AYNÜ’L-HAKÎKA fî RÂBITATİ’T-TARÎKA - Halis Ece

Page 352

354

Makaleler ve Araştırmalar

İmâm-ı A‘zâm hazretleri, vera‘ (şüphelilerden dahi kaçınmak) ve takvâ sahibi olmak bereketi, sünnete tebaiyyet devleti (tâbi olma, uyma şeref ve rütbesi) ile ictihadda ve hüküm istinbat etmekte öyle yüksek bir dereceye nâil olmuştur ki; diğerleri, onu anlamaktan bile âcizdirler. Mânâların derinlik ve inceliğinden ötürü, onun ictihadlarını Kur’ân'a ve hadîse muhâlif saymışlar, onu ve arkadaşlarını re’y sahibi zannetmişler (kendi görüşlerine göre hareket ettiğini sanmışlardır). Bütün bunlar, Ebû Hanîfe hazretlerinin ilmî dirâyetinin hakikatine ulaşamamaktan ve onun anlayışına, firâsetine muttali‘ olamamaktan ileri gelmektedir. Ama İmâm Şâfiî hazretlerini, o türlü isnadları yapanlardan ayırmak gerek... Zira o, İmâm-ı A‘zâm hazretlerinin fıkhî inceliğinden bir nebze görmüş ve bunun için de şöyle demiştir: ‘Bütün insanlar, fıkıhta Ebû Hanîfe'nin iyâlidir…’ Yazıklar olsun diğerlerine ki, (onun kendi görüşünü öne çıkarıp hadis üzerine tercih ettiğini iddia etmişler) böyle bir cür’ete kalkışıp kendi kusurlarını başkalarına isnat etmişlerdir! Bir şiir meali: Ayıplarsa kusurlu biri bilmeden onları; Kem sözlerden berîdir hep onların sâhaları… Kırabilir mi hiç o zinciri hîlekâr tilki; Bağlanmıştır onlarla dünyanın tüm aslanları... Hâce Muhammed Parsâ (k.s.), Fusûl-i Sitte'de şöyle demiştir: ‘Yeryüzüne indikten sonra Hz. Îsâ (a.s.), Ebû Hanîfe'nin mezhebi üzere amel edecektir.’ Mümkündür ki bu cümle, yukarıda da anlatıldığı gibi, Îsâ aleyhisselâm ile İmâm-ı A‘zâm hazretlerinin (ictihadlarının)


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.