1960'dan çok sonra yine bir köylü kadın Demokrat Partinin kendi köyünde doğuşunu şöyle anlatmıştı: "Köyümüz sessiz bir yerdi. Gelen yok, giden yok. Birdenbire insanlar çoğaldı etrafımızda. Herkes konu şur, söyleşir oldu. Şehirlere karışmak hevesi uyandı içi mizde." Bir başka manzara, tam bir tablo: 1946 seçimlerinden az önce Çubuk İlçesinde kayma kamın bir köyde muhtarın evine kapattığı Demokrat Par tili köylüleri döverek kapıdan dışarı attığı saattaki man zara. Yüzleri, gözleri kan içinde olanlar da, onları bu halde seyir edenler de sessiz, ama korkusuz duruyorlar. Kapısı, p encereleri kapalı ev, içindeki eli kamçılı, beli si lahlı yönetici ıbir yanda, yeniye kavuşma hasretiyle her türlü eza ve cefaya sessiz, sedasız, ama boyun eğmeden karşı duran insanlar bir yanda. Zalim kalesine kapanmış, mazlum meydanda. Bu tablonun anlattığı şu: Asık yüz lü, donuk, mağrur bakışlı putlar artık yıkılacaklardır. Köyde, ilçede, şehirde, yurdun, toplumun, devletin her köşesinde yıkılacaklardır. Bu, eski dinin, eski mezhebin yerine yenisinin gelmesidir. Tarihin bu çapta her hare ketinde olduğu gibi Demokrat Partinin doğuşunda da eskiden kurtulup yeniye kavuşma hasreti meczuplarını, dervişlerini, şeyhlerini yerden ve birden fışkırtıyor, her köy, her mahalle, her ilçe, her şehir gideceklerle ge leceklerin silahsız, kansız, ama şiddetli kavga m eydanı oluyor. Halk yüzlerce yıldan o yana ilk defa bu .geniş likte ayağa kalkmıştır. Bu dikleşmeyi yaratan ana kay nak, ekonomik ve sosyal düzenle de elbette ilgili. Fakat bunların yanında ve önünde insanın hür olmak istek ve arzusundan kuvvet alıyor. Bu, istibdada, onu temsil eden her varlığa karşı isyandır. Devlet kadar kişinin istibdadına karşı isyan, köyde ağaya, ş ehirde ihtikarcı-