Narlıdere Life #28

AYLIK HABER ve AKTÜEL DERGİSİ

27. SAYI ŞUBAT - MART

İZMİR’İN DERGİSİ

SIRADIŞI BİR festİval Barbaros Oyuk Festivali

RÖPORTAJ: And Akman

Yapı Biyolojisi ve Ekolojisine İlgi Giderek Artıyor

NİLAY KEÇECİ ARPACI Beyin yorgunluğunu bu besinlerle önleyin

TAYLAN DEMİRKAYA

Referansla Pazarlama

İZMİR’İN SEÇKİN KONUTLARI

FİYATI 7₺ - KKTC FİYATI 10₺

GAYRİMENKUL EKİ’NDE NARLIDERE’NİN HABERİ

Sağlık

Ülkemizin geleceğini ilgilendiren çok önemli bir referandumun arifesindeyiz. Bu tarihi referandum hepimize çok büyük bir sorumluluk yüklüyor. Çünkü, çocuklarımızın ve ülkemizin geleceğine yön verecek çok önemli değişiklikler içeren yeni bir anayasayı oylayacağız. Dolayısı ile bu anayasanın tüm maddelerini dikkatlice okuyup değerlendirmemiz gerekmektedir. İşin kolayına kaçıp, çevremizdeki fikirlerine güvendiğimiz insanların görüş ve düşünceleri ile hareket etmemeliyiz. Tüm maddeleri kendi hür irademizle, aklımızın süzgecinden geçirmeliyiz.

Nisanla birlikte yaza geri sayım başladı. Şehirde açık hava mekânlarında keyif yapmanın da zamanı geldi. Teraslar, bahçeli mekânlar, sokağa taşan masalar… Uzayan günler, gün batımı keyfi, dostlarla kahvaltılar, hafta sonu kaçışları…

Merhaba

Ayrıca her bir oyun ne kadar önemli olduğu aşikar. Oy kullanma hakkımızı ve görevimizi mutlaka yerine getirmeliyiz. Çevremizdekileri bu konuda uyarmalıyız.

Sonucu ne olursa olsun, referandumun çocuklarımızı ve ülkemizi mutlu bir geleceğe götürmesi dileği ile.

Güneş yüzünü göstermeye başladığında aklımıza ilk gelen, İzmir’e yakın yerler; Urla, Çeşme, Foça vs…

“Ama hep yakın yerlere gidecek değiliz, biraz daha uzaklaşalım, iyi gelir” derseniz bu sayıdan itibaren sayfalarımızda olacak gezi önerilerimizi dikkate alın derim. Bazen yakın bazen uzak yerlere gideceğiz. Bu sayımızda Eskişehir var; modern, kültürü ve yaşam tarzıyla örnek bir şehir. Müzeleri, sanat etkinlikleri ile adeta kent kültürünü sindirmiş bir şehir.

Eskişehir’i okurken Barbaros Köyü’nde yapılan Barbaros Oyuk Festivali haberindeki tarihleri de mutlaka not edin. Türkiye’nin ilk tematik festivali ve Barbarosluların girişimi olan bu sıra dışı festivali mutlaka görmeniz gerekir.

Elbette gezecek, görecek sayısız yer var. Güneşli bahar günlerini kaçırmayın! Seyahati bol, güzel anılar bırakan, sıcacık bir bahar mevsimi dilerim.

Aşkın Yaka Editör

2

| Narlıdere Life • Nisan/Mayıs

Belkıs Ersan Yaka İmtiyaz Sahibi

İçindekiler GEZİ Suzan Ernoyan Eski Ama Eskimeyen Bir Şehir: Eskişehir 28 Enerji Kaynağı Yeşil içecekler 30 MODA Bahar Esintisi 32 RÖPORTAJ Özge Mardi Bayar Atölye İzmir'de Sanat ve Tasarım Eğitimi 36 Türk Meyveleri Uçakla Seyahat Edecek Dünya Sofralarını Süsleyecek 38 Editör 2 İOSB Oybirliği ile "Uğurtaş" Dedi 6 KAPAK KONUSU Işın Karaca: "Daha Yolum Çok Uzun" 8 RÖPORTAJ Yapı Biyolojisi ve Ekolojisine İlgi Giderek Artıyor 16 Elmas Grup Uluslararası Pazarda Büyüyor 20 SAĞLIK Mustafa Durğun Göz Kapağı Estetiği 22

SAĞLIK Nilay Arpacı Beyin Yorgunluğunu Bu Besinlerle Önleyin 40 Taylan Demirkaya Müşterilerinizin sizin Ürününüzü Tanıtmasını Nasıl Sağlarsınız? Referansla Pazarlama 42 Barbaros'ta Sıra Dışı Bir Festival 44

Dünyanın En Büyük Gıda Fuarı Gulfood’ta Boyoz Rüzgarı 25 RÖPORTAJ Ontur Gökçe Otelcilik Bir Zarafet ve Ağırlama Sanatıdır 26

4 | Narlıdere Life • Nisan/Mayıs

MUTFAK Gülahan Kara Taze Otlarla Gelen Bahar Lezzetleri 48 Necdet Goncagül Eskiden 52 GAYRİMENKUL GEZGİNİ Aşkın Yaka Herkes Gayrimenkule Yatırım Yapabilecek 54

İçindekiler

AYLIK HABER ve AKTÜEL DERGİSİ

28. SAYI NİSAN - MAYIS

NARLIDERE LIFE DERGİSİ

İZMİR’İN DERGİSİ

ARTIK

DAHA YAKIN

Elmas hayatınızı kolaylaştırır, ihracatınızda fark yaratır.

WWW.NARLIDERELIFE.COM

ELMAS’LA YUNANİSTAN

NİLAY KEÇECİ ARPACI Beyin yorgunluğunu bu besinlerle önleyin

SIRADIŞI BİR festİval Barbaros Oyuk Festivali

RÖPORTAJ: And Akman

Yapı Biyolojisi ve Ekolojisine İlgi Artıyor

TAYLAN DEMİRKAYA

Referansla Pazarlama

“ZAMAN” (değişmekte olan bir standart hadiseyle kıyaslanarak ölçülen) başlangıç ve son kabul edilebilecek iki olay veya vakit arasında geçen süre olarak tanımlanmaktadır.

PALLAS-TRANS INTERNATIONAL SELANİK Viktor Hugo 3, PO: 54625 Tel.1: +302310 541 925 Tel.2: +302310 541 898 Fax: +302310 541 910 thess@pallas-trans.com

FORWARING AGENCY ATİNA Bubulinas 3, Keraçini PO: 18755 Tel: +30210 4313988 Fax: +30210 4327846 athens@pallas-trans.com

28. SAYI

ELMAS GRUP LOJİSTİK TAŞ. DEP. DAĞ. ve TİC. A.Ş.

GENEL MÜDÜRLÜK 1474 Sokak No:1 K:3 Alsancak-İZMİR-TÜRKİYE Tel: 0 (232) 4214703 - 112 Fax: 0 (232) 4215518 www.elmas.com.tr - info@elmas.com.tr

İZMİR’İN SEÇKİN KONUTLARI

GAYRİMENKUL EKİ’NDE FİYATI 7₺ - KKTC FİYATI 10₺

Yetkilendirilmiş yükümlü izinli gönderici.

nisan - mayıs

Elmas Grup Lojistik iki ülke arasındaki zaman kavramını yeniden inşa ediyor.

Gelin Yunanistan taşımalarınızdaki “zamanı” sizlerle birlikte yeniden yapılandıralım.

NARLIDERE’NİN HABERİ

İmtiyaz Sahibi Belkıs Ersan Yaka Editör Aşkın Yaka

Gayrimenkul Eki 57 RÖPORTAJ Ödüllü Otel Üçüncü Yılında Fark Yaratıyor 76 SAĞLIK Tuğrul Kunt Kedilerin İmmun Yetmezlik Virüsü 78 İzmir'i Tekne Üretiminde Marka Yapacaklar 80 İzmir ile Miami Kardeş Liman Olacak 81 MAGAZİN Funda Erkoç Medyaextra 82 Onlar İhracatın Amazonları 84 Başkan Alpınar 35,5 Ayı Karşıyakalılarla Kutladı 86 ASTROLOJİ Aylık Burç Yorumları 88 KÜLTÜR - SANAT Sinema ve Kitap Önerileri 90

Yayın Kurulu Barış Yaka O. Nadir Ersan Taylan Demirkaya Özge Mardi Konsept Danışmanı Suzan Ernoyan Projeler Direktörü Banu Ersan Medya & Magazin Funda Erkoç Muhabir Nermin Tanseler Reklam Sorumlusu Özlem Cihangirli Tasarım ve Uygulama VectorelStudio® Kadir Bayar Merve Coşkan Fotoğraf Sergen Atuk Baskı Türü Yerel Süreli Yayın Yönetim Yeri Yaprak Tanıtım Ata Cad. Limon Sk. Duru Plaza No: 71/1 Balçova – İzmir Baskı Hürriyet Matbaası 5501 Sk. No: 6 Kat: 1 Tuna Mah. Çamdibi – İzmir Tarih

Narlıdere Life dergisi Yaprak Tanıtım tarafından T.C. yasalarına uygun olarak yayınlanmaktadır. Narlıdere Life dergisinin isim ve yayın hakkı Yaprak Tanıtım’a aittir. Dergide yayımlanan isim, fotoğraf, illüstrasyon ve konuların her hakkı saklıdır. İzinsiz, yayınlama, yayımlama, çoğaltma, kopyalama ve kaynak gösterilerek dahi alıntı yapılamaz. Narlıdere Life dergisinde yayınlanan her türlü reklam, yazı ve konular fikir sahiplerini bağlar. Dergi sahibine sorumluluk atfedilemez.

Nisan/Mayıs • Narlıdere Life | 5

Haber İAOSB, Oybirliği İle

‘Uğurtaş’ Dedi İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi’nin 15. Olağan Genel Kurul toplantısı, Bölge sanayicilerinin katılımıyla Atatürk Toplantı Salonu’nda düzenlendi. İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Hilmi Uğurtaş’ın listesi oy birliği ile kabul edildi. Genel Kurul’un ardından düzenlenen yönetim kurulu toplantısında görev dağılımı gerçekleştirilirken, Hilmi Uğurtaş İAOSB Yönetim Kurulu Başkanlığı görevine seçildi. Hayata geçirdikleri projeler ile katılımcılarının rekabet gücünü arttırırken Türkiye sanayinin ve ekonomisinin gelişimine katkıda bulunan İAOSB Yönetim Kurulu’nda; Başkan Vekilliği görevini M. Fatih Uysal üstlenirken, Yönetim Kurulu üyeliğine Neslihan Kabaklı, M. Atilla Baysak ve Sinan Atik seçildiler.

Konuşmasında İAOSB’nin önde gelen çalışmalarından Özel İAOSB Nedim Uysal Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi hakkında bilgi veren Uğurtaş, 40 milyon TL’lik bir yatırımla hayata geçirilen okulun, geleceğin mühendislerini yetiştirerek Türk sanayine kazandıracağını söyledi. Türkiye’deki OSB’lere örnek olacak birçok projeye imza atmanın gururunu yaşadıklarını vurgulayan Uğurtaş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Rekabetin ancak kendini yenileyip geliştirmekle sürdürülebileceğini, bunun da yolunun üni6 | Narlıdere Life • Nisan/Mayıs

versite-sanayi işbirliğinden doğacak Ar-Ge ve inovasyona dayalı yenilik ve ürünlerden geçtiğini biliyoruz. Bu kapsamda bu yıl 6.’sını düzenlediğimiz üniversite-sanayi işbirliğini hedefleyen ‘İAOSB Sanayicileri İzmir Üniversiteleri Buluşması’ etkinliğimiz büyük yankı uyandırdı. Gerçekleştirilen yaklaşık 100 görüşmenin sonunda elde edilen somut gelişmelerin haberini almak bizleri mutlu ediyor. Yine bu yıl Ar-Ge ve İnovasyon Yarışmamızın ikincisini hayata geçirdik. İlkini 2013 yılında yaptığımız ve kamuoyunda ses getiren yarışmamıza, bu yıl 23 Bölge firması 32 proje ile katıldı. Bunların yanı sıra her yıl düzenlediğimiz sektör çalıştaylarımız da büyük bir katılımla devam ediyor. 2017 yılında da Makine ve Ekipmanları sektörüne yönelik çalıştay düzenleyeceğiz.”

Türkiye’de kreş açan ilk OSB olduklarının altını çizen Uğurtaş,

500 metrekare kapalı alana sahip olan kreşin talepleri karşılamakta zorlandığını, kapasiteyi yüzde 100 oranında arttırmak için çalışmaya başladıklarını bildirdi.

Uğurtaş, “İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi olarak, 41 üye OSB’ye sahip olan Organize Sanayi Bölgeleri Derneği’nin (OSBDER) kurucu başkanıyız. OSB’leri ilgilendiren maddeleri de kapsayan Yeni Üretim Reform Paketi üzerinde gerek İAOSB gerekse OSBDER olarak ciddi çalışmalar yaptık. Sayın Bakanımıza, bakanlık yetkililerine ve bürokratlara, basın yolu ile de kamuoyuna beklentilerimizi ve önerilerimizi açıklıyor; süreci yakından takip ediyoruz. Diğer yandan OSB’lerin sorun ve beklentilerini kamuoyu ile paylaşmak maksadı ile organizasyonunu Bölgemizin üstlendiği OSBDER çatısı altında bir dergi çıkartmaya başladık” diye konuştu.

Kapak Konusu

8

| Narlıdere Life •Nisan/Mayıs

Kapak Konusu

Yolum Daha Çok Uzun Yapacak çok şeyim var. Benim hayat misyonum, müziğimle insanların yaşamına renk katmak. Umarım son nefesime kadar müziğe devam ederim.

Bazı sesler vardır, öyle güçlüdür ki, yorumu alır götürür sizi… Işın Karaca da o güçlü sese sahip nadir sanatçılardan birisi. “Yolum daha çok uzun” diyen Işın Karaca, müzik yolculuğu hakkında sorularımızı Narlıdere Life için yanıtladı.

Londra’dan Türkiye’ye uzanan bir müzik kariyeriniz var.

Türkiye’de deva etme kararını almak or olmadı mı?

Ben iyi ki de Türkiye’de müziğe başladım diyorum aslında. İngiltere’de doğdum ve büyüdüm.

Oranın kültürünü almama rağmen çocukluğumdan beri babamın toprağı beni hep çekerdi.

Türkiye’ye ilk geldiğim gün buralara ait olduğumu hissettim. Çok güzel bir ülkede yaşıyoruz.

Buranın insanını, doğasını yani her şeyini çok seviyorum.

Duygu yoğunluğunu çok derin yaşayan bir toplumuz bu yüzden Türkiye’de şarkı söylemeyi çok seviyorum. Ben tüm duygularımı şarkılarımla ifade ediyorum.

Türkiye’deki dinleyicilerime de bu duygularımı aktardığımı düşünüyorum. Müziğe bu ülkede başladım ve Allah’ın izniyle burada da bitireceğim.

İngiltere’de Müzikal Tiyatro üzerine eğitim gördünüz. Neden eğitimini aldığınız alan olan tiyatroda ilerlemediniz?

Sezen Aksu bir gün Haldun Dormen’e, ‘Işın müzikal tiyatro eğitimi aldı. Neden oynatmıyorsun?’ diye sormuştu. Sevgili Haldun Bey de ‘Bu kızın sesi müzikale bir beden büyük’ demişti.

Ben bu söze bir süre alınganlık yapmıştım ama daha sonra anladım ki iltifat etmiş. Türkiye’de hiç tiyatro yapmadım ama İngiltere’de ‘Damdaki Kemancı’da yer almıştım. Tiyatro yapmayı çok istememe rağmen yoğun çalıştığım için vakit ayıramıyorum.

Bir de zor bir süreç geçirdik ülke olarak. Yaşanan terör olaylarından çok etkilendim, canım yandı, biraz da içime kapandım aslında. Bu dönemde toplum olarak birlik ve beraberlik içinde olmamız son derece önemli. Huzur ve barış içinde referanduma gitmemiz en büyük dileğimdir.

Referandum sürecini geçirdikten sonra ülke olarak çok daha iyi ve ileri bir noktaya geleceğimizi düşünüyorum.

Müzik yaşamınıza öğrencilik yıllarında girdi. Profesyonel anlamda ilk sahne deneyiminizi ne zaman yaşadınız?

Annemin restoranında ilk sahne deneyimimi yaşadım. O günden sonra da bir daha hiç sahneden inmedim. Henüz 17 yaşındayken annemin doğum gününde, utangaç bir şekilde sahnede şarkı söyledim. Hatta orada beş yıldızlı bir otelin müdürü bana sahne almam için teklifte bulundu. O gece yaşadıklarımı hiçbir zaman unutamam.

Yıllarca sahnede olmanıza rağmen ilk albümünüzü 2001’de çıkardınız. Albüm için neden bu kadar beklediniz?

Bu kadar beklemeyebilirdim aslında ama sevgili Orhan Gencebay benim daha fazla pişmemi istedi. Annemin de çocukluk arkadaşı olan Orhan Bey bana 19 yaşındayken ‘Kurtlar sofrasına oturmayı planlıyorsun ama kurtlar tarafından yenmek istemiyorsan, öncelikle onlarla savaşmayı öğrenmelisin’ diyerek beni müzik dünyasına hazırladı.

Uzun bir süre vokalist olarak çalıştım ve doğru zamanda da ilk albümümü çıkardım. Her şeyin bir zamanı var buna çok inanan biriyim. Hayatımda çok hatalar da yaptım ama şer olarak yaşadıklarımda hayır arayan biriyim.

Müzikte hiç pişmanlığım yok. Özel hayatımda yaşadığım tüm pişmanlıklarım ise bana tecrü-

Nisan/Mayıs • Narlıdere Life |

9

Kapak Konusu be olarak geri dönmüştür. Kimseye küs de kalamam. Örneğin, sevgili Demet Akalın’la 1.5 sene konuşmamıştık. Sonra annemin hastalığında beni aradı. Ben de katıldığı televizyon programında giydiği kıyafetin ona çok yakıştığını belirten bir mesaj attım ve barıştık. Hatta daha sonra neden küstüğümüzü bile hatırlayamadık. Demet’i gerçekten çok sevi-

yorum. Çok özel bir kadın. İkimiz de büyüdüğümüz için zaten artık kavga da etmiyoruz….

Türkiye’nin en güçlü seslerinden

yonum, müziğimle insanların yaşamına renk katmak. Umarım son nefesime kadar müziğe devam ederim.

birisiniz. Bugüne kadar çok başarılı işlere imza attınız. Müzik kariyerinizde hedeflediğiniz noktada mısınız?

Türk popuna gönül vermiş bir sanatçı olarak, pop müziğin geldiği noktayı siz nasıl görüyorsunuz?

Yolum daha çok uzun. Yapacak çok şeyim var. Benim hayat mis-

Çağ ve teknoloji geliştikçe müzik zevklerimiz de değişiyor. Mesela ben arabesk ve Türk Sanat Müziği albümlerimi değerlerimizi unutmamak için yaptım. Bu müziklerle büyüdüğüm için değerlerimizi günümüze taşımak istedim. Türkiye’de popüler müziğin öncüleri var. Demet, Gülşen, Hadise gibi isimler örneğin, daha popüler müzik yapıyorlar.

Yaptıkları işlerle de yeni nesillere öncü oluyorlar. Ben bu sanatçıları başka bir kategoride değerlendiriyorum. Demet bana ‘o benim duayenim’ der. Şarkılarını ‘olmuş mu?’ diye bana dinletir örneğin. Funda Arar, Sertap Erener ve ben bu isimlerden daha farklı bir kategoride müzik yapıyoruz. Eğleneceli şarkıları seviyorum ama müziğin aşk tarafında olan bir sanatçıyım. Dünümü anlatan ama yarına ait şarkılar söylemeyi tercih ediyorum.

Yorumculuğun yanı sıra yapım-

cılığı da başladınız. Kendi müzik şirketinizi kurdunuz değil mi?

9 albümümü kurumsal müzik firmalarından çıkardım ama artık o tekele ait olmak istemediğim için kendi müzik şirketimi kurdum. Ülkede çok büyük satış rakamlarına ulaşan albümler çıkarmış biri olarak, bağımsız müzik yapmak istiyorum artık.

Dünyaya da baktığınız zaman

10

| Narlıdere Life •Nisan/Mayıs

Kapak Konusu en prestijli müzik ödüllerini özgürce ve bileğinin hakkıyla müzik yapan sanatçılar kazanıyor artık. Eskisi gibi büyük firmaların tekelinde olan sanatçılar almıyor bu ödülleri. Müzik evrensel olmanın yanı sıra kavgalardan uzak bir dünya da sunuyor insanlara. Ama ne yazık ki artık burada da manipülasyonlar yapılmaya başlandı. Bu da bazılarının haksız kazanç sağlamasına yol açıyor.

Bu manipülasyonlarla ilgili geç-

tiğimiz günlerde bir açıklama yapmıştınız…

Bugünün müzik dünyasında çok tıklananlar çok konsere gidecek veya ünlü olacak diye bir yanılgı var. Ancak bu işler böyle gitmiyor. Yeni isimlere her zaman destek olan bir sanatçıyım bunu beni takip edenler bilir. Bu yüzden açıklamamı kim üstüne alınyorsa onlar kendi savaşlarını verecekler. Bir çok müzisyenin de takip ettiği bir gerçek var ki, bazı videolar abartılı tıklanıyor. Bu da haksız rekabeti yaratıyor ne yazık ki. Avrupa’da böyle birşey yapamazsın. Bilişim suçudur bu. Bir videoyaya bakıyorsun 50 milyon tıklanıyor. Bizim nüfusumuz belli. Yeni çıkan bir ismin bu kadar büyük bir sayıda tıklanması kimse kusura bakmasın ama kendini kandırmaktır. Bu haksızlığı gidermek için de bir sanatçı olarak sonuna kadar mücadele edeceğim.

Sefa Cheshmberah ile ortak çalışmanızın ürünü olan ‘Sevmekten Anladım’ şarkısıyla sevenlerinizin karşısına çıktınız. Biraz bu çalışmanızdan bahseder misiniz?

Kardeşim Akın’la beraber patronu olduğumuz firma, Akış Prordüksiyon’un ilk çalışması bu. Şarkı çok sevildi, Sefa da çok başarılı bir yorumcu gerçekten. Allah vergisi bir yeteneği var Sefa’nın. Onun müzik yolculuğunda bende destek olmaya çalıştım.

yorum. Solo çalışması da yapacağım daha sonra. Bunun için de Eylül’de 2 aylık bir prova sürecim olacak. ‘Alakustik’ isimle bu çalışmamda müzisyenler canlı kayıt yapacak. Çok nefes alan ve yaşayan bir albüm olacağını düşünüyorum.

Yeni bir albüm çalışmanız var mı?

Bu yaz biri İngilizce olmak üzere iki single çıkarmayı planlı-

Nisan/Mayıs • Narlıdere Life | 11

Bizim Gazino Balık Restaurant Çeşme Dalyan – Narlıdere

Narlıdere: Kumsal Sokak No: 110 T. 0 232 238 30 49 Çeşme Dalyan: Dalyan Mah. Liman Cad. No: 29 / A T. 0 232 724 70 11 - 724 80 60

Boşanma Sonrası Yenilenme

Yetişkinler için Psikolojik Destek Grubu

Boşanma Sonrası Yenilenme grubuna ka-

dar sürdürdüğünüz hayata veda edip ha-

tıldığınızda, sizinle aynı süreci yaşayan

yatınızı yeniden düzenlemenizde ve anlam-

5–10 kişiden oluşan bir grup içinde psiko-

landırmanızda size yardımcı olacaktır.

lojik danışmanınızla bir araya geleceksiniz.

Grup yaşantısı, haftada bir olmak üzere ikişer saatlik 12 oturumdan oluşacaktır. Boşanma Sonrası Yenilenme grubunun amacı, hayatınızdaki bir geçiş dönemi olan boşanma sürecinde ve sonrasında size destek olmaktır. Dolayısıyla gruba, boşanmak üzere veya henüz boşanmış olan ve desteğe ihtiyaç duyan bireyler başvurabilirler.

