OTO AKTÜEL DERGİSİ |Mayıs-Haziran 2016|

SAYI: 17 MAYIS-HAZİRAN 2016

B

Farklı ve sıradışı

KIA SOUL

YENİ FORD RANGER

SANDERO EASY R TÜRKİYE’DE

YARI OTOMATİK VİTES KUTUSU

TEST

LANSMAN

MAZDA 3 AİLESİ BÜYÜYOR KARTING RÖPORTAJ

Renault Mais Genel Müdürü İbrahim Aybar

B

BTIRMANMA

R O P S O OT

BOFFROADBRALLİ

İÇİNDEKİLER

LANSMAN: Nissan Pulsar Sayfa: 38-41 Ayın Panoraması: Sayfa 4-11

LANSMAN Yeni Ford Ranger Sayfa: 42-47 Tofaş’ın ihracat rekoru: Sayfa 12-13

Suzuki Vitara Sayfa: 56-57 Dacia Sandero Stepway Easy-R Otomatik Sayfa: 14-17

TEST: Kia Soul Sayfa: 18-23

LANSMAN Goodyear yeni performans lastiği Eagle F1 Asymmetric 3’ü tanıttı...

Sayfa: 14-17 MOTOSİKLET HONDA MSX125...

Yeni, kompakt egzoz borusu da 2016 model MSX125 için özel tasarlandı.

Sayfa: 70-73

LANSMAN: Mazda 3 ailesi büyüyor Sayfa: 24-33 RÖPORTAJ: Renault Mais Genel Müdürü İbrahim Aybar Oto Aktüel’in sorularını yanıtlarken otomotiv sektörünün bugünü ve geleceğini değerlendirdi.

Sayfa: 34-37

2

Alfa Romeo Sayfa:58-62

Pirelli Takvimi S: 75-83

Gezi Sayfa: 74

Oto Aktüel’li Günler Sürüyor!

otospor

Drift Sayfa: 84-89

Offroad Sayfa: 90-93

Tırmanma Sayfa: 94-97

Karting Sayfa: 98-101

Marmaris Rally Sayfa:102 SAYI: 17 MAYIS-HAZİRAN 2016

Genel Yayın Yönetmeni Rezzan ALAVANT Test Editörü Yayın Danışmanı Candaş KURTAY Abdullah KURTAY

iletisim@otoaktuel.net

Rezzan ALAVANT

Mart 2016 sonu itibarıyla ‘basılı dergi’ projesine karar verdiğimizde epey bir zaman ‘lisanslı mı olsun, milli mi olsun?’ sorularına kendi içimizde cevaplar aradık...

Sonunda lisanslı dergi projesini rafa kaldırarak, tümüyle yerli içerikle basılı dergi projesinde karar kıldık.

Tabi ki işimiz oldukça zordu ve soyunduğumuz sıradan birşey değildi!..

Hem zengin içerik, hem de mevcut yayınlardan bizi ayıracak özelliklerle okurla buluşmamız gerekiyordu.

Daha fazla konu, bilinmeyenler, ‘Otomobilli Yaşam Kültürü’ne dair herşeyin işlendiği bir dergiden söz ediyoruz.

Ve epey sayfaya sahip bir dergi...

Gerek tasarımı, gerek fotoğraf ve içerik kalitesi ile de öne çıkacak bir Oto Aktüel...

Zaman su gibi akıp, gidiyor... Yaz aylarının gelip çatması, ardından Ramazan, sonra uzuun bayram tatilleri...

Basılı dergi projemiz ölü doğmasın diye Eylül 2016 sonuna ertelendi. Bu arada çalışmalar hızla sürüyor.

Ve, www.otoaktuel.net sitemiz yepyeni bir yazılımla yenileniyor... Önümüzdeki haftalarda yeni yüzüyle tanışacaksınız... www.otoaktueltv.com ve Youtube/Oto Aktüel TV ayağında Temmuz 2016 itibarıyla sık sık yeni videolar ile karşınızda olacağız....

Bunlar Oto Aktüel’in Mutfağı’ndan aktaracaklarımızdan sadece küçük bir kaç detay...

Ya dijital dergi?

Evet dijital Oto Aktüel yeni sayısıyla yayında. Basılı dergiden sonra da devam edecek. Ama Ekim 2016 itibarıyla ‘ücretli’ olacak!.. Önemli NOT: Dijital Oto Aktüel’in tasarımı ‘sıcak öncesi, yani ara sıcak :) !’...Gerçek tasarım ve içeriğimiz Eylül 2016 sonunda basılı Oto Aktüel bayiye çıkınca gün yüzüne çıkacak...

Bu sayımızda sizleri fazla sıkmayacak konular göreceksiniz. Özellikle Renault Mais Genel Müdürü Sayın İbrahim Aybar’ın sektörün pozisyonu ve geleceğine yönelik görüşlerini okumanızı öneririm. Aybar ‘derslik’ denilecek türden tespitler yaptı.

Bizden şimdilik bu kadar!.. İyi olun, pozitif olun; sağlıklı kalın; hayata güzel yönden bakın.

Rolls Royce’un sloganında denildiği gibi “Başkalarının ne yaptığı bizi ilgilendirmez!...” Biz OTO AKTÜEL’iz...

3

NISSAN, BATI AVRUPA VE TÜRKİYE’DE 2015 YILINI REKOR SATIŞLA KAPATTI

Nissan, 2015 mali yılını batı Avrupa pazarında rekor satış adedi ve pazar payı artışı ile kapattı. Türkiye’de ise 2014 mali yılına göre satışlarını yüzde 46 oranında artıran Nissan, yüzde 2,9 ile en yüksek pazar payına ulaştı.

N

issan, 2015 mali yılına ilişkin Avrupa finansal sonuçlarını açıkladı. Batı Avrupa pazarında 621 bin 910 adetlik satış gerçekleştiren Nissan, 2014 mali yılına göre yüzde 9,4’lük bir büyüme kaydederek 710 bin 321 adet araç satışına imza attı ve tüm zamanların en yüksek büyüme oranını kaydetti.

Datsun ile birlikte 2015 mali yılında 737 bin 501 adet satış gerçekleştiren Nissan, Avrupa satış rekoru kırdı.

Mart 2016’da 95 bin 720 adetlik bir satış başarısına imza atan Nissan, bu sonuçla 2009 yılından bu yana altı yıl üst üste istikrarlı bir şekilde pazar payını artırdı ve istikrarlı büyümesini sürdürdü. Ekim ayında faaliyetlerini bizzat yönetme kararı aldığı Türkiye pazarında da hızlı bir yükselişe geçen Nissan, 27 bin 916 adetlik satış ile bir önceki mali yıla oranla satışlarını yüzde 46 artırarak ülke tarihindeki en yüksek pazar payı olan yüzde 2,9

4

rakamına ulaştı.

2015 mali yılında satışlarını İspanya’da yüzde 19,3, Almanya’da yüzde 13,2, İtalya’da yüzde 8,8, İngiltere’de

yüzde 4,2 ve Fransa yüzde 3,9 oranında artıran Nissan’ın Türkiye pazarı satışlarındaki artışı ise yüzde 46 gibi rekor bir oranda gerçekleşti.

Yeni Peugeot 2008

Türkiye’de Temmuz ayında satışa sunulması planlanan Yeni Peugeot 2008, 1.2 Puretech 110Hp EAT6 Tam Otomatik, 1.6 e-HDi MT ve ETG6 olmak üzere üç farklı motor, şanzıman seçeneği ile satışa sunulacak.

2.0 VTEC Turbo Motor 0-100 km/s: 5.7 Saniye

310 PS 400 Nm Tork

honda.com.tr · h2.com.tr facebook.com/HondaTR · twitter.com/HondaTR · instagram.com/hondatr

TEMSA OTOMOTİV MÜHENDİSLİĞİ AÇILDI TEMSA Otomotiv Mühendisliği Bölüm binası ve laboratuvarları, Balcalı Hastanesi Dr. M. Feyyaz Etiz Onkoloji ve Hematoloji Hizmet Binası ve 12 yatırımın temel atma töreni ile birlikte açıldı. Açılışı Adana Milletvekili Ömer Çelik, Çevre ve Şehircilik Bakanı Fatma Güldemet Sarı, Adana Valisi Mustafa Büyük, Çukurova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Kibar, TEMSA Kurumsal İletişim Müdürü Ebru Ersan, Ürün Müdürü Mert Özkaynak ve ARGE Müdürü Murat Demirdüzen birlikte yaptı.

AKARYAKIT SEKTÖRÜNÜN ‘EN BEĞENİLEN ŞİRKETİ’ OPET OPET, Capital Dergisi tarafından düzenlenen ve iş dünyası tarafından önemli bir referans kabul edilen ‘Türkiye’nin En Beğenilen Şirketleri’ araştırmasında bir kez daha ‘akaryakıt sektörünün en beğenilen şirketi’ seçildi.

OPET adına ödülü alan OPET Genel Müdürü Cüneyt Ağca “Bir kez daha sektörümüzün en beğenilen şirketi seçilerek, başarımızı perçinlemekten büyük mutluluk duyuyoruz. Hizmetlerimizi tüketiciye özenle ulaştıran, Türkiye’nin dört bir yanında hizmet veren 1500’ün üzerindeki bayimizle ‘Kusursuza Yolculuğumuz’a devam edeceğiz” dedi. Ölçülmeye başlandığı 2006 yılından bu yana KalDer Türkiye Müşteri Memnuniyeti Endeksi’ne göre dokuz yıldır aralıksız müşterinin en çok memnun kaldığı marka seçilen OPET, bu yıl devreye alınan KalDer’in yeni ölçümleme sistemine göre de ‘Müşteri Sadakati En Yüksek Marka’ seçilerek başarısını 10’uncu yıla taşıdı.

6

BRİSA’DA GÖREV DEĞİŞİKLİĞİ Brisa Tüketici Ürünleri Pazarlama ve Satış Genel Müdür Yardımcılığı görevine Korhan Korel atandı.

Türkiye lastik sektörü lideri Brisa’da görev değişiklikleri yapıldı. Uzun yıllar şirketin yöneticileri arasında yer alan ve son olarak Brisa Tüketici Ürünleri Pazarlama ve Satış Genel Müdür Yardımcısı olarak görev alan Levent Akpulat, Genel Müdür Danışmanlığı’na getirildi. Tüketici Ürünleri Pazarlama ve Satış Genel Müdür Yardımcılığı görevine ise alanında deneyimli Korhan Korel atandı.

Korel, Brisa’ya katılmadan önce The Abraaj Group – Yörsan’da Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı, Vekaleten Genel Müdür ve Ticari Genel Müdür Yardımcısı görevlerini üstlenmişti.

renault.com.tr

S. MACHIONNE

Fiat Chrysler Automobiles, Google ile

SÜRÜCÜSÜZ ARAÇ GELİŞTİRECEK

Fiat Chrysler Automobiles (FCA) ve Google, sürücüsüz araç geliştirme projesi kapsamında işbirliği yapacaklarını açıkladı. Google’ın Sürücüsüz Araç Projesi için FCA ile yapacağı işbirliği kapsamındaki çalışmalarda Chrysler Pacifica Hybrid modeli kullanılacak. Her iki firma da mühendis ekiplerinin bir kısmını, sürücüsüz Chrysler Pacifica’nın tasarım, test ve üretimini hızlandırmak için güneydoğu Michigan’da bulunan tesiste konuşlandıracak.

HYUNDAI’DEN YEPYENİ BİR MARKA MERKEZİ DAHA

Hyundai, güncel modellerini geliştirmek ve ayrıca gelecekte üreteceği kaliteli otomobillerini şekillendirmek adına üçüncü marka deneyim merkezini kurmaya karar verdi.

Güney Kore’nin Goyang şehrinde kurulacak olan Hyundai Motorstudio, ayrıca bir otomobilden çok daha fazlasını sunmayı hedefliyor.

2017 yılında hizmete açılacak olan merkez, markanın üreteceği yeni nesil modeller kadar kültürel faaliyetlere de ev sahipliği yaparak sosyal sorumluluk çalışmalarında etkin bir rol oynayacak.

8

İşbirliğine dair konuşan Fiat Chrysler Automobiles CEO’su Sergio Machionne: “Otomotiv sektöründe inovasyonun hızını arttırmak amacıyla dünyanın bir numaralı teknoloji firmalarından birisiyle işbirliği kuruyoruz. Her iki firmanın da bu ortaklıktan elde edeceği deneyim, geniş kapsamlı tüketici faydaları sağlayacak olan teknoloji çözümlerinin otomotiv sektörüne aktarılması konusunda temel oluşturacak” dedi.

Google Sürücüsüz Araç Projesi CEO’su John Krafcik ise işbirliğiyle ilgili: “Fiat Chrysler Automobiles’nın mühendis ekibi oldukça deneyimli ve Chrysler Pacifica Hybrid minivan Google’ın sürücüsüz araç teknolojisi için oldukça uygun bir model. FCA mühendisleriyle gerçekleştireceğimiz bu yakın işbirliği sayesinde, yollarımızı daha güvenli hale getirecek, dahası günlük mesafeleri araç kullanamayan kişiler için de erişilebilir hale getirecek olan, tamamen sürücüsüz bir araç geliştirme çabalarımızı hızlandırmış olacağız.” diye konuştu.

Bu motorun adı, içinde bulunan pistonlarının hareketi bir boksörün yumruk hareketine benzediği için Boxer (Boksör) olarak anılıyor.

Subaru’nun Boxer Motoru 50 Yaşında

Subaru otomobillerinin üreticisi Fuji Heavy Industries Ltd., 14 Mayıs 1966’da ilk olarak Subaru 1000 modeli ile yollara çıkarttığı, yatay yerleşimi sayesinde mükemmel yol tutuşu sağlayan “Boxer” motorunun 50’nci yılını kutluyor.

Subaru’nun ikonik Boxer motoru, ilk defa 14 Mayıs 1966’da, Subaru 1000 adındaki kompakt binek otomobilde kullanıldı.

O günden bu yana 50 yıldır Subaru, Boxer motorun sağladığı faydaları en üst seviyeye çıkarmaya ve ürettiği araçlara güç sağlamak için bu motoru geliştirmeye devam ediyor.

Bugün, Subaru’nun tüm araçlarında Boxer motor bulunuyor.

KIA’NIN KAZANDIĞI “RED DOT” ÖDÜLÜ SAYISI 15’E ULAŞTI Yeni KIA Sportage ve KIA Optima modelleri 2011’den sonra 2016 yılında da ikinci kez prestijli Red Dot uluslararası tasarım ödülünü kazandı. Bu son başarı ile KIA’nın ürün yelpazesindeki her model bir “Red Dot” ödülü almış oldu. KIA, 2009’dan bu yana toplam 15 Red Dot ödülü kazandı.

Almanya’da düzenlenen Red Dot Tasarım Ödülü yarışması, bağımsız bir jüri tarafından 1955 yılından beri veriliyor.

9

Mercedes-Benz Türk’ten otomotiv sanayiine küresel destek

Mercedes-Benz Türk, bu yıl 30. yılını kutlayan Aksaray Kamyon Fabrikası’nda 6. Tedarikçi Günü’nü gerçekleştirdi. avantaj yaratıyor.

Mercedes-Benz Türk, 2009 yılında başlattığı Türk otomotiv yan sanayii kuruluşları ile buluşmaların altıncısını Aksaray Kamyon Fabrikası’nda gerçekleştirdi. Toplantıya 160 yan sanayi şirketinin temsilcileri ve TAYSAD yöneticilerinin yanı sıra Mercedes-Benz Türk ve Daimler satınalma bölümleri yetkililerinden oluşan 350 kişi katıldı.

1

60 yan sanayi kuruluşundan 350 kişinin katıldığı etkinlikte gündem, Daimler’in ağır ticari araç üretimine parça veren ülkeler kapsamında otomotiv yan sanayii açısından en yüksek potansiyel gördüğü ülkeler arasında yer alan Türkiye’deki yan sanayi kuruluşlarından gerçekleştirdiği satın almaları artırmak oldu. Ülkenin coğrafi konumunun da sağladığı avantajla Daimler’in Avrupa’daki fabrikalarına parça verme potansiyeli artan Türk otomotiv yan sanayii kuruluşları için ticari araç parça üretiminde edindikleri deneyim ve Türkiye’de imalat yapan farklı otomobil üreticilerine parça vererek edindikleri know-how

10

Seeger: “113 milyon Euro’luk yatırım, tedarikçilerin iş hacmini de artıracak” Toplantının amacını “tedarikçilerle ilişkilerin derinleştirilmesi ve gelecekte ele alınacak projeler için yeni iş ortaklarının aranması” olarak özetleyen Mercedes-Benz Türk Direktörler Kurulu Başkanı Britta Seeger, görüşmelerin sadece kamyon ve otobüs üretimi kapsamında değil, otomobil grubu için de yapıldığını ve verimli geçtiğini açıkladı. Seeger ayrıca Aksaray Kamyon Fabrikasında 2018 sonuna kadar tamamlanacak 113 milyon Euro tutarındaki, mevcut kapasitenin ikiye katlanmasına yönelik yatırımla kamyon üretiminin tedarikçilerine gelecekteki iş hacimleri açısından yüksek bir potansiyel sunulduğunu vurguladı.

GO Bayi Konseyi İzmir’de gerçekleşti

GO

bayilerine yönetimsel süreçte söz hakkı tanıyan GO Bayi Konseyleri’nin II. dönem II. Toplantısı, İzmir’de gerçekleşti. İpragaz CEO’su Selim Şiper ile Genel Müdür Yardımcısı Eyüp Aratay’ın da hazır bulunduğu GO Bayi Konseyi’ne 14 GO yetkilisi ve 10 GO bayi temsilcisi olmak üzere toplam 24 kişi katıldı.

TAYSAD, otomotivde “Yenileme Pazarı”nı buluşturdu VII. Aftermarket Konferansı’nda konuşan Taşıt Araçları Yan Sanayicileri Derneği (TAYSAD) Başkanı Alper Kanca, “Bugün itibariyle taşıt araçlarında yaklaşık yüzde 30-40 seviyesinde olan elektronik aksam kullanımı, 2030’larda yüzde 50’nin de üzerine çıkacak. Dolayısıyla özellikle Yenileme Pazarı’nda varlığını sürdürmek isteyen firmalarımız için burada bir fırsat var. O fırsatı kaçırmamak için, yeni teknoloji ve eğilimleri yakından takip etmek gerekiyor” dedi.

Türkiye’de sadece TAYSAD tarafından gerçekleştirilen Aftermarket Konferansı’nın açılış konuşmalarını TAYSAD Yönetim Kurulu Başkanı Alper Kanca, OİB Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Sabuncu ve OYPG Yönetim Kurulu Başkanı Mesut Urgancılar yaptı. Açılışta konuşan TAYSAD Başkanı Alper Kanca, “TÜİK verilerine göre, toplam araç parkımız Mart 2016 sonu itibariyle 20,2 milyon adede ulaşmıştır. 2003 yılında Türkiye’de bin kişiye 95 araç düşerken, son 12 yılda görülen büyümeyle bu rakam 2014 sonunda 173’e ulaştı” dedi.

TOYOTA’NIN HİBRİT SATIŞLARI 9 MİLYONU AŞTI

T

oyota, hibrit araç satışlarında 9 milyon adedi geçtiğini açıkladı. Öncüsü olduğu hibrit teknolojisine sahip otomobil satışlarını her geçen gün artırmaya devam eden Toyota, otomobillerin çevresel etkilerini azaltma konusuna verdiği önemi bir kez

daha ortaya koydu.

Yıllık hibrit otomobil satışlarını 1,5 milyon adetlere taşıyan Toyota, 2020 yılına kadar toplamda 15 milyon hibrit satışına ulaşmayı ve 2020 yılında her Toyota modelinin birer hibrit versiyonunun olması hedefliyor.

11

TOFAŞ’IN İHRACAT REKORU TOFAŞ, Ar-Ge sürecine liderlik ettiği ve 2015’te üretimine başladığı Fiat Egea/Tipo’nun kazandırdığı ivmeyle, 2016 yılına hızlı bir başlangıç yaptı.

