FESTİVALDEYİZ DERGİSİ 24

Page 1

FESTİVALDEYİZ SAYI : 24 ISSN : 1309 - 1174

Cengiz YURTSEVEN

KÜLTÜR - SANAT DERGİSİ

DR.FULYA SAĞLIK ‘DAN MİLLİ GÜNLER GELENEKSEL KARGI PANAYIRI YAN SANAYİLER FUARI 9. Batman Hasankeyf Kültür ve Sanat Festivali Kızılay Haftası 28 Ekim-4 Kasım BALIKESİR TANITIM GÜNLERİ 16 EKİM DÜNYA GIDA GÜNÜ BİRLEŞMİŞ MİLLETLER GÜN (24 Ekim)


FESTİVALDEYİZ DERGİSİ

2


İÇİNDEKİLER

W

SAYFA :

5- 9

SAYFA :

18 - 21

5

Cengiz YURTSEVEN

18

İki Büyük Etkinlik Ekim’de Uşak’ta Gerçekleştirilecek

7

GELENEKSEL KARGI PANAYIRI

20

YAN SANAYİLER FUARI

21

DÖKÜM SEKTÖRÜNÜN ANADOLU BULUŞMASI BAŞLIYOR…

8-9

29 EKİM Cumhuriyet Bayramı

SAYFA :

10 - 13

SAYFA :

22 - 25

10

DÜNYADAN FESTİVALLER

22

Boyabat Panayırı 23 Ekim’de başlıyor

11

DR.FULYA SAĞLIK ‘DAN MİLLİ GÜNLER

24

9. Batman Hasankeyf Kültür ve Sanat Festivali

25

Kızılay Haftası 28 Ekim-4 Kasım

12-13 Dünya Yoksullukla Mücadele Günü 17 EKİM

SAYFA :

17

SAYFA :

26 - 31

26 -27

16 EKİM DÜNYA GIDA GÜNÜ

FESTİVALDEYİZ DERGİSİ BAYRAM MESAJI

28 - 29

BİRLEŞMİŞ MİLLETLER GÜNÜ (24 Ekim)

Slow Fish İstanbul 17 Ekim’de

30

Festivaldeyiz Dergisi Cumhuriyet Bayramı mesajı

31

EKİM AYINDA YAPILAR ETKİNLİKLER

BALIKESİR TANITIM GÜNLERİ

3

FESTİVALDEYİZ DERGİSİ

14-15 16

14 - 17


FESTİVALDEYİZ

KÜLTÜR - SANAT DERGİSİ

İMTİYAZ SAHİBİ ve YAZIİŞLER MÜDÜRÜ Taner YILMAZ GENEL YAYIN YÖNETMENİ Özbey BOZKURT EDİTÖR Göhkan ÇELİK HALKLA İLİŞKİLER Oktay BURAK Abdullah KOÇ REKLAM SORUNLUSU Uğur YAMAN GRAFİK TASARIM CEBA GRUP DANIŞMANLIK MUHABİR Tarkan GÜROL Adnan PARLAK İSTANBUL TEMSİLCİSİ AYSEL GÜRBÜZ KATKIDA BULUNANLAR DR.Fulya SAĞLIK YAYININ ŞEKLİ YEREL SÜRELİ YAYIN YAYININ ŞEKLİ 15 GÜNDE TÜRKÇE

FESTİVALDEYİZ DERGİSİNDEN MERHABA ; EKİM AYININ ORTASINA GELDİĞİNİZ ŞU GÜNLERDE ,YAZDAN KALMA GÜNLER YAŞIYORUZ.BU İKİ HAFTA İÇİNDE ÇOK ÖMENLİ FESTİVALLER VE ETKİNLER BİZİ BEKLİYOR.İLK OLARAK HERKESİN KURBAM BAYRAMI KUTLARIM.DEVAM ETMEK GEREKİRSE İLK ÖNCE ÜLKELER MİLLİ GÜNLERİNİ KUTLADILAR. BELEDİYELERDE ÇOK RENKLİ ETKİNLER VAR BUNLARDAN BAZILARI ; GELENEKSEL KARGI PANARI ,BALIKESİR TANITIM GÜNLERİ,KONYADA İKİ TANE FUAR VAR.16 EKİM DÜNYA GIDA GÜNÜ , BİRLEŞMİŞ MİLLETLER GÜNÜ 24 EKİM ,KIZILAY HAFTASI 28 EKİM - 4 KASIM GİBİ ETKİNLER VE FESTİVALLER VAR.ŞİMDİDEN HERKESE İYİ GÜNLER DİLERİM.BU AYDA EN ÖMENLİ ETKİNLİK İSE BÜTÜN YURTDA KUTLANMASI BEKLEMEN 29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMI’DIR.HERKESİN CUMHURİYET BAYRAMINI EN İÇTEN DİLEKLERLE KUTLARIM.SAYGILAR GÖRÜŞMEK ÜZERE.....

YAYIN İDARE MERKEZİ Aşağıöveçler mah.1330 sokak no : 16/5 çankaya -ankara

e-mail : festivaldeyizdergisi@gmail.com blokspot : festivaldeyizdergisi.bogspot.com www.facebook.com/festivaldeyiz

EDİTÖR Göhkan ÇELİK

BASKI YERİ BERK MATBAACILIK K.Karabekir Cad. No : 31 / 25-26 İskitler / ANKARA BASKI TARİHİ 16-10-2013 ISSN 1309-1174

Yayınlarımızın tüm hakları saklıdır.Kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz.Yazıların sorumluluğu yazarlarına , ilanların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir.Yayınlamak üzere gönderilen yazılar iadeedilmez.Dergimizin yayın dayanışma kurulu üyeleri fahri olarak görev yapmaktadır.


HALK MÜZİĞİ mutluluğu içerisinde yeni arayışlarla yoluna devam etmektedir.Cengiz YURTSEVEN dünyada başka 15 10 1974 Tarihinde ERZİNCAN’IN KEMALİbir ikincisi olmayan KLARNET ve HALK MÜZİĞİ YE İLÇESİN’DE DOĞDU.Müzik hayatı 7 yaşında solistliğini birlikte sürdüren,yani nefesli estürman fülüt çalarak başladı ve 14 yaşında yörede Klarnet icra edip ve aynı zamanda halk Müziğide okuyan baş saz olarak kullanıldığından Klarnet çalmaya dalın’da tek adam olarak’ta başladı ve yöre müziğinin ayrı bir yere sahiptir.6 yıl bir haricinde halk müziğinide radyoda ve çeşitli aralıklarla ANADOLUDA yaşamanın TV proğramlarıda yaparak verdiği avantaşla Klarnetle izleyici ve dinleyici kitlesine icra etmeye başladı.günbu tarzını sevdirmiştir.çok ler böyle geçerken askerlik çeşitli Halk müziği albümlerdönüşü.artık bu çalışmaları ine Klarnetiyle eşlik etmiş ve İstanbulda devam etmesi klarnetin halk müziğindede gerekiyordu ve İstanbula olmazsa olmazların arasına 1996 yılına yerleşti.devamgirmesini sağlamıştır.ayrıca lı araştırma ve bu müziği çok dayanıklı canlı sahne otantiğini bozmadan farklı performansına sahip ve çok tarzlarda icra etmek en geniş repertuar’ı bulunmakbüyük hayalleriydi ve oltadır.Cengiz YURTSEVEN mayan bir tarzı yapmak,zor evli ve iki çocuk babasıdır olanı başarmak en çok Cengiz YURTSEVEN’İN sevdiği işlerin başında müzik hayatı süresincede geliyordu.çok geçmeden ikisi yöre ağırlıklı olakla KLARNET ve BAĞLAMAYI toplam 4 adet albümü ve iki harman etmeyi ve var olan Klibi bulunmaktadır ve şuan alışıla gelmiş olan ince sazda yeni bir Tv proğramı yapım denilen KLARNET,CÜMaşamasındadır. BÜŞ,KEMAN,KANUN’UN harici Anadolu’nun ve halk müziğinin, baş sazı olan bağlamayla Klarnet’i ile OĞLUNU KLARNET,KIZINIDA KEMAN icra edip ve çokta başarı yakaladığı hayalleri olan EĞİTİMİYLE MÜZİĞİN İÇİNDE YAŞAMAYI tarzı çok geçmeden yakalamayı başarmış ve dinleyŞARTLANDIRMIŞTIR.SAYGILARIMLA... enlerin’de büyük beğenisini kazanmış olmanın

Cengiz YURTSEVEN

FESTİVALDEYİZ DERGİSİ

5


FESTİVALDEYİZ DERGİSİ

ARAŞTIRMA

AKTİF TEKTONİK ARAŞTIRMA GURUBU 17. ÇALIŞTAYI 17. Aktif Tektonik Araştırma Grubu çalıştaı plantısı 24-25 Ekim 2013 tarihlerinde Antalya Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü‘nde düzenlenecektir.

