Kahraman Tazeoğlu Bukre Pdf indir

Page 1

Bukre Pdf Kahraman Tazeoğlu Bukre Kitabı Arka Kapak Bilgisi Güzellik, bakmayı bilen gözdedir sevgilim. Artık kendime layık olanı seçebiliyorum sayende. Bir insanın gözlerine bakıp, kalbini görebiliyorum her seferinde. Eskisi gibi değilim. Neden mi senden çok daha öndeyim? Herkesin dünyası kendi gördüğü kadardır sevgilim. Sen önüne bakarken, ben uzakları ezberledim. Sen olup bitenlerle ilgilenirken, ben olmayanın izindeydim. Çivi çiviyi sökermiş, yalnızlığı kanatan hüzünlü şarkılar, yalnızlığa iyi gelirmiş. İşte ben bu şekilde hayata karşı direndim. Keşke bana akıl vereceğine, aklımı alacak kadar beni sevseydin. Ben, bir çocukluk edip büyüdüm işte! Sen büyümüşsün ama doğmamışsın bile. Ben, senin doğrundum sevgili. Ötekiler gelip geçerdi. Sen doğru olanı değil, geçerli olanı seçtin. Terk etmek kazanan olmaya yeter zannettin. Bana, bir veba busesi bırakıp gittin; bak şimdi yerini başkaları aldı. Bu aşkın vebası sende, busesi bende kaldı. Seçtiğin yolda sana mutluluklar diliyorum. Unutmak alışmaktır. Unutursun demiyorum… Ama alışacaksın biliyorum. Kahraman Tazeoğlu Bukre Kitabını aşağıdaki adresten Pdf olarak indirebilirsiniz. http://www.pdfkitaplariindir.com/bukre-pdf-indir.html

Kahraman Tazeoğlu Bukre Kitabı İncelemesi Kahraman Tazeoğlu kendine has bir tarzı olan ender yazarlardan bir tanesi. Son olarak Bukre kitabı ile yine kendine has üslubu ile okurlarını kendine bir kez daha hayran bırakıyor. Kahraman Tazeoğlu tüm romanlarında olduğu gibi Bukre kitabında da mükemmel bir edebi dil kullanılıyor. Şiir gibi cümlelerden oluşan sevgiliye yazılar okurları oldukça etkiliyor. Romanda sitem, tutku, arzu, aşk, sevki, hayalkırıklığı vs gibi ilişkilerin içinde olan her türlü duyguyu bulmak mümkün. Bazı aşklar aşka ihanettir. Gizli aldatmalar, sevdiğin insanın üzerine basmadan çiğnemektir. Kaç kez çiğnendiğini hiç bilmiyordu Bukre. Sevgilisinin onu aldattığını öğrendiğinde dünyası kararmıştı. İstanbul’un dar sokaklarında dolaşıp durdu. Sonunda yorgun ve bitkin halde Selim’in yanına koştu. Selim, Bukre’nin okuldan arkadaşıydı, hatta mevcut en iyi arkadaşıydı. Öyle ki Selim, Bukre’yi Yavu Kuş olarak, Bukre de Selim’i Kuzu diye çağırırdı ve ne zaman bir dertleri olsa birbirlerine koşarlardı. Her zaman olduğu gibi Bukre, Selim’e terk edilmenin ve aldatılmanın acılarını anlatırdı. Selim de Bukre’ye platonik aşkını anlatırdı fakat platonik aşkının kim olduğunu hiç söylemezdi. Selim, Bukre’yi bunalımdan kurtulmak için onu bir kampa götürür. Bukre kampta Cem ile tanışır. Cem kamp ateşinin yanında gitar çalarak Bukre’nin kalbini çalar. Sonunda birlikte olurlar ve Bukre yine mutlu hayatına geri döner. Cem’in en büyük hayali albüm çıkartmaktır fakat bunun için yeterli parası yoktur. İmdadına Bukre yetişir ve bir şekilde gerekli parayı bulur. Fakat bu kez de albümü yapacak firma bulamaz. Bukre yine varını yoğunu vererek albüm çıkartıcak bir firma bulur. Cem Bukre sayesinde ünlü olur ve şöhrete kavuşur. Şöhret ile birlikte içki de gelir ve bir gün içkili iken Bukre’yi döverek hastanelik eder.


