marketing europe & anatolia Sayı: 059

Page 1

marketing europe & anatolia Tarih: Ocak 2017 Sayı: 59

retorik

Zararın neresinden dönülse kardır...

satır ayracı

Oyun... n

la i e z i b n... i d ri a H ve



İçindekiler

marketing europe & anatolia Sayı: 59 Tarih: Ocak 2017 İmtiyaz Sahibi Eksantrik Film Prodüksiyon P.K.: 112 34725 Fenerbahçe- İstanbul - Tr. Genel Yayın Yönetmeni ve Sorumlu Yazı İşler Müdürü Elvin Ekşioğlu e-mail: elvineksioglu@gmail.com Haber ve Fotoğraflar Agency Europe & Anatolia aeanews@aeanews.com.tr aeanews@gmail.com Katkıda Bulunanlar Nurgül Eryıldır Günay Ali Erdem Ekşioğlu Seval Duban Kübra Nebioğlu Yusuf Yener Günay Danışman Abdullah Ekşioğlu

Kısa Kısa

04 - 07

Teknoloji

10 - 11

retorik

13

Medya Dünyası

14 - 15

Röportaj

16 - 19

kelebeğin fırtanası

21

Reklam dünyası

22 - 23

Röportaj

24 - 27

İlan Rezervasyon Gözde Öztürk Yayın Türü Süreli Yayın Yönetim Yeri Agency Europe & Anatolia e-mail: meadergi@gmail.com marketing europe & anatolia Agency Europe & Anatolia tarafından Süreli yayınlanan bir e-dergidir. Bu yayının tüm hakları Eksantrik Film Prodüksiyon’a aittir. Tamamı ya da bir bölümü yayıncısının izni olmaksızın çoğaltılamaz ve yayınlanamaz. Tüm ilanların sorumluluğu firmalara, makalelerdeki görüşler ve hukuki sorumluluk yazarlara aittir. Bu derginin yayınlanma sürecinde hiçbir ağaç zarar görmemiştir. http://www.meadergi.com mobil: http://m.meadergi.com http://www.facebook.com/meadergi instagram: meadergi https://twitter.com/meadergi

satır ayracı

29

Kampanyalar

31 - 35

Gezi

36 - 43

Game On

44 - 49

Kültür Sanat

50 - 51

Bir Ekşioğlu Medya Grup kuruluşudur.

marketing europe & anatolia / 1



Köşe Elvin Ekşioğlu / elvin@eksantrik.com

( editörden)

Hadi bize ilan verin... Merhaba

marketing europe & anatolia'nın yeni sayısını yine titiz bir çalışmayla hazırladık. Yayın hayatına başladığımız ilk günden bu yana her fırsatta dile getirdiğimiz, hiçbir cemaate hizmet etmeyen, aldığı ilan kadar basılmayan, paylaştıkça çoğalan, tam bağımsız, tarafsız sadece ve sadece doğru bildiğini yazan bir dergi olma sözümüzün sadece sözde olmadığını çıkardığımız her sayımızda siz değerli okuyucularımıza ispat ettiğimizi düşünüyorum. Dergimizin aylık okuyucuları 5000 ila 7500 aralığına yerleşti. Her biri bizim için çok değerli. Medya planlarınıza bizim dergimizi de dahil edip, temsilcisi olduğunuz müşterilerinizin ilanlarıyla bizi bu yürüyüşümüzde desteklemenizi, dergimizi bizim dergimiz olarak değil kendi derginiz olarak paylaşmanızı, yaygınlaştırmanızı diliyorum.

Sevgiyle kalın.

marketing europe & anatolia / 3


Kısa Kısa

Tech Human Zirvesi... İTÜ ARI Teknokent bünyesindeki firmaların başlattığı bir inisiyatifle önümüzdeki dönemde tüm Türkiye’ye yayılması hedefi ile oluşturulan ATİK(AR-GE ve Teknoloji İnsan Kaynakları Grubu) grubu,19 Ocak 2016 tarihinde Swissotel’de, AR-GE ve teknoloji alanında insan kaynağı üzerine ilham verici konuşmaların yapılacağı Tech Human Zirvesi’ni düzenliyor. Zirve, bu alanda bir ilk olma özelliği taşırken, teknoloji sektöründeki insan kaynaklığı uzmanlığının yetkinliğini artırırken daha nitelikli ve çok sayıda teknoloji çalışanının sektöre kazandırılarak Türkiye’nin ekonomik büyümesine ivme kazandırabilecek temel konuya değiniyor. İTÜ ARI Teknokent COO’su ve ATİK Grubu Kurucusu Gökçe Tabakteknolojiningünümüz firmalarının başarılarını etkileyen en önemli faktör haline geldiğinive bundan dolayı insanın ve yeteneğin kritik öneme sahip olduğunu belirt-

ti. Türkiye’de ilk kez yapılacak “Etki” temalı Tech Human Zirvesi sayesinde AR-GE ve teknoloji alanındaki insan kaynakları yöneticilerinin buluşmasının sektörün gelişimi için tetikleyici ve farkındalık yaratıcı bir özelliği olacağını söyleyen Tabak sözlerine şöyle devam etti: “Dünya bazında lider firmaların CEO’larıyla yapılan periyodik bir araştırmaya göre iş hayatında başarıyı etkileyen faktörlerde teknolojinin son 15 yıldaaltıncı sıradan ilk sırayaçıktığını gösteriyor. Öyle ki, şirketler teknolojiyi iş süreçlerine dahil etmediği takdirde ya rekabet avantajını yitiriyor ya da teknoloji temelli iş modelleri nedeniyle tamamen yok olabiliyor. Biz de İTÜ ARI Teknokent olarak, teknolojinin şirketler için can damarı haline geldiği günümüzde ‘AR-GE, teknoloji, insan kaynakları grubu’ olarak nitelendirdiğimiz ATİK inisiyatifini hayata geçirdik. ATİK inisiyatifiyle, önemli teknoloji şirketlerinin insan kaynakları direktörleri bir araya geliyorlar. İTÜ ARI Teknokent olarak da AR-GE ve teknolojide insan kaynağının en önemli faktör olduğuna inanıyor ve bu alanda ülkemizde yapılan ilk zirveyepaydaşlarımızla birlikte destek vermek ve himaye etmekten gurur duyuyoruz.”dedi.

Tavsiye Evi...

Konfor, güvenlik, enerji verimliliğini artıran yenilikçi ürün ve çözümler sunan VİKO by Panasonic, kurumsal sorumluluk yaklaşımının bir yansıması olarak, başta elektrikten kaynaklı olmak üzere çocukların ev kazalarına karşı korunmasına yönelik bilinçlendirme çalışmaları kapsamında önemli bir etkinliğe daha imza attı. Etkinliğin ev sahipliğini ise markaların hedef kitlesini bir ev sıcaklığında buluşturan, paylaşımı ve etkileşimi artıran, yepyeni deney-

4 / marketing europe & anatolia

imler sağlayan bir mecra olan “Tavsiye Evi” yaptı. VİKO Pazarlama Direktörü Aysel Özaltınok ve Pazarlama İletişimi Uzmanı Merve Önusta ile ülkemizin önemli blogger’larının da katılım sağladığı bu anlamlı organizasyonun açılış sunumu Aysel Özaltınok tarafından yapıldı. Özaltınok gerçekleştirdiği sunumda “Ailelerin en değerli varlığı olan çocukların, alınacak küçük önlemlerle elektrikten kaynaklı ev kazalarına karşı korunmasının elimizde olduğuna vurgu yaparken, VİKO Karre Kids Serisi prizlerde bulunan çocuk koruma özelliğini tüm teknik ve koruyucu boyutları ile birlikte paylaştı.


Kısa Kısa

9. Doğrudan Pazarlama Ödülleri... Doğrudan Pazarlama İletişimcileri Derneği (DPİD)’in her yıl düzenlediği Doğrudan Pazarlama Ödülleri’ne başvurular 2 Ocak’ta başladı. Bu yıl 9. kez verilecek olan ödüllerde; ticari etkinliği yüksek, ölçülebilir ve sonuç getiren doğrudan pazarlama projeleri stratejisi, yaratıcılığı, uygulanabilir oluşu ve sonuçları açısından değerlendirilerek ödüllendirilecek. Bu sene ilk kez basın toplantısı, etkinlik gibi son tüketiciye yönelik olmayan işlerin de katılabileceği Doğrudan Pazarlama Ödülleri’nin programı; Geniş Kapsamlı Satış Noktası, Sahada Pazarlama Uygulamaları ve En iyi Teknoloji Kullanımı gibi yeni eklenen kategorilerle daha da zenginleşti. ‘Odaklan’ konseptiyle düzenlenecek olan Doğrudan Pazarlama Ödülleri, 23 Ocak 2017’ye kadar www.dpodulleri.org adresinde başvuruları bekliyor. Doğrudan pazarlama sektörüne değer katmak adına çalışmalar yapan Doğrudan Pazarlama İletişimcileri Derneği’nin düzenlediği Doğrudan Pazarlama Ödülleri’ne başvurular başladı. Doğrudan pazarlama sektörünün ‘en’lerinin belirleneceği ödüllerin bu yılki konsepti ‘Odak-

lan’. Başvuruların 23 Ocak 2017’ye kadar devam edeceği ödüller bu sene pek çok yeniliği bünyesine katıyor. 2 yeni kategorinin eklendiği ödüllerde geçen sene eklenen “Çekmecede Kalmış İşler” adlı kategori de müşterilere sunulan ancak gerçekleşmemiş, iyi işleri bekliyor. Değerlendirme aşamasına kendi jürisinin yanı sıra bir “Genç Jüri”’nin de eklendiği Doğrudan Pazarlama Ödülleri’ne başvurular www.dpodulleri.org adresinden yapılabiliyor.

UXistanbul... Bölgenin ve Türkiye’nin ilk uluslararası kullanıcı deneyimi ve kullanılabilirlik konferansı olan UXistanbul, önde gelen şirketlerden konuşmacıları ağırlamaya hazırlanıyor. Önceki yıllarda olduğu gibi bu yıl da farklı sektörlerden profesyonellerin büyük ilgi göstermesi beklenen etkinlik, 21 Şubat Salı günü, Renaissance İstanbul Polat Bosphorus Hotel’de gerçekleştirilecek. UXservices tarafından düzenlenen UXistanbul, 4 keynote konuşmacı, 7 konuşmacı ve eşzamanlı gerçekleşecek 4 workshop’tan oluşan zengin içeriği ile gün boyunca sürecek. Etkinlikte ayrıca, ilki geçtiğimiz yıl hazırlanan ve ülkemizin ilk kullanıcı deneyimi raporu olan Türkiye Kullanıcı Deneyimi Raporu’nun 2016-17 edisyonunun da lansmanı yapılacak. Etkinliğin keynote konuşmacıları şöyle sıralanıyor: IBM Servis ve Etkileşim Tasarımı Yöneticisi Diego Dalia, GoPro UX ve Araştırma Müdürü Suejin Kim, Futurice Servis Tasarımı Yöneticisi Aino Hanttu ve HubSpot Kıdemli UX Tasarımcısı Austin Knight. Workshop liderliğini Garanti Teknoloji’den Aras Bilgen, Yapı Kredi’den Levent Boran ve UXservices’den Özge

Sevindirir’in üstlendiği UXistanbul’da paralel oturumlarda söz alacak isimler ise şöyle: Huawei Technologies Yönetsel Ürün ve Çözüm Satış Müdürü Ahmet Duran, UXservices Yönetici Ortağı Barış Sarıalioğlu, TRT World Küresel Ürün Lideri Derrick Fountain, Bilyoner UX Etkileşim Tasarımcısı Gökalp Tüfekli, TEB İş Analitiği ve Bilgi Yönetimi Kıdemli Müdürü Murat Özel, Kredi Kayıt Bürosu Kullanılabilirlik ve Etkileşim Tasarımı Müdürü Tuğçe Ertaş ve ICBC Turkey Kanal Yönetimi Yöneticisi Türker Tunbiş. Etkinlikle ilgili ayrıntılı bilgi uxistanbul.org adresinden alınabiliyor.

marketing europe & anatolia / 5


Kısa Kısa

Şirket Haberleri... • Microsoft Türkiye İnsan Kaynaklarından Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı görevine Esra Gaon getirildi. • CarrefourSA Kategori Direktörlüğü görevine Ayşin Işıkgece atandı. • Penti’nin CEO koltuğuna Ali Yılmaz getirildi. • Aytemiz akaryakıt şirketinin Genel Müdürü Yardımcısı İ. Gökhan Öztürk oldu. • Turkcell, yeni dönemde tüm grup şirketlerinin medya planlama faaliyetlerini BPN İstanbul ile yürütecek. • THY’nin 2013 yılından beri global iletişim çalışmalarını yürüten CP+B London, THY’nin yeni konkuruna katılmayacağını duyurdu. • Aksa Enerji altı santralini Güriş Şirketler Grubu’na satacağını duyurdu. • K2 İletişim Hizmetleri, Cosa’yı müşteri portföyüne kattı. • Simit Sarayı, iletişim çalışmaları için BeraBeraPR ile anlaştı. • Alkoçlar Grubu bu yıl Antalya ve Bodrum otellerinden sonra şimdi de Uludağ’ da üçüncü otelin temelini atmaya hazırlanıyor. • Coca-Cola Şirketi ve NationalBeverageCompany (NBC), Gazze’deki 4. şişeleme fabrikasının resmi açılışını yaptı. • Toyota Türkiye Pazarlama ve Satış A.Ş. Bilgi Sistemleri Müdürü Erkan Aytürk, bu yıl 7’inci kez gerçekleştirilen “CIO Ödülleri” kapsamında “Yılın CIO’su” seçildi. • Coca-Cola İçecek (CCİ), karbon ayak izini en aza indirmek için yürüttüğü çalışmalarla CDP (Karbon Saydamlık Projesi) kapsamında Türkiye İklim Liderlik Ödülüne layık görüldü. • Arçelik A.Ş, Çayırova Kampüsü’nde düzenlediği 18. Buluş Günü’nde 512 mühendisine başarı ödülü verdi. • CRI Türk’te “Haber Artı” programını sunan Sevinç Satıroğlu radyo ile yollarını ayırdı. • Coca Cola CEO’su Muhtar Kent, Mayıs ayında görevi bırakacağını açıkladı. Koltuğu devralacak kişi ise James Quincey oldu. • ‘5N1PR’ Uluslararası İşbirliği Platformu’nu (UİP) ’ ile anlaştı. •Mint İnşaat’ın iletişim ajansı 25 Medya İletişim oldu. • LG Electronics’in yeni global CEO’su Seong-jinJo oldu. • Veri analizi hizmeti sunan Start-Up firması Kimola’nın iletişim ajansı Niş Pr oldu. • Orta ve Doğu Avrupa Bölgesinde 15 ülkeden Sorumlu Bulut ve Kurumsal Çözümler Grup Direktörü olarak Kadir Şener atandı.

