Mahalle Baskısı

Page 39

melodik, pop tarzında icra edilmiş şarkıları duyunca “rakır” olup havaya girebiliyorlar. Kendilerince “pop” dinlemediklerini düşünen dinleyici, ergen dönem kimlik oluşturma ve geçiş döneminde “protest” tavırlarını muhafaza edebiliyorlar. Böylece Avrupa Yakası’ndaki Tanrıverdi denilen tipleme gibi, Anadolu “rakçısı” olup maço, geleneksel ve arabesk kişilik özelliklerini barındırarak “özlerinden” de kopmamış oluyorlar. Kendine has, teknik yapısı, yüksek müziğiyle üstat Orhan Gencebay, bir zamanlar melodileri basgitarla oluştururken punkgitar “cümleleri” kullanıyor diye saygı kazanmış, çoğu rockçı tarafından takdir edilmişti. Şimdi ise arabesk/pop yaklaşımla “rak” yapan icracılar takdir ediliyor. Kendi özgün tarzları içersinde değerlendirildiklerinde hiçbir müzik türü olumsuz eleştiriyi hak etmez. Fakat türünüzü kutsamak mahiyetinde geçmişteki türlere, kendinizi tanımlamak için bel bağlarsınız orada durup düşünmek gerekir. Meselemiz yapılan müziğin arabesk ile ceşnilenmiş elektro gitar temelli pop müzik olması değil, “rock” kelimesinin daha farklı anlamlar taşımasıdır. Her bir müzik türü bir diğerini devam ettirir, sonrasında da özgünlük peşinde koşar. Maalesef, Türkiye rock tarihinin sayfaları hâlâ geniş bir arşiv ve ciddi, titizlikle yapılmış çalışmalar ile açılmayı bekliyor. Güven Erkin Erkal, Aptullika, Altay Öktem gibi insanların emekleri ve çabalarıyla bazı arşivler, hatıralar, bilgiler ya da fanzinler bizlere ulaştırılıyor fakat yeterli değil. Nasıl ki, Naim Dilmener Bir Varmış Bir Yokmuş ile Türk pop müzik tarihine dair çok önemli bir arşiv çalışması verdiyse de buna benzer kapsamlı bir çalışmaya da biz rock severlerin ihtiyacı var. Cumhur Cambazoğlu’nun Kentin Türküsü: Anadolu Pop/Rock çalışmasını da kesinlikle burada söylemeliyiz. Bir zamanlar İstanbul’da olup da rock ve metal işlerinin yürekten döndüğü

Köprüaltı Kemancı’da içememiş olsak da çoğumuz, orada olup bitenleri okumak karıştırmak, bu müziğe, kültüre emekleri geçen insanları anmak bizleri her zaman diri ve uyanık tutacaktır. Çağlan Tekil, Non Serviam’ın Mayıs 2000 tarihli sayısında “Köprü Yandı, Ama ya Ruhu?” yazısında çok güzel anlatır bu rock ruhunu ve Türkiye resmini. Kramp’lı, tanımadığım ama Çağlan’ın anılarıyla Kemancı’nın sahibi Zeki Ateş’li, müdavimleriyle, votkalı biralarıyla, şarkı listesinde Iron Maiden ile Cem Karaca’nın bir arada olduğu bir “cemaat” düşünün ya da hayal edin. Sonrasında da popülerleşme batağında piyasaya kurban gitmiş, sözleri rahatsız edici derecede iç gıcıklayıcı, sıradanlaşmış, aynılaşmış müzikleri düşünün ve kıyaslayın. “Cem Karaca rocks”, “Moğollar rocks”, “21.Peron rocks”, “DEVIL rocks”, “Whisky rocks”, “RA rocks”, “Kramp rocks”, “Dr.Skull rocks”, “Nekropsi rocks”

39


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.