marketing europe & anatolia Sayı: 085

Page 1

marketing europe & anatolia Tarih: Mayıs 2019 Sayı: 85

retorik

Lütfen dikkat...

kelebeğin fırtınası

Gerçekten kargom nerde?

ti a ak ... d sa mi? i er siz t ş m ü M ne ö



İçindekiler

marketing europe & anatolia Sayı: 85 Tarih: Mayıs 2019 İmtiyaz Sahibi Eksantrik Film Prodüksiyon P.K.: 112 34725 Fenerbahçe - İstanbul - Tr. Genel Yayın Yönetmeni ve Sorumlu Yazı İşler Müdürü Elvin Ekşioğlu e-mail: elvineksioglu@gmail.com Haber ve Fotoğraflar Agency Europe & Anatolia http://aea.eksantrik.com aeanews@gmail.com Katkıda Bulunanlar Nurgül Eryıldır Günay Ali Erdem Ekşioğlu Seval Duban Kübra Nebioğlu Yusuf Yener Günay Danışman Abdullah Ekşioğlu İlan Rezervasyon Ayşe Yılmaz Yayın Türü Süreli Yayın Yönetim Yeri Agency Europe & Anatolia e-mail: meadergi@gmail.com marketing europe & anatolia Agency Europe & Anatolia tarafından Süreli yayınlanan bir e-dergidir. Bu yayının tüm hakları Eksantrik Film Prodüksiyon’a aittir. Tamamı ya da bir bölümü yayıncısının izni olmaksızın çoğaltılamaz ve yayınlanamaz. Tüm ilanların sorumluluğu firmalara, makalelerdeki görüşler ve hukuki sorumluluk yazarlara aittir. Bu derginin yayınlanma sürecinde hiçbir ağaç zarar görmemiştir. http://www.meadergi.com mobil: http://m.meadergi.com http://www.facebook.com/meadergi instagram: meadergi https://twitter.com/meadergi

Kısa Kısa

04 - 07

Teknoloji

10 - 11

retorik

13

Medya Dünyası

14 - 15

Röportaj

16 - 21

kelebeğin fırtanası

23

Reklam dünyası

24 - 25

Röportaj

26 - 28

Kampanyalar

31 - 36

Gezi

38 - 47

Game On

48 - 49

Kültür Sanat

50 - 51

Bir Ekşioğlu Medya Grup kuruluşudur.

marketing europe & anatolia / 1



Köşe Elvin Ekşioğlu / elvin@eksantrik.com

( editörden)

Müşteri sadakati önemsiz mi?...

Hangi GSM servis sağlayıcısından hizmet alıyor olursanız olun ister Turkcell ister Vodafone ister Turk Telekom hepinizin aşina olduğu bir uygulama var. Telefonunuza yeni bir tarifeyle ilgili avantajları içeren bir mesaj geliyor. O anda kullandığınız tarife neredeyse yarı yarıya daha ucuz. İlginizi çeken bu tarifeye geçmek için araştırdığınızda tarifenin sadece numarasını sizin operatörünüze yeni taşıyacaklar için olduğunu görüyorsunuz ve hevesiniz kursağınızda kalıyor. Siz kullandığınız operatörün ne kadar eski müşterisi olursanız olun numarasını yeni taşıyacakların yararlanacağı avantajlardan yararlanamıyorsunuz. Çünkü operatörlerin bu gibi kampanyalarla rakiplerinden müşteri transferi yapmaya ihtiyaçları var. Ancak bu kampanyaları her 3 operatör de yaptığı için bir taraftan yeni abone gelirken, diğer taraftan eski aboneler diğer operatörlere kaçıyor. Bu durumun en büyük nedeni, yanlış pazarlama stratejileriyle yeni abone kazanmaya yoğunlaşan GSM operatörlerinin müşteri sadakatini sağlayacak stratejiler geliştirmekte sınıfta kalmış olmaları. Ülkemizde ve dünyada GSM operatörlerinin sağladığı hizmetler ve bant genişliklerine bakıldığında hane halkının büyük bölümünün hisssedeceği farkların bulunmadığı ortadayken, yeni abonelere sağlanan avantajların, 5 ya da 10 yılı aşkın süredir aynı operatörden hizmet alan eski abonelere sağlanmaması

ya da başka kampanyalarla eski abonelerin ödüllendirilmemesi hane halkında haksızlığa uğradığı sendromunu doğuruyor ve diğer operatörlerin avantajlı tekliflerine geçişleri kolaylaştırıyor. Konumlandırma ve marka çalışmaları sonucu sanal bir prestije sahip tek bir operator dışındaki servis sağlayıcıların aboneleri, operatörlerini bu memnuniyetsizlik ve kısa dönemli avantaj karşılığında terk ederken, prestijli olduğu varsayılan operatörün aboneleri de memnuniyetsiz bir şekilde hizmet aldıkları yerde kalmayı tercih ediyorlar. Sorun çok açık ve pazarlamayla ilgisi olmayan bir kişinin bile görebileceği kadar ortadayken, çözüm konusunda herhangi bir çaba görmüyoruz. Çözüm basit sadakatin ödüllendirilerek sürekliliğinin sağlanması. Bu da GSM operatörlerinin pazarlama stratejilerine yön veren okuyucularımıza bir ipucumuz olsun. Umarım bu yanlış stratejiyi en kısa sürede düzeltirler. Dergimiz yine dopdolu. Haber sayfalarımız, teknoloji sayfalarımız, kampanya sayfalarımız yine büyük bir özenle hazırlandı. Gezi yazarımız Seval Duban Gürcistan gezisini sizler için kaleme aldı.Yazarlarımız Abdullah Ekşioğlu, Nurgül Günay Eryıldır bizlere yeni pencereler açtı. Sevgiler,

marketing europe & anatolia / 3


Kısa Kısa

PepsiCo, 2019 yılı ilk çeyrek... PepsiCo, 2019 yılının ilk çeyrek finansal sonuçlarını açıkladı. Başarılı performansını devam ettiren şirket, ilk çeyrekte net gelirini %5.2 oranında artırdı. Bu aynı zamanda şirketin üç yıldan uzun bir süredir gerçekleştirdiği en yüksek çeyrek büyüme oranı oldu. PepsiCo, Frito Lay Kuzey Amerika’da yüzde 6, Latin Amerika ve AMENA bölgelerinde yüzde 10, Türkiye’nin de içinde bulunduğu Avrupa ve Sahra Altı Afrika Bölgesinde ise yüzde 8 organik gelir büyümesi elde etti. PepsiCo İçecek Kuzey Amerika başarılı çizgisini sürdürerek yüzde 2.5 düzeyinde bir organik gelir büyümesi sağladı. Tüm iş birimlerinde yatırımlarını sürdüren PepsiCo, Satın alma & Birleşme alanındaki yatırımlarında da iki haneli büyüme rakamlarına ulaştı. Finansal sonuçlar hakkında konuşan PepsiCo Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Ramon Laguarta, “PepsiCo olarak ilk çeyrek itibariyle oldukça başarılı bir perfor-

mans sergiledik. Bu performansımızı özellikle faaliyette bulunduğumuz pazarların çoğuna yansıtabilmiş olmamız bizim için büyük bir değer taşıyor. Gerek atıştırmalıklar gerekse içecek işimizde dünyanın birçok ülkesinde pazar payımızı artırdık. Tüm kategorilerde büyümeye devam ediyoruz. Lider konumdaki markalarımızdan oluşan geniş bir portföye ve bunlar sayesinde tüketici beklentilerini karşılama yeteneğine sahibiz. Önümüzdeki dönemde de aynı başarılı performansı göstermeye ve kazanımlarımızı sürdürmeye devam edeceğiz” açıklamasında bulundu.

Huawei, 2019 yılı ilk çeyrek... Huawei 2019 yılının ilk çeyrek sonuçlarını açıkladı. Bu yılın ilk çeyreğinde Huawei, yıllık yüzde 39 artışla 179,7 milyar CNY (Çin yuanı) gelir elde etti. Şirketin ilk çeyrekteki net kâr marjı geçen yılın aynı dönemine göre artış göstererek yüzde 8 seviyelerine ulaştı. Huawei, bilişim teknolojileri altyapısına ve akıllı cihazlara odaklanmaya devam ederek 2019 yılında da operasyonlarının verimliliğini ve kalitesini artırmaya devam ediyor. 2019 yılının dünya çapında 5G’nin öne çıktığı bir yıl olması bekleniyor. Huawei şu ana kadar, 5G özelinde global düzeyde 40 ticari sözleşme imzaladı ve dünya genelindeki pazarlara 70.000’den fazla 5G baz istasyonu sevkiyatı gerçekleştirdi. Huawei Enterprise, 2019 yılının ilk çeyreğinde Dijital Platform ve yeni “Huawei Inside” stratejisini hayata geçirdi. Huawei Enterprise, dünyanın ilk 5G etkin Wi-Fi 6 erişim noktasını da kurarak 2019’un ilk çeyreğinden itibaren dünya çapındaki tüm şirketlerden daha fazla Wi-Fi 6 4 / marketing europe & anatolia

ürününün satışını gerçekleştirdi. Huawei’nin Tüketici Elektroniği Grubu, yenilikçi ürünleri ile tüketiciler için değer yaratmaya devam ediyor. Temel stratejisi tüm senaryolarda tüketicilere akıllı bir deneyim sunmak olan Huawei Tüketici Elektroniği Grubu, 2019 yılının ilk çeyreğinde 59 milyon akıllı telefon sevkiyatı gerçekleştirdi. PC, giyilebilir bilgisayar ve akıllı ev gibi diğer iş segmentlerinde Huawei, lider, yenilikçi ürünleri ve üstün kullanıcı deneyimi sayesinde küresel tüketiciler tarafından memnuniyetle karşılandı. Huawei Bulut Bilişim İş Birimi, mümkün olan en iyi hibrit bulut sistemini oluşturmayı hedefleyerek endüstriler için yapay zeka çözümlerini bu dönemde hayata geçirdi. Huawei Bulut Bilişim İş Birimi, 1 milyondan fazla profesyonel tarafından tercih ediliyor. Huawei Bulut Bilişim İş Birimi, ilk çeyrekte Singapur’da “HUAWEI CLOUD AI” modelini pazara sunarak çalışmalarına başlamıştı. HUAWEI CLOUD one-stop-shop AI geliştirme platformu ModelArts ise hem görüntü sınıflandırma eğitiminde hem de Stanford DAWNBench derin öğrenme yarışmasında birincilik elde etmeyi başardı.


Kısa Kısa

Roche, 2019 yılı ilk çeyrek...

2019’un ilk üç ayında satışlarını %8 oranında artırarak, 14.8 milyar İsviçre Frangı seviyesine çıkaran Roche, seneye başarılı bir performansla başladı. Bilim ve inovasyon temelindeki çalışmalarıyla ilaç ve tanı araçları alanlarında dünyanın öncü şirketlerinden biri olan Roche, 2019 yılının ilk çeyreğinde de başarılı

finansal çizgisini sürdürdü. Grup satışları sabit kur cinsinden bir önceki seneye göre %8 artarak 14.8 milyar seviyesine ulaştı. İlaç Bölümü’nün satışları %10 oranındaki artışla 11.9 milyar İsviçre Frangı seviyesine çıkarken, Diagnostik Bölümü’nün satışları ise %1 yükselerek 2.9 milyar İsviçre Frangı olarak gerçekleşti. İlk çeyrek sonuçlarını yorumlayan Roche Grup CEO’su Severin Schwan, “2019 yılına grup olarak güçlü bir satış büyümesiyle adım attık. Özellikle ilaç birimimizde tanıttığımız yeni tedavilere yönelik talebin yüksek olması ve sağlık otoritelerinden kanser immünoterapisi çerçevesinde aldığımız önemli onayların yanında diagnostik birimimizin moleküler diagnostik alanındaki gelişimi, performansımızı ileriye taşıdı. İlk üç ayda elde ettiğimiz bu sonuçlar, 2019’un tamamı için öngörülerimizde de iyileşme anlamına gelecek,” dedi. 2019’da satışlarda orta tek haneli büyüme ve satışlara paralel olarak hisse başına yüksek kazanç artışı bekleyen Roche, ayrıca temettü oranında daha da yüksek artış gerçekleştirmeyi hedefliyor.

Renault Grubu, 2019 yılı ilk çeyrek... Renault Grubu’nun dünya çapındaki satışları (binek otomobilleri + hafif ticari araçlar) ilk çeyrekte pazardaki % 7.2 ’lik düşüşle birlikte % 5.6’ya geriledi. Buna rağmen pazar payı direnç göstererek %4.1 oldu (2018 yılı 1. çeyreğine göre + 0.1 arttı). Avrupa’da grubun satışları, pazardaki %2.4’lük düşüşe rağmen Clio, Yeni Duster, Zoe ve LCV modellerinin güçlü satış performansı sayesinde %2.0 artış kaydetti. Renault Grubu’nun Brezilya’daki satışları %29.4 oranında arttı ve %8.9 düzeyindeki rekor pazar payına ulaştı. Kwid modeli bölgedeki başarısını sağlamlaştırdı. Rusya’da, pazarın ve Renault Grubu satışları 2018’e göre neredeyse sabit kaldı ve pazar payı %28.5 oldu. Lada Granta bu piyasada en çok satan araç oldu. Renault Grubu, pazarın yüzde 49 daraldığı Arjantin’de ve yüzde 44 daraldığı Türkiye’de pazar payını artırmayı başardı. İran’da ABD’nin yaptırımlarının yürürlüğe girmesi grubun Ağustos 2018’den bu yana satışlarını durdurmasına neden oldu. Çok yakında Avrupa’da Yeni Clio, Rusya’da Arkana,

Hindistan’da Triber ve Çin’de City K-ZE olmak üzere yeni ürünlerin lansman hazırlıkları sürüyor. 2019’da küresel pazarda %1.6 oranında bir küçülme olması bekleniyor. Birleşik Krallığın Avrupa Birliği’nden çıkışının sorunlu olmaması durumunda Avrupa pazar büyüklüğünün sabit kalması öngörülüyor. Uluslararası düzeyde, Rusya pazarının yaklaşık %3 (önceki döneme göre %3 artış) ve Brezilya pazarının da %10 oranında büyümesi bekleniyor. Bu bağlamda, Renault Grubu 2019 yılına yönelik hedeflerini koruyor: marketing europe & anatolia / 5


Kısa Kısa

Tab Gıda, İstanbul Havalimanı’nda... TAB Gıda, dünyanın en büyük havalimanı olan İstanbul Havalimanı’nda yer alacak restoranlarının ilk 3’ünü franchise olarak açtı Türkiye genelinde Burger King®, Popeyes®, Arby’s® ve Sbarro® ile dört global, Usta Dönerci® ve Döner Stop® ile de iki ulusal olmak üzere toplam altı markanın işletmecisi olan TAB Gıda, Burger King®, Popeyes® ve Sbarro® restoranları ile İstanbul Havalimanı’nda yerini aldı. Türkiye’de 1.200’e yakın restorana ulaşan ve çeyrek asırlık tecrübesiyle sektörünün lideri TAB Gıda, dünyaca ünlü markaları Burger King®, Popeyes® ve Sbarro® İstanbul Havalimanı H01 HPÖ’de (Pasaport öncesi) lezzet tutkunlarını ağırlayacak. “Avantajlı franchise fırsatlarıyla, kapımız tüm girişimcilere açık” Türkiye’den dünyaya açılan İstanbul Havalimanı’nda

Burger King®, Popeyes®, Sbarro® markaları ile hizmet vermekten dolayı büyük gurur duyduklarını belirten Finans ve Franchise Yatırımlarından Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Özgür Çetinkaya, yatırımcılara sundukları avantajlı franchise fırsatlar ile sektöre yön vermeye devam ettiklerini ifade etti. Sahip oldukları ekosistemin kapısını ardına kadar yatırımcılara açtıklarını belirten Çetinkaya, risk almak istemeyen ve kontrollü büyümek isteyen yatırımcıları beklediklerini belirterek; “TAB Gıda çatısı altında hizmet veren Burger King®, Popeyes®, Sbarro®, Arby’s®’in yanı sıra Usta Dönerci® ve Döner Stop® markaları için de yatırımcılarımıza anahtar teslim işletme seçeneği sunuyoruz. Bugün Burger King®’in Türkiye’de faaliyet gösteren 650’den fazla restoranı içinden 250’den fazla restoranımız franchise olarak hizmet veriyor. Burger King®’in yanı sıra 80’e yakın Sbarro®, 200’ü aşkın Popeyes®, 70’den fazla Arby’s®, 130’dan fazla Usta Dönerci® ve 5 Döner Stop® restoranımız ile kaliteden ödün vermeden kesintisiz hizmet veriyor, güçlü işletme modelimizle sektöre yön vermeye devam ediyoruz” açıklamasında bulundu.

Atama...

Atama...