6 / marketing europe & anatolia

• Dekon İnşaat, iletişim danışmanlığı konusunda Salt İletişim Grup ile el sıkıştı. • DJ ve Radyo Programcısı Hakan Küfündür, Pal Media ailesine katıldı. • TTNET bünyesinde Satış ve Müşteri Hizmetleri Genel Müdür Yardımcılığı görevini Ümit Önal üstlendi. • Zorlu Enerji Genel Müdürü Sinan Ak atandı. • Halkbank’ın Kurumsal İletişim Daire Başkanlığı’na Neşet Dereli atandı. • Dell EMC Türkiye Ülke Müdürü olarak Sinan Dumlu atandı. • N11.com’un Teknoloji Üst Yöneticisi (CTO) görevi’ne Aydın Arpa getirildi. • GSK Tüketici Sağlığı Türkiye Genel Müdürü Sevgin İşlekel oldu. • Turkcell Gebze Veri Merkezi dünya teknoloji devi Oracle ile anlaştı. • Barsan Global Lojistik, iletişim çalışmalarını Zarakol İletişim Hizmetleri ile yürütecek. • AKSigorta, iletişim çalışmalarını desiBel Ajans ile sürdürme kararı aldı. • Liftinstituut, iletişim danışmanlığı için A İletişim’i tercih etti. • Tüyap Fuarcılık, Brandworks İletişim Danışmanlığı ile anlaştı. • Demirören ve Rosneft grupları motorin sevkiyatı konusunda anlaşma imzaladı. • Leo PR, müşteri portföyüne Tepe Nautilus’u ekledi. • Zorlu Center, KSS Pazaryeri etkinliğinde ‘KSS Çevre Ödülü’ne layık görüldü. •Ulusal Bilişim Kurultayı kapsamında Vodafone Türkiye’ye ‘Bilişim ve Demokrasi Ödülü’ verildi. • Tofaş, ÇEVKO tarafından verilen Yeşil Nokta Sanayi Ödülleri kapsamında “Sürdürülebilir Atık Yönetimi ve 5FT” projesiyle ödüle layık görüldü. • Boğaziçi Elektrik’te genel müdürlük koltuğuna, enerji sektöründe 33 yıllık deneyim olan Halit Bakal getirildi. Bakal, son 3 yıldır Akdeniz Elektrik Perakende Satış A.Ş’nin Genel Müdürü olarak görev yapıyordu. • Dört yıldır Asya Okyanusya Afrika bölgesi Nestlé Waters Yönetim ve Teknoloji Birimi İK Müdürlüğü görevini yürüten Nilüfer Demirkol, Nestlé Türkiye İK Direktörlüğü görevine atandı. • Markus Reckling bayrağı, 1 Ocak 2017 itibariyle, DHL Express Danimarka CEO’su olarak görev yapan Claus Lassen’e devrediyor.


Kısa Kısa

TAB Gıda inovatif projeleri...

Aralarında BurgerKing® ,Popeyes® , Sbarro®Arby’s®ve Usta Dönerci® gibi dev restoran zincirlerini aynı şemsiye altında toplayan TAB Gıda, sektöründe ‘Türkiye’nin en büyüğü’ olmasının yanı sıra, inovasyonda da tüm dünyada adından söz ettiriyor. Paket servis uygulamasından, “BigKing®”, “KingChicken®”, “KingNuggets®”, “CageFries®” gibi inovatif ürünlere kadar pekçok ürün ve hizmetiyledünyaya örnek olan TAB Gıda bu kez de, “TAB Akademi” yapılanmasıyla yurtdışındaki Popeyes®

markasına ilham verdi. 20 yılı aşkın süre içerisinde yüzbinlerce kişiye eğitim veren ve bugüne kadar özellikle Avrupa’daki diğerBurgerKing® operasyonlarının İnsan Kaynakları, Marka Standartları ve Eğitim uygulamalarına rol model olan “TAB Akademi” son olarak da, Popeyes®Fransa için model alındı. Popeyes® Fransa ekibi, ülkelerindeki İK, Marka Standartları ve Eğitim uygulamaları için ilham almak üzere, TAB Gıda’nın İnsan Kaynakları, Marka Standartları ve Eğitim yönetimi ile biraraya gelerek, ‘TAB Akademi’ ve Şirketin restoranlarındaki diğer insan kaynakları ve eğitim uygulamaları hakkında bilgi aldı. “TAB Akademi”, TAB Gıda bünyesindeki restoranlarda çalışanlarının eğitim ihtiyaçlarını ve gelişim alanlarını tespit ederek kişisel, mesleki ve yönetsel gelişimlerini sağlamak ve onlara kariyer imkanı sunmak üzere 2005 yılında kuruldu.

Arçelik A.Ş.’ye Birincilik Ödülü... ‘Dünyaya Saygılı, Dünyada Saygın’ vizyonu doğrultusunda, kaynakların verimliliğine odaklanan; üretimde, ürünlerinde ve tüm iş süreçlerinde enerji verimliliğini esas alan Arçelik A.Ş., Enerji Verimliliği Haftası kapsamında bu yıl da ödüle layık görüldü. Arçelik Bolu Pişirici Cihazlar İşletmesi’nin Isı Pompası Projesi, T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından verilen Sanayide Enerji Verimliliğinin Artırılması Projeleri (SEVAP) kategorisinde birincilik ödülünü aldı. Enerji Verimliliği Haftası kapsamında, Arçelik A.Ş. 2016 yılında hayata geçirdiği üretimde enerji verimliliği projeleriyle Arçelik Pişirici Cihazlar İşletmesi Sanayide Enerji Verimliliğinin Artırılması Projeleri (SEVAP) kategorisinde birincilik ödülünü aldı. T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşarı Fatih Dönmez tarafından verilen ödülü, Arçelik A.Ş. adına Üretim ve Teknolojiden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Cemal Şeref Oğuzhan Öztürk aldı. Arçelik Pişirici Cihazlar İşletmesi’ne ödülü getiren ‘Isı Pompası Projesi’ atık ısının, üretim süreçlerinde ihtiyaç duyulan sıcak suyun ısıtılmasında kullanılması ile verim-

lilik sağlıyor. Bu projeyle soğutma sistemlerindeki enerji çıkışının değerlendirilerek ısıtma sistemlerine verilmesi amaçlanıyor. Böylelikle hem enerji tasarrufu sağlanmış hem de sera gazı salınımı azaltılmış oluyor.

marketing europe & anatolia / 7




Teknoloji

Samsung Quantum Dot Kavisli Monitör... çözünürlük desteği ile CH711, her mesafeden detaylı renk görünümü için standartları değiştiriyor. CH711’in ince, sofistike 360 derece tasarımı, her tür masaüstünü ve dekoru tamamlıyor. Şık, beyaz gövdesi, üç taraflı sınırsız ve muhteşem bir tasarıma sahip ve elektrik ve HDMI kablolarını stant borusu içinde görünmez ve düzgün bir şekilde saklıyor.

Samsung’un yeni CH711 Quantum Dot kavisli monitörü, oyun tutkunları düşünülerek tasarlandı. 27 ve 31,5 inç’lik seçenekleri bulunan ve 2017 yılında piyasaya sürülmesi planlanan CH711, izlenen içerik fark etmeksizin canlı ve çarpıcı resim kalitesi sunuyor. 1.800R değerinde kavis ve ultra geniş 178 derecelik görüş açısına sahip CH711, odanın neresinde olursanız olun içeriğin net bir şekilde görünür olmasını sağlıyor. Ergonomik tasarımı tam bir konfor için izleyenlerin monitörün yatay ve dikey konumunu ayarlamasına olanak tanıyor. Neredeyse yüzde 125 sRGB renk kapsamı ve 2.560x1.440 WQHD

Mobil oyunculara özel VR Kit... Oyunlarda bambaşka bir deneyim sunan sanal gerçeklik gözlükleri ile oyuncular artık üçüncü boyutun içindeler. SBS VR Kit içinde yer alan gözlükler, ekran boyutu 4 inç’ten 6 inç’e kadar olan akıllı telefonlarla birlikte kullanılabiliyor. Ayarlanabilir kafa bandı ve yumuşak malzemesi, oyunculara her zaman en iyi konforu vaat ediyor. iOS ve Android cihazlarla uyumlu olan kablosuz kontrolcü ise, oyunlarda karakterleri ya da araçları kusursuz şekilde yönetmeye yardımcı oluyor. 2 adet AAA pille çalışan kontrolcü, 120 saate kadar oynama süresi sunuyor.

SBS’in akıllı telefon ve tablet gibi mobil cihazlardan oyun oynamayı sevenler için geliştirdiği aksesuarlar, oyun keyfini ikiye katlıyor. İtalya’nın önde gelen mobil aksesuar markası SBS’in oyunseverler için özel olarak geliştirdiği ürünler, Aksoy Bilişim güvencesi ile satışa sunuldu. Akıllı telefon ve tablet gibi mobil cihazlarla birlikte kullanılabilen ürünler arasında yer alan VR Kit, oyunları sanal gerçeklik boyutuna taşıyor. VR Kit – 229,90 TL 10 / marketing europe & anatolia


Teknoloji

Zyxel’in en yeni taşınabilir router’ı... Zyxel, sık seyahat edenlerin kesintisiz iletişim ihtiyacını 4.5G/LTE router’ı LTE4506 ile karşılıyor. Gigabitethernet portu çıkışı ile aynı zamanda kullanıcıların iç ortam kullanımını da destekleyen ürün, kablosuz olarak, yüksek hızlı IEEE 802.11ac teknolojisiyle hem2.4GHz hem de 5GHz frekans bandında eş zamanlı yayın yaparken, mobilde ise 2G, 3G ve 4.5G (LTE CAT 6) destekleriyle hâlihazırda en iyi mobil iletişim seçeneğini sunuyor. Seyahat eden ve sürekli hareket halinde olan kullanıcılar, powerbank gibi taşınabilir bu cihaz ile sadece tek bir tuşa dokunarak aynı anda 32 Wi-Fi cihazı destekleyebilen ve mevcut bağlantıyı paylaşmaya imkân sunan LTE4506 ile yolculuğun keyfini çıkartacak. LTE4506, dünyanın farklı bölgelerinde 4G teknolojisine geçmiş ülkelerin tümünde olduğu gibi ülkemizde de kullanıla-

bilecek. Çoklu kanal desteğiyle 3,7,8,20,28 ve 38 numaralı LTE kanallarına uyumlu olan ürün, daha geniş bir kapsama alanı da sunuyor. Bu da kullanıcıların mobil operatörlerinin sunduğu 4.5G hizmetinin özelliğine göre seyahat halindeyken hız ve iletişim kesintisi yaşamaması anlamına gelecek. Seyahat halindeki kullanıcıların en büyük sorunu veri hızları. LTE4506HomeSpot 4G/LTE router, indirme yönünde 40Mhz bant genişliğinde 300Mbps ve yükleme yönünde 20Mhz bant genişliğinde 50Mbps hız imkânı sunuyor. Ayrıca cihazın “takçalıştır” tasarımı, kullanıcıların hiçbir teknik ayar yapmadan hızlı ve kolay bir şekilde LTE üzerinden internete bağlanmalarına olanak tanıyor. Zyxel Türkiye Ürün ve İş Geliştirme Müdürü Kaan Tuncer, “Ülkemizde 1 Nisan itibariyle geçilen 4.5G altyapısı; mevcut altyapıların hızla yenilenmesiyle gün geçtikçe daha da hızlı bir hal alıyor. LTE teknolojileri sık seyahat eden gezginler için de internete daha yüksek hızla ve mobil olarak bağlanma anlamında önemli fırsatlar içeriyor. Biz; özellikle sık seyahat edenler ve mobil ihtiyacı olanlar için LTE4506 HomeSpot4G/ LTE router ile yüksek performans, kolay kullanım ve kesintisiz iletişim gibi ana ihtiyaçları tek bir üründe sunuyoruz” dedi.

Lenovo, P serisi... ileri taşıyor. 5100 mAh’lik bataryası ile şarj derdine son verenP2,8.3 mm’lik inceliğe de sahip.P2, sınıfının en yüksek kapasiteli bataryası ilegücüne güç katarken,24W’lıkhızlı şarj fonksiyonu ve güç tasarrufu özelliğiylededikkat çekiyor.Telefonunuzu tek tuşla güç tasarrufu moduna aldığınızda SMS, telefon görüşmesi ve saat gibi temel kullanımlar dışında tüm özellikleri kapatarak şarjınızı çok daha uzun süreler de kullanmanıza olanak sağlıyor.P2 aynı zamanda parmak izi okuyucu özelliği ile de kişisel güvenliğinizi bir üst seviyeye taşıyor. P2, diğer cihazları da şarj edebilen Yolda Şarj (OnThe-Go) fonksiyonu ile bataryasını paylaşmaktan çekinmeyen bir telefon. P2,13 MP arka ve 5 MP ön kameraya sahip. Üstelik çektiğiniz değerli fotoğraflarınızı Google Photos™’da iki yıla kadar ücretsiz depolayabilirsiniz.Son derece şık ve ince bir tasarımı olan P2, Qualcomm Snapdragon 625 2.0 Ghz İşlemcisi, çift sim kart desteği Super AMOLED 5.5“ Full HD ekranı ve 4GB RAM’iile de oldukça iddialı. Android™ 6.0Marshmallow işletim sistemine sahipP2,32 GB dahili, MiLenovo, 5000 mAh’lık bataryası ile kısa sürede bir efsane cro SD kart ilede 128 GB’a kadar artırılabilir hafızaya sahip. haline gelen VIBE P1’in rekorunu bu kez P2 ile daha da satış fiyatı P2 1.699 TL

marketing europe & anatolia / 11



Köşe Abdullah Ekşioğlu / eksioglu70@gmail.com

( retorik)

Zararın neresinden dönülse kardır... Bu günlerde TBMM'de bir anayasa değişikliği paketi görüşülüyor. Paket iktidar partisine destek veren MHP'nin de katkısıyla 330 oyla kabul edilirse ülkemizde bir de referandum süreci yaşanacak ve referandumda %50'nin üzerinde evet oyu çıkarsa artık yepyeni bir yönetim şekliyle tanışacağız. Bu yönetim şeklinin ne olacağı, kimlere ne yetkilerin verileceği, nasıl evrileceği ve ülkemiz için iyi mi kötü mü sonuçlar doğuracağı tabii ki önemlidir ama bu yazımın konusu bunlardan hiç biri değil. Ben kişilerle ilgilenmiyorum. Sadece bir meşruiyet sorununa dikkat çekmek istiyorum.

kısıtlanması, hapis ve ihraçlara varan eylemlerle gidiyor olduğu bir ortamda muhalif bir kampanyanın çok cılız kalacağı insanlık fıtratımızın bir gereğidir. Tüm bunların üzerine iktidarın her türlü muhalif görüşü, bir kişiye karşı düşmanlık olarak ele alması ve kendilerinin hakları olarak besledikleri büyük sevgi nedeniyle muhalif her sese savunmacı bir sağırlıkla yaklaşmaları da tartışma zeminini ortadan kaldıran bir diğer unsur olarak gündemimizdedir.

