Özel Sayı / Basın Açıklaması Mart 2011

Page 1

sacayak

BİLİMLE GİDİLMEYEN YOLUN SONU KARANLIKTIR Hükümetin “Alevi Açılımı” Kapsamında Yaptığı Açıklama Üzerine Hacı Bektaş Veli Dergâhı Postnişini Sn. Veliyettin Ulusoy ile söyleştik:

Bizi Parçalamaya ve Asimile Etmeye Yönelik Projeye Karşıyız Ahmet Koçak, 27 Şubat 2011, Şahkulu Sultan Dergâhı

Hükümetin Alevi Çalıştayları sonucunda yeni bir açıklaması basına yansıdı. Öncelikle burayla ilgili neler düşünüyorsunuz? Maaş verdiğiniz an, o dede, benim dedem olmaz artık. O dede, kim maaş veriyorsa onun dedesi olur. Toplum da bunu kabul etmez.

 ÇALIŞTAYDA da dile getirmiştim. Zaten ilkine katıldım, ondan sonrasına katılamadım, katılmadım. Bir defa Alevi-Bektaşi toplumu olarak devletin din işlerine el atmasına biz karşıyız, genelde karşıyız. Bir de çalıştaylarda Alevi-Bektaşi toplumunu, “kültür vakıfların” temsil ettiğinin söylenmesi doğru değildir. Bizim örgütlerimizin büyük kısmı bu anlayışı desteklemez. Desteklemediler de nitekim. Kararlardan biri Aleviler için kurulacak yapının Başbakanlığa bağlı bir genel müdürlük, Diyanet İşleri Başkanlığına bağlı yeni bir daire statüsünde olacağını belirtiyor. Buradaki personele bütçe ayrılacak, böylece mali sorunlar da bir anlamda çözülmüş olacak. Cem evlerine yakıt, kira, elektrik, su gibi paraların aktarılacağı söyleniyor.  EĞER gerçekten bir hizmet yapılacaksa, elektrik, su parası söz konusu bile değil. Şu an içinde bulunduğumuz Şahkulu Dergâhı, bu yıl kırk bin liranın üstünde vergi verdi. Bütçesinde de gözüküyor bu durum. Bizim inancımızda din hizmetlerine bir ücret ödenmez. O zaman bu din hizmeti sayılmaz. Bu düşünce, Alevi-Bektaşi felsefesine, inancına tümüyle terstir. Bu hizmetten bir menfaat

ISSN 1308-7967

Özel Sayı / Basın Açıklaması - Parasız Dağıtılır

Mart 2011

Sahibi ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Genel Ajans B.D.O. Ltd. Şti. adına Ahmet Koçak Yönetim Yeri: Sultanahmet, Divanyolu Cad. No: 54, Erçevik İşhanı 102, Eminönü - İstanbul Tel/Faks:+90.(0)212.519 56 35 - E-posta: sacayak@yahoo.com.tr


