ÖRNEK DÖKÜMANLAR

Page 1

1

6331 SAYILI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNU BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam ve Tanımlar Amaç MADDE 1- (1) Bu Kanunun amacı; işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması ve mevcut sağlık ve güvenlik şartlarının iyileştirilmesi için işveren ve çalışanların görev, yetki, sorumluluk, hak ve yükümlülüklerini düzenlemektir. Kapsam ve istisnalar MADDE 2- (1) Bu Kanun; kamu ve özel sektöre ait bütün işlere ve işyerlerine, bu işyerlerinin işverenleri ile işveren vekillerine, çırak ve stajyerler de dâhil olmak üzere tüm çalışanlarına faaliyet konularına bakılmaksızın uygulanır. (2) Ancak aşağıda belirtilen faaliyetler ve kişiler hakkında bu Kanun hükümleri uygulanmaz: a) Fabrika, bakım merkezi, dikimevi ve benzeri işyerlerindekiler hariç Türk Silahlı Kuvvetleri, genel kolluk kuvvetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığının faaliyetleri. b) Afet ve acil durum birimlerinin müdahale faaliyetleri. c) Ev hizmetleri. ç) Çalışan istihdam etmeksizin kendi nam ve hesabına mal ve hizmet üretimi yapanlar. d) Hükümlü ve tutuklulara yönelik infaz hizmetleri sırasında, iyileştirme kapsamında yapılan işyurdu, eğitim, güvenlik ve meslek edindirme faaliyetleri. Tanımlar MADDE 3- (1) Bu Kanunun uygulanmasında; a) Bakanlık: Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığını, b) Çalışan: Kendi özel kanunlarındaki statülerine bakılmaksızın kamu veya özel işyerlerinde istihdam edilen gerçek kişiyi, c) Çalışan temsilcisi: İş sağlığı ve güvenliği ile ilgili çalışmalara katılma, çalışmaları izleme, tedbir alınmasını isteme, tekliflerde bulunma ve benzeri konularda çalışanları temsil etmeye yetkili çalışanı, ç) Destek elemanı: Asli görevinin yanında iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili önleme, koruma, tahliye, yangınla mücadele, ilk yardım ve benzeri konularda özel olarak görevlendirilmiş uygun donanım ve yeterli eğitime sahip kişiyi, d) Eğitim kurumu: İş güvenliği uzmanı, işyeri hekimi ve diğer sağlık personelinin eğitimlerini vermek üzere Bakanlıkça yetkilendirilen kamu kurum ve kuruluşlarını, üniversiteleri ve Türk Ticaret Kanununa göre faaliyet gösteren şirketler tarafından kurulan müesseseleri, e) Genç çalışan: Onbeş yaşını bitirmiş ancak onsekiz yaşını doldurmamış çalışanı, f) İş güvenliği uzmanı: İş sağlığı ve güvenliği alanında görev yapmak üzere Bakanlıkça yetkilendirilmiş, iş güvenliği uzmanlığı belgesine sahip mühendis, mimar veya teknik elemanı, g) İş kazası: İşyerinde veya işin yürütümü nedeniyle meydana gelen, ölüme sebebiyet veren veya vücut bütünlüğünü ruhen ya da bedenen özre uğratan olayı, ğ) İşveren: Çalışan istihdam eden gerçek veya tüzel kişi yahut tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşları,

A.D.B


2

6331 SAYILI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNU h) İşyeri: Mal veya hizmet üretmek amacıyla maddi olan ve olmayan unsurlar ile çalışanın birlikte örgütlendiği, işverenin işyerinde ürettiği mal veya hizmet ile nitelik yönünden bağlılığı bulunan ve aynı yönetim altında örgütlenen işyerine bağlı yerler ile dinlenme, çocuk emzirme, yemek, uyku, yıkanma, muayene ve bakım, beden ve mesleki eğitim yerleri ve avlu gibi diğer eklentiler ve araçları da içeren organizasyonu, ı) İşyeri hekimi: İş sağlığı ve güvenliği alanında görev yapmak üzere Bakanlıkça yetkilendirilmiş, işyeri hekimliği belgesine sahip hekimi, i) İşyeri sağlık ve güvenlik birimi: İşyerinde iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini yürütmek üzere kurulan, gerekli donanım ve personele sahip olan birimi, j) Konsey: Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Konseyini, k) Kurul: İş sağlığı ve güvenliği kurulunu, 1) Meslek hastalığı: Mesleki risklere maruziyet sonucu ortaya çıkan hastalığı, m) Ortak sağlık ve güvenlik birimi(OSGB): Kamu kurum ve kuruluşları, organize sanayi bölgeleri ile Türk Ticaret Kanununa göre faaliyet gösteren şirketler tarafından, işyerlerine iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini sunmak üzere kurulan gerekli donanım ve personele sahip olan ve Bakanlıkça yetkilendirilen birimi, n) Önleme: İşyerinde yürütülen işlerin bütün safhalarında iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili riskleri ortadan kaldırmak veya azaltmak için planlanan ve alınan tedbirlerin tümünü, o) Risk: Tehlikeden kaynaklanacak kayıp, yaralanma ya da başka zararlı sonuç meydana gelme ihtimalini, ö) Risk değerlendirmesi: İşyerinde var olan ya da dışarıdan gelebilecek tehlikelerin belirlenmesi, bu tehlikelerin riske dönüşmesine yol açan faktörler ile tehlikelerden kaynaklanan risklerin analiz edilerek derecelendirilmesi ve kontrol tedbirlerinin kararlaştırılması amacıyla yapılması gerekli çalışmaları, p) Tehlike: İşyerinde var olan ya da dışarıdan gelebilecek, çalışanı veya işyerini etkileyebilecek zarar veya hasar verme potansiyelini, r) Tehlike sınıfı: İş sağlığı ve güvenliği açısından, yapılan işin özelliği, işin her safhasında kullanılan veya ortaya çıkan maddeler, iş ekipmanı, üretim yöntem ve şekilleri, çalışma ortam ve şartları ile ilgili diğer hususlar dikkate alınarak işyeri için belirlenen tehlike grubunu, s) Teknik eleman: Teknik öğretmen, fizikçi ve kimyager unvanına sahip olanlar ile üniversitelerin iş sağlığı ve güvenliği programı mezunlarını, ş) İşyeri hemşiresi: 25/2/1954 tarihli ve 6283 sayılı Hemşirelik Kanununa göre hemşirelik mesleğini icra etmeye yetkili, iş sağlığı ve güvenliği alanında görev yapmak üzere Bakanlıkça yetkilendirilmiş işyeri hemşireliği belgesine sahip hemşire/sağlık memurunu, ifade eder. (2) İşveren adına hareket eden, işin ve işyerinin yönetiminde görev alan işveren vekilleri, bu Kanunun uygulanması bakımından işveren sayılır.

A.D.B


3

6331 SAYILI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNU İKİNCİ BÖLÜM İşveren ile Çalışanların Görev, Yetki ve Yükümlülükleri İşverenin genel yükümlülüğü MADDE 4- (1) İşveren, çalışanların işle ilgili sağlık ve güvenliğini sağlamakla yükümlü olup bu çerçevede; a) Mesleki risklerin önlenmesi, eğitim ve bilgi verilmesi dâhil her türlü tedbirin alınması, organizasyonun yapılması, gerekli araç ve gereçlerin sağlanması, sağlık ve güvenlik tedbirlerinin değişen şartlara uygun hale getirilmesi ve mevcut durumun iyileştirilmesi için çalışmalar yapar. b) İşyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerine uyulup uyulmadığını izler, denetler ve uygunsuzlukların giderilmesini sağlar. c) Risk değerlendirmesi yapar veya yaptırır. ç) Çalışana görev verirken, çalışanın sağlık ve güvenlik yönünden işe uygunluğunu göz önüne alır. d) Yeterli bilgi ve talimat verilenler dışındaki çalışanların hayati ve özel tehlike bulunan yerlere girmemesi için gerekli tedbirleri alır. (2) İşyeri dışındaki uzman kişi ve kuruluşlardan hizmet alınması, işverenin sorumluluklarını ortadan kaldırmaz.

(3) Çalışanların iş sağlığı ve güvenliği alanındaki yükümlülükleri, işverenin sorumluluklarını etkilemez. (4) İşveren, iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin maliyetini çalışanlara yansıtamaz. Risklerden korunma ilkeleri MADDE 5- (1) İşverenin yükümlülüklerinin yerine getirilmesinde aşağıdaki ilkeler göz önünde bulundurulur: a) Risklerden kaçınmak. b) Kaçınılması mümkün olmayan riskleri analiz etmek. c) Risklerle kaynağında mücadele etmek. ç) İşin kişilere uygun hale getirilmesi için işyerlerinin tasarımı ile iş ekipmanı, çalışma şekli ve üretim metotlarının seçiminde özen göstermek, özellikle tekdüze çalışma ve üretim temposunun sağlık ve güvenliğe olumsuz etkilerini önlemek, önlenemiyor ise en aza indirmek. d) Teknik gelişmelere uyum sağlamak. e) Tehlikeli olanı, tehlikesiz veya daha az tehlikeli olanla değiştirmek. f) Teknoloji, iş organizasyonu, çalışma şartları, sosyal ilişkiler ve çalışma ortamı ile ilgili faktörlerin etkilerini kapsayan tutarlı ve genel bir önleme politikası geliştirmek. g) Toplu korunma tedbirlerine, kişisel korunma tedbirlerine göre öncelik vermek. ğ) Çalışanlara uygun talimatlar vermek.

A.D.B


4

6331 SAYILI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNU İş sağlığı ve güvenliği hizmetleri MADDE 6- (1) Mesleki risklerin önlenmesi ve bu risklerden korunulmasına yönelik çalışmaları da kapsayacak, iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin sunulması için işveren; a) Çalışanları arasından iş güvenliği uzmanı, işyeri hekimi ve diğer sağlık personeli görevlendirir. Çalışanları arasında belirlenen niteliklere sahip personel bulunmaması hâlinde, bu hizmetin tamamını veya bir kısmını ortak sağlık ve güvenlik birimlerinden hizmet alarak yerine getirebilir. Ancak belirlenen niteliklere ve gerekli belgeye sahip olması hâlinde, tehlike sınıfı ve çalışan sayısı dikkate alınarak, bu hizmetin yerine getirilmesini kendisi üstlenebilir. b) Görevlendirdikleri kişi veya hizmet aldığı kurum ve kuruluşların görevlerini yerine getirmeleri amacıyla araç, gereç, mekân ve zaman gibi gerekli bütün ihtiyaçlarını karşılar. c) İşyerinde sağlık ve güvenlik hizmetlerini yürütenler arasında iş birliği ve koordinasyonu sağlar. ç) Görevlendirdikleri kişi veya hizmet aldığı kurum ve kuruluşlar tarafından iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili mevzuata uygun olan ve yazılı olarak bildirilen tedbirleri yerine getirir. d) Çalışanların sağlık ve güvenliğini etkilediği bilinen veya etkilemesi muhtemel konular hakkında; görevlendirdikleri kişi veya hizmet aldığı kurum ve kuruluşları, başka işyerlerinden çalışmak üzere kendi işyerine gelen çalışanları ve bunların işverenlerini bilgilendirir. (2) 4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamındaki kamu kurum ve kuruluşları; iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini, Sağlık Bakanlığına ait döner sermayeli kuruluşlardan doğrudan alabileceği gibi 4734 sayılı Kanun hükümleri çerçevesinde de alabilir. (3) Tam süreli işyeri hekimi görevlendirilen işyerlerinde, diğer sağlık personeli görevlendirilmesi zorunlu değildir. İş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin desteklenmesi MADDE 7- (1) İş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin yerine getirilmesi için, Bakanlıkça aşağıdaki şartlarla destek sağlanabilir: a) Kamu kurum ve kuruluşları hariç ondan az çalışanı bulunanlardan, çok tehlikeli ve tehlikeli sınıfta yer alan işyerleri faydalanabilir. Ancak, Bakanlar Kurulu, ondan az çalışanı bulunanlardan az tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinin de faydalanmasına karar verebilir. b) Giderler, iş kazası ve meslek hastalığı bakımından kısa vadeli sigorta kolları için toplanan primlerden kaynak aktarılmak suretiyle, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından finanse edilir. c) Uygulamada, Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtları esas alınır. ç) Bu Kanun ve diğer mevzuat gereğince yapılan kontrol ve denetimlerde; istihdam ettiği kişilerin sigortalılık bildiriminde bulunmadığı tespit edilen işverenlerden, tespit tarihine kadar yapılan ödemeler yasal faizi ile birlikte Sosyal Güvenlik Kurumunca tahsil edilir ve bu durumdaki işverenler, sağlanan destekten 3 yıl süreyle faydalanamaz. d) Uygulamaya ilişkin olarak ortaya çıkabilecek tereddütleri gidermeye, uygulamayı yönlendirmeye ve doğabilecek sorunları çözmeye Bakanlık yetkilidir.

A.D.B


5

6331 SAYILI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNU (2) Aşağıdaki konular ile bunlara ilişkin usul ve esaslar, Maliye Bakanlığının uygun görüşü alınarak Bakanlıkça çıkarılan yönetmelikle belirlenir: a) İş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin yerine getirilmesi için sağlanacak desteğin uygulanması. b) Destek sağlanacak ondan az çalışanı bulunan işyerlerinin özellikleri göz önünde bulundurularak; Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından ödenecek iş sağlığı ve güvenliği hizmet bedellerinin tespiti, destek olunacak kısmı ve ödenme şekli. c) Destekten faydalanabilecek işyerlerinin taşıması gereken şartlar. ç) İş sağlığı ve güvenliği hizmeti verecek kuruluşların özellikleri. (3) Etkinlik ve sürekliliğin sağlanması amacıyla; Bakanlık tarafından Sağlık Bakanlığı, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve ilgili meslek kuruluşlarıyla iş birliği yapılabilir. İşyeri hekimleri ve iş güvenliği uzmanları MADDE 8- (1) İşyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanlarının hak ve yetkileri, görevlerini yerine getirmeleri nedeniyle kısıtlanamaz. Bu kişiler, görevlerini mesleğin gerektirdiği etik ilkeler ve mesleki bağımsızlık içerisinde yürütür. (2) İşyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanları; görevlendirildikleri işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili alınması gereken tedbirleri işverene yazılı olarak bildirir; bildirilen hususlardan hayati tehlike arz edenlerin işveren tarafından yerine getirilmemesi hâlinde, bu hususu Bakanlığın yetkili birimine bildirir. (3) Hizmet sunan kuruluşlar ile işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanları, iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin yürütülmesindeki ihmallerinden dolayı, hizmet sundukları işverene karşı sorumludur. (4) Çalışanın ölümü veya maluliyetiyle sonuçlanacak şekilde vücut bütünlüğünün bozulmasına neden olan iş kazası veya meslek hastalığının meydana gelmesinde ihmali tespit edilen işyeri hekimi veya iş güvenliği uzmanının yetki belgesi askıya alınır. (5) İş güvenliği uzmanlarının görev alabilmeleri için; çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde (A) sınıfı, tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde en az (B) sınıfı, az tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde ise en az (C) sınıfı iş güvenliği uzmanlığı belgesine sahip olmaları şartı aranır. Bakanlık, iş güvenliği uzmanlarının ve işyeri hekimlerinin görevlendirilmesi konusunda sektörel alanda özel düzenleme yapabilir. (6) Belirlenen çalışma süresi nedeniyle işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanının tam süreli görevlendirilmesi gereken durumlarda; işveren, işyeri sağlık ve güvenlik birimi kurar. Bu durumda, çalışanların tabi olduğu kanun hükümleri saklı kalmak kaydıyla, 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununa göre belirlenen haftalık çalışma süresi dikkate alınır. (7) Kamu kurum ve kuruluşlarında ilgili mevzuata göre çalıştırılan işyeri hekimi veya iş güvenliği uzmanı olma niteliğini haiz personel, gerekli belgeye sahip olmaları şartıyla asli görevlerinin yanında, belirlenen çalışma süresine riayet ederek çalışmakta oldukları kurumda veya ilgili personelin muvafakati ve üst yöneticinin onayı ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarında görevlendirilebilir. Bu şekilde görevlendirilecek personele, görev yaptığı her saat için (200) gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı tutarında ilave ödeme, hizmet alan kurum tarafından yapılır. Bu ödemeden damga vergisi hariç herhangi bir kesinti yapılmaz. Bu durumdaki görevlendirmeye ilişkin ilave ödemelerde, günlük mesai saatlerine bağlı kalmak kaydıyla, aylık toplam seksen saatten fazla olan görevlendirmeler dikkate alınmaz.

A.D.B


6

6331 SAYILI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNU (8) Kamu sağlık hizmetlerinde tam süreli çalışmaya ilişkin mevzuat hükümleri saklı kalmak kaydıyla, işyeri hekimlerinin ve diğer sağlık personelinin işyeri sağlık ve güvenlik birimi ile ortak sağlık ve güvenlik birimlerinde görevlendirilmelerinde ve hizmet verilen işyerlerinde çalışanlarla sınırlı olmak üzere görevlerini yerine getirmelerinde, diğer kanunların kısıtlayıcı hükümleri uygulanmaz. Tehlike sınıfının belirlenmesi MADDE 9- (1) İşyeri tehlike sınıfları; 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 83 üncü maddesine göre belirlenen kısa vadeli sigorta kolları prim tarifesi de dikkate alınarak, İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürünün Başkanlığında ilgili taraflarca oluşturulan komisyonun görüşleri doğrultusunda, Bakanlıkça çıkarılacak tebliğ ile tespit edilir. (2) İşyeri tehlike sınıflarının tespitinde, o işyerinde yapılan asıl iş dikkate alınır. Risk değerlendirmesi, kontrol, ölçüm ve araştırma MADDE 10- (1) İşveren, iş sağlığı ve güvenliği yönünden risk değerlendirmesi yapmak veya yaptırmakla yükümlüdür. Risk değerlendirmesi yapılırken aşağıdaki hususlar dikkate alınır: a) Belirli risklerden etkilenecek çalışanların durumu. b) Kullanılacak iş ekipmanı ile kimyasal madde ve müstahzarların seçimi. c) İşyerinin tertip ve düzeni. ç) Genç, yaşlı, engelli, gebe veya emziren çalışanlar gibi özel politika gerektiren gruplar ile kadın çalışanların durumu. (2) İşveren, yapılacak risk değerlendirmesi sonucu alınacak iş sağlığı ve güvenliği tedbirleri ile kullanılması gereken koruyucu donanım veya ekipmanı belirler. (3) İşyerinde uygulanacak iş sağlığı ve güvenliği tedbirleri, çalışma şekilleri ve üretim yöntemleri; çalışanların sağlık ve güvenlik yönünden korunma düzeyini yükseltecek ve işyerinin idari yapılanmasının her kademesinde uygulanabilir nitelikte olmalıdır. (4) İşveren, iş sağlığı ve güvenliği yönünden çalışma ortamına ve çalışanların bu ortamda maruz kaldığı risklerin belirlenmesine yönelik gerekli kontrol, ölçüm, inceleme ve araştırmaların yapılmasını sağlar. Acil durum planları, yangınla mücadele ve ilk yardım MADDE 11- (1) İşveren; a) Çalışma ortamı, kullanılan maddeler, iş ekipmanı ile çevre şartlarını dikkate alarak meydana gelebilecek acil durumları önceden değerlendirerek, çalışanları ve çalışma çevresini etkilemesi mümkün ve muhtemel acil durumları belirler ve bunların olumsuz etkilerini önleyici ve sınırlandırıcı tedbirleri alır. b) Acil durumların olumsuz etkilerinden korunmak üzere gerekli ölçüm ve değerlendirmeleri yapar, acil durum planlarını hazırlar. c) Acil durumlarla mücadele için işyerinin büyüklüğü ve taşıdığı özel tehlikeler, yapılan işin niteliği, çalışan sayısı ile işyerinde bulunan diğer kişileri dikkate alarak; önleme, koruma, tahliye, yangınla mücadele, ilk yardım ve benzeri konularda uygun donanıma sahip ve bu konularda eğitimli yeterli sayıda kişiyi görevlendirir, araç ve gereçleri sağlayarak eğitim ve tatbikatları yaptırır ve ekiplerin her zaman hazır bulunmalarını sağlar. ç) Özellikle ilk yardım, acil tıbbi müdahale, kurtarma ve yangınla mücadele konularında, işyeri dışındaki kuruluşlarla irtibatı sağlayacak gerekli düzenlemeleri yapar.

A.D.B


7

6331 SAYILI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNU Tahliye MADDE 12- (1) Ciddi, yakın ve önlenemeyen tehlikenin meydana gelmesi durumunda işveren; a) Çalışanların işi bırakarak derhal çalışma yerlerinden ayrılıp güvenli bir yere gidebilmeleri için, önceden gerekli düzenlemeleri yapar ve çalışanlara gerekli talimatları verir. b) Durumun devam etmesi hâlinde, zorunluluk olmadıkça, gerekli donanıma sahip ve özel olarak görevlendirilenler dışındaki çalışanlardan işlerine devam etmelerini isteyemez. (2) İşveren, çalışanların kendileri veya diğer kişilerin güvenliği için ciddi ve yakın bir tehlike ile karşılaştıkları ve amirine hemen haber veremedikleri durumlarda; istenmeyen sonuçların önlenmesi için, bilgileri ve mevcut teknik donanımları çerçevesinde müdahale edebilmelerine imkân sağlar. Böyle bir durumda çalışanlar, ihmal veya dikkatsiz davranışları olmadıkça yaptıkları müdahaleden dolayı sorumlu tutulamaz. Çalışmaktan kaçınma hakkı MADDE 13- (1) Ciddi ve yakın tehlike ile karşı karşıya kalan çalışanlar kurula, kurulun bulunmadığı işyerlerinde ise işverene başvurarak durumun tespit edilmesini ve gerekli tedbirlerin alınmasına karar verilmesini talep edebilir. Kurul acilen toplanarak, işveren ise derhâl kararını verir ve durumu tutanakla tespit eder. Karar, çalışana ve çalışan temsilcisine yazılı olarak bildirilir. (2) Kurul veya işverenin çalışanın talebi yönünde karar vermesi hâlinde çalışan, gerekli tedbirler alınıncaya kadar çalışmaktan kaçınabilir. Çalışanların çalışmaktan kaçındığı dönemdeki ücreti ile kanunlardan ve iş sözleşmesinden doğan diğer hakları saklıdır. (3) Çalışanlar ciddi ve yakın tehlikenin önlenemez olduğu durumlarda birinci fıkradaki usule uymak zorunda olmaksızın işyerini veya tehlikeli bölgeyi terk ederek belirlenen güvenli yere gider. Çalışanların bu hareketlerinden dolayı hakları kısıtlanamaz. (4) İş sözleşmesiyle çalışanlar, talep etmelerine rağmen gerekli tedbirlerin alınmadığı durumlarda, tabi oldukları kanun hükümlerine göre iş sözleşmelerini feshedebilir. Toplu sözleşme veya toplu iş sözleşmesi ile çalışan kamu personeli, bu maddeye göre çalışmadığı dönemde fiilen çalışmış sayılır. (5) Bu Kanunun 25 inci maddesine göre işyerinde işin durdurulması hâlinde, bu madde hükümleri uygulanmaz. İş kazası ve meslek hastalıklarının kayıt ve bildirimi MADDE 14- (1) İşveren; a) Bütün iş kazalarının ve meslek hastalıklarının kaydını tutar, gerekli incelemeleri yaparak bunlar ile ilgili raporları düzenler. b) İşyerinde meydana gelen ancak yaralanma veya ölüme neden olmadığı halde işyeri ya da iş ekipmanının zarara uğramasına yol açan veya çalışan, işyeri ya da iş ekipmanını zarara uğratma potansiyeli olan olayları inceleyerek bunlar ile ilgili raporları düzenler. (2) İşveren, aşağıdaki hallerde belirtilen sürede Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirimde bulunur: a) İş kazalarını kazadan sonraki 3 iş günü içinde. b) Sağlık hizmeti sunucuları veya işyeri hekimi tarafından kendisine bildirilen meslek hastalıklarını, öğrendiği tarihten itibaren 3 iş günü içinde. (3) İşyeri hekimi veya sağlık hizmeti sunucuları; meslek hastalığı ön tanısı koydukları vakaları, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularına sevk eder. (4) Sağlık hizmeti sunucuları kendilerine intikal eden iş kazalarını, yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucuları ise meslek hastalığı tanısı koydukları vakaları en geç 10 gün içinde Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirir A.D.B


8

6331 SAYILI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNU Sağlık gözetimi MADDE 15- (1) İşveren; a) Çalışanların işyerinde maruz kalacakları sağlık ve güvenlik risklerini dikkate alarak sağlık gözetimine tabi tutulmalarını sağlar. b) Aşağıdaki hallerde çalışanların sağlık muayenelerinin yapılmasını sağlamak zorundadır: 1) İşe girişlerinde. 2) İş değişikliğinde. 3) İş kazası, meslek hastalığı veya sağlık nedeniyle tekrarlanan işten uzaklaşmalarından sonra işe dönüşlerinde talep etmeleri hâlinde. 4) İşin devamı süresince, çalışanın ve işin niteliği ile işyerinin tehlike sınıfına göre Bakanlıkça belirlenen düzenli aralıklarla. (2) Tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde çalışacaklar, yapacakları işe uygun olduklarını belirten sağlık raporu olmadan işe başlatılamaz. (3) Bu Kanun kapsamında alınması gereken sağlık raporları, işyeri sağlık ve güvenlik biriminde veya hizmet alınan ortak sağlık ve güvenlik biriminde görevli olan işyeri hekiminden alınır. Raporlara itirazlar Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenen hakem hastanelere yapılır, verilen kararlar kesindir. (4) Sağlık gözetiminden doğan maliyet ve bu gözetimden kaynaklı her türlü ek maliyet işverence karşılanır, çalışana yansıtılamaz. (5) Sağlık muayenesi yaptırılan çalışanın özel hayatı ve itibarının korunması açısından sağlık bilgileri gizli tutulur. Çalışanların bilgilendirilmesi MADDE 16- (1) İşyerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması ve sürdürülebilmesi amacıyla işveren, çalışanları ve çalışan temsilcilerini işyerinin özelliklerini de dikkate alarak aşağıdaki konularda bilgilendirir: a) İşyerinde karşılaşılabilecek sağlık ve güvenlik riskleri, koruyucu ve önleyici tedbirler. b) Kendileri ile ilgili yasal hak ve sorumluluklar. c) İlk yardım, olağan dışı durumlar, afetler ve yangınla mücadele ve tahliye işleri konusunda görevlendirilen kişiler. (2) İşveren; a) 12 nci maddede belirtilen ciddi ve yakın tehlikeye maruz kalan veya kalma riski olan bütün çalışanları, tehlikeler ile bunlardan doğan risklere karşı alınmış ve alınacak tedbirler hakkında derhal bilgilendirir. b) Başka işyerlerinden çalışmak üzere kendi işyerine gelen çalışanların birinci fıkrada belirtilen bilgileri almalarını sağlamak üzere, söz konusu çalışanların işverenlerine gerekli bilgileri verir. c) Risk değerlendirmesi, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili koruyucu ve önleyici tedbirler, ölçüm, analiz, teknik kontrol, kayıtlar, raporlar ve teftişten elde edilen bilgilere, destek elemanları ile çalışan temsilcilerinin ulaşmasını sağlar.

A.D.B


9

6331 SAYILI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNU Çalışanların eğitimi; MADDE 17- (1) İşveren, çalışanların iş sağlığı ve güvenliği eğitimlerini almasını sağlar. Bu eğitim özellikle; işe başlamadan önce, çalışma yeri veya iş değişikliğinde, iş ekipmanının değişmesi hâlinde veya yeni teknoloji uygulanması hâlinde verilir. Eğitimler, değişen ve ortaya çıkan yeni risklere uygun olarak yenilenir, gerektiğinde ve düzenli aralıklarla tekrarlanır. (2) Çalışan temsilcileri özel olarak eğitilir. (3) Mesleki eğitim alma zorunluluğu bulunan tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işlerde, yapacağı işle ilgili mesleki eğitim aldığını belgeleyemeyenler çalıştırılamaz. (4) İş kazası geçiren veya meslek hastalığına yakalanan çalışana işe başlamadan önce, söz konusu kazanın veya meslek hastalığının sebepleri, korunma yolları ve güvenli çalışma yöntemleri ile ilgili ilave eğitim verilir. Ayrıca, herhangi bir sebeple 6 aydan fazla süreyle işten uzak kalanlara, tekrar işe başlatılmadan önce bilgi yenileme eğitimi verilir. (5) Tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde; yapılacak işlerde karşılaşılacak sağlık ve güvenlik riskleri ile ilgili yeterli bilgi ve talimatları içeren eğitimin alındığına dair belge olmaksızın, başka işyerlerinden çalışmak üzere gelen çalışanlar işe başlatılamaz. (6) Geçici iş ilişkisi kurulan işveren, iş sağlığı ve güvenliği risklerine karşı çalışana gerekli eğitimin verilmesini sağlar. (7) Bu madde kapsamında verilecek eğitimin maliyeti çalışanlara yansıtılamaz. Eğitimlerde geçen süre çalışma süresinden sayılır. Eğitim sürelerinin haftalık çalışma süresinin üzerinde olması hâlinde, bu süreler fazla sürelerle çalışma veya fazla çalışma olarak değerlendirilir. Çalışanların görüşlerinin alınması ve katılımlarının sağlanması MADDE 18- (1) İşveren, görüş alma ve katılımın sağlanması konusunda, çalışanlara veya 2 ve daha fazla çalışan temsilcisinin bulunduğu işyerlerinde varsa işyeri yetkili sendika temsilcilerine yoksa çalışan temsilcilerine aşağıdaki imkânları sağlar: a) İş sağlığı ve güvenliği ile ilgili konularda görüşlerinin alınması, teklif getirme hakkının tanınması ve bu konulardaki görüşmelerde yer alma ve katılımlarının sağlanması. b) Yeni teknolojilerin uygulanması, seçilecek iş ekipmanı, çalışma ortamı ve şartlarının çalışanların sağlık ve güvenliğine etkisi konularında görüşlerinin alınması. (2) İşveren, destek elemanları ile çalışan temsilcilerinin aşağıdaki konularda önceden görüşlerinin alınmasını sağlar: a) İşyerinden görevlendirilecek veya işyeri dışından hizmet alınacak işyeri hekimi, iş güvenliği uzmanı ve diğer personel ile ilk yardım, yangınla mücadele ve tahliye işleri için kişilerin görevlendirilmesi. b) Risk değerlendirmesi yapılarak, alınması gereken koruyucu ve önleyici tedbirlerin ve kullanılması gereken koruyucu donanım ve ekipmanın belirlenmesi. c) Sağlık ve güvenlik risklerinin önlenmesi ve koruyucu hizmetlerin yürütülmesi. ç) Çalışanların bilgilendirilmesi. d) Çalışanlara verilecek eğitimin planlanması.

A.D.B


10

6331 SAYILI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNU (3) Çalışanların veya çalışan temsilcilerinin, işyerinde iş sağlığı ve güvenliği için alınan önlemlerin yetersiz olduğu durumlarda veya teftiş sırasında, yetkili makama başvurmalarından dolayı hakları kısıtlanamaz. Çalışanların yükümlülükleri; MADDE 19- (1) Çalışanlar, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili aldıkları eğitim ve işverenin bu konudaki talimatları doğrultusunda, kendilerinin ve hareketlerinden veya yaptıkları işten etkilenen diğer çalışanların sağlık ve güvenliklerini tehlikeye düşürmemekle yükümlüdür. (2) Çalışanların, işveren tarafından verilen eğitim ve talimatlar doğrultusunda yükümlülükleri şunlardır: a) İşyerindeki makine, cihaz, araç, gereç, tehlikeli madde, taşıma ekipmanı ve diğer üretim araçlarını kurallara uygun şekilde kullanmak, bunların güvenlik donanımlarını doğru olarak kullanmak, keyfi olarak çıkarmamak ve değiştirmemek. b) Kendilerine sağlanan kişisel koruyucu donanımı doğru kullanmak ve korumak. c) İşyerindeki makine, cihaz, araç, gereç, tesis ve binalarda sağlık ve güvenlik yönünden ciddi ve yakın bir tehlike ile karşılaştıklarında ve koruma tedbirlerinde bir eksiklik gördüklerinde, işverene veya çalışan temsilcisine derhal haber vermek. ç) Teftişe yetkili makam tarafından işyerinde tespit edilen noksanlık ve mevzuata aykırılıkların giderilmesi konusunda, işveren ve çalışan temsilcisi ile iş birliği yapmak. d) Kendi görev alanında, iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için işveren ve çalışan temsilcisi ile iş birliği yapmak. Çalışan temsilcisi; MADDE 20- (1) İşveren; işyerinin değişik bölümlerindeki riskler ve çalışan sayılarını göz önünde bulundurarak dengeli dağılıma özen göstermek kaydıyla, çalışanlar arasında yapılacak seçim veya seçimle belirlenemediği durumda atama yoluyla, aşağıda belirtilen sayılarda çalışan temsilcisini görevlendirir: a)2 ile 50 arasında çalışanı bulunan işyerlerinde

1

b)51 ile 100 arasında çalışanı bulunan işyerlerinde

2

c)101 ile 500 arasında çalışanı bulunan işyerlerinde

3

ç) 501 ile 1000 arasında çalışanı bulunan işyerlerinde

4

d)1001 ile 2000 arasında çalışanı bulunan işyerlerinde 5 e) 2001 ve üzeri çalışanı bulunan işyerlerinde

6

(2) Birden fazla çalışan temsilcisinin bulunması durumunda baş temsilci, çalışan temsilcileri arasında yapılacak seçimle belirlenir. (3) Çalışan temsilcileri, tehlike kaynağının yok edilmesi veya tehlikeden kaynaklanan riskin azaltılması için, işverene öneride bulunma ve işverenden gerekli tedbirlerin alınmasını isteme hakkına sahiptir. (4) Görevlerini yürütmeleri nedeniyle, çalışan temsilcileri ve destek elemanlarının hakları kısıtlanamaz ve görevlerini yerine getirebilmeleri için işveren tarafından gerekli imkânlar sağlanır. (5) İşyerinde yetkili sendika bulunması hâlinde, işyeri sendika temsilcileri çalışan temsilcisi olarak da görev yapar.

A.D.B


11

6331 SAYILI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNU ÜÇÜNCÜ BÖLÜM Konsey, Kurul ve Koordinasyon Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Konseyi MADDE 21- (1) Ülke genelinde iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili politika ve stratejilerin belirlenmesi için tavsiyelerde bulunmak üzere “Konsey” kurulmuştur. (2) Konsey, Bakanlık Müsteşarının başkanlığında aşağıda belirtilen üyelerden oluşur: a) Bakanlık İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürü, Çalışma Genel Müdürü, İş Teftiş Kurulu Başkanı ve Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığından bir genel müdür. b) Bilim, Sanayi ve Teknoloji, Çevre ve Şehircilik, Enerji ve Tabii Kaynaklar, Gıda, Tarım ve Hayvancılık, Kalkınma, Millî Eğitim ile Sağlık bakanlıklarından ilgili birer genel müdür. c) Yükseköğretim Kurulu Başkanlığından bir yürütme kurulu üyesi, Devlet Personel Başkanlığından bir başkan yardımcısı. ç) İşveren, işçi ve kamu görevlileri sendikaları üst kuruluşlarının en fazla üyeye sahip ilk üçünden, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinden, Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonundan, Türk Tabipleri Birliğinden, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliğinden ve Türkiye Ziraat Odaları Birliğinden konuyla ilgili veya görevli birer yönetim kurulu üyesi. d) İhtiyaç duyulması hâlinde İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürünün teklifi ve Konseyin kararı ile belirlenen, iş sağlığı ve güvenliği konusunda faaliyet gösteren kurum veya kuruluşlardan en fazla iki temsilci. (3) İkinci fıkranın (d) bendi kapsamında belirlenen Konsey üyeleri, 2 yıl için seçilir ve üst üste iki olağan toplantıya katılmaz ise ilgili kurum veya kuruluşun üyeliği sona erer. (4) Konseyin sekretaryası, İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğünce yürütülür. (5) Konsey, toplantıya katılanların salt çoğunluğu ile karar verir. Oyların eşitliği hâlinde başkanın oyu kararı belirler. Çekimser oy kullanılamaz. (6) Konsey yılda iki defa olağan toplanır. Başkanın veya üyelerin üçte birinin teklifi ile olağanüstü olarak da toplanabilir. (7) Konseyin çalışma usul ve esasları Bakanlık tarafından belirlenir. İş sağlığı ve güvenliği kurulu; MADDE 22- (1) 50 ve daha fazla çalışanın bulunduğu ve 6 aydan fazla süren sürekli işlerin yapıldığı işyerlerinde işveren, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili çalışmalarda bulunmak üzere kurul oluşturur. İşveren, iş sağlığı ve güvenliği mevzuatına uygun kurul kararlarını uygular. (2) 6 aydan fazla süren asıl işveren-alt işveren ilişkisinin bulunduğu hallerde; a) Asıl işveren ve alt işveren tarafından ayrı ayrı kurul oluşturulmuş ise, faaliyetlerin yürütülmesi ve kararların uygulanması konusunda iş birliği ve koordinasyon asıl işverence sağlanır. b) Asıl işveren tarafından kurul oluşturulmuş ise, kurul oluşturması gerekmeyen alt işveren, koordinasyonu sağlamak üzere vekâleten yetkili bir temsilci atar. c) İşyerinde kurul oluşturması gerekmeyen asıl işveren, alt işverenin oluşturduğu kurula iş birliği ve koordinasyonu sağlamak üzere vekâleten yetkili bir temsilci atar. ç) Kurul oluşturması gerekmeyen asıl işveren ve alt işverenin toplam çalışan sayısı elliden fazla ise, koordinasyonu asıl işverence yapılmak kaydıyla, asıl işveren ve alt işveren tarafından birlikte bir kurul oluşturulur. (3) Aynı çalışma alanında birden fazla işverenin bulunması ve bu işverenlerce birden fazla kurulun oluşturulması hâlinde işverenler, birbirlerinin çalışmalarını etkileyebilecek kurul kararları hakkında diğer A.D.B işverenleri bilgilendirir.


12

6331 SAYILI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNU İş sağlığı ve güvenliğinin koordinasyonu MADDE 23- (1) Aynı çalışma alanını birden fazla işverenin paylaşması durumunda işverenler; iş hijyeni ile iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin uygulanmasında iş birliği yapar, yapılan işin yapısı göz önüne alınarak mesleki risklerin önlenmesi ve bu risklerden korunulması çalışmalarını koordinasyon içinde yapar, birbirlerini ve çalışan temsilcilerini bu riskler konusunda bilgilendirir. (2) Birden fazla işyerinin bulunduğu iş merkezleri, iş hanları, sanayi bölgeleri veya siteleri gibi yerlerde, iş sağlığı ve güvenliği konusundaki koordinasyon yönetim tarafından sağlanır. Yönetim, işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği yönünden diğer işyerlerini etkileyecek tehlikeler hususunda gerekli tedbirleri almaları için işverenleri uyarır. Bu uyarılara uymayan işverenleri Bakanlığa bildirir. DÖRDÜNCÜ BÖLÜM Teftiş ve İdari Yaptırımlar Teftiş, inceleme, araştırma, müfettişin yetki, yükümlülük ve sorumluluğu MADDE 24- (1) Bu Kanun hükümlerinin uygulanmasının izlenmesi ve teftişi, iş sağlığı ve güvenliği yönünden teftiş yapmaya yetkili Bakanlık iş müfettişlerince yapılır. Bu Kanun kapsamında yapılacak teftiş ve incelemelerde, 4857 sayılı Kanunun 92, 93, 96, 97 ve 107 nci maddeleri uygulanır. (2) Bakanlık, işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği konularında ölçüm, inceleme ve araştırma yapmaya, bu amaçla numune almaya ve eğitim kurumları ile ortak sağlık ve güvenlik birimlerinde kontrol ve denetim yapmaya yetkilidir. Bu konularda yetkilendirilenler mümkün olduğu kadar işi aksatmamak, işverenin ve işyerinin meslek sırları ile gördükleri ve öğrendikleri hususları tamamen gizli tutmakla yükümlüdür. Kontrol ve denetimin usul ve esasları Bakanlıkça düzenlenir. (3) Askeri işyerleriyle yurt güvenliği için gerekli maddeler üretilen işyerlerinin denetim ve teftişi konusu ve sonuçlarına ait işlemler, Millî Savunma Bakanlığı ve Bakanlıkça birlikte hazırlanacak yönetmeliğe göre yürütülür. İşin durdurulması MADDE 25- (1) İşyerindeki bina ve eklentilerde, çalışma yöntem ve şekillerinde veya iş ekipmanlarında çalışanlar için hayati tehlike oluşturan bir husus tespit edildiğinde; bu tehlike giderilinceye kadar, hayati tehlikenin niteliği ve bu tehlikeden doğabilecek riskin etkileyebileceği alan ile çalışanlar dikkate alınarak, işyerinin bir bölümünde veya tamamında iş durdurulur. Ayrıca çok tehlikeli sınıfta yer alan maden, metal ve yapı işleri ile tehlikeli kimyasallarla çalışılan işlerin yapıldığı veya büyük endüstriyel kazaların olabileceği işyerlerinde, risk değerlendirmesi yapılmamış olması durumunda iş durdurulur. (2) İş sağlığı ve güvenliği bakımından teftişe yetkili 3 iş müfettişinden oluşan heyet, iş sağlığı ve güvenliği bakımından teftişe yetkili iş müfettişinin tespiti üzerine gerekli incelemeleri yaparak, tespit tarihinden itibaren 2 gün içerisinde işin durdurulmasına karar verebilir. Ancak tespit edilen hususun acil müdahaleyi gerektirmesi hâlinde; tespiti yapan iş müfettişi, heyet tarafından karar alınıncaya kadar geçerli olmak kaydıyla işi durdurur. (3) İşin durdurulması kararı, ilgili mülki idare amirine ve işyeri dosyasının bulunduğu Çalışma ve İş Kurumu il müdürlüğüne bir gün içinde gönderilir. İşin durdurulması kararı, mülki idare amiri tarafından 24 saat içinde yerine getirilir. Ancak, tespit edilen hususun acil müdahaleyi gerektirmesi nedeniyle verilen işin durdurulması kararı, mülki idare amiri tarafından aynı gün yerine getirilir.

A.D.B


13

6331 SAYILI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNU (4) İşveren, yerine getirildiği tarihten itibaren 6 iş günü içinde, yetkili iş mahkemesinde işin durdurulması kararına itiraz edebilir. İtiraz, işin durdurulması kararının uygulanmasını etkilemez. Mahkeme itirazı öncelikle görüşür ve altı iş günü içinde karara bağlar. Mahkeme kararı kesindir. (5) İşverenin işin durdurulmasını gerektiren hususların giderildiğini Bakanlığa yazılı olarak bildirmesi hâlinde, en geç 7 gün içinde işyerinde inceleme yapılarak işverenin talebi sonuçlandırılır. (6) İşveren, işin durdurulması sebebiyle işsiz kalan çalışanlara ücretlerini ödemekle veya ücretlerinde bir düşüklük olmamak üzere meslek veya durumlarına göre başka bir iş vermekle yükümlüdür. İdari para cezaları ve uygulanması ; MADDE 26- (1) Bu Kanunun; a) 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerinde belirtilen yükümlülükleri yerine getirmeyen işverene her bir yükümlülük için ayrı ayrı 2000 Türk Lirası, b) 6 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince belirlenen nitelikte iş güvenliği uzmanı veya işyeri hekimi görevlendirmeyen işverene görevlendirmediği her bir kişi için 5000 Türk Lirası, aykırılığın devam ettiği her ay için aynı miktar, diğer sağlık personeli görevlendirmeyen işverene 2500 Türk Lirası, aykırılığın devam ettiği her ay için aynı miktar, aynı fıkranın (b), (c) ve (d) bentlerinde belirtilen yükümlülükleri yerine getirmeyen işverene her bir ihlal için ayrı ayrı 1500 Türk Lirası, (ç) bendine aykırı hareket eden işverene yerine getirilmeyen her bir tedbir için ayrı ayrı 1000 Türk Lirası, c) 8 inci maddesinin birinci ve altıncı fıkralarına aykırı hareket eden işverene her bir ihlal için ayrı ayrı 1500 Türk Lirası, ç) 10 uncu maddesinin birinci fıkrasına göre risk değerlendirmesi yapmayan veya yaptırmayan işverene 3000 Türk Lirası, aykırılığın devam ettiği her ay için 4500 Türk Lirası, dördüncü fıkrasında belirtilen yükümlülükleri yerine getirmeyen işverene 1500 Türk Lirası, d) 11 ve 12 nci maddeleri hükümlerine aykırı hareket eden işverene, uyulmayan her bir yükümlülük için 1000 Türk Lirası, aykırılığın devam ettiği her ay için aynı miktar, e) 14 üncü maddesinin birinci fıkrasında belirtilen yükümlülükleri yerine getirmeyen işverene her bir yükümlülük için ayrı ayrı 1500 Türk Lirası, ikinci fıkrasında belirtilen yükümlülükleri yerine getirmeyen işverene 2000 Türk Lirası, dördüncü fıkrasında belirtilen yükümlülükleri yerine getirmeyen sağlık hizmeti sunucuları veya yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularına 2000 Türk Lirası, f) 15 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında belirtilen yükümlülükleri yerine getirmeyen işverene, sağlık gözetimine tabi tutulmayan veya sağlık raporu alınmayan her çalışan için 1000 Türk Lirası, g) 16 ncı maddesinde belirtilen yükümlülükleri yerine getirmeyen işverene, bilgilendirilmeyen her bir çalışan için bin 1000 Türk Lirası, ğ) 17 nci maddesinin bir ila yedinci fıkralarında belirtilen yükümlülükleri yerine getirmeyen işverene her bir çalışan için 1000 Türk Lirası, h) 18 inci maddesinde belirtilen yükümlülükleri yerine getirmeyen işverene, her bir aykırılık için ayrı ayrı 1000 Türk Lirası, ı) 20 nci maddesinin birinci ve dördüncü fıkralarında belirtilen yükümlülükleri yerine getirmeyen işverene 1000 Türk Lirası, üçüncü fıkrasında belirtilen yükümlülükleri yerine getirmeyen işverene 1500 Türk Lirası, i) 22 nci maddesinde belirtilen yükümlülükleri yerine getirmeyen işverene her bir aykırılık için ayrı ayrı 2000 Türk Lirası,

A.D.B


14

6331 SAYILI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNU j) 23 üncü maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen bildirim yükümlülüklerini yerine getirmeyen yönetimlere 5000 Türk Lirası, k) 24 üncü maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili konularda ölçüm, inceleme ve araştırma yapılmasına, numune alınmasına veya eğitim kurumları ile ortak sağlık ve güvenlik birimlerinin kontrol ve denetiminin yapılmasına engel olan işverene 5000 Türk Lirası, 1) 25 inci maddesinde belirtilen yükümlülüklere göre işyerinin bir bölümünde veya tamamında verilen durdurma kararına uymayarak durdurulan işi yönetmelikte belirtilen şartları yerine getirmeden devam ettiren işverene fiil başka bir suç oluştursa dahi 10,000 Türk Lirası, altıncı fıkrasında belirtilen yükümlülükleri yerine getirmeyen işverene ihlale uğrayan her bir çalışan için bin Türk Lirası, aykırılığın devam ettiği her ay için aynı miktar, m) 29 uncu maddesinde belirtilen; büyük kaza önleme politika belgesi hazırlamayan işverene ellibin Türk Lirası, güvenlik raporunu hazırlayıp Bakanlığın değerlendirmesine sunmadan işyerini faaliyete geçiren, işletilmesine Bakanlıkça izin verilmeyen işyerini açan veya durdurulan işyerinde faaliyete devam eden işverene 80.000 Türk Lirası, n) 30 uncu maddesinde öngörülen yönetmeliklerde belirtilen yükümlülükleri yerine getirmeyen işverene, uyulmayan her hüküm için tespit edildiği tarihten itibaren aylık olarak 1000 Türk Lirası,idari para cezası verilir. (2) Bu Kanunda belirtilen idari para cezaları gerekçesi belirtilmek suretiyle Çalışma ve İş Kurumu il müdürünce verilir. Verilen idari para cezaları tebliğinden itibaren otuz gün içinde ödenir. İdari para cezaları tüzel kişiliği bulunmayan kamu kurum ve kuruluşları adına da düzenlenebilir. Hüküm bulunmayan haller ve muafiyet MADDE 27- (1) Çalışanların tabi oldukları kanun hükümleri saklı kalmak kaydıyla, bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde 4857 sayılı Kanunun bu Kanuna aykırı olmayan hükümleri uygulanır. (2) Bu Kanuna göre düzenlenen kağıtlar damga vergisinden, işlemler harçtan müstesnadır. (3) Bakanlık, bu Kanuna göre yapılacak iş ve işlemlere ait her türlü belge veya bilgiyi, elektronik ve benzeri ortamlar üzerinden isteyebilir, arşivleyebilir, bu ortamlar üzerinden onay, yetki, bilgi ve belge verebilir. BEŞİNCİ BÖLÜM Çeşitli ve Geçici Hükümler Bağımlılık yapan maddeleri kullanma yasağı MADDE 28- (1) İşyerine, sarhoş veya uyuşturucu madde almış olarak gelmek ve işyerinde alkollü içki veya uyuşturucu madde kullanmak yasaktır. (2) İşveren; işyeri eklentilerinden sayılan kısımlarda, ne gibi hallerde, hangi zamanda ve hangi şartlarla alkollü içki içilebileceğini belirleme yetkisine sahiptir. (3) Aşağıdaki çalışanlar için alkollü içki kullanma yasağı uygulanmaz: a) Alkollü içki yapılan işyerlerinde çalışan ve işin gereği olarak üretileni denetlemekle görevlendirilenler. b) Kapalı kaplarda veya açık olarak alkollü içki satılan veya içilen işyerlerinde işin gereği alkollü içki içmek zorunda olanlar. c) İşinin niteliği gereği müşterilerle birlikte alkollü içki içmek zorunda olanlar. A.D.B


15

6331 SAYILI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNU Güvenlik raporu veya büyük kaza önleme politika belgesi MADDE 29- (1) İşletmeye başlanmadan önce, büyük endüstriyel kaza oluşabilecek işyerleri için, işyerlerinin büyüklüğüne göre büyük kaza önleme politika belgesi veya güvenlik raporu işveren tarafından hazırlanır. (2) Güvenlik raporu hazırlama yükümlülüğü bulunan işveren, hazırladıkları güvenlik raporlarının içerik ve yeterlilikleri Bakanlıkça incelenmesini müteakip işyerlerini işletmeye açabilir. İş sağlığı ve güvenliği ile ilgili çeşitli yönetmelikler; MADDE 30- (1) Aşağıdaki konular ile bunlara ilişkin usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak yönetmeliklerle düzenlenir: a) İlgili bakanlıkların görüşü alınarak, iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması, sürdürülmesi ve mevcut durumun iyileştirilmesi amacıyla; işyeri bina ve eklentileri, iş ekipmanı, işin her safhasında kullanılan ve ortaya çıkan maddeler, çalışma ortam ve şartları, özel risk taşıyan iş ekipmanı ve işler ile işyerleri, özel politika gerektiren grupların çalıştırılması, işin özelliğine göre gece çalışmaları ve postalar hâlinde çalışmalar, sağlık kuralları bakımından daha az çalışılması gereken işler, gebe ve emziren kadınların çalışma şartları, emzirme odaları ve çocuk bakım yurtlarının kurulması veya dışarıdan hizmet alınması ve benzeri özel düzenleme gerektirebilecek konular ve bunlara bağlı bildirim ve izinler ile bu Kanunun uygulanmasına yönelik diğer hususlar. b) İş sağlığı ve güvenliği hizmetleri ile ilgili olarak; 1) Çalışan sayısı ve tehlike sınıfı göz önünde bulundurularak hangi işyerlerinde işyeri sağlık ve güvenlik biriminin kurulacağı, bu birimlerin fiziki şartları ile birimlerde bulundurulacak donanım. 2) İşyeri sağlık ve güvenlik birimi ile ortak sağlık ve güvenlik biriminde görev alacak işyeri hekimi, iş güvenliği uzmanı ve diğer sağlık personelinin nitelikleri, işe alınmaları, görevlendirilmeleri, görev, yetki ve sorumlulukları, görevlerini nasıl yürütecekleri, işyerinde çalışan sayısı ve işyerinin yer aldığı tehlike sınıfı göz önünde bulundurularak asgari çalışma süreleri, işyerlerindeki tehlikeli hususları nasıl bildirecekleri, sahip oldukları belgelere göre hangi işyerlerinde görev alabilecekleri. 3) İş sağlığı ve güvenliği hizmeti sunacak kişi, kurum ve kuruluşların; görev, yetki ve yükümlülükleri, belgelendirilmeleri ve yetkilendirilmeleri ile sunulacak hizmetler kapsamında yer alan sağlık gözetimi ve sağlık raporları, kuruluşların fiziki şartları ile kuruluşlarda bulundurulacak personel ve donanım. 4) İş sağlığı ve güvenliği hizmeti sunan kişi, kurum ve kuruluşlardan işyeri tehlike sınıfı ve çalışan sayısına göre; hangi şartlarda hizmet alınacağı, görevlendirilecek veya istihdam edilecek kişilerin sayısı, işyerinde verilecek hizmet süresi ve belirlenen görevleri hangi hallerde işverenin kendisinin üstlenebileceği. 5) İşyeri hekimi, iş güvenliği uzmanı ve diğer sağlık personelinin eğitimleri ve belgelendirilmeleri, unvanlarına göre kimlerin hangi sınıf belge alabilecekleri, işyeri hekimi, iş güvenliği uzmanı ve diğer sağlık personeli eğitimi verecek kurumların belgelendirilmeleri, yetkilendirilmeleri ile eğitim programlarının ve bu programlarda görev alacak eğiticilerin niteliklerinin belirlenmesi ve belgelendirilmeleri, eğitimlerin sonunda yapılacak sınavlar ve düzenlenecek belgeler.