Bunlar ve bu yazıda ele almadığım bir çok neden ülkemizde bugünlerde yapılacak bir anayasa değişikliğinin meşruiyetinin uzun yıllar boyu tartışılacağı Olay hepimizin gözleri önünde cereyan ediyor. Ülkemizde sonucuna ulaşmamıza neden oluyor. haklı ya da haksız bir nedenle olağanüstü hal devam ederken bir yandan da bir anayasa değişikliği yaşanıyor. Şimdi diyebilirsiniz ki yazının başında da belirttiğim gibi Bu da değişikliğin toplumun her kesiminde yeterince bir referandum olacağına göre meşruiyet sorununu da tartışılıp değerlendirilememesine neden oluyor. nereden çıkarıyorsun. Halkın iradesine güvenmiyor musun? Dilerseniz somut örnekler üzerinden gidelim. TBMM'de bu anayasa değişikliği tartışılıp oylanırken bir ay süreyle Konu halkın iradesi meselesi değildir. Bir seçimin Ankara'da tüm toplantı ve gösteri yürüyüşleri terör tehdidi yapılmasından daha önemlisi o seçimin nasıl bir gerekçesiyle yasaklandı. Yani TBMM'de görüşmeler ortamda yapıldığıdır. Muhalefetin sesinin cılızlaştığı, sürerken değişik görüşlere sahip hiç bir grup ister iktidarın savunmacı reflekslerle sağırlaştığı bir ortamda değişikliklere taraftar olsun isterse karşı, meclisin önünde referandum meşru ve demokratik olmayacaktır. Bunun kendi tepkilerini dile getiremeyecekler. Kuracakları en güzel örneği ise 34 yıldır meşruiyeti tartışmalı olan çadırlarla millet vekillerinin vicdanına seslenen 1982 anayasasıdır. Unutmayalım ki o anayasa da kampanyalar yürütemeyecekler. referandumla kabul edilmiş ve seçmen %90'ın üzerinde oranla o anayasayı kabul etmişti. Ancak bu oran dahi Peki tek problem bu mu? Tabii ki değil. Halkımız daha meşruiyet tartışmalarını bitirmek için yeterli olamamıştı. 15 Temmuz'da demokrasiyi içlerine sindirememiş bir grubun darbe girişimi ve onun yarattığı büyük Üstelik meşruiyeti tartışmalı anayasal yapılar, iktidarın travmalarla karşılaştı. Bu olayların etkisi henüz sıcakken, herhangi bir nedenle, herhangi bir zamanda güç kaybına cumhurbaşkanının tabiriyle henüz at izi it izinden uğraması durumunda ortadan kaldırılmaya mahkum ayrılamamışken kimin hangi görüşü hangi bagajlarla olduğundan korunmaya muhtaç olurlar. Bu koruma dile getirdiği herkes tarafından şüphe ile karşılanırken içgüdüsü istenmese dahi otoriterleşmeyi yanında getirir. sağlıklı bir tartışma ortamı, bir toplumsal uzlaşmanın da sağlanamayacağı kesindir. Bugün yapılması gereken iktidarın sağduyuya davet edilmesidir. Bu değişiklik önerisi acilen ve tereddütsüz Daha da bitmedi, iktidarın belki haklı belki haksız olarak geri çekilmeli ve eğer çok arzu ediliyorsa sağlıklı bir 15 Temmuz'un yarattığı travmayla basının, sivil toplum ortam oluştuğunda yeniden gündeme getirilmelidir. örgütlerinin, özel şirketlerin ve sivil vatandaşların üzerine Zararın neresinden dönülse kardır ve ülkemiz için en yasakçı, engelleyici, hatta sonuçları özgürlüklerin hayırlısı hatalarımızı kabul etmemiz olacaktır. marketing europe & anatolia / 13


Medya Dünyası

Görev değişiklikleri...

Yazılı Basında Görev Değişiklikleri • Sözcü gazetesi köşe yazarı ve AKUT Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ali Nasuh Mahruki, derneğin Yönetim Kurulu Başkanlığından ve Yönetim Kurulu üyeliğinden istifa ettiğini bildirdi. • Sözcü Gazetesi magazin haber merkezinde görevli olana Tarkan Abdullahoğlu gazete ile yollarını ayırdı. • Posta Gazetesi’nin Yazı İşleri Müdürlüğü ve hafta sonu ekleri yayın yönetmenliği görevini yürüten Hande Özcan ile gazetenin görsel yönetmeni Saliha Pakel, emekliliklerini istedi. • Sözcü Gazetesi’nin magazin eki Şık’ta köşe yazarlığı yapan Nilay Örnek gazete ile yollarını ayırdı. • Doğan Yayın İlkeler Kuruluna, Prof. Adem Sözüer, Prof. Mehmet Aydın ve Öğretim Üyesi Soli Özel atandı. • Ekonomi Gazetecileri Derneği üyesi Neşe Berber YeniBirlik Gazetesi’nde ekonomi editörü olarak göreve başladı. • Posta Gazetesi’nde yazarı Işıl Cinmen, Posta’nın Cumartesi Eki’nin başına getirildi. • Ekonomi Gazetecileri Derneği üyesi Sinan Yurtkulu Ekonomik Durum Gazetesi’nde Yazar olarak göreve başladı. • Yeni Şafak Gazetesi yazarı Ali Nur Kutlu, köşesinde yer verdiği “veda” yazısıyla gazeteden ayrıldı. • Avrupa Birliği Eski Bakanı Egemen Bağış Türkiye 14 / marketing europe & anatolia

Gazetesi’ne yazar oldu. • Gazete Habertürk’ün yazarı Umur Talu, son yazısıyla okuyucularına veda etti. • AA Parlamento Muhabiri ve Parlamento Muhabirleri Derneği (PMD) Genel Başkan Yardımcısı Melda Çetiner emeklilik kararı aldı. Görsel Basında Görev Değişiklikleri • TRT ekranlarında yayınlanan basketbol maçlarını NTV Spor sunucularından Rıdvan Dilmen anlatacak. Dilmen, her salı gecesi saat 23.00’da “Futbolun Zirvesi” adlı programda Levent Özçelik’in konuğu olacak. • Kanal D Ana Haber Bülteni’ni yeni yılda Ahmet Hakan’ın sunacağı öğrenildi. • Posta gazetesi yazarı ve TV eleştirmeni Mesut Yar, Mehmet Ali Yılmaz’ın sahip olduğu TVEM adlı kanalın işletmesini Dr. Erol Köse’nin üstlendiğini açıkladı. • FOX TV’de başlayacak olan “NextOne” isimli yarışma programını Emre Karayel sunacak. • Kanal D Ana Haber Bülteni’ni yeni yılda Ahmet Hakan’ın sunacağı öğrenildi. • TRT’nin Haber Dairesi eski Başkanı, gazeteci Nasuhi Güngör CRI Türk FM’in kadrosuna katıldı. • FOX TV’nin yeni şarkı-yetenek yarışması “ En İyi Ben Söylerim ”in sunuculuğunu Saba Tümer yapacak. • Gazeteci Ayşenur Arslan Halk TV’de yaptığı “Medya Mahallesi” programını bıraktığını duyurdu.


Medya DĂźnyasÄą

marketing europe & anatolia / 15


Röportaj

Online Dünyası... CRM Medya Ajans Başkanı Ramazan Becer

CRM Medya Reklam Ajansı, dijital dünyanın baş döndüren hızını ve yeniliklerini arkasına alarak müşterilerine maksimum şekilde fayda sağlamak amacıyla 2012 yılında kuruldu. Müşterilerine 360 derece reklam hizmeti sunan CRM Medya, her biri kendi kategorisinde uzman, dijital dünya bağımlısı ve yaratıcı 55 kişilik profesyonel bir ekibe sahip. elvineksioglu@gmail.com - Bize kendinizden biraz bahsedebilir misiniz? - İzmir doğumluyum. Selçuk Üniversitesi Turizm ve Otelcilik Bölümü mezunuyum. İş hayatına turizm sektöründebaşladıktan sonra 2009 yılında emlak, bilişim ve dijital sektörlere yönelik ilkleri oluşturmak, sektöre yön vermek üzere başarı heyecanıyla İstanbul macerasına atıldım. Emlak sektörüne; 360 sanal tur, ücretsiz emlak ilanı gibi çok sayıda yeniliği hayata geçirmek için açtığımız Emlaksergisi.com web sitesi, bu sektördeki ilk basamağım oldu. Akabinde dijital dünyanın sunduğu cazip fırsatları ‘Doğru zamanda, doğru biçimde’ değerlendirilmesi gerektiğinin inanarak, markalara dijital medya çözümlerinin yanı sıra 360 derece reklam hizmeti sunan CRM Medya’yı büyük bir heyecanla 2012 yılında kurduk. - CRM Medya’yı anlatır mısınız? CRM Medya Reklam Ajansı, dijital dün16 / marketing europe & anatolia

yanın baş döndüren hızını ve yeniliklerini arkasına alarak müşterilerine maksimum şekilde fayda sağlamak amacıyla 2012 yılında kuruldu. Müşterilerine 360 derece reklam hizmeti sunan CRM Medya, her biri kendi kategorisinde uzman, dijital dünya bağımlısı ve yaratıcı 55 kişilik profesyonel bir ekibe sahip. 100’den fazla markanın 200’den fazla projesini aynı anda yöneten CRM Medya, bugüne kadar 100 milyardan fazla reklam erişimi sağladı. Aynı zamanda ‘Google Partners’ olan CRM Medya, dijital alanda elde ettiği başarısından dolayı Google tarafından, 10’dan fazla ödüle layık görüldü. Öte yandan CRM Medya ekibi, bir firmanın internet üzerinde ihtiyacı olan tüm hizmetleri hızlı ve rasyonel şekilde hayata geçirmek için çalışmalarını sürdürüyor. Müşterilerine sunduğu şeffaf ve ölçümlenebilir çalışma prensibi ve performans odaklı çalışmalarıyla CRM Medya Reklam Ajansı, ‘müşterilerinin



Röportaj karşısında değil, daima yanındadır’ mottosunu tüm şeffaflığıyla iş süreçlerine entegre ediyor. - Reklam verenler Google AdWords, Facebook, Instagram, Twitter reklam çalışmalarında nelere dikkat etmeli? Son kullanıcıdaki marka ve firmaya karşı olan algıları pozitif yönetebilmek ve rakip firmalar arasında farkındalık oluşturabilmek için reklam ve araçlarını doğru kullanmak gerekiyor. Dijital reklamlar geleneksel reklam anlayışından farklı olarak kullanıcıların ilgisini doğrudan hedefe yönelik olarak çekiyor. Böylece tüketici, yürütülen pazarlama sürecinin bir parçası haline gelirken, tüketiciyle marka arasında bir bağ oluşuyor ve marka imajı kuvvetleniyor. Biz ajans olarak belli prensiplerle çalışıyoruz. Dijitalde her tür reklamla ayrı ekip ilgilenip-yönetiyor. Örneğin Google AdWords, Facebook, Instagram, Twit-

Dijital Medya Planlama ayrı ekipler ve reklam uzmanları tarafından yönetiliyor ter. Reklamları ayrı, Dijital Medya Planlama ayrı ekipler ve reklam uzmanları tarafından yönetiliyor. Gerekli durumlarda ekipler arasında işbirliği veya paslaşmalar yapılabiliyor. Ayrıca Sosyal Medya Yönetimi ve İtibar Yönetimi de farklı ekip ve profesyonel ekibimiz tarafından yürütülüyor. Burada en önemli konu, söz konusu hizmetleri doğru ve şeffaf bir şekilde markalara sunabiliyor olmamız. CRM Medya olarak, en büyük farkımızın bu olduğunu düşünüyoruz. Ayrıca dijital pazarlama sektörünün sorunlarına da dikkat çekmek gerekiyor. Geleneksel medya satın almada olduğu gibi dijital medya satın alma yaparken de karşılaşılan, reklam performansında 18 / marketing europe & anatolia


Röportaj

sahtecilik, marka reklamının uygunsuz içerikli sitelerde yer alması ve gerçek görüntülenme konuları reklam verenlerin en büyük problemlerinin başında geliyor. Ve hatta dijital reklamcılıkta reklam kampanyalarının performansını yanıltmaya yönelik uygulamalar yapılabiliyor. Sahte trafik üreten yazılımlarla reklam performansında yapılan doğruyu yansıtmayan rakamlar çalışmaların doğru analiz edilmesini engellediği için sıkıntı oluşturan bir durum. Marka reklamının uygunsuz içerikli sitelerde yayınlanması, yanlış hedef kitleye yönelik reklam gösterimi şeffaf bir raporlama sunulmaması müşterinin kafasında soru işaretleri oluşturuyor. Bu işin sonuçları zincirleme bir etki yaratıyor. Yanlış strateji, yanlış uygulama ve yanlış raporlama yapılan çalışmaların maalesef boşa gitmesine ve firmalara zarar vermesine neden oluyor. - Markalar online ve offline tüm reklam mecralarını kullanırken marka konumlandırması nasıl yapmalı biraz

Yine de dijital reklam sektörü, 2015 yılında 2014 yılına göre yüzde 19’luk bir büyüme elde etmiştir. ipucu verir misiniz? Dünya genelinde mobil internet kullanımının günde ortalama 86 dakika, masaüstü internet kullanımının ise günde 36 dakika olacağı tahmin ediliyor. Bu bakış açısıyla mobil internet tüketiminin artmasıyla pazarlama anlayışının da değiştiğini söylesek yanılmayız. Artık internet kullanımı için bir mekana bağlı olma zorunluluğu olmadığı için insanlar, mobili hayatının her alanına taşıyor. Hatta araştırmalar gösteriyor ki yolda akıllı telefon kullanma oranı yüzde 83. Durum böyleyken yani –dünya bu kadar online iken- firmalar için de dijital mecraların önemi gün geçtikçe katlanarak büyüyor. Telefonlar ve tabletler bu kadar elimizdeyken, reklam dünyası da bundan payını alıyor. Değişen mobil dünyada firmalar artık internet reklam-

cılığına önem veriyor. Bu nedenle de bize yani dijital medya yönetimine çok iş düşüyor. Ülkemizde medya planlaması, genellikle firma sahipleri tarafından veya firma sahiplerinin şahsi değerlendirmeleri doğrultusunda gerçekleştiriliyor. Aslına bakarsanız dijital reklamların da alanında uzman bir ekiple yönetilmesi gereken bir alan olduğunu devamlı söylüyoruz ama maalesef firmanın yer aldığı sektöre veya ihtiyaçlarına göre değil, şahsi değerlendirmeler doğrultusunda reklam çalışmaları yönlendirildiğinden, bu yanlış yönlendirmeler ve çalışmalar sonucunda da başarı oranı düşüyor. Yine de dijital reklam sektörü, 2015 yılında 2014 yılına göre yüzde 19’luk bir büyüme elde etmiştir. Bir önceki yıla oranla en büyük artış kaydeden kategorilerse sırasıyla; mobil gösterim reklamları (yüzde 61,0), video reklamları (yüzde 33,6) ve oyun içi reklamlar (yüzde 30,6) oldu. 2016 yılında ise yüzde 24 lük artış ile televizyonun payına yaklaşacağı öngörülüyor. Medya satın alma tarafında mobil reklamlar büyük bir hızla pastadaki payını artırmakta ve 2017 sonunda tüm dünyada reklam pastasından alacağı payın yüzde 15 seviyesinde olması beklenmekte. CRM Medya olarak biz de, mobilin gücüne inanmakta ve her geçen gün planlamalarımızda daha fazla yer vermekteyiz. - Son olarak sizin eklemek istediğiniz bir şey var mı? CRM Medya olarak, profesyonel çalışma ve projelerimiz ile 2014 yılından bu yana Google tarafından toplamda 10 ödül aldık. Hedefimiz yaptığımız projeler ile gelecek 5 yıl içerisindeki tüm ödülleri almak. Öte yandan ajans olarak, 3 yıl içerisinde 100 milyardan fazla reklam erişimi sağladık. Google partners ajansları içinde en hızlı büyüyen ajansız diyebiliriz. Her yıl kendimize, minimum yüzde 30 büyüme hedefi belirliyoruz. marketing europe & anatolia / 19



Köşe Nurgül Eryıldır Günay / nurguleryildir@gmail.com

( kelebeğin fırtınası)

Başarılı bir operasyonla iki kalp kapağı değiştirilen yazarımız Nurgül Eryıldır Günay önümüzdeki sayımızdan itibaren, yine bu sayfalarda, sizinle birlikte olacak.

marketing europe & anatolia / 19


Reklam Dünyası

Nagihan Karadere Flexiseq reklam yüzü...

