MAVİŞEHİR DERGİSİ KASIM 2017

Page 1

Kasım 2017 Yıl.5 Sayı.46

5.00

Genel kültür,

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü saygı ve özlemle anıyoruz.



Mavişehir Dergisi; Reklam Arası - Aras Attila’ya aittir. Dergi T.C. yasalarına uygun olarak yayınlanır. Dergide yayınlanan yazı, fotoğraf ve grafiklerin her hakkı saklıdır. İzinsiz kaynak gösterilerek dahi alıntı yapılamaz. Mavişehir Dergisi’nde yayınlanan ilan ve reklamların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir. İmtiyaz Sahibi (Sorumlu) Genel Yayın Yönetmeni

Aras Attila

aras@kabinekibi.com.tr Reklam ve Pazarlama Sorumlusu

Ziynet Attila

ziynet@mavisehirdergisi.com

Aylin Günay

kurumsal@mavisehirdergisi.com Görsel Yönetmen / Editör Kabin Ekibi Tasarım Stüdyosu

Duygu Gönen Attila Hukuk Danışmanı

Av. Kemal Buğday Reklam Rezervasyon / Bilgi

0(549) 323 3031 - 0(549) 330 0 500 Yapım ve Tasarım

ÖNSÖZ

...

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün aramızdan ayrılışının 79. yılında, damarlarında Türk kanı akan, vatanına sevdalı herkes yine büyük bir sevgi, büyük bir saygı ve hüzünle Atatürk’ü andı... Atatürk; sadece Türk milletinin değil, dünya üzerindeki birçok milletin de önderi oldu... Onu örnek alarak bağımsızlıklarına kavuşan, onun fikirleriyle çocuklarını yetiştiren onlarca ülke, milyonlarca ve milyonlarca insan var. Böylesine bir sevgi elbette tesadüf değildi, günümüzde bile aklımızın ermediği şeyleri çok uzun zaman öncesinden görüp, kurgulayıp, hayata geçirmiş, bize yol gösterecek nitelikte sözlere imza atmış, sadece yurtta değil, dünyada da barışı hedeflemiş bir insanı sevmek ve saygı duymak aklı hür herkesin hisleri oldu... Atatürk bu dünyayı öyle bir aydınlattı ki; onu seven ve anlayan gençlik her zaman o aydınlıkta var olacaktır. “Beni görmek demek, mutlaka yüzümü görmek demek değildir; benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız, bu yeterlidir.” Mustafa Kemal Atatürk

Kabin Ekibi Tasarım Stüdyosu Yayın Türü

Yerel - süreli - aylık Yönetim Yeri Yalı Mh. 6523 Sk. No.9 D6 blok zemin kat Karşıyaka / İZMİR

Ulu Önder Atatürk’ü Saygı, Özlem ve Minnetle ANIYORUZ

Web Sitesi

www.mavisehirdergisi.com Baskı:

Basım ve Yayın Tarihi Katkıda Bulunanlar

Uğur Oral İsmail Barış Özpazarcık Arzu Özpazarcık Serdar Sütcü Özgür Şişik Fügen Yenilmez

facebook.com/mavisehir.dergisi twitter.com/mavisehirdergi instagram.com/mavisehir_dergisi

• • • • • •

İÇİNDEKİLER

Aydın Uştuk özel röportaj (22-23) Atatürk’te modernite ve modernleşme (24-27) Unutmak ve alışmak (36-37) Murat Aziret özel röportaj (40-41) Gino Severini hayatı ve eserleri (44-45) Köşe Yazıları

Uğur Oral - Özgür Şişik - Serdar Sütcü İsmail Barış Özpazarcık - Fügen Yenilmez

w. om i w w r g i .c er g de - D i y i z i e da en r gin i a t ın in i z . D e f o r m b il ir s a uy ok

MAVİŞEHİR DERGİSİ her ay binlerce kişinin posta kutusuna ücretsiz ulaşıyor. Ayrıca her ay MaviBahçe AVM ve EgePark AVM’deki standımızdan derginizi ücretsiz alabilirsiniz.


Alo

C aptain

serv Pak hizm isimiz et il etin izde e yiz

w o r r a p S k c a J hramanı Burgerin süper ka

El yapımı burger köftesinin fırında pişirildiği ve özel tereyağlı ekmeklerin lezzetine lezzet kattığı burgerler Babafingo’da keşfedilmeyi bekliyor.

Capri Pizza ve Babafingo Burger 6497 Sokak No:8 Mavişehir - Karşıyaka / İZMİR (Karşıyaka Göz Hast. sokağı)

0(232) 362 65 66


a d n ı p cm ç a

70 PİZZA DEV el 20. yıl öz

Capri Pizza ve Babafingo Burger 6497 Sokak No:8 Mavişehir - Karşıyaka / İZMİR (Karşıyaka Göz Hast. sokağı)

0(232) 362 65 66

ürünü


Baklava ve Pastada

Uluoğlu rüzgarı A

takent şubesinde hizmet vermeye başladığı günden beri Mavişehirlilerin en çok tercih edilen tatlıcısı Uluoğlu; yıllardır kalitesinden ve lezzetinden ödün vermeden hizmet vererek, doğum günü, organizasyon, düğün, nişan ve özel günleriniz için siparişler alıyor. Mutfağındaki titizlik, güleryüzlü servisi ve ürünlerinin kalitesi ile lezzet tutkunlarından her zaman tam not alan Uluoğlu, Mavişehirlilerin en çok tercih ettiği tatlıcısı olmuş durumda. Baklava, pasta ve diğer ürünler için en yakın Uluoğlu’nu ziyaret etmeyi unutmayın.

Atakent - 0(232) 336 35 27

Bostanlı - 0(232) 323 5545


tatlı anlar

ANTEP’İN USTASINDAN BAKLAVANIN HASINDAN

15 yıldır kalitemizden ödün vermeden sizlerle birlikte olmanın gururuyla

DİĞER ŞUBELERİMİZ Bostanlı - 0(232) 323 5545 / Karataş - 0(232) 445 1527 / Hatay - 0(232) 243 5533 Karşıyaka - 0(232) 366 7639 / Bornova - 0(232) 457 3527 / Atakent - 0(232) 336 35 27 Caher Dudayev Blv. No:93/A Atakent

Tel: 0(232) 336 35 27


BURGER REPUBLIC ATAKENT’DE

M

enüsü Travel and Gourmets Dergisi ve 3 ayrı şef tarafından özel olarak hazırlanan Burger Republic Atakent’te lezzet tutkunlarına merhaba dedi. En büyük özelliği tamamen katkısız dana etinden hazırlanan ev yapımı köfteleri ve kendilerinin yaptığı yumuşacık ekmekler.

14 farklı gurme hamburger çeşidini bulabileceğiniz Burger Republic’te, görsel bir şölen sunan atıştırmalıkları ve hot dogları da mutlaka denemelisiniz. Menüde yer alan farklı ülkelere ait hamburger çeşitleri, herkesi benzersiz bir lezzet yolculuğuna sürükleyecek. Önce göze sonra damağınıza hitap eden hamburgerlerin üzerine “nutella bombası” vazgeçilmeziniz olacak. Türkiye’de ilk Crazy milk shake ile daha önce benzerine rastlamadığınız bir deneyim yaşayacaksınız. Adından da anlaşılacağı gibi bu çılgın lezzet aklınızı başınızdan alacak.

Adres: Caher Dudayev Blv. No: 120/A Atakent - Karşıyaka Tel: 0232 290 20 20 instagram: burgerrepublictr facebook: burger republic türkiye

6

Kasım- 2017

Paket servis hizmeti Bu eşsiz lezzetleri ev veya ofis ortamınızda yemek istiyorsanız, Burger Republic paket servis hizmeti ile bir telefon uzağınızda. Günün her saatini keyifle geçirin Sadece yemek için değil kaliteli müzik eşliğinde, keyifli bir ortamda lezzetli içecekler içmek isterseniz Burger Republic sizleri bekliyor.

Nutella bombası


Ev yapımı burger köftesi ve ekmek özel soslar ile birleşti!

AÇILDIK

Cahar Dudayev Bulvarı No: 120 / A Atakent - Karşıyaka

0(232)

290 20 20

Burger Republic Türkiye

BurgerRepublictr


MAVİŞEHİR MODERN 3 SİTESİ YENİ YILA YENİLİKLERLE HAZIRLANIYOR...

İ

sminin anlamını gerçekten iyi taşıyan Mavişehir Modern 3 sitesi; site sakinlerinin konforunu ve güvenliğini sağlayacak yatırımları tamamlayıp, araç girişlerinde HGS yöntemini ve yeni güvenlik kamera sistemlerini hayata geçirdi... Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Kaya; “Site sakinlerimizin rahatı ve konforu için yönetim kurulu başkan yardımcısı Müfit Kartal, yönetim kurulu saymanı Seyide Yıldırım ve blok temsilcilerimizle büyük bir özveri ve titizlikle çalışıyoruz” dedi. HGS araç sistemiyle araç girişlerinin daha seri işlediğini ve güvenlik biriminin daha koordineli hareket edebildiğini, yeni kameralarla da sitenin iç ve dış güvenliğinin daha verimli kontrol edilebildiğini belirtti.

8

Kasım- 2017

Mavişehir’in en iyi peyzaj ve sosyal yaşam alanlarından birine sahip olan Mavişehir Modern 3 sitesinin sakinleri; kendini sürekli geliştiren ve yenilikleri takip eden yönetim hizmet anlayışıyla modern bir yaşamın tadını çıkarıyorlar... Tüm yönetim ekibi ve hizmet personelimiz adına, Mavişehir Dergisi aracılığıyla tüm Mavişehir Modern 3 sakinlerine sevgi ve saygılarımızı sunuyoruz.


Tarihi

TARİHİ BAFRA PİDECİSİ yenilenen kadrosu ve yenilenen dekorasyonu ile hizmetinizde.

on y s a v r Reze 2) 0(23

4

6 336 72

TARİHİ BAFRA PİDECİSİ Yalı Mahallesi 6497 Sokak No:23 (Karşıyaka Göz Hastanesi sokağı) Mavişehir - İzmir

www.tarihibafrapidecisi.com


Her ay MaviBahçe’de açtığımız standımızdan Mavişehir Dergisi’ni ücretsiz alabilirsiniz.

MAVİŞEHİR DERGİSİ her ay binlerce kişiye ücretsiz ulaşıyor Her ay binlerce kişi evlerine ücretsiz ulaşan Mavişehir Dergisi’ni okumanın keyfini yaşıyor. Okuyucu kitlesini her geçen gün arttıran Mavişehir Dergisi, sizlere daha iyi hizmet verebilmek için dağıtım ağını genişleterek, Mavişehir ve Ataşehir bölgesindeki yeni toplu konut sitelerinde oturan okuyucularına da ulaşıyor. Ayrıca her yeni sayıda Mavişehir Ege Park AVM’de ve MaviBahçe’de açtığımız standımızdan derginizi ücretsiz alabilirsiniz. Bizi ziyaret eden okurlarımıza ve destekçilerimize çok teşekkür ederiz.

Her ay EgePark AVM’de açtığımız standımızdan Mavişehir Dergisi’ni ücretsiz alabilirsiniz.

10

Kasım- 2017


B&MUPPET BOSTANLI’DA Sanat ve eğlence iç içe. Dekorasyonu ve eğlence anlayışı ile fark yaratan B&Muppet, yeni sezonda da İzmirlilerin vazgeçilmezi olacak.

Canlı müznikda kış sezonu be e r şe m P a b m a ş r Ça artesi Cuma - Cum

Canlı müzik performansları Jazz Rock Blues

Haftanın her günü farklı bir grup ile canlı müzik dinlemeye davetlisiniz Adres: Cemal Gürsel Caddesi No:472/1 Bostanlı İzmir Rezervasyon: 0537 253 46 97 - 0532 242 43 75 facebook: MuppetsPub - instagram: bmuppet


Fügen Yenilmez fugnyenilmez61@gmail.com

TANKUT ÖKTEM SERGİSİ

C

umhuriyet döneminde yetişen en büyük heyketıraşlarından biri olan Tankut Öktem’in vefatının 10. yılı sebebiyle İzmir Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde 28 Ekim’de çok özel bir sergi açıldı. Maalesef bu değerli sanatçımızı 2007 yılında hazin bir trafik kazasında kaybettik. Bu sergide heykellerinin ve seramiklerinin yanı sıra sanatçının hayatına dair bilgiler de var. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun da katıldığı, Retrospektif (dünden bugüne)

12

serginin açılışında, sanatçının kızı Oylum Öktem de vardı. Babasının eserleri ve hikayelerini tek tek anlattı. Efelerden, ozanlara, maden işçilerinden emektar köylülere ve kahraman kadınlara kadar pek çok değeri heykelleriyle yaşatan, taşı, çamuru ve bronzu sanata dönüştüren Prof. Dr. Tankut Öktem’in bu heykel ve seramik sergisi, sanat hayatının tüm dönemlerine ışık tutuyor. Daha küçük yaşlarda heykelleriyle harika çocuk seçilen, 1988’de sanat olimpiyatları için bronzdan yaptığı soyut eseriyle dünya heykeltıraşları arasında ilk 10’a giren Öktem, 1000‘e yakın çamur, taş ve bronzdan yapılmış eser yapmış. 67 yıllık yaşamında Çanakkale Anıtları, Kara Harp Okulu Harbiyeli Anıtı, Kastomonu Şerife Balcı Anıtı, Afyon Kocatepe Atatürk Heykeli, Zonguldak maden işçileri Anıtı, Manisa, Magosa ve Uşak özgürlük anıtları, Amasya Tamimi Anıtı, İzmir’de Belkahve Atatürk heykeli, Türk Denizcileri Anıtı ve Nazım Hikmet Anıtı, Kırkpınar Anıtı, Kuvayi Milliye ve Atatürk Anıtı, Kastomonu Türk kadınları Anıtı, Balkan savaşı Anıtı, Uğur Mumcu Anıtı, Deniz Kızı Heykeli, Piyade Kasım- 2017

Atatürk Anıtı, İzmir Resim ve Heykel Müzesi’ndeki Özgürlük yüzleri, gibi pek çok değeri eserlerinde yaşatmış ve kalıcı kılmış değerli sanatçımız Tankut Öktem. Ankara’dan sonra en çok İzmir’de eserlerinin bulunduğu Cumhuriyet döneminin büyük heykel ustasının, Atatürk’ü yalnızlaştıran heykel anlayışına, onu halkıyla birlikte yükselen bir lider olarak tasvir ettiği, gerçeklik, acı, mücadele ve zafer heykellerini görmek için 27 Aralık’a kadar zamanınız var.


A L Y I S I G A Y KAR

/mavibahce


RAHAT UYU ATAM BEKÇİSİYİZ BİZ CUMHURİYETİN! Lugo Kids Eğitim Kurumları olarak, çocuklarımızı akademik yönde seçkin bireyler olarak yetiştirmenin yanısıra, milli bilinci yüksek, geçmişine ve değerlerine bağlı, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün ilke ve inkılapları doğrultusunda ilerleyen bireyler olarak hayata hazırlamak asli görevlerimizdendir. Bu sebeple; Ata’mızın açtığı aydınlık yolda emin adımlarla ilerleyen eğitimciler olarak, tüm milli bayramlarımız ve önemli günlerimizi miniklerimiz ile büyük bir hassasiyet ve çoşkuyla kutlamaya-hatırlamaya önem veriyoruz. Bu seneki 29 Ekim Cumhuriyet Bayramında’da, tüm Lugo Kids’li miniklerimiz, kalplerinde büyük bir Atatürk sevgisi ile, Cumhuriyet şarkılarını ve çeşitli dans gösterilerini eğitmenlerimizle birlikte Cumhuriyet ruhuna uygun olarak sundular.

“Çocuklar geleceğimizin güvencesi, yaşama sevincimizdir. Bugünün çocuğunu, yarının büyüğü olarak yetiştirmek hepimizin insanlık görevidir.”


Ben Seni Hiç Görmeden Sevdim, Son Kasım’a Kadar Seveceğim. Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucusu, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün aramızdan ayrılışının 79. yılını Lugo Kids Egitim Kurumları olarak derin bir hasretle andık.

Halloween Partisinde Birbirinden Renkli Karakterlerle Eğlendik İngilizce temel eğitim veren Lugo Kids Anaokulları’nda, her sene olduğu gibi bu sene de büyük bir özenle hazırlanan miniklerimiz ile Halloween partisinde çok eğlendik. Sürpriz aktivitelerin ve kostümlerin sergilendiği partimizde çocuklar büyük keyif aldı.