Bunun üzerine Bukre İzmir’e giderek Cem’den uzaklaşır. Cem ayrılığın acısı ile Bukre’yi onun en iyi arkadaşı ile aldatır. Bunun üzerine Bukre yeniden bunalıma girer ve imdadına yine en iyi dostu Selim yetişir. Selim Bukre’ye yardım etmek için İzmir’e gelir. Bu sırada Cem Bukre’den özür diler ve barışmak için elinden geleni yapar. Bukre de özrü kabul ederek Cem’e geri döner ama bu dönüş Selim’i yaralar. Bunun üzerine platonik aşkının Bukre olduğunu ona itiraf eder. İtiraf karşısında şaşıran Bukre de kendi platonik aşkını itiraf eder ve ikili bir araya gelir. İkisi evlenirler ve iki çocukları olur. Bundan sonra onları mutlu ve mesut bir hayat bekler. Bukre Oku

Kahraman Tazeoğlu Bukre Kitabı Okuyucu Yorumları Yorum-1 Artık kendimde bir gariplik olduğunu düşünmeye başlayacağım... Bu kitabı beğenenlerin affına sığınarak biri ki satır yazmadan edemeyeceğim. Bu Kahraman Tazeoğlu'nun ilk satın aldığım ve okuduğum kitabı. Destek Yayınları'nın da yayın çizgisini ilgiyle takip ediyorum. Fakat bu kitap bana biraz fazla teen-age geldi. Aşkın ille de acı çekmeden bulunmayacağı mesajını veren bir roman. Çevresinden soyutlanmış ve depresyonda olan tipik bir genç kız, ünlü bir popçu olunca hemen şımaran ve sevgilisini aldatan yakışıklı bir erkek ve o erkeği baştan çıkaran boş kafalı, gösteriş meraklısı sosyete kızının hidayete ererek tesettüre girmesi... Biraz fazla tanıdık bir hikaye. Bir de Bukre'nin her daim yanında olan, daha romanın başından bile ona aşık olduğu belli olan, "Kuzu" Selim var... Gerçi Selim bence en çok ete kemiğe bürünen karakterdi, belki Bukre'den de fazla. Bazı betimlemelerse fazlasıyla zorlama : "...kırılmış kolların sıcağı üşütür..." (?!) "Geçmişi geçmiş yapan geçmemişliği olmalıdır bence..." "Otobüsler hüznün ve huzurun bileşkesidir." "Otobüs geceyi çiğneyerek ilerliyordu." (İşte bu favori cümlem!) Ayrıca kitapta ne yazık ki bol miktarda yazım ve dizgi hatası mevcut... Umarım sonraki baskılarda düzeltilir. Yazara haksızlık etmemek için başka kitaplarını da okumayı düşünüyorum ama, Bukre benim için pek de iyi bir başlangıç olmadı. Yorum-2 Bukre aşkta pek yüzü gülmeyen güzelliğiyle dikkat çeken bir kızdır. Her zaman olduğu gibi yine aşk acısını çocukluk arkadaşı ve dostu Selim geçirmeye çalışacaktır.Selim'in haftasonu için ayarladığı kamp Bukre'nin hayatını büyük ölçüde etkileyecektir. Selim ve Bukre'nin hayatına giren Cem'in meşhur olma hikayesini, Bukre ile yaşadığı büyük aşkı ve yollarını nasıl ayırdıklarını okuyacaksınız. Tüm bu yaşananlar Bukre ve Selim'in hayatını nasıl etkileyecektir.