“Flexiseq akıllı Jel” marka yüzü olarak Nagihan Karadere ile anlaştı. Markanın geçtiğimiz hafta sonu Mövenpick Hotel’de gerçekleşen basın toplantısı milli atlet Nagihan Karadere’nin katılımı ile gerçekleşti. Basın davetine Tuğba Özay, İbrahim Yattara gibi ünlü isimler katıldılar. Basın açıklaması sonrasında Yattara’nın, eklem sağlığı ve hareket kabiliyetini olumlu etkileyen Flexiseq akıllı jeli bizzat Nagihan’ın dizine

sürmesi ilgi odağı oldu. Nagihan Karadere, spor hayatı boyunca Flexiseq akıllı jeli yıllarca kullandığını anlatırken, şirket CEO’su Selamet Koç ve Flexiseq Türkiye Müdürü Şükrü Derin, Flexiseq akıllı jelin yaşam kalitesini nasıl yükselttiği konusunda bilgiler verdiler.

Puck ajans “globalleşti”... Rekabetin yoğun olduğu reklamcılık sektöründe, aldığı çok sayıda ulusal ve uluslararası ödülle kendini kanıtlayan Puck Communications, Türkiye’de örneği görülmeyen bir model ile yönetilmeye başlandı. Toplam 8 ülkede sektörel bağlantılar kurarak bir network oluşturan Puck, bundan böyle Puck Global adıyla hizmet verecek. “Yeni nesil ajans” sloganını benimseyen Puck Global’in Genel Müdürlüğü’ne ise Celil Kaya getirildi. Rusya, Ukrayna, Kazakistan, Katar, Azerbaycan, Gürcistan ve Dubai’de franchise şubeler oluşturarak bu ülkelerdeki A sınıfı ajansları kendi ismi altında birleştiren Puck Communications, Türkiye’nin uluslararası network’e sahip ilk ve tek reklam ajansı oldu. Bu yenilenmeye paralel olarak Puck Global adını alan ajans, yeni mecraları doğru kullanan “yeni nesil” reklamcılık anlayışı ile rakiplerinden sıyrılarak fark yaratıyor. Yeni nesil ajansa yeni nesil Genel Müdür Deneyimli reklamcı Haluk Erkmen ve iş adamı İbrahim Halil Korkmaz’ın sahibi olduğu Puck Global, yenilenme sürecini üst düzey yönetici değişikliği ile tamamladı. 2017’ye iddialı giren Puck Global’de, Genel Müdür poziyonuna Celil Kaya atandı. 22 / marketing europe & anatolia


Reklam Dünyası

Türkiye, Avrupa’ya Göre Daha İyimser... NIELSEN GLOBAL TÜKETİCİ GÜVENİ VE HARCAMA NİYETİ ARAŞTIRMASI HAKKINDA 2016’nın üçüncü çeyreğine ilişkin online araştırma 10 Ağustos – 2 Eylül 2016 tarihleri arasında yürütülmüştür. Bu araştırmanın bulguları 63 ülkedeki online metodolojiye dayanmaktadır. Online araştırma metodolojisi muazzam bir ölçek ve global erişim sağlamakla birlikte, toplam nüfusun değil, sadece mevcut online nüfusun alışkanlıkları hakkında bir görünüm sunar. Online kullanım yaygınlığının artmakta olduğu gelişmekteolan pazarlardaki kitleler, nüfus geneline kıyasla

Nielsen’in açıkladığıTüketici Güven Endeksi Raporu ilginç veriler ortaya koydu. Dünya genelinde gerçek tüketicilerin bölgesel iş bulma ihtimali, kişisel mali durum, anında harcama niyeti ve bunlara bağlı ekonomik sorunlarla ilgili algılarını ölçmek üzere, 2005’ten bu yana üç ayda bir 63 ülkede yürütülen araştırma, 2016 yılının 3. çeyreğinde Türkiye’nin Avrupa ülkelerine göre daha iyimser olduğunu gösterdi. Aynı araştırmaya göre,önümüzdeki 12 ay içerisinde bölgesel İş bulma ihtimaline ilişkin algıda da Türk insanı Avrupalılara göre daha iyimser. Türkiye’deki iş bulma ihtimali algısı gi-

daha genç ve daha yüksek refah düzeyine sahip olabilir.Bu çalışmada yer alan Sahra altı Afrika ülkeleri olan Gana, Kenya ve Nijerya’da farklı bir mobil araştırma metodolojisinden faydalanılmış olup, ilgili veriler bu raporda yer verilen global ya da Orta Doğu/Afrika ortalamalarına dahil edilmemiştir. Buna ek olarak, araştırmada elde edilen sonuçlar, gerçekleşen ölçülmüş verileri değil, belirtilen davranışı temel almaktadır. Hassasiyetlerin bildirimindeki kültürel farklılıklar, ülkeler arasındaki ekonomik manzaranın ölçümünde rol oynayan olası etmenlerdir. Rapor edilen sonuçlar, bu farkları düzeltmeye ya da kontrol altında tutmaya yeltenmediği için, ülkeleri, bölgeleri ve bilhassa bölgesel kısıtlamaları mukayese ederken, bu durum göz önünde bulundurulmalıdır. derek daha iyimserleşiyor ve Avrupa’ya göre daha yüksek. Ülkenizin şu anda ekonomik durgunluk içerisinde olduğunu düşünüyor musunuz sorusuna verilen cevap da 2016 yılında daha iyimser bir profil çiziyor. Türkiye’nin ekonomik durgunluk içinde olduğunu düşünenlerin oranı 2016 yılında düşmüş görünüyor. Ülkenizin önümüzdeki 12 ay içerisinde ekonomik durgunluktan çıkacağını düşünüyor musunuz sorusuna “Evet” cevabı verenlerin oranı da 2016 yılının 3. çeyreğinde, bir önceki çeyreğe göre artmış durumda. marketing europe & anatolia /23



Röportaj

Yeni Bir Hayat... Yeni Bir Hayat Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı Şevki Akaydın Ben uzun yıllar yurtdışında kaldım. Yurtdışında yaşadığım süre içerisinde orada yaşayan Türklerin yaşadığı zorlukları ve bilgi eksiklerini gözlemleme şansım oldum. 2011 yılında da Türkiye’ye dönüş yaparak tecrübelerimi nasıl bir iş koluna çevirebilirim düşüncesi ile Yeni Bir Hayat’ı kurdum. Röportaj Elvin Ekşioğlu / elvineksioglu@gmail.com - Bize şirketinizden bahseder misiniz? Ne zaman, nasıl kuruldu? Yeni Bir Hayat, ikinci vatandaşlık, yurtdışı yatırımcı programları ve göçmenlik alanlarında hizmet sunan bir firmadır. Ben uzun yıllar yurtdışında kaldım. Yurtdışında yaşadığım süre içerisinde orada yaşayan Türklerin yaşadığı zorlukları ve bilgi eksiklerini gözlemleme şansım oldum. 2011 yılında da Türkiye’ye dönüş yaparak tecrübelerimi nasıl bir iş koluna çevirebilirim düşüncesi ile Yeni Bir Hayat’ı kurdum. - Yatırım yolu ile vatandaşlık nedir? Bahseder misiniz? Yatırım yoluyla vatandaşlık başvuru sahibinin program çerçevesinde yer alan ülkeye, ülkenin belirlediği bir oranda yatırım yapılması ile elde edilen bir haktır. Gayrimenkul alımı, devlet tahvili, iş kurmak gibi çeşitli seçenekleri mevcut bu sistemin. Şartlar yerine getirildiğinde program dahilindeki ülkelerce geçici veya kalıcı oturum, ikinci vatandaşlık ve çeşitlik haklar verilir. - Program dahilinde elde edilen haklar bireysel mi?

Ülke tarafından belirlenen yatırım şekline göre istenilen yatırım yapıldığında kişiye ve ailesine o ülkede ikinci vatandaşlık, geçici veya kalıcı oturum gibi çeşitli haklar verilir. - İkinci vatandaşlık veren ülkeler hangileri ve şartları neler? Öncelikle şunu belirtmek isterim. İkinci vatandaşlık ile daimi oturum hakları birbirinden farklıdır. Daimi oturum hakkında dilediğiniz kadar ülkede kalabilir ve serbest dolaşım hakkını elde edersiniz. Ancak Türk pasaportunuzun yanınızda olması gerekir. Vatandaşlıkta ise Avrupa Birliği pasaportu ya da Amerikan vs pasaportu elde edersiniz. İstekler doğrultusunda pek çok ülke programı var. Biz şirket olarak ABD, Kanada, Karayipler, İngiltere, İspanya, Portekiz, Bulgaristan, Macaristan, Malta ve Güney Kıbrıs’ta yer alan ikinci vatandaşlık uygulamaları ile çalışıyoruz. Her ülkenin birbirinden farklı şartları var. Her ülke, herkes için uygun olmayabiliyor. Bunun için başvuranlara danışmanlık hizmeti de vermekteyiz. Yüksek avantajları olan programlardan bahsedecek marketing europe & anatolia /25


Röportaj

olursak. İmtiyaz temsilcisi olduğumuz Malta’nın yeni bir programımız mevcut. Malta, yatırımcı programı ülke de kalma zorunluluğu olmadan ve benzer diğer ülke programlarına göre çok daha kısa bir süre de Avrupa Birliği vatandaşlığı ve pasaportunun kapılarını açan bir program. Devlet tahvili ile 250bin Euro vererek iki buçuk ay gibi kısa bir sürede daimi oturum hakkı kazanıyorsunuz. 5 yıl sonrada paranızı geri alıyorsunuz. Çocuklu aileler için de her birey için ek olarak 25bin Euro ödemeniz gerekiyor. Daimi oturum tüm ailenizi hatta anne baba, büyük babanıza kadar geçerli bir hak. Malta’ya gitme zorunluluğu olmadan bu hakkı elde edebiliyorsunuz. Bu hakka sahip olduğunuzda Schengen içerisinde serbest dolaşım hakkını elde ediyorsunuz. Bu az öncede bahsettiğim gibi vatandaşlıktan daha farklı. Vatandaşlık için devlete hibe yapmanız gerekiyor. Malta için bu tutar 650bin Euro. Amerika’nın göçmenlik programları da cazip fırsatlar sunmaktadır. Özellikle 26 / marketing europe & anatolia

Bizim de sunduğumuz 2 proje var Amerika’da. Onlara 500bin dolarlık bir bedel ödüyorsunuz beş sene sonra paranızı geri alıyorsunuz. yatırımcı programı ile Amerika’da Greencard sahibi olmak ve yerleşmek son derece esnek şartlara bağlıdır. Amerika’ da E5 yatırımcı programı var. 500 bin dolarlık bir program. 2017 yılı Mart ayından itibaren bu rakamın artması muhtemel. Orada hazır inşaat projeleri vardır. Bizim de sunduğumuz 2 proje var Amerika’da. Onlara 500bin dolarlık bir bedel ödüyorsunuz beş sene sonra paranızı geri alıyorsunuz. Karşılığında size ve ailenize GreenCard veriyor Amerika. Sonra da bu vatandaşlığa dönüyor. Türkiye’den hemen gitmeniz gerekmeden elde edebileceğiniz bir hak bu. Buradaki hayatınızı devam etti-

rebiliyorsunuz. Özellikle çocuklu aileler için büyük bir avantaj. İleride çocuklar Amerika vatandaşları ile aynı eğitimi görüyor. Aynı imkanlardan yararlanabiliyor. Örneğin bir Türk olarak eğitim için 50bin dolar ödeyecekse Amerikan vatandaşı olarak 10bin dolar ödüyor. Yaptığı yatırımı da geri alıyor. Okul sonrasında orada yaşayabiliyor, çalışabiliyor. Amerika pasaportu alabiliyor. Yerleşmek isterlerse bu konuda da kapılar açık. 2013 yılından beri devam eden bir diğer programımız da Macaristan. Macaristan 2004 yılından beri AB üyesi. Bu programla başvuru sahibi ve ailesi herhangi bir gayrimenkul alımı yapmadan daimi oturum hakkına sahip olma şansı elde eder. Program Macaristan’da bulunma zorunluluğu getirmez. Ayrıca herhangi bir istihdam yaratma zorunluluğu da yoktur. Başvuru sahibi bütün süreci kendi ülkesinden yürütebilir. Yatırım miktarı € 300,000’dur. Bu yatırım birey olarak veya çoğunluk hissesine sahip olunan şirket aracılığıyla yapılabilir. İlk oturum izni 6 aylık verilir ve daha sonra ise daimi oturum iznine sahip olursunuz. Hem vergi konusunda avantajları hem de sıcak iklimleri dolayısıyla çokça tercih edilen ve son zamanlarda gelen başvurularda ön plana çıkan Karayipler de oldukça cazip fırsatlar sunuyor. Karayipler 3 ada var. Bunların en cazip olanı Antika Barbuda. 80bin nüfuslu bir ada. 16bin dolar yıllı geliri olan, eski İngiliz sömürgesi, Burada iki seçenek var. Ya gayrimenkul alıyorsunuz ya da devlete bağışta bulunuyorsunuz. Size 4 – 4 buçuk ay sonra pasaport veriyorlar ailenizle birlikte. İki kişilik bir ailede 320 – 330 bin dolara pasaportları geliyor. Programının en önemli özelliği ikamet zorunluluğu getirmeden kısa süre sonuçlanması ve AB ülkelerini de kapsayan 130 ülkede serbest dolaşım hakkının elde edilmesi.