Shell & Turcas, yönetim kadrosunda iki üst düzey atama gerçekleştirdi. Shell & Turcas’ta Yatırımlar Müdürü olarak çalışmakta olan Onur Sezer, Shell & Turcas Ticari Yakıtlar Direktörü oldu. Daha önce Ticari Yakıtlar Direktörlüğü görevini sürdüren Evren Diker Ortadoğu ve Afrika Bölgesel Lisans Müdürlüğü görevine atandı. TÜRKİYE’nin önde gelen enerji şirketlerinden Shell & Turcas’ta iki önemli atama gerçekleşti. 2015 yılından bu yana Shell & Turcas’ta Türkiye Ticari Yakıtlar Direktörlüğü görevini sürdüren Evren Diker, kariyerine Shell Avrupa, Ortadoğu ve Afrika Bölgesel Lisans Müdürü olarak devam edecek. Shell & Turcas’ta Yatırımlar Müdürü olarak görev yapan Onur Sezer ise 1 Nisan 2019 tarihi itibari ile Ticari Yakıtlar Direktörlüğü görevine atandı.

Multinet Up’ın Satıştan sorumlu Genel Müdür Yardımcılığı görevine Didem Kuş atandı. Multinet Up, pazarda rekabet gücünü yükseltmek ve satış alanında büyümesini sürdürmek üzere gerçekleştirdiği organizasyonel çalışmalar kapsamında atama gerçekleştirdi. Yaklaşık 20 yıldır satış ve finans alanında farklı şirketlerde ve Multinet Up bünyesinde pek çok önemli rol üstlenen Didem Kuş, Satış Genel Müdür Yardımcısı olarak tüm satış faaliyetlerine liderlik yapacak. Doğu Akdeniz Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünden mezun olan Didem Kuş, 1998 yılında Commercial Union Sigorta’da Finansal Danışman unvanıyla satış kariyerine adım attı. Ardından 1999 yılında Accor Services şirketinde Satış Yöneticisi olarak görev aldı. 2003 yılında Multinet Up’a transfer olan Kuş, Adana Bölge Müdürü görevini 2013 yılına kadar sürdürdü. 2013 yılında Multinet Up İstanbul Bölge Müdürü görevine atanan Kuş, 2014 yılında Multinet Up Satış Koordinatörü unvanını aldı.

6 / marketing europe & anatolia


Kısa Kısa

E-imza yüzde 5,5 oranında arttı...

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu, 2018 yılının son çeyreğine ilişkin Pazar Verileri Raporu’nu açıkladı. Eimza sertifika sayısı 3 milyon 262 bin 833’e yükseldi. Mobil imza sertifika sayısı ise 554 bin 486’ya ulaştı. Toplamda 3 milyon 817 bin 319 sertifika oluşturuldu. 2018 yılının üçüncü çeyreğine oranla e-imza sertifika sayısında % 5,5 artış, mobil imza sertifika sayısında ise % 3,5 yükseliş gerçekleşti. Mobil imza yüzde 3,5 arttı 2018 yılının üçüncü çeyreğinde 3 milyon 92 bin 381

İşbirliği... Uzun yıllardır adından söz ettiren Kanada eğitim sistemini öğrencileriyle buluşturan ve anaokulundan başlayarak, ilkokul, ortaokul ve lisedeki tüm eğitim dilini İngilizce olarak sunan Canada Schools, halkla ilişkiler ajansını seçerek, Ajans Dijital Kalem ile çalışma kararı aldı. İlk kampüsünü “Gelecek Yüzyılın Eğitim Modeli” sloganıyla 2015 yılında İstanbul’da açan, “Çift Diploma” programı sayesinde öğrencilerine yurt dışı üniversitelere kabullerinde büyük avantaj sağlayan Canada Schools, tüm iletişim ve halkla ilişkiler faaliyetleri için Ajans Dijital Kalem’den destek alacak. Uluslararası diplomalı dünya vatandaşları yetiştirmek amacıyla Türk ve Kanada lise müfredatlarını birbirlerine entegre ederek güçlü bir akademik model sunan Canada Schools’un yeni ajansı Ajans Dijital Kalem; genç ve dinamik ekibiyle, halkla ilişkiler, pazarlama, dijital pazarlama, reklam ve içerik üretimi alanlarında hizmet sunuyor.

olan e-imza sertifika sayısı, 2018’in son çeyreğinde yüzde 5,5 artarak 3 milyon 262 bin 833’e ulaştı. 2018’in üçüncü çeyreğinde 535 bin 740 olan mobil imza sertifika sayısı ise yüzde 3,5 artarak sayısı 554 bin 486’ya ulaştı. Toplamda üretilen elektronik sertifika sayısı ise çeyrek dönemde yüzde 5,2 artmış oldu. 3,3 milyon e-imza, 554 bin mobil imza Aralık 2018 sonu itibarıyla 3,3 milyonu elektronik imza ve 554 bini mobil imza olmak üzere toplam 3,8 milyon sertifika oluşturulduğunu ifade eden E-GÜVEN Genel Müdürü Can Orhun, şu değerlendirmede bulundu: “E-imza; kimlik doğrulama, bankacılık, e-devlet, ihracat, eğitim, sağlık gibi birçok alanda ve farklı işlemlerde kullanılıyor. Şirketlere ve bireylere zaman, iş gücü ve maliyet avantajı sunuyor. Doğası gereği kâğıt tüketimini azaltıp, kâğıt, kartuş, yazıcı, kalem gibi araçları ortadan kaldırıyor. Kâğıda dayalı postalama, fiziksel depolama ve enerji maliyetlerinde büyük tasarruf sağlıyor. E-GÜVEN olarak fayda odaklı çözümlerimizle hız, güvenlik ve konfor sunmaya, e-dönüşüm alanındaki farkındalığı artırmaya devam edeceğiz.”

İşbirliği...

Sabancı Vakfı’nın yeni kurumsal iletişim ajansı desiBel Ajans oldu. desiBel Ajans, Türkiye’nin bir aile tarafından kurulan en büyük vakıflarından biri olan Sabancı Vakfı’nın yeni kurumsal iletişim ajansı oldu. Mayıs 2019 itibarıyla başlayan iş birliği kapsamında desiBel Ajans; Sabancı Vakfı’na stratejik iletişim, pazarlama iletişimi, medya ilişkileri ve kriz iletişimi konularında destek verecek. desiBel Ajans’ın müşteri portföyünde Türk Hava Yolları, Sabancı Holding, TeknoSA, Garanti Bankası, British American Tobacco, Beşiktaş JK, Koton, Puma, n11. com, Siemens, Profilo, Emaar Türkiye, Huawei, YOTEL, T.C. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi, Riot Games, Mondelez International Türkiye, Türkiye Çimento Müstahsilleri Birliği (TÇMB), ÇİMSA, Tepe Savunma, Servier İlaç, Tetra Pak, Kredi Kayıt Bürosu, Republika, Multinet Up ve Tiryaki Agro gibi markalar bulunuyor. marketing europe & anatolia / 7




Teknoloji

HTC VIVE Ve VIVE Pro...

HTC, VIVE ve VIVE Pro sanal gerçeklik başlıklarını resmi olarak Türkiye pazarına sunduğunu duyurdu. İlk olarak Mayıs ayında kullanıcılarla buluşacak ürünlerden VIVE 6.499 TL, Vive Pro Starter Kit 10.499 TL ve VIVE Pro Fullkit ise 12.499 TL KDV dahil fiyat etiketleriyle satışa sunulacak. Türkiye’deki kullanıcılara en ayrıcalıklı sanal gerçeklik deneyimini yaşatacaklarının altını çizen ve arka arkaya 3 yıldır VR geliştiricilerinin 1. tercihinin Vive olduğunu ekleyen HTC Türkiye Ülke Müdürü Batuhan Başal şunları söyledi: “VIVE dünyada herkes tarafından çok büyük ilgi gördü. Biz de bu

ürünü Türkiye’deki kullanıcılarla buluşturacağımızdan dolayı büyük bir mutluluk duyuyoruz. Son derece heyecanlıyız çünkü VIVE ve VIVE Pro kendi alanında sanal gerçeklik deneyimini yeniden tanımlamakla kalmıyor, bu deneyimi bir üst boyuta da taşıyor. VIVE ve VIVE Pro, hem oyun ve eğlence dünyası için hem de iş dünyasına değer katacak uygulamalarda öncelikli tercih edilecek platform olacak. Türkiye’de resmi ithalatın başlaması kullanıcılarımıza, hem resmi ithalatçı ve distribütor üzerinden garantili ürün temin etme olanağı sağlayacak, hem de yeni çıkacak ürünlerin dünyayla aynı zamanda ülkemizde de satışına başlanmasını mümkün kılacak.”Sanal gerçeklik ile son zamanlardaki önemli gündem maddelerinden biri olan dijital dönüşüm de yeniden tanımlanıyor. Eğitimden üretime pek çok farklı endüstri, HTC Vive ile geliştirdikleri çözümler ile maliyetlerini düşürüyor, verimliliklerini artırıyor ve rekabette farklılaşıyor. VIVE’da her biri 1080x1200 piksel (toplamda 2160x1200 piksel) olmak üzere 9,14 cm’lik (3,6”), 90 Hz yenileme hızında, 110° görüş açılı iki OLED ekran ve dahili mikrofonlu kulaklık bulunuyor.

CUBEBOX... Türk mühendisleri tarafından geliştirilen otomatik yükleme sistemi CUBEBOX, yazılım desteği ile üretim sektöründe faaliyet gösteren şirketlerin maliyetlerini yüzde 50’ye varan oran-

fiyata geliyor. Zamanın çok önemli olduğu üretim sürecinde, CUBEBOX’ın 1 gün kadar çok kısa bir sürede sisteme adapte olması da büyük avantaj sağlıyor. Ayrıca bu sistem ile robot programlama bilgisine ihtiyaç duymadan parça değişimi de yapılabiliyor. Her türlü kontrol ünitesi ve markasına uyumlu olan CUBEBOX ile robot makine ile birlikte çalışırken operatörde magazini doldurup boşaltabiliyor. Ayrıca sistem, esnek yapısı ile fabrika içerisinde makinadan

da düşürecek. 24 saat çalışma sistemine uygun CUBEBOX, duruş ve hata oranını minimum düzeye indirerek, Türkiye ekonomisi için büyük önem taşıyan üreticilerin verimliliğini artıracak. Tezmaksan tarafından hayata geçirilen teknolojik projeler, şirketlerin maliyetlerini ciddi anlamda düşürüyor. ‘CUBEBOX’ sistemi, özellikle gece vardiyalarında yüzde 50’ye varan verimlilik sağlıyor. 24 saat çalışma sistemine uygun olan CUBEBOX, duruş ve hata oranını minimum düzeye indirerek, üreticilerin daha rekabetçi olmalarına imkan tanıyor. Standart yapısı ile tüm CNC tezgahlara uyumlu olan bu sistem, şirketlere özel robot sistemlerinden daha uygun

makinaya kolayca taşınabilir bir yapıda bulunuyor. Tezmaksan Genel Müdürü Hakan Aydoğdu konuyla ilgili yaptığı açıklamada “Bir önceki yıla göre robot talepleri 10 kat artmış durumda. Sanayici nitelikli ara eleman bulamadığından veya insanların ağır işlerde çalışmak istemesinden dolayı robota olan ilgi hayli yüksek. Ancak Türkiye’de işçiliğin halen uygun olması ve robot maliyetlerinin Türkiye için yüksek olmasından dolayı otomasyonlaşma hak ettiği yerde değil. Geliştirdiğimiz Kapasitematik programı da robotlaşmaya geçildiğinde robotların ve makinaların verimliliğini ölçecek ve geliştirdiğimiz yapay zeka sayesinde robotlar ve makinalar da kendi işlerinde uzmanlaşacak ve insiyatif almaya başlayacak. diye konuştu.

10 / marketing europe & anatolia


Yeni

Aston Martin, yeni modelini tanıttı... İngiliz lüks otomobil üreticisi Aston Martin, merakla beklenen DBS Superleggera Volante’yi tanıttı. Markanın tarihindeki en hızlı üstü açık modeli olan DBS Superleggera Volante, 5.2 litre motor hacmi ve 725 beygirlik gücüyle 340 km/h hıza ulaşabiliyor. 8 ileri otomatik şanzıman ile kombine edilen V12 motor, 3.6 saniyede 0’dan 100 km/s hıza çıkabiliyor. Eşsiz ve görkemli bir tasarıma sahip olan DBS Superleggera Volante’nin, 2019’un 3’üncü çeyreğinde üretilmesi planlanıyor. DBS Superleggera Volante, farklı tasarımı ile dikkat çekiyor. Hava akışını maksimum seviyeye çıkaran hava giriş kanalları otomobilin aerodinamik yapısını destekliyor. Aston Martin Genel Müdürü Marek Reichman yeni model ile ilgili yaptığı açıklamada “DBS Superleggera, muhteşem hatta sıradışı performansa sahip olan bir otomobildi. Volante adlı üstü açılabilir versiyonunda da bu performansı koruyarak buna bir de tavansız ve eşsiz atmosferde bir sürüş imkanı ekledik. Eşsiz sürüş dinamikleri, etkileyici bir tasarım, Aston Martin’in 5.2 litrelik V12 motorunun muhteşem sesi gibi şeyler göz önüne alırsanız bu aracın gerçekten eşsiz bir sürüşe sahip olacağına katılacaksınızdır. Volante is-

minin geleneklerini bu araçta yaşatmaya devam ettiğimizi düşünüyoruz” diye konuştu. DBS Superleggera Volante’nin 8 farklı tavan rengi seçeneği bulunuyor. Otomobilin üstü 14 saniyede açılıp kapanabiliyor. 8 inçlik multimedya sistemi, ısıtmalı koltuklar ve karbon fiber ön cam çerçevesi gibi donanımlarla zenginleştirilebilen DBS Superleggera Volante’de kişiselleştirilebilir geniş opsiyon seçenekleri bulunuyor.

Paşabahçe’nin Yeni Bardakları... çeken, üst segment ürünlerin yer aldığı Elysia serisi, dikey çizgili elmas kesimli üç farklı bardak ile geçmişin izlerini taşırken modern stilin ruhunu da yansıtıyor. Paşabahçe’nin kalitesini zamansız çizgisi ile birleştiren Timeless serisi 2 yeni boyu ile göz alıcı zarafetini sofralara taşıyor. Timeless serisine eklenen flüt bardağı ve kahve yanı su bardakları şık ve göz alıcı bir sunum imkanı sağlıyor. Symphony ayaklı bardak serisinde 2 farklı seçeneği, Wavy serisinin 5 farklı seçeneği ve Hudson serisinin ise 3 farklı seçeneği bulunuyor.

Paşabahçe, bardak serilerine eklediği yeni ayaklı bardaklar ile ürün gamını genişletmeyi sürdürüyor. Elysia, Timeless, Symphony, Hudson ve Wavy serilerine eklenen yeni ürünler sofraların ve içecek sunumlarının vazgeçilmezi olacak. Dünyanın en saygın tasarım yarışmalarından biri olan German Design Award’da 2019 yılında “Winner” kategorisinde ödüle layık görülen Elysia serisine 2 yeni boy eklendi. Şık tasarımı ve ışıltısı ile gösterişten uzak, yalın hatlarıyla dikkat marketing europe & anatolia / 11



Köşe Abdullah Ekşioğlu / eksioglu70@gmail.com

( retorik)

Lütfen dikkat...

Eskiden televizyonlarda tartışma programlarında sık sık şu sözü duyardık: “Olay yargıya intikal ettiği için detaylı konuşamıyoruz.” İleri demokrasinin henüz yaşamımıza girmediği, kuvvetler ayrılığının denetleme mekanizmalarının darbe ya da vesayet olarak adlandırılmadığı, tüm eksikliklerine rağmen demokratik kurum ve kuralların işletilmeye çalışıldığı dönemlerdi. Bir konu yargıya intikal ettiğinde yargı mensuplarını etkilememek için o konuda hüküm içeren açıklamalar yapılmaktan kaçınılırdı. Tabii ki bütün bunlar ileri demokrasiden önceydi. Şimdi yaşı uygun olmayanların hatırlamayacağı uygulamalar olarak tarihteki yerlerini aldılar. Bugünlerde ise anlaşılan işler pek de eskisi gibi yürümüyor. Devletin en üst koltuklarından başlayarak sivil vatandaşlara kadar herkes, mahkemeye intikal etmiş konularda yargılama süreci tamamlanmadan hükümlerini açık açık ortaya koymakta, kendi argümanlarıyla savunmada herhangi bir sakınca görmüyorlar. Doğruluğunu ya da yanlışlığını bilemem ama yerel mahkemelerin, üst mahkemelerin kararlarını uygulamadığını duyduğumuzda pek de şaşırmıyoruz. Yürütmenin başı bir yargı kararı hakkında “tanımıyorum, saygı da duymuyorum” dediğinde bir sivil vatandaş olarak neler hissetmemiz gerektiği ya da her türlü hak arayışımızın meşru zemini hakkında kafamızın karışması son derece normal. Belki de bu kafa karışıklığıdır, miras, borç ya da medeni kanunun kapsamına giren konularda vatandaşların mahkemelere başvurmak yerine Diyanet TV’yi arıyor olmalarının, devletin kanalında devletin

kadrolu çalışanlarının da “bu konu hukukun alanına giriyor” demek yerine ağdalı ağdalı cevaplar vermelerinin nedeni. Demokraside meşruiyeti sadece sandıktan çıkmaktan ibaret gördüğünü düşündüğüm ileri demokrasinin hayatımıza soktuğu bu yeni anlayış yargı kararlarına, yargılanma hakkına, masumiyet karinesine, yargı süreci tamamlanmadan ihsası reyden kaçınılmasına, hukuk karşısında eşitlik ilkesine, adaletin körlüğüne, bağımsızlığına, tarafsızlığına zarar vermiyorsa ki devlet büyüklerimiz aksini iddia ettiğine göre vermiyordur; benim sivil bir vatandaş olarak söyleyebileceğim hiçbir şey yok. Ama zarar veriyorsa herkesin amacına ulaşmak için ağzına geleni söylemeyi kendisine hak görürken nelere yol açtığını oturup değerlendirmesi gerekir diye düşünüyorum. Sonuçta ister sıradan bir vatandaş olalım ister bir faniye nasip olacak en yüce makamlarda oturalım en küçük olaylardan, küresel konulara kadar adalet hepimize lazım. Benim bu konuda haddim bu kadar ve haddimi aşmaya hiç niyetim yok. Umarım herkes sınırlarını bir kez daha düşünüp, taşları yerinden oynatırken üzerindeki duvarı yıkmamaya özen gösterir ve yine umarım bugün kazanacağınız küçük bir zafer için yerinden oynattığınız taşlar, yarın üzerinize yıkılacak bir duvarın habercisi olmaz.

marketing europe & anatolia / 13


Medya Dünyası

Görev değişiklikleri...

