03 İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNE GENEL BAKIŞ VE GÜVENLİK KÜLTÜRÜ1.pdf

Page 1

DERS NO: 3

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNE GENEL BAKIŞ VE GÜVENLİK KÜLTÜRÜ

1


EĞİTİM PLANI

Ders No

3

Dersin Adı

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNE GENEL BAKIŞ VE GÜVENLİK KÜLTÜRÜ

Konunun Genel Amacı

Katılımcıları, iş sağlığı ve güvenliğinin temel prensiplerini ve güvenlik kültürünün önemini kavramalarına yardımcı olmaktır.

Öğrenme Hedefleri

Bu dersin sonunda katılımcılar;  İş sağlığı ve güvenliği temel prensiplerini sıralar,  Güvenlik kültürünü tanımlar ve faydalarını açıklar,  Güvenlik kültürünün oluşturulmasının ve sürdürülmesinin gerekliliği sonucunu çıkarır.

Konunun Alt Başlıkları

İş sağlığı ve güvenliği temel prensipleri

Sağlıklı ve güvenli yaşam

İş sağlığı ve güvenliği alanında yaşam boyu öğrenme

İş sağlığı ve güvenliğine bütünsel yaklaşım

İş sağlığı ve güvenliğinin işletme yönetimindeki yeri

İşyerinde risk önleme kültürü

Güvenlik kültürünün önemi ve günlük yaşamdaki yeri

Güvenlik kültürünün oluşturulması ve devamının sağlanması

Güvenlik kültürünün oluşturulmasında ulusal kurum ve kuruluşlara düşen görevler

Dersin Süresi

Uzaktan Eğitim

Örgün Eğitim

Toplam

2

2

4

Eğitmen

2


İSG KÜLTÜRÜ 1986 yılında gerçekleşen ve çok vahim sonuçlar ortaya çıkaran Çernobil faciasının kaza inceleme raporunda “yetersiz güvenlik kültürü” ibaresinin yer alması akademik çevreleri ve konunun uzmanlarını bu alanda çalışmalar yapmaya yöneltmiş ve ortaya konan bulgularla iş kazalarını daha da düşük seviyelere indirmenin yegane yolunun işyerlerinde uygun ve yeterli düzeyde güvenlik kültürü oluşturulması olduğu tüm akademik çevrelerce ve konunun uzmanlarınca kabul görmüştür. Çernobil kazası (1986) sonrasında, 1987 OECD (Organisation for Economic Co-operation and Development) Nükleer Ajans Raporunda dikkati çeken bir kavram. Hak, sorumluluk ve ödevlerin önleme prensibine öncelik verilerek açıkça tanımlandığı bir sistem içerisinde; hükümet, işveren ve işçilerin sağlıklı ve güvenli bir çalışma ortamı oluşturulmasına aktif olarak yer aldıkları bir anlayıştır. (ILO 2003 yılı Global Strateji Belgesi) Güvenlik kültürünün tanımı literatürde çok farklı şekillerde dile getirilmektedir. Bu tanımlar incelendiğinde “işletmenin her kademesindeki tüm çalışanlar, ortaklık, önleme, korunma, maruziyet, değişim, algılama, inanç, değer, tutum” vb. kavramların tüm tanımlarda ortak olduğu görülmektedir. Bu kavramlardan yola çıkarak, işyerindeki güvenlik kültürünü; “İşyerinin her kademesinde görev yapan her personelin; İSG ile ilgili maruziyet, önleme, korunma gibi konularda sahip olduğu veya geliştirdikleri ortak davranış, alışkanlık, inanç, görüş ve paylaşımlar bütününün ifadesi” şeklinde tanımlamak mümkündür. Tanımdan da anlaşılacağı üzere; güvenlik kültürü bütün işletmeyi kapsamakta ve işletmenin her bireyi tarafından farklı seviyelerde olsa bile algılanmaktadır. Bu algının kabul edilebilir düzeye yükseltilmesi ve her kademedeki her çalışanın güvenlik kültürünü birbirine yakın seviyelerde algılaması iş kazalarının önlenmesinde çok büyük etkiye sahip olacaktır. Güvenlik kültürünün her bireyde oluşması ve seçilen algılar arasında yer almasına yönelik çalışmalar öncelikle aile içi eğitimle başlamalı, devamında eğitim öğretim hayatı boyunca desteklenmeli ve bireyin çalışma hayatına dahil olması ile işverenlerce verilecek eğitimlerle en üst seviyeye taşınmalıdır. Bu amaçla; ülkemizde güvenlik kültürüne sahip bireylerin yetişmesi konusunda aile ile birlikte eğitim sistemine de büyük sorumluluklar düşmektedir. Gerek ilk ve orta öğretim, gerek yüksek öğretim ve gerekse mesleki eğitim süreçlerine; bireylerde güvenlik kültürü oluşmasına ve algılamasına yönelik müfredatlar uyarlanmalıdır. Son yıllarda, dünyada ve ülkemizde güvenlik kültürü konusunda yapılan çalışmalar ve konunun çalışma yaşamının bir çok alanında gündeme getirilmesi, ilerleyen zamanlarda güvenlik kültürünün hem toplum hem de iş hayatına yeterli oranda entegre olacağı konusunda umut verici gelişmeler olarak değerlendirilebilir. Bu entegrasyonun sağlanmasının yalnızca iş kazaları ve meslek hastalıkları acısından değil; trafik kazaları ve ev hayatında yaşanan kazaları da bir hayli azaltabileceği unutulmamalıdır.

