hg_sayi_10

Page 4

4-5_Layout 2 4/9/11 3:25 PM Page 1

04 güncel

Halkın Günlüğü 10-20 NİSAN 2011

Devletin ‘Hayata Dönüş’ 19 Aralık Katliamı’na ilişkin süren Bayrampaşa davasında açığa çıkan “Tufan” adlı “operasyon” belgesi, devletin neleri gizlediğini tam anlamıyla deşifre etmese de, devletin katliamcı gerçekliğinin ipuçlarını veriyor Devlet emperyalist efendilerinin stratejik planlarına daha iyi hizmet edebilmek için, iç toplumsal dinamikleri etkisizleştirip, sömürücü düzenlerinin işleyişini kusursuz sürdürmek adına, devrimci ve komünist hareketin örgütlülüğüne karşı giriştiği savaş konsepti içerisinde, devrimci örgütlülüğün dinamik alanlarından biri olan hapishanelerde büyük bir katliama imza attı. Tarih 19 Aralık 2000’i gösterdiğinde çok önceden planlamış stratejik savaşın hapishaneler ayağını devreye koyan Türk devleti, 20 hapishanede devrimci örgütlülüklere yönelik başlattığı kanlı saldırıda, 28 devrimci tutsağı gaz bombaları, lav silahları ve ağır makineli tüfeklerden çıkan ölüm mermileriyle katletti. Saldırının toplumsal ayağında devreye konulan planda katliam saldırısı, devletin tetikçi medyası ve sivil toplum kuruluşları tarafından yapılması gereken, iyileştirme ve “terör”den kurtarma demogajelerinin şişirilmesiyle örüldü. Hapishanlerde insani talepler için direnen ve teslim olmayan devrimci dinamikler, kullanılan etkin burjuva-feodal medya ayağı ile yanlızlaştırılarak, katliamda tek tek katledilmelerinin toplumsal meşruluğu sağlanmak istendi.

Katliam Tufan’ı “Hayata Dönüş” propagandasıyla manipüle edilmek istenen katliamın ardından günümüze kadar gelen sürece bakarsak

açılan davalarda, biri alt rütbeli ve diğerleri er statüsünde olan 35 sorumlu kişinin tutulması; bizzat operasyon emrini veren dönemin Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, İçişleri Bakanı Sadettin Tantan, Orgeneral Aytaç Yalman, operasyonu yöneten Ankara Jandarma Özel Asayiş Komando Birliği (JÖAK) Komutanı Albay Burhan Ergin ve Hapishaneler Genel Müdürü Ali Suat Ertosun’un üzerinde dahi durulmaması, bu planın nasıl da başarıya ulaştığının kanıtı durumundadır. Toplumsal muhalefetin gündeminden hasıraltı edilen katliama ilişkin, son dö-

Saymakla bitirilemeyen katliamlar

nemde açılan bir dava üzerinden çıkan belgeler, katliamın neden ve nasıl işlendiğine dair eksikte olsa, devletin yalanlarını gösteriyor. “Hayata Dönüş” olarak adlandırılan 19 Aralık Katliamı’na ilişkin devlet tarafından gizlenen saldırının, nasıl gelişeceğini ilişkin bir belgede, saldırının asıl adının “Tufan” olduğu ortaya çıktı. Jandarma arşivlerinden çıkan operasyon planına göre, katliam günler öncesinden planlanırken, operasyonu gerçekleştirecek timlere de sınırsız öldürme yetkisi tanınmış.

24 Nisan, Dersim, 6-7 Eylül, Zilan, Çorum, Maraş, Gazi, 19 Aralık, Sivas ve daha nice adını saymakla bitiremeyeceğimiz katliamların etkileri, toplum üzerinde halen kendisini derinden hissettirmektedir. Toplu mezarlardan, ulusal soykırımlara, etnik temizlikten, kirli savaş uygulamalarına kadar her türlü vahşi uygulamalara imza atan Türk devleti, yaslandığı tarih boyunca halkların kanlarıyla kendi sömürücü iktidarını korumuştur. Her dönem için ayrı ayrı başlıklar açılsa, o dönemdeki ulus, milliyet ve azınlık ulus ile etnik topluluklara uygulanan vahşetler yazmakla bitirilemezdi. Her gerici devlette olduğu gibi ül-

‘Zor ve silah kullanılacak’ Planda yer alan “Mahkumlara karşı tereddütsüz, misliyle mukabelede bulunulacak, zor ve silah kullanılacak!” talimatı katliamın devlet tarafından tetikçilerine sunulduğunun kanıtı durumundadır. Planda ayrıca “Operasyonun can kaybıyla bitebileceği” de özel olarak vurgulanarak, katliam taburlarına gereğini yapın denilmiş.

Gerçekler ortadaydı Katliam saldırısının hükümet ve kolluk güçleri tarafından gelişen ölüm orucuna

kemiz hakim sınıfları da kendi gerçek tarihlerini, ülkemiz halklarının zihninden kazımak için bolca yalanlara başvurmuştur. Her dönemin kendine özgü koşullarına göre, Türk devletinin hakim sınıfları tarafından gerekli meşruluk, o günün somut koşullarındaki boşluklarla doldurulmuştur. Hatırlanacağı üzere, Ermeniler Türklerin ezeli düşmanı, Dersim Katliamı’nda katledilenler eşkiya, 6-7 Eylül olaylarında Rumlar gavur istilacı ve düşman, Çorum, Maraş’ta katledilenler, İslama savaş açan Alevi komünistler, 19 Aralık’ta hapishanelerde katledilenler, tutsak oldukları hücrelerde ellerinde roket atarı olan devrimciler, keza Sivas’ta katledilenler de dinsiz aydınlar...

Devlet neden gizli arşiv tutar Her katliamın gelişme seyri ve devamında toplum içerisindeki kimi gruplarda meşruluğu, kimi gruplarda sessizliği sağlayacak olguların açığa çıkmasındaki organizasyonun komuta kontrol kademesindeki Türk devleti ve onun askeri, polisleri, medyası ve tetikçi siyasi partileri vardır. Her biri düzenli bir organizasyonla devletin veya Türk hakim sınıflarının çıkarları etrafında kurdukları ortaklıkla, toplumsal güçlere ve devrimci öznelerine karşı savaş içerisindedirler. Tarih boyunca meydana gelen ulusal, etnik soykırım ve devrimci güçlere karşı yapılan katliamların


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.