SACAYAK

Özel Sayı / Basın Açıklaması

beklenmez. Din hizmetlerinden bir maddiyat beklenmez. Siz maaş verdiğiniz an, o dede benim dedem olmaz artık. O dede kim maaş veriyorsa onun dedesi olur. Toplum da bunu kabul etmez. Toplumla yakın ilişkide olan, bu felsefenin boyutlarını bilen insanlar bunun farkındadır. Alevi toplumunun çoğunluğu da bunu bilir. Din hizmetlerinin para karşılığı, maddiyat karşılığı yapılması bizim felsefemize tamamen terstir. Hacı Bektaş Veli Dergâhı, Alevi-Bektaşi toplumunun inanç merkezi, yaklaşık sekiz yüz yıldır bu görevi yerine getirmiş, bugün de karınca kararınca yerine getiriyor. Dergâhın işleyişinizde dedeler dergâhtan icazet almadan toplum üzerine, görgüye, ceme gitmez. Bu proje ise kendisini dergâhın yerine koyacak bir vakfı örgütlemeye çalışıyor. Projede, “Çorum Hitit Üniversitesi Hacı Bektaş Veli Araştırma Merkezi’nin desteğiyle dedelere altı aylık seminerler düzenlenecek, bu seminerlere katılan Alevi dedelere inanç önderliği sertifikası verilecek” deniyor. Yani dergâhın tarihsel görevini devletin bir kurumuna aktarmak istiyorlar. Bu konuda neler söyleyeceksiniz?  TARİHE döndüğümüzde, fermanlarda, tarihi belgelere baktığımızda bu görev Hacı Bektaş Veli Dergâhı’na ait bir müessesedir. Bugün de uygulamada görüyoruz ki bu görev Hacı Bektaş Dergâhı’na aittir. Bu görevde bir boşluk varmış gibi iddialarda bulunmak, sonra bu boşluğu bir şekilde doldurmak girişiminde bulunmak Alevi toplumu tarafından kabul görmez. Hacı Bektaş Dergâhı yerine başka bir vakıf kurup, bunu belirli bir düşünceyi taşıyan insanların eline bırakma önerisi, demin dile getirdiğim düşüncemi teyit etmektedir. Bu da asimilasyon kokuyor. Alevi toplumu bunu ne derece kabul eder? Kısmen kabul edenler şüphesiz olur, ama bu belki de doğal seleksiyondur, AleviBektaşi toplumunun kendine gelebilmesine yardımcı olur. Belki de küçük bir sınavdır bu. Ama böyle bir düşüncenin tarihin sınavında başarılı olacağını hiç zannetmiyorum. Hacı Bektaş Dergâhı’na, tarihteki niteliğini tekrar kazandırmak suretiyle adım atılması çok daha yerinde olur diye düşünüyorum. Ve bu da yapılacak inşallah. Hacı Bektaş Veli Dergâhı’nın yeniden yapılanması ile ilgili bir çalışmanız var. Bir dizi toplantılar devam ediyor. Yeri ve zamanı gelmişken bu çalışmayı da kısaca anlatır mısınız?  BEN bunu tekrar tarihe dönüş diye düşünüyorum. Nedir bu? Hacı Bektaş merkezli bir yapılanmadır. Hepimizin bildiği gibi tarihte Alevi-Bektaşi inancının piramit yapısı şöyleydi: Hacı Bektaş Dergâhı, onun etrafında Hacı Bektaş Dergâh’ı tarafından kontrol edilen, atanan veya azledilen dedeler, ocaklar ve onun etrafında da talipler vardı. Böyle bir yapı söz konusuydu. 2

Hacı Bektaş Dergâhı yerine başka bir vakıf kurup, bunu belirli bir düşünceyi taşıyan insanların eline bırakma önerisi asimilasyon kokuyor. Alevi toplumu bunu ne derece kabul eder? Kısmen kabul edenler şüphesiz olur. Belki de bu, Alevi-Bektaşi toplumunun kendine gelebilmesine yardımcı olur. Belki de küçük bir sınavdır bu.


Mart 2011

İşin gerçeğine dönerek, Hacı Bektaş Dergâhı etrafında ve bugünün şartlarına uygun inançsal boyutta bir yapılanma çalışmaları var. Şimdiye kadar birkaç bölgede toplantılar düzenlendi. Nereye gitmişsek, toplumu büyük bir bekleyiş içinde görüyoruz, bu düşünceyi desteklediklerini görüyoruz. Dede ocaklarımızın, önde gelen örgütlerimizin, sanatçılarımızın da desteklerini görüyoruz.

SACAYAK

Bu yapı halen muhafaza edilmekte, ama kopmalar var. Bu kopmalar 16. asırdan başlayarak artmış. Tabii baskı da var. Birbirinden habersiz, parçalanmış Alevi-Bektaşi toplumları görüyoruz. Ama işin gerçeğine tekrar dönerek, Hacı Bektaş Dergâhı etrafında ve bugünün şartlarına uygun inançsal boyutta bir yapılanma çalışmaları var. Şimdiye kadar birkaç bölgede toplantılar düzenlendi. Ve nereye gitmişsek, toplumu büyük bir bekleyiş içinde görüyoruz, bu düşünceyi desteklediklerini görüyoruz. Dede ocaklarımızın, önde gelen örgütlerimizin, sanatçılarımızın da desteklerini görüyoruz. Bu geziler tamamlandıktan sonra, Hacıbektaş’ta büyük bir toplantı yapılacak ve proje her türlü detayıyla birlikte topluma sunulacak ve uygulanmaya başlanacak. Yani aslında devletin Alevi-Bektaşi toplumunun inancına müdahale etmesine gerek yok.