Bukre'nin hikayesi bittiğinde birbirinden bağımsız yazılar okuyacaksınız. Açıkçası bu kısmı ben pek sevmedim. Ama sondaki hikayenin bağlandığı nokta sizin de hoşunuza gidecek. Yazarın günümüzün mekanlarını, şarkılarını vb. kullanmasını sevdim. İlerde bu kitapları tekrar okuduğumuzda belki şu anda 90'ları andığımız gibi anacağız, bu açıdan güzel. Genel olarak bakacak olursam Bukre benim beklentimi karşılayan bir kitap değildi malesef. İlk sayfalarda sonunu anladığım bir kitaptı ve bu yüzden pek keyif alamadım. Yorum-3 Kahraman Tazeoğlu'nun okuduğum ilk kitabı. O yüzden tarzı mı bu ben mi anlayamadım bilmiyorum. Kitabın ilk sayfalarında, "Allah'ım ne okudum ben şimdi? Bu sayfaya gelene kadar neden hiç bir şey anlamadım? Tekrar mı okumalıyım?" demekten yorulduğum, bir türlü anlayamadığım bir şeydi. Elimdeki kitap roman mı, öykü mü, yepyeni bir türlü anlayamadım bir türlü. Bukre bölümü bittiğinde gerçek arkadaşlığa ihanet edilmiş gibi hissettirdi bana. Sonrasında ki hiç bir bölüme bir anlam yükleyemeden okudum. Son bölüm sanırım en çok sevdiğim ve tek gülümsediğim bölümdü. hatta bunu son sayfa yapsam daha doğru olur. Böyle bir bağlamanın yapılacağı bir kitapta aralara katılan o yazılara hiç bir anlam veremedim. Kitap bana "Aslında roman olacaktım ama, yazamadı beni..." dedi. Okuduğumuzu anlamamak üzere okuyup, anlayamadığımız her güzel kelimenin aşkı anlattığına inanmamız gerekir bu kitapta -ki bu hiç bana göre değil-. Yorum-4 Kahraman Tazeoğlunun elime alıp ciddi bir şekilde okuduğum ilk kitabı. Kitabı bir arkadaşımdan alıp okumuştum. Son otuz sayfasına gelene kadar da merakla okumuş, başlarındaki gibi farklı ama konudan çıkmadan kalem alınmış olaylar olacağını düşünmüştüm. Ancak beklediğim gibi çıkmadı. Kitabın başında hakim olan olayla son kısım arasında dağlar kadar fark vardı. Bu da kitaptaki kurgunun birden yönünü değiştirdi. Ben Bukre'nin hayatını okuyordum konu birden çocuklarına kaydı. Kahraman Tazeoğlu kurduğu cümlelerdeki anlam ve duygu derinliğiyle beni etkiledi ama kitapta geçen olaylar birbirinden fazla bağımsızdı. Okurken heyecan vermeyecek kadar tahminlerin yerinde olduğu bir kitaptı. Kitapçılarda ve televizyonda kitap sunumu yapan programlarda gördüğümde kapağı ve Bukre kelimesinin Fetih suresinde 9. ayette de geçen sabaha karşı manası bende derin bir beklenti oluşturmuştu. Ancak beklediğim gibi bir sonuç alamadım. Yorum-5 Bu tarz kitaplara karşı önyargım vardı. Kitapçıda biraz açıp okumayı denedim sayfanın sonunu getiremedim, birkaç sayfa atlayıp aralardan denedim olmadı. Böylece önyargım bir level atlayarak normal yargı seviyesine yükseldi. Aşk dedikodu vs... Hep aynı şeyler... Bir kere aşk burada anlatılan gibi değil ki. Gençler gerçek aşkı tanımaya fırsat bulamadan böyle kitaplarla ömür çürütüyorlar. Bukre, Sabah uykusu, Ahmet Batman Soğuk kahve vs...