MAVİŞEHİR LUGOKIDS

8291/2 Sk. No: 1/E Ataşehir Mahallesi Family Park Villaları Mavişehir Tel: 0232 324 56 00 Gsm: 0534 015 70 64 mavisehir@lugokids.com

KARŞIYAKA LUGOKIDS

Bahriye Üçok Bulvarı Latife Hanım Sk. No: 33/1 Karşıyaka Tel: 0232 323 24 00 Gsm: 0552 220 07 94 karsiyaka@lugokids.com


40. yıla özel indirimli fiyatlar

BOUTIQUE

PARIS RUZGARI BRAWO’DA ESIYOR

Y

eni yılı en şık halinizle karşılayın. 40 yıldır kalitesinden ödün vermeden, büyük bir başarı ile yolunda devam eden Boutique Brawo, abiye ve asalet denince akla ilk gelen marka olmanın gururunu yaşıyor. Yeni yılı birbirinden şık tasarımlarla karşılamak isteyen hanımları EgePark’taki mağazasına bekliyor. Üstelik 40. yıllarına özel indirimli fiyatların da müjdesini veriyorlar. Nişan, düğün, kokteyl, davet gibi özel günlerinizde, aksesuardan ayakkabıya, çantadan kıyafete kadar her ihtiyacınızı bulabileceğiniz Boutique Brawo, modaya yön veren firmaların ve farklı tasarımcıların, sezonun en hit parçalarıdan özenle seçilerek oluşan kolleksiyonları ile yeni yıla damgasını vurmaya hazır. Egepark AVM Mavişehir Kat:1 No:140 / İzmir Tel: 0(232) 324 29 36 www.boutiquebrawo.com


BOUTIQUE


Psikoloğumuz, müdürümüz ve eğitimcilerimiz çocuklarımızın gelişim dönemleri ile ilgili hizmet içi eğitim ve seminerlere katılarak her zaman kendini geliştirmektedirler.

MUTLU BİREYLER YETİŞTİRİYORUZ Mini Haus Baby’ nin kuruluş hikayesi nasıl başladı? Çiğli Aydınlıkevler şubemizdeki Mini Haus Anaokuluna gelen 0 - 3 yaş öğrenci talebini karşılayabilmek, sektördeki bu açığa cevap verebilmek, çocukların bakım ve eğitim ihtiyaçlarını gidermek amacıyla; kreşimiz 2016 yılında kendi yaşlarına uygun donanımda sınıf ve uyku odaları ile zengin fiziksel koşullarıyla Demirköprü’de hizmet vermeye başlamıştır. Biz çocuklarımızı bebek olarak değil bir birey olarak görüyoruz ve her türlü ihtiyaçlarına destek olup ilk adımlarında, ilk yemeklerinde, ilk kelimelerinde anne şevkati ile yanlarında oluyoruz. Mini Haus Baby’nin misyonu nedir? Sağlıklı, mutlu bireyler yetiştirmek ve sonrasında da bizlere ailelerin emaneti olan en değerli varlıklarını tüm gelişim alanlarını destekleyerek ve onları farklı uyaranlara maruz bırakarak zeka gelişimlerini hızlandırmaktır. Mini Haus Baby’de ne tür etkinlikler yapıyorsunuz? Mini Haus Baby’de bakım hizmetleri yanında çocuklarımıza her ay; gelişim alanlarına yönelik programlar ve hedefler hazırlıyoruz. Bu programlar dahilinde çocuklarımızın geleceğe en iyi şekilde adım atmalarına zemin hazırlıyoruz. Branş öğretmenlerimizle Almanca dersi, Çocuk yogası ve yaratıcı drama dersleri yapıyoruz. Kreşimizde Cumhuriyet Bayramı, 10 Kasım, 23 Nisan Çocuk Bayramı, Yerli Malı gibi belirli bün ve haftaları kutlamak dışında, başta Alman 18

kültürü olmak üzere değişik ülkelerin kültürlerini tanıtmak adına Paskalya, Laterna, Noel ve Cadılar Bayramı gibi günleri de kutluyoruz. Aylık eğitim programlarımızın konularına paralel olarak 2 yaş ile, öğrendiklerimizi pekiştirmek amacıyla geziler düzenliyoruz. Bebeklerin fiziksel ve zeka gelişimine katkı sağlamak için nasıl bir yol izliyorsunuz? Çocuklarımızı kendi yaş gruplarına uygun olan sınıflarda belirlenen aylık eğitim planları doğrultusunda Psikomotor, Sosyal-Duygusal, Bilişsel, Dil ve Öz bakım becerilerini farklı materyallerle; Oyun, Drama, Dil etkinlikleri ile destekliyoruz. Bunun yanı sıra müziğin soyut ve matematiksel zekanın ilerlemesinde büyük etkisi olduğundan başta klasik müzik olmak üzere farklı müzik türleri dinletilerek beyin gelişimini ön planda tutuyoruz. Yaptığımız yaratıcı drama etkinlikleriyle de çocuklarımızın hayal dünyalarını geliştirmeye teşvik ediyoruz. Mini Haus Baby’deki eğitmenlerinizden bahseder misiniz? Kreşimizin eğitim kadrosu; Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Bölümü lise ve ön lisans mezunu olup içinde çocuk sevgisi bulunan, dürüst ve güvenilir, kendini sürekli yenileyen, sabırlı bireylerden oluşmaktadır. Güler yüzlü, sevgi dolu kadromuzla çocuklarınızın kendilerini bir aile ortamında hissetmelerini ve mutlu olmalarını sağlamak için psikoloğumuzun da yardımı ve fikirleri eşliğinde en iyi bakımı ve en doğru eğitimi almalarını sağlıyoruz. Kasım- 2017

Mini Haus Baby’nin fiziksel koşulları hakkında bilgi verir misiniz? Mini Haus Baby 500 metre kare alana kurulu tek kattan oluşan bir kurumdur. Bahçemizin bir tanesinde çim ve kum havuzu yer alırken, diğerin de ise kauçuk zeminli oyun parkımız çocuklara hem temiz hava hem de enerjilerini boşaltabilecekleri imkan sunmaktadır. Kış döneminde ısınma doğalgaz ile yerden ısıtma sistemi ile sağlanırken; yaz döneminde ise merkez klima sistemi ile soğutma sağlanmaktadır. Kreşimizin tüm alanlarında kirli havayı dışarıya veren, temiz havayı içeriye alan bir havalandırma sistemi mevcuttur. Sınıflarımız kendi yaş özelliklerine uygun olarak hazırlanmıştır ve kendi gelişim dönemlerine uygun oyuncaklarla donatılmıştır. Uyku odalarında her çocuğumuz için kendine ait ahşap karyolalar ile onlara ev konforu sağlanmaktadır. Kreşimizde çocuklarımızın bakım ihtiyaçlarının karşılandığı iki adet öz bakım odası ve özel çocuk tuvaletleri bulunmaktadır. Bebeklerimizin beslenme ihtiyaçlarını mama sandalyelerinde karşılarken, diğer yaş grubu çocuklarımız için yemekhanemizde kendi fiziksel özelliklerine uygun masa ve sandalyeler bulunmaktadır. Kreşinizde beslenmeden bahseder misiniz? Kreşimizde verilen yemek ve ara öğünlerimiz kendi mutfağımızda günlük olarak aşçımız tarafından sevgiyle hazırlanıp çocuklarımıza sunulur. Küçük çocuklara yönelik menümüzde; tuzu ve şekeri azaltılmış, mevsimine uygun sebze ve meyvenin tüketildiği, dengeli ve sağlıklı beslenmeye yönelik yemekler sunmaktayız. Yemeklerimizde sadece tereyağ ve zeytinyağ kullandığımız gibi yoğurdumuzda aşçımız tarafından günlük olarak okulumuzda mayalanmaktadır. Kullandığımız domates sosu, salça, tarhana, reçel ve marmelat mevsiminde mutfağımızda hazırlanmaktadır.



GÜLÜŞ TASARIMI

hakkında merak edilenler Protetik Diş Tedavisi (protez) uzmanı Dr. Ali Erdem, Mavişehir Dergisi okurlarına gülüş tasarımı ile ilgili bilgiler aktardı. Diş hekimliğinde estetik nedir? Günümüzde insanların sosyal etkileşimleri arttıkça, estetik arayışı artmaktadır. Estetik göze hoş gelen, güzel olarak tanımlanabilir ancak keskin kaideleri olan bir kavram değildir. Bir kişide estetik olan bir özellik başka bir kişide göze hoş görülmeyebilir. Önemli olan doğala uygun olmak ve uyumdur. Bir kişide estetik olarak göze en çok çarpan yer yüz, yüzdeki en önemli unsurların başında dişler ve dudaklardır. Güzel ve etkileyici bir gülümseme; insanlara estetik görünümün yanı sıra, kişinin özgüvenini arttırarak, hem ikili ilişkileri, hem de sosyal çevreyi pozitif yönde etkileyecektir. Daha güzel gülüş arayışı, son dönemlerde populer olan gülüş tasarımını ortaya çıkarmıştır.

Gülüş tasarımı nedir? Kişinin kendine özgü yüz özellikleri ve mizacını göz önünde bulundurarak, doğal görünen, güzel ve yüz ile uyumlu, ideal gülüşü sağlamaktır. Bunun için başta dişler, dişetleri ve dudakların yanısıra yüz hatları, yaş, cinsiyet, sosyal statü de dikkatlice değerlendirilmelidir. Gülüş estetiğinde önemli faktörler nelerdir? Dişlerin şekil, dizilim, boy ve renkleri, dişeti seviyesi ve rengi, dudak seviyesi ve dolgunluğu ve gülüş sırasında bu dokuların birbirleri ile olan uyumları gülüş estetiğinde önemli faktörlerdir. Gülüş tasarımı nasıl yapılır? Gülüş tasarımında dişlerin oluşturduğu bölgenin (beyaz estetik)

ve yumuşak dokuların oluşturduğu estetik (dişeti ve dudaklar, pembe estetik) ve bunların birbirleri ile olan uyumları dikkatlice değerlendirilir. Bu amaçla kişiden konuşma, gülme sırasında fotoğraf ve video kayıtları alınarak, dişlerin ve yumuşak dokuların konumları incelenir ve değerlendirmeler sonunda dijital (dijital gülüş tasarımı - digital smile design) ve 3 boyutlu (mock up) gülüş tasarımı yapılır. Gülüş tasarımını kişi nasıl görebilir? Gülüş tasarımı, kişiden alınan fotoğraflar üzerinde öngörülen son hali ile dijital olarak (dijital gülüş dizaynı - digital smile design), kişiden elde edilen modeller üzerinde 3 boyutlu şekillendirmenin kişinin ağzına geçici özel malzemelerle


aktarılması ile de 3 boyutlu olarak (mock up) ağıza taşınarak yeni oluşturulan gülüş tasarımı değerlendirilir. Gülüş tasarımının ağıza aktarıldığı malzemeler dişlere zarar verir mi? 3 boyutlu şekillendirme modeli üzerinden elde edilen silikon kalıp içerisine yerleştirilen özel geçici mateyaller dişler üzerinde herhangi bir aşındırma vb. işlem yapılmadan ağıza yerleştirilir. Kısa bir sürede sertleşen geçici materyal ile ağız içerisinde gülüş tasarımı değerlendirilir ve sonrasında hekim tarafından tekrar kolayca dişlerin üzerinden uzaklaştırılır. Bu işlemler dişlere ve dişetlerine zarar vermez. Gülüş tasarımı kaç seans sürer? Kişi ile ilk görüşme sırasında kişinin

beklenti ve istekleri üzerinde konuşularak, kişiden fotoğraf ve video kayıtları ve dişlerin ölçüleri alınır. Elde edilen diş modelleri üzerinde 3 boyutlu şekillendirme çalışması sonrasında kişi ile tekrar buluşularak gülüş tasarımı özel geçici materyallerle kişinin ağzına aktarılır. Gülüş dizaynında mutabık kalınması üzerine uygulanacak tedavi seçeneğine göre randevular verilir. Gülüş tasarımı yaptırmak istediğimizde dişlerimizi kestirip doğal yapılara zarar vermemiz gerekir mi? Gülüş tasarımı için her zaman dişlerin kesilmesi ve kaplama yapılması gerekmemektedir. Kompozit estetik dolgu malzemeleri ile laminalar ve şekillendirme (bonding) uygulamaları, beyazlatma tedavileri, ortodontik tedaviler ve koruyucu yöntemlerle estetik beklentiler karşılanırken doğal yapılara da zarar verilmemiş olur. Doğal yapılarda aşındırmalardan ve kaplamalardan, gerekmedikçe, kaçınılmalıdır. Gülüş tasarımı hangi tedavileri içermektedir? • Diş beyazlatma

• Kompozit laminalar (bonding uygulamaları) • Seramik (porselen) laminalar • Kronlar (kaplamalar) (gerekmedikçe dişi ufaltıp kaplamaktan kaçınılmalıdır, ancak gerekli durumlarda yapılmalıdır) • Dişeti şekillendirmeleri (pembe estetik) • Dudak şekillendirmeleri Gülüş tasarımı nerelerde yaptırılabilir? Estetik diş hekimliği multidisipliner (farklı uzmanlıktaki hekimlerin birlikte olduğu) bir yaklaşım gerektirir. Farklı alanlarda uzman hekimlerin birlikte değerlendirmeleri sonrası ortaya çıkarılan tedavi seçenekleri ve uzman kişilerce uygulamaların yapımı gerekmektedir.


özel röportaj

TENOR

AYDIN UŞTUK Tenor Aydın Uştuk kendisi, sanatı ve Orkestra Allegra ile ilgili merak edilenleri Mavişehir Dergisi okurlarına anlattı. Kendinizden bahseder misiniz? Müziğe ilginiz ne zaman başladı, nasıl gelişti? Müziğe babam sayesinde çok küçük yaşlarda mandolin ve gitar çalarak başladım. Dokuz Eylül Üniversitesi Buca eğitim fakültesini bitirdim. Okulun son yılında açılan opera sınavını kazandım ve böylece İzmir Operası’nda korist olarak çalışmaya başladım. İki yıl içerisinde solistlik sınavını da kazanarak solist oldum. İtalya’da Accademia d’arte Lirica e Corale’de yüksek lisans yaptım ve son derece önemli maestrolarla çalışma fırsatı buldum. İtalya’da bulunduğum süre içerisinde çok sayıda konser ve temsil yaptım. M. Callas, L.Gencer, P.Domingo ve L.Pavarotti gibi birçok opera süperstarının hocası olan Antonio Tonini ile çalıştım. Ülkeme döndükten sonra hem yurtiçinde hem yurtdışında 40’ın üstünde başrol oynadım. Bu arada Dokuz Eylül Üniversitesi Konservatuvarı’nda Öğretim Görevlisi olarak birçok öğrenci yetiştirdim. 22

Sizi İBB Kent Orkestrası’ndan tanıyoruz. Bu dönemi okuyucularımız bilmek ister. Ahmet Piriştina’nın belediye başkanlığı yaptığı dönemde İBB Kent Orkestrası kuruldu. Kurulduğundan itibaren konserlerinde yer aldım. İzmir haklına açık, ücretsiz ve son derece faydalı konserlerde yer alarak toplumun büyük kesimi tarafından tanındım. Pop, halk müziği, latin, jazz gibi müzik türlerinin yanında opera sanatından birçok eserin tanınmasını sağladım. Bu tür popüler konserler sayesinde opera ve baleye gelmeyen birçok kişi bu sanatlar ile tanışma fırsatı bulmuş oldu. İzmir’in en yetenekli solistleri ve müzisyenleri bu konserlerde kendilerini gösterdiler. Böyle bir orkestrayı kurma düşüncesi nasıl gelişti? Uzun zamandır popüler ama kaliteli bir orkestra kurma isteğim vardı. Orkestra Allegra sayesinde iyi müzik dinlemeyen kitlelere kendi müziğimizin de kaliteli bir şekilde sunulabileceğini göstedik. Çoksesli

Kasım- 2017

düzenlemeler ile seslendirdiğimiz türkülerimiz, halk tarafından büyük beğeni topladı. Bunun yanında pop-tenor hitlerini seslendirerek şan tekniği ile ne kadar güzel müzik yapılabileceğini de ispatlamış olduk. Çok sesliliğin karmaşa değil armoni olduğunu gösterdik. Orkestranın çok yetenekli, eğitimli gençlerden oluştuğunu biliyoruz. Bize orkestranızı tanıtır mısınız? Orkestra Allegra, 2011 Kasım ayında AASSM salonunda verdiği ilk konser ile yolculuğuna başladı. Her biri yetenekli müzisyenlerden oluşan ekip, konser, özel etkinlik, festival ve senfonilerle gerçekleştirdiği konserler ile kendini ispatladı. Farklı müzik türlerini bir araya getiren performanslarda, halkın en sevdiği parçaların yanında kaliteden ödün vermemek Orkestra Allegra’nın en önemli önceliklerinden birisi haline geldi. Hayranlarımızın sayısı her geçen gün artarken, özel günler ve etkinlikler için aranan bir orkestra olduk.