T

İlk çeyrek sonuçları ile ilgili açıklama yapan TOFAŞ CEO’su Cengiz Eroldu, Avrupa pazarlarında olumlu büyümenin devam ettiğine dikkat çekerek, Avrupa pazarına ilk üç ay bazında bakıldığında otomobilde yüzde 8; hafif ticari araç pazarında ise yüzde 11 büyüme söz konusu olduğunu belirtti. TOFAŞ’ın da Bu yılın ilk çeyreğinde Türkiye’nin üretim ve ihracatta 2016 yılına çok iyi bir giriş yaptığını açıklayan Eroldu, ilk otomotiv üretimi bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 4 artarak 346 bin çeyrek bazında 2010 yılından bu yana adete ulaşırken, TOFAŞ’ın üretim hac- gerçekleşen en yüksek ihracat rakamımi aynı dönemde yüzde 22 artarak 79 na ulaştıklarını dile getirdi. TOFAŞ’ın bin adede ulaştı. Böylece toplam enAvrupa’ya olan toplam ihracatının geçen yılın ilk çeyreğine oranla yüzde düstri üretimindeki payı yüzde 19’dan yüzde 23’e yükseldi. Ocak-Mart 2016 40 artış gösterdiğine dikkat çeken Eroldu “İlk çeyrekte, 2010’dan bu döneminde TOFAŞ’ta toplam üretimin yana en yüksek ihracat seviyesine yüzde 39’u otomobil; yüzde 61’i ise ulaştık. Binek araç ihracatında yüzde hafif ticari araç olarak gerçekleşti. ürkiye otomotiv sektörünün lider oyuncularından TOFAŞ, 2016 yılı ilk üç aylık finansal sonuçlarını açıkladı. 1 Ocak-31 Mart döneminde yaklaşık 2,7 milyar liralık ciro gerçekleştiren TOFAŞ yıla iyi başladı.

12

131 oranında artış kaydettik. TOFAŞ toplam ihracat adedi ise önceki yılın ilk çeyreğine göre yüzde 35 artarak, 43 bin adetten 58 bin adete ulaştı. Bunda hem iç hem de dış pazarlarda görülen, Egea/Tipo Sedan’a olan yüksek talebin büyük etkisi var. Ayrıca bu talebe yetişebilmek için Mart 2016’da üç vardiyalı üretime geçtik. Bu da iç pazar ve ihracat faaliyetlerimize olumlu yansıyor” dedi.

“Doblo ve Fiorino ile küçük hafif ticari pazarında lider durumdayız.”

Yeni Fiat Fiorino satışlarının da Nisan 2016’da başladığını hatırlatan Eroldu, “Fiat yüzde 89 oranla yurt içi pazarda

TOFAŞ CEO’su Cengiz Eroldu...

yerli üretimden en yüksek satış gerçekleştiren marka konumunda olmayı sürdürüyor. Ayrıca Doblo ve Fiorino ile küçük hafif ticari pazarında lider durumdayız.

Toplam pazara baktığımızda, premium markalarımız da dahil TOFAŞ olarak pazardaki payımız yüzde 11 olarak gerçekleşti. Yeni modellerimizin devreye girmesi ile yılı daha yüksek bir pazar payı ile kapatmayı hedefliyoruz” dedi. Eroldu ayrıca TOFAŞ’ın nisan ayında 365 milyon lira tutarında temettü dağıtıldığını da sözlerine ekledi.

Yılın ilk üç aylık dönemi baz alındığında, dikkat çekici bir ciro ve 2010 yılından bu yana en yüksek ihracata imza atıldı. Aynı dönemde binek otomobil ihracatını yüzde 131 oranında arttıran TOFAŞ, hafif ticari araç ihracatında ise yüzde 8 oranında büyüme sağladı. Mart ayında 3 vardiyaya geçilen TOFAŞ’ta, ilk üç aylık dönemde yaklaşık 1300 kişilik ilave istihdam gerçekleşti.

13

Candaş Kurtay - RİZE

SANDERO EASY-R YARI OTOMATİK Dacia markasının uzun zamandır beklenen yeniliği müşteri ile buluşuyor. Easy-R yarı otomatik vites kutusu Sandero Stepway modeli ile satışa sunuluyor.

Easy-R teknolojisi, benzinli (0.9Turbo 90bg) ve dizel versiyonları (1.5 dCi 90bg) ile aynı anda pazarda yer alıyor.

Sandero Stepway Easy-R güçlü yönleri ile öne çıkıyor: Konforlu, pratik ve ekonomik Şehiriçi trafiğinde konforlu sürüş isteyen sürücüler için uygun fiyatlı iyi bir çözüm Ekonomik ve çevreye duyarlı: 5,1 lt/100km&114 g/km CO2– (benzinli), 3,8 lt/100km&98 g/km CO2(dizel) Easy-R vites kutusu İspanya- Sevilla tesislerinde üretiliyor.

Sandero Stepway Easy-R Türkiye’de 46.000TL’den başlayan rekabetçi fiyatlarla satışa sunuluyor.

14

Renault Mais Genel Müdürü İbrahim Aybar “Dacia markası, 2004 yılındaki ilk modelinin lansmanından bu yana Türkiye’de büyük begeni topluyor. Marka sıralamasında hızla yükselen Dacia, 2015 yılını toplam pazarda 8. Marka olarak tamamladı ve 4,6 pazar payı elde etti. Otomatik vites, Dacia müşterilerinin uzun bir süredir beklediği ve ısrarla talep ettiği bir özellik.

Sandero Stepway Easy-R yarı otomatik ile bu pazara iddalı bir giriş yapıyoruz. Dacia başarı hikayesi, ürün gamına eklenen Easy-R yarı otomatik versiyonu ile tüm hızıyla devam ediyor” dedi.

15

D

Sandero Stepway Easy-R Türkiye’de satışta

acia, ilk kez ‘Easy-R’ adı verilen yarı otomatik vites kutusunu Sandero Stepway ile Türkiye’de satışa sunuyor.

Stop & Start sistemiyle donatılmış olan 0.9Turbo 90bg benzinli ve 1.5 dCİ 90bg dizel motoru ile birlikte kullanılıyor. Easy-R, Nisan ayından itibaren Türkiye’de 46.000TL’den başlayan rekabetçi fiyatlarla müşterilerin beğenisine sunuluyor.

Hem dizel hem benzinli motor seçenekleri Benzinli 0.9Turbo 90bg ve 1.5dCi 90bg dizel motorlarla birlikte pazara sunulan Easy-R vites kutusu pratiklik, konfor ve ekonomiyi başarıyla bir araya getiriyor. 90bg güce ve 140Nm (benzinli), 220Nm (dizel) torka sahip motorlar çok düşük devirlerde bile oldukça iyi tepki veriyor. Üstelik şehir dışındaki performansını şehir içinde de başarıyla sergiliyor. Stop & Start sistemi ile birlikte karma parkurdaki yakıt tüketimi

16

3.8litre/100km (dizel), 5.1litre /100km (benzinli) düzeyinde bulunuyor. CO2 emisyonu ise 114g/km (benzinli) ve 98g/km (dizel).

Easy-R: uygun fiyatlı çift pedallı vites kutusu Easy-R, Dacia’nın vites kutusu gamının en son üyesi. Bu vites kutusu sayesinde şehir içi kullanımda büyük rahatlık sağlayan esnek sürüş tarzı elde edilebiliyor.

Easy-R’nin kullanımı çok basit ve otomatik vites kutusunun rahatlığını sürücülere sunuyor. Bu vites kutusunda bilgisayar kontrollü bir elektromekanik uygulayıcı (aktüatör) yer alıyor. Söz konusu uygulayıcı (aktüatör) debriyaj bırakma, vites değiştirme ve tekrar debriyaja basma gibi hareketleri sürücünün yerine gerçekleştiriyor. Easy-R yarı otomatik vites kutusu her türlü durumla baş edebilecek iki adet operasyonel moda sahip: ‘Drive’ (Sürüş)

ve ‘Manual’ (Düz) ( vites değiştirme).

‘Drive’ modunda bilgisayar mevcut sürüş koşulları ışığında vites değişimini kontrol ediyor. Vites değişiklikleri motor devri, araç hızı, sürüş stili vb. verilere göre ayarlanıyor.

‘Manual’ (vites değiştirme) modda ise sürücü vites değişikliklerini tamamen kendisi kontrol altında tutuyor.

Geleneksel düz vites kutusula kıyaslandığında Easy-R yarı otomatik vites kutusu şu avantajları sunuyor:

Kullanım kolaylığı ve daha fazla konfor ‘Drive’ modu sürücüyü belirli hareketleri (debriyaja basma, vites değiştirme gibi) yerine getirme zorunluluğundan kurtarıyor. Vites kutusu, yakıt tasarrufu ve hızlanma gibi faktörleri göz önünde bulundurarak seçimi kendisi yapıyor.

Vites tercihini ve değişikliklerini sürücü kendisi yaptığı için ‘Manual’ modda (vi-

tes değiştirme) ise performans daha da dinamik hale geliyor. Ani, beklenmedik bir araç sollama manevrası veya kar gibi düşük yol tutuşunun olduğu şartlarda en uygun vitesi sürücünün seçmesi mümkün oluyor. Yapılması gereken tek şey vites kolunu ‘M’ pozisyonuna getirmek ve vites yükseltip küçültmek için ‘+’ veya ‘–‘ yönünde itmek.

Vites kutusu, ‘Drive’ modunda ani hızlanma (kick down) gerektiğinde maksimum performans elde edilebilmesi amacıyla otomatik biçimde vitesi değiştiriyor. Motorun tüm gücünü serbest bırakması için bir veya iki oran nispetinde vites küçültebiliyor.

- Yüksek manevra kabiliyeti: ‘Drive’ modunda yavaş ilerleme fonksiyonu optimize ediliyor. Ayağınızı fren pedalından kaldırır kaldırmaz gaza basmasanız bile araç otomatik olarak yavaşça ileri veya geri hareket ediyor.

Bu sayede (paralel park gibi) düşük hızda yapılması gereken manevralarda Yokuş Kalkış Desteği ile birlikte kolaylık sağlanıyor. Ayrıca trafiğin sıkışık olduğu durumlarda ağır ağır hareket

edilirken de kolaylık sağlıyor.

- Optimize edilmiş yakıt ekonomisi: Yarı otomatik vites kutusuın yakıt ekonomisi ve CO2 emisyon değerleri normal düz vites kutusula aynı. Uygulayıcılara (aktüatör) sadece vites değiştirme esnasında ihtiyaç duyulduğundan, Easy-R geleneksel otomatik vites kutusuna oranla daha az enerji kaybına uğruyor.

-Kalite & dayanıklılık: Hidrolik teknolojiden elektromekanik teknolojiye geçiş sürüş konforunu artırdığı gibi dayanıklılığı ve güvenilirliği de daha üst düzeye taşıyor. Geliştirilme aşaması sırasında Easy-R vites kutusu bant üzerinde 130.000 saat, yolda 120.000 km test edildi. Ayrıca, her bir Easy-R vites kutusu üretim hattından çıkana kadar eksiksiz kalite kontrol işleminden geçiriliyor.

Önleme Sistemi), HSA (Yokuşta Kalkış Destek Sistemi), Sürücü Hava Yastığı, 3 Noktalı Arka Emniyet Kemerleri, Çocuk Koltuğu Sabitleyici (ISOFIX) gibi zengin güvenlik ekipmanlarına sahip.

Ayrıca Dacia MEDIA NAV 2.0 Navigasyon ve Multimedya Sistemi Opsiyonu, Ön Sis Farları, Eco Mode, Stop&Start olmak üzere konfor ve teknoloji ekipmanları ile de göz dolduruyor.

Dacia başarı hikayesinde yeni bir sayfa Dacia markası 2004 yılında Türkiye’de ilk modelinin lansmanıyla birlikte pazarda her yıl giderek güçlendi. 2015 yılını toplam pazarda yüzde 4,6 Pazar payı ile tamamlayan Dacia, marka sıralamasında 8. sırada yer aldı.

Zengin donanım seviyesi

Dacia markası eksiksiz ürün gamı ile akıllı alışverişi tercih eden müşterilerin tercihi olmaya devam ediyor.

Sandero Stepway Easy-R; ABS (Anti Blokaj Fren Sistemi), AFU (Acil Fren Destek Sistemi), ESP (Elektronik Denge Programı), ASR (Elektronik Patinaj

Dacia 2015 yılında Türkiye’nin en çok satılan 4x4 markası oldu. Duster ve Lodgy modelleri geçen yılı segmentlerinde lider konumda tamamladı.

17

TEST

18

Son yılların yükselen yıldızı Güney Koreli Kia’nın kompakt crossover segmentindeki temsilcisi olan Soul, farklı dizaynı ve beklentileri aşan özellikleri ile dikkatleri üzerine çekiyor.

Sıradışı

KIA SOUL

Türkiye’de tek seçenekle (1.6 litre CRDI Premium) satışta olan Kia Soul’un anahtar teslimi satış fiyatı

94.500TL

19

Kia Soul’un dış tasarımında ise başta 18 inç çift renk alaşım jantlar, ön ve arka sis farları, gündüz farları, gövde rengi, elektrik kontrollü, ısıtmalı aynalar, krom kapı kolları, tavan rayı, panoramik sunroof ve arka park sensörü öne çıkıyor.

20

21

Teknoloji çok ortada, bilgi ise ulaşılması artık hiç zor değil. Yani; 3 aşağı, 5 yukarı herkesin kullandığı teknoloji birbirine benzerken, hepsini birbirinden tek tek ayıran; kullanıcının o otomobil ile kendini nasıl hissedeceği-hissettiği oluyor… İşte Kia Soul’de siz kendinizi iyi hissediyorsunuz…

Sadece Premium seçeneği ile Türkiye’de satışa sunulan Kia Soul, DCT (Dual Clutch Transmission) şanzımanı ile de öne çıkıyor. DCT sayesinde Kia Soul’e rakiplerini kıskandıracak yakıt tasarrufu ve daha sportif sürüş olanağı sağlanmış.

Yakıt tasarrufu ve kaliteli sürüş elbette önemli ama örneğin; otomobillere verilen isimler beni çok ilgilendirir. 100 km/s.’te bir otomobilin kaç litre yaktığını, beygirini, torkunu, fren mesafesini herkes yazıyor. Ben de yazacağım...

Zaten teknik liste önümde…

‘Soul’ ne anlama geliyor?… Önce ona bakalım isterseniz…

Ruh, can, gönül, kişi, kimse, öz, timsal...

Evet bunlar Soul’un kelime anlamları.

Kia Soul otoaktuel.net ‘te kaldığı bir hafta süresinde, dolu dolu 2 günü onunla geçirdim. Bu kısa sürede bile Soul’un ruhunuza hitap eden sürüş özellikleri ve iç mekanındaki kullanışlılık, İstanbul trafiğinde bile çıldırmadan, otomobilin keyfini yaşamanızı sağlıyor.

Kia mühendisleri harika bir dizayn sunuyor Soul’de. Öncelikle panoramik sunroofa ve deri direksiyon simidine dikkat çekmek istiyorum. Çok fonksiyonel olan direksiyon simidi sürüş standartlarını yükseltiyor. Direksiyon üzerinden kontrol edilebilinen müzik sistemi, değişken direksiyon modu, hız sabitleme ve sınırlama özellikleri ile öne çıkıyor.

22

Farklılık Kia Soul’un ruhunda var!

Oldukça cesur ön ve arka tampon tasarımı ve buna eşlik eden 18 inç çift renk alaşım jantları ile Kia Soul’un ruhundaki aykırılık hemen kendini belli ediyor. Kia mühendisleri Soul tasarımının genelinde sıradışılık felsefesi ile hareket etmiş olmalılar ki, bu da Kia Soul’u birçok açıdan farklı kılıyor.

Yüksek oturma pozisyonu, geniş diz mesafesi, geniş görüş açısı sağlayan dizaynı ‘iyi hissettiren’lerden sadece üçü…

Performans konfor ve yakıt ekonomisi bir arada!

Kia Soul’un 1.6 litre CRDI motoru DCT şanzıman sayesinde hem performans, hem de yakıt tasarrufu sağlıyor. 4 silindirli tanıdık CRDI motor 4000 devirde 136 Ps güç üretirken 1750-2500 devir aralığında da 300 Nm tork üretiyor.

Maksimum hız 182 km/s. 0-100km/s hızlanmayı ise 11.1 saniyede tamamlıyor. Yoğun trafikte 6 litre, şehirlerarası

yolda 4,7 litre , karma olarak ta 100 km’de 5.2 litre yakıt tüketiyor.

Donanım özellikleri de premium Türkiye’de tek seçenekle (1.6 litre CRDI Premium) satışta olan Kia Soul’un anahtar teslimi satış fiyatı 94.500TL...

94.500 TL’ye bakın kendinizi iyi hissettirecek hangi önemli detayları satın

alıyorsunuz: Fonksiyonel geri görüş kamerası, gözlük saklama bölmesi, aynalı sürücü ve yolcu güneşlikleri (ki kadınlar için önemlidir), muhafaza kutulu ön kol dayama, arka kol dayama, ayarlanabilir ön ve arka koltuk başlıkları, sürücü koltuğu yükseklik ayarı, otomatik yanan kısa farlar, yol bilgisayarı, otomatik klima, anahtarsız giriş ve çalıştırma sistemi, soğutmalı torpido gözü, AUX ve USB girişleri, bluetooth, sıkışmayı engelleyici - tek dokunma ile açılıp kapanan camlar, orta konsolda bardaklık, ön konsolda 12V güç kaynağı, elektrikli ön ve arka camlar, supervision gösterge paneli, ön koltuk arkasında cepler, bagaj gizleme perdesi ile Soul sizi tavlıyor…

Kia Soul’un dış tasarımında ise başta 18 inç çift renk alaşım jantlar, ön ve arka sis farları, gündüz farları, gövde rengi, elektrik kontrollü,ısıtmalı aynalar, krom kapı kolları, tavan rayı, panoramik sunroof ve arka park sensörü ile öne çıkıyor.

Sürücü, yolcu yan ve perde hava yastıkları, EBD, HAC (Yokuş kalkış destek

sistemi), ESP (Elektronik Dengeleme Programı), BAS (Fren Destek Sistemi), VSM (ESP’li araç denge yönetimi sistemi) ESS (Acil Fren Sinyali) ve TCS (Acil Patinaj Engelleme Sistemi) ile söz konusu güvenlik ve emniyet olunca Kia Soul göz dolduruyor.

Kia Soul ödül zengini ABD’de NEWS & World Report tarafından ‘2016’nın En İyi Kompakt ve En İyi HB Otomobili’ seçilen Kia Soul, Kanada’da ‘En iyi Şehir Otomobili’ ödülünü aldı. Kia Soul’e bu birincilikleri farklı cesur tasarımı, gelişmiş sürücü destek programları, ileri teknolojik özellikleri, geniş sürücü ve yolcu alanı ile bagaj kapasitesi getirdi.

SONUÇ:

Gerek cesur tasarımı ve gerek sunduğu performansı ile, premium özellikleri Kia Soul’de siz kendinizi iyi ve keyif veren sürüş dinamikleriyle; hissediyorsunuz… ekonomik yakıt tüketimini birleştirdiğimizde Kia Soul’un alınacak otomobiller listesinde bulunmasını tavsiye ederim...

23

MAZDA 3 AİLESİ BÜYÜYOR Candaş Kurtay- Selanik

Mazda3 SKYACTIV-D 1.5’in Türkiye lansmanı Yunanistan’ın Selanik şehrinde Türk gazetecilerin katılımı ile gerçekleşti.

24

25

M

azda 3’ün sınıf içinde rekabetçi avantajını büyük oranda artıran yeni motorda, 14.8:1 gibi oldukça düşük sıkıştırma oranı ve değişken türbin geometrisine sahip turboşarj bulunuyor. 99 g/km’ye kadar düşük CO2 emisyonlarına sahip olan motorun ortalama yakıt ekonomisi rakamları ise 100 km’de 3.8 litre. Aynı zamanda yeni Doğal Ses Düzenleyici teknolojisini de içinde barındıran motorla gürültü ve titreşim büyük oranda azalıyor.