Boşanma Sonrası Yenilenme grubu, hikâyenizi paylaşabileceğiniz güvenli bir yer olacaktır; böylece, boşanma sürecine ka-

Boşanma Sonrası Yenilenme grubunda, psikolojik danışmanınızdan destek alacak olmanızın yanı sıra, sizinle aynı aşamalardan (ör. çocukların boşanma sürecine ve sonrasına uyumunu sağlama, tek ebeveyn olmaya uyum sağlama, tek başına yaşamaya uyum sağlama, sosyal ilişkileri yeniden düzenleme) geçen grubunuzdaki diğer kişilerden de destek alabilir ve siz de onlara destek olabilirsiniz.

Liman Psikoloji 1404 Sok. No.: 5 Daire: 2 Mimarsinan Mah. Alsancak/İZMİR Tel.:+90 232 463 45 30 GSM: +90 551 933 99 59

GRAFİK MODA M.E.B. ONAYLI SERTİFİKA EĞİTİMLERİ YENİ DÖNEM K AYITL AR BAŞL ADI

atolyeizmir.com

0232 464 4821 - 0541 850 8137 YETENEK SINAVLARINA HAZIRLIK - MODA ÇİZİM TEKNİKLERİ - MODELİSTLİK - STİLİSTLİK - İLUSTRASYON PHOTOSHOP - ILLUTRATOR - INDESIGN - CORELDRAW - PREMIERE PRO - AFTER EFFECTS - DİJİTAL İLLUSTRASYON

Röportaj

Yapı Biyolojisi ve Ekolojisine İlgi Artıyor And Bey, Yapı Biyolojisi ve Ekolojisi Nedir? Neden önemlidir?

And Akman

Yapı biyolojisi ve ekolojisi üzerine Türkiye'deki ilk çalışmaları yapan And Akman, kendisi ile yaptığımız söyleşide sorularımızı yanıtladı.

16 | Narlıdere Life • Nisan/Mayıs

Yapı biyolojisi, ev, işyeri ve okul gibi içinde yaşadığımız binaların sağlığımıza olan etkilerini ortaya koyan bilim dalıdır. Yapı ekolojisine ise, bu binaların ve yerleşim alanlarının doğal ekosisteme olan etkilerini ortaya koyan bilim dalı diyoruz. Bu bağlamda Yapı Biyolojisi ve Ekolojisi mimar elinden çıkmış yapısal çevreyi yaşayan bir organizma olarak ele alır. Bu organizmanın etkinliği hem yaşam döngüsü performansı, hem de içinde barındırdığı insanların sağlığı ile ölçülür.

Bugün artık ömrünüzün %90’ını kapalı yapay çevrelerde, yani yapı içlerinde geçirdiğimizden dolayı, iç mekanlar sağlığımızı belirleyen en önemli ortamlar olmuşlardır. İşte yapı biyolojisi, bu iç ortamları düzenleyerek hastalanmadan sağlıklı kalmamızı hedefler. “Sağlıksal tedbirlilik” olarak da tanımlayabileceğimiz bu yaklaşım, günümüzde özellikle çevre bilincinin tabana yayıldığı gelişmiş toplumlarda yaygındır. Yapıdan kaynaklanan ruhsal ya da bedensel bir

hastalığı tedavi etmek zorunda kalmak yerine, yapıyı baştan bizi hasta etmeyecek şekilde tasarlamaktır yapı biyolojisi.

Yapı biyolojisi ve ekolojisinin ülkemizde yeteri kadar bilindiğini ya da önemsendiğini düşünüyor musunuz? Bu iki konu hakkında okurlarımızı bilgilendirir misiniz? Önemsenmesi için hem bilinmesi hem de yeterli bir çevre bilincinin varlığı gerekiyor. Şu an için yapının insan ve çevre sağlığına etkileri konusunda yeterli bilinç düzeyi oluşmamış olsa da, kentsel dönüşümün yarattığı olumsuz şartlar ve şehirlerde yaşam kalitesinin her geçen gün azalması beraberinde arayışları getiriyor. Türkiye'de son 10 yılda sağlıklı ve sürdürülebilir yaşama dair arayışın arttığını söyleyebiliriz, özellikle Ege bölgesi ve bulunduğumuz yörede de azımsanmayacak bir ilgi var. Tabii çevre duyarlılığının yaşam biçimine etki etmesi için birçok unsur biraraya gelmeli.

Yukarıdan aşağı bilinçlendirme çalışmalarındansa sivil girişimler ve tabanda oluşan hareketlerin önemi daha büyük ve kalıcı olacaktır.

Röportaj: Aşkın Yaka

Röportaj Ülkemizde yapı biyolojisi ve ekolojisi ilkelerine göre inşa edilecek binalar için yeterli malzeme ve kalifiye eleman var mıdır?

Yapı malzemeleri ne kadar doğal olursa olsun ‘%100 ekolojik’ diye bir performans zaten mümkün değil. Bu nedenden maksimum ya da optimum diyebileceğimiz performanslardan bahsedebiliriz ancak. Bu enerji etkin, sürdürülebilir ve insan sağlığı odaklı performansı sağlamak için ise buna uygun inşaat malzemeleri ve kalifiye eleman varlığının yanında, bina tasarımın da bunu sağlaması, desteklemesi geliyor.

Yapı biyolojisi ve ekolojisi ilkelerine göre inşa edilecek bir yapının karar süreçlerinde ‘tasarım’ ile ‘malzeme’ eşdeğer önemliliktedir. Yani yapının formu ile hangi malzemenin yapının neresinde kullanılacağı bir arada ilerleyen karar süreçleridir.

Yeterli malzeme her zaman var aslında ancak bu noktada yerel malzeme olanakları ile endüstriyel malzeme üretimini ayrı ayrı değerlendirmek gerekiyor.

Yöresine göre doğal taş, ahşap gibi yerel malzemelere ve bunları işleyebilecek kalifiye elemana ulaşılabilirlik doğru, fakat pazar payı az olan bir iş hacminde. Bu pazar paylarının büyümesi, tabana yayılması ve herkes için ulaşılabilir ve ödenebilir olması için doğal yapı malzemelerinin sektörel bir gelişmeye ihtiyacı vardır. Türkiye’de ise endüstriyel doğal yapı malzemeleri sektörü yeni yeni ilk adımlarını atmakta. Türkiye Yapı Biyolojisi

ve Ekolojisi Enstitüsü - YBE bu alanda çeşitli girişimlerin danışmanlığını ve koordinasyonunu yapmaktadır.

Ülkemizdeki mimarlık ve mühendislik fakültelerinde yapı biyolojisi ve ekolojisi hakkında eğitim veriliyor mu?

2016 güz döneminde Türkiye'de ilk defa MEF Üniversitesi Mimarlık ve Güzel Sanatlar Fakültesi'nde Yapı Biyolojisi ve Ekolojisi seçmeli dersi açıldı, 2017 bahar yarıyılında da bu dersi vermeye devam ediyorum. Bundan önce de Konya Selçuk Üniversitesinde 2014-2016 yılları arasında proje hocalığı yaptım ve mimarlık öğrencilerinin dönem projesi çalışmalarını yapı biyolojisi & ekolojisi ilkelerine göre çalıştık. Konu ile ilgili Türkiye’nin bazı üniversitelerinde tekil seminerler çerçevesinde öğrenciler ile paylaşımlar ve bazı yüksek lisans tez çalışmaları olsa da, bunların yaygınlaşması için uzmanlığın ve araştırmaların artması ve bu yönde akademik kadroların oluşması gerekiyor.

Bu ilkelere göre inşa edilecek binalar için devlet tarafından teşvik edici uygulamalar var mı?

Binaların enerji etkinlik belgesi alabilmesi yönünde devletin teşvik mekanizması üzerine çalıştığını duyuyoruz fakat daha somut bir adım atılmış değil.

Yapı biyolojisi ve ekolojisi ile ilgili uygulamalar mevcut binalar için de yapılabilir mi?

Evet örneğin Almanya'da çok sık Biyoklimatik Yapı Analizleri-BYA yapılıyor. BYA genelde iç

Herbafarm Çiftliği Uyku Evi, Gökçebel Köyü, Bodrum

Herbafarm Çiftliği Bahçıvan Evi, Gökçebel Köyü, Bodrum

Herbafarm Çiftliği Bahçıvan Evi, Gökçebel Köyü, Bodrum

ortamın şartlarının sağlımıza ne ölçüde etki edebileceğini ortaya çıkarmak amacıyla yapılıyor. İç iklim değerleri yani havadaki iyon sayısından, nem dengesine, toksik salımlar, radon ve radyoaktiviteden, toz partikül sayısı ve küflenmeye kadar ölçülüyor analiz kapsamında ayrıca sağlık risklerini de içeren rapor hazırlanıyor. Bu rapor doğ-

Nisan/Mayıs • Narlıdere Life |

17

Röportaj

YBE Merkez Binası Kadırovacık Köyü, Urla

rultusunda da yapıda gerekli tadilatlar gerçekleştirilerek iyileştirme sağlanıyor. Türkiye Yapı Biyolojisi ve Ekolojisi Enstitüsü olarak biz de bu analizleri kapsamlı şekilde yapabiliyoruz.

Yapı biyolojisi ve ekolojisi ilkelerine uygun olarak inşa edilmiş ideal bir binanın, aynı ölçülerde inşa edilmiş ve bu ilkelere uygun olmayan bir binaya göre maliyeti oransal olarak nedir?

Yapıları salt bir para birimi ile değerlendirmek baştan yanıltıcı ve eksik bir yaklaşım. Maliyeti ne? sorusunun karşısına değeri ne? sorusunu koymak lazım. Ve bir ürünün ya da bir yapının değerinin ne olduğunu bilirsek, onun maliyetinin sebebini de anlayabiliriz. İster yapı biyolojisi ve ekolojisi ilkelerine 18 | Narlıdere Life • Nisan/Mayıs

göre, ister konvansiyonel yöntemlerle inşa edilmiş olsun, her iki yöntemin de m2 inşaat maliyetleri geniş bir aralıktadır ve bu karşılaştırmada kaliteli bir ürün ile kalitesiz bir ürünü karşılaştırma yanılgısına düşüldüğünü görüyoruz.

Sadece inşaat maliyetlerini karşılaştırdığımızda ekolojik bir yapının hem daha ucuz hem de daha pahalı olabileceğini görüyoruz. +/- %20-30 arasında sapmalar olabiliyor. Aynı sapmalar inşaat maliyetlerinde zaten var, dolayısıyla neyin referans alınacağına önemli.

Ekolojik yapıların işletme maliyetleri ise her ihtimalde daha düşüktür. Yani kışın ısınmak için, yazın evi serinletmek için olan giderler %70’e varan oranlarda daha azdır.

Yapı eko biyolojisi ve ekolojisi ilkelerine uygun olarak inşa edilmiş binaları merak edenler örneklerini nerede ve nasıl görebilirler? İnşa edilmiş yapılar dünyanın birçok yöresinde tekil örnekler olarak varsa da, daha çok güney Almanya’da, batı Avusturya’da, kuzey İtalya’da, güneydoğu İsviçre’de kümelenmiş durumdalar. Bu bölgelerde benim de birçok mimari proje ve uygulamam oldu. Türkiye’de ise yolun oldukça başındayız henüz. Muğla’nın Gökçebel köyünde 2015 yılında iki yapı tamamladık, Urla’nın Kadıovacık köyünde inşaatına başlayacağımız YBE binasının projesi tamamlandı. Batı İzmir Yarımada bölgesinin ise, Türkiye’de geleceğin yenilikçi ve sürdürülebilir mimarisini temsil

Röportaj eden bir potansiyel ve gelişim içinde olduğunu söyleyebiliriz.

Bu ilkelere uygun olmayan binalarda oturanların kendi başına uygulayabilecekleri pratik önerileriniz olabilir mi? İç iklim kalitesine etki eden önemli unsurlar nem dengesi, havadaki toz sirkülasyonunun azaltılması, bu kapsamda ısıtıcıların yerleştirildiği yerler oldukça önem kazanıyor, doğru bilinen yanlışlara en iyi örnek radyatörlerin hemen pencere altına yerleştirilmesi, bu uygulama duvarın önüne yerleştirmekle kıyaslandığında evin ısıtılması için birkaç kat daha fazla enerji harcanması ve toz sirkülasyonun artmasına neden oluyor. Duvarların nefes alan ve nemi alıp verebilen malzemelerle kaplanması (ahşap, toprak, kağıt vb.) önemli. İç mekanı sık sık havalandırmak, doğal ışıkla aydınlatmak ve dalga boyu ve renk spektrumuna dikkat etmek, özellikle elektriksel alanların yatağınıza yakın yerlerde olmaması ve tabii mümkün olduğunca doğramalar, kapılar ve mobilyalarda kimyasal uygulanmamış doğal malzeme çözümlerine yer vermek öncelikli öneriler.

Herbafarm Çiftliği Uyku Evi Gökçebek Köyü, Muğla

de danışmanlık, mevcut binalarda biyoklimatik yapı analizlerinin gerçekleştirilmesi, yine bu alanda sektörel gelişime ve uzmanlık oluşmasına aracı olmak. Amaçlarımız doğrultusunda örneklerin ve uzmanlıkların artmasına çalışıyoruz. Örnekler arasına projesini tamamladığımız Enstitü binamızın da girmesini planlıyoruz ay-

rıca uygulamalı mimarlık atölyelerimizle de yerel ihtiyaçlar doğrultusunda örnekler geliştiriyoruz. Yapı Biyolojisi ve Ekolojisi üzerine sürekli sunumlarımız oluyor, bu sene eğitimlerimizi de başlatıyor olacağız.

Paylaşımlarımızı ve güncel çalışmalarımızı: www.yapıbiyolojisi.org 'dan takip edebilirsiniz.

Yapı biyolojisi ve ekolojisi üzerine bir enstitü projeniz var.

Okurlarımıza bu projenizden bahseder misiniz?

Yapı Biyolojisi ve Ekolojisi Enstitüsü aslında 2015'ten beri faal. Enstitü'nün öncelikleri yapı ve yaşam alanı projelerinin insan ve çevre odaklı tasarlanması ve inşa edilmesi yönünFeldkirch Devlet Hastanesi, Avusturya Nisan/Mayıs • Narlıdere Life |

19

Haber

Elmas Grup, Uluslararası Pazarda Büyüyor

Cemal Elmasoğlu

Elmas Grup Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı

Elmas Grup Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Cemal Elmasoğlu, “2017 yılında uluslararası pazardaki gücümüzü yeni açılımlarla büyütmeye devam ediyoruz” dedi.

20 | Narlıdere Life • Nisan/Mayıs

Elmas’ın fark yaratan ‘Yetkilendirilmiş Gönderici (AEÖ) - İzinli Gönderici’ çözümleri ile Yunanistan pazarına her gün düzenli komple ve parsiyel taşımalar yaptığını hatırlatan Elmas Grup Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Cemal Elmasoğlu, “Elmas Grup Lojistik, Türkiye ve Yunanistan arasındaki zaman kavramını yeniden inşa etti. Yunanistan taşımalarında müşterilerimize zaman ve hız kazandıracak en verimli çözümleri sunuyor; adeta iki ülke arasındaki

zamanı yeniden yapılandırarak birçok avantaj sağlıyoruz. 2017 yılında Elmas Grup olarak uluslararası lojistik pazarındaki gücümüzü yeni açılımlarla büyütmeye devam ediyoruz” dedi. Elmasoğlu, “Yurt içinde yürüttüğümüz yatırım planlarımıza paralel olarak yurtdışı yatırımlarımızı da güçlendiriyoruz. Yurtdışı organizasyonlarımız noktasında Almanya faaliyetlerimizi yeniden yapılandırarak Avrupa merkezli projelerimizi Almanya üzerinden geliştirmeye devam

Haber

ederken, özellikle uluslararası taşımacılık boyutunda Bulgar, Romen ve Macar hattında yeni hatlar açarak bu alandaki gelişmeleri de hızla hayata geçiriyoruz. Avrupa’da gelişmemizi 2017 yılında da sürdürüyoruz” diye konuştu.

SEKTÖRDE ÖNEMLİ AVANTAJ SAĞLADI Devletin gümrükleme yetkisini şirketlerle paylaşacağı Yetkilendirilmiş Yükümlü uygulama-

sına sahip olan Elmas Grup’un avantajlı konumuyla sektördeki etkinliğini daha da artırdığına dikkat çeken Cemal Elmasoğlu, “Sahip olduğumuz bu belge ile çözüm ortağı olduğumuz ihracatçı firmalara sağladığımız pratiklik ve kolaylığın yanı sıra düşük maliyetlerle de büyük avantaj sunuyoruz. Ayrıca Türkiye’de bu statüyü almaya hak kazanan firmalarla birlikte dünyanın 46 ülkesinde aynı statüye sahip firmalarla “uluslararası ticaret ağı” oluşturabilme imkanı-

nı sağladık. Elmas Gümrük Müşavirliği Ltd. Şti.’nin eğitim ve danışmanlık desteği ile Yetkilendirilmiş Yükümlü Belgesi ve İzinli Gönderici Belgesi olmak üzere her iki belgeyi aynı anda alan bölgemizdeki ilk kuruluş olmaktan gurur duyuyoruz” şeklinde konuştu.

Nisan/Mayıs • Narlıdere Life | 21

Sağlık

Göz Kapağı Estetiği Göz kapaklarımızın derisi vücudumuzdaki en ince deri yapısına sahiptir. Dolayısıyla bu bölge yaşlanma ile sarkmanın gelişmesine en duyarlı bölgedir.

Yrd. Doç. Dr. Mustafa Durğun Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı

Baharın gelmesi ile alınan kilolar gibi yüzümüzdeki kırışıklıklar ve yüzümüzün görüntüsü daha çok önemsenmeye başlar.

Bizde bu sayımızda yüzümüzün en önemli bölgelerinden biri olan göz çevresi estetiğini anlatmak istedik.

Gözler yüzün odak noktasıdır ve estetik açıdan en önemli noktalardan biridir. Göz kapaklarımızın derisi vücudumuzdaki en ince deri yapısına sahiptir. Dolayısıyla bu bölge yaşlanma ile sarkmanın gelişmesine en duyarlı bölgedir. Yaşın ilerlemesi ile göz çevresinde bir takım değişiklikler meydana gelir. Üst göz kapaklarında ciltte sarkma ve gevşeme olurken, alt göz kapaklarında torbalanma, kırışıklıklar meydana gelir. Yorgun, mutsuz, uykusuz yüz ifadesi ortaya çıkar. Tüm bunların sonucu olarakta kişi olduğundan daha yaş22

| Narlıdere Life • Nisan/Mayıs

lı görünür. Göz kapağı estetiğinde amaç doğal görüntü ve şekilleri bozmadan göz çevresindeki sarkmaları, torbalanmaları gidererek kişiye daha genç bir görüntü kazandırmaktadır.

Göz kapağı estetik girişimleri temel olarak cerrahi dışı yöntemler ve cerrahi yöntemler olarak ayrılabilir. Hangi yöntemin seçileceği kişinin ihtiyacına, beklentilerine ve var olan problemlere göre belirlenir.

Cerrahi dışı yöntemler en sık dolgu ve botoks yöntemlerini içerir. Dolgular genellikle alt göz kapağı aşağısında gelişen olukları ve çökmeleri gidermek amacıyla kullanılır. Bu amaçla hyaluronik asitten oluşan sentetik dolgular veya kendi vücudumuzdan alınan yağ dokusu kullanılır. Hyaluronik asit normalde vücudumuzda var olan

bir moleküldür. Hyaluronik asit enjeksiyonu ile göz kapağı alt bölgesindeki çöküntüler giderilerek daha iyi bir görünüm elde edilir. Ancak bu tür dolguların en önemli dezavantajı sonucun kalıcı olmaması 6 ay ile bir yıl arasında etkilerinin son bulmasıdır. Yağ enjeksiyonu yönteminde enjeksiyon için kullanılacak yağlar karın veya kalça bölgesinden alınır. Hyaluronik asit enjeksiyonuna göre kalıcılığı daha yüksektir. Ancak bu yöntemin en önemli dezavantajı gerekli yağın alınması için ek cerrahi girişimin gerekmesidir.

Botoks Clostridium Botulinum adlı bakteriden elde edilen bir nörotoksindir. Temel etki mekanizması kasların felç edilmesidir. En yoğun kullanım alanlarından biri göz çevresi çizgilenmelerin giderilmesidir. En sık gözün hemen dış tarafında kaz

Sağlık

ayağı denilen bölge kırışıklıklarının giderilmesinde kullanılır.

Kırışıkların giderilmesi ile daha genç bir yüz ifadesi ortaya çıkar.

Etkisi genellikle 4-6 ay kadar sürer. Sonrasında tekrar enjeksiyon gerektirir. Ara verilmeden yapılan 2 yıllık botoks enjeksiyonlarından sonra etki süresinin daha da uzadığını belirten çalışmalar mevcuttur. Üst göz kapağına yönelik yapılan cerrahi girişimde üst göz kapağında sarkmış olan cilt, cilt atındaki kas dokusu ve fıtıklaşan yağ dokusu çıkarılır. Kesi izi üst göz kapağı cildindeki çizgiye denk getirilerek kalacak olan iz en aza indirilir. Üst göz kapağı cildi çok ince olduğundan ame-

liyat izi çok az kalır ve çoğu zaman fark edilmez. Alt göz kapağı estetiğinde ise kesi hemen kirpik diplerinden yapılır. Böylece ameliyat izi görünmez. Alt göz kapağı cerrahisinde torbalanmaya neden olan yağ dokusu ya çıkarılır ya da yeniden düzenlenerek torbalanma giderilir.

Yağ dokusu yeniden düzenlenirken alt göz kapağının alt kısmındaki çöküntü giderilir. Böylece daha genç bir görünüm elde edilir.

leştirilebilir. Bununla beraber hem üst hem de alt göz kapağına yönelik işlemler lokal anestezi altında yapılabilse de uygulamalarımızda genel anesteziyi tercih ediyoruz. Bunun hem hasta hem de cerrahın konforunu arttırdığını düşünüyorum.

Göz kapağı estetiğinde hangi tür anestezi uygulanır?

Bu ameliyatlar SGK tarafından ödeniyor mu?

Yanlızca üst göz kapağına yönelik cerrahi işlem gerekiyorsa lokal anestezi ile bu işlem gerçek-

Görmeye engel olacak kadar üst göz kapağında sarkma olan hastalarda sağlık kurulu tarafından

Ameliyat süresi ne kadardır? Üst göz kapaklarına yönelik işlem için 1 saat yeterli olurken her iki üst ve alt göz kapakları için ameliyat süresi 2,5-3 saattir.

Nisan/Mayıs • Narlıdere Life | 23

Sağlık Alt göz kapağı cerrahisinde torbalanmaya neden olan yağ dokusu ya çıkarılır ya da yeniden düzenlenerek torbalanma giderilir.

Yağ dokusu yeniden düzenlenirken alt göz kapağının alt kısmındaki çöküntü giderilir.

Dikişler birinci haftanın sonunda alınır. Ancak ödemlerin tamamen geçmesi birkaç ayı bulabilir.

Ameliyat sonrasında gelişebilen problemler nelerdir?

belgelenerek SGK kapsamında ameliyat yapılabilmektedir. Bunun dışındaki hastalar ameliyatları ücretlidir.

Ameliyattan sonra dikkat edilmesi gereken durumlar nelerdir?

24

| Narlıdere Life • Nisan/Mayıs

Ameliyat sonrasındaki ilk iki gün boyunca göz kapaklarında şişlik, kızarıklık ve morluklar olur. Bu dönemde gözde sulanma ve ışığa hassasiyet gelişebilir. Şişlik ve kızarıklıklar kişisel faktörlere bağlı olmakla beraber genellikle bir hafta 10 gün içinde geçer.

Üst göz kapağı ile ilgili en sık gelişen problemler ya çok fazla cilt çıkarılmasına ya da az cilt çıkarılmasına bağlı olarak gelişir.

Daha az cilt çıkarılması durumda tekrar ameliyat ile geri kalan cilt fazlası alınabilmektedir. Ancak fazla cilt çıkarılması gözün tam kapanmamasına neden olabilir. Bu durum farklı ameliyat teknikleri ile düzeltilebilse de tedavisi zor bir problemdir. Alt göz kapağında ise fazla cilt çıkarılması veya uygun olmayan yöntemler ile yapılan operasyonlarda göz kapağında aşağıya doğru çekintiler gelişebilir. Bunun dışında her cerrahi girişimde gelişebilen enfeksiyon, kanama ve yara iyileşmesi ile ilgili problemler göz kapağı cerrahisi içinde geçerlidir.

