iflflççi-köylü
DUYURU
Demokratik Halk ‹ktidar› ‹çin
13 Ocak’ta Kad›köy Alt›yol’da saat 13.00’te “Herkese Sa¤l›k, Güvenli Gelecek” Platfor-
www.iscikoylu.org umutyayimcilik@ttmail.com
Say›: 08
mu’nun düzenledi¤i eylemde buluflal›m!
PART‹ZAN
*Y›l:1 * 11-24 Ocak 2008 *Fiyat›: 1 YTL *ISSN: 1307-878X
Egemenlerin gözü emekçi halk›n üç kuruflunda... 2007 kad›nlar için nas›l geçti? BM rakamlar›na göre dünya genelinde her y›l 5 bini aflk›n kad›n namus gerekçesi ile katlediliyor. 2007 y›l›nda Türkiye’de de kad›nlar polisin, efllerinin, yak›nlar›n›n ya da tan›mad›klar›n›n tacizine, sald›r›s›na ve tecavüzüne u¤rad›; e¤itim, sa¤l›k, çal›flma gibi yaflam›n tüm alanlar›nda ayr›mc›l›¤a tabi tutuldu. Bir y›lda onlarca kad›n›n yaflam hakk› “namus” ad› alt›nda sonland›r›ld›. Kad›nlar, Türkiye’nin farkl› bölgelerinde farkl› illerinde ayn› nedenler gerekçe gösterilerek yak›nlar› taraf›ndan katledildi. Sayfa 12
Yeni y›l direnifllerle bafllad› OLEY‹S’e ba¤l› iflçiler, yeni y›la Derbent Uygulama Oteli’nin önünde kurulan grev çad›rda girdiler. Yine Demsan Deri Fabrikas›’ndan at›lan 21 iflçi de so¤uk havaya ald›rmadan fabrika önündeki direnifllerini sürdürüyor. Yeni y›l›n ilk günlerini sokaklarda karfl›layan TEKEL iflçileri de Bitlis, Adana, Tokat ve Kertal-Cevizli’de “Özellefltirmeye hay›r!” slogan›n› hayk›rd›. Sayfa 4
Tütüncülük bitiriliyor AKP hükümeti, izlemifl oldu¤u IMF, DB, AB eksenli tar›m politikalar›n›n bir parças› olan TEKEL’in özellefltirilmesinin y›l sonuna kadar bitirilece¤ini, “babam›n mal› gibi satar›m” diyen Maliye Bakan› Kemal Unak›tan’›n a¤z›ndan “sevinçle” aç›klam›flt›. TEKEL’de bu yönlü haz›rl›klar sürerken, özellefltirmeden en çok etkilenecek kesimlerin bafl›nda tütün üreticileri geliyor. Sayfa 5
‹flçi köylü’den En küçü¤ünden en büyü¤üne kadar yapt›¤›m›z her “iflin” daha iyisi vard›r. Hiçbir zaman mükemmel bir ga-
2008 y›l›n›n ilk günlerine emekçi halk›m›z I. Kürdistan›’na yönelik askeri operasyon ve elektrikten do¤algaza kadar yap›lan zamlarla, Sosyal Sigortalar ve Genel Sa¤l›k Sigortas› Yasas›, TEKEL’in özellefltirilmesi gibi sald›r›larla, asgari ücrete y›ll›k % 9.2’lik, memur maafllar›na ise y›ll›k % 4’lük sadakayla açt› gözlerini. Emperyalistlerin kanatlar› alt›nda gerçeklefltirmekte oldu¤u s›n›r ötesi harekât›n giderleriyle karfl›laflt›r›ld›¤›nda temel ihtiyaç ürünlerine yap›-
lan zamlar›n, dolayl› vergilerin art›r›lmas›n›n, özellefltirmelerle elde edilecek gelirlerin nereye gidece¤i anlafl›l›yor. E¤itime, sosyal güvenli¤e, sa¤l›¤a kaynak bulamayan devlet, s›n›r ötesi operasyon için ayda 100 Milyon Dolar harcamaktan çekinmiyor. Örne¤in F 16’n›n bir saatlik uçufl maliyeti yaklafl›k 50 bin YTL iken, bir helikopterin bir saatlik uçuflu ise 10 bin YTL’dir. Yani bir asgari ücretli bir F 16’y› bir saat uçurmak için 9 y›l, bir helikopteri bir saat
Butto’nun ölümü ve yar›sömürgelerdeki politikalar
uçurmak için ise 2 y›l çal›flmak zorunda. Ya da farkl› bir hesaplamayla bir F 16’y› bir saat uçurmak için 115 asgari ücretli bir ay boyunca maafllar›n› TSK’ya vermek durumunda. Tüm bu sömürü ve sald›r›lara karfl› bir yandan Kürt halk›na yönelik s›n›r ötesi operasyon ad› alt›nda gelifltirilen haks›z savafla hay›r derken di¤er yandan bu haks›z savafl›n giderlerinin emekçi halk›m›z›n cebinden karfl›lanmas›na karfl› mücadeleyi yükseltelim!
Haks›z savafl›n bedelini emekçilere ödetmek istiyorlar!
Halklar›n kardeflli¤ine kurflun ifllemez
ABD emperyalizminin bölgedeki en sad›k uflaklar›ndan olan Benazir Butto, ABD ile yap›lan anlaflmalar ve bu anlaflmalarda verilen taahhütler sonucu 8 y›ld›r bulundu¤u sürgünden döndü¤ü gün gerçeklefltirilen bombal› sald›r›dan kurtuldu, ancak 28 Aral›k’ta gerçeklefltirilen sald›r›dan kurtulamad›. Butto’ya dönük ilk suikast›n ard›ndan giderek t›rmanan çat›flmalar›n akabinde OHAL ilan eden Müflerref, böylelikle kendi iktidar›n› da pekifltirme gayretini sürdürdü. OHAL ilan›, hem Butto ile Müflerref aras›ndaki hem de Pakistan burjuva klikleri aras›ndaki çat›flmalar› daha da su yüzüne ç›kard›. Butto’nun, gerek Pakistan burjuva klikleri aras›ndaki gerekse emperyalistlerin bölgede oynamaya çal›flt›klar› oyun çerçevesindeki ölümü, gerçekte ise tasfiyesi ile birlikte, emperyalist k›flk›rtmalar sonucu zaten barut f›ç›s› haline gelen ülkedeki çat›flmalar›n dozu üst seviyeye ç›kt›. Pakistan tam bir yang›n yerine döndü. Sayfa 8
zete ç›kar›yoruz demedik, hiçbir zaman da böyle demeyece¤iz. Çünkü ne kadar iyi ç›kart›rsak ç›kartal›m bu gazeteyi hedefimiz hep daha iyisi olacak. Sayfa 2
19 Ocak 2007 tarihi ülkemiz topraklar›nda yaflayan çeflitli milliyetlerden halk›n aras›na ekilmeye çal›fl›lan kin tohumlar›n›n “filizlenmeye” bafllad›¤›n›n, en önemli iflaretlerinden
oldu. Agos Gazetesi Genel Yay›n Yönetmeni Hrant Dink, bu tarihte, arkas›ndaki güçlerin kimler oldu¤u çok aç›k olan, faflist bir tetikçinin hain kurflunlar›na hedef oldu. Bir gazeteci olman›n ötesinde, ilerici, demokrat ve ayd›n bir kifliydi Hrant Dink. Ama ayn› zamanda da bu topraklarda binlerce y›ld›r yaflayan, ancak Türk egemen s›n›flar›n›n Türklefltirme politikas› do¤rultusunda, milyonlarla ifade edilen bir kesimi,
tehcire ve soyk›r›ma u¤rat›lan Ermeni ulusunun bir mensubuydu. Kin tohumlar› iyi tutsun diye, egemenler ve onlar›n uzant›s› faflist zihniyetlerce katliamda öne ç›kar›lan yan da bu oldu. Hrant’›n yerde yatan cans›z bedeni üzerine örtülen örtünün d›fl›nda kalan ayaklar›nda ilk göze çarpan, alt› y›rt›k ayakkab›lar› oldu. O, bu “s›radan” haliyle asl›nda, ne kadar içimizden biri oldu¤unun da mesaj›n› veriyordu. Sayfa 9
S›n›fsal Yaklaflfl››m
Emekçinin Gündemi
Pusula
Evrensel Bak›fl
Hesaplaflman›n alan›
‹flçi s›n›f› ve emekçilere sald›r›n›n yeni ad›: SSGSS
Teorik derinlik, militanca durufl baflar›n›n teminat›d›r!
“Tedbirler” bumerang etkisi yarat›yor
Sayfa 3
Sayfa 4
Sayfa 11
Sayfa 13
İşçi-köylü 2
Yaşamın İçinden
e n i r e z ü Üretim Planl›, ›srarl› çal›flflm ma kazan›r Çal›flmay› yapt›¤›m›z köy daha önce gidip geldi¤imiz, belli oranda çal›flmalar›m›z›n oldu¤u bir köydü. Ancak buna ra¤men ilk gitti¤imiz dönemde, insanlar belli bir mesafe koyarak bizi karfl›l›yorlar. Hatta kald›¤›m›z evin sular› ilk zamanlar akmad›¤› için bir komfludan su isteyen arkadafllar›m›za su verilmemifltir. (Bu komflumuza kendimizi anlatt›ktan sonra aram›z düzeliyor, hatta birçok defa yemeklerimizi onlarda yiyoruz.) “Anarflistler gelmifl çal›fl›yor”, “Bafl›m›z belaya girecek”, “Bunlar çal›flamaz” vb. birçok söylenti ve dedikodu bafl›n› alm›fl gidiyordu. Ancak daha sonra gerek tarlalardaki çal›flmalar›m›z, gerekse de kitleyle kurdu¤umuz iliflkilerden sonra, bu dedikodular›n büyük oranda azald›¤›n›, en az›ndan insanlar üzerindeki etkisinin k›r›ld›¤›n› söyleyebiliriz. fiunun alt›n› önemle çizmek gerekmektedir ki, yap›lan dedikodular›n temel nedenlerinden biri köylülerin korkmalar›d›r. Bunda köyde bulunan Jandarma Karakolu’nun yapt›¤› anti-propagandan›n etkisi büyüktür. “Bunlar buraya tarlada çal›flmay› bahane ederek gelmifller, amaçlar› baflkad›r” diyerek köylüleri korkutmaya, sindirmeye, bizimle ba¤ kurmalar›n› engellemeye çal›flm›fllard›r. Elbette bununla da yetinmeyerek çeflitli bahanelerle kimlik kontrolleri yapm›fl, hatta gizli bir flekilde çal›flt›¤›m›z tarlalar›n etraf›na pusu atarak resimlerimiz çekilerek, kamerayla görüntülerimiz kaydedilmifltir. Ancak tüm bu çabalar›, ne çal›flmam›z› engellemifl, ne de köylülerin bizi sahiplenerek destek sunmalar›n›... Hemen ilk günlerde köyde bulunan okurlar›m›z›n da gayretleriyle yata¤›ndan, tüpüne, kafl›k-çatal›ndan, taba¤›na kadar birçok imkan›n› bize sunmufltur köylüler. Bunlara ra¤men kimi köylüler de yapt›klar› yard›mlar› gizli bir flekilde yapmaya çal›flm›fllard›r. Bunlarla da yetinmeyip gelip tarlada bizimle çal›flarak iflin zaman›nda ve düzgün olarak teslim edilmesi için ellerinden geleni yapm›fllard›r. Tarlaya gelemeyenler ise özellikle ellerinden geldi¤i kadar›yla yiyecek ihtiyaçlar›m›z› karfl›lamaya çal›flm›fllard›r. Tabii bunun yan›nda Erzincan merkezden ve farkl› köylerden de yan›m›za gelerek tarlada çal›flan, destek sunan hat›r› say›l›r bir kesim bulunmaktad›r. Köylülü¤ün bu sahiplenmesi, bizi kabullenmesi bizlerde ayr› bir sevinç kayna¤› olurken, bir kez daha kitlelere olan güvenimiz tazelenmifl, devrim inanc›m›z perçinlenmifltir. “Bunlardan adam olmaz” bofl laflar›na da ne kadar yersiz oldu¤unun bir göstergesi olarak haf›zalar›m›za kaz›yarak pratikte kan›tl›yoruz. Bu çal›flmayla bir kez daha görmüfl olduk ki, kitlelerin içine girildi¤inde, onlar›n hem ö¤rencisi hem de ö¤retmeni olundu¤unda, onlar› örgütlemenin önüne hiçbir güç geçememektedir. Mesele çal›flmaktad›r. Planl›, programl›, ›srarl›, do¤ru bir çal›flmayla yap›lmayacak hiçbir fley yoktur…
Üreten, üretimin içinde yer alan bireyler eme¤in, al›nterinin de¤erini daha iyi anlarlar. Haz›rc›, kafa ve kol eme¤ini birlefltiremeyen, üretemeyen kifliler, kurumlar, örgütler, bulunduklar› yerden bir ad›m daha ileri gidemez, kendini tekrarlamaktan kurtulamazlar. Bugün ülkemizde yetiflen gençlerimizin büyük bir kesiminin ezberci olmas›, sorgulamaktan, sorgulatmaktan, araflt›r›p-incelemekten uzak olmas›n›n en büyük nedenlerinden birisi de, ö¤rendiklerini pratikte uygulayacak bir ortama sahip olmamalar›d›r. Kimyay›, fizi¤i bile teorik bir ders gibi ezberleyerek “ö¤reten”, üretimden tamamen kopuk bir e¤itim sistemi, insanlar›n körelmesine,
y›ld›r Yeni Demokrat Gençlik yapt›¤› köy çal›flmalar›yla kendi kitlesini belli bir dönemde de olsa üretimin içine sokmakta, özellikle köylülerle iç içe yaflayarak onlar›n sorunlar›n› daha yak›ndan gözlemleyebilmekte ve ayn› zamanda da üretimin, al›nterinin nas›l oldu¤unu, bunun zorluklar›n› bire bir görerek, teorik olarak ö¤rendiklerini pratik içinde harmanlama f›rsat› bulmaktad›rlar. Bu çal›flmalar›n kuflkusuz say›s›z faydas›n› da görmektedirler. Yukar›da k›saca üretimin öneminden bahsetmeye çal›flt›k. Bu yaz›m›zda Erzincan ilimizde köylerde üretimin içine girdi¤imiz bir süreçte yaflad›klar›m›z› paylaflmaya çal›flaca¤›z.
geliflmemesine ya da tek tarafl› bir üretimin içine sokularak eme¤in de¤erini anlamamas›na, dolay›s›yla da kifliler, meslekler, konumlar aras›ndaki uçurumun giderek derinleflmesine neden olmaktad›r. Devrimciler ve sosyalistler e¤itimi tek yanl› ele almaz, kafa ve kol eme¤inin iç içe geçti¤i, yani teori ve prati¤in birleflti¤i bir e¤itim sisteminin veya üretim sisteminin en yararl› olaca¤›n› düflünür ve bu yönde pratiklerini belirlerler/belirlemelidirler. ‹çinde yaflad›¤›m›z toplumun ve üretim iliflkilerinin de getirdi¤i bir sonuç olarak birço¤umuz küçük burjuva bir yaflam sürdürmekteyiz. Özellikle ö¤renci gençlik bu konuda ön s›rada bulunmaktad›r. Son birkaç
Köylü üretemez halde Yaflad›klar›m›za, ö¤rendiklerimize de¤inmeden önce k›saca bölgemizdeki köylülü¤ün yaflad›¤› s›k›nt›lar› aktaral›m; Erzincan ilinde küçük ve büyük bafl hayvanc›l›¤›n yan›nda, topra¤› olan köylülerin bir k›sm› da tar›mla u¤raflmaktad›r. fieker pancar›, fasülye, bu¤day, arpa, üzüm vb. ürünler topra¤›n durumu, iklim koflullar› gibi durumlar da göz önünde bulundurularak ekilmektedir. Ekilmektedir dedi¤imize bakmay›n siz, asl›nda köylü bugün üretemez, tarlas›n› ba¤›n› ekemez duruma getirilmifltir. Örne¤in; bizim de bir ay boyunca çal›flt›¤›m›z fleker pancar›n› ele al›rsak; daha önceki y›llarda üreticinin karfl›s›nda herhangi bir kota s›n›rlamas› bulun-
işçi-köylü’den
mamaktayd›. Bu nedenle köylü istedi¤i kadar ekebilmekteydi. Ancak son y›llarda konulan kotalarla köylü zor durumda kalm›flt›r. Verilen kotadan fazla ürün ç›kt›¤›nda köylünün elinde kalmakta, fabrika taraf›ndan al›nmamaktad›r. Ya da konulan kotan›n alt›nda bir ürün elde edilmiflse, bu sefer de eksik olan miktar› tamamlamak zorunludur, tamamlanmazsa paras› ödenmek zorundad›r. Bununla birlikte kotay› tam doldursan bile her y›l kota miktar›nda kesintiler yap›lmaktad›r. Bununla birlikte sürekli düflürülen taban fiyatlar› da köylünün belini bükmektedir. ‹ki y›l önce pancar›n 1 kg fiyat› 110 TL civar›nda iken geçen y›l 80 küsur, bu y›l ise 90 küsur TL civar›ndad›r. Yani bugün fiyat hala iki-üç y›l öncesinin alt›ndad›r. Bununla birlikte mazota, gübreye, ilaca vb. birçok fleye sürekli zam yap›lmaktad›r. Fiyatlar sürekli artarken köylünün üretti¤i sürekli düflmekte, al›m gücü azalmaktad›r. Tabii verdi¤iniz ürünün paras›n› da hemen alam›yorsunuz. Eylül-Kas›m aras› hasad› yap›larak fabrikaya verilen ürünün paras›, bir sonraki y›l Nisan-May›s ay› gibi al›nmaktad›r. Bununla birlikte iflçi paras›n›, gübre paras›n›, traktör paras›n› peflin ödemek zorunda üretici. Bu verilen paray› da tam olarak alamamaktalar. Paran›n bir k›sm› yerine üreticiye fleker verilmektedir. Ama bilindi¤i üzere flekerle kar›n doyurulmamaktad›r. Hayvanc›l›k yapan köylünün durumu da bundan çok farkl› de¤ildir. Yeme, samana, arpaya sürekli zam yap›l›rken, üreticinin elindeki hayvanlar›n al›m› sürekli düflürülmektedir. Köylü elindeki hayvan› de¤erinin alt›nda üstelik peflin para yerine uzun süreli vadelerle veresiye vermek zorunda kalmaktad›r. Bunlarla birlikte sübvansiyonlar›n kesilmesi, destekleme kredilerinin astronomik faizlerle engellenmesi, kotalar vb. yöntemlerle k›skaç daha da daralt›lmaktad›r. Konufltu¤umuz birçok köylü ya üretimden vazgeçmeyi düflünmekte, ya da ek olarak farkl› u¤rafl alanlar› aray›fl› içine girmektedir. Erzincan’dan bir ‹-K okuru
Köylüyle içiçe üretimin içinde Yukar›da YDG’nin yapm›fl oldu¤u köy çal›flmalar›na k›saca de¤inmifltik. Bizlerin Erzincan’da planlad›¤› çal›flma, bu çal›flmalar gibi ele al›nmad›. Çal›flman›n ele al›n›fl›ndan, hedeflerine kadar bir dizi farkl›l›¤› bar›nd›rsa da, sonuç itibariyle benzer dersler, pratikler ç›kar›lm›flt›r. Bir süredir yaflad›¤›m›z bir tak›m ihtiyaçlar›m›z bu çal›flmay› yapmam›za vesile olsa da, üretimin içine girmek gibi bir hedefimiz her zaman vard› ve her f›rsatta bunu yerine getirmek gibi bir düflüncemiz ve pratik ad›mlar›m›z bulunmaktad›r. Bu nedenle köylülü¤ü tan›mak, sorunlar›n›n ne oldu¤unu ö¤renmekten çok (bir flekliyle kitle çal›flmas› vesilesiyle içinde oldu¤umuz için bunlar› büyük oranda bilmekteyiz) onlarla ayn› havay› teneffüs etmek ve bunun sonucunda da ihtiyaç olan örgütlenme çal›flmalar›na bafllamak gibi bir hedef ve bahsetti¤imiz ihtiyaçlar›m›z çal›flmam›z›n esas›n› oluflturdu.
Elbette her çal›flma nas›l ele al›n›rsa al›ns›n, gerekli dersler ç›kar›ld›ktan sonra bir e¤itim çal›flmas› niteli¤indedir. Ki, bu çal›flma da içinde birçok önemli deneyimi bar›nd›rmaktad›r. Kendimizi, kitlemizi daha yak›ndan tan›ma, köylünün düflünme ve çal›flma sistemati¤i hakk›nda
11-24 Ocak 2008
bilgi edinme konusunda da önemli dersler ç›karmam›za vesile olmufltur. Elbette yaz›n›n en bafl›nda de¤indi¤imiz, eme¤in de¤eri konusunda da olumlu ve olumsuz dersler ç›kar›lm›flt›r. Küçük burjuva yaflam tarz›n›n getirdi¤i al›flkanl›klar, rahatl›klar, disipline gelememe bu çal›flmada da belli s›k›nt›lar yaflanmas›na neden olmufltur. Ancak hemen flunu belirtelim ki, bu durum yap›lan müdahalelerin de etkisiyle esasa damgas›n› vuran bir hattan uzak, birkaç münferit “ayak diremeyle” s›n›rl› kalm›flt›r. Çal›flmam›z›n en büyük s›k›nt›lar›ndan biri bafl›ndan itibaren yap›lan planlar›m›z›n pratikte karfl›l›k bulmamas›d›r. Bunun en büyük nedeni de yap›lan çal›flman›n öneminin kavranmamas›d›r. Zira çal›flmaya kat›lmak isteyen hat›r› say›l›r bir kesimin sonradan bu çal›flmadan haberinin olmas› bunun en iyi göstergelerinden biridir san›r›z.
Merhaba Gazetemizin Demokratik Halk Devrimi ‹çin ‹flçi Köylü ismiyle ç›kt›¤› süreçte gazetemizde yapt›¤›m›z bir tak›m yeniliklerle birlikte okurlar›m›zla daha s›k›, daha yak›n ve daha nitelikli bir iliflki a¤› oluflturmak için önümüze çeflitli il ve bölgelerde okur toplant›lar› yapmay› da görev olarak koymufltuk. Bu toplant›lar›n ikili yönü vard›. Birincisi okurlar›m›z›n (ve kitlelerle aram›zdaki ba¤ olan okurlar›m›z vas›tas›yla gazetemizin ulaflt›¤› kitlelerin) gazeteyi nas›l de¤erlendirdi¤ini ö¤renmek, elefltirilerini almak, bu elefltiriler do¤rultusunda yeni de¤iflikliklere gitmekti. Buna ek olarak okurlar›m›zda belli eksikliklerin oldu¤unu düflündü¤ümüz destek ve sahiplenifli yaratmak, yani ülkenin çeflitli yerlerinde faaliyet gösteren okurlar›m›z›n çal›flmalar›n›n gazeteye yans›mas›n› sa¤lamakt›. Di¤er bir yan› da gazete çal›flanlar› olarak kitlelerin içine giderek bu kitle ba¤›m›z› gelifltirmenin küçük bir ad›m› olsun istedik. Üç ayl›k bir süreç içerisinde ‹stanbul’un 5 ayr› semtinde, Bursa, Ankara, ‹zmir, Adana, Tarsus, Mersin, Malatya, Erzincan (Kars ve Sivas’tan kat›l›mlarla) ve Diyarbak›r’da bu toplant›lar› gerçeklefltirdik. Buralarda çok verimli oldu¤unu düflündü¤ümüz tart›flmalar yafland›. Tüm okurlar›m›z›n önerilerini küçük büyük demeden, “bunun uygulama koflulu yok” peflin hükmüne varmadan, bu önerilerin nas›l yaflama geçirilebilece¤ini de belli oranlarda tart›flmaya çal›flarak not ettik. Tüm okurlar›m›z›n elefltirilerini, ço¤una yerinde yan›t vererek ama daha sonras›nda çok daha ayr›nt›l› de¤erlendirece¤imiz konu bafll›klar› olarak ald›k. Yine birçok toplant›da okurlar›m›z›n kendi aralar›nda tart›flmalar›na ve bize gerek kalmadan kimi noktalarda kararlar almalar›na tan›k olduk. Örne¤in Gazi Mahallesi’nde gazetemizi yeni okumaya bafllayan kad›n arkadafllar›m›z›n neler yap›labilece¤ine/yap›lmas› gerekti¤ine dair yapt›klar› konuflmalar gazeteden çok semt özgülünde neler yap›labilece¤ine iliflkindi. Ya da Erzincan’da kitlelere nas›l gidilece¤inin konufluldu¤u noktalarda kitlelere gidiflte gazetenin daha etkili hale nas›l getirilmesinin yan›nda okurlar›m›z›n nas›l gitmesi gerekti¤ini genç arkadafllara anlatan deneyimli arkadafl›m›z, çok de¤erli anlat›mlarda bulunuyordu hepimize. Yine Tarsus’ta çok genç bir arkadafl›m›z örgüt ve örgütlenmenin önemine kendi örnekleriyle son derece güzel de¤iniyor, Diyarbak›r’da YDG ile ‹flçi-köylü’nün ba¤›n› kurma konusunda verimli tart›flmalar yaflan›yor, Malatya’da büro faaliyetiyle kendi faaliyetleri aras›nda verimli bir ba¤ kurmak tart›fl›l›yor, da¤›t›m konusundaki eksikliklerine vurgu yap›l›yordu. Birçok tart›flma da “gazetemizi aflan” meseleler üzerine oldu¤undan bu tart›flmalardan uzak durmaya çal›flsak da, bunlar›n önemli oldu¤unu ve okur toplant›lar›nda de¤il ama tart›flmaya ihtiyaç oldu¤unu gösteriyordu. Gülsuyu Mahallesi’nde kad›n arkadafllar›m›z›n sahiplenici ve kafa yorucu yaklafl›mlar›, genç arkadafllar›m›z›n kesinlikle de¤erlendirilmesi gereken kampanya benzeri önerileri, Sar›gazi Mahallesi’nde gazetenin misyonu üzerine yapt›¤›m›z tart›flmalar çok de¤erli veriler sundu bizlere. Bu toplant›larda ald›¤›m›z tüm notlar›, konu bafll›klar›n› gazete çal›flanlar› olarak tek tek de¤erlendirecek, uygulama koflullar›n› tart›flacak ve daha derli toplu bir hale getirece¤iz. Bu çal›flma sonucunda elde etti¤imiz verileri hem bu köfleden hem de bu öneriler do¤rultusunda yapaca¤›m›z de¤iflikliklerden gazetemizin sayfalar›ndan görebileceksiniz. Bu toplant›lar burada bitmifl midir? Afla¤› yukar› tüm okur toplant›lar›nda ald›¤›m›z sorulardan biri de buydu. Bu sorunun yan›t› toplant›lar› de¤erlendirdikten sonra ortaya ç›kacak. Ancak bu konuda iki noktaya vurgu yap›labilir. Birincisi bu toplant›lar olmasa dahi, okurlar›m›z›n kendi aralar›nda dönem dönem gazeteyi de¤erlendirmeleri, üzerinde tart›flma yürütmeleri ve bunun sonuçlar›n› da gazetemize aktarmalar› önemlidir. ‹kincisi bu toplant›lar› tekrar yapt›¤›m›z durumda ilkinde tart›flt›¤›m›z konular› dönüp dolafl›p yine ayn› düzlemde tart›flamayaca¤›m›zd›r. Yani bir üst düzeyde tart›flma gerçeklefltirmezsek bu toplant›lardan son tahlilde çok da bir verim al›nm›fl say›lamaz. Yapt›¤›m›z 13 toplant›da tart›flt›klar›m›z› yaflama geçirme konusunda ortaya koyaca¤›m›z çaba içinde karfl›laflt›¤›m›z sorunlar›, s›k›nt›lar› tart›fl›p daha ileri meseleleri önümüze koymal›y›z ki, bu toplant›lar›n kendini tekrar etmesi s›k›nt›s›na düflmeyelim. Bizler “bundan sonra buna dikkat edece¤iz, daha önce düflünmemifltik” vb. söylemlerle karfl›lad›¤›m›z elefltirileri derhal dikkate alarak gazetemize yans›tt›¤›m›z, okurlar›m›z da da¤›t›mdan, yaz›larla gazeteyi beslemeye kadar bir dizi konuda ad›m att›¤› durumda, bir sonraki toplant›larda sizler bize ayn› elefltirileri getirmeyecek, bizler de sahiplenifl konusunda ayn› cümleleri tekrar etmeyece¤iz. En küçü¤ünden en büyü¤üne kadar yapt›¤›m›z her “iflin” daha iyisi vard›r. Hiçbir zaman mükemmel bir gazete ç›kar›yoruz demedik, hiçbir zaman da böyle demeyece¤iz. Çünkü ne kadar iyi ç›kart›rsak ç›kartal›m bu gazeteyi hedefimiz hep daha iyisi olacak. Örne¤in 15 günlük ç›kartt›¤›m›z gazetenin periyodunu haftal›¤a düflürdü¤ümüz gün, günlük gazete tart›flmas›n› bafllataca¤›z ayn› zamanda. Bu toplant›larda bir kez daha teyit ettik; her fley bize ba¤l›. Biz kolektif hareket edersek, tek bir vücudun organlar› olarak davran›rsak baflaramayaca¤›m›z, alt›ndan kalkamayaca¤›m›z hiçbir fley yok. Burjuva-feodal medyayla kuflat›lm›fl, devletin soruflturma açmaktan, yay›n durdurmaya kadar kimi silahlar›yla bask› alt›nda tutmaya çal›flt›¤›, da¤›t›m flirketlerinin devrimci bas›n›n karfl›layamayaca¤› koflullarda sözleflme dayatarak da¤›t›m›n› engelleme ad›mlar› att›¤› yerde bizlerin gücü hakl›l›¤›m›z›n, meflrululu¤umuzun yan› s›ra halk kitlelerindedir. Halk kitleleriyle bulufltu¤umuz oranda devletin hiçbir yapt›r›m›, cezas› anlaml› olmayacakt›r; halk kitlelerinden koptu¤umuz oranda ise zaten bu tür bask›lardan muaf tutulaca¤›z. O zaman gücümüzü sakl› oldu¤u yerden ezilen halk kitlelerin içinden ç›kartal›m, y›k›lmaz bir güç haline getirelim.
İşçi-köylü 3
11-24 Ocak 2008
Politika gündem
Faflizmin rengi zifiri karanl›¤a evriliyor ›n›r ötesine bombalar›n ya¤d›r›ld›¤›, bölgedeki Kürt halk›n›n bombalardan kurtulmak için bir kez daha göç yollar›na düfltü¤ü bir döneme denk gelen toplant›n›n sonras›nda yap›lan aç›klamalarda, s›n›r ötesi operasyonun ne kadar “baflar›l›” oldu¤u, Irak’›n toprak bütünlü¤ü vb. Irak ve Irak Kürdistan› odakl› aç›klamalar yer almakta.
S
manlar, insanlar›n baflka ç›k›fl yolu görememek, kand›r›lmak vs. nedenlerle örgütlere kat›ld›klar› “tezi”ne dayand›r›lmaya çal›fl›l›r. Bununla söylemeye çal›flt›klar›, dahas› topluma empoze etmek istedikleri fley ise aç›kça “bunlar zaten toplumun d›fllad›klar›” fikridir. Ancak Emniyet’in flu süreçteki giriflimleri sadece yukar›da sözü edilen “araflt›rma” ile s›n›rl› kalm›yor. Faflist TSK’n›n, ABD’den al›nan icazetle, 16 Aral›k’ta bafllatt›¤› s›n›r ötesi operasyonlar›n sürdü¤ü günlerde “devletin zirvesi” bir kez daha bir araya gelerek, y›l›n son MGK toplant›s›n› gerçeklefltirdi. S›n›r ötesine bombalar›n ya¤d›r›ld›¤›, bölgedeki Kürt halk›n›n bombalardan kurtulmak için bir kez daha göç yollar›na düfltü¤ü bir döneme denk gelen toplant›n›n sonras›nda yap›lan aç›klamalarda, s›n›r ötesi operasyonun ne kadar “baflar›l›” oldu¤u, Irak’›n toprak bütünlü¤ü vb. Irak ve Irak Kürdistan› odakl› aç›klamalar yer almakta. Ancak toplant› öncesi ve sonras› yaflanan geliflmelere bak›ld›¤›nda, bu toplant›n›n merkezine oturtulan esas konunun, s›n›r ötesinden çok “s›n›r›n berisi” oldu¤u görülmekte. Ayn› zamanda “terörle mücadele” dediklerinde gerçekte neyi, daha do¤rusu kimleri, hangi kesimleri kast ettikleri de.
Egemen s›n›flar›n hedefi genifl Ülkenin faflist egemen s›n›flar› taraf›ndan bugün öncelikle “terör” olarak adland›r›lan ve imha etmek, sindirmek, sistem içine çekmek için büyük bir seferberlik bafllat›lan kesimin, Kürt Ulusal Hareketi oldu¤u noktas›nda hiç kuflku yoktur. Kardefl halklar› birbirine düflman etme temelinde yükseltilen, tüm ›rkç›-faflist dalga da yine öncelikle Kürt
Ulusal Hareketi’ni hedeflemektedir. Kürt halk›n›n yasal temsilcileri üzerinde bile yo¤un bir linç kampanyas› gerçeklefltirmenin nedeni de, yine Kürt Ulusal Hareketi’ne dönük niyetlerin ürünüdür. Ve tüm bu yönlü faaliyetler, bu topraklarda egemen olan s›n›flar›n en iyi bildikleri yöntemlerle gerçeklefltirilmektedir. Bu yöntemler ise, Osmanl›’dan ‹ttihat Terakki’ye, onlardan da TC’nin kuruluflundan bugüne kadarki temsilcilerine devir yoluyla gelen kontra faaliyetler, imha-inkar politikalar›d›r. Gerek ba¤l› olduklar› emperyalist efendileri ile gerekse kendi aralar›nda yapt›klar› bafl bafla görüflmelerin hemen akabinde, ya bir kontra sald›r›n›n gerçekleflmesi ya da ortal›¤a çeflitli bilgilerin s›zmas› (s›zd›r›lmas›) ise art›k ola¤an bir hal alm›flt›r. Bu durum ise, sadece Kürt Ulusal Hareketi aç›s›ndan de¤il, tüm ilerici-demokrat- devrimci-komünist güçler aç›s›ndan, sürecin çok iyi analiz edilmesini ve mevcut geliflmelere uygun bir konumlanman›n zorunlulu¤unu da beraberinde getirmektedir. Çünkü egemenlerin hedefi oldukça genifl tuttu¤u, geliflmelerin seyrinden çok net biçimde anlafl›lmaktad›r. K›sacas› hedef ülkedeki tüm toplumsal muhalefettir. Dahas› iflçi-emekçi y›¤›nlar›n hak arama mücadelesidir. Ve de bu mücadelelerin üzerinde yükselece¤i s›n›f mücadeleleridir.
S›n›fsal Yaklafl›m Hesaplafl flm man›n alan› Reform paketi halinde devreye sokmaya çal›flt›klar› yasa tasar›s› için “devletin iflas›n› önlemek amaçl›” misyondan söz ediliyor, di¤er yandan IMF’nin 2008 fiubat’›ndaki gözden geçirmesinde 1.6 milyar dolarl›k kredi dilimini onaylayabilmesi de buna endeksleniyorsa, ortada san›ld›¤›ndan da ciddi bir durum var demektir. Bu durum, asgari ücretin açl›k s›n›r› alt›nda tutulmas›na karfl›n böyledir. Bu durum, iflçi s›n›f› hareketi üzerinde kontrol ve denetimin üst düzeyde seyretti¤i koflullarda böyledir. Bu durum, ulusal sorunla ilgili ›rkç›-floven kampanyada sahneye TSK bütün “heybetiyle” ç›km›flken, hava bombard›manlar› ile yapt›klar› katliam-flovlar, “ez-çöz” formülüne kitlenerek yürütülürken böyledir. Kandil’e ya¤d›r›lan bombalar ile Dersim’de atefllenen roketlerin bir maliyeti vard›r. 1 May›s Mahallesi’nde kullan›lan biber gaz› ile K›z›lay’daki panzerlerin benzini de bir maliyet gerektirmektedir. F tipi iflkencehaneler kumdan infla edilmemektedir… 1.5
milyonu aflk›n asker, polisle, yüz binlerce korucu ve gardiyanla bu devleti korumaya çal›flman›n bedeli elbette ki halka ödettirilecektir. Bu sömürü ve talan düzeninin d›flsal etkenlerden baflka yap›sal olarak içten gelecek tehlikelerden de kendini sürekli sak›nma derdi vard›r. Bununla beraber, sömürü çarklar›na yön veren mekanizmalar›n iflletilmesinde, emperyalist planlara uygun bir do¤rultuda hareket etme önceli¤i bulunmaktad›r. Her iki durumun kesiflme noktas›na oturan “sosyal devlet” ilkesinin minimalize edilme politikas›, belli bir süredir yürütülmeye çal›fl›lmaktad›r. “Sosyal devlet”; Ekim Devrimi ile aç›lan yolda Sosyalist Sistem’in bas›nc›yla, ekonomik, kültürel, toplumsal nitelikli kolektif haklar›n tan›nmas›yla, burjuva demokratik rejimlerde aç›lan gedikler sonucu gelifltirilen bir kavram olarak literatürde yerini alm›flt›r. Bunlardan bir k›sm›n›n karikatürlefltirilmifl biçimde bizimki gibi yar›-sömürge yar›-feodal ülkelerin anayasal/yasal düzenlemelerine yans›t›lmas› söz konusudur.
