antalya kültür turizm dergisi

Page 1

Yıl / Year: 2 Sayı / Issue:9

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012

En Güzel Şehrin, En Özel Yeri The most special placeof the most beautiful city

KONYAALTI St. Nikolaos’un Batık Kenti The sunken city of St. Nikolaos

MYRA EXPO çalışmaları resmen başladı EXPO works officially underway

ISSN 977-1309-890X

ALABİLİRSİNİZ YOUR COMPLIMENTARY COPY

KÜLTÜR ve TURİZM DERGİSİ / CULTURE & TOURISM MAGAZINE



ANTALYA

Aral覺k / December 2011 - Ocak / January 2012

1


İÇİNDEKİLER / ANTALYA KÜLTÜR VE TURİZM DERGİSİ

CONTENTS

ANTALYA CULTURE & TOURISM MAGAZINE

Antalya Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü adına İmtiyaz Sahibi / Genel Yayın Yönetmeni Publisher / Executive Editor

İbrahim ACAR İl Kültür ve Turizm Müdürü Provincial Director of culture and Tourism

Yayın Editörü ve Yayın Kurulu Başkanı

Publication Editor and Chairman of Editorial Board

Aylin KALINTAŞ İl Kültür ve Turizm Müdür Yardımcısı Assistant Director of Culture and Tourism

Sorumlu Yazı İşleri Müdürü / Managing Editor Birsen ÇEÇEN İl Kültür ve Turizm Şube Müdürü Departmental Director of Provincial Culture and Tourism Directorate

DANIŞMA KURULU / CONSULTATIVE BOARD İlknur SELÇUK KÖKER İl Kültür ve Turizm Müdür Yardımcısı Assistant Director of Culture and Tourism

36

Prof.Dr.Burhan VARKIVANÇ Akdeniz Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Akdeniz University, Faculty of Fine Arts, Dean

Prof.Dr.Nevzat ÇEVİK Akdeniz Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi

Dünya denizleri Antalya’ya taşınacak

Akdeniz University, Faculty of Archeology

Yrd. Doç. Cemali SARI Akdeniz Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi

The seas of the world will be carried to Antalya

Akdeniz University, Faculty of Education

Sururi ÇORABATIR AKTOB Başkanı Chairman of AKTOB

Osman AYIK TÜROFED Başkanı Chairman of Türofed

Hüseyin ÇİMRİN Kent Tarihçisi, Araştırmacı ve Yazar Urban Historian, Researcher and Author

YAYIN KURULU / EDITORIAL BOARD Melike GÜL Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürü Director of Regional Committee of Cultural

Emine TUĞRUL İl Kültür ve Turizm Şube Müdürü Departmental Director of Provincial Culture and Tourism Directorate

Mesut ÖZEN İl Kültür ve Turizm Şube Müdürü Departmental Director of Provincial Culture and Tourism Directorate

Aysun ÇOBANOĞLU İl Kültür ve Turizm Şube Müdürü Departmental Director of Provincial Culture and Tourism Directorate

Mustafa DEMİREL Antalya Müzesi Müdür V. Deputy Director of Antalya Museum

Selvihan KÖLEOĞLU Kültür ve Turizm Uzm./Mimar-(Ant.Rölöve ve Anıtlar Müdürlüğü) Culture and Tourism Spe./ Architect-(Mon.Rel. and Monuments Dir.)

S.Hakan SEVEN İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Enformasyon Memuru Inf. Officer of Provincial Culture and Tourism Directorate

Serel ALPAY İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Mütercimi Translator of Provincial Culture and Tourism Directorate

ISSN: 977-1309-890X

2

ANTALYA

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012

YAPIM / PRODUCTION Ajans Başkanı / Chairman Özer KESTANE

Renkli Kalem Medya Grubu Antalya Temsilciliği

Yayın Koordinatörü / Editorial Coordinator Sibel HEKİMOĞLU

Elmalı Mahallesi Hükümet Caddesi Sıdıka İş Merkezi Kat:2 No:18 Muratpaşa / ANTALYA 0242.247 76 60 www.renklikalem.com.tr e-posta:bilgi@renklikalem.com.tr

Grafik Tasarım / Graphic Design Yeşim AYAN - Rahşan AKSOY Haber Merkezi / Interviewer Hamit SEÇİL - Ceyda ADAR Derya ŞAHİN - Süleyman DUMAN Çeviri / Translation Roxanne Yurchak Finans / Finance Dila Emral AYDIN

REKLAM / ADVERTISING Reklam Direktörü / Advertising Director Güliz İLGEN Reklam Koordinatörü Advertising Coordinator Derya ÇOLAK Müşteri Temsilcileri Customer Represantatives İrfan IŞIK - Hakan KÜL Rasim MUTLU - Dilem ŞANLI Abone Sorumlusu Melda HİÇDURMAZ

Yayın Türü: Süreli Yerel Baskı Yeri / Printing : Lamineks Matbaacılık Dijital Baskı İşl. San. Tic. Ltd. Şti. Baskı Tarihi / Printing Date:


En Güzel Şehrin, En Özel Yeri: Konyaaltı The most special place of the most beautiful city

MYRAs ık Kenti: lao

Bat Niko laos’un ity of St. St. Niko The sunken c

66

92

14

EXPO çalışmaları resmen başladı

18 24 28

“Türkiye’nin potansiyeline güveniyoruz’’

46 52

“Yürü Kaleiçi’ne gidelim”

86

Sabrın sanatı ebru

108

EXPO works officially underway

“We believe in Turkey’s potential’’

Kaliteyi yönetenler ödüllerini aldı Quality managers received their awards

“Amiral gemiye kaptan bulundu’’ “A captain is found for the admiral ship’’ “Let’s go to Kaleiçi”

“Antalya 30 yılda 2 bin kat büyüdü’’

“Antalya grew by 2000 fold in the last 30 years’’ The art of patience: Ebru

Anadolu’yu Minicity’de keşfedin

Discover Anatolia at Minicity

120

Antalya’nın en eski mescidi: Ahi Yusuf

124

Kışın tadı Davraz’da çıkar

128

Antalya müziğe doydu

Antalya’s oldest mescit: Ahi Yusuf Mausoleum Enjoy the winter at Davraz Antalya filled with music

112

Sarp coğrafyanın özgün mimarisi Ormana evleri The houses of Ormana

ANTALYA

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012

3


EDITORIAL

Winter in Antalya… Winter comes to Antalya from Beydağları Mountains. These mountains, which are over 2000 meters at some places, rise 3-5 kilometers north of the Konyaaltı Shoreline. Beydağları, which prevent humidity from seeping into the inner regions during the summer, brings cold weather the city center through northern winds. Cool air, which merges with the humidity of the Mediterranean, is quite cold and even seeps down into your bones. There is no cure for this cold. Bodies which have shaken through the night with the humidified cold, opens their eyes like a fragile tree branch in the morning. When winter arrives, the crests of Beydağları first welcome rain clouds and then snow every November. This part of the Taurus Mountains, which are visible from all parts of the city, is best viewed at the area where Hıdırlık Tower stands tall. The sun which sets early during the winter shines its last rays first on the bay and then disappears behind Beydağları. At that moment, Antalya Bay turns a shade of white. Cumulus clouds in the sky host all the colors of the rainbow. The Beydağları chain continues from Konyaaltı all the way to Kiriş Bay in various altitudes. When the sun sets behind Kızlarsivrisi the bay of Antalya plunges into darkness. Antalya, which is one of the most important touristic areas in the Mediterranean, was receiving 5000 tourists in the beginning of the 80’s. It has increased that number to 4, 8 million in 2002 and 10 million in 2010.

4

ANTALYA

Antalya, which is planning to say goodbye to 2011 with approximately 11 million tourists, has become one of the most popular destinations in the world. Our city, in terms of cities visited, is 4th in the world and 3rd in Europe. Our magazine, which opens its pages to a borough of Antalya, is hosting Konyaaltıthe most beautiful place of the most beautiful city- in this ninth issue. Not long ago, only 20 years ago, Konyaaltı, which was considered Antalya’s remote destination, is now one of the most modern areas of the city. While the shores of Konyaaltı, which start at the end of the cliffs and stretch all the way to the Antalya Airport, are in everyone’s fantasy, Saklıkent- the ski center closest to the equator- is a good example of the geographical diversity of Antalya. Our magazine, which is sharing a 161 year old photo of the Yivli Minaret- a structure that still stands tall with all its glory-, also includes an article about the art of Ebru- a classic Ottoman art which requires a lot of patience. In this issue, where we also gave you detailed information about the architecture of the traditional houses in Ormana, we shared the details of the unique ski courses at the Davraz Ski Center in our neighbor city of Isparta. We will continue to open our pages to opinion leaders while advertising the cultural touristic potential of our city to the world. We would like to thank all our contributors.


EDİTÖRDEN

Antalya’da kış… Antalya’ya kış Beydağları’ndan gelir. Kimi yerde 2 bin metrenin üzerine çıkan Beydağları, Konyaaltı Sahili’nin 3-5 kilometre kuzeyinden yükselir. Yazın bir set gibi nemin iç bölgelere geçmesini engelleyen Beydağları, kışın doruklarında biriktirdiği kar soğuğunu kuzey rüzgârlarıyla bırakır şehir merkezine. Akdeniz’in nemiyle birleşen soğuk hava, insanı kemiklerine varıncaya dek üşütür. Bu soğuğa hiçbir çare yoktur. Gece boyunca nemli soğuktan titremiş olan bedenler, sabahları kırılgan bir ağaç dalı gibi narin açar gözlerini. Kış geldiğinde ilkin yağmur bulutlarını bağrına basan Beydağları’nın doruklarını, her Kasım sonu kar kaplar. Şehrin her yerinden görülebilen Batı Toroslar’ın bu bölümü, en güzel Hıdırlık Kulesi’nin bulunduğu alandan izlenir. Kış günleri erken batan güneş, son parıltılarını ilkin körfeze düşürür, ardından Beydağları’nın arkasına geçiverir. O vakit Antalya Körfezi beyaza çalar. Gökyüzündeki kümülüs bulutları kırmızıdan maviye gökkuşağının tüm renklerini barındırır. Beydağları silsilesi Konyaaltı’ndan Kiriş burnuna kadar yüksele alçala devam eder. Güneş Kızlarsivrisi’nin ardına döndüğünde Antalya Körfezi’ne karanlık çöker. Akdeniz çanağının en önemli turizm merkezlerinden birisi olan Antalyamız, 1980’li yılların başında 5 bin dünya insanı ağırlarken, 2002 yılında ziyaretçi sayısını 4,8 milyona, 2010 yılında 10 milyona yükseltmiştir. 2011 yılını ise 11 milyon civarında konukla uğurlamaya hazırlanan Antalyamız, bugün dünya genelinde popüler bir destinasyon

haline gelmiştir. Antalyamız, en çok ziyaret edilen şehirler arasında dünya ölçeğinde 3’üncü sıradadır. Her sayısında Antalyamızın bir ilçesini tanıtan dergimiz, bu dokuzuncu sayısında sayfalarını “En Güzel Şehrin, En Özel Yeri” Konyaaltı’na açtı. Çok değil, bundan 20 yıl önce Antalya’nın ‘uzak’ köşesi kabul edilen Konyaaltı, bugün şehrin en modern alanlarından birisi olmayı başardı. Falezlerin bitiminden başlayıp Antalya Limanı’na kadar olan alanı kapsayan dünyaca ünlü Konyaaltı Sahilleri herkesin hayallerini süslerken, Ekvatora en yakın kayak merkezi olan Saklıkent, Antalya coğrafyasının çeşitliliğine güzel bir örnektir. Görkeminden hiçbir şey kaybetmeden ilk günkü zarafetiyle Antalya semalarında yükselen Yivli Minare’nin 161 yıl önceki çekilen bir fotoğrafını okuyucularıyla paylaşan dergimiz, ‘Sabrın Sanatı Ebru’yu sayfalarına taşıdı. Torosların doruklarında kurulmuş Antalyamızın şirin beldesi Ormana’nın geleneksel evlerinin tüm mimari detaylarına yer verdiğimiz bu sayımızda, komşu il Isparta’nın Davraz Kayak Merkezi’ni sizlere tanıttık. Antalya Kültür ve Turizm Dergisi olarak şehrimizin kültür ve turizm potansiyelini dünya kamuoyuna sergilerken, kentlilik bilinci oluşturma yönünde sayfalarımızı Antalyalı kanaat önderlerine açmaya devam edeceğiz. Katkı ve destek verenlere teşekkür ediyoruz.

ANTALYA

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012

5


Güncel / Actual

Yat Limanı’nda çalışmalar başlıyor Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Mustafa Akaydın’ın, Yat Limanı’nı canlandırmak için hazırlattığı Yat Limanı Kentsel Tasarım Projesi’nde çalışmaların başlayacağını bildirdi. Projenin her aşamasında Yat Limanı esnafıyla birlikte olmak istediklerini bildiren Akaydın, turizm sezonuna kadar çalışmaları tamamlayacaklarını ve limanın yeni sezona yeni yüzüyle gireceğini söyledi. Antalya Koruma Kurulu’ndan onay alan proje, tarihi surlarla sınırlanan yaklaşık 5 hektarlık alanı kapsıyor. Projeyle genel olarak var olan tarihi dokunun korunması, yaya, araç ve deniz ulaşımının düzenlenmesi, yapısal ve bitkisel unsurların sadeleştirilmesi ve surların algılanabilirliliğinin artırılması

hedefleniyor. Yaya ve araç yollarında kaplama malzemesi olarak doğal taşların kullanılması öngörülüyor. Kent mobilyalarında sabit elemanlar kullanılması ve dinlenme ile seyir alanları da projede yer alıyor.

Works are underway at the marina Antalya Metropolitan Municipality Chief Magistrate Prof. Dr. Mustafa Akaydın announced that works were underway concerning the Marina Urbanization Design Project for the rejuvenation of the marina. Akaydın, who pointed out that they wanted

Turist rehberliğinde birinci adım bitti Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Antalya, İzmir ve Edirne’de gerçekleştirilen Profesyonel Turist Rehberliği Seçme Sınavı ve Kursu’na Antalya’dan 357 kişi başvurdu. 159 kişinin kursiyer olarak başvuru yaptığı Antalya İl Kültür ve Turizm Müdürlüğüne ilgili fakülte mezunu 127 kişi ve halen profesyonel turist rehberi olarak çalışan ve kokartına yeni bir yabancı dil ekletmek isteyen 71 rehber de başvurdu. Antalya İl Kültür ve Turizm Müdürlüğünde gerçekleştirilen sınavlarda 69 kursiyer, 49 fakülte mezunu ve 44 profesyonel rehberin başarılı olduğunu bildiren İl Kültür ve Turizm Müdür Yardımcısı ve Kurs Yöneticisi İlknur Selçuk Köker, “Ocak ayında başlayacak ve toplam 560 saat devam edecek eğitimler sonrası başarılı olan adaylar korkart sahibi olmaya hak kazanacaklar’’ dedi.

The first step towards becoming a tour guide 357 people from Antalya applied to the Professional Tour Guide Selection Examination and Course, administered by the Ministry of Culture and Tourism in Antalya, İzmir and Edirne. 159 people applied for the courses and 71 professional tour guides who wanted to add another language to their cockade. City Culture and Tourism Assistant Manager and Course Administrator İlknur Selçuk Köker, who pointed out that 69 trainees, 49 faculty graduates and 44 professional tour guides had passed the exam, said: “Those who will succeed at the end of the training which will start in January and last for a total of 560 hours will be able to receive their cockades.’’ 6

ANTALYA

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012

to work with the vendors at the marina for every step of the project, said that they were going to finish renovations by the start of the next season and that the marina would be ready to greet visitors with its new face. The project, which was approved by the Antalya Preservation Board, involves a 5 hectare area which is bordered by historical city walls. With the project, it is aimed to protect the historical structure, regulate pedestrian, vehicle and sea transportation, simplifying the structural and natural structure and increasing the visibility of the historical walls. Natural stones will be used as material on pedestrian and vehicle roads. The project also calls for the use of stable furniture in the city, along with rest and excursion areas.

Kongre pazarında başarı için doğru model MPI Türkiye Kulübü ile Antalya Ziyaretçi Bürosu tarafından organize edilen Toplantı Sektörüne ve Destinasyon Pazarlamasına Genel Bakış konulu eğitim semineri, Antalya’da gerçekleştirildi. Seminerde söz alan MPI Türkiye Kulübü Başkanı Handan Boyce, Türkiye’nin kongre turizminde yükseldiğini ve daha ileri gitme potansiyelinin bulunduğunu belirterek, bir destinasyonun kongre sahasında var olabilmesi için kongre ve ziyaretçi bürolarının artırılması gerektiğini bildirdi. Antalya Kongre Bürosu Genel Müdürü Sinan İnan da, doğru modelin yaratılması için işbirliğinin şart olduğunu vurguladı.

The right model for success in the congress market The meeting called A general look at the congress sector and destination marketing, organized by MPI Turkey and the Antalya Tourist Information Bureau, took place in Antalya. MPI Turkey president Handan Boyce, who spoke at the seminar, pointed out that congress tourism was advancing in Turkey and the country had a potential to go further, said that the number of congress and information bureaus needed to be increased for a destination to make its name heard in the congress sector. Antalya Congress Bureau General manager Sinan İnan added that cooperation was necessary in creating the right model.


ANTALYA

Aral覺k / December 2011 - Ocak / January 2012

7


30’uncu yılda 30 milyonu bulduk Turizmde 2011 yılını Antalya’da değerlendiren Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, sektördeki 30 senenin ardından Türkiye’nin ilk kez daha yılı kapamadan 30 milyon turist rakamını yakaladığını açıkladı.

K

ültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, turizm sektöründeki 30 yılın ardından Türkiye’nin 30 milyon turist rakamına ilk kez bu yıl, hem de yıl tamamlanmadan ulaştığını

8

ANTALYA

açıkladı. Turist sayısında İngiltere’nin yakalandığını, Avrupa’da Türkiye’nin önünde sadece Fransa, İtalya ve İspanya’nın kaldığını bildiren Günay, trafik kazaları ve yiyecek-içecek

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012

M

inister of Culture and Tourism Ertuğrul Günay, announced that Turkey had received 30 million tourists this year, even before the year was over. Günay, who said that

Turkey had caught up with Britain in terms of numbers and that only France, Italy and Spain was in front of Turkey, said that Turkey had paid greatly due to traffic accidents and food and


30 million in the 30th year Minister of Culture and Tourism Ertuğrul Günay, who evaluated 2011 in terms of tourism in Antalya, said that Turkey had received 30 million tourists after 30 years in the sector.

alanında yaşanan istenmeyen olaylarla Türkiye’nin bir bedel ödediğini, 2012 yılında bu konularda mazeret kabul edilmeyeceğini söyledi. Ertuğrul Günay, Antalya Mardan Palace’da düzenlenen Turizm Değerlendirme ve Danışma Kurulu toplantısında, 2011 yılını değerlendirdi. Toplantıya, Antalya Valisi Ahmet Altıparmak, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Abdurrahman Arıcı, Antalya Milletvekili Sadık Badak, Türkiye Otelciler Federasyonu Başkanı Osman Ayık ve Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği İkinci Başkanı Talha Görgülü’nün de aralarında bulunduğu 85 kamu kuruluşu ve sektör temsilcisi katıldı.

anlattı.Geçen yıl 12 ayın sonunda gelen turist sayısının 28.6 milyon olduğunu hatırlatan Günay, “Biz 28.6 milyona bu yıl 10’uncu ayın sonuçlarında ulaşmıştık. 11’inci ayın sonuçlarında 30.2 milyona ulaştık. Sanıyorum 30 yıllık bir turizm serüveninin sonunda bu yıl ilk defa 30 milyon rakamını geçeceğiz ve yılı 31-32 milyon aralığında bir yerde

beverage poisonings and that they would not accept any excuses in 2012 regarding these issues. Ertuğrul Günay evaluated 2011 during the Tourism Evaluation and Consultancy Board meeting that was held at Antalya Mardan Palace Hotel. The meeting was attended by 85 sector representatives

that included Antalya Governor Ahmet Altıparmak, Vice Minister of Culture and Tourism Abdurrahman Arıcı, Antalya MP Sadık Badak, president of the Turkish Hotels Federation Osman Ayık and TURSAB vice president Talha Görgülü. During his speech at the meeting, Minister Günay,

Bakan Günay, yaptığı konuşmada, 2009-2010 yıllarında dünyada yaşanan turizm sektöründeki düşüşe karşın, 2011 yılında dünya genelinde yüzde 4-5 artış yaşandığını, Türkiye’de ise artışın dünya genelinin iki katının da üzerinde yüzde 9.5-10 seviyesinde gerçekleştiğini ANTALYA

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012

9


bitireceğiz” dedi. Günay, bu sayının İngiltere seviyesine ulaştığını belirterek, şöyle devam etti: “Böylece Avrupa’da İngiltere ile başa baş olmaya başladık. Önümüzde Fransa, İtalya ve İspanya gibi üç ülke kaldı. Önemli bir yere geldik ve bunun hakkını vermek zorundayız. Önümüzdeki yıllarda Türkiye’yi daha sağlam, daha yüksek kaliteli ve yüksek bir yeni dünya markası haline getirmek zorundayız.’’Turist sayısındaki artışı iller bazında da değerlendiren Bakan Günay, “Bu yıl Antalya iyiydi, yüzde 12’ye yakın bir artışımız var. Hemen Türkiye’nin her yerinde bir artış var. Bu gelişmeyi; bakanlığın bu anlamdaki dikkatli çalışmasının yanı sıra, işbirliği yaptığımız bütün kamu birimlerindeki arkadaşlarımızın anlayışına ve asıl işin bütün riskini üstlenmiş olan turizm sektörünün her kesimindeki arkadaşlarımızın gayretlerine borçluyuz” dedi. 10

ANTALYA

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012

said that there was a %4-5 increase in the sector in 2011 and that the increase in Turkey was twice as much at %9, 5-10. Günay, who reminded that 28, 6 people had visited Turkey last year said, “We had reached this number at the end of the 10th month this year. We have now reached 30, 2 million at the end of the 11th month. I think that we will surpass 30 million after our 30 year journey in the sector and will finish the year somewhere between 31 and 32 million.” Günay, who said that this number was equal to Britain, added: “That brings us level with Britain. We only have France, Italy and Spain before us. We have done an amazing job. In upcoming years, we have to make Turkey a better and more valuable global brand.’’ Minister Günay, who also evaluated the increase in terms of cities, said “This year, Antalya did well; we have a %12 increase. We can see the increase in all


Gelir 24 milyar dolar

Turist sayısının yanı sıra turizm gelirlerinin de arttığını belirten Günay, “Geçen yıl dünyadaki krize rağmen gelen misafir sayısı sınırlı da olsa artarken, gelirimizde bir gerileme açıklanmıştı. Bunun üzerine uzun soluklu bir çalışma yaptık. Bu yıl misafir sayısında yüzde 9.5-10 civarında, gelirde ise yüzde 17 artış gözüküyor. Bu da bizi yılsonu itibariyle 23-24 milyar aralığında bir yere oturtacak ki, önceki yıllarla kıyaslandığı zaman ciddi bir gelir artışı sağlanmış olacak” diye konuştu. Günay, ilgili bakanlıkların da görüşünün, turizm rakamlarındaki gelirin gerçekte resmi rakamlara yansıyandan daha yukarıda olduğunu kaydetti. Günay, Avrupa’daki krizin uzun vadeli olabileceği düşüncesiyle yeni pazarlara yönelik çalışmalara da gerek bulunduğunu bildirdi.

Bakanlık yeniden yapılanacak

Yeni pazarlar, yeni tanıtımların ötesinde içeride de yapılanma konusunda yeni çalışmaların olduğunu ifade eden Günay, “Mademki, artık 30 milyonu aşan bir ülkeyiz, artık bütün yapıya yukarıdan aşağıya bir kez daha bakacağız. Bakanlık olarak kendimizi gözden geçireceğiz ve 2012 yılına artık herhangi bir mazeret üretme hakkı olmayan iddialı turizm ülkesi olarak yapmamız gereken neyse ona çalışarak geleceğiz” dedi. Günay, trafik kazaları ve yiyecek içecekle ilgili sıkıntılara değinirken, şun-

ları kaydetti: ‘’Biz bu yıl 30 milyon turisti ağırlayan ülke olmanın bazı bedellerini de ödedik. Antalya bizim çok yüzümüzü ağartıyor ama geçen yıl içinde trafik kazaları yaşadık. Zaman zaman bizim tur operatörlerimizin, seyahat acentelerimizin çalışanlarına gerekli özeni göstermemesinden kaynaklanan olaylar oldu. Yine yeme içme sektöründe sıkıntılarımız oldu. Bunları önümüzdeki yıl kontrol etmeye, sıkıntılı olaylardan kendi vizyonumuz ve görüntümüzle kurtarmaya çalışacağız. Madem Türkiye ilk 10’un içinde, dünyada 7’nci sırada, yukarıya doğru tırmanmaya çalışan bir ülkedir, artık herhangi bir mazeret, başarının yerini tutmamalıdır. Bundan sonra her alanda en mükemmelini, en iyisini yapmaya çalışacağız.”

Tanıtıma 100 milyon dolar Bakan Günay’ın açılış konuşmasıyla başlayan toplantıda, Kültür ve Turizm Bakanlığı Tanıtma Genel Müdürü Cumhur Güven Taşbaşı, 2012 yılı tanıtım faaliyetleriyle ilgili bilgi verdi. Taşbaşı en çok turist gönderen ülkelere yönelik tanıtımlara ağırlık verileceğini, ayrıca kriz nedeniyle yakın destinasyonların öneminin artmasıyla komşu ülkelere yönelik tanıtımların da artacağını söyledi. 2012 tanıtım bütçesinin 100 milyon dolar olacağını açıklayan Taşbaşı, en çok okunan dergi ve gazetelere, en çok izlenen televizyon kanallarına, alışveriş merkezi ve havalimanı gibi kalabalık açık alanlarda reklam faaliyetlerinin gerçekleşeceğini ifade etti.

Vali Altıparmak, “Gelen turistin yüzde 35’i Antalya’yı tercih ediyor’’ Turizm Değerlendirme ve Danışma Kurulu toplantısında konuşan Antalya Valisi Dr. Ahmet Altıparmak, Antalya’ya gelen turist sayısında son iki yılda yüzde 12’lik artış olduğunu belirterek, 2011 yılında 11 milyon turiste ev sahipliği yapıldığını söyledi. Bu rakamların sürdürülebilirliğinin önemine değinen Vali Dr. Altıparmak, Antalya’yı tercih eden turistler içerisinde Almanların yüzde 26’lık payla bu sene de ilk sırada olduklarını belirtti. Dr. Altıparmak, Türkiye’ye gelen turistlerin yaklaşık yüzde 35’inin Antalya’yı tercih ettiğini kaydetti. Bu yıl Avrupa’nın en iyi havalimanı seçilen Antalya Havalimanı’na 160 bin uçağın iniş yaptığını ifade eden Altıparmak, turist sayısına paralel olarak havalimanı trafiğinde de yüzde 11 oranında artış yaşandığını kaydetti. 2011 yılında 930 uçağın aynı gün içerisinde havalimanına iniş-kalkış yaptığını belirten Vali Dr. Altıparmak, bir günde en çok 72 bin 603 yolcunun havalimanından şehre girdiğini kaydetti. Yıl içerisinde Türkiye’deki toplam gecelemenin yüzde 66’sının Antalya’da gerçekleştiğinin altını çizen Dr. Altıparmak, “Göreve geldiğimiz ilk günden bu yana kaliteyi, kapasiteyi artırmak ve güvenliği temin etmek için çaba sarf ediyoruz’’ dedi. Antalya Kültür ve Turizm Dergisi’nin 10’uncu sayısının çalışmalarının devam ettiğini söyleyen Vali Dr. Altıparmak, Valilik ve İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü web sitelerinden yapılan e-dergi yayınının, dünyanın çeşitli yerlerinden 1,5 milyon tıklanma aldığını kaydetti.

Governor Altıparmak, ‘’%35 of tourist who come to Turkey prefer Antalya’’ Governor of Antalya Dr. Ahmet Altıparmak, who spoke at the meeting, pointed out that there was a %12 increase in the past two years in terms of tourist numbers in Antalya, said that the city had received 11 million tourists in 2011. Dr. Ahmet Altıparmak, who pointed out to the importance of the sustainability of these numbers, said that Germans were number one in the category with %26 this year. Dr. Altıparmak stated that %35 of tourists who come to Turkey preferred Antalya. Altıparmak, who said that 160 thousand planes had touched down in the Antalya Airport- which was named best airport in Europe-, added that an 11% increase had been spotted in air traffic parallel to increase in tourist numbers. The governor, who pointed out that 930 planes had took off and landed at the same day in 2011, added that 72, 603 passengers had entered the city via the airport at the maximum. Dr. Altıparmak, who stated that 66% of overnight stays in Turkey had taken place in Antalya during the year, said “We are trying to increase quality, capacity and safety ever since we came into office.’’ The governor, who also added that the 10th issue of the Antalya Culture and Tourism Magazine was on its way, pointed out that the e-magazine that was published on the sites of the governorship and the City Culture and Tourism Directorate, was visited by 1, 5 million single visitors from all over the world.

ANTALYA 11

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012


the cities in Turkey. We attribute this success to the careful planning of our ministry and the efforts of all those involved in the tourism sector.”

24 billion dollars in revenue

”Akdeniz’in havalimanlarına ihtiyacı var’’ Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Akdeniz’in yeni havalimanlarına ihtiyacı olduğunu belirterek, ‘’Türkiye, havalimanları konusunda önemli mesafeler aldı ama Akdeniz sahil şeridinin bu gelişmenin biraz gerisinde kaldığını söylemek belki haksızlık sayılmaz. Bu konuda mademki, toplantıyı Antalya’da yapıyoruz, Antalya’nın, Mersin’in önemli bir talebi olarak da bunu arkadaşlarımız dile getirdi” dedi. Bu arada EXPO 2016’nın Antalya’ya getirilmesinin tüm Antalyalıların başarısı olduğunu ifade eden Günay, Antalya tanıtımına destek vereceklerini bildirdi. EXPO 2016 öncesi Antalya’da bir kongre merkezi oluşturma düşüncesinin gündeme geldiğini belirten Günay, bu alanda özel sektörün de içinde olduğu bir oluşum gerçekleşirse bakanlık olarak da katkı vermeye hazır olduklarını sözlerine ekledi.

’’The Mediterranean Region needs more airports’’ Minister of Culture and Tourism Ertuğrul Günay, who stated that the Mediterranean Region needed new airports, said, ‘’Turkey has come a long way in terms of airports but it is safe to say that the Mediterranean Region hasn’t been able to keep up with this development. Our friends in Antalya and Mersin have mentioned this to me during the meeting.” Günay, who pointed out that bringing EXPO 2016 to Antalya was the success of all the locals, said that they were going to support the city in terms of advertisements regarding the subject. Günay, who added that the subject of constructing a congress center in Antalya before EXPO 2016 had come up, said that they would support the project if the sector presented a joint effort.

12

ANTALYA

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012

Günay, who also pointed out to the increase in revenues, said “Even though the number of visitors had increased last year, our revenues had not decreased. So we started working on that. This year, we had a %9, 5- 10 increases in tourists and a %17 increase in revenues. This will amount to 24 billion dollars by the end of the year, which is a serious increase compared to past seasons.” Günay also added that the income from tourism was probably much higher than it was reflected on official numbers. Günay said that they needed to focus on other markets since the economic crisis in Europe could last longer than expected.

The Ministry will be restructured

Günay, who stated that they were working towards a restructuring at the ministry along with advertisement efforts at other markets, said “Now that we are a country that receives more than 30 million tourists, we will reorganize our structure. We will re-evaluate our ministry and we will do everything in our power to better ourselves in 2012 as a strong, competitive touristic destination.”

This is what Günay said about the traffic accidents and problems with food and beverages: ‘’we paid the price as a country who hosted 30 million tourists. Antalya makes us proud in many aspects but we also had traffic accidents in the past year. There were times when our tour operators were not careful enough. We also had problems with the food and beverage sector. Next year, we will try to control these sectors and eliminate the problems with our own vision. If Turkey is 7th in the world in tourism and is trying to climb the steps, excuses can no longer be a part of the picture. From now on, we will try to be perfect in everything.”

100 million dollars for advertisement

General Manager of the Ministry of Culture and Tourism Advertisement Department Güven Taşbaşı informed the guests about the 2012 advertisement activities during the meeting. Taşbaşı said that they were going to focus on advertisements in countries that sent the most tourists and increase advertisement efforts in neighboring countries due to the global crisis. Taşbaşı, who announced the budget of 2012 as 100 million dollars, said that they were going to advertise in most popular newspapers, magazines, television stations, shopping malls and popular outdoor spots such as airports.


Bakan Günay’a fahri doktora Akdeniz Üniversitesi Senatosu, kültürel varlıkların araştırılması ve korunmasının yanında üniversitelerin kültürel araştırmalarına desteği nedeniyle Kültür ve Turizm Bakanı Günay’a fahri doktora unvanı verdi.

Minister Günay receives an honorary doctorate The Senate of the Mediterranean University awarded Minister of Culture and Tourism Günay with an honorary doctorate for his support on the research and preservation of cultural assets and research efforts of universities. Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’a, Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Senatosu tarafından kültürel varlıkların araştırılması, gün ışığına çıkarılması, korunması ve dünyaya tanıtılmasının yanı sıra üniversitelerin kültürel araştırmalarına desteği nedeniyle fahri doktora unvanı verildi. Rektör Prof. Dr. İsrafil Kurtcephe, Bakan Günay’ın 2007’den bu yana Anadolu topraklarında var olan her eseri insanlığın ortak malı olarak gördüğünü ve korunması için çalıştığını söyledi. Yurt dışına kaçırılan eserlerin Bakan Günay’ın çabasıyla Türkiye’ye kazandırıldığını belirten Prof. Dr. Kurtcephe, bu sayede yitirilen her şeyin ait olduğu topraklara kavuşacağına dair umutlarının arttığını kaydetti. Kurtcep-

he, fahri doktora unvanının Akdeniz Üniversitesi Sanat Tarihi ve Arkeoloji bölüm başkanlarının önerisiyle senato tarafından oy birliğiyle alındığını bildirdi. Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay da yaptığı konuşmada, Türkiye’nin 2000’li yılların başında arkeolojiye ayırdığı kaynağın 1,5 milyon liranın altında olduğunu, 2007 yılı sonunda görevi devraldığında rakamın 14 milyon TL civarında bulunduğunu söyledi. Günay, ‘’Geçen yıl sonunda 30 milyonu aşmıştık. Bu yıl galiba 48 milyon lirayı aşırıyoruz. Bu bir rekordur. Bu; tarihe, arkeolojiye, kültüre verilen önemin, turizmi dünya ülkelerinden, yarıştığımız ülkelerden farklı kılma gayretimizin güzel göstergelerinden bir tanesidir” dedi.

The Senate of the Mediterranean University awarded Minister of Culture and Tourism Ertuğrul Günay with an honorary doctorate for his support on the research and preservation of cultural assets and research efforts of universities.Rector Prof. Dr. İsrafil Kurtcephe said that Minister Günay had seen all the artifacts scattered around Anatolia as heritages for all mankind and worked to preserve them since 2007. Prof. Dr. Kurtcephe, who pointed out that the minister had worked to bring artifacts that were stolen back to Turkey, said that they were now hopeful that all the artifacts that were taken to foreign countries would be returned to their homeland. Kurtcephe added that the honorary doctorate title was awarded with the recommendation of

the department heads of the Art History and Archeology Faculties and the unanimous vote of the senate. During his speech at the ceremony, Minister of Culture and Tourism Ertuğrul Günay pointed out that Turkey had allocated a budget less than 1, 5 million Liras for archeology at the beginning of the 2000’s and that this number had risen to 14 million Liras at the end of 2007 when he came to office. Günay said, ‘’at the end of last year, we had surpassed 30 million. I think this year we surpassed 48 million. This is a record. This is a clear indication of the importance we are putting on history, archeology and culture and our efforts in establishing our difference from the countries that we are competing in tourism. ANTALYA 13

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012


EXPO çalışmaları resmen başladı Antalya’nın EXPO bayrağını Paris’te devralmasının ardından çalışmalara resmen başlandı. Bakan Eker, EXPO bütçesinin 75 milyon Euro olarak belirlendiğini, bunun 30 milyon Euro’luk kısmının devlet desteğiyle karşılanmasının beklendiğini bildirdi.

EXPO works officially underway After Antalya secured the bid to host EXPO in Paris, works for the big event began. Minister Eker said that the budget for EXPO was set at 75 million Euros and that 30 million Euros of it would be granted by the government.

14

ANTALYA

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012


D

ünya Botanik EXPO’su 2016 yılında Antalya’da düzenlenecek. Uluslararası Sergiler Bürosu’ndan, Botanik EXPO’sunun bayrağını Paris’te almasının ardından Antalya’ya gelen Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Aksu’daki EXPO alanında incelemelerde bulundu. EXPO 2016’nın koordinatör bakanı sıfatını da taşıyan Mehdi Eker, burada yaptığı açıklamada, “Şu andan itibaren EXPO çalışmaları resmen başlamıştır. Yaklaşık 5 yıllık süremiz var. 5 yılda bu hazırlıklarımızı tamamlayacağız” dedi. Batı Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü’ne (BATEM) ait olan yaklaşık bin dönümlük alanın, EXPO alanı olarak tahsis edildiğini bildiren

W

orld Botanic EXPO will be organized in Antalya in 2016. After securing the bid in Paris, Minister of Food, Agriculture and Live Stock Breeding Mehdi Eker conducted inspections at the EXPO area in Aksu. Mehdi Eker, who is also the coordination office of EXPO 2016, “As of now, the official works for EXPO have begun. We have about 5 years and we will finish our preparations by then” Minister Eker who pointed out that a 1000 square meter area belonging to the Western Mediterranean Agricultural Research Institute had been allocated as the EXPO ANTALYA 15

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012


Bakan Eker, “Arkadaşlarıma gerekli talimatı verdim. Alanda çok sayıda bina var. Bu binaların bir kısmı uzun süredir kullanılmıyor. Biz bu kullanılmayan binaları da ihtiyaca binaen restore edeceğiz. 5 yıl süre içerisinde alan düzenlenecek” diye konuştu. Bakan Mehdi Eker, 160 yıllık dünya EXPO tarihinde Türkiye’nin ilk kez bir EXPO’ya ev sahipliği yapacağını, bunun da Antalya’ya nasip olacağını ifade ederek, söz konusu durumun Türkiye’nin kaydettiği gelişmeyi gösterdiğini bildirdi. EXPO kanunu taslağının da tamamlanmak üzere olduğunu belirten Eker, EXPO bütçesinin 75 milyon Euro olarak belirlendiğini, bunun 30 milyon 16

ANTALYA

Euro’luk bölümünün devlet desteğiyle karşılanmasının beklendiğini söyledi. EXPO alanında ülkeler için bahçe alanları tahsis edileceğini hatırlatan Bakan Eker, “İlana çıkıldıktan sonra ülkeler gelip kendi kültürlerinin bir parçası olan, çiçek ve çocuk temasında kendi tasavvurları neyse onlarla ilgili bahçeler oluşturacaklar. Bu bahçeler fuar sonrası da cazibe merkezi olacak. Sadece fuar döneminde milyonlarca ziyaretçinin sağlayacağı gelir değil, yapılacak olan yatırımlar Antalya ilinin gelişmesine büyük katkı sağlayacak.” dedi. Expo’ya 100 ülkenin ve 30 büyük kuruluşun katılımı öngörülüyor.

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012

area, added, “I gave my co-workers the necessary instructions. There are many buildings in the area and most of them haven’t been used in a long time. We will restore those buildings and get the area ready in 5 years” Minister Mehdi Eker stated that Turkey was going to host an EXPO for the first time and that this showed the development of the country. Eker, who added that the EXPO law was nearly finished and that the budget for the event had been determined as 75 million Euros. Eker also pointed out that 30 million Euros of the budget was going to be granted by the government.

Minister Eker, who reminded that they were going to allocate lands during EXPO for the gardens of other countries, said “During the organization, other countries will get the chance to establish their own gardens with their own themes. These gardens will be attraction points after the organization. The revenue from EXPO and investments that will be established in accordance with the organization will greatly contribute to the development of Antalya.” It is expected that 100 counties and 30 big companies will attend EXPO.


Yıllık Tatil Geleneği Years Tradition of Hospitality

www.baruthotels.com

ANTALYA 17

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012


“Türkiye’nin potansiyeline güveniyoruz’’ Dünya turizm sektörünün gözü Antalya’daki Resort Turizm Kongresi’ndeydi. Avrupa pazarının yüzde 40’ını temsil eden TUI ve REWE’nin yöneticilerinin de yer aldığı turizmciler, sektörün geleceğini tartıştı.

“We believe in Turkey’s potential’’ The eye of the world tourism sector was at the Resort Tourism Congress in Antalya. Representatives of the sector, which included authorities from TUI and REWE- which represent 40% of the European market-, discussed the future of the tourism industry.

