Serçeşme Dergisi Sayı 33

Page 14

SERÇEÞME

YAZARIN ALEV YAYINLARI’NDAN YAYINLANMIŞ MARKS GERÇEKTE NE DEDİ ADLI KİTABINDAN BİR BÖLÜMÜ SUNUYORUZ

İnsan Olmaya Geldik - Bölüm III Yusuf Zamir

T

ARİHİ yapan insan faaliyetidir. İnsan faaliyeti, her aşamada edindiği nitelikleri yansıtan toplumsal biçimlerde kendisini örgütler. Tarihsel–toplumsal gelişmenin sonsuzluğu, sonsuz sayıdaki faaliyet biçimlerinin birbirlerine aritmetik olarak eklenmesi demek değildir. Gelişmenin sonsuzluğu, ortaya çıkan her yeni faaliyet biçiminin kendisinden daha yüksek gelişmenin önkoşullarını kendi içinde yaratmasıyla, hareketin süreklilik arzetmesi demektir. Böylece tarihsel gelişme, basitten karmaşığa, aşağıdan yukarıya doğru eğilim gösteren, sonsuz bir hareket olarak görünür.

İnkârdan İnkârın İnkârına Tarihin hareketi, insana yabancılaşmış faaliyetteki niceliksel değişikliklerin niteliksel değişikliklere dönüştüğü, insana yabancılaşmış faaliyetteki zıtlıkların birbirleriyle mücadele ettiği bir diyalektik inkâr zinciri olarak belirir. İnsan faaliyeti, ulaştığı her aşamada, önceki faaliyet aşamasını inkâr eder. Her yeni inkâr halkası, önceki inkâr halkasını hem inkâr eder hem de ondaki maddi içeriği alıp yeniden biçimlendirerek kendi içinde muhafaza eder. Tarihsel–toplumsal gelişme hareketi doğrusal değil, spiraldir. Önceki inkâr aşamasının inkârıyla varılan gelişme aşaması, spiralin aşağısındaki aşamanın dikeyinde yer alır. İnkârın inkârı uğrağında, gelişmenin öncesindeki bazı unsurlar, ama bu kez bambaşka bir biçimde yeniden belirir. Spiral gelişme deyimi bunu anlatır. Tarihsel hareketin yüzeysel yorumu, tarihi, ilkel komünal toplum, köleci toplum, feodal toplum, kapitalist toplum diye peşpeşe gelen sosyo–ekonomik yapılar dizisi olarak takdim eder. Bu şema, insan faaliyetinin tarih boyunca aldığı toplumsal biçimlerden hareket ederek tarihi açıklamaya çalışır. Yüzeysel yorum, tarihi, tarihin şafağındaki insan faaliyetini bugünkü insan faaliyetine bağlayan iç bütünlüklü bir hareket olarak kavramaz. Yüzeysel–şematik yorum, tarihi, inkâr içinde inkârın inkârı mücadelesini veren insan faaliyeti olarak görmez. Yüzeysel yorumun kompartımanlar dizisi, insan faaliyetinin iç–bütünsel gelişme hattını tutarlılıkla yansıtsa idi, kapitalizmin feodal ilişkilerden doğmuş olması gerekirdi. Ücretli emek–sermaye ilişkisinin feodal toplumun bağrında doğmuş olması, serf–feodal bey ilişkisinden doğduğu anlamına gelmez. Ücretli emek–sermaye ilişkisi, feodal ilişkilerden değil, fakat feodal toplumun bağrında kendi evrimini sürdüren özel mülkiyet, mübadele, meta, değer, para ilişkilerinden yükselmiştir. Özel mülkiyet, mübadele, meta, değer, para gibi insana aykırı toplumsal ilişkiler, yabancılaşmış emeğin tezahür biçimleridir. İnsana yabancılaşmış emek, insan–doğa alışverişinin sapkınlaşmış hali demektir. Yabancılaşmış emek, doğrudan üreticiler ile üretimin maddi koşullarının birbirinden kopageldiği tarihsel kırılma hattı boyunca ortaya çıkmıştır. İnsan– doğa alışverişinin sapkınlaşması, insan–insan ilişkilerini de sapkınlaştırmış ve insana aykırı toplumsal ilişkileri yaratmıştır.