Yazılı Basında Görev Değişiklikleri • Yeniçağ gazetesi yazarı Servet Avcı, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın başdanışmanı olarak göreve başladı. • Son olarak Vatan Gazetesi Spor Müdürü olarak görev yapan İbrahim Seten, Demirören Medya Grubu ile yollarının ayrıldığını açıkladı. • Gazeteci Tolga Şardan, t24.com.tr ile anlaştı. • Daha önce Milliyet, Gazete Ege, Yeni Asır ve Habertürk gibi gazetelerde çalışan Nihal Aşkın’ın yeni görevi İzmir Ticaret Odası Basın ve Medya İletişim Uzmanlığı oldu. • Hürriyet Daily News’te Nalan Koçak’a gazetenin internet sitesi emanet edildi. • Hayati Asılyazıcı, Aydınlık Gazetesi ile yollarını ayırdı. Görsel Basında Görev Değişiklikleri • Turkuvaz Medya Grubu’na bağlı atv’de Yayın Müdürü olarak görevini yürüten Oskay Alptürk, Yayın ve Sözleşmeler Grubu’ndan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olarak atandı. •3N Medya’nın yeni kurulan haber kanalı TV100 yönetmenlerin ve reji ekibinin şefi olarak Handan Çevrim ile anlaştı. •Daha önce atv, Haber Global, Bengütürk TV gibi birçok kanalda görev yapan Dilhan Ünver Woman TV’ye transfer oldu. •Gazeteci ve tv yorumcusu Metehan Demir, TV100 ile anlaştı. •İrfan Değirmenci, Halk TV ile anlaştı. Değirmenci, bundan böyle Halk TV’de ana haber bülteni ile ekrana gelecek. •TV100 kanalının kadrosuna deneyimli ekran yüzü Ceren Akdağ katıldı. •Halk TV sunucusu Semra Topçu’nun görevine son verildi. •Gazeteci Tolga Şardan sosyal medya hesabı üzerinden Halk TV’den ayrıldığını duyurdu. •Kameraman Fatih Yersiz’in yeni adresi Fox TV oldu. •beIN Sports’ta haber müdürlüğü görevine Veysel Balkaya getirilirken yaklaşık iki yıldır kanalın haber müdürü olan Mustafa Ersoy ise beIN Sports’un yeni medya departmanının başına getirildi. Medya Dünyasından Diğer Haberler •Aralık ayında yayına başlayan Türkiye’nin tek kadın televizyonu Woman TV’de üç yeni program başlıyor. Kanalda Didar Üstün’un sunduğu Bebeğimi Büyütürken, Peyvend Öksüz’ün sunduğu Peyvend’le Kalbim Ege’de ve Ecem Okan’ın sunduğu Ecem Okan ile Moda Mod programları izleyici ile buluşacak.

14 / marketing europe & anatolia

•BBC İzleme Servisi, Ocak ayında Türkiye’deki haber kanallarında yayımlanan siyasi tartışma programlarında konukların cinsiyet dağılımını inceledi. 5 büyük haber kanalında 302 farklı konuktan sadece 39’u, yani yüzde 12,9’u kadındı. •Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin (TGC) düzenlediği ‘’2018 Türkiye Gazetecilik Başarı Ödülleri’’ni kazananlar belli oldu. TV Belgesel Dalında Cem Fakir 10 Kasım 2018 tarihinde CNN TÜRK TV’de 32.Gün Programında yayınlanan “10 Kasım 1938: Atatürk’ün Son Yolculuğu” adlı belgeseliyle ödüle değer bulundu. •İnternet üzerinden kesintisiz yayın yapacak olan Radyo Samsun yayın hayatına başladı. •Vergi Müfettişleri Derneği (VMD) tarafından düzenlenen “Başarı Ödülleri” sahiplerini buldu. “En Başarılı Ana Haber Sunucusu” ödülüne Star TV’den Nazlı Çelik layık görüldü. •Medya ve sanat dünyasından isimlerin katılımıyla 6.Türkiye Altın Palmiye Ödülleri sahiplerini buldu. Törende, NTV ‘en iyi haber kanalı’ ödülüne layık görüldü. •Bir sene Beyaz Show programına ara veren Beyazıt Öztürk, sezonu Haliç Kongre Merkezi’nde yapacağı iki özel gösteri ile açacak. •Müzik Onair TV test yayınlarına başladı. ‘Yeni nesil müzik kanalı’ sloganıyla yola çıkan Müzik OnAir TV 24 saat boyunca klip yayını yapacak. •Milliyet Gazetesi yazarı Sina Koloğlu, daha önce TRT1’de yayınlanan ‘Ana Ocağı’ yarışmasının, Star TV ile ekrana dönmeye hazırlandığını açıkladı. •Anadolu Ajansı ile Polonya Haber Ajansı arasında İngilizce haberlerin karşılıklı kullanıma yönelik iş birliği anlaşması imzalandı. •İzmir Gazeteciler Cemiyeti (İGC) ve İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) yerel medya konusunda ortak çalışma kararı aldı. •Dünya çapında 100 milyondan fazla okuyucuya sahip İngiltere merkezli saygın medya kuruluşlarından The Independent gazetesinin Türkçe dilinde yayın yapacak olan www.independentturkish.com haber sitesi erişime açıldı. •Türkiye Radyo Televizyon Kurumu (TRT) Kürtçe yayın yapan TRT Radyo Kurdi kuruldu. •Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD), 2018 yılının başarı ödüllerini açıkladı. Hürriyet Gazetesi muhabiri Dinçer Gökçe, 17 Ocak 2018’de yayımlanan “Türkiye’nin Utanç Listesi” haberiyle yılın ödülüne değer görüldü. •İçişleri Bakanlığı, TRT ve Hakkari Valiliğinin desteğiyle kurulan, eğitim, spor, kültür, sanat ve dini konularda bilgilendirici programların yapılacağı Hakkari Fm yayın hayatına başladı. •17. Türkiye Spor Ödülleri sahiplerini buldu. Gerçekleştirilen törende, Yılın Kulüp Kanalı ödülüne FB TV layık görüldü. •TRT’nin sosyal sorumluluk girişimi, TRT World Citizen tarafından hayata geçirilen #HelloBrother kampanyası, İstanbul Kültür Üniversitesi tarafından düzenlenen Kariyer Onursal Ödülleri: Yüzümle Mutluyum töreninde, ‘Yılın En Çok Beğenilen Kampanyası’ oldu.


Medya DĂźnyasÄą

marketing europe & anatolia / 15


Röportaj

Yurtdışı Eğitimi: Ö Aslen Yurtdışı Eğitim Danışmanlığı Aslı Eren Eryıldır

Yurtdışı eğitimde beni en çok motive eden şey gerçekten yararlı bir şeyler yaptığımı biliyor olmak. Aslında birçok işte zaten insanların yararına bir şey yapıyoruz ama ben bir anlamda insanların hayallerine dokunduğumu hissediyorum. Elvin Ekşioğlu / elvineksioglu@gmail.com - Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? İsmim ASLI EREN ERYILDIR. Hacettepe üniversitesi İngiliz dili ve Edebiyatı mezunuyum. Mezun olduktan hemen sonra iyi bir yurtdışı eğitim danışmanlık firmasında önce danışman, sonra eğitim koordinatörü sonrasında da bölge müdürü olarak çalıştım. Aynı şirkette 11 yıl çalıştıktan sonra “en iyi bildiğim işte” kendi markamı yaratmaya karar verdim. 2019 Mart ayının başında, kendi yurtdışı eğitim danışmanlık şirketim, ASLEN’ i kurdum. - 11 yıldır aynı sektördesiniz, sizi en çok motive eden şey nedir? Yurtdışı eğitimde beni en çok motive eden şey gerçekten yararlı bir şeyler yaptığımı biliyor olmak. Aslında birçok işte zaten insanların yararına bir şey yapıyoruz ama ben bir anlamda insanların hayallerine dokunduğumu hissediyorum. Yurtdışı eğitim planlarını yaparken, vizelerini aldıklarında, gitmeden oryantasyonlarını yaparken onların he16 / marketing europe & anatolia

yecanını ben de yaşıyorum ve bu heyecanı paylaşmak beni çok mutlu ediyor. Mutlu döndüklerinde de yüzlerindeki gülümsemeyi görmek mükemmel bir iş tatmini diyebilirim. - Siz daha önce bu tarz bir heyecan yaşadınız mı? Bir yurtdışı eğitim tecrübeniz oldu mu? İşim sebebiyle yurtdışı tecrübem çok fazla oldu. Ama yurtdışı eğitim olarak heyecanı bırakın kötü bir tecrübeye sahibim. Üniversitedeyken ani bir kararla 2. yılımı dondurup Amerika’ ya Aupair / yani çocuk bakıcısı olarak gitmeye karar verdim ve bir yurtdışı eğitim danışmanlık şirketiyle anlaştım. Aradan uzun bir süre geçtikten sonra evraklarımı bile Amerika’ya göndermediklerini öğrendim. Haliyle son anda tekrar okula kaydımı yaptırdım. Benim için çok ciddi bir hayal kırıklığıydı ve hatta bu sektörden nefret etmiştim. Yıllar sonra yaşadığım deneyimleri aktarmak için bu sektörde çalışmayı seçerken belki de insanlara


Özgüven...


Röportaj

bu hayal kırıklığını yaşatmamayı da kendime iş edinmiş olabilirim. - Bu sektörde olumsuz deneyimler yaşatan da çok sanırım. Peki bu deneyimi olumluya çevirmek için siz ne yapıyorsunuz? Bizim işimizde en önemli noktalardan biri işini sevmek ve gereken dikkat ve özeni göstermek bence. Severek yaptığınızda ve gerekli özeni gösterdiğinizde hata payınız azalıyor, haliyle mutsuz etme oranınız da. Bizde dikkat çok önemli. Çok basit gözden kaçırdığımız bir şey büyüyüp öğrenciye zarar verecek noktaya gelebilir. Örneğin öğrencinin havaalanı transferini ayarlamayı unutursanız, gencecik bir çocuk hiç bilmediği bir ülkede bir anda ortada kalır. Tabii ki çözümsüz bir sorun değil bu, ama öğrencinin o ülkeye adım attığındaki ilk tecrübesinin güzel olması çok önemli. - Neden Yurtdışında eğitim almalıyız? Yurtdışında eğitim almanın bize kazandıracakları nelerdir? Yurtdışında eğitim almanın en önemli getirisi kaç yaşında olursak olalım “özgüven” dir. Ülkemizde fazlasıyla 18 / marketing europe & anatolia

Bizim işimizde en önemli noktalardan biri işini sevmek ve gereken dikkat ve özeni göstermek bence.

ezbere dayalı bir eğitim uygulanıyor. Dil eğitimi yetersiz, çünkü konuşma ve dinleme becerilerimizi gerektiği gibi geliştiremiyoruz. Bu da konuşmak için özgüvenimizi kırıyor. Diğer yandan üniversiteden mezun olduğumuzda da ezberimiz ne kadar kuvvetliyse o kadar güvenli oluyoruz. Ama yurtdışında eğitim aldığımızda, mecburen öğreniyoruz. Hayatın içine dalıyoruz, bir şekilde başarıyoruz ve bu başarı özgüveni de birlikte getiriyor. Aynı zamanda muhteşem de bir hayat tecrübesi kazanmış oluyoruz. Yeni insanlar, yeni diller, yeni kültürler… Bence herkesin kendisini tamamlayabilmesi için en az 1 kere yurtdışında bir eğitim tecrübesi geçirmesi gerekli. Bunu hayatımızın puzzle ‘ ında tamamlayıcı bir parça olarak görüyorum. - ASLEN’in sunmuş olduğu yurtdışı eğitim programları nelerdir? Tabii ki öncelikli olarak yurtdışında dilini geliştirmek isteyen öğrencilerimize dil eğitim programları ile hizmet veriyoruz. Bu İngilizce olmak zorunda değil, Almanca, Fransızca, İspanyolca hatta Çince bile öğrenmek isteyebilirsiniz.


Röportaj

Bunun dışında yurtdışında lisans ve yüksek lisans programları sunuyoruz. 18 yaşının altındaki öğrencilerimiz için yaz tatillerinde gidebilecekleri yaz okulu kamp programları mevcut. Aynı yaştaki öğrenciler 1 yıl ya da tüm lise eğitimlerini yurtdışında alabilirler. Son olarak diploma, sertifika ve kariyer programları sunuyoruz. Son dönemlerde en popüler olan programlar bunlar çünkü öğrenciler bir döneminde eğitim alıp diğer döneminde profesyonel olarak çalışabiliyorlar ve 18 yaş üstü herkesin katılabileceği programlar. - Yurtdışında eğitim dediğimizde bahsetmiş olduğunuz programların çok masraflı olduğunu düşünüyoruz. Gerçekten öyle mi? Çok ucuz diyemeyiz tabii ki. Ama sanıldığı kadar pahalı da değil. Daha doğrusu opsiyon fazla. Amerika’da New York’un merkezinde ünlü bir okulda eğitim almak istediğinizde tabii ki fiyatlar oldukça yüksek çıkacak. Ama dil illaki buralarda öğrenilmiyor. Şehir olarak,

Yurtdışında eğitim almanın en önemli getirisi kaç yaşında olursak olalım “özgüven” dir. okul olarak çok daha uygun seçenekler var. Hatta bazı ülkelerde öğrenciler eğitim alırken çalışabiliyorlar da. Yurtdışında hem okuyup, hem çalışarak ödediği paranın fazlasıyla dönen öğrencim bile olmuştur! Önemli olan öğrenciye ve de öğrencinin bütçesine uygun seçenekler sunabilmek. Bu akademik programlarda da böyle. Bazı ülkelerde üniversite, yüksek lisans eğitimleri oldukça yüksek fiyatlı iken bazı ülkelerde ise ülkemizdeki özel okullardan bile daha uygun fiyatlarda eğitim alınabiliyor.