www.mavisehirdergisi.com

AKDENİZ’İN YILDIZI İ zmir Büyükşehir Belediyesi’nin 1 yaş ortalamasıyla “Akdeniz’in en genç deniz filosunu” oluşturan 15 yolcu gemisi, Körfez’de gövde gösterisi yaparak İzmirlileri denizci usulü selamladı. İki yeni geminin de katılımıyla filonun tamamını hizmete alan İzmir’in yerel yönetimi, bu alanda da fark yarattı. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin uygulamaya koyduğu “Deniz Ulaşımını Geliştirme Projesi” kapsamında özel olarak tasarlanan ve üretilen 15 adet modern yolcu gemisinin tamamı hizmete girdi. Hafta sonu düzenlenen törenle İzmir’in efsane belediye başkanlarından İhsan Alyanak ile

ülkemizin Nobel Kimya Ödüllü Profesörü Aziz Sancar’ın isminin verildiği gemilerin filoya katılmasıyla proje tamamlandı. Bu kapsamda üretilen 3 arabalı vapur da dahil edildiğinde, Belediye’ye ait 18 gemilik yeni filonun yaş ortalaması 1’e düştü. Böylece İzmir, Akdeniz’de toplu ulaşım hizmeti veren yerel yönetimler arasında “en genç deniz filosuna” sahip kent oldu. İzmirlileri selamladılar İzmir Büyükşehir Belediyesi İZDENİZ Genel Müdürlüğü’nce işletilen ve büyük çoğunluğunun isimleri anket sonucu belirlenen 15 yeni yolcu gemisi, ilk kez bir araya gelmeleri nedeniyle Körfez’de çeşitli

Kasım - 2017

düzenlerde geçiş yaparak sahildeki İzmirlileri selamladı. 1881 Atatürk gemisinin öncülüğünde peş peşe sıralanan Çakabey, 9 Eylül, Dario Moreno, Gezi, Soma 301, Vahap Özaltay, Cengiz Kocatoros, Gürsel Aksel, Sait Altınordu, Attila İlhan, Aziz Sancar, İhsan Alyanak, Foça ve Metin Oktay gemileri, farklı düzenlerde küçük bir gösteri sundu. Yeni iskeleler Modern, konforlu, hızlı ve çevreci gemilerden oluşan filonun İzmir’in deniz ulaşımındaki ayrıcalığı olduğunu söyleyen Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, “Körfez’den maksimim düzeyde yararlanmak istiyoruz. Şu anda vapur ihtiyacımızı 50 senelik karşılamış durumdayız. İlave gerekirse bu takviyeler de yapılacaktır. Körfez’deki ulaşımı güçlendirmek için yeni iskeleleri devreye alacağız. Güzelbahçe İskelesi bitmek üzere. Karantina İskelesi 2018 hizmete girecek ama deniz ulaşımını artırmak için en önemli nokta Mavişehir İskelesi. Karşıyaka kıyı planları onaylanmadığı için Mavişehir İskelesi’nin inşaatına ve taramasına başlayamıyoruz” dedi. 23


Dr. Evren Altınkaş 1881 Derneği Atatürk’ün hayatını, düşünce ve ilkelerinin ışığı altında Türk devrimlerini incelemek, araştırmak, korumak, yaymak, yaşatmak ve belgelerle kamu oyunu doğru bilgilendirmek amaçlı İzmir’de kurulan 1881 Derneği çalışmalarını büyük bir başarıyla yürütüyor.

ATATÜRK’TE

MODERNITE VE MODERNLESME

A

tatürk’ün devrimleri, topyekun bir ihtilaldir. Amaç; Türk toplum düzenini, sosyal ilişkileri, maddi ve manevi medeniyeti Batı medeniyeti tipine çevirmek, radikal bir sosyal değişimi, inkilabı gerçekleştirmektir. Bu çerçevede; seküler devlet kanunlarının hepsi, Şer’iyye ve Evkaf Vekaletleri’nin kaldırılması, Şer’iyye Mahkemeleri’nin ve medreselerin kapatılması, eğitimin devlet kontrolü altında birliği (Tevhid-i Tedrisat) hep aynı zamanda kanunlaşmıştır. 1924 Anayasası’nda “Türkiye Cumhuriyeti’nin dini İslam’dır” ibaresi muhafaza edilirken, 1928’de çıkarılmış ve Türkiye devleti tam bir seküler temele oturmuştur. Mustafa Kemal, sekülarizm zorunluluğunu şu kanıtlarla açıklamaya çalışmaktadır: “1. Müslümanız. Müslümanlığı reddetmiyoruz. 2. Fakat tarih gösteriyor ki, din siyaset vasıtası yapılarak menfaat ve ihtiraslara alet edilmiştir. 3. İnanç ve vicdanımıza ait kutsal 24

duygularımız, böyle ihtiraslara alet yapılmamalıdır. Onu bu durumdan kurtarmak vazifemizdir. 4. Dünya ve din işlerini ayırmak, Müslümanların bu dünyada ve öbür dünyada mutluluğu için zorunludur. İslam dininin gerçek büyüklüğü bununla meydana çıkacaktır.” Ziya Gökalp’ın etkisiyle Türk milli kimliği, İslam kimliği karşısında öncelik kazanmıştır ve Atatürk’ün din fikirleri de bu düşünce akımının etkisi altındadır. Atatürk’e göre İslam dini, akla ve mantığa dayalıdır ve bu yüzden son dindir; ve bir an önce dine sonradan bulaşmış batıl inançlardan, hurafelerden arınmalıdır.

Atatürk’ten sonra Atatürkçülük:

Falih Rıfkı Atay, Atatürkçülüğü milli egemenlik, anti-emperyalizm, Türkçülük ve laiklik olarak tanımlar. Mustafa Kemal, hareketlerine meşruluk kazandıran temel prensip olarak daima milli egemenlik prensibini öne sürmüştür. Yakup Kasım- 2017

Kadri Karaosmanoğlu da Mustafa Kemal’i her şeyden önce bir vatan kurtarıcısı ve modern Türk devletinin kurucusu olarak gösterir ve onu zulüm altındaki bütün milletlere kurtuluş yolunu gösteren bir hürriyet ve istiklal örneği olarak selamlar. Mustafa Kemal, bir dünya lideri ve emperyalistlere karşı direncin simgesidir. Afet İnan’ın hatıraları da, Atatürk’ün yapmak istediklerini bize net olarak göstermektedir: “1929 dünya ekonomik bunalımı sırasında halk arasında sızlanmalar artmıştı. Atatürk yeni çıkış yolları aramak için rejimde değişiklik yapmak, Batı parlamentoları gibi çok partili bir rejime geçmek gereğini anlamıştır.” Sosyal sorunları ortaya çıkarmak için, Kadro Hareketi denen sosyalist düşünceyi de teşvik etmektedir. 1930 yazında Atatürk’ün Fethi Okyar ile yaptığı görüşmede Okyar’ın “çok partili demokrasiler”den bahsetmesi üzerine Atatürk kendisine Serbest Cumhuriyet Fırkası’nı kurma


www.mavisehirdergisi.com

tavsiyesinde bulunmuştur. Fakat, takip eden dönemde; oy serbestliği yoluyla bağnaz, tutucu bir partinin iktidara gelmesi, bir kelime ile Atatürkçülüğün tehlikeye düşmesi kendini gösterince, Atatürk o zaman tekrar tek parti rejimine dönmek gerektiğine inanmıştır. Atatürk, demokrasiyi hayata geçirmek istiyor ve böylece kendisinden sonra aynı yetkilere sahip bir devlet reisinin gelmemesini amaçlıyordu. Hıfzı Veldet Velidedeoğlu 1960’larda Atatürkçülüğü ve ilkelerini donmuş kalıplar olmaktan kurtarmak gerekliliğini vurgular. Devrimciliği ele alan Velidedeoğlu, devrimcilik ilkesini toplumu ileriye götüren dinamik bir prensip olarak kabul eder ve Atatürk’ün ölümünden çeyrek yüzyıl sonra meydana çıkan yeni koşullar karşısında devrimcilik “toplumsal sorunları ele almalıdır” der. Toplumda fakirliği giderecek önlemler almak ve zayıfı kuvvetliye ezdirmemek, devrimciliğin amacı olmalıdır. Yine Velidedeoğlu’na göre; “toplumumuzda çıkarcı Atatürkçüler onun için heykeller dikmek, bayramlar ve matem günleri düzenlemekle, Atatürk’ü putlaştırmakla meşguldürler.”

köylü halka her türlü güvencenin sağlanması yoluyla başarılabilirdi. Ecevit halkın kendisine yukarıdan kanun tehditi altında getirilen reformlara, kendisine tepeden bakan bürokrasiye ve tek parti etrafında toplanıp güçlerini korumuş eşrafa karşı olduğunu vurgulamaktaydı. Halk, horgörülmekten kurtulmak ve kendi duygularına ve isteklerine önem veren, insanlığına saygı gösteren bir devlet görmek istiyordu. 1970’lerde İslam’ın halk için önemli hale gelmesinin sebebi de, yukarıda sayılan temel sosyal sorunun sembollerini teslim eden bir yapıda olmasıdır. Fukuyama’ya göre de milletin çoğunluğunu oluşturan sıradan halkın demokrasiden asıl beklediği şey eşitliktir. Kendisinin patronla beraber oy sandığına gitmesi, insan haysiyetine uygun muamele görmesi ve hayat şartlarının bunu sağlayacak bir düzeye gelmiş olmasını ister. İslamcı politikacıların, bu halk psikolojisini iyi anladıklarını ve bunun

için demokrasi kahramanı olarak ortaya çıktıklarını diğer politikacılar anlayamamaktadır.

Atatürkçülügün Sosyologlarca Analizi: Klasik sosyolojide

çağdaşlaşma, akılcılık, özgürlük ve ilerleme gibi bir takım temel kavramlarla hareket eder. Büyüme ve değişmeyi hazmetme kapasitesi bakımından, geleneksel toplumların çok daha sınırlayıcı ve dışlayıcı bir karakter gösterdiği gözlemlenmektedir. Atatürk’ün zihninde klasik evrim teorisi izleyecek olan Türk geleneksel toplumu zamanla Batı ile arasındaki farkı kapatacaktı. Başka bir deyişle, fabrikalar, demiryolları yapılması sonucunda, eğitimin objektif ilim esaslarına göre örgütlenmesi halinde modern Türkiye’nin doğacağı düşüncesi hakimdi. Oysa, modern sosyoloji çalışmaları, her toplumun kendine özgün değişimler yaşadığını ortaya koymaktadır. Bir toplumun modernleşmesi için geleneksel

1960’lardan sonraki yıllar işçi sınıfının güçlenmesiyle ilişkili olarak çeşitli solcu hareketlerin, komünist, maoist, hatta nihilist doktrinlerin yaygınlaştığı yıllardır. Bir gelecek umudu olmayan işsiz güçsüz gençliği ve aydınları sarsan bu hareketler, CHP içinde yankılar uyandırmakta gecikmedi. Bu dönemde ortaya çıkan Bülent Ecevit yeni bir ruh ve yeni atılım ihtiyacını gündeme getirirken, muhafazakar particilerin Atatürk’ü putlaştırdıklarını ve devrimciliği dondurduklarını ileri sürüyordu. Ecevit; giyim kuşamdaki yenilikler ya da eski adetlerin bırakılmasının sadece üstyapı değişimleri olduğunu ve Türk halkını ezilmekten kurtarmadığını söylüyordu. Yapılması gereken, Atatürk’ün bıraktığı yerden devrimleri devam ettirmek ve altyapı devrimlerini başarmaktı. Ecevit’e göre bu altyapı devrimleri; toprak reformunun başarılması ve işçiKasım - 2017

25


yaşam biçimlerinin ortadan kaldırılması yeterli olmamakta ve geleneksel ailenin, cemaatin, hatta siyasi yapıların tahribi çoğu zaman kargaşanın, sosyal çöküntünün ve suçluluğun artmasıyla sonuçlanmaktadır. Türk Devrimi’ni önceki rejimden ayıran en önemli özellik siyasi prensiplerde ve siyasi toplum sembollerinde görülür. Toplum, İslami çerçevesinden çekilerek yeni bir Türk milleti kurgulanmak istenmiştir. Eski dini kimlik ve dini meşruluk prensibi terk edilmiş, önceki idareci sınıf yerine bürokrat ve aydın seçkinler gelmiştir. Devrimin ilk yıllarında siyasete katılım tamamen idareci grubun kontrolü altındadır. Devrimi yapan modern eğitimli, laik, akılcı, milliyetçi ve din karşısında serbest düşünceli olan subayların yönetimde olmaları, aşağı sınıfların devrim dışında kalmalarına yol açmıştır. Türkiye’de devrim sonrası istikrarsızlık, bağımsız dini elemanların zayıflığı ile beraber devrimci seçkinler grubunun nispeten 26

kendi içine çekilmiş kültür yapısı ile açıklanabilir. Eisenstadt’a göre Türk modernleşmesi, ülkede mevcut sosyal ve siyasi koşulların etkisi altında bir Batı modernitesi değil, bir Türk modernitesini doğurmuştur. Günümüzde pek çok İslam ülkesinde sadece sıradan halk değil, Batı’da eğitim görmüş aydınlar da Batı kültür değerleri yerine geleneksel tarihi-dini değerlere dönmektedir. Eisenstadt’a göre modernite dünyanın büyük bir kısmına yayılmıştır fakat bir tek ortak medeniyete vücut vermemiştir. Bu noktada izlenmesi gereken yöntem şudur: Her medeniyet, kendine has kurumsal formasyonlar ve kültür altyapıları geliştirmiştir ve bu medeniyetlerin özgün çizgileri Batı’ya uzaklık veya yakınlığına göre değil, kendi koşulları içinde araştırılmalıdır. Kuşkusuz ki her modernite hamlesinin bir başlangıç noktası olacaktır. Türkiye’deki ulusdevlet formülü de bu başlangıç noktasını oluşturmaktadır: Bölünmez ülke bütünlüğü, herkes için Türk vatandaşlığının zorunlu olması, Kasım- 2017

bu yüzden de devletin seküler-laik olması, dinlerin bireysel vicdana bırakılması ve bütün bunların anayasal güvence altına alınması. DEĞERLENDİRME Mustafa Kemal’in tasarlamış olduğu milli egemenliğe dayalı modern bir cumhuriyetin kurulması fikri, aslında 1912’de ortaya çıkmıştı. 1912 yılında Mustafa Kemal henüz genç bir subayken İstanbul’da “cumhuriyetin en ideal yönetim biçimi” olduğunu söylediği için İttihat ve Terakki yönetimi tarafından 2 gün hapse atılmıştı. Dolayısıyla, 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkmadan çok daha önce Mustafa Kemal’in tahayyül ettiği modern ve bağımsız bir Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığını belirtmek İnalcık’ın yazdıklarına bir katkı olacaktır. Meclis-i Mebusan’ın, İstanbul hükümetine ve İngiliz baskısına rağmen İstanbul’da toplanarak Misak-ı Milli’yi kabul etmesi, sembolik bir girişimdir. Böylece hem İstanbul hükümetinin acizliği, hem


www.mavisehirdergisi.com

de İngilizler’in tahammülsüzlüğü net bir şekilde ortaya çıkmış oluyordu. Mustafa Kemal böylece hem İstanbul hükümetinin meşru olmadığını ortaya koyuyor, hem de Ankara’daki ulusal hareketin halkın tek temsilcisi olduğunu göstererek TBMM’nin açılmasını sağlıyordu. TBMM’nin milli egemenlik esasına dayalı olması, bir anda iktidarın da Ankara merkezli olmasını sağlamıştı. Bir anayasanın yayınlanması ve Kurtuluş Savaşı devam ederken diğer devlet elçilerinin Mustafa Kemal’le bir devlet başkanıymışcasına görüşmeleri de, üstü kapalı olarak bundan sonra muhattap olunacak tek hükümetin Ankara’da olduğunu da göstermekteydi. İlber Ortaylı da bu noktada Kurtuluş Savaşı sırasında iktidarın da el değiştirdiğini ve Mustafa Kemal’in Saltanat’ı kaldırırken hiçbir zorlukla karşılaşmamasının nedeninin zaten kabul edilmiş olan milli egemenliğe dayalı TBMM olduğunu belirtmektedir. Mustafa Kemal’in hilafeti kurtarma çabaları, İnalcık’ın da belirttiği gibi, Kurtuluş Savaşı’na destek olan başta Hindistan olmak üzere diğer Müslüman ülkelerin desteklerini devam ettirmeleri amacını taşımaktadır. Hintlilerin, Kurtuluş Savaşı’nın devam ettirilmesi için TBMM Hükümeti’ne gönderdikleri para 1 milyon İngiliz Sterlini değerindedir ve bu parayla silah, erzak ve askeri teçhizat alınmıştır. Unutulmaması gereken nokta, Hindistan Müslümanlarının bu desteği vermelerindeki amaç; Hilafet’in kurtarılmasıdır.. İnalcık, Atatürk’ün açtığı devrim yolunda ilerlemek isteyen diğer İslam ülkelerinin başarısızlığını da özellikle vurgulamıştır. Türkiye Cumhuriyeti’nde modernleşme hareketlerinin bu başarısı da Osmanlı döneminden beri süregelen çağdaşlaşma çabalarına dayandırılır. Toplumların dönüşümünün bir evrimsel sürece tabi olduğunu gözönüne alırsak, İnalcık’ın bu tespiti gayet yerindedir. Osmanlı Devleti tarafından açılmış ve Batı tarzı eğitimle öğrenci yetiştiren askeri okullar, idadiler ve Tıbbiye