A.D.B


16

6331 SAYILI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNU c) Risk değerlendirmesi ile ilgili olarak; risk değerlendirmesinin hangi işyerlerinde ne şekilde yapılacağı, değerlendirme yapacak kişi ve kuruluşların niteliklerinin belirlenmesi, gerekli izinlerin verilmesi ve izinlerin iptal edilmesi. ç) Sağlık Bakanlığının görüşü alınarak, işverenlerin işyerlerinde bu Kanun kapsamında yapmakla yükümlü oldukları kişisel maruziyete ve çalışma ortamına yönelik gerekli kontrol, inceleme ve araştırmalar ile fiziksel, kimyasal ve biyolojik etmenlerle ilgili ölçüm ve laboratuvar analizlerinin usul ve esasları ile bu ölçüm ve analizleri yapacak kişi ve kuruluşların niteliklerinin belirlenmesi, gerekli yetkilerin verilmesi ve verilen yetkilerin iptali ile yetkilendirme ve belgelendirme bedelleri. d) Yapılan işin niteliği, çalışan sayısı, işyerinin büyüklüğü, kullanılan, depolanan ve üretilen maddeler, iş ekipmanı ve işyerinin konumu gibi hususlar dikkate alınarak acil durum planlarının hazırlanması, önleme, koruma, tahliye, ilk yardım ve benzeri konular ile bu konularda görevlendirilecek kişiler. e) Çalışanlara ve temsilcilerine verilecek eğitimler, bu eğitimlerin belgelendirilmesi, iş sağlığı ve güvenliği eğitimi verecek kişi ve kuruluşlarda aranacak nitelikler ile mesleki eğitim alma zorunluluğu bulunan işler. f) Kurulun oluşumu, görev ve yetkileri, çalışma usul ve esasları, birden çok kurul bulunması hâlinde bu kurullar arasındaki koordinasyon ve iş birliği. g) İçişleri Bakanlığı ile müştereken, işyerlerinde işin durdurulması, hangi işlerde risk değerlendirmesi yapılmamış olması durumunda işin durdurulacağı, durdurma sebeplerini gidermek için mühürlerin geçici olarak kaldırılması, yeniden çalışmaya izin verilme şartları, acil hallerde işin durdurulmasına karar verilinceye kadar geçecek sürede alınacak tedbirlerin uygulanması. ğ) Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile müştereken, büyük endüstriyel kazaların önlenmesi ve etkilerinin azaltılması için alınacak tedbirler, büyük endüstriyel kaza oluşabilecek işyerlerinin belirlenmesi ve sınıflandırılması, büyük kaza önleme politika belgesi veya güvenlik raporunun hazırlanması ve uygulanması, güvenlik raporunun olmaması, incelenmek üzere Bakanlığa gönderilmemesi veya Bakanlıkça yetersiz bulunması durumunda işin durdurulması ve işin devamına izin verilmesi. (2) Birinci fıkranın (b) bendine göre işyeri hekimi ve diğer sağlık personeline dair çıkarılan yönetmelikte yer alan işyeri hekimi ve diğer sağlık personelinin eğitim programları, çalışma süreleri, görev ve yetkilerine ilişkin hususlarda Sağlık Bakanlığının uygun görüşü alınır. Belgelendirme, ihtar ve iptaller MADDE 31- (1) İş sağlığı ve güvenliği hizmeti sunan, ölçüm ve analizleri yapan kişi, kurum, kuruluşlar ve eğitim kurumları ile ilgili olarak yetkilendirme ve belgelendirme bedelleri, bu kişi ve kurumlara getirilen kuralların ihlali hâlinde hafif, orta ve ağır ihtar olarak kayda alınması ile yetki belgelerinin geçerliliğinin doğrudan veya ihtar puanları esas alınarak askıya alınması ve iptaline dair usul ve esaslar Bakanlıkça belirlenir. Değiştirilen hükümler MADDE 32- 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununun; a) 7 nci maddesinin birinci fıkrasının son cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Geçici iş ilişkisi kurulan işveren işçiye talimat verme hakkına sahiptir.” b) 25 inci maddesinin birinci fıkrasının (II) numaralı bendinin (d) alt bendinde yer alan “veya 84 üncü maddeye aykırı hareket etmesi” ibaresi “, işyerine sarhoş yahut uyuşturucu madde almış olarak gelmesi ya da işyerinde bu maddeleri kullanması” şeklinde değiştirilmiştir. c) 71 inci maddesinin üçüncü fıkrasında geçen “hafif işler” ibaresinden sonra gelmek üzere “, onaltı yaşını doldurmuş fakat onsekiz yaşını bitirmemiş genç işçilerin hangi çeşit işlerde çalıştırılabilecekleri” A.D.B ibaresi eklenmiştir.


17

6331 SAYILI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNU MADDE 33- 13/12/1983 tarihli ve 190 sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin eki (I) sayılı cetvelin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına ait bölümünde yer alan “Baş İş Müfettişi” unvanlı kadrolar “İş Başmüfettişi” olarak değiştirilmiştir. MADDE 34- Ekli (I), (II) ve (III) sayılı listelerde yer alan kadrolar ihdas edilerek 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin eki (I) sayılı cetvelin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına ait bölümüne eklenmiş, ekli (IV) sayılı listede yer alan kadrolar iptal edilerek 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin eki (I) sayılı cetvelin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına ait bölümünden çıkarılmıştır. MADDE 35- 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa ekli (II) sayılı cetvelin “4. Başbakanlık ve Bakanlıklarda” bölümünde yer alan “İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Ens. Müd.” ibaresi “İş Sağlığı ve Güvenliği Enstitü Müdürü” olarak değiştirilmiştir. MADDE 36- 9/1/1985 tarihli ve 3146 sayılı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir. “Yayın zorunluluğu EK MADDE 2- Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu ile ulusal, bölgesel ve yerel yayın yapan özel televizyon kuruluşları ve radyolar; ayda en az altmış dakika iş sağlığı ve güvenliği, çalışma hayatında kayıt dışılığın önlenmesi, sosyal güvenlik, işçi ve işveren ilişkileri konularında uyarıcı ve eğitici mahiyette yayınlar yapmak zorundadır. Bu yayınlar, asgari otuz dakikası 17:00-22:00 saatleri arasında olmak üzere, 08:00-22:00 saatleri arasında yapılır ve yayınların kopyaları her ay düzenli olarak Radyo ve Televizyon Üst Kuruluna teslim edilir. Bu saatler dışında yapılan yayınlar, aylık altmış dakikalık süreye dahil edilmez. Bu programlar, Bakanlık ve bağlı ve ilgili kuruluşları, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu ile ilgili diğer kamu kurum ve kuruluşları ile bilimsel kuruluşlar, kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşları veya sivil toplum kuruluşları tarafından hazırlanır veya hazırlatılır. Hazırlanan programların, Bakanlığın olumlu görüşü alındıktan sonra Radyo ve Televizyon Üst Kurulu tarafından radyo ve televizyonlarda yayınlanması sağlanır. Bu madde kapsamında yapılan yayınlar için herhangi bir bedel ödenmez. Bu yayınların ve sürelerinin denetimi Radyo ve Televizyon Üst Kurulunca yapılır.” Yürürlükten kaldırılan hükümler MADDE 37- 4857 sayılı Kanunun aşağıdaki hükümleri yürürlükten kaldırılmıştır: a) 2 nci maddesinin dördüncü fıkrası. b) 63 üncü maddesinin dördüncü fıkrası. c) 69 uncu maddesinin dördüncü, beşinci ve altıncı fıkraları. ç) 77, 78, 79, 80, 81, 83, 84, 85, 86, 87, 88, 89, 95, 105 ve geçici 2 nci maddeler. (2) 4857 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde yer alan “İş sağlığı ve güvenliği hükümleri saklı kalmak üzere” ifadesi ile 98 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “85 inci madde kapsamındaki işyerlerinde ise çalıştırılan her işçi için bin Yeni Türk Lirası,” ifadesi metinden çıkartılmıştır.

Atıflar GEÇİCİ MADDE 1- (1) Diğer mevzuatta iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili olarak 4857 sayılı Kanuna yapılan atıflar bu Kanuna yapılmış sayılır.

A.D.B


18

6331 SAYILI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNU Mevcut yönetmelikler; GEÇİCİ MADDE 2- (l) 4857 sayılı Kanunun 77 nci, 78 inci, 79 uncu, 80 inci, 81 inci ve 88 inci maddelerine göre yürürlüğe konulan yönetmeliklerin bu Kanuna aykırı olmayan hükümleri, bu Kanunda öngörülen yönetmelikler yürürlüğe girinceye kadar uygulanmaya devam olunur. Sağlık raporları; GEÇİCİ MADDE 3- (l) Çalışanlar için, 4857 sayılı Kanun ve diğer mevzuat gereği daha önce alınmış bulunan periyodik sağlık raporları süresi bitinceye kadar geçerlidir. İş güvenliği uzmanı görevlendirme yükümlülüğü; GEÇİCİ MADDE 4- (1) Bu Kanunun 8 inci maddesinde belirtilen çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde (A) sınıfı belgeye sahip iş güvenliği uzmanı görevlendirme yükümlülüğü, bu işyerlerinde Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren dört yıl süreyle (B) sınıfı belgeye sahip iş güvenliği uzmanı görevlendirilmesi; tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde ise (B) sınıfı belgeye sahip iş güvenliği uzmanı görevlendirme yükümlülüğü, bu işyerlerinde Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç yıl süreyle (C) sınıfı belgeye sahip iş güvenliği uzmanı görevlendirilmesi kaydıyla yerine getirilmiş sayılır. Mevcut sertifika ve belgeler ile ihtar puanları; GEÇİCİ MADDE 5- (1) Bu Kanunun yayımı tarihinden önce Bakanlıkça verilen işyeri hekimliği, iş güvenliği uzmanlığı ve işyeri hemşiresi sertifikası veya belgesi ile Türk Tabipleri Birliği tarafından verilen işyeri hekimliği sertifikası sahiplerinden belgeleri geçersiz sayılanlar, Mevcut belge veya sertifikalarını bu Kanunun yayımından itibaren bir yıl içinde Bakanlıkça düzenlenecek belge ile değiştirmeleri şartıyla bu Kanunla verilen bütün hak ve yetkileri kullanabilirler. Aynı tarihten önce eğitim kurumlarınca verilen işyeri hekimliği ve iş güvenliği uzmanlığı eğitimlerini tamamlayanlardan eğitimleri geçersiz sayılanlar ilgili mevzuata göre sınava girmeye hak kazanırlar. Hak sahipliğinin tespitinde Bakanlık kayıtları esas alınır. 2) Bu Kanunun yayımı tarihinden önce haklarında kesinleşmiş yargı kararı bulunmayan eğitim kurumu ve ortak sağlık ve güvenlik birimlerine uygulanan ihtar puanları, kayıtlarda yer alan haliyle yeni yapılacak düzenlemeye aktarılır. İşyeri hekimliği yapan kurum tabiplerine yapılan ücret ödemeleri GEÇİCİ MADDE 6- (1) Kamu kurum ve kuruluşları ile mahalli idarelerde gerçekleştirilmiş olan işyeri hekimliği ücreti ödemeleri nedeniyle kamu görevlileri hakkında idari veya mali yargılama ve takibat yapılamaz, başlatılanlar işlemden kaldırılır, bu ödemeler geriye tahsil ve tazmin konusu edilemez. GEÇİCİ MADDE 7- (1) Bu Kanunun yayımı tarihinde Baş İş Müfettişi kadrolarında bulunanlar, hiçbir işleme gerek kalmaksızın İş Başmüfettişi kadrolarına atanmış sayılır. Yürürlük MADDE 38- (1) Bu Kanunun; a) 6, 7 ve 8 inci maddeler; 1) Kamu kurumları ile 50’den az çalışanı olan ve az tehlikeli sınıfta yer alan işyerleri için yayımı tarihinden itibaren iki yıl sonra, 2) 50’den az çalışanı olan tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerleri için yayımı tarihinden itibaren bir yıl sonra, 3) Diğer işyerleri için yayımı tarihinden itibaren altı ay sonra, b) 9, 31, 33, 34, 35, 36 ve 38 inci maddeleri ile geçici 4, geçici 5, geçici 6, geçici 7 ve geçici 8 inci maddeleri yayımı tarihinde,c) Diğer maddeleri yayımı tarihinden itibaren altı ay sonra,yürürlüğe girer.

A.D.B


A.D.B

4857 SAYILI İŞ KANUNU 1


A.D.B Amaç ve kapsam; MADDE 1. - Bu Kanunun amacı işverenler ile bir iş sözleşmesine dayanarak çalıştırılan işçilerin çalışma şartları ve çalışma ortamına ilişkin hak ve sorumluluklarını düzenlemektir.  Bu Kanun, 4 üncü maddedeki istisnalar dışında kalan bütün işyerlerine, bu işyerlerinin işverenleri ile işveren vekillerine ve işçilerine faaliyet konularına bakılmaksızın uygulanır.  İşyerleri, işverenler, işveren vekilleri ve işçiler, 3 üncü maddedeki bildirim gününe bakılmaksızın bu Kanun hükümleri ile bağlı olurlar. Tanımlar; MADDE 2. - Bir iş sözleşmesine dayanarak çalışan gerçek kişiye işçi, işçi çalıştıran gerçek veya tüzel kişiye yahut tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlara işveren, işçi ile işveren arasında kurulan ilişkiye iş ilişkisi denir. İşveren tarafından mal veya hizmet üretmek amacıyla maddî olan ve olmayan unsurlar ile işçinin birlikte örgütlendiği birime işyeri denir.  İşverenin işyerinde ürettiği mal veya hizmet ile nitelik yönünden bağlılığı bulunan ve aynı yönetim altında örgütlenen yerler (işyerine bağlı yerler) ile dinlenme, çocuk emzirme, yemek, uyku, yıkanma, muayene ve bakım, beden ve meslekî eğitim ve avlu gibi diğer eklentiler ve araçlar da işyerinden sayılır. İşyeri, işyerine bağlı yerler, eklentiler ve araçlar ile oluşturulan iş organizasyonu kapsamında bir bütündür. 2  İşveren adına hareket eden ve işin, işyerinin ve işletmenin yönetiminde görev alan kimselere işveren vekili denir. İşveren vekilinin bu sıfatla işçilere karşı işlem ve yükümlülüklerinden doğrudan işveren sorumludur.  Bu Kanunda işveren için öngörülen her çeşit sorumluluk ve zorunluluklar işveren vekilleri hakkında da uygulanır. İşveren vekilliği sıfatı, işçilere tanınan hak ve yükümlülükleri ortadan kaldırmaz.  Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur.  Asıl işverenin işçilerinin alt işveren tarafından işe alınarak çalıştırılmaya devam ettirilmesi suretiyle hakları kısıtlanamaz veya daha önce o işyerinde çalıştırılan kimse ile alt işveren ilişkisi kurulamaz. Aksi halde ve genel olarak asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı işleme dayandığı kabul edilerek alt işverenin işçileri başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçisi sayılarak işlem görürler. İşletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler dışında asıl iş bölünerek alt işverenlere verilemez.


A.D.B Kanuna veya kanunun verdiği yetkiye dayanılarak kurulan kamu kurum ve kuruluşları ile bunların doğrudan veya dolaylı olarak sermayesinin en az yüzde ellisine sahip oldukları ortaklıklarda, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu veya diğer kanun hükümleri çerçevesinde, hizmet alımı amacıyla yapılan sözleşmeler gereğince, yüklenici aracılığıyla çalıştırılanlar, bu şekilde çalışmış olmalarına dayanarak; a) Bu kurum, kuruluş ve ortaklıklara ait kadro veya pozisyonlara atanmaya, b)Bu kurum, kuruluş ve ortaklıklara ait işyerlerinin kadro veya pozisyonlarında çalışanlar için toplu iş sözleşmesi, personel kanunları veya ilgili diğer mevzuat hükümlerine göre belirlenen her türlü malî haklar ile sosyal yardımlardan yararlanmaya,hak kazanamazlar. Sekizinci fıkrada belirtilen işyerlerinde yükleniciler dışında kalan işverenler tarafından çalıştırılanlar ile bu işyerlerinin tâbi oldukları ihale mevzuatı çerçevesinde kendi nam ve hesabına sözleşme yaparak üstlendiği ihale konusu işte doğrudan kendileri çalışanlar da aynı hükümlere tâbidir. Sekizinci fıkrada belirtilen kurum, kuruluş veya ortaklıkların sermayesine katıldıkları ortaklıkların kadro veya pozisyonlarında çalışan işçilerin, ortak durumundaki kamu kurum, kuruluş veya ortaklıkların kadro veya pozisyonlarına atanma ya da bu kurum, kuruluş veya ortaklıklarda geçerli olan malî haklar ile sosyal yardımlardan yararlanma talepleri hakkında da sekizinci fıkra hükümleri uygulanır. Hizmet alımına dayanak teşkil edecek sözleşme ve şartnamelere; a) İşe alınacak kişilerin belirlenmesi ve işten çıkarma yetkisinin kamu kurum, kuruluşları ve ortaklıklarına bırakılması, b) Hizmet alım sözleşmeleri çerçevesinde ya da geçici işçi olarak aynı iş yerinde daha önce çalışmış olanların çalıştırılmasına devam olunması,yönünde hükümler konulamaz İşyerini bildirme MADDE 3. - Bu Kanunun kapsamına giren nitelikte bir işyerini kuran, her ne suretle olursa olsun devralan, çalışma konusunu kısmen veya tamamen değiştiren veya herhangi bir sebeple faaliyetine son veren ve işyerini kapatan işveren, işyerinin unvan ve adresini, çalıştırılan işçi sayısını, çalışma konusunu, işin başlama veya bitme gününü, kendi adını ve soyadını yahut unvanını, adresini, varsa işveren vekili veya vekillerinin adı, soyadı ve adreslerini 1 ay içinde bölge müdürlüğüne bildirmek zorundadır. -Bu Kanunun 2 nci maddesinin altıncı fıkrasına göre iş alan alt işveren; kendi işyerinin tescili için asıl işverenden aldığı yazılı alt işverenlik sözleşmesi ve gerekli belgelerle birlikte, birinci fıkra hükmüne göre bildirim yapmakla yükümlüdür. Bölge müdürlüğünce tescili yapılan bu işyerine ait belgeler gerektiğinde iş müfettişlerince incelenir. İnceleme sonucunda muvazaalı işlemin tespiti halinde, bu tespite ilişkin gerekçeli müfettiş raporu işverenlere tebliğ edilir. Bu rapora karşı tebliğ tarihinden itibaren 6 iş günü içinde işverenlerce yetkili iş mahkemesine itiraz edilebilir. İtiraz üzerine verilen kararlar kesindir. Rapora altı iş günü içinde itiraz edilmemiş veya mahkeme muvazaalı işlemin tespitini onamış ise tescil işlemi iptal edilir ve alt işverenin işçileri başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçileri sayılır. -Ancak, şirketlerin tescil kayıtları ise ticaret sicili memurluklarının gönderdiği belgeler üzerinden yapılır ve bu belgeler ilgili ticaret sicili memurluğunca bir ay içinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ilgili bölge müdürlüklerine gönderilir. -Asıl işveren-alt işveren ilişkisinin kurulması, bildirimi ve işyerinin tescili ile yapılacak sözleşmede bulunması gerekli diğer hususlara ilişkin usul ve esaslar, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.

3


A.D.B

İstisnalar MADDE 4.- Aşağıda belirtilen işlerde ve iş ilişkilerinde bu Kanun hükümleri uygulanmaz; a) Deniz ve hava taşıma işlerinde, b) 50'den az işçi çalıştırılan (50 dahil) tarım ve orman işlerinin yapıldığı işyerlerinde veya işletmelerinde, c) Aile ekonomisi sınırları içinde kalan tarımla ilgili her çeşit yapı işleri, d) Bir ailenin üyeleri ve 3 üncü dereceye kadar (3 üncü derece dahil) hısımları arasında dışardan başka biri katılmayarak evlerde ve el sanatlarının yapıldığı işlerde, e) Ev hizmetlerinde, f) İş sağlığı ve güvenliği hükümleri saklı kalmak üzere çıraklar hakkında, g) Sporcular hakkında, h) Rehabilite edilenler hakkında, ı)507 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar Kanununun 2 nci maddesinin tarifine uygun üç kişinin çalıştığı işyerlerinde. Şu kadar ki; a) Kıyılarda veya liman ve iskelelerde gemilerden karaya ve karadan gemilere yapılan yükleme ve boşaltma işleri, b) Havacılığın bütün yer tesislerinde yürütülen işler, c) Tarım sanatları ile tarım aletleri, makine ve parçalarının yapıldığı atölye ve fabrikalarda görülen işler, d) Tarım işletmelerinde yapılan yapı işleri, e) Halkın faydalanmasına açık veya işyerinin eklentisi durumunda olan park ve bahçe işleri, f) Deniz İş Kanunu kapsamına girmeyen ve tarım işlerinden sayılmayan, denizlerde çalışan su ürünleri üreticileri ile ilgili işler, Bu Kanun hükümlerine tabidir. Eşit davranma ilkesi MADDE 5. - İş ilişkisinde dil, ırk, cinsiyet, siyasal düşünce, felsefî inanç, din ve mezhep ve benzeri sebeplere dayalı ayırım yapılamaz. -İşveren, esaslı sebepler olmadıkça tam süreli çalışan işçi karşısında kısmî süreli çalışan işçiye, belirsiz süreli çalışan işçi karşısında belirli süreli çalışan işçiye farklı işlem yapamaz. -İşveren, biyolojik veya işin niteliğine ilişkin sebepler zorunlu kılmadıkça, bir işçiye, iş sözleşmesinin yapılmasında, şartlarının oluşturulmasında, uygulanmasında ve sona ermesinde, cinsiyet veya gebelik nedeniyle doğrudan veya dolaylı farklı işlem yapamaz. -Aynı veya eşit değerde bir iş için cinsiyet nedeniyle daha düşük ücret kararlaştırılamaz. -İşçinin cinsiyeti nedeniyle özel koruyucu hükümlerin uygulanması, daha düşük bir ücretin uygulanmasını haklı kılmaz. -İş ilişkisinde veya sona ermesinde yukarıdaki fıkra hükümlerine aykırı davranıldığında işçi, dört aya kadar ücreti tutarındaki uygun bir tazminattan başka yoksun bırakıldığı haklarını da talep edebilir. 2821 sayılı Sendikalar Kanununun 31 inci maddesi hükümleri saklıdır. -20 nci madde hükümleri saklı kalmak üzere işverenin yukarıdaki fıkra hükümlerine aykırı davrandığını işçi ispat etmekle yükümlüdür. Ancak, işçi bir ihlalin varlığı ihtimalini güçlü bir biçimde gösteren bir durumu ortaya koyduğunda, işveren böyle bir ihlalin mevcut olmadığını ispat etmekle yükümlü olur.

4


A.D.B İşyerinin veya bir bölümünün devri ; MADDE 6. - İşyeri veya işyerinin bir bölümü hukukî bir işleme dayalı olarak başka birine devredildiğinde, devir tarihinde işyerinde veya bir bölümünde mevcut olan iş sözleşmeleri bütün hak ve borçları ile birlikte devralana geçer. -Devralan işveren, işçinin hizmet süresinin esas alındığı haklarda, işçinin devreden işveren yanında işe başladığı tarihe göre işlem yapmakla yükümlüdür. -Yukarıdaki hükümlere göre devir halinde, devirden önce doğmuş olan ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlardan devreden ve devralan işveren birlikte sorumludurlar. Ancak bu yükümlülüklerden devreden işverenin sorumluluğu devir tarihinden itibaren iki yıl ile sınırlıdır. -Tüzel kişiliğin birleşme veya katılma ya da türünün değişmesiyle sona erme halinde birlikte sorumluluk hükümleri uygulanmaz. -Devreden veya devralan işveren iş sözleşmesini sırf işyerinin veya işyerinin bir bölümünün devrinden dolayı feshedemez ve devir işçi yönünden fesih için haklı sebep oluşturmaz. Devreden veya devralan işverenin ekonomik ve teknolojik sebeplerin yahut iş organizasyonu değişikliğinin gerekli kıldığı fesih hakları veya işçi ve işverenlerin haklı sebeplerden derhal fesih hakları saklıdır. -Yukarıdaki hükümler, iflas dolayısıyla malvarlığının tasfiyesi sonucu işyerinin veya bir bölümünün başkasına devri halinde uygulanmaz. Geçici iş ilişkisi MADDE 7.- İşveren, devir sırasında yazılı rızasını almak suretiyle bir işçiyi; holding bünyesi içinde veya aynı şirketler topluluğuna bağlı başka bir işyerinde veya yapmakta olduğu işe benzer işlerde çalıştırılması koşuluyla başka bir işverene iş görme edimini yerine getirmek üzere geçici olarak devrettiğinde geçici iş ilişkisi gerçekleşmiş olur. Bu halde iş sözleşmesi devam etmekle beraber, işçi bu sözleşmeye göre üstlendiği işin görülmesini, iş sözleşmesine geçici iş ilişkisi kurulan işverene karşı yerine getirmekle yükümlü olur. -Geçici iş ilişkisi kurulan işveren işçiye talimat verme hakkına sahip olup, işçiye sağlık ve güvenlik risklerine karşı gerekli eğitimi vermekle yükümlüdür. -Geçici iş ilişkisi 6 ayı geçmemek üzere yazılı olarak yapılır, gerektiğinde en fazla 2 defa yenilenebilir. -İşverenin, ücreti ödeme yükümlülüğü devam eder. Geçici iş ilişkisi kurulan işveren, işçinin kendisinde çalıştığı sürede ödenmeyen ücretinden, işçiyi gözetme borcundan ve sosyal sigorta primlerinden işveren ile birlikte sorumludur. -İşçi, işyerine ve işe ilişkin olup kusuru ile sebep olduğu zarardan geçici iş ilişkisi kurulan işverene karşı sorumludur. İşçinin geçici sözleşmesinden aksi anlaşılmıyorsa, işçinin diğer hak ve yükümlülüklerine ilişkin bu Kanundaki düzenlemeler geçici iş ilişkisi kurulan işverenle olan ilişkisine de uygulanır. -İşçiyi geçici olarak devralan işveren grev ve lokavt aşamasına gelen bir toplu iş uyuşmazlığının tarafı ise, işçi grev ve lokavtın uygulanması sırasında çalıştırılamaz. Ancak, 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanununun 39 uncu maddesi hükümleri saklıdır. İşveren, işçisini grev ve lokavt süresince kendi işyerinde çalıştırmak zorundadır. -Toplu işçi çıkarmaya gidilen işyerlerinde çıkarma tarihinden itibaren altı ay içinde toplu işçi çıkarmanın konusu olan işlerde geçici iş ilişkisi gerçekleşmez.

5


A.D.B İKİNCİ BÖLÜM İş Sözleşmesi, Türleri ve Feshi Tanım ve şekil MADDE 8. - İş sözleşmesi, bir tarafın (işçi) bağımlı olarak iş görmeyi, diğer tarafın (işveren) da ücret ödemeyi üstlenmesinden oluşan sözleşmedir. İş sözleşmesi, Kanunda aksi belirtilmedikçe, özel bir şekle tâbi değildir. -Süresi 1 yıl ve daha fazla olan iş sözleşmelerinin yazılı şekilde yapılması zorunludur. Bu belgeler damga vergisi ve her çeşit resim ve harçtan muaftır. -Yazılı sözleşme yapılmayan hallerde işveren işçiye en geç 2 ay içinde genel ve özel çalışma koşullarını, günlük ya da haftalık çalışma süresini, temel ücreti ve varsa ücret eklerini, ücret ödeme dönemini, süresi belirli ise sözleşmenin süresini, fesih halinde tarafların uymak zorunda oldukları hükümleri gösteren yazılı bir belge vermekle yükümlüdür. Süresi bir ayı geçmeyen belirli süreli iş sözleşmelerinde bu fıkra hükmü uygulanmaz. İş sözleşmesi iki aylık süre dolmadan sona ermiş ise, bu bilgilerin en geç sona erme tarihinde işçiye yazılı olarak verilmesi zorunludur. Türü ve çalışma biçimlerini belirleme serbestîsi MADDE 9 - Taraflar iş sözleşmesini, Kanun hükümleriyle getirilen sınırlamalar saklı kalmak koşuluyla, ihtiyaçlarına uygun türde düzenleyebilirler. -İş sözleşmeleri belirli veya belirsiz süreli yapılır. Bu sözleşmeler çalışma biçimleri bakımından tam süreli veya kısmî süreli yahut deneme süreli ya da diğer türde oluşturulabilir. 6 Sürekli ve süreksiz işlerdeki iş sözleşmeleri MADDE 10.- Nitelikleri bakımından en çok otuz iş günü süren işlere süreksiz iş, bundan fazla devam edenlere sürekli iş denir . -Bu Kanunun 3, 8, 12, 13, 14, 15, 17, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 34, 53, 54, 55, 56, 57, 58, 59, 75, 80 ve geçici 6 ncı maddeleri süreksiz işlerde yapılan iş sözleşmelerinde uygulanmaz. Süreksiz işlerde, bu maddelerde düzenlenen konularda Borçlar Kanunu hükümleri uygulanır. Belirli ve belirsiz süreli iş sözleşmesi MADDE 11 – İş ilişkisinin bir süreye bağlı olarak yapılmadığı halde sözleşme belirsiz süreli sayılır. Belirli süreli işlerde veya belli bir işin tamamlanması veya belirli bir olgunun ortaya çıkması gibi objektif koşullara bağlı olarak işveren ile işçi arasında yazılı şekilde yapılan iş sözleşmesi belirli süreli iş sözleşmesidir. -Belirli süreli iş sözleşmesi, esaslı bir neden olmadıkça, birden fazla üst üste (zincirleme) yapılamaz. Aksi halde iş sözleşmesi başlangıçtan itibaren belirsiz süreli kabul edilir. -Esaslı nedene dayalı zincirleme iş sözleşmeleri, belirli süreli olma özelliğini korurlar.


A.D.B Belirli ve belirsiz süreli iş sözleşmesi ayırımın sınırları MADDE 12 - Belirli süreli iş sözleşmesi ile çalıştırılan işçi, ayırımı haklı kılan bir neden olmadıkça, salt iş sözleşmesinin süreli olmasından dolayı belirsiz süreli iş sözleşmesiyle çalıştırılan emsal işçiye göre farklı işleme tâbi tutulamaz. -Belirli süreli iş sözleşmesi ile çalışan işçiye, belirli bir zaman ölçüt alınarak ödenecek ücret ve paraya ilişkin bölünebilir menfaatler, işçinin çalıştığı süreye orantılı olarak verilir. Herhangi bir çalışma şartından yararlanmak için aynı işyeri veya işletmede geçirilen kıdem arandığında belirli süreli iş sözleşmesine göre çalışan işçi için farklı kıdem uygulanmasını haklı gösteren bir neden olmadıkça, belirsiz süreli iş sözleşmesi ile çalışan emsal işçi hakkında esas alınan kıdem uygulanır. -Emsal işçi, işyerinde aynı veya benzeri işte belirsiz süreli iş sözleşmesiyle çalıştırılan işçidir. İşyerinde böyle bir işçi bulunmadığı takdirde, o işkolunda şartlara uygun bir işyerinde aynı veya benzer işi üstlenen belirsiz süreli iş sözleşmesiyle çalıştırılan işçi dikkate alınır. Kısmî süreli ve tam süreli iş sözleşmesi MADDE 13 - İşçinin normal haftalık çalışma süresinin, tam süreli iş sözleşmesiyle çalışan emsal işçiye göre önemli ölçüde daha az belirlenmesi durumunda sözleşme kısmî süreli iş sözleşmesidir. -Kısmî süreli iş sözleşmesi ile çalıştırılan işçi, ayırımı haklı kılan bir neden olmadıkça, salt iş sözleşmesinin kısmî süreli olmasından dolayı tam süreli emsal işçiye göre farklı işleme tâbi tutulamaz. Kısmî süreli çalışan işçinin ücret ve paraya ilişkin bölünebilir menfaatleri, tam süreli emsal işçiye göre çalıştığı süreye orantılı olarak ödenir. -Emsal işçi, işyerinde aynı veya benzeri işte tam süreli çalıştırılan işçidir. İşyerinde böyle bir işçi bulunmadığı takdirde, o işkolunda şartlara uygun işyerinde aynı veya benzer işi üstlenen tam süreli iş sözleşmesiyle çalıştırılan işçi esas alınır. -İşyerinde çalışan işçilerin, niteliklerine uygun açık yer bulunduğunda kısmî süreliden tam süreliye veya tam süreliden kısmî süreliye geçirilme istekleri işverence dikkate alınır ve boş yerler zamanında duyurulur. Çağrı üzerine çalışma MADDE 14. - Yazılı sözleşme ile işçinin yapmayı üstlendiği işle ilgili olarak kendisine ihtiyaç duyulması halinde iş görme ediminin yerine getirileceğinin kararlaştırıldığı iş ilişkisi, çağrı üzerine çalışmaya dayalı kısmi süreli bir iş sözleşmesidir. -Hafta, ay veya yıl gibi bir zaman dilimi içinde işçinin ne kadar süreyle çalışacağını taraflar belirlemedikleri takdirde, haftalık çalışma süresi yirmi saat kararlaştırılmış sayılır. Çağrı üzerine çalıştırılmak için belirlenen sürede işçi çalıştırılsın veya çalıştırılmasın ücrete hak kazanır. -İşçiden iş görme borcunu yerine getirmesini çağrı yoluyla talep hakkına sahip olan işveren, bu çağrıyı, aksi kararlaştırılmadıkça, işçinin çalışacağı zamandan en az dört gün önce yapmak zorundadır. Süreye uygun çağrı üzerine işçi iş görme edimini yerine getirmekle yükümlüdür. Sözleşmede günlük çalışma süresi kararlaştırılmamış ise, işveren her çağrıda işçiyi günde en az dört saat üst üste çalıştırmak zorundadır. -Deneme süreli iş sözleşmesi -MADDE 15. - Taraflarca iş sözleşmesine bir deneme kaydı konulduğunda, bunun süresi en çok 2 ay olabilir. Ancak deneme süresi toplu iş sözleşmeleriyle dört aya kadar uzatılabilir. -Deneme süresi içinde taraflar iş sözleşmesini bildirim süresine gerek olmaksızın ve tazminatsız feshedebilir. İşçinin çalıştığı günler için ücret ve diğer hakları saklıdır.

7


A.D.B Takım sözleşmesi ile oluşturulan iş sözleşmeleri ; -MADDE 16. - Birden çok işçinin meydana getirdiği bir takımı temsilen bu işçilerden birinin, takım kılavuzu sıfatıyla işverenle yaptığı sözleşmeye takım sözleşmesi denir. -Takım sözleşmesinin, oluşturulacak iş sözleşmeleri için hangi süre kararlaştırılmış olursa olsun, yazılı yapılması gerekir. Sözleşmede her işçinin kimliği ve alacağı ücret ayrı ayrı gösterilir. -Takım sözleşmesinde isimleri yazılı işçilerden her birinin işe başlamasıyla, o işçi ile işveren arasında takım sözleşmesinde belirlenen şartlarla bir iş sözleşmesi yapılmış sayılır. Ancak, takım sözleşmesi hakkında Borçlar Kanununun 110 uncu maddesi hükmü de uygulanır. -İşe başlamasıyla iş sözleşmesi kurulan işçilere ücretlerini işveren veya işveren vekili her birine ayrı ayrı ödemek zorundadır. Takım kılavuzu için, takıma dahil işçilerin ücretlerinden işe aracılık veya benzeri bir nedenle kesinti yapılamaz. Süreli fesih MADDE 17. - Belirsiz süreli iş sözleşmelerinin feshinden önce durumun diğer tarafa bildirilmesi gerekir. İş sözleşmeleri; a) İşi altı aydan az sürmüş olan işçi için, bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak 2 hafta sonra, b) İşi altı aydan birbuçuk yıla kadar sürmüş olan işçi için, bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak 4 hafta sonra, c) İşi birbuçuk yıldan üç yıla kadar sürmüş olan işçi için, bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak 6 hafta sonra, d) İşi üç yıldan fazla sürmüş işçi için, bildirim yapılmasından başlayarak 8 hafta sonra, Feshedilmiş sayılır. Bu süreler asgari olup sözleşmeler ile artırılabilir. 8 -Bildirim şartına uymayan taraf, bildirim süresine ilişkin ücret tutarında tazminat ödemek zorundadır. -İşveren bildirim süresine ait ücreti peşin vermek suretiyle iş sözleşmesini feshedebilir. -İşverenin bildirim şartına uymaması veya bildirim süresine ait ücreti peşin ödeyerek sözleşmeyi feshetmesi, bu Kanunun 18, 19, 20 ve 21 inci maddesi hükümlerinin uygulanmasına engel olmaz. 18 inci maddenin birinci fıkrası uyarınca bu Kanunun 18, 19, 20 ve 21 inci maddelerinin uygulanma alanı dışında kalan işçilerin iş sözleşmesinin, fesih hakkının kötüye kullanılarak sona erdirildiği durumlarda işçiye bildirim süresinin üç katı tutarında tazminat ödenir. Fesih için bildirim şartına da uyulmaması ayrıca dördüncü fıkra uyarınca tazminat ödenmesini gerektirir. -Bu maddeye göre ödenecek tazminatlar ile bildirim sürelerine ait peşin ödenecek ücretin hesabında 32 nci maddenin birinci fıkrasında yazılan ücrete ek olarak işçiye sağlanmış para veya para ile ölçülmesi mümkün sözleşme ve Kanundan doğan menfaatler de göz önünde tutulur. Feshin geçerli sebebe dayandırılması MADDE 18. - Otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır. -Altı aylık kıdem hesabında bu Kanunun 66 ncı maddesindeki süreler dikkate alınır. -Özellikle aşağıdaki hususlar fesih için geçerli bir sebep oluşturmaz:


A.D.B a) Sendika üyeliği veya çalışma saatleri dışında veya işverenin rızası ile çalışma saatleri içinde sendikal faaliyetlere katılmak. b) İşyeri sendika temsilciliği yapmak. c) Mevzuattan veya sözleşmeden doğan haklarını takip için işveren aleyhine idari veya adli makamlara başvurmak veya bu hususta başlatılmış sürece katılmak. d) Irk, renk, cinsiyet, medeni hal, aile yükümlülükleri, hamilelik, doğum, din, siyasi görüş ve benzeri nedenler. e) 74 üncü maddede öngörülen ve kadın işçilerin çalıştırılmasının yasak olduğu sürelerde işe gelmemek. f) Hastalık veya kaza nedeniyle 25 inci maddenin (I) numaralı bendinin (b) alt bendinde öngörülen bekleme süresinde işe geçici devamsızlık. -İşçinin altı aylık kıdemi, aynı işverenin bir veya değişik işyerlerinde geçen süreler birleştirilerek hesap edilir. İşverenin aynı işkolunda birden fazla işyerinin bulunması halinde, işyerinde çalışan işçi sayısı, bu işyerlerinde çalışan toplam işçi sayısına göre belirlenir. -İşletmenin bütününü sevk ve idare eden işveren vekili ve yardımcıları ile işyerinin bütününü sevk ve idare eden ve işçiyi işe alma ve işten çıkarma yetkisi bulunan işveren vekilleri hakkında bu madde, 19 ve 21 inci maddeler ile 25 inci maddenin son fıkrası uygulanmaz. Sözleşmenin feshinde usul MADDE 19. - İşveren fesih bildirimini yazılı olarak yapmak ve fesih sebebini açık ve kesin bir şekilde belirtmek zorundadır. -Hakkındaki iddialara karşı savunmasını almadan bir işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesi, o işçinin davranışı veya verimi ile ilgili nedenlerle feshedilemez. Ancak, işverenin 25 inci maddenin (II) numaralı bendi şartlarına uygun fesih hakkı saklıdır. Fesih bildirimine itiraz ve usulü MADDE 20. - İş sözleşmesi feshedilen işçi, fesih bildiriminde sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli bir sebep olmadığı iddiası ile fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde iş mahkemesinde dava açabilir. (İptal 2005/72 sayılı Ana.Mah.Kar.) taraflar anlaşırlarsa uyuşmazlık aynı sürede özel hakeme götürülür. -Feshin geçerli bir sebebe dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür. -Dava seri muhakeme usulüne göre iki ay içinde sonuçlandırılır. Mahkemece verilen kararın temyizi halinde, Yargıtay bir ay içinde kesin olarak karar verir. (İptal-2005/72 sayılı Ana.Mah.Kar.) Geçersiz sebeple yapılan feshin sonuçları MADDE 21. - İşverence geçerli sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli olmadığı mahkemece veya özel hakem tarafından tespit edilerek feshin geçersizliğine karar verildiğinde, işveren, işçiyi 1 ay içinde işe başlatmak zorundadır. İşçiyi başvurusu üzerine işveren bir ay içinde işe başlatmaz ise, işçiye en az dört aylık ve en çok sekiz aylık ücreti tutarında tazminat ödemekle yükümlü olur. -Mahkeme veya özel hakem feshin geçersizliğine karar verdiğinde, işçinin işe başlatılmaması halinde ödenecek tazminat miktarını da belirler. -Kararın kesinleşmesine kadar çalıştırılmadığı süre için işçiye en çok 4 aya kadar doğmuş bulunan ücret ve diğer hakları ödenir.

9


A.D.B -İşçi işe başlatılırsa, peşin olarak ödenen bildirim süresine ait ücret ile kıdem tazminatı, yukarıdaki fıkra hükümlerine göre yapılacak ödemeden mahsup edilir. İşe başlatılmayan işçiye bildirim süresi verilmemiş veya bildirim süresine ait ücret peşin ödenmemişse, bu sürelere ait ücret tutarı ayrıca ödenir. -İşçi kesinleşen mahkeme veya özel hakem kararının tebliğinden itibaren on işgünü içinde işe başlamak için işverene başvuruda bulunmak zorundadır. İşçi bu süre içinde başvuruda bulunmaz ise, işverence yapılmış olan fesih geçerli bir fesih sayılır ve işveren sadece bunun hukuki sonuçları ile sorumlu olur. -Bu maddenin birinci, ikinci ve üçüncü fıkra hükümleri sözleşmeler ile hiçbir suretle değiştirilemez; aksi yönde sözleşme hükümleri geçersizdir. Çalışma koşullarında değişiklik ve iş sözleşmesinin feshi MADDE 22. - İşveren, iş sözleşmesiyle veya iş sözleşmesinin eki niteliğindeki personel yönetmeliği ve benzeri kaynaklar ya da işyeri uygulamasıyla oluşan çalışma koşullarında esaslı bir değişikliği ancak durumu işçiye yazılı olarak bildirmek suretiyle yapabilir. Bu şekle uygun olarak yapılmayan ve işçi tarafından altı işgünü içinde yazılı olarak kabul edilmeyen değişiklikler işçiyi bağlamaz. İşçi değişiklik önerisini bu süre içinde kabul etmezse, işveren değişikliğin geçerli bir nedene dayandığını veya fesih için başka bir geçerli nedenin bulunduğunu yazılı olarak açıklamak ve bildirim süresine uymak suretiyle iş sözleşmesini feshedebilir. İşçi bu durumda 17 ila 21 inci madde hükümlerine göre dava açabilir. -Taraflar aralarında anlaşarak çalışma koşullarını her zaman değiştirebilir. Çalışma koşullarında değişiklik geçmişe etkili olarak yürürlüğe konulamaz. Yeni işverenin sorumluluğu MADDE 23. - Süresi belirli olan veya olmayan sürekli iş sözleşmesi ile bir işverenin işine girmiş olan işçi, sözleşme süresinin bitmesinden önce yahut bildirim süresine uymaksızın işini bırakıp başka bir işverenin işine girerse sözleşmenin bu suretle feshinden ötürü, işçinin sorumluluğu yanında, ayrıca yeni işveren de aşağıdaki hallerde birlikte sorumludur: a) İşçinin bu davranışına, yeni işe girdiği işveren sebep olmuşsa. b) Yeni işveren, işçinin bu davranışını bilerek onu işe almışsa. c) Yeni işveren işçinin bu davranışını öğrendikten sonra dahi onu çalıştırmaya devam ederse. İşçinin haklı nedenle derhal fesih hakkı MADDE 24. - Süresi belirli olsun veya olmasın işçi, aşağıda yazılı hallerde iş sözleşmesini sürenin bitiminden önce veya bildirim süresini beklemeksizin feshedebilir: I. Sağlık sebepleri: a) İş sözleşmesinin konusu olan işin yapılması işin niteliğinden doğan bir sebeple işçinin sağlığı veya yaşayışı için tehlikeli olursa. b) İşçinin sürekli olarak yakından ve doğrudan buluşup görüştüğü işveren yahut başka bir işçi bulaşıcı veya işçinin işi ile bağdaşmayan bir hastalığa tutulursa. II. Ahlak ve iyiniyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri: a) İşveren iş sözleşmesi yapıldığı sırada bu sözleşmenin esaslı noktalarından biri hakkında yanlış vasıflar veya şartlar göstermek yahut gerçeğe uygun olmayan bilgiler vermek veya sözler söylemek suretiyle işçiyi yanıltırsa. b) İşveren işçinin veya ailesi üyelerinden birinin şeref ve namusuna dokunacak şekilde sözler söyler, davranışlarda bulunursa veya işçiye cinsel tacizde bulunursa.

10


A.D.B c) İşveren işçiye veya ailesi üyelerinden birine karşı sataşmada bulunur veya gözdağı verirse, yahut işçiyi veya ailesi üyelerinden birini kanuna karşı davranışa özendirir, kışkırtır, sürükler, yahut işçiye ve ailesi üyelerinden birine karşı hapsi gerektiren bir suç işlerse yahut işçi hakkında şeref ve haysiyet kırıcı asılsız ağır isnad veya ithamlarda bulunursa. d) İşçinin diğer bir işçi veya üçüncü kişiler tarafından işyerinde cinsel tacize uğraması ve bu durumu işverene bildirmesine rağmen gerekli önlemler alınmazsa. e) İşveren tarafından işçinin ücreti kanun hükümleri veya sözleşme şartlarına uygun olarak hesap edilmez veya ödenmezse, f) Ücretin parça başına veya iş tutarı üzerinden ödenmesi kararlaştırılıp da işveren tarafından işçiye yapabileceği sayı ve tutardan az iş verildiği hallerde, aradaki ücret farkı zaman esasına göre ödenerek işçinin eksik aldığı ücret karşılanmazsa yahut çalışma şartları uygulanmazsa. III. Zorlayıcı sebepler: İşçinin çalıştığı işyerinde bir haftadan fazla süre ile işin durmasını gerektirecek zorlayıcı sebepler ortaya çıkarsa. İşverenin haklı nedenle derhal fesih hakkı MADDE 25. - Süresi belirli olsun veya olmasın işveren, aşağıda yazılı hallerde iş sözleşmesini sürenin bitiminden önce veya bildirim süresini beklemeksizin feshedebilir: I- Sağlık sebepleri: a) İşçinin kendi kastından veya derli toplu olmayan yaşayışından yahut içkiye düşkünlüğünden doğacak bir hastalığa veya sakatlığa uğraması halinde, bu sebeple doğacak devamsızlığın ardı ardına üç iş günü veya bir ayda beş iş gününden fazla sürmesi. b) İşçinin tutulduğu hastalığın tedavi edilemeyecek nitelikte olduğu ve işyerinde çalışmasında sakınca bulunduğunun Sağlık Kurulunca saptanması durumunda. (a) alt bendinde sayılan sebepler dışında işçinin hastalık, kaza, doğum ve gebelik gibi hallerde işveren için iş sözleşmesini bildirimsiz fesih hakkı; belirtilen hallerin işçinin işyerindeki çalışma süresine göre 17 nci maddedeki bildirim sürelerini altı hafta aşmasından sonra doğar. Doğum ve gebelik hallerinde bu süre 74 üncü maddedeki sürenin bitiminde başlar. Ancak işçinin iş sözleşmesinin askıda kalması nedeniyle işine gidemediği süreler için ücret işlemez. II- Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri: a) İş sözleşmesi yapıldığı sırada bu sözleşmenin esaslı noktalarından biri için gerekli vasıflar veya şartlar kendisinde bulunmadığı halde bunların kendisinde bulunduğunu ileri sürerek yahut gerçeğe uygun olmayan bilgiler veya sözler söyleyerek işçinin işvereni yanıltması. b) İşçinin, işveren yahut bunların aile üyelerinden birinin şeref ve namusuna dokunacak sözler sarfetmesi veya davranışlarda bulunması yahut işveren hakkında şeref ve haysiyet kırıcı asılsız ihbar ve isnadlarda bulunması. c) İşçinin işverenin başka bir işçisine cinsel tacizde bulunması. d) İşçinin işverene yahut onun ailesi üyelerinden birine yahut işverenin başka işçisine sataşması veya 84 üncü maddeye aykırı hareket etmesi. e) İşçinin, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarda bulunması. f) İşçinin, işyerinde, yedi günden fazla hapisle cezalandırılan ve cezası ertelenmeyen bir suç işlemesi. g) İşçinin işverenden izin almaksızın veya haklı bir sebebe dayanmaksızın ardı ardına iki işgünü veya bir ay içinde iki defa herhangi bir tatil gününden sonraki iş günü, yahut bir ayda üç işgünü işine devam etmemesi. h) İşçinin yapmakla ödevli bulunduğu görevleri kendisine hatırlatıldığı halde yapmamakta ısrar etmesi.