- Türk öğrenciler en çok hangi ülke ve programları tercih ediyor? Aslında kurlar değiştikçe bu sorunun yanıtı da değişiyor. Bu soruya net bir yanıtım yok. Öğrencilerden en çok hangi talepler geliyor derseniz çok net Amerika, Kanada ve İngiltere diyebilirim. Ama ben öğrenciyi tanıdıktan sonra çok farklı kapılar açabiliyorum ve sonucunda birçok ülkede birçok farklı programa katılmış öğrencim oluyor. Gene de son dönemlerde özellikle döviz kurunun düşük olmasından ve de bir süre sonra vatandaşlık hakkı tanımasından dolayı en popüleri KANADA’da diploma programları diyebilirim. - Diyelim ki yurtdışında eğitim almaya karar verdik, ASLEN ile bu süreç nasıl işliyor? Yurtdışında eğitim kararı aldıysanız, yolun yarısını tamamlamışsınız demektir. Çünkü genelde en zor kısmı bu oluyor. Biz ASLEN olarak karar sürecinde de elimizden geldiğince destek olmaya çalışıyoruz. Karar verildikten marketing europe & anatolia / 19


Röportaj

sonra ise her şey çok daha basit ve hatta keyifli! Her şeyi birlikte yapıyoruz. Öncelikle sizin talepleriniz doğrultusunda size uygun olan ülke, okul ve programa karar veriyoruz. Bazı ülkelerde zorlu bir vize süreci oluyor, vize alım aşamasında da ücretsiz danışmanlık sağlıyoruz. Vize de alındıktan sonra en eğlenceli kısımları geliyor. Nerede kalalım, hangi havayolu ile gidelim, yanımıza ne alalım… Zaten siz gitmeden detaylı bir oryantasyon yapıp siz uçağa binip okuldan içeri girene kadar neler olacağını kalem kalem anlatıyoruz. Her türlü soru ve destek için de telefonlarımız 7/24 açık. - Yurtdışına gitmek isteyenlerin en çok korktuğu konulardan biri “başıma bir şey gelirse ne yaparım korkusu”. Sizin 7/24 sağladığınız destek nasıl oluyor? Ben bu 7/24 destek kelimesini şık dursun diye kullanmıyorum, gerçekten de 7 gün 24 saat bana ulaşabildiklerini bildiğim için rahatlıkla söyleyebiliyorum. Benim iletişim bilgilerim iş ve özel olarak ayrılmıyor. Nasıl özel telefonunuzu 20 / marketing europe & anatolia

Her türlü soru ve destek için de telefonlarımız 7/24 açık.

yanınızdan hiç ayırmazsınız, aynı hesap. Tek farkı “dur şimdi bunu açmiyim” gibi bir lüksünüz yok. Yani benim için yok. Ulaşılabilir olduğum her dakika özellikle de yurtdışından bir arama geliyorsa mutlaka yanıtlıyorum. Gecenin 3 ünde bile telefonu açmışlığım var, ama


Röportaj tabii ki öğrencilerimi saat farklarından dolayı da gitmeden uyarıyorum. Bazen öğrenciler şehirde gezerken kayboluyor, onda bile beni arıyorlar inanın. Google haritaları açıp bakıyorum, anlatıyorum nasıl gideceklerini… Gece de olsa gündüz de olsa elimden geleni yapmaya çalışıyorum. Kolay değil, ama bence bizim sektörümüzde bunun bu şekilde yapılması gerekiyor. Kaliteli ve kişiye özel hizmet bir anlamda bu tarz konularla kendini belli ediyor. - “Kişiye özel hizmet” i biraz daha açabilir misiniz? Öğrenciler bize en çok daha önce yurtdışına gitmiş kişilerin referansı ile ulaşıyor. O nereye gittiyse ben de oraya gitmek istiyorum diye gelen öğrenci çok. Ama 5 parmağın 5’i de bir değil ki… Her insan birbirinden farklı. Bu nedenle bizim öncelikle yaptığımız, öğrenciyi iyice anlayarak onun neye ihtiyacı olduğunu çözmek ve ona özel seçenekler sunmak. Aynı şekilde de öğrencinin ihtiyaçları doğrultusunda yurtdışındayken kendisine yardımcı olabilmek. Bir nevi her öğrencinin yurtdışı eğitim için yaşam koçuyuz diyebilirim. - Son olarak, yurtdışına gitmek isteyen öğrenciler size nasıl ulaşabilir? Ofisimiz Kolektif House Levent’ te. Her zaman için yüz yüze tanışmak ve görüşmek birbirimizi daha iyi tanımak ve anlamak adına en güzeli. Kahvelerimizi alıp bol bol sohbet edebileceğimiz bir vakit ayırabilirlerse şahane! İlk etapta ise bize telefon, web sitesi ve sosyal medya yoluyla da ulaşabilirler. Whatsup’ tan ve instagram hesabımızdan ulaşan öğrencilerimize de en kısa zamanda geri dönüş sağlamaktayız. - Bitirmeden, ASLEN isminin özel bir anlamı var mı? Şirketi kurarken en çok zorlandığımız konu isim bulmak oldu. Sizi anlatsın, özel olsun, bir anlamı olsun istiyorsunuz… bir yandan da isim hakkının alınmamış olması gerekiyor. Uzun süre

Yurtdışında eğitim kararı aldıysanız, yolun yarısını tamamlamışsınız demektir. Çünkü genelde en zor kısmı bu oluyor.

arkadaşlarım ailem dahil ismi düşündük. Sonuna bir gün bir anda aklıma geldi. İsmim ASLI, ilk soyadım EREN ikisini birleştirince ASLEN çıktı ortaya… çok özelliği olmasa da beni temsil eden bir isim olması beni mutlu ediyor. Yani içime sindi :) Detaylı bilgilendirmeleriniz ve samimi sohbetiniz için teşekkür ederiz.

marketing europe & anatolia / 21



Köşe Nurgül Eryıldır Günay / nurguleryildir@gmail.com

Gerçekten kargom nerde? “Dijital Türkiye 2019 E-Ticaret Raporu”na göre, önceki yıl 31,7 milyon olan internetten alışveriş yapanların sayısı 2018’de 7,6 milyon kişi artarak 39,3 milyona ulaştı. Global sosyal medya ajansları We Are Social ve HootSuite’in, istatistik ajansı Statista ile ortaklaşa hazırladıkları ABD Doları cinsinden rapora göre, 2018 yılında internetten yapılan alışveriş tuttarı 11 milyar 480 milyon dolara ulaştı. 5 milyar 198 milyon dolar ile en çok tatil ve seyahat için harcama yapmışız. Elektrikli ev aletleri, elektronik, cep telefonu gibi ürünlere 2 milyar 61 milyon dolar harcarken, giyim, kuşam için cebimizden, daha doğrusu kredi kartlarımızdan 1,3 milyar dolar çıkmış. Oyuncak ve hobi ürünleri 1 milyar 125 milyon dolar, mobilya ve aksesuarları 1 milyar 56 milyon dolar, yiyecek/ içecek 412 milyon dolar, video/oyun 268 milyon dolar, dijital müzik 60 milyon dolar. Yani sonuç olarak sanal mağazalardan evlerimize, ofislerimize milyonlarca paket gelmiş. İşte zurnanın zırt dediği yer tam burası! Milyonlarca paket adresimize gelmiş mi, yoksa kargo şirketlerinin "adreste bulunamadı" mesajlarıyla boğuşmak zorunda mı kalmışız! Türkiye'nin en büyük kargo şirketleri Yurtiçi Kargo ve Aras Kargo birçoğumuz için ömür törpüsü. İnternetten sipariş veriyosunuz, ertesi gün ürünü teslim almayı hayal ederken, 2 gün sonra "adresinizde bulunamadığınız için paketinizi şubeden alınız" gibi bir mesaj geliyor. Nasıl bulamamışlar, ne zaman bulamamışlar belli değil. Kapıya not bıraktık derler kapıda not da bulamazsınız. Zaten bütün gün ofistesiniz, paketi de ofise istemişsiniz, aynı ofiste sizden başka çalışanlar da var. Ama yine de sevgili kargo şirketlerimiz "adresinizde bulamadık" diye mesaj gönderebiliyorlar. Derdinizi anlatmak için şubeye telefon ettiğinizde şube telefonu asla açılmadığı için, çağrı merkezine yönlendiriliyorsunuz. Çağrı merkezi gelmişler sizi bulamamışlar diyor. "Kardeşim bütün gün ofisteyim, zaten ben olmasam çalışma arkadaşlarım var. Kimse gelmedi, kapıda not da yok " diye istediğiniz kadar çırpının sonuç koca bir "sıfır".

( kelebeğin fırtınası) Hatta bazen o kadar ileriye gidiyorlar ki bırakın sizi, öyle bir bina yok diyorlar! Bu durumu bizzat yaşadım. 6 katlı binadayız, tam köşedeyiz ve Yurtiçi Kargo ısrarla böyle bir bina yok diyerek uzun süre kargolarımızı teslim etmedi. Sonraları cevapları "geldik ama adreste bulamadık" olarak evrildi. Binanın her tarafında güvenlik kameraları var, 24 saat kayıt yapıyor. Adamlar geldik bulamadık diye tutturunca üşenmedim, kamera odasında 24 saatlik kayıtları inceledim. Sonuç malum, gelen giden kargo görevlisi yok! Şubeye defalarca gittim, kamera kayıtlarında yoksunuz, gelmemiş kimse diye söylüyorum, mırın kırın bahaneler. Twitter'da bile bu konuyla ilgili binlerce şikayet var. Neden çözüm bulunamıyor? Eleman azlığı, ya da işine özen göstermeyen eleman sorunu olduğu belli oluyor. Kapıya gelmeden gelmiş gibi kayıt girmek müşteriyi kandırmaktır! Teslim edilmeyen kargonun peşine düşmek zorunda kalan müşterinin zamanını çalmaktır! Adrese teslim edilmesi için ekstra ödenen paranın durumu da ayrı bir konu. Bu paralar müşteriye iade edilmediği için kargo şirketi tarafından haksız kazanç sağlanıyor! Yurtiçi Kargo ve Aras Kargo şirketlerine bir kez daha sesleniyorum. Lütfen paketlerimizin zamanında adresimize teslim edilmesi için özen gösterin. Yoksa e-ticaret şirketleri farklı alternatifler bulacaktır. Kişisel deneyimlerime dayanak MNG Kargo ve Sürat Kargo aralarında görece olarak daha iyi gibi. Mükemmel değil ama bi tık daha iyi. ***** Bu ay en beğendiğim kampanya Lipton Ice Tea Kolaya Kaçma'nın ikinci filmi oldu. Coca Cola reklamlarında genel olarak fast food yiyecekler, eğlence teması işlenirken, Lipton Ice Tea zeytinyağlı dolma, barbunya gibi zor hazırlanan yemeklerin olduğu özenle hazırlanan aile sofrasıyla karşılık vermiş. "Kolaya kaçma" rakibi doğrudan hedef alan harika bir slogan olmuş. Yurtdışında örnekleri çok olsa da ülkemizde böyle doğrudan rakibi hedef alan kampanyalara rastlamıyoruz. Çok başarılı bir iş. Tüm ekibi tebrik ediyorum. ***** İnsanların biribirine hoşgörülü davranacağı, yardım ve dayanışmanın artacağı, sakız çiğnemenin orucu bozduğunu öğrenecekleri hayırlı bir Ramazan ayı diliyorum.

marketing europe & anatolia / 23


Reklam Dünyası

Lıfecell’in Yeni Reklamının Yüzü... Son albümü “Ruhum Bela” ile yoğun ilgi gören Can Bonomo, Turkcell’in dijital markası Lifecell’in yeni reklamında rol aldı. Müşterilerine konuşma ve mesajlaşma da dahil tüm iletişim hizmetini tamamıyla internet ve dijital platformdan sunan Lifecell’in yeni ‘Çok Net’ kampanyası için kameraların karşısına geçen Bonomo filmde, müzisyen kimliğinin dışına çıkarak farklı yönlerini gösterdi.Bugüne kadar birçok projede yer almasına karşın Lifecell reklam filminin kendisi için çok farklı bir deneyim olduğunu belirten Can Bonomo, herkesin bildiği yorumculuk yönü dışında büyük ilgi duyduğu şairlik ve ressamlık gibi değişik becerilerini de izleyicilerle paylaşma şansı bulduğu için mutlu olduğunu söyledi. Turkcell Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ömer Barbaros Yiş ise “Lifecell’in en büyük kullanıcısı gençler. Bugün gençler internet sayesinde her türlü bilgiye anında ulaşıyor ve aynı anda birçok işi yapabiliyor. Filmde de Can’ın bu yönünü ortaya çıkardık. Hem şarkıcı hem şair hem de ressam oldu. Biz de gençlerimize Can Bonomo ile ‘Çok Net’ diyerek onlara potansiyellerini en yüksek şekilde kullanmaları için bol internetle kesintisiz iletişim sunuyoruz” dedi.

Karpuz Kabuğu Dijitale Düştü...

Akbank UniChallenge+ Dijital Öğrenci İşleri Eğitim Kampı 17-28 Haziran tarihlerinde IAB TR tarafından Boğaziçi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi desteğiyle bu yıl kapılarını beşinci kez gençlere açacak. Üniversitelerin 3. ve 4. sınıflarında okuyan ve yeni mezun olmuş öğrencilerin katılabileceği “eğlenerek öğrenme’’ kavramıyla hazırlanan iki haftalık programda; öğrenciler, Dijitaldeki kariyer imkânlarına nasıl gidileceğinin yollarını öğrenecekler.Akbank UniChallenge+ Dijital Öğrenci İşleri 24 / marketing europe & anatolia

Eğitim Kampı’nda katılımcılar eğitim süresince, dijital dünyayı daha yakından tanırken başarılı markaların öykülerini ajans ve reklamverenlerden dinleme şansı da bulacaklar. Katılımcılar Akbank tarafından belirlenecek konu kapsamında 5’er kişilik gruplar halinde mentorlarıyla birlikte proje geliştirecekler ve çeşitli eğlence aktivitelerinin de olduğu eğitim kapsamında balık tutmayı dahi öğrenecekler. Son Başvuru Tarihi 19 Mayıs Dijitalin deneyimleneceği program için son başvuru tarihi 19 Mayıs. 12 gün sürecek eğitim kampına katılan ekiplerden ilk üçe giren ekip üyeleri IAB TR üyesi firmalarda 1 aylık staj imkânı elde edecek. Şehir dışından gelen katılımcılara Boğaziçi Üniversitesi’nin yurtlarında konaklama imkânı sağlanacak. Katılım kontenjanının 50 kişi ile sınırlı olduğu programa 4 yılda 943 başvuru yapıldı ve bu başvuruların 579’u İstanbul dışından geldi. Başvurusu kabul edilen 200 katılımcıdan 117’sinin kamp sonrasında staj ve iş imkânı bulduğu eğitim, bu yıl da sektörde insan kaynağı yaratacak.


Reklam Dünyası

Web Sitelerine 10 Tavsiye...

Dijital pazarlama teknoloji ve servis sağlayıcılarından Related Digital, web sitelerinin varlıklarını sağlıklı bir şekilde devam ettirebilmesi için alması gereken önlemler konusunda uyarıda bulundu. Etkili ve sürdürülebilir bir web sitesi için belirli aralıklar ile bazı kontrollerin yapılmasının önemine dikkat çeken Related Digital CEO’su Sedat Kılıç, bu kontrolleri, “Linklerin, içeriklerin ve formların kontrol edilmesi, landing page çalışmalarının aksatılmaması, sitelerin yeni araçlarda test edilmesi, JavaScript etkileşimlerinin kontrol edilmesi, kullanıcı deneyimine önem verilmesi, web sitesi kısa yollarının güncellenmesi, yedekleme planının yapılması ve analiz raporlarının gözden geçirilmesi” diye sıraladı. Kılıç, bu kontrolleri yapmayan web sitelerinin varlıklarını sürdürmesinin zor olacağını vurguladı.

Dünyanın ve ülkemizin ilk dijital pazarlama teknoloji ve servis sağlayıcılarından Related Digital, kurumların dışa açılan kapısı olarak nitelendirilen web sitelerinin varlıklarını sağlıklı bir şekilde devam ettirebilmesi için alması gereken önlemler konusunda kullanıcıları uyardı. Web sitelerinin devamlılığının kontrolü, güncellemelerden sonraki aldığı halin kontrolü, dijital pazarlamacıların genellikle ihmal ettiği konuların arasında yer aldığına dikkat çeken Related Digital CEO’su Sedat Kılıç, ihmal edilen, çalışmayan, eski mesaj içeren web sitesinin markanın itibarını olumsuz etkileyeceğine dikkat çekti. Kılıç, “Etkili ve sürdürülebilir bir web sitesi için belirli aralıklar ile bazı kontrollerin yapılması şart. Aksi halde, varlığını sürdürmekte güçlük çekecektir ya da markanın itibarına zarar verecektir” açıklamasında bulundu. Belirli aralıklarla kontrol ve bakım önemli! Related Digital CEO’su Sedat Kılıç bu önlemleri; “Web sitesi içinde bulunan iç ve dış linklerin belirli aralıklarla kontrol edilmesi, içeriğin sık sık gözden geçirilmesi, kullanım zamanı geçmiş landing page çalışmalarına dikkat edilmesi, web sitesinin yeni araçlarda ve tarayıcılarda test edilmesi, JavaScript kodları ve bu kodların güncelliğinin kontrol edilmesi, kullanıcı deneyimine önem verilmesi, tüm formların düzenli aralıklarla kontrol edilmesi, tüm geçici çözümlerin ve kısa yolların güncellenmesi, web sitesi ile ilgili yedekleme planının olması ve son olarak da analiz raporlarının gözden geçirilmesi gerekmektedir” şeklinde sıraladı.