R

esort Turizm Kongresi, Antalya Divan Talya Convention Center’da gerçekleşti. Kongreye Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Antalya Valisi Ahmet Altıparmak, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) Başkanı Mevlüt Çavuşoğlu, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Abdurrahman Arıcı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşarı Özgür Özaslan 18

ANTALYA

katıldı. AK Parti Antalya Milletvekili Menderes Türel, TUI AG Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Michael Frenzel ve REWE Touristik CEO’su Sören Hartmann’ın da hazır bulunduğu kongrede, dünya seyahat endüstrisinin önemli isimleri yer aldı. Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, kongrede yaptığı konuşmada, “Bizim demokrasi anlayışımız da aynı siz tu-

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012

R

esort Tourism Congress took place at the Antalya Divan Talya Convention Center. The congress was attended by Minister of EU and Chief Negotiator Egemen Bağış, Governor of Antalya Ahmet Altıparmak, AKPM President Mevlüt Çavuşoğlu, Vice Minister of Culture and Tourism Abdurrahman Arıcı, Undersecretary of Culture and Tourism Özgür Özaslan, AK Party Antalya MP Menderes

Türel, TUI AG Chairman Dr. Michael Frenzel and REWE Touristic CEO Sören Hartmann. During his speech, Minister of EU and Chief Negotiator Egemen Bağış, said, “Our notion of democracy is based on the all-included system just like you, our country’s tourism professionals. Just like in tourism, we are trying to offer all the opportunities to our citizens


Sururi ÇORABATIR - Egemen BAĞIŞ

rizmciler gibi ‘her şey dahil’ üzerine kurulu. Turizmde olduğu gibi demokraside de milletimize bütün fırsatları aynı paket içerisinde sunmaya çalışıyoruz” dedi. Bağış, Türkiye’nin dünyaya açılan kapısı olduğunu ifade ettiği Antalya’nın, dünya üzerinde yeşil ve maviyi, tarih ve tabiatı, kültür ve coğrafyayı en güzel buluşturan şehirlerin başında geldiğini belirtti. Antalya Valisi Dr. Ahmet Altıparmak, Türkiye’nin büyümesinde ve gelişmesinde Antalya’nın önemli bir rol üstlendiğini belirtirken, kentin resort turizmi dışında kültürel alanlarda potansiyelini tam olarak değerlendiremediğini ifade etti. Vali Dr. Altıparmak, “’Antalya’da 24 turizm merkezi ve alanı, 5 milli park, 7 yaban hayatını koruma alanı, 153 ören yeri bulunuyor. Kentimizde antik tiyatro ve mağara, binlerce tarihi eserin yer aldığı müzeler, Avrupa’nın en büyük ve en modern havalimanı, eşsiz hizmet kalitesi, misafirperverlik ile ortak yaşama kültürünün yerleşmiş olması, bizi rakiplerimiz karşısında güçlü kılıyor’’ dedi.

2015’de 44 milyon turist

Toplantı için Antalya’ya özel uçağıyla gelen TUI AG Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Michael Frenzel ise yılda 2.1 milyon müşteri getirdikleri Türkiye’nin, çok önemli merkezlerden biri olduğunu vurguladı. Türkiye’nin potansiyeline güvendiklerini belirten Frenzel, “Türkiye 2011 yılında yaklaşık 32 milyon turist ağırladı. 2015 yılında sayının 44 milyona ulaşılacağını düşünüyorum. Ben, bizim de desteğimizle Türkiye’nin bu potansiyeline inanıyorum” diye konuştu. 2011 yılında Türkiye’ye gelen turistlerin ülkeler dağılımında Almanya’nın yüzde 15 ile zirvede, Rusya’nın yüzde 13 ile ikinci sırada olduğunu hatırlatan Frenzel, 2015 yılında Almanya ve Rusya’nın yüzde 15 payla zirveyi paylaşacağına inandığını söyledi. Frenzel, müşterilere yönelik yapılan anket çalışmalarıyla ilgili sonuçları da paylaştığı konuşmasında, Türkiye’nin en büyük avantajının faydamaliyet dengesi olduğunu bildirdi. Frenzel, “Bu konuda çok dikkatli olmalıyız. Fiyat konusu çok önemli. Türkiye ayrıca kültürel

Michael FRENZEL

in one big package when it comes to democracy.” Bağış added that Antalya, Turkey’s gateway to the word, was one of the cities that beautifully combined nature, culture and geography. Governor of Antalya Dr. Ahmet Altıparmak, who spoke at the convention, pointed out that Antalya had a big role in the development and growth of Turkish tourism but said that the city’s cultural potential wasn’t fully being compared to resort tourism. Dr. Altıparmak said, “’There are 24 tourism centers, 5 national parks, 7 wildlife preservation sites and 153 excursion sites in Antalya. Our antique theatre and caves, museums which host thousands of years of history, the most modern airport in Europe, unmatched service quality, hospitability and the culture of harmonious living conditions have make us stronger than our rivals.’’

44 million tourists in 2015

TUI AG Chairman Dr. Michael Frenzel, who came to Antalya for the conven-

tion via his private plane, pointed out that Turkey was one of the most important destinations in the world. Frenzel, who said that they believed in Turkey’s potential, said “Turkey has received nearly 32 million tourists in 2011. I believe that this number will reach 44 million in 2015. I, with our support, believe Turkey truly has this potential.” Frenzel, who reminded that Germany was number one in tourists hosted by Turkey with 15% and Russia was second with 13%, said that he believed that in 2015, Germany and Russia would share the number one spot with 15%. Frenzel, during his speech where he shared the results of the survey they conducted on customer satisfaction, said that Turkey’s biggest advantage was the balance between pricing and service quality. Frenzel said, “we need to be very careful about this. Pricing is very important. Turkey also has an advantage when it comes to cultural values and natural assets” Frenzel, who pointed out that Turkey had scored mediocre when it came to hospitability, fine food and ANTALYA 19

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012


Su Kemerleri - Serik

değerler ve doğal güzellikler konusunda avantajlı” dedi. Yapılan ankete göre, Türkiye’nin konukseverlik, iyi gıda, yüksek hizmet standartlarında orta, sürdürebilir çevre özellikleri, eğlence, kişisel güvenlik konularında ise düşük seviyede olduğunu ifade eden Frenzel, özellikle çevre konusunun önemine işaret etti.

Otel dışı harcamalar artırılmalı

Türkiye’nin turizmde önemli sorunlarından biri olarak otel dışı harcamanın düşüklüğünü gösteren Frenzel, “Otel dışı turistlerin harcaması Türkiye’de düşük. 771 dolar kişi başı harcama. Bu İspanya’da 997, İtalya’da 889. Bölgenin çekiciliği üzerine çalışılması gerekiyor. Özellikle otellerin çevresine cazibe merkezlerinin yapılması çok önemli” dedi. Frenzel, Türkiye’nin 2023 vizyonunun da önemine dikkat çekerek, “2023 yılı projesinde, turizm alanında da çok önemli bir program ortaya konuldu. Çok önemli konulara parmak basılıyor. 20

ANTALYA

Müşteri beklentilerindeki değişiklikler de göz önüne alınmalı. Farklı alanlara talepler olacaktır” diye konuştu. Türkiye’de otellerle franchising anlaşması yapmak istediklerini bildiren Frenzel, otel ortakları aradıklarını, doluluk garantisi verdiklerini söyledi.

Maldivler’den sonra ikinciyiz

REWE Touristik CEO’su Soren Hartmann ise Türkiye’nin özellikle hizmet kalitesinde rakiplerinden ayrıldığını vurguladı. Yapılan araştırmaya göre, Türkiye’nin Maldivler’in ardından en yüksek müşteri memnuniyetine sahip olduğunu açıklayan Hartmann, “Yani Türkiye, müşteri memnuniyetinde birçokları için gerçekleşmeyen rüya olan Maldivler’i yakaladı. Türkiye, rakipleri İspanya, Yunanistan, Mısır’a bu anlamda fark attı” dedi. Turistler için fiyat-hizmet dengesinin önemine vurgu yapan Hartmann, Türkiye’nin bu alanda avantajlı olduğunu söyledi.

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012

high quality services and low on sustainable environment, entertainment and personal safety, stressed the importance of environmental issues.

Expenses outside hotels must be increased

Frenzel, who pointed out to low spending outside of hotels as an important problem in Turkish tourism, said “Tourists don’t spend much money outside their hotels in Turkey. Expenditure is 771 dollars per person. This number is 997 in Spain and 889 in Italy. You need to work on the attractiveness of the area. It is especially important that you turn the vicinity of the hotels into attraction points.” Frenzel, who also pointed out to the importance of Turkey’s 2023 vision said, “Many important programs were laid out within the contents of the 2023 project. Many important subjects are being addressed. You must take into account the

changes in customer expectation. There will be different demands” Frenzel, who said that they wanted to construct franchising deals with the hotels in Turkey and that they were looking for partners.

Second after the Maldives

REWE Touristic CEO Sören Hartmann said that Turkey stood apart from its competitors especially when it came to service quality. Hartmann, who said that Turkey was second after the Maldives in terms of service quality according to a recent survey, added “So, Turkey has caught up with the Maldives, a place that is envied by most for its services. Turkey is well ahead of its competitors Spain, Greece and Egypt in this category.” Hartmann, who also mentioned the importance of the balance between pricing and service for tourists, said that Turkey had an advantage in this area.


ANTALYA 21

Aral覺k / December 2011 - Ocak / January 2012


Turizmciler Travel Turkey İzmir’de buluştu İZFAŞ, Hannover Messe International İstanbul ve Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği tarafından organize edilen Travel Turkey 2011 Fuarı, 19 ülkeden 600 katılımcı ile 50’den fazla ilin temsilcilerine ev sahipliği yaptı.

Tourism professionals met at Travel Turkey İzmir Travel Turkey 2011, which was jointly organized by İZFAŞ, Hannover Messe International İstanbul and the Turkish Travel Agencies Association, hosted 600 participants from 10 countries and the representatives of over 50 cities in Turkey.

B

22

ANTALYA

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012

T

u yıl 5’inci kez İZFAŞ, Hannover Messe İstanbul ve Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB) tarafından organize edilen Travel Turkey İzmir Fuar ve Konferansı, 8-11 Aralık 2011 tarihlerinde İzmir Kültürpark Fuar Alanı’nda gerçekleştirildi.

r avel Turkey Izmir, which was organized for the 5th time this year by İZFAŞ, Hannover Messe İstanbul and the Turkish Travel Agencies Association (TÜRSAB), took place on December 8-11, 2011 at the İzmir Kültürpark Fair Area.

Fuar, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ile Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış tarafından açıldı. Turizm sektörünün buluştuğu Travel Turkey, 19 ülkeden 600’ün üzerinde katılımcı ile 50’den fazla ile ev sahipliği yaptı. Hollanda’nın partner, Yunanistan’ın onur konuğu ülke, Kütahya’nın partner il olduğu Travel Turkey İzmir’e; Çin, Endonezya, Fransa ve Slovenya ise ilk kez katıldı.

The fair was opened by Minister of Culture and Tourism Ertuğrul Günay and the Minister of European Union and Chief Negotiator Egemen Bağış. Travel Turkey, which was the meeting place of tourism professionals, hosted 600 participants from 10 countries and the representatives of over 50 cities in Turkey. During Travel Turkey Izmir, where the Netherlands was the partner country, Greece


Travel Turkey İzmir’in açılışında konuşan Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, turizmin bir barış projesi olduğunu ifade ederek, “Bu sadece bir İzmir fuarı değil, İzmir merkezli bir Ege ve Türkiye fuarı’’ dedi. Bakan Günay, dünyadaki ekonomik olumsuzluklara rağmen Türkiye’nin turizmde yükselişini sürdürdüğünü kaydetti. Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış ise, AB üyeliğindeki en büyük engelin önyargılar olduğunu, bunun ancak turizm sektörünün katkılarıyla çözülebileceğini söyledi. Bağış, “Turistlerin yüzde 99’u memnun ayrılırsa bu turizmcilerin eseridir. Türkiye rüzgarı Avrupa’da da kendisini hissettiriyor. Biz Mevlana anlayışıyla ‘Gel ne olursan ol yine gel’ derken, Avrupa ‘Git ne olursan ol yine git’ diyor. Bu akıl tutulmasından çıkmasında ona yardımcı olacağız’’ diye konuştu. Kültürpark’taki İzmir Uluslararası Fuar Alanı’nda dört holde gerçekleşen fuarda, kentler ve ülkeler turizm değerlerini sergiledi. Travel Turkey, geçen yıl gelen başarının ardından bu yıl daha kapsamlı organizasyonu ve uluslararası ziyaretçilerin yoğunluğu ile öne çıktı.

Fuara renk kattı

4 gün süren fuarın en dikkat çekici stantlarından biri RK Renkli Kalem Medya Grubu’na aitti. Firmanın

Alsancak Kıbrıs Şehitleri Caddesi üzerinde yer alan ve eski bir Rum evi olan ofisinin minyatürünü stant olarak hazırlayan Renkli Kalem Medya Grubu, Travel Turkey 2011’e ayrı bir renk kattı. Antalya ve İzmir başta olmak üzere, Manisa, Aydın, Balıkesir, Muğla ve Nevşehir illerinin Valilik ve Kültür Turizm Müdürlükleri adına hazırladıkları kültür ve turizm dergileriyle büyük beğeni toplayan Renkli Kalem Medya Grubu’nun standı fuar ziyaretçilerinden yoğun ilgi gördü. Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay da Renkli Kalem Medya Grubu’nun konukları arasında yer aldı. İzmir Valisi Cahit Kıraç ve İzmir Kültür Turizm İl Müdürü Abdülaziz Ediz ile birlikte firmanın standını ziyaret eden Bakan Günay, Renkli Kalem Medya Grubu Başkanı Özer Kestane’den dergiler hakkında bilgi aldı. Günay, Özer Kestane ve ekibine çalışmalarında başarılar diledi.

was the honored guest and Kütahya was the partner city, China, Indonesia, France and Slovenia were first time participants. Minister of Culture and Tourism Ertuğrul Günay, who spoke at the opening ceremony, said that tourism was a peace project and added, “this is not just a fair in Izmir, it is an Aegean and Turkish fair based in Izmir.’’ Minister Günay also added that Turkey continued its success in tourism despite the global economic crisis. Minister of European Union and Chief Negotiator Egemen Bağış pointed out that prejudices were the main obstacle in Turkey’s EU membership and that this could only be solved with the help of the tourism sector. Bağış said, “If 99% of tourists are leaving our country happy, this is the success of tourism professionals. Turkey is making a name for itself in Europe. While we are inviting everyone to our country, Europe is

insisting on keeping us out. But we will help them overcome this irrational fear.” During the fair which occupied four large halls at the International Fair area in Kültürpark, cities and countries advertised their touristic values. Travel Turkey attracted more attention this year with its expansive organization and the number of international visitors.

Shined at the fair

One of the most stunning stands during the 4 day fair belonged to RK Renkli Kalem Media Group. The group, which set up its stand as a miniature version of its offices in Alsancak Kıbrıs Şehitleri Street- an old Greek house-, jazzed up the fair. The unusual stand of the group, which produces the popular culture and tourism city magazines of Antalya, İzmir, Manisa, Aydın, Balıkesir, Muğla and Nevşehir, was a big hit with the visitors. Minister of Culture and Tourism Ertuğrul Günay was one of the people to visit the stand of RK Renkli Kalem Media Group. Ertuğrul Günay, who visited the stand with the Governor of İzmir Cahit Kıraç and İzmir Culture and Tourism Director Abdülaziz Ediz, received information from Group President Özer Kestane regarding the magazines. Günay wished Özer Kestane and his team luck in their future endeavors. ANTALYA 23

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012


Kaliteyi yönetenler ödüllerini aldı Bu yıl ikincisi gerçekleştirilen Quality Management 2011 töreninde ödüller sahiplerini buldu. Kültür Ve Turizm Bakan Yardımcısı Arıcı, kalite ve yatırımların arttığını kaydetti.

Quality managers received their awards Managers received their awards at Quality Management 2011, which was organized for the second time this year. Vice Minister of Culture and Tourism Arıcı said that quality and investments had increased.

24

ANTALYA

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012


P

rofesyonelOtel Yöneticileri Derneği’nin (POYD) resmi yayını olan GM Turizm ve Yönetim Dergisi tarafından Türk turizmine katma değer sağlamak amacıyla bu yıl ikincisi gerçekleştirilen ‘Quality Management 2011’ ödülleri sahiplerini buldu. The Marmara Otel’de düzenlenen törene, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Abdurrahman Arıcı,Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşarı Özgür Özaslan, Antalya Vali Yardımcısı Halil Serdar Cevheroğlu,İl Kültür ve Turizm Müdürü İbrahim Acar, POYD Başkanı Adnan Özsoy ile Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği Başkanı Sururi Çorabatır ve davetliler katıldı. Törende Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’a da özel ödül verildi. Heykeltıraş Ertuğ Atlı’nın yaptığı Herakles’in minyatür heykelini, Bakan Günay adına Bakan Yardımcısı Arıcı aldı. Gecenin açılışında konuşan POYD Başkanı Özsoy, Quality Management 2011

ödüllerinin Türkiye turizm endüstrisinde kaliteyi yönetmenin önemini vurgulamak amacıyla 2010 yılından bu yana düzenlendiğini belirterek, bunun uluslararası nitelik kazanmasının hedeflendiğini kaydetti. Özsoy, “Çağımız gerçeklerini kavramış, kurumsallaşma ve markalaşma sürecinde önemli mesafe kaydetmiş hotel, grup, yatırımcı, bölge, tur operatörü, acente, taşeron hizmetler zincirindeki kişi, kurum ve özel teşebbüsleri takdir ve teşvik hedefinde olan QM ödülleri, sektörün oylayarak belirlediği rol modellerine bu vesileyle teşekkür etmek üzere gündeme geldi” dedi. Antalya Vali Yardımcısı Halil Serdar Cevheroğlu ise turizmin gelişmesinde bürokratların olduğu kadar turizmcilerin de katkı sunduğunu bildirdi.

Hedef odaklı stratejik çalışma

Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Abdurrahman

M

anagers received their awards at Quality Management 2011, organized by GM Tourism and Management magazine- the official publication of the Professional Hotel Managers Association- during a ceremony that was organized for the second time this year to add value to Turkish tourism. The ceremony, held at The Marmara Hotel, was attended by Vice Minister of Culture and Tourism Abdurrahman Arıcı, Undersecretary of the Ministry of Culture and Tourism Özgür Özaslan, Antalya Assistant Governor Halil Serdar Cevheroğlu, City Culture and Tourism Director İbrahim Acar, POYD President Adnan Özsoy, Sururi Çorabatır, the president of the Mediterranean Touristic Hotels and Managers Association and guests. During the ceremony, Minister of Culture and Tourism Ertuğrul Günay was given a special award. Vice Minister Arıcı received the award on behalf of the Minister, which

was a miniature statue of Heracles done by sculptor Ertuğ Atlı. During the opening speech, POYD president Özsoy pointed out that the Quality Management awards were being handed out since 2010 to emphasize quality management in the Turkish tourism industry and said that they were aiming to carry the scope of the awards to an international level. Özsoy said, “The awards, which are given to honor and motivate successful hotels, groups, investors, regions, tour operators, agencies and all related sectors, came about to congratulate these role models who were chosen by votes from the sector.” Antalya assistant governor Halil Serdar Cevheroğlu added that touristic employees were contributing as much as the bureaucrats in the development of tourism.

Target focused strategic works

Vice Minister of Culture and Tourism Abdurrahman ANTALYA 25

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012


Ödül sahipleri

Arıcı, POYD’a kalite yönetimini vurgulamak amacıyla düzenlediği tören için teşekkür etti. Turizmin yatırım ve iş hacmini geliştirdiğini, yeni istihdam alanları açtığını, bölgeyi sosyal ve kültürel anlamda beslediğini dile getiren Arıcı, 10 yıl öncesine nazaran Türkiye’ye gelen turist sayısının 3 kat arttığını ifade etti. Turizmdeki bu başarının hedef odaklı stratejik çalışmayla ilgili olduğunu anlatan Arıcı, “Turizm sektörünün tüm bileşenleri ile gerçekleştirdiği işbirliği, bu başarıyı sağlayan etkenlerden birisi oldu. Ülkemizin sunduğu bu olanakları sürdürülebilir kılmak için çalışmalar devam ediyor. Turizm teşvik kanunu, yatırım ve kredi teşvikleri, arazi tahsisleri gerçekleştirildi. Ülkemizin dünya turizmindeki rekabet gücünü artırmak için çalışmalar yapıldı” dedi. Arıcı, turistin evine mutlu dönmesinin her türlü tanıtımdan daha önemli olduğunu kaydetti. 26

ANTALYA

Arıcı thanked POYD for the ceremony that accentuated the importance of quality management. Arıcı, who pointed out that tourism developed investments and work volume, created new jobs and developed the region economically and culturally, added that Turkey was receiving three times more tourists than it did 10 years ago. Arıcı, who attributed the success in tourism to target focused strategic works, said “The fact that all the parties in the industry worked together was one of the main factors for this success. Works are underway to establish sustainable tourism. The tourism promotion regulation, investment and credit promotions and land allocations are completed. We have realized works to increase he competitive power of Turkey in the tourism sector.” Arıcı said that the most effective advertisement was tourists returning happy to their countries.

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012

Gecede 12 dalda toplam 28 kategoride ödüller verildi. Dış kaynak destek hizmetleri dalında çamaşır yıkamada Özgörkey, kat hizmetlerinde ABM Group, insan kaynaklarında kariyer.net, güvenlik hizmetlerinde Securitas Güvenlik, eğlencede ise Seans Organizasyon ödül aldı.Havayolu şirketleri için kalite yönetimi ödülü ise Türk Hava Yolları’nın oldu. Turizm yatırımlarını destekleyen bankalar için kalite ödülü Garanti Bankası’na verildi. Tur operatörleri ve acenteler için kalite yönetimi ödülü ise 12 ayrı kategoride sahiplerini buldu. Kongre ve tanıtım acentelerinde Figür Kongre, spor acentelerinde Aquasun Turizm, Ortadoğu pazarı tur operatörlerinde SummerTours, Balkan pazarında Tez Tour, Baltık pazarında Akay Tour, İskandinav ülkeleri ve Finlandiya pazarında TUİ, İngiliz pazarında Thomas Cook, iç pazar tatil internet sitelerinde tatilsepeti.com, iç pazar tur operatörlerinde ETS Tur, İncoming acentelerde Kayı Tur, BDT pazarında Tez Tour, Alman pazarında ise TUİ ödüle layık görüldü. Alternatif turizm çeşidi ve bölgesi için kalite yönetimi ödülü Belek Golf’e, Yeşil oteller için kalite yönetim ödülü Calista LuxuryResort’e, turizim yatırımcıları için kalite yönetimi ödülü Crystal Grup’a, zincir oteller için kalite yönetimi ödülü Crystal Grup’a, otel idaresi kalite yönetim ödülü Resort Ege, Rixos Premium, Resort Akdeniz ve Adam&Eve’e verildi. Kalite yönetimi özel ödülü kişi bazında Talha Görgülü’nün, bölge bazında ise Seferihisar’ın oldu.

Winners Awards were given in 28 different categories under 12 themes. Özgörkey received the award for best laundry service in the foreign resource support services category, ABM Group for floor services, kariyer.net in human resources, Securitas for security services, and Seans Organization received the award in the entertainment category. Turkish Airlines got the quality award in the airline category. Garanti Bank got the award for banks that supported tourism investments. The quality management awards for tour operators and agencies were given out in 12 categories. Figür Kongre received the award for congress and advertisement tourism, Aquasun Turizm in sports agencies, Summer Tours in the Middle East markets, Tez Tour in the Balkan market, Akay Tour in the Baltic market, TUI in the Scandinavian market and Finland, Thomas Cook in the British market, tatilsepeti.com in inland tourism internet web sites category, ETS Tour in the inland market tour operators category, Kayı Tur in the incoming agencies category, in the BDT market Tez Tour and TUI was awarded for its works in the German market. The award for alternative tourism diversity and quality management within the region was presented to Belek Golf, quality management for green hotels to Calista Luxury Resort, quality management award for touristic investments to Crystal Group- which also received the award for quality management of chain hotels- quality management in hotel administration to Resort Ege, Rixos Premium, Resort Akdeniz and Adam&Eve Hotel. Individually, Talha Görgülü received the quality management special award and in the region’s category, the award went to Seferihisar.


ANTALYA 27

Aral覺k / December 2011 - Ocak / January 2012


Dr. Ahmet ALTIPARMAK Antalya Valisi

“Amiral gemiye kaptan bulundu’’ Kamu ve özel sektörün tanıtım için harcadığı kaynakların daha rasyonel kullanımı amacıyla kurulan Antalya Tanıtım AŞ, kentin tanıtımını tek elden gerçekleştirecek.

“A captain is found for the admiral ship’’ Antalya Advertisement SA, which was established to better use the resources provided by the public and private sector for advertisement, will realize the advertisement of the city from a single source.

K

amunun ve özel sektörün tanıtım için harcadığı kaynakların daha rasyonel ve verimli kullanılması amacıyla kurulan Antalya Tanıtım AŞ’nin ConcordeHotel’de düzenlenen toplantısı, kanaat önderlerini ve turizm camiasını bir araya getirdi. Toplantıya, Turizm Bakanlığı Müsteşarı Özgür Özaslan, Antalya Valisi Dr Ahmet Altıparmak, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Prof Dr Mustafa Akaydın ile sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve çok sayıda turizmci katıldı. Toplantıda yaptığı konuşmada, Antalya’nın turizm 28

ANTALYA

alanında kaydettiği ivmeyi çok yakından gözlemlediğini ifade eden Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşarı Özgür Özaslan, Türkiye’nin turizm sektöründe birinci ligde oynamasına karşın hala önemli eksikliklerinin bulunduğunu belirtti. Antalya’nın sektörde Türkiye’nin amiral gemisi olduğunu ifade eden Özaslan, şunları kaydetti: “Bu gemiye bir kaptan lazımdı. İşte kurulan Antalya Tanıtım AŞ tam da bu görevi görecek. Bu şirket, bir bütünlük içinde yürütülemeyen Antalya’nın tanıtımını daha profesyonelce ve tek çatı

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012

T

he meeting of Antalya Advertisement SA, which was established to better use the resources provided by the public and private sector for advertisement, was held at the Concorde Hotel and united opinion leaders and the tourism sector. The meeting was attended by Undersecretary of the Ministry of Culture and Tourism Özgür Özaslan, the governor of Antalya Dr Ahmet Altıparmak, Antalya Metropolitan Municipality Chief Magistrate Prof Dr Mustafa Akaydın, representatives of NGOs and many people from the tourism

sector. Undersecretary of the Ministry of Culture and Tourism Özgür Özaslan who spoke at the meeting said that he was closely observing the development of tourism in Antalya said that there were important deficiencies in the tourism sector although Turkey was one of the top players in the industry. Özaslan who pointed out that Antalya was the admiral ship of Turkey in the tourism sector, said: “This ship needed a captain and the newly established Antalya Advertisement SA is going to be this captain. This company will undertake the


altında yapacak. Türkiye turizminden söz ederken mütevazı olmaya gerek yok. Yurt dışında herkes, başta İstanbul ve Antalya olmak üzere Türkiye’den övgüyle bahsediyor. Bu, bizim turizmde ne kadar büyük bir yol aldığımızı gösteriyor. Ancak rehavete kapılamamak gerekiyor. Turizmimiz büyüdükçe sorumluluklarımız da artıyor.’’

“Bugün Antalya’nın özel ve güzel bir günü’’

Antalya Valisi Dr. Ahmet Altıparmak ise kentin tanıtımı ve pazarlaması noktasında stratejik planının olmadığını belirterek, Antalya’nın bir marka olduğunu, ancak bu markanın iyi sunulamadığını ifade etti. Vali Dr. Altıparmak, “Antalya’nın bir yol haritası yok, stratejimiz iyi değil. Antalya’nın en büyük pazarları olan Rusya ve Almanya gibi ülkelere dair pazar araştırmalarımız yok. Bu insanlar şu anda buraya

Çetin Osman BUDAK ATSO Başkanı

geliyor ama gelecekte ne olacak, nasıl bir tutum alacaklar bunları bilmiyoruz. Tanıtım alanında ise bir dağınıklık söz konusuydu. İşte kurulan şirket, bu işleri yapacak” diye konuştu. Antalya Tanıtım AŞ’nin ortak akılla çalışarak gelen başarının somut bir örneği olduğunu ifade eden Vali Dr Ahmet Altıparmak, “Bugün Antalya’nın özel ve güzel bir günü. Bu şirket Antalyamıza çok şey katacak. Antalya zaten kendi doğal kaynaklarıyla bize sunulanın ötesinde

advertisement of Antalya in a more professional manner and the works will be established by a single source. We don’t need to be humble when talking about Turkish tourism. Everyone speaks very highly of Istanbul and Antalya and the whole of Turkey abroad. This shows how much we have grown in terms of tourism. But we can’t slack off. Our responsibility grows as tourism develops.’’

“This is a beautiful and special day for Antalya’’

Governor of Antalya Dr. Ahmet Altıparmak pointed out that there was a lack of strategic planning in the advertisement and marketing of the city and added that although Antalya was a brand city, it wasn’t duly advertised. Dr. Altıparmak said, “Antalya doesn’t have a road map, our strategy is not good. We don’t even have market researches in countries such as Russia and Germany, which are our biggest markets. These people are coming here now but we don’t know what’s going to happen tomorrow or in the future. There is a chaos in terms of advertising. This company will take care of all of this” Governor Dr Ahmet Altıparmak who pointed out that the company was the concrete example success by a united force, added: “This is a beautiful and special day for Antalya. This company will contribute greatly to Antalya. Antalya is ANTALYA 29

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012


Saat Kulesi

yatırımcının, turizmcinin kattığı değerlerle marka bir kent” dedi. Antalya’nın tanıtımının tek çatı altında toplanmasından duyduğu memnuniyeti dile getiren Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın ise “Turizmin başkentiyiz diyorduk. Ancak rakip ülkelerin tanıtım faaliyetlerini gördükçe kıskanıyordum. Bu yeni oluşum ile çok sağlıklı ve etkili tanıtım yapmamız mümkün olacak. Rüyalarımız gerçek oluyor. Antalya mevcut dağınık tanıtım yapısından kurtulacak” diye konuştu.

Şirketin gelirlerinden kar payı yok

Kurulan şirketi çok zorlu görevlerin beklediğini belirten Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı ve Antalya Tanıtım AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Osman Budak da, elde edilen gelirlerden ortaklara kar payı dağıtılmayacağını söyledi. Budak, Antalya Tanıtım AŞ’nin özel bir şirket olmasına 30

ANTALYA

rağmen kamu hizmeti vereceğini belirterek, kamu-özel sektör işbirliği ile oluşturulan bu şirketi zorlu görevlerin beklediğini kaydetti. Budak, son derece profesyonel bir kadroya sahip olduklarını, bu kadro ile dağınık durumda olan Antalya’nın tanıtımını tek çatı altında toplayacaklarını ifade etti. AKTOB Başkanı Sururi Çorabatır ise 500 binin üzerinde yatak kapasitesine sahip Antalya’nın, 2011 yılı itibariyle 11 milyon turist ağırladığını bildirdi. Çorabatır, “Antalya Tanıtım AŞ, Antalya’yı sadece Türkiye’nin değil, aynı zamanda Akdeniz çanağının turizm başkenti yapacak bir girişim. Bunu başarmak için Antalyalılar olarak hedeflerimizi, bütçelerimizi ve gücümüzü birleştirdik. Kurduğumuz bu yapılanma, Türkiye’de bir ilk olma özelliğini taşıyor ve diğer bölgelere de örnek olacaktır” dedi.

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012

already a brand city with its natural resources in addition to contributions from investors and touristic facilities.” Antalya Metropolitan Municipality Chief Magistrate Prof Dr Mustafa Akaydın, who said that he was pleased that the advertisement of the city was going to be handled by a single source, added “We call ourselves the capital city of tourism but I used to be envious when I saw the advertisements of our rivals. It will be possible for us to conduct healthier and more efficient advertisements through this company. Our dreams are coming true.”

The company will not receive profits from the revenues

ATSO president and the chairman of the board of Antalya Advertisement SA Çetin Osman Budak said that the partners will not be receiving share of profits from revenues. Budak, who pointed out the company

would provide a public service although it was a private equity, said that difficult works awaited the company which was jointly established by the public and private sector. Budak added that they had a very professional staff and that with the help of this expert team they were going to undertake the advertisement works of Antalya under one roof. AKTOB president Sururi Çorabatır pointed out that Antalya- which has over 500 thousand beds- had received 11 million tourists in 2011. Çorabatır said, “Antalya Advertisement SA is a company that will not only make Antalya but the whole region the capital of tourism in the Mediterranean. We, as the people of Antalya, have united our goals, budgets and strengths to make this happen. This company is a first in Turkey and I believe that it will be an example for the other regions”


Türkiye’nin Türk Telekom

ANTALYA 31

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012

Türkiye’nin en değerli markası


Dünyanın en büyük 2’nci turizm fuarında

Antalya tanıtımı Antalya Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğünün imtiyaz sahibi olduğu Antalya Kültür ve Turizm Dergisi, Londra’da düzenlenen World Travel Market’te tanıtıldı.

Antalya was advertised at the world’s second biggest tourism fair The Antalya Culture and Tourism Magazine, owned by the Governorship of Antalya City Culture and Tourism Directorate, was advertised at World Travel Market that took place in London.

32

ANTALYA

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012


İ

ngiltere’nin başkenti Londra’da 5 bini aşkın turizm profesyonelini buluşturan dünyanın en büyük 2’inci turizm fuarı World Travel Market, 7-10 Kasım 2011 tarihlerinde düzenlendi. 197 ülkenin firmalarının katıldığı Exel’deki fuarda, yaklaşık bin metrekare ile en büyük standı Kültür ve Turizm Bakanlığı aldı. Tanıtma Genel Müdürü Cumhur Güven Taşbaşı’nın hazır bulunduğu fuarda, Türkiye’den 60 şirket ve sivil kuruluş, destinasyon tanıtımında bulundu. Fuarda, kentlerin yöneticileri de yer aldı.

W

orld Travel Market, the world’s second biggest tourism fair, took place on November 7-10, 2011 in London. During the fair in Exel where 197 countries participated, the largest stand belonged to the Ministry of Culture and Tourism with almost 1000 square meters. During the fair, which was also attended by Advertising General Manager Cumhur Güven Taşbaşı, 60 companies and civic institutions from Turkey advertised their destinations.

The fair was also attended by the local authorities of cities. Representatives from the tourism sector and local authorities from boroughs and towns were also present at the fair. The fair was a big success for Antalya.

containing the English version of back issues, sponsored by the Western Mediterranean Development Agency. The pages of our magazine, which are both in Turkish and English, were reviewed by tourism professionals.

In addition, the 8th issue of the Antalya Culture and Tourism Magazine, owned by the Governorship of Antalya City Culture and Tourism Directorate, was presented at the stand along with 5000 CDs

The producer of the Antalya Culture and Tourism Magazine Özer Kestane, the president of Renkli Kalem Media Group, was also at the fair for the advertisement of the magazine.

Antalya’nın il ve ilçelerinin tanıtımlarının yapıldığı WTM’ye, turizm sektöründe hizmet veren kuruluşların temsilcileri ile ilçelerden ve kentten yetkililer katıldı. Fuarın, Antalya için başarılı geçtiği bildirildi. Bu arada Antalya Kültür ve Turizm Müdürlüğünün imtiyaz sahibi olduğu Antalya Kültür ve Turizm Dergisi’nin 8. sayısı stantlarda yerini alırken, bugüne kadar basılan sayılara ait, Batı Akdeniz Kalkınma Ajansı sponsorluğunda İngilizce dilinde hazırlanan 5 bin adet CD’nin dağıtımı yapıldı. Dergimizin Türkçenin yanında İngilizce olarak da basılan sayfaları, dünyanın birçok ülkesinden gelen turizmciler tarafından incelendi. Antalya Kültür ve Turizm Dergisi’nin yapımcısı Renkli Kalem Medya Grubu Başkanı Özer Kestane, derginin tanıtımı ve dağıtımı amacıyla fuaırdayer aldı.

ANTALYA 33

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012


Expo Center’de iki ayda üç fuar düzenlenecek Three fairs will take place in two months at the Expo Center

A

ntalya’nın tek fuar alanı Expo Center, Ocak ve Şubat aylarında üç fuara ev sahipliği yapacak. 23. Anfaş Hotel Equipment Fuarı ile başlayacak olan fuarlar dizisini, ANFAŞ BEVEX İçecek İhtisas Fuarı ve 19. Uluslararası Anfaş Food Product takip edecek.

Türkiye’nin tek İçecek İhtisas Fuarı ANFAŞ BEVEX’e 02 – 04 Şubat 2012 tarihleri arasında ev sahipliği yapacak olan Expo Center, Türkiye içecek ve yurtdışından Türk pazarına girmeyi hedefleyen firmaların tüm ürünlerini tanıtımına ev sahipliği yapacak.

18 – 21 Ocak 2012 tarihleri arasında Antalya Expo Center da açılacak olan 23. Anfaş Hotel Equipment Fuarı’nın bu yıl 34 bin ziyaretçi hedeflediğini söyleyen Anfaş Fuarcılık Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Çalık, fuarın her sene ortalama 2 milyar dolar ticaret hacmi yarattığın söyledi. Bu yıl 24 ülkenin turizm bakanlarını da fuara davet ettiklerini belirten Çalık, başta Balkan ülkeleri olmak üzere komşu ülkelerden birçok ziyaretçinin fuara katılacağını söyledi.

15 – 18 Şubat 2012 tarihleri arasında düzenlenecek 19. Uluslararası Anfaş Food Product Fuarı’na 400 katılımcı firma ve 45 bin ziyaretçi bekleniyor.

34

ANTALYA

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012

A

ntalya’s only fair area Expo Center, will host three fairs during January and February. The events will start with the 23rd Anfaş Hotel Equipment Fair and will continue with the ANFAŞ BEVEX Professional Beverage Fair and the 19th International Anfaş Food Product Fair. Anfaş Chairman Mustafa Çalık, who stated that they were expecting 34 thousand visitors to the 23rd Anfaş Hotel Equipment Fair which

will take place at Antalya Expo Center on January 18 – 21, 2012, said that the fair created a trade volume of approximately 2 billion dollars each year. Çalık, who pointed out that they had invited the ministers of tourism of 24 different countries this year, added that many guests from foreign countries, especially from the Balkans, would be visiting the fair. Expo Center, which will be hosting ANFAŞ BEVEX, Turkey’s only professional beverage fair, on February 2-4, 2012, will be where Turkish beverage companies and foreign firms who are targeting the Turkish market will display their products. 400 companies and over 45 thousand visitors are expected to attend the fair which will take place on February 15 – 18, 2012.


ANTALYA 35

Aral覺k / December 2011 - Ocak / January 2012


Mavi Yaşam / Blue Life

Dünya denizleri Antalya’ya taşınacak Temeli törenle atılan Antalya Aquarium, 5 milyon litre su kapasitesi, farklı balık çeşitliliği, 131 metrelik tüneli ve berrak suyu ile dünya sahnesine çıkacak

The seas of the world will be carried to Antalya Antalya Aquarium, which the foundations were laid after a ceremony, will be a global phenomenon with its 5 million liter water capacity, fish diversity, 131 meter tunnel and crystal clear waters. 36

ANTALYA

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012


the culture and education of children. I wish that this project bring joy and good luck to our country and city”

Underwater decoration to be completed by Italian sculptor

A

ntalya Büyükşehir Belediyesinin, Arapsuyu Olbia Kanyonu’nda yap-işlet-devret modeliyle gerçekleştireceği Antalya Aquarium, alanında dünyanın ve Avrupa’nın en önemlilerinden birisi olacak. Ziyaretçilerin keyifli vakit geçirebileceği ve sualtı dünyası hakkında detaylı bilgi alabileceği, dünya standartlarında bir kompleks iddiasını taşıyacak Antalya Aquarium tamamlandığında, turizm başkenti Antalya’nın simgelerinden biri haline gelecek.

Akaydın, “Bu bölge mevcut Kanyon projesi. Yapacağımız Tiyatro Okulu ve Müzesi, Dinozor Parkı projeleriyle de turistler için cazibe alanı olacak. 80 milyon liralık yatırım bedelli Antalya Aquarium Projesi, benim belediye başkanlığım dönemindeki en büyük 2 yatırımdan biri. Bu proje turizmin yanı sıra Antalyalı çocukların eğitim ve kültürüne de büyük katkı sağlayacak. Antalyamıza renk katacak kompleksimizin ülkemize ve kentimize hayırlı olmasını diliyorum” dedi.

Antalya Aquarium’un temeli, düzenlenen törenle atıldı. Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Mustafa Akaydın, törende yaptığı konuşmada, Antalya Aquarium’un kentin yeni cazibe merkezlerinden biri olacağını belirterek, projenin turizm başkenti Antalya’ya büyük katkı sağlayacağını söyledi.