Avrupa’nın rekabeti yüksek C sınıfında en dikkat çekici seçeneklerden birisi olarak profilini yükselten Mazda 3 hatchback ve sedan modellerinin güç aktarım organları ailesi yeni, mükemmel şekilde tutumlu, Euro 6 uyumlu 105 PS SKYACTIV-D 1.5 turbodizel motorun eklenmesiyle büyüyor.

Basın toplantısında açıklama yapan Mazda Türkiye Genel Müdürü Nurkan Yurdakul “Mazda3’ün Dizel versiyonu herkesin heyecanla beklediği bir modelimiz. Haziran sonu itibari ile tüm Türkiye’deki Mazda showroomlarında yerini alacak. Lansmana özel olarak Mazda3 SKYACTIV-D 1.5 Motion AT ve Reflex MT donanımına sahip modelimizi 92.000TL, Reflex AT donanımlı modelimizi 96.000TL, Power AT donanımlı modelimizi 102.000TL’den başlayan fiyatlar ile satışa sunacağız” dedi.

Mazda 3, heyecan verici KODO Hareketin Ruhu tasarımı çerçevesinde SKYACTIV teknolojisinin mühendislik inceliklerini de bünyesinde barındırıyor. Yenilikçi, hafif ve ultra sağlam gövdeye sahip Mazda 3, C sınıfında yer alan araçlar içinde 1185 kg’lik boş ağırlığıyla en hafif otomobillerden birisi.

Mükemmel aerodinamik özelliklere sahip şasi parçaları, incelik, benzersiz sürüş konforu ve yakıt ekonomisiyle sürücüyü içine alan sürüş dinamikleri ve mükemmel atletik çevikliği bir araya getiriyor.

Mazda 3’ün geniş iç mekanında yer alan sofistike ve sürücü odaklı kokpit, kompakt gösterge paneli, 7 inçlik geniş renkli dokunmatik ekranı*, HMI kumandası* ve Aktif Sürüş Ekranı* sayesinde C sınıfının en gelişmiş özelliklerine sahip.

2016 model ailesinde, yeni 18 inç koyu

26

alaşım jant tasarımı aksesuar olarak sunuluyor, DAB radyo, Geri görüş kamerası ve yükseklik ayarlı yolcu koltuğu da standart özellikler arasına ekleniyor*.

Mazda 3’te, Mazda’nın gelişmiş ve yenilikçi i-ACTIVSENSE sürücü destek güvenlik teknolojileri yer alıyor. Bunlara Ön Engel Uyarısı (FOW), Akıllı Şehir İçi Fren Desteği (SCBS), Şerit Değiştirme Uyarı Sistemi (LDWS) ve Mazda Radar Hız Kontrol Sistemi (MRCC) sistemi gibi sistemler de dahil. Üst seviye aktif güvenlik performansı sayesinde Mazda 3, Euro-NCAP çarpışma testinden maksimum beş yıldız aldı.

Mazda Türkiye Genel Müdürü Nurkan Yurdakul “Mazda3’ün Dizel versiyonu Haziran sonu itibari ile tüm Türkiye’deki Mazda showroomlarında yerini alacak” dedi...

Mazda 3’te, Mazda’nın gelişmiş ve yenilikçi i-ACTIVSENSE sürücü destek güvenlik teknolojileri yer alıyor.

27

SKYACTIV-D 1.5 Mazda’nın yeni nesil dizel motoru SKYACTIV-D 1.5 5000’i aşan motor devrine kolayca ulaşabilmesi, doğrusal tork, sınıfının öncüsü yakıt tasarrufu, üstün sessizliği ve NOx işlem sonrası sistemine gerek olmadan Euro 6 salınım düzenlemelerine uyacak kadar temiz bir içten yanma ile tanınır.

Hız sensörüne sahip değişebilir geometrili turboşarja sahip olan yeni 1499

28

cc- 4-silindirli tek yakıt yollu enjeksiyon birimi 4000 devirde 77 kW/105 PS değerinde azami güç ve 1600 ile 2500 devir arasında 270 Nm değerinde azami tork üretir.

SKYACTIV-MT manuel ya da SKYACTIV-Drive otomatik altı vitesli şanzıman seçimi ile eşleştirilip, Mazda 3 hatchback’i 0-100 km/sa hızına 11,0 saniyede (11,6 AT) ve maksimum hızı olan 185’e

(181) km/sa ulaşır ve bunu 3,8 (4,4) l/100 km ortalama yakıt tüketimi ve yalnızca 99 (114) g/km değerinde CO2 salınımı ile elde eder.

Mazda’nın verimli 2,2 litre turbodizelinin niteliklerinden yola çıkmasına rağmen 50kg daha hafif olan yeni 1,5 litre motor egzoz, soğutma, pompalama ve mekanik kayıpların azaltılması ile termal verimlilik geliştirmelerinin nasıl

Mazda’nın yeni nesil dizel motoru SKYACTIV-D 1.5 5000’i aşan motor devrine kolayca ulaşabilmesi, doğrusal tork, sınıfının öncüsü yakıt tasarrufu, üstün sessizliği ve NOx işlem sonrası sistemine gerek olmadan Euro 6 salınım düzenlemelerine uyacak kadar temiz bir içten yanma ile tanınır.

da azimle elde edilmeye çalışıldığını göstermektedir.

Sonuç olarak yeni, alüminyum alaşım olan birim çok sayıda yeni teknoloji içerir.

14,8:1 gibi oldukça düşük bir sıkıştırma oranının birden fazla faydası bulunmaktadır. Hava ile yakıtın yanmadan önce daha iyi karışması için süre tanıyarak düşük sıcaklıkta önceden karıştırılmış yanma yapılabilmesini sağlar. Daha düşük ateşleme basıncı elde edilmesini sağlayıp, yapısal motor bileşenlerinin ağırlığını ve böylece mekanik sürtünmeyi azaltmayı

29

mümkün kılar.

Motorun çok aşamalı enjeksiyon stratejisinin yanma verimliliği yeni, adımlı yumurta-şekilli piston-tepesi yanma odasının eklenmesiyle birlikte kısa delik uzunluklu solenoit yakıt enjeksiyon başlığının yüksek dağıtımlı sprey etkisi ile maksimum seviyeye çıkartılmıştır.

Bu işlemler birleşip yanma odasındaki yüksek sıcaklık alanını silindir duvarından uzaklaştırıp ısı kayıplarını

30

azaltır ve yakıt tüketimini büyük ölçüde geliştirir.

Motorun küçük, değişebilen geometrili turboşarjın bir hız sensörü ile donatılması geri bildirim kontrolü sağlayıp turboşarj hız sınırını 12.000 devir üzerinde arttırır. Bu da daha düşük motor hızlarında verimliliği desteklemeye ve destek kapasitesini farklı motor hızı aralıklarında güçlendirmeye daha büyük bir önem verir.

Temiz hava ile EGR (Egzoz Gazı Devirdaimi) gazının aynı anda verilmesi hem üstün termal verimlilik hem de daha temiz emisyon elde etmek için yüksek özel oranı ile düşük sıcaklıkta yanma sağlar. Bu etkiyi desteklemek için 1,5 litrelik birimin EGR sistemi emme manifolduna yerleştirilmiş su soğutmalı iç soğutucuya ve soğutucusuz bir düşük basınç döngüsüne ve soğutucusuz bir yüksek basınç döngü-

ve motor vuruntu gürültüsünde önemli bir düşüş sağlar. Doğal Ses Yumuşatıcı şehir içinde sürüş halindeyken sessizliği ve konforu belirgin bir seviyede arttırır.

SKYACTIV-G Benzin Motorları TEMEL BİLGİLER

süne sahiptir.

Son olarak, kapsamlı ses ve titreşim bastırma yöntemlerinin bir parçası olarak yeni 1,5 litrelik turbodizel Mazda’nın yeni Doğal Ses Yumuşatma teknolojisi ile donatılmıştır.

Bunun için de pistonu bağlantı çubuğuna sabitleyen pin içinde dinamik amortisör takılmıştır. Bu da çalıştırma ve düşük hızda araç içinde duyulabilen frekans olan 3,5 kHz civarındaki titreşim

• Düşük sürtünmeye ve hafif Alüminyum alaşım yapıya sahip, doğal havalandırmalı doğrudan enjeksiyonlu 1.496 cc benzin motoru • 14:1 sıkıştırma oranı ve benzinle çalışan bir yolcu aracı için kayda geçen en yüksek değer • Sofistike dört-iki-bir egzoz sistemi, çok delikli enjektörler ve eşsiz piston tasarımı çarpma sesinin ortadan kaldırılmasını sağlar • 1.496 6.000 devirde 120 PS üretir ve 4.000 devirde 150 Nm üretir • Vergi dostu CO2 salınımları ve 118g/ km ile 5,0 l/100 km’lik (1,5 litre, manüel) ve 121 g/km ile 5,2 l/100 km’lik (120 PS 1,5 litre, otomatik) ortalama tüketim değerleri...

SKYACTIV-Drive OTOMATİK ŞANZIMAN

SKYACTIV-Drive altı vitesli kilit kavramalı şanzıman geleneksel adım otoma-

tik şanzımanların, sürekli değişebilir şanzımanların ve çift kavramalı şanzımanların en iyi özelliklerini kompakt ve hafif bir pakette toplamaktadır.

SKYACTIV-Drive otomatik şanzımanın Mazda 3’teki temel gereklilikleri güçlü yakıt tasarrufu, doğrudan ve etkili yakıt, sorunsuz ve seri vites geçişleri ve anlık tepki idi. Bu da tork dönüştürücüsünün türbinini yakıt tasarrufunu arttırmak ve sürücünün bağlılık hissini geliştirmek için türbin çarkına kilitleyen kilit kavramalı tork dönüştürücüsünün geliştirilmesine yol açtı.

Bunun sonucu olarak yüzde yedi daha iyi tasarruf ve doğrudan his ile çabuk vites geçişi sağlayan bir vites kutusu ortaya çıktı – bu özelliklerin hepsi sürüş heveslileri içindir.

SKYACTIV-MT MANUEL ŞANZIMAN

Kısa, 45mm dişli seçici stroku ile SKYACTIV-MT hafif altı vitesli manüel şanzıman Mazda MX-5 sürücülerinin sahip olduğu aynı kısa ve net bilek hareketiyle vites değişimini sağlamaktadır.

31

Üstün vites geçiş kalitesini sağlamak için Mazda mühendisleri düşük ağırlıklı yapı, az çabayla vites geçişi, yüksek verimlilik ve geniş bir dişli oranı sağlayan dişli grubunun seçilmesinden önce ikinci ve üçüncü için aynı dişliye sahip 30 farklı üç şaftlı dişli grubu konfigürasyonu geliştirmiştir. i-stop Tüm Mazda 3 modelleri Mazda’nın yenilikçi i-stop akıllı idle-stop teknolojisi ile donatılmıştır. Tamamıyla Mazda bünyesinde geliştirilmiş ve Mazda’nın yeni nesil SKYACTIV-Motorlarında uygulanmak üzere ayarlanmış olan i-stop idle-stop sistemi yanma enerjisini motoru yeniden çalıştırmak için kullanır ve ilk yeniden çalıştırma aşamasında küçük bir ivme için yalnızca elektrikli bir marş motoru gerektirir.

Hala piyasada bulunan gücünü yanmadan alan tek sistemdir.

Kayda değer yakıt tasarrufu sağlamak için bu yeniden çalıştırma sistemi kendisini rakiplerinin önüne koyan son derece hızlı ve pürüzsüz bir yeniden çalıştırma sağlar.

SKYACTIV G benzin motoruna sahip olan Mazda 3 0,35 saniye içinde bir yeniden çalıştırma süresine sahipken bu süre SKYACTIV-D dizel için 0,40 saniyedir.

TASARIM

KODO’nun – Hareketin Ruhunun dinamik bir seviyeye taşınması • Zarif arka kısım ve yere yakın duruşu ile Mazda 3, Mazda’nın ödül kazanan KODO – Hareketin Ruhu tasarım felsefesini dinamik bir seviyeye taşımaktadır.

• Birbirine zıt iki iç alan – odaklı ve işlevsel bir kokpit ile ön yolcu için daha rahat ve kapsamlı bir alan – asimetrik orta konsol ile birbirine bağlanmaktadır.

• Sürücü kokpiti tasarımında Aktif Sürüş EkranıC-segmentindeki ilk göz hizası ekranlarından biri, kompakt bir gösterge paneli, büyük bir 7” renkli dokunmatik ekran ve yeniden tasarlanmış bir döner kumanda bulunmaktadır.

• Uzun, 2.700mm aks mesafesi sınıfında öncü yolcu alanı ve 1.263 litre bagaj alanı sağlamaktadır.

32

33

34

Renault Mais Genel Müdürü İbrahim Aybar:

Türkiye dünya için otomobil üretiyor!

Röportaj: Abdullah KURTAY Renault Mais’in deneyimli kaptanı İbrahim Aybar bu ayki konuğumuz.

Renault Mais’in Genel Müdürü İbrahim Aybar ile, otonom araçlardan, elektrikli otomobillerin Türkiye’deki vergi avantajlarına; milli otomobil üretiminden dünyanın compenent üreticisi olma fırsatına kadar, sektörün bugününü ve yarınını masaya yatırdık. İlgiyle okuyacağınız bu röportajda soru cevap yerine, konu başlıklarıyla, sadece İbrahim Aybar’ın yanıtlarına yer verdik.

35

“Milli otomobil üretmekle ilgili bir sıkıntımız olduğunu düşünmüyorum. Önemli olan ürettiğimizi nereye satacağız? Bu soruya cevap lazım” sektörünün güçlendirilmesine yönelik hukuki ve idari düzenlemelerin geliştirilmesi. Bildiğiniz gibi bu noktada geliştirmemiz gereken çok noktamız var. Örneğin Türkiye’deki vergi yapısı... Yine bildiğiniz gibi çevreye duyarlı otomobilleri artık Avrupa için, dünya için, Türkiye’de üretirken bu duyarlılığın genel olarak sağlanması için, öncelikle vergi yapımızı değiştirmemiz gerekiyor. Karbondioksit ve MOX (Mixed-Oxide) salınımlarının azaltıldığı araç teknolojilerinin teşvik edileceği türde bir vergilenme sistemi gerekiyor.

Türkiye’de yenilenmeyi teşvik etmemiz lazım Yeni eylem planı ile otomotiv sektörü nereye koşacak!

B

ilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı çok güzel bir gelişmenin startını verdi: Türkiye Otomotiv Sektörü Stratejisi ve Eylem Planı (2016-2019)...Yani sanayi strateji belgesi çıkardı. Biliyorsunuz bu belge ilk defa 2011’de çıkmıştı. 2011’den 2015’e kadar olan dönemi kapsıyordu. Belli konularda ilerleme sağlandı, belli konularda gelişme eksik kaldı falan ama, sonuçta bakanlık, geçtiğimiz 16 Mart 2016’da Yüksek Planlama Kurulu tarafından kabul edilen yeni bir Türkiye Otomotiv Strateji Belgesi ve Eylem planı çıkardı. Bu belgede tabii ki birçok konu var ama, ben çok özet olarak 3 tane temel hedef olduğunu düşünüyorum.

Ar-ge ve inovasyona çok daha fazla yatırım yapmalıyız

B

u hedeflerden bir tanesi Türkiye’de uzun zamandır gündemimizde olan yerli marka araç üretimi için gerekli alt yapının oluşturulması konusu. Bu konuda benim düşüncelerimi biliyorsunuz, biraz sonra bu konuya değinirim.

2. ana hedef, sektörün markalaşma kabiliyeti ve küresel rekabet gücünün arttırılması. Bu da daha katma değerli, daha çeşitli ürünler yapabilmek, Ar-ge ve inovasyona çok daha fazla yatırım yapmakla eşdeğer bir tanım.

3. madde, 3. ana hedef ise: Bu da otomotiv

36

E

vet bu şimdilik düşünce ama; aslında hayata geçirilmesi lazım. Keza çevreye duyarlı araçlara yönelik alt yapının mutlaka Türkiye’de desteklenmesi lazım. Ortalama araç yaşımız Avrupa Birliği’ne göre 5 yıl yüksek. Otomobilde Avrupa’da 7 yıl, bizde ise 12 yıl. Ağır ticari araca bakıldığında 16 yıldır.

Onun için acilen yenilenmeyi teşvik etmemiz lazım. Çünkü çevre için, ekonomik kullanım için ve özellikle trafikteki emniyet kurallarının da rahatlıkla uygulanması yeni araçlarla mümkün olabiliyor.

Otonom araçlara hızla yönelim olacak!

D

ijitalizasyon önemli; artık araç dünyasına girdi. Yarın, çok yakın bir gelecekte otonom araçların devri başlayacak. Direksiyonlarda elimiz olmayacak. Bunun da çok haklı gerekçeleri var. Çünkü artık hayatımızın büyük bölümünü otomobillerde geçiriyoruz.

Bir yerden bir yere giderken, trafiğin içinde kalıyoruz. Boşuna zamanımız harcanırken de dünyadan kopuyoruz. O anlamda da dünyayla on-line olmamız lazım. İşimizle gücümüzle uğraşır olmamız lazım. Bu da direksiyonda dikkatimizi yola vermeden yaşayabilmemizi gerektiriyor ki, otonom araçlar bunu amaçlıyor.

Bundan dolayı aslında Bakanlığın Türkiye Otomotiv Sektörü Stratejisi ve Eylem Planı (2016-2019) ile çok önemli gelişmelerin gündeme geldiği yeni bir belgeye sahip olduk.

Ama en önemli konu ve ısrarla altının çizil-

mesi gereken; bu belgede yazanların hayata geçmesi. Ancak hayata geçerse anlamı olur. Şimdi bu belge 2016 ile 2019 yıllarını kapsıyor.

Ve umuyoruz ve diliyoruz ki; geçen ilk belgede eksik kalan gerçekleşemeyen bazı hususlar -burada yine mevcut- bu sefer gerçekleşir.

Aslında bununla ilgili Türkiye’de bir istikrar var.

Bence yapılması için herşey hazır.

Yeter ki biz top yekun ülke olarak bunu isteyelim.

Elektrikli otomobilleri yaygınlaştırmalıyız!

D

ünyanın gidişatı bu teknolojilerin doğrultusunda ilerliyor. Biz ne mutlu ki dünya ile eş zamanda bu araçların Türkiye’de üretimine geçilecek adımları attık.

Hatırlayınız 2011’den itibaren Türkiye’de sedece elektrik motoru ile çalışan, hiç bir fosil yakıt kullanmayan ilk elektrikli otomobilin seri üretimine başladık, bizim fabrikamızda... Bu bana göre çok devrimsel nitelikte bir gelişmeydi. Çünkü dünyada da bütün seri üretimler başlıyordu. Biz de eş zamanı yakalamış olduk. Şimdi, ondan sonra ne oldu? Dünyada bu otomobillerin satışı her yıl neredeyse bir misli katlanarak büyümeye devam etti. 2011’den şu zamana kadar hem plug-in hybrid, hem de tam elektrikli otomobillerin toplam satış adedi 1,1 milyonu yılbaşında geçti. Şimdi 1.1 milyonun geçilmesi ve her yıl bir önceki satışın 2 katı kadar satış geliyor olması ile istatistiklerde ve araştırmalarda da ortaya çıkan gerçek 2050 gibi toplam dünya otomotiv satışlarının neredeyse artık % 60’ının bu tür teknoloji ile donatılmış otomobillerden olacağı... Çok büyük rakamlardan söz ediyoruz.

Bu güne kadar Avrupa’da belli ciddi satışları görmeye başladık. Amerika’da, Japonya’da görmeye başladık. Toplamda Avrupa’da 250 bin civarında satış oldu. Dünyada sadece elektrik motorlu olarak 600 bin oldu. Bunun yarısını bizim kendi üretimimiz, Renault Nissan Alliance sağladı.Tam elektrikli otomobil olarak sattık. Diğer bir çok markanın yatırımları da arka arkaya yeni modeller getirmeye başladı. Tabii plug in hybrid üretiminde de çok ciddi gelişmeler var.