Haber Dünyanın En Büyük Gıda Fuarı

Gulfood’ta Boyoz Rüzgârı Türkiye’nin Boyoz markası Alsancak Dostlar Fırınının sahibi ve 36 yıldır geleneksel yöntemlerle boyoz üreten İrfan Akar, Pınar için ürettikleri Labneli ve sade boyozların tanıtımı için 25 Şubat - 02 Mart 2017 tarihleri arasında, dünyanın en büyük gıda fuarı Gulfood’a katıldı.

Körfez ve Ortadoğu ülkelerinde bölgesinde, ürünlerinin kalitesi ve güvenilirliğiyle önemli bir marka olan Pınar, Alsancak Dostlar Fırını markası olarak ürettiği Boyozların tanıtımını yaparken, ürünleri bizzat İrfan Akar pişirdi ve sundu. Dubai’de gerçekleşen dünyanın en büyük gıda fuarı Gulfood’da labneli boyoz büyük ilgi gördü. 100binm2 büyüklüğündeki fuara, 120 ülkeden 8 Sektör, 5.000 firma ve 95bin ziyaretçi katıldı.

Bölgedeki distribütörler, ihracatçılar ve sektör yöneticileriyle bir araya gelen İrfan Akar yeni iş alanları, bölgedeki iş geliştirme fırsatları, potansiyel iş ortaklıkları ve yeni pazarları değerlendirdi.

Amerika ve Avrupa’dan sonra ilk kez Körfez ülkelerinde bulunduklarına değinen Akar “Alsancak Dostlar Fırını’’olarak birçok boyoz çeşidimizle uzun yıllardır tüm Türkiye ‘ye kendi üretimimiz donuk boyoz gönderimini gerçekleştiriyoruz. 2016 yılında 1500m2’lik yeni bir fabrika kura-

rak hizmete aldık.

Aylık 550 Ton Boyoz üretim kapasitesini kalitemizden ödün vermeden hedefliyoruz. Yatırımlarımız %80, satışlarımız ise yüzde 70 arttı. 2017 yılında ise yaklaşık olarak yüzde 60 büyüme hedefliyoruz.

Yurtdışındaki bu çalışmalarımız sebebiyle dünyanın en büyük gıda fuarı olan Gulfood Fuarı’nı son derece önemsiyoruz.

Bu yıl fuarda Pınar Standında büyük ilgi gördük. Tüm dünyada yeni pazarlar, yeni iş fırsatlarını değerlendirmek ve olası yeni iş ortaklarımızla bir araya gelmek açısından son derece verimli bir fuar geçirdik” dedi. Özellikle Pınar’ın ve Pınar Labne’nin bölgedeki başarısına dikkat çeken İrfan Akar bölgede pazar lideri olan bu ürün ile geleneksel boyozu bir araya getirdiklerini söyleyerek ” Geleneksel üretimimiz, yenilikçi duruşumuz ve kaliteden ödün vermeme stratejimizi yurtdışı pazarlarda da sürdürüyor, pazarın ihtiyaçlarına yönelik ürün geliştiriyoruz. Buna en güzel örnek Pınar için ürettiğimiz Labneli Boyoz.

Ortadoğu ülkeleri için yeni ve farklı bir konseptle geliştirilmiş ve bu ülkelerde %50’ye varan pa-

zar paylarına sahip olan Pınar’ın standında Pınar markası ile sunulan Labneli Boyoz, kalitesiyle, tadıyla diğer ürünlerden farklılaştı ve öne çıktı. Dünyada bu kadar güçlü bir gurubun desteğini hissetmek bizim için büyük fırsat. Pınar’ın kalitesine uygun yeni ürünlerimiz için çalışmaya başladık bile. Ayrıca Türk Mutfak kültürünün genişliğine rağmen bir numaralı kahvaltı malzemesi Alsancak Dostlar Fırını boyozunun, fast food a karşı Slow Food olarak kalitesini tescillemiştir” dedi. İrfan Akar ayrıca Alsancak Dostlar Fırını’na, İzmir’e ve özellikle Boyoza bu büyük fırsatı tanıdığı için Yaşar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Selim Yaşar’a teşekkürlerini sundu.

Nisan/Mayıs • Narlıdere Life | 25

Röportaj

Otelcilik Bir Zarafet ve Ağırlama Sanatıdır Turizm sektörünün başarılı yöneticisi Gökçe Kesikçiler Buğday, kendisi ile yaptığımız söyleşide sorularımız şöyle yanıtladı:

Gökçe Hanım, sektördeki geçmişinizden kısaca bahseder misiniz?

Gökçe Kesikçiler Buğday Ontur Otel Genel Müdürü

İzmir Karşıyakalıyım, Mimar ve Sanatçı, İzmirli Nizam Kesikciler Babam, İstanbullu Leyla hanımın kızıyım. Çamlaraltı Koleji sonrası, Ege Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünü bitirdim. İngilizceye ek olarak, 4 sene Alman Kültür Derneği’ne devam ederek Almancamı geliştirdim. Turizm hayatıma 1995-1996 yıllarında Koç Grubuna ait Divan Talya Oteli’nde başladım. Sonrasında memleketime, İzmir’e döndüm. 2005-2010 yıllarında Çeşme ve İzmir Ontur Otelleri’nde 5 Yıl Genel Müdürlük daha sonra da, Alaçatı ve İzmir merkezde 2 tesiste Genel Müdürlük yaptım. Şimdi tekrar benim için çok önemli bir yeri olan Ontur Çeşme’de Aralık 2016 İtibariyle Genel Müdür olarak görevdeyim.

Konuk ağırlamak, onların memnuniyetini sağlamak kolay değil. Bir otel yöneticisi gözü ile bunu başarmanın sırları nelerdir?

26 | Narlıdere Life • Nisan/Mayıs

Konuk ağırlamak aslında hiç de zor değil. Otelciliğin bir zarafet ve ağırlama sanatı olduğunu unutmadan, misafirimizi evinden daha konforlu, daha sıcak bir atmosferde güler yüz ile ağırlamak ve ilgi göstermek… Bunu severek yaptığınız zaman aslında dünyanın en güzel işidir bence. Zaman zaman sıkıntı ya da sorun yaşayan misafirlerimizin sorununu çözdüğümüzde, onlarda bağlılık yarattığımızı düşünüyoruz. Bir otel yöneticisi önce iç müşteri dediğimiz ekibini iyi kurmalı, onlarla iyi bir iletişim oluşturmalı ve işleri delege edip, takibini sağlamalı. Ekip mutluysa onlar misafiri de mutlu ediyor.

Farklı kültür ve farklı insan profilleri ile karşılaşıyorsunuz.

Sizce en seçici ve en mütevazı konuklar hangi kesimden, ya da ülkeden geliyor?

Misafiri milletine ya da bulunduğu kimlik veya yere göre gruplandırmayız asla. Bizim için kapıdan giren her misafir başımızın tacıdır. Burada mühim olan davranış şekilleri ve ihtiyaca binaen sunulacak hizmettir. Ama şunu söyleyebilirim; tatil kültürü ve bilinci zamanla oturan bir şey. Avrupalı 40 senedir tatil ya-

Röportaj pıyorsa biz daha 10-15 yıldır bilinçli tatil satın almaya başladık diyebilirim.

Farklı otellerde yönetici olarak görev yaptınız. Şehir otelleri ile turistik belde otellerinin avantaj ve dezavantajları nelerdir? Şehir Otelleri 12 ay çalışması ve iş, toplantı, seminer, ağırlıklı olması sebebiyle, biraz daha sistematik ve daha süreklidir. 12 ay iş yapılır, dolayısıyla personel sürekliliği vardır. Resort otellerde ise yaz dönemleri ağırlıklı ve çok yoğun iş olur. Aslında onun yoğunluğu ve keyfi ayrıdır ama 4-5 aylık bir dönemde bazen 10 aylık iş yaparsınız. Her ikisinin de pek çok artısı var.

Alaçatı ve Çeşme’deki küçük ölçekli oteller çok sık el değiştiriyor. Sizce bunun sebepleri nelerdir?

Alaçatı ve Çeşme’de büyük oteller kurumsal işliyor. Küçük işletmelerin bir kısmı bu işi hobi gibi yapmak istiyor. Bir heves oluyor. Yaşam şekli dışarıdan güzel görünüyor. Ne var ki otelcilik ve hizmet uzun saatler çalışmayı gerektiren ve insan odaklı bir iş.

Tahmin ediyorum yorulup pes edenler oluyor.

Sizce geçen yıllara oranla bu sene Çeşme’de turizm sezonu nasıl geçecek? Çeşme, yabancı turist açısından hiçbir zaman Antalya, Marmaris gibi bir bölge olmadı. Aslında geçmişte Fransız ve Almanlar yoğunluktaydı. Almanların büyük çoğunluğu da Antalya, Side bölgelerine kaydı. Genelde ağırlıklı Türkler ile çalışılan bir bölge

Türkiye tatillerimizde ağırlıklı olarak ülkemizin daha sessiz keşfedilmemiş yerlerine gitmeyi ve ufak butik otellerde kalmayı tercih ediyoruz. olduğu için Çeşme’de sezon olağanüstü bir durum olmadığı sürece kötü gitmez. Geçen sene genel olarak turizm açısından çok zor bir seneydi. Bu senenin çok iyi olmasını temenni ediyorum.

Konuk olarak gittiğiniz otellerde hizmet kalitesi açısından dikkat ettiğiniz ilk 5 kriter nedir?

Biz yıllardır çok otel açılışı yaptık. Çok fazla 5 yıldız deneyimi yaşadığımız için, yurt içi tatillerimizde ağırlıklı olarak ülkemizin daha sessiz keşfedilmemiş yerlerine gitmeyi ve ufak butik otellerde kalmayı tercih ediyoruz. Yurt dışında ise genelde 5 ve 4 yıldız tercihimiz. Eşim de benim gibi otelci, ama biz pek müşkülpesent değiliz. Otel geneli ve oda temiz ise, standart bir konfor varsa bizim için yeterli. Kahvaltının iyi olması da mühim tabi…

Eşiniz Mustafa Buğday ödüllü bir aşçı. Evde sizin yaptığınız yemekleri eleştirdiği oluyor mu?

Eşim İsviçre’de ve Almanya’da aşçılık üzerine eğitim almış. İsviçre’deki pek çok okul zaten otelcilik ve hizmet hususunda

dünyada bir numaradır. Sonrasında kendisi de ülkemizi pek çok yerde temsil etti. Başarılı bir aşçıdır. İkimiz de iyi yemek severiz ama evde pek yemek yapmaya vakit olmuyor. Hafta sonları Urla’daki evimizde arkadaşlarımızı ağırlıyoruz. Ev yemeklerini çok sever eşim. Annem de olağanüstü yemek yapar, o sebeple annemim zeytinyağlıları kendisi için bir numaradır. Ben henüz o zeytinyağlıların önüne geçecek bir yemek yapamadım.

Ontur olarak yeni projeleriniz var mı?

Grubumuzun, Ontur Çeşme’nin hemen yanında, 73 odalı, çok şık mimariyle yapılmış, 1500 m2’lik bir SPA’sı, kapalı ve açık havuzlarıyla çok fonksiyonlu hatta yazkış açık kalabilecek ve A+ misafirlerimize hitap edebilecek bir otel yatırımı oldu. Bunun hemen yanında da yine yaklaşık 700 kişilik kapasitesi olan bir kongre merkezimiz var. Bu da son teknoloji ile inşa edildi ve 6,5 metre yüksekliği olan, üçe bölünebilir bir yapıya sahip. Tamamen ses yalıtımlı ve modern çizgilerde bir kongre merkezi… Bu anlamda Ege’de ki bu çapta bağımsız hizmet verecek, son teknoloji ile yapılmış, en trendy kongre merkezi bizde diyebiliriz. Çeşme’ye harika bir soluk kazandıracak bu iki otel ve kongre merkezi ile ulusal kongrelere, büyük toplantı gruplarına, önemli seminerlere ev sahipliği yapmak en büyük dileğimiz. Budurum Çeşme’ye hem yaz, hem de kış için turizmin ilerlemesi adına olanak sağlayacak güzelbir adım.

Nisan/Mayıs • Narlıdere Life |

27

Yaşam

Eski, Ama Eskimeyen Bir Şehir;

Eskişehir

Suzan Ernoyan Gazeteci

Size kalemim yettiğince çok sevdiğim Eskişehir’i anlatmak istiyorum. Öncelikle uzun, uzun yazabilir övebilirim bu şehri. Ama tadını seyahat ederken almanız için sayfalar dolusu yazmayacağım. Yepyeni bir çehreye kavuşan, üniversite öğrencilerinin getirdiği gençlik ateşiyle yanan bambaşka bir Anadolu şehri…

28 | Narlıdere Life • Nisan/Mayıs

Kırım’dan göçen Tatarların yerleşik nüfusuyla birleşen yemek alışkanlıkları, ortaya çok kültürlü bir mutfak çıkarmış. Amsterdam’a benzetilen kanallarıyla, bisikletle gezen insanlar, sağlı sollu heykelleri gördükçe, Avrupa’da gibi hissediyorum kendimi. Çok gelişmişlik ve modern hayatla otantik düzenin bir karması olur ya hani; Eskişehir öyle işte, keyifle gezebileceğiniz bir şehir. Şekli güzel tramvaylar, tarihi evlerin kümelendiği keyifli saatler geçirilebilecek bir çok alan ve mekan var. Eğer bu şehirde bir gün bile geçirdiyseniz, şehrin sizde bıraktığı etki, ya bir Avrupa seyahati etkisidir ya da bir seyahat etkisinden daha fazladır. Şehrin ortasından geçen Porsuk çayı, öyle güzel değerlendirilmiş ki, Eskişehir’de sa-

natın tüm dallarını kentin farklı noktalarında görmek mümkün. Çağdaş Cam Sanatları Müzesi, Balmumu Heykel Müzesi ve Opera binası Eskişehir’in gerçek bir sanat şehri olduğunu kanıtlayan argümanlardan sadece birkaç tanesi. Eskişehir ile ilgili anahtar kelimeler ise belli. Yılmaz Büyükerşen, Eskişehirspor, bisikletler, öğrenci şehri ve Porsuk Nehri. Bunlar Eskişehir’in olmazsa olmazları. Peki başka illerde yok mu derseniz? İstanbul’un boğazıyla, İzmir’in Kordon’uyla yarışabilir mi Porsuk?

Eskişehir’in beğenilmesinin nedeni o yerleri ve mekanları dolduran insanlardır. Bugüne kadar Eskişehir pek çok şeye benzetilmiştir. Son yıllar da ise ”sevgiliye” benzetme modası

Yaşam

Uzaktan bakınca genç, güzel, alımlı, gösterişli, şık, ilk bakışta âşık olunacak bir kadın... Evet Eskişehir bir kadın olsa ve uzaktan bakılsa sanırım böyle görünür.

var. Sevgilim Eskişehir, Aşkım Eskişehir… Son yıllarda ki Eskişehir’i sevgiliye, daha doğru ifadeyle kadın’a benzetelim. Uzaktan bakınca genç, güzel, alımlı, gösterişli, şık, ilk bakışta âşık olunacak bir kadına. Erkek milletinin arkadaş olmak için can attığı bir kadına… Evet Eskişehir bir kadın olsa ve uzaktan bakılsa sanırım böyle görünür. Zaten Eskişehir’e âşık olanlar ve hayran olanların pek çoğunun uzakta yaşadığını görürsünüz. İzmir’de, Brüksel’de, Malatya’da falan... İstanbul’dan ise üç saatlik yol, yani bir hafta sonu sabah çıkıp akşam dönülecek kadar kolay. Hele Odunpazarı’nın meşhur evleri karşısında güzel bir hafta sonu kahvaltısı bu aralar çok meşhur diyebilirim. Şehirde en çok dikkatimi çekenlerden biri turistler oldu, inanın bizlerden daha fazla ilgililer yabancılar. Tabi Eskişehir’in bir de

olmazsa olmazı, Cibörek, Çiğ börek değil, Eskişehirliler öyle diyor. Benim her gittiğimde vazgeçilmezim. Zaten Çiğ börek denilince de Eskişehir’de ilk akla gelen Papağan, küçük ama sevimli bir mekân. Her daim dolu olduğu için kapıda sıra bekleyenler arasında buluyorum kendimi. Sonra şehir dışından Çiğ börek yemeğe gelenlere tanık oluyorum.

Cam kenarında bulduğum yere oturuyorum ve on dakika içinde nefis Çiğ börekler masamda. Güler yüzlü mekan sahibesi Emine Hanım ve kızı Elif İbek’ten bilgi alıyorum. İkinci Papağan şubesi de açılmış, hayırlı olsun diyorum. Tabi bir de Eskişehir’in Osmanlı yemekleri var ki, of ki ne of müthiş. Yani anlayacağınız Eskişehir her anlamda doyuruyor insanı hem göze, hem mideye hitap eden muhteşem bir şehir. Unutmayın bugün Eskişehir’i güzelleştirdiğini düşündüğünüz kim varsa belediye başkanları dâhil, onu Eskişehir yetiştirmiştir. Eskişehir bir Cumhuriyet projesidir. Öyle olmaya da devam edeceğine inanıyorum. Dünyanın en güvenli 2. şehri unvanını alan Eskişehir’den cibörek yemeden, lüle taşı almadan, odunpazarı’nı gezmeden, met helvasını yemeden, Kurşunlu Camii ve Külliyesini gezmeden, mercimekli mantı yemeden ayrılmayın derim.

Nisan/Mayıs • Narlıdere Life |

29

Güzellik

Enerji Kaynağı Yeşil İçecekler Hem yorgunluğunuza iyi gelecek, hem enerji verecek yeşil içecek tariflerinden yararlanarak siz de kendi enerji içeceğinizi yapabilirsiniz. İşte evde hazırlayabileceğiniz yeşil içecek tarifleri:

Malzemeler 3 adet ıspanak yaprağı 1 adet muz 1 bardak yoğurt 1 bardak soğuk su 1 çay kaşığı bal 2-3 küp buz Hazırlanışı: Muzları soyup, ıspanak ve bir bardak soğuk su ile birlikte blenderden geçirin. İyi karıştığından emin olduktan sonra birkaç adet buz küpü ve bir çay kaşığı bal ekleyin.

Bu içecekten bol miktarda potasyum, fosfor ve magnezyum içerir.

30 | Narlıdere Life •Nisan/Mayıs

Güzellik Malzemeler 5 adet ıspanak yaprağı 1/2 adet elma 1 bardak süt 1 kaşık fıstık ezmesi tarçın Hazırlanışı: Tüm malzemeleri blenderan geçirin. En son sütle karıştırıp buz ekleyin. İçeceğinize hoş koku verecek olan tarçın aynı zamanda cilt gençleştirici, kasları rahatlatıcı, şişkinlik önleyicidir.

Malzemeler 1 tutam zerdeçal 1 dilim kıyılmış taze zencefil 1 bardak soğuk su 1 çay kaşığı bal 2-3 küp buz Hazırlanışı: İlk olarak zencefili kıyın. Ardından zencefil ve zerdeçalı bir bardak kaynar suya atın, on dakika pişirip ardından süzün. Bir bardak taze su ve buz küpleri ekleyin. Bu içecek baharatlar bakımından bolca enerji içerir. Kan dolaşımınızı hızlandırarak size doğal enerji sağlayacaktır.

Nisan/Mayıs • Narlıdere Life |

31

1

Moda

Bahar Esintisi

2

3

Kışın kasvetini ve puslu pastel tonlarını raflara kaldıran, tüm tazeliğiyle kucakladığımız baharın, zengin, canlı ve parlak yeni sezon renkleriyle tanışın!

Duygu Tezsever

Atölye İzmir Moda Eğitmeni

Soğuk kış günleri boyunca bizi sarıp sarmalamış kalın trikolarımız, paltolarımız, yerini ince kumaşlara bırakmaya başlamışken, baharı içimize çekeceğimiz ve 23 Nisan’ı kutlayacağımız bu günlerde çocuk modasından bahsetmemek olmaz.

Bu baharda cazibe ve özgüvenin rengi olan kırmızıyı her zamankinden daha cesur bir biçimde göreceğiz. Çocuk trendlerine baktığımızda ise kırmızıyı en canlı haliyle, çiçek desenleriyle ve diğer canlı renklerle bütünleşmiş bir biçimde görüyoruz.

Baharın habercisi floral desenler, bu yıl da çok rağbet görecek.

Fotoğrafik baskı desenlerle realist biçimde kullanıldığı gibi, stilize olarak nakış ve işlemeler de de sıklıkla karşımıza çıkacak. Kız ve erkek çocuklarda da çiçek desenleri ile tropikal desenler sıkça kullanılmış.

32 | Narlıdere Life • Nisan/Mayıs

Üç ayrı tonla karşımıza çıkan mavi, hemen her sezon olduğu gibi bu baharda da vitrinlerde yerini almaya hazırlanıyor. İster triko kumaşlarda olsun, ister şifon ve ipeklerde, maviyi bu sezon sıklıkla göreceğiz. Aqua tonuyla karşımıza çıkan mavi ise, denim kumaşlarla çocuk reyonlarının vazgeçilmezlerinden.

da olacak. Yine bu sezon oldukça trend olan görünümlerden biri olan, kol ve omuzlardaki geniş görünümleri de yine kabarık ve volanlı parçalarla sağlamak mümkün. Çocuk modasının da bu sezon vazgeçilmezlerinden olan volan ve pililere, hareket katmak amacıyla özellikle üst parça ve elbiselerde yer verilmiş.

Herkesin giymeye cesaret edemediği sarılar, bu sezonda baş tacı olmaya aday görünüyor. Hemen her markanın, koleksiyonlarında yer verdiği sarıyı, primrose ve limon sarısı tonlarıyla, en canlı haliyle görüyoruz. Minikler için tasarlanmış elbise ve diğer parçalarda da sarı sık sık karşımıza çıkıyor.

Beyaz ise en saf haliyle karşımızda. Fisto ve dantel gibi işlemeli yüzeylerle beraber düz keten kumaşlar, bahar ve yaz günlerinin kurtarıcısı olacağa benziyor. Bununla birlikte ışıltılı yüzeyler, metalik vurgular ve payetler, giysi ve aksesuarların geçen sezondan devamlılığını koruyan elementlerinden biri.

Hem beyazlara eşlik edip ışıltı katarken, hem de tek başına kullanılarak göz alıcı görünmenizi sağlayacaklar.

Kumaşlarda hareketli görünümler üzerine yoğunlaşan bu sezon fırfırlar, volanlar ve pililerle zenginleştirilmiş parçalar ön plan-

4

6

8

5

10

7

1.ZARA Ayakkabı Gümüş Sandalet 119,96₺ 2.ZARA Saten Espadril 179,99₺ 3.ZARA İşlemeli Sandalet 129,95₺ 4.ZARA Mavi Volanlı Bluz 129.99₺ 5. MANGO Volanlı Çocuk Bluz 6. MANGO Tropikal Çocuk Tişört 35,99₺ 7. ZARA Sarı Bluz 119,95₺ 8.MANGO Çiçekli Çocuk Şortu 35,99₺ 9.H&M Tropikal Çocuk Pantolonu 29,99₺ 10.MANGO Asimetrik Elbise 139,99₺ 11. MANGO Beyaz Çocuk Gömleği 69,99₺ 12. ZARA Beyaz Çocuk Elbisesi 95,95₺ 13.ZARA Beyaz Dantel Bluz 129,99₺

13

12 11

16 15

9

Nisan/Mayıs • Narlıdere Life |

33

Röportaj

Atölye İzmir de Sanat ve Tasarım Eğitimi ®

Her mekanın bir enerjisi vardır.

Atölyemizin enerjisi de sanat ve tasarımı yoğun bir şekilde hissettiriyor. Öğrencilerimizden "Atölyenin kokusunu bile özledim." şeklinde sözler duyuyoruz. Özge Mardi Bayar kimdir? Bize kendinizden bahseder misiniz?

Küçük yaşlardan beri sanata olan eğilimim ailem ve yakın çevrem tarafından keşfedildikten sonra sanat ve tasarım eğitimi aldım. Lise yıllarında Grafik Tasarım alanına yöneldim.

Bu dönemde Grafik, illüstrasyon ve tipografi alanlarında kendimi geliştirme fırsatım oldu. Üniversite ve Yüksek Lisans Eğitimimi Dokuz Eylül Üniversitesinde tamamladım. Grafik tasarımcı ve illüstratör olarak pek çok firma ile çalıştım. Çocuk kitapları illüstrasyonları üzerine ça-

34 | Narlıdere Life • Nisan/Mayıs

lıştım ve tez yazdım. bu alanda uzmanlık derecesine geldim. Bu çalışmalar sırasında çocuk kitaplarındaki illüstrasyon ve karakterlerin çocukların dolayısıyla tüm dünyanın geleceğini etkileyecek güçte olduğunu farkettim. Pek çok çocuk kitabı resimledim. Şu anda eşim Kadir ile kurduğumuz Vectorel Studio, Atölye İzmir, videmy.com gibi markaları yönetiyorum.

