Dinler arası diyalog tuzağı ve dinde reform mehmet oruç

Page 141

kitapları fıkıh bilgilerini, İslâm ahlâkını, hikmet ve İslâmi şuuru çok güzel bir şekilde bildirmektedir. Sinsi oyunlara gelmemek için, bunlar mutlaka dikkatlice okunmalıdır.) “KELAM” ve “FIKIH ” DÜŞMANLIĞI Büyük İslam âlimi İmam-ı Gazali hazretlerinin ölüm yıldönümleri her nedense, sönük geçiyor. İslam âleminin yetiştirdiği bu ender şahsiyetten yıldönümlerinde pek bahsedilmiyor; şatafatlı anmalar yapılmıyor. Bu durum, zamanımızda İmamı Gazali hazretlerinin on asırdır felsefecilere, inançsızlara karşı savunuculuğunu yaptığı Ehli sünnet inancının zayıfladığını gösterir. Halbuki, İmam-ı Gazali'nin Osmanlı ve Anadolu coğrafyası üzerinde çok büyük bir hizmeti vardı. Bunun için şahsı ve kitapları çok sevilirdi. Katip Çelebi’nin bu büyük imamın İhya'sı hakkındaki "Eğer İslam hakkındaki bütün kitaplar kaybolsa ve sadece İhya kalsa, bu kitap diğerlerinin boşluğunu doldururdu" sözü bunun bir göstergesidir. İmam-ı Gazali hazretleri bir mihenk taşıdır, insanların fikri yapısını gösteren çok önemli bir ölçüdür. Eğer bir kimse, bu büyük zatı tenkit ediyorsa, üstünlüğünü kabul etmiyorsa, mezhepsiz olduğu, dinin nakli olduğunu kabul etmediği; dine, felsefeyi, aklı, mantığı ortak etmek istediği fikri çıkar. Nakle dayalı olmayan yani vahiy kaynaklı olmayan, kişinin kendi düşünceleri din olmaz, şahsi fikir olur. İşte İmam-ı Gazali hazretleri, bunun mücadelesini verdi. Gazali, Endülüs devleti ile başlayıp, daha sonra bütün İslam ülkelerine yayılan, İbni Sina, Farabi ve İbni Rüştün din haline gelen felsefi düşüncelerini yok etti. İslam âlemini büyük bir tehlikeden kurtardı. Eğer bu mübarek zat, bütün gücüyle ortaya çıkıp bunun mücadelesini vermeseydi on asır önce dinin yerini felsefe almış olacaktı. Felsefeciler ve bunların etkisinde kalmış bazı cahiller bunun için, İmam-ı Gazali hazretlerini sevmezler, ona düşmanlık ederler. İmam-ı Gazali’ye karşı olan bir felsefeci profesör (Mehmet Aydın ) mealen diyorki, “ Tesettür, faiz, namaz... gibi konular tartışılmalı, bunlara akla, zamana uygun yeni yorumlar getirilmeli. Bir hükme takınılıp kalınmamalı. Bugüne kadar âlimler, Müslümanları, “kelam” ve “fıkıh” kitapları ile tek tip hükme uymaya zorladı. Yeni yorumlar yapıp, halkımız, inançta ve ibadette tek tip Müslümanlıktan kurtarılmalıdır” Bu görüştüki kimseler, halktan çekindiği için ben reform kelimesine karşıyım deselerde bu sözleri, fikirleri tam bir “dinde reformdur”. Bu düşüncelerini, gerçekleştiremediklerinden İmam-ı Gazali ve diğer mezhep imamlarına düşman oluyorlar, halkın gözünden bunları düşürmek istiyorlar. İslam alimleri, gece gündüz çalışarak, Peygamberimiz ve Eshabının nasıl inandıklarını nasıl ibadet ettiklerini araştırmışlar elde ettikleri nakle dayalı iman bilgilerini “Kelam” ve amel, ibadet bilgilerini de “fıkıh” kitaplarında toplamışlar. 14 asırdır, her müslüman bu bilgileri bu kitaplardan öğrenmiş ve buna göre ibadetini yapmıştır. Herkes kendi anladığı ile amel etmeye kalkarsa Müslümanların hali ne olur? İnsan sayısı kadar din(!) yani dinsizlik ortaya çıkar. Maksat ta zaten bu değil mi? İmam-ı Gazâlî’nin, felsefecilerin görüşlerini çürütmek ve felsefeci sapık fırkalara cevap vermek için yaptığı bu çalışmasını işiten bir takım kimseler de onu felsefeci zannetmişlerdir. Bunun sebebi, felsefe ile tefekkür arasındaki mühim farkı bilmemektir.


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.