Anca feysbukta söz paylaşmaya ve bir fotoğrafını çekip sevgiliye mesaj göndermeye yarar. Bence zaman kaybı. Bence! Yorum-6 Bir arkaşımın tavsiyesi üzerine almıştım. Aslında merakta etmiştim yeni çıkan bir kitabın neden çok satılanlar listesine girdiğini. Sonuç; maddi ve zaman israfı. Kitap edebi yanı olmayan, tamamen süslü aşk cümleleri üzerine kurulmuş. Zaten yazarıda sosyal medya üzerinden şişirilmiş birkaç yazardan biri bence. Emeğe saygı duyuyorum elbette. Ama okumaya değmez... Yorum-7 Kitapta sadece bukre'nin hikeyesini okudum.Diğer kısa hikayeleri hep atladım.Başta okumam diyordum,sonra ablam bana imzalı kitabını almak için çok uğraştığını söyleyince okudum.Bukre'nin hikayesini beğendim,duygulandım fakat sanki hayatta aşktan başka bir sey yokmuş gibi yaşıyor ki insan samimiyet kuramıyor bukre ile.Yine de çerez olarak çok uygun bir kitap hemen okuyup raflara kaldırılacak türden.Herkes sosyal medyada şu kadar saatte bitirdim ya da kahve ile fotoğrafını çekip paylaşınca okuduktan sonra üzüldüm.'İnsanlar neden sadece böyle kitapları okuyor?' 'Neden diğer edebi,ders alınacak kitapları paylaşmıyor?'diye aklımdan bir sürü soru geçti. Yorum-8 Her insan bazen bu soruyu kendine sormaktan çekinmez; Ben ne yapıyorum? Bazı insanlar kendi hatalarını göremeyecek kadar kördür. Kendine layık olanı seçmek kolay değildir çünkü. Kör olmak hataları farkedememekten ibaret değildir, yakınındakini görememekte binevi körlüktür. Aile bir evlada sevgiyi daima veren yada vermeye çalışan bir topluluktur ama her insan birinin hayatında özel olmak ister, Bukre gibi... Sevgiyi hep yanlış insanda, teselliyi hep yanlış kollarda aramıştır. Tabi yanlışlar her insanın hayata dair aldığı bir tecrübedir. Doğruyu bulan sevgiyi bulandır, sevgiyi bulan teselliyi bulan koldadır. Bukre bunu geç farketti ama sonunu yazmak onun için her zaman bir cesaret istedi. Öyle ya sonu yazmak doğruyu bulana aittir, noktayı koymak okuyana. :))))))) Yorum-9 KAHRAMAN TAZEOĞLU'nun okuduğum ilk kitabı olan Bukre; çok basit, dümdüz, renksiz geldi bana. Kitap sürekli tekrarlardan oluşuyor. Okuyana vakit kaybından başka bir şey vermiyor. Aynı zamanda neredeyse kitabın çoğu sayfasında Facebook yazışmaları var. Bunu oldukça sıradan ve hatta biraz komik buldum. Kahraman Tazeoğlu, bence bu kitabı yazmış olmak için yazmış. Her okuduğum sayfasında sürükleyicilik, ahenk aradım ama maalesef aradığımı bulamadım. Romanı sırf başladığım bir kitabı yarım bırakmayı sevmediğim için bitirmiştim. Bitirdiğimde ise, Kahraman Tazeoğlu kitaplarını kesinlikle okumayacağım dedim kendi kendime. Yine aynı düşüncedeyim. Yorum-10 Çok güzel bi kitap. Kahraman tazeoğlu kendine has tarzı olan ender yazarlardan bi tanesi bütün kitaplarında olduğu gibi bukre kitabındada sevgiliye olan yazılr okurları baya etkiledi.romanda sitem ,aşk tutku,arzu ,sevgi her türlü duyguyu bulmak mümkündür.