11


A.D.B ı) İşçinin kendi isteği veya savsaması yüzünden işin güvenliğini tehlikeye düşürmesi, işyerinin malı olan veya malı olmayıp da eli altında bulunan makineleri, tesisatı veya başka eşya ve maddeleri otuz günlük ücretinin tutarıyla ödeyemeyecek derecede hasara ve kayba uğratması. III- Zorlayıcı sebepler: İşçiyi işyerinde bir haftadan fazla süre ile çalışmaktan alıkoyan zorlayıcı bir sebebin ortaya çıkması. IV- İşçinin gözaltına alınması veya tutuklanması halinde devamsızlığın 17 nci maddedeki bildirim süresini aşması. İşçi feshin yukarıdaki bentlerde öngörülen sebeplere uygun olmadığı iddiası ile 18, 20 ve 21 inci madde hükümleri çerçevesinde yargı yoluna başvurabilir. Derhal fesih hakkını kullanma süresi MADDE 26. - 24 ve 25 inci maddelerde gösterilen ahlak ve iyiniyet kurallarına uymayan hallere dayanarak işçi veya işveren için tanınmış olan sözleşmeyi fesih yetkisi, iki taraftan birinin bu çeşit davranışlarda bulunduğunu diğer tarafın öğrendiği günden başlayarak altı iş günü geçtikten ve her halde fiilin gerçekleşmesinden itibaren bir yıl sonra kullanılamaz. Ancak işçinin olayda maddi çıkar sağlaması halinde bir yıllık süre uygulanmaz. -Bu haller sebebiyle işçi yahut işverenden iş sözleşmesini yukarıdaki fıkrada öngörülen süre içinde feshedenlerin diğer taraftan tazminat hakları saklıdır. Yeni iş arama izni MADDE 27. - Bildirim süreleri içinde işveren, işçiye yeni bir iş bulması için gerekli olan iş arama iznini iş saatleri içinde ve ücret kesintisi yapmadan vermeye mecburdur. İş arama izninin süresi günde iki saatten az olamaz ve işçi isterse iş arama izin saatlerini birleştirerek toplu kullanabilir. Ancak iş arama iznini toplu kullanmak isteyen işçi, bunu işten ayrılacağı günden evvelki günlere rastlatmak ve bu durumu işverene bildirmek zorundadır. -İşveren yeni iş arama iznini vermez veya eksik kullandırırsa o süreye ilişkin ücret işçiye ödenir. -İşveren, iş arama izni esnasında işçiyi çalıştırır ise işçinin izin kullanarak bir çalışma karşılığı olmaksızın alacağı ücrete ilaveten, çalıştırdığı sürenin ücretini yüzde yüz zamlı öder. Çalışma belgesi MADDE 28. - İşten ayrılan işçiye, işveren tarafından işinin çeşidinin ne olduğunu ve süresini gösteren bir belge verilir. -Belgenin vaktinde verilmemesinden veya belgede doğru olmayan bilgiler bulunmasından zarar gören işçi veyahut işçiyi işine alan yeni işveren eski işverenden tazminat isteyebilir. -Bu belgeler her türlü resim ve harçtan muaftır. Toplu işçi çıkarma MADDE 29. - İşveren; ekonomik, teknolojik, yapısal ve benzeri işletme, işyeri veya işin gerekleri sonucu toplu işçi çıkarmak istediğinde, bunu en az otuz gün önceden bir yazı ile, işyeri sendika temsilcilerine, ilgili bölge müdürlüğüne ve Türkiye İş Kurumuna bildirir. İşyerinde çalışan işçi sayısı: a) 20 ile 100 işçi arasında ise, en az 10 işçinin, b) 101 ile 300 işçi arasında ise, en az %10 oranında işçinin, c) 301 ve daha fazla ise, en az 30 işçinin, İşine 17 nci madde uyarınca ve bir aylık süre içinde aynı tarihte veya farklı tarihlerde son verilmesi toplu işçi çıkarma sayılır.

12


A.D.B -Birinci fıkra uyarınca yapılacak bildirimde işçi çıkarmanın sebepleri, bundan etkilenecek işçi sayısı ve grupları ile işe son verme işlemlerinin hangi zaman diliminde gerçekleşeceğine ilişkin bilgilerin bulunması zorunludur. -Bildirimden sonra işyeri sendika temsilcileri ile işveren arasında yapılacak görüşmelerde, toplu işçi çıkarmanın önlenmesi ya da çıkarılacak işçi sayısının azaltılması yahut çıkarmanın işçiler açısından olumsuz etkilerinin en aza indirilmesi konuları ele alınır. Görüşmelerin sonunda, toplantının yapıldığını gösteren bir belge düzenlenir. -Fesih bildirimleri, işverenin toplu işçi çıkarma isteğini bölge müdürlüğüne bildirmesinden otuz gün sonra hüküm doğurur. -İşyerinin bütünüyle kapatılarak kesin ve devamlı suretle faaliyete son verilmesi halinde, işveren sadece durumu en az otuz gün önceden ilgili bölge müdürlüğüne ve Türkiye İş Kurumuna bildirmek ve işyerinde ilan etmekle yükümlüdür. İşveren toplu işçi çıkarmanın kesinleşmesinden itibaren altı ay içinde aynı nitelikteki iş için yeniden işçi almak istediği takdirde nitelikleri uygun olanları tercihen işe çağırır. -Mevsim ve kampanya işlerinde çalışan işçilerin işten çıkarılmaları hakkında, işten çıkarma bu işlerin niteliğine bağlı olarak yapılıyorsa, toplu işçi çıkarmaya ilişkin hükümler uygulanmaz. -İşveren toplu işçi çıkarılmasına ilişkin hükümleri 18, 19, 20 ve 21 inci madde hükümlerinin uygulanmasını engellemek amacıyla kullanamaz; aksi halde işçi bu maddelere göre dava açabilir. (Değ. 5763 s.Kan.) Özürlü ve eski hükümlü çalıştırma zorunluluğu; MADDE 30 – İşverenler, 50 veya daha fazla işçi çalıştırdıkları özel sektör işyerlerinde %3 özürlü, kamu işyerlerinde ise %4 özürlü ve %2 eski hükümlü işçiyi meslek, beden ve ruhi durumlarına uygun işlerde çalıştırmakla yükümlüdürler. Aynı il sınırları içinde birden fazla işyeri bulunan işverenin bu kapsamda çalıştırmakla yükümlü olduğu işçi sayısı, toplam işçi sayısına göre hesaplanır. -Bu kapsamda çalıştırılacak işçi sayısının tespitinde belirli ve belirsiz süreli iş sözleşmesine göre çalıştırılan işçiler esas alınır. Kısmi süreli iş sözleşmesine göre çalışanlar, çalışma süreleri dikkate alınarak tam süreli çalışmaya dönüştürülür. Oranın hesaplanmasında yarıma kadar kesirler dikkate alınmaz, yarım ve daha fazla olanlar tama dönüştürülür. İşyerinin işçisi iken sakatlananlara öncelik tanınır. -İşverenler çalıştırmakla yükümlü oldukları işçileri Türkiye İş Kurumu aracılığı ile sağlarlar. Bu kapsamda çalıştırılacak işçilerin nitelikleri, hangi işlerde çalıştırılabilecekleri, bunların işyerlerinde genel hükümler dışında bağlı olacakları özel çalışma ile mesleğe yöneltilmeleri, mesleki yönden işverence nasıl işe alınacakları, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir. -Yer altı ve su altı işlerinde özürlü işçi çalıştırılamaz ve yukarıdaki hükümler uyarınca işyerlerindeki işçi sayısının tespitinde yer altı ve su altı işlerinde çalışanlar hesaba katılmaz. -Bir işyerinden malulen ayrılmak zorunda kalıp da sonradan maluliyeti ortadan kalkan işçiler eski işyerlerinde tekrar işe alınmalarını istedikleri takdirde, işveren bunları eski işleri veya benzeri işlerde boş yer varsa derhal, yoksa boşalacak ilk işe başka isteklilere tercih ederek, o andaki şartlarla işe almak zorundadır. Aranan şartlar bulunduğu halde işveren iş sözleşmesi yapma yükümlülüğünü yerine getirmezse, işe alınma isteğinde bulunan eski işçiye altı aylık ücret tutarında tazminat öder. -Özel sektör işverenlerince bu madde kapsamında çalıştırılan 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununa tabi özürlü sigortalılar ile 1/7/2005 tarihli ve 5378 sayılı Kanunun 14 üncü maddesinde belirtilen korumalı işyerlerinde çalıştırılan özürlü sigortalıların, aynı Kanunun 72 nci ve 73 üncü maddelerinde sayılan ve 78 inci maddesiyle belirlenen prime esas kazanç alt sınırı üzerinden hesaplanan sigorta primine ait işveren hisselerinin tamamı, kontenjan fazlası özürlü çalıştıran, yükümlü olmadıkları halde özürlü çalıştıran işverenlerin bu şekilde çalıştırdıkları her bir özürlü için prime esas kazanç alt sınırı üzerinden hesaplanan sigorta primine ait işveren hisselerinin yüzde ellisi Hazinece karşılanır. İşveren

13


A.D.B hissesine ait primlerin Hazinece karşılanabilmesi için işverenlerin çalıştırdıkları sigortalılarla ilgili olarak 506 sayılı Kanun uyarınca aylık prim ve hizmet belgelerinin yasal süresi içerisinde Sosyal Güvenlik Kurumuna verilmesi ve sigortalıların tamamına ait sigorta primlerinin sigortalı hissesine isabet eden tutarı ile Hazinece karşılanmayan işveren hissesine ait tutarın ödenmiş olması şarttır. Bu fıkraya göre işveren tarafından ödenmesi gereken primlerin geç ödenmesi halinde, Hazinece Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılacak ödemenin gecikmesinden kaynaklanan gecikme zammı, işverenden tahsil edilir. Hazinece karşılanan prim tutarları gelir ve kurumlar vergisi uygulamalarında gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınmaz. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Maliye Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığı tarafından müştereken belirlenir. -Bu maddeye aykırılık hallerinde 101 inci madde uyarınca tahsil edilecek cezalar, özürlülerin ve eski hükümlülerin mesleki eğitim ve mesleki rehabilitasyonu, kendi işini kurmaları, özürlünün iş bulmasını sağlayacak destek teknolojileri ve bu gibi projelerde kullanılır. Tahsil edilen cezaların kullanımına ilişkin hususlar, Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğünün koordinatörlüğünde, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Çalışma Genel Müdürlüğü, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü, Özürlüler İdaresi Başkanlığı, Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü ve Türkiye Sakatlar Konfederasyonu ile en çok işçi ve işvereni temsil eden üst kuruluşların birer temsilcilerinden oluşan komisyon tarafından karara bağlanır. Komisyonun çalışma usul ve esasları Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir. -Eski hükümlü çalıştırılmasında, kanunlardaki kamu güvenliği ile ilgili hizmetlere ilişkin özel hükümler saklıdır. Askerlik ve kanundan doğan çalışma MADDE 31. - Muvazzaf askerlik ödevi dışında manevra veya herhangi bir sebeple silah altına alınan veyahut herhangi bir kanundan doğan çalışma ödevi yüzünden işinden ayrılan işçinin iş sözleşmesi işinden ayrıldığı günden başlayarak iki ay sonra işverence feshedilmiş sayılır. -İşçinin bu haktan faydalanabilmesi için o işte en az bir yıl çalışmış olması şarttır. Bir yıldan çok çalışmaya karşılık her fazla yıl için, ayrıca iki gün eklenir. Şu kadar ki bu sürenin tamamı doksan günü geçemez. -İş sözleşmesinin feshedilmiş sayılabilmesi için beklenilmesi gereken süre içinde işçinin ücreti işlemez. Ancak özel kanunların bu husustaki hükümleri saklıdır. Bu süre içinde iş sözleşmesinin Kanundan doğan başka bir sebebe dayanılarak işveren veya işçi tarafından feshedildiği öteki tarafa bildirilmiş olsa bile, fesih için Kanunun gösterdiği süre bu sürenin bitiminden sonra işlemeye başlar. Ancak iş sözleşmesi belirli süreli olarak yapılmış ve sözleşme yukarıda yazılı süre içinde kendiliğinden sona eriyorsa bu madde hükümleri uygulanmaz. -Herhangi bir askeri ve kanuni ödev dolayısıyla işinden ayrılan işçiler bu ödevin sona ermesinden başlayarak iki ay içinde işe girmek istedikleri takdirde işveren bunları eski işleri veya benzeri işlerde boş yer varsa derhal, yoksa boşalacak ilk işe başka isteklilere tercih ederek, o andaki şartlarla işe almak zorundadır. Aranan şartlar bulunduğu halde işveren iş sözleşmesi yapma yükümlülüğünü yerine getirmezse, işe alınma isteğinde bulunan eski işçiye üç aylık ücret tutarında tazminat öder.

14


A.D.B ÜÇÜNCÜ BÖLÜM Ücret Ücret ve ücretin ödenmesi MADDE 32. - Genel anlamda ücret bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutardır. -Ücret, kural olarak, Türk parası ile işyerinde veya özel olarak açılan bir banka hesabına ödenir. Ücret yabancı para olarak kararlaştırılmış ise ödeme günündeki rayice göre Türk parası ile ödenebilir. -Emre muharrer senetle (bono ile), kuponla veya yurtta geçerli parayı temsil ettiği iddia olunan bir senetle veya diğer herhangi bir şekilde ücret ödemesi yapılamaz. -Ücret en geç ayda bir ödenir. İş sözleşmeleri veya toplu iş sözleşmeleri ile ödeme süresi bir haftaya kadar indirilebilir. -İş sözleşmelerinin sona ermesinde, işçinin ücreti ile sözleşme ve Kanundan doğan para ile ölçülmesi mümkün menfaatlerinin tam olarak ödenmesi zorunludur. -Meyhane ve benzeri eğlence yerleri ve perakende mal satan dükkan ve mağazalarda, buralarda çalışanlar hariç, ücret ödemesi yapılamaz. Ücret alacaklarında zamanaşımı süresi beş yıldır. MADDE 33. - (Değ. 5763 s.Kanunla iptal edildi.) -Ücretin gününde ödenmemesi MADDE 34. - Ücreti ödeme gününden itibaren yirmi gün içinde mücbir bir neden dışında ödenmeyen işçi, iş görme borcunu yerine getirmekten kaçınabilir. Bu nedenle kişisel kararlarına dayanarak iş görme borcunu yerine getirmemeleri sayısal olarak toplu bir nitelik kazansa dahi grev olarak nitelendirilemez. Gününde ödenmeyen ücretler için mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı uygulanır. -Bu işçilerin bu nedenle iş akitleri çalışmadıkları için feshedilemez ve yerine yeni işçi alınamaz, bu işler başkalarına yaptırılamaz. Ücretin saklı kısmı MADDE 35. - İşçilerin aylık ücretlerinin dörtte birinden fazlası haczedilemez veya başkasına devir ve temlik olunamaz. Ancak, işçinin bakmak zorunda olduğu aile üyeleri için hakim tarafından takdir edilecek miktar bu paraya dahil değildir. Nafaka borcu alacaklılarının hakları saklıdır. Kamu makamlarının ve asıl işverenlerin hakedişlerinden ücret kesme yükümlülüğü MADDE 36. - Genel ve katma bütçeli dairelerle mahalli idareler veya kamu iktisadi teşebbüsleri yahut özel kanuna veya özel kanunla verilmiş yetkiye dayanılarak kurulan banka ve kuruluşlar; asıl işverenler müteahhide verdikleri her türlü bina, köprü, hat ve yol inşası gibi yapım ve onarım işlerinde çalışan işçilerden müteahhit veya taşeronlarca ücretleri ödenmeyenlerin bulunup bulunmadığının kontrolü, ya da ücreti ödenmeyen işçinin başvurusu üzerine, ücretleri ödenmeyen varsa müteahhitten veya taşeronlardan istenecek bordrolara göre bu ücretleri bunların hakedişlerinden öderler. -Bunun için hakediş ödeneceği ilgili idare tarafından işyerinde şantiye şefliği işyeri ilân tahtası veya işçilerin toplu bulunduğu yerler gibi işçilerin görebileceği yerlere yazılı ilân asılmak suretiyle duyurulur. Ücret alacağı olan işçilerin her hakediş dönemi için olan ücret alacaklarının üç aylık tutarından fazlası hakkında adı geçen idarelere herhangi bir sorumluluk düşmez. -Anılan müteahhitlerin bu işverenlerdeki her çeşit teminat ve hakedişleri üzerinde yapılacak her türlü devir ve el değiştirme işlemleri veya haciz ve icra takibi bu işte çalışan işçilerin ücret alacaklarını karşılayacak kısım ayrıldıktan sonra, kalan kısım üzerinde hüküm ifade eder.

15


A.D.B -Bir işverenin üçüncü kişiye karşı olan borçlarından dolayı işyerinde bulunan tesisat, malzeme, ham, yarı işlenmiş ve tam işlenmiş mallar ve başka kıymetler üzerinde yapılacak haciz ve icra takibi, bu işyerinde çalışan işçilerin icra kararının alındığı tarihten önceki üç aylık dönem içindeki ücret alacaklarını karşılayacak kısım ayrıldıktan sonra, kalan kısım üzerinde hüküm ifade eder. -Bu maddede kamu tüzel kişilerine ve bazı teşekküllere verilen yetkileri 2 nci maddenin altıncı fıkrası gereğince sorumluluk taşıyan bütün işverenler de kullanmaya yetkilidir. Ücret hesap pusulası MADDE 37. - İşveren işyerinde veya bankaya yaptığı ödemelerde işçiye ücret hesabını gösterir imzalı veya işyerinin özel işaretini taşıyan bir pusula vermek zorundadır. -Bu pusulada ödemenin günü ve ilişkin olduğu dönem ile fazla çalışma, hafta tatili, bayram ve genel tatil ücretleri gibi asıl ücrete yapılan her çeşit eklemeler tutarının ve vergi, sigorta primi, avans mahsubu, nafaka ve icra gibi her çeşit kesintilerin ayrı ayrı gösterilmesi gerekir. Bu işlemler damga vergisi ve her çeşit resim ve harçtan muaftır. Ücret kesme cezası MADDE 38. - İşveren toplu sözleşme veya iş sözleşmelerinde gösterilmiş olan sebepler dışında işçiye ücret kesme cezası veremez. -İşçi ücretlerinden ceza olarak yapılacak kesintilerin işçiye derhal sebepleriyle beraber bildirilmesi gerekir. İşçi ücretlerinden bu yolda yapılacak kesintiler bir ayda iki gündelikten veya parça başına yahut yapılan iş miktarına göre verilen ücretlerde işçinin iki günlük kazancından fazla olamaz. - Bu paralar işçilerin eğitimi ve sosyal hizmetleri için kullanılıp harcanmak üzere Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı hesabına Bakanlıkça belirtilecek Türkiye’de Kurulu bulunan ve mevduat kabul etme yetkisini haiz bankalardan birine, kesildiği tarihten itibaren bir ay içinde yatırılır. Her işveren işyerinde bu paraların ayrı bir hesabını tutmaya mecburdur. Birikmiş bulunan ceza paralarının nerelere ve ne kadar verileceği Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanının başkanlık edeceği ve işçi temsilcilerinin de katılacağı bir kurul tarafından karara bağlanır. Bu kurulun kimlerden teşekkül edeceği, nasıl ve hangi esaslara göre çalışacağı çıkarılacak bir yönetmelikte gösterilir. Asgari ücret MADDE 39. - İş sözleşmesi ile çalışan ve bu Kanunun kapsamında olan veya olmayan her türlü işçinin ekonomik ve sosyal durumlarının düzenlenmesi için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca Asgari Ücret Tespit Komisyonu aracılığı ile ücretlerin asgari sınırları en geç iki yılda bir belirlenir. -Asgari Ücret Tespit Komisyonu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının tespit edeceği üyelerden birinin başkanlığında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Çalışma Genel Müdürü veya yardımcısı, İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürü veya yardımcısı, Devlet İstatistik Enstitüsü Ekonomik İstatistikler Dairesi Başkanı veya yardımcısı, Hazine Müsteşarlığı temsilcisi, Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığından konu ile ilgili dairenin başkanı veya yetki vereceği bir görevli ile bünyesinde en çok işçiyi bulunduran en üst işçi kuruluşundan değişik işkolları için seçecekleri beş, bünyesinde en çok işvereni bulunduran işveren kuruluşundan değişik işkolları için seçeceği beş temsilciden kurulur. Asgari Ücret Tespit Komisyonu en az on üyesinin katılmasıyla toplanır. Kurul, üye oylarının çoğunluğu ile karar verir. Oyların eşitliği halinde, Başkanın bulunduğu taraf çoğunluğu sağlamış sayılır. -Komisyon kararları kesindir. Kararlar Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girer. -Komisyonun toplanma ve çalışma şekli, asgari ücretlerin tespiti sırasında uygulanacak esaslar ile başkan, üye ve raportörlere verilecek huzur hakları Maliye Bakanlığı ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının birlikte hazırlayacakları yönetmelikte belirtilir.

16


A.D.B -Asgari Ücret Tespit Komisyonunun sekretarya hizmetleri, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından yerine getirilir. Yarım ücret MADDE 40. - 24 ve 25 inci maddelerin (III) numaralı bentlerinde gösterilen zorlayıcı sebepler dolayısıyla çalışamayan veya çalıştırılmayan işçiye bu bekleme süresi içinde bir haftaya kadar her gün için yarım ücret ödenir. Fazla çalışma ücreti MADDE 41. - Ülkenin genel yararları yahut işin niteliği veya üretimin artırılması gibi nedenlerle fazla çalışma yapılabilir. Fazla çalışma, Kanunda yazılı koşullar çerçevesinde, haftalık kırkbeş saati aşan çalışmalardır. 63 üncü madde hükmüne göre denkleştirme esasının uygulandığı hallerde, işçinin haftalık ortalama çalışma süresi, normal haftalık iş süresini aşmamak koşulu ile, bazı haftalarda toplam kırkbeş saati aşsa dahi bu çalışmalar fazla çalışma sayılmaz. -Her bir saat fazla çalışma için verilecek ücret normal çalışma ücretinin saat başına düşen miktarının yüzde elli yükseltilmesi suretiyle ödenir. -Haftalık çalışma süresinin sözleşmelerle kırkbeş saatin altında belirlendiği durumlarda yukarıda belirtilen esaslar dahilinde uygulanan ortalama haftalık çalışma süresini aşan ve kırkbeş saate kadar yapılan çalışmalar fazla sürelerle çalışmalardır. Fazla sürelerle çalışmalarda, her bir saat fazla çalışma için verilecek ücret normal çalışma ücretinin saat başına düşen miktarının yüzde yirmibeş yükseltilmesiyle ödenir. -Fazla çalışma veya fazla sürelerle çalışma yapan işçi isterse, bu çalışmalar karşılığı zamlı ücret yerine, fazla çalıştığı her saat karşılığında bir saat otuz dakikayı, fazla sürelerle çalıştığı her saat karşılığında bir saat onbeş dakikayı serbest zaman olarak kullanabilir. -İşçi hak ettiği serbest zamanı altı ay zarfında, çalışma süreleri içinde ve ücretinde bir kesinti olmadan kullanır. -63 üncü maddenin son fıkrasında yazılı sağlık nedenlerine dayanan kısa veya sınırlı süreli işlerde ve 69 uncu maddede belirtilen gece çalışmasında fazla çalışma yapılamaz. -Fazla saatlerle çalışmak için işçinin onayının alınması gerekir. -Fazla çalışma süresinin toplamı bir yılda 270 saaten fazla olamaz. -Fazla çalışma ve fazla sürelerle çalışmaların ne şekilde uygulanacağı çıkarılacak yönetmelikte gösterilir. Zorunlu nedenlerle fazla çalışma MADDE 42. - Gerek bir arıza sırasında, gerek bir arızanın mümkün görülmesi halinde yahut makineler veya araç ve gereç için hemen yapılması gerekli acele işlerde, yahut zorlayıcı sebeplerin ortaya çıkmasında, işyerinin normal çalışmasını sağlayacak dereceyi aşmamak koşulu ile işçilerin hepsi veya bir kısmına fazla çalışma yaptırılabilir. Bu durumda fazla çalışma yapan işçilere uygun bir dinlenme süresi verilmesi zorunludur. -Şu kadar ki, zorunlu sebeplerle yapılan fazla çalışmalar için 41 inci maddenin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları hükümleri uygulanır. Olağanüstü hallerde fazla çalışma MADDE 43. - Seferberlik sırasında ve bu süreyi aşmamak şartıyla yurt savunmasının gereklerini karşılayan işyerlerinde fazla çalışmaya lüzum görülürse işlerin çeşidine ve ihtiyacın derecesine göre Bakanlar Kurulu günlük çalışma süresini, işçinin en çok çalışma gücüne çıkarabilir. -Bu suretle fazla çalıştırılan işçiler için verilecek ücret hakkında 41 inci maddenin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları hükümleri uygulanır.

17


A.D.B Ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışma MADDE 44. - Ulusal bayram ve genel tatil günlerinde işyerlerinde çalışılıp çalışılmayacağı toplu iş sözleşmesi veya iş sözleşmeleri ile kararlaştırılır. Sözleşmelerde hüküm bulunmaması halinde söz konusu günlerde çalışılması için işçinin onayı gereklidir. Bu günlere ait ücretler 47 nci maddeye göre ödenir. Saklı haklar MADDE 45. - Toplu iş sözleşmesi veya iş sözleşmelerine hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatillerde işçilere tanınan haklara, ücretli izinlere ve yüzde usulü ile çalışan işçilerin bu Kanunla tanınan haklarına aykırı hükümler konulamaz. -Bu hususlarda işçilere daha elverişli hak ve menfaatler sağlayan kanun, toplu iş sözleşmesi, iş sözleşmesi veya gelenekten doğan kazanılmış haklar saklıdır. Hafta tatili ücreti MADDE 46. - Bu Kanun kapsamına giren işyerlerinde, işçilere tatil gününden önce 63 üncü maddeye göre belirlenen iş günlerinde çalışmış olmaları koşulu ile yedi günlük bir zaman dilimi içinde kesintisiz en az yirmidört saat dinlenme (hafta tatili) verilir. Çalışılmayan hafta tatili günü için işveren tarafından bir iş karşılığı olmaksızın o günün ücreti tam olarak ödenir. Şu kadar ki; a) Çalışmadığı halde kanunen çalışma süresinden sayılan zamanlar ile günlük ücret ödenen veya ödenmeyen kanundan veya sözleşmeden doğan tatil günleri, b) Evlenmelerde üç güne kadar, ana veya babanın, eşin, kardeş veya çocukların ölümünde üç güne kadar verilmesi gereken izin süreleri, c) Bir haftalık süre içinde kalmak üzere işveren tarafından verilen diğer izinlerle hekim raporuyla verilen hastalık ve dinlenme izinleri, Çalışılmış günler gibi hesaba katılır. -Zorlayıcı ve ekonomik bir sebep olmadan işyerindeki çalışmanın haftanın bir veya birkaç gününde işveren tarafından tatil edilmesi halinde haftanın çalışılmayan günleri ücretli hafta tatiline hak kazanmak için çalışılmış sayılır. -Bir işyerinde işin bir haftadan fazla bir süre ile tatil edilmesini gerektiren zorlayıcı sebepler ortaya çıktığı zaman, 24 ve 25 inci maddelerin (III) numaralı bentlerinde gösterilen zorlayıcı sebeplerden ötürü çalışılmayan günler için işçilere ödenen yarım ücret hafta tatili günü için de ödenir. Yüzde usulünün uygulandığı işyerlerinde hafta tatili ücreti işverence işçiye ödenir. Genel tatil ücreti MADDE 47. - Bu Kanun kapsamına giren işyerlerinde çalışan işçilere, kanunlarda ulusal bayram ve genel tatil günü olarak kabul edilen günlerde çalışmazlarsa, bir iş karşılığı olmaksızın o günün ücretleri tam olarak, tatil yapmayarak çalışırlarsa ayrıca çalışılan her gün için bir günlük ücreti ödenir. -Yüzde usulünün uygulandığı işyerlerinde işçilerin ulusal bayram ve genel tatil ücretleri işverence işçiye ödenir. Geçici iş göremezlik MADDE 48. - İşçilere geçici iş göremezlik ödeneği verilmesi gerektiği zamanlarda geçici iş göremezlik süresine rastlayan ulusal bayram, genel tatil ve hafta tatilleri, ödeme yapılan kurum veya sandıklar tarafından geçici iş göremezlik ölçüsü üzerinden ödenir. -Hastalık nedeni ile çalışılmayan günlerde Sosyal Sigortalar Kurumu tarafından ödenen geçici iş göremezlik ödeneği aylık ücretli işçilerin ücretlerinden mahsup edilir.

18


A.D.B Ücret şekillerine göre tatil ücreti MADDE 49. - İşçinin tatil günü ücreti çalıştığı günlere göre bir güne düşen ücretidir. -Parça başına, akort, götürü veya yüzde usulü ile çalışan işçilerin tatil günü ücreti, ödeme döneminde kazandığı ücretin aynı süre içinde çalıştığı günlere bölünmesi suretiyle hesaplanır. -Saat ücreti ile çalışan işçilerin tatil günü ücreti saat ücretinin yedibuçuk katıdır. -Hasta, izinli veya sair sebeplerle mazeretli olduğu hallerde dahi aylığı tam olarak ödenen aylık ücretli işçilere 46, 47 ve 48 inci maddenin birinci fıkrası hükümleri uygulanmaz. Ancak bunlardan ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışanlara ayrıca çalıştığı her gün için bir günlük ücreti ödenir. Tatil ücretine girmeyen kısımlar MADDE 50. - Fazla çalışma karşılığı olarak alınan ücretler, primler, işyerinin temelli işçisi olarak normal çalışma saatleri dışında hazırlama, tamamlama, temizleme işlerinde çalışan işçilerin bu işler için aldıkları ücretler ve sosyal yardımlar, ulusal bayram, hafta tatili ve genel tatil günleri için verilen ücretlerin tespitinde hesaba katılmaz. Yüzdelerin ödenmesi MADDE 51. - Otel, lokanta, eğlence yerleri ve benzeri yerler ile içki verilen ve hemen orada yenilip içilmesi için çeşitli yiyecek satan yerlerden "yüzde" usulünün uygulandığı müesseselerde işveren tarafından servis karşılığı veya başka isimlerle müşterilerin hesap pusulalarına "yüzde" eklenerek veya ayrı şekillerde alınan paralarla kendi isteği ile müşteri tarafından işverene bırakılan yahut da onun kontrolü altında bir araya toplanan paraları işveren işyerinde çalışan tüm işçilere eksiksiz olarak ödemek zorundadır. -İşveren veya işveren vekili yukarıdaki fıkrada sözü edilen paraların kendisi tarafından alındığında eksiksiz olarak işçilere dağıtıldığını belgelemekle yükümlüdür. -Yüzdelerden toplanan paraların o işyerinde çalışan işçiler arasında yapılan işlerin niteliğine göre, hangi esaslar ve oranlar çerçevesinde dağıtılacağı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca hazırlanacak bir yönetmelikle gösterilir. Yüzdelerin belgelenmesi MADDE 52. - Yüzde usulünün uygulandığı işyerlerinde işveren, her hesap pusulasının genel toplamını gösteren bir belgeyi işçilerin kendi aralarından seçecekleri bir temsilciye vermekle yükümlüdür. Bu belgelerin şekli ve uygulama usulleri iş sözleşmelerinde veya toplu iş sözleşmelerinde gösterilir. Yıllık ücretli izin hakkı ve izin süreleri MADDE 53. - İşyerinde işe başladığı günden itibaren, deneme süresi de içinde olmak üzere, en az bir yıl çalışmış olan işçilere yıllık ücretli izin verilir. Yıllık ücretli izin hakkından vazgeçilemez. -Niteliklerinden ötürü bir yıldan az süren mevsimlik veya kampanya işlerinde çalışanlara bu Kanunun yıllık ücretli izinlere ilişkin hükümleri uygulanmaz. İşçilere verilecek yıllık ücretli izin süresi, hizmet süresi; a) 1<HİZMET< 5YIL (beş yıl dahil) olanlara 14 günden, b) 5<HİZMET< 15YIL 20 günden, c) HİZMET > 15 YIL Onbeş yıl (dahil) ve daha fazla olanlara 26 günden, az olamaz. -Ancak onsekiz ve daha küçük yaştaki işçilerle elli ve daha yukarı yaştaki işçilere verilecek yıllık ücretli izin süresi 20 günden az olamaz. Yıllık izin süreleri iş sözleşmeleri ve toplu iş sözleşmeleri ile artırılabilir. Yıllık ücretli izne hak kazanma ve izni kullanma dönemi MADDE 54. - Yıllık ücretli izine hak kazanmak için gerekli sürenin hesabında işçilerin, aynı işverenin bir veya çeşitli işyerlerinde çalıştıkları süreler birleştirilerek göz önüne alınır. Şu kadar ki, bir işverenin bu Kanun kapsamına giren işyerinde çalışmakta olan işçilerin aynı işverenin işyerlerinde bu Kanun kapsamına girmeksizin geçirmiş bulundukları süreler de hesaba katılır.

19


A.D.B -Bir yıllık süre içinde 55 inci maddede sayılan haller dışındaki sebeplerle işçinin devamının kesilmesi halinde bu boşlukları karşılayacak kadar hizmet süresi eklenir ve bu suretle işçinin izin hakkını elde etmesi için gereken bir yıllık hizmet süresinin bitiş tarihi gelecek hizmet yılına aktarılır. -İşçinin gelecek izin hakları için geçmesi gereken bir yıllık hizmet süresi, bir önceki izin hakkının doğduğu günden başlayarak gelecek hizmet yılına doğru ve yukarıdaki fıkra ve 55 inci madde hükümleri gereğince hesaplanır. -İşçi yukarıdaki fıkralar ve 55 inci madde hükümlerine göre hesaplanacak her hizmet yılına karşılık, yıllık iznini gelecek hizmet yılı içinde kullanır. -Aynı bakanlığa bağlı işyerleri ile aynı bakanlığa bağlı tüzel kişilerin işyerlerinde geçen süreler ve kamu iktisadi teşebbüsleri yahut özel kanuna veya özel kanunla verilmiş yetkiye dayanılarak kurulan banka ve kuruluşlar veya bunlara bağlı işyerlerinde geçen süreler, işçinin yıllık ücretli izin hakkının hesaplanmasında göz önünde bulundurulur. Yıllık izin bakımından çalışılmış gibi sayılan haller MADDE 55. - Aşağıdaki süreler yıllık ücretli izin hakkının hesabında çalışılmış gibi sayılır: a) İşçinin uğradığı kaza veya tutulduğu hastalıktan ötürü işine gidemediği günler (Ancak, 25 inci maddenin (I) numaralı bendinin (b) alt bendinde öngörülen süreden fazlası sayılmaz.). b) Kadın işçilerin 74 üncü madde gereğince doğumdan önce ve sonra çalıştırılmadıkları günler. c) İşçinin muvazzaf askerlik hizmeti dışında manevra veya herhangi bir kanundan dolayı ödevlendirilmesi sırasında işine gidemediği günler (Bu sürenin yılda 90 günden fazlası sayılmaz.). d) Çalışmakta olduğu işyerinde zorlayıcı sebepler yüzünden işin aralıksız bir haftadan çok tatil edilmesi sonucu olarak işçinin çalışmadan geçirdiği zamanın onbeş günü (işçinin yeniden işe başlaması şartıyla). e) 66 ncı maddede sözü geçen zamanlar. f) Hafta tatili, ulusal bayram, genel tatil günleri. g) 3153 sayılı Kanuna dayanılarak çıkarılan tüzüğe göre röntgen muayenehanelerinde çalışanlara pazardan başka verilmesi gereken yarım günlük izinler. h) İşçilerin arabuluculuk toplantılarına katılmaları, hakem kurullarında bulunmaları, bu kurullarda işçi temsilciliği görevlerini yapmaları, çalışma hayatı ile ilgili mevzuata göre kurulan meclis, kurul, komisyon ve toplantılara yahut işçilik konuları ile ilgili uluslararası kuruluşların konferans, kongre veya kurullarına işçi veya sendika temsilcisi olarak katılması sebebiyle işlerine devam edemedikleri günler. ı) İşçilerin evlenmelerinde üç güne kadar, ana veya babalarının, eşlerinin, kardeş veya çocuklarının ölümünde üç güne kadar verilecek izinler. j) İşveren tarafından verilen diğer izinler ile 65 inci maddedeki kısa çalışma süreleri. k) Bu Kanunun uygulanması sonucu olarak işçiye verilmiş bulunan yıllık ücretli izin süresi. Yıllık ücretli iznin uygulanması MADDE 56. - Yıllık ücretli izin işveren tarafından bölünemez. -Bu iznin 53 üncü maddede gösterilen süreler içinde işveren tarafından sürekli bir şekilde verilmesi zorunludur. -Ancak, 53 üncü maddede öngörülen izin süreleri, tarafların anlaşması ile bir bölümü on günden aşağı olmamak üzere en çok üçe bölünebilir. -İşveren tarafından yıl içinde verilmiş bulunan diğer ücretli ve ücretsiz izinler veya dinlenme ve hastalık izinleri yıllık izne mahsup edilemez. -Yıllık ücretli izin günlerinin hesabında izin süresine rastlayan ulusal bayram, hafta tatili ve genel tatil günleri izin süresinden sayılmaz. -Yıllık ücretli izinleri işyerinin kurulu bulunduğu yerden başka bir yerde geçirecek olanlara istemde bulunmaları ve bu hususu belgelemeleri koşulu ile gidiş ve dönüşlerinde yolda geçecek süreleri karşılamak

20


A.D.B üzere işveren toplam dört güne kadar ücretsiz izin vermek zorundadır. İşveren, işyerinde çalışan işçilerin yıllık ücretli izinlerini gösterir izin kayıt belgesi tutmak zorundadır. Yıllık izin ücreti MADDE 57. - İşveren, yıllık ücretli iznini kullanan her işçiye, yıllık izin dönemine ilişkin ücretini ilgili işçinin izine başlamasından önce peşin olarak ödemek veya avans olarak vermek zorundadır. Bu ücretin hesabında 50 nci madde hükmü uygulanır. -Günlük, haftalık veya aylık olarak belirli bir ücrete dayanmayıp da akort, komisyon ücreti, kâra katılma ve yüzde usulü ücret gibi belirli olmayan süre ve tutar üzerinden ücret alan işçinin izin süresi için verilecek ücret, son bir yıllık süre içinde kazandığı ücretin fiili olarak çalıştığı günlere bölünmesi suretiyle bulunacak ortalama üzerinden hesaplanır. -Ancak, son bir yıl içinde işçi ücretine zam yapıldığı takdirde, izin ücreti işçinin izine çıktığı ayın başı ile zammın yapıldığı tarih arasında alınan ücretin aynı süre içinde çalışılan günlere bölünmesi suretiyle hesaplanır. -Yüzde usulünün uygulandığı yerlerde bu ücret, yüzdelerden toplanan para dışında işveren tarafından ödenir. -Yıllık ücretli izin süresine rastlayan hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücretleri ayrıca ödenir. İzinde çalışma yasağı MADDE 58. - Yıllık ücretli iznini kullanmakta olan işçinin izin süresi içinde ücret karşılığı bir işte çalıştığı anlaşılırsa, bu izin süresi içinde kendisine ödenen ücret işveren tarafından geri alınabilir. Sözleşmenin sona ermesinde izin ücreti MADDE 59. - İş sözleşmesinin, herhangi bir nedenle sona ermesi halinde işçinin hak kazanıp da kullanmadığı yıllık izin sürelerine ait ücreti, sözleşmenin sona erdiği tarihteki ücreti üzerinden kendisine veya hak sahiplerine ödenir. Bu ücrete ilişkin zamanaşımı iş sözleşmesinin sona erdiği tarihten itibaren başlar. -İşveren tarafından iş sözleşmesinin feshedilmesi halinde 17 nci maddede belirtilen bildirim süresiyle, 27 nci madde gereğince işçiye verilmesi zorunlu yeni iş arama izinleri yıllık ücretli izin süreleri ile iç içe giremez . İzinlere ilişkin düzenlemeler MADDE 60. - Yıllık ücretli izinlerin, yürütülen işlerin niteliğine göre yıl boyunca hangi dönemlerde kullanılacağı, izinlerin ne suretle ve kimler tarafından verileceği veya sıraya bağlı tutulacağı, yıllık izninin faydalı olması için işveren tarafından alınması gereken tedbirler ve izinlerin kullanılması konusuna ilişkin usuller ve işverence tutulması zorunlu kayıtların şekli Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından hazırlanacak bir yönetmelikle gösterilir. Sigorta primleri MADDE 61. - Sigortalılara yıllık ücretli izin süresi için ödenecek ücretler üzerinden iş kazaları ile meslek hastalıkları primleri hariç, diğer sigorta primlerinin, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunundaki esaslar çerçevesinde işçi ve işverenler yönünden ödenmesine devam olunur. Ücretten indirim yapılamayacak haller MADDE 62. - Her türlü işte uygulanmakta olan çalışma sürelerinin yasal olarak daha aşağı sınırlara indirilmesi veya işverene düşen yasal bir yükümlülüğün yerine getirilmesi nedeniyle ya da bu Kanun hükümlerinden herhangi birinin uygulanması sonucuna dayanılarak işçi ücretlerinden her ne şekilde olursa olsun eksiltme yapılamaz.

21


A.D.B DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

İşin Düzenlenmesi Çalışma süresi MADDE 63. - Genel bakımdan çalışma süresi haftada en çok kırkbeş saattir. Aksi kararlaştırılmamışsa bu süre, işyerlerinde haftanın çalışılan günlerine eşit ölçüde bölünerek uygulanır. Tarafların anlaşması ile haftalık normal çalışma süresi, işyerlerinde haftanın çalışılan günlerine, günde onbir saati aşmamak koşulu ile farklı şekilde dağıtılabilir. Bu halde, iki aylık süre içinde işçinin haftalık ortalama çalışma süresi, normal haftalık çalışma süresini aşamaz. Denkleştirme süresi toplu iş sözleşmeleri ile dört aya kadar artırılabilir. -Çalışma sürelerinin yukarıdaki esaslar çerçevesinde uygulama şekilleri, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından hazırlanacak bir yönetmelikle düzenlenir. Sağlık kuralları bakımından günde ancak yedibuçuk saat ve daha az çalışılması gereken işler, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığı tarafından müştereken hazırlanacak bir yönetmelikle düzenlenir. Telafi çalışması MADDE 64. - Zorunlu nedenlerle işin durması, ulusal bayram ve genel tatillerden önce veya sonra işyerinin tatil edilmesi veya benzer nedenlerle işyerinde normal çalışma sürelerinin önemli ölçüde altında çalışılması veya tamamen tatil edilmesi ya da işçinin talebi ile kendisine izin verilmesi hallerinde, işveren iki ay içinde çalışılmayan süreler için telafi çalışması yaptırabilir. Bu çalışmalar fazla çalışma veya fazla sürelerle çalışma sayılmaz. -Telafi çalışmaları, günlük en çok çalışma süresini aşmamak koşulu ile günde üç saatten fazla olamaz. Tatil günlerinde telafi çalışması yaptırılamaz. MADDE 65. (Değ. 5763 s.Kanunla iptal edildi.) Çalışma süresinden sayılan haller MADDE 66. - Aşağıdaki süreler işçinin günlük çalışma sürelerinden sayılır: a) Madenlerde, taşocaklarında yahut her ne şekilde olursa olsun yeraltında veya su altında çalışılacak işlerde işçilerin kuyulara, dehlizlere veya asıl çalışma yerlerine inmeleri veya girmeleri ve bu yerlerden çıkmaları için gereken süreler. b) İşçilerin işveren tarafından işyerlerinden başka bir yerde çalıştırılmak üzere gönderilmeleri halinde yolda geçen süreler. c) İşçinin işinde ve her an iş görmeye hazır bir halde bulunmakla beraber çalıştırılmaksızın ve çıkacak işi bekleyerek boş geçirdiği süreler. d) İşçinin işveren tarafından başka bir yere gönderilmesi veya işveren evinde veya bürosunda yahut işverenle ilgili herhangi bir yerde meşgul edilmesi suretiyle asıl işini yapmaksızın geçirdiği süreler. e) Çocuk emziren kadın işçilerin çocuklarına süt vermeleri için belirtilecek süreler. f) Demiryolları, karayolları ve köprülerin yapılması, korunması ya da onarım ve tadili gibi, işçilerin yerleşim yerlerinden uzak bir mesafede bulunan işyerlerine hep birlikte getirilip götürülmeleri gereken her türlü işlerde bunların toplu ve düzenli bir şekilde götürülüp getirilmeleri esnasında geçen süreler. İşin niteliğinden doğmayıp da işveren tarafından sırf sosyal yardım amacıyla işyerine götürülüp getirilme esnasında araçlarda geçen süre çalışma süresinden sayılmaz. Günlük çalışmanın başlama ve bitiş saatleri MADDE 67. - Günlük çalışmanın başlama ve bitiş saatleri ile dinlenme saatleri işyerlerinde işçilere duyurulur. -İşin niteliğine göre işin başlama ve bitiş saatleri işçiler için farklı şekilde düzenlenebilir.

22


A.D.B Ara dinlenmesi MADDE 68. - Günlük çalışma süresinin ortalama bir zamanında o yerin gelenekleri ve işin gereğine göre ayarlanmak suretiyle işçilere; a) 4 saat veya daha kısa süreli işlerde 15 dakika, b) 4saatten fazla ve 7,5 saate kadar (yedibuçuk saat dahil) süreli işlerde 30 dakika c) 7,5saatten fazla süreli işlerde 60 dakika Ara dinlenmesi verilir. -Bu dinlenme süreleri en az olup aralıksız verilir. -Ancak bu süreler, iklim, mevsim, o yerdeki gelenekler ve işin niteliği göz önünde tutularak sözleşmeler ile aralı olarak kullandırılabilir. -Dinlenmeler bir işyerinde işçilere aynı veya değişik saatlerde kullandırılabilir. Ara dinlenmeleri çalışma süresinden sayılmaz. Gece süresi ve gece çalışmaları MADDE 69. - Çalışma hayatında "gece" en geç saat 20.00'de başlayarak en erken saat 06.00'ya kadar geçen ve her halde en fazla onbir saat süren dönemdir. -Bazı işlerin niteliğine ve gereğine göre yahut yurdun bazı bölgelerinin özellikleri bakımından, çalışma hayatına ilişkin "gece" başlangıcının daha geriye alınması veya yaz ve kış saatlerinin ayarlanması, yahut gün döneminin başlama ve bitme saatlerinin belirtilmesi suretiyle birinci fıkradaki hükmün uygulama şekillerini tespit etmek yahut bazı gece çalışmalarına herhangi bir oranda fazla ücret ödenmesi usulünü koymak veyahut gece işletilmelerinde ekonomik bir zorunluluk bulunmayan işyerlerinde işçilerin gece çalışmalarını yasak etmek üzere yönetmelikler çıkartılabilir. -İşçilerin gece çalışmaları 7,5 saati geçemez. -Gece çalıştırılacak işçilerin sağlık durumlarının gece çalışmasına uygun olduğu, işe başlamadan önce alınacak sağlık raporu ile belgelenir. Gece çalıştırılan işçiler en geç iki yılda bir defa işveren tarafından periyodik sağlık kontrolünden geçirilirler. İşçilerinin sağlık kontrollerinin masrafları işveren tarafından karşılanır. -Gece çalışması nedeniyle sağlığının bozulduğunu raporla belgeleyen işçiye işveren, mümkünse gündüz postasında durumuna uygun bir iş verir. -İşveren gece postalarında çalıştırılacak işçilerin listelerini ve bu işçiler için işe başlamadan önce alınan ve periyodik sağlık raporlarının bir nüshasını ilgili bölge müdürlüğüne vermekle yükümlüdür. -Gece ve gündüz işletilen ve nöbetleşe işçi postaları kullanılan işlerde, bir çalışma haftası gece çalıştırılan işçilerin, ondan sonra gelen ikinci çalışma haftası gündüz çalıştırılmaları suretiyle postalar sıraya konur. Gece ve gündüz postalarında iki haftalık nöbetleşme esası da uygulanabilir. -Postası değiştirilecek işçi kesintisiz en az 11 saat dinlendirilmeden diğer postada çalıştırılamaz. Hazırlama, tamamlama ve temizleme işleri MADDE 70. - Genel olarak bir işyerinde belirli çalışma saatlerinden önce veya sonra gerekli olan hazırlama veya tamamlama yahut temizleme işlerinde çalışan işçiler için işin düzenlenmesi ile ilgili hükümlerden hangilerinin uygulanmayacağı yahut ne gibi değişik şartlar ve usullerle uygulanacağı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından hazırlanacak bir yönetmelikte gösterilir. Çalıştırma yaşı ve çocukları çalıştırma yasağı MADDE 71. - Onbeş yaşını doldurmamış çocukların çalıştırılması yasaktır. Ancak, ondört yaşını doldurmuş ve ilköğretimi tamamlamış olan çocuklar, bedensel, zihinsel ve ahlaki gelişmelerine ve eğitime devam edenlerin okullarına devamına engel olmayacak hafif işlerde çalıştırılabilirler. -Çocuk ve genç işçilerin işe yerleştirilmelerinde ve çalıştırılabilecekleri işlerde güvenlik, sağlık, bedensel, zihinsel ve psikolojik gelişmeleri, kişisel yatkınlık ve yetenekleri dikkate alınır. Çocuğun gördüğü iş onun

23


A.D.B okula gitmesine, mesleki eğitiminin devamına engel olamaz, onun derslerini düzenli bir şekilde izlemesine zarar veremez. -18 yaşını doldurmamış çocuk ve genç işçiler bakımından yasak olan işler ile 15yaşını tamamlamış, ancak 18 yaşını tamamlamamış genç işçilerin çalışmasına izin verilecek işler, 14 yaşını bitirmiş ve ilk öğretimini tamamlamış çocukların çalıştırılabilecekleri hafif işler ve çalışma koşulları Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından 6 ay içinde çıkarılacak bir yönetmelikle belirlenir. -Temel eğitimi tamamlamış ve okula gitmeyen çocukların çalışma saatleri günde 7 ve haftada 35 saatten fazla olamaz. Ancak, 15 yaşını tamamlamış çocuklar için bu süre günde 8 ve haftada 40 saate kadar artırılabilir. -Okula devam eden çocukların eğitim dönemindeki çalışma süreleri, eğitim saatleri dışında olmak üzere, en fazla günde iki saat ve haftada on saat olabilir. Okulun kapalı olduğu dönemlerde çalışma süreleri yukarıda birinci fıkrada öngörülen süreleri aşamaz. Yer ve su altında çalıştırma yasağı MADDE 72. - Maden ocakları ile kablo döşemesi, kanalizasyon ve tünel inşaatı gibi yer altında veya su altında çalışılacak işlerde onsekiz yaşını doldurmamış erkek ve her yaştaki kadınların çalıştırılması yasaktır. Gece çalıştırma yasağı MADDE 73. - Sanayie ait işlerde onsekiz yaşını doldurmamış çocuk ve genç işçilerin gece çalıştırılması yasaktır. -Onsekiz yaşını doldurmuş kadın işçilerin gece postalarında çalıştırılmasına ilişkin usul ve esaslar Sağlık Bakanlığının görüşü alınarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca hazırlanacak bir yönetmelikte gösterilir. Analık halinde çalışma ve süt izni MADDE 74. - Kadın işçilerin doğumdan önce 8 ve doğumdan sonra 8 hafta olmak üzere toplam onaltı haftalık süre için çalıştırılmamaları esastır. Çoğul gebelik halinde doğumdan önce çalıştırılmayacak sekiz haftalık süreye iki hafta süre eklenir. Ancak, sağlık durumu uygun olduğu takdirde, doktorun onayı ile kadın işçi isterse doğumdan önceki üç haftaya kadar işyerinde çalışabilir. Bu durumda, kadın işçinin çalıştığı süreler doğum sonrası sürelere eklenir. -Yukarıda öngörülen süreler işçinin sağlık durumuna ve işin özelliğine göre doğumdan önce ve sonra gerekirse artırılabilir. Bu süreler hekim raporu ile belirtilir. -Hamilelik süresince kadın işçiye periyodik kontroller için ücretli izin verilir. -Hekim raporu ile gerekli görüldüğü takdirde, hamile kadın işçi sağlığına uygun daha hafif işlerde çalıştırılır. Bu halde işçinin ücretinde bir indirim yapılmaz. -İsteği halinde kadın işçiye, onaltı haftalık sürenin tamamlanmasından veya çoğul gebelik halinde onsekiz haftalık süreden sonra altı aya kadar ücretsiz izin verilir. Bu süre, yıllık ücretli izin hakkının hesabında dikkate alınmaz. -Kadın işçilere bir yaşından küçük çocuklarını emzirmeleri için günde toplam birbuçuk saat süt izni verilir. Bu sürenin hangi saatler arasında ve kaça bölünerek kullanılacağını işçi kendisi belirler. Bu süre günlük çalışma süresinden sayılır.