3


Bilginin yaygınlaşması sonucunda güvenlik kültürüne sahip olan topluluk bir müddet sonra, güvenilir sistemi ve sistemin gereksinmelerini talep eden, talebin karşılanması için baskı unsuru olan ve izleyen topluluk haline gelir. Bu şekilde yaşanabilecek tüm acil durumlar en az kayıpla geçiştirilebilir. Bu nedenle İSG politikalarında güvenlik kültürü oluşturmak önemlidir. Güvenlik kültürünün çalışanlar tarafından işyerlerinde yeterli düzeyde algılanmasının ilk basamağı; birçok yönetim sisteminde de gördüğümüz gibi, “üst yönetimin taahhüdü” olarak adlandırılan kısımdır. İşveren veya vekilleri tarafından işletmede güvenlik kültürü oluşturulmasına yönelik yatırımlar yapılması, gerekli eğitimlerin çalışanlara aldırılması, kişisel koruyucu donanımların hazır tutulması, işletme içerisinde ve çalışanlarla beraber İSG ile ilgili konuların değerlendirilmesi, gerekli prosedür ve talimatların hazırlanması ve en önemlisi de güvenliğin üretimden ve işten önde tutulması “üst yönetimin taahhüdü” basamağının gereklilikleridir. İşletmede güvenlik kültürü oluşturmanın ve yerleştirmenin ikinci adımı, orta yönetim olarak nitelendirilen başmühendis, mühendis, şef, usta ve eğitici gibi çalışanların, verdikleri talimatlarda iş sağlığı ve güvenliği gerekliliklerini gözetmesi ve çalışanların yaptıkları işlere nezaret ederken İSG gerekliliklerine uygun şekilde davranmalarını gözetmeleridir. Güvenlik kültürü oluşturmanın üçüncü basamağı da; işyerinde yazılı bir iş sağlığı ve güvenliği sistemi kurulmuş olması gerekliliğidir. Bu sistemin temel unsurları olarak; çalışanların İSG ile ilgili konularda bilgilendirilmesi, İSG ile ilgili kurul ve heyetlerde alınan kararlardan tüm çalışanların haberdar edilmesi, söz konusu kurul ve heyetlere mutlaka çalışanların katılımının sağlanması, işyerinde meydana gelen, meydana gelmesi muhtemel olan veya kıl payı atlatılan kazaların veya sağlık ve güvenlikle ilgili diğer olumsuz durumların raporlanması ve bu raporlar doğrultusunda yapılan çalışmalar ve düzeltici faaliyetler hakkında çalışanlara bilgi verilmesi sayılabilir. Bunlara ek olarak, çalışanları iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili konularda ödüllendirme hususu da bu basamağın unsurları arasında yer almaktadır. İşyerlerinde güvenlik kültürü oluşturmanın son basamağı da yazılı olmayan bir İSG sistemi oluşturulmasıdır. Bu aşama; iş kazası ve meslek hastalığı oluşmasına sebep olacak şekilde davranan çalışanların belirlenerek onlara yönelik özel çalışmalar yapılması, usta-çırak ilişkisi olan yerlerde ustaların İSG gereklerini çıraklara aktarmasının teşvik edilmesi, İSG gerekliliklerine uygun davranış sergileyen çalışanlara İSG konusunda yetki verilerek diğer çalışanları uyarması ve onlara örnek olacak doğru davranışları sergilemelerinin sağlanması gibi unsurları içermektedir. İşletmelerde uygun ve yeterli düzeyde güvenlik kültürü bilincinin oluşturulmasının iş kazalarını büyük oranda azaltabileceği gerçeğinden hareketle, yetişmiş eleman kaybı, verimlilik, tazminatlar, iş gecikmesi, işgünü ve işgücü kaybı gibi maddi; can kaybı, uzuv kaybı, aile hayatı ile ilgili problemler, çalışma barışı ve imaj bozulması gibi manevi kayıpların önlenmesi sayesinde getireceği tasarrufun özellikle KOBİ'ler acısından büyüklüğünün yadsınamaz boyutu kolaylıkla tahmin edilebilmektedir.

