Richard dawkins kör saatçi tübitak, 11 basım, 2011

Page 217

söylediğinizde verdiğiniz komutu dinlediğini sanırsınız. Ama bilgisayar aslında dosyanın metnini silmez; yalnızca sizi dosyaya götürecek işaretlemeleri siler. Bu tıpkı, Lady Chatterley 'in Sevgilisi romanım ortadan kaldırması söylenmiş bir kütüphane memurunun kart dizinindeki kartı yırtıp atması ve kitabı rafta bırakmasına benzer. Bu, bilgisayar açısmdan tutumlu bir çalışma biçimi, çünkü "silmen” dosyaya götüren işaretlemeler kalkar kalkmaz, bu dosyanın işgal ettiği yer yeni dosyalar tarafından doldurulabiliyor. Bu yeri boşlukla doldurma zahmetine girmek zaman kaybından başka bir şey değil. Eski dosya ise, metnin kapladığı

yer

tümüyle

yeni

dosyalar

kaydetmek

için

kullanıldığında

kayboluyor ancak. Fakat, eski dosyanın kapladığı yerin yeniden kullanılması parça parça oluyor. Yeni dosyalann büyüklüğü eskisinin tıpatıp aynısı olmuyor. Bilgisayar diske yeni bir dosya kaydetmek istediğinde, var olan ilk yer parçasmı arar, yeni dosyanın sığdığı kadarını yazar, soma bir başka yer parçası arar, biraz daha ya­ zar ve bu böylece, tüm dosya diskin bir yerlerine yazılana dek sürer. Bilgisayar etrafa dağılmış bu parçalann yerlerini "işaret eden” kayıtları dikkatle tuttuğu için de, biz insanlar dosyanın düzenli, tek bir dizilim olduğu yanılsamasına kapılırız. Bu “işaretlemeler”, tıpkı New York Times da. kullanılan "devamı sayfa 64'te” işaretlemelerine benzer. Disk üzerinde metnin parçalarının birçok kopyası olmasının nedeni ise şu: Eğer metin, benim yazdığım bölümler gibi onlarca kez gözden geçiriliyor ve tekrar tekrar düzeltiliyorsa, her düzeltme aynı

(hemen

hemen

aynı)

metnin

yeniden

belleğe

kaydedilmesiyle

sonuçlanıyor. Görünürde aynı dosya kaydediliyor olabilir, fakat gördüğümüz gibi, metin aslında disk üzerinde var olan "boşluklara” serpiştirilir. Dolayısıyla da, diskte metnin bir parçasının çok sayıda kopyası bulunabilir, disk ne kadar eski ve çok kullanılmışsa, kopyalann sayısı da o kadar fazla olacaktır. Şimdi geldik DNA ya. B ir türün DNA işletim sistemi gerçekten de çok çok eskidir ve uzun dönemde bakıldığında, bilgisayarın diskteki dosyalarla yaptığına benzer bir şey yapar. Bunun kanıtı olarak büyüleyici "intron” ve “egzon” olgularını gösterebiliriz. Son on yıl içerisinde, “tek” bir genin (DNA metninin sürekli okunan tek bir pasajı anlamında) tek bir yerde kaydedilmemiş olduğu anlaşıldı. Kromozom boyunca dizilmiş şifre harflerini okursanız (“işletim sisteminden” çıkmaya eşdeğer bir şey), egzon adı verdiğimiz “anlamlı” bölümlerin arasmda “intron” adım verdiğimiz “anlamsız” bölümler

202


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.