MMG 101. SAYI MİLLİ ENERJİ

Page 42

MİLLİ ENERJİ

MAKALE

Ya da kıyı bölge şebekesinde hizmet veren ithal kömür yakıtlı santrallar kıtalar arası kömür ticaretinin de bir parçasıdır. Birincil enerji kaynakları farklı şekillerde dünya ticaretinde yer almakla beraber birbirine bağlantısı olan bitişik enterkonnekte şebekeler üzerinden doğrudan da elektrik ticareti yapılabilmektedir. Ülkemizde uluslararası boyutta elektrik ticaret ağırlıklı olarak Trakya üzerinden Avrupa şebekesiyle ve Artvin-Ahıska bağlantısı üzerinden Gürcistan ile yapılmaktadır. Diğer komşu ülkelerle de ticaret altyapılarımız bulunmaktadır. Enerjinin insan yaşamında vazgeçilemez yeri her geçen gün artarak pekişirken, bir taraftan da ülkelerin kaynak güvenliği ve devamlılığını sağlamak üzere yoğun bir gayret içinde olduklarını görmekteyiz. Günümüzde petrol kaynaklarının azalmasına bağlı olarak yenilenebilir enerjinin kullanım alanları daha da yaygınlaşmaktadır. Uluslararası platformlarda İklim değişikliği ve diğer çevresel hassasiyet vurgularına rağmen mevcut öngörüler dünyadaki birincil enerji kullanımında kömür, gaz ve petrolün uzun bir süre daha zirveyi kaptırmayacağı yönündedir. Ülkemiz de dâhil olmak üzere gelişmiş ve gelişmekte olan çoğu devletler yenilenebilir enerji için büyük yatırımlar yapmakta olup Çin, Hindistan ve Rusya Federasyonu gibi ülkeler aynı zamanda nükleer enerji yatırımlarına da hız kesmeden devam etmektedir. Enerji

-40-

pastasındaki en büyük pay fosil yakıtlarına ait olsa da yenilenebilir enerji, depolama teknolojileri, enerji verimliliği, şebeke dönüşümü ve elektrikli araç gibi kavramlar sektörde baskın bir şekilde kendini hissettirmektedir. Bugün yenilenebilir enerji kullanım oranının fosil yakıtların önüne geçebilmesinin önündeki en büyük zorluklardan biri de depolama teknolojilerinin hem teknik hem de ekonomik açıdan istenen düzeye ulaşamamış olmasıdır. Depolama sistemlerinin konvansiyonel tipteki doğalgaz/kömür santrallarıyla güç ve enerji olarak benzer büyüklüklere erişebilmesi için önümüzdeki yıllarda önemli AR-GE faaliyetlerine ihtiyaç olacağı aşikâr. Özellikle pil depolama sistemleri bu aşamada elektrikli araçların yaygınlaşmasında kilit bir role sahip. Elektrikli araçların yaygınlaşması çevre duyarlılığı, yakıt ekonomisi, yaşam kalitesi (sıfır emisyon ve düşük gürültü etkeni) ve sonuç olarak toplumun refah seviyesi artışı gibi çok önemli beklentiler sunmaktadır. Gelişmeler bu beklenti yönünde devam ederse belki de mahalle aralarına kadar uzanan yakıt istasyon ağları yerini şarj istasyonlarına bırakacaktır. Benzer şekilde teknik servis ağında da köklü dönüşümler gerekecektir. Bu gibi yapısal dönüşümler istihdam politikalarıyla da ilişkili olduğu için kontrollü bir şekilde ve aşamalı olarak uygulanmak durumundadır.

MİMAR VE MÜHENDİS DERGİSİ

DOSYA Enerjide köklü bir değişim süreci yaşanacağına göre biz de ülke olarak bu değişim/ gelişim döngüsüne dâhil olacağız. Zaten gerek politik seviyede, gerekse sektörel alanda yenilenebilir enerji, kaynak güvenliği, nükleer enerji ve elektrikli araç gibi kavramları sıklıkla duymaktayız. Peki, gelişmiş ülkelerin özellikle elektrikli araç ve enerji verimliliği konusunda yaptığı AR-GE ve yatırım faaliyetlerine baktığımızda acaba biz kendimizi hangi sıralarda bulacağız. Ülke olarak yenilenebilir enerji destek mekanizmaları, özel sektör girişimleri, hidrolik kaynakların üretime dâhil edilmesi sayesinde son yıllarda özellikle rüzgâr ve güneş enerjisinde ciddi atılımlar gerçekleştirdik. Kurulu güç içinde ~% 7’lik pay ile 6.700MW’a yaklaşan RES kapasitesine ilave olarak mazisi çok eskiye gitmemesine rağmen kısa zamanda GES kapasitemiz 4.600MM’ı aşmış bulunuyor. Diğer taraftan HES ve JES yatırımları da hızla devam etmektedir. Ancak hızla gelişen ülkemizde enerjiye olan talep artışı dünya genelinde ülkemizi listenin ön sıralarına taşıyacak bir büyüklüğe sahip. Durum böyle olunca elektrik üretiminde yenilenebilir enerji kullanımının fosil kaynakların önüne geçmesi yakın zamanda gerçekleşecek gibi durmuyor. Önümüzdeki yıllarda Nükleer enerjinin envantere dâhil edilmesi, yerli kömür kaynaklarının elektrik üretimine kazandırılması, büyük güçlü RES-GES alanlarında yeni santraller kurulması ve faaliyete geçmemiş JES-HES havzalarının üretime kazandırılması gibi hedeflerimiz bulunuyor. Zaten gerek kamu bürokrasisi, gerekse özel sektör yatırımcılarımız bu hedefte çalışmalarına son hızla devam ediyor. Ülkemizin GES ve RES açısından verimli bir kuşakta bulunması bu tip yatırımları daha da cazip kılmakta. Diğer bir önemli alan ise elektrikli araçların yaygınlaşmasıdır. Bu konuda da 2020 ve 2023 yıllarına uzanan önemli hedefler var. Yenilenebilir enerji ve elektrikli araçların doğası gereği kullanım döngüleri doğrudan kontrol edilemez. Bu yüzden arada enerji transferini sağlayacak olan iletim ve dağıtım şebekesinin alışılagelmişin çok ötesinde bir esnekliğe sahip olması gerekmektedir. Şebeke düzeyinde bu ihtiyaçları giderebilecek farklı yaklaşımlar değerlendirilebilir. Ancak enerjide dönüşüm serüveni beklediğimizden çok hızlı ve ani gelişecektir. Günü geldiğinde gerek teknik altyapının gerekse piyasa/mevzuat altyapısının bu dönüşüme ne derecede cevap vereceğini hep birlikte göreceğiz.


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.