Emniyet “araflt›rm›fl”! Emperyalistlerle yap›lan görüflmeler ve ülke egemenleri aras›nda yaflanan sözde çat›flmalar eflli¤inde bafllat›lan s›n›r ötesi operasyonun sürdü¤ü günlerde ve MGK toplant›s›ndan hemen birkaç gün önce, durumdan vazife ç›kararak (daha do¤rusu vazifelendirilen) bofl durmayan emniyet güçleri, yapt›klar› bir araflt›rmay›, ayn› günlerde kamuoyu ile paylaflma ihtiyac› duymufllar! Bu araflt›rman›n kapsam›nda Türkiye’de aktif olan “terör örgütleri” bulunuyor. Ancak Emniyet, sadece bu örgütlerin hangileri oldu¤unu tespit etmekle kalm›yor, bunlar içinde yer alanlar›n, yafl gruplar›n›, e¤itim durumlar›n› araflt›r›yor. Ulusal-sosyal kurtulufl hareketleri saflar›nda mücadeleye kat›lanlar›n e¤itim, yafl ve hangi toplumsal koflullardan-çevrelerden geldiklerine iliflkin bu araflt›rmalar›n hedefi ise, bunlar›n önde gelen kadrolar›n› ve saflar›nda yer alanlar›, toplumdan soyutlama vard›r. Yine toplumu bunlarla “korkutma” da ayn› hedefler içinde yer almaktad›r. Ulusalsosyal kurtulufl mücadelesi verenlere dönük yap›lan tespitlerde, e¤itim seviyesinin düflüklü¤ü, ailede psikolojik sorunlar›n oldu¤u, anne-baba ayr›ld›¤› için “sevgisiz” büyüdü¤ü vb. argümanlar öne ç›kar›larak, bu argü-
“Sosyal devlet” ilkesi kapsam›nda Türk mevzuat›nda zaten geri düzeyde bulunan bir tak›m haklar›n gasp edilmesine ve/veya budanmas›na yönelik sald›r›yla daha da yoksullaflt›r›lacak olan emekçilerin s›rt›ndan yeni bir sömürü kayna¤› yarat›lmak istenmektedir. Meseleyi önemli ve kritik k›lan husus, bunun kal›c› bir yap›laflma haline getirilmesi ve sosyal güvenlik sisteminin bu flekilde kurgulanmas›d›r. “Kat›l›m pay›” ad› alt›nda sa¤l›k hizmetlerini paral› hale getiren ve sermayenin ya¤mas›na açan, emeklilik ücretini düflüren ve emeklili¤i mezara tafl›yan, çal›flmada y›pranma pay› faktörünü ortadan kald›ran, k›sacas› birçok yönüyle sa¤l›k ve sosyal güvenlik hakk›n› sakatlayan SSGSS yasa tasar›s› ile önemli bir hesaplaflma alan› aç›lm›fl olmaktad›r. Bu alan, iflçi ve emekçi kitlelerine yönelik sald›r›lar›n yo¤unlaflt›¤›, yoksullu¤un daha da derinleflti¤i, sefalete iliflkin tablonun ortal›¤a saç›ld›¤› bir süreçte aç›lm›flt›r. Asgari ücret, bu kez Türk‹fl’in aç›k oluru ve imzas› ile yine açl›k s›n›r›n›n çok alt›nda (435/690), yüzde 4’lük art›flla belirlenmifltir. 3.5 milyon kifliyi do¤rudan ilgilendiren bu durumdan di¤er çal›flanlar›n ve ailelerin etkilenece¤i de unutulmamal›d›r. Temel g›da ve tüketim maddelerindeki y›ll›k enflasyonun yüzde 25’in üzerinde oldu¤u belirlenirken; yeni y›lla beraber
E¤itimcilere “terör” brifingi, ö¤rencilere “ajanl›k” Emniyet yetkilileri, “gençlerin terör bata¤›na düflmemesi için, baflta ebeveynler olmak üzere yak›n çevresine önemli görevler düfltü¤ünü” söyleyerek, bir kez daha harekete geçiyorlar. Bu defa hedefte ilkö¤retim okullar›nda okuyan ö¤renciler var. Bu okullar›n, idarenin iflbirli¤iyle, polise zimmetlenmesine dönük çabalar sürerken, ö¤renciler üzerinde birebir etkili olmaya dönük giriflimler gündeme geliyor. Bu giriflimler ise, “terör örgütlerinin” ö¤rencilere dönük “beyin y›kama” faaliyetlerini engellemeyi hedefliyor! Bu yönlü somut ad›mlar›n at›ld›¤› yerlerin bafl›nda ise, Diyarbak›r’daki okullar geliyor. Diyarbak›r ‹l Emniyet Müdürlü¤ü, lise ö¤rencilerine yönelik “terör” konulu konferanslar veriyor ve ö¤rencilere “Terör mü?, Üniversite mi?, Gelecek mi?, Güzel bir yaflam m›?” bafll›kl› bildiriler da¤›t›yor. ‹stanbul’da yaflanan örnekte ise, birçok ilçedeki liselerden seçilen pedagoglar Vatan Caddesi’ndeki ‹stanbul Emniyet Müdürlü¤ü’ne ça¤r›l›yor ve kendilerine bir brifing veriliyor. Bu brifingde yine “terör” konulu olup, pedagoglar›n, emniyetin çizdi¤i çerçeve dahilinde, ö¤rencilerle tek tek konuflmas› isteniyor. Ö¤rencilerin “terör örgütleri” ile iliflkiye geçmesinin önünü kesmeye
elektrikten do¤algaza, toplu tafl›mac›l›ktan benzine ve dolay›s›yla her fleye yönelik zam furyas›n›n bafllat›ld›¤› koflullarda, hesaplaflma kendisini dayatmaktad›r. Böylesi durumlarda kitab›n ortas›ndan konuflarak rest çekmek, flartlar›n gere¤i olarak alg›lanmal›d›r: Devlet Bakan› Mehmet fiimflek, “Bizim ülkemizdeki ortalama asgari ücret ço¤u Avrupa ülkesinden yüksektir” (05.12.07) diye konuflurken, Sanayi Bakan› Zafer Ça¤layan, “Türkiye’de iflsizlik oldu¤una inanm›yorum. Milyonlarca insan arayan yüz binlerce iflletme var. Problem istihdamdad›r, arz ile talebin çak›flt›r›lamamas›ndad›r” (14.12.07) demektedir. Gerçekler bu kadar aç›k biçimde ters yüz ediliyorsa, Tayyip Erdo¤an da pekala 2008 bütçe görüflmelerinde, sosyal politikalar›n baflar›s›ndan söz edebilmektedir. “Sosyal politika” diye bahsetti¤i, AKP’yi yüzde 47 ile hükümete tafl›yan dilenci/sadaka ekonomisidir(!). Emekçi kitleler h›zla yoksullaflt›r›lmakta, ili¤ine kadar sömürülmekte, tar›mdaki tasfiye neticesinde milyonlarca üretici göç ettirilmekte, özellefltirmeler sonucu s›n›rs›z ya¤ma iflsizler ordusuna yeni bölükler eklemektedir. Di¤er yandan, belediyeler, tarikatlar, vak›flar, sosyal yard›m kurulufllar› devreye sokularak, açl›¤a ve sefalete itilen kitleler,
dönük oldu¤u söylenen bu konuflmalar›n gerçek amac›n› ise kesinlikle, ö¤rencilerin beyninin ›rkç›-faflist politikalarla doldurulmas›. Ayn› zamanda sorgulama olarak alg›lanmas› gereken bu görüflmelerde, devrimci, yurtsever, ilerici ö¤rencilerin tespit edilmesi, yani fifllenmesi gibi bir amaç da güdülmekte. E¤itimcilerin, ö¤rencileri “terörden koruma” ad› alt›nda özde ajanlaflt›r›lmas› anlam›na gelen bu uygulama, sadece e¤itimcilerle de s›n›rl› kalm›yor. En son fi›rnak’taki bir ilkö¤retim okulunda okuyan 50 ye yak›n ö¤renci Emniyet Müdürlü¤ü’ne götürülüyor. Bu “ziyarette” çocuklara “iflsiz kal›rsan›z bize gelin” denerek, aç›kça ajanl›k teklif ediliyor. Bununla da bitmiyor, ö¤rencilere üzerinde “ben gönüllü polis olarak her türlü kanun d›fl› davran›fltan uzak duraca¤›m, suç ve suçlular› 155 polis imdata bildirece¤im” yaz›l› kokartlar veriliyor. Sözlü olarak da ö¤rencilerden, miting vb. eylemlere kat›lanlar› ihbar etmeleri isteniyor. Faflizmin, afla¤›dan yukar›ya tüm topluma yay›lmas›n› hedefleyen bu uygulama, tüm faflizmle yönetilen ülkelerde, bu ülkelerin faflist egemen s›n›flar›n›n ortak yöntemidir. Örne¤in, Hitler faflizmi de, benzer yöntemler kullanarak, Alman toplumunu Yahudilerle ilgili her türden bilgiyi ihbar etmeye teflvik etmifl ve Nazi soyk›r›m› bu “bilgilendirmeler” üzerinden gerçekleflmiflti. Bugün bu yöntem faflist Türk egemen s›n›flar›n›n bir kez daha üzerinde yo¤unlaflt›¤› bir yöntem olarak karfl›m›za ç›kmaktad›r. Bugün bir yandan faflist ordusunu Kürt halk›n›n üzerine salarak, imha-inkar› sürdürmesi, di¤er yandan yetkilerini art›rarak, son dönemde s›kça ortaya ç›kan yarg›s›z infazlar için elini güçlendirdi¤i polisini, toplumsal muha-
oya (siyasi ranta) tahvil edilecek biçimde “sosyal” yard›mlar ile kuflat›lmaya, sat›n al›nmaya çal›fl›lmaktad›r. 2007’de seçimler vesilesiyle zirveye vuran biçimde, bu sadaka ekonomisinin mali bilançosu, bütçedeki aç›kla k›yas kabul etmeyecek kadar fazlad›r! Tayyip’in kendi beyan›na göre 8 milyon aileye kömür için yap›lan yard›m miktar› 6 milyon tondur. AKP’nin di¤er etmenlerin de devreye girmesiyle bu taktik neticesinde son seçimlerden kazançl› ç›kmas›, esasta uygulad›¤› emperyalist y›k›m politikalar›n›n sonuçlar› ile yüzleflmesini erteleyemeyecektir. Nitekim emekçiler aç›s›ndan daha da kararan ekonomik ve sosyal tablodaki gidiflata ald›rmaks›z›n, yeni yasalar› getirmeye çal›flmak ve yeni kararlar›n alt›na imza atmakla kendileri aç›s›ndan da sürecin son derece zorlu hale gelmesi, göze al›n›yor demektir. Esasen egemen s›n›flar, bilhassa çal›flma alan›na iliflkin herhangi bir politikay› devreye sokarken geliflebilecek muhalefet konusunda uzun y›llard›r büyük hesap ve taktikler içerisinde olmad›lar. Bunda, iflçi/emekçi örgütlerini gerici ve reformistler sayesinde yedeklemifl, büyük ölçüde pasifize etmifl, denetim ve kontrol alt›na alm›fl olmalar›n›n büyük pay› bulunmaktad›r. Bu durum konfederasyon üst yönetimleri bak›m›ndan giderek daha da pekiflmifltir. Hak-‹fl ve Türk-‹fl’teki son gelifl-
lefetin, hatta sokaktaki insan›n üzerine salmas› da, ayn› politikalar›n ürünüdür. Ancak bu politikalar, her fleyden önce de emperyalistlerle yap›lan ve özü onlar›n bölgedeki gücünü art›rmaya dönük olan pazarl›klar›n ürünüdür. Bu kapsamda da, emperyalist ekonomik-siyasal politikalar›n ülkede daha yo¤un hayata geçirilmek istenmesinin ve böylelikle de uflakl›k pozisyonunu pekifltirmeye dönük verilen sözlerin yerine getirilme çabas›n›n ürünüdür.
Faflizmin rengi zifiri karanl›¤a evriliyor Faflizmin en koyu biçimi, ekonomik-siyasal krizlerin derinleflti¤i dönemlerde hayata geçirilir. Emperyalist-kapitalist sistemin içine girdi¤i kriz de, faflizmin tüm dünyada en koyu rengine bürünmesini getirmektedir. Faflizmin renginin, yönetim biçimi faflizme dayal› olan ülkemiz özgülünde de giderek daha koyu bir hal ald›¤›n› ise mevcut geliflmeler göstermektedir. Rengin zifiri karanl›¤a evrilmesi için çabalar ise olanca h›z›yla sürmekte. Bu çabalar›n h›zlanmas›nda ise iflçi-emekçi y›¤›nlar›n dört bir yanda yükselttikleri grev vb. direnifller büyük rol oynamakta. Giderek büyüyen ekonomik-siyasi krizin yaratt›¤› bu tablo ise asl›nda meselenin özünü oluflturmakta. Ardarda gelen zamlar›n da katk›s›yla, had safhaya ç›kan yoksullu¤un, sefaletin, iflsizli¤in genifl y›¤›nlarda yaratt›¤› hoflnutsuzlu¤un giderek daha boyutlu d›fla vurmas›, kitlelerin art›k eskisi gibi yönetilemez olmas›. Çok yönlü sald›r›lar›n artmas›n›n ard›nda yatan gerçek neden de iflte, yoksul y›¤›nlar›n büyüyen öfkesinden duyulan bu korkudur. Ortak mücadeleyi örerek, bu korkular›n› büyütelim! Karanl›klar› ayd›nl›¤a çevirmenin yegane yolu budur!
meler buna örnektir. Ne var ki, bu iflbirlikçi, uzlaflmac›, s›n›f düflman› sendikac›l›¤›n teflhir olma süreci de h›z kazanmakta, sendikal muhalefetin bas›nc› bürokrat mevzileri zorlamaktad›r. Bunlar›n düzene eklemlenmifl oldu¤u görüldükçe tecrit olma süreci h›z kazanacakt›r. Bu h›za ivme kazand›racak olan da yine soysal prati¤in kendisi, yani s›n›f mücadelesidir. Sözünü etti¤imiz hesaplaflma alan›, s›n›f mücadelesinin yükseltecek bir dönemin kap›s›n› aralamaktad›r. Mücadele ve direnifl aç›s›ndan, örgütlü güçler cephesinde parçal› ve sorunlu bir duruflun olmas› elbette ki ciddi bir zaaft›r ama süreci sekteye u¤ratacak düzeyde öne ç›kar›lacak bir boyut kazanmas›na izin verilmemelidir. Zira bugün aç›s›ndan öncelik, demokratik çerçevede oluflturulacak en genifl ittifak ile sald›r›ya karfl› konulabilmesi ve bu zemin üzerinden iflçi ve emekçi kitlelerini politize etmek amaçl› yeni platformlara do¤ru yönelinmesidir. ‹flçi s›n›f› hareketinin süreklilik kazanm›fl mücadele hatt› yakalamaya, bu eylem hatt› üzerinde s›n›f iflbirlikçilerinden ar›nmaya, örgütlenme ve karar mekanizmas›nda demokratik bir tarz edinmeye fliddetle ihtiyac› vard›r. S›n›f bilincinin kazan›lmas› süreci bu eksen üzerinden gidildi¤i takdirde iflletilebilecektir.
İşçi-köylü 4
İşçi/köylü
11-24 Ocak 2008
Tekstil iflçileri sömürü k›skac › n d a ! Egemenler ömürlerini biraz daha uzatmak için sald›r› ve katliamlara baflvurmaktad›r. Bugün Irak Kürdistan›’nda yap›lan s›n›r ötesi operasyonla baflta Kürt halk› olmak üzere toplumun tüm kesimler bask› alt›na al›nmak istenmektedir. Bizim yapmam›z gereken ise ezilen kitlelerin içinde olmak ve iflçi s›n›f›yla bütünleflmektir. Biz Gazi Mahallesi ‹K okurlar› olarak bir tekstil iflçisiyle yapt›¤›m›z bir röportaj› sizinle paylaflmak istiyoruz. - Bize ifl ortam›n›zdan bahseder misiniz? ‹flçi: Gazi Mahallesi’nde bir tekstil atölyesinde çal›fl›yorum. Çal›flt›¤›m atölyede her ifl yerinde oldu¤u gibi haks›zl›klar yaflanmaktad›r. Bunlardan etkilenmemek elde de¤il. Mesailerimizi alam›yoruz, zam yap›lm›yor, yemekler çok kötü ve ›s›nma problemi var. - Çal›flma saatleriniz nas›l?
Merhaba, Ben tekstil sektöründe çal›flan bir iflçiyim. Her tekstil iflçisi gibi ben de yaflad›¤›m sorunlar› gazetemize yazma gere¤i duydum. Bilindi¤i gibi özellikle burjuva medyada her 5–6 ayda bir ekonomideki büyümeyi gösteren haberler yay›nlan›r. Bu gurur tablolar›n›n yafland›¤› yerlerden biri de tekstil sektörüdür. Ama bizim aç›m›zdan bak›ld›¤›nda bu gurur tablosunun bir de arka plan› var. Tekstil sektörü, çal›flanlar›n patronlar› taraf›ndan
- 8.30’da bafll›yoruz. ‹flimiz yorucu ve konuflma yasa¤› var. Çay molas› ve yemek aralar› 1 saat olmas› gerekirken patronun keyfi uygulamas› nedeniyle 20 dakikam›z gasp ediliyor. Akflam saat 19.00’da paydos etmemiz laz›m. Ama 10 dakika gecikmeli oluyor. Bu saatlerde para isteyece¤imizi bilen patron ortadan kayboluyor. Mesailere kald›¤›m›z da oluyor. - Mesailerinizin karfl›l›¤›n› hak etti¤iniz oranda al›yor musunuz? - Alam›yoruz. - Neden? - Çal›flt›¤›m›z saatler içinde bazen elektrikler kesiliyor ve mesaiye kald›¤›m›z zamanlar bu süreye ekleniyor. - Sigortan›z var m›? - Hay›r, sigorta yap›l›yor, ancak maafl›m›zdan kesilerek yap›l›yor. Uygulama böyle olunca sigorta yapam›yoruz. Ald›¤›m parayla geçinemeyece¤imi bildi¤im için sigorta yadövüldü¤ü, paralar›n›n verilmedi¤i, sigortas›z çal›flt›r›ld›¤› ve “denetlemeye gelen” memurlar›n da cebine para s›k›flt›r›l›p, iflin kald›¤› yerden devam etti¤i bir sektördür. Buna bir örnek, benim çal›flt›¤›m ifl yerinde yaflad›¤›m sorunlard›r. Örne¤in; yeni gelen iflçiye iflyerinin vermesi gereken önlükler 18 YTL’ye sat›l›yor. Yine bir iflçi arkadafl›m›z çocu¤una pantolon alacak paras› olmad›¤›ndan, yerden toplad›¤› kumafl parçalar›ndan pantolon dikti. Bunu gören müdür herkesi
pam›yorum. Ayr›ca yol ücretleri verilmiyor, bu da maafla dâhil. - Ulafl›m sorununu nas›l çözüyorsun? - Yaklafl›k 1 km yol yürüyorum, kimi zaman üflüyorum do¤all›¤›nda hastalan›yoruz. Doktora gitmek için izin alam›yoruz, izin ald›¤›m›z zamanlar da maafl›m›zdan kesiliyor. ‹zin günümüz yaln›zca Pazar, o da yeterli olmuyor. - Patron neler yap›yor? - Çal›flt›¤›m›z ifl yerinde ücretler dengesiz. Patron akrabalar›na fazla veriyor, bu yüzden birlik olam›yoruz, itiraz etti¤imizde iflten atmakla tehdit ediyor. Ayr›ca ifl yerinde kamera sistemi oldu¤undan toplan›p konuflam›yoruz. Sadece paydos saatlerini kullanmaya çal›fl›yoruz. O da yeterli olmuyor. ‹fl saatlerinde tuvalete dahi ç›kmam›z yasak. Yaflanan tüm bu sorunlara karfl› toplu hareket etmek, yani örgütlenmek bizim için önemli, ama bunu nas›l, hangi toplad› ve dedi ki; “Bak›n bu arkadafl›n›z›n yapt›¤› h›rs›zl›kt›r, gelip benden isteseydi ben ona verirdim. Ma¤azada sat›yorum, 6 YTL, gidin al›n.” Bununla kalmay›p arkadafl› iflten ç›kard›. Peki, iflçilerin senelik izinlerini 15 günden 9 güne düflüren, izni de hafta sonuna denk getirip izin gününü 5’e düflüren iflverenin yapt›¤› h›rs›zl›k de¤il mi? ‹flçiler 4 ayd›r zam alm›yor. ‹flçilerin mesaisini % 25’ten % 50’ye ç›kararak kendince iflçiye iyilik yapm›fl gibi görünüyor. Bunlar da
Ünal, baz› iflçilerin yüksek maafl, zam vb. vaatlerle sendikadan istifaya zorland›¤›n› belirtti. Patronun Kocaeli 1. ‹fl Mahkemesi’ne “greve tedbir koymak” için dava açt›¤›n›, ancak davan›n sendika lehine sonuçland›¤›n› belirten Ünal, grevden baflka yol kalmamas› üzerine mücadeleyi bafllatt›klar›n› söyledi. Grevle ilgili görüfltü¤ümüz bir di¤er kifli ise, OLEY‹S Kocaeli temsilcisi Bar›fl Aflan’d›. Aflan yapt›¤› aç›klamada; “Bu grev Türkiye tarihinde üniversitelerde bu çapta yap›lan ilk grev özelli¤i tafl›maktad›r ve baflar›yla sonuçland›rmak gibi bir amac›m›z var” dedi ve kamuoyunu grevci iflçilerle dayan›flmaya ça¤›rd›. (Kartal)
Emekçinin Gündemi
‹flçi s›n›f› ve emekçilere sald›r›n›n yeni ad›; SSGSS Sigortal› olarak çal›flan kifli say›s›n›n 15 milyon 800 bin civar›nda oldu¤u ve bunlar›n bakmakla yükümlü olduklar› ailelerini de hesaba katt›¤›m›zda Sosyal Güvenlik Genel Sa¤l›k Sigortas›’n›n toplumun yüzde 90’›n› ilgilendirdi¤ini ve ne kadar ciddi bir sald›r› ile karfl› karfl›ya oldu¤umuzu görürüz. AKP hükümeti, “toplumun büyük bölümünün ç›kar›na” bir yasa haz›rlad›klar›n› söyleyedursun yasan›n yürürlük kazanmas›yla iflçi, köylü, kamu emekçisi, çeflitli kesimlerden emekçilerin birçok hakk›n›n gasp edilece¤i anlafl›l›yor. Reform ad› alt›nda halka dayat›lan bu kap-
saml› yasa, asl›nda emperyalist kapitalizmin halklara dönük en önemli sald›r›lar›ndan birini oluflturuyor. Yasayla birlikte sosyal güvenlik alan›nda gerçeklefltirilecek sald›r›lar haz›rlan›rken, yap›lan en önemli propagandalardan biri Sosyal Güvenlik Sistemi’ndeki a盤›n bir “kara delik” haline geldi¤i yalan›d›r. Bunu kan›tlanmak amac›yla gazete ve TV haberlerinde birçok rakam ve aç›klama yans›t›lmaktad›r. Buna göre 2006’da 18 Milyar YTL olan aç›k, 2007 y›l›nda 26.4 Milyar YTL olmufl. Bu rakam 205 Milyar YTL olan 2007 bütçesinin yüzde
yöntemlerle yapaca¤›m›z› bilmiyoruz. San›r›m burada sizin yard›m›n›za ihtiyac›m›z var. - Baflka bir söyleyece¤iniz var m›? - Benim gibi bir emekçiye gazetenizde yer verdi¤iniz ve zaman ay›rd›¤›n›z için teflekkürler. Yay›n›n›z› yeni takip etmeye bafllad›m ve devam edece¤im. ‹yi çal›flmalar. (Gazi Mahallesi ‹K okurlar›) yetmezmifl gibi çay s›ras›nda çatlayan 3 tane barda¤›n hesab›n› sormaktan geri kalm›yor. Üstelik bardak almayarak kafas›na göre iflçileri cezaland›r›yor. ‹fle bafllayanlar›n 4. aydan sonra sigortalar› yapt›r›l›yor ya da iflçi iflten ç›kar›l›yor. Tabi ki bununla da s›n›rl› de¤il. Tuvaletlere bile kartla yollay›p kart› olmayanlar›n hemen ifline son veriyorlar. Müdür, “e¤er bak›n bana veya ustabafl›na karfl› gelirseniz size 3 kere ihtar yapar sonra da tazminats›z yollar›m” diyor.
Sömürünün ve kurals›z çal›flman›n en yo¤un oldu¤u sektörlerden biri de tekstil sektörüdür Sorunlar›m›z ortak oldu¤u gibi çözüm yolu da birdir. Bizim sömürüden baflka kaybedecek hiçbir fleyimiz yok. Örgütlü bir tutum ve bunun sonucu sendikal› olabilirsek, bunlar›n üstesinden gelebiliriz. Fabrikalarda bunlar yaflan›rken öte yandan Kentsel Dönüflüm ad› alt›nda evlerimizi de y›k›yorlar. Yani iflçi ve emekçiler her yönden k›skaç alt›nda. Bu k›skaçlardan kurtulman›n yolu örgütlü bir flekilde yap›lanlara sessiz kalmamakt›r. (Alt›nflehir’den bir ‹K okuru)
Deri iflçisinin DEMSAfi direnifli sürüyor
Oleyis üyeleri grevdde! Otel, Lokanta ve E¤lence Yerleri ‹flçi Sendikas› (OLEY‹S) Kocaeli Üniversitesi’ne ba¤l› Derbent Uygulama Oteli, Kocaeli Üniversitesi T›p Fakültesi Hastanesi, T›p Fakültesi, ‹ktisadi ve ‹dari Birimler Fakültesi ve ‹letiflim Fakültesi kantinlerine grev pankart› ast›. ‹flçilerin grev ilan›n ard›ndan Umuttepe Yerleflkesi’ndeki T›p Fakültesi Hastanesi önünde OLEY‹S Genel Sekreteri Mehmet Emin Ünal taraf›ndan bir bas›n aç›klamas› yap›ld›. Aç›klamada, iflçilerin geçinebilecek kadar ücret almad›¤›na, sosyal haklardan yoksun b›rak›ld›¤›na dikkat çekildi ve sendikaya üye iflçilerin sendikadan istifa etmek yönünde zorland›¤› ve tehdit edildi¤i söylendi. OLEY‹S’e ba¤l› iflçiler grev karar›yla birlikte, yeni y›la Derbent Uygulama Oteli’nin önünde kurulan grev çad›rda girdiler. 50 iflçi taraf›ndan sürdürülen grevle ilgili görüfltü¤ümüz OLEY‹S Marmara Bölge Baflkan› ve OLEY‹S Genel Sekreteri Mehmet Emin Ünal, gazetemize yapt›¤› aç›klamada, grev karar›n›n asl›nda Ekim ay›ndaki T‹S görüflmeleri s›ras›nda al›nd›¤›n› belirterek, haklar›n› al›ncaya kadar grevi sürdüreceklerini söyledi. Grev noktas›ndaki kararl›l›klar›n› gören patronun, grev bafllamadan on gün önce ayak oyunlar›na baflvurmaya bafllad›¤›n› söyleyen
Biz kazanaca¤›z!
12.8’ine denk geliyormufl. Yine 2006’da devlet sosyal güvenlik sistemine 22.9 Milyar YTL ay›r›rken, bu rakam 2007’de 32.2 Milyar YTL ulaflm›fl. Bu rakamlar›n gerçekli¤i ve ayr›lan kaynaklar›n gerçekte nerede ve nas›l harcand›¤› bir yana, e¤er bir aç›k söz konuysa bunun sorumlusunun halk olmad›¤› aç›kt›r. Sosyal Güvenlik Sistemi’ndeki aç›k ortaya konurken temel argümanlardan birini de emekliler ile aktif çal›flanlar aras›ndaki orant›s›zl›k oluflturuyor. Bu y›l ilk kez, emekli bafl›na düflen aktif çal›flan say›s›n›n 2’nin alt›na düflerek 1.99 oldu¤u belirtiliyor. K›sacas› çal›flanlardan kesilen paralar›n emekli ayl›klar›n› karfl›lamad›¤› anlat›l›yor. Emeklili¤i zorlaflt›rarak birçok kiflinin emekli ayl›klar›ndan mahrum b›rak›lmas›na veya daha k›sa süre emekli ayl›¤› alabilmesine yol açan yasalar da bu soru-
Tuzla Deri Organize Sanayii’nde bulunan DEMSAfi Deri Fabrikas›’ndan at›lan 21 deri iflçisinin 14 Haziran’da bafllatt›¤› direnifl sürüyor. Deri sektöründeki en eski fabrikalardan biri olan DEMSAfi’tan ç›kar›lan 21 iflçinin tamam›, fabrika önündeki bekleyifllerini, hiç aksatmadan devam ettiriyor. Uzun y›llard›r sendikal örgütlülü¤ün bulundu¤u fabrikadan ç›kar›lan iflçilerin tümü, sendika üyesi ve büyük ço¤unlu¤u en az 15-16 y›ld›r fabrikada çal›fl›yor. Direniflin 18. gününde direniflteki iflçilerin yan›na gittik. Direniflteki iflçilerin üçü kad›n. ‹flçilerin yan›na yaklafl›p, direniflle ilgili bilgi almaya bafll›yoruz. ‹flçiler, y›llard›r sendikal› çal›flt›klar›n›, ancak bu durumun bafl›ndan beri patronun ifline gelmedi¤ini söylüyorlar. fiu an içinde bulunduklar› durumun özünde de örgütlülü¤ü tasfiye etme anlay›fl›n›n yatt›¤›n› düflünüyorlar. Patron önce çal›flanlar›n say›s›n› azaltaca¤›n›, üretime ara verece¤ini söylemifl, buna karfl› konunca da üretimi tamamen durdurup, 21 iflçiyi nun bir parças› olarak hayata geçiriliyor. Devletin sosyal güvenlikle ilgili “kara delik” aç›klamalar›n›n emperyalizme peflkefl çekilen, özellefltirme kapsam›na al›nan kurumlara iliflkin belirtilen “zarar ediyor” gerekçesinden özde bir farkl›l›¤› yoktur. Yine devletçe bu kurumlar› zarar etmesi sa¤lan›yor, yine sermayenin ç›karlar› garantiye al›n›yor ve özellikle emperyalist flirketler ihya ediliyor. Fakat bu sald›r›n›n en çarp›c› yanlar›ndan birini y›llarca devletin bir ifllevi olarak yerine getirilen görevlerin bir ç›rp›da iktisadi kârzarar hesaplar›na kurban edilmesi oluflturmaktad›r. Anayasal temelleri de bulunmas›na ra¤men bugün devletin sosyal güvenlik görevi gibi bir zorunlulu¤unun olmad›¤› art›k aç›kça ifade ediliyor. Aksi halde e¤er bir aç›k veya dengesizlik varsa bunun giderilmesi-
iflten ç›karm›fl. fiimdi art›k Organize Sanayii’nde çal›flmayaca¤›n›, fabrikay› tamamen tasfiye edece¤ini söylüyormufl. Ancak iflçiler bunda da samimi olmad›¤›n›, kendi yerlerine asgari ücretle çal›flt›raca¤› yeni iflçilerin al›nmak istendi¤ini söylüyorlar. DEMSAfi patronuyla sendika aras›nda, direniflin ilk günlerinde bir görüflme yap›lm›fl. Patron, iflçileri geri almama tutumunu bu görüflmede de sürdürmüfl. Tazminatlar› ise, 6-7 ay gibi bir süreye yaymaya çal›fl›yormufl. ‹flçiler, ifle geri al›nmalar› söz konusu olmazsa, tazminatlar›n sürece yay›larak ödenmesini, hiçbir biçimde kabul etmeyeceklerini söylüyorlar. Direnifllerini sonuna kadar sürdüreceklerini vurgulayan deri iflçilerinin kamuoyundan beklentisi, direnifllerinin en genifl kesimlerce sahiplenilmesi. “Bize dönük bu iflten ç›karma sald›r›s›, tüm iflçi s›n›f›na dönük sald›r›lar›n bir parças›d›r” diyorlar son olarak. (Kartal)
nin de yine devletin görevi oldu¤u kabul edilmifl olacakt›r. Birçok yönüyle ifllenebilecek Sosyal Güvenlik Yasa Tasar›s›’n›n özünde emperyalizmin artan sömürüsüyle ilgili oldu¤unu tekrar belirtmek gerekir. Bu amaçla hemen her kurulufl özellefltirilir ve devletin yükümlülükleri ortadan kald›r›l›rken, genifl kitleler de ölüm, açl›k, hastal›k veya özel flirketlerin azg›n sömürüsüne maruz b›rak›lmaktad›r. Ad›m ad›m yasalarla ve peflinden gelen uygulamalarla devlet her alanda bir bütün olarak yap›lanmaktad›r. Bu “yeniden yap›land›rma” geçmiflten bugüne hala devam etmektedir ancak bugün halka yönelik son büyük darbelerle en üst seviyelere gelmifl durumdad›r. Sonuç olarak tüm halk› kapsayacak bir yasa tasar›s› “reform” ad› alt›nda halka yutturulmaya çal›fl›lmaktad›r. Baflta en
yoksullar olmak üzere iflçi s›n›f›, köylülük ve di¤er tüm emekçilerin bu sald›r›dan büyük kay›plar yaflayaca¤› ortadad›r. Bu noktada oluflturulan birlikteliklerde, ortak hareket etmek, bildiri da¤›t›mlar›ndan bas›n aç›klamalar›na, panellerden yürüyüfllere kadar bir dizi eylem ve etkinli¤i örgütlemek sald›r›lar karfl›s›nda önemli ve örgütlü bir güç yaratmak gerekmektedir. 27 Aral›k günü ‹stanbul’da Saraçhane’de “Herkese Sa¤l›k, Güvenli Gelecek Platformu”nun örgütledi¤i ve 1.500’ü aflk›n kitlenin kat›ld›¤› eylem bu noktada ilk olmas› aç›s›ndan önemlidir. Ve izlenmesi gereken rotay› göstermektedir. Geliflmelerin seyri bundan sonraki görevlerimizi de aç›k bir biçimde ortaya sermektedir. Bunun araçlar›n› yaratmak ise yine bize düflmektedir.
Tarsus’taki SCT iflçilerinin 15 Mart 2006’dan bu yana devam eden grevi, toplu sözleflme yap›lana kadar sürecek. Birleflik Metal-‹fl Anadolu fiube Baflkan› Seyfettin Gülengül, geçen y›l›n grevdeki iflçiler için çok zor geçti¤ini, ancak yine de mücadeleye devam ettiklerini söyledi. Fabrikan›n Alman kökenli oldu¤unu ve sadece servis, yemek, 12 saat çal›flma flartlar› oldu¤unu belirterek, iflçilerin haklar›n›n anayasaya dayanarak korundu¤unu, fakat hiçbir hak taleplerinin karfl›lanmad›¤›n›, bu yüzden 2 y›ld›r grevde olduklar›n› söyledi. fiu aflamada fabrikada sadece iki bekçi, bir müdür ve bir sekreter istihdam edildi¤ini söyleyen gülen Gül, “grev çad›r›nda 37 iflçinin 17’si kad›n olmak üzere dönüflümlü olarak nöbet tutuyorlar. Di¤er iflçiler geçimlerini sa¤lamak için çevrede bulunan ba¤, bahçe ifllerinde yevmiye usulü olarak çal›flmaktad›r” dedi. (Mersin)
Kalibre’den ç›kar›lan iflçiler direniflte Gebze’de bulunan Kalibre Fabrikas›’ndan, Birleflik Metal-‹fl Sendikas›’na üye olduklar› için bayram arifesinde iflten ç›kar›lan iflçilerin fabrika önündeki direniflleri sürüyor. Direnifllerini fabrika önüne kurduklar› çad›rda sürdüren iflçilere, di¤er iflyerlerinde çal›flan s›n›f kardeflleri de büyük destek veriyor. ‹flçilerin üye oldu¤u Birleflik Metal-‹fl Sendikas› Kocaeli fiubesi, 5 Ocak günü fabrika önünde bir bas›n aç›klamas› gerçeklefltirdi. Yaklafl›k 300 kiflinin kat›ld›¤› eylemde çeflitli sloganlar› at›ld›. Aç›klamay› yapan Sendika fiube Baflkan› Hami Baltac›, 2006 y›l›nda Kalibre Boru iflçilerinin insanca yaflamak talebiyle sendikalaflt›klar›n› ve sendikal örgütlenmenin duyulmas› üzerine patron ve vekilleri taraf›ndan çal›flanlar üzerinde çeflitli bask› ve tehditler uyguland›¤›n› vurgulad›. (Kartal)
Yorsan iflçileri yeni y›la direniflle girdi! Bal›kesir Susurluk’ta bulunan Yorsan Fabrikas›’nda sendika hakk› için mücadele eden iflçiler direnifllerini yeni y›la tafl›d›. Süt ve süt ürünleri imalat› yapan Yorsan Fabrikas›’nda iflçiler sendikalaflmak isteyince Yorsan patronu 400 iflçiyi iflten ç›karm›flt›. Tek G›da-‹fl Sendikas›’na üye olan ve sendikay› fabrikaya sokmak için Çal›flma ve Sosyal Güvenlik Bakanl›¤›’na yetki baflvurusunda bulunan iflçiler, sendikalaflmakta kararl›. Çal›flma ve Sosyal Güvenlik Bakanl›¤›’n›n fabrikadaki sendikalaflma mücadelesini Yorsan patronuna bildirmesi üzerine iflçileri iflten ç›karan patron, iflçiler üzerinde bask› kuruyor. ‹flçilerin ailelerini ziyaret eden patronun temsilcileri, iflçilerin istedi¤i tüm haklar› vereceklerini ancak iflçilerin sendikadan istifa etmesini istiyor. S›kça bahsedilen yeflil sermaye söylemleri yaflanan bu örnekte oldu¤u gibi bir kez daha yalanlanmaktad›r. Yeflil sermaye ülkemizde iflçilerin dini duygular›n› kullanarak örgütlenmelerini engellemek için kullan›lan bir argümand›r sadece. Ne zaman ki, iflçiler sömürüye karfl› koyar iflte o zaman sermaye üstündeki yeflil örtüyü atarak gerçek yüzünü gösterir. ‹flçiler, patronun bask›lar›na ra¤men sendikalar›na sahip ç›karak fabrika önünde kurduklar› çad›rlarda bir aya yak›n bir süredir direnifle devam ediyor. Yeni y›l› direnifl çad›r›nda geçiren iflçiler yeni y›ldan umutlu. (H. Merkezi)
İşçi-köylü 5
11-24 Ocak 2008
Söylefli
Siyanür do¤ay› ve insan› zehirler! Ç›kart›lan yasalarla ülkemiz çok uluslu flirketlerin rahatça hareket etti¤i bir alana dönüfltürüldü. Özellikle “Maden yasas›”, flirketlerin ülkemize ak›n etmesinin önünü açt›. Alt›n arama çal›flmalar› için istedikleri yeri rahatça seçen, hiçbir yasal engelle karfl›laflmayan bu flirketler ülkemizin havas›n›, suyunu, topra¤›n› zehirlemektedir. Kulland›klar› siyanür, suya kar›flarak canl›lar›n ölmesine, insanlarda da kanser baflta olmak üzere birçok hastal›¤a neden olmaktad›r. Birçok ilde alt›n aramak için giriflimlerde bulunan flirketler halk›n tepkisi ile karfl›lafl›yor. Bunlardan biri de Rio Tinto isimli flirkettir. fiirketin Ovac›k Hozat’ta alt›n aramak istemesine tepki gösteren yöre halk› 24 Aral›k’ta bir eylem gerçeklefltirdi. Biz de eylemin bileflenlerinden Munzur Çevre Derne¤i Baflkan› Ali Ekber Barmagiç’le yaflananlara iliflkin konufltuk. - Derne¤inizin alt›n arama çal›flmalar› ile ilgili görüflleri nedir? Dünyada ç›kar›lan alt›n›n yüzde 4’ü bilim ve teknikte, yüzde 6’s› da t›p alan›nda kullan›lmakta. Yüzde doksan› da stoklarda tutulmaktad›r. Alt›n ç›kar›l›rken zehirli bir metal olan siyanür kullan›l›yor. 2000’de ç›kar›lan Maden Yasas› ile birlikte uluslararas› flirketlerin ifli de kolaylaflt›. Bu yasa ile birlikte ÇED raporu alma zorunlulu¤u kalkt›. Ç›kar›lan alt›n›n onsu 328 dolara d›flar› götürülürken ayn› alt›n› Türkiye, d›flar›dan 800 dolara almaktad›r.
- Yak›n bir zamanda Ovac›k’ta bir eylem gerçeklefltirildi. Ovac›k’ta RioTinto isimli flirketin alt›n ç›karmak için çal›flmalar› oldu¤u biliniyor. Buna karfl› neler yap›lmas› düflünülüyor? Kanadal› Rio-Tinto 2004 y›l›nda Ovac›k Hozat Tunceli üçgeninde sondaj çal›flmalar› yapmaktayd›. Yöre halk›n›n ifl makinelerinin geldi¤ini haber vermesi üzerine yöre dernekleri ile birlikte 15 kiflilik bir heyet olarak bölgeye gittik. 24 Aral›k’ta Ovac›k’ta köy muhtarlar›n›n, belediye baflkan›n›n da kat›l›m› ile bir bas›n aç›klamas› düzenledik. Son birkaç ay içinde yerelde oluflturulan bir insiyatif ile eylemi beraber örgütledik. fiirketin çal›flmalar›n›n engellenmesi için yereldeki devrimci anlay›fllar›n öncülü¤ünde geliflecek bir mücadelenin zorunlu oldu¤unu düflünüyorum. Bu anlamda yereldeki her türlü çal›flmaya katk› sunaca¤›z. En büyük eksiklik bu konuya iliflkin bilgi eksikli¤idir. Bu konuda bilimsel akademik çevreden aktivistleri bölgeye götürerek köy köy dolaflmay› düflünüyoruz. Hozat ve Ovac›k merkez olmak üzere demokratik kitle örgütleri ile birlikte bir koordinasyon kurmay› planl›yoruz. Konuyu kamuoyunun gündemine tafl›yacak, flirketin çal›flmalar›na engel olacak bir mücadele hatt› oluflturmay› hedefliyoruz. - Köylüler flirketin çal›flmalar› ve alt›n araman›n tahribatlar› hakk›nda yeterli bilgiye sahip mi? Köylüler arama çal›flmalar›n›n yarataca¤› çevresel tahribat› bilmiyorlar. Bu flirketler ekonomik olanaklar› kullan›yor. Pek çok insana topra¤› için de¤erinin üzerinde fiyat veriyor. ‹fl makinesi olanlar›n ifl makinesini kiralamak istiyorlar. Ayr›ca hiçbir zarar›n›n olmad›¤›, bölgenin bu flekilde kalk›naca¤›, ifl imkânlar›n›n yarat›laca¤› propagandas›n› yap›yorlar. Geçmiflte flirkete karfl› olan insanlar› da yanlar›na çekmifller. Bu bir Alevi dedesi, belediye baflkan›, kaymakam, muhtar olabilir. Bunlar› ekonomik imtiyazlar sa¤layarak yanlar›na çekmeye çal›fl›yorlar. Köy yollar›n› yap›yorlar. Cemevlerini onar›yorlar. Günübirlik ifllerle bölge halk›n›n tepkisini pasifize ediyorlar. Pek çok insana flirketin gerçek yüzünü anlataca¤›z. (‹stanbul)
İşçi/köylü
Tütün ve tütüncülük bitiriliyor AKP hükümeti k›raç topraklara açl›k, yoksulluk ve iflsizlik ekiyor ürkiye tar›m alan›nda genel bir tasfiye sürecinde ilerlerken, AKP hükümeti bunun en keskin uygulay›c›s› olmufltur. Üretimin tasfiyesi için amac› ve yöntemi belirlenmifl IMF ve DB’nin tar›m politikalar›n› (neo-liberal politikalar›n›) tek tek hayata geçiren, zirai ilaç, tohumluk ve mazot fiyatlar›n› yükselterek, ülkenin tar›msal üretim kapasitesi k›r›lm›fl ve d›fl al›ma, d›fla ba¤›ml› bir konuma gelinmifltir.
T
yandan ifltah kabart›rken di¤er yandan da çok uluslu flirketlerin iç piyasaya hâkim olmas›nda, fiyatlar›n belirlenmesinde bir engel teflkil etmekte ve istedi¤i gibi at oynatamamaktad›r.
