marketing europe & anatolia Sayı: 097

Page 1

marketing europe & anatolia Tarih: Haziran 2020 Sayı: 97

retorik

Sandık sandık dedikleri…

kelebeğin fırtınası

‘‘Hayat eve sığar’’ (sığmadı)

satır ayracı

Savaş bitti mi?... e m eş .. l l . ma eci r No Sür



İçindekiler

marketing europe & anatolia Sayı: 97 Tarih: Haziran 2020 İmtiyaz Sahibi Eksantrik Film Prodüksiyon P.K.: 112 34725 Fenerbahçe - İstanbul - Tr. Genel Yayın Yönetmeni ve Sorumlu Yazı İşler Müdürü Elvin Ekşioğlu e-mail: elvineksioglu@gmail.com Haber ve Fotoğraflar Agency Europe & Anatolia http://aea.eksantrik.com aeanews@gmail.com Katkıda Bulunanlar Nurgül Eryıldır Günay Ali Erdem Ekşioğlu Seval Duban Kübra Nebioğlu Yusuf Yener Günay Danışman Abdullah Ekşioğlu İlan Rezervasyon Ayşe Yılmaz Yayın Türü Süreli Yayın Yönetim Yeri Agency Europe & Anatolia e-mail: meadergi@gmail.com marketing europe & anatolia Agency Europe & Anatolia tarafından Süreli yayınlanan bir e-dergidir.

Kısa Kısa

04 - 07

Teknoloji

10 - 11

retorik

12

Medya Dünyası

13 - 14

Röportaj

16 - 21

kelebeğin fırtanası

23

Reklam dünyası

24- 25

satır ayraçı

26

Röportaj

28- 30

Kampanyalar

33 - 41

Gezi

42- 44

http://www.meadergi.com mobil: http://m.meadergi.com http://www.facebook.com/meadergi instagram: meadergi https://twitter.com/meadergi

Game On

44 - 47

Bir Ekşioğlu Medya Grup kuruluşudur.

Kültür Sanat

48- 49

Bu yayının tüm hakları Eksantrik Film Prodüksiyon’a aittir. Tamamı ya da bir bölümü yayıncısının izni olmaksızın çoğaltılamaz ve yayınlanamaz. Tüm ilanların sorumluluğu firmalara, makalelerdeki görüşler ve hukuki sorumluluk yazarlara aittir. Bu derginin yayınlanma sürecinde hiçbir ağaç zarar görmemiştir.

marketing europe & anatolia / 1



Köşe Elvin Ekşioğlu / elvin@eksantrik.com

( editörden)

Normalleşme süreci... Merhaba, Mart ayının başından beri evlerdeyiz. Çin'den tüm dünyaya yayılan corona virüs nedeniyle ülkemizde alınan önlemler, diğer ülkelerde olduğu gibi sağlık sistemimizin çökmesine izin vermedi. Ama Mart ayından bu yana beşbine yakın insanımızın vefat etmesine ve 160 binden fazla insanımızın hastalanmasına neden oldu. Halen hergün bine yakın insanmınıza da bulaşmaya devam ediyor. Tüm dünya ilacı ve aşısı olmayan corona virüsle savaşmaya çalışıyor. Savaşmaya çalışıyor diyorum çünkü dünyada hiç kimse bu virüse karşı nasıl bir çare bulacağını bile bilmiyor. Ülkeler ortak bir tedavi yöntemi geliştiremedi. Tüm dünya ülkelerinin birleştiği tek önlem; Maske takmak,1,5 metre fiziki mesafe ve hijyen. Dünyanın diğer ülkelerinde olduğu gibi bizim devletimiz de hayatlarımızı esir alan corona virüsün yayılmasının kontrol altına alındığına karar verdi ve normalleşme süreçlerini başlattı. Ben hala erken bir karar olduğunu düşünüyorum. Haziran ayından itibaren biz de normalleşmeye başlayacağız. Normalleşme sürecimiz ikinci dalgaya neden olmaması için, maske, 1,5 metre fiziki mesafe ve hijyenimize dikkat edelim. Dergimiz yine dopdolu. Haber sayfalarımız, teknoloji sayfalarımız, kampanya sayfalarımız yine büyük bir özenle hazırlandı. Ali Erdem Ekşioğlu Gameon sayfalarımızı ve kültür sanat haberlerini sizler için derledi. Abdullah Ekşioğlu, Nurgül Günay Eryıldır, Kübra Nebioğlu yazılarıyla yine bizlere yeni pencereler açtılar. Sevgiler

marketing europe & anatolia / 3


Kısa Kısa

Groupe Renault tasarruf planı... Groupe Renault, yıllık sonuçlarını açıkladığı tarihte vaat ettiği gibi, üç yıl içerisinde 2 milyar avrodan fazla tasarruf sağlamayı ve yeni bir rekabetçi yapının temellerini atmayı hedefleyen dönüşüm programını bugün gerçekleştirdiği toplantı ile kamuoyuna açıkladı. Şirketin dönüşümünü hızlandırma çalışmasının temelinde yatan etkenler, Grubun karşılaştığı güçlükler, otomotiv endüstrisinin karşı karşıya kaldığı büyük kriz ve bir an önce hayata geçirilmesi gereken ekolojik dönüşüm olarak belirlendi.Müşteriyi önceliklerinin merkezinde tutarak nakit akışı oluşturmak üzerinde yoğunlaşan plan taslağı, şirketin dayanıklılığını artıracak. Operasyonel faaliyetlere daha verimli bir yaklaşım getiren taslak, kaynakların daha özenli bir biçimde yönetilmesi üzerine kurulu. Bununla birlikte, bu plan taslağı ile Groupe Renault’nun uzun vadeli gelişim temellerinin atılması amaçlanıyor. Grubun Fransa’daki faaliyetleri, elektrikli araçlar, hafif ticari araçlar, döngüsel ekonomi ve yüksek katma değerli inovasyon gibi gelecek vaat eden stratejik faaliyet alanları üzerinde yoğunlaşacak. Fransa’da yoğunlaşacak olan

Teknosa açılıyor...

Türkiye teknoloji perakendeciliğinin öncü markası Teknosa, 22 Mart akşamından bu yana kapalı olan Türkiye genelindeki mağazalarının kapılarını, çalışanlarının ve müşterilerinin sağlığı ve güvenliği için aldığı önlemlerle birlikte 1 Haziran’da açıyor. Sabancı Holding iştiraklerinden Teknosa, Türkiye genelindeki mağazalarını Covid-19 sürecinde izlenen normalleşme sürecine uygun olarak 1 Haziran’da yeniden açıyor. Tüm dünyayı etkisi altına alan pandemi nedeniyle mağazalarını geçici süre ile kapatan Teknosa, aldığı maksimum önlemlerle birlikte teknoloji severleri mağazalarında ağırlamaya başlayacak. Mağazalarının 4 / marketing europe & anatolia

bu büyük bölgesel mükemmellik merkezleri, Grubun hızlı toparlanmasında ana rol oynayacak. Grubun Flins ve Guyancourt’daki faaliyetleri yeniden düzenlenecek. Groupe Renault, kârlı ve sürdürülebilir bir büyüme sağlamak için yapmayı planladığı iş gücü düzenlemelerini, sosyal paydaşlar ve yerel kurumlarla örnek bir diyalog içinde gerçekleştirilmek için her türlü çabayı gösterecek. İş gücünü yeniden yapılandırma projesi, yeniden eğitim kurum içi görev değişiklikleri ve gönüllü ayrılma üzerine kurulu olacak. Üç yıla yayılacak proje kapsamında, Fransa’da 4 bin 600, dünyanın geri kalanında da 10 binden fazla pozisyon daha azaltılacak.

kapalı olduğu dönemde Teknosa.com ve mobil platformları üzerinden tüketicilerle buluşmaya devam eden Teknosa, 1 Haziran’dan itibaren hem çalışanları hem de müşterileri için tedbirleri en üst düzeyde tutarak teknolojiye dair tüm ihtiyaçların güvenilir adresi olmaya devam edecek. Pandemi sürecinde çalışanların ve toplumun sağlığına öncelik verdiklerini, bu çerçevede sürecin başından itibaren en üst seviyede önlemleri alarak hizmet sunduklarını vurgulayan Teknosa Genel Müdürü Bülent Gürcan, “Bu dönemde teknolojiye erişim Türkiye’nin eğitim, ekonomi ve sosyal hayatını ayakta tuttu, hayatın devamlılığını sağladı. Evden çalışmayı, eğitimi sağlayan, ev hijyenini kolaylaştıran, evde vakit geçirmeyi konforlu kılan ve kişisel hijyen/bakıma dönük teknoloji ürünleri ihtiyaç listesinde ön plana çıktı. Biz de bu yönde sağlık ve güvenlik tedbirlerini en üst seviyede alırken, topluma hizmet vermeye devam ettik. Tüketicilerimizi Teknosa.com ve mobil platformlarımızdan teknoloji ürünleriyle kesintisiz olarak buluşturduk. Bu zor dönemde güçlü altyapımız, müşteri odaklı dijitalleşme ve dönüşüm konusunda son yıllarda attığımız adımların faydasını gördük.


Kısa Kısa

SunExpress uçuşlarına başlıyor...

Covid-19 salgınının yayılımını önlemek amacıyla getirilen kısıtlamalar kapsamında tüm yurt içi ve yurt dışı seferlerini askıya alan SunExpress, misafirlerinin ve uçuş ekiplerinin sağlıklı ve emniyetli seyahati için gerekli tüm tedbirleri alarak 1 Haziran’da iç hat uçuşlarına kademeli olarak başlıyor. Antalya ve İzmir’i hem iç hem de dış hatlarda en fazla noktaya bağlayan havayolu SunExpress’in 1 Haziran itibarıyla merkezleri Antalya ve İzmir’den sunacağı ve önümüzdeki günlerde kademeli olarak güncelleyeceği iç hat uçuş planı şu şekilde: SunExpress, yeniden başlayan iç hat uçuşları çerçevesinde ana merkezi Antalya’dan Adana’ya haftada 5, Diyarbakır’a haftada 4, Gaziantep, Trabzon ve Van’a

haftada 2, Samsun ve Kayseri’ye haftada 1 kez uçuş sunacak. Aktarma merkezi İzmir ile merkezi Antalya arasında günde 2 sefer düzenleyecek olan SunExpress’in İzmir’den, Antalya dışında toplamda 11 Anadolu kentine düzenleyeceği seferler ise şu şekilde: Diyarbakır’a haftanın her günü, Adana’ya ve Gaziantep’e haftada 4, Trabzon ve Kayseri’ye haftada 3, Erzurum, Samsun ve Van’a haftada 2, Kars, Konya ve Malatya’ya haftada 1 kez. Havayolu, hem İzmir’den hem de Antalya’dan düzenlediği sefer sayısını kademeli olarak artıracak. Seyahat edecek yolcuların, alınan hijyen ve sosyal mesafe önlemleri nedeniyle havalimanlarına her zamankinden daha erken gelmelerini tavsiye eden SunExpress, misafirlerinin ve uçuş ekiplerinin sağlıklı ve emniyetli seyahati için ulusal ve uluslararası sağlık ve havacılık otoriteleri ile iş birliği içinde gerekli tüm önlemleri almaktadır. Türk vatandaşlarının iç hat uçuşlarına kabulü HES kodu ile sağlanacak. HES kodu sorgulamalarında uçuşa elverişli olmadığı tespit edilen yolcular, SunExpress uçuşlarına alınmayacak.

TAYSAD’dan Erken Uyarı... TAYSAD, Koronavirüs Etki Araştırması’nın sonuçlarını paylaştı. Ankete göre, 1 Haziran’dan itibaren tedarik sanayisinde ‘komple duruş’ eğilimi sona ererken, 21 Haziran itibariyle üyelerin yüzde 42’si sosyal mesafeli normal çalışma düzenine döneceğini bildirdi. Tedarik sanayisinde üretim hacimlerinin Haziran ayıyla birlikte yüzde 60’ların üzerine çıkacağının da ortaya koyulduğu ankette, sektörün yaşaması muhtemel ciro ve istihdam kaybı özellikle dikkatleri çekti. Anket sonuçlarına göre, TAYSAD üyelerinin en az yarısı, Nisan ayında yüzde 55’ten fazla ciro kaybı yaşadı. Her iki tedarik sanayiciden biri yıl sonunda yüzde 25 ciro kaybı yaşayacağını öngörmekte. Pandeminin yarattığı iş kaybı nedeniyle çalışan sayısında azalmaya gidilebileceğini de dile getiren katılımcılar, sene sonuna kadar mavi yaka çalışanlarında yaklaşık yüzde 15; beyaz yaka çalışanlarında ise yüzde 9 azalma olabileceğini belirtti. TAYSAD Başkanı Alper Kanca, otomotiv sektörü için erkenden alınacak önlemlerin birçok olumsuz senaryonun önüne geçebileceği gibi Türkiye’ye ciddi avantajlar sağlayabileceğini belirtti. Avrupa’da otomotiv sektörü için

açıklanan önlem paketlerinden örnekler veren Kanca, “Son anketimiz, Haziran ayı itibariyle tüm üyelerimizin yeniden üretime başladığını ve üretim hacimlerinin kademeli olarak arttığını ortaya koyuyor. Bununla beraber, anket otomotiv endüstrisinin geleceği için acil sinyaller de veriyor. TAYSAD olarak, iç pazarı hareketlendirecek vergi düzenlemelerinin bir an evvel yapılması ve kamu bankaları aracılığıyla yerli araç satışının desteklenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Ayrıca, Kısa Çalışma Ödeneği sürecinin uzatılması da açıklanması gereken diğer önemli destekler arasında yer alıyor. Aksi halde, ankette de görüldüğü üzere özellikle istihdam anlamında kayıplarla karşı karşıya kalabiliriz” dedi.

marketing europe & anatolia / 5


Kısa Kısa

Penti’den Coronavirüs İstihdami... Penti, küresel ölçekte yaşadığımız Covid-19 pandemisinde de istihdam yatırımını sürdürme kararı aldı. “Hep birlikte” ilkesiyle, salgının ülkemizde gö-rüldüğü andan itibaren 30 kamu hastanesinde görev alan kadın sağlık çalışanlarına destek paketlerini ulaştırırken, tüm sağlık çalışanları için 500 bin maske üretiminin ilk etabında 100 bin adet maske üretimine de katkı sağladı. Penti şimdi de, e-ticarette artan talebi karşılamak amacıyla lojistik ağına 120 kişiyi dahil edecek. E-ticaretteki satış hacminin Nisan ayının başından bugüne % 600 artığını ifade eden Penti Giyim CEO’su Mert Karaibrahimoğlu “Sürecinin ilk gününden bugüne tedbirlerimizi maksi-mum seviyede tutarak tüketicilerimizin yanında olduk, olmaya da devam ediyoruz. Corona virüs süreci öncesinde de toplam ciro içerisinde Türkiye ortalamasının da üzerinde yüzde 7’lik pay alan

Atama...