Atölye İzmir adında tasarım eğitimi verdiğiniz bir kurumunuz var. Öncelikle böyle bir atölye kurma fikriniz nereden çıktı? Üniversite yetenek sınavlarına hazırlık dönemiyle birlikte resim atölyelerinde çalışmaya başladım. Üniversite dönemim boyunca da hocalarımın atölyelerinde kendilerine asistanlık yaparak sanat ve tasarım alanında çalışmalarım oldu. Yüksek lisans eğitimimle birlikte kendi özel atölyemde sanat ve tasarım eğitimleri verdim. Eşim Kadir ile birlikte 2008 yılında Vectorel Studio tasarım hizmetleri ve Atölye İzmir markasıyla da tasarım ve sanat eğitimleri vermeye başladık. Atölyemizde şu anda Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı bir kurum olarak Tasarım alanlarında sertifi kalı mesleki gelişim eğitimleri vermekteyiz.

İzmir’de sanat eğitimi veren birçok kurum var; fakat sizin atölyeniz çok samimi ve insanı yaratıcılığa teşvik ediyor. Bunu nasıl başardınız?

Her mekanın bir enerjisi vardır.

Atölyemizin enerjisi de sanat ve tasarım yoğun bir şekilde hissediliyor. Pek çok öğrencimizden atölyenin kapısından girdiklerinde burada bir şeyler çizme isteğim artıyor. "Atölyenin kokusunu bile özledim." şeklinde sözler duyuyoruz. Atölyemiz bizi yansıtıyor.

Atölyenizde hangi eğitimleri veriyorsunuz? Programları planlarken öncelikleriniz nelerdir?

Tıklım tıklım sınıflarda eğitimin verimli olmadığını bildiğimiz için birebir ve az kişiden oluşan özel gruplara eğitim veriyoruz. Eğitim ortamının tıpkı profesyonel yaşamdaki gibi Atölye/Tasarım Stüdyosu/Ajans Ortamı olmasını sağladık. Eğitmenlerimizi sektörde ileri deneyime ve eğitmenlik becerisine sahip profesyonelleri seçtik. Eğitimin kalitesi arttırmak için, başlangıçta ilk gün eğitimde kullanılacak malzemelerin olduğu fiziksel bir çanta hediye ediyoruz. Başlangıç Kiti dediğimiz bu çanta içerisinde; Eğitim Kitapları, Eskiz Defteri, Kalem

Röportaj eğitimler vermekteyiz. Öğrencilerimiz Mac bilgisayarlarla çalışma ortamında programların son sürümlerini kullanarak tasarım mesleğinde adım atabiliyorlar.

Eğitimlerinize kimler katılabilir?

Bireysel, grup ve firmalara özel eğitimler düzenlemekteyiz. Tasarımın pek çok dalında özellikle, Grafik Tasarım, Moda Tasarım, İç Mimarlık, Mimarlık, Endüstriyel Tasarım, Fotoğraf, Web Tasarım vb. tasarım alanlarında; Yurt Dışındaki ve Yurt İçindeki Üniversitelere Lisans ve Lisans Üstü Hazırlık ve Portfolyo Tasarımı, Sektöre Yönelik Hazırlık, Kurumsal Eğitimler, Üniversitede okuyanlar için proje ve eksik tamamlama eğitimleri vermekteyiz.

Özge Mardi Bayar

Tıklım tıklım sınıflarda eğitimin verimli olmadığını bildiğimiz için birebir ve az kişiden oluşan özel gruplara eğitim veriyoruz.

ve Flash Disk vb. bir tasarım eğitimi sırasında kullanılacak malzemeler bulunmakta.

Eğitim sırasında bir kartvizit tasarımı yapmış olsanız bile Ctrl+P dediğinizde 4 renkli yazıcıdan çıkacak şekilde ayarladık.

Kesip gerçek boyutunu görmek isterseniz diye mücellit/kesim masası hazırladık. Sektör ile ilgili daha fazla bilgi edinmek isterseniz Grafik Tasarım, Web Tasarım, Fotoğraf, Reklam ve Pazarlama, Video, Mimari Tasarım, Moda Tasarım ve Endüstriyel

Tasarım ile ilgili kitaplarla dolu kütüphane hazırladık. Bunlara ek olarak Atölye İzmir ekibi; tasarım alanında akademik dereceye ve tasarım programları konusunda üst düzey yetkinliğe sahiptir.

Atölye İzmir’de hangi eğitimleri veriyorsunuz? Süreçler nelerdir?

Moda Tasarım Stilistlik, Moda Tasarım Modelistlik, Grafik Tasarım, Temel Resim Teknikleri, Web Programcılığı, daha pek çok tasarım ve görsel tasarım alanında

Geleceğin meslekleri arasında gösterilen Grafik Tasarım, Moda Tasarım, İç Mimarlık, Mimarlık, Endüstriyel Tasarım, Fotoğraf, Web Tasarım vb. tasarım alanlarında Atölye İzmir’de eğitim alarak profesyonel bir tasarımcı olan ve dünyanın pek çok ülkesinde okuyan ve çalışan öğrencilerimiz bulunmakta. Özellikle tasarımcı adayı ile birlikte hazırladığımız portfolyo tasarımları ile lisans ve lisansüstü eğitimlerde burs kazananların sayısı oldukça yüksek.

Eğitim içerikleri tasarımcı adayının algısına ve hedeflerine yönelik hazırlanıyor. Öğrencilerimiz ister sıfırdan başlayarak isterse eksiklerini tamamlayarak tasarım alanındaki sektörde istenilen kriterleri yerine getirebilir ve iş yaşamına kolaylıkla adapte olabilir.

Nisan/Mayıs • Narlıdere Life |

35

Röportaj videmy.com online bir tasarım eğitimi platformu. Bu web sitesine amacımız tasarım alanlarındaki bilgiyi eğlenceli ve doğru bir yönlendirme ile uygulanabilir hale getirmek. Yaşadığımız çağda bilgiyi uygularken teknoloji yanımızdaki en büyük araç olacaktır. Bu bakış açısıyla amacına ulaşmak isteyen tasarımcı ve adayları için kapsamlı, anlaşılır ve eğlenceli bir video eğitim platformu oluşturduk.

Geleceğin tasarım dünyası için ne söylemek istersiniz?

Photoshop kitabınızdan bahsedelim. 16. baskıyı çıkardınız ve aynı zamanda kitap İngilizce’ye de çevriliyor. Bu başarıyı neye bağlıyorsunuz?

Photoshop programını uzun yıllardır kullanıyorum. Zaman içinde farklı mesleklerin Photoshop programını nasıl kullandığını gördüm. Örneğin arkeologlar bu programı nasıl kullanır? Mimarlar nasıl kullanır? Fotoğraf’la ilgilenenler Photoshop’da nasıl ça-

lışırlar? Bu sorularla birlikte bu farklı meslek dallarına verdiğim eğitimlerden edindiğim bilgilerle Photoshop kitabını yazdım.

Sanırım bu çok yönlü bakış açısı nedeniyle pek çok kişiye hitap eden bir eser oldu.

Bir de videmy.com adında online eğitim platformunuz var. Böylece atölyenize gelemeyen kişilere de kolaylıkla ulaşabiliyorsunuz.

Bize bu platformdan bahsedebilir misiniz?

Bugün her ne kadar grafik, moda, web, endüstriyel tasarım diye tasarım dallarını ayırsak da, alanların her biri kendi içlerinde farklı disiplinler barındırsa da fikir bulma ve üretime kadarki iş süreçleri birbirleriyle çok benzer.

Bu açından gelecekte tüm tasarım dallarının birlikte iş birliği içinde teknoloji ile evrilerek ortaya çıkacağını düşünüyorum.

Milli Eğitim Bakanlığı Sertifikalı Moda Stilistlik, Modelistlik ve Grafik alanlarında meslek edindirme kursları veriyoruz.

36 | Narlıdere Life • Nisan/Mayıs

Haber

Nisan/Mayıs • Narlıdere Life | 37

Haber Türk Meyveleri Uçakla Seyahat Edecek

Dünya Sofralarını Süsleyecek menin en önemli koşulu, katma değerli ürün üretimi ve mevcut ürünlerin daha yüksek fiyatlarla satılabileceği yöntemlerin geliştirilmesi. Bu konuda, en doğru çözümün THY ile geliştirilebilecek işbirliği ile ulaşabileceğine inanıyoruz. Geçtiğimiz yıl Aralık ayında yine URGE Projesi kapsamında Şili’ye gerçekleştirdiğimiz ziyareti kapsamında, Şili’nin Türkiye’den daha az üretim yapmasına karşın Türkiye’nin 3 – 4 kat fazla gıda ihracatı olan bir ülke olmasında uçak kargonun öneminin büyük önemi olduğunu yerinde gördük.” diye konuştu.

Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu ile THY yöneticileri Almanya'da Fruit Logistica Fuarı’nda buluştu

HAVA KARGOYLA TÜRK İHRAÇ ÜRÜNLERİNİN DEĞERİ ARTACAK

Türk yaş meyve sebze ürünlerini ihraç pazarlarına daha hızlı ulaştırabilmek ve yüksek katma değerli ihraç etmek için hava kargo talebinde bulunan gıda ihracatçılarının çağrısına, Türk Hava Yolları’ndan olumlu yanıt geldi.

Uçak kargo ile ülkenin her köşesinde üretilen yaş meyve sebze, su ürünleri, kesme çiçek başta olmak üzere tarım ürünlerinin dünyanın her bölgesine kısa sürede ulaştırılma fırsatının Türk Gıda ihracatçılarına sunulacağını savunan Seyyar, bu sayede Türk ihraç ürünlerinin değerinin artacağını vurguladı. Seyyar, THY’nin hava kargo kapasitesini ve destinasyon sayısını arttırması durumunda Türk gıda sektörünün 2023 yılı için ortaya koyduğu 40 milyar dolar ihracat hedefinin yakalanabileceğini sözlerine ekledi.

Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği tarafından yürütülmekte olan Taze Kiraz ve Üzüm Ürünlerine yönelik UR-GE (Uluslararası Rekabetçiliğin Geliştirilmesi) Projesi kapsamında Berlin/ Almanya’da, Fruit Logistica Fuarı’nda bulunan Proje üyesi 13 firmanın temsilcileri fuarın ikinci gününde, Türkiye İhracatçılar Meclisi Yönetim Kurulu Üyesi ve Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçı-

38 | Narlıdere Life • Nisan/Mayıs

ları Birliği Başkanı Rıza Seyyar başkanlığında; THY Kargodan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Turhan Özen, Kargo Başkan Yardımcısı Halit Anlatan, Orta ve Güney Avrupa Kargo Bölge Müdürü Tarık Parlak ve İzmir Kargo Müdürü Nesrin Elif Yaylalı’dan oluşan heyetle bir araya geldi.

BÜYÜK BALIK OLMANIN YOLU HIZLI BALIK OLMAKTAN GEÇİYOR Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Rıza Seyyar, «Büyük balık olup kurtulmak için öncelikle hızlı balık olunması gerekiyor. Uluslararası pazarda var olmanın ve ihracat yönlü büyü-

Sağlık

Beyin Yorgunluğunu Bu Besinlerle Önleyin 1

Nilay Keçeci Arpacı Uzm. Diyetisyen

Dikkatinizi toplayamıyor, bir işe odaklanamıyor ve sık sık her şeyi unutuyorsanız beyin yorgunluğu yaşıyor olabilirsiniz. Günümüzde birçok insanın yaşadığı bir problem haline gelen, iş ve sosyal yaşamı olumsuz yönde etkileyen beyin yorgunluğunu gidermek için günlük yaşamınıza birkaç besini eklemeyi unutmayın. Uzman Diyetisyen Nilay Keçeci Arpacı, beyin yorgunluğunu gideren besinleri anlattı:

40

| Narlıdere Life • Nisan/Mayıs

KARANFİL ÇİĞNEYİN, ZİHNİNİZ AÇILSIN

Beyin yorgunluğu özellikle yoğun iş yaşamı içinde olan kadın, erkek herkesin karşılaşabileceği bir durumdur. Özellikle gün içerisinde beyninizi en yorgun hissettiğiniz zamanlarda 1 adet tane karanfil çiğnemeniz hem iştah kontrolünüz hem de beyin yorgunluğunuzun giderilmesi için etkili olacaktır. Zihin açıklığı için tane ya da çay olarak da tüketilebilecek karanfil, beyin yorgunluğunun önlenmesine yardımcıdır.

2

GÜNDE 10 BADEM BEYİN SAĞLIĞINI DESTEKLER

Beyin yorgunluğu yaşayan kişilerde en çok unutkanlık durumu görülmektedir Unutkanlıkla başa çıkabilmek için ceviz, fındık, badem gibi iyi yağlar ve antioksidan etkiler içeren kuruyemişlerden faydalanmak gerekir. Günde 10 adet badem beyin yorgunluğunu önlemeye yardımcıdır. Badem insan beynin gelişimi ve sağlığı için gerekli birçok elementi ve bileşeni içerir. Badem çocukların beyin gelişimi için de oldukça faydalı bir besindir.

Sağlık

3

ELMA, BEYİNİN DİNLENMESİNİ SAĞLAR

Beyin yorgunluğunun önlenmesi için C vitaminin de tüketilmesi ihmal edilmemelidir. C vitamini açısından en değerli diyebileceğimiz besinlerden biri ananastır. Yoğun antioksidan içeren ananas meyvesi, beynin daha zinde olması için en önemli C vitamini kaynaklarındandır.

Yine günde tüketilebilecek bir elma beyin yorgunluğuna yardımcı olabilmektedir. Beynin daha rahat çalışması ve zinde olması için mutlaka günlük besin zincirinde yer alması gerekir. Elma, uyku esnasında da beynin daha sağlıklı bir şekilde dinlenmesi sağlar.

4

HAFTADA 3 KEZ BALIK

Yoğun iş yaşamı içinde cep telefonları, e-posta trafiği, sayısız sosyal medyanın kullanımı, trafik stresi, kalabalık şehir hayatı birçok insanı etkileyerek beyin yorgunluğu yol açabiliyor.

Beyin yorgunluğunu gidermek için başta düzenli beslenmek ve öğünleri atlamamak gerekir.

Bunun için balık sık sık beslenme planında yer almalıdır. Özellikle somon içerdiği omega 3 etkisi ile beyin gelişimi ve beslenmesinde oldukça büyük role sahiptir. Haftada en az 3 defa balık tüketmek beynin 3 kat daha iyi çalışmasını destekler ve yorgunluğu önlemeye yardımcıdır.

5

KURU ÜZÜMÜ ÇEKİRDEKLERİYLE TÜKETİN

Çekirdekli kuru üzüm, gerçek bir beyin besinidir. Kuru üzümünün faydalarını görmek için günde 1 avuç kadar tüketmek gerekir. Çekirdekli kuru üzüm, beyin sağlığını korur, yorgunluk oluşmasını önler. Beyin fonksiyonlarının gelişimini arttırmada ve hafıza zayıflığının giderilmesi konusunda yardımcıdır.

Beyin için en faydalı besin olarak bilinen ceviz kadar etkili, faydalı bir besindir. İçeriğinde yer alan magnezyum ile enerjiyi de arttırır. Kuru üzümün tam bir fayda sağlayabilmesi için tüketirken çekirdeklerinin ayıklanmaması gerekir.

Nisan/Mayıs • Narlıdere Life | 41

Yazar Müşterilerinizin Sizin Ürününüzü Tanıtmasını Nasıl Sağlarsınız?

Referansla Pazarlama

Dünyaca ünlü araştırma şirketi Nielsen’in sonuçlarına göre insanlar sevdikleri ve arkadaşlarından duydukları önerilerin %92’sine güvenme eğilimi sergiliyorlar.

Taylan Demirkaya

İzmir Ekonomi Üniv. Öğr. Görv.

Embryonix Şirket Direktörü

Referansla pazarlama aslında insanların bir biri ile iletişim kurduğu zamandan beri var olan bundan 10 sene önce de ağızdan ağıza pazarlamanın bir parçası olarak kullanılan terim olarak karışımıza çıkıyor. Aslında basitçe referans pazarlaması, müşterilerinizin sizi kendi istekleri veya bir karşılık sonucunda diğer potansiyel müşterilere önermesi şeklinde oluyor. Dünyaca ünlü araştırma şirketi Nielsen’in sonuçlarına göre insanlar sevdikleri ve arkadaşlarından duydukları önerilerin %92’sine güvenme eğilimi sergiliyorlar.

42 | Narlıdere Life • Nisan/Mayıs

Buna birçok kez sizde şahit olmuşsunuzdur. Sevdiğiniz bir arkadaşınızın tavsiyesi ile bir ürünü alabilir ya da bir hizmete dâhil olabilirsiniz. Üstelik daha önceden yapmış olduğunuz bütün teknik araştırmayı da belki bir kenara bırakabilirsiniz.

Referansla pazarlama için temelde 3 strateji bulunuyor: 1.

Müşterinin referans vermesini direkt istemek 2. Ödül önermek 3. İki yönlü ödül önermek İşletmeniz için bu 3 stratejinin

hepsi doğru olmayabilir. Ürün ve hizmetinize göre iyi seçim yapmanız gerekir. Örneğin ödülü çok fazla önermek ya da yanlış zamanlama ile önermek, müşterilerinizi sizin üründen çok ödüle odaklanmasını ve fiyat algısından aşağıya doğru ciddi bir baskı oluşmasını sağlayabilir. Öte yandan bu stratejiyi göz ardı etmek sizin çok daha büyük satış fırsatları kaçırmanıza sebep olabilir.

Bu 3 temel strateji üzerinde kısaca durmak gerekirse:

Yazar

1

MÜŞTERİNİN REFERANS VERMESİNİ İSTEMEK

Referans istemenin en kolay ve en direkt yolu olarak sayılabilir. Ürününüzden memnun olan müşterilerinizin size referans olmasını email veya yüz yüze isteyebilirsiniz. Onlara bundan ne kadar memnun olacağınızı söyleyebilir, onlara web sitenizde ve sosyal medyanızda yer verebilirsiniz. Pazarlama eğitimlerimde web sitelerinde gördüğüm “referanslarımız” kısmına firmaların logolarını koymanın ne kadar gereksiz olduğunu anlatırım. Bunun yerine size iyi referans olacak müşterilerinizi arayıp onlardan 100-200 kelime söylemelerini ve sizin web sitenizi paylaşmalarını rica edebilirsiniz.

2

ÖDÜL ÖNERMEK

Bir ürün ve hizmet satışını arttırmak için gelirinizi sizi önerenler ile paylaşmak isteyebilirsiniz.

Buna “gelir ortaklığı” deniyor. Bunun için bol hit alan bir blog ya da web sitesi ile anlaşarak onlardan gelecek olan potansiyel müşterilerin işlemlerinde komisyon önerebilirsiniz. Önerilen ödül sadece parasal olmak zorunda değil. Ürün ve hizmetinizle ilgili bir içeriği öneren kişilere ücretsiz olarak sunabilirsiniz. Hepinizin muhtemelen haberi olduğu bulut tabanlı dosya saklama ve oluşturma uygulaması Dropbox, yaptığınız her öneri için size ekstra dosya alanı açarak çok ciddi bir büyüme sağlamıştı.

3

İKİ YÖNLÜ ÖDÜL ÖNERMEK

Aslında bu ödül önerme kısmını bir adım ileriye taşımak şeklinde anlatılabilir. Burada sadece öneren değil önerilende kazanç sağlamaktadır. Öneriye yapan kişiye verdiğiniz ödülün aynısını ya da bir kısmını öneri yapılan kişiye de vermek, öneri yapılan kişinin daha hızlı ürün/ hizmetinizi kullanmasını sağlayabilir. Bu şekilde kullanıcılar kendi arkadaşlarını sisteme daha hızlı dahil etmiş olurlar.

Nisan/Mayıs • Narlıdere Life |

43

Haber

Barbaros’ta Sıra Dışı Bir Festival…

Geçen yıl, Barbaroslular, köylerinin kaybolmaya yüz tutan tarımsal, kültürel ve geleneksel değerlerini canlandırmayı hedefleyen sıra dışı bir festival hazırlığına giriştiler ve ilki 3-4-5 Haziran 2016 tarihleri arasında gerçekleştirildi. Yöresel adı “oyuk” olan ve tarlaları korumak amacıyla kullanılan korkuluk, festivalin simgesi olarak belirlendi. Böylece etkinliğin adı da Barbaros Oyuk Festivali oldu.

üretimi artırmak ve Barbaros’u markalaştırmak amaçlanıyor.

Dolayısı ile yerli halkın kalkınarak, köyden kente göçün durdurulması ve genç nüfusun geri dönmesi hedefleniyor.

Festivalde yapılan ilgi çekici etkinlikler ve düzenlenen yarışmalar ile kaybolan değerler üzerinde farkındalık yaratmak,

NEDEN OYUK (KORKULUK)?

Festival boyunca çok sayıda ziyaretçiyi ağırlayacak olan Barbaros sokaklarında bulunan köylülerin yaptıkları yüzlerce oyuk, bu yıl da ziyaretçileri hem düşündürecek hem de gülümsetecek.

Festivalin simgesi olarak kullanılan oyuk, tarlalardaki ürünlerin ve dolayısı ile emeğin koru-

yucusu olarak bilinir. Diğer yandan genişletilmiş anlamı ile tarlalara, çevreye ve tarımsal üretime zarar verecek her türlü oluşuma karşı caydırıcı bir güç olarak değerlendiriliyor. Peki oyuklar köye neden ve nasıl geldi?

Festival komitesi üyesi ve Batı Urla Köyleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Aşkın Yaka’nın anlattıklarını birebir aktaralım.

“Barbaros Köyü'nde yıllardır tarım yapılmamaktadır. Tarlaların büyük bir kısmı boştur. Sahipleri gelecek de ürün ekecek diye bekleyen korkuluklar düşman bildikleri kuşlar ve domuz-

Nisan/Mayıs • Narlıdere Life |

44

Haber

Barbaros köylüleri tarafından, bu sene ikincisi düzenlenen ve Türkiye’nin ilk “temalı festivali “olan Barbaros Oyuk (Korkuluk) Festivali, bu yıl 19 Mayıs’ta başlıyor.

3 Gün sürecek festival için hazırlıklar tüm hızıyla devam ediyor.

rım arazilerinin artık ekonomik olmadığını gerekçe göstererek kente göçmüş ve başka iş alanlarına yönelmiştir. Köy artık eskisi gibi değildir. Korkuluklar boş tarlalar kadar, köyün yeni haline de üzülürler. Çünkü sorun sadece ekilmeyen tarlalar değildir. Köyü özgün kılan tüm değerler unutulmaya başlanmıştır. Gelenekler ve kültürel değerler hızla kaybolmaktadır.

sanla işbirliği yapmaya karar verirler ve anlaşırlar. Köyün yok olan değerlerini korumak ve yeniden canlandırmak konusunda ilk yapılması gereken iş farkındalık yaratmaktır. Bu amaçla insanlar tarafından ortaya atılan bir festival düzenleme fikri tüm korkuluklar tarafından da benimsenir ve hazırlıklar başlar…”

Korkuluklar durumun vahametini görünce bu işi tek başlarına yapamayacaklarını anlarlar.

Duyarlı buldukları bir grup in-

Geçen yıl, Demet Küçükkayalar başkanlığında kurulan komitede Ali Karcı, Aşkın Yaka, Çiğdem Yazıcı, Belkıs Ersan Yaka, Gül-

FESTİVAL KOMİTESİ

larla adeta dost olmuştur. Bu durumdan çok rahatsız oldukları için de beklemeye tahammülleri kalmamıştır. Sonunda hep birlikte köye gitmeye karar verirler. Bazısının elinde bir fidan bazısında ise bir tutam lavanta vardır. Amaçları köylülere ve ziyaretçilere şirin görünerek boş tarlaları hatırlatmak ve onları üretime çağırmaktır.