Tütüncülü¤e AKP darbesi
AKP hükümeti, izlemifl oldu¤u IMF, DB, AB eksenli tar›m politikalar›n›n bir parças› olan TEKEL’in özellefltirilmesinin y›l sonuna kadar bitirilece¤ini, “babam›n mal› gibi satar›m” diyen Maliye Bakan› Kemal Unak›tan “sevinçle” aç›klam›flt›. TEKEL’in özellefltirme süreci 2002 Ocak ay›nda yürürlü¤e giren Tütün Yasas› ile Kamu ‹ktisadi Kuruluflu statüsünden ç›kart›l›p Devlet Teflekkülü statüsüne sokulmas›yla bafllam›flt›. Bu kapsamda ilk olarak TEKEL’in içki bölümü 2004 fiubat’›nda Mey ‹çki flirketine devredilmiflti. Devredildikten 2 y›l sonra da ayn› flirket yüzde 90 hissesini Texas Pasifle Group (TPG) ald› Amerikan flirketine satm›flt›. Ülkemizde tütün ve tütüncülü¤ün bitiriliflinde en etkili ad›m, IMF ve DB dayatmalar› sonucu 2002 Ocak ay›nda Tütün Yasas›n›n kabulü ve yürürlülü¤e girmesi ile at›lm›flt›r. Ç›kart›lan Tütün Yasas› ile birlikte TEKEL’in, tütün üreticisini desteklemesi, ürün al›m ve al›m garantisi vermesinden vazgeçilmifltir. Yüz binlerce tütün ekicisi köylü ve ailesi tütün ekiminden vazgeçmek zorunda kalm›fl, uygulanan kotalar ile de geriye kalan üretim iyice s›n›rland›r›lm›flt›r. Türkiye’de 4733 say›l› Tütün Yasas› ile tütün üretiminde sözleflmeli üreticilik dönemi bafllam›flt›r. TE-
Kazda¤lar›’nda kad›nlar en önde! Kazda¤lar› Koruma Giriflimi üyesi kad›nlar, Çanakkale’nin Ayvac›k ilçesine ba¤l› Bahçedere Köyü’ndeki kad›nlarla birlikte “Kazda¤lar›’nda alt›n madencili¤i ve olas› sonuçlar›”na iliflkin bilgilendirme toplant›s› düzenledi. Köy kahvesinde yap›lan toplant›ya kad›nlar, yo¤un ilgi gösterdi. Toplant›da konuflan Ziraat Mühendisi Melike As, Kazda¤lar›’nda yürütülen madencilik faaliyetlerinden en çok etkilenecek kesimin kad›nlar oldu¤unu belirterek, “biz sahip ç›karsak yapamazlar. Kad›nlar, köyüne, topra¤›na, ekme¤ine sahip ç›karak madencileri Kazda¤lar›’ndan gönderecek güce sahiptir” dedi. Ülkenin birçok yerinde benzer giriflimlerin devlet taraf›ndan dayat›lmas› üzerine örgütlenen köylüler içinde köylü kad›nlar›n kat›l›mlar› gerçekten dikkat çekici. Bergama, Uflak-Eflme, Kazda¤lar›, Bursa-Koza¤ac› Vadisi, Develi, Efemçukuru, Naldöken vb. bölgelerde örgütlenen mitinglerde en önde yer alan köylü kad›nlar birlikte hareket edildi¤inde daha güçlü olunaca¤›n›n mesajlar›n› veriyor. (H. Merkezi)
KEL ve özel sektörün üzerinde birlikte çal›flt›¤›, haklar›n›n bilincinden yoksun ve tamamen korumas›z olan köylülere imzalamaktan baflka seçenek b›rak›lmayan sözleflmeli üreticilik; üretici köylünün, al›c›n›n (özel firmalar ve tüccar) eline teslim edilmesinin yasal k›l›f›ndan baflka bir fley de¤ildir. Tütün k›raç topraklarda susuz ve gübresiz yetiflen bir tar›m ürünü oldu¤undan, yerine baflka bir tar›m ürünü yetifltirilememektedir. Baflka bir ürün ekme seçene¤i olmayan köylü sözleflme yapmak zorunda b›rak›lmaktad›r.
Tekel’in özelleflflttirilmesindeki ›srar ve nedeni… Ülkemiz dünya tütün üretiminde 6. s›rada, ihracat›nda ise 5. s›rada yer almaktad›r. 12 milyar dolarl›k hacmiyle dünyan›n 5. büyük pazar› durumundad›r. 12 milyon dolarl›k piyasan›n yüzde 62’sine sahip olan çok uluslu flirketler bununla yetinmeyerek geriye kalan yüzde 38’lik pay› TEKEL’in özellefltirilmesi ile elde etmifl olacaklar. Burada belirtilmesi gereken; çok uluslu flirketlerin Türkiye’de üretim yapmalar›, yeni fabrikalar açmalar› vb. önünde bir engel yokken TEKEL’in özellefltirilmesinde bu kadar ›srarc› olmalar›d›r. TEKEL’in yüzde 38’lik pay› bir
Türkiye tar›m alan›nda genel bir tasfiye sürecinde ilerlerken, AKP hükümeti bunun en keskin uygulay›c›s› olmufltur. Üretimin tasfiyesi için amac› ve yöntemi belirlenmifl IMF ve DB’nin tar›m politikalar›n› (neo-liberal politikalar›n›) tek tek hayata geçiren, zirai ilaç, tohumluk ve mazot fiyatlar›n› yükselterek, ülkenin tar›msal üretim kapasitesi k›r›lm›fl ve d›fl al›ma, d›fla ba¤›ml› bir konuma gelinmifltir. Uygulanan bu politikalar sonucu sadece 2004-2005 aral›¤›nda 1.3 milyon kiflinin tar›mdan koptu¤u ve tar›mdaki istihdam›n 7.2 milyondan 5.9 milyona indi¤i belirtilmektedir. 2000 y›l›ndan bu yana “istikrarl›” bir flekilde ç›kart›lan Tütün Yasas›, fieker Yasas›, Tar›m Sat›fl Kooperatiflerini Yeniden Yap›land›rma Yasas›, Tar›m Yasas›, Üretici Birlikleri Yasas›, Tar›m Ürünleri Sigortalar› Yasas›, Toprak Koruma ve Arazi Kullanma Yasas› ve Tohum Yasas› gibi yasalarla tar›msal üretimi ve sürdürebilirli¤i her y›la oranla daha da geriletilerek tar›m›n tasfiye süreci yasal k›l›flar alt›nda sürdürülmektedir. Hayata geçirilen her tar›m politikas› ve Meclis’ten alelacele ç›kart›lan her tar›m yasas› Türkiye tar›m›n›, topra¤›ndan suyuna, üretiminden hasad›na, tohumundan makinesine her fleyi ile emperyalist tekellere ve onlar›n denetimine sunmakta. Minareyi çalan k›l›f›n› haz›rlar misali her ç›kartt›¤› yasan›n “hakl›” gerekçesini sunan AKP hükümeti Tü-
tün Yasas›na da “verimlili¤in art›r›lmas›, serbest rekabetin tesisi ve sermayenin tabana yayg›nlaflt›r›lmas›” fleklinde aç›klama getirmektedir. AKP hükümetinin 2001 y›l›nda uydurdu¤u bu k›l›f›n daha ilk y›llarda y›rt›lmaya bafllay›p ard›ndaki tar›m›n tasfiyesi ve emperyalist politikalar› yukar›da rakamlarla birlikte aç›klam›flt›k. 2007’ye gelindi¤inde ortada ne verimi artan tütün ne de sermayenin tabana yayg›nlaflt›r›lmas› vard›r. Ortada tek bir fley var o da tütün üreticisi köylülerin her geçen gün üretemez duruma getirilmesi ve topra¤›ndan kopart›lmas›d›r. Karn›n› doyurdu¤u k›raç topraklardan baflka çaresi bulunmayan, her geçen gün daha da fazla açl›k ve yoksullukla karfl› karfl›ya b›rak›lan köylülü¤ün bugün içinde bulundu¤u durum örgütlenme potansiyelini art›r›r niteliktedir. Ülkemiz k›rsal›nda çeliflkiler keskinleflmektedir. Bunun so-
mut yans›malar› da görülmektedir. Ancak ortaya ç›kan eylem ve tepkiler da¤›n›k ve örgütsüz niteliktedir. Reformist çizgideki sendikal örgütlülüklerin belli çal›flmalar› olmakla birlikte bunlar sonuç al›c› bir politika ve hedeften yoksundurlar. Ancak köylülü¤ün genel örgütsüzlü¤ünü ve MLM’lerin bu noktada ne kadar geri bir pozisyonda bulunduklar›n› düflündü¤ümüzde, hem bu sendikalarda hem de mücadelenin ivmelendi¤i bölgelerde kitle çal›flmalar›na a¤›rl›k vermeleri gerekti¤i aç›kt›r. K›rsal alanda artan s›n›fsal çeliflkiler örgütlü ve devrimci bir güce dönüfltürülmek zorundad›r. Demokratik Halk Devrimi mücadelemizin temel gücü olan köylülük siyasal mücadele alan›na çekilmelidir. Bunun yolu Halk Savafl› perspektifiyle kitle çal›flmalar›na yo¤unlaflmaktan geçmektedir. Ve hala kat etmemiz gereken uzun bir yol oldu¤u bilinmektedir.
Elektrik borcu olan köylüler icraya verildi AKP hükümeti bir taraftan y›k›m politikalar›n› tek tek yaflama geçirirken, bir yandan da tar›m›n alt›n ça¤›n› yaflad›¤›n› iddia etse de yaflananlar bu tabloyu yalanlamaya yetiyor. MEDAfi Ni¤de Müessese Müdürlü¤ü, tar›msal sulamadan kaynaklanan enerji borçlar›n› ödemeyen 2 bin 176 köylü için icra takibi bafllad›. Edindi¤imiz bilgilere göre önceki y›llardan kalan 172 milyon YTL tutar›ndaki alaca¤›n›n pefline düflen MEDAfi, borçlar›n› ödeyemeyen köylülere 2008 y›l›ndan itibaren enerji vermeyecek. MEDAfi Ni¤de Müessese Müdürü Erol Zor, af beklentisi içinde olan köylülerin y›llard›r, elektrik borçlar›n› ödemediklerini belirterek, “flu anda iflletmemizin köylülerden 172 milyon YTL alaca¤› var. Bu borçlar›n ço¤unlu¤u geçmifl y›llardan kalmad›r. Defalarca kez sözlü ve yaz›l› olarak uyar›lmalar›na ra¤men köylülerimiz borçlar›n› ödememekte direndiler. Borçlar›n ödenmesi için 5 ayr› yap›land›r›lmaya gidildi. Ancak maalesef sonuç alamad›k. Bu nedenle bugün itibariyle 2 bin 176 abonemize icra takibi bafllatt›k” diyerek hükümetin politikas›n› aç›k etti. (H. Merkezi)
Bitlis’te köylülerin iflas s e b e b i ; “Kota uygulamas›!” Bitlis’in Tatvan ilçesindeki bu¤day, fleker pancar› ve patates üreticileri devletin koydu¤u kota uygulamas› ve pazar yeri sorunu nedeniyle ifl yapamaz hale geldiklerine dikkat çekerek, AKP hükümetinin kendilerine destek yerine kota uygulamas› ile engel oldu¤unu belirttiler. Ülkemizin birçok yerinde kota uygulamas›n›n alt›nda ezilen köylüler gibi Tatvanl› üreticiler de, uygulaman›n kald›r›lmas›n› istiyor. Konuyla ilgili D‹HA’ya aç›klama yapan 20 y›ld›r üretici yapan Kutbettin Günbay, kota uygulamas›
nedeniyle iflas›n efli¤ine geldi¤ini söyledi. Devletin kota uygulamas›n›n tek nedeninin kendi köylüsünü öldürmek oldu¤unu dile getiren Günbay, “her y›l gübre ve mazot fiyat› yüzde yüz artarken, bu¤day, fleker pancar› ve patates yar› yar›ya düflmektedir. Düflüflle birlikte gelifltirilen kota uygulamas› ise bizi tamamen iflas›n efli¤ine getirdi. 3 y›l önce 270 YTL olan fleker pancar›n›, bu y›l ayn› fiyata bile zor sat›yoruz. Devletin koydu¤u bu kota çiftçinin belini k›rd›. Pazar olmad›¤› için üretti¤imiz ürünleri satam›yoruz. Ürünlerimiz elimizde
kal›yor” fleklinde konufltu. Menduh Marangoz adl› köylü de, bu y›l ektikleri ürünlerden zarar ettiklerini belirterek, bu nedenle bölgede art›k kimsenin üreticilikle u¤raflmak istemedi¤ini söyledi. Marangoz, “sözde bölgede bulu-
Bursa Valili¤i Cargill’i kapatm›yor! Bursa’n›n Orhangazi ilçesinde 10 y›ld›r tüm tart›flmalara ra¤men iflletilen Cargill flirketinin art›k yasal olarak devam etmesini sa¤layacak yasal bir mevzuat kalmad›. Mahkemenin yürütmeyi durdurma karar›n›n ard›ndan Valilik’in iflletmeyi 24 Aral›k’ta kapatmas› gerekiyordu. Ancak Bursa Valili¤i hâlâ Cargill’e verilen iznin iptali karar›n› kendisine tan›nan sürenin dolmas›na ra¤men uygulam›yor. Hat›rlanaca¤› gibi AKP Bursa Milletvekili Altan Karapaflao¤lu’nun teklif etti¤i yasa de¤iflikli¤i, tar›m arazileri üzerinde izin al›nmadan kurulan tesislerin ifllemlerini tamamlamas› için
ek süre verilmesini öngörüyordu. Eski Cumhurbaflkan›n›n veto etti¤i ancak TBMM’de kabul edilen yasan›n iptali için Anayasa Mahkemesi’ne 9 fiubat 2007’de dava aç›lm›flt›. 19 fiubat’ta Anayasa
Mahkemesi, yürütmeyi durdurma karar› verdi. 20 fiubat’taysa Bursa Valili¤i Tar›m ‹l Müdürlü¤ü bir gün önce verilen yürütmesi durdurulan yasaya istinaden Cargill’e iflletmenin devam› için izin verdi. fiehir Planc›lar› ve Mimarlar Odas› Bursa fiubeleri ortak olarak “19 fiubat’ta verilen yürütmeyi durdurma karar› verilmifl yasaya istinaden verilen izninin iptali” istemiyle dava açt›lar. Bursa 3. ‹dare Mahkemesi 8 Kas›m 2007’de izin iflleminin yürütmesinin durdurulmas› karar›n› verdi. Karar Bursa Valili¤i’ne 22 Kas›m 2007’de bildirildi. Sonuç olarak Bursa Va-
nan Ofis çiftçiye destek oluyor. Ofis bu¤day› çiftçiden 300 YTL’ye al›rken, bu¤day tohumunu çiftçiye 600 YTL’ye veriyor. Biz bu durumda nas›l kazanç sa¤layaca¤›z? Devlet kendi köylüsünü bilinçli bir flekilde bitiriyor” dedi. (H. Merkezi)
lili¤i yasal olarak karar› uygulamak zorunda, ancak 30 günlük sürenin 24 Aral›k’ta dolmas›na karfl›n Valilik henüz harekete geçmedi. (H. Merkezi)
Cargill’den hizmetler... 1865 y›l›nda ABD’de kurulan ve bugün dünyan›n 61 ülkesinde faaliyet gösteren Cargill, devletin ald›¤› tüm kararlara ra¤men bir yandan faaliyetini sürdürürken di¤er yandan da halka flirin görünmeye çal›fl›yor. 2003 y›l›nda aç›lan Orhangazi Sa¤l›k Oca¤›’n›n yan›nda geçti¤imiz y›l da Cargill ‹lkö¤retim Okulu’nun temelleri at›lm›flt›.
İşçi-köylü 6
Dengê azadî
TKP/ML militanlar›ndan pankart Elimize e-posta kanal›yla geçen bir habere göre TKP/ML militanlar›n›n ‹stanbul Alt›nflehir-Bayramtepe semtinde bomba süsü verilmifl pankart ast›klar› ö¤renildi. Gazetemize gönderilen TKP/ML militanlar› imzal› bildiride flunlar söylendi: “Faflist TC devleti bir yandan s›n›r ötesi operasyonlarla HPG gerillalar›n› imhaya dönük sald›r› gerçeklefltirirken, di¤er yandan da Kürt halk›n› hedef göstererek ›rkç› ve faflist sald›r›larla imha ve inkâr politikas› gütmektedir. Özelde Kürt halk›n› hedefleyen bu ›rkç› ve faflist sald›r›lar asl›nda bir bütün olarak tüm ilerici, devrimci-demokrat güçleri hedeflemektedir. Bu anlamda bir yandan kolluk güçlerini kullan›rken di¤er yandan da sivil faflistleri kullanarak floven dalgay› büyütme çabas› içerisindedir. Bizler TKP/ML militanlar› olarak bu sald›r›lara karfl› Aral›k ay› boyunca baz› emekçi semtlerde pankart asma eylemleri gerçeklefltirdik. Bu eylemlerden bir tanesini de 26 Aral›k Çarflamba günü Alt›nflehir-Bayramtepe semtinde gerçeklefltirdik. Bayramtepe giriflindeki yaya üst geçidine sabaha karfl› “Irkç› ve floven dalgaya karfl› parti saflar›na TKP/ML” imzal› bomba süsü verilmifl pankart ast›k. Pankart›n as›ld›¤› yer Bayramtepe emekçilerinin ifle gitmek için kulland›klar› dura¤›n tam karfl›s›ndayd› ve iflçiler ifle giderken pankart›n hala orada as›l› oldu¤u gözlenmifltir. TKP/ML militanlar› olarak bir kez daha ifade ediyoruz ki devletin ve sivil faflistlerinin sald›r›lar› devam etti¤i sürece bizler de çeflitli eylemlerimizle bu sald›r›lara yan›t olaca¤›z.” Bildiri “Faflist sald›r›lar›n hesab›n› soraca¤›z”, “Kahrolsun Faflist TC Devleti”, “Yaflas›n Partimiz TKP/ML, Halk ordusu T‹KKO, Gençlik Örgütümüz TMLGB” sloganlar›yla son buldu.
Suruç’taki bas›n aç›klamas›na sald›r› DTP Suruç ‹lçe örgütünün s›n›r ötesi operasyon ve DTP Eflbaflkan› Nurettin Demirtafl’›n tutuklanmas›n› k›namak amac›yla düzenledi¤i bas›n aç›klamas›na yap›lan polis sald›r›s›n›n ard›ndan 27 kifli gözalt›na al›nd›. Yaklafl›k 300 kiflinin kat›ld›¤› aç›klamada “Bask›lar bizi y›ld›ramaz” ve “Biji afliti” sloganlar› eflli¤inde DTP ilçe binas›ndan Atatürk Meydan›’na do¤ru yürüyüfle geçildi. Kalabal›¤› meydan giriflinde durduran çevik kuvvet ekipleri ile Suruç Belediye Baflkan› Ethem fiahin aras›nda k›sa süreli bir gerginlik yafland›. Ard›ndan polis kitleye sald›rd›. Sald›r›n›n ard›ndan kitle Suruç Belediyesi önünde oturma eylemi yapmaya bafllad›. Gözalt›na al›nanlar›n serbest b›rak›lmas›n› isteyen kitlenin eylemi yar›m saat sürdü. Ard›ndan kitle, polisin sald›r›s›n› alk›fllar eflli¤inde protesto ederek DTP ilçe örgütüne gitti. (H. Merkezi)
‹zmir’de s›n›r ötesi protesto edildi ‹zmir Konak Kemeralt› giriflinde 5 Ocak günü bir araya gelen Partizan, Kald›raç, Al›nteri, BDSP, HÖC ve Mücadele Birli¤i Platformu üyeleri s›n›r ötesi operasyonlar› protesto etti. Eylemde okunan bas›n aç›klamas›nda bugüne kadar Kürt sorununu çözmek ad›na 25 defa s›n›r ötesi operasyon düzenlendi¤i hat›rlat›larak, operasyonlar›n hiçbirinin Kürt sorununun çözümünde sonuç vermedi¤i belirtildi. Sorunun Kürtlerin katledilmesiyle, köy yakmayla, asimile, imha ve inkar politikalar›yla çözülemeyece¤ine dikkat çekilen eylemde, “Genelkurmay taraf›ndan baflta DTP ve baz› kurumlar hedef gösterilirken, halklarda milliyetçilikle birbirine düflman edilmek isteniyor” dendi. Aç›klama Türkiye topraklar›nda yaflayan bütün halklar›n sald›r›lara karfl› birlikte hareket etmesi ça¤r›s›yla son buldu. (H. Merkezi)
S›n›r ötesi operasyon s›ras›nda medyan›n gösterdi performans “ilkeli habercilik”, “tarafs›z gazetecilik” söylemlerinin yeniden tart›fl›lmas›n› zorunlu k›l›yor. Egemenler yüzy›llard›r sürdürdükleri tüm toplumu, kültürleri tek tiplefltirme, asimile etme ve yapabiliyorsa yok etme anlay›fl›n› kan ve gözyafl›na ra¤men karal›l›kla yürütüyor. ‹ktidar› ellerinde bulunduranlar, her türlü arac› kullanarak co¤rafyam›zda yaflayan çeflitlili¤i yok ederek, Türklefltirme ve Sünnilefltirme anlay›fl›n› hiçbir zaman elden b›rakmad›. Bunun için partiler kuran, gazeteler ç›karan devlet, teknolojinin geliflmesi ile birlikte kitle iletiflim araçlar›n› büyük a¤abeylerinden ö¤rendikleriyle daha etkin kullanmaya bafllad›lar.
Ordunun sesi medya Egemenlerin imha ve inkâr›na karfl› baflkald›ran, büyük bedeller ödeyerek baflar›l› bir gelenek yaratan Kürt halk› hedef tahtas›n›n da merkezinde duruyor. Kürt ulusunun imha ve inkâra karfl› yükseltti¤i isyan bayra¤› da¤lar› kuflat›rken, egemenleri de kayg›land›rmay› baflard›. Hâkim s›n›flar Kürt ulusuna karfl› yürüttükleri savaflta, her türlü imkân› kullanarak savafl›n cephe gerisini kazanma telafl›nda. Halk›m›z aras›nda flovenizm tohumlar› ekerek Kürt ulusunun hakl› ve onurlu mücadelesini zay›flatmak, dahas› engellemek ve yok etmek isteyen egemenlerin en etkili silah› da medya olmaktad›r. Özellikle Hakkâri Yüksekova Da¤l›ca’da (Oremar) gerillan›n sald›r›s› ve 8 askerin esir al›nmas› ile floven histeriyi art›ran medya, Kürt düflman› yüzünü bu defa daha azg›n s›n›rs›z bir flekilde gösterdi. Dillerinden “ilkeli gazetecilik”, “tarafs›z haber”, “objektif yorum” iddialar›n› düflürmeyen medya, paflalar›ndan ald›¤› emirle ilk kurflunu s›kan oldu. “Vatan, Millet, Sakarya” ede-
11-24 Ocak 2008
Medya s›n›r› aflt›!
biyat› ile kitleleri galeyana getiren milliyetçili¤i, ›rkç›l›¤› pazarlayan, sokaklara döken medya yine s›n›r› afl›yor! Her haber program›n›n bir savafl mevzisine dönüfltü¤ü, spikerlerin dere-tepe savafl stratejisi tart›flt›¤› medya, savafl tamtamlar›n› çal›yor. S›n›r ötesi operasyon tezkeresi Meclis’ten geçer geçmez an›nda haz›rola geçen ve paflalar›n emirlerini bekleyen medya, boflalt›lm›fl karakollar›n görüntülerini yay›nlayarak s›n›r ötesi operasyona herkesten önce bafllad›. Uçaklar›n da¤lar› bombalamas›n› “PKK’ya a¤›r darbeler indirdik” spotlar› ile veren medya, kurdu¤u “birlikle” savafla ilk bafllayan oldu. Türk ordusunun Kandil’e yönelik operasyonu ile iyice 盤›r›ndan ç›kt›. “Kandil’i söndürdük”, “Gece darbesi”, “Kandil bask›n›”, “Evine dön bombas›” manfletlerini atan “medya birli¤i” paflalar›n›n gözüne girme gayretindeydi. Ertu¤rul Özkök, Oktay Ekfli, Fikret Bila, Taha Akyol, Fehmi Koru, Murat Yetkin, Güngör Mengi yazd›klar›, söyledikleri ile s›n›r ötesi operasyon s›ras›nda büyük “kahramanl›k” gösterenlerden sadece birkaç›. Yaflar Büyükan›t pafladan
liyakat almaya hak kazanan bu medya askerleri medyan›n halini de yans›t›yor. Her kritik süreçten, önemli dönemeçlerden önce kulaklar› çekilen, “özgür”, “ba¤›ms›z” medyam›z bu defa dersine iyi çal›flm›fl olmal›. Gelifltirdikleri yeni konsept ile gerilla savafl›na, PKK’ye karfl› psikolojik savafl› daha da gelifltirip; derinlefltiriyor ve bunu kitleleri soka¤a dökmenin etkili bir arac› olarak kullan›yor. Türk ordusunun her söyledi¤ini büyük bir coflkulu ile alk›fllayan ve hiçbir flekilde sorgulamadan yay›nlayan medya, gazetecilik eti¤ini de yerlere seriyor. Binlerce insan evsiz kalm›fl ve köyler bombalanm›fl iken foto¤raflar bunu
çok aç›k bir flekilde ispatl›yorken, medya milyonlarca insana yalan söylüyor. “Türk’ün gücünü dünyaya gösteren” medya, adeta askerlik flubesi gibi çal›fl›yor. Kameralar›, foto¤raf makineleri ile mevzide gerillaya karfl› saf tutmufl kurflun s›k›yor.
“Ya bizimlesin ya da düflman›m›z!” Devlet bir yandan topluma yönelik kapsaml› sald›r› yasalar› haz›rlarken öte yandan bunu kitlelere tafl›man›n araçlar›n› da gelifltiriyor. Haz›rlanan yeni diziler, sinema filmleri ile milliyetçilik, flovenizm her daim diri tutulurken gerilla
“Marafl katliam›n› unutmad›k!” Yak›n tarih, k›flk›rt›lan ›rkç›, floven nefretin s›radan insanlara neler yapt›rabildi¤inin pek çok örne¤iyle dolu. Bunlara Marafl Katliam›n›, Çorum ve Sivas Katliam›n› örnek gösterebiliriz. Marafl Katliam›’n› unutmamak ve unutturmamak önemlidir, çünkü dün oldu¤u gibi bugün de ayn› nefret üzerinden halk birbirine karfl› k›flk›rt›l›-
yor. Tarih, ortak düflman› bir yana b›rak›p birbirlerine karfl› k›rd›r›lan halklar›n hiçbir kazan›m› olmad›¤›n› aksine bu durumdan sadece sömürücü, talanc›, katliamc› egemenlerin ç›kar› oldu¤unu göstermifltir bizlere. ‹flte bu bilinçle, Kahramanmarafl Elbistan Gücük ve Çevre Köyleri Sosyal Yard›mlafl-
S›n›r ötesi operasyonlara tepkiler sürüyor! Bask›lara karfl› ortak durufl! S›n›r ötesine ve demokratik muhalefete yönelik bask›lara karfl› birçok kurumun kat›l›m› ile bir bas›n aç›klamas› yap›ld›. 5 Ocak Cumartesi günü saat 15:00’te Galatasaray Lisesi önünde bir araya gelen ilerici, devrimci kurumlar s›n›r ötesi operasyonlar›, milliyetçili¤i ve ›rkç›l›¤› k›nad›. “Operasyonlar durdurulsun Emperyalizme ve flovenizme karfl› yaflas›n halklar›n kardeflli¤i” yaz›l› pankart açan kitle ad›na yap›lan bas›n aç›klamas›nda Kürt halk›na karfl› yönelik askeri operasyonlar›n durdurulmas›, s›n›r ötesi savafl tezkeresinin iptal edilmesi ve DTP’ye aç›lan kapatma davas›n›n düflürülmesi istendi. DTP Genel Baflkan› Nurettin Demirtafl baflta olmak üzere tutuklu bulunan DTP üye ve yöneticilerinin serbest b›rak›lmas› gerekti¤inin dile getirildi¤i eylemde, milliyetçi-
lik ve ›rkç›l›k ile halklar›n birbirine düflürülmeye çal›fl›ld›¤› ifade edildi. Eyleme Partizan, DTP, ESP, EMEP, HÖC, SDP, SEH, SODAP, HKM, Al›nteri, BDSP, DHP, D‹P Giriflimi, EHP, Kald›raç, Köz, E¤itim-Sen 3 Nolu fiube, Tekstil-Sen, Teori ve Politika ve Proleteryan›n Kurtuluflu kat›ld›. Kitlesel geçen eylem, sald›r›lara karfl› ortak bir yan›t olmas› yönüyle anlaml›yd›. (‹stanbul)
“Operasyonlar durdurulsun”
Devletin s›n›r ötesine yapt›¤› operasyona yönelik protesto eylemleri devam ediyor. 29 Aral›k’ta Taksim Tramvay dura¤›nda biraya gelen kurumlar s›n›r ötesi operasyonlar s›ras›nda Kürt halk›n›n üstüne bomba ya¤d›r›ld›¤›n› dile getirdi. Partizan, HÖC, ESP, BDSP, Devrimci Hareket, Al›nteri, Odak, Mücadele Birli¤i, HKM, PDD, EHP ve SDP taraf›ndan örgütlenen eylemde “Operas-
yonlar durdurulsun! Kahrolsun ABD emperyalizmi ve iflbirlikçi iktidar!” pankart› aç›ld›. Yap›lan bas›n aç›klamas›nda Baflbakan R. Tayyip Erdo¤an’›n yapt›¤› ABD gezisinde operasyon için ABD’den icazet ald›¤› ifade edilirken Kürt halk›na karfl› yap›lan katliam tezkeresinin alt›nda DTP d›fl›ndaki tüm partilerin imzas›n›n oldu¤u belirtildi. (‹stanbul)
DTP’li kad›nlardan forum DTP’nin ça¤r›s›yla 29 Aral›k’ta Beksav’da bir araya gelen kad›nlar, s›n›r ötesi operasyonu, savafl› durdurman›n yöntemlerini ve ülke gündemindeki daha bir dizi sorunu tart›flt›lar. Foruma, çeflitli kad›n örgütleri temsilcilerinin yan› s›ra, DTP ‹stanbul Milletvekili Sabahat Tuncel de kat›ld›. Konuflmas›na 2007’yi de¤erlendirerek baflla-
yan Tuncel, hapishanede karfl›lad›¤› 2007 y›l›n›n, Saddam Hüseyin’in idam› ve Hrant Dink’in katledilmesi ile bafllad›¤›n› hat›rlatarak, her iki geliflmenin de 2007’nin nas›l bir y›l olaca¤›n›n ipuçlar›n› verdi¤ini ifade etti. Y›l›n ilk aylar›nda milliyetçi, ›rkç›- floven bir dalga gelifltirildi¤ine dikkat çeken Tuncel, bu süreçte Kürt sorununun çözüm-
süzlü¤ünün daha da yo¤unlaflt›¤›n› belirterek, üretilen korku siyasetinin seçimlerden daha da güçlenerek ç›kmas›n› sa¤lad›¤› AKP’nin çözümünün de, daha çok ölüm ve gözyafl› oldu¤unu belirtti. Konuflmas›nda, 2007’de yükseltilen flovenist dalgadan en çok kad›nlar›n etkilendi¤ini belirten Tuncel, kad›na yönelik fliddete
de de¤inerek, kad›nlar olarak sadece Kürt sorununda de¤il, kad›n katliamlar›ndan, Sosyal Güvenlik Yasas›’na de¤in birçok soruna karfl› daha aktif bir rol oynamalar› gerekti¤ini söyledi. Konuflmalar›nda SSGSS yasas›na ve daha bir dizi soruna de¤inen kad›nlar, bunlara karfl› mücadele etmenin önemine dikkat çektiler. (Kartal)
karalan›yor. Haber bültenleri, yaz› dizileri ile toplumu kuflatan medya devletin bu yönelimini yaflama geçiriyor. Türk devleti bir yandan medya ve psikolojik harbe böylesine a¤›rl›k verirken bunun bir parças› olarak muhalif bas›na da yöneliyor. Halka, emekçilere gerçekleri duyuran, devletin sis perdesini aralayan, karanl›klar› parçalayan yurtsever, ilerici, sosyalist bas›n üzerinde terör estiriliyor. Gündem Gazetesi daha bas›lmadan toplat›l›yor. Ç›kart›lan tüm yay›nlar ciddi hiçbir gerekçe gösterilmeden da¤›t›m› engelleniyor. Devlet, Kürt ulusunun, emekçilerin hakl›, gür sesini sansür ile k›smak, kesmek istiyor. Gündem’den sonra K›z›lbayrak gazetesi, ard›ndan Ankara’da infaz edilen Kevser M›zrak ile ilgili haberler gerekçe gösterilerek Yürüyüfl dergisi kapat›ld›. Gazetecilikten holding gökdelenlerine terfi eden medya, arkas›na sermayeyi de alarak yol al›yor. Muhalif bas›n ise tüm engellemelere, yasaklamalara, ekonomik sorunlar›na ra¤men halktan besleniyor, emekçilere ezilenlere dayan›yor. Gücünü Kürt ulusunun onurlu mücadelesinden emekçilerin yoksullu¤a, zulme karfl› yükselen isyan 盤l›klar›ndan al›yor. Muhalif bas›n›n sesi; Kürt ulusunun inkâra karfl› direnifli, iflçi s›n›f›n›n, köylülerin, emekçilerin sömürüye karfl› mücadelesidir. Tüm bunlar› susturmak mümkün mü? ma ve Kültür Derne¤i Gençlik Komisyonu 29 y›l önce yaflanan Marafl katliam›n› yaflam›n› yitirenleri unutmad› ve 30 Aral›k günü dernek binas›nda bir anma gerçeklefltirdi. Sayg› durufluyla bafllayan anma belgesel gösterimi ile devam etti. Belgesel gösteriminden sonra k›sa söylefli yap›ld›. Etkinli¤e yaklafl›k 100 kifli kat›ld›. (1 May›s Mahallesi ‹flçi-köylü okurlar›)
“Operasyona ve savafl zamlar›na hay›r!” Emperyalistlerden ald›klar› izinle 2007 y›l›n›n son aylar›nda yürüttükleri s›n›r içi ve d›fl› operasyonlarla Kürt halk›na yönelik imha hareketine giriflen TC devleti, di¤er taraftan da bu operasyonlara harcanan trilyonlar› yoksullukla bo¤uflan emekçi halka savafl zamlar› olarak dayat›yor. TC devletinin bu uygulamalar›na karfl› Halklar›n Kardeflli¤i Platformu bileflenleri bir bas›n aç›klamas› yapt›. 29 Aral›k günü Partizan, DHP, ESP, BDSP, BAT‹S Sendikas›’ndan oluflan Platform bileflenleri AVP Tiyatrosu önünde “Mermi, savafl uça¤› laz›m; do¤algaza, elektri¤e zam yapal›m diyorlar”, “Operasyonlar›n paras› halklardan al›n›yor, bombalar halklara at›l›yor”, “Asgari ücrete 16 YTL zam, askeri operasyona 4 saat için 20 milyon dolar” vb. dövizler tafl›yarak sembolik kefen giydiler. Aç›klamay› yapan Serpil Aslan devletin katliam ve imha politikas›na de¤inerek “Kürt halk›n›n ulusal demokratik mücadelesini tasfiye etmek için emperyalistlerle her türlü askeri, siyasi ve bölgesel iflbirli¤ini gelifltiren devlet, co¤rafyam›z halklar›n› da Ortado¤u bata¤›na sürüklüyor” dedi. (Bursa)
İşçi-köylü 7
11-24 Ocak 2008
Halkın gündemi
2007 hak ihlalleri araflfltt›rmalar› gerçekleri ortaya koydu 2008 y›l›n›n ilk günlerinde birçok kurum taraf›ndan yap›lan 2007 dökümleri insan haklar› aç›s›ndan yaflanan vahim geliflmelerin kan›t› oldu. AKP hükümeti her platformda insan haklar› ve demokrasi alan›nda devrim niteli¤inde reformlar yapt›¤›n› söylese de gerçekler hiç de öyle de¤il. 2007 y›l› içinde rkç›floven sald›r›larla birlikte Kürt halk› ve kurumlar› ›rkç›, floven kesimler taraf›ndan hedef seçilirken, Polis Vazife ve Salahiyeti Kanunu’nun (PSVK) verdi¤i yetkiyle polisin yarg›s›z infazlar› insan haklar› karnesine yaz›ld›. Y›l boyunca 17 kifli “dur ihtar›na uymad›¤›” gerekçesiyle öldürülürken, Siirt, fi›rnak ve Hakkari’nin “yüksek güvenlikli bölge” ilan edilmesinin ard›ndan buralardaki uygulamalar OHAL’i aflan düzeye ulaflt›. Özellikle Türkiye Kürdistan›’nda yarg›s›z infazlarda art›fl yaflan›rken, ‹stanbul, Ankara ve ‹zmir gibi illerde de Polis Vazife ve Salahiyeti Kanunu’nun yasalaflmas›n›n ard›ndan arka arkaya infazlar yafland›. Bunlardan baz›lar› flöyle; *10 Ocak’ta Ankara’n›n Cebeci semtinde Mehmet Okur, polisler taraf›ndan öldürüldü. * 16 Ocak’ta ‹zmir’in Tepecik semtinde “gaspç› oldu¤u” iddia edilen fieyhmuz Girgin, polisler taraf›ndan öldürüldü. * Agos Gazetesi Genel Yay›n Yönetmeni Hrant Dink, 19 Ocak 2007’de gazetenin fiiflli’deki bürosu önünde u¤rad›¤› silahl› sald›r› sonucu yaflam›n› yitirdi. * 8 fiubat’ta Okmeydan›’nda “dur” ihtar›na uymad›¤› iddia edilen bir araca polisler taraf›ndan atefl aç›ld›. Polisin açt›¤› atefl sonucunda 17 yafl›ndaki Emrah Derviflo¤lu öldü, Tuncay Karabulut ise a¤›r yara-
Hapishanede kitap yasa¤›na gerekçe; “Moral verir!” Devlet, Malatya Hapishanesi’nde uygulamaya koydu¤u gerekçe ile asl›nda hapishanelerde neyi hedef ald›¤›n› gösterdi. Malatya E Tipi Kapal› Hapishane idaresi “Anaya Söyleyin Herfley Bitti” ve “Analar ve Tanr›çalar” kitab›n› moral verebilir gerekçesiyle tutsaklara vermedi. Hapishane idaresi ayr›ca çeflitli yay›nlara yasak getirerek, tutsaklar›n çeflitli ihtiyaçlar›n› karfl›lamalar›n› da engelliyor. Söz konusu kitaplar› ailelerine geri vermeyerek, imha eden idarenin bu tutumu ile ilgili aç›klama yapan tutsaklar, yeni müdürün Tekirda¤ F Tipi’nden geldi¤ini ve oradaki uygulamalar› Malatya’da da uygulamak istedi¤ini belirtti. Tutsaklar, ayr›ca hapishaneye ilk gelenlerin giriflte asker ve gardiyanlarca ç›r›lç›plak soyulup arama yap›ld›¤›n› eklediler. (H. Merkezi)
land›. * 29 A¤ustos’ta Beyo¤lu’nda gözalt›na al›nan Nijerya uyruklu Festus Okey karakolda polisin silah›ndan ç›kan kurflunla öldü. * Tunceli’nin Mazgirt ‹lçesi’ne ba¤l› Koyunufla¤› Köyü’ne ba¤l› Gölek Mezras›’nda 5 Eylül 2007 tarihinde komflu ziyaretine giden Seydali Taydafl ve a¤abeyi H›d›r Taydafl dönüflte Özel Harekat Timleri taraf›ndan tarand›. Olay sonucunda H›d›r Taydafl a¤›r yaraland›. * 13 Eylül’de Van’›n Özalp ‹lçesi’ne ba¤l› Afla¤› Koçk›ran köyünde Ejder Demir adl› köylü ablas›n›n evine gitmek için evinden ç›kt›¤› esnada askerler taraf›ndan tarand›. Demir a¤›r yaral› olarak kald›r›ld›¤› hastanede yaflam›n› yitirdi. * 18 Eylül’de Polonyal› Dariusz Witek, Yabanc›lar fiubesi’nde “intihar etti.” Kimse görmedi. * 27 Eylül’de Hozat Boydafl (Samofli) köyü yak›nlar›nda iki ar›c› Bülent Karatafl ve R›za Çiçek askerlerin güpegündüz açt›¤› atefl ile vuruldular. R›za Çiçek a¤›r yaralan›rken, Karatafl hayat›n› kaybetti. * 7 Ekim’de 19 yafl›ndaki Fer-
Avukatlar› Erol Zavar’›n cezas›n›n ertelenmesini istedi Sincan 1 No’lu F Tipi Hapishanesi’nde tutulan kanser hastas› Erol Zavar’›n avukatlar›, 26 Aral›k tarihinde müvekkillerinin sa¤l›k durumuna dikkat çekmek amac›yla ‹HD ‹stanbul fiubesi’nde bir bas›n toplant›s› düzenledi. Toplant›ya, Zavar’›n avukatlar› Gülizar Tuncer, fiafak Y›ld›z, Faz›l Ahmet Taner ile ‹HD ‹stanbul fiube Baflkan› Gülseren Yoleri kat›ld›. Toplant›da konuflan Av. fiafak Y›ld›z, Zavar’›n uygun koflullarda tedavi olabilmesi için serbest b›rak›lmas›n› istediklerini söyledi. Adalet Bakanl›¤›’na defalarca yapt›klar› baflvurulardan bir sonuç alamad›klar›n› belirten Y›ld›z, DTP Diyarbak›r Milletvekili Selahattin Demirtafl’›n konuyla ilgili Meclis’e soru önergesi verdi¤ini sözlerine ekledi.
Zavar 13 ameliyat geçirmiflfltti
Odak Dergisi eski Sahibi ve Yaz›iflleri Müdürü Erol Zavar, Direnifl Ha-
reketi örgütü üyesi oldu¤u iddias›yla, 2001 y›l›nda yarg›land›¤› davadan müebbet hapis cezas›na çarpt›r›ld›. Tutuklanmas›ndan iki y›l önce, Ankara Etlik SSK Hastanesi’nde mesane kanseri tan›s› konulan Zavar’›n, stresli ortamlardan kaç›nmas› ve üç ayl›k periyotlar halinde sistoskopi yapt›rmas› gerekti¤i uzmanlar taraf›ndan aç›klanm›flt›. “Sistoskopi cihaz› olmad›¤› ya da zaten kendisi için bu tetkike gerek
bulunmad›¤›” fleklindeki gerekçeler ve bafltan savma fiziki muayeneler Zavar’›n hastal›¤›n› geri dönüflsüz bir noktaya götürdü. Bulundu¤u Sincan 1 No’lu F Tipi Hapishanesi’nde hiçbir sa¤l›k deste¤i almadan ve oldukça kötü koflullarda yaflam savafl› veren Zavar’›n hastal›¤›, defalarca talep etmesine ra¤men gerekli tedaviyi göremedi¤i için ilerliyor. Zavar bugüne dek 13 ameliyat geçirdi ve vücudundan toplam 39 parça ur al›nd›, geçirdi¤i son ameliyatta ise safra kesesi al›nd›.