marketing europe & anatolia /25


İş Dünyasını


Röportaj

ın En İtibarlıları... Türkiye İtibar Araştırması

Türkiye İtibar Akademisi tarafından bu yıl 8’incisi gerçekleştirilen Türkiye İtibar Endeksi Araştırması tamamlandı. 15 Aralık 2018 ile 30 Ocak 2019 tarihleri arasında Türkiye çapında 12 bin kişi aranarak yapılan araştırmada bu yıl bir ilk gerçekleşti. Araştırma Türkiye İtibar Akademisi tarafından bu yıl 8’incisi gerçekleştirilen Türkiye İtibar Endeksi Araştırması tamamlandı. 15 Aralık 2018 ile 30 Ocak 2019 tarihleri arasında Türkiye çapında 12 bin kişi aranarak yapılan araştırmada bu yıl bir ilk gerçekleşti. İş dünyasının da en itibarlı iş insanlarının da belirlendiği araştırmanın sonuçlarına göre; “Türkiye’nin En İtibarlı Erkek İş İnsanı” Ali Koç, Türkiye’nin En İtibarlı Kadın İş İnsanı” Güler Sabancı ve “Türkiye’nin En İtibarlı İş Dünyası Sivil Toplum Kuruluşu Lideri” Rıfat Hisarcıklıoğlu oldu. Türkiye’nin ve 30 farklı sektörün birincileri ile en itibarlı iş insanları 28 Mayıs 2019 Salı günü Yıldız Teknik Üniversitesi Balmumcu Yerleşkesi Oditoryumu’nda düzenlenecek törenle ödüllerini alacaklar. Türkiye İtibar Endeksi 2018 (TİE) Araştırması’nın saha verileri, Prof. Dr. Ali Hakan Büyüklü başkanlığındaki Dr. Öğr. Üyesi Doğan Yıldız, Dr. Ömer Bilen, Dr. Mehmet Gür, Arş. Gör. Coşkun Parim’den oluşan Yıldız Teknik Üniversitesi İstatistik Bölümü öğretim üyele-

rince akademik olarak denetlenerek rapor haline getirildi SONUÇLAR: Türkiye Genel Sonuçları (Alfabetik sıralamayla; Türkiye’nin En İtibarlı Yirmi Markası): Apple, Arçelik, Aselsan, Beko, Bosch, Boyner, Koç Holding, LC Waikiki, Renault,Sabancı Holding, Samsung, Torku, Turkcell, Tüpraş, Türk Hava Yolları, Türkiye İş Bankası, Ülker, Vestel, Ziraat Bankası, Zorlu Holding, Sektörlerde Alfabetik Sırlamaya Göre En İtibarlı İlk 10 Marka: - Hazır Giyim: Adidas, Boyner, Damat Tween, Greyder, Defacto, H&M, İGS, Kığılı, Kinetix, LC Waikiki, LumberJack, Sarar - Akaryakıt: Aygaz, Aytemiz, Best Oil, BP, Go Petrol, İpragaz, OPET, Özaydın Petrol, Petrol Ofisi, Shell, Total, Türkiye Petrolleri - Otomobil: Audi, BMW, Fiat, Ford, Mercedes-Benz, Renault, Tofaş, Toyota, Volkswagen, Volvo - Restoran: Big Chefs, Burger King, Develi Kebap, Günaydın Kebap Restamarketing europe & anatolia /27


Röportaj urant, HD İskender, İskender İskenderoğlu, Kaşıbeyaz Lezzet Grubu, Köfteci YUSUF, McDonald’s, Nusr-Et, Tavuk Dünyası - Alkolsüz İçecek: Beypazarı Doğal Maden Suyu, Coca-Cola, Cola Turka, Dimes, Kızılay Maden Suyu, Lipton Ice Tea, Pepsi, Tamek, Torku, Uludağ İçecek - Bankacılık: Akbank, DenizBank, Garanti Bankası, Halkbank, Kuveyt Türk, QNB Finansbank, Türkiye İş Bankası, VakıfBank, Yapı Kredi, Ziraat Bankası - Özel Hastaneler: Acıbadem Hastanesi, Amerikan Hastanesi, Başkent Üniversitesi Ankara Hastanesi, Florence Nightingale Hastanesi, Medical Park Hastaneler Grubu, Medicana, Memorial Sağlık Grubu, Özel Adatıp İstanbul Hastanesi, Özel Hayat Hastanesi, Özel İstanbul Medipol Hastanesi, Üsküdar Anadolu Hastanesi - Eğitim: Bahçeşehir Okulları, Boğaziçi Üniversitesi, Doğa Koleji, Galatasaray Okulları, İstanbul Teknik Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi, Koç Üniversitesi, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, TED Okulları, Yıldız Teknik Üniversitesi - Perakende: A101, BİM, Bizim Toptan Satış Mağazaları, CarrefourSA, Çağdaş Marketler, Happy Center, Kipa, Metro, Migros, Onur Market, Ozhan Marketler Zinciri, Şok Market - Elektronik Eşya: Apple, Arçelik, Beko, Bosch, LG Electronics, Philips, Samsung, Sony, Toshiba, Vestel - Enerji: Aksa Enerji, Boğaziçi Elektrik, Enerjisa, İGDAŞ, Koç Holding, Limak Holding, Petrol Ofisi, Sabancı Holding, TEDAŞ, TÜPRAŞ, UEDAŞ, Vestel, Zorlu Holding - Gıda: BİM, ETİ, Filiz Makarna, Koç Holding, MARET, Nestle, Pınar, Piyale, Sütaş, Tat, Torku, Ülker - GSM: Apple, Avea, Bimsel, Huawei, LG, Nokia, Samsung, Teknosa Mobil, Turkcell, Türk Telekom, Vodafone - Holdingler: Anadolu Holding, Arçelik, 28/ marketing europe & anatolia

Doğuş Holding, ENKA, Koç Holding, Sabancı Holding, Torku, Vestel, Yıldız Holding, Zorlu Holding - İlaç: Abdi İbrahim, Bayer, Bilim İlaç, Deva, Eczacıbaşı, Mustafa Nevzat İlaç Sanayii A.Ş, Novartis Turkey, Pfizer, Roche, Selçuk Ecza Deposu - İnşaat: Ağaoğlu Şirketler Grubu, DAP Yapı, Emlak Konut GYO, ENKA İnşaat, Folkart İnşaat, LİMAK, NEF, Rönesans Holding, Sinpaş GYO, SUR YAPI İnşaat, TOKİ - Kozmetik: Arko Nem, Avon, Flormar, Gillette, Gratis, Lancôme, L’Oréal, MAC Cosmetics, Nivea, Pharmacy Kozmetik - Makine: Arçelik, Bosch, Canon, Caterpillar, Çukurova, Durmazlar, İzeltaş, Makina Kimya, Makita, Philips, Samsung, Singer, Volvo - Mobilya: Alfemo Mobilya, Ankara Mobilya, Bellona, Çilek Mobilya, Doğtaş, Enza Home Mobilya, IKEA, İnegöl Mobilya, İstikbal, Kelebek Mobilya, Tepe Home, Yataş - Sigorta: Aksigorta, Allianz, Anadolu Sigorta, AvivaSA, AXA Sigorta, Başak Sigorta, Güneş Sigorta, Mapfre Sigorta, SGK, Sompo Japan, Ziraat Sigorta

- Süt Ürünleri: Dost Süt, Eker Süt, İçim Süt, Mis Süt, Pınar Süt, SEK Süt, Sütaş, Torku, Ülker, Yörsan - Şekerleme ve Çikolata: ETİ, Kent, Milka, Nestlé, Nutella, Sarelle, Şölen, Tadelle, Torku, Ülker - Takı ve Ziynet: Altınbaş Holding, Altınsay, Atasay, Gold Kuyumculuk, Goldaş kuyumculuk, Gülaylar, Jival, Koçak Gold, Swarovski, Zen - Turizm: Anı Tur, Dedeman Hotels, ETS Tur, Hilton Hotels & Resorts, Jolly Tur, Kamil Koç, Metro Turizm, Pamukkale Turizm, Rixos Hotels, Setur, Tatil Sepeti, Tatilbudur.com - Ulaşım: Anadolu Jet, Burulaş, İETT, Kamil Koç, Metro Turizm, Pamukkale Turizm, Pegasus Hava Yolları, Türk Hava Yolları, Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları, Ulusoy İşlenmiş Gıda: Banvit, Coşkun Et Mamülleri, Cumhuriyet Sucukları, Erpiliç, Maret, Namet, Pınar, SuperFresh, Şahin Sucukları, Torku, Ülker - Unlu Mamüller: Ankara Un, ETİ, Filiz Unlu Mamulleri, Hekimoğlu Un, İstanbul Halk Ekmek, Selva Un, Sinangil Un, Söke Un, Torku, UNO, Ülker




Kampanyalar

Kalıpları Kır...

Head&Shoulders ‘ın yeni reklam filmi için Serenay Sarıkaya kamera karşısına geçti. 2017’den beri Head&shoulders’ın marka elçisi olan Serenay Sarıkaya, çekilen reklam filminde, özgüven ile önüne çıkan tüm engelleri aşarak “Kalıpları Kır” mesajı verdi. Head&Shoulders, Derma Pure formülü içeren şampuanları ve koleksiyona eklenen yepyeni saç kremleri için marka elçisi Serenay Sarıkaya ile çektiği yeni reklam filminde, Sarıkaya’nın özgüveni ile pes etmeden tüm ‘Kalıpları Kır” dığı başarı yolculuğundan yola çıkıldı. Kampanya Künyesi Reklamveren: Head&Shoulders Reklam Ajansı: Voden Leo Burnett Reklamveren Temsilcisi: Damla Uygur, Burcu Teberik, Gonca İlkmen Ajans Başkan Yardımcısı: Birçim Öztaşkın Yaratıcı Ekip: Gökhan Atasoy, Ersin Pekin, Hazel Eren, Alper Bayram, Özlem Özdemir, Tuan Baykut, Tuğçe Türkmen Müşteri İlişkileri: Elif Olcaytu, İhya Selim, Derin Doğru Ajans Prodüktörü: Sevinç Metuçin Öktem, Hikmet Helvacı Prodüksiyon Şirketi: Plus Yapım

marketing europe & anatolia / 31


Kampanyalar

Misli.com’dan yeni reklam filmi... Reklam Ajansı: Titrifikir Kreatif Direktör: Emre Gökdemir, Aren Selvioğlu Kreatif Ekip Liderleri: Andaç Erkök Kreatif Ekip: Gökhan Tosun, Cemre Yardımcı Marka Ekibi: Dilek Sezen, İrem Altuğ, Taner Aykut, Ece Aydınalp Stratejik Planlama Ekibi : Kerem Sabuncu, Alper Çetik, Merve Oynargül Ajans Prodüktörü: Ediz Alptekin, Mustafa Kul Misli.com, yeni reklam filminde “Bu hayatın heyecanı yok” diyenleri esprili bir dille Misli.com’a davet ediyor. “Misli.com’un Prodüksiyon Şirketi: Kraft Production Company heyecanı meyecanı çok!” sloganına sahip reklam filminin yö- Post Prodüksiyon: 1000 Volt Yönetmen: Can Evrenol netmenliğini Can Evrenol üstlendi. Orijinal Müzik: Gazapizm – Heyecanı Meyecanı Yok Müzik Yapım: Ateş Berker & 1000 Volt Kampanya Künyesi Vokal: Zeze (Kerem Özcan) Reklamveren: Misli.com Reklamveren Yetkilisi: Burak Şimşek, Barış Akkiriş, Özge Kullanılan Mecralar: TV & Digital & Radyo Sabuncu, Mertkan Sözer

Ayakkabı tutkum her şeyin üstünde... “Ayakkabı tutkum her şeyin üstünde” mottosuyla trendleri ayaklara taşıyan Deichmann, yeni reklam filmini ekranlara taşıdı. Marka yüzü Sinem Kobal ile ikinci reklam filmine imza atan ve İlkbahar/Yaz Koleksiyonu’nu lanse eden marka, bu kez Los Angeles’ın renkli atmosferiyle karşımıza çıktı. Kampanya Künyesi Reklamveren: Deichmann Deichmann Türkiye Pazarlama Direktörü: Özenç Doğan Deichmann Türkiye Pazarlama Yöneticisi: Sumru Gözaydın Reklam Ajansı: FCB Artgroup CCO: Ateş Çavdar Yönetici Kreatif Direktör: Erdinç Mutlu Kreatif Direktör: Ahmet Söğütlüoğlu Creative Group Head: Cem Önder Yaşar Art Direktör: Gözde Pişkin, Berkay Bozyel Metin Yazarı: Tuna Işın Grafiker: Yavuz Karatay, Erol Orhan Başkan Yardımcısı Müşteri İlişkileri: Esra Özkan Marka Direktörü: Selen Varlık 32 / marketing europe & anatolia

Marka Yöneticisi: Gülşen Turan Stratejik Planlamacı: Deniz Tulpar Yönetmen: Serkan Şedele Prodüksiyon Direktörü: Hazal Aydın Müzik: Sercan Usturumcalı&Barış Manisa, Universal Müzik Post Prodüksiyon: Bando


Kampanyalar

Yoğurt Değil, SEK Çiftlik Yoğurt...

Süt ve süt ürünleri sektöründe birçok ilke imza atan SEK, Türk damak tadına uygun yeni SEK Çiftlik Yoğurt için hazırladığı reklam filmini yayınladı. Reklam filminde Yağız İzgül’ün, yamağına SEK Çiftlik Yoğurt’un sıradan bir yoğurt olmadığını anlatması ve yamağının SEK Çiftlik Yoğurt’un tadını keşfetmesiyle hatasının farkına varışını espirili bir dille aktarıyor.

Kampanya Künyesi Reklamveren Temsilcileri: Burcu Özbakır Tül, Yasemin Akman, Şule Bülbülkaya, Mert Tezcanlıol Reklam Ajansı: Tribal Worldwide İstanbul Ajans Başkanı ve Yaratıcı Yönetmen: Arda Erdik Ajans Başkan Yardımcısı ve Yaratıcı Yönetmen: Başar Bellisan Müşteri İlişkileri Direktörü ve Ajans Başkan Yardımcısı: Alp Gürsoy Yaratıcı Ekip Başkanı: Deniz Çavdar Yaratıcı Ekip: Zeynep Ordu, Tolga Mutlu , S anem Karadayı, Anıl Darınç, Gözde Keleş Müşteri İlişkileri: Elif Mertoğlu, Aydan Kibar, Gizem Bayraktaroğlu Stratejik Planlama Direktörü: Can Çalışkan Ajans Prodüktörü: Ümit Bak Yapım Şirketi : Public Prodüktör: Hülya Yavuz Yönetmen: Melih Eryılmaz Post Prodüksiyon Stüdyosu: ABT Medya Ajansı: Mindshare

Büyüksün, Büyük Oyna... Sabancı Holding iştiraklerinden, teknoloji perakendeciliğinin öncüsü Teknosa, oyun severler için hazırladığı yeni kampanya ile dikkatleri üzerine çekiyor. Kampanya, hem dünyada hem de Türkiye’de günden güne büyüyen ve yüksek potansiyel taşıyan e-spora gönül verenlere “Büyüksün, Büyük Oyna” mottosuyla sesleniyor. Oyun oynamayı seven gençlerin her gün karşılaştığı sorgulamalara karşı Teknosa, “Büyüklük başkalarının yok dediği yerde var olabilmektir” mesajıyla onlara destek veriyor. Kampanya Künyesi Reklamveren: Teknosa Reklam Ajansı: BLAB Yönetmen: Duygu Güzelmeriç Prodüksiyon: Norr Film Görüntü Yönetmeni: Alp Korfalı Post Prodüksiyon: İmaj Editör: Erkan Erdem Müzik: Opus İmaj

marketing europe & anatolia / 33


Kampanyalar

Serenay Jean... Mavi ve Serenay Sarıkaya ‘Mavi yaz çok güzel olacak’ sloganlı reklam kampanyasıyla yaz heyecanını başlatıyor. Serenay’ın yüksek enerjisinden ve ilham veren tarzından esinlenerek hazırlanan Serenay X Mavi Icon koleksiyonunun tanıtıldığı reklam filmi, jean’den başlayan ve çarpıcı üstlerle tamamlanan şıklık hikayesini yansıtıyor.Koleksiyonun en ikonik parçası ünlü yıldızın adını taşıyan: Serenay Jean Reklam filminde ünlü yıldıza kendi adını taşıyan “Serenay jean”i ve göz alıcı püsküllü jean ceketi eşlik ediyor. “Serenay jean”, Mavi’nin bugüne kadarki en yüksek belli jean’i olma özelliğini taşıyor. Mavi’nin bu yaz iddiası hem jean’lerin belini hem de yazın enerjisini iyice yükseltmek. Kampanya Künyesi Reklam Yıldızı: Serenay Sarıkaya Senaryo: Ali Taran Yönetmen: Cemal Alpan Görüntü Yönetmeni: Burak Turan Müzik: Claptone - Under The Moon feat. Nathan Nicholson

Hatırası Refika’nın Mutfağında... Knorr yeni Anadolu Tahılları Çorba Serisi reklam kampanyası yayına girdi. Reklam filmi, her mutfağın aile büyüklerinden gelen üslubu ve lezzet sırrını Refika Birgül’ün babaannesiyle paylaştığı güzel mutfak anılarıyla yadediyor. Knorr’un geleneksel yöntemlerle hazırladığı 8 yeni çorbadan oluşan Knorr Anadolu Tahılları Serisi reklam filmi yayınlandı. Geçmişten günümüze artarak gelen lezzet ve besleyiciliği bugünün sofralarına taşıyan Knorr reklam filminde, ünlü şef Refika Birgül kamera karşısına geçti. Kampanya Künyesi Reklamveren: Knorr Reklamveren Temsilcisi: Aslı Erdoğan, Kerem Dıramca, Ilım Özgüle Reklam Ajansı: MullenLowe İstanbul ECD: Berkay Özay Yaratıcı Ekip: Lesli Luza, Çağkan Yüksel Müşteri İlişkileri: Ceyda Coşkun, Merve Günay, Tais Berberyan, Gizem Dörtler Stratejik Planlama: Yusuf Muslubaş, Aslı Koparal 34 / marketing europe & anatolia

Ajans Prodüktörü: Tuğrul Karadeniz Yapım Şirketi: PTOT Film Yönetmen: Ariel Goldenberg Demo Yönetmeni: Kağan Buğra Hanoğlu Müzik: Özgür Buldum Post-produksiyon: İmaj Yapım