4


Yapılan araştırmalar ve bilimsel çalışmalarda iş kazalarının %98'inin önlenebilir nitelikte olduğu belirtilmekte ve özelde KOBİ'ler genelde de ülkemiz acısından iş kazaları ve meslek hastalıklarının önlenmesine yönelik çalışmaların hedeflerine ulaşabileceği ortaya konmuş olmaktadır. Yapılan araştırmalara göre; iş kazaları ve meslek hastalıkları sebebiyle endüstrileşmiş ülkelerde GSMH'nin %1.6-2.8'inin, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde ise GSMH'nin %3-5'inin kaybedildiği bilinmektedir. Bu rakamlardan hareketle; ülkemizde 1-250 işçinin istihdam edildiği KOBİ'ler acısından, iş kazaları ve meslek hastalıkları sebebiyle her bir işletme başına ortalama 17-18 bin USD tutarında maddi kayıp olduğunu söylemek mümkündür. İş kazalarını önlemenin maliyetinin, kazaları tazmin etmenin maliyetine göre 5 kat az olmasından hareketle, 3-4 bin USD'lik bir İSG yatırımı yapılması sayesinde 17-18 bin USD'ye malolabilecek maddi kayıplar önlenmiş olacaktır. Ülkemizde ilk,orta ve yüksek öğretime ayrılan pay GSMH'nin %4-5'idir ve bu oranın iş kazası ve meslek hastalıklarından kaynaklanan sebeplerle meydana gelen %3-5'lik kayıpla aynı seviyede olması oldukça dikkat çekicidir. Buraya kadar verilen bilgiler ve rakamlarla, işyerlerinde uygun ve yeterli düzeyde güvenlik kültürünün tesis edilmesinin ülkemizde eğitime ayrılan bütçenin iki katına yakın oranda artmasına ve iş kazası ve meslek hastalıkları sebebiyle ülkemizdeki işyerlerinin neredeyse tamamını oluşturan KOBİ'lere işletme başına yüklenen ortalama 17-18 bin USD'lik maddi yükün yarıya düşmesine çok büyük katkı sağlayacağı açıkça ortaya konmuş olmaktadır. Bu sebeple; ülkemizin menfaatleri acısından güvenlik kültürünün zaman kaybedilmeden aile hayatına, eğitim müfredatına ve çalışma yaşamına entegre edilmesine yönelik faaliyetlere hız verilmelidir. Ülkemizde iş hayatının, çalışma hayatının kalitesini geliştirmek için, iş sağlığı ve güvenliği meselesini sağlam bir zemine oturtmalıyız. Bu zemin sağlam değilse çalışma hayatının kalitesini yükseltme, iyileştirme fırsatını yakalayamayız. İş sağlığı ve güvenliği konusunda herkesin ve her kesimin çok ciddi bir bilinç düzeyine ulaşması gerekir. Bunun için iş hayatının tüm taraflarına, sosyal taraflara görevler düşmekte ve iş birliği içinde bulunmaları gerekmektedir. Sosyal bir sorumluluk olarak güvenlik kültürünün oluşturulması birey ve toplum ruh sağlığı açısından büyük önem arz etmektedir. İş kazaları ve meslek hastalıkları ekonomik ve sosyal birer sorun olması sebebiyle; toplumun büyük kesimine dolaylı olarak, çalışma hayatının sosyal taraflarına ise doğrudan sorumluluk yüklemektedir. Burada sosyal taraflar arasındaki işbirliğinin ve uzlaşmanın, yani sosyal diyalogun önemi ortaya çıkmaktadır. Sosyal diyalog, demokratik, siyasi rejimi benimseyen ülkelerde sosyal taraf olarak nitelenen, işçi ve işveren üst örgütlerinin temsilcilerinin toplumda yer alan diğer organize temsilciler ile birlikte, temel ekonomik ve sosyal politikaların belirlenmesi ve uygulamalara katılmalarıdır. Kısaca sosyal tarafların gönüllülük ilkesi ile bir araya geldikleri demokratik bir tartışma ve karar alma süreci olarak tanımlanabilmektedir. Amacı; sosyal tarafların farklı ve uyuşmayan görüş ve tutumları arasında uzlaşma sağlanarak barışçıl bir endüstri ilişkilerini yaratmak ve makro düzeyde karşılaşılan ekonomik ve sosyal

5


sorunların gerek sağlanmasıdır.

belirlenmesi,

gerek

uygulanmasına

sosyal

tarafların

da

katılımının

Günümüzde sosyal diyalogun önemini arttıran faktörlerin başında küreselleşme sureci gelmektedir. Küreselleşme her alanda olduğu gibi endüstri ilişkileri alanında da değişim yaratmıştır. Ulusal ve uluslararası rekabet-verimlilik-kalite-yeni üretim ve yönetim teknikleri ile birlikte çevrelenen endüstri ilişkilerinde işçi ve işveren ilişkileri de hızlı bir değişime uğramıştır. Sosyal diyalog bir taraftan sosyal taraflar arasında etkin bir görüş alışverişi, işbirliği, uyum ve uzlaşma yaratarak barışçıl bir endüstri ilişkileri sistemi tesis etmekte; diğer taraftan da sosyal taraflar ile sivil toplum örgütü temsilcilerine makro düzeyde ekonomik ve sosyal politikaların belirlenmesi ve uygulanmasına katılma olanağı sunmaktadır. Sosyal diyalog süresi içinde sosyal tarafların güvenlik kültürü ile İSG politikaları oluşturmada üstlendikleri roller: Güvenlik kültürü üç alanda kararlılık gerektirmektedir: •

