41

Page 1

Afganistan’daki barbar savaş ve işgal son bulsun!

NATO içinde egemen olan ABD ve diğer ülkelerin “Barış Müdahalesi”, “Demokrasinin İnşası” adı altında gerçekleştirdikleri saldırganlık ve müdahaleler sonucu Ruanda ve Sudan’da 2’şer milyon, Yugoslavya’da 250.000, Irak’ta 1,5 milyon ve Afganistan’da

da 60.000 kişi kirli çıkarlar için katledildi. NASA’nın 2001 yılındaki araştırmasına göre Afganistan’daki madenlerin değeri 5 milyar dolara yaklaşmakta. Bu bile Amerika, İngiltere, Almanya, İtalya, Kanada ve diğer emperyalistler için Afganistan’ın işgal edilmesi ve yağmalanması için geçerli bir nedendir. Amerika ve müttefikleri binlerce gelişmiş silahı Afganistan’a göndererek ve halkımız üzerinde deneyerek ülkemizi silah fuarına dönüştürmüş ve dünya silah pazarının canlı tutulmasını sağlamıştır. Sayfa 12

Nepalli Maoistlerin yeni sınavı

Nepal’de 3 haftadır süren son siyasi kriz orduların birleşmesi konusunda ortaya çıktı. Nepal Ordusu’nun Genelkurmay Başkanı Katawal’ın görevden alınması ve 8 üst düzey generalin emekli edilmesi doğrultusunda Prachanda yoldaşın aldığı karar üzerine gerici güçler Hindistan’ın desteğiyle karşı atağa geçmişler ve hükümetin kararını dinlememişlerdir. Sayfa 16

İşçi-köylü Demokratik Halk İktidarı için

Sayı:

41

* 15-28 Mayıs 2009

*Fiyatı: 1.50 TL

İbrahim Kaypakkaya bugünün ve geleceğin kazanılmasında kızıl bir meşaledir -2Sayfa 2

*ISSN: 1307-878X

Direniş, dayanışma,

zafer!

Desa direnişi 1. yılında;

Kadınlar yine en ön safta DESA Deri’de Deri-İş Sendikası öncülüğünde bir yıldır direnişte olan işçiler, 29 Nisan’da Düzce fabrikası önünde biraraya geldiler. Burada bir açıklama yapan Deri-İş Sendikası Genel Başkanı Musa Servi, Desa patronunun tüm saldırılarına rağmen 1 yıldır baskılara boyun eğmediklerini ve mücadeleye devam ettiklerini söyledi. Direnişin 1. yıldönümünde gerçekleştirilen eylemde yine kadın işçiler en ön safta yerini almıştı. Mücadelenin yepyeni bir çehre kazandırdığı bu kadın işçilerden birinin de söylediği gibi “Keşke herkes kadınlar kadar cesaretli olsa!” Desa’da başka kadın işçiler olmak üzere direnişçiler sonuna kadar gitmeye kararlılar. Ve bu yıldönümünde bunu bir kez daha teyit ettiler. Sayfa 10

Ekonomik krizin etkileri daha fazla

işsizlik, daha yoğun sömürü ve sefalet

olarak ortaya çıkmakta iken işçi diren-

Devletin silahıyla katliam!

işleri de fabrika önlerinde devam ediyor. Kararlılık ve inatla aylardır süren di-

renişlere olan duyarlılık ve dayanışma

direnişleri büyütecek ve kan emici patronlara karşı mücadelede onlara güç ve-

recektir.

Egemenler cephesinde yeni sömürü

paketleri üzerinde çalışmalar sürerken, kabine değişikliği ile taze kan arayışına girilirken ezilenlere yönelik saldırıların

artacağından hiç kimsenin kuşkusu ola-

Kent AŞ işçisi direnişi seçti

maz.

Yerel seçimlerde özellikle bölgede

DTP’nin başarısının ardından gelen saldırılar sürerken, on yıllardır Kürt hal-

1 Mayıs günü Karşıyaka Belediyesi’nin 5747 sayılı yasa nedeniyle oluşan hizmet daralmasını bahane ederek işten çıkarttığı Kent AŞ işçileri direnişi seçti. Direnişin 10. gününde İzmir Partizan’ın ziyaret ettiği işçiler, yıllardır örgütlü mücadele verdiklerini ve kendilerine sunulan taşeron işçilik “teklifini” bir hakaret olarak kabul ettiklerini söylüyorlar.

kının başında bir kılıç gibi sallanan

koruculuk Mardin’deki korkunç olayla

bir kez daha tartışmaya açıldı. Koruculuğun nasıl bir suç ve cinayet şebekesi olKürt ulusal sorunu emperyalist reçetelerle gündemden düşmezken, bölgede korucular yine işbaşındaydı. 4 Mayıs gecesi Mardin’in Mazıdağı ilçesi Kertê köyünde bir düğünü basan yüzleri maskeli korucular, aynı aileden 44 kişiyi katletti. Korucular, devletin silahı ile işlenmiş cinayetlerine böylece bir seferde 44 kişiyi daha eklediler. Diğer yandan DTP’ye yönelik saldırıların ardı arkası kesilmezken Kürt halkı ve devrimci, demokratik kamuoyu da DTP’yi sahiplenmeye ve dayanışmaya devam ediyor. Sayfa 6-8

İşçi-köylü’den Türkiye’nin geleceği

çelikten yoğruluyor! Sayfa 2

Sınıfsal Yaklaşım Militan tarz, eylemli müdahale! Sayfa 3

duğu bu katliamla ortaya çıktı.

Ekonomik kriz ve Kürt halkına yöne-

lik saldırılar gündemi işgal eden en

önemli iki meseledir. İşçi, emekçi tüm

İşçiler “Bizi tahrik etmeye çalışıyorlar, ancak biz bu oyuna gelmeyeceğiz. Burada 10 gündür direniyoruz, kıdem ve ihbar tazminatı değil işimizi geri istiyoruz” diyorlar. Sayfa 4

ezilen kesimleri birleştirmek ve örgütle-

mek için bir adım öne çıkalım ve Kürt

halkının yanında olarak dayanışmayı büyütelim.

Emekçinin Gündemi İşçi ve emekçilerin örgütlenmesinde mahallelerin önemi Sayfa 4

Pusula

Evrensel Bakış

Kazanma bilinci zorluklarla savaşmayı tetikler

Hedefte olanların hedefi net!

Sayfa 11

Sayfa 13


‹flçi-köylü 2

‹brahim Kaypakkaya yafl›yor

‹brahim Kaypakkaya bugünün ve gelece¤in kazan›lmas›nda k›z›l bir meflaledir -2‹brahim’de siyasal olgular karfl›s›nda ilkesel durufllar hayati önem tafl›r. Tüm mücadelesinde bu ilkesel duruflu görmek mümkündür. ‹lkelerden bir an dahi tereddüte düflmek, koflullar, flartlar ne olursa olsun onun tutumu de¤ildir. Ancak bu durufl taktik politikalarda esneklik göstermedi¤i anlam›na gelmez. Tam tersi bunlar aras›ndaki diyalektik bütünlü¤ü göz önüne alarak güçlü bir silaha dönüfltürür. ‹nceleme yönteminde, olguyu parçalara ay›rarak bütünlü¤e hakim olma metodunu uygular. Genel hakk›nda yarg›lara, parçay› s›k› bir analizden geçirerek ulafl›r. Ülkenin sosyal, iktisadi ve kültürel yap›s›n› incelerken ve belli bafll› çeliflmeleri tespit ederken; üretici güçler ve üretim iliflkileri aras›ndaki çeliflmeleri bilimsel çal›flma titizli¤iyle ele alarak çeliflmeleri tasnif eder. Buradan devrimin niteli¤ini ve toplumsal s›n›flar›n

‹brahim yar›-feodalizmi feodalizmin kal›nt›lar› olarak de¤erlendirir. Emperyalizmin güdümünde geliflen kapitalizmle ittifak›n›, içiçeli¤ini ortaya koyar. “Yüzlerce feodal biçimle yüzlerce kapitalist biçimin” bir sentezi oldu¤unu, feodal biçimlerle kapitalist biçimlerin tasnif edilemeyecek kadar içiçe geçti¤ini, eklemlendi¤ini somut analizlerle (Kürecik Bölge Raporu vb.) ortaya koyar. ‹çiçe geçmifl, karfl›l›kl› var olman›n emperyalizmin tahakkümü için kolaylaflt›r›c› bir dayanak oldu¤unu, kapitalist biçimlerle feodal biçimlerin karfl›tl›klar›n› da gözden kaç›rmaz. Ancak burada çeliflmenin esas yönü ‹brahim’in ilgi alan›d›r. Her ne kadar kapitalist iliflkilerin gün be gün feodalizmi do¤as› gere¤i çözerek gevfletece¤ini vurgulasa da bunun tali oldu¤unu, esas olan›n bu üretim biçimlerinin iç içe geçmiflli¤i ve varl›klar›n›n geri dönülmez bir flekilde birbirini koflullad›¤› oldu¤unu göstermektedir. Meselelere emperyalizmin karakteristik özelli¤i ve yar›-sömürge ve de feodal iliflkileri tasfiye edememifl, demokratik devrimi gerçeklefltirememifl ülke gerçekli¤inden bakan bir tutumu vard›r. Bu ba¤lamda devrimin yolu, niteli¤i, ittifaklar›, düflmanlar› meselelerini çözüme kavuflturur. Devrimin niteli¤inin Demokratik Halk Devrimi, yolunun uzun süreli k›rlardan flehirlere do¤ru geliflen Halk Savafl› ol-

‹brahim’in Diyarbak›r Zindan›’da savun mas›n› yazmak üzere tuttu¤u notlar devrim karfl›s›ndaki pozisyonunu a盤a ç›kar›r. Yar›-feodal, yar›-sömürge sosyoekonomik iliflkiler içinde olan ülkemiz gerçekli¤i üzerinden belli bafll› çeliflmeleri tasnif ederek, di¤er çeliflmeleri belirleyen ve tesir eden bafl çeliflmeyi a盤a ç›kar›r. Bu çeliflmeyi “feodalizmle halk y›¤›nlar› aras›ndaki çeliflme” olarak ortaya koyar. Yar›-feodal iliflki ve üretim biçimini kavray›fl düzeyi oldukça ileridir. Kürecik Bölge Raporu’na bak›ld›¤›nda bu görülecektir. Yar›-feodalizmi ya da feodal iliflkilerin ekonomik iliflkiler içindeki etkisini, emperyalizm olgusu ile onun siyasi ekonomik iliflkileri ba¤lam›nda ele alarak ça¤›n özelliklerini ve karakterini ne denli kavrad›¤›n› gösterir. Yar›-feodalizm denince elinde kamç›, aya¤›nda çizme olan beylerin ve a¤alar›n hakimiyetini arayanlara, yar›-feodal üretim iliflkileri ya da feodalizmle halk y›¤›nlar› aras›ndaki çeliflki denince Ortaça¤›n feodal biçimlerini arayanlara karfl› nükteli bir flekilde elefltirel yaklafl›r ve burjuva idealizmi olarak yarg›lar. O ortaça¤›n feodal iliflkilerini referans alanlarla alay etti¤i gibi çal›flma ve tezleriyle yar›-feodal biçimlerin ne oldu¤unu, nas›l görüngüler ald›¤›n› somut bir flekilde aç›klar. Bunun toplumsal dayanaklar›n› ve emperyalizmle olan s›k› ba¤lar›n› ortaya koyarak mevcut çeliflmenin içeri¤ine, ülkemiz topraklar›nda ald›¤› görüngülere aç›kl›k getirir.

du¤unu; köylülü¤ün temel güç, iflçi s›n›f›n›n önder oldu¤unu ve bu iki gücün ittifak›na dayanan bir veche ald›¤›n›, milli burjuvazinin bu temel ittifak›n geliflkinli¤ine ya da zay›fl›¤›na göre karfl› devrim ile devrim aras›nda gelgit yaflayan karakterini ortaya koyar. Demokratik Halk Devrimi’nin özünün toprak devrimi oldu¤unu, emperyalizm olgusuyla devrimin milli yönünün içiçe geçerek birleflti¤ini gözler önüne serer. Özü “k›rlardan flehirlerin kuflat›lmas›” olan devrim stratejisini olas› görünen sosyal de¤iflimler ile birlikte aç›klam›flt›r. Köylü nüfusunun ülke nüfusuna oranla a¤›rl›¤›n› kaybetmesi durumunda devrimin karakteri ve stratejisinin de¤iflip de¤iflmeyece¤ine dair yaklafl›m› oldukça ö¤reticidir. Olaylar› çözümlemede diyalektik materyalizm perspektifine hakimli¤inin bir kan›t›d›r. Bugün aç›s›ndan da köylü nüfusunun genel nüfusa oran›nda yaflanan de¤iflim karfl›s›nda “k›rdan flehire” stratejisinin geçerlili¤ini yitirdi¤ini söyleyenlere bir yan›t içermektedir. “Yar›-sömürge, yar›-feodal ülkelerde flehirlerin k›rdan kuflat›lmas› stratejisi, sadece feodalizmin mevcudiyetinden ve köylülerin nüfus ço-

¤unlu¤unu teflkil etmesinden de¤il ayn› zamanda emperyalizmin yar› iflgalinden ileri gelir…” “Feodalizmin mevcudiyet derecesi ve köylülerin genel nüfusa oran› (ki bunlar birbirine ba¤l› fleylerdir) demokratik devrimin program›n› etkiler, ama flehirlerin k›rlardan kuflat›lmas› stratejisini de¤ifltirmez”* ‹brahim feodalizmin varl›k derecesinin azalmas›n›n devrim stratejisini de¤ifltiremeyece¤ini ancak program›n› etkileyece¤ini vurgulamaktad›r. Zira ülkemizin toplumsal yap›s›n›n de¤ifliminin mevcut sosyo-ekonomik iliflkiler korunarak, devlet yap›lanmas›nda niteliksel de¤iflim olmadan köklü bir flekilde de¤iflmeyece¤i aç›kt›r. Bu Marksizm’in abecesi olan genel bir yasas›d›r. Bu temelde yaflanan sosyal, iktisadi, kültürel de¤iflimler bir devrim olmaks›z›n öze yönelik de¤il, biçime yönelik olacakt›r. Bu da taktik meseleler olarak devrimin program›nda yerini alacakt›r. Devrim ile karfl› devrim güçlerinin konumlan›fl›n›, kuvvet iliflkisini devrim stratejisinde tayin edici önemde görmektedir. K›rlar›n esas, flehirlerin tali olmas›n› sadece devrimin güçlerinin burada güçlü olmas›na de¤il bu çeliflkinin di¤er yönü olan egemen s›n›flar›n buralarda daha zay›f olmas›na ba¤lar. Bugün için flehirlere yaflanan yo¤un göçün sonucu köylük nüfusun azalmas› bir olgudur. Bu yar›-feodal iliflkilerin nispi oranda tavsad›¤›n›n ama ayn› biçimde bu sosyo-ekonomik kültürel iliflkiler içinde baflka bir veche olmas› anlam›na gelmektedir. Bu de¤iflim ve yeni vechenin sanayi ve iflçi s›n›f›n›n geliflimine ayn› oranda yans›maktan uzak oldu¤u ise bir baflka gerçektir. Ancak yaflanan de¤iflim içinde kentsel bölgelerin öneminin geçmifle oranla daha fazla artt›¤› yads›namaz. Bu durum temel güç, s›n›f ittifaklar›, k›rdan flehire stratejisi ekseninde köylü gerilla savafl›na dayal› Halk Savafl›n› ve bir bütün olarak devrimimizin karakterinde nitel bir de¤iflimi ifade etmemektedir. Mevcut geliflmenin Demokratik Devrimin taktik bir sorunu olarak ele al›narak de¤erlendirilmesi gerekmektedir. Mevcut durumda devrim ve karfl› devrim kuvvetlerinin güç iliflkileri ile konumlan›fllar›nda özellikle emperyalist tahakkümün küreselleflme eksenli siyasal-ekonomik politikalar›n›n ülkemiz özgülündeki yans›malar› bunu daha fazla gerçekçi k›lmaktad›r. Eflitsiz geliflim yasas›na uygun olarak devrimin de eflitsiz bir geliflim içinde olaca¤› bilimsel gerçe¤i üzerinden ülkenin en kuru bozk›r›n› do¤ru olarak tespit ederek küçükten büyü¤e, basitten karmafl›¤a do¤ru geliflecek k›r gerilla mücadelesi anlay›fl› içerisinde olmufltur. Özellikle Türkiye Kürdistan›’nda yürüttü¤ü faaliyet onun düflüncelerinin sistematize edilmesi ve silahl› mücadeleye bafllamas› noktas›nda güçlü bir itim sa¤lam›flt›r. Bölgenin tarihsel, sosyal, s›n›fsal dokusu ve çeliflkileri do¤rultusunda bu bozk›r›n buras› oldu¤unu do¤ru tespit etmesi ve gerilla mücadelesini buradan

bafllatmas› basit, geçifltirilecek bir durum de¤ildir. Bilimsel düflünüfl ve tutumun güçlü bir ispat›d›r. Sosyal pratik ‹brahim’i bu özgülde hakl› ç›karm›flt›r. Kürt Ulusal Hareketi’nin temel savafl stratejisi, hedef ve amaçlar›ndan ve de ideolojik önderli¤inden azade olarak baflar›s› göz önüne al›nd›¤›nda ‹brahim’in oluflturdu¤u temelin ne denli bilimsel oldu¤u görülecektir. ‹brahim’in Türkiye Devrimci Hareketi’nden temelden kopuflunu sa¤layan yaklafl›mlar›ndan en önemlisinin Kemalizm ve bu ba¤lamda devletin niteli¤ine yönelik çözümlemeleri oldu¤u bilinmektedir. ‹brahim’in bu çözümlemelerinin özü do¤ru kavranmaks›z›n bugün devletin kendini yeniden yap›land›rma çabalar›n›, egemenler aras›ndaki dalafllar› tam olarak kavramak mümkün olmayacakt›r. ‹brahim, devletin niteli¤i ve temel yap›lanmas› (iktidar ayg›t›, parlamentonun ifllevi vb.), egemen s›n›flar aras›ndaki ayr›fl›mlar ve bu ayr›fl›mlar›n kendi içinde tasnifi ve bunlara karfl› s›n›fsal durufl üzerine oldukça net ve bilimsel yaklafl›mla temel noktalarda ilkesel düzeyde bir durufl gösterir. Kemalizm’e ve egemen s›n›flara yaklafl›m›n nas›l olmas› gerekti¤ini aç›klarken öncelikle fiefik Hüsnü önderli¤indeki revizyonist, s›n›f iflbirlikçisi TKP’nin prati¤ini irdeleyip mahkum ederek ifle bafllar. Buradan ç›kard›¤› en önemli sonuç; TKP’nin iflçi-köylü ittifak›n› reddederek uzun dönemde Kemalizmin burjuva demokrasisini yap›land›rarak sosyalist devrimin koflullar›n› haz›rlayaca¤›na olan anti-bilimsel tutumla egemen s›n›flara yedeklenmesi, çok partili döneme geçifl arefesinde ise bu defa “çok parti”, “serbest seçim” gibi söylemleri dillendiren Demokrat Parti ile teflekkül eden komprador burjuvazi ve toprak a¤alar›n›n bir kli¤inin siyasi temsilcilerine yedeklenmeyi tercih etmesidir. Bu durumu çözümleyen ‹brahim, bu TKP’nin ancak reformcu orta burjuvazinin siyasi temsilcisi olabilece¤ini tespit etmifltir. ‹brahim sadece, fiefik Hüsnü’nün TKP’sini bu s›n›fsal nitelikte görmez. T‹P, Mihri Belli kli¤i gibi siyasi oluflumlar› da reformcu orta burjuvazinin siyasi temsilcileri olarak niteler. Bu yaklafl›m ‹brahim için tam bir s›n›fsal karfl›tl›¤›n ideolojik, siyasi, kültürel ve örgütsel inflan›n oluflturulmas› demektir. Kendi çizgisini bu derece net ve keskin bir ayr›ma tabi tutmufltur. *(‹brahim Kaypakkaya Seçme Yaz›lar) (Devam edecek)

15-28 May›s 2009

‹flçi-köylü’den Türkiye’nin gelece¤i çelikten yo¤ruluyor. Çelik ald›¤› suyu unutmad›! Ekonomik kriz kitleler üzerindeki etkisi derinden hissettirmeye devam ediyor. Her gün farkl› tart›flmalarla üstü örtülmeye, unutturulmaya çal›fl›lan ekonomik kriz tam aksine her ad›mda iflçi, emekçilerin karfl›s›na dikiliyor. Krizin, iddia edilenin aksine genifl bir kapsam› oldu¤u art›k tart›flma götürmez bir gerçek olarak kabul ediliyor. Krizin derinden nüfuz etti¤i ülkemizde art›k krizi yok sayan bir söylemin hiçbir karfl›l›¤› kalmam›flt›r. “‹flsizlikle mücadele” ad› alt›nda 6 “çözüm paketi” aç›klayan hükümet, “Krize karfl› mücadele ediyoruz” gürültüleri eflli¤inde yedinci paketi aç›klamaya haz›rlan›yor. Temelde incir çekirde¤ini doldurmayacak düzenlemeler getiren ve iflsizli¤in azalt›lmas›na do¤rudan katk›s› olmayan bu “ad›mlara” bir yenisi daha ekleniyor. Hükümet, “iflsizli¤in azalt›lmas›” ad› alt›nda iflçi ve emekçilerin kazan›lm›fl haklar›n›n gasp edilmesinin önünü açacak düzenlemelere imza at›yor. Yedinci paket de bunlardan biri. Buna göre; iflsizler “geçici istihdam bürolar›”nda ifl bulabilecek. Egemenler bu bürolarda iflsizlere her türlü güvenceden ve çal›flma düzeninden yoksun ifl alanlar›nda “ifl” bulacak! Emekçilerin eme¤inden yap›lan kesintilerle ‹flsizlik Fonunda biriktirilen sermayenin k›l›f›na uydurularak gasp edilmesi de hükümetin “iflsizli¤e dönük” projelerinde birini oluflturuyor. Söylemlerin ve propagandalar›n aksine iflsizlik ise artmaya devam etmektedir. Hükümetin bu soruna bak›fl›n› ise Devlet Bakan› Zafer Ça¤layan özetledi. Tablo için “krizin en dip noktas›n› gördü¤ümüz” yorumunu yapan Ça¤layan’›n aksine IMF ise krizin en sert sars›nt›lar›n›n 2010 y›l›nda yaflanaca¤›na dikkat çekmektedir. Ekonomik krizin etkisi ile ifllerine son verilen, kap› önün konulan iflçilerin mücadelesi ise sürüyor. Sürecin genel gidiflat› dikkate al›nd›¤›nda y›k›ma karfl› direnifllerin de artarak geliflece¤ini söylemek yanl›fl olmayacakt›r. Bu yan›yla yaz aylar›nda rehavete kap›lmadan, disiplinli bir çal›flma ile direniflteki iflçilerle dayan›flmay› güçlendirmek hakl› talepleri için verdikleri mücadeleye omuz vermek önem kazan›yor. 1 May›s’la a盤a ç›kan enerjinin, umut ve coflkunun s›n›f›n mücadelesinde bir kald›raç ifllevi görmesinin yolu buradan geçmektedir. 32 y›l sonra Taksim’e ç›kan iflçi, emekçilerin bu kazan›m›n› süreklilefltirmek ve bir ad›m ileri tafl›mak için s›n›f›n içindeki çal›flmaya a¤›rl›k vermek gerekmektedir. S›n›f hareketine yaklafl›m, çal›flma tarz› ve buradan ç›kar›lacak sonuçlar noktas›nda önemli bir tarihsel birikime sahip oldu¤umuz unutulmamal›d›r. ‹brahim yoldafl› and›¤›m›z bu dönemde onun 15–16 Haziran Büyük ‹flçi Direnifli’ne yaklafl›m› incelenmelidir. Önder yoldafl, hiçbir ayr›nt›y› kaç›rmadan ancak ayr›nt›larda bo¤ulmadan s›n›f hareketini bilimsel bir süzgeçten geçirerek devletin niteli¤i, mücadelemizin ana hatlar› hakk›nda bugünde canl›l›¤›n› ve yak›c›l›¤›n› koruyan fikirlerini gelifltirdi. ‹brahim yoldafl, 15–16 Haziran Büyük ‹flçi Direnifli’ni haber al›r almaz Ankara’dan ‹stanbul’a gelerek eylemin içinde yer alm›fl, fabrikalardan iflçileri eyleme ça¤›rm›fl, iflçilerle birlikte omuz omuza mücadele etmifltir. O, ‹flçi-Köylü gazetesinde çal›flt›¤› dönemlerde ve sonras›nda direnifl, grev ve fabrika iflgallerini çok yak›ndan takip etmifl, iflçilerle fabrikalarda sabahlam›fl onlarla birlikte çad›rlarda kalm›fl, nöbet tutmufltur. Birçok iflçi havzas›nda faaliyet yürütmüfltür. Bu aç›lardan bak›ld›¤›nda May›s ay›n› ‹brahim yoldafl›n düflüncelerini, siyasi analizlerini güncel geliflmeler üzerinden yeniden inceledi¤imiz ve gelece¤e dair sonuçlar ç›kard›¤›m›z bir yöntemle ele almak faydal› olacakt›r. Ayr›ca DTP’ye yönelik gerçeklefltirilen gözalt› ve tutuklamalar da sürecin en önemli ayaklar›nda birini oluflturmaktad›r. DTP’nin bu sald›r›lara karfl› birçok ilde ve bölgede düzenleyece¤i mitinglere, eylemler ve direnifllere kat›lmak Kürt halk› ile daha fazla bütünleflmek anlam›na gelecektir. ‹brahim yoldafl›n Türkiye’de bir ilki gerçeklefltirerek 50 y›ll›k suskunlu¤un ard›ndan Kürt kelimesinin a¤›zlara al›nmad›¤› bir dönemde Kürt ulusal sorununa dair tespitleri de güncelli¤ini korumaktad›r. Kürt Ulusal Hareketi taraf›ndan da bu ç›k›fl› ile genel kabul gören ‹brahim yoldafl›n analizleri t›pk› di¤er birçok tespiti gibi güncelli¤ini en fazla koruyan ve tart›fl›lan konular›n bafl›nda gelmektedir. 37 y›l geçmesine ra¤men Kaypakkaya yoldafl›n özellikle Kemalizm ve milli mesele konusundaki görüfllerinin kamuoyunda hâlâ tart›flma yaratmas› tespitlerinin güncelli¤ini ispatlamaktad›r. Önder yoldafl›n büyük bir öngörü ile“Türkiye’nin gelece¤i çelikten yo¤ruluyor. “Ve çelik ald›¤› suyu unutmayacak!” sözleri ile ifade etti¤i iddia yaflam›n canl› prati¤i içinde döne döne kan›tlan›yor. Evet, Çelik ald›¤› suyu unutmad›! ‹brahim yoldafl›n ard›llar› olarak canl›, hareketli coflkulu bir mücadele hatt› örmek için sürece daha fazla yüklenelim!


Türkiye egemen s›n›flar›n›n ABD merkezli ziyaret trafi¤i sürüyor. Yerel seçimlerin hemen ard›ndan gerçekleflen, “Mesih” Obama’n›n ziyaretini, ABD Genel Kurmay Baflkan› Michael Mullen’in ziyareti izledi. Onu ise, FBI Baflkan› Robert Mueller’in ziyareti izliyor… Bu yo¤un ziyaretlerin, ne Türkiye emekçi halk›n›n ne de bölge halklar›n›n lehine olmad›¤› malum. Üst düzeyde gerçeklefltirilen görüflmelerin, Türkiye’nin bölgesel projelerde üstlendi¤i rolü pekifltirmeye hizmet etti¤i çok aç›k. Afganistan, Irak, ‹ran ve Ermenistan gündemlerinin ise, öncelikli olarak ele al›nan konular oldu¤u, görüflmelerle birlikte kamuoyuna yans›yan bilgilerden ve misafirden çok, “evin efendisi” konumundaki ziyaretçilerin, hemen yan›bafl›nda, “yaka iliklenerek” yap›lan aç›klamalardan ve sonraki günlerde yaflanan geliflmelerden de anlafl›lmakta. ABD emperyalizminin en üst düzey temsilcileri taraf›ndan gerçeklefltirilen bu ziyaretlerde öncelikli konular›n bafl›nda, Afganistan’a, buradaki s›cak savafl ortam›nda savaflacak, yani muharip asker gücü gönderilmesi geliyor.

Ancak, egemen klikler aras›ndaki hegemonya çat›flmas›n›n, Ergenekon vb. gündemlerle iyice t›rmand›¤› günlerde, neredeyse “kanl›-b›çakl›” olan CHP ile AKP’nin aras›ndan bugünlerde “su s›zmayan” bir görüntü yans›yor. Bu görüntü her fleyden önce, birbiriyle “it dalafl›” içinde olanlar›n, Ermenistan vb. bölgesel emperyalist projelerde, böylelikle de hem ülke halk›na hem de bölge halklar›na dönük sald›r›larda, bir kez daha uzlaflt›¤›n› da gösteriyor.

El Sadr “bizi” niye ziyaret etti? Emperyalistlerin bölgeye dönük uzun ve k›sa vadeli projeleri kapsam›ndaki ad›mlardan biri de, ABD merkezli ziyaretlerin gerçekleflti¤i günlerde, Irakl› fiii lider Mukteda El Sadr’›n yapt›¤› ziyaretle at›ld›.

El Sadr’›n ziyaretinin Irak iflgalinin gelece¤ine dair pazarl›klar› içerdi¤i, iflgalin hakim gücünün ABD emperyalizmi oldu¤u gerçekli¤i, bu görüflmeyi de zaten kaç›n›lmaz k›lmakta. Görüflmelerde, iflgal karfl›t› direniflin son dönemde iyice yükselifle geçti¤i Irak’taki son durumun yan›s›ra, burada Aral›k ay›nda yap›lacak olan seçimlerin ele al›nd›¤›, görüflmelerden yans›yan bilgiler aras›nda. Irak’ta önemli bir güç konumundaki Sadr hareketinin siyasallaflt›r›larak, Irak’taki sürece dahil edilmesinin planland›¤› biliniyor. Yani çabalar, buradaki direniflin ehlilefltirilerek, iflgale ortak edilmesini içeriyor. Bu yönlü çabalar, Sadr’›n Ankara’dan sonra ‹stanbul’a geçmesi ve hareketin seksen kiflilik heyetiyle birlikte, burada yap›lan konferansta da sürdü. El Sadr’› hem ABD emperyalizmi hem de

Afganistan’a savaflacak asker gücü gönderme gündemi, son dönemdeki emperyalist zirvelerinde bafll›ca konular›ndan birini oluflturmakta. ABD emperyalizmi, burada verdi¤i kay›plar›n ve bir bütün olarak Afganistan iflgalinin yükünün artmas›yla birlikte, iflgalin yükünü paylaflt›rma çabas›nda. Ancak baflta AB emperyalistleri olmak üzere, iflgalin müttefikleri bu paylafl›m›n askeri boyutuna çok da öyle yaklaflmamakta. Kimi AB bileflenleri ise, yeni asker göndermeyi b›rakal›m, mevcut askerlerinin say›s›n› azaltmay› tercih etmekte. Emperyalistler bir kez daha kendi ya¤ma ve talan savafllar›n›n faturas›n›, emperyalizme ba¤›ml› ülkelere y›kmak istediklerini gizlememekteler. Afganistan’a daha fazla say›da ve savafl gücü olarak asker gönderilmesine dönük yeni bir tezkerenin meclis gündemine getirilmesi de kaç›n›lmaz gibi görünüyor. Irak iflgali dönemindeki 1 Mart tezkeresi benzeri bir durumun yaflanmas› ise, flu süreçte biraz zor görünüyor. O dönem tezkerenin geçmemesi için oy kullanan CHP, elbette ayn› gün yap›lan ve on binlerin kat›ld›¤› tezkere eyleminin de etkisiyle, tezkerenin geçmemesinin meclisteki bafl sorumlular›ndan ilan edilmiflti.

Mardin katliam›n›, Kürdü-Kürde k›rd›rma politikas› yaratt› Bu çözüm, özünde, faflist TC devletinin, Kürt ulusal sorununun çözümünü, onlarca y›ld›r imha-inkar-asimilasyon politikalar›nda gören yaklafl›m›ndan baflka bir fley de¤il. Bir di¤er deyimle, ABD patentli “çözüm” denildi¤inde de anlafl›lmas› gerekenin Kürt Ulusal Hareketi’nin teslim al›nmas› oldu¤u, bu süreçte daha da net ortaya ç›km›flt›r. AKP’nin Kürt illerinde ald›¤› seçim yenilgisinin ard›ndan, eskiye oranla hayli bir art›fl gösteren, Kürt Ulusal Hareketi’ni teslim alma çabalar› sürerken, Kürtler üzerinde estirilen, tutuklama-gözalt› ve fiili sald›r› dalgas›yla birlikte, devlet terörü de zirvelerde seyir ediyor. Kürt ulusal sorunu özgülünde ve de “te-

Sistemin kan kayb›n› h›zland›ral›m! Kürt Ulusal sorunu özgülünde ve de “terörle mücadele” kapsam›nda art›k “ola¤an” hale gelmifl olan “Bahar operasyonlar›” ile da¤tafl bombalan›rken, bu operasyonlar›n en fazla yo¤unlaflt›¤› bölgelerden biri de Dersim.

‹flgallerin yükü ba¤›ml› ülkelere

TC devletine ait özel bir uçakla Ankara’ya gelen El Sadr’›n bu ziyaretinde en dikkat çekici noktalardan birini, ayn› günlerde Ankara’da olan ABD emperyalizminin temsilcileri ile ayn› otelde kalmas› oluflturuyordu. Emperyalist efendilerin kald›¤› otellerde b›rakal›m baflka birilerinin kalmas›n›, etraf›nda kufl bile uçurtulmad›¤› bilindi¤inde, ayn› yerde konaklaman›n, sadece konaklamadan ibaret olmad›¤›, El Sadr’›n Türk egemen s›n›flar›n›n temsilcilerinden önce, ABD temsilcileri ile görüfltü¤ü, sadece bir varsay›m olmasa gerek.

S›n›fsal Yaklafl›m M‹L‹TAN TARZ, EYLEML‹ MÜDAHALE! Önce ‹lker Baflbu¤ iki hafta arayla konuflmufl (14-29.04), bilinen “resmi” görüflleri tekrarlamaktan baflka baz› “aç›l›mlar”a haz›r olduklar›n›n sinyalini vermifl ama daha önemlisi, bir süredir s›k› müttefikleri olan AKP ile yaflanan çeliflkileri deflifre etmeyi hedeflemiflti. Bunda yerel seçim sonuçlar› ve krizin boyutlar› kadar ABD’nin yönelimi ne kadar etkiliydi kestirmek zor say›lmaz ama Kürt sorunu belli bir a¤›rl›k tafl›maktayd›. Dikkat çekici olan, ikinci konuflmada Ergenekon davas›yla –ve operasyonuyla- ilgili elefltirilere ilk kez aç›kça yer verilmesiydi. Derken, makam›n önceki sakini Yaflar Büyükan›t sahne ald› (07.05). Onun anlatt›klar› daha çeflitli konular› kaps›yordu ve infial uyand›r›c› boyuttayd›. ‹lk kez böylesi bir flahsiyeti bu kadar erken ve olabildi¤ince “aç›k” konuflturan elbette kiflisel nedenler de¤ildi. Hem kamuoyu hem de belli çevrelere ana bafll›klarda önemli mesajlar verilmesi hesaplanm›flt›. Bunlardan birisi, yine ulusal sorunla ilgili süreç iken di¤eri ise Ergenekon davas› konusundaki

‹flçi-köylü 3

Politika-yorum

15-28 May›s 2009

tasarruflara yönelikti. Yerel seçimlerden hemen sonra DTP’ye yönelik “KCK operasyonu”, ask›da tutulan kapatma davas› ile henüz iliflkilendirilmeden yeni bir koz olarak masan›n di¤er taraf›na kaydedilmifl, bunu protesto için gelifltirilen eylemler Türkiye Kürdistan›’nda yeni bir isyan rüzgâr› estirmiflti. Kürt ulusal sorunu ile ilgili “olgunlaflt›rma” faaliyetleri, özel elçi Hasan Cemal’in Kandil’e t›rmanmas› ile sürdürüldü. Belli bir aflamaya gelindi¤ine dair “müjdeyi” nihayet, “iyi fleyler olur” (08.05) sözleriyle Abdullah Gül verecekti… Abdullah Gül bu kez Mart 2009’da ‹ran’a giderken “iyi fleyler olacak” gibi mu¤lâk ve k›sa bir ifade yerine daha aç›k ve anlaml› konufluyor, flunlar› söylüyordu: “Mutlak halledilmesi laz›md›r. Bu Türkiye’nin birinci meselesidir. ‹yi geliflmeler olmas› laz›m ve olabilir. Herkes iflin çok daha fark›nda. Asker, sivil, istihbarat, devlet içinde herkes birbiriyle çok daha aç›k seçik konufluyor. Böyle bir ortamda iyi fleyler olur. Bir f›rsat var, kaçmamas› laz›m. Hem d›fl meselemizde, hem de bu iç meselemizde.”

Türk egemen s›n›flar› aç›s›ndan “önemli” k›lan bir di¤er mesele ise, Irak’›n “bütünlü¤ü” ve Kerkük, dolay›s›yla da Kürt sorunu noktas›ndaki “çözüm”e karfl› benzer bir yaklafl›m içinde olmas›d›r. Özellikle de Kerkük noktas›ndaki tezleri, El Sadr ile oldukça örtüflen Türk egemen s›n›flar›, Irak iflgalinin ortaya ç›kard›¤› ya¤ma ve talandan pay alma çabalar›nda, El Sadr’› yanlar›na almaya çal›fl›yorlar. Bu çabalar elbette Kürt sorununun ABD patentli “çözümü”aç›s›ndan da geçerli.