Ve Türkiye’de de bu konuda bizim atılımımızla birlikte hybrid üretimi de yapılıyor hale geldi.

Elektrikli otomobilde vergi avantajı çok iyi!

A

lt yapı ve mevzuat Türkiye’de 2011-2012 yıllarında tamamlandı. Vergi yapısı ona göre değişti. Teknik mevzuat ona göre değişti. Örneğin bunun altını defalarca çizeyim: Tam

elektrik motorlu bir otomobil -içinde herhangi bir yakıt bulunmayan, yani hybrid olmayan- aldığınız zaman motorlu taşıtlar vergisi ödemiyorsunuz. Bu çok önemli bir imkan.

Motor gücü 85 Kw altında ise ÖTV, %3 olarak gerçekleşiyor. Bu da çok önemli bir avantaj.

1.6 ve altında ÖTV şu anda %45, elektriklide %3. Yani çok ciddi bir teşvik var. Şimdi Türkiye’de ne kadar satıldı diye baktığınızda; Avrupa’da tam elektrikliler bir yılda 60-70 bin civarında satılabilirken, bizde sayılar niçin 200-300’lerde gidiyor?

Bu soruya cevabı Türkiye’nin genel konjonktürüyle ilgili olarak cevap bulabiliyoruz.

Türkiye’de genel olarak insanların gelir düzeyleri belli. Otomobillere fiyat olarak yetişemiyorlar. Dolayısıyla belki hayatlarında sadece bir otomobil alabilecekler. Bu otomobili de çok amaçlı kullanabilmeleri lazım.

Uzun yola gitseler de, dağa çıksalar da, bayıra inseler de o aldıkları otomobille olması lazım. Yani bizim elektrikli otomobillerdeki şarj meselesinin onlara sıkıntı getirmemesi lazım.

200-250 km’de maksimum, ya da ortalama günlük rahat kullanımda 150 km’de bir şarj edeceksiniz. Şimdi bu bir sıkıntı. Şehirlerarası yola gidecek,150 km sonra bir yerde şarj için imkan arayacak. O imkan da yok!..

Strateji belgesine kondu; “geliştirilecek” diye... Demek ki daha o imkan da yok!.. İnsanlar o kısıtlamanın içinde kalmak istemiyorlar.. Bu yüzden elektrik motorlu araçların satışları istediğimiz seviyeye gelemedi.

Bunu aşmanın en temel yolu, araç pillerinin şarj olduktan sonraki sürüş mesafesini uzatmak. Onunla ilgili yavaş yavaş bu yılla birlikte yeni teknolojik piller devreye girecek, Önce 250 km, sonra 400 km rahat gidilecek.

Türkiye’de de bu noktaya geldiğimizde çok daha ileri gidecek.

Türkiye dünya için otomobil üretiyor!

A

slında yerli marka, ben milli otomobil diyorum; ben milli otomobil adına ortadaki heyecana katılıyorum. Ve şunu da yeniden çok net ifade edeyim ki; Türkiye’de yerli otomobil yapılıyor. Çok da güzel yapılıyor.

Birçok ülkede, Türkiye’de yapılanlar aranıyor. Çünkü hem ürettiğimizin kalitesi, hem de getirdiği ticari fayda her tarafta biliniyor.

Türkiye çok da güzel bu yerli otomobili yapıyor.. Dünyanın her yerinde tercih edilen otomobili yapıyoruz. Fabrikalarımız, dünyada emsallerine göre en iyi fabrikalar. Burada hiç bir sorun yok.

Ama ne yapıyoruz? Dışarıdan markaların bize verdiği resimleri uyguluyoruz. Dizayn başkasından, fikri mülkiyet hakkı başkasında.

Biz onları Türkiye’de üretiyoruz. Yani ülkemiz topraklarında, ülkemiz insanları üreterek, dünyaya sunuyoruz.

Yerli marka dediğiniz zaman; fikri mülkiyet hakkı elimizde olacak, sanayi mülkiyeti elimizde olacak, dizaynı biz yapacağız. İstediğimiz şekilde, istediğimiz yerde, adette, fiyatta üretip, maliyeti tamamen kendi kontrolümüzde tutup, istediğimiz fiyatı koyup satacağız. O anlama geliyor; bütün bunlar olunca o zaman o yerli marka demek...

Bu noktada üretim yapmakla ilgili hiçbir sıkıntımız olacağını asla beklememekle birlikte; biz bunu ürettiğimizde kime ve nereye satacağız?.. Nereye?.. Bu soruya cevap gerek!..

10 global marka dünya pazarının %75’ine sahip

Y

erli ya da milli otomobil fikri güzel ama; sıkıntımız şu; o kadar fazla sıkışık ve yoğun rekabet ortamı olan bir pazar var ki; dünyada bizim nereye satabileceğimizi çok iyi hesap etmemiz lazım. Çünkü yerli pazar ölçek açısında dünyadaki rekabet ölçüsünde düşük. Biz bir milyondan bahsediyoruz.

Bunun içerisinde son derece yoğun markalaşmaların getirdiği rekabet var. 40 tane markanın Türkiye’de büyük teşkilatı var, bayilik teşkilatı var. Toplam 50’nin üzerinde marka var. Ve üstelik 500 civarındaki seçeneklerle bu satışlar bu markalar tarafından yapılıyor.

Biz araya gireceğiz. Şimdi adetler olarak Türkiye burada bir ekonomik çevirme oluşturacak eko sistemi getiremiyor. O zaman dışarda pazar bulacağız. Dışarısı da o kadar fazla sıkışık ki, 10 tane büyük global marka dünyadaki pazarın %75’ine sahip. Geri kalan %25 içinde de diğer gelişmekte olan ülkeler içerisinden çıkan yüzlerce markanın aldığı pay çok küçük. Hele hele büyük pazarlarda %2 pay alıyor.

Bunların arasına ben nasıl gireceğim diye bakmak lazım... Buna cevap bulunabilirse, o zaman bizim yerli marka otomobil konusunda bana göre artık yapılabilir olma konusunda sıkıntımız olmaz.

Türkiye, otomobil için compenent üreticisi olarak dünya markası olma yolunda hızlı ilerleme kaydediyor!

Y

erli otomobil üretimine yönelik bu güzel çabaların belki bize getireceği şu olabilir.

Pazardaki her otomobilin içerisinde 5 bin civarında referans parça var. Bu parçaların bazılarında compenent üreticisi olarak dünya markası olabilme imkanını yakalayabiliriz. O zaman da bence çok güzel bir hedefi yakalamış oluruz.

Böylece, bize ait, bütün hakları ile bizim elimizde, patenti bizim, mülkiyet hakkı bizim, sanayi hakkı bizim, bizim ürettiğimiz ve bütün dünyanın aradığı parçalar yapabiliriz.

Konunun önemini anlatan çok ilginç bir gerçek hikaye anlatayım... 2011 Japonya depremi zamanından... Deprem olunca orada bir nükleer santral çöktü. Bundan dolayı da elektrik enerjisi azaldı...İhtiyaca cevap verecek gibi değil..

Japon halkının sosyal dayanışmasının boyutu çok yüksektir. Ne yaptılar? Aralarında kararlaştırdılar. Evlere, sosyal hizmetlere, okullara, hastanelere bu elektriği verdiler. Sanayiyi durdurdular. Sanayi durunca dünyanın otomobil sanayi de durdu. Niye? Çünkü duran sanayi içinde otomobil üretiminde kullanılan çiplerin üretildiği bir fabrika da vardı. O çipleri bir çok sensörde kullanıyoruz. Geri vites, ileri vites, araç etrafındaki sensörlerde kullanıyoruz. bu çiplerin üretimi durunca, bütün dünyanın otomobil üretimi de durdu. Bu aslında konu ile ilgili çok ciddi bir mesaj...

“Elektrikli otomobil konusunda dolu şarj ile katedilen mesafenin az oluşu, şu anda satışların önündeki en büyük engel olarak karşımıza çıkıyor”

37

NISSAN PULSAR TÜRKİYE’DE

Güçlü, tutumlu ve çevreci turbo motorlar, kullanıcısına performansı ve yakıt ekonomisini birlikte sunuyor.

38

Ailelerin yeni tercihi NISSAN PULSAR 59.900 TL’den başlayan fiyatlarıyla...

39

N

issan’ın 5 kapılı kompakt hatchback modeli Pulsar, markanın yenilikçi ve dinamik yapısını heyecan verici bir şekilde sunuyor. Kabin genişliğinde yeni standartlar sunan Pulsar, 59.900 TL’den başlayan fiyatlarla Haziran ayından itibaren Türkiye’de satışa sunuluyor.

kullanıcı kitlesine yaymayı amaçlıyor.

Pulsar, Nissan Connect multimedya sistemi ile Nissan sürücülerinin ve kullanıcılarının yolculuklarını daha keyifli hale getiriyor. Bu sistem, 7”’lik yansıma yapmayan yüksek çözünürlüklü dokunmatik ekranı, navigasyonu ve geri görüş kamerasını birarada sunarak sürüş deneyimini zenginleştiriyor.

Nissan’ın inovasyon ve teknolojiye olan tutkusu son yıllarda aile otomobili kavramına köklü değişiklikler getirdi. SUV sınıfının lider modellerinde bulunan Nissan tasarımı ve ürün yaklaşımı şimdi de kendini 5 kapılı bir aile otomobili olan Pulsar’da gösteriyor.

ENERJİK VE ATLETİK TASARIM

Cesur ve dinamik tasarımı, cömert bir yaşam alanıyla birleştiren Pulsar, kompakt sınıfa Nissan’ın artılarını ve çekici görünümünü sunuyor. Pulsar, aynı zamanda Nissan’ın akıllı tasarımlarını ve teknolojik yeniliklerini daha geniş

40

Öncelikli olarak Avrupa ülkeleri için tasarlanan Pulsar, Nissan’ın Barcelona’daki üretim merkezindeki bantlardan çıkıyor. Nissan’ın V-motion ve bumerang formu verilmiş ön ızgarasıyla kendine has bir yüz ifadesine sahip olan otomobilin karoserinde de enerjik kıvrımlar ve kaslı çizgiler ön planda tutuldu.

Qashqai ve X-Trail’e güçlü bir duruş kazandıran tasarım DNA’sıyla şekil-

lenen Pulsar, güçlü çizgileri seçkin ve atletik bir form oluşturmak için birleştiriyor. Nissan SUV ailesinin üyeleri gibi belirgin ve keskin hatlara sahip olan otomobilin tavan çizgisi de geriye doğru alçalarak ortaya dinamik, atletik ve hareketli bir profil çıkarıyor.

Pulsar’ın kendinden emin ve premium dokunuşlu dış tasarımı araç içine geçince de sürüyor. Kaliteli malzemeler ve sade bir tarzın hakim olduğu iç mekan, Pulsar’ın zengin donanımıyla da tam uyum gösteriyor.

VERİMLİ, GÜÇLÜ VE ÇEVRECİ MOTORLAR Nissan’ın yenilikçi teknoloji ve araç sahiplerine daha düşük maliyet sunmak için gerçekleştirdiği çalışmaların sonuçları, Pulsar’ın tamamı turbo beslemeli güç ünitelerinden oluşan performanslı ve verimli motor ailesinde de görülüyor.

3 farklı motor ve şanzıman seçeneğiyle Türkiye yollarına çıkacak olan Pulsar, SUV segmentinin lideri olan Qashqai’de kendini ispatlamış turbo beslemeli motorlardan 1.2 litre manuel, 1.2 litre otomatik ve 1.5 litre manuel şanzıman seçeneklerine sahip olacak. 1.2 litrelik silindir hacmine sahip olan benzinli DIG-T motor 115 HP güç üretirken, 1.5 lt’lik dizel dCi motor 110 HP güç ve 260 Nm maksimum tork değerlerine ulaşıyor.

Nissan’ın verimli “downsizing-hacim küçültme” felsefesinin ürünü olan Pulsar’ın motorları, 95 g/km’nin altında kalan CO2 emisyon değerleri ile segmentinin en çevrecileri arasında yer alıyor. Pulsar, ayrıca Nissan’ın gelişmiş X-Tronic otomatik şanzımanına da sahip. Manuel ve otomatik şanzımanların en iyi yönlerini sunmak üzere tasarlanan X-Tronic, alt devirlerde sarsıntısız bir güç aktarımıyla beraber, daha üst devirlerde motorun gücünü hissettiren sürekli ve performanslı vites geçişleri sağlıyor.

Özkök, “Mart ayındaki Navara lansmanından sonra Pulsar ile birlikte pazara 2 ay içinde yeni bir ürün sunmanın heyecanını yaşıyoruz. Kararlı büyüme stratejimiz çerçevesinde Pulsar’ın satışlarımıza yeni bir ivme kazandıra-

cağını düşünüyoruz. Nissan Pulsar; dinamik tasarımı, cömert iç hacmi, turbo motorları ve 59 bin 900 TL’den başlayan lansman fiyatlarıyla bu pazarda rakiplerine karşı önemli bir avantaj sağlayacak” dedi.

KABİN GENİŞLİĞİNDE YENİ STANDARTLAR Şehir kalabalığında sürücüsünün işini kolaylaştıran boyutlarının yanında, 2.700 mm ile sınıfının en uzun aks mesafesine sahip olan Pulsar, akıllıca tasarlanmış iç yerleşimi sayesinde rakiplerinin önünde diz ve omuz mesafesi sunuyor. 692 mm’lik arka koltuk diz mesafesi sınıfının en iddialılarından biri olarak dikkat çekerken, bulunduğu segmentteki pek çok rakibini geride bırakıyor. Kabin içerisinde sunduğu geniş ve ferah yaşam alanına ek olarak 385 litre bagaj hacmi ile dikkat çeken bir yükleme alanına sahip.

Nissan Türkiye Genel Müdürü Sinan Özkök, Pulsar modelinin kendilerine yeni bir güç kattığını söylerken, SUV modelleri ile yakaladıkları başarıyı C-HB segmentine de taşımak istediklerini belirtti. C-HB segmentinin devamlı büyüyen bir pazar olduğunu ifade eden

Nissan, Pulsar’la birlikte dinamik tasarımını C-HB segmentine taşıyor. Nissan Pulsar rakiplerini geride bırakacak cömert bir yaşam alanı getiriyor.

41

Cesur ve modern tasarımı, ileri teknolojileri ve üstün yakıt verimliliği ile Yeni Ford Ranger yükselen pick-up segmentinde fark yaratmaya hazırlanıyor. Ford SYNC2 Sistemi, 8” Renkli Dokunmatik Ekran, Geri Görüş Kamerası, Çift Ekranlı Renkli ve Fonksiyonel TFT Gösterge Paneli gibi teknolojilerinin yanı sıra, Euro NCAP’ten 5 yıldız alan tek pick-up olma unvanını da koruyan Ranger, her zamanki sağlamlık ve dayanıklılık özellikleriyle segmentinin yıldızı olmak için yeniden sahneye çıkıyor.

42

Cesur tasarım, ileri teknoloji, üstün sürüş özellikleriyle

YENİ FORD RANGER 89.000 başlangıç fiyatı

TL

43

44

Ford Otosan Pazarlama, Satış ve Satış Sonrasından Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Özgür Yücetürk.

2

015 yılında Avrupa’nın en çok satan pick-up modeli olan Ford Ranger, yenilenen cesur tasarımı, gelişmiş teknoloji donanımları, ileri seviye 4x4 çekiş kabiliyeti ve bir önceki modeline göre yakıt tüketiminde %17’ye varan iyileşme ile iddiasını sürdürmeye devam ediyor. Euro NCAP testlerinden 5 yıldız alan tek pick-up model olan Yeni Ford Ranger segmentinin en güvenli aracı olarak öne çıkıyor.

Ford SYNC2, 8” Renkli Dokunmatik Ekran, Geri Görüş Kamerası, Çift Ekranlı Renkli ve Fonksiyonel TFT Gösterge Paneli gibi Premium araçlarda sunulan ileri teknolojileri bünyesinde toplayan Yeni Ford Ranger, üstün sürüş konforunu başarılı 4x4 çekiş sistemi ile birleştiriyor. Yeni Ranger optimize edilmiş yakıt ekonomisi sunarken güçlü çekiş ve yük kapasitesinin yanısıra sınıf lideri, suda ilerleme özelliğiyle dayanıklılıktan ödün vermiyor.

Özgür Yücetürk: “Yeni Ranger, pick-up segmentinin en iddialı modeli olacak”

Basın toplantısında konuşma yapan Ford Otosan Pazarlama, Satış ve Satış Sonrasından Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Özgür Yücetürk: “Geçtiğimiz yıl, Ford olarak Avrupa’da ticari araç lideri olma başarısını gösterirken, Türkiye’de de yıllardır süregelen ticari araç liderliğimizi devam ettirdik. Ford’un Avrupa’daki başarısının önemli oyuncularından Ranger da Avrupa’nın en çok tercih edilen pick-up modeli olmuştu. Türkiye’de heyecanla beklenen Ford Ranger, müşterilerimizin yaşamının her alanına, şehir hayatından en zorlu arazi koşullarına uygun olarak yenilendi. Her

zamanki dayanıklılık ve kalite özellikleri, iyileştirilen yakıt ekonomisi, üstün teknolojileri, otomatik şanzımanla gelen sürüş konforu ve segmentinde lider güvenlik özellikleriyle Yeni Ranger, yükselen pick-up segmentinin en iddialı modeli olacak, ticari gücümüze güç katacak.” dedi.

Güçlü motor seçenekleri

Yeni Ranger’ın geliştirilen dizel motor ailesinde XLT versiyonu ile birlikte sunulan, 160 PS gücündeki en yeni 2.2 litre TDCi motoru önceki neslin 150 PS motoruna göre daha yüksek performans sergiliyor. 4x4 Wildtrak modeli ile sunulan, dizel motor ailesinin en güçlüsü 200 PS gücündeki beş silindirli 3.2-litre TDCi motoru ile performans en üst seviyeye çıkıyor. 4x2 ve 4x4 modelleri altı ileri manuel ve otomatik şanzımanla müşterilere sunuluyor. Wildtrak modellerinde ise 3.2 litrelik 200 PS ve 470 Nm motor ve 4x4 Otomatik Şanzıman standart olarak sunuluyor.

Yakıt ekonomisinde %17’ye varan iyileşme 160 PS güç üreten motora sahip, 4x2 çekiş sistemi ve manuel şanzıman kombinasyonu ile birlikte sunulan XLT modelinin 100 km’deki ortalama yakıt tüketimi 6,8 litre. 4x2 çekiş sistemine sahip otomatik şanzımanlı XLT modelinin 100 km’deki yakıt tüketimi ise 7,8 litre. Ranger bu yeni motor seçenekleri ile birlikte bir önceki nesline oranla %17’lik bir yakıt verimliliği iyileştirmesine sahip.

4x4 sistemi ile de gücü verimlilikle birleştirmeyi başaran Yeni Ranger’ın 2.2L. TDCi 4x4 Manuel XLT modelinde 7,1 litre / 100 km’lik bir ortalama

45

yakıt tüketimi değeri sunulurken, otomatik şanzımanlı versiyonunda 8,0 litre / 100 km’lik değere ulaşılıyor.

3.2 litrelik motor ve otomatik şanzıman kombinasyonuna sahip 200 PS güç üreten Wildtrak modelinde ortalama yakıt tüketimi 100 km’de 8,9 litre. Üst seviye teknolojiler ile güvenlikte sınıfının lideri!

Sürücülerin bağlantıda kalmasına ve hakimiyeti korumasına yardımcı olan bir dizi ileri teknolojinin sunulduğu Yeni Ranger’da, Ford’un 8 inç dokunmatik ekrana ve kolay menü dolaşımı için renk kodlu köşelere sahip, sesli bağlantı sistemi Ford SYNC 2 sunuluyor. Ön ve Arka Park Asistanı, Geri Görüş Kamerası ve standart Elektronik Stabilite Kontrol sistemi, Yokuş kalkış desteği, eğin iniş kontrol sistemi, devrilme kontrol sistemi ile römork savrulma kontrol sistemi gibi sürücü destek sistemleriyle daha fazla konfor, güvenlik ve kullanım kolaylığı sağlanıyor.

