Hayatımız Eğitim Gazetesi Kasım Sayısı

Page 7

7

KASIM 2013

eğitim hayatı etkiliyor

Prof. Dr.

Eğitimin gelecek yaşamlar için de önemli olduğunu kaydeden Doç. Dr. Hasan Yılmaz, zira iş dünyasının bilgiden çok, kişilik özelliklerini geliştirebilmiş, toplumla entegre olabilen bireyler aradığını belirtti.

İ

l Eğitim Denetmenleri, il-ilçe milli eğitim yöneticileri ve okul müdürlerinin katılımıyla Doç. Dr. Yılmaz’ın sunduğu “Günümüzün Öğretmeni ve Öğretmenlik Mesleği Üzerine Söyleşiler” konulu seminer Anadolu Kız Lisesi’nde gerçekleştirildi. Eğitimde esas sorunun “insan”ı ortaya çıkarmak ve “sağlıklı insan”ın oluşumuna kapı açmak olduğunu anlatan Hasan Yılmaz, insanların hasta, normal ve sağlıklı olarak nitelendirilebileceğini, bunlardan sağlıklı insanın iyimser, sorgulayan, insanı seven, yapıcı, katılımcı, üretken, problem çözmeye yönelik, birlikte çalışmaya uyum gösteren, kendi fikirlerini ortaya koyabilen gibi özelliklere sahip olduğunu kaydetti. Yılmaz, hasta insanların ise kötümser, problem çıkaran, yıkıcı, birlikte çalışmayı sevmeyen, kendilerinden başka kimseyi de sevmeyen kişiler olduklarını; normal insanların ise sorunlar karşısında bahaneci, umursamaz, kuralcı, yeniliklere kapalı olduklarını; ancak interaktif ve proaktif eğitim sistemiyle, katılımcı, kayıtsız şartsız itaat eden veya her şeye karşı çıkan değil sorgulayan ve birlikte hareket edebilen sağlıklı ve mutlu nesiller yetiştirilebileceği-

E

T ni belirtti. Herkesin konumuna göre ne yapıyorum, nasıl yapıyorum ve nasıl daha iyi yapabilirim sorularını kendisine sorması gerektiğini belirten Yılmaz, bugün, düne göre sorumlulukların değişen dünya ile birlikte arttığını, artık dersinin değil, öğrencinin öğretmeni olmanın önem kazandığını; bir öğretmenin artık öğrencinin top yekun gelişiminden sorumlu olduğunu, zira iş dünyasının bilgiden çok, iyi bir diplomadan ziyade kişilik özelliklerini geliştirebilmiş, toplumla entegre olabilen bireyler aradığını, belirtti. Ailelerin çocuklarına yaklaşım tarzlarındaki yanlışlıklar üzerinde du-

ran Doç. Dr. Hasan Yılmaz, çocuğun değil, yaptığı yanlışlığın vurgulanmasının, “Sen kötü değilsin, yaptığın yanlış” denmesinin doğru olduğunu; gelişim dönemlerine ve sorunlarına göre çocuklarla iletişime geçmek gerektiğini, anlamanın anlaşılmanın anahtarı olduğunu söyledi.

Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğü bugüne kadar kitap haline getirdiği çalışmalarına bir yenisini daha ekledi. İnşaat ve Emlak Hizmetleri tarafından yapılan çalışmaların derlendiği kılavuz kitap “Kaynakça” ismi ile yayınlandı.

Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından hazırlanan “Kaynakça” isimli kılavuz kitap yayınlandı. İnşaat ve Emlak Hizmetleri tarafından yapılan çalışmaların derlendiği kılavuz kitapta, okul yapımı için arsa üretiminde izlenecek yollar, kamulaştırma işlemleri, maliye hazinesine ait taşınmazların tahsisi, mera vasfındaki taşınmazların

tahsisi, TOKİ ve diğer kamu kuruluşlarından devir veya tahsis gibi konular yer alıyor. Kılavuz kitapta ayrıca inşaat, mimari ve tesisat sistemi terimlerinin açıklamaları ile harita kadastro-emlak yönetmeliği ve değerleme sözlüğü yer alıyor. “Kaynakça” isimli kılavuz kitap, Şube Müdürleri Haşmet Yahya Kartoğlu ve Leyla Ertuğrul Oflaz’ın koordinasyonunda hazırlandı.

mevlana Şiirlerle hayat bulacak

O

smangazi Belediyesi´nin Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve Mevlana Kültürünü Tanıtma ve Yaşatma Derneği iş birliğiyle bu yıl dördüncüsünü düzenlediği Liselerarası Mevlana Şiir Yarışması başladı. Başkan Mustafa Dündar, bu seneki yarışmanın konusunu "kardeşlik" olarak belirlediklerini söyledi. Karabaş-i Veli Kültür Merkezi´nde düzenlenen basın toplantısında konuşan Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar, Hazreti Mevlana´yı anlatmak kadar anlamanın da önemli olduğunu, bu büyük insanla çocuklarımızın manevi dünyalarını zenginleştirmek için geleneksel hale getirdikleri yarışmaya ilginin her geçen yıl arttığını söyledi. Geçen yıl 183 eserin katıldığı şiir yarışmasına bu yıl daha fazla ilgi beklediklerini ifade eden Başkan Dündar, "Geçmişini bilmeyen, maneviyatı önemsemeyen toplumlar yok olmaya mahkumdur. Bizlere farklı gönül pencereleri açan büyük alimlerimizi anlayıp, gelecek nesillere anlatmak görevimizdir. Onlar, eserleri ile bize emanet. Bu ema-

U.Ü. Fen-Edebiyat Fakültesi Dekanı

Çözüm bulabilmek de konuşmak kadar kolay olsa…

il milli eğitimden kılavuz kitap

ğitimde kaliteyi yakalamak için kullanılan fiziki ortamların yapılacak eğitime uygun olarak tasarlanıp dizayn edilmesi gerektiğini belirten İl Milli Eğitim Müdürü Atilla Gülsar, “Hedefimiz uygun fiziki ortamlarda kaliteli insan yetiştirmektir. Son yıllarda Bursa’da fiziki mekân itibariyle büyük gelişmeler elde edildi. Çok kaliteli okullar yapıldı ve eğitimin hizmetine sunuldu. Özellik eğitim kampüslerimiz Türkiye’ye örnek çalışmalar oldu. Tüm gelişmeler devlet ve millet işbirliği ile gerçekleştirildi. Hazırladığımız ‘Kaynakça’ isimli kitabın bu çalışmalara önemli bir rehber olacağına inanıyorum” dedi.

İsmail Naci CANGÜL

Osmangazi Belediyesi´nin Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve Mevlana Kültürünü Tanıtma ve Yaşatma Derneği iş birliğiyle bu yıl dördüncüsünü düzenlediği Liselerarası Mevlana Şiir Yarışması başladı. neti bizden sonraki nesillere aktarabilmek için bugün burada geleneksel hale getirdiğimiz Liselerarası Mevlana Şiir Yarışmasını başlatıyoruz" dedi. Dündar, "Her yıl farklı yarışmalar düzenliyoruz. Şiir yarışmamız da bu çalışmalarımızın bir parçasıdır. 29 Kasım 2013´e kadar devam edecek olan yarışmamıza bütün öğrencilerimizi davet ediyorum" dedi.

BirinCiye 2 Bin tl Ödül Her yarışmacının 1 eserle katılabileceği yarışmada eserler 3 adet A4 kağı-

dını geçmeyecek şekilde yazılacak. Yarışmaya kişiler sadece kendi eserleri ile katılabilirken, yine bu eserin daha önce herhangi bir yarışmaya katılmamış olması gerekiyor. Yarışmaya müracaatlar 29 Kasım 2013 tarihine kadar Osmangazi Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü´ne yapılacak. Yarışmaya katılmak isteyenler 2707042 nolu telefonlardan ayrıntılı bilgi alabiliyor. Birinciye 2 bin TL, ikinciye bin 500 TL, üçüncüye bin TL ve iki mansiyon ödülü içinde 500´er TL verilecek.