Sualtı dekorasyonu İtalyan heykeltıraştan

Antalya’nın turizmde cazibe merkezleri alanındaki eksikliklerini gidermeye çalıştıklarını ifade eden Başkan

Kompleksin yapımını üstlenen ve devamında 25 yıl süreyle işletmesini yürütecek olan Antalya Akvaryum Şirketi’nin yetkililerinden İrfan Demirok, akvaryum kompleksinde bütün detayların titizlikle tasarlandığını, her anlamda dünya standartlarında örnek teşkil edeceğini vurguladı. Akvaryumun sualtı dekorasyonuyla ilgili İtalyan heykeltıraş Benedetti ile anlaşıldığını, ünlü heykeltıraşın bu

T

h e Antalya Aquarium, which will be built by the Metropolitan Municipality of Antalya and managed by a private company in the Olbia Canyon, will be one of the biggest aquariums in Europe and the world. When the structure is complete, it will be one of the symbols of Antalya where visitors can have a good time and learn about sea world. The foundation of the Antalya Aquarium was laid after a ceremony. During the speech he gave at the ceremony, Antalya Chief Magistrate Prof. Dr. Mustafa Akaydın said that the aquarium would become the city’s new attraction point and contribute greatly to Antalya, the capital city of tourism. Akaydın, who pointed out that they were trying to diversify tourism in the city said, “This area is the place where the Canyon project is being realized. With the Drama School and Museum and the Dino park project, it will be an attraction point for tourists. The 80 million dollar Antalya Aquarium project is the second biggest investment during my time at office. This project will also contribute to

İrfan Demirok, one of the managers of the Antalya Aquarium Company which will manage the aquarium for 25 years, said that all the details in the aquarium were designed meticulously and would be an example for the world with all its aspects. Demirok, who added that they commissioned Italian sculptor Benedetti for underwater decoration and stressed that the artist was very excited about being involved in the project, added that the production of the pieces that were going to be used in the decoration had started in South Africa in October.

Europe’s longest underwater tunnel

Demirok, who pointed out that the giant aquarium that was designed in a 12 thousand square meter indoor area had become one of the most prestigious projects in the world, added: “Europe’s longest underwater tunnel at 131 meters will be inside Europe’s second largest aquarium tank that has 5 million liters of water capacity. It will also include the world’s clearest water and most diverse fish collection in the world. Another surprise at the Antalya Aquarium is that there will be a cafeteria and restaurant that will have real snow and will only be visited by wearing body temperature regulating clothes inside a 1500 square meter indoor area. The area will be called “the cold world” and people will have the chance to visit the Igloo Village and the house of Santa Clause. The aquarium, which will feature a specially designed space ANTALYA 37

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012


Grafik

projede yer almaktan büyük heyecan duyduğunu belirten Demirok, sualtı dekorasyonlarının üretimine Ekim ayında Güney Afrika’da başlandığını kaydetti.

Avrupa’nın en uzun sualtı tüneli

12 bin metrekare kapalı alanda tasarlanan dev akvaryumun dünyanın en prestijli projesi haline geldiğini belirten Demirok, şöyle konuştu: “5 milyon litre su kapasiteli Avrupa’nın en büyük 2’nci akvaryum tankının içerisinde 131 metrelik uzunluğuyla Avrupa’nın en uzun akvaryum tüneli yer alacak. Ayrıca dünyanın en berrak suyuna ve en farklı balık çeşitliliğine sahip akvaryumu olacak. Antalya 38

ANTALYA

Aquarium’da yer alacak bir diğer sürpriz ise bin 500 metrekarelik kapalı alanda, içerisinde gerçek kar yağan ve özel ısı dengeleyici kıyafetler giyilerek ziyaret edilebilecek kafe ve restoranların bulunması. İsteyenlerin kızağa binerek veya kardan adam yaparak vakit geçirebilecekleri İglo Köyü ve Noel Baba’nın evinin de yer alacağı ‘Soğuk Dünya’ olacak.” Köpekbalıkları için özel tasarlanmış akvaryum, tankıyla birlikte ziyaretçileri adeta sualtının sihirli dünyasında keşfe çıkaracak Antalya Aquarium’da, dünya denizleri, okyanuslar, Türkiye denizleri, nehirleri, gölleri olacak. Zehirli türler

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012

ve denizanaları gibi 36 farklı temada akvaryum tankı bulunacak. Dünyanın en berrak akvaryum suyu, Antalya Aquarium’da olacak. Bu konuda Alman Sanders firmasıyla anlaşma yapıldı. Antalya Aquarium’da balık dokunma havuzları, dalgıçlık okulu, restoran, fastfood, kafeler, 5D sinema salonu, bin metrekarelik özel sualtı dünyası konseptli çocuk oyun ve eğlence alanı, paintball ve sergi alanları da yer alacak. Binlerce tür, on binlerce balık ve sualtı canlısının bulunacağı Antalya Aquarium’da; vatoz ve köpekbalıklarıyla yüzme imkânı sağlayacak akvaryum yüzme havuzu da olacak.

for sharks, will also have the seas of the world, and the lakes, rivers and seas of Turkey. There will be 36 different themed tanks including poisonous species and jellyfish. The world’s clearest waters will be at the Antalya Aquarium and this will be provided by German firm Sanders. The aquarium will also have fish interaction tanks, diving school, restaurant, fast food joints, cafes, a 5D movie theatre, a 1000 square meter underwater themed children’s playground, paintball and exhibition areas. In the Antalya Aquarium, which will host thousands of species of fish and underwater creatures, guests will have the chance to swim with stingrays and sharks in a private pool.


ANTALYA 39

Aral覺k / December 2011 - Ocak / January 2012


Kaleiçi’ni yeni haritayla keşfedin Büyükşehir Belediyesi, Antalya’nın önemli tarihi yerlerinden Kaleiçi’nin yerli ve yabancı turistler tarafından daha kolay gezilebilmesi amacıyla Kaleiçi ve Çevresi Kültür Turizm Haritası hazırlattı.

Discover Kaleiçi with a new map The Metropolitan Municipality commissioned a new map called the Cultural and Touristic Map of Kaleiçi and Its Vicinity so that local and foreign tourists can tour Antalya’s historical district Kaleiçi easily.

A

ntalya Büyükşehir Belediyesi Kent Müzesi, kentin 2 bin yılı aşan yerleşimine tanıklık eden Kaleiçi ve yakın çevresinde bulunan başlıca kültür ve doğa varlıklarını tespit ederek, Kaleiçi ve Çevresi Kültür Turizm Haritası hazırlattı. Haritada 51 kültür ve doğa varlığı belirlenerek, yapılar hakkında kısa bir bilgi notu hazırlandı. Çalışma kapsamında Kaleiçi’ni gezmek ve tanımak isteyenler için ‘Uzun Tur’, ‘Kısa Tur’, ‘Roma-Bizans Turu’ ve ‘Selçuklu Osmanlı Turu’ adıyla ayrıntıları verilen 4 tur tanımlanarak, yerli ve yabancı misafirlere Kaleiçi’ni yakından tanıma fırsatı sunuldu. Haritanın oluşturulmasında Büyükşehir Belediyesi İmar ve Şehircilik Dairesi’nin hazırladığı ortofoto ve fotogrametrik sayısal harita temel altlık olarak kullanıldı. Kaleiçi haritasının hazırlanmasıyla Antalya şehir merkezini ziyaret eden turistlerin Kaleiçi’ni gezmesi kolaylaştı.

ye Başkanı Prof. Dr. Mustafa Akaydın, Antalya kent merkezinin çok önemli bir kültürel mirası barındırdığını belirterek, şunları kaydetti: “Antalya Kent Müzesi’nin hazırladığı bu harita, kentimizde kültür turizmine önemli bir katkı anlamına gelmektedir. Antalyalı hemşerilerimi, bu haritayı kullanarak, Kaleiçi’ni yeniden keşfetmeye davet ediyorum. Kaleiçi ve Çevresi Kültür Turizm Haritası’nın kent merkezine daha çok turistin çekilmesine ve kentlilerin yakın zaman öncesine kadar tüm Antalya demek olan Kaleiçi’ni bir kültür buluşma alanı olarak kullanabilmesine büyük yarar sağlayacağını umuyorum.’’

Önemli katkı sağlayacak Antalya Büyükşehir Beledi40

ANTALYA

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012

T

he Antalya Metropolitan Municipality’s City Museum prepared a map called the Cultural and Touristic Map of Kaleiçi and Its Vicinity after determining the prominent cultural and natural assets in and around Kaleiçi. 51 cultural and natural assets are included on the map that is accompanied by short information notes. 4 different routes were categorized as ‘long tour’, ‘short tour’, ‘RomanByzantine tour’ and

‘Seljuk-Ottoman tour’, giving visitors a chance to get to know the real Kaleiçi. The map was based on the ortophoto and photogrammetric numerical map designed by the Municipality’s Roads and Utilities Department. With this map, it is now easier for tourists to tour Kaleiçi.

A great contribution

Antalya Metropolitan Municipality Chief Magistrate Prof. Dr. Mustafa Akaydın said that the city center of Antalya harbored a very important cultural heritage and added: “This map which was designed by the Antalya City Museum will contribute greatly to the culture tourism in our city. I urge the locals to use this map and rediscover Kaleiçi. I hope that this map will draw more tourists to the center of the city and make Kaleiçi a meeting spot for cultural activities.’’


ANTALYA 41

Aral覺k / December 2011 - Ocak / January 2012


Turizm anlaşmasında son aşamaya gelindi Güney Afrika Turizm Bakan Yardımcısı Xasa, 2003 yılında iki ülke arasında imzalanan turizm anlaşmasını aktif hale getirmek üzere çalışıldığını bildirdi

The last step in the tourism agreement South Africa’s Vice Minister of Tourism Xasa said that they were working on activating the tourism agreement signed by the two countries in 2003

Belek’te yapılan Uluslararası Golf Fuarı için Antalya’da bulunan Güney Afrika Turizm Bakan Yardımcısı Tokizile Xasa, Güney Afrika Cumhuriyeti Büyükelçisi Tebogo Seokolo ile birlikte Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Çetin Osman Budak’ı ziyaret etti. Ziyarette, İl Kültür ve Turizm Müdürü İbrahim Acar, TÜROFED Başkanı Ahmet Barut, ATSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Güray Parlak ve 42

ANTALYA

Sayman Üye Levent Yiğiter de hazır bulundu. Konuk Turizm Bakan Yardımcısı Xasa, burada yaptığı konuşmada, Güney Afrika’nın 2010 yılında “En iyi golf destinasyonu” ödülünü aldığını belirtti. Ülkesinde 500 golf sahası bulunduğunu, 2020 yılına kadar dünyada ilk 20 ülke içinde olmayı hedeflediklerini ifade eden Xasa, 2003 yılında iki ülke arasında imzalanan bir

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012

Tokizile Xasa, Vice Minister of Culture and Tourism of South Africa, who was in Belek for the International Golf Fair, visited Çetin Osman Budak, the president of the Antalya Chamber of Industry and Commerce with Ambassador Tebogo Seokolo. City Culture and Tourism Director İbrahim Acar, TÜROFED president Ahmet Barut, ATSO chairman Güray Parlak and member Levent Yiğiter was

also present during the visit. Xasa, who spoke during the visit, said that South Africa was chosen as the best golfing destination in 2010. Xasa, who added that there were 500 golf courses in his country and that they were aiming to be one of the top 20 countries in the world in terms of golfing by 2020, added that there was an agreement signed by both countries in 2003 regarding tourism and works were


turizm anlaşması olduğunu, bunu aktif hale getirmek üzere çalışmaların son aşamaya geldiğini kaydetti. Türkiye ile Güney Afrika arasında işbirliği imkânlarını geliştirerek, ortak projeler üretmek istediklerini belirten Büyükelçi Seokolo ise, özellikle otel yönetimi ve nitelikli turizm personeli konusunda eksiklerinin olduğunu, bu konuda Antalya’nın tecrübelerinden yararlanmak istediklerini söyledi. Seokolo, turizm anlaşması yeniden aktif hale gelirse, otel yöneticileri ve eğiticilerin eğitimi ve benzeri konularda değişim programları başlatabileceklerini sözlerine ekledi. ATSO Başkanı Çetin Osman Budak, Antalya ekonomisi, kentin turizm altyapısı ve ATSO’nun çalışmaları hakkında bilgi verdi. Güney Afrika’nın önemli bir turizm potansiyeli olduğunu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde yapılan ziyarette, özellikle kentsel peyzaj anlamında ülkenin doğru işler yaptığını gördüğünü belirten Budak, “İlişkilerin geliştirilmesi adına biz elimizden gelen desteği vermeye hazırız” dedi.

pointed out that South Africa had a huge tourism potential and that he especially liked the landscaping works during his trip to the country with Prime Minister Recep Tayyip Erdoğan, said “We are ready to do all we can for the development of relations between two countries.”

Kültür ve Turizm İl Müdürü İbrahim Acar da, Antalya’nın Türkiye’nin turizm başkenti olduğunu vurguladı. Türkiye’nin turizmde tesis ve hizmet kalitesi yönünden dünya standartlarında bulunduğunu belirten Acar, Antalya bölgesinde şu anda 15 olan golf sahası sayısının önümüzdeki 4-5 yılda 50’ye yükselmesinin öngörüldüğünü bildirdi. TÜROFED Başkanı Ahmet Barut ise Türkiye’nin dünya turizminde ilk 10 ülke arasında yer aldığını, önümüzdeki 10 yılda ziyaretçi sayısı ve turizm gelirinin ikiye katlanmasını öngördüklerini ifade ederek, Antalya’nın mevcut turizm altyapısı ve yetişmiş insan gücü ile Türkiye’nin en önemli marka kentlerinden biri olduğunu söyledi.

almost finished to activate the agreement. Ambassador Seokolo, who pointed out that they were hoping to develop relationships and joint projects with Turkey, stressed that they had deficiencies in hotel management and qualified tourism personnel and said that they were looking to learn from Antalya’s experiences. Seokolo added that if the tourism agreement were activated, they could start exchange programs regarding hotel management and personnel training. ATSO President Çetin Osman Budak gave his foreign guests information about the economy, tourism infrastructure of Antalya and the works of ATSO. Budak, who

City Culture and Tourism Director İbrahim Acar stressed that Antalya was the capital city of tourism in Turkey. Acar, who pointed out that the touristic facilities and services in Turkey were in accordance with world standards, said that there were currently 15 golf course in Turkey and that they were planning to raise that number to 50 in the next 4-5 years. TÜROFED President Ahmet Barut said that Turkey was one of the top ten countries in the world in terms of tourism and that they expecting to double tourist numbers and revenues in the next 10 years. He also added that Antalya was one of the most important brand cities in Turkey with its existing tourism infrastructure and quality personnel. ANTALYA 43

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012


Armin VİELHABER

“Fiyatları daha fazla düşürmeyin’’ Türkiye’yi İspanya ve İtalya ile karşılaştıran imaj araştırmasını açıklayan Vielhaber, Türkiye’nin en güçlü yönünün fiyat-hizmet dengesi olduğunu vurguladı ve uyardı: “Fiyat düşerse kalite de düşecektir.’’

“Don’t lower your prices further’’ Vielhaber, while explaining his image research were he compared Turkey to Spain and Italy, said that Turkey’s strongest aspect was the balance between price and service and warned: “if the prices drop, so will quality.’’

A

lman Seyahat Pazarı Araştırma Merkezi Başkanı Armin Vielhaber, Resort Turizm Kongresi’nde Antalya’nın imaj değeriyle ilgili araştırmayı ilk kez açıkladı.Vielhaber’in açıklamasına göre, 8 bin Alman ile görüşmenin yapıldığı araştırmada, 20 konu başlığında Türkiye ile Akdeniz çanağındaki büyük rakipleri İspanya ve İtalya karşılaştırıldı. Araştırmada, Türkiye ve Antalya’nın rakiplerine göre en büyük avantajı fiyat-hizmet dengesi olarak belirlendi. Türkiye’nin 44

ANTALYA

A

rmin Vielhaber, the president of the German Travel Market Research Center, announced the results of the research pertaining to the image of Antalya for the first time during the Resort Tourism Congress. In Vielhaber’s research- which involved 8000 GermansTurkey was compared to its rivals in the Mediterranean, Spain and Italy. In the research, Turkey’s biggest advantage was stated as its price-service balance. Beautiful panorama, interesting city, child-friendly holiday,

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012

alluring local cuisine, healthy environment, personal safety, hiking and bicycle routes were categories that Turkey fell behind. Vielhaber, who stated that Turkey had surpassed its rivals in the price-service quality category, added that Spain was the first in issues such as warm climate and cultural activities and Italy had a better image when it came to interesting city, local cuisine, swimming and water sports. Armin Vielhaber, who pointed out that the price-

service quality balance was a defining factor for holiday choices, added that Turkey needed to be careful about that subject. Vielhaber said, “Tourists are looking for better services by paying the same amount. As there is a fierce competition, prices may drop. But this is very dangerous. Because when prices drop, inevitably the quality of services will drop. The customer will notice that. This will result in a great prestige loss for Turkey. You may need to realize new investments to regain that prestige.”


Tatil dönüşü Türkiye imajı yükseliyor

Belek

rakipleri karşısında çok geride kaldığı konular ise güzel manzara, ilginç şehir, çocuklar için uygun tatil, cazip yerel mutfak, sağlıklı çevre, kişisel güvenlik, yürüyüş ve bisiklete binme olanakları oldu. Türkiye’nin fiyat-hizmet dengesinde rakiplerinden önde olduğunu bildiren Vielhaber, İspanya’nın sıcak iklim ve kültürel etkinlikler konularında fark yarattığını, İtalya’nın ise ilginç şehir, yerel mutfak, yüzme ve su sporları konularında daha yüksek imaja sahip bulunduğunu vurguladı. Fiyat-hizmet dengesinin tatil tercihinde belirleyici bir unsur olduğuna dikkat çeken Armin Vielhaber, bu konuda dikkatli olunması gerektiğini söyledi. Vielhaber, “Turistler aynı paraya daha iyi hizmet arayışı içinde. Rekabet de söz konusu olduğu için fiyatların düşmesi söz konusu olabilir. Ama bu tehlikeli. Çünkü fiyat düştüğü zaman, ister istemez kalite de düşecektir. Müşteri bunu fark edecektir. Bu, Türkiye’nin en güçlü olduğu alanda, büyük bir prestij kaybına neden olur. Yeniden aynı prestiji kazan-

mak için büyük yatırımlar yapılması gerekebilir” dedi.

Alman pazarında ikinci sıradayız

Vielhaber, 2010 yılında 7.6 milyon Alman’ın geldiği İspanya’nın yüzde 14 ile Alman turistlerin ilk tercihi olduğunu hatırlattı. Türkiye’nin 4.2 milyon ve yüzde 8 payla ikinci sırada yer aldığını belirten Vielhaber, İtalya’nın ise 4 milyon Alman turisti çekerek üçüncü sıraya yerleştiğini söyledi. 2011-2013 yılları arasında Türkiye’nin 16.4 milyon Alman turist çekme potansiyelinin bulunduğunu ifade eden Vielhaber, bu sayının 6.6 milyonunun rakipler İspanya ve İtalya ile ortak potansiyeli oluşturduğunu kaydetti. Armin Vielhaber, bu nedenle ülke imajının daha önemli bir hale geldiğinin altını çizdi. Vielhaber, çevre bilincinin hızla yükseldiğini hatırlatarak, özellikle bu konuya önem verilmesi gerektiğini söyledi. Vielhaber ayrıca, Almanya’da büyük pazarı olan yürüyüş ve bisiklet alanlarında da Türkiye’nin ve Antalya’nın kendisini geliştirmesi gerektiğini sözlerine ekledi.

We are 2nd in the German market

Vielhaber stated that in 2010, Spain was number one in the German market with 145 share and 7, 6 million German visitors. Vielhaber, who said that Turkey was second with 7% share and 4, 2 million tourists, added that Italy was third with 4 million German tourists. Vielhaber, who said that Turkey had a potential to attract 16, 4 million German tourists between the years 2011 and 2013, added 6, 6 million of this number presented a shared potential for our rivals Spain and Italy. Armin Vielhaber said that this was the reason that the image of Turkey was more important than ever. Vielhaber, who reminded everyone of the growing consciousness for the environment, said that this was an issue that needed to be taken into account. Vielhaber also added that walking and bicycle courses, which were an important part of the German market, needed to be developed in Turkey and Antalya.

Araştırmada öne çıkan bir başka sonucu ise Türkiye’de 2010 yılında tatil yapan Almanların, diğer yurttaşlarına oranla çok daha olumlu düşünmesi oluşturdu. Buna göre, 2010 yılında tatil yapan Almanlar için Türkiye, su sporları, yüzme imkanları ve servis konularında rakiplerini geride bırakıyor. Ayrıca tatil deneyimi yeni olan Almanlar, Türkiye’yi çocuklar ve yetişkinler için uygun tatil, misafirperver insanlar, kültürel etkinlikler konularında İspanya ve İtalya kadar iyi buluyor

Turkey’s image heightens after vacations Another result that the research yielded was that German who has vacationed in Turkey in 2010, returned happier to their country compared to citizens that had vacationed in other countries. According to this, Germans who spent their holidays in Turkey in 2010 think that Turkey was better than its rivals in terms of water sports, swimming and quality services. In addition, Germans who have just finished their vacations in Turkey think that the country is as good as Spain and Italy when it comes to child and adult friendly holidays, hospitable people and cultural activities.

ANTALYA 45

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012


“Yürü Kaleiçi’ne gidelim” Tarihini bilmediği bir kentin bugününü, sokakları üzerinden yolculuğa çıkarak öğrenmeye çalışmak, hayal dünyasını zorlar. Bir sokaktan diğerine nasıl ulaşılacağını bilemezsiniz, o eski sokakları anlatan o eski insanlar olmadığı müddetçe.

“Let’s go to Kaleiçi” Trying to learn the history of a city by walking through its streets is tough on the imagination. You wouldn’t know how to get to a street from another; unless there are people who will tell you about its past.

Yazı/Article: Hamit SEÇİL Fotoğraf/ Photograph: Ertuğrul Yılmaz Arşivi, Hamit SEÇİL

46

ANTALYA

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012


Erdinç KORKUTUR - Ertuğrul YÜCEL Aralık 2011 Evlerinin önü

E

ski bir fotoğraf, insanoğlunu bugününden koparır ve yaşamış olmadığı zamanları hayal etmesine kapı aralar. Tarihini bilmediği bir kentin bugününü,sokakları üzerinden yolculuğa çıkarak öğrenmeye çalışmak, insanın hayal dünyasını zorlayan bir aktivitedir. Bir sokaktan diğerine nasıl ulaşılacağını bilemezsiniz, o eski sokakları anlatan o eski insanlar olmadığı müddetçe. Çok değil bundan 50 yıl evvel bugünkü Cumhuriyet Meydanı’nda top oynayan Erdinç Korkutur (1942) ve halen Kaleiçi’nde yaşayan Ertuğrul Yılmaz’la (1949) o eski fotoğraflar üzerindeki eski sokaklarda kaybolduk. Sabah erkenden Ertuğrul Yılmaz’ın Elmalı Mahallesi’ndeki fotoğrafçı dükkânına vardığımda, vakit tam zamanıydı. Çaylar söylendi ve hiç zaman yitirmeden arka odadaki arşiv, masanın üzerine yatırıldı. Heyecanlandım ama gizlemeyi de ihmal etmedim. Kalın bir defterdi. Fotoğraflar muntazam bir şekilde sayfalara yapıştırılmış, hangi

döneme ait oldukları da altlarına yazılmıştı. İlk fotoğrafa boş gözlerle baktım. Hiçbir yere benzetemedim. Yüksek kale surları bugün kentin çoğu yerinde kalmamıştı. Benden ses çıkmayınca Erdinç Korkutur konuştu: “Tophane Meydanı’ndan iç kaleye giriş burası. Çocukken buralarda top oynardık.” Surlar yoktu artık, Tophane Meydanı Cumhuriyet Meydanı olarak biliniyordu. Şehrin en işlek yerinde kaybolduktan sonra, biraz utandım kendimden. Günün 10 saati boyunca baktığım manzarayı çıkartamam kimin suçuydu acaba? Babasından öğrendiği mesleği fotoğrafçılığı uzun yıllar sürdüren Ertuğrul Yılmaz, 1965’ten buyana Antalya’ya dair fotoğrafları arşivliyor. 1850 yılında Girit’ten göç eden Türklerin fotoğrafı, arşivindeki en eski fotoğraf olma özeliğini taşırken, şehrin çeşitli yerlerine ait arşivinde toplam 300 kare bulunuyor. Fotoğraf arşivciliğinin bir “heves” olduğunu söyleyen Yılmaz, “Çocukluğumun

A

Not long ago, only 50 years, we got lost inside old streets thanks to pictures provided by Erdinç Korkutur (1942) and Ertuğrul Yılmaz who still lives in Kaleiçi, who used to play football on Cumhuriyet Square.

scribbled underneath. I just stared blankly at the first picture. I couldn’t recognize the place. The high city walls today were almost nonexistent. When I fell silent, Erdinç Korkutur spoke: “This is the entrance to the inner castle from Tophane Square. We used to play football here when we were kids.” There were no walls today and Tophane Square is known as Cumhuriyet Square. I got a little embarrassed after I got lost in the busiest streets of the city. Who was to blame for my missing the area which I looked at 10 hours each day?

When I got to Ertuğrul Yılmaz’s photograph shop in Elmalı Quarter early in the morning, I was right on the mark. We ordered some tea and immediately the archive that was in the back room was scattered on the table. I got excited but managed not to show my enthusiasm. It was a thick book. The pictures were carefully glued to the book and their date was

Ertuğrul Yılmaz, who continues to be a photographer for many years-a trade he learned from his father- is archiving the photographs of Antalya since 1965. While the picture that depicts the Turks that have emigrated from Crete in 1850 is the oldest picture in his collection, there are a total of 300 photos taken at different parts of the city. Yılmaz, who

n old photograph takes you down memory lane and opens the door to a time he hasn’t experienced. Trying to learn the history of a city by walking through its streets is tough on the imagination. You wouldn’t know how to get to a street from another; unless there are people who will tell you about its past.

ANTALYA 47

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012


Antalyası artık kalmadı. Plansız şehirleşme her yeri beton yığınına dönüştürdü. Kale surları artık yok” diyor. Çaylarımızı bitirdikten sonra yüzümdeki anlayamamak ifadesinden olsa gerek Erdinç Korkutur, “Bu böyle olmaz. Yürü Kaleiçi’ne gidelim” dedi. Benim Cumhuriyet Meydanım onların ise Tophane Meydanı’na geçip, bir zamanlar Antalya Müzesi olan Yivli Minare Camisi’nin yanından tarihi mahalleye girdik. Cami önündeki meydan, yapılan son restorasyon çalışmalarının ardından gün yüzüne çıkartılmıştı. Bölgenin eski haline getirildiğini söyleyen Yılmaz, heyecanlı adımlarla önden yürümeye devam etti. İzmirli Ali Efendi sokağına girdiğimizde Korkutur da, Yılmaz da ansızın durakladı. Belki de ilk çocukluklarına dönmüşlerdi. İkisi de aynı anda “Burası bizim sokağımız’’diyerek, halen Yılmaz’ın oturduğu evi gösterdiler. Evin önünde poz verirken,”Biz bu mahallenin çocuğuyuz’’ gururu yüzlerine yansımıştı. 1980’li yıllar öncesinde turizmin henüz yeni başladığı dönemde Kaleiçi, Antalya’nın en elit mahallelerinden birisiymiş. Turizmle birlikte mahallelerinden göç eden Antalyalıların evleri yavaş yavaş sektöre hizmet vermeye başlamış.

Antalya Lisesi ve Atatürk Caddesi - 1930

Üç Kap

ılar - 1

When we entered İzmirli Ali Efendi Street, both Korkutur and Yılmaz stopped abruptly. Maybe they were reliving their childhoods. They both said “this is our street” at the same time and showed the house of Yılmaz, where he still resides. When they were posing in front of the house, I could see the pride on their faces.

930

Kaleiçi, during the 80’s when tourism first started in the region, used to be one of the most elite neighborhoods in Antalya. The houses of locals become servicing the sector when they left to go to suburbs after tourism started. Yılmaz, who says that there are only a handful of homes in Kaleiçi today, adds, “80% of the houses in Kaleiçi have exchanged hands. Kaleiçi is now a touristic center. People from all over the world are coming to see

Yat Limanı

Artık Kaleiçi’ndeki konut sayısının bir elin parmağını geçmeyecek kadar az olduğunu söyleyen Yılmaz, “Kaleiçi’ndeki evlerin yüzde 80’i el değiştirmiş durumda. Kaleiçi artık bir turizm merkezi oldu. Dünyanın her yerinden insanlar mahallemizi görmeye geliyor. Yaz sezonunda Kaleiçi 24 saat yaşıyor. Ses çok oluyor 48

ANTALYA

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012

points out that photograph archiving is a passing desire, says, “The Antalya of my childhood no longer exists. Unplanned urbanization has turned everything into a pile of concrete. The city walls no longer stand,” After we finish our tea, Erdinç Korkutur understands our dilemma and says, “This is not the way to do it. Let’s go to Kaleiçi” We pass by Cumhuriyet SquareTophane Square to themand enter the historical neighborhood right next to Yivli Minare Mosque, which was once the Antalya Museum. The square in front of the mosque was unearthed after latest restorations. Yılmaz, who said that the area had been returned to its original state, continued walking in front of us with utter excitement.

Hıdırlık

Kulesi

- 1940


ANTALYA 49

Aral覺k / December 2011 - Ocak / January 2012


Mermerli’denYat Limanı - 1960

anlayacağınız. Burada yaşamak eskiye nazaran daha zor” diyor. İzmirli Ali Efendi Sokak’tan yol boyu Kırk Merdiven’e doğru yürümeye devam ettik. Naneci Amca’nın evinin önünden geçerken Korkutur ansızın durdu ve “Çöktü amcam her yer” diyerek iç geçirdi. Son bir yıldır Kaleiçi’ne gelmemişti hiç.Naneci Amca’nın evi de satılmış, restore ediliyordu. Kırk Merdiven’e geldiğimizde adımlarımız yavaşladı. Erdinç Korkutur, yeniden anlatmaya koyuldu:”Çocukken limana inmemiz yasaktı. O dönem liman çok hareketliydi. Ailelerimiz başımıza bir şey gelebilir endişesiyle limana inmememizi söylerlerdi.” Kaleiçi’ni dar sokakları boyunca yürürken, siyah beyaz fotoğraflardaki insanları geçirdim aklımdan. 50

ANTALYA

Gemilerden yük indiren liman işçilerini, elindeki tavuğu çocuklara gösteren orta yaşlı adamı. Yapılan restorasyon çalışmalarıyla evlerin büyük bir çoğunluğunun yenilendiği tarihi mahallede, bazı evler zamana direniyordu. Dünyanın insanlarının farklı dillerinin yankılandığı Kaleiçi sokakları, değişimin en güzel örneğiydi Antalya’da. Uzun Çarsı Sokak boyunca yürüyüp, Saat Kulesi’nin yanına geldiğimizde, bugün ANSAN olarak bilinen çay bahçesinin, Hatay’ın Türkiye topraklarına katılmasının ardından ilk olarak Hatay Çay Bahçesi olarak açıldığını öğrenmek de bir hayli şaşırtmıştı beni. Kaleiçi’nden tekrar Kale Kapısı’na çıktığımızda o siyah beyaz fotoğraflar yavaş yavaş renklendi.

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012

our neighborhood. During the summer, Kaleiçi is alive 24 hours a day. It can get pretty noisy. It is harder to live here now” We continued walking towards Kırk Merdiven from İzmirli Ali Efendi Street. While we were passing by the house of Herb Man, Korkutur abruptly stopped and said “Everything is in ruins” and sighed. He hadn’t been to Kaleiçi in the past couple of years. The house of Herb Man was sold and it was being restored. When we arrived at Kırk Merdiven are steps slowed down. Erdinç Korkutur continued his story: “When we were kids, it was forbidden for us to go down to the dock. During that time, the dock was a very lively place. Our parents worried that something might happen to us if we went to the dock.”

While walking aling the narrow streets of Kaleiçi, I thought about the people I had seen in those black and white pictures; the dock workers who were unloading stuff from boats, the middle aged man that was showing his chicken to kids... Some houses were trying to stand the test of time in a place where most houses were renovated. The streets of Kaleiçi where many different languages can be heard were the best examples of change in Antalya. When we came to the Clock Tower after walking along Uzun Çarsı Street, I was surprised to learn that the tea house known as ANSAN was formerly known as the Hatay Tea House after the city of Hatay was added to the lands of Turkey. When we returned to Kale Kapısı from Kaleiçi, the black and white photographs slowly began to regain color.


ANTALYA 51

Aral覺k / December 2011 - Ocak / January 2012


Röportaj - Fotoğraf / Interview - Photograph: Hamit SEÇİL

“Antalya 30 yılda 2 bin kat büyüdü’’ Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşarı Özgür Özaslan, dünyada en çok ziyaret edilen kentler arasında 4’üncü sırada yer alan Antalya’da bu ivmenin artarak devam edeceğine inandıklarını, bunun için 2023 hedefini 20 milyon turist ve 20 milyar dolar turizm geliri olarak belirlediklerini söylüyor.

“Antalya grew by 2000 fold in the last 30 years’’ Undersecretary of the Ministry of Culture and Tourism Özgür Özaslan said that they believed that more tourists will come to Antalya- the fourth most visited city in the world- and that they have chosen 50 million tourists and 50 billion dollars of revenue as their targets for 2023.

T

ürkiye’ye gelen turistlerin bugün yüzde 35’ine ev sahipliği yapan Antalya, geçen 30 yıllık süreçte 2 bin misli büyüme kat etti. O dönem 5 bin turist ağırlayan kent, bu yılın sonunda rakamı 11 milyonda kapatmaya hazırlanıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşarı Özgür Özaslan, Antalya Kültür ve Turizm Dergisi’yle söyleşisinde, dünyada en çok ziyaret edilen kentler arasında 4’üncü sırada yer alan Antalya’da bu ivmenin artarak devam edeceği inancını dile getirirken, kentin Türkiye turizminde önemli bir rol oynadığını belirtiyor. 52

ANTALYA

Türkiye turizmi geçen 30 yıllık süreçte hak ettiği noktaya ulaştı mı? Şu anda nerede? Gelecekte hedef nedir? ÖZASLAN: Türkiye, turizm hamlesini 1980’li yıllarda yasal çerçevede gerçekleştirilen düzenlemeler ve getirilen teşviklerle başlattı. Altyapı bir noktaya geldikten ve turizm hareketleri belli bir ivme kazandıktan sonra ise yatırımlar konusunda özel sektör inisiyatifi devraldı ve kamu sektörü yönlendirici rol oynamaya başladı. Bu durum, Türkiye’deki turizm gelişim sürecinde kamu ve özel sektör işbirliğinin rolünü gösteri-

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012

A

ntalya, which now hosts 35% of tourists who come to Turkey, has grown by 2000 fold in the last 30 years. The city, which received 5 thousand tourists 30 years ago, is now preparing to close the season with 11 million. During his interview with the Antalya Culture and Tourism Magazine, Undersecretary of the Ministry of Culture and Tourism Özgür Özaslan said that he believed that more tourists will come to Antalya- the fourth most visited city in the world and that the city was a major player in Turkish tourism.

Has Turkish tourism reached its deserved place in the past 3o years? Where do we stand now and what are the targets for the future? ÖZASLAN: Turkey started its tourism movement back in the 80’s with the legal regulations and incentives. After infrastructure works were completed and tourism activities began, the private sector took the initiative and the public sector became something of a guide. This shows the partnership of the private and public sector in Turkey in terms of tourism. There


yor. Gerçekten bu anlamda Türkiye’de örnek bir rol dağılımı, güç birliği ve özverili çabalar söz konusu. Elbette bu çalışmalar bize gerek nitelik gerekse nicelik açısından olumlu bir şekilde geri döndü, 1980’lerin başında 1 milyon civarında seyreden ziyaretçi sayısı, 2000 yılında 10,4 milyona, bunu takip eden 10 yılda ise yaklaşık yüzde 175 artış oranı ile 2010 yılında 28,6 milyon kişiye yükseldi. Bugün Türkiye, en çok turist kabul eden ülkeler arasında dünya sıralamasında 7’nci, Avrupa’da ise 5’inci durumdadır. Turizmden elde edilen gelir açısından bakıldığında ise dünyada 9’uncu sırada bulunuyor. Bizim öncelikli hedefimiz, 2023 yılında turist sayısı açısından dünyada 5’inci sıraya yükselmek, en az 50 milyon turist ile 50 milyar dolar gelir elde etmek. Bakanlığın birçok kademesinde görev alarak bugün üçüncü isim oldunuz, 2023 yılında turizm hedeflerinde Antalya nereye varacak? ÖZASLAN: Antalya’nın turizm gelişimine baktığımızda 1980’li yılların başında 5 bin turist kabul eden kentin, 2002 yılında ziyaretçi sayısını 4,8 milyona, 2010 yılında yaklaşık 10 milyona yükselttiğini; 2011 yılını ise yine ciddi bir artışla 11 milyonun üzerinde kapatacağını görüyoruz. Bu rakamlar, kuşkusuz, Antalya’nın Türkiye turizminde oynadığı rol açısından önemli göstergeler. Bugün dünya genelinde popüler bir destinasyon haline gelmiş olan Antalya, en çok ziyaret edilen şehirler arasında dünya sıralamasında 4’üncü, Avrupa’da ise 3’üncü sırada bulunuyor. Yakalanmış

Özgür ÖZARSLAN

olan bu ivmenin artarak devam edeceği inancıyla 2023 yılında Antalya’ya yönelik turizm hedefimizi, 20 milyon turist ve 20 milyar dolar turizm geliri şeklinde belirledik. Bu yıl 11 milyon turist hedefi olan Antalya’nın turizm gelirlerinde de bu paralelde artış yaşanacak mı? Antalya olarak turizm gelirlerini daha fazla nasıl artırabiliriz? ÖZASLAN: Ülkemizin elde ettiği turizm geliri bugün itibariyle il bazında hesaplanamıyor. Bununla birlikte, 2011 yılının 9 aylık döneminde ülkemizin elde ettiği turizm geliri, geçen yıla oranla yaklaşık yüzde 15 oranında artış göstererek, 17,8 milyar dolara yükseldi. Ülkemize gelen yabancı ziyaretçilerin yaklaşık yüzde 35’inin ağırlandığı Antalya’nın turizm gelirlerine katkısı da şüphesiz büyük oranda. Antalya’nın bir destinasyon olarak taşıdığı önem, uluslararası

is a sincere partnership in this matter in our country. Of course these efforts yielded successful results; the number of visitors we had at the start of the 80’s was about 1 million and this number soared to 10, 4 million in 200 and to 28, 6 million in 2010. Today, Turkey is 7th in the world in terms of number of tourists and 5th in Europe. If we look at it from the perspective of tourism revenues, we are 9th in the world. Our primary goal is to become 5th in the world in terms of tourists received with 50 million and 50 billion dollars of revenue in 2023. You have become number three after working at various posts at the ministry. Where will Antalya be in accordance with future targets? ÖZASLAN: When we look at the development of tourism in Antalya, we see that while it was receiving 5000

tourists at the beginning of the 80’s, it has raised that number to 4, 8 million in 2002 and to 11 million in 2011. These numbers are strong indications that prove the importance of Antalya in Turkish tourism. Antalya, which is a hot destination today, is fourth in the world and third in Europe. I believe this trend will continue to grow and our target for Antalya in 2023 is 20 million tourists and 20 billion dollars revenue. Antalya has received about 11 million tourists this year; will this rising trend be witnessed in the revenues? How can we increase the city’s tourism revenues? ÖZASLAN: Our country’s tourism revenues are not calculated based on cities. However, I can say that the revenues we have received from tourism in the first 9 months of 2011 have risen by 15% to 17, 8 ANTALYA 53

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012


Kaleiçi

turizm hareketleri kapsamında bulunduğu nokta ve elde ettiği başarı, her türlü takdiri hak ediyor. Bununla birlikte, küresel rekabet ortamında sürdürülebilir bir turizm gelişimi sağlamak ve kazandığımız konumu koruyarak geliştirmek açısından dünyayı izlemek, yeni talep, eğilim ve gelişmelere uyum sağlamak da aynı ölçüde önem taşıyor. Kaynakların doğru kullanımı, etkin tanıtım ve pazarlama stratejileri, paydaşlar arasında koordinasyon gibi unsurlara ağırlık verilmesi ile Antalya’nın potansiyelinin daha etkin şekilde hayata geçirilmesi ve dünya ölçeğinde bir destinasyon olarak konumunu daha üst sıralara taşıması mümkün olacaktır. Türkiye’nin genel turizm 54

ANTALYA

vizyonu çerçevesinde kabul ettiğimiz destinasyon odaklı tanıtım ve pazarlama stratejisi çerçevesinde, Antalya’da yakın dönemde hayata geçirilen Antalya Tanıtım ve Turizm Geliştirme A.Ş. inisiyatifi son derece güzel bir örnek teşkil ediyor. Gerek uluslararası ölçekte sahip olduğumuz rekabet gücünü artırmak, gerekse potansiyelimizi gerçekleştirme noktasındaki sınırlılıkları ve olumsuzlukları aşmak açısından, sektörle ilişkili bütün tarafların; yerel idarenin, belediyelerin, sivil toplum kuruluşlarının, meslek birliklerinin, özel sektörün, ticaret odalarının katılımı ile bir güç birliğine gidilmesi, Antalya’nın geleceğine ilişkin inancımızı da destekliyor. Bu tür girişimlerin, kenti bir destinasyon olarak

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012

billion dollars. It is obvious that Antalya, which receives 35% of all tourists that come to Turkey, greatly contributes to this. Antalya’s importance as a hot destination, its place in international tourism activity and its success deserves nothing but praise. In addition, we need to establish a sustainable tourism growth in the competitive world and follow new trends and developments to solidify our position in the market. Putting importance on subjects such as efficient use of resources, effective advertisement and marketing strategies and coordination among related parties will solidify Antalya’s position as an important destination in the world.