Röportaj - Bu programlar tamamen yasal olarak ilerliyor değil mi? Kesinlikle. Yatırım yoluyla ikinci vatandaşlık uygulamalarında yasalara aykırı hiçbir unsur yok. Kaldı ki, bazı ülkelerde bu programlar direkt olarak devlet kuruluşları tarafından yürütülüyor. Örneğin AB üyesi ülkelerden Malta’nın yatırım yoluyla ikinci vatandaşlık programına başvurabilmek için, direkt olarak Malta Devleti’nin bir kuruluşu olan Malta Yerel Kalkınma ve Sosyal Fonu’na bağışta bulunmak, alternatiflerden biri olarak karşımıza çıkıyor. Keza AB’nin en yeni üyelerinden Bulgaristan’da da yatırım yoluyla ikinci vatandaşlık süreçleri “Yatırım Destekleme Birimi” adlı devlet kuruluşu tarafından yürütülüyor - Türkiye’den bu şekilde ikinci vatandaşlık alan kişiler yoğunlukta mı? Belirli bir ekonomik birikime sahip kişi ve ailelerde oldukça yaygın bir uygulama. İkinci bir vatandaşlık her zaman için bir çeşit sigorta olarak görülebiliyor. Ayrıca seyahat özgürlüğü getirmesi, iş açısından yeni fırsatlar sunmasından dolayı da tercih ediliyor. - İkinci vatandaşlık Türk vatandaşlığını etkiliyor mu? Bu şekilde bir başka ülkenin vatandaşlığı alındığında Türk vatandaşlığı elbette geçerli olarak kalıyor. Zaten adı bu yüzden “çifte vatandaşlık” olarak anılıyor. Zira çalıştığımız ülkelerin tamamında, Türkiye’de olduğu gibi, çifte vatandaşlık yasal bir statü. Dolayısıyla bir başka ülkenin vatandaşlığını yatırım yoluyla edinen herhangi bir kişi, Türk vatandaşlığını kaybetmiyor. - Girişimcilerin hangi ülkelere yatırım yapmalarını/hangi programlara başvuruda bulunmalarını tavsiye ediyorsunuz? Yurtdışında yapılan yatırım ve geçirilen süre sonunda kalıcı haklar elde etmek her zaman önceliğimizdir. Bu hak o ülkede sürekli yaşama hakkı ve/veya vatandaşlık hakkı olabilir. Bu nedenle

Kendileri için en doğru alternatifi bulmaları çok önemli. Pek çok program var. İngiltere’yi öneririm. Burada 5 yıl sonunda İngiliz vatandaşı olmak mümkün. Sürekli kalma izni ve Green Card almak eğer hedef değilse ve amaç sadece ekonomik fırsatları değerlendirmek ise Amerika E1 ve E2 girişimci programları da alternatif olabilir. $100,000 civarında bir sermaye ile Amerika’ya girişmci olarak gitmek ve işinizi sürdürmeniz mümkün. Yatırım miktarı ve fayda açısından Amerika EB-5 programı da her zaman gözde seçenekler arasındadır. Bu program çerçevesinde $500,000’lık bir yatı-

rımı önceden belirlenmiş bir projeye yatırarak karşılığında Green Card ve Amerika’da ömür boyu yaşama hakkı elde ediyorsunuz. Böylece Amerika’nın dilediğiniz bölgesinde iş kurma, yaşama, çocukların eğitimi gibi çok değerli haklara sahip olabilirsiniz. Yapılan yatırım belirli bir süre sonunda ek bir getiri ile geri alınıyor. Eğer Amerika’da belirli bir süre geçirirseniz Amerikan vatandaşı olarak Amerikan pasaportu almak hakkınız da var. İkinci vatandaşlık programlarına başvuranlar için tavsiyeleriniz var mı? Kendileri için en doğru alternatifi bulmaları çok önemli. Pek çok program var. Ancak kendileri ya da aile planlaması ele alındığını doğru bir yol olmayabilir Bu sebeple bu durumu iyi analiz etmeleri lazım. Süreci iyi anlamaları gerekir. Riskleri iyi bilmeleri gerekir. Ondan sonrasında başvuru yapabilirler zaten.

marketing europe & anatolia / 27



Köşe Kübra Nebioglu / nebioglukubra@gmail.com

( satır ) ayracı

Oyun... Biraz ilginç olacak biliyorum ama ben “advergaming” kavramı ile ilk defa Keith Ferrazzi’nin “asla yalnız yeme” isimli kitabında tanıştım. Hayatımda büyük değişimlerin yaşandığı bir dönemde elimden düşürmediğim bir kitap oldu ve kitabın içerisinde de çok büyük ve köklü bir değişim içerisinde ortaya çıkan ve parlayan bu kelimeyi litaretürde şu tanımı ile görebilirsiniz;web veya benzeri iletişim kanalları için hazırlanan ve “reklam amaçlı” kurgulanan bilgisayar

güden arkadaşlarımıheyecanla takip ediyorum ve onları tüm kalbimle destekliyorum. Bu konu hakkında araştırmalarım devam edecek ama asıl merakımı sona sakladım... Psikolojide Eric Berge’nin geliştirdiği transaksiyonel analiz ve benlik kuramlarında ebeveyn ego, yetişkin ego ve çocuk ego tanımları ayrıntılı bir şekilde yapılmıştır. Sağlıklı yetişkinlerden beklenilen yetişkin ego durumunda kalabilmek ama zaman zaman diğer ego durumlarının

oyunlarının içine marka imajını destekleyen mesajların yerleştirildiği bir pazarlama biçimidir. Bu kavram ile birlikte odağını değiştiren Keith ve ekibi, oyunları bir üründen çok bir mecra olarak gördüklerini ve her türlü mesajı hedef kitlelerine ulaştırabildiklerini belirtiyor ve devamında “oyunlardan çalışanların eğitiminde yararlanabilirsiniz.” diye devam ediyor. Beni bu satırlardan alan ve bambaşka bir serüvene götüren ise işte bu cümle oluyor. Pazarlamanın göbeğindeki bir konuyu alıyorum ve insan kaynakları dünyasında 2015 yılı itibariyle canlanan “oyunlaştırma” kavramı ile birleştiriyorum. Oyunlaştırma dediğimiz kavram temelde; oyun felsefesinin, oyunsal düşünmenin ve oyun mekaniklerinin oyun dışı alanlarda, motivasyonu arttırmak ve kullanıcıları problem çözmeye teşvik etmek için kullanılmasıdır. İnsan kaynakları departmanlarında ise özellikle eğitim ve geliştirme modüllerinde çok ilgi çekici ve yapısı itibariyle öğrenmeyi hızlandıran bir yöntem. Oyunlaştırma Türkiye’de iş hayatına yeni yeni giriyor. Kavram olarak oldukça net. Yabancı litaretür Türkçe’ye çevrilmeye başlandı.Yazılmış Türkçe kitaplarda görüyorum ve çok sevinerek takip etmeye çalışıyorum. Kavramlar net olmasına rağmen uygulamada daha yavaş ilerliyoruz ve aslında biraz da soru işaretlerimiz var gibi geliyor bana. Sanki neyi, nerde, nasıl, ne zaman yapmalıyız soruları her zamanki gibi net değil. Birde iş hayatı darma duman tabi, yolumuz biraz da karanlık gibi...

içerisinde de olabilmek. Ego durumlarımız çevremiz farklılaştıkça değişkenlik yaşıyor. Tahmin edileceği gibi iş hayatında sağlıklı ve verimli iletişim ise yetişkin ego durumundayken kuruluyor. Bugün bu konu üzerine birçok araştırma ve kişisel görüşlerin olduğunu biliyorum. Benim görüşüm ise çocuk ego durumunun çok dikkatli bir şekilde iş hayatına daha fazla entegre edilmesi. Soru işaretlerim ise burada seslerini çıkartıyorlar. Duygular işin içerisine girince satın alma davranışı, öğrenme düzeyi, müşteri deneyimi, çalışan bağlılığı gibi birçok modül bir anda değişiyor. Bunları farkedenler ise ellerinde ne varsa yeniden yapılandırıyorlar. Türkiye’de iş hayatına duygu yüklemesi başlanıyor. Stretejiler değişiyor, şirketler renkleniyor. Start up firmalarda görülen rahat ve verimli çalışma ortamı kurumsal hayata uyarlanmaya çalışılıyor. Eğlence beraberinde rahatlığı getiriyorbununla birlikte motivasyonu ve yaratıcılığı arttıyor. Uzun zamandır beklenen hareketlilik ve renklilik ise sonunda ofislere girmeye başlıyor. Jenerasyonlar arasındaki büyütülerek balonlaştırılan farklar yok edilmeye çalışılıyor ve gördüğüm kadarıyla başarılı da olunuyor. Korkum ise uzun zamandır ebeveyn ego ve çocuk ego’dan yetişkin ego’yagelmeye çalışılan iş hayatının tekrar çocuk ego’ya yönelmesi. Sizce bu doğal evrim çerçevesinde bir süre sonra birbirini anlamayan ekipler, kendi iç dünyasına dönen yöneticiler, sıkıldığında takımdan çıkan oyuncular oluşur mu? Yoksa ben mi yine çok abarttım :)

Tam da burada oyunlar oynamak, iş hayatını neşelendirmek, Huzurumuzun ve sağlığımızın bozulmadığı mutluluğumuzun çalışanı biraz motive edebilmek ve verimini arttırmaya kat kat arttığı bir 2017 olsun :) çalışmak güzel geliyor kulağıma. Çevremde bu amacı Sevgiler.

marketing europe & anatolia / 29



Kampanyalar

#BoynerHediyeHalleri...

Yılbaşında hediye verme telaşını keyifli bir senaryo ile reklam filmine dönüştüren Boyner, Elçin Sangu’nun rol aldığı filmle hediye almanın ve vermenin keyfini anlatıyor. Yeni yılda çeşit çeşit hediyenin Boyner’de olduğu mesajını veren filmin prodüksiyonunu 25 Film, yönetmenliğini Bora Egemen üstlendi. Kampanya Künyesi Reklamveren: Boyner Reklamveren Yetkilileri: Burcu Körpeağaç, Özlem Dağ, Yelda Akgün, Gözde Tan Reklam Ajansı: TBWA\ISTANBUL CCO: İlkay Gürpınar Kreatif Direktör: Zeynep Karakaşoğlu Yaratıcı Ekip: Esma Erdoğan, Renan Erdener, Bilgin Aydın, Ceyhun Barış Koç Marka Ekibi: Sinan Bilsel, Suna Gülru Talayman, Samet Erel CSO: Toygun Yılmazer Prodüksiyon Ekibi: Ceyda Kayaçetin, Evrim Saraçoğlu, Baran Saraç Prodüksiyon Şirketi: 25 Film Yönetmen: Bora Egemen

Post Prodüksiyon: 1000 Volt Müzik: Jingle Jackson Medya Ajansı: Zoom İletişim Kullanılan Mecralar: TV, Basın, Outdoor, Dijital, Radyo

marketing europe & anatolia / 31


Kampanyalar

Maret, Pratik... Kampanya Künyesi Reklamveren:Maret ReklamverenYetkilileri:Nurcivan Gülgün, Yasemin Çalışkan, Sonat Polat Medya Ajansı: Speed Medya Kreatif Ajans: K A R P A T Creative Chairman: Karpat Polat Associate Creative Directors: Çağlar Cengiz, Esin Erol Sr. Copy Writer: Mesut Koçarslan Sr. Art Director: Korcan Yıkılmaz Account Director: Yağmur Erengül Account Supervisor: Ayşegül Dinç Account Executive: Sumru Gözaydın Strategy Director: Arda Kuş Agency Producer: Gencer Ziko Production: SUPERFILM Director: Abdulbaki Yavuz Producer: Ali Devrim Şengel / Ahmet Zafer Kısacık Maret, Pratik ürünlerinin yeni reklam kampanyasıyla, tükePost Production: IPD ticilerine sesleniyor. MaretPratik’infiyat, miktar ve lezzetteki DOP: Emre Karbek üstünlüklerinin anlatıldığı reklam filmi, Macar Salam, Hindi Music: Mehmetcan Erdoğan Salam ve Sosis’in ön plana çıktığı 3 versiyondan oluşuyor

Yeni Yıl Kovası... KFC Türkiye’nin hediyeli Yeni Yıl Kovası’nın reklam filmi yayınlandı. 3 but, 6 crispy, 9 hotshot, 3 biscuits ve 3 içecekten oluşan Yeni Yıl Kovası için çekilen eğlenceli reklam filminde yılbaşı gecesi birlikte olmanın önemine vurgu yapılıyor. Kampanya Künyesi Reklamveren: KFC Türkiye Reklamveren yetkilileri: Zeliha Şener, Mert Yener, Kardelen Zengin Reklam Ajansı: Medina Turgul DDB Executive Kreatif Direktör: Gökhan Erol Kreatif Direktör: Erdem Köksal Yaratıcı Ekip: Hakan Bıçakcı, Cihan Eryılmaz, Ece Gönenç, Fatma Öcal Marka Ekibi: Elif Önen Sakin, Zeynep Kızılcan, İltan Gözen Stratejik Planlama Direktörü: Canan Pehlivanoğlu, Arda Sesli Ajans Prodüktörü: Nedret Gürlek, Levend Çağıl Prodüksiyon Şirketi: Profilm

32 / marketing europe & anatolia


Kampanyalar

İşyerim İnternette... panyası izleyicilerle buluştu. Filmde kampanyadan yararlanan esnaf, e-ticaret sitesi ve fiber güçlü internet dâhil ayda sadece 69,90 TL ile işini internete taşıyarak Türkiye’nin her yerindeki müşterilere ulaşabiliyor. Kampanya Künyesi Kampanya adı: Türk Telekom İşyerim İnternette Reklamveren: Türk Telekom Reklam Ajansı:M.A.R.K.A. Yaratıcı Yönetmen: Hulusi Derici Yaratıcı Grup: Doğan Mirdoğan, Burcu Şahinyavuz, Yavuz Gürsoy, Cavit İşici, Salih Küçük Grafiker: Necdet Polat Genel Müdür Yardımcısı: İlkay Ünlü Müşteri Grubu: Jülide S. Coşkuner, Berrak Selin Prodüksiyon Şirketi: Dijital Sanatlar Prodüktör: Çağlar Ercan Yönetmen: Can Ulkay Müzik: Jingle House Türk Telekom’un Güven Kıraç ve Öner Erkan’la sürdürdüğü Post Prodüksiyon: Sinefekt sevilen reklam serisinin son filmi ‘İşyerim İnternette’ kam- Medya Ajansı: People

Ben nereye Ton oraya... Dardanel’in ‘Ben nereye Ton oraya’ reklam filmi,balık severler için ince ve kullanışlı paketiyle taşınması çok daha kolay Dardanel Poşet Ton Balığı’nı konu alıyor. Dardanel Poşet Ton Balığı,evde, ofiste, arabada, kampta ya da sporda acıkanların imdadına koşan, kolayca açılarak sağlıkla yenenpratik bir alternatif sunuyor.

Kampanya Künyesi Reklamveren: Dardanel Ton Reklamveren Yetkilileri: Halit Giray, Melis Büyükgüven, Gülşen Bayrak Reklam Ajansı: Teşkilat ICOM Kreatif Direktör: Sinan Alaeddinoğlu Art Direktör: Deniz Demirbaş, Seymen Yalman Müşteri İlişkileri: Selin Özerman Önder Prodüksiyon Şirketi: Vapp Works

marketing europe & anatolia / 33


Kampanyalar

Yeniden doğan anne ve baba...