24


A.D.B İşçi özlük dosyası MADDE 75. - İşveren çalıştırdığı her işçi için bir özlük dosyası düzenler. İşveren bu dosyada, işçinin kimlik bilgilerinin yanında, bu Kanun ve diğer kanunlar uyarınca düzenlemek zorunda olduğu her türlü belge ve kayıtları saklamak ve bunları istendiği zaman yetkili memur ve mercilere göstermek zorundadır. İşveren, işçi hakkında edindiği bilgileri dürüstlük kuralları ve hukuka uygun olarak kullanmak ve gizli kalmasında işçinin haklı çıkarı bulunan bilgileri açıklamamakla yükümlüdür. Yönetmelikler MADDE 76. - Nitelikleri gereği günlük ve haftalık çalışma sürelerinin 63 üncü maddede öngörüldüğü şekilde uygulanması mümkün olmayan iş ve işyerlerinde çalışma sürelerinin günlük yasal çalışma süresini aşmayacak şekilde ve en çok altı aya kadar denkleştirme süresi tanınarak uygulanmasını sağlayacak usuller Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca hazırlanacak yönetmeliklerle düzenlenir. Nitelikleri dolayısıyla devamlı çalıştıkları için durmaksızın birbiri ardına işçi postaları çalıştırılarak işletilen yahut nöbetleşe işçi postaları ile yapılan işlerde, çalışma sürelerine, hafta tatillerine ve gece çalışmalarına ve çalışma ortasındaki zorunlu dinlenmelere dair özel usul ve esaslar Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca hazırlanacak yönetmeliklerle düzenlenir. Yürürlükten kaldırılan hükümler MADDE 37- 4857 sayılı Kanunun aşağıdaki hükümleri yürürlükten kaldırılmıştır: a) 2 nci maddesinin dördüncü fıkrası. b) 63 üncü maddesinin dördüncü fıkrası. c) 69 uncu maddesinin dördüncü, beşinci ve altıncı fıkraları. ç) 77, 78, 79, 80, 81, 83, 84, 85, 86, 87, 88, 89, 95, 105 ve geçici 2 nci maddeler. (2) 4857 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde yer alan “İş sağlığı ve güvenliği hükümleri saklı kalmak üzere” ifadesi ile 98 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “85 inci madde kapsamındaki işyerlerinde ise çalıştırılan her işçi için bin Yeni Türk Lirası,” ifadesi metinden çıkartılmıştır.

MADDE 90. - İş arayanların elverişli oldukları işlere yerleştirilmeleri ve çeşitli işler için uygun işçiler bulunmasına aracılık görevi, Türkiye İş Kurumu ve bu hususta izin verilen özel istihdam bürolarınca yerine getirilir.

25


A.D.B YEDİNCİ BÖLÜM Çalışma Hayatının Denetimi ve Teftişi Devletin yetkisi MADDE 91. - Devlet, çalışma hayatı ile ilgili mevzuatın uygulanmasını izler, denetler ve teftiş eder. Bu ödev Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına bağlı ihtiyaca yetecek sayı ve özellikte teftiş ve denetlemeye yetkili iş müfettişlerince yapılır. -Askeri işyerleriyle yurt güvenliği için gerekli maddeler üretilen işyerlerinin denetim ve teftişi konusu ve sonuçlarına ait işlemler Milli Savunma Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca birlikte hazırlanacak yönetmeliğe göre yürütülür. Yetkili makam ve memurlar MADDE 92. - 91 inci madde hükmünün uygulanması için iş hayatının izlenmesi, denetlenmesi ve teftişiyle ödevli olan iş müfettişleri, işyerlerini ve eklentilerini, işin yürütülmesi tarzını ve ilgili belgeleri, araç ve gereçleri, cihaz ve makineleri, ham ve işlenmiş maddelerle, iş için gerekli olan malzemeyi 93 üncü maddede yazılı esaslara uyarak gerektiği zamanlarda ve işçilerin yaşamına, sağlığına, güvenliğine, eğitimine, dinlenmesine veya oturup yatmasına ilişkin tesis ve tertipleri her zaman görmek, araştırmak ve incelemek ve bu Kanunla suç sayılan eylemlere rastladığı zaman bu hususta Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından çıkarılacak İş Teftişi Tüzüğünde açıklanan şekillerde bu halleri önlemek yetkisine sahiptirler. -Teftiş ve denetleme sırasında işverenler, işçiler ve bu işle ilgili görülen başka kişiler izleme, denetleme ve teftişle görevli iş müfettişleri tarafından çağrıldıkları zaman gelmek, ifade ve bilgi vermek, gerekli olan belge ve delilleri getirip göstermek ve vermek ve birinci fıkrada yazılı görevlerini yapmak için kendilerine her çeşit kolaylığı göstermek ve bu yoldaki emir ve isteklerini geciktirmeksizin yerine getirmekle yükümlüdürler. -Çalışma hayatını izleme, denetleme ve teftişe yetkili iş müfettişleri tarafından tutulan tutanaklar aksi kanıtlanıncaya kadar geçerlidir. Yetkili memurların ödevi MADDE 93. - İş hayatını izleme, denetleme ve teftiş yetkisi olan iş müfettişleri görevlerini yaparlarken işin normal gidişini ve işyerinin işlemesini, inceledikleri konunun niteliğine göre mümkün olduğu kadar aksatmamak, durdurmamak ve güçleştirmemekle ve resmi işlemlerin yürütülüp sonuçlandırılması için, açıklanması gerekmedikçe, işverenin ve işyerinin meslek sırları ve şartları, ekonomik ve ticari hal ve durumları hakkında gördükleri ve öğrendikleri hususları tamamen gizli tutmak ve kendileri tarafından bilgileri ve ifadeleri alınan yahut kendilerine başvuran veya ihbarda bulunan işçilerin ve başka kişilerin isimlerini ve kimliklerini açıklamamakla yükümlüdürler. Muafiyet MADDE 94. - İşçi ve işverenlerle bunların meslek kuruluşları tarafından kendilerini ilgilendiren ve iş hayatına ilişkin işlerde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına yazı ile başvurma halinde bu dilekçeler ve bunlarla ilgili tutanak, evrak, defter ve işlemler damga vergisi ve her çeşit resim ve harçtan muaftır. Kamu kurum ve kuruluşları, işyerlerinde yapacakları iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili teftiş ve denetlemelerin sonuçlarını ve yapacakları işlemleri o yer için yetkili bölge müdürlüğüne bildirirler. İşyerinin kurulup açılmasına izin vermeye yetkili belediyelerle diğer ilgili makamlar her ay bu hususta izin verdikleri, işveren ve işyerinin isim ve adresini ve yapılan işin çeşidini gösterir listeleri bir sonraki ayın onbeşine kadar o yerin bağlı bulunduğu bölge müdürlüğüne bildirirler.

26


A.D.B İşçi ve işverenin sorumluluğu MADDE 96. - İş denetimi ve teftişine yetkili iş müfettişleri tarafından ifade ve bilgilerine başvurulan işçilere, işverenlerin gerek doğrudan doğruya ve gerek dolayısıyla telkinlerde bulunmaları, işçileri gerçeği saklamaya yahut değiştirmeye sevk veya herhangi bir suretle zorlamaları veyahut işçilerin ilgili makamlara başvurmaları, haber ve ifade vermeleri üzerine, bunlara karşı kötü davranışlarda bulunmaları yasaktır. -İşçilerin çalıştıkları veya ayrıldıkları işyerleriyle işverenleri hakkında gerçeğe uygun olmayan haberler vererek gereksiz işlemlerle uğraştırılmaları veya işverenleri haksız yere kötü duruma düşürmeye kalkışmaları ve iş müfettişlerince kendilerinden sorulan hususlar için doğru olmayan cevaplar vererek denetim ve teftişin yapılmasını güçleştirmek veya yanlış bir sonuca vardırmak gibi kötü niyetli davranışlarda bulunmaları yasaktır. Zabıtanın yardımı MADDE 97. - Bu Kanun hükümlerinin tam ve gerektiği gibi uygulanabilmesi için işyerlerini teftiş ve denetlemeye yetkili iş müfettişlerinin gerekli görmeleri ve istemeleri halinde, zabıta kuvvetleri, bu iş müfettişlerinin görevlerini iyi bir şekilde yapabilmelerini sağlamak üzere her türlü yardımda bulunmakla yükümlüdürler. SEKİZİNCİ BÖLÜM İdari Ceza Hükümleri İşyerini bildirme yükümlülüğüne aykırılık MADDE 98. - (Değ. 5763 s.Kan.) Bu Kanunun 3 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkralarındaki işyeri bildirme yükümlülüğüne aykırı davranan işveren veya işveren vekiline, çalıştırılan her işçi için yüz Yeni Türk Lirası, 85 inci madde kapsamındaki işyerlerinde ise çalıştırılan her işçi için bin Yeni Türk Lirası, 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasındaki işyerini muvazaalı olarak bildiren asıl işveren ile alt işveren veya vekillerine ayrı ayrı on bin Yeni Türk Lirası idari para cezası verilir. -Bu para cezasının kesinleşmesinden sonra bildirim yükümlülüğüne aykırılığın sürmesi halinde takip eden her ay için aynı miktar ceza uygulanır. Genel hükümlere aykırılık MADDE 99. - Bu Kanunun; a) 5 inci ve 7 nci maddelerde öngörülen ilke ve yükümlülüklere aykırı davranan, b) 8 inci maddenin son fıkrasındaki belgeyi işçiye vermeyen, 14 üncü madde hükümlerine aykırı davranan, c) 28 inci maddesine aykırı olarak çalışma belgesi düzenleme yükümlülüğüne aykırı davranan veya bu belgeye gerçeğe aykırı bilgi yazan, -İşveren veya işveren vekiline bu durumdaki her işçi için elli milyon lira para cezası verilir. Toplu işçi çıkarma ile ilgili hükümlere aykırılık MADDE 100. - Bu Kanunun 29 uncu maddesindeki hükümlere aykırı olarak işçi çıkaran işveren veya işveren vekiline işten çıkardığı her işçi için ikiyüz milyon lira para cezası verilir. Özürlü ve eski hükümlü çalıştırma zorunluluğuna aykırılık MADDE 101. - Bu Kanunun 30 uncu maddesindeki hükümlere aykırı olarak özürlü ve eski hükümlü çalıştırmayan işveren veya işveren vekiline çalıştırmadığı her özürlü ve eski hükümlü ve çalıştırmadığı her ay için yediyüzelli milyon lira para cezası verilir. Kamu kuruluşları da bu para cezasından hiçbir şekilde muaf tutulamaz.

27


A.D.B Ücret ile ilgili hükümlere aykırılık MADDE 102. - Bu Kanunun; a) 32 nci maddesinde belirtilen ücret ile işçinin bu Kanundan veya toplu iş sözleşmesinden veya iş sözleşmesinden doğan ücretini süresi içinde kasden ödemeyen veya eksik ödeyen, 39 uncu maddesinde belirtilen komisyonun belirlediği asgari ücreti işçiye ödemeyen veya noksan ödeyen işveren veya işveren vekiline bu durumda olan her işçi ve her ay için yüz milyon lira para cezası, b) 37 nci maddesine aykırı olarak ücrete ilişkin hesap pusulası düzenlemeyen veya işçi ücretlerinden 38 inci maddeye aykırı olarak ücret kesme cezası veren veya yaptığı ücret kesintisinin sebebini ve hesabını bildirmeyen 52 nci maddedeki belgeyi vermeyen işveren veya işveren vekiline ikiyüz milyon lira para cezası, c) 41 inci maddesinde belirtilen fazla çalışmalara ilişkin ücreti ödemeyen, işçiye hak ettiği serbest zamanı altı ay zarfında kullandırmayan, fazla saatlerde yapılacak çalışmalar için işçinin onayını almayan işveren veya işveren vekiline, bu durumda olan her işçi için yüz milyon lira para cezası, verilir. Yıllık ücretli izin hükümlerine aykırılık MADDE 103. - Yıllık ücretli izni bu Kanunun 56 ncı maddesine aykırı olarak bölen veya izin ücretini 57 nci maddenin üç ve dördüncü fıkralarında belirtilen usule aykırı olarak ödeyen veya eksik ödeyen veya 59 uncu maddedeki hak edilmiş izni kullanmadan iş sözleşmesinin sona ermesi halinde bu izne ait ücreti ödemeyen veya 60 ıncı maddede belirtilen yönetmeliğin esas ve usullerine aykırı olarak izin kullandırmayan veya eksik kullandıran işveren veya işveren vekiline bu durumda olan her işçi için yüz milyon lira para cezası verilir. İşin düzenlenmesine ilişkin hükümlere aykırılık MADDE 104. - Bu Kanunun 63 üncü maddesinde ve bu maddede belirtilen yönetmelikte belirlenen çalışma sürelerine aykırı olarak işçilerini çalıştıran veya 68 inci maddesindeki ara dinlenmelerini bu maddeye göre uygulamayan veya işçileri 69 uncu maddesine aykırı olarak geceleri yedibuçuk saatten fazla çalıştıran; gece ve gündüz postalarını değiştirmeyen, 71 inci maddesi hükmüne aykırı hareket eden, 72 nci maddesi hükümlerine aykırı olarak bu maddede belirtilen yerlerde onsekiz yaşını doldurmamış erkek çocukları ve gençleri ve her yaştaki kadınları çalıştıran, 73 üncü maddesine aykırı olarak çocuk ve genç işçileri gece çalıştıran veya aynı maddede anılan yönetmelik hükümlerine aykırı hareket eden 74 üncü maddesindeki hükme aykırı olarak doğumdan önceki ve sonraki sürelerde gebe veya doğum yapmış kadınları çalıştıran veya ücretsiz izin vermeyen, 75 inci maddesindeki işçi özlük dosyalarını düzenlemeyen, -76 ncı maddesinde belirtilen yönetmelik hükümlerine uymayan işveren veya işveren vekiline beşyüz milyon lira para cezası verilir. -64 üncü ve 65 inci maddede öngörülen hükümlere aykırı davranan işveren veya işveren vekiline bu durumda olan her işçi için yüz milyon lira para cezası verilir. İş ve işçi bulma hükümlerine aykırılık MADDE 106. - Bu Kanunun 90 ıncı maddesinde öngörülen izni almadan faaliyet gösteren işverene bir milyar lira para cezası verilir. İş hayatının denetim ve teftişi ile ilgili hükümlere aykırılık MADDE 107- (Değ.5728 S.K.) Bu Kanunun; a) 92 nci maddesinin ikinci fıkrasındaki yükümlülüklerini yerine getirmeyen, b) 96 ncı maddesindeki yasaklara uymayan, işveren veya işveren vekiline sekizbin Türk Lirası idarî para cezası verilir.

28


A.D.B -İş müfettişlerinin bu Kanundan veya diğer kanunlardan doğan her çeşit teftiş, denetleme yetki ve görevleri gereğince görevlerinin yerine getirilmesi sırasında, görevlerini yapma ve sonuçlandırmaya engel olan kimselere, fiil suç oluşturmadığı takdirde, sekizbin Türk Lirası idarî para cezası verilir. İdari para cezalarının uygulanmasına ilişkin hususlar MADDE 108 – (Değ. 5763 s.Kan.) Bu Kanunda öngörülen idari para cezaları, 101 ve 106 ncı maddelerdeki idari para cezaları hariç, gerekçesi belirtilmek suretiyle Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Bölge Müdürünce verilir. 101 ve 106 ncı maddeler kapsamındaki idari para cezaları ise doğrudan Türkiye İş Kurumu İl Müdürü tarafından verilir ve genel esaslara göre tahsil edilir. 106 ncı maddeye göre verilecek idari para cezası için, 4904 sayılı Kanunun 20 nci maddesinin (h) bendindeki tutar esas alınır.

DOKUZUNCU BÖLÜM Çeşitli, Geçici ve Son Hükümler Yazılı bildirim MADDE 109. - Bu Kanunda öngörülen bildirimlerin ilgiliye yazılı olarak ve imza karşılığında yapılması gerekir. Bildirim yapılan kişi bunu imzalamazsa, durum o yerde tutanakla tespit edilir. Ancak, 7201 sayılı Kanun kapsamına giren tebligat anılan Kanun hükümlerine göre yapılır. Konut kapıcılarının özel çalışma koşulları MADDE 110. - Konut kapıcılarının hizmetlerinin kapsam ve niteliği ile çalışma süreleri, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil günleri, yıllık ücretli izin hakları ve kapıcı konutları ile ilgili hususların düzenlenmesinde uygulanacak değişik şekil ve esaslar Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca hazırlanacak bir yönetmelikle düzenlenir. Sanayi, ticaret, tarım ve orman işleri MADDE 111 – (Değ. 5763 s.Kan.) Bu Kanunun uygulanması bakımından; sanayiden, ticaretten, tarım ve orman işlerinden sayılacak işlerin esasları aşağıda belirtilmiştir. Sanayiden sayılacak işlerin esasları şunlardır: a) Her türlü madenleri arama ve topraktan çıkarma, taş, kum ve kireç ocakları. b) Ham, yarı ve tam yapılmış maddelerin işlenmesi, temizlenmesi, şeklinin değiştirilmesi, süslenmesi, satış için hazırlanması. c) Her türlü kurma, onarma, sökme, dağıtma ve yıkma. d) Bina yapılması ve onarımı, değiştirilmesi, bozulması, yıkılması ve bunlara yardımcı her türlü sınaî yapım. e) Yol, demiryolu, tramvay yolu, liman, kanal, baraj, havaalanı, dalgakıran, tünel, köprü, lağım ve kuyuların yapılması ve onarımı, batıkların çıkarılması ve bataklık kurutma. f) Elektrik ve her çeşit muharrik kuvvetlerin elde edilmesi, değiştirilmesi, taşınması, kurma ve dağıtma. g) Su ve gaz tesisatı kurma ve işletmesi. h) Telefon, telgraf, telsiz, radyo ve televizyon kurma. i) Gemi ve vapur yapımı, onarımı, değiştirilmesi ve bozup dağıtma. j) Eşyanın istasyon, antrepo, iskele, limanlar ve havaalanlarında yükletilmesi, boşaltılması. k) Basımevleri.

29


A.D.B Ticaretten sayılacak işlerin esasları şunlardır: a) Ham, yarı ve tam yapılmış her çeşit bitkisel, hayvani veya sınai ürün ve malların alımı ve satımı. b) Bankacılık ve finans sektörü ile ilgili işlerle, sigortacılık, komisyonculuk, depoculuk, ambarcılık, antrepoculuk. c) Su ürünleri alımı ve satımı. d) Karada, göl ve akarsularda insan veya eşya ve hayvan taşıma. Tarım ve orman işlerinden sayılacak işlerin esasları şunlardır: a) Her çeşit meyveli ve meyvesiz bitkiler; çay, pamuk, tütün, elyaflı bitkiler; turunçgiller; pirinç, baklagiller; ağaç, ağaççık, omca, tohum, fide, fidan; sebze ve tarla ürünleri; yem ve süt bitkilerinin yetiştirilmesi, üretimi, ıslahı, araştırılması, bunlarla ilgili her türlü toprak işleri, ekim, dikim, aşı, budama, sulama, gübreleme, hasat, harman, devşirme, temizleme, hazırlama ve ayırma işleri, hastalık ve zararlılarla mücadele, toprak ıslahı, çayır, mera, toprak ve su korunması. b) Ormanların korunması, planlanması (amenajman), yetiştirilmesi, işletilmesi, sınırlandırılması çalışmaları, bunlara ait alt yapı çalışmaları ile tohum toplama, fidanlık, ağaçlandırma, erozyon kontrolü, etüt proje ve rehabilitasyonu, ormancılık araştırma ile milli park, orman içi dinlenme yerleri ve kent ormanlarının kurulması, bakım ve geliştirilmesi. c) Her türlü iş ve gelir hayvanlarının (arı, ipek böceği ve benzerleri dahil) yetiştirilmesi, üretimi, ıslahı ve bunlarla ilgili bakım, güdüm, terbiye, kırkım, sağım ve ürünlerinin elde edilmesi, toplanması, saklanması ile bu hayvanların hastalık ve asalaklarıyla mücadele. d) 854 sayılı Deniz İş Kanununun hükümleri saklı kalmak kaydıyla, kara ve su avcılığı ve üreticiliği ile bu yoldan elde edilen ürünlerin saklanması ve taşınması. -Yukarıda sayılan esaslar doğrultusunda bir işin bu Kanunun uygulanması bakımından sanayi, ticaret, tarım ve orman işlerinden hangisinin kapsamında sayılacağı; Sanayi ve Ticaret, Çevre ve Orman ile Tarım ve Köyişleri bakanlıklarının görüşleri alınarak, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca altı ay içinde çıkarılacak bir yönetmelikle düzenlenir. Bazı kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanların kıdem tazminatı MADDE 112. - Kanuna veya kanunun verdiği yetkiye dayanılarak kurulan kurum ve kuruluşların haklarında bu Kanun ve 854, 5953, 5434 sayılı kanunların hükümleri uygulanmayan personeli ile kamu kuruluşlarında sözleşmeli olarak istihdam edilenlere mevzuat veya sözleşmelerine göre kıdem tazminatı niteliğinde yapılan ödemeler kıdem tazminatı sayılır. Bazı işlerde çalışanların ücretlerinin güvencesi MADDE 113. - Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) ve (ı) bentlerinde sayılan işyerlerinde çalışan işçiler hakkında 32, 35, 37, 38 inci madde hükümleri uygulanır. Bu maddelere aykırılık hallerinde ilgililer hakkında ilgili ceza hükümleri uygulanır. Üçlü Danışma Kurulu MADDE 114. - Çalışma barışının ve endüstri ilişkilerinin geliştirilmesinde, çalışma hayatıyla ilgili mevzuat çalışmalarının ve uygulamalarının izlenmesi amacıyla; Hükümet ile işveren, kamu görevlileri ve işçi sendikaları konfederasyonları arasında etkin danışmayı sağlamak üzere, üçlü temsile dayalı istişari mahiyette bir danışma kurulu oluşturulur. Kurulun çalışma usul ve esasları çıkarılacak bir yönetmelikle düzenlenir. Kantin açılması MADDE 115. – İşyerlerinde, 150 ve daha fazla işçi çalıştırılması halinde, işçilerin ve ailelerinin gerekli ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla işçiler tarafından kurulacak tüketim kooperatiflerine işverenlerce yer tahsisi yapılabilir.

30


RİSK ANALİZİ

ALİ HOCA

RİSK ANALİZİ VE YÖNETİMİ ILO yönetim kurulunun 244. Toplantısında alınan karar uyarınca hazırlanan uygulama kodunda risk," Belli bir dönemde veya koşullar altında istenmeyen olayın ortaya çıkma olasılığı, bu çevre koşullarına göre sıklık (belli zaman birimi içindeki olay sayısını) olasılığını (belli bir ön oluşuma bağlı olarak ortaya çıkma ihtimali)" biçiminde ifade edilirken

TANIMLAR: TEHLİKE: Bir iş faaliyetinin veya işle ilgili durumun yol açtığı ve/veya kötüleştirdiği belirlenebilir, olumsuz fiziksel veya ruhsal durum RİSK: Tehlikeli bir olayın meydana gelme olasılığı ve sonuçlarının ortaya çıkaracağı zarar/hasarın şiddetinin bileşimidir. Risk=İhtimalxŞiddet Riski tanımlayan yol tehlikeden geçer. OLAY: Yaralanmaya, sağlığın bozulmasına veya ölüme sebep olan veya sebep olacak potansiyele sahip olan işle ilgili olaylar KAZA: Yaralanmaya, sağlığın bozulmasına veya ölüme sebep olan olaydır. RİSK DEĞERLENDİRME: Bir iş yerinde mevcut tehlikelerin işçilere işyerine ve çevresine vereceği zararların ve bunlara karşı alınacak önlemlerin belirlenmesi amacı ile yapılması gereken çalışmalardır. Tehlikeyi tanımlama , risk değerlendirme süreçleri sanayi dallarına göre değişim gösterir.Tehlikeyi tanımlama , risk değerlendirme reaktif değil proaktif yaklaşımlardır. Proaktif yaklaşım ülkemizde 2003’te kabul edildi Avrupa’da proaktif yaklaşıma geçiş 89/391 sayılı ana çerçeve direktifi (EEC) ile olmuştur. SAĞLIĞIN BOZULMASI: Bir iş faaliyetinin ya da iş ile ilgili bir durumun yol açtığı belirlenebilir, olumsuz fiziksel, ruhsal durum. HASARSIZ OLAY=Yaralanmaya, sağlığın bozulmasına veya ölüme sebep olmadan gerçekleşen olaylara“Hasarsız olayRamak kaldı” denilmektedir. KABULEDİLEBİLİR RİSK: Kurumun İSG politikasına göre tahammül edebileceği risk. GÜVENLİK:Riskin kabul edilebilirlik sınırlarında kalma yeteneğidir. TEHLİKE VE RİSK ALGILAMASI Riskin nasıl algılandığını anlamak için; insanların riski nasıl tanımladıklarına bakmak gereklidir.Risk insanlarca oldukça farklı şekilde tanımlanmaktadır.

  

Risk muhtemel kaybın miktarıdır. Risk bir fonksiyondur ve ihtimal ve kayıp seviyesinin çarpımı olarak ifade edilir. Risk belirli bir tehlike karşısında kişinin şahsi varlıklarından bir kısmının veya tamamının kaybedilme ihtimalidir.  Üzerinde uzlaşılan manada risk, güvenliğin zıddı bir durumdur ve güvenlikle ters orantılı olarak değişir. (Kumamoto ve Henley 1996)Deneysel Psikoloji alanında yapılan çalışmalarla risk algılanmasını etkileyen faktörler belirlenmeye çalışılmaktadır.  Üzerinde durulan konulardan biriside ; Riskler kişiler tarafından nasıl algılanır

38


Tehlikelerin tanımlanması; MADDE 8 – (1) Tehlikeler tanımlanırken çalışma ortamı, çalışanlar ve işyerine ilişkin ilgisine göre asgari olarak aşağıda belirtilen bilgiler toplanır. a) İşyeri bina ve eklentileri. b) İşyerinde yürütülen faaliyetler ile iş ve işlemler. c) Üretim süreç ve teknikleri. ç) İş ekipmanları. d) Kullanılan maddeler. e) Artık ve atıklarla ilgili işlemler. f) Organizasyon ve hiyerarşik yapı, görev, yetki ve sorumluluklar. g) Çalışanların tecrübe ve düşünceleri. ğ) İşe başlamadan önce ilgili mevzuat gereği alınacak çalışma izin belgeleri. h) Çalışanların eğitim, yaş, cinsiyet ve benzeri özellikleri ile sağlık gözetimi kayıtları. ı) Genç, yaşlı, engelli, gebe veya emziren çalışanlar gibi özel politika gerektiren gruplar ile kadın çalışanların durumu. i) İşyerinin teftiş sonuçları. j) Meslek hastalığı kayıtları. k) İş kazası kayıtları. l) İşyerinde meydana gelen ancak yaralanma veya ölüme neden olmadığı halde işyeri ya da iş ekipmanının zarara uğramasına yol açan olaylara ilişkin kayıtlar. m) Ramak kala olay kayıtları. n) Malzeme güvenlik bilgi formları. o) Ortam ve kişisel maruziyet düzeyi ölçüm sonuçları. ö) Varsa daha önce yapılmış risk değerlendirmesi çalışmaları. p) Acil durum planları. r) Sağlık ve güvenlik planı ve patlamadan korunma dokümanı gibi belirli işyerlerinde hazırlanması gereken dokümanlar.

39


RİSKİN ALGILANMASINI ETKİLEYEN FAKTÖRLER     

Riskin korkutuculuk oranı Riskin anlaşılabilirliği Etkilenebilecek kişi sayısı Riskin ne derece eşit dağıldığı Riskin kişisel olarak kabul edilip edilmediği,

:

RİSKİN ÖNLENMESİ İÇİN:  Risk algılarının tüm çalışanlarda aynı olması gerek standart algılamayı sağlama İSG uzm. birinci görevi olmalı.  Risk algılanmasını sürekli olarak yüksek tutmak gerekir, kaza riski hiçbir zaman göze alınmamalıdır.  Asla yüksek risk kabul edilmemelidir. -İSİG Uzmanı bu konuda şirket yönetimi ve işçi arasındadır(yetkisiz sorumlu) İşçi sağlığı uzmanı noter yada Ç.S.G.B. onaylı defteri tutması gerekir ve tüm olayları, riskleri bu deftere kayıt altına almalı ve bunları İSİG kurulunda görüşmeye açmalı. Bu defterin tutulması iş verenin yükümlülüğünedir. Bu deft. denetimlerde hazır bulundurulmalı ve 10 yıl saklanmalıdır. -Risk değerlendirmede üst yönetimin rolü İSİG yönetim sistemi oluşturmak ve risk değerlendirme uygulanmasına geçmek için stratejik bir karar almak.

Risk değerlendirmesi ekibi (R.a.d.e); a) İşveren veya işveren vekili. b) İşyerinde sağlık ve güvenlik hizmetini yürüten iş güvenliği uzmanları ile işyeri hekimleri. c) İşyerindeki çalışan temsilcileri. ç) İşyerindeki destek elemanları. d) İşyerindeki bütün birimleri temsil edecek şekilde belirlenen ve işyerinde yürütülen çalışmalar, mevcut veya muhtemel tehlike kaynakları ile riskler konusunda bilgi sahibi çalışanlar. -İşveren, ihtiyaç duyulduğunda bu ekibe destek olmak üzere işyeri dışındaki kişi ve kuruluşlardan hizmet alabilir. -İşveren, risk değerlendirmesi çalışmalarında görevlendirilen kişi veya kişilerin görevlerini yerine getirmeleri amacıyla araç, gereç, mekân ve zaman gibi gerekli bütün ihtiyaçlarını karşılar, görevlerini yürütmeleri sebebiyle hak ve yetkilerini kısıtlayamaz.

40


İŞVERENİN YÜKÜMLÜLÜKLERİ: 1. İSİG kurmak için mesleki risklerin önlenmesi için eğitim ve bilgi verilmesi dahil, her türlü önlem almak, organizasyonu sağlamak, araç ve gereçleri sağlamak ve mevcut durumu sürekli iyileştirmek. 2. Riskin önlenmesi 3. Önlenmesi mümkün olmayan riskleri değerlendirmek 4. Riskle kaynağında mücadele etmek 5. Teknik gelişmelere uyum sağlamak 6. İşi işçilere uyumlu hale getirmek 7. Tehlikeli olanları tehlikesiz ile değiştirmek 8. Teknolojiden yararlanma 9. Toplu koruma yöntemleri kişisel korumaya göre öncelikli olmasını sağlamak 10. İSİG yönünden risk değerlendirmesi yapmak 11. Risk değerlendirmesi sonucuna göre alınması gereken önlemleri almak RİSK DEĞERLENDİRİLMESİ NE ZAMAN YAPILIR: a) İşyerinin taşınması veya binalarda değişiklik yapılması. b) İşyerinde uygulanan teknoloji, kullanılan madde ve ekipmanlarda değişiklikler meydana gelmesi. c) Üretim yönteminde değişiklikler olması. ç) İş kazası, meslek hastalığı veya ramak kala olay meydana gelmesi. d) Çalışma ortamına ait sınır değerlere ilişkin bir mevzuat değişikliği olması. e) Çalışma ortamı ölçümü ve sağlık gözetim sonuçlarına göre gerekli görülmesi. f) İşyeri dışından kaynaklanan ve işyerini etkileyebilecek yeni bir tehlikenin ortaya çıkması.

Risk değerlendirmesi yaparken gözden kaçan tehlikeler:   

Uzman olmayınca fark edilmeyenler Süreklilik göstermeyen tehlikeler(kaba davranış ve hareketler) Ön belirti vermeyen tehlikeler(Tetikleme ile ortaya çıkanlar)

Risk değerlendirmesi yapımında kişisel ve ekip yaklaşımı mevcuttur.Her iki durumun avantaj ve dezavantajı vardır. Kişisel yaklaşımın avantajı: Çabuk netice vermesi, maliyeti düşük olması kişinin başkaları tarafından yönlendirilmemesi. Dezavantajı: İşlemin uzmanlık gerektirmesi tek boyutlu olması yetersizlik gösterebilir, kişinin farklı kavrama seviyesi değerlendirmeyi etkileyebilir. Takım yaklaşımının avantajı: Bilgi tüm çalışanlardan sağlanır, beyin fırtınası olayı gerçekleşir, katılımcılara aidiyet hissi verir, işe herkez sahip çıkar. RİSK DEĞERLENDİRMESİNDE (PUKOiçi YÖNTEMİ) Dezavantajı: Netice geç alınır, takım etkileşme olabilir, zaman ve maliyet yüksek olabilir.

41


PUKÖ DÖNGÜSÜ (Planla / Uygula / Kontrol Et / Önlem Al); PUKÖ adım - adım plan yaparak sonuca ulaşmakta kullanılan sistematik bir yaklaşımdır. Hiçbir şey mükemmel değildir ve daha iyi yapılabilir! Bu işi nasıl daha iyi yapabilirim? PLANLA · Amacın kesin belirlenmesi (neyi başarmak istiyoruz, nerede, ne zaman ) · Hedeflerin belirlenmesi · Detaylı plan hazırlama (uygulama planı) UYGULA · İlgili her kişiyi bilgilendirme ( Ne, Kim, Ne Zaman ) · Faaliyet planını izleme ve gerçekleştirme · Uygulama sonuçlarını yakın takip etme KONTROL ET · Hedef veya hedeflere ulaşıldı mı? · Olası sapmaları tespit etme ve kaydetme · İlgili kişileri bilgilendirme ÖNLEM AL · Etkili önlemleri standartlaştırma · Gerekli eğitim ve yönlendirmeleri sağlama · Kalıcı bir izleme sistemi kurma

Deming tarafından uyarlanmış PUKÖ döngüsü

42


TEHLİKE BELİRLEME AŞAMALARI  Tehlike tespitinde önce mevcut durum incelenmeli bu da tehlike kaynağını görmeye dayanır.(Ergonomik, kimyasal, mekanik, fiziksel vs. şartlara bakılır)  Mevzuat bazlı tespit: Mevzuatta sağlanamayan şartlar tehlike kaynağıdır.  Geçmiş kayıtları inceleme : Kaza/ramak kala, İSİG yıllık faaliyet raporlarını inceleme, teknik periyodik kontrol raporlarını inceleme, benzer iş yerlerinden elde edilen veriler. TEHLİKENİN GRUPLANDIRILMASI: 1. Mevzuat bazlı gruplama •İSG Yönetmeliği (Genel) •İşyeri Bina Eklentileri Yönetmeliği, •İş Ekipmanlarının Kullanımında SG Yönt. •Kimyasal Maddelerle Çalışmalarda SG Yön. •Patlayıcı Ortamların Tehlikelerinden Korunma Yönt. •Gürültü Yönetmeliği, •Titreşim Yönetmeliği, •Elle Taşıma İşleri Yönetmeliği, •Ekranlı Araçlar Yönetmeliği, •Kanserojen Mutajen Maddelerle Çalışmalar SG Y. •Biyolojik Maddelerle Çalışmalar SG Yönetmeliği, •Maden İşleri Yönetmeliği, 2. Proses bazlı gruplama; İşyerinde bir yönetim sistemi •Kalite, TS ISO 9000 •Çevre TS ISO 14000 •İSG TS OHSAS 18000 kurulmuş ve Proseslerin belirlenmiş olması halinde bu yaklaşım uygulanabilir 3. Yerleşim esaslı gruplama

43


4.Bilimsel esaslı gruplama

Risk değerlendirmesi yapıldıktan sonra önlemler:  Kaynağında önlem öncelikli: Tehlikeyi kaynağında yok etmeye çalışmak, ikame, makine koruyucuları, yerel havalandırma vs.  Ortamda önlem:Mühendislik önlemleri uzaklaştırma, tecrit, genel havalandırma vs.  İdari önlemler: çalışma süreleri ayarlama, iş yeri düzeni, eğitim, planlı bakım onarım vs.  Son çare KKD kullanımı RİSK DEĞERLENDİRME METODLARI;

1-Nitel metod(Kalitatif)(Gözleme dayalı) a)Temel Risk Analizi (Preliminary Hazard Analysis – PHA b)Tehlike ve İşletilebilme Çalışmaları Yöntemi-Hazop c)Hata Türü ve Etki Analizi-FMEA d)Hata Ağacı Analizi-FTA e)Olay Ağacı Analizi-ETA f)Olursa Ne Olur? (What İf..?) g)İş Güvenlik Analizi – JSA ğ)Birincil Risk Analizi-PRA h) Çeklist Kullanılarak Birincil Risk Analizi -(Preliminary Risk Analysis (PRA) Using Checklists)

44


a)Temel (Başlangıç) Risk Analizi (Preliminary Hazard Analysis – (PHA)  Ön tehlike analizi, tesisin son tasarım aşamasında yada daha detaylı çalışmalara model olarak kullanılabilecek olan hızla hazırlanabilen kalitatif (Nitel) bir risk değerlendirme metodolojisidir.  Bu metodda olası sakıncalı olaylar önce tanımlanır daha sonra ayrı ayrı olarak çözümlenir. Her bir sakıncalı olay veya tehlike, mümkün olan düzelmeler ve önleyici ölçümler formüle edilir.  Bu metodolojiden çıkan sonuç, hangi tür tehlikelerin sıklıkla ortaya çıktığını ve hangi analiz metodlarının uygulanmasının gerektiğini belirler. 

Tanımlanan tehlikeler, sıklık/sonuç diyagramının yardımı ile sıraya konur ve önlemler öncelik sırasına göre alınır. Ön tehlike analizi analistler tarafından erken tasarım aşamasında uygulanır, ancak tek başına yeterli bir analiz metodu değildir, diğer metodolojilere başlangıç verisi olması aşamasında yararlıdır.

Özellikle işletmede tehlikeli maddeler bulunması yada yüksek tehlike derecesi taşıyan proses veya sistem bulunduğu durumda birincil tehlike analizi aşamasında “Proses Endüstrileri İçin Güvenlik Ölçümleme Sisteminin Uygulanması” gerektiğine karar verilebilir.

b)Tehlike ve İşletilebilme Çalışmaları Yöntemi (Hazard and Operability Studies-(HAZOP)  Kimya endüstrisi tarafından, bu sanayinin özel tehlike potansiyelleri dikkate alınarak geliştirilmiştir.  Mesleğinde profesyonel bir tim tarafından, kaza odaklarının saptanması, analizleri ve ortadan kaldırılmaları için uygulanır  Belirli anahtar ve kılavuz kelimeler kullanarak yapılan sistemli bir beyin fırtınası çalışmasıdır. Çalışmaya katılanlara, belli bir yapıda sorular sorulup, bu olayların olması veya olmaması halinde ne gibi sonuçların ortaya çıkacağı sorulur.  Tehlike ve İşletilebilme Çalışmaları” olarak adlandırılan bu metod, kimya endüstrisinde tehlikelerin tanımlanmasında yardımcı olması maksadıyla proses dizayn aşamasında ve proses işletme esnasında yaygın olarak kullanılır.  Bu alanda geniş kabül görmüş bir metoddur, çünkü bir prosesteki sapmaların etkilerinin tespit edilmesini ve normal koşullar altındaki prosesle karşılaştırma yapılma imkanı sağlar.  Anahtar kelimeler, dizayn parametreleri ve tablolar kullanılır.  Proses denetimine yardımcı olmak maksadıyla, tehlikeli sapmaları normal değerlerle karşılaştırmak maksadıyla anahtar kelimeler kullanılır, bu grup "Fazla ", "Az", "Hiç" vb. gibi kelimeleri içerir  Bu anahtar kelimeler basınç, sıcaklık, akış vb. gibi parametrelerin (kılavuz kelimeler) durumlarını nitelemek için kullanılır. Her bir durumda analist, sebepler, sonuçlar, belirleme metodları ve düzeltici hareketler (yatıştırma ölçüsü) ile tanımlama yapar.  Analiz çok disiplinli bir takım tarafından gerçekleştirilmelidir ve bir takım lideri tarafından yönetilmelidir. c)Hata Türü ve Etki Analizi (Failure Mode and Effects Analysis-FMEA)  Hata Türü ve Etkileri Analizi (FMEA) disiplini, ABD ordusunda geliştirilmiştir. Hata Türü, Etkileri ve Riskinin Analizi Üzerine Prosedürler olarak adlandırılan Askeri Prosedür 1949 tarihinde başlatılmıştır.  Sistem ve donatım hatalarının etkilerinin belirlenmesi için güvenilir bir değ. tekniği olarak kullanılmıştır.  Bu metedoloji bütün teknoloji ağırlıklı sektörler ile uzay sektörü, kimya endüstrisi ve otomobil sanayinde çok popülerdir. Bu metodun popüler olmasındaki başlıca sebep kullanımının kolay olması ve geniş teorik bilgi gerektirmemesidir.  Orta düzeyde deneyimi olan bir risk değerlendirme timi tarafından rahatlıkla uygulanabilir. 

45


d)Hata Ağacı Analizi (Fault Tree Analysis-(FTA)  Hata ağacı analizi kavramı (FTA), 1962 yılında Bell Telefon Laboratuvarlarında, kıtalararası balistik füze hedefleme kontrol sisteminin güvenlik değerlendirmesini gerçekleştirmek maksadıyla dizayn edilmiştir.  Hata ağacı metodolojisi, sistem hatalarını ve sistem ve sistem bileşenlerinin hatalarındaki özgül sakıncalı olaylar arasındaki bağlantıyı gösteren mantıksal diyagramlardır.  Bu metod, tümdengelimli mantığa dayanan bir tekniktir. Sakıncalı olay, daha önceden tanımlanmış olay ile hataların nedensel ilişkileridir.

e)Olay Ağacı Analizi (Event Tree Analysis – (ETA)  Olay ağacı analizi başlangıçta nükleer endüstride daha çok uygulama görmüş ve nükleer enerji santrallerinde işletilebilme analizi olarak kullanılmıştır, daha sonra diğer sektörlerde de sıklıkla uygulanmaya başlanmıştır.  Olay Ağacı analizi, başlangıçta seçilmiş olan olayın meydana gelmesinden sonra ortaya çıkabilecek sonuçların akışını diyagram ile gösteren bir yöntemdir. Hata ağacı analizinden farklı olarak bu metodoloji tümevarımlı mantığı kullanır.  Kaza öncesi ve kaza sonrası durumları gösterdiğinden sonuç analizinde kullanılan başlıca tekniktir. Diyagramın sol tarafı başlangıç olay ile bağlanır, sağ taraf fabrikadaki/işletmedeki hasar durumu ile bağlanır en üst ise sistemi tanımlar. Eğer sistem başarılı ise yol yukarı, başarısız ise aşağı doğru gider.

f) Olursa Ne Olur? (What İf..?)  Bu metod, fabrika ziyaretleri ve prosedürlerin gözden geçirmesi esnasında yararlıdır, hali hazırda var olan kaçınılmaz potansiyel tehlikelerin tespit edilme oranını yükseltir.  Bu metod işlemlerin herhangi bir aşamasında uygulanabilir ve daha az tecrübeli risk analistleri tarafından yürütülebilir.  Genel soru olan “Olursa Ne Olur?” ile başlar ve sorulara verilen cevaplara dayanır. Aksaklıkların muhtemel sonuçları belirlenir ve sorumlu kişiler tarafından herbir durum için tavsiyeler tanımlanır.  Risk değerlendirme raporunda, tehlikelerin tipini tarif etmek ve tavsiyeleri değerlendirmek maksadıyla kullanılır. Bu metod ile yapılan risk değerlendirmesinde, risk analistinin dikkati yanlızca bir noktaya odaklanabilir yada analistin tecrübesi o noktadaki tehlikeyi görmesine olanak vermez.  Bu metod çeşitli disiplinlerdeki takım üyelerinin tecrübelerine dayanması ve bu takımdaki üyelerin tecrübelerine göre sonuçların çok fazla etkilenmesi nedeniyle formaliteye uygun olmayan bir metoddur.

g).İş Güvenlik Analizi – JSA (Job Safety Analysis)  Bu metod, İş Güvenlik Analizi (JSA), kişi veya gruplar tarafından gerçekleştirilen iş görevleri üzerinde yoğunlaşır.  Bir işletme veya fabrikada işler ve görevler iyi tanımlanmışsa bu metodoloji uygundur. 

Analiz, bir iş görevinden kaynaklanan tehlikelerin doğasını direkt olarak irdeler. İş Güvenlik Analizi (JSA) olarak adlandırılan analiz dört aşamadan oluşur.

46


h)Birincil Risk Analizi -(Preliminary Risk Analysis (PRA)  Bir faliyeti yerine getirirken gerçekleşebilecek kazaları analiz edebilmek için kullanılan sistematik bir yöntemdir.  Her bir kaza için analiz; kazaları önlemek veya kaza nedenlerini önlemek için çok belirgin korunma yolları tanımlar.  Analiz, riski indirgemek için tavsiyelerde bulunduğu gibi kazalar ile ilgili riski aynı zamanda tanımlar.  Analiz kaza ile ilgili riski, tehlikeyi azaltıcı tavsiyelerde bulunarak tanımlar.  Kazanın teşhis edilebilmesi için şu sorunun cevabı aranır? Bu aktiviteyi yerine getirirken ne gibi potansiyel kazalar meydana gelebilir ? 

Birincil risk analizi, bu etkinliği yapan ekibe analizden düşük risk içeren kazaların elenmesini sağlayarak analizin düzene koyulmasını sağlar

İ)Çeklist Kullanılarak Birincil Risk Analizi-(Preliminary Risk Analysis (PRA))  PRA'nin amacı, sistemin veya prosesin potansiyel tehlikeli parçalarını tespit ederek değer biçmek ve tespit edilen herbir potansiyel tehlike için az yada çok kaza ihtimallerini belirlemektir.  PRA yapan bir analist, tehlikeli parçaları ve durumları gösteren kontrol listelerine güvenerek bu analizi yapar. Bu listeler kullanılan teknolojiye ve ihtiyaca göre düzenlenir.  Bu listelerde belirlenen tehlikler daha sonra risk değerlendirme formunda değerlendirilir, bu formlarda mutlak surette "Ciddiyet" ve "Sonuç" değerlendirilmelidir.  Önleyici Ölçümler” ve “Önlemlerin Yerine Getirilme Ölçümleri” başlıklarında ise tehlikelerin giderilmesi yada kontrol altına alınması için gereken aşamalar belirtilir.  Bu metod kapsamlı detaylar sağlamak maksadıyla dizayn edilmemiştir. Bu metodun amacı daha çok muhtemelgerçekleşebilecek önemli problemlerin acele tespit edilmesi

2-Nicel metod(Kantitatif)(Hesaplamalara dayalı) a. 5x5 Matris Metodu b. Kinney Metodu c. Risk Puanlama Metodu d. Ridley Metodu

a)5x5 Matris Metodu (Risk=OlasılıkxŞiddet) 5 x 5 Matris diyagramı (L Tipi Matris) özellikle sebep-sonuç ilişkilerinin değerlendirilmesinde kullanılır. Bu metod basit olması dolayısıyla tek başına risk analizi yapmak zorunda olan analistler için idealdir, ancak değişik prosesler içeren veya birbirinden çok farklı akım şemasına sahip işlerin hepsi için tek başına yeterli değildir ve analistin birikimine göre metodun başarı oranı değişir. Bu tür işletmelerde özellilkle aciliyet gerektiren ve biran evvel önlem alınması gerekli olan tehlikelerin tespitinin yapılabilmesi için kullanılmalıdır. Bu metod ile öncelikle bir olayın gerçekleşme ihtimali ile gerçekleşmesi takdirinde sonucunun derecelendirilmesi ve ölçümü yapılır.