Köye vardıklarında kötü bir sürprizle karşılaşırlar. Birçoğunun sahibi ölmüş, bazıları da değişmiştir. Sağ olanların da tarımla ilgisi kalmamıştır. Gençler, miras yolu ile küçülen ta-

Nisan/Mayıs • Narlıdere Life |

45

Haber fem Kessler, Banu Ersan, Gülhan Kara, Barbaros Ersan ve Ümit Demirtaş var. Festival hazırlığı sürecinde düzenli toplantılar, planlamalar yapan komite üyeleri bir yandan da periyodik aralıklarla oyuk atölyeleri düzenliyor. Urla Belediyesi tarafından verilen el işi kurslarına katılan köy köylü kadınlar, festivalde satmak üzere el ürünleri biriktiriyorlar. İzmir Büyükşehir Belediyesi, Urla Belediyesi ve Batı Urla Köyleri Derneği’nin desteklediği festivalde çok sayıda sponsor firma da yer alıyor.

FESTİVALDE NELER VAR? “Çatkapı evleri” Festival boyunca Barbaroslular evlerini konuklara açıyor. Köydeki bazı evlerin kapısında "çatkapı" tabelası ve bir de yemek menüsü asılıyor. Festivale gelen ziyaretçiler istedikleri çat kapıya evine gidip yöresel yemeklerden yiyebilecekler. Konuklar bu uygulamayla, yöresel yemekleri tadabilecekler.

ETKİNLİKLER

SERGİLER

19 Mayıs Cuma akşamı, canlandırmalarının çoğunluğunu Barbarosluların oynadığı, Yönetmenliğini Kadir Bayar’ın yaptığı, Banu Ersan’ın projesi olan “Sıradam’dan Barbaros’a” belgeselinin gösterimi yapılacak.

Çeyiz Sandığı Sergisi

20 Mayıs Cumartesi akşamı köy meydanında temsili kına gecesi düzenlenecek.

Festivalin 2. Ve 3. Günü 13.00 – 19.00 saatleri arasında Çocuklarla Oyuklar etkinliği olacak. Çocuklar için düzenlenen oyuk yapma atölyeleri, oyuk resimleri sergisi, boyama oyuk figürleri yapımı, akıl oyunları.

Kırkyama Sergisi Görsel Sanatlar Sergisi Fotoğraf Sergisi Bonsai Sergisi “Yaşayan Barbaros” Keçeden Figürler sergisi

BARBAROSLU KADINLAR KOROSU Barbaroslu kadınların oluşturduğu koro, seslendirdikleri türkülerle festivali renklendirecek.

YARIŞMALAR Festivalde Barbaroslu Oyuklar ve Konuk Oyuklar kategorilerinde oyuk yarışması düzenlenecek. Oyuk yarışmalarının yanı sıra, Barbaros’un en güzel bahçe ve avlularının değerlendirildiği Bahçe ve Avlu Yarışması, Yemek Yarışması, kaybolmaya yüz tutmuş tarım ve hayvancılığa dikkat çekmek için Keçi/koyun Sağma Yarışmaları düzenlenecek.

Nisan/Mayıs • Narlıdere Life |

46

Haber

Güçlü Kadın, Güçlü Toplumdur Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, kadınların toplumun hem mimarı, hem de aynası olduğunu belirterek, “Bir toplumun ilerleyişi ve kalkınması ancak kadınların emekleriyle ve çabalarıyla mümkündür. Kadınların konumu ve gördükleri değer de, toplumun ruhunu yansıtır ve gelişmişlik düzeyini gösterir. Modern toplumlar, bu değerin farkındalığıyla, geliştirdikleri politikalarla kadınların iş hayatında, siyasi ortamda; bilim, kültür, sanat camiasında ve daha nicelerinde hak ettikleri konuma erişerek toplumsal gelişmenin itici gücü haline gelmelerini sağlamıştır, sağlamaya da devam etmektedir” dedi.

Mart ayında, Dünya Kadınlar Günü ile ilgili mesajında ülkemizde de, Cumhuriyetimizin kuruluş aşamasındaki ve çağdaşlaşma yolundaki en büyük mücadelelerden birinin, kadınların toplumdaki konumlarının güçlendirilmesi olduğuna vurgu yapan Yorgancılar, “Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Dünyada her şey kadının eseridir.’ ve ‘Ey kahraman Türk kadını! Sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın.’ sözleri ve ayrıca kadınlarımıza seçme ve seçilme hakkının

verilmesi, geçmişte kadınlarımıza atfedilen değeri açıkça göstermektedir” diye konuştu.

KADINA ŞİDDET KABUL EDİLEMEZ Günümüzde ise kadınlarımızın hak ettikleri değeri göremediklerini üzülerek gözlemlediklerini ifade eden Yorgancılar, “Nüfusun yüzde 49,8’inin, yani nerdeyse yarısının kadınlardan oluştuğu ülkemizde, okuma-yazma bilmeyen kadın nüfus oranı erkeklerden 5 kat fazladır. Benzer şekilde, kadın istihdam oranının erkek istihdam oranının yarısında olması, kadınlarımızın iş hayatında da erkeklerin oldukça gerisinde bırakıldıklarının göstergesidir. Konuyla ilgili asıl utanç tablosu ise kadınlarımıza yönelik şiddettir. Ülkemizde her 10 kadından 4’ünün yani kadınların yüzde 35,5’inin şiddet görmesi, kesinlikle kabul edilebilir bir durum değildir. 2016’da 260’ı aşkın kadının öldürülmüş olması da konunun bir diğer çarpıcı olgusudur. Küresel bir güç olma yolunda iddialı hedefleri olan ülkemizde bu veriler büyük bir çelişkidir. Gerek siyasi, gerekse hukuki kararlarda çok daha ciddi adımlara ihtiyaç olduğunu açıkça ortaya koymaktadır” dedi.

Ender Yorgancılar

Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Yönetim Kurulu Başkanı

TABLOYU DEĞİŞTİRMELİYİZ Bu olumsuz tabloyu değiştirmenin hepimizin sorumluluğu olduğuna dikkat çeken Yorgancılar şöyle devam etti; “Çünkü güçlü kadın güçlü toplumdur.

Güçlü toplumlar da bir ülkenin en büyük avantajıdır. Tıpkı istihdam alanında yakın zamanda başlatılan seferberlik gibi, kadınlarımızın güçlenmesi için de seferberlik başlatılmalıdır. Mücadelemizin başarıya ulaşması ve kadınlarımızın modern bir topluma yaraşır konuma ulaşmaları temennisiyle, tüm kadınlarımızın gününü içtenlikle kutluyor, kadınlarımıza değerin bir gün değil, bir ömür boyu verilmesini diliyorum.”

Nisan/Mayıs • Narlıdere Life | 47

Mutfak

Taze Otlarla Gelen Bahar Lezzetleri Ülkemizin hemen hemen her bölgesinde çok zengin çeşitte yenilebilir otlar yetişiyor. Yenilebilir bu lezzetli ve çok şifalı otlara sahip olduğumuz için çok şanslıyız. Yeterince önem ve değer veriyor muyuz, tartışılır. Ancak gerçek olan tam manasıyla organik ve doğal kalan yegane yeşilliklerimiz, ekip biçmek, sulamak, ilaçlamak gerekmeden bize doğa ananın sunduğu sadece otlar kaldı...

Gülhan Kara

Gurme-Yazar / Yemek Danışmanı www.gulhankara.com

Ege’nin denizi, güneşi, havası, kıyıları, adaları ve doğası kadar ilgi çekici aromalı otları ve zeytinyağlı yemekleri...

48

| Narlıdere Life • Nisan/Mayıs

Karadeniz'den Ege'ye, Akdeniz'den Doğu Anadolu'ya her bölgenin özellikle bahar aylarında canlanan ve çoğalan yenilebilir otları boy gösteriyor. Sofralarımıza renk ve lezzet katan bu otlardan çok güzel soğanlı kavurmalar, zeytinyağlılar, çorbalar; pirinçli, bulgurlu, yumurtalı yemekler yapıyoruz. Üstelik hazırlaması, pişirmesi oldukça kolay. Hele Ege otlarını şöyle bir kaynar suya batırır çıkarır ve soğan-sarımsak-zeytinyağı ile kavurur, üzerine limon sıkıp yersiniz. Tüm bölgelerde otlar var ama en yaygın şekilde tüketimi ve bol çeşitliliği ile Ege öne çıkıyor. Girit, Midilli gibi adalardan gelen ot ve zeytinyağı kültürü de bunda etkili. Ege'nin iç bölgelerinde yaşayanlarda hangi otu nasıl pişirip nasıl yiyeceklerini çok iyi biliyorlar.. Otlu tarhanalar, çorbalar, otlu peynirler yapıyorlar.

Ege’nin denizi, güneşi, havası, kıyıları, adaları ve doğası kadar aromalı otları, zeytinyağlı yemekleri, limonu, mandalinası, zeytinleri, peynirleri ve balığı da kendine özgü. Ege’nin meyve bahçeleri, zeytinlikleri nasıl güzelse pazarları da her mevsim yeni ve taze tatlar sunar burada yaşayanlara...

Balıkesir’den Ayvalık’a, Çeşme’den Bodrum’a, Didim’den Datça’ya Urla'ya, Fethiye'ye.. İç Ege köylerini de dahil ettiğimizda Ege pazarlarında her mevsim başka bir tazelik; sofralarda başka bir zenginlik bulursunuz. İlkbahar tüm bereketiyle sunar taptaze Ege otlarını. Salatalar, mezeler, zeytinyağlılar donatır sofraları. Kokulu çilekler, ardından kiraz, vişne gelir. Taptaze börülceler, barbunyalar, enginar, bakla ve bamya... Kabak çiçekleri açar her yerde. Dolmasını yapmak için güneş doğmadan toplamak gerekir. Asma yaprakları, semizotları, rokalar, kıvır kıvır yeşil salatalar... Tombul tombul bostan patlıcanı, körpecik kabaklar, taze soğan ve domatesler... Mart ayından haziran ortalarına kadar ot mevsimidir yöreye göre değişsede.... Yaz sıcaklarında o lezzetli taze otları bulamazsınız. Ama sonbahardan itibaren yine yeşillikler bollaşır. Sıcak yaz günleri ise soğuk mezeler, balık, kalamar, ahtapot,

Mutfak karides, midye ve zeytinyağlılarla lezzetlenir. Taze ot salatalarına çeşit çeşit lezzete peynirler eşlik eder. Domates reçeli meşhurdur… Hele bir de yanın da birkaç dilim sepet peyniri veya İzmir tulumu varsa… Roka salatasını peynirli severim ben.

Zaten benim için özellikle beyaz peynir ve ekmekle en çok yakışan yeşillikler roka, maydanoz ve taze soğan. Ege'nin pazarları deyince ilk akla gelenler Urla, Çeşme, Seferihisar gibi İzmir çevresi olsa da Muğla, Denizli, Manisa'nın pazarları da ünlüdür. Pazar deyince bir ot anımı paylaşayım sizlerle.. Köy pazarlarına gittiğimde otların hepsini almak pişirmek istiyor, heyecanlanıyorum. Bir kaç yıl önce Fethiye'nin cuma pazarına gitmiştim. Köylülerin sattığı otlardan birinin adı "Sarı ot"... Nasıl pişer? diye soruyorum satan hanıma... Ege ağzıyla verdiği yanıt: "İnce ince doğreycen, soğanla yağda kavurcen, üstüne de azcık süt dökcen, afiyetle yiycen"... Bu tarifi alınca durur muyum? Sarı otu aldım. Adı sarı ama kendisi yeşil.. Pişince güneş sarısı harika bir renk aldı. Sütle birlikte nefis bir lezzet oldu.

Ege Denizi ve Yunan adalarıyla iç içe denilebilecek konumu ile Ege kıyılarında bir Akdeniz mutfağının hakim olduğunu görürüz. Lezzetli ve çok sağlıklı bir mutfak. Sağlık da bu yenilebilir yabani otlarla ve zeytinyağı ile geliyor. Sarımsak, soğan ve limon da tamamlayıcı lezzetler...

Akdeniz mutfağını oluşturan üç temel unsur zeytinyağı, domates ve sarımsak burada da öne çıkıyor. Hem Türk mutfa-

Zeytinyağlı Isırgan Malze m ele r: 2 de m et ta ze ısır ga n

1 ku ru soğa n

3-4 ka şı k ze yt in ya ğı

1 ba rd ak ka da r su

Tu z, ka ra bi be r

Isırgan otlarını kaynar suda haşlayıp soğuk suda soğutun ve süzün. İnce ince doğrayıp kıyılmış soğanla zeytinyağında kavurun. Tuz ve biraz su ekleyip

ğının geleneksel zeytinyağlıları hem de Rum mezeleri İstanbul mutfak kültürüne benzer biçimde Ege’de buluşuyor. Sarımsaklı zeytinyağlı sosla sunulan deniz börülcesi, yine bol sarımsaklı ve domatesli patlıcan silkme, imambayıldı gibi çeşitlere domates ve sarımsağın buluştuğu pek çoğunu eklemek mümkün. Yemeklik doğranan soğan ve zeytinyağı tencerenin dibine konur. Üzerine birkaç diş kıyılmış sarımsak eklenir. Eşit miktarda tuz ve şeker serpilip ayık-

kısık ateşte10 dk. pişirin. Ilık ya da soğuk olarak servis yapın. Dilerseniz sarımsaklı, limonlu terbiye gezdirebilir dilerseniz yoğurtla sunabilirsiniz.

lanmış, haşlanıp süzülmüş ve kıyılmış otlar ilave edilir. Bir güzel kavrulur. Çok az su ilave edilip kapağı kapatılarak ağır hiç karıştırılmadan pişirilir. Ocak kapatılır. Tencerenin kapağı kapalı olarak yemek soğumaya bırakılır. Servis yapılmadan önce üzerine birkaç kaşık sızma zeytinyağı gezdirilir ve oda sıcaklığında ( ne ılık ne de çok soğuk olmalı) servis yapılır. Arapsaçı, ısırgan, deniz börülcesi, şevketi bostan, radika, bakla, hindibağ, hardal otu, cibez, enginar... Sa-

Nisan/Mayıs • Narlıdere Life |

49

Mutfak Yumurtalı Karışık Ot Kavurma Malzem eler: 1'er dem et arap saçı, pazı, c ibez, turp otu, ısırgan, maydan oz 1 kuru soğa n veya 2-3 tane yeşil soğa n 1 çay bard ağı zeyt inya ğı Tuz 4 yum urta

Otları ayrı ayrı olmak üzere kaynar suda 1-2 dakika haşlayıp soğuk suya çıkarın. Süzün ve kesme tahtası üzerinde doğrayın. Karnıyarık tenceresi gibi geniş bir tencerede kıyılmış soğan, zeytinyağı ve tuz ilavesiyle bir-

latası, çorbası, mezesi, kuzu etli sıcak yemeği, kavurması, hepsi yapılır.

Bu saydığım otları gidip kırlardan toplamak için onları tanıyor olmalısınız. Ya da yanınızda anlayan biri olmalı. Yenilebilir bahar otlarını toplamaya niyetlendiğinizde yanınıza bir bez torba ya da sepet, kalın bahçe eldiveni, kök kısmını açmak için çakı benzeri bir bıçak almanız gerekir. Topladığınız otları bekletmeden pişirmek önemlidir. Aralarına karışan yabancı otları ayıklayın, şöyle bir sudan geçirerek yıkayın. Bir tencereye

50

| Narlıdere Life • Nisan/Mayıs

likte doğranmış otları 5 dakika kavurun. kaşıkla 4 tane çukur açıp yumurtaları kırın. Üzerine bir kapak kapatıp kısık ateşte bir kaç dakika daha pişirip servis yapın.

kaynar su hazırlayın. Özellikle ısırgan, cibez, pazı, ebegümeci, arapsaçı kullanacaksanız önceden haşlayıp acısını almak gerekir. Kaynar suya biraz tuz atın.

Büyük bir kaba da soğuk su hazırlayın. Deniz börülcesi zaten tuzlu olduğundan onun haşlama suyuna tuz atmanıza gerek kalmaz. Otları kaynar suda 1-2 dakika kadar haşlayıp delikli kepçe ile alın ve soğuk suya bırakın.

Soğuyunca süzgece çıkarıp suyu süzülene ve tamamen soğuyana kadar bekletin. Sonrasında dilediğiniz şekilde doğrayıp dilediğiniz şekilde lezzetlendirebilirsiniz.

Ebegümeci: Ebegümeci yol kenarlarında, tarla kenarlarında, tarla içleri ve boş alanlarda kendi kendine yetişen bir ot olup, 20-30 cm. arasında boylanabilen bu türün yaprakları yuvarlağımsı biçimli, kenarları dişli, uzun saplı, tüylü veya az tüylü, almaşık dizili, 3-7 parçalı ve palmiye gibi damarlıdır. Mayıs ayından Eylül ayına kadar çiçeklenmekte ve pembe renkli, eflatuni çizgili çiçekleri, yaprakların koltuklarından çıkmaktadır. Meyveleri 10 parçaya bölünen, olgunlaştığında açılmayan kuru tohumlar halindedir. Bitki döktüğü tohumlarıyla çoğalmaktadır.

Körpe yaprakları haşlanarak ekşili veya yoğurtlu salatası yapılır. Çiğ olarak tuzla hafifçe ovduktan sonra salatalara eklenebilir. Sade veya karışık otlarla kavurması, etli, pirinçli ya da bulgurlu yemeği, sarması ve çorbası yapılır. Karışık veya sade olarak omletlerde, kreplerde, börek ve gözleme içinde kullanılır.

Radika: Çayırlarda, nemli ve kuytu çalılıklarda, yol kenarlarında bulunur. Tırtıklı yaprakları vardır. Acı radikanın yapraklarının daha tırtıklı olması onu tatlıdan ayıran en belirgin özelliktir. Bahar aylarında sarı çiçek açar. Yapraklar koparıldığında ve kökünde yapışkan sütümsü bir sıvı çıkar.

Taze yapraklarından zeytinyağlı ve limonlu salatası yapılır ki bu salata ege insanının balık yerken kesinlikle tercih ettikleri bir salatadır. Ayrıca karışık ot kavurmalarına kullanılır.

Mutfak Otlu Börek

Şevket-İ Bostan: Ege ve Akdeniz çevresinde yetişen çok yıllık dikenli bir bitkidir. Nemli alanlar, yol kenarları ve nadas alanlarında bulunur. Sarı renkli çiçek açar. Aralık ayından itibaren özellikle, ilkbahar aylarından nisan ve mayıs sonlarına kadar yetişir. Son yıllarda daha çok tanınıp tüketilmeye başlanmasıyla doğal ortamda nerede ise yok olma tehlikesi nedeniyle, kültür ortamında yetiştirilmeye başlanmıştır. Kökleri ve köke yakın taze yaprakları dikenlerinden sıyrılarak kullanılır. Yapraklarından haşlanarak zeytinyağlı salatası yapılır. Köklerinden kuzu etli, oğlak etli veya zeytinyağlı yemeği yapılır.

Arapsaçı: Ege ve Akdeniz çevresinde yetişen çok yıllık kokulu bir bitkidir. Sonbahardan, ilkbaharın sonlarına kadar tarla kenarları, akarsu kenarları ve kuru yamaçlarda yetişir. Bitkinin yaprakları dereotuna çok benzerdir, ama onu dereotundan ayıran en belirgin özellik anasona benzer keskin kokusudur. Yaz aylarının başında sarı şemsiye şeklinde çiçekler açar. Kültür ortamında da yetiştirilmeye başlanmıştır.

Kök ve taze yapraklarından zeytinyağlı, kuzu etli yemeği yapılır.

Yumurtalı veya yumurtasız kavurma sının yanı sıra, karışık ot kavurmalarının ve böreklerin olmazsa olmazıdır.

Cibes Otu: Cibes Turpgiller familyasına aittir. Ege bölgesinde yetişir. Aslında lahananın ve karnabaharın kesilip toplanmasından sonra toprakta kalan köklerinden büyüyen bir bitkidir. Dış görünüşü ile marulu andırır. Cibes Otuülkemizdesofra-

1'e r de met ar ap sa çı, ha rd al ot u, ısı rgan pa zı, ra di ka,

1 ku ru soğa n veya 2-3 ta ne ye şil soğa n 1 ça y ba rd ağı ze yt in ya

Tu z

ğı

3 ad et yu fka 1 ça y ba rd ağı sü t

1 ka hve fin ca nı sıvıya ğ

2 ka şık yoğu rt Üz er i içi n:

Yu mu rt a sa rısı, çöre k

Otları ayrı ayrı olmak üzere kaynar suda 1-2 dakika haşlayıp soğuk suya çıkarın.

Süzün ve doğrayın. Kıyılmış soğan, zeytinyağı ve tuz ilavesiyle otları 5 dakika kavurun. Yufkalardan birini yağlanmış tepsiye dizip üzerine süt, yağ, yoğurt karışımından sürün. İkinci yufkayı parçalara

lardan eksik olmaz. Salatası ve zeytinyağlı yemeği yapılır.

Tadı tatlımsı, hafiften baharatlı ve çok iştah açıcıdır. Bağırsakları çalıştırır. Sindirimi kolaylaştırır. Bağırsak kurtlarının dökülmesine yardımcı olur. Cibes Otunun Sağlıklı zayıflamak için yardımcı bir besindir. Cildin sağlıklı ve canlı kalmasına sağlar. Lahananın kökünden oluşması nedeniyle kansere karşı koruyucu etkisinin bulunmasını sağlar.

ot u

bölüm büzüştürerek tepsiye yerleştirin. Üzerine Kavrulmuş otları serpiştirin. Diğer yufkayı da ikiye bölüp yarısını büzüştürerek örtün. Üzerine sütlü karışımdan sürüp kalan parçayla böreğin üzerini tamamlayın. Yumurta sarısı sürüp çörek otu serpin ve 180 C fırında 30 dk. pişirin.

yeşil renkli ve parlak olup, yakıcı tüylerle kaplıdır. Taze Isırgan Akciğer kanserini tedavi edici, şeker hastalığına karşı, kuyruk sokumu iltihabın karşı, saçlara parlaklık ve canlılık kazandırıcı, saçlardaki kepeğe karşı, romatizmaya karşı, arthiritisi engelleyici, romatizmal ağrı ve şikâyetlere karşı, alerjiye karşı direnç kazandırıcı, inflamasyonu azaltıcı faydaları vardır. Haşlanarak kullanılır. Çorbası, böreği, yemeği, salatası yapılır.

Taze Isırgan: Üzerinde yakıcı tüyleri bulunur. Taze Isırgan yapraklar saplı, oval şekilli ve dişli kenarlı, üst tarafı koyu

Nisan/Mayıs • Narlıdere Life |

51

Yaşam

Eskiden...

Dünyayı keşfetmeye çıkmış meraklı çocuklardık. Unuttuk bir sokağın ucundaki soluk perdeli evlerimizi, bahçelerimizi, güllerimizi, gülüşlerimizi... Derken kurtaramadık kendimizi. Şimdi, sevdiklerimizi sevmeyi deniyoruz.

Yaşamadıklarımızı değil, yaşadıklarımızı özlüyoruz...

Necdet Goncagül

Psikolojik Danışman

“Bitmiyor, sadece bazen -belki güneşli bir günde veya kalabalık bir gecede- geçtiğini sanıyorsun ama geçmiyor esasında. Alışıyorsun zamanla, asla bitmiyor...”

Eskiden, bir pencerede beklerken, hala suskun ve çocukken, basit bir oyunda düşlerken, henüz kimse ölmemişken, büyümek hiç aklımda yokken... Eskidendi, çok eskiden.

Sabahları, birbirinin yüzüne bakıp “günaydın” demeden geçen insanlara şaşırırdık. Korkardık yüzlerindeki sabah aydınlığının olması gereken kuytularda barınan gölgelerden. Bir hayli anlamsız gelirdi sabah mutsuzluğu. Yoracak şey bulamazdık...

Eskiden, çember çevrilir, musluktan su içilir, ağaçlara tırmanılırdı.

Bebekler bezden, silahlar tahtadan, resimler kömür karasından yapılırdı.

52 | Narlıdere Life • Nisan/Mayıs

Kızlara ninelerinin, erkeklere dedelerinin isimleri konulur, saatli maarif okunurdu.

Hayat, arkası yarın gibiydi, kesintisizdi, efektör Korkmaz Çakar’dı.

Komşuda pişen bize, bizde pişen komşuya düşerdi.

Her gün yaşanacak bir şey vardı. Herkes kendi düşünü kurar, kendi hayatını oynardı...

Geceler ayaz, sokaklar karanlık, yıldızlar parlak olurdu.