6


KARGI PANAYIRI

GELENEKSEL KARGI PANAYIRI 28 EKİM - 3 KASIM Beldiyemiz tarafından her yıl düzenlenen asırlık Kargı panayırı bu yıl 28 Ekim3 Kasım tarihleri arasında gerçekleştirilecek.

Panayır programı çerçevesinde Mehteran takımı gösterisi, bisiklet ve koşu yarışları, mevlid-i şerif okunması, at yarışları ve güreş etkinlikleri gerçekleştirilecek. Kargı Belediye Başkanı Mustafa Başpınar, bu yıl panayır etkinliklerinin 28 Ekim – 3 Kasım tarihleri arasında gerçekleşeceğini ve hazırlıkların başladığını belirtti.

FESTİVALDEYİZ DERGİSİ

Başkan Başpınar ayrıca, ‘’Panayırın en ilgi gören organizasyonu olan güreş müsabakalarına Dünya E. Olimpiyat Güreş Şampiyonları, Teyfik Kış, Ahmet Ayık, Dünya Güreş Şampiyonu Nazmi Avluca ve buyıl Macaristanın başkenti Budapeştedeki Sport Aranada yapılan şampiyonada dünya 3.sü olan Emrah Kuş’un onur konuğu olarak davet edildiklerini sözlerine ekledi.

7


CUMHURİYET BAYRAMI

29 EKİM Cumhuriyet Bayramı

FESTİVALDEYİZ DERGİSİ

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 29 Ekim 1923’te Cumhuriyetyönetimi ilan etmesi anısına her yıl 29 Ekim günü Türkiye’de ve Kuzey Kıbrıs’ta kutlanan bir millî bayramdır. Cumhuriyet Bayramı’nın kutlandığı ülkelerde 28 Ekim öğleden sonra ve 29 Ekim tam gün olmak üzere bir buçuk gün resmî tatildir. 29 Ekimlerde stadyumlarda şenlikler yapılır, akşam ise geleneksel olarak fener alayları düzenlenir. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyet’in Onuncu Yıl Kutlamalarının yapıldığı 29 Ekim 1933 tarihinde verdiği 10. Yıl Nutku’nda, bu günü en büyük bayram olarak nitelendirmiştir.

8


CUMHURİYET BAYRAMI

Cumhuriyetin ilanı ;

çağırmış ve “Yarın cumhuriyeti ilan edeceğiz,” demiştir. 29 Ekim günü Atatürk, milletvekilleri ile görüştükten sonra taslağı hazırlanan “Cumhuriyet” önergesini Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne vermiştir. Meclis önergeyi kabul etmiştir ve böylece Türkiye Devleti’nin yeni yönetimi biçimi Cumhuriyet, yeni ismi “Türkiye Cumhuriyeti Devleti” olarak belirlenmiştir. Atatürk, kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk cumhurbaşkanı olmuştur. Halk da cumhuriyetin ilanını sevinç ve coşku ile karşılamıştır. Cumhuriyette, Atatürk’ün de söylediği gibi, egemenlik kayıtsız şartsız ulusundur. Ulus, kendini yönetme yetkisini, kendilerine temsil eden milletvekilleri aracılığı ile kullanır. Cumhuriyet yönetiminde, yurttaşın seçme ve seçilme hakkı vardır. Seçilen temsilciler, yasaları tasarlar ve yöneticileri ulus adına denetler. Ulus, seçimle yöneticileri seçebilir.

Mustafa Kemal Paşa 19 Mayıs 1919’da Osmanlı hükümeti tarafından, bölgede düzeni sağlaması için devletinin bir gemisi ile Samsun’a gönderilmiştir. Ülkenin çoğu ilinde kongreler düzenlemiş ve “Tek bir egemenlik var, o da milli egemenliktir. Milletin egemenliğini, yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.” ilkesiyle, yurdun her tarafından gelen ulus temsilcilerini 23 Nisan 1920 günü Ankara’da Büyük Millet Meclisi’nde toplamıştır. Meclis Mustafa Kemal Paşa’yı ‘Meclis Başkanı’ seçmiştir. Mustafa Kemal Paşa’nın önderliğinde Büyük Millet Meclisi, Türk Kurtuluş Savaşı’nı başlatmıştır. Halk ve düzenli ordular düşman kuvvetlerine karşı savaş vermiş, omuz omuza mücadele etmiştir. Kurtuluş Savaşı’nın zaferle sonuçlanmasının ardından TBMM 1 Kasım 1922’de saltanatı kaldırmıştır. Padişah Vahdettin, ‘vatan haini’ ilan edilmiş ve yurdu terk etmiştir. 24 Temmuz 1923 günü İsviçre’nin Lozan şehrindeki Lozan Üniversitesi’nde, Türkiye Büyük Millet Meclisi temsilcileri ile İngiltere, Fransa,İtalya, Japonya, Yunanistan, Romanya, Bulgaristan, Portekiz, Belçika, SSCB ve Yugoslavya temsilcileri Lozan Barış Antlaşması’nı imzalamıştır. Bu antlaşma ile yeni bir devletin temelleri atılmış fakat devletin yönetim biçimi henüz belirlenmemiştir. İkinci dönem Büyük Millet Meclisi, 11 Ağustos’ta ilk toplantısını yapmıştır ve 13 Ekim’de Ankara, başkent ilan edilmiştir. Bu dönemde Atatürk, egemenliğin ulusa dayandığı bir sistem olan cumhuriyet yönetiminin ilanı için hazırlıklar yapmaya başlamıştı. Atatürk 28 Ekimakşamı yakın arkadaşlarını Çankaya’da yemeğe

Bayram kabul edilmesi ;

29 Ekim 1923’te TBMM, Teşkilât-ı Esasiye Kanunu (1921 Anayasası)’nda yaptığı değişiklikle, devletin yönetim biçimini cumhuriyet olarak ilan etmiştir. Aynı gece bu ilan, atılan 101 pare top ile kutlanmıştır. 1924 yılında ise cumhuriyetin ilanı şenliklerle kutlanmıştır. 2 Şubat 1925’te, Hariciye Vekaleti’nce (Dışişleri Bakanlığı) düzenlenen bir kanun teklifinde 29 Ekim’in bayram olması önerilmiştir. Bu teklif Meclis Anayasa Komisyonu tarafından incelenmiş ve 18 Nisan’da karara bağlanmıştır. 19 Nisan’da ise teklif TBMM tarafından kabul edilmiştir. 628 sayılı bu kanun ile 29 Ekim, 1925’ten itibaren ülke içinde ve dış temsilciliklerde bayram olarak kutlanmaya başlamıştır.

FESTİVALDEYİZ DERGİSİ

9


DÜNYA FESTİVALLERİ

Halloween – Cadılar Bayramı All Hallow Even (Bütün Azizlerin Akşamı) kavramından kısaltılarak bugün Halloween (Cadılar Bayramı) başta Amerika olmak üzere Batı dünyasında oldukça görkemli bir festival olarak kutlanıyor. Her sene 31 Ekim tarihinde kutlanan Halloween Pagan ve sonrasında Hristiyan kökleri olmasına rağmen günümüzde seküler bir kutlama halini alarak, tüm dünyada büyük yankı uyandırıyor. Bir Pagan festivali olarak İngiltere’de İrlandalılar, İskoçlar ve Galliler tarafından kutlanmaya başlayan Cadılar Bayramı, 19′uncu yüzyılda Kuzey Amerika’ya göçenler tarafından devam ettirilerek, tüm dünyaya yayılmaya başlamış. Maskeli balolar, korku filmi seanslarıyla kutlanan bayramın sembolü ise gülen balkabağıdır. Balkabağı yetiştirmek ve onu oyarak ışıklandırmak Halloween’de ayrı bir önem kazanıyor.

Diwali Festivali – Hindistan

FESTİVALDEYİZ DERGİSİ

Bu sene Ekim ayının son haftasına denk ve Hindistan’ın en büyük iki festivalinden biri olan Diwali Festivali, dürüstlüğün ve ruhsal karanlığın kalkmasının zaferi sembolize edilerek ışığın festivali olarak adlandırılıyor. Her ev ve mekânın gaz lambaları ve mumlarla aydınlatıldığı bu festivalde, şehirde bitmek bilmeyen havai fişek gösterileri yapılıyor. Diwali Festivalinde tanrıça Lakshmi’ye tapılıyor. Hint yeni yılının başlangıcı olarak kabul edilen bu festivalde, havai fişekler eşliğinde refah ve zenginlik dolu bir yıl yaşanması için dualar ediliyor, oyunlar oynanıyor, danslar, gösteriler ve devasa kutlamalar gerçekleştiriliyor.

10


ULUSAL MİLLİ GÜNLER

DR.FULYA SAĞLIK ‘DAN MİLLİ GÜNLER

Uganda’nın ulusal günü Ankara’da verilen resepsiyonla kutlandı.