The Antalya Advertisement Agency, which was established in accordance with our advertisement strategy based on individual advertisement, is a very good example. The fact that all related parties; local authorities, municipalities, NGOs, chambers and private companies, are working together in harmony to strengthen our competitive power and realize our potential supports our faith in Antalya. I believe that institutions like this will contribute in establishing a united advertising power, thus increasing tourist numbers and revenues. We, as the ministry, are continuing our efforts to make Turkey a global brand by establish-


ortak bir şemsiye altında tanıtmaya, böylece gerek turist sayısını ve turizm gelirini artırmaya, gerekse turizmde sürdürülebilirliği sağlamaya katkıda bulunacağına inanıyorum. Biz de Bakanlık olarak Türkiye’yi dünya çapında bir marka haline getirme yönündeki çalışmalarımızı; turist başına gelirin ve turist sayısının artırılması amacıyla hizmet kalitesini artıran, pazarlama kanallarını çeşitlendirerek üst gelir gruplarını hedef alan, doğal sermayeyi koruyan ve sürdürülebilir kılan, karşılaştırmalı rekabet üstünlüğüne uygun turizm çeşitlerini öne çıkaran bir yapının oluşturulmasını amaçlayan politikalarla sürdürüyoruz. Bu çerçevede, Antalya başta olmak üzere öne çıkan destinasyonlarda turizmi çeşitlendirerek, üst gelir gruplarını hedef alan faaliyetlere aralıksız devam ediyoruz. Antalya’nın yurt dışında tanıtılmasına ve turist sayısının daha da artırılmasına yönelik olarak Bakanlıkça yapılan veya planlanan bölgesel bir çalışma var mıdır? ÖZASLAN: Türkiye’nin yurt dışında tanıtımını 37 ülkede bulunan toplam 40 yurt dışı temsilciliğimiz kanalıyla yürütüyoruz. Bu kapsamda Antalya’nın tanıtım faaliyetlerimiz çerçevesinde özel önem verdiğimiz destinasyonlardan biri olduğu şüphesiz. Rutin reklam, tanıtım, fuar ve halkla ilişkiler çalışmalarımızın yanında yürüttüğümüz özel projelerle de bu faaliyetleri desteklemeye gayret ediyoruz. Örneğin Antalya’ya bir festival kenti niteliği kazandırmak amacıyla 2011

Temmuz ayında düzenlenen Uluslararası Antalya Caz Festivali kapsamında, 12 ülkeden 23 gazeteciyi Antalya’da konuk ederek, Antalya’nın ve festivalin tanıtımını gerçekleştirdik. 2012 yılında ise öne çıkan etkinlik, Ekim ayında yine Antalya’da gerçekleştirilecek olan İngiliz Seyahat Acenteleri Birliği Kongresi. Bu tür uluslararası organizasyonlara ev sahipliği yapmak, kuşkusuz dünya genelinde Antalya’nın tanıtımına çok büyük katkılarda bulunuyor. Öte yandan, Antalya’yı uzun hafta sonları, paskalya, noel, yılbaşı, okul tatilleri gibi kısa tatiller için önemli bir alternatif olarak konumlandırmak adına gerçekleştirdiğimiz tanıtım faaliyetleri devam ediyor. Ayrıca, iç turizmin desteklenmesi amacıyla bölgede düzenlenen turizm fuarlarına verilen desteklerimiz geçmişte olduğu gibi önümüzdeki yıllarda da devam edecek.

Museum Pass’a Antalya dahil edilecek

Turizmin 12 aya yayılması kapsamında Antalya’da büyük bir potansiyele sahip olan kongre turizmi, golf turizmi, sağlık turizmi, macera turizmi, kültür turizmi, yayla turizmi, inanç turizmi, kış turizmi, kruvaziyer turizmi, mağara turizmi, av turizmi gibi turizm çeşitliliklerine ilişkin Bakanlık olarak yatırımlarınız içerisinde ne tür planlamalarınız mevcut? ÖZASLAN: Turizmin çeşitlendirilmesi kapsamında en önemli unsur turizm altyapısının amaca uygun şekilde geliştirilmesi. Bu çerçevede, bölgeye ilişkin olarak Antalya-Manavgat-Çenger turizm merkezi ile Antalya-

ing a model that highlights sustainable touristic activities best suited for the competitive environment, a model that protects natural assets and renders them sustainable; a model that targets higher income groups through diversifying marketing channels and increasing service quality. In this regard, we are continuing our works by diversifying touristic activities at important destinations such as Antalya. Are there any efforts by the ministry concentrating on the advertisement of Antalya abroad or increasing tourist numbers? ÖZASLAN: We are establishing the advertisement of Turkey abroad through 40 agencies in 37 different countries. Antalya is one of the destinations we are putting importance on. We are supporting our routine advertisement works with special projects. For example, we have invited 23 foreign journalists from 12 countries to the International Antalya Jazz Festival that was organized in July 2011. The organization we are highlighting for 2012 is the British Travel Agencies Association Congress that will take place in Antalya in October. Hosting these kinds of event contributes greatly to the advertisement of the city. In addition, we are continuing our efforts in advertising Antalya as a destination for long weekends, Easter, Christmas and school breaks. Also, our support for local tourism fairs for the support of local tourism will continue in the future.

Antalya will be added to Museum Pass What kind of investment plans does the Ministry have concerning the extension of the tourism season to 12 months in Antalya for categories such as congress tourism, golf tourism, health tourism, adventure tourism, culture tourism, religious tourism, winter tourism and hunting tourism? ÖZASLAN: The most important thing in diversifying tourism is to develop infrastructure accordingly. In this regard, our efforts geared towards the Antalya-ManavgatÇenger tourism center and the Antalya-Kaş-Kalkan shoreline still continue. In the same content, our efforts in the betterment of the infrastructure, touristic road construction efforts and the financial supports we are providing to local authorities for blue flagging projects and infrastructure works will continue in the upcoming years. Antalya is also a part of the brand cities list which will be developed for urban tourism as part of the 2023 Turkish Tourism Strategy, so we are following up on those works as well. In the meantime, we are planning to add Antalya to the Museum Pass application which is now being enforced in Istanbul. People who buy this pass have the chance to visit all the museums for free for three days. Our goal, through all our efforts, is to provide diversified and sustainable tourism with an advanced infrastructure in Antalya. ANTALYA 55

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012


Kaş-Kalkan kıyı bandı turizm alanına yönelik çalışmalarımız devam ediyor. Benzer şekilde altyapının geliştirilmesine yönelik faaliyetlerimiz, turistik yol yapım çalışmalarımız, mavi bayrak projelerine ve altyapı çalışmaları için mahalli idarelere sağladığımız mali destekler geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi önümüzdeki yıl da devam edecek. Antalya aynı zamanda 2023 Türkiye Turizm Stratejisi ve 2007-2013 Eylem Planı’nda şehir turizmi geliştirilecek marka kentler arasında bulunuyor, dolayısıyla bu yöndeki çalışmalarımızı da aralıksız sürdürüyoruz. Öte yandan, ilk etapta İstanbul için hazırlanan ve üç gün boyunca şehirde bulunan Bakanlığımıza bağlı müzeleri gezme imkânı sunan Museum Pass uygulaması kapsamına önümüzdeki dönemde Antalya’nın da dahil edilmesini planlıyoruz. Hedefimiz, bütün bu çalışmalar sonucunda gelişmiş bir altyapı ile Antalya turizminde çeşitlilik ve sürdürülebilirlik sağlamak.

Demre önemli bir merkez olacak Bakanlığın yeni yatırım tahsisleriyle mükemmel bir turizm destinasyonuna da dönüşecek ve böylece çok sayıda turiste ev sahipliği yapacak olan Demre’yi, Kaş’ı da içine alan Batı Antalya’ya ihtiyaç duyulan deniz veya hava ulaşımı ile ilgili herhangi bir çalışma var mı? ÖZASLAN: Antalya-Demre Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi kapsamında Demre Taşdibi Yat Limanı’na ilişkin planlar Bakanlığımızca onaylandı. 2012 yılında yat limanının 56

ANTALYA

Kalekapısı

yapımına başlanacak. Limanın tamamlanmasıyla birlikte bölgede deniz ulaşımı konusundaki ihtiyacın giderileceğine inanıyoruz. Tahsislerin durumuna bakıldığında, ülkemizde tahsisi yapılan toplam 171 bin 854

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012

Demre will be an important center Are there any efforts currently underway to build a port or airport in Western Antalya which will include Kaş or

Demre- a spot with immense touristic potential that can turn into a hot spot with the investments from the ministry? ÖZASLAN: The plans for the Demre Taşdibi Marina have been approved by


yatak sayısının 126 bin 585 adedinin Antalya’da olduğu görülüyor. Bu kapsamda, Demre’de otel, tatil köyü ve günübirlik kullanımında 8 taşınmazın tahsis işlemi tamamlandı. Yat limanı ve bu tahsisler ile Demre’nin önümüzdeki dönemde önemli bir turizm destinasyonu olacağını öngörüyoruz. Antalya’da Bakanlığımızdan belgeli 385 bin yatak kapasiteli 888 tesisin yanı sıra, 100 binin üzerinde yatak kapasiteli 1.358 adet belediye belgeli tesis mevcuttur. Daha önce Side ve Alanya’da başlatılan ve belediye belgeli otellerin Bakanlık belgeli duruma getirilmesi çalışmaları ne aşamadadır? ÖZASLAN: Belediye belgeli tesislerin Bakanlık belgeli hale getirilmesi için, zorlayıcı tedbirlerin değil Bakanlık belgeli tesislere sağlanan çeşitli teşvik ve avantajların daha etkili olacağını düşünüyoruz. Konuya ilişkin çalışmalarımız bu çerçevede devam ediyor.

2012’de temkinli olmakta fayda var 2011 yılında turizm, ülkemiz ve Antalya’da nasıl geçmektedir? 2012 yılı beklentimiz nelerdir? Tanıtma başta olmak üzere planlanan yeni çalışmaları anlatır mısınız? ÖZASLAN: 2011 yılı Ocak – Ekim döneminde ülkemize gelen yabancı ziyaretçi sayısı geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 10,36 artış göstererek, yaklaşık 28,7 milyona ulaştı. Antalya, bu dönemde 10 milyonun üzerine çıkan ziyaretçi sayısı ile ülkemize gelen yabancıların sınır kapılarından giriş yaptığı

iller sıralamasında ilk sırada yer alıyor. Ülkemize gelen ziyaretçinin yüzde 35’i Antalya’ya geliyor ki, bu rakam kentin Türkiye turizmi açısından önemini bir kez daha ortaya koyuyor. Türkiye geneline baktığımızda ise Antalya’yı, yüzde 24.11 pay ve yaklaşık 7 milyon ziyaretçi ile İstanbul, yüzde 10.65 pay ve 3 milyon ziyaretçi ile Muğla, yüzde 8.18 pay ve 2,3 milyon ziyaretçi ile Edirne ve yüzde 4.44 pay ve 1,3 milyona yakın ziyaretçi ile İzmir izliyor. Turizm gelirleri ise 2011 yılı Ocak–Eylül dönemi itibariyle bir önceki yılın aynı dönemine göre yaklaşık yüzde 15 artış ile 17,8 milyar dolara ulaştı. Bütün bu veriler çerçevesinde yılı öngördüğümüz düzeyde bir büyüme ile kapatacağımızı söyleyebiliriz. 2012 yılına ilişkin öngörüleri ise dünyadaki gelişmeleri değerlendirerek yapmakta fayda var. Bugün dünya turizmi küresel kriz sonrasında bir toparlanma sürecine girmiş olmakla birlikte bu büyümenin özellikle Avrupa ülkelerinde ve ABD’deki piyasalardaki durum nedeniyle yavaşladığı görülüyor. Dolayısıyla, önümüzdeki dönem için iyimser beklentileri muhafaza ederken, temkinli olmakta da fayda görüyorum. Avrupa pazarında gerçekleşme ihtimali bulunan daralmanın etkisini turizm ürününde ve hedef pazarlarda çeşitliliğe giderek, turizmin mevsimsel ve coğrafi dağılımı yönünde çalışmalara devam ederek bertaraf edebileceğimize inanıyorum. Bu süreçte tanıtım faaliyetlerimiz de belirtmiş olduğum çerçevede hız kesmeksizin devam edecek.

our ministry. The construction of the marina will begin in 2012. We believe that the void concerning sea travel will be filled with the construction of this marina. When we look at the state of allotments, we see that out of the 171, 854 allocated beds in Turkey, 126, 585 of them are in Antalya. In this regard, 8 of the immovable properties that will be used as hotels, hostels or resorts in Demre now have been allocated. With the marina and these new facilities, we can conclude that Demre will be an important touristic destination in the upcoming seasons. In addition to the 888 ministry registered facilities in Antalya, there are 1358 municipality registered facilities with a total of 100 thousand beds. What is the situation of those receiving a registry from the ministry? ÖZASLAN: We believe that incentives and advantages will be more effective than enforcements in turning these facilities into ministry registered facilities. We are continuing our efforts in this regard.

We should be cautious in 2012 What will be the state of tourism in our country and Antalya in 2011? What are your expectations? Can you tell us about your plans, mainly for advertisement? ÖZASLAN: Foreign tourists who have come to our country between

January and October 2011 have increased by 10, 36% compared to last year and has reached 28, 7 million. Antalya, with over 10 million incomings is number one in Turkey. 35% of the foreign visitors who come to Turkey are coming to Antalya and this proves once more how much importance the city has in terms of Turkish tourism. Istanbul is second after Antalya with 7 million visitors and that is followed by Muğla with 3 million visitors. Edirne is fourth with 2, 3 million visitors and Izmir is fifth with 1, 3 million visitors. Tourism revenues have increased by 15% compared to last year, reaching 17, 8 billion dollars. All this data suggests that we will end the year with a growth within our expectations. We need to take into account the developments in the world when we are thinking about 2012. Although the tourism industry is getting better after the global crisis, it has slowed down because of the situation of the markets in Europe and the US. So, while I maintain a hopeful expectation for the next term, I feel that we need to be cautious. I believe that we can eliminate the negative effects of the condition of the European markets by diversifying tourism in the targeted market and continuing our current efforts on the seasonal and geographical dispersion of tourism. During this time, the efforts I detailed for you during this interview will continue. ANTALYA 57

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012


Her 100 turistin 64’ü şehir merkezini görmüyor Antalya Turist Profili Araştırması’na göre, turistlerin yüzde 35’i en az 5 kez otelden çıkıyor. Şehir merkezini görenlerin oranı ise yüzde 36.2.

Kalekapısı

Fotoğraf/Photos: Hamit SEÇİL

64 out of every 100 tourists don’t see the city center According to the Antalya Tourist Profile Research, 35% of tourists leave their hotel for at least 5 times. Only 36, 2% of tourists see the city center 58

ANTALYA

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012


İ

lki 2008 yılında yapılan Antalya Turist Profili Araştırması yenilendi. Antalya Valiliği, Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği, Akdeniz Üniversitesi ile ICF Airports Antalya Havalimanı işbirliğinde gerçekleşen anket çalışmasında, Haziran-Ekim ayları arasına 13 bin 446 turistle görüşüldü. Araştırma, turistler Antalya’dan ayrılırken, Antalya Havalimanı’nda yapıldı ve çarpıcı sonuçlarla karşılaşıldı.

göre, turistler en çok çevre düzenlemesi, satıcıların davranışları ile trafikten şikâyet etti. Ankete katılan turistlerin yüzde 27.3’ünü Ruslar, yüzde 23.4’ünü de Almanlar oluşturdu. Bu iki ülkeyi, Fransa, İngiltere ve Hollanda izledi. Turistlerin yüzde 25’ini 25-34 yaş ve yüzde 23’ünü 35-44 yaş grubu meydana getirdi. Lisans ve lisansüstü eğitim alanların

A

ntalya Tourist Profile Research, which was first conducted in 208, was renewed. For the poll which was done jointly by the Governorship of Antalya, the Mediterranean Touristic Hotels and Facilities Association, the Meditarrenean University and ICF Airports Antalya, 13, 446 tourists were interviewed between June and October. The poll was done while tourists were leaving the city through the

airport and the research yielded interesting results. The most interesting part of the poll concerned the number of times tourists left their hotels and visits to the center of the city. According to the poll, all tourists left their hotel at least once. 35% of tourists left their hotel 5 times. The ratio of those who left their hotels four times was 12, 6 %, 18, 2% of them left their hotels three times, 17% left

Araştırmanın en ilginç noktası, turistlerin otelden çıkış sayıları ve şehir merkezine ziyaretle ilgili bölüm oldu. Buna göre, turistlerin tamamı ortalama 1 kez otelden çıktı. Çalışmaya katılanların yüzde 35.7’si tatilleri süresince en az 5 kez oteli terk etti. Dört kez çıkanların oranı yüzde 12.6, üç kez çıkanların oranı yüzde 18.2, iki kez çıkanların oranı yüzde 17, bir kez çıkanların oranı ise yüzde 16.5 olarak belirlendi. Otelden çıkış sayısı sevindirirken, şehir merkezini gören turist sayısının düşüklüğü ise düşündürdü. Büyük çoğunluğu en az 5 kez otelden çıkan turistler, şehir merkezi yerine alışveriş turlarına yöneldi. Araştırmaya göre, 2008 yılında gelen her 100 turistten 40’ı şehir merkezini görürken, bu yıl bu oran yüzde 36.2’ye geriledi. Yani Antalya’ya gelen turistlerin yüzde 63.8’i tatil süresince şehir merkezini bir kez olsun görmedi.

Çevre, satıcılar ve trafik bunalttı

Şehir merkezini gören turist sayısının düşüklüğü, turistlerin Antalya yöresinde en beğenmediği 3 konu başlığında gizli. Buna

Kaleiçi

ANTALYA 59

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012


This was followed by France, Britain and the Netherlands. 25% of tourists were between the ages of 25-34 and 23% were between the ages of 35-44. 59% of poll takers were college graduates. This proved that well educated people preferred Antalya. In addition, 44% of tourists were laborers and 22% were government employees.

Increase in wealthy tourists

Yat Limanı

oranı ise yüzde 59 olarak bulundu. Bu sonuç, Antalya’ya yüksek eğitim gruplarının ilgisini ortaya koydu. Ayrıca turistlerin yüzde 44’ünü işçilerin ve yüzde 22’sini memurların oluşturduğu da anketten anlaşıldı.

Yüksek gelirli turistte artış

harcaması ise 10002000 Euro arasında oldu. 500 Euro’dan az harcayan turistlerin oranı yüzde 17’de kalırken, yüzde 16’sı 2000-3000 Euro arası, yüzde 8’i de 3000-4000 Euro arası harcamada bulundu. 4000 Euro’dan fazla harcama yapan turistlerin oranı ise yüzde 7.

Turistlerin Antalya’da ne kadar para harcadığının da araştırıldığı ankete göre, turistlerin yüzde 27’si tatil süresince 5001000 Euro arasında para bıraktı. Yüzde 25’inin

Anket çalışması, turistlerin erken rezervasyona ilgisinin arttığını ve son dakika satışlarının azaldığını gösterdi. 2008 yılında turistlerin yüzde 41.1’i Antalya tatilini 15 günden az bir süre önce planlarken, 2011 yılında bu oran yüzde 37.6’ya geriledi. Tatili 5 ay ve daha önce planlayanların oranında ise artış kaydedildi. 2008 yılında erken tatil programı yapanların oranı yüzde 14 olarak belirlenirken, 2011 yılında bu oran yüzde 23.6’ya çıktı.

Araştırmada, 2008 yılına oranla gelen turistin yıllık gelirindeki artış da ortaya çıktı. 3 yıl önce yapılan çalışmada yüzde 17 olan 30 bin Euro ve üzeri gelir sahiplerinin, bu yılki ankette yüzde 25 olduğu görüldü. Antalya’ya gelen turistlerin yüzde 24’ünün yıllık geliri ise 6 bin Euro. 2008 yılında bu oran yüzde 35’ti.

60

ANTALYA

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012

their hotel twice and 16, 5% left their hotel once. While the number of exits from the hotels was welcome news, the poor number for city center visits was alarming. The majority of tourists who left their hotels five times preferred going to shopping tours instead of the city center. According to the research, while 40 out every 100 tourists went to the city center in 2008, this number decreased to 36, 2% in 2011. In conclusion, 63, 8% of tourists who vacationed in Antalya didn’t see the city center even once.

The problem: the environment, vendors and traffic jams

The reason why tourists don’t visit the city center is hidden in 3 separate subjects. According to this, tourists were complaining about the environmental structure, vendors and traffic jams. 27, 3% of tourists that participated in the poll were Russians and 23, 4% were Germans.

The research revealed that tourists with higher incomes were coming to Antalya compared to the poll taken in 2008. During the poll 3 years ago, the ratio of people with an income of 30 thousand Euros or more was 17% and this year it was 25%. 24% of tourists who have visited Antalya this year had an average yearly income of 6000 Euros. In 2008, this number was 35%. According to the poll, this researched how much money tourists were spending in Antalya, 27% of visitors spent between 500-1000 Euros during their stay. 25% spent between 1000-2000 Euros. 17% spent less than 500 Euros while 16% spent between 20003000 Euros, 8% spent between 3000-4000 Euros and 7% spent more than 4000 Euros. The research also showed that tourists were highly interested in the early reservation system and that last minute sales had decreased. While in 2008 41, 1% of tourists planned their stay in Antalya 15 days prior to their vacation, this number was down to 37, 6% this year. The number of people who planned their vacations 5 or more months before their arrival increased. While people who planned their vacations early in 2008 was 14%, this number increased to 23, 6% in 2011.


ANTALYA 61

Aral覺k / December 2011 - Ocak / January 2012


Fotoğraflar/Photographs: Ertuğrul YÜCEL (Arşiv / Archive) - Hamit SEÇİL

Yivli Minare’yi dar sokaktan görmek Yüzyıllara rağmen görkemiyle Antalya semalarına yükselir Yivli Minare. İstedik ki, bu Selçuklu eserini, bir de Akdeniz mimarisinin hâkim olduğu Karadayı Sokak’tan izleyin.

Seeing the Yivli Minaret from a narrow street The Yivli Minaret stretches out to the skies of Antalya with all its glory although it is a century old. We wanted you to see this magnificent Seljuk artwork from Karadayı Street, a street where Meditarrenean architecture rules. 62

ANTALYA

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012


A

ntalya’daki ilk İslam yapılarından olan Yivli Minare, 13. Yüzyıla ait Selçuklu eseridir. Selçukluların Antalya’yı topraklarına katmalarından sonra Sultan I. Alaeddin Keykubat tarafından 1230 yılında kiliseden camiye dönüştürülen Ulu Cami’nin minaresidir. Bir anıt gibi yükselerek Antalya semalarını selamlayan 38 metre uzunluğundaki eser, kentin sembollerinden birisidir. Tabanı kare biçiminde blok taştır ve gövdesi tuğladan dilimli, 8 adet yarım silindirik biçimde yapılmıştır. Bu yüzden Yivli Minare adını almıştır. Oldukça kalın gövde kısmı kırmızı tuğla ve firuze renkli çinilerle süslenmiştir. Gövde, yivler sayesinde estetik bir yapıya kavuşmuştur. Şerefesine 90 basamaklı merdiven ile çıkılan Yivli Minare, cami binasından ayrı ve hemen yanında,

Kalekapısı Meydanı’na inşa edilmiştir. Kalekapısı’nın her yerinden görülebilen minare, en etkileyici görüntülerinden birisini, tarihi Kaleiçi Mahallesi’ndeki Karadayı Sokağa yansıtır. Sokak üzerinde bulunan ve yine aynı dönem Selçuklu eseri olan Karatay Medresesi ile aynı panaromadan görünen Yivli Minare, yüzyıllardır insanların buluşma mekânı olagelmiştir. Tipik Akdeniz mimarisinin hâkim olduğu Karadayı Sokak’ın gökyüzüyle buluştuğu yerde gözünüze çarpan Yivli Minare, uzaktan bile insanoğluna sükunetiyle seslenir. 161 yıl arayla çekilen iki fotoğraf karesi, değişen kent yapısına karşın görkeminden hiçbir şey kaybetmeyen Yivli Minare’nin zarafetini sergiler. İstedik ki, bu Selçuklu eserini, Akdeniz esintileri taşıyan mimarisiyle Karadayı Sokak’tan başınızı gökyüzüne kaldırarak izleyin.

T

he Yivli Minaret, which is one of the first Islamic structures in Antalya, is a 13th century Seljuk structure. It is the minaret of Ulu Mosque, which used to be a church but turned into a mosque by Sultan I. Aladdin Kayqubad in 1230, after Antalya became a part of the Seljuk state. The 38 meter long artwork, which salutes Antalya like a giant monument, is one of the symbols of the city. Its base consists of a square block stone and its body is made up of sliced bricks and has an 8 halfcylindrical shape. This is why it is called Yivli (Grained) Minaret. Its quite large body is decorated in parts with red bricks and turquoise colored tiles. The body has an aesthetic structure thanks to the grains. The minaret’s balcony is accessed through a staircase with 90 steps

and it was built right next to the mosque building on Kalekapısı Square. The minaret, which can be seen from everywhere in Kalekapısı, reflects one of its most striking panoramas in Karadayı Street situated in the historical Kaleiçi Quarter. The minaret, which can be seen in the same panorama as the Karatay Madrasahalso a Seljuk artwork from the same period- has been a meeting point for centuries. The minaret which catches your attention at the place where the street meets the sky, calls out to humanity with all its serenity, These two photographs, which were taken 161 years apart, exhibits the graceful nature of the Yivli Minaret despite the changing structure of the city. We wanted you to see this magnificent Seljuk artwork from Karadayı Street, a street where Meditarrenean architecture rules.

ANTALYA 63

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012


Bellboyluktan yılın yöneticiliğine Semih Elbaba, 2001 yılında otel müşterilerinin bavullarını taşıyarak işe başladığı Rixos Grubu’nda yöneticiliğe yükselmekle yetinmedi, 2011’in en iyi yöneticisi seçildi.

From bellboy to manager of the year Semih Elbaba not only returned to the Rixos Group as a manager after starting his career as a bellboy in 2001, but he also was crowned the best manages of 2011.

R

ixos Oteller Grubu 10. yılını, Antalya Beldibi’ndeki Rixos Sungate Oteli’nde düzenlediği “Together Zirvesi’’ adlı etkinlikle kutladı. Togetler ödüllerinin dağıtıldığı geceye, Rixos Otelleri Yönetim Kurulu Başkanı Fettah Tamince’nin yanı sıra Türkiye ve değişik ülkelerdeki çalışanlarından oluşan 500 kişi katıldı.

Otel personelinin üç farklı kategoride değerlendirildiği gecede, 20 çalışan 10. Yıl Üstün Başarı Ödülü’ne layık görüldü. Ayrıca yılın en iyi 3 çalışanı ve yılın en iyi 3 yöneticisi de ödüllerini aldı. Çalışanların yanı sıra tesislerin de değerlendirildiği ödül töreninde, en iyi uygulama ve inovasyon, yılın en iyi oteli ve en iyi özel

R

ixos Hotels Group celebrated its 10th anniversary with an event called “Together Summit” at the Rixos Sungate Hotel in Antalya, Beldibi. The event, which was attended by Rixos Group Chairman Fettah Tamince and 500 employees, saw successful employees receive the Together Awards. During the event which hotel

personnel were awarded in three different categories, 20 employees were given the 10th Anniversary Special Achievement Award. In addition, the year’s three best employees and managers received their awards. During the ceremony, where facilities were also rewarded, best application and innovation, best hotel of the year and best service of the year awards were presented. Fettah Tamince, who spoke at the ceremony, pointed out that the purpose of the awards were to motive Rixos employees and raise new leaders. Tamince, who also spoke about the personnel of the Rixos Al Nasır Tripoli Hotel in Libya who received a special service award, said that they had chosen to give out the award for the impeccable service these employees had provided during the was in the country. Tamince also suggested that they held their next meeting in Libya.

Semih ELBABA

64

ANTALYA

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012

Fettah Tamince, who pointed out that one of the award


hizmet ödülü de sahiplerini buldu. Törende 10.yıl pastası kesildi. Fettah Tamince, yaptığı konuşmada, ödüllerin amacının Rixos çalışanlarını motive etmek ve yeni liderler yetiştirmek olduğunu söyledi. Tamince, Libya’da çatışmaların yaşandığı dönemde görev yapan Rixos Al Nasır Tropoli Oteli çalışanlarına ‘Özel Hizmet Ödülü’ verilmesiyle ilgili olarak da, personelin Libya’daki savaş sırasında ve sonrasında görevlerini kusursuz şekilde yerine getirdiklerini belirterek, bir sonraki toplantının Libya’da yapılması temennisinde bulundu. Ödüle değer görülen yılın en başarılı yöneticilerinden birinin,Rixos Al Nasır Tropoli Oteli’nin Ön Büro Müdürü Semih Elbaba olduğunu, Elbaba’nın, Rixos Belek Otel’de bellboy olarak işe başladığını anlatan Fettah Tamince, “Semih kısa sürede başarı basamakla-

rını tırmandı. Hızlı yükseliyor. Galiba benim yerime göz dikti. Semih, ben 4-5 yıl daha çalışacak güce sahibim. O zaman geldiğinde yerimi seve seve sana veririm” esprisini yaptı.

Daha önce de seçildi

Rixos Belek Otel’de 2001’de bellboy olarak işe başladığını anlatan Semih Elbaba (32) ise, Türk anne ile Lübnan asıllı bir babanın oğlu olduğunu söyledi. Türkiye’de tamamladığı lise eğitimin ardından Lübnan Amerikan Üniversitesi’nden mezun olduğunu ifade eden Elbaba, Rixos’taki serüvenini şöyle anlattı: “Askerlikten sonra Rixos Belek’te bellboy olarak işe başladım. Aynı otelde gece resepsiyonistliği, chef lider görevleri yaptım. 2005’te Rixos Premium Belek açıldı. Chef lider olarak girdim. Ön büro şefliğinin ardından ön büro asistanlığı yaptım. Şubat 2010’da Rixos Al Nasır’a ön büro müdürü olarak geçtim. Halen aynı görevdeyim.”

winners was the front desk manager of the Rixos Al Nasır Tripoli Hotel, Semih Elbaba, and that Elbaba had started his career as a bellboy at Rixos Belek, said “Semih achieved success quickly and he is going strong, I guess he is eying m chair. Semih, I am still strong to work another 4-5 years. When the time comes, I will gladly give you my position.”

Not his first award

Semih Elbaba (32,) who said that he had started his career as a bellboy in Rixos Belek Hotel in 2011, added that he was the son of a Turkish mother

and a Lebanese father. Elbaba, who graduated from the Lebanese American University after going to high school in Turkey, said: “After completing my military service, I started working as a bellboy in Rixos Belek. I also worked as a night receptionist and chef leader at the same hotel. In 2005, Rixos Premium Belek opened. I started as a chef leader. After being a chief at the front desk, I became assistant manager at the front desk. I transferred to the Rixos Al Nasır Tripoli Hotel in February 2010 as the front desk manager.”

Fettah TAMİNCE

ANTALYA 65

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012


KONYAALTI

Yazı/Article : Hamit SEÇİL Fotoğraflar/Photographs: Hamit SEÇİL, Konyaaltı Kaymakamlığı Konyaaltı BelediyesiGovernor of District, Konyaaltı Municipality

En Güzel Şehrin, En Özel Yeri:

KONYAALTI Gün batmak üzereydi ‘Antalya’nın çatısı’ Tünektepe’ye vardığımızda. Güneş Beydağları’nın ardına geçtiğinde, gölgesi tüm şehrin üzerine düşmüştü. Şehrin ışıkları yavaş yavaş yandı. Konyaaltı’ndan başlayan Antalya ışıl ışıl Akdeniz’le kucaklaşıyordu. 66

ANTALYA

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012


The most special place of the most beautiful city It was almost sundown when we reached Antalya’s roof, Tünektepe. When the sun went down behind Beydağları Mountains, its shadow had fallen all over the city. The lights of the city slowly glowed. Antalya, starting with Konyaaltı, was a blaze embracing the Mediterranean.

ANTALYA 67

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012


Konyaaltı Sahili

A

kdeniz’in uçsuz bucaksız maviliklerinden doğan güneş, ilkin Beydağları’nı aydınlattı. Ardından Toroslar’ın doruklarındaki karlar, Akdeniz üzerine yansıdı. Deniz beyazdan maviye doğru rengârenk oldu. Boğa Çayı, Toroslar’dan getirdiği suları Akdeniz’e taşırken, biraz daha ileride liman açıklarında çam ağaçlarının gölgesi düşmüştü mavi derinliklere. Kış güneşinin ısıtmakta zorlandığı Feslikan Yaylası,son Yörüklerini ovaya uğurladığından beri sessiz sedasız, gelecek olan baharı bekliyordu. Gün batmak üzereydi ‘Antalya’nın çatısı’ olarak nitelendirilen Tünektepe’ye vardığımızda. Güneş Beydağları’nın ardına geçtiğinde, gölgesi tüm şehrin üzerine düşmüştü. Şehrin ışıkları yavaş yavaş yanmaya başladı. Konyaaltı’ndan 68

ANTALYA

başlayan Antalya, ışıl ışılAkdenizle kucaklaşıyordu. Konyaaltı, Antalya’nın batı ucunda yer alan, aynı adı taşıyan plajlarıyla ünlü bir ilçedir. Plaj, şehrin batı kısmında falezlerin bittiği noktadan başlayarak, Antalya limanına kadar 4-5 kilometre boyunca uzanır. Sırtını Beydağları’nın en görkemli doruklarına yaslayan Konyaaltı, adını ‘Koyaltı’ndan alır. Yakın tarihe kadar Antalya’nın falezler üzerinde yer almasından dolayı “Koyaltı” olarak adlandırılır. Zamanla bu isim Konyaaltı’na dönüşür. Anadolu uygarlıkları yerleşim haritasına göre, Likya sınırları içinde yer alır Konyaaltı.BölgedekiLikya kentinin adı ise Olbia’dır.

Olbia Antik Kenti

Olbia Antik Kenti ile ilgili olarak, Akdeniz Üniversitesi

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012

T

he sun, which set out from the vast blues of the Mediterranean first illuminated Beydağları Mountains. Then, the snow on the top of the Taurus Mountains reflected on the Mediterranean. The sea turned from white to blue in all its shades. While the Stream of Boğa was carrying the waters of the Taurus Mountains to the Mediterranean, the shadows of the pine trees were cast on the deep blue beyond the harbor. Feslikan Plateau, which the winter sun was failing to warm up, was waiting quietly for the next spring since the departure of the last nomads to the plain. It was almost sundown when we reached Antalya’s roof, Tünektepe. When the sun went down behind Beydağları Mountains, its shadow had fallen all over the city. The lights

of the city slowly glowed. Antalya, starting with Konyaaltı, was a blaze embracing the Mediterranean. Konyaaltı, which is located at the west end of Antalya, is a town famous for its beaches bearing the same name. The beach starts at the point where the cliffs end on the western section of the city and spreads 4-5 kilometers to the port of Antalya. Konyaaltı which has the most magnificent summits of Beydağları Mountains on its shoulders gets its name from ‘Koyaltı’. It was named ‘Koyaltı’ due to the fact that Antalya has been situated on top of cliffs till recent times. In time the name has turned into Konyaaltı. According to Anatolian Civilizations settlement maps it was located within Lycian borders. The name of the Lycian city in


Arkeoloji Bölümü tarafından yüzey araştırmalarıyapılmıştır. Bu çalışmalarıyürüten Prof. Dr. Nevzat Çevik, Olbia’nın varlığını şöyle anlatır: “’Arapsuyu’ndan Boğa Çayı’na kadar çok geniş bir alanda günümüze ulaşabilmiş kalıntılar, güçlü bir kaleden bahseden antik kaynakları doğrularken, yeri hep tartışıla gelen Olbia’nın, merkezi Deliktaş olmak üzere, Arapsuyu ağzında ve çevresinde kurulu olduğu yaklaşımını güçlendirmiştir. 2.70 metre kalınlığındaki erken sur duvarları kalıntıları ve rıhtım blokları, Olbia’nın deniz taşıtlarının yanaşabildiği bir kıyı yerleşimi olduğunu düşündürmektedir. Nato Tesisleri üstündeki tepede bulunan güçlü kale de,Olbia olmaya başka bir adaydır.Olbia’nın kesin olarak bilinemeyen yeri konusunda başka bilim adamlarının da önerileri vardır. Bu öneriler, Kemer’den Konyaaltı’na kadar bir alanda olacağı konusunda çeşitlenmektedir.

Trebenna Antik Kenti

Beydağları’nın üzerinde deniz seviyesinden 700 m. yükseklikteki ormanlık alan içerisinde bir Akropol kent tarzında inşa edilmiş olan Trebenna Antik Kenti’nin kalıntıları, bugünkü Geyikbayırı / Çağlarca yerleşiminin 2 kilometre kadar güneyinde bulunmaktadır. Bir çıkıntı şeklinde tepe üzerine inşa edilmiş olan antik kentin etrafı kayalıklarla çevrilmiş durumdadır. Batı Antalya Ovası’nda yer alan kıyı kentlerin son müdafaa yeri şeklinde düşünülen Trebenna’nınLuwi dilindeki orijinal adı ‘Trebewana’, yani ‘Trebe Ülkesi’dir. Konyaaltı’nın görülmeye değer tarihi yerlerinden biri

olan Trebenna; Roma çağında resmen Lykia eyaletinin politik sınırları içerisinde kalmaklaberaber, Bizans döneminde kesin olarak bir Pamphylia kenti olarak karşımıza çıkmaktadır. Çeşitli piskoposluk listelerinde, Pamphylia eparkhiasında Perge Metropolitliğine bağlı piskoposluk merkezidir. Kentin adı bu dönemde Perbaina olarak anılmaktadır. Bugün görülebilen kalıntılar, Roma ve Bizans dönemlerine aittir.

Toplam yatak kapasitesi 26 bin 430

Konyaaltı kuzeydoğuda Kumluca ve Korkuteli, kuzeyde Döşemealtı ve Kepez, doğuda ise Muratpaşaile komşudur. Güneyinde Akdeniz ve Konyaaltı plajları bulunan ilçe,Feslikan Yaylası ve Saklıkent Kayak Merkezi’ni sınırları içerisinde

Konyaaltı region was Olbia.

The Ancient City of Olbia

Surface research was done by the Archeological Department of the Mediterranean University about the ancient city of Olbia. Professor Nevzat Çevik who was the head of this research has said of Olbia: The ruins that have been able to reach today in the wide area between Arapsuyu and the stream of Boğa, confirm the ancient sources talking about the existence of a strong fortress while strengthening the idea that the disputable location of Olbia was around the mouth of Arapsuyu and its center had been Deliktaş. The 2.70 meter thick city walls and wharf blocks suggest that Olbia had been a coastal settlement where sea transportation was done. The strong

fortress on top of the hill in the NATO facility is also another possible Olbia. There are other suggestions on the disputable location of Olbia by other scientists. These suggestions vary in the area between Kemer and Konyaaltı.

Ancient City of Trebenna

The ruins of the ancient city of Trebenna, which was built in the style of Acropolis in a forest area, 700 meters above sea level on Beydağları Mountains, are located 2 kilometers south of what is today Geyikbayırı / Çağlarca. The ancient city which was built on a hill shaped like a projection was surrounded by rocky cliffs. Trebenna, which is thought to be the last defense among the coastal cities of the west Antalya plain, was called ‘Trebewana’ meaning ‘the land of Trebe’ in the original Luwian language. Trebenna, which is a historical area worth visiting in Konyaaltı, has been within the political borders of Lycia during the Roman period and was named Pamphylia in the Byzantine period. In many bishopric lists, Pamphylia is a bishopric center bound to the Perge Metropolitan. In those times the city was named Perbaina. The ruins that are seen today belong to the Roman and Byzantine period.