Türkiye İş Bankası’nın üst yönetiminde gerçekleşen atama ile Ozan Gürsoy Genel Müdür Yardımcısı oldu. Gürsoy Kurumsal Bankacılık Pazarlama ve Satış, Ticari Bankacılık Satış Bölümleri ile Sınır Ötesi Bankacılık Birimi ve Serbest Bölge Şubeleri’nden sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olarak görev yapacak. 1974 yılında Adana’da doğan Ozan Gürsoy, Orta Doğu Teknik Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü’nden mezun oldu. 1996 yılında İş Bankası Teftiş Kurulu Başkanlığı’nda Müfettiş Yardımcısı olarak göreve başlayan Gürsoy, 2003 yılında Birmingham Üniversitesi’nde Uluslararası Bankacılık ve Finans alanında yüksek lisans eğitimini tamamladı. 2006’da Kurumsal Krediler Tahsis Bölümü’nde Müdür Yardımcısı olan Gürsoy, ardından aynı bölümde Birim Müdürü olarak görev yaptı. 2011’de Ticari Bankacılık Ürün Bölümü Müdürü, 2015’te ise Gebze Kurumsal Şube Müdürü olan Ozan Gürsoy, Mayıs 2020’de Genel Müdür Yardımcısı olarak atandı. 6 / marketing europe & anatolia

penti.com’un son bir ay içerisindeki performansını %600 oranında arttırarak büyük bir başarıya imza attık’’ ifadesini kullandı. Karaibrahimoğlu sözlerine; ‘’1 ayı aşkın süredir evlerimizde olduğumuz, birçoğumuzun uzak-tan çalıştığı ve öğrencilerin evden uzaktan eğitime başladığı bu süreçte, Penti olarak lider olarak konumlandığımız özellikle pijama ve ev giyim ürünleri kategorisi, dışarı da rahatlıkla giyilebilen ürünleriyle iç giyim kategorisi, evde sporun vazgeçilmezi active grubu altında yer alan ürünlerimiz ile birlikte ev patikleri ve soket çoraplar yoğun olarak talep ediliyor. Tüm kategorilerimize olan talep 6 kat artmış durumda. Evde hem kadınlar hem de çocuklar için her zaman olduğundan daha da çok ihtiyaca dönüşen tüm bu ürün gruplarına özel geliştirdi-ğimiz koleksiyonlar ve tüketicimizin ihtiyaçlarına en rahat şekilde ulaşabileceği kampanyalar ile bu dönemde de tüketicimizin yanında olmaya devam ediyoruz’’ şeklinde devam etti. Son 1 ayda elde ettiğimiz talep artışını karşılayabilmek ve mükemmelleştirilmiş müşteri memnuniyeti için lojistik operasyonumuzda yeni istihdam sağlayarak yeni 120 kişiyi bünye-mize dahil ettik’’ ifadesini kullandı.

Atama... Vodafone Türkiye üst yönetiminde yeni bir atama gerçekleşti. Vodafone Türkiye Finanstan Sorumlu İcra Kurulu Başkan Yardımcılığı pozisyonuna 4 Mayıs itibarıyla Tulu Karagöz getirildi. Karagöz, Vodafone Türkiye’nin Finans alanındaki tüm fonksiyon ve operasyonlarının yönetiminden sorumlu olacak. Tulu Karagöz, Vodafone bünyesine katılmadan önce Coca-Cola İçecek Türkiye Finans Direktörü olarak görev yapıyordu. Bu görevi sırasında şirketin tüm Türkiye finans operasyonlarından, iş planlama ve bütçeleme sürecinin koordinasyonundan, tüm finansal performans göstergelerinin izlenmesinden, gelir büyümesi yönetimine ilişkin alınan inisiyatiflerin koordinasyonundan ve izlenmesinden sorumlu oldu. Ayrıca, şirket genelinde Paylaşılan Hizmetler Projesi’nde liderlik rolünü üstlendi. İş hayatına Ernst&Young’da başlayan Tulu Karagöz, daha sonra sırasıyla Gillette, P&G ve Shaya firmalarında çalıştı; çeşitli kurumlarda direktörlük görevleri üstlendi. Boğaziçi Üniversitesi İşletme bölümü mezunu Tulu Karagöz, evli ve bir çocuk annesidir.


Kısa Kısa

Henkel’in 2025 Hedefleri... Henkel, 2025 yılı için yeni ambalajlama hedefleri ile plastik atıkları azaltmayı ve önlemeyi hedefliyor. Henkel, Karbondioksit salınımları yüzde 31 oranında azaltıldı ve bir ton ürün başına düşen atık miktarı yüzde 40 oranında aşağı çekildi. İş sağlığı ve güvenliği alanındaki yüzde 42 oranında bir ilerleme ile Henkel bu alandaki 2020 hedefinden daha üst düzeyde bir gelişme kaydetti. Bir ton ürün başına tüketilen su miktarı ise 2010’a kıyasla yüzde 28 oranında azaldı. Bu da, yüzde 30 oranında azalma hedefine ulaşmanın oldukça mümkün olduğuna işaret etmektedir. Şirket, üretimlerinden kaynaklanan karbon ayak izini 2025’e kadar yüzde 65 oranında azaltmayı planlıyor. Henkel bu hedefe enerji verimliliğini sürekli artırarak ve kullandığı elektriği yenilenebilir kaynaklardan sağlayarak ulaşmayı amaçlıyor. Henkel buna ek olarak, marka ve teknolojilerini müşterilerin, tüketicilerin ve tedarikçilerin 2025’e kadar uzanan 10 yıl boyunca 100 milyon ton karbondioksit tasarruf etmelerine yardım amacıyla

güçlendirmek istiyor. 2025 İçin Yeni Ambalajlama Hedefleri - Döngüsel bir ekonomiyi teşvik etmek amacıyla sürdürülebilir ambalajlama alanında gerçekleştirdiği ilerleme ve faaliyetleri daha ileri taşımak hedefiyle Henkel, 2025 için yeni ve daha da iddialı sürdürülebilir hedefler belirledi: %100 geri dönüştürülebilir ya da yeniden kullanılabilir*: Tüm Henkel ambalajları geri dönüştürülebilir ya da yeniden kullanılabilir* olacak. - Fosil esaslı plastikleri %50 oranında azaltmak: Henkel, tüketim ürünlerinde fosil kaynaklı geri dönüştürülmemiş plastik miktarını yüzde 50 oranında azaltmayı amaçlıyor. Bu hedef ise tüketim ürünlerinde kullanılan geri dönüştürülmüş plastik oranını, küresel ölçekte yüzde 30 seviyesinin üzerine çıkarmak, plastik kullanımını azaltmak ve yenilenebilir biyolojik kaynaklarla üretilen plastiğin kullanımındaki artış ile gerçekleşecektir. - Sıfır atık: Henkel, atıkların doğaya bırakılmasını engellemek için katkı sağlamayı amaçlıyor. Bu sebeple şirket, atık toplama ve geri dönüşüm girişimlerini destekliyor ve kapalı döngü geri dönüşümü teşvik etmek amacıyla yenilikçi çözüm ve teknolojilere yatırım yapıyor.

Atama...

İşbirliği...

Esas Private Equity’de Direktör olarak görev yapan, aynı zamanda Esas Holding’in Medline markası altında yer alan Acil Sağlık şirketi ve Adana Hastanesi’nin İcradan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyeliği görevini üstlenen Ergenekon, Ayakkabı Dünyası Genel Müdürlüğü görevine getirildi. İTÜ Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği Bölümü’nden mezun olan ve sonrasında aynı üniversitede elektronik ve haberleşme alanında yüksek lisansını yapan Ahmet Gürkan Ergenekon, iş hayatına Alcatel Teletaş’ta başladı. Türkiye ve Belçika’da görev yaptıktan sonra KoçSistem ve CPG Ericsson’da çalışan Ergenekon, kuruluşunda yer aldığı Sabancı Telekom’da ve İşNet’te Genel Müdür Yardımcısı olarak görev yaptı. Aynı dönemde kuruluşundan itibaren üyesi olduğu Serbest Telekomünikasyon İşletmecileri Derneği Telkoder’de Yönetim Kurulu Üyeliği de yapan bulunan Ergenekon, 2007 yılında Esas Holding’e ait Medline Acil Sağlık’da Genel Müdür Yardımcısı olarak çalışmaya başladı. 2010-2015 yılları arasında Esas Holding’in özel sağlık sektörü alanındaki tüm yatırımlarını içeren Medline Sağlık Grubu CEO’su olarak görev yaptı. Ahmet Gürkan Ergenekon, evli ve 2 çocuk babasıdır.

Bünyesinde bulunan markalara iletişim, pazarlama, deneyim, kreatif ve sosyal medya hizmetleri veren WPP’nin “End-to-end Creative Commerce”Uçtan Uca Kreatif Ticaret Ajansı Geometry İstanbul, farklı hizmetler kapsamıda yeni iş birlikleriyle marka portföyünü güçlendiriyor. Kapılarını 2008 yılında açan ve 9 şubesiyle Türkiye’nin en büyük ve yaygın konser mekanları ile güncel müzik ve eğlenceyi erişilebilir kılmayı hedefleyen Jolly Joker, marka yapılandırma çalışmaları için Geometry İstanbul ile anlaştı.

marketing europe & anatolia / 7




Teknoloji

Canlı Yayınlar Osmo Action’la... Osmo Action 4K/60fps video kalitesinde, titreşim engelleyiciye sahip çift ekranlı aksiyon kamerası sayesinde profesyonel bir şekilde kaydediliyor. Canlı yayınlar artık, içerik üreticilerinin takipçileriyle günlük etkileşimde kalmak için sürekli kullandığı bir platform haline geldi. Osmo Action, içerik üreticileri tarafından evlerde ve dışarıda sürekli olarak kullanılıyor. Osmo Action’la Canlı Yayın Yapacaklara Öneriler Toplamda 104 dakikalık canlı yayın süresi sunan Osmo Action; 720p 4Mbps netliğe sahip. Aksiyon kamerasının tüm güncel özelliklerini kullanabilmek için ilk olarak DJI Mimo uygulamasını yüklemek gerekiyor. Spor içeriği üretenler için: Oldukça hafif ve taşınabilir özelliğe sahip Osmo Action, yaptığınız sporlara sorunsuz bir şekilde eşlik edebiliyor. Aksiyon kamerası tüm iklim koşullarında kullanılabildiğinden,

yaz ve kış sporlarında sizlere eşlik ediyor. Yemek içeriği üretenler için: Gurmeler ve yeme/içme alanında içerik üretecileri, sosyal medya hesaplarında Osmo Action’la yaptığı çekimlerde profesyonel görüntüler yakalama imkanı bulacak. Seyahat alanında içerik üretenler için: Çift kameraya sahip Osmo Action’ın ön kamerası, çekim sırasında kendinizi canlı olarak izleyebilmenize olanak veriyor. Osmo Action’la Facebook ve Youtube’dan Nasıl Canlı Yayın Yapılır? 1. Osmo Action’ı DJI Mimo uygulamasına bağlayın ve ekranı kaydırarak canlı yayın özelliğini aktifleştirin. 2. Hangi platformdan canlı yayın yapacağınızı seçin. Facebook ve YouTube’da ilk kez oturum açtığınızda, bu işlemi onaylamanız istenir; 3. Canlı akış adınızı, çözünürlüğünüzü, bit hızınızı ve daha fazlasını içeren seçeneklere ayarlardan ulaşabilirsiniz. Canlı yayının kimlere ulaşılabilir olacağına ‘herkese açık/özel/ liste dışındakilerle paylaşma’ seçeneklerinden birini seçerek karar verebilirsiniz.

Zyxel’den Multi-Gigabit Switchler... Yapay zeka destekli bulut tabanlı ağ çözümleri sunan Zyxel Networks, XS1930 serisi gigabit switchlerini pazara sundu. Küçük ve orta ölçekli işletmelerin tüm ağ taleplerine cevap veren ürün, WiFi 6 teknolojisi desteği ile kurumların hız kapasitesi beklentisini karşılıyor. WiFi 6 yani IEEE 802.11ax teknolojisi, çok kısa mesafelerde teorik olarak 10Gbps ve 12Gbps hızlarına ulaşabiliyor. Bu da bir önceki WiFi 5 teknolojisine göre yüzde 30 - 40 daha

anlamına geliyor. İşletmeler, WiFi 6 teknolojisi destekli ürünleri bünyelerine entegre ettiklerinde yüksek hız ve daha kaliteli bağlantı dahil olmak üzere birçok avantaja sahip oluyorlar. Öte yandan WiFi 6 ile beraber

iyi performans anlamına geliyor. Öte yandan WiFi 6, 20MHz kanalları 64 yerine 256 alt kanala bölüyor. Bunun yanında alt kanallarda da değişiklik yapıyor ve bu sayede birkaç 802.11ax cihazıyla aynı anda etkileşimde bulunabiliyor. Dokuza kadar cihaz, tek kanal üzerinde veya 160Mhz bloğu üzerinde 74 cihaz rahatça iletişim kurabiliyor. Günümüzde başta akıllı telefonlar ve tabletler olmak üzere internete bağlanan pek çok cihazın bulunduğunu belirten Zyxel Networks Kanal Satış Müdürü Ömer Faruk Erünsal “Buzdolabından tutun, elektrikli perdelere ve kombilere kadar birçok ürün birbiri ile iletişim kurabiliyor. Daha da önemlisi artık endüstri 4.0’dan bahsediyoruz. Bu nedenle daha fazla birbiri ile bağlantılı cihaz, daha fazla kesintisiz internet ihtiyacı

mevcut bant genişliği yetenekleri üzerinde daha büyük bir baskı yaratılıyor. Bu soruna çözüm olan Zyxel’in yeni Multi-Gigabit ağ anahtarları, WiFi 6’nın tüm potansiyelini ortaya çıkartabilmek için güvenilir bir ağ omurgası oluşturabiliyor” sözleriyle yeni switchlerin kurumlara sunduğu avantajları anlatıyor. Pazardaki birçok switch, yalnızca 1G veya 10G bağlantı hızı sunuyor. ZyXEL’in XS1930 serisi multi-gigabit switchleri ise 100M, 1G, 2.5G, 5G ve 10G – gibi değişken hızları destekliyor. Böylece özelikle küçük işletmelerin farklı iş uygulamaları ve farklı kapasitede cihazları için ihtiyacı olan değişken ağ hızı talebi karşılanmış oluyor.

10 / marketing europe & anatolia


Teknoloji

Yeni BMW 5 - 6 Serileri... Borusan Otomotiv’in Türkiye distribütörü olduğu BMW, düzenlediği online basın toplantısı ile Yeni BMW 5 Serisi ve Yeni BMW 6 Serisi Gran Turismo’nun dünya prömiyerlerini gerçekleştirdi. Premium otomobil standartlarını, üretimine başlandığı 1972 yılından bu yana belirleyen BMW 5 Serisi ve lüksü sportif görünüm ve sürüşle birleştiren BMW 6 Serisi Gran Turismo kapsamlı tasarım ve teknolojik değişimlerle yenilendi. En son teknolojik yenilikler ile donatılan Yeni BMW 5 Serisi Temmuz ayından itibaren Türkiye’de yollarla buluşmaya hazırlanıyor. Yeni BMW 5 Serisi Türkiye’de; 170 bg güç üreten 1.6 litrelik 520i benzinli, 252 bg güç üreten 2.0 litrelik 530i xDrive benzinli ile 190 bg güç üreten 2.0 litrelik 520d xDrive dizel motor seçenekleri ile otomobil severlere sunulacak. Yeni BMW 5 Serisi, Türkiye’de, standart olarak sunulan Adaptif LED Farlar, Apple CarPlay ve Android Auto uyumlu Akıllı Telefon Arayüzü, gelişmiş özelliklere sahip Sürüş ve Park Asistanlarına ek olarak lansmana özel olarak Harman Kardon Ses Sistemi, BMW Live Cockpit Professional, Kablosuz Şarj özellikli Akıllı Telefon Bağlantı sistemini içeren “Special Edition” yapısıyla satışa sunulacak. Yeni BMW 6 Serisi Gran

Turismo’da 12,3 inçlik bilgi-eğlence ekranı ve yeni gösterge paneli grubu standart olarak yer alırken, orta konsoldaki kontroller ise parlak siyah renkte sunuluyor. Yeniden düzenlenen çok fonksiyonlu düğmelere sahip deri spor direksiyon simidi ve genişletilmiş özelliklere sahip dört bölgeli otomatik klima kontrolü, Yeni BMW 6 Serisi Gran Turismo’yla standart donanım olarak geliyor. Yeni nesil sürücü destek sistemleri ve genişletilmiş fonksiyonlarıyla Yeni BMW 6 Serisi Gran Turismo, yarı otonom sürüş keyfine göz kırpıyor.