Kürt ulusal sorunu, A. Gül’ün de itiraf etti¤i gibi faflist Türk devletinin birinci meselesidir. Üstelik bu niteli¤ini uzun y›llard›r korumakta, bir dizi sorun buna ba¤l› flekillenmektedir. Gelinen aflamada sorunun “siyasal çözümü” ile ilgili emperyalist planlar›n devreye sokulmas›nda kendi cephelerinde belirli bir uyumun sa¤land›¤› anlafl›lmaktad›r. Bu “çözüm” elbette ki di¤er taraf olan Ulusal Hareket ile anlaflma/uzlaflmaya ba¤l› gerçekleflme flans›na sahiptir. Süreç iflletilmeye bafllan›nca, at›lacak ad›mlar›n yan›ts›z kalmayaca¤›na dair “umutlu” bir yaklafl›m›n egemen oldu¤u görülmektedir. Kürt ulusal sorununda 25 y›ll›k savafl›n ard›ndan kritik bir evreye, önemli bir dönemece gelindi¤i anlafl›lmaktad›r. Günümüzde çeflitli çevrelerle ulusal soruna iliflkin yürüttü¤ümüz polemiklerin önem ve de¤erini daha da art›ran bu sürecin hassasiyetle takip edilmesi gerekmektedir. Zira ulusal soruna iliflkin her türlü geliflme Türkiye’deki s›n›f mücadelesinin genel seyrini derinden etkileyecek özelliklere sahiptir. Bu durum özellikle gelinen nokta itibar›yla böyledir. Kürt ulusal devrimci ve demokrat güçlerinin çeyrek as›rd›r yürüttü¤ü savafl ve direniflin yaratt›¤› potansiyel, dinamizm ve kültürün, bütün halk s›n›flar› üzerinde muazzam bir etkisi vard›r. Devrimci mücadelenin sürekli beslendi¤i bu etkileflim, her fleyden önce egemen s›n›flara yönelik “teh-

rörle mücadele” kapsam›nda art›k “ola¤an” hale gelmifl olan “Bahar operasyonlar›” ile da¤-tafl bombalan›rken, bu operasyonlar›n en fazla yo¤unlaflt›¤› bölgelerden biri de Dersim. Dersim’de, operasyonlar› f›rsat bilen faflist devlet güçleri, bölgede yeni bir OHAL uygulamas›n› da devreye sokma haz›rl›¤›nda. Ad› do¤rudan OHAL olarak konmayan, ancak fiili uygulamas›na geçilen uygulamalar kapsam›nda, Dersim’de genifl bir bölgenin asker d›fl›ndaki kesimlere kapat›ld›¤› aç›kland›. Böylelikle de, önümüzdeki süreçte gerek gerillaya gerekse bölge halk›na dönük zulmün ve

dit ve zarar”la do¤ru orant›l› de¤erlendirilmek durumundad›r. ‹flgal sonras› Irak’la beraber yeni dengelere oturan bölgedeki Kürt sorununun ak›beti, Türkiye’deki “açmaza” daha fazla tahammül edilmesini zorlaflt›rm›flt›r. ‹ç dengelerin hakk›ndan gelecek olan, karfl›l›kl› ç›karlard›r. ABD’nin yeni dönem plan ve politikalar› do¤rultusunda at›lacak ad›mlar›n izinden gitmek, özellikle de büyük kriz flartlar›nda “çizginin” d›fl›na ç›kmamak gerekmektedir. Ekonomik durumun ne kadar ciddi ve hassas/k›r›lgan oldu¤una dair sistem merkezindeki otoritelerin uyar›lar› bitmek bilmemektedir. Durumun, hükümetlerini, kendi süreçlerini garanti alt›na almaktan öte, mevcut devlet politikalar›/ç›karlar› aç›s›ndan oluflan riskler bak›m›ndan kritikli¤ine iflaret noktas›nda, kabinedeki de¤ifliklikler son derece anlaml›d›r. As oyuncular›n sahaya sürüldü¤üne dair benzetme yanl›fl de¤ildir. Nitekim, gerek ekonomiyle ilgili bakanlar›n büyük oranda de¤iflmesi, gerek d›flifllerine yap›lan atama (Davuto¤lu) gerekse de Ar›nç’›n baflbakan yard›mc›s› olmas› önemli hamlelerdir. Bu revizyonla birlikte ilk ifl olarak Anayasa’da de¤ifliklik çal›flmas›na giriflilmesi, sürecin gö¤üslenmesine yönelik haz›rl›klar fleklinde okunmal›d›r. Tahkimat, tepeden t›rna¤a her mevkide ve alanda yap›lmakta, s›n›f mücadelesinin gere¤i

katliamlar›n gözlerden saklanmas› hedefleniyor. Uzunca zamand›r Dersim’de yo¤unlaflan devlet terörü kapsam›nda at›lan ad›mlardan biri de, bölgede yeni korucu kadrolar› aç›lmas› oldu. Faflist devlete uzunca y›llard›r ölüm mangalar› olarak hizmet eden bu güçler, devletin içindeki ya da devletin bölgedeki uzant›s›, kendi halk›na ihanet içindeki afliretler eliyle, “Kürdü Kürde k›rd›rma” politikalar›n›n ürünüdür. Her türden silahla donat›lan bu cinayet flebekelerinin son “faaliyetleri” ise, koruculuk sisteminin gerçekli¤ini, bilmeyenler ya da bilinçli olarak gözünü-kula¤›n› kapatanlar aç›s›ndan da gözler önüne sermifltir. Mardin’de 45 kiflinin, çoluk-çocuk demeden katledilmesi olay›nda yaflananlar, ›srarla töre-kiflisel rant vb. biçimlerde sunulurken, katliama iliflkin getirilen “olay PKK’nin üzerine y›k›lacakt›” iddias› üzerinde durulmamas› için, özel bir çabaya girilmektedir. Bugüne kadar yaflanan çokça pratik ise, bunun bir iddiadan da öte oldu¤unu göstermektedir. Tek bafl›na jandarma karakolunun hemen yan›bafl›nda yaflanan katliama jandarma taraf›ndan ancak iki saat sonra müdahale edilmesi bile, durumu bir iddian›n ötesine tafl›maktad›r.

Sistemin kan kayb› art›yor Ancak gerek Kürt Ulusal Hareketi’ne gerekse topyekun olarak emekçi halka dönük gerçeklefltirilen bu sald›r›lar, sistemin giderek kan kaybetti¤inin üstünü örtmeye yetmemektedir. Bu kan kayb› ise, yeni sald›r›lar›n haz›rl›¤›n› yapmay› sistem aç›s›ndan zorunlu hale getirmektedir. Bu çabalar sistemin kendi içinde yeniden yap›land›r›lmas› giriflimlerinde de görülmektedir. Hükümetteki kabine de¤iflikli¤i, anayasa tart›flmalar›n›n yeniden alevlenmesi, önümüzdeki dönemde yaflanacak geliflmelerin hangi eksende ele al›naca¤›na dair ipuçlar› sunmaktad›r. Geliflmelerin ekseninde sisteme taze kan aray›fl›n›n olaca¤›na ise kesin gözüyle bakabiliriz. Arad›klar› taze kan›, emekçi y›¤›nlara dönük sald›r›lar›n kapsam›n› geniflleterek elde etmeye çal›flacaklar›, önceki deneyimlerden hareketle bilinmektedir. Ülkenin ilerici devrimci-yurtsever güçlerine önümüzdeki süreçte düflen en acil görev ise, ortak bir mücadele hatt› örerek, egemen s›n›flar›n taze kan aray›fl›n› bofla ç›karmak ve kan kayb›n› h›zland›rmak olmal›d›r.

çok yönlü faaliyet yürütülmektedir. Bu yüzden 1 May›s’›n bayram ilan edilmesi, hakeza Taksim alan›n›n mitinge aç›lmas› için 1 y›ll›k geciktirme dahi egemen s›n›flar için hayati önemdedir. Bunun nedeni flimdi daha iyi anlafl›lmal›d›r. Geçmifl y›llar bir yana daha geçen sene bin türlü gerekçe ile son derece “kararl›” direnifl sergileyenlerin, bu y›l bayram yasas› ç›karmas› üzerinde iyi durulmal›, Taksim’de ›srar›n esprisi do¤ru biçimde kavranmal›d›r. “Alan fetiflizmi”, “nostaljik bir saplant›” sözlerini sarf eden reformistler, yaln›zca egemen s›n›flar›n “ölümüne” direnci üzerine biraz kafa yorsalar sorunu anlama konusunda mesafe alabileceklerdir. ‹çinden geçilen süreç 1 May›s’› egemenlerden söküp alacak bir devrimci iradenin sergilenmesine kap› aralam›flt›r. Bu kap›y› y›llar›n mücadele birikimi yaratm›flt›r. Ancak, elde edilen mevzi ve kazan›mlardan hiç durmaks›z›n ileriye do¤ru yürümek gerekti¤i aç›kt›r. S›n›f mücadelesinin keskinleflti¤i, çeliflkilerin derinleflti¤i bütün durumlarda anahtar, karfl›-devrime yönelik iradenin kararl› tezahüründe kendini bulmaktad›r. Bunun mücadele diline tercümesi eylem, tarz olarak ifadesi militanl›kt›r. Bu hareket tarz› ve kavga kültürüne bütün alan ve cephelerde ihtiyaç oldu¤u bir süreçten geçilmektedir. Uzlaflma ve teslimiyeti ideolojik sa-

vafl›m›n merkezine alarak pompalayan düflman, halk saflar›ndaki “dostlar›na” güvenmektedir. Bu “dostlar” flaibe ve komplo teorisine yer yok ki, özellikle böylesi dönemlerde egemen s›n›flar›n taktiklerine/hesaplar›na uyum sa¤layan politikalar gelifltirmektedir. Buna yerel seçimler vesilesiyle gerek genel ölçekte gerekse de baz› bölgelerde tan›kl›k edilmifltir. Buna 2009 1 May›s’› vesilesiyle de tan›k olunmufltur. fiartlar daha da k›z›flacak ve bu duruma tan›kl›k edilecek örnekler ço¤alacakt›r. fiimdi çok daha kritik bir sorun olarak Ulusal Hareket’in “çözüm” iliflkilerindeki tutumu önem tafl›maktad›r. Kesintisiz bir mücadele hatt› örmenin, devrimci potansiyeli bu hatt›n içerisinden direnifl potas›na ak›tman›n zaman›d›r. Bunun için krizden kaynakl› egemen s›n›f sald›r›lar›, koflullar› alabildi¤ine olgunlaflt›rm›flt›r. Sorun, yak›c› somut talepler etraf›nda iflçi, emekçi, iflsiz, köylü, yoksul kitleleri mücadeleye seferber etmeyi baflarabilmektedir. Giderek artan say›da fabrika ve iflyerinde grev ve direnifller yaflanmaktad›r. Önümüzdeki dönem bunun art›fl gösterece¤i kesindir. ‹flsizlik ve yoksulluktaki art›fl, cepheleflme olgusunu görünür k›lacak saflaflmay› dayatacakt›r. Proletaryan›n temsilcileri kendi ve ortak kampanyalar› arac›l›¤›yla sürece müdahale etmek sorumlulu¤u alt›ndad›r.


‹flçi-köylü 4

‹flçi/köylü

Kent Afi iflçisi direnifli seçti 1 May›s günü Karfl›yaka Belediyesi’nin 5747 say›l› yasa nedeniyle oluflan hizmet daralmas›n› bahane ederek iflten ç›kard›¤› Kent Afi iflçilerini, direnifllerinin onuncu gününde ‹zmir Partizan olarak ziyaret ettik ve bu sürece nas›l gelindi¤ini, neler yaflad›klar›n› ve neler yapacaklar›n› kendilerinden dinledik. - Bize direnifl sürecine nas›l geldi¤inizi anlat›r m›s›n›z? - Mehmet Ç›nar (D‹SK Genel ‹fl 5 No’lu fiube Baflkan› ve Kent Afi iflçisi): Direniflimizin 10. günündeyiz. 291 iflçi arkadafl›m›z›n 1 May›s günü ifllerine son verildi. Hepimiz Karfl›yaka Belediyesi’nin kuruluflu olan Kent Afi iflçileriyiz. Karfl›yaka Belediyesi’nin hizmetlerinin % 80’i bu flirket taraf›ndan yürütülmektedir. Belediye içerisinde 5 y›l öncesinden beri bir tafleronlaflt›rma mant›¤› yürütülüyordu. Bizler bu mant›¤a karfl› da mücadele ediyoruz. Yerel seçimler öncesi Bayrakl› ilçe oldu. (Karfl›yaka ilçesinin büyük bir bölümü Bayrakl›’ya ba¤land›.) Bu durum tam da ifllerine geldi. Kamuoyunda da kendilerini hakl› ç›kartacak bir bahane buldular. Hizmetlerin bir bölümü Bayrakl›’da kald›¤› için bu iflçiler fazlal›k mant›¤›yla iflçi ç›kartt›lar. Ancak Kent A.fi d›fl›nda flu anda Karfl›yaka Belediyesi’nde 4 ayr› firma hizmet veriyor, buralarda da iflçiler çal›fl›yor. Burada belirtmek istedi¤imiz, kesinlikle o iflçi arkadafllar›m›z›n iflleri ile ilgili de¤il, isteriz ki onlar da Kent Afi alt›nda hizmet versinler, tafleronda de¤il. Bizim iflimizin elimizden al›n›p verildi¤i firma da tafleron firma, Altafl firmas›, bunun d›fl›nda 3 adet daha tafleron firma var. Buralardan da iflten ç›kart›lan arkadafllar›m›z oldu ancak Belediye’nin toplu bir flekilde kendi kuruluflu olan bir firmadan iflçi ç›kartmas› tek bir fleye hizmet etmektedir, sendikas›zlaflt›rmak ve tafleronlaflt›rmak. Kendilerine göre bu duruma formül de bulmufllar. K›dem ve ihbar tazminatlar›n› als›nlar, gitsinler, tafleron firmada çal›fls›nlar diyorlar. ‹flimizi elimizden ald›klar› yetmiyormufl gibi flimdi de onurumuzla oynuyorlar. Tafleron sistemi kölelik sistemidir. Kent Afi iflçileri y›llard›r örgütlü mücadele vermifltir. Bize sunduklar› bu formül bir hakarettir. Bizi tahrik etmeye çal›fl›yorlar, ancak biz bu oyuna gelmeyece¤iz. Burada 10 gündür direniyoruz, k›dem ve ihbar tazminat› de¤il iflimizi geri istiyoruz. Bizleri iflten ç›kart›rken ifl yasas› 29. maddeye göre iflten ç›kartm›fllard›r, bu da apayr› bir olay. Kendileri koyduklar› yasaya bile uymuyorlar. Bu yasaya göre 1 ay öncesinde iflveren bölge çal›flmaya baflvurur, bölge çal›flma bir müfettifl görevlendirir, bu müfettifl de bu ifl yerinde bir üretim düflüklü¤ü ya da daralma varsa o oranda iflçi tenkisat› istenir. Bunlar›n hiçbiri yap›lmad›. Ayr›ca bizim toplu sözleflmemiz de hala devam etmektedir. Sözleflme devam ederken iflçi iflten ç›kart›labilir mi? ‹flten ç›kart›ld›¤›m›z gün ifl taflerona verildi. Ama biz yasalar önce kime hak verecek diye bakm›yoruz. Yasalardan önce meflru olana bakaca¤›z. 20 y›l bu flantiyeden içeri girdik, al›nteri döktük. Birçok arkadafl›m›z ifl kazas›nda öldü, sakatland›. Bu fedakarl›kta çal›flan iflçiye bu mu gerekliydi? Oy istediler oy bile verdik. Bir tek iflimiz vard› flimdi onu elimizden ald›lar. Art›k kusura bakmas›nlar, sonuna kadar burada direnece¤iz. - Belediyenin bu durumu çözme yönünde hiçbir ad›m› olmad› m›? - Belli görüflmeler yap›l›yor. Dün kendilerine göre bir formül bulmufllar. Her kifliye bir miktar para veriyoruz, tafleronda ifl de veriyoruz diyorlar. Bafl›nda da belirttim, bu bize hakarettir. Bizim onurlu bir duruflumuz var, kesinlikle gidip o iflçi düflman› kan emicilere çal›flmayaca¤›z. Bizim formülümüz belli, ihale edilen ifllerin iptalini istiyoruz. Sonuna kadar da bunun için mücadele edece¤iz. - Teflekkür ederiz. Direniflinizde baflar›lar diliyoruz. (‹zmir)

“Bask›lara boyun e¤mek onursuzlaflt›r›r”

Sendikal› olma, yani örgütlenme haklar›n› kulland›klar› için iflten at›lan ve aylard›r direniflte olan Sinter iflçilerinin uzun soluklu direnifli, 5. ay›n› doldurmak üzere. ‹flçiler, tüm olumsuz koflullara karfl›n direnifllerini kamuoyuna duyurabilmek için, bir dizi eylem gerçeklefltirdiler, uzun yürüyüflleri göze alarak, hak arama mücadelesindeki ›srarlar›n› korudular. Direniflte 100. günü geride b›rakt›klar›nda, bunu direnifl bölgesinde yapt›klar› bir etkinlikle kutlad›lar ve “gerekirse bir yüz gün daha direniriz” dediler. Direnifl 100 günü aflal› hayli bir zaman oldu. Geliflmeleri ö¤renmek için iflçileri ziyaret ettik. Direnifl nöbetini dönüflümlü olarak sürdüren iflçilerin yan›na gitti¤imizde, k›fl›n so¤uktan korunmaya çal›flan iflçilerin, kimini güneflin alt›nda otururken, kimini ise gezinirken bulduk. Direnifle iliflkin son bilgileri tek kad›n

olarak nöbette olan Sinter iflçisi Lale Balta’dan alarak, “pozitif ayr›mc›l›k” yapt›k. Lale Sinter’de 2.5 y›ll›k iflçi oldu¤unu söylüyor. Ve bu direniflin, buradaki birçok iflçi gibi, ilk deneyimi oldu¤unu da. Bu deneyimin kendisinde yaratt›¤› duygu ve düflünceleri ise, flu sözlerle ifade ediyor: “Bu direniflle birlikte, hakk›m›z› almam›z için direnmemiz gerekti¤ini ö¤rendim. ‘Haks›zl›k varsa, hakk›n› alacaks›n’ diye düflünüyorum art›k.” Kendileri direnirken, içerde çal›flan arkadafllar›n›n haks›zl›¤a boyun e¤diklerini düflünüyor ve “öyle olmasa flu an onlar da yan›m›zda olurdu” diyor ve ekliyor: “Bask›lara boyun e¤mek, insan› giderek onursuzlaflt›r›r!” Lale, direniflteki arkadafllar›yla iliflkilerinin çok iyi oldu¤unu ve paylafl›m noktas›nda da direniflin kendilerine çok fley katt›¤›n› söylüyor. “‹liflkileriniz daha önceleri, yani çal›fl›rken nas›ld›?” sorumuza ise flu yan›t› veriyor: “Buras› çok büyük bir fabrika ve çok say›da insan çal›fl›yor ve molalar›m›z da çok s›n›rl›. Ben flu an birlikte direniflte oldu¤umuz arkadafl-

E-Kart patronunun sendikay› tan›maktan baflka altenatifi yok Yaklafl›k bir y›ld›r grevde olan EKart iflçileri, bir yandan hukuksal süreci iflletirken di¤er yandan da, patrona geri ad›m att›rmak için çeflitli eylemlere baflvuruyorlar. Grevin 326. gününde görüfltü¤ümüz, Bas›n-‹fl ‹stanbul fiube Baflkan› Levent Dinçer, patronun sendikay› tan›mama

noktas›ndaki ›srar›n› korudu¤unu söyledi ve bu yaklafl›m›n ise, hem içerde çal›flan hem de grevdeki iflçiler taraf›ndan eylem vb. protestolarla karfl›lanmaya devam etti¤ini aktard›. ‹çerdeki iflçilerin, patronun tutumunu protesto etmek ve sendikay› tan›yarak T‹S görüflmelerine bafllamas›n› sa¤-

Kuruçeflme halk› krize karfl› yürüdü

Kuruçeflme halk› yaflanan ekonomik kriz ile birlikte gün geçtikçe artan iflsiz-

Emekçinin gündemi ‹flçi ve emekçilerin örgütlenmesinde mahallelerin önemi ‹flçi ve emekçi s›n›f›n›n örgütlenmesi meselesi, sadece iflçi s›n›f›n›n nihai kurtuluflu hedefli örgütlülükler de¤il ekonomik-demokratik ve sosyal haklar› için mücadele eden örgütlülükler için de her zaman hayati önem tafl›m›flt›r-tafl›yacakt›r. Çünkü tarih binlerce kez kan›tlam›flt›r ki ne kadar hakl› ne kadar meflru olursa olsun haklar›n korunmas› ve yeni kazan›mlar iflçi ve emekçi s›n›f› örgütlemeden baflar›lamaz. Ve aç›kt›r ki hangi örgütlülük olursa olsun bugün iflçi s›n›f›n›n çal›flma ve bir bütün olarak yaflamlar›ndaki de¤iflimleri gör(e)- meyen ve bu de¤iflimlere paralel yeni yol ve yöntemler yaratamayanlar sadece dünü tekrar etmekten kurtulamayacaklard›r. fiüp-

15-28 May›s 2009

hesiz yeni yol ve yöntemler dünün tecrübeleri ›fl›¤›nda flekillenmelidir, dünün inkâr› ve tamamen olumsuzlanmas› olarak de¤il. Bu da ancak somut koflullar› bilimsel yöntemlerle araflt›rmak-incelemek ve ç›kan sonuçlar› iflçi s›n›f›n›n ihtiyac›na yan›t olabilecek bir sentez oluflturarak faaliyet yürütmek ile mümkündür. Nas›l bireysel olarak örgütlenmeyi yaflam alan›n›n bütününü örgütleme olarak ele al›yorsak, iflçi s›n›f›n›n örgütlenme sorununa da bütünsel bakmay› baflarabilmemiz gerekmektedir. Yani örgütlenme-örgütleme faaliyetlerini iflçi-emekçi s›n›f›n›n -esas olmakla birlikte- salt üretim merkezlerinde ele almak kendi kendimizi kand›rmaktan bafl-

li¤i, yoksullu¤u, iflten atma ve ücretsiz izinleri protesto etti. Eylem 29 Nisan Çarflamba günü Kuruçeflme Dilek Market önünde toplan›l›p yürüyüfl yap›lmas›n›n ard›ndan bas›n aç›klamas› ile gerçeklefltirildi. Partizan, DHF vd. devrimci kurumlar›n ça¤r›s› ile gerçekleflen eylem öncesinde mahallede yaklafl›k 1 haftal›k bir çal›flma yürütüldü. Eylem için ç›kart›lan bildiriler Kuruçeflme Mahallesi’nde kap› kap› dolafl›larak da¤›t›ld› ve eyleme ça¤r›da bulunuldu. Bunun yan›s›ra eylem günü de sokaklarda sesli

ka bir fleyi ifade etmemektedir. Üretimin çok parçal› ve da¤›n›k olmas› ve bu da¤›n›kl›¤›n oluflturdu¤u koflullardan kaynakl› yo¤un bir emek sömürüsüne maruz kalan, az›msanmayacak ço¤unlu¤a sahip baz› iflkollar›n›n (tekstil, küçük metal atölyeleri vb...) yaflam alanlar›n›n da örgütlenmesi sorunu önümüzde bütün yak›c›l›¤› ile durmaktad›r. Öyle ki bu tespit, iflçi-emekçilerin yaflam alanlar› olan emekçi mahallelerindeki faaliyetin ne kadar önemli oldu¤unu göstermektedir. Bu önemin fark›nda ol(a)mamak san›r›z salt “kavray›fls›zl›k” ile aç›klanamaz. fiehirlerdeki iflçi ve emekçi örgütleme faaliyetleri bu gerçekler do¤rultusunda salt sendikal alan çal›flmas› olarak anlamak, belirli noktaya kadar bir toparlanma sa¤lasa da bir aya¤› havada kalan bir faaliyet olaca¤› apaç›k ortadad›r. Yani iflçi –emekçi örgütlenmesini verimli hale getirebilmek, ancak ve ancak bu

lar›n ço¤unu tan›m›yordum. ‹flten ç›kar›ld›¤›m›zda tan›d›m. Ancak hemen kaynaflt›k. Çok iyi arkadafl, hatta kardefl olduk.” Lale flu s›ralar grev nöbetine gelen tek kad›n oldu¤unu da aktar›yor. Direniflte baflka kad›n iflçilerin de oldu¤unu bilmemizden hareketle, di¤erlerinin neden gelmedi¤ini soruyoruz. Bunun nedenini, ekonomik durum ve aile bask›s› olarak aç›kl›yor. Direniflteki geliflmeleri de aktar›yor ve mahkeme sürecinin devam etti¤ini söylüyor. 22 May›s-8 Temmuz aras›nda flahitlerin dinlenece¤i duruflmalar› varm›fl. Kamuoyunun ilgisinin ilk günlerde daha fazla oldu¤unu, ancak flu aralar bu ilgide bir düflüfl yafland›¤›n› vurguluyor. Söz 1 May›s’a kat›l›ma geliyor. Bu y›l normalde ilk kez kat›laca¤› 1 May›s’a, kendini götürecek arkadafl›n s›nav› oldu¤u için kat›lamad›¤›n›, direniflteki di¤er arkadafllar›n ise, toplu de¤il, tek tek ya da küçük gruplar halinde gitmesinden dolay›, onlarla da gidemedi¤ini söylüyor ve gidemedi¤ine üzüldü¤ünü de ekliyor. Gitmeye niyetlendi¤i alan›n neresi oldu¤u sorusunu ise “Tabii ki Taksim” diye yan›tl›yor. Lale ile söyleflinin sonuna geldi¤imizde, direnifl noktas›nda ne kadar kararl› olduklar›n› flu sözlerle aktar›yor: “Y›lg›nl›k yok, direnifl var! Hakk›m›z› alana kadar mücadele edece¤iz!” (Kartal)

lamak için üretimi yavafllatt›klar›n› ve böylece üretimin % 50 dolay›nda düfltü¤ünü belirtti. Sürecin patronu iyice s›k›flt›rd›¤›n›, E-Kart’taki geliflmelerin, sanayide faaliyet sürdüren di¤er ifl kollar›ndaki patronlar› da iyiden iyiye rahats›z etti¤ine de de¤inen Dinçer, E-Kart patronunun, sendikay› tan›yarak, anlaflmaktan baflka alternatifi olmad›¤›n›n alt›n› çizdi ve “K›sa süre içinde anlaflma sa¤lanaca¤›n› umuyoruz” dedi. (Kartal)

ajitasyonla mahalle halk› eyleme ça¤r›ld›. 29 Nisan Çarflamba günü saat 20.30’da Dilek Market önünde bofl tencere ve kepçeleri ile biraraya gelen kitle buradan Kuruçeflme meydan›na kadar sloganlar eflli¤inde bir yürüyüfl gerçeklefltirdi. Meydanda Kuruçeflme halk› ad›na okunan bas›n metninde krizin emekçi halk›m›z›n yaflam›na olan etkisine de¤inildi ve ayn› zamanda 1 May›s’a kat›l›m ça¤r›s›nda bulunuldu. Getirilen bofl tencerelerin açl›¤› ve yoksullu¤u temsilen tafl›nd›¤› eylemde “‹flten atmalar, ücretsiz izinler, hak gasplar›, zamlar... Krizin faturas›n› ödemeyece¤iz/Kuruçeflme Halk›” yaz›l› pankart aç›ld›. (‹zmir)

mahallelerdeki faaliyetler ile sendikal faaliyetlerin dönemsel ve daha da geniflleyerek yo¤un faaliyetler zinciri fleklinde örgütlemekten geçti¤i görülmelidir. Bu ise her iki alan›n en k›sa zamanda koordinasyon ve bütünlü¤ünün sa¤lanmas›yla mümkündür. ‹flçi ve emekçilerin sadece çal›flma alanlar›n› de¤il, yaflam alanlar›n› da örgütlemenin yegâne yolu budur. Kald› ki sadece sendikal faaliyetler ya da salt iflçi mahallelerindeki faaliyetler bütünleflmedi¤i için baflar›l› olamayaca¤›z demek de¤ildir bu. Hangi alan olursa olsun, hangi faaliyet olursa olsun genel anlamda iflçi s›n›f›n›n mücadelesi ile bütünleflmedi¤i müddetçe en fazla kendini tekrarlamaktan bir ad›m öteye gidemeyece¤i ortadad›r. Üstelik bu konuda önümüzde Kazl›çeflme gibi muazzam bir deneyime sahip oldu¤umuz halde halen bu noktada ciddi olarak kafa yormay›fl›m›z düflündürücüdür.

‹flçi ve emekçi mahallelerindeki çal›flmalar› göz önüne ald›¤›m›zda ne yaz›k ki yukar›da belirtti¤imiz gerçeklikten uzak oldu¤u görülmektedir. Bu mahallelerdeki faaliyetler salt yay›n da¤›t›m›, takvimsel eylemler ve kültürel-sosyal ve refleks eylem-etkinlikler olarak ele al›nd›¤› müddetçe kendi kendini tekrar ve daralma kaç›n›lmaz olacakt›r. fiüphesiz bu faaliyetler önemlidir, ama her fley de¤ildir. Hemen yan› bafl›ndaki havzalarda grev ve direnifllere duyars›z kal›nd›kça, iflçi ve emekçi eylemliliklerine kat›l›m›n-örgütlenmesinin önemi bilince ç›kar›lmad›kça yap›lacak her türlü çal›flma esasta bizi iflçi ve emekçi s›n›f›n› örgütleme hedefinden uzaklaflt›racakt›r. Çünkü “…iflçiler kendi nihai zaferlerine en büyük katk›y› kendileri yapmak zorundad›rlar…” (Marks) Bu bilinci oluflturman›n yolu da yaflamlar›n›n her alan›nda iflçi ve emekçi s›n›f›n›n içerisinde olmaktan

ATV-Sabah’da direnifl dayan›flmayla büyüyor ATV-Sabah direniflçileri grevlerinin 79. gününde yine alanlardayd›. 2 May›s Cumartesi akflam saatlerinde Taksim’de toplanan grevdeki iflçiler, Galatasaray Lisesi’ne do¤ru yürüyüfle bafllad›. Yürüyüfle grevdeki Kurt-‹fl, Meha, Sinter iflçileri ve Emine Arslan’›n yan›s›ra 1 May›s için yurtd›fl›ndan ‹stanbul’a gelen sendika ve parti temsilcileri de destek verdi. 1 May›s’›n coflkusunu tafl›yan iflçiler yürüyüfl boyunca 1 May›s marfl›n› söylediler. S›k s›k “Zafer direnen emekçinin olacak”, “Grev sürüyor dayan›flma büyüyor”, “Direne direne kazanaca¤›z”, “Örgütlü bas›n, özgür bas›nd›r” ve direniflteki di¤er iflçilerle ilgili “Desa’ya boykot, Emine’ye destek”, “Eme¤in h›rs›z› LCW” gibi dayan›flma sloganlar›yla Galatasaray Lisesi önüne gelindi ve burada bas›n aç›klamas› okundu. Bas›n aç›klamas›ndan sonra yürüyüfle destek veren yurtd›fl›ndan gelen Ver-di, May-Day sendikalar› ve parti temsilcileri de dayan›flma mesajlar›n› okudular. Eylemin ard›ndan iflçiler, Emine Arslan’›n da ödül ald›¤› “‹flçi Filmleri Festivali”nin gala gecesine kat›ld›lar. Direnifllerinin 86. gününde ATV-Sabah iflçileri DESA iflçisi Emine Aslan, Kurtifl iflçileri, MEHA iflçileri ile birlikte bir bas›n aç›klamas› gerçeklefltirdiler. 9 May›s Cumartesi günü saat 19.00’da Taksim Tramvay Dura¤›nda biraraya gelen iflçiler “ATV-Sabah grev” dövizleri tafl›yarak sloganlar att›lar. Galatasaray Lisesine kadar yürüyen iflçiler, yol boyunca ç›kard›klar› grev gazetesini da¤›tt›. Galatasaray Lisesi önünde iflçiler ad›na bas›n metnini okuyan ATV-Sabah direniflçisi Nuh Köklü, grevin ATV- Sabah patronlar› taraf›ndan gizlenmeye çal›fl›ld›¤›n› söyledi. Gazete ve televizyonlardaki haberlerin patronlar taraf›ndan okundu¤una dikkat çeken Köklü, gazetecilerin patronlar›n verdi¤i haberleri yazmak zorunda olduklar›n› ve medyada gazetecilerin bir mafla olarak kulland›¤›n› söyledi. DESA Deride direniflini sürdüren Emine Arslan, Kurtifl iflçileri ve MEHA iflçileri greve destek vererek s›n›f dayan›flmas›n›n önemine dikkat çekti. (‹stanbul)

baflka bir fley de¤ildir. Bütünselli¤in esprisi de burada yatmaktad›r. Burada esas sorunu koordinasyon eksikli¤inden öte görmek gerekmektedir. Koordinasyon sorunu, bu ihtiyac›n esasta bilince ç›kar›lmas› ve kavranmas› ile rahatl›kla afl›labilecek bir durumdur. Kald› ki yine say›lar› h›zla artan ve iflçi s›n›f›n›n içerisine dahil etti¤imiz iflsizlerin say›s› gün be gün artmakta ve iflsizler ordusunun merkezini yine bu mahalleler oluflturmaktad›r. Ve iflçi mahallelerimizin bir ço¤u büyük iflçi havzalar›n›n hemen yan› bafl›nda yer almakta, binlerce tekstil ve küçük metal atölyeleri yine bu mahallelerin içerisinde veya çok yak›n›nda. bulunmaktad›r. ‹flçi ve emekçileri örgütlemek için yukar›da aç›klamaya çal›flt›¤›m›z bütünselli¤i yakalad›¤›m›z oranda faaliyetlerimizin bir bütün olarak genifllememesi ve güçlenmemesi için hiçbir neden yoktur.


‹flçi-köylü 5

‹flçi/köylü

15-28 May›s 2009

Patates üretimine engel Tar›m girdilerinde yaflanan zamlarla birlikte üretimde de önemli sorunlar geliflmektedir. Bu s›k›nt›lar›n afl›lmas› noktas›nda üreticiye yeterince destek sa¤lanmamas› mevcut sorunlar›n katmerleflmesine neden olmaktad›r. Alternatif Ürün Deste¤i kapsam›nda Çiftçi Kay›t Sistemi’ne (ÇKS) kay›tl› olan üreticilere verilecek olan 120 TL’lik tar›msal destek üretici taraf›ndan tepkiyle karfl›land›. Dekar bafl›na verilecek olan ve en fazla 2 dekardan yararlanacak olan üreticinin y›ll›k zarar› ise ortalama 1000 TL’dir. ÇKS içinde üreticinin daha fazla “denetim” alt›na al›nmaya çal›fl›lmas› ve üretimde gerçeklefltirilen kotan›n güçlendirilmesi için üreticiler do¤rudan de¤il ama dolayl› yönden zorla “kay›t” alt›na al›nmaya çal›fl›lmaktad›r. Bulgaristan’›n, “patates si¤ili” hastal›¤› nedeniyle Türkiye’den patates ithalat›na s›n›r getirebilece¤i yönünde uyar›da bulunmas›n›n hemen ard›ndan Tar›m ve Köy ‹flleri Bakanl›¤› taraf›ndan haz›rlanan “Ticari Amaçl› Patateslerin ‹zlenebilirli¤i Hakk›nda Yönetmelik” 29 Nisan Çarflamba günü yürürlü¤e girdi. Yasaya göre ticari amaçl› tohumluk ve yemeklik patateslerin üretimi, depolama, nakil ve sat›fl faaliyetleri denetlenecek ve karar ile

sat›fl izni verilecek. Bu kapsamda üreticinin ürünü “karantina” alt›nda tutularak sat›fl durumu denetlenecek.

TZOB Genel Baflkan› fiemsi Bayraktar, zirai ürünlerde gerçekleflen zamlardan kaynakl› üretim içinde ilaç, gübre vb. kullan›m›n›n azald›¤›n› ve bunun da ürüne yans›yarak yetiflen ürünün verimsiz yetiflti¤ini dile getirmektedir. Bu noktada köylü, zirai malzemedeki talebini azaltm›fl ve üretim alanlar›nda kullan›m›n› k›s›tlam›flt›r. Köylü gerçeklefltirilen zamlarla ürününü do¤rudan verimsiz yetifltirmeye mecbur b›rak›lm›flt›r. Bugün de zorunlu olarak verimsiz yetifltirilen ürüne sat›fl yasa¤› getirilmifltir. Sat›fl yapacak olan köylüye ürünün yetifltirildi¤i arazi verimlilik belgesi, ürün verimlilik belgesi ve Çiftçi Kay›t Sistemi’ne kay›t belgesi flart koflulmaktad›r.

Üretime bir engel daha Çiftçi Kay›t Sistemi yönetmeli¤ine göre haz›rlanan bu uygulama üretim alanlar›n› da “karantina” alt›na almaktad›r. Patates üreticileri ürün yetifltirmeden önce Tar›m ve Köy ‹flleri Bakanl›¤›’ndan izin alacak. Arazinin üretime elveriflli oldu¤u durumda gerçekleflecek olan üretim süreci de kontrol alt›nda tutulacak. Ürünün verimsiz yetiflti¤i durumda ise üretim, durdurma karar› ile engellenecek. Bu durum köylünün yoksullu¤a itilmesi anlam›na gelmektedir. Bu noktada izin alabilmek için ise ÇKS’ne kay›tl› olmak flart koflulmaktad›r. Üreticinin önüne konulan bu engeller köylüyü sömürü a¤›n›n içine daha fazla çekmektedir. ‹zin almadan gerçekleflecek olan üretime ve izin almadan gerçeklefltirilecek olan depolamalara sat›fl yasa¤›n› içeren yönetmelik, sözleflmeli üretim ad› alt›nda yeni bir engelleme anlam›na gelmektedir. Ürün için kullan›lan zirai malzemelerin fiyatlar›nda krizle birlikte önemli bir art›fl yafland›. Bu durum köylülerin üretimini do¤rudan etkilemektedir.

Acil sömürü paketleri haz›rlan›yor Kendini giderek hissettiren kriz, Türkiye’nin kanayan yaralar›na neflter vurmaktad›r. ‹flsizli¤in rekor düzeye ulaflmas› ve buna paralel olarak artan yoksulluk krizin kimleri etkiledi¤ini gözler önüne sermektedir. Emekçiler nezdinde gerçekleflen hareketlen-

Köylüler “beyaz alt›n”dan umudu kesti! Çukurova’n›n en önemli gelir kaynaklar›ndan biri olan pamuk üretimi, son 20 y›l içinde büyük bir düflüfl gösterdi. Dünyada ve ülkemizde a¤›rl›¤›n› hissettiren ekonomik krizin etkisi köylüKriz köylülerin nün üretim alanlaüretimden uzakr›ndan uzaklaflmalaflmalar›na ya s›na ya da üretim da üretim alan- alanlar›n› de¤ifltirmelerine neden lar›n› zorunlu oluyor. TZOB’un veriolarak lerine göre 2008 de¤ifltirmelerine y›l›nda pamuk üreyol aç›yor. timi % 35 oran›nda daralm›flt›r. Birçok köylü pamuk üretiminden vazgeçmifl ve m›s›r sektörüne yönelmifltir.

Köylüler do¤aya

Bu kapsamda Çukurova’da m›s›r üretimine artan ilgi bir yandan da pamuk üretiminde belli oranlarda düflüflü beraberinde getirmektedir. 2008 y›l› içinde m›s›r üretimi yapan birçok köylü de iflas etmifltir. M›s›r üretiminde kullan›lan zirai maddelerin pahal› olmas› köylüyü yüksek faizli borç almaya zorlam›flt›r. Binbir zorluklarla üretim içinde yer alan köylü, 2009 y›l›nda TMO’nun oyununa gelmifl ve 15 gün içinde yap›lmas› gereken ödemeler 6 ayda yap›lm›flt›r. Buna ba¤l› olarak m›s›r üreticisi geç alm›fl oldu¤u eme¤inin karfl›l›¤› ile 6 ay gecikmifl oldu¤u kredi borcunu dahi ödeyememifltir. Üretim sektörlerini de¤ifltirmeyi bir umut kap›s› olarak gören emekçiler, devletin tüm alanlara uygulad›¤› k›y›m politikas›n›n etkisi alt›ndad›r. Tar›m hayvanc›l›k derken hemen hemen her alanda gerçekleflen k›y›mlar emekçileri açl›¤›n, yoksullu¤un kuca¤›na sürüklemektedir. (H. Merkezi)

Kartal Belediyesi taraf›ndan or-

ganize edilen flenli¤in, 30 Ni- fienli¤e, Ekrem Ataer, Emre Salt›k san’da yap›lmas› planlanm›fl, an- ve Mo¤ollar’›n yan› s›ra, direniflteki cak daha sonra 6 May›s tarihine Meha Tekstil ve Sinter iflçileri de ertelenmiflti.

kat›ld›. fienlikte bir konuflma yapan Genel-‹fl Bölge Baflkan› Veysel De-

istemiyoruz” yaz›l› pankart açan köylüler ad›na köy sakinlerinden Nevsire

Sa¤l›kl› köylüleri, Alaca Firmas›n›n, tafl ocaklar›n›n say›s›n› dörde ç›karma karar›na isyan etti. Ulus konufltu. Tafl ocaklar›nda patlayan dinamitlerin etkisi ile birçok evin y›k›lma noktas›na gel-

meler ve beraberinde gelen sald›r›lar egemenlerin rahats›zl›¤›n›n artmas›na neden olmufltur. Seçim boyunca kendilerini “halk›n” kurtar›c›s› ilan edenler seçimlerin ard›ndan “durmak yok, sald›r›lara devam” fliar›n› yerine getirmifllerdir. Beklenen tar›m destekleme bütçesinin kesintiye u¤ramas›, kotalar›n yükseltilmesi ve son olarak da patates üreticilerine getirilen sözleflmeli üretim bu sald›r›lar›n bir biçimidir. Köylünün her türlü hak ve taleplerinin yok say›lmas› gündemdeyken ç›kar›lan “acil sömürü paketleri” egemenlerin kendilerini kurtarma paketleridir. Krizin dalgal› denizinden kurtulmak için emekçileri bo¤mak isteyen egemenler yapt›klar› bu sald›r›larla gerçek yüzlerini a盤a vurmaktad›rlar.

