkiye’ye geldik. Tohum Kültür ürünü olarak bize aittir. Üç tane anonim eser Merkezi’nin NATO Zirvesi’ne karfl› yapm›fl “Albümün ço¤unlukla bulunmakta olup bunlardan birisi sanatç› oldu¤u bir organizasyonda yer ald›k. Daha kendi jüretimlerinden dostumuz Kaz›m Koyuncu’nun an›s›na sonra gruba yönelik taleplerin yo¤un olduoluflmas› en önemli seslendirdi¤imiz “Ka tun mita xendasoç” ¤unu gördük. Munzur Festivali’ne davet edildik. Ve ayn› y›l Munzur Festivali’ne de adl› Hemflin halk türküsüdür. olumluluktur” Eylem (Grup eleman›): Albümümüzde kat›ld›k. Çok güzel tepkiler ald›k. Ömer Avc›: Asl›nda müzi¤in teknik boBu y›l da yine Tohum Kültür Merke- yutu sorunun daha sonraki aflamas›d›r. ÇünÇiçekli çat›flmas›na da yer verdik. Çünkü Çiçekli’nin önemi üzerine durmak gerekti- zi’nin organize etti¤i iki geceye kat›ld›k. En kü müzik dedi¤inde insanlar›n kendi hisset¤ini düflündük. Dersim’de yo¤un operas- son DDSB’nin iflçilerle dayan›flma gece- tiklerini temsil etmeleri ve d›flar›ya sunmayonlar›n sonucunda çat›flmalarda devrimci- sinde konser verdik. Ayr›ca Bursa’da Tun- lar› alg›lanmal›. Bu genelde kar›flt›r›l›yor. ler katlediliyor. Türkiye’deki s›n›f mücade- celililer Derne¤i’nin gecesinde ve yine ‹flin teknik boyutu ön plana ç›kar›l›yor. lesi, içinde bulundu¤umuz süreçte önemi es YDG’nin organize etti¤i Gençlik KonferanBurada Grup fiiar elemanlar›n›n en geçilemeyecek bedellere, yan›s›ra direniflle- s›’nda dinleti verece¤iz. önemli özelli¤i tamam›yla kendi ruhlar›yla - Son olarak gazetemiz arac›l›¤›yla kit- içlerinden gelen müzi¤i yapm›fl olmalar›d›r. re tan›kl›k etmektedir. Bu eserin bafl›nda okunan fliir de Çiçekli’de flehit düflen Afl- lelere vermek istedi¤iniz mesaj var m›? Albümün ço¤unlukla kendi üretimlerinden Yetifl: Uzun süreli ve devam›n› mutlaka oluflmas› en önemli olumluluklar›ndan birik›n Günel’in kendi sesinden al›nm›flt›r. Grup fiiar’›n albüm ç›karmas› yurt d›- getirece¤imizi düflündü¤ümüz bir emek sar- si. fl›nda çal›flmalar›n› sürdüren di¤er devrimci fettik. Düflüncelerimizi ve misyonumuzu Ben albümün düzenlemesini yapt›m. gruplara da çok büyük motivasyon olacak- oynama temelinde mümkün oldu¤u ka- Asl›nda düzenleme nedir biraz da onu açdar›yla Türkiye ve Türkiye Kürdista- mak gerekiyor. Albümün bafl›ndan sonuna t›r. n›’nda yaflayan Türk, Kürt ve çeflitli mil- kadar hangi enstürman›n kullan›laca¤›n›, se- Neden “Y›lmad›k”? Özer: Dünya ve ülkemizin her metreka- liyetlerden emekçi halk›m›za hitap etme- çilen repertuar›n hangi enstürmanlarla sesresinde zulüm ve direnifl iç içe yaflanmakta. ye çal›flt›k. Bunu da insanlara kavratabil- lendirilece¤ini, solistlerin nas›l okuyaca¤›n› Biz bunun birçok boyutunu ifllemeye çal›fl- mek için bestelerimizi kendi dillerinde ses- ve teknik ayr›nt›lar›na kadar düzenlemenin t›k. Filistin’deki ‹ntifaday›, Irak’ta emperya- lendirdik. Gazeteniz üzerinden halk›m›za içine giriyor. Asl›nda Türkiye’deki gruplar› lizmin iflgaline karfl› savaflanlar›, Kürt halk›- söyleyecek bir fley varsa o da flu: bu çal›fl- düflündü¤ümüzde pek baflar›l› bir tabloyla n›n isyan›n›, hapishanelerde tecride karfl› di- man›n daha da gelifltirilip güçlendirilmesi karfl›laflm›yoruz. Bu anlamda baflar›l› olan renenleri ifllemeye çal›flt›k. Ve tabi ki Der- için kitlelerin yap›c› elefltirilerini ve deste¤i- grubun say›s› azd›r. fiiar da bunlardan birisisim’de hem geçen y›llar hem bu y›l devrim- ni bekliyoruz. Çünkü ancak böyle ileri do¤- dir. Grup fiiar kendi müzi¤ini kendisi yapcilere yönelik gerçeklefltirilen katliamlar› ve ru ad›m atabilir ve bu ad›mlar› süreklileflti- mas› gereken bir grup. Ki bu k›smen de öybu katliamlar karfl›s›nda devrimci iradenin rebiliriz. le. Her müzisyenin, her grubun mutlaka ekÖzer: Albüm noktas›nda bir dizi kuru- si¤i vard›r. Ama Grup fiiar’a genel olarak teslim al›namazl›¤›n› notalar›m›zla dillendirmeye çal›flt›k. Kuflkusuz ki, yaflanan bu mun deste¤ini ald›k. AT‹K, YDG, Demokrat bakt›¤›m›zda baflar›l› diyebiliriz. (‹stanbul)


26

30 Aralık 2005-12 Ocak 2006

Şeyh Bedreddin: Feodalizm ve gericilik çağında bir isyancı...

fieyh Bedreddin, isyan denilince ülkemiz halk›n›n akl›ndan ilk geçen, ilk örnek verilenlerden bir isimdir. fieyh Bedreddin, içinde bulundu¤u ça¤a ra¤men isyan›n ve ileri ç›k›fl›n, karfl› koyuflun ad›d›r. Osmanl› zulmüne karfl› gelen ve bu karfl› ç›kmay› da farkl› dillerden, farkl› uluslar› birlefltirerek yapan Bedreddin, Osmanl› zalimleri taraf›ndan 1420 y›l›nda Serez Çarfl›s›’nda as›ld›. Onu; resmi tarih, iktidar için baflkald›ran bir isyanc›, Anadolu halk› ise Dede Sultan nam›yla birlikte bir kahraman olarak tan›mlad›. fiair Naz›m Hikmet, O’nu unutulmaz dizeleriyle Anadolu halk›n›n yüre¤ine, bugününe ve yar›n›na yazd›. fiEYH BEDREDD‹N K‹MD‹R? Simavnal› fieyh Bedreddin, 1420 tarihinde do¤mufltur. Gerek Türkiye devrim tarihinin, gerekse dünya sosyal devrim tarihinin en ilgi çekici, en büyük kahramanlar›ndan biridir. 600 y›l öncesinde adalet ve eflitlik özlemiyle yola ç›kan Bedreddin, düflünce ile davran›fllar›n› birlefltiren büyük bir kiflidir. Düflüncelerini “Varidat” ve “Teshil” isimli kitaplar›nda yaz›l› hale getirmifltir. fieyh Bedreddin gençli¤inde uzun seneler M›s›r’da; f›k›h, kelâm gibi zaman›n›n ilimlerini tahsil etmifltir. O dönemde halk›n yaflam›na bakt›¤m›zda tüm görevinin Osmanl›’ya vergi vermek ya da yeni toprak kazan›mlar› için dur durak bilmeden devam eden savafllara çocuklar›n› göndermek orduyu beslemektir. Osmanl› Devleti, Padiflah

ve flürekas› taraf›ndan yönetilir; padiflah›n soyca yak›nlar› olanlar; sultan, han, hünkâr ve hünkâr beyleri vb. adlarla ülkenin verimli topraklar›n› aralar›nda paylafl›p, topraks›z köylüleri köle gibi çal›flt›r›rlard›. Bu köylüler savafllarda da asker olurlard›. Buna karfl›l›k fieyh Bedreddin ve müritleri; halk›n aras›na kar›fl›yor, topraklar›n onu iflleyen, ona al›nterini kar›flt›ranlar›n oldu¤unu, insanlar›n kardeflli¤›ni ö¤ütlüyorlard›. fieyh Bedrettin bir ortaça¤ köylü sosyalizmini ortaya koymufltu. Bu konudaki görüflleriyle, kendinden iki as›r sonra gelecek olan ütopik (hayalî) sosyalizmin kurucusu Thomas Moore’dan daha ileri görüfllü ve gerçekçiydi. Y›ld›r›m Beyaz›t o¤ullar› aras›ndaki taht kavgalar› sonunda; Sultan Mehmet di¤er kardefllerini yenerek tahta ç›km›flt›. ‹leri görüfllü bir kimse olan kardefli Musa Çelebi ise fieyh Bedrettin’den yanayd›. Sultan Mehmet; Musa Çelebi’yi de yenerek fieyh Bedrettin’i ‹znik kasabas›na sürgün gönderdi. fieyh burada bofl durmay›p; en sad›k adamlar›ndan Börklüce Mustafa ve Torlak Kemal’i halk› örgütlemeleri için Ayd›n ve Manisa dolaylar›na yollad›... Ayd›n’a, oradan Karaburun dolaylar›na giden Börklüce Mustafa, köylülerle iliflki kurdu ve görüfllerini kabul ettirdi. Bölgedeki H›ristiyan halkla da dostluk kurdu. Ve bir k›s›m topraklardan a¤a-bey tak›m›n› atarak, topra¤› hep beraber ifllemeye, sosyal adaleti uygulamaya, kardeflçe yaflamaya bafllad›lar. Durumdan endiflelenen Sultan Mehmet, Saruhan (flimdiki Manisa) valisini üzerlerine gönderdi. Örgütlenmifl köylüler Valinin kuvvetlerini Karaburun’un dar geçitlerinde tepelediler. Bu s›rada fieyh Bedreddin ‹znik’ten kaçarak Bulgaristan’›n Deliorman bölgesine gitmiflti. Börklüce Mustafa’n›n çok güçlü oldu¤unu ö¤renen Sultan Mehmet bu sefer de Sultan Murad’› büyük bir kuvvetle üzerlerine gönderdi. Zaten bunu bekleyen Börklüce kuvvetleri “düflman ordusuna on bin balta gibi dald›.” Kahramanca çarp›flt›lar. 8 bini öldü. Di¤erleri esir edildiler. Yenilen bu devrimcileri, Ayaslu¤ flehrine götürüp boyunlar›n› vurdurdular. Börklüce Mustafa’y› da kollar›ndan bir deveye ba¤layarak çarm›ha gerdiler. Birçok flehirlerde gezdirerek teflhir ettiler. Manisa dolaylar›ndaki Torlak Kemal de ayn› ak›bete u¤rat›ld›. Bu s›rada Deliorman’da Bedred-

