metler kopuyordu. "Bırak derim ihtiyar, sardı etrafımızı arneleler derim, abe an lamazsın? Derim sardı etrafı mızı ameleler." "Sars ı ı ın, sarsın lan. Sarmakla n'olacakmış? Arneleler de Allah ı n kulu, senin benim gibi insan değiller mi? Ezeyim miii? Kırayı m mı boynuzların ı ı ?" Çevre çığrından çıkmıştı. Yassı Bekir ağzıyla çatlak zurna çal ıyor, Makara, karnını davulmuş gibi yumruklayarak tempo tutuyordu. Azgın'la Murtaza birden karakucak oldular. Sevinç çığlıkları , yaygara, alkış, şamata çılgınlık derecesini buldu. Ensiz Necip'in kolunu tutan Yassı Bekir gülrnekten iki kat: "Bayılacağım," dedi, "şerefsizim gülrnekten kasıkiarım çatla yacak... " Ensiz Necip'se ondan geri değildi. Gülrnekten onun da göz lerinden yaşlar başlanmışt ı : "Sinema, anam avradım olsun sinema halt etmiş!" ihtiyar Azgın, Murtaza'yı dişine göre bulmuştu. Sağa sola çocukmuşçasına savuruyor, kuwetli elleriyle ecel terleri döktü rüyordu ki araya Sarı ibrahim'le arkadaşları girdi, Murtaza'yı Azgın'ın güçlü ellerinden söküp aldılar. Azgınsa kükreyerek saldı rıyordu habire: "ibrahim, Allahını seversen bırakın beni, tutmayın beni." Sarı ibrahim ihtiyarın sakalını okşad ı : "Babacığ ı m boş ver, uyma. Elinden bir kaza çıkacak. Yeter bu kadar... ite vurmaktansa ... " Bir başkas ı : "Doğru," dedi. "ite vurmaktansa ürkütmesi hayırlıdır." u
n
Azgın bir kıyıda, onu zorla zapt etmekte olanların arasında körük gibi inip çıkan geniş göğsüyle soluk soluğaydı : "Ah bir bı raksalard ı . .. n e fayda, ofumu alamadım, ofumu alamadım ki." Bir ara gene hamle etti: "Lan Muhacir oğlu beri bak hele ... " Zorla zapt ettiler. 1 90