Emekçiler, KESK’e ba¤l› sendikalar›n üye ve yöneticilerinin tutuklanmas›n›, sürgün ve bask›lar› protesto etti. Türkiye’nin çeflitli illerinde sendikal mücadele yürüten arkadafllar›n›n tutukland›¤›n› belirten KESK’liler, tutuklu bulunan sendikac›lar›n derhal serbest b›rak›lmas›n› istedi. 9 Nisan Cumartesi Milli Müdafaa Caddesi üzerinde toplanan emekçiler, “Tutuklu sendikac›lar serbest b›rak›ls›n” pankart› aç›p Baflbakanl›k binas›na do¤ru yürüyüfle geçti. “Bask›lar bizi y›ld›ramaz”, “Tutuklamalar, gözalt›lar, bask›lar bizi y›ld›ramaz”, “Kurtulufl yok tek bafl›na ya hep beraber ya hiç birimiz” sloganlar›n› hayk›ran kitle, Baflbakanl›k binas›n›n bahçe demirlerine üzerinde, KESK yaz›l› siyah çelenk b›rakt›lar. Alk›fllar ve ›sl›klarla seslerini

mir, 1 May›s’ta iflçi ve emekçilerin Taksim’i kazanmas›n›n anlam ve önemine de¤indi ve 1 May›s’›n tatil ilan edilmesinin iflçi ve emekçilerin y›llard›r sürdürdükleri mücadelenin ürünü oldu¤unu vurgulad›. Demir konuflmas›n›, 6 May›s 1972 tarihinde faflist TC taraf›ndan idam edilen devrimci önderler, Deniz Gezmifl, Yusuf Aslan ve Hüseyin ‹nan’› da anarak ve katledilifllerinin 37. y›l›nda, onlar›n yürüttükleri mücadeleyi selamlad›klar›n› söyleyerek noktalad›. (Kartal)

Sa¤l›kl› köylüleri tafl ocaklar›na dur dedi! Mersin’in Tarsus ilçesine ba¤l› Sa¤l›kl› köyünde Alaca Firmas›n›n, tafl ocaklar›n›n say›s›n› dörde ç›karmak istemesine köylüler isyan etti. Bölgede bulunan tafl ocaklar›n›n çevreye zarar verdi¤ini dile getiren köylüler 7 May›s Perflembe günü saat 12.30’da köy meydan›nda bir eylem gerçeklefltirdi. “Güller solmadan ve sa¤l›kl› köyünün huzuru için, yetkililer karar› köylüden yana verin”, “Gürültüsüz insanca yaflamak için yeni flantiyeler aç›lmas›n”, “Köyümüzde tafl oca¤›

2005 y›l›nda DS‹ (Devlet Su ‹flleri) Genel Müdürlü¤ü’nün planlad›¤› 29 baraj kapsam›nda kurulan Taflköprü Hidroelektrik Santrali’nin (HES) faaliyeti köylülerin açm›fl oldu¤u dava sonucunda durduruldu. Projede yer alan Aral›k Köyü HES “Do¤aya zarar verilmeyecek” vaatleriyle infla edilmeye bafllanm›fl ancak bir süre sonra köylüler santralin çevre üzerindeki etkisini fark etmifllerdi. Köylüler bu defa vaatlere aldanmayarak yap›m›na bafllanan Taflköprü Hidroelektrik Santrali hakk›nda 6 Nisan’da Rize ‹dare Mahkemesi’ne baflvurdular. Aç›lan dava sonucunda 4 May›s’ta Rize ‹dare Mahkemesi taraf›ndan verilen kararla Taflköprü HES’in faaliyetini durduruldu. 2005 y›l›ndan bu yana türlü vaatlerle HES’lerin yap›m› h›zland›r›lm›fl ve arazilere zarar gelmeyecek yalanlar› ile gelecek olan tepkilere setler örülmüfltür. Aral›k Köyünde bulunan ve çal›flmas› bitmek üzere olan Aral›k HES daha tam ifllevli hale gelmeden birçok tar›m arazisine ve dere yata¤›na kimyasal madde yayarak do¤an›n verimli yap›s›na zarar vermifltir. (H. Merkezi)

Emekçiler tutuklamalar› protesto etti

Kartal’da Emek fienli¤i 6 May›s Çarflamba akflam› Kartal Meydan›’nda, Emek fienli¤i ad›yla bir etkinlik gerçeklefltirildi. Genel-‹fl baflta olmak üzere, çeflitli sendikalar ve Kartal Belediyesi taraf›ndan organize edilen flenli¤in, 1 May›s öncesi, 30 Nisan’da yap›lmas› planlanm›fl, ancak daha sonra 6 May›s tarihine ertelenmiflti.

sahip ç›kt›

di¤ini söyleyen Ulus, köylülerin madenden ç›kan tozdan kaynakl› solunum yolu hastal›klar›na yakaland›¤›n› belirtti. Ulus, 26 y›ld›r devam eden iflletmenin bölgede bulunan ekinlere zarar verdi¤ini, maden iflletmelerinden ç›kan zehirli kimyasal maddelerden kaynakl› ürünlerinin hastaland›¤›n› ve buna ba¤l› olarak sat›fl yapamad›klar›n› belirtti. Maden iflletmelerine dur demek için burada olduklar›n› dile getiren Ulus yetkililerin görevlerini yerine getirmesini istedi. (H.Merkezi)

hükümete duyurmaya çal›flan emekçiler

KESK üyeleri gözalt› ve tutuklamalar› protesto etti.

pankartlar›n› da ayn› demirlere asarak eylemlerine devam ettiler. Burada bas›n aç›klamas›n› KESK Genel Baflkan› Sami Evren okudu. Evren, AKP hükümetinin giderek artan iflsizli¤e ve yoksullu¤a paralel büyüyen toplumsal huzursuzlu¤a karfl› gerilim politikas›n› sürdürmeye devam etti¤ini belirterek bu politikalar çerçevesinde konfederasyonlar›na yönelik bask›, gözda¤› ve görevden almalar›n giderek yo¤unlaflt›¤›n›, gözalt› ve tutuklamalar›n devam etti¤ini söyledi. Evren aç›klamas›n› flöyle bitirdi; “AKP hükümetine sesleniyoruz, sald›r› ve yönelim derhal durdurulmal›, tutuklanan arkadafllar›m›z derhal serbest b›rak›lmal›d›r, sürgünler durdurulmal› adli ve idari soruflturmalara derhal son verilmeli, görevden al›nan yöneticilerimiz görevlerine iade edilmeli.” (Ankara)

‹ncirlik iflçilerinin direnifli devam ediyor Erka firmas› önüne yürüyüfl gerçeklefltiren iflçiler “‹ncirlik üssü inflaat iflçileriyiz! Haklar›m›z› alana kadar açl›k grevindeyiz!/ABD TUSEG- Direnen MAKYAL-ERKA iflçileriyiz” pankart›n› açt›. Makyal-Erka bünyesinde çal›flan inflaat iflçilerinin 27 fiubat günü bafllatt›klar› direnifl 2 Mart’ta bafllayan açl›k greviyle ilerlerken Erka yöneticisinin iflçiler için “onlar bizim çal›flan›m›z de¤ildir” aç›klamas›na açl›k grevindeki iflçiler tepki gösterdi. Bunun üzerine Erka firmas› önüne yürüyüfl gerçeklefltiren iflçiler “‹ncirlik üssü inflaat iflçileriyiz! Haklar›m›z› alana kadar açl›k grevindeyiz!/ABD TUSEG- Direnen MAKYAL-ERKA iflçileriyiz” pankart›n› açt›. KESK Adana fiubeler Platformu’nun da destek verdi¤i eylemde bas›n aç›klamas›n› direniflçi iflçiler ad›na Ahmet Peyken okudu.

Bas›n metninde yaklafl›k 3 y›ld›r devam eden, % 85’i tamamlanm›fl inflaatta çal›flan yüzlerce iflçi ve ailelerinin A¤ustos ay›ndan bu yana 4 ayl›k maafl ve 7 ayl›k asgari geçim indirimlerini alamad›klar› söylendi. Erka flirketinin sahibi Erdal Kam›fll›’n›n bas›na yapt›¤› yaz›l› aç›klamada direniflçi iflçilerden Ahmet Peyken’in, firmas›n›n iflçisi olmad›¤› çarp›tmas›na karfl› iflten ç›kart›lma k⤛d› ile birlikte iflten at›lma tarihinin 11 fiubat oldu¤unu söyleyen Peyken, firma yetkilisi Erdal Kam›fll›’n›n “sizler bizim iflçilerimiz de¤ilsiniz” diyerek yalan söyledi¤ini ifade etti. (Mersin)


‹flçi-köylü 6

Denge Azadi

Genelkurmay yine konufltu: Ayinesi ifltir lafa bak›lmaz

Genelkurmay Baflkan› ‹lker Baflbu¤ haftal›k ola¤an aç›klamalar›nda “ terörist de insand›r” “hümanizmiyle” Türkiyelilik üst kimli¤inde buluflma ça¤r›lar› yapt›. Cumhurbaflkan› Abdullah Gül de DTP Eflbaflkan› Ahmet Türk ile yapt›¤› görüflmede Türkiye’nin en önemli sorununun Kürt sorunu oldu¤unu söyleyerek bir an önce çözülmesi gerekti¤ini savundu. Bunlar son günlerde s›k s›k gündeme gelen haberlerden sadece birkaç›. Emekli generallerinden baflbakan›na etnik rengimiz olarak her f›rsatta dillere sak›z olan “Kürt kökenli Türk vatandafllar›n” sorunlar›n›n fliddet yoluyla çözülemeyece¤i yönlü tahliller,

sözde çözüm aray›fllar› art›k herkesin aflina oldu¤u bir durum. Devlet büyükleri kanayan bir yaran›n “çözümü”ne dair “gece gündüz” kapal› kap›lar ard›nda yapt›klar› imha ve inkâr odakl› toplant›lar›, kap›lar aç›ld›¤›nda “sevimli” gülücüklerine s›¤›narak “çok güzel fleyler olacak” sözleriyle süslüyor. Onlar bu sahtekârl›klar›nda ›srar ederken bölge illerinde bu “umutlu” aç›klamalar›n faturas› Kürt halk›na ç›kmaktad›r. Çocuklar›n bugün okflanan bafl›na yar›n kurflun s›kan eller, vatan-millet-Sakarya edebiyat›yla “terörist” insanlara ölümden, tutsakl›ktan, göçebelikten baflka bir alternatifi reva görmemekteler.

Bölgede devletin orman kanunlar› geçerli Mardin Maz›da¤› Bilge Köyü’nde korucular›n yaratt›¤› vahflet karfl›s›nda timsah gözyafllar›yla “sorumlular›” yakalayarak ac›l› yüreklere “su serperken” ayn› günlerde yeni geçici korucu kadrolar›n› açmalar› “fliddetsiz çözüm” diye gösterilenin asl›nda kendi dillerinde zora ve bask›ya dayal› uygulamalardan vazgeçmeye-

ceklerinin yeni bir kan›t› niteli¤inde. Bunu görmek için son iki y›l içerisinde Hakkâri ve Van’da yaflananlara bakmak yeterli olacakt›r. Newroz kutlamalar›nda kameralar önünde ac›mas›zca kolu k›r›lan 15 yafl›ndaki Cüneyt Ertufl yaral› haliyle Hakkâri’de gözalt›na al›nm›flt›. 7 Haziran 2008’de düzenlenen “Özgür ve demokratik bir Türkiye için emekçiler Van’a yürüyor” mitinginde çay satan 12 yafl›ndaki C. Ifl›k’›n, patlay›c› madde tafl›d›¤›n› iddia eden polisler termostaki s›cak suyu kafas›na dökerek s›rt› ve yüzünü yakm›flt›. Bu iki örnek hala haf›zalarda tüm canl›l›¤›yla durmakta. Ancak “hümanist” devletin haf›zalar›m›za daha yerlefltirecek çok miras› vard›. Bu sene 23 Nisan kutlamalar›nda ayn› yafllardaki çocuklar kafalar›nda dipçik darbeleriyle yans›d›lar ayn› kameralara. Ya da gaz bombas›ndan kaçarken s›¤›nd›¤› derenin ac›mas›zl›¤›na yenilerek kayboldu sularda. Ve ayn› co¤rafyada son iki y›lda gerçekleflen bas›n aç›klamas›, Newroz, 8 Mart kutlamalar› ve 15 fiubat protestolar›nda polis sald›r›s› sonucu yüzlerce kifli tutukland›. Onlarca kifli yaraland› ve birçok kifli yaflam›n› yitirdi. Van’da 2 y›l içerisinde 3 kifli öldürüldü, 182 kifli yaraland›, 510 kifliden 28’i çocuk olmak üzere 87 kifli tutukland›. Hakkâri’de ise 2

Amed’de 15 bin kiflilik açl›k grevi 14 Nisan’da DTP’ye yönelik bafllayan operasyon ve tutuklamalar› protesto etmek amac›yla DTP, Kofluyolu Park›’nda iki günlük açl›k grevi bafllatt›. 3–4 May›s tarihlerinde yap›lan açl›k gre-

Tutsaklardan DTP’ye destek Tekirda¤ 1 Nolu F Tipi Hapishanesi’nde bulunan TKP/ML, MLKP, MKP ve TKEP/L davas› tutsaklar› Kürt ulusal mücadelesi nezdinde DTP’ye yönelik sald›r›lar› protesto ederek yap›lan açl›k grevine destek amaçl› 2 günlük açl›k grevi yapt›klar›n› aç›klad›lar. 2 günlük açl›k grevi 5-6 May›s tarihlerinde yap›ld›. Konuyla ilgili bir aç›klama yapan tutsaklar “Polisiyle, askeriyle, yarg›s› ve siyaset kurumuyla tüm bir zor ayg›t› Kürt halk›na karfl› amans›z bir savafl yürütüyor. Bu vahfli sald›rganl›k karfl›s›nda Kürt halk›n›n yan›nda oldu¤umuzu bir kere daha ilan ediyoruz. Kürt halk›na yap›lan sald›r›lara sessiz kalmayaca¤›z. DTP flahs›nda tüm Kürt halk›na yönelik bask› ve sald›rganl›¤› protesto etmek için 5-6 May›s 2009 tarihlerinde iki günlük açl›k grevi yapaca¤›m›z› tüm devrimci ve demokrat kamuoyuna duyuruyoruz” dediler.

vine DTP Efl Baflkanlar› Ahmet Türk ve Emine Ayna, DTP milletvekilleri ve 98 belediye baflkan›, ayr›ca Kürt sanatç›lar, ayd›nlar ve demokratik kitle örgütleri de destek verdi. Açl›k grevi için alanda 4 bin kiflilik çad›r oluflturulmas›na ra¤men, çad›rlar kitleyi almada yetersiz kald›. Bölgenin birçok il ve ilçesinden kat›l›m›n sa¤land›¤› eylem, Ahmet Türk’ün konuflmas›n›n ard›ndan bafllad›. Greve kat›lanlar bafllar›na k›rm›z› bandaj takarken özellikle bölge illerinden ulusal k›yafetleriyle gelenler alanda rengârenk bir görüntü oluflturdu. Açl›k grevinde “Tarihi direniflinizi selaml›yoruz”, “Çocuklar bizim gelece¤imiz” dövizleri ile “Onlar irademiz, direnerek sahiplenece¤iz”, “Hevale me irada hemu gele mene” pankartlar› aç›ld›. Seyyar çay ocaklar›nda kitleye sürekli çay servisi yap›l›rken, kurulan platformda skeçler sahnelendi, marfllar söylendi. Akflam saatlerinde parka kitleler halinde gelen birçok kifli eylemcilere destek verdi. Gençler de park içinde meflaleli bir yürüyüfl gerçeklefltirdi. Geceyi so¤u¤a ald›rmadan çad›rlarda ve parktaki çimlerin üstünde uyuyarak ya da sabaha kadar yakt›klar› atefller etraf›nda halaylar çekerek geçiren kitle, sabah saatlerinden itibaren ya¤an ya¤mura ra¤men platformdan yükselen flark›lar eflli¤inde halaylar›na devam etti. Kitle s›k s›k “PKK halkt›r, halk bura-

da!”, “Bask›lar bizi y›ld›ramaz!” sloganlar›n› hayk›r›rken; üzerinde “Önder Apo’ya Özgürlük”, “Cezaevinde bulunan yoldafllar›m›za bin selam”, “Bijî Serok Apo” ve Demokratik Konfederalizm

kifli öldürüldü, 69 kifli yaraland›, 421 kifli gözalt›na al›nd› ve 5’i çocuk olmak üzere 170 kifli tutukland›. ‹ki y›l içerisinde sadece iki ilde yaflanan sald›r›lar›n resmiyet kazanm›fl boyutu bu kadar. Ancak baflvuru yap›lmam›fl ya da bas›na yans›mam›fl önemli oranda bir hak ihlali de söz konusu. Irak ve Türkiye Kürdistan›’nda halen devam etmekte olan operasyonlar bölge insan›n›n yaflam›n›n tehlikede oldu¤unu ve yeni hak ihlallerine gebe oldu¤unu gösteriyor. 4 Nisan 2009 tarihinde fiemdinli’nin Derecik Beldesi k›rsal›nda askeri birli¤e atefl aç›lmas› sonucunda bir asker hayat›n› kaybetmiflti. Bu çat›flman›n ard›ndan Derecik Beldesi’nin Basyan bölgesinde bulunan Koçyi¤it (Kelit) köyü bombaland›. Olay›n gerginli¤i devam ederken Derecik Askeri Taburu’ndan Haran (Herin) köyüne rasgele atefl açan askerler 6 yafl›ndaki Nazdar Sevim’i yaralad›. 30 Nisan’da Diyarbak›r’›n Lice k›rsal›nda PKK’nin gerçeklefltirdi¤i eylem sonras› köylü-

lerin arazileri helikopterlerle bombaland›. Diyarbak›r ve Bingöl Karayolu üzerinde bulunan Tuzla (Xeyni), Abal› (Korxa), Ergin (Markê), Birlik (Çemêelik) ve K›ralan (Zirext) köyleri de ekili arazileriyle birlikte operasyon bölgesine yak›n karakollardan bombaland›. Genelkurmay Baflkanl›¤› da Dersim’de 7 May›s–7 A¤ustos tarihleri aras›nda 5 ayr› bölgeyi geçici askeri güvenlik bölgesi uygulamas›na tabi tuttu. Dersim k›rsal›nda süren operasyonlar› gerekçe göstererek Alibo¤az, Ahpanos Vadileri ile Hozat, Ovac›k ve Çemiflgezek ilçeleri askeri güvenlik kapsam›na al›nd›. Koordinatlar› verilen bölgelere sivillerin girifl ve ç›k›fllar›na yasak getirildi. Yani, sözün k›sas›; Genelkurmay baflkan›n›, karfl›s›nda haz›rol’a soktu¤u medya mensuplar›na, istedi¤i kadar entellektüel al›nt›larla hikaye okusun. T. Kürdistan›’nda yaflananlar ve ne kadar u¤raflsalar da ekranlara, gazete sayfalar›na yans›yanlar gerçeklere iflaret etmektedir.

Katliam›n sorumlular› aç›klans›n Tarihe 38 isyan› ve sürgünü olarak geçen Dersim katliam›n›n üzerinden 70 y›l› aflk›n bir zaman geçti. Katliam›n izleri aradan geçen onca y›la ra¤men bölgeden silinmedi¤i gibi, devletin ç›banbafl› olarak gördü¤ü Dersim bugün hala insans›zlaflt›r›lmaya çal›fl›larak bölge insan› teslim al›nmak ve onursuzlaflt›r›lmak isteniyor. Sürgün edilen binlerce insana yap›ld›¤› gibi dayat›lan asimilasyon politikalar›na karfl› direnmeye çal›flan Dersimliler sonradan memleket edinmek zorunda kald›klar› co¤rafyalarda katliam›n y›ldönümünde biraraya gelerek katliam› gerçeklefltirenlerin a盤a ç›kar›lmas›n› istediler. 4 May›s 2009 tarihinde Galatasaray Lisesi önünde biraraya gelerek “Dersim katliam›n› unutmad›k unutturmayaca¤›z” yaz›l› pankart açan Özgür Demokra-

bir saat önce bitirildi. (Amed ‹K okurlar›)

❐ MERS‹N DTP’ye yönelik yap›lan operasyonlara karfl› Mersin’de 4 May›s 2009 tarihinde 24 saatlik açl›k grevi bafllat›ld›. Açl›k grevine kat›lan SEH, HE, ‹HD, YDG-M, Partizan, DHF, SDP, 68’liler, GöçDer ve D‹P saat 11.00’de Mersin DTP ‹l Binas›nda bir bas›n toplant›-

tik Alevi Hareketi üyeleri yaflanan olaylar› hat›rlatt›. “Dersim Marafl Koçgiri unutulmaz hiçbiri” ve “Dersim’i unutma unutturma” sloganlar›n› atan kitle ad›na aç›klamada bulunan Özgür Demokratik Alevi Hareketi Dönem Sözcüsü Ergin Do¤ru, üzerinden 70 y›l geçmesine ra¤men katliam›n sorumlular›n›n hala a盤a ç›kar›lmad›¤›n› belirtti. Katliam öncesinde ilin ad›n›n Tunceli yap›ld›¤›n› ve katliam›n Ankara’da 4 May›s 1937’e gerçeklefltirilen Bakanlar Kurulu karar› ile yap›ld›¤›n›, Kürt halk›n›n önderlerinden Seyit R›za ve yedi dava arkadafl›n›n Elaz›¤’da idam edilerek bilinmeyen bir yerde defnedildiklerini, mezarlar›n›n halen bilinmedi¤ini, bu katliam›n Cumhuriyet Türkiye’sinin Kürtler ve Aleviler üzerindeki tek katliam› olmad›¤›n› dile getirdi. (H. Merkezi)

mahallelerden yo¤un ilgi ve destek bulan açl›k grevinde MKM Müzik Grubu’nun türküleriyle keyifli ve coflkulu anlar yafland›. Eylemleri boyunca sürekli türkü ve halaylar›yla morallerini yüksek tutan eylemciler birlik ve beraberli¤in önemini vurgulayan konuflmalar yapt›lar. Açl›k grevi 5 May›s günü saat 11.00’de Mersin DTP ‹l Binas›n›n önünde bas›n aç›klamas› ile sonland›r›ld›. Bas›n aç›klamas›n› okuyan Serkan Kaya yerel seçimlerden sonra DTP’ye yönelik bask›lar›n artt›¤›n›, DTP’nin üyeleri ve yöneticileri “yasad›fl›” gösterilmeye çal›fl›larak tutukland›¤›n› belirtti.

❐ HATAY bayraklar› bulunan balonlar gökyüzüne sal›nd›. Balonlar uçuruldu¤u s›rada Diyarbak›r Askeri Havaalan›’ndan kalk›fl yapan uçaklar›n alan üzerinden uçufl yapmas› ise halk taraf›ndan yuhalanarak ve zafer iflareti yap›larak protesto edildi. Diyarbak›r D Tipi Kapal› Hapishanesi’nde bulunan 52 DTP’linin grevcilere gönderdi¤i mektubun okunmas›n›n ard›ndan DTP Milletvekilleri kitleye çiçek da¤›t›rken, Selahattin Demirtafl da eylemin son konuflmas›n› yapt›. Tarihin en büyük kitlesel açl›k grevi olarak kaydedilen eylem, ya¤murun fliddetlenmesinden dolay› planlanan saatten

Devletin çocuklarla misket “savafl›” sürüyor Türkiye’de çocuklara ceza vermeyi al›flkanl›k edinen mahkemeler halk›n tepkisine ra¤men çocuklar› tutuklama ›srar›n› sürdürüyor. Polise tafl att›klar›, ceplerinde misket tafl›d›klar›, “yasad›fl›” slogan att›klar› gerekçesiyle tutuklanan yüzlerce çocuk için birçok ilde kampanyalar devam ederken

15-28 May›s 2009

yeni bir tutuklanma haberi de Batman’dan geldi. Batman’da 30 Nisan’da evlere düzenlenen bask›nda polisler taraf›ndan gözalt›na al›nan 18 yafl›ndan küçük M.E.T., karakoldaki ifadesinin ard›ndan Cumhuriyet Savc›l›¤›’na oradan da tutuklanma talebiyle hakimli¤e gönderildi. M.E.T, hakimlikte “Örgüt propagandas›” yapmak ve “Örgüt ad›na faaliyet yürütmek” iddias›yla tutuklanarak Batman M Tipi Kapal› Hapishanesi’ne gönderildi. M.E.T’nin geçti¤imiz 26 Nisan günü Batman Valili¤i’ne ba¤l› Gençlik Kültür

s› düzenleyerek açl›k grevini bafllatt›klar›n› duyurdular. Açl›k grevi boyunca, destek amaçl› birçok kifli ve kurum ziyarette bulundu. Akdeniz Belediye Baflkan› M. Faz›l Türk, Akdeniz Belediye Meclis Üyeleri, Göç-Der, MKM ve

Merkezi’ne molotof kokteyli att›¤› iddia ediliyor. Son dönemlerde çocuk tutuklanmalar›n›n artmas›na dair bir aç›klama yapan M.E.T’nin avukat› Mehdi Öztüzün, dosya kapsam›nda gözalt›na al›nan 3 kiflinin oldu¤unu, dosyan›n henüz sonuçlanmamas› nedeniyle dosyan›n içeri¤ine dair konuflmad›. Ancak 2006 y›l›nda TMY’deki de¤ifliklik ve Yarg›tay’›n alm›fl oldu¤u kararla çocuklar›n da büyüklerin koflullar›nda “yarg›land›¤›na” ve çocuk yarg›lamalar›n›n politik yarg›lamalar oldu¤una dikkat çekti. Son dönemlerde çocuklara yönelik artan gözalt› ve tutuklama terörünü protesto eden çocuklar bu uygulamalara karfl› oyun oynad›klar› sokaklara bu kez U¤ur Kaymaz

DTP’ye yönelik bafllat›lan operasyonlarla ilgili birçok ilde açl›k grevi bafllat›ld›. Hatay’da da DTP il binas›nda biraraya gelen 50 kifli 2 günlük açl›k grevi yapt›. 50 kiflinin kat›ld›¤› açl›k grevine çeflitli kurumlar da destek verdi. Parti binas›nda bafllayan açl›k grevi ile ilgili bir konuflma yapan DTP Merkez ‹lçe Baflkan› Bülent Aksoy, 29 Mart Yerel Seçimlerinden sonra DTP’ye yönelik bafllat›lan bask›lar› k›nad›klar›n› ve tutuklanan parti yönetici ile üyelerinin serbest b›rak›lmas›n› isteyerek, kendilerinin de tutuklananlarla ayn› suçu ifllediklerini ilan ettiklerini söyledi.

ve arkadafllar›n›n foto¤raflar›n›n bulundu¤u dövizleriyle ç›kt›lar. Mardin Nusaybin Bar›fl Park›’nda 3 May›s günü biraraya gelen yüzlerce çocuk Hakkâri’de polis dipçi¤i ile vurulan Seyfi Turan ve daha önce vurulan çocuklar için bas›n aç›klamas› yapt›. Halk›n da destek verdi¤i aç›klamada, “çocuklardan elinizi çekin” denildi. Çocuklar ad›na Zeyni Ç›t›rk› yapt›¤› aç›klamada, 23 Nisan’da onlarca ülkeden davet edilen çocuklar›n TBMM taraf›ndan törenle karfl›land›¤›n› belirterek, “Ne yaz›k ki bunlar›n yan›s›ra Hakkâri’de bizlerin bafl›na dipçikle vuruluyor, kollar›m›z k›r›l›yor. Baflta Hakkâri olmak üzere tüm bölgedeki Kürt çocuklara yönelik uygulanan vahflete Edî Bese diyoruz” dedi. (H. Merkezi)


‹flçi-köylü 7

Halk›n gündemi

15-28 May›s 2009

Bostanc›’da dövüflene bin selam

27 Nisan 2009 Pazar günü Bostanc›’da kolluk kuvvetlerince kuflat›ld›¤› evde aral›ks›z 6 saat süren çat›flma sonucunda flehit düflen Devrimci Karargâh adl› örgütün üyesi Orhan Y›lmazkaya’n›n direniflini selamlamak ve ona sahip ç›kmak için biraraya gelen devrimci kurumlar Gazi Mahallesi’nde yürüyüfl düzenledi. Direniflin yaratt›¤› olumlu havay› da¤›tmak için burjuva-feodal medyay› s›n›rs›zca kullanan baflta ‹stanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah ve Vali Muammer Güler olmak üzere tüm yetkili a¤›zlar çat›flmay› farkl› biçimlerde aç›klamaya çal›flt›lar. Aç›klamalar› ise çat›flmalar esnas›nda halka ve devrimcilere zarar gelmemesine azami dikkat gösteren devrimcilerin eylemlerini karalamak yönünde oldu. Polisin sivillere yönelik önlemleri almamas›ndan

dolay› bir kameraman›n yaralanmas› ve ifline giden 18 yafl›nda bir gencin hayat›n› kaybetmesi de yine bu minvalde kullan›ld›. Yaflad›klar› yenilgiyi hazmedemeyen yetkili a¤›zlar Orhan Y›lmazkaya’n›n ailesi de dâhil olmak üzere kimse taraf›ndan sahiplenilmedi¤i yalan›n› da sürdürdü. fiehit düfltü¤ü günden itibaren çok say›da devrimci yap› Y›lmazkaya’n›n cenazesini sahiplenmek için her türlü gayreti sarf etmifl, ailesiyle irtibata geçmifl, ancak polisin aile üzerinde kurdu¤u bask›lar ve savurdu¤u tehditler nedeniyle cenazesi 1 May›s günü kaç›r›larak Kilyos Mezarl›¤›’nda defnedilmifltir. Devletin Y›lmazkaya’y›, yaln›zlaflt›rma çabalar›na da karfl›l›k olarak devrimci kurumlar 3 May›s 2009 tarihinde Gazi Mahallesi’nde yapt›klar› yürüyüflle sahiplendi. DTP, SDP, BDSP, SP, EHP, Devrimci Hareket, Teori ve Politika, Kald›raç, Al›nteri, Gazi Halk Cephesi, Partizan ve daha birçok kurumun ortak örgütledi¤i yürüyüfl ö¤len saatlerinde Eski Karakol önünde toplanarak bafllad›. “Orhan Y›lmazkaya ölümsüzdür”, “Devrim flehitleri ölümsüzdür” yaz›l› pankartlar ve Y›lmazkaya’n›n foto¤raf›n›n

tafl›nd›¤› yürüyüfl Gazi Cemevi’ne kadar devam etti. Mahallenin ilgisinin de yo¤un oldu¤u anmada Cemevi önünde Y›lmazkaya flahs›nda tüm devrim flehitleri için yap›lan sayg› duruflunda Y›lmazkaya’n›n polis telsizinden yapt›¤› son konuflma dinletildi. Yap›lan aç›klamada, devletin çat›flma sonras› aç›klamalar›na de¤inildi ve Y›lmazkaya’n›n Ergenekon davas›ndan tutuklu olan insanlarla defalarca telefon görüflmesi yapt›¤› iddia edilerek bilinçlerin buland›r›lmaya çal›fl›ld›¤› dile getirildi. Aç›klamada ayr›ca devletin cenazenin sapihlenilmesinden korktu¤u için mezar tafl›na dahi baflka isim yazd›r›ld›¤› söylendi. Aç›klama evinin kap›s› lav silah› ve kurflunlarla delik deflik edilen Y›lmazkaya’n›n flu son sözleri yeniden dinlenerek sona erdi: “Emekçilerin mücadele birli¤i için savafl›yoruz. Emperyalizme, faflizme, siyonizme karfl› savafl›yoruz. Yaflas›n devrim ve sosyalizm. Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i. Yaflas›n Türk ve Kürt halklar›n›n mücadele birli¤i. Biz düflece¤iz fakat bizden sonra bu kavga mutlaka sürecek. Nas›l binlerce y›ldan beri sürdü¤ü gibi. Thomas Münzer’den, fieyh Bedrettin’den, Mahir Çayanlardan, ‹brahim Kaypakkayalardan ve Deniz Gezmifllerden beri sürdü¤ü gibi!”

Üç fidan eylemlerle an›ld›! 37 y›l önce idam sehpas›nda devrime olan inançlar› ile egemenler karfl›s›nda bafl e¤mez durufllar› ile devrim flehitleri kervan›na kat›lan Deniz Gezmifl, Yusuf Aslan ve Hüseyin ‹nan çeflitli etkinliklerle an›ld›.

❐ ANKARA 6 May›s günü Karfl›yaka Mezarl›k giriflinde buluflan ço¤unlu¤unu gençlik örgütlerinin oluflturdu¤u kitle örgütleri, sendika ve siyasi partiler sloganlarla mezarlar›n oldu¤u yere do¤ru yürüyüfle geçti. Saat 12.30’da bafllayan yürüyüfl, mezar bafl›nda gerçeklefltirilen anma program›yla saat 15.30’a kadar sürdü. Yeni Demokrat Gençlik anma etkinli¤ine “Eflit, özgür gelecek ellerimizde yükselecek” pankart›yla kat›ld›. Mezar bafl›nda Denizlerin avukat› Halit Çelenk ve arkadafllar› konuflma yapt›lar. Tüm kat›l›mc›lar ad›na ortak aç›klamay› Devrimci 78’liler Federasyonu’ndan Ruflen Sümbülo¤lu okudu. Konuflmalar›n ard›ndan Mahir Çayan’›n da mezar› ziyaret edildi.

❐ ‹STANBUL * 6 May›s Çarflamba günü çeflitli demokratik kitle örgütlerinin oluflturdu¤u “6 May›s ‹nsiyatifi” saat 17.30’da Atatürk Kültür Merkezi önünde biraraya geldi ve saat 18.00’de Dolmabahçe Meydan›’na do¤ru yü-

rüyüfle geçti. Dolmabahçe Saray›’na gelen kitle ad›na bas›n metnini SGDF Baflkan› Ozan Emre Özy›lmaz okudu. Deniz, Yusuf ve Hüseyin’in idam edilmesinin kesinlikle s›radan bir karar olmad›¤›n› belirten Özy›lmaz, katliamlar›n kitle muhalefetini engellemenin bir parças› oldu¤unu belirtti. * Anma etkinliklerinden biri de, Tuzla Gençlik Evi taraf›ndan organize edildi. 9 May›s akflam saat 19.30’da dernek binas›nda yap›lan anma, sayg› duruflu ile bafllad›. Sayg› duruflunun ard›ndan yap›lan konuflmadan sonra, Denizleri anlatan k›sa sinevizyon gösteriminin ard›ndan, tüm dünyay› kas›p kavuran ’68 devrimci rüzgar›n›n ve bu rüzgar›n ülkemizdeki yans›mas› olarak ortaya ç›kan ’71 devrimci ç›k›fl›n›n aktar›ld›¤› bir sunum yap›ld›. Bu sunumun ard›ndan, Deniz Gezmifl’in idama giderken son isteklerinden biri olan, Rodrigo’nun gitar konçertosunu son bir kez daha dinleme arzusunun an›s›na, içinde gitar konçertosunun da yer ald›¤›, k›sa bir sinevizyon gösterimi daha yap›ld›. Anma, bir film gösterimi ile sona erdi.

peryalizme, faflizme ve bütün sömürücü s›n›flara karfl› mücadele ettiler. Zalime karfl› ezilenin, sermayeye karfl› eme¤in yan›nda yer ald›lar. 6. Filo’yu denize dökerken emperyalizmin uflaklar›na karfl› eylemde, bask› alt›ndaki Kürt halk›n›n mücadelesinde, ö¤rencilerin hak taleplerinde, köylülerin toprak ve reform talepli eylemlerinde, iflçi grevlerinde, kardefl Filistin halk›n›n direniflinde en önde hep onlar vard›” denildi. Eylem saat 12.30’da Güzel Sanatlar Fakültesi’nden Kütüphane’nin önüne yürüyüflle bafllad›. Sloganlar eflli¤inde yürüyen kitleye çok say›da jandarma “efllik etti” ve kitleye kat›lmak isteyenleri bu flekilde uzak tuttu. Aç›klama s›ras›nda kitleyi çembere alan ÖGB ve jandarmalar kitle da¤›l›rken kimlik kontrolü yapmak istedi. Kitle jandarmay› ›sl›klar ve alk›fllarla protesto etti. (Eylemi düzenleyen kurumlar: YDG, DHF, Genç-Sen, Malatya Gençlik Derne¤i ve YDG-M) (Malatya YDG)

❐ ‹ZM‹R ❐ MALATYA ‹nönü Üniversitesi’nde gerçeklefltirilen yürüyüfl ve bas›n aç›klamas›nda; “Onlar em-

‹zmir Birlikte Baflaraca¤›z Platformu’nun ça¤r›s› ile 6 May›s günü saat 17.30’da gerçekleflen anma Konak eski Sümerbank

Analar›n feryatlar› sürüyor! 214. hafta… 2 May›s günü saat 12.00’de biraraya gelen kay›p yak›nlar› “kay›p”lar›n›n foto¤raflar›yla, katillerin hesap vermesini istedi. 214. haftada kay›plar›n ak›betini kay›p yak›nlar› ad›na yazar Ferhat Kentel sordu. Y›llard›r kaybedilenlere sa¤›r kal›nd›¤› için kay›plar›n her gün biraz daha kaybolduklar›n› belirten Kentel, görülenlerin, bilinenlerin itiraf edilmesini istedi. “Kay›plarla ‘unuttuklar›m›zla’ dolu bu memlekette, dilinden, renginden, s›n›f›ndan, cinsiyetinden, dininden, inanc›ndan, mezhebinden, baflörtüsünden, bedeninden ötürü d›fllanm›fl, afla¤›lanm›fl çocuklar› görmekten baflka çaremiz yok” diyen Kentel, sessizce hayk›ran kay›plar› duyabilmenin öneminden bahsetti. ‹HD ‹stanbul fiube Baflkan› Gülseren

Yoleri yapt›¤› aç›klamada kay›plar› Nazi Almanya’s›ndakiler gibi yakt›klar›n›, Arjantin’deki gibi askeri helikopterlerden att›klar›n›, Guatemala’daki gibi toplu mezarlara gömdüklerini söyledi. ‹tirafç› Abdulkadir Aygan’›n adres gösterdi¤i Diyarbak›r Hani yolu üzerindeki kaz›larda insan kemikleri ç›kt›¤›n› hat›rlatan Yoleri yetkililerin bu durum karfl›s›nda sessiz kalmas›n› k›nad›. Bu hafta, 31 Mart 1998

tarihinde Ege’de kaç›r›larak kaybedilen Neslihan Uslu, Metin Andaç, Hasan Aydo¤an ve Mehmet Ali Mandal’›n ak›betlerini soran Yoleri kaybedilenlerin dosyalar›n›n Ergenekon kapsam›na al›nmas›n› ve bu kay›plardan dolay› Mesut Y›lmaz, Ahmet Demir ve dönemin yetkililerinin yarg›lanmas› gerekti¤ini söyledi.

215. hafta... Cumartesi Anneleri 9 May›s Cumartesi günü saat 12.30’da Galatasaray Lisesi önünde tekrar yerlerini ald›. Annelere birçok sanatç› da destek verdi. Necmiye Albay burada yapt›¤› konuflmada katliamlar› k›nad›. Ard›ndan tiyatro sanatç›s› Ayfle Libriz bas›n metnini okudu. Hu haftaki eylemde Anneler Günü üzerinde duruldu. Aç›klaman›n ard›ndan z›lg›tlar çekilerek eylem tamamland›. ‹stanbul’un d›fl›nda Ankara, ‹zmir, Diyarbak›r gibi illerde de yap›lan aç›klamalarda kay›plar›n ak›beti soruldu. (‹stanbul)

Anmaya faflist engel 9 May›s’ta Kilyos Mezarl›¤›’nda yap›lmak istenen anma ise polis destekli sivil faflistlerin engellemesi sonucu yap›lamad›. 9 May›s günü DTP Sar›yer ‹lçe Örgütü’nde buluflan kurumlar bina içerisinde Sultangazi DTP önünde açl›k grevi yapan kitlenin geliflini beklerken milliyetçi sloganlar at›lmaya baflland›. Ellerinde Türk bayraklar›yla “fiehitler ölmez vatan bölünmez”, “Ya Allah bismillah Allah-ü Ekber” vb. sloganlarla sald›rmaya çal›flan yaklafl›k yüz kadar sivil fafliste daha önce DTP için abluka oluflturan polis “engel” oldu. Polisin ricas›yla faflistlerin uzaklaflmas›n›n ard›ndan bina içerisindekiler 2-3’erli gruplar halinde tahliye edilerek Sultangazi DTP önündeki grupla buluflmak üzere yola ç›kt›. Sabah saatlerinden itibaren Sar›yer’de mezarl›kta daha yo¤un olmak üzere birçok noktaya polis y›¤›na¤› oluflturmufltu. Orhan Y›lmazkaya’n›n mezar› bafl›nda yap›lacak bir anmaya izin verilmeyece¤i ve engellenece¤i bafltan belli olmas›na ra¤men yaflanan sivil faflist provokasyon bir anlamda bahaneleri olmufl oldu. Kitlenin binadan tahliye edilmesinin ard›ndan da¤›lanlar içerisinden ESP ve SDP’li iki kifli bu faflist güruhla karfl›laflt›. Sald›r›ya u¤rayan iki kifli kan sevici faflistler taraf›ndan yaraland›. (‹stanbul)

önünden Cumhuriyet Meydan›’na do¤ru yap›lan bir yürüyüfl ile bafllad›. Kitle meydana geldikten ve sayg› duruflundan sonra platform ad›na haz›rlanan bas›n metni okundu. Aç›klaman›n ard›ndan kitle 6 May›s flehitleri an›s›na denize karanfiller att› ve anma verilen müzik dinletisinin ard›ndan sona erdi.