38 … Bakt›. Bedreddin yi¤itleri kayalardan ufka bakt›lar. Gitgide yaklafl›yordu bu topra¤›n sonu fermanl› bir ölüm kuflunun kanatlar›yla. Oysa ki onlar bu topra¤›, bu kayalardan bakanlar, onu, üzümü, inciri, nar›, tüyleri baldan sar›, sütleri baldan koyu davarlar›, ince belli, aslan yeleli atlar›yla duvars›z ve s›n›rs›z bir kardefl sofras› gibi açm›flt›lar. … S›cakt›. Bulutlar doluydular. Nerdeyse tatl› bir söz gibi ilk damla düflecekti yere. Birden- bire kayalardan dökülür gökten ya¤ar yerden biter gibi, bu topra¤›n verdi¤i en son eser gibi Bedreddin yi¤itleri flehzade ordusunun karfl›s›na ç›kt›lar. Dikiflsiz ak libasl› bafl aç›k yal›nayak ve yal›n k›l›çt›lar. Mübalâ¤a cenk olundu. Ayd›n’›n Türk köylüleri, Sak›zl› Rum gemiciler, Yahudi esnaflar›, on bin mülhid yoldafl› Börklüce Mustafa’n›n düflman orman›na on bin balta gibi dald›. Bayraklar› al, yeflil, kalkanlar› kakma, tolgas› tunç saflar pâre pâre edildi ama, boflanan ya¤mur içinde gün iner-

ken akflama on binler iki bin kald›. Hep bir a¤›zdan türkü söyleyip hep beraber sulardan çekmek a¤›, demiri oya gibi iflleyip hep beraber, hep beraber sürebilmek topra¤›, ball› incirleri hep beraber yiyebilmek, yârin yana¤›ndan gayr› her fleyde her yerde hep beraber! diyebilmek için on binler verdi sekiz binini.. Yenildiler. Yenenler, yenilenlerin dikiflsiz, ak gömle¤inde sildiler k›l›çlar›n›n kan›n›. Ve hep beraber söylenen bir türkü gibi hep beraber kardefl elleriyle ifllenen toprak Edirne saray›nda dam›zlanm›fl atlar›n eflildi nallar›yla. Tarihsel, sosyal, ekonomik flartlar›n zarurî neticesi bu! deme, bilirim! O dedi¤in nesnenin önünde kafamla e¤ilirim. Ama bu yürek o, bu dilden anlamaz pek. O, “hey gidi kambur felek, hey gidi kahbe devran hey,” der. Ve teker teker, bir an içinde, omuzlar›nda dilim dilim k›rbaç izleri, yüzleri kan içinde geçer ç›plak ayaklar›yla yüre¤ime basarak geçer Ayd›n ellerinden Karaburun ma¤lûplar›… Naz›m Hikmet Ran

din’in etraf›nda birçok halk toplanm›flt›. Örgütlenmek üzereydiler. Bunu duyan Sultan Mehmet adamlar›ndan baz›lar›n› Bedreddin’in yan›na göndererek, onun müritli¤ine geçmelerini söyledi. Asl›nda bunlar birer ajand›. Ve f›rsat›n› kollayarak Bedreddin’i çad›r›nda bast›r›p ba¤lad›lar. Serez flehrindeki Sultan Mehmet’in yan›na götürdüler. Öldürülmesine fetva ç›kart›p Serez çarfl›s›nda bir a¤aca ast›lar. K›saca bu flekilde özetlenebilecek gibi gözükse de Bedreddin’in 600 y›l öncesinden bizlere verdi¤i mesaj oldukça önemli ve etkileyicidir. Ümmetçili¤in ve feodalizmin hüküm sürdü¤ü Osmanl›’da kalk›p yoksullar›n eflitli¤ini savunmak ve özel mülkiyete karfl› ç›kmak, sadece söylemekle kalmay›p bafl›na gelecekleri en bafltan bile bile bu

yola bafl koymak, yüzy›llar öncesinden gelece¤i görebilmek hem halka derin bir ba¤l›l›k ve sevgi hem de onun bilgeli¤inin, bilgi birikiminin bir ürünüdür. Bedrettin’in sorgulay›c› düflünce tarz›, içinden bulundu¤u koflullardan s›yr›l›p çok daha sonras›n› görebilme yetisini kazand›rm›flt›r ona. Onun etkileyici yaflam› üzerine ne çok söz söylenebilir, onu en güzel anlatan kitaplardan biri de Sovyet yazar Radi Fifl’in yazd›¤› “Ben de halimce Bedreddinem” adl› tarihi romand›r. fieyh Bedreddin’in, Börklüce Mustafa’n›n ve Torlak Kemal’in onlar›n rehberli¤inde ölümü, idealleri u¤runa ölümü göze alanlar›n bize b›rakt›klar› mesaj, mücadele edenler ölse de mücadelenin sürüp gidece¤ini görmektir, mücadelenin süreklili¤ini kavramakt›r.


27

38

Artvin Borçka flehitleri

K›fl için bar›nak haz›rl›klar› yapan T‹KKO gerillalar› Nilüfer Atav’›n nöbette oldu¤u birgün, düflman›n yo¤un kuflatmas›n› farkedip, hemen mevzilenerek çat›flmaya bafllarlar. Ans›z›n neye u¤rad›¤›n› anlayamayan düflman güçleri, di¤er Partizanlar›n da mevzilenip sald›rmas›yla panikleyerek geri püskürtülür. Bu durumdan yararlanan gerilla, çat›flma bölgesini terkeder. Birli¤in sa¤l›kl› bir flekilde çekilmesini Nilüfer Atav mevzilendi¤i yerden düflman› sürekle kurflun ya¤muruna tutarak sa¤lam›flt›r. Bu çat›flmada birli¤inden ayr› düflen Nilüfer Atav ve Adem Asal gerilla birli¤iyle iliflkiye geçmek için hiç zaman kaybetmezler. Bunun için tüm kanal ve olanaklar› kullan›rlar ancak 3 Ocak 1994 tarihinde Artvin’in Borçka ilçesine ba¤l› U¤ur Köyü’nde düflman güçleriyle tekrar karfl›lafl›rlar. Ç›kan çat›flmada Nilüfer Atav flehit düflerken, Adem Asal yaral› olarak tutsak düfler ve 9 Ocak 1994’te iflkencede katledilir. Nilüfer Atav (Serda), 1970 Yozgat do¤umludur. Devrimci düflüncelerle daha çocuk yaflta tan›flt›. Yafl› ilerledikçe bilgisini art›rarak TKP/ML’nin düflüncelerini benimsedi. Güleryüzlülü¤ü ve s›cakl›¤› ile gerek yoldafllar› gerekse di¤er devrimci çevrelerle iyi iliflkiler kurdu. Bulundu¤u ilde Ankara’da demokratik kitle örgütlerinin faaliyetlerinde bulundu. Devrime ve halk›n davas›na daha fazla katk› sa¤lamak için yüre¤i gerillaya kat›lma iste¤i ile dolup tafl›yordu. Ekim 1993’te büGÜN’DE DÜN…

1 Ocak 1959. Küba'da devrimin zaferi. Diktatör Fulgenico Batista yeni y›l›n ilk saatlerinde Havana'dan kaçt›. Camilo Cienfuegos ve Che Guevara ön-

yük bir coflkuyla gerilla içerisindeki yerini ald›. fiehit düflene kadar kararl› ve ilkeli tav›rlar›yla örnek bir gerilla oldu. Adem Asal (Haflim), 1967 Ardahan Hanak Yalç›l› köyü do¤umludur. TKP/ML’nin düflünceleriyle Sivas Cumhuriyet Üniversitesi’nde ö¤renciyken tan›flt›. Üniversite eylemlerinde, korsan eylemlerinde aktif bir kat›l›mc› oldu. 1990 y›l› Nisan ay›nda TMLGB’ye yap›lan

"Bir mermi de benden aslan›m, Bir mermi de benden. Bir mermi de benden zafer toplar› Mukaddes namlular! Daha gelmesin mi bahar, Daha gülmesin mi a¤layanlar? Y›llard›r kan içinde, sarg› içinde Unuttunuz mu Sevmesini, flakalaflmas›n›? Çekik gözlüler, K›v›rc›k saçl›lar, ablak yüzlüler! Küller mi saz beniz etti sizi Yabani güller, dost bak›fllar, otlu çiçekler! Ve sizler: Adana, Aras pamu¤u kadar Sevdi¤im yüzler! … fiimdi göz ayd›n etme zaman›d›r. Yeni bir dünya do¤uyor. fiorul florul giden kan pahas›. Müjdeler, müjdeler olsun derli¤indeki gerilla kollar› Havana'ya girmeye bafllad›. Bütün Küba'da iflçiler ve köylüler Fidel Castro'nun ça¤r›s›na uyarak genel greve bafllad›. 1971. Zonguldak’ta ücretleri ödenmeyen 600 maden iflçisi ocaklara inmedi. 1987. Çin’in Tiananmen Meydan›’nda on binlerce ö¤rencinin kat›ld›¤› büyük bir gösteri düzenlendi. 2 Ocak 1962. ‹stanbul’da liman iflçileri greve bafllad›. ‹flçiler, iflverenleri Denizcilik Bankas›’n›n ifl sözleflmesini bozmas› üzerine ifllerini b›rakt›lar. 4 Ocak 1991. Grevleri 36. gününü dolduran binlerce maden iflçisi Zongul-

operasyonlarda gözalt›na al›nd›. Hapishane yaflam› onun azmini dahada art›rd›. Irak Kürdistan›’nda yap›lan katliam› protesto eyleminde gözalt›na al›narak iflkenceli sorgulardan geçirildi ve bu iflkencelerden bafl› dik ç›kt›. 1992 y›l›nda tekrar gözalt›na al›nd›¤›nda ayn› bafle¤mez tavr›ndan vazgeçmedi. Tutuklanarak Kayseri Zindan›’na götürüldü. Bir ay sonra 10 yoldafl›yla birlikte Kayseri Zindan›n› parçalayarak firar etti. Da¤lar›n Haflim’i oldu¤unda coflkusunu ve kararl›l›¤›n› y›lmadan halk›na tafl›d›. Yaflam› boyunca defalarca gösterdi¤i iflkencede direnme gelene¤ini yaral› ele geçirildi¤inde de gösterdi ve bu son iflkencede katledildi. Onlar Karadeniz’in koyu yeflile bürünmüfl da¤ doruklar›ndan ›ss›z patikalarla umudun halka tafl›y›c›s› oldular. Bu u¤urda yaflad›lar, bu u¤urda dövüfltüler ve bu u¤urda çarp›flarak kucaklad›lar ölümü öyle tereddütsüz… Maçaheli’nin çok sesli türkülerinde, kemençenin sesinde, çay›n yapra¤›nda onlardan izler var flimdi…fiairin dedi¤i gibi “ölü mü denir flimdi onlara?”

