AdaletWeb045

Page 47

lu¤a, bask› ve teröre karfl› mücadeleyi örgütleyebilecek, umut veren örgütlenmelere ihtiyac› vard›r ve ancak bu noktada umut verebilecek politikalar›n ve somut ad›mlar›n etraf›nda toparlanacakt›r. Sonuç al›c› olmaktan uzak, bir güç oluflturmaktan uzak, flekilsiz, gelece¤i belirsiz platformlar ya da seçimlere endeksli birlikler halk için umut olamamaktad›r, bu tarz birlikler ancak zaten örgütlü, hareketli olan kitleyi kapsamaya yetecektir. Bu durum bugüne kadarki pratiklerle, seçim ittifak›yla denenmifl, somutlanm›flt›r. Oysa temel sorunumuz, mevcut örgütlü kitlenin harekete geçirilmesi de¤il, büyük bir ço¤unlu¤u örgütsüz durumdaki halk› örgütlemek olmal›d›r. Mevcut örgütsüzlük yan›lt›c› olmamal›d›r. Dünya devrim tarihi göstermektedir ki, uygun koflullarda uygun politikalarla, ihtiyaca cevap verebilen örgütlenme biçimleriyle halka gidildi¤inde k›sa sürede büyük örgütlenmeler yaratmak, halk› ortak hedef etraf›nda biraraya getirip harekete geçirebilmek mümkün olmaktad›r. Tekrar ve ›srarla belirtiyoruz ki, tüm sol güçlerin, ortak temel bir ya da birkaç taleple biraraya gelmesi, bu talepler için mücadeleyi örgütleyecek bir CEPHE örgütlenmesi yaratmas›, bunu ilan etmesi bafll› bafl›na halk için önemli bir çekim merkezi olacakt›r. Bu konuda elbette herkesin bizim gibi düflünmesi zorunluluk de¤ildir, ancak bu öneriyi reddedenlerin, itirazlar›n›n yüzeyselli¤i, dayanaktan yoksun olmas›, halk› örgütleme noktas›nda alternatif politika üretmemesi, halka ve mücadeleye karfl› sorumlu bir yaklafl›m olmad›¤›n› gösterecektir.

“Riskli Alanlar” Bitmez Ki! Siyasi anlamda icazetcili¤in, kültürel anlamda bencilli¤in ifadesi olan, mücadelede bedel ödememeye denk düflen “riskli alanlar”dan uzak durma politikas›, bugün bir kez daha Öcalan’›n tecritine karfl› ç›kmamada somutlan›yor. SDP’li Filiz Koçali de Özgür Politika’daki yaz›s›nda buna de¤iniyor: “Seçim meydanlar›nda emperyalizme kafa tutan, kendilerine komünist ya da sosyalist demekten çekinmeyen güçler, 7. hafta olmas›na karfl›n (Öcalan’›n tecritine) ses ç›karm›yorlar. Sosyalisti, komünisti böyle olan bir ülkenin sosyal demokrat›ndan ne bekleyebiliriz ki? Maalesef genifl güçlerle ittifak için bir süre daha hep birlikte çabalamak zorunda kalaca¤›z. Çünkü en genifl ittifak›n önündeki en büyük zorluk "c›zzz" konular...” (Yeniden Özgür Gündem, 18 Ocak 2003) Yaz›lan öz itibar›yla do¤ru. Ama bugünün do¤rusunu yazmak, sorunu çözmek, kayna¤›n› bulmak için tek bafl›na yeterli de¤ildir. Koçali’nin “c›zz konular” diye adland›rd›¤› konuda, aylard›r yaz›yoruz. “Riskli alanlar” diye adland›rm›flt›k bunlar›. Reformizmin de, Kürt milliyetçili¤inin de çeflitli konularda, çeflitli biçimlerde hapsoldu¤u bir aland›r bu. Çünkü kim “icazet”i esas almaya bafllarsa, bu alana hapsolmaktan kaçamaz. Oligarflinin “c›s” dedi¤ine dokunamaz. ”Riskli alanlara” hapsolanlar, iktidar iddias›na sahip olamayacaklar› gibi, gerçek anlamda düzene karfl› bir muhalefet bile yürütemezler. “Riskli alanlar”›n uza¤›nda durman›n politik ad›; icazetcilik’tir. Emperyalizmin ve oligarflinin icazetini isteyenler, “devlete güven vermeyi” esas alanlar, hem siyasi, hem örgütsel özgürlük ve ba¤›ms›zl›klar›n› kaybederler. Olaylara sa¤l›kl› bakma yetene¤ini kaybederler. 19 Aral›k katliam›nda devrimcileri suçlayanlar, iflte böyle bir siyasi körlük içindeydiler. Gerçekte onlar da bilirdi, böyle bir katliamda sorumlunun tart›flmas›z devlet oldu¤unu. Ama bunun yerine “devletin de hatalar› var, Parti-Cephe’nin de” demek, icazeti amaçlayan bir yaklafl›m›n kaç›n›lmaz üslu-