EROL ZAVAR’A ÖZGÜRLÜK

Sa¤l›ks›z koflullarda yaflam mücadelesi veren tutsaklar için duyarl›l›k ça¤r›s› yap›ld›. Mesane kanseri olan Erol Zavar için 9 May›s Cumartesi günü saat 13.00’te “Erol Zavar’a Yaflama Hakk› Koordinasyonu” bir bas›n aç›klamas› gerçeklefltirdi. Galatasaray Lisesi önünde biraraya gelen kitle “Erol Zavar’a ve hasta tutsaklara özgürlük” pankart› açt›. “Hasta tutsaklar onurumuzdur”, “Yaflas›n devrimci dayan›flma”, “Erol Zavar’a özgürlük” dövizleri açan kitle “Bask›lar bizi y›ld›ramaz” vb. sloganlar ile Tramvay dura¤›na yürümek istedi. Ancak polis ‹stiklal Caddesi’nin “müsait” olmad›¤› söyleyerek yürüyüfle izin vermedi. Eylem Galatasaray Lisesi önünde gerçeklefltirilen bas›n aç›klamas› ile devam etti. Eylemde bas›n metnini okuyan ‹lkay Akkaya Erol Zavar’›n mesane kanseri oldu¤unu ve ayr›ca 21 kez ameliyat geçirdi¤ini söyledi. Cumhurbaflkanl›¤›n›n 13 Eylül 2008 y›l›nda hasta tutsaklara iliflkin dosyalar›n›n incelenip bir karara ba¤lanmas› sözünün flu ana kadar gerçekleflmedi¤ini belirten Akkaya bu konuda tekrar görüflme yap›laca¤›n› sözlerine ekledi. Eylemde kitle Erol Zavar’›n resimlerinden yap›lan maskeleri takarak “Erol Zavar’a özgürlük” sloganlar›n› hayk›rarak eylemi tamamlad›. (‹stanbul) ve Asilçelik, Asemat iflçilerinin grevlerine/direnifllerine de¤inilmesi olumluydu.

Gençlik Birli¤i’nden kufllama

❐ BURSA 6 May›s günü saat 18.00’de Mahfel Cafe önünde Dev-Genç, YDG, Ekim Gençli¤i, SGD, Emek Gençli¤i, DGH, Devrimci Gençlik Birli¤i, YDGM ve Genç Dayan›flma vd. gençlik örgütleri “68’in ruhuyla kapitalizmin krizine, kirli savafla, flovenizme ve faflist sald›r›lara karfl› mücadeleye” pankart›n› açt›. Gençler alk›fllarla Orhangazi Park›’na yürüdüler. Aç›klamada emperyalist-kapitalist krize

Elimize posta kanal›yla ulaflan bir habere göre Türkiye Marksist Leninist Gençlik Birli¤i, TKP/ML’nin 37. Kurulufl y›ldönümü olan 24 Nisan’da ‹stanbul’un çeflitli semt ve mahallelerinde kufllama eylemi gerçeklefltirdi. Verilen bilgilerde halk›n bu kufllamalara ilgi ve merak›n›n yo¤un oldu¤u ifade edilirken, haber “fian olsun halk›n umudunun 37. Y›l›nda savaflanlara”, “Yaflas›n Partimiz TKP/ML, Halk› Ordusu T‹KKO, Gençlik Örgütümüz TMLGB” slogan›yla sona eriyor.

Bas›n özgürlü¤ü gününde sansür 3 May›s Dünya Bas›n Özgürlü¤ü Günü’ydü. Bas›na uygulanan engellerin kalkmas› ad›na bas›n özgürlü¤ü ilan edilen 3 May›s’ta At›l›m gazetesi 1 ay kapatma cezas› ald›. Gazeteye ikinci kez verilen 1 ayl›k kapatma cezas› gazete çal›flanlar› taraf›ndan protesto edildi. 5 May›s günü Galatasaray Meydan›’nda “3 May›s Dünya Bas›n Özgürlü¤ü Günü. At›l›m 3 May›s’ta kapat›ld›. Susmayaca¤›z” yaz›l› pankart açan gazete çal›flanlar› “At›l›m susmad›, susmayacak” vb. sloganlar att›lar. At›l›m gazetesinin son say›s›nda yer alan 1 May›s ve Orhan Y›lmazkaya ile ilgili haberleri gerekçe gösteren ‹stanbul 12. A¤›r Ceza Mahkemesi gazeteye el konulmas›, sat›fl ve da¤›t›m yasa¤› ve yay›n›n›n da 1 ay süreyle durdurulmas›na karar verdi. At›l›m çal›flanlar› son bir y›l içerisinde kendilerine 3 kez kapatma cezas›

verilerek, sitelerine eriflim yasa¤› konuldu¤unu hat›rlatt›lar. ‹HD Genel Merkezi de, 4 May›s günü yapt›¤› yaz›l› aç›klamayla “Dünya Bas›n Özgürlü¤ü” gününün Türkiye’de unutuldu¤una dikkat çekti. 2008 y›l› insan haklar› ihlal raporuna göre; 13 gazete, 11 dergi, 8 afifl, 5 kitap, 1 takvim ve 2 bildiri toplat›ld›. 38 gazete, 7 dergi ve 1 TV kanal›n›n yay›n› durduruldu. 3 afifl, 3 pankart, 3 kitap, 2 flark›, 1 el ilan›, 1 dergi, 1 bildiri ve 1 albüm yasakland›. 11 gazete, dergi ve TV kanal› polis taraf›ndan bask›na u¤rad›. 46 internet sitesine eriflim yasakland›. Çok say›da sorumlu yaz› iflleri müdürü ve haber yapan gazeteciler hakk›nda da davalar aç›ld›. 2008 y›l›nda baflbakanl›k taraf›ndan akreditasyonlar› iptal edilen 6 gazeteci ile internet siteleri eriflimine mahkeme yasaklar› getirildi. (‹stanbul)


‹flçi-köylü 8

Politika-gündem

15-28 May›s 2009

Kertê (Bilge) köyünde devletin silah›yla katliam! Bölgede icraatlar› ile gündemden düflmeyen korucular yine iflbafl›nda. Daha önce iflledikleri cinayetler, bölge insan›na uygulad›klar› fliddet ve estirdikleri terör ile s›k s›k ad›ndan söz ettiren korucular bu defa bir katliama imza att›. 4 May›s gecesi Mardin’in Maz›da¤› ilçesi Kertê (Bilge) köyünde bir dü¤ünü basan yüzleri maskeli korucular ayn› aileden 44 kifliyi öldürdü. Köydeki dü¤ünü f›rsat bilen korucular yine korucu ve akrabalar› olan baflka bir aileye kurflun ya¤d›rd›. Öldürülenler aras›nda 16 kad›n ve 6 çocuk bulunuyor. Vahfli bir flekilde ve insan›n kan›n› donduracak bir so¤ukkanl›l›kla ifllenen bu katliam, ülke gündemine bomba gibi düfltü. Katliam haberinin duyulmas› ile birlikte tüm gözler bölgeye çevrildi. Adeta bir insanl›k tradejisinin yafland›¤› olay›n üstünden yeni bir tart›flma bafllad›. Kalemlerinden kan akan köfle yazarlar›, gazetecilik ihtisas›n› Yaflar Büyükan›t ve ‹lker Baflbu¤’dan alan yay›n yönetmenleri sorunu k›sa sürede “çözdü”. Suçlu malum, neden belliydi! Bölge geri kalm›flt›. Orada yaflayan “Kürt kökenli Türk vatandafllar›” aras›nda ortaça¤dan kalma töre-namus davalar› vard›, bölgede kan davas› cinayetleri devletin tüm “çabalar›na” ra¤men halk›n ayak diremesi sonucu bir türlü çözülememiflti! Türk flovenizmi kokan, Kürt halk›n› afla¤›layan ve bölgede yaflayan insanlar› “adam edilmesi gereken cahiller sürüsü” olarak gören Baflbu¤ gözlüklü, sedef koltuklu “yazarlar›m›z” çözümlemelerini öldürülen insanlar› suçlama noktas›na kadar getirdi. Bu çok okumufl, bol tahsilli, çok apoletli ancak cehalette insan› hayrete sürükleyen köfle yazarlar›, büyük bir telaflla yaflanan katliamdan devleti aklaman›n pefline düfltü. ‹lk flokun atlat›lmas›, sis bulutunun da¤›lmas› ile ortaya ç›kan foto¤raf ise aç›kça devleti gösteriyordu.

Korucular kimi koruyor? Kertê köyünde yaflanan katliam T. Kürdistan›’nda devletin on y›llard›r özel bir konseptle yürüttü¤ü imha ve inkâr›n toplumu getirdi¤i noktaya iflaret ediyor. Bölgede fliddeti uygulanabilir tek politika olarak alg›layan ve bunu gerçeklefltirmek

için hiçbir masraftan kaç›nmayan devlet, felaket üstüne felaket yarat›yor. Kürt Ulusal Hareketi’ni bast›rmak için toplumun en geri yanlar›na tutunarak buraya yüklenen devlet tam da sözü edilen orta-

Genelkurmay al›fl›k olundu¤u üzere, kat›l›mc›lar›n art›k gözü kapal› bulabildikleri her zamanki mekânlar›nda yine kamuoyunu bilgilendirdi: “Olay›n koruculuk sistemine ba¤lanmas› önyarg›l› ve yanl›flt›r!”

Sa¤ kalan olmasayd›…

Devletin deste¤i ile bölgede terör estiren korucular, bu defa büyük bir katliam gerçeklefltirdi. ça¤dan kalma kültürün yaflat›lmas› için çaba sarf ediyor. Bölgedeki afliret reisleri ile mafya-çete kaçakç›l›k gibi iflleri koordine eden devlet, bölgenin devrimci dinamiklerini zehirlemek için her türlü yolu deniyor. Dini gericili¤i, cemaatleri, feodal de¤er yarg›lar›n› körüklüyor, örgütlüyor ve Ulusal Harekete karfl› kullan›yor. Bölgede adeta bir suç makinesi gibi ifllev gören koruculuk sisteminin kurulmas› en yal›n haliyle devletin katliamdaki sorumlulu¤una dikkat çekiyor. On y›llard›r köylülerin arazilerini gasp eden, say›s›z fliddet olay›na kar›flan, devletin deste¤i ile bölgede terör estiren korucular, bu defa büyük bir katliam gerçeklefltirdi. Kertê köyünde yaflanan katliam tart›flmalar›nda en az de¤inilen faktör koruculuk oldu. Ancak nafile! Bu bile medya uzman› Genelkurmay’›n ayaklanmas›na yetti!.

Genelkurmay kendisine yönelik bir elefltiri yap›lmad›¤› halde durumdan vazife ç›kararak her zamanki gibi “engin” bilgilerini bizimle paylaflma ihtiyac› hissetti. Koruculuk sistemini savunan Genelkurmay’›n aksine bölgede yaflananlar, koruculu¤a hiç de ön yarg›l› yaklafl›lmad›¤›n› gösteriyor. ‹nsan Haklar› Derne¤i’nin katliamdan sonra aç›klad›¤› rakamlar tablonun vahametini gösteriyor. Rapora göre; 1992–2009 y›llar› aras›nda korucular 38 köyün yak›lmas›, 14 köyün boflalt›lmas›, 12 taciz ve tecavüz, 294 silahl› sald›r›, 183 adam öldürme, 50 infaz, 70 gasp olay›, 562 iflkence ve kötü muamele olay›na kar›flt›. Bölgenin gerçekli¤i dikkate al›nd›¤›nda aç›klanan rakamlar›n gerçe¤in küçük bir parças› oldu¤u da rahatl›kla anlafl›labilir. Her fleye vak›f, her fleye kadir ve her yerde naz›r Genelkurmay buna bir cevap vermeli!

“‹mha ve inkar politikas› sürüyor”

Abant Toplant›s›’yla beraber bafllayan tasfiye süreci, seçimlerle birlikte yeni bir aflamaya girmifltir. Yerel seçimlerin ard›ndan, devletin A¤r› ve Amara’da Kürt halk›na yaklafl›m› da yeni bir sürece girmifltir. Seçimlerde AKP’ye karfl› önemli bir baflar› kazanan DTP’ye yönelik 14 Nisan’da yap›lan operasyonla birlikte egemenlerin taktiksel bir de¤iflikli¤e gitti¤i teyit edilmifltir. PKK’nin 1 Haziran’a kadar ald›¤› “çat›flmas›zl›k” karar›na ra¤men sistemin Kürt halk›na azg›nca sald›r›lar› h›z kesmeden sürerken, 14 Nisan’da birçok ilde efl zamanl› yap›-

Korucular›n bölgede yayg›n faaliyet yürüten J‹TEM’le yak›n iliflki içinde olduklar› da art›k herkesin malumu. Ergenekon operasyonlar› ile resmi a¤›zlardan dökülenler bile bu iliflkiyi görmek aç›s›ndan yeterli. Korucular J‹TEM’le birlikte bölgede yurtseverlere, devrimcilere, ilericidemokratlara, demokrasi, özgürlük mücadelesi verenlere karfl› kurflun ya¤d›rm›fl, iflkence yapm›fl, asit kuyular›na atm›flt›r.

lan operasyon, egemen ideolojinin Ulusal Soruna bak›fl aç›s›na da paralel niteliktedir. Kürt Konferans›, DTP’ye yönelik operasyon ve “çat›flmas›zl›k” karar›na yönelik de¤erlendirmelerini almak için Diyarbak›r DTP ‹l Yönetimi’nden fieyhmuz Bülbül’le bir röportaj gerçeklefltirdik. - DTP’ye yönelik gerçeklefltirilen sald›r›n›n Hewler’de yap›lmas› planlanan Kürt Konferans› ile nas›l bir iliflkisi var, siz operasyonu nas›l yorumluyorsunuz? - Hewlêr’de bir Kürt Konferans› planlanm›flt›. Asl›nda bunun ad›na Kürt Konfe-

rans› demek abesle ifltigaldir. “Kürt Özgürlük Hareketi’ni tasfiyeye yönelik bir konferans” ismini koyarsak daha yerinde olur. Bu konferans tarihi belli olmayan bir zamana yönelik ertelemeyi yaflad›. DTP olarak konferans iflas etmifltir diyoruz. Konferans›n içeri¤ini, yap›l›fl fleklini ya da ortaya ç›kacak kararlar› 2009 y›l›nda yap›lan yerel seçimlerin ortaya ç›kard›¤› sonuç belirleyecekti. AKP bu seçimlerden çok umutluydu. Hatta kimi aç›klamalar›nda özellikle Amed ve Dersim’i istedi¤ini belirtmiflti. Ancak seçim sonuçlar› AKP’nin istedi¤i biçimde ç›kmad›. Aksine Kürt Özgürlük Hareketi elindeki mevzileri korudu ve ikiye katlad›. Bununla asl›nda AKP’nin politikalar›n›n iflas› gündeme geldi. Tüm bunlarla, birlikte Hewlêr’de yap›lmas› planlanan Kürt karfl›t› konferans ya da Kürt Özgürlük Mücadelesi’nin tasfiyesine dönük haz›rlanan konferans iflas etti, diyebiliriz.. - Seçimlerin ard›ndan büyük bir sald›r› dalgas› bafllad›. Böyle bir yönelimi bekliyor muydunuz? - Asl›nda öncesinden bir tahminimiz vard›. Fakat operasyonun bizi biraz flafl›rtt›¤›n› söylemeliyiz. Çünkü seçimlerden iyi bir sonuç al›rsak geliflmeye, Kürt sorununun çözümüne dönük bir iyilefltirmenin söz konusu olabilece¤ini bekliyorduk. Yani asl›nda devletin Kürt sorununa yaklafl›m›n› da bu temelde de¤erlendiriyorduk. - Bas›nda özellikle Meclis örgütlenmesi üzerinde duruldu. Bunu biraz aça-

Katliamla ilgili üstü atlanan noktalardan birini de katillerin, korucular taraf›ndan korunan ve 15 dakika uzakl›ktaki karakola ra¤men nas›l bu kadar kolay girip, kaçabildikleri sorusu oluflturuyor. Köye maskelerle giren sald›rganlar›n kad›nlar› ve çocuklar› öldürmesi daha önce yaflanan ve PKK’nin üzerine at›lan katliamlar› hat›rlatt›. Sald›r›dan kimsenin kurtulmamas› için cesetlerin nab›zlar›n›n bile ölçülmesi, nöbet tutan askerlerin silah seslerini komutana haber vermelerine ra¤men hiçbir müdahalenin olmamas› ve olay yerine 2 saat sonra gidilmesi bu kuflkular› güçlendiriyor. Sald›r›n›n hiçbir tan›¤› kalmasayd› bu katliamdan sonra “Çocuk katilleri”, “Gözlerini k›rpmadan öldürdüler”, “Vahflet”, “Terör” vb. bafll›klar›n çok popüler olaca¤›n› öngörmek zor olmasa gerek. PKK’nin ateflkes ilan etti¤i her dönemde böylesi olaylar›n yaflanmas› art›k bir gelenek haline geldi. Daha önce PKK taraf›ndan gerçeklefltirildi¤i iddia edilen birçok katliam›n J‹TEM taraf›ndan yap›ld›¤› resmi a¤›zlardan itiraf edildi. Kertê köyünde böylesi bir senaryonun kurguland›¤› ancak baflar›lamad›¤›n› düflünmek için birçok gerekçe var. Katliam sonras› yak›nlar›n›n mezar› bafl›nda bekleyen çocuklar›n yürekleri ac›tan görüntüleri bas›n›n büyük ilgisini çekiyor. Ancak tüm bunlara neden olan devletin rolü atland›kça bunlar timsah gözyafllar›ndan öteye geçemeyecektir. Anneleri öldürülen çocuklar›n, kardeflleri öldürülen köylülerin ac›l› 盤l›klar› bir hastal›k gibi bünyeyi saran koruculu¤un sökülüp at›lmas› ile bir parça olsa giderilebilecektir.

bilir misiniz? - Kürt Özgürlük Mücadelesi kurumsallaflm›flt›r, bir birey gider, onlarcas› gelir, nicel anlamda hiç sorun de¤ildir. Ancak bu al›nan arkadafllar›m›z›n flahs›nda bizim sistemimize yönelmifllerdir. Çünkü biz meclis tarz› bir sistemi esas al›yoruz. Bahsetti¤imiz sistem; flu anda mevcut yap›lanmalar gibi daha çok merkeziyetçi, bütün kararlar›n merkezde somutland›¤› ve bunlar›n giderek tabana indi¤i bir sistem de¤il. Biz tamamen halka dayal›, mahalle meclislerinden tutal›m ilçe meclislerine ve kent meclislerine kadar ve tabi en neticesinde Türkiye meclisi diye adland›r›lan –ki bu, bas›na da farkl› bir flekilde yans›d›- bir sistemi öngörüyoruz. Bu tutuklanan arkadafllar›m›z da bahsetti¤imiz sistemin çal›flmas›n› yürüten, bizim toplumsal sistemimizi infla eden arkadafllar›m›zd›. Biz Konfederalizm sistemini kabul eden bir partiyiz. Bu arkadafllar›m›z da meclis tarz› örgütlenmelerin çal›flmalar›n› yürüten arkadafllar›m›zd›. - Devletin bölge halk›na genelde Kürt ulusuna bak›fl›nda bir de¤ifliklik var m›? - Umut ediyoruz ki, bu süreç gerçekten silahlar›n bir tarafa b›rak›l›p diyalog yolunun aç›lmas›yla bütünleflir. Ama flahsi fikrim, bunu DTP ad›na söylemiyorum bu sürecin tekrardan çat›flmal› sürece do¤ru gidece¤idir. Çünkü de¤iflen bir fley yok, zihniyet de¤iflmiyor. 80 y›ld›r sürdürülen imha ve inkar politikas› daha da katmerleflerek sürüyor. ‹flte en son Mardin’de yaflanan olaylar kimi fleyleri tekrardan gündeme getirdi. Koruculuk sistemi y›llard›r bu bölgenin kanayan yaras›d›r. Çeteden tutal›m uyuflturucu kaçakç›l›¤›na ve tecavüzlere kadar varan olaylar var-

Koruculu¤un 17 Y›ll›k Bilançosu ‹HD Mardin’de 44 kiflinin öldürüldü¤ü sald›r›n›n ard›ndan, koruculuk sisteminin yol açt›¤› y›k›m› göstermek üzere, 17 y›l›n bilançosunu aç›klad›. ‹HD, koruculuk sisteminin kalkmas›n› istiyor. Raporda, y›l y›l iddialar ve baflvurulardaki vakalar da s›ralan›yor. Derne¤in kendisine yap›lan baflvurular ve medya taramalar›ndan yola ç›karak haz›rlad›¤› bilançoya göre, 1992Mart 2009 aras›nda koruculardan kaynaklanan insan haklar› ihlallerinin dökümü flöyle: Köy yakma: 38 Köy boflaltma: 14 Taciz ve tecavüz: 12 Kaç›rma: 22 Silahl› sald›r›: 294 Köy korucular› taraf›ndan öldürülen: 183 Köy korucular› taraf›ndan yaralanan: 259 Kay›p olay›: 2 ‹nfaz: 50 Gasp: 70 Köy korucular› taraf›ndan yap›lan iflkence ve kötü muamele: 562 Köy korucular› taraf›ndan gözalt›na al›nanlar: 59 ‹ntihara sebebiyet verme: 9 Ormanl›k alan yakma: 17

Öldürme ve yaralamalar Raporda, öldürme ve yaralamalar, y›llara göre flöyle da¤›l›yor. 1992-2002: 132 ölü, 176 yaral› 2003: 12 ölü, 17 yaral› 2004: 12 ölü, 21 yaral› 2005: 3 yaral› 2006: 3 ölü, 9 yaral› 2007: 6 ölü, 4 yaral› 2008: 18 ölü, 23 yaral› Ocak-Mart 2009: 6 yaral›

‹flkence ve kötü muamele Raporda, iflkence ve kötü muamele vakalar›, y›llara göre flöyle da¤›l›yor. 1992-2002: 454 2003: 30 kifli 2004: 17 kifli 2005: 21 kifli 2006: 11 kifli 2007: 14 kifli 2008: 14 kifli Ocak-Mart 2009: 1 kifli

ken halen bu sistemi öven bir Genelkurmay kurumu var, bunlar›n yan›nda yaflananlar› “töre” diye adland›ranlar var. Belki de bu olay›n tan›¤› kalmasayd› olay yine PKK’ye mal edilecekti. - Amed’de operasyonlara karfl› büyük bir eylem gerçeklefltirdiniz. Eylemi nas›l de¤erlendiriyorsunuz, hedefine ulaflt› m›? - Ortak bir co¤rafyada yafl›yoruz. Kimi zamanlar Kürt, Türk kardefltir, diyorlar; ama kardeflli¤in gerektirdikleri nelerdir? Bir taraftan senin 50–60 tane televizyonun varken Kürtlere bir tane kanal› reva görmüyorsan ya da belediye baflkanlar›m›z, milletvekillerimiz Kürtçe konuflma yapt› diye devasa cezalara çarpt›r›l›yorsa kardefllik söylemi gerçekten sorgulanmal›. Ama umutluyuz, inançl›y›z, kendi sistemimizi ördükçe daha da büyüttükçe baflaraca¤›z. Operasyonun ard›ndan bir açl›k grevi süreci yafland›. Tarihte böyle kitlesel bir eylem yok gibidir. Bizler aç›s›ndan baflar›l› geçmifltir. Bunun çal›flmas›n› yürütecek çok fazla zaman›m›z olmamas›na ra¤men 15 bin insanla 2 günlük açl›k grevine oturduk. Burada önemli olan, mesaj›n do¤ru okunmas›d›r. ‹pleri koparmak, tamam›yla bir kopuflu sa¤lamak hiçbir zaman Kürtlerin tercihi olmam›flt›r. Ama Kürtler tercihsiz de de¤ildir. Kürtlerin alternatifleri de vard›r. Mesaj biraz bu içeriktedir. Temennimiz bu mesaj›n do¤ru okunmas›d›r. (Amed ‹K okurlar›)


‹flçi-köylü 9

Emperyalist-kapitalist sistemin yaflam›fl oldu¤u ekonomik kriz, daha çok bizim gibi yar›-sömürge ülkelerde y›k›c› etkisini gösteriyor. Ekonomik olarak zay›f olan yar›-sömürge ülkeler giderek derinleflen kriz karfl›s›nda denize düflen y›lana sar›l›r misali IMF ile yeni anlaflmalar yapmak zorunda b›rak›l›yor. Krizin yaklafl›k 6-7 ayl›k sürecinde ülkemiz üretici sektörü üzerindeki etkisi yüz binlerle ifade edilen iflsizlikte oldu¤u gibi tar›msal alanda da benzer y›k›m tablolar›n› görmek mümkün. AKP hükümeti nas›l ki krizin te¤et geçti¤i iddias›na olanca gücüyle sar›l›yorsa, krizin ortaya ç›kard›¤› sefaleti de ayn› güçle inkâra devam ediyor. Bugüne kadar aç›klanan ve ad›na “önlem paketleri” denilen paketlerde tar›m›n ad›n›n dahi geçmemesi burada anlam buluyor. Emperyalist tar›m politikalar› sonucu kendi geçimini sa¤layamaz hale getirilen köylülere, ekonomik kriz karfl›s›nda desteklenmeyerek “kendi bafl›n›n çaresine bak” deniliyor. Ekonomik kriz öncesi; geçti¤imiz Mart ay›nda sonlanan ve 9 y›ld›r harfiyen uygulanan DB patentli TRUPARIP tar›m politikalar› sonucunda tar›msal üretimde ciddi gerilemeler yaflanm›fl, tar›mda gerçekleflen küçülmeler kronik bir hale getirilmifltir. Düflük taban fiyat uygulamas›, desteklemelerin k›s›tlanmas›, kota ve sözleflmeli üretim köylünün belini bükmüfltür. Üretti¤i ürünün maliyetini karfl›layamaz duruma gelen üretici iyice yoksullaflm›fl, üretimden koparak büyük kentlere göç etmek zorunda b›rak›lm›flt›r. Emperyalist tar›m politikalar›n› “büyük reform, dönüflüm” ad› alt›nda uygulayan devlet, tar›mda tasfiye sürecini h›zland›rm›flt›r. Kriz öncesi tar›mda yaflanan genel tablo böyle iken, krizin bafllang›c›ndan bugüne dek de¤iflen

Politika-gündem

çok bir fley olmam›flt›r. Kriz öncesi devlet deste¤inden yoksun olan üretici, ekonomik kriz karfl›s›nda da ayn› flekilde yoksun durumdad›r. Tar›msal üretimde köylü lerin en çok yak›nd›¤› dertlerden biri girdi fiyatlar›n›n yüksek olmas›d›r. Krizle birlikte girdi fiyatlar› da yükselmifl üretim maliyetini art›rm›flt›r. Buna karfl›n herhangi bir destekleme görmeyen köylü birçok bölgede gübresiz ekim yapmak zorunda kalm›flt›r. Girdi fiyatlar›n›n yükselmesi karfl›s›nda ürün fiyatlar›n›n düflmesi üretici daha bir s›k›nt›ya sürüklemifltir. Piyasaya müdahale etmeyen devlet, köylüyü düflük fiyata ürün satmak zorunda b›rakm›flt›r. Fiyatlar›n düflmesinde krizin önemli bir pay› varken, krizi f›rsata çevirmek isteyen, tar›m ürünlerini hammadde olarak kullanan sektörlerin krizi gerekçe göstererek fiyatlar üzerinde bask› oluflturmas›n›n pay› da büyüktür. Krizle birlikte, fiyatlar üzerinde oynanan oyunlar sonucu bugün limonun 20 kuruflluk fiyat› 10 kurufla, süt fiyatlar› 0.635 TL’den 0.515 TL’ye, geçen y›l 3 TL’den sat›lan kuru üzüm 1.20 TL’ye düflmüfltür. (Krizin nedeni ile ürün fiyatlar›nda yaflanan bu düflüfl tüketiciye yans›m›yor. Üretici market fiyatlar› aras›ndaki fark kuru üzümde yüzde 338, patateste yüzde 234, patl›canda yüzde 244 oran›nda olurken, bu farktan hem üretici hem de tüketici zarar görüyor. Ürünleri tarladan markete ulaflt›ran arac› kesim oluflan bu farktan kâr›n› art›r›rken, bu kâr›n aslan pay› ise tefeci-tüccar kesiminin cebine iniyor.) Maliyetinin dahi alt›nda kalan bu fiyatlar köylünün herhangi bir desteklemeden yoksun üretim yapmas›n› imkâns›z hale getirmifltir.

Ekti¤i üründen kâr edemeyen, hatta maliyetini bile karfl›layamayan köylüler ald›klar› elden veya kredi borçlar›n› ödeyememifl aksine üstüne eklenen yeni borçlarla ödenmez bir hale ulaflm›flt›r. Bankalar ve Tar›m Kredi Kooperatif’i taraf›nca icra ifllemine tabi tutulan köylü say›s› 200 bini aflarken, 2008 rakamlar›na göre borcunu ödemeyip ceza alan köylü say›s› sadece Ayd›n’da 235 kifliyi geçmifltir. Bu rakamlar›n 2009 y›l›nda daha da artaca¤› aflikârd›r. Bu noktada sözü Manisal› üzüm üreticilerine

mad› art›k mazotçudan borç almaya. Turgutlu’ya gidip orada bizi tan›mayanlar› kand›rmaya çal›fl›yoruz mazot almak için…” fleklinde konuflan üzüm üreticileri, tar›msal üretimde yaflan›lan s›k›nt›lar› aç›k bir flekilde ifade ederken, di¤er yandan köylülerin nas›l yoksullu¤a sürüklendi¤ini de gözler önüne sermektedir. Emperyalist tar›m politikalar› ile iyice ezilen ve ekonomik kriz karfl›nda tutunamayan köylüler, difle dokunur bir destek görmedi¤i devlet “ba-

15-28 May›s 2009

operatifi’nden gelmifltir. Köylülerin yüzde 90’›n›n borcunu ödeyebildi¤ini yüzde 10’luk kesim için borç ertelemenin pire için yorgan yakmak oldu¤unu söyleyen Genel Müdürlük, AKP hükümetinin ne kadar “çiftçi dostu” oldu¤unu bir kez daha göstermifltir. Kredi borcunu ödeyemeyen köylüler ise evlerine giremez hale gelirken, eflyalar›na el konmamas› için efllerinden resmiyette boflanarak mal varl›klar›n› efllerine devrediyor. Geçimlerini sa¤lamak ve ayakta kalabilmek için kendilerince yöntemler gelifltiren köylülerin bu durumu çaresizliklerinin bir ifadesi iken, ayn› zamanda devlet “baba” taraf›ndan gözden ç›kar›ld›klar›n›n resmidir. Tar›m alan›ndaki sorunlar›n yap›sal sorunlar oldu¤u ve devletin bu sorunlar› çözmek, tar›msal üretimi art›rmak, modernleflmeyi sa¤lamak gibi bir derdi olmad›¤› apaç›k ortadad›r. Emperyalist tar›m politikalar› sonucu k›s›tl› bir destekleme alan köylüler, ekonomik kriz karfl›s›nda di¤er üretici sektörlerde oldu¤u gibi desteklenmesi gerekirken, IMF sistemi do¤rultusunda mevcut verilen desteklemeler de k›s›tlanm›flt›r. IMF yeni anlaflma için AKP hükümetinden, bütçeden tar›ma ayr›lan y›ll›k ödenekten k›s›tlama yap›lmas›n› istemifl ve bu hemen uygulanm›flt›r. Bu kapsamda yap›lan düzenleme ile destekleme primleri yüzde 10 oran›nda azalt›lm›flt›r. Böylece 2008 y›l›nda 2007’ye oranla 1 kurufl artan kg bafl›na prim deste¤i 2009 y›l›nda 3 kurufl düflürülmüfltür. Halk›m›z›n ifadesiyle AKP hükümeti kafl›kla vermifl kepçeyle geri alm›flt›r. Y›llard›r izlenen emperyalist ta-

“Devlet krizi f›rsata çeviriyor”;

Köylü sefalete sürükleniyor b›rakmak yerinde olacakt›r. “AKP hükümeti bafla geldi¤inden bu yana çiftçi krizde… Bizim flu an köy olarak mazotçuya 1 trilyon borcumuz var. Yüzümüz kal-

ba”dan; kredi borçlar›n›n ertelenmesi, girdi fiyatlar›n›n düflürülmesi, kendilerine de can suyu kredisi verilmesi talebinde bulunurken, cevap Tar›m Kredi Ko-

r›m politikalar› sonucu ülke tar›m›n› emperyalist tekellerin ihtiyaçlar› do¤rultusunda üretim yap›lan bir bahçeye çevrilmifltir. AKP hükümeti, ekonomik krizi, tar›m› tasfiye süreci ile birlefltirerek üreticiyi tar›m d›fl›na itmektedir. Tar›m› küçültme derdinde olan devlet krizi f›rsata çevirerek üreticinin tar›msal üretimden vazgeçmesinin önünü açmaktad›r. Baflka bir deyiflle köylülük sefalete sürüklenmektedir. Ekonomik yap›s› itibariyle d›fla ba¤›ml› olan bizim gibi yar›-sömürge ülkeler krizden en çok etkilenen ülkelerdir. D›fl kredi ve s›cak para ak›fl›n›n kesilmesi, arz-talep dengesinin bozulmas› zaten zay›f olan yar›-sömürge ülkelerin ekonomilerini alt üst edip iyice zay›flat›r. Bu nedenle krizin etkisi daha yak›c› hissedilir. Fakat belirtmek gerekir ki, krizin etkilerini herkes ayn› oranda hissetmeyecektir. Egemen s›n›flar devlet eliyle krizin etkilerini daha çok ezilen emekçi halklara yans›tmaya, onlar›n üzerine y›kmaya çal›fl›r, çal›fl›yor da. Devlet ekonomik krizin ard›na s›¤›narak halk›n ç›kar›na dönük ad›mlar atmak yerine, k›s›tlamalara giderek krizin yoksul halk üzerindeki y›k›c› etkisinin artmas›n› sa¤lar. Bugün tar›m alan›nda devletin önlem almamas› gücünün olmamas›ndan çok, bilinçli bir politika ile bunu yapmamas›n›n sonucudur. Yani yeri geldikçe krizi yok sayan, zorda kal›nca da “kriz var ne yapal›m” diyerek krizi d›flsallaflt›rmaya çal›flan devlet asl›nda geleneksel politikalar›n› h›zla hayata geçiriyor. Tar›m alan›nda da, di¤er üretici sektörlerde de krizin faturas›n› halka ödetme çabas›nda olan devletin bu politikas›na karfl› örgütlü mücadele etmek ve bu mücadeleyi yükseltmek gün itibari ile elzem niteliktedir.