Yeni bir dünya do¤uyor Zincir seslerinden Verem basillerinden uzakta… … Büyük ölülerini ba¤r›na bas›p Yaral› insanlar›m›z Kahramanlar›m›z konufluyor: "Benim olsun, senin olsun, bizim olsun, Hani kardefllerimiz vard› ya Bu dünyada. -K›zkardefllerimiz, annelerimiz , flairlerimizDomdom kurflunuyla vursalar da Herzaman böyle dö¤üflece¤iz: G›rtlak g›rtla¤a, difl difle, tank tanka Demokrasi için, eflitlik ve hürlük u¤runa" Bir mermi de benden aslan›m, bir mermi de benden Bir mermi de benden zafer toplar›, mübarek namlular! Enver Gökçe dak’tan Ankara’ya yürüyüfle geçti. 6 Ocak 1969. Ortado¤u Teknik Üniversitesi’ni (ODTÜ) ziyaret eden Amerikan Büyükelçisi Robert Kommer’in makam otomobili ö¤renciler taraf›ndan yak›ld›. 7 Ocak 1963. Cibali Tütün Fabrikas›’nda 3500 iflçi yemek boykotu yapt›. 9 Ocak 1905. Moskova’oa K›fll›k Saray’a yürüyen iflçilerin üzerine atefl aç›ld›. 1996. Evrensel gazetesi muhabiri Metin Göktepe Ümraniye Hapishanesinde katledilenlerin cenaze töreninde polis taraf›ndan gözalt›na al›narak öldürüldü.

30 Aralık 2005-12 Ocak 2006 Kavgada ölümsüzleflenler... Mevlüt Ç›nar: TKP/ML T‹KKO savaflç›s› olan Mevlüt Ç›nar 9 Ocak 1980 tarihinde‹stanbul’da çat›flmada flehit düfltü. Mevlüt Ç›nar Haydar Do¤an: 1958 do¤umlu olan Nedim kod adl› Haydar Do¤an küçük yafll a r d a TKP/ML’nin düflünceleri ile tan›flt›. Askeri alanda birçok Haydar Do¤an görev alan Do¤an, Ulafl Bardakç›’n›n katili az›l› faflist U¤ur Gür’ün cezaland›r›lmas› eyleminde ç›kan çat›flmada 10 Ocak 1991 tarihinde ‹stanbul’da flehit düfltü. Orhan Keskin: Devrimci Yol Diyarbak›r ‹l Komitesi içerisinde yer alan Orhan Keskin, 1980 May›s’›nda polisle girdi¤i silahl› çat›flmada yaral› olarak tutsak düfltü. Hapishanede 14 Ocak 1984’te bafllatt›¤› ÖO’nun 48. gününde 3 Mart 1984’te flehit düfltü. Ümraniye Katliam›: 4 Ocak 1994 tarihinde Ümraniye Hapishanesi’ne operasyon düzenleyen devlet Abdülmecit Seçkin, R›za Boybafl, Gültekin Beyhan ve Orhan Özen adl› DHKP/C tutsaklar›n› demir kalaslar ve sopalarla döverek katletti. Gültekin Koç: F Tipi hapishaneleri protesto etmek için ‹stanbul fiiflli’de yapt›¤› feda eyleminde 3 Ocak 2001’oe flehit düfltü. ÖO fiehitleri: Ali Çamyar: 2 Ocak 2002 (T‹KB) Zeynel Karatafl: 5 Ocak 2002 TKP(ML) Lale Çolak: 8 Ocak 2002 (T‹KB) 11 Ocak 1929. Sovyetler Birli¤i’nde çal›flma süresi 7 saate indirildi. 1969. Singer Fabrikas›’nda polis iflçilere sald›rd›. 10 Ocak’ta fabrikay› eden iflçilere ertesi gün sald›ran polis 14 iflçiyi yaralarken 9 poliste iflçilerin direnifli sonucu yaraland›. 1973. ‹stanbul Türk Demirdöküm fabrikalar›nda 99 gün süren grev sona erdi. 1996. Evrensel gazetesi muhabiri Metin Göktepe, binlerce kiflinin kat›ld›¤› bir törenle topra¤a verildi. 12 Ocak 1988. Tek tip elbise giymeyen tutuklu ve hükümlülerin ziyaretçileriyle görüflmesi engellendi.


30Aralık 2005-12 Ocak 2006

28

38

Karfl› devrimin sald›r›lar›n›, kitlelere dayanarak ve devrimci yarat›c›l›¤›m›z ile alt edelim! Söz konusu olan s›n›f mücadelesi boyunca devrimciler, var olan ilkelerine sar›ld›klar› oranda düflman sald›r›lar›ndan yara almadan ç›kabilmifllerdir. Geliflen s›n›f savafl›m› süreci ve yo¤unlaflan çat›flmalardan dolay› var olan ilkeler “yarat›c›” bir tarzda gelifltirildiklerinde yaralanma bir kenara kazançla ç›k›labilir. Devrim mücadelesi, karmafl›k, zor ama bu karmafl›kl›k ve zorlu¤a karfl› paradoks yaratmayacak derecede de basit ve gereklidir. Bu savaflta s›n›flar›n konumlan›fl› ve özellikle de egemenlerin kendi hakimiyet sürelerini uzatma gayretleri birçok “detay›” kendi içinde bar›nd›r›r. Bu detaylardan bir tanesi de teknolojik geliflmelerdir. Teknoloji gelifltikçe egemenler bu geliflmeleri kendi ç›karlar›na ve amaçlar›na uygun kullanma yollar›n› da geniflletirler. Buna karfl›n devrim cephesi de bu geliflen teknolojiyi devrim lehine kullanman›n yolunu buluyor ya da yarat›yor. Günümüzde ve önümüzdeki uzun bir süreçte, teknolojik zekân›n insan zekâs›yla yar›flabilecek bir yarat›c›l›¤a ulaflmas› mümkün görünmüyor. Burada ortaya ç›kan olgu, tüm devrim sürecinde oldu¤u gibi “insan faktörü” olarak beliriyor. Ve beliren bu faktörde “yarat›c›l›k” kavram› belirleyicidir. Söz konusu olan s›n›f mücadelesi boyunca devrimciler, var olan ilkelerine sar›ld›klar› oranda düflman sald›r›lar›ndan yara almadan ç›kabilmifllerdir. Geliflen s›n›f savafl›m› süreci ve yo¤unlaflan çat›flmalardan dolay› var olan ilkeler “yarat›c›” bir tarzda gelifltirildiklerinde yaralanma bir kenara kazançla ç›k›labilir. Tüm spekülasyonlar› bir kenara b›rakarak “11 Eylül” sald›r›lar›na bir göz atal›m. Bu sald›r›lar esnas›nda ortaya flöyle bir gerçeklik ç›kt›: Tüm arama, tarama, X Ray cihazlar›, kontroller, güvenlik güçlerine, geliflmifl teknolojik cihazlara ra¤men kaç›r›lan ve “molotof kokteyl” gibi kullan›lan uçaklar!.. Ve uçak kaç›rma arac› olarak da kullan›lan maket b›ça¤›!.. Tüm bunlar ortaya tek bir faktörü, yarat›c›l›¤›yla “insan” faktörünü ç›kar›yor. Ve tabi bir de “istemek” fiilini. “fiark› söylemek için önce a¤z›n›z› açmal›s›n›z. Bir çift ci¤eriniz, biraz da müzik bilginiz olmal›. Bir akardeon ya da gitar flart de¤il. Önemli olan istemek flark› söylemeyi. Bu bir flark› öyleyse. fiark› söylüyorum” diyor Henry Miller. Yaflad›¤›m›z co¤rafyada komprador patron a¤a devleti var olan devrim mücadelesini bo¤abilmek, hiç de¤ilse kendi kontrolü alt›na alabilmek ya da devrim mücadelesini kabul edi-

lebilir bir düzeye çekebilmek için yo¤un çaba sarf ediyor. Ülkedeki egemenler emperyalist laboratuvarlarda üretilen, gelifltiren strateji ve taktikleri hayata geçirmeye çal›fl›yorlar. Bunun için de epeyce yüklü bir miktarda mali kaynak aktar›yorlar. 7 Temmuz 2005’de Londra’da bombalar patlad›. Kald› ki Londra, 1996 y›l›ndan itibaren yerlefltirilen 28 bin kamera ile 24 saat gözleniyordu. Bu kameralar›n yerlefltirilmesinin amac›n› ‹ngiliz egemenleri 1990’l› y›llar›n bafllar›nda t›rman›fla geçen çeflitli suçlar› önlemek olarak aç›kl›yorlard›. T›rman›fla geçen suçlar olarak da “adli” vakalar gösteriliyordu. IRA’dan ve IRA’n›n bombalar›ndan hiç bahsedilmiyordu. Bugün ülkemizde ‹ngiltere’deki kamera sisteminin bir benzeri olan MOBESE (Mobil Elektronik Sistem Entegrasyonu) hayata geçiriliyor. MOBESE’nin ne oldu¤unu 26 A¤ustos-8 Eylül 2005 tarihli say›m›zda “Gerçek Suçlu Sistemdir” bafll›kl› yaz›m›zda ele alm›flt›k. MOBESE’nin niye oluflturuldu¤u, as›l hedefinin kimler oldu¤u bizler aç›s›ndan berrak bir flekilde ortada duruyor. Tüm aldatmacalara, yan›ltmalara karfl›n as›l hedefin devrimciler-komünistler oldu¤u da net. Bu yaz›m›zda MOBESE’nin teknik detaylar›na de¤inece¤iz. Bunu yapmadaki amac›m›z “devrimci yarat›c›l›k” çal›flmalar›nda belli noktalarda kaynak oluflturmakt›r. Nelerden olufluyordu MOBESE hat›rlayal›m: Komuta Kontrol Merkezi, Araç Takip Sistemi, Mobil Araç Sorgulama Sistemi, Mobil-Karakol Ünitesi, Kar›nca Evrak Transfer Sistemi, Nezarethane ‹yilefltirme ve Kontrol Sistemi, Bölge Görüntüleme Sistemi, Plaka Alg›lama Sistemi (P.A.S.), Muhtarl›k Otomasyon Sistemi (M.O.S.), Asayifl Otomasyon Sistemi, Mobil Operasyon Yönetim Merkezi, ‹stanbul Emniyet Müdürlü¤ü Bilgisayar A¤› (‹EMNET). Birçok bileflenden oluflan MOBESE’nin tüm bölümleri bizleri ilgilendirse ve de “yarat›c›l›¤›m›zdan” gereken ilgiyi görmesi gerekse de bizim