Sağlam ve modern tasarım

Yeni Ford Ranger, 2012 yılında Euro NCAP testlerinde kazandığı 5 yıldızı korurken, segmentinde bağımsız çarpışma testi kurumundan en yüksek puanı alan tek araç olmaya da devam ediyor.

Yeni Ranger, dış tasarımına kazandırılan cesur ve daha modern görünümüyle yollarda varlığını sergilerken ilk görüşte kabiliyetlerini hissettiriyor. Daha kaslı bir görünüme sahip olan kaput, ikizkenar yamuk şekilli yeni ön ızgaraya doğru uzanırken, etkileyici projektör farlar dikkati anında pick-up’a çekiyor. Bu şık ve güçlü görünen tasarımın altında göründüğü kadar güçlü ve güvenli bir araç yatıyor.

Güncellenen dış tasarımla kombine edilen yeni iç tasarım, şık olmanın yanı sıra hem sürücü hem yolcular için daha da konforlu, çağdaş ve otomobil benzeri bir ortam yaratıyor. Kabinin eni boyunca uzanan güçlü yatay çizgiler, ferahlık hissi yaratıyor ve ortadaki 8 inç dokunmatik ekranı da çevreliyor.

Direksiyonun arkasında kümelenen yeni tasarımlı enstrümanlar çift renkli dijital göstergeleriyle sürücüye araç hakkında bilgi verirken, radyo, bluetooth, telefon, yakıt tüketimi ve bir çok diğer fonksiyonları bir bakışta görme imkanı sağlıyor.

Her segmentte otomatik vites seçeneği

Yeni Ranger XLT modellerinde sunduğu otomatik

46

vites seçeneği ile 4x2 ve 4x4 segmentinde rekabette öne çıkıyor. Otomatik şanzımana sahip XLT versiyonunda sunulan Geri görüş kamerası, Çift Ekranlı Renkli ve Fonksiyonel TFT gösterge paneli gibi teknolojiler ile 4x2 XLT AT ve 4x4 XLT AT modelleri Premium pick up segmentindeki beklentileri fazlasıyla karşılayacak seviyede.

Yetenekli ve şık

800 mm derinliğe kadar suda ilerleme kabiliyetiyle sınıfının lideri ve yerden 230 mm yüksekliğe sahip olan Ranger en zorlu arazi koşullarıyla kolayca başa çıkabilecek şekilde tasarlandı ve geliştirildi.

28 derecelik yaklaşım açısı ve 28 derecelik uzaklaşma açısı, sürücülerin dik engelleri aşarken rahat hissetmesini sağlıyor.

Elektronik kontrollü güçlü aktarma kutusu, 4x4 modellerin sürücülerine orta konsoldaki topuzu kullanarak 120 km/saat hıza kadar seyir halindeyken 4x2 ile 4x4 Yüksek Devirli çekiş arasında kolayca geçiş yapma imkânı veriyor.

Düşük hızda tork veya yokuş aşağı frene takviye amacıyla sürücüler 4x4 düşük devirli vitesi devreye alabilirken, elektronik kilitli arka diferansiyel zorlu koşullarda çekişe yardımcı oluyor. Ranger’ı arazide bu kadar güçlü kılan özellikler, 3.500 kilograma kadar yük çekme ve 1.260 kilograma kadar yük taşıma kabiliyetleriyle tamamlanıyor.

Mevcut Ranger modeli sürüş konforunda yeni standartlar belirlemişken, Ford mühendislerinin süspansiyonda yaptığı ince ayarlarla yeni model daha fazla konfor ve daha iyi kullanım sunuyor.

Sürüş deneyimini ileriye taşıyan Elektrik Destekli Hidrolik Direksiyon sistemi, doğal ve rahat bir hisle sürüş hassasiyeti sunuyor. Bu sisteminin yardımıyla park gibi düşük hızlı manevralarda hafiflik ve rahat kullanım, yüksek hızlarda ise hassasiyet sağlanıyor; bu yardım hıza, direksiyon açısına, viraj alırken oluşan kuvvetlere, hızlanma veya yavaşlamaya bağlı olarak değişebiliyor.

Geleneksel hidrolik direksiyonlarda kullanılan pompanın elimine edildiği Elektrik Destekli Hidrolik Direksiyon sistemi, aracın daha sessiz olmasını sağlarken yakıt verimliliğini de yaklaşık yüzde 3 artırıyor.

Yeni Ford Ranger, üst segment SUV modellerinde sunulan teknolojilerini, güçlü ve verimli motorlarını 89.000 TL’lik başlangıç fiyatı ile sunuyor.

Ranger yeni motor seçenekleri ile birlikte bir önceki nesline oranla %17’lik bir yakıt verimliliği iyileştirmesine sahip.

47

Renault Sport uzmanlığını yansıtan yepyeni bir konsept 48

Renault markası, Renault Sport’un 40’ıncı yıl dönümü ve Formula 1’e dönüşünü sıradışı performansa sahip bir konsept otomobil ile kutluyor...

CLIO R.S.16 49

M

onaco’nun ünlü Grand Prix pistinde Renault Sport Formula 1 Takımı’ndan Kevin Magnussen’in direksiyonunda olduğu yepyeni konsept otomobil ile gözler önüne serildi. Renault Sport bu organizasyon ile Clio R.S.16 ile hem günlük kullanımda hem pistte kullanılabileceğinin altını çiziyor.

Rekor sürede geliştirildi “Hedefimiz sıra dışı performans özelliklerine sahip bir konsept otomobil üretmekti,” diyor Renault Sport Cars CEO’su Patrice Ratti. “360 Nm azami tork üreten 275bg gücündeki iki litrelik en güçlü motorumuzla donatılmış bir Clio R.S. üretmek kağıt üzerinde son derece çekici bir fikirdi. Ancak bunun makul ve uygulanabilir olduğundan emin olmak zorundaydık.”

Motor sporları ve asfalt otomobilleri dünyasından takımların dahil olmasını gerektiren yeni çalışma prosedürleri sayesinde standart kullanım için üretilen en yüksek performanslı Renault Sport otomobilinin hazırlık dönemi sadece beş ay sürdü.

Bir dizi teknik yenilikler Mgane R.S. 275 Trophy-R’nin motorunu, vites kutusunu ve soğutma sistemini en ideal biçimde yerleştirmenin yolunu bulmak çok ciddi bir çalışma gerektirdi. Egzoz sistemi de motorun potansiyeli açısından gözden geçirildi.

Otomobilin süspansiyonu da aracın sıra dışı performans özeliklerine uygun hale getirildi. Otomobilin ürettiği sese de özel önem gösterildi; bu amaçla Akrapovič çift egzoz sistemi tercih edildi.

Performansa yönelik tasarım Tasarım ve geliştirme ekibi Clio R.S. 16 projesindeki kısıtların üstesinden başarıyla geldi. Otomobilin gövdesi 60mm genişletildi; 19-inç jant kullanıldı, motor soğutma sistemi optimize

50

edildi. Sonuç olarak da son derece etkileyici ve sportif bir duruşa sahip bu otomobil yaratıldı. Tüm çalışmalar neticesinde özel çok yüzlü reflektör teknolojisinin yer aldığı LED R.S. VISION far tasarımı ortaya çıktı.

Renault Sport’un özgün rengi haline gelen Sirius sarısı, Renault Sport Formula 1 Takımı’nın tek koltuklu R.S.16

F1 aracının logosunu ön plana çıkarması bakımından parlak siyah renklerle birlikte kullanıldı.

Monaco caddelerinde ilk kez gözler önüne serildikten sonra otomobilin bir sonraki gösterimi 23-26 Haziran tarihlerinde İngiltere’nin Batı Sussex kentindeki Goodwood Festival of Speed’te gerçekleştirilecek.

Clio R.S. 16’da Renault ürün gamının en yüksek performanslı motoru bir Renault Clio’ya uygulandı ve tek koltuklu R.S. 16 F1’in renkleri ile donatıldı. Clio R.S. 16 ünlü Monaco Formula 1 Grand Prix’si sırasında gün yüzüne çıkardı.

51

Gran Turismo tutkunlarına özel

Infiniti Concept Vision GT

52

Infiniti Concept Vision GT, Kasım 2016’da satışa çıkacak olan Gran Turismo®-GT Sport’un lansmanında gerçek boyutlu modeliyle görücüye çıktı.

53

D

ünyanın en popüler yarış simulasyonu olan Gran Turismo®, GT Sport adındaki yeni oyun serisi ile yeni efsaneler yaratmaya hazırlanıyor. 16 Kasım 2016’da satışına başlanacak oyun için Londra’da düzenlenen organizasyon, bugüne kadar tek bir yerde en fazla GT konsept aracın sergilendiği etkinlik oldu. Yüksek performansın gelecekte ne anlama gelebileceğini gözler önüne seren Infiniti Concept Vision GT de diğer gerçek boyutlu 7 konseptin yanında sergilendi. Otomobil, Polyphony Digital Inc. tarafından geliştirilen yarış oyunu olan ve dünya çapında 72 milyondan fazla kopya satan Gran Turismo®’nun yaratıcılarıyla yakın işbirliği yapılarak tasarlandı.

Infiniti Concept Vision GT, Kasım 2016’da piyasaya çıkacak GT-Sport oyununda yer alacak Infiniti Concept Vision Gran Turismo, “Safkan bir GT otomobili tasarlamak” için yola çıkılan, Infiniti Tasarım Yarış-

ması’nın bir projesi. Kazanan model, Infiniti’nin Pekin’deki Tasarım Ekibi tarafından ileri sürülen bir temadan doğdu. Tasarımıyla duyulara hitap eden, cesur formuyla dikkat çeken Infiniti Concept Vision Gran Turismo, Çin’deki ekibin iddialı bir tasarım dili oluşturma hayali ve yol otomobillerinin bir karışımını gözler önüne seriyor.

Infiniti Concept Vision Gran Turismo’nun tasarım geliştirme süreci, el çizimleriyle başladı, dijital ortamda devam etti ve ardından elle şekil verilerek daha da rafine hale getirildi. Son rotüşlar için dijital ortama geri dönüldü.

Infiniti Concept Vision Gran Turismo

Infiniti Concept Vision Gran Turismo’nun tasarım geliştirme süreci, el çizimleriyle başladı, dijital ortamda devam etti ve ardından elle şekil verilerek daha da rafine hale getirildi.

54

projesi, yalnızca bir tasarım çalışması olmaktan çok daha öteye gitti. Aerodinamik ve motor performansı gibi teknik özelliklerin kapsamlı şekilde incelenmesi ve hesaplanması da işin içine dahil oldu. Önde, aracın merkezine yakın uzunlamasına yerleşimli motor, arkadan itişli tranaxle altyapısı, kullanıcıları sürüş keyfiyle dolduran 45:55 ön/ arka ağırlık dengesinin dağıtılmasını sağlıyor.

Aerodinamik alanında ise, aracın altındaki hava akış kontrolü, ön ve arka difüzörler ve eşsiz şekillli arka spoyler sayesinde otomobilin gövde tasarımından ödün vermeksizin yüksek performans göstermesini sağlıyor.

Infiniti Concept Vision Gran Turismo projesi, yalnızca bir tasarım çalışması olmaktan çok daha öteye gitti.

55

VITARA EFSANESİ YENİDEN TÜRKİYE’DE Suzuki’nin efsane haline gelen SUV modeli Vitara, baştan aşağı yenilenerek Türkiye’de yollara çıkıyor.

K

ompakt otomobil ve SUV uzmanı Suzuki, baştan aşağı yenilenen Vitara ile segmentteki iddiasını yeniden ortaya koyuyor. Doğan Holding çatısı altında Türkiye’deki yeniden yapılanmasını tamamlayan Suzuki Türkiye, ürün gamındaki en önemli modeli Vitara’nın GLX donanım paketini Haziran ayında satışa sunacak.

Euro NCAP çarpışma testlerinden 5 yıldız alan Vitara’da GL+ ve GLX olmak üzere iki farklı donanım seçeneği sunuluyor. Standart donanımı temsil eden GL+’ta dahi oldukça zengin bir donanım sunan Yeni Vitara, GLX donanımında ise lüks segmentteki modellerde olmayan pek çok özelliği barındırıyor. Yeni Vitara’nın fiyatları, 73 bin 500 TL ile 91 bin 900 TL arasında değişiyor.

Yeni Vitara, safkan bir SUV olarak yeniden doğdu SUV segmenti henüz dünyada günümüzdeki kadar popüler olmadan önce bile otomotiv sektöründe bu akıma öncülük eden ilk üreticilerden biri olan Suzuki, efsane modeller arasında yerleşmeyi başaran Vitara’nın yeni nesli ile iddiasını sürdürüyor.

Sınıfındaki çoğu rakibi gibi binek araç platformlarından türetilirken, Suzuki’nin Next 100 stratejisi çerçevesinde baştan aşağı yeniden yarattığı Yeni Vitara, safkan bir SUV olarak yeniden doğdu. Şık tasarımı, yenilikçi güvenlik teknolojileri ve geniş iç hacmi ile kendi sınıfında yeniden fark yaratmak için yollara çıkan Vitara, her türlü yol şartlarında sürücüsüne keyif veriyor.

2016 yılına hızlı giriş yapan markaların başında gelen Suzuki’nin, yeni Vitara modelleri ile birlikte bu yılın en fazla büyüyen markalarından biri olmaya hazırlandığını söyleyen Suzuki Genel Müdürü Ümit Karaarslan, Vitara’nin özellikle kadın kullanıcılar için çok iyi bir seçenek olduğuna dikkat

56

çekti. SUV segmentinin de büyüyen pazar içindeki payını her geçen gün daha da artırdığına dikkat çekti.

Suzuki’nin küresel ölçekte başlattığı yeniden yapılanma sürecinin markayı yeniden hak ettiği noktaya ulaştıracağını söyleyen Ümit Karaarslan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “2009 yılında sadece yüzde 7 seviyelerinde olan SUV pazar payı, 2015 yılında yüzde 15 seviyelerine kadar çıktı.

Suzuki olarak bu yıl SUV segmentinin toplam binek otomobil pazarından da fazla pay alacağını öngörüyoruz. Türkiye pazarında, özellikle 1.6 litredeki seçenekler zenginleştikçe, insanlar giderek SUV ve crossoverları daha çok tercih etmeye başlayacak. Yeni Vitara da artan SUV talebini takip eden dönem içerisinde, doğru bir zamanlamayla pazara giriş yaptı. 4x4 çekiş sistemi ve otomatik vites birlikteliğini sunan nadir modellerden biri olan yeni Vitara’nın, hem boyutları hem de sahip olduğu zengin özelliklerle segmentinin en başarılı modellerinden biri olacağına inanıyoruz. ”

Efsane artık daha yakışıklı Yeni Vitara, öncüsüne sadık kalarak yenilendiği tasarımıyla ilk bakışta bir hafiflik hissi uyandırıyor. 1580 kg ağırlığındaki öncüsüne göre hafifleyerek tam 1075 kg’lık ağırlığa erişen Yeni Vitara, hem daha düşük hacimdeki motoru hem de iç mekândaki genişliği koruyarak yeniden şekillendirilen boyutları sayesinde çok daha kompakt bir yapıya büründü.

Yeni Vitara bu sayede ihtiyaç duyulabilecek en geniş iç mekân hacmini sunarken, sahip olduğu boyutlarıyla da şehirde çok rahat bir kullanım sağlıyor. Yeni Vitara, 4.1 metre uzunluk, 1.7 metre genişlik ve 1.6 metre yüksekliğiyle kendi segment ortalamalarının üstünde ebatlara sahip. Diğer taraftan, yeni Vitara 375 litrelik geniş bagaj alanı ile geniş ailelerin de ihtiyaç duyduğu kullanım alanını sunuyor.

Vitara’nın artık karakteristik duruşunun olmazsa olmaz

Genlerinde off-road var Suzuki’nin geçmişten gelen SUV tecrübesi ile baştan aşağı yarattığı yeni Vitara, sahip olduğu off-road kabiliyeti ve büyüyen boyutlarıyla rakiplerinden farklılaşıyor. Vitara’nın geçmişten gelen yüksek bilinirliği ve Suzuki’nin eşsiz SUV tecrübesi ile birlikte markanın karakteristik genleri Yeni Vitara’da tekrar ortaya çıktı.

Yeni nesil 4x4 Allgrip teknolojisiyle 4 farklı sürüş keyfi yaşatan Vitara, değişken yol şartlarına uyum sağlayarak sürüş güvenliğini maksimum seviyeye ulaştırıyor.

İleri teknoloji, yüksek güvenlik Euro NCAP’ten 5 yıldız alan Vitara’da geri görüş kamera-

6 ileri otomatik vitesin standart olarak sunulduğu Yeni Vitara, Haziran ayında 73 bin 900 TL’den başlayan fiyatlarla yolara çıkacak sı, Radar Fren Destek Sistemi ve Adaptif Hız Sabitleme Sistemi gibi pek çok yeni güvenlik önlemine de yer veriliyor.

Radar Fren Destek Sistemi, sürücünün çarpışmadan kaçınmak için frene basamaması halinde, frenleri otomatik olarak aktif hale getiriyor ve bu yolla kazaların en yaygını olan düşük hızlarda arkadan çarpmalardaki hasarı azaltıyor.

Adaptif Hız Sabitleme Sistemi, gelişmiş bir radar yardımıyla yaklaşık 200 m’lik bir alanı sürekli olarak tarıyor ve önde bulunan araçlara olan güvenli takip mesafesini sürekli olarak koruyor. Yeni Vitara ayrıca gelişmiş Multimedya ve Navigasyon sistemine sahip. 10.1 inçlik dokunmatik ekrana sahip multimedya sistemi, navigasyon, video oynatma, Bluetooth ve USB girişi özellikleriyle, otomobil tutkunlarına çok daha eğlenceli bir dünya sunuyor.

Otomatik vites ve 4x4 seçeneği Yeni Vitara’da 1.6 litre hacmindeki VVT benzinli motor görev yapıyor. 6000 d/d’de 120 bg güç ve 4400 d/d’de 156 Nm tork üreten bu motor, 6 ileri otomatik vites seçeneği ile birlikte görev yapıyor.

Direksiyon simidinin arkasına yerleştirilen kulakçıklarla manuel olarak da tercih edilebilen şanzıman ile birlikte Yeni Vitara 0-100 km/s hızlanmasını 13 saniyede gerçekleştiriyor.

Maksimum 180 km/s hıza ulaşabilen Yeni Vitara, seçenekler arasında Allgrip 4x4 çekiş sistemini de sunuyor. Vitara, yakıt tasarrufu sağlayan motorlarıyla, sınıfında ortalamanın altında yakıt tüketimi değerlerine sahip. Yeni Vitara şehir dışında 100 km’de ortalama 4.8 litre, karma tüketimde ise ortalama 5.3 litrelik yakıt tüketimi değerine sahip.

57

Alfa Romeo’nun Yeni Lüks Sedanı Türkiye’ye Geliyor!

510 HP’lik Alfa Roketi Yolda!

İlk etapta 510 HP’lik en güçlü motorlu versiyonu Giulia Quadrifoglio’yla Türkiye yollarına çıkacak olan yeni Alfa Romeo modeli, yüksek performanslı lüks sedan rekabetine katılacak.

58

2016 yılının son çeyreğinde ülkemizde de satışa sunulacak olan Alfa Romeo Giulia, gerek benzersiz tasarımı gerekse atak sürüş dinamizmi ve üstün teknolojik özellikleriyle sıra dışı bir Alfa Romeo modeli olarak ön plana çıkıyor.