Molfix’in yenidoğan bebek bezini anlattığı ikinci reklam filmi, paç, Özlem Zülal, Yeşim Varol, Elçin Uğurlu, Elif Cömert, dünyaya gözlerini yeni açmış bir bebek ve onunla ebeveyn- Özden Özden, Merve Özcan. liği öğrenmeye çalışan ailesinin, mutluluğunu ve tatlı telaşını Reklam Ajansı: Vietnam Kreatif Direktör: Özlem Küçükyılmaz ekranlara taşıyor. Metin Yazarı: Ayberk Çınar Art Direktör: Kenan Çetinkaya Kampanya Künyesi Müşteri Direktörü: Ceyda Şahbaz Reklam Veren: Molfix Reklam Veren Temsilcileri: Billur Burkutoğlu, Lerzan To-

Türkiye’de Çayın Yeri Bambaşka... Lipton Yellow Label’ın yeni reklam kampanyası “Türkiye’de Çayın Yeri Bambaşka”,dünyada en çok çay içilen ülkeler sıralamasında birinci olan Türkiye’nin çay tutkusunu ve çayın hepimizin hayatında vazgeçilmez bir yeri olduğunu Cahit Berkay’ın unutulmaz Çiçek Abbas müziği eşliğinde anlatıyor Kampanya Künyesi Reklamın Başlığı:LiptonTürkiye’de Çayın Yeri Bambaşka Reklamveren:UnileverLipton Reklamveren Yetkilisi: Gamze Öztoygar, Kaan Camgöz, Umut Ergün, İpek Bayar, Merve Akbıyık Reklam Ajansı:Fikr’et Yaratıcı Grup: Gökçen Yücel, Gökhan Yücel, Gizem Cansu Horoz Stratejik Planlama ve Müşteri İlişkileri: Göktuğ Yücekul Yapım Şirketi: Kala Film Yapımcı: Hazer Baycan, Hande Gürel Post Prodüksiyon Şirketi: İmaj Yönetmen: Cemal Alpan Müzik: Cahit Berkay Medya Ajansı:Mindshare 34 / marketing europe & anatolia


Kampanyalar

#TestedTough...

O geri döndü. Columbia’nın simgeleşen Yönetim Kurulu Başkanı ve çetin anne Gert Boyle çalışanlarını işyerinde çalışırken test ediyor bu sefer. en zorlu koşullara ürünlerin test edildiğinden emin olmak için ekranlara geri dönüyor. Colombia #TestedTough reklam filmi adaptasyonu. Kampanya Künyesi Reklamveren: Colombia Post- Prodüksiyon: Eksantrik-Express Prodüktör: Elvin Ekşioğlu Mecra: TV, Sinema, Digital, Outdoor LED

Doğadan Geliyor...

Türkiye’de bitki ve meyve çayları kategorisinin kurucusu ve lideri Doğadan’ın yeni kampanyası “Doğadan Geliyor” yayına girdi. Concept tarafından hazırlanan reklam filmi,

Doğadan’ın kışın kendini korumak isteyenler için sunduğu bitki meyve çaylarının desteğini yüzleri gülümseten, sıcak ve samimi bir senaryo ile anlatıyor. Kampanya Künyesi Reklamveren : Coca-Cola Company / Doğadan Reklamveren Yetkilileri : Aylin Kosova Bilgin, Yiğit Kariş, Arzu Songur, Banu Karakullukçu, Berrak Uytun, Mirey Alkaç Reklam Ajansı : Concept Kreatif Direktör : Kerem Özkut Yaratıcı Grup Başkanı : Sedat Dündar, Umut Dizdar Yaratıcı Ekip : Emin Serkan Gültekin, Fatih Anıl Tiryaki, Ersel Hira, Mustafa Mert Güler, Ali Sina Gürsu, Iris Marka Ekibi : Arda Görgün, Yasin Özhan, Çisil Akoğul, Büşra Gülal Stratejik Planlama : Ömer Pamir Gündüz, Emre Sezer Ajans Prodüktörü : Mert Turan, Kasım Bektaş, Hilal Kınalıada Prodüksiyon Şirketi : Autonomy Film Yönetmen : Ferit Katipoğlu Kullanılan Mecralar : Televizyon, Dijital, Sinema

marketing europe & anatolia / 35


Bu Sefer Rota K


Gezi

Kuzey, Ukrayna... Bayram tatilini geçirmek, yeni yerler görmek ve keşfetmek için bu sefer rotayı kuzeye, Ukrayna’ ya çeviriyoruz. Ukrayna’ yı, erkek arkadaşlarımız dillerinden düşürmüyor. O yüzden bir aşinalık var, ülkeye :)

Fotoğraflar ve yazı Seval Duban / seval@sevalduban.com Bayram tatilini geçirmek, yeni yerler görmek ve keşfetmek için bu sefer rotayı kuzeye, Ukrayna’ ya çeviriyoruz. Ukrayna’ yı, erkek arkadaşlarımız dillerinden düşürmüyor. O yüzden bir aşinalık var, ülkeye :) Planımız Temmuz ayında orada olmak. 2 – 3 önceden aldık uçak biletlerini. Sonra gezilecek yerler listesini çıkardık. Gezi listesine göre de kalacağımız şehirleri belirledik. Booking.com üzerinden de otel rezervasyonlarını yaptırdık ve hazırlıklar bitti. Planımız Lviv – Kiev – Odessa. Araları tren ile geçeceğiz. Tren biletlerini de booking.uz.gov.ua/ en/ adresinden aldık. Gidil Lviv, dönüş Odessa. Gidiş uçak biletlerimizi Pegasus’ tan almıştık. Rötarsız ve sorunsuz bir şekilde Lviv havaalanına vardık. Ülkeye giriş iş-

madan bize taksi çağırdı. 6 kişi olduğumuz için midibüs şeklinde bir taksi çağırdık. Uygulama haricinde, kendiniz taksiye binerseniz fiyat 2 katı oluyor. O yüzden pazarlık yapmak şart. Havaalanından kent merkezine giden otobüs de var, 95 numara. Ayrıca 9 numaralı troleybüs veya shuttle bus da var. Meydana geldiğimizde taksiden inip otelei aramaya koyulduk. Navigasyon ile aramamıza rağmen oteli bulmayı başaramadık. Kiril alfabesi başlı başlı başına bir sorun. Hiç bir şey anlaşılmıyor. Tatil ekibizin tatlı gezgini Asiye, Bulgarca biliyor. O yüzden etraftaki tabelalara baka baka bizim oteli buldu. Bizim otelin kilisenin konuk eviymiş meğerse. Spiritual and Cultural Center Arkhistratyg Guest House. Dolayısıyla da kili-

lemlerinde, eğer pasaportunuzla daha önce hiç yurdışı seyahat yapmadıysanız sorun yaşayabilirsiniz. O yüzden mutlaka otel rezervasyon kağıtlarınız yanınızda olsun. Bizim gençler pasaportlarını yeniledikleri için 0 km pasaportla gelip, havaalanında beklemek durumunda kaldılar. Neyse ki çok uzamadan çıktık havaalanından. Rezervasyon yaptırdığımız otele Rynok Square’ e yakın görünüyordu haritada. Otele varış için taksi kullanmayı tercih ettik. Yanımızda Ukrayna’ lı bir arkadaşımız da vardı. Telefondaki bir uygula-

senin bahçesindeydi. Hayatta aklımıza gelmezdi öyle olacağı. Biz tatili 4 kişi için planlamıştık ama sonradan oğlum ve arkadaşı da bize ek oldu. Öyle olunca onlara farklı bir yerden otel ayarlamak zorunda kaldık. Kaldıkları yer, Apartments Just Lviv It! Tam Rynok Meydanında. Çok şirin bir apart fakat su sorunu var. Yazın sular akmıyor. Otel kalabalık olunca su yetmiyor. Otellere yerleştikten sonra başladık Lviv’ i keşfe. Tabii, bizim gençler bizi atlatıp kendileri takılmaya karar verdiler. İnternet ortamında araştırma yaptığımarketing europe & anatolia / 37


Gezi

nızda Lviv için ilk söylenen şey, nüfusun % 85’ inin kadın olduğudur. Sizi hayal kırıklığına uğratmak istemem ama öyle bir şey yok :) Lviv’ in kelime anlamı aslan. 1256 yılında kurulduğunda zamane kralının oğlunu adı imiş, aslan. O yüzden şehre de o isim verilmiş. Şehirde yaklaşık 4500 tane aslan heykeli var. Bu minik şehirde 2 tane üniversite, Lviv Opera ve Bale Tiyatrosu ve kiliseler bulunuyor. Bir nevi üniversite şehri de diyebiliriz. Şehrin orta kısmında Rynok Square denen bir meydan var. Meydanın ortasında bir kule, kulenin 4 bir yanında da çeşme var. Etrafı ise dikdörtgen bir alan ve hepsi şirin minik kafelerle dolu. Lviv’ in kalbi Rynok Square’ de atıyor. Biz de gezimize buradan başlıyor. Öncelikle para bozduruyoruz. Rynok Meydanında para bozdurabileceğiniz bir sürü yer var. Önlerindeki tabelalarda da kurlar yazıyor. Dilediğiniz bir yeri seçip para bozdurabilirsiniz. Artık paramız var, yol yorguluğu da 38 / marketing europe & anatolia

İnternet ortamında araştırma yaptığınızda Lviv için ilk söylenen şey, nüfusun % 85’inin kadın olduğudur.

var. Onu atmak lazım. Gezi rotasını hazırlarken not aldığım Drunken Cherry’ nin masalarına oturuyoruz hemen. Drunken Cherry, vişne likörüyle meşhur ve likör eskiden evlerimizdeki kalın kesme bardaklarda servis ediliyor. Yaşı 40’ larda olan bir çok kişi, o bardakları annelerinin vitrininden hatırlar:) Drunken Cherry, nefis bir şey, fakat şekerli olduğu için çabuk çarpıyor, aman dikkat. Yakıtı aldıktan sonra Rynok (Market) Square’ in ortasındaki kuleye (Ratusha Tower) çıkıp şehri seyretmeye karar verdik. Kule 1835 yılında yapılmış. Yaklaşık 65 metre yüksekliğinde ve kuleye 310 basamağı tırmanarak çıkıyorsunuz. Biz Temmuz’ un ilk haftası gittik Lviv’ e. Temmuz olmasına rağmen hava yağmurlu ve soğuktu. Üşüdüğümüz için 310 basamak bize ilaç gibi geldi. Isındık :) Ratusha Tower’ ın manzara muhteşem. Tüm Lviv görünüyor. Güneşli ve ılık bir hava olsaydı muhtemelen orada gecelerdik fakat çok üşüdüğümüz için fazla kalamadık. Sıra geldi yemek olayına. Yemeği, The First Lviv Grill Restaurant of Meat and Justıce isimli bir yerde yiyeceğiz ama


Gezi

bulurken biraz sıkıntı yaşadık. Restaurant meydanın kuzey doğusunda yer alan Bernardine Manastırı’ nın içinde, yani avlusunda. Restaurant aynı zamanda bir işkence müzesi. Eskiden işkence yapılan aletlerle dolu her yer. Kocaman bir mangal tezgahı var ve etler orada pişiyor. Kapıdada yeniçeriye benzeyen işkenceci bir abi bekliyor. Gelen konuklara masaları gösteriyor vs. Biz oturup yemek söyledik ve sabırsızlıkla gelmesini bekledik fakat yemeğin gelmesi yarım saat sürdü. Eğer çok iseniz burayı tercih etmeyin. Dayanamayabilirsiniz :( Biz de artık sabrımızın sonuna gelmiştik ki, yemekler geldi. Yemekler beklediğimize değdi doğrusu. Tek kelime ile muhteşemdi. Lokum gibi pişmiş bonfile. Biz tam yemekleri bitirmek üzereyken mekanda bir anda kıyamet koptu. Rammstein’ in Mein Herz Brennt şarkısıyla birlikte tezgah alev aldı. En sevdiğim gruplardan biridir Rammstein. Bu nefis yemeğinin üzerine müzik efsane güzel oldu ama ortalık alev alev yanıyor. Sonra kapıdaki abi giyotinde bir şeyler kesip millete balta sallamaya başladı. Meğerse böyle şovlar da yapıyorlarmış. Biz hem tırsmış hem de merakla izledik. Oldukça ilginç

Biz Temmuz’ un ilk haftası gittik Lviv’ e. Temmuz olmasına rağmen hava yağmurlu ve soğuktu. bir deneyim oldu bizim için. Sıra geldi kahveye:) Bizim gezi ne yazık ki yeme içme üzerine oldu biraz çünkü Lviv’ de yapılacak başka bir şey yok. Kahve için deLviv Coffee Manufacture diyoruz çünkü orası bir müze aynı zamanda. Mekan, Yuri Kultschydcy tarafından açılmış. Yuri Kultschydcy, Avusturya’ da yaşarken, Avusturya, Osmanlılar tarafından kuşatılıyor. Yuri de kafaya fes takıp, Osmanlı ayağına yatıp onlarla takılıyor. Osmanlı’ dan kahve işini öğreniyor ve Lviv’ e gelip bu mekanı açıyor. Rynok Meydanında yer alan Lviv Coffee Manufacture’ a girip dolanıyoruz önce. Girişte bir mağaza ve kahve yapımında kullanılan kocaman makinalar var. Buradan kahve çekirdekleri veya fincanlar almak mümkün. Mağazanın hemen yanında aşağıya doğru inen merdivenler var. Aşağısı oldukça loş. İçerisi mahzen gibi ve karman çorman.