Samsung Jey Dikey süpürge... izlik performansı sayesinde farklı zeminleri üst seviyede temizlemenizi sağlayan bir ürün olarak öne çıkıyor. 200 Watt’a kadar güç üreten Samsung Dijital Inverter Motor ile çalışan bu süpürge, fırçadan filtreye kadar uzanan aerodinamik tasarımı ile hava akışını optimize ediyor, çoklu siklon özelliğine sahip hava filtresi de ince toz parçacıklarını hapsediyor. Ultrasonik kaynaklı kanatlarla hava akışını optimize eden bu motor 550W’a kadar giriş gücü sayesinde

Koronavirüs salgını nedeniyle daha fazla vakit geçirdiğiniz evinizi detaylı bir şekilde temizlemek önemli. Evinizi daha kolay ve verimli bir şekilde süpürmenize imkân veren Samsung Jet Dikey Kablosuz Şarjlı Süpürgesi güçlü emiş gücüyle gelişmiş temizlik performansı sunarken havayı temiz tutmasının yanı sıra sağladığı ergonomik rahatlıkla size yardımcı olacak. Samsung Jet Dikey Kablosuz Şarjlı Süpürgesi maksimum emiş gücüyle sunduğu gelişmiş tem-

de yüksek enerji verimliliği sunuyor. Güçlü emiş gücü Yüksek verimli, çoklu siklon yapısıyla daha uzun süre daha temiz hava ve güçlü emiş gücü sağlayan Jet Siklon teknolojisiyle ideal bir hava yolu oluşturarak emiş gücü kaybını en az indiren bu süpürge ayrıca, ince toz parçacıklarını hijyenik bir şekilde havadan ayırmasıyla da öne çıkıyor. Turbo Aksiyonlu Fırçası ile hem halılardaki hem de sert zeminlerdeki ince toz parçacıklarını temizleyebilen süpürge 180 derece dönebilen kafası ile de kolayca yön değiştirip her köşeyi temizlemenizi sağlıyor. Üstelik tek tıkla çıkarabileceğiniz döner hazneye kolayca bakım da uygulayabiliyorsunuz.

marketing europe & anatolia / 11


Köşe Abdullah Ekşioğlu / eksioglu70@gmail.com

( retorik)

Sandık sandık dedikleri... Bazen birileri demokrasilerde iktidar olmak için sandık yeterli değildir diyor, karşılığında ise “darbe istiyorlar”, “milli iradeye saygı göstermiyorlar” diye ortalık yer yerinden oynuyor. İşlerine gelince sandık fetişizmi, işlerine gelmeyince başka önceliklerle hareket edenler, tutarsız uygulamalarıyla demokrasiden zerre kadar nasiplerini almadıklarını, tek amaçlarının kendi iktidarlarını korumak olduğunu yoruma gerek bırakmayacak şekilde gözler önüne seriyorlar. Peki nedir bu sandık meselesi? Şüphesiz ki sandık demokrasilerde iktidara gelmenin tek yoludur. Ancak sandıktan çıkmak size her istediğinizi yapma hakkı vermez. Yani demokrasilerde iktidar olmak ile muktedir olmak aynı şey değildir. Örneğin sandıktan çıkmış olmanız size demokrasiyi ortadan kaldırma hakkını vermez. Denge ve denetim için kurumsal ve anayasal önlemler vardır. Uygulamadan çok basit bir örnek verecek olursak, sandık tek başına yeterli değildir diyenlere darbeci yaftası yapıştıranlarla bazı belediyelerde sandıktan çıkmış başkanları görevden alıp kayyum atayanların aynı kişiler olmaları ironiktir. Anayasa’dan ve sandıktan aldığı yetkiyle yürütme görevini icra edenler, hukukun ve yasamanın üzerinde olamayacaklarına göre meşruiyet için sandığın yanında denge ve denetimin de gerektiği aşikardır. Seçmenler belirli bir süre için belirli bir görevi yerine getirsin diye oy verdikleri kişiler, yanlış işler yaptığında ki bu ihtimal dahilindedir, bu yanlışın görev süresinin sonuna kadar sürmesine maruz kalmak zorunda değildirler. Tabii ki söz temsili yanlış işler yapan bu seçilmiş kişileri darbe yoluyla indirmekten bahsetmiyorum. Ancak demokrasilerde anayasal kurumlar, demokratik teamüller ve yasalar yanlış işlere bulaşan iktidarların tahliyesine ve yerlerine yine sandık yoluyla yeni bir görevlendirme yapılmasına olanak sağlayacak şekilde düzenlenir. Aksi halde bir

12 / marketing europe & anatolia

cumhuriyetten bahsedebilirsiniz ancak demokrasiden bahsedemezsiniz. Kaldı ki anayasal kurumlar eliyle olabilecek böyle bir müdahaleyi, hukuka ihtiyaç duymadan idari kararlarla uygulamakta bir sakınca görmeyenler, mesele kendi koltukları olduğunda sandığın sorgulanamaz olduğunu savunmaktan da geri kalmıyorlar. Sandıktan çıkmak, halkın teveccühüne mazhar olmak, bu meşruiyetle yürütme görevini ifa etmek çok onurlu ve saygı duyulası bir iltifat olsa da iktidar olmayı yanlış yorumlayıp, iltifatın şehvetine kapılarak, demokrasiye, insan haklarına, ulusal ve kamu çıkarına aykırı işler yaparak, meşruiyetinin devam ettiğini iddia etmek ve bunun için sandığı delil göstermek de en az o kadar acziyettir. Tabii ki bir iktidarın yanlış işler yaptığına ve meşruiyetini kaybettiğine karar vermek sistem içerisinde meşru bir süreç ve yöntemle mümkündür. Zaten bu yazının amacı da kimsenin meşruiyetini kaybettiğini iddia etmek değil, sandığın tek başına meşruiyet için yeterli olup olmadığını ortaya koymaktır. Sandık tek başına hiç kimseye sınırsız yetki vermese de iktidarı elde etmenin yegâne meşru yoludur. İktidar olmak için sandık yeterlidir, meşru kalmak için ise sandığın verdiği yetki ve görevlerin sınırlarının içerisinde kalmak gerekir. Sınırlarını aşanlar ise diğer anayasal kurumlar eliyle yeni sınırların içerisine hapsolunmakla karşı karşıya kalabilir. Umarım hiçbir hükûmet, iktidarın şehvetine kapılıp kendisini böyle bir çıkmazın içerisine sokmasın aksi halde hukukun da ötesinde halkın vicdanındaki mahkûmiyet çok acı olabilir. Yine de yüce Türk milleti hatalarından dönenler için affedicidir.



Medya Dünyası

Görev değişiklikleri...

Görsel Basında Görev Değişiklikleri

Yazılı Basında Görev Değişiklikleri • TV100’de görev yapan muhabir Aydemir Kadıoğlu Hürriyet gazetesi ile anlaştı. Kadıoğlu Hürriyet’te bölge muhabiri olarak görev yapacak. • İHA’da görev yapan Erhan Yılmaz görevinden istifa etti. • Posta.com.tr’nin Cheff of Dijital Office görevine, Milliyet’in ekonomi müdürü Şükrü Andaç’ın eşi Defne Tozan Andaç atandı. • İHA’daki görevinden ayrılan Erhan Yılmaz’ın yeni adresi Pendik Belediyesi oldu. Yılmaz, Belediyede basın müşaviri olarak görev yapacak. • Gazeteci İsmail Saymaz, Halk TV’nin internet sitesinde köşe yazmaya başlıyor. Saymaz izleyicinin karşısına bir de haber programıyla çıkacak. • Demirören Medyada üst düzey atamalar gerçekleşti. Buna göre; Milliyet Gazetesi Fotoğraf Servis Müdürü Sn.Mahmut Bünyamin Aygün 01.04.2020 itibari ile Demirören Görsel Medya Direktörü olarak atanmıştır. D- Smart Yabancı Kanallar Direktörü Sn. Ezgi İnci, 01.05.2020 itibari ile D- Smart İçerik Direktörü olarak atanmıştır. Milliyet Gazetesi Kurumsal İletişim Koordinatörü Sn. Zeynep Gümüşmakas 15.05.2020 itibari ile Hürriyet ve Milliyet Gazeteleri Kurumsal İletişim Direktörü olarak atanmıştır. • Posta gazetesinde ‘Benden Duymuş Olmayın’ isimli köşeyi hazırlayan Eylem İpek Şafak’ın gazete ile yolları ayrıldı. • Hürriyet gazetesi yazarları, Cengiz Semercioğlu ve Onur Baştürk’ün yazılarına son verildi. • Emekli Tümamiral Cem Gürdeniz, Aydınlık gazetesindeki köşe yazarlığı görevinden ayrıldı. • Deneyimli gazeteci Figen Balcı Medyaradar ailesine katıldı.

14 / marketing europe & anatolia

• CNN Türk muhabiri Özgür Deniz Kaya’nın görevine son verildi. • Ünlü spiker Ercan Taner, beIN Sports ile yollarını ayırdı. • Kanal D Haber Başkanı ve Ana Haber Sunucusu Buket Aydın, sosyal medyada paylaştığı bir mesajla Demirören Medya Grubu’nda üstlendiği görevlerden istifa ettiğini duyurdu. • Kanal D’deki görevinden ayrılan Buket Aydın’ın yerine CNN Türk’te görev yapan Deniz Bayramoğlu atandı. Medya Dünyasından Diğer Haberler • Gazete yazarı Refika Birgül, ‘Refika ile Test Mutfağı’ ile hafta içi her gün saat 14.45’te Show TV’de izleyiciyle buluşuyor. • Bayrak Radyo Televizyon Kurumu Çalışanları Sendikası (Bay-Sen), çalışan ve risk altında bulunan basın emekçilerine yapılacak Covid-19 testlerine, BRTK’da başlanacağını belirtti. • Milliyet gazetesi 70.yılını kutladı. • Kanal 7 Genel Yayın Yönetmeni Zahit Akman’ın koronavirüs testi pozitif çıktı. • Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği’nde medya çalışanlarına Koronavirüs testi yapılmaya başlandı. • TV100 1. yaş gününü kutladı. • 2020 Pulitzer Ödülleri’nde en fazla ödülü New York Times gazetesi kazandı. • Video platformu Netflix dizi çekimlerine yeniden başlıyor. Firmadan yapılan açıklamaya göre kalabalık insanların bulunduğu sahneler bir süre çekilmeyecek. Senaristler kadın ve erkek oyuncuların yakınlaştığı sahneler yazmayacak. • 1990 yılında yayın hayatına başlayan Star TV kuruluşunun 30.yıl dönümünü kutladı. • Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK). Halk TV’de Şirin Payzın’ın sunduğu ‘Sözüm Var’ programı için ceza kesti. • Turkuvaz Medya Grubu, Berna Laçin’in yer aldığı hiçbir reklama yer vermediklerini ve vermeyeceklerini duyurdu. • Halk TV’de yayımlanan 5 program için toplamda 129 bin 405 lira olan 5 ayrı para cezası verildi.


Medya DĂźnyasÄą

marketing europe & anatolia / 15


Açıklama

Changes for the B Savaş Ceneviz Mitsubishi Electric Türkiye Reklam ve Halkla İlişkiler Müdür Yardımcısı

Markalar, dijitalleşmeyle birlikte her geçen yıl hedef gruplarına ve paydaşlarına daha kolay yollarla ulaşabilmenin yeni yöntemlerini keşfediyor. Ancak rekabetin artması aynı zamanda markaların daha da stratejik davranmasını gerekli hale getiriyor. Elvin Ekşioğlu / elvineksioglu@gmail.com - Bir şirketin, diğer şirketlerden farklılaşmasında kurumsal iletişim stratejilerinin katkısı nedir? Stratejik iletişim araçları içerisindeki en önemlilerinden biri kurumsal iletişimdir. Kurumsal iletişim, kurumun algı sensörleri gibidir. Bu doğrultuda, iç ve dış iletişim faaliyetlerinin tümünü stratejik bir yaklaşımla yönetmek için gereken çalışmaların bütününü ifade eden “kurumsal iletişim” kavramı, marka itibarının temelidir ve tıpkı bireyler gibi şirketler için de doğru iletişim hedeflere

rumsal iletişim olmazsa olmazdır. - Rekabet açısından çok sayıda oyuncunun bulunduğu bir sektörde markalaşma başarısının arkasında yatan dinamiği bizimle paylaşabilir misiniz? Kendine özgü bir kimlik kazanmak ve farklılaşmak için uzun vadeli markalaşma stratejisini kurgulayabilmenin önemi büyüktür. “Evden uzaya” kadar çok sayıda sektörde ileri teknoloji çözümleriyle öne çıkan Mitsubishi Electric; bilgi işlem ve iletişim sistem-

ulaşabilmenin anahtarıdır. Kurumların kendilerini doğru şekilde ifade edebilmesi sağlıklı bir iletişim döngüsü için oldukça önemlidir. Kurumsal iletişim, günümüzde kurumsal bir vatandaş olarak görülen şirketlerle iç ve dış paydaşlar arasında önemli bir köprü görevi görüyor. Dolayısıyla şirketin çalışanlar, müşteriler, iş ortakları, kamuoyu, yerel ve merkezi yönetimler, kanaat önderleri ve sivil toplum örgütleri gibi pek çok paydaşla doğru, tutarlı ve güvenilir bir iletişim kurması ve rakiplerinden farklılaşması açısından ku-

leri, uydu teknolojileri ve haberleşme, tüketici elektroniği cihazları, sanayi teknolojileri, enerji, nakliye ve inşaat makinelerinde kullanılan elektrikli ve elektronik donanımların üretimi, pazarlaması ve satışında dünyanın öncü şirketleri arasında yer alıyor. Birbirinden bu kadar farklı sektörlerde, dünya genelinde yaklaşık 100 senedir öncü bir marka olmak zorlu bir yolculuğu başarıyla yürüyor olmanın en büyük kanıtı diye düşünüyorum. Bu başarının kilit noktalarının başında, Mitsubishi Electric’in her çağın gerek-

16 / marketing europe & anatolia


Better...


Açıklama

Mitsubishi Electric’in dünya çapında benimsediği kurumsal ilkesi “Changes for the Better” sinimlerini önceden görüp geleceğin ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik yeni teknolojiler geliştirmeye odaklanmış olması geliyor. Günümüzde, sadece bir ürünün kalite ve fiyatına değil o ürünü üreten şirketin topluma, çevreye ve geleceğe ne kadar katkı sağlayıp sağlamadığına da bakılıyor. Mitsubishi Electric’in dünya çapında benimsediği kurumsal ilkesi “Changes for the Better” (Daha İyisi İçin Değişim) ve çevre ilkesi “Eco Changes” (Eko Değişim), markamıza bu noktada büyük bir avantaj kazandırıyor. Markalaşma başarısı için bir diğer önemli nokta ise global bir şirketin aynı zamanda faaliyet gösterdiği ülkeye ve topluma özgü çözümler de üretebiliyor yani doğru ve ihtiyaca yönelik şekilde yerelleşebiliyor olmasıdır. Bunu yaparken de sahip olduğu bilgi birikimini topluma optimum şekilde entegre edebilmesi gerekir. Örneğin Mitsubishi Electric, potansiyeline ve 18 / marketing europe & anatolia

gücüne inandığı Türkiye’yi önemli bir üretim üssü olarak konumlandırıyor ve bu kapsamda Avrupa’daki ilk ev tipi klima fabrikası olma özelliğini taşıyan Manisa’daki dijital fabrikasında Türkiye ve Avrupa için yüksek enerji tasarruflu ve çevre dostu klimalar üretiyor. Türk sanayisinin fabrikaların dijital dönüşüm sürecine entegrasyonu için çalışan bir marka olarak, otomasyon teknolojilerimiz ile dünyanın en derin batırma tüp tüneline sahip Marmaray projesi gibi birebir hayata dokunan projelerde de global bilgi birikimini faaliyet gösterdiği ülkede yerelleştirerek dikkat çekiyoruz. - Bulunduğunuz sektörlerde tüketici güveni ve sadakatini sürdürülebilir bir şekilde sağlayabilmek için nelere önem gösteriyorsunuz? Teknolojinin ve dijitalleşmenin hayatımızı derinden etkilediği ve baş döndürücü bir hızla her gün farklı gelişmelere şahitlik ettiğimiz bu devirde, biz de geleceği şekillendirmeye devam ediyoruz. Mitsubishi Electric olarak, Türkiye’de klimadan asansör ve yürüyen merdivene, fabrika otomasyonundan ileri robot teknolojilerine, CNC mekatronik sistemlerden görsel veri sistemlerine kadar farklı kulvarlarda faaliyet gösteriyoruz. Ar-Ge gücümüz ve teknolojik avantajlarımızla iş ortaklarımıza ve müşterilerimize inovatif ürün ve çözümler sunuyoruz. İş ortaklarımızla uzun vadeli ilişki kurmak, topluma fayda üretmek ve ekonomiye katkı sağlamak üzere çalışıyoruz. İş yapış biçimimiz, ilkelerimiz ve köklü bir geçmişe sahip global bir marka olmamızın verdiği güç ve sahip olduğumuz teknolojilerimizden aldığımız güç müşterilerimiz ve iş ortaklarımızla uzun vadeli güven ve sadakate dayalı bir ilişki kurmamızı sağlıyor. Bunu gerçekleştirirken toplumun normlarına dikkat ediyoruz. Eğer ürettiğiniz ürün ve hizmetlere güveniyor ve tüketicilerinizin ihtiyaçlarını doğru