Total bed capacity: 26 thousand 430

Konyaaltı is surrounded by Kumluca and Korkuteli in the northeast, Döşemealtı and Kepez in the north and Muratpaşa in the east. The city contains Feslikan Plateau and Saklıkent ski resort within its borders along with Akdeniz and Konyaaltı beaches in the south. The ANTALYA 69

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012


Kent Meydanı

barındırır. Sahil uzunluğu 25 kilometre olan ilçenin ekonomisi ve ticareti, turizm sektörü ve bu sektöre bağlı olarak gelişen hizmet sektörüne dayanmaktadır. Bu alanda tatil köyleri ve oteller, çok sayıda insan istihdam etmektedir. Konyaaltı’nda oteller ağırlıklı olarak Beldibi’nde yer almaktadır. 8 tatil köyü ve 60 adet otelin bulunduğu Beldibi, toplam 21 bin 500 yatak kapasitesine sahiptir. İlçe merkezinde yer alan 75 otelle birlikte Konyaaltı’ndaki toplam yatak kapasitesi 26 bin 430’tir.

börek yapan, genel olarak aile işletmesi şeklindeki 500 gözleme ünitesi, ekonomik bir faaliyet olarak katkı sağlar. Konyaaltı sınırları içerisinde bulunan serbest bölgede 108 firma faaliyet göstermekte olup, bunun 40 adedi tekne yapımı ve

Turizmden sonra ilçe ekonomisine narenciye ve seracılık başta olmak üzere tarım ve hayvancılık yön verir. Aralık – Mart ayları arasında günlük ortalama 1.000 kişinin ziyaret ettiği, ilçe merkezine 40 kilometre mesafedeki Saklıkent Kayak Merkezi de kış mevsiminde ilçede bir canlılık meydana getirir. Çakırlar, Doyran bölgesi ile Akdamlar, Hacısekililer ve Çağlarca köylerinde, yöreye özgü taze ve sıcak gözleme, 70

ANTALYA

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012

economy of the city which has a 25 kilometer long coastline is based on tourism and its related sectors. Many holiday resorts and hotels in this area accommodate a great number of people. Most of the hotels in Konyaaltı are located in

Beldibi. With its 8 holiday resorts and 60 hotels, Beldibi has a total bed capacity of 21 thousand 500. Including the 75 hotels in the town center, Konyaaltı’s total bed capacity is 26 thousand 430. Aside from tourism the town’s economy is also based on animal breeding and agriculture which includes viticulture and green housing. Saklıkent Ski Resort which is located 40 kilometers outside of the town and is visited by an average of 1000 people a day between the months of December and May, brings vitality to town during the winter season. In Çakırlar, Doyran region, Akdamlar, Hacısekililer and Çağlarca villages, 500 family operated pastry vending units that offer local tastes like fresh and warm pastries provide an economic contribution. The free zone within the Konyaaltı borders is home to 108 companies, 40 of which are ship builders and repairers. 3 100 people are

Mini City


tamiri alanında çalışmaktadır. Bölgede toplam 3 bin 100 kişi istihdam edilmektedir. Serbest bölgenin 2010 yılı ihracatı, 300 bin dolar civarındadır.

Akyarlar Mağarası

Konyaaltı merkezine 12 kilometre mesafede, Beydağları’nın denize dönük güney yamaçlarında bulunan Akyarlar Mağarası, Antalya-Kemer karayolunda 1971 yılında gerçekleşen yapım çalışmaları esnasında ortaya çıkarılmıştır. Bulunduğu tarihte girişi düzenlenen mağara, 75 metrelik bir mesafe ile denize ulaşmaktadır. Her yıl binlerce yerli ve yabancı misafir tarafından ziyaret edilen mağarada birbirinden ilginç sarkık ve didikler yer almaktadır. Mağaranın çevresinde kaya tırmanma parkurları da bulunmaktadır. Herhangi bir ışıklandırması olmayan mağara, Konyaaltı Kaymakamlığınca belli aralıklarla temizlenerek, ziyarete açık tutulmaktadır.

Beldibi Sığınağı

İlçe merkezine 16 kilometre mesafede, Beldibi Bahçecik Mahallesi sınırları içerisinde yer alan Beldibi Sığınağı, Antalya-Kemer sahil yolu kenarında bulunan Çamdağ tünelinin hemen çıkışındaki bir kaya altı sığınağıdır. Prof. Dr. Enver Bostancı tarafından 1960-1966 yılları arasındaki araştırma sonucu mezolitik kültürleri içeren altı tabaka tespit edilmiştir. Bu tabakalar yontmataş ve cilalıtaş çağları arasındaki geçiş dönemini temsil etmektedir. Mağara ve çevresinde üst paleolitik ve mezolitik döneme ait çakmaktaşı aletler de bulunmuştur. Mağara, Antalya Müze Müdürlüğünün bakım ve koruması altındadır.

Akyarlar Mağarası

employed in the free zone. In 2010 the exportation of the Free Zone was around 300 000 dollars.

Akyarlar Cave

Located 12 kilometers away from Konyaaltı’s center Akyarlar Cave, which is on the sea facing southern slope of Beydağları Mountain, was discovered in 1971 during the construction of Antalya-Kemer highway. The cave, whose entrance was formed during the time it was discovered, connects to the sea after a 75 meter distance. The cave which attracts thousands of local and foreign tourists every year includes fascinating stalactites and stalagmites. Rock climbing can be done around the cave. The cave which does not have any illumination is cleaned periodically and kept open for visitors by the Konyaaltı Kaimakam authority.

Beldibi Shelter

Located at 16 kilometers from the town’s center, Beld-

Beldibi Sığınağı

ANTALYA 71

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012


Rüya mekanı Konyaaltı

Bayram Yılmaz Konyaaltı Kaymakamı Governor of District

Daha 20 yıl öncesine kadar turizmi “gezip görmek”, turisti de “gezip gören” olarak tarif ederdik. Belki o yılarda turizme ve turiste bu kadar aşina değildik; konunun boyutlarını, önemini ve çeşitlerini bilmiyorduk. Günümüzde artık anladık ki, turizm gezip görmenin yanında ‘sağlık bulmak, bilgi edinmek, eğitim almak,

eğitim vermek, ticaret yapmak, spor yapmak, sanat icra etmek, dinlenmek gibi’ çok zengin bir içeriğe ve çeşitlilik boyutuna ulaştı. Bu çeşitlilik ve içerik, turizmi pek tabii ki 12 aya yaydı. Turizmin her çeşidine, her mevsim cevap verebilecek kapasite ve imkâna sahip, turizmde dünya markası olan Antalya ilimizle birlikte Konyaaltı da, hiç şüphesiz zamanın ve gelişmelerin gerisinde kalmamıştır. Konyaaltı denilince akla ilk gelebilecek kavramlar gürültüden uzak, huzurlu, doğal ve sağlıklı bir yaşam bölgesi olmasıdır. İlçe merkezinde ve Beldibi Mahallesi’nde yer alan yüzlerce turistik otel ve tatil köyünde, her mevsim kaliteli konaklama imkânının yanında çeşitli spor ve eğlence faaliyetleri de misafirlere zengin alternatifler sunar. Birçok otel ulusal ve uluslararası kongrelere, eğitim programlarına ve sportif

faaliyetlere de ev sahipliği yapmaktadır. Konyaaltı’nın güzelliklerinin başında gelen, ilçe merkezine 45 dakika mesafedeki Beydağları’nın zirvesini oluşturan Saklıkent Kayak Merkezi,‘kışın yukarıda kayak yap, aşağıda denize gir” ifadesine kaynaklık eden, adına yakışır bir esrarengizlik mekânıdır. Yaz sıcaklarına nispet edercesine huzurlu bir serinlik sunan Feslikan Yaylası da doğal bir rehabilitasyon merkezidir. İlçenin hemen yanı başında yer alan Tünektepe Döner Gazinosu, Antalya’nın tamamını, Akdeniz’in doyumsuz mavisini, bazen bulutların üzerinde gezinen Topçam(Sıçan) Adası’nı kuş bakışı seyretme, meraklıları için de harika kareler yakalama imkânları sunar. Denizin ve kumsalın en güzelinin yer aldığı Konyaaltı plajlarının devamında yer

alan ve her mevsim misafirlerini ağırlayan, maviyle yeşilin en güzelinin bütünleştiği Çaltıcaklar veTopçam piknik alanları, hafta sonları aile ve misafirler için nefes alınabilecek doğal ve güvenli merkezlerdir. Ülkemizin ve dünyanın en önemli ameliyat ve tedavilerinin yapıldığı Tıp Fakültesi Hastanesi ve Akdeniz Üniversitesi ilçemiz sınırları içerisinde yer almaktadır. Yüksek eğitim ve kaliteli yaşam seviyesi ile Konyaaltı sakinleri de bu güzellikleri tamamlayan ilçenin en önemli zenginliğidir. Saymakla bitmeyecek cazip güzelliklere ve sonsuz imkânlara sahip, bütün insanlığı bir yuva sıcaklığında ağırlayan, her mevsim ayrı güzelliklere bürünen, rüya mekanı Konyaaltı’nda yaşamakta olan hemşerilerimize ve değerli misafirlere sağlıklı ve huzurlu bir hayat diliyorum.

Konyaaltı, a dream place Just 20 years ago tourism was seen as ‘visiting’ and the tourist was merely ‘the visitor’. Maybe in those years we weren’t familiar with the concept of tourism and tourists and didn’t understand its importance or variety. Today we understand that the concept has a much broader range such as receiving treatment, gaining information, getting educated, providing an education, trading, doing sports, performing an art, resting. This wide range has inevitably spread tourism season to 12 months. Along with the city of Antalya which has made a worldwide name with its 72

ANTALYA

infinite possibilities available all year long, Konyaaltı also has made great progress. Konyaaltı is famous for its tranquility, quiet, nature and healthy living standards. Hundreds of resorts and hotels in the town center and Beldibi district provide quality accommodations along with various sports and entertainment activities. Many hotels have hosted national and international conventions, education programs and sports activities. One of Konyaaltı’s most fascinating and mysterious places is Saklıkent Ski Resort which is 45 minutes away from the town center

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012

on the summit of Beydağları Mountain; it is the source of the saying ‘ in the winter ski upstairs and swim downstairs’. Feslikan Plateau is a natural rehabilitation center that offers cool temperatures even in the hottest of summers. Situated close to town Tünektepe Rotating Restaurant offers an incredible view of Antalya, all the shades of blue of the Mediterranean, Sıçan Island and a wonderful panorama for picture taking. Çaltıcaklar and Topçam picnic areas which are located at the end of the wonderful beaches of Konyaaltı, offer

a natural and safe resting place for families and visitors on the weekends. Akdeniz University and the world famous medical school and hospital are within our town’s borders. The Local Konyaaltı population with its high education standard and quality living suits the richness of this town. I wish all the wonderful citizens and visitors of this dream city that holds amazing attractions and infinite possibilities and that welcomes all humanity with warmth, a healthy and happy life.


Tünektepe

Tünektepe

Tünektepe Antalya`nın batısında 618 metre yüksekliğinde bir tepedir. Üzerinde kendi ekseninde dönen bir restoran bulunmaktadır. Uzun yıllar özel sektör tarafından işletilen tesis, geçen Haziran ayı içerisinde Antalya İl Özel İdaresine devredilmiştir. Halk arasında Döner Gazino olarak da bilinen Tünektepe’ye, çam ağaçları arasından kıvrılarak çıkan bir araç yoluyla ulaşılır. Antalya İl Özel İdaresine devrinden sonra yeniden düzenlenen Tünektepe’ye, önümüzdeki süreçte teleferik yapımı planlanmaktadır. ‘Antalya’nın damı’ olarak da nitelendirilen 618 rakımlı tepeden izlenen Antalya panoraması, hayret yaratacak kadar etkileyicidir.

Topçam günübirlik kullanım alanı

Antalya - Kemer karayolu üzerinde, il merkezine 17 kilometre mesafededir. Deniz kenarında 13.5 hektar üzerinde kurulu olan bu mesire yerinde güzel bir plaj da yer almaktadır. Yerli ve yabancı ziyaretçi potansiyeli çok yüksektir. Ziyaretçiler günübirlik dinlenme ihtiyaçlarını giderdikleri gibi deniz ve plajdan yararlanma imkânına da sahiptirler.

Çaltıcak günübirlik kullanım alanı

Kemer karayolu üzerinde, il merkezine 19 kilometre mesafede yer alır. Beydağları (Olimpos) Sahil Milli Parkı içinde kalmaktadır. 28 hektarlık kullanım sahası olup, günde 4 bin 500 kişiye hizmet verebilecek kapasitededir.

ibi Shelter which is within the borders of Beldibi Bahçecik District is a sub-rock shelter at the exit of Çamdağ Tunnel beside the coastal AntalyaKemer motorway. Six layers containing Mesolithic cultures were discovered during the study conducted between the years of 1960-1966 by Prof. Dr. Enver Bostancı. These layers represent the transition between upper Paleolithic and Neolithic ages. Flint tools and instruments from Paleolithic and Mesothilic ages were also discovered in and around the cave. The cave is under the care and protection of the Antalya Museum Directorship.

Tünektepe

Tünektepe is a hill of 618 meters located in the west of Antalya. It contains a rotating restaurant on top of it. The facility that was run privately for years was turned over to Antalya City Authority last June. Tünektepe which is locally known as ‘swivel restaurant’ can be reached by a winding road through pine trees. After its turnover to Antalya City Authority, Tünektepe has been reorganized and plans are on the way for an aerial railway. The Antalya panorama, visible from the hill which is also called ‘Antalya’s roof’ is 618 meters above sea ANTALYA 73

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012


Saklıkent

Kagıcak günübirlik kullanım alanı

Deniz kenarında 3.5 hektar kullanım sahası olan bu alan da Beydağları (Olimpos) Sahil Milli Parkı içinde yer almaktadır. Antalya-Kemer karayolu üzerinde, il merkezine 22 kilometre mesafededir. Yerli ve yabancı ziyaretçiler, günübirlik dinlenme ihtiyaçlarını giderebildikleri gibi deniz sporları da yapabilmektedirler.

Ekvatora en yakın kayak merkezi: Saklıkent

Toroslar’ın zirvesinde yer alan Bakırlıdağ’ın kuzey yamacına kurulmuş 500 dağ evi ve kayak tesislerinden oluşan Saklıkent Kayak Merkezi, Akdeniz`e ve ekvatora en yakın kayak tesisidir. Saklıkent Kayak Merkezi’nde 74

ANTALYA

Aralık 10 - Nisan 10 arasında yaklaşık 120 gün kaliteli kayak yapmak mümkündür. Dünya coğrafyasında sıcak kuşağın hemen yamacında bulunan Saklıkent Kayak Merkezi’nde, ılıman iklim sayesinde sıcaklık gündüzleri -5 derecenin altına ender olarak düşer. Güneşli gün sayısının ortalama 70 - 80 gün civarında geçtiği Saklıkent Kayak Merkezi’nde ortalama kar kalınlığı 100 230 cm olup, zirvede zaman zaman kar yüksekliği 5 metreye kadar ulaşır. Saklıkent Kayak Merkezi Antalya’ya 45, havaalanına 60 kilometre uzaklıktadır. Merkeze, portakal ve nar bahçelerinin arasından geçen, eşsiz Antalya manzaralarının olduğu, dağ yolunun sonunda varılır. Deniz seviyesinden bin 850 metre yüksekte 800 kişi/saat

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012

level and is astonishingly impressive.

up to 4 thousand 500 people.

Topçam Daily Excursion Spot

Kagıcak Daily Excursion Spot

Located on the Antalya Kemer motorway, it is 17 kilometers from the city center. Situated on 13.5 hectares near the sea, it includes a beautiful beach. It has high potential for local and foreign visitors. Visitors can take daily relaxing trips and enjoy the sea and the beach.

Çaltıcak Daily Excursion Spot

Located on the Kemer highway, it is 19 kilometers from the city center. It is within Beydağları Coastal National Park. Situated on 28 hectares, it can serve

Situated near the sea on 3.5 hectares, it is within Beydağları Coastal National Park. Located on the Antalya-Kemer motorway, it is 22 kilometers away from the city center. Local and foreign visitors can take daily relaxing trips and enjoy water sports.

The closest ski resort to the equator: Saklıkent

Set on the northern slope of Bakırlıdağ on the summit of Toros Mountains, Saklıkent Ski resort with its 500 mountain cabins and skiing facilities is the closest ski resort to the equator and the


kapasiteli telesiyej, 400 kişi/ saat kapasiteli teleski, 100 kişi/saat kapasiteli babyliftin yanında, her türlü malzemeyi bulabileceğiniz kayak odaları ile Antalya’nın tek kayak merkezi olan Satklikent’teki pistlerde, kayak ve snowboard zevkini doyasıya yaşayabilirsiniz.

Ata’yı Anma Kupası Yat Yelken Yarışları

Konyaaltı Belediyesi tarafından Atatürk’ü anmak, su sporlarını sevdirmek ve gelişmesine katkıda bulunmak amacıyla, üç yıldır ‘‘Ata’yı Anma Kupası Yat ve Yelken Yarışları’’ düzenlenmektedir. Boğaçayı açıklarından startı verilen ve her yıl iki gün boyunca süren etkinliğe, çeşitli yaş gruplarından sporcular katılmaktadır. Yarışların sonunda çeşitli kategorilerde dereceye giren sporcular ödüllendirilmektedir.

II. Uluslararası Antalya Konyaaltı Kitap Fuarı

Kitapseverlerin ve okuyucuların ihtiyacını karşılamak ve korsan yayıncılığı önlemek amacıyla 2010 yılında “Okumak Lazım” sloganıyla düzenlen fuar, sınırları genişletilerek sürdürülüyor. 2011 yılında Antalya’da yaşayan yabancı ülke vatandaşlarıyla kültürler arası diyalogun geliştirilmesi amacıyla ‘‘Akdeniz’i Yazmak’’ sloganıyla uluslararası boyuta taşınan Uluslararası Antalya Konyaaltı Kitap Fuarı, üç bin metre kareden oluşuyor. 80 stantta edebi, kültür, eğitim, bilim v.b. yayınlar ile 16 yabancı ülke stantları ile sanat atölyelerinin yer aldığı Uluslararası Antalya Konyaaltı Kitap Fuarı’nda yazarlar imza günü ve söyleşileriyle kitapseverlerle buluşuyor. Süleyman Erol Uluslararası Açık Deniz Yüzme Maratonu Antalya’da ilk defa yüzme

Ata’yı Anma Yelken Turnuvası

takımını kuran ve su sporlarının gelişmesine katkı sağlayan eski Gençlik ve Spor İl Müdürü merhum Süleyman Erol’unanısına düzenlenenUluslararası Açık Deniz Yüzme Maratonu’na, her yıl çeşitli ülkelerden sporcular katılıyor. Bu yıl 5’incisi düzenlenen maraton 9 ayrı kategoride gerçekleşiyor.

Mediterranean. It is possible to have good quality skiing opportunity for about 120 days in Saklıkent Ski Resort from December 10 to April 10. Located right below the warm belt of the world, due to its warm climate the temperature rarely drops below minus 5 during the day in Saklıkent Ski Resort.

The average number of sunny days is about 70-80 and the average snow depth is 100-230 centimeters while snow depth can go up to 5 meters in the summit from time to time. Saklıkent Ski Resort is 45 kilometers to Antalya, and 60 kilometers to the airport. The resort can be reached through a

Kitap fuarı

ANTALYA 75

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012


Değişimin yaşandığı kent Konyaaltı

Muhittin Böcek Konyaaltı Belediye Başkanı Governor of Konyaaltı

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, Antalya’yı “Hiç şüphesiz ki, Antalya dünyanın en güzel yeridir’’ diyerek tarif etmiş. Bu en güzel şehrin en özel yeri ise Konyaaltı. Dört mevsimin aynı anda yaşandığı bu eşsiz ilçe, birçok medeniyete de ev sahipliği yapmıştır. Geçmişten günümüze doğal güzelliklerini koruyarak gelişen Konya-

altı, bugün yerli ve yabancı herkesi konuk etmektedir. 25 kilometreyi aşan bir sahil şeridi, denizle kucaklaşan yemyeşil ormanları, yürüyüş ve etkinliklerin yapıldığı yaylaları, Antalyalılara kayak yapma imkânı sağlayan Saklıkent’i ile tüm beklentilere cevap veren ilçemizin, bugün nüfusu 130 binlere ulaşmıştır. Antalya – Kemer karayolu üzerinde, ilimizin doğu ile batı aksının kesiştiği noktada bulunması nedeniyle de önem arz etmektedir. İlimize gelen turistlerin yarısı bölgemiz güzergâhını kullanmakta ve her geçen gün daha çok kişi tarafından tanınmaktadır. Asıl ekonomik faaliyeti turizm, ticaret ve tarım olan Konyaltı’nda, 33 bin yatak kapasitesine sahip konaklama tesislerimiz mevcuttur. Limanımızdan 2010 yılında 126 bin konteyner yükü ihracat yapılmıştır. Ayrıca, kruvaziyer gemilerle

2010 yılında limanımızdan 200 bin yolcu girişi gerçekleşmiştir. Ülkemizin beşinci büyük yat limanının ilçemizde bulunması da ayrı bir değerdir. Yat limanımızın denizde 235, karada 300 yat kapasitesi mevcuttur. Konyaaltımız, 1994’lü yıllarda 4 köyden oluşmakta iken, bugüne kadar geçen süreçte büyük bir değişim yaşamıştır. Tabii bu değişim kolay olmamıştır. Azim ve kararlılıkla hayata geçirdiğimiz birçok proje ile Konyaaltı’nı değişen ve gelişen bir ilçe konumuna getirdik. Salaş yapılarla kuşatılmış sahilimizi,Avrupa standartlarına kavuşturduk. “Kentler Meydanlarıyla Anılır’’ sloganıyla bugün halkımızın buluşma noktası olan, resmi bayramların ve etkinliklerin coşku ile kutlandığı Konyaaltı Kent Meydanı projesini hayata geçirdik. Kentsel dönüşüm projesiyle, gecekondu sorununu çözdük.

Beldibi bölgesi de artık ilçemiz sınırlarındadır. Doğası, denizi ile muhteşem bir hazine olan Beldibi’nin imar çalışmalarına ağırlık verdik. Bütün çabamız çağdaş, modern, vazgeçilmez bir turizm merkezi yaratmaktır. Bizim çalışmalarımızla birlikte Konyaaltımız; alışveriş merkezlerinin yoğunlaştığı, müteahhitlerin ve yatırımcıların birbirleriyle yarıştığı, özel sağlık tesislerin ve özel okulların tercih ettiği, yerli, yabancı herkesin beğenisini kazanan, her vatandaşımızın ihtiyacına cevap veren, temiz denizi ve havasıyla örnek bir kent, bir marka haline gelmiştir. Biz bu farklılığa, ‘‘Değişimin Yaşandığı Kent Konyaaltı’’ diyoruz. Bütün bu güzellikleri yaşamak isteyen herkesi de Konyaaltı’na bekliyoruz.

Konyaaltı: living the transformation Our great leader Mustafa Kemal Atatürk described Antalya as ‘Undoubtedly the most beautiful place on earth’. The most special place in this beautiful place is Konyaaltı. This unique city where it is possible to experience all four seasons simultaneously, has been home to many different civilizations. Konyaaltı which has conserved its natural beauty over time is visited by both local and foreign tourists. The town which has something for everyone with its 25 kilometers long coast, thick green forests, plateaus that offer nature walks and festivities and Saklıkent Ski Resort has a population of 130 thousand. Located on 76

ANTALYA

the Antalya-Kemer motorway, it is on the intersection of the western and eastern axes. Half of the people visiting our city go through our town making it more and more known every day. The main economy of the town is tourism, trade and agriculture and Konyaaltı’s facilities have a 33 thousand bed capacity. In 2010, 126 thousand containers have been shipped from our seaport. Additionally, 200 thousand passengers have entered our country in 2010 by cruise ships. The fifth largest marina of our country is located in our town. The marina has a capacity to house 235 yachts in the sea and 300 on land.

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012

In 1994, Konyaaltı consisted of 4 villages, since then it has gone through a big transformation. Of course this change has not been easy. With multiple projects that have been planned with great tenacity and determination Konyaaltı has transformed and developed. Our seashore has reached European standards. We realized the Konyaaltı Town square project where the public gathers to meet, to celebrate official holidays and activities, following the slogan ‘Cities are remembered by their squares’. The problem of slums was solved with the city conversion project.

Beldibi region is also within our borders. Improvements are under way in Beldibi which has magnificent natural beauty and a wonderful sea. Our goal is to create a modern and indispensable tourism center. With our efforts Konyaaltı has become a brand name due to its shopping centers, popularity among investors and constructors, private health facilities, private schools, popularity among local and foreign tourists and its clean sea and air. We call this ‘The Transformation of Konyaaltı’. We welcome everyone who wants to experience this beauty in Konyaaltı.


Marina

Ekolojik Pazar

Konyaaltı Çakırlar Bölgesi’nde yöre insanının üretmiş olduğu organik ürünlerin tanıtılması ve satışının gerçekleştirilmesi için kurulan Ekolojik Pazar, Konyaaltı Belediyesi tarafından çeşitlendirilmiş, daha çok vatandaşın yararlanması sağlanmıştır. Antalyalılar, hafta sonları bu pazardan alışverişlerini yapmakta, yöresel tarzda hazırlanan kahvaltı veya öğle yemeklerini yemektedirler. Mangalda hazırlanan çaydan sonra çam ağaçlarının altında yapılan doğa yürüyüşleri, büyük küçük bütün insanları farklı dünyalara götürmektedir.

Çelebi Marina

Çelebi Marina, Türkiye’nin Akdeniz kıyıları merkezinde, yüksek standartlı bağlama iskeleleri, teknik servis ve

sosyal tesis olanaklarıyla Türk ve dünya halklarının buluşma noktası olarak ülkemiz deniz turizminin gelişmesine katkı sağlamaya devam etmektedir.Bu sene başında ağırladığı yeni versiyon yelkenli teknelerden 66 metre boyunda S/Y Aglaia ve S/Y Cindrella isimli tekneler ile yelkenli teknelerin de tercih noktası olan Çelebi Marina, yatçıların her türlü teknik ve sosyal ihtiyacına cevap vererek, güvenli bağlama ve seyir imkânı oluşturmaktadır. Çelebi Marina, hizmet anlayışı ve çevreye duyarlı çalışmaları ile TYHA altın çapa ve Türkiye Çevre Eğitim Vakfı Mavi bayrak ödüllerine layık görülmüştür.

Feslikan Yağlı Güreşleri ve Yayla Şenlikleri Toroslar’ın doruklarında yaklaşık 1800 metre

scenic mountain road with fabulous Antalya views that passes through orange and pomegranate orchards. Located 1850 meters above sea level with its ski tow of 800 people per hour capacity, teleskiis of 400 people per hour capacity and a baby lift of 100 people per hour capacity Antalya’s only ski resort Saklıkent offers an enjoyable skiing and snowboarding experience.

Atatürk Memorial Cup Regatta

For the past three years the Municipality of Konyaaltı has been organizing ‘Atatürk Memorial Cup Regatta’ in order to commemorate Atatürk and also to promote and popularize water sports. Athletes of different ages participate in the two-day race that starts in the open

waters of Boğaçayı. Prizes are awarded to winners in various different categories.

II. Antalya Konyaaltı International Book Fair

The fair that kicked off in 2010 with the slogan ‘Reading is Necessary’ with the aim of satisfying the needs of book lovers and prevention of pirate publications, continues to grow every year. In 2011 Antalya Konyaaltı Book Fair reached international status with the slogan ‘Writing about the Mediterranean’ that aimed at developing a cultural dialog with the foreigners residing in Antalya. The fair with its 3000 square meters contains 80 stands of literary, cultural, educational, scientific etc., publications, 16 foreign stands, art workshops and book signings. ANTALYA 77

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012


has been diversified by the municipality of Konyaaltı to include many more citizens. The Antalya population does their shopping on the weekends and enjoys the local dishes in breakfast and lunches. Nature walks taken through thick pine trees after a good cup of tea creates a great getaway for people of all ages.

Çelebi Marina

Feslikan Yağlı Güreşleri

rakıma sahip olan Feslikan Yaylası’nda, 16 yıldır düzenlene yağlı pehlivan güreşleri ve şenlikler, Ağustos ayının ilk haftası gerçekleşmektedir. Konyaaltı Karnavalı ve Yaz Şenlikleri’nin ilk iki günü Konyaaltı Kent Meydanı’nda,ata sporumuzu yaşatmak için düzenlenen yağlı pehlivan güreşleri ve konserler de Feslikan Yaylası’nda yapılmaktadır.

Süleyman Erol International Open Sea Swimming Marathon

The International Open Sea Swimming Marathon, that is held to commemorate the late Süleyman Erol who was the first person to start a swimming team and who has worked as the city director of youth and sports, hosts many athletes from all

over the world every year. This year which marks the fifth for the marathon, the races are held in 9 different categories.

Ecological Market

Ecological Market which is set up for the promotion and sales of the organic produce of the locals in Konyaaltı Çakırlar region

Çelebi Marina continues to contribute to the development of marine tourism in Turkey’s Mediterranean coast by providing a meeting point for Turkish and World populations through high standard docking, technical service and facilities. Çelebi Marina which has been hosting yachts like 66 meters long S7Y Aglaia and S/Y Cindrella in the beginning of this year has become a preferred choice for sail boats as well by providing technical and social support and safe docking. Çelebi Marina has won the TYHA Golden Anchor award and the blue flag of Turkey’s

11. Ulusal Kaya Tırmanış Şenliği

Konyaaltı’nın tanıtılması, bölge turizminin geliştirilmesi ve turizmin 12 aya yayılması amacıyla, Geyikbayırıİnlerönü Mevkii Trebenna Antik Kenti yanında kaya tırmanışı şenliği her yıl gerçekleştirilmektedir. Bu yıl 11’incisi düzenlenen kaya tırmanışı şenliğine, 220 yerli ve yabancı dağcı katılmıştır.

Akdeniz Üniversitesi

Akdeniz Üniversitesi 20 Temmuz 1982 yılında kurulmuştur. Antalya Kent Merkezi’nin batısında 3bin 78

ANTALYA

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012

Akdeniz Üniversitesi


700 dönüm alan üzerine kurulmuş bir kampüste bulunan üniversite, 16 fakülte, 5 yüksekokul, 1 konservatuvar, 13 meslek yüksekokulu ve 6 enstitüye sahiptir. Üniversite, 40 bini aşan öğrencisi ve akademik-idari çalışanları ile eğitim-öğretim çalışmalarını sürdürmektedir.Öğrencilerini dünyanın her yerinde önemli görevler üstlenebilecek bilgi donanımına sahip bireyler olarak yetiştiren Akdeniz Üniversitesi, dünya üniversitesi olma yolunda hızla ilerlemektedir. Türkiye’de 2009’da ‘Yılın En Başarılı Üniversitesi’ seçilen Akdeniz Üniversitesi, Erasmus Programı kapsamında Avrupa 3’üncüsü olarak ülkenin adını duyurmuştur. Uzay Bilimleri ve Teknoloji Bölümü’nü kurarak Türkiye’nin uzaya açılan kapısı olan Akdeniz Üniversitesi, Teknokent ile 29 patent alan ilk üniversitedir.

Port Akdeniz

Kruvaziyer limanı, konteyner limanı, dökme yük ve marina içeren çok amaçlı bir liman olan Port Akdeniz, Türkiye’nin gelişme potansiyeli en yüksek limanları arasında ilk sıralarda yer almaktadırPort Akdeniz, Antalya ve bölgesini(Burdur-IspartaDenizli-Güney Konya), İzmir-Mersin arasındaki yaklaşık 700 deniz millik kıyı şeridi üzerindeki en büyük organize merkez haline getirmeyi ana hedef olarak belirlemiş durumdadır. Antalya Liman sınırları içinde 4 adet römorkörü ile geniş bir bölgede kılavuzluk ve römorkaj hizmeti vermektedir. Port Akdeniz limanı, başta konteyner ve cruise ope-

11. Ulusal Kaya Tırmanış Şenliği

Environmental Education Foundation due to its service mentality and sensitivity to the environment.

Feslikan Wrestles and Plateau Festivities

Feslikan Plateau which is situated 1800metres above sea level on the summits of the Toros Mountains, has been

hosting wrestles and festivities in the first week of august for the past 16 years. The first two days of the Konyaaltı Carnival and summer festivities are held in Konyaaltı city square and wrestle matches and concerts that are organized to keep our traditional sport alive are held in Feslikan Plateau.

11. National Rock Climbing Festival

Every year a rock climbing event is held in Geyikbayırı/ İnlerönü District around the ancient city of Trebenna in order to promote Konyaaltı, develop tourism in the region and help spread tourism to 12 months of the year. 220 local and foreign rock climbANTALYA 79

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012


rasyonları olmak üzere, genel yük ve dökme yük gemilerine de uluslar arası standartlarda hizmet vermektedir.100-150 ton kapasiteli 4 adet vinç ile konteynerlere,10-65 ton arasındaki 6 adet vinç ile genel yük ve dökme yüklere ve 2 adet otomatik konveyör bant yardımı ile dökme yük gemilerine yönelik çalışmaktadır. Aynı zamanda Mayıs ayı içinde faaliyete geçen 2.000 metrekarelik kapalı deposu ile depolama hizmetlerine, 85 adet reeferplug ile reefer konteynerlere, 4 adet 35 ton ve 13 adet 3-10 ton kapasiteli forklifti ilekonteynerlere iç dolum ve iç boşaltma hizmeti vermektedir. 2011 yılı içinde ekipman ve altyapı yatırımı olarak yaklaşık 12 milyon dolar harcayan Port Akdeniz, yıllık 400.000 TEU/yıl olan konteyner kapasitesine ulaşmıştır. 80

ANTALYA

ers have attended this year’s festival which marked the 11th year.

Akdeniz University

Akdeniz University was founded on 20th of July, 1982. The university that has a 3 700 000 square meter campus in the west part of the Antalya city center houses 16 faculty buildings, 5 college buildings, 1 conservatory, 13 vocational schools and 6 institutes. The University continues to operate with over 40 thousand students, academic and managerial employees. Akdeniz University continues to develop and is on its way to becoming one of the leading Universities by graduating students that are ready and well equipped to take on important tasks all over the world. Akdeniz University was awarded ‘The Year’s most successful University’

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012

award in Turkey in 2009 and has won third place in Europe through the Erasmus Program. Akdeniz University, which has opened new doors by establishing a Space Sciences and Technology Department, has also been the first university to patent 29 innovations with Teknokent.

Port Akdeniz serves in international standards to container and cruise operations and also to vessels and bulk vessels. It provides service to containers with four cranes of 100-150 ton capacity, general and bulk vessels with 6 cranes of 1065 tons and bulk vessels with 2 automatic conveyor belts.

Port Akdeniz

At the same time it provides storage service with a covered storage area of 2000square meters that has been opened in May of this year, serves reefer containers with 85 reefer plugs and provides loading and unloading for containers with the help of 4, 35-ton and 13 , 3-10 ton capacity forklifts. Port Akdeniz has made an investment of 12 million dollars in 2011 on equipment and infrastructure and has reached its annual 400 000TEU container capacity.

Port Akdeniz which is a multipurpose seaport with its cruise harbor, container port and marina, is one of the ports with the highest potential for growth. Port Akdeniz aims at making Antalya and its surrounding area (Burdur-Isparta-Denizli-Southern Konya) the biggest organized center on the 700-mile coastal area between İzmir and Mersin. The 4 tugboats within the Antalya harbor limits provide pilotage in a vast area.


ANTALYA 81

Aral覺k / December 2011 - Ocak / January 2012


Sağlık turizminde geleceğin parlayan yıldızı

Akdeniz Üniversitesi Hastanesi Dünyanın ilk kadavradan canlıya rahim naklinin gerçekleştirildiği tıp fakültesi hastanesi, yurtdışından talepleri karşılamak üzere yabancı hastalar için ayrı bir hizmet birimi oluşturdu.

The rising star of health tourism The Mediterranean University Hospital The medical hospital which realized the first uterus transplant from a cadaver to a live person in the world has opened up a special unit to accommodate patients from foreign countries.

82

ANTALYA

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012


B

üyük başarılara imza atmasının yanında kaliteli ve modern tedavi hizmetleri nedeniyle sadece yurtiçinden değil, ülke dışından da birçok hastanın tercihte bulunduğu Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi, sağlık turizminde de adını planlı şekilde duyurmayı hedefliyor. Günde ortalama 3 bin 300 hastaya poliklinik, 790 yatak kapasitesi ile de klinik tedavi hizmetlerinin verildiği hastane, Akdeniz Bölgesi’nin en çok tercih edilen 3’üncü basamak hastanesi konumunda bulunuyor. Dünyada çok az sayıda yapılabilen operasyonların yanı sıra Türkiye’de ilk defa uygulanan ameliyatlardan başarılı sonuçlar elde ediliyor. Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Abdullah Erdoğan, tıbbın her alanında en kaliteli sağlık hizmetini, çağdaş ve en modern yöntemlerle başarılı bir şekilde sunduklarını belirterek, bölgenin en büyük ve en modern referans hastanesi olduklarını söyledi. Özellikle organ naklinde büyük başarılara imza atıldığını hatırlatan Doç. Dr. Erdoğan, şunları kaydetti: “Dünyanın ilk kadavradan canlıya rahim nakli ve Türkiye’nin ilk çift kol

nakli gibi son derece önemli ameliyatlar hastanemizde başarı ile gerçekleşti. Rahim nakli olan hastamızın gelecek yıl tüp bebek yöntemi ile hamile kalması planlanıyor. Kemik iliği naklinde de Türkiye’de en üst sıralardayız. (SGK 2009 verileri) Onkolojik tedavide

T

he Mediterranean University Hospital, which is preferred by many local and foreign patients for their quality and modern health services in addition to achieving successful surgeries, is targeting on advertising itself in health tourism in a well planned manner.

The hospital, which provides polyclinic services to an average of 3300 people a day and clinical treatment with 790 beds, is the third most preferred hospital in the Mediterranean Region. The hospital undertakes rare operations and receives great results after operations that are performed for the first time in Turkey. Chief of the Mediterranean University Hospital Doc. Dr. Abdullah Erdoğan, who stated that they were providing the best quality health service with modern techniques in every aspect of medicine and said that they were the biggest and most modern referral hospital in the region.. Doc. Dr. Erdoğan, who pointed out to the fact that they were especially successful in organ transplants, said: “Some of the most important surgeries, such as the uterus transplant from a cadaver and Turkey’s first double arm transplant, were done successfully in our hospital. Our patient which had the uterus transplant is planning on getting pregnant through in vitro fertilization. We are at the top of the list in Turkey in terms of bone marrow transplant (SGK 2009 data) We have the ANTALYA 83

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012


(Radyoterapi ve kemoterapi) en modern cihazlara sahip, sadece bölgenin değil, Türkiye’nin en önde gelen hastanesi konumundayız. Kemoterapi ünitesi, sosyal içeriği ve konforu ile ilaç hazırlamadaki robot sistemi ile Türkiye’de ilktir. Kemoterapi alanında ilaçlar el değmeden robotlar ile hastaların kiloları ve yüzey alanlarına göre miligram bazında hazırlanıyor. Hastanemiz her tür cerrahi girişimin, onkolojik cerrahinin,invaziv görüntüleme ve endoskopik tedavi yöntemlerinin tümünün yapıldığı bir merkezdir.’’

services said that they had established a special unit for their foreign patients. Dr. Erdoğan who explained that this unit which was called ‘A health center specialized for you’ included foreign language speaking employees added that they had insurance agreements with national and international companies. Doc. Dr. Erdoğan, who pointed out that they had suit rooms, double rooms and single rooms for inhouse patients, “As an aviation medical center (a center that caters to the needs of airline crews), we are the only one in the region. We are in the middle of finishing the JSI international standardization works.’’

Size Özel Sağlık Merkezi

Sunulan kaliteli ve modern tedavi nedeniyle sadece yurt içinden değil, yurtdışından da birçok kişinin sağlığına yeniden kavuşmak için Akdeniz Üniversitesi Hastanesi’ni tercih ettiğini bildiren Başhekim Erdoğan, yabancı hastalar için ayrı bir hizmet birimi oluşturduklarını kaydetti. “Size Özel Sağlık Merkezi’’adını taşıyan bu birimde yurtdışından gelen hastalara, yabancı dil bilen elemanların hizmet verdiklerini ifade eden Doç. Dr. Erdoğan, ayrıca yerli ve yabancı sigorta şirketleri ile hizmet sözleşmelerinin bulunduğunu söyledi. Doç. Dr. Erdoğan, yatarak tedavi gören hastaların hizmetine süit, özel ve tek kişilik, konforlu oda seçenekleri sunduklarını belirterek, “Havacılık tıp merkezi olarak da (uçuş ekibine hizmet veren) bölgede tek merkeziz. JSI uluslararası standart çalışmaları bitme aşamasındadır’’ dedi.

Yurtdışı sigortalara hizmet paketi

Kurum olarak toplam kalite standardına son derece önem verildiğini belirten 84

ANTALYA

Başhekim Abdullah Erdoğan, bu alandaki başarının, akademik kadro (öğretim üyeleri) başta olmak üzere tüm çalışanların sistemi benimsemeleri neticesinde oluştuğunu söyledi. Doç. Dr. Erdoğan, “Bilgi birikimi ve teknolojisi ile tüm alanlarda sağlık turizmi yapabilecek potansiyele sahip bir yapıda olduğumuzu söyleyebilirim. Biz bu potansiyelimizi kullanarak, yurtdışı sigortalara direkt ulaşabilen paket hizmet sunumları yapmayı ve programlı bir şekilde sağlık turizmi uygulamayı planlıyoruz’’ diye konuştu. Akdeniz Üniversitesi Hastanesi’nde 800’ü öğretim üyesi olmak üzere toplam 2 bin 207 çalışanla 2008 yılında 30 bin 920, 2009 yılında 34 bin 943, 2010 yılında ise 37 bin 517 hastaya hizmet verildi.