Nepal devrimi ve uluslararas› önemi* Proletarya enternasyonal bir s›n›ft›r. Bu nedenle belirli bir ülkedeki komünist hareket özü itibariyle enternasyonal komünist hareketin ayr›lamaz bir parças›d›r. Bunun sonucunda belirli bir ülkenin komünist partisi di¤er ülkelerdeki komünist partilerin olumlu ve olumsuz deneyimlerinden ö¤renmeyle ve bunlar› sentezleyerek kendi ülkesinin özgünlüklerine uygun ve yarat›c› flekilde uygulamakla yükümlüdür, bu sayede enternasyonal komünist hareket ideolojik olarak zenginlemektedir. Dünyadaki ilk proleter devrim olan Paris Komünü’nün sentezi Büyük Ekim Devrimi’nin ideolojik temelini oluflturmufltur. Benzer flekilde, Büyük Ekim Devrimi’nin ve Rusya’daki sosyalist inflan›n deneyimleri Çin’deki Yeni Demokratik Devrimin ve Büyük Proleter Kültür Devrimi’nin ideolojik temelini oluflturmufltur. Bu büyük devrimler sayesinde enternasyonal proletarya

Marksizm’i Marksizm-Leninizm’e, onu da Marksizm-Leninizm-Maoizm’e gelifltirmifltir. Marksizm-Leninizm-Maoizm toplumsal devrimin bilimidir ve uygulanmay› talep eder. Ancak bu devrim bilimini uygularken enternasyonal komünist hareketin ve ayn› zamanda Nepal komünist hareketinin tarihinde üç yanl›fl e¤ilim kendisini göstermifltir. Bunlar sa¤, merkez ve dogmatik sekter e¤ilimlerdir. Bu yanl›fl e¤ilimlere karfl› mücadele ederken enternasyonal proleter s›n›f yeni deneyimler edinmifl ve bu deneyimlerin sentezi Marksizm’i zenginlefltirip keskinlefltirmifltir. Partimiz Nepal Yeni Demokratik Devriminin strateji ve taktiklerini 20. yüzy›ldaki baflar›l› ve baflar›s›z devrimlerin olumlu ve olumsuz deneyimlerinden elde etti¤i sentez sayesinde gelifltirmifltir. Bu strateji ve taktik do¤rultusunda 13 fiubat 1996’da bafllat›lan büyük Nepal halk

savafl› zafer dolu 13 y›l›n ard›ndan 14. y›l›na girmifltir. Dünya emperyalizminin Marksizm’in yenildi¤i ve parlamenter burjuva sistemin kaç›n›lmaz oldu¤u yönlü sald›r›lar› gerçeklefltirdi¤i ve ezilen s›n›flar savunmadayken, Marksizm-Leninizm-Maoizm’in bayra¤›n› yukar› kald›rarak büyük halk savafl›n› Nepal’de bafllatmak emperyalizme, Hint yay›lmac›l›¤›na ve onlar›n kuklalar›na karfl› ideolojik ve siyasi bir meydan okumad›r. Halk savafl›n› bafllatmak ve gelifltirmek Sovyet sosyal emperyalizminin çöküflünden, Çin’deki karfl›-devrimden ve Peru halk savafl›n›n ciddi yenilgi almas›ndan hemen sonra, dezavantajl› koflullarda kolay bir ifl de¤ildir. Ancak tüm bu ideolojik ve siyasi sorunlarla baflar›l› flekilde bafla ç›kman›n sonucunda Nepal’in ezilen s›n›flar› oldukça flanl› ama daha zorlu bir aflamaya, partimiz Birleflik NKP(Maoist) önderli¤inde Nepal’in özgünlü¤üne uygun bir halk ayaklanmas› süreciyle merkezi iktidar› ele geçirme aflamas›na gelmifltir. Daha önce de belirtti¤imiz gibi, halk savafl›n› uluslararas› koflullar›n aleyhimizde oldu¤u ve uluslar aras› komünist harekette sa¤ revizyonizmin bask›n oldu¤u koflullarda bafllatt›k. UML’nin sa¤ revizyonizmine ve Mohan Bikram Singh’in dogmato sekterizmine karfl› ideolojik mücadelede zafer elde etmeseydik b›rakal›m savunmay› ve gelifltirmeyi halk savafl›n›n bafllamas› dahi mümkün olamazd›. Bizler bu aflamaya Marksizm-Leninizm-Maoizm’i Nepal’in özgünlü¤üne yarat›c› flekilde uygulayarak ve somut flartlar›n somut tahlili temelinde uygun taktikleri belir-

leyerek ve ideolojik mücadelede kendimizi kan›tlayarak ulaflt›k. Ancak belirli bir komünist partisinin bir kere do¤ru ideolojik mücadele yürüttü¤ünü kan›tlad›¤› için ilelebet devrimci kalaca¤›n› sanmak da diyalektik de¤il metafiziktir. fiu an dünya komünist hareketinde daha önce hiçbir zaman ve hiçbir yerde kullan›lmayan bir taktik olan mücadele cephelerinden biri olarak hükümete kat›lma takti¤ini uyguluyoruz. Komünist hareketin savunmada oldu¤u ve sa¤ revizyonizmin bask›n oldu¤u günümüz koflullar›nda bu taktik oldukça risklidir. Devrimden önce taktik ad›na hükümete kat›lan tüm komünist partiler revizyonizmin batakl›¤›na düfltüler. Komünist hareketin tarihinde hiçbir yerde ve hiçbir zaman parti devrime hükümetteyken önderlik edemez. Partimiz aç›s›ndan bu takti¤i benimsemek hata de¤ildir. Burada söylemek istedi¤imiz, yaln›zca bu takti¤i strateji olarak alg›layan ya da bunu stratejiye dönüfltürmek isteyen sa¤ revizyonizmi yenilgiye u¤ratarak bu takti¤i devrimin hizmetinde kullanabiliriz. Ancak sa¤ oportünizme karfl› mücadele ederken dogmato sekterizme düflme tehlikesine ve her ikisine ne karfl› ç›karken merkezci oportünizmin kurban› olmamaya da eflit derecede dikkat etmek gerekmektedir. Bu kompleks flartlar alt›nda, yaln›zca yanl›fl e¤ilimler olan sa¤ oportünizmi, merkezci oportünizmi ve dogmato sekterizmi yenilgiye u¤ratarak ve 20. yüzy›l›n baflar›l› devrimlerini mekanik flekilde uygulamadan somut koflullar›n somut tahlili temelinde bilimsel ve somut taktik-

ler gelifltirerek Nepal’de Yeni Demokratik Devrimi tamamlayabiliriz. Partimiz “Federal Demokratik Ulusal Halk Cumhuriyeti” takti¤ini gelifltirdi ve bu, günümüzün somut flartlar›nda, Nepal’de feodalizme ve emperyalizmin ve Hint yay›lmac›l›¤›n›n müdahalelerine son vererek Yeni Demokratik Devrimi baflarmak için do¤ru ve bilimsel taktiktir. Halk savafl›n› bafllat›rkenki aleyhimizdeki uluslararas› flartlar günümüzde bulunmamaktad›r. Aleyhimize olan durum lehimize do¤ru evrilmektedir. ABD’de bafllayan ekonomik kriz tüm dünyay› etkilemektedir. Bu ekonomik kriz kesinlikle dünya çap›nda bir siyasi krize dönüflecek, kapitalist ülkelerde iflsizlik artacak ve ezilen ülkelere geliflmifl ülkelerden yap›lan yard›m kesilecektir. Bu süreçte emperyalizmle ezilen ulus ve halklar aras›nda, emperyalistlerin kendi aralar›nda ve emekle sermaye aras›ndaki çeliflkiler keskinleflecektir. Bu da 21. yüzy›l›n ilk on y›l›nda dünya proleter devrimi için nesnel koflullar›n uygun hale geldi¤ini bizlere kan›tlamaktad›r. Proleter devrim için nesnel flartlar uygun hale gelse de devrimcilerin öznel gerçekli¤i halen oldukça zay›ft›r. 21. yüzy›l›n devrimlerine 20. yüzy›l›n gözleriyle mekanik flekilde bakman›n sonucu olarak nesnel flartlardaki de¤iflimlere cevap olmak için ideolojiyi gelifltirmeye önem vermeme sorunu günümüz komünist hareketinde ideolojik bir sorundur. Yaln›zca esas tehlike olan sa¤ revizyonizme ve dogmato sekterizme karfl› ideolojik mücadeleyi yeni aflamalara yükselterek uluslar aras›

komünist hareketin, Nepal komünist hareketi de dahil olmak üzere, bu sorunu çözülebilir. Partimiz, 20. yüzy›l›n devrim ve karfl›-devrimlerini nesnel flekilde sentezleyerek 21. yüzy›ldaki proleter devrim için do¤ru strateji ve takti¤i uygulamaktad›r ve bunun sonucu olarak devrim bu aflamaya ulaflm›flt›r. Ancak uluslararas› komünist hareket de bu sorulara farkl› cevaplar verilmektedir. Baz› devrimcilerin Nepal devriminin sa¤ sapma sonucu olarak tasfiye oldu¤u sonucuna ulaflt›klar›n› biliyoruz. Yaln›zca emperyalizmin, Hint yay›lmac›l›¤›n›n ve yerli gericili¤in mevcut entrikalar›n› y›karak ve bunun sonucunda Nepal’de yeni demokratik devrimi tamamlayarak baz› devrimcilerin hatal› tespitlerini kan›tlayabiliriz ve kan›tlamal›y›z ve bu yolla dünya komünist hareketinin önüne 21. yüzy›ldaki devrimlerine yeni bir model sunabiliriz. fiimdi tüm dünya bizi izliyor. Gericiler Nepal’de merkezileflerek devrimin kökünü yok etmek isterken dünyan›n ezilenleri ise Nepal’de devrimin zaferini Nepal proletaryas›n›n önderli¤inde görmek için sab›rs›zlan›yorlar. Günümüz dünya koflullar›nda dünya proleter devrimlerinin kap›s›n› proleter devrimi tamamlayarak açma olana¤› yaln›zca Nepal’de mevcuttur. Partimizin sorumlulu¤u ve Nepal devriminin önemi bu olana¤› gerçe¤e dönüfltürmede kendisini göstermektedir. (12 Mart 2009) * (Indra Mohan Sigdel “Basant” Red Star dergisinin 16 Mart-31 Mart tarihli say›s›ndan çevrilmifltir.)


‹flçi-köylü 9

Emperyalist-kapitalist sistemin yaflam›fl oldu¤u ekonomik kriz, daha çok bizim gibi yar›-sömürge ülkelerde y›k›c› etkisini gösteriyor. Ekonomik olarak zay›f olan yar›-sömürge ülkeler giderek derinleflen kriz karfl›s›nda denize düflen y›lana sar›l›r misali IMF ile yeni anlaflmalar yapmak zorunda b›rak›l›yor. Krizin yaklafl›k 6-7 ayl›k sürecinde ülkemiz üretici sektörü üzerindeki etkisi yüz binlerle ifade edilen iflsizlikte oldu¤u gibi tar›msal alanda da benzer y›k›m tablolar›n› görmek mümkün. AKP hükümeti nas›l ki krizin te¤et geçti¤i iddias›na olanca gücüyle sar›l›yorsa, krizin ortaya ç›kard›¤› sefaleti de ayn› güçle inkâra devam ediyor. Bugüne kadar aç›klanan ve ad›na “önlem paketleri” denilen paketlerde tar›m›n ad›n›n dahi geçmemesi burada anlam buluyor. Emperyalist tar›m politikalar› sonucu kendi geçimini sa¤layamaz hale getirilen köylülere, ekonomik kriz karfl›s›nda desteklenmeyerek “kendi bafl›n›n çaresine bak” deniliyor. Ekonomik kriz öncesi; geçti¤imiz Mart ay›nda sonlanan ve 9 y›ld›r harfiyen uygulanan DB patentli TRUPARIP tar›m politikalar› sonucunda tar›msal üretimde ciddi gerilemeler yaflanm›fl, tar›mda gerçekleflen küçülmeler kronik bir hale getirilmifltir. Düflük taban fiyat uygulamas›, desteklemelerin k›s›tlanmas›, kota ve sözleflmeli üretim köylünün belini bükmüfltür. Üretti¤i ürünün maliyetini karfl›layamaz duruma gelen üretici iyice yoksullaflm›fl, üretimden koparak büyük kentlere göç etmek zorunda b›rak›lm›flt›r. Emperyalist tar›m politikalar›n› “büyük reform, dönüflüm” ad› alt›nda uygulayan devlet, tar›mda tasfiye sürecini h›zland›rm›flt›r. Kriz öncesi tar›mda yaflanan genel tablo böyle iken, krizin bafllang›c›ndan bugüne dek de¤iflen

Politika-gündem

çok bir fley olmam›flt›r. Kriz öncesi devlet deste¤inden yoksun olan üretici, ekonomik kriz karfl›s›nda da ayn› flekilde yoksun durumdad›r. Tar›msal üretimde köylü lerin en çok yak›nd›¤› dertlerden biri girdi fiyatlar›n›n yüksek olmas›d›r. Krizle birlikte girdi fiyatlar› da yükselmifl üretim maliyetini art›rm›flt›r. Buna karfl›n herhangi bir destekleme görmeyen köylü birçok bölgede gübresiz ekim yapmak zorunda kalm›flt›r. Girdi fiyatlar›n›n yükselmesi karfl›s›nda ürün fiyatlar›n›n düflmesi üretici daha bir s›k›nt›ya sürüklemifltir. Piyasaya müdahale etmeyen devlet, köylüyü düflük fiyata ürün satmak zorunda b›rakm›flt›r. Fiyatlar›n düflmesinde krizin önemli bir pay› varken, krizi f›rsata çevirmek isteyen, tar›m ürünlerini hammadde olarak kullanan sektörlerin krizi gerekçe göstererek fiyatlar üzerinde bask› oluflturmas›n›n pay› da büyüktür. Krizle birlikte, fiyatlar üzerinde oynanan oyunlar sonucu bugün limonun 20 kuruflluk fiyat› 10 kurufla, süt fiyatlar› 0.635 TL’den 0.515 TL’ye, geçen y›l 3 TL’den sat›lan kuru üzüm 1.20 TL’ye düflmüfltür. (Krizin nedeni ile ürün fiyatlar›nda yaflanan bu düflüfl tüketiciye yans›m›yor. Üretici market fiyatlar› aras›ndaki fark kuru üzümde yüzde 338, patateste yüzde 234, patl›canda yüzde 244 oran›nda olurken, bu farktan hem üretici hem de tüketici zarar görüyor. Ürünleri tarladan markete ulaflt›ran arac› kesim oluflan bu farktan kâr›n› art›r›rken, bu kâr›n aslan pay› ise tefeci-tüccar kesiminin cebine iniyor.) Maliyetinin dahi alt›nda kalan bu fiyatlar köylünün herhangi bir desteklemeden yoksun üretim yapmas›n› imkâns›z hale getirmifltir.

Ekti¤i üründen kâr edemeyen, hatta maliyetini bile karfl›layamayan köylüler ald›klar› elden veya kredi borçlar›n› ödeyememifl aksine üstüne eklenen yeni borçlarla ödenmez bir hale ulaflm›flt›r. Bankalar ve Tar›m Kredi Kooperatif’i taraf›nca icra ifllemine tabi tutulan köylü say›s› 200 bini aflarken, 2008 rakamlar›na göre borcunu ödemeyip ceza alan köylü say›s› sadece Ayd›n’da 235 kifliyi geçmifltir. Bu rakamlar›n 2009 y›l›nda daha da artaca¤› aflikârd›r. Bu noktada sözü Manisal› üzüm üreticilerine

mad› art›k mazotçudan borç almaya. Turgutlu’ya gidip orada bizi tan›mayanlar› kand›rmaya çal›fl›yoruz mazot almak için…” fleklinde konuflan üzüm üreticileri, tar›msal üretimde yaflan›lan s›k›nt›lar› aç›k bir flekilde ifade ederken, di¤er yandan köylülerin nas›l yoksullu¤a sürüklendi¤ini de gözler önüne sermektedir. Emperyalist tar›m politikalar› ile iyice ezilen ve ekonomik kriz karfl›nda tutunamayan köylüler, difle dokunur bir destek görmedi¤i devlet “ba-

15-28 May›s 2009

operatifi’nden gelmifltir. Köylülerin yüzde 90’›n›n borcunu ödeyebildi¤ini yüzde 10’luk kesim için borç ertelemenin pire için yorgan yakmak oldu¤unu söyleyen Genel Müdürlük, AKP hükümetinin ne kadar “çiftçi dostu” oldu¤unu bir kez daha göstermifltir. Kredi borcunu ödeyemeyen köylüler ise evlerine giremez hale gelirken, eflyalar›na el konmamas› için efllerinden resmiyette boflanarak mal varl›klar›n› efllerine devrediyor. Geçimlerini sa¤lamak ve ayakta kalabilmek için kendilerince yöntemler gelifltiren köylülerin bu durumu çaresizliklerinin bir ifadesi iken, ayn› zamanda devlet “baba” taraf›ndan gözden ç›kar›ld›klar›n›n resmidir. Tar›m alan›ndaki sorunlar›n yap›sal sorunlar oldu¤u ve devletin bu sorunlar› çözmek, tar›msal üretimi art›rmak, modernleflmeyi sa¤lamak gibi bir derdi olmad›¤› apaç›k ortadad›r. Emperyalist tar›m politikalar› sonucu k›s›tl› bir destekleme alan köylüler, ekonomik kriz karfl›s›nda di¤er üretici sektörlerde oldu¤u gibi desteklenmesi gerekirken, IMF sistemi do¤rultusunda mevcut verilen desteklemeler de k›s›tlanm›flt›r. IMF yeni anlaflma için AKP hükümetinden, bütçeden tar›ma ayr›lan y›ll›k ödenekten k›s›tlama yap›lmas›n› istemifl ve bu hemen uygulanm›flt›r. Bu kapsamda yap›lan düzenleme ile destekleme primleri yüzde 10 oran›nda azalt›lm›flt›r. Böylece 2008 y›l›nda 2007’ye oranla 1 kurufl artan kg bafl›na prim deste¤i 2009 y›l›nda 3 kurufl düflürülmüfltür. Halk›m›z›n ifadesiyle AKP hükümeti kafl›kla vermifl kepçeyle geri alm›flt›r. Y›llard›r izlenen emperyalist ta-

“Devlet krizi f›rsata çeviriyor”;

Köylü sefalete sürükleniyor b›rakmak yerinde olacakt›r. “AKP hükümeti bafla geldi¤inden bu yana çiftçi krizde… Bizim flu an köy olarak mazotçuya 1 trilyon borcumuz var. Yüzümüz kal-

ba”dan; kredi borçlar›n›n ertelenmesi, girdi fiyatlar›n›n düflürülmesi, kendilerine de can suyu kredisi verilmesi talebinde bulunurken, cevap Tar›m Kredi Ko-

r›m politikalar› sonucu ülke tar›m›n› emperyalist tekellerin ihtiyaçlar› do¤rultusunda üretim yap›lan bir bahçeye çevrilmifltir. AKP hükümeti, ekonomik krizi, tar›m› tasfiye süreci ile birlefltirerek üreticiyi tar›m d›fl›na itmektedir. Tar›m› küçültme derdinde olan devlet krizi f›rsata çevirerek üreticinin tar›msal üretimden vazgeçmesinin önünü açmaktad›r. Baflka bir deyiflle köylülük sefalete sürüklenmektedir. Ekonomik yap›s› itibariyle d›fla ba¤›ml› olan bizim gibi yar›-sömürge ülkeler krizden en çok etkilenen ülkelerdir. D›fl kredi ve s›cak para ak›fl›n›n kesilmesi, arz-talep dengesinin bozulmas› zaten zay›f olan yar›-sömürge ülkelerin ekonomilerini alt üst edip iyice zay›flat›r. Bu nedenle krizin etkisi daha yak›c› hissedilir. Fakat belirtmek gerekir ki, krizin etkilerini herkes ayn› oranda hissetmeyecektir. Egemen s›n›flar devlet eliyle krizin etkilerini daha çok ezilen emekçi halklara yans›tmaya, onlar›n üzerine y›kmaya çal›fl›r, çal›fl›yor da. Devlet ekonomik krizin ard›na s›¤›narak halk›n ç›kar›na dönük ad›mlar atmak yerine, k›s›tlamalara giderek krizin yoksul halk üzerindeki y›k›c› etkisinin artmas›n› sa¤lar. Bugün tar›m alan›nda devletin önlem almamas› gücünün olmamas›ndan çok, bilinçli bir politika ile bunu yapmamas›n›n sonucudur. Yani yeri geldikçe krizi yok sayan, zorda kal›nca da “kriz var ne yapal›m” diyerek krizi d›flsallaflt›rmaya çal›flan devlet asl›nda geleneksel politikalar›n› h›zla hayata geçiriyor. Tar›m alan›nda da, di¤er üretici sektörlerde de krizin faturas›n› halka ödetme çabas›nda olan devletin bu politikas›na karfl› örgütlü mücadele etmek ve bu mücadeleyi yükseltmek gün itibari ile elzem niteliktedir.

Nepal devrimi ve uluslararas› önemi* Proletarya enternasyonal bir s›n›ft›r. Bu nedenle belirli bir ülkedeki komünist hareket özü itibariyle enternasyonal komünist hareketin ayr›lamaz bir parças›d›r. Bunun sonucunda belirli bir ülkenin komünist partisi di¤er ülkelerdeki komünist partilerin olumlu ve olumsuz deneyimlerinden ö¤renmeyle ve bunlar› sentezleyerek kendi ülkesinin özgünlüklerine uygun ve yarat›c› flekilde uygulamakla yükümlüdür, bu sayede enternasyonal komünist hareket ideolojik olarak zenginlemektedir. Dünyadaki ilk proleter devrim olan Paris Komünü’nün sentezi Büyük Ekim Devrimi’nin ideolojik temelini oluflturmufltur. Benzer flekilde, Büyük Ekim Devrimi’nin ve Rusya’daki sosyalist inflan›n deneyimleri Çin’deki Yeni Demokratik Devrimin ve Büyük Proleter Kültür Devrimi’nin ideolojik temelini oluflturmufltur. Bu büyük devrimler sayesinde enternasyonal proletarya

Marksizm’i Marksizm-Leninizm’e, onu da Marksizm-Leninizm-Maoizm’e gelifltirmifltir. Marksizm-Leninizm-Maoizm toplumsal devrimin bilimidir ve uygulanmay› talep eder. Ancak bu devrim bilimini uygularken enternasyonal komünist hareketin ve ayn› zamanda Nepal komünist hareketinin tarihinde üç yanl›fl e¤ilim kendisini göstermifltir. Bunlar sa¤, merkez ve dogmatik sekter e¤ilimlerdir. Bu yanl›fl e¤ilimlere karfl› mücadele ederken enternasyonal proleter s›n›f yeni deneyimler edinmifl ve bu deneyimlerin sentezi Marksizm’i zenginlefltirip keskinlefltirmifltir. Partimiz Nepal Yeni Demokratik Devriminin strateji ve taktiklerini 20. yüzy›ldaki baflar›l› ve baflar›s›z devrimlerin olumlu ve olumsuz deneyimlerinden elde etti¤i sentez sayesinde gelifltirmifltir. Bu strateji ve taktik do¤rultusunda 13 fiubat 1996’da bafllat›lan büyük Nepal halk

savafl› zafer dolu 13 y›l›n ard›ndan 14. y›l›na girmifltir. Dünya emperyalizminin Marksizm’in yenildi¤i ve parlamenter burjuva sistemin kaç›n›lmaz oldu¤u yönlü sald›r›lar› gerçeklefltirdi¤i ve ezilen s›n›flar savunmadayken, Marksizm-Leninizm-Maoizm’in bayra¤›n› yukar› kald›rarak büyük halk savafl›n› Nepal’de bafllatmak emperyalizme, Hint yay›lmac›l›¤›na ve onlar›n kuklalar›na karfl› ideolojik ve siyasi bir meydan okumad›r. Halk savafl›n› bafllatmak ve gelifltirmek Sovyet sosyal emperyalizminin çöküflünden, Çin’deki karfl›-devrimden ve Peru halk savafl›n›n ciddi yenilgi almas›ndan hemen sonra, dezavantajl› koflullarda kolay bir ifl de¤ildir. Ancak tüm bu ideolojik ve siyasi sorunlarla baflar›l› flekilde bafla ç›kman›n sonucunda Nepal’in ezilen s›n›flar› oldukça flanl› ama daha zorlu bir aflamaya, partimiz Birleflik NKP(Maoist) önderli¤inde Nepal’in özgünlü¤üne uygun bir halk ayaklanmas› süreciyle merkezi iktidar› ele geçirme aflamas›na gelmifltir. Daha önce de belirtti¤imiz gibi, halk savafl›n› uluslararas› koflullar›n aleyhimizde oldu¤u ve uluslar aras› komünist harekette sa¤ revizyonizmin bask›n oldu¤u koflullarda bafllatt›k. UML’nin sa¤ revizyonizmine ve Mohan Bikram Singh’in dogmato sekterizmine karfl› ideolojik mücadelede zafer elde etmeseydik b›rakal›m savunmay› ve gelifltirmeyi halk savafl›n›n bafllamas› dahi mümkün olamazd›. Bizler bu aflamaya Marksizm-Leninizm-Maoizm’i Nepal’in özgünlü¤üne yarat›c› flekilde uygulayarak ve somut flartlar›n somut tahlili temelinde uygun taktikleri belir-

leyerek ve ideolojik mücadelede kendimizi kan›tlayarak ulaflt›k. Ancak belirli bir komünist partisinin bir kere do¤ru ideolojik mücadele yürüttü¤ünü kan›tlad›¤› için ilelebet devrimci kalaca¤›n› sanmak da diyalektik de¤il metafiziktir. fiu an dünya komünist hareketinde daha önce hiçbir zaman ve hiçbir yerde kullan›lmayan bir taktik olan mücadele cephelerinden biri olarak hükümete kat›lma takti¤ini uyguluyoruz. Komünist hareketin savunmada oldu¤u ve sa¤ revizyonizmin bask›n oldu¤u günümüz koflullar›nda bu taktik oldukça risklidir. Devrimden önce taktik ad›na hükümete kat›lan tüm komünist partiler revizyonizmin batakl›¤›na düfltüler. Komünist hareketin tarihinde hiçbir yerde ve hiçbir zaman parti devrime hükümetteyken önderlik edemez. Partimiz aç›s›ndan bu takti¤i benimsemek hata de¤ildir. Burada söylemek istedi¤imiz, yaln›zca bu takti¤i strateji olarak alg›layan ya da bunu stratejiye dönüfltürmek isteyen sa¤ revizyonizmi yenilgiye u¤ratarak bu takti¤i devrimin hizmetinde kullanabiliriz. Ancak sa¤ oportünizme karfl› mücadele ederken dogmato sekterizme düflme tehlikesine ve her ikisine ne karfl› ç›karken merkezci oportünizmin kurban› olmamaya da eflit derecede dikkat etmek gerekmektedir. Bu kompleks flartlar alt›nda, yaln›zca yanl›fl e¤ilimler olan sa¤ oportünizmi, merkezci oportünizmi ve dogmato sekterizmi yenilgiye u¤ratarak ve 20. yüzy›l›n baflar›l› devrimlerini mekanik flekilde uygulamadan somut koflullar›n somut tahlili temelinde bilimsel ve somut taktik-

ler gelifltirerek Nepal’de Yeni Demokratik Devrimi tamamlayabiliriz. Partimiz “Federal Demokratik Ulusal Halk Cumhuriyeti” takti¤ini gelifltirdi ve bu, günümüzün somut flartlar›nda, Nepal’de feodalizme ve emperyalizmin ve Hint yay›lmac›l›¤›n›n müdahalelerine son vererek Yeni Demokratik Devrimi baflarmak için do¤ru ve bilimsel taktiktir. Halk savafl›n› bafllat›rkenki aleyhimizdeki uluslararas› flartlar günümüzde bulunmamaktad›r. Aleyhimize olan durum lehimize do¤ru evrilmektedir. ABD’de bafllayan ekonomik kriz tüm dünyay› etkilemektedir. Bu ekonomik kriz kesinlikle dünya çap›nda bir siyasi krize dönüflecek, kapitalist ülkelerde iflsizlik artacak ve ezilen ülkelere geliflmifl ülkelerden yap›lan yard›m kesilecektir. Bu süreçte emperyalizmle ezilen ulus ve halklar aras›nda, emperyalistlerin kendi aralar›nda ve emekle sermaye aras›ndaki çeliflkiler keskinleflecektir. Bu da 21. yüzy›l›n ilk on y›l›nda dünya proleter devrimi için nesnel koflullar›n uygun hale geldi¤ini bizlere kan›tlamaktad›r. Proleter devrim için nesnel flartlar uygun hale gelse de devrimcilerin öznel gerçekli¤i halen oldukça zay›ft›r. 21. yüzy›l›n devrimlerine 20. yüzy›l›n gözleriyle mekanik flekilde bakman›n sonucu olarak nesnel flartlardaki de¤iflimlere cevap olmak için ideolojiyi gelifltirmeye önem vermeme sorunu günümüz komünist hareketinde ideolojik bir sorundur. Yaln›zca esas tehlike olan sa¤ revizyonizme ve dogmato sekterizme karfl› ideolojik mücadeleyi yeni aflamalara yükselterek uluslar aras›

komünist hareketin, Nepal komünist hareketi de dahil olmak üzere, bu sorunu çözülebilir. Partimiz, 20. yüzy›l›n devrim ve karfl›-devrimlerini nesnel flekilde sentezleyerek 21. yüzy›ldaki proleter devrim için do¤ru strateji ve takti¤i uygulamaktad›r ve bunun sonucu olarak devrim bu aflamaya ulaflm›flt›r. Ancak uluslararas› komünist hareket de bu sorulara farkl› cevaplar verilmektedir. Baz› devrimcilerin Nepal devriminin sa¤ sapma sonucu olarak tasfiye oldu¤u sonucuna ulaflt›klar›n› biliyoruz. Yaln›zca emperyalizmin, Hint yay›lmac›l›¤›n›n ve yerli gericili¤in mevcut entrikalar›n› y›karak ve bunun sonucunda Nepal’de yeni demokratik devrimi tamamlayarak baz› devrimcilerin hatal› tespitlerini kan›tlayabiliriz ve kan›tlamal›y›z ve bu yolla dünya komünist hareketinin önüne 21. yüzy›ldaki devrimlerine yeni bir model sunabiliriz. fiimdi tüm dünya bizi izliyor. Gericiler Nepal’de merkezileflerek devrimin kökünü yok etmek isterken dünyan›n ezilenleri ise Nepal’de devrimin zaferini Nepal proletaryas›n›n önderli¤inde görmek için sab›rs›zlan›yorlar. Günümüz dünya koflullar›nda dünya proleter devrimlerinin kap›s›n› proleter devrimi tamamlayarak açma olana¤› yaln›zca Nepal’de mevcuttur. Partimizin sorumlulu¤u ve Nepal devriminin önemi bu olana¤› gerçe¤e dönüfltürmede kendisini göstermektedir. (12 Mart 2009) * (Indra Mohan Sigdel “Basant” Red Star dergisinin 16 Mart-31 Mart tarihli say›s›ndan çevrilmifltir.)


‹flçi-köylü 10

Gö¤ün yar›s›

Desa direnifli 1. y›l›nda, kad›nlar yine en ön safta

15-28 May›s 2009 Meltem Sine: Bir senedir so¤ukta, s›cakta hep direndik. En zor taraf› da buydu. Hakk›m›z› arad›¤›m›z için mutluyuz. ‹çerideki üye arkadafllar›m›z›n da haberi var. Onlar da bizim kadar sevindi.

Nuray Öztürk:

kDesa patronunun hareket alan› daral›yor Direniflin birinci y›l›n› doldurdu¤u Desa’da iflçiler, a¤›r çal›flma koflullar›n› düzeltmek, insanca yaflabilecekleri ücret alabilmek için Deri-‹fl Sendikas›’na üye olmufllard›. Ancak patronun durumu ö¤renmesiyle birlikte, 29 Nisan 2008 tarihinde ilk iflten atmalar bafllam›fl, ilk önce, Düzce fabrikas›nda çal›flan iflçiler, bask›yla istifa etmeye zorlanm›fl, istifa etmeyenler ise o gün iflten at›lm›fllard›. ‹flçiler bu haks›z iflten atmalar› direniflle cevaplamakta gecikmediler. Ve böylece Düzce’de, Deri-‹fl Sendikas› öncülü¤ünde ilk direnifl bafllam›flt›. Desa patronunun sald›r›lar› sonraki günlerde de sürmüfl. Düzce’den sonra, ‹stanbul Sefaköy’de sendikaya üye olan iflçilerden Emine Arslan iflten at›lm›fl ve fabrikan›n önünde tek bafl›na direnifle geçmiflti. Hem Desa iflçilerinin direnifli hem de üyesi olduklar› Deri-‹fl Sendikas› ve yöneticileri, bu süre içinde hem patronun hem de kolluk güçlerinin yo¤un sald›r›s›yla karfl›laflt›. Ancak ne sendika geri ad›m att› ne de iflçiler. Desa iflçilerinin direnifli tüm kararl›l›¤›yla sürdü-sürmekte. Direnifl geçti¤imiz günlerde 1. y›l›n› geride b›rakt›. Deri-‹fl Sendikas› direniflin 1. y›l› vesilesiyle, Desa’n›n Düzce’de bulunan fabrikas› önünde, burada direniflte olan iflçilerle birlikte bir bas›n aç›klamas› gerçeklefltirdi. Sendika yöneticileri ve direniflteki iflçiler, 29 Nisan’da Düzce fabrikas› önünde bir araya geldiler. Aç›klamaya ayr›ca, Deri-‹fl Sendikas› Tuzla fiubesi’nde örgütlü olan, iflyeri temsilcileri de kat›ld›. Direniflin 1. y›l›yla ilgili gerçeklefltirilen aç›klamay›, Deri-‹fl Genel Baflkan› Musa Servi yapt›. Servi yapt›¤› aç›klamada, Desa patronunun, tüm giriflim ve sald›r›lar›na ra¤men, 1 y›ld›r direnifli k›ramad›¤›n›, tüm bask›lara karfl›n boyun e¤medikle-

rini ve mücadeleye devam ettiklerini söyledi ve devamla: “Desa’da sendika demek; 40 saati bulan uzun ve sa¤l›ks›z çal›flma koflullar›na, insani olmayan davran›fllara, iflçi üzerindeki bask›lara HAYIR demektir. Sonunda yarg› süreci de sonuçlanmaya bafllam›fl ve Yarg›tay da davalar› onaylam›flt›r. Yani Desa iflçileri hukuk mücadelesini kazand›lar. Yarg›tay da Desa’ya bir di¤er deyiflle ‘iflçilerin sendikalaflma hakk›na sayg› göstermedin’ demifl oldu. Art›k bunu Desa patronu d›fl›nda bilmeyen kalmad›” dedi. S›k s›k sloganlar›n at›ld›¤› aç›klamadan sonra, iflçilerle birlikte 1. y›l pastas› kesilerek, iflçilerin kendi ha-

z›rlad›klar› yiyecekler gelenlere ikram edildi. Direniflteki iflçiler, Tuzla’dan da gelen iflçilerle birlikte halaylar çektiler.

Desa patronu içerdeki iflçileri k›flk›rt›yor! Desa patronu ise bu s›rada içeride bofl durmam›flt›! Tüm iflçilere ça¤r›da bulunulmufl ve ustabafl› arac›l›¤› ile bir grup iflçiyi toplayarak fabrika önüne kadar getirilip “Desa en büyük, baflka büyük yok”, “Sendika defol” diye sloganlar att›r›lm›fl ve bir provokasyon ortam› yarat›lmaya çal›fl›lm›flt›r. Ancak bu ça¤r›ya içeride çal›flanlar›n çok büyük bir ço¤unlu¤unun itibar etmedi¤i görülmüfltür. Kamuoyunda itibar›n› ve inand›r›c›l›¤›n› iyice kaybeden Desa patronunun art›k tek kand›rabildi¤i, kendi fabrika s›n›rlar› içerisindeki bir grup iflçi olmufltur. Çaresizlik içerisinde her türlü yolu deneyen Desa patronu, en son fabrika içerisinden moral bozmaya kalksa da,

bunu becerebildi¤i pek de söylenemez. Unutulmas›n ki, Novamed’de de patronun iflçilere “Sendika istemiyoruz” önlükleri giydirerek eylem yapt›rd›¤›, ama sonucunda ise

tay’dan olumlu sonuçlar gelmeye bafllad›. ‹nan›yorum ki bir aya kadar bizi alacaklar ve bu da büyük bir zafer olacak. Bir yandan direnifli devam ettirmeye çal›fl›yoruz. Di¤er

Bir y›ld›r buraday›z. Birçok sorun yaflasak da, dava sürecini kazand›k, mutluyuz. Bizim için kolay olmad›. Düzce’de ilk defa böyle bir fley yaflan›yor. Buna ra¤men kazand›k.

Atike Akçay: “Keflke herkes kad›nlar kadar cesaretli olsa”

direniflin zaferle sonuçland›¤› bir süreç yaflanm›flt›. fiimdi ayn› oyun Desa’da uygulanmaya çal›fl›l›yor. Ancak Desa patronu oyun oynad›kça hareket alan› kalm›yor ve çember onun için giderek daral›yor. ‹flçiler ise direnifllerine iflyerlerine dönünceye kadar devam edeceklerini belirtiyorlar. Desa direniflinin 1. y›l› vesilesiyle yap›lan aç›klaman›n ard›ndan, direniflteki Desa iflçilerine, direniflteki bir y›la iliflkin görüfllerini sorduk.

yandan evde de sorumluluklar›m›z var. Evden karfl› ç›kanlar var gelmemize. Ona ra¤men, ›srarla evdekilerle inatlaflarak geliyoruz. Direniflin bafl›ndan beri direnifli b›rakan pek kad›n olmad›. Erkeklerden daha çok b›rakan oldu. Her türlü zorlu¤a ra¤men gene de direnifli götüren kad›nlar. Bir ailede de öyledir genellikle, kad›nlar ayakta tutarlar. Daha ›srarl›, daha kararl›, daha çok sahipleniyorlar demek ki. Sevil Çerçi:

Gülhan Akyüz: “Bizim utanacak bir fleyimiz yok” Bugün birinci y›l. Bir seneden beri kap›day›z, bekliyoruz. Çok zorluklar atlatt›k. S›cakta, k›flta direndik. Onurlu bir mücadele verdik. Mahkemelerimiz aç›klanm›flt›. Onlar sonuçlanmaya bafllad›. Hakl› oldu¤umuz mahkemece de kan›tlanm›fl oldu. Bunu herkese göstermeye çal›fl›yoruz. ‹flveren de bu mahkeme sonuçlar›na göre hareket edecek. Biz art›k onun utanmas›n› bekliyoruz. Bizim utanacak bir fleyimiz yok. Biz hakl› durumday›z. Onlar›n bizim yüzümüze bakamad›klar›n› görmek istiyoruz. Mutluyuz.

Emel Yavuz: “Direnifli götüren kad›nlar” 365 gündür buraday›z. Yarg›-

Bugün Desa direniflimizin birinci y›ldönümü ve çok mutluyuz. Yarg›tay’dan sonuçlar gelince, art›k Desa’ya girece¤imiz günü bekliyoruz.

Canan Çelik: Bir senedir buraday›z. Yarg›tay’dan sonuçlar geldi, davay› kazand›k. Mutluyuz. Bir flüphemiz vard› sonuçlar için. Dava karar› bekledi¤imizden erken geldi. Çok mutluyuz.

Bir y›ld›r savafltay›z. Patronlar›n bu keyfi davran›fllar›na karfl› sendikalara ihtiyac›m›z var. ‹çerideki ustalar, kendilerini patronlardan daha üstün görüyorlard›. Patronlar›n her isteklerini yapmak zorunda kal›yordunuz. Bir bayan olarak burada çok zorluklar çektik. Bizlere sözlü tacizlerde bulunuldu. Bizi tehdit ettiler. Ailelerimiz arand›. Sendikam›za terör örgütü dendi, Alevi dendi, Kürt dendi. Her fleyi denediler ama baflaramad›lar. Jandarmaya da götürdüler. Düzce’de oturmufl bir alg› vard›r. Kad›n evinde oturacak, çal›flmayacak diye. Keflke herkes kad›nlar kadar cesaretli olsa.

Ferda Y›lmaz: “Yolumuza devam edece¤iz” Kolay aflamalardan geçmedik. Çok bask›larla karfl›laflt›k. Güvenlik güçlerinin ve idarenin bask›lar› ile karfl›laflt›k ama bunlar›n karfl›s›nda bir y›l› doldurduk ve yarg› karar›n› da kazand›k. Hukuk yolundan hakk›m›z› kazand›k. fiimdi bu hakk›m›z ›kullanarak tekrar ifl bafl› yapmak istiyoruz. Bütün psikolojik bask›lara, mide buland›r›c› hareketlere ra¤men. Birlik beraberlik içerisinde gö¤üs gerdik bunlara ve birçok fleyi aflt›k. Hakl› mücadelemizde yolumuza devam edece¤iz kazanana kadar.

Hakan Evlio¤lu: “Herkes ekme¤inin

Nursel Meydan:

pefline düflsün”

“Baflaraca¤›z!”

Bir seneden beri burada direniflteyiz. Hayat tecrübesi edindim. ‹nsanlar›n nas›l bir kiflilik sahibi oldu¤unu ö¤rendim. Güzel ve kötü günlerimiz de oldu. Mahkemeyi de kazand›k. Bizim için moral oldu. Arkadafllar›m›zla d›flar›da da görüflüyoruz. Birbirimize destek oluyo-

Sendikal› oldu¤um için iflten at›ld›m. Ama bugün arkadafllar›m için çok sevinçliyim. Ben onlardan sonra at›ld›m. Onlar›n karar› geldi¤inde sanki kendi karar›m gelmifl gibi çok sevindim. Baflaraca¤›z, içeri girece¤iz hep beraber.

Özürleri kabahatlerinden büyük...

Her geçen gün yeni fliddet ve cinayet haberleri duyuyoruz. Bütün bu haberlere “al›fl›k” hale getirilmek, beraberinde oluflan tepkisizlik, en öfkelendirici bir noktada duruyorken, “yetkililerin” özrü kabahatinden büyük aç›klamalar yap›yor olmalar›, ç›k›p gözümüzün içine baka baka alay edercesine ak›llara ziyan beyanlarda

bulunuyor olmalar› daha da vahim. Sadece kad›nlarla ilgili konularda de¤il, toplumu öfkelendiren birçok olayda buna benzer aç›klama yapanlardan birisi de Celalettin Cerrah’d›r. 4 Nisan 2006’da fuhufla yönelik “Barbie” operasyonunda gözalt›na al›nanlar›n deflifre edilmesi elefltirilince “Polisimiz namuslu kiflileri afifle etmez” demiflti. Lübnan’a asker gönderilmesini protesto eden dört üniversiteli linç edilmek istenmifl, Cerrah linç giriflimi için “güzel tepki” demiflti. Yine bir söyleflisinde, “eflim de k›zlar›m da iyi silah kullan›r. ‹lkokul-

dan beri atefl etmeyi ö¤retirim çocuklar›ma. Atefl etmek rahatlat›r insan›. Patlayan tabanca sesi huzur bizim gibilere. Stresini al›r” ifadelerini sarfetmiflti. Hrant Dink suikast›ndan sonra da flöyle konuflmufltu: “Cinayetin herhangi bir siyasi boyutu ve örgüt ba¤lant›s› yok. Zanl›, milliyetçi duygularla cinayeti ifllemifl. Arkadafl› Yasin Hayal’le de bu konuda görüflmede bulunmufl.” Cerrah, flimdi de Münevver Karabulut’un öldürülmesinin ard›ndan, katilinin bilinmesine ra¤men bir çaba içinde olunmamas›na öfkelenen kamuoyuna ç›k›p “e, takip etselermifl k›zlar›n›” fleklindeki sözleri ile gündemde. Devlet Bakan› Mehmet fiim-

flek’in, “‹flsizlikteki art›fl›n nedeni kriz dönemlerinde daha çok ifl aran›yor. Özellikle kad›nlar›n iflgücüne kat›l›m› art›yor” yorumu da kriz dönemlerinde patronlar›n kâr oranlar›n› düflürmemek için milyonlarca iflçiyi iflten atmalar›n›n üzerini kapatma çabalar›n› ve bütün sorumlular›n kad›nlar oldu¤unu söylemesi keza ak›llara ziyan bir aç›klamad›r. Türkiye dünyada en düflük kad›n iflgücüne kat›l›m oran›na sahip 10 ülkeden biridir. Bu durum da “ev kad›nl›¤›n›” kad›n›n asli görevi olarak göstermek ile örtbas edilmeye çal›fl›lmakta. Oysa gelir karfl›l›¤› çal›flmak kad›n-erkek herkes için temel bir insan hakk› ve egemenlerin anayasalar›nda da bulunan bir hakt›r. Bakan fiimflek’in sözlerinin refe-

rans noktas›n› oluflturan 2008 Kas›m-Aral›k- 2009 Ocak aylar›na ait TÜ‹K istatistiklerine göre iflsizler ordusuna eklenen 838 bin kiflinin sadece % 8.3’ü (69.5 bin kifli) gibi bir az›nl›¤›n› tam zamanl› ev iflleriyle u¤rafl›rken ifl aramaya bafllayan kad›nlar oluflturmaktad›r. Bunlar› iflsizlerin d›fl›na ç›kard›¤›m›zda iflsizlik oran› % 13.6’dan sadece % 13.3’e düflmektedir. Yani ifl arayan ev kad›nlar› kategorisi, iflsizlik puan›n› gerçekte sadece 0.3 puan artt›rm›flt›r! fiimflek’in iflsizlikteki art›fl›n temel kaynaklar›ndan biri olarak kad›nlar› göstermesi tamamen as›ls›zd›r. ‹flyerinin kapanmas› ya da iflten ç›kar›lma nedeniyle iflsiz kalanlar 233 bin kifli, geçici iflte (inflaat ya da hizmet sektörü gibi) çal›fl›rken ifli biten ve yeni bir ifl bulamayanlar ise 262

ruz, moral veriyoruz. Güzel bir dostluk kurduk. Bu iflin peflini b›rakmayaca¤›z. Ben sendika baflkanlar›na teflekkür ediyorum. Bize sahip ç›kt›lar. D›flar›da insanlar, “sendika sizi satar” diye konufltular. Bizi cayd›rmak isteyenler oldu. ‹çeri girersek daha da güzel olacak. Onlar hayal k›r›kl›¤›na u¤rayacaklar. Emekçinin hakk›n› aramas› nas›l bir fley bunu ö¤rendim. ‹flten at›lan bir arkadafl›m oldu¤unda ona da anlat›yorum. Art›k baflka bir iflyerinde de olsam hakk›m›z› nas›l arayaca¤›m›z› ö¤retece¤im arkadafllar›ma. Düzce’de böyle bir direnifl ilk oluyor. Desa’da çal›flan arkadafllar›m›z› gördü¤ümüzde onlar› da kazanmaya çal›fl›yoruz. Kap› komflum bile beni kötü gözle görüyor. Ama ben onun yüzüne gülüyorum. Çünkü hayat tecrübesi edindim burada. ‹çeri girince her fley daha güzel olacak.