şekilde analiz edebiliyorsanız tüketici güveni ve sadakati de beraberinde geliyor. Türkiye’de gerek klima sistemleri ve fabrika otomasyon sistemleri gerekse asansör sistemlerimize ilişkin faaliyet gösterdiğimiz tüm alanlarda tüketici beklentilerine uygun stratejiler ve uygulamalar gerçekleştiriyoruz. - Kurumsal iletişim ile hizmet kalitesi arasındaki ilişki ve denge sizce nasıl olmalıdır? Teknolojik gelişmelerin etkisiyle satın alım öncesi ve sonrası için hizmet kalitesi beklentisi yükseliyor ve tüketiciler artık daha bilinçli kararlar veriyorlar. Tüketiciler, beklentilerinin daha hızlı ve doğru bir şekilde karşılanmasını, kendilerine çok daha çeşitli ve özelleştirilmiş ürün, hizmet ve çözümler sunulmasını talep ediyorlar. Aynı zamanda, ürün ve hizmet sağlayıcılarla çok daha esnek, anlık ve kolay bir şekilde iletişim kurabilmek istiyorlar. Böylece markaların müşterileriyle etkileşimi artıyor. Hizmet kalitesi noktasında, müşterinin ürünü ya da çözümü deneyimledikten sonraki görüşlerinin ürünü almadan önceki olumlu beklentisinden düşük olmaması gerekiyor. Bu noktada, marka imajı müşterinin hizmet kalitesi beklentisine katkı sağlayan çok önemli bir araç haline geliyor. Kurumsal iletişim de markanın algısını gerçekçi bir şekilde güçlendirmek ve doğru mesajlarla, doğru hedef grup ve paydaşlara ulaşmak için olmazsa olmaz konumunda. Kısacası, marka olarak topluma vaat ettiğiniz çalışmaları eksiksiz yerine getirmeniz önemli bir nokta. Yani söylem ve eylem birliğinizin tutarlı olması, kurumsal iletişim çalışmalarınızın faaliyetlerinizle tutarlı ve senkronize olması önemlidir. Paydaşlarınıza ilettiğiniz mesajlarınızın sahada da uygulanması ve toplum tarafından karşılık bulması önemlidir. - Markanızın son 5 yılına baktığınızda


Açıklama markalaşma, bilinirlik, tüketici güveni, sadakati açılarından gelişimini nasıl değerlendirirsiniz? Markalar, dijitalleşmeyle birlikte her geçen yıl hedef gruplarına ve paydaşlarına daha kolay yollarla ulaşabilmenin yeni yöntemlerini keşfediyor. Ancak rekabetin artması aynı zamanda markaların daha da stratejik davranmasını gerekli hale getiriyor. Dijitalleşmeyle birlikte bireysel alışkanlıklar değişiyor, kişiselleştirilmiş ürün ve hizmetlere olan ilgi daha da artıyor. Bu noktada tüketicilerle oluşturulan sağlıklı bir marka bağlılığı, her marka için her geçen gün daha önemli hale geliyor. Geçtiğimiz beş sene içinde Mitsubishi Electric olarak, Türkiye’de iş ortaklarımız ve müşterilerimiz arasında iletişim faaliyetlerine ağırlık verdik. Markamızın bilinirliğine katkıda bulunmak ve uzun vadeli bir marka bağlılığı oluşturmak için müşteri odaklı bir stratejimize devam ettik. Ürettiğimiz içerikler ve projelerle konvansiyonel ve dijital medyada çok geniş bir görünürlük elde ettik. Saha çalışmalarına ağırlık vererek Türkiye’nin pek çok farklı ilinde etkinliklere katıldık ve kendimiz özel etkinlikler düzenledik. Katıldığımız fuarlarda her yıl yeni bir konseptle inovatif ürün ve çözümlerimizi hedef gruplarımız ve paydaşlarımıza tanıttık. Eğitime destek projemiz kapsamında mühendislik fakültelerinde robot eğitim merkezleri kurulmasına destek olarak ve öğrencilerle yakın temasta olarak geleceğin karar vericilerine bugünden dokunduk, sadece mühendislik değil, diğer disiplinlerdeki paydaşlarımıza kendimizi ifade ettik, onlara iş dünyasına ilişkin vizyoner bir bakış açısı sunmaya çalıştık. İletişimin her alanında özgün ve hedef odaklı proje ve içeriklerimizle sürdürülebilir bir strateji ile yol aldık. Dünyadaki gelişmeleri yakından takip ederek ve markamızın global

Türkiye gibi gönülden gönüle iletişimin değer gördüğü toplumlar samimiyete çok önem veriyor. kapsamda belirlenen iletişim stratejilerini ülkemizin dinamiklerine uygun şekilde yerelleştirerek her yıl ürettiğimiz yeni fikirlerle çalışmalarımıza artan bir ivmeyle devam ediyoruz. Düzenli bir şekilde marka itibar araştırmaları yapıyor markamızın hedeflerine ulaşması için planlarımızı gözden geçiriyoruz. - Kurumsal iletişimin başarıya ulaşması için sizce en önemli faktör nedir? İletişimini doğru yöneten kurum ve markaların uzun süre hayatta kalması ve bu şirketlerin yöneticilerinin sektörde fikir önderi olarak kabul edilmesi daha kolay oluyor. Olumlu-olumsuz her şeyin çok kolay yayılabildiği dijital dünyada ise iletişimin önemi katlanarak artıyor. Bu noktada, kurumsal iletişimin şirket içinde kilit bir birim olarak görülmesinin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Söylem ve eylem birliği içerisinde, yalın, dürüst ve şeffaf bir iletişim kurmanız önemli bir hal alıyor. Türkiye gibi gönül-

den gönüle iletişimin değer gördüğü toplumlar samimiyete çok önem veriyor. Kurumsal iletişim stratejilerinizin toplumun gerçekleriyle ve beklentileriyle uyumlu şekilde kurgulanmış olması çok önemli. - Marka açısından konumunuzu nasıl tanımlarsınız ve 2021 yılı için hedefleriniz nelerdir? Dijitalleşmenin hayatımıza etkisini neredeyse her alanda görüyoruz. 2020’de bu gelişmelerin hızlanmasını beklerken koronavirüsle birlikte tüm dünya aynı anda büyük bir değişimi deneyimlemeye başladı. Yaşanan bu değişim süreci elbette markaları, işletmeleri ve tüketicileri yakından etkiliyor. Bu yeni süreçte, mobil iletişim, giyilebilir cihazlar, akıllı araçlar, akıllı evler, akıllı şehirler, Nesnelerin İnterneti, yapay zekâ, artırılmış gerçeklik gibi teknolojilerin etkisiyle geleneksel iş modellerinin değişimi de hızlanabilmesi muhtemel. Markamızın faaliyet alanları açısından bakarsak; üretim tüm dünyanın en hassas konularından biri olmaya devam edecek. Artan rekabet, maliyetlerdeki artış, tüketici bilincinin artması, yepyeni ihtiyaçların oluşması ve son sürat ilerleyen teknolojinin yarattığı baskılar işletmeleri ve markaları farklı çözüm marketing europe & anatolia / 19


Açıklama

arayışlarına sürüklüyor. Rekabetin anahtar elementi ise üretim maliyetleri... Bu doğrultuda tüm dünya “Dijital Fabrika” kavramı üzerine yoğunlaşıyor. Kilit bileşen ise nesnelerin birbirleri ile bağlanması. Birbiriyle konuşan cihazlar sayesinde mevcut üretim hattının takip edilmesinin, hammadde efektifliğinin sağlanmasının, Ar-Ge maliyetlerinin aşağı çekilmesinin ve hatta pazardan gelen anlık bilgilere göre üretim hacimlerinin, siparişlerin kontrol altına alınabilir olmasının rekabet koşullarına avantaj getireceği artık biliniyor. Fabrikalarda birbirleriyle konuşan robotların ve montaj ekipmanlarının oluşması üretim verimliliğini önemli ölçüde artırıyor. Örneğin birbirleriyle konuşabilen robotlar bir üretim esnasında oluşabilecek olumsuz bir durumda “bir sorun yaşanıyor, kalan üretime yardımcı olamayacağım” sinyalini verip, üretim planlama için altın değerinde bir bilginin oluşmasını sağlayacak, bu da olası duraksamaların önüne geçecek. İnsanlar ve robotlar birlikte çalışarak belki de mükemmele yakın bir üretim çağını başlatacaklar. Günümüzde bu alanı destekleyen ve tanımlayan olguya “yeni sanayi evresi” diğer bir adıyla 20 / marketing europe & anatolia

Bu doğrultuda tüm dünya “Dijital Fabrika” kavramı üzerine yoğunlaşıyor. Sanayi 4.0 adı veriliyor. Ülkemizde de önemli adımlar atılmaya başlanan bu dönemde Sanayi 4.0 tanımı ile sık sık karşılaşmaya devam edeceğiz. Hatta pandemi ile birlikte çok daha hızlı değişim gösteren yeni dünya düzeninde Sanayi 4.0’ın da ötesinde, “teknolojik gücü doğru yönetecek akıllı toplum felsefesi” olarak özetlenen Toplum 5.0 (Society 5.0) anlayışının çok daha fazla öne çıkacağını göreceğiz. Akıllı şehirler, bir diğer öneme sahip alan, dolayısıyla bireysel temasın daha sınırlı hale geleceği, planlı iletişim sistemleri üzerinden bir çalışma modeli oluşabilecek. Bireylerin ve kurumların mobil teknoloji ve internet kullanımları yoğunlaşmasıyla birlikte bu çalışma sürecini destekleyecek iletişim sistemleri, uydu ve haberleşme konuları önemini artırarak sürdürecek. - Sizce kurumsal iletişimde organizasyon şeması örgütlenmesi nasıl olmalıdır? Bir şirketin sürdürülebilir ve istikrarlı

bir şekilde büyümesi ve güçlü bir kurum algısına sahip olması için doğru kurgulanmış bir organizasyon şemasının olması çok önemli. Profesyonelce belirlenen şemalar, uzun vadede şirkete yol gösterir; şirketin fonksiyonlarını, istihdam politikasını ve birimlerin birbiriyle olan ilişkisini şeffaf bir şekilde açıklar. Kurumsal iletişim de strateji çerçevesinde hazırlanan organizasyon şemalarında mutlaka ilgili iş birimlerini (örneğin iç iletişim, pazarlama ya da kamusal ilişkiler) kapsayacak şekilde yer almalıdır. Ek olarak, doğrudan tepe yönetime bağlı olarak ve şirketteki diğer tüm birimleri kendi alanıyla ilgili koordine eder şekilde konumlanmalıdır. Aynı zamanda kurumsal iletişimi, uçtan uca kurum içindeki tüm paydaşların süreçlerine entegre etmek gerekiyor. Kurum iletişimi aynı zamanda markanın itibarıyla doğru orantılı olduğu için kurumda dış paydaşlara dokunan tüm mekanizmaların “kurumsal iletişim” bölümleriyle yakın ve şeffaf bir şekilde çalışabiliyor olması çok önemlidir. Doğru bilgi ve bilgiye erişimin sürdürülebilir olması da kurumsal iletişimin varlığının öneminin altını çizmektedir. - Sizce kurum, kurumsal iletişim departmanı, reklam ajansı ve halkla ilişkiler firması iletişim ve çalışma yöntemi nasıl olmalıdır? Kurumsal iletişim, pazarlama, reklam gibi iç ve dış iletişimlerle bağlantılı tüm birimler şirketlerin algı sensörleri gibidir. Ben kurumsal iletişimin sensör yönetimi olarak da tanımlıyorum. Kurumunuz ile ilgili toplumda oluşacak, oluşan veya oluşmuş bir algıyı yönetebilmeniz için onun hakkında bilgi sahibi olmanız şarttır. Teknoloji; pek çok sektörü olduğu gibi medya, reklamcılık, halkla ilişkiler ve pazarlama alanlarını da çok hızlı şekillendiriyor. Artık küçük ya da büyük tüm işletmeler ve markalar çağı yakalamaya çalışıyor. Dijitalleşme


Açıklama sonu olmayan bir süreç ve markaların PR, pazarlama, reklam ve konumlanma stratejilerinin eskiden olduğundan çok daha hızlı değişmesi kaçınılmaz. Bu nedenle, markaların destek aldığı iletişim ajanslarının deneyimli oldukları kadar kendilerini sürekli yenilemeleri ve markalarıyla bir ekip gibi çalışmaları, temel iletişim stratejilerinin birlikte 360 derece olarak oluşturulması başarının önemli bir anahtarı… Bunun yanı sıra kurumsal iletişim tarafının da ajanslarını marka ile ilgili sürekli olarak besleyen ve vizyon açan bir tarafının olması oldukça önemli. Kurumsal iletişim departmanları, kurumun iletişim faaliyetlerini destekleyen tüm ajanslara önemli bir kılavuz görevi görmektedir ve marka algısını değiştirebilecek tüm adımların analiz edilebilmesi için bu ajansların birbirleriyle entegre şekilde çalışması çok önemli. Eskiden, ajanslar kurumlarca daha çok ayrı toplantılarla yönetilirken, artık iletişim, reklam, dijital, prodüksiyon ve etkinlik ajansları gibi paydaşların bir araya geldiği stratejik iletişim oturumları ve toplantıları yapılıyor, böylece daha şeffaf ve yakın iç paydaş çalışmaları mümkün oluyor. - Sizi kurumsal iletişiminde başarıya taşıyan kişisel altın kurallarınız var mı? Varsa nelerdir? Mitsubishi Electric Türkiye’nin Kurumsal Yönetim Bölümü’nde Reklam ve Halkla İlişkiler Müdür Yardımcısı olarak görev alıyorum. Pazarlama, ticari pazarlama ve marka iletişimi alanlarında yaklaşık olarak 17 yıllık bir geçmişe sahibim. Aynı zamanda sektörümle ilgili web sitesi ve dergilerde makaleler yazıyorum. Çeşitli üniversitelerde pazarlama, dijital pazarlama, marka iletişimi ve marka yönetimi üzerine sunumlar ve konuşmalar gerçekleştiriyorum. İstanbul Aydın Üniversitesi’nin Reklam ve Halkla İlişkiler Sektör Temsilcisiyim. Ek olarak, 2019 yılında Business Life Dergisi tarafından gerçekleştirilen

Dijitalleşmeyle birlikte yaşanan değişimden en çok etkilenen alanların başında kuşkusuz iletişim geliyor. ve Türkiye’nin önde gelen gazetecileri, yazarları ve iletişimcilerinin jüri olduğu “Basın Dostu 50 İletişim Lideri” araştırmasında 50 iletişim lideri arasında yer aldım. Dijitalleşmeyle birlikte yaşanan değişimden en çok etkilenen alanların başında kuşkusuz iletişim geliyor. Geleneksel iletişim mecraları, hızla yeni dünya dinamiklerine adapte oluyor. Ben de hem teknolojik ve global bir markada görev almanın avantajıyla hem de ilgi alanım olması nedeniyle dijitalleşmenin gelişimime büyük katkı sağladığını düşünüyorum. Dijital pazarlama içinde yer alan, günümüzde aktif kullanımı ve çeşidi gitgide artan dijital medya kanallarını titizlikle yönetmek çok önemli bir hale geldi. Hem gündemi takip etmek hem de genç nüfusu ağırlıklı olan ülkemizde dijital mecralar üzerinde marka hakkında konuşulanları izlemenin her zaman öncelikli konular arasında yer alması gerektiğine inanıyorum. Dijital dünyada artık iletişim ve paz-

arlama yöneticilerinin bilgi işlem departmanlarıyla yakın temasta çalışmaları gerekeceğini ve çalışanların belki yazılım mühendisi kadar yoğun bir bilgiye gerek duymasa da ileriki süreçte pazarlama otomasyonları ve yazılımlarına ilişkin fikir sahibi olmalarının fayda sağlayabileceğini söylemek mümkün. İletişim profesyonelleri olarak markaların tüketicileriyle bire bir iletişim halinde oldukları bu dönemde pazarı eskisinden daha hızlı ve detaylı analiz etmek ve takip etmek durumundayız. Ben de bu kadar hızla değişen dünyada gündemi, pazarı, trendleri ve sosyal mecraları çok yakından takip etmeye çalışıyorum; şeffaf, samimi, interaktif ve sürdürülebilir bir iletişim modeli vazgeçilmezimdir. Görev yaptığım alan, algılarınızın ve sensörlerinizin açık olması gerekliliğini beraberinde getiriyor. Bunu yapabilmeniz için belki de sistem içindeki birçok kişiden daha aktif bir algıya sahip olmanızı şart kılıyor. Tüm paydaşlarımla zamanımın ve enerjimin elverdiği süreçlerde direkt iletişim halinde olmaya önem veriyorum. Empati kurabilmenin başarı yolculuğumda bunların payının büyük olduğunu söyleyebilirim. marketing europe & anatolia / 21