Bukre Pdf

Kahraman Tazeoğlu Bukre Kitabından Alıntılar Alıntı-1 Bazı aşklar aşka ihanettir. Gizli aldatmalar, sevdiğin insanın üzerine basmadan çiğnemektir. Kaç kez çiğnendiğini hiç bilmiyordu Bukre. Sevgilisinin onu aldattığını öğrendiğinde dünyası kararmıştı. İstanbul’un dar sokaklarında dolaşıp durdu. Sonunda yorgun ve bitkin halde Selim’in yanına koştu. Selim, Bukre’nin okuldan arkadaşıydı, hatta mevcut en iyi arkadaşıydı. Öyle ki Selim, Bukre’yi Yavru Kuş olarak, Bukre de Selim’i Kuzu diye çağırırdı ve ne zaman bir dertleri olsa birbirlerine koşarlardı. Her zaman olduğu gibi Bukre, Selim’e terk edilmenin ve aldatılmanın acılarını anlatırdı. Selim de Bukre’ye platonik aşkını anlatırdı fakat platonik aşkının kim olduğunu hiç söylemezdi. Alıntı-2 Sana tavsiyem, sonu gelmişse bir ilişkinin noktalamaktan çekinme . en azından daha büyük umutların olur o zaman. Çünkü her cümle noktada sonra büyük harfle başlar ... Alıntı-3 İnsanoğlu böyleydi işte. Olmadığı gibi olduğunu düşünüp, kendini yüceltirken, aslında ne olmadığını çok iyi bilirdi. Ve insanlar asla ne olmadıklarını söyleyemezler birbirlerine. İnsanlar arasında sessizce varılan hüzünlü bir anlaşmaydı bu. Herkes memnundu halinden. Tatlı yalanlarda kaybolmak, acı gerçeklerde kendini bulmaktan daha çok çekiciydi. Alıntı-3 Aslında sana çiçek göndermek istemiştim ama çiçeklerden çok daha güzelken, çiçeğe bir armağan gibi olurdun sen. Alıntı-4 'Sana kıyamam' dediğim her insan, Ona kıyamayacağım rahatlığıyla öyle şeyler yaşattı ki, Sonunda incitmeye bile kıyamadığım kalplerini, Paramparça edip ellerine bıraktım.. Ve hiç pişman olmadım... Alıntı-5 Çivi çiviyi sökermiş, yalnızlığı kanatan hüzünlü şarkılar, yalnızlığa iyi gelirmiş. İşte ben bu şekilde hayata karşı direndim. Keşke bana akıl vereceğine, aklımı alacak kadar beni sevseydin. Ben, bir çocukluk edip büyüdüm işte! Sen büyümüşsün ama doğmamışsın bile. Ben, senin doğrundum sevgili. Ötekiler gelip geçerdi. Sen doğru olanı değil, geçerli olanı seçtin. Terk etmek kazanan olmaya yeter zannettin.


Bana, bir veba busesi bırakıp gittin; bak şimdi yerini başkaları aldı. Bu aşkın vebası sende, busesi bende kaldı. Seçtiğin yolda sana mutluluklar diliyorum. Unutmak alışmaktır. Unutursun demiyorum… Ama alışacaksın biliyorum. Alıntı-6 Aşkta, acısı kadar tecrübelidir insan. Aşk acısı sayılarla değil, derinliklerle ölçülür. İnsan kalbinden kaç kişinin gelip geçtiği değil, kimin hangi derinlikte iz bıraktığı önemlidir... Alıntı-7 Güzellik, bakmayı bilen gözdedir sevgilim. Artık kendime layık olanı seçebiliyorum sayende. Bir insanın gözlerine bakıp, kalbini görebiliyorum her seferinde. Eskisi gibi değilim. Neden mi senden çok daha öndeyim? Herkesin dünyası kendi gördüğü kadardır sevgilim. Sen önüne bakarken, ben uzakları ezberledim. Sen olup bitenlerle ilgilenirken, ben olmayanın izindeydim. Alıntı-8 ''Bazı insanlar birbirlerini buldukları an kaybetmiştir ama bunu öğrenmeleri bir ömür sürebilir. Bu yüzden kimseyi onun ömrüne yapışır gibi sevme. Dikkat et. Aşk, azla yetinmez çünkü...Ve sadakat asla yapışmak değildir.'' Alıntı-9 Bir babanın kazanabildiği parayla aldığı basit eşyalar ve o eşyaları eşya yapan evin bir yerine saklanmış, görünmeyen huzur... Çok parası olmayan insanların az gösterişli yuvası... Alıntı-10 ''Bana bir ateşböceği olduğumu ispat ettiğin için sana çok teşekkür ederim. Karanlık, ateşböceklerinin varlık sebebiymiş. Karanlığın olmasaydı, ışığımı fark etmeyecektim.'' Bukre Pdf indir


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.