Uganda’nın Ankara Büyükelçisi Johnson Agara Olwa’nın ev sahipliğinde Hilton Otel’de düzenlenen resepsiyona diplomatik misyon temsilcilerinin yanında çok sayıda davetli katıldı. - Ankara Winston Churchill, 1907 yılında «Uganda bir masal şehridir. Sihirli fasulye ağacı yerine demiryolunu aşıyor ve sonunda şahane, yepyeni bir ülkeye ulaşıyorsunuz. Manzara ve insanları diğer Afrika bölgelerinden çok farklıdır. Burası Afrika’nın incisidir», demişti. Bugüne kadar haklı olarak bu kelimelere karşıt bir düşünce sunulmamıştır Batı dünyasından gelen ziyaretçilerin gözünde Uganda, Afrika büyüsünün bir minyatürüne benzemektedir. Göl, nehir ve şelalelerle dolu yemyeşil doğası içerisinde savana, balta girmemiş ormanlarla birleşiyor. Uganda’da Ay dağları adını taşıyan Afrika’nın en yüksek sıradağları bulunmaktadır. Dünyanın en uzun nehri olan Nil Nehri ile yeryüzünün en büyük tropik gölü olan Viktorya gölü buradan doğmaktadır. Uganda’nın özellikle goril, şempanze ve sayısız kuşlarından oluşan vahşi hayatı bu ülkeyi ziyaret etmeniz için başlı başına bir neden oluşturuyor. Kültürel açıdan da Uganda, kökenlerini Bantu ve Nil ırklarından alan sayısız kabileler sayesinde canlı bir kültürel mozaik oluşturmaktadır. Ortak dil olarak İngilizce, Svahili, bölgenin başlıca etnik grubunu oluşturan Buganda dili olan luganda dilleri kullanılmasına rağmen 30’dan fazla yerel dil de konuşulmaktadır. Eğlenceli, dost canlısı ve misafirperver insanlar olarak tanınan Ugandalılar yakın geçmişteki korkutucu olaylara rağmen Afrika topraklarının en güvenli bölgelerinden biri olmayı sürdürmektedir.

FESTİVALDEYİZ DERGİSİ

11


DÜNYA YOKSULLUK GÜNÜ

Krizde yoksulluğu önleyecek politikalar uygulanmadı

önüne geçmek için 1979 yılında Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO)’nun kuruluş yıldönümü olan 16 Ekim tarihi, tüm dünyada Dünya Gıda Günü olarak kutlanmaya başlandı. Gıda Mühendisleri Odası (GMO) Başkanı Atakan Günay, Dünya Gıda Günü nedeniyle dergimize açıklama yaptı. Dünyada yaşanmakta olan yoksulluk ve açlığı, 2008 yılı başında başlayan küresel malî ve ekonomik krizin de önemli ölçüde tetiklediğini söyleyen GMO Yönetim Kurulu Başkanı Atakan Günay, bu krizden en büyük payı ne yazık ki üçüncü dünya ülkelerinin aldığını söyledi. Günay, “Birleşmiş Milletler verilerine göre, az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerdeki açlık ve yoksulluk çok ciddi boyutlara ulaşmış durumdadır. Yaklaşık bir milyar kişi açlık ve aşırı yoksulluk koşullarında ölüm-yaşam savaşı verirken, 2009 yılında da, sürmekte olan küresel ekonomik kriz nedeniyle, 100 milyon insanın daha açlıkla karşı karşıya kaldığı belirtilmektedir” diye konuştu. Dünyada açlık ve yetersiz beslenmenin insanlığın en önemli sorunlarından biri olduğunu ifade eden Günay, gerek gelir dağılımındaki adaletsizliklerin, gerekse doğal afetler sonucu oluşan çevresel değişimlerin açlığın artmasına neden olduğunu söyledi. Günay sözlerine şöyle devam etti: “Dünyada yaşanmakta olan yoksulluk ve açlığı, 2008 yılı başında başlayan küresel malî ve ekonomik kriz de önemli ölçüde tetiklemiştir. Bu krizden en büyük payı ne yazık ki üçüncü dünya ülkeleri almıştır. Birleşmiş Milletler verilerine göre, az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerdeki açlık ve yoksulluk çok ciddi boyutlara ulaşmış durumdadır. Yaklaşık bir milyar kişi açlık ve aşırı yoksulluk koşullarında ölüm-yaşam savaşı verirken, 2009 yılında da, sürmekte olan küresel ekonomik kriz nedeniyle, 100 milyon insanın daha açlıkla karşı karşıya kaldığı belirtilmektedir. Yetersiz beslenme ve açlığa bağlı

FESTİVALDEYİZ DERGİSİ

Birleşmiş Milletler verilerine göre, az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerdeki açlık ve yoksulluk çok ciddi boyutlara ulaşmış durumda. Yaklaşık bir milyar kişi açlık ve aşırı yoksulluk koşullarında ölüm-yaşam savaşımı verirken, 2009 yılında da, sürmekte olan küresel ekonomik kriz nedeniyle, 100 milyon insanın daha açlıkla karşı karşıya kaldığı belirtiliyor. Açlık, yetersiz beslenme, gıda güvencesi ve gıda güvenliği konuları dünya kamuoyunun gündeminde sürekli yer alıyor ve çözüm üretilmesi ve çeşitli önlemlerin hayata geçirilmesi amacıyla, Dünya Gıda Haftası çerçevesinde her yıl bir dizi etkinlik gerçekleştiriliyor. Açlık ve dengesiz beslenmenin

12


13

FESTİVALDEYİZ DERGİSİ

DÜNYA YOKSULLUK GÜNÜ kaybı yaşandı Türkiye’nin yaklaşık son bir yıldır dünyada yaşanan küresel ekonomik krizin en büyük faturalarından birini ödediğini kaydeden Günay, “Bunun sonucu olarak ekonomide yüzde 10’lara varan küçülme yaşanmıştır. Söz konusu durum, birçok sektörde olduğu gibi, gıda sanayiinde de yaşanmaktadır. Ülkemizde gıda sanayiinde istihdam sayısı 2007 yılında 639 bin kişi iken, 2008 yılında 471 bine düşmüştür. Yani yaklaşık yüzde 26’lık bir istihdam kaybı yaşanmıştır. Türkiye’de, 2008 yılında yaşanan ve kamuoyunda “pirinç” krizi olarak bilinen kriz, hükümetin zamanında devreye girmesiyle göreli olarak önlenmiş, halkın sıkıntıya düşmesine olarak günde binlerce insan, özellikle çocuk yaşamını engel olunmuştur. Ancak, Türkiye’de gıda güvenliği alanında yaşanmakta olan sorunları, küresel dünya yitirmektedir” diye konuştu. Krizde yoksulluğu krizi büyük ölçüde derinden etkilemiştir. İstihdam ve önleyecek politikalar uygulanmadı Günay, küresel işsizlik sorunlarının, işyerlerinin kapanmasına koşut krize yönelik atılan en büyük adımların, gelişmiş olarak daha da artmasının yanı sıra, halkın alım ülkelerin peş peşe yaptıkları krize önlem paketleri olduğunu fakat bu paketlerin açıldığında, krize giren gücünün düşmesi, gelir dağılımındaki adaletsizlikler, sektörü olumsuz yönde etkilemeye devam etmekteküresel şirket ve büyük bankaların kurtarılmasının dir. Var olan ekonomik koşullar merdiven altı üretim amaçlandığının ortaya çıktığını söyledi. Her yıl ve kayıt dışı üretimi de arttırmakta, bu durum, gıda silahlanma ve savaşlara ayrılan bütçelerin çok az güvenliğini ve dolayısıyla halk sağlığını ciddi şekilde bir kısmıyla, dünyadaki açlık sorununun rahatlıkla tehdit etmektedir. Ülkemizde yaklaşık 50 bin gıda engellenebileceğinin bilinen bir gerçek olduğunu üretim yerinin azımsanmayacak bir kısmının kayıt dile getiren Günay, FAO’ya göre, ayrılacak 30 - 40 dışı olduğu bilinmektedir. Yetkili kurum olan Tarım milyar dolarlık fonla dünyada açlığın önleneceği söyledi. Günay, “Yaşanan krize önlem olarak Haziran ve Köyişleri Bakanlığı, ne yazık ki yaklaşık 15 yıldır gıda güvenliğinin sağlanması adına önemli sayılabi2009’da İtalya’da bir araya gelen G8 ülkeleri açlık ve lecek adımlar atamamıştır. Gerek Türkiye gerçekleryoksullukla mücadele temalı toplantı düzenlemiş, toplantıda alınan karara göre açlıkla mücadele için az ine uygun, gerekse Avrupa Birliği mevzuatına gelişmiş ülkelere 15 milyar dolarlık yardım yapılacağı uyumlu bir yasal düzenlemeyi hayata geçirememiştir. İzlenebilirlik, risk analizi ve kalite kontrol konularınbelirtilmiştir. Ancak, gelişmiş ülkelerin kimi büyük da yeterli yol kat edememiştir. Bürokraside yapısal şirket ve bankaları kurtarmak için trilyon dolarları değişimleri sağlayamamış, denetimlerin sağlıklı ve bulan fonlar ayırırken, 15 milyar doları tartışmaları düzenli yapılabilmesi amacıyla yeterli teknik eleman oldukça düşündürücüdür” dedi. Krizde istihdam istihdamını gerçekleştirememiş, alt yapı ve analiz laboratuvarlarını Türkiye ölçeğinde yaygınlaştıramamıştır.” Önümüzdeki döneminde TBMM’ye gelmesi beklenen “Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Yasası”nı da değerlendiren Günay şunları söyledi. “Bırakınız kayıtdışı üretim yerini, kayıt altında olan üretim yerlerini bile denetlemekte yetersiz kalan bakanlık, üretim yerlerinde gerekli teknik ve hijyenik koşulların sağlanmasında oto kontrol anlamında önemli işlevler üstlenen “Sorumlu Yönetici” uygulamasını kaldırmayı öngörmektedir. Ayrıca, adı geçen yasa tasarısı ile, anayasamıza göre halk sağlığının korunması temelinde kamusal bir görev olan denetim hizmetlerinin özel kişi ve kuruluşlara devri söz konusu olacaktır. AB mevzuatına göre, denetim hizmetlerinin özel kişi ve kuruluşlara devri olası değildir.”