İşletmelerin mesleki sağlık ve güvenlik yönetim sistemlerini yaşama geçirme kararlılığı

İşçilerin bu sistemlere katılma ve destekleme kararlılığı

Güvenlik ve sağlıkla ilgili yerel girişimlerin, rekabet gücüyle ilgili bazı endişeler yüzünden programı engellenmesini önleyecek uluslararası bir çerçeve oluşturulmasına yönelik kararlılık.

GÜVENLİK KÜLTÜRÜNDE DEVLETİN ROLÜ Daha çok gözlemci, aydınlatıcı, teşvik edici ve arabulucu niteliktedir. Bu konuda en önemli etkinliği, gerekli koşul ve standartları mevzuatla düzenlemek ve denetimi sağlamak olmalıdır. 

Kayıt-dışı istihdamın önlenmesi

Çocuk işçiliğinin yok edilmesi

Cinsiyet ayrımcılığının yok edilmesi

Sosyal güvenliğin desteklenmesi

Gelir dağılımı adaletsizliğinin azaltılması

Yaşanabilir bir asgari ücretin saptanması

İşyerinde çalışan işçi sayısına bakılmaksızın, her çalışanın İSİG hizmetlerinden yararlanmasının sağlanması

Kamu sağlık hizmetlerinin düzenlenmesi

Güvenilir bir kayıt sistemi kurulması

Hekim, iş müfettişi istihdamı

İş kazalarının “bilimsel” analizi

6


İşçi Sağlığı Enstitülerinin kurulması/yaygınlaştırılması

Yasalarda çalışanların korunması

GÜVENLİK KÜLTÜRÜNDE İŞVERENLERİN ROLÜ 

Üretim süreçlerinde “önce verimlilik” yerine “önce insan” yaklaşımının benimsenmesi

Risk değerlendirmesi ve risk yönetimi yaklaşımının benimsenmesi

İşyerinde çalışan işçi sayısına bakılmaksızın, her çalışanın İSİG hizmetlerinden yararlanmasının sağlanması

İşyeri sağlık ve güvenlik birimlerinin desteklenmesi

İlk ve acil yardım hizmetlerinin organizasyonu

Çalışanların eğitimi

Veri akışının sağlanması

İş kazalarının “bilimsel” analizi

GÜVENLİK KÜLTÜRÜNDE İŞÇİ SENDİKALARININ ROLÜ 

İşyeri, iş kolu ve üretim süreci ile ilgili bilgi sahibi olunması,

Risk değerlendirmesi ve risk yönetimi süreçlerine katılması,

İş kazalarının “bilimsel” analizi,

İş güvenliğinin yaşamın önceliği biçimine getirilmesine yönelik eğitim, örgütlenme ve katılım gibi etkinlikler,

Sonuç olarak, güvenlik kültürü ile İSG politikalarının oluşturulmasında başarı, sosyal diyalog sürecinin etkin ve sağlıklı işletilmesine bağlı bulunmaktadır. İnsan ve insan sağlığı ne kadar önemli ise iş sağlığı ve iş güvenliği o kadar önemlidir. İnsanın değeri: İnsan yaratılmışların en değerlisi ve en şereflisidir. Bütün yaratılmışlar insana ve insanlığa hizmet için yaratılmıştır. İnsan sağlığının değeri: İnsan ve insan sağlığını parayla pulla ölçmek mümkün değildir. İnsanın hayatı ve sağlığı mukaddestir. İnsan hayatı ve sağlığını ekonomik değerlere tahvil etmek yanlıştır. RİSK ÖNLEME KÜLTÜRÜ İş kazası ve meslek hastalığını önleme hususunda genel yaklaşım: İş kazası ve meslek hastalığının sebeplerini iki ana başlık altında toplayabiliriz. Bu iki başlık; Tehlikeli Durum ve Tehlikeli Davranıştır. Tehlikeli Durum x Tehlikeli davranış = İş kazası / Meslek Hastalığı