Bir sürü minicik oda var, hepsi birbirine bağlı, labirent gibi. Odalarda masalar var, isterseniz oralarda da oturabiliyorsunuz. Ama o kadar basık ve loş ki, insanın ruhu sıkılıyor. Biz dolaştıktan sonra kahve içmekten vazgeçip dışarı çıktık. Bu sefer Lviv Çikolata Fabrikası’ na gidiyoruz. Tüm bu saydığım mekanlar birbirine çok yakın. Lviv Çikolata Fabrikası, 3 katlı bir mekan. Girişinde masalar da var, isterseniz oturup bir şeyler yiyip, içebiliyorsunuz. Biz çikolata kokusuyla başı dönmüş vaziyette merdivenleri tırmanıp Lviv Çikolata Fabrikası’ nı gezmeye koyulduk. O kadar çok çeşit çikolata var ki, insan hangisine bakacağını şaşırıyor. Biz de gözümüze kestirdiklerimizle, ortaya karışık bir paket yaptırıp çıktık dışarı. Elimizde çikolata paketiyle meydanın köşesindeki bir kafeye oturduk ve birer kahve söyledik. Ukrayna, kuzey ülksei olmasına rağmen oldukça güzel kahveleri var. Kahve işini biliyorlar :) Nefis çikolata ve kahve eşliğinde akşama kadar oturduk. Hava kararınca serinledi de. Hemen gidip üzerimizi değiştirdik ve biraz daha kalın giysilerle yeniden dışarı çıktık. Temmuz başında marketing europe & anatolia /39


Gezi

gitmiş olmamıza rağmen hava 14 dereceyi gördü. Tabii biz yaz modunda gittiğimiz için epey üşüdük. İkinci turda ilk hedefimiz Kryjivka (Криївка) Restaurant. Buranın girişi binanın içerisinde. Oğlum ve arkadaşı binanın en üst katında kalıyorlar. Onları oteline yerleştiriken görmüştüm girişini, yoksa aramak durumunda kalacaktık. İkinci Dünya savaşında sığınak olarak kullanılan Kryjivka isimli yer bugün restauranta dönüştürülmüş ve aslına sadık kalınmış. Mekanın girişi kocaman tahta bir kapı. Girmek için kapıyı çalıyorsunuz ve kapıyı askeri kıyafeti ve silahıyla bir asker açıyor. İçeri girmek için özel bir şifre söylemeniz lazım. Biz gezilecek yerleri araştırırken internett bulup, öğrenmiştik (Slava Ukraini ). Parolayı söyledikten sonra matarasından herkese sırayla bir shot ikram ediyor. Bizim şansımıza Jager Meister denk geld. Kryjivka’nın dekoru, masalar, aksesuarlar (eski radyo, telsiz vs.) hepsi 2.Dünya savaşı döneminden kalma. Kryjivka’nın hemen üstünde de bir ma40 / marketing europe & anatolia

Biz shot’ larımızı içip, Kryjivka’ nın karanlık odalarına giriş yaptık. Meraklı gözlerle etrafı gezdikten sonra oturup içecek bir şeyler söyledik.

son locası (Найдорожча ресторація Галичини)var. Mason locası olan bu mekan, dünyanın en pahalı restaurantlarından biri olarak biliniyormuş. Burada hesap geldiğinde size küçük bir sürpriz yapıyorlarmış. Hesap her zaman 3 sıfır fazla geliyor. Eğer siz kafenin üye kartına sahipseniz ya da bu durumu daha önceden biliyorsanız o 3 sıfırı çizip kalan hesabı ödüyorsunuz. Bu minik ayrıntıyı bilmiyorsanız, hesabın tamamını ödemek durumundasınız. Biz shot’ larımızı içip, Kryjivka’ nın karanlık odalarına giriş yaptık. Meraklı gözlerle etrafı gezdikten sonra oturup içecek bir şeyler söyledik. Biraz sonra ışıklar söndü ve silahlar konuşmaya başladı. Zaten mağara gibi basık tavanlı bir yer, silah sesleri adamın kulağını delecek gibi oluyor. Ortam karanlık, anlamadığımız bir dilde bağırış çağırış, biraz tırstık tabii. Ama öncesinde işkence müzesinde yemek yediğimiz için her türlü numarayı da bekliyoruz. Biraz sonra ışık açıldı ve 4 – 5 tane asker yanımızdaki masaya çöküp sorguya başladı. Tabii biz tek kelime anlamıyoruz. Neyse ki bizim fransızlar gibi baktığımızı gören bir grup durumu


Gezi

bize anlattı. Aranızda Rus var mı diye sorup, tehditler savuruyorlarmış. Bu da bu mekanın oyunuymuş. Çikolata fabrikası hariç, gittiğimiz heryerde bir atraksiyon var yani :) Kryjivka’ nın arka bahçesine de göz atmadan çıkmayalım dedik ve kafayı uzatıp dışarı baktık. Kocaman bir telsiz tezgahı ama tezgahta ne ararsanız var. Onun yanında da devasa bir heykel. Bir sürü elektronik eşya üst üste konup, kaynak yapılmış. Ama manzara muhteşem. Yani tam benlik. Sonra baktık, yukarı çıkan merdivenler var. Orayı da tırmandık. En üstte kocaman bir taramalı tüfek platformu gördük. Bir sürü miğfer ve tüfek. Onları da kurcaladıktan sonra tekrar Lviv sokaklarına geri döndük. Sırada var gece kulüpleri. Gece kulüpleri için seçenekler, Metro Kulüp, Zanzibar, Millenium Club, Dublin Irısh Pub, Fashion Kulüp, Rafinad ve White Rabbit vs. Tabii bunların hepsinin bilgisini internet ortamındaki gezi yazılarından öğrendim.

Lviv’ de ingilizce bilen çok az kişi var. Mekanlarda neredeyse hiç yok. Menüler sadece kendi dillerinde. Baktık Rafinad bize yakın, oraya gidelim dedik. Gittik ama bizim kıyafetleri beğenmedi kapıdaki abla. O yüzden de bizi içeri almadı. Bizde boynu bükük otele geri döndük. Zaten uykumuz da gelmişti. Ertesi gün kalktığımızda hava daha da kötü olmuştu. Kapkara bulutlar sarmış her bir yeri. Hep birlikte dışarı çıkıp, kahvaltı edecek mekan bakındık. Epey bir dolandıktan sonra gözümüze bir yer kestirip kahvaltıya oturduk. Lviv’ de ingilizce bilen çok az kişi var. Mekanlarda neredeyse hiç yok. Menüler sadece kendi dillerinde. İngilizce menü yok. O yüzden fotoğraf üzerinden tercüme yapabilecek bir programı cep telefonunza indirmekte fayda var. Ben artık “transla-

tor” diye bir program kullanıyorum. Uzun uzun kahvaltı edip keyif yaptıktan sonra tekrar Rynok Meydan’ ına döndük ve o sırada yağmur başladı. Ne yapalın ne edelim derken sarı tramvayı gördük. Üzeri cam ve heryeri kapalı. Hemen gidip şöförü ile konuştuk. Meğerse Lviv şehir turu yapıyormuş bu tramvaylar. Hemen biletlerimizi alıp en ön sıraya oturduk. Binerken hepimize kulaklık da verdiler. Şehri gezerken kulaklık ile şehri tanıtan bir anons dinleyebiliyorsunuz. En bombası da, Türkçe anons da olması. Derdimizi anlatamadığımız şehirde Türkçe rehber ile şehri geziyoruz, 10 numara 5 yıldız. Yaklaşık 45 dakika süren gezi sayesinde şehrin etrafındaki önemli yapı ve binaları görmüş olduk ama aklımda hiç biri kalmadı. Turun bitimine yakın yağmur da dindi. Yağmur dinince bize de şehrin turistik yerlerine gezmek kaldı. İlk olarak Latin Katedrali’ nden başlıyoruz. Bu göz alıcı kocaman katedral hemen Rynok marketing europe & anatolia /41


Gezi

Meydanı’ nın köşesinde yer alıyor. 14 ve 18 yüzyılları arasında inşa edilen bu katedralde Gotik , Rönesans ve Barok mimarisini görmek mümkün. Mimariyi görmek mümkün de katedrali görmek mümkün olmadı. İçeride ayin olduğu için giremedik, olmasa bile giremezmişiz çünkü üzerimizde şort vardı. Bu muhteşem katedralin içine giremediğim için cidden üzüldüm ama yapacak bir şey yok. Lviv şehir merkezinde Latin Katedrali hariç bir sürü ihtişamlı kilise daha var. Bernardine Kilisesi, Dormition Katedrali, Jesuit Kilisesi, Boim’ s Şapeli vs. Ama biz bunlardan hiç birini tam anlamıyla gezemedik. Sanırım kaldığımız kilisenin misafirhanesi yeterince ruhani doygunluk verdi. Kiliseleri pas geçip bu sefer yolu opera binasına doğrulttuk. Yol üzerinde önce Taras Shevchenko heykeli karşıladı bizi. Ardından da uzun bir parktan yürüyüp Opera Binası’ na vardık. Opera Binası, 1901 yılında, nehir üzerine inşaa edilmiş. Neo-Rönesans tar42 / marketing europe & anatolia

Lviv’ de ingilizce bilen çok az kişi var. Mekanlarda neredeyse hiç yok. Menüler sadece kendi dillerinde. zında inşa edilen bina heykellerle süslenmiş. Binadaki heykeller zevkler ile sefaleti simgeliyormuş. Tam önünde bulunan heykel ise insanın, ölümlü olması yerine sonsuzluğu anlamına geliyormuş. Opera binasını da gezdikten sonra, parkta tur satan kişiler dikkatimizi çekti. Yanlarına gidip baktık, 2 saatlik çok güzel şehir turları. Vakit de erken. Gezilir mi, gezilir. Biz de gidip hemen bir tane tur satın aldık. Yarım saat oyalandıktan sonra bindik otobüse, başladık gezmeye. Turun fiyatı 70 grivna. Otobüsün ilk durağı, Lychakiv Mezarlığı. Lychakiv Mezarlığı, oldukça eski bir mezarlık ve çok büyük bir alanı kaplıyor. Mezarlıkta, 1675 yılında yapılan mezarlar var. Bu kocaman alanda ünlü sanatçı ve bilimadamlarının mezarla-

rı bulunuyor. Bazı mezarlıklar sanat eserinden farksız. Zaten Lychakiv Mezarlığını özel kılan da mezarlardaki heykel ve figürler. Biz mezarlığın tamamını gezemedik çünkü ruhumuz sıkıldı. Diğerleri mezarlığı gezerken biz de mezarlık içindeki banklara oturup çene çaldık. Sonra tekrar otobüse doluşup Lviv Kalesi’ ne (Lviv High Castle) çıktık. Burası sanırım Lviv’ in en yüksek noktası. En tepeye çıkmak için binlerce merdiven çıkmak gerekiyor. Belki sayı daha azdır ama hissedilen, 1000 merdiven :( Soluk soluğa merdivenleri çıktıktan sonra Lviv’ e tepeden baktık ama bişey göremedik. Çünkü şehirde bir numara yok. Ne varsa Rynok Meydanı denen yerde var. Epey bir soluklandıktan sonra tekrar otobüse doluşup yola çıktık. Sıra, St George Katedrali’ nde. St George Katedrali , St.Yura meydanında bulunuyor. Üniversiteler bölgesinde. Bu rokoko mimari stilindeki dini yapı, Avrupa’nın en göz kamaştırıcı yapılarından birisiymiş. 1744 - 1761 yılları arasında inşa edilmiştir. Katedralin, çan kulesinde bulunan çan, 1341 yılında yapılmış. Dolayısıyla da Ukrayna’nın en eski çanı olma özelliğine sahip. St George Katedrali ile birlikte gezimiz sona erdi. Otobüs bizi tekrar Rynok Meydanı’ na. Nereye gidersen git, döndüğün yer hep Rynok Meydanı olacak :P Otobüsten indikten sonra acıkan karnımızı doyurmak için yer aramaya başladık. Sonra da gözümüze bir Yunan restaurantı kestirip içeri daldık. Kalamar, midye, salata, bira vs. derken akşamı ettik. Yediklerimizi sindirdikmek için dolandıktan sonra meşhur Beer Theatre “Pravda” ya gittik. Pravda yaklaşık 5 katlı bir mekan. Bodrum katında bira imalatı yapılıyor. Girişte hem bar hem de mağaza var. Bissürü çeşit bira ya-


Gezi

pıyorlar. Üst katlarda da canlı müzik yapılan yerler var. Biz de ara katlardan birinde yerimizi alıp, yerel biralardan denedik. Saat epey geç olunca da otele gidip üzerimizi değiştirdik. Gece kulübüne gideceğiz :) Adres yine Farinad. Bu sefer kapıda arıza çıkmadan içeri girdik. Erkeklere giriş 100 grivna, kadınlara 40 grivna. Farinad kocaman bir gece kulübü, bir kısmı underground müzik çalan bir yer, bir kısmı restaurant, bir kısmında localar var, bir kısmı da striptiz club. Hepsi aynı yerde. Bunları birbirine bağlayan koridor da sigara odası. Dolayısıyla ortalık dumanaltı. Müzik felaket kötü. Çalan şarkıları hiç duymadım ki, ben club müzik çok dinlerim. Arkadaş striptiz kulübü merak edince biz de onu kırmayıp içeri girdik. Bir masaya oturduk. O sirada sahneye dansçı bir kadın çıktı. Sahnede direk falan da var. Kadının üzerinde pembe renkli bir elbise vardı. Kadın 2 dakika dans etti sonra üzerindeki elbiseyi çıkardı ve bitti. Üzerinde sadece elbise varmış. Ne bir heyecan, ne bir bekleyiş, ne bir merak, hiç bir şey yok. İnsan kat kat iyinir,

Bir de Potocki Sarayı var Lviv’ de, bizim gidemediğimiz. Ondan da bahsedeyim. sırayla çıkarır ki karşı tarafta merak, heyecan oluşsun. Striptiz bile hızlı tüketime girmiş. Hiç eğlenceli değil :( Fast food gibi striptiz. Daha fazla kalmanın anlamı yok diye çıktık striptiz kulüpten. Dans edilen pistin olduğu yere geri dönüp dans edelim bari dedik ama müzikler de kötü. Saat ilerleyip de millet buddy’ sini alıp gidince pistte 50+ kadınlarla bizin sap, Bağcılar tayfa kalmış. Mekan kapanmadan birine yazılsak derdinde hepsi. Ortam sevimsizleşince biz de çıktık mekandan. Biz sadece Farinad denen gece kulübüne gittik ama Serhan’ la Erdinç diğerlerine de gitmişler. Fakat hiç birini beğenmemişler. Serhan’ ın söylediğine göre “et pazarı”ymış ortam. Erkek olduğuma utandım dedi. Gece kulübünden sonra da kutsal mekanımıza geri dönüp uyuduk. Ertesi

gün tren ile Kiev’ e gideceğiz. Bir sonraki gezi yazısı Kiev. Lviv, 2 günlük gezi için harika bir yer. Ama daha fazla kalmaya gerek yok çünkü yapacak bir şey yok. Olay yeme, içmeden ibaret. Tabii erkekler için durum farklı. Onlar için bir eylem daha ekleniyor. Lviv’ de alışveriş yapabileceğiniz yerlerde var. Bir AVM ve ünlü mağazaların bulunduğu, Shevchenko bulvarı gibi. Fakat genel olarak ürünler çok kalitesiz ve fiyatları pahalı. Yani alışveriş için de uygun değil Lviv. Bir de Potocki Sarayı var Lviv’ de, bizim gidemediğimiz. Ondan da bahsedeyim. Potocki Sarayı, 1880’ de, Avusturya başbakanı Alfred Jozef Potocki için yapılmış. Fransa’ daki Hotel Particulier’ in imitasyonu. 1940’ ta SSCB saraya el koymuş. 2000’ li yıllarda Ukrayna cumhurbaşkanı tarafından devlet konutu olarak kullanılmaya başlanmış. Siz bu yazıyı okurken muhtemelen ben yine Lviv’ de olacağım. Yeni yıl münasebetiyle. Bu vesileyle, herkeslerin yeni yılını kutluyorum. Mutlu yıllar :) marketing europe & anatolia /43


Game On

2016'nın En İyi PS

Ali Erdem Ekşioğlu

2017 yılının ilk sayısında oyun ve PlayStation 4 dünyasının geçtiğimiz yılın en sevilenleri, en iyileri ve önümüzdeki yıl en çok beklenenlerini sıralayacağız. Bu sıralamalar resmi raporlar, oyuncu geri dönüşleri ve ekibimizin fikirleriyle oluşturulmuştur.


S4 Oyunları...