TANITIM GÜNLERİ

FESTİVALDEYİZ DERGİSİ

Balıkesir Valiliği öncülüğünde düzenlenen ve dört gün sürecek Balıkesir Tanıtım Günleri, Ankara’da başladı. Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen etkinlikte 65 firma, 18 ilçe ve üç belde stant açtı. 10-13 Ekim 2013 arasında devam edecek tanıtım günlerinin açılış töreni, renkli görüntülere sahne oldu. Törene katılan Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Balıkesir’in Türkiye’nin en verimli tarım arazilerine sahip illeri arasında olduğunu belirterek, “Balıkesir çok önemli bir ilimiz. Herkesin gidip görmesi gerekir.” dedi.

Trafik plakası numarası “10” olan Balıkesir, 10.10.2013 tarihinde Ankara’da bütün değerleriyle tanıtılacak. Etkinlik kapsamında Ankara’da yaşayan vatandaşlar, dört gün boyunca Balıkesir’in mahalli yemekleri, tarihî ve turistik yerleri ve diğer değerlerini tanıma fırsatı bulacak. Açılış törenine Başbakan Yardımcısı Bozdağ, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Balıkesir Milletvekili Ahmet Edip Uğur, CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem İnce, Balıkesir Valisi Ahmet Turhan, Belediye Başkanı İsmail Ok, ilin eski ve yeni milletvekilleri, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Sadi Güven, Balıkesir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahir Alkan, daire müdürleri, bürokratlar ve kalabalık bir topluluk katıldı Saygı duruşu ve İstiklâl Marşı’nın ardından konuşan Başkan Ok, tarihî bir gün yaşandığını belirterek, “Balıkesir’in güzelliklerini yansıtan bütün renkleri burada. Balıkesir’in hakettiğini alabilmesi için bu tür etkinliklerin devam etmesi gerekiyor. Bu işin mimarı ve öncülüğünü yapan valimize çok teşekkür ediyorum.” dedi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Uğur ise etkinlikten duyduğu gururu dile getirdiği konuşmasında, Balıkesir’in etiyle, sütüyle Türkiye’yi doyuran bir şehir olduğunu söyledi: “Biliyorsunuz Balıkesir’in plakası 10. Bizler de 14


TANITIM GÜNLERİ Balıkesir’i 10 numara şehir yapmaya ahdettik. Balıkesir, Marmara’nın incisi. İlk defa böyle bir etkinlik tertip ediyoruz. Balıkesir artık otoyolların kavşağında. Türkiye’de üç havaalanına sahip üç dört tane ilden bir tanesiyiz. Önümüzdeki dönemde plaka numarası gibi 10 numara bir il olacak.” Vali Turhan da Balıkesir’in sadece Türkiye’nin değil, dünyanın incisi olduğunu ifade ederek, “Türkiye’yi besleyen bir şehir. Turizmin başladığı bir şehir. Zeytinyağıyla dünya markası olmuş bir şehir. Ankara’da yaşayan hemşehrilerimizle Balıkesir’in güzelliklerini paylaşalım istedik. Tüm Balıkesirliler, bu etkinliğimize ellerinden geldiğince destek verdiler. Balıkesir, ülkemizin 2023 vizyonunda aktif rol oynayacak.” şeklinde konuştu. Başbakan Yardımcısı Bozdağ ise Türkiye’nin en önemli tarım, turizm ve sanayi şehirlerinden biri olduğunu söylediği konuşmasında, Balıkesirspor’un PTT 1. Lig’deki başarısına da değinerek, Bal-Kes’i önümüzdeki sezon Süper Lig’de görmek istediklerini söyledi. Bozdağ, “Balıkesir demek, höşmerim demek. Balıkesir demek, Susurluk ayranı demek. Balıkesir demek, Manyas yoğurdu demek. Balıkesir demek Ömer Seyfettin, Gönenli Mehmet Efendi demek. Balıkesir, kahramanlık destanı yazan insanların memleketi. Kahraman Seyit Onbaşı’nın memleketi. Balıkesir, cesur insanlar yetiştiren nadide bir köşemiz.” dedi Konuşmaların ardından Bozdağ ve diğer protokol üyeleri, birlikte açılış kurdelesini kesti. Stantları gezen Bozdağ, ürünler hakkında bilgi aldı. Törende Dursunbey, Bigadiç ve Sındırgı yöresi halk oyunları sergilendi. Halk Eğitim Merkezi tarafından hazırlanan otantik kıyafetler defilesi de büyük ilgi gördü.

FESTİVALDEYİZ DERGİSİ

Kaynak : http://www.haber3.com/balikesir-tanitim-gunleriyle-ankaraya-tasindi-haberi-CİHAN 15


FESTİVALDEYİZ DERGİSİ

KUTLAMA

16


ETKİNLİK

Slow Fish İstanbul 17 Ekim’de İstanbul’un Lüfer Bayramı ile dönüşümlü olarak iki yılda bir gerçekleşecek olan Slow Fish Istanbul’un ilki 17 Ekim’de başlıyor. Etkinlik, çocuklarla atölyeler, film festivali, yemek yarışmasını içeriyor. Fikir Sahibi Damaklar’ın “İstanbul Lüfere Hasret Kalmasın” kampanyasını takiben başlattığı ve her yıl ekim ayının üçüncü hafta sonu kutlanan İstanbul’un Lüfer Bayramı ile dönüşümlü olarak iki yılda bir gerçekleşecek olan Slow Fish Istanbul 17-20 Ekim 2013 tarihleri arasında gerçekleşecek. 10 ülkeden 70’in üzerinde delegenin sunumları ile zenginleştirecekleri ve akademik tartışmalardan çocuklarla atölyelere, film festivalinden yemek yarışmasına pek çok katmanıyla katılıma açık ilk Slow Fish Istanbul, 17 Ekim’de Boğaziçi Üniversitesi, Albert Long Binası’nda başlıyor.

Balıkçı topluluklarının, aşçılar, akademisyenler ve pek çok çevre örgütünün yanı sıra tüketiciyi de dahil edecek Slow Fish Istanbul sürecinde sürdürülebilir bir geleceğe doğru gayretler birleştirilmeye çalışılacak. Slow Fish Istanbul etkinliğine katılım açık ve ücretsiz. 17

FESTİVALDEYİZ DERGİSİ

Bölgesel bir toplantı ve etkinlikler bütünü olan Slow Food İstanbul, uluslararası Slow Fish kampanyası çerçevesinde gerçekleşen bir bölgesel etkinlik. Türkiye’nin yanı sıra, İtalya, Yunanistan, Bulgaristan, Arnavutluk, Makedonya, Romanya, Hırvatistan, Sırbistan ve Ukrayna’dan delegeler de katılacak.


ETKİNLİK

İki Büyük Etkinlik Ekim’de Uşak’ta Gerçekleştirilecek

Uşak’ın projeler ile çok daha iyi noktalara gelmeye başladığını ileten Belediye Başkanı Ali Erdoğan,”Belediyemiz projelerini hazırlarken daime kentin geleceğini hesaplayarak bir çalışma sergilemektedir. Bu çalışmalarımız önü açık projeler olup kentin bir daha eksikliğini hissetmeyeceği çalışmalardır. Ayrıca projelerimiz ile sadece ilimizde yaşayan vatandaşlarımızı değil; il dışından ve yurt dışından insanların da ilgisini çekmeyi planlamaktayız. Bu düşünce ile çıktığımız yolda hedeflediğimiz başarıya ulaşmaya başladık. Yaptığımız projelerin ne denli nokta atışı ile yapıldığını görmeye başladık. Çünkü projelerimizin başarısı yurt içinden ve yurt dışından birçok kişinin ilgisini çekmeye başladı. Geçtiğimiz aylarda yaptığımız uluslar arası bayan tenis turnuvasında sağlanan başarının ardından yine iki büyük organizasyona daha ev sahipliği yapacağız. Projelerimizin başarısı olarak gördüğümüz organizasyonlar ilimize tanıtım katkısı sağlayacak. Bu kapsamda eylül ayında gerçekleştirdiğimiz süper moto yarışları 4. ayağının ardından dünyaca ünlü motor yarışçısı Kenan Sofuoğlu’nun katılımı ile süper moto 5. ayağı da ilimizde 26 ve 27 Ekim tarihlerinde yapılacak. Geçtiğimiz yarış da gördüğümüz ilgi ve pistimizinTürkiye’nin en kaliteli pistlerinden olması bize bu yarışmayı getirdi. Yine Atlı Spor ve Rehabilitasyon Merkezi’nin başarısı da 26 ve 27 Ekim tarihlerinde bize Avrupa Atlı Okçuluk Şampiyonası’nı getirdi. Bu yarışma ile yurt dışından gelen misafirlerimiz değerlerimizi ve ciridi tanıyacak. Belediyemiz projeleri ile kente katkı sağlamaya devam edecek” dedi.

