Friedrich Nietzscbe
leyebilir: ister kibir, intikam, haz, yararlılık, kötülük hile ey lemleriyle, isterse de fedakarlık, acıma, bilgi eylemleriyle. Bir kişinin bu istekle nereye dek uzanabileceğini yargı gücünün dereceleri belirler; her toplumun, her bireyin eylemlerini be lirlediği ve başkalarının eylemlerini yargıladığı bir iyiler sıra düzeni sürekli vardır. Ancak bu ölçüt sürekli değişir, birçok eyleme kötü denilir ve sadece onlara karar veren zekanın derecesi çok düşük olduğu için aptalcadırlar. Evet, belli bir anlamda şimdi bile t ü m eylemler aptalcadır, çünkü in san zekasının şimdi ulaşılabilecek olan en yüksek derecesi de elbette aşılacaktır: sonra, geriye bakıldığında, b i z i m eylemlerimizin ve yargılarımızın tümü kısıtlı ve düşüncesiz ce yapılmış görüneceklerdir, şimdi bizim geri kalmış yabanıl halkların eylemlerini kısıtlı ve düşüncesizce bulmamız gibi. - Tüm bunları görmek, derin acılar doğurabilir, ama vardır bunun da bir avuntusu: bu tür acılar, doğum sancılarıdır. Kelebek, kozasından çıkmak ister, onu çekiştirir, parçalar: o zaman yabancı ışık, özgürlük alanı kamaştırır gözünü ve şaşırtır onu. İnsanlığın a h 1 a k s a l bir insanlıktan b i l g e bir insanlığa dönüşüp dönüşemeyeceği n e ilişkin ilk deneme, bu hüzne yetisi olan insanlarda - ne kadar az olacaklar! - yapılacaktır. Yeni bir İncil'in 13 güneşi, her bireyin ruhundaki en yüksek zirveye gönderir ilk ışınını: sonra sisler her zamankinden daha yoğun çöker ve en parlak ışıkla en koyu alacakaranlık yan yana durur. Her şey zo runluluktur, - böyle söyler yeni bilgi; bu bilginin kendisi de zorunluluktur. Her şey masumdur: bilgi de bu masumluğu kavrayış yoludur. Eğer haz, egoizm, kibir ahlaksal fenomen terin ve onların en parlak ürününün, bilginin doğruluğu ve adilliği bilincinin üretilmesi için zorunluysa; yanılgı ve ha yal gücünün şaşırması, insanlığın yavaş yavaş bu kendini aydınlatma ve kendini kurtarma derecesine onlar sayesinde yükselebileceği biricik araçlarsa - kimin hakkı vardır ki bu 13
İncil (Evangelium): İyi haber, müjde anlamına gelir. (ç.n.) 78