ile Mülkiye gibi kurumlar, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk dönemindeki bürokrat/seçkin/aydın sınıfı yaratmıştır. Özellikle Garpçılar’ı ve Ziya Gökalp’ın düşüncelerini kendi ideolojik söyleminin temeline oturtmuş olan Atatürk, geçmişin birikimiyle içinde yaşadığı dönemin koşullarına uygun çözümleri içeren projeleri ortak paydada biraraya getirmeyi de başarmıştır. İslam’ın yanlış yorumlanışını Türk toplumunun gelişimi önünde ciddi bir engel olarak gören Atatürk’ün dinde reform çabalarını din dışılıkla karıştırmamak önemlidir. Atatürk’e göre din, devlet yönetiminin dışında kalacak ve toplumun ilerlemesi ve aydınlanması sürecinde yüzyıllardır din adamları tarafından engellenmişliğin ortadan kaldırılması ancak bu şekilde sağlanabilecektir. Bu noktada, İnalcık’ın incelikle vurgulamaya çalıştığı üstyapı-altyapı çatışması devreye girmektedir. 19. yüzyılın ilk yarısında Yunanistan’dan gelen ve toplum tarafından uzun süre “Yunan serpuşu” olduğu gerekçesiyle reddedilen fes, bu kez 20. yüzyılın ilk yarısında Atatürk Kastamonu’da Şapka Devrimi’ni ilan ettiğinde “dini başlık” olarak kabul gördüğü için toplum tarafından sahiplenilir bir hale gelmişti. 1930 yılında kurulan Serbest Cumhuriyet Fırkası başkanı Fethi Okyar’ın aynı yıl İzmir’de yapılan bir mitingde festen bahsettiği bir anda, toplanan halkın bir anda şapkalarını kafalarından çıkarıp yere atmaları da, yönetici sınıf tarafından kabul ettirilmiş görülen üstyapı devrimlerinin aslında halk tarafından kabul görmemiş olduğunu ya da sorgulandığını gözler önüne sermektedir. Sonuç olarak, Atatürk’ün getirdiği modernleşme/çağdaşlaşma projesinin pek çok noktası, Türkiye’ye özgü bir dönüşüm projesinin göstergeleridir. Bu proje hem kulluğu ortadan kaldırıp ulus-devlet vatandaşlığını, hem saltanatı ortadan kaldırıp Cumhuriyet’i, hem hilafeti ortadan kaldırıp laik devleti, hem de inanca dayalı yönetim anlayışını kaldırıp akla dayalı yönetim anlayışını getirmeyi başarmış olmasına rağmen; halk katmanları içinde Kasım - 2017

genel kabülün oluşması için gerekli altyapı değişimlerini tam anlamıyla başarabilmiş değildir. Halkın eşitlik taleplerine en iyi yanıtı veriyormuş gibi görünen İslam’a dayalı siyasetin 21. yüzyıl Türkiyesi’nde halen rağbet görmesinin nedenlerini de burada bulabiliriz. Önemli olan “halk için yapılmış bir devrim”den söz ediyorsak, halkın en önemli isteği olan ekonomik ve siyasal eşitliği sağlayabilmektir. İnalcık’ın söylediği gibi, Atatürkçü düşüncenin getirmek istediği toplum yapısının hayata geçmesi, ancak ve ancak toplumun eşitlik taleplerine yanıt veren çağdaş bir Atatürkçülük yorumuyla başarılacaktır.

KAYNAKÇA ATATÜRK, Mustafa Kemal. Söylev. Çağdaş Yayınları, İstanbul, 1999. DEMİREL, Ahmet. Birinci Meclis’te Muhalefet: İkinci Grup. İletişim Yayınları, İstanbul, 2003. İNALCIK, Halil. “Atatürk ve Atatürkçülük”. Doğu Batı (Makaleler 1). Doğu Batı Yayınları, Ankara, 2005. ORTAYLI, İlber. Osmanlı Mirasından Cumhuriyet Türkiyesi’ne. Ufuk Kitapları, İstanbul, 2002. ZÜRCHER, Eric Jan. Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası. Bağlam Yayınları, İstanbul, 1992. 27


1881 DERNEĞİ

YEREL TOHUM YOKSA

GELECEK DE YOK G azi Mustafa Kemal ATATÜRK, tarıma büyük önem vermiştir. Biz de O’nun ışığında 1881 Derneği olarak, ücretsiz yerel tohum dağıtım projesini hayata geçirdik.

Bu proje neden hazırlandı? Yerel tohumun korunmasını ve gelecek nesillere aktarılmasına yardımcı olmak için hazırlandı. Sosyal alanda faaliyet gösteren bir dernek olarak; Ege ve Marmara Bölgelerinde tarımla uğraşan başta şehit ailelerimizin ve gazilerimizin her daim ve her alanda yanlarında olduğumuz somut olarak da göstermek için hazırladık. Projenin amacı Ebedi kahramanlarımızın ve de ailelerinin manevi yönden her daim yanlarında olduğumuzu onlara hissettirmek ve ailelerimize moral vermek, üretim yapan ailelerin tohum ihtiyaçlarını kendi kendilerine karşılamalarını ve gelecek nesillere dayanıklı, GDO’suz, hormonsuz yerel 28

tohum aktarılmasını, aynı zamanda kendi tohumlarını üreterek ülke ekonomimize ve aile bütçelerine katkı sağlanmasına yardımcı olmak. Üretimde de yerel tohum kullanımın artmasını desteklemek. Toplumun geniş kesminde yerel tohum hakkında farkındalık oluşturmasına yardımcı olmak. Ülkemizde sağlıklı nesiller yetiştirilmesine yardımcı olmaktır. Projemizi, İzmir, Manisa, Aydın, Balıkesir gibi illerde uygulayacağız. Projenin hedef kitlesi ve sayısı: O illerde üretim yapan başta şehit aileleri ve yakınlarına, gazilerimize, teröre maruz kalmış ailelerimize ve çiftçilerimizedir. Hedefimiz 1000 aile ile projemizi hayata geçirmektir. Proje faaliyetleri: Başta üretim yapan şehit ve gazi ailelerimiz ziyaret edilecek. Ailelere ücretsiz en az 10 çeşit hazırlanmış yerel tohum paketleri verilecek, proje Kasım- 2017

Güvenilir yerel tohumları nasıl tedarik ediyoruz? Baş tedarikçimiz, destekçimiz Seferihisar Belediyesi bünyesinde yerel tohum üreten ‘’Can Yücel Tohum Merkezi’’ ve yıllardır atalarından günümüze gelen tohumunu kendi üreten köylülerimizden tedarik etmekteyiz. Projenin sonunda; Şehit ve gazi ailelerimize manevi destek verilecek. Tohumlara harcadıkları paralar ceplerine kalacak. Tarım ekonomisine katkı sağlanacak. Aileler sağlıklı nesiller yetiştirecekler. Her yıl çıkardıkları tohumlardan çevrelerine vererek, gelecekte de yerel tohumların yaşamasını sağlayacaklardır. İsteyenler bu projeye nasıl destek olabilir? Çevrenizde tarımla uğraşan şehit ve gazi aileleri varsa bilgilerini bizimle paylaşabilirsiniz. Güvenilir yerel tohum desteği sağlayabilir. Kamuoyu oluşturulmasında yardımcı olabilir. Projemizin tanıtımında yardımcı olabilir. Proje giderleri için derneğimize bağış makbuzu karşılığında maddi destek sağlayabilir veya sağlayacak kişi ve kurumlar bulabilirsiniz. Görsel ve yazılı, yerel ve ulusal basında projemizi duyurmaya yardımcı olabilirsiniz. Proje planı doğrultusunda ve geliştirilmesinde yeni fikirler verebilirsiniz.

Fotoğraf: pexels.com

hakkında bilgilendirilecek ve tohum çıkarma, tohum saklama işlemleri görsel olarak öğretilecek, proje ile ilgili broşür afiş ve tarım takvimi bırakılacaktır.


www.mavisehirdergisi.com

KEMAL SUNAL T

ürk sinemasının usta oyuncularından merhum Kemal Sunal’ın başarılarla dolu bir yaşam hikayesi ve milyonlarca hayranı var. Herkesin gönlünde taht kuran usta oyuncu Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün ilkelerine bağlı bir sanatçıydı.

Aslında 10 Kasım

Kemal Sunal, 11 Kasım 1944 tarihinde Malatya’da dünyaya gözlerini açtı. Ailenin üç çocuğunun en büyüğüydü. Ortaokul yıllarında efendi ve utangaç bir öğrencilik geçirsede lise yıllarında kabuğunu kırmış ama efendiliğinden bir şey eksiltemiştir.

doğumluyum.

Ama Atam’ın vefat

ettiği günde doğum

Tiyatroya olan ilgisi Felsefe öğretmeni Belkıs Bakır’ın dikkatini çeker. Bakır, Kemal Sunal’a onu bu işi profesyonelce yapabilmesini sağlayacak kişilerle tanıştıracağını söyler. Babası Mustafa Sunal, oğlunun tiyatrocu olma isteğine karşı çıksa da Belkıs Bakır onu ikna etmeyi başarır. Ve sonra Kemal Sunal’ı Kenter Tiyatrosu’na götürür. Sunal’ın yer aldığı ilk tiyatro oyunu Deli İbrahim’dir. O rolde hiçbir diyaloğu olmamasına rağmen seyirciyi kendine güldürmeyi başararak daha o dönemlerden unutulmaz bir sanatçı olacağının sinyallerini verir. Kenter Tiyatrosu’ndan sonra Pendik Tiyatrosu’nda görev alan Sunal, ardından Devekuşu Kabare Tiyaroları’nda yer almaya başlar. “Dün Bugün” adlı oyunu izleyen Münir Özkul, Kemal Sunal’ın performansından çok etkilenir ve Ertem Eğilmez’e “Bu çocukta ışık var” der. Özkul’un görüşlerini dikkate alan Eğilmez, kendi yöneteceği Tatlı Dillim adlı sinema filminin oyuncu kadrosuna Sunal’ı alır. Böylece sinema hayatına adım atan Kemal Sunal, daha sonra yer aldığı İnek Şaban, Süt kardeşler, Çöpçüler Kralı, Davaro ve Sakar Şakir gibi filmlerle 7’den 70’e herkesin sevgisini kazanır.

Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo Televizyon ve Sinema Bölümü’nden mezun olarak 1995 yılında bitirdi ve yüksek lisans yapmaya başladı. Yüksek Lisans tezi komedyen kimliği ile Kemal Sunal’ın ve filmlerinin incelemesiydi. Yüksek lisans tezi 2005 yılında ailesi tarafından “TV ve Sinemada Kemal Sunal Güldürüsü” ismi ile kitap haline getirilerek yayınlandı.

1974 yılında evlenen Kemal Sunal, Ali ve Ezo adlarında, biri erkek diğeri kız iki tane evlat sahibi oldu. 1977’de Antalya Film Festivali’nde En İyi Erkek Oyuncu ödülünü aldı. Bu arada yarım bıraktığı üniversiteyi, Marmara

Usta sanatçı Kemal Sunal, 3 Temmuz 2000 tarihinde Balalayka adlı filmin çekimlerine başlamak için Trabzon’a gitmek üzere bindiği uçakta, kalkıştan hemen önce geçirdiği kalp krizi nedeni ile hayata gözlerini yumdu.

günü kutlayamam,

sevinemem, gülemem. 11 Kasım doğum günümdür.

Kasım - 2017

29


AYDINLIK YOLUMUZ

ATATÜRK İ zmir Büyükşehir Belediyesi’nin bu yıl 10. kez düzenlediği “Ata’ya Saygı Yürüyüşü” yine büyük bir katılıma sahne oldu. Aralarında Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ve eşi Dr. Türkegül Kocaoğlu, milletvekilleri, belediye başkanları ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinin de bulunduğu onbinler, ellerinde bayraklar ve Atatürk posterleriyle Alsancak Limanı’ndan Cumhuriyet Meydanı’na kadar yürüdü. İzmirliler, 350 metrelik Atatürk portresini “kutsal bir emanet” gibi özenle tutarak Alsancak Limanı’ndan Cumhuriyet Meydanı’na taşıdı. İzmir Büyükşehir Belediyesi Türk Halk Müziği ve Türk Sanat Müziği korolarının seslendirdiği

30

Atatürk’ün sevdiği şarkılara meydanı dolduran İzmirliler de eşlik etti. Yürüyüşe katılıp İzmirlilerin Ata sevgisine ve coşkusuna hayran kaldığını belirten ünlü sanatçı Haluk Levent, “Ben buraya sanatçı olarak değil görevini yerine getirmesi gereken bir birey olarak katıldım. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin bu organizasyonunun muhteşemliği karşısında da sizleri selamlamak istedim” dedi. Haluk Levent, Kent Orkestrası’nın seslendirdiği “Böyledir bizim sevdamız” adlı türküye de eşlik etti. Sana vefa, can borcumuz var İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Cumhuriyet

Kasım- 2017

Meydanı’nda yaptığı konuşmasına, “Tam kaybettik dediğimiz bir anda bize özgürlüğü, bize umudu, bize yurttaş olma bilincini yeniden hatırlatan, makus talihimizi yenip tarihimizin akışını değiştiren, aydınlık ve çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’nin büyük mimarı büyük liderimiz, Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’e sevgi, saygı, özlem yetmez. Sana gönül, vefa, can borcumuz var” şeklinde konuştu.


İzmir’in kalbi

KABİN EKİBİ

EGE PARK’ta atıyor


MASAL ATÖLYE Sİ

Ç

ocuk masal kitapları yazarı olarak kültürümüzün ortak mirası olan “masal”ın çocuk gelişimine büyük katkısı olduğu düşünüyorum. Masal yolculuğuna on iki yıl evvel başladığımda nirengi noktam; geleneksel masal öğeleri olan “dev, peri, cin, büyü, prenses,

cehennem, zehir, ” vb. “tepeden inme” gerçekliği olmayan, bilimdışı, satır arasında batıl inanç geliştiren pedagojik olarak yanlış olan kavramları kullanmamaktı. Masalın olağanüstülük özelliğini karşılamak adına kaldırdığım kavramları karşılayacak öğeler sunmalıydım. TÜBİTAK, “Bilim Çocuk” gibi yayınları takip edip, belgeseller izleyip, okuyup inceleyince gerçek “olağanüstülüğün” evrenin döngüsünde, doğanın mükemmelliğinde, ekosistemin

Ama çocuğunuz tenis oynuyorsa, turnuvalarda boy gösteriyorsa ve tenisçi olmayı kafasına takmışsa, benden size bir öneri mutlaka bir plan yapıp, çocuğunuzun tenis harcamaları için bir bütçe yapın. Serdar Sütcü www.serdarsutcu.com

BÜTÇE AYIRIN T

enis önceki yıllara göre oynanması daha kolay bir spor branşı haline geldi. Artık tenis oynayacak daha fazla kulüp, akademi vs. var. Tenis malzemelerine ulaşmakta o kadar zor değil, seçenekte çok olduğundan dolayı her keseye göre malzeme bulmak artık çok mümkün. 32

Tenis artık ülkemizde popüler bir spor branşı ve her geçen gün popülerliği biraz daha artıyor. Buna paralel olarak, ülkemizde tenise başlayan sporcu sayısında önemli bir artış var. Çok fazla değil, 7-8 yıl önce sporcularımız 10-15 turnuva oynarken şimdi neredeyse her hafta bir organizasyon var. Türkiye Tenis Federasyonunun müsabık oyuncu sayısını ve kalitesini arttırmak için daha çok sayıda turnuva düzenlemesiyle sporcuları oldukça yoğun bir program bekliyor. Doğal olarak her turnuva, eğer sporcunun bir sponsoru yoksa aile bütçesine bir yük getiriyor. Tenis bireysel bir spor branşı Kasım- 2017

tamamlığında olduğunu fark ettim. Masallarımda dikiş diken terzi kuşları, yaraya merhem olan su kaplumbağaları, yağmur yağdıran “darkling böceği” kahraman oluyor. Masalların edilgenlik yerine etken olma öğüdüyle, doğadaki farkındalığı birleştirip, içine de etkili anlatma özelliklerini ekleyerek masal atölyemi oluşturdum. Geliştirdiğim formatın ikisini bir arada Türkiye’de yapan olmadığını bilmek bana cesaret verdi. “Yeni Yılda Kendi Masalını, Kendin Yaz, Kendin Anlat” ismiyle yürüttüğüm projemi özel okullarda iki modül olarak uyguluyorum. İlk modülde rol model olmak adına kendi kitaplarımdan bir masalı katılımcılara canlandırarak anlatıyorum. Ardından masal yazmanın tekniğini eğlenceli biçimde katılımcılara uygulamalı olarak öğretiyorum. İkinci modülde katılımcıların “doğanın içinden” seçtikleri canlılara ait bir bilgiden yola çıktıkları masallarını yazıyorlar ve o masalı kimi zaman orff çalgıları ve yaratıcı drama teknikleriyle canlandırıyorlar. Pınar Merterkek

olduğundan dolayı, aileler çocuğunun tenisle ilgili tüm masraflarını karşılamak zorunda kalıyorlar. Çok büyük bütçeler olmasa bile bence ailenin çocuğunun tenis kariyerini planlarken mutlaka bir bütçe yapmasının faydalı olacağını düşünüyorum.