Köşe Nurgül Eryıldır Günay / nurguleryildir@gmail.com

( kelebeğin fırtınası)

‘‘Hayat eve sığar’’ (sığmadı) 1 Haziran itibarı ile Türkiye'de normalleşme yönünde çok büyük bir atıldı ve 18-65 yaş arası için nerdeyse bütün kıstlamalar kaldırıldı. Cafeler, restaurantlar, parklar, bahçeler, müzeler, spor salonları her yer açılıyor. 81 gün sonra özellikle İstanbul, İzmir, Ankara gibi nüfus yoğunluğunun olduğu büyük şehirlerde sokaklar dolup taşacak. Bu karar 'Bilim Kurulu'nun onayı ile mi verildi bilmiyorum. Bildiğim tek şey pek çok insanın Covid-19'dan korunmak için kişisel tedbir konusunda yeterli özeni göstermediği. Umarım 2. dalgaya neden olmadan bu beladan kurtuluruz. Ve biz içerdeyken Elon Musk'ın SpaceX şirketi uzay yolculuğu çalışmalarında son aşamaya geldi. NASA ve SpaceX firmasının ortak çalışmaları meyvesini verdi.ve Amerika'nın Florida eyaletinde bulunan Kennedy Uzay Merkezi'nden 30 Mayıs'ta Türkiye saati ile 22.22'de fırlatma işlemi yapıldı. Crew Dragon isimli uzay aracı 2 astronot ile başarılı şekilde uzaya gönderildi. SpaceX'in bu muhteşem projesi ile tarihte ilk kez özel bir şirket uzaya insan yollamış oldu. Crew Dragon, Robert Behnken ve Douglas Hurley isimli astronotları Uluslararası Uzay İstasyonu’na (ISS) götürecek. NASA 2011 yılından beri ABD topraklarından uzaya astronot gönderemiyor. Amerika ve Rusya ISS operasyonunu yürüten iki ortak ülke olmasına karşın, 2011’den bu yana, Rusya ISS’e mürettebatlı mekik fırlatabilen tek ülke olma özelliğini elinde bulunduruyor. Amerika 9 yıldır astronotlarını Kazakistan'da bulunan Baykonur Uzay Üssü'nden Rusya'nın Soyuz füzeleriyle gönderiyordu. Bu nedenle SpaceX'in görevi başarıyla tamamlaması NASA için de yeni bir dönemin kapılarını açacak. İnsanlı uzay uçuşları tekrar Amerika topraklarından yapılması hem maliyet hem de prestij açıcından tekrar NASA'nın uzay çalışmalarında ivme kazanması konusunda katkıda bulunacaktır.

Ajda Pekkan'ın Ergül Mobilya reklamını izlemişsinizdir. Ajda her zamanki Ajda. Yıllardır dans ederken ellerini kollarını ne yapacağını bilemeyen ona rağmen sahip olduğu parlak yıldız ışığıyla kendini izlettiren özel bir sanatçı. O bizim ulaşılmaz, erişilmez, konuşurken utangaç, şarkı söylerken devleşen süperstarımız. Toplumun her kesiminden hayran sahibi olmak kolay değil. Son birkaç yıldır hükümete yakın görünme çabalarıyla hayran kitlesinin bir kısmının eleştiri oklarına hedef olsa da o bir Ajda Pekkan... Geçtiğimiz yılın sonuna doğru Süperstar, Ergül Mobilya ile 1 yıllık reklam kampanyası karşılığında 4 milyon liraya anlaşmıştı. İlk reklam filminde “Yıldızların Altında” şarkısını seslendiren sanatçı, 2020 yılında marka için çekeceği iki reklam filminden ilki ile yine karşımızda. Ajda ''eskilere aldırma'' reklam filminde, eskilere aldırma yeni neslin tercihi Ergül Mobilya'' şarkısıyla gençleri ve kendini genç hissedenleri Ergül Mobilya'yı seçmeye çağırıyor. Kendini genç hissetmek de yeterli gelmemiş olacak ki son reklam filminde ''ve Ajda'nın tercihi'' spotu slogana eklenmiş. Çok da güzel olmuş. Filmdeki şapkayı fırlatma sahnesi efsanevi sanatçı Michael Jackson'a da bir selam gibi geldi. Yeni normal hayatımızda reklamı yapılan yeni ürünler de hayatımıza girdi. Erke mask siperlik bunlardan biri. ''21. yüzyılın antibakteriyel savaş miğferi'' çok güzel bir tanımlama olmuş. Diğer bir siperlik reklamı da Covidur maske. Covid-19'a dur diyecek bir maske olarak kendini konumlandıran marka, yüze biraz daha oturan, burun için oyuntusu olan rakiplerinden farklı bir tasarımla siperlik üretmiş.

Yeni ürünler hayatımıza girerken yeni reklam filmi konseptleri de hayatımıza girdi. Evde kaldığımız süreçte dijital platformlar üzerinden birbirimizle görüştüğümüz, toplantılar yaptığımız hatta ekranlardan karşılıklı birlikte yemekler yediğimiz süreç, reklamlara da yansıdı. TBWA\ Albert Einstein’ın çok sevdiğim sözlerinden biri: ''Hayal, Istanbul imzası taşıyan Molped'in ''Biz Ayrılamayız'' reklam bilimden daha önemlidir; çünkü bilim sınırlıdır. İnsan aklın filmi sokağa çıkma kısıtlaması nedeniyle evlerinde olan sınırlarını zorlamadıkça hiçbir şeye ulaşamaz.'' genç kızların görüntülü görüşmelerle bir araya geldiği anlardan oluşan güzel bir yapım olmuş. Takipçilerinden Hayal kurmaktan, imkansızı hayal etmekten asla gelen biz ayrılamayız şarkısı eşliğindeki görüntülerden vazgeçmeyelim. Günlük hayatta bizi yoran insanlar, olaylar oluşan filmde, günlük hayattaki aktivitelerini eve taşımak ve dedikodulardan sıyrılıp hayallerimize odaklanalım. zorunda kalan arkadaşların keyifli anlarını izliyoruz. Evet biliyorum parasız bir şey olmaz, ama hayaliniz yoksa Reklamda da dediği gibi ''arkadaşlık ne güzel şey''! para kazanma şansınızı tamamen yitirebilirsiniz. Pandemi döneminde işini kaybedenler, zarar edenler lütfen hayattan Sevgili okurlarım arkadaşlarımızla yüzümüzü güneşe umudunuzu kesmeyin. Dünyanın bir ucunda bir adam çevireceğimiz, sağlıklı bir Haziran ayı diliyorum. uzaya insan gönderebiliyorsa, sizin de işlerinizi yoluna koymak için mutlaka bir yol vardır. Yoldan çıkmadan, çıkış Unutmadan #masketak #elleriniyıka #sosyalmesafenikoru yolunu bulun! Sevgiyle...

marketing europe & anatolia / 23


Reklam Dünyası

İmkansızı Başaran Bir Adam… kayesi anlatılıyor. 19 Mayıs reklam filmine yönelik konuşan Kiğılı CEO’su Hilal Suerdem, “Ülke olarak zor bir dönemden geçiyoruz ancak ihtiyacımız olan karamsarlık değil, birlik ve beraberlik duygusudur. Kiğılı olarak, bugüne kadar sayısız sponsorluk projelerine imza attık. 19 Mayıs ruhunu tüm benliğimizde hisseden bir şirket olarak, bu anlamlı güne yakışır bir çalışmayla gençlerimize desteğimizi sürdüreceğimizi belirtmekten mutluluk duyuyorum. 19 Mayıs’ın 101’inci yılı şerefine, ilk kez milli takıma seçilen 101 gencimize giyim sponAtatürk’ün Samsun’a çıkışının 101’inci yıl dönümü kapsa- soru olarak; Atamız gibi, içindeki inançla imkansızı başaran mında anlamlı bir projeye imza atan Kiğılı, ilk kez milli takıma tüm gençlerimizi desteklemeye devam edeceğiz.” ifadelerini seçilen 101 gencin giyim sponsorluğunu üstlendi. kullandı. Türk erkek giyiminin önde gelen firmalarından Kiğılı, Mustafa Kemal Atatürk’ün, kurtuluşa giden yolda attığı adımları, “İmkansızı Başaran Bir Adamın Hikayesi’ ismiyle taçlandırdığı reklam filmine taşıdı. Yokluğun içinden gelerek nice zorluklara göğüs germeyi başaran ulu önderin anlatıldığı reklam filminde, başarılarla yazılmış bir tarihe kısa bir yolculuk yapılıyor. 19 Mayıs ruhunu yaşatan ve #BizeEmanet sloganı ile kalplere dokunan videoda, emanet aldığı takım elbiseyle dünyayı değiştirmek için yola çıkan bir liderin hi-

Weltew Home’un reklam yüzü... Weltew Home’un ekran yüzü güzel oyuncu, sunucu ve model Özge Ulusoy oldu. Yönetmenliğini Enes Erkan’ın gerçekleştirdiği reklam filminde, kalite, emek ve ustalıkla ortaya çıkan Weltew Home ürünleri Özge Ulusoy’un zarafetiyle buluştu. Grand Pera’nın muhteşem ambiyansında gerçekleşen çekimlerde Özge Ulusoy, zümrüt yeşili elbisesi ve tüm zarafetiyle dikkatleri üzerine çekerken, markanın reklam yüzü olması nedeniyle duyduğu mutluluğunu da dile getirdi. “Korona günlerinde ev dekorasyonuna merak sardım” Korona günlerinde evde çok vakit geçirdiği için dekorasyona iyice merak sardığını ve evini baştan sona yenilemek istediğini belirten Özge Ulusoy, “Bu süreçte gardrobumda kullanmadığım eşyalarımı da tamamen ayırdım ve bir nevi bahar temizliği yaptım” dedi. Mobilya markası Weltew Home ile 1 yıllık reklam anlaşmasına imza atan güzel model, Weltew Home ürünleriyle evini yaza özel yeni baştan dizayn edeceğini söyledi.

24 / marketing europe & anatolia


Reklam Dünyası

Daha Güçlü Geri Dön...

iyisini yapmak için cesaretlendiren ve onlara güç veren Clear, ‘Daha Güçlü Geri Dön’ çağrısı yaptığı yeni dijital reklam filmini yayınladı. Özgüvenin gücüne inanarak hayatın her alanında özgüvenli olmaları için insanlara destek olmayı amaç edinen Clear, tüm dünyanın içinde bulunduğu karantina süreci boyunca da onlara kendilerini yeniden keşfetmeleri ve içlerindeki potansiyeli ortaya çıkarmaları için yol gösteriyor. Clear, “Dünya mola vermek istediğinde, bunu daha güçlü geri dönmek için kullan” diyerek, kendi evinde olmanın avantajına sahip binlerce kişiye, zorlukları aşarak gerçek potansiyelini keşfetme yolunda eşlik ediyor. Clear’ın dijital kanallarda yerini alan kampanyasına, markanın ilk Türk kadın yüzü Bensu Soral’dan da destek geldi. Soral, Clear’ın global kampanyası “#dahagüçlügeridön” Clear’ın ‘Daha Güçlü Geri Dön’ dediği ve dijital kanallar- kapsamında, tüm dünyanın içinde bulunduğu karantina da yayınladığı yeni kampanyasına, marka yüzü Bensu sürecini nasıl değerlendirdiğini sosyal medya hesabı üzeSoral’dan da destek geldi. Sosyal medyada da büyük yankı rinden takipçileriyle paylaştı.Evde geçirdiği günlerde sık sık bulan kampanya ile Clear, herkesi evde geçirilen bu süreçte resim yapan oyuncu, yaptığı paylaşım ile takipçilerine de kendilerini yeniden keşfetmeleri ve içlerindeki potansiyeli orpotansiyelini keşfetmeye teşvik ediyor. Bugüne kadar yayınladığı reklam filmleriyle herkesi daha taya çıkarmaları için çağrıda bulundu.

Effie Türkiye’de Finalistler...

Bu yıl 12. kez düzenlenen Effie Türkiye Reklam Etkinliği Ödülleri’nde ön eleme süreci tamamlandı Reklamcılar Derneği ve Reklamverenler Derneği’nin Effie Worldwide Inc. iş birliğiyle düzenlediği, Effie Türkiye ödüllerinde finalistler belli oldu. Finale kalmaya hak kazanan başvurular, Effie Türkiye web sitesinde açıklandı. Pazarlama ve iletişim alanında dünyanın en zorlu ve itibarlı yarışması olarak kabul edilen, Effie Ödülleri’nin Türkiye ayağı, bu yıl 27’si sektörel, 14’ü özel olmak üzere, toplam 41 kategoride

lamveren üst düzey yöneticileri, 1’i araştırmacı , 1’i PR’cı ve 1’i de akademisyenden oluşan, 17 kişilik jüri tarafından zorlu bir değerlendirme sürecinin sonunda belirlendi. Pandemi süreci nedeniyle jüri, ön elemeleri bu yıl ilk kez online olarak gerçekleştirdi. Effie Türkiye 2020 Jüri Başkanı Zeynep Dipçin, “Effie 2020’ye başvuran tüm ajans ve reklamverenlere teşekkür ederiz. Pandemi sürecinde olmamıza rağmen birbirinden iddialı işleri değerlendirdiğimiz ilk aşamayı geride bıraktık. Pazarlama dünyasının Effie’ye verdiği değer her geçen yıl katlanarak artıyor, her yıl çok daha iyi yazılmış vakalar görüyoruz. Bunda RVD ve RD’nin, Effie’yi bir yarışmadan çok sektörün iş yapış standartlarına ve kültürüne katkıda bulunan bir “eğitim platformu”na dönüştürmesinin etkisinin büyük olduğunu biliyoruz” dedi. Finalistlerin ana eleme ve Effie 2020 ödül tarihlerinin, pandemi süreci nedeniyle dünya ve Türkiye gündemine bağlı

başvuru kabul etti. olarak belirleneceği belirtildi. Effie Ödülleri’nde ön elemeyi Finalistler, Eti Pazarlama Grup Başkanı ve Reklamverenler geçmek kritik değer taşıyor; çünkü Effie Global Endeksi’ne Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Zeynep Dipçin’in başkanı girebilmek için finalist olmak puan kazandırıyor. olduğu, 7’si reklam ajansı üst düzey yöneticileri, 6’sı rek-

marketing europe & anatolia /25


Köşe Kübra nebioğlu / nebioglukubra@gmail.com

Savaş bitti mi?...

