Bryan magee felsefenin öyküsü

Page 92

D U

I

U J\

A JtV i Ju Cj 1 L A K

bildiğim duyularımla değil, aklımla; yani, Tanrı’yı ve aynı zamanda matematiği kavrayan -duyular bunu yapamaz- benim indirgenemez parçamla) bana açık ve seçik biçimde doğru gelen her şeyin doğruluğundan emin olabilirim.

AKILCILIĞIN DOĞUŞU

BU DESCARTES’IN KAFATASI MI? Descartes Stockholm’de gömüldü, fakat daha sonra kemikleri Paris’e götürüldü. Paris’teki St. Germain-des-Pres kilisesinde ondan kalanların yanında bulunan bu kafatasının Descartes’a ait olmadığı hemen hemen kesindir. Mezarın açılışında hazır bulunan İsveçli muhafızların başındaki kişinin kafatasını değiştirdiği anlaşılmaktadır. Bu kafatası, sonunda Palais de Chaillot’daki Musee de l’Homme’a gelinceye kadar defalarca el değiştirmiştir.

MARIN MERSENNE

Fransız tannbilimci, matematikçi ve filozof Marnı Mersenne (1588-1648), araların­ da Hobbes. Gassendi ve Galileo’nun da bulunduğu Avrupa ’daki bütün filozoflarla ve bilimadamlanyla temas halindeydi Bu yüzden, Descartes in çalışmalarını onlara gösterecek, yorumlarını da Descartes a iletecek eşsiz bir konumdaydı Aynı zamanda bütün asal sayılan temsil eden bir formül de C"Mersenne sayılan ’) buldu .

Duyulara dayanan bilginin, doğası gereği güvenilir olmadığı, bilgiden ziyade yanlışa kaynaklık ettiği, bu dünyanın bilgisine ancak aklımızı kullanarak ulaştığımız inancına dayanan, akılcılık olarak bilinen felsefe okulu, bu sonuçtan doğdu ve o zamandan beri batı felsefesinin kalıcı geleneklerin­ den birini oluşturdu. En görkemli dönemine 17. ve 18. yüzyıllarda ulaştı. Descartes dışında en önemli temsilcileri Spinoza ve Leibniz’di, fakat batı düşüncesi üzerinde hep önemli bir etkisi oldu. Descartes’tan sonraki büyük filozoflardan çok azı, Tanrı’mn varlığının şüphe götürmezliğiyle ilgili görüşünü paylaştı. Fakat, Descartes batı düşüncesine bazı temel şeyler getirdi. Descartes’m, bilimsel buluşun mantığının, işe şüphe götürmez olgulardan başlamamızı, sonra bu olgulardan tümdengelimsel akıl yürütmeyle zincirleme olarak mantıksal sonuçlar çıkartmamızı gerektirdiğine duyduğu inanç, batı biliminin temeli haline geldi. Ondan sonra gelen düşünürler, öncüllerimizin içini doldurmak için gerek duyduğumuz bu şüphe götürmez olguların tespitinde, kontrollü ve disiplinli gözlemin (dolayısıyla duyularımızın) vazgeçilmez bir rolü olduğuna inanmaya başlasalar da, Descartes’m, temel yöntemi (güvenilir olgulardan başlamak, sonra bu olgulara mantığı uygulamak ve bu şüphe ne denli zoraki de olsa şüphe edilecek en ufak bir şeyin bile içeri girmesine izin vermemek) doğru koyduğunu düşünmekten geri durmadılar. Descartes, insanları, bu yöntemin, dünya hakkında güvenilir bilgiler verebilecek matematiğe dayalı bir bilimi mümkün kıldığına ve dünyayı mutlak kesinlikle anlamanın tek yolu olduğuna inandırdı.

AKIL VE MADDE İnsanın indirgenemez niteliğinin, akıl sahibi bir varlık olmasında yattığı yolunda Descartes’m vardığı sonuç, onu şu dünya görüşünü geliştirmeye yöneltti: İnsan, iki farklı tözden, yani akıldan ve maddeden oluşur. Descartes insanları, kendileri dışında var olan, gözlemledikleri maddi nesnelerden oluşan bir dünyayı deneyimleyen özneler olarak gördü. Doğanın böyle -akıl ve madde, özne ve nesne, gözleyen ve gözlemlenen olarak- iki tür varlığa ayrılması, batılı insanın dünyaya bakış tarzının yapısal bir parçası haline geldi. Bugün filozoflar bundan “Kartezyen ikilik”

olarak söz ederler. Descartes ile 20. yüzyıl arasında, bu ikiliği kabul etmeyen (en itibarlıları Spinoza ile Schopenhauer olan) pek az filozof vardır. Bu ikiliğe ancak 20. yüzyılda yaygın biçimde itiraz edilmiştir. (Fakat o zaman bile evrensel değildir. Önde gelen bazı filozoflar bu ikiliğe bağlı kalmayı sürdürmüşlerdir). Batıdaki insanları bu dünyayla ilgili bilgilerimizde kesinliğin olanaklı olduğuna ikna etmekte Francis Bacon ile Galileo bile Descartes’m gerisinde kalır. Kesin bilgiye ulaşmak için size gereken, doğru yöntemi izlemektir; ancak bunu yaparsanız, size kaya gibi sağlam, güvenilir bilgiler verebilecek sarsılmaz bir bilim kurabilirsiniz. Bilimi, eğitimli batılı insana “beğendiren” herkesten fazla Descartes oldu. Kesinlik arayışı, büyük oranda

“SAĞDUYU, DÜNYADA EN İYİ PAYLAŞTIRILMIŞ ŞEYDİR ÇÜNKÜ H ER İNSAN KENDİ PAYININ İYİ OLDUĞUNU SANIR” RENE DESCARTES


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.