MAKROYAPI’dan Foça’da muhtesem proje... Foça Terrace evleri, size sahip olmak istediğiniz metrekareyi belirleyebilme imkanı sunan özel bir proje...

Tasarım Ofisi: Tel : 0232 3298029 - 0232 329 9029 www.makroyapitasarim.com

Merkez: Tel: 0232 329 7900 (pbx 4 hat) Faks: 0232 833 3323 www.makroyapi.com.tr

www.focaterrace.com


İSİMLERİ KÜTÜPHANEDE ÖLÜMSÜZLEŞTİ “Kıymet ve Yalçın Oral Kütüphanesi”

D

oktor Onur Oral ve Gazeteciyazar Uğur Oral Kardeşlerin girişimleriyle Foça Cemil Midilli Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’ne kazandırılan kütüphaneye rahmetli anne ve babalarının isimleri verildi. Doktor Onur Oral ve gazeteci yazar Uğur Oral kardeşler, rahmetli anne babalarının isimlerini Foça Cemil Midilli Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi bünyesinde oluşturdukları “Kıymet ve Yalçın Oral Kütüphanesi” aracılığıyla ölümsüzleştirdiler. Gerçekleştirdikleri kitap bağışıyla okula değerli bir kütüphane kazandıran Oral Kardeşler “Okul Müdürü Sayın Hüseyin Muslu’nun yapıcı yaklaşımı neticesinde eğitimi aşığı rahmetli anne ve babamızın isimlerinin bu kütüphanede yaşayacak olmasından ötürü mutluluk ve gurur duyuyoruz” dediler.

için büyük özverilerde bulundular. Vefatlarının ardından isimlerini ölümsüzleştirebilme arayışına girdiğimizde , eğitime yönelik bir girişimde bulunmanın en doğru yol olacağına karar verdik. Anne babamız Yeni Foça Kabristanı’nda ebedi istirahatlarına çekildiklerinden Foça bizim için öncelikliydi. Foça Cemil Midilli Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi yeni yapılmıştı ve okul müdürü Sayın Hüseyin Muslu’dan kütüphanelerinin desteğe ihtiyacı olduğunu öğrendik. Geçtiğimiz yaz başında kollarımızı sıvayarak okul bünyesindeki kütüphanenin yeni eğitim öğretim dönemine eksiksiz hazır olması için çalışmaya başladık. Bu bağlamda dostlarımız da kütüphanelerindeki kitapları bağışlayarak bize çabamızda büyük destek verdiler, yuvarladığımız kartopu bu katkılarla çığ haline dönüştü. Okul Müdürü Sayın Hüseyin Muslu da büyük bir jest yaparak bu kütüphaneye rahmetli anne babamızın isimlerini verme inceliğinde bulundu. Foça Cemil Midilli Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde açılan “Kıymet ve Yalçın Oral Kütüphanesi” artık bir anlamda, bizim rahmetli anne babamızla buluşma yerimiz olacak. Olanaklarımız ölçüsünde kütüphaneye katkılarımız her zaman devam edecek. Öğrenciler bu kütüphanedeki kitapları okudukça, aydınlandıkça rahmetli anne babamızın hayatlarındaki en büyük amaçlarının da gerçeğe dönüştüğünü görecek, bilecek ve bu bağlamda,

Oral Kardeşler şöyle konuştular: “Rahmetli anne ve babamız eğitime, okumaya aşık insanlardı ve bizim en mükemmel şekilde eğitim almamız 34

Kasım- 2017

evlatları olarak onların bu hayallerini gerçeğe dönüştürmenin mutluluğunu ve onurunu yaşayacağız. Bize bu olanağı sağlayan okul müdürü Sayın Hüseyin Muslu’ya ve girişimimizde bize katkı veren tüm dostlarımıza yürekten teşekkürlerimizi sunuyoruz.” Okul Müdürü Hüseyin Muslu da Doktor Onur Oral ve gazeteciyazar Uğur Oral kardeşlerin çabasının önemine dikkat çekerek girişimlerinden ötürü teşekkür etti. Rahmetli anne ve babalarının isimlerini böylesine ulvi bir girişimle yaşatmalarının çok anlamlı olduğuna dikkat çeken Hüseyin Muslu “Franklin D. Roosevelt’in de söylediği gibi, kitaplar, uygarIığa yol gösteren ışıklardır. Kıymet ve Yalçın Oral Kütüphanesi’ndeki bu değerli kitaplar da öğrencilerimizin kendilerini geliştirmeleri açısından yollarını aydınlatacaktır. Anadolu’nun dört bir yanında bu tarz desteğe ihtiyaç duyan okullarımız var. Onur ve Uğur Oral Kardeşlerin gösterdiği bu duyarlı ve sorumlu davranışın herkese örnek olması gerektiği kanaatindeyim. Katkıları neticesinde okulumuz birbirinden değerli eserleri bünyesinde barındıran bir kütüphaneye kavuştu. Böylesine sağduyulu evlatlar yetiştiren, eğitim aşığı rahmetli Kıymet ve Yalçın Oral’ın isimlerini okulumuzun kütüphanesine vermekten ve onları bu şekilde yâd etmekten mutluluk ve onur duyduk.”


www.mavisehirdergisi.com

Başarılı Gayrimenkul Danışmanı Levent Soydemir, emlak sektörü hakkında merak edilenleri Mavişehir Dergisi okurları için anlattı. Emlak piyasası şu günlerde nasıl? An itibarı ile oldukça sıkıntılı bir piyasa seyri var. İç piyasadaki bazı tedirginlikler, döviz kurundaki hareketlilik, faiz yükselişleri emlak sektöründe olumsuz etki yaratabiliyor. Ama bu da bazen fırsat alımlarına yol açabiliyor. Genelde daha küçük rakamlı portföylerde alım daha fazla. Benim tavsiyem insanların beğendiği, uygun olduğunu düşündüğü daireleri bu dönemde almalarıdır. Fiyatlar size göre nasıl? Bir tık yukarıda olduğunu söyleyebilirim. Yanlış yönlendirme, araştırma ve analizi yapılmamış fiyatlamalar maalesef satışı gerçekleştirmiyor. Arz ve talep dengesiyle fiyat oluşumuna dikkat etmek lazım. Geniş bir kadro ile iki ofisle çalışıyorum. Ben toplanan bilgiler ışığında pazar analizini bölgesel alım satım endekslerini yaparak en doğru bilgileri müşterilerime sunuyorum. Son karar tabii ki onların. Doğru fiyat aldırır ve sattırır. Hedefiniz nedir? Emlak piyasasındaki en büyük eksiklik güven ve samimiyettir. Adres/2 Gayrimenkul Danışmanlık

LEVENT SOYDEMİR 0 532 643 62 80 Mavişehir Adres Ofis İnsanların endişesi de bu. Ben, Remax kurumsal firma olduğu için bu işi orada yapıyorum. Tek amacım insanların güvenerek alım ve satım yapabilecekleri bir danışman olmak. Bu işi yaparken de alım satımda işlemlerin başından sonuna, kredi işlemleri dahil paralarının bankaya yatırılmasına kadar her şeyi kendim takip ediyorum. Müşterime sadece bir imza atmak kalıyor. Bu da onlara büyük bir rahatlık ve huzur sağlıyor. İnsanlar sizinle neden çalışmalı? Bizde biliyorsunuz apartman görevlisinden, büfeciden, komşudan tutun herkes biraz emlakçıdır. Yanlış bilgiler alıcı ve satıcıyı çok fazla etkiler. İnsanlara en doğru

olanı aktarıyorum. Çünkü satış bir uzmanlık işidir. Daireleri randevu alarak ev sahiplerinin uygun zamanlarında alıcılara sunuyoruz. İzmir’deki Remax ofisleri, dergileri ve diğer ilan siteleri ile çok kişiye ulaşabiliyorum. Bence bunlar çok önemli. Çünkü bir ilan ofislerimizdeki 25 kişinin de sunduğu bir portföy halini alıyor, bu da 25 danışman demek. Burada unutulmaması gereken şey, insanlar kendi dairelerini kendileri satarken nasıl bir diyalogla karşılaşacağını bilemezler. Çılgına dönen alıcı ve satıcılarla çok karşılaşıyoruz. Biz, moral bozan konuşma ve tekliflerden müşterilerimizi uzak tutmuş oluyoruz.

0(232) 362 58 58

Her ofis bağımsız bir Franchise işletmesidir. Kasım - 2017

35


Uğur Oral Gazeteci - Yazar ugur@uguroral.com.tr

UNUTMAK VE ALISMAK

F

ransızca söylediği şarkılarıyla tanınan Belçikalı bir sanatçıdır Jacques Brel… Hiç dinlediniz mi bilmiyorum, olağanüstü bir yorumu vardır… 1978’de akciğer kanserinden vefat eden Brel’in şarkılarının sözleri de derin felsefi izler taşır… Örneğin “On n’oublie rien” (Hiçbir şey unutulmaz) isimli meşhur şarkısındaki yaklaşımı düşündürücüdür… Unut(ul)ma kavramına karşı çıkar… Brel’e göre “sadece alışılır”… Unutmak yoktur; alışmak vardır… *** Unutmak ve alışmak aynı şeyler değil… Alışmak, unutamayan insanın geliştirdiği bir psikolojik savunma mekanizması… Unutabilme mücadelesinin başarısızlığı neticesinde sığındığı bir liman… Ya da bir başka deyişle kabullen(ebil)mek… Kanıksamak…

36

*** Alışmak bir konfor belki de… Sorgulamanın bittiği, “neden” suallerinin son bulduğu nokta… Bir teslimiyet hali… Ve tüm konforlar gibi, alışmak da bir rehavet sunuyor insana… Ama nereye kadar? *** Alışmak bazı durumlarda insanın ruh sağlığının bir savunma kalkanıdır… Canından çok sevdiğini birisinden ayrılan, bunu nasıl unutur? Ailesinden birisini kaybeden… Sevgilisinden ayrılan mesela… Unutabilir mi? Asla… Belki üzerinden bir süre geçtikten sonra o yoklukla yaşamayı öğrenir… Alışır, ya da alışmaya çalışır. Ya da kendisini alıştığına inandırır… Ama unutur mu? Hayır… *** Mecburiyetten ötürü doğup büyüdüğü coğrafyadan ayrı düşmüş Kasım- 2017

birisi örneğin yeni durumuna alışmak durumundadır… Direndikçe zorlaşır işi… Ya da kariyerini, alıştığı yaşam standartlarını yitirmiş birisi artık yeni “kendisi”ne uyum göstermelidir. Eski hayatını unutamaması mevcut durumunu da yitirmesine neden olur… Alışmak bu bağlamda insanın kaçışıdır… Ya da gireceği yeni savaşlar öncesinde vermek zorunda hissettiği bir ara… Dalgaların sarstığı bir okyanusta bir koya sığınıp yelkenlerini onarması belki de alışma çabası… Değiştiremeyeceği, geriye döndüremeyeceği durumlarla yüzleşmesi alışmak… Ama Brel’in dediği gibi unutmak değil bu… Sadece alışmak… *** Alışmaya fazla alışmak afyon yutmak gibidir… Unutulmaması gereken şeyler de


Fotoğraflar: freepik.com

www.mavisehirdergisi.com

vardır hayatta… Asla alışılmaması gereken duygular, olaylar… *** Haksızlığa alışıl(a)maz örneğin… Haksızlığı kanıksadığınız an uğrayacağınız yeni haksızlıkları da peşin peşin kabullenmiş olursunuz… Size kazık atanları unuttuğunuzda yiyeceğiniz yeni kazıklara davetiye çıkartırsınız… İyi niyetinizi suistimal edenleri unutursanız yeni istismarlara ortam hazırlarsınız… Sizi yarı yolda bırakanları unutmanız durumunda, yaşayacağınız yeni hayal kırıklıklarını kendi ellerinizle inşa edersiniz… Ayağınızı kaydıranları unutursanız bütün ömrünüz muz kabuğunun üzerinde yürümekle geçer… “Düşmanlarını unut ama isimlerini unutma” der John Kennedy… Eylemler unutulur belki ama özneler unutulmaz… ***

Bir yolda yürürken bir taşa takılıp düşerseniz bunun adı kazadır… Aynı yolda yürürken aynı taşa takılıp yeniden düşerseniz “dalgınlık” olur… Ama yine aynı yolda aynı taşa takılıp yine düşerseniz bunun adı aptallık olur… İşte alışmanın fazlası, aptallığa dönüşür bir noktadan sonra… Aynı yolda, aynı taşa defalarca takılıp yeri öpersiniz… Düşmeye öyle alışırsınız ki artık o taşın oradaki mevcudiyetini unutursunuz... Alışmak bu bağlamda körleştirir adeta insanı…

Eğer yaptığımız hatayı unutursak tekrarlarız… Ya da bir başkasıdır üzüntümüzün, acımızın sebebi… O yüzü, o yüzleri unuttuğumuz anda yeniden koyarız giyotine kellemizi…

*** Bizim kontrolümüz ve istemimiz dışında başımıza gelen şeylere belki alışabiliriz… Kader diyebiliriz örneğin… “Yaşanacağı varmış” avuntusunun arkasına sığınabiliriz… Ama öznesi, faili ayan beyan belli şeyleri unuttuğumuz anda artık o alışmak değil kaçmaktır… Biz de olabiliriz o olayların öznesi…

*** “Unutmak yoktur, alışmak” vardır diyor Jacques Brel şarkısında… Unutmayız, sadece alışırız… Ama bazen nedense ve ne yazık ki “unutmaya alışırız”… Ki, en büyük hataları da unutmayı kanıksadığımız zaman yaparız… Deneyim dediğimiz şey aslında “unut(a)madıklarımızın toplamı” değil midir?

Kasım - 2017

37


İZDOB’tan MaviBahçe’de Atatürk’ü Anma Konseri

K

ültür ve Turizm Bakanlığı Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü’ne bağlı İzmir Devlet Opera ve Balesi, MaviBahçe Alışveriş ve Yaşam Merkezi’nde Atatürk’ü Anma Konseri düzenledi. 10 Kasım Cuma akşamı saat 20.00’da MaviBahçe Kent Meydanı’nda gerçekleştirilen 10 Kasım Atatürk’ü Anma Konseri’ni, Orkestra Şefi Tolga Taviş yönetti.

38

Soprano Aytül Büyüksaraç, Soprano Evren Işık, Soprano Ayşe Tek, Tenor Ziya Elmacı, Tenor Aydın Uştuk, Bariton Cengiz Sayın ve Bas Teyfik Rodos’un görev aldığı konserde eserleri, İzmir Opera Orkestrası seslendirdi. Orkestrada, Başkemancı olarak Lalecan Özay Muzaffer performans sergiledi. Yaklaşık bir saat süren konserde, Lal, Bozkırın Sesi, Sarı Zeybek, Sen Sen Sen, Ah Bir Ataş Ver, Köçekçe, Efem, Çanakkale Türküsü, Seni Sevdim Diye Kasım- 2017


Kınarlarsa Beni, İzmir’in Kavakları, Tosca Operası’ndan E Luce Van Le Stelle, Bozlak, Sabahın Seherinde, Demir Kırat, Onuncu Yıl Marşı eserleri seslendirildi. İzmir Devlet Opera ve Balesi Sanat Yönetmeni ve Müdür Haldun Özörten’in de hazır bulunduğu konserde, Şebnem Doğruer ve İbrahim Raci Öksüz anlatıcı olarak görev aldı. Orkestrada kanun enstrumanını İzmir Devlet Klasik Türk Müziği Korosu Sanatçısı Ayşe Küey, ney enstrumanını ise İzmir Devlet Klasik Türk Müziği Korosu Sanatçısı Yavuz Akalın seslendirdi. 10. Yıl Marşı’nın seslendirilmesiyle sona eren konseri, yaklaşık iki bin kişi izledi ve sanatçılar dakikalarca ayakta alkışlandı.