Turşu, salça, tarhana evde yapılır, karpuz kuyuda soğutulurdu.

Erik ağacının çiçeği penceremize yaslanır, güz yaprakları bahçemize düşerdi.

Kardan adam yapılır, evlerde soba yakılır, kış gecelerinde masal anlatılırdı.

Merdiven çıkılır, aidat ödenmez, yönetici seçilmezdi.

Evler badanalı, sokaklar lambasız, mahalleler bekçili olurdu.

Ajans radyodan dinlenilir, çizgi roman okunur, defterlere kenar süsü yapılırdı.

Sokaklar, evlerimiz kadar güvenliydi. Düşünce kaldırırlar, kavga edince barıştırılırdık. Polisler gelmezdi kavgalarımıza, zabıtlar tutulmazdı. Birbirimizin suyundan içer, elmasına diş atardık yine de mikrop kapmazdık. Azar işitip hastanelere taşınmazdık. İtişip, kakışıp yine oyuna dalardık...

Dünyayı keşfetmeye çıkmış meraklı çocuklardık. Unuttuk bir sokağın ucundaki soluk perdeli evlerimizi, bahçelerimizi, güllerimizi, gülüşlerimizi... Derken kurtaramadık kendimizi. Şimdi, sevdiklerimizi sevmeyi deniyoruz. Yaşamadıklarımızı değil, yaşadıklarımızı özlüyoruz...

Yaşam

Özlemek mi, anmak mı? Her ikisi de aynı kapıda mı? Kapıyı çalan olmasaydı aralanır mıydı tüm bunlar? Kapıyı çalan kimdi peki? Bir hırsız mı, yoksa zaman mı?

değildir! İnsan doğunca değil, büyüyünce yüzleşiyor kendisiyle. Tutunduğu her şeyin kırıldığını, yok olduğunu görünce de; ister istemez tutunuyor kendisine...

Alışıyor insan yalnızlığa, yalnız kalmaya. Kalacak olma fikrine bile alışıyor. Kendini bile çekemeyen bir insan için çok da zor değil ki; zaten içindeki kalabalıkta kayboluyorsa ve dışında duyacağı en ufak sese tahammülü yoksa, alışıyor işte... Bir de şiirler olmasa; Orhan Veli de sussa daha kolay olacak ama...

Daha fazla alışmadan kalabalıklara, tekrar geri dönmek lazım yalnızlığa... Hayat ne kadar garip değil mi? Deniz, martılar, gemiler falan... Ama insan neye alışmıyor ki? Eninde sonunda alışır yalnızlığa. Yalnızlık en büyük tiryakilik olmuş. Rastlamadım oysa her hangi bir uyarı yazısına “yalnızlık öldürür” gibi mesela...

Bir zaman önce başa çıkamadığın yoksunlukların, aslında ne denli farazi olduklarını fark edersin ve sonra da alışırsın.

Yalnızlığın bundan gayrı sebep

lazım. İhanetlere, terkedilmelere, bir başına kalmalara hazırlıklı olunmalıdır.

Göçüp giden dostlarla birlikte, elden gelmese de mecbur kalınandır. Yapacak bir şey yoktur çünkü giden gitmiştir, geride seni bırakmıştır. İşte o zaman yapılacak tek şey; yalnızlığı kucaklayıp, onu sevdiklerinin yerine koyabilmeyi başarmaktır. Yalnızlık bakidir, oradadır.

Her zaman orada olacaktır. İster alışın, ister alışmayın; herkes yalnızdır!

Bavul her zaman hazırdır. Telefonların seyrek çalacağı hesaplanmalıdır. Pencereden misafir yolu gözlemekten de vazgeçmek

Nisan/Mayıs • Narlıdere Life |

53

Gayrimenkul Gezgini

Herkes Gayrimenkule Yatırım Yapabilecek

Aşkın Yaka

Gayrimenkul Danışmanı Ar-Ge Müdürü

Gayrimenkul Sertifikası sayesinde, parası az olanlar da değer artışı kazancından yararlanabilecek.

Yatırım dünyasına yeni giren Gayrimenkul Sertifikası, gayrimenkul projelerinin, herkesin ortak alabileceği küçük paylara bölünmesiyle oluşturulan bir yatırım aracı. Başka bir deyişle, evin tamamı yerine kişilerin bütçesi oranındaki payını satın almasına olanak sağlayan bir sistem. Örneğin 20 bin liralık birikimini konut sektöründe değerlendirmek isteyen bir kişi, 400 bin liralık dairelerden oluşan bir konut projesine Gayrimenkul Sertifikası alarak yatırım yapabiliyor. Böylece gayrimenkulün değer artışı kazancından katılımı oranında yararlanabiliyor.

Diğer yandan projenin üstlenicisi olan firmalar da yatırımcılardan toplanan nakdi projelerinin finansmanında kullanıyorlar.

Gayrimenkul sertifikası almak isteyenler, bankaları aracılığı ile talep toplama tarihlerinde doğrudan alım yapabiliyorlar.

SERTİFİKALARIN GARANTÖRÜ VE ÇÖZÜM ORTAKLARI HANGİ KURUMLAR? Gayrimenkul Sertifikası sistemi, projenin üstlenicisi olan firmanın anlaştığı bir banka tarafından garanti altına alınıyor. İnşaatın taahhüt edilen süre ve kalitede tamamlanması, aksi taktirde bunlardan doğacak cezai

54 | Narlıdere Life • Nisan/Mayıs

şartlar banka tarafından garanti ediliyor. Gayrimenkul sertifikalarının denetimini SPK yapıyor.

Projede alım-satıma konu olan tüm Gayrimenkul Sertifikaları, Borsa İstanbul’da işlem görüyor.

Böylece, gerek ülkemizden gerekse yurt dışından Gayrimenkul yatırımı yapmak isteyen tüm kişi ve kurumların beklediği güvenli ve şeffaf ortamın sunulması sağlanmış oluyor. Ayrıca Borsa İstanbul, gayrimenkul yatırımcılarının ihtiyaç halinde ve istedikleri anda projenin bitmesini beklemeden nakde dönmelerini de sağlıyor.

Yatırımcılar projelere ilişkin tüm gelişmeleri, Kamu Aydınlatma Platformu’ndan (KAP) edinebiliyorlar.

PROJE BİTİMİNDE DAİRE TESLİMİ VEYA GELİR PAYLAŞIMI Gayrimenkul sertifikasına sahip olanlar, eğer ellerinde yeterli sayıda sertifika varsa, sertifikada belirlenen tarihte inşa edilen gayrimenkulün bağımsız bir bölümünü alabiliyor. Bu hakkını kullanmak istemeyenler ya da yeterli sayıda sertifikaya sahip olmayanlar, izahname ile ilan edilen oranda faiz veya gayrimenkulün sertifika sahiplerince talep edilmeyen bölümünün banka tarafından açık artırma ile

Gayrimenkul Gezgini

Gayrimenkul sertifikası almak isteyenler, bankaları aracılığı ile talep toplama tarihlerinde doğrudan alım yapabiliyorlar. satılması sonucu elde edilen gelirden payları oranında hesaplanan tutarı da talep edebiliyorlar.

Gayrimenkul sertifikası ihraç eden projelere ile Türkiye’nin her bölgesinden yatırım yapılabiliyor.

BU YÖNTEMLE NASIL EV SAHİBİ OLUNUYOR? Projeden ev sahibi olmak isteyen, ancak birikimi yeterli olmayan birisi, mevcut bütçesi kadar gayrimenkul sertifikası alımı yaparak yatırımına başlıyor.

Projenin üstlenicisi (ihraçcı) ve SPK tarafından, konumuna ve özelliklerine göre pay tutarı belirlenmiş olan daire tiplerinden beğendiği tip dairenin payını proje teslimine kadar, istediği zaman ve ekonomik gücünün yettiği miktarlarda toplayarak sahibi olabiliyor. Eğer kişi ev sahibi olmaktan vazgeçer de topladığı sertifikaları satmak isterse, Kaynak: http: //www.spk.gov.tr http: //www.yatirimyapiyorum.gov.tr Anadolu Ajansı

dilediği zaman ve dilediği miktarda nakde dönüştürebiliyor.

HER İNŞAAT FİRMASI GAYRİMENKUL SERTİFİKASI İHRAÇ EDEBİLİYOR MU? Gayrimenkul sertifikası ihraç etmek isteyen inşaat firmalarının öncelikle anonim ortaklık olması gerekiyor.

Firmaların gerçekleştirecekleri projeye eşdeğer büyüklükteki en az bir projeyi, sözleşmesi ve teknik şartnamelerine uygun olarak, Sermaye Piyasası Kurulu’na başvuru tarihinden önceki 5 yıl içerisinde tamamlamış olması gerekiyor.

Ayrıca firmalardan, üstlenecekleri gayrimenkul projelerini gerçekleştirebilecek mesleki ve teknik donanıma sahip olduğunu belgelendirmeleri isteniyor.

İLK GAYRİMENKUL SERTİFİKASI TOKİ ÖNCÜLÜĞÜNDE HALKA ARZ EDİLDİ İlk Gayrimenkul Sertifikası, Başbakanlık Toplu Konut İdaresi (TOKİ) öncülüğünde Makro İnşaat›ın İstanbul Başakşehir’deki Park Mavera 3 projesinde uygulandı. 29-31 Mart’ta, sabit fiyatla talep toplama yöntemiyle halka arzı yapıldı. Vakıf Yatırım Menkul Değerler’in Kamuyu Aydınlatma Platformu’ndan (KAP) verilen bilgiye göre toplam 143 milyon 242 bin 425 lira değerindeki her biri 42,50 lira olan 3 milyon 370 bin 410 adet gayrimenkul sertifikası satışının gerçekleştirildiği belirtildi.

1 milyon 775 bin 842 adet sertifika (yüzde 52,7) kısmının yurtiçi bireysel yatırımcılara, 1 milyon 594 bin 568 adet sertifika (yüzde 47,3) kısmının da yurtiçi kurumsal yatırımcılara yapıldığı bildirildi.

Nisan/Mayıs • Narlıdere Life | 55

Haber Yorgan ve Battaniyede Kuru Temizleme Yorgan ve battaniye temizliği özellikle sağlık açısından oldukça fazla önem taşıyor. Sürekli olarak kullanılan ve zaman içerisinde bakteri oluşan yorgan ve battaniyelerinizin, düzenli periyotlarla yıkanmaması, sağlığı riske atmak anlamına gelir. Yorganların ve battaniyelerin temizliği ihmal edilmemelidir. Bu konuda profesyonel kuru temizleme olanaklarından yararlanmak, derinlemesine temizlik sağlayabilme adına uygun yol olacaktır.

Teknolojik gelişmeler sayesinde kuru temizleme merkezlerinde, artık yorgan ve battaniye yıkama işlemleri de gerçekleştirilebiliyor. Tamamen dezenfekte olmalarını sağlayacak özellikteki makineler, ev ortamındaki yıkamaya göre kat kat başarılı sonuçlar çıkarıyor. Evde yorgan yı-

STOR VE ZEBRA PERDE

BİLGİ ALINIZ

238 14 77

56 | Narlıdere Life • Nisan/Mayıs

kama işlemi hem risklidir, hem de tam anlamıyla temizlik sağlanamaz. Bu sadece yorgalarda ve battaniyelerde yerleşik vaziyette bulunan bakterilerin yıkanması anlamına gelir. Onları tamamen ortadan kaldırabilmenin yolu, kuru temizleme hizmetinden yararlanmaktır.

Elyaf yorganlar ve polar battaniyeler ev ortamında temizlenmesi kolay ürünlerdir. Çamaşır makinesinde, uygun ayarda yıkanabilirler.

Ancak yün, pamuk, devetüyü ve kaz tüyü gibi özel ürünler için bu geçerli değildir. Makineye ciddi anlamda zarar vereceği gibi, çekme ve bozulmalar da meydana gelir.

Yün ve pamuk ürünler sıcak suyu ve kimyasal temizleyicileri de sevmeyen bir yapıya sahip olduğu için, çekme ve keçelenmeler olu-

şur. Bu özel ürünlerinizin yüzünde yanlış temizlemeden kaynaklı sarı lekeler meydana gelir. Bu lekelerin çıkarılması oldukça zahmetlidir. Yün, pamuk, kaz tüyü ve devetüyü gibi bu özel ürünler için en sağlıklı yol, kuru temizleme uygulaması yaptırmaktır.

Kuru temizlemeciye teslim edilen yorgan için öncelikle yüzde oluşan lekelerden kurtulmak için, leke çıkarma uygulaması yapılır. Sonrasında ise kuru temizleme uygulamasına geçilir. Yorgan temizliğinde en problemli noktalardan biri de, ürünlerin iyi kurtulmasıdır. Kuruduğundan tamamen emin olmak gerekir. Çünkü bu özel ürünler nemli kaldığında ürününüzün yüzünde lekelere ve bakteri oluşumuna neden olur. Üstelik kötü bir koku da yayacaktır.

Yorgan için kuru temizleme yapıldığında, derinlemesine temizlik sağlanabileceği gibi, tamamen kurumuş şekilde teslim alınır. Dry Clean Life ekibi olarak, yorgan yıkama hizmeti ile sizleri hem büyük bir zahmetten kurtarıyor, hem de ürünlerinizi daha sağlıklı şartlarda kullanmanıza olanak sağlıyoruz. Yorgan battaniye temizliği için ücretsiz servis hizmetinden yararlanabilirsiniz.

Haber

Nisan/Mayıs • Narlıdere Life |

57

Haber

İzmir’e Türkiye’de Benzeri Olmayan Bir Yaşam Konsepti Geliyor Mansur Erden;”Mesele sadece konut yapmak değil, yaşam kalitesini arttırarak, insanlara katkı sağlayabilecek yaşam alanları oluşturmak”

ERDN İnşaat’ın sahibi Mansur Erden, aslında Ziraat mühendisi. İş hayatına İstanbul’da başlar, İzmit, Gebze, Ankara ve İstanbul’dan sonra iş hayatını İzmir’e taşımaya karar veriyor. Bu kararını ise Erden şöyle özetliyor. İstanbul’un kalabalığı, şehrin stresi, bana verdiği yorgunluk ve sakin bir şehirde yaşama isteği uyandırdı. Böylece eşimle beraber İzmir’e taşınmaya karar verdik” şeklinde tanımlıyor.

İzmir’de yatırımlarını gerçekleştirmek adına uzun bir çalışma yapan Erden, ”Çalışmalarımız sonucunda ekibimin de yönlendirmesiyle Menemen’de yatırım yapmaya karar verdik. Bölge gelişmeye çok müsait dolayısıyla burayı seçmemiz de Menemen’in büyük önem taşıyor. Bölgenin üniversiteler bölgesi seçilmiş olması, bir tarafında Foça gibi bir tatil beldesinin yer alması diğer tarafta İhtisas Organize Sanayi Bölgesinin kurulmuş olması, şehrin trafiğine girmeden Emirâlem üzerinde Manisa’ya 35 dakika da ulaşma imkanı, Çanakkale otobanına yakınlığı, Körfez Geçişi projesinin bir ayağının Çiğli’de olması, gelişmeye hazır bir durumda olması bizi etkilemiştir” diyerek lokasyonun önemine dikkat çekti.

Erden,”Biz burada, benzersiz bir konseptle yaklaşık 1200 konutluk bir proje başlatıyoruz. Bu proje de 1+1,2+1,3+1 olmak üzere konforlu bir yaşam tarzı belirledik. İzmir’in özgür bir yaşama sahip oluşu bizi hep etkiledi. Bu kentin yüzü batıya dönük, modern ve sıcakkanlı olmasından dolayı ihtiyaçlarını bu yönde olduğunu düşünerek geliştirdik bu konsepti” dedi.

SEHİRDEN FARKLI Larissa Göl Evleri projesi, çevreci yönüyle de dikkat çekiyor.

Proje, birçok özellikleri arasında Türkiye’nin ilk ve tek meyve veren dikey ormanı olma özelliği özelliğini taşıyor. Bununla birlikte dikey orman konseptiyle inşaat için doğadan alınan toprak, doğaya fazlasıyla geri kazandırılacak. Milattan önce antik dönemden bu yana, Ege’nin sembolü olan zeytin ve üzüm uygulanacak. Hangi katta olunursa olunsun, daire sakinleri dalından üzüm koparabilecek.

ŞEHRİN İÇİNDE AMA

Nisan/Mayıs • Narlıdere Life | 63

Zeynep Hanım Vilaları

Güzelbahçe Kahramandere’de 5.000 m² arsa içinde 10 adet eşsiz villa

“Fazla İyi”

4 oda, salon Çok amaçlı ikinci hobi salonu Ebeveyn yatak odasında giyinme odası ve banyo Bodrumlarda kiler Teknik odalar Çatıda kış bahçesi ve 2 adet teras Beach yolları ve otoparklar

Marka takıntılı degiliz. Sadece en iyisini yapmak istedik !..

Nar Proje Yapı

İrtibat: 0 (532) 171 28 27

HÜRSAN

Sadece satın alacağınız gayrimenkulün özelliklerini bilmek yeterli değildir. Bölgesini de her yönüyle incelemeniz gerekir.

Barbaros

Birgi

Zeytinler

Uzunkuyu

Urla, Barbaros, Birgi, Uzunkuyu ve Zeytinler bölgesi hakkında bilmek istediğiniz her şey için bizi arayın.

Aşkın YAKA 0 532 630 52 22 0 232 239 03 09 gayrimenkul@askinyaka.com

Yatırım için bir arayışınız var mı?

Artık aramayın, bizi arayın.

Balçova Agora AVM'ye yakınlığı, merkezi konumu, özel dış tasarımı ve iç dekorasyonuyla Mart 2017'de teslim edilecek olan 1+1 dairelerimiz, hem yatırımcılarını hem de keyifli bir dairede oturmak isteyen değerli misafirlerini bekliyor.dairemiz siz değerli misafirlerini bekliyor...

Aynur SOLHAN 0 541 450 82 83 0 232 239 03 09 solhanaynur@gmail.com

Hakan GENÇ 0 532 375 12 73 0 232 239 03 09 hakan@remax.net.net

Alaçatı'ya 17 km Mesafede Orman Manzaralı Villalar

Sadece 4 adet üretilen villalardan her biri, 350 m2 brüt, 250 m2 net alana sahiptir. Her biri yaklaşık 7.200 m2 'lik arazi üzerine inşa edilmiştir. İnşaat sürecinde olması sebebi ile, özellikle iç kısımlarında talebe göre farklı uygulamalar yapılabilir. Orman manzaralı olan villalar, butik otel, huzur evi gibi farklı kullanım şekilleri için de çok uygundur. Yüksek yapı stamndartları ile üretilen villalar, bulundukları bölgedeki hızlı değer artışı sebebi ile yatırım için idealdir. Villalar Zeytinler otoban bağlantı noktasına 1,3 km, Urla'ya 20 km, Ildırı'ya 13 km Alaçatı'ya 17 km, Çeşme2ye 29 km, İzmir Narlıdere otoban girişlerine 48 km mesafededir.

Aşkın YAKA

0 532 630 52 22 0 232 239 03 09 Mithatpaşa Cad. No. 26 Narlıdere - İZMİR

m²

Satılık - Kiralık Gayrimenkuller m²

Narlıdere’de, Atatürk Mahallesi’nde, site içinde, full körfez manzaralı, brüt 190 m², 3+1 satılık daire. Sevgi Yetişen 0533 5452953

Konak Kemeraltı Havra Sokağı’nda 6 katlı, 3,000 m² Kiralık bina.

Fiyatı: 40,000 TL Hakan Genç: 0 532 375 12 73

Narlıdere Yenikale Mahallesi’nde, Tanınmış Sitesi’nde 254 m², 4+1 full deniz manzaralı daire. Sevgi Yetişen 0533 5452953

Urla Birgi ve Uzunkuyu’da yaklaşık 800 m² arsa statüsünde, 250 m² yapı izni olan parseller. Fiyat: 285.000 TL - 360.000 TL Aşkın Yaka 0532. 630 52 22

Güzelbahçe Siteler'de 155 m² ve 3+1,ebeveyn banyolu,doğa ve deniz manzaralı, doğalgazlı, otoparklı, yüzme havuzlu satılık site dairesi.

Fiyatı: 740.000 TL. Turgay Kaynak : 0 532 285 79 89

Urla Uzunkuyu’da 500 m² arsa statüsünde, 250 m² net yapı izni olan parseller satılıktır. Şebeke elektriği ve suyu mevcuttur.

Fiyat: 245.000 TL Aşkın Yaka 0532. 630 52 22

TURGAY KAYNAK 0532 2857989

Urla Uzunkuyu’da 700 m² meyve bahçesi içinde 120 m², 3+1 müstakil ev satılıktır. Fiyat :360.000 TL Aşkın Yaka: 0532 630 52 22

Urla Uzunkuyu’da 3.500 m² bahçe içinde 190 m², 4+1 müstakil ev satılıktır. Fiyat :750.000 TL Aşkın Yaka: 0532 630 52 22

0232.239 03 09 - info@remaxnet.net - Mithatpaşa

Cad. No. 26 Narlıdere - İZMİR

Çeşme / Alaçatı’da, 300 m² Bahçe içinde, 3+1, 110 m², eşyalı ikiz villa satılıktır. Fiyatı: 885.000 TL Yüksel Ceylan: 0533 471 57 63

Alaçatı’ya 18 km mesafede, satılık 12 adet parsel. Çeşme-İzmir Karayolu’na cepheli parsellerin her birisi 1.425 m²’dir. Her parsele 150 m² konut yapılabilir. Fiyat: 415.000 TL/ad. Aşkın Yaka 0532 630 52 22

Urla Uzunkuyu Köyü’nde, Çeşme-İzmir Karayolu’na cepheli 26.000 m² zeytinli arazi satılıktır. Kısmen doğal sit olan arazinin 250m yol cephesi vardır. Fiyatı 1.600.000 TL Aşkın Yaka 0532 630 52 22

Urla Birgi’de 825 m², orman kenarında, 150 m² konut yapılabilen parsel 245.000 TL. Aşkın Yaka 0532 630 52 22

Urla Zeytinler otoban çıkış noktasında, yatırıma uygun, 3.050 m² arazi satılıktır. 150 m² konut izni vardır. Şebeke elektrik ve su altyapısı mümkündür. Fiyat: 350.000 TL Aşkın Yaka 0532 630 52 22

Alaçatı’ya 17 km mesafede, Urla Uzunkuyu Köyü’nde, 7.500 m² zeytinli arazi içinde, 150 m², 3+1 villa satılıktır. Fiyatı: 1.350.000 TL Aşkın Yaka 0532 630 52 22 184 M2 3 ODA 1 SALON 2 BANYO(Ebeveyn banyolu)

Urla Barbaros Köyü’nün girişinde, Ildırı-İzmir Karayolu’na cepheli 2.475 m² arsa statüsündeki parsel satılıktır. 250 m², işyeri, konut, otel yapılabilir. Fiyatı 850.000 TL Aşkın Yaka 0532 630 52 22

Urla Uzunkuyu Köyü’nde, Çeşme - İzmir Karayolu’na 150m mesafede, 858 m² arsa statüsünde, işyeri, konut, otel yapmaya uygun parsel satılıktır. Fiyatı 350.000 TL Aşkın Yaka 0532 630 52 22

0232.239 03 09 - info@remaxnet.net - Mithatpaşa

Cad. No. 26 Narlıdere - İZMİR

Papağan Çiğbörek Köprübaşı Cad. Yalbı Sk. No:5 Eskişehir T 0 222 231 43 62 Arifiye Mah. Değirmen Sk. No:12 Eskişehir T 0 222 221 00 44

Röportaj

Ödüllü Otel, Üçüncü Yılında Fark Yaratıyor Guide tarafından 2016yılının en modern butik oteli seçilen Zeniva Butik Hotel, sağladığı hizmet kalitesiyle bu ödüle hak kazanmış. Yiğit Can Özen’e soruyoruz.

Otel ve turizm sektörüne giriş hikâyeniz, baba mesleği midir?

Yiğit Can Özen

İzmir’in kalbi Alsancak’ta bulunan Zeniva Butik otel, şehrin iş eğlence ve alışveriş merkezlerine, Uluslararası İzmir Fuar alanına yürüyüş mesafesinde olmasının yanında, İzmir Körfez kıyısında ki muhteşem Kordon’a, kentin önemli meydanlarından Cumhuriyet meydanına 50m uzaklıkta ki konumuyla misafirlerine önemli ölçüde kolaylık ve konfor sağlamaktadır.