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012

most advanced equipment in oncology treatment (radiotherapy and chemotherapy) and we are one of the top hospitals in Turkey in this regard. Our chemotherapy unit, with its social content, comfort and robot systems that prepare the drugs, is a first in Turkey. The drugs at our chemotherapy unit are prepared by robots with regards to the weight and body mass of our patients. Our hospital is a health center where all kinds of surgeries are performed such as oncology surgery, invasive imaging and endoscopic treatment.’’

A health center just for you

Erdoğan who pointed out that they had patients from other countries because of their impeccable

A service package for foreign insurances

Chief Abdullah Erdoğan, who pointed out that they were putting great importance on quality standards, said that this was the result of all the members of the staff adopting this system. Doc. Dr. Erdoğan said, “I can safely say that we have a structure that can perform health tourism in all areas with our accumulative knowledge and technology. With the potential we have, we are planning to present service packages to foreign insurance companies and enforce health tourism with a planned manner’’ The Mediterranean University Hospital Akdeniz, with its 2207 employees- 800 of them faculty members- has treated 37, 517 patients in 2010.


KARAL AR YAPI GRUBU www.karalaryapigrubu.com

’ . . . r a l k ı l ı s a l O z ı s r ı n ‘Sı

ANTALYA 85

T

F

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012


Sabrın sanatı Ebru Ebrucunun ne yaptığının sırrına ve mükemmele ermesi, ancak bir ustanın yol göstermesiyle olur. Ebruculuk tarihimiz göstermiştir ki, gelenek ustadan çırağa aktarılarak bugünlere ulaşmıştır.

Röportaj / Interwiev - Fotoğraf / Photos : Hamit Seçil

86

ANTALYA

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012


The art of patience: Ebru For an artist that engages in the art of ebru, perfection only comes after the guidance of a master. This art has survived to this date because it has been passed on from master to apprentice throughout history.

K

lasik Osmanlı sanatları içerisinde günümüze kadar gelmeyi başaran, ustasını ve seyredenini bu alemden alıp götüren ebru, Anadolu topraklarının en önemli sanat dallarından biridir. Son yıllarda ebru sanatına yönelişin arttığı Türkiye’de, İstanbul ve Konya bu sanatın merkezini oluştursa da, Anadolu’nun çeşitli şehirlerinde sabrını yaratıcılığa dönüştüren insanlar, suya şekil vermeye devam ediyor. Antalya Kültür ve Turizm Dergisi için atölyesini açan Evren Kakan da, bu sanatın temsilcilerinden; “Ebru yapmak meşakkatlidir, sizi zorlar. Ortamın ısısı, nemi dahi ebrunuzu etkileyecektir. Başlangıçta çok sabır ister, ilerleyen zamanlarda ise o size sabrı talim ettirecektir zaten. Ebruya gönül verdiyseniz, teknenin oyunları sizi daha da kamçılayacaktır” diyor.

Ebrusanatına nasıl başladınız? KAKAN: Ebru sanatıyla 1996 yılında Osman Nuri Boyacı adında bir arkadaşımın ebru atölyesinde tanıştım. O döneme kadar ilgilendiğim sanat dallarından çok daha

farklı şekilde beni etkiledi. Bir süre sonra arkadaşımın şehir değiştirmesi ile hevesim maalesef kursağımda kaldı. 2006 yılına kadar Antalya’da ebru dersi alabilecek kimse olmaması sebebiyle beklemek durumunda kaldım. 2006 yılında Mukadder Kavas’ın ebru dersleri verdiğini öğrendim, 1,5 yıl ebru derslerine devam ettim. 2007 Aralık ayından itibaren 3 yıl boyunca Konya’ya gidip gelerek Neyzen, Ebrucu SadreddinÖzçimi’yle ebru derslerine devam ettim. 2010 yılında da ebru icazeti aldım.

E

bru, which is a classic Ottoman art and one of the few that has survived to this date, is one of the most important art forms in Anatolia. Even though Istanbul and Konya are considered to be the centers of this art, many people in Anatolia keep on giving

life to water through this art. Evren Kakan is one of the representatives of this art and she spoke to our magazine; “Ebru takes a lot of patience, it is very hard. The temperature and humidity affects your ebru. In the beginning you will need to be very patient and in

Usta çırak ilişkisinin önemi nedir? KAKAN: Türk ebru sanatının ustadan çırağa intikal ederek günümüze kadar ulaşan bir geleneği vardır. Ebruculuk, yazmakla veya anlatmakla öğretilemeyen, bütün klâsik Osmanlı sanatlarında olduğu gibi “usta-çırak” usulü ile talebe yetiştirilebilen, icrası itibariyle son derece güç ve ebrucunun idaresi dışında birçok değişkenden etkilenen bir sanat dalıdır. Bu olumsuz etkileri ortadan kaldırarak, ebrucunun ne yaptığının ANTALYA 87

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012


sırrına vakıf olması ve teknik açıdan mükemmel ebrular yapması, ancak bir ustanın yol göstermesiyle olur. Ebruculuk tarihimiz incelendiğinde ustasız ebrucu olmadığı ve geleneğin ustadan çırağa aktarılarak bugüne ulaştığı görülür. Kusursuz bir ebru nasıl oluşturulur? KAKAN: Gelenekli ebru sanatında, mecburiyet olmamakla beraber, kullandığı çoğu malzemeyi sanatkâr kendisi temin eder, hazırlar. Sanatkâr kendi malzemelerini kendisi hazırlamak prensibine ne kadar riayet ederse, o sanatkâr sanatına ait sürecin içine o kadar hızlı dâhil olur. Sadece ortaya çıkan desen değil, boya ve diğer malzemelerini hazırlamadaki mahareti ve renkleri seçişi, renkleri birbirleriyle evlendirişi de sanatkârın ve 88

ANTALYA

eserinin kıymetini artıran hususiyetlerdendir. Başından sonuna bir eserin meydana getirilmesi sürecinde gereken bütün unsurların mümkün mertebe bizzat sanatçının hâkimiyetiyle şekillenmesi o ebrucunun ebruda kişiliğini bulması veya kişiliğini ebruya aksettirmesine sebep olacaktır. Güzel bir ebrunun ortaya çıkması için birçok faktörün bir arada ve belli bir denge içerisinde olması gerekir. Ayarlardaki ufak değişiklikler dahi hemen ebrunuzu etkiler. Yüzey, boya ayarları, öd ayarı, fırça darbeleri, el ve hatta psikolojimizin tam bir uyum içinde olması gerekir ki, arzu edilen güzellikte bir ebru ortaya çıkabilsin. Ebru sanatının teknik özelikleri nedir? KAKAN: Ebru, kitre veya benzeri maddelerle yoğun-

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012

time you will get used to it. If you are in love with ebru, the difficulties will push you further.” How did you start in the Ebru art? KAKAN: I met this art form in 1996 at the workshop of a friend named Osman Nuri Boyacı. It affected me differently than all the other arts I was pursuing. My enthusiasm was cut short after my friend moved to another city. I had to wait until 2006 because there was no one to teach me in Antalya. In 2006 I learned that Mukadder Kavas was giving ebru lessons and was tutored by her for 1, 5 years. From December 2007 I went to Konya for three years and continued working under master Sadreddin Özçimi. In 2010, I finished my studies.

What is the importance of the relationship between the master and the apprentice? KAKAN: The Turkish ebru art has a long standing tradition. You cannot learn this art form by reading it on a book; this is an art that passes down to an apprentice from a master just like all the classic Ottoman art forms. It is a very difficult art to master and it is an art that is affected by many variables. In order to create perfect artworks of ebru and diminish these negative effects, you need to know the secrets of the trade and that is only possible with a master. When you research our history of ebru, you will see that all artists had a master and the art survives by masters passing on their trade secrets to their apprentices.


luğu artırılmış su üzerinde özel fırçalar yardımıyla topraktan elde edilen tabii boyalar serpilerek meydana getirilen desenlerin kâğıda alınmasıyla elde edilen belli geleneğe sahip bir sanat dalımızdır. Yoğunlaştırılmış sıvıyı; kitre, denizkadayıfı, salep gibi maddelerden elde edebiliriz. Ebru geleneğimizin en önemli özelliklerinden biri suda erimeyen tamamen tabii boyar maddeler ve metal oksitler olan toprak boyaların kullanılmasıdır. Türk ebrusunda tabii boyalar kullanılıyor olmasının en büyük sebebi, öncelikle ebru tarihi boyunca ebrucuların, boyalarını tabiattan elde etmek dışında bir yollarının olmaması ve son ebrucuların da ustalarını taklit etmek ve ebru kâğıdını kalıcı kılmak gayesiyle aynı boyalarla ebru yapmaya devam etmeleridir. Çünkü

hazır boyaların içerisine yapımı sırasında çeşitli asitler ve kazein katılmakta, bu yabancı maddeler de tecrübe edilerek görülmüştür ki, zamanla ebru kâğıdına ve onun kullanıldığı kitap ya da levhaya zarar vermektedir. Tabii toprak boyaların kullanılmasının bir diğer sebebi de, bu boyaların renklerinin güneşte solmamasıdır. Ezilen boyalar defalarca yıkanır, süzülür ve olgunlaşması için öd ile bekletilir. Sığır ödü, yani safra asitleri hazır hale gelmiş boyalara damlatılarak, boyaların yoğunlaştırılmış suyun dibine çökmemesi ve üzerinde kalması, birbirine karışmaması sağlanır. Üstadlarımız fırçalarını at kılı ve gül dalından kendileri sarmışlardır. Bizler de onlarla aynı desenleri elde edebilmek ve geleneğimizi sürdürmek için aynı şekilde fırçalarımızı at

How does a perfect ebru come about? KAKAN: In traditional ebru art, the majority of the materials are provided and manufactured by the artist. If the artist manufactures the material himself, it will be easier on the process. The masterful production of the paint and other materials, the choosing of the colors and their harmonization are the characteristics that render the artwork valuable. If the artists is the one to shape all the elements of the artwork from start to finish, the final product will reflect the artist’s identity or he or she will find her identity in that artwork. In order for a beautiful ebru to come out, various factors need to come together and exist in a harmonious balance. Even the smallest changes in your settings can affect the ebru.

The surface, color settings, brush strokes, hands and even your psychology need to be in full harmony so that an ebru of desired beauty can emerge. What are the technical aspects of the art of Ebru? KAKAN: Ebru is a traditional art form where designs made from natural colors derived from soil using special brushes are drawn on condensed water and transferred on to paper. We can get the condensed liquid from tragacanth or spotted orchids. The most important aspect of the art is the usage of natural colorings and soil paints that include metal oxides. The reason we are using natural paints is that in the past there was no other way to get color but to get it from nature and ANTALYA 89

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012


kılı ve gül dalından kendimiz sararız. Ebrunun çeşidine göre farklı ebatlarda ince uzun bız adı verilen metal araçlar ve farklı aralıklı taraklar da kullanılır.Yine farklı ebatlarda tekne ve kağıtlar kullanılabilir.

yozlaşma kelimesiyle bahis açmasını kabul edenler ve kabul etmeyenler bulunur. Bu durum pek çok tartışmayı tetikleyicidir. Böyle tartışmaların olmasını da galiba makul görmek gerekmektedir.

Ebru sanatında yozlaşma söz konusu mu? KAKAN: Gelenekli ebru sanatını günümüze intikal ettiren son usta merhum Mustafa Düzgünman’dır. Bizlerin hocaları ise bizzat ondan feyz almış talebeleridir. Günümüzde geleneğe sadık kalarak sanatını ortaya koyan ebruculardan başka, çok daha farklı şekillere bürünmüş, büründürülmüş ebru yapanlar da vardır. Gelenekli ebru mensubu olan bir ebrucunun, geleneğe aykırı yapılmış bir ebruyu gördüğünde bu durumdan

Kimi zaman ben de bu tabiri kullanmaktayım. Ancak şu durumu kesinlikle göz önünde bulundurmamız gerekir ki,bu, ebru sanatının son senelerde çok rağbet gören sanatlardan birisi olması durumudur. Talebin bu kadar çok olduğu ve geleneğin ne olduğunun bilinmediği ortamlarda gelenekli ebru sanatkârının yoz kelimesini kullanmasını galiba yadırgamamak gerekiyor. İşte tam da burada gelenekli sanat mensubunun yüklendiği vazifelerin arttığını görüyoruz. Çünkü

90

ANTALYA

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012

since all ebru artists imitate their masters, they continue using natural paints. Another reason for this is, instant paints contain various acids and casein and these damage the paper in time, also damaging the book or epitaph it is used on. Of course, another important reason is that natural soil paints don’t fade under the sun. The crushed paint is washed numerous times, filtered and left in bile to mature. Bile drops are then put into the ready paints so that paints don’t fall down into the water and stay on top and don’t get mixed. Our masters used to make their own brushes from horse hair and rose branches. We make our own paintbrushes just like that to continue the tradition and get the same designs. Long, thin metal tools called

bız and various size combs are also used, depending on the kind of the ebru. Basins and papers of various sizes can also be used. Is there degeneration in the Ebru art? KAKAN: The last master of this art who helped it live to this date is the late Mustafa Düzgünman. He was the master of our teachers. There are people who practice this art in various different ways than its original style. There are those who call this degeneration and there are some who don’t. This situation is cause for a lot of debate and I think that’s quite normal. I sometimes use this saying. But we have to take into account that the art of ebru has become very popular in recent years. I don’t think


o gelenekli sanat mensubu, geleneğin ne olduğunu anlatmak, açıklamak ve öğretmek zorunda olan kişi olarak karşımıza çıkmaktadır. Teknik olarak kalıplar var mıdır? Ebru sanatının çeşitleri nelerdir? KAKAN: Battal ebru (tarz-ı kadim battal, serpmeli battal, neftli battal), hafif ebru, şal ebrusu, gelgit ebru, taraklı ebru, hatip ebrusu,bülbül yuvası ebrusu, çiçekli ebru, akkase ebru, yazılı ebru, kumlu ebru, koltuk ebruyu, ebrunun çeşitleri olarak sayabiliriz. Ebru sanatında lale neyi sembolize eder? KAKAN: Lale ebced hesabıyla 66’ya denk gelir ve 66

Lafza-i Celal’in de ebced karşılığıdır. Bu nedenle aynen bir hattatın en güzel Lafza-i Celal yazma gayesini edindiği gibi, geleneğe bağlı ebru yapan ebrucular da lale yaparken en güzel laleyi yapabilme gayreti içinde olurlar. Herkes bu sanatı icra edebilir mi? Sabrın ebru sanatındaki etkisi nedir? KAKAN: Ebru yapmak meşakkatlidir, sizi zorlar. Ortamın ısısı, nemi dahi ebrunuzu etkileyecektir. Başlangıçta çok sabır ister, ilerleyen zamanlarda ise o size sabrı talim ettirecektir zaten. Ebruya gönül verdiyseniz, teknenin oyunları sizi daha da kamçılayacaktır. Herkes bu sanatı icra edebilir, yeter ki, ustasını bulsun ve ona tabi olsun.

it is that unusual to hear the word degeneration in a time when there is so much demand for the art and not enough people who know the real tradition behind it. At this time, we see that a lot falls on those who are qualified members of this art. Because qualified artists need to explain and teach to the other what the tradition involves. Technically, are there forms? What are the types of ebru? KAKAN: Battal ebru (tarz-ı kadim battal, serpmeli battal, neftli battal), hafif ebru, şal ebrusu, gelgit ebru, taraklı ebru, hatip ebrusu, bülbül yuvası ebrusu, çiçekli ebru, akkase ebru, yazılı ebru, kumlu ebru, koltuk ebrusu, are the types of ebru.

What does the tulip symbolize in the art of Ebru? KAKAN: The tulip, with the Abjad system, corresponds to 66 and 66 is the Abjad equivalent of 66 Lafza-i Celal. That is why ebru artists constantly try to make the most beautiful tulip. Can anyone engage in this art? How important is patience in ebru? KAKAN: Ebru takes a lot of patience, it is very hard. The temperature and humidity affects your ebru. In the beginning you will need to be very patient and in time you will get used to it. If you are in love with ebru, the difficulties will push you further. Anyone can do it; as long as they have a master. ANTALYA 91

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012


St. Nikolaos’un Batık Kenti:

MYRA

Bazen denizcilerin dümencisi, bazen genç kızların yardımcısı, bazen de hastaların iyileştiricisi olarak görülür St. Nikolaos, en çok da çocuklara armağan veren adıyla ünlenir ve bugün dünyaca tanınan Noel Baba’ya kadar uzanır. Ve beklenir ki, 924 yıldır gurbette olan azizin bedenine ait parçalar kaçırıldığı Bari’den Myra’daki mezarına, vatanına dönsün

Yazı / Article: Prof. Dr. Nevzat Çevik (Myra Andriake Kazı Başkanı-Head of the Myra Andriake Excavation) Fotoğraflar / Photographs: Hamit SEÇİL

92

ANTALYA

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012


The sunken city of St. Nikolaos: MYRA St. Nikolaos is sometimes known as the guide of sailors, sometimes the helper of young girls and sometimes as the healer of the sick. But mostly, he is known as the one that brings children presents and known as Santa Claus all over the world. And the whole world is waiting for his remains to be bought back to Myra from Bari for 924 years.

J

K

santhos stelinde anılan muri/murei, tıpkı Likçe’deki adını Zemuri olarak bildiğimiz Limyra’nın isim değişimini yaşar. Orada Ze-Muri, Li-Myra olmuştur; burada da Muri, Myra’ya dönüşmüştür. Ortaçağ portolanlarında Nikolaos Stamiris veya Stamirra; İdrisi’de ise Al-mira olarak anılır. Myra’ya ve sonra da Demre’ye dönüşmüş olan “Myrrhyada Muri” sözcüğü ünlü Myra yağının (Mür) üretildiği mersin bitkisinden (Commiphoramyrrha) gelmektedir. Kabuğundan Adonis’in doğduğu bitkidir Mersin. Adonis’in annesi dünya güzeli Myrrh ile mersin ağacı ve Myra’nın ve de Demre’nin ismi aynı anlamdadır. Daha da önemlisi vegetasyon tanrıçası Artemis ile özdeştir. Kazılardan çıkan mür yağı şişeleri, kilisenin kuzeyinde çıkan mür yağı kutsama odası ve mür yağı saklama odası ile hala bölgede rastlanan mersin ağaçları, her dönemde kentin adına yansıyan en kesintisiz özelliğini sunar.

ust like Lmyra was called Zemuri in Lycian, Muri was tuned into Myra in time. The name Myra and later on Demre, comes from Myra oil, which is a byproduct of myrte. It is believed that Adonis was born in the shell of a myrte. The name of Adonis’s beautiful mother Myrrh and the names of Myra and Demre all come from the same source. More importantly, it is identical to Artemis, the Goddess of Vegetation. The myrte oil jars which were unearthed during excavations, the oil benediction room on the north of the church and the oil preservation room are all important characteristics that have reflected on the name of the city.

The lands that are awakened and killed by Myra Stream

Kral Mezarları

There aren’t any relics in Myrna from before the Classical Age. It is believed that there was a historical settlement in the area that dates ANTALYA 93

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012


ing the antique layers. The depth of this alluvium cover ranges between 4 to 10 meters. Even though it is not possible to determine the exact borders of the Myra antique city, it is possible to conclude that the city spread within a 2 kilometer radius as a half circle from the theater. Antique sources and data from epitaphs mention some structures in the city. The most important one is the Artemis Eleuthera Temple. Besides the help of do-gooder Opramoas in the rebuilding of the temple after the earthquake in 141 B.C., the most beautiful Artemis Temple in Lycia as it’s referred to on the coins pressed during the reign of III. Gordianus”, the structure was completely torn down by the bishop of Myra.

Myra Çayı’nın diriltip öldürdüğü topraklar

Myra’nın kendisinde henüz Klasik Çağ öncesinden bir bulgu şimdilik söz konusu değildir.İlk Tunç Çağ’a kadar inen bölge tarihiyle paralel yerleşim görmüş olduğu düşünülür. Myra hakkındaki veri azlığının 94

ANTALYA

temel nedeni ise kentin neredeyse tamamını altında saklayan alüvyon örtüdür. MyrosPotamos’un (Myra Çayı) taşıdığı alüvyonlar, 3000-4000 yıl önce kentin kurulabileceği düzlüğü yarattığı gibi aynı zamanda antik katmanları örterek ölümüne de yol açmıştır.

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012

back to the First Bronze Age. The reason that we know so little about Myra is the alluvium layer that covers almost the entire city. The alluvium carried by the Myra Stream, have both created a surface on which the city could be built 3000-4000 years ago but left it do die by cover-

The stoa, which was commissioned in a steam bath by do- gooder Eason and his daughter Lycia have not survived to this date. In St. Nicholas’s Vita and Praxis de Stratelatis, some Myrian saints and place names are mentioned. These are; Irene, Dioskorides, Leon, Kallinike, Kriskes/Crescens, Nikokles, Hermaios, Themistocles and Berras. We know that Dioskorides, Crescens and Hermaios were martyrs and that there was a church outside the city dedicated to Saint Irene. We also know that there was a place called Berras where criminals were executed, near the southwestern door of the city. In addition, Dioskorides and Leon are also mentioned as area names. In conclusion, there are many buildings which are waiting to be unearthed under the alluvium structure. The classical age is the time when Lycia was the real


Bugünkü Demre’nin üstünde kurulduğu bu alüvyal örtünün derinliği 4 ile 10 metre arasında değişmektedir. Myra Antik Kenti’nin kesin sınırlarını şimdilik belirlemek mümkün olmasa da, kentin tiyatrodan yaklaşık 2 kilometre çapında bir yarım daire içine yayıldığını söylemek mümkündür. Antik kaynaklar ve epigrafik veriler, kentteki bazı yapılardan bahseder. Bunlardan en önemlisi, Artemis Eleuthera Tapınağı’dır. Hayırsever Opramoas’ın İ.S. 141 depreminden sonra Artemis Eleuthera Tapınağı’nın yeniden inşa edilmesi için yaptığı yardım dışında, III. Gordianus Dönemi’nde darp edilen sikkelerden varlığını bildiğimiz “Likya’nın en güzel Artemis Tapınağı”, Myra piskoposu tarafından temellerine kadar yıktırılmıştır. HayırseverIason’un kızı Lykia

ile birlikte bir hamama yaptırdığı stoa da günümüzde görünmeyen yapılardandır. Sionlu Nikolaos’un Vita’sında ve Praxis de Stratelatis’te, Myralı bazı aziz ve yer adları anılmaktadır. Bunlar; Irene, Dioskorides, Leon, Kallinike, Kriskes/Crescens, Nikokles, Hermaios, Themistokles ve Berras’tır. Burada anılan kişi adlarından örneğin Dioskorides, Crescens ve Hermaios’un martyr oldukları ve Azize Irene’ye ithaf edilen şehir dışında bir kilisenin bulunduğu anlaşılmaktadır. Bunun dışında kentin güneybatı kapısının yakınlarında Andriake’ye giden yol üzerinde suçluların idam edildiği Berras adında bir yerin varlığı da bilinir. Ayrıca Dioskorides ve Leon olarak anılan yer isimleri de

Lycia in terms of culture and art. During the next periods, Lycia is just the name of the region, not the culture. Lycia’s classic age that falls back to 5-4th century B.C. is best documented with its rock tombs. And the best city- in terms of the quality and abundance of rock tombs- is Myra. The necropolises are located on steep rocky cliffs to the east and south of the acropolis. The rock tombs are usually dates back to 4th century B.C. 23 of the graves have epitaphs; 12 of them are written in Lycian and 10 of them in ancient Greek. 10 of the tombs, such as the Lion Tomb and Pictured Tomb depict the classic age of Myra with their 23 bass relief groups. These are also supported by some early stone wall pieces in the acropolis.

From these tombs, we can conclude that Myra was one of the most important cities in Lycia. The city walls in the acropolis have been well protected. There are ruins among the walls that indicate that it was used from the classic age all the way to the Ottoman period.

The only city that had 3 votes in Middle Lycia

According to Strabo, Myra was one of the largest cities of the Lycia State that had 3 votes. 4 of the 6 cities mentioned by Strabo (Xanthus, Patara, Tlos and Pınara) are located in Western Lycia, in other words, in the Xanthus Valley. However, Myra is the only city in Middle Lycia that had the 3 vote privilege. Middle Lycia, which was the most populated area of Lycia, is ANTALYA 95

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012


geçmektedir. Dolayısıyla, antik kaynaklar ve epigrafik verilerden varlığını bildiğimiz anılan yapılar dışında, yaptığımız arkeojeofizik araştırmalardan keşfettiğimiz daha çok sayıda yapı, alüvyon altında kazılacağı günü beklemektedir. Klasik Çağ, Likya’nın kültürel ve sanatsal olarak asıl Likya olduğu zamandır. Ardından gelen dönemlerde artık sadece bölgenin adı Likya’dır; kültürün değil. İÖ 5.-4. yüzyıllara denk gelen Likya’nın Klasik Çağı en çok kaya mezarlarıyla belgelenir. Kaya mezarlarının ise nicelik ve nitelikte en önde gelen kentlerinden biri – nitelik olarak birincisi- Myra nekropollerindedir. Nekropoller, akropolün doğu ve güneyindeki sarp kayalık cephelerde bulunmaktadır. Kaya Mezarları genellikle İ.Ö. 4. yüzyıla tarihlenir. Mezarlardan 23’ü yazıtlı olup bunlardan 13’ü Likçe, 10’u Eski Yunanca’dır. Aslanlı Mezar ve Resimli Mezar gibi 10 mezar taşıdıkları 23 kabartma/kabartma grubuyla Myra’nın Klasik Çağı’nı anlatır. Bu anlatıma akropoldeki bazı erken duvar parçaları da destek olur. Kaya mezarlarının ışığında Myra’nın Likya’daki en önemli kentlerden biri olduğu anlaşılır. Tüm çevreye egemen konumdaki akropolde sur duvarları oldukça iyi korunmuştur. Duvarlar içinde Klasik Çağ’dan Osmanlı’ya kadar her dönemde kullanıldığını gösteren kalıntılar vardır.

Orta Likya 3 oy ayrıcalığına sahip tek kenti

Strabon’un, Artemidoros’tan alıntı yaparak aktardığına göre, Likya Birliği’nin 3 oy hakkına sahip, altı büyük kentinden biridir. Strabon’un 96

ANTALYA

Saint Paulusilk has first visited Myra in 53-57 A.D. The saint came to the city for the second time in 60/61 A.D. This time, he is being shipped to Rome as a prisoner to answer for the unrest he caused in Jerusalem. 2nd century B.C. is the time when the granary, agora, port structures and other important buildings in Myra were constructed. Even though the Roman era mausoleums that have been unearthed so far give us some information about the graveyards built during the time, we cannot fully describe the necropolis and tombs until they are unearthed.

The region’s biggest theatre

ifade ettiği 6 kentten 4’ü (Ksanthos, Patara, Tlos ve Pınara) Batı Likya’da, yani Ksanthos Vadisi’ndedir. Buna karşın Orta Likya’nın 3 oy ayrıcalığına sahip tek kenti Myra’dır. Likya’nın en yoğun yerleşim gören kesimi olan Orta Likya, Demre çevresidir. Myra bu yüksek ve yoğun popülasyona hem siyasi hem de ekonomik merkezlik yapmaktadır. İ.Ö. 1. yüzyılda Brutus’un komutanı Lentulus Spinther’in limandaki zincirleri kırıp Andriake ve Myra’yı ele geçirmesi esnasında yaşanan olaylar, Likya Birliği donanmasının burada demirlemiş olabileceğini düşündürmektedir. CassiusDio, Myra halkının limanda yakaladıkları Brutus’un generalini tutukladıklarından ve sonra serbest bıraktıklarından bah-

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012

Demre and its vicinity. Myra, with this high and dense population, was a political and economic center. The events that took place while Lentulus Spinther-a commander under Brutus- broke the chains at the port and took control of Andriake and Myra in 1st century B.C., suggests that the fleet of the Lycian State could have been stationed in the area. Cassius Dio claims that the people of Myra arrested Brutus’ general and then released him. In addition, the Lycian coins unearthed during the excavations in 2009 and 2010 suggest that settlement had spread to the port during the Hellenistic Age. We have only found buildings constructed for defense purposes from the Hellenistic Era so far.

The theatre, bath, monumental tombs and a couple of other structures give us sufficient information about the unearthed city. The largest theatre in the region – 11 thousand people- is located here. The structure, which is believed to be built in the first half of the 2nd century, was fixed after the earthquake in 142 with the help of Opramoas. The bass reliefs include depictions of Artemis, Helios, Mithras, Tykhe, Ganymede, Medusa, eagles and various masks. It is a typical Roman theatre with all its aspects. In the epitaph located in the orchestra pit, it is written that the city had given 7 thousand dinars of tax to the Lycian State from the money it has earned through export and import. This sum is the largest paid tax in the region. The western gallery wall reads “this is the place of wondering vendor Gaius” Another epitaph includes a picture and a good luck wish: “This will bring luck to the city and constant


ANTALYA 97

Aral覺k / December 2011 - Ocak / January 2012


seder. Ayrıca, 2009 ve 2010 kazılarında yerleşimden yaygın şekilde ele geçen çok sayıdaki Likya Birlik sikkeleri, yerleşimin Helenistik Dönem’de liman merkezine dek yayıldığını göstermesi açısından önemlidirler. Helenistik Dönem’le ilgili olarak elimizde şimdilik sadece Andriake’deki gibi Myra çevresini koruyan savunma sistemine ilişkin yapılar vardır. Aziz Paulusilk olarak İ.S. 53-57 yıllarında, kalabalık ve

98

ANTALYA

zengin bir kent olan Myra’ya uğramıştır. Azizin ikinci gelişi İ.S. 60/61 yıllarındadır. Bu kez Kudüs’te yarattığı huzursuzluğun hesabını vermek üzere Roma’ya tutuklu olarak giderken,Andriake’de Roma’ya buğday taşıyan İskenderiye bandıralı bir gemiye nakledilir. İ.S.2. yüzyıl Granarium, Agora ve diğer liman yapılarının ve Myra’daki önemli yapılar ile henüz bilinmeyen diğer olası yapıların inşa edildiği

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012

victory” Inside the niche of the diazoma lays the city’s goddess Artemis Eleuthera. Although there is no information on when it was built, we know that it was restored after the earthquake in 141 and once more in the last quarter of the 3rd century.

ing form the Roman period is the bath which is dated back to 2-3rd century A.D. Although we can’t see the whole of the well preserved structure, we have identified 5 rooms. The Caldarium, Frigidarium and Tepidearium are right next to each other.

The capacity and quality of the theatre shows that Myra was a crowded metropolis during the Roman era. Another important build-

The water storage of the bath is located in the middle of the southern wall. From the traces on the wall, we can conclude that the bath


dönemdir. Bugüne dek ele geçen Roma dönemi lahitleri ve anıt mezarlarla dolu Roma Çağı mezarlıklarından güçlü izler vermekteyse de, kazıları yapılmadığı için şimdilik nekropoller ve mezarlardan detaylı bahsetmeyi erken kılar.

Bölgenin en büyük tiyatrosu

Tiyatro, Hamam, anıt mezarlar gibi birkaç yapı, görünmeyen kente ilişkin yeterli

fikir vermektedir. 11 bin kişi kapasitesiyle bölgenin en büyük tiyatrosu buradadır. İS 2. yüzyılın ilk yarısında yapıldığı düşünülen yapı, Opramoas’ın yardımlarıyla İ.S. 142 depreminin ardından onarılmıştır. Kabartmalar içinde Artemis, Helios, Mithras, Tykhe,Ganimed, Medusa, kartal, çok çeşitli masklar, syren ve menadlar tarafından taşınan girlandlar dikkati çeker. Tam anlamıyla Roma tiyatrosu

was heated from the ground and through the walls. The wall is mainly built from bricks and mortar. According to our geophysical measurements there is a hypocaust system 3 meters under the surface of the bath.

The saint should be returned to his homeland

During the Byzantine era, Myra is at the top of its game in terms of politics and economy. During the reign of Theodosius II (408-450 A.D.)

it is the capital city of Lycia. Myra is now a religious and administrative center. The Christianity Era in Myra, which is symbolized though St. Nicholas tells the early spreading of holy religions. As Emperor Constantine Porphyrogenitus (945 -959 A.D) said, “Myra, is the three time blessed city of Nicholas, God’s loyal servant” St. Nikolaos of Myra becomes a famous saint at the end of 3rd century and

Tiyatro

ANTALYA 99

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012


özellikleri göstermektedir. Kabartmaları dikkat çekerken, figürlü girland frizi de sahne önünde ve arkasında etkileyici bezeme kuşağı oluşturmaktadır. Orkestradaki yazıtta kentin ithalatihracat işlerinden kazandığı paradan Likya Birliği’ne 7 bin dinar vergi ödediği yazar. Bu miktar bölgedeki en yüksek vergidir. Batı galerisi duvarında ise “Gezici esnaf Gaius’un yeri” yazılıdır. Başka biri ise resmi ve yazısıyla bir dilek içerir; zafer tanrıçasının figürü önünde, “Kente şans getir ve sürekli galip ol” yazılıdır. Diazomadaki diğer bir niş içinde kentin tanrıçası Artemis Eleuthera vardır. İlk yapım yılıyla ilgili belge olmamakla birlikte bazı onarımların tarihleri bilinir: İlki 141 depremi sonrası, ikincisi ise İ.S. 3. yy.’ın ilk çeyreğindeki onarımıdır. Kapasitesi ve niteliği, kalabalık bir Roma dönemi metropolüyle başbaşa olduğumuzu göstermektedir. Roma Dönemi’ne ilişkin yer üstünde en çok görünen önemli yapılardan biri de hamamdır. İ.S. 2.-3 yüzyıla tarihlenir. Bugün yol kenarında, seralar arasına sıkışmış olarak oldukça iyi korunmuş olan hamamın tüm bölümleri görünmese de, görünen 5 odası tanımlanabilmektedir. Caldarium,frigidarium ve tepidarium yanyana sıralanmıştır. Hamamın güney duvarı ortasında hamamın su deposu (castellum) yerleştirilmiştir. Bu duvarların alt kesimlerinde praefurniumlar sağlam korunmuştur. Duvarlardaki izlerden hamamın alttan ve duvarlardan ısıtıldığı görülmektedir. Duvar örgüsü çoğunlukla tuğla-harç ağırlıklıdır. Jeofizik ölçümlerimize göre 3 metre derinde hamam zemini ve altında da yaklaşık 1.5 metre yüksekli100

ANTALYA

ğinde hypocaustum sistemi bulunmaktadır.

Aziz vatanına dönsün

Bizans Dönemi’nde Myra’nın siyasal ve ekonomik önemde tavan yaptığı bir süreç yaşanır. II. Theodosius Dönemi’nde (İ.S. 408450) Likya’nın başkenti ilan edilmesiyle bu tarihten itibaren artık bölgenin metropolitliği Myra’dadır. Myra artık dini ve idari bir başkenttir. St. Nikolaos’la simgeleşen Myra’nın Hırıstiyanlık Çağı, bölgede göksel dinlerin erken yayılımını anlatır. İmparator Constantinus Porphyrogenitus’un (İ.S. 945 -959) tanımıyla, “Tanrı’nın hizmetkarı kudretli Nikolaos’un üç kez kutsanmış ve mür soluyan şehri”dir. Myralı St. Nikolaos 3. yüzyılın sonu ve 4. yüzyılın ilk yarısındaki yaşamında ünlü bir aziz haline gelir ve özellikle, 6. yüzyılın ortalarında ölen Sionlu St. Nikolaos’un Myra’daki St. Nikolaos’un mezarını ziyareti ve Rozallia gününde Sinodu Myra’da toplamasıyla Myra ve St. Nikolaos iyice ünlenir. Ve Myra 1500 yıldır hac yeri olur. Myralı St. Nikoalos’un yaşamı ve mucizeleri, İ.S. 527-565’de kaleme alınan Sionlu Nikolaos’un yaşam hikâyesinden (Vita Nikolai Sion) öğrenilir. St. Nikolaos Kilisesi’nin freskolarında azizin yaşamı ve mucizelerinden sahneler bulunmaktadır. Kaynakların aktardığı sözleri, duvardaki resimler doğrular. Bazen denizcilerin dümencisi, bazen genç kızların yardımcısı, bazen de hastaların iyileştiricisi olarak görülür. En çok da çocuklara armağan veren olarak ünlenir ve bugün dünyada yaygınca bilinen Noel Baba’ya kadar uzanır. Ve beklenir ki, 924 yıldır gurbette olan

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012

beginning of 4th century and his fame grows during the 6th century. Myra becomes a pilgrimage site. The life and miracles of St. Nicholas is depicted in Nikolaos of Scion’s life story. There are frescoes that depict the life and miracles of the saint in the St. Nikolaos Church. The pictures in the church verify what resources have already said about him. St. Nikolaos is sometimes known as the guide of sailors, sometimes the helper of young girls and sometimes as the healer of the sick. But mostly, he is known as the one that brings children presents and known as Santa Claus

all over the world. And the whole world is waiting for his remains to be bought back to Myra from Bari for 924 years.

“Here is God’s servant that has shouldered the sins of the world’’

The earthquake during the reign of Justinian in 529 A.D. and the plague in 542 A.D. are some of the catastrophes that affected Myra.7 and 8th century A.D. is hard times for Myra and the whole region. Both the Arabs and Eastern Romans want to take control of the Lycian Sea. This period uncertainty is then preceded by the Eastern Roman rule. A chapel that represents


Kilise

azizin bedenine ait parçalar, kaçırıldığı Bari’den Myra’daki mezarına, vatanına dönsün.

“İşte dünyanın günahını kaldıran Allah kuzusu’’

Justinianus Dönemi’nde İ.S. 529 yılında meydana gelen ve tüm orta Likya’yı etkileyen büyük deprem ve İ.S. 542 yılında meydana gelen büyük veba salgını, Myra kentini de etkilemiş olan felaketlerden bazılarıdır. İ.S. 7. ve 8. yüzyıllar da Myra ve bölge için zorluklar dönemidir. Hem Araplar hem de Doğu Romalılar, Likya Denizi’nin sahibi olmak ister. Bu yüzyıllardaki belirsizlik, 10. yüzyılda yerini Doğu Roma egemenliğinin hissedildiği bir döneme bırakır. Myra’nın bu dönemini temsil eden bir şapel, 2010

yılında tarafımızdan ortaya çıkarılmıştır. Neredeyse tamamen korunmuş halde 5 metre derinlikten gün yüzüne çıkarılan şapelin mimari ve liturjik bulguları yanında nertex duvarında bulunandeesis sahnesi, hem fresko kalitesiyle hem de özgün yazıtlarıyla Demre alüvyonları altında bizleri nelerin, nasıl beklediği konusunda aydınlatmıştır. Sekizyüz yıllık sahnede, ortada Hz. İsa, onun solunda Vaftizci Yahya ve sağında da Meryem Ana yer almaktadır. Mahşer Günü’nde insanları günah ve sevaplarıyla yargılayan İsa’ya, tüm insanların bağışlanması için yakaran Meryem ve Yahya’yı betimlemektedir. Vaftizci

Myra’s said period was unearthed in 2010. The architectural data along with the diesis depiction found on the narthex wall of the chapel has given us some information about what lies beneath the alluvium that is covering the ancient city. In the 800 year old scene, shows Jesus Christ in the middle and the Virgin Mary to his right and John the Baptist to his left. The scene depicts Mary and John begging Christ to forgive all the sins of man during the apocalypse. John the Baptist is holding a scroll that reads “ ’Here is God’s servant that has

shouldered the sins of the world’’ and Mary is holding a scroll that includes a conversation about begging between her and Jesus. When Seljuk Sultan Kılıç Arslan II defeats Byzantine armies in 1155-1192 A.D., Lycian lands are opened to Turcoman. In 1204-1261 A.D., the whole of Lycia is invaded by Turks.

First excavations

The Myra-Andriake excavations have begun in 2009 with the first dig initiated by the Minister of Culture and Tourism Ertuğrul Günay. The target of our excavation is to provide immediate protection of the already unearthed areas ANTALYA 101

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012


Yahya’nın elinde tuttuğu ruloda, “İşte, dünyanın günahını kaldıran Allah Kuzusu!’’. Meryem’in elindeki ruloda ise, İsa ile anası Meryem arasında geçen bir yakarış diyalogu yer almaktadır. İ.S. 1155-1192’de Selçuklu Sultanı II. Kılıç Arslan, Myriokephalon’da Bizans ordularını yenmesiyle birlikte Likya Türkmenler’e açılır. İ.S. 1204-1261 de Bizans’ın yerine kurulan İznik İmparatorluğu Dönemi’nde sınır olan İndus (Dalaman) Çayı’ndan, Telmessos da dahil tüm Likya Türklerin eline geçer.