( satır ayracı)

Sevgili Dostlar Merhaba, Soruyorum size; “Hazır mıyız normalleşmeye?”. Hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağına inanıyor musunuz siz de? Haziran ayı itibariyle “yeni normal” hayat mı başlayacak yoksa “eski normal”e hızlıca dönecek miyiz? Şahsen ben yaşananların büyük bir hız ile unutulacağını düşünüyorum. Genlerimiz de bize bunu söylemiyor mu zaten? Tehlikede olduğunu anladığında ya savaş ya da kaç. Eğer kaçmayıp savaşmayı seçtiysen, gün sonunda her ne yaşadıysan geride bırak ve aynısını tekrar yaşamamak için savaş alanından uzaklaş. Ama öğrendiklerini de zihnine yaz, kendini korumak için yarattığın her şeyi çantana at. Bundan sonrası için ise akıllı davran ve kendini koru. Peki siz neler yaşadınız Mart ayından beri? Her bir birey kendi dünyasında birçok durum ile karşılaştı, belirsizlik içerisine düştü. Bu belirsizlik zihinlerimizi kurcaladı durdu. Hem maddi hem de manevi kayıplarımız oldu. Maalesef yakınlarımızı ya da hiç tanımadıklarımızı her gün bir sayı olarak gördük televizyonda. Bir savaştaydık aslında biz de değil mi? Karşımızdaki düşman ise sinsi ve saldırgandı ne yazık ki. Savaşmak için ne gerekiyorsa yaptık. En zayıf ve güçsüz olanlarımızı koruduk. Savaşçılar en öndeydi ve her gün, her dakika halkını korumak için ellerinden geleni yaptılar. Bu şekilde yazınca Game of Thrones’ un savaş sahneleri geldi aklıma. :) Peki bizler ne öğrendik bu savaşta? Biraz sakinleşmeyi ve birbirimizden uzaklaşmayı, hijyenimize dikkat etmeyi, kendimizi ve başkalarını önemsemeyi. Ayrıca Türk halkı olarak istediğimiz zaman çok ama çok hızlı değişim adaptasyonu sergileyebildiğimizi, yaratıcı zihnimizi kullanabiliyor olduğumuzu ve kısıtlı imkanlar ile büyük değişimler yaratabilme kabiliyetimizi kaybetmediğimizi. Savaşın başlamasından tam 3 ay sonra, savaş bitmedi ama düşman kontrol altında. Şimdi her şeyi geride bırakabilir miyiz? Siz soruyu cevaplamadan hatırlatayım; aşı yok, tedavi yok, virüsün kalıcı hasar verip vermediği bilinmiyor, denizlerde ve suda bulaş haritası bilinmiyor ve daha birçok belirsizlik var. Yani her şey geride kalmadı ve hiçbir şey bitmedi. Düşman surların önünde gücünü geri topluyor olabilir, herhangi küçük bir hatayı gözlemliyor olabilir. Tüm gücüyle geri saldırmak için bekliyor olabilir. Şimdi ise bir daha aynı tehlikelere düşmemek için lütfen akıllı davranalım ve kendimizi koruyalım. Sevgiyle ve Sağlıkla Kalın.

26 / marketing europe & anatolia



Koronavirüs sür


Açıklama

recinde Kobi’ler... Markakod CEO Ahmet Göker

Günlük alışkanlıklara ve iş hayatına dair birçok değişikliği beraberinde getiren koronavirüs süreci ve sonrasında yapılacak iletişim çalışmaları, her zamankinden daha fazla önem taşıyor. Açıklama Günlük alışkanlıklara ve iş hayatına dair birçok değişikliği beraberinde getiren koronavirüs süreci ve sonrasında yapılacak iletişim çalışmaları, her zamankinden daha fazla önem taşıyor. Dijital alanda KOBİ’lerin sahip olması gereken varlıklar ve çalışmalar ise bu yeni dönemde artık bir gereklilik değil, zorunluluk. Yazılım, tasarım, sosyal medya, dijital pazarlama ve sadakat uygulamaları konularında markalara hizmet veren Markakod’un CEO’su Ahmet Göker, kritik salgın dönemi ve sonrasında dijital dünyada KOBİ’lerin mutlaka atması gereken adımları paylaştı. Çevrimiçi varlıkların önemi artıyor Karantina sürecinin getirdiği yaşam süreci dolayısıyla şimdiye kadar olmadığından çok daha fazla insan çevrimiçi durumda. Bu durumu fırsata çevirmek için KOBİ’lerin online varlıklarını geliştirmeleri, mümkünse küçük bütçelerle yenilemeler ve düzenlemeler yapmaları önemli pazarlama fırsatları sunuyor. KOBİ’lerin müşterileriyle buluştuğu ilk alanlardan biri olan web sitelerinin yanı sıra mobil aplikasyon, blog, Youtube kanalı gibi mevcut online varlıklara küçük de olsa yatırımlar yapmalarının bilinirlik, satış ve gelir artırışını beraberinde getireceği unutulmamalıdır.

Dijital itibar KOBİ’ler için de öncelik İtibar yönetimi sadece büyük markalar için değildir. Küçük ve orta boy işletmeler, daha iyi hizmet vermek için müşterilerinin onlar hakkında ne düşündüklerini ne söylediklerini bilmeli ve yazılan tüm yorumları mutlaka takip etmelidirler. Dijital dünyada işletmeye ait itibarın doğru yönetimi için dijital PR’a ya da diğer bir deyişle dijital halkla ilişkilere yatırım yapılmalıdır. Ayrıca dijital dünyada olumsuz görüş bildiren müşterilerle iletişim kurulmalı ve mevcut sorunlarına çözüm sunulmalıdır. Google Benim İşletmem hizmeti KOBİ’ler içinde müşteriye ulaştıracak dijital araçlardan biri de Google Benim İşletmem (Google My Business) hizmetidir. Google üzerinden kolayca ulaşılabilecek bu hizmet, KOBİ’lere ait bilgileri Google üzerinden kullanıcılarına ücretsiz olarak sunuyor. Bu hizmeti kullanmak için bir gmail e-posta hesabınız sahip olmanız yeterli. Facebook, Linkedin ve Instagram reklamları Facebook, daha fazla lokal bilinirlik oluşturulmasına, hedefleme yaparak daha fazla takipçi ve müşteriye ulaşılmasına yardımcı olan birçok reklam türüne sahip. Facebook’un yanı sıra Linmarketing europe & anatolia /29


Araştırma

kedin ve Instagram, sundukları reklam alternatifleri sayesinde de KOBİ’lere, ürün ve hizmetlerine ait bilinirliği artırarak, daha çok satışı ve gelir elde etmelerini mümkün kılıyor. Mobil uyumluluk olmazsa olmaz Günümüzde web siteleri bir anlamda KOBİ’lerin web dünyadaki dijital ofisleri durumunda. İşletme hakkındaki bilgilerin yanı sıra ürün ve hizmetlere ait detaylara da bir tıkla ulaşılmasını sağlayan web sitelerinin içeriği ve tasarımları günümüzde de ihmal ediliyor. Web sitesinin KOBİ’ler için günümüzde bir gereklilik değil zorunluluk olduğu ve müşterilere daha hızlı ve kolay erişimi sağladığı unutulmamalıdır. Şirketi, hizmetlerini ve ürünlerini anlatan web sitesinin içeriği ve tasarımının yanı sıra mobil uyumlu olması da çok önemlidir. KOBİ’lerin halen sitelerinin büyük bölümünün mobile uyumlu olmadığı bir gerçek. Oysaki günümüzde insanlar web dünyasına erişimlerini ağırlıklı olarak mobil cihazlar üzerinden gerçekleştiyorlar. Video içerik artık daha ucuz Video içerik günden güne gelişme gösteren bir alan olarak karşımıza çıkıyor. Günümüzde büyük ve pahalı yatırımlar 30 / marketing europe & anatolia

Doğru türde içerik üretmek, küçük ve orta boylu işletmelerin dijital pazarlamasının önemli bir parçasıdır. yerine küçük bütçeler harcayarak videolar oluşturmak ve müşterilere ulaşacak pazarlama çalışmaları yapmak mümkün. Videolar hazırlanırken KOBİ’lerin mutlaka dikkat etmeleri gereken noktalar; videonun ürün ve hizmet ile uyumluluğu, akılda kalıcı ve özgün olması, ilk 10 saniyede müşteriye verilmek istenen mesajları sunması, ağır olmayan ve mümkünse eğlenceli bir dil kullanılmasıdır. Doğru içerik her zaman “kral” Doğru türde içerik üretmek, küçük ve orta boylu işletmelerin dijital pazarlamasının önemli bir parçasıdır. Sıradan, kalıplaşmış cümleler ve ağır dil içeren, uzun, okuması ve anlaşılması zor içerikler KOBİ’lerin en önemli sorunlarından biri durumunda. Hem sosyal medya hesapları hem de dijital dünyanın diğer alanlarında kullanılan içerikler kısa, sıradan ve kalıplaşmış cümlelerden uzak, okunması ve anlaşılması ko-

lay bir yapıda olmalıdır. KOBİ’lerin yeni silahı webinar İnternet semineri ya da online toplantı, online buluşma olarak da adlandırılan webinar, internet üzerinden gerçekleştirilen seminerlere ya da canlı video konferanslara verilen addır. KOBİ’ler için yeni ve korkutucu gözüken bu terim, aslında çok kolay uygulanabilecek ve işletmeye fayda sağlayacak bir pazarlama aracıdır. KOBİ’lerin bayilerine, acentelerine, çalışanlarına veya müşterilerine yönelik gerçekleştirebilecekleri düşük maliyetli online buluşmalar-webinarlar, izleyicilerle bağlantı kurmaya yardımcı olan harika bir yöntemdir. E-posta pazarlama ile daha fazla geri dönüş Kişiye özel e-posta gönderimi, özellikle kritik dönemlerde KOBİ’lerin daha fazla geri dönüş almalarına olanak sağlıyor. Herkese aynı mesajı gönderen KOBİ’lerin satış anlamında fazla şansı yokken, kişiye özel e-posta gönderenlerin okunma ve geri dönüşüm oranlarının fazla olduğu görülmektedir. Aylık bir e-posta bülteni oluşturmak veya özel teklifleri ve indirimleri içeren, müşteriye fayda sunan pazarlama e-postaları göndermek bilinirliği ve gelir artışını beraberinde getirmektedir. Online işbirliklerinin değeri artıyor Markakod’un CEO’su Ahmet Göker son olarak, özellikle kritik dönemler ve sonrasında gerçekleştirilen işbirliklerinin, KOBİ’lere büyük markalardan daha fazla değer kattığını belirtiyor. KOBİ’lerin hem ürün ve hizmetlerini tanıtmalarını sağlayacak hem de farklı sektörlerden potansiyel müşterilere dokunacak işbirliklerine mutlaka açık olmaları gerektiğini ifade eden Göker; bunun içinde uygun bir bütçeyle ve uzmanlığıyla dijital alanda yetkin ve işbirliklerini doğru yönetecek, aynı zamanda işletmeye gelir de sağlayacak danışmanlık hizmetlerinden KOBİ’lerin mutlaka yararlanmalarını öneriyor.




Kampanyalar

Her Bayramın Şekeri...

Kent’in reklam filmi evinde tek başına oturan yaşlı bir teyzenin camdan sarkan şeker sepetini görüp mutlu olması ile başlıyor. Fotoğraf albümlerine bakarak bir arada olmanın özlemini çekenlerle devam eden filmde, görüntülü konuşma yaparak hasret gidermeye çalışan aileler görünüyor. “Evin Senin Bu Bayram, Sevin Senin Bu Bayram” diyen reklam filmi küçük bir kız çocuğunun Kent’in bu bayrama özel olarak ürettiği kapı kolu askılığına bayram şekerlerini koyup yaşlı komşusunun kapısına asması ve mutluluk içinde bayramlaşmaları ile sona eriyor. Kampanya Künyesi Reklamveren: Mondelez Reklamveren Yetkilisi: Bahadır Demir, Zümrüt Bakkal, Kübra Uslu, Cansu Aydoğmuş Ajans: Ogilvy İstanbul Yönetici Yaratıcı Yönetmen: Selim Ünlüsoy Head of Advertising: Murat Derman Yaratıcı Yönetmen: Önder Bayraktar Head of Production: Fulya Akay Sanat Yönetmeni: Gökçe Akın Stratejik Planlama: Pelin Aydın, Eren Alphan Metin Yazarı: Özgür Güven Yapım Şirketi: Depo Film / Gönenç Uyanık Müşteri İlişkileri: Emine Sarpyener Tonguç, Medya Ajansı: Wavemaker / Sercan Doğan, Pınar Mecit, Simge Özgülenç, İrem Erkul Ceren Ulus marketing europe & anatolia / 33


Kampanyalar

Anne sevgisi mesafe tanımaz...

Evidea, Anneler Günü’nü duygusal bir reklam filmiyle karşılıyor. “Anne sevgisi mesafe tanımaz” sloganıyla hayata geçen film, bir anne ve kızın birbirlerine olan sevgisini konu ediniyor.

mesafe iki kalp atışı kadar.” diyor. Bu yıl Anneler Günü’nde sevdiklerinden uzak kalacak olanlara dokunan film, markanın “Anne sevgisi mesafe tanımaz” mesajıyla sona eriyor.

Evidea’nın Anneler Günü için hazırladığı reklam filmi, mesafelerin sevgiye engel olmadığını vurguluyor. Filmde sosyal mesafe nedeniyle annesinin yanına gidemeyen ve onunla internet üzerinden görüşen kız, kalp atışlarını dinleterek sevindirdiği annesine “Aramızdaki ilk bağ bu kalp atışlarıyla başladı. Bugün sana ne kadar uzak olsam da aramızdaki

Kampanya Künyesi Reklamveren: Evidea Reklam Ajansı: Lokal Mecra: Dijital

Bu Bayram da Böyle Olsun... Yurtbay Seramik’in hazırlamış olduğu yeni reklam filmi, bizleri düşündürmeye çalışan duygusuyla, aslında sokağa çıkma yasağının olduğu bugünlerde tüm sosyal mesafeleri ortadan kaldıran bir bakış açısını misyon edinerek, “Bu Bayram da Böyle Olsun” dedi ve #BuBayramdaBöyleOlsun hashtag’i ile birlikte tüm sosyal medya mecralarında yayınlandı. Ramazan Bayramı evlerde geçirilecek olsa da mesafeleri yakın eden duyguların, gönül birliklerinin, aile bağı ve sevgisinin umudundan bahsedilerek, “mutluluk” ve “umut” duygusuna vurgu yapılarak hazırlanan moral videosu yayınlandığı andan itibaren birçok insan tarafından beğenildi paylaşıldı. Kampanya Künyesi Müşteri: Yurtbay Seramik Ajans Yurtbay Seramik Kreatif Ekibi 34 / marketing europe & anatolia

Kreatif Direktör: Melis Yurtbay Sanat Yönetmeni: Fatih Güzey Grafik Tasarım: Uğur Tunçer Kurumsal İletişim: Merve Yunusoğlu Sosyal Medya Yöneticisi: Umut Kaymaz Müzik: Piano Turca


Kampanyalar

Şampiyon Karpuz... dolabına olan eğlenceli yolculuğu anlatılıyor

Profilo, yeni reklam filmi ile tüketicileriyle buluşuyor. Yine kendine has diliyle fark yaratan filmde başrolü XXL buzdolabı ile şampiyon karpuz paylaşıyor. Profilo Dayanıklı Ev Aletleri’nin XXL Buzdolabı için hazırladığı reklam filmi yayına girdi. XXL Buzdolabının geniş iç hacmine vurgu yapan yeni reklam filminde yaz aylarının vazgeçilmezi olan karpuzların en büyüğünün tarladan XXL buz-

Kampanya Künyesi Reklamveren: Profilo Reklamveren yetkilisi: Zeynep Cebeci, Ahu Çorbacıoğlu Reklam Ajansı: Rafineri Yönetici Yaratıcı Yönetmen: Emre Kaplan Kreatif Direktör: Doğu Göçük Yaratıcı Ekip: Anıl Tiryaki, Burçak Beşlioğlu, Özge Ateş, Rana Görüger, Emre Ergül, Ebru Karaman Müşteri İlişkileri: Erbek Onur, Melike Aşçı, Pelin Önal, Gökçe Er, Alara Urul Prodüksiyon: Şafak Serter, Açelya Ülkümen, Cansu Arcan Prodüksiyon şirketi: Norr Yönetmen: Fatih Kızılgök Post prodüksiyon: ABT Medya Ajansı: OMD

Annenin Gözünden Sen... Annelerin çocuklarına bakışı bambaşkadır. Herkes kendisini annesinin gözünden görebilsin diye, Anadolu Hayat Emeklilik Instagram sayfasında Anneler Günü’ne özel bir filtre yayınladı. “Annenin Gözünden Sen” filtresi, kullanıcıyı farklı senaryoların içinde göstererek, herkese annelerinin sevgi dolu ve renkli dünyasından kendisine bakma fırsatı veriyor. Filtreyi denemek için @anadoluhayatemeklilik Instagram hesabı ziyaret edilebilir. Kampanya Künyesi Reklamveren: Anadolu Hayat Emeklilik Reklamveren Yetkilisi: Nihan Güney, Ayşen Yılmazgil, Hale Sabancı, Mert Küçükay, Duygu Şener Reklam Ajansı: Havas İstanbul CCO: Ergin Binyıldız ECD: Volkan Dalkılıç Kreatif Ekip: Alican Kılıçoğlu, Mert Özkaner, Abdullah Çelikoğlu, İlayda Serbest Müşteri İlişkileri: Birol Ecevit, Özge Asan Dereçayır, İlayda Bahçıvan

Dijital Grup Başkanı: Zihni Başsaray Sosyal Medya Ekibi: Burcu Küçük, Betül Güneş Filtre Kurgu: Ege İşlekel

marketing europe & anatolia /35


Kampanyalar

‘Evde Kal’an Büyüklerimiz... Evony markası, pandemi döneminde sabırla, güzel dilekleriyle evlerinde kalan 65 yaş üstü değerli büyüklerimize hazırladığı kısa film ile teşekkür ediyor. Umutlarını; sağlık çalışanları başta olmak üzere, bu süreçte evlerimizdeki ihtiyaçlarımız için çalışanlara aşılayan büyüklerimize “Sizin varlığınız olmasa biz bu günleri çok zor atlatırdık” mesajını veren Evony, hislere tercüman oluyor. Kampanya Künyesi Reklamveren: Evony Reklamveren Temsilcisi: Gülhan Eğilmez, Ozan Türk, İdil Rodoplu Reklamveren Prodüktör: Balca Enşenol Reklam Ajansı: Über Dijital Yönetmen: Burak Kolcu Kreatif Ekip: Cüneyt Kılıç, Hande Arslan Art Director: Eda Köktepe Müşteri İlişkileri: Ömer Gezici, Cüneyt Tabanoğlu Prodüksiyon: 85/90 Projects

Biz Ayrılamayız...