Sincan Kad›n Hapishanesi’nde hak ihlalleri Geçti¤imiz ay içerisinde Sincan F Tipi Hapishanesi’nde kad›n tutsaklara yöneltilen hak ihlalleri flu flekilde; ‹lk olarak tedavilerin engellenmesi halen devam ediyor. Son olarak 27 Kas›m 2007 tarihinde Deniz Tepeli götürüldü¤ü hastanede, asker odadan ç›kmad›¤› için tedavi olamadan geri götürüldü. Ayr›ca yasal olmad›¤› halde avukatlara gönderilen mektuplara el konulmas›, elden götürülen belgelerin engellenmesi de devam ediyor. Ve son olarak 14 Kas›m 2007 tarihinde Fadime Özkan avukat›yla görüflt ü r ü l m e m i fl t i r . Avukat›nda vekâletinin olmas›na, hükümlü ol-
mas› ve vasisinin olmas›na ra¤men hükümlü oldu¤u ve vasisinin vekâlet vermesi gerekti¤i gerekçe gösterilerek Özkan’›n avukat›yla görüflmesi engellenmifltir. Oysa yasalara göre asl›nda avukatta vekalet olmasa bile 3 defa vekaletsiz görü-
flebilme hakk› var. Di¤er taraftan Özkan hükümlü olsa bile devam eden baflka davalar› var. Buradan bak›ld›¤›nda bile tamamen keyfi olarak savunma hakk›n› engellemeye yönelik oldu¤u görülecektir. Yine tutsaklara keyfi cezalar verilmeye devam ediyor. Deniz Tepeli, 30 Kas›m 2007 tarihinde mahkeme için hücreden ç›kar›l›rken gardiyanlarca yap›lan ayakkab› aramas›nda gardiyan taraf›ndan aya¤›na vurulmufl, Tepeli’nin “neden aya¤›ma vuruyorsun?” sorusu karfl›s›nda kendisine “hakaret ve tehdit etti¤i gerekçesi” ile soruflturma aç›lm›fl ve 2 ay iletiflim araçlar›ndan men cezas› verilmifltir. 19 Aral›k katliam›n›n y›l dönümü nedeniyle tutsaklar›n yapt›klar› 3 günlük açl›k grevine so-
ruflturma aç›lm›flt›r. Aç›lan soruflturmalarla Fadime Özkan, Deniz Tepeli, Zeliha Bulut, Nurten Karatafl, Münevver fieker, Nilüfer fiahin ve Necla Çomak’a 2 ay iletiflim araçlar›ndan men cezas› isteniyor. Sema Gül, Birgül Uzun ve Filiz Uluçelebi’ye 2 ay ortak alan kullan›m›ndan men cezas› verildi. Tutsaklar›n kantinden istedikleri ihtiyaçlar› “say›m yap›l›yor, bayram tatili” gibi gerekçelerle geç verilmeye devam ediyor. Süt, kahvalt›l›k malzeme, sebze gibi temel g›da maddeleri daha önce pek çok defa idare ile konufluldu¤u ve düzeltilece¤i söylendi¤i halde tutsaklara verilmiyor. Ayr›ca 2007 Newroz günü havaland›rmada atefl yak›ld›¤› gerekçe gösterilerek baz› tutsaklara soruflturma aç›lm›flt›r. (H. Merkezi)
Selam olsun ‹ntifada’y› yaratanlara ve yaflfla atanlara! Filistin Halk›yla Dayan›flma Derne¤i (FHDD), ‹srail iflgaline karfl› Filistin halk›n›n kitlesel isyan›n› dile getirdi¤i ‹ntifada’n›n 2. y›ldönümünde bir etkinlik ve panel düzenleyerek ‹ntifaday› yaratanlar› ve yaflatanlar› yaflad›¤›m›z co¤rafyadan selamlad›.
Mahalle dernekleri “Kentsel Dönüflflü üm’ü ve TOK‹ Baflflk kan›n› protesto etti 5 Ocak Cumartesi günü Büyükflehir Belediyesi önünde toplanan ‹stanbul Mahalle Dernekleri Platformu bileflenleri, “Kentsel Dönüflüm” ad› alt›nda emekçi semtlere yönelik gerçeklefltirilen y›k›m ve yozlaflt›rma sald›r›lar›n› protesto etti. Platform
hat Gerçek, Yenibosna’da Yürüyüfl dergisi satarken ç›kan arbede sonras› polis kurflunuyla vuruldu. Felç oldu. * 24 Ekim’de Malatya’n›n Kale ‹lçesi’nde HPG’li Yüksel Nergiz ve ‹nan Ak›n’›n bulundu¤u minibüs, Kale ‹lçesi ç›k›fl›nda polis taraf›ndan durduruldu. Görgü tan›klar› Nergis’in polis taraf›ndan infaz edildi¤ini bildirdi. * 21 Kas›m’da bir arkadafl› ile parkta oturun iki çocuk babas› Feyzullah Ete, polis taraf›ndan sol gö¤süne ald›¤› darbe ile öldürüldü.
Ete’ye tekme atan polis serbest b›rak›ld›. * 24 Kas›m’da ‹zmir’de polisin “dur ihtar›na uymad›, barikatta durmad›” diyerek atefl açt›¤› arabay› kullanan 20 yafl›ndaki Baran Tursun, kafatas›na giren mermi nedeniyle 30 Kas›m’da yaflam›n› yitirdi. Arabada bulunan arkadafllar› Emre Ökçelik ve Atilla Do¤an, kendilerine siren veya megafonla uyar› yap›lmad›¤›n›, önlerine barikat kurulmad›¤›n› sadece tek el atefl edildi¤ini söyledi. * 6 Aral›k’da Van’›n Özalp ‹lçesi’ne ba¤l› Yukar› Koçk›ran (Koçk›rana Jorin) Köyü’nde oturan Nazmi Güler adl› köylü, mazot kaçakç›s› oldu¤u gerekçesiyle ‹ran s›n›r› civar›nda askerler taraf›ndan tarand›. Güler, olay yerinde yaflam›n› yitirirken, köylüler Güler’in yaral› oldu¤unu ancak askerler taraf›ndan cesedin ortada b›rak›ld›¤› için donarak öldü¤ünü belirttiler. * 10 Aral›k’ta Ankara’da Terörle Mücadele fiubesi ekiplerince, DHKP/C’ye yönelik yap›ld›¤› iddias›yla bir eve yap›lan operasyonda Kevser M›zrak katledildi. (H. Merkezi)
ad›na bas›n aç›klamas›n› yapan Gülsuyu-Gülensuyu Güzellefltirme Derne¤i üyesi Erdo¤an Y›ld›z, Kentsel Dönüflüm ad› alt›nda emekçi semtlerin yeni paylafl›m ve rant alanlar› yap›lmaya çal›flt›¤›na dikkat çekti.
Makine Mühendisleri Odas› toplant› salonunda bafllayan etkinlikte ilk önce dernek ad›na ‹ntifadan›n y›ldönümü ve ‹srail iflgaline de¤inilirken, derne¤in amac›ndan ve çal›flmalar›ndan bahsedildi. Yap›lan konuflman›n ard›nAç›klamada bu uygulamalar›n, Anayasan›n temel ilkelerinden “sosyal devlet ilkesi”ne ayk›r› oldu¤u belirtildi. Bas›n aç›klamas›nda ayr›ca TOK‹ Baflkan›’n›n yapt›¤› aç›klamalarda gecekondu halk›n› küçük düflürdü¤ü ve bundan dolay› gecekondu mahallelerinde yaflayan halktan özür dilemesi gerekti¤i vurguland›.(‹stanbul)
dan Filistinli flair Mahmud Dervifl’in iki fliirinden oluflan bir dinleti sunuldu. Daha sonra küçük bir müzik dinletisi verildi. Sinevizyon gösterimin ard›ndan panele geçildi. Panelde, Filistinli Dr. Yusuf Musleh, Filistinli ö¤renci Meysa Musleh ve araflt›rmac› yazar Haluk Gerger konuflmac› olarak yer ald›. Haluk Gerger, Filistin halk›n›n mücadelesinin yeterince bilindi¤ini belirterek özellikle ‹srail toplumu ve yap›s› üzerinde duraca¤›n› belirtti. ‹srail’in Güney Afrika’daki ›rkç› rejime bile tüm dünya karfl› ç›karken destek verdi¤ini belirten Gerger, bugün tüm dünyada ‹srail’e karfl› olan hakl› bir antipatiden bahsetti.
Meysa Musleh ise yapt›¤› konuflmada içinden geçti¤imiz günlerde FHKC’nin de 40. mücadele y›l›n› kutlad›¤›n› belirterek Filistin mücadelesi içinde flehit düflmüfl olanlar› sayg›yla and›¤›n› belirtti. Yusuf Musleh ise, dünya kamuoyunun yanl› davrand›¤›n› belirterek, ‹srail’in uygulad›¤› fliddete göz yumuldu¤unu belirtti. Konuflmalar›n ard›ndan sorulan sorulara cevap veren konuflmac›lar›n ortak vurgusu direnifli hangi odak devam ettirirse Filistin halk›n›n onun yan›nda yer alaca¤› oldu. Panelin ard›ndan Haluk Gerger ve Meysa Musleh’e derne¤e katk›lar›ndan dolay› plaket verildi. (‹stanbul)
Av. F. Ahmet Taner ise, avukatlar olarak Adalet Bakanl›¤›’na gönderilmek üzere haz›rlanan dilekçeyi bas›na okudu. Dilekçede 110 avukat›n imzas› oldu¤unu belirten Taner, 5275 Say›l› Ceza ve Güvenlik Tedbirleri’nin ‹nfaz› Hakk›nda Kanun’un 16/2 f›kras› uyar›nca Zavar’›n cezas›n›n ertelenmesini talep ettiklerini kaydetti. Söz konusu maddeye göre, hayat› riskte olan tutuklu ya da hükümlünün cezas›n›n infaz›n›n iyileflinceye kadar geri b›rak›labilece¤ine dikkat çeken Taner, ancak yasalar›n uygulanmad›¤›n› söyledi. Taner, “Sadece insani duyarl›l›k ve vicdani zorlamalar de¤il yasal gereklilikler de infaz›n›n geri b›rakt›r›lmas›n› ön görmektedir” dedi. Mesane kanseri Zavar’›n üç ayda bir yap›lan tetkiklerden sonra her defas›nda ameliyata al›nmas›n›n zorunlu oldu¤una, ameliyattan sonra da kanama ve a¤r›lar›n devam etti¤ine vurgu yapan Taner, “Kontrol için hastaneye sevkleri, insani olmayan koflullarda ve hasta haklar›na ayk›r› biçimde yap›lmakta ve her defas›nda ciddi olumsuzluklar yaflamaktad›r” dedi. ‹HD ‹stanbul fiube Baflkan› Gülseren Yoleri de Zavar’›n gerekli koflullarda tedavi edilmesi için gereken mücadeleyi vereceklerini belirtti. (‹stanbul)
Alevilerden Alman Konsoloslu¤u’na siyah çelenk Almanya’da yay›nlanan bir televizyon program›nda Alevilere yönelik rencide edici ifadelerin yer almas› birçok kurum taraf›ndan protesto edildi. 5 Ocak günü saat 13.00’te Alman Konsoloslu¤unun önünde biraya gelen Pir Sultan Abdal Kültür Derne¤i üyeleri Alman ARD kanal›nda yay›nlanan dizinin yay›ndan kald›r›lmas›n› ve kanal›n Alevi toplumundan özür dilemesini istedi. “Kahrolsun faflizm kahrolsun emperyalizm” sloganlar›n› hayk›ran kitle Alman Konsolosu¤una siyah çelenk b›rakt›. Tatort adl› dizinin 23 Aral›k 2007 tarihinde yay›nlanan “Wem Ehre gebührt” (Namusuma Lay›k Olmak) adl› bölümünde Alevi toplumunu afla¤›layan ifadeler yer alm›fl, bu durum Alevi inanc›ndan halk›m›z›n büyük tepkisini çekmiflti. (‹stanbul)
Kevser M›zrak mezar› baflfl››nda an›ld› Ankara’da 10 Aral›k günü bir eve yap›lan bask›n sonucu polisler taraf›ndan katledilen Kevser M›zrak HÖC taraf›ndan mezar› bafl›nda yap›lan bir etkinlik ile an›ld›. Ankara’n›n Polatl› ilçesindeki Asri Mezarl›k’ta bulunan M›zrak’›n mezar›na kortejler oluflturarak bayraklar› ile gelen HÖC kitlesi “Kahramanlar Ölmez Halk Yenilmez” pankart› açarak, “Kevser M›zrak ölümsüzdür”, “Devrime meflale bizim kad›nlar›m›z”, “Bize ölüm yok”, “Devrim flehitleri ölümsüzdür” fleklinde sloganlar att›. M›zrak’›n mezar› bafl›nda sayg› durufluna geçen kitle, mezar bafl›nda fliirler okudu. M›zrak’›n mezar›na k›z›l karanfiller b›rakan HÖC üyeleri, sloganlar eflli¤inde mezarl›ktan ayr›ld›lar. (Ankara)
İşçi-köylü 8
Politik gündem
B
11-24 Ocak 2008
utto’nun, gerek Pakistan burjuva klikleri aras›ndaki gerekse emperyalistlerin bölgede oynamaya çal›flt›klar› oyun çerçevesindeki ölümü, gerçekte ise tasfiyesi ile birlikte, emperyalist k›flk›rtmalar sonucu zaten barut f›ç›s› haline gelen ülkedeki çat›flmalar›n dozu üst seviyeye ç›kt›. Pakistan tam bir yang›n yerine döndü.
Butto’nun ölümü, emperyalizmin yar›-sömürgelerdeki politikalar›n›n sonucudur! ABD emperyalizminin bölgedeki en sad›k uflaklar›ndan olan Benazir Butto, ABD ile yap›lan anlaflmalar ve bu anlaflmalarda verilen taahhütler sonucu 8 y›ld›r bulundu¤u sürgünden döndü¤ü gün gerçeklefltirilen bombal› sald›r›dan kurtuldu, ancak 28 Aral›k’ta gerçeklefltirilen sald›r›dan kurtulamad›. Butto’ya dönük ilk suikast›n ard›ndan giderek t›rmanan çat›flmalar›n akabinde OHAL ilan eden Müflerref, böylelikle kendi iktidar›n› da pekifltirme gayretini sürdürdü. OHAL ilan›, hem Butto ile Müflerref aras›ndaki hem de Pakistan burjuva klikleri aras›ndaki çat›flmalar› daha da su yüzüne ç›kard›. Butto’nun, gerek Pakistan burjuva klikleri aras›ndaki gerekse emperyalistlerin bölgede oynamaya çal›flt›klar› oyun çerçevesindeki ölümü, gerçekte ise tasfiyesi ile birlikte, emperyalist k›flk›rtmalar sonucu zaten barut f›ç›s› haline gelen ülkedeki çat›flmalar›n dozu üst seviyeye ç›kt›. Pakistan tam bir yang›n yerine döndü.
Emperyalistler aras› dalafl, yar› sömürgelerin önemini art›r›yor 21. yüzy›l hem emperyalistler aras› çeliflmelerin, hem de emperyalizm ile yar›-sömürge ülkelerin halklar› aras›n-
daki çeliflmelerin yeni biçimler ald›¤›, keskinleflti¤i geliflmelerle bafllad›. Yoksulluk, iflsizlik ve bask›lar›n artmas› sonucu geliflen halk hareketleri-direnifller, emperyalistleri sald›rganlaflt›rmaktad›r. Bu durum, emperyalistler aras› çeliflmeleri de keskinlefltirmektedir. Emperyalist dalafl, dünya ticaret yollar› ile enerji kaynaklar›-hatlar› üzerinde yo¤unlaflm›flt›r. Dolay›s›yla emperyalizm yar›-sömürge ülkelerin iflbirlikçi yönetimlerine yaklafl›mlar› daha fazla önem kazanm›flt›r. Yar›-sömürgelerde kurulan yönetimlerin biçimi ise öteden beri, emperyalizmin özüne uygun olarak faflist diktatörlükler olmaktad›r. Bunun yan› s›ra çeflitli iktidar de¤iflimlerine u¤rayan ülkelerde, özellikle de eski SSCB ülkelerinde “renkli devrimler” arac›l›¤›yla yeni iflbirlikçi iktidarlar yönetime getirilmektedir. Emperyalizmin, hangi ülkede hangi iktidar biçimini destekleyece¤i, tamamen o ülkenin s›n›fsal iliflkileri, klikler aras› çeliflkiler ve bu temel üzerinde emperyalist ç›karla ilgilidir. Emperyalizmin en yayg›n olarak kulland›¤› yöntem askeri faflist diktatörlüktür. ABD emperyalizmi uzunca y›llard›r, yar›sömürgelere “demokrasi”, “bar›fl” ad› alt›nda veya “terörizmle mücadele” bahanesiyle askeri müdahalelerde bulunmakta, diktatörlükler kurup, beslemektedir. Diktatörlük kurarak, besledi¤i ülkelerden biri de Pakistan’d›r. ABD son 60 y›ld›r güdümünde olan Pakistan’› elde tutabilm e k için, son 8 y›ld›r ik-
Pakistan Halk Partisi’nin kurucusu ve 1971-1977 y›llar›nda devlet baflkanl›¤› ve baflbakanl›k yapan Zülfikar Ali Butto’nun k›z› olan Benazir Butto, emperyalistlerin kendilerine sad›k iflbirlikçiler-uflaklar yetifltirdi¤i Harvard ve Oxford Üniversitelerinde e¤itim gördü. Babas› Zülfikar Butto, ayn› zamanda Pakistan’›n en büyük afliretlerinden Butto afliretinin bafl›yd›. Butto, e¤itimini tamamlad›ktan sonra, ordunun babas›n› devirmesinden hemen önce, 1977’de ülkesine döndü. Babas›n›n General Ziya Ül Hak’›n askeri yönetimi taraf›ndan 1979’da idam edilmesinin ard›ndan partinin liderli¤ine geçti. 1987 y›l›nda çimento fabrikatörü Asif Ali Zardari ile evlendi. ‹lk kez 1988’de baflbakan oldu. 1990’da ise dönemin devlet baflkan› taraf›ndan yolsuzluk suçlamas›y-
tidarda olan Müflerref’i oldu¤u gibi, burada iktidara getirdi¤i diktatörleri her yönüyle besledi, destekledi. Pakistan, bölgenin en yoksul ülkelerinden biridir. Hammaddeenerji kaynaklar›ndan çok jeostratejik önemi ile öne ç›kmaktad›r. Himalaya da¤ s›ras›n›n geçit vermemesinden kaynakl›, Orta Asya ile Güney Asya aras›ndaki geçifller-yollar-boru hatlar› için kilit bir öneme sahiptir. Bunun yan› s›ra Pakistan, Ortado¤u petrollerini, özellikle Basra Körfezi petrolünü, Güney ve Do¤u Asya’ya tafl›yan deniz yollar›n›n güvenli¤i ve körfezin giriflinde yer almas› dolay›s›yla körfezin güvenli¤i aç›s›ndan jeo-stratejik öneme sahiptir. Ortado¤u’ya, körfeze baflta hâkim olan ABD aç›s›ndan, Pakistan’›n önemi bu yönüyle de tart›fl›lmazd›r. Ayr›ca ‹ran’› ve Orta Asya ülkelerini çevrelemek aç›s›ndan da önemli bir konuma sahip olan Pakistan, fianghay ‹flbirli¤i Örgütü’ne gittikçe yak›nlaflan Hindistan ve NATO’nun bir türlü “istikrar” sa¤layamad›¤› Afganistan’a komflulu¤u nedeniyle de, ABD için önem arz ediyor. Afganistan iflgali için en büyük dayanak da yine Pakistan’d›r. Di¤er yandan Hindistan’a komflu olmas› ve petrol boru hatt› geçifl güzergâh›nda yer almas› Pakistan’›n jeo-politik önemini iyice art›rm›flt›r. Hiçbir zaman, burjuva anlamda bile demokrasi yaflamam›fl olan Pakistan, geçmiflte Türkiye ve ‹ran’la birlikte SSCB’ye karfl› “Yeflil Kuflak” denen çevreleme politikas›n›n önemli bir aktörüydü.
ABD alternatif yaratma aray›fl›nda Ancak, ABD’nin uzun y›llar SSCB’ye karfl› Afganistan ve Pakistan’da besledi¤i büyüttü¤ü, radikal ‹slamc› örgütler son y›llarda denetimden ç›km›fllard›r. Bunlar art›k hem ABD’ye hem de Müflerref’e karfl› savaflmakta, iktidar›n› sarsarak, Pakistan’daki hegemonyas›n› tehdit etmektedirler.
Butto kimdir?
la görevinden al›nd›. Butto ile eflinin 1.5 milyar dolarl›k yasad›fl› banka hesaplar› ve paravan flirketler a¤› oluflturdu¤u belirlendi ve çift hakk›nda pek çok soruflturma aç›ld›. Efli Zerdari art›k, ihalelerden ald›¤›
n›n gözünde de itibar kazanamam›flt›. Butto, taktik de¤ifltirerek Müflerref’e elefltirilerini sözde “sertlefltirse” de, pek ifle yaramad›. Ve t›rmanan çat›flmalar eflli¤inde Butto’nun siyaset sahnesinden tasfiyesi gündeme geldi. Bu tasfiye de Pakistan burjuva güçleri aras›ndaki iktidar çat›flman›n büyük pay› olsa da, esas olarak emperyalistlerin bölgedeki hegemonyalar›n› sürdürme gayretinin ürünüdür.
rüflvetlerden dolay› “bay yüzde on” olarak an›l›yordu. Benazir Butto, ABD’nin bask›s› sonucu, Devlet Baflkan› Pervez Müflerref’le yapt›¤› güç paylafl›m› pazarl›¤›nda yolsuzluk suçlamalar›n›n çekilmesi ile af elde ederek,
ABD’nin Pakistan’› kaybetme riski yan›nda, Pakistan’daki nükleer silahlar›n ABD karfl›tlar›na geçmesi riski de bulunuyor. Müflerref, ülke içinde görece istikrar sa¤layamad›¤› ve ABD uflakl›¤› ayyuka ç›kt›¤› için iyice teflhir olmufltur. Ayr›ca Afganistan’daki direniflçilere, Pakistan’dan giden yard›mlar› da engelleyememifltir. S›n›rdaki baz› bölgelerin denetimini de kaybederek, Taliban yanl›lar›n›n eline geçmesine neden olmufltur. Bu yüzden ABD’nin gözünden düflmüfl olsa da, ABD hala onu desteklemektedir. Çünkü Pakistan’›n iç çeliflmelerinden ve s›n›flar aras› dengelerden kaynakl› göstermelik de olsa “demokrasi” ile hâkimiyetini sürdüremeyece¤ini; ancak diktatörlükle egemenli¤ini koruyabilece¤ini ve bunun için flu an en uygun kiflinin Müflerref oldu¤unu iyi bilmektedir. Ancak ABD ayn› süreçte Müflerref’in alternatiflerini geçti¤imiz Ekim’de Pakistan’a geri döndü. Ülkedeki y›pranm›fll›¤›ndan kaynakl›, bu ABD dayatmas›n› kabul etmek zorunda kalan Müflerref ise, özde yine de Butto ile bir iflbirli¤ine, iktidar paylafl›m›na karfl›yd›. Bunun içindir ki, devlet içindeki ve d›fl›ndaki Butto’dan rahats›z olan güçleri engellemeye dönük, önlem alma gibi bir giriflimde bulunmuyordu. Ölümünün ard›ndan “demokrasi havarisi” ilan edilen Butto, Müflerref Kas›m ay›nda, OHAL ilan ederek ikinci darbesine imza att›¤›nda, ABD’yi Pakistan’a müdahaleye ça¤›rm›flt›. Emperyalistlerin yetifltirmesi olarak, emperyalistlerin ç›karlar›na hizmet eden Butto, tüm siyasi yaflam› boyunca halk›na ihanet içindeydi ve Pakistan halk›n›n içinde bulundu¤u yoksullu¤un, sefaletin ve zulmün bafll›ca mimarlar›ndand›.
de yaratma gayretine düflmüfltür. Gerek Butto’nun ülkeye dönüflü gerekse Nevaz fierif’in son dönemde, yine benzer anlaflmalarla Pakistan siyaset sahnesine dahil ediliflinin ard›nda yatan neden de, iflte bu alternatif yaratma çabas›d›r. ABD, ‹ran’› kaybetmekle ç›kard›¤› derslerden -di¤er yar›-sömürgelerde oldu¤u gibi- Pakistan’da da tek bir kli¤e veya diktatöre dayanmamay› esas al›yor. ‹ran’da, fiah’a bir alternatif yaratmad›¤› için çok önemli bir konumdaki ‹ran’› elde tutma olana¤›n› kaybetmifltir. Pakistan’da ise Müflerref’in iyice teflhir olmufllu¤unun etkisiyle Butto ve fierif’i devreye sokmufltur. Pakistan’da siyasal kamplaflmalar›n uç boyutlara varmas›, yoksullu¤un her geçen gün daha çok artmas› ve giderek büyüyen ABD ve diktatörlük karfl›tl›¤›, ABD’nin bu ülkedeki hegemonyas›n› gittikçe zay›flatmaktad›r. Benazir Butto’nun 8 y›ll›k sürgünden sonra Müflerref’le anlaflarak ve ABD’den icazet alarak Pakistan’a dönmesi, ülkedeki kar›fl›kl›klar› ve çat›flmalar› engelleyememifltir. Butto, geldi¤i gün suikast giriflimine maruz kald›. Butto’nun kurtuldu¤u bu sald›r›da 150 kifli öldü. Hem devlet baflkanl›¤›n› hem de Genelkurmay Baflkanl›¤›n› yürüten Müflerref, bu suikast›n ard›ndan artan sald›r›lar› gerekçe göstererek ola¤anüstü hal ilan etti, Anayasay› rafa kald›rd›. Müflerref’le anlaflarak Pakistan’a dönen Butto’nun bu siyasi kar›fl›kl›¤› giderebilecek potansiyeli zaten oldukça zay›ft›. Butto, gerek ABD iflbirlikçisi politikalar› benimsemesi dolay›s›yla, gerekse de ayyuka ç›km›fl yolsuzluklar› dolay›s›yla da genifl bir kesimin gözünde teflhir olmufltu. Butto, Müflerref’le anlaflarak ülkeye döndü¤ü için, Müflerref karfl›tlar›-
Butto’nun ölümünün ard›ndan yap›lan tart›flmalar›n bafl›nda, nas›l ve kimler taraf›ndan öldürüldü¤ü tart›flmalar› geliyor. Pakistan hükümeti hemen sald›r›n›n ard›ndan yapt›¤› aç›klamalarda El Kaide vb. ‹slami örgütleri fail olarak gösterirken, özellikle de Butto yandafllar›, O’nun ölümünden Müflerref’i sorumlu tutuyor. Pakistan seçimlerinin arifesinde yaflanan bu geliflmeyle birlikte, ülkedeki siyasi durum daha da istikrars›zlaflm›fl ve zaten uzunca zamand›r fliddetli iç çat›flmalara sahne olan ülke tam bir yang›n yerine dönmüfl bulunuyor. Pakistan’›n geldi¤i noktaya iliflkin yap›lan tespitlerde ise, mevcut durumun ABD’ye her f›rsatta dillendirdi¤i müdahaleye f›rsat yarataca¤› görüflü a¤›rl›k kazan›yor. Bir müdahalenin gündeme gelmesi durumunda, bunun k›l›f› da yine büyük olas›l›kla “demokrasi”, “bar›fl”, “özgürlük” söylemleri olacakt›r.
Emperyalist zincir her halkada parçalanmal›! Ancak emperyalizmin “demokrasi”, “bar›fl”, “özgürlük” dedi¤i her yerde halklara yönelik bask›, savafl ve ölüm var. Emperyalistler hangi biçim alt›nda egemenliklerini sürdürürlerse sürdürsünler halklar›n daha fazla sömürülmesi ve yoksullaflt›r›lmas›na yol açarlar. Emperyalizm, siyasi gericilikle ayakta durmaktad›r. Onun, b›rakal›m gerçek anlamda özgürlük ve demokrasiye yol açmas›n›, bugün art›k en ufak demokratik ve özgürlükçü harekete tahammülü kalmam›flt›r. Bir yandan büyüyen emperyalist dalafllar, bir yandan ise halk ayaklanmalar› ve direnifller, emperyalizmi daha da gericilefltirmekte ve sald›rganlaflt›rmaktad›r. Bu süreç onun sonunu haz›rlayan geliflmelerden ba¤›ms›z düflünülemez. Afganistan’da ABD önderli¤inde emperyalizmin karfl›laflt›¤› yenilgi, Irak’ta sapland›klar› batakl›k ve emperyalist planlar› altüst eden onlarca halk ayaklanmas› ve direnifl, gelece¤in daha büyük kurtulufl mücadelelerinin ve emperyalizmin dünya çap›ndaki yenilgisinin de habercisidir. Nepal, Hindistan, Filipinler ve birçok yar›-sömürge, yar›-feodal ülkedeki MLM’Ler önderli¤inde geliflen halk savafllar› ve halk iktidarlar› dünya halklar›na gerçek kurtuluflun yönünü göstermektedir. Emperyalist zincir, her halkada parçalanmal› ve s›n›fs›z-sömürüsüz bir dünyan›n yolu aç›lmal›d›r. Bu konuda MLM’lere temel görevler düflmektedir.
İşçi-köylü 9
11-24 Ocak 2008
Politik gündem
H a l k l a r › n k a r d e fl l i ¤ i n e k u r fl u n i fl l e m e z !
19 Ocak 2007 tarihi ülkemiz topraklar›nda yaflayan çeflitli milliyetlerden halk›n aras›na ekilmeye çal›fl›lan kin tohumlar›n›n “filizlenmeye” bafllad›¤›n›n, en önemli iflaretlerinden oldu. Agos Gazetesi Genel Yay›n Yönetmeni Hrant Dink, bu tarihte, arkas›ndaki güçlerin kimler oldu¤u çok aç›k olan, faflist bir tetikçinin hain kurflunlar›na hedef oldu.
Hrant’›n yerde yatan cans›z bedeni üzerine örtülen örtünün d›fl›nda kalan ayaklar›nda ilk göze çarpan, alt› y›rt›k ayakkab›lar› oldu. O, bu “s›radan” haliyle asl›nda, ne kadar içimizden biri oldu¤unun da mesaj›n› veriyordu. Ancak “öteki” oldu¤u yönünde hemfikir olanlar, bu mesaj› ErmeniKürt-Türk ve bu topraklarda yaflayan çeflitli uluslardan halk›n almamas›, halklar›n kardeflli¤ine s›k›lan kurflunla-
yordu. Katliam›n yüz binleri soka¤a dökmesi, cenazeye kat›lan yüz binlerce insan›n hep bir a¤›zdan “hepimiz Ermeniyiz” slogan›n› hayk›rmas›, böylesi bir sahiplenifli beklemeyenleri panikletti. Ve sahte methiyeler yerini “gerçek niyetlere”, halklar› birbirine karfl› k›flk›rtmaya zemin haz›rlayacak söylemlere b›rakt›.
Katliam gözda¤› ve gündem sapt›rmay› hedefliyor
Bir gazeteci olman›n ötesinde, ilerici, demokrat, ayd›n bir kifliydi Hrant Dink. Ama ayn› zamanda da bu topraklarda binlerce y›ld›r yaflayan, ancak Türk egemen s›n›flar›n›n Türklefltirme politikas› do¤rultusunda, milyonlarla ifade edilen bir kesimi, tehcire ve soyk›r›ma u¤rat›lan Ermeni ulusunun bir mensubuydu. Kin tohumlar› iyi tutsun diye, egemenler ve onlar›n uzant›s› faflist zihniyetlerce katliamda öne ç›kar›lan yan da bu oldu.
Aç›klanan asgari ücret ve iflsizlik rakamlar›, bir kez daha bu ba¤lamda ekonomik geliflmeleri k›saca de¤erlendirmeyi zorunlu k›l›yor. Son günlerde söylenen yalanlar› deflifre etmek için bu zorunludur. Çünkü son geliflmelere iliflkin tüm s›n›flar kendi bak›fl aç›lar›na ortaya koyuyor. Emperyalizm uygulad›¤› neo-liberal politikalarla; devletin küçültülmesi, sermayenin serbest dolafl›m›, K‹T’lerin özellefltirilmesi, iflçi ve emekçilerin ücretlerinin düflürülmesi vb. sald›r› politikalar›n›n uygulanmas›n› dayatmaktad›r. Ülkemizde de emperyalizmin ufla¤› olmaktan öte bir ifllevi olmayan hükümetlerin tümü bu politikalar› hayata geçirebilmek için canla baflla çal›flm›fllard›r. AKP hükümete gelinceye kadar bu konuda istedikleri kadar yol alamad›klar›, AKP hükümeti ile birlikte bu sürecin daha h›zland›¤› ortadad›r. AKP de bu konudaki baflar›s›n› Cumhuriyet’in kuruldu¤u günden kendi hükümetine kadar olan süreçte gerçeklefltirilen özellefltirmelerin toplam›ndan çok daha fazlas›n› yaparak efendilerine de ne kadar sad›k bir uflak olduklar›n› göstermeye çal›flmaktad›r. Emperyalistler bu dönemde kârlar›na kâr katarken iflçiler, köylüler, memurlar, esnaflar yani halk›n büyük bir kesimi her geçen gün daha da yoksullaflt›-yoksullaflt›r›l›yor. Reklam› yap›lan sözde olumluluklara ra¤men ne iflsiz say›s›nda bir düflüfl olmufl ne de çal›flanlar›n ücretlerinde reel olarak bir art›fl, yükselme olmufltur. Tam tersi hem iflsizlik artm›fl, hem de çal›flanlar›n ücretleri reel olarak düflmüfltür. Köylülük aç›s›ndan da durum farkl› de¤ildir. Uygulanan politikalar ne sanayi üretiminde ne de tar›msal üretimde emekçilerin, köylülerin lehine bir durumu ortaya ç›karmam›flt›r. Tar›m sektörünün serbest piyasa koflullar›na açma ad› alt›nda tasfiye edilmek istenmektedir. TEKEL’in özellefltiril-
r›n açt›¤› tahribatlar›n büyümesi için ellerinden geleni yapmaya, ›rkç›-faflist k›flk›rtmalar› büyütmeye devam ediyorlard›. Daha katlinden k›sa bir süre önce mahkemede u¤rad›¤› faflist sald›r›n›n ard›ndan kendisini vatan haini ilan eden kimileri ise, timsah gözyafllar› içinde, methiyeler dizmeye çal›fl›yorlard›. Ancak bunlar›n sahteli¤i, aralara s›k›flt›rd›klar› ya da a¤›zlar›ndan kaç›rd›klar› söylemlerde, hemen a盤a ç›k›-
Kontra faaliyetlerin uzant›s› olan bu katliam›n zamanlamas› da, hayli kritik bir döneme denk gelmekteydi. Benzer kontra sald›r›larda oldu¤u gibi, Hrant’a dönük katliam›n hedefini bir yandan, özelde Türk olmayan milliyetlere genelde ise tüm topluma gözda¤› verme olufltururken, di¤er yan›n› da gündemin sapt›r›lmas› oluflturuyordu. Katliam›n san›¤› ise belki de tarihte görülmedik biçimde, hemen bir-iki gün içinde “a盤a ç›kar›lm›fl” ve akabinde Ogün Samast adl› “küçük katil”, daha do¤rusu tetikçi, “yakalanm›flt›”. Ancak bu “a盤a ç›karma” ve “yakalama” durumu, benzer birçok katliamda oldu¤u gibi, beraberinde devlet –sivil faflist odaklar-çeteler ve daha bir dizi faflist örgütlenmenin, aralar›ndaki ba¤› da bir kez daha a盤a ç›karm›flt›. Bu katliam›n en önemli ayr›nt›lar›n-
dan birini ise hiç kuflkusuz failin küçük yafllarda bir tetikçi olmas› oluflturuyordu. Küçük tetikçiler ise, son dönemlerde gerçeklefltirilen faflist katliamlarda “tercih nedeni” olmufltu. T›pk› Hrant’›n katlinden bir süre önce gerçekleflen ve rahip cinayetinde oldu¤u gibi. Anlafl›lan kontrac›lar böylelikle töre cinayetlerinde, az ceza al›nmas› için, cinayetin yafl› küçük aile ferdine iflletilmesi gibi bir yönteme de baflvurmaya bafllam›fllard›. Böylece hem katliam sözde hemen “ayd›nlat›lm›fl” oluyor, hem de genç birinin milliyetçi duygularla iflledi¤i bir cinayet gibi gösterilerek, “münferit” olarak yans›t›lmas› kolaylafl›yordu. En önemlisi de, faflist devletin kontra faaliyetlerinin bu flekilde gizlenmeye çal›fl›l›yor olmas›. Hrant Dink ve Rahip Santaro katliam› ile dikkatlerin topland›¤› bir di¤er nokta ise, bu küçük tetikçilerin Trabzon’dan ç›kmas› oluyordu. Çeflitli milliyetlerin yüz y›llard›r iç içe yaflad›¤› bu kent, buradaki çok kültürlülü¤ü ve kardeflçe yaflam› ortadan kald›rmaya dönük ›rkç›-faflist örgütlenmelerin merkezi haline getirilmeye çal›fl›l›yordu. Bu çabalar›n sonucu ortaya ç›kan katliamlarla birlikte, tüm Trabzon halk› töhmet alt›nda b›rak›lmak, sanki tüm Trabzon halk› bu ›rkç›-faflist yönelimi sahipleniyor izlenimi yarat›lmak isteniyordu. Oysa gerçek hiç de böyle de¤ildi ve Trabzon halk›n›n onurlu ses-
leri, ayn› süreçte bunu var güçleriyle hayk›r›yordu.
“Küçük katil” “a¤abey” oldu Hrant Dink katliam›n›n yank›lar› haftalar aylar boyu dinmedi. Bu yank› bir yandan yurtiçinde ve yurtd›fl›ndaki genifl çapl› bir sahiplenifl ortaya ç›kard›, di¤er yandan ise kardefl kavgas›n› körükleyenlerin linç kampanyalar›yla sürdü. Katliama iliflkin soruflturmada ise yine bir dizi iliflki a¤› ortaya saç›ld›. Bu iliflkilerden biri de, Susurluk dahil, bir dizi kontra faaliyetle birlikte an›lan emekli General Veli Küçük’tü. Veli Küçük sa¤l›¤›nda da Dink’i telefonla tehdit edenler aras›ndayd› ve daha önce de Dink’in 301. maddeden yarg›land›¤› davan›n duruflmas›na gelerek, provokasyon yaratm›flt›. Telefon görüflmelerinden ve daha bir dizi iliflkiden elde edilen bulgular, baflta emniyet birimleri olmak üzere, devletin çok say›da kurumuna kadar uzan›yordu. Ancak bir kez daha tutuklananlar alt düzeyde tetikçiler oluyordu. Hrant Dink katliam›n›n ilk duruflmas› 2 Temmuz’da gerçeklefliyor ve Dink’in efli Rakel ve çocuklar› burada da faflistlerin sözlü vb. tacizlerine u¤ruyordu. Aç›kça “bu ülkeden gidin” deniyordu, bu topraklar›n gerçek sahiplerine. Hrant’a da bu topraklardan
Maske düfltü, zamlar göründü! mesiyle iyice bitirilmek istenen tütün üretimi, fleker fabrikalar›n›n özellefltirme süreciyle azalt›lmak istenen pancar ekimi vb. ile tüm üretim emperyalist ve komprador burjuva flirketlerin eline b›rak›lmak isteniyor. Bunun sonucu milyonlarca köylü topra¤›ndan olacak ve daha da yoksullaflacakt›r. En son TÜ‹K (Türkiye ‹statistik Kurumu) taraf›ndan aç›klanan 2007 Temmuz ay› iflsizlik rakamlar› bunu göstermektedir. Temmuz ay› verilerine göre iflsiz say›s› 45 bin kifli artarak 2.7 milyona ulaflm›flt›r. AKP’nin uygulad›¤› yeniden yap›land›rma uygulamalar›na genel olarak bile bakt›¤›m›zda; geçen 5 y›ll›k dönemde istihdam yaratmayan, üretime yat›r›m yapmayan bu nedenle “gerçeklefltirilen büyümenin” fliflirilen bir balondan ibaret oldu¤u görülecektir. AKP hükümeti sürecince gerçeklefltirilen özellefltirmelerle yüz binlerce iflçi soka¤a at›lm›flt›r. ‹flini kaybetmeyenler ise iflten at›lma korkusu, tehditleri ile sefalet ücretine mahkum edilmifltir. Gelinen aflamada art›k m›zrak çuvala s›¤m›yor ve AKP hükümeti birçok yalan “olumlulu¤u” anlat›p s›ralad›ktan sonra iflsizli¤e çözüm bulamad›klar›n›, istihdam› art›ramad›klar›n› mecburen kabul etmek zorunda kal›yor.
Emekçilere asgari yaflam! Yine AKP’nin haz›rlay›p Meclis’e sundu¤u 2008 Bütçesi baflka cepheden tüm gerçe¤i gözler ününe seriyor. Bütçenin 1/4’ü borç faizlerinin ödenmesine ayr›lm›flt›r. Yat›r›mlar için ayr›lan pay 2007 bütçesinde ayr›lan paydan daha azd›r.
