Üstad Muzaffer Kınalı & Çetin Bal sohbet yazıları 3

Page 12

görürebilirsiniz. Yani zamanda yolculuğu araçlada yapabilirsin.Fakat aracında teknolojik ilmi başkadır.Yapacağın aracı önce bir defa normal kainat ortamı içinden -boyutu içinden çıkarman lazım.Bunu nasıl yapacaksın? Çünkü klasik kuram dahilinde şu anki zeka kalıbına göre anlaşılsın diye şöyle diyelim ‘madde ışık hızında enerjiye çevriliyor.’ Halbuki ışık hızıyla gitsen bile bu bir işe yaramıyor.Mesela bir magadon yüzbinlerce ışık hızına karşılık gelen bir ölçüdür.Kainatta magadon denen bir hız ölçüsü kullanılır.Ama şu an dünya o ölçüyü kullanabilecek durumda değil. Bunun için önce maddenin kullanım biçimi değiştirilmeli.İşte bu ölçüleri kullanmadan önce güneş sistemi gibi bize yakın yıldız sistemleri gibi yakın yerlere bi gidelim bakalım.Bu yapılsın bakalım.İnsanlık bu noktalara bi gitsin bakalım.İşte insanlık kendi teknoloiik bulgularıyla bunu yaparken veli dediğimiz, aziz dediğimiz, ruhsal üstatlar dediğimiz bu madde tortusundan, egoizmden arınmış saflaşmış mana insanları, mana sultanları geçmişe ve geleceğe yada evrenin daha uzak noktalarına ruhsal güçlerini kullanarak seyahat edebilirler.Bu yolculuğu yapan insanlar kendilerini gizleyen erdemli insanlardır.Biz bile böyle bir yolculuğu bizatihi deneyimliyor olsak bile bunu öyle açıkça şuraya gidiyoruz, şöyle yapıyoruz, tarihi değiştiriyoruz, buraya geliyoruz diye açıkca söylemeyiz.Ama bu işin ilmini o noktaya yakın olanlara anlatırız.Ama açıkça gösteremeyiz.Kişi o noktaya geldiğinde bunu kendisi tecrübe eder zaten.O noktada bize bile gerek yok! Bu kelimeler içinde dahi biz bir çok sırrı veriyoruz zaten.Anlayan anlar.Alacak olan onu alır zaten. Kişi o noktaya geldiğinde zaten bu yolculuğu allahın iradi nuru ve enerjisi ile kaplanaraktan ve bu şekilde zamanda boyut değiştirerekten yapar.Burada sır yine kişinin şuur enerjisini kullanabilmesidir.Şimdilik bu noktada bu kadar bilgi yeter.Dikkat edin şimdi zaten holografik bir evrende yaşıyoruz her şey enerji her şey dalga! Zaman bile üst üste yada yanyana gelen bir dalgalar frekanslar yani ansal enerji kalıbları şeklinde vardır.İnsanda bunun bir parçasıdır bir dalga kalıbıdır.Ve düşüncelerimizle kendi auramızın elektriksel ve manyetiksel alan frekanslarını değiştirebiliyoruz.Şimdi dikkat edin eğer güçlü bir irade ve telkin altında güçlü bir zihin konsantrasyonu ve yoğunluğu ile düşüncelerinizi, duygularınızı başka bir zaman boyutuna odaklarsanız (yani gitmek istediğiniz zamana ve mekana) sizi çevreleyen kendi auranızın frekansları değişerek o noktaya ait zaman/uzay frekansları ile uyumlanıyor senkronize oluyor ve siz zamanda bir mıknatıs gibi atlamış yerdeğiştirmiş oluyorsunuz.Yani düşünceniz sizi o zamana götüren bir mıknatıs gibi bir cezbe enerjisi yaratıyor.Ve sizi oraya transfer ediyor.Yani bir nevi ışınlama olayı.Yani Allahın ilahi iradi nuru bir ilim olarak herşeyin içinde var.Bu bir ilim meselesi. Çetin BAL: Üstadım maalesef manadaki bu saklı gücü insanlara anlatınca hemen şöyle bir yanıtla karşılaşıyorum madem bu kadar biliyosun bana şu kerameti göster diyorlar yada madem şu anahtarını evde unuttun neden kendini oraya ışınlamadın diye soruyorlar.Mevzudaki ruhsal ahlak boyutunu bir türlü idrak merhalesine getiremiyorlar.Diyorlarki ‘sen o yeteneğe haiz olsan geleceğe gider spor loto yada sayısal sonuçlarını alır zengin olurdun burada da sefa sürerdin.’ Yani kişilerin dünyaya bakış açısı o kadar maalesef. Bunu en softa dindar kişide böyle düşünüyor en maddeci adamda bunu böyle görüyor.Oysaki meseledeki ilahi ahlakı bir türlü anlamıyor adam.Ya arkadaşım böyle bir yeteneğin olması dahilinde bunu her demde kullanmak o ilahi ahlak noktasındaki insan için ters bir durumdur .Yanındaki adam, çevrendeki komşun dünyanın zahmetini derdini tasasını çekerken senin bir gönül sultanı olarak bunu paylaşmaman kendini bu çileden ayırıp yukardan ahkam kesmen ruhsal terbiye boyutu içinde olan kişiye yakışmayan bir tavırdır.Peygamberler bile çok zor durumlarda mecbur kalmadıkça çok elzem olmadıkça ilahi iradenin gücünü burada kullanmıyorlardı.Onlarda her türlü geçim sıkıntısının, derdinin tasasının içindeydi.Başka türlüsüde zaten böyle sonsuzluğu ihate eden büyük ruhani değerlere haiz insanlara yakışmaz.Çünkü başka türlü sen zorlukta ve darlıktaki adama sabırdan, sabrın ilahi niteliğinden bahsederken benzer koşullar içinde aynı sıkıntıyı paylaşman lazımki ettiğin söz yerini bulsun.Bu şuna benziyor çölde iki arkadaş susuz kalmışız kendince ilahi bir güç içinde susuzluktan etkilenmiyosun yada başında seni takip eden bir bulut


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.