47


RİSK DEĞERİ AKSİYON VE ZAMANLAMA TABLOSU KABUL EDİLEBİLİR RİSK Riski bu seviyede tutmak için mevcut kontroller sürekli takip edilmelidir. DİKKATE DEĞER RİSK Bu Risklere Mümkün Olduğu Kadar çabuk Müdahale Edilmelidir(Birkaç Ay İçerisinde) 1-6 8-15

OLASILIK; OLASILIK: ZARARIN ORTAYA ÇIKMA İHTİMALİ 1

BEKLENMEZ

2

MÜMKÜN FAKAT DÜŞÜK

3

OLASI

4

YÜKSEK/OLDUKÇA MÜMKÜN

5

BEKLENİR/KESİN

48


ŞİDDET;

ŞİDDET: İNSAN VE/VEYA ÇEVRE, EKİPMAN ÜZERİNDE YARATACAĞI TAHMİNİ ZARAR 1

UCUZ ATLATMA-ÇEVRESEL ZARAR - MADDİ HASAR YOK

2

YARALANMA, DÂHİLİ İLK YARDIM / ARAZİ İÇİNDE SINIRLI ÇEVRESEL ZARAR/ MADDİ HASAR ≤ 10.000 TL

3

UZUV KAYBI, DIŞ İLK YARDIM İHTİYACI / ARAZİ SINIRLARI DIŞINDA ÇEVRESEL ZARAR/ 10.001 TL≤MADDİ HASAR ≤ 50.000 TL

4

ÖLÜMLÜ KAZA / ÇEVRESEL ENGEL OLUŞTURMA, YAKIN ÇEVREDEN ŞİKÂYET/ 50001 TL≤MADDİ HASAR ≤ 100.000 TL

5

BİRDEN FAZLA ÖLÜMLÜ KAZA / ÇEVRESEL FELAKET/ MADDİ HASAR ≥ 100.001 TL

b)Kinney Metodu;

Kinney metodu üç bileşenli olarak kullanılmaktadır  Risk=ŞansxFrekansxŞiddet 

RİSK PUANI = ŞANS (OLASILIK) + FREKANS + ŞİDDET

49


c)Risk Puanlama Metodu; Tüm Tehlikeler, ilk göründükleri gibi ölümcül değildir. Riski gerçekçi bir şekilde değerlendirmek için tehlikeler öncelikle yaralanmanın şiddeti ve gerçek sonuçlarıyla karşılaştırılmalıdır. Değerlendirme metod, genelde risk değerlendirmesinde şiddetten etkilenen insanlar dahil olarak kurulmaktadır. Gerçekleşme üstünde çalışırken aynı zamanda mevcut kontrol sistemlerini de dikkate almak gerekir. d)Ridley’in Metodu; John Ridley’ in kitabında yer verdiği bu metodda, riskin büyüklüğü, ortaya çıkma sıklığı ve şiddetinden yola çıkarak risk sayısal olarak değerlendirilir. Risk=Sıklıkx(MPK+OÇİ) MPK: Maksimum Potansiyel Kayıp OÇİ: Ortaya Çıkma İhtimali Sıklık: Bir denetim boyunca aynı riskle karşılaşma miktarını ifade etmektedir

KAZA TEORİLERİ ; Kaza ani istenmeyen ve planlanmamış, genellikle ölüm, yaralanma veya maddi hasarla sonuçlanan bir olay olarak tanımlanabilir yada önceden bilinmeyen istem dışı bir olgu sonrası aniden meydana gelip kontrol dışına çıkan ve kişinin bedensel bütünlüğüne zarar verebilecek yada maddi hasara neden olabilecek nitelikteki olaylardır. TEK FAKTÖR TEORİSİ Bu teori, bir kazanın tek bir nedenin sonucu olarak ortaya çıktığını ileri süren görüşten doğar. Eğer bu tek neden tanınabilir ve açıkçası ortadan kaldırılabilir ise kaza tekrar etmeyecektir. Bu teori genellikle temel sağlık ve güvenlik eğitimi almış kişilerce kabul edilmemektedir. Örnek: Bir kişinin acele bir şekilde hafif aydınlatılmış bir bölgede yürürken,ayağı bir odun parçasına takılarak sendelemesi Tek faktör teorisi çözümü: Odun parçasını kaldırmak yeterlidir. Gerçekte kazalar daima birden fazla faktörün katılımına bağlıdır. ENERJİ TEORİSİ Bu teoriye göre (William Haddon tarafından ortaya atılmıştır) kazalar daha çok muhtemelen enerji transferinde yada enerji transferi esnasında meydana gelir. Bu enerji boşalmasının oranı önemlidir çünkü enerji boşalması ne kadar büyükse, hasar potansiyeli de o kadar büyüktür. Tehlikelerin tanınmasında bu kavram çok sınırlandırılmış ve bu haliyle tek etken teorisine benzemektedir. Diğerinden farklı olarak enerji boşalması önemlidir. DOMİNO ETKİSİ(Deming) Bu teoride olaylar beş domino taşının arka arkaya sıralanarak, birbirini düşürmesine benzetilerek açıklanmıştır. Her kaza beş tane temel nedenin arka arkaya dizilmesi sonucu meydana gelir (Kaza Zinciri). Şartlardan biri gerçekleşmedikçe bir sonraki gerçekleşmez ve dizi tamamlanmadıkça kaza meydana gelmez. 1-Sosyal Çevre: Sosyal çevre şartları risklerin alınmasına yada oluşmasına yol açar. Doğa şartları karşısında insanın fiziki ve sosyal yapısındaki etkileşim bir kaza sebebidir. 2. İstenmeyen İnsan Davranışları (Kişisel Hatalar): Öfke, dikkatsizlik, yorgunluk, anlama güçlüğü, aldırmazlık 3. Güvensiz Davranış ve Şartlar: Kötü planlama, koruyucusuz malzeme kullanma, tehlikeli çevre, çalışma ortamı. 4. Kaza: Yukarıdaki şartlar bir şeylerin yanlış gitmesine yol açtığında, yaralanma veya herhangi bir şekilde zararla sonuçlanan olayın meydana gelmesi. 5. Yaralanma: Kişinin zarara uğraması.

50


RİSK DEĞERLENDİRMESİ DERS SORULARI(22 KASIM) SORU-1) İş sağlığı ve güvenliğine yönelik risk değerlendirme uygulaması aşağıdakilerden hangisinde zorunludur?

SORU-6) Aşağıdakilerden hangisi iş sağlığı ve

a) ISO 9001 d) ISO 22000

a) Yaralanmalara, ölüme, maddi zararlara veya diğer kayıplara yol açan ve istenmeyen olay b) İnsanların yaralanması veya sağlığının bozulması veya bunların birlikte gerçekleşmesine sebep olabilecek kaynak, durum veya işlem c) Tehlikeli bir olayın olasılığı ile meydana geldiğinde oluşturacağı sağlık bozulmasının ciddiyet derecesinin birleşimi d) Kazaya neden olan veya kazaya sebep potansiyele sahip istenmeyen durum

güvenliği yönetim sistemi 18001 açısından en uygun risk tanımıdır?

b) IS0 14001 d) OHSAS18001

SORU-2) Aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?

a) Tehlike ve risk aynı şey değildir. b) Tehlike ve risk kavramları arasında farklılık bulunmaktadır. c) Tehlikeleri belirlemeden de riskleri değerlendirmek mümkündür. d) Risk, tehlikenin meydana gelme olasılığı ile ortaya çıkan zararın şiddetinin bileşkesidir.

SORU-7) Risk kişi tarafından ilk belirlendiğinde bir önem seviyesinde algılanır. Ancak zamanla önem seviyesinde bir düşüş gözlenir. Bu olaya ne denilmektedir?

SORU-3)Riski doğru değerlendirebilmek için aşağıdaki beş temel faktör nasıl sıralanmalıdır?

a) İlgisizlik c) Dikkatsizlik

I-Riskleri değerlendirme, II-Tehlikeleri tanımlama, III-Kontrol tedbirlerini tamamlama, IV-Kontrol Tedbirlerine karar verme V-İzleme ve tekrar etme A) I-II-III-IV-V

B) II-I-IV-III-V

C) I-III-II-V-IV

D) II-III-I-IV-V

b) Kanıksama d) Önemsememe

SORU-8) Kuruluşun, tehlike tanımlama ve risk değerlendirmesi için yaklaşım biçimleri hangileri olmalıdır?

a) Koruyucu-Düzeltici b) Proaktif-Reaktif

SORU-4) Ülkemiz 6331 sayılı yasaya göre hangi işletmeler risk analizi yapmalıdır?

c) Reaktif – Uzman A)Kanununa tabi tüm işletmelerde d) Önleyici – Düzeltici

B)Yalnızca 50 den fazla işçisi olan işletmeler C)Yalnızca sanayiden sayılan işletmelerde

SORU-9) Aşağıda belirtilenlerden hangisi mekanik tehlike kaynağı değildir?

D)6 aydan fazla iş sürecek işletmelerde SORU-5)Aşağıdakilerden hangisi iş sağlığı ve güvenliği açısından en uygun tehlike tanımıdır?

I. Basınçlı kap veya hatlar II. Alçak veya yüksek basınç III. Kaldırma ve taşıma araçları IV. Sabit ve seyyar merdivenler V. Elektromanyetik alan

a)Büyük zarara yol açabilecek durum b)Malın, malzemenin ya da işyeri ortamının zarar görmesine yol açabilecek durum, işlem c)İnsanların yaralanması veya sağlığının bozulmasına sebep olabilecek kaynak, durum veya işlem d)İnsanların yaralanması veya sağlığının bozulması ihtimali

1

a)IV, V

b)ll, V

c) III,IV, V

d)II,III


RİSK DEĞERLENDİRMESİ DERS SORULARI(22 KASIM) SORU-10) Aşağıda önce risk, sonra tehlike yazılmıştır. Bu sıralamalardan hangisi yanlıştır?

SORU-14) Bir şoförün kaza yapmadığı sürece algıladığı risk düzeyinin düşmesi aşağıdaki kavramlardan hangisiyle açıklanabilir?

a) Doğal gaz - Yangın veya patlama b) Bel ağrısı - Elle taşıma işleri c) Elde dolaşım bozuklukları - Titreşim d) Bulanık görme-Kaynak ışınları

a)Kazanın korkutuculuk düzeyinin düşmesi b)Kazanın anlaşılabilirlik düzeyinin düşmesi c)Kazanın etkileyeceği kişi sayının az olacağı düşüncesi

SORU-11) İş sağlığı ve güvenliği risk değerlendirme faaliyetlerindeki kontrol tedbirlerinin uygulanmasında öncelik aşağıdakilerden hangisindedir?

d)Kaza olayları ve haberlerine maruziyet nedeniyle kanıksama

a)Mühendislik önlemlerini uygulamak

SORU-15) Risk kontrol önlemlerinin hiyerarşisine ilişkin aşağıdaki sıralamalardan hangisi doğrudur?

b)Ergonomik yaklaşımlardan yararlanmak c)Riskleri kaynağında yok etmeye çalışmak

I. Elimine etmek II. Tehlikeli ortamı izole etmek III. Daha zararsız ile değiştirmek IV. Kişisel koruyucu kullanmak V. Yönetimsel düzenlemelerle tehlike ve çalışanı ayırmak

d)Tehlikeli olanı, daha az tehlikeli olanla değiştirmek

SORU-12) Risk değerlendirmesinin aşağıdaki hangi soruya cevap vermesi beklenmez? a)Yetkili makamlar önünde kusursuzluğun ispat edilmesi b)Tehlikelerin potansiyel etki ve sonuçlarının meydana gelme ihtimali

a) I, II, III, IV, V

c)ll, l, Ill, V,IV

b)ll, l, V, III, IV

d) I,III,II,V,IV

SORU-16) Çalışma ortamı havasındaki zararlı maddelerin solunması nedeniyle oluşabilecek riski kontrol altına almada son adım aşağıdakilerden hangisidir? a) Uygun havalandırma b) Zararlı maddelerin çalışma ortam havasına yayılmasını önleme c) Zararlı maddelerin yerine zararsız maddeleri kullanma d) Uygun kişisel koruyucu donanım kullanma

c)Riskin kabul edilebilir durumunun devam ettirilebilmesi için kontrol ölçümlerinin yeterliliği d)Tehlikelerin potansiyel etki ve sonuçlarının neler olduğu ve bunların kabul edilebilir olup olmadığının araştırılması SORU-13) Aşağıda belirtilenlerden hangisi, risk değerlendirmesinde olası hata türleri ve etkileri analizini ifade etmektedir?

SORU-17) Aşağıdakilerden hangisi İSG’de tehlike tanımına uymaz?

a)HAZOP

a) Yüksekte çalışma

b)FMEA

b) Forklift çarpması sonucu yaralanma

c)FTA

c) Kaynak işlemi

d)PRA

d) Vinç operasyon alanında baretsiz dolaşma

2


RİSK DEĞERLENDİRMESİ DERS SORULARI(22 KASIM) SORU-18) Risk yönetiminde sürekli iyileştirme neyi hedefler?

SORU-22) Risk kontrol önlemlerinin hiyerarşik düzenine göre en etkin kontrol önlemi aşağıdakilerden hangisidir?

a) İşyerinde risklerin belli bir düzeyin altına indirilmesi

a) Eliminasyon c) İdari önlemler

b) İşyerinde tehlikeler belirlenerek öncelikli yüksek tehlike Unsurlarına önlem alınması c) İşyerinde risklerin öncelikli olanlardan başlanarak sürekli azaltılması

b) Mühendislik önlemleri d) Kişisel koruyucu donanım

SORU-23) Yapı, tehlikelerin tanımlanması, risklere değer biçilmesi ve güvenlik ölçüsü önerisi olarak dört aşamadan oluşan risk analizi aşağıdakilerden hangisidir? a) Olay Ağacı Analizi b) İş Güvenliği Analizi(jsa) c) Hata Ağacı Analizi d) Ön Tehlike Analizi.

d) İşyerinde tüm risklerin ortadan kaldırılması SORU-19) Aşağıdakilerden hangisi risk yönetiminde proaktif yaklaşım prensibinin uygulamalarıyla ilişkili kabul edilmemelidir? a) Kaza raporları

SORU-24) Risk değerlendirmesinde tehlikelerin tespit edilmesinde aşağıdakilerden hangisi geçmiş kayıtlardan biri değildir?

b) İsg kurul toplantı raporları c) Sağlık gözetim raporları

a)İş kazası ve ramak kaldı raporlarının incelenmesi,

d) İş güvenliği talimatların ortadan kaldırılması

b) Ortam ölçüm raporlarının incelenmesi c) Teknik periyodik kontrol raporlarının incelenmesi

SORU-20) Aşağıdaki uygulamalardan hangisi tehlikeyi kaynağında yok etmeye yönelik değildir?

d) İSG mevzuatının incelenmesi SORU-25) Yapılmış olan risk değerlendirmesi;

a) Teknolojisi eski olan ve çift el kumanda ya da

tehlike sınıfına göre çok tehlikeli, tehlikeli ve az tehlikeli işyerlerinde sırasıyla en geç …..,….ve…..,yılda bir yenilenir.

fotosel tertibatı yapılamayan presin kullanımdan kaldırılması b) Tehlikeli olan üretim şeklinin kullanılmaması c) Tehlikenin ortama yayılmasının genel veya yerel yöntemlerle önlenmesi d) Yüksek düzeyde gürültü ile çalışan makinenin üretim hattından çıkarılarak kullanılmaması

a)1-3-5 b)1-4-5 c)2-4-6 d)1-2-3

SORU-21) İşyerinde risk değerlendirmesi yapıldıktan sonra -belirtilen kontrol önlemlerinin alınmasına karar verilmiştir. Kontrol önlemlerine ilişkin öncelik sıralaması aşağıdakilerden hangisinde doğru verilmiştir?

SORU-26) Aşağıdakilerden hangisi kantitatif bir risk analiz metodu değildir? a)5x5 Matris Metodu b) Kinney Metodu c)PRA d) Ridley Metodu

I. İşçilere kişisel koruyucu verilmesi II. Tehlikeli bölümde daha az sayıda işçi çalıştırılması III. Tehlikenin ortadan kaldırılması IV. İkame a) I,II, III,

b) III, IV, II,I

c) I,III,II,

d) II, IV, III,I,IV

3


RİSK DEĞERLENDİRMESİ DERS SORULARI(22 KASIM) SORU-27)Hangisi risk değerlendirmesinin tamamen veya kısmen yenilenme sebebi olmamalıdır?

SORU-31) Aşağıdakilerden hangisi İş Sağlığı ve Güvenliği Risk Yönetiminin genel prensiplerinden değildir?

a) Üretim yönteminde değişiklikler olması.

a)Risk değerlendirme çalışmaları işe başlamadan önce başlanmalıdır

b) Çalışma ortamına ait sınır değerlere ilişkin bir mevzuat değişikliğin olmaması

b) Risklerin kabul edilebilirliği hakkındaki değer yargıları algılamaya dayanır.

c) İş kazası, meslek hastalığı veya ramak kala olay meydana gelmesi.

c) Risk yönetimi proaktif bir yaklaşımla ihtiyaç duyar

d) İşyerinde uygulanan teknoloji, kullanılan madde ve ekipmanlarda değişiklikler meydana gelmesi

d) Risklerin en etkin kontrolü çalışanların algılamasını değiştirmekle sağlanır

SORU-28) Aynı çalışma alanını birden fazla işverenin paylaşması durumunda, yürütülen işler için diğer işverenlerin yürüttüğü işler de göz önünde bulundurularak ayrı ayrı risk değerlendirmesi gerçekleştirilir. İşverenler, risk değerlendirmesi çalışmalarını, koordinasyon içinde yürütür, birbirlerini ve …………tespit edilen riskler konusunda bilgilendirir.

SORU-32)Hangisi Risk değerlendirmesi ekibi üyesi olmamalıdır? a) muhtemel tehlike kaynakları ile riskler konusunda bilgi sahibi çalışanlar. b)alt işveren taşeronları c) destek elemanları.

a) sendika üyelerini

d) işveren vekili.

b)yerel sağlık kuruluşlarını c)çalışan temsilcilerini d)sosyal güvenlik kurumlarını

SORU-33) OHSAS 18001 Prosesine göre hangisi uygulama aşamasındaki bir adımdır?

SORU-29) Aşağıdakilerden hangisi risk değerlendirmesinin yapılması veya yenilenmesini gerektiren durumlardan biri değildir?

a) Risklerin kabul edilebilir olup olmadığına karar verme b) Olası sapmaları tespit etme ve kaydetme c) İç talimatlar hazırlama d) İlgili kişileri bilgilendirme

a) İşe başlama aşamasında b) 2-4-6 aylık periyodik aralıklarla c) İşyerinde bir değişiklik olması durumunda d) İş kazası ve meslek hastalığı sonrasında

SORU-34)Kinney risk hesaplama metoduna göre esaslı risk aralığı hangisidir? a)R>400

SORU-30) Aşağıdakilerden hangisi risk değerlendirmesinin hedeflerinden değildir?

b)50<R<200

a) Herhangi bir hata oluştuğunda bu hatanın can, mal

C) 200<R<400

ve çevreye etkilerinin belirlenmesi b) Ürün kalitesinin nasıl geliştirileceğinin belirlenmesi c) Çalışanların, toplumun ve çevrenin güvenlik ve sağlıklarının hangi düzeyde koruma altına alındığının kanıtlanabilir biçimde belirlenmesi d) Güvenlik gereksinimlerine uygunluğun doğrulanması ve teyit edilmesi

d)R<20

4


RİSK DEĞERLENDİRMESİ DERS SORULARI(22 KASIM) SORU-35) Bir kişinin acele bir şekilde hafif aydınlatılmış bir bölgede yürürken,ayağı bir odun parçasına takılarak sendelemesi olayını Kaza teorilerinden,Tek faktör teorisi için çözümü ne olabilir?

SORU-39) Aşağıdakilerden hangisi risk yanıtlama planlarından birisi değildir? a) Kaçınma

b) Transfer etme

c) Birleştirme

d) Kabullenme

a)Odun parçasını kaldırmak yeterlidir. b)Işıklandırma ve gerekli tehlike analiz edilmelidir

SORU-40) Aşağıdakilerden hangisi risk değerlendirme metotlarından değildir?

c)Kişisel kusurlar hakkında eğitim verilmeli a) Proaktif metotlar

d)Proses 18010 derhal uygulanmalı

b) Yarı kalitatif metotlar c) Kantitatif metotlar d) Kalitatif metotlar

SORU-36) "Risk değerlendirme çalışmalarının işletmenin Özelliğine göre takım olarak yapılması yararlı değildir." ifadesinin nedeni aşağıdakilerden hangisidir? a) Gerekli bilgi tüm çalışanlar tarafından sağlanır.

SORU-41) Aşağıdakilerden hangisi risk değerlendirme metotlarından biri değildir?

b) Herkesi tatmin edecek sonuçlar elde edilebilir.

a) Nicel risk değerlendirme metotları b)Karma risk değerlendirme metotları

c) Takım içi etkileşim sonucu etkileyebilir.

c) Olasılık Risk değerlendirme metotları d) Katılanlara aidiyet ve işbirliği ruhu kazandırır.

d)Nitel risk değerlendirme metotları

SORU-37) Risk değerlendirmesi sırasında aşağıdaki bilgi kaynaklarının hangisinden yararlanılmaz?

SORU-42) Aşağıdakilerden hangisi risk analiz yöntemidir?

a) iş ekipmanlarının kullanma kılavuzları

a)OHSAS 18001

b) FBİ

c)HAZOP

d)BS 8800

b) hammadde tüketim giderleri c) Çalışanların eğitimleri d)Kimyasal maddeler için malzeme güvenlik bilgi

SORU-43) FTA, ETA, HAZOP, FMEA kısaltmaları ile bilinen risk analiz yöntemlerinin açık şekilde yazılışları sırasıyla aşağıdakilerden hangisinde doğru verilmiştir?

formları SORU-38) Aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?

a)Olay Ağacı Analizi - Hata Türleri ve Etkileri Analizi Tehlike ve İşletilebilme Çalışması - Hata Ağacı Analizi b)Tehlike ve İşletilebilme Çalışması Hata Ağacı Analizi - Hata Türleri ve Etkileri Analizi - Olay Ağacı Analizi c)Hata Ağacı Analizi - Olay Ağacı Analizi - Tehlike ve İşletilebilme Çalışması - Hata Türleri ve Etkileri Analizi d)Olay Ağacı Analizi - Hata Ağacı Analizi - Tehlike ve İşletilebilme Çalışması - Hata Türleri ve Etkileri Analizi

a) Gerekli yerlerde uyarı işaretlerinin kullanılması riski azaltır. b)Kişisel koruyucu donanımların kullanılması riski azaltır. c) Kişisel koruyucu donanımların kullanılması tehlikeyi ortadan kaldırır. d)Kontrol önlemlerinde tehlikeyi ortadan kaldırma birinci önceliğe sahiptir.

5


RİSK DEĞERLENDİRMESİ DERS SORULARI(22 KASIM) SORU-44) Aşağıdakilerden hangisi risk değerlendirme yöntemlerinden biri değildir? a) HAZOP

b) FMEA

c) FTA

d)HACCP

SORU-48) Risk değerlendirme metodolojilerinden olan L Tipi Matris için aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır? a) İşletmelerde özellikle acil önlem alınması gerekli olan tehlikelerin tespitinin yapılabilmesi için kullanılmalıdır. b) Öncelikle bir olayın gerçekleşme ihtimali ile gerçekleşmesi halinde sonucunun derecelendirilmesi ve ölçümü yapılır. c) Orta düzeydeki risklerin skorları 15,16,20'dir. d) Risk skoru, olasılık ve şiddetin çarpımından elde edilir.

SORU-45) Hata türleri ve etkileri analizinde zararların etkileri ve sonuçlarının belirlenmesinde kullanılan parametreler aşağıdakilerden hangileridir? a)Olasılık-şiddet b)Olasılık-fark edilebilirlik c)Şiddet-fark edilebilirlik d) Olasılık - şiddet - fark edilebilirlik

SORU-49) İş güvenliği uzmanı risk analizi yapacagı kurumda,Sosyal Çevre , İstenmeyen İnsan Davranışları, Güvensiz Davranış ve Şartlar, Kaza ve Yaralanma gibi olayları gözlemlendiği zaman hangi kaza teorisini düşünüşmelidir?

SORU-46) Fine- kinney metoduna göre yapılan risk değerlendirmesinde risk değeri sonucu 150 bulunmuştur. Buna göre karar ve eylem aşağıdakilerden hangisi olmalıdır?

a)Kaza halkaları teorisi

a) Esaslı risk-Kısa dönemde (birkaç ay içinde)

b)Kaza piramidi teorisi

iyileştirilmelidir. b) Önemli risk - Uzun dönemde (yıl içinde) iyileştirilmelidir. c) Olası risk - Gözetim altında uygulanmalıdır. d) Tolerans gösterilemez risk - Hemen gerekli önlemler alınmalı ve/veya tesis, bina, çevrenin kapatılması düşünülmelidir.

c)Domino teorisi d)Kaza nedenleri teorisi

SORU-50) Aşağıda belirtilenlerden hangisi yaşlı çalışanlar için risk değerlendirmesinde yanlış belirlemedir?

SORU-47) Öncelikle bir işletme içerisinde bir bölüm/parça veya bir olay seçilip, seçilen konu ile ilgili olarak 5 yıllık geçmiş kaza araştırması yapılan veya arşivlerin incelenmesi ile geçmiş kazaların meydana gelme nedenlerini belirlenmeye çalışılan ve tekrarlama şanslarının araştırıldığı uygulama yönteminin kullanıldığı risk değerlendirme metodu aşağıdakilerden hangisidir?

A) Yaşlı kişilerin mesleki birikimleri artmıştır B) Yaşlı kişilerin düşünme ve öğrenme hızları artmıştır C) Yaşlı kişilerin hareket hızı azalmıştır D) Yaşlı kişilerin görme ve duyma yetisi azalmıştır

a) Olursa Ne Olur Analizi

SORU-51) ‘’Risk değerlendirmesi çalışmalarını,işletmenin özelliğine göre bireyin yapması yararlı değildir ‘’ cümlesinin nedeni aşağıdakilerden hangisidir? A) Bireyin kendisine olan özgüveni artar B) Tek boyutluk C) Çabuk netice alınması sağlanır D) Bireyin meslektaşları tarafından yönlendirilmesi engeller

b) L Tipi Matris Yöntemi c) Olay Ağacı Analizi d) X Tipi Matris Yöntemi

6


RİSK DEĞERLENDİRMESİ DERS SORULARI(22 KASIM) SORU-52) İşveren işyerinde yapılan risk değerlendirmesi sonuçlarına göre; çalışma yöntemleri, iş organizasyonu ve toplu korunma önlemleriyle işyerindeki risklerin giderilemediği veya yeterince azaltılamadığı durumlarda, aşağıdakilerden hangisini bulundurmak ve uygun şekilde kullanmak zorundadır? A) İş makinaları kullanma talimatları B) Güvenlik ve sağlık işaretleri C) Kişisel koruyucu donanımları D) Makine koruyucuları

SORU-56) Aşağıdakilerden hangisi risk analizi ve yönetimi prosesinin yararlarından değildir? A) İşyeri çalışanlarının iş sağlığı ve güvenliği konularında bilgi sahibi olmalarını ve katılımını sağlar. B) İşyeri yönetiminin de iş sağlığı ve güvenliği konularında bilgi sahibi olmalarını ve bu konularda karar vermelerini sağlar. C) İşyerinin yazılı prosedür ve politikalarının oluşmasını ya da olgunlaşmasını sağlar. D) İşletme, organizasyon ya da kurumdaki risklerin büyüklüğünün hesaplamasına ve riskin tolere edilebilir olup olmadığına karar verilmesine gerek olmadığını gösterir.

SORU-53) İSG açısından işletmelerde risk değerlendirmesi çalışması yapmaktaki amaç aşağıdakilerden hangisi değildir? A) Çalışanların iş güvenliklerini sağlamak B) İş kazaları ve meslek hastalıklarının minimum seyide tutmak C) Çalışanların sosyal güvenliğini sağlamak D) İşyerinde bulunan riskli durumlar konusunda önlemler almak

SORU-57) Aşağıda durumlardan hangisinde risk değerlendirmesi yapılması gerekmez?

SORU-54) .Bir zarar, hasar veya yaralanma oluşturabilme potansiyeline ne denir?

a) İşyerinin taşınması veya binalarda değişiklik yapılması. b) İşyerinde uygulanan teknoloji, kullanılan madde ve ekipmanlarda değişiklikler meydana gelmesi. c) Üretim maliyetinde değişiklikler olması. ç) İş kazası, meslek hastalığı veya ramak kala olay meydana gelmesi.

A) Olay B) Risk C) Kaza D) Tehlike

SORU-58) Risk kontrol hiyerarşisinin doğru sırasını belirleyiniz? I-Tehlikeyi yok et II-Tehlikeli ortamı izole et III-Daha zararsız ile değiştir IV-Kişisel koruyucu kullan V-Yönetimsel düzenlemelerle tehlike ve kişileri ayır

SORU-55) İş kazaları ve meslek hastalıklarını oluşturan nedenler ve bunları etkileyen faktörler ile ilgili mümkün olan en geçerli ve doğru bilgiyi toplayarak görünmeyen tehlikelerin ortaya çıkmasını engellemek ve etkili bir güvenlik ağı oluşturmak için yapılan çalışmalara ne denir? A) Kaza teorisi B) Kabul edilebilir risk C) Risk yönetimi D) Tehlikeli risk

7

A) I-II-III-IV-V

B)II-I-V-III-IV

C)II-I-III-V-IV

D)I-III-II-V-IV


RİSK DEĞERLENDİRMESİ DERS SORULARI(22 KASIM) SORU-59) Risk aşağıdaki hangi faktörlerin bileşkesidir?

SORU-63) Olayların ortaya çıkmasından önce önlem alma faaliyeti aşağıdakilerden hangisidir?

I-Meydana gelme olasılığı II-Meydana gelme süresi III-Zarar verme etkisi(derecesi) IV-Zarar verme süresi A)I-III

B) I-II

C) II-IV

D)I-IV

A) Reaktif faaliyet B) Proaktif faaliyet C) Ön izleme D) Hepsi

SORU-64) Aşağıda belirtilenlerden hangisi/hangileri tehlikedir? SORU-60) Kuruluşların iş kazası risk değerlendirme çalışmalarının ne zaman yapılması gerekli değildir?

I- Elektrik enerjisi II- Gürültülü ortam III- Kapalı ortamda çalışma IV-Aynası çıkartılmış freeze tezgahından talaş fırlaması

A) İşe başlama aşamasında B) İş kazası meslek hastalığı olayı sonrasında

A)Yalnız II

C) Bakım sonrası dönemde

B)Yalnız IV

D) Düzenli aralıklarla C)III, IV D)I, II, III

SORU-61) Aşağıdaki durumlardan hangisinde risk değerlendirmesinin yenilenmesine gerek yoktur?

SORU-65) Aşağıda belirtilenlerden hangisi/hangileri işyeri yönetiminden kaynaklanan tehlikelerden değildir?

A) Bir önceki risk değerlendirmesinin üzerinden 2 yıl süre geçmiş olması B) İşyerine yeni işçi alınmış olması C) Yeni bir mevzuatın yürürlüğe girmesi veya mevcut mevzuatta değişiklik yapılması D) Yer, üretim teknolojisi veya ekipman değişikliği

(I) Yönetimin İş Sağlığı ve Güvenliği politikasının olmaması veya eksikliği (II) İş Sağlığı ve Güvenliği ile ilgili bir hedefin olmaması veya hedefin tam belirlenmemesi (III) İşyerinde OHSAS 14001 isg yönetim sisteminin olmaması (IV) Sağlık ve güvenlik yatırımlarına yeterince pay ayırmama

SORU-62) Tehlike ve risk tanımları göz önünde bulundurulduğunda aşağıda belirtilenlerden hangisi/hangileri riski ifade etmektedir? I-Yüksekte çalışma II-Makine III-Çıplak uçlu kablo IV-Asit yanıkları Oluşumu A) Yalnız IV

B)III, IV

C)I, II

D)Hepsi

8

A)Hiçbiri

B)II, III

C)Yalnız III

D)III, IV


RİSK DEĞERLENDİRMESİ DERS SORULARI(22 KASIM) SORU-66) Aşağıda belirtilenlerden hangisi/hangileri risk kontrol tedbirlerindendir?

SORU-69) Risk değerlendirmesi için aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?

(I) İş ekipmanlarının bakımı (II) Prosedür ve talimatların oluşturulması (III) İş ekipmanlarında acil durdurma sistemlerinin kullanımı (IV) İşe girişte ve periyodik olarak uygun sağlık gözetimi yapılması

A) Tehlikeler tanımlanır B) Her tehlikenin olasığı hesaplanır C) Risk ile olasılığın çarpımı tehlikenin şiddetini verir D) Riskler kabul edilebilir seviyeye indirilir

A)I,II ,III B)I, II,III,IV

SORU-70) Ohsas 18001 yönetim sistemine göre Önleyici faaliyet nedir?

C)I,II, IV

A) Düzelmeyen faaliyettir B) Talimatsız faaliyettir C) Uygunsuzluğun ilk defa meydana gelmesini önlemek için yapılan faaliyettir D) Uygunsuzluğun her defasında önlenmesi amaçlanan faaliyettir

D)II,III, IV

SORU-67) Aşağıda belirtilen durumlardan hangisi/hangilerinde risk değerlendirmesinin yenilenmesi zorunluluk olmamalıdır?? (I) İş kazası veya meslek hastalığı ile sonuçlanmasa dahi yangın, parlama, patlama veya üretimin akışını aksatabilecek olayların meydana gelmesi (II) Risk değerlendirmesinin üzerinden 5 yıl geçmiş olması (III) Yeni bir mevzuatın yürürlüğe girmesi veya mevcut mevzuatta değişiklik yapılması (IV) Çalışma veSosyal Güvenlik Bakanlığı İş Müfettişleri tarafından yapılan denetimler sonucunda gerekli görülmesi A)I, II

B)Yalnız II

C)III, IV

D)Hepsi

SORU-71) Kişilerde, tesislerde, makinelerde, maddelerde, ve iş örgütlenmesinin diğer unsurlarında yaralanmaya, kayba, hasara veya zarara yol açma potansiyeli olan her şey ………dir. Tehlikenin yol açacağı zararın gerçekleşebileceği ya da gerçekleşme ihtimali olduğu durumlara…….denir. A) Kaza-risk B) Tehlike-kaza C) Kaza-risk D) Tehlike-risk

SORU-68) Aşağıda belirtilenlerden hangisi/hangileri risk değerlendirme raporunda bulunmalıdır?

SORU-72) Aşağıdakilerden hangisi risk değerlendirme sırasında gözden kaçan tehlike tiplerinden olmamalıdır?

(I) Tespit edilen tehlikeler (II) Değerlendirilen riskler (III) Alınması gerekli önlemler (IV) Risk değerlendirmesinin revizyon tarihi

A) Ön belirti göstermeyenler, B) Sıklıkla karşılaşılan tehlikeler,

A)II, III

B) I,II,III

C)I, II

D) I-II-III-IV

C) Sürekliliği olmayan durum ve davranışlar, D) Uzman olmayanlarca fark edilemeyenler,

9


RİSK DEĞERLENDİRMESİ DERS SORULARI(22 KASIM) SORU-73) Tehlikeli kimyasal maddelerden kaynaklanan risklerin ortadan kaldırılması veya en az düzeye indirilmesi için alınması gereken önlemlerden aşağıda belirtilenleri önceliğine göre sıralanışı hangisidir?

SORU-74) Aşağıda belirtilenlerden hangisi İşyerlerinde Biyolojik Risklerin belirlenmesi ve değerlendirilmesinde göz önünde bulundurulacak etmenlerdendir.? a-)Biyolojik etkenlere maruz kalma riski bulunan herhangi bir çalışmada, işçinin sağlık ve güvenliğine yönelik herhangi bir riski değerlendirmek ve alınması gereken önlemleri belirlemek için, işçinin maruziyetinin türü, düzeyi ve süresi belirlenir.

I.Tehlikeli kimyasal madde yerine işçilerin sağlık ve güvenliği yönünden tehlikesiz veya daha az tehlikeli olan kimyasal madde veya işlem kullanılacaktır. II.Tehlikeli kimyasal maddelerin olumsuz etkilerinden işçilerin toplu olarak korunmas için alınan önlemlerin yeterli olmadığı hallerde bu önlemlerle birlikte kişisel korunma yöntemleri uygulanacaktır.

b)Birden fazla grupta yer alan biyolojik etkenlere maruziyetin söz konusu olduğu işlerde risk değerlendirmesi, zararlı biyolojik etkenlerin tümünün oluşturduğu tehlike dikkate alınarak yapılır.

III.Riski kaynağında önlemek üzere; uygun iş organizasyonu ve yeterli havalandırma sistemi kurulması gibi toplu koruma önlemleri uygulanacaktır.

c)Risk değerlendirmesi, düzenli aralıklarla ve işçinin biyolojik etkenlere maruziyet koşullarını etkileyebilecek herhangi bir değişiklik olduğunda yenilenir.

IV.İşçilerin sağlık ve güvenliği yönünden risk oluşturabilecek tehlikeli kimyasal madde çıkışını önlemek veya en aza indirmek üzere uygun proses ve mühendislik kontrol sistemleri seçilecek ve uygun malzeme ve ekipman kullanılacaktır.

d)Yukarıda belirtilenlerden hepsi doğrudur.

SORU-75)6331 sayılı kanuna bağlı Risk Değ.yönetmeliğine göre ;İşyerinde yürütülen işlerin bütün safhalarında iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili riskleri ortadan kaldırmak veya azaltmak için planlanan ve alınan tedbirlerin tümüne…………denilir?

a)I, II, III, IV

a)Ramak kala olay b.) I, III, II, IV b)Reaktif faaliyet c)Önleme c) I, IV, III, II d)Risk değerlendirmesi d) I, III, IV, II SORU-76) 6331 sayılı kanuna bağlı Risk Değ.yönetmeliğine göre İşveren, risk değerlendirmesi çalışmalarında görevlendirilen kişi veya kişilerin görevlerini yerine getirmeleri amacıyla ………………..ve zaman gibi gerekli bütün ihtiyaçlarını karşılar, görevlerini yürütmeleri sebebiyle hak ve yetkilerini kısıtlayamaz.

a)lojistik hizmet b)maddi gereksinimleri c) araç, gereç, mekan d)eğitim 10


RİSK DEĞERLENDİRMESİ DERS SORULARI(22 KASIM) SORU-77) Kabul edilebilir risk için aşağıdakilerden hangisi doğrudur?

SORU-80) 6331 sayılı kanuna bağlı Risk Değ.yönetmeliğine göre İ Aşağıdaki tanımlardan hangisi yanlıştır

A) Yasal zorunluluklar ve işletmenin kendi iş sağlığı

a) Ramak kala olay: İşyerinde meydana gelen; çalışan, işyeri ya da iş ekipmanını zarara uğratma potansiyeli olduğu halde zarara uğratmayan olaydır b) Risk: Tehlikeden kaynaklanacak kayıp, yaralanma ya da başka zararlı sonuç meydana gelme ihtimalidir c) Kabul edilebilir risk seviyesi: Yasal yükümlülüklere ve işyerinin önleme politikasına uygun olmayan fakat kayıp veya yaralanma oluşturmayacak risk seviyesidir

ve güvenliği politikası ve uygulamaları dikkate alındığında kabul edilebilir düzeye indirilmiş risk B) İşletme şartlarının gerektirdiği bir olgu olarak kabul edilen bir durum olup, çalışmada zorunluluk olan bir durumu ifade eder. C) Bu şartlarda çalışmaya razı olmak kaçınılmaz bir durum olarak görülür ve riskle birlikte çalışma anlamına gelir. D) Risk değerlendirmesi yaparken koyduğumuz

d) Tehlike: İşyerinde var olan ya da dışarıdan

subjektif ölçülerin bir sonucudur ve doğruluğu veya

gelebilecek, çalışanı veya işyerini etkileyebilecek zarar veyahasar verme potansiyelini,ifade eder.

yanlışlığı da bizim değerlendirmemize bağlıdır.

SORU-81) Risk analiz yöntemleri ile ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?

SORU-78) Kimyasallardan kaynaklanabilecek meslek hastalığı risk değerlendirmesinde ilk önce yapılması gerekenler aşağıda rastgele yazılmıştır İşlem aşamaları aşağıdaki hangi sıralamaya göre olmalıdır?

A) Kantitatif risk analizi, riski hesaplarken sayısal yöntemlere başvurur. B) Kalitatif risk analizinde tehdidin olma ihtimali, tehdidin etkisi gibi değerlere sayısal değerler verilir ve bu değerler matematiksel ve mantıksal metotlar ile proses edilip risk değeri bulunur.

(I) Sağlık tehlikesi kod seçimi (II) MSDS oluşturulması, (III) Kimyasalların sağlık sınıflaması (IV) Tehlikenin tanımlanması (V) Fiziksel şartların, çalışma ortamının gözden geçirilmesi işlemleri yapılır A) II-I-III-V-IV

B) I-II-III-IV-V

C)IV-V-III-I-II

D)III-V-II-IV-I

C) Kalitatif risk analizi riski hesaplarken ve ifade ederken nümerik değerler yerine yüksek, çok yüksek gibi tanımlayıcı değerler kullanır. D) Risk = Tehditin Olma ihtimali x Tehtidin şiddeti ,kalitatif risk analizinin temel formülüdür SORU-82) 6331 sayılı kanuna bağlı Risk Değ.yönetmeliğine göre ,Tehlikeli prosesin, tehlikeli olmayanla veya daha az tehlikeli olanla değiştirilmesi, Risk kontrol adımlarının hengi aşamasındadır?

SORU-79) Süreç odaklı tehlike tespitinde aşağıdaki hangi sıralama doğrudur? (I) Çalışma sisteminin tanımlanması, (II) Her faaliyet için tehlike faktörlerinin belirlenmesi, (III) Faaliyetlerin tanımlanması, (IV) Faaliyet adımlarının belirlenmesi, (V) Her bir tehlike için risk kaynaklarının ve riskleri tetikleyen unsurların belirlenmesi, A)I-III-IV-II-V C)I-V-IV-II-III

a) Uygulamaların izlenmesi b) Planlama c) Risk kontrol tedbirlerinin kararlaştırılması

B)V-II-I-III-IV

d) Risk kontrol tedbirlerinin uygulanması

D)IV-III-V-I-II

11


RİSK DEĞERLENDİRMESİ DERS SORULARI(22 KASIM) SORU-83) Aşağıdakilerden hangisi risk analizi amacını en kapsamlı şekilde belirtmektedir? A) İş yerindeki tehlikelerin tanımlanması ve çalışanların sağlığı ve güvenliğini en üst seviyede tutmaktır B) İş yeri ortamlarının düzenlenmesini sağlamaktır C) İş yerinde uyulması gereken kuralları belirleyerek yapılmasını sağlamaktır D) İşe başlama ve molaların düzenlenmesini sağlamaktır

SORU-87) İş Sağlığı ve Güvenliği Risk Değerlendirmesi

SORU-84) Potansiyel bir uygunsuzluğun veya başka biristenmeyen durumun sebebinin ortadan kaldırılması için yapılan işlem, TS 18001 iş sağlığı ve güvenliği yönetim sisteminde aşağıdakilerden hangisi olarak adlandırılmaktadır?

SORU-88) Risk değerlendirmesi ile ilgili olarak aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?

A) Düzeltici faaliyet

B) Tehlike tanımlaması

C) Sürekli iyileştirme

D) Önleyici faaliyet

Yönetmeliği’ne göre aşağıdakilerden hangisi işyerinde belirlenen riskleri analiz ederken kullanılacak yöntemi seçerken esas alınacak faktörlerden değildir? A) İşyerinin kısıtları B) İşletmenin faaliyetine ilişkin özellikleri C) Resmî makamlarca yapılan denetimler D) İşyerindeki tehlike veya risklerin nitelikleri

A) Tehlikelerin tanımı yapılır. B) Tehlikelerin gerçekleşme olasılığı hesaplanır. C) Tehlike potansiyelinin şiddet derecesi belirlenir. D) Risk ile şiddet derecesinin çarpımıyla riskin düzeyi belirlenir.

SORU-89) İş Sağlığı ve Güvenliği Risk Değerlendirmesi Yönetmeliği’ne göre risk değerlendirmesi ekibinde aşağıdakilerden hangisinin bulunması zorunlu değildir?

SORU-85) İş Sağlığı ve Güvenliği Risk Değerlendirmesi Yönetmeliği’ne göre risk değerlendirmesi; tüm işyerleri için …………… başlamak üzere tehlikeleri tanımlama, riskleri belirleme ve analiz etme, risk kontrol tedbirlerinin kararlaştırılması, dokümantasyon, yapılan çalışmaların güncellenmesi ve gerektiğinde yenileme aşamaları izlenerek gerçekleştirilir.

A) İşveren veya işveren vekili B) Risk değerlendirmesi uzmanı C) İşyerindeki çalışan temsilcileri D) İşyerinde varsa destek elemanı

A) giriş kısmından B) her ünite aşamasından C) üretim ve işletme prosesinden

SORU-90) İş sağlığı ve güvenliği yönetim sisteminin temel amacı işyerlerindeki çalışma koşullarından kaynaklanan her türlü tehlike ve sağlık riskini azaltarak insan sağlığını etkilemeyen seviyeye düşürmektir, bu amaç çerçevesinde “……………..” iş sağlığı ve güvenliği yönetim sisteminin temel taşını teşkil eder. Yukardaki boşluğa aşağıdakilerden hangisi gelmelidir?

D) tasarım veya kuruluş aşamasından

SORU-86) Risk kontrol adımları uygulanırken toplu korunma önlemlerine, kişisel korunma önlemlerine göre öncelik verilmesi ve uygulanacak önlemlerin yeni risklere neden olmaması sağlanır; bu ifadeye göre aşağıdakilerden hangisi toplu korunma önlemlerine bir örnek olabilir? A) Çelik burunlu bot C) Bağlantı halatları

A) Kök Tehlike Analizi C) Standartlara Uyum

B) Vücut kemer sistemleri D) Güvenlik ağları

12

B) Risk Yönetim Prosesi D) Performans Artırma


RİSK DEĞERLENDİRMESİ DERS SORULARI(22 KASIM) 1-D

30-B

59-A

88-D

2-C

31-D

60-C

89-B

3-B

32-B

61-B

90-B

4-A

33-A

62-A

5-C

34-C

63-B

6-C

35-A

64-D

7-B

36-C

65-C

8-B

37-B

66-B

9-B

38-C

67-B

10-A

39-C

68-D

11-C

40-A

69-C

12-A

41-C

70-D

13-B

42-C

71-D

14-D

43-C

72-B

15-D

44-D

73-C

16-D

45-D

74-D

17-B

46-B

75-C

18-C

47-D

76-C

19-D

48-C

77-A

20-C

49-C

78-A

21-B

50-B

79-A

22-A

51-B

80-C

23-B

52-C

81-B

24-D

53-C

82-C

25-C

54-D

83-A

26-C

55-C

84-D

27-B

56-D

85-D

28-C

57-C

86-D

29-B

58-D

87-C

13


SORU-1) Bu Yönetmeliğin amacı, işyerlerinde …………yönünden yapılacak risk değerlendirmesinin usul ve esaslarını düzenlemektir. a)çalışan kadın işçiler b)sendikal faaliyetler c) iş sağlığı ve güvenliği d)hukuksal mevzuat

AÇIKLAMA MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin amacı, işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği yönünden yapılacak risk değerlendirmesinin usul ve esaslarını düzenlemektir.“C ŞIKKI”

SORU-2) Risk değerlendirmesi yönetmeliği , ….. sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu kapsamındaki tüm işyerlerini kapsar. a) b) c) d)

4857 6331 5510 3008

AÇIKLAMA MADDE 2 – (1) Bu Yönetmelik, 20/6/2012 tarihli ve 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu kapsamındaki işyerlerini kapsar. “B ŞIKKI” SORU-3)Bu Yönetmelik, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununun …. numaralı ve ….. numaralı maddelerine dayanılarak hazırlanmıştır. a) b) c) d)

5-10 15-25 20-35 10-30

AÇIKLAMA MADDE 3 – (1) Bu Yönetmelik, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununun 10 numaralı ve 30 numaralı maddelerine dayanılarak hazırlanmıştır.”D ŞIKKI” SORU-4) İş Sağlığı ve Güvenliği Risk Değerlendirmesi Yönetmeliği’nde yer alan “İşyerinde yürütülen işlerin bütün safhalarında iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili riskleri ortadan kaldırmak veya azaltmak için planlanan ve alınan tedbirlerin tümü” ifadesi ile aşağıdakilerden hangisi tanımlanmaktadır? A) Risk Yönetimi C) Risk Değerlendirme

B) Önleme D) Safha Analizi

AÇIKLAMA MADDE 4 – (1) Bu Yönetmelikte geçen; Önleme: İşyerinde yürütülen işlerin bütün safhalarında iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili riskleri ortadan kaldırmak veya azaltmak için planlanan ve alınan tedbirlerin tümünü ifade eder.”B ŞIKKI”

1


SORU-5) İş Sağlığı ve Güvenliği Risk Değerlendirmesi Yönetmeliği’nde yer alan” İşyerinde meydana gelen; çalışan, işyeri ya da iş ekipmanını zarara uğratma potansiyeli olduğu halde zarara uğratmayan olay, ” ifadesi ile aşağıdakilerden hangisi tanımlanmaktadır? A) Risk Yönetimi C) Tehlike

B) Önleme D) Ramak kala olay

AÇIKLAMA MADDE 4 – (1) Bu Yönetmelikte geçen; Ramak kala olay: İşyerinde meydana gelen; çalışan, işyeri ya da iş ekipmanını zarara uğratma potansiyeli olduğu halde zarara uğratmayan olayı, ifade eder.”D ŞIKKI”

SORU-6) İş Sağlığı ve Güvenliği Risk Değerlendirmesi Yönetmeliği’nde yer alan Yasal yükümlülüklere ve işyerinin önleme politikasına uygun, kayıp veya yaralanma oluşturmayacak risk seviyesi, ifadesi ile aşağıdakilerden hangisi tanımlanmaktadır? A)Kabul edilebilir risk C) Risk Değerlendirme

B) Kök risk D) Safha Analizi

AÇIKLAMA MADDE 4 – (1) Bu Yönetmelikte geçen; Kabul edilebilir risk seviyesi: Yasal yükümlülüklere ve işyerinin önleme politikasına uygun, kayıp veya yaralanma oluşturmayacak risk seviyesini ifade eder.”A ŞIKKI”

SORU-7) İş Sağlığı ve Güvenliği Risk Değerlendirmesi Yönetmeliği’nde,……..; İşyerinde var olan ya da dışarıdan gelebilecek, çalışanı veya işyerini etkileyebilecek zarar veya hasar verme potansiyelini……..ise;tehlikeden kaynaklanacak kayıp, yaralanma ya da başka zararlı sonuç meydana gelme ihtimalini ifade eder.Boşluklar gelecek kavramlar hangisi olmalıdır?

A)Risk-ramak kala olay C) Tehlike-Risk

B) Önleme -Tehlike D) Risk-Tehlike

AÇIKLAMA MADDE 4 – (1) Bu Yönetmelikte geçen;

Tehlike: İşyerinde var olan ya da dışarıdan gelebilecek, çalışanı veya işyerini etkileyebilecek zarar veya hasar verme potansiyelini,ifade eder. Risk: Tehlikeden kaynaklanacak kayıp, yaralanma ya da başka zararlı sonuç meydana gelme ihtimalini” “C ŞIKKI”

2


SORU-8) İş Sağlığı ve Güvenliği Risk Değerlendirmesi Yönetmeliği’nde yer alan” “İşyerinde var olan ya da dışarıdan gelebilecek tehlikelerin belirlenmesi, bu tehlikelerin riske dönüşmesine yol açan faktörler ile tehlikelerden kaynaklanan risklerin analiz edilerek derecelendirilmesi ve kontrol tedbirlerinin kararlaştırılması amacıyla yapılması gerekli çalışmalara………………… denir A) Risk yönetimi

B) Risk değerlendirmesi D) Risk

C) Tehlike AÇIKLAMA MADDE 4 – (1) Bu Yönetmelikte geçen;

Risk değerlendirmesi: İşyerinde var olan ya da dışarıdan gelebilecek tehlikelerin belirlenmesi, bu tehlikelerin riske dönüşmesine yol açan faktörler ile tehlikelerden kaynaklanan risklerin analiz edilerek derecelendirilmesi ve kontrol tedbirlerinin kararlaştırılması amacıyla yapılması gerekli çalışmaları ifade eder.”B ŞIKKI” SORU-9) Risk değerlendirmesi yönetmeliğine göre hangisi işverenin yükümlülüklerinden olmamalıdır? A)iş sağlığı ve güvenliği yönünden risk değerlendirmesi yapar veya yaptırır B)Risk değerlendirmesi çalışmalarında görevlendirilen kişi veya kişilere risk değerlendirmesi ile ilgili ihtiyaç duydukları her türlü bilgi ve belgeyi temin eder. C)işverenin, işyerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması yükümlülüğünü ortadan kaldırır D)Çalışma ortamının ve çalışanların sağlık ve güvenliğini sağlamakla sorumludur AÇIKLAMA

3

İşveren yükümlülüğü MADDE 5 – (1) İşveren; çalışma ortamının ve çalışanların sağlık ve güvenliğini sağlama, sürdürme ve geliştirme amacı ile iş sağlığı ve güvenliği yönünden risk değerlendirmesi yapar veya yaptırır. (2) Risk değerlendirmesinin gerçekleştirilmiş olması; işverenin, işyerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz. (3) İşveren, risk değerlendirmesi çalışmalarında görevlendirilen kişi veya kişilere risk değerlendirmesi ile ilgili ihtiyaç duydukları her türlü bilgi ve belgeyi temin eder.”C ŞIKKI” SORU-10) İş Sağlığı ve Güvenliği Risk Değerlendirmesi Yönetmeliği’ne göre risk değerlendirmesi ekibindeaşağıdakilerden hangisinin bulunması zorunlu değildir? A) işveren vekili C) İşyeri hemşiresi

B) İşyeri hekimleri D) çalışan temsilcileri

AÇIKLAMA MADDE 6 – (1) Risk değerlendirmesi, işverenin oluşturduğu bir ekip tarafından gerçekleştirilir. Risk değerlendirmesi ekibi aşağıdakilerden oluşur. a) İşveren veya işveren vekili. b) İşyerinde sağlık ve güvenlik hizmetini yürüten iş güvenliği uzmanları ile işyeri hekimleri. c) İşyerindeki çalışan temsilcileri. ç) İşyerindeki destek elemanları d) İşyerindeki bütün birimleri temsil edecek şekilde belirlenen ve işyerinde yürütülen çalışmalar, mevcut veya muhtemel tehlike kaynakları ile riskler konusunda bilgi sahibi çalışanlar. “C ŞIKKI”


SORU-11) İş Sağlığı ve Güvenliği Risk Değerlendirmesi Yönetmeliği’ne göre ,İşveren, risk değerlendirmesi çalışmalarında görevlendirilen kişi veya kişilerin görevlerini yerine getirmeleri amacıyla …………ve zaman gibi gerekli bütün ihtiyaçlarını karşılar, görevlerini yürütmeleri sebebiyle hak ve yetkilerini kısıtlayamaz. A)araç, gereç, mekân

B)iş aracı

C)sosyal güvence

D)yeterli imkanlar

AÇIKLAMA MADDE 6 – (4) İşveren, risk değerlendirmesi çalışmalarında görevlendirilen kişi veya kişilerin görevlerini yerine getirmeleri amacıyla araç, gereç, mekân ve zaman gibi gerekli bütün ihtiyaçlarını karşılar, görevlerini yürütmeleri sebebiyle hak ve yetkilerini kısıtlayamaz.”A ŞIKKI”

SORU-12) İş Sağlığı ve Güvenliği Risk Değerlendirmesi Yönetmeliği’ne göre hangisi risk değerlendirmesi uygulama aşamalarından olmamalıdır?