“Uzun bir aradan sonra ilk kez iflçi, iflveren ve hükümetin uzlaflmas› ile belirlendi¤i”iddia edilen asgari ücrette de¤iflen bir fley olmad›. Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun yapt›¤› toplant› sonras›nda aç›klama yapan Çal›flma ve Sosyal Güvenlik Bakan› Faruk Çelik, asgari ücretin 2008’in ilk alt› ay›nda yüzde 4, ikinci alt› ay›nda yüzde 5 art›r›lmas›n›n kararlaflt›r›ld›¤›n› söyledi. Y›l›n ikinci yar›s›nda ise bekar olanlar 505, evliler 515, bir çocuklu 522, iki çocuklu 530, üç çocuklu 534, dört çocuklu 539 YTL asgari ücret alacak. Gariptir ki, yukar›da bahsi geçen iflçi-iflveren uzlaflmas›n›n iflçi temsilcisi olan Türk-‹fl, asgari ücrete onay vermesine ra¤men, ard›ndan yapt›¤› aç›klamada "asl›nda asgari ücretin açl›k s›n›r›n›n alt›nda belirlenmesini do¤ru bulmad›klar›n›" ve Aral›k ay› itibariyle 4 kiflilik bir ailenin açl›k s›n›r›n›n 688 YTL, yoksulluk s›n›r›n›n da 2 bin 241 YTL’yi buldu¤unu bildirdi.
Sigortas› Kanunu, temel esaslar›ndan geri ad›m atmadan yeniden ele al›nmal›d›r. * Tar›m sektöründe devletin piyasaya müdahalesine son verecek piyasa mekanizmalar›n›n iflleyifli sa¤lanmal›d›r.
Zamlarda patrona k›yak! AKP hükümetinin seçim öncesi de çokça reklam›n› yapt›¤› "zams›z hayat" sona erdi. Yeni y›l›n ilk günlerinde aç›klanan ulafl›mdan elektri¤e, do¤algazdan pasaport ücretlerine, çeflitli vergilerden trafik ihlallerine kadar getirilen zamlar, 2008 y›l›n›n emek-
TÜS‹AD’›n istekleri TÜS‹AD Baflkan› Arzuhan Yalç›nda¤’›n 19 Eylül’de aç›klad›¤› “Ekonomik Görünüm ve Politikalar” raporunda yer alan 21 maddelik yat›r›m ve istihdam›n art›r›lmas›na yönelik taleplerine bakt›¤›m›zda, istenenlerin flu ana kadar uygulanan yeniden yap›land›rma politikalar›n›n daha da azg›nca ve s›n›rs›zca uygulanmas›ndan baflka bir anlam› olmad›¤› görülecektir. ‹flte TÜS‹AD’›n isteklerinden baz›lar›: * Özellefltirmeler h›zla tamamlanmal› ve özellefltirme gelirleri kamu borç stokunun azalt›lmas›nda kullan›lmal›d›r. * Sosyal Sigortalar ve Genel Sa¤l›k
çiler aç›s›ndan zor bir y›l olaca¤›n› gözler önüne seriyor. Bir yandan SSGSS Tasar›s› ile
emekçilerin tüm kazan›lm›fl haklar›n› t›rpanlamay› hedefleyen hükümet, di¤er yandan asgari ücreti yoksulluk rakamlar›n›n oldukça alt›nda belirleyerek seçim öncesi verdi¤i vaatlerin dönemsel ç›karlar› için oldu¤unu ortaya koydu. Yeni y›l›n ilk günlerinde aç›klanan do¤algaz zamm› da di¤er zamlar gibi tarafl›yd›. Do¤algazda sanayiye (patronlara) % 6.5 konutta (halka) % 7.4 elektrik de sanayiye %10 konutta %15 zam geldi. Zamlar›n gerekçelerini aç›klayan AKP hükümeti sözcüsü Cemil Çiçek, adeta "zams›z" geçen dönemin ac›s›n› ç›kartmal›y›z der gibi "uzun süredir zam yap›lmad›¤›n›, bu sektörlerde zarar edildi¤ini" belirtti. Asl›nda yap›lan bu aç›klaman›n tek bafl›na kendisi bile gerçekte zarar edenin kim oldu¤unu, hükümetin kimi korudu¤unu göstermeye yetmektedir. Uzun süre zam yapmamakla övünen AKP hükümetinin zam yapt›¤› alanlar, yaflam›n olmazsa olmaz ihtiyaçlar›n›n karfl›land›¤› sektörler olmaElektrik Mühendisleri Odas› taraf›ndan yap›lan bir aç›klama halk›n cebindeki h›rs›z›n kim oldu¤unu ortaya koydu. "2006 y›l› verileri esas al›narak, bu y›l için beklenen yüzde 8’lik talep büyümesi dikkate al›nd›¤›nda meskenlerin toplam y›ll›k tüketiminin yaklafl›k 36 milyar kilovat saat, bunun mali de¤erinin de 4.8 milyar YTL oldu¤u hesaplanmak-
çekip gitmesi söylenmiflti. Ancak O’nun cevab› halklar›n kardeflli¤ini kurflunlayanlara, dün ve bugün bombalayanlara, bir tokat gibi iniyordu: “Evet bu topraklarda gözüm var, ama topra¤›n alt›nda. Çünkü ben bu topraklara gömülmek istiyorum” diyordu Hrant, kendisini vatan haini ilan eden, gerçek vatan hainlerine. Hrant Dink katliam›na iliflkin hala birçok veri ortaya ç›k›yor. Gerçek adresi de gösteren bu verilerin ço¤unun üzeri ise büyük bir gayretkefllikle kapat›l›yor. Geçti¤imiz günlerde “küçük katil”e iliflkin de bir veri ortaya ç›kt›. Katliam› gerçeklefltirdi¤inde 18 yafl›ndan küçük görünen Ogün Samast’›n kemik yafl›n›n 19 oldu¤u yönlü bir veri bu. Kesin karar ise mahkemeye b›rak›lm›fl. E¤er kemik yafl›na iliflkin bu veri mahkemece kabul edilirse, a¤›rlaflt›r›lm›fl müebbet almas› söz konusu olabilecekmifl. Ancak flundan eminiz ki, art›k “a¤abey” s›n›f›na dahil olan Samast bu cezay› alsa bile, bu sadece göstermelik olacakt›r ve befl y›ld›zl› otel konforunda a¤›rland›¤› hapishaneden bir an evvel ç›karman›n yolu bulunacakt›r. Gerçek katiller olan kontra fleflerine ise yine dokunulmayacakt›r! Taa ki inad›na kardeflli¤i savunan halk›n adaleti, iflledikleri tüm suçlar›n hesab›n› sormaya bafllay›ncaya kadar…. Çünkü halklar›n kardeflli¤ine kurflun ifllemez!
s› aç›s›ndan da emekçileri zor günlerin bekledi¤ini gösteriyor. Su, elektrik, do¤algaz vb. Asgari ücretle geçinmeye çal›flan emekçilere AKP hükümeti halka "paran yoksa so¤uktan donabilirsin", "suyun yoksa içmeyebilirsin", "yol paran yoksa evden ç›kmayabilir ya da ifline, hastaneye, okula veya herhangi bir ihtiyac›na yürüyebilirsin" demektedir. AKP’nin uygulad›¤› tüm politikalar emperyalist a¤a babalar›n›n ve yerli uflaklar›n›n ç›karlar›n› ve kârlar›n› art›rmay› hedeflemektedir. Emperyalizmin sad›k ufla¤› ve memurlar›ndan daha farkl› bir uygulama beklemek de hayaldir. Kitleler ancak kendi üzerlerinden geçirilmeye çal›fl›lan “buldozeri” devirmek için birleflti¤inde ve AKP’nin çuval›na s›¤mayan m›zra¤› al›p hedefe yani iktidara yönlendirdi¤inde gerçek refaha ve özgür gelece¤ine kavuflacakt›r. Bunun için biz, proleter devrimciler b›kmadan usanmadan her zamankinden daha kararl› ve sab›rl› bir flekilde çal›flmal›; kitlelerle birlikte onlara yol göstererek bizim üzerimizden geçirilmek istenen “buldozeri” egemenlerin üzerinden geçirmeliyiz.
tad›r. Yap›lacak yüzde 15’lik zamla mesken tüketimleri üzerinden 720 milyon YTL fazladan tahsil edilecektir. Ortalama bir ailenin asgari yaflam standard›na göre ayl›k elektrik tüketiminin 230 kilovat saat oldu¤u dikkate al›nd›¤›nda, mevcut durumda di¤er bedeller, fon ve vergiler dahil olmak üzere ayl›k 39.10 YTL fatura ödenirken, elektrik tutar›na yap›lan zamla di¤er bedeller, fon ve vergilerin de artmas›yla fatura 45.9 YTL’ye yükselecektir. Böylece aç›klanan yüzde 15’lik zam oran› da faturalara yüzde 17.4 olarak yans›yacak."
İşçi-köylü 10
Enternasyonal
11-24 Ocak 2008
Aral›k 2007’de yap›lan grevle, Sosyal Güvenlik Yasas›’na karfl› ilk güçlü direniflini ortaya koyan Yunanistan iflçi s›n›f› ve emekçilerinin mücadelesi önemli bir virajdan geçmekte. “Sosyal Güvenlik” Yasas›’ndan iflsizli¤e, bürokrat-reformist sendika yönetimlerinden özellefltirmelere kadar ülkemiz emekçi halk›n›n sorunlar›yla neredeyse birebir ayn› sorunlar› yaflayan Yunanistanl› emekçilerin direnifl deneyimleri bizler için önemlidir. Bu nedenle Yunanistan iflçi s›n›f›n›n bu süreçte içinden geçti¤i zorluklar›, deneyimleri anlamak için S›n›f Yürüyüflü (Taksiki Poria)’den Grigoris Konstandopulos ile yapt›¤›m›z röportaj› ‹flçi-Köylü okurlar›na sunuyoruz.
Röportaj
12
‹flçi-köylü: Yunanistan’da iflçi s›n›f›n›n ve mücadelesinin genel durumu hakk›nda bilgi verebilir misiniz? - Yunanistan’da iflçi s›n›f›, geçifl sürecinde bulunmakta. Bir tarafta iflçi s›n›f›n›n geri çekilme ve hayal k›r›kl›¤› verileri varken, di¤er taraftan da uyan›fl göstergeleri bulunmakta. Ancak esas olan son y›llarda, emekçi s›n›flar›n uyan›fl›d›r. Gerileme ile ilgili olarak, bu temel nedeni, uzun süreli olarak iflçi s›n›f› ve sendikal hareket üzerinde etkili olan burjuva-reformist hâkimiyetidir. Bugün geliflmeler olumlu yönde ilerlemekte ve bu ülkemizde, Avrupa’da ve dünyada sermayenin emekçilere yönelik sald›r›lar›na ba¤l›d›r. Sald›r›, iflçi s›n›f›n›n hak ve kazan›mlar›n› hedeflemekte ve bu sermaye için stratejik bir nitelik bar›nd›rmakta. Bu stratejik sald›r›n›n amac›, iflçi s›n›f› üzerinde tam hâkimiyeti sa¤lamakt›r. Egemenlik sadece iflyerinde de¤il, bunun da d›fl›nda sa¤lanmak istenmekte. Bu egemenlik çerçevesinde, sendikalar›n ve kolektif direniflin da¤›t›lmas› bulunmakta ve bu yönde de ilerlemektedir. Örne¤in, iflsizlik, gerek Yunanistan’da gerekse Avrupa’da bilinen bir olgu. Ve bu, emekçiler için güvencesiz bir ortam yaratmakta. Özellikle son 20 y›lda iflsizlik meflru bir karakter kazanm›flt›r. Bugünkü iflsiz say›s› yaklafl›k 400.000’dir. E¤er çal›flanlar›n say›s›n›n 2.750.000 oldu¤unu düflünürsek, yaklafl›k her bir iflçi, üç y›l iflsiz kalmaktad›r. Toplam çal›flan nüfusun 800-900 bini kamuda çal›flmakta. Bunun d›fl›nda kalan 1.750.000 çal›flan, iflsizlik-çal›flma döngüsü içinde hareket etmektedir. Bu durum çal›flan için güvencesizlik ve patronun bask›s› karfl›s›nda çaresizlik demektir. Bunu, sermaye ve hükümetleri s›n›f ve emek karfl›t› yasalar›n› geçirebilme f›rsat› olarak görmekteler. Önemli bir kesim geçici ifllerde çal›flmakta, parttime çal›flmakta ve bu da yar› hak anlam›na gelmekte. Di¤er taraftan da 350.000 dolay›nda sözleflmeli çal›flan bulunmakta ve bunlar y›l›n 8 ay›nda çal›flmaktalar. 12 ay çal›flmayan bu kesim böylece kadrolu da olamamakta. Yine, yaklafl›k 500.000 kifli kaçak olarak çal›flmakta. Bütün bunlar emekçi kesimlerde genel bir güvencesizlik yaratmakta ve sermayenin sald›r›lar›n›n da kolaylaflmas›na yol açmakta. Son y›llarda iflçi s›n›f›nda, öfke ve tepki hâkim durumda. Çeflitli mücadele nüveleri görülmekte fakat, sendikal önderliklere hâkim olan burjuva-reformist anlay›fl ne s›n›f›n haklar›n› koruyabilir ne de bunu istemektedir. Mevcut durumda çeliflkiler keskinleflmekte ve kitlelerin bask›s› sonucu sendikal liderlikler grev karar› almak zorunda kald›lar. Kitlesel ve militan bir eylem oldu. Gazetelerin de yazd›klar› gibi son y›llar›n en büyük grevi oldu. - Sosyal Güvenlik Yasa Tasar›s› neleri içermekte ve çal›flanlar› nas›l etkilemekte? - 1992 y›ll›nda iktidar olan Yeni Demokrasi Partisi yeni bir yasa geçirerek emeklilik yafl›n› erkeklerde 60’dan, 65’e, kad›nlarda ise 55’e ç›karmak istedi. Yasa 92’den sonra sosyal güvenlik sistemine dahil olanlar› kapsamaktayd›. Yeni yasada ise, yap›lan düzenlemelerle normal flartlarda emeklili¤ini alacak olanlar (ya-
“ O r t a k d ü fl m a n l a r › m › z a k a r fl › , o r t a k m ü c a d e l e k o fl u l l a r › n › yaratal›m!”
ni 92 öncesinde çal›flmaya bafllayanlar) haklar›n› yitirerek 65 yafl›nda almak zorunda kalacaklar. Yani daha fazla çal›flacaklar. Yasan›n bir taraf› buyken, di¤er taraf› ise, bir yandan emeklilik yafl›n› yükseltmekte ve emeklilik maafl›n› düflürmekte. Emeklilik maafl› hesaplamalar›ndaki yeni yöntemle, yani önceden oldu¤u gibi son iki y›l de¤il de son on y›l üzerinden hesaplama ile emekçiler maafl›n›n yaklafl›k % 35’ini yitirmektedir. Yard›mlaflma sand›¤›ndan yap›lan deste¤in oran› % 20’nin alt›na düflürülmekte. Yap›lan di¤er bir fley de emekli sand›klar›n›n birlefltirilmesidir. Baz› ifl kollar›nda çal›flan emekçiler daha fazla emeklilik maafl› almaktalar. Birlefltirmeyle, bütün emekçiler ayn› düzeyde ve az oranda emeklilik maafl› alacaklar. Maafl›n düflürülmesinin yan›nda kimi özlük haklar da yitirilmifl olacakt›r. Yasan›n di¤er bir hedefi ise, a¤›r ifl kollar›d›r. ‹fllerinin a¤›r ve sa¤l›k aç›s›ndan tehlikeli olmas› nedeni ile bu ifl kollar›nda çal›flanlar 5 y›l erken emeklilik almaktalar. Daha fazla sigorta pulu almaktalar. Bu alanlarda çal›flan iflçilerin genele oran› % 35’dir. Genelleflen sald›r›lar sadece bizde de¤il, zannederim ki, Türkiye’de, Avrupa’da ve dünyada uygulanmakta ve tüm emekçi kesimleri kapsamaktad›r. Amaçlar›, hiçbir fley ayakta kalmas›n, emekçilerin haklar› olmas›n. Toplu sözleflmeler kald›r›ls›n, s›n›f› kiflisel düzeyde istiyorlar. Örne¤in ülkemizde sermaye, asgari ücretin kald›r›lmas›n› istemekte. Bunun yerine iflçi ile iflveren aras›nda bir anlaflman›n olmas›n› istiyorlar. Böylece iflçinin kolektif üretimden gelen gücünü yok etmek istiyor. Fakat yasal düzlemdeki bu durum pratikte çok daha vahimdir. Bugün hiç kimse 65 yafl›nda emeklili¤ini alamamaktad›r. Çünkü kimse zorunlu olan 35 y›ll›k fiili çal›flma süresini dolduramamaktad›r. Bu durumda, ya yar› emeklilik alacaklar ya da çal›flmaya devam edecekler. Ekim Devrimi, tüm bu sorunlar› çözmüfltü. Geliflen hareket, kapitalist ülkelerde sermayeyi talepleri kabul etmeye zorlam›flt›r. Fakat bugüne var›ld›¤›nda, sosyal güvenlik kurumlar› içleri zamanla boflalt›larak, “ifllemez olduklar›”, “zarar ettikleri” propagandas› yap›lmakta. Ve sosyal güvenlik
sisteminin çökece¤inden bahsetmekteler. Bütün bunlar korku senaryolar›d›r. Sosyal Güvenlik sisteminin çökmesi, kapitalist sistemin çökmesi anlam›na gelecektir. ‹flçi s›n›f›n›n, kapitalist sistem içinde hiçbir al›flverifli olamaz. Ortaklaflmalar› olamaz. Buna karfl› mücadele ederler, sistemle çat›fl›rlar. - Di¤er bir sald›r› dalgas› ise “özellefltirmeler”. Buna da biraz de¤inebilir misiniz? - Son 25 y›lda kapitalistler aras›ndaki var olan çeliflkiler ve emperyalistler aras› çeliflkiler keskinleflmekte. Revizyonizmin egemenli¤indeki kapitalizme geriye dönüfl egemen s›n›fa tüm fliddetiyle sald›rma olana¤› sunmakta. Özellikle 8991’de revizyonist rejimlerin da¤›lmas› ile bunlar kapitalizme aç›kça geçifl yapt›lar. Yeni durumda çeteci, soyguncu bir yap› olufltu ve devletin varl›¤›n› tüketmeye bafllad›. Bu durum normal kapitalist geliflimden farkl›d›r. Pek çok sözde “sosyalist” rejim kadrosu h›zla kapitalistleflme yoluna girdi. 89-91 sonras›nda pek çok bilim adam› sermayenin saf›na geçti. Geliflmeler sonucunda iflçi s›n›f›n›, sendikalar›n› vb. kurumlar›n› da¤›tabileceklerine inanmaya bafllad›lar ve bu öncekilerden çok farkl› bir durumdur. Özellefltirme sald›r›s› ise Thatcher ve Reagan döneminde bafllad› ve bütün ülkelerde uygulan›r oldu. Sald›r›n›n bir aya¤›n› da Yunanistan oluflturmakta. Burada neden özellefltirildiklerine bakmak gerekir. Önceleri kamusal hizmet için kurulan büyük iflletmelere (hastaneler, limanlar, yerel yönetim iflletmeleri vb.) sermaye yeni bir alan olarak bakmaya bafllad›. Sermayenin girifli için öncelikli talebi, bu kurumlardaki kamusal yap›n›n de¤ifltirilerek, özel sektördeki yap›n›n getirilmesiydi. Özellefltirme serisinin son halkalar›ndan birini Olimpik Havayollar› oluflturmakta. Ülkenin co¤rafi yap›s› gere¤i uçaklar›n adalar› sürekli sefer yapmas› olanakl› de¤ildir. Bunun için de devlet, giderlerin bir k›sm›n› ödüyordu. Ancak hükümet üyeleri yapt›klar› etkinliklerde, havayollar›n› kullan›yordu, fakat ödeme yapm›yorlard›. fiimdi de kurumun yük oldu¤undan bahsediyorlar. Binlerce iflçinin iflsiz kalmas› sözkonusu.
- Bundan sonras› için bu direnifller nas›l boyut alabilir? - Son yap›lan greve özellefltirme sald›r›s› ile karfl› karfl›ya olan bu iflletmelerden binlerce iflçi kat›lm›flt›r. Özellefltirmelere karfl› zaman zaman grevler ve direnifller ortaya konmakta. 5 y›l önce bir bankan›n özellefltirilmesine karfl›, çal›flanlar üç ay boyunca grev yapt›lar. Mücadelenin gerileme sürecinde olmas›na ra¤men. Bugün ise hareket uyan›fla geçmifltir ve o kadar kolay da olmayacakt›r. Sola, mücadeleye dönük bir geliflmeye sahne olmaktay›z. Geçti¤imiz süreçte gençli¤in, ö¤retmenlerin, üniversite hocalar›n›n eylemlerine tan›k olduk. Burada yapmam›z gereken, geliflmeleri do¤ru okumakt›r. Biz S›n›f Yürüyüflü olarak 12 Aral›k 2007 grevinin kitlesel geçece¤ini bekliyorduk. Kimi endiflelerimiz vard›. Çünkü, mücadelenin geliflim seyri hala tam netli¤e kavuflmam›flt›. Emekçi kitleler sosyal güvenlik yasas› ile gerçek anlamda dostlar›n› ve düflmanlar›n› tan›m›flt›r. Bu çok önemli bir geliflmedir. Bu, reformistlerin etkinli¤i sonucu yitirilen
rece giriyoruz ve her yeni fley, zamana ihtiyaç duymakta. Hükümet k›zg›n ve s›k›flm›fl durumda. Ve sald›r›s›n› nas›l yapaca¤›n› hesaplamakta. Grev sonras›nda yap›lan aç›klamalarda, hükümetin yumuflak önlemler alaca¤› ifade ediliyordu. Emekçiler bunlara inanmamal›. Mücadelelerine kararl›l›kla devam etmelidir. Bizi kayg›land›ran nokta, s›n›f›n mücadele azmine ra¤men kendi ç›karlar›na savunacak güçlerde bir ›fl›k görmemesidir. Mevcut durumda sendikal liderliklerin ve reformistlerin etkinli¤i hala devam etmekte. PAME (YKP’nin sendikal örgütlenmesi) ise gerçek anlamda ne mücadele etmek istemekte ne de mücadele edebilecek durumdad›r. Daha çok YKP’nin oy oranlar›n› art›rmak için çal›flmakta. Seçimler içinden sistemi de¤ifltireceklerini söylemektedirler. Sistem de¤iflikli¤i mücadele ile ve toplumsal dinamiklerle olabilir. YKP ve PAME’nin sistemle çat›flma gibi bir derdi yoktur. Halk hareketinin PASOK’ a yarayaca¤›n› düflünerek ayr› ve kendi içinde eylemler yapmakta. Emekçiler bunu
- 12 Aral›k grevi iflçi s›n›f›n›n mücadelesi anlam›nda nas›l bir öneme sahiptir? - Sermaye ve hükümet grev sonras›nda oldukça endiflelenmifl durumda. ‹ki noktada endiflelenmekteler. Birincisi, s›n›f karfl›t› politikalar› geçirme noktas›nda zorlanacakt›r. Çünkü, emekçilerin güçlü direnifli ile karfl›laflacaklar›n› biliyorlar. Di¤er bir endifleleri ise, emekçi kitlelerdeki uyan›fl›n belirginleflmesidir. Bu greve iflçiler d›fl›nda küçük burjuva kesimler de kitlesel kat›lm›flt›r. Bilim adamlar›, doktorlar, gazeteciler, noterler, küçük esnaf vb. Yani grevle, halk›n öfkesi ve tepkisi ifadesini buldu. Ve bu sistem için daha da kayg›land›r›c›d›r. Çünkü karfl›s›nda sadece iflçi s›n›f›n› de¤il, genifl halk katmanlar›n› görmekte ve bu kitleler mücadele içinde politik kavray›fla da eriflecektir, tabii ki burjuva s›n›f›n› fazlas›yla kayg›land›rmaktad›r. s›n›f bilincinin yeniden kazan›lmas› ve kendi gücüne inanma anlam›nda paha biçilmez öneme sahiptir. S›n›f bilincinin kazan›lmas› mücadele cephesinin geniflletilmesi anlam›nda önemlidir. Ancak, her fley hala aç›kt›r. Geri dönüfl de olabilir. Ama esas durum, kitlelerin uyan›fl›d›r. - Daha önceki gençlik eylemlerinde iflçi s›n›f› ile gençli¤in bütünleflmesini göremedik. Bundan sonras› için bu cephenin oluflumu mümkün mü? - Ortaklaflma yönünde ilerliyoruz. Toplumun farkl› kesimleri, sosyal güvenli¤e yönelik sald›r›da ortak mücadele etmekteler. fiunu belirtmeliyim ki, bu sald›r› genel sald›r›n›n bir parças›d›r. Sonuçta ise, sosyal, psikolojik anlamda mücadele azmi oluflmufltur. Bunu aç›k bir flekilde eylemlerde gördük. ‹nsanlar grev sonras›nda ne olaca¤›n›, hükümetin geri ad›m at›p atmayaca¤›n› soruyorlard›. Sendika yöneticileri, artan tepkiye karfl› fazla koyamad›, aksi halde bunlar koltuklar›n› kaybedecekti. Onlar›n yerine de s›n›f›n ç›karlar›n› savunacak olanlar geçecekti. Emekçilerin kitlesel kat›l›m›, yeni bir fleydir. Gençli¤in yaln›z mücadele etti¤i noktas›nda söyledi¤in do¤ru. Ancak yeni bir sü-
görmeye bafllamaktalar. Bunlara karfl› mücadele sadece teorik anlamda de¤il pratik anlamda da verilmelidir. Yani, iflyerinde, mahallelerde, her yerde mücadele ve direnifl komiteleri kurulmal›d›r. Her flehirde bu gibi giriflimlerde bulunularak direniflin ülke geneline yay›lmas› gerekir. Bizler, pek çok ilde benzer giriflimlerde bulunarak mücadeleyi güçlendirmeye, kitleselleflmesine ve emekçilerin mücadeleye kat›l›m›n› sa¤lamaya çal›fl›yoruz. - S›n›f Yürüyüflü, “Direnifl Cephesi” oluflturulmas›n› öneriyor. “Direnifl Cephesi” nedir, nas›l bir karaktere sahip olacak ve nas›l oluflturulacak? - Direnifl Cephesi gibi bir fley hemen oluflturulamaz. Alan özgülünde, sendikalarda, mahallelerde, iflyerlerinde komiteler biçiminde oluflturulabilir. ‹nan›yorum ki yapt›¤›m›z çabalar direnifl cephesinin temellerini atmaktad›r. - AB Yunanistan’da uygulanan politikalarda nas›l bir rol oynamakta? - Uygulanan bütün iflçi karfl›t› politikalarda birinci dereceden rol oynamaktad›r. Mesela, flirketler kurulmakta ve bu flirketler ihtiyaç duyan flir-
ketlere, kamu kurulufllar›na iflçi kiralamaktad›rlar. Bu AB’nin onaylad›¤› bir anlaflman›n sonucunda olmakta. AB zirvelerinde al›nan iflçi ve halk karfl›t› politikalar oy birli¤i ile al›nmakta. Ancak hükümet politikalara duyulan tepkilere karfl›, AB’nin dayatmas›n› gerekçelendirmektedir. Ama kararlar› birlikte almaktalar. AB emperyalist bir kurulufltur. Büyük devletlerin ç›kar›na çal›flan, iflçi s›n›f›n›n düflman› bir birliktir. Bize göre her ülke emekçileri, bu birlikten ç›k›lmas› için ülkelerinde mücadele etmelidirler. Çünkü halklar için sadece sorun ve bask›lar›n artt›r›lmas›na neden olmaktad›r. Yunanistan’da emekçiler AB’nin niteli¤ini anlamaktad›rlar. Bütün pankartlar›nda AB karfl›t› sloganlar yaz›lmakta. Mücadele veren tüm dinamikler, az veya çok AB karfl›tl›¤›n› dillendirmektedirler. - S›n›f Yürüyüflü bu dönemde nas›l bir rol oynamal›? - SY’nün temel amac›, mücadelenin güçlendirilmesini sa¤lamak, kitlelerin kendine inanc›n› güçlendirmektir. Kesin olan bir fley, e¤er bu çarp›flma kaybedilirse, her fley daha da kötü olacakt›r. Sistem ve hükümet yap›lan grevle oldukça zor pozisyona düflmüfltür. Ve bu mücadele devam etmelidir. Di¤er mücadele güçleri, mücadele noktas›nda kafa kar›fl›kl›¤› içindeler. Bunlara karfl›, s›n›f ve emekçiler içinde ba¤lar›m›z› daha da güçlendirmeliyiz. Kitleleri mücadelenin kazan›labilece¤ine inand›rabilmeliyiz. Mücadele d›fl›nda baflka bir yolun olmad›¤›n› anlatmal›y›z. Farkl› yöntemlerle, mücadeleyi s›n›f›n ç›karlar› do¤rultusunda biçimlendirmemiz gerekiyor. Kitlelerin, s›n›f›n sorunu kendi ellerine almalar›n› sa¤lamal›y›z. Ve tüm bunlar› ülke geneline yaymal›y›z. Grev dolay›s›yla, ülkenin farkl› 20 noktas›nda komiteler kurarak mücadelenin geliflmesi için giriflimlerde bulunduk. Burada vurgulamak istedi¤im bir fley var, bu çal›flmalar yap›l›rken, kitlelerle yap›lmal›d›r. Onlardan ayr› ve uzak bir flekilde yap›lmamal›d›r. S›n›f›n prati¤inden ö¤renmesi ve mücadelesini sahiplenmesi için bu zorunludur. Aksi durum sistemin ç›karlar›na hizmet eder. Sistem, kitleleri karfl›s›nda gördü¤ü takdirde korkuya kap›lmakta. Soka¤a ç›kan milyonlar karfl›s›nda egemenler sadece birer “ka¤›ttan kapland›rlar”. - ‹fl hayat›na kat›lan genç bir nüfus var. S›n›f Yürüyüflü bunlar için neler yapmay› hedeflemekte? - Maalesef genç iflçiler, sendikal liderliklerin umurunda de¤ildir. Yeni ç›kar›lan yasalarla, yeni ifle al›nacak gençleri kiflisel sözleflmeler yap›larak ifle al›nmaktad›r. Ve bunlar›n hiçbir hakk› yoktur. Bizim bu kesime a¤›rl›k vermemiz gerekiyor. Çünkü iflçi s›n›f›n›n ve mücadelesinin gelece¤ini teflkil etmektedir. Öncelikle kitlenin bilinçlendirilmesi gerekiyor. Bu kitle yap›lan greve kitlesel olarak kat›ld›. Sald›r›n›n büyüklü¤ünü anlamaktad›rlar. Bu gençlerin büyük bölümü kamu kesiminde ifle al›nmaktad›r. ‹fle al›nanlar ise sözleflmelidirler. Kadrolu olamamaktad›rlar. Bunlar 7 ayl›k deneme sonras›nda hiçbir tazminat ödemesi yap›lmadan iflten ç›kar›labilmektedir. Bu kesimi dikkate almak zorunday›z. Bunun için genç iflçilerin sendikalara üye olmas› noktas›nda çaba sarf ediyoruz. Genç iflçilerin sorunu tek bafl›na çözülemez. Ancak genel mücadele içinde çözülebilir. - Son olarak okuyucular›m›za söylemek istedi¤iniz bir fley var m›? - Son olarak, Türkiye’de, mücadele eden emekçi kitlelere, iflçi s›n›f›na ve hapishanelerde direnen tutsaklara en içten selamlar›m› iletirim. Dayan›flma dileklerimizle, ortak düflmanlar›m›za karfl›, ortak mücadele koflullar›n› yaratmaya çal›flmal›y›z. (Yunanistan’dan bir ‹K okuru)
İşçi-köylü 11
11-24 Ocak 2008
Kavga okulu
Yaflflaam› boyunca savaflflaanlar›n an›s›na! Her ülkenin s›n›f savafl›m› tarihinde unutulmaz tarihi günler vard›r. S›n›flar›n yaflamlar›nda bellek ve vicdanlar›nda a¤›rl›kl› yer eden, onlar›n bilinçlerinde iz b›rakan günler vard›r. Ocak ay›, Türkiye proletaryas›n›n ve çeflitli milliyetlerden emekçi halk›n bilinç ve vicdan dünyas›nda, takvim yapraklar›nda yaflanan s›radan bir de¤iflimin ad› olarak an›lmamaktad›r. Ocak ay›, Türkiye proletaryas›n›n yaflam ve bilinç dünyas›nda a¤›rl›kl› bir iz b›rakm›flt›r. Ocak ay› ba¤›ms›zl›k, özgürlük, halk demokrasisi ve sosyalizm mücadelesinde flehit düflen devrimin ve özel olarak da Proletarya Partisi’nin kadro ve militanlar›n›n an›ld›¤› ayd›r. Ocak ay›n›n son haftas› Proletarya Partisi için anlaml› ve tarihsel özgünlü¤ü olan bir haftad›r. Ocak ay›, büyük devrim yürüyüflünde, davam›z›n en yürekli temsilcilerinin bedenlerini devrim yolunda basamak yap›p düflünce ve ideallerini özgürlü¤ün ›fl›klar›na dönüfltürdükleri bir ayd›r. fiehitlerimiz, devrimimizin teori ve prati¤inin her bir kilometresindeki yap› tafllar›d›r. Onlar büyük bir devrimci cüret ve inançla yaflamlar›n› devrime arma¤an ettiler. Onlar çok iyi biliyorlard› ki özgürlü¤ün ve ba¤›ms›zl›¤›n doru¤una ancak bedeller ödenerek var›l›r. Bundand›r ki, gelece¤i biçimlendirme sanat› u¤runa yaflamlar›n› feda eden ustalar, yap›c›lar en çok sayg› ve sevgiyi hak edenlerdir. Bugün özgürlük, ba¤›ms›zl›k ve halk demokrasisi ideallerini yok etmeye ve bu u¤urda yürütülen mücadeleyi kan ve ateflle bo¤maya çal›flan emperyalizme, faflizme ve her türden gericili¤e karfl› savafl›m›zda flehitlerimizin “mücadeleye devam edin” fliar›n›n somutta ne anlama geldi¤ini, bu onurlu görev ve sorumlulu¤u onlara lay›k bir flekilde yerine getirmemiz için neler yapmam›z gerekti¤ini daha güçlü kavramal› ve hissetmeliyiz. Bunun günümüzde hangi görev ve sorumluluklarla ve ne düzeyde ortaya konacak çaba ve feda ruhuyla yerine getirilmesi gerekti¤i iyi kavranmal›d›r. Onlar›n son sözleri örsle çekiç, yivle set aras›nda atefle dönüflen, gelece¤i biçimlendirmenin en geliflkin sanat abideleridir. Onlar›n son sözleri biz ard›llar›na mücadele ve
Adlar› milyonlara rehber olanlar ölümsüzdür! direnifl gelene¤ini kesintisiz sürdürmenin ve soylu devrim yürüyüflünü büyütüp gelifltirmenin emanetidir. Bu emanet asla elden b›rak›lmayacak ve dillerden düflmeyecektir.
Dünyaya, do¤ru pencereden bakal›m! Proleter devrimcilerin s›n›rl› yaflamlar›n› s›n›rs›z bir davaya adamalar›n›n nedenini anlamak için öncelikle dünyaya ve ülkemize, do¤ru pencereden bakmal›, yaflananlar› ve geliflmeleri sa¤l›kl› biçimde alg›lamal›y›z. Emekçileri sömürme ve ezme üzerine kurulu olan emperyalist-kapitalist sistemin dünya çap›nda sald›r›lar›n› yo¤unlaflt›rd›¤› günümüzde, flehitlerimizin verdi¤i güç kendisini daha çok hissettirmektedir. Her tarihsel dönemin iliflkilendi¤i toplumsal olaylar ve politik geliflmeler vard›r. Günümüzün emekçiler dünyas›n› yak›c› ve sars›c› flekilde meflgul eden olaylar›n bafl›nda enternasyonal proletaryan›n ve ezilen dünya halklar›n›n düflman› emperyalist iflgalcilerin Ortado¤u’da gerçeklefltirdikleri katliamlar ve pervas›zca iflledikleri cinayetler bulunmaktad›r. ‹flgalci zorbalar ve onlar›n bir avuç burjuva-feodal uflaklar›, ezilen dünya halklar›n›n bafl›na bela olmaya devam etmektedir. Bugün Irak’ta yaflananlar Saddam döneminden daha a¤›r ve ürkütücü boyuttad›r. ‹flgalci emperyalistler besleyip destekledikleri büyütüp iktidar yapt›klar› Saddam’› idam etmekle, Irak direniflini böle-
Pusula Teorik derinlik, militanca durufl baflar›n›n teminat›d›r! Uluslararas› planda devrimciler ve komünistlerin saflar›nda teorik ve ideolojik anlamda kafa kar›fl›kl›klar›n ve netsizliklerin yafland›¤› bir dönemden geçiyoruz. Bu kafa kar›fl›kl›klar› her türlü anti-MLM anlay›fla karfl› mücadele etme prati¤ini de zay›flat›yor. ‹leri kitlelerin oportünizmden etkilenmesine neden oluyor. Tüm bu anti-MLM anlay›fllara karfl› ilkeli ve tutarl› bir mücadele yürütmek için MLM teoriye hakim olmak ve onu yarat›c› bir tarzda uygulayacak bir partinin yarat›lmas›n› sa¤lamak, proletaryan›n zaferi için temel bir kofluldur. Bunun neden böyle oldu¤u sorusunun yan›t›n› Bolflevik Parti’nin tarihi tecrübelerinde aramal›y›z. “Bolflevik Partisi’nin tarihi bize ne ö¤retti?” sorusuna, Bolflevikler flu temelde yan›t veriyor: 1) ‘Partinin tarihi bize her fleyden önce, proletaryan›n devrimci bir partisi olmaks›z›n, oportünizmden ar›nm›fl, uzlafl›c›lara ve teslimiyetçilere karfl› ödünsüz, burjuvaziye ve onun devlet iktidar›na karfl› devrimci bir parti olmaks›z›n, proletarya devrim zaferinin, proletarya diktatörlü¤ü zaferinin olanaks›z oldu¤unu’ ö¤retiyor. Partinin tarihi bize, proletaryay› böyle bir partiden yoksun b›rakman›n, onu devrimci öncülükten yoksun b›rakmak oldu¤unu, proletaryay› devrimci öncülükten
ki her tutarl›l›k var›lacak hedefin yolunu ayd›nlat›p, emekçiler ordusunun gücünü art›racakt›r. Onlar enternasyonal proletaryan›n kurtulufl bayra¤›n› daha yükseklerde dalgaland›rmak görevini yüklendiler ve “hiçbir özgürlük u¤runa savafl›lmaks›z›n kazan›lmam›flt›r” dediler. Yanl›fl söylemediler. Özgürlük düflünün büyüklü¤ü öncülerin yürüyüfl bilinciyle ve kararl›l›k gücüyle orant›l› hale gelir, bu bilinç ve kararl›l›k örsle çekiç aras›ndaki ateflin gücüne dönüflür.
Zay›flar savaflflm maz Biraz güçlü olanlar Savaflfl››rlar belki bir saat Daha güçlüleri savaflfl››rlar y›llarca En güçlüleri ama Ömür boyu savaflflaanlard›r Onlars›z olmaz (Bertolt Brecht)
yoksun b›rakman›n da proletarya devrim davas›n› y›kmak oldu¤unu ö¤retiyor.’ Bolfleviklerin tarihi tecrübeleri yaln›z düne de¤il, bugüne de ›fl›k tutmaktad›r. Burjuva egemenlik sistemini y›k›p onun yerine proletarya önderli¤inde demokratik halk diktatörlü¤ünü kurmak için, MLM teorik bir donan›ma, perspektife sahip bir parti olmazsa olmazd›r. Bu parti yaln›z d›fltaki s›n›f düflmanlar›na de¤il, ayn› zamanda onlar›n parti içindeki ideolojik uzant›lar›na karfl› da tereddütsüz bir savafl›m içine girmek zorundad›r. Çünkü; parti içinde de s›n›f mücadelesi sürüyor. 20. yy.da yaflanan sosyalizm deneyimleri bize as›l düflman›n ve tehlikenin parti içinde boy verdi¤i gerçe¤ini bütün ç›plakl›¤›yla gösterdi. Bu anlam›yla Baflkan Mao’nun proletarya diktatörlü¤ü alt›nda s›n›f mücadelesinin süreklili¤i konusunda MLM hazinesine yapt›¤› katk›lar oldukça de¤erli ve anlaml›d›r. Bolflevik Partisi’nin tarihi tecrübeleri bize, ç›k›fl noktas› için devrimci bir partinin varl›¤›n› flart koflar. O halde partisiz, örgütsüz veya parti çal›flmas›n›, partili ve örgütlü yaflam› dejenere etmeye çal›flan, partinin kitleler üzerindeki otoritesini ve sayg›nl›¤›n› zay›flatan her türlü giriflime karfl› devrime hizmet eder. Hiç kimse parti ad›na, halk›n davas›na hizmet etme
ceklerini korku ve ölüm da¤lar›n› büyüteceklerini zannettiler. Sald›rgan iflgalci haydutlar sadece enerji kaynaklar›n›n doyumsuz sahipleri olmakla Ortado¤u halklar› taraf›ndan tan›n›p bilinmemektedir. Onlar ayn› zamanda yoksul halklar›n›n yaflad›klar› topraklar› ölüm tarlalar›na çevirecek kadar gözü dönmüfl barbar ve usta iflkenceci olduklar›n› bir kez daha ortaya koydular. Barbarl›k ve vahfletlerinin s›n›rlar›n› say›s›z ülkede oluflturduklar› iflkence merkezlerine tafl›yarak, sömürü ve iflkence merkezlerini dünyan›n dört bir yan›na yayd›lar. ABD emperyalizmi ve onun suç orta¤› ‹ngiliz emperyalistleri bugün dünden daha fazla iflgal, y›k›m ve iflkence ile birlikte an›lmaktalar. Ama Ortado¤u halklar› özgürlük ve ba¤›ms›zl›k haklar›n› en yarat›c› devrimci kahramanl›k silahlar›yla savaflarak korumaya çal›flmaktad›r. ‹flgalci haydutlara en güzel direnifl ve kararl›l›k örneklerini göstererek hak ettikleri dersi vermekte, dünya halklar›na ilham ve direnifl kayna¤› olmaktad›rlar.