için öncelikli olan k›s›mlar›na k›sa k›sa de¤inmemiz flu an için yeterli görünüyor; Muhtarl›k Otomasyon Sistemi (MOS) Tüm MOBESE ile ilgili yaz›lan yaz›lar içerisinde en geri planda tutulsa, devrimciler ve komünistler aç›s›ndan yeterince ilgiyi çekmese de karfl› devrim aç›s›ndan önemli bir hamle olarak orta yerde duruyor. Burada hemen Zeytinburnu’ndaki bir evde meydana gelen patlama sonras› ‹stanbul Emniyet Müdürlü¤ü’nün aç›klamalar›n› hat›rlayal›m. Ve 3 Ekim günü yine ‹stanbul’da bir iflyerinde “bomba imal ederken” meydana (Emniyet Müdürlü¤ü’nün aç›klamas›) gelen patlama sonucu Emniyet Müdürlü¤ü’nden yap›lan aç›klamay› hat›rlayal›m. Emniyet Müdürlü¤ü ev sahiplerini uyar›yor ve dikkatli olmaya ça¤›r›yordu. Nedir MOS? MOBESE’nin bir parças› oldu¤unu biliyoruz. ‹stanbul’daki 1700 muhtarl›k bir webcam ve ADSL internet ba¤lant› sistemi ile MOBESE’ye ba¤lanacak. Böylelikle Emniyet Müdürlü¤ü muhtarl›klardaki tüm bilgilere çok çabuk bir flekilde ulaflacak. Bunun için u¤raflmas›na bile gerek kalmayacak, çünkü bu bilgiler ayn› zamanda emniyetin bilgisayarlar›nda da bulunabilecek hale getirilecek. Hem de evlerde oturanlar›n resimleri ile birlikte. Yüz tan›mlama sistemi ile birleflince bunun “sahte kimlikle” ev tutma ihtimalini ortadan kald›rmaya yönelik bir çal›flma oldu¤u ortaya ç›k›yor. Ve çeflitli nedenlerle “arad›¤›” kiflilere ulaflman›n bir yolu olarak görüyor. Ayr›ca Komuta Kontrol Merkezi’ndeki ‹stanbul’un 12’ye bölünmüfl elektronik haritas›nda hangi evin üstüne t›klan›rsa o evde oturanlar›n listesi belirecek. Muhtarl›¤a nüfus cüzdan› örne¤i ya da ikametgah ilmuhaberi almaya m› gittiniz? Bu webcam ile tüm görüntüler ve bilgiler MOBESE’ye aktar›lacak. Bu sistemin karfl› devrim güçleri aç›s›ndan önemi ortada: Herkesi ç›k›fl noktalar›nda kontrol alt›nda tutmay› hedeflemektedir.


29

38 Bölge Görüntüleme Sistemi (BGS) Bas›nda ve devrimciler aras›nda en çok bahsi geçen, en popüler parças›n› oluflturmaktad›r sistemin. Bu sistemde 360 derece dönebilen ve güçlü zomlama (yak›nlaflt›rma) yetene¤i bulunan kameralar sistemi bulunmaktad›r. fiu an kimi rakamlara göre 350 kimi rakamlara göre 550 adet kamera ‹stanbul’un çeflitli semtlerine yerlefltirilmifl durumdad›r. Yak›nda bu say›n›n binlere ç›kar›laca¤› dile getirilmektedir. Ayr›ca merkezden yönlendirilebilme özellikleri de bulunuyor bu kameralar›n. Tek bafl›na bak›ld›¤›nda birçok kifliye bir anlam ifade etmeyebilir. Fakat yüz tan›mlama sistemi ile birlikte düflünüldü¤ünde huzur kaç›ran bir durum ortaya ç›kmaktad›r. Yüz tan›ma sistemi, daha önceden bilgisayarlara yüklenmifl resimlerle kameraya tak›lan kiflilerin yüzlerini karfl›laflt›rma sistemi olarak tan›mlanabilir. Bugün bu yönlü bilgisayar programlar› bulunmaktad›r. Örne¤in bu programlardan baz›lar› arac›l›¤›yla bilgisayar›n›zdaki birçok resim içinden, içinde ayn› kiflilerin oldu¤u resimleri bir dosya içine toplayabiliyorsunuz. Ya da bilgisayardaki yüzlerce resim içinden kendinizin bulundu¤u resimleri göstermesini isteyebiliyorsunuz. Fakat flu anda bu sistem ya da bu tarz sistemler yeterli verimlilikte çal›flmamaktad›r. Ama her fleye karfl›n karfl› devrim bu sistemden yararlanmay› hedeflemektedir. Kamera sisteminde dikkat edilmesi gereken noktalardan bir tanesi ise “kameraya tak›lma” sorunudur. Egemenlerin uflaklar› aç›s›ndan önemli olan fleylerden bir tanesi, devrimci ve komünistlerin nerelerde bulundu¤u, nerelere gitti¤i, buralarda ne s›kl›kta bulundu¤udur. ‹flte bu kameralar›n bu sorulara cevap verici bir

Faflist Kemalist Diktatörlü¤e karfl›, her türden sapmalara ve gericili¤e karfl› kuflanm›fl oldu¤umuz, Marksizm-Leninizm-Maoizm ideolojisi yegane çözüm adresidir. Yaflam›fl oldu¤umuz sürecin zorlu, sanc›l› bir süreç oldu¤u, görevlerimizin daha da a¤›rlaflt›¤› bir gerçekliktir. Bu gerçeklik esas al›narak MarksizmLeninizm-Maoizm’de yo¤unlafl›p, alt›nça¤ yolunda ilerlemek bizim en önemli görevlerimizdendir. Durum böyle karfl›m›zda dururken, barda¤›n bofl taraf›ndan bakmak yanl›flt›r. Barda¤›n dolu taraf›ndan bakarken, bofl taraf›n› unutmak da yanl›flt›r. Bizler bu eksende kendi gerçekli¤imize uygun hareket etmek ve somut koflullar›n somut tahlilini yapmakla yükümlüyüz. Bu eksende yaflad›¤›m›z sorunlar› Proletarya Partisi’nin anlay›fl› çerçevesinde çözülebilece¤imizi hepimiz çok iyi biliyoruz. Bu belirleme ile baz› sorunlar› somutlarsak, bir zamanlar mücadelenin çetin alan›nda olup herhangi bir sebeple b›rakm›fl, d›fl›na ç›km›fl kiflilerin, örgütlü mücedele veren insanlar› devrime ve partiye karfl› inançs›zlaflt›rma, isteksizlefltirme, kendi kaçk›nl›klar›na ve y›lg›nl›klar›na ortak etme çabalar› söz konusu-

özelli¤i bulunmaktad›r. Birçok merkezi yerde ve hatta ara sokaklarda bulunabilen bu kameralara, nerelerde ve ne s›kl›kta “tak›l›nd›¤›” egemenler ve onlar›n uflaklar› aç›s›ndan önemli bir cevap niteli¤i tafl›maktad›r. Böylelikle yap›lan yanl›fllar sonucu, belki randevular›, randevulardaki kiflileri, kiflinin s›kl›kla gitti¤i yerleri, kiflinin oturdu¤u yeri, en az›ndan bölgeyi ç›karmay› amaçlamaktad›rlar. Devrim ve karfl› devrim aras›ndaki çetin mücadelede her zaman karfl›m›za yeni bir fleyler ç›kacakt›r. Karfl› devrim güçleri sürekli yeni araçlarla devrim saflar›na sald›racak, tehdit edecek, devrimci güçler de bunlar›n alternatifini bulmaya, bunlar› alt etmeye çal›flacakt›r. Bugün devrimcilerin ve komünistlerin karfl›s›na MOBESE ile ç›kt› karfl› devrim. Devrim güçleri de bu sald›r›ya karfl› kendi yol ve yöntemlerini gelifltirecektir. Nas›l ki, koca koca uçaklar molotof kokteyl gibi basit bir sald›r› ve savunma arac›na dönüfltürülüyorsa, nas›l

30 Aralık 2005-12 Ocak 2006

ki bu uçaklar maket b›çaklar›yla kaç›r›labiliyorsa, o 360 derece dönebilen, üstün yak›nlaflt›rma yetene¤i bulunan kameralar da s›n›f mücadelesinin engin prati¤inde alt edilebilir. Daha önceki y›llarda National Geographic yüz tan›ma sistemleri ile ilgili bir yaz›s›nda bu yönlü programlar›n bu tarz hilelerde (k›l›k de¤ifltirme) baflar› oranlar›n›n çok düflük oldu¤unu hatta baz› durumlarda baflar›s›z oldu¤unu belirtiyordu. Bütün bunlara ra¤men devrimciler-komünistler bu sistemin baflar›l› oldu¤unu varsayarak hareket etmeli ve hiçbir zaman “güvenli¤i” riske atmamal›d›r. Yol ve yöntemler çeflitlidir. Sürekli gelifltirilebilir. Ama daha sorunsuz bir yöntem var ki bunu aç›klamay› Kad›köy ilçesinde 23 bölgeye kamera yerlefltirildi¤ini belirten Kad›köy ‹lçe Emniyet Müdürü Oktay Bulduk’a b›rakal›m: “Ancak Kad›köy’ün 82 caddesi ve 1923 soka¤› var. Bu nedenle her soka¤a bir kamera gerekiyor.” Kitlelerin yarat›c›l›¤›ndan