7


GÜVENLİ ÇALIŞMA ORTAMI Güvenli çalışma ortamı, en sağlıklı teknolojinin uygulandığı, iş sağlığı ve güvenliğini işçilerin inisiyatifine bırakmayacak şekilde güvenlik tedbirlerinin alındığı, işçi yorgun ve dalgın bile olsa, tehlikeli davranışta bulunsa dahi kazanın olmadığı ortamdır. İşçinin beden ve ruh sağlığının korunmasında önemli olan yön, bir tedbirin alınmasının hakkaniyet ölçüleri içerisinde işverenden istenip istenmeyeceği değil, aklın, ilmin, fen ve tekniğin böyle bir tedbirin alınmasını gerekli görüp görmediği hususudur. Bu sebeple, işveren mevzuatın kendisine yüklediği tedbirleri, işçilerin tecrübeli oluşlarına ve dikkatli çalıştığı takdirde gerekmeyeceği gibi bir düşünce ile almaktan çekinmeyecektir (Yargıtay 10.HD. 17.04.1984T. 2375/4424 E. Sayılı Kararı). İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ TEMEL PRENSİPLERİ Amerikalı yazar W. HEINRICH herhangi bir alanda yürütülecek İş Sağlığı ve Güvenliği çalışmalarının ON PRENSİP üzerinde yapılmasını önermektedir. 1. PRENSİP İş Sağlığı ve Güvenliğinin asıl çalışma alanı TEHLİKELİ DURUM ve TEHLİKELİ HAREKET’in ortadan kaldırılmasına yönelik olmalıdır. Kaza Zinciri: Bir kazanın meydana gelebilmesi için birçok olumsuzluğun ardı ardına sıralanması gerekmektedir. Bu olumsuzluklardan bir kısmına müdahale etmemiz imkansız bulunmaktadır. Fakat zincirin bazı halkalarına müdahale etme imkanımız vardır. Kaza zincirinin herhangi bir halkasını ortadan kaldırırsak zincir kopmuş olur. Dolayısıyla kazanın meydana gelmesi önlenmiş olur. Kaza zincirini oluşturan baklalar şunlardır: 1. İnsan bünyesinin tabiat şartları karşısında zayıf olması 2. Şahsi özürler (Dikkatsizlik, pervasızlık, asabiyet, dalgınlık, önemsemezlik, ihmalkarlık vs.) 3. TEHLİKELİ DURUM ve TEHLİKELİ DAVRANIŞ 4. Kaza olayı, 5. Ölüm, Yaralanma (Zarar, hasar) 1. İnsan bünyesinin tabiat şartları karşısında zayıf olması Tabiat şartlarına müdahale edebilmemiz mümkün değildir. 2. Şahsi özürler (Dikkatsizlik, pervasızlık, asabiyet, dalgınlık, önemsemezlik, ihmalkarlık) Kısmen müdahale etme şansımız vardır. Bu şansı uygun kişiye uygun iş verme şeklinde kullanmamız mümkündür. Yani, bedenen, ruhen ve sosyal yönden uygun elemanları uygun işlere yerleştirerek şahsi özürlerden kaynaklanacak kaza ihtimalini en aza indirmemiz mümkündür.

8


3. TEHLİKELİ DURUM ve TEHLİKELİ DAVRANIŞ Esas olarak; iş sağlığı ve güvenliği çalışmaları, zincirin 3. halkası olan tehlikeli durum ve tehlikeli davranışların ortadan kaldırılmasını hedeflemelidir. 4. Kaza olayı Kaza meydana geldikten sonra, kazayı en az zararla atlatabilmek için, ilk yardım ve kurtarma çalışmalarının yapılabilmesi için hazırlıklı olunmalıdır. 2. PRENSİP Yapılan istatistiki çalışmalar iş kazalarının (Ağırlıklı olarak) %98’inin tehlikeli durum ve tehlikeli hareketlerden kaynaklandığını, %2’sinin kaçınılmaz durumlardan kaynaklandığını ortaya koymaktadır. Bu tespit, iş kazalarının %98 gibi çok büyük bir kısmının, gerekli tedbirler alındığı takdirde önlenebilecek kazalar olduğunu göstermektedir. Bir başka deyişle bu kazaların, insanların alınması gereken tedbirleri almamış olmalarından kaynaklandığını göstermektedir. Yani iş kazaları işin tabiatı gereği meydana gelen kaçınılmaz kazalar değildir. Tedbir alınması durumunda bu kazaları önlemek mümkündür. Belki kazaların %2 si oranında olan, önceden tahmin edilemeyen veya tedbir alınamayan sebeplerle meydana gelen kazaları önlemek mümkün değildir. Öyleyse şansa ve kadere sığınmadan kazaların sebeplerini ortadan kaldırmak gereklidir. 3. PRENSİP Kaza sonucu meydana gelecek zararın büyüklüğü önceden kestirilemez. Bir kaza meydana gelmesi durumunda bu kazanın sonucunda insanın ne kadar zarar göreceğini, olayın ağır yaralanma şeklinde mi yoksa hafif yaralanma şeklinde mi, sonuçlanacağını önceden kestirebilmek mümkün değildir. En basit bir olay, insanın ölümüne sebep olabileceği gibi çok büyük bir kazada hiç kimsenin burnu kanamayabilir veya çok hafif yaralanmalarla atlatmak mümkün olabilir. Bu prensip bize, “her kaza ihtimalini ciddiye almamız gerektiğini” ifade etmektedir. 4. PRENSİP Kazanın geliş sesini duymak ve tedbir almak gereklidir. Yapılan istatistikler; her ağır yaralanma veya ölümle neticelenen her kazanın temelinde; 29 hafif yaralanma, 300 yaralanmasız olayın olduğunu göstermektedir. Yani kaza olmadan önce yüzlerce ikaz gelmektedir. Kazanın ayak sesleri dediğimiz bu ikazları duymak ve tedbir almak gereklidir.