Uşak’ta, 26 ve 27 Ekim tarihlerinde, Süper Moto Yarışları 5. Ayağı motor sporları pistinde yapılacak ve bunun yanı sıra aynı tarihlerde Avrupa Atlı Okçuluk Müsabakası Uşak Belediyesi önderliğinde gerçekleşecek.

FESTİVALDEYİZ DERGİSİ

Uşak daha iyi tanınacak

Uşak Belediyesi yaptığı projeler ile kentin tanıtımına da önemli katkı sağlamayı sürdürüyor. Projeleri kentin geleceğine etki etmesi amacıyla yapan Uşak Belediyesi bu bağlamda çalışmaların faydalarını almaya başladı. Ekim ayı içinde belediye projelerinde yapılacak iki Türkiye çapı ve uluslar arası çapta yarışma Uşak’ın tanıtımı için aracı olacak. 26 ve 27 Ekim 2013 tarihlerinde kentte Süper Moto Yarışları 5. Ayağı motor sporları pistinde yapılacak. Bunun yanı sıra aynı tarihlerdeAvrupa Atlı Okçuluk Müsabakası Uşak Belediyesi önderliğinde gerçekleşecek. Konu hakkında açıklama yapan Belediye Başkanı Ali Erdoğan, kentin projelerinin faydalarını görmeye başladıklarını iletti. Belediye olarak proje yaparken geniş açıda planlama yaptıklarını kaydeden Başkan Erdoğan,”Belediyemiz yaptığı çalışmalar ile kentin dört bir yanında gelişme kaydediyor. Bu çalışmalar sadece ilimizin değil, farklı kentlerin ve ülkelerin de ilgisini çekiyor. Dolaysıyla bu da ilimizde önemli organizasyonların yapılmasında önemli rol oynuyor” dedi. Uşak’ın artık şöhretli turnuvalar ile anılmaya başlandığının altını çizen Erdoğan, bu durumda projelerin katkısının vazgeçilmez olduğunu vurguladı. Proje başarısı ile birlikte gelen Türkiyeçapı ve uluslar arası bazda yarışmaların Uşak’ın tanıtımı için de fayda sağlayacağını aktaran Erdoğan,”İlimizde yapacağımız yarışmalar kentimize Türkiye’den ve yurt dışından birçok misafir gelmesine neden olmaktadır. Bu da ilimizin tanıtımı için bulunma bir fırsat olarak karşımıza çıkıyor. Bu tür yarışmalar ile ilimizin saklı kalan değerlerini de en iyi şekilde tanıtmış olacağız” ifadesini kullandı. 18


FESTİVALDEYİZ DERGİSİ

19


FUAR

YAN SANAYİLER FUARI KONYA’DA… Kuruluşumuz TÜYAP Konya Fuarcılık A.Ş. tarafından Konya Ticaret Odası, Konya Sanayi Odası ve KOSGEB’in değerli destekleri alınarak hazırlanan KONYA 5. YAN SANAYİLER FUARI, KONYA DÖKÜM ve KALIP Fuarları ile eş zamanlı olarak 24 -27 Ekim 2013 tarihleri arasında KTO- TÜYAP Konya Uluslararası Fuar Merkezi’nde gerçekleştirilecektir. Konya Organize sanayi bölgeleri ve sanayi siteleri ile ülke genelinde en fazla KOBİ’yi bünyesinde barındıran şehirlerin başında yer almaktadır. Ülkemizde faaliyet gösteren 200.000 KOBİ’nin yaklaşık 40.000’i Konya’da faaliyet göstermektedir. Konya’da otomotiv yan sanayinden makine sanayine, dökümden, tarım makineleri, imalat sanayine, ambalajdan, elektrik – elektroniğe gıda sanayinden mobilya sanayine kadar 80 değişik sektörde üretim yapılmaktadır. Ülkemizin toplam ihracatı içinde büyük önem taşıyan, üretim üssü Konya’da hazırlanacak fuarımızda üretimde ihtiyaç duyulan ürün, teknoloji ve hizmetler topluca sergilenerek, 4 gün boyunca yurtiçi ve yurtdışından gelecek binlerce profesyonel ziyaretçiye ev sahipliği yapılacaktır.

FESTİVALDEYİZ DERGİSİ

Tüyap Konya, tüm sektör temsilcilerini büyük buluşmaya saygı ile davet eder…

20


FUAR

DÖKÜM SEKTÖRÜNÜN ANADOLU BULUŞMASI BAŞLIYOR… 24-27 EKİM

KONDÖKÜM 2013 Konya 3. Döküm Teknolojileri, Kalıp, Paslanmaz Çelik ve Metaller Fuarı, kuruluşumuz TÜYAP Konya Fuarcılık A.Ş. tarafından Konya Ticaret Odası, Konya Sanayi Odası ve KOSGEB’in sağladıkları değerli destekler ile 24 – 27 Ekim 2013 tarihleri arasında Konya 5. Yan Sanayiler Fuarı ile eş zamanlı olarak KTO - TÜYAP Konya Uluslararası Fuar Merkezi’nde gerçekleştirilecektir. Ülkemizin toplam ihracatı içinde büyük önem taşıyan Konya’da her türlü üretimde ihtiyaç duyulan ürün, teknoloji ve hizmetlerin topluca sergileneceği ve 2 yılda bir istikrarlı büyümesine sürdürerek açılan fuarımız bu yıl da gerçekleştirilen etkin tanıtım ve pazarlama faaliyetleri sonucunda 4 gün boyunca yurtiçi ve yurtdışından gelecek binlerce ziyaretçiyi Konya’da Tüyap çatısı altında bir araya getirerek ülke ekonomisine ve sektöre artılar kazandırmaya devam edecektir.

21

FESTİVALDEYİZ DERGİSİ

Döküm sektörünün Anadolu’da ki tek fuarı olan Konya Döküm Fuarımızın Konya’nın sektördeki gücüne ve ağırlığına paralel olarak büyüyerek önümüzdeki yıllarda sektöründeki ülkemizin en önemli buluşması olacağı inancındayız. Tüyap, tüm sektör profesyonellerini KONDÖKÜM 2013 Fuarı’na saygı ile davet eder…


PANAYIR

FESTİVALDEYİZ DERGİSİ

Boyabat Panayırı 23 Ekim’de başlıyor Çocuk oyun gruplarının yanı sıra, canlı hayvan ve emtia alışverişlerinin yapılacağı Boyabat Panayırı bu sene 23-29 Ekim tarihleri arasında yapılıyor. Boyabat Belediyesi Basın-Halkla İlişkiler Bürosundan yapılan açıklamada, Panayırda satış yapmak isteyen esnaflar için parsellerin satışının 18 Ekim 2013 tarihinden itibaren Belediye Gelirler Müdürlüğünce kroki üzerinden yapılacağı belirtildi. 22


DUYURU

POLONYA TİCARET VE İŞBİRLİĞİ DERNEĞİ

Kadına yönelik şiddetin engellenmesi için kadının ve kamu görevlilerinin bilinçlendirilmesi. Amaç : Kadına yönelik şiddet konusunda toplumun bilinçlendirilip daha duyarlı hale getirilmesi . Konu ile iliğili kurum ve kuruluşların bilğilerinin güncellenip, mağdura yaklaşım şekillerinin aktarılması kadının hukuki haklarının ve başvuru silsilesinin eğitimi Kapsam : Pilot bölge olarak belirlediğimiz Şırnak ve Hakkari illerinden başlayarak Doğuanadolu ve Güneydoğuanadolu illerinde hizmet verebilecek kadroların yetiştirilip bu illerde çalışmalar yapması; Projenin içeriği 1- Şiddet nedir , neler şiddettir 2- Cinsiyet ayrılıkçı şiddet nedir 3- Toplumun kadına bakışı 4- Devletin kadına bakışı 5- Toplumsal baskı 6- Kadının toplumsal kimliği 7- Kadına yönelik şiddetin engellenmesinde toplumbilinci 8- Kadının koruma yolları 9- Şiddete maruz kalan kadının başvuru hakkı ve başvurabileceği yerler 10- Anket çalışması 11- Kanunun belli bir süre sonra ( 6 aylık periyotlarla ) geri bildirimi 12- Rapor çalışması Proje ile irtibatlı kurum ve kuruluşlar 12345678-

