Portakal Gaste 3. Sayı

Page 16

Yaşam insanı: Şemsettin Hoca

Şemsettin Hoca ve Safranbolu

Şemsettin Hoca’mız tartışılmaz bilimselliğinin yanı sıra sosyal

Şemsettin Hoca’mız güçlü organizasyon

yönden de son derece renkli bir kişiliğe sahipti. laboratuarda

birçok kongre ve kurs düzenlenmesine öncülük etmiş,

geçirdiğimiz yoğun çalışma günlerinin ardından, hoca kimliğini bir

mikrobiyoloji ve viroloji camiasında gelmiş geçmiş tüm

tarafa bırakıp bölümü toplayarak, bizi ‘yorgunluk atmaya’

nesilleri sevgiyle bir arada tutmayı başarmış nadide bir

götürdüğü Ankara geceleri, unutulmayacak güzel anılardan sadece

insandı. Kongre ve bilimsel toplantılara katılmaları için

bir kısmıydı.

genç araştırıcıları cesaretlendirir, her yönden onlara

yeteneği ile

destek olurdu.Sevgili Hocamız ayrıca, geziler ve partiler Şemsettin hocamızın yeri çok ayrıdır. İnanılmaz yetenekli bir hocaydı. Tanıyabileceğiniz en zarif insanlardan biriydi.

düzenlemeyi de bilimsel toplantılar kadar zevkle ve

Bir anımı anlatayım. Doçentlik sınavına girdim, yedi aylık hamileydim, hamileyken salak oluyor insan biraz, bana kompleman sistmini sordular, anlattım anlattım, ikisini anlattım üçüncüsünü hatırlayamadım bir türlü, bu yüzden gidip ona kızmıştım çünkü o anlatsaydı hatırlardım  o kadar etkili bir adamdı. Öğrenciyi çok severdi. Hem tatlıydı hem hocaydı. Derste öğrenir giderdiniz. Sizin ondan ders alamamış olmanız çok büyük bir kayıp.

aksatmadan düzenlediği yılbaşı partilerinde kendi

başarıyla

yapardı.

Düzenlediği

gezilerden

birinde

Safranbolu sokaklarını keşfetmek; her yıl bölümümüzde elleriyle hazırladığı özel ‘punch’ını yudumlamak ayrı bir zevkti. Onunla çalışmaktan başka gezmek, alışveriş yapmak, bol buzlu bir içki içmek anlatılması mümkün olmayan sadece yaşama şansına eriştiğim, hiçbir zaman kalbimden silinmeyecek anılardır. Doğum Günü: 31 Mayıs 2008 Hastalığı sırasında moralini hiçbir zaman bozmadı,

Sosyal yönü de muhteşem olan bir insandı. Punch partileri çok meşhurdu. Puncha başlanırdı, bütün bölümde her iş dururdu. Herkes gelir elini yıkar, temiz önlükler giyer; başlanır portakallar elmalar küçük küçük doğranmaya.

bozmamaya çalıştı. Tam bir yıl direndi hastalığına… Ağır ve yorucu geçen kemoterapi ve radyoterapi seansları bile , bölüme her gün gelmesine, işine dört elle sarılmasına, hatta kitabının ikinci baskısını hazırlamam için beni motive etmesine engel olamadı. Ölümünden

Keşke diyorum, ameliyat olsaydı, sesini kaybetseydi, konuşmayı tekrar öğrenseydi. Ama bunu kendi adıma istiyorum, onun adına isteyemiyorum.

yaklaşık 20 gün önce, 31 Mayıs 2008 günü akşam iş çıkışı

Hüzünle ama gülümseyerek andığımız bir insan olduğu için çok şanslı. Sizler de onu tanıyamadığınız için şanssızsınız. Sizin şansınız; Dürdal, Ahmet, Koray gibi hocalar yetiştirip bırakması size. Ama onun dersini dinlemenizi çok isterdim.

ne ben düşünüyorduk. Hatta bir hafta sonra (1-5

küçük bir pasta alarak doğum gününü kutlamaya gittiğimde, pastanın üstündeki sembolik tek bir mumu güçlükle üflerken bunun son doğum günü olacağını ne o Temmuz 2008) Kapadokya’da yapılacak olan Viroloji Kursuna beraber gitmek için bile randevulaşmıştık. Hepimiz; bütün bölüm çalışanları, meslektaşları, eski çalışma arkadaşları, öğrencileri, dostları, kısacası tüm sevenleri büyük acı çekti onun eriyip gitmesinden… O da

Çok genç bir ölüm oldu daha 62 yaşındaydı. Ben normalde duygularını çok göstermeyen hep neşeli görünen bir insanımdır; ama hastanede Şemsettin hocanın yanından çıkınca hep ağlardım. Prof. Dr. Yakut Akyön Yılmaz

acı çekti bizlerin onu ‘o haliyle’ görmemizden… Büyük ders

aldık

son

ana

kadar

yaşama

ümidini

kaybetmemesinden…Ama yapamadık, engel olamadık bir efsanenin sonsuza gidişine… Prof.Dr.A. Dürdal US’un yazıları için; KAYNAK: MİKROBİYOLOJİ/ TÜRK MİKROBİYOLOJİ CEMİYETİ HABER DERGİSİ

16


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.