Yitirmeden kazan›lmaz... Üzerinde yaflad›¤›m›z ve s›n›rlar› egemenlerce zor ve fliddetle çizilmifl toprak parças›nda; ezilenlerin, devrim ve direnifl örgütlenmesinde flehitlerin her biri bir damla emek, bir k›v›lc›m bilinç ve bir tu¤la direnifl olmufl, yükselen dalgaya güç vermifltir. Onlar iflçi s›n›f›n›n ve çeflitli milliyetlerden emekçi halk›n devrim ve sosyalizm ihtiyaçlar› yüce komünizm ideallerinin somut ifadesi olmufltur.
Her s›n›f kavgas›n›n say›s›z flehitleri vard›r. Bu toplumsal yaflam›n, s›n›f savafl›m›n›n de¤iflmez temel yasas›d›r. Özgürlük u¤runa savafl›lmadan hiçbir ideal düfl olmaktan kurtulamaz. Devrim savafl›n›n kazan›m› özgürlük ise kayb› canlard›r. Ödenmekten çekinilen her bedel, sömürü ve zulmün bir “kader” olarak ezilenlerin boynuna as›lmas› demektir. E¤er yeryüzünün ilk ezilenleri özgürlü¤e kavufltuysa, bunu u¤runa ödemekten çekinmedikleri say›s›z bedellere borçludurlar. Özgürlük atefli; kölelerin, daha sonra toprak kölelerinin, nihayet ücretli kölelerin boynundaki zincirleri parçalayan güç olmufltur. Bu atefl sömürü ve bask›n›n büyüyen fliddetine karfl›n sönmeyerek günümüze dek devam edegelmifltir. Bundand›r ki özgürlük için savaflmayan, bedel ödemekten korkanlar özgürleflemez. Özgürlük ve ba¤›ms›zl›k vazgeçilmez bir düfltür ve buna varman›n düflüncesi ezilenlerin, dolay›s›yla bugün de iflçi ve emekçilerin vazgeçilmez tutkusu olmufltur. Yitirmeden kazanman›n, yaflam›n yasalar›nda yeri yoktur. Parti ve devrimin militanlar›, savaflç›lar› olarak somut görevlerimizi yerine getirdi¤imiz oranda, flehitlerimize verdi¤imiz sözleri yerine getirmifl ve u¤runa canlar›n› verdikleri davaya sahip ç›km›fl oluruz. ‹dealleri hedefimiz, an›lar› rehberimiz olur. Tutarl› bir devrimci mücadele yürütülerek ancak flehitlerin sözleri sevgiliye yaz›lm›fl söz olmaktan ç›kar yoldafl vasiyeti olur. Söz ve eylem aras›nda-
ad›na, devrimin temel arac› olan partiyi kitleler nezninde zay›flatma, sayg›nl›¤›na gölge düflürme hakk›na sahip de¤ildir. Devrimci hareketin tarihine bakt›¤›m›zda bunun onlarca olumsuz örne¤ini görebiliriz. Yani y›llarca içinde mücadele etti¤i yap›da çeflitli gerekçelerle ayr›larak ve ayr›l›¤›na meflruluk kazand›rmak için yapt›¤› h›zl› bir teflhir faaliyetinden sonra tekrar bencil-bireyci yaflam›na do¤ru demir atan samimiyetsiz, düflkün pratikler vb. vb. Yanl›fl bir anlamaya meydan vermemek için konuyu biraz daha açma gere¤ini duyuyoruz. Her fleyden önce bireyler partili yaflama gönüllü kat›ld›klar› gibi, kendi istekleri do¤rultusunda da ayr›labilirler. Fikir ayr›l›¤›na düflebilirler. Tüm bunlar s›n›f mücadelesi içinde anlafl›l›r fleylerdir. ‹tiraz›m›z buna de¤ildir. Bizim itiraz›m›z; partili ve örgütlü yaflam› küçük düflüren, ideolojik hesaplaflma içeri¤i zay›f olan, s›radan, yanl›fl-yalan pratik yaklafl›mlarad›r. Bu yaklafl›mlar›n temelinde “bana yar olmayan›, baflkas›na yar etmem” ilkel zihniyeti vard›r. Dolay›s›yla küçük burjuva ideolojik flekillenifle sahip olan bu unsurlar›n böylesi süreçlerde devrimin-sosyalizmin, partinin ve devrimci hukuk ad›na söyledikleri tüm “parlak” sözler, gerçekliklerini gizlemeye dönük sahte sözlerdir. Çünkü; burada gerçek olan, bu tipten unsurlar›n girdi¤i oportünist ve teslimiyetçi rotad›r. Burada ç›kar›lmas› gereken en önemli devrimci sonuç, parti içinde sürmekte olan s›n›f savafl›m›nda anti-MLM anlay›fllara karfl› her koflulda ilkeli bir tarzda mücadele yürütmektir. Oportünist ve tesli-
fiehitlerimiz biz ard›llar›na güçlü olmay› emretmektedir. Güçlü olmak do¤ru bir dünya görüflüne, Marksizm-Leninizm-Maoizm ideolojisine sahip olmak demektir. Dünyay›, ülkemizi tan›mak bilmek, de¤ifltirip dönüfltürmenin gücüne ve bilincine sahip olmak demektir. Devrim ve örgüt bilgisine sahip olmak demektir. Ülkemiz sorunlar›na, emekçi halk gerçekli¤ine vak›f olmak demektir. Ocak ay›, Parti ve devrim u¤runa canlar›n› feda etmifl olanlar›n sayg›yla ve onurla an›ld›¤› ayd›r. Parti ve devrim ad›, zor koflullar alt›nda devrimi örgütlemenin, partiyi gelifltirmenin umudu büyütmenin ad›d›r. Partiyi ayaklar› üzerine dikmenin mücadelesidir. Karamsarl›k içinde umudun, y›k›m içinde yap›laflman›n ad›d›r. Savafl›p kazanman›n ad›d›r. Komünist yaflam›n, bilme ve yapman›n, geliflim ve ilerlemenin, ad›m ad›m yükselmenin, çözüm ve irade gücünün ad›d›r. S›n›rl› yaflam›n›n her bir an›n› devrimin, partinin ve devrimci savafl›n yasalar›n› kavrama ve uygulamas›na adaman›n mütevaz› ad›d›r. Devrim ve parti flehitleri, s›n›f savafl›m› dalgalar›na korkusuzca at›lman›n, s›n›rs›z bir fedakarl›¤›n, sürekli ilerleyen devrimci kahramanlar›n ad›d›r. Devrim istemini ve özgürlük düflünü emekçilerin ellerinde hakl› davaya çevirme mücadelesinin ad›d›r. Onlar, ezilenlerin kurtuluflunu örgütleme ve yönetme biliminin ileri do¤ru her gelifliminde “flöhretsiz” s›ra d›fl› devrimcilerin ve komünistlerin ad›d›r. Bu ad biz ard›llar›na fleref ve onur olacakt›r.
miyetçi anlay›fllar› deflifre ederek, partiyi uyan›k k›lmakt›r. Partide yarat›lacak bu uyan›kl›k, oportünizmin parti taban› içinde yarataca¤› ideolojik tahribat› önlemeye, asgari düzeye indirgemeye hizmet eder. Bunun için de her partilinin, her örgütlü militan›n görev ve haklar› konusunda ›srarl› ve istikrarl› bir rota izlemesi gerekir. Örne¤in, partiyi anti-MLM anlay›fllardan korumak herkesin görevidir. Herkes nas›l ki parti hukukuna uygun olarak elefltiri yapma hakk›na sahipse, hatalar›na karfl› da özelefltirel bir tutum tak›nma görevini de yerine getirme yükümlülü¤üne sahiptir. Yine özelefltiri sorumlulu¤undan kaç›narak hep elefltiri hakk›n› kullanmak da do¤ru ve ahlaki bir tutum de¤ildir. Tüm bu görevler ve haklar örgütlü bir mekanizma içinde kullan›l›r. O mekanizma partidir. Partinin tüm bunlar›, ad›na lay›k bir tarzda yerine getirmesi için derin bir teorik kavray›fla, y›¤›nlar›n gücünü arkas›na alma perspektifine uygun olarak kavgada ›srarl› bir durufla sahip olmas› gerekir. Burada sözünü etti¤imiz kavga; ideolojik, siyasi, askeri ve kültürel kavgad›r. Yani iki s›n›f aras›ndaki kapsaml› savafl›md›r. Sorunu daha iyi anlamak bak›m›ndan yeniden Bolflevik Parti’nin tarihi tecrübelerine bafl vural›m; ‘Partinin tarihi bize, ayr›ca iflçi s›n›f› partisinin, iflçi s›n›f› hareketinin ileri teorisine, Marksist-Leninist teoriye iyice hakim olmad›kça, iflçi s›n›f›n›n önder rolünü, proletarya devriminin örgütleyicisi ve önder rolünü yerine getiremeyece¤ini ö¤retiyor. Marksist-Leninist teorinin gücü, bu
Kavgada ölümsüzleflfleenler Meral YAKAR: 22 Ocak 1973’te bir evde meydana gelen kaza sonucu yaralanan Meral YAKAR, kendisini tan›yan polisler taraf›ndan iflkenceye al›narak Proletarya Partisi’nin ilk flehidi olarak ölümsüzleflti. Ali Haydar YILDIZ: 24 Ocak 1973’te Dersim Vartinik’te ‹brahim Kaypakkaya ile birlikte kald›klar› köm bir ihbar sonucu düflman güçlerince sar›l›r. Kaypakkaya’n›n yaraland›¤› bu çat›flmada Ali Haydar Y›ld›z, T‹KKO’nun ilk komutan› olarak flehit düflmüfl ve ad›n› tarihe kaz›m›flt›r. Atilla ÖZKAN: 1957 Kayseri do¤umlu olan Atilla Özkan’›n kald›¤› ev bir ihbar sonucu düflman güçlerince sar›l›r. Çat›flma sonucunda yaral› olarak ele geçirilen ancak hastaneye kald›r›lmayarak ölüme terkedilen Özkan, 18 Ocak 1976’da flehit düfltü. Mehmet GÜNALP: 1960 Erzincan Refahiye do¤umlu olan Mehmet GÜNALP, ‹stanbul Y›ld›z Teknik Üniversitesi’nde okurken tan›flt› devrimci düflüncelerle. 16 Ocak 1980’de ‹stanbul fiiflli’de sivil faflistler taraf›ndan katledildi. Hazro fiehitleri: 24 Ocak 1981 tarihinde Diyarbak›r Hazro’da bir ihbar sonucu faflist TC’nin att›¤› pusuda Haydar ASLAN ve ‹hsan PARÇACI uzun süren bir çat›flma sonras› flehit düfltüler. Polat ‹yit: TKP/ML’nin önder kadrolar›ndan olan Polat ‹yit 20 y›ll›k devrimci yaflam› boyunca halka karfl› her türlü sald›r›ya karfl› onurluca savaflm›fl, defalarca kez tutsak düflmüfltür. Son olarak 3 May›s 1996’da tutuklanan Polat ‹yit, Sa¤malc›lar zindan›nda Süresiz Açl›k Grevi ve Ölüm Orucu direniflinde görev alm›flt›r. Zaferle sonuçlanan direnifl sonras›nda bedeni yakaland›¤› kanser hastal›¤›na yenik düflmüfl ve 15 Ocak 1997’de flehit düflmüfltür. Yusufeli fiehitleri: 24 Ocak 1994 tarihinde T‹KKO gerillalar› ile TC güçleri aras›nda ç›kan çat›flmada TKP/ML T‹KKO komutanlar›ndan Erhan Öztürk ve Hasan Özdo¤an ile TKP/ML üyesi ve Siyasi Komiseri ‹hsan fiimflek ve TKP/ML üyesi Muharrem Kaya flehit düfltüler. Yel Da¤› fiehitleri: 1993 y›l›n›n Ocak ay›n›n sonlar›nda T‹KKO II. M›nt›ka birli¤inin üslenme alan›n›n deflifre olmas› ve düflman›n hava taarruzuna maruz kalmalar› üzerine yer de¤ifltirmik zorunda kalan 50 kiflilik gerilla birli¤i Yel Da¤›’nda bir destan yaratt›lar. Zeki Peker, Erkan Fener, Ali Demirda¤, Barbara Anna Kistler, Ali Ekber Batasul ve Ali ‹hsan Yalç›n Yel Da¤› flehitleri olarak tarihteki onurlu yerlerini ald›lar.
teorinin partiye her durumda do¤ru yönü bulma, olaylar›n iç ba¤lant›lar›n› anlama, olaylar›n ak›fl yönünü önceden görme ve yaln›zca bugün nas›l ve hangi yönde gelifltiklerini de¤il, gelecekte de nas›l ve hangi yönde gelifleceklerini görme olana¤›n› sa¤lamas›ndand›r. Ancak, Marksist-Leninist teoriye iyice hakim olan bir parti, güvenli ad›mlarla yürüyebilir ve iflçi s›n›f›n› ileri götürebilir. (...) Devamla ‘Marksist-Leninist teoriye hakim olmak; asla onun bütün formüllerini ve tezlerini ezberlemek ve her sözcü¤üne ba¤lan›p kalmak demek de¤ildir. Marksist-Leninist teoriye hakim olmak için, öncelikle onun sözcük örgüsüyle özünü birbirinden ay›rt etmeyi ö¤renmeliyiz. Marksist-Leninist teoriye hakim olmak; bu teoriyi özümlemek ve onu proletaryan›n s›n›f savafl›m›n›n de¤iflen koflullar› içinde devrimci hareketin pratik sorunlar›n›n çözümü için kullanmay› bilmek demektir.’ (Bolflevik Parti Tarihi) Uzunca yapt›¤›m›z aktarmalar Bolfleviklerin, Marksist-Leninist teoriye dair ortaya koyduklar› tarihi tecrübenin özeti niteli¤indedir. Peki, bu tecrübe bugün bizim için ne anlam ifade ediyor? Her fleyden önce bugünü anlamak, bilimsel bir tarzda çözümlemeler yapmak için MLM teoriye hakim olman›n bir zorunluluk oldu¤unu ifade ediyor. Bugün bu teoriye hakim olmak, Marksist kuramc›lar›n kitaplar›n› ezberleyerek bolca nutuklar atmak de¤ildir. Bu tarzda bir kavray›fl, MLM’yi somut koflullara uyarlama anlay›-
fl›n›n inkâr›d›r. Unutmayal›m ki; “somut flartlar›n somut tahlilini” gözard› eden her pratik kavray›fl dogmatizm çamuruna batmakta kendini kurtaramaz. De¤iflen bu koflullar içinde s›n›f savafl›m›n›n sorunlar›na do¤ru bir tarzda çözümler sunmak için, teorik bir kavray›fla, s›n›f savafl›m›n›n bilimsel yasalar›na hakim olmak bir zorunluluktur. Bu kavray›fltan yoksun olanlar›n, sosyalizmin prati¤inde al›nan geçici yenilgiler ve bu yenilgilerin devrimci cephede yaratt›¤› tahribatlar sonucunda ezilenlerin-emekçilerin saflar›nda ideolojik olarak nas›l büyük bir kirlenmeye yol açt›klar›na tan›kl›k etmeye devam ediyoruz. Tüm bunlar bize; bugün içinden geçmekte oldu¤umuz süreci do¤ru bir temelde anlamak ve ç›k›fl noktas›n› yakalamak için, MLM teoriye hakim olmay› ve onu yarat›c› bir tarzda uygulama prati¤ine yöneltmeyi emrediyor. Ayd›nlatmak için ayd›nlanmak, karanl›klara ›fl›k olmak için, MLM ›fl›¤›yla donanmak flart. MLM teoriyi s›n›f mücadelesinin sorunlar›n› kavrama -pratik çözümler gelifltirmek için derinlemesine kavran›lmas›devrim iddias›n› tafl›yan her partinin tüm kadro ve ileri militanlar› için öncelikli bir görevdir. Pratik sorunlar›n çözümü için teorik donan›m, anti-MLM anlay›fllara karfl› yürütülecek kapsaml› bir hesaplaflma için teorik-ideolojik e¤itim, tarihi tecrübelerden ö¤renme ve bilinç ›fl›¤›nda somutu inceleme, çözümsüzlüklere çözüm olma, yanl›fl bak›fl aç›lar›n› do¤ru bir temelde mahkum etme gücünü a盤a ç›kar›r. Teori ile prati¤in diyalekti¤i de budur.
İşçi-köylü 12
Göğün yarısı Geçti¤imiz y›llarda oldu¤u gibi 2007 y›l› da kad›nlar›n maruz kald›¤› fliddet aç›s›ndan korkutucu olaylar›n yafland›¤› bir y›l oldu. D‹HA’dan Rojda K›zg›n’›n düzenledi¤i habere göre sadece resmi kay›tlara geçen bilânço bile oldukça a¤›r. Yaflanan cinayet ve tecavüz olaylar› kadar, bu olaylara gerekçe gösterilen nedenler ve yarg› kurumlar›n›n ald›klar› tav›rlar kad›nlar›n gelecekte maruz kalacaklar› fliddet konusunda bizleri uyar›yor. Kad›n› meta gibi gören, cinselliklerini ön planda tutan, günlük yaflamda do¤ufltan görevi hizmetçilik ve “sahibi” olarak dayat›lan erke¤in kölesi durumuna sokan zihniyetin kayna¤› sokaktaki erkek de¤il devletin kendisi ve ona ba¤l› hareket eden tüm kurumlar›d›r. Bu nedenle cezas›z kalan suçlular artmakta, ma¤durken mahkemelerce suçlu durumuna düflürülen kad›nlar›n gördü¤ü fliddet de buna paralel olarak artmaktad›r. “2007 kad›na yaramad›” bafll›¤› alt›nda yay›nlanan haberde ka¤›t üzerine toplanan kad›n haklar› flu flekilde s›ralan›yor:
Namus ad› alt›nda cinayetler devam etti BM rakamlar›na göre dünya genelinde her y›l 5 bini aflk›n kad›n namus gerekçesi ile katlediliyor. Türkiye’de de kad›nlar polisin, efllerinin, yak›nlar›n›n ya da tan›mad›klar›n›n tacizine, sald›r›s›na ve tecavüzüne u¤rad›; e¤itim, sa¤l›k, çal›flma gibi yaflam›n tüm alanlar›nda ayr›mc›l›¤a tabi tutuldu. Bir y›lda
11-24 Ocak 2008
2007 y›l› kad›nlar için nas›l geçti?
onlarca kad›n›n yaflam hakk› “namus” ad› alt›nda sonland›r›ld›. Kad›nlar, Türkiye’nin farkl› bölgelerinde farkl› illerinde ayn› nedenler gerekçe gösterilerek yak›nlar› taraf›ndan katledildi. ‹dari ve yarg› mekanizmalar› kad›n cinayetleri ve kad›na yönelik fliddete karfl› sorumluluklar›n› hiçe sayd›.
Kad›n katliamlar›nda “tahrik” indirimi Kad›n cinayetlerinde mahkeme kararlar›nda sadece yasalar›n kad›n›n lehine de¤ifltirilmesinin yeterli olmad›¤›n› yasa uygulay›c›lar›n›n da bak›fl›n›n de¤iflmesi gerekti¤ini bir
Kad›nlar ifl yaflflaam›n›n d›flfl››na itiliyor! AKP hükümetinin iflyerlerinde krefl ve emzirme odas› zorunlulu¤unu kald›rma plan› birçok kesim taraf›ndan elefltiriliyor ve kad›nlar üzerinde sömürünün artaca¤›na dikkat çekiliyor. Ancak AKP yine de düzenlemenin yaflama geçmesi için kollar› s›vam›fl durumda. AKP, 2008 bafl›nda patronlar üzerindeki istihdam masraf›n›n bir k›sm›n› Hazine’ye devrederek, bir k›sm›n› da iflçi haklar›ndan yap›lacak k›s›nt›larla azaltacak bir düzenleme planl›yor. Çal›flman›n ilk gündeme geldi¤i dönemlerde o dönemin bakan› Murat Baflesgio¤lu Aral›k 2006’da “çok iflçi çal›flt›rana krefl yap demifliz. Bu iflletmeye büyük yük getiriyor. Bu yükümlülü¤ü iflletmeden alaca¤›z. Devletin kurumlar› var, bunu o kurumlar yaps›n” demiflti. Ancak bununla birlikte hükümet kamuda da bak›m hizmetlerine yat›r›m› b›rak›yor. Haz›rlanan ILO raporuna göre, Maliye Bakanl›¤›’n›n bütçenin haz›rl›¤› için kullan›lan 2007-2009 Yat›r›m Program› Haz›rlama Rehberi’nde de zorunlu olmad›kça kamu taraf›ndan krefl, bak›m evi yat›r›m› yap›lamayaca¤› söyleniyor. Sonuç itibar›yla hükümet zaten devletin yetersiz kald›¤› ve yat›r›m yap›lmayaca¤›n› söyledi¤i bak›m hizmetleriyle ilgili patronun üzerindeki k›s›tl› yükümlülü¤ü de önümüzdeki dönemde kald›racak. Bu konuda bir aç›klama yapan Y›ld›z Teknik Üniversitesi’nden Prof. Dr. Meryem Koray, kad›nlar›n iflgücüne kat›lamad›klar› için toplumsal hayatta ezilen grup haline geldikleri söyleminin yerine ezildikleri için iflgücüne kat›lamad›klar›n› vurgulad›. Yine konuyla ilgili bir aç›klama yapan KESK Kad›n Sekreteri Sevgi Göyçe de “bu aç›k bir manipülasyon. Krefl zorunlulu¤u toplumsal cinsiyet ayr›mc›l›¤› nedeniyle çocuk bak›m› üzerine yüklenen kad›nlar›n istihdama kat›labilmesi için önemli bir araç; tarih bize bunu gösteriyor” dedi. Yap›lan araflt›rmalara göre flu an Türkiye’de dört kad›ndan biri çal›fl›yor. Üstelik varolan kad›n istihdam›n›n giderek daha da azald›¤› vurgulan›yor. Tar›mda ücretsiz iflçi, mevsimlik iflçi olarak, ev iflçisi olarak çal›flan kad›nlar ifl piyasas›nda da ancak düflük ücretli, sosyal güvencesiz ifller bulabiliyor. Hükümet flimdi de bak›m ifllerini kad›nlar›n üzerinden alacak hizmetleri ortadan kald›rarak onlar›n istihdam olanaklar›n›n daha da azalmas›na yol aç›yor.
kez daha ortaya koydu. Mahkemelerde ç›kan dava sonuçlar› hukuku uygulayan kiflilerin de toplumsal cinsiyet aç›s›ndan e¤itimden geçmesi gerekti¤ini gündeme getirdi. 1998 y›l›nda ç›kan 4320 Say›l› Ailenin Korunmas›na Dair Kanun’a göre ekonomik, psikolojik, cinsel ve her türlü fliddet gören kifli hakk›nda koruma karar› ç›kar›lmas› gerekti¤i, kiflinin karara uymamas› halinde 3-6 ay hapis cezas› verilmesi ibaresi yer al›yor. Ancak ‹zmir’de veresiye bebek bezi ald›¤› için efli taraf›ndan sokak ortas›nda dövülen Müjgan Çetindel, flikayetçi olmad›¤› için bir fley yap›lmad›. Oysa ki kanuna göre kad›-
n›n flikayetçi olmas› gerekmiyor. Çevredekilerin olay› anlatmas› bile yeterli. Bir di¤er örnek de Diyarbak›r’da yafland›. Ba¤lar Beldesi’nde yaflayan Ayflegül Alparslan efli Abdurrezzak Dikici taraf›ndan 5 çocu¤unun gözü önünde öldürüldü. Ayflegül öldürülmeden önce defalarca savc›l›¤a giderek korunma talebinde bulunmufltu. Efli Abdurrezak Dikici yap›lan yarg›lamas› sonucunda müebbet hapis cezas›na çarpt›r›ld›. Dikici’nin cezas› resmi nikah› olmad›¤› gerekçesiyle 25 y›la indirildi. Halbuki söz konusu kanunda “ayn› çat› alt›nda” olunmas› yeterli, efllerin resmi nikah›n›n olup olmamas› önemli de¤il.
s›k banyo yap›yorsun? Yoksa beni aldat›yor musun?” diyen efli Ümmü Kiraz’›n bo¤az›n› b›çakla kesti. Hamile eflini benzin döküp yakt›. Afyonkarahisar 2. A¤›r Ceza Mahkemesi’nde görülen duruflmada ‹smail Kiraz, olay günü eflinin kendisini tahrik etti¤ini ileri sürdü. Eflinin kendisini aldatt›¤›n› savunan ve birlikte oldu¤u erkekle foto¤raflar›n› mahkemeye delil olarak sunan Kiraz, önce a¤›rlaflt›r›lm›fl ömür boyu hapis cezas›na çarpt›r›ld›. Ancak, a¤›r tahrik unsuru göz önünde bulundurularak hapis cezas› 15 y›la indirildi. K›z›n› yaralamaktan da 5 y›l ceza alan ‹smail Kiraz’›n toplam hapis cezas› 20 y›l olarak belirlendi.
Kad›n›n uyru¤u tecavüz kriteri say›ld›
“15 dakikada tecavüz olmaz”
Bu y›l da kad›n katliamlar›yla ilgili aç›lan davalarda verilen tahrik indirimleri problem olmaya devam etti. Bu davalara bir kaç örnek: ‹stanbul 3. A¤›r Ceza Mahkemesi “Fuhufl amac›yla örgüt kurmak” iddias›yla yarg›lanan Ejder Toprak ve Mehmet Do¤an’a yönelik tecavüz iddias›n› “yabanc› uyruklu kad›nlar›n Türkiye’ye ne amaçla geldikleri bilinen bir gerçek” diyerek beraat karar› verdi. 11 Ekim 2006 da Afyonkarahisar’da ‹smail Kiraz, “Neden çok
Almanya’da çal›flan Adanal› Öznur T, 7 y›l önce zihinsel engelli k›z›na tecavüz etti¤ini ileri sürdü¤ü, ancak “15 dakikada tecavüz olmaz” savunmas›yla beraat eden zanl› için A‹HM’in verece¤i karar› bekliyor. Adana 1. A¤›r Ceza Mahkemesi’nde yarg›lanan zanl› için 4 Temmuz 2003 tarihinde verilen beraat karar›nda, “bu kadarl›k çok k›sa bir süre say›labilecek zaman içinde, san›¤›n, hiçbir iz b›rakmayacak flekilde ma¤durenin ›rz›na geçmesi mümkün görülmemifltir” ifadelerine yer verilmiflti.
Yap›lan taciz kad›nlara de¤il, insanl›¤›m›za Yeni y›l kutlamalar› için 31 Aral›k gecesinde ‹stanbul’da bulunan 22 yafl›ndaki Avustralyal› Mandi Keighran ve yan›ndaki arkadafllar› Taksim Meydan›’nda neredeyse 100 kiflilik bir grubun tacizine u¤rad›. Y›llar geçip gidiyor ama, y›lbafllar›nda ortaya konan dehflet verici sahneler de¤iflmiyor, hatta cezas›z kald›¤› için art›yor. 2006 y›l›na girerken yine Taksim’de yaflanan taciz olay›nda birkaç kad›n›n kalabal›k bir grup taraf›ndan tacize u¤ray›fl› düflmüfltü karelere. Ald›klar› alkol ve sürü psikolojisinin verdi¤i güçle, kad›nlara sald›ran bu “insanlar” kendilerini kaybetmifl de¤iller asl›nda, sistemin teflvik etti¤i “erkeklik” hallerini bulmufllard› alanda. Kad›nlar›n insandan önce bir cinsel obje olarak
Kad›nlar cinsel tacizi protesto etti Taksim’de yaflanan taciz, feminist kad›nlar taraf›ndan protesto edildi. Taksim Meydan›’nda bir araya gelen onlarca feminist kad›n, buradan zincirler oluflturarak Galatasaray Meydan›’na do¤ru yürüyüfle geçti. Yürüyüfl boyunca, “Kabahat de¤il, cinsel sald›r›”, “Polis izleme, tacizciyi yakala”, “Yaflas›n kad›n dayan›flmas›” sloganlar›n› atan kad›nlar, meydanda bas›n aç›klamas› yapt›. Kad›nlar ad›na aç›klama yapan Berrin Hotac›kl›o¤lu, taciz ve sald›r›lar› kendine hak gören erkeklere ve yasalarla erkekleri koruyan devlete öfkeli olduklar›n› ifade etti.
görüldü¤ü ataerkil düzende bu yaflananlar›n tekrar etmesi flafl›rt›c› de¤il ama üzücü. Bir de bu sene “bizden de¤il” psikolojisiyle suçlanan›n bir ‹ranl› olmas› dikkat çekici. Sonra tacize u¤rayan genç kad›n›n ifadelerinden ö¤reniyoruz ki hedef gösterilen ‹ranl› Abhari Arzanagah taciz etmeye de¤il turist kad›n› korumaya çal›fl›yor. Yani suçlular d›fl›ndaki herkes suçlan›yor. Gözalt›na al›nanlar yar›m saat tutulup b›rak›l›veriyor. Hâlbuki tek “suçlar›” bas›n aç›klamas›na kat›lmak, ya da sadece Kürt veya baflka bir ezilen ulusa mensup olmak olan insanlar›n sebepsizce gözalt›na al›n›p, günlerce iflkenceye tutulduklar›n› hatta baz›lar›n›n oradan hiç ç›kamad›klar›n› biliyoruz. Tacizciler için durum öyle olmuyor. Hemen serbest kalan sald›rganlar 57 YTL gibi komik bir para cezas› alarak kurtulabiliyor. Aralar›nda küçük yaflta pek çok kiflinin de bulundu¤u bu sald›rganlar›n patolojisi, Türkiye’de yaflayan halk›n yozlaflt›rma ve
uyuflturma politikalar›ndan ald›¤› pay› gösteriyor. Yaflanan olay sonras›nda çeflitli kitle örgütleri durumu protesto ederek aç›klamalarda bulundular. Gökkufla¤› Kad›n Derne¤i Üyesi Rahime Özatik “en ufak bir demokratik eyleme bile sert flekilde müdahale eden polisin yaklafl›m› çok komikti. Para cezas› bile formalite olarak veriliyor. Tacizin polisin gözü önünde ve meydanda yap›lmas› ayr›ca bir fley ifade ediyor, ‘kad›n taciz edilebilir’ deniliyor. Erkek egemen bak›fl aç›s›n›n en resmi halidir” fleklinde konuya iliflkin görüfllerini dile getirdi. Ankara Barosu avukatlar›ndan Ali Eren ve Oya Ayd›n yapt›klar› aç›klamalarda görüntülerde çok aç›k cinsel sald›r› suçunun ifllendi¤ini ve Kabahatlar Kanunu çerçevesinde tacizcilerin serbest b›rak›lamayaca¤›n› belirttiler ve cinsel sald›r› suçu üzerinden tacizcilerin 2 ila 8 y›l aras›nda hapis cezas› istemiyle yarg›lanmalar› gerekti¤ine vurgu yapt›lar. (H. Merkezi)
Yak›larak öldürülen 5 emekçi kad›n unutulmad›! 2 y›l önce 29 Aral›k 2005 tarihinde Bursa’n›n Cal› Nahiyesi’nde bulunan Özay Tekstil fabrikas›nda, biri 15, biri 17 yafl›ndaki sigortas›z iflçi çocuklar, biri evli ve dört ayl›k hamile, ikisi genç yaflta olan kad›n iflçiler patronun kâr h›rs› sonucu yak›larak öldürüldüler. Özay Tekstil patronunun afl›r› kâr h›rs› nedeniyle, elyaf-sünger ve tiner gibi yan›c› madde bulunan iflyerinde hiçbir güvenlik önlemi al›nmam›fl, üstelik kap›lar kilitli oldu¤u için iflçi kad›nlar d›flar›
ç›k›p kendilerini kurtaramam›fllard›. Yak›larak öldürülen 5 kad›n iflçi, yap›lan eylemlerle an›ld›lar. ‹lk eylem, 29 Aral›k sabah› BAT‹S Sendikas› taraf›ndan Yaylac›k köyünde 15 yafl›nda yanan Ayfle Denilzdalan’›n evinin önünde anma fleklinde yap›ld›. Ard›ndan Özay Tekstil Fabrikas› önünde de sayg› duruflu yap›ld›. ‹kinci eylem de ayn› gün Bursa Kad›n Platformu bileflenleri taraf›ndan gerçeklefltirildi. Platform üyesi kad›nlar,
Orhangazi Park›’nda bir araya gelerek “1857 New York’ta 150 iflçi kad›n, 2005 Bursa’da 5 kad›n iflçi yak›larak öldürüldü. Yanmak de¤il yaflamak istiyoruz”-Bursa Kad›n Platformu imzal› pankart› açarak, yak›larak öldürülen 5 emekçi kad›n iflçiyi unutmad›klar›n› dile getirdiler. Platform bileflenleri ad›na aç›klama yapan E¤itim-Sen Yönetim Kurulu üyesi Güler Y›lmaz “bundan 2 y›l önce herkes y›lbafl› telafl›ndayken, bir fabrikada
Kad›na yönelik flfliiddet olaylar›ndan sadece baz›lar›:
* fianl›urfa’da ailesinin izni olmadan sevdi¤i kifliyle evlenen ve bir süre önce de yak›nlar›n›n yan›na gelerek eflinden ayr›lmak istedi¤i iddia edilen 19 yafl›ndaki Yasemin K, geç saatlerde bofl bir arazide tabancayla öldürülmüfl halde bulundu. Polisin cesedin bafl›nda buldu¤u Yasemin K’nin babas› ‹brahim Halil Ç., ilk ifadesinde k›z›n›n intihar etti¤ini öne sürdü, daha sonra cinayeti iflledi¤ini itiraf etti. * Diyarbak›r’da 5 çocuk annesi Ayflegül Alparslan “fuhufl” yapt›¤› suçlamas›yla nikâhs›z yaflad›¤› efli Abdurezzak Dikici taraf›ndan öldürüldü. * Asyen Cihangir ile k›z› Bahargül Öztürk, efllerinden dayak yedikleri için Kars’taki evlerini terk ederek Gebze’nin Dilovas› Beldesi’ne yerleflti. K›sa bir süre sonra anne ve k›z› evlerinde sopayla dövülerek öldürülmüfl flekilde bulundu. 19 yafl›ndaki Ersin Cihangir annesi ve ablas›n› ye¤enlerinin gözleri önünde öldürdü¤ü gerekçesiyle gözalt›na al›nd›. ‹ki kad›n cinayetten önce polise kap›lar›n›n zorland›¤›n› bildirmiflti. * Efli hapishanede olan Gaziantep’te yaflayan bir çocuk annesi Gönül Dede, evden kaçt›. Baflka bir erkekle kaçt›¤› gerekçesiyle ailesi taraf›ndan flikayet edilmesi üzerine polis taraf›ndan bulunan Dede ailesine teslim edildi. Genç kad›n iki gün sonra 17 yafl›ndaki kardefli taraf›ndan öldürüldü. Fatih Agufl (31), 9 y›ll›k efli Sevgi Agufl (24) ve 7 ve 5 yafl›ndaki iki çocu¤uyla al›flverifl merkezine gitti. Al›flverifl merkezinde dolaflt›klar› s›rada iddiaya göre, eflinin bir erkekle konufltu¤unu görünce sinirlenen Fatih Agufl, “çevrendekilerle cilveli konufluyorsun” diyerek efliyle tart›flmaya bafllad›. Otoparkta da devam eden tart›flmada Fatih Agufl, iki çocu¤unun ve onlarca müflterinin gözleri önünde kar›s›n› 15 yerinden b›çaklayarak öldürdü. * Yozgat’›n fiefaatli ‹lçesi’nde, 3 y›l önce ailesinin karfl› ç›kmas› üzerine kaçarak evlenen 22 yafl›ndaki Zehra, 27 yafl›ndaki efli Bar›fl Akbaba ile 11 ayl›k bebe¤i Aleyna, Zehra’n›n 25 yafl›ndaki kardefli ‹lhan K. taraf›ndan öldürüldü. ‹lhan K., ifadesinde k›z kardeflinin kaçarak evlenmesini içine sindiremedi¤ini ve bunu namus meselesi yapt›¤›n›, cinayetleri bu nedenle iflledi¤ini söyledi.
meydana gelen yang›nda 5 kad›n yanarak can verdi” dedi. Aç›klaman›n ard›ndan kitle sloganlar ve alk›fllarla “Çal›flma yaflam› ve kad›n” panelinin yap›laca¤› E¤itim Araçlar› salonuna kadar yürüdüler. Birçok aç›klama ve etkinlikle an›lan 5 kad›n iflçiyi unutmayan kurumlardan biri de, 29 Aral›k günü Kad›köy’de konuyla ilgili bir bas›n aç›klamas› yapan EKD oldu. “Bursa’da yand›k, Novamed’de kazand›k” yaz›l› bir pankart açarak, bir araya gelen EKD’li kad›nlar ad›na Derya E¤ilmez taraf›ndan okunan aç›klamada, iki y›l önce yanarak yaflam›n› yitiren kad›n iflçilerin unutulmad›¤› vurguland›. (Bursa/Kartal)
İşçi-köylü 13
11-24 Ocak 2008
Dünya Irak
Kenya’da artan sosyal adaletsizlik ve son yaflfla anan geliflflm meler... Kenya’daki baflkanl›k seçimleriyle ba¤lant›l› çat›flmalarda en az 300 kifli yaflam›n› yitirdi. On binlerce kifli ise evlerinden-yerlerinden kaçmak zorunda kald›. ‹ktidardaki Kibaki, seçimlerin hemen ard›ndan oylar›n % 46.7’sini ald›¤›n› iddia ederek, zaferini ilan etmiflti. Rakibi Odinga ise oylar›n % 44.3’ünü alm›flt›. Ancak hemen akabinde Kibaki’nin 230 binlik oy fark› muhalefet taraf›ndan sorgulanmaya bafllad› ve seçimlere hile kar›flt›r›ld›¤› iddialar› gündeme geldi. ‹ki rakip aday›n sempatizanlar› aras›nda çat›flmalar›n ç›kmas› ise gecikmedi. Çat›flmalar özellikle de Odinga’n›n oy potansiyeli olan, Nayrobi’nin gecekondu semtlerinde ve yak›n bölgelerinde patlak verdi. 1 Ocak’ta Eldoret flehrinde bir kilise, içindeki insanlarla birlikte yak›ld› ve ço¤u çocuk, 50’ye yak›n insan yaflam›n› yitirdi. Benzer olaylar birçok yerde yafland›. Kibaki, ülkenin en büyük ve ekonomik yaflam üzerindeki en etkin etnik grubu olan Kikuyu mensubu. Odinga ise daha küçük bir halk toplulu¤u olan Luo’lardan. ‹ki etnik grubun aras›nda ç›kan çat›flmalarda çok say›da ölüm yaflansa da, görgü tan›klar› katliamlar›n esas olarak devlet güçleri taraf›ndan gerçeklefltirildi¤ini söylemekteler. Ölen kiflilerin bedenlerinde, bu güçlere ait silahlardan ç›kan çok say›da kurflun olmas› da söylenenleri do¤rulamakta. Hükümet bu durumu yalanlasa da, ad›n› vermeyen bir polis yetkilisi, bir haber ajans›na verdi¤i demeçte, kendilerine kesin vur emri verildi¤ini itiraf etmifl. Nayrobi’nin yoksullar› yaflanan etnik kinin, kendileri güvenlikli yerleflim bölgelerinde oturan politikac›lar taraf›ndan k›flk›rt›ld›¤›n› söylüyorlar.