A)Tehlikeleri tanımlama, C)Risk kontrol tedbirlerinin kararlaştırılması,

B)Riskleri belirleme D)Reaktif ön izleme

AÇIKLAMA Risk değerlendirmesi MADDE 7 – (1) Risk değerlendirmesi; tüm işyerleri için tasarım veya kuruluş aşamasından başlamak üzere tehlikeleri tanımlama, riskleri belirleme ve analiz etme, risk kontrol tedbirlerinin kararlaştırılması, dokümantasyon, yapılan çalışmaların güncellenmesi ve gerektiğinde yenileme aşamaları izlenerek gerçekleştirilir. (2) Çalışanların risk değerlendirmesi çalışması yapılırken ihtiyaç duyulan her aşamada sürece katılarak görüşlerinin alınması sağlanır.

SORU-13) Aşağıdakilerden hangisi İş Sağlığı ve Güvenliği Risk Değerlendirmesi Yönetmeliği’nde yer alan “Tehlikelerin tanımlanması aşamasına başlarken toplanan, çalışma ortamı, çalışanlar ve işyerine ilişkin asgari bilgiler”den değildir? A) Üretim süreç ve teknikleri. C) Üretim performansı raporları

B) Ramak kala olay kayıtları D) Acil durum planları

AÇIKLAMA Tehlikelerin tanımlanması MADDE 8 – (1) Tehlikeler tanımlanırken çalışma ortamı, çalışanlar ve işyerine ilişkin ilgisine göre asgari olarak aşağıda belirtilen bilgiler toplanır. a) İşyeri bina ve eklentileri. b) İşyerinde yürütülen faaliyetler ile iş ve işlemler. c) Üretim süreç ve teknikleri. ç) İş ekipmanları. d) Kullanılan maddeler. e) Artık ve atıklarla ilgili işlemler. f) Organizasyon ve hiyerarşik yapı, görev, yetki ve sorumluluklar. g) Çalışanların tecrübe ve düşünceleri. ğ) İşe başlamadan önce ilgili mevzuat gereği alınacak çalışma izin belgeleri.

4


h) Çalışanların eğitim, yaş, cinsiyet ve benzeri özellikleri ile sağlık gözetimi kayıtları. ı) Genç, yaşlı, engelli, gebe veya emziren çalışanlar gibi özel politika gerektiren gruplar ile kadın çalışanların durumu. i) İşyerinin teftiş sonuçları. j) Meslek hastalığı kayıtları. k) İş kazası kayıtları. l) İşyerinde meydana gelen ancak yaralanma veya ölüme neden olmadığı halde işyeri ya da iş ekipmanının zarara uğramasına yol açan olaylara ilişkin kayıtlar. m) Ramak kala olay kayıtları. n) Malzeme güvenlik bilgi formları. o) Ortam ve kişisel maruziyet düzeyi ölçüm sonuçları. ö) Varsa daha önce yapılmış risk değerlendirmesi çalışmaları. p) Acil durum planları. r) Sağlık ve güvenlik planı ve patlamadan korunma dokümanı gibi belirli işyerlerinde hazırlanması gereken dokümanlar. -Tehlikelere ilişkin bilgiler toplanırken aynı üretim, yöntem ve teknikleri ile üretim yapan benzer işyerlerinde meydana gelen iş kazaları ve ortaya çıkan meslek hastalıkları da değerlendirilebilir. SORU-14) İş Sağlığı ve Güvenliği Risk Değerlendirmesi Yönetmeliği’ne göre, risk değerlendirme esnasında çalışma ortamında bulunan fiziksel, kimyasal, biyolojik, psikososyal, ergonomik ve benzeri tehlike kaynaklarından oluşan veya bunların etkileşimi sonucu ortaya çıkabilecek tehlikeler belirlenir ve kayda alınır. Bu belirleme yapılırken aşağıdaki hususlardan hangisi göz önünde bulundurulmaz? A)Çalışanların iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili yeterli eğitim almaması, bilgilendirilmemesi, çalışanlara uygun talimat verilmemesi veya çalışma izni prosedürü gereken durumlarda bu izin olmaksızın çalışılmasından kaynaklanabilecek tehlikeler. B)İşin yürütümü, üretim teknikleri, kullanılan maddeler, makine ve ekipman, araç ve gereçler ile bunların çalışanların fiziksel özelliklerine uygun tasarlanmaması veya kullanılmamasından kaynaklanabilecek tehlikeler. C)Üretim teknikleri, kullanılan maddelerden dolayı üretim performansındaki tehlikeli düşüşler D)İşyerinde yanma, parlama veya patlama ihtimali olan maddelerin işlenmesi, kullanılması, taşınması, depolanması ya da imha edilmesinden kaynaklanabilecek tehlikeler AÇIKLAMA MADDE 8 /3); a) İşletmenin yeri nedeniyle ortaya çıkabilecek tehlikeler. b) Seçilen alanda, işyeri bina ve eklentilerinin plana uygun yerleştirilmemesi veya planda olmayan ilavelerin yapılmasından kaynaklanabilecek tehlikeler. c) İşyeri bina ve eklentilerinin yapı ve yapım tarzı ile seçilen yapı malzemelerinden kaynaklanabilecek tehlikeler. ç) Bakım ve onarım işleri de dahil işyerinde yürütülecek her türlü faaliyet esnasında çalışma usulleri, vardiya düzeni, ekip çalışması, organizasyon, nezaret sistemi, hiyerarşik düzen, ziyaretçi veya işyeri çalışanı olmayan diğer kişiler gibi faktörlerden kaynaklanabilecek tehlikeler. d) İşin yürütümü, üretim teknikleri, kullanılan maddeler, makine ve ekipman, araç ve gereçler ile bunların çalışanların fiziksel özelliklerine uygun tasarlanmaması veya kullanılmamasından kaynaklanabilecek tehlikeler. e) Kuvvetli akım, aydınlatma, paratoner, topraklama gibi elektrik tesisatının bileşenleri ile ısıtma, havalandırma, atmosferik ve çevresel şartlardan korunma, drenaj, arıtma, yangın önleme ve mücadele ekipmanı ile benzeri yardımcı tesisat ve donanımlardan kaynaklanabilecek tehlikeler. f) İşyerinde yanma, parlama veya patlama ihtimali olan maddelerin işlenmesi, kullanılması, taşınması, depolanması ya da imha edilmesinden kaynaklanabilecek tehlikeler. g) Çalışma ortamına ilişkin hijyen koşulları ile çalışanların kişisel hijyen alışkanlıklarından kaynaklanabilecek tehlikeler.

5


ğ) Çalışanın, işyeri içerisindeki ulaşım yollarının kullanımından kaynaklanabilecek tehlikeler. h) Çalışanların iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili yeterli eğitim almaması, bilgilendirilmemesi, çalışanlara uygun talimat verilmemesi veya çalışma izni prosedürü gereken durumlarda bu izin olmaksızın çalışılmasından kaynaklanabilecek tehlikeler. (4) Çalışma ortamında bulunan fiziksel, kimyasal, biyolojik, psikososyal, ergonomik ve benzeri tehlike kaynaklarının neden olduğu tehlikeler ile ilgili işyerinde daha önce kontrol, ölçüm, inceleme ve araştırma çalışması yapılmamış ise risk değerlendirmesi çalışmalarında kullanılmak üzere; bu tehlikelerin, nitelik ve niceliklerini ve çalışanların bunlara maruziyet seviyelerini belirlemek amacıyla gerekli bütün kontrol, ölçüm, inceleme ve araştırmalar yapılır.””C ŞIKKI” SORU-15) İş Sağlığı ve Güvenliği Risk Değerlendirmesi Yönetmeliği’ne göre aşağıdakilerden hangisi işyerinde belirlenen riskleri analiz ederken kullanılacak yöntemi seçerken esas alınacak faktörlerden değildir?

A)işletmenin faaliyetine ilişkin özellikleri B)işyerindeki tehlike veya risklerin nitelikleri C)işyerindeki performans raporları D)ulusal veya uluslararası standartlar

AÇIKLAMA Risklerin belirlenmesi ve analizi MADDE 9 – (1) Tespit edilmiş olan tehlikelerin her biri ayrı ayrı dikkate alınarak bu tehlikelerden kaynaklanabilecek risklerin hangi sıklıkta oluşabileceği ile bu risklerden kimlerin, nelerin, ne şekilde ve hangi şiddette zarar görebileceği belirlenir. Bu belirleme yapılırken mevcut kontrol tedbirlerinin etkisi de göz önünde bulundurulur. (2) Toplanan bilgi ve veriler ışığında belirlenen riskler; işletmenin faaliyetine ilişkin özellikleri, işyerindeki tehlike veya risklerin nitelikleri ve işyerinin kısıtları gibi faktörler ya da ulusal veya uluslararası standartlaresas alınarak seçilen yöntemlerden biri veya birkaçı bir arada kullanılarak analiz edilir. (3) İşyerinde birbirinden farklı işlerin yürütüldüğü bölümlerin bulunması halinde birinci ve ikinci fıkralardaki hususlar her bir bölüm için tekrarlanır. (4) Analizin ayrı ayrı bölümler için yapılması halinde bölümlerin etkileşimleri de dikkate alınarak bir bütün olarak ele alınıp sonuçlandırılır. (5) Analiz edilen riskler, kontrol tedbirlerine karar verilmek üzere etkilerinin büyüklüğüne ve önemlerine göre en yüksek risk seviyesine sahip olandan başlanarak sıralanır ve yazılı hale getirilir.”C ŞIKKI”

SORU-16) İş Sağlığı ve Güvenliği Risk Değerlendirmesi Yönetmeliği’ne göre aşağıdakilerden hangisi Risk kontrol adımlarından olmamalıdır? I- Planlama

II Risk kontrol tedbirlerinin uygulanması

III- Risk kontrol tedbirlerinin kararlaştırılması

IV- Reaktif izleme süreci

A)I-II-III

B) IV

C)I-III -IV

D) II-III-IV

6


AÇIKLAMA Risk kontrol adımları; MADDE 10 – (1) Risklerin kontrolünde şu adımlar uygulanır. a) Planlama: Analiz edilerek etkilerinin büyüklüğüne ve önemine göre sıralı hale getirilen risklerin kontrolü amacıyla bir planlama yapılır. b) Risk kontrol tedbirlerinin kararlaştırılması: Riskin tamamen bertaraf edilmesi, bu mümkün değil ise riskin kabul edilebilir seviyeye indirilmesi için aşağıdaki adımlar uygulanır. 1) Tehlike veya tehlike kaynaklarının ortadan kaldırılması. 2) Tehlikelinin, tehlikeli olmayanla veya daha az tehlikeli olanla değiştirilmesi. 3) Riskler ile kaynağında mücadele edilmesi. c) Risk kontrol tedbirlerinin uygulanması: Kararlaştırılan tedbirlerin iş ve işlem basamakları, işlemi yapacak kişi ya da işyeri bölümü, sorumlu kişi ya da işyeri bölümü, başlama ve bitiş tarihi ile benzeri bilgileri içeren planlar hazırlanır. Bu planlar işverence uygulamaya konulur. ç) Uygulamaların izlenmesi: Hazırlanan planların uygulama adımları düzenli olarak izlenir, denetlenir ve aksayan yönler tespit edilerek gerekli düzeltici ve önleyici işlemler tamamlanır. (2) Risk kontrol adımları uygulanırken toplu korunma önlemlerine, kişisel korunma önlemlerine göre öncelik verilmesi ve uygulanacak önlemlerin yeni risklere neden olmaması sağlanır. (3) Belirlenen risk için kontrol tedbirlerinin hayata geçirilmesinden sonra yeniden risk seviyesi tespiti yapılır. Yeni seviye, kabul edilebilir risk seviyesinin üzerinde ise bu maddedeki adımlar tekrarlanır.”B ŞIKKI”

SORU-17) İş Sağlığı ve Güvenliği Risk Değerlendirmesi Yönetmeliği’ne göre aşağıda belirtilenlerden hangisi risk değerlendirmesinden sonra planlanan kontrol tedbirlerinden tehlikenin kaynağında önlenmesine yönelik değildir? A) Tehlike veya tehlike kaynaklarının ortadan kaldırılması. B) Tehlike kaynağının çalışma ortamından uzaklaştırılması C) Tehlike kaynağı hakkında çalışanların eğitilmesi D) Tehlikeli malzeme yerine daha az tehlikeli olanın ikame edilmesi AÇIKLAMA Soru 16 nın açıklamasına bakınız.””C ŞIKKI”

SORU-17) İş Sağlığı ve Güvenliği Risk Değerlendirmesi Yönetmeliği’ne göre aşağıda belirtilenlerden Hangisi risk değerlendirmesinin dökümante edilmesindeki ana kriterlerden olmamalıdır? A)Gerçekleştirildiği tarih ve geçerlilik tarihi. B)Düzeltici ve önleyici kontrol tedbirleri, gerçekleştirilme tarihleri ve sonrasında tespit edilen risk seviyesi C)Risk analizi maliyet verileri D)Gerçekleştirildiği tarih ve revizyon tarihi.

7


AÇIKLAMA Dokümantasyon; MADDE 11 – (1) Risk değerlendirmesi asgarî aşağıdaki hususları kapsayacak şekilde dokümante edilir. a) İşyerinin unvanı, adresi ve işverenin adı. b) Gerçekleştiren kişilerin isim ve unvanları ile bunlardan iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi olanların Bakanlıkça verilmiş belge bilgileri. c) Gerçekleştirildiği tarih ve geçerlilik tarihi. ç) Risk değerlendirmesi işyerindeki farklı bölümler için ayrı ayrı yapılmışsa her birinin adı. d) Belirlenen tehlike kaynakları ile tehlikeler. e) Tespit edilen riskler. f) Risk analizinde kullanılan yöntem veya yöntemler.g) Tespit edilen risklerin önem ve öncelik sırasını da içeren analiz sonuçları.ğ) Düzeltici ve önleyici kontrol tedbirleri, gerçekleştirilme tarihleri ve sonrasında tespit edilen risk seviyesi. (2) Risk değerlendirmesi dokümanının sayfaları numaralandırılarak; gerçekleştiren kişiler tarafından hersayfası paraflanıp, son sayfası imzalanır ve işyerinde saklanır.(3) Risk değerlendirmesi dokümanı elektronik ve benzeri ortamlarda hazırlanıp arşivlenebilir.””C ŞIKKI” SORU-18) İş Sağlığı ve Güvenliği Risk Değerlendirmesi Yönetmeliği’ne göre, Yapılmış olan risk değerlendirmesi; çok tehlikeli sınıfa giren işyerlerinde……….yılda, tehlikeli işyerlerinde…….yılda az tehlikeli işyerlerinde……..yılda bir yenilenir. A)1-3-5 B)2-4-6 C)1-4-7 D)1-5-10 AÇIKLAMA Risk değerlendirmesinin yenilenmesi; MADDE 12 – (1) Yapılmış olan risk değerlendirmesi; tehlike sınıfına göre çok tehlikeli, tehlikeli ve az tehlikeli işyerlerinde sırasıyla en geç iki, dört ve altı yılda bir yenilenir.(2-4-6)

SORU-19) İş Sağlığı ve Güvenliği Risk Değerlendirmesi Yönetmeliği’ne göre, risk değerlendirmesi tamamen veya kısmen yenilenme sebeblerinden olmamalıdır? A)Üretim yönteminde değişiklikler olması. B)İşyeri dışından kaynaklanan ve işyerini etkileyebilecek yeni bir tehlikenin ortaya çıkması. C)İş yerinde yıllık izinden sonra işe başlamadan önce D)İşyerinin taşınması

8


AÇIKLAMA MADDE12/(2) Aşağıda belirtilen durumlarda ortaya çıkabilecek yeni risklerin, işyerinin tamamını veya bir bölümünü etkiliyor olması göz önünde bulundurularak risk değerlendirmesi tamamen veya kısmen yenilenir. a) İşyerinin taşınması veya binalarda değişiklik yapılması. b) İşyerinde uygulanan teknoloji, kullanılan madde ve ekipmanlarda değişiklikler meydana gelmesi. c) Üretim yönteminde değişiklikler olması. ç) İş kazası, meslek hastalığı veya ramak kala olay meydana gelmesi. d) Çalışma ortamına ait sınır değerlere ilişkin bir mevzuat değişikliği olması. e) Çalışma ortamı ölçümü ve sağlık gözetim sonuçlarına göre gerekli görülmesi. f) İşyeri dışından kaynaklanan ve işyerini etkileyebilecek yeni bir tehlikenin ortaya çıkması.”C ŞIKKI”

SORU-20) İş Sağlığı ve Güvenliği Risk Değerlendirmesi Yönetmeliği’ne göre ,hangisi birden fazla işveren olması durumunda risk değerlendirmesi çalışmalarında uygulanacak hükümlerden olmamalıdır? A)Aynı çalışma alanını birden fazla işverenin paylaşması durumunda, yürütülen işler için diğer işverenlerin yürüttüğü işler de göz önünde bulundurularak ayrı ayrı risk değerlendirmesi gerçekleştirilir B)İşverenler, risk değerlendirmesi çalışmalarını, koordinasyon içinde yürütür, birbirlerini ve çalışan temsilcilerini tespit edilen riskler konusunda bilgilendirir. C)Yönetim; bu koordinasyonun yürütümünde, işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği yönünden diğer işyerlerini etkileyecek tehlikeler hususunda gerekli tedbirleri almaları için ilgili işverenleri uyarır. Bu uyarılara uymayan işverenleri Sgk il müdürlüğüne bildirir. D)Birden fazla işyerinin bulunduğu iş merkezleri, iş hanları, sanayi bölgeleri veya siteleri gibi yerlerde, işyerlerinde ayrı ayrı gerçekleştirilen risk değerlendirmesi çalışmalarının koordinasyonu yönetim tarafından yürütülür.

AÇIKLAMA Birden fazla işveren olması durumunda risk değerlendirmesi çalışmaları;; MADDE 14 – (1) Aynı çalışma alanını birden fazla işverenin paylaşması durumunda, yürütülen işler için diğer işverenlerin yürüttüğü işler de göz önünde bulundurularak ayrı ayrı risk değerlendirmesi gerçekleştirilir. İşverenler, risk değerlendirmesi çalışmalarını, koordinasyon içinde yürütür, birbirlerini ve çalışan temsilcilerini tespit edilen riskler konusunda bilgilendirir. (2) Birden fazla işyerinin bulunduğu iş merkezleri, iş hanları, sanayi bölgeleri veya siteleri gibi yerlerde, işyerlerinde ayrı ayrı gerçekleştirilen risk değerlendirmesi çalışmalarının koordinasyonu yönetim tarafından yürütülür. Yönetim; bu koordinasyonun yürütümünde, işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği yönünden diğer işyerlerini etkileyecek tehlikeler hususunda gerekli tedbirleri almaları için ilgili işverenleri uyarır. Bu uyarılara uymayan işverenleri Bakanlığa bildirir.””C ŞIKKI”

9


SORU-21) İş Sağlığı ve Güvenliği Risk Değerlendirmesi Yönetmeliği’ne göre, Asıl işveren ve alt işveren ilişkisinin bulunduğu işyerlerinde risk değerlendirmesi çalışmalarında uygulanacak hükümlerden olmamalıdır A)Alt işverenlerin risk değerlendirmesi çalışmaları konusunda asıl işverenin sorumluluk alanları ile ilgili ihtiyaç duydukları bilgi ve belgeler asıl işverence sağlanır B)Asıl işveren, alt işverenlerce yürütülen risk değerlendirmesi çalışmalarını denetler ve bu konudaki çalışmaları koordine eder. C)Alt işverenler hazırladıkları risk değerlendirmesinin bir nüshasını çalışma il müdürlüğüne verir D)Asıl işveren; bu risk değerlendirmesi çalışmalarını kendi çalışmasıyla bütünleştirerek, risk kontrol tedbirlerinin uygulanıp uygulanmadığını izler, denetler ve uygunsuzlukların giderilmesini sağlar. AÇIKLAMA Asıl işveren ve alt işveren ilişkisinin bulunduğu işyerlerinde risk değerlendirmesi; MADDE 15 – (1) Bir işyerinde bir veya daha fazla alt işveren bulunması halinde: a) Her alt işveren yürüttükleri işlerle ilgili olarak, bu Yönetmelik hükümleri uyarınca gerekli risk değerlendirmesi çalışmalarını yapar veya yaptırır. b) Alt işverenlerin risk değerlendirmesi çalışmaları konusunda asıl işverenin sorumluluk alanları ile ilgili ihtiyaç duydukları bilgi ve belgeler asıl işverence sağlanır. c) Asıl işveren, alt işverenlerce yürütülen risk değerlendirmesi çalışmalarını denetler ve bu konudaki çalışmaları koordine eder. (2) Alt işverenler hazırladıkları risk değerlendirmesinin bir nüshasını asıl işverene verir. Asıl işveren; bu risk değerlendirmesi çalışmalarını kendi çalışmasıyla bütünleştirerek, risk kontrol tedbirlerinin uygulanıp uygulanmadığını izler, denetler ve uygunsuzlukların giderilmesini sağlar.””C ŞIKKI” SORU-21) İş Sağlığı ve Güvenliği Risk Değerlendirmesi Yönetmeliği’ne göre ,Hangisi Risk

değerlendirmesi rehberleri hakkıda doğru bir bilgi olmamalıdır A) Kamu kurum ve kuruluşları, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları risk değerlendirme rehberi

hazırlamak için yaptıkları gerekli başvuru sonucu ,rehber yayına onay beklemeden otuz gün içinde girer. B)Bakanlıkça, bu Yönetmelik hükümlerine uygunluğu yönünden değerlendirilerek

onaylanan taslaklar, Bakanlık tarafından sektör, meslek veya yapılan işlere özgü risk değerlendirmesi uygulama rehberleri olarak yayımlanır. C)İşçi-işveren ve memur sendikaları ile kamu yararına çalışan sivil toplum kuruluşları faaliyet gösterdikleri

sektörde rehber çalışmalarında bulunabilir. D) Rehberler işyerinde çalışan sayısı ve işyerinin bulunduğu tehlike sınıfı göz önüne alınarak; sektör, meslek

veya yapılan işlere özgü olabilir. AÇIKLAMA

MADDE 17 – (1) İşverenlere, risk değerlendirmesi ile ilgili yükümlülükleri bakımından yardımcı olmakveya yol göstermek amacıyla risk değerlendirmesi rehberleri hazırlanabilir. Rehberler işyerinde çalışan sayısı ve işyerinin bulunduğu tehlike sınıfı göz önüne alınarak; sektör, meslek veya yapılan işlere özgü olabilir.(2) Kamu kurum ve kuruluşları, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, işçi-işveren ve memur sendikaları ile kamu yararına çalışan sivil toplum kuruluşları faaliyet gösterdikleri sektörde rehber çalışmalarında bulunabilir. Bakanlıkça, bu Yönetmelik hükümlerine uygunluğu yönünden değerlendirilerek onaylanan taslaklar, Bakanlık tarafından sektör, meslek veya yapılan işlere özgü özgü risk değerlendirmesi uygulama rehberleri olarak yayımlanır.“A ŞIKKI”

10


11


SORU-1) Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik’teki tanımlara göre aşağıdakilerden hangisi yangın yükünü ifade eder? a) Yapılarda kişi başına düşen kullanım alanının metrekare cinsinden m2/kişi olarak ifadesini b) Bir mekân içindeki kişilerin sadece tek bir yönde hareket ederek bir çıkışa veya alternatifli iki yönde kaçış İmkânına sahip olduğu noktaya kadar olan mesafeyi c) Bir yapı bolumunum içinde bulunan yanıcı maddelerin kütleleri ile alt ısıl değerleri çarpımları toplamının, Plandaki toplam alana bölünmesi ile elde edilen ve MJ/m2 olarak ifade edilen buyrukluğu d) Yangın halinde, uyarı ve söndürme tedbirleri diğer bölümlerdeki sistemlerden ayrı olarak devreye giren bölümü AÇIKLAMA Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmeliğin 4. maddesine göre;  Kullanıcı yük katsayısı: Yapılarda kişi başına düsen kullanım alanının metrekare cinsinden m2/kişi olarak ifadesini,  Tek yönlü kaçış mesafesi: Bir mekân içindeki kişilerin sadece tek bir yönde hareket ederek bir çıkışa veya alternatifli iki yönde kaçış imkânına sahip olduğu noktaya kadar olan mesafeyi,  Yangın yükü: Bir yapı bölümünün içinde bulunan yanıcı maddelerin kütleleri ile ali ısıl değerleri çarpımları toplamının, plandaki toplam alana bölünmesi ile elde edilen ve MJ/m2 olarak ifade edilen büyüklüğü,  Yangın bölgesi (zonu): Yangın halinde, uyarı ve söndürme tedbirleri diğer bölümlerdeki sistemlerden ayrı olarak devreye giren bolumu ifade eder. Cevap:c SORU-2) Yangın kompartımanı en az ne kadar süreyle yangına dayanıklı yapı elemanları ile duman ve ısı geçirmez alanlara ayrılmış bölgedir? a) 30 dakika

b) 45 dakika

c) 1 saat

d) 1,5 saat

1 AÇIKLAMA Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmeliğin 4. maddesine göre; yangın kompartımanı, bir bina içerisinde, tavan ve taban döşemesi dahil olmak üzere, her yanı en az 60 dakika yangına karşı dayanıklı yapı elemanları ile duman ve ısı geçirmez alanlara ayrılmış bölgeyi ifade eder. Cevap: c SORU-3) C sınıfı yangınlar aşağıdakilerden hangisidir? a) Yanıcı sıvı maddelerin yangınları b) Yanıcı gaz maddelerin yangınları c) Yanabilen hafif ve aktif metaller ile radyoaktif maddeler gibi metallerin yangınları d) Yanıcı katı maddelerin yangınları AÇIKLAMA Binaların Yangından Korunması Hakkında Yonetmeliğin 4. maddesine göre; • A sınıfı yangınlar: Odun, kömür, kâğıt, ot, dokuman ve plastik gibi yanıcı katı maddeler yangınını, • B sınıfı yangınlar: Benzin, benzol, makine yağları, laklar, yağlı boyalar, katran ve asfalt gibi yanıcı sıvı maddeler yangınını, • C sınıfı yangınlar: Metan, propan, butan, LPG, asetilen, havagazı ve hidrojen gibi yanıcı gaz maddeler yangınını, • D sınıfı yangınlar: Lityum, sodyum, potasyum, alüminyum ve magnezyum gibi yanabilen hafif ve aktif metaller ile radyoaktif maddeler gibi metaller yangınını ifade eder. Cevap: b


SORU-4) Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik esaslarına göre aşağıdakilerden hangisi yuksek bina olarak kabul edilir? a) Bina yüksekliği 21,5 metreden fazla olan binalar b) Yapı yüksekliği 20,5 metreden fazla olan binalar c) Bina yüksekliği 10 metrede fazla olan binalar d) Yapı yüksekliği 15 metreden fazla olan binalar AÇIKLAMA Binaların Yangından Korunması Hakkında Yonetmeliğin 4. maddesine göre; yuksek bina, bina yüksekliği 21,5 metreden, yapı yüksekliği 30,50 metreden fazla olan binaları ifade eder. Cevap: a

SORU-5) Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik hükümlerine uyulmaması sebebiyle meydana gelen yangın hasarlarından dolayı aşağıda belirtilenlerden hangisi/hangileri sorumludur? I. Yapı inşasında yer alan yapı sahipleri, işveren ve işveren temsilcileri II. Tasarımda, uygulamada ve denetimde gorevli mimar ve muhendisler III. Yapı denetimi kuruluşları IV. Muteahhitler, imalatcılar ve danışmanları a) Yalnız IV

b) I, IV

c) II, III

d) I, II, III, IV

2 AÇIKLAMA Binaların Yangından Korunması Hakkında Yonetmeliğin 6. maddesine göre; bu Yönetmelik hükümlerine uyulmaması sebebiyle meydana gelen yangın hasarlarından dolayı;    

Yapı inşasında yer alan yapı sahipleri, işveren ve işveren temsilcileri, Tasarımda, uygulamada ve denetimde gorevli mimar ve muhendisler, Yapı denetimi kuruluşları, Muteahhitler, imalatcılar ve danışmanları kusurlarına göre sorumludur.

Cevap:d

SORU-6) Toren, ibadet, eğlence, yeme, icme, ulaşım ve arac bekleme gibi sebeplerle, 50 veya daha fazla kişinin bir araya gelebildiği butun binaları veya bunların bu amacla kullanılan bolumleri aşağıdakilerden hangisidir? a) Büro binaları

b) Ticaret amaçlı binalar

c) Toplanma binaları

d) Endüstriyel binalar

AÇIKLAMA Binaların Yangından Korunması Hakkında Yonetmeliğin 15. maddesine göre; Toplanma amaclı binalar; toren, ibadet, eğlence, yeme, icme, ulaşım ve arac bekleme gibi sebeplerle, 50 veya daha fazla kişinin bir araya gelebildiği butun binaları veya bunların bu amacla kullanılan bolumlerini ifade eder. Cevap:c


SORU-7) Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre bina tehlike sınıflandırmaları aşağıdakilerden hangileridir? a) Az tehlikeli - tehlikeli - cok tehlikeli b) Duşuk tehlikeli - orta tehlikeli - yuksek tehlikeli c) Az tehlikeli - orta tehlikeli - cok tehlikeli d) Tehlikeli - orta tehlikeli - cok tehlikeli AÇIKLAMA Binaların Yangından Korunması Hakkında Yonetmeliğin 19. maddesine göre; Binada veya bir bolumunde sondurme sistemleri ve kompartıman oluşturulurken, tasarım sırasında aşağıdaki tehlike sınıflandırması dikkate alınır:   

Duşuk tehlikeli yerler: Duşuk yangın yukune ve yanabilirliğe sahip malzemelerin bulunduğu, en az 30 dakika yangına dayanıklı ve tek bir kompartıman alanı 126 m2’den buyuk olmayan yerlerdir. Orta tehlikeli yerler: Orta derecede yangın yukune ve yanabilirliğe sahip yanıcı malzemelerin bulunduğu yerlerdir. Yuksek tehlikeli yerler: Yuksek yangın yukune ve yanabilirliğe sahip ve yangının cabucak yayılarak buyumesine sebep olacak malzemelerin bulunduğu yerlerdir.

Cevap:b SORU-8) Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre, Aşağıdakilerden hangisi Bir binanın inşası halinde yangın riskine karşı alınacak yapısal tedbirlerden değildir? a) Binanın yük taşıma kapasitesi belirli bir süre için korunabilmeli b) Yangının ve dumanın binanın bölümleri içerisinde genişlemesi ve yayılması sınırlandırılabilmeli c) Kullanıcıların binayı terk etmesine veya diğer yollarla kurtarılmasına imkân vermemeli

3

d) Yangının civarındaki binalara sıçraması sınırlandırılabilmeli AÇIKLAMA Binaların Yangından Korunması Hakkında Yonetmeliğin 20. maddesine göre; Bir bina, yangın çıkması hâlinde;  Binanın yük taşıma kapasitesi belirli bir süre için korunabilecek,  Yangının ve dumanın binanın bölümleri içerisinde genişlemesi ve yayılması sınırlandırılabilecek,  Yangının civarındaki binalara sıçraması sınırlandırılabilecek,  Kullanıcıların binayı terk etmesine veya diğer yollarla kurtarılmasına imkân verecek,  İtfaiye ve kurtarma ekiplerinin emniyeti göz önüne alınacak,şekilde inşa edilir. Cevap:c

SORU-9) Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre İtfaiye araçlarının yaklaşabildiği son noktadan binanın dış cephesindeki herhangi bir noktasına olan yatay uzaklık en çok kaç metre olabilir. a)25 c)45

b) 30 d) 60

AÇIKLAMA Binaların Yangından Korunması Hakkında Yonetmeliğin 22. maddesine göre; (2) İtfaiye araçlarının yaklaşabildiği son noktadan binanın dış cephesindeki herhangi bir noktasına olan yatay uzaklık en çok 45 m olabilir. Cevap:c


SORU-10) Çevreye yangın yayma tehlikesi olmayan ve yangın sırasında içindeki yanıcı maddeler çelik elemanlarında …. C üzerinde bir sıcaklık artışına sebep olmayacak bütün çelik yapılar, yangına karşı dayanıklı kabul edilir. a)250

b)300

c)540

d)1250

AÇIKLAMA Binaların Yangından Korunması Hakkında Yonetmeliğin 23. maddesine göre; Çevreye yangın yayma tehlikesi olmayan ve yangın sırasında içindeki yanıcı maddeler çelik elemanlarında 540 C üzerinde bir sıcaklık artışına sebep olmayacak bütün çelik yapılar, yangına karşı dayanıklı kabul edilir. Alanı 5000 m2’den az olan tek katlı yapılar hariç olmak üzere, diğer çelik yapılarda, çeliğin sıcaktan uygun şekilde yalıtılması gerekir. Yalıtım, yangına dayanıklı püskürtme sıva ile sıvama, yangına dayanıklı boya ile boyama, yangına dayanıklı malzemeler ile çevreyi sarma, kutuya alma ve kütlesel yalıtım şeklinde yapılabilir. Cevap:c

SORU-11) Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre, Ahşap elemanların yangın mukavemet hesapları yanma hızına dayandırılır, Ahşap elemanların Yanma hızı….. ilâ… mm/dak kabul edilmektedir

a)0,4-0,5 b)0,6-0,8 c)1,2-1,5

4 d)2,5-3,5 AÇIKLAMA Binaların Yangından Korunması Hakkında Yonetmeliğin 23. maddesine göre; - Ahşap elemanların yangın mukavemet hesapları yanma hızına dayandırılır. Yanma hızı 0.6 ilâ 0.8 mm/dak kabul edilip; ahşap elemanın bu şekilde azalan en kesitiyle ve güvenlik katsayısı 1.00''e eşit alınarak, üzerine gelen gerçek yükü taşıyabildiği süre yangın mukavemet süresi kabul edilir. Cevap:b SORU-12) Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre, Yangın duvarları için hangisi yalnıştır? a)Su, elektrik, ısıtma, havalandırma tesisatının ve benzeri tesisatın yangın duvarından geçmesi hâlinde, tesisat çevresi, açıklık kalmayacak şekilde en az yangın duvarı yangın dayanım süresi kadar, yangın ve duman geçişine karşı yalıtılır b) Yangın duvarlarında basınç dengelenmesi için delik ve boşluklar bulunur. c) Duvarlarda kapı ve sabit ışık penceresi gibi boşluklardan kaçınmak mümkün değil ise, bunların en az yangın duvarının direncinin yarı süresi kadar yangına karşı dayanıklı olması gerekir d) Bitişik nizam yapıları birbirinden ayıran yangın duvarları, yangına en az 90 dakika dayanıklı olarak projelendirilir.

AÇIKLAMA; Binaların Yangından Korunması Hakkında Yonetmeliğin 25. maddesine göre; (1) Bitişik nizam yapıları birbirinden ayıran yangın duvarları, yangına en az 90 dakika mdayanıklı olarak projelendirilir. Yangın duvarlarının cephe ve çatılarda göstermeleri gereken özellikler ilgili maddelerde belirtilmiştir.(2) Yangın duvarlarında delik ve boşluk bulunamaz. Duvarlarda kapı ve sabit ışık penceresi gibi boşluklardan kaçınmak mümkün değil ise, bunların en az yangın duvarının direncinin yarı süresi kadar yangına karşı dayanıklı olması gerekir. Kapıların kendiliğinden kapanması ve duman sızdırmaz özellikte olması mecburidir. Bu tür yarı mukavemetli boşlukların çevresi her türlü yanıcı maddeden arındırılır. Su, elektrik, ısıtma, havalandırma tesisatının ve benzeri tesisatın yangın duvarından geçmesi hâlinde, tesisat çevresi, açıklık kalmayacak şekilde en az yangın duvarı yangın dayanım süresi kadar, yangın ve duman geçişine karşı yalıtılır. Cevap:b


SORU-13) Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre,döşemeler için hangisi yalnıştır? a) Bütün döşemelerin yangın duvarı niteliğinde olması gerekir. Döşemelerin b) Ayrık nizamda müstakil konutlar dışındaki binaların tavan kaplamaları ve asma tavanlarının malzemesinin en az zor alevlenici olması gerekir. c) Döşeme üzerinde kolay alevlenen malzemeden ısı yalıtımı yapılmasına, üzeri en az 5 cm kalınlığında şap tabakası ile örtülmek şartı ile müsaade edilir. d) Döşeme kaplamaları en az normal alevlenici, yüksek binalarda ise en az zor alevlenici malzemeden yapılır. AÇIKLAMA Binaların Yangından Korunması Hakkında Yonetmeliğin 26. maddesine göre; Döşemeler MADDE 26- (1) Bütün döşemelerin yangın duvarı niteliğinde olması gerekir. (2) Döşeme kaplamaları en az normal alevlenici, yüksek binalarda ise en az zor alevlenici malzemeden yapılır. (3) Döşeme üzerinde kolay alevlenen malzemeden ısı yalıtımı yapılmasına, üzeri en az 2 cm kalınlığında şap tabakası ile örtülmek şartı ile müsaade edilir. (4) Ayrık nizamda müstakil konutlar dışındaki binaların tavan kaplamaları ve asma tavanlarının malzemesinin en az zor alevlenici olması gerekir. Cevap:c SORU-13) Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre,cepheler için hangisi yalnıştır? a) Dış cephelerin, yüksek binalarda zor yanıcı malzemeden ve diğer binalarda ise en az zor alevlenici malzemeden olması gerekir b) Cephe elemanları ile alevlerin geçebileceği boşlukları bulunmayan döşemelerin kesiştiği yerler, alevlerin komşu katlara atlamasını engelleyecek şekilde döşeme yangın dayanımını sağlayacak süre kadar yalıtılır. c) Alevlerin bir kattan diğer bir kata geçmesini engellemek için iki katın pencere gibi korumasız boşlukları arasında, düşeyde en az 80 cm yüksekliğinde yangına dayanıklı cephe elamanıyla dolu yüzey oluşturulur d) Alevlerin bir kattan diğer bir kata geçmesini engellemek için iki katın pencere gibi korumasız boşlukları arasında, cephe iç kısmına en çok 2 m aralıklarla cepheye en fazla 1.5 m mesafede yağmurlama başlıkları yerleştirilerek cephe otomatik yağmurlama sistemi ile korunur. AÇIKLAMA Binaların Yangından Korunması Hakkında Yonetmeliğin 27. maddesine göre; Cepheler -Dış cephelerin, yüksek binalarda zor yanıcı malzemeden ve diğer binalarda ise en az zor alevlenici malzemeden olması gerekir. -Cephe elemanları ile alevlerin geçebileceği boşlukları bulunmayan döşemelerin kesiştiği yerler, alevlerin komşu katlara atlamasını engelleyecek şekilde döşeme yangın dayanımını sağlayacak süre kadar yalıtılır. -Alevlerin bir kattan diğer bir kata geçmesini engellemek için iki katın pencere gibi korumasız boşlukları arasında, düşeyde en az 100 cm yüksekliğinde yangına dayanıklı cephe elamanıyla dolu yüzey oluşturulur veya cephe iç kısmına en çok 2 m aralıklarla cepheye en fazla 1.5 m mesafede yağmurlama başlıkları yerleştirilerek cephe otomatik yağmurlama sistemi ile korunur.

Cevap:c

5


SORU-14) Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre,hangisi çatıların inşasında göz önünde bulundurulacak husulardan değildir?

a) Yüksek binalarda ve bitişik nizam yapılarda, Çatı taşıyıcı sistemi ve çatı kaplamalarının paslanmaz malzemeden, olması gerekir b) Bitişik nizam binalarda, çatılarda çıkan yangının komşu çatıya geçmesi, ihtimalleri göz önünde bulundurulur. c) Çatı kaplamalarının BROOF sınıfı malzemelerden, çatı kaplamaları altında yer alan yüzeyin veya yalıtımın en az zor alevlenici malzemelerden olması gerekir. d) Yüksek binalarda ve bitişik nizam yapılarda Çatıların oturdukları döşemelerin yatay yangın kesici niteliğinde olmalıdır

AÇIKLAMA Binaların Yangından Korunması Hakkında Yonetmeliğin 28. maddesine göre; Çatıların inşasında; a) Çatının çökmesi, b) Çatıdan yangının girişi ve çatı kaplaması yüzeyinin tutuşması, c) Çatının altında ve içinde yangının yayılması, ç) Çatı ışıklığı üzerindeki rüzgâr etkileri, d) Çatı ışıklığından binaya yangının geçmesi, e) Yangının çatı kaplamasının dış yüzeyi üzerine veya katmanlarının içerisine yayılması ve alev damlalarının oluşması, f) Bitişik nizam binalarda, çatılarda çıkan yangının komşu çatıya geçmesi, ihtimalleri göz önünde bulundurulur. (2) Çatı kaplamalarının BROOF sınıfı malzemelerden, çatı kaplamaları altında yer alan yüzeyin veya yalıtımın en az zor alevlenici malzemelerden olması gerekir. Ancak, çatı kaplaması olarak yanmaz malzemelerin kullanılması durumunda üzerine çatı kaplaması uygulanan yüzeyin en az normal alevlenen malzemelerden olmasına izin verilir. (3) Yüksek binalarda ve bitişik nizam yapılarda; a) Çatıların oturdukları döşemelerin yatay yangın kesici niteliğinde, b) Çatı taşıyıcı sistemi ve çatı kaplamalarının yanmaz malzemeden, olması gerekir Cevap:a SORU-14) Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmeliğe göre aşağıdakilerden hangisi kaçış yolu kapsamına girmez? a) Oda ve diğer bağımsız mekanlardan cıkışlar c) İnsan taşıyan asansörler

b) Zemin kata ulaşan merdivenler d) Kat çıkışları

AÇIKLAMA Binaların Yangından Korunması Hakkında Yonetmeliğin 31. maddesine göre;

Kaçış yolları kapsamına; a) Oda ve diğer bağımsız mekânlardan çıkışlar, b) Her kattaki koridor ve benzeri geçitler, c) Kat çıkışları, ç) Zemin kata ulaşan merdivenler, d) Zemin katta merdiven ağızlarından aynı katta yapı son çıkışına götüren yollar, e) Son çıkış,dâhildir.

6


(2) Asansörler kaçış yolu olarak kabul edilmez. Cevap:c SORU-15) Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmeliğe göre Yanmakta olan cok katlı bir binada aşağıdakilerden hangisini yapmak risklidir? a) Yangın merdiveni kullanmak b) Teras katına cıkmak c) Asansörü kullanmak d) Odadaki tum boşlukları kapatarak yere uzanıp beklemek AÇIKLAMA Binaların Yangından Korunması Hakkında Yonetmeliğin 31. maddesine göre; 2) Asansörler kaçış yolu olarak kabul edilmez. Cevap:c SORU-16) Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmeliğe göre, Kaçış yollarının belirlenmesinde aşağıdakilerden hangisi onemli değildir? a) Kullanıcı yükü c) Kat alanı

b) Havalandırma d) Cıkışa kadar alınacak yol

AÇIKLAMA Binaların Yangından Korunması Hakkında Yonetmeliğin 31. maddesine göre (3) Kaçış yollarının belirlenmesinde yapının kullanım sınıfı, kullanıcı yükü, kat alanı, çıkışa kadar alınacak yol ve çıkışların kapasitesi esas alınır. Her katta, o katın kullanıcı yüküne ve en uzun kaçış uzaklığına göre çıkış imkânları sağlanır. Cevap:b SORU-17) Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmeliğe göre, Kaçış yollarının genişliği hakkında verilenlerden hangisi yalnıştır? a)50 kişiden fazla olan katlarda bir kaçış yolunun genişliği 100 cm''den az olmayacak şekilde çıkış sayısı bulunur. b) Kaçış yolu, yapının mekânlarına hizmet veren koridor ve hol olarak kullanılıyor ise, 110 cm’den az genişlikte olamaz c) Yüksek binalarda kaçış yollarının ve merdivenlerin genişliği 120 cm’den az olamaz. d) Toplam çıkış genişliği, toplam kullanıcı sayısının birim genişlikten geçen kişi sayısına bölümü ile elde edilen değerin 0.3 m ile çarpılması ile bulunan değerden az olamaz AÇIKLAMA Binaların Yangından Korunması Hakkında Yonetmeliğin 33. maddesine göre Toplam çıkış genişliği, 32 nci maddeye göre hesaplanan bir kattaki kullanım alanlarındaki toplam kullanıcı sayısının birim genişlikten geçen kişi sayısına bölümü ile elde edilen değerin 0.5 m ile çarpılması ile bulunan değerden az olamaz. Hiçbir çıkış veya kaçış merdiveni veyahut diğer kaçış yolları, hesaplanan bu değerlerden ve 80 cm’den daha dar genişlikte ve toplam kullanıcı sayısı 50 kişiden fazla olan katlarda bir kaçış yolunun genişliği 100 cm''den az olmayacak şekilde çıkış sayısı bulunur. -Kaçış yolu, bu özelliği dışında, yapının mekânlarına hizmet veren koridor ve hol olarak kullanılıyor ise, 110 cm’den az genişlikte olamaz. (2) Yüksek binalarda kaçış yollarının ve merdivenlerin genişliği 120 cm’den az olamaz. (3) Genişliği 200 cm’yi aşan merdivenler, korkuluklar ile 100 cm’den az olmayan ve 160 cm’den fazla olmayan parçalara ayrılır. Kaçış yolu koridoru yüksekliği 210 cm’den az olamaz. (4) İki çıkış gereken mekânlarda, her bir çıkışın toplam kullanıcı yükünün en az yarısını karşılayacak genişlikte olması gerekir. Cevap:d

7


SORU-18) Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmeliğe göre, yangın güvenlik holleri hakkında verilenlerden hangisi yalnıştır? a)Acil durum asansörü ile yapı yüksekliği 51.5m’den fazla olan binalarda kaçış merdiveni önüne yangın güvenlik holü yapılması zorunludur b) Döşemeye, asansör holünde çıkış kapısına doğru 1/100’ü aşmayacak bir eğim verilir. c) Yangın güvenlik hollerinin duvar, tavan ve tabanında hiçbir yanıcı malzeme kullanılamaz ve bu hollerin, yangına en az 120 dakika dayanıklı duvar ve en az 90 dakika dayanıklı duman sızdırmaz kapı ile diğer bölümlerden ayrılması gerekir d) Yangın güvenlik holleri; kaçış merdivenlerine dumanın geçişinin engellenmesi, söndürme ve kurtarma elemanlarınca kullanılması ve gerektiğinde engellilerin ve yaralıların bekletilmesi için yapılır AÇIKLAMA Binaların Yangından Korunması Hakkında Yonetmeliğin 34. maddesine göre 

Yangın güvenlik holleri; kaçış merdivenlerine dumanın geçişinin engellenmesi, ösöndürme ve kurtarma elemanlarınca kullanılması ve gerektiğinde engellilerin ve yaralıların bekletilmesi için yapılır.

Hollerin, kullanıcıların kaçış yolu içindeki hareketini engellemeyecek şekilde tasarlanması şarttır.

Yangın güvenlik hollerinin duvar, tavan ve tabanında hiçbir yanıcı malzeme kullanılamaz ve bu hollerin, yangına en az 120 dakika dayanıklı duvar ve en az 90 dakika dayanıklı duman sızdırmaz kapı ile diğer bölümlerden ayrılması gerekir.

Yangın güvenlik hollerinin taban alanı, 3 m²’den az, 6 m2’den fazla ve kaçış yönündeki boyutu ise 1.8 m’den az olamaz.

Acil durum asansörü önünde yapılacak yangın güvenlik holü alanı, 6 m2’den az, 10 m2’den çok ve herhangi bir boyutu 2 m’den daha az olamaz.

Döşemeye, asansör holünde çıkış kapısına doğru 1/200’ü aşmayacak bir eğim verilir.

Aksi belirtilmedikçe kaçış merdivenlerine, bir yangın güvenlik holünden veya kullanım alanlarından bir kapı ile ayrılan hol, koridor veya lobiden geçilerek ulaşılır.

Acil durum asansörü ile yapı yüksekliği 51.5m’den fazla olan binalarda kaçış merdiveni önüne yangın güvenlik holü yapılması zorunludur Cevap:b

SORU-19) Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmeliğe göre, kaçış merdivenleri hakkında verilenlerden hangisi yalnıştır? a) Yapının ortak merdivenlerinin yangın ve diğer acil hâllerde kullanılabilecek özellikte olanları, kaçış merdiveni olarak kabul edilir. b) Kaçış merdivenlerinin kullanıma uygun şekilde boş bulundurulmasından, bina veya işyeri sahibi ve yöneticileri sorumludur c) Bu merdivenler, yangına en az 120 dakika dayanıklı duvar ve en az 90 dakika dayanıklı duman sızdırmaz kapı ile diğer bölümlerden ayrılır. d) Kaçış merdivenleri, yangın ve diğer acil hâl tahliyelerinde kullanılan kaçış yolları öğelerinden bağımsız tasarlanabilirler AÇIKLAMA; Binaların Yangından Korunması Hakkında Yonetmeliğin 38. maddesine göre;Yapının ortak merdivenlerinin yangın ve diğer acil hâllerde kullanılabilecek özellikte olanları, kaçış merdiveni olarak kabul edilir. (2) Kaçış merdivenleri, yangın ve diğer acil hâl tahliyelerinde kullanılan kaçış yolları bütününün bir parçasıdır ve diğer kaçış yolları öğelerinden bağımsız tasarlanamazlar.(3) Kaçış merdivenlerinin duvar, tavan ve tabanında hiçbir yanıcı malzeme kullanılamaz ve bu merdivenler, yangına en az 120 dakika dayanıklı duvar ve en az 90 dakika dayanıklı duman sızdırmaz kapı ile diğer bölümlerden ayrılır. (4) Kaçış merdivenlerinin kullanıma uygun şekilde boş bulundurulmasından, bina veya işyeri sahibi ve yöneticileri sorumludur. Cevap:d

8


SORU-20) Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmeliğe göre ,Yuksekliği kac metreden fazla olan binalarda, bina dışında acık merdivenlerine izin verilmez? a) 21,5

b) 22,5

c)23,5

d) 24,5

AÇIKLAMA; Binaların Yangından Korunması Hakkında Yonetmeliğin 42. maddesine gore; Bina yüksekliği 21,5 metreden fazla olan binalarda, bina dışında acık merdivenlere izin verilmez. Cevap:a

SORU-21) Binaların Yangından Korunması Hakkında Yonetmelik gereği aşağıdakilerden hangisi çıkış kapılarının taşıması gereken ozelliklerden değildir? a) Kullanıcı yükü 50 kişiyi aşan mekanlardaki çıkış kapıları kaçış yönüne doğru acılacaktır. b) Cıkış kapılarının en az temiz genişliği 80 cm’den az olmayacaktır, e) Kaçış yolu kapılarında onunde eşik olacaktır. d) Kaçış merdiveni ve yangın guvenlik holu geciş kapıları, elle acılabilecek ve kilitli tutulmayacaktır AÇIKLAMA; Binaların Yangından Korunması Hakkında Yonetmeliğin 47. maddesine gore 

Kaçış yolu kapılarının en az temiz genişliği 80 cm’den ve yüksekliği 200 cm’den az olamaz. Kaçış yolu kapılarında eşik olmaması gerekir.