Molped’in “Biz Ayrılamayız” kampanyasının devamı olan, en yakın arkadaşların Instagram üzerinden ilettikleri kliplerin kolajından oluşan görüntüler şimdi ekranlarda! “Arkadaşlık Ne Güzel Şey!” diyerek, Molped’in “Biz Ayrılamayız” kampanyası için kendi kameralarının karşısına geçen arkadaşlar, bağlarını Molped’le beraber tüm Türkiye ile paylaşıyor. Molped jürisi tarafından yaratıcılık, video ve görüntü kalitesi, ışık yeterliliği ve şarkının seslendirildiği karelerin filme uygunluğu esas alınarak belirlenen 44 yakın arkadaş yaklaşık 1.000 başvuru arasından seçildi. 36 / marketing europe & anatolia

Kampanya Künyesi Reklamveren: Molped Reklamveren Ekibi: Gülhan Eğilmez, Esra Gerek, Eda Dereli, Selin Dekeli Reklamveren Ülke Pazarlama Ekibi: İklim Burcu Sevindi, Gülşah Luş Tellioğlu, Kağan Artunç Reklamveren Prodüktör: Balca Enşenol Reklam Ajansı : TBWA\Istanbul Yaratıcı Ekip: Renan Erdener, Erdem Güler, Bilgin Aydın, Ece Aktürk Marka Ekibi: Funda Eriş, Ezgi Pedal, Buket Törin, Deniz Yavuz, Sena Gürtuğ CSO: Toygun Yılmazer Genel Müdür Yardımcısı: Ela Bilgisel Stratejik Planlama Ekibi: Ceren Şehitoğlu, Gizem Yalçın Ajans Prodüksiyon Ekibi: Evrim Saraçoğlu, Cansev Erdemir Prodüksiyon Şirketi: Shortcut Yönetmen: Senem Bay Müzik Düzenleme: Onur Cumaoğlu


Kampanyalar

Boşa Harcama... hatırlatırken, eski alışkanlıklarımızın geri gelmesini temenni etmeyi de ihmal etmiyor. Kampanya Künyesi Reklamveren: P&G Reklamveren Yetkilisi: Ezgi Öztorun Kızmaz, Tülay Çolakoğlu, Nesli Kılıçal Reklam Ajansı: 4129Grey Ajans Başkanı: Alemşah Öztürk Yaratıcı Yönetmen: Merve Şubaşı, Ahmet Terzioğlu Yaratıcı Ekip: Selen Eşit, Eray Hökelek, Özülkü Usel Marka Direktörü: Levent Tüker Fairy, Türkiye’deki 10. yılında gıda israfını önlemek için Gıda Marka Yöneticileri: Selin Uruç, Bilge Azazi Kurtarma Derneği ile birlikte “BOŞA HARCAMA” kampanya- Ajans Prodüktörleri: Gülşah Batıbeki, Kasım Bektaş, sını başlattı. Can Aran Kampanya kapsamında çekilen reklam filminde, insanlara Yapım Şirketi: Nexting gıdayı ziyan etmemeleri gerektiğini hatırlatan Fairy, izleyen- Yönetmen: Kuntay Alpman lere hiçbir şeyin israf edilmediği geçmişteki güzel günlerden Post Prodüksiyon: İmaj örnekler veriyor. Çevresel sürdürülebilirliğe ve Türkiye’nin Müzik: Opus Müzik yemek kültürüne önem veren ve “BOŞA HARCAMA” diyen Medya Ajansı: Starcom Fairy, geleceğimiz için elimizdeki gıdanın değerini izleyicilere Halkla İlişkiler Ajansı: Medyaevi

Bir Tatlı Tuzak... Siemens Ev Aletleri’nin yeni reklam filmi serisinin Home Connect uygulamasının vurgulandığı geniş hacimli Siemens XXL buzdolabına çekilen ikinci filminde “Her gününüzü özel bir gün gibi yaşamak elinizde” mesajı veriliyor. Kampanya Künyesi Reklam Ajansı: MullenLowe İstanbul Yönetici Yaratıcı Yönetmen: Berkay Özay Reklam Yazarı: Galip Makarnacı, Nadir Aydın, Lesli Luza Sanat Yönetmeni: Ezgi Tanyeri Ajans Prodüktörleri: Tuğrul Karadeniz, Hülya Toptaş, Emirhan Akıncı Stratejik Planlama: Yusuf Muslubaş, Alper Çetik Müşteri Grubu: Ceyda Coşkun, Merve Günay, Ceren Kaban, Ilgım Kurşun Yapım Şirketi: Sugar Rush Prodüktör: Yonca Alpaslan Yönetmen: Ozan Yalabık Görüntü Yönetmeni (D.O.P): Matthias Helldoppler

marketing europe & anatolia / 37


Kampanyalar

Son Doritos’u kalan genç... PepsiCo’nun yiyecek grubu markalarından Doritos’un yeni reklam filmi yayına girdi! Reklam filmi, market siparişinin gelmesine daha günler olan bir Doritos severin son bir Doritos tanesiyle siparişini beklemesinin trajikomik hikayesini anlatıyor. Son Doritos cipsinin tadını çıkarmaya çalışırken bir yandan da bitmesin diye küçük küçük yiyen gencin görüntüleri yer alıyor. Kampanya Künyesi Ajans: Leo Burnett Israel Yönetmen: Asaf Asulin Adapte eden ajans: Pep Creative Studio powered by OLIVER PepsiCo Lideri: Volkan Budak Ajans Yaratıcı Grup Başkanı: Atakan Demiral Yaratıcı Ekip: Alican Şengül, Engin Aktaş, Serap Erdoğan, Eylem Çankaya, Akın Topuzlu

Müşteri İlişkileri: Gözde Bumin Reklamveren : PepsiCo Reklamveren ekip: Osman Dilber, Burcu Karadayı Akgül, Gülben Gürak Akkan, Tuğçe Gamsız Özkazanç, Demet Ağun, Volkan Budak, Nadin Mısırlıyan, Ezgi Özer Yılmazkul

Ozmo Fun...

Çocukların hayallerine, kakaonun kendi yağından ve çekirdeğinden üretilen %100 çikolatasıyla lezzet katan ve onları oyun arkadaşları Ozmo ile eğlendiren Ozmo Fun’ın, yepyeni meslekler serisinin reklam filmi ekranlarda. Happy People Project imzası taşıyan keyifli reklam filminin yönetme koltuğunda ise Mehmet Kurtuluş yer alıyor.

38 / marketing europe & anatolia

Kampanya Künyesi Reklamveren: Şölen Çikolata Reklamveren Temsilcileri: Hayat Kapukaya, Didem Evgülü, Mehtap Şahin, Selim Esemenli, Mert Cankurtaran Yaratıcı Ajans: Happy People Project Ajans Başkanı: Yaşar Akbaş, Orçun Onural Strateji Ekibi: Emel Göker, Maral Karagöz Yaratıcı Ekip: Atilla Karabay, Setenay Özcan, Ahmet Ülkü, Ayça Altmışoğlu, Yiğit Ayvazoğlu, Mert Kalabalık; Nida Filiz Müşteri Ekibi: Nathalie Samur, Gözde Nur Akbaş, Neşe Stamati Prodüksiyon Ekibi: Kerem İlbeyli, Alev Cihan Prodüksiyon Şirketi: Anima Film Yönetmen: Mehmet Kurtuluş Yapımcı: Seda Eroğlu, Gencer Yeşilyurt Müzik: Nil İşleri


Kampanyalar

adidas Uncancelled Cup... Kreatif Ajans: Wunderman Thompson Yönetici Ortak: Fulya Özarı Yönetici Kreatif Direktör: Sami Basut Kreatif Direktör: Ümit Taşlı Metin Yazarı: Onur Kutluer Sanat Yönetmeni & İllüstratör: Burak Tozkoparan Jr. Sanat Yönetmeni: Doğa Çalık Jr Metin Yazarı: Korcan Kuzucuoğlu Müşteri İlişkileri Direktörü: Vanessa Taragano Proje Yönetimi Ekip Lideri: Ferhat Kateşçi Proje Yöneticisi: Derya Sabah Dijital Sanat Yönetmeni: Uğur Şeker Müşteri Temsilcisi: Barlas Çetin Teknoloji ortaklarımız: amvg & Pub Medya adidas, son dönemde iptal edilen tüm etkinliklere karşın “hayat durmadı evde devam ediyor” diyerek herkesi davet ettiği Amvg CEO: Berk Uder #HOMETEAM projesini hayata geçirmişti. Evde sporla sağ- Amvg Kreatif Direktör: Suzan Öztürk lıklı kalmaya teşvik eden adidas, #HOMETEAM çatısı altına Medya Ajansı: MediaCom / Can Şenses, Nesil Taştan, Cansu Özcan eğlence ve oyunu da dahil etti. PR Ajansı: Ogilvy İstanbul Kampanya Künyesi Reklamveren: adidas Türkiye

Anneliğin bir rengi... “Renklendir hayatı” mottosuyla yıllardır dokunduğu hayatları renklendiren Marshall boya, anneler günü için özel bir video hazırladı. Sosyal medya platformları üzerinden yayına aldığı çalışmasında Marshall; “anneliğin bir rengi olsaydı ne olurdu” Sorusunun yanıtını arıyor. Anneliğin faziletlerinden bahsedilen çalışmada “Anneliğin bir rengi, binlerce tonu vardır. Her tonu ayrı bir sevgidir” vurgusu yapılıyor. Kampanya Künyesi Reklamveren: Marshall Türkiye Reklam Ajansı: Glamly Digital

marketing europe & anatolia / 39


Kampanyalar

Azra Akın’dan Canbebe reklam filmi... Canbebe’nin marka yüzü Azra Akın, Anneler Günü’nü kendi çektiği özel bir filmle kutluyor. Karantina nedeniyle Azra Akın’ın evinde çektiği Anneler Günü’ne özel film, “İnsan, kendisinden bile vazgeçebilir ama annesinden vazgeçmez” sloganıyla dijital platformlarda izleyiciyle buluştu Kampanya Künyesi Reklamveren: Ontex / Canbebe Reklamveren Ekibi: Cem Çalık, Gülen Teksin, Dilek Öztürk Boyraz Reklamveren Prodüksiyon Danışmanı: Hilal Erdebil Reklam Ajansı: Titrifikir Kreatif Direktör: Emre Gökdemir Yaratıcı Ekip Lideri: Andaç Erkök Yaratıcı Ekip: Gökhan Tosun, Eylül Ergin Marka Ekibi: Dilek Sezen, Sahra Ofluoğlu, Seren Koyuncu Stratejik Planlama Ekibi: Kerem Sabuncu, Merve Oynargül Ajans Prodüktörü: Ediz Alptekin, Abdullah Şahin Yapım Şirketi: Public Film Post Prodüksiyon: Bando Post

#TeknolojiyleBirlikteyiz...

.MediaMarkt Türkiye ise Anneler Günü’nün yaklaştığı bugünlerde bu konuya vurgu yaptığı yeni bir reklam filmi yayınladı MediaMarkt, COVID-19 pandemisi nedeniyle Anneler Günü’nde tüketicilerin sevdikleriyle yan yana gelemese de göz göze, kalp kalbe, omuz omuza ve gönül gönüle olduğuna vurgu yaptığı yeni bir reklam filmi yayınladı. Görüntülü konuşmaların, videoların ve diğer tüm teknolojilerin insanları sevdiklerine bağladığı bugünlerde MediaMarkt Türkiye #TeknolojiyleBirlikteyiz diyor. 40 / marketing europe & anatolia

Kampanya Künyesi Reklamveren: MediaMarkt Reklamveren ekibi: Çağanur Atay Uçtu, Sinem Görgöz İnnice, Levent Göksu Özsaygı, İhsan Aktürk, Neslihan Yurt Reklam Ajansı: TBWA\Istanbul Prodüksiyon Şirketi: Sihirli Eller


Kampanyalar

Güzel Günler Çok Yakın... Kampanya Künyesi Reklamveren: DİMES Reklamveren Yetkilisi: Duygu Süleymanoğlu, Merve Keten, Burcu Karadayı Gülşen, Ezgi Özyıldırım, İpek Yıkılmaz, Begüm Tuncel, Merve Ekem, Eren Saydan, Merve Çıtak, Yazgı Atar Reklam Ajansı: Reklamania Yaratıcı Ekip: Görkem Sofuoğlu, Necla Yağız Müşteri İlişkileri: Simge Hekimgil, Efe Göynügüzel Prodüksiyon Şirketi: CO-OP İSTANBUL Yapımcı: Yalkın Yel Yönetmen: Görkem Sofuoğlu DİMES, reklam filmlerinde, hayata başka bakmaya devam ediyor. “Umut en güzel vitamindir” mesajının verildiği filmin Kurgu & Post-Prodüksiyon: Özkan Aksular ardından yayına giren yeni filmde “Kendine iyi bak, özlediği- Görüntü Yönetmeni: Hakan Gök miz güzel zamanlar yakın” mesajı veriliyor.

Kadınlar isterse yapar... Kotex, sektöründeki klişe ve önyargıları yıkmayı hedefleyerek tüketicisine cesur, farklı, modern ve ön kabullerden bağımsız bir iletişim diliyle yaklaşmayı sürdürüyor. “Kadınlar isterse yapar” diyerek çeşitli klişelere sıkışmış olan futboldaki tabuları yıkan ve kadın futboluna destek veren Kotex, bu alana baş koyan kadınların arkasındaki güçlü anne desteğini de unutmadı. Kampanya Künyesi Reklamveren: Kotex Reklamveren Temsilcisi: Orjin İbar Reklam Ajansı: Über Dijital Kreatif Ekip: Aydeniz Ertunç, Hande Arslan Art Director: Zeynep Oğulmuş

Müşteri İlişkileri: Tuğçe Kahveci Seslendiren: Kalben Prodüksiyon: Moxie Film Medya Ajansı: Mindshare PR Ajansı: Ogilvy İstanbul

marketing europe & anatolia / 41



Evlerdeyiz...


