EGiTiM ORDUSU

Page 38

ATATÜRK VE KÖPEĞİ FOKS

Hikmet ULUSOY Yazar

Yüreği insan sevgisi yanında hayvan sevgisi ile de doluydu. Hangi hayvan olursa olsun; ister kedi, ister köpek, ister at… Hepsi de çok değerliydi. Çünkü onun için hayvanlar, doğanın ve yaşamın apayrı bir güzelliği hem de vazgeçilmeziydi. Yine bir sabah Yalova’da gezintiye çıkmıştı. Yolda seyyar fotoğrafçı Hasan Efendi’yi gördü. Sehpasını kurmuş fotoğraf çekiyordu. Sehpa ayaklarının arasında da bir sokak köpeği yatıyordu. Mustafa Kemal Atatürk, yavru köpeği görünce içi şefkatle doldu. Köpeğin o halini bir süre izledikten sonra Hasan Efendi’ye, “Bu köpek senin mi?” diye sordu. Fotoğrafçı şaşırmıştı. Hayran olduğu Atası, hayvanlarla ilgileniyordu. Bir süre sonra kendini toparladı ve, “Evet, paşam. Bu köpek benim,” diye yanıtladı. Bu sırada yavru köpek, konuşulanları anlamış gibi kulaklarını dikmiş, kuyruğunu sallıyordu. Atatürk köpeğe olan sevgisini, “Çok güzel bir köpek…” diyerek dile getirdi. Hasan Efendi, Atatürk’ün hayvan sevgisinin ne kadar derin olduğunu anlamıştı. “Eğer çok beğendiyseniz size hediyem olsun paşam.” diye karşılık verdi. Atatürk için bu değerli bir hediye olurdu kuşkusuz. Memnuniyetle kabul etti. Ama ücretini ödemek şartıyla. Ve Hasan Efendi’ye zorla bir bedel ödeyerek yavru köpeği satın aldı. Adı Foks olan bu köpek, artık Atatürk’ündü. Bundan böyle birlikte yaşayacaklardı… O günden sonra Foks, Atatürk’ün yanında çok mutlu bir yaşam sürmeye başladı. Hiçbir yerde görmediği ilgi ve sevgiyi Atatürk’ün yanında buluyordu. Bu nedenle kısa sürede sahibine iyice bağlandı. Atatürk için de Foks’un ayrı bir değeri vardı. Ancak o, tüm köpekleri seviyor ve onları asla incitmiyordu. Bir gün köşkün bahçesindeki ahşap sandalyede oturup Ankara’yı seyrederken, Foks ve arkadaşları yanına geldi. Hepsi öyle huzurluydu ki, Atatürk’ün ayaklarının dibine kıvrılıverdiler. Köpeklerden ikisi oracıkta uyuyakalmıştı. Atatürk ise onların bu hallerini sevgiyle izliyordu… Bir süre sonra oturduğu sandalyeden kalkması gerekti. Ancak Atatürk, yerinden bile kıpırdamadı. Çünkü minik dostlarının rahatsız olup uyanmasına kıyamamıştı. Hayvan sevgisi olmayan birinin başka sevgiler taşıması mümkün değildi. Atatürk’ün yaşamında özel bir yeri olan Foks, gün geçtikçe büyüyordu. Sahibine olan sevgi ve sadakati de giderek artmıştı. Artık sahibini kimseyle paylaşmak istemiyordu. Bir gün köşke gelen bir köpek, bu duygusunu iyice artırdı. Ve Foks kıskançlıktan, kendisini sevmek isteyen Atatürk’ün elini ısırıverdi. Bu durum karşısında köşktekiler paniğe kapıldılar. Atatürk ise çok sakindi… Foks’daki sevginin büyüklüğünü düşünüyor, elini pansuman yapana “Fenalık yapmak için ısırmadı,” diyordu. Ama köşktekiler tedirgin olmuştu bir kere. Kontrollerinin yapılması gerektiğini belirterek, Foks’u hemen Atatürk Orman Çiftliği’ne götürdüler… Atatürk, sevgili köpeğinin kontrollerinin yapılıp geleceği günü bekliyordu… Ama ne yazık ki beklediği gibi olmadı. Çünkü Foks’un kendisi yerine ölüm haberi gelmişti. Atatürk, köpeğinin ölüm haberine çok üzüldü… Sadık ve duygulu köpeğini hiç unutamayacaktı. Unutmadı da. Öyle ki, Foks’un adı her anıldığında, onunla birlikte yaşadığı günler, bir film şeridi gibi gözlerinin önünden gelip geçti.

ORDU38


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.