Dönel kapılar ile turnikeler, çıkış kapısı olarak kullanılamaz.

Kaçış yolu kapıları kanatlarının, kullanıcıların hareketini engellememesi gerekir. Kullanıcı yükü 50 kişiyi aşan mekânlardaki çıkış kapılarının kaçış yönüne doğru açılması şarttır. Kaçış yolu kapılarının el ile açılması ve kilitli tutulmaması gerekir.

Kaçış merdiveni ve yangın güvenlik holü kapılarının; duman sızdırmaz ve 4 kattan daha az kata hizmet veriyor ise en az 60 dakika, bodrum katlara ve 4 kattan daha fazla kata hizmet veriyor ise en az 90 dakika yangına karşı dayanıklı olması şarttır.

Kapıların, kendiliğinden kapatan düzenekler ile donatılması ve itfaiyecilerin veya görevlilerin gerektiğinde dışarıdan içeriye girmelerine imkân sağlayacak şekilde olması gerekir.

Kaçış kapısında, tek kanatlı kapıda temiz genişlik, kapı kasası veya lamba çıkıntısı ile 90 derece açılmış kanat yüzeyi arasındaki ölçüdür. Tek kanatlı bir çıkış kapısının temiz genişliği 80 cm’den az ve 120 cm’den çok olamaz. İki kanatlı kapıda temiz genişlik, her iki kanat 90 derece acık durumda iken, kanat yüzeyleri arasındaki ölçüdür.

Merdivenden tabii zemin seviyesinde güvenlikli bir alana acılan bütün kaçış yolu kapıları ile bir kattaki kişi sayısının 100’u geçmesi halinde, kaçış merdiveni, kaçış koridoru ve yangın güvenlik holü kapıları, kaçış yönünde kapı kolu kullanılmadan açılabilecek şekilde düzenlenir.

Kapıların en çok 110 N kuvvetle açılabilecek şekilde tasarlanması gerekir.

Cevap:c

9


SORU-22) Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik gereği, hastanelerde koridor genişlikleri kaç metreden az olamaz? a) 1

b) 2

c) 3

d) 4

AÇIKLAMA; Acıklama: Binaların Yangından Korunması Hakkında Yonetmeliğin 49. maddesine gore; hastanelerde koridor genişlikleri 2 metreden az olamaz. Cevap:b

SORU-23) Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik gereği, Asansorlerin ozellikleri ile ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır a) Asansörlerin, yangın uyarısı aldıklarında kapılarını açmadan doğrultuları ne olursa olsun otomatik olarak Acil çıkış katına dönecek ve kapıları acık bekleyecek özellikte olması gerekir. b) Asansörlerin kapıları, koridor, hol ve benzeri alanlar dışında doğrudan kullanım alanlarına açılamaz. c) Asansör kuyusu ve makine dairesi, yangına en az 60 dakika dayanıklı ve yanıcı olmayan malzemeden Yapılır. d) Asansörlerin, yangın uyarısı alındığında, kat ve koridor çağrılarını kabul etmesi gerekir. AÇIKLAMA; Binaların Yangından Korunması Hakkında Yonetmeliğin 62. maddesine gore; 

Asansör sistemleri, 15/2/2003 tarihli ve 25021 sayılı Resmi Gazetede ve 31/1/2007 tarihli ve 26420 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Asansör Yonetmeliğine (95/16/AT) uygun olarak imal ve tesis edilir.

Asansör kuyusu ve makina dairesi, yangına en az 60 dakika dayanıklı ve yanıcı olmayan malzemeden yapılır.

Aynı kuyu icinde 3’den fazla asansor kabini duzenlenemez. 4 asansor kabini duzenlendiği takdirde, ikişerli gruplar halinde araları yangına 60 dakika dayanıklı bir malzeme ile ayırılir.

Asansör kuyusunda en az 0.1 m2 olmak uzere kuyu alanının 0.025 katı kadar bir havalandırma ve dumandan arındırma bacası bulundurulur veya kuyular basınclandırılır.

Aynı anda bodrum katlara da hizmet veren asansorlere, bodrum katlarda korunmuş bir koridordan veya bir yangın guvenlik holunden ulaşılması gerekir. Asansorlerin kapıları, koridor, hol ve benzeri alanlar dışında doğrudan kullanım alanlarına acılamaz.

Yuksek binalarda ve topluma acık yapılarda kullanılan asansorlerin aşağıda belirtilen esaslara uygun olması gerekir:

 Asansorlerin, yangın uyarısı aldıklarında kapılarını acmadan doğrultulan ne olursa olsun otomatik olarak acil cıkış katına donecek ve kapıları acık bekleyecek ozellikte olması gerekir. Ancak, asansorlerin gerektiğinde yetkililer tarafından kullanılabilecek elektrikli sisteme sahip olması da gerekir.  Asansorlerin, yangın uyarısı alındığında, kat ve koridor cağrılarını kabul etmemesi gerekir.  Birinci ve ikinci derece deprem bolgelerinde bulunan yuksek binalarda, deprem sensorunden uyan alarak asansorlerin deprem sırasında durabileceği en yakın kata gidip, kapılarını acıp, hareket etmeyecek tertibat ve programa sahip olması gerekir.  Asansör kapısı, yangın merdiven yuvasına acılamaz.  Asansör kapılarının yangına karşı en az 30 dakika dayanıklı ve duman sızdırmaz olması, yapı yuksekliği 51.50 m’den yuksek binalarda yangına karşı en az 60 dakika dayanıklı ve duman sızdırmaz olması gerekir. Cevap:d

10


SORU-24) Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik gereği, Acil durum asansorleri ile ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? a) Engelli insanları tahliye edilebilmek üzere tesis edilir. b) Bir yangın veya acil durumda, asansörün kontrolü acil durum ekiplerine geçer. c) Asansör, normal şartlarda olsa bile asla binada bulunanlar tarafından kullanılamaz. d) Bir yapı içinde yangına müdahale ekiplerinin ve bunların kullandıkları ekipmanın üst ve alt katlara makul bir emniyet tedbiri dahilinde hızlı bir şekilde taşınmasını sağlar. AÇIKLAMA; Binaların Yangından Korunması Hakkında Yonetmeliğin 63. maddesine gore;  Acil durum asansörü; bir yapı içinde yangına müdahale ekiplerinin ve bunların kullandıkları ekipmanın üst ve alt katlara makul bir emniyet tedbiri dahilinde hızlı bir şekilde taşınmasını sağlamak, gerekli kurtarma işlemlerini yapmak ve aynı zamanda engelli insanları tahliye edilebilmek üzere tesis edilir.  Asansör, aynı zamanda normal şartlarda binada bulunanlar tarafından da kullanılabilir. Ancak, bir yangın veya acil durumda, asansörün kontrolü acil durum ekiplerine geçer. Cevap:c SORU-25) Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik gereği ,Transformatör ve jeneratörlerin kurulacağı odanın bütün duvarları, tabanı ve tavanı en az ne kadar süreyle yangına dayanabilecek şekilde olmalıdır? a) 60 dakika

b) 1,5 saat

c) 2 saat

d) 2,5 saat

11 AÇIKLAMA; Binaların Yangından Korunması Hakkında Yonetmeliğin 65 ve 66. maddelerine gore; -Transformator ve jeneratorlerin kurulacağı odanın butun duvarları, tabanı ve tavanı en az 120 dakika sureyle yangına dayanabilecek şekilde yapılır. Cevap:c SORU-26) Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik gereği, hangisi acil durum aydınlatması ve yonlendirmesi esaslarına uygun değildir? a) Aydınlatma bina veya yapının genel aydınlatma sistemine bağlı aydınlatma tesisatı ile sağlanır ve doğal aydınlatma yeterli kabul edilir. b) Bütün kaçış yollarının ve kaçış merdivenlerinin aydınlatılması gerekir. c) Kaçış yollarında, kullanıcıların kaçışı için gerekli aydınlatmanın sağlanmış olması şarttır. d) Acil durum aydınlatması ve yönlendirmesi için kullanılan aydınlatma ünitelerinin normal aydınlatma Mevcutken aydınlatma yapmayan tipte seçilmesi halinde, normal kaçış yolu aydınlatması kesildiğinde Otomatik olarak devreye girecek şekilde tesis edilmesi gerekir. AÇIKLAMA; Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmeliğin 71. maddesine göre; Aydınlatma bina veya yapının genel aydınlatma sistemine bağlı aydınlatma tesisatı ile sağlanır ve doğal aydınlatma yeterli kabul edilmez. Cevap: a


SORU-27) Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik gereği, yönlendirme işaretleri, yerden……cm ila ..........cm yuksekliğe yerleştirilir. a) 200-240 c) 180-220

b) 210-250 d)190-250

AÇIKLAMA; Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmeliğin 73. maddesine göre; 

Acil durum yönlendirmesinin normal aydınlatmanın kesilmesi hâlinde en az 60 dakika süreyle sağlanması gerekir. Kullanıcı yükünün 200’den fazla olması hâlinde, acil durum yönlendirmesinin çalışma süresinin en az 120 dakika olması şarttır

Yönlendirme işaretleri, yerden 200 cm ilâ 240 cm yüksekliğe yerleştirilir.

Cevap: a SORU-28) Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik gereği, Acil durum yonlendirmesi ile ilgili aşağıda verilenlerden hangisi/hangileri doğrudur? I. Yonlendirme işaretleri normal zamanlarda kullanılacak cıkışlar icin “CIKIŞ” yazısını ihtiva eder. II. Yonlendirme işaretlerinin işaret yuksekliği 15 cm'den az olmamalıdır. III. Dışarıdan veya kenarından aydınlatılan bir yonlendirme işaretinin azami gorulebilirlik uzaklığı, işaret boyut yuksekliğinin 200 katına eşit olan uzaklık olması gerekir. a) I, II

b) I, III

c) II, III

d)I,II,III

12 AÇIKLAMA; 

Yönlendirme işaretlerinin her noktadan görülebilecek şekilde ve işaret yüksekliği 15 cm’den az olmamak üzere, azami görülebilirlik uzaklığı; dışarıdan veya kenarından aydınlatılan yönlendirme işaretleri için işaret boyut yüksekliğinin 100 katına, içeriden ve arkasından aydınlatılan işaretlere sahip acil durum yönlendirme üniteleri için işaret boyut yüksekliğinin 200 katına eşit olan uzaklık olması gerekir. Bu uzaklıktan daha uzak noktalardan erişim için gerektiği kadar yönlendirme işareti ilave edilir.

Yönlendirme işaretleri; yeşil zemin üzerine beyaz olarak, ilgili yönetmelik ve standartlara uygun sembolleri ve normal zamanlarda kullanılacak çıkışlar için “ÇIKIŞ”, acil durumlarda kullanılacak çıkışlar için ise, “ACİL ÇIKIŞ” yazısını ihtiva eder.

Cevap: a SORU-29) Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik gereği hangisi acil durum yönlendirmesi gereği esaslarına uygun değildir? a) Acil durum aydınlatmasının calışma suresinin, kullanıcı yuku 200’den fazla olduğu takdirde en az 120 dakika olması gerekir. b) Acil durum yonlendirmesinin normal aydınlatmanın kesilmesi halinde en az 30 dakika sureyle sağlanması gerekir. c) Birden fazla cıkışı olan butun binalarda, kullanıcıların cıkışlara kolaylıkla ulaşabilmesi icin acil durum yonlendirmesi yapılır. d) Dışarıdan aydınlatılan yonlendirme işaretleri aydınlatmasının, gorulebilen butun doğrultularda en az 2 cd/m2 olması ve en az 0,5 değerinde bir kontrast oranına sahip bulunması şarttır. AÇIKLAMA; Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmeliğin 73. maddesine göre; acil durum yönlendirmesinin normal Aydınlatmanın kesilmesi halinde en az 60 dakika süreyle sağlanması gerekir. Cevap:b


SORU-30) Binaların Yangından Korunması Hakkında Yonetmelik kapsamında yangın uyarı butonları icin aşağıda belirtilenlerden hangisi yanlıştır? a) Yangın uyarı butonları, yerden en az 110 cm ve en fazla 130 cm yüksekliğe yerleştirilir. b) El ile yangın uyarısı, yangın uyarı butonları ile yapılır. c) Yangın uyarı butonları yangın kaçış yolları dışındaki yollarda tesis edilir. d) Tüm yangın uyarı butonlarının görülebilir ve kolayca erişilebilir olması gerekir. AÇIKLAMA; Binaların Yangından Korunması Hakkında Yonetmeliğin 75, maddesine göre; 

El ile yangın uyarısı, yangın uyarı butonları ile yapılır.

Yangın uyan butonları yangın kacış yollarında tesis edilir. Yangın uyarı butonlarının, bir kattaki herhangi bir noktadan o kattaki herhangi bir yangın uyarı butonuna yatay erişim uzaklığının 60 metreyi gecmeyecek şekilde yerleştirilmesi gerekir.

Engelli veya yaşlıların bulunduğu yerlerde bu mesafe azaltılabilir. Tum yangın uyarı butonlarınm gorulebilir ve kolayca erişilebilir olması gerekir.

Yangın uyarıbutonları, yerden en az 110 cm ve en fazla 130 cm yuksekliğe yerleştirilir.

Aşağıda belirtilen binalarda yangın uyarı butonlarınm kullanılması mecburidir:  Konutlar haric, kat alanı 400 m2’den fazia olan iki kat ile dört kat arasındaki butun binalarda,  Konutlar haric, kat sayısı dörtten fazla olan butun binalarda,  Konutlar dahil butun yuksek binalarda.

13

Cevap:c SORU-31) Yangın uyarı butonları, yerden en az .......cm ve en fazla........cm yuksekliğe yerleştirilir. a) 110-130

b) 100- 140

c) 120- 160

d) 140-150

AÇIKLAMA; Yangın uyarıbutonları, yerden en az 110 cm ve en fazla 130 cm yuksekliğe yerleştirilir SORU-32) Yangından veya benzeri acil hallerden haberdar etme işlemleri, sesli ve ışıklı uyarı cihazları ile gerçekleştirilir. Buna gore sesli ve ışıklı uyarı cihazları ile ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? a) Yangın uyarı butonunun mecburi olduğu yerlerde uyarı sistemi mecburi değildir b) İşitme engelli kişilerin bulunma ihtimali olmayan alanlarda ışıklı uyarı cihazı kullanılması mecburi değildir. c) Sesli uyarı cihazlarının 3 m uzaklıkta en az 75 dBA ve en cok 120 dBA ses seviyesi elde edilecek ozellikte olması şarttır. d) Sesli yangın uyarı cihazlarının seslerinin, binada başka amaclarla kullanılan sesli uyarıcılardan ayırt edilebilecek ozellikte olması gerekir AÇIKLAMA; Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmeliğin 81. maddesine göre; -Yangın uyarı butonunun mecburi olduğu yerlerde uyarı sistemi de mecburidir. Cevap: a


SORU-33) Sesli uyarı cihazları binanın her yerinde, yerden kaç cm yükseklikte ölçülecek ve ses seviyesi ortalama ortam ses seviyesinin en az kaç diba uzerinde olacak şekilde yerleştirilir? a) 100/10

b) 150/15

c) 150/25

d) 200/30

AÇIKLAMA; Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmeliğin 81. maddesine göre; -Sesli uyarı cihazları binanın her yerinde, yerden 150 cm yükseklikte ölçülecek ve ses seviyesi ortalama ortam ses seviyesinin en az 15 dBA üzerinde olacak şekilde yerleştirilir. Cevap: b SORU-34) Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmeliğe göre sesli uyarı cihazlarının kaç metre uzaklıktan duyulacak şekilde ses seviyelerinin en az ve en cok ne kadar olması gerekir? a) 3 metre - 80 dB -110 dB c) 5 metre - 80 dB -110 dB

b) 3 metre - 75 dB -120 dB d) 5 metre - 75 dB -120 dB

AÇIKLAMA; Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmeliğin 81. maddesine göre; Sesli uyarı cihazlarının, 3 metre uzaklıkta en az 75 dBA ve en çok 120 dBA ses seviyesi elde edilecek özellikte olması şarttır. Cevap:b SORU-35) Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik esaslarına göre aşağıdakilerden hangisi acil durum kontrol sistemlerinin özelliklerinden değildir? a) Acil durum aydınlatma kontrol işlemlerini gerçekleştirmesi b) Yapılış ozelliklerine bakılmaksızın tum asansörlerin yangın esnasında kullanımının engellenmesi c) Yangının otomatik olarak haber verilmesi d) Guvenlik ve benzeri nedenlerle kilitli tutulan kapıların ve turnikelerin acılması AÇIKLAMA; Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmeliğin 82. maddesine göre; 

Yangın halinde otomatik olarak gerekli kontrol fonksiyonlarını yerine getirecek acil durum kontrol sisteminin;

Yangın sırasında kapanması gereken yangın kapılarını ve diğer açıklıkları kapatma amaçlı cihazları normal halde acık durumda tutan elektromanyetik kapı tutucu ve benzeri cihazlarının serbest bırakılması,

 

Merdiven yuvaları ve asansör kuyuları basınçlandırma cihazlarının devreye sokulması, Duman kontrol sistemlerinin işlemlerini yerine getirmesi,

Acil durum aydınlatma kontrol işlemlerini gerçekleştirmesi,

Güvenlik ve benzeri sebeplerle kilitli tutulan kapıların ve turnikelerin açılması,

Asansörlerin yapılış özelliklerine bağlı olarak yangın esnasında kullanımım engellenmesi veya tahliye amacıyla itfaiye veya eğitilmiş bina yangın mücadele ekipleri tarafından kullanılmasının sağlanması,

Mahalli itfaiye ile elektrik işletmesine, belediyeye, polise veya jandarmaya, kurum amirine, bina sahibine ve gerekli görülen diğer yerlere yangının otomatik olarak haber verilmesi özellik ve fonksiyonlarına sahip olması lazımdır.

Cevap: b

14


SORU-36) Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik esaslarına göre, Yapı yüksekliği kaç metrenin üzerinde olan binaların hol ve koridor gibi ortak alanlarında duman kontrol sistemi yapılması mecburidir? a) 21,5 c) 50

b) 41 d) 51,5

AÇIKLAMA; Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik 87. maddesine göre; yapı yüksekliği 51,5 metrenin üzerinde olan binaların hol ve koridor gibi ortak alanlarında duman kontrol sistemi yapılması mecburidir. Cevap: d

SORU-37) Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik esaslarına göre, Kapalı otopark alanlarında ve bodrum katlarındaki depolarda, toplam alanın kaç m2’yi aşması durumunda, mekanik duman tahliye sistemi yapılması mecburidir? a) 2.000 c) 1.000

b) 1.500 d) 500

AÇIKLAMA; Binaların Yangından Korunması Hakkında Yonetmeliğin 83. maddesine gore; Toplam alanı 2000 m2’yi aşan kazan dairelerinde, kapalı otopark alanlarında ve bodrum katlardaki depolarda mekanik duman tahliye sistemi yapılması mecburidir. Duman tahliye sisteminin, binanın diğer bolumlerine hizmet veren sistemlerden bağımsız olması ve saatte en az 10 defa hava değişimi sağlaması gerekir. Cevap: a SORU-38) Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik esaslarına göre, Yangın dolapları, her katta ve yangın duvarları ile ayrılmış her bölümde düzenlenmeli ve aralarındaki uzaklık en fazla kaç metre olacak şekilde yerleştirilmelidir? a) 20

b) 25

c) 30

d) 50

AÇIKLAMA; Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmeliğin 94. maddesine göre; -Yangın dolapları, her katta ve yangın duvarları İle ayrılmış her bölümde aralarındaki uzaklık 30 metreden fazla olmayacak şekilde düzenlenir. Cevap c SORU-39) Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik esaslarına göre, hidrantlar ile ilgili hususlardan hangisi yanlıştır? a) Hidrantların, itfaiye ve araclarının kolay yanaşabileceği ve bağlantı yapabileceği şekilde duzenlenmesi gerekir. b) Hidrantlar arası uzaklık cok riskli bolgelerde 50 m, riskli bolgelerde 100 m, orta riskli bolgelerde 125 m ve az riskli bolgelerde 150 m alınır. c) Normal şartlarda hidrantlar, korunan binalardan ortalama 5 ila 15 m kadar uzağa yerleştirilir. d) İcerisinde her turlu kullanım alanı bulunan ve genel yerleşme alanlarından ayrı olarak planlanan yerleşim alanlarında yapılacak binaların taban alanları toplamının 3000 m2’den büyük olması halinde dış hidrant sistemi yapılması mecburidir.

AÇIKLAMA; Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmeliğin 95. maddesine göre; içerisinde her türlü kullanım alanı bulunan ve genel yerleşme alanlarından ayrı olarak planlanan yerleşim alanlarında yapılacak binaların taban alanları toplamının 5.000 m2’den büyük olması halinde dış hidrant sistemi yapılması mecburidir. Cevap: d

15


SORU-40) Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik esaslarına göre, hangisinde otomatik yağmurlama sisteminin kurulması mecburidir? a) Yapı yüksekliği 30,5 metreden fazla olan konut haricindeki bütün binalarda b) Yapı yüksekliği 20,5 metreden fazla olan konut haricindeki bütün binalarda c) Yapı yüksekliği 25,5 metreden fazla olan konut haricindeki bütün binalarda d) Toplam alanı 3000 m2’nin uzerinde olan katlı mağazalarda, alışveriş, ticaret ve eğlence yerlerinde AÇIKLAMA Binaların Yangından Korunması Hakkında Yonetmeliğin 96. maddesine göre; aşağıda belirtilen yerlerde otomatik yağmurlama sistemi kurulması mecburidir;

 

Yapı yuksekliği 30,5 metreden fazla olan konut haricindeki butun binalarda Yapı yuksekliği 51,5 metreyi gecen konutlarda

Alanlarının toplamı 600 m2’den buyuk olan kapalı otoparklarda ve 10’dan fazla aracın asansorle alındığı kapalı otoparklarda

Birden fazla katlı bir bina icerisindeki yatılan oda sayısı 100’u veya yatak sayısı 200’u gecen otellerde, yurtlarda, pansiyonlarda, misafirhanelerde ve yapı yuksekliği 21,5 metreden fazla olan butun yataklı tesislerde

Toplam alanı 2000 m2’nin uzerinde olan katlı mağazalarda, alışveriş, ticaret ve eğlence yerlerinde

Toplam alanı 1000 m2’den fazla olan, kolay alevlenici ve parlayıcı madde uretilen veya bulundurulan yapılarda

Cevap:a SORU-41) Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik esaslarına göre, Yağmurlama sistemi ile ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? a) Elemanlarının TS EN 12259’a uygun olması şarttır. b) Yapı yüksekliği 30,5 metreden fazla olan konut haricindeki bütün binalarda kurulması mecburidir. c) Su ile genişleyen veya reaksiyona girerek yangının büyümesine sebep olabilecek maddelerin bulunduğu Mahallerde kurulması mecburidir. d) Yangını söndürmek, soğutmayı sağlamak ve gelişen yangını itfaiye gelinceye kadar sınırlamak amacı ile Kurulan ve su püskürtmesi yapan otomatik sistemdir. AÇIKLAMA Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmeliğin 96. maddesine göre; -Su ile genişleyen veya reaksiyona girerek yangının buyumesine sebep olabilecek maddelerin bulunduğu mahallere yağmurlama sistemi yapılmaz. Cevap: c SORU-42) Taşınabilir söndürme cihazlarının Tipi ve sayısı, mekanlarda var olan durum ve risklere göre belirlenir. Buna göre; aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? a) A sınıfı yangın çıkması muhtemel yerlerde, öncelikle çok maksatlı kuru kimyevi tozlu veya sulu söndürme cihazları bulundurulur. b) B sınıfı yangın çıkması muhtemel yerlerde, öncelikle kuru kimyevi tozlu, karbondioksitli veya kopuklu söndürme cihazları bulundurulur. c) C sınıfı yangın çıkması muhtemel yerlerde, öncelikle kuru kimyevi tozlu veya karbondioksitli söndürme cihazlan bulundurulur. d) D sınıfı yangın çıkması muhtemel yerlerde öncelikle su bulundurulur.

16


AÇIKLAMA Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmeliğin 99. maddesine göre; Taşınabilir söndürme cihazlarının tipi ve sayısı, mekânlarda var olan durum ve risklere göre belirlenir. Buna göre;  A sınıfı yangın çıkması muhtemel yerlerde, öncelikle çok maksatlı kuru kimyevi tozlu veya sulu,  B sınıfı yangın çıkması muhtemel yerlerde, öncelikle kuru kimyevi tozlu, karbondioksitli veya köpüklü,  C sınıfı yangın çıkması muhtemel yerlerde, öncelikle kuru kimyevi tozlu veya karbondioksitli,  D sınıfı yangın çıkması muhtemel yerlerde, öncelikle kuru metal tozlu söndürme cihazları bulundurulur. Cevap: d SORU-43) Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik kapsamında düşük tehlike sınıfında her.........., orta tehlike ve yüksek tehlike sınıfında her......... yapı inşaat alanı icin 1 adet olmak uzere, uygun tipte 6 kg’lık kuru kimyevi tozlu veya eşdeğeri gazlı yangın sondurme cihazları bulundurulması gerekir. Yukarıdaki boşluklara sırasıyla aşağıdakilerden hangisi gelmelidir? a) 400 m2 -150 m2 c) 500 m2 - 250 m2

b) 450 m2 - 200 m2 d) 600 m2 - 300 m2

AÇIKLAMA Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmeliğin 99. maddesine göre; -Düşük tehlike sınıfında her 500 m2, orta tehlike Ve yüksek tehlike sınıfında her 250 m2 yapı inşaat alanı için 1 adet olmak üzere, uygun tipte 6 kg’lık kuru kimyevi tozlu veya eşdeğeri Gazlı yangın söndürme cihazları bulundurulması gerekir. Cevap: c SORU-44) Söndürme cihazları dışarıya doğru, geçiş boşluklarının yakınına ve dengeli dağıtılarak, görülebilecek şekilde işaretlenir ve her durumda kolayca girilebilir yerlere, yangın dolaplarının içine veya yakınına yerleştirilir. Söndürme cihazlarına ulaşma mesafesi en fazla kaç metre olur? a) 10

b) 15

c) 25

d) 30

AÇIKLAMA Binaların Yangından Korunması Hakkında Yonetmeliğin 99. maddesine gore; sondurme cihazlarına ulaşma mesafesi en fazla 25 metre olur Cevap: c SORU-45) Taşınabilir yangın söndürme cihazlarında söndürücünün duvara bağlantı asma halkası duvardan kolaylıkla alınabilecek şekilde yerleştirilir. 4 kg’dan daha ağır ve 12 kg’dan hafif olan cihazların zeminden olan yuksekliği yaklaşık kac cm’yi aşmayacak şekilde montajı yapılır? AÇIKLAMA Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmeliğin 99. maddesine göre; taşınabilir söndürme cihazlarında Söndürücünün duvara bağlantı asma halkası duvardan kolaylıkla alınabilecek şekilde yerleştirilir ve 4 kg'dan daha ağır ve 12 kg’dan hafif Olan cihazların zeminden olan yüksekliği yaklaşık 90 cm'yi aşmayacak şekilde montaj yapılır. Cevap: c

17


SORU-46) Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmeliğe göre, taşınabilir yangın söndürme cihazlarının periyodik kontrolleri ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? a) Yangın söndürme cihazlarının periyodik kontrolü ve bakımı TS IS 0 11602-2 standardına göre yapılır. b) Söndürme cihazlarının bakımını yapan üreticinin veya servis firmalarının dolum ve servis yeterlilik belgesine sahip olması gerekir. c) Sondurme cihazlarının standartlarda belirtilen hususlar doğrultusunda altı ayda bir kez yerinde genel kontrolleri yapılır ve beşinci yılın sonunda icindeki sondurme maddeleri yenilenerek hidrostatik testleri yapılır. d) Servisi yapan firmalar, bakıma aldıkları yangın sondurme cihazlarının yerine, aldıkları sondurucu cihazın ozelliğinde ve aynı sayıda kullanıma hazır yangın sondurme cihazlarını gecici olarak bırakmak zorundadır AÇIKLAMA Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmeliğin 99. maddesine göre; söndürme cihazlarının standartlarda belirtilen hususlar doğrultusunda yılda 1 kez yerinde genel kontrolleri yapılır ve 4. yılın sonunda içindeki söndürme maddeleri yenilenerek hidrostatik testleri yapılır. Cevap:C SORU-47) Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik esaslarına göre depolama hacimlerinin genel ozelliklerine ilişkin aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? a) Üretimin ve tehlikeli maddenin özelliğine göre binaların tabanları statik elektriği iletici özellikte yapılması Şarttır. b) Binalardaki giriş ve çıkış kapıları, pencereler, panjurlar ve havalandırma kanallarının kapaklarının basınç Karşısında dışarıya doğru açılması gerekir. c) Binanın pencerelerinde parmaklık veya kafes bulunmaz. d) Binaların tabanları yanmaz, sızdırmaz, çarpma ile kıvılcım çıkarmaz ve kolay temizlenir malzemeden düz Olarak yapılması gerekir. AÇIKLAMA Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmeliğin 103. maddesine göre; binaların tavanlarının ve tabanlarının yanmaz, sızdırmaz, çarpma ile kıvılcım çıkarmaz ve kolay temizlenir malzemeden, hafif eğimli olarak, pencerelerin ise, büyük parçalar halinde, etrafa dağılmayacak ve zarar vermeyecek telli cam veya kırılmaz cam gibi maddelerden yapılması gerekir. Cevap: d SORU-48) Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik esaslarına göre, parlama noktaları 22,8°C’dan yüksek ve 37,8 °C’dan düşük olan sıvılar, aşağıdaki sınıflardan hangisine girer?

a) IA

b) IB

c) IC

d) IIIA

AÇIKLAMA Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmeliğin 113. maddesine göre; Sınıf IC sıvılar, parlama noktaları 22,8 °C’dan yüksek ve 37,8 °C’dan duşuk olan sıvılardır. Cevap: c

18


SORU-49) Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelikte belirtilen yangın güvenliği sorumlusu için aşağıdakilerden hangileri doğrudur? I. Çalışma saatleri içinde görevli sayısına ve binadaki en büyük amirin takdirine göre, binanın her katı, Bölümü veya tamamı için görevliler arasından yangın güvenliği sorumlusu seçilir. II. Kat mülkiyetine tabi olan binalarda bu sorumluluğu bina yöneticisi üstlenir. III. Gece bekçisi temin edilemeyen yerlerde, durum en yakın polis veya jandarma karakoluna bir yazıyla Bildirilir ve binanın devriyeler tarafından sık sık kontrol edilmesi sağlanır. IV. Yapı, bina, tesis ve işletmelerde yangın güvenliğinden; kamu ve özel kurum ve kuruluşlarda en büyük Amir, diğer bina, tesis ve işletmelerde ise sahip veya yöneticiler sorumludur. a) I, II, III c) II, IV

b) I, II, IV d) I, II, III, IV

AÇIKLAMA Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmeliğin 124. maddesine göre; 

Yapı, bina, tesis ve işletmelerde yangın Güvenliğinden;

 

Kamu ve özel kurum ve kuruluşlarda en büyük amir, diğer bina, tesis ve işletmelerde ise sahip veya yöneticiler Sorumludur.

Aynı yönetmeliğin 125. maddesine göre; Çalışma saatleri içinde görevli sayısına ve binadaki en büyük amirin takdirine göre, Binanın her katı, bolumu veya tamamı için görevliler arasından yangın güvenliği sorumlusu seçilir. Sorumlu, çalışma saatinin başlangıcından bitimine kadar sorumlu olduğu bölümde, yangına karşı korunma önlemlerini kontrol etmek ve aldırmakla yükümlüdür.

Kat Mülkiyetine tabi olan binalarda bu sorumluluğu bina yöneticisi üstlenir. Kamu binalarında bir gece bekçisi veya güvenlik görevlisi Bulunması asildir. Gece bekçisi temin edilemeyen yerlerde; 

 Hizmetli sayısı 2'den fazla değilse, durum en yakın polis veya jandarma karakoluna bir yazıyla bildirilir ve binanın devriyeler Tarafından sık sık kontrol edilmesi sağlanır.  Hizmetli sayısı 2'den fazla ise ve asıl görev aksatılmadan yürütülebilecekse, hizmetliler sırayla gece nöbeti tutarlar ve ertesi gün İstirahat ederler. Nöbet izni sebebiyle asıl görevin aksaması söz konusu ise ve hizmetli sayısı 5'i geçmiyor ise, (a) bendine göre Hareket edilir.  Kamu binalarında resmi tatil ve bayram günlerinde de hizmetlilerce sırayla nöbet tutulur. Nöbetçi personele, fazla mesai ücreti Ödenemediği takdirde nöbet tuttuğu saat kadar mesai günlerinde izin verilir. Cevap:d SORU-50) Aşağıdakilerden hangisi acil durum ekiplerinden biri değildir? a) Sondurme ekibi c) İlkyardım ekibi b) Kurtarma ekibi d) Taşıma ekibi AÇIKLAMA Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik 126. maddesine gore; yapı yuksekliği 30,5 metreden fazla olan konut binaları ile icinde 50 kişiden fazla insan bulunan konut dışı her turlu yapıda, binada, tesiste, işletmede ve icinde 200’den fazla kişinin barındığı sitelerde aşağıdaki acil durum ekipleri oluşturulur.  Sondurme ekibi  Kurtarma ekibi  Koruma ekibi  İlk yardım ekibi Sondurme ve kurtarma ekipleri en az 3’er kişiden; koruma ve ilk yardım ekipleri ise, en az 2’şer kişiden oluşur. Cevap:d

19


SORU-51) Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik gereğince binalarda söndürme ve tahliye tatbikatları hangi periyotlarda yapılmalıdır? a) 3 ayda bir c) Yıl bir

b) 6 ayda bir d) 2 yılda bir

AÇIKLAMA Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmeliğin 129. maddesine göre; binada senede en az 1 kez söndürme ve Tahliye tatbikatı yapılır. Cevap: c SORU-52) Herhangi bir kaçış merdiveninde basamak yüksekliği.…..cm’den çok ve basamak genişliği.cm’den az Olamaz? a) 10-12 c) 14 -16

b) 12 -14 d) 18-20

AÇIKLAMA Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmeliğin 152. maddesine göre; herhangi bir kaçış merdiveninde basamak Yüksekliği 18 cm’den çok ve basamak genişliği 20 cm’den az olamaz. Basamakların kaymayı önleyen malzemeden olması şarttır. Cevap: d SORU-53) Kaçış yolu kapılarının genişliği...... cm’den ve yüksekliği........cm’den az olamaz. a) 70-180

b) 60-170

c) 70-190

d) 50-120

AÇIKLAMA Binaların Yangından Korunması Hakkında Yonetmeliğin 157. maddesine gore; kacış yolu kapılarının genişliği 70 cm'den ve yuksekliği 190 cm’den az olamaz. Cevap: c

20


ÖZEL RİSK GRUPLARI 1-Çalışma hayatındaki özel risk grupları şunlardır: • Kadın çalışanlar • Çocuk çalışanlar • Yaşlı çalışanlar • Özürlü

Çocuk ve genç işçileri; -Çocuklara karşı işlenmiş suçlardan hüküm giyen, -Yüz kızartıcı suçlardan hüküm giymiş olan, işveren veya işveren vekilleri çalıştıramazlar.

2-Çocuklar aşağıda sıralanan özellikleri nedeni ile çalışma hayatında önemli bir risk grubunu oluştururlar: • Fiziksel ve ruhsal olarak gelişme sürecindedirler. Genç işçi : 15 yaşını tamamlamış, ancak 18 yaşını • Deneyimsizdirler. tamamlamamış kişiyi, • Haklan hakkında bilgisizdirler. Çocuk işçi : 14 yaşını bitirmiş, 15 yaşını • Muhakeme yetenekleri gelişmemiştir. doldurmamış ve ilköğretimini tamamlamış kişiyi • Meraklıdırlar. • Oyun oynama istekleri baskındır. • Uzun süre dikkatlerini bir işe toplamaları güçtür. • Risk algılama ve bilinç düzeyleri yetişkinlerinki kadar gelişmiş değildir. • Kendilerini kanıtlama çabası ile riskli davranışlarda bulunmaya yönelebilirler. • Fiziksel kuvvetleri birçok şey için yetersizdir. • Birikim özelliği olan kimyasal maddelerle karşılaşmak için yaşları çok küçüktür. • İşyerlerindeki koruyucu malzemelerin boyutları çocuklara uygun değildir. • İşyerlerindeki araç ve gereçlerin boyutları çocuklara uygun değildir. • Çalışma düzenine ilişkin bilgi düzeyleri eksiktir. • Her türlü şiddet için olası hedeftirler.

 Çocuk ve genç işçilerin günlük çalışma süreleri, yirmidört saatlik zaman diliminde, kesintisiz 14 saat dinlenme süresi dikkate alınarak uygulanır.  Okula devam eden çocukların eğitim dönemindeki çalışma süreleri, eğitim saatleri dışında olmak üzere, en fazla günde 2 saat ve haftada 10 saat olabilir. Okulun kapalı olduğu dönemlerde çalışma süreleri birinci fıkrada belirtilen çalışma sürelerini aşamaz.  Çocuk ve genç işçiler ,2 saatten fazla 4 saatten az süren işlerde 30 dakika, dört saatten yedi buçuk saate kadar olan işlerde çalışma süresinin ortasında 1 saat olmak üzere ara dinlenmesi verilmesi zorunludur.  Çocuk ve genç işçilerin hafta tatili izinleri kesintisiz 40 saatten az olamaz. Ayrıca hafta tatili ücreti bir iş karşılığı olmaksızın ödenir.  Çocuk ve genç işçiler, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştırılamazlar. Ayrıca bugünlere ilişkin ücretler bir iş karşılığı olmaksızın ödenir.  Çocuk ve genç işçilere verilecek yıllık ücretli izin süresi 20 günden az olamaz. Yıllık ücretli iznin kesintisiz kullandırılması esastır. Ancak, yararına olduğu durumlarda çocuk ve genç işçinin isteği üzerine en fazla ikiye bölünerek kullandırılabilir.  Okula veya eğitime devam eden çocuk ve genç işçilere yıllık ücretli izinleri okulların tatil olduğu, kursa ve diğer eğitim programlarına devam edilmediği dönemlerde verilir.


Çocuk İşçilerin Çalıştırılabilecekleri Hafif İşler; 1. Düşme ve yaralanma tehlikesi olabilecek şekilde çalışmayı gerektirecek olanlar hariç meyve, sebze, çiçek toplama işleri, 2. Kümes hayvanları besiciliğinde yardımcı işler ve ipek böcekçiliği işleri, 3. Esnaf ve sanatkarların yanında satış işleri, 4. Büro hizmetlerine yardımcı işler, 5. Gazete, dergi ya da yazılı matbuatın dağıtımı ve satımı işleri (yük taşıma ve istifleme hariç), 6. Fırın, pastane, manav, büfe ve içkisiz lokantalarda komi ve satış elemanı olarak yapılan işler, 7. Satış eşyalarına etiket yapıştırma ve elle paketleme işleri, 8. Kütüphane, fuar, panayır ve sergi yerlerinde yardımcı işler (yük taşıma ve istifleme hariç), 9. Spor tesislerinde yardımcı işler, 10. Çiçek satışı, düzenlenmesi işleri. Genç İşçilerin Çalıştırılabilecekleri İşler; 1. Meyve ve sebze konserveciliği, sirke, turşu, salça, reçel, marmelat, meyve ve sebze suları imalatı işleri, 2. Meyve ve sebze kurutmacılığı ve işlenmesi işleri, 3. Helva, bulama, ağda, pekmez imalatı işleri, 4. Kasaplarda yardımcı işler, 5. Çay işlemesi işleri, 6. Çeşitli kuru yemişlerin hazırlanması işleri, 7. Küçükbaş hayvan besiciliğinde yardımcı işler, 8. Süpürge ve fırça imalatı işleri, 9. Elle yapılan ağaç oymacılığı, kemik, boynuz, kehribar, lüle taşı, Erzurum taşı ve diğer maddelerden süs eşyası, düğme, tarak, resim, ayna, çerçeve, cam ve emsali eşya imalatı işleri, 10. Toptan ve perakende satış mağaza ve dükkanlarında satış, etiketleme ve paketleme işleri, 11. Büro işyerlerinde büro işleri ve yardımcı işler, 12. İlaçlama ve gübreleme hariç çiçek yetiştirme işleri, 13. İçkili yerler ve aşçılık hizmetleri hariç olmak üzere hizmet sektöründeki işler, 14. Diğer giyim eşyası, baston ve şemsiye imalatı işleri, 15. Yiyecek maddelerinin imalatı ve çeşitli muamelelere tabi tutulması işleri, 16. Yorgancılık, çadır, çuval, yelken ve benzeri eşyaların imalatı ve dokuma yapmaksızın diğer hazır eşya imalatı işleri, 17. Sandık, kutu, fıçı ve benzeri ambalaj malzemeleri, mantar, saz ve kamıştan sepet ve benzeri eşya imalatı işleri, 18. Çanak, çömlek, çini, fayans, porselen ve seramik imaline ait işler 19. El ilanı dağıtımı işleri, 20. Cam, şişe, optik ve benzeri malzeme imalathanelerinde üretime ilişkin işler (fırın işleri ve silis ve quarts tozu saçan işler, ısıl işlem, renklendirme ve kimyasal işler hariç), 21. Bitkisel ve hayvansal yağların üretimi ve bunlardan yapılan maddelerin imaline ilişkin işler (karbon sülfür gibi parlayıcı veya tahriş edici çözücülerle yapılan prine veya benzeri yağlı maddelerin ekstrasyon yoluyla yağ üretimi işlerinde ekstrasyon kademeleri hariç), 22. Pamuk, keten, yün, ipek ve benzerleriyle bunların döküntülerinin hallaç, tarak ve kolalama tezgahlarından ve boyama ile ilgili işlemlerden bölme ile ayrılmış ve fenni iklim ve aspirasyon tesisatı olan iplikhane ve dokuma hazırlama işleri, 23. Balıkhane işleri, 24. Şeker fabrikalarında üretime hazırlamaya yardımcı işler, 25. Araçsız olarak 10 kg’dan fazla yük kaldırılmasını gerektirmeyen torbalama, fıçılama, istifleme ve benzeri işler, 26. Su bazlı tutkal, jelatin ve kola imali işleri


16 Yaşını Doldurmuş Fakat 18 Yaşını Bitirmemiş Genç İşçilerin Çalıştırılabilecekleri İşler; 1. Toprağın pişirilmesi suretiyle imal olunan kiremit, tuğla, ateş tuğlası işleri ile boru, pota, künk ve benzeri inşaat ve mimari malzeme işleri. 2. Kurutma ve yapıştırma işleri, kontrplak, kontratabla, yonga ağaçtan mamul suni tahta ve PVC yüzey kaplamalı suni tahta imali işleri ile emprenye işleri. 3. Parafinden eşya imali işleri. 4. Kuş ve hayvan tüyü kıllarının temizlenmesi, didiklemesi, ayrılması ve bunlara benzer işler. 5. Plastik maddelerin şekillendirilmesi ve plastik eşya imali işleri. (PVC’nin imali ve PVC’den mamül eşyaların yapımı hariç) 6. Mensucattan hazır eşya imali işleri (Perde, ev tekstili, otomobil ürünleri ve benzerleri). 7. Kağıt ve odun hamuru üretimi işleri. 8. Selüloz üretimi işleri. 9. Kağıt ve kağıt ürünlerinden yapılan her türlü eşya ve malzemenin imali işleri. 10. Zahire depolarındaki işler ile un ve çeltik fabrikalarındaki işler. 11. Her türlü mürekkep ve mürekkep ihtiva eden malzeme imali işleri.

KADIN ÇALIŞANLARIN GECE POSTALARINDA ÇALIŞTIRILMASI  Kadın çalışan: 18 yaşını doldurmuş kadın çalışanı,ifade eder  Kadın çalışanlar her ne şekilde olursa olsun gece postasında 7.5 saatten fazla çalıştırılamaz.  Belediye sınırları dışındaki her türlü işyeri işverenleri ile belediye sınırları içinde olmakla beraber, posta değişim saatlerinde toplu taşıma araçları ile gidip gelme zorluğu bulunan işyeri işverenleri, gece postalarında çalıştıracakları kadın çalışanları, sağlayacakları uygun araçlarla ikametgâhlarına en yakın merkezden, işyerine götürüp getirmekle yükümlüdür  Kadın çalışanların gece postalarında çalıştırılabilmeleri için, işe başlamadan önce, gece postalarında çalıştırılmalarında sakınca olmadığına ilişkin sağlık raporu işyerinde görevli işyeri hekiminden alınır.  Kadın çalışanın kocası da işin postalar halinde yürütüldüğü aynı veya ayrı bir işyerinde çalışıyor ise kadın çalışanın isteği üzerine, gece çalıştırılması, kocasının çalıştığı gece postasına rastlamayacak şekilde düzenlenir.  Kadın çalışanlar, gebe olduklarının doktor raporuyla tespitinden itibaren doğuma kadar, emziren kadın çalışanlar ise doğum tarihinden başlamak üzere kendi mevzuatlarındaki hükümler saklı kalmak kaydıyla 1 yıl süre ile gece postalarında çalıştırılamazlar.  Ancak emziren kadın çalışanlarda bu süre, anne veya çocuğun sağlığı açısından gerekli olduğunun işyerinde görevli işyeri hekiminden alınan raporla belgelenmesi halinde 6 ay daha uzatılır  Gece postalarında kadın çalışan çalıştırmak isteyen işverenler, gece çalıştırılacak kadın çalışanların isim listelerini, iş müfettişlerince yapılan denetimlerde göstermek üzere işyerinde saklar


GEBE VEYA EMZİREN KADINLARIN ÇALIŞTIRILMA ŞARTLARI; Gebe, yeni doğum yapmış veya emziren çalışanın işyerlerindeki sağlık ve güvenliğinin sağlanması ve geliştirilmesini destekleyecek önlemlerin alınması ve bu çalışanların hangi dönemlerde ne gibi işlerde çalıştırılmalarının yasak olduğunu, çalıştırılabileceği işlerde hangi şart ve usullere uyulacağını, emzirme odalarının veya çocuk bakım yurtlarının nasıl kurulacağını ve hangi şartları taşıyacağı ilgili mevzuatta belirlenmiştir. a) Gebe çalışan: Herhangi bir sağlık kuruluşundan alınan belge ile gebeliği hakkında işverenini bilgilendiren çalışanı, b) Emziren çalışan: Tabi olduğu mevzuat hükümleri uyarınca süt izni kullanmakta olan ve işverenini durum hakkında bilgilendiren çalışanı, c) Emzirme odaları: Çalışanların bir yaşından küçük çocuklarını emzirmeleri için ayrılan odaları, ç) Yeni doğum yapmış çalışan: Yeni doğum yapmış ve işverenini durumu hakkında bilgilendiren çalışanı, d) Yurt/Çocuk bakım yurdu/Kreş: 0-60 aylık çocuklar ile velisinin isteği üzerine ilkokula kaydı yapılmayan 60-66 aylık çocukların bakım ve eğitimlerinin yapıldığı yerleri,ifade eder Sağlık raporu ile gerekli görüldüğü takdirde gebe çalışan, sağlığına uygun daha hafif işlerde çalıştırılır. Bu halde çalışanın ücretinde bir kesinti yapılmaz. Başka bir işe aktarılması mümkün değilse, çalışanın sağlık ve güvenliğinin korunması için gerekli süre içinde, isteği halinde çalışanın tabi olduğu mevzuat hükümleri saklı kalmak kaydıyla ücretsiz izinli sayılması sağlanır. Bu süre, yıllık ücretli izin hakkının hesabında dikkate alınmaz. Kadın çalışanlar, gebe olduklarının sağlık raporuyla tespitinden itibaren doğuma kadar geçen sürede gece çalışmaya zorlanamazlar. Yeni doğum yapmış çalışanın doğumu izleyen 1 yıl boyunca gece çalıştırılması yasaktır. Bu sürenin sonunda sağlık ve güvenlik açısından sakıncalı olduğunun sağlık raporu ile belirlendiği dönem boyunca gece çalıştırılmaz. Gebe veya emziren çalışan günde 7.5 saatten fazla çalıştırılamaz. Çalışanın tabi olduğu mevzuat hükümleri saklı kalmak kaydıyla analık ve süt izninde 22/5/2003tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununun 74 üncü maddesi hükümleri uygulanır. Gebe çalışanlara gebelikleri süresince, periyodik kontrolleri için ücretli izin verilir. Emziren çalışanların, doğum izninin bitiminde ve işe başlamalarından önce, çalışmalarınaengel durumları olmadığının raporla belirlenmesi gerekir. Çalışmasının sakıncalı olduğu hekim raporu ile belirlenen çalışan, raporda belirtilen süre ve işlerde çalıştırılamaz. Yaşları ve medeni halleri ne olursa olsun, 100-150 kadın çalışanı olan işyerlerinde, emziren çalışanların çocuklarını emzirmeleri için işveren tarafından, çalışma yerlerinden ayrı ve işyerine en çok 250 metre uzaklıkta belirtilen şartları taşıyan bir emzirme odasının kurulması zorunludur. Yaşları ve medeni halleri ne olursa olsun, 150’den çok kadın çalışanı olan işyerlerinde, 0-6 yaşındaki çocukların bırakılması, bakımı ve emziren çalışanların çocuklarını emzirmeleri için işveren tarafından, çalışma yerlerinden ayrı ve işyerine yakın belirtilen şartları taşıyan bir yurdun kurulması zorunludur. Yurt, işyerine 250 metreden daha uzaksa işveren taşıt sağlamakla yükümlüdür Oda ve yurt açma yükümlülüğünün belirlenmesinde, işverenin belediye ve mücavir alan sınırları içinde bulunan tüm işyerlerindeki kadın çalışanların toplam sayısı dikkate alınır.


Oda ve yurtlardan faydalanacaklar;  Oda ve yurtlardan, kadın çalışanların çocukları ile erkek çalışanların annesi ölmüş veya velayeti babaya verilmiş çocukları faydalanırlar. Odalara 0-1 yaşındaki, yurtlara velisinin isteği üzerine ilkokula kaydı yapılmayan 66 aylığa kadar çocuklar alınır.  Oda ve yurtlarda, çocuklar ve görevliler dışında başkasının bulunması ve bunların amaç dışında kullanılması yasaktır. Yurtlarda 0-24 aylık, 25-48 aylık ve 49-66 aylık çocuklar birbirinden ayrı bulundurulur.  Oda ve yurtlara kabul edilecek çocuklar önce gözlem odasına alınır ve işyeri hekiminin muayenesinden geçirilir. Bulaşıcı veya tehlikeli bir hastalığı bulunmayan veya portör olmayan çocuklar hakkında rapor düzenlenir, raporlar çocukların özel dosyalarında saklanır.  Çocuklar, oda ve yurtlara işbaşı yapılmadan önce bırakılır, işin bitiminde alınır. Anne ve babalar, odaların ve yurtların disiplin ve yönetimine dair kurallara uymak şartıyla ara dinlenmesinde çocuklarını görüp bakımlarıyla ilgilenebilirler.  Oda ve yurtlarda, çocukların ihtiyaçlarına göre gerekli besinler, kahvaltıları ve yemekleri verilir. Yemek listeleri ve tamamlayıcı beslenmenin düzenlenmesinde işyeri hekiminin görüşleri alınır.  İşverenler, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu kapsamındaki işyerlerinde açtıkları oda ve yurtlarla ilgili bilgi ve belgeleri, açılma tarihinden itibaren en geç 30 gün içinde bir rapor halinde Millî Eğitim Bakanlığı ile bağlı oldukları Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğüne gönderirler. Bu raporda aşağıdaki hususlar belirtilir; a) İşyerinin unvanı, bağlı olduğu Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü sicil numarası ve adresi, b) İşyerinde çalıştırılan toplam çalışan sayısı ve kadın çalışan sayısı, c) Kuruma alınan çocuk sayısı, cinsiyeti, ç) Kurumun açık adresi, oda sayısı, oyun yerleri, bahçenin büyüklüğü, bakım ve eğitim araçlarının miktar ve çeşitleri.

