küçük ekojenik partiküllerin olduğu görülebilir. Bu görüntü “kar yağdı” manzarası olarak adlandırılmıştır(9). Bazı olgularda plevral efüzyona eşlik eden plevral kalınlaşma, enflamatuar-enfeksiyöz hastalıklara işaret eder. Bu durumda plevral sıvında eksüda olabileceği indirekt olarak tahmin edilebilir. Bunun gibi maligniteye işaret eden kitle veya plevral nodülarite gibi bulgular veya enfeksiyon ya da pulmoner emboliye işaret eden konsolide akciğer alanı varlığı gibi bulgular yine sıvının eksüda olabileceğinin göstergeleridir (1,9,13,23).
Pnömotoraks Pnömotoraks tanısı için başlangıç görüntüleme yöntemi olan standart akciğer grafisinde total ya da büyük parsiyel pnömotoraks kolaylıkla saptanabilir. Ancak yoğun bakımda supin pozisyonda çekilen akciğer grafilerinde suboptimal teknik, artefaktlar, akciğere ait diğer patolojiler parsiyel pnömotoraksın tanınmasını güçleştirebilir. Oysa solunum rezervi kısıtlı hastada parsiyel pnömotoraks ile kaybedilen küçük akciğer volümleri bile yaşamsal öneme sahip olabilir. Aynı durum acil ünitelerine başvuran travma hastaları içinde geçerlidir. Ayrıca bu hastaların akciğer grafisi için kaybedecekleri zaman önemlidir ve hastaların grafi için transportu güçlük içerebilir. İşte yatak başında uygulanabilen ultrasonografi bu gibi durumlarda pnömotoraksın hızlı ve etkin bir biçinde saptanabilmesi için uygun bir yöntemdir (1). Pnömotoraksta plevral boşluğa giren serbest hava bir yandan akciğerin sönmesine neden olarak visseral plevra ile pariyetal plevra arasındaki teması ortadan kaldırarak yukarıda sözünü ettiğimiz akciğerin kayma hareketinin kaybolmasına yol açarken diğer yandan aşırı akustik impedans farkı yaratarak reverberasyon artefaktının ortaya çıkmasına neden olur. Pnömotoraks olgularında akciğerin kollabe olması nedeniyle normal akciğerde subplevral alandan doğarak derine doğru fan şeklinde açılarak ilerleyen ekojenik kuyruklu yıldız artefakları ve pariyetal plevranın hemen altında plevral boşluğa ait ince hipoekoik bant görülemez. Bazı parsiyel pnömotoraks olgularında akciğer ve plevranın yapışık olduğu ve akciğerin fonksiyone olduğu, akciğer noktası adı verilen alan solunum esnasında probun tarama alanına girer ve çıkar. Pnömotoraks ile birlikte plevral efüzyon varlığında ise bu bulgulara ek olarak sıvıya ait anekoik görüntü, hava sıvı seviyesi ve sıvının içersindeki hava habbeciklerine ait anekoik zeminde ekojenik partiküller izlenebilir (1,15,24). Ultrasonografi pnömotoraksın saptanmasında oldukça sensitif bir yöntem olmakla birlikte büyüklüğünü ortaya koymada pek aydınlatıcı değildir. Çünkü plevral boşuktaki hava ultrases dalgalarının tümünü yansıtarak daha derin yapıların görüntülenmesi olanağını ortadan kaldırır. Ancak hasta sağlam taraf üzerine yan yatırıldığında, akciğerin sadece lateral duvarda görülememesi, buna karşın diğer alanlarda plevral kayma-hareketinin görülmesi küçük bir alanda pnömotoraks olduğunu düşündürür. Son yıllardaki çalışmalar pnömotoraks tanısında ultrasonografinin yüksek sensitivitesini göstermektedir. Gliding belirtisinin ve kuyruklu yıldız artefaktları nın kaybolmasının tanı kriteri olarak