9


İş kazası ve meslek hastalığının geliş sesini duymak: İş sağlığı ve güvenliği konusu, işyerlerinin, maddi ve manevi yönüyle çok önemli bir konusudur. Bu konuda hassasiyet gösterilmesi, çok gayret edilmesi gerekmektedir. Ancak, işyerlerinde, iş sağlığı ve güvenliği hususu, normal şartlarda gündeme gelmemektedir. Ne zaman ki, bir kaza olur, bir veya birkaç kişi yaralanır veya ölür, o zaman gündeme gelmektedir. Halbuki o zaman iş işten geçmiştir. Ölüyü defnetmekten, yaralıyı hastaneye göndermekten başka yapılabilecek çok şey yoktur. Öyleyse, kaza olmadan, insan yaralanmadan veya ölmeden, iş sağlığı ve güvenliği konusunun hatırlanması, gerekli tedbirlerin alınması, koruyucu sağlık hizmetlerinin verilmesi, kontrol ve denetimlerin yapılması gerekmektedir. Kazanın geliş sesini duymanın yollarından biri de, işyerinde alınmış olan sağlık ve güvenlik tedbirlerini kontrol etmek, makine, tezgah ve tesislerin emniyetli çalışıp çalışmadığını denetlemektir. İşyerlerinde yerleştirilecek kontrol ve bakım mekanizması ile kontrol ve deneylerin sistematik olarak ve otomatik olarak yapılabilmesi sağlanmalıdır. Başka bir deyişle, bu tedbirlerin alınmasının, bakım ve denetimlerin yapılmasının, şahıslara bağlı olmaktan çıkarılarak, sistemin normal işleyişi içinde yapılan çalışmalar haline getirilmesi gerekmektedir. İşyerinde iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin, bazı insanların gayretine bağlı kalmaması, iş güvenliğinin, kazalar meydana geldikçe hatırlanan bir konu olmaması için, işyerlerinde iyi bir kayıt sisteminin yerleştirilmesi gerekmektedir. İlk bakışta kayıtla uğraşmak, bir çeşit bürokrasiyi artırmak gibi görülebilir. Ancak, işyerlerinde ve özellikle büyükçe işyerlerinde, işleri engellemeyecek seviyede bir bürokrasiye, kayıt sistemine ihtiyaç vardır. Yapılan çalışmaların, kontrollerin, eğitimlerin, denetimlerin belgeye bağlanmasının birçok faydası bulunmaktadır. Kayıt sisteminin işlemesi, hizmetlerin devamlı olmasını sağlamakta, kontrol edenler ve edilenler işi daha çok ciddiye almakta; insanlar, altında imzalarının bulunduğu belgeler ve bilgiler hususunda daha dikkatli ve gayretli olmaktadırlar. Bu sebeple, işyerlerinde yapılan bütün eğitimlerin, talimatların, kontrollerin, çalışmaların belgelenmesi, ilgililere tebliğ edilmesi, imzalarının alınması, tedbirlerin takip edilmesi, uygulanması ve benimsenmesi açısından çok önemlidir. 5. PRENSİP Tehlikeli davranışların nedenleri şunlardır: a-Şahsi kusurlar (Dikkatsizlik, laubalilik, umursamazlık gibi): Uygun işe uygun eleman görevlendirerek bu riski en aza indirmeye çalışırız. b-Eğitim yetersizliği (Bilgi, ustalık, alışkanlık): Çalışanlar, yaptıkları işlerle ilgili olarak uymaları gerekli sağlık ve güvenlik tedbirleri hususunda eğitilmelidirler. Eğitimde, özellikle öğrenilenlerin tatbik edilmesi aşaması göz ardı edilmemelidir. Çalışanların eğitimi ile ilgili olarak devletin, işçi kuruluşlarının ve işverenin görevleri vardır. Fakat eğitimsizliğin sebep olduğu bir olay olduğunda bütün sorumluluk işverenindir. Bu sebeple, işveren ve işveren vekili konumundaki kişilerin eğitime ve denetime çok önem vermeleri gereklidir.