Kampanyalar

Hasbro Çocukların Sesi Oluyor... Hasbro, Türkiye çapında gerçekleştirdiği ve çocukların ebeveynleriyle daha çok oynamak istediklerini ortaya koyan araştırmasını, Hasbro Gaming markası için dijital bir filme dönüştürdü. Çocukları en doğal halleriyle ekrana getiren çalışma, ebeveynleri çocuklarıyla daha fazla oyun oynamaya çağırıyor. Kampanya Künyesi Reklamveren: Hasbro Türkiye Reklamveren Yetkilisi: Aslı Çetkin, Özge Karadağ, Irmak Kaftan Reklam Ajansı: DokuzDoksan Yaratıcı Yönetmen: Gökhan Akça Yaratıcı Ekip: Burcu Üngör, Mustafa Uludoğan, Tolga Koyuncu, Erdi Erden Yönetmen: İsmet Akgün Görüntü Yönetmeni: Yunus Emre Tolan Yapımcı:Ceyhun Sevil Yapım Şirketi: Astronot Film PR Ajansı: Sobraz

OPET’in Yeni Nesil İstasyonları... OPET’in ‘Yeni Nesil İstasyonlarını’ anlatan reklam filmi çocukların gözü ile izleyici ile buluşuyor. Filmde, rol gereği çocuklardan oluşan bir set ekibi kendi hayallerindeki OPET reklamlarını çekiyor, istasyonların öne çıkan özelliklerini keşfediyor. Kampanya Künyesi Reklam Ajansı: VMLY&R İstanbul Yönetici Kreatif Direktör: Ayşe Aydın Erdoğan Kreatif Direktör: Mehmet Güney Kreatif Grup Direktörü: Mustafa Özmal, Uğur Sönmez Yaratıcı Ekip: Ümit Aydın, Cem Bilgi, Cem Altun, Ozan Yücekuş, Aleyna Korkmaz Genel Müdür Yardımcısı: Arda Görgün Müşteri ilişkileri: Merve Çiçek Tuyun, Enver Gülpınar Ajans Prodüktörü: Baran Saraç Yapım Şirketi: Astronot Yönetmen: Barış Kaya Post Prodüksiyon: ABT İstanbul

marketing europe & anatolia / 35


Kampanyalar

Filiz’den yeni reklam filmi... Kampanya Künyesi Reklamveren: Filiz Makarna Reklamveren Yetkilileri: Yaman Altan, Gökçe Uysal Reklam Ajansı: Ogilvy İstanbul Executive Kreatif Direktör: Selim Ünlüsoy Reklam Sorumlusu: Murat Derman Kreatif Direktör: Önder Bayraktar Strateji Sorumlusu: Pelin Aydın Metin Yazarı: Aylin Atabay Sanat Yönetmeni: Gökçe Noyan Müşteri İlişkiler Direktörü: Ali Serhat Ünal Ajans Prodüktörü: Fulya Akay Yapım Şirketi: Kala Film Yönetmen: Serter Tırmık Executive Prodüktör: Hazer Baycan Prodüktör: Ayşin Odelli Görüntü Yönetmeni: Akın Çetin Filiz, kuruluşunun 45’inci yılında baştan aşağı yenilenen lezPost Prodüksiyon: Sinefekt zetini yeni reklam filmiyle duyurdu. Anadolu’nun dört bir yanında çiftçilerin özenle yetiştirdiği en kaliteli buğdayları özel harmanında buluşturan Filiz, makarna severlere lezzet şöleni vadediyor.

Canım Annem... Özdilek Ev Tekstili, şimdi de Anneler Günü özel tasarım ürünlerini tanıttığı reklam filmiyle ekranlarda. Özdilek Canım Annem Nevresim Takımı ve First Company Canım Annem Pijama Takımlarının beğeniye sunulduğu reklam filminde, sevilen usta oyuncular Ayşe Kökçü ve Bora Akkaş rol alıyor. Kampanya Künyesi Reklam Veren: Özdilek Ev Tekstili Medya ajansı: Union İstanbul Reklam Ajansı: ZIT Görsel ve İşitsel Sanatlar Kreatif Direktör: Ramiz Bayraktar Yönetmen: Tamer Aydoğdu Oyuncular: Ayşe Kökçü, Bora Akkaş Görüntü Yönetmeni: Varol Şahin Müzik: Mario Grigorov - Juice Joint Prodüksiyon Şirketi: ZIT Görsel ve İşitsel Sanatlar 36 / marketing europe & anatolia

Kullanılan Mecralar: TV, Radyo, Yazılı ve Dijital Mecralar İnternet Sitesi: ozdilek.com.tr / ozdilekteyim.com



Ko


Gezi

omşu Gürcistan... Hem komşu hem de vize istemeyen ülke, Gürcistan’a hem kültür hem de kayak turu yaptık. Bu ay ki yazımda gecikmeli olarak, Tiflis ve Gudauri’yi anlatacağım.

Fotoğraflar ve yazı Seval Duban / seval@sevalduban.com Hem komşu hem de vize istemeyen ülke, Gürcistan’a hem kültür hem de kayak turu yaptık. Bu ay ki yazımda gecikmeli olarak, Tiflis ve Gudauri’yi anlatacağım. Asıl amacımız Gudauri’ye gidip kayak yapmak ancak zamanlama sorunu yüzünden önce Tiflis’e gidiyoruz. Tiflis’e sabaha karşı varıyoruz ve birazcık uyumak için Kenari Otel’e gidiyoruz. Rezervasyonu booking’den daha önce yaptırmış olduğumuz için odamız hazır. Ertesi sabah kalkıp kahvaltımızı ediyoruz. İlk sabah için kahvaltı muhteşem. Peynirler, börekler, mezeler ve pastalar, kahvaltıyı görünce gözlerime inanamadım. Tatil başlangıcı için 10 numara :) Oteldeki ekler pastaları muhteşemdi :) Kahvaltımızı ettikten sonra Tiflis’i keşfe çıkıyoruz. Otelimiz, eski Tiflis’e (old

ment of Georgia, G. Leonidze Museum of Georgian Literature, Georgian National Museum’un önünden geçiyoruz. Ancak hiç birine girmiyoruz çünkü bizim hedefimiz Gürcü Ana Heykeli. Gezi planında Tiflis de olduğu için ben annemle babamı da Gürcistan’a gelmeye zorladım. Yılbaşında ne yapacaksınız evde tek başınıza, sizin için de değişiklik olur gibi bahaneleri sıralayarak onları da getirdim Tiflis’e. Aslında toplamda 10 kişi geldik Gürcistan’a. Ancak hepimiz farklı otellerde kaldığımız için Tiflis gezisi sırasında dağıldık. Neyse, gelelim gezimize. Sokak aralarına dolan dolana Gürcü Ana Heykeli’ni görebileceğimiz bir yere varıyoruz ancak heykel yukarıda olduğu için bizimkileri rampa çıkarmaya kıyamadım. Onları yol kenarındaki bir

Tbilisi) yakın olduğu için yürüyerek gezmeyi tercih ediyoruz. Gezmeden önce ilk gördüğümüz döviz bürosunda para bozdurup Gürcistan Lari’si alıyoruz. Döviz büroları heryerde olduğu için para bozdurmakta sorun yaşamıyorsunuz. Genel olarak da kurlar hemen her yerde aynı. Rustaveli Bulvarına inip, keşfimize başlıyoruz. Özgürlük Meydanı’na kadar ki yürüyüşümüzde sırasıyla; Modern Sanat Müzesi, Opera and Ballet Theatre of Tbilisi, Kashueti St. George Church, Georgian Museum of Fine Arts, Parlia-

banka oturtup ben Betlemi Rise tabelası olan yere doğru tırmanmaya başladım. Bu yokuşta Lower Betlemi Church ve Upper Betlemi Church (Holy Mother of God Church of Bethlehem) olmak üzere 2 tane kilise var. Bir de Saffron Loft In Medieval Town adında bir butik otel. 18. yüzyılda, Ermeni kilisesi olarak inşa edilmiş olan, Yukarı Beytüllahim Kilisesi şimdi Gürcü ortodoks kilisesi olarak hizmet veriyor. Tiflis’in Kldis-Ubani (Roch Bölgesi) bölgesinde, Narikala Kalesi’nin eteğinde marketing europe & anatolia / 39


Gezi

yer alan Yukarı Betlemi kilisesi (Betlehemi Surb Astvatsatsin yekeghetsi), ilk önce şapel inşaa edilmeye başlanmış. Ancak şapeli yaptıran rahip Gregory ölünce inşaat yarım kalmış ve rahip de şapelin yanına gömülmüş. Daha sonra yapının inşası rahipin torunu Barsegh tarafından tamamlanmış. Kilisenin, kara taştan inşa edilen üst kısımları, Nadir Şah’ın Hint haçlı seferine katılan ve 1724’te Türklere karşı savaşta öldürülen Agha-Meliq Bebutyan tarafından yapılmış. Kilisenin geri kalan kısmı; dış cephe, çevresi vs. de İsfahan’dan getirtilen Meliq Avetis tarafından tamamlanmış. Kilise rahipleri, Melikset ve Mesrop Ter-Grigoryan’a göre de, yeni kilise, rahip Sargiler tarafından Khoja Parukh, Baghdasar, Harutyun ve Stepan işbirliğinde inşa edilmiş. Temeli, 13. yüzyılın sonuna dayanan şapel, Katolikos Eghiazar (1681-1691) ve İskender (17061714) döneminde daha da büyütülmüş. 18. yüzyılın ikinci yarısına kadar kilisenin Başpiri Mkhitar, kilisedeki hazinele40 / marketing europe & anatolia

18. yüzyılda, Ermeni kilisesi olarak inşa edilmiş olan, Yukarı Beytüllahim Kilisesi şimdi Gürcü ortodoks kilisesi olarak hizmet veriyor. rini saklandığı yeri göstermeyi reddettiği için Ağa Muhammed Han tarafından öldürülmüş. Mikhtar’ dan sonra da oğlu Stepanos baş rahip olmuş ancak o da hazienelerin yerini söylememiş. Bu meşhur hazineler nihayet 1981 yılında, kilisenin içinde yapılan kazılarda, şapelin bodrum katında bulunmuş. Ermeni kilisesi olarak inşa edilen Betlemi Kilisesi, 1994 yılında, Gürcü Ortodoks Kilisesi’ ne dönüştürülmüş. 1990 yılında, kilisenin orijinal Ermeni haçı kaldırılmış, 1990 – 1991 yıllarında, kubbenin içindeki Ermeni freskleri silinmiş. Ayrıca, ilk olarak 1898 yılında inşa edilen Ermeni sunağı, vaftiz havzası ve Ermeni yazıtları tamamen tahrip olmuş. Tarih boyunca epey hırpalanan Betlemi

Rise bölgesi şimdilerde kendi haline terkedilmiş bir kale gibi görünüyor, Gürcü Ana heykelinin altında. Minik tuğla taşlarından inşaa edilmiş, birer sanat eseri olan bu yapıların bir kısmı da otel olarak kullanılıyor. Oldukça cezbedici görseli olan Betlemi Rise bölgesini görmenizi tavsiye ederim. Ben de bizimkileri daha fazla bekletmeden yanlarına gidiyorum. Gürcü Ana heykelini uzaktan gördük ancak oraya da gitmek lazım. Rotayı Rike Park’a çeviriyoruz ve oradan teleferik ile Gürcü Ana Heykelinin bulunduğu Narikala Kalesi’ne çıkıyoruz. Tiflis için büyük anlam taşıyan Kartlis Deda (Gürcü Ana) heykeli, anaerkil bir toplum olan Gürcülerin dosta ve düşmana karşı tutumunu simgeliyor. Gürcü Ana’nın bir elinde, dostlara ikram edilmek üzere şarap kasesi, diğer elinde ise düşmanlara gösterdiği kılıç var. Heykel hemen hemen Tiflis’in her yerinde görünüyor ama bence o anaya değil ablaya benziyor. 1958 yılında, Sololaki Tepesi’ne dikilen bu heykel,


Gezi

Tiflis’in 1500. Yıldönümünü kutlamak amacıyla yapılmış. Gürcü heykeltıraş Elguca Amaşukeli’nin yaptığı alüminyum heykelin uzunluğu yirmi metre yüksekliğinde. Bissürü kutu bira yapılır o heykelden:) Kartlis Deda Monument’ in etrafında dolandıktan sonra hemen arkasındaki Ulusal Botanik Parka geçiyoruz. Botanik parkın girişinde bir tane zip line var. Gerekli ekipmanı kuşandıktan sonra çelik halatın üzerinde kayarak aşağıya inebiliyorsunuz. Ancak bizimkiler bu fikirden hoşlanmadığı için biz rotamızı Narikala Kale’ si kalıntılarına çevirdik. Shuris-tsikhe adıyla, 4. Yüzyılda inşaa edilen kale sonraları IV. David ve emeviler tarafından genişletilmiş. Moğol istilası sonrakında “Narin Qala” (Küçük Kale) adını alan kalenin bir kısmı 1827 yılında meydana gelen depremde yıkılmış. Sarp bir kağalığın üzerinde bulunan kalenin üzerinde, yakın zamanda restore edilen St. Nicholas Kilisesi yer alıyor. Kalenin kalıntılarının bulunduğu bölgede hediyelik eşya, sıcak şarap veya közde pişmiş Türk kahvesi satan minik tezgahlar bulunuyor. Ayrıca da Tiflis manzarası izlemek için yapılan teraslar mevcut. Kahvenizi içerken, Tiflis manzarasını izleyebilirsiniz.

Gezi planında Tiflis de olduğu için ben annemle babamı da Gürcistan’a gelmeye zorladım. Kura (Mtkvari) Nehri’ni seyrederek kahvelerimizi içtikten sonra tekrar teleferiğe binerek Rike Park’a gidiyoruz. Rike Park kocaman, yeşillik bir alan ve içerisinde kafe ve etkinlik alanlarının olduğu bir kısım var. Ancak bizim gittiğimiz dönemde etrafta pek bir şey yoktu. Sa-

nırsam Aralık ayı olduğu ve havaların da epey soğuk olması bunun en büyük sebebidir. Parkta dolanıp, oradan da meşhur Barış Köprüsü’ ne çıkıyoruz. Şehri ikiye bölen Mtkvari Nehri üzerine 2010 yılında inşa edilmiş olan Bridge of Peace (Barış Köprüsü), ödüllü İtalyan mimar Michele De Lucchi tarafından tasarlanmış. Uzaktan bakıldığında deniz tavşanını andıran Barış Köprüsü’ nün tamamı çelik ve camdan oluşuyor. Sadece yaya kullanımına açık olan köprününan bir tarafında Narikala Kalesi, diğer tarafta Metekhi Kilisesi ve Cumhurbaşkanlığı Ofisleri bulunuyor. Rike Park’ın olduğu yerde gezilmesi gereken bir çok yer var aslında ancak bizim vaktimiz kısıtlı olduğu için oraları görme şansımız olmadı. Örneğin, House Museum (Porakishvili Hall), Kraliçe Darejan’ın Sarayı (Darejan Dadiani) veya Sachino Palace, Sameba Katedrali, Meteki Kilisesi (Meteki Church of the Assumption), Kral Vakhtang Gorgasali’ nin Heykeli. Ancak yine de bu yerlerden bahsedeyim. Kraliçe Darejan’ın Sarayı (Darejan Dadiani) veya Sachino Palace, 1776 yılında Kral II Erekle tarafından üçüncü ve

marketing europe & anatolia /41


Gezi

son eşi Darejan Dadiani için yaptırılmış. Bir tepe üzerine yaptırılan saray, kale biçimde inşa edilmiş ki olası saldırılardan korunsun diye. Ancak amacına ulaşamış ve saray, Agha Mohammad Khan tarafından işgal edilmiş. Sonrasında da Kral Erekle, Telavi’ye taşınmış, kraliçe Darejan ise, Rusya İmparatoru tarafından atanan devlet başkanına komplo kurduğu gerekçesiyle Rusya’ya sürülmüş. Sahipsiz kalan saray, 1991 yılında Partikhane’ye devredilmiş ve manastıra çevrilmiş. 2003’ten beri de hem manastır, hem huzurevi hem de yoksullara hizmet veren bir mekan olarak işlevini sürdürüyor. 1995 – 2004 yılları arasında inşa edilen Sameba Katedrali (Holy Trinity Cathedral of Tbilisi (Sameba)), dünyanın en büyük dini binalarından birisiymiş. Bu kocaman ve gösterişli, Gürcü Ortdodoks Katetrali, Elia tepesinde bulunuyor ve Tiflis in her köşesinden görülebiliyor. Gürcistan, genel olarak ekonomik anlamda kötü bir ülke. Eski Tiflis neredeyse yıkık dökük. İnsanlar aç sefil dolanırken bir sürü masraf edip böyle devasa bir katedral inşa etmek bana 42 / marketing europe & anatolia