Kasım - 2017

39


ozel roportaj

MURAT AZIRET Yeni şarkısı “Hazır Kıta” ile huzurlarınızda

Murat Aziret’i tanıyor musunuz? Durun, bu sorunun cevabını ben vereyim. Tanıyamazsınız. Kendisi 32 yıldır müzik piyasasının içindedir ve çalışmadığı insan kalmamıştır. Vokal olmasının yanı sıra kendi şarkıları, albümü ve singleları da vardır. Ama radyolarda çalınmaz. Ülkemizde her şey belli kişilerin elinde bulunduğu gibi radyo ve müzik sektörü de 4-5 tekelin elinde. Eğer bu tekellerle çalışmıyorsanız hiç boşuna şarkı çıkarmayın derim ben. Çünkü radyolar nasılsa çalmayacak! Radyocular bir şarkının çalınıp çalınmayacağına kendileri karar veriyor. Bu da ayrı bir tartışma-tez konusu! Murat Aziret kimdir ben size söyleyeyim: GERÇEK BİR MÜZİSYEN! Murat Aziret’le Ajda Pekkan hayranlığım sayesinde tanıştım. Ajda Pekkan hayranı olunca ve konserlerine gidince çevresiyle de iletişim halinde oluyorsunuz. Konserlerindeki selamlaşmalarımızla sınırlı olan ilişkimiz zamanla ağabey kardeş ilişkisine döndü. Tanıdığım günden beri hala o ilk günkü Murat ağabey. Hiç değişmedi. Eskiden de benim saçma sapan sorularıma cevap verirdi. Seneler geçti ben hâlâ ona soru soruyor cevabımı da alıyorum. Hep alçakgönüllüydü, hep yardımseverdi, hep gençleri severdi ve hep egosuzdu. Ben bay egosuz diyorum ona kendi içimde. Tabii o bunu bilmiyor. Malum ödev röportaj olunca ben de kendisini seçtim. Biliyordum kabul edeceğini neredeyse adım gibi emindim. Röportaj dediğime bakmayın güzel, doğal ve samimi bir sohbet oldu bizimkisi. “Sağolasın kardeşim çok mutlu oldum kendimi ünlü gibi hissettim” dedi o gün bana. Ağabey sen popüler olmayabilirsin – tabi bir gün o da olacak – ben bu röportajı seninle yaptığıma göre bu yazıyı yazdığıma göre boşuna ünlü olamadım diye üzülme bence. El salla Murat ağabey. Gönüllerin ünlüsü oldun bile! Önemli olan gerçek sevgidir diye konuşmadık mı? Al sana gerçek sevgi işte! 40

Kasım- 2017

Müzikle tanışman nasıl oldu? Hayatımda müzik hep vardı ama profesyonel müzik diye bir şey aklımda yoktu. Konservatuvar da aklımda yoktu. Lise arkadaşımla birlikte okul biter bitmez, evde kendimiz çalıp söylemeye başladık. Bir gün aile içinde bir düğün konusu açıldı. “Düğünde siz müzik yapar mısınız?” Selahattin’le sen çalıp söyleyin biz de eğlenelim.” dediler. İyi de biz evde çalıp söylüyoruz. Düğünden bahsediyorsunuz bize. “Lokanta tanıdık, gelenler tanıdık, herkes tanıdık, kimseye çalmayacaksın ki biz bize olacağız, evde çalar gibi düşün” cümlelerini duyunca “o zaman tamam yaparız dedik.” Gayet de güzel oldu. O restoranın sahibi ağabeyimiz bize iş teklif etti. Gelin çalmaya başlayın dedi. Hafta sonları müzik yaparsınız. Bizim hiç aklımızda yoktu ama. Öyle mi? Tamam dedik yapalım. İşte böyle girdim işin içine. Ajda vardı değil mi senin çocukluğunda? Ajda benim çocukluğumda kesinlikle vardı. Babamın zamanında da vardı. Dinler miydin peki? Bak şimdi bir hikaye anlatacağım sana. Ben 6-7 yaşlarındaydım. Teyzemdeydik aynı evin içinde büyüdüğümüz için. Teyzem de 12-13 yaşlarındaydı. Evin içinde Palavra’yı (Ajda Pekkan klasiklerinden) söylerdi o. Ben de arkasından “dinle beni anla ne olursun” falan filan. Erkeğin söylediği kısımları söylüyordum. 7 yaşımda. 30 sene sonra ben Palavra’yı Ajda Pekkan’la sahnede söyledim. Yani 7 yaşımdayken söylediğim şeyi 38 yaşımda bu sefer seslendiren kadınla beraber söyledim. Sen zaten birçok şeyi yapıyorsun. Vokal koçluğu, vokal, albüm çıkartıyorsun. Ben müzisyenim. Ruhum müzisyen. Yaşayış tarzım, stilim, hayata bakışım her şeyim müzikle örtüşüyor. Niye geri çektin peki kendini? Dönem dönem hep çalıştığımız bazen de hiç çalışmadığımız zamanlar


www.mavisehirdergisi.com

oldu. Müşteri portföyü geliştiği için ben güzel yerler arıyorum kendime. Söylediğim şeyi algılayan insanlara söylemek istiyorum. Sadece şarkısını dinlemek için oraya gelmiş, şarkıyı kim söylese hiç fark etmeyecek adamlara şarkı söylemek istemiyorum. Anlatabiliyor muyum? Şu anda müşteri portföyü nasıl biliyor musun? Herif kafasında şarkılar belirlemiş o şarkıları dinlemek istiyor. Yoksa sen orada Ahmet varmış, Mehmet varmış, onun umurunda değil. Popüler olmak ne demek senin için? Amaçladığım bazı şeyler var. Birincisi insanlara çok yardım etmek istiyorum. Ama bunu şu an ki halimle kısıtlı şartlar altında yapabilirim. Biraz daha tanınır olsam daha farklı yapabilirim. Birçok nedeni var. Daha çok kazanmak. Ailemi daha rahat ettirmek konusunda. İnsanlara yardım etmek, daha fazla insana el atmak. Benden bir şey isteyen insanları reddetmemek. Gençlere daha güzel örnek olmak. Onlara feyiz vermek. Onlara projeler hazırlamalarına yardımcı olmak. Yani benim sana yardımımla Ajda Pekkan’ın yardımı arasında fark var. Bütün Türkiye çapında üniversite ve liselerde seminerler vermek istiyorum. Çocuklara hem müzikle ilgili hem hayatla ilgili tecrübelerimi anlatmak istiyorum. Bunu yapabilmek için de tanınır olmam lazım.

BAŞARI NEDİR? BAŞARI ZENGİNLİK MİDİR? BAŞARI POPÜLERLİK MİDİR? KİME GÖRE NEYE GÖRE? MESELA BEN POPÜLARİTEYE GÖRE BAŞARISIZ AMA YAPTIĞI İŞ KAPASİTESİNE GÖRE BAŞARILIYIM. İnternetteki dinlenmelere inanıyor musun? İnanmıyorum. Çoğunun sahte olduğunu düşünüyorum. Şişirme. Zaten 80 milyon nüfusu olan bir ülkeyiz. 10 sene Ajda’nın yanında çalıştın, ne öğrendin ondan? Şunu şunu öğrendim ben Ajda’dan diyebiliyor musun? Ajda Pekkan’ı seversin, sevmezsin ya da nefret edersin. Bu herkesin kişisel fikri. Ama Ajda Pekkan’ı takdir etmek zorundasın. Niye? Çünkü 50 yıldır var. Bak 50 seneden bahsediyorum. 50 yıldır popüler kültürde durabilen tek kişi, tek insan. Ondan öğrendiğim şey bu; her dönemde genç kuşağı yakalamak. Gençleri ne yakalıyor bu dönemde? örneğin pinpon oynamak, Ajda pinpon oynuyor.

Yani o dönemin çocukları gençleri neden etkileniyorsa müzikal olarak, tarz ve tavır olarak o müziğine topluyor görüyor ve harmanlıyor. Bu da onu her dönemde popüler kılıyor. Bugün 10 yaşındaki bir çocuğun Ajda Pekkan’ı bilmesinin sebebi de bu. Ondan öğrendiğim en önemli şey bu. Bu arada Ajda Pekkan’ın yanınde en uzun süre vokal yapabilen tek kişi sensin. Evet, tam 10 sene oldu ve onuncu senede yollarımızı ayırdık. Ben Ajda Pekkan’ın vokaliydim, yaşımı göstermiyorum :) Sen Ajda’nın vokaliydin tabii ki genç duracaksın. Peki ya Tarkan? Onunla nasıl gidiyor? Tarkan’la 5. sene oldu. 5. açık hava konserini yaptık. Tarkan benim bu piyasada gördüğüm en şık, en iyi adamlardan birisi. Bırak şarkıcılığını, akıllı bir adam. Müziği çok iyi bilen bir adam. Vicdan sahibi. Geçmişini hiçbir zaman unutmayan gerçek bir sanatçı.

Röportaj; İsmail Gökgez instagram: isogkgz Kasım - 2017

41


İsmail Barış Özpazarcık - Arzu Özpazarcık Etkin İnsan Gelişim Enstitüsü

AGIR HAVA KOSULLARI MI, TASIMASI AGIR DUYGULAR MI

HASTA EDER BIZI? K

ış geldi çattı. Pek çok insan yatak döşek günlerce yatıran grip ile mücadele etmeye başladı bile. Biz de şu soruyu sormak ve mercek altına almak istiyoruz: Bizi kış mı, hava değişimi mi, yoksa inandığımız düşünceler mi hasta ediyor? Ağır hava koşulları mı, taşıması ağır duygular mı hasta eder bizi? Gerçeği duymak sorumluluk almayı gerektirebilir. Çünkü, merceği bakterilerden çekip, üzerimize, hislerimize, düşünce sistemimize yöneltmemiz gerekecek. ***** Kışla birlikte şu sorular gelir gündemimize: Banyo yaparak dışarı çıktığımızda üşütüp hasta olur muyuz?

42

Üşütürsek grip olur muyuz? Kışın dondurma yersek boğazımız şişer mi? Kış gelirken aklınızda bu veya buna benzer sorular varsa; stres de kapıda bekliyor, öyle değil mi? ***** Şöyle bir bakalım şimdi; hasta olmak için (gribal enfeksiyon üst solunum, alt solunum yolları vb.) bakteri ya da virüsle bir eşleşme yaşamak gerekiyor. Havada her daim olabilme potansiyeli olan bu küçücük varlıklar ve bizim ortak bir yanımız var. Herbirimiz atomlardan oluşuyoruz. Atomlarımızın yapısında da hızla dönen elektronlar var. (Bunun ne ilgisi var şimdi :)) Şöyle bir ilgisi var; Bu elektronlarımızın hareketi bir frekans oluşturuyor. (biraz daha anlamlı Kasım- 2017

hale geldi mi :)) Bizim frekansımız bakterinin (ya da virüsün) frekansı ile eşleştiği zaman biz hasta oluyoruz. Bu açıdan bakıldığında konunun üşütmekle ilgisi pek kalmıyor :) O zaman asıl soru şu olsa sanırım cevabı daha kolay bulabiliriz; ne oluyor da frekansımız bakteriyle ( ya da virüsle ) eşleşiyor? Daha önce hiç bu açıdan bakmış mıydınız? Hiç düşündünüz mü? - Grip olmadan bir hafta öncesinden itibaren neler yaşadınız? Neler oldu hayatınızda? - Tam grip oluyorum galiba dediğiniz anı hatırlıyor olsaydınız bir kaç saat öncesinden itibaren neler hatırlıyor olurdunuz? Şimdiye kadar yaşamış olduğunuz grip rahatsızlıklarını şöyle bir getirin


www.mavisehirdergisi.com

gözünüzün önüne ya da belki şu an grip olan ve hasta yatağında bu yazıya denk gelip okuyanlar da olabilir :) Birlikte bir farkındalık geliştirmeye çalışalım mı?.. Grip rahatsızlığında pek çok belirti aynı anda çıkabiliyor. Ateş, boğaz ağrısı, enfeksiyon... ( Bu arada deyimlerimize dikkat etmiş miydiniz hiç? :) Söylemeyi çoook istediğiniz bir cümle boğazınızda düğümlenip kaldı mı? Yutmakta zorlandığınız bir şeyler mi duydunuz? Kelimeleriniz boğazınıza mı dizildi? Değişim dönüşün döneminden mi geçiyorsunuz? Sizi kızdıran, öfkelendiren bir şey mi oldu? İstemediğiniz bir duruma zorlanmış olabilir misiniz? ***** Tamam da, bu durumların frekansımızla ne ilgisi var, diye düşünüyorsanız; gelin üzerinde biraz daha düşünelim... İnsan varlığı olarak bizler yaşanan durumları algılarımıza göre yaşıyoruz. Bir olay oluyor biz bu durumla ilgili düşünce üretmeye başlıyoruz. İşte bu! titreşimlerimiz değişmeye başladı bile... Şöyle bir örnekle somut hale getirmeye çalışalım :) Varsayalım ki patronumuz bizden bir iş istedi ve biz bunu tamamen unuttuk. Patron geldi ve diyalog başladı: Patron: Söylediğim şeyi yapmamışsın. Karşı tarafta derin bir sessizlik... Patron: Çok dalgınsın sürekli unutuyorsun her söyleneni. Boşuna maaş veriyorum sana. Tek kuruşunu haketmiyorsun... demiş olsun:) Derin sessizlik... Dışsal sessizlikle olsa da, içsel konuşmalar, alt yazı geçmeye başlar zihnimizde: “Bana bunu nasıl söyler/ dünyanın işini yapıyorum/ çok ağır konuştu/ yenilir yutulur şeyler söylemedi... Keşke şu insana haddini bildirseydim...” *****

Düşünce ışık hızında gerçekleşir. Tamam düşünceler geldi geçti de biter mi burada? Hımmmmm sanmıyorum. Peşisıra duygular oluşmaya başlar. Üzüntü, kızgınlık, öfke.... Bütün bu duygular frekensımızı iyice düşürür. İfade edilmemiş her kelime enerjisi boğazımızda kendine yer bulur ifade edilmek umuduyla:) Bakteriler için uygun bir frekansa da düşmüşken, onlarda çoğalıverirler hızlıca. Kızgınlığın- öfkenin enerjisi ateş olur bedenimizde.... Ve suçluyu elbirliği ile bulduk artık. Soğuklar geldi, grip salgını başladı hava değişimi oldu ya :) (Laf aramızda yazın hiç grip olunmaz zaten:) yazın bakteri kolonilerini görmüş olsaydık bence kışın kimse hasta olmazdı :) ) ***** Çözümü var mı peki gripten korunmanın? Evet var... Kendimizle randevu, Kasım - 2017

hastalıklardan korunmanın ilk ciddi adımı olabilir. Kendimizle randevu derken neyi anlatmak istiyoruz? İç dünyamızda kendimizle başbaşa kalıp, sebepsonuç ilişkisi kurmayı... Yaşanan olaylar karşısında özeleştiri yapmayı... Yaşanan olayın şiddeti ne olursa olsun, duygularımızın farkına varıp, söylemek istediğimiz ne varsa gözlerimizi kapatıp iki dakika içimize dönüp; “Evet bunlar yaşandı, bu duyguları hissettim. Bu duyguları hissettim, ama ben bu duygularımdan ibaret değilim. Bu duyguların içinden serbestçe geçmek için kendime izin veriyorum” diyebildiğimizde, duygularımızı anlayışla karşılamış oluyoruz. Negatif duyguları bedenimizde taşımadığımızda, frekansımızın minik bakterilerle eşleşmesi için pek bir sebep görünmüyor:) Frekansınızı yüksek tutacak kadar mutlu bir kış diliyoruz. 43


SANAT

GINO SEVERINI HAYATI & ESERLERI

7

Nisan 1883 yılında Cortona’da dünyaya gelen İtalyan ressam Gino Severini, 1966 yılına kadar süren yaşamına birçok başarı sığdırarak adını tüm dünyaya duyurdu. Severini, Fütürizm ile Kübizm’i birleştiren bir üslup geliştirmiştir. Gino Severini 1901 yılında Roma’ya gitmeye karar vermiş ve orada çeşitli işlerde çalışmıştır. Bu sürede bir yandan da noktacılık (Pointilizm) tekniği uygulayan Balla’dan dersler almaya başlamıştır. Bu tekniği benimseyen Severini, kendisini daha da geliştirmek için 1906 yılında Paris’e gitmeye karar verir. Kısa sürede Georges Braque, Juan Gris, Amedeo Modigliani ve Pablo Picasso gibi dönemin ünlü sanatçıları ile tanışır. 1910’da Marinetti’nin Fütürist Resmin Bildirgesi’ni imzalayarak bu akıma katılır. Takip eden yıllarda Gelecekçiler’in sergilerinin hemen hepsine katılır. 1. Dünya Savaşı sırasında Paris’te bulunan Gino Severini savaşı konu alan eserlerini bu dönemde yapmıştır. 1918 yılında noktacılık tekniğinin süsleyici öğeleriyle Gelecekçilik ilkelerini de içeren kendine özgü bir Kübizm anlayışı geliştirdi. 1920’lerin başında üslubun daha doğalcı bir anlatıma bürünmesine karşın Kübizm’den uzaklaşmadı. Gino Severini’nin eserlerinde çıkış noktası her zaman figür olmuştur. Gelecekçilik akımına ait eserlerinde hız kavramını işlemiş, ritmik biçimler ve titrek renklerle tuvallerine hareket ve ses duygusu kazandırmıştır. Özellikle gece yaşantısını işlediği resimlerinde dinamizmi fazlasıyla hissettirmiştir.