Emine Arslan: “Kölece de¤il, insanca çal›flmak istiyoruz” Düzce’de, direniflin birinci y›l dönümü. Mahkeme karar› da onayland›. Bir sürü zorluk yaflad›k. Bask›lar, gözalt›lar... Biz anayasal hakk›m›z› kulland›k ve suçlu ilan edildik. Vatan haini ilan edilmemize ra¤men kazand›k. Onurluyuz, gururluyuz, sevinçliyiz, hepsini bir arada yafl›yoruz. Düzce’deki arkadafllar benden önce bafllad›lar. Bunu duyunca hiç çekinmeden sendikaya üye oldum. Bir yerde bir haks›zl›k oluyorsa, o hepimize yap›lm›flt›r. Y›llar önce de sendikal› bir yerde çal›flt›m. Orada böyle fleyler yaflamam›flt›m. Ama burada kap›ya konulunca s›n›f mücadelesinin ne demek oldu¤unu anlad›m. Bana en a¤›r olan›n› yapt›lar. Çocu¤umu kaç›rmaya kalkt›lar. Bir insan›n çocu¤unun kaç›r›lmas› onu kalbinden yaralamak demek. Ama o bile y›ld›ramad› beni. At›lan ad›m›n arkas›nda durmas› laz›m insanlar›n. Sadece Desa’da de¤il baflka yerlerde de. Ben neler yaflayaca¤›m› bilmiyordum. ‹lk baflta bizi destekleyen halk› görünce kendime özgüvenim artt›. Direniflim daha da sa¤lamlaflt›. Bizlere destek sunan insanlar iflçinin emekçinin hakk›n› savunana insanlard›. Son aflamaya kadar geldik ve Yarg›tay’dan karar geldi. ‹lk bafllarda oldu¤u gibi kesinlikle içeri girip sendikayla arkadafllar›n tan›flmas›, toplant› yapabilmesi, konuflmas›, ayn› önceden oldu¤u gibi masam›zda çal›flmak, eskisi gibi kölelik maafl›yla de¤il, insanca bir maafl ve muamele görerek içerideki koflullar düzeltilmifl bir flekilde çal›flmak istiyoruz. (Kartal)

bin kiflidir. Yani toplam yar›m milyon kifli, bir iflte çal›fl›yorken söz konusu dönemde iflsiz kalm›fllard›r ki krizin boyutlar›n›n en bariz göstergesi budur. Krizin yaratt›¤› toplumsal muhalefetin, homurdanman›n egemenlerde yaratt›¤› rahats›zl›k, sorunlar›n kayna¤›n› çarp›tma çabalar›n› beraberinde getiriyor. Kendilerine yöneltilen sorulara deli saçmas› cevaplar vermeleri, böylece öfkeyi daha da körükleyecek aç›klamalarda bulunmalar› bu nedenledir. Yüzy›llard›r ezilen kad›nlar› en afla¤›l›k sömürü biçimlerine maruz b›rakan, kimliksizlefltiren, insanl›ktan ç›kmas›na neden olan, toplumda birey olarak görülmemesine yol açan bu sistem ve bu sistemin sürdürücüleri a¤›zlar›ndan kan damlayarak yapt›klar› bu zehir zemberek aç›klamalar› ile bizlere ne kadar afla¤›l›k, kirli bir sistemin dayat›ld›¤›n› ortaya koymaktad›r. (Bir ‹K okuru)


‹flçi-köylü 11

Kavga okulu

15-28 May›s 2009

Selam olsun May›s’›n k›z›ll›¤›na k›z›ll›k katanlara 2005 y›l›n›n ilkbahar›yd›. Gerilla birliklerimiz üç ayr› m›nt›kada çat›flmaya girmifl ve üç yoldafl flehit düflmüfltü. Bülent Ertürk, Murat Ar›cak ve Emel K›l›ç... Düflman çok kapsaml› yönelmifl, umudun halka ulaflmas›n› engellemek için gerillan›n bilgisini ald›¤› her yere büyük operasyonlar yap›yordu. Bu sald›r›lar karfl›s›nda birlikler bir yandan operasyonlar› atlatmaya çal›fl›rken bir yandan da kitlelere ulaflmaya çal›fl›yorlard›. Bütün dezavantajl› durumlara, engellemelere ra¤men görevler yerine getirilmeliydi. Tabi ki bu görevler yerine getirilirken düflman› sevindirmemek de gerekirdi. Fakat her fleyin bir bedeli oldu¤u gibi devrim denilen o büyük de¤iflimin de bedelleri vard›. Tokat’ta faaliyet yürüten birliklerimizden öncülü¤ünü Süheyla (Emel K›l›ç) yoldafl›n yapt›¤› bir birli¤imiz köy dönüflünde gece yar›s› pusuya düflmüfltü. Düflman gerillan›n geçebilece¤i yere pusu atm›fl ve avantajl› durumdayd›. Süheyla düflman› fark etmifl olmas›na ra¤men birli¤i uyarmaya çal›fl›rken yüzlerce mermi çoktan bedenine do¤ru yol almaya bafllam›flt›. Gerillan›n sa¤l›kç›s›, birliklerin öncüsü, gözleri p›r›l p›r›l, s›cac›k gülüfllü, coflkulu, ›srarl›, inatç› Süheyla... fiehit düflüflünün üçüncü y›l›na girerken yoklu¤unu derinden hissetti¤imiz, sürekli and›¤›m›z yoldafllar›m›zdan biri... Yüre¤i Dersim özlemiyle dolu, kara gözlü yoldafl. Süheyla yoldafl özellikle son süreçte kendisine yönelmifl ve geliflimi için ciddi ad›mlar atmaya bafllam›flt›. Daha çok okuyor, daha çok tart›fl›yordu. Birçok soruna kafa yorarak çözümler üretmeye çal›fl›yordu. Kendisini hem siyasal olarak hem de askeri olarak gelifltirmeye çal›fl›yordu. S›n›rlar çizerek önüne setler çeken bir özelli¤i yoktu. Çeflitli eksiklikleri, geri yanlar›, yetmezlikleri olmas›na ra¤men o yetmezlik-

lerinin üstüne ›srarla giderdi. En öne ç›kan özelliklerinden birisi bu ›srarc›l›¤›yd›. Partimizin gerilla alan›nda da özellikle kad›n yoldafllar›n geliflimine verdi¤i öneme Süheyla da ›srarc›l›¤› ve istekli oluflu ile yan›t oluyordu. Özellikle erkek yoldafllar›n daha öne ç›kt›¤› kad›n yoldafllar›n geri durduklar› iflleri yapmaya çal›fl›rd›. Bir yer mi kaz›lacak? Hemen Süheyla orada olurdu. A¤aç m› kesilecek? Ya da bir fleyler mi çak›lacak orada olmak isterdi. Yaflad›¤› ortama kay›ts›z kalmayarak elefltirel gözle bakard›. Görebildi¤i eksikliklere müdahale etmeye çal›fl›rd›. Özellikle de savaflç› bileflenindeki erkek yoldafllar taraf›ndan kad›nlar›n küçümsendi¤ini hissetti¤inde kesinlikle sessiz kalmazd›. Böyle bak›fl aç›s› olan yoldafl› de¤ifltirmek, ona yanl›fl›n› göstermek için tart›fl›r çaba harcard›. ‹nsanlar ile çabuk diyalog kurabilen s›cak iliflkiler yakalayan biriydi. Yoldafllar›na emek harcar, onlarla ilgilenirdi. Kitleler ile iliflkilerde çok iyiydi. Kitleler kap›lar›n› açmad›¤›nda, ihbar ettiklerinde ya da bir dizi zorluk ile karfl›laflt›¤›nda s›zlanmaz ve coflkusundan bir fley kaybetmezdi. Düflmana karfl› da netti. Sinan Günel yoldafl flehit düfltükten sonra, onun hesab›n›n sorulmas› için yap›lacak eylemde yer almak için kendisini ilk önerenlerdendi.

Kendinden önce yoldafllar›n› düflünmek... Yine ayn› süreçte May›s ay›nda flehit düflen Duran (Murat Ar›cak) ile R›za (Bülent Ertürk) yoldafllar›n gerek flehit düflerken sergiledikleri

Cihan Tafl; ‹smail, Veli, Yalç›n, Arafat kod adlar›n› kullanan Cihat Tafl, 1959 y›l›nda Hozat’a ba¤l› Xosan (Uzundal) köyünde do¤du. ‹stanbul, Dersim, Bingöl, Sivas’ta faaliyet yürüten Cihan Tafl, Nazimiye birli¤inde yer al›yordu.

H›d›r Ayk›r; Hasan, Pala, Memo kod adl› H›d›r Ayk›r, 1953’te Dersim’in Ovac›k Kozluca köyünde dünyaya geldi. ‹stanbul, Dersim, Bingöl ve Sivas’ta faaliyet yürüttü. Sela-

Ali Kayado¤an; Kolo, Vedat kod adl› Ali Kayado¤an 1962 y›l›nda Mazgirt’in ‹lan (Balkan) köyünde do¤du. 1977 y›l›nda Partizanlarla tan›flt›.

Pusula Kazanma bilinci zorluklarla savaflmay› tetikler Yerküremizin baz› bölgelerinde son otuz y›l içinde emperyalist-kapitalist sisteme ve iflbirlikçilerine karfl› mücadelede ezilenlerin kurtulufluna ilham kayna¤› olan sosyal ve ulusal kurtulufl hareketlerinin geliflimine tan›k olduk. Bu hareketlerin bir k›sm›nda hedef kaymas› olsa da, içinden geçmekte oldu¤umuz zor y›llar›n zifiri karanl›¤›nda her bir hareketin ideolojik-siyasal çizgisine uygun olarak bir ›fl›k rolü oynad›¤› gerçe¤i asla göz ard› edilmemelidir. Bunu göz ard› etmek, de¤eri yaratan yo¤un eme¤e karfl› sayg›s›zl›k olur. Bu, hem teorik hem de bilimsel olarak tarihin ilerleyiflini do¤ru bir tarzda kavramamak anlam›na gelir. Bugünü yorumlarken MLM’lerin flu tarihsel de¤erlendirmelerini do¤ru okumal›y›z ve günün sorunlar›n›n

çözümünde hep bu tecrübelerden yararlanmal›y›z: “‹nsanl›k tarihinin çeflitli aflamalar›ndaki tüm toplumsal devrimler, tarihi olarak kaç›n›lmazd›r. Ve insan iradesinden ba¤›ms›z olan nesnel yasalara tabidirler. Dahas›, tarihte dolambaçl› yollardan geçmeden ve fedakarl›k yap›lmadan zafere ulaflan hiçbir devrim yoktur.” (Polemik) Burada ç›karmam›z gereken sonuç; s›n›f mücadelesinin kaç›n›lmazl›¤› ve tarihin düz bir hat izlemedi¤i, tam tersine dolambaçl› yollardan ilerledi¤i gerçe¤idir. Geçmifl tarihi tecrübeler bunun somut kan›t›d›r. B›rakal›m geçmifli, 20. ve 21. yüzy›l›n ilk y›llar›na bakal›m. Proleter dünya devrimi ad›na zaferlerin ve yenilgilerin iç içe oldu¤unu görece¤iz. Her bir zaferin nesnel yasalar›n ve bu yasalar›n sundu¤u f›rsatlar› en yarat›c› flekilde de¤erlendiren ön-

KAVGADA ÖLÜMSÜZLEfiENLER Hasanpafla katliam› 1980 sonras› Tuzla katliam› ile baflla-

hattin Do¤an’a ba¤l› askeri komitede görev yaparken 1979’da k›rsal alanda görevlendirilir.

Müslüm Emre; Dersim Merkeze ba¤l› Venk köyünde 1952 y›l›nda do¤du. Partizanlarla 1980 öncesinde tan›flt›.

derliklerin eseri oldu¤unu biliyoruz. Bildi¤imiz di¤er bir gerçek ise, bu bilimsel çizgiden sap›ld›¤› anda, yenilgilerin kaç›n›lmaz oldu¤udur. Evet, tarih bu çat›flman›n ürünüdür. Ve tarihin her aflamas›nda zikzaklar yaflanm›flt›r. Ama her defas›nda tarihin ak›fl›na yön veren özneler, oynamalar› gereken misyonu oynam›fllard›r. Bundan kuflku duyanlar›n, geleceklerinden kuflku duymalar› kaç›n›lmazd›r. Ve bu kuflkunun temelinde yatan gerçek ise, bilimsel olarak tarihi de¤iflimleri kavramada, bir s›n›f ad›na hareket etmede tafl›nan ideolojik ve siyasal zaaflard›r. Proletarya Partisi’nin her f›rsatta bu geriliklere dikkat çekmesi, afl›lmas› için kavray›fl düzeyine uygun olarak çözümler sunmas› bu bak›fl aç›s›n›n ürünüdür. Keza tarihin ileriye do¤ru her ad›m at›fl›nda yo¤un emekler ve büyük fedakarl›klar vard›r. “Ekilmeden, biçilmez”, “dövüflülmeden kazan›lmaz”. Hiç kimse fedakarl›ktan, büyük bedeller ödemekten kaç›narak, ezilenler için, s›n›f bilinçli proletarya için iyi fleyler

Siverek’te tan›flt› ve orada faaliyet yürütmeye bafllad›. Tutuklu bulundu¤u Diyarbak›r 5 No’lu Zindan›’nda 20 May›s 1983’te yakaland›¤› hastal›k sonucu ölümsüzleflti.

Cihan

yan yarg›s›z infazlar dizisinde önemli bir halkayd› Hasanpafla katliam›. 19 May›s 1991’de Kad›köy Hasanpafla’da gece saat 23.00 s›ralar›nda ‹smail Oral ve Hatice Dilek, Hatice Dilek’in o¤lu Özgür Cihan’›n tan›kl›¤›nda katledildiler. Kamuoyunda anti-terör yasas› olarak lanse edilen, özünde devlet terörünün yasallaflmas› demek olan faflizm yasas›n›n yürürlü¤e girmesi ile birlikte iflkenceci cellâtlar kanl› planlar›n› uygulamaya koydular. Burjuva bas›n katliamdan sonra manfletten verdi¤i haberlerde “Ölüm timi ele geçirildi”, “Çat›flt› öldü”, “Teslim ol ça¤r›lar›na ateflle karfl›l›k verdi” vb. yalanlar›yla burada da katliam ortakl›¤› görevini yerine getirdi.

Ali Ekber Atmaca; 1963 Si-

tur. Onun için koflullar›n zorlu¤u de¤il yapaca¤› ifllerin ne kadar baflar›l› olaca¤› önemlidir. Kaz›m Çelik, ’80 darbesinin yaratt›¤› atmosferde tüm aksi düflüncelere ra¤men gerilla savafl›ndan asla vazgeçmedi.

PALU fiEH‹TLER‹ Elaz›¤ Palu k›rsal›nda faaliyet yürüten gerilla birli¤i 20 May›s 1987’de düflman taraf›ndan kuflat›l›r. Uzun süren çat›flman›n ard›ndan Proletarya Partisi’nin Genel Sekreteri Kaz›m Çelik ve Partizanlar H›d›r Ayk›r, Müslüm Emre, Cihat Tafl ve Ali Kayado¤an flehit düfler Kaz›m Çelik; 1974 y›l›ndan sonra yükselen devrimci dalga ile birlikte s›n›f mücadelesine daha da yak›nlaflm›fl ve içinde aktif olarak yer alm›flt›r. fiehit düfltü¤ü tarihe kadar mücadeleye ba¤l›l›¤›nda bir an bile zaafiyete düflmemifltir. 1980 AFC’si s›ras›nda birçoklar›n›n yüre¤i Avrupa’da atarken Kaz›m Çelik’i da¤lara sürükleyen de bu sonsuz inanç olmufl-

tav›r gerekse de mücadeledeki durufllar› çok önemlidir. Her ne olursa olsun onlar tek bir yaflam biçimini seçmifllerdi o da devrimci olmak. Bütün zorluklar›na ra¤men bu yolda ›srar etmek, geliflmek ve gelifltirmeye çal›flmak gerekiyordu. Duran da, R›za da kendilerinde önemli de¤iflimleri gerçeklefltirerek devrimci olmufllard›. Duran üniversite y›llar›nda tarikat çevrelerinde bulundu¤u halde devrimcilerle tan›flt›ktan sonra mücadeleye kat›larak, demokratik alanlarda faaliyet yürütüp gerillaya gelmiflti. R›za da demokrat bir aileden geliyor olmas›na ra¤men özellikle tutsakl›k yaflad›¤› süreçte kendisini daha da gelifltirerek Eskiflehir Tabutlu¤u’nu reddedip direnifle kat›lm›fl ve sonras›nda da¤lardaki yerini alm›flt›. R›za’n›n çal›flkan oluflunu, emekçi yanlar›n›, aç›k sözlülü¤ünü, samimiyetini, verdi¤i sözü mutlaka yerine getiriflini, yar› yolda b›rakmayan güvenilirli¤ini ve esprilerini hiç unutmayaca¤›z. Duran’›n kendisinde gerçeklefltirdi¤i de¤iflimlerden kendisine karfl› olan güvensizliklerini nas›l aflt›¤›ndan, çevresini iyi gözlemleyerek tahlil edebilme yetene¤inden sürekli ö¤renece¤iz. Özellikle de flehit düflerken gösterdikleri tavr›, feda ruhlar›n›, bilinçlerindeki güçlülü¤ü... Yaral› olduklar› halde kendilerini de¤il, grubun bütününü düflündükleri için kendilerinin orada b›rak›lmalar›n› ve gerilla birli¤inin zaman kaybetmeden çat›flma alan›n›n d›fl›na ç›kmas›n› ›srarla istemifllerdir. Herkes için çok zor olan böylesi bir anda ölümü sloganlarla gülerek karfl›lam›fllard›r. Halen Karagül’ün doruklar› Giresun’un en derin vadileri iki yi¤it devrimcinin sloganlar› ile ölüm karfl›s›nda att›klar› kahkahalar ile ç›nlamaktad›r. Yürüyüflümüze yeni Süheylalar, Duran’lar, R›za’lar kat›lacak. Ama onlar›n ve bütün flehit düflen yoldafllar›m›z›n gönlümüzdeki yeri hep ayr› olacak. (Dersim’den bir yoldafl›)

vas Kangal do¤umlu Ali Ekber Atmaca, Kürt milliyetine mensup iflçi bir ailenin çocu¤udur. Henüz 14 yafl›nda iken Partizanlarla tan›flan Atmaca, 12 Eylül darbesi ile ba¤lar› bir süre kopar. Birçok kiflinin yurtd›fl›na ç›kmaya çal›flt›¤› koflullarda o ülkede kalarak mücadeleye devam eder. 1992 y›l›nda bir görev için gitti¤i Artvin fiavflat’ta yakalan›r. 23 May›s 1992’de iflkencede katledilir.

Erdo¤an Yalç›ngil; ‹stanbul Teknik Üniversitesi ö¤rencisi Erdo¤an Yalç›ngil, 19 May›s 1976’da sivil faflistlerin s›n›f› basarak açt›klar› atefl sonucu flehit düfltü.

Medet Özbadem: Urfa Siverekli olan Medet Özbadem Partizanlarla

yapt›¤› hayalini kurmamal›d›r. Dava adam› olmak, s›n›f›n ad›na hareket etmek, her türlü kiflisel hesap ve kayg›dan uzaklaflmakt›r. Kiflisel kayg›larla, küçük hesaplarla u¤raflmak, büyük kavga militanlar›n›n ifli de¤il, bir aya¤› sistemin çöplü¤ünde, di¤er aya¤› ezilenlerin s›n›r k›y›s›nda olan küçük burjuvalar›n ifli olabilir. Bu küçük burjuva ruh haline sahip olanlar›n, yenilgi ve baflar›s›zl›k dönemlerindeki ruh halleri t›pk› bir zifiri karanl›k gibidir. Bu zifiri karanl›k ruh hali, onlar›n tarihi haf›zas›n› ve yönünü karart›r. Onlar için art›k her fley kapkaranl›k, tarihi bilinç tatilde, gelecek ise belirsizdir. Devrimci ve komünist hareket uzun y›llard›r bu düflünüfl tarz›yla çat›flma halindedir. Öncellikle proletaryan›n her s›n›f bilinçli evlad›, militan› s›n›f savafl›m›n›n nesnel bir olgu oldu¤unu bilince ç›karmal›d›r. Ve yine yenilgi ve zaferlerin iç içe oldu¤u gerçe¤ini kavramal›d›r. Bunu kavramak, zifiri karanl›klar›n ayd›nl›¤a gebe oldu¤unu bilince ç›karmakt›r. Bunu kavramak, s›n›f savafl›m›nda yenilgi ve gerileme dö-

nemlerinde umutsuzluk taciri ya da sistemin çöplü¤ünde kendine yer araman›n sevdal›s› olmamakt›r. Bilakis, kendi yenilgilerinden ö¤renme, ders ç›karma, de¤iflen koflullara uygun olarak yeni devrimci hamleler için çaba sarf etmektir. Ezilenlerin hakl› ve meflru mücadelesine kay›ts›z kalmamakt›r. Dünyan›n neresinde olursa olsun, sömürü düzenlerini hedefleyen her hareket karfl›s›nda devrimci heyecan duymak ve bu heyecan› çevresine yaymakt›r. Bu mücadelelerin propagandas›n› yapmakt›r. K›sacas›, zulme karfl› akan nehirde bir damla olabilmektir. Damla olmay› baflaramayanlar önce kendi tarihlerinde olumluluk ad›na ne varsa hepsini yads›rlar ve malum dost sofralar›nda(!) bofla geçen y›llar›n hesab›n› yaparlar. Bunlar, hayk›ran milyonlarca mazlum Kürt halk›n›n sesini duymayacak kadar sa¤›rd›rlar. Zindanlardan yükselen direnifl alevlerini görmeyecek kadar kördürler. Gözalt›nda kaybedilenlerin yak›nlar›n›n 盤l›¤›, iflçilerin, ö¤rencilerin ekonomik-demokratik talepli mücadeleleri onlar için

Çelebi:

1950 Erzincan Tercan’a ba¤l› Tecer köyünde do¤an Cihan Çelebi, Mecidiyeköy Lisesi’nde okudu¤u y›llarda Partizanlarla tan›fl›r. K›sa sürede aktif mücadeleye kat›l›r. 1980’in 27 May›s’›nda MHP’li faflistlerle girdi¤i çat›flmada faflistlerden biri yaralan›rken Cihan Çelebi, bafl›na ald›¤› kurflun yaras› ile flehit düfler.

Hasan Tanr›verdi; ‹flçi bir ailenin çocu¤u olarak 10 Ocak 1964’te Mufl Varto’da dünyaya geldi. Ekonomik koflullardan dolay› ailesi Almanya’ya iflçi olarak gitti. Partizanlarla Berlin’de tan›flt›. Avrupa Türkiyeli ‹flçiler Federasyonu’nda Yönetim Kurulu üyeli¤i yapt›. Hasan Tanr›verdi geçirdi¤i ani beyin kanamas› sonucu 17 May›s 1992’de aram›zdan ayr›ld›.

“Gücünüz yetiyorsa siz teslim al›n!” Gerilla birli¤i günler süren yürüyüflün ard›ndan Palu kalesinin karfl›s›nda bir derenin içinde konaklamak zorunda kal›r. Bu s›rada bir köylü gerillalar› fark etmifl onlara do¤ru yaklaflmaktad›r. Köylü ile bir süre konufltuktan sonra komutan yanl›fl bir kararla köylünün gitmesine izin verir. Verilen bu yanl›fl karardan sonra yerini de¤ifltirmeye karar veren Partizanlar çok uzaklaflamadan pusuya düflerler. “Savafl hata kabul etmez” sözünü köylüyü serbest b›rakmakta yapt›klar› hatadan anlayan Partizanlar çetin bir çarp›flmaya giriflirler. Düflman›n teslim ol ça¤r›lar›n› Dr. Kenan “Günüz yetiyorsa gelin siz teslim al›n!” sözleriyle yan›tlar. 28 May›s 1991’de Elaz›¤’›n Palu ilçesinde yaflanan çat›flmada Refik Yaflar (Komser Memo), Yusuf Ekinci (Doktor Kenan), Yaflar Sa¤d›ç (Âdem), Kumriye Cihan(Dilan) flehit düfltüler.

bir anlam ifade etmez. Onlar için anlaml› olan bu sömürü ve zulüm düzeniyle bar›fl›k bir flekilde, bireyci-bencil bir yaflam tarz›yla do¤an›n sundu¤u oksijeni tüketerek yaflamaya devam etmektir. ‹flte sistemin yaratt›¤› kiflilik budur. Bu kiflili¤in devrimci saflar› ne kadar zehirledi¤ini biliyoruz. Ama bildi¤imiz baflka bir fley daha vard›r. O da bunun mutlaka de¤iflece¤idir. Bundan dolay› dünyan›n neresinde olursa olsun, devrim ve sosyalizm ad›na ileriye do¤ru yap›lan her hamleyi sahiplenmeliyiz. Çünkü, ileriye do¤ru at›lan her ad›m, zifiri karanl›¤a tutulan bir ›fl›kt›r. Emperyalist-kapitalist sistemin yenilmezli¤ine teslim olmufl beyinlere yap›lan “uyan›n art›k” uyar›s›d›r. Kavga ça¤r›s› ve cesarettir. Dolay›s›yla kendili¤inden de olsa geliflen kitle hareketlerini önemsemeliyiz. Ajitasyon-propaganda çal›flmalar›nda kitlelere haks›zl›kla, zulümle koyun koyuna yat›lmayaca¤› bilincini tafl›mal›y›z. Bu yönlü devrimci pratikler gelifltirmeliyiz.


‹flçi-köylü 12

Enternasyonal

15-28 May›s 2009

Afganistan’daki barbar savafl ve iflgal son bulsun *HAN‹FULAH HAN‹F

Afganistan, Avrupal› emperyalistlere y›lda 400 milyar Dolar kazand›ran haflhafl üretiminde dünya birincisi konumundad›r. Bu miktar, Afganistan’daki savafl bütçesinin bir bölümünü karfl›lamakta. Bundan dolay›, Taliban’›n düflmesi sonras› AmerikanNATO iflgali dönemindeki haflhafl üretimi % 70 artt›.

Bat›l› bas›na göre, Irak iflgalindeki petrol ya¤mas›ndaki pay›n› önemli ölçüde Amerika’ya kapt›ran ‹ngiltere Hilmat eyaletindeki haflhafl üretimi ile dengeyi yeniden oluflturdu. Bugün yaklafl›k yar›m ton eroin, Bagram havaalan›ndan (NATO kontrolünde bir havaalan›) Avrupa’ya ve Amerika’ya günlük olarak tafl›nmakta.

NATO içinde egemen olan ABD ve di¤er ülkelerin “Bar›fl Müdahalesi”, “Demokrasinin ‹nflas›” ad› alt›nda gerçeklefltirdikleri sald›rganl›k ve müdahaleler sonucu, Ruanda ve Sudan’da 2’fler milyon, Yugoslavya’da 250.000, Irak’ta 1.5 milyon ve Afganistan’da da 60.000 kifli kirli ç›karlar için katledildi. Son 7 y›ld›r, 11 Eylül sonras› “Teröre karfl› savafl” bahanesiyle Afganistan’da bafllat›lan Amerikan-NATO emperyalizminin aç›k sald›r›s›n›n flahidi olduk. BM’yi kontrol eden Amerikan emperyalizmi, Avrupa ülkelerini de tehdit ederek, sald›rganl›¤›n›n ve müdahalelerinin bütün çeflitlerini meflrulaflt›rd›. Katliamlar, tutuklamalar ve iflkenceler, “uluslararas› toplumun” ve “Yurttafllar toplumunun” ciddi hiçbir tepkisiyle karfl›laflmad›.

George Bush, sözde büyük Avrupa devletlerine flantaj yaparak ve di¤er ülkeleri de “ya bizimlesiniz ya da düflmanlarla” diye uyararak 2001 Ekim ay›nda Afganistan’da benzeri olmayan y›k›c› bir savafl› bafllatt›. Afganistan jeopolitik ve ekonomik konumundan dolay› sürekli olarak küresel imparatorluklar›n sald›r›lar›na ve iflgallerine maruz kald› ve onlar›n stratejilerinde ayr› bir yere sahip bulunmakta. Böylece yukarda belirtilen nedenlerden dolay› ve “Bar›flç›l Müdahale”, “Ülkenin ve Demokrasinin Yeniden ‹nflas›” bahaneleri ile 2001 y›l›ndaki Amerikan-NATO iflgali gerçekleflti. Amerikan kuvvetlerinin Asya komutan› Con Abi Zait, Afganistan iflgalinin gerçek nedenlerini ortaya koymufltu; “Afganistan, Amerikan ç›karlar›n›n kesiflme noktas›nda bulunmakta ve görmezden geline-

mez.” Bar›fl müdahalesi veya “Teröre Karfl› Savafl” için de¤il, Amerika’n›n zaruri ç›karlar› ve Afganistan’›n Amerika için stratejik de¤eri hakk›nda konufltu. Afganistan, ikinci en büyük petrol ve do¤al gaz üretim alan› olan Orta Asya ile olan s›n›rlar› bak›m›ndan, bir galon petrol için iki galon kan ak›tan Amerikan ve Avrupal› emperyalistler için önemli bir stratejik nokta olarak de¤erlendirilmekte. Afganistan’›n iflgali ve güçlü Amerikan-NATO gücünün bölgedeki varl›¤› ile karfl›tlar› olan Rusya ve Çin’i engelleyebilir ve ayn› zamanda da nükleer güçleri ile gelecekte kendi egemenliklerine karfl› durabilecek ve reddedebilecek olan Hindistan’›, Pakistan’› ve Iran’› zay›flatabilirler. Emperyalist Amerikan bas›n›, Molla Ömer’i, Bin Ladin’i, Hikmetyar’› ve Zavhari’yi kahraman gibi göstererek, “teröre” karfl› savafllar›nda Avrupal› ve Iran Körfezindeki Araplar› korkutmaya ve onlar› açt›klar› savafla yedeklemeye çal›flmakta ve böylece pratikte ulusal egemenliklerin ve ba¤›ms›zl›klar›n ihlal edilmesinin yolunu açmaya çal›flmaktalar. Afganistan, Avrupal› emperyalistlere y›lda 400 milyar Dolar kazand›ran haflhafl üretiminde dünya birincisi konumundad›r. Bu miktar, Afganistan’daki savafl bütçesinin bir bölümünü karfl›lamakta. Bundan dolay›, Taliban’›n düflmesi sonras› Amerikan-NATO iflgali dönemindeki haflhafl üretimi % 70 artt›. Bat›l› bas›na göre, Irak iflgalindeki petrol ya¤mas›ndaki pay›n› önemli ölçüde Amerika’ya kapt›ran ‹ngiltere Hilmat eyaletindeki haflhafl üretimi ile dengeyi yeniden oluflturdu. Bugün yaklafl›k yar›m ton eroin, Bagram Havaalan›’ndan (NATO kontrolünde bir havaalan›) Avrupa’ya ve Amerika’ya günlük olarak tafl›nmakta. Karzai hükümetinin bakanlar›, Karzai’nin kardefli, milletvekilleri, eyalet valileri ve askerler de bu kârl› ticaretin içindeler ve kendilerine düflen kâr› almaktalar. NASA’n›n 2001 y›l›ndaki araflt›rmas›na göre, Afganistan’daki madenlerin de¤eri 5 milyar Dolara yaklaflmakta. Böylece bu bile Amerika, ‹ngiltere, Almanya, ‹talya, Kanada ve di¤er emperyalistler için Afganistan’›n iflgal edilmesi ve ya¤malanmas› için geçerli bir nedendir. Amerika ve müttefikleri binlerce geliflmifl silah› Afganistan’a göndererek ve halk›m›z üzerinde deneyerek ülkemizi silah fuar›na dönüfltürmüfl ve dünya silah pazar›n›n canl› tutulmas›n› sa¤lam›fllard›r. Daha önce de ifade etti¤imiz yolsuzluk –ister Afgan hükümeti taraf›ndan olsun isterse “uluslararas› toplumdan” olsun- yeni bir aflamaya ulaflm›flt›r. Farkl› kurumlar birbirlerini yolsuzlukla suçlamakta. Bunun sonucu, serbest piyasa politikas› ve demokrasinin ithali ile Afganistan’da elde ettikleri üstü örtülü zenginlikleri ortaya ç›kmakta. “Uluslararas› toplumun (ABD-NATO)” , kukla-hükümetin yolsuzlu¤a bulaflm›fll›¤› gizlenemeyecek kadar aç›kt›r. Yolsuzluk, silah flirketlerinden güvenlik flirketlerine, inflaat flirketlerine, STK’lara, BM hizmetlerine, yerli STK’lara ve yüksek hükümet organlar›na kadar yay›lm›fl durumda. Bundan dolay›, yolsuzluk etraf›nda Afganistan’›n yabanc› ve yerliler taraf›ndan ya¤malanmas› için kendi varl›k gerekçesi olan istikrars›zl›¤›n muhafaza edilmesi gerekiyor. NATO iflgaline kat›lan pek çok ülke, hem kendi halklar›n›n hem de Afgan halk›n›n gözünü boyamak için “Yeniden Yap›land›rma Birim-

leri” konuflland›rd›lar. Tabii ki altyap› de¤il de küçük ifller yapmak için. Ve bunlar da kendi askeri operasyonlar› için kullan›lmakta. Amerikan-NATO iflgalinin gerçekleflti¤i 7 y›l boyunca söz verdiklerinin tam tersine siyasi, ekonomik, sosyal askeri flartlar daha da kötüleflerek Taliban dönemimden de daha geriye gitti. Kukla-hükümetin kurulmas› ve “uluslararas› toplumun-ABD-NATO”nun vaatleri daha önceden ülkeyi terk edip ‹ran ve Pakistan’a yerleflen yaklafl›k 5 milyon mülteci ülkeye geri döndü fakat yeniden savafl›n neden oldu¤u y›k›ma maruz b›rak›ld›lar ki, bunu anlamalar› gecikmedi ve yine evlerini terk etmek zorunda kald›lar. Bununla birlikte, Afganistan’›n do¤u, bat› ve güney eyaletlerinde yaflayan binlerce kifli Amerikan ve NATO güçlerinin kör sald›r›lar› ve fliddetli çat›flmalardan dolay› evlerini terk etmek zorunda kald›. Buna yak›n baflka say›daki insan yaflanan yoksulluk, iflsizlik ve açl›ktan dolay› Kabil’e ve di¤er flehirlere göç etmek zorunda b›rak›ld›. Ki bu insanlar çocuklar›n› satmak ve ot yemek zorunda kalanlard›r. Sonuçta, Amerikan-NATO güçlerinin “Bar›fl Operasyonu” ve 4’ten fazla ülkenin 7 y›ll›k varl›¤› tam bir yenilgiyle karfl› karfl›yad›r ve hiçbir zafer ortaya koyabilecek durumda de¤ildirler. Tek baflard›klar›, halktan 60.000 kiflinin katledilmesi, kad›n ve çocuklar›n sakat b›rak›lmas›, halk›n evlerinin ve mülklerinin y›k›ma u¤rat›lmas›, yolsuzlu¤un, açl›¤›n, yoksullu¤un ve suçun art›fl›d›r. Obama’n›n seçilmesi, “de¤iflim” slogan›, Afganistan’da yeniden oluflturulacak stratejinin belirlenmesi için NATO üyesi ülkelerin Avrupa’da yapt›klar› tüm toplant›lar y›prat›c› ve kaç›n›lmaz yenilgilerinin önüne geçemeyecektir. ‹flgal karfl›t› Afgan halk›n›n deneyimi göstermifltir ki, Amerikan emperyalizmi devasa askeri ve ekonomik gücüne, geliflmifl silahlar›na, elinde geleneksel silah› ve çok k›s›tl› imkan› olan yoksul Afgan halk›na karfl› kulland›¤› en barbar taktiklerine ra¤men yenilgiyle karfl› karfl›yad›r. Afgan direnifli, geri kalm›fl ve de emperyalist ülkelerdeki savafl karfl›t›, anti-emperyalist devrimci ve kurtulufl hareketleri için örnek ve yol gösterici konumundad›r. Afganistan’daki iflgal karfl›t› direnifl 7 y›l içinde ciddi bir flekilde geliflerek yay›lm›fl durumdad›r ve kukla Karzai hükümeti ve yabanc› destekçileri sadece Kabil ve eyalet baflkentlerini kontrol edebilmektedir. Afgan direnifli, emperyalist ba-

s›n›n lanse etti¤i gibi sadece Taliban’dan ibaret de¤ildir. Bu direniflin içinde, milliyetçiler, yurtseverler, ulusalc› ve devrimci sol güçler de yer almaktad›r. Ortaça¤ karanl›¤› niteli¤indeki Taliban hareketinin, barbar iktidar› sonras› iktidar› alabilme olas›l›¤› yoktur ve halk taraf›ndan kabul göremez. Afganistan’daki ilerici savafl ve iflgal karfl›t› direnifl tüm eksik ve yetmezliklerine karfl› Amerikan-NATO emperyalistlerine ve onun Kabil’deki kuklas›na karfl› mücadelede etkin bir rol oynamay› baflarm›flt›r. Savafl ve iflgal karfl›t› direnifl, kitleler içindeki etkinli¤i ve halk deste¤i sonucu k›rsal bölgelerde ve flehirlerde farkl› alanlarda kukla hükümeti etkisiz k›lmay› baflarm›flt›r. Bunun için iflgal ve Kabil’deki kukla hükümete karfl› bir güç olarak Radikal Sol, bütün halklar›, savafl ve iflgal karfl›t› bütün güçleri, Avrupa’daki ilerici ve devrimci iflçi partilerini Afganistan’da verilen meflru iflgal karfl›t› mücadeleyi desteklemeye ve kendi hükümetlerini zorlayarak askerlerini geri çekmeye zorlamaya ça¤›r›yor. Onlar›, hükümetlerinin kendi askerlerini ve gençlerini Amerikan emperyalizminin ç›karlar› için kurban etmelerine izin vermemeye ça¤›r›yoruz. Askerlerinin, Afganistanl› kad›nlar›n, çocuklar›n ve yurttafllar›n›n katili olmalar›na izin verilmemelidir. Savafltan, askeri müdahalelerden ve Afganistan’daki savafl› desteklemelerinden dolay› Afgan halk›n›n kendi ülkelerine ve uluslar›na öfke duymalar›na izin verilmemelidir. Ve son olarak, bu hükümetler, savafl atefllerini körükleyerek, Afganistan’daki insanl›k dram›n› devam ettirerek kendi ülkelerinde direnifle, karmaflaya ve iç savafla neden olacaklar›n› bilmelidirler. * Bu sunum Afganistan Radikal Sol örgütü ad›na Selanik’te Yugoslavya’ya yap›lan sald›r›n›n 10. y›l dönümü dolay›s›yla yap›lan Anti-emperyalist Buluflmaya gönderilmifltir. (Yunanistan’dan bir ‹K okuru)