14

“İnsan ancak tarihsel süreç içinde birey haline gelir. İnsan, başlangıçta bir canlı türü varlığı, bir klan varlığı, bir sürü hayvanıdır. Kesinlikle politik anlamıyla bir ‘zoon politikon’ değildir. Mübadele, bireyselleşme sürecinin başlıca araçlarından biridir. Mübadele sürü düzenini gereksiz kılar ve çökertir.” İnsan faaliyetinin tarihsel hareketini anlamak için, insan faaliyetinin bütün geçmişini bugünün gerçekliğinde yeniden üreten ilişkiyi bulmak gerekir. Ücretli emek–sermaye ilişkisi, ilkel komünal toplulukların çözülüşünden bu yana gelişegelen inkâr hattının günümüzdeki tezahürüdür. İnkâr hattı, doğrudan üreticiler ile üretimin maddi koşullarının birliğinin inkâr edilegeldiği tarihsel kırılma hattıdır. Yabancılaşmış emek, inkâr hattı boyunca evrimleşerek, en gelişkin tezahürüne ücretli emek–sermaye ilişkisinde ulaşmıştır. Ücretli emek–sermaye ilişkisi, yabancılaşmış emeğin dününü bugünde temsil etmektedir. İnkâr ilerledikçe, yabancılaşmış emeğin toplumsal tezahür biçimleri de, birbirleriyle karşılıklı etkileşim içinde kendi iç evrimlerini geçirmeye koyuldular. Yabancılaşmış emeğin tezahür biçimleri bir yandan olgunlaşırken, bir yandan da eski biçimlerden yeni yeni biçimler doğmaya başladı. En sonunda yabancılaşmış emeğin en gelişkin toplumsal biçimi olan ücretli emek–sermaye ilişkisi ortaya çıktı. Doğrudan üreticiler ile üretimin maddi koşullarının başlangıçtaki birliğinin inkârı, emeğin üretici güçlerinin yetersizliğinden doğmuştur. O halde inkârın inkârı, üretici güçlerin insanı doğa güçlerinin tahakkümünden kurtaracak kadar gelişmesi temelinde mümkün olabilir. Ücretli emek–sermaye ilişkisinin tarihsel mazereti, emeğin üretici güçlerini, tek yönlü de olsa, insana aykırı biçimler altında da olsa geliştirmesidir. Bu gelişme, inkârın inkârının maddi koşullarını döşemektedir: “Emeğin, üretici faaliyetin, kendi koşullarına (emeğin maddi koşullarına – YZ) ve kendi ürünlerine karşı yabancılaşmasının ücretli emek–sermaye ilişkisinde görünen bu en uç biçiminin zorunlu bir geçiş aşaması olduğunu daha ilerde göreceğiz. Bu en uç yabancılaşma biçiminin, hâlâ tersine dönük ve başaşağı bir biçimde de olsa, üretimi sınırlayıcı bütün önvarsayımları aşma potansiyelini kendi içinde taşıdığını göreceğiz. Dahası, bu en uç yabancılaşma biçiminin, üretimin koşulsuzluk önvarsayımlarını, bireyin üretici güçlerinin evrensel gelişimi

için gereken bütün maddi koşulları yarattığını ve ürettiğini göreceğiz.” 1 Ücretli emek – sermaye ilişkisi, doğrudan üreticiler ile üretimin maddi koşullarının yeniden birleşmesini sağlayacak toplumsal devrimlerin maddi koşullarını döşeyen tarihsel bir zorunluluk olarak anlaşılmalıdır: “Üretimin koşulları ile işçinin başlangıçtaki birliğinin (emekçinin kendisinin üretimin nesnel koşullarına ait olduğu köleciliği ayırıyoruz) başlıca iki biçimi vardır: Asyatik komünal sistem (ilkel komünizm) ve aileye dayalı (ve ev endüstrisiyle bağlantılı) küçük çaplı tarım. Her ikisi de embriyonik biçimlerdir. Her ikisi de emeği toplumsal emek olarak geliştirmeye ve toplumsal emeğin üretici güçlerinin geliştirmeye elverişli değildir. Bundan ötürü, bir ayrılık, bir kopuş, emek ile mülkiyet antitezi zorunluluktur (mülkiyetten üretimin koşullarındaki mülkiyet anlaşılmalıdır). “Bu kopuşun en uç biçimi ve aynı zamanda toplumsal emeğin üretici güçlerinin en kuvvetli geliştiği biçim, sermayedir. Başlangıçtaki birlik, ancak sermayenin yarattığı maddi temel üstünde ve bu yaratım süreci içinde işçi sınıfının ve bütün toplumun geçireceği devrimler aracılığıyla yeniden kurulabilir.” 2 Doğrudan üreticiler ile üretimin maddi koşullarının birlik–ayrılık–yeniden birlik spirali üstünde hareket etmekte olduğu soyutlamasıyla günümüze bakınca, kapitalizmin kendisinin komünizme (sosyalizme) geçişten ibaret olduğu görülür: “Ricardo’cu okul, kapitalist ile ücretli emekçi ilişkisini... doğal bir yasa olarak görür. Daha sonraki iktisatçılar bir adım daha atarak, Jones gibileri, bu ilişkinin yalnızca tarihsel mazeretini teslim ettiler. Fakat, burjuva üretim tarzının ve ona tekabül eden üretim ve dağıtım koşullarının tarihsel olduğunu kabul ettiğiniz anda, onları üretimin doğal yasaları gibi görme hayali de tuzla buz olur ve yeni bir toplumun, yeni bir ekonomik sosyal formasyonun manzarası gözler önüne serilir. Kapitalizm bu yeni topluma geçişten ibarettir.” 3 Ücretli emek–sermaye ilişkisi, özel mülkiyet, mübadele, meta, mübadele değeri, para gibi yabancılaşmış emeğin katılaşmış tezahürlerinden evrimleşmiştir. O halde, kapitalizmin komünizme geçiş olduğu önermesi, yabancılaşmış emeğin “özgür yaratıcı faaliyet”e geçiş olduğu önermesiyle aynı anlama gelir. Tarih, en yüksek soyutlama düzeyinde, başlangıç birliği–ayrılık (inkâr, yabancılaşmış emek) –yeniden birlik (inkârın inkârı, özgür yaratıcı faaliyet) spirali üstüne oturduğuna göre, tarihin akışı içinde komünist (sosyalist) toplumun başlayacağı moment, doğrudan üreticiler ile üretimin maddi koşullarının yeniden birliğinin sağlanacağı, yani yabancılaşmış emeğin ortadan kaldırılıp, yerine özgür yaratıcı faaliyetin geleceği momenttir.

Sayı 33


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.