Uluslararası Turizm Platformu’nda büyük öneme sahip İngiltere merkezli Luxury Travel

76 | Narlıdere Life • Nisan/Mayıs

Hayır, babam ve ben elektrik mühendisiyiz. Enerji taahhüt işleri yapıyoruz, turizme katkı sağlamak adına böyle bir projeye başlamamız 2012 yılında oldu. Kendi inşaatlarımızı da yapıyoruz. Eski binayı yıkarak sıfırdan yaptık, işletmesine de devam ettik.2014 yılında mermer fuarında otelimiz açılmıştık, bu yıl mermer fuarında da 3.yılımızı doldurduk.

Üç yılda neler oldu?

Daha farklı beklentiler bekliyorduk tabi, iyi olacak diye düşünüyorduk. Ama şu anki durumlar nedeniyle özellikle Booking. com kapanmasıyla genel olarak Türkiye’de turizm düşüşe geçti diyebilirim. Turizm her zaman dalgalanıyor, ama sadece İzmir değil, turizm sektörün de Dünya’da büyük bir potansiyel olduğunu düşünüyorum. Türkiye’nin üçüncü büyük kenti olan İzmir’in liman ve fuarlar kenti

olarak turizmde de daha çok gelişmesini umut ederek bu yatırımı yaptık.

İzmir’de turizmin canlanması için neler yapılmalı?

Sadece mermer fuarı, Meryem Ana, Cruise gemileriyle İzmir turizmde kalkınamaz. İzmir’de her şey hazır, alt yapı hazır, çalışan nüfus hazır, oteller hazır, fuar alanları hazır, İstanbul’a bağlantı oto yol da gelince İzmir’in hiçbir eksiği kalmıyor. Bütün Ege bölgesinin incisi İzmir’e yabancı firmaların daha fazla gelmesi ve yerel yönetimin de desteğiyle hepsi birlikte İzmir daha da iyi olacaktır.

Zeniva Hotel konseptinden bahseder misiniz?

Zeniva Hotel, butik otel olarak odalarımız, üç çeşitten oluşmaktadır. 20 standart,10 delux ve 5 suit olmak üzere 35 odamız var. Üst katta 80 kişilik bir toplantı alanımız gerektiğin de yemekli olmak üzere hazır. Ayrıca seminer ve eğitimler de verebiliyoruz. Onun dışında yurtdışından gelen yoga eğitmenlerimizle haftalık yoga eğitimlerimiz oluyor.

Röportaj Şehir otelciliğinin artı ve eksileri neler?

Zeniva Hotel’e kardeş projesine nasıl bakıyorsunuz?

Şehir otelciliği genelde on iki ay olmasıyla güzel. Gerçi az ayları 3-4 ay gibi haziran ayından eylül başına kadar bir kaybımız oluyor, ama kış aylarında bizi tercih eden lokal çevreyi değerlendiren misafirlerimiz, yaz ayların da hafta içi ve ya hafta sonu Çeşme, Kuşadası, Urla gibi ilçeleri daha çok tercih etmelerinden dolayı sezon düşüklüğü oluyor. Bizler, yazlık yerlerin çok yoğun olduğu dönem de farklı kampanyalarla hizmet vermeye çalışıyoruz. Yazın şehir merkezi ve Alsancak ayrı bir sakinlik ve güzellik oluyor. Gündüz yazlık yerlerde yorulan, bunalan ve karmaşadan kaçan insanlar İzmir’i tercih ediyorlar. Otelimizin sakinliği iyi geliyor.

Bu konuda yatırım planlarımız var ve yatırım yapmayı sürdüreceğiz. Belki İstanbul, Ankara gibi şehir oteli ya da Bodrum, Çeşme gibi turistik ilçelerde bir projemiz olacak. Yakın zamanda hayata geçirmeyi planlıyoruz.

Başka il ya da İlçede misafirlerimizi ağırlamak istiyoruz. Otelcilik devam edecek, mutluyuz, mutlu olacağız diyelim. Bunun yanı sıra inşaat, enerji ve elektrik taahhüt işlerimizde aynen devam edecek.

Hizmetlerinizden bahseder misiniz? Üçüncü yılımızı doldurmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Otelimiz de konaklayan misafirlerimize Kordon boyunda turlamak için ücretsiz verdiğimiz bisiklet hizmeti çok beğeniliyor. Bunu İzmir’de ilk biz başlattık. Ama birkaç otelde daha görmeye başladım. Alsancak ve Kordon boyunu turlamak için bisiklet çok keyifli. Yabancı misafirlerimiz alışkanlıkları olduğu için çok beğenerek kullanıyor. Ayrıca bisiklet hizmeti konusunda çok güzel geri dönüşler aldık diyebilirim. Projelerimizden birisi de Pazar günleri otelimizde 10.30’dan sonra brunc veriyoruz, kahvaltımızdan da güzel geri dönüşler alıyoruz.

İzmir’de butik otel olarak ilk dört içinde olmak nasıl bir duygu? İzmir’de Booking’de yorum oranına bakarsanız, bölgemizde, bizim notumuz 8-9 ayrıca binin üzerinde yorum var. Çevremizde bizim üzerimiz de yorumlar ile ortalamayı yakalayan üç tane otel içinde Zeniva dördüncü sırada. Ayrıca fiyat olarak da ilk üç otelin yarı fiyatına oda veriyoruz. Hem de aynı kalitede. Belki bizim deniz manzaralı odalarımız yok ama ön tarafta bulunan çevre otellerin yol gürültüsünden ve trafikten uzakta olmamız, dinlenmek ve rahat etmek için ideal.

Biz diyoruz ki, ”Aradaki fiyat farkıyla da Kordon’da balığınızı yiyin, akşam otelimizde sakin, sakin Alsancak’ın en nezih ve en sakin sokağında konaklayın” Hem en yakın, hem de en sessiz olabileceğiniz sokak burası oluyor. Butik oteller içinde en çok yorum ve yüksek rakam bizim otelimiz. Yani ilk 4 içinde bulunmak ayrı bir keyif bizim için.

Nisan/Mayıs • Narlıdere Life |

77

Sağlık

Kedilerin İmmun Yetmezlik Virüsü (Kedi AIDS’i) Kedi AIDS’i kediler için son derece bulaşıcı ve tehlikeli bir hastalıktır.

Klinik belirtileri çok değişken olup, başlıca semptomlar ateş, kulak enfeksiyonları, lenf yumrularında büyümeler, ağız ve diş etlerinde yaralar, böbrek yetmezliği semptomları, geçmeyen ishal, solunum yolu problemleri ve göz enfeksiyonları olarak sıralanabilir.

Ş.Tuğrul Kunt

Uzm. Veteriner Hekim Cerh. Ortp. ve Travmotoloji Uzmanı

Bu sayımızda sizlere kliniğimizde sıklıkla rastladığımız Kedi AIDS’i olarak bilinen hastalıktan bahsetmek istiyorum. Bu hastalık hakkında bize en çok yöneltilen soruya cevap vermekle başlayacak olursak, Kedi AIDS’i olarak bilinen kedi immun yetmezlik hastalığı insanlara bulaşmaz ve insanlarda AIDS hastalığına sebep olmaz. Hastalığın etkeni Feline Immunodeficiency Virus’tur (FIV). İnsanlarda AIDS oluşturan hastalığın etkeni ise HIV olarak bilinen virüstür. İki virüs de bağışıklık sistemini baskılayıp immün yetmezliğe sebep olduğu sebebiyle isimleri benzemektedir.

Kedi AIDS’i kediler için son derece bulaşıcı ve tehlikeli bir has-

78

| Narlıdere Life • Nisan/Mayıs

talıktır. Klinik belirtileri çok değişken olup, başlıca semptomlar ateş, kulak enfeksiyonları, lenf yumrularında büyümeler, ağız ve diş etlerinde yaralar, böbrek yetmezliği semptomları, geçmeyen ishal, solunum yolu problemleri ve göz enfeksiyonları olarak sıralanabilir. Fakat bunların hiçbiri hastada görülmeyebilmekle birlikte, sadece biri ya da birkaçı FIV kapmış hastada gözlenebilir. Saydığım belirtilerin hiçbiri sadece bu hastalığa özel belirtiler değildir ve pek çok başka hastalıkta da karşımıza çıkabilirler.

Bu hastalık bir kediden diğerine ısırma yoluyla bulaşmaktadır. Özellikle sokakta yaşayan ya da sokağa çıkıp gezme imkânı

Sağlık

olan kedilerde daha çok görülür.

Hastalığın sokaktaki yaygınlığını göz önüne alacak olursak FIV teşhisi kesin olarak konmuş kedilerin diğer kedilerle teması önlenmelidir. Hatta bu hastalığı taşıyan kediler ivedilikle kısırlaştırılmalı, eğer evinizde ya da çevrenizde birbiri ile temas eden kediler var ise diğerlerinin de muayeneleri yaptırılmalıdır.

Kedi AIDS’i hastalığının kesin teşhisi laboratuvar analizleri ve antijen test kitleri ile koyulabilmektedir. Kedinizde göreceğiniz iştahsızlık, keyifsizlik, ishal gibi bir durum hastalığın semptomu olabileceğinden zaman geçirmeden veteriner hekiminize konuyu danışarak kedini-

zi muayeneye götürmenizde büyük fayda vardır. Özellikle dilde ve diş etlerinde meydana gelen yaralar kedinizin beslenmesini hızla olumsuz yönde etkileyecek ve iyi beslenemeyen kediniz zaten bağışıklık sistemi de baskılanmış olduğu için hızla kilo vererek diğer hastalıklara karşı da direncini kaybedecektir.

Bugün FIV hastalığı için geliştirilen bazı aşılar mevcut olsa da pratikte kullanım alanı bulamamışlardır. Bu durum da FIV ile etkin bir şekilde mücadele edebilme olanaklarını kısıtlamaktadır.

Kedinizde göreceğiniz iştahsızlık, keyifsizlik, ishal gibi bir durum hastalığın semptomu olabileceğinden zaman geçirmeden veteriner hekiminize konuyu danışarak kedinizi muayeneye götürmenizde büyük fayda vardır.

Nisan/Mayıs • Narlıdere Life |

79

Haber

İzmir’i Tekne Üretiminde Marka Yapacaklar Asil Sönmezoğlu, geçmiş yıllarda Türkiye’nin en önemli tekne üretim merkezlerinden olan İzmir’i sektörlerinde yeniden marka yapmak için çalışacaklarını açıkladı.

Asil Sönmezoğlu

İzmir Tekne İmalatçıları Dayanışma Derneği Yönetim Kurulu Başkanı

İzmir Tekne İmalatçıları Dayanışma Derneği‘nin Yeni Yönetim Kurulu, İMEAK Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi Erdoğan Yılmaz Meclis Salonu’nda düzenlenen toplantıda üyeleriyle bir araya geldi. Üyelerin yeni yönetimden beklentilerinin ele alındığı toplantıda, İzmir’deki tekne üreticilerinin hedefleri ve yapılacak çalışmalar ele alındı.

Toplantıda üyelere hitap eden İzmir Tekne İmalatçıları Dayanışma Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Asil Sönmezoğlu, geçmiş yıllarda Türkiye’nin en önemli tekne üretim merkezlerinden olan İzmir’i sektörlerinde yeniden marka yapmak için çalışacaklarını açıkladı. Derneğin 94 üyesinin olduğunu belirten Sönmezoğlu, her bir üyenin

80 | Narlıdere Life • Nisan/Mayıs

sorunlarını saptayarak, çözüm üretme vizyonuyla hareket edeceklerini ifade etti.

İSTİHDAM SEFERBERLİĞİNE KATKI Derneğin yeni dönemde birçok projeyi hayata geçireceğini vurgulayan Sönmezoğlu, “Deniz şehri İzmir’in yüzünü denize döndürmemiz gerekiyor. Bunun için bölgemizdeki tekne imalatçılarını ve tedarikçileri güçlendirmemiz lazım. Şu an sektörümüz elverişsiz koşullarda üretim yapmak zorunda kalıyor. İşyerlerinin ruhsat sorunları var.

Sektörümüze ait bir sanayi sitesi kurabilirsek, birçok sorunumuzu çözmüş olacağız. Bunun için yerel yönetimlerle görüşmeler gerçekleştireceğiz. Yerel

yönetimin sorunlarımıza kulak verip yer konusunda desteklerini, davetini ve çağrısını da bekliyor olacağız. Kurulacak bir sanayi sitesi ile tekne üretimindeki bilgi ve deneyimlerimizi daha fazla istihdama ve ihracata dönüştürme imkânına kavuşacağız. Tekne üretim sektörü istihdam yönü güçlü bir sektördür. Çalışanlarımızın hepsi kalifiye eleman niteliği taşıyor. Üyelerimizin rahatlıkla faaliyet göstereceği bir bölge ve devletin vereceği teşvikler sayesinde ülkemizin istihdam seferberliğine çok önemli katkılarda bulunabiliriz. Tekne imalat sektörüne çeşitli imkânlar sağlanırsa, sadece Türkiye’nin değil Avrupa’nın sayılı üretim merkezlerinden biri oluruz” dedi.

Haber

İzmir İle Miami Kardeş Liman Olacak

Yusuf Öztürk

İMEAK Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı

İzmir Alsancak Limanı, dünyanın en önemli kruvaziyer limanlarından biri olan Amerika Birleşik Devletleri’nin Miami Limanı ile kardeş liman olacak. İki şehrin limancılık ve kruvaziyer turizminde işbirliğinin önünü açacak uluslararası kardeş liman anlaşması, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Ahmet Selçuk Sert ile Port Miami CEO’su Juan Kuryla tarafından 14 Mart 2017 tarihinde, dünyanın en büyük kruvaziyer sektörü buluşması olan Seatrade Cruise Global Fuarı’nda imzalanacak. İMEAK Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Metin Kalkavan ve Türkiye Cumhuriyeti Miami Başkonsolosu Özgür Kıvanç Altan da imza törenine şahit olarak katılacak.

İMEAK Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Öztürk, İzmir Limanı ile Miami-Dade Dante B. Fascell Limanları arasındaki kardeş liman anlaşmasının İzmir’i kruvaziyer gemileri için yeniden uğrak noktası haline getirmek için önemli bir başlangıç olacağını söyledi. Öztürk, “İMEAK Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu, İzmir ve Marmaris Şubeleri olarak 13-16 Mart tarihlerinde Amerika Birleşik Devletleri’nin Fort Lauderdale şehrindeki dünyanın en önemli kruvaziyer buluşması olan Seatrade Cruise Global Fuarı’nda yer alacağız. Fuar boyunca uluslararası kruvaziyer operatörlerinin üst düzey yetkilileri ile bir araya geleceğiz. İzmir ve Miami’nin kardeş liman olması için geçen yıl

Dışişleri Bakanlığımız ve Miami Başkonsolosluğu’na yaptığımız başvuru da sonuçlandı. Fuar’da iki limanı kardeş liman yapacak anlaşmanın imzaları da atılacak” dedi.

TANITIM İÇİN ALTIN FIRSAT Türkiye’nin tanıtımı açısından atılacak her bir adımın çok değerli olduğuna dikkat çeken Öztürk, bu anlaşma sayesinde İzmir ve Türkiye’nin kruvaziyer turizminde yeni bir atağa geçeceğini söyledi. İki liman arasında bilgi ve deneyim paylaşımının yanı sıra İzmir’in tanıtımı için altın fırsat yaratılacağını belirten Öztürk, “İzmir Limanı ve şehrimiz dünya liginde daha üst sıralara yükselecektir” diye konuştu.

Nisan/Mayıs • Narlıdere Life | 81

Magazin

Funda Erkoç Gazeteci

Arapların Rüyası oldular! Tuba Büyüküstün ve Kıvanç Tatlıtuğ Arapların rüyalarını süsülüyor. Ihlamurlar Altında ve Gümüş dizileri ile Ortadoğu’da

Şahan ve kızının uyku molası! Ünlü

taht kuran ve her yeni dizileri ile taht-

komedyen Şahan Gökbakar geçtiği-

larını iyice sağlamlaştıran Tuba Büyü-

miz hafta ikinci kez babalık sevincini

küstün ve Kıvanç Tatlıtuğ arap dünya-

yaşamıştı. Recep İvedik 5 serisinin gi-

sında zirveden inmiyor.

şe rekoru mutluluğunun üstüne bir de

Başarılı oyuncular, Ortadoğu’da yayın yapan Arap dünyasının en önemli derDeniz Seki'nin Avrupa planı hazır! 17 Ha-

gilerinin başında gelen Sayidaty tara-

ziran’da tahliye edilecek olan Deniz Seki,

fından 2016’nın en başarılı Türk kadın

özgürlüğün tadını çıkarmak için de şim-

ve erkek oyuncusu seçildi. Tuba Büyü-

diden plan yapmaya başlamış. Üç yıldır

küstün ve Kıvanç Tatlıtuğ Ortadoğu’da

Bakırköy Kapalı Kadın Cezaevi’nde tutuklu

rüya çift olarak tanımlanıyor.

minik kızının doğum sevinci eklenince Gökbakar'ın keyfine diyecek yok. Şahan Gökbakar kızı ile ilk kez sosyal medyada .Gökbakar Ela ismini verdiği kızının fotoğrafını ilk kez sosyal medyadan "Küçük prensesimle öğle uykusu" yorumu ile paylaştı.

bulunan Deniz Seki, artık tahliye için gün sayıyor.

Avrupa'ya gidecek. Seki’ye yakın kaynak-

Halit Ergenç anılara yolculuk yaptı. Ün-

lar, sanatçının cezaevinden çıkar çıkmaz

lü oyuncu Halit Ergenç dostlarıyla birlikte

meraklı gözlerden ve objektiflerden uzak

anılara yolculuk yaptı. Vatanım Sensin di-

kalmak düşüncesiyle Avrupa’ya gitmek

zisinin çekimlerinden fırsat bulan Ergenç,

istediğini açıkladı. Nişanlısı Faruk Sal-

Taksim My House’da konservatuar yılların-

man’ın, onun bu isteğinden haberdar oldu-

da birlikte okuduğu arkadaşları ile bir araya

ğu ve bir Avrupa tatili planladığı da gelen

geldi. Hayli neşeli olan ekip şarkılar eşli-

haberler arasında.

ğinde eğlenirken eski günleri andılar.

Almanya’da ROJİN rüzgarı! Etnik müziğin

mandır film teklifleri alıyorum. Ama be-

güçlü sesi Rojin’in, Avrupa konserlerinin ilk

nim en büyük hayalim ezidi bir kızın hayatı

durağı Almaya’da oldu. Uzun saçlarını kısa

konu edinecek bir film yapmaktı. Ekibimle

kestiren sanatçı hayranlarının yoğun ilgi-

birlikte iki yıldır hazırlığını yapıyoruz. Şuan

siyle karşılandı. Ünlü sanatçı bir hafta için-

senaryomuz bitmek üzere. Çekim mekân-

de 3 şehirde birden konser verdi. Hamburg

larını da belirledik. Planladığımız gibi iler-

şehrinde başlayan konser, Berlin ve Fa-

lerse filmin çekimlerinin bir kısmını Berlin

rankfut’ta devam etti. Sanatçı Almanya’da

ve Frankfurt’ta, bir kısmını da Türkiye’de

film çekeceğinin müjdesini verdi. Devlet

çekeceğiz. Yani çok yakında yönetmen kol-

konservatuarı oyunculuk bölümünden me-

tuğuna oturacağım” dedi

zun olan Rojin, şunları söyledi; “Uzun za-

82 | Narlıdere Life • Nisan/Mayıs

Magazin Seren Serengil müteahhit-

salonunu yatak odasını ken-

liğe soyundu. .Ünlü şarkı-

di zevkime göre sizin için

cı "Serenitypendik" adıyla

tasarladım camları yere ka-

Pendik'te bir projeyi 8 aydır

dar yaptım deniz manzara-

hayata geçirmeye çalışıyor.

sını daha güzel görebilelim

Bu proje için oldukça titiz

“diyen Serengil, kendi için

bir çalışma yapan ve sosyal

de bir daire yapıyor. Seren

medya hesabından yaptığı

Serengil'in bu projesini gö-

bir paylaşımla "benim evim

renler Ali Ağanoğlu'na ra-

nasıl olmalıyı hayal ettim

kip oluyor esprisini yaptılar.

Demet Aktaş diyor ki “O Kedi “ Buraya Gelecek! İlk albümü "Yol Ver" ile başarılı bir grafik tutturan, Türk pop müziğinin renkli isimlerinden Demet Aktaş, yaz coşkusunu yaşatacak yepyeni single'ı "O Kedi"yi Dgl & Dmc etiketiyle dijital müzik platformlarında

Azur Benan, Tarkan'ın kollarında!

Engin Akyürek İçin Türkçe öğreni-

dinleyicilerin beğenisine sundu.

Ünlü aranjör ve besteci Ozan Çola-

yorlar! “Ölene Kadar “dizisi ile ekrana

koğlu, doğum gününe özel bir pay-

gelen Akyürek, dizinin yayınlandığı her

laşım yaptı. Çolakoğlu yeni doğan

hafta sosyal medyanın en çok konu-

Azur Benan bebeğin Tarkan’la çekil-

şulanı olurken oyuncuya olan sevgi de

miş bir fotoğrafını sosyal medya he-

gittikçe büyüyor. Yurtiçinde olduğu ka-

sabından "Bugün 1 Nisan benim do-

dar yurtdışında da yakışıklı oyuncunun

ğum günüm. En güzel doğum günü

sağlam bir hayran kitlesi var. O kadar

hediyem Azur Benan 15 günlükken

ki Brezilyalı hayranları Akyürek ile aynı

en yakın dostum Tarkan'ın kolların-

lisanı konuşabilmek için Türkçe öğren-

da" mesajıyla yayınladı.

meye başlamışlar bile.

Düzenlemesi Ozan Doğulu'ya olan yüksek enerjili "O Kedi" insanın içindeki dans etme hevesini harekete geçiriyor.

gözlüksüz halini yakın çevresi dâhil çok az kişi görebilmişti. Yargıcı'nın bugün sosyal medyada yaptığı bir paylaşım takipçilerini şok etti. Çoğu takipçisi Neslihan Yargıcı'nın gözlüksüz halini ilk kez gördü. Ünlü modacı yeni ehliyetini al-

Yonca’dan saç şov! 40’ıncı sanat yılı ile

mak için ne gibi işlemler yaptığını sos-

kendinden söz ettiren Yonca Evcimik, geçtiğimiz gün ünlülerin kuaförü Nedim Doğulu’nun 2017 yaz sezonu için hazırladığı saç kreasyona modellik yaptı.

Türk Pop Müziği’nin öncüsü Yonca Evcimik, ünlülerin kuaförü olarak tanınan, yakın arkadaşı Nedim Doğulu için geçtiğimiz gün kamera karşısına geçti.

yal medyadan paylaşırken eski ehliyeİşte Gözlüksüz Neslihan Yargıcı! Ünlü modacı siyahların kadını Neslihan Yargıcı ilk kez gözlüksüz bir paylaşım yaptı.

tinin fotoğrafını profiline koydu. Yargıcı’nın ehliyet fotoğrafındaki gözlüksüz hali böylece herkes tarafından görünmüş oldu.

Yargıcı yıllardır siyah giyinmesi ve siyah gözlük takmasıyla nam salmış ve

Nisan/Mayıs • Narlıdere Life |

83

Haber

Onlar İhracatın Amazonları Türkiye’den Xiamen Doğaltaş ve Teknolojileri Fuarı'na katılan 130 firmadaki kadın ihracatçılar ekmeklerini taştan çıkarıyor ve her yıl 8 Mart’ta Çin’de oluyor.

84 | Narlıdere Life • Nisan/Mayıs

Dünya’nın dört bir tarafında Türkiye’ye daha fazla döviz kazandırmak için çaba gösteriyorlar.

Yılın büyük bölümünü yurtdışında geçiriyorlar. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde olduğu gibi.

Ege İhracatçı Birlikleri’nin Türkiye Milli Katılım Organizasyonu’nu gerçekleştirdiği Çin’deki Xiamen Doğaltaş ve Teknolojileri Fuarı ve Japonya’daki Foodex Gıda Fuarı’na katılan Türk ihracatçı kadınlar, Türkiye’den binlerce km. uzakta Türkiye’ye döviz kazandırma çabası içindeler.

BU KADINLAR EKMEĞİNİ TAŞTAN ÇIKARIYOR Dünya’nın en büyük doğaltaş ve teknolojileri fuarı olan Xiamen Doğaltaş ve Teknolojileri Fuarı her yıl 6-9 Mart tarihleri arasında düzenleniyor. Türkiye’den katılan 130 firmadaki kadın ihracatçılar ekmeklerini taştan çıkarıyor ve her yıl 8 Mart’ta Çin’de oluyor.