10


c-Fiziki yetersizlik (Bünyenin yapılan işe uygun olmaması): İnsanlara fizik yapılarına göre uygun işler verilmelidir. İnsanların sağlıkları ve fizik yapıları geliştirilerek yaptıkları işe uygun hale getirilmelidir. d-Uygunsuz mekanik şartlar ve fiziki çevre: İnsanlar fizik olarak farklı yaratılmışlardır. Öncelikle makine tezgah ve tesisler tasarlanırken ERGONOMİ ilminden istifade edilmeli ve makine tezgah ve tesisler genel manada kullanacak olan insana uygun olarak tasarlanmalıdır. İnsanların farklı fizik yapılarına göre ayarlanabilir olmalıdır. Çalışanların tehlikeli davranışlarda bulunmamaları için yukarıda dört madde şeklinde sıralanan tehlikeli davranış sebeplerini ortadan kaldırmak gereklidir. 6. PRENSİP Kazalardan korunmak için: 1. Mühendislik ve revizyon 2. Eğitim 3. Ergonomi kurallarından yararlanma, 4. Teşvik tedbirleri uygulama 5. Disiplin tedbirlerini uygulama çalışmalarının yapılması gereklidir. 7. PRENSİP Kazalardan korunma yöntemleri ile üretim, maliyet, kalite kontrolü metotları benzerlik ve paralellik arz eder. Yani bir işyerinde iş sağlığı ve güvenliği tedbirleri iyi ise, üretimin maliyeti düşük ve kalitesi de yüksek olur. İşverenler ve işyerinin idarecileri tarafından, iş sağlığı ve güvenliği konusunda yapılan harcamalar fuzuli harcama olarak görülmemelidir. Bu harcamaların kaliteli üretim, ucuz maliyet ve en iyi reklam aracı olarak benimsenmelidir. “Önlemek ödemekten daha ucuzdur ve daha insancıldır.” sloganını böyle anlamak gereklidir. 8. PRENSİP İş Güvenliği çalışmalarına işletmenin üst düzey yöneticileri de katılmalı ve sorumluluğa ortak olmalıdır. İşin başındaki kişiler iş güvenliği konusunda bilinçli olmaz ve iş sağlığı ve güvenliğine gereken önem verilmez ise bu konuda ilerleme kaydedebilmek çok zordur. Bu sebeple işverenlerin ve işyerin ve işyerinin üst seviye yöneticilerinin iş sağlığı ve güvenliği konusunda özel olarak eğitilmeleri, bilinçlendirilmeleri gereklidir. 9. PRENSİP İş Sağlığı ve Güvenliği konusunda formen ve ustabaşı gibi ilk kademe yöneticileri çok önemlidir. Formenler ve ustabaşılar, iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerini uygulayan ve uygulatan kişilerdir. Bu sebeple formenlerin ve ustabaşıların iş sağlığı ve güvenliği konusunda hem tedbirleri uygulayabileceği hem de gereğine inanıp işçilere anlatıp inandırabileceği ve tavizsiz bir şekilde denetleyebileceği seviyede eğitilmeleri ve bilinçlendirilmeleri gereklidir.

11


10. PRENSİP İş güvenliği çalışmalarına birinci derecede insani duygular yön vermelidir. Ancak; iş güvenliği tedbirlerinin üretimin artması ve masrafların azalması sonucu maliyetlerin düşmesine yardımcı olduğu unutulmamalıdır. İşyerinde emniyetli bir çalışma sisteminin uygulanması, çalışmaların kaza korkusu olmadan süratli bir şekilde yapılmasına ve dolayısıyla üretimin artması yardımcı olur. İş kazası sonucu meydana gelen zararın, hesaplanabilen zararın en az beş katı olduğu göz önüne alındığında masrafların ve dolayısıyla maliyetlerin artmasına ve sonuçta rekabet gücünün azalmasına sebep olur. İş Güvenliği çalışmalarına yön veren insani duyguların yanında, iş güvenliğinin sağlanmasında itici rol oynayan iki mali faktör vardır; A) Emniyetli bir işletmede üretim artıp maliyet düşecektir. B) Kazalarda meydana gelen zarar, yapılan ödemelerin yaklaşık beş katı olacaktır. Bu kural, işletmelerde iş güvenliğini sağlamanın, sadece insani yönden değil mali yönden de önemli olduğunu anlatmaktadır. GENEL DEĞERLENDİRME VE SONUÇ Tüm bu prensipler, iş sağlığı ve güvenliğinin konusunu, çalışma alanını, konuya yaklaşma tarzını, kurallarını, çözüm yöntemlerini belirleyen temel kabullerdir. İş güvenliği konularında çalışan herkes bunları bilmeli ve işyerinde uygulamaya geçirerek çalışmalıdırlar. Aksi takdirde bilimsel temelden uzak, metodolijisi olmayan çalışmalarla bir başarı yakalama tamamen tesadüflere bağlıdır. Son olarak, İş Sağlığı ve İş Güvenliği konusunda yapılacak olan çalışmalar işyerinin ve yapılan işin özelliği bakımından farklılıklar gösterecek olmasına rağmen, Avrupa Birliği’nin 89/391 sayılı çerçeve direktifindeki temel prensipler göz önüne alınarak şu şekilde özetlenebilir; 1. Tehlikelerden kaçınmak, uzak durmak 2. Önlenemeyen tehlikeleri değerlendirmek (risk değerlendirmesi) 3. Tehlikelerle kaynağında mücadele etmek (örneğin; çok gürültülü bir makinanın bulunduğu bölüme ses yalıtımı uygulamak) 4. Bu amaçların uygulanmasında gelişen teknolojiyi yakından takip etmek modern üretim metodları ve gelişmeleri dikkate almak 5. Genel olarak tehlikeli malzemeyi, tehlikesiz veya daha az tehlikeli ile değiştirmek 6. Çalışma ortamına ilişkin bütün faktörlere ve iş organizasyonuna tehlikelerden sakınma yaklaşımını ya da bir başka deyişle iş güvenliği bilincini yerleştirmek örneğin; formen bütün aktivitelerini tehlikelerden sakınma düşüncesi ile bütünleştirmelidir. Eldiven ve maske siparişi vermek yerine, eğer imkanı varsa başlangıçta güvenli ürünler seçerek elleri ve solunum yollarını korumak tercih edilmelidir.)