Aile ve sosyal polikalar bakanlığı Milletvekilleri İl valilikleri İl sağlık müdürlükleri İl milli eğitim müdürlükleri İl emniyet müdürlükleri İl jandarma komutanlıkları Kadın statüsü genel müdürlüğü

12345-

ukef ( Uluslararası ekonomik kültür ve işbirliği federasyonu ) Festivaldeyiz Dergisi Burokrat Dergisi Ceba Grup Danışmanlık Polonya Ticaret ve İşbirliği Derneği 23

FESTİVALDEYİZ DERGİSİ

Proje destek veren sponsor firmalar ve sivil toplum kuruluşları


KÜLTÜR-SANAT FESTİVALİ

9. Batman Hasankeyf Kültür ve Sanat Festivali 9. Batman Hasankeyf Kültür ve Sanat Festivali programı açıklandı Batman Belediyesi tarafından bu yıl 18-19-20 Ekim tarihleri arasında düzenlenecek olan 9. Batman Hasankeyf Kültür ve Sanat Festivali’nin programı açıklandı.

FESTİVALDEYİZ DERGİSİ

Üç gün sürecek olan 9. Hasankeyf Kültür ve Sanat Festivali’nin programında konser, panel, dengbej dinletileri, temel atma törenleri, belgesel gösterimleri, yürüyüş, çocuk etkinlikleri ile ilçe programlarının yer alacak. Programı açıklayan Belediye Başkanvekili Serhat Temel, bu yıl gerçekleşecek olan ve üç gün sürecek olan festivale Batman halkının güçlü bir şekilde katılım göstermesini beklediklerini belirterek, “Tüm halkımız davetlidir. Gerekli ilgi ve katılımın gösterileceğine inanıyorum. Halkımızın bu yılki kurban bayramını da kutluyor, bu kurban bayramı ve bu yılki festivalimizin ülkemize ve halkımıza hayırlara vesile olmasını diliyorum” dedi.

24


KIZILAY HAFTASI

Kızılay Haftası 28 Ekim-4 Kasım

FESTİVALDEYİZ DERGİSİ

Kızılay, savaş alanında yaralanan ya da hastalanan askerlere hiçbir ayrım gözetmeksizin yardım etmek arzusundan doğmuştur. 11 Haziran 1868 tarihinde “Osmanlı Yaralı ve Hasta Askerlere Yardım Cemiyeti” adıyla kurulan Kızılay, 1877’de “Osmanlı Hilali Ahmer Cemiyeti”, 1923’de”Türkiye Hilaliahmer Cemiyeti”,1935’te “Türkiye Kızılay Cemiyeti” ve 1947’de “Türkiye Kızılay Derneği” adını almıştır. Kuruluşa “KIZILAY” adını büyük önder Atatürk vermiştir. Kızılay’ın alameti, beyaz zemin üzerinde karşıdan bakarken sola doğru açık kırmızı “ay” dır. Yalnız Kızılay bayrağında “ay”ın açık yüzü bayrak direğinin tersine doğrudur. Kızılay alameti, Devletler Hukuku’nun ilgi hükümleri gereğince, savaş zamanında silahlı kuvvetlerin sağlık servisleri ile o hükümlerin belirlediği kişi ve kuruluşlar için “koruyucu ve belirtici işaret” olarak kabul edilmiştir. Bunlar dışında kalan hiçbir kişi, kurul ve kurum, savaşta tarafsızlık ve dokunulmazlık timsali olan bu işareti kullanamaz. Kızılay, 1876 Osmanlı- Rus Savaşı’ndan 1974 Kıbrıs Barış Harekatı’na kadar geçen süre içinde, Türkiye’nin taraf olduğu tüm savaşlarda, cephe gerisinde kurduğu seyyar ve sabit hastaneler,hasta taşıma servisleri,donattığı hastane gemileri, yetiştirdiği hemşireler ve gönüllü hasta bakıcılar aracılığıyla savaş alanında yaralanan ya da hastalanan on binlerce Mehmetçik’in dost ve düşman askerinin bakım ve tedavisine yardımcı olmuş, Türk olsun düşman olsun savaş esirlerine gereken insancıl yardımları yapmış; savaştan etkilenen sivil halkın bakımı ve korunması için çaba göstermiş; I Meşrutiyetin ilanından sonra İstanbul’da görülen büyük kolera salgınından bu yana yurdumuzda ortaya çıkan doğal afetlerde felaketzedelerin bakımını, barınağı ve beslenmelerini sağlamış, uluslararası yardım faaliyetlerine katılmış; hemşirelik eğitimi, ilkyardım ve kanla ilgili hizmetler alanında öncülük yapmış, korunmaya gereksinen pek çok vatandaşımıza gereken sosyal yardım ve hizmetleri sunmuştur. Kızılay’ın amacı, her nerede görülür ise , hiçbir ayrım yapmaksızın insanın acısını önlemeye veya hafifletmeye çalışmak, insanın hayatını ve sağlığını korumak, onun kişiliğine saygı gösterilmesini sağlamak ve insanlar arasındaki karşılıklı anlayışı, dostluğu saygıyı, işbirliğini ve sürekli barışı getirmeye uğraşmaktır. Kızılay ihtiyaç anında dayanışmanın,ıstırap anında eşitliğin, savaşın en kızgın anında insancıllığın, tarafsızlığın ve barışın simgesidir. Kızılay, Uluslararası Kızılay-Kızılhaç Topluluğu’nun temel ilkelerini paylaşır. Bunlar; insanlık,ayrım gözetmemek, tarafsızlık, bağımsızlık,hayır kurumu niteliği, birlik ve evrensellik ilkeleridir. Kızılay, tüzel kişiliğe sahip, özel hukuk hükümlerine tâbi, kâr amacı gütmeyen, yardım ve hizmetleri karşılıksız olan ve kamu yararına çalışan bir gönüllü sosyal hizmet kuruluşudur. Kızılay’ın teşkilatı, Genel merkez ve şubelerden oluşur. Kızılay’ın Genel Müdürlük teşkilatı dışında kalan bütün kademelerindeki görevler fahridir. 25


DÜNYA GIDA GÜNÜ

FESTİVALDEYİZ DERGİSİ

16 EKİM DÜNYA GIDA GÜNÜ

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) kuruluş tarihi olan 16 Ekim, Dünya Gıda Günü olarak kutlanmaktadır. Her yıl FAO tarafından belirlenen bir tema çerçevesinde yapılan Gıda Günü etkinliklerinde, gıda üretimi, tüketimi ve gıda güvencesine ilişkin konulargündeme taşınarak küresel anlamda büyük önem arz eden açlık ve açlıkla mücadeleye dikkat çekilmeye çalışılmaktadır. Küresel olarak gıda fiyatlarının artışı ve yaşanan krizlerin etkisiyle daha önce Dünyamızın belli bölgelerinde seyreden açlık ve yetersiz beslenmeye yeni bölgelerin eklenmesi nedeniyle FAO bu yıl Dünya Gıda Günü temasını ‘Küresel Gıda Fiyatları – Krizden İstikrara’ olarak belirlemiştir. Tüm Dünyada gıda fiyatlarındaki artış son yıllarda istikrarlı bir şekilde devam ediyor. Dünyanın belli bölgelerinde %40 lara varan fiyat artışlarının uzmanlara göre önümüzdeki 10 yıl daha devam edeceği şeklindedir. Uluslar arası örgütler önümüzdeki 20 yıl içerisinde temel gıda maddelerinin fiyatlarının iki katından daha fazla artabileceğini söylüyorlar. Gerek OECD gerekse FAO nun açıkladığı “2011 – 2020 gıda Görünüm Raporunda” da aynı endişelere yer verilmektedir. Tüm bu açıklamalardan çıkan sonuç; Artık Dünyanın gıda dağılımındaki adaletsizlik yanında ciddi bir fiyat karmaşası ile yüz yüze geldiğidir. Gıda fiyatlarının artışı elbette ki en çok yoksul kesimleri etkileyecek ve Dünyadaki açların sayısı daha da artacaktır. Bu yaşananlar gösteriyor ki; Gıda üretemeyenler, gelecekte paraları olsa dahi gıdaya ulaşmada zorluk çekecektir. Bu nedenle, tüm uluslar arası kuruluşlar ülkeleri, üretimlerini arttırmaları için gayret göstermeleri konusunda uyarmaktadır. Gelişmiş ülkeler zaten üretimlerini arttırmak için tarıma gerekli önemi veriyorlar. Gıda fiyatlarındaki bu artış nedeniyle Dünyadaki aç insanların sayısı daha da arttırıyor, dengesiz dağılım daha da büyüyor. Bu gün yaşadığımız Somali gibi örneklerin daha da artması olasılığı ortaya çıkıyor. İnsanların temel hakkı olan Gıda güvencesini sağlamak her geçen gün daha da zorlaşıyor. Gıda güvencesi, insanların sağlıklı ve aktif bir yaşam sürdürebilmeleri için beslenme ihtiyacını karşılayacak yeterli, güvenli ve besleyici gıdaya her zaman ulaşabilmesidir. Tüm dünyada insanların yaşamak, fiziksel ve mental gelişimlerini sağlamak için yeterli gıdaya ulaşmaları ve bu gıdaların sağlık yönünden güvenli olması, devredilemez ve ertelenemez temel hak olarak görülmektedir. Bununla birlikte dünyanın birçok yerinde, büyük bölümü kırsal alanlarda olmak üzere insanların günlük diyetlerinde yeterli miktar ve kalitede gıda bulunmaması veya sürekliliğinin sağlanamaması gerçeği insanlığı açlık sorunuile karşı karşıya bırakmaktadır. Bu soruna dikkat çekmek için