ö¤renelim Bilinmesi gereken en önemli fleylerden bir tanesi, hangi sokak ya da caddede bu kameralardan oldu¤udur. Bu bilgiye sahip olan bir devrimci ve komünist, nerelerde otobüse binece¤ini, nerelerde inece¤ini, hangi yoldan yürürse bu kameralara tak›lmayaca¤›n› net bir flekilde ortaya ç›karabilir. Zorluklardan ve zorunluluklardan kaç›n›lmamal›d›r. Kolayc›l›¤a ve rehavete kap›l›nmamal›d›r. “Bir fley olmaz” rehaveti ve tembelli¤i ile hareket etmek yerine biraz daha fazla yürümek, evden biraz daha erken ç›kmak ya da eve geri dönerken yine ayn› flekilde davranmak devrimcilere, devrime hiçbir zarar vermez, tersi ise karfl› devrim güçleri için bulunmaz bir f›rsat yarat›r. Bir di¤er nokta ise karfl› devrim güçlerinin biz kuzeydeyken bizi güneyde, do¤udayken bat›da sanmas›n› sa¤lamakt›r. K›saca, gerilla hareket tarz› denen tarzla hareket etmektir. Karfl› devrimin engelleyemeyece¤i fleylerden bir tanesi devrimcilerin ve komünistlerin kitlelerle iç içe olmas›d›r. Sosyal, siyasal, ekonomik olarak kitlelere hiçbir fley veremeyen bu sistem kendi karfl›tlar›n› üretmek zorundad›r. Zaten devrimin kitlelerin eseri oldu¤u/olaca¤› bilinciyle kitleler içinde bal›k olabilmeyi beceren devrimciler, kameralar›n yerini ö¤renmekte de, onu bofla ç›karmakta da hiçbir zorluk yaflamayacakt›r. Karfl› devrimin bütün sald›r›lar›ndan kitlelere dayanarak, kitleleri harekete geçirerek, kitleler içinde bal›k olarak kurtulmay›, dahas› karfl› sald›r›lar gerçeklefltirmeyi baflarabiliriz. Yarat›c›l›¤›m›z da kitlelerden ö¤renerek gelifltirilebilir. (Bir ‹K okuru)

MLM ideolojisi yegane çözümün adresidir! dur. En genel anlamda bu tarz sorunlara yaklafl›m›m›z; yaflanan sorunlar›, eksikleri ya da olumluluklar› kiflilerin de¤il kolektifin, partinin eksikli¤i ya da olumlulu¤u biçiminde de¤erlendirmek olmal›d›r. ‹kinci ve en önemlisi ise kiflilere göre de¤il Proletarya Partisi’nin anlay›fl›na ve ilkelerine göre flekillenilmelidir. Di¤er bir soruna gelince; “devrim mücadelesine örgütlü olarak kat›l›rsam, ilk gözalt›nda veya baflka sebeple gözalt›na al›n›rsam, herfleyimi kaybederim. Okulumu, iflimi, evimi vs.” kayg›s›d›r. Bu kayg›y› yaflamak do¤ald›r. Faflist Kemalist Diktatörlük devrimcileri, halk›, devrim mücadelesinden koparmak için, gözda¤› vermek için uygulad›¤› politikalardan biridir bu sald›r›lar. Ama flu da gerçektir ki, devrim mücadelesine kat›lm›fl her birey, bu politikalar› bofla ç›karmakla yükümlüdür. Bizler için esas olan faflist TC’nin yasalar›, politikalar› de¤il,

devrimin yasalar› ve devrimi infla edecek politikalard›r. Bu politikalar›n hayata geçirilmesinde üzerimizdeki görevlerin a¤›rl›¤› da ortadad›r. Bu a¤›rl›¤› kald›rmak, devrimci irade, devrimci anlay›fl, fedakarl›k, cesaret istemektedir. Bu fedakarl›k ve cesaretin devrime gönül vermifl her bireyde olmas› gerekmektedir. Sorunun sadece devrimin yasalar›n› kavramakla, siyasallaflmakla alakal› oldu¤u gün gibi ortadad›r. O zaman yap›lmas› gereken ise siyasallaflma noktas›nda tüm olanaklar› zorlamakt›r. Yaflam› bir bütün olarak ele almak, ancak toplumsal, kolektif düflüncelerin zorunlu oldu¤u bir olgudur. Çünkü; yaflam›n sadece birey ve bireyin yaflad›klar› ile s›n›rl› olmad›¤› bir gerçektir. Bu gerçeklikle hareket etti¤imizde açl›k, yoksulluk, insanca yaflam›n k›s›tland›¤›, en demokratik haklar›n kullan›m›n›n zorla bast›r›ld›¤›, burjuva-feodal yoz kültürün dayat›ld›¤›, k›sacas› bir in-

san›n yaflamdaki do¤al gereksinimlerinin gasp edildi¤i gün gibi ortadad›r. Dünya konjonktüründe ve ülkemizde insanl›¤›n yaflam›fl oldu¤u bu gerçeklik, s›n›flar›n olmas› ve sömürü çark›n›n dönmesi ile ilintilidir. Tüm bu gerçekler gözönünde iken bir birey olarak kaybedece¤imiz okul, ifl, ev gibi fleyler insanca yaflam›n yitirildi¤i bir toplumda ufac›k kal›r. Devrime gönül vermifl, örgütlü mücadele sürdüren her birey aç›ktan sistemin sömürü çark›na çomak sokma idealine sahip olmal› ve do¤al olarak s›n›f mücadelesinde yer almal›d›r. Bizlere iki seçenek b›rak›lmaktad›r. Ya devrim mücadelesi verece¤iz, devrim u¤runda herfleyimizi feda edece¤iz, ki devrim için düflenlerimiz buna en somut örnektir. Ya da sistemin sömürü çark›nda bir diflli olaca¤›z ve yavafl yavafl çürüyece¤iz. Tercihimizin s›n›f savafl›m› ve Proletarya Partisi saflar› olmas› gerekti¤i aç›kt›r. Yapmam›z gereken, azimle, sebatla, ›srarl›l›kla Marksizm-LeninizmMaoizm ideolojisinden g›das›n› alan Proletarya Partisi’nin ideolojisini kavramak, uygulamakt›r. Bu noktadaki s›k›nt›lar› aflmak için tüm olanaklar›m›z› seferber etmektir. (GOP’tan ‹K okurlar›)


30

30 Aralık 2005-12 Ocak 2006

‹flçi-köylü’den 2005 YILINDA SERT RÜZGARLAR EST‹, FIRTINALARA HAZIRLANALIM! 2005 y›l›n›n son günlerini yafl›yoruz. Bu y›l hem dünya ezilen halklar› ve hem de ülkemiz emekçi halk› aç›s›ndan oldukça önemli geliflmelere sahne oldu. Ancak biz yaz›m›z›n konusu olmad›¤› için bütün bu geliflmeleri genifl bir flekilde ele almasak da, birbirine oldukça ba¤l› baz› güncel geliflmelere özel vurgu yapmak anlaml› ve yerinde olacakt›r. Bu geliflmelerden biri ABD’li devlet adamlar›n›n Türkiye ziyaretleri ve ülkemizdeki son geliflmelerdir. 2005 y›l›n›n son günlerinde gerçekleflen ABD’li savafl kurmaylar›n›n Türkiye ziyaretleri, ülkemizin gelecek süreçte üstlenece¤i rolün belirlenmesi ve hareket kabiliyetinin daha da art›r›lmas› aç›s›ndan önemli ve de¤erlendirilmesi gereken geliflmelerdir. FBI ve CIA Baflkanlar›n›n ard›ndan Condeleezza Rice’nin ve NATO Genel Sekreteri’nin ziyaretleri s›radan denetleme ve klasik emir verme ziyaretleri olarak alg›lan›rsa, önemli bir yan›lg›ya düflülmüfl olunur. Bu ziyaretleri emperyalizmin içine girdi¤i kriz, ABD emperyalizminin Ortado¤u’da karfl›laflt›¤› büyük direnifl ve Türkiye’nin Ortado¤u’da emperyalizmin ileri karakolu olma misyonu ekseninde de¤erlendirmek daha do¤rudur. Örne¤in içinden geçti¤imiz süreçte bu ziyaretlerin devletin sald›r›lar› ile bir paralellik arz etti¤ini ve uflaklar›n efendilerine yaranmak için onlardan güç alarak pervas›zlaflt›¤›n› görmek, hem gerekli politikalar› belirlemek, hem de egemenlerin yönelimini anlamak aç›s›ndan önemlidir.

Ülkemiz hem jeo-politik, jeostratejik konumu, hem de emperyalistlerin kendisine biçti¤i rol aç›s›ndan kritik bir noktadad›r. Türk egemen s›n›flar› bir yandan emperyalist efendilerinin kendilerine biçti¤i göreve lay›k olabilmek için, di¤er yandan da emekçi halk kitlelerinde görülen rahats›zl›¤›n, hoflnutsuzlu¤un geliflip büyümesinin önünü almak için her f›rsatta sald›r›lar›n› art›rmaktad›r. Bu sald›r› dalgas› içinde fiili olanlar›n yan›nda bir o kadar önemli olan di¤er bir sald›r› da, kitlelere hem bizzat devlet taraf›ndan, hem de devletin çeflitli uzant›lar› taraf›ndan empoze edilmek istenen korkutulmufl, sindirilmifl, umutsuz ruh halidir. Oysa 2005 y›l› toplam›na bakt›¤›m›zda gördü¤ümüz tablo as›l egemenler aç›s›ndan iç aç›c› de¤ildir. Çünkü hiçbir fley mutlak de¤ildir. Bu süreçte egemenler lehine olan daha do¤rusu böyle gibi görünen her durum, tersine dönme e¤ilimi ile dolu bir haldedir. Bu y›l içinde yaflanan geliflmeler incelenirse görülecektir ki, egemenler s›k›flt›kça halk kitlelerine, emekçilere, onlar›n en küçük hak alma talebine, en meflru eylemliliklerine bile pervas›zca sald›rm›flt›r. Ancak bu sald›r› do¤all›¤›nda karfl›t›n› da do¤urmufltur. Çünkü, fleyler z›dd›yla birlikte vard›r. 2005 y›l› içinde özellefltirme sald›r›lar› ile birlikte iflsizler ordusunun her geçen gün daha da artmas›; bu sald›r›lara karfl› direnen iflçilerinin insan art›¤› korucular›n sald›r›lar›na maruz b›rak›lmas›, direnen iflçilerin gözalt›na