59

2

016 yılının Mayıs ayında üretimi başlayan Alfa Romeo Giulia model ailesinin spor versiyonu Giulia Quadrifoglio, 2016 yılının son çeyreğinde ülkemizde de yollara çıkmaya hazırlanıyor. Markayı tanımlayan ve “duyguların mekaniği” mottosunu kazandıran kendine özgü İtalyan tasarımı, son teknoloji yenilikçi motorları, mükemmel 50/50 ağırlık dağılımı, eşsiz teknik çözümleri ve en iyi güç-ağırlık oranı özellikleriyle ön plana çıkan Alfa Romeo Giulia’nın en performanslı versiyonu, Alfa Romeo 4C ve 4C Spider model ailesi gibi sınırlı adette ülkemizde satışa sunulacak.

Alfa Romeo Marka Direktörü Türker Gürtekin, “Alfa Romeo Giulia model ailesinin en hafif ama en yüksek performanslı versiyonu olan Giulia Quadrifoglio’yu yılın son çeyreğinde Türkiye’de lüks ve sportif otomobil severler ile buluşturacağız. Karbon seramik fren balataları ile ultra hafif karbon fiber sportif koltuklarla donatılan 510

60

HP’lik Ferrari teknolojili çok özel spor modelden, Türkiye’de ilk etapta sadece 5 adet satışa sunulacak. Bu çok özel ve sıra dışı sportif Alfa Romeo modelinin hem 6 ileri manuel şanzımanlı hem de otomatik vitesli model versiyonlarını müşterilerimize sunmayı hedefliyoruz.” açıklamasını yaptı.

Saldırmaya hazır bir kediyi andırıyor Yeni Alfa Romeo Giulia Quadrifoglio, birkaç sade dokunuşla kimliğini ortaya koyabilen güçlü ve heykelsi bir genel yapıya sahip. Aracın profilinden doğarak otomotiv tarihinin en ünlü ve tanınmış tasarım öğelerinden biri olan yonca biçimli efsanevi burun kısmına doğru uzayan keskin bir çizgiye sahip

en performanslı Alfa Romeo Giulia’nın, saldırmaya hazır büyük bir kediyi andıracak görünümü dikkat çekiyor. 50/50 ağırlık dengesi ve arkadan çekiş sistemi Alfa Romeo’nun en önemli özelliklerini oluştururken, ağırlığı kusursuz bir şekilde dengelemek için, motor ve mekanik parçalar iki aks arasında sıralanmış bulunuyor. Bu sebeple Alfa Romeo Giulia Quadrifoglio, çok kısa çıkıntılara, uzun bir motor kaputuna ve ön çamurluklara ve gücün yol üstüne salınan noktasını görsel olarak işaret eden gösterişli arka çamurluklara sahiptir.

Alfa Romeo’nun Magneti Marelli’yle yaptığı işbirliğiyle üretilen en sportif Giulia’nın ön ve arka far panelleri ayrıca dikkat çeken tasarım ve tekno-

Sportif koltuklarla donatılan 510 HP’lik Ferrari teknolojili çok özel spor modelden, Türkiye’de ilk etapta sadece 5 adet satışa sunulacak.

loji unsurları arasında yer alıyor. Stil mükemmelliği ve teknolojinin başarılı bir birleşimi olan LED arka far panelleri, aracın arka kısmını eşsiz ve ayırt edici bir şekilde ortaya koyuyor. Ön bölümde ise 35W modüllü Xenon teknolojisini kullanan, güç tasarrufuyla ışık akışını ve dağılımını artıran ve normal halojen farlara göre gece görüşünü %200 artıran farlara yer veriliyor. Aynı zamanda bu farlar, öndeki engellerin en az bir saniye öncesinden görülmesini sağladığı için saatte 50 km/s hızla giderken fren mesafesinde 28 metrelik bir erken duruş avantajı sağlıyor. Gündüz seyir farları (DRL), sinyal farları, yan farlar ve yön göstergeleri daha iyi yakıt verimliliği ve maksimum performans için LED teknolojisini kullanırken, diğer tüm farlarda AFS teknolojisini kullanılıyor.

510 HP’lik sportif yürek!

Arkadan itişli Alfa Romeo Giulia Quadrifoglio, aynı zamanda lüks orta sınıftaki rekabete Alfa Romeo markasının güçlü bir yanıtı olacak. Mühendislerin Ferrari altyapısıyla düzenlediği altı silindirli turbo benzinli motora sahip Alfa Romeo Giulia Quadrifoglio, 510 HP’lik eşsiz bir güce sahip. 0-100 km/s hızlanmasını sadece 3.9 sn’de tamamlayan ve 307 km/s’lik son hıza erişebilen Alfa Romeo Giulia Quadrifoglio’nun heyecan verici güç ve tork üreten motoru, elektronik olarak kontrol edilen silindir kapatma sistemine sahip olmasıyla aynı zamanda şaşırtıcı bir yakıt tasarrufu ve emisyon seviyesi (198 g/km CO2) bakımından sınıfının en iyisi değerleri sunabilmektedir. Mükemmel beygir gücü ve tork değerlerinin yanında, olup elektronik olarak kontrol edilen silindir engelleme sistemi sayesinde kullanması şaşırtıcı derecede uygun maliyetlidir.

Giulia Quadrifoglio, lüks orta sınıftaki rekabete Alfa Romeo markasının güçlü bir yanıtı oldu... mili, kaporta ve tavan için karbon fiber; kapılar ve çamurluklar gibi farklı birçok gövde elemanlarına ek olarak motor, fren ve süspansiyon (ön kapaklar, ön ve arka çerçeveler dâhil) için alüminyum kullanılmıştır. Dahası, arka çapraz elemanlar alüminyum bileşimi ve plastikten yapılmıştır. Toplam ağırlığı azaltmak için, fren sistemi alüminyum parçalar ve karbon seramik plakalar kullanılarak ayarlanmıştır. Ayrıca koltuklar karbon fiber bir yapısal çerçeveye sahiptir.

1524 kg’lik boş ağırlığa ulaşılmasını sağlayan tüm bu ağırlık optimizasyonlarına ek olarak, araç zaman içinde kalite, akustik konfor ve aşırı zorlu koşullarda bile yeterli kavrayış sunma bakımından en iyi burulma direncine sahiptir.

Alfa Romeo Giulia Quadrifoglio’nun bir özelliği de iki aks üzerinde kusursuz 50/50 dağılımı sağlamak için ağırlık ve materyallerin akıllı yönetimidir. Bu En iyi güç-ağırlık oranı yönetim, Alfa Romeo’ya özgü sürüş Kusursuz bir güç-ağırlık oranı sağlamak memnuniyetini arttırmak için temel (2.99 kg/HP) için Alfa Romeo Giulia’da bir esastır ve bu sonuca daha ağır ultra hafif materyallerin çokça kullanımı- elemanların mümkün olan en merkezi konuma yerleştirilmesiyle ulaşılmıştır. na özen gösterilmiştir. Örneğin; tahrik

İdeal sürüş için süspansiyonlar da ağırlık dağılımı kadar önemlidir. En hızlı Alfa Romeo Giulia’da yeni çift salıncaklı süspansiyon ve geliştirilmiş direksiyon sistemi ile hızlı ve hassas direksiyon hâkimiyeti sağlanmıştır.

Aracın üstün yol tutuş performansı virajlarda lastiklerin yere tam tutunması ve yanal kuvvetlere karşı direnci ile arttırılmıştır. Ayrıca üstün direksiyon tepki oranı ile her durumda ve her hızda direksiyon tepkileri doğal ve içgüdüsel olarak sürücüye yansıtılmıştır. Alfa Romeo’ya özgü bu özellik, sabit tekerlek izini köşelerde tutar ve yüksek hızlanmayı mümkün kılar.

Mükemmel sportif sürüş Tasarım, şasi ve süspansiyon yapısı ile materyallerinin seçimi Alfa Romeo’nun mühendislik kültürünün ileri ifadesi olarak her zaman mükemmeli yansıtır. Arka diferansiyelin, torkun her tekerleğe ayrı bir şekilde iletilmesini kontrol etmesini sağlayan çift kavramalı Tork Yönlendirme Teknolojisi gibi yeni otomobilde yer alan özel teknik çözümlerle kanıtlanmaktadır. Arka diferansiyele entegre edilmiş sistem ile Tork Yönlendirmesi teknolojisi, her

61

Alfa Romeo Giulia, sürücünün seçimine bağlı olarak aracın dinamik davranışını değiştiren yenilenmiş Alfa DNA’sına sahip... tekerleğe tork gönderiminin ayrı ayrı kontrol edilmesini mümkün kılıyor. Bu şekilde, yola uygulanan güç aktarımı düşük yol tutuşlu alanlarda geliştirilmiştir. Böylece, saldırgan stabilite kontrol sistemine karşı sürmek zorunda kalınmadan güvenli ve eğlenceli bir sürüşü mümkün hale getirmektedir. Önemli tüm ağırlık optimizasyonlarına ek olarak ani fren tepkisi ve buna bağlı rekor kıran durma mesafesi için stabilite kontrolünü ve geleneksel servo freni bir araya getiren yenilikçi, elektromekanik bir sistem olan Entegre Fren Sistemi de sportif Alfa Romeo Giulia’da kullanılmaktadır.

Alfa Romeo Giulia, sürücünün seçimine bağlı olarak aracın dinamik davranışını değiştiren yenilenmiş Alfa DNA’sına sahiptir. Alfa DNA’sı, Dinamik (Dynamic), Doğal (Natural), İleri Düzeyde Verimli (Advanced Efficient) (enerji verimliliği modu ilk defa bir Alfa Romeo’da kullanılmıştır) ve elbette yüksek performanslı Quadrifoglio versiyonunda yer alan yarış modlarına sahip olmasıyla dikkat çekmektedir.

Magneti Marelli ile işbirliği içerisinde geliştirilen Alfa™ Şasi Etki Alanı Kontrolü (CDC) teknolojisi, aracın “beyni” olarak görev yapıyor ve tüm entegre elektronik sistemleri koordine ediyor.

Sistem, yenilenmiş DNA Pro seçici, Tork Vektörleme, Aktif Aero Ayırıcı, aktif süspansiyonlar ve ESC gibi farklı özelliklerin kullanımını yönetir ve bunların her birine performansı ve sürüş keyfini optimize etmek için belli görevler verir.

Aynı zamanda CDC, DNA Pro eşleştirmesini sensörlerden alınan hızlanma ve rotasyon verilerine göre gerçek zamanlı olarak dinamik hale getirmek için sürüşü adapte ediyor. Kritik çözümler, aracın şasi, güç aktarım organları, süs-

62

pansiyonlar, fren sistemi, direksiyon, elektrikli direksiyon ve virajda diferansiyel gibi elektronik sistemlerinde yer alan özel kontrol ünitelerini bilgilendirerek yönetebilmektedir.

Giulia’nın yolcu bölmesi özel, etkili Alfa Romeo tasarım unsurlarıyla kalite, güvenlik, donanım ve konfor bakımından en iyi deneyimi sunmaya hazırlanmaktadır. Sürücü odaklı iç mekânda Alfa DNA kontrol grubu ve bilgi-eğlence sistemini ayarlamak için gerekli insan-makine ara yüzü iki basit, kullanıcı dostu düğmeden oluşmaktadır. Tüm ana kontroller ise bilinçli bir şekilde Formula 1 araçlarında olduğu gibi direksiyon üzerinde birleştirilmiş ve kullanıcısına kabin içini daha keyifli bir hale getirmek için tasarlanmıştır.

sörü ve kamera yardımıyla aracın gidiş yönündeki herhangi bir engelin veya aracın tespit edilmesini sağlayarak, sürücüyü kaza riskine karşın uyarıyor.

Eğer sürücü tepki vermekte gecikirse, Otonom Acil Durum Freni (AEB) sistemi çarpışmayı engellemek veya olası kaza hasarını minimuma indirmek için otomatik olarak fren yapıyor. Dahası, yaya tanıma fonksiyonu ile radar ve kameradan gelen bilgiyi yorumlayan AEB sistemi, 65 km/s’ye kadar aracı durdurabilme potansiyeline sahip.

Üstün, ayrıntılara önem veren ses çıkışı isteyenleri mutlu edecek sofistike Harman Kardon Sound Theatre sistemi ilk kez Alfa Romeo Giulia Quadrifoglio’da sunuluyor. Sistemin merkezinde, yüksek performans sağlayan ancak aynı zamanda kompakt bir yapıya sahip 12 kanallı D sınıfı yükseltici bulunuyor. Yükseltici, üstün dinleme kalitesi için aracın içindeki 14 hoparlörden oluşan sistemle temiz ses dağıtımı gerçekleştiriyor. 5.1 farklı yüksek çözünürlüklü kaynaktan ve uyumlu bir stereo Ön Çarpışma Uyarısı (FCW) ve playbackten surround etkisini sağlamak Yaya Tanıma Sistemi için Logic 7® teknolojisi kullanılıyor. Ön Çarpışma Uyarısı (FCW) sistemi Bu ses sistemiyle aracın içinde seyatüm versiyonlarda standart olarak sunu- hat edenler, Harman Kardon’un üstün luyor ve ön camda yer alan radar sen- kalitesini deneyimleyebilecekler.

ÖN GÖSTERİM

Yeni Fiat Fullback Hafif ticari araç pazarının öncü oyuncusu Fiat, yeni pikap modeli Fullback’in ön tanıtımını Comvex Fuarı’nda gerçekleştirdi.

A

dını Amerikan futbolunda hem defans hem de hücum özelliği bulunan, güç ile yüksek dayanıklılık gerektiren kilit bir konumdan alan Fullback’ın DNA’sı Fiat markasının DNA’sı ile birebir örtüşüyor. Tasarım, fonksiyonellik, kullanışlılık, performans ve fiyat fayda dengesi ile Fullback, Fiat ticari araçlar ürün gamına büyük güç katacak. Yol durumu ve hıza göre gerçek zamanlı olarak güç aktarımı sağlayan 4 farklı sürüş moduyla safkan bir arazi aracının özelliklerine sahip olan Fullback, 6 ileri manuel ve 5 ileri tam otomatik şanzıman seçenekleriyle kombine edilebilen 150 ve 180 beygir gücündeki alüminyum gövdeli 2.4 litrelik turbo dizel motoru ve 430 Nm’ye varan tork

değeriyle “Full Performans” sergiliyor.

Ortalama 6.3 litrelik yakıt tüketimiyle sınıfının en ekonomik aracı olan Fullback, 6.8 inç dokunmatik ekranlı multimedia sistemi, ısıtmalı deri koltukları, sınıfının en iyi diz mesafesi ve geniş iç hacmi ile kullanıcısına üst seviyede konfor sunuyor.

lik dönüş yarıçapı ile sınıfının en iyi değerlerine sahip olan Fiat Fullback; 1 tonun üstünde taşıma ve 3 tonu aşan yük çekme kapasitesiyle “Full Fonksiyonellik” sunarak da dikkatleri üzerine çekmeye hazırlanıyor.

Fiat Fullback, tüm versiyonlarında standart olarak sunulan 7 Hava Yastığı ve Treyler Denge Sistemi gibi üstün nitelikli güvenlik ekipmanlarını da bünyesinde barındırıyor. En zorlu koşullarla mücadele edecek şekilde tasarlanan Fiat Fullback, 1.8 m. yüksekliğe, 1.8 m. genişliğe ve 3m’lik aks mesafesine sahip. Aracın toplam boyu 5.3 m. iken; kasa uzunluğu ise 1.5 m. 5.9 metre-

63

KIA’nın Ar-Ge yatırımları 1,3 milyar doları geçti

KIA, dünya standartlarında ürün ve teknolojiler yaratmak için Ar-Ge yatırımlarını artırıyor. Son yıllarda Ar-Ge’ye önemli yatırımlar yapan KIA, 2015 yılında bu rakamı 1,34 milyar dolara yükselterek toplam gelirinin %3,1’i oranına getirdi.

Bu dev yatırım, otonom sürüşe imkân veren ileri düzey sürüş destek sistemlerinin, çevre dostu teknolojilerin, araç içi teknolojiler ile özelliklerin geliştirilmesine hız katacak.

G

eleceğin teknolojisini günümüze taşıyan modelleri ile dünya otomotiv pazarının en yenilikçi markaları arasında yer alan KIA, araç portföyünü geliştirirken Ar-Ge yatırımlarını da artıyor. Son teknolojiye sahip küresel Ar-Ge merkezlerinde, sektörün lider mühendislerine ev sahipliği yapan KIA, 2013’te 1,24 milyar dolar olan Ar-Ge yatırımlarını 2015’te 1,34 milyar dolara yükseltti. Bir süre önce Güney Kore’de yeni bir Ar-Ge merkezi açan, toplam gelirinin %3,1 oranını Ar-Ge’ye ayıran KIA, 2016 yılında yaptığı yeni yatırımlarla bu rakamı daha da yukarılara taşıyacak.

2008’den bu yana küresel satışlarını ikiye katlayan KIA, yüksek kalite ve mükemmel tasarım sunan bir marka olarak yükselişini sürdürüyor. En gelişmiş teknolojilere yatırım yaparak otomobil severlerin beğenisini kazanan KIA, sürdürülebilir bir vizyonla çevre

64

dostu malzemeler kullanarak geleceğe yürümeye odaklandı. Üretim tesislerini en az çevresel etkiye ve en yüksek ekonomik değere sahip olan araçlar üretmek doğrultusunda şekillendiren KIA, çevreci modellerinin son örnekleri olan ilk şarj edilebilir hibrit elektrikli otomobili KIA Optima Plugin Hybrid’i ve düşük emisyonlu hibrit modeli KIA Niro’yu geçtiğimiz şubat ayında Cenevre Uluslararası Otomobil Fuarı’nda sergilemişti.

KIA ayrıca son dönemin çok konuşulan, otonom sürüşe imkân veren ileri düzey sürüş destek sistemleri konusunda yaptığı çalışmaları “DRIVE WiSE” adıyla markalaştırdı. Ar-Ge yatırımları araç içi teknolojilerin geliştirilmesine de olanak sağlıyor. KIA modelleri, donanımları, güvenlik teknolojileri ve sezgisel ileri teknolojileri ile farklı bir dürüş deneyimi sunuyor. KIA, Ar-Ge merkezlerinde fark yaratan teknolojiler geliştirmeye devam edecek.

yakın...

Aynı zamanda, yıl içinde atık geri dönüşüm oranı yüzde 91’e çıkarıldı ki bu oran, 2014 yılına göre yüzde 1 ve 2009’a göre de yüzde 18’lik bir artışa denk geliyor.

Dünya genelindeki 20 fabrikası ve 37.000’e yaklaşan çalışan sayısıyla Pirelli, şirket içinde ve dışında, toplum yararına girişimlere imza atma geleneği yönünden köklü bir geçmişe sahiptir.

Pirelli 2017’yi 2015’te yakaladı

HEDEFLERİNE ERKEN ULAŞTI Pirelli’nin sürdürülebilirlik stratejisinin ana konularını paylaştığı yıllık Sürdürülebilirlik Planı’nın 2015 sonuçları açıklandı. Premium lastik markası, plana göre lastik gelirlerinin yarısını yeşil performans ürünlerinden sağlarken, dünya genelindeki üretim merkezlerinde de su tüketimini son 6 yılda yüzde 42 azalttı.

L

astiğin yaşam döngüsü boyunca çevreye verdiği zararların sınırlandırılmasına, üretim merkezlerinde emniyet kültürünün yaygınlaştırılmasına, çalışanları ve toplumun desteklenmesine her zamandakinden fazla önem veren Pirelli, bu hedefin bir parçası olarak kendi için tesis ettiği orta-uzun vadeli sürdürülebilirlik hedeflerinin bir göstergesi olan Sürdürülebirlik Planı’nın 2015 sonuçlarını kamuoyuyla paylaştı.

Sonuçlara göre, 2015 yılında, Pirelli’nin lastik gelirlerinin neredeyse yarısı (yüzde 48), Yeşil Performans ürünlerinden sağlandı. 2013-2017 sürdürülebilirlik planındaki 2017 hedefinin de üzerine çıkan bu rakam 2014 yılında yüzde 46 olarak hesaplanmıştı.

