Dinler arası diyalog tuzağı ve dinde reform mehmet oruç

Page 130

toplamış, dünyaya yaymış olan islâm âlimlerini ve topladıkları islâm ilimlerini ayaklar altına alıyorlar. Dinde reform istiyenler, temel kitaplara dokunmayıp, yalnız cahil halk arasına yerleşmiş olan hurâfeleri yok etmeyi düşünüyorlarsa, buna birşey denemez. İslâmiyete hizmet etmiş olurlar. Fakat, böyle iyi düşündüklerine inanabilmemiz için, önce kendileri İslamiyeti eksiksiz olarak yaşayarak hakîkî ve samîmî müslüman olduklarını isbât etmeleri gerekir. İslâm çağa uymuyor diye reform yapmak istiyenler, bilerek veya bilmiyerek İslamın yıkılmasına yardım etmektediler. Reform yapmak istiyenlerin ortak özelliği, dinimizin temel fıkıh kitaplarını kabul etmemek, doğrudan Kur’an-ı kerimden hüküm çıkarılmasını savunmaktır. Halbuki, İslamiyetin bozulmadan bugüne gelmesini sağlayan temel fıkh kitaplarımızdır. Bundan sonra da bozulmadan devamı bu fıkıh kitaplarına ve alimlere tabi olmaya bağlıdır!.. DİNİN YENİDEN YORUMLANMASI Bazı okuyucularım,” Sende Batı saplantısı oluşmuş. Her olumsuzluğu dönüp dolaştırıp Batı’ya mal ediyorsun...” diyorlar. Evet, bu saplantı değil gerçeğin ta kendisidir. Kusura bakmasınlar, son zamanlarda temcid pilavı gibi tekrar gündeme getirilen, “İslamda Reform” “Kur’anın Çağdaş Tefsiri” “Dinin Yeniden Yorumlanması” “Dinlerarası Diyalog”gibi tartışmalar için de aynı şeyi söyleyeceğim. Diyanet İşleri Başkanı’nın, “Ben reform kelimesini kullanmadım, İslamın reforma ihtiyacı yok!” demesine rağmen, Diyaneti de kattılar bu kampanyaya. Hem de lokomotif görevi uygun görülerek. Kampanyanın ilgi görmesi için böyle olması planlandı. Bütün bu çalışmaların gerçek sebebi şu: Dünya küçüldü. Herkes çeşitli vesilelerle gittiği yerlerde fikirlerini, inançlarını yaymakta. Türkiye AB’ye girdiğinde bu yayma işi daha da hızlanacak. Batı alemi, Hıristiyanlığın mensuplarını tatmin etmediğini, yeni bir inanç arayışı içinde olduklarını görüyor. Ya İslamiyet bu inanç boşluğunu doldurursa!.. Hıristiyanlık yok olursa!... İşte bütün korkuları bu... Bunun için de İslamiyeti Hıristiyanlığa benzetmek istiyorlar. Nihaî maksatları İslamiyeti, dünya hayatına ait, emir ve yasakları olmayan felsefi bir sistem haline getirmek.. Bazı kesimlerce ikide bir gündeme getirilen Ahkam ayetlerini yok farzetme veya yeniden yorumlama gayretleri bunu göstermiyor mu? Böylece asli unsurları yok edilmiş bir İslamiyet cazibesini kaybedecek, Batı’da taraftar bulamayacak. Bu işin belli mihrakların zorlamaları ile yapıldığının en büyük alameti de, dinin gerçek temsilcisi Müslüman halkın gündeminde bu çalışmaların olmamasıdır. O’nun dininden bir şikayeti asla yok. O, 1400 yıldan beri nasıl inanmışsa, nasıl yaşamışsa, bunu aynen devam ettiriyor. 14 asırdır dini taşıyıp bugünlere getirmesini de, yolunun doğruluğunun ispatı olarak görüyor. Hal böyle olunca birilerinin onun adına, onun dinini kurtarma(!) gayretleri sırıtıyor. Bunlara sormak lazım: İslamiyet modern hayatta, bilimde, teknolojide ne yapmak istediniz de mani oldu? Telefona mı mani oldu, televizyona mı? Yoksa internete mi mani oldu?


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.