38 al›nmas›, çad›rlar›n›n yak›lmas›, y›k›lmas›; e¤itim emekçilerinin tüzüklerinde “Anadilde E¤itim” maddesi yer ald›¤› için sendikalar›n›n kapat›lmas› ile tehdit edilmeleri; buna karfl› yap›lan mitingde emekçilere gaz bombas› ve coplarla sald›r›lmas›; TCK, C‹K, TMY gibi yeni yasa tasar›lar› ile hapishanelerde ve alanlarda hak alma mücadelelerinin bast›r›lmaya çal›fl›lmas›; yarg›s›z infazlar›n, sokak ortas›ndaki sald›r›lar›n, kaç›rmalar›n artmas› (ki bu duruma son örnek ‹kitelli Ekin Sanat Merkezi çal›flan› Sevda Ayd›n’›n ‹stanbul Yusufpafla’da güpegündüz kaç›r›larak tecavüze u¤ramas›d›r); Türkiye Kürdistan› ve Karadeniz’de gerillalara dönük kapsaml› operasyonlar›n ve operasyonlarda flehit düflen gerillalar›n cenazelerine ak›l almaz iflkencelerin yap›lmas› devletin devrimci, demokrat ve yurtsever, emekçi halk›m›z›n yüreklerine korku tohumlar› ekmek için yapt›¤› hamlelerdir. Egemenlerin gerçeklefltirdi¤i bu sald›r› dizini içinde öne ç›kanlardan bir di¤eri de gecekondu y›k›mlar› oldu. Kentselleflme planlar› dahilinde emekçi halka yönelik gerçeklefltirilen bu sald›r› beraberinde bu semtlerde direnifllerin yaflanmas›na neden oldu. Evini y›kt›rmak istemeyen yoksul halk barikat kurulmas›ndan, evini boflaltmamaya kadar bir dizi eylemle devletin bu sald›r›s›na karfl› durmaya çal›flt›. Bu süreçte gerek bizim güçlerimiz gerekse de devrimci çevreler bu direnifllerin içinde yer alma, yönlendirme hedefi ile hareket etmifltir. Kimi bölgelerde bu direnifllere öncülük edilmifltir. S›n›f mücadelesinin yol al›fl›ndaki keskinlik sistemin içinde bulundu¤u derin t›kanman›n art›fl›na paralellik izleyerek devam etmektedir. Yan› bafl›m›zda Irak halk› emperyalist iflgalcilere deyim yerindeyse kök söktürürken, hesaba kat›lmayan bu direnifl iradesi-

nin gücü seçim aldatmacas› baflta olmak üzere, çeflitli yol ve yöntemlerle teslim al›nmaya çal›fl›lm›flt›r. Ancak tüm bu oyunlar direnifl iradesinin teslim al›nmas›nda etkili olmam›flt›r. Direnifl gerçe¤i bugün Irak topraklar›nda varl›¤›n› korurken yak›n zamanda emperyalist iflgalcilerin bu topraklar› terk etmeyece¤i gerçe¤i de aç›kt›r. Ortado¤u’daki di¤er bir gerçek ise Filistin’de Siyonizme karfl› direnifltir. 2005 y›l›nda da bu gerçek tüm sald›r› ve ödenen bedellere ra¤men sürmektedir. Yaln›zlaflan Bush kendi ülkesinde y›l›n yalanc›s› seçildi. Irak baflta olmak üzere halk›na yönelik yapt›¤› bir dizi aç›klamalar›n yalandan ibaret olmas›ndan kaynakl› y›l›n yalanc›s› seçilirken, bu gerçek önümüzdeki y›lda de¤iflmeyecektir. Ülkemizde bir dizi geliflme ile birlikte s›n›f mücadelesinin oldukça keskin virajlar ald›¤› dönemde gerçeklefltirilen YDG Konferans› üzerinde durulmas› gereken önemli bir çal›flmad›r. Önemli bir eme¤in sarf edildi¤i bu çal›flmada 7 ayd›r yürütülen program çal›flmas›n›n noktalanmas› anlam›nda önemli bir final oldu. Çal›flman›n toparlanmas› ve örgütlülü¤ün yayg›nlaflt›r›lmas› anlam›nda bu çal›flman›n olumlu ve olumsuz sonuçlar›n›n ç›kar›lmas›, bu toplam›n önümüzdeki dönem faaliyetin ivmelendirilmesinin bir parças› haline dönüfltürülmesi önemlidir. Gençlik örgütlenmesinin tüm yetersizliklerine ra¤men etraf›nda oluflturdu¤u çeperin örgütlü bir güce dönüfltürülmesi, çal›flman›n ileri tafl›nmas› konferans›n coflku ve etkisi ile daha ileri tafl›nacakt›r. Önümüzdeki y›l›n s›n›f mücadelesinin daha keskin çat›flmalar›na tan›kl›k edece¤ini biliyoruz. Bu keskinlikte önemli bir noktada durmak ve yerimizi almak belirleyici derecede önemlidir.

Emekçiler 17 Aral›k’ta sloganlar›yla alanlardayd›! KESK, TMMOB vb. örgütlerin düzenledi¤i merkezi eylem 17 Aral›k’ta 50 binin üzerinde bir kitlenin kat›l›m›yla Ankara’da gerçekleflti. Eylemde KESK’e ba¤l› sendikalar›n yan›nda siyasi partiler, devrimcidemokrat çevreler, devrimci anlay›fllar›n alternatif sendikal oluflumlar›yla beraber s›n›fsal bak›fl aç›s›n› temsil eden DDSB de yer ald›. Hipodrom önünden S›hhiye Meydan›’na kadar süren yürüyüfle 100 kiflilik kitleye kat›lan DDSB kortejinde ‹bo’nun resimleri bulunan Partizan flamalar›

dalgaland›.Yürüyüfl boyunca “Söz yetki karar iktidar halka”, “Ne ABD ne AB iflçi köylü el ele demokratik devrime”, “Yaflas›n Tuzla direniflimiz”, “Tuzla iflçisi yaln›z de¤ildir”, “Yaflas›n devrimci dayan›flma”, “fiemdinli’nin faili patron a¤a devleti”, “fiemdinli halk› yaln›z de¤ildir’’, “Patron a¤a düzeni y›k›lacak Halk ‹ktidar› kurulacak”, “Gün gelecek devran dönecek katiller halka hesap verecek”, “Yaflas›n 19 Aral›k direniflimiz”, “Devrimci tutsaklar onurumuzdur”, “‹çerde d›flarda hücreleri parçala”, “Direne direne ka-

zanaca¤›z” vb. sloganlar› susmad›. Yürüyüfl s›ras›nda DDSB kortejine halktan kat›l›mlar›n olmas› ve KESK bilefleni sendikalardan gelen baz› emekçilerin sloganlara kat›l›m› devrimci coflkuyu art›rd›. Alanda hep birlikte devrim and› içildi. Yaflanan coflkuya ra¤men DDSB’lilerin say›ca az olmas›, pankart ve flamalar›n yetersizli¤i gibi olumsuzluklar gelecek süreçteki eylem örgütlenmesinin ve haz›rl›klar›n›n daha iyi yap›lmas› gerekti¤ini göstermifltir. (Çukurova DDSB)


31

38

YDG’liler örgütlenme sorunlar›n› tart›flt›! Konferans›n ikinci günü Örgütlenme Sorunlar› üzerine yap›lan panelle bafllad›. Panelde ilk konuflmac› YDG’nin k›saca tarihsel sürecinden bahsetti. 1996 y›l›nda Yeni Demokrat Gençlik dergisinin ilk ç›kmaya bafllad›¤› dönemlerdeki durumu, kitle çizgisi ve örgütlenme anlay›fl›nda yaflanan s›k›nt› ve t›kanmalar› vurgulayarak, o günden bugüne YDG örgütlülü¤ünde yaflanan geliflmelerden söz etti. Kitleye yaklafl›m ve örgütleme ve örgütlenme sürecinde yaflanan t›kan›klar›n nedenini vurgulayarak, bunlar›n afl›lmas›nda gerek yay›n›n ve gerekse de

ksaray-Yusufpafla otobüs dura¤›ndan kaç›r›larak tecavüze u¤rayan ‹kitelli Ekin Sanat Merkezi çal›flan› Sevda Y›ld›z, tecavüzün devrimcileri hakl› mücadelelerinden cayd›rman›n bir silah› olarak y›llard›r kullan›ld›¤›n›, Türkiye Kürdistan› baflta olmak üzere ülkemizde mücadele içinde yer alan bir dizi devrimci kad›n›n bu sald›r›ya maruz kald›¤›n› belirtti.