Pirelli AR-GE çalışmalarıyla üretilen yeşil performans lastikleri, her türlü yol koşulunda daha iyi bir yol tutuşu sağlarken, daha hafif olması nedeniyle

araçların daha az yakıt tüketmesini böylece daha az karbon emisyonu sağlıyor. Sektörün en yüksek yüzdelerinden biri olup toplam gelirlerin yüzde 3,4’ü düzeyine çıkan ARGE yatırımları, 2015 yılında yaklaşık 215 milyon euroya ulaştı. (2014: 205,5 milyon euro, 2009: 133 milyon euro). Şirketin çevrenin korunması ve desteklenmesi yönündeki taahhüdünün en önemli sonuçlarından biri su tedarikinin azaltılması oldu. Örneğin Pirelli, 2015 yılında, özel amaçlı su miktarı tüketimini 2014 ve 2009 yıllarına göre sırasıyla yüzde 3 ve yüzde 42 oranında azaltarak net 11 milyon metreküpün biraz üstünde bir miktara düşürdü.

Pirelli’nin, dünya genelindeki üretim tesislerinin çabaları sayesinde 2009 yılından bu yana sağlamış olduğu 30 milyon metreküpe ulaşan su tasarrufu miktarı, tüm Pirelli grubunun neredeyse üç yıl boyunca tükettiği su miktarına

Çalışanlarının eğitilmesine büyük önem veren Pirelli, 2015 yılında çalışan başına ortalama eğitim günü sayısını 8,3’e çıkardı (2014: 8,2 gün, 2013: 7,2 gün). Bu rakam, son üç yıldır 2015 üretim planında öngörülen çalışan başına ortalama 7 gün hedefinin üzerindedir. Şirketin üç yıllık 2013-2015 döneminde sağlık ve emniyet konularında yaptığı toplam yatırım tutarı 40 milyon euroyu aşarken bunun yüzde 25’inden fazlası da 2015 yılında harcandı. Pirelli’nin faaliyette bulunduğu toplumlar yararına üstlendiği girişimler sonuçta daha da artarak geçen yıl 7,6 milyon euroya ulaştı (2014: 6,1 milyon euro).

Sürdürülebilirlik planı hedefleri ve 2020 vizyonu Çevre konusunda da, 2020 ve 2009 karşılaştırması açısından, karbon salımlarını yüzde 15, özel amaçlı enerji ve su tüketimlerini de sırasıyla yüzde 18 ve yüzde 58 azaltmayı, atık geri dönüşüm oranını da yüzde 95 üzerine çıkarmayı hedefleyen Pirelli’nin Sürdürülebilirlik Strateji Planı, aynı zamanda, doğal kauçuk zincirinin sürdürülebilirliğine verilen önem nedeniyle, dünyadaki tüm Pirelli iş ortaklarının seçim, iş birliği ve değerlendirme süreçlerinin, ekonomik, sosyal ve çevresel sürdürülebilirlik kriterleriyle tam entegrasyonunu sağlayacak şekilde tedarik zincirine yönelik sürdürülebilir yönetim sistemini güçlendirmeyi de kapsamaktadır.

65

k e s k ü Y a r t i l ğ i U t i s n a Ye r mans L Perfo

c i r t e m m y s A 1 F e l g a E

66

c3

Saletta; “Goodyear, şirket tarihi boyunca devrim yaratan lastik teknolojileriyle standartları daima en yüksek seviyeye taşımıştır.”

Goodyear Türkiye Genel Müdürü Pietro Saletta

67

Etkinliğin sonunda Test Pilotu Burcu Burkut Erenkul, BMW Z4 marka otomobillle Eagle F1 Asymmetric 3’ü test etti. Burcu Burkut Erenkul, lastiklerin özellikle yol tutuşu ve frenleme performanslarından oldukça etkilendiğini ifade etti.

D

ünyanın lider lastik üreticilerinden Goodyear, en yeni üyesi Eagle F1 Asymmetric 3 ile büyüyen lastik pazarına çok özel bir ürün sunuyor. Goodyear, ıslak ve kuru zeminde sağladığı daha kısa fren mesafesi ile sürücülere çok daha güvenli ve konforlu bir sürüş fırsatı sunan yeni yaz lastiği Eagle F1 Asymmetric 3’ü İstanbul Autodrom’da görücüye çıkardı. Eagle ailesinin başarısı testlerle kanıtlanmış ve premium araç üreticileri tarafından da kalitesi ve performansı sebebiyle tercih edilen Eagle F1 Asymmetric 3 lastiği, Goodyear’ın olağanüstü fren performansı, kuru ve ıslak zeminlerdeki sürüş kabiliyetiyle öne çıkıyor.

Lansmanın açılış konuşmasını yapan Goodyear Türkiye Genel Müdürü Pietro Saletta, ultra yüksek performans lastik segmentinde Türkiye pazarında, son 5 yılda %200 gibi çok ciddi bir büyümenin yaşandığını ve bu büyümenin gelecekte de devam etmesini beklediklerini belirtti. İnovasyonun, Goodyear’ın DNA’sında olduğunun

68

altını çizen Saletta; “Goodyear, şirket tarihi boyunca devrim yaratan lastik teknolojileriyle standartları daima en yüksek seviyeye taşımıştır.

Goodyear; Eagle ailesinin yeni üyesi Goodyear Eagle F1 Asymmetric 3 ile Ultra Yüksek Performans (UYP) segmentine iddialı bir giriş yapıyor.

Bağımsız test kuruluşu TÜV SÜD tarafından yapılan testlerde , özellikle ıslak zeminde aldığı başarılı sonuçlarla Eagle F1 Asymmetric 3 lastiğimiz önde gelen rakiplerine göre üstünlüğünü kanıtladı” dedi.

Goodyear Eagle F1 Asymmetric 3, sürücülerin beklentilerini yeniden tanımlıyor Ultra yüksek performans lastik segmentinin, Avrupa’da önümüzdeki 5 yıl boyunca yıllık ortalama %3,3 büyümesi bekleniyor. Bu büyümenin ana sebebi olarak, UYP lastiklerine sahip C, D ve E segmentlerindeki (orta, üst, büyük ve lüks araçlar) araç sayıların-

daki artış öne çıkıyor .

Goodyear Eagle F1 Asymmetric 3’te üstün güvenlik ve performans sağlanması adına çok yoğun çalışmalar kaydedildi. Goodyear mühendisleri, bu lastiği geliştirmek için 36.000 saatten fazla süren çalışmalar yürütmüş, yapılan 5.000’den fazla test, 1.200’den fazla yol testi ve 5 ülkede bulunan 5 test merkezindeki 3.800’den fazla uygulamada kullanılan lastikler toplam 330.000 km yol kat etmiştir.

Eagle F1 Asymmetric 3, sahip olduğu Aktif Frenleme Teknolojisi sayesinde, frenleme sırasında zeminle teması ve yol tutuşunu artırarak daha kısa fren mesafesi sunar. Buna ek olarak, lastikte kullanılan ve yol tutuşunu güçlendiren yeni bileşim sayesinde lastik bir yandan frenleme ve sürüş esnasında daha iyi bir yol tutuşu sağlarken, diğer yandan bileşimde kullanılan yapışkan reçine sayesinde ıslak ve kuru zeminlerde daha kısa fren mesafesi ve daha güçlü bir sürüş performansı sağlamaktadır. Yeni güçlendirilmiş lastik yapısı sayesinde, bir yandan daha kontrollü

Dünyanın lider lastik üreticilerinden Goodyear’ın yeni ultra yüksek performans lastiği Eagle F1 Asymmetric 3, performans tutkunlarından tam not aldı.

Eagle F1 Asymmetric 3, ıslak zeminde 2,6 metre daha kısa fren mesafesi¹ sağlayan yeni ultra yüksek performans yaz lastiği ile daha güvenli bir sürüş sağlıyor.

bir sürüş sağlarken diğer yandan da lastiğin güçlü ve hafif yapısıyla sürüş ve viraj performansını artırmakta, lastik aşınmasını ve yakıt tüketimini en aza indirmektedir.

Goodyear Eagle F1 Asymmetric 3’ün, sektörün önde gelen üç rakip lastik markasının ortalamasına göre ıslak zeminde 2,6 metre daha kısa fren mesafesine sahip olduğunu kanıtlamıştır.

ortalamasına göre %10,9 daha iyi yuvarlanma direncine sahip olduğunu da göstermiştir.

Eagle F1 Asymmetric 3’ün performansı kanıtlandı

Goodyear Eagle F1 Asymmetric 3’ün kuru zeminlerde üç rakip şirketin ortalamasına göre 1,3 metre daha kısa fren mesafesine ve ıslak zeminlerde %4 daha iyi sürüş performansına sahip olduğu görülmüştür. Sonuçlar, aynı zamanda, lastiğin üç rakip markanın

Bir diğer bağımsız test kuruluşu DEKRA tarafından yapılan testler, Eagle F1 Asymmetric 3’ün, üç rakip markanın UYP segmentindeki lastiklerinin ortalamasına göre 11.528 km daha fazla lastik ömrü ve %31 daha az aşınma sunduğunu da kanıtlamıştır.

Goodyear’ın talebiyle bağımsız TÜV SÜD tarafından yapılan testler , Eagle F1 Asymmetric 3’ün güçlü özelliklerini ortaya çıkarmıştır. Test sonuçları;

Uzun ömürlü

69

KÜÇÜK BİR GÖVDEDE BÜYÜK BİR RUH

YENİ MSX 125 Kompakt, sürüşü kolay ve pratik olan MSX125, 2013 yılında satışa sunulmasıyla birlikte dünya çapında bir başarı elde etti. 9.100 TL’den başlayan fiyatla Türkiye’de de satışa sunulan ve genç motosiklet sürücüleri için tasarlanan yeni MSX 125, 4 Renk Seçeneği 2016 yılında eşi benzeri görülmemiş bir duruş ve stil özelliklerine sahip yeni bir görünüme kavuştu. Ekonomik motor ve dört vitesli şanzımanın yanı sıra, açılı hatları, eşsiz bir şekilde yerleştirilmiş LED far ve kompakt egzoz, yeni MSX125’e daha keskin görünüm veriyor.

SINIFININ İLERİSİNDE

70

MSX125’in kesin olarak kanıtlanmış ve etkili 125 cc yakıt enjeksiyonlu motoru düzgün tork ve güç dağıtımı sağlıyor.

Yeni nesil sürücüler için yeni nesil MSX 125...

Geniş, 3 litre hacimli hava filtresi ve panel tipi ıslak kâğıt filtre, güvenilir ve sessiz bir hava akışı sunuyor.

Yeni, kompakt egzoz borusu da 2016 model MSX125 için özel tasarlandı.

Tasarımı 2016 için kapsamlı bir şekilde elden geçirildi ve MSX125’e daha çok “mini dövüşçü” hissiyle beraber daha saldırgan yeni bir tavır kazandırdı.

71

M

SX’in sürüşü kolay, eğlenceli ve fonksiyonel olan atası, Honda tarafından 1963 yılında ikonik, küçük tekerlekli Monkey motosikletti ve her bir nesil için yeniden tanımlanarak Dax ve Ape modelleriyle devam ettirildi. Bu, tamamen yeni nesil genç sürücüler için hâlâ yankı uyandıran bir formül olmayı sürdürüyor. ABD’de “Y Kuşağı”, Tayland’da “Dek Neaw” ve Japonya’da “Street-Kei” olarak bilinen, sınırsız internet çağında büyüyen günümüzün pek çok genci geleneklere meydan okuyan bir kültürü, modayı ve ruhu paylaşıyor.

Motosiklet kullanmaya kendilerini sezgisel olarak kaptıran bu genç neslin iki tekerlekli ilk araçlarının heyecan verirken ekonomik olmasına ihtiyaçları var ve onlara tebessüm ettiren bir tasarıma da sahip olması gerekiyor. Ancak aynı zamanda dikkatleri üzerlerine toplamayı ve biraz değişik olmaktan daha fazlasını da istiyorlar.

Honda, özellikle bu genç sürücü neslinin ihtiyaçlarını karşılamak için 2013 yılında MSX125’i üretti (Mini Street X-treme 125). Gerçekten de global bir ürün olan (Japonya ve ABD’de “Grom” olarak bilinen) MSX125, tüm dünyada, özellikle de iki yüz elli bin adetlik satış başarısına ulaşılan Tayland’da bir numara oldu. Performans, kalite ve kullanılabilirlik açısından Honda’dan beklenen her şeye sahip olan MSX125 aynı zamanda stil sahibi ve kendine özgü bir tavır sergiliyor.

72

Küçük bir gövde, büyük bir ruh

MSX125, bir yandan kompakt ebatlı motosiklet, bir yandan da şehir içine uygun sert hatlarıyla eğlence hissini birleştiren kendinden emin kullanım ve tasarıma uygun performansa sahip bir motosiklett. 2016 için tamamen yeniden yapılandırılan tasarım, kompakt egzoz yapısı ve yeni yerleşik LED farın yarattığı “mini dövüşçü” hissini daha çok yaratarak MSX125’e çok daha keskin, yeni bir duruş kazandırdı.

MSX125’in kesin olarak kanıtlanmış ve etkili 125 cc yakıt enjeksiyonlu motoru düzgün tork ve güç dağıtımı sağlıyor.

Aynı zamanda motosiklet stili dört vitesli şanzıman ve debriyaj özelliğine de sahip. Güç aktarma paketi kompakt şasi dayanıklı çelik gövde, ters çevrilmiş ön çatal, mono amortisörlü arka süspansiyon, ön ve arka hidrolik disk frenleri ve geniş, düşük profilli lastiklerle 12 inç hafif tekerleklerle tamamlanıyor.

Orijinal MSX125’in bölmeli yapıya sahip depo kapağı ve gövdesi etrafına odaklanılan gelişimi boyunca dört patent başvurusu yapıldı.

MSX125 küçük olsa da dünya çapında satışları, marka bilinirliği ve kullanıcı memnuniyeti açısından etkisi büyük oldu.

Şasi ve tasarım

MSX125’in şasisi üç amaç için ta-

sarlandı: Yeni sürücülerin şehir içi ortamında kolaylıkla kullanabileceği – ve park edebileceği – pratik bir motosikletin temelini sağlaması. Aynı zamanda şehir dışında da aynı şekilde kullanılabilir olup ve eğlenceli olmasının yanı sıra bir de kolaylıkla yolcu taşıyabilmesi.

Yeni yakıt tankı ve yan paneller, hatlarını daha çok belli eden bir görünüm sunmak için düzgün bir şekilde entegre edildi. En ön kısımdaki yeniden konumlandırılan LED far MSX125’e ayırt edici ve son derece modern bir görünüm veriyor. Kompakt, yukarıya doğru kıvrık kuyruk ünitesi (LED stop grubu ile), daha yüksek yolcu selesi ve kopakt egzoz yapısı sayesinde daha cesur duruş oluşturuyor. Çelik, yekpare yapılı şasi kullanılan motosiklet sert, kare kesit boru, şasi başlığını doğrudan salıncak pivot plakalarıyla birleştiriyır ve ilgili diğer tüm parçalar şasiden görünür bir şekilde sarkarak MSX125’in minimalist görünümüne katkıda bulunuyor. Salıncak pivotu ve motor askı plakalarındaki özel olarak ayarlanmış dikey/yatay sertlik ve esneklik, mükemmel konfor ve güven dengesi sağlıyor.

Yeni şasi yapısı aynı zamanda ilgili PGM-FI parçalarının ve elektrikli parçaların, depo kapasitesini (5,5 litre) düşürmeden depo kapağında etkin bir şekilde saklanmasını mümkün kıldı.

25⁰ eğim, 81 mm iz açıklığı ve 101,7

kg boş ağırlığın yanı sıra 1200 mm’lik tekerlekler arası mesafeye sahip MSX125, 765 mm gibi düşük sele yüksekliğiyle oldukça kolay kullanılabilir bir motosiklet.

“Sınıfının ötesinde” süspansiyon kalitesi sağlamayı amaçlayan MSX125’in 31 mm USD çatalı – 125 cc motosiklette Honda açısından bir ilk – yaysız ağırlığı düşürüyor ve pistonların daha büyük basınç taşıma alanı sayesinde (standart teleskopik çatalla karşılaştırıldığında) hareket boyunca geliştirilmiş sönümleme hissi sağlıyor. Tam boyutlu üst ve alt çatallar kullanımıyla sürücü hissi daha da geliştirilirken, hafif ve dayanıklı tek arka amortisör ise basit ve sert, H şekilli, 50 mm x 25 mm kutu kesitli çelik salıncak kolunu çalıştırıyor.

MSX125’in tasarım ve kullanımında ana unsur 2,5 inç genişliğe sahip 12 inç dökme alüminyum jantlar. Yeni “Y” şekilli jant telleri harika görünmekle kalmıyor aynı zamanda ağırlık tasarrufu da sağlıyorlar. 120/70-12 ön ve 130/7012 arka lastiklerse hem görünüm hem performans açısından farklı bir dinamik katıyorlar. Hidrolik iki pistonlu ön ve tek pistonlu arka fren kaliperleri ön kısımda 220 mm ve arkada 190 mm disklere hükmediyorlar.

Kompakt boyutuna rağmen okunması kolay olan LCD dijital gösterge, sürücünün ihtiyacı olan tüm bilgileri sunuyor: Kilometre saati, ikili mesafe ölçer, yakıt göstergesi ve saat. Mesafe ölçerler ve saatin sıfırlanması veya kilometre sa-

yacı ve mesafe ölçer arasında değişim, göstergenin her iki yanında bulunan düğmelerle yapılıyor.

MSX125, bireyselliğine (ve sahibinin özgünlüğüne) uygun olarak dört renk seçeneğiyle satın alınabiliyor: Gri, Beyaz, Kırmızı ve Sarı

Motor

MSX125’in 125 cc iki supaplı hava soğutmalı motoru, Honda’nın yakıt verimliliği, kullanım kolaylığı ve uzun ömürlülüğüyle bilinen güç ünitelerinden birine dayanıyor. MSX125 için motorun daha da iyileştirilmesi, gelişmiş yakıt ekonomisiyle sonuçlandı: Motor, supap tertibatı için ofset silindir ve külbütör kolu gibi düşük sürtünme teknolojisi kullanıldı. Krank ataletinin düşürülmesiyle de gelişmiş gaz kelebeği hissi ve sorunsuz güç dağıtımı elde edildi.

ve orta devirde sürekli tork sağlanması amacıyla boyunun optimize edilmesine olanak tanıyor. Geniş, 3 litre hacimli hava filtresi ve panel tipi ıslak kâğıt filtre, güvenilir ve sessiz bir hava akışı sunuyor. Yeni, kompakt egzoz borusu da 2016 model MSX125 için özel tasarlandı.

Sonuç olarak MSX125’in motoru, güçlü ve hızlı performansın mükemmel karışımıyla kullanışlı, erişilebilir ve bütünüyle eğlenceli kabiliyeti bir araya topluyor. İç sürtünmenin düşürülmesi,, artırılan hava girişi ve egzoz verimliliği neticesinde yüksek seviyede ekonomi sağlayan bir ünite ortaya çıkardı.

MSX125’e yetişkin motosiklet hissi katan dört vitesli şanzımanı, manuel debriyajla yönetiliyor ve kusursuz, tutarlı vites değişimleri sağlıyor. 15T şanzıman dişlisi, 34T şanzıman dişlisi ve 12 inç tekerlekler şehir dışında canlı bir tepkinin yanı sıra sıkışık trafiğin arasından sıyrılıp gitmek için mükemmel olan yüksek vitesle yavaşça seyahat etme kabiliyeti de sunuyor. İleri teknoloji PGM-FI, oldukça verimli yanmayı garanti ederken gaz kelebeğini de dâhil eden bir deneyim sunmak için hem hava girişi hem de egzozla beraber çalışıyor. Hava girişi bağlantı borusu ve kanalı ikiye ayrılarak düşük

73

KOPENHAG

KUZEYİN EN GÜZEL ŞEHİRLERİ

OSLO

Renkli kültürü, yöresel lezzetleri ve muhteşem doğasıyla Kuzey Avrupa’nın en güzel şehirlerini kapsayan “İskandinavya Başkentleri” gezginlerle buluşuyor.