buydu. Kürt halk›na karfl› gelifltirilen tecrit ve askeri sald›r› karfl›s›nda da ayn›s› söylenebilir mi flimdi? Yani, “devlet de hatal› ama, onlar da...” denilebilir mi? Kesinlikle hay›r. Olan bitenin aç›klamas›, oligarflinin bask›c›l›¤›, katliamc›l›¤›ndad›r. Oligarflinin “bahane”ye ihtiyac› yoktur. Oligarflinin “riskli alanlar” ilan edip solu bölüp parçalama politikas›n› bir yaz›m›zda flöyle ifade etmifltik: “Bu... ‘onlardan uzak durun, ne ifliniz var onlarla?’ sözüne kadar uzanan aç›k bir bölüp parçalama, ‘en tehlikelileri tecrit ederek yaln›zlaflt›rma’ politikas›d›r. Bu politikan›n devam› vard›r. Devam› daha az, sonra daha da az tehlikeli görünenlerle devam eder. Bunu görmeyenler, devrimcilerle fazla yanyana gelmezlerse, kendilerine çok büyük bir özgürlük alan› aç›laca¤› hesab›n› yapt›lar hep. Öyle olmad›¤› görüldü. Ama kimileri hala bunu görmemekte ›srar ediyor...” (Ekmek ve Adalet, say› 24) Oligarfli, bir dönem de F tiplerini “riskli alan” ilan etti. Kürt milliyetçili¤i de “icazetçi” politikalar› gere¤i o alana ad›m atmaktan uzak durdu. Yaz›lar›nda, aç›klamalar›nda ›srarla sözetmediler F tiplerinden. “Tecrit” 104 devrimcinin ölümüne ra¤men giremedi onlar›n literatürüne. Evet, mesele ne sadece F tipleri, ne sadece Öcalan; yar›n baflka bir konu da oligarfli taraf›ndan “riskli alan” haline getirilebilir. ‹cazetci politika ve bencil kültür, sorgulanmazsa, oligarfli bölüp parçalamaya, farkl› zamanlarla farkl› kesimleri yaln›zlaflt›rmaya devam eder. Ayn› kafa yap›s› y›llarca bu ülkede “infaz”lar› kendisinin d›fl›nda görmedi mi, ayn› kafa yap›s› Lice’de gerillalar›n katledilmesini “sözkonusu bile” etmiyor. “Terörist” denilen yerde, evet biz teröristiz, bölücü denilen yerde, evet Kürt halk›n› savunmak bölücülükse biz bölücüyüz... diyebilmenin önemini flimdi herkes daha iyi anl›yor mu? Devrimci, demokrat, ilerici tüm sol güçler, riskli alanlara yürüyelim; F Tipleri, tecrit, türban, Öcalan, hepsine sahip ç›kmak, oligarfliyi manevra alan›ndan yoksun b›rakmakt›r.

Ekmek ve Adalet / 26 Ocak 2003 / Say› 45

47


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.