üm eğitim sisteminde yılların getirdiği çok ciddi problemler var. Sadece bir alanda problem olsa belki çözüm kolay olabilir ama doğrusunu söylemek gerekirse eğitim alanında gelinen noktada doğru adımlar atılsa dahi kısa vadede bir iyileşme beklemek hayalcilik olur. Altyapı ve personel eksikliği, var olan personelin yetersizliğe mahkum edilmiş olması, öğrenci merkezli eğitim ve öğretime bir türlü geçilememesi, eğitim programlarının düzensizliği, bunun sonucunda yüklü ve amaçsız bir eğitim programıyla ezberciliğe alışan bir öğrenci kitlesi söz konusu. Özellikle iyi okullarda veli gruplarının okul idaresi üzerindeki olumsuz etkileri ve en sonunda da vazgeçilmesi güç bir üniversite giriş sınavına hazırlık kılıfı altında konuları özümsemek ve püf noktalarını anlamaktan çok, öğrencilere hangi şıkların ne hızla işaretleneceğinin püf noktaları ezberlettirilen bir eğitimöğretim sistemine sahibiz. Bu sistemle eğitilen öğrencilerin belli kalıpların dışına çıkamaması sonucunda düşünme yeteneğine ihtiyaç duymayan, sorgulama ve araştırma yapmadan verilenle yetinen bir ortaöğretim gençliği. Bunların üstüne 10 yıllardır her hükümet değişiminde tamamıyla değişen bir sistem ve kadro… Peki eğitim-öğretimden sorumlu bakanlarımız kimler? Cumhuriyet döneminde toplam 76 Milli Eğitim Bakanımız olmuş. Çok geriye gitmeyeceğim. 1971 yılından bu yana 28 bakanımız mevcut, bunlardan sadece 5’i Fen-Edebiyat Fakültesi ya da Eğitim Enstitüsü mezunu. Diğerleri genelde hukukçu. İçlerinde inşaat mühendisi ve subaylar da var! Çıraklıktan gelmeyenin kasap dahi olamadığı ülkemizde ne acıdır ki en önemli alandaki en üst düzey yöneticiler, 1 saat bile ders anlatmadan hem öğrencilerin hem de öğretmenlerin sorunlarını anlayıp çözebilecek kişiler olarak ortaya çıkarılabiliyorlar… Biraz daha alt düzeye indiğimizde de durum farklı değil. Tamamen politik tercihleri nedeniyle Milli Eğitim Müdürlüğüne ya da Okul Müdürlüğüne getirilen öğretmenlerimiz kurumların başına geliyor. Bunlarla birlikte, gittikçe kolaylaşan bir değerlendirme ve sınıf geçme sistemi, ortaöğretimde sınıfta kalmanın ortadan kalkmasını, test tekniğine sahip olmanın konuları derinlemesine bilmekten avantajlı olduğu bir sistem sonucunda öğrencilerin okuldaki dersleri ciddiye almamasını, dershanede ve özel derste nasılsa öğrenirim düşüncesinin giderek yaygınlaşmasını ve öğrenciöğretmen ilişkisinin gittikçe zayıflamasını da saymak lazım. Biraz da şansa dayalı bir sınav sistemi sonucunda yükseköğrenime başlayan bu gençliğe ilk bir-iki yılda lisede öğrenmiş olmaları gereken temel bilgileri tekrar etmek zorunda kalan öğretim üyelerine kadar uzanan sorunlar zinciri… Bu problemlerin her biri hakkında günlerce konuşmak mümkündür. Keşke çözüm bulabilmek de o oranda kolay olabilseydi.


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.