A

örgütlenmenin önemine vurgu yapt›. Paneldeki ikinci konuflmac› ise neden örgütlenmek gerekti¤i ve örgütlenmede YDG’nin rolü üzerinde durdu. YDG’nin niteli¤ini ve bu niteli¤in nas›l anlafl›lmas› gerekti¤i vurgulanarak, bu noktadaki deneyimlerin nas›l anlafl›lmas› gerekti¤i üzerinde duruldu. Yap›lan sunumlar›n ard›ndan serbest kürsü de çeflitli bölgelerden kat›lan YDG’liler örgütlenme sorunlar›n› ifade ederek, örgütlenme sorunlar›n› tart›flt›lar. Sunumun ard›ndan konferansa gönderilen çeflitli mesajlar okundu ve Belediye-‹fl Sendikas› 2 No’lu fiube Baflkan› Hasan Gülüm bir konuflma yapt›. Konuflman›n ard›ndan ö¤le yeme¤i aras› verildi. Molan›n ard›ndan çal›flma gruplar› ikinci gün toplant›lar›na bafllarken, çal›flma gruplar›na kat›lmayan davetliler Ulusal ve Sosyal Kurtulufl Mücadeleleri konulu paneli dinlediler. Panelde ülkemizdeki ulusal mücadeleden ve ulusal hareketten söz edilerek, ulusal soruna yaklafl›m konusunda nas›l bir anlay›fla sahip olunmas› gerekti¤ine de¤inildi. Soru cevap k›sm›n›n ard›ndan panel bitirildi. Ve flenlik... Çal›flma gruplar›n›n taslaklar›n›n son halinin verilmesi ile birlikte bir araya gelen kitleye ilk seslenifli fiemdinli’de kontrgerilla taraf›ndan bombalanan Umut Kitapevi’nin sahibi Seferi Y›lmaz yapt›. “Biji bratiya gelan” slogan› ve alk›fllarla kürYeni Demokrat Gençlik’ten tüm yoldafllara, Sevgili yoldafllar, 24-25 Aral›k’ta düzenledi¤imiz Konferansa istedi¤imiz halde, çeflitli nedenlerle kat›lam›yoruz. Umuyoruz ki ilerde konferanslar›n›za kat›lma imkân›n› yarat›r›z. Yine de, Türkiye’deki halk kitlelerini savunma amac›yla Türk rejimine karfl› savaflan örgütünüzü ve di¤er tüm güçleri daya-

süye gelen Y›lmaz; fiemdinli’de yaflanan geliflmelere de¤inerek, Kürt ulusunun y›llard›r yürüttü¤ü mücadelenin önemine vurgu yaparak, bu konferans›n gençli¤in mücadelesindeki önemine de¤inerek, salonda bulunanlar› selamlad›. Konuflman›n ard›ndan kitle “fiemdinli’nin katili patron-a¤a devleti” slogan›n› att›. Ard›ndan çal›flma gruplar›ndan iflçi, köylü ve üniversiteli gençlik çal›flma gruplar›n›n sonuç deklarasyonlar› ile birlikte YDG Program› okundu. Sunufllar›n tamamlanmas›n›n ard›ndan konferans Grup Yel, Grup Vardiya ve Grup fiiar’›n ezgileri ve halaylarla bitirildi. ‹ki gün boyu süren Konferans, YDG’nin uzun süredir sürdürdü¤ü çal›flmalar›n finali olmas› anlam›nda oldukça önemli bir noktada durmaktayd›. Esas olarak baflar›l› geçirilen Konferans, bu çal›flmaya kat›lan herkesin emeklerini ve çabalar›n› sahiplenme anlam›nda anlaml›d›r. Konferans çal›flmalar› sürecinde yaflanan yetersizlikler ve eksikliklerden do¤ru dersler ve sonuçlar ç›kar›lmas› ve bunlar›n önümüzdeki dönemin çal›flmalar›nda bizlere ›fl›k tutmas› gerekmektedir. Konferansta yaflanan coflkunun çal›flma alanlar›nda somutlanmas›, konferans çal›flmalar› sürecinde girilen iliflkilerin devam ettirilmesi ve gelifltirilmesi önemlidir. Bunun yan› s›ra konferansta dikkat çeken önemli noktalardan biri Türkiye Kürdistan›’ndan gelen YDG’lilerin tafl›d›klar› coflku ve yürütülen çal›flmalar›n YDG’liler üzerinde yaratt›¤› etkinin gözle görülür olmas›yd›. Bu bölgeden gelen delegelerin örgütlenme ve çal›flma tarz› ve yaklafl›m›ndaki sadelik ve netlik, tüm kat›l›mc›lar aç›s›ndan üzerinde önemle durulmas› ve düflünülmesi gereken noktalard›r. Bugün çal›flma anlam›nda at›lan küçük ad›mlar›n yaratt›¤› etkinin anlafl›lmas› ve kavranmas› anlam›nda da oldukça önemlidir. Emekle yarat›lan bu çal›flmalarda özveriyle kofluflturanlar s›n›f mücadelesinin bu kesitinde mütevaz› ancak önemli bir ad›m›n at›lmas›na katk› sunanlar bu çal›flmalar›n devam›n› getirecek cesarete sahiptir. n›flma duygular›yla selaml›yoruz. Konferans›n›z›n baflar›yla geçmesi için en iyi dileklerimizi iletiyoruz. Bizler, emperyalizme ve faflizme karfl› verdi¤iniz ortak mücadelede yan›n›zday›z. En s›cak dayan›flma duygular›m›zla YDG’yi selaml›yoruz; Tüm Pakistan Sendikalar Federasyonu ve Federasyonumuzun binlerce üyesi ad›na, 24-25 Aral›k’ta düzenledi-

30 Aralık 2005-12 Ocak 2006 Yeni Demokrat Gençlik’ten yoldafllara Uhuru! Uhuru, Bat› ve Orta Afrika’da özgürlük anlam›na gelmektedir. Bizler kendi kaderini tayin etme hakk›n›n demokrasinin en üst düzeyde ifade edilmesi anlam›na geldi¤ine inan›yoruz. Bizler Uhuru diyoruz. Çünkü Afrikal› kimli¤i Avrupa emperyalizmi taraf›ndan en çok tahrif edilen ve iftira at›lan kimliktir. Tüm siyah halklar emperyalist sald›rganl›ktan dolay› dünyan›n dört bir yan›na da¤›lmak zorunda kalm›flt›r. Uluslararas› Afrika Kurtulufl Hareketi’nden selamlar! Luwezi Kinshasa (Uluslararas› ‹liflkiler Sorumlusu-Afrika Sosyalist Halk Hareketi) Yeni Demokrat Gençlik Konferans›’na militan selamlar, Yoldafllar, Bizler Yeni Demokrat Gençlik Konferans›’n› selaml›yoruz. Tüm kalbimizce ve yoldaflça çal›flmalar›n›zda baflar›lar diliyoruz. Militan Türkiye gençli¤inin ve halklar›n sosyal ve demokratik haklar›n› koruma ve geniflletme yönlü uzun dönemli mücadelesini biliyoruz. Ayn› zamanda iflçiler, köylüler, ezilen kitleler ve halk gençli¤inin daha iyi bir gelecek kurmas› için verdi¤iniz mücadeleyi de biliyoruz. Tüm kalbimizle ve yoldaflça, zorlu ama flanl› mücadelenizde baflar›lar diliyoruz. Bizler sizin yan›n›zday›z! Eminiz ki kazanacaks›n›z! Paolo Babini (Direnifl Destekleme KomiteleriKomünizm ‹çin-‹talya Uluslararas› ‹liflkiler Sorumlusu) ‹talya Red Block “Yoldafllar, dostlar!.. Bizler ‹talya’dan en s›cak devrimci selamlarla geldik, konferans›n›za… Özellikle, buradan emperyalist burjuvazinin karanl›k hapishanelerindeki siyasi tutsaklar› hararetle selaml›yoruz. Böyle bir devrimci gençlik konferans›na konuk olmaktan onur duyuyoruz. Ve burada bulunarak, emperyalist bir ülkede yaflayan biz devrimci gençler sizlerin mücadele deneyiminden ö¤renme flans› buluyoruz. Red Block ¤iniz YDG Konferans›n› en derin ve güçlü dayan›flma duygular›yla selaml›yor, faaliyetinizde büyük baflar›lar kazanman›z› diliyoruz. Kötüleflen koflullara karfl› verdi¤iniz büyük mücadele için sizleri kutluyor ve mücadelenizde baflar›lar diliyoruz. Nas›r Chaudhary (EnformasyonUluslararas› ‹liflkiler Sekreteri, Tüm Pakistan Sendikalar Federasyonu)


ÖZGÜR GELECEK YOLUNDA

işçi-köylü B‹Z HALKIZ GELECEK ELLER‹M‹ZDED‹R

UMUT YAYIMCILIK VE BASIM SANAY‹ LTD. fiT‹ Yönetim yeri: Gureba Hüseyin A¤a Mah. ‹mam Murat Sok. No:14/1 Aksaray-Fatih/‹STANBUL. Tel: (0212) 521 34 30, 531 48 53 FAKS: (0212)621 61 33 Sahibi ve Yaz›iflleri Müdürü: Numan BOZER Bask›: Gün Matbaac›l›k Beflyol Mah. Telsizler Mevkii Akasya Sk. No:23/A K.Çekmece/‹stanbul Tel: 0212 426 63 30-580 63 80 Genel Da¤›t›m: YAY-SAT @mail: umutyayimcilik@superonline.com @mail: umutyayimcilik@ttnet.net.tr

BÜROLAR ➧ KARTAL: HAMAM SOK. DEM‹RL‹ ‹fiHANI NO: 57/14 KARTAL, TELEFAKS: (0216) 306 16 02 Cep: 0 544 521 34 30 ➧ ANKARA: TUNA CAD. ÇANAKÇI ‹fiHANI NO:11 KAT:3 DA‹RE:32 ÇANKAYA TEL: (0312) 432 23 01 Cep: 0 535 562 33 72 ➧ ‹ZM‹R: 856 SOKAK, NO:48/203 KEMERALTI KONAK, TELEFAKS: (0232) 441 93 09 Cep: 0535 310 31 84 ➧ MALATYA: DABAKHANE MAHALLES‹, BOZTEPE CAD., BABACAN ‹fiHANI NO:9 KAT:1/16 MALATYA TEL: (0422) 325 78 13 Cep: 0536 697 94 19 ➧ ERZ‹NCAN: ORDU CAD. ORDU ‹fiHANI KAT:3 TEL: 0 446 223 67 18 ➧ BURSA: SELÇUK HATUN MAH. ÜNLÜ CAD. SÖNMEZ ‹fi SARAYI KAT: 2 NO: 185 HEYKEL, TEL: (0224) 224 09 98 Cep: 0 536 613 81 98 ➧ SAMSUN: KALE MAH., YUSUF KEFEL‹ ‹fiHANI, KAT: 6 NO: 9 , TEL: (0362) 435 64 57 Cep: 0 537 597 69 84 ➧ MERS‹N: ÇANKAYA MAH. S‹L‹FKE CAD. ÜZÜM ‹fiHANI KAT :1 NO: 47 MERS‹N ➧ AVRUPA MERKEZ BÜRO: WESELER STR 93 47169 DUISBURG-DEUTSCHLAND TEL: 0049 203 40 60 958 FAKS: 0049 203 40 60 959