B

ir tatilde üç başkenti keşfetme fırsatı bulacak seyahat tutkunları, Kopenhag, Oslo ve Stockholm’de Avrupa’nın en güzel mimari eserlerini görürken, doğa harikası manzaralar eşliğinde unutulmaz fotoğraf karelerine imza atacaklar.

Kopenhag’ın ünlü sarayları ve tarihi sokaklarında Barok dönemin en güzel yansımalarını görürken, Oslo Fyordları’nda Viking kültürünün kalıntılarına tanıklık edeceksiniz.

13. yüzyıldan bu yana İskandinavya’nın siyaset, ekonomi ve kültür merkezi konumunda bulunan Stockholm’de Zooloji Parkı, doğanın kalbinde zaman geçirmek ve İsveç kırsal yaşamını yakından tanımak isteyenlere alternatif oluyor.

74

STOCKHOLM

PIRELLI 2017 TAKVİMİ FOTOĞRAFLARINI PETER LINDBERGH ÇEKECEK Pirelli’nin artık efsaneleşen ve her yıl merakla beklenen takviminin yeni sayısı, fotoğrafları hafızalardan silinmeyen ve sinemasal görüntüleriyle tanınan Alman fotoğrafçı Peter Lindbergh tarafından çekilecek.

P

irelli Takvimi’nin 44. Sayısının fotoğraf çekimleri, moda fotoğrafçılığında keskin değişiklikler gerçekleştiren ve kadını idealize etmesiyle diğer fotoğrafçılardan ayrışan Alman fotoğrafçı Peter Lindbergh tarafından gerçekleştirilecek. Lindbergh, hemen hemen hiç makyajsız, bir anlamda çıplak yüzleri tercih ederek fotoğrafladığı kadınların otantik ve doğal güzelliklerine dikkat çekmeyi seviyor.

1996 ve 2002 yıllarında da Pirelli Takvimi’nin fotoğrafçısı olan Peter Lindbergh, anlatımlı moda serilerinin yanı sıra sade ve açık portreleri, natürmortları, erken dönem Alman sineması ve çocukluğundaki sanayi bölgeleri, danslar ve kabarelerin güçlü etkileri, manzaralar ve uzay fotoğraflarıyla tanınıyor.

Vogue, The New Yorker, Rolling Stone, Vanity Fair, Harper’s Bazaar US, Wall Street Journal Magazine, The Face, Visionaire, Interview ve W. gibi en saygın moda markaları ve dergileriyle çalışan Lindbergh’in eserleri birçok güzel sanatlar müzesinde ve galerilerde yer almaktadır.

2016 Pirelli Takvimi, 2000 yılında koreograf Mark Morris’in dansçılarının yer aldığı Pirelli Takvimi’nin de yaratıcısı olan Annie Leibovitz tarafından çekilmişti. Takvimde, farklı yaşlarda, farklı eğitim ve kariyerlere sahip, mesleki, sosyal, kültürel, sportif ve sanatsal alanlarda üst düzey başarılara ulaşmış 13 kadın yer aldı.

75

76

77

78

79

80

81

82

83

OLİMPİYAT STA DUMAN DUMAN

84

ADI N!..

2016 Türkiye Drift Şampiyonası ikinci yarışı, Drift Otomobil Sporları Kulübü tarafından yoğun izleyici desteği altında İstanbul’da Atatürk Olimpiyat Stadı’nda düzenlendi…

85

Türkiye Drfit Şampiyonası’nda bu yarışın ardından Kemal Özhaseki 32 puan ile ilk sırada yer alırken, 30 puanla Kemal Soylu ikinci ve 28 puanla Timur Pomak üçüncü sırada...

86

87

88

A

pex Masters Türkiye Drift Şampiyonası 2. yarışı Drift Otomobil Sporları Kulübü tarafından PWR Balata sponsorluğunda Atatürk Olimpiyat Stadı’nda düzenlendi. 3.000 üzerinde biletli seyirci karşısında piste çıkan pilotlar, İzmir yarışı sonrası bu kez daha zor ve daha hızlı bir pist ile karşı karşıyaydı. 28 Mayıs Cumartesi günü sıralama turlarında JDM Works D’Team den Mert Bilaloğlu 90 puan ile birinci olurken, 87 puan ile ilk yarışın birincisi Alias Racing Team pilotu Kemal Soylu ikinci oldu. Üçüncü sırada ise Teamart Dream Drift Team’den Özer Mollamehmetoğlu yer aldı.

29 Mayıs Pazar günü Spor Teknik ve Macera Ofisi desteği ile olimpiyat stadı otoparkına kurulan tribün ile seyirciler, organizasyonu çok daha rahat takip ettiler. Gün içinde gerçekleştirilen pilotlarla tanışma ve padok ziyaretine her zaman olduğu gibi ilgi büyüktü. Monster Energy desteği ile gerçekleşen yarışta günün sürpriz pilot BMW E36 Turbo ile dördüncü olan Furkan Karan oldu. MTG Motorsport takımından Timur Pomak da üçüncü olarak ilk kez Apex Masters podyumunda yer aldı. Final yarışında karşı karşıya gelen Teamart Dream Drift Team’den Oktay Kabaktaş ve Jdm Works D’Team pilotu Kemal Özhaseki ikili çıkışlarında Kemal Özhaseki’nin spin atmasından dolayı Oktay Kabaktaş birincilik kupasını kaldıran isim oldu. Organizasyonun tamamlanmasının ardından gün sonundaki çekiliş ile belirlenen şanslı seyirciler, pilotların sağ koltuğunda drift deneyimi yaşadı.

Türkiye Drfit Şampiyonası’nda bu yarışın ardından Kemal Özhaseki 32 puan ile ilk sırada yer alırken, 30 puanla Kemal Soylu ikinci ve 28 puanla Timur Pomak üçüncü sırada...

Takımlar şampiyonasında ise 27 puanla JDM Works D’Team lider, 18 puana sahip iki takımdan Alias Racing Team ikinci ve Teamart Dream Drift Team de üçüncü durumda.

89

2016 Türkiye Off-Road Şampiyonası 3. Yarışı

ANKARA OFF ROAD YARIŞI

2016 Türkiye Offroad Şampiyonası’nın ertelenen üçüncü yarışı, Ankara Offroad Kulübü (ANDOFF) tarafından 33 araç ve 66 sporcunun katılımı ile 28-29 Mayıs tarihlerinde Ankara Mühye’de gerçekleştirildi...

90

ANKARA Offroad Yarışı Genel Klasman birincisi Hüseyin MemiAli Pertev....

91

T

ürkiye Offroad Şampiyonası 3. yarışı başarılı bir organizasyonla geride kaldı… Ankara Offroad Kulübü tarafından 2829 Mayıs tarihlerinde Ankara Mühye ilçesinde düzenlenen yarış, seyircilerden de büyük ilgi gördü.

ANKARA Offroad Yarışı Sınıf 1, birincisi Deniz-Sibel Dağlı...

2 gün boyunca 6 etapta 33 araç ve 66 sporcunun mücadele ettiği yarış heyecanlı anlara sahne oldu...

2 gün boyunca 6 etapta 33 araç ve 66 sporcunun mücadele ettiği yarışta, zorlu mücadele sonunda genel klasmanda ilk sırayı ve sınıf 4 birinciliğini custom Jeep ile Hüseyin Memi-Ali Pertev ekibi elde ederken, ikinciliğin sahibi Hüsnü-Hasan Taylan kardeşler ve üçüncülüğün sahibi de Suzuki Grand Vitara ile İrfan Özdemir-Engin Başkurt oldu.

Sınıf 1’de Suzuki Vitara ile Deniz-Sibel Dağlı çifti, Sınıf 2’de Suzuki Grand Vitara ile İrfan Özdemir-Engin Başkurt, Sınıf 3’te ise Mitsubishi L200 ile ev sahibi ekip İsmail Ayhan-Bora Kayım birincilikleri paylaşan ekipler oldular.

Yarışın tek kadın sporcusu İlayda Hancı da Batuhan Korkut co-pilotluğunda Sınıf 1’de ikinci olarak tamamladı ve şampiyonadaki iddiasını sürdürdü.

Türkiye Offroad Şampiyonası’nda 5.ayak yarışları, uzun bir aranın ardından Sinop Offroad Kulübü (SİNOFF) tarafından 03-04 Eylül tarihlerinde Sinop’ta gerçekleştirilecek.

92

ANKARA Offroad Yarışı’nda Sınıf 2’de İrfan Özdemir-Engin Başkurt birinci oldular...

ANKARA Offroad Yarışı hem izleyenlere, hem de yarışanlara adrenalini yüksek anlar yaşattı...

93

2016 Türkiye Tırmanma Şampiyonası 3. ayağı, 25 sporcu katılımı ile Eskişehir Otomobil Sporları Kulübü tarafından Düzce Kaynaşlı’da düzenlendi…

94

2016 Türkiye Tırmanma Şampiyonası 3. Yarışı

KAYNAŞLI TIRMANMA YARIŞI Kaynaşlı Tırmanma Yarışı’nda KATEGORİ 4’te Ümit Ülkü birinci oldu...

95

29 Mayıs Pazar sabahı antrenman çıkışları ile başlayan organizasyon, 6 kilometre uzunluğundaki parkurda 3 çıkış olarak koşuldu.

2

016 Türkiye Tırmanma Şampiyonası’nın üçüncü ayağı Kaynaşlı Tırmanma Yarışı, 28-29 Mayıs tarihlerinde Eskişehir Otomobil Sporları Kulübü (ESOK) tarafından Düzce Valiliği, Düzce Belediyesi, Kaynaşlı Kaymakamlığı ve Kaynaşlı Belediyesi katkılarıyla düzenlendi.

28 Mayıs Cumartesi günü Düzce Belediye meydanında düzenlenen idari ve teknik kontrollerle başlayan organizasyonda daha sonra seremonik start gerçekleştirildi. 29 Mayıs Pazar sabahı antrenman çıkışları ile başlayan organizasyon, 6 kilometre uzunluğundaki parkurda 3 çıkış olarak koşuldu. Bursa, Antalya, İzmir, Ankara ve İstanbul illerinden 25 sporcunun katıldığı yarış yağmurlu havada oldukça zorlu geçti.

Bu yıl Fiat Palio ile yeniden yarış parkurlarına dönen eski tırmanma şampiyonu sporculardan Burak Sohtorik Kategori 1’de birinciliğe uzanan isim oldu. Geçen yılın Türkiye Tırmanma Kategori 1 Şampiyonu Bursalı sporcu Burak Başlık, üçüncü çıkışta aracı stop edince zaman kaybederek ikincilikle yetinmek zorunda kaldı.

Kategori 2’de Bursalı sporcu Hakan Ertarman Renault Clio Ragnotti ile zafere ulaşan isim olurken, Opel Corsa S1600 ile yine Bursa’dan Nuray Işık ikinci ve Fiat Punto Kit Car ile Ankara’dan Mustafa Göçer üçüncülüğü elde etti.

Kategori 3’te ise Honda Civic Type-R EP3 ile Ülkü Motorsport adına yarışan Bursa’dan İsmet Toktaş birinciliğin sahibi olurken, geçen yılın şampiyonu Ankaralı Refik Bozkurt Renault Sport

96

Clio ile son çıkışta yoldan çıkarak finiş göremedi.

Kategori 4’de ise geçen yılın Türkiye Tırmanma Şampiyonu Ümit Ülkü, Porsche 997 GT3 ile bir kez daha kategorisini kazanmayı başardı. Ülkü Motorsport adına Porsche 997 GT3 ile Murat Doğral ikinciliği elde ederken, üçüncü çıkışta kaydettiği 03:44.375’lik zamanıyla günü en hızlı çıkışını kaydetti. Eski ralli şampiyonlarından Ali Bacıoğlu’nun oğlu Selim Bacıoğlu da Peugeot 207 R3T ile podyumun üçüncü basamağında yer aldı.

Mahalli klasmanda ise Kategori 1’de Citroen Saxo VTS ile Yiğit Yalçın, Kategori 2’de Renault Clio Ragnotti ile Hakan Ertarman, Kategori 3’de Honda Civic Type-R EP3 ile İsmet Toktaş ve Kategori 4’te de Fiat Palio ile Ahmet Filiz birincilikleri paylaşan sporcular oldular.

Kaynaşlı Tırmanma Yarışı’nda KATEGORİ 2’de Hakan Ertarman birinci oldu...

Kaynaşlı Tırmanma Yarışı’nda KATEGORİ 1’te Burak Sohtorik birinci oldu...

Kaynaşlı Tırmanma Yarışı’nda KATEGORİ 3’te İsmet Toktaş birinci oldu...

Kaynaşlı Tırmanma Yarışı’nda parkuru en hızlı çıkan isim Murat Doğral oldu...

97

2016 Türkiye Karting Şampiyonası 3. Yarışı

KÖRFEZ KARTİNG YARIŞI

2016 Türkiye Karting Şampiyonası, İzmit Körfez Karting Pisti’nde BOSSEK tarafından düzenlenen 3. ayak yarışları ile devam etti…

98

KÖRFEZ Karting Yarışı’nda Master Kategori’de Süleyman Sırrı Kolot birinci oldu...

99

2

016 Türkiye Karting Şampiyonası 3. ayak yarışları, kısa adı BOSSEK olan Bursa Otomobil Sporları Kulübü tarafından 28 Mayıs tarihinde İzmit Körfez Karting Pisti’nde düzenlendi.

Mini, Formula Junior, Formula Senior ve Formula Master’da toplam 17 sporcunun kıyasıya mücadele ettiği organizasyon 4 ayrı kategoride 3’er yarışın ardından son buldu.

kıran’ın oldu. Bu kategorinin üçüncü sırasında ise, bir birincilik iki üçüncülük ile Gün Taşdelen yer aldı.

Formula Master kategorisinde ise Süleyman Sırrı Kolot 3 yarışın ikisini ilk sırada tamamlayarak birinciliğin sahibi oldu. Bu kategoride ikinciliği Mehmet Çınar kazanırken, üçüncülük İbrahim

Erkan’ın oldu.

2016 Türkiye Karting Şampiyonası’nın kısa bir aradan sonra 30-31 Temmuz tarihlerinde İzmir Karting Kulübü (İKK) tarafından Uşak Pisti’nde organize edilecek dördüncü ayak yarışları ile devam edecek.

Formula Mini kategorisinde Kerim Sulyak bu sezon ilk birinciliğini elde erken, onu Zekai Özen ikinci ve Ömer Asaf Kolot da üçüncü olarak takip etti.

Formula Junior kategorisinde milli sporcularımızdan Mert Dalkıran birincilik serisine bir yenisini daha eklerken, ikinci sırada genç kadın sporcu İzel Karasu podyuma çıktı.

Formula Senior’da Berkay Besler bir kez daha podyumun en üst basamağında yer alırken, ikincilik Mert Dal-

100

Mini, Formula Junior, Formula Senior ve Formula Master’da toplam 17 sporcu yarıştı...

KÖRFEZ Karting Yarışı’nda Junior Kategori’de Mert Dalgakıran birinci oldu...

KÖRFEZ Karting Yarışı’nda Senior Kategori’de Berkay Besler birinci oldu...

101

MARMARIS RALL

102

LY TURKEY

Türkiye Otomobil Sporları Federasyonu TOSFED tarafından 13-15 Mayıs tarihlerinde düzenlenen, FIA Avrupa Ralli Kupası ve Türkiye Ralli Şampiyonası’na dahil Marmaris Rally Turkey, Yağız AvcıBahadır Gücenmez ekibinin zaferi ile sona erdi.

Ralli sonunda dereceye giren sporcuların ödülleri Muğla Valisi Amir Çiçek, Marmaris Kaymakamı Celalettin Yüksel, Gençlik Hizmetleri Spor İl Müdürü Serkan Öcalmaz, Muğla İl Emniyet Müdürü Hakan Çetinkaya, TOSFED Başkanı Serkan Yazıcı ve yönetim kurulu üyelerinin katılımı ile Marmaris Atatürk Meydanı’ndaki finiş podyumunda düzenlenen törenle verildi.

103

MARMARIS RALLY TURKEY

Castrol Ford Team Türkiye takımından Ford Fiesta R5 ile Murat Bostancı- Onur Vatansever ekibi ralliyi ikinci sırada tamamladı...

104

105

106

MARMARIS RALLY TURKEY Rallinin genel klasman üçüncülüğünü ise Uğur Soylu- Emir Şahin elde etti.

107

MARMARIS RALLY TURKEY

Buğra Banaz- Burak Erdener...

Simin Bıçakcıoğlu...

108

Saipcan -Merve Hasbay...

Kenan Kar-Soner Tamer...

Emrah Ali Başo-Gürkal Menderes...

Zorlu ralli sonunda, RC4 sınıfında Castrol Ford Team Türkiye takımından Ford Fiesta R2T ile Buğra Banaz-Burak Erdener ekibi zafere ulaşırken, RC3 sınıfında GP Garage My Team adına Citroen C2 ile yarışan Kenan Kar-Soner Tamer, RC5 sınıfında ise ferdi olarak Ford Fiesta R1 ile yarışan Emrah Ali Başo-Gürkal Menderes birinciliğin sahibi oldu.

Kadın pilotlar klasmanında Neo Motorspor takımından Mitsubishi Lancer EVO IX ile Simin Bıçakcıoğlu, genç pilotlarda Buğra Banaz, genç co-pilotlarda da Tuğkan Erden ve kadın co-pilotlarda ise oğlu Saipcan Hasbay ile yarışan Merve Hasbay birincilikleri paylaştılar.

109

MARMARIS RALLY TURKEY

110

Historic ralli klasmanında ise Bonus Unifree Parkur Racing’ten Engin Kap-Başar Yavuz birinci, Kemal Gamgam-Orkun Demir ikinci, Parkur Historic’ten Burak Türkkan-Onur Aslan ise üçüncü olurken, Kategori 1 birinciliğini Volkswagen Golf GTI MK1 ile Sinan-Sedef Dündar kazandı.

111

Ekrem AydÄąn-Muharrem Ekebil...

112

Cemal Akagündüz-Cemil Akagündüz...

OFFROAD MÜCADELESİ NEFESLERİ KESTİ Marmaris Auto Sport Fest kapsamında Vezirköprü Offroad Kulübü (VEZİROFF) tarafından gerçekleştirilen Türkiye Offroad Şampiyonası 4. ayağı da renkli ve heyecan dolu mücadelelere sahne oldu. 41 ekibin katıldığı yarışın ilk gününde Spor Toto etabında yarışan sporcular ikinci gün de Aygaz Otogaz etabında doğal ve yapay engelleri aşarken, çok sayıdaki sporsevere büyük heyecan yaşattı.

Hüsnü TaylanHasan Taylan...

Marmaris’te İki gün boyunca süren 8 etaptan oluşan yarışlar sonucunda sınıflarına göre 4. ayak Veziroff yarışlarında dereceye şu pilotlar girdi; Yarışın genel klasman birinciliğini Mitsubishi Pajero ile Ekrem Aydın-Muharrem Ekebil kazanırken, İkinciliği Opel Frontera ile Cemal Akagündüz-Cemil Akagündüz ve üçüncülüğü de Jeep Cherokeee ile Hüsnü Taylan-Hasan Taylan ikilisi elde etti. Ayrıca araçların motor hacimlerine göre belirlenen Sınıf 1’de Deniz Dağlı-Sibel Dağlı, Sınıf 2’de İrfan Özdemir-Engin Başkurt, Sınıf 3’de Ekrem Aydın-Muharrem Ekebil, ve Sınıf 4’de ise Murat Taşlıdağ-Hüseyin Kurt birinci oldular...

113

SAYI: 17 MAYIS-HAZİRAN 2016

BFarklı ve sıradışı

KIA SOUL

YENİ FORD RANGER

SANDERO EASY R TÜRKİYE’DE

YARI OTOMATİK VİTES KUTUSU

TEST

LANSMAN

MAZDA 3 AİLESİ BÜYÜYOR KARTING RÖPORTAJ

Renault Mais Genel Müdürü İbrahim Aybar

B

BTIRMANMA

R O P S OTO

BOFFROADBRALLİ