Genel bilgiler;  4857 sayılı İş Kanunu'nun 30. maddesine göre; işverenler, elli veya daha fazla işçi çalıştırdıkları özel sektör işyerlerinde %3 engelli , kamu işyerlerinde ise % 4 engelli ve % 2 eski hükümlü işçiyi meslek, beden ve ruhi durumlarına uygun işlerde çalıştırmakla yükümlüdürler.[3-4-2]  4857 sayılı İş Kanunu'nun 74. maddesine göre; kadın işçilerin doğumdan önce sekiz ve doğumdan sonra sekiz hafta olmak üzere toplam on altı haftalık süre için çalıştırılmamaları esastır. Çoğul gebelik halinde doğumdan önce çalıştırılmayacak sekiz haftalık süreye iki hafta süre eklenir.Ancak, sağlık durumu uygun olduğu takdirde, doktorun onayı ile kadın işçi İsterse doğumdan önceki üç haftaya kadar işyerinde çalışabilir. Bu durumda, kadın işçinin çalıştığı süreler doğum sonrası sürelere eklenir.  Dünya Sağlık Örgütü, yaşlılık sınırını 65 yaş olarak kabul etmektedir. Çoğunlukla 60 – 69 yaş grubu "erken yaşlı", 70 -79 yaş grubu "yaşlı" ve 80 yaş ve üzeri "ileri yaşlı" olarak tanımlanmaktadır.  Bedensel özürlülük, insan yapı ve biçiminin fiziksel yönlerinde herhangi bir bozukluk veya eksi klik oluşturarak yine onun bedensel yeteneklerini engelleyen veya bütünüyle kaldıran özürlülük türüdür.


 Bedensel Engelliğin hem körlük, topallık, çolaklık, sağırlık, kekeme gibi görülebilen hem de sara, astım, kalp hastalıkları gibi görülemeyen yönleri bulunmaktadır.  1973 yılında kabul edilen İstihdama Kabulde Asgari Yaşa İlişkin 138 sayılı ILO Sözleşmesi'ne göre, ekonomisi ve eğitim olanakları yeterince gelişmemiş olan, her üye bu maddenin 3. fıkrası hükümlerini dikkate almaksızın varsa ilgili işveren ve işçi örgütlerinin görüşünü aldıktan sonra, asgari yaşı başlangıçta 14 olarak belirleyebilir.  Engelli: Bedensel, zihinsel, ruhsal, duygusal ve sosyal yeteneklerindeki engelleri nedeniyle çalışma gücünün en az % 40'ından yoksun olduğu sağlık kurulu raporuyla belgelenenleri ifade eder.

ALİ DURMUŞBİLGEÇ


KAYNAK İŞLERİNDE İŞ SAĞLIGI VE GÜVENLİĞİ AMAÇ; Metal imalat sanayindeki gelismelere paralel olarak kaynak isleri yoğunluğu ve çesitliliği son yıllarda giderek artmaktadır. Buna paralel olarak da kaynak islerinde çalısan sayısı artmaktadır. Özellikle kalifiye eleman eksikliği nedeniyle kaynak isleri deneme-yanılma sistemi ile herkes tarafından yapılmaya baslanmıs, bunun sonucunda da son yıllarda kaynak islerinden kaynaklanan is kazaları artmaya baslamıstır. Kaynak: İki metalin moleküler düzeyde birlesmesidir yada iki metalin sıcak yada basınç altında metallurjik sartlarda birlestirilmesi”olarak tanımlanabilir. Sanayide kullanılan kaynak türleri çok çeşitli olmakla birlikte daha çok Ark Kaynağı teknikleri kullanılmaktadır. Kaynak türleri genel olarak şu şekilde gruplandırılabilir ; 1-Oksijen kaynakları  Oksi-Asetilen gaz kaynağı.  Oksi-Hidrojen gaz kaynağı.  Oksi-LPG.  Oksi-Doğalgaz 2. Elektrik ark kaynağı, a)Örtülü elektrik ark kaynakları b)Gaz altı kaynakları  TIG(Tungsten Inert gaz altı kaynağı,)  MIG (Metal inert gaz altı kaynağı), MAG (Metak aktif gaz altı kaynağı) eriyen elektrotlu gaz altı kaynağı.  Toz altı kaynağı, 3. Direnç nokta kaynağı, 4. Özel Kaynaklar(Elektron ışın, ultrasonik, lazer, plazma)

Kaynakçılıkta kullanılan gazlar : 1-Yanıcı Gazlar: Kullanılan gazlar daha çok 3 çeşittir Renksiz havadan hafif, zehirli olmayan bir gazdır. Sarımsağa benzer kokusu vardır. Temel olarak propan (% 70) ve bütan (%30) karışımından oluşan bir hidrokarbondur. Havadan ağır bir gazdır. Zehirli olmasa da boğucu gazdır. Hava ile %2-9 oranında karıştırıldığında patlayıcı özellik kazanır.

Not: metan (CH4), etan (C2H6), propan (C3H8), bütan (C4H4)) gibi maddeler hidrokarbonlar olarak adlandırılır. Bunlar CxHy formülü ile gösterilir ve onlarca türü vardır. Bunlar içinde en yüksek enerji değerine sahip olan propan dır. Renksiz kokusuz bir gazdır. Tüm elementler arasında en hafifidir. Havadan 15 kez hafiftir. Çok yanıcı bir gazdır. Zehirsiz bir gazdır. Yandığında hiçbir zararlı kimyasal çıkarmaz. Doğal gaz renksiz, kokusuz, nemsiz ve havadan hafif bir gazdır. Kaçakların farkedilebilmesi için özel olarak kokulandırılır. % 95 metandan, gerisi diğer hidrokarbonlardan oluşur. Zehirli değildir ama boğucu etkisi vardır. Hava ile %5-15 oranında karıştığında patlayıcı özellik kazanır.

1


KAYNAK İŞLERİNDE İŞ SAĞLIGI VE GÜVENLİĞİ 2)Yakıcı Gazlar: Yakıcı gaz olarak Oksijen(O2) gazı kullanılır. Bu gaz havadan biraz ağır,renksiz, kokusuz ve tatsız bir gazdır. 3)Koruyucu Gazlar: Kaynak arkını havanın zararlı etkilerinden korumak için genellikle 3 çeşit gaz kullanılır.   

Argon (Ar): Renksiz, kokusuz, tatsız bir gazdır. Argon havadan ağırdır. Solumak tehlikelidir. Öldürebilir. Yanıcı ve parlayıcı değildir. Helyum (He): Havadan 4 kez daha hafif bir gazdır. Yanıcı ve parlayıcı değildir. Renksiz ve kokusuzdur. Karbondioksit (CO2): Renksiz ve kokusuzdur. Yanıcı ve parlayıcı değildir.

-ASETİLEN (C2H2), Renksiz, havadan hafif, zehirli olmayan bir gazdır. Sarımsağa benzer kokusu vardır. 3200 co kadar alev sıcaklığı sağlar. Gazlar içinde en yüksek alev sıcaklığı asetilendedir. Sistemde bakır,%70 bakır alaşımlı malzeme gümüş ve cıva asla kullanılmamalıdır. -OKSİJEN (O2): Havadan biraz ağır, renksiz, kokusuz ,yakıcı ve tatsız bir gazdır -PÜRMÜZ(Hamlaç)(Üflec): Oksijen ve asetilenin belirli oranlarda birleşerek alev sağladığımız aparatın ismidir. Pürmüz ile oksijen ve asetileni istediğimiz oranda karıştırabiliriz. Kaynak yapılacak parça kalınlığına göre uygun numara pürmüz seçilmelidir.

 Asetilen tüpleri: Sarı  Oksijen tüpleri: Mavi  Argon tüpleri: Açık Mavi  Azot tüpleri: Yeşil  Helyum tüpleri: Kahverengi  Yanıcı gaz tüpleri (hidrojen): Kırmızı  Diğer gazlara ait tüpler (Klor) : Gri RAL

2


KAYNAK İŞLERİNDE İŞ SAĞLIGI VE GÜVENLİĞİ

Pürmüz yani yukarıdaki resimde gösterilen üfleç kapalı olmalıdır. Tüpün üzerindeki vana basınç 2.5 Bar’a gelene kadar sıkılmalı yada gevşetilmelidir.

Yakma işleminde önce oksijen sonra asetilen gazı pürmüz üzerinden açılarak çakmakla yakılır. Söndürme işleminde ise önce asetilen, sonra oksijen ventili kapatılmalıdır.

Gözümüz alevde olacak şekilde asetilen gazı açılmaya başlanır. Asetilen fazla olduğunda alevin çekirdek kısmı büyük olur. Bu alev kesme işleminde kullanılır. Kaynak için uygun değildir. Normal kaynak alevinde oksijenle asetilen eşit karışmalıdır.

Çekirdek parlak ve pirinç şeklinde olmalıdır. Tel alev çekirdeğinin 0.5

cm

ile

1

cm arası

mesafeden tutularak eritilir. Oksijen fazla verilirse pürmüzden sesler gelmeye başlar ve alev çekirdeği dağılır. Bu şekilde demir çelik kaynağı yapmak sağlıklı değildir ancak pirinç kaynağı için ideal alev türüdür.

ÖNEMLİ NOT: Boru keserken yada kaynatırken özellikle asetilen oksijen karışım oranlarına dikkat edin. Uygun oranlarda karıştıramazsanız ,özelliklede asetilen fazla kaçarsa yanmayan gaz boru içerisine birikecek ve siz kaynak yaparken patlamalara sebep olabilecektir. Keza oksijen ve asetilen tüplerinizin tam bitmesini beklemeyin. Bitmeye yakın tüpler içeri alev çekmeye neden olabilir. Kaynağı yaparken pürmüze ve tele hafif daireler ,zigzaglar çizdirirseniz daha sağlam ve nufuz etmiş dikiş elde edersiniz. Keza alev ile tel arasında 90 derece açı olursa hem rahat çalışırsınız hemde dikişe kolay hakim olursunuz Kaynatılacak parçaları alın alına kaynatacaksanız parça kalınlığına bağlı olarak aralarında bir miktar boşluk bırakın. Tel eriğinin bu boşluğu doldurmasını sağlayın. Eğer parçaları üst üste bindirecekseniz en az 1.5 cm bindirme yapın. Yani bir parça diğerinin üzerine en az 1,5 cm çıksın. Eğer köşe kaynatacaksanız dış köşeyi telli yada telsiz kaynatabilirsiniz ancak iç köşe muhakkak telli kaynatılmalıdır Kaynatılacak parçaları alın alına kaynatacaksanız parça kalınlığına bağlı olarak aralarında bir miktar boşluk bırakın. Tel eriğinin bu boşluğu doldurmasını sağlayın. Eğer parçaları üst üste bindirecekseniz en az 1.5 cm bindirme yapın. Yani bir parça diğerinin üzerine en az 1,5 cm çıksın. Eğer köşe kaynatacaksanız dış köşeyi telli yada telsiz kaynatabilirsiniz ancak iç köşe muhakkak telli kaynatılmalıdır.

3


KAYNAK İŞLERİNDE İŞ SAĞLIGI VE GÜVENLİĞİ Özel olarak imal edilmis düsük voltajlı yüksek ampere sahip makinelerde yapılmaktadır. Alternatif akımı doğrudan kullananlar ve doğru akım jeneratörleriyle alternatif akımı doğru akıma çeviren tipleri de mevcuttur. Bunlar da su alt gruplara ayrılırlar; a)Örtülü elektrik ark kaynakları: Kaynak isleminde kullanılan elektrot çubuklarının üzeri örtü maddeleriyle kaplanmıs durumdadır. Bu örtü maddesinin görevi; Kaynak sırasında olusan ısı ile yanarak, kaynak dikisi üzerinde kabuk olusturmak,olusan gaz örtüsü ile de, kaynak dikisi içinde oksijen moleküllerinin kalarak iç oksitlenmeye neden olmasını önlemektir. Elektrotlar kaynak yapılacak metalin cinsine ve kalınlığına göre çok çesitli olarak üretilmislerdir. b)Gaz altı kaynakları; Bu tip kaynakta çıplak elektrot ve örtü amaçlı inert gazlar kullanılır. İnert gazın kullanım amacı, örtülü elektrotlarda olduğu gibi kaynak dikisi içinde O2 molekülünün kalmasını önlemektir. Gaz altı kaynaklarında Argon, Helyum, karbondioksit ve bunların karısımlarından olusan gazlar kullanılır. Bu kaynak tipi de kullanılan elektrotun türüne göre alt gruplara ayrılır -Eriyen elektrotla gaz altı kaynağı (MİG)-(MAG): MİG: Metal İnert Gaz altı kaynağı (Metal soygaz), MAG: Metal aktif gaz altı kaynağı, (Argon,Karbondioksit) Gaz perdeli metal ark kaynağında, elektrot erir ve dalga, dalga kaynak maddesi olusturur. Tungsten İnert Gaz altı kaynağı (TİG): Gaz perdeli Tungsten ark kaynağında elektrot erimez ve dolgu metali olarak kullanılmaz. İki metalin eriyerek birbirine karısması sonucu kaynak işlemi meydana gelir. c)Toz altı kaynakları; Grafit veya benzeri yanmayan malzeme kaynak elektrotunun kaynak yapılacak bölge ile temas ettiği noktaya akıtılarak kaynak yapılan nokta üzerinde bir örtü olusturma esasına dayanır. Çevreye ısık ve ısı yayılması önlenmis olur. Aynı zamanda kaynak yapılan noktanın hava ile temasını kestiği için kaynak içi oksitlenme önlenmis olur. Basınç, elektrik akımı, iş parçasının direnci ve kaynak yapılacak noktanın ısınması prensibine dayanır. En yaygın olarak kullanılan türleri sunlardır. -Nokta veya punta kaynağı. - Dikisli direnç kaynağı ( Boru kaynakları). - Projeksiyon direnç kaynağı( aynı anda birden fazla noktadan kaynak yapmayı sağlayan sistem).

a-Elektron boom kaynağı (Işın): Vakum altında ve tamamen kapalı sistem içinde yapılır. Elektron, tabancasından çıkan elektronlar,doğrudan is parçası üzerine gönderilerek yapılır. b-Füzyon(stud= çivi) kaynağı: Kaynak yapılacak iki parça arasında meydana gelen ark sonucu parçalar üzerine basınç uygulanılarak gerçeklestirilen bir kaynak türüdür. İslem kapalı sistem içinde gerçeklestirilir. c-Ultrasonik kaynak:Yüksek frekanslı ses dalgaları ile yapılır. d-Lazer kaynağı:Lazer ısını kullanılarak yapılır. e-Plazma kaynağı:

4


KAYNAK İŞLERİNDE İŞ SAĞLIGI VE GÜVENLİĞİ 1-KAYNAK MAKİNALARINDA ALINACAK GÜVENLİK ÖNLEMLERİ: a-Makine gövde topraklama bağlantısı yapılmıs olmalı. b-Makineye enerji ileten kablolarda ekleme ve izolasyon bozukluğu olmamalıdır. c-Elektrot pensesine ve ucu kaynak yapılacak parçaya bağlanan kabloların kalınlıkları, kullanılacak akım siddetine (Amper) uygun olarak seçilmeli,üzerlerinde izolasyon bozukluğu ve eklemeler olmamalıdır. d-İzoleli kaynak pensesi kullanılmalı,ağzı ve izolasyonu bozuk penseler kullanılmamalıdır. e-Gemi kabinleri,kazan ve tankların iç kısımları gibi dar alanlardaki kaynak islerinde,yalnız doğru akım üreten ve bosta çalısma gerilimi düsük, alçak gerilim cihazları kullanılmalıdır. f-Dar yerlerde yapılan kaynak islerinde,kaynakçının vücudunun metal kısımlara temasını önleyecek koruyucu giysi veya altlıklar kullanılmalıdır. g-Makine bosta çalısırken,verilen molalarda veya cüruf temizlerken elektrot pensesi koltuk altına sıkıstırılmamalı,iletken olmayan bir levha üzerine konulmalıdır. 2-KAYNAK YAPILACAK BÖLGEDE ALINACAK GÜVENLİK ÖNLEMLERİ: 1-Kaynak yapılacak bölgenin (35 ft.) 11m.yakınında yanıcı gaz,yanıcı gaz yayan sıvı(benzin,solvent vb.) ve kolay tutusucu maddeler bulunmamalıdır. 2-Yanıcı maddelere yakın yerlerde kaynak yapmak zorunlu ise,önce bölge iyice havalandırılmalı,yanıcı maddelerin üzeri örtülmeli, kaynak kıvılcım ve çapaklarının düşeceği yerler ıslatılmalı, yangın söndürme araçları kullanıma hazır halde bulundurulmalıdır. 3-Kapalı alanlarda (tank,silo,menhol vb.) kaynak yapılacak ise,içeri girilmeden önce iyice havalandırılmalı,yanıcı gaz veya sıvı depolanmıs ise,gaz-free islemi yapılmalı iyice temizlendiğinden emin olunduktan sonra içeri girilmeli,kaynak yapımı süresince dısarıdan içeriye temiz hava verilmeli,bölgede en az iki kisi bulunmalı ve bunlardan birisi gözlemci olmalıdır.Kaynak isi bittikten sonra bölge soğutulmalıdır 4- Aydınlatma zorunlu ise,24 voltla çalısan seyyar lamba kullanılmalıdır. 5-Kapalı kaplar üzerinde kaynak yapılmadan önce,kabın kapağı açılıp kontrol edilmeli,gerekli kontroller yapılmadan kesinlikle kaynak yapılmamalıdır. 6-Daha önceden içinde benzin veya baska yanıcı madde depolanmıs olan,yakıt tankı,tanker vb. kaplar üzerinde kaynak yapmak gerektiği durumlarda önce kapağı açılmalı içi su ile doldurularak,içinde birikmis yanıcı gaz ve buharları dısarıya çıkması sağlanmalı,yıkama işlemi tamamlandıktan sonra, kaynak yapılacak bölgeye kadar içi su dolu ve kapağı açık halde kaynak yapılmalıdır. 7-Kaynak yapılacak bölgede bulunabilecek yağ, boya ve benzeri kirlilikler temizlendikten sonra kaynak yapılmalıdır.Böylece niteliği bilinmeyen duman ,gaz ve buharlara maruz kalınmamıs olur. HAP BİLGİ Kaynak işlerinin yapıldığı işyerlerinde tavan yüksekliği en az 5 metre olmalıdır - Kaynak işlerinde çalışanlar, günde en fazla 7,5 saat çalıştırılabilir - Kaynakçıların iş elbiselerinde kullanılan ve ultraviyole ışınlarına karşı en iyi korumayı sağlayan kumaş cinsi deri. - Kaynak işlerinde kullanılan basınçlı gaz tüplerinin periyodik olarak basınç testleri en az 1 yılda bir yapılmalıdır - Oksijen tüpleri diğer yanıcı ve patlayıcı gaz ihtiva eden tüplerden en az 6 m uzakta ayrı olarak depolanmalıdır - Sigara içilmez, her türlü kıvılcım, alev, ateş yasağı basınçlı gaz tüplerinin depolandığı alanlara en az 15 mdir.

5


KAYNAK İŞLERİNDE İŞ SAĞLIGI VE GÜVENLİĞİ 3-TÜPLERDE HORTUMLAR VE KAYNAK TAKIMINDA ALINACAK ALINACAK ÖNLEMLER:  Tüpler TS 1519 ve TS 11169 standartlarına uygun olmalıdır.  Tüpler özellikle asetilen tüpleri için dolum yapan firmaca bir sicil kartı tutularak bos,asetonlu ağırlıkları ile toplam asetilen basılmıs ağırlıklarını bu karta isleyeceklerdir.  Periyodik kontroller mutlaka zamanında yapılmıs tüpler kullanılmalıdır.(TS7450-1994)  Oksijen (yakıcı gaz) ve yanıcı gaz tüplerinin baslıkları, birbirine takılamadığı gibi baska tür gaz tüplerine de uygun olmamalıdır.  Manometreler (basınç göstergeleri) çalısır durumda bulunmalı,üzerlerinde işletme basınçları kırmızı renkle isaretlenmis olmalıdır.  Regülatörler Arızalı olan regülatörler kullanılmayacak sadece tüpe ve gazın cinsin uygun regülatörler kullanılacaktır.  Hortumla, saluma ve tüp bağlantıları kelepçe ile yapılmalı, bağlamada tel kullanılmamalıdır.  Gaz hortumları ile saluma veya tüpler arasında alevin geri tepmesini önleyici çek valf bulunmalıdır. Alev-Gaz Geri Tepme Emniyet ve Çek-valfleri;

Alev Geri Tepmesi ( Flashback): Sürekli geri yanma ile gaz geri tepmesinin beraber meydana gelmesidir. En büyük tehlike, alevin yanıcı gaz tüpüne kadar ulasmasıdır. Bu olay, genellikle, gaz geri akısının fark edilemediği durumlarda, şalomada alevin tutusturulmasıyla birlikte olusan bir geri yanma sonucunda olusur. Alev geri tepmesi olustuğu zaman, büyük ihtimalle yanıcı gaz hortumu patlar ve ciddi kazalara sebep olur.

Alev geri tepmesini önleme araçları: -Alev geri tepmesini önleyen araçlar alev geri tepme emniyet valfleridir. (Flashback arrestor). Emniyet valfleri alev tutucu bir sistem ile çek-valfin bilesimidir. -Gaz girisine konan bir çek-valf vasıtası ile herhangi bir gaz geri akısı önlenir. Normal koşullarda gelen gaz hassas yayı iterek sistemden geçer ve salomaya ulasır .Herhangi bir sekilde oluşan gaz geri tepmesi hassas yayı ters yönde iterek gaz akısını her iki yönde de keser. - İkinci önlem olarak alev tutucu sistem kullanılır. Bu sistem sıkıstırılmıs bir yayın yaklasık 80 °C da ergiyen bir lehim malzemesi ile sabitlenmesi ve bunun çevresine de sinterlenmis paslanmaz çelik tozunun konulması ile olusturulmustur. Alev geri tepmesi durumunda lehim ergiyerek sıkıstırılmıs yayı serbest bırakır ve bu yay çek-valfe vurarak gaz geçisini kapatır. Alev ise aynı asetilen tüpündeki poröz madde gibi davranan sinterlenmis çelik tozu tarafından söndürülür. 2 tipi bulunmaktadır:

6


KAYNAK İŞLERİNDE İŞ SAĞLIGI VE GÜVENLİĞİ A-Şaloma(Hamlaç) gaz girisine takılan emniyet valfi:Bir ucu hortuma, diğer ucu ise Şaloma girisine takılır. Genellik1e lehimle sabitlenmis alev tutucu kullanıldığı için alev geri tepmesi sonucu bir daha kullanılamazlar ve değistirilmeleri gerekir. Sadece gazın geri tepmesi ise içeride hasara neden olmaz, valf tekrar kullanılabilir B-Regülatör çıkısına bağlanan emniyet valfi:Regülatör çıkısına hortumdan önce takılır ve alev geri tepmelerinde sistem tekrar kurulabilir.  Çatlak, kırık ve ekli hortumlar kullanılmamalıdır.  Asetilen gazı iletim hatlarında,bakır boru ve bakır’dan yapılmıs parça ve aksam kullanılmamalıdır.  Gaz hortumları,periyodik olarak kontrol edilmeli,kaynak sırasında sıcak metal parçalarından uzak tutulmalı,mümkünse kaynak yapılacak bölgeye havadan asılı olarak getirilmeli,kullanılmadığı zamanlarda takım arabasında toplanmıs olarak bulundurulmalıdır.  Tüp vanaları,yağlı el ile açılıp kapatılmamalıdır.  Tüpler takım arabasında bağlı olarak bulundurulmalı ve tasınmalıdır.  Tüpler sabit bir yerde bulunduruluyor ise, dik ve bağlı olmalıdır.  Tüpler ayrı renkte boyanmıs olmalıdır.  Bos ve dolu tüplerin koruyucu baslıkları daima takılı olmalıdır. 4-KİSİLERİ KORUMAK İÇİN ALINACAK ÖNLEMLER:

Gazla, Elektrik arkı ile, yapılan, yapılan kaynak ve kesme islemi sırasında, metalin erimesi sonucu infrared (Kızıl altı) ısın yayılmaya baslar.bu ısın çarptığı yüzeyde sıcaklık olusturur. Cam isçilerinde 10-15 yıllık maruziyet sonucunda katarakta neden olduğu tespit edilmistir.(Artı olarak Deri kıyafet kullanmaları ışınlardan bir nebze korur) a-Gözlerde retina tabakasında , Hemen görüs bulanıklığı, sonra, katarakt olusumu, Kum hissi,mercek ve korneada hasar, kaynakçı gözlüğü kullanılmalı,  (Oksi-gaz) gözlük camının koyuluk derecesi en az 5-6 olmalıdır.  Elektrik-ark) gözlük camının koyuluk derecesi kaynak için seçilen akım siddetine (amper) göre seçilmelidir

Önerilen değerler : (AMPER) DIN 4647 40-80 A 10 80-175 A 11 175-300 A 12 300-500 A 13 Koyuluk derecesi seçilmelidir. TSE EN 169 - TSE EN 170 standartlarına uygun gözlükler alınmalıdır.

b-Vücudun açık kısımlarında yanıklar bununla birlikte, ciltte kahve rengi lekeler olusturabilir.Çalısma sırasında vücutta açık yer bulunmamalı. Yanmaz İs Elbisesi,eldiven, kolluk kullanılmalıdır.

7


KAYNAK İŞLERİNDE İŞ SAĞLIGI VE GÜVENLİĞİ c-Çevrede çalısanları korumak için kaynak yapılan bölgenin etrafı paravana ile çevrilmelidir

a-Kolay yanmayan kumaştan yapılmış,is elbisesi. b-Krom emprenye edilmiş, boyuna kadar uzanan deri önlük. c-Uzun manşetli deri eldiven. d-Ense kısmı pelerinli baret (itfaiyecilerde olduğu gibi). e-Kaynakçı gözlüğü veya siperi. f-Deri tozluk. g-Çelik maskaratlı ayakkabı, bot. h-Lokal havalandırmanın olmadığı yerlerde P3 kombine maske.

Elektrik çarpmaları daha çok kaynak makinası boşta iken olmaktadır. Kaynak yaparken voltaj 20-30 V iken kaynak makinası boşta çalışırken bu voltaj 65 ila 100 V arasına çıkmaktadır. Akımın insan vücudundaki belirtileri  10 > mA : Karıncalanma Hissi  10-20 mA: Kasılma başlaması (Kişi iletkene yapışabilir) 

20-30 mA: Diyafram kasılması (Solunum alamama) 50< mA: Kalbin düzensizleşmesi ve durması

ALİ DURMUŞBİLGEÇ

8


ELEKTRİK İŞLERİNDE İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ

A.D.B

Küçük gerilim: Anma gerilimi 50 V altında olan gerilimdir. Tehlikeli Gerilim: Doğru akımda 50, alternatif akımda 120 V üzerinde olan gerilimdir. Alçak Gerilim: 1000 V ve altında olan gerilim Yüksek Gerilim: 1000 V üzerinde olan gerilim. Kuvvetli Akım Tesisleri : Elektrik üretimi, depolanması ve transferi yapılan tesislerdir. Elektrik iç tesisi: Kuvvetli akım tesisleri hariç evlerde park bahçelerde kullanılan tesisler.

Elektrik tesisleri can ve mala zarar vermeyecek şekilde yapılmalı ve işletilmelidir. İnsanların yanlışlıkla ulaşabilecek tesislerin gerilim altındaki bölümleri kişilerin doğrudan veya araç ile dokunulmasını önleyecek gerekli tertibatların alınması gerek.

Elektrik tesisleri bakım onarım ya da işletme esnasında kolay ulaşılabilecek şekilde açık olarak düzenlenmeli, tesis bölümlerin yetkili eleman kolay ulaşabilmeli, bakım ve onarım kolay olmalı. Bakım ve onarım gerilim altında yapılmaz, gerilim devre dışı bırakılmalı ama topraklama devam etmeli. Yüksek gerilimli tesislerde akım, gerilim kesilmeden hiç bir çalışma yapılmaz. .

Alçak gerilimde de yapılacak çalışmalarda gerilim kesilmeli, alçak gerilim tesislerinde gerilimin kesilmesi sorunlara neden oluyorsa aşağıdaki önlemler ile çalışma yapılmalı. 

Yalıtkan bir eşya üzerinde durulmalı

Yalıtkan eldiven ve yalıtkan aletler kullanılmalı

Çıplak yalıtkanlar etrafında çalışırken mutlaka yalıtkan baret takılmalı, yalıtkan ayakkabı ve iş elbisesi giyinmeli.

Nötr teli dahi çalışkan kendini tüm iletkenlerden izole etmeli.

Gerilim altındaki tüm elektik devreleri, makine ve cihazların bakım ve onarımı bu işle görevlendirilen yetkili teknik elemanlar tarafından veya gözetimi altında yapılmalı. Yer altı kablolarında yapılacak işlemlerde elektrik kesilmeden hemen sonra üzerinde çalışılacak kabloların tüm iletkenleri kısa devre edilmeli ama topraklama devam etmeli. Kısa devre ve topraklama çalışma alanına en yakın yerde ve her iki uçta yapılmalı. Çalışma alanının tekrar gerilim altına girmesini önlemek için tüm ayırıcı ve kesiciler açık vaziyete kilitlenmeli ve üzerlerine uyarı levhaları konmalı.

Elektrik tesislerinde işletme bakım ve onarımında yetkili kişilere işin yeri, süresi önemini , uyulacak kurallara ilişkin yazılı talimat verilmeli.

Yüksek gerilim tesislerine başkalarının girişi yasaklanmalı, kapılar kilitli olmalı, üzerinde uyarı levhaları olmalı.

1


ELEKTRİK İŞLERİNDE İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ

A.D.B

Elektrik işlerinde kullanılan tüm aletler ( neon lambalı ıstaka, eldiven, ayakkabı, giysiler, yalıtkan sehpalar, sigorta pensleri ) her zaman kullanıma hazır bakımlı uygun halde saklanmalı.Yüksek gerilim tesislerinde bulunan hücreler, kesici,ayırıcı, sigortaların üzerinde kumanda etikleri alanların yazılı olması gerek ve görünür olmalı.Açık hava gerilim tesisleri etrafında en az 180 cm. yükseklikte duvar yada tel olmalı.

Yüksek gerilim altında yapılan çalışmalar en az 2 kişi tarafından yapılmalı.

Yüksek gerilim altında yapılan çalışmalarda: 

Yazılı bir görev emri ve çalışma müsaade formu olmalı.

Yüksek gerilimde gerilim kesme ve açma işlemi tutanakla yapılmalı.

Tüm ayırıcı ve kesiciler açık durumda kilitlenmeli.

Akım her yerden kesilmeli.

Gerilim kesildikten sonra çalışma alanını besleyen ek bir enerji kaynağı olup olmadığı araştırılmalı ve devre dışı bırakılmalı.

Kesici ayırıcı ve fazın açık olduğu tek tek kontrol edilmeli. Kilitleme tertibatı yoksa ayıracın yanına bir nöbetçi bırakılmalı.

Topraklama, kısa devre çalışması, alandaki tüm çalışmalar bitikten ve çalışana haber verilince kaldırılmalı. 2

Gerilim altındaki başka hat tellerine temas tehlikesine ve indüksyon akımı oluşumuna karşı her türlü tedbir alınmalı. Alçak ve yüksek gerilimin her ikisinin bulunduğu direklerde yapılan çalışmalarda her iki akım kesilmeli.

Yüksek gerilim sigortaları, ancak ayırıcısı açılıp kilitlendikten sonra ve topraklama olduğu zaman kısa devreden sonra değiştirilmeli.

Hava hatlarının olduğu yerlerde mümkün oldukça bomlu inşaat makinaları, vinçler kullanılmamalı kulanılacak ise gerekli önlemler alınmalı, sürücü bilgilendirilmeli.

Enerji hatlarının bakımı mümkün oldukça gündüz yapılmalı, gece yapılacaksa projektörler ile aydınlatma yapılmalı.

Fırtınalı yağmurlu havalarda bakım yapılmamalı, yapılacaksa izolasyon önlemleri alınmalı, indüksyon akımına dikkat edilmeli.

Ağaç direklere çıkılmadan önce sağlam olup olmadıkları kontrol edilmeli. Direğe çekiç ile vurulup tok sese bakmalı. Ya da donma durumunda bu bizi yanıltabilir, direk dibi 20 cm. kazılıp sağlamlığı kontrol edilmeli.


ELEKTRİK İŞLERİNDE İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ

A.D.B

ELEKTRİK İÇ TESİSLERİ:

Aydınlatma tesisi: İş yerinde ışıkların bir arıza sonucu sönmesi durumunda işletmede yedek bir besleme olmalı. Gece vardiyasında yeterli aydınlatma ve otomatik yanma düzenekleri olmalı.

FİŞ-PRİZ sistemi: İşletmede kullanılan fişler farklı gerilimli prize girmeyecek şekilde olmalı. -Fiş-priz sistemleri yalıtımı düzgün olmalı. -Yüksek amperajlı prizlerde mutlaka priz üzerinde bir şalter olmalı

Elektrik makine bağlantıları: Elektrik makine bağlantılarındaki koruyucular çalışma ortamına uygun olmalı Nemli , yağlı ve rutubetli yerlerdeki makine bağlantılarını uygun koruyucu içine almalı Makinalar titreşimde korunmalı.

Elektrik Şalteri:1) Elektrik şalteri kendiliğinde yada yanlışlıkla dokunmayla makinayı çalıştırmayacak ama kolay ulaşılabilir yerde olması gerekir.2) Bir tezgahın üzerinde çeşitli yerlerde çalışan işçi için birden fazla başlatma ve durdurma düğmesi bulunmalı.3) Bir tezgahın birden çok yerinde birden fazla işçi çalışması durumunda tezgahta birden fazla durdurma tek çalışma düğmesi olmalı.4) Çalışma düğmesi yeşil durdurma düğmesi kırmızı olmalı.5) Makıne düğmeleri başka yerden kumanda ediliyorsa çalışması ve durması sesli yada ışıklı ikazlarla olmalı. 3

Elektrik Sigortaları: Doğru ya da alternatif akımlı sigortalar mutlaka kapalı bir kutu içinde olmalı. 32 A üzerindeki sigortalarda en az bir şalter ya da anahtar ile kontrol edilmeli.

Şalter ya da anahtarla akım kesilmeden tablo açılmayacak tablo kapanmadan şalter açılmamalı. Sigortalar değiştirilmeden önce gerilim dışı bırakılmalı ve gerilim yokluğu kontrol edilmeli. Sigorta devre dışı bırakılamıyorsa kesiciler ile devrenin kesilmesi gerek. Elektrik tesislerinde orijinal olmayan, yamanmış ya da tek sarılmış sigorta kullanılmamalı.

Gerilim altındaki bölmeler: Alternatif akımda 50 V , doğru akımda 120 V üzerinde olan akımların devreleri yalıtılmış olmalıya da doğrudan dokunmaya karşı korunmalı. Kullanılan tüm ekipman araç ve gereçler KKD ler yalıtkan olmalı ve uygun yerlere uyarı levhaları konmalı. Bakım onarımı yapılacak makine ya da elektrik devrenin elektriği kesilmeli , akımı kesen şalter anahtar açık vaziyete kilitlenmeli üzerine uyarı levhası konmalı, gerilim yokluğu tespit edildikten sonra çalışma yapılmalı.

Tevzi Tabloları: İşyerlerinde çalışanların ulaşabileceği yerde olan tevzi tabloları saçtan yapılmış kapalı bir kutu içersinde olmalı ve kilitli tutulmalıdır. Tevzi tabloları Elektrik iç tesisi yönetmeliğine görev hazırlanır. Altında istifleme yapılmaz. Ön ve arka kısımları izole bir malzeme ile kaplı olmalı. Tevzi panolarının metal gövde ve gerilim altında olamayan tüm aksanlarının mutlaka topraklanması gerek.


ELEKTRİK İŞLERİNDE İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ

A.D.B

Gerilimi 1000 V geçmeyen tablolarda şalter, anahtar, sigorta kablolar kolay ulaşılabilir ve hemen müdahale yapılacak şekilde olmalı.

Gerilimi 1000 V üzerinde olan tevzi tabloların yüksek gerilimle çalışan aletlerin metal aksanları mutlaka topraklanmalı.

Kondansatör ve transformotör: Bunların bulunduğu bölmeler gerek suni gerek doğal olarak iyi havalandırılması gerek . Kondansatörler şarj kalıntısı kalmayacak şekilde bağlanması ve kontrol edilmesi üzerine uyarı levhalar olmalı.

Akümültör tesisi :İyi havalandırılan bölmelerde olmalı ve kıvılcım yapmayan suni havalandırma sistemleri kullanılmalı.

Seyyar iletkenler: İşyerlerinde mümkün oldukça kullanılmamalı. Kullanılması durumunda gerekli önlemler alınmalı. Kullanılacakları yerlerde yeteri sayıda topraklanmış priz olmalıdır. Taşınabilir iletkenlerin dış koruyucu kısmı iyi yalıtılmış malzeme ile kaplanmış olmalı bükülmeyle içindeki metal kıvrılmamalı. Elektrik kaynak makinelerinin üzerinde mutlaka şalter olmalı. Kaynak makine teçhizatı topraklamış ya da iyi yalıtılmış olmalı, kablolar iyi tespit edilmiş olmalı. Makinenin temizliği bakımı ya da yer değiştirmesi durumunda elektriği kesilmelidir.

İnşaat işlerinde kullanılan araçlar düşük gerilimli olmalı, ya da güvenlik transformatörleri olmalı ve çift yalıtkan olmalı. Şantiyelerde kullanılan seyyar iletkenler ezilmeye, suya, mekanik zorlamalara dayanıklı olmalı. İnşaat çalışmasının altında ya da hava hattı olması durumunda çalışma esnasında gerekli önlemler alınmalı.

PATLAYICI PARLAYICI ORTAMLAR.

Parlayıcı patlayıcı ortamların oluştuğu işyerleri “Tehlikeli bölge planı” oluşturmalı. Parlayıcı patlayıcı ortamların sürekli oluştuğu bölgeler” 0 Tehlike bölgesi” Parlayıcı patlayıcı ortamların ara sıra oluştuğu bölge” 1 Tehlike bölgesi” Parlayıcı patlayıcı ortamların arıza sonucu oluştuğu yada oluşmadığı bölgeler “ 2 Tehlike bölgesi “denir . Bunların dışında kalan bölgeler tehlikesiz bölge denir. 1. Bölgede kullanılan araçlar alev almaz türden korumalı olmalı. Yüksek gerilime sahip araçlar 1. Bölgede kullanılmamalı.

NOT:Sigortalar böyle bölgelerde dışarıda olmalı ya da özel yalıtılmış alev sızdırmaz kutularda olmalı.

4


ELEKTRİK İŞLERİNDE İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ

A.D.B

STATİK ELEKTRİK ÖNLEMLERİ

Parlayıcı patlayıcı ortamların oluştuğu bölgelerde mutlaka statik elektriğe karşı önlem almalı. Nemlendirme, iyonizasyon ve topraklama yapılmalı, statik elektriği ileten malzeme kullanılmamalı. Parlayıcı ve patlayıcı sıvıların bulunduğu depolar ve iletim boru donanımları statik elektriğe karşı topraklanmalı. Par-pat madde dolumu ve boşaltılması esnasında araç ile depo arasına topraklama hattı olmalı. Metal tozların taşındığı yerlerde statik elektrik dedektörü olmalı. Tabanca ile boyama yapılan yerlerde cihazların topraklaması yapılmalı. Tanklar dolumdan sonra bir süre dinlendirilmeli. Par-pat ortamlarda elektrik tesisatı exprof olmalı, böyle ortamlarda acil durumlarda yangın ve aydınlatma hariç tüm tesisin elektriğini kesen en az 3 adet durdurma butonu olmalı. Deprem bölgelerinde bulunan par-pat işyerlerinde deprem anında duyarlı dedektörler olmalı (aydınlatma ve yangın hariç tüm elektrik sistemini kesen).

Paratoneller yılda 1 TAEK tarafından kontrol edilmeli ve par-pat tesislerinde mutlaka bulunmalı. Kuvvetli akım tesisleri üretim depolama tesisleri 2 yılda 1 ; enerji nakil hatları 5 yılda 1 mutlaka peryodik kontrolden geçmeli . Ölçüm sonuçları kayda alınmalı. Seyyar iletkenler 6 ayda 1 kontrol edilmeli . Makinaların gövde topraklanması yılda 1 , yer değişimi durumunda hemen topraklama kontrolü yapılmalı . Elektrik iç tesisleri yılda 1 peryodik kontrolden geçmeli.

Kaçak akım rölyesi: Elektrikli el aletlerinde meydana gelen bir kaçağın tehlikeli gerilim seviyesine gelmeden elektik devresini kesen kaçak akım rölyesi iş güvenliği elmanıdır.

 1-36 kV lık ( izin verilen en yüksek gerilim) işletme gerilimli hava hatlarında yapılara en küçük yatay uzunluk 2 m.olmalı.  Şebeke akımı ile yedek elektrik üretim aygıtını ayıran elemana envarsör şalter denir.  Kaçak akım rölyesi faz şase ve topraklama arızası durumunda kişinin elektriğe çarpılmasını önler Evde kullanılan kaçak akım rölyesinin çalışma akım eşiği 30A olmalı .  Elektrik ekipman bakımında ilk önce şalter indirilmeli sonra topraklanma yapılmalı.  80-100 A Kalp durması için çarpılma eşiğidir.  Elektik işlerinde önce izin alınmalı, sonra kısa devre şalter kapanmalı sonra kesici ve ayıracılar açık şeklinde kilitlenip topraklama yapılmalı.  Güvenlik transformatörü kullanımı halinde çıkış devresine en fazla 1 adet elektrikli el aleti bağlanabilir.  Par-pat , tehlikeli zararlı maddeler bulunan elek. Tesisatı ve paratonellerin bakımı yılda 1 yapılmalı.

5


ELEKTRİK İŞLERİNDE İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ

A.D.B

Elektrik kazalarında etkili faktörler özetle şunlardır:  Tehlikeli akımın cinsi (doğru akım veya alternatif akım)  Etkileyen gerilimin büyüklüğü  Akım büyüklüğü ve şiddeti  Akım şiddetinin yönü ve izlediği yol  Akım alternatif ise frekansı  Akımın etki yaptığı süre  Akımı taşıyan bağlantılar  Elektrik devresinde izole edilmemiş noktaların bulunması  Kaza sırasında vücudun gösterdiği diren  Devre topraktan tamamlanmış ise toprağın kuru ve ıslak olma durumu  Ellerin kuru, ıslak, terli veya nasırlı olması  Akım kaynağı ile kazalı arasında akımı engelleyici maddelerin bulunması

Elektrik çarpmasından korumak için genel olarak kullanılabilecek düzenler şunlardır:  Koruyucu yalıtma  Üzerinde durulan yerin yalıtılması  Küçük gerilim kullanma  Topraklama

Elektrik ile ilgili temel kavramlar şunlardır: Elektrik, durağan ya da devingen, yüklü parçacıkların yol açtığı fiziksel olgudur. Elektrik olgusunda rol oynayan temel parçacık, yükü negatif işaretli olan elektrondur. Elektriksel olgular çok sayıda elektronun bir yerde birikmesiyle ya da bir yerden başka yere hareket etmesiyle ortaya çıkar Akım şiddeti (Amper): Bir elektrik devresinden saniyede akan elektron miktarıdır. Bu yer değiştirme güç kaynağı içinde(-)'den (+)'ya doğru, devre içinde ise (+)'dan (-)'ye doğru olur. Buna elektron akışı (akım) denir.(AMPERMETRE İLE ÖLÇÜLÜR) Gerilim farkı (Volt): Bir devrenin iki ucu (iki kutbu) arasındaki elektron sayısı farkıdır. (VOLTMETRE İLE ÖLÇÜLÜR) Direnç (Ohm): Basit olarak elektrik akımına karşı gösterilen zorluktur. Güç (Watt): Elektrikli alıcıların çalışmaları sırasında harcadıkları enerjidir.

6


ELEKTRİK İŞLERİNDE İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ

A.D.B

Doğru akım (DC); zamana bağlı olarak yönü ve şiddeti değişmeyen akımdır. Doğru akım genelde elektronik devrelerde kullanılır. En ideal doğru akım en sabit olanıdır. En sabit doğru akım kaynakları da pillerdir. Alternatif akım (AC);zamana bağlı olarak yönü ve şiddeti değişen akımdır. Alternatif akım büyük elektrik devrelerinde ve yüksek güçlü elektrik motorlarında kullanılır.

ŞİMŞEK/YILDIRIM NEDİR; Havadaki bulutlar birbirine sürtünerek elektrik yükü kazanırlar. Zıt yüklü bulutlar birbirine yeterince yaklaşırsa elektrik yükleri bir buluttan diğerine akar. Bu olaya şimşek denir. Bazen, yük miktarı fazla olan bulut yeryüzüne yakın bir yerden geçer. İşte o zaman bulutla yer arasında bir elektrik boşalması olur. Bu olaya da yıldırım denir. Akım vücuda bir noktadan girer ve başka bir noktadan çıkar. Ciddi çarpılmalarda elektriğin girdiği ve çıktığı yerlerde yanıklar oluşur. Aslında akımın vücut içinde izlediği yollarda da yanıklar oluşmuştur. Akım şiddetine bağlı olarak ortaya çıkabilecek fizyolojik belirtiler aşağıdaki tabloda belirtilmiştir

7

Sıfırlama, gerilim altında olmayan bütün tesisat kısımlarının, şebekenin sıfırlama hattına (topraklanmış nötr hattına) veya ayrı çekilmiş koruma iletkenine bağlanmasıdır. Ancak sıfırlamanın bazı sakıncaları vardır. Giriş iaz nötr iletkenleri eğer yer değiştirilirse, alıcılar üzerinde faz verilmiş olur. Normalde nötr hattında enerji bulunmamalıdır, ancak şebeke hatlarının dengesiz yüklenmesi sonucu olarak nötr hattında da enerji olabilir. Küçük değerdeki kaçaklar, sigorta tarafından algılanmayacağı için cihaza dokunan kişiler için de her zaman potansiyel tehlike oluşturur


ELEKTRİK İŞLERİNDE İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ

A.D.B

Statik elektrik oluşabilecek durumlar ile statik elektriğe karşı alınacak tedbirler şunlardır:  Parlayıcı ve patlayıcı maddelerin bulunduğu yerler ile bu maddelerin yakınındaki yerlerde statik elektrik yüklerinin meydana gelmesine karşı nemlendirme, topraklama ve iyonizasyon gibi uygun tedbirler alınmalıdır. Statik elektriği iletmeyen malzemelerin kullanılmasından mümkün olduğu kadar kaçınılmalıdır.  Sıvı parlayıcı ve patlayıcı maddelerin çok büyük akma hızları ile doldurulup boşaltılmalarından, sıçramalı ve yüksek basınçla doldurulmalarından kaçınılmalıdır  Parlayıcı sıvıların konulduğu bütün depolar, boru donanımları ve boru bağlantıları statik elektriğe karşı uygun şekilde topraklanmalıdır. Depoların parlayıcı sıvılarla doldurulması ve boşaltılmasında araç ile depo arasında topraklama hattı bağlantısı yapılmalı ve statik elektriğe karşı tedbirler alınmalıdır.  Lastik tekerlekler üzerinde hareket eden tankerler yüklü oldukları statik elektrikten tamamen arındırılmadıkça dolum yerlerine sokulmamalıdır.  Öğütülerek toz haline getirilmiş maddelerin pnömatik konveyörlerle taşındığı hallerde, statik elektriğe karşı konveyörün metal boruları bütün hat boyunca birbirine iletken bağlantılı olmalı ve topraklanmalı, titan, alüminyum ve magnezyum ince tozlarının taşındığı yerlere statik elektrikdedektörleri veya benzeri  uygun tertibat konulmalıdır.  Statik elektik birikmelerine karşı, gerekli yeriere statik elektrik yük gidericileri ve nötralizatörler konulmalı veya uygun diğer tedbirler alınmalıdır,  Tabanca boyası yapılan tesislerde boyanacak veya verniklenecek metal parçalar, boyama hücrelerinin bütün metal kısımları ile davlumbazlar, kaplar, emme tertibatı ve boya tabancaları uygun şekilde topraklanmış olmalıdır.  Sentetik akaryakıt kapları iletken maddelerle kaplanmalı, meta! boyalarla boyama ya da iletken ağ geçirme işlemleri uygulanmalı yahut bu cins kaplar toprak  içine yerleştirilmelidir. Sentetik kaplara iletken yüzeyler kazandırılması halinde bu yüzeyler doldurma ve boşaltmadan önce topraklanmalıdır.  Akaryakıt depolama tankları akaryakıt doldurulduktan sonra ilgili standartlara uygun olarak gerekli bir süre dinlendirilmelidir.

8


ALİ DURMUŞBİLGEÇ

PUKÖ döngüsünün aşamalarını inceleyecek olursak; PLANLA        

İş Sağlığı ve Güvenliği açısından amacın belirlenmesi ( neyi başarmak istiyoruz, nerede, ne zaman ) Mevcut durumu analiz etme Hedeflerin belirlenmesi Kayıtların analizi Tehlikelerin Belirlenmesi Risk değerlendirme metodlarının belirlenmesi Detaylı plan hazırlaması ( uygulama planı ) İç talimatlar hazırlama

UYGULA      

Riskleri Değerlendirme Risklerin kabul edilebilir olup olmadığına karar verme Kontrol Önlemlerinin seçimi ve uygulaması Her bölümdeki İlgili kişileri bilgilendirme, eğitme ve katılımını sağlama Faaliyet planını izleme ve gerçekleştirme Uygulama sonuçlarını yakın takip etme

KONTROL ET

OHSAS 18001 standartı, kuruluşlara ekonomik ve iş sağlığı ve güvenliğine yönelik amaçlarına ulaşabilmeleri konusunda yardımcı olmak için, diğer yönetim gerekleriyle bütünleştirilmiş olan etkin bir İSG yönetim sisteminin başlıca unsurlarını sağlama niyetiyle düzenlenmektedir. Bu yaklaşımın temeli PUKÖ döngüsüdür. “PUKÖ” döngüsü değişkenliğin sebeplerini tespit etmek ve kaliteyi iyileştirmek için kullanılan sistematik bir yöntem olarak tanımlanabilir. Bu döngü organizasyonların üretim sistemlerini iyileştirmenin bir yolu olarak Walter Shewhart (1939) tarafından geliştirilmiş ve uygulanmıştır.

   

Hedef veya hedeflere ulaşıldı mı? İç talimatlar ve yönergeleri gözden geçirme Olası sapmaları tespit etme ve kaydetme İlgili kişileri bilgilendirme

ÖNLEM AL   

Kalıcı bir denetleme sistemi kurma Etkili önlemleri standartlaştırma Gerekli eğitim ve yönlendirmeleri sağlama


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.