12


7. İşi kişiye uygun hale getirmek 

Güvenli kullanımı ile verimliliğe aktif olarak katkıda bulunan ekipmanın seçilmesi, (örneğin; koruyucusu devreye girmeden çalışmayan herhangi bir takım tezgahı)

Çalışanın vücut ölçülerine uygun çalışma tezgahı ve makinelerin kullanılması,

Güvenlik ve sağlığın korunmasında alet, cihaz seçimi ve işyerinin düzenlenmesi,

Çalışma ve üretim yöntemlerinin seçiminde, üretim temposunun sağlığa etkilerini düşünmek, monotonluğu azaltmak,

Toplu korunma önlemlerine, kişisel korunma önlemlerinden daha çok öncelik vermek

İşçilere kendi sağlık ve güvenliklerini korumak için yeterli bilgiye sahip olmalarını sağlayacak teknik bilgi ve talimatları vermek (örneğin; ciddi ve özel tehlikelerin bulunduğu alanlara; madenlerde grizu ihtimali olan bölgeler, doğal gaz boru hattı onarımı vb., yalnızca yeterli teknik bilgiyi edinmiş işçiler girmelidir)

Bir işyeri birkaç işveren tarafından paylaşılırsa, işverenler işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerini ortaklaşa uygulayacaklar ve bu uygulamalar işçilere hiçbir mali yük getirmeyecektir. İşveren, işyerinde mesleki tehlikelerden korunma ve önleme konusunda, kendisine yardımcı olacak, danışmanlık yapacak bir veya birden fazla kişiyi tespit edecek ve bir güvenlik servisi oluşturacaktır. Eğer işyeri ortamında bu hizmeti verecek nitelikte kişi yoksa, işletme dışından yetkili kişi ve servislere (denetim kurumları, sağlık servisleri) başvurabilecektir. Çalışanlar, işyerinde maruz kaldıkları toksik maddenin özelliklerine göre uygun sağlık taramasından geçirilmelidir. Gerekiyor ise, bu taramalar periyodik olarak tekrarlanmalıdır. Çerçeve Direktif, uygun araçlardan yararlanarak çalışanlarla işveren arasında sağlık ve güvenlik konularında bilgilendirme, danışma, dengeli katılım ve eğitim mekanizmalarının işletilmesini öngörür. Kısaca özetlemek gerekirse, - Bilgilendirme: Çalışanlara işyerindeki sağlık ve güvenlik riskleri ve bu risklere karşı alınan bütün önlemler hakkında bilgi verilecektir. - Danışma ve Katılım: İşveren işyerinde sağlık ve güvenlikle ilgili bütün sorunlarda çalışan ve/veya çalışan temsilcilerine danışmalı, alınacak önlemlere karar verme aşamasında çalışanların dengeli katılımı sağlanmalıdır. - Çalışanların Eğitimi: İşveren her çalışana kendi yaptığı işle ilgili olarak; 

İşe başlarken,

İş değiştirirken,

İş makinesi değiştiğinde,

13


Yeni teknolojinin uygulanması aşamasında sağlık ve güvenlik eğitimi almasını sağlayacaktır.

Bu eğitim, değişen veya yeni ortaya çıkan riskler göz önüne alınarak adapte edilmeli, gerek duyulursa periyodik olarak tekrarlanmalıdır. Eğitim, çalışanlara çalışma saatleri içinde ve parasız olarak verilecektir. Son olarak işveren işyerinde ortaya çıkan meslek hastalıkları ve iş kazaları raporlarını tutmak ve yetkili mercilere bildirmek zorundadır.

14


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.