Bir tepe üzerine yaptırılan saray, kale biçimde inşa edilmiş ki olası saldırılardan korunsun diye. çok anlamsız geliyor. Katedrali görünce aklıma İstanbul’un Çamlıca Tepesi’ndeki dev camii geldi :( Biraz da House Museum (Porakishvili Hall)’dan bahsedeyim. Porakishvili ailesinin mülkü olan bu ev, mimari tasarımıyla ünlü. Benzeri, XIX. yüzyılın sonlarında bile, yalnızca Doğu Gürcistan’ da nadiren bulunabilen bu ev Avlabari bölgesinde yer alıyor. Aslında burayı bir nevi Etnografya Müzesi gibi de düşünebilirsiniz. İçeride Gürcistan kültürünü en güzel örnekleriyle görmeniz mümkün. Mtkvari nehrini’nin dik yamacında bulunan, Meteki Kilisesi’nin (Metekhi St. Virgin Church), kral Vakhtang Gorgasali tarafından, Kudüs’teki Gethsemane bahçesindeki bakire Meryem’in mezarı üzerine inşa edilen kilise örnek alınarak inşa edilmiş. 5. Yüzyılda inşa edilen bu kilise, Tiflis gibi defalarca yıkılıp, resto-

re edilmiş. Kral II. Demetrius tarafından restore edildiği dönemlerde yanına bir de saray yapılmış ancak saray, Moğol istilası sırasında yıklımış. Gürcistan, Rusya İmparatorluğu’nun bir parçası olduktan sonra kilisenin topraklarına bir hapishane inşa edilmiş. Bir sürü badireler atlana kilise 1988 yılında, Patrik II. Ilia tarafında tekrar kiliseye dönüştürülmüş ve tepesine kutsal haç yerleştirilmiş. Metekhi Kilisesinin bir de efsanesi var. Osetyalıların lideri olan Bakatari, Kral Vakhtang Gorgasali’nin kız kardeşini kaçırmış. Ardından kaçırılan kız kardeş, Kral Vakhtang Gorgasali’ye gizlice mektup yazmış. Mektupta yazana Bakatari, kendisini korumak için her zaman zırh giyermiş. Onu öldürmek sadece koltuk altından vurmakla mümkünmüş. Karşı karşıya gelen iki lider Mtkvari Nehri kenarında buluştukları zaman, Osetyalıların başı, Kral Vakhtang Gorgasali’dan kendisini, Mtkvari Nehri geçene kadar onu vurmamasını istemiş. Kral, söz vermiş ancak onu zırhsız yakaladığı için de bir an önce vurması grektiğinden sözünü tutmamış ve Bakatari’yi öldürmüş. Verdiği sözü tutmaması sonrasında. Gorgasali’yi vicdanen çok rahatsız etmiş. Vicdanını rahat ettirmek için de o kıyıya “Metekhi“ yani adında bir kilise yaptırmış. Rivayete göre Metekhi, “sözümü tutamadım” anlamına geliyormuş. Eveeet, bu kadar kültürel bilgiden sonra gelelim gezimize. Bana göre deniz tavşanı olan Özgürlük Köprüsü’nden muhteşem köprüden geçerek tekrar Old Tbilisi yani eski Tiflis sokaklarına geri dönüyoruz. Gürcistan Patrikhanesi’nin önünden geçip, Anchiskhati Basilica’sına varıyoruz. Bazilikaya girmeden önce ekibin diğer üyeleriyle Hangar Bar’da buluyoruz. Hangar Bar, otantik, butik bir kafe. Ioane Shavteli sokağı olan o bölgede bir sürü otantik restaurant da var. O


Gezi

tarz mekanları seviyorsanız, Ioane Shavteli Sokak, tam size göre. Ayrıca çok güzel şarap evleri de var. Hangar Bar’da oturup sohbet ettikten sonra bizimkileri bırakıp St. Mary Anchiskhati Bazilikası’na giriyorum. Ancak içeride ayin olduğu için çok fazla durup insanları rahatsız etmek istemedim. Hoş buhur kokusunu hafiften soluduktan sonra dışarı çıktım. 6.yüzyıldan kalan St. Mary Anchiskhati Bazilikası,

Gürcistan Patrikhanesi’nin önünden geçip, Anchiskhati Basilica’sına varıyoruz. Tiflis’teki en eski kiliseymiş. Gürcü Ortodoks Kilisesi’ne ait olan kilise, Dachi Ujarmeli tarafından inşa ettirilmiş ancak sonrasında aldığı hasarlardan dolayı çokca restore edilmiş. Bazilika’dan sonra Gabriadze Tiyatrosu’na (Gabri-

adze Theater) gidiyoruz. Rezo Gabriadze Kukla Tiyatrosu da yine Ioane Shavteli Sokağında yer alıyor. Yürürken karşınıza bir meydanın ortasında yer alan fantastik bir saat kulesi çarpıyor. Saat kulsenin arka kısmı ise tiyatronun bilet gişesi. Gürcü sanatçı Revaz “Rezo” Levanovich Gabriadze’ nin kurduğu bu tiyatroyu, 2012 yılında kurulan Gabriadze Vakfı işletiyor. Vakıfın amacı, Rezo Gabriadze’ nin edebiyat, resim, heykel, dekoratif sanatlar, tiyatro ve sinema alanındaki çalışmalarını korumak, sürdürmek ve geliştirmek, ayrıca medeniyetler, kültürler ve topluluklar arasındaki diyalogu teşvik etmek. Meydandaki saat kulesi, kafeteryası ve tiyatrosuyla oldukça ilgi çekici olan bu mekanda, denk gelirse tiyatro da izleyebilirsiniz. Bilet için http://gabriadze.com/en/ Biz hayran hayran saat kulesini seyredip fotoğraf çektikten sonra meşhur sülfür banyolarına gitmek üzere yürüyüşe geçtik. Sülfür banyoları, Narikala Kalesi’nin aşağısındaki Botanik Bahçesinin bitiminde yer alıyor. Bu bölgede bir sürü sülfür banyosu var. Yumarketing europe & anatolia /43


Gezi

karıya doğru yürüyünce bir de şelale var (Dzveli Tbilisi Sulphur Waterfall), oradan akan su minik bir dere şeklinde şehrin içine geliyor. Ancak su sülfürlü olduğu için kokusu hiç hoş değil :( Yer altı kaynaklarıyla zengin bir şehir olan Tiflis’te sülfür banyoları binlerce yıldır kullanılıyor. an da buna bir örnek. Eski Tiflis’te bulunan bir sürü sülfür banyosu arasında en ilgi çekici olanı ise mavi mozaikli Chreli Abano Sülfür Banyoları. Eski hamamları andıran diğer sülfür banyoları da, görsel olarak ilginç ancak kokusu ve hijyenden uzak görüntüleri açısından sevimsiz. Ben yine de merakıma yenilip, Chreli Abano Sülfür Banyoları’ na kafayı uzatıp bakmak istedim. Kapıyı açar açmaz, yüzüme buhar ve koku çarptı. Kendimi nasıl dışarı atacağımı bilemedim. Sülfür banyo macerası da kapı eşiğinde bitmiş oldu. Bu kadar dolandıktan sonra sıra geldi yemeğe. Araştırmalara göre yemek için uygun yerin Cafe Linville olduğuna hem fikir olduk. Cafe Linville, Özgürlük Meydanı’na yakın bir yerde, ara sokakta. Eski Gürcistan gibi buradaki binalar da çok eski. Restaurant binanın ikinci 44 / marketing europe & anatolia

Kalacağımız yerin adı New Gudauri Suites. Burada otel kültürü pek yok, daha çok daire kiralama olayları var. katında ancak merdivenler sağa doğru 35 derece açıyla yukarı çıkıyor. Her an yıkılacakmış hissi veriyor insana. Bizim anneler merdiveni zor çıktı tabii, neticede sabahtan beri yürüyorlar. Cafe Linville’in dekorasyonu da en az bina kadar eskilere dayanıyor. Otantik bir mekan ancak çalışanlar kalabalık grupları ağırlayacak kadar yetenekli değiller. Servis çok yavaş ve hep eksik geliyor, bir şeyler. Sancılı bir yemek sonrası otellerimize dönüyoruz. Asıl yolculuk şimdi başlıyor. Biz aslında Gürcistan’a kayağa geldik :) Otelimize dönüp eşyalarımızı alıyoruz ve bizi Gudauri’ye götürecek araca biniyoruz. Gitmeden önce Mehmet hocamız oradan, transfer için minibüs ayarlamıştı. Bu minibüs bizi havaalanından alıp, gideceğimiz yerlere götürecek en son yine havaalanına bırakacak. Abur cubur ve likitlerimiz alarak mini-

büse doluşuyoruz. Gudauri ile Tiflis’in arası yaklaşık 130 km ancak yol 3 saat sürüyor :( Biz likitlerimizi açıp hafiften demlenerek yola çıktık. Bir süre sonra da uyumuşuz. Guauri’ye vardığımızda soğuk hava bembeyaz bir coğrafya karşıladı bizi. Tiflis’ teki güzel havadan sonra -15 bizi kendimize getirdi. Kalacağımız yerin adı New Gudauri Suites. Burada otel kültürü pek yok, daha çok daire kiralama olayları var. çünkü buraya gelen insanların dışarıda yemek yeme kültürü yok. Genelde evlerinde yemek yemeyi tercih ediyorlar. Bu sebepten biz de 5 odalı bir penthouse kiraladık. Kaldığımız ev yeni bir evdi ve sanırım ilk konukları da bizdik. O yüzden benim kredi kartıma 1000 Gel’lik bir bloke koydular, depozito olarak. Akşam vakti ve yorgun vardığımız için herkes odalarına dağılıp uyudu. Ertesi gün kayak olayına gireceğiz. Sabah ben heyecandan olsa gerek erkenden kalktım : Sonra balkona çıktım, bir de gördüm ki, bizim daire, direk kayak pistini görüyor. Otelin önünden gondola biniliyor. Acayip güzel konumdaymışız meğere.


Gezi Manzarayı seyredip, henüz gondolların çalışmadığını fark edince vakit geçirmek için markete gidip alış veriş yapmaya karar verdim. Sonrasında kendime omlet ve kahve yapıp onları yedim bir başıma. Ardından da dışarı çıkıp etrafı keşfe başladım. Şansımıza da hava güneşli :) Güzel havada bir kaç kayak kiralayan yer gezdim ve fiyatların hep aynı olduğunu gördüm. Sonra da gondola en yakın yerden kayakları kiralamaya karar verdim çünkü o zaman en kısa mesafe kayaklarla yürümüş olacaktım :) (Tembellik diz boyu). Önce gidip kayak kiraladım sonra da skipass’ımı aldım. 3 günlük skipass için 145 GEL ödedim. 3 günlük kayak kirası için de 140 GEL ödedim. Aldığınız skipass kayak merkezindeki bütün telesiyej, teleferik ve gondollarda geçiyor. Kayakları ve skipass’ı aldıktan sonra bizim ekibi aradım ancak onlar hala kahvaltı ettiklerinden tek başıma yukarı çıkmaya karar verdim. Otelin önünde bulunan gondola binip yukarı çıktım ve gördüm kü esas kısım orasıymış. Gondolun vardığı yerden diğer teleferik ve telesiyejlere binip yukarılara çıkmak mümkün. Ayrıca oralarda minik minik kafeler de var. Hatta baby pist bile gondol hemen yanı başında. Açılışı yapıp gondolun oradan tekrar otele doğru kaydım. Sonra da bizim ekiple buluştuk. Ancak şöyle bir sorun var, ekip kalabalık olunca birlikte kaymak ve senkron olmak zor. O yüzden genelde tek kaydım. Kaymayı çok özlediğim için durmadan yukarı çıkıp aşağı indim .) Öğlene kadar görmemişler gibi kaydıktan sonra yemek molası verdik. Kayak merkezinin orada çok fazla seçenek yok. Genelde minik kafeler var. hatta isimlerini de yazayım belki gidecek olanlara lazım olur :) Mtvrali Alubali (Drunk Cherry), Gudauri Travel Bar, Chainiki, Restaurant Glintwine, Italian

Öğlene kadar görmemişler gibi kaydıktan sonra yemek molası verdik. Restaurant Posticino. Biz hepsine baktık ancak en çok Drunk Cherry’yi sevdik. Sonrasında da hep orada takıldık. Et yemekleri, çorbalar, salatalar ve güveçte yaptıkları mantar çok güzel. Bir de geleneceksel Gürcü pidesi “Khachapuri” ve Gürcü mantısı “Khinkali” var. ancak ben hamur işi sevmediğim için onlara pek yanaşmadım. Yemek sonrası yine kayak, yine yemek, akşam bar, sabah kahvaltı, kayak, yemek vs derken 3 gece 4 gün kaldık Gudauri. Tabii biz yılbaşında gittik. Niyetimiz hem kayak hem yeniyılı kutlamak. Bizim kaldığımız penthouse, dublex bir daireydi ve alt katta amerikan mutfak vardı. Uzun mutfak masasının hemen yanında ışıklı bir çam ağacı da vardı. Ev sahibi minik bir jest yapmış sanırım. Annelerin hazırladığı akşam yemeğini tüm ev halkı, birlikte yedik. Sonra başka

dairede kalan arkadaşlarımız da geldi. Hep birlikte yiyip içip sohbet ettikten sonra tekrar Drunk Cherry’ye gittik. Aslında akşam yemeği için de oraya gidecektik ama önceden rezervasyon yapmak lazımmış. Dolu olduğu için bizi almadılar. Biz de yemek sonrası eğlenmeye gittik. Drunk Cherry’de genelde akşamları canlı müzik oluyor sanırım çünkü her akşam vardı :) Yılbaşında da öyleydi tabii. Saat 12’ye yaklaşırken hepimiz dışarı çıktık ve havai fişekleri izlemeye koyulduk. Ancak o havai fişekler bitmek bilmedi. Herkes markette satılan havai fişeklerden almış. Kafalarda güzel olunca onlar kiminin elinde patladı kiminin üzerine düştü. Baktık ortalık sakat içeri geri kaçtık. Müzik di danstı derken saat epey geç oldu. Malum kayak sebebiyle yorgunluk da var. Ben fazla tepinemeden gidip uyudum. Birazcık da Gudauri’den bahsedeyim. Büyük Kafkas Dağları’nın güney eteklerinde bulunan Gudauri kayak merkezinin deniz seviyesinden yüksekliği 2.196 metre. Ancak kayak merkezinin zirvesi yaklaşık 3000 metre ve zirveye marketing europe & anatolia /45


Gezi

teleferikle çıkmak mümkün. Pistlerin toplam uzunluğu 60 km civarinda. Pistlerin haritasını buradan görebilirsiniz. https://www.gudauri.info/map/ Aslında yeni yeni popüler olmaya başlayan bir yer Gudauri ve bölgede inşaatlar da tüm hızıyla devam ediyor. 3 seneye kalmaz epey çok konaklanacak yer olur. Toki oraya da el atmış olabilir :) Gudauri epey yüksek olduğu için kayak sezonu da epey uzun. Konaklamak icin çok güzel daireler mevcut ancak yemek ve eğlence anlamında biraz vasat. Kayak haricinde heliski, paragliding de yapabilirsiniz. Ancak heliski için biraz pro olmak lazım sanırım. Benim yapabileceğim bir şey değil :( Kayak merkezinin üst tarafında Kudebi adında bir tepe var. orada aynı isimli bir de kafe var. kafenin manzarası muhte46/ marketing europe & anatolia

Büyük Kafkas Dağları’nın güney eteklerinde bulunan Gudauri kayak merkezinin deniz seviyesinden yüksekliği 2.196 metre. şem. Aşağıda bir sürü kayalık var ve üzerleri karlarla kaplı, zaman zaman da sis basıyor ve sizin bulutların üzerindeymiş gibi oluyorsunuz. Muhteşem bir manzara. Kudebi’nin yan tarafında ise seyir terası gibi bir yer var. Onun yanı çok dik. Öyle olduğu için de paragliding orada yapılıyor. Atlayanları izleyebiliyorsunuz. Biz ailecek gittik ancak annemle babam

kayak yapmadığı için evde sıkılmasınlar diye onları da zaman zaman gondol ve teleferik ile yukarıya çıkarttım. Aslında bize kayak yapmayı çok küçük yaşlarda babam öğretmişti. Ancak uzun zamandır kaymadığı için o biraz çekindi. Ancak ben 72 yaşındaki babamı zorlayaraktan ona da kayak kiraladım ve birlikte kaydık. Fakat çok yorulduğu için ancak yarım gün kayabildi. Anneme de kızak kiralayıp onunla kaydırdık. Unutmadan söyleyeyim, kocaman da kızak pisti var :) Gudauri’nin en yüksek noktası Sadzele sonra da Bidara. Heliski de bu iki bölgede yapılıyor. Gudauri, genel olarak çok güzel bir kayak merkezi. Çok sayıda ve çok da geniş pistleri var. yılbaşı olmasına rağmen çok kalabalık değildi. Neredeyse hiç teleferik vs sırası beklemedik. Daha önce de bahsettiğim gibi restaurant sayısı az ancak yemekleri çok güzel. Bir de şarapları çok güzel:)Yeni gelişmeye başlayan bir yer. Çoğu bina yeni inşa edilmiş o yüzden temiz ve yeniler. Yeni olduğu için hizmet anlamında çok yetersizler. Dairelerden çöpler alınmadığı için herkes çöğlerini koridora bırakıyor. Bizim yan dairede araplar vardı, tüm çöplerini koridora atmışlardı :( Söylemem gereken bir şey daha var. Kredi kartı kullanmayın:( Tatilden döndükten 20 gün sonra otel benim kredi kartımdan 1000 GEL para çekti. Daha önce depozito olarak bloke edilen parayı çekmişler. Otelden çıktıktan sonra bloke kalktı fakat 20 gün sonra para çekildi. Aklınızda bulunsun, kredi kartı kullanmayın. Sonra durumu booking. com ve YKB’ye ilettim. Booking.com üzerinden rezervasyonu birlikte kaldığımız arkadaşım yaptığı için beni sallamadılar. Onun üzerinden sorunu çözmeye çalıştık. Yapı Kredi de siz şifre kullanmışsınız diye beni salladı. Neyse ki durumu BDDK’ya ilettim de onlar sorunu çözdü. O yüzden kredi kartı kullanmamanızı tavsiye ederim.