44

Kasım- 2017

BAŞLICA ESERLERİ *The Haunting Dancer (1911) *Blue Dancer (1912) *Bal Tabarin’in Dinamik Hiyeroglifisi (1912) *Lancers *La Modiste


www.mavisehirdergisi.com

FÜTÜRİZM

Fütürizm yüzde yüz bir İtalyan akımıdır. 20. yy başında ortaya çıkan bu akım her şeyin sürekli değiştiğini sonucunda hareketin yaşamın en önemli gerçeği olduğunu savunur. Bir hareket algılanıncaya kadar yeni bir harekete geçilir. Hareket yaşamın kaynağıdır. Resim sanatına yeni, dinamik bir ruh kazandırmak istemişlerdir. Bu akımın öncüsü İtalyan şair, romancı, oyun yazarı ve yayın yönetmeni Filippo Tommaso Marinetti’dir. Marinetti’nin 1909’de Paris’te “Le Figaro” gazetesinde yayımladığı manifesto futurisita (Fütürizm Bildirisi) gelecekçiliğin manifestosu oldu. Bildiride, “Bizler müzeleri, kütüphaneleri yerle bir edip ahlakçılık, feminizm ve bütün yararcı korkaklıklarla savaşacağız” deniyordu. Bu geçmişin bütünüyle reddi demekti. Aynı bildiride, “Biz dünyadaki gerçekten sağlıklı tek şeyi, yani savaşa ve ölüme götüren güzel düşünceleri yüceltiyoruz” sözleri, siyasal alanda o dönemde gelişen faşizmden yana bir tavrın da açık göstergesiydi. Fütürizm, kendine amaç olarak objeyi değil, insanın iç yaşantısını ele alıyordu. Yani ruh durumu resme giriyordu. Fütürist sanatçılar, gelecekte, fotoğraf kamerasının kaydedebileceği enstantaneyi hareket halindeki nesne ve figürlerde hareketin yinelenmesiyle ya da güç çizgileriyle çözümlemeye çalışmışlardır. Kasım - 2017

45


16 farklı tonu ile tamamen doğal görünüm sağlayan formül. NARS

Cildinizin tonuna en uygun fondöteni seçmek için mutlaka güneş ışığına ihtiyacınız var. Güzellik marketlerinde spot ışıklarının altında denediğiniz fondötenler eve geldiğinizde hüsranla sonuçlanabilir. Bir diğer önemli detay ise fondöteninizi elinizde veya bileğinizde değil mutlaka boynunuzda denemeniz gerektiği.

Estee Lauder’in bir efsane haline gelen Double Wear Foundation ailesinin en yeni üyesi. Özel uygulamalı aplikatörü sayesinde nude makyajınızı zahmetsizce ve profesyonelce yapabilirsiniz. 175 TL

FONDÖTEN SECIMINDE Cilt ışıltısını açığa çıkaran kusursuzlaştırıcı mat fondöten. 220 TL Lancôme

Lancôme, anında kusursuz bir cilt tonunu açığa çıkarmak, düzenli kullanım ile kusurları gözle görünür oranda azaltmak için yenilikçi makyaj ikilisini yarattı: siyah noktalar silikleşir, gözenek boyutu küçülmüş görünür ve kırışıklıklar daha pürüzsüz bir görünüm kazanır. 290 TL

Hafif-orta kapatıcılık sağlar. 29 TL

Son yıllarda fondötenin amacı cilt kusurlarını kapatmaktan çok cildi daha güzel ve aydınlık göstermesi yönünde oldu. Bu yüzden çok ağır yapılı fondötenler yerine yumuşak yapılı olanları tercih edebilirsiniz.


Akışkan yapısı ile kusursuz bir görünüm için altın yansımalarla cildi belirgin bir şekilde vurgular. DOLCE&GABBANA

BOBBI BROWN farklı renk seçenekleri sunuyor.

Fondöten fırçası Dolce&Gabbana

BOBBI BROWN 190 TL

Anti Blemish Foundation, yağsız ve yumuşak yapısı ile cildinin üzerinde ağırlık hissi yaratmadan sivilce izlerini kapatmana yardımcı olur. Flormar - 20 TL NYC Yumuşak köpük formülü ile cildinize gereken hassasiyeti gösterir.

MAC - 155 TL

DIORSKIN FOREVER UNDERCOVER Koyu halkalar, kızarıklık veya yüzey damarları gibi kusurları yok eder. Suya dayanıklıdır.


Moda Minik detaylara da önem veren herkes, ortaya çıkan sonuçtan oldukça memnun kalır. Evin kimliğini oluşturan ana mobilyalara ek olarak ince zevkinizi gösteren her bir ayrıntı evin kimliğini oluşturmada büyük rol oynar. Bu yüzden evler de mevsime göre dekor değiştirdiğinde, gören herkesi kendine hayran bırakır.

5 3 6 2 4

7

1

9 8 1- Mutfak önlüğü Laura Ashley 2- Seramik tabak Crate and Barrel 330 TL 3- Peynir tabağı Vakko 825 TL 4- Laura Ashley 5- Kesme tahtası H&M 79,99 TL 6- Servis tabağı Zarahome 89,95 TL 7- Küçük tabak H&M 8,99 TL 8- Seramik merdaneler Yargıcı 48,95 TL 9- Magnetler Madame Coco 5,59 TL


Oneri

GÜZEL MUTFAKTA lezzetlı yemek pıser

M

utfaklar evin en sevimli, en sıcak ve huzurlu alanlarından biridir aslında. Çünkü orada güzel yemekler pişer, çocuklarınızla, eşinizle keyifli sohbetler eşliğinde yemek yersiniz. Mutfakları da aynı oturma odası döşer gibi özenle döşemek gerektiğini zaten artık hemen herkes biliyor ve uyguluyor. Bunu yaparken mutfaklarınızı daha da kullanışlı ve güzel bir hale getirmek için birkaç ayrıntıya dikkat etmeniz gerekiyor. Tarzınıza karar verin. Nostaljik bir mutfak istiyorsanız yer karolarınızdan, masanıza, dolaplardan, minik objelere, hatta beyaz eşyalarınıza kadar eski romantik ruhu yansıtan parçalar seçmelisiniz. Örneğin mutfak duvarlarınızı açık pastel renklerle boyayarak işe başlayabilirsiniz. Eğer hayaliniz modern bir mutfaksa metal ve metalik renk tonlarını kullanabilirsiniz. Saklama alanları oluşturun. Mutfak dolapları çoğu zaman yeterli olmuyor. Bu yüzden bütün raflarına birden fazla hasır sepetler koyabileceğiniz, kolaylıkla yer değiştiren dolaplar çok işinize yarayacaktır.

Mutfaktaki her şeyi şık tasarımlarla bir arada sergileyin.

English Home 19,99 TL Madamecoco 59,99 TL

Mutfak duvarlarınızı yağlı boya tablolarla değerlendirin.

Laura Ashley

SIFIRDAN MUTFAK YAPTIRIYORSANIZ Mutfağınızın tadilatına başlamadan önce seçilen malzemelerin kalitesi gibi dikkat edilecek birçok önemli nokta var. Seramik ve dolaplarınızın renklerine aynı anda karar verin. Çünkü farklı zamanlarda seçimler yapıldığında renkler ve tarz birbiri ile uyumsuz olabiliyor. Dolaplarınızı tavana kadar yaptırmayın. Daha çok saklama alanına sahip olsanız da kullanış açısından sizi zorlayabilir. Tezgahınızı doğal ürünlerden seçmeye özen gösterin. Mutfağınızın her ayrıntısını önceden çizdirin.


EVDE

CHEESECAKE Mutfağınızı mis gibi kokutmak ve çok şık bir servis hazırlayarak kendinizi ve sevdiklerinizi şımartmak isterseniz, yapımı zor görünen ama pratik bir tarifi olan cheesecake huzurlarınızda...

MALZEMELER Tabanı; 150 gram Tereyağ 2 paket bisküvi Labneli Harç: 3 yumurta 600 gram Labne peynir 1 tatlı kaşığı dolusu nişasta 2 paket vanilya 2 çay bardağı şeker yarım çay bardağı limon suyu bir limon kabuğu rendesi 4/5 yemek kaşığı süt Arzu ettiğiniz meyve 50

HAZIRLANIŞI Kek kalıbınızın tabanına robottan geçirdiğiniz bisküvileri eritilmiş tereyağ ile karıştırıp yerleştirin. Labneli harcı hazırlayıncaya kadar buzlukta bekletin. Labneli harç için, tüm malzemeleri aynı anda kasenize alıp iyice pürüzsüz olacak şekilde çırpıp kalıbınıza dökün. Arzu ettiğiniz meyveyi drape edip önceden ısınmış 170 derece fırında bir saat pişirip soğumaya bırakın. Hafif soğuduktan sonra buzdolabında en az birkaç saat dinlendirin ve servis edin. Afiyet olsun. Kasım- 2017

PÜF NOKTASI Cheesecake`in kıvamı için krem peynir seçerken su oranının düşük olmasına özen gösterin. Yumurtaları eklerken tek tek ekleyin. Mikseri de düşük hızla çalıştırın. Çünkü yüksek hızla çalıştırdığınızda içine hava girmiş olacak ve kıvamı bozacaktır. Kek kalıbınıza pişirme kağıdını gergin ne kusursuz bir şekilde yaymaya özen gösterin.


Sunum

Fotoğraf: kaboompics.com

Son zamanlarda sıkça karşımıza çıkan siyah tabakları tatlı servisinizde tercih edebilirsiniz. Tabağınızın kenarlarına ve tatlınızın üzerine meyve tanelerini bolca serpiştirmeyi unutmayın.


TEKNOLOJİ

Emrah Önder

Anket özelliği geri geldi

S

eçim yaparken ya da karar verirken kimi zaman zorlanır, kararsız kalır, dostlarımızın fikrini merak ederiz. Bu bir ihtiyaç ve bu ihtiyaca da sosyal mecraların kararsız kalması şüphesiz ki düşünülemez. Bu ihtiyaç için gelen ilk adım geçtiğimiz günlerde Instagram’ın stories özelliği altında başlattığı anket uygulaması olmuştu. Bu özelliğin popülerliğini göz önünde bulunduran ve Ekim ayında satın aldığı popüler bir anket uygulaması olan tbh’nin tecrübesini arkasına alan Facebook, kendi platformundaki soru-cevap bölümünü güncellemekte gecikmedi.

Yeni Pardus, yeniden Pardus

2

003 yılında yerli ve milli işletim sistemi parolasıyla TÜBİTAK tarafından çıkılan yoldan yeni haberler ve sevindirici gelişmeler gelmeye devam ediyor. 2005 yılında ilk kararlı sürümü olan Pardus 1.0’dan 2013’deki yeniden yapılanma sonrası dağıtıma kadar herhangi bir başka Linux dağıtımı temel alınmadan kendine özgü projelerle geliştirilmişti. Bu dönemde PİSİ paket yönetim sistemi, ÇOMAR yapılandırma yöneticisi, YALI kurulum aracı, Müdür açılış sistemi, Kaptan ilk ayar sihirbazı gibi çok eğlenceli isimlendirmeye sahip ve özgün yapıların üzerine inşaa edilen sistem, 2013’ten sonra Debian tabanına geçti. Bu arada bilmeyenler için bir dip not düşelim: Pardus

52

Eylül ayından bu yana yaptığı testleri sonlandıran şirket yeni anket özelliğini yeniden devreye aldı. Bu sayede Facebook’ta gönderilerde yeniden anket oluşturulabilecek. Üstelik eskisinden en belirgin fark GIF ve fotoğraf kullanılabilmesi. Bu özellik webde olduğu gibi Android ve iOS uygulamalarında da aynı şekilde kullanılabilecek. Hem kişi profilleri hem de Facebook sayfaları istediği şekilde anket oluşturulabilecek. Facebook‘un satın aldığı tbh, gençler arasında popüler bir anonim uygulamaydı. Geçtiğimiz Ağustos ayında App Store’da yayınlanan tbh, 9 hafta içinde 4 milyon aktif

kullanıcıya ulaşarak dikkatleri üzerine çekmişti. Facebook da tbh’nin daha fazla büyümesine izin vermeden onu satın aldı ve çalışanlarını şirket bünyesine kattı. Son dönemlerde popülerliğini iyice arttıran ve sosyal mecraların vazgeçilmezi haline gelen GIF ve emojilerin Facebook’un yeni anket özelliğinde de destekleniyor olması, bu trendin devam edeceğini gösteriyor ve diğer sosyal mecralarda ya da yeni özelliklerde de karşımıza sıkça çıkacağını gösteriyor. Eğer karar vermekte zorlandığınız bir konu varsa hemen Facebook’a gidip bu yeni özelliği istediğiniz görseller ile deneyebilirsiniz.

adı, Anadolu Parsı’nın bilimsel adı olan Panthera Pardus Tulliana’dan gelmektedir. Geçtiğimiz temmuz ayında Pardus 17 sürümüyle dağıtılmaya başlanmıştı, geçtiğimiz günlerde görücüye çıkan 17.1 sürümüyle de güvenlik konularında iyileştirmeler ve görsel

gelişmeler ön plana çıkıyor. Proje, ilk başladığı zamanki tüm kamu kurum ve kuruluşlarında kullanma fikri ve hevesi şu an o kadar büyük olmasa da kamunun Linux’a olan sıcaklığının ve yakınlığının sağlanması açısında hala bir şans olarak yaşamına devam ediyor.

Kasım- 2017


TEKNOLOJİ

www.mavisehirdergisi.com

Yapay zeka da artık vatandaş

D

ünyayı ele geçirirler mi insanlığını sonu getirirler mi diye kafa yorup tartıştığımız hatta bunun üzerine onlarca senaryonun yazıldığı, çizildiği, filminin yapıldığı yapay zeka ve robotlar konusundaki gelişmeler hız kesmeden sürüyor. Teknolojik gelişmeler bir yana robotların sosyal hayattaki ve kanunlar önündeki statüleri tartışıladursun şaşırtıcı bir şekilde robotlara vatandaşlık veren ilk ülke Suudi Arabistan oldu. Hanson Robotics tarafından bir Hollywood yıldızı ve sinema ikonu olan Audrey Hepburn’e benzetilerek tasarlanan robot Sophia, artık Suudi Arabistan vatandaşı oldu. Petrole olan güvenin azalmasından sonra, ülkesinin gelir kaynaklarını teknolojik alanlara kaydırmayı amaçlayarak sayısız proje başlatan

Suudi Arabistan, özellikle yapay zeka konusunda ciddi atılımlar yapmayı planlıyor. Geçtiğimiz hafta Riyad’da gerçekleştirilen iş zirvesinde basına bir vatandaş olarak tanıtılan Sophia, Suudi Arabistan vatandaşlarıyla aynı özlük haklarına sahip. Toplantıda açıklamayı yapan moderatör A. Ross Sorkin Sophia’ya hitaben “Şu an sana söylemek istediğimiz bir şey var Sophia, Suudi vatandaşlığıyla ödüllendirilen ilk robot oldun” şeklinde konuştu. Karara teşekkür ederek karşılık veren Sophia da “Suudi Arabistan’a teşekkür ederim. Bu eşsiz konumdan dolayı kendimi onurlu ve gururlu hissediyorum. Dünyada vatandaş olarak tanınan ilk robot olmak, tarihi nitelikte” dedi. İki arasındaki diyalog bir süre daha devam ederken, sosyal medya

da kadın görünümlü bir robotun, zaten kadın haklarına ilişkin en sınırlı ülkelerden birisi olan Suudi Arabistan’da vatandaşlık alması tartışma yarattı. Bu haberin sıcaklığını korurken bir vatandaşlık haberi de Japonya’dan geldi. Microsoft’un da geliştiricileri arasında bulunduğu yapay zeka konuşma botu Shibuya Mirai, Japonya’nın yüksek gelirlilerin oturduğu bölge olan Shibuya’dan vatandaşlık aldı. Asya bölgesinde oldukça yaygın bir mesajlaşma uygulaması olan (bir dönem bizde de reklamları çıkan) LINE adlı uygulama içerisinden mesajlaşabileceğini bu yapay zeka botu, 7 yaşında bir erkek çocuğu olarak bilinçlendirilmiş durumda. Bu “yapay zeka çocuk” ise geçtiğimiz gün Shibuya bölgesinin belediye başkanı ve Microsoft’un yapay zekayı yazan ekibiyle beraber yapılan bir basın toplantısıyla birlikte vatandaş ilan edildi. Yapay zekalar bir yandan bir çok alanda kolaylık sağlamasıyla birlikte bu gelişmelerden sonra Musk’ın ve Hawking’in uyarılarını da hatırlamakta fayda olacağını düşünüyorum. Şimdilik bu çok sevimli hareketlerin ileride nelere yol açacağını şimdiden tartışmak gerekiyor, özellikle vatandaşlık hak ve tanımının çok değişeceği görünüyor. Tabii insan ister istemez düşünüyor, yapay zekaya sahip bir robot Türk vatandaşı olursa ne olur :):)

Telefonları Google’da karşılaştırın

A

rama motoru devi Google’ın İngilizce versiyonunda kullanıma sunulacak yeni özelliği ile arama bölümüne “(telefon modeli) vs (telefon modeli)” şeklinde yazıp arattığınız zaman karşınıza çıkacak olan bu sonuç ekranı ile, zaten bir takım satış sitelerinden de aşina olduğumuz üzere fiyat ve özellikleri derinlemesine karşılaştırmak mümkün olacak. Tabii daha geniş bir altyapıya sahip olan Google, alternatiflerine göre fiyat karşılaştırmasını da daha uygun yapabilme özelliğini sağlayacak. Özelliğin yakın zamanda Türkçe desteğinin de gelmesi öngörülüyor.