‹flçi-köylü 13

Dünyadan

15-28 May›s 2009

✔ FRANSA

Sri Lanka Ordusu soyk›r›m yap›yor

Sri Lanka Ordusu’nun, Tamil ‹lam Özgürlük Kaplanlar›’na (LTTE) dönük “ Son Harekat” ad› alt›nda bafllatt›¤› sald›r›lar, Tamillere dönük bir soyk›r›ma dönüflmüfl durumda. Tamiller taraf›ndan da “soyk›r›m harekat›” olarak adland›r›lan sald›r›larda, çok say›da kifli yaflam›n› yitirdi. Gerillaya yak›n kaynaklardan al›nan bilgilerde, sivil halk›n sald›r›lara karfl›n gerilla bölgesinde kalma ›srar›n› korudu¤una, çok say›da kiflinin ise, gerilla denetimindeki alanlara s›¤›nma-

ya devam etti¤ine yer veriliyor. 70’li y›llardan bu yana Sri Lanka’da yaflayan Tamil ulusunun ba¤›ms›zl›¤› için mücadele eden Tamil Kaplanlar› ile Sri Lanka devlet güçleri aras›nda 37 y›ld›r süren çat›flma-

larda on binlerce Tamili, devlet güçleri taraf›ndan katledildi. BM Mülteciler Yüksek Komiserli¤inin verdi¤i bilgilere göre, sadece 20 Ocak 2009’dan bu yana en az 2800 Tamili, Sri Lanka Ordusunun gerçeklefltirdi¤i sald›r›larda yaflam›n› yitirdi. Tamillere dönük katliamlar sürerken, “uluslararas› toplumun” Tamiller tarafndan “soyk›r›m” olarak adland›r›lan katliamlar karfl›s›ndaki sessizli¤i de sürüyor. Avrupa’da yaflayan Tamiller, katliamlara dikkat çekmek için haftalard›r eylem yaparken, en son Paris’te yap›lan eyleme sald›ran polis, 180 kifliyi gözalt›na ald›. Avrupa’n›n yan›s›ra, dünyan›n birçok ülkesinde protesto eylemleri sürerken, Sri Lanka Ordusu’nun sald›r›lar› daha da h›z kazand›. En son Tamillerin yaflad›¤› kuzey kesiminde kapsaml› bir sald›r› daha gerçeklefltiren devlet, sadece bu sald›r›da 5 binden fazla Tamili katletti. BASIN ÜZER‹NDEK‹ BASKILAR DA ARTIYOR Sri Lanka hükümeti bölgeye gazetecilerin girmesine de yasak getir-

Arjantin’de iflçiler fabrikay› iflgal etti

di. Bas›na dönük bu yasak asl›nda yeni de¤il. Bir y›l› aflk›n süredir devam eden bas›n yasa¤›, flu günlerde daha da s›k›laflt›r›lm›fl durumda. Tamillerin yaflad›¤› bölgenin d›fl›nda kalan bölgelerde de, temel hak ve özgürlükler iyice bask› alt›na al›nm›fl bulunmakta. Özellikle de bas›n üzerindeki bask›lar her geçen gün artmakta. Örne¤in sivil ölümlerine dair haber yap›lmas› durumunda, hele de haberi yapan kifli Tamil ulusuna mensupsa, kaç›r›lma, tutuklanma hatta katledilme tehdidi ile karfl› karfl›ya kalabilmekte. T›pk›, ülkenin önde gelen gazetecilerinden Lasantha Wickrematunge’nin katledilmesi veya ba¤›ms›z bir radyo kanal› olan Sirasa’n›n yay›n binas›na sald›r›l›p, araç-gereçlerin k›r›l›p yak›lmas› ya da bir gazetenin yaz› ifllerine ve efline dönük gerçeklefltirilen b›çakl› sald›r› gibi. Tutuklama sald›r›lar›ndan nasibini alan son gazeteci ise, Uthayan ve Sudar-Oli gazetelerine yazan gazeteci N. Vithiyatharan oldu. LTTE’nin baflkent Colombo’daki “ba¤lant›s›” olmakla suçlanan Vithiyatharan tutuklanmas›na

bask›lara karfl› içinde AT‹K

ABD öncülü¤ündeki emperyalist güçlerin “Terörle Mücadele” konseptinin yeni merkezinin, Afganistan ve Pakistan oldu¤u art›k kesinleflti gibi bir fley. Bu iki ülkenin liderlerinin, AkPak (Afganistan-Pakistan) zirvesi nedeniyle, iki günlük Beyaz Saray ziyareti de, bunu do¤rular nitelikte. Zirvenin yap›ld›¤› günlerde, Afganistan’daki ABD iflgal güçleri, bir kez daha Afgan halk›na ölüm ya¤d›r›yordu. Ülkenin iflgal edilmesinden bu yana gerçekleflen en kitlesel katliam›n alt›na imza at›yor, katliam›n bilançosu, 100’ün üzerinde sivilin yaflam›n› yitirmesi olarak aç›klan›yordu. ‹flgal güçlerinin bu aç›k katliam›n sorumlusu ABD iflgal güçleri ise, halk›na ihanet içinde olan, Afgan lideri Karzai taraf›ndan sahipleniliyor, Karzai katliam›n sorumlulu¤unu direnifl

Londra Komitesi’nin de bu-

tehdit edilen ve ücretleri düflürülmek istenen iflçiler direnifle geçti. Bu dönemde yap›lan anlaflma sonucunda, iflçilere, iflten ç›karmalar›n ve ücret indiriminin yap›lmayaca¤› garantisi verildi. Ancak fabrika bunu takip eden iki ay içinde, 27 gün boyunca üretimi durdurdu. 2009 y›l›n›n mart ay›ndan itibaren fabrika yönetimi ile iflçiler aras›ndaki anlaflmazl›k yeniden alevlendi. fiirket Nisan ay› sonunda, sürpriz bir karar alarak, Çal›flma Bakanl›¤›’na firmay› kapataca¤›n› bildirdi. Çal›flanlar›n ücretlerini ise ödemedi. Bunun üzerine iflçiler de farikay› iflgal etti. ‹flgalin bafllamas›yla birlikte ortal›kta görünmeyen sendikac›lar ise, iflgalin kamuoyunda yaratt›¤› etkiyle birlikte, iflgalci iflçileri sahiplenmek zorunda kald›.

Hedefte olanlar›n hedefi net! güçlerine y›k›yordu. Pakistan lideri Zerdari’nin ve bir süre önce iflgal güçleri taraf›ndan, Kabil Belediye Baflkan› s›fat›yla da “onore” edilen Afganistan Devlet Baflkan› Karzai’nin, emperyalizmin kuklalar› olduklar› biliniyor. Bu iki liderin ABD ziyaretinin de, her iki ülkedeki emperyalist hakimiyeti pekifltirmeye dönük oldu¤u kesin. Afganistan iflgali bilindi¤i gibi son süreçte, daha da yayg›nlaflt›r›l›yor. Buradaki iflgalin yükünü tek bafl›na tafl›makta zorlanan ABD emperyalizmi, son örnekte de görüldü¤ü üzere, bir yandan Afgan halk›na karfl› katliamlar›n› yo¤unlaflt›r›rken, di¤er yandan da iflgalin yükünü müttefiklerine, ama öncelikle de, içinde Türkiye’nin de bulundu¤u, ba¤›ml› ülkelere y›kma çabalar›n› sürdürüyor. Bu yönlü

Bölgedeki geliflmelerde elbette emperyalistlerin politikalar›n›n büyük rolü var. Özellikle de ABD emperyalizminin. Sald›r›lar›n›, emperyalistlerden ald›¤› destekle gerçeklefltiren Sri Lanka devletinin, bas›na getirdi¤i sansür, yüksek say›daki sivil ölümlerini kamuoyundan gizleme ve tepkileri azaltma çabas›n›n bir parças›. Çünkü Sri Lanka halk› da devletin Tamillere karfl› giriflti¤i katliamlara karfl› tepki göstermekte ve katliamlardan devleti sorumlu tutmakta. Hükümetin halk deste¤ini giderek yitirdi¤inin en somut kan›t› ise, iktidar partisinin, 25 Nisan’da Western Eyaleti’nde yap›lan yerel seçimlerde büyük bir oy kayb› yaflamas›nda görüldü.

‹ngiltere’de son y›llarda artan

lastikleri yakt›lar.

Evrensel Bak›fl

HALK TEPK‹L‹

Londra’da devlet bask›s›na karfl› yürüyüfl

Öfkeli iflçiler, iflgalin yan› s›ra, fabrika önüne getirdikleri Arjantin’in Rosario kentinde faaliyet sürdüren otomobil yedek parças› üreticisi Mahle’de çal›flan 500 iflçi, iflverenin fabrikay› kapataca¤›n› ve Brezilya’ya tafl›yaca¤›n› ö¤renince, fabrikay› iflgal ettiler. Öfkeli iflçiler, iflgalin yan› s›ra, fabrika önüne getirdikleri lastikleri yakt›lar. Merkezi Almanya’da bulunan Mahle flirketi, dünyan›n 30 en büyük otomobil yedek parças› üreticisinden biri. fiirketin, 1950’den bu yana faaliyet sürdürdü¤ü Brezilya’da, yedi fabrikas› bulunuyor. Mahle, VW, Auidi, Ford, GM, BMW, Toyota gibi büyük flirketlere yedek parça üretiyor ve üretiminin % 50 si ABD ve AB ülkelerine gidiyor. ‹flçilerle flirket aras›ndaki anlaflmazl›k, daha 2008 y›l›nda bafl gösterdi. ‹flten ç›kar›lmakla

iliflkin yapt›¤› aç›klamada, Tamil halk›n›n ac›s›n›n duyulmas›n›n engellenmeye çal›fl›ld›¤›n› söyledi. Böylece, Sri Lanka hükümeti, ordunun 18 ayd›r aral›ks›z sürdürdü¤ü, son dönemde ise daha kapsaml› hale getirdi¤i sald›r›larla birlikte, sald›r›lar›n yap›ld›¤› bölgeleri bas›na tamamen kapatm›fl bulunuyor.

lundu¤u örgütler taraf›ndan yürüyüfl gerçeklefltirildi.

Emperyalist-kapitalist sistemin iflçi ve emekçi halklar üzerindeki anti-demokratik uygulamalar›na her geçen gün yeni bir tanesi eklenmekte. Bütün bu anti-demokratik uygulamalar› “güvenlik paketi”, “anti terör yasas›”, “göçmen yasalar›” ad› alt›nda onlarca bask› yasas› ç›kararak devreye sokmaktad›rlar. Son dönemlerde ‹ngiltere’de anti-terör yasas› ad› alt›nda muhalif kurum ve çal›flanlar›na yönelik ev ve iflyeri bask›nlar› artm›fl, yap›lan bask›nlarda insanlar illegal örgütlerle iliflkilendirilmifl ve tutuklanm›flt›r. Baflta göçmen topluluklar olmak üzere yerli iflçi ve emekçiler terörize edilmeye ve kapitalizmin iflbirlikçi güçleri haline getirilmeye çal›fl›lmaktad›r. Geçti¤imiz günlerde Türkiyelilerin yo¤un

ad›mlar geçti¤imiz haftalarda daha da somutlaflt›. Emperyalistlerin, özellikle de ABD emperyalizminin iflgal politikalar›n›n hedefinde olan bir di¤er ülke olan Pakistan’a dönük henüz fiili bir iflgal sald›r›s› söz konusu olmasa da, bu ülkede son süreçte yaflanan geliflmeler, buna ad›m ad›m yaklafl›ld›¤›n› göstermekte. Ülkedeki ABD destekli ya da do¤rudan ABD eliyle hayata geçirilen askeri sald›r›lar giderek art›yor. ‹ç çat›flmalara paralel olarak yaflanan bu sald›r›lar ise, ülkedeki kaosu büyütüyor. Emperyalist müdahalelerle yarat›lan bu çat›flma ortam›yla birlikte, ülkede b›çak s›rt›nda duran istikrar, tam bir istikrars›zl›¤a dönüflmüfl bulunuyor. Pakistan yönelimini Taliban’›n varl›¤›na ve El Kaide’nin de yine burada dayanak buldu¤una ba¤layan ABD emperyalizmi, flu s›ralar Taliban’›n ülkedeki nükleer silahlar› ele geçirme olas›l›¤›n›n yükseldi¤i propagandas›na da daha s›kça baflvuruyor. K›sacas› Irak ve Afganistan iflgallerinde

yaflad›¤› Dalston bölgesinde polisler gruplar halinde Türkiyeli esnaf ve iflyeri sahiplerini dolaflarak bildiri da¤›tm›flt›r. Da¤›t›lan bildiri PKK faaliyetçilerini flikâyet etmeleri karfl›l›¤›nda kendilerine oturum hakk› verilece¤i vaatleri ile “gönüllü polis”lik yapma ad› alt›nda halk› ajanlaflt›rmaya ve ihbarc›l›¤a davet etmektedir. Emperyalist ‹ngiliz devletinin bu sald›r›s›na karfl› ‹ngiltere DEKÖP bileflenleri (Kürd-‹fl, Halkevi, AT‹K Londra Komitesi, Göçmen ‹flçiler Kültür Derne¤i) 25 Nisan Cumartesi günü bir yürüyüfl gerçeklefltirdi. 1.500 kiflinin kat›ld›¤› yürüyüfl saat 13.00’te Dalston Junction’dan bafllayarak Turnpike Lane’de son buldu. Yürüyüfl boyunca kitle taraf›ndan Kürtçe, ‹ngilizce ve Türkçe at›lan sloganlarla ‹ngiliz devletinin sald›r›lar› ve bask› yasalar› protesto edildi. (Londra ‹K okurlar›)

kullan›lan kimyasal-nükleer silah, Taliban, El Kaide gibi argümanlar, Pakistan özgülünde de “geçerli gerekçe” haline getirilmeye çal›fl›l›yor. Pakistan yöneliminin hayat bulmas› amaçl› giriflimler aras›nda, halk aras›ndaki deste¤i iyice zay›flayarak, % 20’lere düflen Zerdari’ye karfl›, ‹slami kesimde de belli bir sempatisi olan ve halk›n % 80’inin deste¤ini ald›¤› iddia edilen Nevaz fierif’le iliflkileri s›klaflt›rmak oldu¤u da, yine olas›l›klar aras›nda getiriliyor. Ancak, ‹slami militanlara karfl›, yine ‹slami kesimin deste¤ini alan fierif’i kullanma fikrinin tutma ihtimali oldukça zay›f görünüyor. Çünkü fierif’in böylesi bir yönelime girmesi durumunda, flu an ald›¤› söylenen yüksek deste¤i, çok k›sa sürede yitirece¤ine kesin gözüyle bak›l›yor. Bu da yine, böylesi bir olas›l›¤› hesaba dahil eden ABD emperyalizminin, bu ülkeye dönük projeleri dahilinde, istikrars›zl›¤› daha da büyütmek için, bilinçli olarak yaratmaya çal›flt›¤› bir durum

olsa gerek. Ortado¤u’daki kan gölünü büyütmeye ve böylece ya¤ma ve talan› daha genifl bir alana yaymaya dönük bu giriflimler, iflgallerin daha uzunca y›llar, emperyalistlerin halklara dönük sald›r›lar›n›n bafll›ca yöntemlerinden biri olmay› koruyaca¤›n› da gösteriyor. Emperyalist tekellerin finanse etti¤i güçlü reklam kampanyalar›n›n ürünü Obama’n›n baflkanl›¤a tafl›nmas›yla birlikte yay›lan, iflgallerin “sona erece¤i”, “bar›flç›l” bir yönelimin benimsenece¤i, “büyük de¤iflimler” yaflanaca¤› yönlü propagandalar›n, koca birer yalandan ibaret oldu¤unu art›k, yalanlar›n yarat›c›lar› bile gizleyemiyor. Örne¤in, Irak’tan asker çekme iddialar›, buradaki iflgal askerlerinin en az 2015-20 y›l›na kadar kalaca¤› aç›klamalar›na dönüflmüfl bulunuyor. Hem de on binlerce askerin kalmas› planlan›yor. Irakl› yetkililere devir edildi¤i söylenen bölgelerde ise, devir edilenin asl›nda iflgal askerlerinin iflgal boyunca gerçeklefltirdi¤i, tecavüz, iflkence ve katliam prati¤i oldu¤u orta-

Hakkari’de polis taraf›ndan dövülen çocuklar ile ilgili eylemler yapan gençler Paris’te 30 kiflilik bir grupla Fransa’n›n en büyük televizyon kanal› Kanal 6’y› iflgal etti. Gençlerin yapt›¤› aç›klama flöyle: “Türk güvenlik güçleri Kürt çocuklar›n› medyan›n gözleri önünde dipçiklerle döverek öldürüyorlar. Ancak Türkiye yanl›s› haber yapan Avrupa medyas› Kürt çocuklar›n›n iflkence ile öldürülmesi haberlerine yer verilmiyor. Bu ne insan ahlak›na ne de gazetecilik ve toplumu bilgilendirme ahlak›na s›¤›yor. Biz de buradaki Kürt gençleri olarak bu iflbirlikçili¤e ve sansüre karfl› tepkimizi ifade etmek için bu eylemi gerçeklefltirdik.”

✔ SIRB‹STAN S›rbistan’›n baflkenti Belgrad’da eylem yapan 10 binden fazla emekçi, hükümetin kriz politikas›n› protesto etti. Hükümetin kriz program›, kamuda ücretlerin dondurulmas›n›, vergilerin ise art›r›lmas›n› öngörüyor. Program, IMF ile yap›lan anlaflma do¤rultusunda hayata geçirilmek isteniyor. IMF verece¤i 3 milyar Euro karfl›l›¤›nda, kamu harcamalar›n›n k›s›tlanmas› flart›n› getirmiflti.

✔ AVRUPA Binlerce süt üreticisi, Avrupa’n›n 14 ülkesinde eylem yapt›. AB’nin, süt üretimine getirdi¤i kotay› ve üretici fiyatlar›ndaki düflüflü protesto eden süt üreticileri, traktörlerle yollara düfltüler. Almanya’n›n Baden-Württemberg eyaletinde, süt üreticilerinin bugüne kadar gerçeklefltirdi¤i en büyük eyleme 8 bin süt üreticisi, 160 traktörle kat›l›rken, süt üreticileri, Almanya’n›n di¤er eyaletlerinde de binlerce kifliyle eylemler yapt›. Avusturya’da ise, 1500 süt üreticisi, eylemlere 300 traktörle kat›ld›lar. Avrupa genelinde yap›lan eylemlere toplam kat›l›m, 40 binin üzerindeydi. Süt üretim fiyatlar›nda düflüfl yaflanmas›na karfl›n, AB Nisan ay›ndan itibaren kotay› % 1 art›rd›. Küçük üreticileri zor durumda b›rakan ve birço¤unun iflas›n› getiren kota yükseltme uygulamas› ve üretici fiyatlar›n›n düflürülmesi politikas› ise, tamamen g›da tekellerine ve az say›daki büyük tar›m

ya ç›k›yor. ABD askerleri taraf›ndan e¤itilen Irakl› güvenlik güçleri, onlardan ö¤rendikleri bu pratikleri, Irakl› kad›nlar baflta olmak üzere, tüm Irak halk›na karfl› uygulamay› sürdürüyor. Ancak iflgalin dayana¤› olmay› sürdüren, gerek Irakl› yetkililer gerekse onlara ba¤l› güvenlik güçleri, ihanetlerinin ve de kendi halklar›na karfl› iflledikleri bu insanl›k suçlar›n›n cezas›n›, iflgal karfl›t› direniflin bafll›ca hedeflerinden biri haline gelerek ödemekteler. Direnifl güçlerinin son dönemde gerçeklefltirdikleri eylemlerin bafll›ca hedefleri aras›nda, a¤›rl›kl› olarak halk›na ihanet eden bu güçlerin bulunmas› da bunu gösteriyor. Ezilen, sömürülen, iflgallerle, katliamlarla teslim al›nmaya çal›fl›lan genifl emekçi y›¤›nlar›n öfkesinin her geçen gün artt›¤› görülmektedir. Bu öfke, dünyan›n dört bir yan›ndaki ulusalsosyal kurtulufl mücadelelerinde ve de gerek emperyalist metropollerin gerekse ba¤›ml› ülkelerin iflçi s›n›f›n›n, grev, fabrika iflgali vb. eylem ve direnifllerinde yans›mas›n› bulmaktad›r.


‹flçi-köylü 14

Tarihten sayfalar

Sizin hiç yak›n›n›z kayboldu mu? Cumartesi Anneleri bu hafta 215. buluflmas›n› gerçeklefltirdi Galatasaray Lisesi önünde. Kay›p yak›nlar› ya da kamuoyunda bilinen ad›yla “Cumartesi Anneleri” tam 215 haftad›r gözalt›na al›nan, kaybedilen, kendisinden haber al›namayan yak›nlar›n›n ak›betini soruyor. Kay›p yak›nlar› anneler, babalar, çocuklar ve torunlar bazen ayn› aileden üç kuflak yak›nlar›n› ar›yor, hesap soruyor. Onlar ülkemizde onurlu bir direnifl sergileyerek Galatasaray Lisesi’ni faili belli kendisi meçhul cinayetlerden hesap sordu¤u, adalet arad›¤› bir alan haline getirmeyi baflard›. Hayk›r›fllar› ve isyan 盤l›klar› dünyan›n dört bir yan›ndan onlarla ayn› kaderi paylaflanlara ulaflt›.

Kamuoyu Cumartesi Anneleri ile böyle bir atmosferde ilk defa 1995’te tan›flt›. ‹lk eylem Hasan Ocak’›n yoldafllar›, devrimci dostlar› ve kay›p yak›nlar›ndan oluflan 30 kifli taraf›ndan 27 May›s 1995’te gerçeklefltirildi. Galatasaray Lisesi önünde toplanan bu ka-

ÇOCUKLARIMIZI ‹ST‹YORUZ! Türk devleti Osmanl›’dan devrald›¤› katliamc› gelene¤i baflar›l› bir biçimde sürdürdü. 1915’te 200’ü aflk›n Ermeni ayd›n, yazar, gazeteciyi gözalt›na alarak çeflitli biçimlerde kaybeden devlet bu uygulamalar›na sonraki y›llarda da devam etti. Bir devlet politikas› olarak benimsenen iflkence, zulüm, fliddet ve yasaklamalara tüm bunlar›n yetmedi¤i yerde gözalt›nda katletme uygulamalar› eklendi. T›pk› 1940’lar›n Nazi Almanya’s›nda, 1960’larda Brezilya ve Guatemala’da, 1970’lerde fiili ve Arjantin de oldu¤u gibi… Kimi gece yar›s› evinden al›nd›, kimi sokak ortas›nda herkesin gözü önünde kaç›r›ld›, kimi gözalt›na al›nd›ktan sonra karakollarda kaybedildi. Kimi günlerce iflkence yap›larak katledildi, kimi bo¤uldu, kimi uçaklardan afla¤› at›ld›, kimisi kazanlarda, asit kuyular›nda yak›ld›. Arjantin’de 1976–1983 y›llar› aras›nda süren askeri diktatörlük s›ras›nda öldürülen 30 bin insan için adalet isteyen Plaza de Mayo Annelerinin izinden giden kay›p yak›nlar›, bu y›llarda soka¤a ç›kt›. Kenan Bilgin, Naz›m Gülmez, Murat Y›ld›z, Talat Türko¤lu, Ali Tekda¤, Ali ‹hsan Da¤l›, Fehmi Tosun, Hasan Gülünay, R›dvan Karakoç, Hasan Ocak.…. Ve daha niceleri…. Sadece 1995 y›l› içerisinde ‹HD’ye 300’ü aflk›n insan kay›p baflvurusunda bulundu.

labal›k, evlatlar›n›n bulunmas›n› istiyor, kaybedilen yak›nlar›n›n hesab›n› soruyordu. Hasan Ocak 21 Mart 1995’te gözalt›na al›narak, 55 gün süren iflkencenin ard›ndan katledilmifl, cenazesi ailesine verilmeyerek kimsesizler mezarl›¤›na gömülmüfltü. Ancak bunu ö¤renebilmek haftalar süren bir mücadele gerektirmifltir. Haftalar boyunca devam eden eylemlerin ve sürdürülen mücadelenin sonunda Ocak’›n mezar› Alt›nflehir’de kimsesizler mezarl›¤›nda bulundu. Bu durum babalar›n›, çocuklar›n›, kardefllerini gözalt›nda kaybeden say›s›z insan için bir umut ›fl›¤› oldu. Kay›p yak›nlar› Galatasaray Meydan›’na ak›n etmeye bafllad›. Kitle her hafta 盤 gibi büyüdü. ‹lk günlerde “Birkaç eylem yapar da¤›l›rlar” düflüncesi ile ailelere sald›rmayan devlet için Cumartesi Anneleri art›k bir tehlike haline gelmiflti. Ve ilk sald›r›… Temmuz 1995’te devlet Cumartesi anne-

lerine azg›nca sald›rarak gerçek yüzünü göstermekte gecikmedi. Bundan sonra yap›lan her eyleme sald›rd›. ‹stiklal Caddesi’ne ç›kan herkesi gözalt›na ald›. Kay›p yak›nlar›n›n çiçeklerini bile tutuklad›, botlar›yla ezdi, türlü yöntemleri kulland› eylemi sonland›rmak için. 50–60 yafl›nda analar, babalar gözalt›na al›nd›, vahflice dövüldü, tutukland›, hapishaneye at›ld›. Habitat 2 zirvesi s›ras›nda 20 bin ziyaretçinin ‹stanbul’a geldi¤i 8 Haziran 1996 tarihinde yap›lan eyleme sald›ran polis 600’ü aflk›n insan› gözalt›na ald›. ‹stanbul Emniyet Müdürü Kemal Yaz›c›o¤lu, Cumartesi Annelerini Kazl›çeflme’de eylem yapmaya davet etti. Kad›n polisler önce Kay›plar hepimizin anonsu yapt›. Ard›ndan analara sald›rd›. Ancak tüm bu fliddete, teröre, bask›ya ra¤men Cumartesi Anneleri yine her Cumartesi buluflmay› baflard›. Analar, babalar 200 hafta süren bu eylemlerde yaflland›, gençler ve çocuklar büyüdü. Direnifl kuflaktan kufla¤a aktar›ld›. 13 Mart 1999’da eyleme ara verildi. Cumartesi Annelerinin bu 盤l›¤› toplumun birçok kesiminden destek gördü ve genifl bir kamuoyu yarat›ld›. O¤ullar›n›, k›zlar›n›, kardefllerini, babalar›n›, annelerini, torunlar›n›, dedelerini arayan insanlar›n 盤l›klar› meydanlara s›¤mad› ülke s›n›rlar›n› aflt›. KAYIPLARIMIZI SORUYORUZ YEN‹DEN Ergenekon operasyonlar› ile birlikte ortal›¤a saç›lan belgeler, resmi a¤›zlardan yap›lan

15-28 May›s 2009 aç›klamalar Cumartesi Annelerinin kayg›lar›n›n ne kadar hakl› oldu¤unu bir kez daha gösterdi. J‹TEM’cilerden, Özel Harekâtç›lara, emekli generallerden, eski koruculara kadar yap›lan itiraflar operasyonlarda yüzlerce insan›n gözalt›na al›nd›¤›n› ve kaybedildi¤ini do¤rulad›. Kay›p yak›nlar›n›n, devrimci ve demokrat kamuoyunun yüzlerce suç duyurusu ile hakk›nda say›s›z dava açt›¤› bu tescilli katillere on y›llar boyunca dokunulmad›. Bu katiller demokrasi, ba¤›ms›zl›k ve sosyalizm mücadelesi verenlere, yurtsever Kürt halk›na karfl› y›llarca terör estirdi. Köyleri yakt›, kitle katliamlar› gerçeklefltirdi, yüzlerce gerillay› diri diri yakt›… Egemenler y›llard›r koruduklar› bu isimleri art›k gözden ç›kard›. Kamuoyuna katliamlar›n infazlar›n, cinayetlerin belgeleri deflifre edildi. Devlet, kendini yeniden yap›land›r›rken, teflhir olmufl, sürece adapte olmayan isimlerden de kurtuluyordu. Cumartesi Anneleri resmi olarak belgelenen katliamlar›n, cinayetlerin hesab›n›n sorulmas› için yeniden Lisenin önünde buluflmaya karar verdi. ‹stedikleri, yak›nlar›n›n mezar›na ulaflmak, ak›betleri hakk›nda bilgi edinmek, iddianamelerde, itiraflarda geçen isimlerden hesap sorulmas›yd›. ‹stedikleri Kulp, Sason, Lice’de kuyular›n, toplu mezarlar›n aç›lmas›, Gazi katliam›n›n ayd›nlat›lmas›, Adapazar›-Hendek-Sapanca aras›nda infaz edilen yüzlerce devrimcinin, ilerici, demokrat ve yurtseverin katillerinin yarg›lanmas›yd›. Kay›p yak›nlar› “Failler ve silahlar bulundu, kay›plar nerede?” fliar› ile ayd›nl›k bir gelecek için geçmiflle bir hesaplaflman›n yap›lmas›, canilerden hesap sorulmas› için yeniden Galatasaray’da. Uzun bir aradan sonra ilk eylem 1 fiubat 2009’da gerçekleflti. Cumartesi Anneleri her hafta bir kay›p yak›n›n›n hikâyesini anlatarak resmi belgelere geçen sorumlular›n yarg›lanmas›n› istedi/istiyor. Tansu Çiller’den, Mehmet A¤ar’a, Levent Ersöz’de J‹TEM’cilere kadar katillerin bu suçlar›ndan dolay› mahkeme önüne ç›kar›lmas›n› talep ediyorlar. Galatasaray Lisesi önünde toplanan Cumartesi Anneleri ayd›n, sanatç› milletvekilleri, kay›plar›n yak›nlar› ile her hafta bir dosyay› savc›l›¤a ulaflt›r›yor. Her öykü egemenlerin yaratt›¤› tradejinin birer örne¤i… Bahar da bu eylemlere kat›lanlardan… 1994’te M‹T binas›na götürülen ve bir daha kendisinden haber al›namayan Kas›m Alpsoy’un 6 yafl›ndaki torunu Bahar, dedesinin katillerinin bulunmas›n›

Tarihten k›sa k›sa... *19 May›s 1890’de Vietnam devriminin önderi Ho Chi Minh dünyaya geldi. Vietnam Komünist Partisi’nin Genel Sekreteri Minh, Vietnam halk›n›n baflta ABD emperyalizmine karfl› olmak üzere iflgalcilere karfl› yürüttü¤ü ba¤›ms›zl›k savafl›nda emekçilerin yüre¤ine “Ho Amca” olarak taht kurdu. * 28 May›s 1984’te Bayrampafla Hapishanesi’nden Devrimci Sol’dan dört, TKP/ML T‹KKO’dan bir kifli firar etti. * 29 May›s 1989’da devrimci tutsaklar Eskiflehir Özel Tip Hapishanesi’nde tecrit uygulamas›na karfl› açl›k grevine bafllad›lar. * 31 May›s 1971’de THKO kurucular›ndan Sinan Cemgil, Alpaslan Özdo¤an ve Kadir Manga Nurhak da¤lar›nda kolluk güçleriyle girdi¤i çat›flmada ölümsüzleflti. * 18 Mart-28 May›s 1871’de iflçiler ilk defa yönetimi ele geçirerek bir flehri yönettiler. Paris’te de¤iflik ak›mlardan devrimciler iflçiler ve Paris halk› ile birlikte iktidar› ele geçirerek Paris Komünü’nü ilan ettiler. Yaklafl›k 70 gün süren Komün boyunca iflçiler fabrikalar› yönetti, ev kiralar› düflürüldü, çeflitli toplumsal kesimler aras›ndaki gelir uçurumu azalt›ld›, zorunlu askerlik kald›r›ld›. 2 milyonluk Paris flehri Ulusal Muhaf›zlar Merkez Komitesi taraf›ndan yönetildi. ‹flçi devletini, ilk nüvesi olarak say›lan Paris Komünü Versay ordular›n›n sald›r›s›na u¤rad› ve büyük bir katliam yafland›. 50 binden fazla Parisli kurfluna dizildi, katledildi, 10 binden fazla insan sürgün edildi. Paris Komünü, Marks ve Engels taraf›ndan büyük bir coflku ile karfl›land›. Komünün deneyiminden önemli dersler ç›karan Marks ve Engels’in tahlilleri daha sonra Lenin taraf›ndan Rusya’da yaflama geçirildi. Ve Paris Komünü’nden k›sa bir süre sonra dünyan›n ilk sosyalist iflçi devleti kuruldu. Paris Komünü bu devrimin ilk flafa¤› oldu. istiyor. Bahar elinde dedesinin foto¤raf› ile soruyor; Sizin hiç yak›n›n›z kayboldu mu? Her Cumartesi, saat 12.00’de Galatasaray Lisesi önünde….

Kültür-Sanat

“‹Ç‹M‹ZDEK‹ BAHAR” K i t a p l › K

man avc›y› yüceltir” özdeyiflinden hareketle baflta 19 Aral›k direnifli olmak üzere devrimci mücadele içerisinde yaflad›klar› çeflitli süreçleri “kad›n bak›fl aç›s› ve kad›n gözüyle” anlatma hedefli ortaya ç›kan bir kitap! Kitab›n sayfalar›n› çevirdikçe; her daim içinde bahar› yaflatan devrimcilerle birlikte barikat bafllar›nda halaylar çekiyorsunuz, bedeninizi siper ediyorsunuz, slogan at›yorsunuz! Onlarla birlikte Veli Saç›l›k’›n kolunu ar›yor, onlarla birlikte düflenlerimizin ard›ndan yüre¤iniz dolup-tafl›yor, kab›na s›¤m›yor!

‹çimizdeki Bahar-Roman A. Arzu Torun-Muhabbet Kurt Varyos Yay›nlar› Bahar zorlu k›fl mevsiminden sonra gelir; kardan, borandan sonra. Üflürsün bazen, bazen dallar›n k›r›l›r, belki de s›¤›nacak yer bulamad›¤›n zamanlar olur! Ama tüm bunlara inatla, cesaretle, inançla, bahar›n gelece¤ini bilerek direnirsin! Bahar› so¤uk k›fl günlerinde bile tüm iliklerine kadar hissedersin: çünkü bahar içindedir… ‹çimizdeki Bahar, “y›llar sonra Gebze Hapishanesi’nde yollar› kesiflen iki kad›n›n” “aslanlar kendi tarihlerine sahip olana kadar avc›l›k öyküleri her za-

Burdur’a, Nevflehir’e, Kartal’a gidiyorsunuz soluk solu¤a! Nergiz’i, Lale’yi, Sibel’i al›nlar›ndan öpüyorsunuz; gözleriniz dolu dolu ama ayn› zamanda coflkuyla… Ve onlarla birlikte Kartal Özel Tip Hapishanesi’nin giriflinde komutan›n sordu¤u “Neyinize güveniyorsunuz?” sorusunu cevapland›r›yorsunuz: “En baflta kendi yüre¤imize, ayd›nl›k bilincimize. Hakl› davam›za, ezilenlere, halklar›m›za. Bu havalarda dövüflenlere!” F tiplerine götürülme sald›r›s›n›n ve direniflinin anlat›m›ndan sonra -baz› yerlerde iç içe- Arzu ve Muhabbet; kad›nlar›n her zaman maruz kalabilece¤i cinsel taciz ve

tecavüz konusuna geliyorlar. Arzu’nun Burdur Hapishanesi’nde copla, Muhabbet’in Emniyet’te “ya itirafç›l›k ya tecavüz” dayatmas›yla yaflad›klar› tecavüz iflkencesini anlat›yorlar. Tecavüz, özellikle kad›n devrimcilere karfl› kullan›lan bir iflkence yöntemidir. Feodal toplumun de¤er yarg›lar›ndan faydalanarak, kad›n›n kendinden utanmas›n›, kendisini kirletilmifl hissetmesini ve bu yolla tüm devrimci de¤er yarg›lar›ndan uzaklaflmas›n› istiyorlar. Arzu ve Muhabbet; yaflad›klar› tecavüz iflkencesinin kad›n düflüncesinde ve duygusundaki izdüflümünü anlatm›fllar. Bir kad›nda tecavüz iflkencesinin yaratt›¤› duygular›, kirlenmesini, öfkesini, belki de ço¤u zaman kendine yönelmesini, özcesi ruh halini iki farkl› örnekle anlat›yorlar. “Art›k bu konudaki suskunlu¤a, kendimize yönelmelere son verelim” 盤l›¤›n› duyuyorsunuz her sat›rda! Tecavüz iflkencesinin etkilerinden nas›l kurtulduklar›n›, o süreçleri nas›l yaflad›klar›n› okuyorsunuz ilerleyen anlat›mlarda… Her bir sat›r; feodal toplumun a¤›r geleneklerini ne kadar aflabildi¤imizi, “s›n›rlar›m›z›” neye göre çizdi¤imizi, kendimizi ne kadar tan›d›¤›m›z› bir kez daha gözden geçirme ihtiyac›n› duyumsat›yor bize. Tecavüz iflkencelerinden sonra Arzu da, Muhabbet de suç duyurular›nda bulunuyorlar. Ve beklenildi¤i gibi karfl›lar›na

hem s›n›f kini hem de “erk”ek flekillenifli çelikten bir duvarm›flças›na ç›k›yor. Arzu’ya “kad›n müfettiflin” “kaç santim girdi cop” veya Muhabbet’e “olay s›ras›nda bakire miydin?” sorular›n›n yöneltilmesi bir taraftan yap›lan iflkencenin üzerini örtme amac›n› tafl›maktad›r. Di¤er taraftan ise tam da erkek egemen ideolojiden g›das›n› alan flekilde “bakireli¤in kutsall›¤›” ve “bakirelik bozulmad›kça yap›lan her fley mubaht›r” anlay›fl›n›n çürümüfl, i¤renç gerçekli¤i çarp›yor yüzümüze. ‹çimizdeki Bahar; hem devrimci iki kad›n›n yazm›fl olmas› hem operasyonlar› anlat›p tarihimizden bir kesit aktarm›fl olmas› hem de cinsel taciz ve tecavüzü anlatm›fl olmas› nedeniyle okunmas› gereken bir kitap. Arzu ve Muhabbet’in kulland›klar› dilin ak›c›l›¤›, yüreklerini, düflüncelerini en aç›k haliyle, yal›n bir flekilde aktarmalar› kitab›n bir ç›rp›da okunmas›n› sa¤layan

Türküler dayan›flma için söylendi Kriz gerekçesiyle iflten at›lan ve çeflitli eylemlerle alanlarda yer alan Meha

etkenlerden. Kitab›n hem devrimciler olarak hem de kad›nlar olarak kitapl›¤›m›zdaki yerini almas› gerekiyor. (Gebze Hapishanesi’nden tutsak kad›n Partizanlar) Tekstil iflçileri grevlerinin 65. gününde bir dayan›flma gecesi düzenlediler. 8 May›s Cuma akflam› Gaziosmanpafla’ya ba¤l› Küçükköy’de gerçeklefltirilen geceye ATV-Sabah, Sinter Metal ve Kurtifl Matbaa iflçileri de kat›ld›. Dayan›flma mesajlar›n›n okundu¤u geceye K›v›rc›k Ali ve Grup Munzur ezgileriyle destek verdi. (H. Merkezi)


1 May›s’ta Partizanca kararl›k ve direnifl… ‹flçi s›n›f›n›n birlik, mücadele ve dayan›flma günü 1 May›s’a yine “gergin” bir atmosferde girildi. 1 May›s’› Taksim’de kutlamak isteyen devrimci, demokrat ve yurtsever güçleri engellemek isteyen devlet, ‹stanbul’u adeta bir savafl alan›na çevirdi. Ancak tüm engellemelere ra¤men Taksim yasa¤› kararl›, militan bir direnifl sonucu afl›ld›. Devrimciler, bu y›l s›n›rl› say›da da olsa pankartlar›, flamalar› ile Taksim Meydan›’nda yerlerini ald›. Kitlenin bir k›sm› alana girerken 1 May›s’› kutlamak isteyenlerin ana gövdesi ise d›flar›da kald›. Taksim’e ç›kan tüm sokaklarda, caddelerde özellikle ara sokaklarda devam eden çat›flmalarda ortaya konulan direnifl Taksim’in aç›lmas›n› sa¤layan temel irade oldu. Binlerce polisi, gaz bombalar›, panzerleri sivil faflistleri ile bölgeyi adeta ablukaya alan devlete, buna ra¤men direnifli k›ramad›. Binlerce insan sokaklarda çat›flarak Taksim’i zorlad›.

