dir. Kütleler hakkında bu gibi bir mülâhazanın ortaya atıl ması, birçoklarının iddia ettikleri gibi anti-demokratik bir zihniyetin tezahürü değildir. Anti-demokratik olan, böyle bir müşahede karşısında demokratik rejimin tatbiki mümkün olmayan bir sistem olduğuna hükmetmektir. Mesele kütle nin demokratik ameliye üzerinde menfi bir tesiri olduğunu keşfettikten sonra bunun İslah yolunu bulmaktır. Bunun en bariz şekli ise kendini kütle içinde kaybetmenin neden bir ihtiyaç haline geldiğini tesbit etmektir. Sosyal psikoloji araş tırmalarından çıkan netice sarihtir: insanlar modern cemi yette bağlanacakları, bir yakınlık hissedebilecekleri merciler bulamadıkları için, ümitsizliklerinden dolayı kendilerini to taliterlik hokkabazlarının sembol oyununa kaptırıyorlar. Bu rada elzem olan fertlerin kendilerine karşı duydukları hür meti arttıracak, imkânların teminidir. Bundan dolayıdır ki devrimiz demokrasisinin ortaya çıkardığı en mühim mesele lerden biri yeni bir ferdiyetçiliğin esaslarının kurulmasıdır. Bunun yegane çaresi de bir nevi kütle eğitimine müra caat etmektir. Fakat bu, ondokuzuncu asırda tasavvur edil diği şekilde bir eğitim olmayacaktır. Umumî bilgiyi arttırma ya matuf basit bir popülerleştirme faaliyeti ile en yüksek raddesine varmış olan bu XIX. asır tecrübesi, ancak Efruz bey gibi veya Flaubet’in Boüvard ve Pecuchet’si gibi bilgiçlik budalalarının inkisarı hayali veya yan bilgicin müsamaha sızlığı ile neticelenebilir. Burada kasdedilen XIX. asırdan be ri sosyal psikolojinin bize öğrettiklerini nazan itibare alacak ve bilhassa demokrasinin alış-veriş gibi kendine has unsur lanna alışmayı temin edecek bir eğitim sistemidir. Bu eğiti min en basit şekli ferde, mensup bulunduğu sosyal teşekkül lerden kendisine en yakın bulunanı içinde hakikaten mühim bir yer işgal ettiğini, büyük mekanizmanın içinde kendisinin de müşterek gaye uğruna girişilen faaliyette mühim bir rolü
305