FAO 11 Mayıs 2010 tarihinde küresel ölçekte açlıkla mücadele amacıyla “1 milyar aç insan” kampanyası başlatmıştır. Toplumları biyolojik bir organizma gibi değerlendirecek olursak; toplumda, aynı canlı organizmalar gibi fonksiyonları, güçlü ve güçsüz yönleri itibarı ile aynı biyolojik yasalara tabidirler. Bir toplumun fertleri aç ise toplumda açtır, bir toplumun fertleri sağlıksız ise toplumda sağlıksızdır. Dolayısıyla bu durum, sağlıksız, yetersiz ve dengesiz beslenmenin yol açtığı, ölüm, hastalıklar ve diğer kayıplar yanında bireyleri ve toplumları biyolojik geri kalmışlığa götüren zorunlu bir süreç olarak karşımıza çıkmaktadır. Dünyada yeterli ve dengeli beslenemeyen insan sayısı 1 milyarı geçmiştir. Bu durum tümdünya nüfusunun altıda birinin açlık sorunu ile yüz yüze olduğu anlamına gelmektedir. Açlığın, yetersiz ve dengesiz beslenmelerin neden olduğu ölümler, mental ve fiziksel bozukluklar ulusal ve uluslar arası düzeyde trajik boyutlara ulaşmıştır. Açlık ve yetersiz beslenmeden kaynaklanan ölümler dikkate alındığında rakamın, AIDS, sıtma, tüberküloz ve diğer hastalıklardan daha fazla olduğu görülmektedir. Yetersiz beslenme ve açlıkla ilgili hastalıklar sonucu gerçekleşen ölümlerin diğer sebeplerle kıyaslandığında % 60 civarında olduğu belirtilmektedir. Açlık, nesilden nesile de devam etmekte, her yıl milyonlarca çocuk sadece anneleri yetersiz beslendiği için normalden az kiloda doğmakta ve özellikle gelişmekte olan ülkelerde 10.9 milyon çocuk 5 yaşına ulaşmadan hayatını kaybetmektedir. Çok çarpık ve adil olmayan dünyada yaşamaktayız. Dünya kaynaklarını doyumsuz bir şekilde tüketen belli zümreler aşırı beslenmeden dolayı sağlık problemleriyle uğraşırken, açlığın ve yetersiz beslenmenin pençesinde kıvranan 1 milyardan fazla insan açlıktan ölmezlerse bile yetersiz ve kirli su nedeni ile ölüm tehdidi altında yaşamaktadırlar. Dünya Sağlık Örgütü’ne ( WHO ) göre üçüncü dünya ülkelerinde görülen hastalıkların büyük bölümünü su kaynaklı hastalıklar oluşturmaktadır. Yoksulluk, açlığın en önemli nedeni olarak görülmektedir. Yoksulluğa bağlı olarak insanlar yeterli gıdayı üretememekte veya satın alamamaktadırlar. Yaşanan doğal afetler, mali krizler, savaşlar ve politik sorunlar nedeniyle artan gıda fiyatları da bu duruma olumsuz etkilemektedir. ABD’de başlayıp Avrupa ve dünyaya yayılan finansal krizin gıda sektörüne bu şekilde yansıması yaşanan en son örneklerdendir. Yoksul kesimlerde ve işsizliğin pençesinde kıvranan kesimlerde artan fiyatların etkileri daha çokhissedilmekte ve alım gücünü düşürmektedir. Artan fiyatların olumsuz etkilerini engellemek amacıyla hükümetlerce fiyat kontrolleri ve ihracat sınırlaması gibi çeşitli önlemler alınmakta, ancak bunlar da bir defaya mahsus old-

26


DÜNYA GIDA GÜNÜ

ukları ve geçici çözüm sağladıkları için yeterli olmamaktadır. Bu durum küresel ekonomiyi de olumsuz etkilemektedir. Bununla birlikte, finansal krizin etkisiyle yatırımcıların gıda ürünlerini yatırım aracı olarak görmeleri fiyatlardaki artışların hızlanmasına neden olmaktadır. Aslında dünya gıda üretim potansiyelinin tüm insanları besleyebilecek olmasına karşın, adil olmayan dağıtım ve tüketim sistemi sorunun en önemli parçalarından birini oluşturmaktadır. Nitekim “Binyıl Kalkınma Hedefleri’nden” (Milenyum Gelişim Hedefi - Millennium Development Goal – MDG) 2015 yılı için belirlenen aç insan sayısının yarıya düşürülmesinin bu şartlarda gerçekleşmeyeceği görülmektedir. Bununla beraber FAO’nun stratejik planlarına göre dünya nüfus artışı göz önüne alındığında mevcut tarımsal üretimin % 70’e yakın oranda arttırılması gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Dünyada yaşanan küresel krizler ülkemizde yıllardan beri var olan yetersiz ve dengesizbeslenme sorununu daha da artırmıştır. Ülkemiz nüfusunun yarısının yoksulluk sınırı altında, 1 milyondan fazla yurttaşımızın da açlık sınırı altında yaşadığı göz önüne alınırsa, açlık ve yetersiz beslenmeyi ulus olarak ne kadar derinden yaşadığımız ortaya çıkacaktır. Ayrıca bir toplumun gelişmişlik seviyesi fertlerinin tükettiği hayvansal gıdaların miktarı ile doğru orantılıdır. Ülkemizde tüketilen et, balık, süt, yumurta gibi değerli protein kaynakları miktarının gelişmiş ülke verileri ile karşılaştırıldığında çok geride olduğu görülecektir. Ülkemiz geniş coğrafyası, iklim özellikleri ve üç tarafındaki denizleri ile hayvansal üretim açısından önemli bir potansiyele sahip olmasına rağmen yanlış uygulanan tarım politikaları nedeniyle hayvansal üretimini geliştirememiştir. Bunun sonucu insanlarımız dengeli beslenme için gerekli düzeyde hayvansal proteine ulaşamamaktadır. Dünyada yaşanan bu kadar büyük açlık tehlikesine rağmen ülke potansiyelinin değerlendirilerek hayvansal üretimin arttırılmaması bunun yerine, hayvansal protein açığının ithalat yolu ile karşılanmasının tercih edilmesi, ileride çok daha büyük açlık sorunlarını beraberinde getirecektir. Gıda güvencesi kapsamında gıdaya yeterli ve dengeli bir biçimde ulaşmak tek başına yeterli

değildir. Tüketilecek olan gıdanın insan sağlığını olumsuz yönde etkileyecek her türlü etkenden uzak olması gerekmektedir. Bu kapsamda gıda güvencesi ve güvenliğininsağlanmasında veteriner hekimlere önemli görevler düşmektedir. Bunun yanında yaşanan felaketler, salgın hastalıklar, toplu hayvan ölümleri ve bunların neden olduğu ekonomik kayıplar göz önünde bulundurulduğunda veteriner hekimlerin önemi daha da artmaktadır.Veteriner hekimler, tüm dünyada zoonoz etkenlerle mücadele, hayvan hastalıklarının tedavisi, sürü sağlığının korunması ve ekonomik kayıpların önlenmesi gibi konularda önemli role sahiptir. Ülkemizde olduğu gibi birçok ülkede de özellikle hayvansal gıdalarla ilgili olarak halk sağlığı açısından büyük sorunlar yaşanmaktadır. Gıda güvenliği ile ilgili riskin % 90’ı hayvan kökenli gıdalardan kaynaklanmaktadır. Bunun yanında zoonoz hastalıklar riski nedeniyle, hayvan kökenli gıdalar halk sağlığı açısından özel öneme sahiptir. Gıda güvencesini sağlamak ve sürdürebilmek globalleşen dünyada ancak ulusal ve uluslararası işbirliği ile mümkün olmaktadır. Hükümetlerin, uluslararası örgütlerin, sivil toplumun ve özel sektörün güçlerini birleştirerek oluşturacakları strateji ve alacakları kontrol önlemleri ile karşılaşılan sorunlarla mücadelede başarıya ulaşılacaktır.Maalesef bu başarı dilekleri çoğu zaman teoride kalmış, uygulamalarda soruna çözüm bulunamadığı gibi gittikçe artan bir şekilde kronikleşmiştir. FAO öncülüğünde 1996 yılında Roma’da yapılan “ Dünya Gıda Zirvesi “ den başlamak üzere açlığa karşı oluşturulan uluslar arası düzeyde tüm program ve projeler zengin ülkelerin verdikleri taahhütleri tam yerine getirmemeleri nedeniyle başarıya ulaşmamıştır. Nitekim bu durum 2010 yılında G8’lerinKanada’da Muskoka’da yapmış oldukları toplantıda “ resmi kalkınma yardımlarının küresel gıda güvencesini sağlamak için yeterli olmadığı ” belirtilmiştir. Gelişmiş ülkelerin, uluslar arası kuruluşların, STK’ların ve ulusal yöneticilerin açlığın önlenmesinde daha samimi olmaları dileği ile Dünya Gıda Günü’nü kutluyorum.