Kürt halk›n›n katili komprador patron-a¤a devleti! Yaklafl›k 7 ayl›k bir çal›flmayla Yeni Demokrat Gençlik’in program›n› oluflturmaya çal›flan çeflitli illerdeki YDG’liler, 24-25 Aral›k tarihlerinde Tohum Kültür Merkezi’nde biraraya gelerek program tart›flmalar›n› sonland›rd›lar. YDG’lilerin bulundu¤u tüm alanlarda tart›fl›larak oluflturulmaya çal›fl›lan YDG Program› için ‹flçi Gençlik, Köylü Gençlik, Liseli Gençlik, Üniversiteli Gençlik, Genç Kad›n, Ulusal Sorun, AB ve Gençlik vb. bafll›kl› çal›flma gruplar› oluflturularak iki gün boyunca kolektif bir eme¤in ürünü olan program tasla¤›na son halini vermek için çal›flan gençler, 2. günün sonunda ise bir flölenle tart›flmalar› sonland›rd›lar. 24 Aral›k tarihinde ilk olarak Enternasyonal ve Gündo¤du Marfl›’n›n hep birlikte söylenmesi ile bafllayan Konferans’ta ikinci olarak “Uzun bir dönemdir sürdürdü¤ümüz program tart›flmalar›m›zda kitleleri örgütleme ve program etraf›nda toparlama hedefi ve amac›yla hareket ettik. YDG program›n› tart›fl›rken ve belirlerken bu süreci halk gençli¤inin e¤itilmesi, örgütlenmesi süreci olarak kavrad›k. Yapt›¤›m›z çal›flmalar›n tümünü bu zeminde ele ald›k ve yürüttük. Gerçeklefltirdi¤imiz konferans›m›zla bu tart›flma sürecimizi noktalayarak, program›m›z› belirleyecek ve daha ileri bir gençlik hareketinin yarat›lmas› amac›m›z› daha istemli yaflama geçirme mücadelesi içinde olaca¤›z” fleklindeki aç›l›fl konuflmas› yap›ld›. Ard›ndan flehit düflen devrimciler ve devrimci gençlik önderleri için bir dakikal›k sayg› duruflu yap›ld›. Konferans’a ‹talya, Yunanistan, Norveç, Brezilya, Almanya ve ‹sviçre’den gelen gençlik örgütleri temsilcileri de kat›ld›. Türkiye’de ve dünyada gençli¤in s›n›f savafl›ndaki rolünü anlatan ve ayn› zamanda YDG’yi tan›tan sinevizyon gösterimi de ilgiyle izlendi. YDG’liler deneyimlerini paylaflt›! ‹lk olarak “Demokrasi Mücadelesinde Gençli¤in Rolü” bafll›kl› sunum yap›ld›. Bu sunumda vurgulanan temel konu Halk Savafl›, ülkemizde demokrasi mücadelesi ve gençli¤in bu savafltaki rolü oldu. Oturumda ilk olarak söz alan YDG’li emperyalistlerin özellikle de ABD emperyalizminin krizine de¤inerek 11 Eylül sald›r›lar›n›n ard›ndan ABD emperyalizminin içinde bulundu¤u krize

vurgu yapt› ve bu sürecin ülkemize yans›malar›n› anlatmaya çal›flt›. Emperyalizmin artan sald›rganl›¤›na paralel olarak dünya halklar›n›n direnifl sürecinin geliflimine de¤inerek, özellikle Halk Savafl›’n›n geliflti¤i ülkelerden bahsetti ve artan bu sald›r›lara karfl› yürütülen mücadelelerin nas›l kavranmas› gerekti¤ini konusunda vurgular yapt›. Sunumda Partizan ad›na konuflan Betül K›l›çaslan ise Burjuva Demokratik Devrim ile Yeni Demokratik Devrim aras›ndaki fark ve gençli¤in Halk Savafl›’ndaki rolü üzerine durdu. Yap›lan konuflmada ülkemizin sosyo-ekonomik yap›s› üzerinde durularak “neden Halk Savafl›” ve “neden Yeni Demokratik Devrim” gibi sorular› yan›tlad›. Ülke-

mizde son dönem egemen s›n›flar›n artan sald›r›lar›na de¤inerek, bu politik gündemlere yap›lan müdahalelerin, gençli¤e yönelik sald›r›lara karfl› gerçeklefltirilen örgütlenme ve karfl› duruflun Halk Savafl›’ndan ba¤›ms›z olmad›¤›n› vurgulad›. Ard›ndan söz alan di¤er bir YDG’li ise gençli¤in ülkemiz devrim mücadelesindeki rolüne ve gelece¤i belirleme cüretine de¤indi. Gerçeklefltirilen etkinli¤i ve yedi ayd›r sürdürülen çal›flman›n, içinden geçmekte oldu¤umuz süreç aç›s›ndan rolünün ve öneminin kavranmas› gerekti¤ine de¤inerek, YDG’lilerin s›n›f mücadelesine hükmetmesinde ve buna paralel olarak Halk Savafl›’n›n gelifltiril-

mesinde bu program›n belirleyici önemde oldu¤unu vurgulayarak konuflmas›n› sonland›rd›. Konuflmac›lar›n anlat›mlar›ndan sonra oluflturulan serbest kürsüde ise söz alan YDG’liler örgütlü olduklar› üniversiteler, semtler, dernekler vb. hakk›nda bilgi verirken deneyimlerini de kitleyle paylaflt›lar. Kürsü YDG’lilerin kendilerini ifade edebildi¤i önemli bir araç oldu. Türkçe, Kürtçe ve ‹ngilizce yaz›l› olan pankartlar, devrimci önderler, gençlik önderlerinin ve TMLGB flehitlerinin resimlerinin yer ald›¤› konferansta YDG’nin fliar› olan “Biz kendimizi dünyay› temellerinden sarsacak bir davaya adad›k” yaz›l› pankart sahneye as›ld›. “Kavgaya sar›l, YDG’ye kat›l!” Yemek molas›n›n hemen ard›ndan saat 14: 00’te yap›lan “E¤itimin özellefltirilmesi” adl› söyleflide konuflan YDG’liler, özellefltirme sald›r›s›n›n emperyalist ülkelerde ve ülkemiz gibi ba¤›ml› ülkelerde uygulanmas›na neden ihtiyaç duyuldu¤unu anlatarak, bu sald›r›n›n e¤itim alan›nda nas›l somutland›¤›n› ve uyguland›¤›n› anlatt›lar. Paral› e¤itimin halk gençli¤ine yönelik sald›r›lardan biri oldu¤u ve bu sald›r›dan kaynakl› milyonlarca gencin e¤itim hakk›n›n elinden al›nd›¤› vurguland›. Yap›lan sunumlar›n ard›ndan ‹talya Red Block adl› gençlik örgütü ülkelerindeki gençlik örgütlenmesini ve özellefltirme sald›r›s›n›n kendi ülkelerinde e¤itim alan›nda nas›l uyguland›¤›n› anlatt›. Söyleflinin ard›ndan k›sa bir müzik dinletisi verilirken konferans esnas›nda s›k s›k “Bijî YDG, bijî serhildan”, “Yaflas›n devrimci dayan›flma”, “Kavgaya sar›l, YDG’ye kat›l” gibi sloganlar at›ld›. Panelin ard›ndan konferansa kat›lan kurum temsilcileri k›sa birer konuflma yapt›lar. ‹lk konuflmay› Uluslararas› Halk›n Avu-

katlar› Birli¤i ad›na Avukat Hakan Karakufl yapt›. Karakufl’un ard›ndan DDSB ad›na Haber-Sen Baflkan› Ali Y›ld›z, Tüm Köy-Sen Genel Baflkan› fievki Konur, k›sa bir süre önce Aksaray-Yusufpafla otobüs dura¤›ndan kaç›r›larak tecavüze u¤rayan ‹kitelli Ekin Sanat Merkezi çal›flan› Sevda Y›ld›z konufltu. Y›ld›z konuflmas›nda tecavüzün devrimcileri hakl› mücadelelerinden cayd›rman›n bir silah› olarak y›llard›r kullan›ld›¤›n›, Türkiye Kürdistan› baflta olmak üzere ülkemizde mücadele içinde yer alan bir dizi devrimci kad›n›n bu sald›r›ya maruz kald›¤›n› belirtti. Bu anlam›yla da kendisinin ilk örnek olmad›¤› gibi son örnek olmad›¤›n› belirterek, yan›t›n devrimci iradenin korunarak ve mücadele içindeki kararl› duruflun devam ettirilerek verilece¤ini söyledi. Konuflmas›n›n ard›ndan at›lan “‹nsanl›k onuru iflkenceyi yenecek” slogan› hep bir a¤›zdan ve yükselen alk›fllar eflli¤inde at›larak selamland›. Deri‹fl Tuzla fiubesi ad›na Hasan Sonkaya, TKM ad›na Sema Gül ve ‹flçi Köylü gazetesi ad›na Derya Gökmen de k›sa birer konuflma yaparak konferans›n öneminden söz ettiler ve yap›lan çal›flmay› selamlad›lar. “Yaflas›n enternasyonal dayan›flma!” Yap›lan konuflmalar›n ard›ndan “Anti-emperyalist Mücadele ve Enternasyonal Dayan›flman›n Önemi” bafll›kla sunuma geçildi. Bu oturumda YDG, ILPS Türkiye Seksiyonu, AT‹K Yeni Demokratik Gençlik, Norveç’ten Özgür Irak Komitesi, Yunanistan’dan Militan Ö¤renci Hareketi, Brezilya’dan Halk›n Devrimci Ö¤renci Hareketi, ‹talya’dan K›z›l Blok temsilcileri kat›ld›. ILPS Türkiye Seksiyonu ad›na ilk sözü alan Selma fiahin genel olarak anti-emperyalist mücadeleden ne anlamam›z gerekti¤ini anlatt› ve sürecin de¤erlendirmesini yaparken, YDG ad›na yap›lan konuflmada ülkemizde iflçi, köylü, üniversite vb. halk gençli¤i üzerindeki ekonomik, sosyal ve ideolojik bask›lardan söz edildi. AT‹K-YDG ad›na Kenan Y›lmaz ise enternasyonal dayan›flman›n önemine ve bu amaçla örgütlenen kurumlar›n sahiplenilmesi gerekti¤i üzerinde durdu. Yurtd›fl›ndan Konferans’a kat›lan konuklar da kendi ülkelerindeki gençlik üzerindeki politikalara, ülkelerinin genel durumlar›na ve faaliyetlerine iliflkin sunumlar yapt›lar. Konuklar sözlerini enternasyonal dayan›flma mesajlar› veren sloganlarla bitirdiler. Konferansta bir yandan bu sunumlar yap›l›rken di¤er yandan da çal›flma gruplar› bir araya gelerek belirlenen gündemler do¤rultusunda çal›flmalar›n› sürdürdü.


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.