evlerinin
uçaklarla,
helipkopterlerle,
tanklarla,
toplarla
bombardımanı sırasında yakınlarını kaybeden kişiler, İnsan
Hakları Komisyonu'na bireysel başvuru yapmaktadır. Bu başvuru ları engellemek için çok ağır, çok kapsamlı yeni yeni baskılar
gerçekleştirilmektedir. Devlet ilgili kişiyi veya kişileri başvurudan vazgeçirmek için her türlü yöntemi kullanmaktadır. Başvuru yapan bazı kişilerin, kontrgerilla saldırılarıyla katledildikleri de bilinmek tedir. Buna rağmen benzer başvurularda devletin verdirdiği maddi zararlar da söz konusu edilmektedir. Bu konunun üzerinde durul ması gereken ikinci yönüyse, evleri, köyleri yakılan yıkılan, bu operasyonlar sırasında yakınlarını kaybeden, doğal çevrelerini terke zorlanan bu ailelerin, kişilerin sergiledikleri tavırları ve davranışlarıdır. Mağdur edilen, doğal çevrelerini terke zorlanan bu ailelerin büyük bir yekün tuttuğu da bilinmektedir. Bunlar, Diyarbakır, B atman, Kızıltepe, İzmir, Bursa, Kocaeli, İstanbul gibi şehirlerin varoşlarına sığınmışlar, çok ağır bir mağduriyet içinde yaşam
sürdürüyorlar.
Buna rağmen,
devlet
aleyhine
dava
açmamışlar. Devletin keyfi operasyonlarıyla, bilinçli bir şekilde mağdur edilen Kürtlerin, evlerini, köylerini, mallarını mülklerini hiç düşünmemeleri ilgi çekicidir. Bu Kürtlerin yurtsever Kürtler olduğunun -da ayrıca bilinmesi, saptanması gerekir. Zaten yurtsever oldukları için köyleri, evleri yakılıyor, yıkılıyor. Belirli bir moral ve direnç içinde olmalarına rağmen, "hak" larının peşinde koşturmuy
orlar. Değişim derken, bu noktanın saptanmasında da yarar vardır. Özgürlük, eşitlik bilinci gelişiyor, ama her alanda, özellikle !ega! anlayışı henüz köklü ve yaygın değil. Devletin bilinçli bir şekilde verdiği bu mağduriyetin karşısında, başvuru yapanların sayısının, yapmayanlara göre çok çok az olduğu, fakat sayısının her gün biraz daha arttığı bilinmektedir. İki Kürt ailesi arasında, örneğin küçük bir toprak ihtilafının nasıl büyüdüğü, tarlaların sınırlarının her iki aile arasında nasıl ayrı ayrı çizildiği, tarlaların sınırlarını bir ağaç veya bir çalılık belirliy otsa, ağacın veya çalılığın yerlerinin bile değiştirildiği düşünülürse, bu Kürtlerin, devletin bilinçli bir şekilde verdiği mağduriyet karşısında nasıl atıl kaldıkları şaşırtıcıdır. Fakat bu durumun neden leri de bilinmektedir. İşte insan hakları savunucularının çabaları,
99