Gameon

Excalibur E600... bur E600, yüzlerce konfigürasyon seçeneği arasından size uygun içeriklerle masaüstü bilgisayarınızı oluşturmanızı mümkün kılıyor. Casper web sitesinde istenilen özellikler ile istenilen modelin konfigüre edilebildiği Excalibur E600, güçlü performans arayan oyuncular ve profesyoneller için geliştirildi. E600, 2 adet RTX2080Ti GDDR6 Ekran Kartı ile konfigüre edilmiş İ9 Overclock işlemci ile SLI sistem seçeneğini performans tutkunlarına sunuyor. Dünyanın önde gelen firmaların Anakart, Güç Kaynağı , Solid State Drive , Harddisk , Ekran Kartı gibi komponentlerin kullanıldığı ve Casper sistem garantisi ile ESD alanda üretilen E600, oyun ve performans dünyasına yepyeni deneyimler sunmayı vadediyor. Son teknoloji donanımlar ile maksimum ve kesintisiz performans vadeden Excalibur E600, hem oyuncular hem de Casper Excalibur ailesinin güçlü oyun kasası olan E600, daiş dünyasında performans arayanlar için birbirinden farklı hili otomatik hız kontrollü fanlarına ve dahili RGB fanına ek konfigürasyon seçenekleri sunuyor. Ürün ile ilgili tüm yeni olarak opsiyonel soğutma sistemleri ile ısınma korkusu yakonfigüsyon seçeneklerine şamadan yüksek performanslı kullanım vadediyor. En yoğun https://www.casper.com.tr/excalibur-e600 adresinden ulaşaprogramları aynı anda çalıştırıp, güncel ve zorlu tüm oyunları bilirsiniz. donma olmadan oynama imkanı sunan ayrıca mimarlık ofisleri ve tasarım ofislerinin tüm ihtiyaçlarını karşılayan Excali-

Logitech G915 TKL...

Üstün mühendislik teknolojileri ile özenle tasarlanan Logitech G915 TKL Mekanik Oyuncu Klavyesi tanıtıldı. G915 TKL, oyun tutkunlarını güç ve performansı keşfetmeye davet ediyor. Oyun teknolojileri ve ekipmanlarının lider markası Logitech, hem özellikleri hem de kompakt tasarımıyla öne çıkan G915 TKL Mekanik Oyuncu Klavyesini duyurdu. G915 TKL, Sınıfının en iyisi 40 saat pil ömrü, mekanik GL anahtarları, LIGHTSPEED teknolojisi ve Bluetooth ile kablosuz bağlantı özelliğiyle oyun severlere profesyonel bir oyun deneyimi sunuyor. Turnuva sınıfı kompakt tasarıma sahip klavye, daha küçük alanlara sığıyor ve kolayca başka bir yere taşınabiliyor. LIGHTSPEED teknolojisi sayesinde tuş aydınlatmaları 44 / marketing europe & anatolia

kapalı olarak günde ortalama 8 saat kullanıldığında 135 saate kadar kesintisiz kablosuz oyun deneyimi sunan G915 TKL, LIGHTSYNC teknolojisi ile de oyunlarla senkronize olan dinamik ve kişiselleştirilebilir bir aydınlatma vadediyor. Standart mekanik anahtarların yarısı kadar yüksekliğe sahip olan klavye, hız ve performansı artırıyor. G915 TKL oyun severlerin beğenisine sunulduğu için çok mutlu olduklarının altını çizen Logitech Türkiye Pazarlama Müdürü Birol Sülük, “Alanında dünya lideri bir marka olarak oyun keyfini ve profesyonelliğini artırmak için kullanılan klavyenin en az diğer ekipmanlar kadar önemli olduğunun bilincindeyiz. Bu nedenle yeni ürünlerimizi oyuncuların istek ve ihtiyaçları doğrultusunda geliştirmeye devam ediyoruz. Logitech G’nin en ince ve gelişmiş mekanik oyuncu klavyelerinden biri olan G915 TKL ile ürünlerimizdeki üstün teknolojiyi daha kompakt bir tasarımla bir araya getirdik. Oyuncu klavyeleri için adeta yeni bir standart yaratan şık ve ultra ince tasarımın ürün kullanıcılarından tam puan alacağından eminiz” diye konuştu.



Gameon

E-Spor pazarı 1,5 milyar dolar... KPMG Football Benchmark ekibi, koronavirüs döneminde E-Spor’un yükselişini araştırdı. Araştırmaya göre; koronavirüs dönemindeki E-Spor oyun satışları yüzde 63 arttı. 2021 yılına kadar yüzde 21.7 büyümesi beklenen E-Spor’un piyasa değeri 1,5 milyar doları bulacak Koronavirüs pandemisi nedeniyle dünyadaki tüm spor organizasyonları dururken, bu süreçte E-Spor’a ilgi arttı. KPMG Football Benchmark ekibi E-Spor dünyasını araştırdı. Küresel karantina döneminde büyümeye devam eden E-Spor dünyasında oyun satışları yüzde 63 arttı. Araştırma-

664 milyon kişi takip edecek 2015 yılnda 235 milyon kişinin izlediği E-Spor’un şu anda toplam 454 milyon kişi tutkuyla takip ediyor. 2022 yılında ise E-Spor’un takipçi sayısının 644 milyon olacağı hesaplanıyor. E-Spor kitlesinin yaş ortalaması da dikkat çekici. Dünya futbolunu izleyenlerin yaş ortalaması 39, Premier Lig’i takip edenlerin yaş ortalaması 42’yken, NBA’nin izleyici kitlesinin yaş ortalaması 53. E-Spor takipçilerinin yaş ortalaması ise 32. Yaklaşık 32 milyon oyuncu bulunuyor KPMG Spor Sektör Lideri Hakan Uçak, ‘’Koronavirüs döneminde her yerde E-Spor turnuvaları izledik. E-Spor çok büyük bir endüstri olmaya koşuyor. Koronavirüs bunu hızlandırdı. Salgın dönemi yaşanan küresel karantina, sonrasında başlayan kontrollü sosyal hayat en fazla gençleri etkiliyor. Gençler E-Spor dünyasına çok ilgili ve bir futbolcu olmak

ya göre E-Spor’un 2021 yılına kadar yüzde 21.7 oranında büyümesi, piyasa değerinin 1,5 milyar dolara çıkması bekleniyor. Aynı dönemde sinema endüstrisinin yüzde 4.4, müziğin yüzde 3.5, radyonun ise yüzde 2.1 küçülmesi öngörülüyor.

için çabalamak yerine E-Spor oyuncusu olmayı tercih ediyorlar. Şu anda yaklaşık 32 milyon E-Spor sporcusu var. Bu gelecek yıllarda daha da artacaktır. Olimpiyatların E-Spor’a açılması halinde rakamların katlanarak büyüdüğünü görebileceğiz” dedi.

Sihirdar Vadisi Arena Sancakları... Riot Games, resmi League of Legends esporu yayınlarında görülecek, kişiselleştirilebilir Sihirdar Vadisi Arena Sancaklarını duyurdu. Marka partnerlerine yeni reklam imkanları sunan Sihirdar Vadisi Arena Sancakları, pek çok geleneksel sporda görülen saha ve stadyum içi markalaşma çalışmalarına benzer bir deneyim oluşturup, oyun içi haritaya özgün, modüler marka çalışmalarına imkan verecek. League of Legends, dünyanın en çok izlenen esporu konumunda. 2019 Dünya Şampiyonası Finali tüm dünyada dakika başına ortalama 21,8 milyon kişi tarafından izlendi. Resmi yayınlar ise YouTube, Twitch ve Huya da dahil olmak üzere 30’dan fazla dijital ve geleneksel dağıtım partneri tarafından gerçekleştiriliyor. Riot Games’in hayata geçirdiği yeni uygulamayla birlikte, 2020 Yaz Mevsimi’nden itibaren, Dünya Şampiyonası da dahil olmak üzere bölgesel rekabetçi ligler Arena Sancaklarını kullanmaya başlayarak tercih ettikleri marka partnerlerine yeni reklam imkânları sunacak. Riot Games’in League of Legends esporu için özel olarak tasarladığı en yeni dijital ürün olan Sihirdar Vadisi Arena Sancakları, ilk etapta LCK, LPL, LCS, LEC ve global etkinliklerde aktif olacak.

46 / marketing europe & anatolia

Riot Games’in Küresel Espor Partnerlikleri Lideri Naz Aletaha, konuyla ilgili yaptığı açıklamada: “Canlı etkinliklerimizden çevrimiçi yayınlara, League of Legends’ın izleyicilere sunduğu deneyimi sürekli yenileyerek modern sporları şekillendirmeye çalışıyoruz. Sihirdar Vadisi Arena Sancakları sayesinde LoL tarihinde partnerlerimizin markalarını ilk kez doğrudan oyun alanına yerleştiriyor ve büyük spor arenalarındaki enerjiyi yansıtan sürükleyici bir deneyim oluşturuyoruz” dedi.



Kültür - Sanat

Google Arts & Culture platformu... süreçleri ve bulguları Google Arts & Culture platformuna taşındı. Osman Hamdi Bey’in, Sakıp Sabancı Müzesi (SSM) Resim Koleksiyonu’nda yer alan 6 tablosunun bilimsel araştırma ve konservasyon çalışmalarının süreç ve bulguları, kültür sanat dünyasının en önemli dijital platformlarından Google Arts & Culture’a taşındı. 6 Haziran 2018’den bu yana Atlı Köşk’te ziyaret edilebilen Görünenin Ötesinde Osman Hamdi Bey sergisine de kaynaklık eden araştırma, böylece uluslararası düzeyde erişime açıldı. Türkçe ve İngilizce seçenekleriyle ziyaret edilebilen çevrimiçi sergi, bir sanatçının üretimini daha yakından tanımak için kullanılan bilimsel yöntemleri anlaşılır kılmasının yanı sıra Osman Hamdi Bey’e atfedilen eserlerin teknikleri ve malzeme yapılarına dair ayrıntılı bilgiler sunuyor. Sanatçının Vazoda Çiçekler, Kuran Okuyan Hoca, Kokona Despina, Naile Hanım Portresi, Arzuhalci Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi Resim ve Cami adlı tablolarının karşılaştırmalı olarak incelendiği Koleksiyonu’nda bulunan, Osman Hamdi Bey’e ait 6 proje, sadece Türkiye’de değil, dünyadaki konservasyon tablonun bilimsel araştırma ve konservasyon çalışmalarının çalışmaları için de yol haritası ortaya çıkarıyor.

Necib Mahfuz... Kırmızı Kedi etiketiyle yayımlanan Necib Mahfuz’un unutulmaz eserleri şimdi yepyeni kapaklarıyla bir kez daha okurlarıyla buluşuyor. 1988 yılında Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanan ve “Ortadoğu’nun Balzac’ı” olarak nitelendirilen usta yazar Necib Mahfuz’un Mısır’da yıllarca yasaklanan Cebelavi Sokağı’nın Çocukları; Mısır’ın saklı yüzünü anlattığı Aşk Zamanı; Mısır’ın arka sokaklarındaki insanların acılarını, sevinçlerini ve heyecanlarını büyülü bir Doğu masalı havasında betimlediği Midak Sokağı ve 30’lu yılların başında devrimlerle çalkalanan, yol ayrımındaki Mısır toplumunun eksiksiz bir panoramasını sunan Kahire Modern adlı kitapları yeni kapaklarıyla raflardaki yerini aldı. Yeni kapak tasarımında, yazarın kitaplarında ustalıkla anlattığı dönemin Mısır sokaklarından siyah beyaz fotoğraflara, toplumsal değişimin keskinliğini vurgulayan bir yazı karakteri eşlik ediyor. 48 / marketing europe & anatolia

Öldüren Roman... 221B Dergisi’nin düzenlediği Polisiye İlk Roman Yarışması’nın birincisi Baytan Uğur Yem’den etkileyici bir polisiye… Toygar, hayatının zor bir döneminden geçerken onu ayakta tutan tek şey, çok güvendiği romanının yayımlanma ihtimalidir; fakat yayınevlerinden ve dosyasını okuyan editörlerden beklediği ilgiyi göremez. Bunun üzerine harekete geçer ve editörleri cezalandırmaya başlar. Oyun içinde oyun, roman içinde roman ilerlerken polis de elbette katilin peşindedir. Baytan Uğur Yem, yarattığı karakter ve karakterin cinayet işleme biçimiyle yerli polisiyemiz için özgün bir yol açıyor. Polisiyeseverlere soluk soluğa okunacak bir roman bırakıyor.


Kültür - Sanat

Digital Dali sergisi...

Sakıp Sabancı Müzesi (SSM), geçmiş sergilerinden zengin içerikleri kapsamlı seçkilerle dijital kanallarında paylaşıma açmaya devam ediyor. Müze, 20 Eylül 2008 - 1 Şubat 2009 tarihleri arasında Akbank’ın desteğiyle gerçekleştirdiği İstanbul’da Bir Sürrealist: Salvador Dalí sergisini çevrimiçine taşıdı. İspanya’da bulunan Gala-Salvador Dalí Vakfı koleksiyo-

nuna ait eserlerle vakıf dışında gerçekleştirilen en büyük geçici sergi olma özelliğine sahip İstanbul’da Bir Sürrealist: Salvador Dalí, sanatçının yağlıboya tablo, çizim ve grafiklerinden oluşan geniş bir seçki sunmuş; açık kaldığı süre içinde 252 bin kişi tarafından ziyaret edilmişti. DigitalSSM arşiv kaynaklarıyla hazırlanan ve SSM web sitesi, sosyal medya hesapları ile YouTube kanalından erişilebilen İstanbul’da Bir Sürrealist: Salvador Dalí çevrimiçi sergisinde; Salvador Dalí’nin benzersiz sanat anlayışıyla oluşturduğu eserlerinin yanı sıra, el yazmaları, fotoğraflar ve çeşitli dokümanlar yer alıyor. Gala - Salvador Dalí Vakfı Dalí Çalışmaları Merkezi Yöneticisi ve İstanbul sergisinin küratörü Montse Aguer Teixidor’un yeni bir söyleşisiyle zenginleştirilen çevrimiçi sergi kapsamında; daha önce yine SSM’de gerçekleştirilen Dalí konferans serisi de yeniden paylaşıma açıldı. Teixidor’un yanı sıra yazar Ferit Edgü, sanat eleştirmeni, akademisyen ve yazar Hasan Bülent Kahraman gibi isimlerin katıldığı konferanslarda; Dalí’nin yaşam öyküsü, çok yönlü sanatsal üretimi ve etkisi konuşuluyor.

Sanal Müzeler... Dünyaca ünlü müzeler ve manzaraları paylaşan Youtube kanallarından oluşan bir seçki Paris’teki Louvre Müzesi gezisini de iki bölüm olarak kanalında paylaşıyor. https://www.youtube.com/channel/UCYulrOk4EbqL833oETw0bWQ Dünyanın dört bir yanından çarpıcı manzaraları dron çekimleriyle sanal gezi formatında paylaşan Prowalk Tours, İtalya’nın güneyinde yer alan Paestum Antik Kenti’ni, Kahire Mısır Müzesi’ni ve Keops Gemisi’ni 4k/60 fps seçenekle sanal ortamda gezme imkanı tanıyor. Kanalda İtalya’nın meşhur kenti Venedik’i de gezebilirsiniz. https://www.youtube.com/channel/ UCNzul4dnciIlDg8BAcn5-cQ Philadelphia Hekimler Koleji’nde yer alan Mütter Müzesi’ne ait olan YouTube kanalı; tıp tarihine ait ilginç bilgileri, Müze eğitmenleri ve akademisyenler aracılığıyla kısa videolar olarak izleyiclere sunuyor. Kanalda Küratör Anna Dhody’nin rehberliğinde Mütter Müzesi’ni de gezip göre-

bilirsiniz. https://www.youtube.com/channel/UCY1P41HEck4KuuludCMUcFQ Ambient Walking Japonya’daki Kasuga-Taisha Mabedi, Kyoto Kraliyet Sarayı, Moğolistan’ın başkenti Ulanbatur’u yürüyerek gezebiliyorsunuz. Kanalın içerikleri arasında Londra’daki British Museum ve Abu Dhabi’deki Louvre Müzesi gezisine de katılabilirsiniz. https://www.youtube.com/channel/UC vUJkGPWzj100gTHN2AJopA,

marketing europe & anatolia /49



Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.