 HAYIR. Sadece istediğimiz Anayasa’nın 24. Maddesi, yani eşitlik. Sünni kardeşlerimize ne veriliyorsa, nasıl bir hak tanınıyorsa biz de aynısını istiyoruz. Biz de bu ülkenin vatandaşıyız, biz de vergi veriyoruz, biz de askere gidiyoruz, onlardan bir farkımız olmasın. Camiler nasıl imar mevzuatına göre bedava arsa alabiliyorsa cemevlerimiz de alsın. Ve aynı haklardan biz de yararlanalım. Yoksa biz, inançlarımıza müdahale edilmesini kesinlikle Bu geziler istemiyoruz. Biz kendi inancımızı kendimiz uygularız. Tarih tamamlandıktan boyunca da böyle oldu, bundan sonra da böyle yapacağız. Ha, fire sonra, vereceğiz belki, ama bu gerçek hiçbir zaman değişmeyecek.

Hacıbektaş’ta büyük bir toplantı yapılacak ve proje her türlü detayıyla birlikte topluma sunulacak ve uygulanmaya başlanacak.

İçinde bulunduğumuz mekân da dâhil olmak üzere birçok Alevi-Bektaşi Kurumu devlete kira ödüyor. Kiracı pozisyonunda, hangi cami devlete kira ödüyor?  VE BURASI, bize ait bir yerdir. Şahkulu Dergâhı, bir Bektaşi dergâhıdır. İstanbul’da çok eski tarihlerden beri var olan bir Bektaşi dergâhıdır. Bugün buradaki vakfımız, devlete ayda üç bin liranın üstünde kira ödüyor. 3


SACAYAK Sadece istediğimiz Anayasa’nın 24. Maddesi, yani eşitlik. Sünni kardeşlerimize ne veriliyorsa, nasıl bir hak tanınıyorsa biz de aynısını istiyoruz..

Basın Açıklaması / Özel Sayı, Mart 2011

Bu nasıl bir şeydir? Bu nasıl kabul edilebilir? Azınlık vakıflara bile mülkiyetlerinin devredildiği bir dönemde, bize kendimize ait bir yere kira ödüyoruz. Bu kabul edilebilir bir şey değil. Ne yazık ki böyle! Bu gerçeği de yetkililer duysun. Devlet bir taraftan Alevi-Bektaşi toplumu için bir şeyler yaptığını söylüyor ama Alevilere bir hizmet taşımıyor.  BAKIN, güya hizmet etmek için çalıştaylar düzenlendi. Bugüne kadar ne yapıldı? Yani, “Alın Aleviler, şunu da yaptık, isteğiniz doğrultusunda bunu da yerine getirdik” şeklinde bir şey görmedik hiç. Madımak Oteli’nden tutun da Alevi köylerine cami yapılmasına, din derslerine, nereye bakarsanız bakın “Buyrun Aleviler, bakın istediğiniz gibi şunu yaptık” denmedi şimdiye kadar. Deminden beri çalıştayların sonunda açıklanan proje üzerinde konuşuyoruz. Bu proje, sadece bizi parçalamaya ve asimile etmeye yöneliktir. Alevi-Bektaşi toplumu böyle bir sisteme kesinlikle karşıdır. Çünkü bu, aleyhimizde olan bir şeydir. Bize farklı elbise giydirmesinler, biz kendi elbisemizi kendimiz giyeriz. İnanç boyutunda, neye, nasıl inanacağımız konusunda bize yol göstermesinler lütfen. Bizim inancımızı da bize öğretmeye kalkmasınlar. 1500’lü yıllar Kalender Çelebi Ayaklanması, 1826 Hamdullah Çelebi’nin Amasya’ya sürgünü Alevi-Bektaşi toplumunun örgütsel açıdan kırıldığı iki nokta. Bugünü üçüncü bir kırılma noktası olarak değerlendirebilir misiniz?  ÇOK daha tehlikeli diye düşünüyorum. Şu geçtiğimiz dönemde Alevi-Bektaşi toplumun çok daha dikkatli olması lazım. Çünkü o zamanlarda Aleviler öldürülüyordu, ama şimdi Alevilik öldürülüyor. Bu noktada çok dikkatli olmamız lazım. İnancımıza sahip çıkıp, el ele tutuşmamız lazım diye düşünüyorum.

Bize farklı elbise giydirmesinler, biz kendi elbisemizi kendimiz giyeriz. Neye, nasıl inanacağımız konusunda bize yol göstermesinler lütfen. Bizim inancımızı da bize öğretmeye kalkmasınlar..


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.