Devrimci 1 May›s Platformu sürecin en dinamik ve örgütlü gücüydü! Çal›flmalar›n› uzun bir süredir Devrimci 1 May›s Platformu çat›s›nda yürüten devrimci güçler, 1 May›s tart›flmalar›n›n temel odaklar›ndan biriydi. Taksim’de 1 May›s kutlamalar›n›n gündeme geldi¤i günden bu yana çal›flmalar›n› sürdüren Platform, önemli bir sinerjinin a盤a ç›kmas›n› da sa¤lad›. Bu y›lki 1 May›s çal›flmalar›na Nisan ay› bafl›nda bafllayan Platform, çeflitli eylemlerle kitleleri 1 May›s’ta Taksim’e ça-

¤›rd›. 70’i aflk›n kurumla yap›lan toplant›larda, sendikalarla birlikte sürece yön veren en önemli irade oldu. ‹stiklal Caddesi ve Pangalt›’daki çat›flmalar›n ana yönünü di¤er devrimcilerle belirleyen platform oldu. Platform ayn› zamanda devrimci dayan›flman›n önemli bir mevzisi olmay› da baflard›.

PfiTA, TUYAB ve kay›p yak›nlar›n›n kat›ld›¤› ve kay›plar›n resimlerinin yer ald›¤› bir köfle haz›rlanm›fl olan dernek binas›nda etkinlikte ilk olarak, devrim flehitleri an›s›na sayg› duruflunda bulunuldu ve analara hediye olarak, birer flal ve k›rm›z› karanfil verildi. Ard›ndan ise bir aç›l›fl konuflmas› yap›ld›. Konuflmada analar, “Kavgada yerini alarak yüre¤ini serinletmeye çal›flan, zulme karfl› direniflte sembolleflen analar›-

re’ye kadar saatlerce sokak sokak çat›flt›. Bas›na ve televizyonlara yans›yan bu çat›flmalar Partizanlar›n bu y›l 1 May›s’a daha güçlü haz›rland›¤›n›n da bir göstergesi oldu. Partizan kitlesi, panzerlerin, gaz bombalar›n›n yan›s›ra polisin yönlendirdi¤i sivil faflistlerin sat›rl› b›çakl› sald›r›s›na u¤rad›.

Partizanlar direniflleri ve coflkusu ile1 May›s’tayd› 1 May›s’›n yaklaflmas› ile birlikte haz›rl›klar tüm alanlar›n kat›l›m› ile kolektif bir ruhla yürütüldü. 1 May›s’a kadar, seçim sürecinden ç›kar›lan deneyimler ›fl›¤›nda kap› kap›, ev ev dolaflarak emekçilerle birebir iliflki kurularak çal›flma yap›lmas›na karar verildi. Avrupa ve Anadolu yakas›nda çeflitli semtlerde 1 May›s gündemli piknikler yap›lmas›, afifl ve bildiri da¤›t›mlar›n›n kitlesel bir flekilde gerçeklefltirilmesi, film gösterimleri ve mahalle toplant›lar›n›n yap›lmas›, direniflteki iflçilerin ziyaret edilmesi, ozalit,1 May›s’a ça¤r› yapan bez pankartlar›n as›lmas› karara ba¤land›. 1 May›s haz›rl›k süreci son güne kadar bu kolektif çal›flma ile yürütüldü. 1 May›s günü Partizan kitlesi di¤er kurumlarla ortak belirlenen toplanma saatinden erken gitti. Ancak çat›flmalar çok önceden bafllam›flt›. Partizanlar pankartlar›n› açarak “Yaflas›n 1 May›s” sloganlar› ile toplanma noktas›n› zorlamaya bafllad›. Birçok yerde kurduklar› barikatlarla düflman› geri püskürttü. Feriköy’den Bomonti’ye, Harbiye’den Dolapde-

Anneler Günü’nde etkinlik Sar›gazi Munzur Kültür Derne¤i, anneler günü vesilesiyle, bir etkinlik düzenledi. Sistemin Anneler Günü, sevgililer günü vb. günler özgülünde körükledi¤i tüketim düflkünlü¤üne alternatif olarak, devrimci bir özle ele al›nan etkinlik, Cumartesi Anneleri’ne atfedildi.

‹flçi-köylü 15

Yaflas›n 1 May›s

15-28 May›s 2009

m›z›n, iflkencecilerin, katledenlerin uykusunu kaç›ran mücadeleleriyle yaflamda varolan analar›m›z›n, ac›lar›na yenilmeden, sab›rla ve inatla sürdürdükler mücadeleleri önünde sayg›yla e¤iliyoruz” sözleriyle selamland›. Konuflman›n ard›ndan, bir söylefli gerçeklefltirildi. PfiTA, ‹HD ve TUYAB ad›na yap›lan konuflmalarda, kay›p yak›nlar›n›n mücadeleleri aktar›larak, uzunca aradan sonra aç›lan kuyularla birlikte yeniden bafllayan, kay›p yak›nlar›n›n Cumartesi eylemlerinin her geçen gün daha kitleselleflti¤i belirtilerek, tüm duyarl› kesimlerin Cumartesi eylemlerine omuz vermesi gerekti¤i vurguland›. Etkinlik k›sa bir müzik dinletisinin ard›ndan sona erdi.

20’yi aflk›n insan plastik mermilerle, gaz bombalar› ile sat›rl› b›çakl› sald›r›lar sonucunda yaraland›. Birçok yerde di¤er kurumlarla çat›flmalar› organize eden insiyatif kullanan Partizanlar, bulundu¤u alanda da direnifli ile göz doldurdu. De¤iflik yerlerden KESK ve D‹SK kortejine girebilenler Partizan flamalar›n› dalgaland›rarak 37 y›ld›r direnifl, isyan ve kavgan›n ad› olan gelene¤i temsil etti. Partizanlar sadece ara sokaklarda ve ‹stiklal Caddesi’nde de pankart açarak 1 May›s’›n meflrulu¤unu, Taksim karar-

PKK Önderi Abdullah Öcalan’›n do¤um günü vesilesiyle Amara’da yap›lan yürüyüflte katledilen Mahsum Karao¤lan ve Mustafa Da¤ an›s›na bu sene Urfa’da bölgesel bir mitingle kutlanan 1 May›s, coflkulu gösterilere sahne oldu. KESK, D‹SK ve TMMOB taraf›ndan düzenlenen mitinge ayn› zamanda DTP, ESP, EMEP, Mücadele Birli¤i, Partizan, Demokratik Haklar Federasyonu ve ÖDP de kat›l›m sa¤lad›. DTP Milletvekillerinden Emine Ayna, Hamit Geylani, ‹brahim Binici ve Osman Özçelik de mitinge kat›ld›. Miting öncesi Mardin, Marafl, Antep, Ad›yaman, Hakkari, Elaz›¤, Van, Amed ve ilçelerinden araçlarla gelen kitle; fiehirleraras› Otogar’›n yan›nda bulunan meydanda toplanarak davul zurna eflli¤inde halaylar çekti. Daha sonra kortejler oluflturularak mitingin yap›laca¤› Topçu Meydan›’na do¤ru

l›l›¤›n› dosta düflmana gösterdi. Kollektif olarak al›nan kararlar›n önemli bir k›sm› hayata geçirildi. Polis sald›r›lar› sonucu belli kopukluklar olmas›na, kitlenin bir bütün olarak toplanamamas›na ra¤men Partizanlar, kavga sloganlar›n› güçlü bir flekildi hayk›rd›. Direnifl, kitle üzerinde önemli bir coflku yaratt›. Sald›r›lara ra¤men hâkim olan duygu coflkuydu.

EMEP’in Kad›köy ›srar› EMEP, her bir May›s’ta al›fl›k oldu¤umuz tutumunu bu y›l da sürdürdü. Bu y›l Taksim’e ç›k›lmas› ve güçlü bir Taksim iradesinin gerçekleflmesi, Kad›köy mitinginin sönük geçmesi EMEP’i oldukça k›zd›rm›fla benziyor. 1 May›s öncesi elefltirilerinin dozaj›n› artt›ran EMEP, sonras›nda elefltiri ad› alt›nda hakaret ve karalamalara bafllad›. 1 May›s günü Hayat TV’den birçok bölgedeki 1 May›s kutlamalar›na ba¤lanan, Paris’teki, Atina’daki eylemleri gösteren EMEP Taksim’e bir türlü ba¤lanamad›! ‹stanbul’da tek 1 May›s’›n Kad›köy’de yap›ld›¤›n› iddia eden EMEP, daha da ileri giderek toplam kat›l›m› 5 bin olan mitinge 4 bin kiflilik kitlesi ile kat›ld›¤›n› bile iddia etti. Kad›köy’de yer alma gerekçelerinin inand›r›c›l›¤›n› yitirmesi ile sald›rganl›¤› da iyice artt›. EMEP’in iddia etti¤i gibi “marjinal gruplar›n” (devrimcilerin), “maalesef varl›¤›n› devam ettiren küçük burjuva devrimcilerinin” (Platform ve di¤er devrimci güçler) alan fetiflizmi yoktur. ‹flçi hareketinin tüm sorunlar›n›n çözümünü Taksim’de gören bir anlay›fl›na sahip de¤iliz. KESK ve D‹SK’e EMEP’ten fazla elefltiri getiren yine Platform ve di¤er devrimciler

yürüyüfle geçildi. Bizler de “Zam, Zulüm, ‹flkence, ‹syan Et Bu Düzene! Biji Yek Gulan-Partizan” yaz›l› pankart›m›zla kortejde yerimizi ald›k. Yürüyüflte kortejimize gösterilen ilgi, alana giriflimizde kald›r›mda geçiflleri izleyenlerin kortejimizi alk›fllamas› coflkumuzu artt›rm›fl, bu ilgi alanda birçok kiflinin pankart›m›z› görerek gelmesiyle de kendini göstermifltir. Kitle, Topçu Meydan›’na geldi¤inde 1 May›s Marfl› eflli¤inde yap›lan sayg› duruflunun ard›ndan ilk sözü Miting Tertip Komitesi Baflkan› S›tk› Deh-

Umut Yay›mc›l›k bürolar›nda

flet ald›. Dehflet, son dönemde halk üzerinde bask›lar›n artt›¤›na de¤inerek “Bizler zalimlere karfl› hiçbir zaman ne bafl e¤dik ne de diz çöktük. Kadim kent Urfa’da bin y›llard›r sömürülen bir halk gerçekli¤iyle karfl› karfl›yay›z”

Bas›n toplant›s›nda Tarlabafl›’nda bulunan Alhatun Sokak’ta polis fliddetine maruz kalan Naciye Kaplan ve Öztürk Alada¤ amatör kamera taraf›ndan çekilen sald›r›lar›n görüntüsü eflli¤inde olaylar› anlatt›lar. (‹stanbul)

dedi. Ard›ndan söz alan KESK Genel Sekreteri Emir Ali fiimflek ise son dönemde DTP’ye yönelik bask›lar›n artt›¤›na ve yap›lan operasyona de¤inerek, bunun ard›ndan KESK’e yönelik bask›lar›n da artt›¤›n› ifade etti. Miting yap›lan konuflmalar›n ard›ndan yerel bir grubun ve Aynur Do¤an’›n verdi¤i konserle sona erdi. Miting alan›nda flama ve pankart›m›z› görerek gelen insanlar›n yo¤un ilgisi dikkatimizi çekti. Alanda yan›m›za gelen bir amcan›n att›¤›m›z “‹nsal›k onuru iflkenceyi yenecek” slogan›n›n ard›ndan söyledi¤i flu sözler birçok fleyi özetliyor asl›nda: “Siz devletin iflkencesini en iyi bilenlerdensiniz; ama direnmeyi de en iyi bilenlerdensiniz.” Y›llar öncesine giden bir e¤itim emekçisi ise flunu dile getiriyor: “Biz mücadeleye Partizan’la bafllad›k, biz mücadeleyi Partizan’dan ö¤rendik.” (Amed ‹K okurlar›)

Komünist önder ‹brahim Kaypakkaya’y› an›yoruz! 1 May›s Mahallesi:

polis fliddeti de¤il!

Emekçilerin birlik, mücadele ve dayan›flma günü olan 1 May›s’ta yaflanan devlet terörünü teflhir etmek amaçl› yap›lan aç›klamay› Ça¤lar Ç›nar okudu. Devrimci ve demokrat güçlere tahammülsüzlüklerini sald›r›lar› ile ortaya koyan Vali ve Emniyet Müdürü’nün sald›r›lar›n as›l sorumlusu oldu¤unu aç›klayan Ç›nar, 1 May›s için semtlerden kalkan otobüslerin engellendi¤ini de ekledi.

olmufltur. Taksim yasa¤› 12 Eylül Darbesi’nin bir ürünüdür ve demokrasi mücadelesinin önemli bir parças›d›r. Taksim, 77 katliam›n›n yafland›¤› aland›r. Ve genifl kesimler taraf›ndan özlemi duyulan bir yerdir. Emekçilere düflmanl›¤›n somut bir ifadesidir Taksim yasa¤›. 1 May›s’› Taksim’de kutlanmak isteyen çok genifl bir iflçi, emekçi cephesi bulunmaktad›r. K›sacas› EMEP bu y›l da fena halde yan›lm›flt›r. Taksim’de “makul say›da” bile olsa kutlanan 1 May›s’›n iflçi emekçilerde yaratt›¤› coflku iyi görülmelidir. 32 y›l›n özlemi ile Taksim Meydan›’na giren devrimcilerin, 77 katliam›n› yaflayan emekçilerin özlemi görülmeye de¤erdi. Taksim An›t›’n›n tepesine ç›karak ‹brahim yoldafl›n flamas›n› dalgaland›ran yoldafl›n heyecan› bir baflkayd›. 32 y›ll›k bir yasa¤› parçalayan iradenin bir temsilcisi olarak orada yer alman›n ayr› bir anlam›n›n, moralinin oldu¤u aç›kt›r. (Bir ‹K okuru)

ÇIKTI

(Kartal)

Devletin bu tutumunu aklamaya çal›flan burjuva bas›n›n yapt›¤› aç›klamalarla devrimci ve demokrat güçlere yöneldi¤ini söyleyen Ç›nar, Valili¤in yapt›¤› aç›klamada 108 kiflinin gözalt›na al›nd›¤› haberinin tamamen aldatmaca oldu¤unu, eyleme kat›lan kurumlardan al›nan bilgilere göre ise 400’ü aflk›n kiflinin gözalt›na al›nd›¤›n› ve 20’yi aflk›n kiflinin de yaraland›¤›n› söyledi.

1 May›s KESK, EMEP, ÖDP ve gençlik örgütlerinin kat›l›m›yla gerçekleflti. Saat 11.00’de Ethembey Park›’nda toplan›ld›. Kitle saat 12:00’de yürüyüfle geçip Mevlana Miting Alan›’na geldi. Mitinde YDG ve DGH imzal› “A¤a- patron saltanat›na son! Halk gençli¤i” pankart› da aç›ld›. Bu y›l Sivas’ta bir ilk gerçeklefltirip gençlik örgütleri aras›nda ortak belirledi¤imiz bir ö¤renci arkadafl› Tertip Komitesi’ne katt›k. Bu arkadafl alanda gençli¤in sorunlar›na, krize ve mücadeleye de¤indi¤i bir konuflma yapt›. 2 saat süren mitingin sonunda halaylar çektik ve ard›ndan da¤›ld›k. (Sivas ‹K okurlar›)

Urfa’da bölgesel miting

Kitle “makuldü” ancak, Devrimci Bir May›s Platformu 6 May›s Çarflamba günü saat 12.30’da bir bas›n toplant›s› yaparak 1 May›s’ta polis ve ülkücü faflistlerin ortaklafla gerçeklefltirdikleri sald›r›lar› kamuoyuna duyurdu.

Sivas’ta 1 May›s coflkusu

Tarih: 17 May›s Pazar Saat: 18.00 Yer: Son Durak

Gazi Mahallesi: Tarih: 17 May›s Pazar Saat: 19.00 Yer: Eski Karakol

19-22 Aral›k Hapishaneler Katliam› ve Direniflinin en ön saflar›ndaki devrimci kad›n tutsaklardan olan Nergiz, 30 y›ll›k bedenini F tipi tecrite karfl› ölüme yat›rarak Proletarya Partisi’nin ilk Ölüm Orucu flehidi olarak yüzündeki o kocaman gülümseme ve kararl›l›kla aram›zdan ayr›ld›. Umut Yay›mc›l›k olarak ailesinin, dostlar›n›n, yoldafllar›n›n anlat›mlar›yla bu yi¤it devrimci kad›n› herkese tan›tal›m istedik. Ondan ö¤renilmesi/ö¤renmemiz gereken o kadar çok fley var ki... Nergiz’i yaflam›n›n çeflitli evrelerine girmifl birçok kifli anlatt›.... Umut Yay›mc›l›k olarak bu kitapta eme¤i geçen herkese teflekkür ediyoruz. Bu kitab›, bize böyle güzel bir yoldafl do¤uran ve yetifltiren tüm devrimcilerin anas› Gülmez Ana flahs›nda tüm analar›m›za Nergiz’in do¤umgünü hediyesi olarak arma¤an ediyoruz. ‹yi ki vars›n›z! Umut Yay›mc›l›k

PART‹ZAN DUYURU! Karanl›¤› y›rtanlar›n atefliyle 18 May›s’ta So¤anl›’da Bahçelievler DTP ile ortak gerçeklefltirece¤imiz komünist önder ‹brahim Kaypakkaya ve dörtlerin anmas›na tüm halk›m›z davetlidir.

Program: Aç›l›fl konuflmas› Müzik dinletisi Sinevizyon fiiir

Tarih: 16 May›s 2009 (Cumartesi) Saat: 15.00 Yer: Bahçelievler DTP ilçe Binas›

So¤anl› Partizan


Umut Yay›mc›l›k ve Bas›m Sn. Ltd. fiti.

‹flçi-köylü

Yönetim yeri: Gureba Hüseyin A¤a Mh.

B‹Z HALKIZ GELECEK ELLER‹M‹ZDED‹R

Tel: 0212 654 94 18

‹mam Murat Sk. No: 8/1 Aksaray-Fatih/‹stanbul Tel: (0212) 521 34 30 Faks: (0212) 621 61 33 Sahibi ve Yaz›iflleri Müdürü: Çilem ÖNSEL Bask›: SM Matbaac›l›k Adres: Çobançeflme Mh. Sanayi Cad. Altay Sk. No: 10 A Blok Yenibosna Bahçelievler ‹stanbul

BÜROLAR Kartal: ‹stasyon Cd. Dörtler Ap. No: 4/2 Tel: (0216) 306 16 02 Cep: 0 537 270 75 60 Ankara: S›hh›ye Mh. Süleyman S›rr› Sk. Yunt Ap. No: 19/7 Çankaya Tel: (0312) 430 67 65 Cep: 0 543 453 89 84 ‹zmir: 856 Sokak, No: 48/203 Kemeralt› Konak, Tel: (0232) 446 78 07 Cep: 0 555 561 04 03 Malatya: Dabakhane Mh. Turgut Temelli Cd. Bar›fl ‹flhan› Kat: 3 No: 94 Erzincan: Ordu Cd. Ordu ‹flhan› Kat: 3 Tel: (0446) 223 67 18 Cep: 0 537 461 79 64 Bursa: Selçuk Hatun Mh. Ünlü Cd. Sönmez ‹flsaray› Kat: 2 No: 185 Heykel, Tel: (0224) 224 09 98 Cep: 0 536 613 81 98 Mersin: Silifke Cd. Çavdaro¤lu ‹flhan› Kat: 3 No: 1/8 Cep: 0 545 685 25 27 Avrupa Büro: Weseler Str 93 47169 Duisburg-Almanya Tel: 0049 203 40 60 958 Faks: 0049 203 40 60 959

Nepalli Maoistlerin yeni s›nav› Nepal devrimine önderlik eden Birleflik Nepal Komünist Partisi (Maoist) yeni bir s›navla karfl› karfl›ya. 10 y›l süren gerilla savafl›n›n sonucunda stratejik sald›r› aflamas›na geçen Nepalli Maoistler ulusal ve uluslararas› dengeleri de göz önüne alarak düflman saflar›ndaki çeliflkilerden yararlanma perspektifiyle belirledi¤i taktiksel politikalarla devrimci mücadeleyi ileriye tafl›mada yeni ve özgün örneklerin alt›na imzas›n› atmaktad›r. Darbe yapan krala karfl› parlamenter partilerle ittifak yapan Nepalli Maoistler bu politikan›n sonucunda yaratt›klar› halk hareketi ile birlikte kral› devirmifller, 300 y›la yak›n süredir ayakta kalan monarfliye son vermifller ve Federal Demokratik bir sistem kurabilmek için dünyan›n en genç cumhuriyetine imza atm›fllar, yeni anayasa için Kurucu Meclisin toplanmas›n› sa¤lam›fllar, savafl sürecinde ald›klar› taktiksel politikalara büyük oranda hayat vermifllerdir. Nepalli Maoistlerin Nepal halk›n›n ç›karlar›n› temsil etti¤i, büyük deste¤e sahip oldu¤u ve özellikle flehirli kitlelerin, ayd›nlar›n ve orta burjuvazinin sempatisini kazand›¤› Kurucu Meclis seçimlerinde de kendisini göstermifl, en yak›n rakibine 2 kat oy fark› atarak, 601 sandalyeli mecliste ço¤unlu¤u elde etmeyi baflarm›flt›r. 2008’in son döneminde Parti Konferans›n› örgütleyen Nepalli komünistler belirli siyasal tespitleri üzerine özelefltiri yaparak devrime nihai zaferi sa¤layacak politik yönelim konusunda anlay›fllar›n› netlefltirdiler. Nepalli Maoistler hükümete girdikleri ve cumhuriyet kuruldu¤u halde ülkenin sosyo-ekonomik yap›s›nda, üretim iliflkilerinde köklü bir de¤iflin olmad›¤›n›, Nepal’in halen emperyalist-kapitalist dünya sisteminin içinde yar›-feodal yar›sömürge bir ülke oldu¤unu vurgulam›fllar, ancak feodal siyasal güçlerin darbe almas›ndan kaynakl› komprador burjuvazinin düflman kamp›nda önderlik rolünü eline ald›¤›n›, ABD emperyalizmi ve Hindistan yay›lmac›l›¤›n›n ülkeyi iflgal tehdidinin gözle görülür bir hal ald›¤›n› belirtmifller, yeni demokratik devrimin ulusal yönünün bu dönemde esas hale geldi¤ini ve devrimi gerçeklefltirecek nihai slogan›n “Ulusal, Demokratik, Federal Halk Cumhuriyeti” olaca¤›n› ilan etmifllerdir. BNKP (Maoist), krall›¤a son vererek feodal güçleri siyasi arenadan uzaklaflt›rsa da toplumsal yap› içindeki gücünü k›ramad›¤›n›n fark›ndad›r. Bu nedenle krall›¤›n y›k›l›fl›ndan ve Kurucu Meclis’in seçilmesinden bu yana özellikle 2 ana konu üzerinde çeliflkilerin keskinleflti¤ini Nepalli Maoistler ifade etmekte ve devrimin zaferinin bu iki alanda sa¤lanan ilerlemenin sonucunda gerçekleflece¤ini savunmaktad›r. Bunlardan ilki toprak reformu yoluyla feodal toprak beylerinin ekonomik gücüne son vermek, topra¤› köylüye da¤›tmakt›r. Nepalli Maoistler hükümete önderlik etmeye bafllamalar›ndan itibaren “bilimsel toprak reformu” olarak adland›rd›klar› bir projenin üzerinde çal›flmakta ve hayata uygulaman›n yollar›n› aramaktad›r. ‹kinci ve çeliflkileri keskinlefltiren as›l konu ise bar›fl antlaflmas› do¤rultusunda Nepal Kraliyet Ordusu (monarflinin y›k›lmas›n›n ard›ndan ismi Nepal Ordusu olarak de¤ifltirildi.) ile Halk Kurtulufl Ordusu’nun birlefltirilerek ulusal bir ordunun kurulmas› idi. En bafl›ndan itibaren Maoistler bu konunun sürecin gidiflat›nda belirleyici bir yere sahip oldu¤unu ve özellikle Nepal ordusunun üst kademesinin de¤ifltirilerek kral yanl›s›-feodal-faflist yönetime son verilmesinin önemli bir mücadele alan› olaca¤›n› ifade etmekteydiler. Yaklafl›k 3 haftad›r süren Nepal’deki son siyasi kriz de iflte bu nedenle ordular›n birleflmesi konusunda ortaya ç›kt›. Nepal Or-

C

M

Y

K

dusu’nun Genelkurmay Baflkan› General Katawal’›n görevden al›nmas› ve 8 üst düzey generalin emekli edilmesi do¤rultusunda Prachanda yoldafl›n ald›¤› karar üzerine gerici güçler Hindistan’›n deste¤iyle karfl› ata¤a geçmifller ve hükümetin karar›n› dinlememifllerdir. 3 May›s Pazar günü General Katawal’›n kovuldu¤unu ilan eden Prachanda’n›n bu karar› üzerine koalisyon ortaklar› olan BML ve küçük bir parti hükümetten çekildiklerini ilan etmifl ve böylece hükümet salt BNKP (Maoist)’in üyelerinden oluflan bir az›nl›k hükü-

kurduktan sonra dahi Maoistlere duydu¤u nefreti saklama gere¤i duymayan faflist bir generaldir. Darbe yapmay› planlad›¤› iddia edilmektedir. Ancak Katawal’›n görevden al›nmas› sadece belirli iddialardan kaynakl› de¤ildir. Aral›k ay›nda Nepal Ordusu’na yeni asker al›m›na bafllamas› ve bar›fl sürecini gözlemleyen BM’nin dahi bunun antlaflmalara ayk›r› oldu¤unu aç›klamas›na karfl›n al›mlar› durdurmay› reddetmesi, hükümetin 8 generalin emekli edilmesi karar›n› kabul etmemesi, yine ülke içinde düzenlenen atletizm müsabakalar›na Halk Kurtulufl Ordusu’nun olufl-

te¤i sonucu cumhurbaflkan›, generalin görevden al›nmas›n› reddederek generale koltu¤unu terk etmeme ça¤r›s›nda bulundu. Hindistan Maoistlere generalin görevden al›nmamas› ça¤r›s›nda bulunmufl, di¤er partilerin Maoistlere karfl› ittifak kurmas› konusunda cesaret verici aç›klamalar yapm›flt›r. Ancak Maoistlere karfl› olan güçlerin çok parçaya bölünmüfl olmas›, parlamenter gerici partilerin seçimlerden ald›klar› yenilgiden dolay› halen toparlanamamas› ve krizi f›rsat bularak koltuk kavgalar›na girmesi ordunun statükonun en büyük koruyucusu olarak belirmesine sebep olmufltur. Maoistlerle birlikte hükümette yer alan NKP (BML)’nin Genel Baflkan› Madhav Nepal dahi Maoistlerin aç›k flekilde iktidar› ele geçirmek istedi¤ini ve ordunun buna engel olabildi¤ini ifade etmektedir. Bu gerçeklik de çürümüfl ve Hint yay›lmac›¤›n›n oyunca¤› olan siyasal partilerin daha fazla teflhir olmas›n› sa¤lam›fl, Maoistler Nepal halk› içinde Hindistan’a karfl› olan ulusalc› tepkiyi de tek bafl›na temsil etmeye bafllam›flt›r. (PRASHANT JHA, What now?, Nepali Times, 05 May›s 2009)

Nepal’de son durum

metine dönüflmüfltü. General Katawal Baflbakan›n bu karar›n› kabul etmemifl ve Cumhurbaflkan›n›n onay›n› beklemifltir. Anayasan›n kendisine böylesi bir hak tan›mamas›na karfl›n Cumhurbaflkan› ve eski Kongre Partisi üyesi Yadav, ordunun baflkomutan› oldu¤unu belirterek Pazar akflam› Katawal’a mektup göndermifl ve yerinden ayr›lmamas›, hükümetin emrini tan›mamas› talimat›n› vermifltir. Bunun üzerine 4 May›s Pazartesi günü Prachanda yoldafl sivil yönetimin üstünlü¤ünü tan›mayan bu tutumun bar›fl sürecinin kararlar›na ayk›r› oldu¤unu belirterek hükümetten istifa etmifl, Nepal’in iç ifllerine kar›flarak siyasi krizin ç›kmas›na sebep olan Hindistan’› elefltirmifl ve kitlelere cumhurbaflkan›n›n anayasaya ayk›r› karar›na karfl› eylem ça¤r›s›nda bulunmufl, 4 May›s’tan bu yana binlerce kifli sokaklar› k›z›l bayraklarla doldurmufllard›r.

turdu¤u tak›m›n kat›lmas›n› gerekçe göstererek Nepal Ordusu’nun atletizm tak›m›n› yar›flmalardan çekmesi, hükümetin bu konularda hesap verme ça¤r›lar›n› yan›ts›z b›rakmas› Katawal’in pervas›z bir gerici oldu¤unu göstermektedir.

General Katawal kimdir?

Ordu, kraliyet 1 y›l önce y›k›lmas›na karfl›n krala ba¤l›l›¤›n› aç›ktan göstermeye devam etmifl, Katawal, bar›fl antlaflmas›na karfl›n iki ordunun birlefltirilmesine bas›n önünde karfl› ç›km›fl ve Maoistleri Nepal ordusunu ele geçirerek komünist bir diktatörlük kurmak istemekle suçlam›flt›r. Ayr›ca generaller ordunun halka hesap verir bir konuma gelmesi için hükümetin planlad›¤› reformlara da aç›ktan karfl› ç›km›flt›r. Son aylarda ülke siyasetine daha aç›k flekilde kar›flan generaller Maoistlerin as›l hedefleri konusunda yabanc› diplomatlara brifingler vermekte ve güvenlik ve askeri sorunlar haricindeki çok say›da konuya iliflkin anayasal madde ve politika önermesi de kraldan sonra boflalan feodal siyaseti ordunun kaplamaya çal›flt›¤›n› ve gericilerin önderli¤ini yapmaya kalk›flt›¤›n› göstermektedir. Generallerin bu tav›rlar›na en büyük deste¤i ise Hindistan vermekte, Hint diplomatlar›n desteklerini saklamaya gerek dahi duymamaktad›r. (The Economist, How fierce will the Maoists will be?, 7 May›s 2009)

General Katawal, devrik kral Gyanendra’ya ba¤l›l›¤› ile tan›nan, sarayda büyüyen ve iç savafl›n en sert döneminde en vahfli katliamlara imza atan birliklerin bafl›nda olan ve monarfli y›k›ld›ktan ve Maoistler hükümeti

Tüm bu gerici tutumlar›n sonucunda hükümet General’i sivil yönetimin üstünlü¤ünü tan›mad›¤› gerekçesiyle görevden ald›. Buna karfl›n ülkedeki anti-Maoist gericiler generali korumak için birleflti ve Hindistan’›n aç›k des-

Nepal’deki burjuva yazarlar Maoistlerin ana ak›m partilere benzemedi¤ini, hükümete yap›flmad›¤›n› ve en kötü anlarda dahi süreçten kazan›mla ç›kmay› bildiklerini ifade etmekte. Parti taban›n›n ve yönetiminin ordu yönetimine ve cumhurbaflkan›na büyük tepkisinden ve kendisine verdi¤i destekten güç alan Prachanda istifa ederek Maoistlere moral üstünlük kazand›rd›¤›n›, askeri bask›ya –yumuflak darbe-ye boyun e¤mediklerini gösterdiklerini ve kendisini yaln›z b›rakan di¤er partiler koltuk derdine düflmüflken muhalefeti tam anlam›yla doldurduklar›n› belirtmekteler. Bu istifa sonucunda Prachanda’ya halk›n deste¤inin artt›¤›n›, kadrolar›n daha enerjik flekilde harekete geçti¤ini vurgulamaktalar. (PRASHANT JHA, What now?, Nepali Times, 05 May›s 2009)

Anayasan›n yaz›lmas› sürecinin yar›s›n›n dolmas›na karfl›n belirgin bir ilerleme olmamas›nda meclisin % 38’ine sahip olmas›na karfl›n Maoistlerin yeterli oy say›s›na sahip olmamas› ve hükümetin önerdi¤i politikalar›n üst s›n›flar› temsil eden muhalefet taraf›ndan engellenmesi sürecin t›kanmas›na da sebep olmaktad›r. Maoistlerin özellikle ekonomik programlar›n›n bu s›n›flar›n zarar›na olmas› de¤iflime set çekmelerine sebep olmaktad›r. Ancak tüm engellemelere karfl›n Maoistlerin yoksul halk›n yaflam standartlar›n› yükseltme amaçl› çal›flmalar›n›n genifl kitleler nezdinde hayli destek toplad›¤›n› burjuva medya dahi saklayamamaktad›r. Bununla beraber statükocu partilerin zay›f olmas› ve halk içinde popülerliklerinin düflük olmas›, buna karfl›n Maoistlerin ülke çap›nda iyi örgütlenmifl güçlü hareketlerinin olmas› parlamento ve bürokrasi d›fl›ndan Maoistlere karfl› bir hareketin geliflmesine de engel olmaktad›r. (The Economist, General State of Uncertainty, 5 May›s 2009) 4 May›s’ta toplanan BNKP (Maoist) parti sekretaryas› ve 7 May›s’ta toplanan Siyasi Büro ald›klar› kararda cumhurbaflkan› anayasaya ayk›r› karar›n› geri almad›¤› ve general görevden ayr›lmad›¤› müddetçe sokaklarda kitlesel eylemler yapaca¤›n› ve yeni hükümetin kurulmas› çal›flmalar›na kat›lmayaca¤›n›, Maoist parlamenterler ise meclisin çal›flmas›na engel olacaklar›n› aç›klad›lar. Maoistlerin içinde yer almad›¤› veya desteklemedi¤i bir hükümetin istikrars›z ve k›sa dönemli olaca¤› ve bunu sonucunda Maoistlerin daha güçlü flekilde geri dönece¤i de birçok burjuva yazar taraf›ndan dile getirilmektedir.(Subhas Devkota, Numbers Game, Nepali Times, 5 May›s 2009). Buna ra¤men NKP (BML) ve Kongre Partisi yeni hükümetin kurulmas› konusunda anlaflt›klar›n› ilan ettiler ve di¤er küçük partileri de hükümetin kurulufluna kat›lmaya davet ettiler. BML lideri Madhav Kumar, Prachanda’n›n istifas›n›n t›kan›kl›¤› açmaya imkan sa¤lad›¤›n› belirtse de NKP (BML)’in önde gelen hukukçular› cumhurbaflkan›n›n anayasaya ayk›r› bir tutum sergiledi¤ini ve Maoistlerin itirazlar›n›n

hakl› oldu¤unu, karar›n tamamen siyasi oldu¤unu 4 May›s günü kamuoyuna ilan ettiler. Prachanda ise 7 May›s’ta kitle eyleminde yapt›¤› konuflmada ço¤unluk hükümeti kurmak için 301 sandalyeye ihtiyaç duyuldu¤unu ve bu say›n›n toparlanmas› için onlarca milyon rupinin vekil sat›n almak için teklif edildi¤ini ilan etti ve “eski parti”lerin bilindik oyunlara baflvurduklar›n›, Maoistlerin ise halk›n ç›karlar›n› savunan tek parti oldu¤unu vurgulad›. Halk Kurtulufl Ordusu komutanlar›ndan Bahadur Shahi, Nepal ordusu hükümetin karar›na uymad›¤› takdirde harekete geçebileceklerini, Nepal Ordusundan gelebilecek potansiyel tehdide karfl› gerekli stratejik haz›rl›klar› tamamlad›klar›n›, HKO’nun üst düzeyde alarmda oldu¤unu aç›klad›. Bu geliflmeler olurken gerici medya da Maoistleri karalamak amac›yla yo¤un bir medya propagandas›na bafllad›. Kathmandu’da yay›n yapan Image TV Kanal› 5 May›s’ta yay›nlad›¤› gizli video kayd›nda Prachanda 16 ay önce gerilla komutanlar›na ve parti üyelerine yapt›¤› bir konuflmada nihai ayaklanmaya yaklaflt›klar› ve haz›r olmalar› gerekti¤i ça¤r›s›nda buluyor. Videoda Prachanda yoldafl ayr›ca BM gözetimindeki gerilla güçlerinin asl›nda 7-8 bin civar›nda oldu¤unu ancak 35 bin say›s›n› verdiklerini, bu sayede binlerce yeni savaflç›y› saflar›na katt›klar›n› ve düzenli bir orduya kavufltuklar›n› belirtiyor. Ayr›ca ordunun yan› s›ra Genç Komünistler Birli¤i’nin de güçlerini oldukça artt›rd›¤›n› vurguluyor. fiehit aileleri ad›na toplanan paralarla silah al›nd›¤›n› ve son isyana haz›rland›klar›n› ve iktidar› ele geçirmek için paraya ihtiyaç duyduklar›n› bildiriyor. Ayr›ca partilerle ve devletle bir kez daha uzlaflabileceklerini ancak daha derinlikli ele al›nd›¤›nda isyan›n haz›rland›¤›n›n görülebildi¤ini de ifade ediyor ve bu nedenle özellikle ordu yönetiminden kurtulman›n önemli olaca¤›n› belirtiyor. Prachanda bu bilgilerin gizli kalmas›n› da yoldafllar›ndan istemektedir. Konuyla ilgili olarak 6 May›s’ta bas›n toplant›s› yapan Prachanda yoldafl ise bu medya propagandas›n›n bar›fl sürecini baltalamak ve cumhurbaflkan›n›n anayasaya ayk›r› tutumunu meflrulaflt›rmak için d›fl güçlerin deste¤i ile gerçekleflti¤ini vurgulad› ve Maoistlerin silahl› gücünün flu an kampta yaflayan HKO askerlerinden çok daha fazla oldu¤unu ilan etti. Merkezi ve bölgesel düzenli ordusuyla milislerin toplam say›s›n›n 100 binden fazla oldu¤unu belirtti. Videoda bahsi geçen 7-8 bin say›s›yla ise yaln›zca merkezi düzenli ordudaki gerillalar› kastetti¤ini söyledi. Maoist önderlerden Bhattarai ise Cumhurbaflkan› Yadav geri ad›m atmad›¤› takdirde sonunun Kral Gyanendra’ya benzeyece¤ini aç›klad›. Yine burjuva medyada ç›kan haberlere göre çeflitli bölgelerde Maoistler gerici parti mensuplar›n› flehirlerden kovmaktad›r. (www.nepalnews.com) Medyada ayr›ca istihbarat belgelerine dayanan haberler yay›mlanmakta ve Maoistlerin baflkente silah y›¤d›klar› ve ülkenin dört bir yan›ndan kadro ve savaflç›lar›n› baflkentte toplad›¤›n›, 1917 Devriminde oldu¤u gibi baflkentte bir isyanla iktidar› tamamen ele geçirmeyi hedefledi¤i, zaten 2000 y›l›nda Maoist partinin belirledi¤i takti¤in flehir isyan› ile zafere ulaflma oldu¤u iddia edilmektedir. Maoistler ise bar›fl sürecine ba¤l› olduklar›n›, da¤lara geri dönmeyeceklerini ve antlaflmalara uygun flekilde sürecin devam etmesi için kitlelerin harekete geçece¤ini belirtmekteler. Nepal’de s›n›f mücadelesi aç›s›ndan kritik bir dönemle karfl› karfl›ya gelen Maoistler halk›n deste¤i ile devrimi ileriye tafl›may› baflaracaklard›r.


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.