Hıristiyanlık ortaya çıktığında, iyice güçten kuvvetten düşmüş olan dünya temellerine kadar sarsıntı geçirip. Her ülkede anne babaları tatmin etmiş olan dinler artık çocukların gözünde yeterli gelmiyordu. Yeni nesiller antik dönemlerden uzanıp gelen usullerde kendilerini hoşnut kılacak bir çerçeve bulamıyorlardı. Her ülkenin tanrıları Roma’ya taşındıklarında bilicilik yeteneklerini kaybederlerken, ülkelerin kendileri de özgürlüklerini kaybetmiş oldular. Capitol’de birbirlerinin karşısına dikilen tanrılar birbirlerini yok ettiler ve böylece tanrısal yönleri de yok olup gitti. Dünya dininde büyük bir boşluğun ortaya çıkmasına yol açtı. Antik dönemlerden beri yayılıp topluluklar arasında kök salmış batıl inançların içinde yuvalandığı bu boşluğun yakında, gerek ruhu gerekse hayatı aynı şekilde kaale almayan bir tür deizm hakimiyet kurdu. Fakat bütün negatif amentüler gibi bu belli bir türdeki deizm de kendini yeniden inşa etme kudretine sahip değildi. Ülkelerin kendi tanrılarının ortadan kalkmasıyla...