İlk kazma

Myra-Andriakekazıları,Kültür ve Turizm Bakanı Sayın Ertuğrul Günay’ın ilk kazma vuruşuyla 2009’da başlamıştır. Kazılarımızın felsefesi, bilimsel kazıları tamamlanan yapı ve alanlarda zaman geçirmeden koruma önlemlerini almaktır. Myra kazılarının Kültür ve Turizm Bakanlığını temsil ettiğinin bilinciyle sergiler, konferanslar, tanıtım çalışmaları gibi kültürel ve sanatsal etkinlikler gerçekleştirilirken, turizm ve eğitim çıktılarını almak üzere de etkinlikler yapılmaktadır. Keşiflerimizi en kısa zamanda bilim dünyasına duyuracak yayınlar da olmaktadır. Kazılarımızda, devlet-üniversite ve halktan oluşan “üçayak” sağlıklı kurulmuş ve sürdürülmektedir. Hedefimiz batık kentler içeren turkuaz deniziyle ve Likya’nın en yoğun yerleşimlerini barındıran karasıyla, kültürel ve doğal zenginlikte benzersiz bir alan olan Myra ve çevresini, hak ettiği parıltıya ve güvenliğe ulaştırmaktır. Bu çalışmayla Türk arkeolojisine çok yönlü ve dinamik yeni bir model 102

ANTALYA

sunulmuştur. Temel ilkemiz, güzel ülkemizin bilimine, kültürüne, tarihine ve turizmine daha çok hizmet etmek ve hak edilmiş toprakların ev sahipleri olduğumuzda kimselerin kuşkusunu bırakmayacak şekilde çalışarak, bizi destekleyen tüm kurum ve kişilerin yüzlerini ak etmek, prestijlerini yükseltmektir. Geniş bilgi için; Ed. Nevzat Çevik, Arkeolojisinden Doğasına Myra-Demre, (Kültür Bakanlığı DÖSİMM Yayını 2010).

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012

and structures. Cultural and art activities such as exhibitions, conferences and advertising are being carried out in addition to activities to increase educational and touristic value of the area. There are publications that will announce our findings to the world. Our excavations continue with a strong structure that includes the government, university and our locals. Our main target is to unearth this unmatched city which has a crystal

clear sea and cultural and natural riches. We have provided a versatile and dynamic new model to Turkish archeology with our efforts. Our main principle is to better serve Turkish science, culture, history and tourism and raise the prestige of those who have supported us from the beginning. For more information; Ed. Nevzat Çevik, Arkeolojisinden Doğasına MyraDemre, (Kültür Bakanlığı DÖSİMM Yayını 2010).


ANTALYA 103

Aral覺k / December 2011 - Ocak / January 2012


“Antalya Ege’den müşteri çalmadı’’ Feribot seferberleriyle turizm sektörüne giren ve bugün ülkenin en önemli incoming acentelerinden birinin yönetiminde bulunan Burak Tonbul, fiyatlara bakıldığında, memnuniyeti muhafaza edebilmek için daha çok çalışılması gerektiğini söylüyor. Röportaj / Interview: Hamit Seçil

Burak TONBUL

“Antalya hasn’t stolen customers from the Aegean’’ Burak Tonbul, who has started in the tourism sector with ferry tours and now manages one of the most important incoming agencies in Turkey, says that they need to work harder so that they can preserve customer satisfaction in terms of pricing. 104

ANTALYA

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012


K

uşadası Samos arasındaki feribot seferleriyle turizm sektörüne giriş yapan ve bugün Türkiye’nin en önemli incoming (yurtdışından turist getiren) acentelerinden biri konumundaki Diana Turizm’in Yönetim Kurulu Üyesi olan Burak Tonbul ile geçen 35 yılı konuştuk. Türk turizminin bugün ulaştığı noktanın 2023 yılı hedefine güzel bir örnek olduğunu belirten Tonbul, “Ülkemiz bugün geldiği noktaya sıfır kilometre tesislerde verdiği mükemmel olanaklar ve her şey dahil sisteminin çok iyi uygulanabilmesi ile ulaşmıştır’’ dedi. Kruvaziyer turizminin son yılların yükselen değeri olduğunu altını çizen Tonbul, Antalya’nın da bu durumdan nasibini alacağını söyledi.

Feribot seferleri yaparak başladığınız turizm sektöründeki faaliyetlerinizde bugün Avrupa’nın önemli seyahat acentelerinin temsilcisi konumundasınız. Geçen 35 yıllık süreçte Türkiye turizmini değerlendirebilir misiniz? TONBUL: Türkiye turizmini geldiği noktada 35 sene gibi büyük bir zaman diliminde değerlendirmek haksızlık olur. 2023 yılı için koymuş olduğumuz 50 milyon turist, 50 milyon dolar hedefleri ve dünyada ilk üç içine girme beklentilerimiz, Türk turizminin bugün ulaştığı noktayı ve potansiyelini anlatan en güzel örneklerdir. Hangi pazarlarda hizmet veriyorsunuz? 2011’de Türkiye’ye getirdiğiniz turist sayısı nedir? TONBUL: Diana Turizm, başta Almanya ve İngiltere, sırası ile Belçika, Hollanda, Fransa, İrlanda, Polonya

Çek Cumhuriyeti, Macaristan Slovenya, Sırbistan ve Hırvatistan olmak üzere Avrupa, Rusya ve Ortadoğu pazarları ile çalışmaktadır. 2011 yılı gelen misafir sayısı 1 milyon 250 bin kişidir. Çalıştığınız pazarlarda Incoming hizmetinin yanı sıra konaklama hizmeti de verdiğiniz turistlerin başta Antalya olmak üzere Türkiye’den memnuniyetleri ne durumdadır? TONBUL: Özellikle ailelerin tercih ettiği bir destinasyon olan ülkemiz, bugün geldiği noktaya sıfır kilometre tesislerde verdiği mükemmel olanaklar ve her şey dahil sisteminin çok iyi uygulanabilmesi ile ulaşmıştır. Her bütçeden misafire hitap edebilen ürün çeşitliliği ve fiyat kalite ilişkisi sayesinde müşteri memnuniyeti her yıl yukarı seviyelerde seyretmiştir. Bugün gelinen fiyatlara baktığınızda bu memnuniyet oranını muhafaza edebilmek için daha çok çalışmamız gerekmektedir. Misafirimizin geliri artmamış, aksine geriye gitmiştir, böyle bir ortamda daha fazla ödemek zorunda kalacak müşteri, hizmette de daha fazlasını talep edecek, isteyecektir. Son yıllarda, daha önceden Ege Bölgesini tercih eden turistlerden, Antalya yöresine kayış yaşanmakta mıdır? TONBUL: Havaalanlarımızın son dört yılı geliş rakamlarına baktığınızda hiçbirinde geriye gidiş göremezsiniz. İzmir, Bodrum ve Dalaman limanlarımız, Antalya kadar olmasa da her sene bir evvelki seneye oranla rakamlarını artırarak bugüne gelmişlerdir. Tabii ki, Antalya’nın en büyük avantajı, kaliteli

W

e spoke to Diana Tourism board member Burak Tonbul about the past 35 years in tourism. Tonbul, who pointed out that the state of Turkish tourism today was a good example for the set target of 2023, said “our country is successful in tourism today because of the opportunities presented to new facilities and the allincluded system.’’ Tonbul, who pointed out that cruise tourism was the hot commodity of recent years said that Antalya would eventually receive its share from that market.

You are now one of the most important representatives of the travel agencies in Europe in the tourism sector where you started by establishing ferry tours. Can you evaluate the last 35 years of Turkish tourism? TONBUL: It would be unfair to evaluate Turkish tourism in a long time span such as 35 years. The goals we have set for 2023- such as 50 million tourists and 50 million dollars revenue and being one of the top three countriesare the best examples that show us where Turkey is in the sector today and its potential. Which markets do you serve? How many tourists have you brought to Turkey in 2011? TONBUL: Diana Tourism works with the European, Russian and Middle Eastern markets, especially Germany, Britain, Belgium, the Netherlands, France, Ireland, Poland, the Czech Republic, Hungary, Slovenia, Serbia and Croatia. The number of guests for 2011 is 1 million 250 thousand.

You are providing accommodation services besides incoming services in the markets you work. How happy are guests in Antalya and Turkey? TONBUL: Our country, which is mainly preferred by families, has come so far thanks to the all included system and opportunities provided for brand new facilities. Product variety which caters to all kinds of budgets and the balance between price and quality services has resulted in high customer satisfaction. Today, when we look at the prices we have, we need to work harder to preserve that situation. The income of our guests has decreased; so those who will have to pay more than usual will definitely ask for better service. Are tourists who used to vacation in the Aegean region preferring Antalya in recent years? TONBUL: If you look at the incoming numbers at airport in the last 4 years, you’ll see no declines. Our ports at İzmir, Bodrum and Dalaman are receiving more tourists compared to past years although not as much as Antalya. Antalya’s biggest advantage is its number of quality hotel and beds. New investments and the diversification of tourism in the Aegean region will unearth the existing potential and bring them the number of tourists they deserve. Antalya has established its own clientele and it hasn’t stolen any from other regions while doing it. Our country’s tourism potential is immense; this potential needs to be managed with careful planning. With the ANTALYA 105

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012


yatak ve otel sayısıdır. Batı bölgesinde yapılacak yeni yatırımlar ve turizmin çeşitlendirilmesi bu bölgelerde var olan potansiyeli ortaya çıkaracak ve hak ettikleri rakamlara ulaşmalarını sağlayacaktır. Antalya kendi müşterisini oluşturmuş, bunu yaparken batıdan sanıldığı gibi müşteri çalmamıştır. Ülkemizin turizm potansiyeli çok büyüktür, bunun hatalardan ders çıkarılarak yönetilmesi ve planlanması gerekmektedir. Doğru bir planlama ve yatırım ile Batı bölgesi istediği rakamlara kısa sürede ulaşacaktır. Önemli olan kapasitenin bu bölgelerde kontrollü ve planlı bir şekilde artırılmasıdır. Antalya bölgesinde son iki yıldır artış gösteren İngiliz turistlerin tercihlerini etkileyen en önemli faktör nedir? TONBUL: İngiltere pazarı, Antalya’yı yeni keşfetmeye başlamıştır. Nüfusuna ve seyahat eden kişi sayısına bakıldığında İngiltere, Avrupa’nın en önemli üç pazarından biridir. İngiltere’deki olumsuz havanın bir an evvel dağılmasıyla eminim ki, bu ülke Antalya içinde kısa sürede ilk üç millet arasına girecektir. ‘Her şey dahil’ sisteminin turistin otelden çıkmadığı eleştirisini haklı buluyor musunuz? TONBUL: Her şey dahil sistemi, öncelikle turistin ülkemize gelmesini sağlamaktadır. Kesinlikle turistin otelden çıkmadığı eleştirisine katılmıyorum. Side bölgesinde plajın yapılan yürüyüş yolu bunun en önemli göstergesidir. Bu plaj üzerindeki tesislerin tamamı her şey dahildir. 106

ANTALYA

Ancak misafirler bu yolu kullanarak güvenli bir şekilde otellerinden çıkıp Side’ye inmektedir. Bu da açıkça göstermektedir ki, eğer çevre de oteller gibi beş yıldızlı olursa misafir otelden çıkar. Antalya Limanı’nda son yıllarda kruvaziyer turizmi hızlanmaya başladı. Bu noktada hangi aşamadasınız? TONBUL: Diana Turizm Kuşadası merkezli bir firma olması sebebi ile doğal olarak kurulduğu günden beri kruvaziyer turizmin içindedir ve bugün de bu alanda servis vermeye devam etmektedir. Turizmin bu kolu geçtiğimiz yıllarda bir kriz yaşamış olsa da şu anda yükseliş trendindedir ve başta Türkiye ve dolayısıyla Antalya da bu trendden nasibini almaktadır. Ülkemizdeki artışın bir diğer önemli sebebi de, Kuzey Afrika’da geçtiğimiz yıl yaşanan Arap Baharı ve Yunanistan’ın içine düştüğü mali krizdir.

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012

right planning and investments the western region will start seeing the desired numbers. The most important thing is to increase the capacity through careful planning. What is the most important factor that has been pulling British tourists to Antalya in the past two years? TONBUL: The British market has just recently discovered Antalya. When we look at the population and number of people who travel, the British market is one of Europe’s largest markets. As soon as the negative air clears in Britain, this country will be one of the three markets that will travel to Antalya. Do you agree with the criticism that the allincluded system makes tourists stay at their hotel and not go out? TONBUL: First of all, the all-included system brings tourists to our country.

I don’t agree with the criticism. The walking path built on the beach in Side is the best indication. All the facilities on this beach operate on the all included system but tourists can go outside their hotels through this path and visit Side. This shows that if the environment is 5-stars, just like the hotel, tourists will go out. Cruise tourism is picking up at the Antalya Port in recent years. What are you doing in terms of cruise tourism? TONBUL: Diana Tourism is based in Kuşadası so we have been acquainted with cruise tourism since the beginning and we continue servicing in that sector. Although cruise tourism had suffered a serious setback in the past, it is a highly popular sector today and Turkey- and of course Antalya- is taking advantage of that. Another important factor in the rise of numbers for Turkey is the Arab Spring and the economic crisis in Greece.


ANTALYA 107

Aral覺k / December 2011 - Ocak / January 2012


Anadolu’yu Minicity’de keşfedin Antalya’nın Riveria’sı olarak bilinen Konyaaltı bölgesinde hizmete giren Minicity, Antik Çağ’dan Selçuklulara ve Osmanlı Dönemi’nden günümüz Türkiye’sine ait en seçkin mimari eserleri bir arada topluyor.

Discover Anatolia at Minicity Minicity, which has opened in the Konyaaltı region, known as the Riviera of Antalya, gathers all the important architectural works of Turkey from the antique ages to the Ottoman Empire.

Divriği Camii

108

ANTALYA

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012


M

inyatür Kent Parkı (Minicity), 55 bin metrekarelik alanda Anadolu’nun çeşitli yerlerinde yer alan 84 adet tarihi ve turistik yapının sergilendiği bir kültür ve eğlence parkıdır. Ülkemizde sadece iki adet bulunan bu konseptteki parklardan birinin Antalya’da yer alması, kentin tanıtımına, kültürel dokusuna ve turizminin çeşitlendirilmesine büyük katkı sağlamaktadır. Kurulduğu 2004 yılından bu yana yüzbinlerce yerli-yabancı konuğu ağırlayan Minyatür Kent Parkı, bugün de bu kültürel misyonunu sürdürmektedir. Antalya’nın Riveria’sı olarak bilinen Konyaaltı bölgesinde hizmete giren Minicity,

Antik Çağ’dan Selçuklulara, Osmanlı Dönemi’nden günümüz Türkiyesine ait en seçkin mimari eserleri bir arada topluyor. 1/ 25 oranında küçültülen 84 seçkin eser, orijinallerinin en ince ayrıntısına kadar bütün özelliklerini içeriyor. Antalya’ya gelen konuklar, bu seçkin eserlerin yer aldığı Minicity’de geçirdikleri saatler içinde ülkemizin başlıca tarihi ve kültürel zenginliklerini aynı mekânda ve bir arada görebilme şansına sahip oluyorlar. Ziyaretçiler, Antik Çağ’dan günümüze kadar ülkemizde yer almış çeşitli uygarlıklar arasında adım adım ilerlerken, eserleri karşılaştırabilme, farklı açılar-

T

he Miniature City Park, also known as Minicity, is a culture and entertainment park which exhibits 84 historical and touristic buildings scattered around Anatolia on a 55 thousand square meter area. There are only two of these theme parks in Turkey and the fact that one of them is in Antalya is a great addition to the advertisement and diversity of tourism in the city. The park, which has had thousands of local and foreign visitors since its establishment in 2004, continues its cultural mission today.

Minicity, which has opened in the Konyaaltı region, known as the Riviera of Antalya, gathers all the important architectural works of Turkey from the antique ages to the Ottoman Empire. 84 unique buildings, which have been reduced to 1/ 25 of their original size, embody all the features of their original, down to the last detail. People who visit Antalya get the chance to see the most important cultural and historical buildings in our country during their tour at Minicity. While guests walk among civilizations from the antique age up until

Dolmabahçe Saat Kulesi

Truva

ANTALYA 109

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012


Zeus Sunağı

dan izleyebilme olanağını da buluyorlar.

marketing strategy will be developed. This way, the park will be a better known and more attractive hot spot for local and foreign tourists.

Son dönemde giderilen alt yapı eksiklikleri, maketlerin geniş çaplı restorasyonu, sesli tanıtım sisteminin devreye alınması ve genel bakımlar ile işletmeye gelen yerli-yabancı misafirlere daha iyi hizmet sunulması amaçlandı. Gelecekte de faaliyetlerin çeşitlendirilmesi, farklı ihtiyaçlara yönelik ve farklı konseptlerdeki aktivitelerin organizasyonları ve ayağı yere basan pazarlama ve tanıtım stratejilerinin oluşturulması hedeflendi. Böylece Minyatür Kent Parkı’nın dün olduğundan daha tercih edilen ve daha cazip hale getirilmesi sağlanacak. Güler yüzlü personeli, işletme sorumluluklarının bilincinde olan yönetimi ve sosyal-kültürel misyonu ile Minyatür Kent Parkı; Antalya halkına, turizmine ve 110

ANTALYA

tanıtımına, öğrencilerin ve çocukların kişisel gelişimine, ziyaretçilerinin ve sivil toplum örgütlerinin beklenti ve ihtiyaçlarının karşılanmasına, her bir ziyaretçinin mutlu bir biçimde ayrılmalarının sağlanmasına yönelik tüm imkânları kullanmaktadır Hitit, Asur, Lidya, Frigya, Truva, Kapadokya, Halikarnas, Efes, Roma, Selçuk, Osmanlı... İstanbul, Bursa, Çatalhöyük, Urfa, Nemrut, Ürgüp, Pamukkale, Mardin, Aspendos ...Bu topraklarda iz bırakan en seçkin eserler, Minicity’de sizleri bekliyor.

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012

the present, they get the chance to compare the buildings and see them from a different perspective. Lately, the infrastructure problems have been dealt with, the miniatures have been restored, voice activated introduction systems have been established and the satisfaction of the visitors has been secured with general maintenance works. In the future, the activities at the park will be diversified, various activities with different concepts will be organized and an effective advertisement and

The park, with its hospitable employees, management that has a highly responsible attitude and its social-cultural mission, is using all its assets to contribute to the people of Antalya, the advertisement and tourism of the city, the personal development of students and children and to cater to the needs and expectations of guests and NGOs. Hittite, Assyria, Lydia, Phrygia, Troy, Cappadocia, Halicarnassus, Ephesus, Rome, Seljuk, Ottoman... İstanbul, Bursa, Çatalhöyük, Urfa, Nemrut, Ürgüp, Pamukkale, Mardin, Aspendos ...Unique works of art that have left traces on these lands are waiting for you in Minicity.


ВСЕ, ЧТО КАСАЕТСЯ ОТДЫХА – ПЕГАС ТУРИСТИК!

TУРЦИЯ ЕГИПЕТ ИНДИЯ ТАИЛАНД ТУНИС ИНДОНЕЗИЯ КИТАЙ ИСПАНИЯ ГРЕЦИЯ АНДОРРА ДОМИНИКАНА ИТАЛИЯ ВЬЕТНАМ КЕНИЯ МЕКСИКА ОАЭ ИЗРАИЛЬ КИПР

www.pegast.com

ANTALYA 111

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012


Yazı: Yrd. Doç. Dr. Kemal Reha KAVAS

( Akdeniz Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi Mimarlık Bölümü) (Mediterranean University, Fine Arts Faculty- Architecture Department)

Fotoğraf / Photos: Hamit SEÇİL

Ormana evleri Sarp coğrafyanın özgün mimarisi

Çevreye uyumu ve üstün işçiliği ile dikkat çeken geleneksel Ormana evleri, doğal kaynakları ekonomik kullanabilen, çevreye duyarlı (ekolojik) binaların tasarımının evrensel bir problem haline geldiği çağımızda örnek alınması gereken bir rehberdir.

112

ANTALYA

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012


The unique architecture of a steep geography:

The houses of Ormana

The houses of Ormana, which attract attention with their environmentally friendly structure and superior workmanship, are exemplary structures in a world where the design of ecologic buildings which use natural resources efficiently is a universal problem.

G

eleneksel konut mimarisinin özgün örneklerini barındıran Ormana, Antalya İli İbradı İlçesi’nde, Toros Dağları’nın tarihi Konya – Alanya ticaret yolunun kestiği bölgede yer alır. Dağlık yapı, sert kışlar ve yetersiz tarım arazisi sebebiyle yörede yaşam zordur. Yöre insanı uzun bir tarihsel süreçte doğal kaynakları verimli kullanmayı öğrenmiş ve mücadeleciliği, tutumluluğu ve pratikliğiyle tanınmıştır. Ekonomik zorluklardan dolayı büyük kentlere göç ederek başarı gösteren birçok Ormanalı iş adamı vardır.

Sarp coğrafya, sert kışlar, zor ulaşım, geçim darlığı, yetersiz yapı malzemesi vb. zorluklar sebebiyle barınmak için özgün mimari çözümler üreten Ormanalıların, kültürel özellikleri mimariye de yansımıştır. Çevreye uyumu ve üstün işçiliği ile dikkat çeken geleneksel Ormana Evleri, doğal kaynakları ekonomik kullanabilen, çevreye duyarlı (ekolojik) binaların tasarımının evrensel bir problem haline geldiği çağımızda örnek alınması gereken bir rehber haline gelmiştir.

O

rmana, which hosts unique examples of traditional housing architecture, is located in the İli İbradı borough of Antalya, on the intersection point of the historical Konya – Alanya trade road. Life is tough in the area because of the mountainous structure, harsh winters and lack of agricultural lands. The locals have learned to efficiently use the natural resources in time and are known for their toughness, frugality and practical nature. There are many businessmen from Ormana in Turkey who have

immigrated to big cities because of difficulties and became very successful. The people of Ormana who have realized unique architectural solutions to their housing problems because of the rough geography, harsh winters, difficult transportation and lack of funds have reflected their cultural characteristics to their architecture. The houses of Ormana, which attract attention with their environmentally friendly structure and superior workmanship, are exemplary structures in a world ANTALYA 113

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012


Düğmeli duvar

Yerel moloz taşının ardıç ve sedir (katran) ağacı ile birleşiminden ahşap hatıllı bir kuru (harçsız) yapı sistemi olan ‘düğmeli duvar’ doğmuştur. Yaklaşık 80 cm kalınlığındaki duvarın iç ve dış yüzleri boyunca düşeyde her 50-60 santimetrede bir tekrarlanan ahşap hatılları dikine bağlayan elemanlara, yörede ‘düğme’ denir. Düğme uçları 114

ANTALYA

duvar yüzeyinden 20-25 santimetre dışarı taşar. Düğmeler duvara gömülü bir iskele oluşturur ve duvar yükseldikçe yapı ustaları düğmelere basarak çalışır. Sonuçta moloz taşları belirli aralıklarda ahşap hatıllarla ve ‘düğmelerle’ desteklenir, harçsız şekilde birbirlerine kilitlenerek, sağlam bir yapı sistemi oluşturur. Düğmeli duvar, yerel malzeme kısıtları içerisinde pratik

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012

where the design of ecologic buildings which use natural resources efficiently is a universal problem.

The buttoned wall

The buttoned wall, a dry building structure with planks, was born after the merging of local rubble stone and cedar trees. The elements, which connect the wood planks vertically every 50-60 centimeters on

the outside of an approximately 80 centimeter thick wall, are called buttons. The cusps of the button stick out at 20-25 centimeters from the surface of the wall. The buttons form a skeleton buried in the wall and as the wall rises, construction workers use the buttons as steps. In the end, rubble stones are connected with wooden planks and the buttons


hane (yüklük içerisindeki geleneksel yıkanma mekânı) bulunan ve kendi kendine yeten bir barınma birimidir. Hayat özellikle güney yönlerinde dış mekâna da uzanır.

bir şekilde tekrarlanmaya uygun bir yapı sistemidir. Ormana’nın geleneksel evleri, “Türk Evi” plan tipine uyar. Zemin katlar ahır olarak kullanılırken, yaşam mekânları üsttedir. Üst kat planı ortak bir mekân (sofa / hayat) etrafında dizilen odalardan oluşur. Her oda oturma, yatma, yıkanma vb. işlevlerin karşılanabildiği, içinde ocak, yüklük, gusül-

Mekân, güneş yönüne göre şekillenir. Soğuktan korunma gerektiren kuzey yönünde sağır (açıklıksız / penceresiz) yığma duvarlar ile masif bir yüz oluşurken, güneş enerjisinden faydalanılan güney ve doğu yönlerinde cephelerdeki ahşap kullanımı artarak şeffaflaşma sağlanmış ve teraslar ile dış mekâna açılım sağlanmıştır. Topyekûn bir çevre tasarımı içeren geleneksel yerleşim dokusunda konutları saran ve teraslarla birbirlerine bağlayan ahşap çerçeve elemanlarının rolü önemlidir. Bu ara mekânlar asma yapraklarıyla örülü olarak farklı bir mikro-klima oluşturur. Bir dış hayat olarak yörede ‘ayazlık’ veya ‘köşk’ olarak adlandırılan yarı açık mekânlar dikmelerle yer seviyesinden yükseltilmiş olarak yaz aylarında serinle-

at certain intervals; they are locked into each other without a plaster and a strong structure is formed. The buttoned wall is a practical construction system that can be repeated when resources are not abundant. The traditional houses of Ormana are planned as typical Turkish houses. The ground floors are used as stables and the living quarters are on the upper floor. The upper floor plan consists of a common area (hall) and rooms that surround it. Each room is a housing of its own and includes elements that cater to sitting, bathing, sleeping and cooking needs. Life, especially in southern areas, stretches outdoors. The house is shaped according to the direction of the sun. In the northern part, where you need to shield yourself from the cold, there are piled walls without windows and in the southern and eastern

areas where you can take advantage of sunlight more wood is used and outdoor entrance is provided through terraces. The roles of the wooden frames which surrounds the houses and connects the terraces are very important in the traditional housing structure that includes a wholly environmental design. These middle spaces that are covered with vine leaves provide a different micro- climate. These half open spaces which are called ‘ayazlık’ or ‘köşk’ by the locals provide coolness during the summer, connects the family and their neighbors, maximizes the areas that receive sunlight and provide surfaces for drying fruits and vegetables. These elements eliminate the sharp borders between the building and the environment and provide a soft transition from the inner area to the outdoors. ANTALYA 115

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012


meyi sağlar, günlük yaşamı barındırır, evleri komşularıyla bağlar, güneş enerjisinden faydalanan yüzeyleri azami düzeye çıkarır ve sebze-meyvelerin kurutulması için yüzeyler oluşturur. Bu elemanlar, yapı ile çevre arasındaki keskin sınırları ve ‘iç mekân – dış mekân’ gibi alışılageldik karşıtlıkları ortadan kaldırıp, bunlar arasında yumuşak bir geçiş teşkil eder.

Geleneksek yapı unutulmaya yüz tutmuş

Geleneksel Ormana evlerinde iç mekân tasarımının öğeleri olan ocaklar, duvar nişleri ve yüklükler geleneksel Türk Evi tipine uygundur. Yüklükler mekânları birbirinden ayırma, eşyaları depolama ve gusülhane (yıkanma) işlevlerini yerine getirir. İşlevsel esneklik sağlayan yüklükler, gece-gündüz farklı işlevleri sağlamak üzere yatak vb. elemanların depolanmasını sağlar. Çevreyle ideal bir uyum sergileyen geleneksel Ormana mimarisinde evlerin yönelimleri, birbirlerine 116

ANTALYA

uzaklıkları, yapı malzeme ve tekniklerinin nitelikleri yüzyıllar boyunca devam eden bilgi aktarım süreçleri boyunca mükemmelleşmiştir. Ne var ki, günümüzün sosyal ve ekonomik şartları sebebiyle bu eşsiz kültürel miras betonarme yapılar ile çevrelenmiş ve geleneksel yapı teknikleri unutulmaya yüz tutmuştur.

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012

The traditional structure is almost forgotten

The interior decorations of traditional Ormana houses such as stoves, wall niches and cupboards are consistent with traditional Turkish style houses. Cupboards are used for dividing space, storing goods and washing. Those elements, which provide functional flexibility, are also used to store bed-

dings and other materials that are used at nights. The orientation, proximity, materials and qualities of the techniques of traditional Ormana houses which exhibit an ideal harmonization with the environment have been perfected through exchange of knowledge for many years. Unfortunately, because of


ANTALYA 117

Aral覺k / December 2011 - Ocak / January 2012


Bu mirası gelecek kuşaklara sağlıklı bir şekilde aktarabilmek için gerekli koruma tedbirlerinin alınması, geleneksel yapı üretimindeki zaman üstü tasarım ilkelerinin tespit edilmesi ve Ormana evlerinin gelecekte tasarlanacak yeni yapılar için bir rehber olarak kabul edilmesi gerekir. Ayrıca yerli – yabancı araştırmacılar ve turistler tarafından keşfedilmeye başlanan yöre, gelecekte alternatif turizmin gelişimi için önemli potansiyeller sunmaktadır. Göç nedeniyle Ormana nüfusu azalmış, yaş ortalaması ise yükselmiş olsa da doğal güzellikler ve güçlü akrabalık ilişkileri nedeniyle Ormanalılar, özel118

ANTALYA

likle yazları yöreye geri gelmektedirler. Ormana ve yöresinin geleceğinde koruma ve yeni gelişim faaliyetlerinin gerekli uzman görüşlerine başvurularak, dengeli bir şekilde yönetilmesine ihtiyaç duyulmaktadır.

Kaynaklar: Kemal Reha Kavas, Akdeniz Dağlık Yerleşimindeki Kırsal Mimari Gelenekte Çevre Estetiği: Ürünlü Örneği, Doktora Tezi, ODTÜ Mimarlık Tarihi Anabilim Dalı, Ankara, 2009. Gülşah Çelik, Geleneksel Dört Ormana Evinin Yapım Teknikleri, Yüksek Lisans Tezi, ODTÜ Restorasyon Anabilim Dalı, 2009

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012

the social and economic conditions of today’s world, this unique cultural heritage is now surrounded by concrete buildings and the traditional building techniques are almost forgotten. In order for this cultural heritage to be passed on to future generations, necessary protections must be taken, the design techniques of these incredible structures must be determined and set as an example for future constructions. In addition, the area which is now being discovered by foreign researches and tourists, offers an immense potential for alternative tourism. Even though the population of Ormana has declined and average age has risen, because of

natural beauties and family ties, the people of Ormana frequent the area during the summer. Protection and development projects concerning Ormana must be by consulting experts and works must be carried out in a well balanced manner.

Resources: Kemal Reha Kavas, Akdeniz Dağlık Yerleşimindeki Kırsal Mimari Gelenekte Çevre Estetiği: Ürünlü Örneği, Doktora Tezi, ODTÜ Mimarlık Tarihi Anabilim Dalı, Ankara, 2009. Gülşah Çelik, Geleneksel Dört Ormana Evinin Yapım Teknikleri, Yüksek Lisans Tezi, ODTÜ Restorasyon Anabilim Dalı, 2009


ANTALYA 119

Aral覺k / December 2011 - Ocak / January 2012


Yazı/Article: Antalya Kültür ve Turizm Müdürlüğü / Antalya Culture and Tourism Directorate Fotoğraflar / Pfotos: Hamit SEÇİL

Antalya’nın en eski mescidi

Ahi Yusuf

Yazıtına göre 1249 yılında Ahi Yusuf adına yaptırılan mescit, Kaleiçi Mermerli Banyo Sokak’tadır. 120

ANTALYA

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012


Antalya’s oldest mescit: Ahi Yusuf Mausoleum The mescit (small mosque) which was built in 1249 for Ahi Yusuf according to its epitaph is located in Kaleiçi Mermerli Banyo Street.

A

ntalya Kaleiçi, Mermerli Banyo Sokak’ta yer alan mescit, yazıtına göre 1249 yılında Ahi Yusuf adına yaptırılmıştır. Caminin cephesinde çift kanatlı bir kapı ile kapının iki tarafında dikdörtgen şekilli pencereler mevcuttur. Cephe çok sadedir. Kapı ve pencere üzerleri sivri kemer alınlıklıdır. İbadet yerine kuzeydeki kesme taştan yapılmış ve üzerinde niş olan bir kapıdan girilir. Mescit kare planlı ve tek kubbelidir. İnşaat malzemesi olarak moloz taş kullanılmıştır. Eski resimlerine bakıldığında, önceleri kuzey cephede sütunlu bir son cemaat yeri bulunmaktadır. Mescidin içi çok sadedir. Yarım silindir şeklindeki mihrabının iki yanında sivri kemerli pencereleri vardır. Kalıntılardan mescidin eskiden bir külliye olduğu izlemi doğmaktadır. Kornişli saçaklı ve piramidal çatı olup, alaturka kiremit ile örtülü mescidin dar sokağında, yapıya bitişik yazıtı oldukça tahrip olmuş bir de çeşme

T

he mescit (small mosque) which was built in 1249 for Ahi Yusuf according to its epitaph is located in Kaleiçi Mermerli Banyo Street. There is a double winged door and rectangular windows on both sides on the front of the structure. The front exterior is pretty simple. The upper parts of the door and windows have steep arched facades. The shrine is accessed through a stone door on the north which has a small niche above it. The structure is square planned and has a single dome. Rubble stones were used in the construction. When looking at old pictures, we see that it used to have a columned last congregation area on the north side. The inside of the mosque is very plain. There are steep arched windows on either sides of the pulpit which is half cylindrical. From the ruins, it is believed that the mescit used to be a mosque complex. The strucANTALYA 121

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012


bulunmaktadır. Mescit, 1962 yılında Vakıflar Müdürlüğünce ve 1992 yılında Mehmet Yazar tarafından kızı Sema adına restore edilmiştir. Ahi Yusuf Türbesi Mescidin kuzeyinde eski kale duvarları kalıntıları arasında Ahi Yusuf’a ait bir türbe bulunmaktadır. İki katlı türbenin üst katına açılan blok taşlardan yapılmış bir kemer göze dikkati çeker. Üst kat zaviye, alt kat mezar odasıdır.

122

ANTALYA

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012

ture has a corniced fringed, pyramid-like roof and there is a fountain next to the mosque with a damaged epitaph. The mescit was renovated in 1962 by the Foundations Directorate and again in 1992 by Mehmet Yazar to commemorate his daughter Sema.

Burada Ahi Yusuf un sandukası bulunmaktadır. Bu alan kuzey-güney istikametinde sivri bir tonoz halindedir. Türbenin batı duvarı, üstte kemer şeklinde ve iç yüzeyi işlemeli olarak dışarıya açılmaktadır. Ayrıca türbe duvarına bitişik ve türbenin batısında bulunan bir sivri kemer avluyu değerlendirmektedir. Çatı piramidal ve alaturka kiremitle örtülüdür. Camiyle türbe arasındaki boşlukta üç adet mezar bulunmaktadır. Bunlardan ikisi baş ve ayak taşlı üçüncüsü ise sade ve baş taşlıdır. Mezarlardan ikisinde kitabe vardır.

Ahi Yusuf Mausoleum There is a mausoleum among the ruins of the old city walls to the north of the mescit that belongs to Ahi Yusuf. An arch made from block stones that open up to the second floor of the mausoleum attracts attention. The upper floor is a small dervish lodge and the ground floor is the burial chamber. This is the place where the chest of Ahi Yusuf is kept. This area is a vault designed on the north-south axis. The western wall of the mausoleum is arched on the upper part and decorated and opens to the outside. A steep arch that is next to the mausoleum wall opens up to the courtyard. The roof is pyramid-like and covered with oriental style bricks. There are three tombs between the mosque and the mausoleum. Two of them have head and foot stones and the third is plain and only has a headstone. There are epitaphs on two of the graves.

1. Kitabe: H. 1251 - M. 1835’de vefat eden Alaiyeli Yusuf Kaptan’ın basit mezarına ait kitabe;

Epitaph 1: H. 1251 - M. the epitaph that belongs to the simple grave of Yusuf Kaptan of Alaiye who died in 1835;

2. Kitabe: H. 1275 - M. 1859’da vefat eden ve Ali Mahlis Efendi’nin kerimesi olan Nefise Hanım’ın basit mezarına ait kitabe.

Epitaph 2: H. 1275 - M. the epitaph that belongs to the simple grave of Nefise Hanım, wife of Ali Mahlis Efendi, who died in 1859.

3. Kitabe: İlk bakışta mezar taşı hissini veren üçüncü bir kitabe, caminin H. 647 - M. 1249 tarihli inşa kitabesidir.

Epitaph 3: The third epitaph, which looks like a headstone at first is actually the construction epitaph of the mosque dated H. 647 - M. 1249.


ANTALYA 123

Aral覺k / December 2011 - Ocak / January 2012


Fotoğraf: Isparta İl Özel İdaresi, Isparta İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Photos:Isparta City Special Directorate, Isparta City Culture and Tourism Directorate

Davraz’a yolunuz düşsün Davraz Dağı-Karlıyayla Kış Sporları Turizm Merkezi, uygun coğrafi yapısı ile her seviyedeki kayakçıya hitap eden ve son yıllarda hızla gelişen gözde kayak merkezlerinden birisidir.

D

avraz Kayak Merkezi, 2 bin 635 metre doruk yüksekliği, doğal dokunun yumuşaklığı ve mükemmel kar kalitesi ile yeni başlayan kayakçılara tehlikesiz rotalar, profesyonellere ise gönüllerince kayabilecekleri 4 kilometreye ulaşan benzersiz parkurlar sunmaktadır. Davraz Dağı, Akdeniz Bölgesi’nin Göller Yöresi’nde, Eğirdir ve Kovada gölleri arasında yükselir ve Isparta Ovası’nı kuşatır. Davraz Dağı-Kar-

124

ANTALYA

lıyayla Kış Sporları Turizm Merkezi ise Isparta’nın 26 km güneydoğusunda yer alır. 1995 yılında turizm merkezi olarak ilan edilmiştir. En yakın yerleşim yeri olan Çobanisa Köyü’ne 8 kilometre uzaklıkta bulunan kayak merkezi, Davraz Dağı’nın kuzey yamacındadır. Hakim bitki örtüsünü, çam, ardıç, sedir ve otsu bitkiler oluşturur. Kayak merkezinde saatte bin kişiyi taşıyabilen bin 211 metre ve saatte 800 kişiyi taşıyabilen 936

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012

T

he Davraz Ski Center offers beginners safe routes and professionals unique courses that reach 4 kilometers with a perfect snow quality and the softness of the natural structure at an altitude of 2635 meters. Mount Davraz is located in the Lakes Area of the Mediterranean Region between the lakes of Eğirdir and Kovada and surrounds the Isparta Plain. Mount Davraz -Karlıyayla Winter Sports Tourism Center is located

26 kilometers to the southeast of Isparta. It was renamed as a tourism center in 1995. The center, which is 8 kilometers from the nearest settlement called Çobanisa village, is on the northern slope of Mount Davraz. The mountain is covered with pine, juniper, cedar and various plants. There are two chairlifts – one that can accommodate thousand people an hour and one that can accommodate 800 people an hour- a 624 meter


Make Davraz your destination Mount Davraz -Karlıyayla Winter Sports Tourism Center, with its suitable geographical structure, is one of the most popular ski centers that attract skiers from all levels.

metre uzunluğunda 2 adet telesiyej, ayrıca saatte 800 kişiyi taşıyabilen 624 metre uzunluğunda bir adet teleski (T-Bar) ile 300’er metrelik 2 adet babylift bulunmaktadır. Bin 211 metre uzunluğundaki birinci telesiyej, iki kişilik iskemleli olup, bin 674 metrede başlar ve bin 961 metrede sona erer. 936 metre uzunluğundaki ikinci telesiyej ise iki kişilik iskemleli olup, bin 961 metreden 2 bin 150 metreye kadardır. Kayak merkezinin 3’üncü mekanik tesisi olan 624 metrelik T-Bar ile bin 961 metreden 2 bin 150 metreye kayarak çıkılabilmektedir. Mekanik tesisler, günde ortalama 4 bin kişi taşımaktadır.

Yolu kapanmıyor

Davraz Dağı-Karlıyayla Kış Sporları Turizm Merkezi, uygun coğrafi yapısı ile her seviyedeki kayakçıya

tele-ski that can carry 800 people an hour and 2 three hundred meter baby lifts at the center. The first chair lift which is 1211 meters has double seating and starts at 1674 meters and ends at 1961 meters. The second chair lift, which is 936 meters, has chairs for that can accommodate two people; it starts at 1961 meters and ends at 2150 meters. With the T-Bar, the third mechanical facility of the ski center, you can reach 2150 meters from 1961 meters. These mechanical facilities carry an average of 4000 people every day.

No road blockage

Mount Davraz -Karlıyayla Winter Sports Tourism Center, with its suitable geographical structure, is one of the most popular ski centers that attract skiers from all levels. With its ANTALYA 125

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012


A track for all sportsmen

You can ski while looking at the magnificent view of Lake Eğirdir while at the ski center. The unique tracks of the ski center, which can extend to 8-10 kilometers in some places, are located between the altitudes of 1650 meters and 2150 meters and are accessed via mechanical facilities. The fact that there is no danger of avalanches and getting lost is a major advantage for skiers. The tracks at Davraz offer North discipline, Alpine discipline, touring ski and snowboarding for both amateur and professional skiers. There are a total of 12 tracks at the ski center and the total length of these tracks is 23500 meters.