Kasım - 2017

53


Özgür Muharrem ŞİŞİK Sigorta Danışmanı ozgur@kavramsigorta.com.tr

MUAFİYETLER ve SÜRPRİMLER

O

rtada bir risk yoksa, sigortadan bahsedemeyiz. Çünkü tehlike görmediğimiz bir konu için sigorta yaptırıp, boşu boşuna para ödemek istemeyiz. Diğer taraftan, ortaya çıkması kesin olan bir risk için de sigortadan bahsedemeyiz. Çünkü bu durumda da sigorta şirketi göz göre göre o tazminat yükünün altına girmek istemeyecektir. Sigorta bir olasılık yönetimi sistemidir. Yani riskin gerçekleşme ihtimalinin %0 ile %100 arasında bir yerde olması durumunda devreye girer. Sigorta şirketlerinin risk analiz birimleri, hangi risklere karşı teminat sağlanabileceğini, hangilerine karşı sağlanamayacağını ortaya koymak için çalışırlar. Ya da teminat verilse bile özel bir şarta bağlı olup olmayacağını belirlerler. Örneğin muafiyet uygulamasına gidilebilir, belli önlemlerin alınması önşartı koyulabilir, standart primlerden daha yüksek fiyatlandırma (sürprim uygulamak) yapılabilir. Birkaç tane örnek vermek gerekirse; Sigorta şirketleri genelde 10 yaştan daha büyük araçlar için kasko poliçesi düzenlememektedir. Çünkü bu araçların gerek fiziksel sorunları, gerekse de daha özensiz kullanılabilme ihtimalleri nedeniyle kaza riski yüksek olacaktır. 54

İşyeri sigortaları için hırsızlık teminatının verilebilmesi için bazı önlemlerin (alarm, kepenk, kırılmaz cam, gece bekçisi, vb) alınmış olmasını şart koşarlar. Çünkü herhangi bir önlem alınmaz ise hırsızlık eylemine maruz kalınma ihtimali yüksek olacaktır. Bu durumda da sigorta şirketi ya tazminat ödemeyeceğini, ya da belli oranda bir muafiyet uygulayacağını poliçenin metinlerine not düşecektir. Sağlık sigortası satın almak için bir başvuru formu ile mevcut hastalıkların beyanı yapılır. Sigorta şirketi de medikal kadrosu ile bu beyanı inceler. Gerekirse ek tetkikler, beyanlar, raporlar talep eder ve en doğru yorumu yapmaya çalışır. Bu çalışmanın sonucunda da teminat vermeyi kabul veya red edebilir. Ya da ancak belli muafiyetler ve/veya sürprimler ekleyerek teklif sunabilir. Yazımın başında bahsettiğim gibi, ortaya çıkma ihtimali %100’e yaklaştıkça, sigorta şirketi o riski üzerine almak istemeyecektir. Sağlık sigortası ile ilgili verdiğim örneği bir de sigortalılar açısından incelemek lazım. Özel sağlık sigortası sistemine girmek için yaşlarının ilerlemesini bekleyen kişiler olabiliyor. Hatta bir sağlık sorunu olmadığı için sağlık sigortası almasını gerekmediğini düşünenler de var. Halbuki hastalık ortaya çıktıktan sonra sağlık sigortası satın almak genelde mümkün olmuyor. Sigorta sisteminin bir olasılık yönetim sistemi olması nedeniyle, hastalık ortaya çıktıktan sonra, sigorta şirketleri ona bir güvence sunmayacaktır. Konut sigortaları için en güzel örnek olarak izolasyon hasarlarını verebilirim. Binanın izolasyon yapısında bozulmalar, hatalar olması durumunda binanın zarar görme ihtimali neredeyse kesindir. Bu durumda izolasyon eksikliği yüzünden meydana gelecek hasarları sigorta şirketi ödemek istemeyecektir. Çünkü sigortalı, sanki sigortası yokmuşcasına, hasarların ortaya çıkmaması için gerekli önlemler almakla yükümlüdür. Eğer izolasyon eksikliği zarara Kasım- 2017

sebebiyet veriyorsa, demek ki gerekli bakım, önlem gözetilmemiş sonucu çıkacaktır. - İzolasyon hasarları ile ilgili küçük bir not: Sigorta şirketleri, sigortalının izolasyon eksikliğini farketmemiş olması ihtimalini de göz önünde bulundurarak, küçük bir limitle de olsa, oluşacak zarara karşı güvence verebilmektedirler. Ev ve işyerlerinde bulunan elektronik cihazların kullanıcı hataları ya da elektrik voltajının yükselip alçalması sonucunda zarara uğrama ihtimali, diğer rizikolara (yangın, deprem, su hırsızlık, vb) nazaran daha yüksektir. Bu noktadan hareketle, elektronik cihazlara voltaj değişimlerinden kaynaklanacak zararlara karşı güvence farklı bir teminat kapsamında sunulmaktadır. Bu teminat da çeşitli önşartlar (bir güç kaynağına bağlı olmak) ve belli kesintiler (hasar rakamının %20 si kadar muafiyet uygulanması gibi) poliçeye not düşülerek verilmektedir. Daha da çoğaltılabilecek bu gibi örnek rizikolar hakkında bilgi sahibi olmadan sigorta satın alınması durumunda hasar süreçlerinde kötü sürprizlerle karşılaşabiliriz. Sunulan sigorta tekliflerini iyice okumak, aklımıza yatmayan noktaları sigortacımıza sormamız, kötü sürprizlerin önüne geçebilmek için en işlevsel çözümdür. Her zaman söylediğim gibi; iyi bir hasar yönetimi, doğru bir poliçe düzenlenmesiyle başlar.


Model: F5SR Kabuk: Sert integral plastik Hız: 22 km/s Güç: 4.5 kw / 745 N Menzil: 70 dk. Ağırlık: 35 kg Hız ayarı: 7 kademe Enerji: 2.0kWh; 48 V; 42 Ah Dalış derinliği: 2,5m - 40m Ölçüler: 1152mm X 507mm X 372mm

SEABOB F5 SR Dizginlenemeyen yoğun güç

SEABOB F5 S en yüksek performanslı su aracıdır. Yalnızca 35kg ağırlığındaki bu araç, su üstünde mükemmel kullanım özelliklerine sahiptir. Sürüş performansı benzersizdir. SEABOB F5 S, sahip olduğu 680 newton itme kuvveti ile göz kamaştırır. E-Jet Power System, 6 vites seviyesinde kontrol imkanı sunar. SEAFOB F5 S, bu vitesler sayesinde düşük viteste sakin bir sürüş yaparak su üzerinde kaymanıza ya da yüksek hızda daha agresif bir sürüş yaparak 6. vitese kadar çıkmanıza izin verir. Son derece sportif bir karaktere sahip bu su aracı, olağan dışı dinamikliği ile ön plana çıkar. Sportif görünümü, krom ağırlıklı tasarım unsurları ile vurgulanır. SEABOB F5 S denizdeyken kendini evinde hisseder. Yüksek manevra kabiliyeti, büyük havuzlarda da kullanılmasına olanak sağlar.

0(232) 330 0500 - 0(555) 503 92 58 - 0(549) 501 88 32


DERGİ İNDEKSİ

Derginizin bu sayısında yer alan haber ve reklamların telefon ve adres bilgilerine kolaylıkla ulaşabilmeniz içindir.

Baba Fingo - Hamburger ve Pizza 0(232) 330 7262 6497 Sk. 8/A Atakent - Mavişehir (Karşıyaka Göz Hast. sokağı)

Boutique Brawo Egepark AVM Mavişehir Kat:1 No:140 Tel: 0(232) 324 29 36 www.boutiquebrawo.com

B&MUPPET Cemal Gürsel Caddesi No:472/1 Bostanlı İzmir Rezervasyon: 0537 253 46 97 0532 242 43 75

Lugo Kids www.lugokids.com

Tarihi Bafra Pidecisi Yalı Mahallesi 6497 Sokak No:23 Mavişehir Tel: 0(232) 336 72 64

MakroYapı - İç Mimari Tasarım 0 (232) 329 80 29 - 329 90 29 İstasyonaltı, Semra Aksu Cd No:6 35630 Çiğli / İzmir

Burger Republic Adres: Caher Dudayev Blv. No: 120/A Atakent - Karşıyaka Tel: 0232 290 20 20

Mini Haus Anaokulu 6782 Sok. No:27 Aydınlıkevler Mah. Çiğli 0232 370 07 01 Mini Haus Baby 0232 336 87 77

Uluoğlu Caher Dudayev Blv. No:93/A Atakent Tel: 0232 336 35 27

MaviBahçe - AVM www.mavibahce.com.tr

EVLERE SERVİS RESTORAN VE CAFELER

ŞEHİR REHBERİ LÜZUMLU TELEFONLAR Alo Trafik Ambulans Bilinmeyen Numaralar Elektrik Arıza İtfaiye İzsu Arıza Polis İmdat Sahil güvenlik Telefon Arıza Uyandırma

15 4 112 118 18 6 1 10 185 155 15 8 121 135

HASTANELER VE POLİKLİNİKLER Başkent Üni. Zübeyde Hanım Hast. İkinci Yaşam Diyaliz Merkezi Karşıyaka Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi Karşıyaka Devlet Hastanesi İzmir Üniversitesi Hastanesi Özel Egem Fizik Tedavi Dal Merkezi Özel Kardiya Kardiyoloji Dal Merkezi Özel Karşıyaka Göz Hastanesi Özel Zübeyde Hanım Tıp Merkezi Atakalp Kalp Hastanesi Ege Üniversitesi Hastanesi 9 Eylül Üniversitesi Hastanesi Central Hospital El ve Mikrocerrahi Hastanesi (EMOT) Kent Hastanesi Özel Altınordu Hastanesi Özel Çınarlı Kadın Doğum Hastanesi Egeria Çocuk Sağlığı Park Tıp Merkezi Kızılay

VETERİNER KLİNİKLERİ Pet-Vet Mavişehir Veteriner Kliniği Atakent Veteriner Kliniği Bostanlı Veteriner Polikliniği

YARDIM

Kardelen Çilingir Karşıyaka Güvenlik DGS Alarm ve Güvenlik Sistemleri Çilingir Bay Adem

DİŞ POLİKLİNİKLERİ Asude Polat

241 10 00 382 06 07 444 35 43 366 88 88 399 50 50 367 70 70 336 35 35 362 54 54 366 22 77 483 14 14 444 13 43 412 22 22 341 67 67 441 01 21 444 53 68 464 24 00 462 27 27 433 00 84 367 22 22 421 47 90

368 96 66 337 02 08 336 44 89 330 55 16

441 92 16 381 28 22 376 14 96 337 21 36 0539 235 25 87

Red Dragon - Uzak Doğu mutfağı Mc Donald’s Nane Lezzet Atölyesi Tarihi Bafra Pidecisi Doritali Pizzeria Elti’s Cafe Edem Çıtır Waffle

483 00 79 444 62 62 833 33 40 336 72 64 502 12 32 330 20 88 330 10 13

MARKET ve ŞARKÜTERİ Ömerağa Tire Market Şarküteri

368 11 24 290 06 22

SOSYAL KULÜPLER VE DERNEKLER Karşıyaka Briç Derneği 368 73 08 Dance Castle Gençlik ve Spor Derneği 369 02 65 Karşıyaka Spor Kulübü 368 69 95 Bostanlıspor Gençlik SK Derneği 0544 735 19 12 483 22 42 İzmir Dağcılık Kulübü Ege Açık Deniz Yat Kulubü 745 81 00 İzmir Fotoğraf Sanatları Derneği 464 32 12 BESİAD 330 90 01 Mavişehir TSM Platformu Derneği 0532 788 93 33 Mavişehir Tenis Atölyesi 0505 580 00 25

ÜNİVERSİTELER

Ege Üniversitesi Dokuz Eylül Üniversitesi İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Özel İzmir Ekonomi Üniversitesi Özel Gediz Üniversitesi Özel İzmir Üniversitesi Özel Yaşar Üniversitesi Özel Şifa Üniversitesi

TİYATROLAR

Karşıyaka Oda Tiyatrosu İzmir Sanat Kulesi Sanat Merkezi Mavi Tiyatro Konak Sahnesi Bornova Sahnesi Ege Sanat Merkezi Hamle Tiyatrosu Tansaş Çocuk Tiyatrosu Pınar Çocuk Tiyatrosu Bostanlı Açık Hava Tiyatrosu

311 10 10 412 12 12 750 60 00 329 35 35 279 2525 355 00 00 246 49 49 411 50 00 308 00 00

369 64 87 368 22 39 445 00 71 483 50 35 343 04 33 381 64 06 484 44 70 484 48 28 463 15 15 362 61 61

RESTORAN VE CAFELER Red Dragon Servet’in Yeri Mc Donald’s Borga Çiğ Börek Filos Atölye Tat Karşıyaka Ocakbaşı Grano Pizzaria Doritali Pizzeria

483 00 79 362 51 51 444 62 62 330 24 12 362 48 84 336 30 60 330 14 44 330 72 62 502 12 32

TAKSİ DURAKLARI Atakent Bostanlı Birlik Bostanlı Köprü Mavişehir Etap Karşıyaka Merkez Umut Taksi Mavişehir Taksi

OTOBÜS ŞİRKETLERİ Ulusoy Turizm Kamil Koç Turizm Pamukkale Turizm Varan Turizm Metro Turizm

KÜLTÜR MERKEZLERİ

Karşıyaka Belediyesi Kültür Merkezi İzmir Sanat Kulesi Sanat Merkezi Bülent Ecevit Kültür Merkezi Atatürk Kültür Merkezi Sabancı Kültür Merkezi Alman Kültür Merkezi İZFAŞ Sanat Galerisi İtalyan Kültür Merkezi Fransız Kültür Merkezi Ziya Gökalp Kültür Merkezi

350 10 77 362 28 28 362 80 00 324 01 00 381 37 15 330 17 92 324 08 82

362 41 53 330 22 30 330 52 01 362 19 92 362 00 52

369 27 90 368 22 39 361 06 23 483 85 20 446 06 64 489 56 87 482 12 70 421 52 42 466 00 13 366 44 59

MAVİŞEHİR SİTE YÖNETİMLERİ 1. Etap Yönetim 2. Etap Yönetim Albatros Yönetim Soyak A Bölgesi Soyak B Bölgesi

Listede yer almak istiyorsanız lütfen 0(549) 323 30 31 numaralı telefonu arayınız veya

56 bilgi@mavisehirdergisi.com adresine iletişim bilgilerinizin bulunduğu e-posta gönderiniz.

324 10 12 324 10 14 324 25 26 324 60 93 324 55 70


Hayallerinize hizmet ediyoruz. JETS ESTATE İLE Satılık ve Kiralık Gayrimenkulleriniz onu hayal edenlere ulaşsın. 0(232) 330 0 500 0(549) 501 88 32

www.jets.estate • 0(232) 330 0 500


MAKROYAPI’dan Foça’da muhtesem proje... Foça taşından yapılmış Dublex ve Triplex lüks villalar, doğa ile başbaşa olmak isteyenleri davet ediyor.

Tasarım Ofisi: Tel : 0232 3298029 - 0232 329 9029 www.makroyapitasarim.com

Merkez: Tel: 0232 329 7900 (pbx 4 hat) Faks: 0232 833 3323 www.makroyapi.com.tr

www.focaterrace.com


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.