Japonya’da Türkiye’ye döviz kazandırmak için çaba gösteren isimlerden birisi Aroma Meyve

Haber Suları Dış Ticaret Müdürü Leyla Aydın Yüksel. Erkek egemen bir sektörde kadın olarak 9 yıllık tecrübeye sahip olan Leyla Aydın Yüksel, sadece firmasını değil Türkiye’yi başarılı bir şekilde temsil ediyor.

İŞİNİ AŞKLA YAPIYOR SDA Gıda Tarım A.Ş. İhracat Satış Müdürü Gölgen Kandemir, Türkiye’nin ihracat ordusunda 23 yıldır profesyonel olarak ancak amatör bir ruhla çalışıyor. İş hayatındaki başarısını iyi iletişim kurmaya ve pozitif bakış açısına borçlu olduğunu ifade eden Kandemir, “İşimi aşkla yapıyorum.

Türkiye’nin 2023 yılı ihracat hedeflerine katkı sağladığım için mutlu oluyorum” dedi.

TÜRK KADINI OLARAK TÜRK ÜZÜMÜNÜ TANITMAKTAN GURUR DUYUYOR Tariş Üzüm Tarım Satış Kooperatifleri Birliği Dış Ticaret Müdürü Nur Sorguç, Türkiye’nin ihracatında dünya lideri Türk üzümünün ihracatı için ömrünü vakfetmiş başarılı bir ihracatçı kadın. “Bir Türk kadını olarak çalışmaktan ve Türk üzümünü tanıtmaktan gurur duyuyorum” diyen Nur Sorguç “Türk ürünleri dünyanın neresindeyse Türk kadınları oradayız. Bayanlar pozitif enerjisi ile dünya pazarlarında empati kurarak daha etkili iletişim sağlıyor” diyerek kadınların ihracattaki başarısını özetliyor.

EMİB BAŞKANI KAYA’DAN KUTLAMA Xiamen Doğaltaş ve Teknolojile-

Türk ihracatçı kadınlar, Türkiye’den 9 bin km. uzakta Japonya’da hatıra fotoğrafı çektirdi.

ri Fuarı’nın Türkiye Milli Katılım Organizasyonu’nu Ege Maden İhracatçıları Birliği (EMİB) bu yıl 6. kez düzenliyor. EMİB Başkanı Mevlüt Kaya, Türkiye pavyonunda katılan 69 Türk doğaltaş firmasının yetkilisi ve görevlisi tüm kadınlara çiçek vererek 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutladı.

hizmetlerle birlikte 120 kişi çalışanımız var. Çalışanlarımızın 60 tanesi kadın. EİB istihdamda kadın-erkek eşitliğini sağlamış durumda. Türkiye genelinde de benzer bir tablonun oluşması en büyük temennimiz” şeklinde konuştu.

EİB KADIN İHRACATÇILAR MECLİSİ KURUYOR Ege İhracatçı Birlikleri, kadın ihracatçıları bir çatı altında buluşturmak için harekete geçti. Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Sabri Ünlütürk, toplumda refahın ve sosyal adaletin artması için kadınların her alanda üretime ve yönetime katılmasının zorunlu olduğunu, bu amaçla Ege İhracatçı Birlikleri bünyesinde “Kadın İhracatçılar Meclisi” benzeri bir yapının kurulması için çalışma başlattıklarını ifade etti. Ünlütürk, “Ege İhracatçı Birlikleri’nde destek

Ege Maden İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Mevlüt Kaya, Xiamen Fuarı'na katılan kadın ihracatçılara çiçek hediye etti.

Nisan/Mayıs • Narlıdere Life | 85

Haber

Başkan Akpınar; 35,5 Ayı Karşıyakalılar ile Kutladı muhtarlar, meclis üyeleri ve bine yakın Karşıyakalı katıldı. Dışarda kalan katılımcılar için de LED ekran kuruldu.

İNSAN ODAKLI HİZMETİ SÜRDÜRECEĞİZ

Hüseyin Mutlu Akpınar

Karşıyaka Belediye Başkanı

Görev sürecinde 35,5 ayı tamamlayan Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar, proje ve hizmetlerini Karşıyakalılara anlattı. Bostanlı Suat Taşer Açıkhava Tiyatrosu’ndaki buluşmaya yaklaşık bin kişi katıldı. Başkan Akpınar “3 yıldır olduğu gibi, bundan sonra da ayağında ayakkabısı olmayan cocuğun rızkını savunmaya devam edeceğiz. Halkın yanında ve hesap verebilen bir belediye başkanıyım” dedi.

86 | Narlıdere Life • Nisan/Mayıs

SALON DOLDU TAŞTI Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar, yerel seçimlerin ardından geçen 35,5 aylık görev sürecini Karşıyaka halkı ile paylaştı. Bostanlı Suat Taşer Açıkhava Tiyatrosu’ndaki muhteşem geceye Başkan Akpınar’ın yanı sıra, CHP İzmir Milletvekili Atilla Sertel, İlçe Başkanı Uğur Yıldırım, İzmir›in her yerinden sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, sendika ve siyasi partilerin temsilcileri ile

Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar, 35,5 aylık görev sürecinde yaptığı hizmetleri tanıtım filmi ile anlattı.

Sözleri sık sık alkışlarla kesilen Başkan Akpınar “35,5 ayda alnımızın akıyla, onurumuzla halk için, insan odaklı yatırımları hayata geçirdik ve örnek alındık. Bundan sonra da ayağında ayakkabısı olmayan cocuğun rızkını savunmaya, vergilerinizi özenle kullanmaya devam edeceğim. Benim için makam sokaktır, halkın yanıdır. 3 yıl önce bana duyduğunuz güvene layık hizmetler üretmeyi sürdüreceğiz. Bugün Türkiye’nin içinde bulunduğu bu karmaşık durumda, zor ama önemli bir görevi yerine getiriyoruz. Belediyecilik sadece yol ve kaldırım yapmak değildir. Belediyecilik halka dokunmak ve insan odaklı mutluluk yaratmaktır. Bizim asli görevimiz bu olmalıdır. Türkiye’nin diğer illerinden örnek alınmamızın nedeni de budur. Ben hesap verebilen bir belediye başkanıyım, bu yüzden sizlerin karşısındayım” dedi.

Haber SERTEL: “BU BAYRAK İNMEYECEK” Türkiye’nin zorlu bir süreçten geçtiğini söyleyen CHP İzmir Milletvekili Atilla Sertel “Bu zorlukları birlik olarak, dayanışma ile aşacağız. Atatürk’ün ilke ve devrimlerine bağlı kalarak aşacağız. Türkiye Cumhuriyeti’ni yıktırtmayacağız, bayrağımızı indirtmeyeceğiz” dedi. Sertel, yaptığı hizmetler için de Başkan Akpınar’a teşekkür etti.

Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar, yerel seçimlerin ardından geçen 35,5 aylık görev sürecini Karşıyaka halkı ile paylaştı.

Atilla Sertel

CHP İzmir Milletvekili

KODA KONSERİ BÜYÜLEDİ Konuşmaların ardından üzerinde ‘35,5 Ay- Bereketimiz Halktan” yazılı dev pasta kesildi. Gecenin finalinde ise Şef Oğuzhan Kavruk yönetimindeki Karşıyaka Belediyesi Oda Orkestrası sahne aldı. Teyfik Rodos’un seslendirdiği eserler büyük beğeniyle dinlendi. Leylim Ley şarkısına eşlik eden Başkan Akpınar, finaldeki İzmir Marşı’nı ise şef kürsüsünden yönetti.

Karşıyaka Belediyesi Oda Orkestrası

Nisan/Mayıs • Narlıdere Life |

87

Astroloji

KOÇ

BOĞA

İKİZLER

Ay boyunca duygusal davranışlarınızda agresif bir tutum sergilemeniz olası. Daima özgür kalmaya ihtiyaç duyacaksınız, bu durum sevdiklerinizin sizi yanlış anlamalarına neden olabilir. Anlık istekleriniz nedeniyle plansız alış verişlerden kaçınmalısınız. Sosyal çevreniz ve ilgilendiğiniz işlerde sizi rahatsız edici konular nedeniyle gerginleşebilirsiniz ve geçmiş meseleler kendilerini hatırlatabilirler. Gerçekte ne istediğinizi ve ne/kim ile nasıl yolunuza devam etmek istediğinizi anlamak için düşünerek ve duygularınızı tartarak hareket etmelisiniz. Konum ve kariyer olarak sizden üst konumda bulunan kişiler istekleri konusunda direnebilirler.

Görsel ve duygusal değişimler yapmadan ani aşk ve tarz yenilemeye kalkışmayın. Eğitim ve iletişimle ilgili konularda zaman zaman aksaklıklar meydana gelebilir. Akrabalarınızla ilgili gizli kalmış bazı şeyler açığa çıkabilir, bazı duyumlar alabilirsiniz. İnandığınız ve ele aldığınız inançlar, konuları ve duygularınızı, çok fazla sorgulayabilir, eleştirebilirsiniz. Bu dönemde geçmişten gelen yapılması gereken ödemeler ön planda olabilir. Yaşam enerjinizi ve öfkeyi biriktirme eğiliminiz olabilir. Sakin olmaya ve öfke birikmesine dikkat etmelisiniz. Merkür koç burcuna geçiyor. Bu dönem zarfında kariyeriniz için alternatif ve sıra dışı, aniden gelişen imkânlar yakalayabilirsiniz.

Venüs koç burcunda gerilemeye başlıyor. Özellikle başkalarına ait parasal konular, miraslar, ödemeler konusunda etkilerini gösterecektir. Sizi defalarca ret eden banka birden size kredi vermek için arayabilir, eski borçlarınızı geri alabilirsiniz, eski sevgilinizde sizi arayabilir. Bunların yanı sıra, ortaklaşa işlerden elde ettiğiniz kazançlarınız varsa bir süreliğine yavaşlayabilir, durağanlaşabilir. Gizli düşmanlıklar, kaza ve bedensel hastalıklara karşı daha savunmasız olduğunuz için temkinli olmalısınız. Maneviyat, sanat ve yardım faaliyetleri ruhsal dengenizi korumanıza yardımcı olabilir. Arkadaş çevrenize liderlik edeceğiniz, iletişimin ve yeni arkadaşlıkların arttığı bir döneme giriyorsunuz.

YENGEÇ

ASLAN

BAŞAK

Lütfen dikkat! Sizin için hemen her konuda zor bir dönem. Sizi yavaşlatan, önünüze engeller çıkaran olaylar şevkinizi ve motivasyonunuzu kırabilir. Bu şartlar altında aşırı tepkiler, gerilimler ve öfke patlamaları söz konusu olabilir. Bu nedenle, sakin olmaya, olayları fazla büyütmemeye çalışın. Belirsiz bir yolda yürümekten hoşlanmıyorsanız epey sıkıntı çekeceğiniz ve zorlanacağınız bilmeniz gerekiyor. Olaylar son derece hassas meseleleri ardı ardına gündeme getirerek sizi zor durumda bırakabilir. Adımlarınızı her zamankinden daha dikkatli atmak, en ufak bir gerginlik ve tartışmaya sebebiyet vermemek için sabrınızı sonuna kadar kullanmak zorunda kalabilirsiniz.

Bu Venüs gerileme süreci 7 Temmuz’a kadar etkin olacak. Geri giden Venüs, öncelikle sağlıkla ilgili dikkat etmeniz gereken zamanları işaret ediyor. Cinsellikle ilgili rahatsızlıklar, erkeklerde mesane kadınlarda genital bölge sorunları, kum, taş, idrar yolları, gibi organlara dikkat! Spora veya diyete başlamayı düşünüyorsanız, doğru programda olduğunuza emin olun. Günlük rutin işlerinizde zaman zaman aksilikler, gecikmeler meydana gelebilir. Bu süreçte özel hayatınız ile iş hayatınız arasındaki dengeyi dikkatli kurmaya bakın. İş yerinde kadın ilişkilerinde zorlanmalar meydana gelebilecek olsa da önyargılı ve eleştirel yaklaşmadan sorunları çözüm odaklı yaklaşmaya çalışın.

Yaşadığınız çevreyi geliştirip güzelleştirmek konusunda hayal gücünüz artıyor fakat değişimler için doğru bir süreç değil. Koç burcunda ilerleyen Güneş, bazı meseleler üzerindeki belirsizliklerin, zaman olgusunu mutlaka göz önüne alarak düşünmeniz gerektiğini işaret ediyor. Dikkat edilmesi gereken nokta, riskten uzak durmanızdır. Önünüzü göremediğiniz, size zarar veren kim veya ne varsa bunları tekrar gözden geçiriniz. Maddi konularda da lütfen hesabınızı iyi yapmaya özen gösterin. Evlilik yaşantınızda sorunların nereden kaynaklı olduğunu çok iyi biliyorsunuz. Bazılarınız çözüm arayışına girip çabalarken, bazılarınız da hiçbir şey yapmadan sorunların çözülmesini arzu ediyor.

88 | Narlıdere Life • Nisan/Mayıs

Astroloji

TERAZİ

AKREP

YAY

Venüs gerileme süreci 1 Şubat’a kadar oğlak burcunda etkin olacak. Eğer ev tadilatı, dekorasyon, taşınma gibi işlemleri düşünüyorsanız süreçle ilgili aksaklıklar yaşayabilirsiniz. Evinizde daha çok zaman geçirmek isteyebilir hatta biraz tembelleşebilirsiniz. Aile içerisinde eskiye ait konular tekrar gündeme gelebilir, konuşulabilir. Ya da ailenize karşı güveninizi sarsabilecek durumlarda meydana gelebilir. Ailenizle ilişkilerde sert, ön yargılı, eleştirel olmamaya özen gösterin. Ev almak /satmak gibi bir planınız var ise yılın ikinci yarısına ertelemenizi tavsiye ederim.

Mars boğa burcunda ilerlerken içe dönük ve bastırılmış enerji bazı ruhsal sıkıntılar meydana getirebilir.

Sizi rahatsız eden ve kendi başınıza çare bulamadığınız durumlar varsa terapi seanslarına katılmak da faydalı olabilir. Bu geçişte derinliklerimizle temasımız yüksektir ancak zorlandığımız birçok meselenin özüne inmek, onlarla yüzleşmek pek işimize gelmeyebilir. Yürüttüğünüz işleri/anlaşmaları, evliliğinizi, iş ve özel yaşamınızdaki sorumluluklarınızı değerlendirme ihtiyacında olacaksınız. Merkür’ün koç burcuna geçmesi ile birlikte değişen iletişim dinamikleri ay sonuna kadar günlük yaşamınızı hareketlendirebilir. Bazı iş seyahatleri, eğitim ve toplantılar gündeme gelebilir. Sağlığınız zihninizi daha fazla meşgul edebilir.

17 Nisan’a kadar devam edecek olan Venüs gerileme sürecinde, eşyaları koyduğunuz yerde bulamayabilirsiniz, kaybedebilirsiniz. İyi etkisi ise, eskiden kaybolmuş olan değerli eşyalarınız birden ortaya çıkabilir. Bazı şeylere gereğinden fazla ödeme yapabilirsiniz.

Hesap hataları gündeme gelebilir. Aldığınız yeni giysilerin başına bir şeyler gelebilir. Ya da alıp üstünüze yakıştıramaz ve gereksiz para harcamaları yaptığınızla kalır pişmanlık yaşarsınız. Asla görsel değişimlere de kalkışmayın. Mars'ın göstereceği davranışlar nedeniyle iletişim ve istekleriniz adına zorluklar yaşayabilirsiniz. Aşk ve eğlence yaşamınızda yeniliklere açık hale geleceksiniz.

OĞLAK

KOVA

BALIK

Bu Venüs gerileme süreci 11 Haziran’a kadar etkin olacak koç burcunda. Özellikle fiziki görünümünüzü değiştirecek operasyonlardan kaçınmanız gerektiğine işaret ediyor. Kilo alabilirsiniz, ilişkilerinizde yavaşlama, durağanlaşma başlayabilir. Eğer sanat ile ilgili bir işte, yaratıcılık gerektiren bir alanda çalışıyorsanız, oldukça özgün eserler ortaya çıkartabilirsiniz. Romantik ilişkilerde içsel olarak derinlik, tutku ağır basabilir. Eşinizi, ortağınızı yeniden değerlendirmeye tabii tutabilirsiniz. Maddi konular, yatırımlar ve gayrimenkul alımı için de, Venüs’ün geri gittiği dönemler önerilmez.

Bu süreçte, özellikle size karşı duygusal adım atan insanlara karşı lütfen dikkat edin. Varsa çocuklarla ilgili yeni gelişmeler söz konusu.

Venüs etkisi, üreticiliğiniz ve kaynaklarınızı yönetim konusunda daha yaratıcı, rahat ve verimli olabileceğiniz bir etki getirecek size.

Beklentileriniz ile paralel artışlar söz konusu olacaktır. Bu dönem daha fazla doyum duygusu içinde olabilirsiniz. İlişki konusunda doyum, huzur, konfor ve rahatlık meyli ile hareket edebileceğiniz bir dönem. Mars boğa burcunda ilerlerken enerji ve motivasyonlarınız ev, yuva ve aile ile ilgili konulara yönelebilir. İç dünyanız bu dönemde huzursuz ve gergin olabilir. Duygularınızı ve öfkenizi içinizde tutabilir, bastırabilirsiniz. Özellikle aile üyeleri, ebeveynlerle ilişkilere temkinli yaklaşmalısınız. Ev içerisinde oluşabilecek kaza ve sakarlıklara dikkat edin.

Sosyal iletişiminiz, aşk ilişkinizle ilgili olarak son derece şanslı olacağınız bir dönemdesiniz. Bu etkiyi iyi kullanıp, huzurlu bir süreç geçirmeye çalışmalısınız. Tüm yorgunluğunuzu ve geriliminizi atabilirsiniz. Kişisel olarak mizacınız ile ilgili daha rahat hareket edebileceğiniz, girişimlerinizde dışa karşı daha politik ve barışçıl olarak kendinizi göstereceğiniz bir etkileşim söz konusu olacak. Daha zengin, rahat, estetik duygular ile hareket etmek meyliniz artacak. Tarzınız ile ilgili farklı biçim ve şekiller oluşturabilirsiniz. İnsanlar ile ilişki kurmaya daha istekli, açık ve rahat olabilirsiniz. İlişki konusunda bu dönem daha rahat olacaksınız.

Nisan/Mayıs • Narlıdere Life |

89

BEN ÖLMEDEN ÖNCE Tür

Dram, Gizem

Yönetmen Ry Russo-Young

Zoey Deutch, Halston Oyuncular Sage, Logan Miller, Jennifer Beals, Liv Hewson

KARLAR KRALİÇESİ 3

YAŞAM KÜRÜ

sinema

Kültür Sanat

Tür

Animasyon, Macera

Tür

Gizem, Korku

Yönetmen

Alexey Tsitsilin

Yönetmen

Gore Verbinski

Ses.

Erkan Taşdöğen, Fatih Özkul, Onur Kırış, Damla Özüduru

Dane De Haan, Mia Goth, Jason Oyuncular Isaacs, Celia Imrie, Adrian Schiller

Lise son sınıfta

Kuzey Rüzgarı yüzünden ayrı

İşinde yükselme hırsıyla dolu

okuyan Samantha Kingston

düştüğü ailesini bulabilmek

genç Lockhart (Dane DeHaan),

(Zoey Deutch), bir genç kızın

için kardeşi Kai ile birlikte

çalıştığı şirketin uzun zamandır

isteyebileceği her şeye sahiptir.

arayışını sürdüren Gerda,

tedavide olan CEO'su Bay

Sevdiği bir erkek arkadaşı,

arkadaşı Rolland ile birlikte

Pembroke'u geri getirmek üzere

iyi arkadaşları vardır, önünde

bütün dilekleri gerçeğe

İsviçre Alpleri'ndeki bir tedavi

güzel bir gelecek uzanmaktadır.

dönüştüren dilek taşını

merkezine gönderilir. Burada

Ancak bir parti çıkışında

bulmayı başarır. Ancak tam

huzur içinde yaşarmış, gizemli

yaşadığı olay her şeyi değiştirir.

dileklerini dilerken taşa

bir hastalıktan arınıyormuş

O gecenin ardından o son günü

saklanmış Karlar Kraliçesi'nin

gibi görünen insanlar aslında

tekrar tekrar yaşamaya başlar.

ruhu Gerda'nın Ateş Kralı'nın

sıradan bir kaplıcadan çok

Bu döngüden kurtulabilmek

ruhu ise Rolland'ın bedenini

daha fazlası olan bu merkezin

için hem kendisini, hem de

ele geçirince büyülü güçlere

büyük bir sırrını örtmektedirler.

yakınındakileri saran gizemleri

sahip olurlar. Bu güçleriyle

Lockhart buradan hemen

çözmesi gerekecektir.

dünyayı kurtarmaya ve ailelerini

ayrılmak istese de bu kolay

aramaya devam etmeye

olmayacaktır, nitekim o da bu

çalışacaklardır.

gizemli hastalığa yakalanmıştır ve bir kez hastalığa

yakalananların oradan ayrılması mümkün değildir.

90

| Narlıdere Life • Nisan/Mayıs

KUYUCAKLI YUSUF

SENDEN SONRA BEN

45’TEN SONRA

Tür

Roman

Tür

Öykü

Tür

Sağlık

Yazar

Sinan Akyüz

Yazar

Sezgin Kaymaz

Yazar

Yavuz Yörükoğlu

Yayınevi

Alfa Yayıncılık

Yayınevi

April Yayıncılık

Yayınevi

HayyKitap

Syf. Sayısı

453

Syf. Sayısı

184

Syf. Sayısı

264

ISBN

9786051063058

ISBN

9786055162689

ISBN

9786059841627

"Erkeklere 'Bu evde eksik olan

Sezgin Kaymaz ile Türkçenin

45 yaşını devirmiş herkesin

sensin' dediğimizde, adamların

merkezine yolculuk!

okuması gereken rehber kitap!

Matrak lakin vefakâr, hırpani

20-30'lu yaşlarınızdaki

ve fakat cefakâr, en hararetli

enerjiniz kalmamış, seks

yerinden, helalinden öyküler,

eskisi gibi fırtınalı değil,

mektuplar!

motorda, kaportada ufak

yüzleri asılıyor. Biz kadınları, çok film izlemekle suçluyorlar.

Keşke evlendikten sonra da ellerimizi tutabilselerdi.

Başımızı dizlerinin üzerine yatırıp saçlarımızı okşasalardı.

Sahi, bunlar hep filmlerde mi yaşanıyor?"

Yaşadığı acı gerçeklerden kurtulmak için Şamlı bir kocanın elinden Türkiye'ye kaçan genç bir kadının oğullarına kavuşmak için verdiği mücadelenin hüzün dolu hikâyesi... İncir Kuşları, Sevmek Zorunda Değilsin Beni, Yatağımdaki Yabancı gibi çok okunan kitapların yazarı Sinan Akyüz'ün kaleminden genç yaşta Şam'da gelin olan Piruze'nin gerçek yaşamöyküsünü soluk soluğa okuyacaksınız...

Derdi günü, işi gücü dil olan bir yazardan hallere, duygulara, insana, hayvanata dair bir edebiyat ziyafeti.

Cayır cayır evler, köpür köpür Hülya'lar, sinmiş ufacık olmuş önlüklü bebeler, koca koca kararları eline yüzüne patlayan biçareler...

kitap

sinema

Kültür Sanat

tefek arızalar başlamış… İşin

doğrusu, yaşlanmaya ve ölüme çare yok. Ebedi gençliğin

de maalesef iksiri yok! Ama

gençlik enerjisinin eksikliğini deneyimli olgunluğunuzla

kapatabiliyorsunuz. Daha az enerji ile daha kaliteli işler başarabiliyorsunuz. Evet,

avantajlarınızı tanıyıp kullanarak önünüzdeki harika yılları en

Halk ağzından derlemelerle,

iyi şekilde değerlendirmek

icat sözcük ve deyimlerle,

elinizde! Siz de bedeninizi diri

bitmeyen enerji ve sürprizlerle

ve dinç, görüntünüzü sağlıklı ve

bakın bugün size kim geldi!

genç tutabilir, yaşam kalitenizi artırabilirsiniz.

Nisan/Mayıs • Narlıdere Life | 91