The blue, red and black track

hitap eden ve son yıllarda hızla gelişen Türkiye’nin en gözde kayak merkezlerinden birisidir. Mükemmel yol ve ulaşım kolaylığı ile sadece Türkiye’den değil Avrupa, Rusya, Ukrayna ve Ortadoğu ülkelerinden de yoğun ilgi görmeye başlamıştır. Kışın hiçbir zaman kapanmayan ulaşım, asfalt yol ile sağlanmaktadır. Kayak merkezi,Isparta 126

ANTALYA

Havaalanı’na 50, Antalya Havalimanı’na ise 125 kilometre uzaklıktadır. Her sporcuya yönelik pistin bulunduğu kayak merkezinde Eğirdir Gölü’nün harika manzarası eşliğinde kayak yapılabilir. Ortalama 8-10 kilometreye ulaşan benzersiz parkurların bulunduğu Davraz Dağı-Karlıyayla Kış Sporları TurizmMerkezi’nin pistleri,

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012

impeccable road and easy access, it is now attracting visitors not only from Turkey but from Europe, Russia, Ukraine and Middle Eastern countries. Transportation is carried out via an asphalt road which never closes down during the winter. The ski center is 50 kilometers from the Airport and 125 kilometers from the Antalya Airport.

The blue colored tracks are ideal for beginners. There are two blue tracks at the ski center and the length of these tracks is 40004500 meters. The tracks, which range between percent15-25 in terms of declivity, can accommodate 750 skiers. 8 red tracks, with percent 15-25 declivity, are for average skiers. These racks, which have a total length of 15000 meters, can accommodate 1200 skiers. The black track, which is 4000 meters in length and has a declivity of over %25 are for experienced skiers and can accommodate 300 people. There are a total of three hotels at the ski center with 3 cafeterias. One of them


mevcut mekanik tesislerle ulaşılabilen bin 650 metre ile 2 bin 150 metre arasında değişmektedir. Ayrıca çığ ve kaybolma tehlikesi olmaması, kayakçılar için büyük bir avantajdır. Davraz’ın pistleri, amatör veya profesyonel tüm kayakçılara kuzey disiplini, alp disiplini, tur kayağı ve snowboard yapma imkanı sunmaktadır. Kayak merkezinde toplam 12 pist olup, bu pistlerin toplam uzunluğu 23 bin500 metredir.

Mavi, kırmızı, siyah pist Mavi renkli pistler yeni başlayan kayakçılar için uygundur. 2 adet mavi pistin bulunduğu Davraz Dağı’nda, pistlerin uzunluğu 4 bin - 4 bin 500 metredir. Eğimi yüzde 12-15 arasında değişen pistler, 750 kayakçı kapasitelidir. Eğimleri yüzde 15-25 arasında değişen

8 adet kırmızı pist, orta düzey kayakçılar içindir. Toplam uzunluğu 15 bin metreyi bulan pistlerin kapasitesi bin 200 kayakçı içindir. Eğimleri yüzde 25’in üzerinde olan ve usta kayakçılara hitap eden iki siyah pistin toplam uzunluğu 4 bin metre olup, 300 kayakçı kapasitelidir. Kayak merkezinde, 3 adet dağ kafeteryası, 4 yıldızlı ve 280 yatak kapasiteli, 84 yatak kapasiteli ve 55 yatak kapasiteli bir oberj olmak üzere 3 adet otel vardır. Kayak merkezine 8 kilometre uzaklıkta ve Davraz’ın giriş kapısı olan Çobanisa Köyü’nde de, doğaya uygun 24 yatak kapasiteli Davraz Dağ Evleri adıyla bilinen bir adet pansiyon yer almaktadır. Ayrıca Eğirdir ve Isparta’da bulunan otellerden de faydalanılmaktadır.

Yabancı turist ilgisi arttı

Merkezde kayak antrenörleri, sağlık birimi ve kayak malzeme odası ile sezon boyunca konuklara hizmet edilmektedir. Kayak merkezinde 3 adet kafeterya vardır. Bin 950 metrede bulunan kafenin terasında oturarak, telesiyejle gelenleri, kayanları ve aşağıda rengi gün boyunca değişen Eğirdir Gölü’nü seyretmek mümkündür. Bir snowboardcunun beyaz bir deniz üzerinde kayan bir sürat motoru gibi S çizerek yamaçtan aşağı indiğini izleyebilirsiniz. Daha çok yerli turistlerin tercih ettiği Davraz’a son yıllarda Rusya’dan, Ukrayna’dan, İngiltere’den, Almanya’dan, Hollanda’dan turistler de yoğun ilgi göstermeye başlamışlardır.

is a 4-star hotel with 280 beds; the other has 84 and there is a simple motel with 55 beds. There is also a pension in the nearby village of Çobanisa with 24 beds. You can also stay in one of the hotels in Eğirdir and Isparta.

A popular spot for foreign tourists

Ski instructors, health services and the ski material center are at your service all season long. There are three cafeterias at the center. You can sit at the terrace of the cafeteria at 1950 meters and watch the magnificent view of Lake Eğirdir or skiers. Davraz has been a popular spot for locals but lately it is being frequented by foreign tourists from Russia, Ukraine, England, Germany and Holland. ANTALYA 127

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012


Antalya müziğe doydu Dünyaca ünlü sanatçıları ve grupları buluşturan 12’nci Uluslararası Antalya Piyano Festivali, sanatseverlere unutulmaz bir klasik müzik şöleni yaşattı.

Antalya filled with music The 12th Antalya International Piano Festival, which united world famous musicians and groups, was an unforgettable experience for art enthusiasts.

Fotoğraflar / Photos: Antalya Büyükşehir Belediyesi

128

ANTALYA

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012


A

ntalya Büyükşehir Belediyesinin düzenlediği, sanat yönetmenliğini Fazıl Say’ın yaptığı 12’nci Uluslararası Antalya Piyano Festivali, 25 Kasım-17 Aralık 2011 tarihleri arasında gerçekleşti. Dünyaca ünlü sanatçıları ve grupları Antalya’da buluşturan festival, 12’nci yılında da sanatseverlere unutulmaz bir klasik müzik şöleni yaşattı. Festivalin açılış konserinde; Say, başarılı yorumuyla unutulmaz bir geceye imzasını attı. Sanatçının yeni eseri “Trompet Konçertosu” da Antalya’da ilk kez seslendirildi. Büyük beğeni toplayan eseri, ünlü trompet sanatçısı Gabor Boldozcki seslendirdi. Ardından Fazıl Say ve Gabor Boldozcki, Shostokovich’in ”Piyano, Trompet ve Yaylı Çalgılar Konçertosu”nu birlikte yorumladı. Konserin ikinci yarısında ise Say’ın tüm dünyada büyük ilgi gören eseri “İstanbul Senfonisi“ Burcu Karadağ (Ney), Hakan Güngör (Kanun) ve Aykut Köselerli (Vurmalı çalgılar) tarafından seslendirildi. Gecede sanatçılara Şef Gürer Aykal yönetimindeki Antalya Devlet Senfoni Orkestrası eşlik etti. Konser sonunda bis parçası ise İstanbul Senfonisi’nde yer alan “Hoş giyimli genç kızlar Adalar Vapuru’nda” oldu.

“Seyircinin enerjisi çok güzeldi”

12. Uluslararası Antalya Piyano Festivali’nde sahne alan Katia & Marielle Labeque Kardeşler, izleyenlere unutulmaz bir gece yaşattı. Tüm dünyada piyanonun dahi ikilisi olarak tanınan

Labeque Kardeşler , ilk kez sahne aldıkları Antalya’da bir de Türkiye prömiyeri gerçekleştirerek, besteci Philip Glass’ın eserini seslendirdiler.

T

he 12th Antalya International Piano Festival, organized by the Antalya Metropolitan Municipality and directed by Fazıl Say, took place between November 24 and December 17, 2011.

The festival, which hosted world famous musicians and groups, was an unforgettable experience for art lovers. Say performed an amazing set at the opening concert of the festival. The pianist’s new work “The Trumpet Concerto” was first performed during the festival in Antalya by musician Gabor Boldozcki. After that, Fazıl Say and Gabor Boldozcki played Shostakovich’s”Piano, Trumpet and String Instruments Concerto” together. In the second part of the concert, Say’s world famous piece called “The Symphony of Istanbul” was performed by Burcu Karadağ (Ney), Hakan Güngör (Kanun) and Aykut Köselerli (percussions). The musicians were accompanied by the Antalya State Symphony Orchestra directed by Gürer Aykal.

“The energy of the crowd was amazing”

Katia & Marielle Labeque who performed at the festival made the evening all the more memorable. Labeque Sisters, who are known as piano geniuses all around the world, realized a Turkish premier in Antalya by playing composer Phillip Glass’s piece. The pair attracted a lot of praise during the concert which was held at the Atatürk Cultural Center. Katia Labeque, who said that this was a very special festival, added “Antalya is a very nice city. We are happy and proud that such a festival is being organized and we are ANTALYA 129

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012


Suzanna RUDANOVSKAYA

Atatürk Kültür Merkezi’nde organize edilen konserde ikili güçlü yorumlarıyla beğeni topladı. Festivale katılmanın kendileri için çok özel olduğunu dile getiren Katia Labeque, “Antalya çok güzel bir şehir. Burada çok başarılı piyanistlerin sahne aldığı bir festivalin düzenlenmesi ve bizim de bu festivalde yer almamız gurur verici. Seyircinin enerjisi çok güzeldi’’ dedi.

birthday during the festival with a special concert. During this special night, Dezsö Ranki and Edit Klukon performed together along with world famous orchestras and conductors. These two prominent musicians who have been working together since 1985 performed a new version of Liszt’s “Faust Symphony” for the first time along with a repertoire that consisted of the composer’s most famous works.

Liszt gecesi

Festival kapsamında ünlü Macar besteci ve piyano virtüözü Franz Liszt, doğumunun 200’üncü yılında özel bir konser ile hatırlandı. Gecede dünyanın önde gelen orkestraları ve şefleri ile birlikte çalışan Dezsö Ranki ve Edit Klukon birlikte sahne aldı. 1985 yılından beri birlikte olan piyanonun iki önemli 130

ANTALYA

Dedicated to earthquake victims ismi, bestecinin eserlerinden oluşan bir repertuar sunmalarının yanı sıra Liszt’in “Faust Senfonisi’’ adlı eserinin daha önce hiç seslendirilmemiş bir versiyonunu ilk kez yorumladı.

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012

a part of it. The energy of the crowd was amazing’’

Liszt night

Hungarian composer and piano virtuoso Franz Liszt was commemorated on his 200th

Japanese pianist Nobuyuki Tsujii, born in 1988 without sight, also performed at the festival and gave a memorable performance. Tsujii, which is considered to be one of the most promising your pianists in the world, dedicated his performance


Depremzedelere ithaf edildi

Doğuştan görme engelli 1988 doğumlu Japon piyanist Nobuyuki Tsujii, izleyenlere çok özel bir gece yaşattı. Dünyanın gelecek vaat eden piyanistleri arasında gösterilen Tsujii, konserini Van’daki depremde hayatını kaybedenlere ve Türkiye–Japonya arasındaki dostluğa ithaf etti. Sanatçı gecede Mozart, Beethoven ve Mussorgsky’nin eserlerini yorumladı. Konser sonunda izleyiciler tarafından uzun süre ayakta alkışlanan Tsujii, “ İzleyicinin bana hissettirdiği şey muhteşemdi. Çok sıcaklar’’ dedi. Bu arada Amerikalı Besteci G. Crumb’ın üç ciltten oluşan bestesinin adı olan Makrokosmos, ikilinin piya-

nodaki güçlü seslendirişinin yanı sıra vurmalı çalgılarda da çandan marakas ve zillere kadar oldukça zengin bir kadro eşliğinde yorumlandı. Perküsyon sanatçıları Cordier ve Volpe müziğe sesleriyle ve ıslıklarıyla eşlik ederken, Dördüncü Kardeşlerde piyanolarından farklı

to the people who died during the earthquake in Van and the friendship between Turkey and Japan. The musician performed pieces from Mozart, Beethoven and Mussorgsky during his concert. Tsujii, who received a standing ovation, said “The audience was amazing, they

were very enthusiastic’’ In the meantime, American composer G. Crumb’s three volume Macrocosmos was performed by a rich cast that included piano, percussions, maracas and bells. While percussion artists Cordier and Volpe ANTALYA 131

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012


Katia - Mariella LABEQUE

yöntemlerle pizzicatolar ve glissandolar çıkardılar. Oldukça ilginç geçen konser sonrasında Bahar Dördüncü, “ Konserde seslendirdiğimiz parçalar izleyiciye sürpriz gelen parçalardı. Eserlerin alışılmışın dışında ve farklı olmasına rağmen izleyici büyük bir sessizlik ve ilgiyle izledi. Güzel ve sürpriz bir geceydi” yorumunda bulundu. 12’nci Uluslararası Antalya Piyano Festivali kapsamında gerçekleştirilen halk konserlerinde Fazıl Say Döşemealtı’nda, Ufuk & Bahar Dördüncü Kepez Kültür Salonu’nda, Alman caz piyanisti Dieter Koehnlein Antalya Kültür Merkezi’ndeki Perge Salonu’nda, Aleksey Igudesman ve Richard Hyung-ki Joo ise Akdeniz Üniversitesi’nde sanatseverlerle bir araya geldi.

Yelpaze genişliyor

Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın, yaptığı açıklamada, festivalin halkla 132

ANTALYA

buluşma yolunda giderek yelpazesini genişleten bir sanat etkinliği olduğuna dikkat çekerek,“Antalya halkının 12’nci yılda da bu sanat dalına karşı olumlu bir katkısı var. Festivalimiz giderek büyüyor. Bu yılki 25 etkinliğin 4 tanesi ücretsiz halk etkinliği niteliğinde” dedi. Genel Sanat Yönetmeni Fazıl Say ise, organizasyona 12 yıl önce başlandığında maddi olanaklar ve boyutlarının sınırlı olduğunu belirterek, “Son 3 yıldır hedeflerimize ulaştık. Festival bir şehrin aydınlatmasıdır. Antalyalılar bizi yanıltmadı. Bugün 15 bin bilet satılan bir festival haline geldi” diye konuştu. Uluslararası Antalya Piyano Festivali’nin dünyanın en büyük piyano festivallerinden birisi olduğunu ifade eden Say, Antalyalılar istedikçe bu organizasyonu aynı büyüklükte ve aynı güzellikte yapmaya devam edeceklerini kaydetti.

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012

accompanied the music with their voices and whistles, Dördüncü Sisters joined in with their piano. After the interesting performance, Bahar Dördüncü said, “The pieces that we played during the concert were surprises for the audience. Even though the songs were unusual the audience listened in silence and they were attracted. It was a nice and unusual night” During the public concerts held within the content of the festival, Fazıl Say performed at Döşemealtı, Ufuk & Bahar Dördüncü at the Kepez Cultural Hall, German jazz pianist Dieter Koehnlein at the Perge Hall in the Antalya Cultural Center and Aleksey Igudesman and Richard Hyung-ki Joo performed at the Mediterranean University.

Widening the scope

Antalya Metropolitan Municipality Chief Magistrate Mustafa Akaydın pointed out that the festival was widen-

ing its scope by including public performances and added, “The people of Antalya are more interested in this festival on its 12th year. Our festival is growing with each passing year. 4 of the 25 events of the festival were free of charge.” Art Director Fazıl Say pointed out to the fact that there was a limited budget when the festival started 12 years ago and its scope was narrow, said, “We have met our goals in the last 3 years. Festivals enlighten cities. The people of Antalya didn’t disappoint us. This year, we have sold 15 thousand tickets for the festival.” Say, who stated that the International Antalya Piano Festival was one of the biggest piano festivals in the world, said that they were going to keep organizing festivals as big as this one as long as the people of Antalya want it.


ANTALYA 133

Aral覺k / December 2011 - Ocak / January 2012


Çukuryayla’da Yörük kültürü Yörük gelenek ve görenekleri ile yayla kültürünü tanıtmak amacıyla Çukuryayla’da her yıl şenlikler düzenlenir.

The nomad culture at Çukuryayla Each year, festivals are organized in Çukuryayla to advertise and celebrate nomad culture and traditions.

Y

aylalar, son yıllarda Türk örf ve adetlerinin sergilendiği en önemli mekânlar olmuştur. Geleneksel kültürün yaşatılması amaçlanan yayla etkinleri artarak, çok sayıda insanın katılmayı arzuladığı birer festivale dönüşmüştür.

Yörük kültürünün canlandırıldığı yaylalardan biri Çukuryayla’dır. Antalya ili Kemer ilçesi Beycik köyü sınırları içinde bulunan Çukuryayla, Batı Toroslarda Beydağları’nda 1.500 metre yükseklikte yer alır.

I

n recent years, plateaus have been the most important places where Turkish traditions are exhibited. Events organized in plateaus have increased and turned into festivals attended by many people who want to learn about traditional

culture. One of these plateaus is Çukuryayla, where nomad culture is reanimated. Çukuryayla, which is located within the borders of Beycik village in the borough of Kemer, is situated on Beydağları Mountains, on an altitude of 1.500 meters.

Yazı/Article: Yrd. Doç. Dr. Cemali SARI (Akdeniz Üniversitesi Eğitim Fakültesi) Assistant Docent Dr. Cemali SARI (Meditarrenean University Education Faculty) Fotoğraflar / Photographs: Dr. Selçuk Uygun

134

ANTALYA

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012


hour walk after that. In the second route, you can reach the area by car after an hour from Kemer-KuzdereGedelme-Ovacık. Those who prefer nature walks can get to the plateau from Beycik in three hours. Because the road is broken in places, the best vehicle to use is a tractor. Up until 20-25 years ago, Çukuryayla was filled with tens of nomads in the summer. Today, it is only occupied by a single family. The only concrete building is owned by this family. The building is used in the summer and there is no one there during the summer. The Eker family, the only inhabitants of the plateau, makes their living from live stock breeding – they have 300 goats. The same family also engages in beekeeping. The head of the family, İsmail Eker, says that beekeeping is just a hobby. The plateau is also home to cattle that are sent to graze without a shepherd during the summer.

Çukuryayla’ya her türlü motorlu araç ile çıkılabilir. İki güzergâhı bulunur. Bunlardan ilki Kemer’den Beycik Köyü Başören Mahallesi’ne kadar taşıtla gidilerek (20 dakika), buradan itibaren

iki saatlik bir yürüyüş ile varılan yoldur. Diğerinde ise Kemer-Kuzdere-GedelmeOvacık üzerinden araçla 1 saatte ulaşılır. Doğa yürüyüşünü sevenler ise Beycik’ten Çukuryayla’ya üç saatte

Çukuryayla can be accessed via all motorized vehicles. There are two routes. One of them is the road which takes you to Başören Quarter in Beycik village by car (20 minutes) and a two

There is no electricity in Çukuryayla but fresh water is abundant. Products from animals such as butter and cheese that are harvested during the summer are preserved in small caves. The land of Çukuryayla has been shared between the locals of Beycik village. The land, which is entirely registered, is used by its respective owners. Agriculture is carried out at the flat surfaces and tents are set up on the slopes. Every July for two days (Saturday-Sunday), a festival is organized at the plateau to advertise and relive nomad ANTALYA 135

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012


ulaşabilirler. Yol standardının düşük olması dolayısıyla ulaşımda genelde traktör kullanılır. Çukuryayla 20-25 yıl öncesine kadar yaz aylarında Beycik başta olmak üzere civar köylerden çıkan Yörük boylarının kıl çadırlarıyla dolar taşardı. Günümüzde ise sadece bir aile tarafından kullanılıyor. Çukuryayla’daki tek betonarme mesken de bu aileye ait. Yayla yine önceden olduğu gibi yaz mevsiminde kullanılmakta, kışın kimse kalmamaktadır. Çukuryayla’nın tek sakini olan Eker ailesi küçükbaş hayvancılıkla (300 baş kıl keçisi) uğraşmaktadır. Aynı aile tarafından 7-8 kadar fenni ve karakovanda arıcılık da yapılmaktadır. Aile reisi İsmail Eker, bu uğraşı merak olarak nitelendirmektedir. Yayla, yaz aylarında çevre köylerden otlatılmak için çobansız bırakılan büyükbaş hayvanların da mekânıdır. 136

ANTALYA

Elektrik enerjisinin bulunmadığı Çukuryayla’nın kaynak suyu boldur. Yaz döneminde elde edilen hayvansal ürünler (özellikle tereyağı ve peynir) yörede “in’’ adı verilen küçük mağaralarda muhafaza edilir. Çukuryayla arazisi Beycikliler tarafından paylaşılmıştır. Tamamı tapulu olan yayla arazisi, sahiplerince ekilip dikilmektedir. Tarım, kaynak suyunun da olduğu dolin tabanındaki düz alanda yapılmaktadır. Yaylada çadırlar ise yamaçlarda kurulur. Yörük gelenek ve görenekleri ile yayla kültürünü tanıtmak amacıyla Çukuryayla’da her yıl Temmuz ayında iki gün süreyle (Cumartesi- Pazar) şenlikler düzenlenmektedir. Şenlik zamanında yaylaya gelenlerin sayısı 350 kişiyi aşmaktadır. Şenliklere daha çok Beycikliler olmak üzere Kemerli ve Çamyuvalılar da katılmaktadır. Şenliklerde yayla çadırlarla dolmakta, adeta bir çadır kente dö-

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012

nüşmektedir. Ziyaretçilerin her türlü ihtiyaçlarını temin edebilecekleri bakkallar, kasaplar, lokantalar, çevre köy ve kasabalardan yaylaya taşınmaktadır. Düğün dernek kurulmakta, Yörük düğünü ile bir çift evlendirilmektedir. Kemer’den geleneksel kıyafetleri ile Yörük ağası davul zurna eşliğinde deve sırtında yaylaya gelmektedir. Yağlı pehlivan güreşleri başta olmak üzere yöreye has çeşitli yarışmalar ve gösteriler düzenlenmekte, konserler verilmektedir. Yaylada şenlikler sırasında bir jeneratör aracılığı ile elektrik temin edilmektedir. Şenlik kapsamındaki etkinlikler, gençlerin yoğun ilgisini çekmekte, diğer yaylarların aksine Çukuryayla’ya gençler akın etmektedir. Katılanlar iki gün süresince ardıç ve sedir ağaçlarının bol oksijenli havasında Türk kültürünün zenginliklerini yaşamanın hazzı ile gönüllerini Çukuryayla’da bırakarak ayrılırlar.

culture and traditions. Over 350 people come to the plateau for the celebrations, including those from neighboring villages. During the festival, the plateau is filled with tents. Markets, butchers, restaurants and other stores set up shop at the plateau to cater to the needs of visitors. A wedding ceremony is organized and a couple is wed by nomad traditions. Those who arrive from Kemer come to the plateau wearing their traditional outfits with a local band and on camels. Many traditional competitions and shows are performed, including oil wrestling. Electricity is provided by a generator during the festival. The activities within the festival attract attention from young people and Çukuryayla is filled with youngsters during the festival, unlike the others. Those who attend the colorful festival get to experience the riches of Turkish culture under an oxygen filled environment.


ANTALYA 137

Aral覺k / December 2011 - Ocak / January 2012


Defne yapraklı saç kavurma Braised meat with bay leaf cooked on tin plate A

kdeniz’den başlayıp Toroslar’ın doruklarına kadar uzanan yaşam, kent mutfağına zenginlik katmıştır. Antalya’da yüz yıllardır yaşayan Yörükler, Girit göçmenleri ve turizmle birlikte Anadolu’nun diğer şehirlerinden gelen göç, Antalya mutfağını her türlü gıda ürününe açmıştır. Özelikle sahil kesimlerinde deniz ürünleri ve ot yemeklerinin hâkim olduğu Antalya mutfağında, Toroslar’a doğru gidildikçe kırmızı et ürünleri öne çıkar. Bu sayımızda sizleri, Anadolu’nun birçok yerinde yapılmasına karşın Antalya mutfağında defne yaprağı ile pişen saç kavurmasıyla buluşturacağız. Kentte 25 yıldır geleneksel Türk mutfağının muhteşem lezzetleriyle hizmet veren 138

ANTALYA

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012

L

ife which starts at the Mediterranean and reaches all the way to the top of the Taurus Mountains has enriched the city’s cuisine. Nomads who have been living in Antalya for many centuries, the immigrants from Crete and other immigrants from various Anatolian cities to have come to Antalya with the rise in tourism, have opened up the local cuisine to many different delicacies. In the Antalya cuisine, which is dominated by sea food and herb dishes in the coastal areas, red meat dishes take the stage as we near the Taurus Mountains. In this issue of our magazine, we will introduce a braised meat dish, prepared with bay leaves in Antalya. Ali Yılmaz, the manager of


restoranın işletmecisi Ali Yılmaz, defne yaprağının bu bölgede saç kavurmaya ilave edilmesinin, kent mutfağına hâkim olan çeşitlilikten kaynaklandığını söylüyor. Genelde deniz ürünleriyle özdeşleşen defne yaprağının saç kavurmaya hoş bir lezzet kattığını ifade eden Yılmaz, kullanılan etin süt kuzusu olmasının da lezzette önemli rolü bulunduğunu belirtiyor.

Malzemeler: (6 kişilik) Et (Kuzu but 1.200 kg) Soğan (2 baş) Tereyağı ( 1 yemek kaşığı) Sıvı Yağ (1 yemek kaşığı) Kekik (1 tatlı kaşığı) Sarımsak (Üç diş) Karabiber (1 Çay Kaşığı) Defne Yaprağı (5 adet)

Yapılışı Et, kuş başı şeklinde doğranır ve saça koyulur. Ardından saca 1 bardak su eklenir ve etin tortusunu almak için kaynatılır. Bir kez kaynatıldıktan son et süzülür ve saca tereyağı ve sıvı yağ eklenerek, suyunu çekene kadar kavrulur. Ardından saca küçük kesilmiş soğanlar, sarımsak ve defne yaprağı ilave edilerek, 30 dakika daha yemek pişirilir. Piştikten sonra üzerine baharatlar ilave edilir ve servise hazır hale gelir. Püf noktası: Sac kavurmada kesinlikle margarin kullanılmaması gerekiyor. Etin ağır ateşte pişmesi de lezzet için önemli.

the restaurant which serves traditional Turkish food in the city for the past 25 years, says that the addition of bay to this dish in the region comes from the diversity of the local cuisine. Yılmaz, who adds that bay- which is usually used with seafood dishes- adds a little more taste to braised meat, says that using lamb for the dish is crucial.

Ingredients: (Serves 6) Meat (Lamb thigh, 1200 kilograms) 2 Onions 1 tablespoon of butter 1 tablespoon of oil 1 teaspoon of oregano 3 cloves of garlic 1 teaspoon of black pepper 5 bay leaves

Recipe The meat is cut into cubes and places on the tin plate. A cup of water is added to the tin and boiled. After the water has boiled the meat is strained and cooked with butter and oil until there is no more water in the pan. The meat is cooked for another 30 minutes after adding the finely cut onions and garlic and bay leaves. The spices are added after the meat is cooked. Tips: You can’t use margarine on the tin plate. It is crucial that the meat is cooked on low heat.

ANTALYA 139

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012


INFO İtfaiye / Fire Department Acil Servis / Medical Emergency Service Trafik / Traffic Polis İmdat / Police Department Jandarma / Gendarmerie Orman Yangını / Forest Fires ANTALYA MERKEZ / CENTER Valilik / Governorship Turizmden Sorumlu Vali Yardımcısı / Deputy Governor for Tourism İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü / Provincial Culture & Tourism Directorate Antalya Büyükşehir Belediyesi / Antalya Metropolitan Municipality İl Emniyet Müdürlüğü / Provincial Security Directorate İl Emniyet Müdürlüğü Pasaport Şubesi / Provincial Security Directorate Passport Department Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi / Antalya Training And Research Hospital Akdeniz Turistik Otelciler Birliği (AKTOB) / Mediterranean Association of Touristic Hoteliers DHMİ Santral / Central AKSEKİ Kaymakamlık / District Governorship Belediye / Municipality İlçe Emniyet / District Security Directorate İlçe Jandarma / District Gendarmerie Devlet Hastanesi / State Hospital

110 112 154 155 156 177

(242) 243 97 91 (242) 243 97 98

(242) 249 50 00 (242) 345 41 00

(242) 227 96 00 (242) 249 44 00

(242) 321 59 26 (242) 330 30 30

(242) 678 10 21 (242) 678 10 08 (242) 678 22 28 (242) 678 10 25 (242) 678 10 29

(242) 426 30 52 (242) 426 30 49 (242) 426 26 77 (242) 426 30 32

ALANYA Kaymakamlık / District Governorship Belediye / Municipality İlçe Emniyet / District Security Directorate İlçe Jandarma / District Gendarmerie Devlet Hastanesi / State Hospital

(242) 512 57 17 (242) 513 21 11 (242) 511 23 12 (242) 513 10 09 (242) 513 48 41

ANTALYA

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012

(242) 513 12 40 (242) 511 94 98 (242) 514 34 74

DEMRE Kaymakamlık / District Governorship Jandarma / Gendarmerie Sahil Güvenlik / Coast Guard Emniyet Amirliği / Security Chief Office Belediye / Municipality Devlet Hastanesi / State Hospital

(242) 871 53 53 (242) 871 51 89 (242) 874 42 28 (242) 871 42 21 (242) 871 50 51 (242) 872 16 10

DÖŞEMEALTI Kaymakamlık / District Governorship Belediye / Municipality İlçe Emniyet / District Security Directorate İlçe Jandarma / District Gendarmerie

(242) 421 44 41 (242) 421 30 55 (242) 421 27 56 (242) 421 30 07

ELMALI Kaymakamlık / District Governorship Belediye / Municipality İlçe Emniyet / District Security Directorate İlçe Jandarma / District Gendarmerie Devlet Hastanesi / State Hospital

(242) 618 10 08 (242) 618 67 01 (242) 618 62 51 (242) 618 63 01 (242) 618 83 00

FİNİKE Kaymakamlık / District Governorship Belediye / Municipality İlçe Emniyet / District Security Directorate İlçe Jandarma / District Gendarmerie Devlet Hastanesi / State Hospital

(242) 855 10 05 (242) 855 13 92 (242) 855 10 21 (242) 855 10 07 (242) 855 20 00

GAZİPAŞA Kaymakamlık / District Governorship Belediye / Municipality İlçe Emniyet / District Security Directorate İlçe Jandarma / District Gendarmerie Devlet Hastanesi / State Hospital

(242) 572 28 84 (242) 572 10 13 (242) 572 50 14 (242) 572 10 15 (242) 572 15 62

GÜNDOĞMUŞ Kaymakamlık / District Governorship Belediye / Municipality İlçe Emniyet / District Security Directorate İlçe Jandarma / District Gendarmerie

(242) 781 20 06 (242) 781 20 11 (242) 781 21 88 (242) 781 20 14

(242) 247 76 60

AKSU Kaymakamlık / District Governorship Belediye / Municipality İlçe Emniyet / District Security Directorate İlçe Jandarma / District Gendarmerie

140

Turizm Danışma / Tourism Information Liman Başkanlığı / Port Authority Alanya Turistik İşletmeciler Derneği ALTİD / Alanya Touristic Hoteliers Association


İBRADI Kaymakamlık / District Governorship Belediye / Municipality İlçe Emniyet / District Security Directorate İlçe Jandarma / District Gendarmerie KAŞ Kaymakamlık / District Governorship Belediye / Municipality İlçe Emniyet / District Security Directorate İlçe Jandarma / District Gendarmerie Devlet Hastanesi / State Hospital

(242) 691 22 94 (242) 691 20 04 (242) 691 23 01 (242) 691 20 15

(242) 836 10 04 (242) 836 10 99 (242) 836 10 24 (242) 871 51 89 (242) 836 32 15

KEMER Kaymakamlık / District Governorship Belediye / Municipality İlçe Emniyet / District Security Directorate İlçe Jandarma / District Gendarmerie Devlet Hastanesi / State Hospital Liman Başkanlığı / Port Authority Turizm Danışma / Tourism Information

(242) 814 44 81 (242) 814 15 03 (242) 814 15 46 (242) 814 10 16 (242) 814 15 50 (242) 814 52 62 (242) 814 11 12

KEPEZ Kaymakamlık / District Governorship Belediye / Municipality İlçe Emniyet / District Security Directorate İlçe Jandarma / District Gendarmerie

(242) 335 41 11 (242) 310 58 58 (242) 344 44 75 (242) 221 28 02

KONYAALTI Kaymakamlık / District Governorship Belediye / Municipality İlçe Emniyet / District Security Directorate İlçe Jandarma / District Gendarmerie

(242) 229 94 90 (242) 259 09 26 (242) 229 63 81 (242) 238 22 07

KORKUTELİ Kaymakamlık / District Governorship Belediye / Municipality İlçe Emniyet / District Security Directorate İlçe Jandarma / District Gendarmerie Devlet Hastanesi / State Hospital

(242) 643 60 01 (242) 643 60 11 (242) 643 22 38 (242) 643 62 60 (242) 643 64 44

KUMLUCA Kaymakamlık / District Governorship Belediye / Municipality İlçe Emniyet / District Security Directorate İlçe Jandarma / District Gendarmerie Devlet Hastanesi / State Hospital

(242) 887 10 01 (242) 887 27 00 (242) 887 73 00 (242) 887 10 05 (242) 887 14 80

MANAVGAT Kaymakamlık / District Governorship Belediye / Municipality İlçe Emniyet / District Security Directorate İlçe Jandarma / District Gendarmerie Devlet Hastanesi / State Hospital Turizm Danışma / Tourism Information

(242) 746 10 04 (242) 746 10 82 (242) 746 30 44 (242) 746 10 06 (242) 746 44 80 (242) 753 12 65

MURATPAŞA Kaymakamlık / District Governorship Belediye / Municipality İlçe Emniyet / District Security Directorate

(242) 244 75 50 (242) 324 46 46 (242) 243 90 68

SERİK Kaymakamlık / District Governorship Belediye / Municipality İlçe Emniyet / District Security Directorate İlçe Jandarma / District Gendarmerie Devlet Hastanesi / State Hospital

(242) 722 10 04 (242) 722 19 70 (242) 722 10 88 (242) 722 10 08 (242) 722 13 40

SANAT GALERİLERİ / ART GALLERIES Devlet Güzel Sanatlar Galerisi / State Fine Arts Gallery (242) 248 70 76 Büyükşehir Belediyesi Atatürk Kültür ve Sanat Evi – Kütüphane / Metropolitan Municipality Atatürk Culture and Art House– Library (242) 243 15 43 Muratpaşa Belediyesi Aydın Kanza Sanat Galerisi / Muratpaşa Municipality Aydın Kanza Art Gallery (242) 248 48 93 (242) 238 54 44 AKM Sanat Galerisi / AKM Art Gallery Büyükşehir Belediyesi Karikatür Sokağı - Sanat Galerisi / Metropolitan Municipality Comics Street - Art Gallery (242) 249 54 00 Olbia Sanat Galerisi / Olbia Art Gallery (242) 310 21 92 ANSAN Sanat Galerisi / ANSAN Art Gallery (242) 248 00 08 Orkun - Ozan Sanat Galerisi / Orkun - Ozan Art Gallery (242) 248 38 52 Salih Yön Sanat Galerisi / Salih Yön Art Gallery (242) 313 19 13 2000 Plaza Sanat Galerisi/2000 Plaza Art Gallery (242) 312 48 69 Haşim İşcan Kültür Merkezi Sergi Salonu / Haşim İşcan Cultural Centre Exhibition Hall (242) 247 87 27 Büyükşehir Belediyesi Yenimahalle Semt Evi Sergi Salonu / Metropolitan Municipality Yenimahalle District House Exhibition Hall (242) 325 91 31 Antalya Müzesi Sergi Salonu / Antalya Museum Exhibition Hall (242) 238 56 88 (242) 316 53 00 AHK Sanat Galerisi / AHK Art Gallery Desti Sanat Galerisi / Desti Art Gallery (242) 311 40 82 Sezen Sanat Merkezi / Sezen Art Center (242) 322 77 23 Mimarlar Odası Sanat Galerisi / Chamber of Architects Art Gallery (242) 237 86 94 Fırçakeş Sanat Evi / Fırçakeş Art House (242) 247 62 37 Lara Sanatevi / Lara Art House (242) 248 87 70 Fuat Ali Koç Atölyesi / Fuat Ali Koç Workshop (242) 244 37 26 Tömer Sanat Galerisi / Tömer Art Gallery (242) 312 50 14 (242) 243 84 77 Bohem Sanat Galerisi / Bohemia Art Gallery MÜZELER VE ÖNERİLEN DİĞER GEZİ MEKANLARI Antalya Müzesi / Antalya Museum (242) 238 56 88 Alanya Müzesi / Alanya Museum (242) 513 12 28 Side Müzesi / Side Museum (242) 753 10 06 Atatürk Evi Müzesi / Museum of Atatürk’s House (242) 241 15 27 Suna İnan Kıraç Kaleiçi Müzesi / Suna Inan Kıraç Kaleiçi Museum ( 242) 243 42 74 Minicity (242) 230 46 30 Kaleiçi Karatay Medresesi Güzel Anadolu Sergisi / Kaleiçi Karatay Medresesi Beautiful Anatolia Exhibition Kum Heykeller (Mayıs - Ekim Dönemi) / Sand Sculptures (May - October)

ANTALYA 141

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012


ANTALYA GUIDE

BEST WESTERN KHAN HOTEL Elmalı Mah. Kazım Özalp Cad. No: 55 ANTALYA Tel: +90 242 248 38 70 Faks: +90 242 248 42 97 info@khanhotel.com www.khanhotel.com

KEMER RESORT HOTEL Atatürk Bulvarı Kemer - ANTALYA Tel: +90 242 814 31 00 Faks: +90 242 814 55 30 info@kemerresort.com www.kemerresort.com

MIRACLE RESORT HOTEL Güzeloba Mevkii Tesisler Cad. No:174 Lara / ANTALYA Tel:+90 242 352 21 21 Faks:+90 242 352 21 11 info@miracleotel.com www.miracleotel.com

KAYI ŞİRKETLER GRUBU Kayı Plaza Güzeloba Mah. Ay-1 Sok. No: 1 Lara / ANTALYA Tel: +90 0242 310 88 00 Fax: +90 0242 310 88 24 info@kayıgroup.com.tr www.kayıgroup.com.tr

TÜRKİZ KEMER Yalı Cd. No:3 Kemer - ANTALYA Tel:+90 242 814 41 00 Faks:+ 90 242 814 28 33 info@turkiz.com.tr www.turkiz.com.tr

Bulmacanın Çözümü

ANTALYA ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ Antalya-Burdur Karayolu 26. Km Tel: +90 242 258 11 00 Pbx Faks: +90 242 258 11 04 akorsan@antalyaosb.org.tr www.antalyaosb.org.tr

SEVGİ HASTANESİ Antalta Cd. Eski Side Kavşağı Manavgat - ANTALYA Tel: +90 242 746 55 99 Fax: +90 242 742 83 53 info@sevgihospital.com www.sevgihospital.com

ÖZDİLEK ALIŞVERİŞ MERKEZİ Fabrikalar Mah. Fikri Erten Cd.No:2 Kepez - ANTALYA Tel : +90 242 334 33 99 Fax : +90 242 34 33 60 www.ozdilekpark.com

OLYMPOS TELEFERİK Fajos A.Ş. Tahtalı 2365 m. Pk.96 Tekirova - Kemer 07995 ANTALYA Tel: +90 242 242 22 52 www.olymposteleferik.com

ÖZEL MEMORIAL HASTANESİ Zafer Mahallesi Beyazıt Cd. No.91 Kepez / ANTALYA Tel: +90 242 444 7 888 www.memorial.com.tr

ADOPEN

Organize Sanayi Bölgesi 2. Etap ANTALYA Tel: 444 24 24 Fab. Tel: +90 242 258 18 00 www.adopen.com

ANTALYA KÜLTÜR VE TURİZM DERGİSİ’NE SİZ DE ABONE OLUN !

1 YILLIK ABONELİK 60 TL YURTDIŞI ABONELİK 180 TL

Tarih:

/

/ 20..........

AD,I SOYADI

ADIMA FATURA EDİNİZ ŞİRKET ADINA FATURA EDİNİZ

KURUMU

GÖREVİ

ADRESİ ŞEHİR

ÜLKE

E-MAIL

POSTA KODU

TELEFON

VERGİ DAİRESİ

FAX VERGİ NO

.........Yıllık abonelik bedeli olan............................TL yi Halk Bankası Alsancak Şb. Kod. 0731 Hesap No.10260253 RK Renkli Kalem Medya Yapım Turizm Reklam Paz. Tic. Ltd. Şti. hesabına havale ettim. Not : Lütfen havale dekontunuzu doldurduğunuz abone formu ile birlikte aşağıdaki faks numarasına gönderiniz.

ABONE TELEFON

142

ANTALYA

(0232) 463 75 40

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012

ABONE FAX

(0232) 421 92 24

E-MAİL

bilgi@renklikalem.com.tr


ANTALYA 143

Aral覺k / December 2011 - Ocak / January 2012


Fulya OMAÇ / e-mail: medyapuzzle@yahoo.com

144

ANTALYA

Aralık / December 2011 - Ocak / January 2012




Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.