Emperyalist manevralar›n rolü ABD ve ‹ngiltere’nin Kibaki’yi yine iktidarda görmek istedikleri ise bir s›r de¤il. Çünkü Kenya ABD emperyalizminin, Afrika’ya dönük “güvenlik operasyonlar›” aç›s›ndan stratejik bir merkez konumunda. Kenya, Somali ve Etiyopya’ya s›n›r olman›n yan›s›ra, Do¤u Afrika’n›n ticaret merkezi. Bunun içindir ki, günlerce katliamlara seyirci kalan Avrupa ve ABD emper-
yalistleri, geliflmelerin denetimlerinden ç›kmas› ve buradaki ç›karlar›na zarar verece¤i kayg›s›ndan, oy say›m›n›n yeniden yap›lmas› için bask› oluflturmaya bafllad›lar. Oysa ABD ve ‹ngiltere, seçimlerin hemen ard›ndan yapt›klar› aç›klamalarda, seçimlerin çok iyi geçti¤ini söyleyerek, Kibaki’yi kutlam›fllard›. Emperyalist devletler birçok bölgede oldu¤u gibi, burada da y›llard›r halk›n kendi kaderini özgürce belirlemesinin önünü kesmeye dönük bir dizi manevra gerçeklefltirmifllerdir. Bu manevralar›n› bugün yine sürdürmekten geri durmamaktalar. ‹kinci kez seçimlerin galibi ilan edilen Kibaki, ilk hükümet oldu¤u dönemde, BM Genel sekreteri taraf›ndan “demokrasinin Afrika’daki ayd›nl›k örne¤i” ilan edilmiflti. Kibaki ayn› zamanda ABD taraf›ndan, bölgedeki “anti-terör” müttefiklerinden biri olarak görülmekte. Ancak “demokrasi örne¤i” Kibaki döneminde ülkedeki yoksulluk iyice artm›fl, rüflvet, yolsuzluk had safhaya ulaflm›fl, Kibaki’nin kiflisel serveti giderek büyümüfltü. Kenya halk› flimdi çat›flmalar ve protestolar eflli¤inde, Kibaki’nin seçim hilesi yoluyla hükümette kalarak, yolsuzluklar›na devam etme ve kiflisel zenginli¤ini daha da art›rma giriflimini engellemeye çal›flmakta. Kitleler rüflvet ve yolsuzluklar›n son bulmas›n› ve adil bir seçim yap›lmas›n› talep ediyor. Hükümetin
Ekonomide büyüme yoksullukta art›fl Kibaki, rüflvete ve kötü yönetim biçimine son verece¤i sözü vererek, 2002 y›l›nda % 63 oy alarak seçilmiflti. Kenya, çok iyi tar›m koflullar›na ve zengin maden yatakla-
luk dünya açl›k örgütünün verileriyle de do¤rulanmaktad›r. Bu verilerde Kenya’n›n son y›llardaki ekonomik kalk›nmas›ndan halk›n pay›na % 1 bile düflmedi¤i belirtilmekte. Had safhada yoksul olan Kenyal›lar›n say›s›nda son befl y›lda büyük bir art›fl yaflanm›fl. Ekmek fiyatlar› sadece geçti¤imiz y›l iki kat›na ç›km›fl. Ayn› flekilde süt ve di¤er temel g›da maddelerinin fiyatlar›n›n
gelince; solcu olarak bilinen bir politikac›n›n o¤ludur ve yoksul y›¤›nlarda umut uyand›rm›flt›r. Ancak Kibaki hükümetinde bakan olmaya raz› oldu¤unu aç›klad›¤› bilinmektedir. Örnek ald›¤› ülke ise Almanya ve bu süreçte Almanya D›fliflleri Bakan›’yla görüflmeler yapmakta. Bunun anlam› Avrupal› emperyalistlerin Odinga’y› destekledi¤idir.
r›na sahip bir ülke olmas›na karfl›n, emperyalist ya¤ma ve talandan kaynakl›, halk› büyük bir yoksulluk içinde. Bugün kabileler aras› çat›flma gibi yans›yan çat›flmalar›n özünde yatan da asl›nda halk›n içinde bulundu¤u bu yoksulluk ve sefalet. Yani sosyal adaletsizlikteki art›flt›r. Halk›n içinde bulundu¤u sefalet ve yoksul-
art›fl›nda da adeta patlama olmufl. Tekrar etmek gerekirse, Kenya’da yaflananlar›n özü, egemen güdümlü medyada verildi¤i biçimiyle, Luo’lar›n Kikuyulara karfl› verdi¤i kabile çat›flmas› de¤il. Daha çok da, çeflitli kabilelerin en yoksullar›n›n, ülkeyi ya¤malayanlara karfl› ayaklanmas›d›r. Di¤er baflkan aday› Odinga’ya
Kibaki ise emperyalistlerin bu son manevras› karfl›s›nda, onlar› Çin’le iflbirli¤ine gitmekle tehdit etmekte. Emperyalistlerin ve onlar›n uzant›lar›n›n, Kenya’n›n yoksul y›¤›nlar› üzerinde oynad›klar› oyunlar› bofla ç›karman›n yegane yolu ise, Kenya’n›n tüm ezilenlerinin bunlara karfl› yükseltecekleri ortak mücadeleden geçmektedir.
Maoistlerin zaferi: Monarfli kalk›yor! NKP(Maoist) önderli¤inde on y›l› aflk›n y›ld›r sürdürülen Halk Savafl›, geçti¤imiz y›l yap›lan anlaflmayla yeni bir güzergâha girmiflti. Bu anlaflmayla birlikte kabineye giren Maoistler, geçti¤imiz Ekim ay›nda anlaflmaya uyulmamas› nedeniyle kabineden çekilmifllerdi. Ancak yap›lan görüflmeler sonucu, Aral›k’›n ikinci haftas› tekrar kabineye dahil olunmufltu. Maoistlerin kabinede kalma koflullar›n›n bafl›nda gelen Monarflinin kald›r›lmas› talebi ise, 28 Aral›k’ta sonuç verdi. Nepal Parlamentosu’nda yap›lan oylamada ço¤unluk monarflinin kalkmas› için oy kulland›. Böylelikle, önümüzdeki Nisan ay›nda yap›lacak se-
“Tedbirler” bumerang etkisi yarat›yor nomik tedbirlerin ifle yaramad›¤› art›k çok net biçimde görülmekte. Bunun böyle bir sonuca varaca¤› da hesaplanarak, uzunca zamand›r gidilen siyasi-askeri “tedbirler” ise, bumerang etkisi yaratarak, geri dönüp sahiplerini vurmay› sürdürüyor. Askeri sald›rganl›¤›n öne ç›kt›¤› bu politikalar›n, 2000’li y›llar›n bafl›ndan itibaren, eskisine oranla daha h›zla hayata geçirildi¤ini tekrarlamaya gerek bile yoktur. Ancak gelinen noktada, hem krizden ç›kman›n hem de dünya hakimiyetini pekifltirmenin yolu olarak görülen askeri sald›rganl›k politikalar› birbiri ard›na iflas ediyor. Ortado¤u merkezli yürütülmeye çal›fl›lan emperyalist projelerin, daha biri sonland›r›lmadan bir baflka bölgede hayata geçirilme çabas›, emperyaliz-
Güney Kore Daha iyi ifl koflullar› için mücadele eden, Kore Göçmen Sendikas›-MTU ile dayan›flma dünya çap›nda büyüyor. Soul hükümeti MTU’nun biri Nepalli di¤eri ise Bangladeflli olan iki önderini tutuklayarak, s›n›rd›fl› etmiflti. Bu s›n›r d›fl› olay› ve göçmenlere dönük hak gasplar›, Manila’daki (Filipinler) Güney Kore Elçili¤i önünde yap›lan eylemlerle protesto edildi. Güney Kore’de tahminen 50 bin Filipinli göçmen iflçi çal›flmakta.
Bangladefl
Önümüzdeki Nisan ay›nda yap›lacak seçimlerle birlikte Nepal’de cumhuriyetin ilan edilmesinin önündeki en önemli engel de kalkm›fl oluyor.
Evrensel Bak›fl ABD dolar› son 10-15 y›l›n en alt seviyesine düfltü. Petrolün varil bafl› fiyat› ise 100 Dolar’›n üzerine ç›kt›. ‘70’li y›llarda yaflanan petrol krizinden daha büyük bir krize do¤ru gidildi¤i art›k saklanamaz bir gerçek. Dolar›n, ayn› zamanda Euro karfl›s›ndaki bu düflüflü, ABD emperyalizminin pani¤ini giderek art›r›yor. Avrupal› emperyalistleri ise, dünya hegemonyas›ndaki yerlerini üst s›ralara ç›karma yönlü hamlelerinde, atak üstüne atak yapmaya itiyor. Burjuva ekonomistlerin, emlak krizi olarak bafllayan krizle birlikte, aylar öncesinden yapt›¤› tespitlerin ve bu tespitler ›fl›¤›nda yapt›klar›, tedbirlerin art›r›lmas› yönlü uyar›lar›n do¤rulu¤u da böylece kan›tlanm›fl oluyor. Bu süreçte al›nan ve özü yoksullu¤u, sömürüyü art›ran sosyal y›k›ma dayal›, eko-
cevab› ise bu talepleri azg›nca sald›r›larla bast›rma yoluna gitmek oluyor.
Avustralya Baflbakan› Kevin Rudd, Irak’ta bulunan 550 Avustralya askerinin Haziran 2008’e kadar geri çekilece¤ini duyurdu. Ancak “e¤itim amaçl›” burada bulunan 450 askeri personel kalmaya devam edecek. Irak’ta asker bulunduran bir di¤er ülke olan Polonya da buradaki 900 askerinin görev süresini 31 Ekim 2008’de sona erdirece¤ini aç›klad›.
çimlerle birlikte Nepal’de cumhuriyetin ilan edilmesinin önündeki en önemli engel de kalkm›fl oluyor.
Bu kararla birlikte ayn› zamanda, yaklafl›k 200 y›ll›k Gyanendra Hanedanl›¤›’n›n da sonuna gelinmifl bulunul-
min genifl bir alanda hakimiyetini güçlendirmeyi de¤il, aksine daha da güçsüz bir pozisyona düflmesini getirmifltir. fiimdi bu güçsüz pozisyondan ç›k›fl›n yollar› aranmakta. Bu aray›fl ise planlarda ciddi de¤ifliklikleri gerektirmekte. Son dönemde yaflanan geliflmeler de, ad›mlar›n bu yönlü at›ld›¤›na iflaret etmekte. Rejim de¤iflikliklerini de öngördü¤ü çok aç›k olan son hamleler, Irak’tan Pakistan’a, Filistin’den ‹ran’a kadar, Ortado¤u politikalar›n›n merkezinde bulunan bir dizi ülkeyi içine almakta. Pakistan özgülünde, Butto’nun ölümü de dahil yaflananlar da, yine bu hamleler dahilinde gerçekleflmektedir. Müflerref’e alternatif aray›fl› içindeki ABD emperyalizmi, bir piyonunun ölümüne mal olan geliflmelere yön verme çabalar›n› sürdürüyor. Bu çabalar›n bir ABD askeri müdahalesine kadar gidebilece¤i, hatta Pakistan’› yang›n yerine çeviren mevcut durumun bu amaçl› k›flk›rt›ld›¤› da giderek varsay›m olmaktan ç›kmaktad›r. Pakistan’› bombalarla tafl
devrine çevirme tehditleri sürmektedir. Pakistan’›n elindeki nükleer silahlar›n ‹slami örgütlerin eline geçmesi gibi bir tehlikenin varl›¤›ndan giderek daha fazla söz edilmesi bile, bu niyeti a盤a vurmaktad›r. Di¤er iflgal edilen ülkelere dönük bafll›ca iflgal gerekçesi yap›lan ve bugün Pakistan özgülünde bir kez daha kullan›lan bu argüman›n ‹ran boyutunda ise, farkl› bir geliflme ortaya ç›km›flt›r. Bu geliflmenin bölgedeki politikalarda de¤iflikli¤e gitmenin aç›k sinyalleri olarak alg›lanabilecek bir geliflme oldu¤unu söylemek pek de yanl›fl olmayacak. Söz konusu geliflme, ABD emperyalizminin 16 istihbarat biriminin birden bire ortaya att›klar› ve raporlarla sunduklar›, ‹ran’›n nükleer silahlanma faaliyetini 2003 y›l›ndan beri durdurdu¤u ve ancak 2015 y›l›nda böyle bir fleyin mümkün olabilece¤i yönlü aç›klamalar. ABD’nin çeflitli kurumlar› taraf›ndan ayn› süreçte yap›lan aç›klamalar da istihbarat birimlerinin aç›klamalar›n› tamamlayacak nitelikte. Bu da ABD em-
makta. Kral Gyanendra’n›n siyasi düflüflü 2005’in fiubat’›nda parlamentoyu feshetmesi ve tüm idari gücü kendi üzerinde toplamas› ile bafllad›. Kral bunun, Maoist isyana son vermek ve bozulan düzeni yeniden tesis etmek ad›na tek yol oldu¤unu savunmufltu. Fakat, bu a¤›r eylem, muhalefetin kendisine karfl› birleflmesi, fliddetin t›rmanmas› ve sonunda Nisan ay›nda parlamentoyu yeniden tan›mak zorunda kalmas› sonuçlar›na yol açt›. Yeni sivil yetki ise Kral’›n yetkilerini elinden ald›, hukuki dokunulmazl›¤›na ve ordu üzerindeki yönetim gücüne son verdi. fiimdi ise sahip oldu¤u s›fata son veriyor.
peryalizminin ‹ran ve asl›nda da bir bütün olarak Ortado¤u politikas›nda de¤iflikliklere gitmeyi hedefledi¤inin göstergelerindendir. ‹ran’›n bu noktadaki tutumuna gelince; ‹ran gerici rejiminin tüm ç›k›fllar›na ra¤men, içten içe, BOP çerçevesinde bölgede etkin bir güç olmay› arzulamas› uzak bir ihtimal de¤il. Gerici rejimlerin ve gerici hareketlerin emperyalistlerle uzlaflma zemini her zaman mevcuttur. Çünkü onlar› yaratan, varl›k koflullar›n› oluflturan, emperyalist-kapitalist sistemin kendisidir. Afganistan iflgaline gerekçe yap›lan Taliban’›n, bugün iflgal güçleriyle iktidar pazarl›¤› yapt›¤› bilinmektedir. Yine Hamas’›n, geçti¤imiz günlerde, AB ve BD emperyalistlerine dönük yay›nlad›¤› bir aç›klamada, kendilerine karfl› olmad›klar›n›, sadece tan›nmay› istediklerini ilan etmesi de, gerici güçlerin esas kavgas›n›n, halklar›n›n kurtuluflunu sa¤lama de¤il, kendi iktidarlar›n› pekifltirme kavgas› oldu¤unun son örnekleridir. Emperyalistler, dengeleri kendi
Bangladefl’in Dakka kentindeki tekstil fabrikalar›nda çal›flan binlerce iflçi, 20 tekstil fabrikas›n›n kapat›lmas› karar›n›n ard›ndan sokaklara döküldü. Kapatma karar›, bir iflçinin ifl kazas›nda yaflam›n› yitirmesiyle birlikte, di¤er çal›flanlar›n greve gitmesinin ard›ndan geldi. ‹flçiler sokaklarda barikat kurarak, yollar› 12 saat süreyle iflgal ettiler.
fiili fiilili bak›r üreticisi Codelco’da çal›flan binlerce iflçi, daha yüksek ücret talebiyle greve ç›kt›. Bir devlet iflletmesi olan Codelco, ayn› zamanda dünyan›n en büyük bak›r üreticisi. fiili’nin Angamos liman›nda gerçekleflen bu grevle birlikte oldukça zor bir sürece giren firma, binlerce iflçiye verdi¤i kadro sözünü de yerine getirmiyor ve bu da yine grevin talepleri aras›nda yer al›yor.
Fransa Sosyal y›k›m politikalar›na paralel olarak, göçmen ve mülteciler üzerindeki bask›lar›n da giderek artt›¤› Fransa’da son günlerde gündeme gelen s›n›r d›fl› olaylar›, S›n›rd›fl› Merkezleri’nde gözalt›nda tutulan mültecilerin bafllatt›¤› açl›k grevleriyle protesto ediliyor. Paris’te Mesnil-Amelot S›n›rd›fl› Merkezi’nde bafllat›lan açl›k grevi di¤er merkezlere de yay›lmaya bafllad›. Mesnil-Amelot’da 120 göçmenin bafllatt›¤› açl›k grevinden sonra, Vincennes S›n›rd›fl› Merkezi’nde de 400 mülteci açl›k grevine bafllad›. Bu mültecilerin hiç birinin oturma izni yok. Mülteciler Fransa’da son dönemde artan mülteci av›n› ve tutukluluk koflullar›n› protesto ediyorlar.
lehlerine çevirmek, içinde bulunduklar› krizin etkilerini azaltmak (çünkü k›sa ve hatta uzun vadede bile içinden ç›kmalar›n›n olanaks›z oldu¤unu bilmekteler) için birbiri ard›na gelifltirdikleri projeleri devreye sokma yönlü ad›mlar›n› h›zland›rd›lar. Bu projeler kapsam›nda uflak-iflbirlikçileri ve tüm uzant›lar› ile gerek ayaklar›na ça¤›rarak, gerekse do¤rudan yanlar›na giderek, birbiri ard›na görüflmeler gerçeklefltirmekteler. Bu görüflmelerin tümünün merkezinde ise yine “terörle mücadele” konsepti bulunmaktad›r. Bu konseptin gerçek hedefinin iflçiemekçi y›¤›nlar, ezilen yoksul halk y›¤›nlar› ve onlar›n s›n›fsal temelde yükseltti¤i mücadeleler oldu¤u ise art›k bir s›r de¤il. Emperyalistler ve onlar›n gerici-faflist tüm uzant›lar› bundan böyle bu mücadeleleri bo¤mak için daha büyük bir güç birli¤ine girmenin gayretini büyütmekteler. Çünkü politikalar›n›n bumerang etkisi yapmas›n› sa¤layan özde bu mücadelelerdir. Bunlar›n büyümesi ise en büyük korkular›d›r.
İşçi-köylü 14
Tarihten sayfalar
11-24 Ocak 2008
Zonguldak, Cibali, Kavel’den günümüze… En güzel direnifl henüz yaflflaanmam›fl oland›r! Ocak ay›, s›n›f mücadelesine ad›n› alt›n harflerle yazd›rm›fl Devrim ve Parti flehitlerinin varl›¤›yla bir anlam tafl›rken di¤er bir anlam› da farkl› y›llarda yaflanan ve iflçi s›n›f› aç›s›ndan dönüm noktas› diyebilece¤imiz bir tak›m grev ve direnifllere tan›kl›k etmesidir. Zonguldak maden iflçilerinin eylemleri, Paflabahçe ve Kavel direniflleri, Cibali Tütün Fabrikas›’ndaki direnifl, Singer Fabrikas›’nda iflçilerin polisle çat›flmas›, TAR‹fi, Hasköy Tersanesi ve Tramvay iflçilerinin sonuç alan direniflleri mücadelemizde önümüze ›fl›k tutmaktad›r. Bu direnifllerden kimi iflçi s›n›f›na grev hakk›n› hediye etmifl, kimi 1980 sonras› ilk eylem olmufl, kimisi kad›nlar›n öne ç›kmas›yla an›lm›fl, kimisi de s›n›f dayan›flmas›n›n güzel örneklerini dünden bugüne tafl›m›flt›r. Kavel’den Paflabahçe’den SEKA’ya, TEKEL’e, TELEKOM’a uzanan süreç, elbette ki dünün bu çok önemli deneyimlerinin dersleri ile örülmüfltür, örülecektir ve örülmelidir. “...Ve solu¤um tükenmedikçe bu doyumsuz dünyada, Günefle kar›flmad›kça etim Kavel Grevcilerinin türküsünü söyleyece¤im.” (Hasan Hüseyin)
Kavel direniflflççilerinin türküsü… Kimi direnifller vard›r, içinden geçilen süreçte tarihsel olarak önemli bir dönemece iflaret ederler ve asla unutulmazlar. 28 Ocak 1963’te, ‹stanbul ‹stinye’deki Kavel Kablo Fabrikas›’nda 170 iflçinin bafllatt›¤› Kavel Grevi de böyledir. En önemli özelli¤i; grev ve toplu ifl sözleflme hakk›n› “fiili olarak” kazand›rm›fl olmas›d›r. Vehbi Koç’a ait olan fabrikada, ABD’den gelen genel müdürün göreve bafllamas›yla iflçiler üzerindeki bask›lar artar, fazla mesai ve k›dem esas›na göre verilen y›ll›k ikramiyeler kald›r›l›r ve sendikadan istifa etmeleri yönünde bask›lar yaflan›r. Patronun, ikramiyelerin ödenmeyece¤ini ve kimi çal›flanlar›n ücretlerinin düflürülece¤ini ilan etmesi üzerine iflçiler oturma eylemi bafllat›rlar, bunun üzerine patronlar, tüm iflçileri iflten atar. Türkiye Maden-‹fl Sendikas›’n›n örgütlemesi ile 31 Ocak’ta fabrika bahçesinde grev bafllar. Ancak, o dönem grev ve toplu sözleflme haklar› özel bir hükme tabidir. Yani
at
Kültür -San
Faz›l Say’›n Almanya’da bir gazeteye tarif etti¤i Türkiye “gerçe¤i” ve bu “gerçekten” duydu¤u endifle üzerine yine kuru bir gürültü yay›ld› geçti¤imiz haftalarda. Say’›n Türkiye’de laik düzenin tehlikede oldu¤una, Bakan efllerinin bile türbanl› oldu¤una içlenerek “biz az›nl›kta kald›k, Türkiye hayallerim öldü, Türkiye’yi terk edebilirim” sözlerini “laikçi” Kemalist cephe derhal siyaset borsas›na sürdü. Böylesi medahar-› iftihar edilen bir Türk dahisinin bile Türkiye’de yaflayamaz hale gelmesinden bir ma¤duriyet cephesi aç›larak, AKP flahs›nda “dinci, fleriatç›” cepheye top at›fllar› bafllad›. Biz halk kitlelerinden “laik-demokratik” cumhuriyetin kalelerine s›¤›nmam›z talep edildi yeniden… Türkiye kamuoyunun nabz›na göre son 10-15 y›ld›r baflta Genelkurmayl›k ve sözcülerince “laik devlet düzenimizin” gitti-gidecek oldu¤u hat›rlat›l›p duruldu. Oysa “laik düzen” hep yerinde kald›¤› gibi, “irtica-fleriat” korkusu Ordu kurmaylar›nca biz halk kitlelerini hizalamak ve yönlendirmek için kullan›lan psikolojik harekât argüman› haline getirildi. Say da ister dahi çocuk popülizmiyle olsun, ister laikçi kli¤in siyasi hesaplar›n›n gönüllü figüranl›¤›yla olsun sahnedeki yerini ald›. O’nun sözleri ve kayg›lar› bir “sanatç› ayd›n” kat›ndan bizlere sunuldu. Bu yüzden Say’›n, hangi s›n›flar›n duyarl›l›¤›yla hareket etti¤i ve ülke gerçekli¤iyle nas›l iliflkilendi¤ine bakarak “ayd›n” kimli¤ini sor-
“Yine topland› uzun saçl›lar”
grev hakk› yasal de¤ildir. ‹flçiler, fabrikan›n kap›lar›n› kaynaklayarak kendilerini içeri kilitlerler. Bir hafta içeride kalan iflçiler, daha sonra seslerini duyurmak için d›flar› ç›kar ve fabrikan›n önüne çad›r kurarak direnifle geçerler. Da¤›l›n uyar›s›na uymayan iflçilere; “Sizi komünistler, ben sizi da¤›tmas›n› bilirim” diyen bir polis komiserinin emri üzerine cop ve tabancalarla sald›r›l›r. Sald›r›da 9 iflçi yaralan›r. Önce 2 daha sonra da 7 ifl-
Kad›n hakk›na ve elbette insan hakk›na sahip ç›kman›n biricik yolu mücadeleden geçiyor. Dünya emekçi kad›n mücadele tarihine göre, ülke tarihi, kad›nlar›n toplumsal hayata kat›l›mlar› nedeniyle daha geç bafllasa da, güçlü ve onurlu mücadelelere sahne oldu. fiimdi bir zaman tüneline girelim ve tarihe bir yolculuk yapal›m. Perdeyi tarihe “yine topland› uzun saçl›lar” dizeleriyle geçen doku-
çi tutuklanarak Sultanahmet Hapishanesi’ne gönderilir. Bu direniflin önemli yanlar›ndan birisi de ilerleyen günlerde iflçilerin çocuklar› ve efllerinin de direnifle kat›lmas›d›r. Umulan, grevin halka halka büyümesidir. Ve beklenen olur, grevin etkisi yay›l›r. ‹stinye halk›, ayn› patronun di¤er fabrikas›ndaki iflçiler direnifle destek vermeye bafllar. 27 fiubat’tan sonra tüm iflçiler mahkemeye verilir. Direniflin bitirilmesi için bir arabulucu heyet oluflturulur. Heyetin oluflturulmas›n›n ard›ndan grev sona erer. Böylece 36 gün süren direnifl kazan›mla sonuçlan›r: ‹flçilerin ikramiyeleri ödenecek, at›lan iflçiler geri al›nacak ve ücretlerde indirime gidilmeyecektir. Grev ve toplu sözleflme kavram›n›n sadece ad›n›n var oldu¤u, fiilen yasak oldu¤u, greve gidenlerin a¤›r yapt›r›mlarla cezaland›r›ld›¤› bir süreçte gerçekleflen Kavel Direnifli, Türkiye iflçi mücadelesi tarihinde bir dönüm noktas› olmufltur denilebilir, çünkü iflçi s›n›f›na grev hakk›n› kazand›rm›flt›r. Tüm bu kazan›mlar iflçi s›n›f›n›n tarihine alt›n harflerle yaz›lm›flt›r.
mac› kad›nlarla aç›yoruz. 18. yüzy›lda Bursa’da dokumac›l›k yapan kad›nlar›n piyasa koflullar› ve geçim zorlu¤u yüzünden ayakland›¤›n› halk edebiyat›n›n tan›kl›¤›ndan ö¤reniyoruz: “Yine neffir-i amm oldu uzun saçl›lar Arkas› feraceli koynu tafll›lar Yüzleri yaflmakl›, yaprak bafll›lar Vurun aslanlar›m erlik sizdedir.” Feraceli, yaflmakl›, elleri sopal›, koynuna tafl doldurmufl bir sürü kad›n. Dokumac›lar ve dokumac›lar›n eflleri... Geçim zorlu¤u yüzünden S›rmakefl han›n› bas›yor. Kul Halil diye de an›lan Afl›k Halil’in dizelerinde anlat›lan da bir ayaklanman›n hem de bunun ilk kez olmad›¤›n›n kan›t›. *** 19. yüzy›ldaki iflçi hareketlerinden biri de 4 Ocak 1867 tarihli The Levant Herald adl› ‹stanbul gazetesinde ç›kan flu haberle saptan›r: “Geçen Sal› günü, maliyeden 20-30 paray› geçmeyen alacaklar› bilinen bir küme kad›n, tekrar ücretlerinin ödenmesi iste¤inde bulundular. Cevap olarak al›fl›lm›fl ‘para yok’ sözünü ifliten kad›nlar gittikçe daha fazla flamata
yapmaya bafllad›lar ve ancak müdahale ile sustular. Ç›kan kargaflada, kad›nlardan birço¤unun itilip kak›ld›¤› söylenmektedir.” Bu kad›nlar, 1870’ten sonra s›k s›k rastlanacak birikmifl ücretlerini istemek için toplanma, devlet kap›s›nda “ba¤›r›p ça¤›rma”, sesini bas›n yoluyla duyurma eylemlerinin saptanabilen ilk gerçeklefltiricileridir. *** ‹lk büyük grevlerden olan Tersane Grevi de iflçilerin eflleri, anneleri, k›z kardeflleri ve çocuklar› taraf›ndan desteklenmifltir. Bu destek grev k›r›c›larla yaflanan savaflta da görülür. ‹flçilere destek veren kad›nlarla dönemin gazeteleri “han›m kuvvetleri” diye dalga geçse de kad›nlar›n ait oluklar› s›n›f ad›na soka¤a ç›k›fllar›n›n ileri bir ad›m›d›r bu direnifl. Ayn› destek Tramvay Grevi’nde de görülür, tramvaylar›n sefere ç›kmas›n› engellemek için tramvayc›lar›n eflleri raylar›n üzerine yatarlar. *** 1990’da Zonguldak iflçilerinin büyük yürüyüflünde bu kez maden iflçisi eflleriyle kol kola Ankara’ya yürürken görürüz emekçi kad›nlar›. 1991’deki Paflabahçe direniflinde iflçiler fabrikay›, eflleri ise Beykoz’un sokaklar›n› iflgal eder. 1993’teki Fiskobirlik grevi kitaplara konu olur. Kad›nlar 90’lardan sonra h›z kazanan özellefltirmelere karfl› da hep mücadelenin içindeydi. SEKA’da haftalarca fabrikas›n› terk etmeyen iflçilerin eflleri, gece gündüz eylem alan›na çevirdiler fabrika bahçesini. Bak›rköy Sümerbank’›n mavi önlüklü kad›nlar›, y›llarca, hem kendi fabrikalar›n›n kapat›lmas›n›n hem de tüm hak gasplar›n›n karfl›s›nda oldular. Mücadeleyi hiç b›rakmayan TEKEL iflçisi kad›nlar, Adana ve Malatya Sigara Fabrikalar›n›n kapatma karar›na karfl› ön safta yer ald›lar. Diyarbak›r’›n Kürt kad›nlar› Aky›l Tekstil Fabrikas›’nda a¤al›k düzeni kuran patrona karfl› gerçeklefltirilen direniflten geri durmad›lar. ‹flçi kad›nlar›n, Aymasan’da, Çorlu’da Gönen ve ‹leri Deri fabrikalar›nda, Bursa’da BPO fabrikas›nda verdikleri sendikalaflma mücadelesi ise silinmemifltir haf›zalar›m›zdan. Ve Novamed iflçileri… Unutabilir miyiz tüm bu yaflananlar›? Bu önemli direnifllerin hepsi iflçi s›n›f›n›n de-
neyim hanesine yaz›ld›, gelecek bir zamanda en güzel direnifli yaflamak ad›na…
1996’dan 2002’ye Paflflaabahçe “Biz iflçiyiz. Paflabahçe’de bir fabrika flifle ve cam yapar, orada çal›fl›r›z. Beyo¤lu’nda süslü bir ma¤azas› var. Tabaklar, bardaklar görürsünüz de iftihar edersiniz. ‹flte onlar› yapar›z biz. 1800 derece hararetin alt›nda çal›fl›r›z.” “Bugün 80 günü geçti gene de hakk›m›z› istiyoruz. Da¤larda ebegümeci topluyoruz, labada topluyor, bal›k olursa oltay› al›p kofluyoruz. Evde fazla eflya vard› kilim, mintan, iskemle gibi. Onlar› da sat›yoruz.” 1966 y›l›n›n Nisan ay›nda üzerlerinde grev gözcüsü önlükleriyle ‹stanbul’un kalabal›k caddelerinde bildiri da¤›tan Paflabahçe iflçileri, halka böyle sesleniyordu. Paflabahçe fiifle ve Cam Fabrikas›’ndaki grevin 80. gününde “Say›n ‹stanbul halk›na” fleklinde bafllayan bildiri, grevin amans›z koflullarda kararl›l›kla sürdürüldü¤ünü özetliyordu. Grev s›ras›nda iflçiler vapurlarla Karaköy’e geçip patron sendikas›n›n önünden Taksim’e kadar yürürler. Bu arada iflçilere yap›lan silahl› sald›r› sonucunda iki iflçi yaralan›r. 2 bin 200 iflçinin kat›ld›¤› greve dayan›flma için Deri, Kundura ve TEKEL iflçileri de eylemler örgütler. Bu grevin dikkat edici özelli¤i demokratik kamuoyu, sendika çevreleri ve demokratik kitle örgütlerinin yan›nda, do¤rudan semt halk› taraf›ndan desteklenmifl, sahiplenilmifl olmas›d›r. Ancak tüm bu deneyim ve birikim 2002 y›l›nda iflçilerin 17 gün 17 gece sürdürdükleri direniflin zaferle sonuçlanmas›n› getiremedi ve 67 y›ll›k Paflabahçe Cam Fabrikas›’n›n kapat›lmas›n› engelleyemedi. Paflabahçe, 40 y›l önce kaleme al›nm›fl grev bildirisiyle adeta günümüze sesleniyor: “Biz Cemiyette yaln›z kalmad›¤›m›z› anlad›k. Sen de hemflerim, sen de sesini yükselt, yap›lan ifllerin, haks›zl›¤›n hesab›n› sor.” Onlar›n sesleri bugün Telekom’da, Tekel’de, Novamed’de yank›s›n› buluyor. Onlar›n sesleri yine gelecektir, sonra hep dalgalanacakt›r iflçi s›n›f›... En durgun san›ld›¤› zamanlarda bile. Ellerinin gücünü bilir çünkü.
Faz›l Say gitmesin, sadede gelsin! gulamak gerekiyor. Tekrar etmekte fayda var; laiklik ve laik cumhuriyet söylemi Türk egemen s›n›flar›ndan Ordu merkezli bürokrat kli¤in temel argümanlar›ndan birisidir. Var oluflundan bu yana hiçbir zaman laik olmam›fl bir ülkenin, dinin alabildi¤ince yayg›nlaflmas›n›, sömürüsünü ve denetimini esas alm›fl rejim güçlerince kullan›lm›fl suni bir kimliktir. Emperyalizmin ekonomik-askeri reçetelerini uygulamakla vazifelenmifl olan egemen s›n›flar›n, halk›n yoksullu¤u ve sefaleti üzerine yalandan baflta tek bir sözü, projesi olmayanlar›n halk› sokup ç›kard›klar› bir korku tünelidir. Halk› “laik düzenimiz tehlikede” diye uyar›rken “ayd›n”; bu tehlikeyi engellerken “kahraman” kesilen düzen bekçilerinin ellerinde her flekle giren bir siyaset hamurudur laiklik olgusu. Esas› ise, “laik” cephede kenetlenmifl s›n›f›n s›n›f ç›karlar›n› kamufle eden hokkabazl›k oyunudur. Say da bu iktidar oyununun sevecenli¤ine kap›lm›fl ve laikçi argümanlara sar›lm›fl bir “dahimizdir”. Yani daha bafltan, Say’›n kafas› ayd›nl›k de¤ildir. Say’›n dünya ve ülke siyaseti üzerine, yaflam›m›z üzerine bütünlüklü, tutarl› politik bir görüflü yoktur esasen. O’nun sözlerini bu laikçi kli¤in suni kayg›lar›ndan, say›klamalar›ndan ibaret olarak görmek yerinde olacakt›r. Türkiye’den gitme iste¤ini de bu yönde aç›klamaktad›r zaten: “…Türkiye’nin ye-
ni konumuyla ilgili kayg›lar›m›z oluyor. Gazeteleri her gün görüyoruz ve ilerleyen yükselen de¤erlerin hepsinin fark›nday›z ve biraz tedirginlik yafl›yoruz insan olarak, bir vatandafl olarak” diyerek tevazuuyla içini döküyor. Ülkenin “‹slami de¤erlerinin” yükselmesine karfl› erken ayd›n alarm› veriyor kendince. Ancak görüldü¤ü gibi Say, “laiklik-fleriat” yay›n›n gerilmesinde rol almaktan, halk› ayd›nlatmak bir yana onlar›n gözüne perde olmaktan öteye gidemiyor. Say’›n sanat üretimine ve ülke gerçekli¤ine mesafeli yaflam ve düflüncelerine bak›ld›¤›nda bunda flafl›lacak bir durum yok asl›nda. Say Kemalist rejimin koruyucu s›cakl›¤›nda yetiflmifl, bu rejimin kültür sanat üretiminde yer edinmifl bir müzisyendir. Bu yan›yla Cumhurbafl-
kanl›¤› köflküne bir defal›¤›na davet edilememifl olmas›ndan duydu¤u k›rg›nl›¤› da anl›yoruz elbette. Oysa Say, koltuklar›n› y›ld›z› bol paflalar›n, sayg›n ifladamlar›n›n ve onlar›n zarif efllerinin doldurdu¤u akustik konser salonlar›na parmakla gösterilmeye, ç›lg›nca alk›fllanmaya al›flm›fl, burjuva-bürokratik elit ile etle-t›rnak olmufl bir sanatç›(m›z)d›r. Bu sanatsal akrabal›k iliflkisinin, Say’›n sanat›n›n niteli¤ine dair anlaml› bir yerde durdu¤unu söylemek gerekiyor; O, iktidar elitinin sanatç›s›d›r. Say’›n bu s›n›fsal mevkii, O’nun sanat içeri¤ini de, düflünsel dünyas›n› da belirlemektedir. Örne¤in sanat çizgisinin idolü olarak gördü¤ü piyanosundan eksik etmedi¤i Naz›m Hikmet’e Kuva-i Milliyeci bir üniforma giydirerek laikçi cepheye asker yapmaya çal›flmas› bu yüzdendir. Öte yandan, Naz›m Hikmet için, “Yaflasayd›, Amerika’n›n Afganistan iflgaline dair Amerika’ya hak verirdi” diyebilmesi tipik bir burjuva “ayd›n” flaflk›nl›¤› m›d›r, yoksa bizim olan Naz›m’› emperyalist fikirler ambalaj›yla piyasalaflt›rma dehas› m›d›r bilemiyoruz. Bildi¤imiz; devrimci flair Naz›m Hikmet’i Türkiye halk› baflta olmak üzere dünyan›n ezilen tüm halklar›n›n, savaflan devrimcilerinin sesinden, solu¤undan kopar›p kendi salon elitine çerezlik niyetine sunma gayretidir.
Say’›n laiklik sandal›yla aç›ld›¤› ülke denizinde de bambaflka f›rt›nalar kopmaktad›r. Mesela, gelir da¤›l›m›n›n kapanmaz bir uçurum gibi derinleflti¤i, açl›k s›n›r› alt›nda yaflayan ülkenin yar›s›ndan, yoksulluk içinde yaflayan büyük k›sm›ndan bihaber midir? ‹ster laikçi, ister “irticac›” olsun rejimin tüm hükümetlerince tar›m, sa¤l›k, e¤itim gibi her alanda halk›n sefalete, soyguna sürüklendi¤inden bihaber midir? Halen askeri darbe anayasas›yla yönetilen bir ülkede Susurluk’çular›, fiemdinli’de “iyi çocuklar›n›” koruyan, ülkede olup bitene kendisi gibi gözünü kapamayan ayd›nlar› mahkeme kap›lar›nda linç ettiren, hapse t›kan “adalet” çat›s› alt›nda yaflad›¤›m›z›n fark›nda m›d›r? Rejimin ve h›flm›na u¤ramay› bir parça göze alm›fl, ülke gerçe¤i üzerine bir parça söz söyleyen ilerici, ayd›n insanlar›n yine devlet uzant›l› tetikçilerce katledildi¤i bir ülkede Say halen Çankaya Köflkü’nde kokteylini yudumlayamamaktan m› dert yanmaktad›r? Rejimin at›fl menziline giren yazarlar›n, ayd›nlar›n hem bu tetikçilerce hem de valileri ve bakanlar›nca “ak›ll› olun” diye ayn› makamdan tehdit edildi¤i bir ülkede Say kendini halen ayd›n ç›tas›nda m› görmektedir? Hrant Dink ismi ne ça¤r›flt›rmaktad›r kendisine? Evinde güpegündüz katledilenlerin, sokak ortas›nda polis kurflunu ve tekmesiyle yere serilenlerin, dili yasaklanan, inkâr edilen ve üzerlerine bombalar ya¤d›r›lan Kürt halk›n›n, iflkencelerin, gözalt›lar›n, hapishanelerde tecrit zulmü alt›nda yaflayanlar›n 盤l›klar› Say’a ulafl›yor mu acaba? Say’›n halktan yana, emekten, özgürlükten ve adaletten yana bir derdi olmad›¤› -flu küçük laikçi küskünlü¤ünün d›fl›n-
‹flflççi direniflflllerinden... * 1872 y›l›nda, Kas›mpafla Tersanesi iflçileri, 11 ayd›r ödenmeyen ücretlerini almak için greve ç›km›fllard›. Bu grev, Türkiye tarihinde bir ilkti. Kas›mpafla Tersane iflçileri mücadeleye karar verdikleri o gün, bizlere de bir mücadele gelene¤i b›rakt›lar. * Cibali Tütün Fabrikas› iflçileri militan bir mücadele gelene¤i yaratm›fllard›. 1912 y›l›nda sendikalaflma çabalar› çerçevesinde eylemler yapan Cibali tütün iflçilerinin yar›dan fazlas› kad›nd›r. * 1 Ocak 1971’de Zonguldak’ta ücretleri ödenmeyen 600 maden iflçisi ocaklara inmedi ve bir eylem süreci bafllatt›. 4 Ocak 1991’de 36 gündür grevde olan binlerce maden iflçisi Zonguldak’tan Ankara’ya yürüyüfle geçti. 8 Ocak’ta hükümetle anlaflan maden iflçileri eylemlerine son vererek Zonguldak’a döndüler. * 2 Ocak 1962’de ‹stanbul’da liman iflçileri greve bafllad›. * 3 Ocak 1991’de Türkiye’de yüz binlerce iflçi 1 günlük ifle gitmeme eylemi yapt›. * 11 Ocak 1969’da Singer Fabrikas›’nda iflçilere polis müdahale etti; 9 polis ve14 iflçi yaraland›. Fabrika bir gün önce iflçiler taraf›ndan iflgal edilmiflti. * 19 Ocak 2005’te SEKA ‹zmit ‹flletmesi’nin kapat›lma karar›n› protesto eden çal›flanlar, fabrikadan ç›kmama karar› ald›. * 22 Ocak 1873’te Kas›mpafla Tersanesi iflçileri greve ç›kt›. * 22 Ocak 1980’de polis arama yapmak için TAR‹fi (‹zmir, ‹ncir, Üzüm, Pamuk ve Zeytinya¤› Tar›m Sat›fl Kooperatifleri Birli¤i) iflletmelerine girmek istedi; 50 kifli yaraland›, 600 iflçi gözalt›na al›nd›. TAR‹fi’e ba¤l› iflyerlerinde iflçiler direnifle geçti. 31 Ocak 1980’de Tarifl’te direnifl bitti, iflçiler iflbafl› yapt›lar. * 23 Ocak 1971’de emekliler Ankara’da Emekli Sand›¤› binas›n› iflgal etti. * 25 Ocak 1972’de Hasköy Tersanesi iflçileri greve ç›kt›. * 26 Ocak 1921’de ‹stanbul Tramvay iflçileri greve ç›kt›. * 26 Ocak 1992’de 12 Eylül’den sonra ilk kez memur eylemi düzenlendi. * 27 Ocak 1969’da Teksif Sendikas›’na ba¤l› 5 fabrikada daha grev bafllad›. 7915 iflçi ifli b›rakt› * 28 Ocak 1963’de ‹stanbul’da ‹stinye’deki Kavel Kablo Fabrikas›’nda çal›flan 170 iflçi oturma grevi yapt›. * 31 Ocak 1966’da Paflabahçe fiifle ve Cam Fabrikas›’nda 2400 iflçi greve bafllad›.
da- aç›kt›r. O’na göre bu halk, laik-‹slamc› diye tasnif edece¤i ve sanatç› kaprisinin yank› bulaca¤› bir kalabal›k olmas›ndan öte de¤ildir. Say’›n ülke diye bildi¤i küçük, apoletli bir iktidar elitidir ve oralardan bizleri ayd›nlatmas› da mümkün de¤ildir. Zira fikirlerin, eylemlerin oldu¤u gibi sanat›n da bir s›n›f›, bir ideolojisi vard›r ve Say s›n›fsal tercihini bu faflist elit üzerinden yapm›flt›r. Say’a “ayd›n” yak›flt›rmas›n› yapanlar da O’nun sözlerinden rant bekleyenler de bu s›n›f›n temsilcileridir. Yetenekli olmak ayd›n olmay› zorunlu k›lan bir özellik de¤ildir. Yetene¤ini nas›l kulland›¤›, hangi de¤erlerle estetize etti¤i ve yaflam gerçe¤iyle yüzleflip yüzleflmedi¤i sorular›yla bafllar ve tav›r gelifltirmesi, yaflam›n anlat›c›s› de¤il eylemcisi de olmak bu k›staslardan say›lmal›d›r. Dahili¤in, dahiyane fikirlerin ilericilik, devrimcilik pusulas›n› flafl›r›nca faflizmin elinde bir silah haline gelebildi¤ine dünya tarihi tan›kt›r. Say da ülkenin her yan› yang›n yerine döndü¤ü, hak ve özgürlüklerin h›zla budand›¤›, açl›¤›n kol gezdi¤i, ezilenlerin sesinin solu¤unun kesilmeye çal›fl›ld›¤›, ülkenin gerçek ayd›nlar›n›n sokaklarda katledilip durdu¤u, devletin adalet zulmüne u¤rad›¤› bir ülke gerçe¤ine gözlerini kapay›p, iktidar kliklerinin sabun köpü¤ünden gündemlerini dert edinirken, nas›l ayd›n olunamayaca¤›n›n canl› örne¤i olarak karfl›m›zda duruyor. Ama yine de ayd›n olma iddias› varsa Say, bu ülkeden gitmemeli, sadede gelmelidir. Böyle bir iddias› yoksa, halk›m›z›n ve bizim olan Naz›m Hikmet’in yakas›ndan ellerini çekmelidir.