FESTİVALDEYİZ DERGİSİ

27


BİRLEŞMİŞ MİLLETLER GÜNÜ

BİRLEŞMİŞ MİLLETLER GÜNÜ (24 Ekim) 24 Ekim 1945 Birleşmiş Milletler Örgütünün Kuruluş Tarihidir. Örgüte üye tüm ülkelerde 24 Ekim, Birleşmiş Milletler Günü olarak kutlanır. Birleşmiş Milletler Örgütü evrensel barışı, uluslar arasında güvenliği ve dayanışmayı sağlamak amacıyla kurulmuştur. Uluslararası en büyük kuruluştur. Bugün Birleşmiş Milletler’in 176 üyesi vardır. Bu sayı gün geçtikçe artmaktadır. 24 Ekim günü kuruluşa üye ülkelerin gazete, dergi, radyo ve televizyonları Birleşmiş Milletler’le ilgili yayınlar yapar. Okullarda Birleşmiş Milletler’in kuruluş amacı, organları tanıtılır, çalışmaları, çabaları anlatılır. Tarih boyunca uluslararasında anlaşmazlıklar hep süregelmiş, sonunda çoğu zaman savaşlar olmuştur. Savaşlar uluslararası anlaşmazlıklara çözüm getirmemektedir. Uluslararası en büyük savaşlardan ilki Birinci Dünya Savaşı dır. Bu savaşta ülkeler ikiye ayrıldı. Dört yıl süren bu savaş sonunda analar, babalar, amcalar, teyzeler, ablalar, ağabeyler öldü. Çocuklar yetim, öksüz kaldı. Ülkeler kana bulandı.

FESTİVALDEYİZ DERGİSİ

Savaş sonunda ülkelerin endüstri, tarım, ulaştırma gibi gelir kaynaklarında büyük azalmalar oldu. Ülkelerde yokluk ve açlık yaygın duruma geldi. Bu acı görüntüyü gözleyenler uluslararası sorunların ancak barışçı yollarla çözümlenmesi gerektiğine inandılar. Bunu için aralarında 28 Nisan 1919’da Milletler Cemiyeti Antlaşmasını imzalayarak Milletler Cemiyeti’ni kurdular. Milletler Cemiyeti’nin az üyesi olduğundan önemsenmedi, gelişmedi. Bu nedenle İkinci Dünya Savaşı’nın başlaması Milletler Cemiyeti’nce engellenemedi. İkinci Dünya Savaşı sürerken 26 ülkenin temsilcileri Amerika’nın San Fransisko kentinde toplanıp insanlığı savaşların yıkımından korumak için karar aldılar. Ortak bir bildiri yayınladılar. Birleşmiş Milletler Yasası hazırlandı. Yasanın onaylanması ile 24 Ekim 1945 tarihinde Birleşmiş Milletler Örgütü kuruldu.

28


BİRLEŞMİŞ MİLLETLER GÜNÜ

BİRLEŞMİŞ MİLLETLERİN ANA ORGANLARI

Birleşmiş Milletler Örgütü yukarıda sayılan amaçlara ulaşmak için ana organlar oluşturmuştur. Bu organların başlıcaları şunlardır: Genel Kurul, Güvenlik Konseyi, Ekonomik ve Sosyal Konsey, Uluslararası Adalet Divanı, Genel Sekreterlik.

Genel Kurul:

Üye devletlerden oluşur. Her üyenin Genel Kuruldaki temsilcileri beş kişiden çok olamaz. Genel Kurulun

Görevleri Şunlardır: • • •

Silahsızlanma ve silah denetimi konusunda önerilerde bulunmak. Barış ve güvenliği etkileyecek görüşmeler yapmak, her konuda önerilerde bulunmak. Ülkeler arasındaki iyi ilişkileri bozucu sorunların, barışçı yollarla çözümü için önerilerde bulunmak.

Güvenlik Konseyi:

Siyasal alanda bir yürütme organıdır. 11 üyesi olan bu kurulun görevleri şunlardır: • Birleşmiş Milletler’in amaç ve ilkelerine uygun biçimde barış ve güvenliği korumak. • Uluslararası bir anlaşmazlığa yol açabilecek her türlü çekişmeli durumu soruşturmak. • Uluslararasında çekişmeli konularda anlaşma koşullarını önermek. • Silahlanmayı denetleyecek planlar hazırlamak. • Barışa karşı bir tehlike veya saldırı olup olmadığını araştırarak, izlenecek yolu önermek. • Saldırganlara karşı askeri birlikler kurularak önlemler almak.

Ekonomik ve Sosyal Konsey:

Genel kurulca seçilen 27 üyeden oluşur. Üyelikleri sona erenler yeniden seçilebilirler. Başlıca görevleri şunlardır: • Birleşmiş Milletler’in ekonomik ve sosyal çalışmalarını yürütmek. • Uluslararası ekonomik, sosyal, kültürel konularda raporlar hazırlamak.

Uluslararası Adalet Divanı:

Uluslararası Adalet Divanı, Birleşmiş Milletler’in yargı organıdır. Ülkeler, istedikleri davayı Adalet Divanı’na götürürler. Divan 15 yargıçtan oluşur. Yargıçlar, Genel Kurul ve Güvenlik Konseyi’nce seçilirler. Görev süreleri dokuz yıldır. Divanda bir devletten iki yargıç bulunamaz. Uluslararası Adalet Divanı, Hollanda’nın başkenti Lahey’dedir.

Genel Sekreterlik:

Genel Sekreterlik, Birleşmiş Milletler’in öbür organlarının çalışmaları için gerekli ortam ve koşulları sağlar. Ortaya konan program ve politikaları uygular. Uluslararası barış ve güvenliği bozucu olaylar konusunda raporlar hazırlayıp Güvenlik Konseyi’ne sunar.

BİRLEŞMİŞ MİLLETLER ÖRGÜTÜNE YARDIMCI KURULUŞLAR UNESCO: Birleşmiş Milletler Örgütü’ne üye ülkelerin bilim, kültür ve sanat alanındaki çalışmalarına

yardımcı olur. FAO : Uluslararası besin örgütüdür. Yoksul ülkelere gerekli besin yardımı yapılmasında öncülük eder.

FESTİVALDEYİZ DERGİSİ

UNRA : Yurdundan ayrılıp başka ülkelere göç edenlerin sorunları ile ilgilenir. Göçmenlere yardımcı olur. UNICEF : Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu’nun kısaltılmış adıdır. Amacı yeni doğan, büyümekte olan çocukların, gençlerin sorunları ile ilgilenmektir. 29


FESTİVALDEYİZ DERGİSİ

KUTLAMA

30


ETKİNLİKLER

EKİM AYINDA YAPILAN ETKİNLİKLER 16 Ekim

Dünya Gıda Günü

16 Ekim

Boyabat Panayırı - Sinop / Boyabat

16-22 Ekim

Dünya Yoksullukla Mücadele Günü

17 Ekim

Birleşmiş Milletler Günü

24 Ekim

Geleneksel Aşıklar Bayramı - Konya

25-29 Ekim

Atatürk’ün Kilis’e Gelişi - Kilis

28 Ekim

Kızılay Haftası

28 Ekim- 4 Kasım

Cumhuriyet Bayramı

29 Ekim

Afrodisias Kültür Sanat Festivali - Aydın / Karacasu / Geyre

29 Ekim

Pirinç Panayırı - Çorum / Kargı

29 Ekim-4 Kasım

Kaz Festivali - Ardahan / Çıldır

30 Ekim

Bal-Ceviz Festivali - Batman / Sason

30-31 Ekim

Gökırmak Panayırı - Sinop / Durağan

30 Ekim-5 Kasım

31

FESTİVALDEYİZ DERGİSİ

İncir Festivali - Mardin / Akarsu Bel.


ceba grup danışmanlık

medya özel danışmanlık özel ağaçlandır

adres : yayla sokak no : 4 / 23 kızılay -ankara tel : 0312 229 27 47 e-mail : cebagrup@gmail.com


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.