Gezi

Kayak olayını bitirdikten sonra tekrar minibüse doluşup Tiflis’e döndük. Bizim uçak gece olduğu için de kendimize bir süre konaklayabileceğimiz bir yer aradık. 3-4 saatlik bir zamanımız olduğu için de konaklama için Fabrika Hostel’i seçtik. Fabrika Hostel, dünyaca ünlü bir hostel aslında. Eskiden tekstil fabrikası olan bina hostel’e çevrilmiş. Arka sokağında çok şirin kafeler ve tasarım atölyeleri var. giriş katında, sosyal alan, langırt vs ve restaurant var. ancak restauratta havalandırma olmadığı için bütün yağ kokusu hostelin içinde kalıyor. O koku apartman boşluğundan da üst kattaki tuvaletlere geliyor. Anlayacağınız tuvaletler leş gibi yemek ve yağ kokuyor. Üst katlar ise konaklama için kullanılıyor. Biz ailecek ilk defa hostelde kaldığımız için biraz şaşırdık tabii. Ancak 10 kişilik odada sadece biz olduğumuz için pek sorun olmadı. Babam, en son askerde böyle bir yerde uyuduğunu söyledi :) 3 - 4 saat hostelde oyalandıktan sonra tekrar minibüsümüze doluşup havaalanına gittik.Daha önce de şöylediğim gibi Gürcü şarapları çok güzel

Kayak olayını bitirdikten sonra tekrar minibüse doluşup Tiflis’e döndük.

ben dömisek seviyorum. Marani Alexandreuli tam benim damak zevkime uygun. Eğer siz de şarap seviyorsanız havaalanında bir sürü çeşit şarap satılıyor. Şaraplarımız da aldıktan sonra evimize geri döndük.

marketing europe & anatolia /47


Gameon

Pubg Mobıle E-Spor Turnuvası... kapsayan ve kısaca “RTK” olarak adlandırılan turnuvanın finali Temmuz ayında gerçekleşecek. OPPO’nun yenilikçi modelleri, güçlü mobil oyun özellikleriyle dikkat çekiyor. “Game Space” özelliği ile tüm oyunları tek bir noktada buluşturan OPPO, yüksek performans sağlayan işletim sistemi, uzun pil ömrü sayesinde oyunseverlere iyi bir deneyim sunuyor. Kullanıcılar oyun sırasında, gelen bildirimleri görebilmek, mesajları yanıtlayabilmek gibi teAkıllı telefon markası OPPO ile son dönemlerin en popüler oyunları arasında yer alan PUBG MOBILE (Player Unknown’s lefon özelliklerinden de maksimum verimi alabiliyor. OPPO, Battle grounds), e-spor ekosisteminde ses getirecek bir iş “Game Space” özelliği ile FPS kategorisindeki rekabetçi birliği anlaşması yapıyor. OPPO, PUBG MOBILE’ın düzenle- çevrimiçi oyunlarda sunduğu akıcı deneyimle dikkat çekiyor. Oyunseverlerin en gözde oyunlarından PUBG MOBILE ile diği bir turnuvaya sponsorluk desteği veriyor. Yapılan anlaşma kapsamında OPPO, PUBG MOBILE’ın dü- yapılan ortaklık, OPPO akıllı telefonlarının mobil oyun alazenlediği ve amatör oyuncuların mücadele edeceği bir e-spor nındaki yeteneklerini ve markanın teknolojik özelliklerini turnuvasına destek oluyor. Rusya, Türkiye ve Kazakistan’ı gözler önüne seriyor.

Predator Thronos Oyuncu Kabini... Teknosa, oyun dünyasına yepyeni bir deneyim sunmak için güçlerini birleştirdi. Oyun deneyimini bambaşka bir boyuta taşıyan ve IFA’da duyurulduğu andan itibaren tüm dünyadaki oyunseverlerin beğenisini kazanan Predator Thronos Oyuncu Kabini Türkiye’de ilk kez Teknosa Cevahir Mağazası’nda oyun severlerle buluşuyor. Acer EMEA Başkan Yardımcısı Grigory Nizovsky ve Teknosa Tedarik Zinciri Genel Müdür Yardımcısı Doğa Oran’ın ev sahipliğinde yapılan toplantıda Predator Thronos’un yanı sıra sadece Teknosa’da satışa sunulacak yeni Predator ürünleri de tanıtıldı. Satış fiyatı 149.000 TL olan Predator Thronos, yeni nesil oyuncular için oyun deneyimini yeniden tanımlıyor. 1,5 metre uzunluğunda çelik bir yapıya sahip olan ürün, oyun içindeki etkilere göre titreyen koltuğu ile kullanıcının kendisini oyunun içinde gibi hissetmesini sağlıyor. Ayarlanabilir koltuk; ergonomik oturma bölümü tasarımına, ayak koyma yerine ve 140 derece arkaya yatabilen bir kabine sahip. Üst kısımdaki bölüm üç adet 27 inç Predator oyuncu monitörüne ve bir oyuncu bilgisayarına uygun yer barındırıyor. Predator bilgisayar, üç adet Predator monitör ve aksesuarlarla bir araya geldiğinde, Thronos eşsiz bir oyuncu üssüne dönüşüyor. 48 / marketing europe & anatolia

Acer EMEA Başkan Yardımcısı Grigory Nizovsky: “Acer olarak her düzeyden oyuncuya ulaşmak, onlara değer katmak istiyoruz. Acer’ın oyuncu ürünleri; Predator markası ve Acer Nitro serisi altındaki monitörler, dizüstü ve masaüstü bilgisayarlarla projektörlere kadar uzanıyor. Geniş ürün gamımız; profesyonel e-sporculardan oyun tutkunlarına ve arada sırada oyun oynayanlara kadar her tür kullanıcıya hitap ediyor. Oyuncu ürünlerimizle de ilgili kitleye ulaşmak üzere çalışmalarımızı özenle sürdürüyoruz. Marka değeri, ekibinin profesyonelliği ve mağaza konumlarının sağladığı stratejik avantaj sayesinde Teknosa, bu hedefimize ulaşmamıza yardımcı oluyor” dedi.


Gameon

Wolfteam’e Ramazan güncellemesi... eklenirken, oyunun keyfini artıracak pek çok yeni silah ve aksesuar da oyunda yerini aldı. Tarihi yaşatan Göbeklitepe’ye gece modu 2019’un “Göbeklitepe Yılı” ilan edilmesinin ardından Netmarble’ın çok özel bir çalışmayla sunduğu ve kısa zamanda en sevilen Wolfteam haritaları arasına giren Göbeklitepe Haritasının gece versiyonu, oyunculara UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndeki bu özel mekanı gece deneyimleme fırsatı sunacak. Ayrıca Türk kültüründen ve Ramazan geleneklerinden motifler de oyunculara Ramazan ruhunu taşıyacak. Yeni silahlar, bıçaklar ve aksesuarlar Yeni güncellemeyle Wolfteam’e 2 yeni silah ve 2 yeni bıçak geliyor. Yüksek isabet ve dengeye sahip QBZ piyade tüfeWolfteam, Ramazan’ın başlangıcını yeni güncellemesiyğinin Gece Mavisi ve Pro versiyonu ile Kukri bıçağın Gece le kutluyor. Ramazan’a özel Göbeklitepe Gece Haritası ve Mavisi ve Pro versiyonu ekleniyor. Ramazan motiflerinin yanı sıra oyuna eklenen yeni silah ve Ayrıca Gece Mavisi dövmesi, Gökkuşağı pençesi ile Nazar aksesuarlarla oyuncuları heyecanlı ve keyifli saatler bekliyor. Boncuğu, Piramit, Kralll! ve GG grafitileri de Ramazan günNetmarble Türkiye, Türkiye’nin en popüler bilgisayar oyunlacellemesiyle oyuna eklenen aksesuarlar arasında yer alıyor. rından olan Wolfteam için Ramazan ayına özel yeni ve kapYeni Wolfteam güncellemesi ilgili tüm detaylı bilgileri Wolftesamlı bir güncelleme yayınladı. Güncelleme ile oyuna Göam Ramazan Özel sayfasında bulabilirsiniz. beklitepe Haritasının gece modu ve çeşitli Ramazan motifleri

Intel ESL Türkiye Şampiyonası... Monster Notebook, Intel ESL Türkiye Şampiyonası 2019 Kış Sezonu Finalleri’ne damga vurmaya hazırlanıyor. Turnuva finalleri, aynı zamanda turnuvanın ana sponsoru da olan Monster Notebook’un oyun bilgisayarlarıyla oynanacak! Türkiye’nin en büyük espor turnuvası olan Intel ESL Türkiye Şampiyonası tüm heyecanıyla sürüyor. 8 takımın 7 hafta boyunca kıyasıya mücadele ettiği CS:GO liginin finalistleri belli oldu. Espor tutkunlarının merakla beklediği finaller, 5 Mayıs 2019’da LOG ESPORTS ve VALSTARS arasında olacak ve Kanal D stüdyolarından canlı olarak yayınlanacak. Oyun canavarı olarak bilinen, Intel® Core™ i9-9900K işlemcisi ve NVIDIA RTX 2080 grafik kartı ile masaüstü bilgisayarları kıskandıran Monster Tulpar, Intel ESL Türkiye Şampiyonası’nın finalinde sahnede olacak. Final Maçı Monster Notebook’larla Oynanacak Intel ESL Türkiye şampiyonasının ana sponsoru olan Monster Notebook’un oyun canavarı olarak tasarladığı ve Intel’in en

güçlü masaüstü işlemcisi olan 9’uncu nesil Intel® Core™ i99900K ve NVIDIA’nın ışın izleme teknolojisi ile güçlendirdiği RTX 2080 grafik kartına sahip Monster Tulpar’lar Türkiye’de bir ilk olarak 5 Mayıs’taki final maçında kullanılacak. Dünya çapında espor turnuvalarında, bugüne kadar genel olarak masaüstü bilgisayarlar tercih ediliyordu. Ancak ekran teknolojilerindeki büyük ilerlemeler ve performansa bağlı göüntü hızı yenileme teknolojilerindeki gelişmeler dizüstü bilgisayarların espor turnuvalarında tercih edilmesinin yolunu açtı. marketing europe & anatolia / 49


Kültür - Sanat

Yazıda Âhenk ve Renk... Vehbi Koç Vakfı’nın 1980 yılında ülkemize kazandırdığı ilklerden biri olan Sadberk Hanım Müzesi, Vakfın 50. Kuruluş yıldönümü vesilesi ile kitap sanatları ve hat koleksiyonundan özel bir seçkiyi sanatseverlerle buluşturuyor. Müzenin koleksiyonları arasında önemli bir yer oluşturan kitap sanatları ve hat eserleri, “Yazıda Ahenk ve Renk” isimli kapsamlı bir yayın çalışmasında bir araya getirilirken, koleksiyondan seçilen sanatlı kitaplar, belgeler ve hüsn-i hatlar, 25 Nisan - 22 Aralık 2019 tarihleri arasında Sadberk Hanım Müzesi’nde sergilenecek. Kitap sanatları konusunda uzman Prof. Dr. Zeren Tanındı, yarım asırlık bilgi birikimi ile 362 eserden oluşan “Yazıda Âhenk ve Renk” çalışmasını yayına hazırlarken, 200 eseri içeren serginin küratörlüğünü de üstlendi. Sadberk Hanım Müzesi’nin kitap sanatları ve hat koleksiyonu 915 eserden oluşuyor “Yazıda Ahenk ve Renk” Sergisi, 25 Nisan - 22 Aralık 2019 tarihleri arasında, Çarşamba günleri hariç her gün 10:00-17:00 saatleri arasında ziyaretçilerini ağırlayacak.

Çocuğum, Haklarım Var... abm Yayınevi’nin Çocuğum, Haklarım Var. etkinlik kitabı ile minikler haklarını öğreniyor, bu haklar üzerine düşünüp fikir yürütüyor ve araştırmalar yapıyor. Ezgi Berk tarafından yazılan ve Funda Akman Aydemir tarafından resimlenen Çocuğum, Haklarım Var! kitabı, küçüklere haklarını interaktif etkinliklerle anlatıyor. Çocuk deyince aklınıza ne geliyor? Geleceğin yetişkini mi? Henüz tam olmamış bir insan mı? abm Yayınevi’nden çıkan Çocuğum, Haklarım Var! etkinlik kitabı, çocuğun tam da şimdi olduğu haliyle tıpkı bir yetişkin gibi saygı görmesi gereken bir insan olduğunun üzerinde duruyor.

50 / marketing europe & anatolia

Gündem... Éric Vuillard’ın Nazi Almanya’sının perde arkası anlatan kitabı Nihan Özyıldırım çevirisiıle Can yayınlarından çıktı. Nazi Almanya’sının Avusturya’yı ilhakının manipülasyon, kibir ve açgözlülük üzerine kurulu perde arkasını aktaran 2017 Goncourt Ödüllü Gündem, Alman endüstrisinin Nazilerle işbirliğini belgelerken günümüz siyasetinin içinde bulunduğu kriz konusunda da esaslı bir uyarı işlevi görüyor. Éric Vuillard’Film yapımcısı ve yazar. 1968’de Lyon’da doğdu. Eserleri bugüne kadar dokuz ödül almıştır.


Kültür - Sanat

Nâzım’a Yolculuk... İş Sanat Kibele Galerisi, Türk şiirinin büyük ismi Nâzım Hikmet’in 63 yıllık yaşamından kesitler taşıyan “Nâzım’a Yolculuk” sergisine ev sahipliği yapıyor. Şairin Selanik’ten Moskova’ya kadar uzanan büyük yolculuğuna eşlik etme çabası olan sergide, genç yaşından itibaren hayallerinin peşinden giden, şiirler yazan Nâzım Hikmet’in hayatı ile ilgili şimdiye kadar bilinmeyen yönlerine dair izler bulmak mümkün. Şairin büyük ailesi Celile, Samiye, Yahya Kemal, Piraye, Memet, İpekçi, Serteller, Naci Sadullah, Kemal Tahir, Orhan Kemal, Sedat Simavi, Ahmet Emin, Münevver, Mehmet, Ekber, Vera gibi birçok isimden ve daha pek çok başka duraktan geriye kalan değerli mektup, fotoğraf, belge, yayın Nâzım’a Yolculuk sergisi için bir araya getirildi. Türk şiirinin büyük ismi Nâzım Hikmet’in 63 yıllık yaşamında bilinmeyen yönlerinin izlerini süren sergi, 2 Mayıs – 22 Haziran 2019 tarihleri arasında İş Sanat Kibele Galerisi’nde görülebilir.

İDOB, Leyla Gencer’i Anıyor... 20. yüzyılın en önemli sopranolarından birisi olarak tanınınan Leyla Gencer, ölümünün 11. Yılında Kadıköy Süreyya Operası’nda anılıyor.Batı ülkelerinde “La Diva Turca”, “La Gencer”, “La Regina” olarak ün yapan; Milano, Roma, Napoli, Venedik, Viyana, Paris, San Francisco, Köln, Buenos Aires, Londra, Rio de Janerio, Bilbao, Chicago’da sanatını dinleten; Lucia’nın, Norma’nın, Lady Macbeth’in, Queen Elizabeth’in, Filoria Tosca’nın, Lucrezia’nın, Madam Butterfly’ın, Alceste’nin, Aida’nın, Violetta’nın, Leonora’nın “Leyla la Turca”sı soprano Leyla Gencer, hem seçkin opera sahnelerinde hem resitallerinde hayranlık uyandırmış ve opera repertuarı 23 bestecinin 72 yapıtını kapsamıştır. İstanbul Devlet Opera ve Balesİ Solistleri Suat Arıkan, Perihan Artan, Hakan Aysev, Evren Ekşi , Murat Güney, Nesrin Gönüldağ ,Efe Kışlalı, Bülent Külekçi, Oleksandr Samoylenko, Cengiz Sayın, Hale Soner , Nazlı Deniz Süren’in sahnede olacağı konseri Orkestra şefi Zdravko Lazarov yönetiyor. Konserde, Wolfgang Amadeus Mozart’ın Figaro’nun Düğünü ve Sihirli Flüt eserlerinden , Giuseppe Verdi’nin

Macbeth , La Forza del Destino , Aida, Otello eserlerinden , Jules Massenet’in Thaïs ve Werther eserlerinden, Georges Bizet’in Carmen ve Giacomo Puccini’nin Tosca eserlerinden aryalar İstanbul Devlet Opera ve Balesi Orkestrası eşliğinde seslendirilecek. 14 Mayıs 2019’da Zorlu Performans Sanatları Merkezi’nde “OPERA GALA” konseri ile sahnede olacak.

marketing europe & anatolia /51



Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.