İşçi-köylü 15
11-24 Ocak 2008
Okur
Okur toplant›lar›nda son durak Türkiye Kürdistan› oldu Daha nitelikli, daha aran›r, okurlar› taraf›ndan daha fazla sahiplenilen bir gazeteye ulaflma gibi hedeflerle bir süredir sürdürdü¤ümüz “Okur toplant›lar›n›” Malatya, Diyarbak›r ve Erzincan’da (Sivas, Trabzon ve Kars’tan da okurlar›m›z›n kat›l›m›yla) yapt›¤›m›z toplant›larla flimdilik sona erdirdik. Kimi nedenlerle yaflanan aksamalardan kaynakl› belli örgütleme s›k›nt›lar› yaflasak da, bu üç ilde de yapt›¤›m›z toplant›larda okurlar›m›z›n beklentilerini ve elefltirilerini almak, bunlar› beraber nas›l yaflama geçirebilece¤imizi tart›flmak bizler aç›s›ndan önemli ve faydal› bir deneyim oldu. Buralardaki okurlar›m›zla yapt›¤›m›z toplant›larda genel olarak 15 günlük periyodun gündemin gerisinde kalmas›na neden oluflu, yaz›lar›n uzunlu¤u, kimi yaz›larda s›¤l›klara düflülebildi¤i, kimi yaz›larda ise okurun anlayamayaca¤› a¤›rl›kta oluflu gibi de¤erlendirmelerle karfl›laflt›k bu toplant›larda da… Her ne kadar tart›flmalar›n amac› gazeteyi tart›flmak olsa da gazetenin örgütleyici misyonundan hareketle birçok yerde oldu¤u gibi bu toplant›larda da mesele dönüp dolafl›p örgütlenme meselesine geldi. Gazetenin sadece bir araç oldu¤u noktas›nda, gazete ile kendili¤inden bir flekilde kitlelerin örgütlenemeyece¤i, bu araç do¤ru ellerde, do¤ru bir kitle çizgisi anlay›fl›na denk düflen bir flekilde ve pratikle kitlelerle buluflturuldu¤u oranda bu misyonunu yerine getirebilece¤ine de¤inildi tart›flmalarda. Gazetenin okurlar› taraf›ndan sahip-
lenildi¤i oranda, bizim çal›flmalar›m›z›, pratiklerimizi yans›tt›¤› sürece daha nitelikli olaca¤› ve bunun üzerinden de örgütlenme faaliyetlerimizde önemli araçlar›m›zdan biri haline gelece¤i yine tart›fl›lan konular aras›nda yer ald›. Bu noktada gazeteye yönelik her elefltirinin ayn› zamanda hepimize yönelik bir elefltiri oldu¤u da bir kez daha ortaya ç›kt›. Bu yönüyle “tüm elefltirilerimiz bize geri dönüyor, gazete çok iyi olmufl” söylemi (espriyle kar›fl›k da olsa)
önemli bir noktaya temas ediyordu. Kolektif olarak ç›kan bir gazete kolektif ajitatör, propagandac› ve örgütleyici misyonunu kazan›r. Erzincan’da yapt›¤›m›z toplant›da, bizim s›k›nt›s›n› yaflad›¤›m›z meseleleri bizden çok daha iyi ifade eden bir okurumuzun yapt›¤› vurgular, sahiplenmeden ve ne anlamam›z gerekti¤ine dair çok önemli ve esasa iliflkin vurgulard›. Bu noktada örne¤in Diyarbak›r’da yaflanan bir geliflmeyi gazete çal›flanlar› olarak yorumlamam›z
Yürüdük Yürüdük, Hiç durmadan B›kmadan, usanmadan Y›lmadan Sonu zafere varana dek yürüdük… Vurulduk, Kalleflin satt›¤› Korka¤›n kaçt›¤› Haince pusularda vurulduk… Yurdumuzun bereketli topraklar›nda… Hayk›rd›k, Sloganlarla Türkü ve marfllar›m›zla Umuda tohum ektik Halk›m›z›n yüre¤ine ak›p hayk›rd›k…
mümkünken, bunu esas olarak da Diyarbak›r’daki okurlar›m›z vas›tas›yla direkt yaflama yans›yan yan›yla daha canl›, daha somut ve daha objektif yans›tabilece¤i bir gerçekliktir. Yine (büromuzun oldu¤u ya da olmad›¤›) baz› illerde YDG faaliyeti içinde yer alan okurlar›m›z›n ‹flçi-köylü gazetesini sahiplenmekte s›k›nt› yaflad›klar›na tan›k olduk. Bu sorunu kendi içlerinde tart›fl›yor olmalar› ve çözümleme çabalar› ise önemli bir noktayd›. Bürolar›m›-
z›n oldu¤u yerlerde büronun bir “yük” olarak görülmesi üzerine de de¤inilerde bulunduk bu toplant›larda. Zira bürolar›m›z›, yük olmaktan öte çeflitli avantajlar›yla faaliyetimizde kullanaca¤›m›z bir alan olarak görmek gerekir. Örne¤in Malatya büromuz, iki flehidimizin bir dönem faaliyet yürüttükleri ve bu büro üzerinden yaratt›klar› kitle iliflkilerinin devam ettirilmesi gereken önemli de¤erlerdir. Bu iliflkiler ve sayg›nl›k büro faaliyeti üzerinden yarat›lm›flt›r ve bu-
Biz PART‹ZAN’lar durmad›k-durmayaca¤›z B›kmad›k-y›lmad›k Tükenmedik-tükenmeyece¤iz Umut ile sevdal› yüreklerimizle Tohum olduk inanc›m›zla Düfltük yurdumuzun bereketli topraklar›na Halk›m›z›n yüreklerine-bilincine Alt›nça¤’a yürüyen bedenimizle Direnenlerin sesi Da¤lar›n dili ‹flçi-Köylünün umudu ile Yurdumuzun K›z›l günefli olduk Do¤duk doruklardan Sevdik Tan›d›k Ba¤land›k kavgam›za… (Bir ‹K okuru)
Ustalardan mücadelemize ›flfl››k tutan sözler * Görevimiz halka karfl› sorumlu olmakt›r. Her sözümüz, her hareketimiz ve her siyasetimiz halk›n ç›karlar›na uygun olmal›d›r ve e¤er hatalar ifllenmiflse bunlar›n düzeltilmesi gerekir. Halka karfl› sorumlu olmak iflte budur. Mao, Seçme Sözler, s.100 * Hangi mevkide olursa olsun, kadrolar›m›z›n her biri halk›n hizmetkâr›d›r. Bütün yapt›klar›m›z halk›n hizmeti içindir. Acaba esirgeyerek üzerimizden atamad›¤›m›z kötü fleyler var m›? Mao, Seçme Sözler, s. 100 * Komünistler emekçi halk aras›nda çal›flt›klar› zaman demokratik inand›rma ve e¤itim metotlar›n› kullanmal›d›rlar, buyrukçuluk ve zorlamaya hiçbir zaman baflvurmamal›d›rlar. Mao, Seçme Sözler, s. 87
Bu düzen y›k›lmad›kça... Sana dayat›lan bu yaflam tarz› ne kader ne al›n yaz›s› ne de mukadderat. Sen; kahve köflelerinde befl paras›z, ömür tüketen kardeflim, sen her sabah iflçi pazarlar›nda kuyrukta bekleyen iflsiz kardeflim! Sen; öz benli¤ini yitirmifl, yoz kültürle oradan oraya savrulan genç kardeflim. Sen ellisini geçmifl, sa¤l›¤›n› yitirmifl, hastane kuyru¤unda, banka kuyru¤unda ömrünün son günlerini yaflayan emekli kardeflim! Sen; yirmi y›l boyunca, yemeden içmeden, yar› aç yar› tok yaflayarak, bin bir emekle yap-
t›¤›n gecekondusu bafl›na y›k›lan, ma¤dur kardeflim! Sen; milliyetinden dolay› horlanan, ormanlar› yak›lan, köyleri y›k›lan, yerinden, yurdundan kovulan, üstelik “terörist” ilan edilen Kürt kardeflim! Sen; inanc›ndan dolay› afla¤›lanan, “k›z›lbafl”, “sap›k”, “satanist” ve daha nice s›fatlarla afla¤›lanan Alevi kardeflim! Sen; eksik etek, saç› uzun, akl› k›sa, kocas›n›n üç ad›m gerisinde yürümeye mecbur edilen, fleytanla ayn› s›fatla tan›mlanan, töre cinayetleri ile katledilen kad›n kardeflim! Sen; 1915’de bir mil-
yonu aflk›n akrabas› katledilen, yeri yurdu elinden al›nan Ermeni kardeflim! Sen; 1955, 6-7 Eylül günleri, 84 bin akrabas› K›br›s’a, Yunanistan’a sürülen, evine, dükkan›na, ma¤azas›na el konulan Rum kardeflim! Sen; yüz binlerce akrabas› katledilen Süryani kardeflim ve daha nice zulümlere, bask›lara ve sürgünlere maruz kalm›fl, ezilen tüm halklar, sömürülen yoksullar! Feryat etmeyi, ah-vah çekmeyi, yalvarmay› b›rakal›m! Hepinizin-hepimizin nihai kurtuluflu, bu düzen y›k›-
l›p, yerine iflçinin, köylünün, emekçinin, tüm ezilen s›n›flar›n kurtuluflu olan, halk›n kendi iktidar› olan sosyalizmde! Herkes elini tafl›n alt›na sokmal›, herkes bulundu¤u yerden mücadeleye kat›lmal›, bedel ödemeyi göze almal› ve vakit geçirmeden aya¤a kalkmal›d›r! Art›k görülmüfltür ki, 85 y›ld›r bu faflist düzen bize bir fley vermemifltir. Bu düzenin tüm tarihi, katliamlar, sürgünler ve iflkencelerle doludur. Art›k flu gerçe¤i görmeliyiz: Bizim gerçek kurtuluflumuz, devrimde, sosyalizmde! Hepinizi en derin sevgi ve sayg›yla selaml›yorum! (Tuzla deri iflçisi bir okur)
Ben de halimce Bedreddinem
Tutsak düfltük, ‹flkenceler gördük “Parça parça edildik Bilinmez yerlere gömüldük” “Ser verdik seve seve” S›rr›m›z› vermedik ölesiye Böyle gördük biz PART‹ZAN’lar Yi¤itçe direnmeyi hapishanelerinde ‹flkencehanelerinde Tan›d›k, Düflman› tan›d›k Zulmü ile nas›l sömürüldü¤ümüzü Çekilen çileleri Göç etti¤imiz köyleri Susturulmak için Durdurulmak için Y›ld›r›lmak için Kay›p edilmeyi, yok edilmeyi Tan›d›k…
gün hala kimi köylerde Partizan denilince onlar an›lmaktad›r. Bu bölgede yapt›¤›m›z okur toplant›lar›nda ‹stanbul’da kimi semtlerden gelen ve bizim de kendilerine iletmek üzere söz verdi¤imiz elefltirileri de dile getirdik. Kürt halk›n›n yaflad›klar›na dair bölgeden haberlerin gelmemesi üzerine yapt›¤›m›z sohbetlerde Kürt halk›n› anlamadan ve onlar›n sorunlar›na ortak olmadan onlar› örgütlemenin imkans›zl›¤› üzerinde durduk. Okurlar›m›zdan yaz›m kurallar›na çok fazla dikkat etmedi¤imiz, Kürt ulusal sorunu üzerine çokça yaz›lar, de¤erlendirmeler yaparken ülkemizde yaflayan di¤er milliyetlere, az›nl›klara ve Alevilere çok fazla yer vermedi¤imiz, bu konularda önemli geliflmeler olmas›na karfl›n gazetemize yans›tmad›¤›m›z vb. elefltiriler ald›k. Bu konulara daha fazla dikkat gösterece¤iz. Okur toplant›lar› bu son illerle birlikte bu süreçte sona erdi. Önümüzdeki süreçte kendi içimizde tüm de¤erlendirme, öneri ve elefltirileri de¤erlendirecek ve gazetemize bu de¤erlendirmeleri pratikte yans›taca¤›z. Ancak bir gazete okurlar›ndan sürekli beslenerek canl› kalabilir ve bu süreç süreklidir. Bu, toplant›lar›n bir süre sonra yeniden yap›larak gerçeklefltirilebilece¤i gibi esas olarak da okurlar›m›z›n gazeteyi sahiplenmeleri, sürekli de¤erlendirerek bizimle paylaflmalar› fleklinde de yaflama geçebilir. Bu noktada eposta adresimizden, bürolar›m›zdan ya da posta yoluyla bizlere ulaflman›z› bekliyoruz.
Yazar›n Ad›: Radi F‹fi Yön Yay›nlar› Çeviri; Moskova 1986 Yap›t›n Özgün Ad›: “Spyaflçie Probudyatsya” fieyh Bedreddin’in ta 1400’lü y›llarda ortaya koydu¤u ve ça¤›na da damgas›n› vurdu¤u görüfl ve düflüncelerini okumak, anlamak; yaflad›¤›m›z süreçte kafalar›m›z› daha da açacakt›r. O y›llarda Osmanl› padiflah› Y›ld›r›m Beyaz›t. Timur (Mo¤ol) sald›r›s› olmufl, Osmanl› Devleti yenilgiye u¤ram›fl, bask› ve zulüm artm›fl, egemenlik için sarayda taht kavgalar› kardefl katliamlar›na dönüflmüfl, halk iyice yoksullaflm›flt›r. ‹nsanl›k tarihi; geçmiflin teorik ve pratik birikimiyle ezilenlerin mücadelesini ileriye tafl›yan önderler ç›karm›flt›r. Tüm insanlar›n birlikte, eflit, özgürce yaflayaca¤› s›n›fs›z sömürüsüz bir toplum egemenlere inat mümkündür. Bedreddin Mahmud Simavi de ta o dönemde (feodalizmin ve gericili¤in güçlü oldu¤u dönemde) ezilenlerin kardeflli¤ini, ilkel
komünizmi, muazzam bir halk ayaklanmas›yla ve bu ayaklanmaya önderlik ederek savunmufltur. Kitap; ayn› zamanda bir tarihsel belge niteli¤i tafl›maktad›r. Bu kitap Osmanl› ve Bizans vakayinamelerine, Bedreddin’in torunu (Halil) taraf›ndan yaz›lan tercümeihaline ve dönemin baflka belgelerine dayan›larak yaz›lm›flt›r. Bedreddin’in kimi bilimsel yaz›lar› ve ö¤rencileriyle söyleflilerine iliflkin notlar da günümüze kadar ulaflm›flt›r. ‹brahim yoldafl; Bedreddin’in görüfllerini okumufl, kavram›fl ve bu ayaklanmadan mücadeleye dersler ç›karm›flt›r. Dünya güzeldi, uyumluydu. Ama bar›flç›l, huzurlu, sakin de¤ildi. Sürekli bir devinim, de¤iflim, dönüflüm, savafl›m içindeydi. Dünyadaki her de¤iflimin do¤ru yan›t›n› “biricik do¤ru yan›t›n›” bulmak gerekliydi.
Bedreddin’ in tahlilleri “Dünyaya yön veren fley duygular de¤il, ç›karlard›r.” “Dünyada hiçbir fley insans›z olamaz. Ama insanlar›n ço¤u anl›k, küçük ç›karlar›n›n derdine düflmekten, as›l ç›karlar›n› göremiyor. Çünkü gerçe¤i hemen ve bütün kapsam›yla anlamak, kavramak, tahlil etmek herkesin kâr› de¤ildir. Bilinç ve kavray›fl ister.” “Bilinçli kifli kimsenin bilmedi¤ini yap›p yürüten, kimse-
nin görmedi¤ini görendir. Böyle bir insan bildi¤i her fleyi söyleyecek olursa, onu yaflatmazlar.” “Karfl›n›zdakilerin bilmedikleri fleyleri, onlar›n bildikleri deyimlerle ve kavramlarla aç›klay›n. (Yeniyi eski arac›l›¤›yla aç›klama).” “Halka, onlar›n, halk›n anlayaca¤› dille konuflmak, bu ifli yaparken amac› hiç sapt›rmamak, baflvurulacak araçlar›n amaca uygun olmas› gerekti¤ini hiç unutmamak...” “Hakikat, bize eflyan›n do¤as›nda olan fleyi yapmam›z› buyurur. Çünkü her varl›¤›n do¤as›, Hakikatin ondaki suretinden baflka bir fley de¤ildir. Ama bu, insanda irade yoktur anlam›na gelmez. ‹nsanda irade vard›r. Yaln›z ‘istedi¤imi yapar›m, istedi¤imi yapmam’ demeyi irade san›rsan, aldan›rs›n. Cahiller ve yar›m ak›ll›lar böyle san›r. ‹rade demek, eflyan›n gerçek do¤as›n› anlamak demektir. Ve irade demek, olabilece¤i olamayacak olandan ay›rabilmek, buna göre davranmak demektir.”
fieyh Bedreddin Mahmud Simavi Sultanlar, a¤alar, beyler (hiçbir ifl yapmayan asalaklar ve zorbalar) özgür insanlar› bo¤az toklu¤una çal›flan kölelere dönüfltürmek istiyorlar. Halbuki toprak, onu iflleyen kimse ona ait olmal›d›r. Topra¤›n verdi¤i ürün, onu elde etmek için ter dökenin (köylünün) hakk›d›r. Top-
rak herkese eflir da¤›t›lmal›d›r. E¤er beyler, a¤alar bu üründen pay almak istiyorlarsa, köylülerle birlikte sabahtan akflama ter dökmelidirler. Köylüler; naflerif, aflar, cizye diye gelecek devlet görevlilerine ve mültezimlere karfl› orakla, çekiçle, kazmayla, kürekle karfl› koymal›d›r. Bu mücadelede hiç kimsenin milliyeti ve dini ay›rt edilmez. Kad›n ve erkekler her bak›mdan eflittir. Beylerin kanun nizam bilmeyen, adaletsiz, keyfi yönetimlerinden “kurtar›lm›fl topraklar›n” yönetimi için konulmufl yasalardan, hangi dinden, milliyetten olursa olsun herkes yararlan›r ve bu yasalar herkese eflit uygulan›r. Herkesin yetene¤ine göre, herkesin ihtiyac›na (gereksinmesine) göre nimetlerden faydalan›l›r. Cennet ve cehennem bu dünyadad›r. Ayaklanma (isyan) 1416 y›l›nda bafll›yor. Bedreddin’in yoldafllar›ndan Molla Kerim mücadelenin yasalar›n›n çat›s›n› kurarak kaleme almakla görevlendiriliyor. Bedreddin Simavi’nin yoldafllar›: Börklüce Mustafa (Dede Sultan), Torlak Kemal, Gündüz, Ahi Mahmut, Caffar, Kas›m, Müeyyed, fieyho¤lu Sat› (Ozan), Duras› Emre, Mecnun, Molla Kerim. “Ben de Halimce BEDREDD‹NEM” kitab› Tohum roman› gibi ak›c› ve ö¤retici bir kitap niteli¤inde. (Ankara’dan bir YDG ve ‹flçiKöylü okuru)
Sosyalist ve devrimci bas›na Yay-Sat engeli! Devlet, sosyalist-ilerici bas›n›n da¤›t›m›n› engellemek için yeni bir uygulama bafllatt›. Ayd›n Do¤an’›n sahibi oldu¤u Yay-Sat bir süredir sosyalist ve devrimci bas›n›n da¤›t›m›n› yapmamak için bahaneler üretiyordu. Son olarak Ocak 2008’den itibaren sosyalist ve devrimci bas›n›n tiraj›n›n az oldu¤unu iddia ederek yeni bir sözleflmenin geçerli olaca¤›n› duyurdu. Sözleflmeye göre Yay-Sat’a 2.000 adet yay›n veren gazetelerden 1.770 YTL isteniyor. Bu yetmezmifl gibi, bu miktar peflin isteniyor. Oysa sosyalist ve devrimci bas›n›n 1 TL üzerinden 2.000 adet satmas› durumunda bile bu miktar ancak karfl›lanabiliyor. ‹stenen bu ücret ise “Etiket bedeli” olarak al›n›yor. Bunun yan›nda sat›lan her bir yay›ndan bayi ve da¤›t›m flirketi pay› da kesilecek. Böylece sosyalist ve devrimci bas›n Yay-Sat’a verdi¤i tüm yay›nlar da¤›t›lsa bile yine de borçlu olacak. Yay-Sat, sosyalist ve devrimci bas›n›n da¤›t›m›n› engellemek için elinden geleni yap›yor. Tüm bunlar yetmezmifl gibi yay›nlar›n yüzde 50’yi aflan k›sm› içinde adet bafl›na 40 Yeni Kurufl istiyor. Ticari amaç gütmeyen, toplumun ayd›nlat›lmas›, bilinçlenmesi mücadelesi veren sosyalist bas›na yönelik bu uygulama burjuva ticari mant›¤a bile ayk›r›. Çünkü bir flirket ancak kâr elde ederse faaliyette bulunabilir. K›sacas› Yay-Sat’›n bu tavr› tamamen bilinçli. (Umut Yay›mc›l›k)
Ekmek yolunda dondular! Kayseri’de ifl aramak için yaya olarak yola ç›kan 2 kifliden biri donarak öldü, di¤erinin donan ayak parmaklar›n›n hastanede ameliyatla kesilece¤i bildirildi. Develi ilçesinde günlük buldu¤u geçici ifllerde çal›flan iki arkadafl Mustafa Y›lmaz ile Süleyman Karakoç, yeni bir ifl bulmak umuduyla K›z›lören Beldesi’ne gitmek için yaya olarak yola ç›kt›lar. Bir süre kardaki izleri takip ederek yürüyen Mustafa Y›lmaz ile Süleyman Karakoç, K›z›lören Beldesi’ne 8 km uzakl›ktaki Alihoca Yaylas›’nda mahsur kald›lar. Karla kapl› yolda takatsiz kalarak yürüyemeyen Mustafa Y›lmaz, donarak hayat›n› kaybederken, ç›plak ayakla K›z›lören beldesine ulaflmay› baflaran Süleyman Karakoç, Erciyes Üniversitesi T›p Fakültesi Hastanesi’nde tedavi alt›na al›nd›. Karakoç’un donan ayak parmaklar›n›n yap›lacak ameliyat sonucu ayak bile¤ine yak›n noktadan kesilece¤i bildirildi. Polisler, yapt›klar› aramada, Mustafa Y›lmaz’›n cesedini Alihoca Yaylas›’nda buldu. Günümüzde tüm bu olanlara ra¤men hala hükümet iyi ifller yapt›¤›n›, tam h›z devam etti¤ini belirtirken, özellefltirmelerin önünü aça aça, iflçi ve emekçilerin s›rtlar›na daha fazla yük bindirirken durumun iyi oldu¤unu söylemektedirler. (Mersin ‹K okurlar›)
iflçi-köylü Demokratik Halk ‹ktidar› ‹çin
www.iscikoylu.org
B‹Z HALKIZ GELECEK ELLER‹M‹ZDED‹R
UMUT YAYIMCILIK VE BASIM SANAY‹ LTD. fiT‹ Yönetim yeri: Gureba Hüseyin A¤a Mah. ‹mam Murat Sok. No:8/1 Aksaray-Fatih/‹STANBUL Tel: (0212) 521 34 30 FAKS: (0212) 621 61 33 Sahibi ve Yaz›iflleri Müdürü: Çilem ÖNSEL Bask›: Gün Matbaac›l›k Beflyol Mah. Telsizler Mevkii Akasya Sk. No:23/A K.Çekmece/‹stanbul Tel: 0212 426 63 30-580 63 80
e-mail: umutyayimcilik@ttmail.com
BÜROLAR KARTAL: ‹STASYON CAD. DÖRTLER APT. NO: 4/2 KARTAL, TELEFAKS: (0216) 306 16 02 ANKARA: TUNA CAD. ÇANAKÇI ‹fiHANI NO:11 KAT: 3 DA‹RE: 32 ÇANKAYA TEL: (0312) 430 67 65 Cep: 0 535 562 33 72 ‹ZM‹R: 856 SOKAK, NO:48/203 KEMERALTI KONAK, TEL: (0232) 446 78 07 Cep: 0 555 561 04 03 MALATYA: ‹SMET‹YE MAH. N‹YAZ‹ M‹SR‹ CADDES‹ ERSOY APT. NO:9 TEL: (0422) 325 78 13 Cep: 0 542 216 48 00 ERZ‹NCAN: ORDU CAD. ORDU ‹fiHANI KAT:3 TEL: (0446) 223 67 18 CEP: 0 536 697 94 19 BURSA: SELÇUK HATUN MAH. ÜNLÜ CAD. SÖNMEZ ‹fi SARAYI KAT: 2 NO: 185 HEYKEL, TEL: (0224) 224 09 98 Cep: 0 536 613 81 98 MERS‹N: S‹L‹FKE CAD. ÇAVDARO⁄LU ‹fiHANI KAT: 3 NO: 118 MERS‹N Cep: 0545 685 25 27 AVRUPA MERKEZ BÜRO: WESELER STR 93 47169 AS-DRUCK DUISBURG-ALMANYA TEL: 0049 203 40 60 958 FAKS: 0049 203 40 60 959
“TEKEL’i sat›n da görelim sizi! ”
Özellefltirme kapsam›ndaki TEKEL’de çal›flan iflçiler, özellefltirme sald›r›s›na karfl› direnmekte kararl› olduklar›n› her f›rsatta ilan etmeye devam ediyorlar. Ülkenin birçok ilindeki TEKEL iflçileri yapt›klar› eylemlerle seslerini duyurmaya çal›fl›yorlar.
Bu eylemlerden biri de Cevizli-TEKEL’de çal›flan iflçilerin 27 Aral›k’ta gerçeklefltirdikleri kitlesel bas›n aç›klamas›yd›. 27 Aral›k günü saat 11:00 civar›nda Cevizli’deki TEKEL Fabrikas›’n›n, 9 no’lu ç›k›fl kap›s› önünde toplanan iflçiler, buradan minibüs yolu bo-
yunca bir yürüyüfl gerçeklefltirdiler. Yaklafl›k bin kadar iflçinin kat›ld›¤› yürüyüfl boyunca, minibüs yolunda yürünmesini engellemek isteyen polisle karfl› karfl›ya gelindi. Polisin bu tutumu sendikac›lar taraf›ndan uzlaflmac›, daha do¤rusu teslimiyetçi bir tav›rla karfl›lan›rken, iflçiler kararl›l›klar›ndan ödün vermeyerek, minibüs yolunda yürümeye devam ettiler. Yürüyüfl boyunca s›k s›k çeflitli sloganlar at›l›rken, iflçilerin çok say›da özellefltirme karfl›t› döviz ve AKP kurmaylar› için haz›rlad›klar› temsili bir tabut tafl›d›klar› gözlendi. ‹flçiler yürüyüfllerini büyük bir coflkuyla sürdürürken, hükümete de öfke kustular ve: “TEKEL’i sat›n da görelim sizi, siyasetçi katili yapmay›n bizi, korkutamaz bizleri cezaevleri, ölümüne direnir TEKEL iflçisi” marfl›n› hep bir a¤›zdan söylediler. Yürüyüfl Kartal Meydan›’na ka-
TOKAT
‹ flflçç i l e r yeni y›la eylemle b a flflll a d ›
ADANA
“Malboro ülkesi olmayaca¤›z!” Adana Sigara Fabrikas› önünde bir araya gelen yüzlerce TEKEL iflçisi, TEKEL’in özellefltirilmesini protesto etti. Eylemde “Y›lg›nl›k yok direnifl var”, “Malboro ülkesi olmayaca¤›z”, “Yaflas›n dayan›flma” sloganlar› at›ld›. K›sa bir konuflma yapan Tek G›da-‹fl Sendikas› Güney Anadolu Temsilcisi Gürsel Diliç›k›k, TEKEL iflçilerinin daha önceki eylem ve grevlerinde gösterdi¤i çabalarla hakl›l›¤›n› ispatlad›¤›n› hat›rlatarak, yine ayn› çaban›n gösterilmesi gerekti¤ini söyledi. Türkiye’deki köylülere de geçit verilmedi¤ini dile getiren Diliç›k›k, d›flar›daki sermayelerin kendi tütünlerini Türkiye’ye getirerek üretim yapmalar›n› kabul etmeyeceklerini söyledi. Konuflman›n ard›ndan bas›n aç›klamas›n› okuyan Tek G›da-‹fl Sendikas› Adana fiube Baflkan› Cafer Yaflar, “Bugünkü siyasi iktidar, ifl isteyen, çal›flmak, üretmek isteyen, onuru ile yaflamak isteyen insan›m›z› muhtaç, ele bakar hale getirdi. ‹fllerini ellerinden ald›¤› insanlara ekmek ve yakacak da¤›tmakla övünmek AKP zihniyetini ve niyetini göstermektedir” diye konufltu.
Yeni y›l›n ilk günü Tokat’ta yap›lan yürüyüfl, kitleselli¤i nedeniyle miting havas›nda geçti. Halk›n da destek verdi¤i iflçiler, mücadeleden vazgeçmeyeceklerini vurgulad›lar. Yaklafl›k 1200 iflçinin istihdam edildi¤i Tokat Yaprak Tütün ‹flletmesi ve TEKEL Sigara Fabrikas› iflçileri, Gazi Osman Pafla Bulvar›’nda bir araya gelerek Cumhuriyet Meydan›’na yürüyüfle geçti. ‹flçilerin eflleri, çocuklar›, anne ve babalar›, Samsun Ball›ca ve ‹stanbul Cevizli TEKEL iflçileri, Türk‹fl’e ba¤l› sendikalar›n flubeleri, memur sendikalar›, meslek odalar› yürüyüflte yer ald›lar. “FabrikaTokat TEKEL Fabrikas›’nda yaklafl›k 1.200 iflçi çal›fl›yor ve 3.5 Trilyon lira getirisi bulunuyor. Bu fabrika için AKP Tokat milletvekili Zeyid Aslan “özellefltirilse de kapanmayaca¤›n›” iddia ederek, “Türkiye bana göre ak›ll› bir yöntemle belirli bir sürece yay›lmak suretiyle özellefltirme sürecinde yürütüyoruz. Ama flu konuda çok rahat›m. TEKEL’in özellefltirilmesinde Tokat Sigara Fabrikas› ve ça-
m›z›n özellefltirilmesine hay›r”, “Fabrika yoksa ifl, ekmek de yok”, “TEKEL iflçisinin hakl› davas›nda yan›nday›z” yaz›l› pankartlar› iflyerlerine asan esnaflar ve çevredekiler de yürüyüfl boyunca iflçilere alk›fllarla destek verdiler. Yürüyüfl boyunca s›k s›k “‹fl, ekmek yoksa bar›fl da yok”, “TEKEL’i satan› biz de satar›z”, “AKP flafl›rma, sabr›m›z› tafl›rma”, “Tokat k›v›lc›m, Samsun atefl olacak” sloganlar›n› atan iflçiler, AKP il binas› önüne geldiklerinde k›sa süre oturma eylemi yapt›lar. Meydana gelindi¤inde polis taraf›ndan aranarak içeri al›nan iflçil›flanlar›n›n zarar görmesi mümkün de¤il…” dese de, iflçilerin hakl› olarak düflüncesi Tokat ve ‹stanbul Sigara Fabrikalar›’nda vardiyay› düflürdükten sonra Adana ve Malatya Sigara Fabrikalar›’n›n ak›betine u¤ramak. Çünkü Adana ve Malatya Sigara Fabrikalar›’nda vardiya teke düflürtülmüfl daha sonra da kapat›lma karar› al›nm›flt›. Tokat Sigara Fabrikas›’nda tek vardiyaya düflürme gündemde.
B‹TL‹S
Yü zlerce TEKEL iflflççisi özelleflflttirmeye karflfl›› yü rü dü Bitlis Tekel Tütün ve Sigara Fabrikas›’nda çal›flan yaklafl›k 500 iflçi, fabrikan›n özellefltirilmesi karar›n› protesto etmek amac›yla toplu vizite eylemine ç›karak, hükümeti protesto etti. Fabrikadan kent merkezine kadar yürüyüfl yapan iflçiler, Nur Caddesi’nde bir bas›n aç›klamas› yapt›lar. Aç›klamay› yapan Tek G›da-‹fl Sendikas› Bitlis fiube Baflkan› Can Murat Yenisöz, 2008 y›l›-
n›n Bitlis’teki iflçilerin direnifl y›l› olaca¤›n› söyledi. Fabrikada binlerce ailenin geçimini sa¤lad›¤›na dikkat çeken Yenisöz, “al›nan karar geri çekilinceye kadar Bitlis halk›yla direnece¤iz. Taleplerimiz yerine getirilinceye kadar bu eylemlerimiz sürecektir” dedi. Bu eylemlerinin sadece bafllang›ç oldu¤unu, 2005 y›l›nda Bitlislilerin tamam›n›n birlik ruhu içinde
dar sürdü ve burada bir bas›n aç›klamas› yap›ld›. Tek G›da-‹fl Genel Sekreteri Mecit Amaç taraf›ndan, meydan› h›nca h›nç dolduran iflçilere ve destek için eyleme kat›lan, çeflitli kurum temsilcilerinden oluflan, bini aflk›n kitleye dönük yap›lan aç›klamada, TEKEL’in özellefltirilmesiyle kaybedenin iflçi, memurlar olaca¤›na, zaten beli bükülen yoksul tütün üreticisi olaca¤›na vurgu yap›ld› ve “kimseyi kand›rmaya kalkmay›n. Alanlar ilk ifl olarak fabrikalar› kapatacak, çal›flanlar›n› soka¤a b›rakacakt›r. Sigara iflinin arkas›ndan yaprak tütün iflletmelerine de s›ra gelece¤i çok aç›kt›r” denildi. Eylemin bitimine do¤ru sendikac›lar›n teslimiyetçi-uzlaflmac› tutumuna, iflçilerden tepki geldi. ‹flçiler hak al›c› radikal eylemler istediklerini belirten konuflmalar yapt›lar ve Ankara yürüyüflü önerdiler. (Kartal)
kat›ld›¤› eylemlerden daha etkili eylemlere bafllayacaklar› uyar›s›nda bulunan Yenisöz, “Bölge genelinde 110 bin tütün ekicisinin, binlerce TEKEL çal›flan›n›n, umudunu tütüne ba¤layan halk›m›z›n mücadelesini sonuna kadar yürütece¤imizden kimsenin flüphesi olmas›n” diye konufltu. Aç›klaman›n ard›ndan iflçiler, özellefltirme karar›n› alk›fllarla protesto ederek eylemlerini sona erdirdi. (H. Merkezi)
lere seslenen Tek G›da-‹fl Tokat fiube Baflkan› Suat Karl›kaya, ilkokula giderken fabrikan›n aç›l›fl törenine kat›ld›¤›n›, daha sonra buras›n›n kendi çocuklar›n›n geçimini sa¤layacak bir ekmek kap›s› oldu¤unu söyledi. Tekel Sigara Fabrikas›’n›n sat›lmas›na izin vermeyeceklerini ifade eden Karl›kaya, “24 y›l boyunca binlerce insana ifl kap›s› olmufl, insanlar›n geçimini sa¤lad›¤› Tokat Sigara Fabrikas› bugün özellefltirilip, yar›n kapat›lacak” diye konufltu. Tek G›da-‹fl Genel Sekreteri Mecit Amaç da flunlar› söyledi: “Kaybeden Türkiye olacak, kaybeden iflçi ve memur olacak, kaybeden ifl ve fabrika diye inleyen bölgemiz olacak, kaybeden zaten beli bükülmüfl yoksul tütüncü olacak. ‹flimizi ekme¤imizi kaybetmemek için ölmek var dönmek yok.” Betül Sönmez isimli bir iflçi k›z›n›n okudu¤u “Nerede Tokat’›m›z›n yedi vekili / IMF mi verdi size bu ak›l›? / ‹flçilerin yüre¤ine hançer sokulu / Sen ç›karmazsan eller ellemez Tokatl›” dizelerinin yer ald›¤› ve TEKEL iflçisi Adnan Bar›fl’a ait fliir ise emekçilerin coflkusunu art›rd›. Mitingin bitiminde “Kahrolsun ABD, kahrolsun AKP” slogan›n› atan iflçiler, özellefltirmeye izin vermeyeceklerini bir kez daha hayk›rd›lar.
Emekçiler SSGSS’ye karflfl›› yürüdü tek bafl›na ya hep beraber ya hiç birimiz” sloganlar› hayk›r›ld›. KESK, D‹SK gibi sendikalar›n ve TMMOB gibi meslek örgütlerinin, Partizan’›n ve devrimci kurumlar›n da bulundu¤u yaklafl›k 58 kurumdan oluflan platform, AKP hükümetinin IMF’nin talimat› ile yasay› ç›kard›¤›n› dile getirdi. Bas›n aç›klamas›n› okuyan Hava-‹fl Sendikas› Genel Baflkan yard›mc›s› Eylem Atefl yasa tasar›s›n›n kâbesi IMF, secdesi yerli patronlar olanlar›n emekçilerin sa¤l›k ve sosyal güvenlik haklar›n›n tamam›yla yok etmek istediklerini söyledi. Eylem s›ras›nda polis yolu kapatarak yürümek isteyen “Ben iflçiyim, emekli- kitleye izin vermeyince k›sa süreli bir tart›flma oldu. Poliyim diyen herkes aya¤a sin engellemelerine ra¤men kalkmal›” kitle yolun bir bölümünü kapatarak, yürüyüflünü sürdürGerçekte IMF projesi oldu¤u dü. Eyleme Tuzla havzas›nda bir bilinen ve hükümetin haz›rlad›¤› süredir direniflte olan Demsafl Sosyal Sigortalar ve Genel iflçileri de kat›ld›. Eylemde sohSa¤l›k Sigortas› Yasa Tars›bet etti¤imiz iflçilerden Ali Kas›’na karfl› ç›kan emekçiler bir ya “Ben iflçiyim, emekliyim yürüyüfl düzenledi. diyen herkes aya¤a kalkma27 Aral›k günü saat 12.30 l›” diyen Demsafl iflçisi, yasaya Aksaray’da bulunan Pertevnikarfl› sokaklar› doldurmak geyal Lisesi önünde bir araya gerekti¤inin alt›n› çizdi. len “Herkese Sa¤l›k Güvenli Platformun ilk eylemi ve hafGelecek Platformu” buradan ta içi olmas›na ra¤men eylem olUnkapan›’nda bulunan Çal›flma dukça coflkulu geçti. SSGSS’ye ve Sosyal Güvenlik Bakanl›¤› karfl› kurulun ve içinde devrimBölge Müdürlü¤ü’nün önüne kaci-ilerici kurumlar›nda yer ald›¤› dar yürüdü. platform birçok bölgede yapaca“Sa¤l›k hakt›r sat›lamaz” ¤› eylemlerle, panel, toplant› ve dövizlerinin tafl›nd›¤› eylemde bildiri da¤›t›mlar› ile yasan›n gers›k s›k “Zafer direnen emekçek yüzünü halka anlatmay› heçinin olacak”, “Kurtulufl yok defliyor. (‹stanbul)
‹zmir’de sa¤l›k emekçileri SSGSS’yi protesto etti
SES, Pratisyen Hekimlik Derne¤i ve Türk Hemflireler Derne¤i ‹zmir fiubeleri taraf›ndan oluflturulan ‹zmir Sa¤l›k Platformu, AKP’nin sa¤l›k politikas›n›n, sa¤l›¤›n piyasalaflt›r›lmas› anlam›na geldi¤ini belirterek, buna karfl› olduklar›n› belirttiler. Bozyaka E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi bahçesinde bir araya gelen Platform üyeleri ad›na SES ‹zmir fiube Baflkan› Fahri Demirci bir aç›klama yapt›. Hükümetin “paran kadar sa¤l›k ve mezarda emeklilik” anlam›na gelen SSGSS tasar›s›n› yasalaflt›rmak istedi¤ine dikkat çeken Demirci, sa¤l›k hizmetinden çekilmeyi planlayan hükümetin bu alan› piyasan›n kâr h›rs›na teslim etmeyi düflündü¤ünü kaydetti. ‹zmir Tabip Odas› eski Baflkan› Dr. Zeki Gül de, “sa¤l›kla fliddetin buluflturulmaya çal›fl›ld›¤› neo-liberal politikalar› yafl›yoruz. fiiddet yaflam›n her alan›na sinmifl durumda. Yeni ç›kan yasalar, bu arada GSS de fliddet ö¤eleri bar›nd›r›yor. Daha kaç meslektafl›m›z ölecek” dedi. Eylemde, “Sa¤l›k hakt›r sat›lamaz” slogan› at›ld›. (H. Merkezi)