GameOn Youtube: http://www.youtube.com/user/meaGameOn

2016 yılında oynamaktan çok zevk aldığınız bir oyunun bu listede olmaması, çıkış tarihinin liste şartlarına uymaması, oyunun PS4 platformunda olmaması veya oyunu ekibimizin deneyimleme şansı olmamasından dolayı olabilir.


Gameon

Mansiyon: No Man's Sky 9 Ağustos 2016'da piyasaya sürülen bu oyun bu tarihten önce yaptığı büyük pazarlama etkinlikleri ve vaat ettiği sonsuz keşif dünyalarıyla nerdeyse her oyuncunun satın alınacaklar listesindeydi. Fakat zamanı geldiğinde ve oyuncular bekledikleri oyuna kavuştuklarında herkesin aklında tek bir düşünce vardı: "Hayal Kırıklığı". Oyun ne kadar size keşfedebileceğiniz sonsuz bir dünya sunsa da 3 farklı karakter modellemesi bir süre sonra oyuncuya sıkıcı gelmeye başladı. Ürettiği evren ve fikirle No Man's Sky göreceli olarak başarılı gibi gözükse de beklentilerimizi fazla yükselttiği için bu listede belki de hak ettiği yeri alamadı. 10. Overwatch 23 Mayıs 2016 tarihinde piyasaya sürülen Overwatch yılın en büyük başarılarından biriydi, bilgisayar dünyasında League of Legends, Minecraft ile beraber dünyanın en geniş kullanıcı kitlesine sahip oyunlar arasına adını yazdırdı. E-spor liglerinde de yavaş yavaş adını duyuran oyun PS4 platformunda aynı başarıya imza atamadı. Çoğu oyuncu 46 / marketing europe & anatolia

Sizin için deneyimleyip montajladığımız review videosunu http://www.youtube.com/user/meaGameOn

adresinden izleyebilirsiniz.

bu oyunun PC dışında platformlarda olduğunun farkında bile değildi. Ama yine de Overwatch çığır açan mekanikleriyle listemizde 10. sırayı hak ediyor. 9.Watch Dogs 2 15 Kasım 2016 tarihinde oyuncuyla buluşan oyun, serisinin başarılı çıkışını takip ediyor. Bana her zaman hacking mekaniği olan bir GTA'i hatırlatan oyun her yönden kendini geliştirirken yeni karakterlerini de ilgi çekici yapmayı başarıyor. Bu nedenle listemizde 9. sırayı hak ediyor. 8. Titanfall 2 Hızlı, fütüristik, ekstrem savaş oyunu Titanfall serisinin 2. oyunu son zamanlarda Call of Duty'nin


Röportaj

olmaya çalıştığı her şey. Akıl almaz mekanikleri anlamaya çalışırken aynı zamanda eğlendiğiniz ve ustalaştığınız zaman bırakamadığınız inanılmaz bir online savaş oyunu. Yanında gelen zayıf hikayesi ne kadar, tek oyuncu fanlarını hayal kırıklığına uğratsa da grafikleri, mekanikleri ve bağımlılık yapan online moduyla Titanfall listemizde 8. sırada. 7. Doom Klasik versiyonunu 20 yıl modernleştirirken köklerine sadık kalmayı sürpriz bir şekilde başarıyor. Modern oyuncuya tekrar eden, sıkıcı ve kanlı bir oyun gibi gözükse de Doom'un oyuncuda oluşturduğu

Sizin için deneyimleyip montajladığımız review videosunu http://www.youtube.com/user/meaGameOn

adresinden izleyebilirsiniz.

nostaljik his bütün bu eksilerine bedel. 6.Ratchet & Clank Bütün oyun dünyası tarafından sevilen Ratchet ve Clank yeni jenerasyonda oyuncularla tekrar buluşuyor. 5. The Last Guardian The Last Guardian oyuncuya sanki kocaman, süper güçlü bir köpek eğitiyormuş hissi veriyor. Modern oyun anlayışına uzak gözüken yönlendirmeli bulmaca mekaniği bazı oyunculara garip gelse de kimse oyuncuyla karakterler arasında kurulan sağlam bağı ret edemez. The Last Guardian'ı da yılın en iyi oyunları arasına koyan yönü de bu bağ. 4. Battlefield 1 Yeni aksiyon savaş oyunları bizi geleceğe götürmeye çalışırken Dice bizi Battlefield 1 ile cephe savaşlarına geri götürüyor. Günümüz dünyasına şekil veren 1. Dünya Savaşında geçen oyun muhteşem grafikleri, kurgusal gerçekliği ve mekanikleriyle listede 4. sırayı hak ediyor. 3.Dishonored 2 Kendine has görsel ve mekanik stili ile Dishonored fanlarının dört gözle beklediği serinin ikinci oyunu, oyuncuya sağladığı özgürlüklerle

marketing europe & anatolia / 47


Gameon

ve dinamik hikayesiyle 2016'ya damgasını vurdu. Bu özgürlük limitli open world dünyasının detaylarıyla da zenginleşerek listemizde 3. sıraya yerleşti. 2.The Witcher 3 Büyüleyici dünyasıyla bütün RPG severlerin 2016'da en çok zaman harcadığı bağımlılık yapıcı The Witcher 3 listemizde 2. sırada. 1.Uncharted 4: A Thief's End Macera third-person shooter tecrübesini inanılmaz hikayelerle süslemesiyle bilinen Uncharted serisinin yeni oyunu "A Thief's End" hikaye grafik ve mekanikler açısından serinin en güçlü üyesi. Aynı zamanda güçlü hikayesi ve seslendirmesiyle

48 / marketing europe & anatolia

Sizin için deneyimleyip montajladığımız review videosunu http://www.youtube.com/user/meaGameOn

adresinden izleyebilirsiniz.

listemizde 1. sırada yer alıyor. 2017'nin En Çok Beklenilenleri Mansiyonlar -Prey -Injustice 2 -Batallion 1944 -Nioh -Marvel vs. Capcom: Infinite -Tekken 7 10.Mass Effect: Andromeda Klasik üçlemeyle aynı evrende geçen oyun bizi tecrübe ettiğimiz oyunların çok sonrasında zamanlara götürüyor. 9.Insomniac'ın Spider-Man oyunu E3 fuarında fragmanını gördüğümüz oyun Spider-Man'in oyun dünyasında PS3'den beri tuttuğu kötü ünü bitirecek gibi duruyor. 8. Days Gone Yıllardır alıştığımız zombi konseptine yeni bir bakış açısı getireceğini umduğumuz Days Gone 2017'de oyuncularla buluşucak. 7. Star Wars Battlefront 2 Dice ve EA'in ilk oyunda hata yaptıkları her şeyi gözden geçirip, doğru yönde gittiği her şeyi geliştirmesini umduğumuz Battlefront 2, 2017 sonbaharında oyuncularla buluşacak. 6. Destiny 2


Röportaj Akıcı mekanikleri, güzel grafikleri ve kendine özgü online tecrübesine rağmen zayıf hikayesi ve nerdeyse zorunlu DLC paketleriyle bazı oyuncuları kendinden uzaklaştıran Destiny'den sonra Bungie benzer akıcı mekaniklerle bu oyuncuları tekrar yanına çekmeyi hedefliyor. 5. For Honor Bana Chivalry: Medival Warfare'i hatırlatan For Honor, Alpha görüntülerindeki inanılmaz görüntüleri ve potansiyeliyle oyun severlerin beklentilerini yükseltmiş durumda. 4.Ghost Recon Wildlands "Ölümden korkmayan bir düşmanla nasıl savaşırsın?" Çok yönlü, open world bir aksiyon oyunuyla mı? Cevabı öğrenmek için 4 Mart 2017'ye kadar beklememiz gerekecek. Şuana kadar gördüğümüz her görüntüsü muhteşem olan bu oyun eminim ki her aksiyon severin alınacaklar listesinde. 3.God of War Yeni bir God of War oyunu çıkacağını duyduğumda ilk yaklaşımım şüpheli olmuştu, bütün şüphelerim E3'de gördüğümüz oyun içi fragmanıyla yok oldu. Serinin bütün fanları ve bütün oyun severler 2017'de bu oyunun

Sizin için deneyimleyip montajladığımız review videosunu http://www.youtube.com/user/meaGameOn

adresinden izleyebilirsiniz.

neler getireceğini sabırsızlıkla bekliyor. 2.Red Dead Redemption 2 Detaylarını bilmediğimiz Rockstar Games'in yeni oyunu, stüdyosunun ve tabi ki de çoğu oyuncunun en sevdiği hikayeler arasında olan Red Dead Redemption'ın ünü sayesinde milyonların dikkatini üzerine çekti. 1. Horizon Zero Dawn İnanılmaz grafikleri, ilgi çekici konsepti ve E3'ü domine eden oyun görüntüleriyle 28 Şubat 2017 tarihinde çıkacak olan macera oyunu Horizon bizim ve birçok oyuncunun listesinde 1. sıraya yerleşmeyi hak ediyor.

marketing europe & anatolia / 49


Kültür - Sanat

Ünlüler ilk defa fırçayı eline aldı...

Sanatve sanatçı farkındalığına ülkemiz için sanatın önemine dikkat çekmek amacıyla Proje sahibi Ressam Tülin Kanun,“Bi.Re.Y’’ Bir Resim Yap projesi kapsamında iş, sanat ve cemiyet hayatının ünlü isimlerini biraraya getirdi. “Bi.Re.Y’’ Bir Resim Yap projesi kapsamında sanata dikkat çekerken ,özellikle son dönemlerde Alzheimer hastalığının

Korku Ağı... Korku ve gerilim edebiyatının usta kalemi Stephen King’in unutulmaz kitabı Korku Ağı bir kez daha okurlarla buluşuyor. 25 yıl aradan sonra yeniden çevrilen ve tam metin halinde okurla buluşacak olan kitap 12 Ocak’ta raflardaki yerini alacak. “Televizyonu kapatın – daha iyisi, koltuğunuzun yanı başındaki hariç, bütün lambaları da kapatın. Ondan sonra, bu loş ışıkta sizinle vampirler hakkında konuşalım. Sanırım, sizi onların varlığına inandırabilirim.” Stephen King Jerusalem’s Lot küçük bir New England kasabasıdır ve burada da, benzeri yerlerde olduğu gibi dedikodular, tuhaf tipler ve saygı değer insanlar vardır. Tabii garip olaylar hakkında söylentiler de yok değildir; ama her kasabada olduğu kadar... 50 / marketing europe & anatolia

artışı ve bu rahatsızlıkla ilgili insanları bilinçlendirmek ve bilgilendirmek amaçlı ,Daha önce hiçbir şekilde bir tuval üzerinde resim yapmamış iş, sanat ve cemiyet hayatından önde gelen isimler bu proje için 1 gün 2 saatlerini ayırarak içlerindeki sanatçı ruhunu ortaya çıkarıp Barış, savaş ve Alzheimer konulu mesaj içerikli resimler yaptılar. Ressam Tülin Kanun,Projenin koordinasyon bölümünde Tülay Özmen ile ortak çalıştılar. “Bi.Re.Y’’ Bir Resim Yap projesine Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek ve eşi Esra Şimşek, AB Uzmanı Can Baydarol, Gedik Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hülya Gedik, Kütahya Seramik Yönetim Kurulu Başkanı Sema Güral Sürmeli, LiliGarih, Demet Sabancı Çetindoğan, Şebnem Albayrak, Neval Güral, Oyuncu WilmaElles, Modacı Tanju Babacan, Sunucu Nursel Ergin, Fotoğraf Sanatçısı Nihat Odabaşı, Sunucu Zahide Yetiş, Sanatçı Ayşegül Aldinç, Sanatçı Beyazıt Öztürk gibi isimler destek verdi. Çizilen tablolar 8 Şubat Çarşamba günü Çırağan Sarayı’nda gerçekleşecek özel gecede satılarak geliriAlzheimer Derneğine bağışlanacak.

Ayaklarına Dokunurum Gölgede... Ayaklarına Dokunurum Gölgede, Şilili usta şair Pablo Neruda’nın, ölümünden sonra evinde bulunan 21 şiirinden oluşuyor. Kitapta ayrıca şiirlerin Neruda’nın elyazısıyla yazılmış, orijinal halleri de bulunuyor. Şairin karısı Matilde’den esinlenerek yazdığı şiirler bir önsöz ve kapsamlı notlarla birlikte Neruda okurlarına sunuluyor. Matilde’nin ölümünden sonra, şairin tüm arşivinin sorumluluğunu üstlenen Pablo Neruda Vakfı, uçak menülerine, kartpostallara, bloknotlara yazılan şiirleri kırmızı bir kutu içinde bulmuş, ciddi bir edisyondan geçirdikten sonra yayımlamıştır. Şair Adnan Özer’in İspanyolca aslından yaptığı çevirilerle bu şiirler, Türkçede ilk kez yayımlanıyor.


Kültür - Sanat

Ahududu...

Tiyatrokare’nin yeni oyunu Ahududu, 12 Ocak Perşembe günü saat 20:30’da, İstanbul Caddebostan Kültür Merkezi’nde dokuzuncu kez seyirci ile buluşacak. Suna Keskin, Melek Baykal ve Nedim Saban’ı aynı sahnede buluşturan ve kapalı gişe ile “perde” diyen oyun, Cem Güler, Halim Ercan, Dicle Alkan, Birol Engeler, Özgür Yetkinoğlu ve Bülent Seyran’ın başarılı oyunculukları ile öne çıkıyor. 20. yüzyıl klasikleri arasına giren ve adalet, yalnızlık kavramlarını farklı şekilde sorgulayan Joseph Kesselring oyunu, kostümleri, dekoru, oyunculuk gücü ve yeni uyarlamasıyla seyircinin kalbine dokunuyor. Tiyatrokare’nin Ahududu oyununun biletleri Biletix ve gişelerde satışa sunuluyor.

Varoluş şarkısı... İş Sanat Kibele Galerisi, fantastik gerçekçilik tarzının dünya çapındaki ilk Türk temsilcisi Erol Deneç’in 55 yıllık sanat yaşamını gözler önüne seren retrospektif sergisine ev sahipliği yapıyor. Resmi, bir ‘varoluş şarkısı’ olarak gören Erol Deneç, tüm çabasının kişiliği ve eserleriyle sanatını gelecek kuşaklara taşımak olduğunu belirtiyor. Birikimini özgün bir çizgiyle yansıtan Deneç, Leonardo da Vinci’nin “Sanat, yetenek artı hayal gücüdür.” sözüyle aktardığı gibi, yeteneğini hayal gücüyle bütünleştirerek sanatını sürdürüyor. Viyana’daki Albertina ve Belvedere Müzelerinin yanı sıra Viyana Şehir Koleksiyonu ile Almanya, Avusturya, Fransa, İtalya ve Türkiye’deki bazı özel koleksiyonlarda eserleri bulunan ressam, sanatın geçmişten kopmadan bugüne hitap ederek geleceğe dönük olması gerektiği görüşünü savunuyor. Erol Deneç’in eserleri, 5 Ocak - 18 Şubat 2017 tarihleri arasında İş Sanat Kibele Galerisi’nde ziyaret edilebilir.

marketing europe & anatolia /51



Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.